Araştırma: Güçlü duruş davranışlarınızı değiştirebilir

Yapana kadar yapıyormuş gibi yap” oyun kuralının hayatın bir gerçeği olduğuna dair her gün yeni kanıtlar ortaya çıkmakta.

“Duruş şekliniz alavere, çalma ve trafik kurallarını ihlal etme olasılığınızı nasıl arttırabilir?

Kişinin duruş şeklinin -spesifik olarak, geniş duruş veya yayılmasının- kötü davranışlara meyilli olmasını nasıl etkilediğini araştıran araştırmacılar şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştılar. İnsanları yayılmış bir vücut pozisyonuna sokmanın onları para çalmaya, sınavda kopya çekmeye hatta bir sürüş simülasyonunda trafik kurallarını ihlal etmeye daha meyilli hale getirdiğini buldular. Sadece bu da değil. New York City sokaklarında daha geniş koltuklu arabaların yasak yerlere park etmiş olma olasılıkları daha fazla. Gözlemledikleri bu etkilerin, kendilerini daha güçlü hissetmelerini sağlayan geniş vücut pozisyonundan kaynaklandığını varsayıyorlar. Bilindiği üzere, güçlü insanlar hilekar ve ikiyüzlü olmaya daha meyillidirler.

Ve kadınlara daha çekici gelirler. Mrowr.

Evet “alfa erkek” güç pozları (alfa erkek gibi davranmak) gerçekten de kendinizi daha alfa hissetmenizi sağlar. Ve tavırlarınızı doğuştan alfa olanların tavırlarına benzeyecek şekilde değiştirir. Hatta bu değişime hormonal profiliniz de dahildir.

Kısacası, alfa erkeğin hal ve hareketlerini taklit etmeniz sizi yaşayan bir alfa haline getirir. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: “gerçekten yapana kadar taklit et”. Çünkü “Oyun” kavramını hayatınıza sokmanız, kendi alfa versiyonunuzu yaratır. Eğer hali hazırda zaten alfa iseniz sizi daha alfa yapar.

“İlk üç deney, -bilinçli ya da farkında olmadan- yayılmış şekilde duran insanların para çalma, kopya çekme veya sürüş simülasyonunda kuralları ihlal etme olasılıklarının daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Sonuçlar, katılımcıların kendi bildirdikleri güç duygularının geniş vücut pozisyonu ile sahtekarlık arasındaki bağlantıya aracılık ettiğini düşündürmekte. 4. araştırma ise, New York sokaklarında daha geniş sürücü koltuğu olan araçların yasak yerlere park etme olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu sonuçlar birlikte ele alındığında, birincisi, geniş vücut pozisyonuna imkan veren ortamlar insanları farkında olmadan daha güçlü hissetmelerine sebep olabiliyor. İkincisi, bu güç algısı kötü davranışlara sebep olabiliyor.”

Eğer güçlü bir adam gibi yani alfa erkek gibi oturur veya durursanız kendinizi daha güçlü hissedersiniz. Bu güç duygusu, kişisel çıkarlarınız için kullanmanız gereken diğer insanlara karşı size gerçek sonuçlar verir. Ve bir faydası daha vardır: kızlar sizinle yatmak isterler.

Çeviri : Study: Power Poses Can Change Your Behavior

Konuk Yazar : The Man From Earth

Neden çoğu erkek kırmızı hapı reddeder?

Hepimizin bildiği gibi, kırmızı hap bir erkeğin hayatına, sadece onu aradığında giriyor. Eğer kırmızı hapı aramayan bir arkadaşınıza kırmızı haptan bahsederseniz, kırmızı hap linki gönderirseniz ya da kadın – erkek ilişkilerinin gerçek doğasını anlatmaya çalışırsanız, büyük ihtimalle kırmızı hapı reddedecektir. Özellikle de bu arkadaşınız adamın enerjisini ve erkekliğini emen bir ilişki içinde ise veya oeitisin doruklarındaysa, size düşmanca davranacaktır. Ben olsam bir bak diye gösterirdim ama bu ne saçmalık diyenle de tartışmazdım.

Peki suç kimde, neden böyle? Bunun kısa cevabı, çoğu erkeğin kırmızı hapa hazır olmadığı ve bunların da çoğunun hayatları boyunca hiçbir zaman fişten çekilmeye hazır olmayacakları. Yani kırmızı hapı, sadece bunu arayan erkekler yutabilir. Kimsenin elinde istatistik yok ama kırmızı hapı yutmaya çalışan erkekler, bu gibi sitelere (çoğu yanlışlıkla da olsa) gelen erkeklerin küçük bir kısmıdır.

Şimdi de uzun cevaba gelelim. En önemli neden bence kırmızı hap öğretisinin gerçeklerini ile başa çıkamayacak olmaları. Mavi haplı olmanın en büyük faydası, mavi hap evreninin sağladığı umuttur. Bu umut gerçek dışı, gerçekleştirmesi zor ve gerçekleştirdiğini sansan bile vadettiği doyumu sağlamayan bir umut olabilir. Ama yine de bir umuttur ve insan ümit etmeden yaşayamaz.

Eğer kendin olursan, gerekli çabayı gösterirsen ve aramaya inanırsan, seni performans göstermeni beklemeden, eşitlikçi ve karşılıksız bir aşkla sevecek olan ruh ikizini bulacaksın umudu, sürekli performans göstermekten ve kadının aşkının erkeğin aşkından farklı olduğunu kabul etmekten daha kolay. Bugün yüzüne bakmayan 20liklerin 30 yaş civarı akıllanıp (!) senin değerini anlayacakları (görünürde de gerçekleşen) umudu, yılların abazanlığını bu masala inanarak hemen şimdi karşında olan yeniden doğmuş azize (!) İle giderme ihtiyacı, kırmızı hapı yutup gerçekte olanı kabul etmekten daha kolay (en azından kadının acil bebek ihtiyacını karşılayan beta öder rolünü icra edip, ayak paspası rolüne terfi edene kadar). Yanılıp şaşırıp yüzüne bakan ortalamanın altı sıradan bir hatunu oneitis yapmak, dışarıda reddedilmeye göğüs gererek opsiyonlarını değerlendirmekten daha kolay.

Bu olaya boşuna kırmızı hap demiyorlar. Konforlu, neyin ne olduğu senin için kararlaştırılan bilindik Matrixten, her şeyi senin inşa etmen gereken ve yeni bir umut yaratman gereken bir dünyaya uyanıyorsun. Daha bir eski sevgiliyi düşünmeme ya da sabah erken kalkma iradesi gösteremeyen adamdan beklemesi çok güç bir uğraş bu.

İkincisi neden ise, mavi hapın feminen propagandası ile kadın milletini günahsız melekler statüsüne koyan bir erkek için, kadınların bırakın kaka şeyler yapabileceğini söylemek, onların erkekler gibi sıradan insanlar olduğunu söylemek bile kadın düşmanlığı olarak algılanıyor. Bu algıya, mavi haptan tam çıkamamış kırmızı haplıların, “kadın beni olduğun gibi seven, performans beklemeyen, daha iyisini aramayan bir melek değilse, yaraktan yarağa atlayan orospudur, pisliktir, vs …” kadın düşmanlığı da oldukça yardımcı oluyor. Bir nedenden dolayı kadının aşk stratejisinin, erkeğin salak saf aşk kavramına uymaması, prenseslere hakaret olarak algılanıyor.

Günümüzde erkekler doğumdan 20li yaşlarına kadar hemen hemen tamamen kadınlar tarafından (anne, büyük anne, anaokulu / kreş öğretmeni (çoğu kadın), ilköğretim ve lise öğretmenleri (çoğu kadın)) yetiştirildikleri ve bu kadınlara sürekli itaat etmeye alıştıkları ve bu kadınların hep kendilerinden yüksek statüde olması nedeniyle, kadınların doğası diye gösterdiğiniz gerçekleri hakaret olarak algılıyorlar. Türk aile yapısında baba, tüm çocuk yetiştirme işini anneye bıraktığı için, bir maskülin rol modeli de yok. Ve son olarak artık medyada ve görsel sanatlarda maskülin rol modeli de olmadığını düşünürsek, kadın tornasından çıkmış bu adamlara kadın doğasını anlatmanın zorluğunu anlamış oluruz.

Yukarıdaki dinamik, erkeğin kurtarıcı şeması yazısında bahsettiğimiz, kadını koruma içgüdüsünü resmen hackleyip erkeğin aleyhine ve kadının yararına kullanıyor.

Ve son olarak da bir erkek, kırmızı hapın gerektirdiği disiplin ve itkiye sahip olmadığını bildiğinden kırmızı hapı reddederler. Kendi hayatını kendi ellerine almama stratejisinin gözden kaçırmamanız gereken bir yararı var : sonunda başkalarını suçlayabilme ve “istesem yapardım” diyebilme mastürbasyonu. Eğer hapı kabul ederseniz, kendinize sadece bir hedef durumu değil, yenilgi durumu da tanımlıyor, sorumluluğu elinize alarak başkalarını suçlama, harekete geçerek de “istesem yapardım” diye avunma lükünüz ortadan kalkıyor.

Beta Vücut dili – İkimizde biliyoruz ki bu adam beta ve ben hala ‘uygunum’

Illimitable Man, günümüzde artık yaygın olan şu “fotoğraftaki beta” pozunu paylaşmış ve demiş ki “vücut dili tam tersi olmalıydı”.

Rollo Tomassi’nin dediği gibi bu “ikimizde biliyoruz ki bu adam beta ve ben hala ‘uygunum'”. Kadının kolları, adamın etrafında, gözlerini kapamış bütün vücudu ile ONEitis’ine teslim olmuş betayı saran kadın ise gözler tam olarak açık, dişlerini göstererek gülüyor ve aslında hala ‘boşta’ olduğunun sinyalini veriyor.

Bu tip fotoğrafların, feminen fotoğrafçıların poz verdirme şapşallıklarının marifeti olduğuna inanmak istiyorum. Ama ben olsam asla böyle aşağılayıcı bir poza razı olmazdım.

Bu arada fotoğraftaki Donald Trump Jr. Evet, Donald Trump’ın oğlu. Fotoğraftaki kadın ile evli. Babasından biraz alfa erkek nasıl olunur öğrenmesi lazım.

Kızların zengin erkek tercihi

Şöyle bir soru geldi :

Fakir bir erkek ya da orta gelirli olsun eğer bahsettiğin alfalık özelliklerine sahipse (dominatlık maskulinlik) kadın tarafından çok sevilir mi ? Yani kadınlar tarafından çok sevilmek için çok zengin ya da doktor, ünlü biri falan mi olmak gerekir illa sence …

Buradaki yorumlarda bile çok tekrar edilen bir şeydir bu. “Zengin olacan hacı, yoksa kızlar yüzüne bakmaz”. Ya da daha insaflısı “zengin değilsen ancak bir tane hatun bulup evlenirsen cinsel hayatın olur, yoksa işin zor”.

Şimdi bu sitede yazdıklarımla çelişir görünen bir şey söyleyeceğim : Bunu söyleyen adamlar için bu önermeler doğru. Daha zengin olmazlarsa kızlar yüzlerine bakmaz. Yanlış değil. Ama burada anahtar kelimeler, “bunu söyleyen adamlar için”. Açıklayayım.

Rollo Tomassi daha yeni Transactional vs. Validational Sex başlıklı bir yazı yayınladı. Çevirmemiz lazım, güzel yazı. Türkçesi, “Alışverişsel – Onaysal Seks” gibi bir şey.

Çoğu erkeğin bulup bulabileceği kadın ilgisi ve seks çeşidi, alışveriş şeklinde olan sekstir.  Maalesef çoğu erkek hayatları boyunca, kadının maskülinite teslim ettiği azgın ve vahşi seksi tek bir kere bile deneyimlemezler. Burada erkek, maskülin ve dominant olmadığı için, ilgi ve seks istiyorsa, karşılığında zaman ve kaynak harcamalıdır. Akşam tanıştığı çulsuz ve parasızlıktan arkadaşının salonunda yatan barmenin koltuğunda gece yarısı seks yapan kadından, bilgisayar programcısı gencin en az 5 kere buluşmadan öpücük alamamasının sebebi budur. Zira bu genç maskülinite ve dominantlık sağlayamadığı için, eğer yakınlık istiyorsa kaynak ve zaman sağlamalıdır. Alışverişsel seks budur. Barmenin yaptığı ise onay seksidir. Yani kadının maskülin ve dominant bir erkeğin ilgisini ve cinselliğini kazanabilecek, feminen güzelliğe sahip olduğunu onaylayan bir sekstir. Barmenin karşılığında hiçbir maddi kaynak ve manevi bağlılık vermesi gerekmez.

Arzu dinamiği yazısında çoğu erkeğin neden alışverişsel sekse meyilli olduğundan bahsetmiştik :

Erkek gözünden, özellikle de beta erkek gözünden, arzuyu pazarlık etmek gayet akılcı bir çözüm gibi görülebilir. Erkeklerin doğası tümdengelimli muhakemeye meyillidir; “eğer … sonra” şeklinde. Program genelde şu şekildedir :
Sekse ihtiyacım var + kadında ihtiyacım olan seks var + kadının seks için koşullarını araştır + seks için gerekli bu önkoşulları gerçekleştir = Seks yap!
Mantıklı değil mi?

İşte bu nedenle de “zenginlik şart” diyen adam için zenginlik şarttır. Alışverişsel seks hayatının gerçekliği olan erkek için masaya kaynak ve zaman koymak zorunluluktur. İlişki öncesi kızla defalarca buluşmalı, kızla ilişkiye başlamadan ya da hemen başladığında ona sürekli ilgi, iltifat ve hatta hediyeler vermelidir. Ve hep vermelidir. Kaynak ve zaman çok olmalıdır. Ne kadar kaynak, o kadar iyi.

Bu erkeklerin çıkıp da kendi maskülinite eksikliklerini kabul etmesini bekleyemezsiniz. Her ilişkiye bu kadar yatırım yapmak zorunda olan erkeğe çıkıp da maskülin ve dominant olan, alfa erkek davranışlarını geliştirmiş ya da şansına hiç bastırmamış erkeklerin duygusal, zamansal ve parasal yatırım yapmadan kadın ilgisini ve seksi bulabildiğini anlatabilmeniz zor.

Pazarlıksız Arzu

Arzunun pazarlıkla elde edilemeyeceğini ve ham arzuyu yaratan şeyin para ve “yatırımla” alakasız duygusal güç , disiplin ve maskülinite gibi dinamikler olduğunu anlayan fişten çekilmiş erkek, kırmızı hapı ile beraber kafasını alışverişsel seksten onaysal sekse çevirdiğinde büyük bir süprizle karşılaşır. Seks ham ve ilkel bir doyuruculuğa terfi eder.  “Bir kadının cinsel ilgisi için neler yapmalıyım (mesajlar, iltifatlar, çiçekler, oyuncak ayıcıklar (ağğğğhhh azaldı ama hala var böyle şeyler), seni seviyorumlar, vs.), nasıl ödemeliyim?” zihniyetinden (mavi hap) “kadın benim onaysal cinsellik için bir fırsat olduğumun farkına varacak” zihniyetine (kırmızı hap) geçen erkek, çoğu insanın tam olarak anlamadığı, “ben ödülüm” ya da “ben yeterim” mentalitesidir.

Mavi haplı erkeğin cinsellik algısı alışveriş üzerinedir. Yokluk, şans ve kaynak sağlamak (zenginlik) ile kadının cinsel ilgisini “kazanma” şansını yakalar.

Fakir bir erkek ya da orta gelirli olsun eğer bahsettiğin alfalık özelliklerine sahipse (dominatlık maskulinlik) kadın tarafından çok sevilir mi ?

Evet. Ortaya koyduğu şey çoğu kadın için yeterlidir. Ama bu demek değil ki, fakir oğlan çıkıp zengin kızı sırf masküliniteyle tavlar. “Kadın” derken tüm kadınlardan bahsetmiyoruz. Adamın kadın bulabileceğinden bahsediyoruz.

Yani kadınlar tarafından çok sevilmek için çok zengin ya da doktor, ünlü biri falan mi olmak gerekir illa sence.

Mavi haplı ve alışveriş seksi kafalı biri için bu sorunun cevabı evet muhtemelen.  Kırmızı haplı ve onaysal seks kafalı biri için ise hayır.

Alfa Erkek – Kısa boylu üniversite öğrencisi modu

Fotoğraftaki kadın ABDli gazeteci Megyn Kelly. Tipik narsisist, cinsel devrim sonrası ortamın ürünü bir bimbo. Fotoğrafta ise oldukça mutlu görünüyor. Sanki fotodan biraz önce iş görmüşler gibi. Bu fotoğrafta ciddi alfa alametleri var. O nedenle bu senaryoya inanmaya eğilimliyim.

Aranızdaki bazı merdümgirizler “adam kısa lan, Megyn’i düdükleme şansı yok” (kadın 1.68 boyunda) diyor eminim. Bu siteye gidip geliyorsanız, hiç mi bir şeyler öğrenmediniz? Alfa erkeklik fiziksel yapıdan çok çok daha fazlasıdır. Kısa erkekler ortalamada uzun erkeklerden daha avantajsız olabilirler ama eğer bunu kişilik temelli çekicilik öğeleri ile telafi ediyorlarsa richter ölçeği ile 8-9 şiddetinde vajina sarsıntıları yaratabilirler. Bu oğlumuz da kadından kısa ve genç. Üniversite öğrencisi. Bu tip narsisist bir kadınla bu pozu vermesi kendisi ile ilgili bir şeyler söylüyor.

1) En bariz alfa alameti eli. “Havada asılı el”in tam tersi. Adam, sahiplenme kavrayışı ile kadını omuzundan tutmuş.

Havada asılı el (hoverhand). Çok yakın ama aslında çoook çook uzak :((

2) Alfa Erkek – God Mode ve Alfa erkek – Steve MOTHERFUCKING McQueen mode yazılarında değindik. Adamın vücudu ileriye, kadından öteye dönük. Kameraya bakıyor. Kadını kavramış ama ondan öteye dönük. Kadına eğilmemiş. Bunun şu aşağıdaki damadın geline tamamen teslim olmuş vücut dili ile karşılaştırın. Kafasını kadının saçlarına gömmüş, tüm vücudu ona dönük. İkisi yüzlerini birbirine dönük olsalardı belki belki romantik bir poz derdik ama kadın tabii ki kameraya ve adamdan öteye bakıyor. Tek artı nokta kızın adama doğru yaslanmış olması ama o da bu elemana ilerde çok iyi bir boşanma aukatı dilememizi engelleyemiyor.

3) Kadına umarsızca vücudunu yaslamış, kadın da aynı şekilde. Kalçadan omuza aralarında boşluk yok.

4) Adamın kemeri. Sanki tuvaletteki hızlı seksten sonra fotoya yetişmek için aceleyle bağlanmış gibi.

Kaynak : Spot The Alpha Male Tell

Sevgili miyiz?

Bir okuyucu sormuş :

Benim merak ettiğim bir konu var :

Kız “sevgiliyiz artık” , “beni kullanmıyorsun değil mi “, “sevgili olunca yaparım” … gibi sevgililik testleri atıyorsa ve biz bunlara tamamen siklemez cevap verirsek , ” ben sevgililik düşünmüyorum”, ya da “senle ben arkadaşız” gibisinden kız şöyle hissetmez mi :

“bu çocuk beni orospu gibi kullanıyor sevgili olacağı yok işini görmek için benle beraber” gibisinden düşünüp hissedip soğuyabilir veya hızın artmasına engel olabilir.

Biz sevgilin olucam dersek yalan söylemiş oluruz , veya sen sadece bir kızsın gibi şeyler söylersek bu seferde ağır öküz oluruz

Bakarız , belki oluruz , emin değilim gibi yarı yollu cevap mı vermek lazım bu testleri nasıl geçtin , veya mahmut abi böylr durumlarda sözel olarak nasıl tepki vermeliyiz hem yalan olmayacak şekilde hemde işleri ilerletebilmek için ?

Öncelikle bu sorulara cevap, “tabii canım, sen kendini rahat hissettiğin zamanı bekleriz”, “tabii sevgiliyiz” gibi şeyler değil. Bunlar gerçekten soru ama aynı zamanda shit testler. Sizin efendi çocukluk ölçünüzü gösteren. Piç olmanız şart değil ama efendi çocuk olmayın.

Ben bunla çok karşılaşmadım. Karşılaştığım kıza da gülerek “bunları konuşmak için çok erken” deyip hala sorulara devam ediyorsa bir daha bir şey demeden bıraktım. Bir kızı “sevgili oluruz tabii yavrum” diye kandırmak bence hem  yokluk zihniyetidir ve hem de ahlaksızlıktır. Eğer bu kızı potansiyel sevgili olarak görüyorsan doğrusu yukardakini söylemek ve ne yapacağını kıza bırakmaktır. İlerletmekten kastın hem yalan söylemeyeyim ama hem de öyle bir şey yapayım ki kalsın düdükleyeyim ise bunun olabileceğini sanmam.

Bu şeyle çok karşılaşmadığım konusuna dikkatini çekerim. Bunlarla çok karşılaşıyorsan fazla saldıray gitmiş olabilirsin, kısmen efendi çocuk izlenimi veriyor olabilirsin, kız gerçekten sevgili olmadan yatmıyordur ya da kız alfa siker dönemi geçirmiş ve beta öder arıyordur.

Bazen mesela “abi nasıl çıkma teklif edilir?” diye soruyorlar. Ben hayatımda çıkma teklif etmedim, bilmiyorum. Benimkisi anormal bir durum mu bilmem ama benim için hep buluşmalar öpüşmeye ve sonrasına gitti. Ağızdan kelimeler çıkmadı. En fazla “senden hoşlanıyorum” demişşimdir (o da hata). Hafif bir şekilde başladığın kızlardan sonradan kız arkadaşın olan kız, bu soruları soran kız değildir. Benim tecrübeme göre bu soruları ısrarla soran kızlardan kız arkadaşı çıkmıyor.

Örneğin tabak çevirmenin doğal akışı, kızlardan birinin kız arkadaşın olması ve diğerleriyle bağını doğal bir süreçle (kızların birbirinden haberi olmamalı) koparması şeklinde olur. İzlemesi çok şirin bir süreçtir. Kız arkadaşa evrilen kız, tek kelime etmeden azar azar hayatınıza yerleşir. Evinde saklı köşelerde eşyalarını “unutmaya” başlar (nedense sen değil diğer hatunların bulacağı şekilde unutulur bunlar :)), konserler ve tiyatrolar planlar, sabah işe gitmeden sana kahvaltı hazırlar, akşam bana gelsene yemek yaptım der, vs … Eğer sen karşı çıkmazsan (ki bazılarına çıkarsın) hayatına tek kelime etmeden yerleşir. Diğerlerine zamanın ve isteğin kalmaz (kızların birbirinden haberleri yoktur ama hissederler) falan. Sen karşı koymazsan ve maskülinsen süreç hemen hemen her zaman budur. Ben bu şekilde kız arkadaşım olanların hiçbirinden direk “sen beni kullanıyorsun”, “sevgilimiyiz” lafı duymadım. Duyduklarımla da hiç sevgili olmadım. Sessizce hayatına yerleşen kızların daha zeki ve daha geçmişi güvenli olduğunu düşünyorum. Çok fazla “sevgili miyük” baskısı yapan kızlardan geçmişi arıza olan daha fazladır.

Aslına bakarsan, ben bu soruları ve ısrarı aklımın bir köşesine kırmızı alarm olarak not alıyorum. Bu kızın iffetinden bunu yapma ihtimali kadar, geçmişte kötü çocukların kucağından kucağına atlamış bir kız olma ihtimali de var. Hatta ne kadar ısrarcı ise o kadar ikincisinden şüphelenirim. İkinci tip kadınlar ise feminist dönemin hak sanılı aptallığı sayesinde bunu ağızlarından eninde sonunda kaçırır. “onca kötü ilişkiden sonra iyi biri ile beraber olmak istiyorum“. Acınası mavi haplılar buna beyaz şövalyeler olarak aptal aptal atladığından herhalde, çekinmeden konuşabiliyorlar.  Ama kırmızı haplı kulaklara sahipseniz, bunun “senden önce piç erkeklerin (onca kötü ilişki) kucağından kucağına atladım” itirafı olduğunu bilirsiniz.

Alfa erkek – Steve MOTHERFUCKING McQueen mode

Alfa erkek – God mode yazısında arketip alfa erkek duruşunun MARS (Roma Savaş Tanrısı) ile enfes bir temsilini göstermiştik.

Şimdi de Coolun Kralı (King Of Cool),  Steve MOTHERFUCKING McQueen’e bakalım. Mars’tan aşağı kalır yanı yok.

Roissy’nin bu duruşu çözümlemesinden bazı alıntılar:

Vücudunun sadece yarısı kadına değiyor. Diğer yarısı kadından öteye dönük. Sanki kadına dikkatini verme ile kadını bırakıp ufukta görünen özgürlüğe kanat açma arasında bir pozisyonda. Kadınlar, tam olarak evcilleştirilememiş / evcilleştirilemeyecek erkekleri severler. Steve MOTHERFUCKING McQueen bu erkeği duruşu ile temsil ediyor.

Kadına tepeden ve koruyucu şekilde bakıyor. Dominantlık göstergesi. Rahmetlinin sadece 1.77 cm olduğunu belirtelim.

Kol kadının omuzlarını sarmış ama tam bir kapama yok. Hem dominantlık hem de “sana ihtiyacım yok” sinyali veriyor.

Saçlar dağınık. Az önce bir düzine kadınla yatmış da gelmiş gibi bir hali var.

Bugünün çoğu fotosundan farklı olarak hatun kameraya bakmıyor. Yüzü bile görünmüyor. Tüm ilgisi Steve MOTHERFUCKING McQueen’de.

Ve son olarak da kontrapost pozisyonunda duruyor ki kadınlara çekici geldiği bilinen bir pozisyondur (kadınların kontrapost pozisyonu da erkeğe çekici gelir).

Kızlar kel erkeklerden hoşlanır mı?

Başlığı kızlar soruyor başlığı gibi açtım ama olaya kırmızı hap açısından bakacağız. Tristan İlteriş’in Rahip Modu yazısına şu yorumu bırakmış:

… Ağırlık konusunu sormuştum. Demek ki şüphelerim doğruymuş. Saçlarım zaten dökülüyor, olanlar gitmesin diye uğraşıyorum. Tam da başlayacakken kötü mü oldu, iyi mi oldu bilmiyorum. Malum kel adamı bizim toplumda hatunlar itin götüne sokuyor…

Öncelikle şunu söyleyeyim, “kel adamı kızların itin götüne sokması” malumunuz falan değil. Israrla kel erkek istemeyen bir grup kadın tabii ki var. Ama çoğu kadın bunu takmaz ve hatta kellikte özel bir durum var : Kel kesinlikle istemeyenden fazla kel erkeği (özellikle saçını kazıtırsa) seksi bulan kadın vardır. Evet. Memleketimizde. Sırf kel diye adamı tercih edecek kızlar. Yani bu konuyu konuşmak bile absürt. Yok böyle bir şey.

Fakat burayı yoğun takip eden birinin hala kadınların (bu durumda bazı kadınların zira kızlarsoruyor sitesinde bile çoğu kadın takmam ya da özellikle severim diyor) ne dediğini kutsal kanun gibi alması ve yayması bana çok ilginç geliyor. Kadınlar her yerde kel istemem, 180 altı olmaz, zengin olacak, salamı jumbo olmalı, vs. diyebilir. Bu, aşağıda da açıklayacağım gibi Lig mekanizmasına benzer bir feminen sosyal gelenek. Çoğu erkek bu geleneğin farkında değil.Kadınları kutsal saymalarının da etkisi ile, kadınların ağzından ve klavyelerinden çıkanları uslu uslu gerçek kabul ediyorlar.Günümüzde durum daha da vahim zira internetin gizliliğinde ya da sosyal medyanın ilgi yağmurunda, her kadın forumlarda sanki Elf diyarı güzellik kraliçesiymiş gibi isteklerini saydırıyor. Erkeklerin bunları ciddiye alma nedeni muhtemelen Senin kendi ligin yazısındaki sosyal fenomen : kadın milletinin kollektif CPDsi, erkek milletinin kollektif CPDsinden yüksek algısı (beyin yıkaması) var.

Fakat yiğidi öldürün, hakkını yemeyin. Bu sosyal geleneğin ne kadar zekice olduğuna bakalım.

“Malum kızlar kel erkeği itin götüne sokuyor” sanan erkek kıza yürüdüğünde kafasında daha başından kellik kompleksi olacak. Kızın erkeğin kendine güvenen bir erkek olup olmadığını anlaması için shit test atması gereğini biliyoruz. Giyiminden, dediğinden, görünüşünden vs. bir şey kullanmalı. Bu durumda kullanacağı şey belli 🙂 Gözünün önünde nasıl kullanmasın? Shit testin teması kellik olacak.

Kendi kendini uslu uslu elemeye programlanmış erkek bu shit testi yiyince “şirineye bak duygusal gücümü test ediyor” diyeceğine “aha bak bu da kelliği takıyor amk …  ühü ühü … Müslüğm Babaağ” diye dağılır. Aslında kız özgüven ve duygusal güç test ediyor. Kellik bahane. Karşısında gördüğü de daha yeni tanıdığı kadının tek lafından duygusal olarak etkilenen ve özgüvensiz bir erkek. Kızın milyon yılda evrimleşmiş algoritması hızla değerlendirmeyi yapacak : “bir kadının tek lafından etkilenen erkek diğer erkeklerce alaşağı edilebilir, hayatın daha büyük zorlukları karşısında darmadağın olabilir, eğer ben bu erkeği seçersem ben ve çocuklarım da onunla beraber darmadağın oluruz , vs …”. Bunlar bilinç altında işleyen mekanizmalar ve insanın dilinin gelişmesinden de eski oldukları için çıktılarını “his” olarak verirler ve kız adamdan o anda soğur ve NEXT eder.

Tabii kadın erkek ilişkilerinin gerçek dinamiğinden (kırmızı hap olarak da bilinen gerçeklikten) bihaber erkek kellik konusundan sonra kız buz gibi olunca ne diyecek? “Malum kadınlar keli itin götüne sokuyor”.

Tekrar edeyim : Senin Ligin yazısındaki “erkeklerin uslu uslu kendini elemesi” mekanizması bu. Kellik, boy, para, vs. araç sadece. Asıl amaç duygusal gücü olmayan ve kendine güvensiz erkeğin bunlardan birine bakarak kendini pazardan elemesi.

Tristan’ın yorumunda da gösterdiği gibi gayet tıkır tıkır çalışan ve zekice kurgulanmış bir mekanizma bu … Maalesef sayenizde çalışıyor. Tristan hipergami fobisine rağmen farkında olmadan hipergami propogandasını yayıyor. Kendisini özellikle yaftalamıyorum. Çoğu erkek bunu çeşitli derecelerde yapıyor.

Rollo Tomassi’nin 8 numaralı kanununa ve Senin Ligin yazısında belirttiği “kendi CPD değeriniz ile ilgili algınız ne kadar doğru” sözüne çok iyi bir örnek bu :

Kel olduğu için CPDsinden puan kırılacak sanan her erkek, 8 numaralı kanuna birer örnek. Daha kızla buluşmadan kızın kendisiyle neden yatmayacağını kafasına kazınmış. Tek yapması gereken şey bu kompleksle bir shit teste takılmak.

Vaka Çalışması – İlteriş rahip modu

Abiler merhaba, yazı yazmayı pek bilmiyorum ama yazmam gerektiğini düşündüm. Bir söz var “dinlemeyi bilirsen, en aptaldan bile birşeyler öğrenebilirsin” O hesap benimki de..

11 yıllık ilişki sonrası “artık seni sevmiyorum” sözüyle terkedildim. Ben çok seviyordum, onun da beni çok sevdiğine emindim. Bu kadar emin olmam beni rahatlığa sürükledi. 178 boyum var. 80 kilonun üstüne çıkmışım o ara. Saçlarım iyice alarm veriyor. İş ve aile hayatımda sorunlar var. Ekonomik durumum Allah’a emanet. Efendi olacağım diye eziğin biri olmuşum falan baya sıkıntılıyım yani o dönem. Tabii bir beta olarak bütün bu problemlerimi sevdiceğime anlatıyor onun beni anladığını, bana destek verdiğini düşünüyordum.

Neyse abiler o dönem kız arkadaşım okulu bitirdi ve kpss dersanesine başladı. Benimle çok ilgisiz. Zorla buluşuyoruz. Buluştuğumuz da gereksiz yere gerginlik yaratıp kavga çıkarıyor, ağlıyor, sızlıyor. Ben de bir bok anlamıyorum tabi. Şimdi buraya dikkat! Birgün iş yerime geldi, konuşuyoruz falan şöyle dedi ; ” meriç var ya dersanede, çok komik taklidimi falan yapıyor benim”.  Ben de güldüm çok takılmadım.. Neyse kavga dövüş devam ediyoruz ilişkiye. Mesaj attı birgün “bitti artık yapamıyorum. seni artık sevmiyorum”. Ben dedim ” böyle mesaj ile olmaz gel yüzüme söyle”. Hay hay dedi. Buluştuk. Çatır çatır saydırdı suratıma : “senin dertlerinden bıktım, kendi hayatını mahvediyorsun benimkini mahvetmene izin vermiycem. Artık sevmiyorum seni. Zorla mı devam edeyim? Acıdığım için mi yanında olayım ? ” ben aptal oldum tabi sokak köpeği gibi inleye inleye dinliyorum sadece. “Bitti ilteriş dedi. Çık git hayatımdan ve sakın bana pişmanlık yaşatma. “Peki” dedim ilerledim. Ocak 2016 bir kar yağıyor o gün efsane.

İlteriş durur mu? Alkol sigara ver yansın ediyorum amk. İlyas Yalçıntaş, Oğuzhan Koç, Orhan Ölmez, arabesk rap (ulan yazarken kendimden utandım) ılık ılık akıtıyorum hergün. Arkadaşlarım geliyor “unut oğlum şu kızı” , “ben unutmak için sevmedim” falan kafasında yürüyorum. Sabahın köründe arabesk ile başlıyorum. Hatta bir gün ofiste yarak kürek şarkılar dinlerken bir kadın “ilteriş ağlıyor musun sen yeaaa” dedi. Yerin içine girmek istedim o an.

Daha sonra (en az 6 ay) bu durumu kabullendim. Uyku uyuyabilir hale geldim. Bu sefer de neden diyorum neden? Neden sorusunun cevabı aklıma geliyor aslında, adım gibi biliyorum neden terk edildiğimi fakat bu sefer de bunu kabullenmek istemiyorum. Ufak bir araştırma yaptım ve sonuç “meriç var ya dersanede, çok komik taklidimi yapıyor benim ” dediği o meriç var ya, he işte o meriç ile sevgili olmuş evlilik hazırlığı yapıp çeyiz diziyormuş (babayın düşmanlarını sikeyim).

Burada bir şeyler oldu abiler.. Burada işler nefrete dönüştü. Burada anladım ki mesele BENİM mesele BEN ile BENİM aramda. Orada burada kadın- erkek ilişkileri hakkında okurken MGTOW ile tanıştım. oradan da ERKEKADAM.ORG ile ve hikaye burada değişti (haziran 2017 ).

Sıralı liste okurken RAHİP MODU benim dönüm noktam oldu..

Neleri hayatımdan çıkardım ;
-İçki sigara uyuşturucu yok (az var )
-Porno, tatmin yok
-Arabesk/slow saçmalığı yok.
-Kimsenin hayatına bok atmak, özenmek yok.
-Gereksiz arkadaşlar, boş sohbetler yok
-Bir günümün diğeri ile aynı geçmesini sağlayacak hiçbir şey yok.
-Karı gibi mızmızlanmak ona buna dert yanmak yok.

Neler var ;
-Ağırlık kaldırmak var.
-Bir konu hakkında araştırma yapmak, okumak, bir şeyler hakkında bilgi toplamak var.
-Kılık kıyafeti yenilemek var.
-Eksikliklerini kabul edip onları zırh haline getirmek var.
-Saçma bir özgüven var.
-ağılık kaldırmak demişmiydim AĞIRLIK KALDIRMAK var.

Burada çoğu kişi şöyle düşünüyor; “ne değişecek amk”, “değiştiğini nasıl anlayacağım” , “kadınlar paraya gelir,paradan haber ver”. Ben böyle düşünmedim, sadece yaptım. KENDİME yaptım. Ne yaparsam KENDİM için yaptım. Tabi bu süreçte ERKEKADAM.ORG sıralı listeyi tekrar tekrar okuyorum. Not alıyorum. Altını çiziyorum. Çıktı alıp A4 kağıttan beğendiğim kısımları kesip duvarlarıma asıyorum. İnanın dostlar, değişim sürecini anlayamadan kendimi sahalarda buldum. Göz göze geldiğim her kız gözlerini önüne eğiyor, geceleri sürekli bir yerlere davet ediliyorum (çoğunu spora gitcem diye reddediyorum ama çoğu zaman param olmuyor). Kızlar benimle konuşmak için can atıyor. Abartmıyorum bakın iş ortamında, sosyal ortamlarda çoğu kadını ıslatıyorum. Hipergamisini kontrol edebilen duduklarını ısırmakla yetinirken, kontrol edemeyen (eski kaşar tipler) kucağımda zıplarken “ilteriş, ben ne zaman bu kadar aşık oldum sana” diyor. Gülüp geçiyorum. “Ne olur gitme bütün gün sevişelim” diyor kadın akşam daha genç bir kızla buluşacağımı, dinlenmem gerektiğini söyleyerek reddediyorum yine. Ve bu tarz, kadınlarda büyük bir arzu/istek/yanma /ıslanma ne derseniz onları uyandırıyor. Hatta yakın zamanda şöyle bir teklif aldım. Sana ben bakarım. Evini tutarım. Benim param ikimizi de yeter. (bunları diyen kadın 11 yaş büyük benden) ben özgürlüğüme düşkünüm diyerek bu teklifide reddettim.

Buradan sonra ki kısım saha raporları, hatun avı bölümü ve ne sıklıkla seks yaptığıma giriyor..

Son olarak; Benim sevdiceğim başka abi, bu kız bana değer veriyor abi, beni seviyor abi, evlencez abi, onun yaşadıklarını bilmiyorsun abi diyen parazitler için de şöyle bir dip not; geçen hafta bestekar da bir kızla tanıştım. Memur imiş kendisi. 2 erkek 3 kız oturuyorlardı. Tanımıyorum hiç birini. GİRDİM, HATUNU ALDIM ÇIKTIM masadan. Geceyi beraber geçirdik. Uyandığımda çıkmak için hazırlanıyordu. Acelen ne gibi bir soru sordum.. ve efsane bir cevap geldi.. “NİŞANLIMIN ABLASI İLE ALIŞVERİŞE GİTCEZ” …

Yazımı Mahmut Beyin efsane cümlesi ile bitiriyorum.

Not : Bu yazılanlar saçma geldi ise, sizi şuradan dışarı alalım hanımefendi.

Senin kendi ligin

“Rollo, Oyun farkındalığıyla ve kırmızı hapla yeni tanıştım.  Dönüşümümden beridir her geçen gün daha fazla kızla görüşüp daha başarılı oluyorum ama gerçekten çok güzel kızların benim seviyemin (ligimin) çok üstünde olduğunu hissetmekten kendimi alamıyorum.

Bu konuda tavsiyen var mı?”

Tomassi’nin 8 Numaralı Demirden Kanunu

Bir kadının seninle niye yatmayacağını anlamasını HER ZAMAN kadına bırak, asla bunu onun için yapma.

Feminen buyruğun sosyal buyruk olarak devam edebilmesinin önemli bir parçası, kadınların temel cinsel seçiciler olmasını muhafaza edebilmektir. Daha önceki yorum ve yazılarımda detaylandırdığım gibi bunun anlamı,  bir kadının cinsel stratejisinin gereksinim duyduğu şey, kadının çekiciliğinin izin verdiği ölçüde en iyi erkeği seçebilmesidir.

Bu tam anlamıyla hipergaminin tanımıdır ve bireysel seviyede, en damardan fişe takılı erkekler hariç tüm erkekler bunu çeşitli seviyelerde bilirler. Fakat, birçok erkeğin kaçırdığı şeyin, hipergaminin sosyal ölçekte ne kadar karmaşık olduğudur. Hipergaminin toplumda egemen pozisyonunu muhafaza edebilmesi için, feminen buyruğun varolan karmaşık sosyal gelenekleri muhafaza etmesi, yenilerini icat etmesi ve normalleştirmesi gerekmektedir. Bu geleneğin kapsama alanı, hayatın başından itibaren devam eden bireysel koşullanmadan, büyük ölçekli sosyal mühendisliğe (örneğin feminizm, din, hükümet, vs.) kadardır.

Kişiselden sosyal ölçeğe çalışan sosyal geleneklerden biri de “ligler” (seviyelerdir). Sosyal Eşleşme Teorisinin temel fikri şudur : “diğer herşeyi eşit alırsak, bir birey kendi çekiciliğine yakın ya da benzer bir bireyi çekici bulup, onunla eşleşir.” Başka her şeyden soyutlandığında, liglerin arkasındaki temel fikir budur. Lig mantığının sosyal geleneği, “diğer herşeyin eşit olmadığı” yerde, feminen buyruğu desteklemek için kullanılan ve aynı zamanda sosyal eşleşme teorisini destekleyen bir gelenektir.

“Lig”lerin gizli fonksiyonu ise, erkekleri kadınların cinsel onayı için kendi kendilerini önceden elemelerine teşvik etmektir.

Sosyal durum gelişip karmaşıklaştıkça, erkeğin kaynak ve güvenlik sağlayıcı birinin kişisel özelliklerini taklit etme yetenekleri de gelişip karmaşıklaştı. Başka deyişle, daha düşük seviyede erkekler bile kadınların cinsel filtrelerini yanıltacak ve cinsel stratejilerini by-pass edecek kadar akıllı hale geldiler. Hızla artan karmaşıklık nedeniyle kadın için, gerçekten uygun adayı rol yapandan, sapla samanı  birbirinden ayırmak güçleşti. Her yeni nesilde, bu dedektiflik işini kadınların kendi başına yapmaları beklenemez hale geldi. Bu nedenle de feminen buyruk erkekleri yardıma koştu ve feminen tanımlı toplumda varolabilmeleri için takip etmeleri gereken, içselleştirilmiş sosyal doktrinler yarattı.

Lig konsepti de bu doktrinlerden biri. Bir kadının cinsel yakınlığını hakedecek biri olup olmadığınızla ilgili şüphe, önceden koşullanmış, “onun seviyesinde / liginde olmadığınız” fikrinden kaynaklanır. “Eğer yapamayacağını düşünürsen, (yapamazsın ve ) doğru düşünmüş olursun” sözü burada geçerlidir. Yürüme korkusunun çoğu, kendi kişisel imajınızdan gelir – Ben HB9 bir kıza yürüyecek kadar yakışıklı, varlıklı, eğlenceli, kendine güvenli, ilgi çekici, iyi giyimli biri miyim? HB 6? Karşı karşıya olduğumuz tehlike çok yükseği hedefleyip başaramamak değil, çok alçak bir noktayı hedefleyip başarıya ulaşmaktır.

Cinsel pazarın değerlendirmeye dayanan standartlarının gerçekliğini tartışmıyorum – cinsel pazar çoğunlukla zor ve acımasız bir gerçeklik. Yapmaya çalıştığım, en fazla HB7 bir kızın seviyesine çıkabileceğinizi düşünme sebebinizi size göstermek. Yakışıklılık önemlidir. Oyun, para, kişilik, yetenek, vs. de önemlidir. Ama kendi öz değerlendirmeniz gerçekçi mi? Yoksa feminen buyruğun sizi inandırdığı lig mentalitesini baz alarak, cinsel pazarda değerinizi gönüllü olarak ve kendi elinizle mi azaltıyorsunuz?

Ligin Ekonomisi

Lig Mentalitesinin erkekler tarafından içselleştirilmesi, erkeklerin kendi kendilerini eleyerek kadınlar için daha iyisini daha kötüsünden ayıklamalarını sağlamaktır. Fakat bunun yanında, lig mentalitesi kadın milletinin toptan değerinin arttırılmasına da hizmet eder. Tüm ekonomik varlıklar gibi, feminen buyruk da piyasa değerini arttırma yeteneği üzerinde yaşar ya da batar. Feminen buyruk aslında bir pazarlamacıdır. Buradaki üzücü ironi ise şudur : geçtiğimiz ve şimdiki yüzyılda feminen buyruk kadın milletinin cinsel pazar değerine büyük değer atfederken, birey olarak kadınların değerine vurgu yapmamaktadır. Erkeklerde ise durum tam tersidir : erkeklerin CPDleri oldukça bireyselleşmiş iken, erkek milletinin cinsiyet olarak toptan CPDsinin değeri düşmüştür.

Demek istediğim, kollektif olarak kadın cinselliği, “ödül” olmaktan daha azına razı olmayı kaldıramaz. Tüm vajinalar altın standart olursa, erkek cinselliğinin değeri daha düşük olacaktır. Tanım gereği, erkeklerin kollektif cinselliği, kadınların cinselliğinin seviyesinin / liginin altındadır.

Bunu daha da açıklamak için, çoğu (değişik derecelerde beta) ortalama erkeğin, ortalama bir kadının “mucizevi bir ödül” olan ilgisi ile “kutsandığını” düşünelim. Güç dengesi başından feminen çerçeve içinde tanımlanmıştır. Erkeklerin nesnel olarak ortalamadan öte olmayan kadınları bile ONEitis yapabilmelerine şaşmamalı. Zaten lig şemasının amacı da budur – erkeklerin öznel bir şekilde, nesnel koşullarda aynı seçiciliğin yanından geçemeyecek kadınlara bağlanmasını sağlamak. Roissy zamanında, bir erkeğin sağlıklı bir ilişki yürütebilmesi için kadını tarafından 1 – 2 CPD puanı yukarıda algılanması gerektiğini varsaymıştı. Feminen buyruğun kadın cinselliğinin daha değerli olduğunu vurguladığı günümüzde, bu oldukça zor bir koşul. Ve daha buna, günümüz kadınının, yükselen sosyal medya tarafından aşırı şişirilmiş özdeğer algısını katmadık bile.

Ligi Oyuna Getirmek

Yukarıdakilerin hiçbirisi, lig / seviye kavramında gerçeklik payı yok demek değildir. Gerçek sadece erkeklerin “inandırıldıkları” şeyden farklıdır. Feminen buyruk erkekleri lig / seviye kavramına inandırırken, kadınların seviyesini toptan bir değere ortalayıp, tek tek kadınların aynı lig hiyerarşisini bypass etmesine çalışır. Erkeklerin kendi derecelendirme sistemleri olduğunu söylemeye gerek yok – bunlardan en popüleri fiziksel özelliklere dayanan HB 10 ölçeğidir. Söylemeliyim ki feminen buyruk içinde erkeklerin kadınları derecelendirdikleri her sistem, alay edilecek, utandırılacak ve şeytanileştirilecektir. Ama biz bunları zaten biliyoruz.

İrrasyonel kendine güven, Lig kavramını kenara atmak ve bu kavramdan kurtulmak için iyi bir başlangıçtır. Oyun farkındalığı olan erkek, biraz kurnazlık ile lig kavramını lehine bile kullanabilir. Bir kadına lig / seviye zihniyetini takmadan, neredeyse bir Zen ilgisizliği ile yaklaşarak, feminen gerçekliğin kontrol edebileceğinden fazlasına sahip olduğunuz mesajını gönderirsiniz. Alfayı çekici yapan, feminen buyruğu tam da bu şekilde sikine takmamasıdır; küçük yaşlarda koşullanması gereken kurallardan ya bihaberdir ya da bu kuralları zerre sikine takmaz. Görünür derecede “liginizin / seviyenizin üstünde” bir kadını oyuna getirmeye çalışmanız, feminen senaryoya şüphe tohumu ekerek onu alaşağı eder ve sizin algılanan değeriniz konusunda hayalgücünü tetikler. Şüphe çok güçlü bir silahtır, aslına bakarsanız Lig konsepti zaten erkeğin kendi değeri hakkında şüphesi üzerine inşaa edilmiştir. Lig gibi kadınların dayattığı sosyal geleneği reddederek bu aleti avantajınıza kullanın.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Çeviri : A Leauge Of Your Own