Kadınlar neden her şeyi dürtüsel olarak biliyor (!) da biz erkekler böyle duygusalız (!) – Vaka Çalışması

Mahmut abi uzun zaman sonra siteye, artık sinirimi bozan lanet bir soruyu anlamak için geldim.

Biz erkeklerin amk kafası ve duyguları neden ilişkilerde hiç bizim yararımıza çalışmıyor?

Bu bahsettiğin şey “biz erkeklerin” özelliği değil, bir kısım erkeğin özelliği. Öncelikle bir erkek özelliği de değil. Daha çok insanların (evet bunun kadın versiyonu da çok) özellikle çocukluktan geliştirdikleri efendi adamın toksik kırılganlığı ya da kaygılı bağlanma gibi şeyler (kırmızı hap gibi oluşumların mavi hap dediği şey). Biz buna “iyi çocuk” da diyoruz.

Bunları erkek özelliği gibi düşünmek, senin ortalama bir erkekten daha düşük rütbeli olduğun gerçeğini kabul etmeni gereksiz kılıyor ve egonu okşuyor. Ama egonu rahatlatmanın bedeli ise, bunu erkek olmanın kalıtsal bir özelliği gibi zihnine işlemek ve bilinçaltına “değiştiremeyeceğin bir zaaf” olarak yazmak oluyor.

Her ne kadar zor olsa da, kurtuluşun, ortalama bir erkekten daha düşük rütbeli olduğunu kabul etmekte. Ve “ya sen de her şeyin faturasını bize kesiyorsun” demeden önce, sonuna kadar okumanı tavsiye ederim.

Yani bu sadece feminist beyin yıkama car curtla açıklanacak bişi değil.

Değil. Her iki cinsiyette de sağlıksız bağlanma stili %20’lerden %60’lara çıktı. Erkeklere özgü bir durum değil. Feminizmin artmasından çok feminizmin artmasına da neden olan teknolojik ilerlemenin yan etkisi gibi.

Bugün eski flörtümü gördüm no contact yaptım ama dürtüsel olarak gidip konuşmak istiyorum ayrılık anında da öyleydim.

Birincisi, flört eski sevgilin değil, o nedenle ayrılık falan olmaz. İkincisi flörte next yapılır, eski sevgiliye no contact yapılır.

Bu yazdığın şey, senin fazlaca duygusal yatırım yaptığına işaret ki daha başında amk kafası ve duyguları neden ilişkilerde hiç bizim yararımıza çalışmıyor” dediğin şey de muhtemelen bu. Birçok erkek, duygusal yatırım yapmanın ve hayallere dalmanın tatlı zevkine, kendini kaptırmaya karşı koyamayıp sonrasında hedeflediği şeye ulaşamıyor ve hüsrana uğruyor.

Oysa alt tarafı flörtü unutmak gerçekten de en fazla bir iki haftalık bir şey.  Bu “konuşma isteği” dürtüsel değil, senin zamanında karşı koymadığın duygusal yatırımın sonucu. O zaman o yatırımı kararında yapsaydın, sonrasında böyle güya dürtülerin olmayacaktı. Daha da kötüsü, o zaman o yatırımı kararında yapsaydın, belki de kızla görüşmen hedeflediğin yönde gidecekti.

Neden kızları yapacakları her boku dürtüsel olarak biliyorken biz erkekler hep rol yapmak kendi kendimize savaş vermek durumundayız?

Kızların her boku dürtüsel olarak bildikleri yok. Bu çok enteresan bir körlük zira örneğin Adil Yıldırım’ın yorumlarına bakarsan en büyük erkek sitelerindeki “abi unutamıyom abi” yorumlarının toplamının 10 katı orada kadınlar tarafından yazılıyor.

Kızlar her boku dürtüsel olarak bilmiyorlar, duygusal olarak zayıf efendi erkekler çekici değil itici davrandıkları için, efendi erkekler karşısında mantıklarını zorlayacak duygulara sahip olmuyorlar. Siz de itici kızlar karşısında aynı şekilde soğukkanlı ve mantıklı davranabiliyorsunuz mesela.

Neden vücudum duygularım ve zihnim beni alfaca davranmaya itmiyor da hep kendimle savaş veriyorum?

Çünkü geçmişte bir dönemde ya da birkaç dönemde, kaygılı bağlanma stili gibi sağlıksız bir bağlanma stili geliştirmişsin ve bu stili içselleştirmişsin.

Beynim bana onunla konuşmam için tonla mantıklımsı bahane bulmaya çalışıyor. Sen duygularını yönetmediğinden, duyguların seni yönetiyor ve duygusal davranışlarına, mantıksal kılıf arıyorsun. İnsanlar genellikle duygularına göre hareket ederler ve bu hareketlerini mantık ile haklı çıkarmaya çalışırlar. Sende bu aşırı bir durumda.

İçimizdeki adam azıcık işbirlikçi olsa işler daha kolay olurdu?

Duygularının kontrolüne girmemek için çabalasan ve duygularının etkisine karşı güçlensen, işler zamanla daha kolay olurdu. Ama bu emek isteyen, irade isteyen bir iş. Öyle kendiliğinden gelmiyor. Bazı insanlar çok daha sağlıklı ilişki stillerini çocukluktan kazandıklarından ve sonradan kaybetmediklerinden onlara doğal olarak geliyor olabilir ama senin gibi biri bunları kazanmak zorunda. Kazanabilir mi? Evet kazanabilir ama bunun için çalışman lazım.

Senin büyük problemlerinden biri de bunu bir erkek özelliği sanman. Hayır bu kırılgan erkek özelliği, belki kırılgan narsist erkek özelliği. Erkek olmanla alakası yok, geçmişinde sağlıksız bağlanma stili geliştirmenle alakalı. Senin kadın versiyonların da aynen senin gibi.

Kaç milyarlık evrimde bu beyin beni düzgünce yaşatmak için evrimleşmedi mi?

Seninkisi muhtemelen bir hayatta kalma stratejisi. Bireysel acı çekmene neden olan, hastalıklı bir strateji ama evrim bireyin mutluluğu ile değil türün devamı ile ilgili bir şey. Bu konuda bir “hayatta kalma” stratejisi olarak mavi hap – kırmızı hap yazısına bakabilirsin.

Neden duygularım ve zihnim beni sabote etmek için çalışıyorki sürekli?

Senin gibi adamlarla konuştuğumda hemen hepsinin en ufak bir duygu ve zihin yönetimi çabası göstermeden mucizevi bir şekilde duygu ve zihinlerinin kendilerini dinleyeceği, hiç gelmeyecek günü beklediklerini görüyorum.

Bu konuda güdük kalmak senin kendi suçun olabilir ya da olmayabilir. Ama bunu senin için kimse gelip düzeltmeyecek. Sen düzelteceksin. Ya da düzeltmeyip bunu erkekliğin fıtratında olan bir şey sanarak yaşayıp gideceksin.

Yahu arkadaşlar tam tersi, erkek daha mantıksaldır, daha az duygusal daha stoiktir. Tam tersi kadınlar daha fazla duygusal olmaya, daha kaygılı olmaya meyillilerdir. Şimdi siz bakmayın bu “erkekler idealist sever, kadınlar fırsatçı sever” laflarına. Bu lafın sahibinin mavi haplı dediği adamlar güya idealist severler. Oysa o idealist sevgi, Dr. Glover’ın gizli sözleşmeler dediği “sinsi” beklentilerin görünen yüzüdür:

  1. Gizli sözleşme : Eğer onlar sormadan ben diğerlerinin ihtiyaçlarını karşılarsam, ben sormadan onlar da benim ihtiyaçlarımı karşılarlar.

İyi çocuk, efendi adam yüzelsel olarak “ben onu karşılıksız sevdim, olduğu gibi sevdim” der ama aslında beklentisi onu karşılıksız seviyor gibi görünürse takdir edileceği ve kendisi bir karşılık beklediğini belirtmese bile gayet beklediği karşılığın kendisine verileceği yönündedir:

  1. Gizli sözleşme : Eğer iyi çocuk olursam benden hoşlanır(lar) ve beni sever(ler). Birçok erkek için bu sonunda (kadınla) yatarım şeklindedir. Eğer iyi çocuk olursam hoşlandığım kadın benim iyi çocuk olduğumun farkına varır ve benden hoşlanır ve sonunda benimle seks yapar.

Konuyu dağıttım ama senin “kızların yapacakları her boku dürtüsel olarak biliyor” sandığın şey, senin karşında karşı koymak zorunda kalacakları duyguların açığa çıkmaması. Yoksa kadınlar da hoşlandıkları erkeğin karşısında ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Ama biraz düşünürsen, aynı şaşırmanın senin için olmayacağını ve bunun da çok doğal olduğunu anlarsın. Alt tarafı flört olan bir kız muhtemelen seni bıraktı ama sen hala “dürtüsel olarak gidip konuşmak istiyorum ayrılık anında da öyleydim” modundasın. Kız seni bırakmış ama hala ceptesin. Bu muhtaçlığı bir de kızla konuşurken nasıl sergilediğini düşün. Her tarafından akar. Seni itici yapar. İtici bir kadın karşısında sen nasıl rahatsan, kadını da senin karşında öyle yapar.

Ben bunları seni aşağılamak için söylemiyorum, bunların değiştirebileceğin şeyler olduğunu göstermek için söylüyorum. Nasıl değiştireceğiniz konusunda burada çok içerik var. Örneğin en önemli yetişkin erkek özelliklerinden birini kazanmanız lazım: kendi kaygınızı yönetebilme ve sağlıklı bir şekilde azaltabilme yeteneğini. Burada bunu senin benliğinin yaptığı gibi kızın üstüne kusma dürtüsüne karşı koymayı öğrenmelisiniz. Bunun nasıl yapılacağından erkek adam zihniyeti nasıl içselleştirilir yazısında bahsetmiştim ki sen de bunu yapıyorsun zaten.

Senin (muhtemelen bu kız da olmazsa kimse beni sevmez) kaygını, kızla konuşup rahatlatmayı umuyorsun:

İlk anlaşılması gereken şey, sizi neyin iyi hissettirdiği ve neyin kötü hissettirdiği konusunda dikkatli olmanız gerektiği. Çünkü çoğu zaman bir açlığa sahibiz ve bu açlık 10 yıl öncesinden ya da 20 yıl öncesinden kalma olabilir. Bu, biz küçük yaşlardayken doğmuş bir güvensizlik ve çoğu zaman bunu yanımızda taşıyoruz. Kendimizle ilgili belli bir şekilde hissediyoruz. “Ben çekici değilim”, “sevilmeye layık değilim”, “aptalım” ya da hatta “zekiyim” (bu da bir güvensizlik olabilir) gibi. Sonra da bu güvensizliğin yanlış olduğunu konusunda kendimizi rahatlatmak için yapabileceğimiz her şeyi yapmak istiyoruz. – Geçmişin savaşlarını savaşmak ve güvensizlikler

Kızın seninle medeni bir şekilde konuşması ile “bir ümit var” hayallerine dalıp o kaygıyı o şekilde bastırabilirsin (tabii kızın seni terslemesi ihtimali de var).  Ama bu senin kaygını geçici olarak rahatlatırken, genel kaygı durumunu arttıracak bir şey:

Güvensizliğin aldatıcı tarafı, içinizde bulunan ve dışarıdan doyurulması gereken bir açlık gibi olması. Dışarı çıkıp “bu açlığı burada doyuracağım”, “bu açlığı şurada doyuracağım” diyorsunuz. “Şu adamlara böbürleneceğim” ya da “şu çaylakları ezeceğim” diyorsunuz. “Herkese göstereceğim” diyorsunuz.

Sorun şu ki bu çeşit bir açlık, başkalarının güvencesi ile sadece belli bir süre doyurulabilecek bir açlık. Başkalarının tepkilerinden aldığınız rahatlama, bir yara bandı gibi zira güvensizlik sizin içinizden gelen bir şey. Yani dışarıdan yaptığınız şeyler bu güvensizliği çözmeyecekler.

Yapmanız gereken ilk şey, güvensizliğinizin açlığını dışarıdan bir şeyler arayıp bularak doyurmayı bırakmak. Bir güvensizliğiniz var ve siz bunu dışsal “besinlerle” doyuruyorsunuz. Peki sürekli olarak doyurup beslediğiniz şeye ne olur? Evet, o şey daha da büyür! Geçmişin savaşlarını savaşmak ve güvensizlikler

Peki bu durumu nasıl çözeceksin?

Yapmanız gereken şey, bu güvensizliğinizle başbaşa kalmak. – Geçmişin savaşlarını savaşmak ve güvensizlikler

Yani örneğin “Bugün eski flörtümü gördüm no contact yaptım ama dürtüsel olarak gidip konuşmak istiyorum ayrılık anında da öyleydim“ dediğin yerde bunu yapıyorsun. Güvensizliğini doyurmak yerine onunla başbaşa kalıyorsun. Ve bu tabii ki çok acı veriyor zira zaten bu acıdan kaçmak için kızla konuşmak, rahatlamak istiyorsun.

Dr. K’nın yukarıda örnek verdiğim geçmişin savaşları yazısında da dediği gibi açlığı beslemeyi bırakmanın kendisi bile çok büyük bir dönüştürücü. Birçok durumda yazıda bahsettiği gibi bir gözlemi, meditasyonu yapmanız da gerekli. Bu ikisi, senin durumundaki erkeklerin %90 – %95’ının bunu aşmasını sağlıyor. Ama az da olsa bazı erkeklerde narsist anne / baba ya da çok ciddi bir erken gençlik oneitis travması nedeniyle, bu iş terapi gerektirecek bir durumda olabiliyor.

Yani kısacası, bu acına dayanman ve şu an yaptığın şey, seni farkında olmadan dönüştürebilecek ve davranışsal olarak doğru yoldasın. Fakat bu yoğun negatif duygu seli ile başbaşa kalmak, olayın sorumluluğunu yüklenmek yerine, bunları kırmızı hap mankafası düşüncelere kanalize edip bastırıyorsun yani dönüştürücü olarak kullanamıyorsun (ya da bombok bir şeye dönüşmene neden olacak şekilde kullanıyorsun). Bunları kızlar böyle, erkekler şöyle diye zihinsel mastürbasyonda yakacağına,  ben böyleyim, bu zayıflık benim ve böyle düzeltirim diye kendine odaklanarak yak. Birincisi seni daha da zayıf ve öfkeli biri yapar. Bu kada öfkenin içinden, pozitif cinsel gerilim çıkmayacağı için yapayalnız kalırsın. Belki yeterince narsist biriysen kendini bir müddet “umursamaz” biri gibi pazarlayıp kısa süreli ilişkilere akarsın ama doymazsın. Güvensizliğini kadınlara yaranmaya çalışarak gidermeye çalışan ama yanlışlıkla besleyen efendi erkekten, kadınlarla skor yaparak bastırmaya çalışan ama yanlışlıkla besleyen dildo vatandaşa dönersin. Aslına bakarsan muhtemelen böyle bir derdin olmaz zira dışarıyı suçlama ve dışarıya öfkelenme yolunu seçen erkeklerin çoğu, yapayalnız ve kısa süreli seks bile yapamadıkları bir yere çıkıyorlar.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Bu arada sağlıklı negatif duygu yönetimi ile ilgili en iyi içeriğimiz Daha İyi Bir Yaşam için serimizde var.

14 Şubat’ta sevgilisinin aldığı hediyeleri beğenmeyen kızlar

Bu siteden hiçbir şey anlamasanız bile, asosyal medyaya bakarak temel inançlar geliştirmemeniz gerektiğini, daha doğrusu asosyal medyanın gerçek hayatla bir alakası olmadığını anlasanız yeter.

Beni Patreon’dan izleyecek kadar takip eden bir takipçinin şunu sorması açıkçası üzücü:

Selamlar, bir kaç gündür asosyal medyada dolanıyorum 14 şubatta sevgililerinin hediyelerini beğenmeyen varoşlar video çekip yayılmaya başlamış konu hakkında ne düşünüyorsunuz denk geldiniz mi? Bu kadınların kocalarına/sevgililerine gram saygı duymayan gördüğüm bir videoda birisi elit gold digger diğeri de anadolu gold diggeri izlenimi verdi bana 😄

Bu konuya öfke yemi yazısında değinmiştik:

Sosyal medya ve özellikle Twitter, algoritma olarak negatif duyguları körükleme üzerine kurulu. 1980’lerde Twitter olsaydı muhtemelen Sovyetler yarın kafamızda nükleer bomba patlatacak korkusu ile yaşardık ve bu korku o günlerde vardı ama herhalde sosyal medya olsaydı insanların hayatını 1000 kat etkilerdi. Korkarım 2020’ye kadar çöküşte olan geleneksel medya da korku yemini keşfetti ve bunun büyük bir yığın üzerinde çok iyi çalıştığını gördü. Bundan sonra her şeyi olduğunun 100 katı yoğunlukta yaşayacağız gibi görünüyor. Fakat siz kendiniz için bir iyilik yapın. Ya sosyal medyadan uzak durun ya da sosyal medyada durduğunuz süreyi azaltın. Ama sizde korku, öfke, kaygı, vs. oluşturan girişlerin tuzak olduğunun, yem olduğunun ve sizi manipüle etmek için yaratıldıklarının bilincinde olun.

Bu nedenle konuyu bana Twitter’da soran birine şu cevabı verdim:

Yine Patreon’da soruyu soran arkadaşa cevaben bir takipçi şöyle yazmış:

öfke yemi. tamamen ilgi amaçlı. ilgi orospusu narsist kadınlar sosyal medya sayesinde iyice arttı. maalesef erkekler kollektif bir birlik gösterip bu tiplere prim vermeyi bırakamıyor. instagramı kapatalı yıllar oldu ve kullanırken bile ne yorum ne beğeni ne takip ederek bunları yücelttim. aksine aşırı müstehcen çıkan içeriği müstehcenlikten şikayet ettim. ama yok. orası bizim kulvarımız değil. uzak durmak en iyisi.

“İlgi orospusu narsist kadınlar sosyal medya sayesinde iyice arttı” kısmına bir değinmem lazım. Daha önce Jordan Peterson’ın bu konudaki bir söyleşini burada Sosyal medya toksik feminen patolojiyi devasa boyutlara taşıdı  yazısında yazmıştım:

Nüfusun bu 5%lik dilimini kontrol altında tutmak zordur zira bu insanlarda zerre içsel kontrol olmadığı için üzerlerindeki tüm kontrol dışsaldır. Ve ben bu insanları online olarak kontrol altında tutabileceğimizi öngörmüyorum. Tam tersi sanal dünya bu özellikleri ödüllendiriyor ve hatta para ile ödüllendiriyor.(*)

Şu an gördüğümüz kutuplaşmanın itici gücü bu olabilir. Bir açıdan kutuplaşmanın gerçek olduğunu düşünmüyorum zira bence burada itici güç, karanlık dörtlüye (dark tetrat), Makyavellizm, narsisizm, psikopati artı sadizm, verilen aşırı dikkat. Bu her şeyi kirletiyor zira bu insanlar sanal dünyada hiçbir kısıt gözetmeden konuşabiliyorlar. Dünya böyle sanıyoruz ama dünya böyle değil. Sadece böyleymiş gibi reaksiyon gösteriyoruz.

Bu konu üzerindeki araştırmalar giderek daha açık hale geliyor. Örneğin Instagramı aşırı kullanan kadınların aynı zamanda sadist, Makyavellist, psikolat ve narsist oldukları görülüyor. Aynı zamanda kısa vadeli çiftleşme stratejilerini optimize ediyorlar yani genellikle oldukça fazla sayıda kişiyle birlikte oluyorlar. Bu bir anti sosyal davranış özelliği ve anti sosyal insanlar genel olarak daha fazla cinsel partnere sahiptirler ve erken yaşlarda seks yapmaya başlarlar.

Bu toksik dişilik (toxic femininity). Anti sosyal davranışın feminen versiyonu itibara vahşice saldırıdır. Dedikodu, taşlama, sırtından bıçaklama, vs. ve bazı kadınlar bu konuda çok usta olabiliyorlar. Bunu erkeklerde yapabilirler özellikle de sosyal medyada. Ama sosyal medyanın dişil anti sosyal tip davranışa olanak verdiği ve büyük ölçeklere taşıdığı çok açık. Feminen değer sisteminin ölçeklenemediğinden bahsetmiştik, feminen patoloji sosyal medyada devasa boyutlara çıkıyor ve bunun sonuçlarının ne olacağını Tanrı bilir.

Bir artış mutlaka var ama asıl olan bu kadınların sayısının artması değil, sosyal medya algoritmalarının hemen hemen sadece bu kadınları öne çıkarması.

Bu tip kadınların oranı 1995’te %1 ise bugün %3 olmuştur en fazla. Ama 1995’te bu tür kadınları en öne çıkarıp cebinizden gözünüze sokan uygulamalar yoktu.

“maalesef erkekler kollektif bir birlik gösterip bu tiplere prim vermeyi bırakamıyor”

Sosyal medya öncesinde ortalama bir erkek bu tiplerle hayatında birkaç kere karşılaşırdı, görmezden gelmesi gereken bir şey yoktu. Şimdi de kollektif birliği falan bırakın, gerçek hayatta kırk yılda bir karşınıza çıkacak kadar az insanların cebinizden beyninize girip zihninizi, inançlarınızı, dünya görüşünüzü darmadağın etmesine izin vermeyin. Gerçek hayatta kalın.

Ama moruk sen bilmiyorsun, hemen hepsi / çoğu böyle!

Bir kere açık söyleyeyim, bunu diyenler genellikle gerçek dünyadan habersiz insanlar, beni bırak 75 yaşındaki bir dede bunlardan daha iyi bilir. Ama gerçek hayatta da deneyiminiz buysa, şu aşağıda kadın takipçiye verdiğim tavsiyeyi size de vermek istiyorum:

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Konuşmaya iyi başlayan ama sonra ilgilenmeyen kızlar

Soğuk yaklaştığı iki kadının da iyi bir muhabbete girmesine rağmen kendisi ile ilgilenmemeleri, bir reddit kullanıcısının kafasını karıştırmış:

Bu gece iki kıza yürüdüm, dikkatlerini çektim, açılıştan ve bira karşılıklı konuşmadan sonra 3 kez gülmelerini sağladım (acıma gülüşü değildi). Ama sonra sessizlik oldu.

Tüm bu yürüme olayı, iyi vakit geçirmek için iki tarafın da karşılıklı çaba harcanmasını gerekmiyor mu? Kızların muhabbeti ilerletmek için neden hiçbir çaba harcamadıklarını anlayamıyorum. Bunu, benimle ilgilenmediklerini gösteren bir işaret olarak mı almalıyım? Yoksa bir erkeğin, karşısındakinin katılımına bakmaksızın, televizyon şovunun sunucusu gibi konuşmayı tek başına götürmesi mi lazım?

Oldukça genel ve bariz olduğu için pratik değerleri olmayan “sadece eğlenceli ol, fazla ciddiye alma,  aşırı düşünme” gibi şeyler yerine keşke bu bokun bir kullanma kılavuzu olsaydı.

Sanırım bu yazdıklarım bir serzenişe döndü ama gerçekten samimi olarak şunları sormak istiyorum: (1) “Ne konuşacağımızı nereden bulacağız?” ve (2) “oyunumdaki bu engelleri aşmanın yolunu nasıl bulurum?” Sizin için çalışan yöntemler neler?

Bunları yazan kişinin değerlendirmesini doğru ve kadınların kabalık olmasın diye gülmediklerini var sayarsak, burada erkeğin yapabileceği en iyi şey, kadınlara kendileri ile konuşmanın güzel olduğunu söylemek ve başka aktivitelere dalmak üzere yanlarından ayrılmak. Burada muhabbeti zorlamak için gösterilecek her çaba, erkeğin konuşmanın sonucuna fazlaca yatırım yapmış olduğunu göstermekten başka bir işe yaramaz. Bu Reddit kullanıcısı biraz tecrübeli bir “oyuncu” olsaydı, kadınların konuşmayı ilerletmek için bir adım atmamalarının ilgisizlik değil, yeterli ilginin olmaması olduğunu anlardı.

Tabii ki bu iki kadın da bu adamdan hoşlanmış ama başka bir sürü nedenden dolayı onunla konuşmayı ilerletmemiş olabilir ama bunun olma ihtimali düşük çünkü bir kadın, hoşuna giden bir adamla yaptığı konuşmaya katkı yapma eğiliminde olur.

Burada Reddit kullanıcısı neyi yanlış yaptığını bilmek istiyor. Benim görebildiğim kadarıyla, yanlış yaptığı bir şey yok. Kızlar bu adamla, muhabbeti ilerletecek kadar ilgilenmediler, hepsi bu. Böyle şeyler hep olur.

Ortalamanın biraz üstünde bir kadın bile bara ya da gece kulübüne gittiğinde, tahmin edilemeyecek sayıda erkeğin yürümesine maruz kalır. Bu ortamlarda kadınlar büyük bolluk içinde olurlar. Bu nedenle bir kadın sizden gerçekten hoşlanmadıysa ya da siz konuşma sırasında kadının duygularını tetiklemediyseniz, o kadının sizinle konuşmaya yatırım yapmasını beklemeyin.

Ama her şeyden önce, siz her şeyi doğru, kitabına göre yapsanız bile, bir kadın sizinle ilgilenmeyebilir. Size fiziksel çekim duymayan birinin size çekim duymasını sağlayamazsınız.

Reddit kullanıcısının karşı cinsle tecrübesinin kısıtlı olduğu görülüyor. Kadınlarla konuşmalarının sonuçlarına odaklanmak yerine, sosyal kabiliyetlerini geliştirmeye odaklanmalı ki kadınlarla herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda ve herhangi bir konu hakkında, doğal ve eğlenceli konuşma kabiliyetini geliştirebilsin.

İlgilendiğiniz kızla muhabbetin ölmeye başladığını hissettiğinizde, kıza onunla konuşmaktan zevk aldığınızı ve ne yapıyorsanız onu yapmaya geri döneceğinizi söyleyin. Bu sayede, konuşmayı pozitif bir noktada bitirirsiniz ve kızın kendisinden hoşlanmasına muhtaç bir abazan gibi görünmezsiniz. Bonus olarak da, bar ya da gece kulübü gibi bir ortamdaysanız, diğer kadınlar bu yaptığınızı fark ederler ve başka bir kadınla sıcak bir muhabbet edebildiğiniz için sizi otomatik olarak daha çekici bulurlar.

Kaynak: Sometimes you are just not a girl’s type

Mahmut Abi’nin notu:

Burada reddit kullanıcısının hatası yok demiş ve gerçekten görünür bir hatası yok. Ama sonradan kendisinin de belirttiği gibi, soruyu yazan kişi spesifik bir konuşmaya çok fazla zihinsel yatırım yapmış ve aynı zamanda sosyal becerilerini geliştirip iyi vakit geçirmekten çok, kadınları etkilemeye odaklanmışa benziyor.

Fakat buradaki ana fikre katılıyorum. Yazar bazen demiş ama her şeyi kitabına göre yapsanız bile (öyle bir kitap da yok gerçi) yürüdüğünüz kadın çoğu zaman sizinle ilgilenmeyecek.

Burada eminim ki bazı arkadaşlar şu cümledeki “kadın da bu adamdan hoşlanmış ama başka bir sürü nedenden dolayı onunla konuşmayı ilerletmemiş olabilir” bölümünü soracaklar. Bir kadın bir erkekten hoşlanmasına rağmen neden konuşmayı ilerletmez? En bariz sebeplerden biri, kadının erkek arkadaşı olmasıdır. Ya da iki taraf da diğerinin önünde kendilerine soğuk yürüyen biriyle konuşmak istememiş olabilir.

Buradaki “konuşmanın ölmeye başladığını anladığınız anda konuşmadan kibarca çıkma” tavsiyesi ise, flörtün her aşamasında ve çeşidinde geçerli ve oldukça önemli bir tavsiye. Flört ettiğiniz kızla konuşmayı zorlamayın. Bir etkileşimde 5-10 dakika muhabbetten sonra muhabbet ölüyorsa, “benim şimdi ders çalışmam lazım, sonra görüşürüz” gibi bir bahane ile konuşmayı bitirin. 5-10 dakikalık bir konuşmayı sönerken bırakmanız, zorlaya zorlaya 30 dakika konuşmanızdan çok daha çekici bir şey.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

İnsanlar karmaşık sinyaller, belirsiz işaretler vermezler

Ağustos 2022’de, doğup büyüdüğüm şehirde dövüş sporlarının yapıldığı bir spor salonuna katıldım ve ilk derste, Noa adında 31 yaşında, yarı beyaz yarı Kübalı bir adamla eşleştim. Hemen çok iyi anlaşmaya başladık ve yaklaşık bir ay içerisinde de çok iyi arkadaş olduk. Her gün birkaç kez mesajlaşıyorduk, şehir merkezinde tişörtsüz koşuya gidiyorduk ve kişisel problemlerde birbirimize destek oluyorduk.

Noa bir yıl sonra, görüşmek için bir türlü uygun olmamaya ve mesaj başlatmamaya başladı. Bir yanım artık benimle görüşmek istemediğini söylüyordu ama ben bu inancı bastırdım zira ben mesaj attığımda, her zaman normal bir şekilde cevap veriyordu.

Fakat ben içimdeki sesi görmezden gelmek için ne kadar çabalasam da, bir şeylerin yolunda olmadığını düşünmeden edemiyordum. Çünkü Noa karmaşık sinyaller gönderiyordu: bir yandan benim mesajlarıma gayet makul bir hızda ve normal bir şekilde cevap veriyordu ama bir yandan da hiç buluşmuyordu.

Noa’nın “birdenbire” buluşmak istemediğini düşünüyordum. Benim çıkarımın (ya da tahminim) her iletişime geçtiğimizde negatif şeylerden konuştuğum için benimle zaman geçirmek istemediğiydi.

Noa özellikle dümdüz konuşmayı seven biriydi ve bu nedenle kendisine benimle görüşmek istememesinin sebebinin, benimle sürekli depresif takılmam olup olmadığını sordum. Bunun böyle olmadığını temin etti ve kişisel bazı problemleri nedeniyle benimle buluşmaya vakit bulamadığını söyledi. Buna tam olarak inanmadım zira sonuçta gerçek bir arkadaş, sizinle zaman geçirmek ister ve arada bir hal hatır sorar. Ama iç güdülerime güvenmek yerine, açıklamasını doğru kabul ettim ve ona normal bir şekilde mesaj atmaya devam ettim. Bunun sonucunda da tahmin ettiğim gibi, her buluşma teklifimi bir bahane ile reddetmeye devam etti.

Bu noktada arkadaşlığımızın sona erdiğini kabul ettim ve Noa’ya ulaşmayı bıraktım çünkü kendime olan saygımı korumak istiyordum. Ona ulaşmayı bırakmamın üzerinde koca bir yıl geçmesine rağmen bana bir kere bile ulaşmadı.

Bu yaz şehir merkezinde yürürken, bir uyanış yaşadım: Noa aslında bana hiçbir zaman karmaşık sinyaller vermedi. Aslında, verdiği sinyallerde belirsiz olan hiçbir şey yoktu. Noa sadece dolaylı olarak benimle nasıl görüşmek istediğini göstermeye çalışıyordu.

İnsanlar uyuşmazlıktan hoşlanmazlar

Evet, insanlar uyuşmazlıktan, çatışmadan, zıtlaşmadan hoşlanmazlar. Bu bariz görünebilir ama durup hiç, insanların uyuşmazlıktan kaçmak için neler yapabileceklerini düşündünüz mü?

Günümüzde insanlar romantik ilişkide oldukları insanlara artık ilişkiye devam etmek istemediklerini söylemek yerine, onları ghostlamayı tercih ediyorlar. Birinin davranışlarından hiç haz etmediklerinde, sorunu direkt söylemek yerine, hüsranlarını pasif agresif davranışlar ile göstermeye çalışıyorlar. Birbirleri gücendirmekten kaçmak için, dolaylı ve belirsiz bir dil ile anlaşmaya çalışıyorlar. Eski arkadaşım Noa, benimle iletişime geçmek istemese bile, benimle konuşmaya devam ediyordu. İnsanlar direkt zıtlaşmaktansa, paslı çivilerle dolu bir olimpik yüzme havuzuna atlamayı tercih ediyorlar.

Şimdi ben burada, insanların uyuşmazlıktan korkmalarının ne kadar hastalıklı bir şey olduğunu, oldukça geçerli gerekçelerle, uzun uzun yazabilirim. Ama insanoğlunun evrimsel geçmişinde, yüzbinlerce yıl önce, kabile üyeleri arasındaki uyuşmazlıklar, ölüm ile sonuçlanabiliyorlardı.

Bunun yanında artık hem kadınlar hem de erkekler,uyuşmazlıkları yönetmek gibi geleneksel maskülen kabiliyetleri öğrenmiyorlar çünkü babalar ev yaşamında, endüstri devrimi öncesine göre çok az varlık gösterebiliyorlar. Bu nedenle hem erkekler hem de kadınlar, buna yatkınlıklarından ya da evrimsel bir adaptasyon olarak, uyuşmazlıklardan kaçmak için ne gerekirse yapıyorlar ki buna karmaşık sinyaller göndermek de dahil.

Karmaşık sinyaller

Karmaşık sinyaller, insanların davranışları arasındaki uyuşmazlıklardır. Daha spesifik bir şekilde söylersek, davranış kalıplarından ya da beklenen davranışlardan sapmadır. Bir insanın söyledikleri ile yaptıklarının birbirine uymaması, karmaşık sinyallerin en göze çarpanı. Ya da bir insanın davranış ve tutumlarının tutarsız olması.

Karmaşık sinyaller, bu sinyallerin hedefindeki insanları deli eden şeyler özellikle de romantik ilgi durumunda. Zira bir kapanış olmaması çoğu zaman, insanın zamanında oldukça iyi anlaştığı birinin neden birden bire garip davranmaya başladığını öğrenmek istemesine neden oluyor.

Bunu söyledikten sonra şunu da söyleyebilirim ki, Noa ve daha önce yaşadığım “karmaşık” sinyal vakalarını etraflıca düşündüğümde, karmaşık sinyal diye bir şeyin olmadığına emin oldum.

Karmaşık sinyal diye bir şey yok

Peki neden karmaşık sinyal diye bir şey yok? Çünkü “karmaşık” sinyal, mesajın kendisi. Karmaşık sinyal, gönderen kişinin sizin hakkınızda ne düşündüğünün ya da ne hissettiğinin, oldukça doğru bir göstergesi.

Noa’nın benim mesajlarıma normal bir şekilde cevap verip bana hiç ulaşmaması ve benimle hiç buluşmaması, ben ona mesaj attığım sürece benimle konuşmaktan hoşlandığını ama bu hoşlanmanın mesaj atacak ya da buluşacak kadar yüksek olmadığını gösteriyordu. Burada karmaşık sinyal diye bir durum yok.

Bir kişinin size karmaşık sinyaller gönderdiğini düşündüğünüzde, bu kişinin ne dediğine bakmayın, tamamen davranışlarına bakın. Sözler yalan söylerler ama davranışlar genellikle yalan söylemezler. Ve tekrar söyleyecek olursak, insanlar direkt uyuşmazlıktan kaçarlar ve direkt uyuşmazlıktan kaçmak için gerçekten hissettiklerini ya da düşündüklerini söylemekten kaçınırlar.

Davranış bir insanın nasıl hissettiğinin gerçek göstergesidir

Karmaşık sinyaller hayatın her alanında deneyimlenebilecek şeyler olsalar da, en çok romantik ilişkiler alanında kendilerini gösteriyorlar. Romantik ilişkilerde, “davranışlar sözlerden daha yüksek sesle konuşurlar” (“actions speak louder than words”) cümlesini içselleştirmeniz gerekli.

Bir insan sizin mesajlarınıza tek kelimelik cevaplar ya da emojiler atıyorsa, sizin varlığınızı kabul edecek kadar sizden hoşlandığını ama sizinle romantik bir ilişkiye ilgisi olmadığını anlayın. Bu  kişi muhtemelen sizi ghostlamayı isterdi ama bunun çok kaba bir şey olacağını düşündüğünden size kısa da olsa cevap veriyor.

Karmaşık sinyallerin çeşitleri bu yazının kapsamı dışında ama en manidar olanına değinmeden geçemeyeceğim: kişinin sözleri, ses tonu ve vücut dili arasındaki uyumsuzluk.

Bir insanlar konuşurken bir şeylerin yanlış olduğunu hissettiğinizde, bilinç altınız bilincinize, beklenen davranışın dışında bir şeylerin olduğunu söylemeye çalışıyor. Beyniniz, karşınızdaki kişinin ağzından çıkanlarla, vücut dili ya da ses tonu arasında uyumsuzluk olduğunu, zihinsel olarak not ediyor.

İnsanlar homo sapiense evrilmeden yani 200 bin yıl önce, vücut dili ve sözel olmayan işaretlerle anlaşıyorlardı. İnsanlık tarihindeki iletişimin çoğu sözel olmadığı için, insanların sözel olmayan iletişimleri ve davranışları, gerçek duygularının çok daha doğru birer göstergesi.

Yani bir insanın sözleri, davranışları ve ses tonu uyumsuz olduğunda, söylediklerine oldukça eleştirel bir şekilde yaklaşın çünkü sözler, kendi başlarına bir insanın ne hissettiğini doğru bir şekilde yansıtmazlar.

Örneğin bir insan sizinle konuşurken bu insanın vücudunun özellikle de ayaklarının, size dönük olmadığını (ve bu şekilde kaldığını) gördüğünüzde, bu insan muhtemelen sizinle konuşmak istemiyordur. Bir insanın vücut dili bir şey söylerken, sözleri başka şeyler söylüyorsa, bu insan size karmaşık sinyal göndermiyor. Bu insanın tek yaptığı, dolaylı olarak, sizinle konuşmak yerine vücutlarının işaret ettiği yere gitmek istediğini göstermek. Düşünün bir: bir insan sizinle konuşmak istemediğinde ya da sizden hoşlanmadığında, pat diye yanınızdan uzaklaşıp gitmez zira bu çok kaba bir davranış.

Son olarak da, bir insan bir soruya güvensizlik içeren bir tonda cevap verdiğinde, mesela cevabı evet ya da hayır olan bir soruya bir süre durup “tabii ki”, sizin önerdiğiniz şeyi yapmayı gerçekten istemiyordur. Ama normal bir insan gibi bunu size söylemek yerine, sizin bu ipucunu yakalayıp “emin misin?” diye sormanızı umuyordur çünkü insanlar sizinle zıtlaşmak yerine bunu yapmayı tercih ederler. İnsanlar gerçek duygularını bu şekilde belli edip sizin önerdiğiniz şeyi yapmak istemediklerini söze dökmeden anlamanızı umarlar. Kelimeler, daha doğrusu kelimeleri nasıl söyledikleri, sinyalin kendisidir. Karmaşık sinyal diye bir şey yoktur.

Bundan sonra birinden karmaşık sinyaller aldığınızdan şüphelendiğinizde, ne yaptıklarını rasyonel bir şekilde değerlendirirseniz, gönderdikleri sinyallerin o kadar da belirsiz olmadığını görebilirsiniz. Sinyallere bakıp endişelenmek ve karşınızdaki kişinin neden böyle davrandığını düşünüp durmak yerine, durumu olduğu gibi kabul edin ve yolunuza devam edin. İnsanların direkt uyuşmazlıktan nefret ettiklerini ve vebadan kaçar gibi kaçtıklarını hatırlayın ve hiçbir zaman, insanların gerçek duygularını size direkt ve açık açık söylemelerini beklemeyin.

Eğer size gerçek duygularını açık açık ve direkt söylemekten çekinmeyen bir nadide insan ile karşılaşırsanız, sizi azarlamadıkları sürece, kendinizi şanslı kabul edin, çünkü böyle insanlarla karşılaşmak ve arkadaş olmak çok nadir rastlanan bir durum.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Kaynak: People Don’t Send Mixed Signals

Beta özelliklere sahip kadınlar

Erkek Adam Patreon hesabındaki muhabbet (chat) bölümünde Ahmet sormuş:

“Erkek Adam sitesinde beta özelliklere sahip kadınlarla ilgili bir yazı var mı?”

Bunun üzerine Second Life rumuzlu kullanıcı “kadınlarda alfa – beta olayı yok, ilişki materyali olan/olmayan olarak ayırıyoruz genelde” demiş.

Ahmet, beta özelliklere sahip kadınlar demiş ki beta erkek dediğimiz adam da genellikle beta özelliklere sahip erkektir. Kadınlar da beta davranışlar sergilerler ama buna alfa – beta demek yerine kaygılı davranışlar da diyebiliriz.

Bu arada devam etmeden belirteyim, Second Life bunu söylemiyor olabilir ama birçok erkek ilişki materyali olan/olmayan ayrımını sadece sadakat, geçmişinde (çok) erkek olmaması veya çok sevmesi kriterlerine göre yapıyor. Ama sadık ve geçmişinde çok erkek olmayan bir kadın, aynı zamanda toksik ve karın ağrısı olabilir ve bunun da onu bir erkek için ilişki materyali olmayan kadın kategorisine sokması lazım. Fakat bilinç altında sevilmeye değer biri olmadığına dair temel bir inanç olan erkek, kendisini çok seven kız ne kadar toksik olursa olsun onu bırakamayabiliyor. Ya da “piyasada sadık kız kalmadı” sanan adam, kız adamı duygusal şiddet manyağı yapsa bile kızı ilişki materyali sanabiliyor.

Benim “beta erkeğin kadın versiyonu” dediğim bir kadın tipi var. Bu kadınlar, narsizm ya da borderline gibi duygu durumu bozuklukları olmasa bile kaygılı bağlanma stiline sahipler (gerçi çoğu beta kadın ve erkekte sürekli olarak kırılgan narsizm kokusu alıyorum):

“Düşük özsaygı, şiddetli reddedilme veya terk edilme korkusu ve ilişkilerde yapışkanlık, bu bağlanma şeklinin yaygın belirtileridir … kaygılı bir kişi ilişkide hangi konumda durduğu ve partnerinin onu kendisi kadar sevip sevmediği konusunda güvensiz olabilir. Sonuç olarak, partnerin en ufak bir hayal kırıklığı ya da reddedilme belirtisi, zaten düşük olan özgüvenine zarar verebilir.”

Genel olarak beta özellikler gösteren (kaygılı bağlanan) erkek, sıklıkla tetiklenen bir “acaba beni sevmiyor mu / gerçekten istemiyor mu?” kaygısı ile karşı koyamadığı ya da (kaygısını silecek bir rahatlamanın getirdiği hazza bağımlılık nedeniyle) karşı koymadığı şekilde fazlaca ilgi gösterme, kaynak harcama ve arama dürtüsü hisseder. Burada amaç, partnere ulaşarak ya da fazlaca ilgi, kaynak ve arama ile, partnerinin onayını görmek ve kaygısını rahatlatmaktır. Biz erkeklere burada, kaygılarını, flört ya da partnerlerinin üzerine kusmadan yönetmelerini öğretiyoruz. Zira birinin sırtına çocukluğunuzdan ve daha önceki ilişki başarısızlıklarınızdan gelen kaygıyı yükleyemezsiniz, çoğu kişi bunu görünce kaçar. Daha da kötüsü, insanlar genellikle empatik yaratıklar olduklarından, sizin kaygı kusmanız, “ben sevilmeye layık değilim sanırım” gibi bir sinyal verir ki bunu birkaç kez tekrarlarsanız, karşınızdakinin sizinle aynı fikirde olmasını sağlayabilirsiniz.

Ek olarak, kaygı nedenli davranışları yapmanız, kaygınızı geçici olarak rahatlatırken, toplam olarak kaygınızı arttırır. Bunun tersine kaygının sizi ittiği şeyleri yapmazsanız, geçici olarak daha kötü hissetseniz bile, toplam kaygınız azalır ve daha sonra bir miktar daha güçsüz bir kaygı dalgasına maruz kalırsınız. Örneğin, 1 saat mesaj atmadı diye rahatlamak için bir önceki mesajınıza ek bir mesaj atma itkisine karşı koymazsanız, ikinci mesaja aldığınız cevap ile geçici rahatlarsınız ama biraz daha kaygılı biri olursunuz. Bu isteğe karşı koymanız, sizi geçici rahatlamadan mahrum bırakırken, toplam kaygınız bir miktar azalır. Bu mekanizmadan retroaktif kıskançlık yazısında bahsetmiştik.

Beta özellikler gösteren kız dedik, bu konuya neden girdik? Öncelikle birçok erkeğin problemini bir tekrar etmek istedim ve ayrıca beni arayan birçok kadının temel problemi bu olduğu için onlara da konuyu özet geçmek istedim. Fakat kadınların kaygı yönetimi sorunu erkeklerden farklı ortaya çıkar.

Genel olarak beta özellikler gösteren (kaygılı bağlanan) kadın, sıklıkla tetiklenen bir “acaba beni sevmiyor mu / gerçekten istemiyor mu?” kaygısı ile karşı koyamadığı ya da (kaygısını silecek bir rahatlamanın getirdiği hazza bağımlılık nedeniyle) karşı koymadığı şekilde fazlaca ilgi isteme, kaynak talep etme ve aranma dürtüsü hisseder. Burada amaç, partnerin kendisine ulaşması ya da fazlaca ilgi, kaynak vermesi ile onay görmek ve kaygısını rahatlatmaktır.

Biz bu tip kızlara burada genellikle karın ağrısı kızlar diyoruz. Yeterince ilgi ve alaka göstermenize rağmen, sürekli olarak yeterince aranmamaktan, ilgi görmemekten şikayet eden bu kızlar, eğer siz yeterince ilgi gösteren biriyseniz, muhtemelen karın ağrısı insanlardır.

Beta özellikler gösteren kadın da erkek gibi, kendi ilişkisini baltalamaya programlıdır ve ilişkisini mahvetmesine partneri de dahil kimse engel olamaz. Böyle bir kadının özgüven ve özdeğer eksikliği sürekli ilgi talep eder ve bu aşırı ilgi gelmezse çok büyük sorunlar çıkarır. Bu aşırı ilgi gelirse de, bu sefer içgüdüsel kadın tarafı erkeğin boyun eğmesinden dolayı erkeğe çekim duymayı bırakır ve kadın yine sorun çıkarır. Ve hayır, yeterince alfa erkek, yüksek değerli erkek vs. olmanız bir şeyi değiştirmez. Böyle bir karın ağrısını, hiyerarşide zirvede bir erkek olarak normal bir kadına çeviremezsiniz. Zaten bu kadını normal bir kadına çevirme, kurtarma, vs. fantezisini, kadın erkek ilişkilerinde rütbesi düşük erkekler kurarlar, yüksek erkekler ise bu kadınları hayatlarından çıkarırlar.

Beta özellikler gösteren kadınlar, erkekler için daha büyük bir sorun zira erkeklerde kadınlara yönelik bir arketip kurtarıcı rolü var. Yani beta erkek çok erken aşamalarda kadını itebilirken, beta kadın tam tersi muhtaçlıkları ile bir erkekte kurtarıcı içgüdüsünü tetikleyebilir. Bu kadın zaten bir de narsist ise, bunu özellikle yapar.

Ahmet bununla ilgili bir yazımız olup olmadığını sormuş, bu konuya değinen bir yazımız var aslında: Vaka Çalışması – Sevgilim ilgisiz oldugumu söylüyor:

“Bakın tekrar ediyorum. İlgisizseniz ayrı konu. Ama günde 3-4 saat iletişimde olduğun kız ilgisizlikten şikayet ediyor ve fazlasını vermiyorsunuz diye soğuyorsa, bu karakterde bir kadının kendi ilişkisini baltalamasına engel olamazsınız. İlgiyi arttırmazsınız soğur, arttırırsınız daha fazlasını talep eder ve/veya yine soğur. Beta erkekler de böyle, kendi ilişkilerini baltalamaya programlılar (özgüven ve özdeğer krizine girdikleri için) ve karşılarındaki kadın bu konuda pek bir şey yapamaz.”

Şimdi tabii bir de bazı kadınlar normalde bu kadar kaygılı bağlanmasalar bile, erkek çok omurgasız, efendi adam olarak davranınca, bu hale gelebiliyorlar. Fakat çoğu normal kadın erkeği terk eder, kalıp da daha fazlasını talep etmez. Yine de yeterince sayıda görece normal kadın, yalnızlık korkusu ile hem gidemeyip hem de eksik olan çekimi zaman – ilgi – para ödeme olarak talep edebilir.

Burada eğer kadın karın ağrısı ise o kadını bırakmanızı tavsiye edeceğim. Zira dediğim gibi, böyle bir kadın ilişkisini baltalamaya programlı. Bir kadın sizin davranışlarınızdan mı böyle yoksa içsel olarak mı karın ağrısı nereden anlayacaksınız? Karın ağrısı kadın gerçekten manasız bir ilgi ve ulaşım talep eder. Öyle gri çizgi falan değil. Örneğin iş yerindesiniz, mesajına 15 dakika dönmediniz diye problem çıkarır. Adam çalışıyor, 15 dakika dönememesi normal diye düşünmez, kaygıya kapıldığı için düşünceleri değil duyguları yönetimdedir. Sabah işiniz gücünüz yok gibi gece saatlerine kadar konuşmak ister, kendine hediyeler aldırmaya çalışır, başkalarına ayırdığınız zamanı sabote etmek için uğraşır.

Bu site yorumlarında bu şekilde düzinelerce vaka var aslında. Bir ara onlardan örnekler bulup buradan linklemek lazım.

Çok sık gördüğüm ve kadının ilgi talebinin, erkeğin kadını istemediğini hissetmesinden kaynaklandığı şu duruma da bir bakın derim: İlgisizlik ve ters davranışlar yüzünden terk edilmek – Vaka Çalışması

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Eski sevgilimi kocası ile gördüm, kendime gelemiyorum – Vaka Çalışması

Mahmut abi merhabalar. 8 yıl önce 2 yıllık bir birlikteliğim oldu. İlk kez aşık olmuştum ve gerçekten değer veriyordum. İlk sene aynı şehirdeydik ama 2.sene farklı şehirlerde üniversiteye başladık.

İlişki 18 yaşında başlasa, bittiğinde 20 yaşı civarındaydınız.

Her şey güzel devam ediyordu, evlilik hayallerimiz vardı,onun sınırlar koyduğu bir cinsel hayatımız da vardı.

Şirin ama o yaşlarda iki öğrencinin ilişkisi, genellikle 2-3 seneyi geçmez.

Neyse zamanla tartışmalarımız arttı, ben de biraz saçmaladım ve bolca hata yaptım ve ayrıldık. O benden ayrılmaya cesaret edemedi ama artık beni bitirdiğini hissettiğim için ben ayrıldım. Susan kadın için bitmişsinizdir olayını tam anlamıyla yaşadım yani.

Bittiğinde bazı kadınlar susar, bazı kadınlar seslerini açarlar.

1 ay gerçekten dibine kadar aşk acımı yaşadım ve sonra içime gömerek devam ettim. O, biraz zaman geçince; fake hesaplardan yazdı bana ama çok sallamadım ilk zamanlar. Aslında canım çok acıyordu ama gurur yapıyordum sanırım.

Bence Fake hesaptan yazılıyorsa, “o” yazıyor diye düşünmeyin. O yazıyor olsa bile.

Aradan 6-7 ay geçti bir vefat ile iyice duygusallaştım ve ona baya destan yazarak içimi döktüm. O,beni kötü hatırlamadığını,üzmek istemediğini falan söyleyerek reddetti. Ben de onun için aynı dilekleri ileterek hayatıma devam ettim.

Sonradan öğrendiğime göre o bu sürede yeni bir ilişkiye başlamış. Üstelik ayrılmak üzere iken instagramda görüp kim bu diye sorduğumda arkadaşım dediği biriyle. Bu beni biraz soğuttu ve uzunca bir süre çok düşünmeyip işlerime odaklandım. Elbetteki ara sıra aklıma geliyordu ve benim için çok özeldi tabi orası ayrı.

Neyse aradan yıllar geçti ve evlendiğini öğrendim, hafif bir burukluk yaşadım ama çok da sallamadım. Ancak; bundan 14 gün önce kocası ile el ele bir AVM’de karşılaştık. Bambaşka şehirlerdeyken nasıl denk geldik bilmiyorum ama sanırım benim yaşadığım şehre yerleşmişler. Bu görüntü ilk 2 gün bendeki bütün eski travmaları,aynı ayrılık acısını geri getirdi. 3.günden sonra kendimi iyi hissetmeye başladım,bir yazılım mühendisi olarak işlerime odaklandım ama online çalıştığım ve çok sosyal bir ortamım olmadığım için sık sık aklıma geliyor.

Yaklaşık 28 yaşlarında, karısı ve çocuğu olmayan bir adamsın. Akşam eve karına ve çocuklarına gitmen gerekmiyor. Gelirinin önemli bir kısmı ailene gitmiyor. Evden çalışmak bahane değil, evden çalışmak aslına bakarsan sosyal hayat için avantajlı. Senin profilinde bir adamın sosyal hayat edinememesinin sebebi zamansızlık, evden çalışma falan değil, asosyalliktir.

Senin sorunun, sosyal olarak, belki de ilişkisel olarak kızın bıraktığı yerde donmuş vaziyette olman. Derdin bu kız değil. Bu kız sana ne kadar renksiz, duygusal ve sosyal olarak çöl bir hayatın olduğunu hatırlattı. Hem de bunu, gerçeği suratına kamyon gibi çarparak hatırlattı.

Bu çektiğin çileyi hüsranı, fırsata çevir ve asıl problemini, sosyalleşmeyi hallet. Burada bu konuda yazdım, Patreon’da devam yayını da yaptım.

Bu süreçte ben hep kısa ilişkiler yaşadım ve ciddi ilişkiye mesafeleydim ama artık ben de ciddi bir ilişki istediğimi ve o duyguları tekrar hissetmek istediğimi anladım.

Kısa süreli ilişkiler belli bir tecrübe ve doyum yaratabilirler ama özellikle 25 yaşın üstündeki  çoğu erkek için, uzun süreli ilişkinin yerine geçmezler. Kısa süreli ilişkilerde, hemen hemen her zaman sizden 5 kat daha fazla erkekle yatan bir grup kadınla yatarsınız ve bu kadınlarla duygusal bağ kurmazsınız, kuramazsınız.

Sen, alt tarafı 2 senelik bir ilişkiden travmaya uğrama başarısı(!) göstermişsin. Bu nedenle uzun süreli ilişkilere girmekten korkar hale gelmişsin ve hayatın duygusal çöle dönmüş.

Bu kız masum,anlayışlı,iyi biriydi ve onun gibi birini bulamayacağımı düşündüm sanırım uzun bir dönem.karşıma da hayalimdeki gibi biri çıkmadı zaten.

Son günlerde ilk gördüğümde hissetiklerimi tekrar hissetmeye başladım. Sanki ayrılık acısı gibi acı çekiyorum.

Sanmam. Olay 8 sene önce olup bitmiş. Daha çok yerinde saymış olduğunun farkına varmak acı veriyordur.

Saçmalık olduğunun farkındayım ama keşkeler, pişmanlıklar kafamdan çıkıyor. Hayatımda başka kimseye aşık olmadım.

Ve bu tamamen senin suçun. 2 sene ilişki sonrası 8 sene geçmiş. Benim sık söylediğim bir şey var. Piyasada ve böyle bir ilişkiye açık bir adamsanız, uzun süreli ilişkilik ve aynı zamanda anlaşabildiğiniz kız karşınıza 1.5 senede bir çıkar. Yani sen bu tür bir ilişkiye açık olsaydın, 3-4 kere daha “aşık olabilirdin”.

Onları 2 sene önce de görmüştüm ve 5 dk şaşırıp sonra çok sallamamıştım. Bu sefer böyle olmadı,sanki bütün acılarım flashback ile geri döndü.

2 sene önce 25-26 yaşında daha kafana dank etmemiş demek ki.

Ben bu bataktan nasıl çıkarım çok huzursuzum. Evde bile duramıyorum duvarlar üstüme üstüme geliyor. Günümüzdeki kadınları gördükçe onun gibi birini bulamayacağımı düşünüyorum.

Eskiden, kısa süreli ilişkileri abartan adamlar bile “günümüz kadınları şöyle böyle” diye düşünmezdi. Beraber oldukları kadınların, kadın milletini temsil etmediğini bilirlerdi. Siz kısa süreli ilişkiler yaşadığınızda, çoğunlukla sizden daha da çapkın kızlarla beraber oluyorsunuz. Bana bazen çok genç çocuklar gelip ağlaşıyorlar. “Abi adam 100 kadınla yatıyor, onun gibi 10 bin adam olsa 1 milyon kadın böyle kötü çocuklarla yatıyor” gibi absürt matematikler öne sürüyorlar.

Her biri 100 kadınla yatan 10 bin adam genellikle, her biri 200 adamla yatan kadınlarla yatarlar. Yani sizin 10 bin kötü çocuğunuzu, 5 bin kötü kız çeviriyor. Arada tabii ki bu olayla alakasız kızlar da olur ama bu adamların elinden geçen kız sayısı, bu adamların sayısından azdır! Yani bunu bu “özde” kötü çocuklar da bilirler ama nedense aslen efendi erkek olan ve kafası hep öyle kalan elemanlar, fazla sayıda kızla olurken bu gerçeği göremiyorlar.

Son zamanlarda sosyal medyada ciddi bir redpill mankafa akım çıktı, yıllarca dejenere kısa süreli ilişki yaşayıp, oradan kadınlarla ilgili bilgelik çıkarmaya çalışan adamlar türedi.

Günümüz kadınları arasında senin eski kız arkadaşından çok var ama sen yaşam tarzın, uzun süreli ilişkiden kaçarak dejenere olan zihin yapın nedeniyle o kızlara ulaşamazsın, ulaşsan da onlar seni istemezler. Yaşam tarzını ve zihin yapını değiştirmen lazım. “Ya hacı günümüzde öyle kız yok” demek kolay ve egonun kıçına gökkuşağı üflüyor ama hem gerçek değil hem de gerçek olsa zaten yapacak bir şey yok. Günümüzde az sayıda “iyi kız varsa” o az sayıdaki iyi kızın senin gibi birine kalma ihtimali SIFIR. “Günümüzde kızların birçoğu böyle, ben ulaşamıyorum” dediğinde, olduğun düşük seviyeyi kabul edip acı çekmen lazım ama bu durumda güç sende zira bunu değiştirebilirsin.

Sen şu an böyle kızlardan çok az var diye kendini kandırıyorsun, az ise zaten hayatta bir kere karşına çıkar, o zaman bir daha asla bulamayacağına emin olduğundan duvarlar üstüne üstüne geliyor. Zira senin zihninde o kızı kaçırdın, bir daha asla olmayacak.

“Günümüz kadınları bozdu, düzgün kız çok az” olayına bir inandıktan sonra bunun nasıl kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüşeceğini bir düşünsenize! Buna inanan adam, bir şekilde düzgün bir kız bulduğunda, ona bulunmaz Hint kumaşı gibi davranacak, onu büyük bir ödül olarak görecek ve önünde efendileşip terk edilecek (bu tür masallara inanan çocukların, sonradan “kötü çocuğu” oynayan iyi çocuklar olduklarını unutmayın). Hem de zayıf davranışları yüzünden muhtemelen kaba bir şekilde terk edilecek. Ve “bu kız düzgün sanmıştım, ama o da değilmiş” diyerek, “günümüz kadınları çok bozdu, düzgün kız çok az” inancını pekiştirecek.

Tekrar ediyorum. Senin derdin bu kız değil. Senin derdin, asosyalliğin, kısa süreli ilişkilere kapılıp duygusal olarak doyamadığın ilişki hayatın. Eskiden mutlu olduğun bir kızın seni aşıp kendi hayatına devam etmesi, yaşının gerektirdiği ilişki aşamalarından geçmesi, senin 20 yaşından beridir olduğun yerde saydığını suratına çarptı.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.