Mahmut Abi ile 10 Soru 10 Cevap İlişkiler Derlemesi (Erkek Adam Patreon)

Erkek Adam Patreon kanalında ortalama olarak ayda 2 kere yaptığımız 10 Soru – Cevap İlişkiler yayınlarında bir seneyi devirmenin şerefine, ilk 10 yayından birer seçme soru alarak Youtube’da bir derleme yayını yaptık.

Yayını aşağıda izleyebilirsiniz.

00:00 Giriş
00:15 Kadın ilgisini ve onayını satın almaya çalışmak
06:57 Narsist kişilik bozukluğu olan biri ile 3 aylık ilişkiyi bitirdim. Nasıl atlatacağım?
11:41 Kız haber vermeden ekti? Ne yapalım?
13:11 Ben bundan sonra kadınlara nasıl güveneceğim?
15:25 Kadınlarla ilişkilerimin skorunu tutuyorum, ne yapacağım?
18:11 Erkek olarak trip çekmek zorunda mıyız?
19:46 Tinder’da Afrikalı profili açtım benden çok eşleşme aldı. Hadi bunu da açıkla.
22:50 Sevgili olacağız gibi davrandı, sonra arkadaş kalalım dedi. Şimdi hep ulaşıyor. Ne yapacağım?
25:08 Kız bakire değil ama evlenmeden seks yok diyor. Bana arzusu mu yok? 28:16 Bir kız “fazla hızlı gitmiyor muyuz” derse ne yapmalı?

Bir kadının buluşmayı son anda iptal etme ihtimalini azaltacak 7 tavsiye

Günümüzde ilk buluşmalar artan oranda sanal dünyadan ayarlanmaya başladı. Bunun sonucunda da, buluşmayı kabul eden kadının, buluşmayı son anda iptal etmesi ihtimali de arttı. Özellikle sanal dünyaya fazla oranda daldıkları için artan oranda sosyal özürlü olan erkekler, sanal dünyada yürümelerine olumlu dönüş aldıktan sonra, karşılıklı bir duygusal bağ, cinsel gerilim yaratmayı bilmediklerinden, işi buluşmaya götürseler bile sıklıkla ekiliyorlar.

Öncelikle gerçek hayattan değil internetten tanışıyorsanız, bir kadının ilk buluşmayı son anda iptal etmesine alışın. Telefon iletişiminde gerçek iletişimin çok büyük bir kısmı (vücut dili) olmadığı için, bir kadının buluşmaya gitme arzusu da güdük kalıyor. Ayrıca herkes sanalda yürümeye çalıştığı için, sanal alternatif de çok.

Şimdi ben size ilk buluşmalarda son anda iptal ihtimalini azaltmak için yapabileceğiniz 5 şeyden bahsedeceğim.

#1 Yer, gün ve saat vererek buluşma ayarlayın. En çok iptal edilen buluşma tipi, “tamam o zaman Cuma akşamına anlaştık, Cuma sabahtan haberleşiriz” gibi yer – gün – saat üçlüsü tam belli olmayan buluşmalar. Bir kadınla buluşma ayarlarken, yeri, günü ve saati belirleyin. İlla sizin dediğiniz yer – gün – saat olmak zorunda değil ama bu üçlü belli olsun.

Yer – gün – saat belli olmadan buluşma ayarlıyorsanız, öylesine buluşma ayarlıyorsunuz ve kadının da buluşmaya öylesineymiş gibi bakmasına şaşırmayın.

Ek tavsiye: Bir buluşma ayarlarken “Çarşamba ve Cuma müsait mi?” gibi iki alternatif gün verin. Böylece kızın bir planına denk gelme ihtimaliniz azalır, iki günü de reddettiğinde ve sizinle pek de buluşmak istemediğini daha iyi anlarsınız.

#2 Buluşmayı bir gün önceden dolaylı olarak teyit edin. Telefonun evde bir yerde kabloya bağlı olarak oturduğu, insanların hemen hemen tamemen gerçek hayattan tanıştığı çağlardan kalma bir tavsiye var: “bir buluşmayı ayarladığınızda, buluşmayı sonradan teyit etmeden buluşma yerine gidin. Sizinle buluşmak isteyen oraya gelir.” İletişimin çok kolay olduğu günümüzde, bu tavsiye zararlı. Birçok kadın, siz buluşmayı teyit etmediğinizde, sizin buluşmaktan vazgeçtiğinizi varsayıyor.

Dikkat ederseniz, dolaylı teyit dedim. Buluşmadan birgün önce bir mesajlaşma başlatın ve mesajlaşmayı “yarın (X kafede) görüşmek üzere” diye bitirin. “Yarın geliyor musun?” ya da “yarın buluşuyor muyuz?” demeyin.

#3 Buluşma teklifinden buluşma gününe kadar bir iki kere mesajlaşma ya da konuşma başlatın. Yine eski bir tavsiye de, buluşma ayarlandıktan sonra mesajlaşmayı ve konuşmayı bırakmak üzerine. Bu da aleyhinize işleyen bir tavsiye. Hergün ya da 5-6 kere mesaj başlatmanıza gerek yok. Buluşmaya kadar bir iki mesaj başlatın.

#4 Bir kadını buluşmaya ikna etmeye çalışmayın. Buluşma konusunda ısrar, genellikle son anda iptal ya da oraya sadece bedava yemek yemek için gelen bir kadınla buluşma ile sonuçlanır. Her ne kadar birincisi ikincisinden daha iyi ve masrafsız olsa da, her iki durum da rahatsız edici.

Daha önce kadınlar neden telefon numaralarını verirler ama sonra telefona cevap vermezler yazısında bahsetmiştim. Kadınlar telefonda bile olsa bir erkekle çatışmaya girmekten çekinirler ve bu nedenle eğer ısrar ederseniz, o anki durumdan kaçmak için kabul edip son anda buluşmayı iptal etme yolunu tercih ederler. Özellikle ısrarcı biriyseniz, buluşma iptali en son anda gelir zira kadın haklı olarak, daha erken iptal ederse, sizin yine ısrarcı olacağınızı düşünür.

#5 Buluşma teklifinden önce görüntülü konuşun. Bu tavsiye tabii ki online tanışmalar için geçerli ama gerçek hayatta tanıştığınız fakat çok konuşamadığınız kadınlarla da kullanabilirsiniz. Ayrıca bu tavsiye ile sadece son anda iptal oranlarını değil, aynı zamanda başarısız buluşma oranını da ciddi ölçüde azaltabilirsiniz.

Eğer bir kadınla tanıştıktan sonra sadece mesajlaşarak ya da sesli konuşarak iletişime geçtiyseniz, buluşma teklif etmeden önce görüntülü konuşma ayarlayın. Görüntülü konuşurken belli bir sıcaklık olmadığını gördüğünüz kızla buluşmayın. Böylece, yarı istekli, buluşunca birbirinizden pek haz etmeyeceğiniz ya da sizden pek hazmetmeyecek, vs. birçok kadınla buluşmaktan kurtulursunuz, buluşmaların son anda iptal edilme oranları da düşer.

#6 Sosyalleşin, sosyal hayatta da kadınlarla tanışın. Birçok genç erkek adına sosyal medya denen ama çok bariz bir şekilde insanları aşırı antisosyal yapan bir şey yüzünden sosyal özürlü ve sosyal özürlerini, kadınlara sadece sosyal medyadan yürüyerek kapamaya çalışıyorlar. Ama bir kızla bu şekilde tanıştıktan sonra, karşılıklı bir duygusal – cinsel bağ yaratacak donanımları, asgari seviyede bile ilginç ve eğlenceli bir kişilikleri olmadığından, ya mesajlaşmaları bir yere gitmiyor ya da buluşma teklifleri “akşam evde oturacağıma gider dışarda hava alırım” motivasyonu ile kabul ediliyor.

Gerçek sosyal hayatta antrenmanlı olmak önemli. Tanımadığınız ve yürümediğiniz kadınlarla tanışmanız bile, yürüyeceğiniz kızlarla tanışma ve kaynaşma kabiliyetiniz için oldukça faydalı (arkadaşınız kızlarla ya da kuzenlerinizle muhabbetiniz aynı faydayı sağlamaz zira bu kızlarla zaten konfor alanındasınız).

Ayrıca sosyalleşerek, daha çok oranda gerçek hayatta yürüme yaparsınız. Gerçek hayatta tanışan insanların aralarındaki iletişim ve bağ, sonradan buluşmaya kadar mesajla devam etse bile olsa daha somuttur. Kadının buluşmayı son anda iptal etmeye niyet etmesi bir miktar daha zordur zira bunun için hiç görüşmediği, sanal bir kişiyi değil, gerçek bir kişiyi ekmesi gerekir.

#7 Buluşmaya kadar kadının içine düşmeyin. Buluşma ayarlandıktan sonra buluşma yerinde bitene kadar hemen hemen hiç ulaşmama aşırılığının zıt ucunda, buluşma ayarlandı mı “oldu bu iş, yeni sevdiceğim ile buluşuyorum” diyerek kızla iletişimi gazlama, fazla duygusal yatırım yapma aşırılığı var. İletişimi kız gazlıyor olsa bile kararında tutun. Bir buluşma teklifi kabul edildi diye gaza gelmeyin, hayallere dalmayın.

Bir kadının buluşmayı daha önceden değil de son anda iptal etmesinin nedenlerinden biri de, sizin hayalkırıklığınızla, kuyruk acınızla uğraşmak istememesidir. Eğer buluşma öncesinde zayıf ve muhtaç davranırsanız, buluşmanın olmayacağını gördüğünüzde, kadın sizin aşırı tepki vereceğinizi düşünür ve bnuu en son ana kadar erteler. Hem yapması zor olduğu için erteler hem de ne kadar geç yaparsa, sizinle o kadar az uğraşması gerekir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Kırılgan narsist kadın erkeği nasıl hapseder?

Eğer bir narsist ile beraberseniz, özellikle de narsist insanlarla birden fazla ilişkiniz olduysa, kırılgan narsist bir kadının sizin üzerinizde kullandığı tuzak ve taktiklerini bilmeniz önemli. Bu bölümde bunları ele alacağız ve bölümün sonunda, bu kırmızı alarmları görmenize rağmen kaçmama nedeniniz hakkında da konuşacağız. Bu bilgiler, sizi suçlamak ya da utandırmak için değil, kırılgan narsist bir kadının avı olmanıza neden olan kırılganlıklarınızı ortaya çıkarmak ve kendinizi bu tuzaklardan korumanız için buradalar.

Başlamadan önce bu bölüm bilgi amaçlı ve eğer yardıma ihtiyacınız varsa, profesyonel yardım alın.

Narsist kişilik bozukluğu, ciddi bir ruhsal problem olsa da, birine size zarar verme hakkı vermez. Siz bu dünyaya, başka bir insanın istismarcı davranışları ile mücadele etmek için gelmediniz. İlk bilmeniz gereken şey, eğer kırılgan narsist bir kadın ile beraberseniz, ilişkinizin maalesef mutlu bir devamı ya da sonu olmayacak.

Şimdi kırılgan narsist bir kadının, partnerinde ne aradığı ile başlayalım. Bence kırılgan narsist bir kadının ilgilendiği iki erkek tipi var.  Birinci erkek tipi, diğer bir narsist. İkinci tip erkeğin ise belli karakter özellikler var ve şimdi bunlara bakacağız. Bu tip bir erkek sadece kırılgan narsiste düşmekle ve ona muhtaç olmakla kalmaz, aynı zamanda narsisr tarafından zincire de vurulur.

Birinci karakter özelliği koruyuculuktur. Kırılgan narsist kadın, çok yüksek koruma içgüdüsüne sahip, sevdiklerini korumaya doğal olarak eğilimli birini bulmaya çalışır.

İkinci karakter özelliği ise yardımseverliktir.  Böyle bir insan, başkalarına yardım etmeye ve hatta kahraman olmaya eğilimlidir.

Üçüncü karakter özelliği ise, sözünün eri olmaktır. Bu özellik, kırılgan narsist kadının erkeği zincire bağlaması konusunda çok önemli bir özelliktir.

Dördünci karakter özelliği de aşk adamı olmaktır. Kırılgan narsist kadın, kendisini tüm kalbiyle sevecek, kendisini sürekli takdir edecek ve istediği zaman tüm dikkatini kendisine yöneltecek bir erkeği arar.

Şimdi sizin tuzağa düşme sürecinizin nasıl işlediğine bakalım. Narsist kendisinin özel biri olduğuna inandığı için, sizi de onun özel biri olduğuna inandırmakta zorlanmaz. Sizin şimdiye kadar karşılaştığınız en enerji dolu, en eğlenceli, en akıllı ve seksi kadın olarak karşınıza çıkar. Tüm duygularınızı ateşler, seks dürtünüzü ateşler. Kırılgan narsist kadın hemen her zaman, seks bombardımanı yapar, seksi silah olarak kullanır. Sizin varlığından haberdar bile olmadığınız, gerçek dünyada olabileceğini hiç düşünmediğiniz tutkulu tarafınızı ve cinsel heyecanınızı açığa çıkarır.

Fakat sizi tuzağa çekme sürecinin anahtar taktiği bu değil. Anahtar taktik, size kırılgan tarafını göstermesi ve kendisini size “daha önce hiç kimse açmadığı kadar” açmasıdır. Buna nasıl tepki verdiğiniz ise, sizin üzerinizde çalışmaya devam edip etmeyeceğini, başka bir ava geçip geçmeyeceğini belirler. Kırılgan narsist kadının size en “kırılgan ve samimi” şekilde açılmasına çok fazla empati ve şefkat ile karşılık verirseniz, sizi “kahraman” rolüne yönlendirebileceğini anlar. Sizi, bu dünyada onu anlayabilecek, onu koruyabilecek, ona güvende hissettirebilecek ve ona yardım edebilecek tek erkek gibi hissettirir.

Zokayı büyük bir şevkle yutarsanız, kırılgan narsist kadın sizin kahraman olma güdünüzün, ihtiyaç duyulma ihtiyacınızın yüksek olduğunu anlar ve sizi uzun vadeli sürece çeker.

Kırılgan narsist kadın, tuzağa çekme aşamasında sizi duygusal olarak da keşfetmeye çalışır. Sizin zayıflıklarınızı, en derin korkularınızı, kimsenin bilmediği en gizli sırlarınızı öğrenmeye çalışır. Sizin aranızda çok yoğun bir bağ hissettiğiniz derin sohbetlerinizde, o size açılır ve siz de ona açılırsınız. Ama keşfettikleri, ilerde aleyhinize kullanılacaktır.  Kırılgan narsist kadın size, sizin hakkınızda bir sürü soru sorar çünkü bu bilgileri sizi manipüle etmek için kullanacaktır.

Burada şunu belirtmemiz önemli. Bu taktiklerin büyük çoğunluğu, bilinçaltı taktikler, kırılgan narsist kadının hayatta kalmak için geliştirdiği otomatik “yetenekler”. Kırılgan narsist kadın, size karşı şeytani bir saldırı peşinde değil, en azından genellikle değil.

Zokayı iştahla yuttuğunuz bu ilk aşamadan sonra, kırılgan narsist, ikinci aşamada zokayı daha da sağlam yurmanız için kendini geri çekiyormuş gibi davranır. Gerçekte ise, kendisini geri çektiğinde, sizin peşinden gitmenizi bekler. Siz peşinden giderseniz, sizi kendisine daha da çok bağlar.

Kırılgan narsist kadın bunu iki şekilde yapar. Ya sizin onu çok kırdığınızı sanacağınız sahte bir senaryo yaratır ya da hiçbir sebep yokken kendisini geri çeker ve siz neden böyle davrandığını sorduğunuzda, kırılmaktan çok korktuğunu söyler. Geçmişte ne kadar çok kırıldığını ve sizin de aynı şeyleri yapacağınızdan, onu kıracağınızdan ne kadar çok korktuğunu anlatır.

Burada kırılgan narsist kadın sizin yardımsever, ihtiyaç duyulmaya ihtiyaç duyan tarafınızı manipüle eder. Burada sizden almaya çalıştığı tepki, sizin diğerlerinden farklı olduğunuz, bunu ona asla yapmayacağınız konusunda söz vermenizdir. Sizden alabileceği kadar çok söz alır çünkü o sözleri tutmak için elinizden gelen her şeyi yapacağınızın bilincindedir.

Bir kez sözler verdiniz mi, artık zokayı tam yutmuş vaziyettesiniz ama bitmedi. Dahası var. Sizi bağlamak yetmez, bir de hiçbir yere kaçamayacak şekilde zincire vurulmanız lazım.

Siz değerleri olan, sözünü tutan birisiniz ve kırılgan narsist kadın güven duymak istediğini söyleye söyleye size bu sözlerinizi tekrar ettirir durur.  Çünkü o çok korkuyordur ve çok kırılgandır. Şimdi bu kadın gerçekten inanılmaz derecede duyarlı ve güvensiz biridir ve ihtiyacı olan şey, sizin bu sözleri asla ama asla bozamayacağınızı hissetmenizdir. Bu da, zeki ama duyarlı birinin, böyle istismar dolu bir ilişkiyi, ne olursa olsun terk edememesinin ana nedenlerinden biridir.

Kırılgan narsist kadın sizi test eder, sizin sözünüzün eri olduğunuzu kanıtlamanız için ara ara ilişkiye bomba atar. Bu testleri “geçerseniz”, gerçek kedi – fare oyunu başlar. Eğer buraya kadar okuduklarınızdan anlamadıysanız söyleyeyim, bu oyunda fare olan, oyuncak gibi oynanan sizsiniz.

Bu aşamada, duygusal olarak yüksek derecede istismar içeren it – çek ya da bir sıcak – bir soğuk döngüsü başlar. Bir Dr. Jekyll bir Mr. Hyde ortaya çıkmaya başlar. Bu döngüde kırılgan narsist kadın sizi önce kendi dikkat, hayran olunma gibi ihtiyaçlarını karşılamanız için kendine çeker ve sonra da sizi ezer. Sizi hatalarınızı, zayıflıklarınızı, güvensizliklerinizi ve korkularınızı yüzünüze vurarak ezer. O tatlı, seksi kızın nereye kaybolduğunu bilemezsiniz. Ama merak etmeyin. O tatlı, seksi kız geri gelecek. Ama her gelişi, daha kısa süreli olacak.

Sürecin bu aşamasının asıl amacı, sizin kafanızı karıştırmak, sizin kendi yargılarınızı ve değerinizi sorgulamanızı, bunlardan emin olamamaya başlamanızı sağlamak. Sizin bireyselliğinizi kaybedip, onunla kaynaşmanızı sağlamak. Ona sahip olduğunuz için çok şanslı hissetmenizi, onu sürekli takdir etmenizi, ona asla karşı durmamanızı sağlamak.

Zamanla omurganızı kaybetmeye başlarsınız zira dik durmanın sonuçları çok yoğun ve yıkıcı olmaya başlar. Zamanla çaresiz, kaygılı ve depresif hissetmeye başlarsınız zira kırılgan narsist kadın, sizin benlik algınızı yok etmeye başlar.

Kırılgan narsist kadın, kendinizi geri çekmeye başladığınızı hemen fark eder ve size hemen, ona çekilmenizi sağlayan şeylerin kırıntılarını vermeye başlar. Kedinin fareyi bırakıyor gibi yapmasına benzer şekilde, sizin bir miktar kendinizi toparlamanıza bile izin verir ama tabii sonra sizi hemen yeniden pençeleri arasına alır.

Kırılgan narsist kadın bunlara paralel olarak da, sizi arkadaşlarınızdan ve ailenizden yalıtmaya başlar. İlginizi herhangi başka birine, bu başka biri kendi çocuğunuz bile olsa, vermenizi şiddetli bir şekilde kıskanır. Sizi terk etmekle tehdit eder ve üzerinizde daha fazla kontrol sağlamak için her şeyi yapar.

Zaman içerisinde, kırılgan narsist kadının, onu mutlu etmekten sorumlu oyuncağına dönersiniz. Siz onun tüm ihtiyaçlarını karşılar hale gelirsiniz ve karşılığında da istismar hariç hiçbir şey almazsınız.

Siz sevdiklerini koruyan, onların mutlu olmasını isteyen, sözlerini tutan iyi bir insan olabilirsiniz ve bunlar, doğru ellerde sizin için harika şeyler sağlayabilecek özellikler. Ama kırılgan narsist kadının ellerinde ise, sizin için oldukça yıkıcı şeyler.

Eğer böyle bir ilişkide, sözler verdiğiniz için ve hala ona yardım edebileceğinizi ya da onu kurtarabileceğinizi düşündüğünüz için kalıyorsanız, böyle bir ilişkide yanlış nedenler yüzünden kalıyorsunuz.

Eğer böyle bir ilişkide, aranızdaki şeyin aşk olduğunu düşündüğünüz için kalıyorsanız, sizin aranızdaki şey aşk değil. Bence istismar dolu, toksik bir ilişkide olmaktan daha kötü olan tek şey, o ilişkide bir gün bile daha fazla kalmaktır. Eğer böyle bir ilişkiden kaçabildiyseniz ya da böyle bir ilişkide terk edildiyseniz, asla ama asla geri dönmeyin.

Bir narsist ile ilişkide, bedeli olmayan şey yoktur. Narsist ile tüm bağlarınızı koparmaya bakın.

Kaynak: Tactics and Mind Games of the Female Covert Narcissist

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize (özellikle konu ile ilgili olan Toksik İlişkiler Rehberi kitabına) bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Bu konuda ilişki sohbetleri kanalımızda yayınlanan şu yayına da bakabilirsiniz.

25 sene önceki eski kız arkadaşımı unutamıyorum – Vaka Çalışması

Merhaba, Ben tek çocuk olarak büyüdüm. Annem ve babam ben 7 yaşındayken boşandılar ve boşanmadan sonra babam yeni bir aile kurdu ve benimle pek ilgilenmedi. Gerçi ben ilgilenmedi sanıyordum ama zamanla, duygusal ve fiziksel şiddete yatkın bir psikopat olan annem yüzünden ilgilenemediğini anlamaya başladım.

Yine de bir şekilde ilgilenmesi lazımdı diyeceğim ama bazı kadınlar gerçekten inanılmaz derecede saldırganlar. Bir yerden sonra erkek tamamen havlu atabiliyor. Çocukları ile ilgilenmeyen, kendi benliğine boğulmuş iğrenç babalar var, yok değiller. Ama çocukları ile kopan bazı babalarda durum eski eşin bunu imkansız hale getirmesi oluyor.

Annem aşırı narsist, duygusal olarak mesafeli ve depresif bir kadındı. Annem ile büyüdüm ama evde yapayalnız büyüdüm de diyebilirim. Annem gece geç saatlere kadar çalışıyordu ve gündüz ise neredeyse tamamen uyuyordu. Aslına bakarsanız uyuması daha iyiydi, her ne kadar yapayalnız kalsam da yalnız kalmak, onun uyanık zamanlarındaki bitmek bilmeyen aşağılamalarından iyiydi.

Bu kadar duygusal ihmal, bir şekilde çözümlenmezse yetişkinlikte ciddi bağlanma sorunlarına yol açabilir.

20 yaşındayken hayatımın aşkını daha doğrusu saplantısını buldum. Aslına bakarsanız o beni buldu. Ben o zamanlar liseyi bitirmiştim ve esnaf olarak çalışıyordum. 20 yaşına kadar hiç kız arkadaşım olmamıştı. Sadece 16-18 yaşları arasında platonik olarak sevdiğim bir kız vardı ama lise bitince o üniversiteye gitti ve kendisini bir daha hiç görmedim.

İlk kız arkadaşımla milli oldum. Beni buldu demiştim, evet kendisi 22 yaşındaydı ve seri halde takıldığı serserilerden bıktığı için artık iyi bir çocuk istediğini, benim hem yakışıklı hem de iyi bir çocuk olduğum için ideal olduğumu söyleyerek bana yürüdü. Güzel bir kız, o zaman bizim muhitte bir dükkanda çalışıyor. Ben hayır diyemedim, demeyi hiç istemedim tabii.

Şimdi bahsettiğin kız ciddi kırmızı alarm. Böyle bir kadın genelde serserilerle tükenir ama şarjı yeniden dolunca serserilere ve serserilerle hopladığı kötü yaşama dönmeden duramaz. Daha yaşını başını almış olsa durmak zorunda kalabilirdi ama bu kız çok genç olduğu için durması zor.

Ben bir iyi çocuk olarak, iyi çocukluğun hakkını verdim 😀 Bu bataklık çiçeğine bir gül gibi davrandım, mutlu olsun diye bir dediğini iki etmedim. Onu kaybetmekten çok ama çok korktum. Onu hayatımın merkezi yaptım. Tam bir embesil olduğum için, onu kötü bir hayattan kurtaran şövalye gibi hissediyordum kendimi.

Beyaz şövalye, kurtarıcı planı, ecnebilerin çok yerinde tabiri ile Captain Save a Hoe ☹

Tahmin edebileceğiniz gibi bütün bunların sonucunda tam bir ayak paspasına döndüm. Üstüne sadece ayakkabı temizlemek için basılmayıp, sürekli tekmelenen ve üzerinde tepinilen bir ayak paspası oldum.

Ne ekersen, onu biçersin ☹

6-7 ay içerisinde ilişkimizden, hayatından sıkılmaya başladı ve yavaş yavaş eski saçmasapan hayatına geri döndü. Onu kaybedeceğim, beni aldatacak korkusundan tırnaklarımı yedim. Serseri “sadece” arkadaş olan erkek arkadaşlar, bar, kulüp, içki, madde her şeyi var.

Şarjı doldurmuş, şimdi boşaltma zamanı.

1 yıl sonunda beni terk etti ve tamamen eski hayatına döndü. Bunun beni yıktığını söylememe gerek yok. Ağladım, bağırdım, kendime zarar verdim, daha geri dönüşsüz zararlar verme fikirleri ile boğuştum. Kendimi çok ama çok değersiz hissettim.

Bu tür saplantılı aşk durumları genellikle çok erken yaşlarda bize ilgi ve değer vermesi gereken kişiden bunları alamamanın ve sonra romantik ilişki hatta sadece karşılıksız ilgi ile hayatımıza giren biri ile, bu çok önemli ilgi açığını kapama ihtiyacından kaynaklanır.

Kendime gelmem 2 sene sürdü ve 2 sene sonra kötü bir tercih daha yaptım. Bu kötü tercih beni aldattı.

25 yaşında, karımla evlendirildim. Görücü usulü evlendik. Karım gerçekten de bir erkeğin görebileceği en nazik, en cefakar eş. Bana sürekli destek oldu. Ama çok erken evlendim. Aklım hala eski sevgilimde olarak evlendim.

Kızın başını yakmadın umarım. Bundan sonra gerilimli bir hikaye oldu.

Ona kendimi olduğumdan çok daha nitelikli biri olarak pazarladım, eski yaralarımı sakladım.

Karım gerçekten iyi bir insan ve onu insan olarak, çocuklarımın annesi olarak çok seviyorum ve kaybetmekten de korkuyorum. Şimdi geriye dönüp baktığımda, onunla evlenmenin,  hayatımı kurtardığını görebiliyorum.

Ama aramızda o kimya, o çekim yok. Çirkin bir kadın değil ama yok işte. İlk kız arkadaşımla olduğu gibi hissetmenin yanından bile geçemez.

Zira sen bombok maddelere bağımlı olup hayatın gerçek güzelliklerini bok eden bir bağımlısın, keşsin. Seni ayak paspası, şarj aleti gibi kullanıp sonra posanı çöpe atan bir orospuya bağımlı olmuşsun ve kendini düzeltmediğin sürece de öyle kalacaksın.

Annenden alamadığın daha doğrusu annenin senden esirgediği o sevgiye, ilgiye yetişkin bir erkek olarak artık ihtiyacın olmadığın anlayıp kendini sağaltacağına (kolay değil ama mümkün), o sevgi ve ilgiyi annen gibi seni sevmeyen, sana değer vermeyen bir serseri artığından alarak düzeleceğin hayaline sarılmışsın. Bu nedenle de ancak ve ancak sana ilgisi, sevgisi olmayan kadınlara çekim duyabilirsin. Seni seveni hor görürsün.

Belki de sevgi nedir bilmediğimden, onu sevemedim. Ama eski kız arkadaşımı çok sevmiştim.

Eski kız arkadaşını çok sevdiğini sanmam. Saplantılı aşk sevgi değildir. Sen eski kız arkadaşına bağımlı oldun, takıntılı oldun. Sevgi değil bu.

Senin durumunda, eski kız arkadaşını annen yerine koydun, o seni sevse annenin açtığı yara kapanacak sandın.

Bütün evliliğim boyunca sıklıkla, eski kız arkadaşımı düşündüm. İlk çocuğum doğduğunda, karım hastanede çocuğu kucağına alırken ben onun yerinde eski kız arkadaşımı hayal ettim.

Önce kamu spotu: eski kız arkadaşının ya da erkek arkadaşını düşünen, başkasının artığı insanlarla ilişkiye girmeyin, girenleri uyarın.

Şimdi sana geri dönelim. OHA.

Ona olan hislerimden hiç kurtulamadım.

İlk çocuğumun doğumu ile bunları hissetmem ile evliliğimi sorguladım ama bir sene geçmeden ikinci çocuk yola çıktı.

Bugün iki yetişkin çocuk sahibi bir aile babasıyım ve çalkantılar içindeki ruh halime uyup evliliği bitirmedim. Onların da benim gibi boşanmış bir ailede büyümesini istemedim. Aslına bakarsanız boşansak bile eşim, annem gibi lanet biri olmadığı için benim yaşadığım cehennemi yaşama ihtimalleri çok azdı ama o riski göze almadım.

Adını Bekir koyacaktım ama neyse ki Bekir gibi çocuklarını yalan etmemişsin.

Şimdi 47 yaşındayım ve kendimi bildim bileli hiç mutlu olamadım.

Takdir edilesi bir şey yapmışsın ama mutluluk evini terk etmekte değil, bu eski sevgili takıntısından kurtulmaktaydı zaten. Bu konuda hiç çaban oldu mu acaba?

Karım mutlu olmadığımın farkında ve birkaç kere bana yıllar boyunca ne zaman terk edip gideceğimi merak edip durduğunu, bundan korktuğunu ama bunun olmamasına çok şaşırdığını söyledi. Buna rağmen kendisi beni hiç bırakmadı.

Senin profilinde adamları biraz tanıyorsam, seni bıraksaydı birden bire değere binerdi, peşinde koşardın. Özdeğeri düşük insanlar, kendilerine değer vereni, kendilerini isteyeni hor görürler, kendilerine değer vermeyenin, kendilerini istemeyenin peşinde koşarlar.

Babamla yeniden bağ kurdum ama annemle bağımı tamamen kestim. Çocuklara yaklaşmasına asla izin vermedim, kendisini de hayatımdan tamamen attım. Tabii ki ölene kadar benim ne kadar nankör bir çocuk olduğumu, benim için yaptığı onca şeyden sonra benim ona sırtımı çevirdiğimi vs. sayıklaya sayıklaya, tek bir öz eleştiri bile yapmadan öldü gitti.

Hak etmiş.

Büyüdükçe, anneme karşı olan öfkem, ona acımaya dönüştü. Ailemden uzak tutma sebebim, her girdiği ortamı çirkinleştireceğini bilmemdi.

Evet acınası biriymiş. Böyle bir insanın çocuğuna kustuğu neyse, kendi içlerindeki acı onun 10 mislidir.

Şimdi asıl konuya gelelim.

Yuh, bu giriş miydi?

İlişkimizden tam 25 sene sonra, eski kız arkadaşım hayatıma yeniden girdi.

Yani 25 sene önceki şeye “ilişkim” demene mi eyvah diyeyim, kadının hayatına girmesine mi bilemedim!

O da evli ve yetişkin çocukları var. Daha önce gittiğim bir terapist, bir kapanış için onunla görüşmemi söylediği için ona ulaştım. Evet bunun çok yanlış bir şey olduğunu biliyorum.

Yahu, tamam bu konuda eğitimi sertifikası var ama çok kötü bir tavsiye ☹

Karım bunu biliyor ve ilk defa yaşadığım bir sinir krizinden sonra, bunun benim sorunumu çözeceğini umduğu için eski sevgilime ulaşmamı onayladı.

O kadının seni 100 kez terk etmesi lazımdı. Gerçi garanti değil ama bir kez terk etse eski sevgilini unuturdun muhtemelen. Sana çok toleranslı davranmış ve davranıyor. Bu da bence büyük bir hata.

Bu arada bu yaşıma geldim, hiç arkadaşım yok. Birkaç psikolojik problem teşhisim var ve onlarla boğuşuyorum.

Benim de okumaya devam etmek için, sert bir içkiye ihtiyacım var. Hikayen bir yandan da çocuk sahibi olanlar için ibretlik. Çocuğunu ihmal etmenin nasıl sonuçlar doğuracağına dair.

Neyse, eski kız arkadaşım ile buluştuk. Benden geçmiş için özür diledi. Sosyal medyadan ekleştik. Beni sıklıkla gönüllü çalıştığı bir yardım kuruluşuna çağırdı.

Fiziksel olarak karımı hiç aldatmadım ama duygusal olarak kendimi çok kaptırdım. Kaygı ve gözyaşı dolu bir süreçteyim. Resmen bütün gün ondan telefon ya da mesaj bekler haldeyim. Yetmiyor, sosyal medya fotoğraflarıma bir beğeni atar mı diye bekleyip duruyorum. Atmadığı zaman çok kötü hissediyorum.

Saplantılı aşk bu:

“Kaygılı bağlanma stiline sahip birisi reddedildiğinde, beyni otomatik olarak kişinin çocukluğuna döner. Geçmişin bırakılıp gidilme korkusu, yalnızlığı, ihmal edilmişliği yeniden ortaya çıkar. Beyin reddeden kişiyi ve bu kişiyi elde etmek için yapılabilecek şeyleri düşünmekten başka bir şey yapamaz hale gelir. Beyin sanki bunu, çocukken hiçbir zaman “kazanılamamış” olan sevgiyi kazanmak için “son bir şans” olarak algılamaya başlar.”

Ona yardıma gitmeye devam ettim ve bu süre zarfında kendimi kullanılıyor hissettim. Peşinde koştum. Bir süre sonra bu kuruluşa gitmeyi bıraktım, eskisi kadar görüşmüyoruz ama onu düşünmeden duramıyorum.

Yıllar önce beraberken onun için yeterli olamadığım için çok üzülüyorum.

Birader yıllar önce bu kadın aşırı yolluydu, bir erkek hiçbir zaman yetmez modundaydı. Sen ise çocukluğunda annene karşı geliştirdiğin daha doğrusu annenin sende geliştirdiği “sen benim için yeterli değilsin” inancını, bu kıza da yansıtıyorsun. Gerçi bu nedenle gerçekten yetersiz olup, olayı kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüştürüyorsun ama yetersizlik hissi annenden kalma ve bir şekilde bu kadına aktarmışsın:

“Beyin reddeden kişiyi ve bu kişiyi elde etmek için yapılabilecek şeyleri düşünmekten başka bir şey yapamaz hale gelir. Beyin sanki bunu, çocukken hiçbir zaman “kazanılamamış” olan sevgiyi kazanmak için “son bir şans” olarak algılamaya başlar.”

Sürekli olarak onunla olmayarak yaşamaktan kurtulduğum kötü şeyleri ve sahip olduğum iyi şeyleri düşünsem de düşüncelerimi durduramıyorum.

Bakınız, “çocukken hiçbir zaman “kazanılamamış” olan sevgiyi kazanmak için “son bir şans” olarak algılama” olayı.

Bu şekilde arkadaş olarak devam etmeli miyim?

Hayır.

İki eski partner, başkaları ile evliyken bu şekilde arkadaş kalmalı mı?

Kesinlikle hayır.

Bu hissettiklerim gerçek duygular mı yoksa travma bağı gibi bir şey mi?

Bu hissettiklerin sevgi değiller, daha önce söylediğim gibi annen ile ilişkinde beyninde kablolanan bir devrenin, bu kadının imajına takılmasından kaynaklanıyorlar.

Nöroplastisite setinin üçüncü kitabında, ünlü nöro bilimci Uberman’dan şöyle bir alıntı var:

Yani bizim anne babadan ayrılma ve yeniden birleşme durumlarına tepki verme işine ayrılmış nöronlarımız ve hormon sistemlerimiz var. Aynı nöron devreleri, aynı hormon sistemleri, bir şekilde yeniden tasarlanıp hayatın ilerleyen aşamalarında tamamen farklı tipteki bağlanmaları yönetmeye başlıyorlar.

Bir psikolog, konuşmaya bile başlamadan hayatımızın tamamında kullanacağımız bir şablon oluşturduğumuzu ve şablonların ilişkilerimize uyarlandığını ya da daha doğrusu ilişkilerimizin bu şablonlara uyarlandığını söylediğinde, bu söylemin fizyolojik bir temeli var.

Romantik ilişkileri nasıl bulduğumuzu, nasıl sürdürdüğümüzü, nasıl bitirdiğimizi ve nasıl yeniden kurduğumuzu belirleyen şablonlar, yeni ortamlarda ebeveynlerimizin varlığı ve yokluğunda nasıl ve ne kadar güvende hissettiğimizi belirleyen yani tamamen farklı önceliklere sahip olan bir şablona bağlı. Ve nöron resimleme yani beyin tarama araştırmaları, vücuttaki hormon ölçümleri ve beyindeki nörokimyasal ölçümleri bunu destekliyor.

Bunu anlamanız çok önemli. Bir insan eğer romantik bağlanmalar kurma ve yürütme konusunda başarılı ya da başarısız ise bu, o insanın hayatının çok önceki aşamalarda sahip olduğu şablonları yansıtıyor. Ama daha önce söylediğim gibi, bu şablonlar zaman içinde değişebilirler. Ve bu şablonları zamanla değiştirme konusunda elinizdeki en güçlü silah, bu bağlanmaların varlığını ve yeniden şekillendirilebilir olduklarını bilmeniz. Bu şablonlar, nöroplastisite sayesinde değişebiliyorlar.

Senin karını istememen ve bu kadını istemen, karının yetersiz olmasından değil (aslına bakarsan sana fazla bile), senin annen tarafından yaratılan eksikliği, spesifik olarak sadece eski sevgilinin (bu kadına eski sevgili demek de garip geliyor, 3 asır olmuş antik sevgili desek daha doğru) kapatacağını hissetmen ki bu gerçekdışı bir inanç. Ama maalesef her kör inanç gibi oldukça güçlü bir inanç.

Peki bu sağlıksız devreler neden karına değil de bu kadına bağlandı? Muhtemelen karın senin annen gibi davranmadığı için. Karın annen gibi davranmadığından, bu derin boşluğu kapatacak hayali rövanşı temsil edemiyor.  Bu kadın annen gibi davrandığından sendeki somut kablolamayı tetikliyor.

Benim tecrübeme ve gördüklerime göre ilişkilerde kapanış, iletişimi tamamen, bir daha asla başlatmayacak şekilde bitirmekle, arkanı dönüp gitmekle olur. Bu antik sevgiliyi hayatından tamamen çıkarman lazım. Sosyal medyadan, her yerden.

Benim son olarak sana iki tavsiyem var. Birincisi, hiç arkadaşım yok diyorsun ve bu sorunu bu yaşta bile çözmen gerekecek. Hayatına daha fazla doyurucu ilişki ve eğlence katman lazım.  Zaten varolan düşkünlüğünü daha da beter hale getiriyorsun.

İkincisi, bu kadının senin somut şekilde kablolanmış ama artık var olmayan bir muhtaçlığını giderecek tek figür olması konusu. Evet bu belki doğru, diyelim doğru ama hem tek çözüm değil hem de doğru çözüm değil. Senin için doğru çözüm annenin seni duygusal olarak, baban da fiziksel olarak terk etmesi ile oluşan çocukluk açlığından, artık çocuk olmadığını ve bu kablolamaya hiç ihtiyacın olmadığını anlayıp kurtulman. Yani şiddetli ihtiyacını, muhtemelen gelip doyurmayacak bir kadınla doyurma fantezini bırakman lazım. Bunun yerine yetişkin bir erkek olarak, çocukluk ihtiyacının artık varolmadığını kavraman lazım.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Nasıl Yetişkin Bir Erkek Olunur?

Hayat, kaostan düzene giden bir yol değildir.
“Şu an kötü bir durumdayım, ancak kendi sorunlarımı çözeceğim ve ardından sonsuza dek mutlu bir yaşam sürdüreceğim.” diye hayal etmeyi bekleyemezsiniz.

Bunun yerine, hayatı bir yok olma ve tekrar yaratılma süreci olarak görebilirsin.
Kaos, düzen ve sonra tekrar kaos ve düzen
Bu her zaman böyleydi, böyle de olmaya devam edecek.
O yüzden bunu anlamak önemlidir, çünkü yaşadığınız her şeyin sonsuza kadar durağan olmayacağını farketmeniz için gerekli bakış açısını öğretecektir.

Sen zaten ihtiyacın olan her şeysin.
Ancak üretmemekten, üretmeye geçmek için çok çalışmak gerekiyor
– bunun başka yolu yok.

1. Hayatınızı geriye sarın ve her şeyin nerede koptuğunu hatırlamaya çalışın.
Tam olarak düşüşüne sebep olan ne yaptın?

2. Baştan başlayın ve sizi başarıya götüreceğini düşündüğünüz farklı bir şeyi deneyin.
Düştüğün zaman hayat zorlaşır.
İnsanlar sürekli size bir şeyler yapman gerektiğini söyler. Ve her bir fikir birbirinden farklıdır.
Tüm sorunların için kendini ve çevreni suçluyorsun; onlar da sana “bizim kurallarınıza göre oyna” diyorlar.

Ama ne var biliyor musun? Onlar kendi hayatlarını yaşadılar ve senin artık kendi kurallarına göre kendi hayatını yaşamaya başlamanın lazım.

3. Profesyonel ve kişisel hayatta başarısız olmak, deneyim biriktirmek demektir.
Bunun için stres yapmayın, sadece büyük resme odaklanın.
Nasıl ve neden başarısız olduğunuzu da tabii ki kendinize sorun ama şunu da yapmayı ihmal etmeyin; kazandığınız deneyimleri ve bir sonraki planınızın ne olacağını düşünün.

4. Kendinizi cesaretlendirmeniz gerek
Kendine inan. Kendini sev. Başarısızlık kaçınılmazdır. Kendi hayatının sorumluluğunu üstlenmeden önce bu gerçeği kabul etmen gerekiyor.

5. Hayatta bir amacın olsun.
Bir amacı olmayan veya hangi hedefi hedefleyeceğini bilmeyen kişi için başarı umudu yoktur.
Erkeklerin %98’inin bir amacı yoktur.

6. Alternatif şeyler yapacak hırsa sahip olun
Bedel ödemeyeceksen kazanamayacaksın. Bu her şey için geçerlidir.

7. Mümkün olan her şekilde bilgi edinin
Eğitimliyseniz, başkalarının haklarını ihlal etmeden arzularınızı gerçekleştirmeyi öğrenirsiniz (ya da haklarına nasıl geçeceğinizi).
Eğitim, tutarlı ve etkili bir şekilde UYGULANAN bilgidir.

8. Disipline sahibi olun
Disiplin içinizden gelir.

Bu, kişinin tüm olumsuz şeyleri kontrol etmesi gerektiği anlamına gelir (tabii kontrol edebileceğiniz ölçüde).
Hayatınızı kontrol edebilmeniz için önce kendinizi kontrol etmeniz gerekir.
Kendine hakim olmak da, yapabileceğin en zor iştir.

9. Ertelemeyi bırakın
Bir projeye başlamak veya bir sonraki adımı atmak için doğru zamanı beklerken çok zaman kaybediyorsun. Aslında sadece tek bir doğru zaman vardır ve o zaman ŞİMDİ’dir.
Eğer beklemeye devam edersen, asla başaramayacaksın.

Şu anda olduğun yerden başla. Şu an emrin altındaki araçlarla çalış. Yolculuğunda ilerledikçe daha iyi araçlar bulunacaktır.
Bu kaçınılmazdır.

10. Olumsuz bir kişi  olmayı bırakın
Başarı, her şeye olumsuzca yaklaşan kişilere asla gelmeyecek.

11. Kararlı Olun
Başarılı insanlar, hızlı karar alır ve sonuca çabucak ulaşır ve aldıklara karar sımsıkı yapışırlar. Başarısız olan erkekler, daha yavaş karar alır ve kararlarını sık sık değiştirirler.

Kararsızlık ve erteleme kardeşlerdir. Birinin bulunduğu yerde, diğeri de çok yakındadır.

12. Batıl inançları ve önyargılarınızı bırakın
Batıl inanç, korkunun bir belirtisidir. Aynı zamanda bilgisizliğin bir işaretidir. Başarılı insanlar açık fikirli olurlar ve hiçbir şeyden korkmazlar (ya da korkularıyla yüzleşme cesareti gösterirler).

13. Para Biriktirme Alışkanlığı Kazan
Açıkçası tasarruf ederek başarılı olamazsın. Çünkü bu yöntem yoksulluğu hissettirir. Gelirinizin belirli bir yüzdesini bir kenara koyarak, adım adım tasarruf alışkanlığınızı geliştirin..

14. Sahtekâr veya Yalancı Olma
Dürüstlüğün yerini hiçbir şey tutamaz.

Bazen insanlar istemsiz olarak sahtekar olabilir. Ama, isteyerek dürüst olmayan kişi için durumlar tamamen çıkmazdadır. Er ya da geç, yaptığınız her şey sizi bulacak ve bunun bedelini itibar kaybı ve hatta belki de özgürlüğünle veya özgüvensizlikle ödeyeceksin.

Erkek Adam Twitter Hesabında Gezinti Yayını #4 (Podcast)

Bu yayında da erkekadam twitter hesabında gezindik.

Tüm Twitter hesabında gezintiler videoları için Twitter hesabında gezintiler.

Aşağıda yayının Youtube videosu var. Yayına Spotify kanalımızdan da ulaşabilirsiniz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

İlişkiler Soru Cevap Yayını – Ağustos 2024

Sitenin yorumlarında sorulan bazı soruları, yayın yaparak cevapladım.

Patreon’a özel üyelere ayrıca ayda iki kere 10 soru 10 cevap ilişkiler yayını da yapıyorum. Şu ana kadar 12 yayında 120 soru – cevap yapmışız.

Aşağıda yayının Youtube videosu var. Yayına Spotify kanalımızdan da ulaşabilirsiniz.

00:00 Giriş ve Katıl duyurusu
00:37 Sevgiliye cıbıldak fotoğraf atmak hakkında ne düşünüyorsun?
01:55
Eski sevgilim evlendi ama hala aklımdan çıkmıyor. Neyleyim?
06:56 30 yaşındayım, 28 yaşındaki kız arkadaşım evlilik diyor. Zamanı geldi mi?
08:50 Sanalda tanıştık, hiç buluşmaya görüşmeye niyeti yok. Bu kızın derdi ne?
12:14 Bu alfa erkek nasıl olunacak, neden öyle değil de böyle?
15:30 Çok peşinde koştum beni engelledi. Sence bu işin oluru var mı?
17:57
İş yerindeki kız ben evlenmek istemiyorum dedi. Bu kız ne şimdi? 20:28 Ağır hakaretlerle, saygısızca terk eden sevgili hala arayıp soruyor. Ne oluyor?

Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları – 401

(E-Kitap – 144 sayfa – PDF/EPUB)
(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Merhaba,

Bu kitap, son bir iki senedir izlediğim ve bana 40 yaşından sonra bile birçok pratik şey öğreten Dr. K’nın podcastlarından derlediğim serinin dördüncü kitabı.

Not: Serinin tüm kitaplarından oluşan daha iyi bir yaşam için kitap setine de bakınız.

Dr. K, psikiyatrist ve nöron bilimi çalışmalarının yanında zamanında bir süre rahip olarak da yaşamış ilginç birisi. Kendisi Hint kökenli bir Amerikalı ve internette herkese açık kanalında çok pratik ve faydalı paylaşımlar yapıyor. Özellikle günümüz dünyasında teknolojinin yarattığı ortamın, beynimizin evrimleştiği uzun geçmişimizden oldukça farklı olmasından kaynaklanan disiplinsizlik, odaklanamama, sürekli yorgunluk, motivasyon eksikliği, başarısızlık, vs. gibi sorunlar üzerine eğilen ve bu konularda iyileşmeniz için oldukça pratik bilgiler veren bu yayınları İngilizceniz varsa izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Son zamanlarda yaptığımız nöroplastisite serisindeki bölümlerin aksine, bu kitaptaki bölümler çok daha kısa ama yoğun ve oldukça pratik bilgiler içeriyorlar. Birçoğunu ben kendi hayatımda da uyguluyorum ya da uygulamaya başladım ve oldukça dönüştürücü ve iyileştirici pratikler olduklarına şahit olduğum için sizinle paylaşmak istedim.

Şimdiden iyi okumalar,

Mahmut Abi

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Not: Sepete ekleyerek %30 indirim alabilirsiniz).
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Yeni koşullara adapte olabilen biri olmalısınız 9
Giriş 9
Toplum bizi yeni koşullara daha az uyum sağlayabilen insanlar yapıyor 10
Siyah / beyaz düşünmek 11
Bilişsel esneklik 13
“Bu çözüm benim için çalışmaz” 16
Sizin için çalışır hale getirin 17
Erkeklerin kazanmaları gereken en önemli duygusal zeka yetenekleri 19
Giriş 19
Erkeklerden duygusal destek isteme dili 21
Öfkeyi sorumluluğa çevirmek 22
Siyah – beyaz düşünmek 23
Dönüşmeye çalışmayın, kabul etmeyi öğrenin 24
Analiz Felcinden kurtulmak için 27
Giriş 27
Nöroekonomi 28
Kayıptan kaçmak 28
Düşünce Sıralaması 32
Kayıpları ve kazançları bir potaya koymak 33
Rahatlama ve Gamsızlık 34
Dikkatinizi dışsallaştırın 36
Özet 36
Sanal Öfke ve Reel Motivasyon arasındaki ilişki 39
Giriş 39
Travma Tepkisi 39
Öfkenin güvenli dışa vurumu 40
Motivasyonsuzluk 41
Sanalda öfkeli gerçekte motivasyonsuzsanız ne yapmalısınız? 42
Öfke Yönetimi, Sağlıklı ve Sağlıksız Öfke 44
Giriş 44
Sağlıklı öfke 44
Sağlıksız, uygunsuz öfke 45
Öfkenin Fizyolojisi 46
Sağlıksız öfkenin kaynağı 48
Hayatı otomatik pilota bağlayarak yaşamak 51
Giriş 51
Otomatik pilot, travma tepkisi ve başlama felci 51
Başlama felci ve baskıcı kontrol 52
Beynin sağ ve sol yarım kürelerinin birbirinden kopması 53
Beynin sağ ve sol yarım küresinin yeniden entegrasyonu 54
Reddedilme korkusu ile nasıl başa çıkarsınız? 56
Giriş 56
Reddedilmeye Duyarsızlaşma Yöntemi 56
Reddedilme Duyarlılığı ve Algı 57
Algının Farkında Olma 60
İyi Bir Uyku Düzeninin Nöron Bilimi 62
Giriş 62
Uykunun işlevi nedir? 62
Uyku penceresini kaçırmak 63
Yatakta uykuyu erteleme 64
Duygusal sel 64
Uyanık olduğunuz zamanı nasıl geçiriyorsunuz? 66
Anabolizma 67
Yeni şeyler öğrenme 68
Yeme içme 69
Stres 69
Uyku düzeni sonuçtur 70
Uyku ile ilgili son bir tavsiye 71
Uyku için yatma düzeni çözüm değil 73
Uykuya dalma stresi 73
Pozitif sapma prensibi 74
Retiküler Aktivasyon Sistemini anlamak 76
Duygularınızı yönetin 77
Oreksin 79
Diurnal ritmi harekete geçirmek 80
İşleri ertelemenin yeni bir seviyesi 80
Kaygı erkekler için neden daha farklı? 83
Giriş 83
Cinsiyete dayalı bir yapı olarak kaygı 83
Erkek kaygısı nasıl bir şey 84
Çözülmesi imkansız problemler yaratmak 85
Kaygının etkisi 87
Bir problemi çözemediğinizde ne olur? 88
Varsayımlardan gerçeklik yaratmak 88
Çözüm önerileri 89
Hayatı daha kolay hale nasıl getirirsiniz? 91
Giriş 91
Bilimin size öğretemeyecekleri 91
SSRI ve antidepresanlar 92
Kolay ve zor arasındaki fark 93
Kalkülüs örneği 93
3 guna 94
Motivasyon ve irade 95
Sattvas geliştirmek 96
Özet 98
Sonuç 98
Neden çaresiz hissediyorsunuz? 100
Giriş 100
Kabullenmenin gücü 101
Kabullenme ile öğrenilmiş çaresizlik arasındaki fark 102
İnsanlarla aranıza sınırlar çizmeniz neden işe yaramıyor? 105
Giriş 105
Sınırlar koymak ne zaman çalışır? 105
Güçsüz olun 106
Manipülasyona nasıl karşı konulur? – Duygularınızı hareketlerden ayırmayı öğrenmek 109
Sonuç 113
Günümüzde empati neden çok daha önemli? 115
Giriş 115
Evrimsel şefkat 117
Romantik ilişkiler 119
Profesyonel ilişkiler 120
Duygusal bulaşma 121
Empatiyi hayatımıza nasıl uygulayabiliriz? 123
Yardım et, düzeltme 123
Zihinselleştirme 124
Kendi isteğinizle yardım edin 125
Sonuç 126
Efendi erkekler ve empati 126
Empatinin karanlık yüzü 128
Giriş 128
Duygusal bulaşma / kötü etki 128
Vekaleten travma 129
Empatinin istismar edilmesi 130
Sosyopatlar empatiyi nasıl etkilerler 132
Empati ve ilişkiler 133
“Zihinsel körlük” 134
Şefkat empatiden üstündür 135
Kendine güvenin rolü 136
İçsel çatışma 136
Başarısızlık korkunuz motivasyonunuzu yok ediyor 138
Takipçi Sorusu 138
Uzun vadeli motivasyon, yapılan işe duyulan heyecandan gelmez 139
İnsanın fabrika ayarı motivasyondur 140
Negatif duyguların doğal iniş çıkışları kaldıraç yapması 141
Problemlerinizi ciddiye alın 141
Daha İyi Bir Yaşam İçin Okuyabileceğiniz Diğer Kitaplarımız 144

Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 7 – Mia’nın sonu (1)

Önceki bölüm için, Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 6 – Mia’nın sırrı

Yorum: Sanırım bir önceki yazının yorumlarında Becca ile ilgili soru soran kişi bendim. Görünen o ki artık arkadaş değiller zira ailesinin evinden atıldıktan sonra onun evinde bulunmamış.

Mia avukat toplantısında cevap verdikçe resim daha da netleşiyor. Mia cevabında, seninle birlikte olma sebebinin, ona sağladığın güvenlik olduğunu belirtmiş. Ona utanç duyup duymadığını sorduğunda, utanç duyduğunu ama senin öğrenmenden sonra değil de özellikle ailesinin bunu öğrenmesinden sonra utanç duyduğunu belirtmiş.

Mia imajı, güvenliği ve seni kaybettikten sonra az da olsa elinde kalan konforu kaybetmek gibi bir çok şeyden korkuyor. Ama endişe duymadığı tek şey, sen, seninle olan evliliği ve çocuklar. Burada yazdıkların bana, Mia’nın gerçekten sadece kendisini düşündüğünü gösteriyor. Bu aslında anlaşılır bir şey zira son 6 yıldır kendini bu zihin yapısına sahip olacak şekilde eğitti. Bu öyle birdenbire geride bırakabileceği bir şey değil.

Geçen yorumunda sana dikkatli olman gerektiğini söylediğim zihin yapısı da bu. Mia artık daha fazla kaybedecek bir şeyi olmadığını anlayacağı bir noktaya konuldu. Şu an çaresiz bir durumda ve çaresiz insanlar öngörülemez şeyler yapabilirler. Karşı saldırıya karşı hazır olman lazım.

Benim aklıma iki olasılık geliyor. Birincisi, çocuklara ulaşıp, annelerine ne kadar kötü davrandığını onlara göstermeye çalışabilir. Onları sana karşı manipüle edebilir ya da senin dikkatini çekmek için daha kötü şeyler de yapabilir ki umarım o noktaya gitmez.

Kendine ve çocuklara çok iyi bak. Eğer Mia’nın anne ve babasına ulaşabiliyorsan, onlara çocukları istedikleri zaman görebileceklerini söyle. Terapiye ve güçlü durmaya devam et. Ve hazırlıklı ol.

Selam Krantik. Son avukat toplantısına kadar Mia’nın teşhis edilmemiş bir ruh hastalığı olduğunu hiç düşünmemiştim. Depresyonda olduğu konusunda şüphem yok, en azından şu an. Ama bir olay yüzünden depresyonda olmak ile klinik, uzun soluklu depresyon farklı şeyler. Michael doğduktan sonra depresyona girmişti ama bunun çoktan geçtiğimi düşünüyordum.

Nadia, Mia’nın kötü göründüğünü ve her an kriz geçirebilecek gibi durduğunu söylüyor. Son toplantıda ona söylediklerimin bu konuda pek de yardımcı olacak şeyler olmadığını söyleyebilirim. Ama ne olursa olsun, davranışları affedilecek şeyler değiller. Ruh hastası olsun ya da olmasın, benden sempati görmeyecek ama terapi onun en azından makul bir insan gibi davranmasına yardımcı olacaksa terapiye gitsin. Ama umarım bunu sürekli olarak ben ödemem.

Çaresiz olduğu konusunda haklısın. Köşeye sıkışmış vahşi bir hayvan gibi çaresiz. Şimdi söyleyeceklerim için bana yılın pis herifi diyebilirsiniz ama yine de söyleyeceğim. Beni 6 yıl boyunca ona sağladığım stabilite sayesinde kandırdı. Şimdi sadece o stabilite gitmedi. Aynı zamanda onunla tanışmadan önce bile sahip olduğu stabiliteyi elinden aldım. O benim hayatımı mahvetti ben de ondan hayat boyu sahip olduğu bir şeyi aldım.

Yani evet, bu noktada her şeyi yapabilecek kapasitede olduğunu biliyorum. Kaybedecek hiçbir şeyi yok. Şu an çocukları bile göremiyor. Anne ve babası çocukları gördüler ama kendisi Mandy ile konuştuğumuz günden beridir çocukları göremiyor. Bu onu daha çaresiz yapıyor olmalı ama çocukları görebileceği bir mekanı yok. Arabada göremez zira bu onun zaten dibe vuran imajını daha da mahveder. Herkes onun hakkında konuşuyor ve hasar yönetimi yapacak imkanı yok. Her geçen gün kendisi için daha kötüye gidiyor.

Sanırım kendi geleceği konusunda hiçbir şey yapamadığını fark etmek onu tüm ağırlığı ile eziyor. Geleceği benimle yazılmıştı ama o bunu mahvetmeyi tercih etti. Bunu kendi ile mahvetmesi onu daha beter kahrediyor olmalı.

***

Bu hesaba neredeyse bir yıldır girmiyordum. Birkaç hafta önce yeniden girdiğimde bir sürü yorum ve mesaj gördüm. Birçoğu çocukların be benim nasıl olduğumu, en son yazdığımdan beri neler olduğunu soruyorlar.

Bir tarafım tüm bu mesajları görmezden gelmemi ve hesaptan bir daha hiç girmemek üzere çıkmamı söyledi. Çünkü hem kendi hayatımı, hem de çocukların hayatını yoluna koymayı başardım ve geçmişi deşmek, geleceğe doğru ilerlememizi sekteye uğratan bir şey. Ama Reddit’ten aldığım tavsiyeler, başından beri ve en dipte olduğum zamanlarda hep destekleyici ve faydalı oldular. Bana yardımcı olan tüm insanlar için son bir güncelleme yapacağım çünkü mayın tarlasında yürüdüğüm günlerde bana yardımcı olan insanlara borcum var.

En son yazmamın üzerinden çok zaman geçti. O kadar çok şey oldu ki, bunlar öyle bir iki paragrafta özetlenecek sayıda değiller. Sonuçta işler benim niyet ettiğim ya da hayal edebileceğimden çok farklı bir noktada finale erdi.

***

En son yazdığımda, kısa süre sonra eski karım olacak olan Mia, Carrie’nin biyolojik babası olmadığım bilgisini ailesine söylemeyi ihmal ettiği için, ailesinin evinden kovulmuştu.

Onlara aramızdaki enkazı anlattığım gün, kızlarını bana ihanet ederken yakaladığımı söylemiştim. Ama Mia onlara bu adamın, çok uzun bir erkek listesinde sadece bir kişi olduğunu söylememişti.

Mia ailesi tarafından kovulduktan sonra arabasında yaşamak zorunda kaldı zira gidebileceği başka hiçbir yer yoktu. Bu arada ben de Carrie’yi, mahkeme yoluyla onun biyolojik babası olmadığımı kayıtlara geçirdikten sonra, yasal olarak evlat edinme sürecindeydim.

Avukatım Nadia ise, Mia’nın bir ruh sağlığı uzmanı ile konuşması için çalışıyordu ve bunun benim lehime olacağını umuyordu. Nadia, Mia’nın avukatına yerel iki psikiyatrist önerdi. Mia bunlardan birini ya da istediği birini görebilirdi. Ben Mia’nın psikiyatrist masraflarını ödeme ya da ona yararı olacak herhangi bir şey yapma konusunda son derece isteksizdim. Benim hikayemden öğrenebileceğiniz tek bir şey varsa, o zaman onları sevseniz de nefret etseniz de, her zaman avukatınızı dinlemeniz gerektiği.

Kısaca anlatmak gerekirse, Mia yerel bir psikiyatrist seçti. Psikiyatrist ise Mia’nın ruhsal olarak dengesiz olduğunu anında fark etti ve kendi iyiliği için bir geceliğine hastanenin psikiyatri kliniğine yatırılmasına karar verdi. O bir gece aylara dönüştü. Gizlilik nedeniyle ne teşhis aldığını hiç öğrenemedim ama avukatı Mia’yı her gördüğünde ağır yatıştırıcı etkisinde olduğunu söyledi. Bu süreçte boşanma ve vesayet duruşmalarını erteleyebildiği kadar erteledi ama Mia karşı çıkmadığı ve avukatı onu temsil edebildiği için, Carrie’yi evlat edinmem ertelenmedi. Hayatımdaki onca üzücü şeye rağmen, Carrie’nin yargıcın sorularına verdiği cevaplar beni inanılmaz mutlu etti. Carrie benim nüfusumdan çıkarıldığını bile bilmiyordu ve bu nedenle yargıcın ona benim onun babası olmamı isteyip istemediğini sorması komikti. Ona onu sevdiğimi söylediğimde neden mutlu olduğunu bile tam anlayamasa da, sonunda evlatlık olarak babasına ilk defa sarıldı. Michael’in de orda olmasından mutluydum ve daha da mutluluk verici olan şey, Mia’nın orada olmamasıydı. Ne Carrie ne de Michael, duruşmanın ne hakkında olduğunu anlamadı ama sonuçta Carrie biyolojik olarak alakasız olsak da artık yasal olarak benim kızım.

Annesinin ihanetinden sonra Carrie’ye hiç sevgi duymayacağımdan ya da ondan nefret edeceğimden çok korkuyordum. Onu hala eskisi gibi sevdiğimi hissetmek beni çok ama çok rahatlattı. Kim ne derse desin, ona karşı sevgi duyamamaya da sonuna kadar hakkım vardı ve duymasam da yanlış bir şey yapmış olmazdım. Eğer bir erkek kendi çocuğuna mahkeme kararı ile nafaka ödemek zorunda ise, kendisinin olmayan bir çocuğu da kabul etmek zorunda değil. Ama benim Carrie’nin hayatımda olmasına gerçekten ihtiyacım var. Çok fazla şey kaybettim bir de onu kaybedemem. Onun da zaten hayatı boyunca kendisini sevmekte olan bir babaya ihtiyacı var.

Dürüst olmam gerekirse, kalbimin bir tarafı her zaman kırık kalacak çünkü o benim biyolojik olarak kızım değil. Bunu öğrenmenin ve kabul etmenin nasıl yıkıcı bir şey olduğunu anlatamam.

Böyle bir durumda bir ebeveyn olarak yapabileceğimin en iyisini yaptığımı biliyorum. Çocuklara sevgi ile verilen zamanın, bir ebeveynin çocuk için alabileceği her şeyden daha değerli olduğuna inanıyorum. Bu nedenle bunu sağlamak benim her zaman odağımda olacak.

Mia’nın ruhsal problemleri dışında, boşanmanın tamamlanmaması için hiçbir neden yoktu. Benden tek kuruş almayacaktı ve avukatı bile içinde bulunduğu durumda vesayet için hiçbir umudu olmadığını söylüyordu. Hücre cennetinden çıktığında, o da çıkarsa, yaşayacak güvenli bir yer bulursa, mahkemeye gidip bir ziyaret hakkı ve vesayetini isteyebilirdi.

Mahkeme Mia’nın ne yaptığının bilincinde olduğuna kefil olması için bir yardımcı atadı. Avukatı Mia’nın boşanma kağıdını şahit huzurunda imzalamasını sağladı ve notere onaylattı.

Bir hafta sonra, avukatların hakim ile birkaç sorunu halletmesi için, Nadia ile beraber mahkemeye gitmem gerekti. 2 hafta sonra da, hayatımın en büyük hatasından ve en büyük ömür israfından yasal olarak boşanmıştım. Bu beni mutlu etmeliydi ve benim kağıtları imzalamam, evliliğimizin tabutunun sembolik çivileriydi. Ama tüm olay bir şekilde hissizdi.

Mia’nın ailesinin, her şeyi öğrendikten sonra onu evlatlıktan reddetme kararlılığı beni çok şaşırttı. Bunun bir kısmının, benimle iyi geçinerek torunlarını görebilme isteğinden kaynaklandığına eminim. Ebeveynleri ve kız kardeşi, onun psikiyatri kliniğinde yattığını bilmelerine rağmen, bir kere bile ziyaretine gitmediler. Ben de tabii ki bir kere bile gitmedim. Ebeveynleri ile yaptığım birkaç konuşmada, kızlarının ahlaksızlığından ne kadar da midelerinin bulandığını görebiliyordum. Kızlarının ne yaptığını bilen insanlardan utanıyorlardı.

Mandy kız kardeşinin ve Rebecca’nın babalık sahtekarlığı yaptıklarını sosyal medyada ve yüz yüze görüşmelerde elinden geldiğince arkadaşlarına anlatıyordu. Birkaç ay içerisinde, Mia’nın aldatma maceralarından hemen hepsinin haberi oldu. Onunla karşılaşan herkes bu konudaki fikirlerini yüzüne söylemek zorunda hissediyordu. Herkesin yıllarca nasıl da bir aptal olduğumu bilmesi beni utandırmadı diyemem. Ama sonuçta bir ilişkide karşınızdakine ya güvenirsiniz ya da güvenmezsiniz.

Mia beni aldattığı süre boyunca bana kendisine güvenmemem için tek bir sebep vermedi. Onu yakalamadan birkaç ay öncesine kadar, beni aldatacağı aklımdan bile  geçmemişti. Geriye dönüp baktığımda birkaç kırmızı alarm görebiliyorum ama Mia kendini saklamayı çok iyi becermişti.

Depresyonu azaldığında, kız kıza geceleri dışarı çıkmalara prensip olarak tabii ki bir son vermeliydim. Ama tüm gece dışarıda kaldığı o gece, tüm gece dışarıda kaldığı ilk ve son geceydi. Daha önce 15 dakika bile gecikecek olsa arardı ki bu gecikmeler de çok nadirdi. O gece aramadığı zaman gerçekten endişelenmiştim zira bunu daha önce hiç yapmamıştı.

Birçok insanın bunca zaman aldatıldığımı bilemediğim için benim gerizekalı ve kör olduğumu düşündüğünü biliyorum. Mia işi sadece fizikselde tutup, her erkekle çok az görüştüğü için iz bırakmadan hareket edebilmiş. Bu işi gerçekten bir profesyonel gibi icra etmiş. Örneğin telefonuna yapışık değildi ya da telefonunu hiç gizlemiyordu. Hiçbir zaman telefonuna göz atma isteği duymadım.

Mia tüm bu süreç boyunca kendini güzel ve sevgi dolu bir anne olarak gösteriyordu. Tek kandırılan ben değildim. Birçok arkadaşım bana, Mia’nın beni aldattığını duyduklarında şok olduklarını söylediler.

Herkes Mia’ya sırt çevirdi. Bunun tek problemi ise, hastane Mia’yı taburcu etmeye karar verdiğinde, kimsenin haberinin olmaması ve bizi uyarmamasıydı. Yasalar da bunun bize haber verilmesini engelliyordu. Nasıl dışarı çıktı bilmiyorum. Belki doktoru iyi olduğuna ikna etti, belki de hastane yapabilecekleri her şeyi yaptıklarını düşünüp Mia’yı taburcu etti.

Mia’yı bir Salı güne tam öğleden önce taburcu etmişler. Bir şekilde, avukatının ofisinin önünde park etmiş olarak duran arabasına ulaşmış. Ondan sonra da arabayla çocukların okuluna gitmiş.

Mia’ya çocukları kontrol edemeyeceğini veya alamayacağını söylendiğinde olay çıkardığı için okul beni aradı. Onlara polisi aramalarını söyledim ve en kısa sürede orada olacağımı söyledim. Yolda da Mandy’yi arayıp, küçük kız kardeşinin dışarıda olduğunu ve oradan salındı mı yoksa kaçtı mı bilmediğimi söyledim. Okula vardığımda Mandy bana, ebeveynlerini, Doug’ı ve benim anne babamı aradığını söyledi.

Okula vardığımda iki polis arabası ve bir ambulans vardı. Arabayı park ettikten sonra en yakındaki polise yaklaştım ve kendimi eski koca olarak tanıttım. Beni okul kantinine götürdü. Neyse ki kimse, Michael ve Carrie’ye okul ofisinin önündeki dramadan bahsetmemişti.

Polis Mia’yı kantinde bir sandalyeye oturtmuştu. Mia beni görünce ayağa kalkmaya çalıştı ve çocuklarını görmek istediğini söyledi.  Bana yaklaşmasına izin vermediler. Polise psikiyatri kliniğini arayıp, Mia’nın taburcu olup olmadığını kontrol ettiler mi diye sordum. Mia’yı taburcu etmişlerdi.

Mia ağlamaya başladı ve çocuklarını görmeyi talep etti. Ona çocuklarım tüm vesayetinin bende olduğunu ve onu bu duygu durumunda görmelerine izin vermeyeceğimi söyledim. Bana “çocuklarımı görmek istiyorum” diye bağırdı. Ona avukatına gitmesini ve çocukları görme hakkı için yasal başvuruyu yapmasını söyledim. Ama bir psikiyatrist aksini gösterir bir belge sunana kadar, benim için Mia manyak bir anne ve annelik yapamayacak biriydi.

Mia çocuklardan başka kendisini seven kimsenin kalmadığını söyledi. Ona bunun muhtemelen doğru olduğunu ama çocuk oldukları için her şeyin farkında olsalar durumun böyle olmayabileceğini söyledim. Bazı okul çalışanları gülüştüler.

Mia bana doğru gelmeye çalıştı ama polis buna izin vermedi. Çocukları aylardır görmediğini ve kendisine hastanede dayanma gücü veren tek şeyin çocuklar olduğunu söyledi. Ona kendi davranışlarının sonucunda hastanede ne ile mücadele ettiğinin beni ilgilendirmediğini, ama çocukları bugün onun yalanlarına ve dramasına maruz bırakmayacağımı söyledim.

Polise, Mia’yı benden ve çocuklardan uzak tutmak için uzaklaştırma kararı aldıracağımı söyledim. Polis bana gerekli kağıtları dolduracağını ama kararın çıkmasının yargıca bağlı olduğunu söyledi.

Polis daha sonra Mia’ya, çocukları görmesine izin vermeyeceğimi söyledi. Okul müdürü ile konuştuklarını ve okulu hemen terk etmesi ve bir mahkeme kararı olmadan okula adım atmaması gerektiğini söyledi. Sanırım yapabileceği hiçbir şey olmadığının farkına vardığı için, sürpriz bir şekilde daha fazla olay çıkarmadı. Çantasını ve anahtarlarını aldı ve polis eşliğinde arabasına binip gitti. Bu arada polisle ben uzaklaştırma kararı için dökümanları doldurduk.

Kısa süre sonra çocuklar okuldan çıktılar. Onları arabaya bindirdim ve eve doğru yola çıktım. 3 kilometre kadar gitmiştik ki, biz yanından geçtikten hemen sonra, Mia’nın arabasının bir ayaküstü yemek restoranından yola çıktığını gördüm gibi geldi. Hemen bir sonraki sağa, sonra yine sağa ve sonra son kez sağa dönerek aynı yola çıktım. Mia’nın arabasını ileride görebiliyordum. Biraz hızlanıp ne yaptığını kontrol etmek istedim. Benim manevra yaparak arkasına geçtiğimi görememişti. Birini aradığı kesindi ve o aradığı insan çocuklarla ilgilendiği için Mia’nın aracını önünde görememişti. Neyse ki bir Reddit kullanıcısı aracıma, ses kaydı da yapabilen ön ve arka kamera taktırmamı tavsiye etmişti. Bu kameralar, Mia’nın bizden uzak durması konusunda polis tarafından uyarılmasına rağmen, bizi takip ettiğine dair kanıtları kaydetmişlerdi. Soluğu karakolda aldım ve tüm kanıtları polise verdim. Polis bunun uzaklaştırma kararı için dosyaya konulacağını söyledi.

2 gün sonra polis bana uzaklaştırma kararının çıktığını ve Mia’ya tebliğ edildiğini söyledi. Mia artık bize 200 metreden daha fazla yaklaşamayacaktı. Aynı zamanda avukatı aracılığıyla benim avukatımla iletişime geçmek dışında bizimle hiçbir şekilde iletişime geçemeyecekti. Mia eğer uzaklaştırma kararını ihlal ederse, hemen kendilerini aramamı söylediler.

Yasalar yanımda olduğu için rahattım ama bir yandan da Mia’nın yasaları çiğneyerek bize ulaşmaya çalışacağını bekliyordum. Ama sürpriz bir şekilde, o günden sonra kimse Mia’dan haber alamadı. Kız kardeşine ve ailesine hiç ulaşmadı. Çocuklarla görüşebilmek için bir başvuru yapacağını düşünüyordum ama bunu da yapmadı.

Mia’dan hiç haber alınmayan aylar geçti. Dürüst olmak gerekirse, ortadan kaybolma süresi arttıkça, olay endişelendirici olmaya başladı. Ama 3 ay kadar önce eve geldiğimde, posta kutusunda büyük bir zarf buldum. Adres elle yazılmıştı ve geri dönüş adresi olarak da Sidney Avustralya yazılmıştı. Zarfı kimin gönderdiğini tahmin bile edememiştim ama zarfın içinde Mia’dan çok uzun bir mektup vardı. Nerede olduğunu anlatıyordu ve bir daha asla geri gelmeyeceği konusunda bana garanti veriyordu.

Mektubun bu kadar uzaktan gelmesi çok şaşırtıcıydı ama daha şaşırtıcı olan şey, mektupta yazanlardı. Geceleri bir sürü adamla yatmasına gerekçe olarak öne sürdüğü şeytani ve hedonistik bahaneler, deli saçması manifestosu, ne yaşadığı ve neden oraya gittiği konusunda boşlukları dolduruyordu.

İlk terapisinde sinir krizi geçirmiş ve psikiyatri kliniğindeki ilk iki ayı da genelde ağır sakinleştirici etkisinde geçmiş. Grup terapi seanslarında kendini anlatırken diğerleri ona, tüm hayatını böyle çöpe attığı için embesilmiş gibi bakıyorlarmış. Diğerleri berbat ailelerden, istismar dolu evlerden, madde bağımlılığı ve şiddet içeren çocukluktan gelen insanlarmış. Kendisinin onlara göre çok daha rahat bir hayattan geldiğini fark etmesi, birdenbire nasıl da her şeyi mahvettiğini anlamasını sağlamış.

Geçmiş yaşamının bir daha asla geri gelmeyeceğini anladığında bir sinir krizi daha geçirmiş. Birinci sinir krizi geçmişi yüzünden olmuş, ikincisi ise geleceği ya da bir geleceğinin olmaması yüzünden.

Mia mektupta bundan sonra kendisine sempati çekmek için nasıl da kaybolmuş ve kalp kırıklığı içinde olduğunu anlatıyor. Utanmadan, onu aldatırken yakaladığım gece, kendisini üzen şeyin benim onu birden bire sevmeyi bırakmam ve bir daha asla sevmeyecek olmammış. Yıllar boyunca yaptıkları konusunda utanç duyduğunda, bu yaptıklarını duyarsam onu sevmeyi bırakacağımı düşünerek yaptıklarına kılıf uydurmuş. Onu hep sevmemi istemiş.

Onu yakaladığım gün, ona karşı tüm sevgimin anında silindiği konusunda haklıydı.

Kendisini birden bire sevmiyor olmam Mia’yı çok yaralamış. Tüm bunlara rağmen o hala beni çok seviyormuş. Tüm o adamlarla maceralarının beni daha az sevdiği anlamına gelmediğini yazmış. Bir de benden nefret etseydi bana neler yapardı acaba diye düşünmeden edemedim.

Mia daha sonra hiç utanıp sıkılmadan benim onun en iyi arkadaşı ve ruh ikizi olduğumu yazmış. Benden başka kimseyle romantik bir bağlantı kurma isteği yokmuş. Erkeklerle temel içgüdülerine düşünmeden dalmasının sonuçlarının çok ağır olduğunu yazmış.

Mektupta Mia, Rebecca’nın kendisini, insanların tek eşli olmak üzere yaratılmadığına ikna ettiğini itiraf ediyor. Benim başka kadınlarla da yatmama gönül rahatlığı ile izin verebileceğini ama benim böyle bir şeyi asla istemeyeceğimi bildiğini söylemiş. Rastgele karşılaştığı rastgele bir adamla yatabilmenin, sadece bir anne ve eş olmanın umutsuzluğunu ve yavanlığını daha az hissettirdiğini yazmış.

Sonra da onun başka erkeklerle yatmasından benim de faydalandığımı açıklamaya çalışıyor. Zira bu maceralar ona benimleyken daha iyi bir aşık olmayı öğretmiş. Oysa ben tamamen ölü bir yatak odasını, profesyonel olmaya can atan ahlaksız bir fahişeye tercih ederdim. Ayrıca hangi erkek, kendisini başka erkeklere bu kadar çabuk veren bir kadını ister ki? Tüm o adamlar da en az Mia kadar değersiz insanlar. Bana eski kafalı diyebilirsiniz ama eğer macera yaşamak istiyorsanız, bunu evlenmeden ve çocuk yapmadan önceki dönemlerde yapın. Tabii ki evliyken kocanızın arkasından bir sürü adamla yatıp, sonra birinden hamile kalıp, çocuğu kocanızınmış gibi adamın nüfusuna geçirmeden yapın.

Eğer dışarıda macera yaşama dürtüsüne karşı koyamayacaksanız, sadece en muhtaç ve zavallı erkekler sizi karısı diye alırlar. Eğer sevgiliyken herhangi bir noktada Mia bana ayrılmamız gerektiğini zira rastgele adamlarla yatmak istediğini söyleseydi, bu benim için sorun olmayacaktı. O adamlardan biri ben olmadığım sürece, kaç erkekle yattığı umrumda bile olmazdı.

Mia ya başından beri benim zamanıma değmeyecek biriydi ya da affedilmesi mümkün olmayan davranışları ile öyle birine dönüştü. Yaptıkları kimsenin zamanına değecek biri olmadığını gösterdi ki zaten sevgiye değecek biri asla değilmiş. Muhtemelen Avustralya’da bir dalış barında gecenin sonunda 15 dakikalık zevk arayanların oyuncağı olacak.

Mia daha sonra ismimi Carrie’nin doğum belgesinden sildirmek için dava açtığımı öğrendiğinde nasıl da kalp kırıklığı yaşadığını yazmış. Yaptıklarından sonra onu görmeye tahammülüm olmadığını ve kızımızın da ona bu aldatmayı hatırlattığını anladığını yazmış. Fakat canını daha da acıtan şeyin, sonradan Carrie’yi evlat edinmem olduğunu yazmış. Çünkü bu ona ikinci bir şansı asla vermeyeceğimi ama kalbimde Carrie’ye ikinci bir şans verecek kadar sevgi olduğunu göstermiş. Mia daha sonra, artık kendisinin asla sahip olamayacağı kaynaklarla büyüyeceği için Carrie’ye karşı kıskançlık duyguları ile boğuştuğunu yazmış. Aslına bakarsanız yazdıkları, Mia’nın nasıl da ben merkezli biri olduğunu gösteriyor. Hadi beni umursamıyor ve bana öncelik vermiyor ama kendi çocuklarını bile umursayıp önceliği yapamıyor.

Bunun yanında çocuklarının hayatlarındaki önemli anlarda orada olamayacağını bilmekten nefret ediyormuş. Sosyal medyada paylaşılacak resimlerin ona neleri kaçırdığını hatırlatacağını ve nasıl da kalbinden bıçaklanmış gibi acı çekeceğini düşünüyormuş.

Sonraki bölüm, Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 8 – Mia’nın sonu (2) ve kapanış

Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 6 – Mia’nın sırrı

Önceki bölüm için, Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 5 – Boşanmadan Önceki ve Yeni Hayat

Güncellemelerim arasında atıp tuttuğum için, kötü sözler için özür dilerim. Çocuklarla beraber geleceğimize doğru yürürken, daha iyi yazmaya çalışacağım. Ve hepinize teşekkür ederim.

Yorum: Siz benim gördüğüm en güçlü erkeklerden birisiniz. Sizi seven, size sadık ve sizi tamamlayan bir kadını hak ediyorsunuz. İleride böyle bir kadını bulacağınıza eminim. Daha fazla güncelleme yapmanızı umuyorum, birçok insana ilham kaynağı oluyorsunuz. 

Cevap: Ben diğer insanlardan daha güçlü değilim ama teşekkür ederim. Yolculuğum sırasında neyi nasıl yapacağımı öğreniyorum. Eğer yazdığım bir kelime, böyle bir durumdan geçen bir kişiye bile yardımcı olacaksa, yazdıklarıma değer.

Her insanın ya da en azından çoğu insanın içsel bir güce sahip olduğuna samimi bir şekilde inanıyorum. İnsanlar bu güce ihtiyaç duymadıkları sürece bu gücün farkında değiller. Umarım kimse bu güce ihtiyaç duyacağı bir duruma düşmez ama bir insan kanser teşhisi aldığında, sevdiği biri aniden hayatını kaybettiğinde ya da finansal olarak mahvolduğunda, ihtiyaçları olan güç, kendilerine yardımcı olmak üzere, orada içlerinde bekliyor olacak.

Eskiden o olmadan yaşayamayacağını düşündüğüm kişi hayatımdan çıktı gitti ve ben hala yaşıyorum. Bu, hayatımda kimseye ihtiyacım olmadığını kanıtlıyor. Sonuçta, bir kadının hayatıma getirebileceği her türlü yarar, hayatıma getirebileceği potansiyel kaosun yanında ufacık kalır. Las Vegas’ta buna sucker bet (bile bile lades) derler. Artık bu kumarı oynamayacağım.

Yorum: Bu yazdıklarını okurken gözlerim yaşardı. Sen gerçekten iyi bir insan ve iyi bir babasın. Sana bol şans diliyorum.

Cevap: Ben iyi bir babayım. Kıyamet gününden beridir en zorlandığım şeylerden biri de, onları Amazon’dan hediye sevgisine boğma içgüdüme karşı koymak oldu. Onlara o kadar çok şey alabilirdim ki! Ama onları zamanım ve ilgim ile şımartmak istiyorum.

Evet, onlara tüm haftasonu için yepyeni kıyafetler aldım ve her haftasonu, annelerinin yanına gittiler. Ama o kıyafetleri, anneleri kötü hissetsin diye aldım. Mia’nın çocuklarına kıyafet alacak parası bile yok ve ona çocukların benimle ve onsuz çok iyi durumda olduklarını göstermek istedim.

Carrie’ye bir midilli almadım ama eğer isteseydi, almak için bir bahane mutlaka bulurdum. Çocukların ikisi de oldukça hareketliler ve materyalistik değiller. Bu da enkazdan sonra benim için büyük avantaj.

Ağlamanızı istemezdim. İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

Yorum: Bugün nasıl hissettiğin, yarın nasıl hissettiğini belirlemek zorunda değil.

6 ay kadar önce, daha önce yaşadıklarına göre çok daha büyük ve kötü bir travma yaşadın. Şu an, gelecek ilişkileri ya da seksi düşünüyor olman şaşırtıcı olurdu. Neden böyle konuştuğunu anlıyorum şu an, bir daha bir kadınla asla romantik ilişkiye girmeyeceğini düşündüğünü (ve bunun değişeceğini) bilmeni isterim. Bu sorun değil ve hatta şu an senin için en iyisi. Ama bir yıl sonra ya a iki yıl sonra daha farklı düşünme ihtimalin var. Bu nedenle kendine karşı nazik ol ve kendine iyi bak. Zamana bırak.

Mia konusunda sana iki şey söylemek istiyorum. Sanırım avukatlarla toplandığınızda giydiği kıyafetleri ve saçını, en iyi ihtimalle senin bir tepki vermeni sağlamak ya da en kötüsü ona acımanı sağlamak için özel seçti. Bu kadın seni biliyor ve senin acıma duygularını ortaya çıkarmak üzere seni manipüle etmek istiyor. Senden istediği reaksiyonu alamadığını okumak güzel.

Şimdi bunu söyledikten sonra diğer konuya geleyim. Nefret daha fazla nefrete neden olur. Bence Mia, senin onu bir daha asla geri almayacağını anlayacağı noktaya çok yakın. Şu an sana karşı hissettiği ve kendisinin aşk diye tanımladığı duygular, dava nedeniyle değişecekler. Eski arkadaşlarının ve ailesinin onu nasıl bileceklerini düşünüyor. Çocukların eninde sonunda bu olanları öğreneceğini de biliyor. Rebecca ile bağlantısı da devam ediyor. Sana olan duyguları kısa süre içerisinde büyük bir nefrete dönüşecek.

Senin hislerin, nefret de dahil haklı. Sen bu nefreti, onun hayatını bir cehenneme çevirerek dışarı atıyorsun. Bunu yapabiliyorsun ama Mia’nın yakın zamanda karşı saldırıya geçmesine hazır ol. Mia sizin artık bir daha asla birlikte olmayacağınızı anladığında, bu saldırıya başlayacak.

Bu saldırıya hazır olmalısın. Bu kadın seni biliyor, senin canını nasıl acıtacağını da biliyor. Senin canını nasıl acıtacağını sen de ona söyledin. Aşıklarını çocuklardan uzak tutmasını söyledin ve o da bunu seni öfkelendirmek ya da senin canını acıtmak için kullanabilir. Böyle bir şeye hazır ol. Böyle bir şey olmazsa ne güzel, en kötü boşuna hazırlanmış olursun. Ama bana öyle geliyor ki, yakın bir zamanda, bambaşka bir Mia ile karşı karşıya kalacaksın. İki adım sonrasını düşünmeye ve sana nasıl tepki vereceğini tahmin etmeye çalış. Böylece Mia’nın saldırılarına karşı hazır olabilirsin.

Carrie ile olan durumunuza yaklaşımını sevdim. Birgün bu durumda ne yaptığının, onun için neler yaptığının farkına varacak.Umarım Mia’nın mektubunu çöpe atmadın. Eğer o mektubu atmadıysan, o mektubu zamanı geldiğinde çocuklara göstermek için saklamanı tavsiye ederim. İleride Mia çocuklara senin bir yalancı olduğunu, evliliği senin mahvettiğini söylerse, o mektup bir sürü itiraf ile dolu.

Böyle devam et ve bu durumu nasıl yönettiğin konusunda kendinle gurur duy.

Cevap: Bu çok ilginç bir bakış açısı ve ben bunu düşünmemiştim. Teşekkür ederim.

Mia ne giydiğine ve nasıl göründüğüne her zaman çok dikkat eder. Savaştan kaçan sığınmacı gibi görünmesi aklımı karıştırmıştı. Yani siz bunun bir manipülasyon girişimi olduğunu söylüyorsunuz. Beni avlamak için, onunla ilgili küçük de olsa pozitif şeyler hissetmemi umuyordu. Ama sanırım hem kendisi hem de avukatı, bunun olmayacağını çoktan anlamışlardır.

Evlilik danışmanlığı konusunu ortaya atması beni gerçekten de şoke etti. Bunun boş bir hile olduğunu biliyorum ama Mia’nın yaptıklarından sonra evlilik danışmanlığı, ölüyü diriltmeye çalışmak gibi bir şey.

Mia onu severken birden bire ondan nasıl nefret etmeye başladığımı anlamıyor. Ben duygularını kontrol edebilen bir insanım. Duygularımı istersem kapatabilirim, onlara köle değilim.

Mia’nın mektubunu Nadia’ya verdim. Avukatım, tüm kanıtlar ve belgeler ile, mahkeme için büyük bir dosya hazırlıyor.

Evet haklısın, ileride bana karşı saldıracağını bilip önlem almalıyım. Eğer evime gelmeye kalkarsa uzaklaştırma kararı aldırırım. Bunu o kadar hızlı yaparım ki, kendisine neyin çarptığını bile anlayamaz.

Çocukları manipüle etmeye kalkarsa, onu yasal yollardan süründürürüm, ailesine rezil ederim. Ailesi şu an Mia hakkında pek de mutlu değiller ve torunlarını çok seviyorlar.

***

Daha sık bilgi verme sözümü tutmak için, daha sık ama daha kısa yazılar yazacağım. Eğer daha önceki yazılarım gözlerinizi yorduysa ya da anevrizmaya neden olduysa özür dilerim.

Biri daha önceki yazılarımdan birinde, Rebecca hakkında soru sormuştu ve onunla hiç etkileşime girip girmediğimi öğrenmek istemişti. O yorumu bulup okumanıza gerek yok, burada açıklayacağım.

O kader gecesinden sonra Becca’yı ne gördüm ne de kendisi ile herhangi bir iletişimim oldu. Becca’nın şu an Mia’nın hayatında ne kadar yer kapladığını bilmiyorum. Görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum ama tahminimce iletişim halindedirler.

Çocuklar Becca’dan hiç bahsetmediler. Ama cehennem kapıları açıldıktan birkaç hafta sonra, neler olup bittiğini bir arkadaşıma anlattım. Bu arkadaşımı özellikle seçtim zira arkadaşımın karısı, çok ünlü bir dedikoducudur. Kendisi de zaten benim yakın arkadaşım, bu nedenle onun negatif bir özelliğini kendi yararıma kullandığım için suçluluk duymuyorum.

Becca’nın 9 kişi çalıştırdığı bir kuaför dükkanı var. Dedikodu yavaş yavaş yayıldıktan sonra, iki çalışanı Becca’nın salonundan ayrıldı. Daha iyi iş buldukları için mi gittiler yoksa Becca’nın bu hikayedeki rolünü protesto etmek için mi gittiler bilmiyorum. Ama bu işler bittiğinde, Becca’nın tüm kirli çamaşırlarını ortaya dökeceğim ve umarım bu, insanların onunla çalışmak istememelerini ve kuaförüne gitmek istememelerini sağlayacak. Ama yapacaklarımın onun hayatını mahvedeceğini garantileyene kadar bekleyeceğim.

***

Alışveriş yaparken Mia’nın kızkardeşine rastladım. Bana sarıldı ve kız kardeşinin aptallığı ve aptallığı için benden özür diledi. Buradaki birçok insan bana onunla iletişime geçmememi zira onun düşman tarafta olduğunu söyleyecekti. Ama Mandy ve kocası Doug’ı her zaman sevdim ve bu nedenle onları ve çocukları havuz başında bir şeyler yemeye davet ettim.

Doug çocuklara ve barbeküye bakarken ben de Mandy ile konuşma fırsatı buldum. Çocukların konuştuklarımızı duymamasına çok dikkat ettik. Neyse ki çocukların dikkati tamamen havuzda ve yiyeceklerdeydi.

Kısacası Mia’nın ailesi, Mia’nın beni birden fazla erkekle aldattığını biliyorlar ama Mia toplam sayı konusunda ailesine yalan söylemiş. Mandy ve ailesi, Mia’nın Michael’in doğumundan sonra birkaç tane kısa süreli ilişki yaşadığını düşünüyorlardı.

Mandy’ye birkaç tanenin kaç tane olduğunu varsaydığını sordum. Belki iki üç tane diye cevapladı. Bunun üzerine Mia ve macera yaşadığı erkekler arasındaki mesajlaşmaları içeren dosyayı alıp getirdim. Ona şu ana kadar 47 değişik erkek ile seks yaptığını kesin olarak belirlediğimizi söyledim. Ona, 47 erkeğin, buzdağının görünen yüzü olduğunu da açıkladım zira Mia’nın birçok telefon uygulamasından iz bırakmadan yaptığı aktiviteleri bilmiyoruz bile.

Mandy bunu duyunca ne diyeceğini bilemedi ama hemen ailesini arayıp haber vermek ve Mia’ya küfür etmek istedi.

Mia’nın aldatmaları ve erkek sayısı zaten kabul etmesi zor bir şeydi ama konuşmamız sırasında Mia’nın ailesinin, Carrie’nin benim çocuğum olmadığı konusunda en ufak bir fikirleri olmadığını fark ettim. Ama Mandy’ye bunu söylediğimde kocası Doug, karısının gözyaşları yüzünden barbeküyü bırakıp yanımıza gelmek zorunda kaldı. Mandy masanın etrafından dolaşıp bana sarıldı ve sürekli olarak ne kadar üzgün olduğunu söyledi. Doug ise şok olmuştu, sadece sırtıma elini koyabildi ve sonra içmeye gidebileceğimizi söyleyebildi. Kısa süre içerisinde eski karım olacak kadın ciğeri beş para etmez biri olabilir ama ailesi ve ailenin damatları pırlanta gibi insanlar. Yine de onlara güvenmek konusunda dikkati elden bırakmayacağım.

Mandy’ye o gece ne olduğunu ve babalık testini anlattım. Şok olmuş bir şekilde dinledi ve Becca’nın kahrolmasını diledi. Mandy’ye Becca hakkında ne düşündüğünü sordum.

Mandy Becca’dan çocukken bile nefret ettiğini anlattı. Mandy benden, Becca ve Mia’dan 4 yaş büyük. Biz liseye başladığımızda o liseyi bitiriyordu.

Becca’yı birkaç kez kendisinden makyaj malzemesi çalarken yakaladığını ama Becca’nın yakalanmasına rağmen hiç de özür dilemediğini söyledi. Becca manipülatif ve drama yaratmayı seven biri olduğu için ondan hep nefret etmiş. Becca’nın babası annesini boşadığında, ona ablalık yapmaya bile çalışmış ama Becca her zaman nankör ve diğer insanları hiç dinlemeyen bir kızmış.

Mandy’ye Mia’nın Rebecca’yı baş nedimesi yapmak istediğini bilip bilmediğini sordum. Cevap vermedi ama gözlerinden geçen yoğun uyanış bana bunu bilmediğini söyledi.

Mandy, Mia’nın daha liseye geçmeden bile, hayatı boyunca sadece benimle olmak istediğini söylediğini anlattı. Bunun Mia’nın çok erken yaşlardan kendini kandırdığı anlamına mı geldiğini yoksa sonradan mı değiştiği anlamına geldiğini bilemedim. Tek bildiğim şey, bir insan hem bir insanı sevip hem de vücudunu başka insanlara veremeyeceği. Mia’nın sevgisi ya başından beri gerçek değildi ya da çoktan ölmüştü. Mia’nın kalbinin şu an bana ait olduğunu ve hep bana ait olacağını söylerken yalan söylediğini biliyorum. Aslına bakarsanız, artık Mia’nın birini sevme kapasitesi olduğundan bile emin değilim. Gerçi bu artık önemli değil. Zira Mia’nın kalbi gerçekten bana ait olsaydı bile, o kalbin ne kadar defolu olduğunu bilsem de, söküp başkasına takmaları için bağışlardım.

Yemekten sonra çocuklar oynamaya devam ettiler. Ben de Mandy ve Doug’a daha fazla bilgi verdim. Çocuklara dondurma vermek için kalkıp geri geldiğimde, Doug’un gözlerindeki yaşları görebiliyordum. Doug geri döndüğümde bana büyük bir erkek kardeş gibi sarıldı.

Doug daha sonra bana Mia’yı beraber yakaladığım adamla ne olduğunu sordu. Tek bildiğim şeyin, adamı en son gördüğümde bilincinin kapalı olduğunu ve sol taraftaki alt göz kapağının darmadağın olduğunu söyledim. Bu konuda polis kapımı çalmadığına göre, arkadaşı onu polise götürmemişti. Ama kemiklerindeki kırıkların müdahale gerektirdiğine eminim ve bunun faturasını da bana göndermediler.

Doug adama daha fazla hasar vermem gerektiğini söyledi. Mia ve Becca üzerime atlamasalar muhtemelen adama daha fazla zarar verirdim ama bunu yapamadığım için mutluyum. O zaman aşırı derecede öfke ile doluydum, oradan uzaklaşabilmem iyi oldu.

Doug Carrie’nin babasının kim olduğunu bilen birinin olup olmadığını sordu. Ona Mia çok ama çok sayıda adamla yattığı için bunu bilmenin zor olduğunu ama hem boşanma hem de tazminat davası sırasında bu arayışın en yüksek seviyede yapılacağını söyledim. Her ikisi de, Mia’nın mahkemede mahvedileceğine sevinmişti. Bu terapi hepimize iyi gelecekti.

Onlara Mia’nın çalışıp iştirak nafakasını ve tazminatı ödeyebilmesinden endişelendiğimi söylediğimde, Doug bana babalık dolandırıcılığı bir suçsa, Mia’nın bu suçtan en yüksek cezaya çarptırılması gerektiğini söyledi. Ona Mia’nın annelik dolandırıcılığı yaptığını, Mia gibi bir kadının asla bir anne olamayacağını söyledim.

Mandy ve Doug evimden ayrıldıktan bir saat kadar sonra Mia’nın annesi ve babası beni telefon bombardımanına tuttular. Bir de gizli numaradan bir sürü arama aldım. Sonra Mandy aradı ve onun telefonunu açtım. Arka planda çok fazla çığlık ve bağırma olduğu için dışarı çıkmak zorunda kaldı.

Mandy anne ve babasına durumu anlatmış ve babası Mia’nın eşyalarını arabasına yüklemekle meşguldü. Annesi ağlayarak Mia’ya nasıl da büyük bir hayal kırıklığı olduğunu ve onun gibi bir kadın yetiştirdikleri için nasıl da utanç içinde olduklarını söylüyordu. Bana eski kafalı diyebilirsiniz ama anneniz size nasıl bir orospu olduğunuzu söylüyorsa, Ahlaksız Köye giden trende bir iki durak, hatta en az 47 durak fazla yolculuk yapmışsınız demektir.

Mia’nın ağlayarak gidecek bir yeri olmadığını söylediğini duyabiliyordum. Onun hak ettiği cezayı görmesine sevineceğime birden çocukları düşünmeye başladım. Çocukların büyükanne ve büyükbabaları ile kalmasında bir problem yoktu ama Mia’nın gidebileceği yerlerin hiçbirine çocukları götürmesini kabul edemezdim. Çocukların Becca’da kalmasına izin veremezdim. Çocukları her nası ödeyebilecekse bir otel odasına götürürse, oraya alabileceği adamlar yüzünden çocukları almasına izin veremezdim.

Ailesinin gerçeğin bir kısmını bilmesine sevindim ama bunun çocukları ziyaret konusunda sorun yaratacağını biliyordum. Eğer sabit ve güvenli bir ikamet bulamazsa, mahkeme onun çocukları bir gözetim olmadan almasına izin vermez. Çocukları gözetim altında sadece birkaç saat görmek can acıtıcı olsa da bu mezarı kendisine o kazdı. Bu kadın evsizler sığınağında da kalsa, lağım çukurunda da kalsa umrumda değildi, hala da umrumda değil.

Mia dışarı gelip telefondakinin ben olup olmadığımı sorduğunda, Mandy ile hala konuşuyorduk. Mandy Mia’ya ne söylememi istediğimi sordu. Muhtemelen gerçeği söylememem lazımdı zira Mia telefonu kaptı ve histerik bir şekilde yalvarmaya başladı. Onun hayatını mahvetme konusunda neden bu kadar istekli olduğumu sordu. Kısaca “çünkü sen benim hayatımı mahvettin” dedim. Bana sadece onu affederek hayatımı geri alabileceğimi söyledi. Ona o hayatın artık bittiğini ve onun yalanlarından dolayı aslında hiç var olmadığını söyledim. Yine yalan söyledi ve beni sevdiğine yemin etti. Ona, onun hayatında tek sevdiği şeyin kendisi ve seks olduğunu söyledi. Onların hiçbirinin kendisi için hiçbir şey ifade etmediğini söyledi. Ona onların benden ya da ailesinden daha fazlasını ifade ettiğini, yoksa bütün ailesini defalarca riske atmayacağını söyledim. Onu neden ailesine gammazladığımı sordu ben de onlara neden doğruyu özellikle de Carrie’nin babasının ben olmadığımı söylemediğini sordum. Bana lanet okudu ve benim Carrie’nin babası olduğumu ve her zaman da babası olacağımı söyledi.

Ailesinin onu evlatlıktan reddettiğini ve evden attıklarını söyledi. Ona bundan mutlu olduğumu ve hayatını daha da kötü hale getirmek için elimden gelen her şeyi yapacağımı söyledim. Bana beni sevdiğini söyledi ve beni seven birine karşı nasıl bu kadar acımasız olduğumu söyledi. Bunu kendisine 6 sene önce sorması gerektiğini söyledim. Ona sadece her şeyi kaybetmekte olduğu ve insanlar gerçekleri duyduğu için pişman olduğunu söyledim. Ama yaptıklarının onu uzak durulması ve hakkında kötü konuşulması gereken biri yaptığını söyledim. Ailesi ile yaşadıklarını hak ettiğini söyledim.

3 gün sonra Nadia aradı ve Mia’nın avukatının bir görüşme daha ayarlamaya çalıştığını söyledi. Görüşmeyi geçen Cuma’ya, Nadia’nın ofisinde olacak şekilde ayarladık. Mia’yı görmeyi ve onunla konuşmayı hiç istemediğimi söylememe gerek yok sanırım. Ama Mia’nın evsiz kalmasının, velayet konusunda sonuçlar doğurabileceğini biliyordum.

Toplantı başlar başlamaz Mia’nın avukatı bana Mia’nın aile evinden atıldığından beridir arabasında yaşadığını söyledi. Neden Rebecca ile kalmadığını sordum. Sonuçta onun bu duruma düşmesine sebep olan çürük elma Becca’ydı. Mia buna cevap vermedi. Bunun yerine bana evde kalıp kalamayacağını ve evlilik terapisi almamızın bir yolu olup olmadığını sordu. Ev konusunda anne ve babasına danışmasını, çocuklarla yaşadığımız eve yaklaşmasına bile izin vermeyeceğimi söyledim. Evlilik terapisini, bundan sonra onunla evlenecek aptal ile yapmasını söyledim. Ama o aptala da sadık kalmayacağından emindim.

Mia’nın avukatı kullandığım dile ve sözlerimin kabalığına itiraz etti. Ona, Mia’yı temsil etmekten başka bir şey bilmeyen, para yiyen bir osuruk olduğunu söyledim ve ona parasını OnlyFans ile ödeyip ödemediğini sordum.

Nadia ortamı yatıştırmak için elini omzuma koydu ve biraz daha medeni olup olamayacağımızı sordu. Ara vermek istedim zira yeni sözel bombalarımı zaten yüklenmiştim ve sinirimin yatışması gerekiyordu.

20 dakika ara verdik ve herkesten uzaklaşmak için arabama gittim. Mia’nın arabasını görünce aklımdan arabayı boydan boya çizmek geçti. Ama bunu yapamayacağımı biliyordum ve zaten yeterince avukatla uğraşıyordum.

Arabanın yolcu koltuğunda abur cubur yemek poşetleri vardı. Arka koltukta ise elbise yığınları. Hem kendi hayatını hem de benim hayatımı cehenneme çevirdi.

Bir psikolog yardımı ile nefretten kurtulmaya çalışıyorum ama bu kadına saygı ve nezaketin kırıntısını bile göstermek için bir neden görmüyorum. Kadının kendisine saygısı yok ki.

Nadia toplantıya geri döndüğümüzde, ne olursa olsun, mümkün olduğunca sadece evet ya da hayır cevapları vermemi tembihledi. Bunu yapmaya çalışacağımı söyledim ama eski karımın kaldırabileceğimden çok daha fazla yalan ve bahane ürettiğini söyledim. Bunun üzerine Nadia, toplantının en kısa sürede bitmesi için elinden geleni yapacağını söyledi.

Nadia toplantıya, Mia’nın herhangi bir terapi alıp almadığını sorarak başladı. Mia, fiziksel terapi ile uğraşırken buna vakti olmadığını, ayrıca parasının da olmadığını ve zaten sigortasının bunu karşılamadığını iddia etti. Mia, terapiyi biz ödersek, birkaç seans terapiye gidip gidemeyeceğini sordu. Başımı çok hızlı bir şekilde Nadia’ya çevirdim ama her şeyin kontrolü altında olduğunu belirtmek için masanın altında bacağıma vurdu.

Mia’nın avukatı, ücreti kim öderse ödesin, Mia’nın kendi seçtiği terapiste gideceğini söyledi. Nadia bunun sorun olmayacağını söyledi. Biraz terapinin, daha iyi bir anne olmak için Mia’nın duygularını işlemesine yardımcı olacağını söyledi. Ben hala böyle bir teklifte bulunduğu için Nadia’nın aklını kaybettiğini düşünüyordum ama konuşmasına müdahale etmedim. Mia’nın avukatı bunu aralarında konuşup bize döneceklerini söyledi.

Nadia her ne kadar karşı tarafın avukatı olsa da, bir kadın olarak dava içindeki bir kadının gerekli yardımı aldığından emin olmak istediğini söyledi. Bunu söylerken o kadar ikna ediciydi ki, kendi avukatımın benim aleyhime döndüğünü sandım.

Mia bir aile birliği içinde terapi görüp göremeyeceğimizi sordu. Nadia’yı bunun mümkün olmadığını söylemedi için masanın altından dürttüm ama Nadia beni geri dürttü ve eğer Mia birkaç terapi seansına giderse ve terapist bunun faydalı olacağını söylerse, bunu yapabileceğimizi söyledi. Nadia’nın bunu yapmasının bir nedeni olduğunu biliyordum ama bana önceden amacının ne olduğunu söylemesini çok isterdim. Bunu neden yaptığını sonra öğreneceğimi biliyordum ama toplantı bitene kadar ambale olmuş şekilde kaldım.

Mia’ya şu an yaşadıklarının tüm o ucuz ve anlamsız maceralara değip değmediğini sordum. Onca sene yapabildiği şeylerin, her şeyi kaybetmeye değip değmediğini gerçekten merak ediyordum. Bundan zevk alıyor olması gerektiğini söyledim yoksa bunu defalarca yapmaya devam etmezdi. Tüm bu deneyimlerin, kendisini seven bir kocayı ve çocuklarının velayetini kaybetmeye değip değmediğini gerçekten merak ediyordum.

Mia bana cevap olarak hayır demeden önce, samimi gibi görünen gözyaşlarını dökmeye başladı. Gerçek bir utanç duyup duymadığını sordum. Hiçbir şey için olmasa bile yakalandığı için tonlarca pişmanlık altında ezildiğini zaten biliyordum ama gerçekten utanç duyup duymadığını merak ediyordum. Eninde sonunda herkes yaptığı iğrençlikleri öğrenecekti ve özellikle de şimdi ailesi bunları biliyordu. Ona gerçeği ailesinden sonsuza kadar saklayabileceğini gerçekten düşünüp düşünmediğini sordum. En azından işe başlayana ve kendi evine çıkana kadar saklamayı umduğunu ama bunun eninde sonunda ortaya çıkacağını bildiğini söyledi.

Sonunda benim canımı yaktığı için özür diledi ve bunu yapmayı asla istemediğini iddia etti. Ona benim canımı yakmadığını, beni mahvettiğini söyledim. Hergün, gün boyu acı çektiğimi, acının sadece ruhumun içinde olmadığını, acıyı eklemlerimde, kaslarımda hissettiğimi söyledim. Kalbim o kadar kırık ki, benim ruhumu zehirlediğinde, zehir ikincil organlarıma sızdı. İyi günümde tamamen hissizdim. Kötü günümde ise tüm vücudun geriliyor, depresyon bazen fiziksel ağrıya neden oluyor. Bazen hiçbir neden olmadan hamlamış olarak uyanıyorum.

Acımı ifade etmem üzerine ağlamaya başladı. Ona bu kadar acımasızca ihanet edilmeyi hak edecek ne yaptığımı sordum. Bu soru onun daha fazla ağlamasından başka bir işe yaramadı. Ona onun yaptığını yapan birinin ne hak ettiğini düşündüğünü sordum. Ne istediğini değil, onun yaptıklarını yapan birinin ne hak edeceğini düşündüğünü sordum. Daha beter ağlamaya başladı. Cevapsız gözyaşlarına tahammülüm kalmadı. Benim işim bitmişti, toplantı da bitti.

Mia’nın avukatı onu dışarı çıkarmaya çalışırken, Mia onu affetmem için bana yalvarıyordu. Ona konuşmanın bittiğini ve eve gitmesini söyleyip durdum.

Mia ve avukatı sonunda gidebildiğinde, Nadia ne yapmaya çalıştığını açıkladı. Mia’nın psikoloğunu ödememi önerme sebebi, bunun mahkeme tarafından bizim lehimize bir hareket olarak görülecek olmasıydı. Ama Mia bariz şekilde dengesizdi ve yaşamla baş edemiyordu. Eğer bir psikolog Mia’nın hastaneye yatırılmasında ısrar ederse, bu ona yardımcı olabilirdi ama mahkemenin Mia’nın bu kadar dengesiz olduğunu görmesi asıl bize faydalı olurdu.

6 yıldır beni kandıran bir kadını bu şekilde psikoloğa göndermekten vicdan azabı çekecek değilim. Eğer psikoloğa gitmesi için aile terapisine gitmem gerekirse ona da giderim. Mia kendi kuyusunu kazmakta çok iyi, umarım böyle devam eder.

Evet biliyorum, bu hiç de kısa bir güncelleme olmadı. Ama olabildiğince konsantre bir güncelleme olduğunu umuyorum. Çocuklar iyiler. Michael beyzbol oynuyor ve takımın en uzun boylu çocuğu olduğu için atıcı oldu. Michael’i Doug ve iki oğluyla beraber beyzbol maçına götüreceğim.

Carrie her zamanki gibi çok tatlı ve güzel. Havuzu çok seviyor ve çocuklu arkadaşların gelmesi de onun için çok iyi oluyor. Hayatı dolu dolu yaşayan ve burunlarını telefona gömecek zamanları olmayan iki çocuk yetiştirmek istiyorum.

Hepinize nazik sözleriniz ve desteğiniz için teşekkür ederim. Arkamda bu kadar insanın desteğinin olduğunu bilmek güzel.

Bitirmeden bir not düşmek istiyordum. Bazı insanlar, Mandy ve ailesinin, Mia’nın beni aldattığını, ben öğrenmeden önce bile bildiği fikrine kapılmış. Ben bunu kendi aileme anlattığımda, onun ailesinin olaydan haberi bile yoktu. Mia’nın Carrie’nin babası da dahil birçok erkekle ilişkiye girdiğini çok sonra öğrendim. Mia’ya Carrie’nin babasının ben olmadığımı ilk ben söyledim. Bundan sonra bu bilgiyi ailesi ile paylaştığını var saymıştım. Babası “o adamlardan” bahsettiğinde, çok fazla sayıda adam olduğunu bildiklerini var saymıştım.

Mia’nın ailesini seviyorum ve bu konuda daha fazla acı çekmelerini istemiyorum. Mia onlara birkaç erkek ile aldattığını itiraf etmiş sadece. Ben Carrie’yi korumaya çalışıyordum ve Mia’nın Carrie ile ilgili durumu gizlilik içinde ailesine anlattığını düşünüyordum. Ailesi ile görüşmüyordum ya da Nadia ve Jesicca aracılığı ile haberleşiyordum. Mandy ile karşılaşana kadar, onun ailesinden kimseyle konuşmamıştım. Mia’nın bunun böyle devam etmesini istediğini o zaman anladık. Kafa karıştırdıysam kusuruma bakmayın. Hepinize teşekkürler.

Sonraki bölüm Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 7 – Mia’nın sonu (1)

Tüm seri: