Podcast – Borderline (sınırda kişilik) bozukluğu olan kadınla evlilik

Bir süredir yapmaya başladığımız takipçi söyleşilerinde bu sefer borderline (sınırda kişilik) bozukluğu olan bir kadınla evlilik yaşamış bir takipçimiz ile görüştük.

Daha önceki narsist veya sınırda kişilik bozukluğu gibi sorunları olan kadınlar podcastımızı da tavsiye ederim.

Zehirli ilişkiler konusunda daha fazla ayrıntı için Bu yazı, Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza bakabilirsiniz.

Youtube yayını aşağıda. Bu yayını beğenirseniz, beğenmeyi unutmayın. Yayını spotify kanalımızdan da dinleyebilirsiniz.

 

Toksik evlilik hikayesi

“Toksik (çok zararlı) bir ilişkide olduğumu nasıl anlarım?”

“Ben toksik bir partner miyim?”

Bu yazıda toksik ilişkide olup olmadığınızı anlama konusunda zihin bulanıklığınızı açmaya çalışacağım ve yazının sonunda da size kendinize sormanız için bir soru vereceğim.

Şimdi sıklıkla duyduğum yorum ve mesajlardan birini okuyacağım. Eğer bu yazılanlar size hitap ediyorlarsa, maalesef toksik bir ilişki içindesiniz. Beni takip edenlerin ve danışanlarımın çoğu erkek olduğu için, bu yazı erkek bakış açısından yazıldı ama bunlar cinsiyet ve cinsel seçim ne olursa olsun geçerli şeyler.

Başlayalım:

“Hayatımı perişan hale getiriyor.”

Sadece bu ilk cümleye bakalım. Bu size hitap eden bir cümle ise, ilişkiniz kesinlikle toksik bir ilişki! Bu tabii ki partnerinizin tek sorun olduğu anlamına gelmiyor ama  partnerinizin hayatınızı perişan ettiğini hissediyorsunuz.

“Tüm umudumu kaybettim zira sürekli bir kötü bir iyi yaşamayı artık kaldıramıyorum. Buna ne sabrım, ne iradem ne de gücüm kaldı. Benim narsist olduğumu söyleyip duruyor ve ben de artık buna inanmaya başladım. Zira kavga gürültü çıkardığında onu tamamen görmezden geliyorum. Ona ultimatom verip duruyorum ve toksik davranırken ona duygusal destek veremiyorum.

Onunla dışarı çıkmayı reddediyorum zira her zaman bir olay oluyor. Karım tam anlamıyla bir bela mıknatısı. Terapiye gitmesi için baskı uyguluyorum, değişmesi gerektiğini söyleyip duruyorum. Bunun gibi yaptığım ve narsist diye tabir edebileceğimiz başka şeyler de var. Yani kendime sorup duruyorum: Çizgi nerede? Ben narsist miyim?”

Onun istismarlarının beni yıllar içinde kötü bir yönde değiştirdiğini biliyorum. Temel olarak o kadar stresli ve kaygılı bir hale geldim ki, doğru dürüst iş bile yapamıyorum. Tükenmiş, motivasyonsuz, verimsiz ve işte ihtiyacım olan yaratıcılıktan uzak hissediyorum. Sanki hiçbir anlaşılır nedene dayanmayan ve nereden çıkacağı belli olmayan saçma sapan belaları engellemek benim 7/24 işim olmuş gibi.

Bu kadınla karşılaşmadan önce bir sürü hobim, ilgi alanım, arkadaşım vardı. Ama bütün bunları yavaş yavaş yok etti. Beni sürekli aşağıladı, bana empati göstermedi ve ihtiyaçlarımı görmezden geldi. Buna paralel olarak hergün eleştirildim.

Tabii her şey kötüydü diyemem. Bu kadının çok iyi yanları da vardı ama ben kötü yanlarının ortaya çıkmamasını nasıl önleyebileceğimi bulamadım.

Zamanla bu kötü yanın ortaya çıkmasını beklemeyi ve bundan korkmayı öğrendim. Hatta yavaş yavaş bu kötü yanın adımlarını büyük bir kesinlikle tahmin edebilmeye de başladım.

Birinci Gün: Büyük bir kavga ve ayrılık noktasına gelme.

İkinci Gün: Barışma ve gelmiş geçmiş en iyi ilişki. Onun sevecen tarafına kavuşmam (ki bu benim sürekli ümit etmemi sağlıyor).

Üçüncü veya Dördüncü Gün: İstisnasız olarak gerilimin yeniden yükselmeye başlaması. Aman bir patlama olmasın diye parmak uçlarımda yürümem, onun kızgınlığını savuşturmak için buyurduklarını yapmam, dediği her şeyi onaylamam, istediğinde öpüp sarılmam. Ama zaman içinde artan oranda benim varlığımdan nefret etmeye başlaması ve …

Beşinci Gün: BAM. Tüm o çabamın boşa gitmesi, büyük bir kavga ve ayrılık noktasına gelme.

Bu döngü bazen daha kısa bazen de daha uzun süreli olabiliyor. Bazen omurgalı davranmaya ve karşı koymaya çalışıyorum. Bazen kendimi tamamen görünmez yapmaya çalıştım. Ve bunların arasında bir sürü şey de denedim. Ama hiçbir şey işe yaramıyor.

Bu döngüyü görmem zaman aldı ama gördükten sonra bunun bir kısır döngü olduğunu anladım. Bir şey yapsan da perişansın, yapmasan da.

Her zaman çok iyi bir problem çözücü oldum. Ama bu problemin iyi bir çözümü yok. Sonuçta ilişkiye devam ettim, daha fazla çabaladım ve sadık bir köpek gibi onun yoktan varettiği tüm sorunları çözmek ile uğraştım.

Kendime sürekli olarak hayatımı bu şekilde mahvetmeye devam edip etmeyeceğimi, 80 yaşında geriye bakıp da hayatımı nasıl çöpe attığımı anlamaya çalışıp çalışmayacağımı soruyorum.

Bu aşamada onun toksik davranışları yüzünden hiçbir yere gitmiyorum ve sosyalleşmiyorum. Aşırı kıskanç. Sürekli olarak gereksiz tartışma ve problemler yaratıyor. Bu çok yorucu.

Kendimi tükenmiş ve kapana kısılmış hissediyorum. Bu ilişkiyi bitirmek istiyorum. Ama yeniden başlamak için çok yaşlı olduğumu düşünüyorum. Çocuklar için kalmalıyım, finansal olarak perişan olmak istemiyorum. Karımın en büyük düşmanın olduğunu, ondan tamamen uzaklaşmam gerektiğini biliyorum ama gitmek imkansız gibi geliyor.

Bazen tek çözüm ölmek gibi geliyor. Kendimi onun ölümünü hayal ederken buluyorum. Dışa dönük, sosyal, hayalleri olan ve iyi niyetli biriyken içine kapanık, tutkusuz, sinirli ve umutsuz bir hale gelmem çok üzücü.  Suçluluk duygusunun, sorumluluk duygusunun ve korkunun beni nasıl olup da buraya getirdiğini görebiliyorum.

Yıllar boyunca sürekli bıçak sırtında olmaktan, aman ağzımızın tadı kaçmasın diye alttan alıp kıvırmaktan bıktım. Artık damarıma bastı mı ben de sözel olarak saldırganlaşıyorum. Bunu yaptığımda da bana hastasın, canavarsın diyor. Beni yıllardır bu şekilde suistimal eden kendi değilmiş gibi davranıyor. Artık kötü olan benmişim.

Kötü olan şu ki ben değiştim. Bazen kendi davranışıma bakıp, ne kadar kötü davrandığımı görerek dehşete düşüyorum. Bu ilişkiden önce, kesinlikle saldırgan biri değildim. İyi bir insandım. Artık bundan emin değilim.

Bu oldukça üzücü ve çok duyduğum bir hikaye. Eğer buna benzer bir durumdaysanız, toksik bir ilişki içinde olduğunuz %100.

Siz kendiniz narsist veya toksik bir insan mısınız? Geçmiş ilişkilerinize bakın. Sıklıkla bu duruma düşüyorsanız, siz de sorunun bir parçasısınız. Sorun sizin eş seçiminizde olabilir ve neden sizin en kötü halinizi ortaya çıkaran toksik insanlara çekildiğinizi anlamanız gerekiyor. Belki de güvensiz/kaygılı bağlanma gibi negatif başa çıkma mekanizmalarına sahipsiniz.

Sorun sizin iletişim yetenek seviyeniz ya da duygusal olgunluğunuz olabilir.  Herkes ilişkilerine belli miktarda sağlıksız davranış ve zihin yapısı getirir. İnsanın arada bir kötü davranması veya ilişkisinin sınırlarını test etmesi de doğasının bir parçası.

Ama sizi kronik olarak aşağılayan, aşağı çeken, yalnızlaştıran, tüketen ya da kapana kısılmış hissettiren ilişkiler toksiktir ve bu durumdaysanız bir profesyonele danışmanızı şiddetle tavsiye ederim.

Çeviri: Are YOU in a Toxic Relationship?

Zehirli ilişkiler konusunda daha fazla ayrıntı için Bu yazı, Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza bakabilirsiniz.

Aldatılarak terk edilmek

Bozuk üzümden iyi şarap yapamazsınız. Ama kaliteli üzümden kötü şarap yapabilirsiniz.

Şarap ustası bozuk üzümden iyi şarap yapabilen kişiye değil, kaliteli üzümden çok iyi şarap yapan kişiye denir.

İyi üzüm seçmek ustalığın en önemli adımı. 

Birçok erkek gerçekten erkeksen sokaklara ait bir kadını iyi bir kadına çevirebilirsin sanıyor.

Birçok kadın, gerçekten kadınsan hapishanelere ait bir erkeği iyi bir erkeğe çevirebilirsin sanıyor.

Okur yorumu, yazıya taşımamı istedi, bence yazıya taşımaya değer:

Arkadaşlar bende 8 aylık ilişkiden terk edilerek kazık yiyerek ayrıldım. Kız veya karı diyeyim ben 30 o 26 yaşında kendi gece hayatında çalışan bir kadın. Daha önce bir sürü ilişkisi olmuş benim de oldu.

Şimdi bu kızdan kazık yemeyeceğini sanıyorsan 30 yaşına çok ama çok saf gelmişsin maalesef. Önden kazık yemelik kız seçmişsin.

neyse ilk zamanları bu yazılarla anlarılan aşk bombardımanı gibi şeylere kadın tarafından çok maruz kaldım benim amacım ilişki değildi bir kaç düzenli sex ondan sonra tekmeyi atmak

Kadınlarla ilgili aşırı mesafeli yüklü “tekmeyi basarım”, “basar geçerim” adamları, bunu hemen her zaman aşırı yapışkan bir tarafı içlerinde saklamanın belli belirsiz bilincinden yaparlar. Bu kelimeleri kullanmayın, sarkaç o tarafa fazla sarktı mı eninde sonunda öbür tarafına da sarkacaktır.

ben otelde çalışıyorum bu yüzden narsist ve kişilik bozukluğu olan kadınlar çok çıkıyor karşıma bazen günde 2 kadınla yattığım oldu neyse bu kadın gel zaman git zaman bana yapıştı etrafımda iki üç tane kadın vardı bu beni onlardan izole etti

1. Hatam diğer tabaklardan vazgeçmem

Bir kadınla tek eşli ilişkiye geçecekseniz, diğer kızları görmeyi bırakırsınız. Hatan bu değil. Hatan ilişkilik olmayan kadınla ilişkiye geçmen.

2. Hatam güvenilmez bir kadınla ilişkiye başlamam heryerinden kırmızı alarm veren bir kadın alkol var daha önce bir sürü ilişkisi olmuş düzgün bir yaşamı yok

Birinci hatan bu.

Uzun süreli ilişkiye başladım ilk zamanlar güzel maraton seks yaptık bursa da Mahmut abi kafamda bir soru var ilk zamanlar aşırı seks çabuk soğutuyor iki tarafı ilişkinin ilk ayları günde 3 defa 4 defa sex oluyordu sonra yavaş yavaş bu sayı azalmaya haftada bir iki defaya düştü klasik uzun ilişki çukuruna düştük

Olabilir ama günde 3-4 kez seks yapacak kadar boş bir adam olman ya da ilişki içinde muhtaç düşüp betalaşman daha etkili olabilir.

ben ilişkiye ilk zamanlar çok güçlü girdim etrafımda tabaklarım vardı kendi giyim kuşamım enerjim iyiydi duygusal yatırım az dengeli zaman ilerledikçe tabi bu kız beni diğer kadınlardan soyutladı odağa kendisini koydu bende uzun ilişkinin verdiği rahatlık yüzünden saldım ilişki monotonlaşmaya başladı kız spesifik alkol alınca tam bir arızaydı ailesinden uzak alkol kullanan odasını bile toplamayan hayatta hiç bir sorumluluk almayan ilk zorlukda çekip gidebilecek bir tip. buradan tüm erkeklere uyarıyorum çıktığınız sevdiğiniz kızları iyi analiz edin aşk gözünüzü gör etmesin ufak tefek kızın içinden canavar çıkıyor

Senin kızın içinden canavar çıkacağı başından kızın bir alnında yazmıyormuş zaten.

birde eski sevgililer abi kızın telefonunu kurculardım eskiden yattığı çocuklar sayfalarca mesaj yazarlardı ben okurdum kızın mesajlar sikindw bile olmazdı buraya dikkat bir ilişki bittiyse bitmiştir yazmayın kendinizi gülünç duruma düşürürsünüz kizları ne kadar sevdiğiniz neler çektiğinizin kızların umurunda değil burası çok acı siz o mesajı yazarken o başkasının altında sikişiyor olabilir

Bir insanın (sadece kadının değil) başkasının kendisini ne kadar sevdiği, eğer o da o kişiyi sevmiyorsa umrunda bile olmaz ama ee? Sen de öylesin. Herkes öyle.

kızların anı bulunduğu anı yaşıyorlar sizin ona önceden ne kadar değer verdiği izin ne yaptığınızın önemi yok o şuan bulunduğu anı yaşıyor yanındaki bulunduğu adamla sizin mesajı bakıp geçiyor kızlar solip kendi zevklerini ve kendini düşünüyorlar çıkarçılar önceden ne verdiğinizi n hisettirdiğiniizin önemi yok spesifik tüketen bencil bir kadına melek gibi davranmayın kadınlar tüketir günümüz kadınları alışveriş para harcama zamanınızı enerjimizi tüketir bitirir sonra siktir olup sizin posanızı çıkarıp giderler uzun ilişkiyi opsiyonlarınız çok olsun hayata güçlü olduğunuzda ve emin olduğunuz kadınla girin zorunlu kadınlardan uzak durun kurtarıcısı oynamayın onu kurtarayım derken kendiniz bitersiniz

Şimdi kusura bakma da, sokaklara ait bir kadınla ilişki yaşayıp buradan tüm kadınları kapsayan bir deneyim çıkarman, 19 tane sabıkası olan adamla çıkıp da bıçaklanınca erkekler şöyle böyle diye tavsiye veren kızın yaptığına benzer. Yani normal bir kadınla bir ilişkin olmamışa benziyor. Dediklerini yapan çok kadın var ve onlara karşı uyanık olun ama olayı tüm kadınlar diye genellerseniz öncelikle siz kendi kendinizin doyumlu ilişki ihtimalini ortadan kaldırırsınız.

bu site çok değerli biz erkekler için veli nimet hayatımda bir kaç kazık yediden sonra tanıştım bu siteyle bir yerde bende hata vardı kadınları istediklerimi davranıp taneıçılaştırıyordum önceleri masallar aleminde yaşayan mavi haplıymışım bu site sayesinde öğrendim oneties mi bu site sayesinde bertaraf ettim sitede yazılar yazıların hepsini iki üç defa okuyup ilişkiler üzerine sorgulayıp uyguladım

bir kızı elimde tutmayı başaramadım ama

Bir kızı elinizde tutmanız gereken ödül olarak görmeyi bıraksan nasıl olur? Sen bir kızla istediğin uzunlukta ilişki sürdüremiyorsun.

o terkedincede darmadağın ağlak bir çocuğa dönmüyorum hatalarımı aylarını onu düşünerek geçir miyom

Yetmez ama evet.

8 aylık ilişkim yeni bitti aldatılarak hemde.

Bu kızın özellikle de sen ipleri verdiysen bunu yapmaması şaşırtıcı olurdu. Her kızda hipergami vardır ama hipergamisine ahlaksız bir şekilde hemen yenilecek kızla da olmazsın.

buradaki yazılarda bahsedilen konuların hepsini yaşadım shit testleri en sert şekilde yedim savuştutabildiklerimi savuşturdum. Bazen kıza ben rest çektim bazen sustum bazen afc ye dönüştüm ama hiç bir zaman kızın geçmişi bildiğim için aşırı o giderse ben ölürüm aptallığına düşmedim

Hocam sen bu kızla birlikte olarak zıçıp zıvamışsın, daha fazla sıvamadın güzel ama yine de düşmüşsün. Bir daha böyle bir kızla uzun süreli ilişki içine girme.

ilişkiler başlar yaşanır biter bir insanın sizi aldatarak terk etmesi koymuyor değil ama biraz uyanık olursanız o sinyalleri ilişkinin gidişatına göre görebiliyorsunuz zaten en büyük sorun orada kız sizi terk etmek için aylarca kafasında gel git düşünceler oluşuyor kendini ayarlıyor bulabiliyor sa dal bile buluyor ki günümüzde bir kadın ne kadar hb değeri düşük olsada kapısında bekleyen bir iki erkek oyuna girmek için daima hazır onun için kendi özbenliğinizi yitirmeyin derim bu site sayesinde kendimi bir haftada toparladım

Rollo zamanında confidence and  safety net diye bir yazı yazmıştı. Anlatılanları bilseniz bile ara ara düşeceksiniz ama hiçbir zaman bir önceki gibi düşmeyeceksiniz.

ilk gün kıza küfürler ettim refleks olarak geri dön dedim ama hemen ayıldım no kontak yaptım bu sitedeki yazılar sayesinde beynimi zor olsada durdurabildim mavi hap çukuruna düşmedim enerjimi ve zamanı mı çok çalan biriydi şimdi kendime zaman ayırxam acıyı yeni bir ben olarak değiştirmeye çalışcam ilk ilişkilerimde bir iki ay kendime gelemezdim sigara paketleri ikiden 3 e çıkardı alkol kullanımı artardı şimdi bir hafta biraz sigara ve stres çoğaldı alkol yok yalan atmayayım

toplumunun kadınlara pompalanan amın var değerlisin yaftasını yemeyin onların ilişkilere getirdikleri sadece amları var buda erkek aptallığın eseri kadınları silkmek için her türlü yalakalığı yardımı yaparak yüceltmek

Senin ilişkiye amından başka bir şey getirmeyen kadınlardan uzak durman lazım. Ama bir yandan da ilişkilerine seksten başka şeyler getiren kadınların beraber olmak isteyecekleri biri olman lazım.

Kadınların hepsi böyle deyip kırılgan egonu korumak uğruna kendini hayat boyu iyi bir ilişkiden mahrum edeceğine,  bir kadın benim için neden ilişkiye amından başka bir şey getirme gereği duymuyor diye bir sorman lazım.

değerli olan bizler erkekleriz bu medeniyeti biz yarattık arabaları evleri silahları savaşları ülkeleri biz yarattık bakın tarihe kaç kadın padişah var bakın ülkelerin kurucularından hep erkekler icatların yüzde 99 erkekler bu dünyayı biz var ettik 10 gram ama yenik düşmeyin

Bir kadının ilişkiye getirebileceği tek şeyin 250 gram olduğunu kabul etmişseniz ve aksini kabul etmeyecekseniz işiniz kolay. Gidin kendinize yapay am alın. Bakın bakalım tatmin olabiliyor musunuz ya da ilişkiye getirdikleri şey sadece am mıymış?

kadınların yüzde 90 böyle günümüzde tüketirler iyi ev iyi ev eşyası araba eskidimi yenisi alalım aşkım VS tutmayın bunları bir evin atm si olmayın

Senin gibi kadınların 90%’ı böyle sanan adamlar ya bu kadınlara ya da yalnızlığa mahkumlar.

kadın sizi istiyorsa herşeyi ile hayat arkadaşı olarak kabul eder

Bu da beni olduğum gibi, sahip olduğum kısıtlı imkanlarla kabul eder aşırı ucu. Sizin hayatın bunların arasında bir yerde olduğunu anlamanız lazım.

hatta böyle tüketen kadınlardan uzak durun ne kadar güzel ve iyi olması önemli değil günümüz türkiye sinde bir düğün için çok para harcanıyor altın ev eşyası balayı vb bu kadar yüke giriyorsun sonra ilk kavgada boşanıyorsun çoçukda varsa nafaka erkekler artık ilişkilerde kadınlardan dikkatli olması lazım hemde çok aşk balayı ayları çabuk geçer bir piliçi ateşleyen para araba hediyeler değil öyle sanıyorsanız mutlaka yanılacaksınız o evlerin içinde belli bir zaman sonra klişe götü göbeği salmış çocuklar için her türlü noktan işe katlanıp ömür tüketmeyin evlenin ama en güçlü zamanınızdave iyi yetiştirilen yetişen kadınlarla evlenin
Bunu yazı olarak yayınlarsanız sevinirim Mahmut abi… Saygılar

Zehirli ilişkiler konusunda daha fazla ayrıntı için Bu yazı, Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza bakabilirsiniz.

Odaklanarak çalışma ve Ultradiyen Ritim

Ne kadar süreyle odaklanmaya çalışmalıyım sorunu çok sık alıyorum. Bu konudaki araştırma literatürü, ultradiyen ritimlerin anahtar önemde olduğunu gösteriyor.

24 saatlik sirkadiyen ritmi duymuşsunuzdur. Beynimiz ve vücudumuz, bu 24 saatlik döngüde, 90 dakikalik ultradiyen döngülere göre çalışır.

Odaklanma ve yoğunluk gerektiren şeylerin süresini 90 dakikada civarında tutun. İki belki üç saat aralıksız odaklanma ve yoğunlaşma mümkün olsa da, biyoloji hakkında bildiklerimize ters. Uyku aşamaları da, uyanıklık aşamaları da, 90 dakikalık dilimler şeklinde oluyor.

Ben 90 dakikalık bir zaman sayım sayacı kuruyorum. Çok kısa sürede bitirmem gereken acil bir şey olmadığında ya da optimal oranda kafein almadıysam, bu 90 dakikanın ilk 5-10 dakikasının odaklanmaya geçiş, ısınma süresi olduğunu kabul ediyorum ama bu 5-10 dakikayı da 90 dakikaya dahil ediyorum.

Bu ısınmadan sonra kalan zamanda, zihinsel işe ya da öğrenmeye odaklanmaya çalışıyorum. Bu süre boyunca dikkatimin ve odaklanmamın dağılıp yeniden toparlanacağını kabul ediyorum. Odaklanma kabiliyetinin büyük parçalarından biri de, odaklanma dağıldığında odaklanmaya geri dönmek.

Ben bunu kafamda, okun başının birden çok genişlemesi, birçok şeye odaklanması ya da odada başka bir yere odaklanması şeklinde canlandırıyorum. Burada anahtar, oku alıp yeniden olmasını istediğimiz yerin üzerine koyup daraltmak. Bu oldukça aktif ve çokça metabolik enerji gerektiren bir şey. Beyniniz, metabolik enerjinizi en çok yiyen organ. Bazal metabolik enerjinizin çoğunu hareket etmeye, kalp atışına ya da nefes alıp vermeye değil, beynin çalışmasına gidiyor.

Odaklanma ve odağı koruma süreci, yüksek oranda metabolik enerji tüketen bir aktivite olduğu için, 90 dakika sonunda ve hatta 45 dakika sonunda yorgun veya bitkin hissetmeniz mümkün. Bu nedenle 90 dakikalık odaklanma seansı sonrasında, en az 10 dakika ama idealinde 30 dakika, benim kasti odak dağıtma dediğim şeyi yapın. Bu süre boyunca yoğunlaşmanızı gerektirmeyen, adi işler yapın. Biraz oraya buraya yürüyün ama mesela tuvalete giderken telefonunuza bakmayın ve tabii ki tuvalette de telefonunuza bakmayın. Kendinize gevşeyeceğiniz, zihninizi rölantide tutacağınız ve bir şeye odaklanmayacağınız bu süreyi tanıyın. Bu şekilde zihinsel olarak boş durma süreleri, ağırlık kaldırırken set aralarında vermeniz gereken kısa molalar gibi, odaklanma kabiliyetiniz için çok önemli.

Evet biliyorum bu zor zira cep telefonlarımızın ya da başka cihazların ekranlarından yayılan, inanılmaz derecede zengin duyusal bilgi bombardımanına çekilip duruyoruz. Ama şunu sürekli vurgulamak istiyorum ki, odaklanma kabiliyetimiz sadece odaklanma devresine girerken ve devrenin içindeyken ne olduğuna değil, o odaklanma devrelerinden sonra ne olduğuna da bağlı. Odaklanma kabiliyetinizi korumak ve arttırmak istiyorsanız, kasıtlı olarak odaklanmamanız gereken bir dinlenme devresine girmelisiniz. Ve tabii ki bu odaklanmadan geçirilen dinlenme devrelerinin en büyüğü de, uyku. Zihnimizin nerede olduğunu kontrol etmediğimiz bu derin ve uzun sürenin, en yoğun rüyalar görürken bile beyin için en iyi restorasyon evresi olması da oldukça mantıklı.

Yani 90 dakika ya da daha az bir odaklanma devresinden sonra, yaptığınız şeyi bırakın ve en az 10 dakika, idealinde 30 dakika boyunca otomatik ve refleksif olan, fazla zihinsel enerji gerektirmeyen işler yapın. Bu dinlenme devresinde ortada daireler çizerek yürümeniz ve gökyüzüne boş boş bakmanız gerekmiyor ama eğer bunu yapabiliyorsanız yapın. Bu dinlenme devresinde odaklanarak bir şeyler okumaktan ve görsel dikkatinizi dar bir alana vermekten yani cep telefonu ekranından uzak durun. Bu şekilde dinlenmek, sizin bir sonraki odaklanma devresine daha kolay girip bu devreyi daha kolay tamamlamanıza ve gün içinde bu tür odaklanma devrelerini defalarca yapmanıza yardımcı olacaktır.

Günde kaç ultradiyen döngü yapabiliriz? Bu sizin ne kadar iyi uyuduğunuza, beslendiğinize ve odaklanma kapasitenizi ne kadar iyi eğittiğinize bağlı.
Şimdi paradoks şu ki, siz odaklanma konusunda ne kadar çok alıştırma yapar ve odaklanmaya geçişte ve odaklanmış olarak kalmakta ne kadar iyileşirseniz, o kadar çok odaklanmasız bir şekilde dinlenmeye ihtiyacınız olur. Benim size tavsiyem, günde iki belki de üç tane derin bir şekilde odaklandığınız, 90 dakikalık çalışma devresi yapın.

Yani 90 dakika odaklanmış bir şekilde çalış ve sonra 30 dakika dinlen ve yine 90 dakika çalış ve dinlen diye arka arkaya değil de sabah 90 dakikalık bir derin çalışma ve sonra belki öğleden sonra bir 90 dakikalık derin çalışma daha şeklinde çalışmanızı lazım.

Yalnız bunu söylediğimde birçok insan şaşırıyor ve “bekle bir dakika! Kaç kişi günde sadece 3 saat çalışarak yaşayabilir?” diyorlar. Ama ben günde sadece 3 saat çalışın demiyorum. Zor, zihinsel işlerden bahsediyorum.

Ne kadar çok, ne kadar derin yoğunlaşırsanız, bu 90 dakikalık derin çalışma devrelerinden o kadar az yapabilirsiniz. Fiziksel aktiviteleri düşünürseniz, 100 km ultra maraton koştuğunuzda, yeniden kendinize gelmek için ihtiyacınız olan süre, 10 kilometre koşan birine göre çok daha uzun olacaktır. Yoğun çalışmadan sonraki dinlenme devrenizin uzunluğu da, çalışmanızın ne kadar yoğun olduğu ile doğru orantılıdır.

Ben hayatımın bu aşamasında, telefonumu uzağa koyarak ya da kapatarak, günde 3 tane yoğun, 90 dakikalık çalışma devresini yapabiliyorum. Ama çok acil ve stresli bir şey yoksa, bundan fazlası olmuyor. Bu üç 90 dakikalık derin çalışmanın arasında da, daha az odaklanmamı gerektiren işler yapıyorum.

Bazılarınız günde 4 tane 90 dakikalık yoğun çalışma devresi yapabilir. Benim tavsiyem, günde en az bir tane yapmaya çalışın. Bu arada hafta sonları da dahil günde bir tane. Ben hafta sonları telefonumdan uzakta gerçek bir kitap okuyorum ya da yürürken sesli kitap dinliyorum. Ama öğrenmek istediğim şeye gerçekten konsantre oluyorum.

Eğer bunu hiç yapmıyorsanız, 4 hafta boyunca hergün bir tane 90 dakikalık yoğun çalışma devresi yapın. Yoğunlaşmış şekilde kalmaya ve hissedeceğiniz rahatsızlığa yenilmemeye çalışın. Sonra da günde yaptığınız devre sayısını arttırın.

Şimdi gidip öğretmeninize ya da doktora danışmanınıza “hiçbir şeye 90 dakikadan fazla odaklananam” deyin demiyorum. Derin odaklanma devrelerinden bahsediyorum. Bunlar gerçekten kendinizi odaklanmaya ve yeniden odaklanmaya zorladığınız, okun başını keskinleştirdiğiniz, yoğunlaşmak istediğiniz şeye yönelttiğimiz, gerçekten zor şeyler. Fiziksel olarak spor salonunda ağırlık kaldırdığınız devre gibiler.

20’li Yaş Kadın 40’lı Yaş Erkek Evliliği

Kadın bir takipçimiz 20’li Yaş Kadın 40’lı Yaş Erkek Evliliği Yapmak başlıklı bir yazıyı yorumlamamı istemiş:

mahmut bey bu yazıda haklilik payı var mi?herkes cok farklı şeyler söylüyor bu konuda ve oldukça kafam karıştı.rica etsem bi artilarini eksilerini yorumlar misiniz?

Şimdi yazar kadının bahsettiği dar bir erkek çerçevesi var:

Seksüel pazar değeri grafiği erkeklerin bir kısmının başını döndürdü. Gördüler ki, bir erkeğin partner olarak en istendiği yaşlar 30 ve üstü. Özellikle, 20’lerinde kızlar tarafından reddedilen ve örselenen erkekler, 30’lu yaşlara geldiklerinde kaba tabirle “am içinde yüzeceklerini” vaat eden bu tabloya bayıldı ve gelecek planlarını şekillendirdiler bile: 40 yaşına kadar yatabildikleri tüm kadınlarla yatıp, çocuk ve aile isteyince de 20’lik bir çıtırla evlenmek.

Şimdi 30’lu yaşlarda am içinde yüzecekleri vaadiyle olayı abartmış ve “40 yaşına kadar yatabildikleri tüm kadınlarla yatıp, çocuk ve aile isteyince de 20’lik bir çıtırla evlenmek” dediği şey bütün yazıda bahsettiği erkek tipi olduğu için yazıda haklılık payı var. Ben burada bu senaryoyu tavsiye etmiyorum, dışarıda edeni de pek görmedim.  Dikkat edin, erkekler için ideal evlilik yaşı 33’tür diyorum ve aynı zamanda evlenmeden 2 sene çıkın diyorum. Yani bu ne demek? Son uzun ilişkinizle 30 yaşında olacaksınız. Ayrıca benim tavsiyem en geç 26 yaşından itibaren uzun süreli ilişkilere geçmeleri yani uzun süreli ilişkilerden kaçınma 24-25 yaşına kadar tavsiye edilen bir şey.

40’ına kadar evlenmeyin tavsiyesi görüyorum ama 40’ına kadar yatabildiğiniz tüm kadınlarla yatın sonra da çıkın evlilik arayın tavsiyesi veren var mı? Varsa yanlış bir tavsiye. O kadar kısa süreli ilişkiden sonra uzun süreli ilişki moduna geçmeniz çok zor olur.

Şimdi bu ablanın dediği gibi 40larına kadar sadece kısa süreli ilişki yaşayan adamlar ilk ilişkilerinde genellikle 18 yaşındaki gibi tecrübesiz oluyorlar ve fena oneitis yapıyorlar. Bu adamlarla arada bir konuşuyorum. Ama 40lık bekarların ezici çoğunluğu ya boşanmış ya da uzun süreli ilişkisi bitmiş adamlar yani uzun süreli ilişki tecrübeleri var, 40’ına kadar yatabilecekleri kadar kadınla yatma peşinde koşup bu tecrübeye sahip olmayan adamlar değiller.

Ayrıca 40’ında evlenmeyi 20’lik çıtırla sınırlamak da kendi pazarını fazla kısıtlamak olur. 26 – 33 bandı uygun. Ama evet 40’ına kadar hatundan hatuna atlayın sonra 20lerinde kız bulun evlenin tavsiyesi ve kafası riskli. Hani 40’ında çeşitli nedenlerle bekar kalmış bir erkeksen tamam ama 40’ına kadar özellikle bekar kaldıysan riskli.

Bu arada abla burada bir de cinsel pazar grafiğini yanlış anlıyor. Bu yanlış anlama çok yaygın ve bana  kadınlar özellikle bunu çok soruyorlar. Cinsel pazar değeri grafiği kadınların CPD tepe noktası 23, erkeklerin 38 der. Bu kadar. Bunu Rollo birçok kere açıklamak zorunda kaldı yahu, bu grafik 23’lük kızlar 38’lik abi ararlar, en iyi bu iki yaş grubu eşleşir, 38’lik abiler “tepedeyim o zaman 23’lük kız arayayım” demek değil! Bir erkeğin 38 yaşına doğru tepede olması, hayatı boyunca en yüksek kadın ilgisi alacağı zaman demek, başka bir anlamı yok. Bu ilginin çoğu yine 28-30 üstünden gelecek. 23 yaşında kızla olamaz mı, olur tabii ama sadece o olur ya da 23’lük kızlar peşinizde koşacak sanıyorsanız feci yanılıyorsunuz. Aynı şekilde 30 yaşında bir kadınım, 38lik abiler hep 20lik isteyecek benden geçti diye anlıyorsanız da çok fena yanılıyorsunuz.

Yaşayacağınız ilk risk, tüm bu yıllar içinde hayatınıza kattığınız kısa süreli partnerlerinizin kadının ne olduğu konusunda algınızı bozmasıdır.

40’ına kadar sadece kısa süreli ilişki peşinde koşan erkek için yüksek ihtimalle doğru olacaktır. Ama risk kadın algınızın bozulmasından daha çok, uzun süreli ilişki kabiliyetinizin olmaması.

Düzgün kadınlar büyük ihtimalle sizinle kısa süreli takılmak yerine düzgün ilişkileri veya evliliği tercih edeceklerdir, malum dünyadaki tek erkek siz olmayacaksınız.

Çok kadınca bir yorum ya da AFC kafasına göre bir yorum 🙂 AFC de bir çeşit kadın olduğundan normal. Düzgün kadınlar da sizinle takılacaklar, sizinle uzun süreli ilişki tercih etmeyebilirler. Ederlerse de siz beceremeyebilirsiniz, bunun ihtimali yüksek.

Kişiyi tüm yönleriyle gözlemleyebileceğiniz sağlıklı ortak ortamlar yerine sadece bar, spor salonu veya applere kalma riskinizin bu kadar bir yaş farkında arşa çıkacağını söyleyebiliriz sanırım.

Yazan kadın nereye, kimin tavsiyelerine bakıyor hiçbir fikrim yok. Sırf gece oyunu PUA tipi şeylere bakıyor sanırım ama bizim burada mesela bardır, şudur tavsiyesi pek vermiyoruz. Hayat oyunu oynayın diyoruz. Gündüz oyunu var. Tamam biliyorum, yazan bizi eleştirmek için yazmamış ama merak ettim. Zira cinsel pazar değeri dediğine göre kırmızı hap konusunu biliyor ve bizim camiada bar oyunu çok tavsiye edilen bir şey değil.

Beğendiğiniz bir kızın sizi yaşlı bulması ihtimali hiç düşük değil.

Çok doğru ama ee? Yani aksini düşünen veya iddia eden var mı acaba?

Ben daddy issuesdan muzdarip olmayan bir kadın olarak kendimden 5-10 yaş ve daha büyük erkeklerden hoşlanmıyordum.

Senin gibi kadınlar var evet. Az da değiller. Ama yaşça daha olgun erkeklere bakan kadınların çoğu daddy issues yüzünden böyle sanıyorsan o konuda yanılıyorsun.

Kız arkadaşlarımdan da biliyorum ki sıradan bir genç kız için yaş farkı göz korkutucu ve hatta itici olabiliyor. Bakın kadınların çoğu yaş farkından rahatsız oluyor.

Hah işte burada kadınların pek bilmediği ve bilemeyeceği bir konuya geliyoruz. Benim gözlemim ve yine birkaç yerde hemen hemen aynı rakamlara rastladım, kadınların %20 kadarı kendinden 5-10 yaş ve üstü büyük adamın yüzüne bakmaz, ne kadar süper olursanız olsun. O nedenle 40’lık bir abi olarak, 20’lik spesifik bir kıza takılıp kalırsanız, fena çuvallayabilirsiniz.

Kadınların %20 kadarı, büyük yaş farkından alanen hoşlanır hatta çoğu zaman kendinden 5-10 yaş büyük değilse erkeğin yüzüne bakmaz.

Burada yazarın bilmediği şu: Geri kalan %60 ise sorsan asla der ve bunu da inanarak söyler. Ama bu kadınlar doğru adam yürüdü mü “birden nasıl olduğunu anlayamazlar”. O nedenle kadın meclisinde bir muhabbette %80 asla olmaz diyecektir.

20’lerinde bir kıza da orta yaş, orta yaşlı bir kadına olgunluğun göründüğünden daha uzak, itici görünecektir, bu hiç ufak bir ihtimal değil. 

Evet bu ufak bir ihtimal değil. Ama kadınların birbirlerinden bildikleri kadar da yüksek bir ihtimal değil.

Ki, güzel yaşlanacağınızı varsayıyorsunuz. Böyle yakışıklı, kır saçlı, fit vücutlu hayal ediyorsunuz gelecekteki kendinizi.

Doğru. Ey erkekler, 23 yaşında plaj topuna dönmüş bir kadın nasıl cinsel pazar değerinin doruklarında değilse, 30larında koltuk patatesine dönmüş bir adam da sırf yaştan dolayı büyük bir cinsel pazar değerine ulaşamaz. Tam tersi 20lerinden daha düşük değere gelebilir. O nedenle kendinize bakmak zorundasınız. Yunan Tanrısı gibi bir vücuttan bahsetmiyorum, normal kilo, iyi bakım vs. yeterli.

Ancak erkeklerin azımsanmayacak kısmı, aynı kadınlar gibi hiç de güzel yaşlanmıyor.

Evet ama güzel yaşlanmamak için kasıyorlar resmen. Azıcık spor, güneşten, sigaradan ve fazla içkiden uzak durmak, iyi beslenme ve uyku ile iyi yaşlanabilirsiniz. Ama erkeklerin önemli bir kısmı böyle yaşlanmıyor maalesef.

Yaşı kendinden çok büyük erkeklerle ilgilenen bir kızın daddy issues yaşama ya da erkek üzerinden bir an önce sınıf atlamak isteyen biri olma ihtimali küçük değil.

Bu da doğru ama genel kanının aksine bunlar çoğunlukta değiller.

Yazının başında da dediğim gibi birini mutlaka bulursunuz. Ama evleneceğiniz profil iyi huylu, sağlıklı biri olmalı değil mi?

Onu da bulursunuz ama 40ına kadar kısa süreli ilişkide koşan erkek bulunca nasıl uzun süreli ilişki yapacak? Sıfırdan öğrenmesi lazım.

Ancak 40 yaşına yaklaştığınızda sizin 20’li yaşlarındaki bir kızı küçük bulacak olma ihtimaliniz de var.

23 yaş ve altını belki, 24-25 ve yaş üstünü küçük bulacak erkek azdır.

Genç kızlar size hayat arkadaşı olacak gibi değil kaprisli bir çocuk gibi gelebilir, seksin ötesinde bir yönelim hissedemeyebilirsiniz pekala böyle bir insana.

Maalesef, kadınlar erkeklere göre daha erken olgunlaşıyorlar ve sonra da çok büyük bir değişim geçirmiyorlar. 24 yaşında, 34 yaşındaki gibi kişilik olarak olgun çok kız var.

Zaten çocuk büyütmemiş bir insan olacaksınız, o yüzden çocuk gibi bir partneri büyütmeye dair sabrınız da az olacaktır.

Bu da 30 yaşlarında kadının 30 ve üstü erkeklerin 20lik kızlarla birlikte olma konusundaki desteksiz fantezilerinden biri. 20li yaşlarında kadın yetişkin bir kadın, ergen kızlardan bahsetmiyoruz.

Dolayısıyla, sizin partnerinizden her anlamda çok tecrübeli olmanız göz korkutucu ve aşırı bir yük gibi gelebilir ona.

Bu çoğu kadına çekici gelir.

Partneriniz, aradaki 20 yılın farkıyla baş etmeye uğraşmak yerine sizden uzaklaşabilir.

Bu arada söyleyeyim 20 yaş çok bir yaş farkı, tercih edilecek bir şey değil.

Geri kalanında 40ına kadar kısa süreli ilişki adamı varsaymış. Bir tek şu var:

Kadınların ileri yaş gebeliklerinde risk olduğu gibi, erkeklerin de spermleri ileri yaşlarda deforme olmaya başlar ve dölleme başarısı açısından da, bebeğin sağlıklı olması açısından da riskler giderek artar. Mesela otizm için en büyük risk faktörlerinden birinin babanın 40+ yaşta olması olduğu biliniyor artık.

Bu doğru ama özellikle otizm konusundaki sayılar abartılıyor. Ama erkekte de 45 yaş üstünde riskler artıyor hep aynı kalacağız diye bir şey yok. Yani erkek olarak bu durumu da göz önünde bulundurmalısınız. Tabii bir de 50 yaşında küçük çocuk yetiştiriyor, 60’larında liseli okutuyor olma durumunuz olacak ki o yaşlarda bunu ister misiniz düşünmeniz lazım.

The researchers in the 2017 study calculated that about 1.5 percent of children born to parents in their 20s will have autism, compared with about 1.58 percent of children born to parents in their 40s.”

Son olarak tekrar ediyorum, burada 40’lı yaşlarınızda 20’li yaşlarında olan bir kızla evlenemezsiniz demiyorum (kaldı ki 40’lı yaşlarının başında 20’li yaşlarının sonunda bir kadınla evlenmek üzere olan biri olarak yazıyorum) ama evlenmeye niyetiniz varsa bu işi 40’lara hatta 35 sonrasına bırakmayın.

Başkası için terk eden sevgilinin geri dönmesi

Bu podcast yayınında, bir izleyicimizin 5 yıllık ilişkisinin, eski kız arkadaşının başka bir erkek için terk etmesi ile başlayan bitiş hikayesini konuştuk. Başkası için terk eden, aldatarak terk eden, daldan dala atlayan eski sevgili neden geri alınmamalı üzerine bir hikaye. Aslında ilişki de toksik ilişki ama bu bölümde o kısmı çok konuşamadık. Bunun yanında 5 seneden sonra sudan çıkmış balığa dönen bir genç erkeğin, üniversite ortamında kızlara nasıl yürüyebileceğini de konuştuk.

Bu duruma düşmemek için tabii bizim siteyi okumanızı, yayınları izlemenizi ve uzun süreli ilişkiler rehberine bakmanızı tavsiye ederim.

Yayının Youtube videosu aşağıda. Youtube’da izlerseniz, kanalımızın fazla sayıda insana ulaşması için beğenirseniz videoyu beğenmeyi, kanalı izlemeye almayı ve çan işareti ile uyarıları açmayı unutmayın. Tabii daha da iyisi, bir sorunuz ve yorumunuz olursa video altına yorum bırakmayı unutmayın.

Bu içeriğe Spotify ve Odysee kanalımızdan da ulaşabilirsiniz.

Genç yaşta planlamadan ve evlenmeden baba olmak

Bu podcast değişik bir yayın oldu. Bir izleyicimiz ile şu an içinde bulunduğu ve pek de sık rastlanmayan ama eğer dikkat etmezseniz sizin de kendinizi içinde bulabileceğiniz bir durumu konuştuk.

İzleyici kısa bir süre birlikte olduğu kızın hamile kalması ve çocuğu doğurma kararı vermesi üzerine henüz üniversite öğrencisiyken, planlamadan ve evlenmeden baba olmuş. İşi karıştıran şeylerden biri de kızın yurt dışında olması. Biz de bu yayında izleyicinin geçirdiği süreci, babalığı ve çocuğunu kabul ediş sürecini ve bundan sonra neler yapabileceğini konuştuk.

Konuyla ilgili doğum kontrol hapı yazısına da bakmanızı tavsiye ederim.

Yayının Youtube videosu aşağıda. Youtube’da izlerseniz, kanalımızın fazla sayıda insana ulaşması için beğenirseniz videoyu beğenmeyi, kanalı izlemeye almayı ve çan işareti ile uyarıları açmayı unutmayın. Tabii daha da iyisi, bir sorunuz ve yorumunuz olursa video altına yorum bırakmayı unutmayın.

Bu içeriğe Spotify ve Odysee kanalımızdan da ulaşabilirsiniz.

Yara bandı ilişkiden eski sevgilisine dönen kadın

Hocam merhabalar sizi bulduğuma aşırı sevindim. Maalesef ki günümüz ilişkileri pek sağlıklı değil bunun sebebi de karakterli güzel insanların zor bulunması ve herkes “ben”odaklı ilişki devam etmeleri.

Ben daha bu girişten, senin kadını hayatının odağı yapma üzerine kurulu zayıflıklarına”ben karakterli ve güzel bir insanım da dünya kötü” kılıfı uydurduğunu seziyorum.

Benim hayatımda 2 tane sevgilim oldu. Biri çocukluk aşkıydı(onu unuttum). Diğeri ise geçen sene sevgili olduğum bir kızdı. Bu kızla hikayem geçen sene bugünlerde başlıyor aslında ve 9 ay süren bir ilişkimiz oldu( son aylar kopuşlar oldu.) Bu kızın 3 senelik ilişkisi varmış ve yazın ayrılıyor kendisi daha sonra başka birisiyle (arkadaş grubundan biriyle) rebound ilişki yapıyor(ben bunu ilişkiye başladıktan sonra öğrendim.)

Karakterli insan istiyorsan, karakterli insan seçeceksin. Şimdi Rebound ilişki sağlıksız bir ilişkidir ve genelde duygusal olarak zayıf, duyguları ile baş etmeyi öğrenmek yerine kolaya kaçıp geçici duygusal dayanaklar arayan insanlar girerler. Bu insanlar genelde duygusal olgunluktan uzaklardır. Bu olay, kızın sağlam ayak olmadığına dair bir işaret. Sen yine de bununla ilişkiye girdiysen, sonra “insanlar karaktersiz, çirkin azizim” demeyeceksin.

Bizim ilişkimizin ilk ayları onun sürekli bana zaman ver demesiyle geçti.

Yok o zamanlar ilişkinizin ilk ayları olmuyor, ilişki olmayan ve senin fazla peşinden koştuğun aylar oluyor. Günümüzde ilişkilerin kötü olmasının birinci sebebi maalesef şurada sergilediğin gibi bir tarafın çok zayıf bir şekilde ilişki yürütmesi. Bu özellikle daha güçlü olması gereken erkekse o ilişki hiç de sağlam olmuyor.

Daha sonra kendisi kademe kademe ilişkiyi üst seviyelere taşımaya başladı ve bu seviyeler uzun süreliydi bir anda kısa sürede seviye atlatmadı.

Sana karşı cinsel ve dürtüsel arzusunun düşük olduğuna işaret. Sen sabırla bekleyerek ulvi bir şey yaptığını sanıyorsun ama maalesef. Kızın duygusal bağı zayıf ben bu kadar az şeyi ne yapayım deyip bırakmalıydın. Yokluktan azla yetinirim moduna girmemeliydin.

Ayrıca kız azar azar başka alternatifleri bekleyip gelmedikçe sana yanaşmaya başlamış da olabilir. Gerçi senin üst seviye dediğin ne onu bilemedim zira ilişki falan yok ortada.

Ben bu ilişkide çok istekliydim ve o yıpranmıştı onu hem empati kurarak anlamaya çalışıyordum hem de heyecan olduğu için de bir an önce olsun istiyordum

Bir ilişkide diğerine daha çok ihtiyaç duyan taraf, ilişkide daha güçsüz taraftır. Sen bir erkek olarak çok güçsüz bir konumdan, neredeyse bir kadın gibi, yuvayı yapan dişi kuş olma rolüne soyunduğundan başından itici başlamışsın.

ama kendimi tutmuştum ve sabretmiştim.

Ona halk arasında sabretmek denmez, yedek lastik denir. Sen, sana çok ilgisi olmayan ve daha iyisini bekleyen, daha iyisi gelmedikçe sana yanaşan birinin kıt sevgisine, kırıntılara tamam diyen biri olmuşsun.

Yaz tatiline kadar her şey güzeldi sonra kendisi bir işe girdi onu bahane ederek benimle sadece benim yaşadığım ilçeye yakın yerde işi çıktığı zaman buluşurdu.

Sen sanki sonunda ilişkiye girmişsin gibi başladın ama yaz geldi hala yedek lastik olarak sıranı bekliyorsun sanırım. Kız seninle zoraki buluşuyor. Muhtemelen o buluşmalar da senin ısrarların sonucunda.

Çok fazla yazıştığı bir çocuk vardı çocukluk arkadaşım dediği ve onu benimle tanıştırmadı ben kendi imkanlarımla onu buldum. Bunu ondan duymak istemiştim. Ve o çocukla küstükleri zaman kıza 7 buket çiçek alması beni kıskandırmıştı ve bunu kıskanmam onun için bir sorundu.

Kızın yedek lastiği birden fazla Maşallah. Yalnız bir numaralı yedek lastik sanırım o. Sen eğer daha fazla yedek lastik yoksa 2 numarasın. Ya da kızın yörüngesindeki uydu erkek olduğunuz için SAT-1 o, SAT-2 (belki de SAT-3 ya da SAT-4) sensin.

“Her ilişkilerde olduğu gibi benim bu ilişkimde de vaatler vardı gelecek için tabii bunlar gereksiz yer kaplamasın diye hepsinden bahsetmem saçma olur. Siz de takdir edersiniz ki.” Ne ilişkisi yahu? Seninle arada bir buluşuyor, ne ilişkisi? Tabii yörüngede kal diye kırıntı atacak arada. Sen sanırım o kırıntılardan vaatler falan çıkardın 🙂

En sonuna gelecek olursam her kavgamızda veya tartışmamızda hep 3 senelik ilişkisindeki kötü şeyleri hatırlardı bana sürekli ben çok kötü şeyler yaşadım derdi. Hatta ayrılma yoluna bile girdik ama en son zamanda benim iyi birisi olduğumu ve seninle yeniden denemek istiyorum dedi.

Kız seni aktif olarak da yedekte tutuyor.

O günden sonra bir buluşma daha oldu …

Lütfetmiş matmazel.

ama onda da 3 senelik eski sevgilisi uzun bir yazı yazmış ve etkilendiğini söylemişti …

Senin “bana müsade, sorun sende değil bende” diyerek tüymen gereken yer burasıydı.  Eski sevgilisi hala hayatında, kafasında olan kişi ile ilişkiye girmeyin, girmeye çalışmayın. Nokta. Azıcık kendinize saygınız olsun yahu.

ben de kızmıştım haliye ama takmayacağını söylemişti ki ben kuşkulandım.

O adam ilk adımda kızı götürür sen de öyle kalırsın. Ha sonra o salakta da kalmaz muhtemelen ama kız ilk adımda gider.

1 hafta sonra da tekrardan bu olayı ona sorduğumda bana o gün o işi ben bitirdim demişti ve bana yazmayacak demişti güvenmiştim birazcık ama yine kuşku vardı.

Son buluşmamızda kendisinin garip davranışlarından dolayı güzelce bahsettiğim bir şeyden dolayı konuşmayı iletişimi kesti her yerden engelledi ama açık kapı bıraktığı yerler oldu ben yazarım diye. Bunu yaptıktan 3 gün sonra 3 senelik eski sevgilisini ekledi instagramına. Yani o kişiyi hayatına tekrardan geri aldı.

Bak şu işe? Hiç beklemediğimiz bir şey olmuş 😀

Benim burdaki problemim şu maalesef ki ben ona çok alışmıştım ama şuanda ayrılmamızdan 3 ay bir süre geçti.

Sen ayrılmamız, ilişkimiz dedikçe bana bir fenalık geliyor.

Unutuyorum derken rüyama giriyor bir anda ne yapacağımı şaşırıyorum.

Rüyana girme sebebini yazmıştık.

Ondan herhangi bir beklenti içerisinde değilim ki dönerse de tercih yaptığından dolayı Hayır! diyeceğim.

Oh be. Neyse ki senin kurtulma ihtimalin var ve yüksek. Onu nasıl geri alırım vs. diye sormuyorsun. Doğrusu bu.

Neler önerirsiniz? Teşekkürler.

Birincisi sana ulaşamasın. Hemen her yerden engelle ki sana ulaşıp manipülasyon yapmasın. Bu tür hatunlar o döndükleri adamla olmadığında yine yedek lastiklerini sıraya dizerler. O aptal sen olma.

İkincisi bu kadını hayatından tamamen at. Stalklama, engel açtı mı diye bakma.

Üçüncüsü maalesef aylarca kırıntılarla beslenen yedek lastikliğin seni düşürdüğü çukurdan çıkman yine aylar alacak. Yaptığının neden aptalca olduğunu, aslında güzel ve karakterli bir insan olmaktan değil yedek lastiklikten kaybettiğini anlaman ve bundan sonra bu duruma neden düşmeyeceğine kendini ikna etmen gerekiyor. Ama maalesef aylarca düşen, aylarca sürünerek çıkar, bir süre acı çekeceksin.

Bir de ilişkiler konusunda çok acemisin, şimdi reklamlar diyerek sitemizi okumanı ve kitap setimize de bakmanı tavsiye ederim.

Aldatan eski sevgilinin geri dönmesi

3 yıllık kız arkadaşımla son zamanlarda çok sık kavga etmeye başlamıştık. Yaptığım en ufak şeylere bile sinirlenip kavga çıkarıyordu.

Kadınlar bunu yapabiliyorlar. Muhtemelen senden ayrılmak istiyor ama seni terk etmeye zorlamak için kavga çıkarıp duruyor. Bu şekilde seni terk ederek vicdan azabı hissetmeyecek. Birçok arkadaş burada maalesef blöf ayrılığı yapıyor yani kadın peşinden koşar diye terk ediyor ve kadın tabii büyük bir şevkle ayrılığı kapıp gidince de kadının peşine düşüyorlar. Burada yapılacak en iyi şey gerçekten terk etmek ya da kendini tamamen geri çekmektir.

Ben de dayanamayıp ayrıldım. Fakat bir hafta sonra terk eden ben olduğum için aramamda problem yok diyerek aradım. Fakat ayrılmamızın en doğru şey olduğunu, son dönemlerde artık anlaşamadığımızı söyleyerek barışma isteğimi reddetti.

Küsmüyorsunuz ki barışasınız. Seninki blöf ayrılığının geri tepmesi oluyor. Kız ayrılığı senden alıp cebine koymuş.

Açıkçası, daha önce sizin videolarda gördüğüm no contact kuralını uygulamaya başlasam da muhtemelen bu kuralı bozacaktım zira dayanılmaz bir arama ve yeniden denemeyi isteme arzusu beni sürekli ele geçiriyordu.

O arzu özellikle  böyle uzun ilişkiden sonra ilk 2-3 ay şiddetli olur. Ama ilk başlarda çok değişmese de, bir iki hafta içinde bu arzuya her karşı koyduğunda bir sonraki dalganın şiddeti azalır. Her yenildiğinde ise bir sonraki dalganın şiddeti artar.

Fakat kızın tanıdığım bir sınıf arkadaşı (aynı şehirde farklı üniversitelerdeyiz) bana eski kız arkadaşımın beni 5 aydır aldattığını söyledi.

Bak işte bu ekstra can yakar. Ama bu bilgi aslında düşünürsen onu çok daha kolay silmeni sağlar.

İlk duyduğumda beynimden vurulmuşa dönsem de aldatan kadını silme yoluna gittim ve arayıp hesap bile sormadım.

Doğrusunu yapmışsın. Hesap sorsan zaten umrunda olmayacak. Ama daha da iyisi ileride sana geri dönerse kıçına tekmeyi koyarken daha fazla zevk alacaksın. Ve evet, bu kızların önemli bir kısmı, özellikle peşlerinden koşmadığında, utanmadan sana geri dönmeye çalışıyorlar.

Bir iki hafta içinde bu bilginin onu kafamdan atmama yardımcı olduğunu fark ettim.

Olması gereken de bu.

Bu arada aldatma konusuna eminim, iftira değil. Başka birini de konuşturdum. O da biliyormuş ama bana söylememiş.

Bak işte terk edildiğinde bir kızın peşinden koşmamanın bir yararı da, böyle bir durum varsa ya da kız aldatmasa da sonra başkasını bulup gizli gizli onunla görüşüyorsa, kendini küçük düşürmekten kurtuluyorsun.

Neyse kolay bir süreç geçirdiğimi söyleyemem ama no contact kuralını uyguladım. Aramadım, bir kere bile takip etmedim ve kendi hayatıma odaklandım. Aslına bakarsan bu olay okul açılırken olmuştu ve bu sayede okulda ders açısından en iyi dönemimi geçirdim diyebilirim. Bir de bir miktar kilo almıştım onu verip vücudu şekle soktum.

Bravo. Zor olsa da yapman gerekeni yapmışsın.

Ve kız kafamdan tamamen çıkmıştı ama bir ay önce birden beni aramaya başladı.

Evrenin gizemli bir fenomeni de bu. No contact uygulanan eski sevgilinin genelde tam kafandan ciddi oranda çıktığı zaman geri dönmesi. Ne kadar erken çıkarsa da o kadar erken oluyor bu. İlginç bir olay.  Mistik bir şey gibi görünüyor ama bence sebebi terk edilenin eski gücüne ulaşma hızının, terk edenin terk  ederek kazandığı ekstra sanal gücü kaybetme hızını belirlemesi.

Hem de öyle havadan sudan konuşmak için falan değil. Direkt konuya girdi. Beni kaybettikten sonra hayatındaki boşluğu dolduramadığını fark ettiğini …

Boşluklarını dolduran abiden ayrılmış demek ki.

beni kaybetmek istemediğini, yeniden denemek istediğini söyledi. Çok pişmanmış.

Tabii eminiz ki çok pişman 🙂

Açıkçası henüz ona aldatma olayını bildiğimi söylemedim.

Bu, olayı daha da zevkli hale getirecek dedim değil mi?

Benim artık o ilişkiyi geride bıraktığımı ve yeniden başlamayı düşünmediğimi söyledim. Fakat peşimi bırakmıyor. Sürekli buluşmak istiyor. Henüz bunu kabul etmedim.

Buluşma zaten.

Aslında bir yanım acaba bir şans daha versem mi diye düşünüyor. Çünkü gerçekten çok acı çekiyorsa benziyor.

Hayır aman ha! Bu kızdan bir daha sevgili olmaz. Ayrıca bırak acı çekerse de çeksin. Acısını hafifletme konusunda senin en ufak bir sorumluluğun olmadığı gibi, bu konuda yardım edecek en son kişi de sen olmalısın. Bu kadın yetişkin bir kadın ve bunu sonuna kadar kendisi yapıp hak etti.

 Ne yapayım? Ona aldatma olayını bildiğimi söyleyeyim mi?

Şimdi bu kızla en fazla takılabilirsin ama ben şahsen bu kadar uzun süreli ilişkiden sonra bu kızı pas geçmeni tavsiye edeceğim. Tek gecelik bile muhatap olma. Ona aldatma olayını bildiğini şimdi söyleyebilirsin.

“Beni şu şu adamla aldattığını biliyorum, hiç inkar etmeye kalkma bu konuda eminim ve senin açıklamanı dinlemeye niyetim yok. Sana karşı herhangi bir öfkem yok ama bir daha görüşmeyi düşünmüyorum ve beni bir daha aramazsan sevinirim.”

Çok kötüsün 🙂 Özellikle o “sana karşı öfkem yok” kısmı çok can acıtıcı zira direkt ve en acımasız şekilde “hiç şansın yok zira seni tamamen geçmişte bıraktım” diyorsun. Öfke bile hissedecek önemin kalmadı diyorsun. Dedim ya çok kötüsün 😀

Evet aynen böyle de. Bir daha aramaya kalkarsa da kibarca başından sav. Kibarlıktan anlamıyorsa o zaman engelleyebilirsin.

“Cevaplar için şimdiden teşekkürler.”

Kadınlar Kötü Erkeklerden mi Hoşlanıyor?

Psikolog yazar Emrullah Umudum erkekadam.org sitesinin ana mesajını 7 maddede özetlemiş. İlişki sihirbazı kitabını ilk okuduğumda (2004 civarı) anladığım şey buydu ve bu bilgiyi sindirmek, benim kadınlarla ilişkilerimde devrim yapmıştı. Hank Moody ile 6 sene önce siteyi açıp yaymak istediğimiz mesaj buydu. Bu bilgiyi doğru bir şekilde sindirirseniz, zihin yapısı açısından kadın erkek ilişkilerinde olabileceğiniz en iyi durum neyse, onun 60-70%ini olursunuz zaten.

(Aşağıdaki yazı özneldir ve herkesi kapsamak zorunda değildir.)

✅1) En sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim yine . Onlar kötü değil. Ve daha acısı sen de iyi biri değilsin.

✅2) Hemen öfkelenme. Efendi bir erkek olarak böyle bir itham karşısında kızmakta haklısın kendince.

✅ 3) Bu konuda Dr. Robert Glover’a kulak verelim istersen. Dr. Glover “No More Mr. Nice Guy” kitabında; efendi erkeği, istediğini alabilmek için karşı tarafla gizli anlaşma yapan, kendini ifade edemeyen silik kişi olarak tanımlar. Kitaba göre efendi erkekler, kadınlarla yatmak için niyetlerini gizlerler, onlara iyilik yaparlar ve hatta bunu yaptıklarını bile kabullenmezler. İstediklerini alamadıklarında ise pasif agresif davranış sergilerler ve kadınları suçlarlar. (Tanıdık geldi mi biraz ?)

✅4) Bu konularda bir kafa karışıklığı yaşıyorsun çünkü bilinçaltın bir kadın gibi düşünmeye kodlandı sen daha çocukken. Dövüş Kulübü filminde geçen tek cümle aslında bütün sorunların anahtarı niteliğinde: “Biz kadınlar tarafından yetiştirilmiş bir erkek nesliyiz.”

✅5) Uslu ve terbiyeli bir erkek çocuk yetiştirdiğini sanan annelerin, erkekliği öcü gibi göstermeye çalışan medyanın ve gerçek hayatla hiçbir alakası olmayan romantik dizi-filmlerin etkisiyle sağlıklı düşünemeyen bir erkek nesli ortaya çıktı son 30 yılda.

✅6)Özetle kötü diye tabir edilen erkekler; özgüvenli,cesur, eğlenceli, maskülen enerjisini bastırmayan ve kadınlara niyetini doğrudan belli eden erkekler çoğunlukla.

✅7)Kendine efendi diyen erkekler ise utangaç, çekingen ve niyetini gizlemeye çalışarak kadınlara yaklaşan erkekler aslında.