Ayrılmak istiyorsan söyle

“Eğer ayrılmak istiyorsan söyle” ya da “ayrılmak istiyorsan ayrılalım” gibi kelimeleri çok kolay kullanan insanlar var. Bu insanlar genellikle kendi terk edilme korkularını artık kontrol edemediklerinden, yatıştırmaları için partnerlerinin suratına fırlatıyorlar. “Ayrılmak istediğini düşünüyorum, belirsizliğe dayanamıyorum, lütfen bana ayrılmak istemediğini söyle, rahatlat beni” demeye çalışıyorlar. Bazen de üstü kapalı karşı tarafı tehdit ediyorlar, “böyle devam edersen ayrılacağız” demeye çalışıyorlar.

Ayrılmak istiyorsan söyle diyen sevgili sıklıkla istediği rahatlamayı alıyor. Ya da tehditi kısa ve orta vadede işe yarayabiliyor. Ama bu yaptığının bir bedeli var. Ayrılık kelimesini birkaç kere bu şekilde kullanmanız, karşı tarafta ayrılığa gidecek birkaç süreci başlatabiliyor.

Birinci süreç, karşı tarafın, ayrılmak istiyorsan söyle diyen sevgilinin ayrılma planları yaptığını düşünerek kendisini ayrılığa hazırlaması ve bu hazırlama sürecinde soğuyup kendisinin ayrılması. İkinci süreç ise, ayrılmak istiyorsan söyle diyen sevgilinin bunu terk edilme korkusundan, zayıflığından yaptığını anlamaya başlaması ve bu zayıflık nedeniyle partnerinden soğuması. Bir de tabii bir şeyi yeterince söyleyip karşı tarafı ikna etme durumu da var. Yani ayrılmak istiyorsan söyle diye tekrarlayınca partnerin “evet ya, galiba ayrılmak istiyorum” diye düşünmeye başlaması.

Uzun süreli ilişki içinde olanlara tavsiyem, gerçekten ayrılık kelimesini, gerçekten ayrılmak istediğinize az çok karar verdiğiniz bir süreçten geçmeden kullanmayın. Kesinlikle kullanmayın. Ayrılık kelimesini bir iki kere kullanmanız, ayrılık korkunuzun kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşeceği süreci başlatmak için yeterli olabilir.

Peki bir şekilde o hatayı yaptınız ve “ayrılmak mı istiyorsun” diye sordunuz. Cevap olarak da “bilmiyorum” diye bir şey söyledi. Bu ne demek? Bu genellikle, senden ayrılmak istiyorum ama henüz ayrılığa hazır değilim biraz daha bekle ayrılacağım” demek. Zaten bu nedenle çoğu durumda, kişi bilmiyorum cevabını görmezden gelip devam ederse, karşı tarafın değişmediğini, daha doğrusu daha kötüye gittiğini ve hazır olunca ayrıldığını görüyor.

Ayrılmak mı istiyorsun sorusunu sormasanız daha iyi ama sordunuz ve bilmiyorum cevabı aldınız diyelim. Ne yapacaksınız? Siz ayrılacaksınız. Orada hemen ayrılmak zorunda değilsiniz, 2-3 hafta hazırlanarak, kendinizi çekerek bekleyip ayrılabilirsiniz ama sizin ayrılmanız daha iyi. Yoksa genellikle size bunları sorduran davranışları çekmeye devam edersiniz.

Blöf ayrılığı

Konumuzla az çok alakalı bir başka kavram da blöf ayrılığı. Bu tip bir ayrılıkta ayrılan partner aslında karşı tarafın kendisini çok da istemediğini, kısa süre içerisinde terk edeceğini anlamaya başlıyor. Kendisi ayrılmak istemiyor olsa bile ondan ayrılırsam benim peşimden koşar umuduyla ayrılıyor. Karşı taraf özellikle de henüz vicdanen buna hazır olmadığı için ayrılmıyorsa, birden önüne gümüş tepsi ile sunulan ve vicdan azabı çekmeden ayrılığı sağlayacak teklifi cebine koyup gidiyor. Belki giderken tiyatro niyetine bir iki damla gözyaşı da döküyor.

Bölf ayrılığını, genellikle terk eden tarafın karşısındaki insanın peşinden koşmadığını görmesi ile terk ettiği insanın peşinden koşması izliyor. Ama bu kolay ayrılığı cebine koymuş olan taraf tabii ki geri gelmiyor.

Böyle bir durumda benim tavsiyem kendinizi geri çekmeniz ve eğer işler bu şekilde düzelmezse diye kendinizi ayrılığa hızlıca hazırlamanız. Bu süreç zor olacağı için mümkün olduğu kadar kısa olsun ama mümkün olduğunca hazırlanın.

Bir insan blöf ayrılığına sıklıkla, karşı tarafın artık sürekli olarak, çok küçük nedenlerle kavga çıkarmasına tepki olarak gidiyor. Karşı taraf artık sevgilisine tahammül edemediği için küçük şeylerden bile rahatsız olabiliyor ya da daha beteri, karşı tarafı ayrılığa sürüklemek, terk edilmek için kavga çıkarıyor.

Bu durumda karşınızdakinden ayrılmayın demiyorum. Blöf olarak ayrılmayın diyorum. Mümkünse o terk etsin ama hem terk etmiyor hem de kavgalara devam ediyorsa bir yerde sizin kendinizi tamamen geri çekmeniz gerekecek. İşte bu süreçte ayrılığa hazırlanın ve gerektiğinde gerçekten terk edin. Blöf yapmayın.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Kırılgan narsist kadının en güçlü manipülasyon taktiği

Başında oldukça cazibeli ve şefkatli davranan kız arkadaşınız, daha sonra her pozitifi negatife dönüştürebilen, asabi, kaygılı, kızgın ve çoğu zaman sizin hakkınızda şikayet eden, sürekli sizden iğrenir gibi bakışlar atan, size ne kadar aptal ve umutsuz olduğunuzu söyleyen birine mi dönüştü? Artık sizi sıklıkla aşağılayan, alay eden, size karşı saygısızlık yaparken sürekli olarak sizi ona karşı saygısızlık yapmakla suçlayan biri haline mi geldi? O zaman kız arkadaşınız, buna sebep olabilecek tek rahatsızlık bu olmasa da, bir kırılgan narsist olabilir.

Bu bölümde kırılgan narsist bir kadının bazı spesifik manipülasyon taktiklerinden bahsedeceğiz. Kimsenin böyle toksik bir insan ile ilişkide kalmasını tavsiye etmem ama bu ilişkide kalma zorunluluğunuz varsa, bu manipülasyonları nasıl yönetebileceğinizi de konuşacağız. Ama tabii siz yine de bu ilişkiden kaçarak uzaklaşın.

Kırılgan narsist bir kadının ilk ve en temel manipülasyonu, kurtarılmayı bekleyen mahsun prensesi oynamaktır. Kırılgan narsist kadın mağduru oynar. Aslında buradaki oynar kısmı aslında tam olarak oyun da değildir zira kırılgan narsist kadın genellikle, durum ne olursa olsun, o duruma kaç kere düşerse düşsün,  kendisini gerçekten de masum bir kurban olarak görür. Bir kere bile oturup “belki sürekli tekrarlanan bu problemlerde benim de bir payım var” diye düşünmez. Bunun yerine kendisini çaresiz, kronik olarak kötü davranılan ve yanlış anlaşılan biri olarak görür. Kendini tüm o zorbalardan ve kötülüklerle dolu dünyadan korumak dışında bir şansı olmadığına inanır.

Kırılgan narsist bir kadın, başına gelen tüm çatışma ve kaosu, mağdur kimliğini pekiştirmek ve güçlendirmek, bunun sonucunda da bu mağdur kimliğini onaylayan insanları kendisine çekmek ve kahramanı oynayacak bir partner bulmak için genellikle kendisinin yarattığının farkına varamaz. Bu “kahraman” partner tabii ki kısa bir süre sonra kahramandan koca bir pisliğe sürüleceğinin farkında değildir.

Kırılgan narsist kadının mağdur zihniyetini onaylamayan herkes kötü adamdır. Aslına bakarsanız, kırılgan narsist kadının algısını az da olsa sorgularsanız ya da problemlerini çözmesi için ona çözüm önerirseniz ya boşu boşuna kavgalara tutuşursunuz ya da önünüzde koca bir duvar örülür ve o duvara toslarsınız. Kırılgan narsist kadını değersizleştirmekle, empati kapasitesi olmamakla, bir kadını anlama kapasitesi olmamakla  ve hatta psikolojik şiddet ile suçlanırsınız.

Kırılgan narsist kadınla ilgili anlamanız gereken şey, bu insanın mağdur zihniyetinin, psikolojik bir savunma mekanizması olduğudur. Mağdur zihniyetinin, başkalarından ilgi, sempati, onay ve kaynak alma, tüm davranışlarının sorumluluğundan kendini azad etme, hiçbir şeyin suçlusu olmama, aynaya bir kere bile bakıp temel probleminin kendi ruhunda olduğu gibi çok sıkıntılı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalmama gibi bir sürü işlevi vardır. Yani kırılgan narsist kadının kendi hatasını kabul etmesinin, çok derin utanç, güvensizlik ve yetersizlik duygularını tetikleyeceğini ve bu tetiklemenin de kırılgan narsist kadının dehşetle korktuğu, tüm kimliğini mahvedecek bir çöküntüye yol açacağını anlamalısınız.

Kırılgan narsist zaten kırılgan kişiliğini korumak için yıllar boyunca tüm bu savunma katmanlarını inşaa eder ve bu nedenle de, böyle bir çöküntüden kaçmak için elinden geleni yapar. Kırılgan narsistin elinde, sahte kimliğini korumak için kullanacağı bir sürü silah vardır. Eğer onun “hatasız” olmasını ya da davranışlarını sorgularsanız, bu aşırı kırılgan balona iğne batırırsınız ve bu nedenle de kadın hemen saldırıya ve savunmaya geçer. Gaslihting, suçu saptırma, yansıtma gibi manipülasyonlarla, kendi mağdur edebiyatlarına uyacak şekilde olayları ve geçmişi yeniden yazma çalışmasına başlar. Sizin kafanızı karıştırmak, enerjinizi emmek, size yönünüzü kaybettirmek için elinden geleni yapar.

Bu nedenle, kırılgan narsist kadının kurban zihniyetine meydan okumak ya da onun problemlerini çözme rolüne bürünmek her ne kadar karşı konulmaz bir istek olsa da, bunlar onun kendisini iyi hissetmesini sağlamayacaktır. Bu insanla, özellikle sizi düşman olarak çizdiği durumlarda, temel fikir ayrılıklarınız olsa da, kadının bizzat kendi eliyle yarattığı sorunu çözmek için uğraşmanın hiçbir faydası olmayacağını anlamanız lazım.

Eğer kırılgan narsist kadının şikayetleri size yönelik değilse, en iyisi şefkatli ama mesafeli durmak. Kadının duyguları ile hemfikir olmanıza gerek yok ama bu duygulara sahip olduğunu gördüğünüzü gösterin. Tartışmaya girmek yerine, “bana anlattıkların senin için gerçekten zor olmalı” gibi bir şey söyleyin.

Maalesef kırılgan narsist kadının mağdur zihniyeti sıklıkla sizi hedef alır. Kırılgan narsist kadın, sizi rahatsız eden bir şeyi onunla konuştuğunuzda genellikle “inkar et – saldır – kurban saldırgan rolünü ters yüz et” (Darvo – Deny, Attack, and Reverse Victim and Offender) tekniği ile kendi kurban duruşunu pekiştirmeye çalışır.

Diyelim ki saat 7’de restoranda buluşacaksınız ama partneriniz sürekli olarak geç kalan bir tip ve saat 7:30 olmasına rağmen gelen giden yok. Bu canınızı sıkıyor ama eğer bu konuyu açarsanız bütün akşamın berbat olacağını da biliyorsunuz. Sonunda partneriniz restorana geliyor ve tabii ki hiçbir şey olmamış, geç kalması problem değilmiş gibi davranıyor. Kendi sorunlarından konuşuyor ve tabii ki sizin gününüz hakkında tek bir soru sormazken, sizi yediğiniz veya giydiğiniz şeyler ile eleştirmekten de geri durmuyor.

Eve dönerken geç kaldığı aklınıza geliyor ve “bugün neden geç kaldın?” diye soruyorsunuz. Tabii ki hemen savunmaya geçiyor ve geç kaldığını inkar ediyor ve zaten “7:30’da buluşacaktık” diyor. Kendisine mesajlaşmanızı gösterdiğinizde ise sinirleniyor ve “bu kadar basit bir şeyden neden problem yaratıyorsun” diye size çıkışıyor. “Ya senin geç kaldığın tüm o buluşmalara ne demeli?” diye saldırıya geçiyor.

Burada “sadece neden geç kaldığını merak ettim, işte mi takıldın, trafikte mi? Sorun etmiyorum ama geç kalacağını söyleyen bir mesaj atman iyi olur” diye cevaplıyorsunuz diyelim. Bu aşamada kırılgan narsist kadın kurban – saldırgan rolünü ters yüz etme yoluna giderek “hep böyle yapıyorsun, benim sadece birkaç dakika geç kalmamı bahane edip berbat biri gibi hissetmemi sağlamaya çalışıyorsun” diyor. “Beni sürekli eleştiriyorsun, sürekli nerede olduğumu bilmek istiyorsun!”.

“Bak sorun yaratmaya çalışmıyorum, sanırım ikimiz de eğer geç kalacaksak bunu birbirimize haber vereceğimiz konusunda hemfikir olabiliriz” diyorsunuz. Tabii ki özür dileyip bu çözümü kabul edeceğine, sorumluluğu üzerine almamaya ve sizi manipüle etmeye devam ediyor.

Böyle bir durumda ne yapabilirsiniz?

Farkına varmanız gereken ilk şey, kırılgan narsist insanların yapacaklarını tahmin etmenin aslında çok kolay olduğu. Bu insanlar hemen hemen her zaman aynı davranış kalıpları ile tepki verirler. Bu nedenle de olayda duygusal olarak yükselmek, kafa karışıklığına düşmek ve karşı tarafın sorumluluk alması için uğraşmak yerine, bunun bir davranış kalıbı olduğunun farkına varın. Problemlerinizi, ihtiyaçlarınızı ya da endişelerinizi ne kadar ince bir şekilde konuşmak isterseniz isteyin, kırılgan narsist kadın bunu kendisine yönelik kişisel bir saldırı olarak görecek.

Kırılgan narsiste meydan okuduğunuzda, söyleyeceğinizi açık bir şekilde söyleyin, davranışlara odaklanın, savunmaya geçmekten kaçının ve narsistin sizi konudan uzaklaştırmasına izin vermeyin. Asıl konuya dönün ve kendisine aynı takımda oynadığınızı hatırlatın. Fakat o an içinde, onun gözünde “düşman” olduğunuzu unutmayın. Belki de sizi sürekli olarak “düşman” olarak görüyor ve konuşmadan en kısa sürede çıkmanız gerekebilir. Bu nedenle sakin kalın ama kararlı olun. Bir yandan da bu insanın bakış açısını değiştiremeyeceğinizi bilin. Kendinizi savunmaya ya da karşınızdakinin onayını almaya veya haklı olmaya çalışma tuzağına düşmeyin. Sadece ve sadece kendi esenliğinize önem verin.

Çeviri: The Female Covert Narcissist’s Most Powerful Manipulation Tactic

Benim ve aslında yayını yapan terapistin tavsiyesi, kırılgan narsist partner ile ilgili tavsiyem, ne kadar zor olursa olsun bu insanı geri dönüşsüz terk etmeniz ve tamamen ghostlamanız. Her yerden engelleyin ve size ulaşmasına izin vermeyin. Ama maalesef bu bazen mümkün olmuyor. Örneğin bu kişiden çocuğunuz varsa ya da boşanma aşamasındaysanız kendisi ile muhatap olmanız gerekiyor. Hem bu nedenle, hem de burada anlatılanların böyle bir insanla birlikte olduğunuzu anlamanız için faydalı olacağından çevirisini yaptım.

Bizim Erkekler için İlişkiler Seti‘nin bir parçası olan Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Rehberi kitabına da bakabilirsiniz.

Bu arada bunu kırılgan narsist erkekler de yapıyorlar ama kurtarılmayı bekleyen mahsun kurban bir erkeğe çok çekici geldiğinden özellikle efendi erkekler bu tuzağa düşerlerken, kadınların çoğuna itici geldiğinden, kırılgan narsist erkeklerin çoğu incel geziyorlar (sesi çok çıkan incellerin de aynı şekilde kurban psikolojisinde olduklarına ve problemlerini çözmeye yönelik en ufak tavsiyeye bile nasıl şiddetle saldırdıklarına dikkat edin.)

Ev tutup gelme sözü aldığım kız son anda çark etti – Vaka Çalışması

Merhaba abi. 

Yanlış olduğunu biliyorum ama rastgele girdiğim bir üniversite grubundan birkaç kıza yazdım ve bu kızla işleri ileriye götürebildim.

Evet, üniversitede görece dar bir grupta çok kısa süre içerisinde birkaç kıza yürümen, bu grupta adının çıkmasına neden olabilir. Bu tür gruplarda isminizin çıkması ne kadar yayılır tabii şüpheli ama belli de olmaz. Bir sınıfta ya da kulüpte bunu yapmanız, o sınıfta ya da kulüpte bir daha hiç kız bulamamanıza neden olabilir bu arada onu zaten yapmayın. Bir kulübe girer girmez hızlıca 2-3 kıza yürüyen ve tüm kulüp tarafından dışlanan çok adam var. Bunu bir de kendi sınıfında yapan var ki tam facia.

2 gün içinde 1 hafta sonraya buluşma ayarladım. Buluşma gününe kadar az mesajlaştım birkaç kere de araştık. Sizin ilk buluşma ile ilgili olan yayınınızı da izledim. Buluşma sırasında da bunları uygulamam gerçekten sizin bahsettiğiniz gibi rahat bir buluşma geçirmemi sağladı. Oturduğumuz kafede ufaktan öpüştükten sonra bir parka gittik ve orada devam ettik. Kız klasik sen libidomu yükseltiyorsun çok güzel öpüşüyorsun gibi şeyler söylese de ben kafamda “lan bıragg 🤠” diyordum. Ben bu sırada senin yapmayın dediğin ama sonradan öğrendiğim, yatmadığım kızın orasına burasına ellememe olayını gerçekleştirmeyip baya elledim.

Bu seni aç abazan gösterir. Aşırı abartırsan arıza gösterir. Karşı taraf sana karşı korku ve küçümseme karışımı bir şeyler hisseder ki hiç de iyi bir şey değil.

Kız bana “keşke ev olsaydı” dedi.

Ev olsaydı daha fazlasını yapabilirdin ama genç yaşlarda ev lüks oluyor.

Biraz daha kızla böyle oturduktan sonra vedalaşırken yurda varınca yaz dedi. Alay eder gibi cevap versem de kız ciddi ciddi yaz diye diretti. Mesajlarda da ilgisi çok yüksekti. 3 gün sonra akşam aradım onu ve ilk buluşmanın 1 hafta sonrasına ev tutabileceğimi gelip gelmeyeceğini sordum. Gelirim dedi. Normalde kıza böyle sormamak gerekiyor ama kız kendisi bu kadar istekli davranınca ben de sormak istedim.

Sormamak gerekiyordan ziyade risk alıyorsun. Ters tepebilir ama bazen risk alırsın. Risk aldığını ve ters tepebileceğini bilerek yapıyorsan büyük dert değil. Yani eğer son anda çark ederse ya da bazen son anda “sen beni sadece şey için istiyorsun görüşmeyelim” falan derse sakin kalmayı bileceksin.

Ayrıca o sıra ne bir arkadaşım evde kalıyor ne de ben. Kızın evi var ancak aile evi ve pek boş kalmıyor. Kız eve gelmeyi kabul edince arayı fazla açmamak için o güne gelmeden bir buluşma daha ayarladım. Normalde buluşacağımız yere gelemeyeceğini annesinin sıkıştırdığını söyledi ve biz de ikimize de orta mesafede olan başka bir yerde buluştuk. Buluşma sırasında annesiyle telefonda falan konuştu ve kafası çok başka yerlerdeydi. Kahveleri içtikten sonra ayak üstü bir yerde öpüştük (kız uygun ortamı bulunca dudaklarıma yapıştı) ve kızı yolladım. Sonrasında ev buluşmasının bir gün öncesi yazdım ona çok geç cevap verdi hasta olduğunu söyledi ben de geliyorsun dimi yazdım.

Geliyorsun değil mi yazılmaz. Yarın görüşürüz yazılır. Bir zamanlar kadının gelip gelmediği kontrol edilmezdi, isteyen kadın gelir denirdi ama günümüzde iletişim o kadar kolay ki, kontrol etmediniz mi, kadın sizin gelmeyeceğinizi düşünüyor. O nedenle buluşma öncesi bir kontrol gerekiyor ama bunu “gelecek misin?” diye yapamazsın. Ulaşırsın, muhabbet edersin ve yarın görüşürüz dersin. Eğer gelmeyeceği varsa o zaman sana söyler.

O mesaja bakmadı.

Kötü.

Buluşma günü 2 3 kere aradım bakmadı.

Peşinden koşar duruma düşmüşsün. Kötü.

En son aradığımda bir erkek açıp “gelmiycek” dedi ve suratıma kapattı.

Hahaha. Bunu beklemiyordum. Kızın arkadaşı, kuzeni falan olabilir. Riski aldın patladı. Burada bırakacaksın. Bu kıza hiç ulaşmaman lazım. O sana ulaşacak. Peşine düşerek çok abazan duruma da düşüyorsun.

Sonrasında benim aklıma inanılmaz senaryolar geldi ve aşırı sinirlendim.

Ne gibi?

Tekrar aradım ve bu sefer kız açtı.

Sana cevap vermeyen kızın peşinde koşuyorsun. Sadece ezik ve abazan değil, bu aşamada arıza ve korkutucu oldun. Risk aldın, patladı. Sakin kalman gerekiyor. Kız o eve gelmedi diye bir daha bir yere gelmez değil ama sen kafayı yiyerek kızı korkutuyorsun, kendini küçültüyorsun.

Kıza çok yüksek sesle bağırdım.

Ohanesburger!

Yuh. Kız gelmiyor işte, hala neyin peşindesin 😮 Son anda çark etti. Normal. Bir arkadaşı ne yapıyorsun sen demiştir, sonradan “slut defense” (hafif kız kalkanları) aktif hale gelmiştir, vs. Başını, tam da hak ettiğin gibi, belaya sokacaksın. Ayrıca bu olayda kendini kaybederek, duygusal zayıflık göstererek, kızın gelme ihtimalini de sıfırladın.

Kız hastaydım sabahtan beri masada uyuyordum o yüzden bakmadım. En son tuvalete gitmiştim o sırada arkadaşım bakmış. Dedim işte geliyor musun falan o da bilmiyorum vs. Dedi. Ben bunlar olunca geceyi geçirmese bile cinsellik yaşansın da sonra evine giderse gitsin diye birkaç saatliğine gel o zaman dedim.

Abazanlık başa bela. Az önce bağırdığın kıza bunu teklif ettin.

Kız da deneyeceğim dedi.

Gelmez, telefonu kapamak için öyle diyor.

Sonra kapattık 5 10 dakika sonra kız aradı ve açtığımda aynı çocuk cevap verdi. Bana küfretmişsin şöyle böyle falan biraz gerginlik oldu. Pek uzatmadan kapattık. 

Seni iyi bir dayak kendine getirir aslında.

Ben yola çıktım bu sırada kızın gelmeme durumunu düşünerek evi de tutmuşken boş geçmesin diye arkadaşımla falan konuştum. Kız gelmezse takılalım içelim vs. Diye. Kızı aradım yine dedi işte annem telefonda seni görmüş babama da söylemiş babam okuldan almaya geldi senin için ailemi karşıma aldım falan. Ben de dedim dikkat et ne yapıyorsan yap bir şekilde bana olumlu veya olumsuz haber ver dedim. O gün 2 tane arkadaşımı davet ettim sağ olsunlar geldiler yemek içecek ne varsa onlar karşıladılar. Bir gün sonra kız yazdı bana artık konuşamayız diye.

Beklenen son.

Ben de peki yazdım. Sonrasında bu kadar mıydı gerçekten yazınca girdim konuya seni arıyorum ulaşamıyorum sonra bir tane erkek açıyor ve o cevap veriyor. Arkasına senin telefonundan arayıp beni tehdit ediyor vs. Kız da bir şeyler söyledi sonrasında bağırdığım için çocuk duymuş küfürleri ve kız da korkmuş belli bir süre konuşmayalım dedi. Ve bir daha hiç yazmadı da aramadı da. 

Beklenen son.

Burada benim yaptığım hatalardan birisi öpüşürken fazla orasına burasına ellemek ve abazan davranmak olabilir diye düşünüyorum.

Hayır. Riskli bir teklif yaptın, ters tepebileceğini, son dakika direnci olabileceğini öngörüp sakin kalacaktın.

Ki zaten hayatımda öpüştüğüm 2.kızdı ve gerçekten ilkine göre çok çok deneyimli duruyordu. İlkine göre de daha hızlı ilerlemişti her şey. Başka birisi de ev tutma işini çok erken yapmak ve acele etmek diye tahmin ediyorum. Ayrıca ilk buluşma sırasında yanlış olduğunu bilsem de eski ilişkiler hakkında kaç kere öpüştün kaç kere cinsel ilişki yaşadın gibi sorular da sorduk. Kız bakire olmadığını söyledi. O 18 ben 20 yaşındayım. Kızın instagram hesabında takip takipçi dengesi normaldi annesi babası belliydi etiketlenenlerde eski fotoları ve aile fotoları da vardı.

Ortada problem olabilecek ama yeni tanıştığımızda problem olmayacak bir şey vardı ki o da kızın ekonomik durumunun benden 3 kat falan iyi olmasıydı. Şimdiden teşekkür ederim abi kolay gelsin.

Bu olayı senin bağırıp çağırman bitirdi. Yoksa muhtemelen daha görüşür ve ilerlerdiniz. Cüretkar bir teklif yapacaksanız, sonunda olabilecek negatif durumlarda sakin kalmayı bilin, bilmiyorsanız cüretkar teklifler yapmayın diyeceğim ama arada cüretkar teklif riskini göze almanız akıllıca olabilir o nedenle siz en iyisi işler istediğiniz gibi gitmedi mi sakin kalmayı öğrenin.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Benim hoşlandığım kişiler benden hoşlanmıyor . Benden hoşlananlardan da ben hoşlanmıyorum?

“Benim hoşlandığım kişiler benden hoşlanmıyor . Benden hoşlananlardanda ben hoşlanmıyorum? Ben o kadar da hoşuma gitmeyen kızlara karşı umursamaz davranabiliyorum ve bu kızlar benimle görüşmeye daha istekli oluyorlar ama bir kız hoşuma giderse o kıza kontrol edemeyeceğim duygular besliyorum ve kızı kendimden uzaklaştırıyorum. Ne yapmalıyım?”

Öncelikle burada sorun olan “benden hoşlananlardan da ben hoşlanmıyorum” kısmı değil. Hoşlandığı kişi ile beraber olabilen birinin “yahu benden hoşlanandan neden hoşlanamadım?” diye dert ettiğini sanmam.

Bu soruyu soranlar sanki değişik bir durumları varmış gibi soruyorlar hatta bazıları “abi benim durumum farklı” gibi bir şey söylüyorlar. Özel bir durum yok, hoşlanmadığı kadına herkes umursamaz davranabilir. Mesele hoşlandığın kadına aynı şekilde davranmak.

Devam etmeden bir parantez açayım ve umursamamayı kendisini umursamayan kadınların hıncını, kendisinden hoşlanan kızcağızdan çıkarmaya çalışacak şekilde kıza kötü davranma olarak yapanlar var yani aynı şekilde davranmak gerek derken hoşlandığın kızlara da götlük yapın demeye çalışmıyorum.

Benim lugatımda “umursamamak” kadını umursamamak değil, kadın ile işlerin iyi ya da kötü gitmesini pek umursamamaktır. “Bu kız hoş, olsa iyi olur, olmazsa talihsizlik ama sonra başkası ile olur” gibi bir zihin yapısında ve rahatlıkta olmaktır.

Bu konuda ne yapmanız gerektiğine gelelim. Aslında bu konuda ne yapmanız gerektiğine, “Bir kız beni sadece onu önemsemediğim zaman önemseyecekse, bir ilişkinin ne anlamı var? – Vaka Çalışması” yazısında değinmiştim:

“Çoğu insanın, başka bir insanla etkileşiminde muhtaç davranmasının sebebi, karşısındaki kişiyi, yoğun bir duygusal ihtiyacını karşılayacak kişi olarak seçmesi. Saatlerce mesajlaşman, hemen günaydın mesajları atarak ya da iltifat ederek aynı yoğun etkileşimi devam ettirmeye çalışman, uzun süredir açlığını hissettiğin samimiyet, yakınlık ve cinsel istek gibi duyguların hemen ve anında karşılanmasını istemen ve karşındakini bunları karşılayacağın, daha doğrusu yapışıp somuracağın kaynak olarak ataman nedenli. Çok açım ve bana ihtiyacım olanı hemen ver diye yakasına yapışıyorsun. Ne zamandır böyle hissetmiyordum, ne zamandır yalnızlık hissimden bu kadar uzaklaşmamıştım, bana hemen şimdi daha fazlasını ver!

Sen hemen ve çok fazla ihtiyacını karşılamak için yoğun duygusal yatırım yapıyorsun. Karşındaki ise aynı yoğunlukta değil ve senin ihtiyacın olan ve hemen talep ettiğin yoğunlukta verecek seviyede değil. Karşısında, kendisinde henüz olmayan yoğun açlık görünce de kız, normal her insanın yapacağı gibi bundan rahatsız olmaya ve senden uzaklaşmaya başlıyor.”

Burada önemli bir nokta da, hoşunuza giden bir kadının kısa sürede çok hoşunuza giden bir kadın olmaya başlaması ve artık bu kadına karşı kontrol edemeyeceğiniz duygular hissetmeye başlamanız.

Bunun en önemli nedenlerinden birisi, bu kadına duygusal yatırım yapmanız. Bunu davranış ve düşüncelerle yapıyorsunuz.

  • Başından çok hoşlanmadığınız bir kadını sürekli düşünmüyorsunuz ama başından hoşlandığınız kadını sıklıkla düşünüyorsunuz.
  • Başından çok hoşlanmadığınız bir kadının mesajınıza nasıl cevap verdiği sizin için pek fark etmiyor ama başından hoşlandığınız kadın geç yazarsa kaygı duyuyorsunuz.
  • Başından hoşlandığınız kadınla ilgili hayal kurmaya başlıyorsunuz.
  • Başından hoşlandığınız kadınla daha fazla vakit geçirmeye çalışıyorsunuz.
  • Başından hoşlandığınız kadının Instagram’ına daha sık bakıyorsunuz, Whatsapp mesajına cevap verdi mi diye daha sık kontrol ediyorsunuz.

Bütün bu eylemleriniz ise, kontrol edemediğiniz duygu seline neden oluyor. Yani kontrol edemediğiniz duygu seli yüzünden düşünüyor, kaygılanıyor, hayal kuruyor, bakıyor, vs. değilsiniz. Düşünüyor, kaygılanıyor, hayal kuruyor, bakıyor, vs. olduğunuz için kontrol edilemez duygu seli yaratıyorsunuz!

Dikkat ederseniz duygusal yatırımın çoğunu, maalesef teknoloji nedeniyle, kadınla yan yana değilken, durduğunuz yerde ve gayet kontrol altında tutabileceğiniz bir durumda, kontrol etmek için bir çaba göstermeden yapıyorsunuz. Başından duygu selini engelleseniz, sonradan ortaya çıkan seli dizginlemek için çabalamanıza gerek kalmayacak. Ateşi kontrol etmediğinizden, ateş her tarafı sarıyor.

Siz tavsiyem, ateşin her tarafı sarmasına başından izin vermeyin. Aslında kendi başınızayken, özellikle başlarda az ama bilinçli bir çaba ile ateşin kontrolden çıkmasına izin vermeyebilirsiniz, bu çoğu erkek için bu aşamada gayet yapılabilir bir şey.  Ateş bacayı bir kere sardı mı, o yangının her şeyi mahvetmesini engellemek çok zor.

Çok hoşlanmadığınız bir kızı umursamadığınız gibi hoşlandığınız kızı da umursamayın derken ne dediğimi artık daha iyi anlıyorsunuzdur umarım.  “Güzelim sen kimsin, benim elimin altında senden çok var, sen bana layık mısın?” götlüklerinden bahsetmiyorum. Şunun gibi şeylerden bahsediyorum:

  • Hoşlandığınız kadını düşünmeye karşı koyun.
  • Hoşlandığınız kadın cevap verdi mi diye sıklıkla kontrol etme dürtüsüne engel olun. Geç yazarsa “beni istemiyor mu” kaygıları yerine “işi vardır” diye düşünmeye eğilim gösterin.
  • Hoşlandığınız kadınla ilgili hayal kurmaya karşı koyun.
  • Hoşlandığınız kadınla daha fazla vakit geçirme dürtünüze engel olun.
  • Hoşlandığınız kadının Instagram’ına hemen hiç bakmayın, Whatsapp durumuna bakmayın.

Bunların çoğu sizin kadınla ilişki pahasına kadını hedonist, dopaminerjik zevkler için kullanmanız şeklinde hareketler. Kadını düşünmek, hayal kurmak, daha fazla vakit geçirmeye çalışmak size ekstra zevk veriyor. Cevabını kontrol etmek, cevap verdiyse “dopamin şelale” diye zevklenmek için. Ama bu ucuz zevkleri kullanırken yanlışlıkla kadına bağımlı oluyorsunuz, simp oluyorsunuz ve gerçek zevklerden mahrum kalıyorsunuz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

 

Beni reddetti ama bakıyor bunu neden yapıyor? – Vaka çalışması

Merhaba. Ben 30 yaşındayım. Çalıştığım yerde (aynı şirkette değil binada) bir süre bakıştığımız bir kız vardı. Sonunda gidip çıkma teklif ettim ve beni direkt reddetti. Ben kendi işime baktım ama neredeyse 2 ay oldu, hala bana bakıp duruyor. Habersiz bakıyor ama ben baktığını fark ediyorum. Ben hiç ona bakmıyorum ve o yokmuş gibi davranıyorum. Bunu neden yapıyor? Benimle dalga mı geçiyor yoksa egosunu mu tatmin ediyor?

Birincisi, çıkma teklifi pişmanlıktır. Sadece uzaktan bakıştığın kızla gider konuşursun, birkaç konuşmada sıcaksa buluşmaya davet edersin. Eğer iki teklifini reddederse kızı bırakırsın. Şimdi sen pat diye çıkma teklif ederek işi başından kilitlemişsin, direkt reddedilmişsin.

İkincisi, iki aydır bakmasan bile dikkatin muhtemelen sürekli olarak kızda. Kız da arada sırada sana bakacağı için, koca 2 ayda her bakışını kendine yorumladın. Bu tür kızın amacı nedir sorularının cevabı hemen her zaman “yoksa beni istiyor da ondan mı yapıyor” şeklindedir. Sen “benimle dalga mı geçiyor yoksa egosunu mu tatmin ediyor” diye sorarken aslında cevabın “ne dalgası, ne egosu, seni istiyor, pişman oldu, gel yiğidim demeye çalışıyor” gibi bir şey olmasını umuyorsun.

Muhtemelen özel bir sebeple yapmıyor, kıza bakmamaya çalışıp bir yandan da onun sana bakıp bakmadığını hissetmeye çalışırken kasıntı durman gülünç olabilir. Senin yöne her baktığında kendi üzerine alınıyor olabilirsin.

Bu durumda gidip bir daha teklif etsem mi?

Çıkma teklif etmesen gidip konuşabilirdin ama bir kere öyle direkt reddedildiğin için bu kızı pas geçmeni tavsiye ederim. Bu durumda “sürekli bakıyor, belki de beni istiyor” diye gidenlerin %90’I hüsrana uğrıyorlar. Senin için de ihtimaller bunlardan daha iyi değil.

Ayrıca komik bir şekilde yok saydığın kızla birden nasıl konuşacaksın. Çıkma teklif et sonra arıza bir şekilde yok say davranışların gerçekten absürt ve dediğim gibi arıza. Eğer kıza pat diye çıkma teklif etmek yerine kızla biraz muhabbet, bağ kurmaya çalışsaydın da sonra reddedilseydin, kız seni istiyor hale gelseydi sana ulaşırdı, seninle konuşurdu zaten. Pat diye teklif ederek ve üstüne kızı görmezden gelerek bu tür bir dönüşün önünü kesmişsin.

Bu arada iş ve okul ortamında bu şekilde çıkma teklifli ya da hemen hemen aynı anlama gelen “seni tanımak istiyorum” şeklinde yürüme yaptınız ve reddedildiyseniz, bunu ikinci kez yapmayın. Alt tarafı iki kere reddedilirim diye düşünebilirsiniz ama bu şekilde şikayet edilen çok adam gördüm. Şirketine şikayet ediliyor mesela ya da kadın bir daha bana yaklaşırsan seni şikayet ederim diye tehdit edebiliyor. Bazen nadir olsa da öfkeli bir erkek arkadaş ya da kocayla da muhatap olma ihtimaliniz var.

Özellikle iş yeri ve okul çevresinde, ortaokul çocukları gibi çıkma teklif etmek yerine, sürekli olarak bir makul bir şekilde reddedebileceğiniz incelikte hareket edin. Mesela gidin normal muhabbet edin, hemen telefon istemeyin, sonra gördüğünüzde bir iki kere daha konuşun ve sıcaksa bir şeyler yapmaya çağırın ve tel alın. Tüm bu aşamalarda kadın sizi soğuk ve kısa cevap vererek olsun, buluşma isteğini reddederek olsun dolaylı olarak reddedebilsin. Hani kadın da, bunu anlattığı kişiler de sizin neden konuştuğunuzu biliyor ama siz bir yerde çıkıp “yok canım, yanlış anladı, öyle bir niyetim yoktu” diye makul bir şekilde olayı reddetseniz, gerçekten de karşıdaki pek bir şey söyleyemez.

Bu bakıyor, neden bakıyor olayının bir de online versiyonu var onu daha fazla duyuyorum: Abi beni reddetti / terk etti ama hikayelerime bakıyor. Neden?

Senin hikayelerin, diğer hikayeler arasında gelip geçiyor, büyük ihtimalle öyle bakıyor. Seni istediğinden, pişman olduğundan değil. Bu kız senin hikaye ya da fotoğraflarını beğeniyor bile olabilir. Ama bunlar genellikle, soran kişinin umduğu amaçlarla olmuyor.

Kısacası bu soruların tamamı aynı şekilde ve cevabı muhtemelen senin umduğun şey değil.

Beni reddetti ama bakıyor yoksa (yoksa beni istiyor mu)?

Beni reddetti ama numaramı silmedi (yoksa beni istiyor mu)?

Beni reddetti ama hikayelerime bakıyor (yoksa beni istiyor mu)?

Beni reddetti ama göndermeli hikayeler paylaşıyor (yoksa beni istiyor mu)?

Reddettiyse niye bakıyor anlamış değilim. Hoslanmıyorsa niye bakıyor hala? Hoslanıyorsa niye reddetti?

Bir muhabbetin olmayan kız senden neden hoşlansın bilemeyeceğim ama seni reddetti zira senden hoşlanmıyordu. Niye bakıyor soruna cevap verdim ama burada sıkla verilen “acaba bana bakıyor mu? hala aklı bende mi? bana baksın da biraz egomu tatmin edeyim diyor” tadında cevaplara da değineyim. Zaten sen de burada “yoksa egosunu mu tatmin ediyor” diye sormuşsun.

Burada olan daha çok kızın sana bakıyor olması umudunun, kızın sana doğru baktığı her anı yakalayacak olan dikkatin ile birleşip sana oyun oynamasıdır.

Egoyu megoyu geç zira asıl sorun, seni reddetmiş kızı düşünüp duruyor, ona dikkat veriyor ve onunla ilgili hayal kuruyor olman (“bana bakiir demek beni seviiir”). Kıza duygusal yatırım yapıp duruyorsun. Bu da senin daha çok fanteziye boğulmana neden oluyor.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

@godelian ile Erkeklerin Sorunları Podcastı

@godelian ile erkeklerin sorunları, manosphere ile ilgili sohbet ettik.

00:00 Giriş
00:19 İyi Adam Sendromu
01:04 Bağlanma Teorisi ve Duygusal Düzenleme
01:57 Menosphere’in Yükselişi
05:27 Sosyal Medya ve Gerçekçi Olmayan Beklentiler
06:43 Modern Erkekler
17:09 İlişkilerin Gerçekliği
25:32 Kurumsal Dünya Eleştirisi
25:50 Babaların Çocuk Gelişimindeki Rolü
26:42 Çok Eşlilik ve İnsan İlişkileri
27:27 Evrimsel Biyoloji ve Modern Yanlış Yorumlamalar
27:55 Twitter Tartışmaları ve Bilimsel Okuryazarlık
36:03 Uzun Süreli İlişkilerde Karşılaşılan Zorluklar
38:09 Duygusal Gelişim ve İlişki Becerileri
42:03 Çoklu Kısa Süreli İlişkilerin Etkisi
47:25 Modern Erkekliğin Dengelenmesi
47:47 Son Düşünceler ve Gelecek Tartışmaları

Sevgilim kavgacı ve hakaret ediyor – Vaka Çalışması

“Abi merhaba. Ben 24 yaşında bir takipçinim. Yaklaşık 1.5 yıllık bir ilişkim var. Kız arkadaşım 23 yaşında.

İlişki başında çok güzeldi. Ama geriye dönüp baktığımda bazı alarmlar görmedim de değil. Kız arkadaşımın öfke kontrol sorunu var. Bunu çok az da olsa ilişkinin başlarında da görmüştüm.”

İlişkilerin başında yaklaşık 3 ya da 5 ay süren bir “balayı evresi” olur. Bu evrede insanlar hem gerçekte olduklarından daha iyi bir versiyonlarını sergileyebilirler hem de duygular şelale olduğu için karşılarındaki kişinin kırmızı alarmlarını göremezler ya da görmezden gelmeye çalışırlar. Bu nedenle ben ilk 4-6 ay arasında bu balayı evresine fazla kapılmamayı, ilişkiden zevk alıp karşılıklı birbirini tanımaya ve birbirine kalibre olmaya başlarken, kötü işaretlere karşı radarları açmayı tavsiye ediyorum.

“İlişki son 1 senedir hızla kötüye gidiyor. Kız arkadaşım sürekli kavga çıkarıyor ve kavga esnasında kendisini kaybedip bana hakarete varan şeyler söylüyor.”

İlişkinin başında bazı sınırları çekip, umulan o ki sağlıklı olan bu sınırları korumanız gerekiyor. Burada birkaç problem var.

Birincisi, uzun süreli ilişki için drama ve kaosa meraklı olmayan, anlaşması kolay, sorunları sakin ve konuşarak çözmeye eğilimli bir kızla beraber olmalısınız. Tabii bunu istiyorsanız öncelikle sizin de böyle biri olmanız lazım.

Bazı insanlar maalesef drama ve kaos dolu ailelerde büyüyorlar ve ilişki normları drama ve kaos oluyor. Bazı kadınlar babanın ayak paspası olduğu, annenin babayı sürekli ezdiği ailelerde büyüyorlar. Bu kızlar için erkek, ezmek ve üstüne çıkmak için var ve başka türlü ilişkiyi de bilmiyorlar. Bazı kadınlar da babanın anneyi ezdiği evlerde büyüyorlar ve erkek otoritesine tahammül edemiyorlar. Eğer böyle bir evde büyümüş kız isyankar ise, erkek arkadaşına ve genel olarak erkek figürüne karşı çatışmacı olabiliyor.

Kızın sorunu ne olursa olsun, siz onun terapisti değil erkek arkadaşısınız. Yetişkin bir insan, sağlıklı sınırlara uymak zorunda. Kız arkadaşın kavgacı ve drama çıkaran biri ise birkaç kez uyarabilirsin. İlişkide kavga, bağırma, hakaret ve aşağılama gibi şeylere toleransının olmadığını, bunları kabul etmeyeceğini söylersin. Kendini o ortamdan azad edersin ve sakinleştiği zaman seninle konuşmasını söylersin.

Özellikle hakarete ve aşağılamaya tolerans göstermeyin. Birçok durumda bir veya iki ke uyarmak uygun olabilir ama ağır küfür ve aşağılama olduğunda, ne kadar özür dilerse dilesin, geri dönüşsüz terk edin. Bazen erkekler o kadar betalaşıyorlar ki, kız arkadaşının kendisine “orospu çocuğu” seviyesinde hakaret ettiğini ve ne yapması gerektiğini soran adamlarla karşılaşıyorum. Benim buna tepkim “neden hala kız arkadaşın?” diye sormak oluyor tabii ki. Böyle küfürlere tolerans gösteremezsiniz.

Her neyse, diyelim ki hakaret ve aşağılama daha ince yani büyük değil ama rahatsız edici. Ya da kavga çıkarma ve bağırma gibi huylar var. Bir iki kere uyardınız, kendinizi geri çektiniz ve bir şey düzelmedi. Ne yapabilirsiniz?

Bir şey yapamazsınız. Eğer sürekli bir uyar – kendini çek – sakinleşme – yine hır çıkarma – uyar – kendini çek döngüsüne girerseniz, sizin çizdiğiniz sınırın da, ağzınızdan çıkan sözün de, kendinizi çekmenizin de hiçbir hükmü kalmaz. Lafta tolerans göstermiyorsunuz ama davranışlarınız “ben biraz kendimi çekerim sonra kaç kere hır çıkarsan da seninle devam ederim, endişelenmeden hır çıkarabilirsin” diyorsunuz. Yani bu çizgiyi iki üç kereden fazla ihlal eden kızla iki seçeneğiniz var: Ya yalnız kalmamak için onurunu çöpe atmış bir beta erkek olarak devam ettiğinizi kabul edip gıkınızı çıkarmadan acı çekeceksiniz ya da kızı terk edeceksiniz. Hem sürekli kavga çıkmasına, hakarete, vs. rağmen ilişki devam etsin hem de benim çerçevem kırılmasın, sınırlarımı karşı tarafa kabul ettireyim diye bir dünya yok.

“Sürekli uyardım. Sorun şu ki, uyardıktan sonra kendimi geri çektiğimde hep bana geliyor, özür diliyor ve bir daha olmayacak diyor. Bu aylardır böyle.”

Bu iş kızda refleks olmuş, psikolojisine işlemiş demek ki. Öfke gibi negatif duygulara kapıldı mı mantığı devre dışı kalıyor ve mantığı ancak, yaptıkları yüzünden terk edilme ihtimali iki üç tokat indirince yerine geliyor. Ama sonra yine aynı şeyi yapmaya devam ediyor.

“Çok güzel bir kız, benimle evlenmek istediğini sürekli ifade ediyor.”

Bu kızla evlenmek istemezsin! Sana böyle davranan bir kızla evlendiğinde “daha fazla kaos, daha fazla drama, daha fazla hakaret, daha fazla aşağılama istiyorum, bunu o kadar istiyorum ki bak devlet beni bu cehenneme resmi olarak bağlasın diye imza atıyorum” diyorsun. Kıza söylediğin bu. Sana bu şekilde davranan kızla evlendin mi, kız değişir. Sana daha kötü davranacak şekilde değişir.

Böyle bir kadınla çocuk yaptığını düşünsene. Erkek çocuk olsa, kadın tarafından ezilmeyi normalleştiren bir ezik yetişir. Kız olsa, erkeği ezmeyi normal sayan ve bu nedenle nitelikli erkekler tarafından dışlana dışlana hiç sevmediği ve eziyet ettiği bir adamla yaşamını birleştiren mutsuz bir kadın yetişir.

“Abi vereceğin cevabı tahmin edebiliyorum ama bu ilişkiyi kurtarmanın bir yolu var mı?”

Bu ilişkiyi kurtarmak için nedenin yokken, kurtarmak için neden yol ararsın? Belki sen de kadın tarafından ayak paspası olmayı normalleştirdiğin bir geçmişe sahipsin ve bunu göremiyorsun ama, en azından senin bu ilişkiyi şimdi hemen bitirmemek için bir nedenin yok.

Kıza aylardır kaç kere şans vermişsin. Bu “şansın” “bana ne yaparsan yap seni bırakmam” anlamına geldiğini, bu kızın sana karşı davranışlarının değişmeyeceğini anlaman için kaç kere “şans” vermen gerekecek?

“Daha maskülen bir erkek olsam, bana saygı duymaya başlar mı?”

Daha maskülen bir erkek olsan, onurunu çöpe atıp bu ilişkide kalmaya çalışmazsın. Aslında onurunu çöpe atmana ve bu ilişkiye yapışmana neden olan muhtaçlığına orta parmağını gösterip bu ilişkiyi bırakmak, senin daha maskülen biri olmanı sağlar.

“Kız arkadaşlarım da dahil, tüm arkadaşlarım, kuzenlerim bu kızı hemen bırakmam gerektiğini söylüyorlar. Birkaç kez arkadaşlarımın önünde bana bağırdığı için benim çevremde pek seveni yok.”

Aferin sana, arkadaşlarının önünde seni küçük düşürmesine rağmen bu kız hala kız arkadaşın olmaya devam ediyor ve burada gelip daha nasıl devam ederim diye soruyorsun!

Arkadaşların doğru söylüyor.

“Kızı terk etmek çok zor, özellikle ona bu kötülüğü yapmaktan çok korkuyorum.”

Bu kızın azgınlığı, kontrolsüzlüğü yüzünden iyi bir erkeği kaybetmesi, kızın iyiliğine, bu azgınlığı ve kontrolsüzlüğüne rağmen hala ilişkide olması, evlenebilmesi ise kötülüğüne. Birincisinde kız belki bir iki iyi erkeği kaybederse değişmek zorunda kalabilir. İkincisinde ise daha da dejenere olarak kendisi için de oldukça acınası ilişkilere saplanıp kalır.

Normalde erkekler erkek olsalar, bu kız ailesinden ne görmüş olursa olsun sağlam kaybedeceği, sürekli terk edileceği ya da istenmeyeceği için dayak yiye yiye değişmek zorunda kalır. Ama sen de dahil birçok amsalak (ecnebicesi SIMP) erkek maalesef bu tür davranışlara tolerans gösterip durduğundan, böyle bir kız daha da dejenere oluyor. Azıcık erkek adam ol, kendine ve kıza bir iyilik yap ve bu kızı bırak.

“Dün yine yok yere kavga çıkardı. Artık yeter dedim ve ayrılmak istediğimi söyledim. Kavganın ateşi ile “keyfin bilir” dedi ve telefonu suratıma kapadı. Ama sabahtan beridir ayrılmamız için yalvarıyor. Ne yapacağımı bilmiyorum.”

Bu ilişkiyi bitirmekten başka çaren yok. Ha bitirmiyor musun, gıkını çıkarmayacaksın. Bu kız sana saygısızlık yapmaya devam edecek, sen de bunu kabul ettiğine göre, gıkını çıkarmayacaksın.

Senin durumundaki çoğu erkek eninde sonunda terk ediliyor. Dua et durum bu olur. Senin gibi devam edip evlenen, Allah korusun çocuk yapan çok da adam var. Sana acımam, sana müstehak ama çocuklara üzülürüm.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Eski sevgilim engeli kaldırdı ama yazmıyor. Ne yapmalıyım?

Bu yazıda çok kısa ama çok sorulan bir soruyu ele alacağım. Bu soruyu çok büyük oranda terk edilenler soruyorlar o nedenle engelleyen eski sevgilinin terk ettiği senaryo hakkında konuşuyorum.

Abi eski sevgilim beni engellemişti ama engelimi açtı. Ne yapmaya çalışıyor? Ben ne yapmalıyım?

Eski sevgilim engelimi kaldırdı, ne yapmalıyım / ne yapmaya çalışıyor / amacı ne sorusunu soranların çok büyük bir kısmı, sürekli olarak eski sevgililerini takip eden kişiler. Engellenmiş olmalarına rağmen, sürekli olarak engel açıldı mı, hala engelli miyim diye bakıyorlar.

Öncelikle şunu söyleyeyim, benim burada çokça bahsettiğim iletişimi kes kuralını (no contact kuralı) uyguluyor olsaydınız, eski sevgilinizin engeli kaldırdığından haberiniz olmazdı. Daha doğru bir şekilde söylemem gerekirse, sizin iletişimi kes kuralı uyguluyor olmanız yani eski sevgilinizin, size direkt ulaşması hariç, engeli kaldırıp kaldırmadığından haberinizin olmaması gerekiyordu.

Bunu söylüyorum zira bu sorunun şu versiyonu ile çok karşılaşıyorum: “Abi şu kadar zamandır iletişimi kes kuralı uyguluyorum, eski sevgilim engeli kaldırdı. Ne yapmalıyım?”

Şimdi bu soruyu soranların çok az bir kısmı tesadüfen engellerinin kaldırıldığını görüyorlar ama çoğu engelin kaldırıldığını biliyorlar zira bunu sıklıkla kontrol ediyorlar. Yani çoğu, iletişimi kes kuralı uygulamıyor. Sadece aramamayı beceriyorlar, o kadar.

Sizi engelleyen eski sevgilinin engeli kaldırdığını görmemeniz lazım ama sonuçta gördünüz. Bu ne anlama geliyor? Bu sorunun cevabı, ne anlama gelmediğinde gizli ki aslında soruyu soranların asıl öğrenmek istediği de bu:

Eski sevgilinin engeli kaldırması, sizin kendisine ulaşmanızı istediği anlamına gelmiyor. Eski sevgilinin engeli kaldırması, kendisine ulaşmanız için bir davetiye değil.

Bu soruyu soranların çoğunun öğrenmek istediği bu. Asıl soru, “eski sevgilim engeli kaldırdı, ona ulaşmamı mı istiyor?” Cevabı ise muhtemelen hayır.

Şimdi tabii ki eski sevgiliniz sizin ona ulaşmanızı tahrik etmek için engeli kaldırmış olabilir ama sizin ona ulaşmanızı istiyor olsa bile, bu otomatik olarak sizi istiyor anlamına gelmiyor. Sizi istemediği halde sizden haber almak için bunu yapıyor olabilir. Onu unutup unutmadığınızı görmek için engeli açıyor olabilir. Olabilir de olabilir.

Kısacası, eski sevgili engeli açtığında, hem sizin ona ulaşmanızı hem de sizi isteme ihtimali düşük. Yani “ne yapmaya çalışıyor?” ya da “amacı ne?” diye sorduğunuzda almayı umduğunuz cevabın gerçek olma ihtimali düşük. Peki bu gerçek olsa ne yapmalısınız?

Eski sevgili sizi engelledikten sonra sizin engelinizi açsa bile, bu engeli açması sizi yeniden istiyor ya da özlüyor olması nedenli olsa bile, sizin ona ulaşmamanız gerekiyor. Siz zaten amacının bu olup olmadığını biliyorsunuz ama emin olun, amacının bu olması daha düşük ihtimal.

Yani bu durumla karşılaştığınızda, en iyisi bilmemek ama bunu bildiğinizde, iletişimi kesmeye devam edin. Sadece ona ulaşmayın demiyorum, onun engeli açtıktan sonra ne yaptığını da bilmeyin. Örneğin yeniden engellerse bunu bilmeyin. Hala açık tutuyorsa bunu da bilmeyin.

Engeli açtı, bu bir fırsattır diye ulaşanların çoğu hüsrana uğruyor. Büyük oranda direkt reddediliyorlar ama bu ulaşma sonrası buluşanların da çoğu havasını alıyor. Engel açılsa bile ulaşmayın.

Bunun tek istisnası, size bir iftira atıldığında, engeli açtığını görürseniz, gerçeği yazmak ama çoğu insan bu durumda değil. Bu durumda olsanız bile geri dönmesi için ikna etmeye kalkmayın.

Bu tavsiyem üzerine ulaşmayan insanlar, karşı taraf ulaşmadığında ya da yeniden engellediğinde, bir fırsat penceresi kaçırdıklarını düşünerek pişman oluyorlar. Oysa eğer engel açıldıktan sonra karşı taraf size ulaşmıyorsa, çok ama çok büyük ihtimalle siz ulaştığınızda da hüsrana uğrayacaktınız. O nedenle rahat olun.

Terk eden eski sevgili engeli açtığında, eğer sizinle görüşmek istiyorsa, siz ona ulaşmadığınız zaman, sizin engelin açıldığını görmediğinizi de düşünerek, size ulaşıyor. Eski sevgili çok inatçı, çok gururlu falan gibi şeylerle kendinizi kandırmayın. Bunlar karşı tarafa ulaşma bahanesi ama eğer gerçeklerse, terk ediyor, engelliyor ve engeli açınca da utanmadan sizin ulaşmanızı mı bekliyor? Öyle insanla ilişkiden hayır gelmez, yeniden başlamasanız çok daha iyi.

Son olarak söyleyeceğim şu ki, iletişimi kes kuralını doğru zihin yapısı ile uygulayın. “Engeli açtı ne yapmalıyım?”, “engeli açtı amacı ne?”, “bir daha engeller mi?”, “ulaşmazsam fırsat kaçar mı?” gibi sorular doğru zihin yapısından gelmiyor maalesef. Doğru zihin yapısı her şeyden önce engeli açtığını bilmemenizi sağlar ama engelin açıldığını bildiğiniz durumlarda doğru zihin yapısı “engeli açsa bile iletişimi başlatacak kişi ben değilim”, “iletişimi başlatmazsa kendi kaybeder” olmalı. Zira siz kendi kafanızda iletişime geçilmezse kaybedilecek kişi değilseniz, ilişkiyi çöpe atan karşı taraf olsa bile çöpe atlayıp ilişkiyi oradan çıkarması gereken kişi iseniz, karşı tarafın sizi kaybedilecek biri gibi görmesi, sizi ilişki için çabalamaya değer biri görmesi çok ama çok zor.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Sevgilim beni engelledi (seni seven öldü zalım basımı) – Vaka Çalışması

Mahmut abi merhaba. Dün engellenmemin ardından buraya yazıyorum.

Yaklaşık 2 hafta önce sevgilimle yattıktan sonra büyük bir kavgaya tutuştuk ve açıkçası 8 aylık ilişkimiz boyunca hiç böylesini yaşamamıştık. Bu kavgada o kadar utandırıcı hatalar yaptım, o kadar kendimi küçük düşürdüm ki yazmaya utanırım.

En sonunda evinden ayrıldım ama pas pas olmuştum çok hatalarım oldu. Hepsini kabul ediyorum ama giderken kız yüzüme bile bakmadı ne kadar hatalar yapsamda hak etmediğim bir muamele gördüm ayrılırken.

Ne yaptın yalvarıp yakardın mı anlamadım?

Gel zaman git zaman kız başka ülkeye düğüne gitti (yurt dışındayız). Geldi ben ayrıldık diye kafama kodladım ve no contact uygulamaya başladım.

Şimdi ayrılma olmamış ama eğer sen haklıysan kıza ulaşmaman lazım.

En son olaylardan sonra ayrılığı kabullenmiştim.

“Ben ayrıldım, o kavgadan ve bana yaptığı saygısızlıktan sonra ona da söylememe gerek yok” diyorsan başka.

Neyse 2 gün önce bana mesaj attı ve “Müsaitsen bir konuşalım istersen” yazdı. Ben de kırıldığımdan ve kafamdan silmeye çalıştığımdan dolayı ona Edip Akbayram’ın Seni seven öldü şarkısını yolladım.

Hahaha 😀 Bugün de senin için utandık.

Ama hala seviyordum kendisini bunu yaparken bile neyse anında gördü ve “anladım” yazdı.

Doğru cevap 🙂 Burada ilişki içi rollerin nasıl değiştiğini görebiliyor musun? Kırgın, mahsun, aşık bir şekilde karşı tarafı bekleyen, kendisine ulaştığında şarkılı trip atan taraf olmuşsun. İlişkinin kadını olmuşsun. Bir de umursamaz, hayatına bakan, sonra sakin bir şekilde ulaşan, sakin cevaplar veren bir taraf var. Kız da ilişkinin erkeği olmuş. Bu dinamikle bu ilişki bitmeye mahkum. Sen ilişkinin kadını olmaktan memnun olsan bile, kadınlar ilişkide erkek tarafı olmayı istemezler.

Bana neden istersen konuşalım yazdı bilmiyorum belki ayrılmak için yazmıştı.

Belki. Aslında ulaşmayarak doğru yapmışsın ama tek cümlede işi batırmışsın.

Belki de düğün ve zaman ona iyi gelmişti konuşmak istedi.

Konuşsaydın öğrenirdin. Bak konuşmak zorunda değilsin. “Nalan bizden olmuyor, kasmayalım” diye erkek adam gibi konuşup terk edebilirdin. Ama sen ne yaptın? Arabeske bağladın. Arabesk genetiğimizde mi var nedir bilemem ama beklentin “Ferdi ne olur, ne olur bir dinle” gibi bir şey yapması herhalde.

Burada kızla devam etmek istiyorsan buluşur konuşursun. Arabesk hayallere, triplere dalmazsın. Bunlar gerçek hayatta hep geri teperler. Yok olmuyor dersen bırakırsın, buluşmana gerek yok. Ama “seni seven öldü” nedir yahu? Hem o “seni seven öldü zalım” olacak, zalım kısmını yazdın umarım 🙂

Bilemem neyse bu şarkıyı göndererek azda olsa yerlerde olan gururumu birazcık kurtarmıştım kendimce.

Hayır. Komik duruma düştün. Hayır buluşmak istemiyorsan tamam, onu söyleyebilirdin. Hiç cevap vermesen bundan daha iyiydi.

Bir gün boyunca öylece durdu ama ertesi gün beni whatsapptan engelledi. Başka sosyal medyam olmadığından tek oradan engelledi. Açıkçası beni engellemesine içerledim moralim bozuldu zaten sürekli sizin yayınlarınızı dinleyerek güçlü duramaya çalışıyordum.

Konuşalım diyen kıza “seni seven öldü” yazıyorsun, engelledi diye içerledim mi diyorsun? İyi etmiş bence.

Şimdi bu engellemesiyle biraz dengelerim bozuldu.

Bu da az önce dediğim gibi, kız gibi trip atınca, “Ferdi/Emrah/İbrahim ne olur bir dinle” tepkisi bekliyorsun ama o arabesk filmlerde ve 80-90’larda kaldı (o zaman da gerçek hayatta öyle bir şey yoktu). Bunları kızlar yaparlar, erkekler değil. Kaçan kovalanır aptallığı.

Engelleyen eski sevgili vs yayınlarınızıda dinledim ama benim durumum çok enteresan bir durum.

“Seni seven öldü zalım” kısmı olaya renk katıyor ama enteresan ya da özel bir durumun yok. Engellendin, engelleyene ulaşmazsın. Nokta.

Çünkü no contact yapıyorum, bana yazıyor sebebini bilmesem de. Sonra bir nevi bana yazarak istediğimi alıyorum.

Sana yazanı görmezden gelmeye no contact (iletişimi kes) değil, ghosting denir. Eğer kız ruh hastasıysa ya da büyük bir saygısızlık yaptıysa uygulanabilir ama kaçan kovalanır diye değil. Kızı hayatından atmak için yapılır. Sen tabii “istediğimi alıyorum” derken kaçıyorum, kovalıyor diye hayal dünyasındasın ama ghosting birinden kurtulmanı sağlar. Burda da sen istemesen de o şekilde çalışmış.

Ama sonra seni seven öldü mesajını yolluyorum acaba böyle yaparak çok sert bir kapanış mı yaptım?

Kaba davrandığın kesin, ayrıca kendini komik duruma da düşürdün. Kadınlara çokça satılan şu boktan “kaçan kovalanır” taktiğini uyguluyorsun. Daha da kötüsü “zor kızı” oynuyorsun ve erkek peşinden koşacak sanıyorsun. Ama iletişimi kestikten sonra sana ulaşana “seni istemiyorum, beni rahat bırak, öldü var say” diyorsun. Bunun sonucu ilişkinin bitmesi, karşı tarafın seni bırakması olur.

Bir daha asla bana yazmaz mı?

Ayrılmak için hamle yapıp ayrıldığınızda neden ayrıldık diye sorman saçmalık. Aklı varsa yazmaz.

Birazcık gururlu bir yapısıda var ondan dolayı çekiniyorum.

Kızın peşinde salya sümük koşmak için bahane arayanların en çok sarıldığı bahanelerden birisi de bu.

Yanlış anlaşılmasın kendisi iyi bir insan ve beni sevdiğinden şüphem de yok.

Ne kadar çok sevdiği şüpheli. Sen de çok sevilecek bir erkek gibi davranmıyorsun. Pek sevilecek bir erkek gibi de davranmıyorsun.

Asla kendisine ne olursa olsun lafta kondurmam bitse bile ama kafam karışık abi. Bu kızı kaybettim ,bunun gibisini bulamam gibi negatif duygularada kapılmaya başladım.

Bu kadar kırılganlaşman, feminenleşmen sonucunda bu tür yokluk, muhtaçlık düşüncelerine kapılman şaşırtıcı değil. Kötüsü, bu kafayla aşırı itici olacağından, gerçekten de bulamazsın.

Yurt dışında az Türk kızı olması gibi sebeplerde bu duygumu ateşliyor.

Peşinden koşmak için her bahaneye sarılacaksın.

Beni engellemesi acaba aşırı üzüntüsünden miydi? Yoksa aşırı sinirinden mi?

Sen öyle yoğun duygular hissetmeye değecek bir erkek gibi davranmıyorsun. O nedenle sanmam.

Sebebini bilemem ama bir koca gün sonra engeli bastı anında basmak yerine.

Belki arabesk harikalar diyarından çıkarsın diye beklemiştir, çıkmadığın için engeli basmıştır.

Daha öncede ayrıldık ama kız hepsinde bana geri döndü.

Bir dakika. Sadece 8 aylık ilişkide görünen o ki 2 kereden fazla ayrılık olmuş. Bu, sizin boktan bir ilişkiniz olduğuna, bu ilişkinin bitmeye mahkum olduğuna, sizin uyumsuz olduğunuza işaret.

Hatta çok büyük ağlama krizlerine girdi zamanında bende onu geri almıştım.

O terk ediyor ve o geliyorsa hata etmişsin. Bir kadının sizi sadece 2 kere terk etmesine izin verin. İkinci terk edişinden sonra geri almayın. Bunu ilke edinirseniz, yıllarca yanlış kadınla beraber olmak ve sonrasında da birkaç yıl bunalım atlatmak gibi en az 4-5 senenizi yok edebilecek bir felaketten kurtulursunuz. Kadınlarla daha başarılı ve doyumlu ilişkilere girersiniz.

Kendisini gerçekten seviyorum ama böyle bir durumdayım şu anda.

Kendisini gerçekten sevmeyi bırakmaya başla. Gönül ferman dinler merak etme. Zaman alır ama hızlı bir şekilde bu kızı sevmeyi bırak. Sizden olmuyor işte. Sen ilişkinin çıtkırıldım kadını olarak kalıp bu ilişkiye yapışacaksan, birgün sizden olmadığını o fark edecek ve seni geri dönüşsüz terk edecek. Olmayacak ilişkiyi oldurmaya çalışan, ilişki devam eder ya da ayrılırız tercihleri olduğunu sanıyor. Oysa senin önündeki iki seçenek şunlar: Ya terk edileceksin, ya terk edeceksin.

Bana bu enteresan durum için ne söylersiniz abi ? Dilerseniz bunu Vaka çalışmasıda yapabilirsiniz eğer diğer insanlar tarafından ders çıkarılıcak yerler varsa.

Çok enteresan değil. İlişki sürecinde, kendini yokluk zihniyetine sokup, olmayacak bir ilişkiye mahkum etmiş, ilişkide kadınlaşmış bir erkek var. Burada çok görüyoruz. Ama bazı temel kuralları tekrar etmek açısından iyi bir yazı oldu:

  1. Bir ilişkiyi ilişkinin kadını olarak kurtaramazsınız. İlişkinin kadını olmak ilişkiyi daha hızlı bitirir ve kendinizi küçük düşürürsünüz.
  2. Bir kadının sizi sadece iki kere terk etmesine izin verin. Üçüncü şansı vermeyin yani iki kere terk etti mi, bir daha başlamayın. İsterse bundan sonraki hayatını size yalvarmaya adasın başlamayın. Başladınız mı olacak şey bu. “Sen terk et, yeterince uğraşırsan ben de bir yere gidebilecek bir erkek değilim, seni geri alırım” diyorsunuz. Bundan sonra o kız sizi, birgün kesin terk edene kadar terk etmeye devam eder.
  3. Aslında sizin ya da onun terk etmesi de çok önemli değil. 8 ayda 2 ayrılık oluyorsa, hatta 3 ayrılık oluyorsa sizden kesinlikle olmaz. Boşa kasmayın.
  4. Arabeske bağlamayın. Arabesk hikayenin “erkek” kahramanı “toksik feminendir”. Fazla duygusal, ağlak, kırılgan ve takıntılıdır. Gerçek hayatta iticidir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Patreon yayınlarımıza da göz atmayı unutmayın.

Bu vaka çalışmasını yayın olarak daha geniş şekilde de ele aldım.

Tinder’ ve Bumble gibi uygulamalarda neden başarısızsın? Neden eşleşme/buluşma olmuyor?

Instagram önüme şöyle bir reels düşürdü. Burada yazarak anlatacağım.

24 yaşında bir erkek 128 gün boyunca kaydırmış. Tam 59,760 kaydırma yapmış. Günde 466 tane kaydırma yapmış (yuh). Yani bu uygulamaya para ödüyor.

Bakalım azimle zıçan dağı delmiş mi?

59,577 kişiyi sağa atmış. 183 kişiyi de sola atmış (yanlışlıkla mı?)

Şimdi ilk hatası ve en yaygın yapılan hata da bu. Karşısına çıkan profillerin %99.6’sını sağa atmış. Bu tür uygulamalarda bir puanlama sistemi var. Eski önemi azalsa da hala önemli ve burada bu adamın durumunda çok büyük bir faktör.

Bu arkadaşın yaptığı gibi pratik olarak herkesi hızlı bir şekilde sağa atarak şansını arttıracağını düşünen erkekler var ama bu çok zararlı. Birincisi, birinin bu şekilde hiç seçici olmadan herkesi sağa atması muhtaçlık belirtisi ki algoritmalarda bu faktör oluyor.

İkincisi de Tinder’ın bu tür hesapları “bot olabilir” diye işaretleyip elo değerlerini düşürdüğüne dair söylentiler var ki mantıksız değil.

Üçüncüsü, sizi sola atma ihtimali yüzde 100 olan kızları sağa atmak muhtemelen sürekli maç yapıp yenilen çaylak satranç oyuncusuna çevirecektir sizi. Puanınızı düşürecektir.

Benim tavsiyem şu: Birincisi bu tür uygulamalarda hergün 400 kişiyi sağa atmak, hergün bara gidip bir sürü kıza yürümeye benzer. Normalde o barın çalışanları sizi dışarı atar. Uygulamalar sizden para kazandığı için sizi dışarı atmasalar da, sizin puanınızı düşürüyorlar.

Bunun yerine haftada bir iki kere girin, Tinder’daki boost gibi (sizi 30 dakikalığına yukarılarda gösterme fonksiyonu) bir şey atın ve karşınıza çıkan profillerin sadece yüzde 40’ını sağa atın. Eşleşebileceğinizi hissettiğiniz ve aynı zamanda yeterince güzel kızlar zaten bu oranı geçmez. Uygulamaya haftada bir iki kere gidip kızlara yürüdüğünüz bir mekan gibi bakın ve seçici yürüyün. Böylece puanınızı korumuş olursunuz.

342 kişi ile eşleşiyor yani 59,235 kişi ile de eşleşmiyor. Bunun anlamı da şu, eşleştiği her bir kadın için 173 kadın onu sola atmış.

Reels’teki anlatıcı burada fena yanılıyor ki bu yanılgıya çoğu erkek de sahip. Bu adamı 59,235 kadın sola attı sanıyor. Bu adamı 59,235 kadın sola atmadı. O kadınların çok ama çok büyük bir kısmı bu çocuğu görmedi bile! Neden? Adamın puanı düştü ve kadınlara gösterilen listenin dibine indi. Bir kadının bu adamı görmesi için çok sayıda erkeği sağa sola atması lazım. Ama çoğu kadın bunu yapmıyor.

Bir de unutmayın, bu tür uygulamalardaki kadın profillerinin çoğu aktif değil. Uygulamalar bu profilleri hemen bırakmıyorlar zira para kazandıkları müşterileri olan erkeklere ne kadar çok çeşit sunarlarsa o kadar para kazanıyorlar. Yani bu 59,235 kadının çoğu zaten herhangi bir erkeği sağa ya da sola atmıyorlar.

342 kadının 162 tanesi ile muhabbet ediyor, 180 tanesi ile muhabbet yok.

Şimdi burada rakamlara bakarsak, rakamlar kötü değil. Günde 2.6 kızla, haftada 18 kızla eşleşmiş. Günde 1.26 kızla, haftada neredeyse 9 kızla muhabbet etmiş. Haftada 9 kızla muhabbet çok iyi bir rakam.

Ama unutmayın, bu adam hiçbir seçim yapmadan rastgele yürüdü. Çirkinine de yürüdü, çok güzeline de yürüdü. Azıcık uyumlu olduğuna da yürüdü, uyumlu olmadığına da yürüdü. Ben kadınlarla tanışma kitabında buna spam yürümesi ya da spam game diyorum. 500 bin mail sallayıp müşteri arayan saçmasapan ürün reklamı gibi yürüyor. Böyle bir yürümenin dönüşü tabii ki düşük olur. Bu kızların çoğu da öylesine sağa atan, profil ile uyumlu olmayan kızlar.

Muhabbet ettiği 162 kişiden toplamda sıfır kişi ile buluşuyor.

Şimdi eşleşme ve mesajlaşma ile işin muhabbete dönüşmesinden sonra, iş artık dating uygulamasından çıktı. Aslında bunca yanlışına rağmen haftada 9 kızla konuşmuş. Şunu da söyleyeyim, benim dediğim gibi yapsaydı bu çocuk muhtemelen daha çok kızla eşleşirdi, daha çok kızla muhabbet ederdi ama diyelim yine bu rakamları elde etti. O durumda bile 342 kadının profili, spam yürümesindekinden çok daha değişik olacaktı.

Yani diyeceğim şu ki, çok yakışıklı bir erkek değilseniz, buradan buluşma olasılığınız gayet düşük.

Adam eşleşme almış, muhabbet başlamış. Burada tipin işi bitti zaten. Bu arkadaşın 162 kızla muhabbetinin sıfır buluşmaya gitmesi tiple alakalı değil artık.  Neyle alakalı olduğunu tam olarak bilmiyoruz ama tip değil. Tahmin edebileceğim bir iki şey var:

1. Bu çocuk az önce bahsettiğim gibi spam yürümesi yaptı ve eşleşmeleri aşırı rastgele yapıldı. Oysa bu işte elemeye zaman ayırsa, biraz profil okusa, vs. iki şey olacak. Birincisi, elo puanı düştüğü için zaten eşleşip kaynaşabileceği çoğu kıza görünmedi. Muhtemelen zaten öylesine sağa – sola atan düşük puanlı kızlarla eşleşti. İkincisi, kendisi ile uyumsuz bir sürü kızla eşleşti.

2. Bu arkadaş gördüğünüz gibi aç, muhtaç. İpini koparıp yürümüş. Mesajlaşmada bu kişiliğini yansıtıp iticileşiyor olma ihtimali yüksek.

3. Mesaj oyunu da kötü olmalı. Mesajlaşma konusunda Genel mesajlaşma prensipleri bir kızla nasıl mesajlaşılır yazısındaki prensipleri edinebilir. Çoğu erkek ağzını açtı mı (ya da yazdı mı) aşırı iticileşebiliyor. Mesajlaşma konusunda Tinder kitabında da değinmiştim.

4. Bu arkadaş gibileri gerçekten sosyal olarak izole insanlar oluyorlar. Hiçbir sosyal becerileri, kadınlarla iletişim becerileri olmuyor. Sosyal hayatı güdük. Benim gördüğüm, sosyal hayatı az çok bir yerde olan adamlar için uygulamalarda başarılı olmak daha kolay. Gerçek dünyada izole, asosyal ve kızlardan uzak adamlara, dating uygulaması hiç çalışmıyor. Eşleşseler bile görüşme olmuyor.

Bu arkadaş durumunda olanlara Bir kız beni sadece onu önemsemediğim zaman önemseyecekse, bir ilişkinin ne anlamı var? Vaka Çalışması yazısını da tavsiye ederim.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Patreon yayınlarımıza da göz atmayı unutmayın.