Ortalama erkeğin günümüz ilişkiler piyasasında şansı düşük mü?

Apex Living with Menno Henselmans kanalında This dating experiment shocked me: INSANE results! başlığı ile kısa bir video yayınlandı. Video içeriği şöyle:

“Ortalama güzellikte bir kadın bir gece kulübüne gidip barda tek başına oturduğunda, bu kadına bir saat içerisinde kaç erkek yürür?

Bilimsel bir araştırma bu sorunun cevabını bulmaya çalışmış. Araştırmanın çok deli sonuçları var ve bu sonuçlar erkekler için flört gerçekliği konusunda dersler içeriyor.”

Henselmans’ın bahsettiği araştırma Women’s bust size and men’s courtship solicitation adlı bir araştırma. Yani “Kadınların göğüs büyüklüğü ve erkeklerin flört talebi”. Bu araştırma, insanların online olarak yutulduğu yılların öncesinden yani 2007 yılından ve asıl araştırdığı şey, kadın meme büyüklüğü ile erkeklerin flört için yürümeleri arasındaki ilişki.

Deney Fransa’da yapılmış ve kadın sütyen ölçülerinin (cup büyüklüğünün), kadınla cinsel amaçlı muhabbet başlatan erkeklerin sayısına etkisine bakılmış.

Araştırmacılar, 15 erkek öğrenci tarafından ortalama güzellikte olarak tanımlanan, 20 yaşında bir kadın ile yapılmış. Kadın 165 boyunda, 56 kilo ağırlıkta yani sağlıklı bir kiloya sahip. Bel – kalça oranı 0.7 ama kadın deney boyunca oturduğu için bunun pek bir önemi yok.

Henselmans’a katılmıyorum, birazdan söyleyeceği giyim ile, erkekler kadın otursa bile bel – kalça oranını görebilirler. Bence burası önemli zira 0.7 bel – kalça oranı, erkeklere en çekici gelen oran. Yani kızın yüzü ortalama olabilir ama vücut olarak en çekici klasmanda.

Kadının doğal sütyen ölçüsü A iken, deneyde B ve C ölçüleri yani göğüsleri daha büyük göstermek için sütyen dolgusu kullanılmış.

Kadın Fransa’nın turistik bir şehrinde, her seferinde rastgele bir sütyen ölçüsü ile barlar gitmiş.

Kadına erkeklere bakmaması, dans edenleri izlemesi ve sadece barda oturması söylenmiş. Kadından başka barda bir de, kadına kaç erkeğin yürüdüğünü not eden biri varmış.

Tüm yaklaşmalar hesaba katılmış ve kadın orada bir saat oturduktan sonra barı terk etmiş.

Bir erkek kendisi ile konuşma açtığında kadına, erkek arkadaşını beklediğini belirtmesini söylemişler ki bunu duyan hemen her erkek kadınla konuşmayı hemen bırakmış. Bu da zaten yürümelerin cinsel amaçlı olduğuna işaret.

Kadın temiz bir kot pantolon, açık renk spor ayakkabı ve vücuda oturan bir sweatshirt giyiyormuş.

Bu giyim tarzından kadının bel – kalça oranı çok rahat görülebilir.

Daha büyük sütyen ölçülerinde daha fazla yürüme olduğunu bulmuşlar ki bu şaşırtıcı değil. Ama ben, her sütyen ölçüsünde kadına yürüyen adam sayısına şaşırdım.

En küçük sütyen ölçüsünde (A), kadına saatte 4.3 erkek yürümüş.

Orta sütyen ölçüsünde (AB), kadına saatte 6.3 erkek yürümüş.

Araştırmadaki en büyük sütyen ölçüsünde (C), kadına saatte 14.7 erkek yürümüş.

C sütyen ölçüsünde neredeyse 4 dakikada bir erkek yürümüş. Ve bu kadın fiziksel olarak ortalama güzellikte diye tanımlanmış.

Araştırmacılar, kadına barın dışında kaldırımda kaç kişinin yürüdüğüne de bakmışlar. Bu rakam barın içine göre çok daha az ama yine de az değil.

En küçük sütyen ölçüsünde (A), kadına saatte 0.7 erkek yürümüş.

Orta sütyen ölçüsünde (AB), kadına saatte 1.3 erkek yürümüş.

Araştırmadaki en büyük sütyen ölçüsünde (C), kadına saatte 2.3 erkek yürümüş.

Araştırma 30 x 1 saatlik oturma şeklinde yapılmış.

Buradan Henselmans’ın ve sonra da videoya “bittik biz” diye yazan izleyicilerinin yorumlarına kendi yorumlarımı yazacağım.

Ucundan da olsa fiziksel olarak çekici bir kadın, ünlü bir erkek olmak gibi bir şey.

Kızın vücudu iyi ama daha da önemlisi, bunun bar – kulüp ortamında böyle olduğunu görüyoruz. Bu arada 2025 yılından geçmişi anlamak biraz zor ama, 2007 gibi insanların online tanışmadığı zamanlarda, bar ve kulüpler bugüne göre çok daha fazla miktarda tanışma ortamı olarak kullanılıyordu.

Barın hemen dışında sayıların nasıl düştüğüne bakarsanız, bu ortamlar dışında yüksek rakamları sadece abazan sürünün yürüme aparatı olan online dünyada görürsünüz sanırım.

Ortalama bir kadın bile o kadar çok ilgi görüyor ki, bu ilgi sinir bozucu olabiliyor. Bence bunun farkına varmanız çok önemli zira birçok erkek, kadınlara yürüyorlar ve kadın kendilerine sinirli davranınca da “ben sadece kibarca yaklaştım, o ise götü kalkık bir şekilde beni siktir etti” diyorlar.

Gerçek şu ki birçok insan, kendilerine 4 dakikada bir biri yürüdüğünde, yürüyen insanlara kaba davranır. Belki ilk 10 tanesi hoşuna gidebilir ama sonra sıkılmaya başlar.

Kadınlara yürümenin gerçekliği bu ve bunu, hem kadınların zihin yapısını hem de başarı oranlarını anlamak için aklınızın bir köşesine yazmanız çok önemli.

Bunun bir sayı oyunu olduğunu ve bir erkek olarak kadınlara yürürken öne çıkan özelliklerinizin olması gerektiğini bilmeniz lazım.

Genel olarak katılıyorum, çoğu erkek böyle ortamlarda kaba bir şekilde reddedildiklerinde bunu üstlerine alınıyorlar. Bunu yapmayın. Çoğu durumda olay kızın götünün kalkması değil, kendisine fazla sayıda yürüyen olmasından bıkması. Ama tekrar ediyorum, bu yüksek rakamlar, barlarda ve kulüplerde olan rakamlar. Yani erkek olarak öne çıkmanız gerekiyor ama gerçek sosyal hayatta yani kızlara o kadar da yürünmeyen yerlerde, barda, kulüpte veya online kadar gerekmiyor.

Online buluşma sitelerinde de aynı durum geçerli. Bir kadından geri dönüş almazsanız, muhtemelen mesajınızı hiç görmediğinin ya da görse bile o kadar çok mesaja cevap vermediğinin farkına varın.

Evet, çekici bir kadın, sadece hoşuna giden erkekleri sağa atsa bile, o kadar adam arasından mesajınızı görmeyebilir. Bu ihtimal çok yüksek. Kaldı ki, sağa attığınız çoğu kadınla eşleşmeme nedeniniz, kadınların sizi görüp sola atması değil, size hiç sıra gelmediği için sizi hiç görmemesi.

Bununla ilgili Patreon’da bir yayın yapmıştım ve bir erkeğin online dating deneyiminden sonuçlar çıkaran bir içerik üreticisini eleştirmiştim. Orada erkek, 59,577 kızı sağa atmış ve 342 eşleşme almış. Paylaşan kişinin yorumu ise “her 1 eşleşmeye karşı 173 kez reddedilmiş” demiş. Bu yanlış bir çıkarım zira adamı sağa atmayan 59,235 kadının %90’ından fazlası, muhtemelen adamı hiç görmedi.  Ki bu adam herkesi sağa atıp dating app puanını çok düşüren biri olduğundan, %95’i görmemiştir (kızı sağa atanlar listesinde sonlara atıldığından).

Ayrıca dating uygulamaları üzerine yapılan araştırmalar, çoğu erkeğin uygulamadaki en çekici kızlarla iletişime geçmeye çalıştığını gösteriyor.  Bunun sonucunda da, kadının sizin mesajınızı görme ihtimali düşük, görse size cevap verecek vaktinin olma ihtimali düşük, yazsa size iyi bir cevap yazabilme ihtimali düşük.

Günümüzde kadın erkek ilişkileri birçok erkek için hüsran dolu bir alan.  Umarım bu bulgular, siz nezaketinizi korurken karşılaştığınız tepkileri kişisel algılamama ve işin biraz sayı işi olduğunu anlama konusunda size yardımcı olurlar.

Birkaç yorum dikkatimi çekti:

“Bu dünyadan nefret ediyorum! Bu dinamik, ortalama bir erkek için çok kötü …”

Gerçek dünyada, av meydanı olan bar ve gece kulübü dışında bir numaran yoksa, asosyal bir online dating mahkumuysan, dinamik kötü. 20-30 sene önce erkekler nasıl kız buluyorsa öyle kız bulan biriysen bu kadar kötü değil.

“… bir şekilde kadınlar için de kötü zira hepsi birer narsist oldular.”

Hadi gelin hep beraber mankurt gibi, kırmızı hap mankafa matafaka ezber turu atalım:

“Obez ve çirkin kadınlar bile profillerinde “en az 1.85 ol, kaslı ol ve çok para kazan yoksa benimle konuşma bile” yazıyor.

O hesapları şu malları keklemek için erkekler açıyorsa çok gülerim. Arada bir şeytan dürtüyor, gir böyle 3-4 Tinder hesabı aç, şu elemanları içinde debelendikleri asosyal deliklerinde deli et diyor ama sonra yazıktır, günahtır diye vazgeçiyorum. Twitter erkekler tarafından yönetildiği bariz ama fotoğraflardan seksi bir kadına ait olduğu izlenimi veren ve sürekli “1.90 olmayan, ayda 500 bin kazanmayan erkek mi” tadında şeyler yazan hesaplarla dolu. Dating app’lerde neden olmasınlar.

İngilizce’den çevirdim ama bu kalıbı ve bunun gibi 10-12 kalıbı burada da hemen hemen aynı şekilde yazan o kadar çok adam var ki! Jordan Peterson bir yerde bir insanın bir ideoloji tarafından ele geçirildiğini anlamanın en kesin yolu, o insanın ne diyeceğini neredeyse kelimesi kelimesine tahmin edebilmenizdir der. Gerçekten de hep aynı kalıplar, hep aynı sırada. Mesela hapı yutacağım derken hap tarafından yutulmuş, hapın mankurtu olmuş bu zavallının bundan sonra ne diyeceğini çoğunuz tahmin edebilirsiniz:

“Her ortalama kadın, erkek arkadaşından ayrılıp aynı gün rastgele bir barda bir sonraki elemanı bulabilir.”

İnsanın bu kadar kadın erkek dinamiğinden bi haber olup bu kadar bilgili gibi konuşması cehalet mi desem, aptallık mı desem, ne desem bilemedim. Kadınların rastgele bir barda kendilerini pompalayıp atacak adam bulabilmesinin kadınlar için bir değeri olmadığı gibi çoğunun yapacağı bir şey olmadığını böyle bir adama anlatamazsın. Hadi anladık,  bu adamların üstüne dişi sinek bile konmuyor ama hiç mi liseden, üniversiteden, işten kadın arkadaşları, kız kuzenleri, vs. yok yahu!

“Yemin ederim birkaç yıl içinde fiziksel olarak yapay zeka kadınlar olacak ve kimse gerçek kadın istemeyecek.”

Bu adamlar gerçek kadın sevmediklerini, eşcinsel olduklarını bir itiraf etseler hem kendileri rahatlayacak hem de internet. Ciddiyim, şu noktaya gelen adamların önemli bir kısmının gizli eşcinsel olduklarını düşünüyorum.

Kalanı da aklıma bir şeyhe “cennete gidersem, anime karıcığımın (wifu) gerçek olmasını istesem gerçek olur mu?” diyen embesile efsane bir dille “kafanızı ekrandan kaldırın ve Kutsal Kitaba gömün” diyen şeyhe geliyor. Yine son derece ciddiyim, bu kadar uçmuş adamlara psikologların, abilerin, koçların yardımcı olabilmesi mümkün değil. Bence bu adamlara ancak Allah yardım edebilir, ruhlarını din kurtarabilir.

Neyse, İngilizce’niz varsa, videonun altında aynı şeyleri papağan gibi tekrarlayarak “gızlar azdı ağam, hepisi bin tane adamla flörtleşiyor, bardan bara sekiyor, biz garibanlar plastik robot beklerken chadler önüne geleni sikiyor” diye ağlaşmışlar. İnternetten temel inanç geliştirmenin hazin sonu.

Ortalama bir erkeğin barda, kulüpte, buluşma uygulamasında, instagramda şansı olmayabilir. Ama bu mekanlara ihtiyacı da yok. Zira bu mekanlarda erkek başına düşen kadın oranı çok düşük, kadınların çoğu bu mekanlara adım bile atmıyorlar.

Instagram kadın dolu demeyin, herhangi bir erkek isteğini cevaplamayı bırak, fark edecek kız oranı da çok düşük. 100 kişiye istek attığınızda 3 kişiyle konuşuyorsanız, %3 çekmiyorsunuz, o 100 kişinin 80’i zaten tanımadığı kimseyi asla eklemiyor. Kalan 20’den 3 yani %15 çekiyorsunuz.

Asosyal medya sizi fişe takmadan önce erkekler kızlarla nasıl tanışıyorsa öyle tanışmayı öğrenin, rakamların berbat olmadığını siz de belki görebilirsiniz. Belki diyorum zira bu şekilde ağlaşan adamların kadınlardan önce, sosyal ilişkileri, sinyalleri anlama güçlüğü, sosyal kaygı, daha küçücük bir çocukken darmadağın olmuş bağlanma stilleri olabiliyor. Zaten tam olarak bu nedenle de gerçek, normal hayata değil, sanal ya da gece hayatına bağımlılar (bir kulüpte örneğin, kadınlara yürümek için sosyalleşmen gerekmiyor) veya soğuk yaklaşmaya bağımlılar.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

 

 

Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları – 501

(E-Kitap – 152 sayfa – PDF/EPUB)

Merhaba,

Bu kitap, son bir iki senedir izlediğim ve bana 40 yaşından sonra bile birçok pratik şey öğreten Dr. K’nın podcastlarından derlediğim serinin beşinci kitabı.

Not: Serinin tüm kitaplarından oluşan daha iyi bir yaşam için kitap setine de bakınız.

Dr. K, psikiyatrist ve nöron bilimi çalışmalarının yanında zamanında bir süre rahip olarak da yaşamış ilginç birisi. Kendisi Hint kökenli bir Amerikalı ve internette herkese açık kanalında çok pratik ve faydalı paylaşımlar yapıyor. Özellikle günümüz dünyasında teknolojinin yarattığı ortamın, beynimizin evrimleştiği uzun geçmişimizden oldukça farklı olmasından kaynaklanan disiplinsizlik, odaklanamama, sürekli yorgunluk, motivasyon eksikliği, başarısızlık, vs. gibi sorunlar üzerine eğilen ve bu konularda iyileşmeniz için oldukça pratik bilgiler veren bu yayınları İngilizceniz varsa izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Son zamanlarda yaptığımız nöroplastisite serisindeki bölümlerin aksine, bu kitaptaki bölümler çok daha kısa ama yoğun ve oldukça pratik bilgiler içeriyorlar. Birçoğunu ben kendi hayatımda da uyguluyorum ya da uygulamaya başladım ve oldukça dönüştürücü ve iyileştirici pratikler olduklarına şahit olduğum için sizinle paylaşmak istedim.

Şimdiden iyi okumalar,

Mahmut Abi

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Not: Sepete ekleyerek %30 indirim alabilirsiniz).
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

İçindekiler

Ertelemecilik (procrastination) 9
Giriş 9
Çalışma Belleği 10
Davranış Spektrumu 11
En iyiye en yakın şeyi yap 11
Bu şeyi yapamıyorum ama en azından neyi yapabilirim? 12
Bir kapıdan geçme tekniği 13
Anhedoni (Mutlu olamama hastalığı) 15
Giriş 15
Anhedoni Literatürü 15
Anhedoni kavramının kökenleri 16
Travma ve anhedoni 17
Dopamin Devresi 101 19
Dopamin salınımını minimize/maksimize etmek 21
Beyinde ne oluyor? 21
Kalan işi hesaplamak 22
Teknolojinin etkisi 24
Gölge Çalışması ile kendinizi kendinizden nasıl kurtarabilirsiniz? 26
Giriş 26
Gölge nedir? 26
Gölge Çalışması 30
Neden gölge çalışması yapmalısınız? 33
Gölge Çalışması ek bilgi 35
Kaygılı bağlananlar için Gölge Çalışması 36
Giriş 36
Kaygılı bağlanma stili 36
Gölge Çalışması 37
Gölge Çalışması – Kaygılı bağlanan kişi için günlük tutma alıştırması 39
Hazır Olma ve Gönüllü Olarak Maruz Kalma Alıştırması 42
Kendinden Nefret Eden Adamın “Eylemsizliği” 45
Giriş 45
Eylemsizlik de aslında bir eylemdir 47
Eylem sadece fiziksel eylem demek değildir 49
Daha az şey yapmalısınız 51
Neden ilerleyemiyorsunuz? 52
Dopaminerjik yanlış kablolama 52
Hayatınızı nasıl değiştireceksiniz? 54
Düşünceleriniz nereden geliyorlar? 55
Zihninizin ne söylediğine değil sizi nereye yönlendirdiğine bakın 57
İlerlemek için atabileceğiniz adımlar 57
Rahip modunun gücü: Arzuları fethetmek 63
Giriş 63
Arzu nedir? 63
Arzunun kölesi olmaktan nasıl kurtulursunuz? 64
Mutluluğun doğası 65
Şükretmek 66
24 yaşında, kendini geliştiren adam 69
Takipçi yorumu 69
Kişisel gelişim içeriğine bağımlı, kendini geliştiremeyen adam 70
Kişisel gelişim isteğinizin gerçek motivasyonu ne? 70
Teoride bilseniz de pratikte neden yapamıyorsunuz? 73
Kişisel gelişim göstermeden kişisel gelişim içeriği tüketmekten kurtulmak 73
“Dışarı çık, aksiyon al” tavsiyesi nasıl uygulanır? 74
Kaygı dopamin devrelerini kapatır 76
Kaygınıza kapılmayın 77
Kendini geliştirebilen, ama kendini geliştirmeye bağımlı olan insan 78
Yalnızken de mutlu olmanın sırrı 82
Giriş 82
Doyurucu yaşam kavramı 82
Doyurucu bir yaşam için gerekenler 83
Duygusal olarak belirgin deneyimler 84
Üretkenliğin önemi 86
Geride bıraktığınız yaşamın muhasebesi 88
Hormonlar ve fizyoloji 89
Rahiplerden öğrenebilecekleriniz 90
Bakış açısı ve içsel çevre 93
Özet ve sonuç 94
Zaman sizi pişmanlığa hapseder 96
Giriş 96
Depresyon 96
Zamanın zihin üzerindeki etkisi 97
Depresyon probleminin çözümü 99
Günlük tutma alıştırması 101
Can sıkıntısının ve mutsuzluğun nedeni 103
Giriş 103
Mutluluğun teknik anlamını unuttuk 103
Mutluluk teknik olarak nedir? 105
Mutluluğu yok eden şeylerin ortak noktası 106
Modern dünyanın herkesi bir miktar OKB’li yapması 107
Mutluluk yaratmanın yolları 107
Meditasyon 107
Can sıkıntısına karşı tolerans 108
Kalıcı düşüncelerden kurtulmak 108
Dopaminerjik dengeyi nasıl kazanırsınız? 110
Sosyal medyadan uzak kalmak 110
Dopamin detoksu yapamazsınız 111
Detoks değil sağlıklı bir denge geliştirmek 112
Beyni gerçek dünyada doyurmaya başlamak 114
Günün ilk saatlerinde ekrandan uzak durmak 115
Tembel değilsiniz, ekran tarafından dopamin rezervleri tüketilmiş birisiniz 116
Dr.K ile 35 dakikada porno bağımlılığından kurtulma 118
Giriş 118
Porno bağımlılığı verileri 118
Bağımlılığın doğası 119
Porno neden şiddetli bağımlılık yapıyor? 119
Porno izlemeyi tetikleyen beyin devreleri 120
Talamus ve limbik sistem 120
Çekirdek akumbens ve dopamin sistemi 120
Amigdala ve limbik sistem 121
Oksitosin ve yalnızlık sistemi 122
Sosyal statü sistemi 123
Porno bağımlılığına karşı eylem planı 123
Porno izleme dürtüsü ve aktivitesi arasına engeller koymak 123
Porno izlemeyi günün belli bir saatiyle kısıtlamak 124
Günün başından günü planlamak 124
Duygusal düzenleme kabiliyeti geliştirmek 125
Porno izleme tetikleyicilerini bulmak 125
Zayıflık analizi yapmak 126
Uykuda bekleyen negatif duygulardan kurtulmak 126
Bir komünite bulmak 126
Sosyal statünüzü yükseltmek 127
Düzenli spor ve sağlıklı beslenme 127
Altta yatan duygu durumu bozukluğunu tedavi etmek 128
Bağımlılığa karşı kullanabileceğiniz basit bir teknik 128
Teknoloji bağımlılığı beyninizi nasıl etkiliyor? 130
Bağımlı beyin 130
Zayıflık tuzağı 131
Zor günler hiç bitmeyecek tuzağı 131
İyileşmenin kuralları 132
Kural #1 – Hayatınızı değiştirin 132
Kural #2 – Tamamen dürüst olun. 133
Kural #4 – Kendinize iyi bakın. 135
Kural #5 – Kuralları eğip bükmeyin. 135
Soru – Cevap 136
Neden sürekli geç kalıyorsunuz? – Zaman körlüğü 138
Giriş 138
Ertelemecilik ve zaman körlüğü 138
Süre hesaplama kabiliyetsizliği 139
Zaman körlüğü sorununun kökeni 140
Süre hesaplama bozukluğu 140
Değer hesaplama hatası 141
Geriye dönük zaman algısı 142
Zaman körlüğünü nasıl çözebilirsiniz? 143
Manipülatif, toksik insanların akıl oyunları 144
Giriş 144
Birinci Evre: Değerlendirme (Manipülasyona giden yol) 144
İkinci Evre: Test Evresi 146
Üçüncü Evre: Duygusal kafa karışıklığı / Duygusal manipülasyon evresi 147
Dördüncü Evre: Her şey sizin suçunuz evresi 148
Manipülatif ve istismarcı kişinin iyiyken çok iyi olması 150
Manipülatif birinden ayrılmak 151

Patreon üyelerine özel yeni yayın dizisi: Mahmut Abi’den hikayeler

Patreon’da Mahmut Abi’den hikayeler adlı yeni bir seriye başladım.

İkinci yayında, eski sevgilim çok kötü durumda, görüşmem lazım diyen, buluşmaya beni de götüren ve ardından eski sevgilisinin dalına atlayan Eyşan (adını Eyşan koydum) kızla hikayemi anlattım.

İlk bölümünde, üniversitenin ilk yılında yakın bir arkadaşımın yaşadığı hüzünlü bir aşk hikayesini anlatıyorum.

Dürtü sörfü (urge surfing) ile duygusal güç kazanma

Bağımlılık konusunda kullanabileceğiniz çok basit bir teknik var. Dürtü sörfü (urge surfing).

Dürtü sörfü, kişinin istenmeyen davranışlarını yönetmesini sağlayan bir teknik. Kişi, yanlış olduğunu bildiği bir şeyi yapmak için şiddetli bir istek hissettiğinde, bu isteğe yenilip o davranışı yapmak yerine, bu istek “dalgasının” üstünden sörf yapan biri gibi geçiyor. Burada anahtar nokta, sanki şiddetli bir dürtünün size yaptırmaya çalıştığı şeyi yapmazsanız, o dürtü o şeyi yaptırana kadar aynı şiddette kalacakmış gibi görünse de, bir süre sonra zirveye çıkıp (iyileşmeden önce daha kötü olup) sonra hızla söner.

Bu teknik, madde ve alkol bağımlılığından kurtulmak için kullanılan bir teknik ama aynı zamanda porno bağımlılığı, asosyal medya bağımlılığı ve hatta kızgın veya kaygılı olduğunuz durumlarda patlamama, eski sevgiliye ulaşmama gibi konularda da kullanabileceğiniz bir teknik.

Dürtü sörfü nasıl çalışıyor?

Madde, porno ya da bilgisayar oyunu gibi bir bağımlılığı kullanma dürtüsü geldiğinde, bu dürtüyü kabul ediyorsunuz, gözlemliyorsunuz, sizi rahatsız etmesine izin veriyorsunuz ve başka hiçbir şey yapmıyorsunuz. Bu dürtüyü bastırmaya çalışmıyorsunuz, onunla savaşmıyorsunuz. Sadece öylece bir şey yapmadan dürtünün sönmesini bekliyorsunuz. Yani dürtü dalgasının üstünde, bittiği yere kadar sörf yapıyorsunuz.

Bu teknik neden çalışır bir teknik? Çünkü şiddetli bir dürtü eğer ruminasyon ya da aksiyon ile beslenmezse yaklaşık 30 dakika bir süre içerisinde yükselir, zirve noktasına ulaşır ve sonra alçalıp söner.

Dürtü dalgası genelde 4 aşamaya sahip:

Tetiklenme – İstemediğiniz bir şeyi yapma dürtüsü, bir insan, yer, düşünce, duygu, vs. ile tetiklenir.
Yükselme – Dürtü daha şiddetli hale gelmeye başlar. Bu çok hızlı olabileceği gibi yavaş yavaş da olabilir. İnsanlar genellikle yükselme evresinin başında dürtüye yenilirler ve dürtünün zorladığı ve istemedikleri davranışı yaparlar.
Zirve – Eğer dürtüye yenilmezseniz, dürtü daha da yoğunlaşır ve zirve noktasına gelir. Zirve noktasında dürtü, eğer sizden istediği şeyi yapmazsanız, hep bu rahatsız edici seviyesinde kalacakmış gibi hissettirir.
Düşüş – FAKAT eğer dürtüye yenilmezseniz, dürtü kendiliğinden sönmeye başlar ve söner gider (sonradan yine gelmek üzere).

Dürtü konusunda bilmeniz gereken ve dürtü şiddetli bir şekilde bastırdığında hatırlamanız gereken en önemli şey, dürtünün bir zorunluluk değil bir duygu olduğu, her duygu gibi geçici olduğu ve eğer kendisini “rahatlatacak” ama sizin için kötü olan davranışı yapmazsanız, bu duygunun da geçeceği. İkincisi ise, sandığınızdan çok daha fazla negatif duygu veya duygusal acı kapasiteniz var.

Dürtüyü bastırmak veya onunla savaşmak dürtüyü daha güçlü yapabilir. Bunun yerine dürtünün sizi ittiği şeyi yapmayıp gelen şiddetli rahatsızlık ile oturma alıştırması yaparsanız rahatsızlık negatif duygu toleransınız artar.

Dürtüyü bastırmadan dürtüyle oturmak ne demek? Bu bir çeşit meditasyon yaparak dürtünün fiziksel ve ruhsal etkilerine şimdiki zamanda odaklanmak zihni dürtüden ve etkilerinden uzaklaştırmadan gözlemlemek demek.

Bağımlılıktan kurtulmak, büyük oranda sabır ile alakalı. Olay dürtüyü yenmekten çok, dürtü sönene kadar beklemeyi bilmek ile alakalı. Bu birçok dürtü için geçerli. Örneğin açlık duygusu bile, ilk başta çok şiddetli gelse de, sadece sabredip bir şeyler yemezseniz, zaman içerisinde sönüyor. Sonra güçlü bir şekilde yine geliyor ama eğer sabrederseniz yine sönüyor. Bu mekanizma, bağımlılık yapan şeye karşı duyulan arzu konusunda da geçerli.

Dürtü sörfü aynı zamanda çok etkili bir duygusal güç geliştirme tekniği.  Duygusal güç, duygusuz olmak değil, duygularının kontrolünde olmamak demek. Duygularının kontrolünde olan bir insan, duygularının kendisini zorladığı şeyleri yapar.

Örneğin erkek, görüştüğü kadın mesajına dönmediği için kaygıya kapılır ve kaygısı da erkeğin, (kadından hala onu istediğini gösterir bir mesaj alıp rahatlayana kadar) kadını mesaja boğmasını ister. Erkek bu dürtü üzerinde sörf yaparsa bu dürtü söner. Bu dürtü sonra yine gelir, tek bir kere de gelmez. Ama her geldiğinde daha düşük şiddette gelir. Bu erkek, bu tür dürtülerine hep yenildiği yani onları davranışları ile beslediği için, normal bir insandan çok daha şiddetli kaygıya sahiptir ve dürtü sörfü ile bu kaygı anormalliği düşürülebilir.

Ama burada erkeği duygusal olarak güçlü yapan, kaygının tamamen ortadan kalkmasından çok, erkeğin kaygıya her karşı koyduğunda, kaygıya karşı güçlenmesidir. Dürtü sörfü bu nedenle, negatif duygu ağırlığı altına girip, onu kaldırmadan yere atmak yerine kaldırmak gibidir ve bir süre sonra, beyinde irade (ki farkındalık ile aynı şey) gücü, duygusal gücü gelişir.

Not: Dürtü dalgası ile ilgili geliştirebileceğiniz başka kabiliyetler de var. Mesela tetikleyicileri yönetmek yani sizi neyin tetiklediğini önceden bilmek, tetikleyicilerden uzak durmak ve tetiklendiğinizde ne yapacağınıza karşı önceden plan yapmak.  Örneğin Instagram’da gezerken yarı çıplak bir kadın gördüğünüzde, porno izlemeye tetiklendiğinizi bilmek ve böyle hesapları hızlıca engellemek. Böyle bir içerik karşınıza çıktığında Instagram’ı kapatıp porno açacağınızı bilmek ve buna karşı bir alternatif geliştirmek. Örneğin hemen dışarı çıkıp 30 dakika yürüyüp gelmek.

Bir diğer teknik de, şimdiki zamanda yükselen kaygınızı, olması gerekenden çok daha şiddetli yapan, birikmiş negatif yükten kurtulmak. Örneğin bir kız size mesaj atmadığında, o kız sizi istemiyor kaygısına kapılabilirsiniz. Ama eğer bir de “ben zaten istenmeyen, istenmeyecek biriyim” gibi bilinçaltı temel inancınız ve bununla ilgili negatif duygu yükünüz varsa, bu kızla ilgili kaygınız bir birim ise, temel inanç kaygınız da buna 10 birim ekler ve devasa bir kaygı içine düşebilirsiniz. Bu uykuda bekleyen negatif duygu çöpünü temizlemek için terapi, günlük tutmak, meditasyon, yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin daha fazla sosyalleşmek) gibi şeyler yapabilirsiniz.

Negatif duygulara karşı güç kazanma, teknoloji bağımlılığından kurtulma ve farkındalığı arttırma gibi konularda, Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları Kitap Setine bakabilirsiniz. Bu setin büyük bir kısmını Patreon’da yayın olarak da yapıyoruz.

 

Manipülatif, toksik insanların akıl oyunları

Yayınlarını Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları Kitap Seti ve Daha iyi bir yaşam için yayın serisi olarak derlediğimiz Dr.K.’nın en son yayınlarından birisini çevirdim.

Giriş

Bu bölümde, ilişkilerde manipülasyonu konuşacağız.

Toksik ve istismar içeren ilişkiler yaşamış birçok insanla çalıştım (diyor Dr.K.). Bu insanlar ya sağlıksız ya da toksik ilişkiler döngüsüne giriyorlar ya da toksik ebeveynlerle, kardeşlerle ya da iş arkadaşları ya da patronlarla ile başa çıkmaya çalışıyorlar. Aynı zamanda sosyopat, narsist insanlarla da çalıştım. Bu iki grup insanla çalışmam sonucunda, toksik ve istismarcı olan tarafın belli davranış kalıplarına sahip olduğunu gördüm. Bu davranış kalıplarının farkına varmak, toksik tarafın kendini düzeltip daha sağlıklı ilişkiler yaşaması için, kurbanın ise karşısındakinin kendisine ne yaptığının farkına varması, düşmanın üzerinde kullandığı stratejileri bilmesi için çok önemli.

İstismarcı partnerin genellikle bilinçsiz bir şekilde uyguladığı, istismara uğrayan partnerin ilişkiye saplanıp kalmasına neden olan ve basamak basamak ilerleyen teknikleri ele alacağız. Bu teknikler genellikle o kadar sinsiler ki, çoğu zaman istismara uğrayan taraf bunların farkına varmaz. Böyle bir ilişkide olan arkadaşınıza “bu kişi senin için iyi değil, sana iyi gelmiyor” dediğinizde, bu arkadaşınız size her şeyin yolunda olduğunu ve sorunları çözebileceğinizi söyler. “Kimse mükemmel değil ama o benim iyiliğimi düşünen biri” gibi şeyler söyler. Siz de arkadaşınızın, partnerinin kendine yaptıklarını nasıl olup da göremediğine şaşırıp durursunuz. Bu bölümde umarım, bu manipülasyon tekniklerinin, kurbanı kendilerine yapılan şeylere karşı nasıl tamamen kör ettiğini anlayabileceksiniz.

Birinci Evre: Değerlendirme (Manipülasyona giden yol)

Bu aşamada istismarcı partner, normal bir insanın tolerans göstermeyeceği ama kendisinin sürekli yaptığı şeylere tolerans gösterebilecek birini bulmaya çalışır. İstismarcı kişi, karşısındakinden istediği şeyleri almak için kullandığı istismarcı davranışlarına karşı kırılgan birini arar. Bunun için de çok basit testler yapar ve bu testler de genellikle sizin sınırlarınızı, sevgi dolu bir şekilde ihlal etmek şeklinde olur.

Sınırlarınız ihlal edildiğinde, sizin buna vereceğiniz tepki, genellikle sınırlarınızı ihlal eden kişinin size gönderdiği duygusal sinyallere göre değişir. Bir insan sizden bir şey çalarsa ve bunu yaparken “senden hoşlanmıyorum, sana zarar vermek istiyorum” sinyalleri gönderirse, beyniniz hiçbir karmaşaya düşmeden tepki verir. Karşınızdakinin size zarar vermek istediğini, kötülük yapmak istediğini bilirsiniz. Bu durumda böyle birini hayatınızdan atmak görece çok kolaydır.

Manipülatif ve istismarcı biri ise, sizin sınırlarınızı (en azından başlangıçta) sevgi ve şefkat ile ihlal eder. “Sana dokunulmasından hoşlanmadığını biliyorum ama çok güzelsin, sana dokunmadan duramıyorum” diyerek dokunup durur. Ya da “bugün çok yoğun olduğunu söyledin ama seni düşünmeden duramıyorum, o yüzden bir sürü mesaj attım” gibi şeyler söyler. Yani sizin sınırlarınızı ihlal ederken, size pozitif ya da övücü duygusal sinyaller gönderir.

Toksik partner, sizi bu şekilde dener ve değerlendirir. Eğer size doğru duygusal sinyalleri gönderirlerse, sizin sınırlarınızı ihlal edip sizden istediği şeyi koparıp koparamadığına bakar.

İstismara uğrayan ya da uğrayacak partnerin ise, kendi kırılganlıkları, güvensizlikleri vardır. Sevilmek ister, övülmek ister, kendisini arzulayan bir partner ile romantik ilişkide olmak ister. Bir de tabii popüler kültür bize, gerçekten tutkulu ilişkilerin, birbirlerine vurmalı, bağırmalı olduklarını, şiddetli bir kavganın birden bire tutkulu öpüşmelere yol açtığı bipolarlığın aşkmış gibi gösterilir. Kendi güvensizlikleriniz ve popüler medya koşullanması ile, karşınıdaki insan size sevgi sinyalleri gönderdiği sürece, sınırlarınızı ihlal etmesinin pek dert olmadığını sanırsınız.

Bir insanın pozitif ve şefkat dolu sinyaller gönderirken sizin sınırlarınızı ihlal etmesi, sizin aklınızı karıştırır, aklınızda çok büyük bir soru işareti oluşturur. İstismarcı size karmaşık sinyaller gönderdiği için, bir istismar kurbanı olduğunuzu anlayamazsınız.

Toksik partner bu aşamada partnerinin, doğru sinyallerle ve nedenlerle yapıldığında, sınırlarının ihlal edilip edilmeyeceğine izin verip vermeyeceğini anlamaya çalışır. Toksik partner, sizin sınırlarınızın doğru nedenlerle ihlal edilmesine izin verdiğinizi gördüğünde, ikinci test aşamasına geçer.

İkinci Evre: Test Evresi

Manipülatif partner, birinci aşamada, sizin doğru nedenlerle yapıldığında, sınırlarınızın ihlal edilmesine ses çıkarmadığınızı ya da çıkaramadığınızı görmüştür. İkinci aşamada ise, sınırlarınızı başka hangi nedenlerle ihlal edebileceğini, başka hangi nedenlerle sınırlarınızın ihlal edilmesine ses çıkarmayacağınızı ya da çıkaramayacağınızı test eder. Burada istismarcı partner, temel olarak sizi kontrolcü ve manşpülatif davranışa açık hale getiren diğer zayıf noktalarınızı arar.

Bu aşamada manipülatif partner, partnerinin kafasını oldukça karıştıran bir şey yapar. Partnerini kızdıracak ya da kıracak bir şey yapar ama sonra özür diler. Partnerini kırdıktan sonra sadece özür dileyerek bu yaptığının yanına kalıp kalmayacağına bakar.

Sorun şu ki, bir insanın özür dileyebilmesi, çoğu zaman o insanla ilgili olumlu bir göstergedir. Bir insan sizi kırdığında ya da kızdırdığında özür diliyorsa, o insan iyi bir insandır ya da iyi niyetlidir dersiniz. Ama manipülatif ve istismarcı bir insan ile karşı karşıya olduğunuzda, özür dilemek bir manipülasyon aracına dönüşür. “Ben bu insana kötü bir şey yaparsam, özür dileyerek bu işten yırtabilir miyim?” stratejisinin bir aracı olur.

Burada normal bir hata ve özür olayını aşan şey şu. Manipülatif ve istismarcı biri, sizin sınırlarınızı ihlal eder ve sonra özür diler. Ama orada durmaz. Sizin sınırlarınızı ilkin hafif bir şekilde ihlal etse de, sınır ihlalleri çok daha kötüleşmeye başlar. Bunun klasik örneği, fiziksel ya da duygusal şiddet gösteren partnerin, sonra dönüp “çok üzgünüm, bunu hak etmedin, lütfen bana bir şans daha ver, seni çok seviyorum, ben bazen hatalar yapan bir insanım, sarhoş olduğumda ne yaptığımı bilmiyorum, söz veriyorum değişeceğim, vs, vs, vs” demesi. Bu kişi burada aslında, sadece özür dilemenin yetip yetmeyeceğine bakar. Eğer özür dilemek yetiyorsa, kötü davranışı yapmaya ve sonrasında özür dileyip af dilemeye devam eder. Örneğin manipülatif bir erkek, birgün karısını döver ama sonra çiçekler alıp, değişeceği konusunda yeminler edip af diler. Fakat bir süre uslu durduktan sonra karısını yine döver ve ertesi gün yine af diler.

Manipülatif kişinin yapabileceği başka bir test de, hangi başka duyguların, sizin sınır ihlallerine ses çıkarmamanızı sağladığını test etmek. Partner örneğin “bu haftasonu görüşelim mi?” sorusuna “bu haftasonu çalışmam lazım bebeğim” yanıtını aldığında, bu tür bir manipülasyon yapabilir. Burada manipülasyondan konuştuğumuzu yani davranışın göstere göstere ve şiddetli olmayacağını hatırlatalım.

Manipülatif partner bu cevap üzerine haftasonu arayıp “bu hafta gerçekten çok depresifim. Çalışman gerektiğini söylemiştin ama kötü hissediyorum işte … ama sen çalışmaya devam et aşkım, ben kendi başımın çaresine bakarım. Ben burada bunalımlardayım, ama sen çalışmaya devam et aşkım, benim için endişelenme. Başımın çaresine bakabilirim” gibi şeyler söyleyebilir. Burada partner, üzülmesini, sınır ihlalinde kullanıp kullanamayacağını test eder. Partner aynı zamanda öfkeyi de kullanabilir. Örneğin “işin her zaman benden daha önemli” diye kızabilir. Ya da suçluluk duygusunu kullanabilir.

Bunun manipülasyon mu yoksa sağlıklı bir ilişkinin normal bir parçası olup olmadığını anlamanın bir yolu var. Manipülatif test, sanki sizin savunma sistemlerinizi test ediyormuş gibi ard arda değişik silahlar kullanır. Önce üzüntüyü kullanır ve bu çalışmazsa öfkeyi kullanır ve o da çalışmazsa birden özür dilemeye başlayabilir ve bu da çalışmazsa sonrasında size suçluluk duygusu tuzağı kurabilir. Manipülatif bir partner tek bir duygusal teknik kullanmaz ve sizin değişik duygularla dolmanıza neden olur.

Eğer partneriniz değişken duygusal tepkiler verip duruyorsa, bir pasif agresif, bir suçluluk duygusu ile dolu, bir özür diler şeklinde sürekli duygudan duyguya atlıyorsa, anormal bir insan ile toksik, sağlıksız bir ilişkide olduğunuzu anlayabilirsiniz.

Üçüncü Evre: Duygusal kafa karışıklığı / Duygusal manipülasyon evresi

Burada anlamanız gereken şey, bu insan bunu, neler yaparsam yanıma kalır diye bulmak için yapıyor. Ama aynı zamanda bu testler ile, sizin kafanızı aşırı karıştırıyor ve sürekli olarak bu kişinin duygularına tepki verir durumda kalıyorsunuz.

İşte duygusal manipülasyon da tam olarak burada size tesir etmeye başlıyor. Çünkü, duygusal olarak dengede olursanız, duygusal olarak manipüle edilemezsiniz. Manipülatif ve istismarcı insanlar, her şeyden önce, kafanızda kocaman bir soru işareti yaratırlar. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilemez hale gelmenizi sağlarlar. Birgün bir şekil hissedersiniz, başka gün başka bir şekil. Ve içsel olarak karmakarışık olduğunuzda da, artık duygusal manipülasyon için verimli topraklara dönersiniz. Çünkü siz ne hissettiğinizi bilmemeye başladığınızda, karşınızdaki sizde duygu yaratacak davranışlar icraa etmeye başlar.

Başlangıçta “seni çok seviyorum, ondan sana dokunmadan duramıyorum” diyen, sonra “sen eskiden bundan hoşlanıyordun, ama şimdi eskisi gibi dokunmuyoruz. Nerede hata yaptım. Çok kırgınım, benden git gide uzaklaşıyorsun” demeye başlar. Sürekli taktik değiştirir, örneğin kızgınlık gösterir. “Ben sana ne yaptım? Böyle davranmana inanamıyorum. Tüm eski sevgililerim de böyle şeyler yapıyorlardı”.

Bu tür değişen duygular karşısında kafanız karıştığında, manipülatör size istediği duygusal enerjiyi gönderebilir. Sizi suçlu hissettirebilir, üzgün hissettirebilir, kızgın hissettirebilir. Artık duygusal bir pusulanız kalmaz ve duygusal manipülasyona çok açık biri haline gelirsiniz.

Dördüncü Evre: Her şey sizin suçunuz evresi

Dördüncü evrede manipülatör sizi, kendi duygusal durumunun sorumlusu haline getirir. Manipülatör kızgın hissettiğinde siz suçlu hissedersiniz, manipülatör üzgün hissettiğinde siz yine kendinizi suçlu hissedersiniz. “Bir şeyleri yanlış yapıyorum” dersiniz.

Manipülatör bazen de sizden uzaklaşabilir, pasif agresif şeyler yapmaya başlayabilir. Bir çok sıcak, bir çok soğuk olabilir. Bu durumda da siz, neyi yanlış yaptığınızı bulmaya çalışırsınız.

Bu aşama, toksik ilişkinin tüm zehrinin kişinin içine işlediği aşamadır. Çünkü manipülasyona uğrayan kişinin kızgın olup olmaması, seviliyor hissedip hissetmemesi, vs. tamamen manipülasyona uğrayanın davranışlarına bağlıdır. Bu da, kişinin toksik bir ilişkide olduğunu anlayamamasının önemli nedenlerinden biridir. Çünkü kontrol sizdeymiş gibi hissedersiniz. “Eğer yeterince seversem”, “yeterince ilgi gösterirsem”, “tüm mesajlarına hemen cevap verirsem”, “ne isterse yaparsam”, onu içindeki şeytanlardan koruyabilim dersiniz.

Bunun klasik bir örneği, evi sürekli temiz tutarsam, akşam yemeğini zamanında hazırlarsam, kocam eve geldiğinde beni dövmez diye düşünen kadındır. Burada istismara uğrayan kişi, istismarın suçlusu kendisiymiş gibi, istismarı kontrol altında tutması gereken kendisiymiş gibi davranır. Bir South Park bölümünde karakterlerden biri, “Neden sana vurmama sebep oluyorsun, anlayamıyorum” diyordu.

Sorumluluk tamamen istismar edilen kişinin sırtına yüklendiğinde, istismarcı tüm sorumluluktan kurtulur. Birçok insanın bu tür toksik ilişkilerden çıkamama nedeni, tamamen aciz hissetmeleri değil tam tersine, her şeyi doğru yaparlarsa, durumu düzeltebilecekleri hissidir. Kişi eğer sınır ihlalerine daha fazla sessiz kalırsa, karşısındakine her istediğini verirse, onun istediği gibi biri olursa, bu aşırı gelgitli insanı kontrol edebileceğine inanır.

“Yumurta Kabukları Üstünde Yürümek” (Türkçe’de diken üstünde olmak deyimine karşılık gelen “Walking on Eggshells) adlı, sınırda kişilik bozukluğu olan biri ile yaşamı anlatan çok güzel bir kitap var. Bu deyim, böyle biri ile yaşamı çok güzel açıklıyor. Böyle toksik biriyle yaşamak için sürekli parmak uçlarında yürümek gerekiyor ve yanlış bir şey söylediğinizde ya da yaptığınzda, toksik partner sürekli olarak patlıyor. Ama bu patlama onun suçu değil, güya sizin suçunuz, onun patlamasına sebep olacak bir şey yapmamalıydınız(!).

Böyle bir ilişkiden çıkmanız zor zira ilişkiden çıkmak istediğinizde, karşınızdaki kişi tüm o duygusal manipülasyon taktiklerini üstünüze salacak. Örneğin “ben bu ilişkiyi bitirmek istiyorum” dediğinizde belki öfkelenip “pes edeceğini biliyordum, sende bu ilişkiyi yürütecek yürek olmadığını sana söylemiştim, işler biraz kötüleşince, kaçacak bir korkak olduğunu söylemiştim” gibi şeyler söyleyecek. Ya da belki suçluluk duyuyormuş gibi ağlamaya başlayacak, çiçekler alacak ve “yemin ediyorum terapiye başlayacağım” gibi şeyler söyleyecek. Belki gerçekten de terapiye gidecek. Toksik, manipülatif ve istismarcı birini terk etmek istediğinizde, bu kişi size karşı birçok duygusal manipülasyon tekniği kullanacak.

Manipülatif ve istismarcı kişinin iyiyken çok iyi olması

Manipülatif ve istismarcı kişiyi terk etmeyi gerçekten zorlaştıran bir şey daha var. Toksik kişi her zaman o kadar da kötü biri değil. Aslına bakarsanız benim gördüğüme göre, manipülatif ve istismarcı kişi ilişkinin yarısında berbat biri ama ilişkinin kalan yarısında da gayet iyi, en azından iyi olmaya çalışan biri.

Buna klasik bir örnek, madde bağımlısı ebeveyn. Bir çocuğun madde bağımlısı anne ya da babasını kendi başına bırakması zordur zira bu ebeveyn, madde etkisi altında değilken gerçek bir suçluluk duyar, işleri yoluna koymayı, kaybettiğiniz zamanı yeniden kazanmayı, iyi bir ebeveyn olmayı ister. “Çok üzgünüm, sen bunları hak etmiyorsun. Hadi gel bugün en sevdiğin şeyi yapalım. Baban daha iyi bir baba olmak için elinden geleni yapacak, söz veriyorum” der. Bunları söylerken samimidir ve çocuk da bu ebeveynin potansiyeli için ondan kopamaz. Ama sorun şu ki, ebeveyn her zaman böyle değildir. Her zaman ayık olmaz ve örneği alkol tükettiğinde, bambaşka biri olur.

Manipülatörlerin, aralıklı pekiştirme tekniğini doğal bir şeymiş gibi kullanabilmeleri gerçekten çok ilginç:

Aralıklı pekiştirme (intermittent reinforcement), bir davranış sonrası ödülün düzensiz ve (en azından görünürde) rastgele aralıklarla verilmesi durumudur. Aralıklı pekiştirmeye maruz bırakılan bireyler, diğer pekiştirme tiplerine göre (sabit aralıklı ve öngörülebilir pekiştirme) ödüle ulaşmak için çok daha fazla emek harcarlar ve dahası ödül uzun süre ufukta görünmese bile birgün geleceğine inançlarından çaba harcamaya devam ederler.

Manipülatör rastgele bir şekilde çok iyi bir  sevgiliye dönüşür ve aynı şekilde rastgele bir şekilde berbat bis sevgiliye dönüşür. Siz de kendinizi, her zaman çok iyi sevgili olması için ne yapabileceğinizi düşünüp dururken bulursunuz.

Manipülatif birinden ayrılmak

Manipülatif birinden ayrılmak istediğinizde, bu kişinin sizin üzerinizde çok çeşitli duygusal manipülasyon taktikleri kullanacağını söylemiştik. Manipülatif partner bunun yanında, ailenize, arkadaşlarınıza ve hatta iş arkadaşlarınız ya da patronlarınıza ulaşabilir. Sizi ilişkide tutmak için elinden gelen her şeyi deneyebilir.

Şimdi şunu da belirtmem gerekiyor ki, bu tip toksik insanlarla çalışmalarımdan da gördüğüm üzere, bu insanların çok az bir kısmı kötü insanlar ya da bunu kötülük olsun diye yapıyorlar. Sizi bu insanların taktiklerine karşı bilinçlendirmek istiyorum ama bu insanları şeytanlaştırmanızı istemiyorum. Bu insanların böyle davranmalarının sebebi, bu şekilde sosyalleşmeyi öğrenmiş olmaları. Narsist ya da sosyopat olanlarının oranı çok düşük, %1 civarında. Çoğu zaman bu insanlar çok kötü insanlar olduklarından değil, kendi içsel, duygusal durumları kötü ve kaotik olduğundan böyleler.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Kaynak: How To Beat A Manipulator’s Mind Games

Erkeklerin yapmayı bırakması gereken 10 şey

Bu bölümde, erkeklerin 2025 yılından itibaren yapmayı bırakması gereken 10 şeyi konuşacağız. Bunların hepsini yapmıyor olabilirsiniz ama bu listede yer alan “alışkanlıklarınızı” bırakmanız, hayat kaliteniz için çok önemli.

#1 Zihninizde kendinize b*k atmayı bırakın.

Zihninizde sözel olarak kendinizi yok etmeyi, her yanlış yaptığınızda kendinizi cezalandırmayı, kendiniz için koyduğunuz, gerçekdışı beklentilere uymayan her davranışınızda kendinizi utandırmayı bırakın. Bunlar yerine, benim temiz sorumluluk alma dediğim bir şeyi yapın. Bu, işler kötüye gittiğinde sorumluluğu, kendinizi utandırmadan ve cezalandırmadan alın demek.

Zihninde kendisini şamar oğlanına çevirmek, son 10 yıldır konuştuğum erkeklerde gördüğüm ve hızla artan bir eğilim ki bunu ben de yapardım. Ne zaman bir yanlış yapsam, kendim için belirlediğim gerçekdışı bir beklentiyi gerçekleştiremesem, kendi kendime “senin problemin ne?”, “ödleğin tekisin”, “embesilin tekisin” gibi sözel tokatlar atardım. Burada yapmaya çalıştığım şey, utanç duygusunu körükleyerek bu duygunun benim ilerlemem ve daha iyi sonuçlar almam için yakıt olmasını sağlamaktı.

Ama bazı erkekler için utanç, kendi kendini sözel olarak tokatlamak, aşağılamak, ilerlemenin önündeki en büyük engellerden birisi. Evet, bazı erkekler için bu tür bir karanlık motivasyon, kendi kendini sözel olarak cezalandırma, tokatlama bir süre de olsa çalışır bir şey. Ama benim insanlarla çalışmakla elde ettiğim tecrübeye göre, utanç temelli karanlık motivasyon, bir yerde kişinin aleyhine çalışmaya başlıyor. Kişi bu eşiği aştıktan sonra çalışamamaya başlıyor, depresyona giriyor ve kendisinden samimi bir şekilde nefret ediyor. Bundan sonra da ilişkilerini yok etmeye, insanları kendisinden uzaklaştırmaya başlıyor çünkü böyle şeyleri hak eden biri olmadığını düşünüyor.

Eğer utanç ve aşağılama temelli bir motivasyon mekanizmasına sahipseniz, bu tür karanlık motivasyon mekanizmasını bırakın. Sorumluluk alın ama “sen bir embesilsin”, “senden bir bok olmaz” gibi zihinsel aşağılamalarla değil,  “bu yanlış bir seçimdi”, “çok da akllıca olmayan bir seçim yaptım” diyerek sorumluluk alın.

#2 Tüm problemleriniz için kadınları suçlayıp durmayı bırakın.

YouTube kanalım çok eski değil ama YouTube kanalından çok öncesinden itibaren erkeklere tavsiye veriyordum. YouTube’da maalesef, hayatlarındaki her problemin kadınlar yüzünden olduğuna inanan çok büyük bir erkek nüfusu var. Ve tabii ki aynı şekilde, hayatlarındaki her problemin erkekler yüzünden olduğuna inanan, örneğin ataerkil düzenin her probleminin kaynağı olduğunu düşünen, çok büyük bir kadın nüfusu da var.

Tamam, bunun nedeni anlaşılmaz değil. Belki bir kadın tarafından duygusal olarak düzüldünüz, belki aldatıldınız ya da çok yaralandınız. Belki karınız tarafından terk edildiniz ve mal varlığınızın yarısını kaybettiniz, belki çocuklarınızı göremiyorsunuz. Bunları anlıyorum. Dışarıda gerçekten de erkeklere karşı çok acımasız, gaddar kadınlar var ama böyle bir kadının avı olmanız, sizin kadınları düşman olarak görmenize, kendi problemlerinizin ya da erkeklerin problemlerinin sebebi olarak görmenize bahane olamaz.

Bu yanılsamadan kurtulmanız, gücü yeniden elinize almanız için çok önemli. Çünkü karşı cinsi düşman ya da kötü olarak görmek, tüm sorunlarının kaynağı olarak görmek, kişinin mağdur psikolojisine girmesine neden olur. Oysa siz kadınların kurbanı değilsiniz. Tamam, bazı kadınların kurbanı olmuş olabilirsiniz, bazı kadınlar sizi kullanmış olabilirler, bunu inkar etmiyorum, berbat bir deneyim olduğunu kabul ediyorum. Size böyle şeyler olduğu için üzgünüm. Bu çok sayıda erkeğin deneyimi ama kadınlardan nefret eden çok sayıda erkeğin kadın düşmanlığının nedeni bu değil. Kadınlardan nefret eden çok sayıda erkeğin deneyimi, istedikleri bir kadınla beraber olamayan ve olamayacağını düşünmek ve sonra da bu yüksek miktardaki öz nefreti kadınlara yansıtmak.

“İstediğim işi yapamıyorum çünkü kadınlar …”, “yeterince para kazanamıyorum çünkü kadınlar …”, “kadınları hiçbir zaman mutlu edemeyeceğim zira kadınlar …” diye sızlanıp kadınların kurbanı gibi davranmak, erkeğin hiçbir zaman doğru yapamadığı kendi mükemmeliyetçiliği ile ilişkisinin bir yansıması. Bazı erkekler, kendisi ile ilgili beklediklerine hiçbir zaman ulaşamadıkları için, bunu kadınlara yansıtıyorlar.

“Bir kadını asla mutlu edemezsin”, “bir kadın ne yaparsan yap beğenmez”, “sana her zaman ihanet eder” düşünceleri erkeğin zihnini mağdur moduna  sokmakla kalmaz, aynı zamanda erkeğin yalnız, izole ve kadınlarla bir bağlantı kuramadan yaşamasına da neden olur. Böyle bir erkek, gerçek dünyadaki gerçek kadınlarla gerçekten karşılaşamaz zira kadınlarla değil, kadınlarla arasında, kendi kadın algısı vardır.

Bu yıl, tüm problemleriniz ile ilgili kadınları suçlamayı bırakın ve gerçekten hayatınızda olan kadınları tanımaya başlayın. Kadınlarla kafede mi tanışırsınız, spor salonunda mı yoksa yoga dersinde mi bilemem. Ama kendi kafanızda kendinize olan öfkenizin projeksiyonu olarak yarattığınız kadın milleti ile değil, tek tek birey olarak kadınlarla etkileşime geçin.

#3 İnternetten zararlı içerik tüketmeyi bırakın.

Öncelikle açlık tuzağı içerikleri hayatınızdan çıkartın. Eğer üye iseniz OnlyFans hesabınızı iptal edin, Instagram’da ya da genel olarak asosyal medyada abazan avlayan açık seçik kadın hesaplarını ya da bunları paylaşan hesapları takipten çıkın, karşınıza çıkanları engelleyin.

Bunların tamamen zaman israfı olduğunuzu, sizi beğeni, izlenme ve yorum için kullandıklarını, dikkat ve yaratıcılığınızı çaldıklarını biliyorsunuz.

Zihninizi beslemeyen, sizi bir erkek, lider, partner, koca ya da baba olarak geliştirmeyen içerikleri tüketmeyi bırakın. Bunun yerine sadece, sizin hedeflerinizi gerçekleştirmeniz konusunda zihninizi besleyecek içerikler tüketin. İster gelecek bir yıl içerisinde 1 milyon dolar kazanmayı hedefleyin, ister iyi bir iş bulmayı ya da kurmayı; ister iyi bir uzun süreli ilişkiyi ya da iyi bir baba olmayı hedefleyin, ister çok iyi bir seks yaşamını, size hedeflerinizi gerçekleştirmeniz için yardımcı olacak içerikler tüketin.

Bunu gerçekleştirmek için bir süre asosyal medyadan tamamen çıkmanız gerekirse, asosyal medyadan çıkın. Ama oturup tükettiğiniz içeriği listeleyin ve sizin zamanınızı ve dikkatinizi bedavadan alıp size bir şey katmayan hatta zararlı içerikleri hayatınızdan atın.

#4 Para durumunuzu görmezden gelmeyi bırakın.

Parasal durumları konusunda, görmezden gelmeyi bir araç ya da taktik olarak kullanan o kadar çok erkek gördüm ki! Bu insanlara parasal olarak ne durumda olduklarını, ne kadar birikimleri olduğunu, ne kadar borçları olduğunu, ayda ne kadar harcadıklarını sorduğunuzda, bu konuda size hiçbir bilgi veremiyorlar.

Birçok insanın parasal olarak kötü durumda olmasının nedeni kısmen, finansal durumunu görmezden gelmesidir. Böyle biri finansal olarak nerede olduğuna bakmak istemez çünkü parasız ve borç içindedir ve nasıl para biriktirileceğini ya da yatırım yapılacağını bilmez.  Bunları bilmek üstüne büyük bir stres bindireceği için, parasal durumu konusunda görmezden gelme taktiği uygular.

Eğer siz de parasal durumuna bakmaktan kaçınan biriyseniz, bu yıl parasal olarak nerede olduğunuza, nasıl para biriktirebileceğinize, yatırım yapabileceğinize, pasif gelir elde edebileceğinize, vs. bakın.

Zaman içerisinde kişisel finansınızı, bir işi yönetiyor gibi yönetir duruma gelmelisiniz. Kar – zarar raporu gibi temel raporlar yapıp ne kadar para geliyor, ne kadar para gidiyor, ne kadar para birikiyor, nerelere yatırım yapılmış, o yatırımlar ne kadar getiriyor, vs. bilmelisiniz.

Paranızı bu şekilde yönetmeniz, hayatınızı radikal bir şekilde değiştirebilir.  Finansal durumunuzu önceliklendirmenizi, daha fazla para kazanmanızı, borçlarınızı hızlı bir şekilde ödemenizi sağlayabilir.

#5 Kadınlardan ve başka dışsal kaynaklardan onay aramayı bırakın.

Onay ihtiyacınızı taşerona havale etmeyi bırakın ve içsel kaynaklardan karşılamaya başlayın.

Birçok erkek, değerli ve yeterli olup olmadığından, yeterince zeki veya çekici olup olmadığından emin olmadığı için, başka insanlardan (ailesinden, kız arkadaşından, kadınlardan, arkadaşlarından, iş arkadaşlarından, vs.) geri bildirim almaya çalışır. Kendilerini kötü hissetmelerine neden olan içsel onay eksikliklerini, onayı başkalarından alıp doldurmaya çalışır.

Eğer bu durumdaysanız, yapabileceğiniz bir şey var: kendini takdir ve kabul etme mekanizması geliştirmek. Doğru yaptığınız şeyler için, ne kadar küçük olurlarsa olsunlar, kendinizi takdir etmeyi alışkanlık haline getirin.  Sabah erken kalkabilmeniz, sabah rutininizi uygulayabilmeniz gibi ufak şeyleri takdir edin.

#6 Aşırı çalışmayı bırakın.

Birçok erkeğin hayatlarını kazanmak için kendilerini çalışarak yavaş yavaş tükettiklerini, öldürdüklerini görüyorum. Bu erkekler kendilerine zaman ayırmaya öncelik vermekte zorlanıyorlar. Günümüzde yaygın olan ve insanı tükenmişliğe sürükleyen ek iş / yan iş kültürü de bu işi daha da zorlaştırıyor.

Çok çalışmayı seviyor ve bundan zevk alıyor olabilirsiniz. Bunda bir sorun yok.  Ama eğer bilmiyorsanız, dinlenmeyi, kafanızı ve vücudunuzu dinlendirmek üzere işten çekmeyi öğrenmeniz lazım.

Bu iş – yaşam dengesinden çok, hayatınızı önceliklerinize uygun bir şekilde tasarlamanız için gerekli. Örneğin aileyi, arkadaşlıkları, seyahat etmeyi veya toplum içinde olmayı önemseyen biriyseniz, haftada 80-90 saat çalışarak bunlara sahip olmanız ya da zaman ayırmanız pek mümkün değil. Arkadaşlarınızı görmezseniz, ailenizi görmezseniz, seyahat etmeye vaktiniz olmazsa da, öncelikleriniz ve değer verdiğiniz şeyler uyumsuz hale gelir. Tüm emeğinizi, belki yine zevk aldığınız işe ya da işlere dökmeniz,  hayatı kaçırmanıza, daha doyurucu ve değerlerinizle uyumlu bir hayat yaşayamamanıza neden olur.

Çoğu erkek için “yapmak”, “olmaktan” daha kolay. Demek istediğim, birçok erkeğin öz değeri, ne kadar çok şey yapabileceğine bağlı. Çoğu erkek, “ne kadar çok şey yaparsam, diğer insanların gözünde o kadar değerli olurum ya da o kadar değerli hissederim” diye düşünüyor.

Bir erkeğin dünyada bir şeyler inşaa etmesinin oldukça değerli ve doyurucu olduğu bir gerçek. Bu aynı zamanda erkeğe para ve statü de getirebilir. Ama günün sonunda, sadece kendinizle başbaşa olmayı bilmiyorsanız,  tadına varabileceğiniz bir doyum bulmanız çok zor. Bunun yanında zaten aşırı çalışma sonucu ortaya çıkan tükenmişlik, sizin gerçekten üretken olmanıza da engel.

#7 Düzensiz yaşamayı bırakın.

Birçok erkeğin yaşamında çok fazla özgürlük olduğunu düşündüğünü görüyorum ama, bu erkeklerin hayatında bir düzen eksik, yoksa özgürlük dolu değiller. Rüzgarda savrulan yaprak gibi hareket edip sonra neden gidecek bir yöne, bir yola, bir amaca sahip olmadıklarını merak ediyorlar.

Eğer hayatınızda bir düzen yoksa, işler sizin için çok zor olur. Yaratıcı biri olup olmanız da önemli değil, hem yaratıcı hem de düzenli birçok insan var.

Hayatımda sıçrama yapmamı sağlayan alışkanlıklardan biri de, düzenli bir hayat yaşamam oldu. Örneğin günlerimi belli temalar taşıyacak şekilde organize etmem hayatımı değiştirdi. Belli günlerde içerik üretirken, belli günlerde iş toplantıları yapıyorum. Örneğin Cuma günleri benim müşterilerimle toplantı yapma günüm.

Hayatınızı organize edip belli bir rutin yakaladığınızda, zihniniz ve bedeniniz ne yaptığını daha çok bilir bir şekilde hareket ederler. Bu özellikle yaratıcı bir işle meşgul, tek başına ya da şirket kurma yolu ile girişimci olan yani birçok rolü üstlenen biriyseniz geçerli.  Bu durumda organize olmak, bir düzene sahip olmak çok ama çok önemli. Bu şekilde sürekli olarak zihinsel atlama yapmak zorunda kalmazsınız yani bir rolden diğerine, sonra diğerine atlamak zorunda kalmazsınız. Örneğin bir iş toplantısından içerik yaratmaya, sonra yine bir iş toplantısına, sonra yine içerik yaratmaya ve sonra ropörtaj yapmaya diye atlayıp durmazsınız. Bu şekilde sürekli olarak beynin başka taraflarını kullanıma sokma ve sonunda tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalırsınız.

Sağlamanız gereken düzenlere sabah düzeni, gece düzeni ve hatta ilişki düzeni (örneğin belli günlerde buluşma gibi) de dahil.

#8 Dinlenmeyi ihmal etmeyi bırakın.

Bu konuya az önce değindim, bu nedenle bu maddeyi kısa keseceğim. Dinlenmeyi ihmal ederseniz, kısa sürede tükenirsiniz ve bu sizi en iyi versiyonunuz yapmaz. Eğer daha efektif olmak istiyorsanız, dinlenmeyi öğrenmeniz gerekiyor.

Bazılarınız bunları okuduğunda “zaten tüm yaptığım dinlenmek ki” diyorsunuz. “Kıçımı kaldırıp bir şey yaptığım yok” diyorsunuz. Ama siz muhtemelen gerçekten dinlenmiyorsunuz, sürekli dikkatinizi dağıtmak için bir şeyler yapıyorsunuz.

(Dr.K’nın Kendinden Nefret Eden Adamın “Eylemsizliği” yayınında dediği gibi: bütün gün hiçbir şey yapmadığını düşünen adamın içinde bulunduğu kötü durum, hiçbir şey yapmamasından değil, sürekli olarak bir şeyler, yanlış bir şeyler yapmasıdır. Yatağından hiç kalkmadığını iddia eden bir insan bile, bütün gün ekrandan kendini uyuşturmak olsun, zihninde karmakarışık düşünceleri döndürüp durmak olsun, faydasız ve zararlı birçok şey yapar.”)

Dinlenmek yerine NetFlix izliyorsunuz, TikTok, Instagram, Twitter ve YouTube gibi asosyal medya platformlarında zombi kaydırma (bilinçsiz, dürtüsel bir şekilde asosyal medyada içerikten içeriğe kaydırma) yapıyorsunuz, porno izliyorsunuz, oyun oynuyorsunuz ama bunlar dinlenme değiller, hiçbir faydaları olmasa da oldukça aktif ve yorucu faaliyetler. Gerçek dinlenme, dikkatinizi ekranda ya da düşüncelere boğularak dağıtmadan, zihninizi de dinlendirdiğiniz zamanlardır.  Doğada bir şeyler dinlemeden ya da izlemeden yürümek, meditasyon yapmak belki ellerinizle bir şey inşaa etmek ya da günlük yazmak gibi.

(Örneğin çalışırken aralarda ekrana bakıyorsanız ya da podcast dinliyorsanız, o aralarda dinlenmiyorsunuz, şirin kedi videoları izleseniz bile aralıksız çalışmış oluyorsunuz)

Dinlenmeye önem vermeye başlayın. Bu her şeyden önce uykunuza önem vermeniz ile başlamalı. Ben iki çocuk babasıyım ve bir işletme yönetiyorum ama günde en az 7 saat uyumaya özen gösteriyorum. Çünkü 7 saatten az uyursam gerçekten uykulu oluyorum. Biliyorum, bu her zaman mümkün değil ama mümkün olan en çok gecede bunu yapmak için çaba harcıyorum. Bu sayede de işim için, müşterilerim ve takım arkadaşlarım için, ailem için harcadığım zamanı en verimli şekilde harcayabiliyorum.

Eğer dinlenmeye öncelik vermezseniz, tüm o hüsranınızı, tükenmişliğinizi, hayatınızın her alanına bulaştırırsınız. Yanlış kararlar verirsiniz, insanlarla etkileşimde şimdi ve burada olmakta zorlanırsınız.

Birçok insan maalesef ne kadar az dinleniyorsa, o kadar çok zombi kaydırması gibi sözde dinlenme – özde dikkat dağıtma mekanizması kullanmaya eğilimli oluyor.

Bu yıl iyi uyku uyumayı ve uyku dışı dinlenmeyi önceliklendirin. Benim için dinlenme, doğada tek başına yürümek ve siz de kendiniz için gerçekten dinlenme mekanizmaları bulun.

#9 Kızgınlığınıza sıkı sıkıya tutunmayı bırakın.

Hayatları kızgınlık ile dolu birçok erkekle çalıştım. Tüm o kızgınlığı kalplerinde ve zihinlerinde taşıyıp duruyorlar. Bu kızgınlık ya da kızgınlıklar ise zihinlerini, ilişkilerini ve hayatlarını zehirliyor.

Kızgınlıklarla yaşamak, memnuniyetsizlik içinde kalmayı garantileyen bir savunma mekanizmasına dönüştü. Kızgınlıklarını bırakamayan birçok erkeğin içinde bir parça, aslında ilişki ve insanlarla derinbağlantı kurmaya, sekse, anlamlı bir hayata, iyi bir iş ortamına ya da iş ilişkilerine layık olmadıklarını, değer olmadıklarını düşünüyor. Bu parça “ben bunlara layık değilim ve bu yüzden öfkeye sarılacağım ki bunlarla ilgili çaba göstermem gerekmesin” diyor.

Affetmeyi ya da öfkenin çözülüp gitmesini sağlamayı öğrenmek çok güçlü bir araç. Fakat birçok erkek, affetmeyi bilmiyor. Affetmelisin dediğinizde “tamam affettim gitti” diyebiliyorlar ama kendilerini olanların etkisini hissetmeye, bu etkilerin ağırlığının üzerlerine çökmesine izin vermeye açmadıkları için, öfkelerinin sönüp gitmesini sağlayamıyorlar. Kızgınlığın, kişiliklerinin belirleyici bir parçası olmasına izin veriyorlar ve kızgınlıklarını bir yük gibi her yere taşıyorlar. Bu kızgınlıkların ilişkilerinde olur olmaz zamanlarda pasif agresif ya da direkt agresif davranışlar olarak patlamasına karşı bir şey yapamıyorlar.

Eğer bu durumdaysanız kendinizi, size ihanet eden ya da sizin canınızı yakan insanları affetmeyi öğrenmek için elinizden geleni yapın.

#10 Yardım ve desteği reddetmeyi bırakın.

Erkekler doğal olarak, hayatları yokuş aşağı gitmeye başladığında, diğer insanlardan izole olmaya meyillidirler. Biz erkekler yardıma ihtiyaç duyduğumuzda, arkadaşlarımızdan destek ya da tavsiye istemekte zorlanırız. Zorluklardan tek başına çıkmaya çalışırız.

Hayatınızı önemli ölçüde iyileştirecek şeylerden birisi de, çevrenizi size güvenen, sizi desteklemeye bel bağlayan, size geribildirim veren, hayatınız kötüleşmeye başladığında size yön tavsiye eden erkeklerle donatmaktır.

Eğer hayatınızda böyle bir grup erkek yoksa, olmasını bir hedef edinin ve çalışmalara başlayın. Eğer böyle erkekler varsa, yardıma ihtiyacınız olduğunda onlardan destek ve tavsiye almak için kendinizi zorlayın. En azından tavsiyeye, yönlendirmeye ihtiyacınız olduğunda, bu topluluğu ve alt topluluklarını kullanabilirsiniz.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da Patreon topluluğunma üye olarak oradaki özel muhabbet alanında sorabilirsiniz.

Kaynak: 10 Things Men Need To STOP doing in 2025

 

Erkek Adam sitesi 8 yaşında

Erkek Adam sitesi 24 Mart 2017 tarihinde yani 8 yıl önce yayınlanan En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak yazısı ile başladı. Bu yazıyı, kadın erkek ilişkileri konusunda benim için dönüm noktası olan İlişki Sihirbazı kitabından almıştım ve bugünden geriye bakınca olabilecek en iyi ilk yazı olduğunu düşünüyorum.

8 yılda 1373 yazı yayınlamışız, sitede çoğu soru-cevap olmak üzere 103,526 yorum yayınlanmış. Yıllar içinde sitenin yanına YouTube kanalı, Spotify kanalı ve son olarak da Patreon kanalı eklendi.

8. yaş nedeniyle, tüm kitap ve setlerde 24-25 Mart geçerli %30 indirim de yaptık.

Bu vesileyle bu siteyi nasıl buldunuz,  neden kaldınız burada yorumlarda paylaşmanızı dilerim.

 

Seviyorsa neden ayrıldı, sevmiyorsa neden seni seviyorum diyor? – Vaka Çalışması

Mahmut reis merhaba. Yaklaşık bir ay önce kız arkadaşımdan ayrıldım.

Kim terk etti?

Ayrılığımız sebebi bir çok sorunumun üst üste gelmesiydi ve kızın da son aşamada bana yaptığı bir hata ile ona patlamamdan ötürü olmasıydı.

Kaç aylık ilişki bilmiyorum ama sorunlarınızı kendinize saklamak yerine duygusal olarak kıza yaslanmaya çalışırsanız genelde terk edilirsiniz. Direkt sorunlarınızı yansıtmak yerine sorunlarınız yüzünden ortaya çıkan siniri, depresyonu yansıtmanız da aynı şey.

Genel olarak ilişkide aldığım yada yaptığım şeylerin kıymetinin bilinmediğinden kaynaklı bir tartışmamız oldu ve işin sonunda beni son kez terketti.

İlişkide ne hata yaptığını anlatmamışsın ama bu cümle bu konuda bir ipucu veriyor. Muhtemelen, tipik efendi erkek / beta erkek kafası ile, ilişkinin kadınına döndün ve daha fazla vererek daha fazla alacağını düşündün. Bunun doğal sonucu olarak aşırı duygusal yatırım yaptın ve kız da senden soğuduğu için terk edildin. “Aldıklarım” dediğin de sevgiyi rüşvetle almaya çalıştın tabii olmadı.

Ayrılırken beni sevdiğini ama ilişkinin devam etmeyeceğini de ekledi.

Bu genellikle, “seni insan olarak seviyorum ama (artık) erkek olarak sevmiyorum” demek.

O gece pek çok kez ulaşmaya çalıştım.

Seni terk edene ulaşmak, ilişkinin bitmiş olarak kalmasını sağlar, ilişkinin yeniden başlamasını değil. Ayrıca “son kez terk etti” diyorsun. Anladığım kadarıyla birden fazla kez terk edildin. Bir kadının sizi sadece iki kez terk etmesine izin verin. Bu kız muhtemelen sana dönmez ama dönse de almaman gerekli.

Ama sonra kabullendim. Aradan on gün geçmişti ve her yerden de engellenmiştim. Neyse o 10 günün sonunda dayanamadım ve başka bir hesabına yazdım.

İletişimi kes kuralını bozman zaten facia ama engelleyen birine ulaşman çok küçük düşürücü. Sizi engelleyenle ilgili ne yapmanız gerektiğini şu yazıda yazmıştım: beni engelledi, ne yapmalıyım?

Düzgünce dedim ki çocukluğu bırakalım …

Seni engellemiş, istediğin kadar “düzgünce” de.

kalbinde başka birisi varsa yada beni sevmiyorsan saygım sonsuz ama seviyorsan bana söyle, ben uyuyamıyorum rahat edemiyorum vs dedim.

Sanırım yapabileceğiniz en ciddi hatalardan birisi, bir kadın olmadan yaşamınızı doğru dürüst devam ettiremediğinizi, o kadına ilan etmek. Bu saçmasapan filmlerde romantik, sevgiyi arttıran bir şey diye satılsa da, gerçek hayatta etkisi tam tersi. Kadına, “ben yüküm, sen taşımazsan ben hareket edemiyorum” diyorsunuz. Kadın ya da erkek, kimse sizi taşımaz, taşımak istemez. Terk edene onsuz çektiğiniz acıları göstermeniz, onsuz ne kadar zorlandığınızı göstermeniz, karşınızdakinin size acımasına, sizin için üzülmesine neden olur. Ama özellikle bir kadın, bir erkeğe acıdı mı, o erkeği sevilebilecek bir erkek olarak göremez.

Neyse tekrardan beni sevdiğini ama sevginin yeterli olmadığını söyledi ve o hesaptan da birbirimizi karşılıklı engelledik. Sonradan belki engel kaldırmıştır diye arayınca numarasını da kapattığını öğrendim ve hayretler içinde kaldım.

Bir kadınla artık hiçbir “umut” kalmayacak noktaya kadar gitmeyin. Bazıları, “ne kaybederim” diyor. Onurunuzu, onarması uzun sürecek bir şekilde tahrip etmeniz dışında, bu olaydan bir ders, bir fayda sağlama ihtimalini de kaybedersiniz. Bir insan, yanlış ya da zayıf yolda hala bir umut varken, doğru ya da güçlü yolu seçerse güçlenebilir. Yanlış ve zayıf yolu zaten seçemeyecek hale geldiğinde, doğru yolu seçmek maharet değil, onu herkes yapar.

Onu herhangi bir yerden taciz etmemiştim o süre boyunca veya başkasından aramamıştım.

Seni engellemesine rağmen sahte hesaptan ulaşıp üstüne bir de peşinden koşman, engellenmen için yeterli.

Sanki aldatmışım ihanet etmişim gibi bana böyle davranması çok ağırıma gitmişti.

Bu da klasik iyi çocuk, efendi erkek mastürbasyonlarından birisi. Benim gibi pırlantayı nasıl terk eder, nasıl böyle davranır kafası. Sen, karşındakinin tercihine saygı duymaktan aciz, engellenmesine rağmen, kapı suratına kilitlenince bacadan girmeye çalışan, saygısız birisin. Kibarca hayırdan anlamayana kabalaşmak gerekir, sana da bunu yapıyor.

Hele helede bu kızın bekaretini vs de ben almıştım yani bir dönem bana aşık olan kızın böyle davranışlar sergilemesi beni çok şaşırmıştı.

“Onun ilkiyim” masalı, bir efendi erkek fantezisidir. Sen artık iticiysen, kız artık seni istemiyorsa, dünyada erkek kalmasa yalnız kalır, yine seni terk eder. Bir dönem çekiciydin ki aşıktı, sonra itici oldun ve sevilmiyorsun. Özellikle ayrılık sonrası sergilediğin itici zayıflık, pat diye terk edilince başlamaz. Bir geçmişi olur. Sen muhtemelen uzun süredir iticiydin.

Şimdi o kadar takmıyorum hiçbir şekilde iletişime de geçmedim giden kendi kaybeder ama tüm bu olanlar hakkında fikrin ne reis?

Ayrılık herkes için kayıptır ve hatta kız düzgün biriyse terk edilen için daha büyük kayıptır. Ama büyük bir kayıp değildir, hayatın akışında, daha sonra geçmişte kalacak bir basamaktır.

Ben o dönsün şöyle böyle diye ağlamıyorum ama saçma anlatabiliyor muyum?

Burada gayet doğal bir şey oluyor. Saçma düşünen, saçmalayan sensin. İticileştin, terk edildin. Terk eden seni engellemesine rağmen kendini küçük düşürdün, engelleyene ulaştın ve yine engellendin. Kibarca hayırdan anlamayana kabalaşmak gerekir yoksa kibarlığını umut sanar, sülük gibi yapışır.

Ulan seviyorsan niye yanımda değilsin? Sevmiyorsan niye seviyorum diyorsun?

Yazı başlığına geldik. Terk eden kadının hem karşısındaki ile çatışmadan korktuğu, hem de karşısındakini daha da üzmek istemediği için söylediği bir kalıp laf bu. “Seni (insan olarak) seviyorum ama (bu sevgi seni, erkek olarak sevmeme) yeterli değil.” Sen azıcık yerinde dursan belki ona yetecek seviyeye gelirdi ama sen o seviyeye gelmesin, daha da düşsün diye özel emek harcamışsın.

İngilizcede bir laf var: “I love you but I am not in love with you.” “Seni seviyorum ama ilişki istemiyorum” ile aynı anlama geliyor. Bu tür klasik kadın repliklerini öğrenin. Hiçbir kadın sana çıkıp “Mahmut ben seni sevmiyorum bir git istersen” demez. Bunun seni kıracağını düşünüp, daha da önemlisi sinirlenip tehlikeli olmandan korkup bu tip basmakalıp şeyler söylerler. “Seni seviyorum ama sevgi ilişki için yeterli değil” der ama aslında sevgim yeterli değil demek ister. Bunun anlamını öğrenin. Sindirmesi zor ama ama bilmeniz lazım.

Kadınların erkeklerle, özellikle de terk ettikleri partnerleri ile çatışmadan korkması bazı erkeklere çok anlaşılmaz geliyor ama bu korku, insanlığın uzun tarihinden gelen, neredeyse genetik bir korku. Evet, kendisini terk eden bir kadına zarar veren erkek oranı yüzbinde birden bile az ama bir kadına fiziki zarar ve hatta ölüm, çok büyük oranda tanımadığı bir erkekten değil, eski sevgilisinden, eski kocasından ve takıntısına karşılık vermediği bir erkekten geliyor. İçgüdüsel bir korku, tam olarak bilinçli bile değil.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Konuyla alakasız görünse de alakalı bir yayın:

Eski sevgilimi kocası ile gördüm, kendime gelemiyorum – Vaka Çalışması

Mahmut abi merhabalar. 8 yıl önce 2 yıllık bir birlikteliğim oldu. İlk kez aşık olmuştum ve gerçekten değer veriyordum. İlk sene aynı şehirdeydik ama 2.sene farklı şehirlerde üniversiteye başladık.

İlişki 18 yaşında başlasa, bittiğinde 20 yaşı civarındaydınız.

Her şey güzel devam ediyordu, evlilik hayallerimiz vardı,onun sınırlar koyduğu bir cinsel hayatımız da vardı.

Şirin ama o yaşlarda iki öğrencinin ilişkisi, genellikle 2-3 seneyi geçmez.

Neyse zamanla tartışmalarımız arttı, ben de biraz saçmaladım ve bolca hata yaptım ve ayrıldık. O benden ayrılmaya cesaret edemedi ama artık beni bitirdiğini hissettiğim için ben ayrıldım. Susan kadın için bitmişsinizdir olayını tam anlamıyla yaşadım yani.

Bittiğinde bazı kadınlar susar, bazı kadınlar seslerini açarlar.

1 ay gerçekten dibine kadar aşk acımı yaşadım ve sonra içime gömerek devam ettim. O, biraz zaman geçince; fake hesaplardan yazdı bana ama çok sallamadım ilk zamanlar. Aslında canım çok acıyordu ama gurur yapıyordum sanırım.

Bence Fake hesaptan yazılıyorsa, “o” yazıyor diye düşünmeyin. O yazıyor olsa bile.

Aradan 6-7 ay geçti bir vefat ile iyice duygusallaştım ve ona baya destan yazarak içimi döktüm. O,beni kötü hatırlamadığını,üzmek istemediğini falan söyleyerek reddetti. Ben de onun için aynı dilekleri ileterek hayatıma devam ettim.

Sonradan öğrendiğime göre o bu sürede yeni bir ilişkiye başlamış. Üstelik ayrılmak üzere iken instagramda görüp kim bu diye sorduğumda arkadaşım dediği biriyle. Bu beni biraz soğuttu ve uzunca bir süre çok düşünmeyip işlerime odaklandım. Elbetteki ara sıra aklıma geliyordu ve benim için çok özeldi tabi orası ayrı.

Neyse aradan yıllar geçti ve evlendiğini öğrendim, hafif bir burukluk yaşadım ama çok da sallamadım. Ancak; bundan 14 gün önce kocası ile el ele bir AVM’de karşılaştık. Bambaşka şehirlerdeyken nasıl denk geldik bilmiyorum ama sanırım benim yaşadığım şehre yerleşmişler. Bu görüntü ilk 2 gün bendeki bütün eski travmaları,aynı ayrılık acısını geri getirdi. 3.günden sonra kendimi iyi hissetmeye başladım,bir yazılım mühendisi olarak işlerime odaklandım ama online çalıştığım ve çok sosyal bir ortamım olmadığım için sık sık aklıma geliyor.

Yaklaşık 28 yaşlarında, karısı ve çocuğu olmayan bir adamsın. Akşam eve karına ve çocuklarına gitmen gerekmiyor. Gelirinin önemli bir kısmı ailene gitmiyor. Evden çalışmak bahane değil, evden çalışmak aslına bakarsan sosyal hayat için avantajlı. Senin profilinde bir adamın sosyal hayat edinememesinin sebebi zamansızlık, evden çalışma falan değil, asosyalliktir.

Senin sorunun, sosyal olarak, belki de ilişkisel olarak kızın bıraktığı yerde donmuş vaziyette olman. Derdin bu kız değil. Bu kız sana ne kadar renksiz, duygusal ve sosyal olarak çöl bir hayatın olduğunu hatırlattı. Hem de bunu, gerçeği suratına kamyon gibi çarparak hatırlattı.

Bu çektiğin çileyi hüsranı, fırsata çevir ve asıl problemini, sosyalleşmeyi hallet. Burada bu konuda yazdım, Patreon’da devam yayını da yaptım.

Bu süreçte ben hep kısa ilişkiler yaşadım ve ciddi ilişkiye mesafeleydim ama artık ben de ciddi bir ilişki istediğimi ve o duyguları tekrar hissetmek istediğimi anladım.

Kısa süreli ilişkiler belli bir tecrübe ve doyum yaratabilirler ama özellikle 25 yaşın üstündeki  çoğu erkek için, uzun süreli ilişkinin yerine geçmezler. Kısa süreli ilişkilerde, hemen hemen her zaman sizden 5 kat daha fazla erkekle yatan bir grup kadınla yatarsınız ve bu kadınlarla duygusal bağ kurmazsınız, kuramazsınız.

Sen, alt tarafı 2 senelik bir ilişkiden travmaya uğrama başarısı(!) göstermişsin. Bu nedenle uzun süreli ilişkilere girmekten korkar hale gelmişsin ve hayatın duygusal çöle dönmüş.

Bu kız masum,anlayışlı,iyi biriydi ve onun gibi birini bulamayacağımı düşündüm sanırım uzun bir dönem.karşıma da hayalimdeki gibi biri çıkmadı zaten.

Son günlerde ilk gördüğümde hissetiklerimi tekrar hissetmeye başladım. Sanki ayrılık acısı gibi acı çekiyorum.

Sanmam. Olay 8 sene önce olup bitmiş. Daha çok yerinde saymış olduğunun farkına varmak acı veriyordur.

Saçmalık olduğunun farkındayım ama keşkeler, pişmanlıklar kafamdan çıkıyor. Hayatımda başka kimseye aşık olmadım.

Ve bu tamamen senin suçun. 2 sene ilişki sonrası 8 sene geçmiş. Benim sık söylediğim bir şey var. Piyasada ve böyle bir ilişkiye açık bir adamsanız, uzun süreli ilişkilik ve aynı zamanda anlaşabildiğiniz kız karşınıza 1.5 senede bir çıkar. Yani sen bu tür bir ilişkiye açık olsaydın, 3-4 kere daha “aşık olabilirdin”.

Onları 2 sene önce de görmüştüm ve 5 dk şaşırıp sonra çok sallamamıştım. Bu sefer böyle olmadı,sanki bütün acılarım flashback ile geri döndü.

2 sene önce 25-26 yaşında daha kafana dank etmemiş demek ki.

Ben bu bataktan nasıl çıkarım çok huzursuzum. Evde bile duramıyorum duvarlar üstüme üstüme geliyor. Günümüzdeki kadınları gördükçe onun gibi birini bulamayacağımı düşünüyorum.

Eskiden, kısa süreli ilişkileri abartan adamlar bile “günümüz kadınları şöyle böyle” diye düşünmezdi. Beraber oldukları kadınların, kadın milletini temsil etmediğini bilirlerdi. Siz kısa süreli ilişkiler yaşadığınızda, çoğunlukla sizden daha da çapkın kızlarla beraber oluyorsunuz. Bana bazen çok genç çocuklar gelip ağlaşıyorlar. “Abi adam 100 kadınla yatıyor, onun gibi 10 bin adam olsa 1 milyon kadın böyle kötü çocuklarla yatıyor” gibi absürt matematikler öne sürüyorlar.

Her biri 100 kadınla yatan 10 bin adam genellikle, her biri 200 adamla yatan kadınlarla yatarlar. Yani sizin 10 bin kötü çocuğunuzu, 5 bin kötü kız çeviriyor. Arada tabii ki bu olayla alakasız kızlar da olur ama bu adamların elinden geçen kız sayısı, bu adamların sayısından azdır! Yani bunu bu “özde” kötü çocuklar da bilirler ama nedense aslen efendi erkek olan ve kafası hep öyle kalan elemanlar, fazla sayıda kızla olurken bu gerçeği göremiyorlar.

Son zamanlarda sosyal medyada ciddi bir redpill mankafa akım çıktı, yıllarca dejenere kısa süreli ilişki yaşayıp, oradan kadınlarla ilgili bilgelik çıkarmaya çalışan adamlar türedi.

Günümüz kadınları arasında senin eski kız arkadaşından çok var ama sen yaşam tarzın, uzun süreli ilişkiden kaçarak dejenere olan zihin yapın nedeniyle o kızlara ulaşamazsın, ulaşsan da onlar seni istemezler. Yaşam tarzını ve zihin yapını değiştirmen lazım. “Ya hacı günümüzde öyle kız yok” demek kolay ve egonun kıçına gökkuşağı üflüyor ama hem gerçek değil hem de gerçek olsa zaten yapacak bir şey yok. Günümüzde az sayıda “iyi kız varsa” o az sayıdaki iyi kızın senin gibi birine kalma ihtimali SIFIR. “Günümüzde kızların birçoğu böyle, ben ulaşamıyorum” dediğinde, olduğun düşük seviyeyi kabul edip acı çekmen lazım ama bu durumda güç sende zira bunu değiştirebilirsin.

Sen şu an böyle kızlardan çok az var diye kendini kandırıyorsun, az ise zaten hayatta bir kere karşına çıkar, o zaman bir daha asla bulamayacağına emin olduğundan duvarlar üstüne üstüne geliyor. Zira senin zihninde o kızı kaçırdın, bir daha asla olmayacak.

“Günümüz kadınları bozdu, düzgün kız çok az” olayına bir inandıktan sonra bunun nasıl kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüşeceğini bir düşünsenize! Buna inanan adam, bir şekilde düzgün bir kız bulduğunda, ona bulunmaz Hint kumaşı gibi davranacak, onu büyük bir ödül olarak görecek ve önünde efendileşip terk edilecek (bu tür masallara inanan çocukların, sonradan “kötü çocuğu” oynayan iyi çocuklar olduklarını unutmayın). Hem de zayıf davranışları yüzünden muhtemelen kaba bir şekilde terk edilecek. Ve “bu kız düzgün sanmıştım, ama o da değilmiş” diyerek, “günümüz kadınları çok bozdu, düzgün kız çok az” inancını pekiştirecek.

Tekrar ediyorum. Senin derdin bu kız değil. Senin derdin, asosyalliğin, kısa süreli ilişkilere kapılıp duygusal olarak doyamadığın ilişki hayatın. Eskiden mutlu olduğun bir kızın seni aşıp kendi hayatına devam etmesi, yaşının gerektirdiği ilişki aşamalarından geçmesi, senin 20 yaşından beridir olduğun yerde saydığını suratına çarptı.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Erkek Adam Patreon ücretsiz üyelere özel yayınlar

Merhaba, Patreon kanalımıza ücretsiz üyelik de mevcut. Ücretsiz üyeler soru – cevap yaptığımız muhabbet bölümüne ve ücretli yayınlara ulaşamasalar da, ücretsiz üyelerin ulaşacağı yayınların sayısı da artıyor.

Patreon kanalıma ücretsiz üye olarak hem Patreon’da görünürlüğümü arttırmama yardımcı oluyorsunuz hem de ücretli olmayan yayınlarımı dinleyebiliyorsunuz.

Sizi Patreon’a bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.

Ücretsiz üyelere yönelik son 5 yayın (aramada filtreleyebiliyorsunuz):