Erkek adam sitesinde hayat oyunu ile ilgili birkaç yazı var. Başka yazılarda ve yorumlarda da buna değindim ama tek bir yerde hiç değinmedim. Bugün bu konuyu daha derli toplu bir şekilde ele alacağım zira insanlarla yaptığım konuşmalarda görüyorum ki siteyi uzun süredir okuyanlar bile bu kavramın farkında değil.
Kızlarla tanışmanın türlü türlü yolu var. Kendi sosyal çevrenizin çevresinden kızlarla tanışabilirsiniz, online uygulamalardan kızlarla tanışabilirsiniz, sosyal medyadan kızlarla tanışabilirsiniz, üniversitede iseniz kulüp faaliyetlerinden mesela kızlarla tanışabilirsiniz, hiç tavsiye etmesem de iş yerinden tanışabilirsiniz, sınıftan tanışabilirsiniz, vs. Bir de gerçek hayatta hiç tanımadığınız kızlarla tanışabilirsiniz.Bunun için çokça konuşulan yöntemlerden biri gündüz oyunu, ecnebilerin daygame dediği şey. Diğeri de gece oyunu yani night game. Gece oyunu, bar veya kulüp gibi ortamlarda yapılıyor.
Gündüz oyunu ile ilgili sitede Secret’ın yazıları ve yakın zamanda Discord admini Freddie ile yaptığı harika bir podcast var. Londra gündüz oyunu yazısı var. Secret’ın Centilmen Kulübü Çekici Erkek Eğitim Seti var. Kısaca ne olduğunu söylememiz gerekirse gündüz oyununda bir kıza genellikle sokakta soğuk yürüme yapıyorsunuz. Soğuk yürüme derken (1) kızı hiç tanımıyorsunuz ve (2) kızdan size bir bakışla bile olsa yürüme davetiyesi almıyorsunuz. Kızı beğeniyorsunuz, gidiyor ve şapkadan çıkar gibi “merhaba” diyorsunuz. Çoğunlukla olaylar gelişmiyor ama yeterince yaparsanız bazen olaylar gelişiyorlar.
Benim hayat oyunu dediğim şey biraz farklı. Öncelikle şunu söyleyeyim, bu oyunu İlişki Sihirbazı kitabının yazarı Michael W.’nun artık ayakta olmayan blogundan öğrenmiştim ama buna hayat oyunu demem, şimdi arayıp bulamadığım bir videodan. Orada bu oyuna life game deniliyordu.
Hayat oyunu şu: Siz hoşunuza giden bir kızla iki şekilde tanışıyorsunuz (1) Kız size yürüme davetiyesi atıyor. Yani mesela bir etkinliktesiniz ve size kaçamak bakışlar atıyor. (2) Kız size yürüme davetiyesi atmıyor ama kendinizi stratejik olarak kızın yakınına yerleştirip ortamdan gerçek ya da sahte bir bahane ile kızla konuşma başlatıyorsunuz. Kız açısından siz tesadüfen ordasınız, açtığınız konuşma ortamın bağlamında “masum” bir sebepten. Yanlış anlamayın, her kadın, hiç tanımadığı bir erkek neden pat diye konuşma açıyor bilir. Ama hayat oyununda konuşma açılış şekliniz o kadar ortamın içindendir ki, medeniyet gereği genellikle bir iki laf eder. Gündüz oyununda böyle değil. Şapkadan çıkar gibi “ta tam ben geldim merhaba” dediğinizde kız sizi görmezden gelip yürüyebilir. Hayat oyununda da hiç istekli olmasa bile bir iki kelime ediyor genelde. Tabii asıl hedefiniz kısa cevaplarla ve bu konuşma bitse ne güzel olur modunda olan kızlar değil, daha konuşmaya istekli kızlar. Fakat uyarayım: hayat oyununda kızlar siz heyecandan veya kaygıdan saçma sapan bir ses tonu ve vücut diliyle konuşmadığınız sürece gayet kibar konuşuyorlar yani her yüzünüze gülen size düştü sanmayın.
Şimdi bu oyunu örneklerle anlatmak daha kolay. Ama onlara geçmeden önce, yürüme davetiyesi nedir bilmeyenler için onu açıklayalım. Erkek adam sitesinde bu konu ile ilgili Yürüme Davetiyesi 1 yazıları var. Daha ayrıntılı olarak öğrenmek isteyenler o yazılara bakabilirler. Özellikle o yazılardaki yorumlarda da kavramla ilgili soruları cevapladık, yorumları okumanız da faydalı olacaktır.
Yürüme davetiyesi (YD), kadınların oyunudur. Kadınlar bir erkeği beğendiklerinde, ölüp bitseler bile, genellikle o erkeğe yürümezler. Bunun istisnaları tabii ki var ama kadınlar bunun yerine genellikle erkeğin yakınında kendilerini konumlarlar ve/veya erkeğe kaçamak bakışlar atarak erkeğin açılışı yapmasını umarlar. Yani kadın yürümez ama erkeğin yürümesini de şansa bırakmak istemez.
Yürüme davetiyesi, ye beni davetiyesi değildir. Gel konuş davetiyesidir. Yani “ahaaa baktı, kesin sevecek” diye bir olay yok. Aynı zamanda her bakış gel konuş demek de değildir. Kız sizi beğenmiş olabilir ama hoş bir çocuğa bakmaktan başka bir şey yapmıyor olabilir. Yine de yürüme davetiyesi, yürümeniz ile bu kadınla iyi bir iletişim kurma ihtimalinizi yükselten bir şeydir.
Örneklere geçelim.
Birinci örnek:
Starbucks’a girdim birgün ama girmeden bir tarama yaptım. Hoş bir kız tek başına oturmuş kitap okuyor ve kahve içiyordu. Kız hoş, parmakta yüzük yok ve kahve almış yani özel birini beklese kahve almazdı muhtemelen. Öyle çevreye bakmadan rastgele oturacağıma, çok yakınına oturup okuduğu kitaba baktım. Yazarı ve kitap hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Olsun, internet var. Açıp 5 dakikada hızlandırılmış kurs aldım ve sonra kırk yıllık – ismi atıyorum – Fowles okuru gibi kafamı kaldırıp sordum:
“Fowles’in The Magus kitabını çok övdüler, bu kitabı da iyi mi?”
Kız kitaptan kafasını kaldırıp gülerek: “Daha iyi” dedi. “Fowles bilen birini görmek güzel. Hiç okudunuz mu?”
(5 dakika daha ekşi sözlük araştırması yapsam okumuştum muhtemelen ama şimdi okudum desem foyam daha kolay ortaya çıkar)
“Okumak istiyorum, ben şunu şunu okurum, onlar gibi iyi bir yazar”. Sence neyden başlamalıyım? Bu kitap ne anlatıyor.
Ve kız bana kitabı anlattı ve öyle tanıştık.
Şimdi kelimesi kelimesine hatırlamıyorum ve yazarı da attım zira Fowles’i biliyorum. Fransız Teğmenin Karısı güzel kitaptır ve betacan Charles Smithson’ın öyküsü ibretliktie ama ne demek olduğunu anladınız sanırım.
Burada önemli olan kendini uygun pozisyona aktif yerleştirme, tatlı bir yalan ve araştırma.
Örnek 2:
Süper markete girdim bira – cips alıp çıkacağım. Meyve sebze reyonunda güzelcene bir kız var. Karpuza vurup kelek karpuz ayıklıyor. Anında karpuz da almam gerekti. Kızın yanında bir karpuz elime aldım ve “çok utanç verici ama öyle nasıl seçiliyor hiç bilmiyorum” dedim (biliyorum bu arada). Kız bana nasıl yapıldığını anlatmaya başladı.
Örnek 3:
Hank’in hapı yutmak yazısında yorumlarda anlatmıştım. Starbucks’a girdim, ortamı bir süzdüm ve yüksek sandalyelerde arkası bana dönük sarışın güzel bir kız var. Doğu Avrupalı olduğu belli. Kahvemi alıp yanına oturdum. Kız yabancı. Nerelisin demem yeter. Otururken ilkin burası boş mu dedim gülümseyerek. Evet dedi gülümseyerek ve kendi işine bakmaya devam etti. Benim konu açma hazır ama bilgisayarı çıkarıp kurarken dönüp bana çikolata ister misin dedi ve bir paket çikolata uzattı. Öyle tanıştık. Ukraynalıymış. Ben o zaman medeni durumum nedeniyle ileri gitmiyorum ama kız iş aradığı için telini almıştım. Sonra kızı Hank ile tanıştırdım. Gerisi Hank’in bir çuval inciri berbat edip kırmızı hapla tanışma sürecinin hikayesi.
Bu istisna bir durum değil yalnız. Kendinizi doğru konumlamanız ve biraz tebessüm ile kadınlar da sizinle konuşma başlatıyorlar. Sık olmuyor ama bunu sürekli yapan biriyseniz çoğunuzun hayat boyu tanışabildiği sayıdan fazla kız sizinle tanışabiliyor.
Örnek 4:
Çok eski PUA taktiğidir ve taktiği canlı olarak Black Mirror’ın en iyi bölümlerinden biri olan White Christmas’ta görebilirsiniz. Genelde gece hayatında kullanılır ama bazen gündüz de kullanılabilir. “Dışarıdaki kavgayı gördün mü” açılışı. White Christmas’ta dışarıda atla gezen adamı gördün mü versiyonu vardı. Kızın yanına konumlanıp, “az önce dışarıda bir kavga oldu ve çok absürttü gördün mü” diyorsunuz ve kız tabii ki hayır deyince de anlatıyorsunuz artık.
Örnek 5:
Bu olayı Saha Raporu – AVM’de hayat oyunu yazısında anlatmıştım:
Hayat oyunu temelde karşına çıkan fırsatları değerlendirmek üzerine kurulu. Burada kendini doğru zamanda doğru ortama yerleştirerek fırsat sayısını arttırmak mümkün olsa da gündüz oyunundan en büyük farkı tamamen kendiliğindenmiş gibi görünmesi. Mesela Starbucks kuyruğunda yanına düştüğün kızla havadan sudan konuşma başlatmak gibi. Daha çekingen arkadaşlara tavsiye ederim ama bu tür fırsatlar kişinin karşısına ayda bir çıkar.
Bunu düzeltmem lazım. Normal hayat akışında ayda bir çıkar ama hayat oyunu için ekstra olarak dışarı çıkıyorsan ve kendini konumlandırıyorsan daha sık çıkar.
Neyse, çok az boş yer olan AVM yemek katında oturuyorum. Kafamı kaldırdım ve karşımdaki kasadan 30 – 32 yaşlarında, oldukça güzel bir kadın ile göz göze geldim. Belli ki oturacak yer bakıyordu. Bu göz göze gelme ile benim suratımda belli belirsiz bir gülümseme belirdi. Genelde hoşuma giden bir kadın gördüğümde aklımdan “yerim lan ben seni, bu ne güzellik” gibi bir şey geçer. Bu sefer de hatuna bakarken “gel sen gel Mahmut Abinin yanına gel” diye aklımdan geçerken suratıma bir belli belirsiz bir gülümseme geliyor tabii. İlk göz temasında hatun gözünü kaçırmadan ben gözümü kaçırmam. Size de kaçırmamanızı tavsiye ederim. Hatun zaten gözlerini kaçıracak ve gözlerini kaçırış şeklinden az çok ilgi var mı yok mu anlarsınız. Ayrıca uzun süreli göz teması maskülen bir hareket. Göz temasında gözlerinizi kaçırmamanızın bir yararı daha var: kadının cesaretini kırmamak. Çoğu erkek farkında değil ama kadınlar genelde utangaçtırlar ve reddedilmekten de çok korkarlar. Böyle bir göz teması eğer kadın ilgili ise daha fazla göz temasına girmesini ve hatta şimdi anlatacağım şekilde daha bariz yürüme davetiyesi atmasını tetikleyebilir.
Devam edeyim. Kadın ile 2 – 3 saniye göz temasımız oldu ve hatun gözünü kaçırdı. Benim için yürüme davetiyesi anlamına gelecek bir şekilde aşağı doğru ama yemeği bırakıp yürüyeceğim yok.
Neyse hatun önümde durup bir süre etraftaki 6 – 8 yere baktı. Benim arkama doğru yürüdü ve görüş alanımdan çıktı. Ben sürekli bakmadım, ilk göz temasında ilgimi gösterecek kadar bakmıştım. Zaten 2 – 3 saniye sonra “burası boş mu” diye solumdan eğildi. Ben de “tabii, buyurun” dedim ve yarışma başladı.
Örnek 6:
Saha Raporu – Plajdaki kız, konserdeki abla yazısında anlattığım yürüme.
Gündüz vakti bir arkadaşımla plajda tembellik yapıyoruz. Grubumuz kalabalık ama o sırada orada sadece ikimiz varız. Arkadaşım liseden beri aynı kızla beraber ve yürüme olaylarına tamamen fransız bir çocuk (zaten o kızla da evlendi ve şu an 2 çocukları var).
Birden önümüzden bikini içinde cıvıl cıvıl 3 kız koştu ve suya atladı. Kızlardan biri oldukça hoş ve diğerlerinin aksine reşit gösteriyordu (sonradan öğrendik ki bu kız 22, diğerleri 16 yaşındaymış). Kızla tanışmak lazım dedim ve arkadaşıma “Osman kalk abiciğim suda top oynayacağız” dedim.
Osman: “Abi yat ya bu sıcakta ne işin var?”
Mahmut : “Abi gel ben şu sarışın kıvırcığa yürüyeceğim sen de bana yardım edeceksin.”
Osman: “Git yürü abi bana ne? Hem Necla görürse bütün gün dırdır yerim.”
Mahmut: “Abi topu atacağım biri lazım. O da sensin. Hadi gel.”
Topu aldım, Osman peşimde suya girdik ve topu birbirimize ata ata kızlara yaklaştık. 22 yaşında olana (Selma) bakarak “kızlar, plaj topu oynamak ister misiniz?” dedim. Birbirlerine bakıp olur dediler ve 5 kişi oynamaya başladık. Sonra Osman Necla gelecek, Mahmut ve cıbırlarla oynarken görecek diye hemen kaçtı. Ben arada ayıp olmasın diye diğer kızlara da birkaç şey söylüyorum ama genelde Selma ile konuşuyorum. Bu arada kızın nerede okuduğunu, nereli olduğunu, yaşını, vs. her şeyi öğrendim.
Örnek 7:
Siteye Auldin rumuzlu okuyucunun yazdığı Saha Raporu – Kütüphanede açılış. Kütüphanede arkadaşları ile oturuyor ve hemen arkasındaki masada da kızlar var.
Kızı mızı boşver, kalf kasına dön birader derken kız sandalyeme çarptı, ofladı pufladı. O an dedim tamam, bu iş bende. Benim çantada çikolata vardı, dedim kız pası verdi çikolata ile golü atarım. Çıkardım çantadan çikolatayı, döndüm arkamı uzattım kıza.
“Al abi bi snicker ye” dedim hafif gülümseyerek. Herkes güldü tabii, ortam bi ısındı. Kız “yok diyetteyim ben, tatlı, şeker yemiyorum” minvalinde bir söyledi. Aha dedim, ben Spor Bilimleri öğrencisiyim. Beslenme dedim mi bana soracaksın.
Şimdi biliyorum, bununla ilgili neden yazı yazdın ve buna bir isim koydun ki diyenleriniz olacak. Bu zaten normal, bildiğin, dededen kalma yürüme. Ama beni yürüme problemi ile ilgili arayanların önemli bir kısmı nedense dışarıda oyun deyince gündüz ve gece oyununu anlıyorlar. Bu insanların çoğu akşam iş çıkışı evlerine gidiyorlar, TV, bilgisayar, sosyal medya, porno, vs. zaman geçiriyorlar.
Onlara tavsiyem genellikle şu: Dışarı çıkın! Kendinizi uygun yerlerde konumlandırın. Ayda 60-90 saat bomboş sosyal medya sörfü yapacağınızı, 90 saat hayat oyunu imkanları yaratmak için dışarıda sörf yapın. Evden mi çalışıyorsunuz? Alın bilgisayarını git bir kafede çalışın.
Gündüz oyununda yürüdüğün kadın sayısı yüksektir ama bunlardan bir şey çıkma oranı düşüktür. Hayat oyununda yürüdüğün kadın sayısı daha kısıtlıdır ama bunlardan bir şey çıkma oranı daha yüksektir. Ayrıca eğer gündüz oyunu yaparsam kız sapiiiiik diye bağırır, esnaf dayak atar, vs. gibi şeylerden korkuyorsan, hayatın içinde gelişiyor gibi görünen bu oyun daha emniyetlidir.
Ama dışarı çıkın yahu. Aylar boyunca eve 7-8 gibi varıp gece 2’ye kadar internette dolanarak yaşamayın. Bekarsın, evde çocuk yok hanım yok. Hergün olmasa bile haftada 2-3 kere eve yatma saatinde gel ne olacak? Bir Cumartesi ya da Pazar evde kendine acımakla meşgul olacağına çık dışarı yürü. Günümüzde insanlar sanal olarak ne kadar bağlantılı oluyorlarsa, gerçek hayatta o kadar izole olabiliyorlar. Ama bu sizin zararınıza.
İnsanlar bazen kendi sıkıcı rutinlerine o kadar kapılıyorlar ki, rutinin dışına çıkmak çok kolay olsa bile bunu göremiyorlar. Örneğin bir öğrenci ile konuşuyorum. Akşam üniversite dersleri bitince en geç 5-6 gibi üniversiteden uzakta olan yurduna gittiğini ve yurt uzak olduğu için kampüsteki ortamdan yararlanamadığını söylüyor. Akşam yurtta ne yapıyorsun diyorum, toplu çalışma alanında ders çalışıyorum diyor:
Mahmut Abi: “Kampüsteki kütüphane kaçta kapanıyor?”
Öğrenci: “10 sanırım.”
Mahmut Abi: “Son servis kaçta?”
Öğrenci : “11.”
Öğrenci : “Kız erkek karma olan kütüphanede 10’a kadar çalışıp, 10:30 servisi ile yurda dönmek yerine neden erkek yurdunda çalışıyorsun? Haftada 3-4 gün orada çalışsan, daha çok kızla karşılaşmaz mısın?”
Öğrenci: ” … ”
Mahmut Abi: “?”
Öğrenci: ” … ”
Mahmut Abi: “?”
Öğrenci: ” Hakkaten abi neden öyle bir şey yapmıyorum?”
Daha ekstrem bir örnek. İmkan olsa bile insanın zihni kapanabiliyor. Danışan çok iyi para kazanıyor ama pandemi sürecinde evden çalışıyor, evde bunalmış. O zaman Nisan başı, yeni kapama geliyor. O nedenle daha da bunalmış:
Danışan: “İşte böyle abi, evde bunaldım?”
Mahmut Abi: “Neden evdesin ki? Çık dışarı.”
Danışan: “İstanbul’dan da bunaldım. Her yer kapalıydı, yine kapanacak.”
Mahmut Abi: “Yok, daha dışarı.”
Danışan: “Nasıl?”
Mahmut Abi: “İngilizcen iyi.”
Danışan: “Evet.”
Mahmut Abi: “Şu an Dubai’ye, Ukrayna’ya, Sırbistan’a, Makedonya’ya, vs. kaçmama nedenin ne? Para değil. İş değil. Ne?”
Danışan: “…”
Mahmut Abi: “?”
Danışan: “………………………………………..”
Mahmut Abi: “Orda mısın?”
Danışan: ” …. Evet abi. Düşünüyorum.”
Biraz daha fazla yaratıcı olmanız lazım. Dışardayken de biraz yaratıcı olun. Kafedesin, kuyruğa güzel bir kız mı girdi ve sana da bir bakış attı. Gir arkasından kuyruğa. Sonra da ortaya bir laf at bak bakalım yeme atlıyor mu? Ne bileyim kendi kendine menüye bak ve kıza “bu frappuccino çilekli güzel mi acep” de. En azından ortaya yüksek sesle konuş. Bak bakalım atlıyor mu?
Modern sanatlar sergisi var. Hoşuna giden biri bir tabloya bakıyor. Git sen de bak. “Bu tablodan ne anlamamız gerekiyor” de. En azından ortaya yüksek sesle konuş. Bak bakalım atlıyor mu? Ama bunun için önce yaşadığın yerde ne olup bitiyor diye araştırıp, o sergide olman lazım. Bilgisayar başında Jenna’nın Rocco’ya olan sevgisini değişik pozisyonlarda verişini izlerken öyle şeyler yapamazsın.
Son olarak hayat oyunu aynı zamanda görece olarak çok ucuz. Ben gece oyununu sevmiyorum, konuşurken sesimi duyamadığım zaman oyunum düşüyor ama gece oyunu aynı zamanda pahalı. Hayat oyunu ise AVM’de, sokakta, bir kitapçıda, sanat galerisinde, süper markette, vs. oynanabilir. Öyle sürekli bir yerlere oturup para ödemenize bile gerek yok.
Bu konuyu ve genel olarak kadınlarla tanışma konusunu, Kadınlarla Tanışma Rehberi kitabında da geniş bir şekilde ele aldık.