Vaka Çalışması – “İlişkide” feminenleşme ile terk edilmek

Popüler kültür erkeklere ilişkilerinde problem çıktığında, stoik – maskülen yani sakin ve güçlü bir şekilde davranmak yerine duygusal ve feminen davranmaları gerektiğini sadece öğretmemiş, otomatik çalışan bir program olarak beyinlerine kablolamış vaziyette.

Aşağıdaki arkadaş, çoğu erkek gibi, sonradan neden ve nasıl yaptığını bilmeden, bu program tarafından ele geçirilmiş. Yaşı genç ve hatasının utancıyla kıvranıyor yani kendisinde umut var.

Arkadaşlar, feminen – maskülen, tam olarak kadın – erkek demek değil.  Feminen enerji daha çok duygusal yatırım, daha çok ilişki fedakarlığı, ilişkiyi ve partneri daha merkeze koyma, daha çok ilişki çabası, maskülen enerji ise daha çok hedef ve çalışma odaklı olma, ilişkiyi ikinci planda tutma, partneri yoldaş olarak görme ile alakalı.

Kadınlar erkekte maskülen enerjiyi, erkekler ise kadında feminen enerjiyi daha çekici bulurlar. Aynı şekilde kadınlar, erkekte feminen enerjiyi itici bulurlar. Örneğin bir kadının erkeğine bütün gün seni düşünmekten çalışamadım demesi erkeğe çekici gelir (ilişkiyi merkeze koyan feminen enerji) ama bir erkeğin bunu demesi kadınına genellikle itici gelir. Kadın ilk duyduğunda yalanını seveyim diye pek ciddiye almayacağı için kurtarır ama ciddiye alırsa itici gelir.

Erkekte feminen enerji ve kadında maskülen enerji itici. Ama sorun şu ki, erkek daha çok görsel olarak etkilendiğinden, kız güzelse kızdaki maskülen enerjiye toleransı daha yüksek ama kadın daha çok davranışlardan etkilendiğinden, erkek ne kadar yakışıklı olursa olsun erkekte feminen enerjiye toleransı düşük.

Şimdi aşağıdaki hikayeye bakın. Erkek burada sadece kaygı ve korkudan değil, böyle davranırsan kazanırsın diye iplerini ele alan otomatik programlama nedeniyle de feminen tarafa kayıyor. Başlangıç noktası zaten maskülen tarafta olmadığından (sanal ilişki masalları) kayışı çok hızlı.

Selamın aleyküm Mahmut abi,

Aleyküm selam.

Size kendimden ve yaşamış olduğum kısa dönem (4 Ay) ilişkimden bahsetmek istiyorum. Yaklaşık 6-7 ay önce dış görünüşünü beğendiğim birisini instagramdan ekledim ve yazışmaya başladım. Kendisi 2004 Doğumlu gayet bakımlı ve güzel bir kızdı ve başka şehirde oturuyordu ben ise İstanbulda. Daha önce ilişki işleriyle pek uğraşmadığım için uzak mesafe olup olmamasını umursamamıştım.  Herkesin yaşadığı gibi bizim de ilişkimiz güzel ilerliyodu.

Çoğu aç gencin yaşadığı gibi sanal mastürbasyonu ilişki sanıyordun.

Övgülü sözler, iltifatlar ve hediyeler benim tarafımdan havalarda uçuşuyordu.

Bu leylalığının cezasını çekmemen mümkün değil ve çekmen de lazım ki ders alıp bir daha yapmayasın.

Şimdi dönüp bakıyorum da sürekli iltifat eden taraf benmişim.

Uydu erkeklik pişmanlıktır, sanal uydu erkeklik daha beter pişmanlıktır.

Kendisine kanım çok ısındı hatta böyle ilişkilerin olmazsa olmazı evlilikten vs bile bahsettik ve ilk 1. ayda ondan hoşlandığımı, onu sevdiğimi söyledim.

Kıza tek söylediğin şey, nasıl aç abazan ve tercih edilmeyen bir erkek olduğun. Kendinizi bu kadar aç bırakıp düşmeyin. Yahu İstanbul’da oturuyorsun!

Kendisi de aynı sözleri 15 20 gün sonra doğum gunumde söyledi.

Ne kadar şirin. Sanal uyduluktan olmayan ilişki sanrısına terfi ettin.

Belirli süre geçtikten sonra bir tavrı dikkatimi çekti. Mesajımı yazdıktan sonra mesajı umursamayıp instagramda gönderi beğendiğini gördüm.

Bu kız seni neden umursasın? Gerçek hayatta yoksun ki? Ayrıca sen de yavaş yavaş feminen ağırlıklı bir ruh haline bürünüyorsun. Şu laf tamamen bir kadın lafı. Instagram stalklaması yapıp, erkeği başkalarıyla kırıştırıyor şüphesi ile kıvranan kadın halleri.

Başlarda bunu dert etmedim ve görmezden geldim ama sonraki günlerde görmezden gelinmek veya yanlış anlaşılmak hiç istemediğim ve hoşlanmadığım şeylerdir diye kendisine bahsetmiştim.

Ee? Yine yapsa ne yapacaksın? Kuzu kuzu sineye çekecek bir aç erkek izlenimi veriyorsun çünkü.

İlişkimizin 3. ayında

Off ya yokluk bir insanı bu kadar da zavallı yapmamalı. Sizin ilişkiniz milişkiniz yok.

İngiltere’deki kız kuzeniyle beraber istanbula geleceğini söyledi. Gelmeden öncede Kuzenine ” Hayatımda biri var, sana ondan bahsetmek istiyorum ama yüz yüze gelince” dedi. Normalde kuzeniyle aynı günde geleceğini ama ben olduğum için 3 4 gün erken gelmek istediğini söyledi ben de çok sevindim. Günü geldi ve İstanbuldaydı. Onu aracımla havalimanından aldım sarıldım, öptüm ve yengesinin evine götürdüm.

İlk defa şimdi bir şeyler başladı ve işin içine koku, vücut dili, duruş, vs. gibi bir sürü faktör girdi.

2. gün de buluştuk herşey çok güzeldi.

Sen fazla hayal dünyasında olduğun için sana öyle gelmiş olabilir. Ya da bu hayal dünyasındaki şapşikliğin yüzünden kısa sürede her şey kötüye dönebilir.

3. gün de buluştuk. 4. gün buluşmayalım şüphelenmesin yengem dediYengesinde kalıyordu) ve başka güne erteledik. Buluşmadığımız süre içinde beni çok özlediğini, Şehrine dönünce bu özlemle ve yokluğumla nasıl baş edeceğini sordu hatta ve hatta evlilik, söz nişan gibi konuları açtı ve ciddi ciddi bunu tartışmaya başladı. Onu çok seviyordum ama böyle birşey söylemesini beklemiyordum biraz da olsa aklımı bulandırmaya çalılştı ama ben pek oralı olmadım.

İyi biraz da olsa kafan çalışıyor.

3. Buluşmamızdan hemen önce, önceki geceden yorulduğunu, boynunun ağrıdığını ve üşüttüğünü söyledi. Ben de gayet normal karşılayıp ”Başka gün yine buluşuruz o zaman bugun dinlen dedim”. O ise konuyu uzatıp ”Ben öyle demek istemedim”e getirdi ve tartışma çıkardı.Haklı olduğum bir konuda özür dilemek zorunda kaldım.

Özür dilemek zorunda değildin, seni “bırakır korkusu” ile boyun eğdin. Burada artan oranda feminenleşiyorsun. İlişki devam etsin diye çilelere katlanan, alttan alan, hırpalanan kadın modundasın.

Ben de o zaman buluşalım dedim ama bu sefer kendisi istemedi çünkü ben ”O zaman sonra buluşalım dinlen” dediğim için buluşmak istemiyordu. Gönlünü almak için önceden hazırladığım çiçeği alıp yengesinin evinin önüne gittim ve kapının orda olduğumu söyledim(Büyük hata farkındayım).

Yaltaklanarak boyun eğmeye devam.

Şaşkınlık ve sinirli bir biçimde neden böyle yaptığımı. Aşağıya gelemeyeceğini, temizlik vs yaptığını söyledi. Ben de gelmeyeceğini anladıktan sonra biraz daha bekleyip eve gittim. Bir kaç mesajına geç cevap verdim çünkü o sinirle birşey yazıp yeni bir tartışmaya girmek istemiyordum. geri dönüş yaptım ama o 4 5 saat boyunca yazmadı ve üstte de bahsettiğim şeyi tekrarladı. Mesajıma cevap vermeyip İnstagramdan birkaç post beğendiğini gördüm.

Full stalk modundasın, aşırı feminenleşmiş vaziyettesin. Erkek adam olsan bunu fark etmezdin bile. Gerçi erkek adam olsan olay buraya kadar da gelmezdi.

Bu sefer ciddi ciddi söyledim.

Sadece arıza bir stalker olduğunu itiraf etmekle kalmıyorsun aynı zamanda ilgi dileniyorsun.

Kendisinin kusurunu bir kenara koyup benim nasıl böyle bir şeye takıldığımı ve öyle birşey olmadığını dile getirdi. Yine haklı olduğum bir konuda geri adım atmak zorunda kaldım.

Korkaklığından, zayıflığından, kendine değer vermemenden ve kadını kaybetme korkusundan eğilip itaat ettin. Daha da sub (alt) oldun. Kızı da dom (üst) yaptın. Aranızdaki dinamikte sen feminensin, o maskülen. Buradan genelde tamamen kaybedwrek çıkarsın.

Şimdi bu öğrenilmiş çaresizlik size popüler kültürden dikte ediliyor. Gerçekten bir erkek olarak ilişkide en iyi şekilde ilerlemenin, sorun çözmenin, kadınlaşmak olduğunu öğreniyorsunuz. Sen de çoğu erkek gibi, ne kadar feminen olursam o kadar beğenilirim diye bir programa sahipsin.

Kuzeni gelmişti ve onunla geziyordu. Kuzenine benden bahsettin mi dediğimde evet bahsettim. Öyle yani kötü birşey söylemedi dedi ama hoşuma gitmeyecek sözler sarfettiğini anlayabiliyordum yine de uzatmadım. Yeni yerler gördüğümde hep ona atardım ve ondan da aynısını beklerdim ama o kendince story atmaya ve gezmeye devam etti. Anlayışla karşılamaya çalıştım ve ses etmedim.

Neredeyse %100 feminen enerjiye geçtin. Şu aşamada inanılmaz iticisin. Hoşlandığın kız kıllarla kaplı bir şekilde karşına çıksa seni nasıl itecekse sen de öyle iticisin.

Kuzeni için kuaföre gittiklerinde ”Sen de bir şeyler yapsana sana çok yakışır dedim”. Ama o sanki ben ona saldırmışçasına ”Ben halimden memnunum herhangi bir değişiklik istemiyorum yani”. vs dedi ben de yine uzatmadım.

Çoktan nextlemen gereken kızı kendini küçülterek takip ediyorsun. Senin kendine saygısız hareketlerin onu da sana saygısız hale getiriyor.

Gezmelerinin 5. gününde Nusrete gitmişlerdi ve attığı hikayeden çok yakında yabancı uyruklu bir erkek sesi geliyordu. ”Ona Senle kuzenin mi gittiniz?, Sadece ikiniz gittiniz zannediyordum dedim” o ise ”Diğer sevgilimle gittim. Yani bu soruya böyle cevap verilir dedi”. O an çok ama çok bozulmuştum çünkü ona böyle konuşmalardan hoşlanmadığımı önceden de ifade etmiştim. Bozuntuya vermeyip mantık çerçevesinde cevap verdim ama 10 saat boyunce mesajıma dönmedi.

Kız artık peşini bırakman ve yakasından düşmen için iyice kabalaştı.

Ben de onun yanı sıra sohbet başlatma amaçlı konu dışı birkaç şey yazmıştım onlara da cevap vermedi.

Maalesef sülük gibi yapıştın ve peşinden koşup kendini alçaltmaya devam ediyorsun.

Mesajları okuyamıyordu çünkü uzun yazılardı.

 Bu aşamada engel yemen lazım. Duygusal yatırımın aşırı düzeyde. Aranızdaki etkileşimin kadını sensin, onu da erkekleşmeye itiyorsun.

Bakmamaya devam edince mesajları sildim Ona ”Sen böyle değildin” yazdım ve uzun bir yazıyla ondan ayrıldım.

Birincisi ayrılacak bir ilişkin yok, sadece 2 gün flört ettiğin ve sonra göremediğin bir kız var (evet 2 gün). İkincisi bu “bak gidiyorum ha bak bak giderim ha” blöfüdür kimse yemez. Gerçekten bıraksan kıza bir şey yazmadan bırakırdın.

Belki konuşularak daha iyi yere gelinirdi belki de onun gözünde artık bir betaydım çünkü sizin de dediğiniz gibi.

Betadan da öte, erkek vücudunda %100 feminensin.

Bizi alfa özelliklerimizden ötürü seçiyorlardı.

Normal maskülen bir erkek olsan yeterdi. İstenmediğim yerde durmam, beni istemeyenin peşinde koşmam demeniz için alfa kral olmanız gerekmiyor. Bu hiç de zor değil, özellikle hemen hemen hiçbir tarihçeniz olmayan kızla.

Senin bir erkek olarak bu aşamada çok az duygusal yatırıma sahip olman gerekirken, 5 senelik ilişkide bile adamı madara edecek kadar yüksek bir duygusal yatırıma sahipsin.

Şu podcastımızı dinlemeni şiddetle tavsiye ederim.

Ertesi gün gözyaşımın fotoğrafını çekip ona attım( Bunu yaptığıma hala inanamıyorum).

%100 feminen enerjide devam. İşin ilginç tarafı, sen bunu yaparak kadının seni seveceğini falan sanıyorsun. Şimdi popüler kültürün çoğu Batı’dan ithal ama bu seviyesi bizim kendi kültürümüze has bir arabesk. Ağıt yakarak kendisini zengin çocuk için terk eden kızı ağlatan, yeni ünlü türkücü arabeski.

Şuanki aklım olsa asla böyle birşey yapmazdım.

Neyse sende en azından umut var. Abi bu kızı çok istiyorum diye zırlamıyorsun. Hatandan duyduğun utanç canını yakıyorsa, sende umut var demektir.

Arkadaşlarım aracılığıyla bir kaç kere saçma sapan ”Bulunmaz hint kumaşı değilsiniz” veya ”Bizden olmadı kendine iyi bak kendine cok dikkat et” gibi şeyler de yazdım ama son 1.5 – 2 aydır birbirimizi engelledik ve iletişim kurmuyoruz. Daha çok gencim henüz 21 yaşındayım. Bu ilişkiyi atlattım ama ileride böyle olmaması için kendimi Yüksek değer erkek olma yoluna koydum.

Bakın arkadaşlar, tabii ki yüksek değerli erkek olun ama en azından hızlı bir şekilde erkek olup kalmayı öğrenin. Bir kadınla aranızdaki flört ya da ilişkide sorun çıktığında, bu sorunu en hızlı şekilde feminenleşerek çözmeye çalışma refleksinden kurtulmanız gerekiyor. Bunu yapmanız bile sizi ilişkilerde tepe %10’a sokar.

Böylesinin benim için daha iyi olduğunu ve bir sonraki ilişkimde ne yapmamam gerektiğini sizin sayenizde öğreniyorum. İyi çalışmalar.

Bir sonraki sefere gerçek bir ilişkin olduğunda ya da bir kızla flört ederken her zaman maskülen tarafta kalman gerektiğini öğrenmen lazım. Göğsünü yumruklayıp kabalaşmaktan bahsetmiyorum. Duygusal patlamalar yerine bırakıp kendi işine bakmaktan, gözyaşı acındırmaları, peşinden koşmalar, ilişki için saçını süpürge etmeler yerine olmadığı yerde bırakmaktan bahsediyorum. Haklı iken omurgalı olmaktan, omurgasız bir şekilde eğilip özür dilememekten bahsediyorum.

Unutmayın, %100 kibar be %100 maskülen olabilirsiniz. %100 kaba ve %100 feminen olabileceğiniz gibi.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Fresh & Fit ve Tomassi’nin Silikondan Kanunları

Amerika’da manosphere / red pill (kırmızı hap) yayınlarını son bir senedir ele geçiren bir saçmalık var. Miami gece kulüplerinden (ABD’yi biraz biliyorsanız Miami kızları ekstra enteresan kızlar diyelim) en embesil, yozlaşmış kevaşeleri büyük bir gayretle arayıp şova çıkarıyorlar ve sonra da tokat manyağı yapıyorlar. Rollo Tomassi gibi bazı kırmızı hap guruları da bu programlara katılıp, program sunucusu palyaçolarla birlikte “aha hipergami“, “aha bak solipsizm“, “ahan da kırmızı hap ispatlandı” diye kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar.

Bunların en bilineni, Fresh & Fit denilen yayın. Bu yayın konsepti çok başarılı şimdi, adamlara hakkını verelim. Eyaletteki herkese veren ama bir kendilerine vermeyen kevaşalere kızgınlıktan bilenmiş oğlanlara, “aha nasıl koydu o**spuya, oh olsun oh” diye mastürbasyon yapma, kızgınlıklarını boşaltma imkanı veriyor. Ve bu sayede de milyonlarca kayıtlı (muhtemelen botları çıkar yüzbinlerce) takipçiye ulaşıyorlar. Fakat Fit olan Myron ile Fresh denilen ve yeni milli olmuş gibi duran sunucular tek kelimeyle berbatlar.

Bu ikiliye geçmeden önce bir de son zamanlarda her yerde gördüğüm ve konuyu kafamda canlandıran Whatever podcast var. Konsept aynı ama F&F’in konseptine ek olarak bunlar bir de kızlara IQ testi yapıyorlar ve 70 üzerinde alanları programa almıyorlar gibi. Hani maalesef ciddi zeka düşüklüğü konuşmaya, gözlere yansır ya, bu kızların çoğundan da bu akıyor. Tabii kevaşelik, yozlaşmışlık vs. aynı. Burada da bu kızları tokatlayıp “bakın hepsi böyle biz de nasıl koduk değil mi” diye mastürbasyon imkanı sağlıyorlar.

Image

Fresh & Fit’e dönelim. Bu ikili, Rollo Tomassi alıntılarını ezberlemiş, kafaları çalışan ama pek de entelektüel birikimleri olmayan iki adet oyunsuz adam. “Av sahaları” da sanırım Miami gece kulüpleri ve havuz partileri ile sınırlı. Programa katılan ve Rollo Tomassi gibilerin utanmadan “bakın kadın doğası bu” diye gösterdikleri örnek kadınlar ve Myron hakkında bir bilgi versin diye anlatıyorum. Myron geçen sene bir influencer kıza mesaj atıp “bizim programa katılır mısın ama önce benim altımdan geçmen lazım” diyor. Kız kabul etmeyip “o ne be?” deyince de Rollo Tomassi’den ezberlediği bir repliği yazıyor : “Çünkü yüksek değerli erkek az, güzel kadın çok” 😀

Bu arada bu yayınlara çok katılan DJ Akademik diye bir eleman var. Onun da kız arkadaşıyla kavga ettiği bir video var. Kız sadece tek kelime edip elemanın çerçevesini darmadağın ediyor ve adam bu aşamadan sonra “I am the price, I am the price!” diye bağırmaya başlıyor 😀

Her neyse, ahlaksız teklifin yapıldığı kız da “geleyim de sana kadınlarla nasıl konuşulur öğreteyim, bunu da yayınlayacağım” deyince “sen herkese veriyorsun o***pu” diye hakaretler. Myron bunu yalanlamadı zaten, “açıkla lan o***pu” dedim diye programında itiraf etti.

Şimdi bu Myron denilen herifin seeking denilen sugar baby sitesinde sugar daddy profili var. Bakın istediğini yapabilir, bir adam parayla, ünle kadın götürebilir. Ama bu herifin oyunu sıfır ve utanmadan mesaj oyunu öğretiyoruz, Rollo kefil diye programlar satıyorlar.

İkilinin Fresh’i ise tam akıllara zarar. Myron olayın ardındaki kötü ana karakter gibi belli bir zekası var ama Fresh her şeyi bok eden minion gibi bir şey. Eleman yine geçen sene programa bir kız getirdi, bu kız farklı, çok masum, materyalist değil, benim kişiliğimden etkilendi falan filan diye. Sonra tabii internet hafiyeleri kızın seeking sitesinde kendini pazarlayan bir sugar baby olduğunu buldular. Yanlış anlamayın, Fresh bunun gayet farkında. Sonra kızla bir program yaptı ve kız biz seeking sitesinde tanıştık dedi zaten. Sonuçta eleman bir adet şeker bebekle seeking sitesinde tanışıyor ve kıza iyi kız rolü yapması için muhtemelen para verip programa çıkarıyor.

Bu şeker bebek olayı şurda. Bu elemanları takip ediyorsanız İngilizce biliyorsunuz diye tahmin ediyorum.

Babasının Wall Street’ten tokatlayıp kaçırdığı milyonları çok zekiyim pokerde kazandım diye yutturan, kiraladığı villada kiraladığı kadınlarla parti verip evimde parti veriyorum kızlar akıyor diye ergenlerin ağzının suyunu akıtan Dan Bilzerian vardı. Maalesef onun iş modelinin belli bir başarısından sonra (sahtekarlıkla internet fenomeni ol ve sahtekarlığın ortaya çıkmadan internetten zengin olarak sahtekarlığının ortaya çıkmasını engelle) bu tür kurmacalar çokça olmaya başladı.

Açıkça söyleyeyim, bu programları ilk gördüğümde Rollo’nun arada bir katıldığı bir şey sanmıştım ama sonra bunlarla ciddi ciddi ilişki içinde olduğunu gördüğümden beridir Rollo Tomassi’yi takip etmeyi de bıraktım. Kendisinin zirvesi 2013 civarı ve gördüğüm kadarıyla 2022’den itibaren yeni söyleyecek bir şeyi olmadığı gibi, arkasında durduğu saçmalıklarla genç erkekler için düpedüz zararlı biri haline geldi. En son gördüğüme göre bimbolar ve pornocularla poz verip takipçi kasmak için Twitter’a atıyor.

 

İçerik üreticilerinin takipçilerinin saygısını kaybetme pahasına kısa dönemli palyaçoluklar yapması acıklı ama dediğim gibi Rollo takipçi kazansa da içlerinde benim de olduğum birçok takipçisinin saygısını kaybetti.

Rollo Tomassi yıllarca “Roosh V’nin en zayıf noktası hayatını bundan kazanması ve o nedenle de bitti, benim kendi işim var ve bu sayede benim bitirilmem zor” diyordu (Las Vegas’ta likör promosyonu yapıyordu).  Kendisi tüm hayatını bundan kazanmaya başlayınca ya bitmemek için ya da daha fazlası için bu saçmalıklara daldı. Siz ne yaparsınız bilmem ama ben kendisinin yeni içeriklerini tüketmemenizi tavsiye ederim.

Aslında The Rational Male sitesinde örnek verdiği hikayeleri ve 27 senedir evli olduğunu düşünürseniz (evet Rollo Tomassi en son piyasada olduğunda, çoğunuzun anne ve babası tanışmamıştı bile!), gerçek oyunu sadece Rock barlarda ve sonrasında Las Vegas kulüplerinde gözlemleyen birinin, Miami Kulüplerinden gelen kadınları tüm kadınlara örnek alması çok şaşırtıcı gelmiyor.

Peki ama bütün kızlar en azından ABD’de bütün kızlar böyle değil mi diyenler oluyor. Kızların sadece en tepedeki erkekleri gördüğü ve diğer erkeklerin görünmez olduğu şikayeti kırmızı hapta çok dile getirilir. Uzun süredir bunun erkekler için de doğru olduğunu görüyorum. Özellikle kadın tecrübesi az olan ya da sadece gece kulüplerinde takılan erkekler, kendini pazarlayan, en bimbo kızları görüp diğerlerini görmüyorlar bile. Oysa Youtube’a girip birkaç ABD üniversitesi kampüs turu izleyin (öğrencilerin çektiği) çoğunlukla sıradan insanlar görürsünüz.

Ama abi sen spring break partilerine ve kulüplere bak, gece çok değişiyorlar!

Gece değişmiyorlar birader, o kızların %5-10’u oralara gidiyor. ABD CDC rakamlarına göre ABD’de kadınların hayat boyu partner ortalaması 4.3 iken haftalık veya gecelik partner ortalaması 4-5 olan kadınları, tüm kadınların temsilcisi sanıyorsanız, kusura bakmayın feministler yarın çıkıp en embesil tecavüzcülerle program yapıp bakın tüm erkekler böyle diye çığırırlarsa şikayet etmeyin.

Arkadaşlar bu programlara Rollo çıkıyormuş, Tate çıkıyormuş hiç önemli değil. Bu programlardan kadın erkek ilişkileri konusunda öğrenecekleriniz, Kısmetse Olur programlarından öğrenebileceğinizden daha fazla değil. Oyunu olmayan ve kızları para ve ün ile altlarına almaya çalışan iki adet devasa SIMP ve onların bildiği tek kadın tipi olan bu bimbo topluluğundan öğrenebileceğiniz tek şey öfke ve yozlaşmışlık.

Bu arada Rollo Tomassi’yi tekrar tebrik ediyorum, yıllardır ipliğini pazara çıkarıyorum diye sükse yaptığı yozlaşmışlığın militanı oldu.

Erkek ruh sağlığını tedavi etmek için kadın ruh sağlığı modelini terk etmemiz lazım

Maskülenite krizi gerçek. Erkekler nüfusun %49’unu oluşturmalarına rağmen intihar edenlerin %80’i erkek.  Amerika Birleşik Devletleri’nde her 13.7 dakikada bir, bir erkek intihar ediyor. Kanada’nın İntihar Engelleme Merkezine göre, intiharların %50’sinde depresyon var.

İlaç ve psikolojik terapi, depresyon belirtilerini azaltma konusunda yardımcı olabilirler. Kadınlar için durum bu. Erkekler için ise bunlar daha az etkili. Ve bunun nedeni de, depresyon konusunda tamamen yanılıyor olmamız.

Kadınlar ve erkekler dünyayı tamamen farklı şekillerde görüyorlar ve beyinleri tamamen farklı şekilde kablolanmış durumda. Bu aynı zamanda kadınların ve erkeklerin, depresyonu farklı şekillerde deneyimledikleri anlamına da geliyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde psikologlara yetki veren American Psychological Association (APA) – Amerikan Psikolojik Topluluğu – zamanında “erkek depresyonu” fikrine açıktı. 2005 yılında APA, psikologların, “üzüntü, değersizlik hissi ve aşırı suçluluk duygusu gibi geleneksel depresyon belirtilerinin, birçok erkeğin depresif dönemlerindeki deneyimlerinde varolmadığını düşünmeye başladıklarını” söylüyordu.

Maalesef çok da uzun olmayan bir süre sonra, “cinsiyet kurmacadır” fikri yayılmaya ve APA’da cinsiyetler arasındaki farkları inkar etmeye başladı.  Ve kısa süre içerisinde de APA, geleneksel maskülenite özelliklerini “psikolojik olarak zararlı şeyler” olarak yaftalamaya karar verdi.

Böylece APA pratikte erkeklere sırtını döndü. Bu nedenle bugünkü sistemin, Amerikan erkeklerine yardım etme konusunda yetersiz olduğunun düşünülmesi şaşırtıcı değil.

Buradan da “erkek depresyonuna” geliyoruz. Hem erkekleri hem de kadınları iyileştirme konusunda uzmanlaşmış lisanslı psikoterapist Adam Lane Smith, erkek depresyonunun çaresizlik ve güçsüzlük duyguları etrafında döndüğünü söylüyor:

“Erkekler, çevrelerini değiştirme, kalıcı etki bırakma kabiliyetine; ya acılarını durdurmaya ya da acıya bir amaç yaratmaya  ihtiyaç duyarlar.”

Erkekler duygularının onaylanmasıyla daha az , çözüm bulmayla daha çok ilgilenirler. Cevaplar bulmayı ve bu cevapları şimdi bulmayı isterler.

Smith’e göre ise kadın depresyonu daha çok “sevilmeme ya da sevdiklerine faydasız olma hissi merkezli olmaya meyillidir. Kadınlar dikkate alınmaya, takdir edilmeye ve faydalı olmaya ihtiyaç duyarlar.”

Erkekler için ise çevrelerini pozitif şekilde etkileyememe hissi, derin depresyona açılan kapı gibi görünüyor.

“Önce” diyor Smith, “bu alanlarda çaresiz hissetmeye başlarlar ve bu negatif duygulardan asla çıkamayacaklarını düşünürler. Bir süre sonra da intihar düşünceleri oluşmaya başlar”

Smith’in sözleri korkutucu zira erkek depresyonu dramatik bir şekilde artıyor.

Eğer seçebilirlerse erkekler erkek terapistlerle konuşmayı tercih ediyorlar ve bunun cinsiyet ayrımcılığı ile alakası yok. Veriler erkeklerin erkek terapistlerle daha iyi sonuçlar aldıklarını gösteriyor. Ama maalesef yeterince erkek terapist yok. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki psikologların üçte ikisi kadın ve klinik psikologların yüzde sekseni kadın. Bazı üniversitelerde kadın psikoloji mezunlarının oranı %75.

Terapinin erkeklerde daha az fayda sağlamasının nedenlerinden birisi bu.

Smith’e göre bir diğer nedeni de çoğu terapi seansının erkekleri daha iyi hissetirmeye, “daha fazla seviliyor ve bağ kuruyor” hissettirmeye odaklanması. Fakat Smith çoğu zaman sorunun erkeğin güçsüz hissetmesi olduğunu ve erkek güçsüz hissetmeye devam ederken seviliyor hissetmesini sağlamanın, erkeğin daha fazla yük altında hissetmesine neden olduğunu söylüyor.

Başka bir deyişle, erkek depresyonunu, kadın merkezli yaklaşımla tedavi etmeye çalışıyoruz ve bu da erkek terapi hastalarının daha da kötü hissetmelerine neden oluyor.

Peki bu konuda yapılabilecek bir şey var mı?

İlk yapılması gereken, kadın ve erkekler arasında hem fiziksel hem de zihinsel olarak biyolojik farkların olduğunun, genel psikolog camiası tarafından kabul edilmesi ki bu da şu anki gidişatın tersine dönmesi gerektiği anlamına geliyor.

Smith, “herkese aynı gömleği giydirmeye çalışmanın, intihar ve uyuşturucu salgınını ve ruhsal sağlık merkezli diğer salgınları azaltmayacağını” söylüyor.

Erkeklerin içine düştükleri delikten çıkmaları için sadece daha iyi hissetmeleri yetmiyor. Aynı zamanda etkili ve anlamlı sonuçlar da almaları gerekiyor ve tüm ruhsal sağlık tedavilerinin amacı da bu olmalı.

Erkeklerin çektiği acıları gerçekten azaltmak istiyorsak, bir erkeğin acısının kadının acısından çok farklı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

Çeviri: We must stop using a female model to treat men’s mental health

Toksik evlilik hikayesi

“Toksik (çok zararlı) bir ilişkide olduğumu nasıl anlarım?”

“Ben toksik bir partner miyim?”

Bu yazıda toksik ilişkide olup olmadığınızı anlama konusunda zihin bulanıklığınızı açmaya çalışacağım ve yazının sonunda da size kendinize sormanız için bir soru vereceğim.

Şimdi sıklıkla duyduğum yorum ve mesajlardan birini okuyacağım. Eğer bu yazılanlar size hitap ediyorlarsa, maalesef toksik bir ilişki içindesiniz. Beni takip edenlerin ve danışanlarımın çoğu erkek olduğu için, bu yazı erkek bakış açısından yazıldı ama bunlar cinsiyet ve cinsel seçim ne olursa olsun geçerli şeyler.

Başlayalım:

“Hayatımı perişan hale getiriyor.”

Sadece bu ilk cümleye bakalım. Bu size hitap eden bir cümle ise, ilişkiniz kesinlikle toksik bir ilişki! Bu tabii ki partnerinizin tek sorun olduğu anlamına gelmiyor ama  partnerinizin hayatınızı perişan ettiğini hissediyorsunuz.

“Tüm umudumu kaybettim zira sürekli bir kötü bir iyi yaşamayı artık kaldıramıyorum. Buna ne sabrım, ne iradem ne de gücüm kaldı. Benim narsist olduğumu söyleyip duruyor ve ben de artık buna inanmaya başladım. Zira kavga gürültü çıkardığında onu tamamen görmezden geliyorum. Ona ultimatom verip duruyorum ve toksik davranırken ona duygusal destek veremiyorum.

Onunla dışarı çıkmayı reddediyorum zira her zaman bir olay oluyor. Karım tam anlamıyla bir bela mıknatısı. Terapiye gitmesi için baskı uyguluyorum, değişmesi gerektiğini söyleyip duruyorum. Bunun gibi yaptığım ve narsist diye tabir edebileceğimiz başka şeyler de var. Yani kendime sorup duruyorum: Çizgi nerede? Ben narsist miyim?”

Onun istismarlarının beni yıllar içinde kötü bir yönde değiştirdiğini biliyorum. Temel olarak o kadar stresli ve kaygılı bir hale geldim ki, doğru dürüst iş bile yapamıyorum. Tükenmiş, motivasyonsuz, verimsiz ve işte ihtiyacım olan yaratıcılıktan uzak hissediyorum. Sanki hiçbir anlaşılır nedene dayanmayan ve nereden çıkacağı belli olmayan saçma sapan belaları engellemek benim 7/24 işim olmuş gibi.

Bu kadınla karşılaşmadan önce bir sürü hobim, ilgi alanım, arkadaşım vardı. Ama bütün bunları yavaş yavaş yok etti. Beni sürekli aşağıladı, bana empati göstermedi ve ihtiyaçlarımı görmezden geldi. Buna paralel olarak hergün eleştirildim.

Tabii her şey kötüydü diyemem. Bu kadının çok iyi yanları da vardı ama ben kötü yanlarının ortaya çıkmamasını nasıl önleyebileceğimi bulamadım.

Zamanla bu kötü yanın ortaya çıkmasını beklemeyi ve bundan korkmayı öğrendim. Hatta yavaş yavaş bu kötü yanın adımlarını büyük bir kesinlikle tahmin edebilmeye de başladım.

Birinci Gün: Büyük bir kavga ve ayrılık noktasına gelme.

İkinci Gün: Barışma ve gelmiş geçmiş en iyi ilişki. Onun sevecen tarafına kavuşmam (ki bu benim sürekli ümit etmemi sağlıyor).

Üçüncü veya Dördüncü Gün: İstisnasız olarak gerilimin yeniden yükselmeye başlaması. Aman bir patlama olmasın diye parmak uçlarımda yürümem, onun kızgınlığını savuşturmak için buyurduklarını yapmam, dediği her şeyi onaylamam, istediğinde öpüp sarılmam. Ama zaman içinde artan oranda benim varlığımdan nefret etmeye başlaması ve …

Beşinci Gün: BAM. Tüm o çabamın boşa gitmesi, büyük bir kavga ve ayrılık noktasına gelme.

Bu döngü bazen daha kısa bazen de daha uzun süreli olabiliyor. Bazen omurgalı davranmaya ve karşı koymaya çalışıyorum. Bazen kendimi tamamen görünmez yapmaya çalıştım. Ve bunların arasında bir sürü şey de denedim. Ama hiçbir şey işe yaramıyor.

Bu döngüyü görmem zaman aldı ama gördükten sonra bunun bir kısır döngü olduğunu anladım. Bir şey yapsan da perişansın, yapmasan da.

Her zaman çok iyi bir problem çözücü oldum. Ama bu problemin iyi bir çözümü yok. Sonuçta ilişkiye devam ettim, daha fazla çabaladım ve sadık bir köpek gibi onun yoktan varettiği tüm sorunları çözmek ile uğraştım.

Kendime sürekli olarak hayatımı bu şekilde mahvetmeye devam edip etmeyeceğimi, 80 yaşında geriye bakıp da hayatımı nasıl çöpe attığımı anlamaya çalışıp çalışmayacağımı soruyorum.

Bu aşamada onun toksik davranışları yüzünden hiçbir yere gitmiyorum ve sosyalleşmiyorum. Aşırı kıskanç. Sürekli olarak gereksiz tartışma ve problemler yaratıyor. Bu çok yorucu.

Kendimi tükenmiş ve kapana kısılmış hissediyorum. Bu ilişkiyi bitirmek istiyorum. Ama yeniden başlamak için çok yaşlı olduğumu düşünüyorum. Çocuklar için kalmalıyım, finansal olarak perişan olmak istemiyorum. Karımın en büyük düşmanın olduğunu, ondan tamamen uzaklaşmam gerektiğini biliyorum ama gitmek imkansız gibi geliyor.

Bazen tek çözüm ölmek gibi geliyor. Kendimi onun ölümünü hayal ederken buluyorum. Dışa dönük, sosyal, hayalleri olan ve iyi niyetli biriyken içine kapanık, tutkusuz, sinirli ve umutsuz bir hale gelmem çok üzücü.  Suçluluk duygusunun, sorumluluk duygusunun ve korkunun beni nasıl olup da buraya getirdiğini görebiliyorum.

Yıllar boyunca sürekli bıçak sırtında olmaktan, aman ağzımızın tadı kaçmasın diye alttan alıp kıvırmaktan bıktım. Artık damarıma bastı mı ben de sözel olarak saldırganlaşıyorum. Bunu yaptığımda da bana hastasın, canavarsın diyor. Beni yıllardır bu şekilde suistimal eden kendi değilmiş gibi davranıyor. Artık kötü olan benmişim.

Kötü olan şu ki ben değiştim. Bazen kendi davranışıma bakıp, ne kadar kötü davrandığımı görerek dehşete düşüyorum. Bu ilişkiden önce, kesinlikle saldırgan biri değildim. İyi bir insandım. Artık bundan emin değilim.

Bu oldukça üzücü ve çok duyduğum bir hikaye. Eğer buna benzer bir durumdaysanız, toksik bir ilişki içinde olduğunuz %100.

Siz kendiniz narsist veya toksik bir insan mısınız? Geçmiş ilişkilerinize bakın. Sıklıkla bu duruma düşüyorsanız, siz de sorunun bir parçasısınız. Sorun sizin eş seçiminizde olabilir ve neden sizin en kötü halinizi ortaya çıkaran toksik insanlara çekildiğinizi anlamanız gerekiyor. Belki de güvensiz/kaygılı bağlanma gibi negatif başa çıkma mekanizmalarına sahipsiniz.

Sorun sizin iletişim yetenek seviyeniz ya da duygusal olgunluğunuz olabilir.  Herkes ilişkilerine belli miktarda sağlıksız davranış ve zihin yapısı getirir. İnsanın arada bir kötü davranması veya ilişkisinin sınırlarını test etmesi de doğasının bir parçası.

Ama sizi kronik olarak aşağılayan, aşağı çeken, yalnızlaştıran, tüketen ya da kapana kısılmış hissettiren ilişkiler toksiktir ve bu durumdaysanız bir profesyonele danışmanızı şiddetle tavsiye ederim.

Çeviri: Are YOU in a Toxic Relationship?

Zehirli ilişkiler konusunda daha fazla ayrıntı için Bu yazı, Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza bakabilirsiniz.

Aldatılarak terk edilmek

Bozuk üzümden iyi şarap yapamazsınız. Ama kaliteli üzümden kötü şarap yapabilirsiniz.

Şarap ustası bozuk üzümden iyi şarap yapabilen kişiye değil, kaliteli üzümden çok iyi şarap yapan kişiye denir.

İyi üzüm seçmek ustalığın en önemli adımı. 

Birçok erkek gerçekten erkeksen sokaklara ait bir kadını iyi bir kadına çevirebilirsin sanıyor.

Birçok kadın, gerçekten kadınsan hapishanelere ait bir erkeği iyi bir erkeğe çevirebilirsin sanıyor.

Okur yorumu, yazıya taşımamı istedi, bence yazıya taşımaya değer:

Arkadaşlar bende 8 aylık ilişkiden terk edilerek kazık yiyerek ayrıldım. Kız veya karı diyeyim ben 30 o 26 yaşında kendi gece hayatında çalışan bir kadın. Daha önce bir sürü ilişkisi olmuş benim de oldu.

Şimdi bu kızdan kazık yemeyeceğini sanıyorsan 30 yaşına çok ama çok saf gelmişsin maalesef. Önden kazık yemelik kız seçmişsin.

neyse ilk zamanları bu yazılarla anlarılan aşk bombardımanı gibi şeylere kadın tarafından çok maruz kaldım benim amacım ilişki değildi bir kaç düzenli sex ondan sonra tekmeyi atmak

Kadınlarla ilgili aşırı mesafeli yüklü “tekmeyi basarım”, “basar geçerim” adamları, bunu hemen her zaman aşırı yapışkan bir tarafı içlerinde saklamanın belli belirsiz bilincinden yaparlar. Bu kelimeleri kullanmayın, sarkaç o tarafa fazla sarktı mı eninde sonunda öbür tarafına da sarkacaktır.

ben otelde çalışıyorum bu yüzden narsist ve kişilik bozukluğu olan kadınlar çok çıkıyor karşıma bazen günde 2 kadınla yattığım oldu neyse bu kadın gel zaman git zaman bana yapıştı etrafımda iki üç tane kadın vardı bu beni onlardan izole etti

1. Hatam diğer tabaklardan vazgeçmem

Bir kadınla tek eşli ilişkiye geçecekseniz, diğer kızları görmeyi bırakırsınız. Hatan bu değil. Hatan ilişkilik olmayan kadınla ilişkiye geçmen.

2. Hatam güvenilmez bir kadınla ilişkiye başlamam heryerinden kırmızı alarm veren bir kadın alkol var daha önce bir sürü ilişkisi olmuş düzgün bir yaşamı yok

Birinci hatan bu.

Uzun süreli ilişkiye başladım ilk zamanlar güzel maraton seks yaptık bursa da Mahmut abi kafamda bir soru var ilk zamanlar aşırı seks çabuk soğutuyor iki tarafı ilişkinin ilk ayları günde 3 defa 4 defa sex oluyordu sonra yavaş yavaş bu sayı azalmaya haftada bir iki defaya düştü klasik uzun ilişki çukuruna düştük

Olabilir ama günde 3-4 kez seks yapacak kadar boş bir adam olman ya da ilişki içinde muhtaç düşüp betalaşman daha etkili olabilir.

ben ilişkiye ilk zamanlar çok güçlü girdim etrafımda tabaklarım vardı kendi giyim kuşamım enerjim iyiydi duygusal yatırım az dengeli zaman ilerledikçe tabi bu kız beni diğer kadınlardan soyutladı odağa kendisini koydu bende uzun ilişkinin verdiği rahatlık yüzünden saldım ilişki monotonlaşmaya başladı kız spesifik alkol alınca tam bir arızaydı ailesinden uzak alkol kullanan odasını bile toplamayan hayatta hiç bir sorumluluk almayan ilk zorlukda çekip gidebilecek bir tip. buradan tüm erkeklere uyarıyorum çıktığınız sevdiğiniz kızları iyi analiz edin aşk gözünüzü gör etmesin ufak tefek kızın içinden canavar çıkıyor

Senin kızın içinden canavar çıkacağı başından kızın bir alnında yazmıyormuş zaten.

birde eski sevgililer abi kızın telefonunu kurculardım eskiden yattığı çocuklar sayfalarca mesaj yazarlardı ben okurdum kızın mesajlar sikindw bile olmazdı buraya dikkat bir ilişki bittiyse bitmiştir yazmayın kendinizi gülünç duruma düşürürsünüz kizları ne kadar sevdiğiniz neler çektiğinizin kızların umurunda değil burası çok acı siz o mesajı yazarken o başkasının altında sikişiyor olabilir

Bir insanın (sadece kadının değil) başkasının kendisini ne kadar sevdiği, eğer o da o kişiyi sevmiyorsa umrunda bile olmaz ama ee? Sen de öylesin. Herkes öyle.

kızların anı bulunduğu anı yaşıyorlar sizin ona önceden ne kadar değer verdiği izin ne yaptığınızın önemi yok o şuan bulunduğu anı yaşıyor yanındaki bulunduğu adamla sizin mesajı bakıp geçiyor kızlar solip kendi zevklerini ve kendini düşünüyorlar çıkarçılar önceden ne verdiğinizi n hisettirdiğiniizin önemi yok spesifik tüketen bencil bir kadına melek gibi davranmayın kadınlar tüketir günümüz kadınları alışveriş para harcama zamanınızı enerjimizi tüketir bitirir sonra siktir olup sizin posanızı çıkarıp giderler uzun ilişkiyi opsiyonlarınız çok olsun hayata güçlü olduğunuzda ve emin olduğunuz kadınla girin zorunlu kadınlardan uzak durun kurtarıcısı oynamayın onu kurtarayım derken kendiniz bitersiniz

Şimdi kusura bakma da, sokaklara ait bir kadınla ilişki yaşayıp buradan tüm kadınları kapsayan bir deneyim çıkarman, 19 tane sabıkası olan adamla çıkıp da bıçaklanınca erkekler şöyle böyle diye tavsiye veren kızın yaptığına benzer. Yani normal bir kadınla bir ilişkin olmamışa benziyor. Dediklerini yapan çok kadın var ve onlara karşı uyanık olun ama olayı tüm kadınlar diye genellerseniz öncelikle siz kendi kendinizin doyumlu ilişki ihtimalini ortadan kaldırırsınız.

bu site çok değerli biz erkekler için veli nimet hayatımda bir kaç kazık yediden sonra tanıştım bu siteyle bir yerde bende hata vardı kadınları istediklerimi davranıp taneıçılaştırıyordum önceleri masallar aleminde yaşayan mavi haplıymışım bu site sayesinde öğrendim oneties mi bu site sayesinde bertaraf ettim sitede yazılar yazıların hepsini iki üç defa okuyup ilişkiler üzerine sorgulayıp uyguladım

bir kızı elimde tutmayı başaramadım ama

Bir kızı elinizde tutmanız gereken ödül olarak görmeyi bıraksan nasıl olur? Sen bir kızla istediğin uzunlukta ilişki sürdüremiyorsun.

o terkedincede darmadağın ağlak bir çocuğa dönmüyorum hatalarımı aylarını onu düşünerek geçir miyom

Yetmez ama evet.

8 aylık ilişkim yeni bitti aldatılarak hemde.

Bu kızın özellikle de sen ipleri verdiysen bunu yapmaması şaşırtıcı olurdu. Her kızda hipergami vardır ama hipergamisine ahlaksız bir şekilde hemen yenilecek kızla da olmazsın.

buradaki yazılarda bahsedilen konuların hepsini yaşadım shit testleri en sert şekilde yedim savuştutabildiklerimi savuşturdum. Bazen kıza ben rest çektim bazen sustum bazen afc ye dönüştüm ama hiç bir zaman kızın geçmişi bildiğim için aşırı o giderse ben ölürüm aptallığına düşmedim

Hocam sen bu kızla birlikte olarak zıçıp zıvamışsın, daha fazla sıvamadın güzel ama yine de düşmüşsün. Bir daha böyle bir kızla uzun süreli ilişki içine girme.

ilişkiler başlar yaşanır biter bir insanın sizi aldatarak terk etmesi koymuyor değil ama biraz uyanık olursanız o sinyalleri ilişkinin gidişatına göre görebiliyorsunuz zaten en büyük sorun orada kız sizi terk etmek için aylarca kafasında gel git düşünceler oluşuyor kendini ayarlıyor bulabiliyor sa dal bile buluyor ki günümüzde bir kadın ne kadar hb değeri düşük olsada kapısında bekleyen bir iki erkek oyuna girmek için daima hazır onun için kendi özbenliğinizi yitirmeyin derim bu site sayesinde kendimi bir haftada toparladım

Rollo zamanında confidence and  safety net diye bir yazı yazmıştı. Anlatılanları bilseniz bile ara ara düşeceksiniz ama hiçbir zaman bir önceki gibi düşmeyeceksiniz.

ilk gün kıza küfürler ettim refleks olarak geri dön dedim ama hemen ayıldım no kontak yaptım bu sitedeki yazılar sayesinde beynimi zor olsada durdurabildim mavi hap çukuruna düşmedim enerjimi ve zamanı mı çok çalan biriydi şimdi kendime zaman ayırxam acıyı yeni bir ben olarak değiştirmeye çalışcam ilk ilişkilerimde bir iki ay kendime gelemezdim sigara paketleri ikiden 3 e çıkardı alkol kullanımı artardı şimdi bir hafta biraz sigara ve stres çoğaldı alkol yok yalan atmayayım

toplumunun kadınlara pompalanan amın var değerlisin yaftasını yemeyin onların ilişkilere getirdikleri sadece amları var buda erkek aptallığın eseri kadınları silkmek için her türlü yalakalığı yardımı yaparak yüceltmek

Senin ilişkiye amından başka bir şey getirmeyen kadınlardan uzak durman lazım. Ama bir yandan da ilişkilerine seksten başka şeyler getiren kadınların beraber olmak isteyecekleri biri olman lazım.

Kadınların hepsi böyle deyip kırılgan egonu korumak uğruna kendini hayat boyu iyi bir ilişkiden mahrum edeceğine,  bir kadın benim için neden ilişkiye amından başka bir şey getirme gereği duymuyor diye bir sorman lazım.

değerli olan bizler erkekleriz bu medeniyeti biz yarattık arabaları evleri silahları savaşları ülkeleri biz yarattık bakın tarihe kaç kadın padişah var bakın ülkelerin kurucularından hep erkekler icatların yüzde 99 erkekler bu dünyayı biz var ettik 10 gram ama yenik düşmeyin

Bir kadının ilişkiye getirebileceği tek şeyin 250 gram olduğunu kabul etmişseniz ve aksini kabul etmeyecekseniz işiniz kolay. Gidin kendinize yapay am alın. Bakın bakalım tatmin olabiliyor musunuz ya da ilişkiye getirdikleri şey sadece am mıymış?

kadınların yüzde 90 böyle günümüzde tüketirler iyi ev iyi ev eşyası araba eskidimi yenisi alalım aşkım VS tutmayın bunları bir evin atm si olmayın

Senin gibi kadınların 90%’ı böyle sanan adamlar ya bu kadınlara ya da yalnızlığa mahkumlar.

kadın sizi istiyorsa herşeyi ile hayat arkadaşı olarak kabul eder

Bu da beni olduğum gibi, sahip olduğum kısıtlı imkanlarla kabul eder aşırı ucu. Sizin hayatın bunların arasında bir yerde olduğunu anlamanız lazım.

hatta böyle tüketen kadınlardan uzak durun ne kadar güzel ve iyi olması önemli değil günümüz türkiye sinde bir düğün için çok para harcanıyor altın ev eşyası balayı vb bu kadar yüke giriyorsun sonra ilk kavgada boşanıyorsun çoçukda varsa nafaka erkekler artık ilişkilerde kadınlardan dikkatli olması lazım hemde çok aşk balayı ayları çabuk geçer bir piliçi ateşleyen para araba hediyeler değil öyle sanıyorsanız mutlaka yanılacaksınız o evlerin içinde belli bir zaman sonra klişe götü göbeği salmış çocuklar için her türlü noktan işe katlanıp ömür tüketmeyin evlenin ama en güçlü zamanınızdave iyi yetiştirilen yetişen kadınlarla evlenin
Bunu yazı olarak yayınlarsanız sevinirim Mahmut abi… Saygılar

Zehirli ilişkiler konusunda daha fazla ayrıntı için Bu yazı, Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza bakabilirsiniz.

Manipülasyon taktikleri

“Bir adamın ne istediğini bildiğinde, onun kim olduğunu da bilirsin ve onu nasıl oynatacağını da!” – George R.R.Martin

  • Aralıklı pekiştirme

“Aşk kırıntıları ne kadar düzensiz verilirse, kancaya o kadar fazla gelirsin, kafesteki bir fare gibi” – Anonim

Aralıklı pekiştirme aşırı güçlü ve etkili bir manipülasyon taktiğidir. Aslında, psikoloji uzmanları onu varoluştaki en güçlü motivatör olarak görüyor. Bu taktiği kullanarak, manipülatör kurbanı istediği gibi davrandırmaya, düşünmeye ve hissettirmeye motive ediyor.

Aralıklı pekiştirmede, manipülatör kurbanına rastgele, düzensiz bir şekilde pozitif pekiştirme –ilgi, övgü, memnuniyet, sevgi, seks, aşkını ifade etme- verir. Bu pozitif pekiştirmeyi arttırmak istediği davranışa karşı verirler veya bunu belirsizlik, anksiyete ve özlem çektirme için geri tutarlar.

Aralıklı pekiştirme şüphe, korku ve anksiyete iklimi yaratır. Bu kurbanı sürekli manipülatörden endişesini hafifletecek aralıklı pekiştirme aramaya iter. Aralıklı pekiştirme olan ödül verildiğinde, bu çok güçlüdür. Beyne dopamin hormonları ve diğer iyi hissettiren nörokimyasallar akın eder. Bu bağımlılık yaratır.

Eğer bu taktiklerin kurbanıysan, manipülastörün geri çekildiğini hissedebilirsin. Sana alıştığın ilgi ve sevgiyi vermez ve bir şeylerin ters gittiği ve bunları kaybedeceğin konusunda kaygılanırsın. Eğer ona “bir şeyler ters mi gidiyor?” diye sorarsan, bunu reddedeceklerdir. Bir noktada manipülatör bir zamanlar tekrar olduğu gibi ilgili, romantik, sevgili dolu bir insan gibi davranmaya başlar. Anksiyeten ve şüphelerin rahatlar ve kendini dünyanın tepesinde hissedersin. Ama sonra bunları tekrar çeker ve anksiyeteyle bir kere daha tükenirsin. Aralıklı pekiştirmeyle manipülatör seni duygusal bir roller coaster’a koyar, ruh halin ve duygusal iyiliğin seni ödüllendirmesine ve bu ödülü geri çekmesine bağlı hale gelir.

Manipülatör bunu senin üzerindeki gücünü ve kontrolünü arttırmak için bilinçli olarak yapar. Ve aynı zamanda onun aşkını, ilgisini ve onayını daha fazla arzulaman için. Rastgele şekilde beslenen bir laboratuvar faresine dönersin. Fare başka hiçbir şey düşünmez ve sen de öyle olursun.

Aralıklı pekiştirme nedeniyle manipülatör ile bağın daha güçlenir, buna onu memnun etme ve kaybetme korkusu hislerin eşlik eder.

Bu kötü niyetli manipülasyon en kötü halini alır. Aralıklı pekiştirmeye sonraki bölümlerde daha detaylı incelenecek.

  • Duygusal köşeye çekilme

“En büyük düşmanın bakacağın en son yerde saklanır”- Ceaser

“Sen dengesizsin! Öfke problemin var! Çılgınsın!”

Manipülatör bilinçli bir şekilde duygusal olarak tepki vermene neden olur ve sonra da senin çılgın olduğunu ve ya kontrolden çıktığını söyler. Bunun amacı, manipülatörle alakalı bir sorundan dikkatini uzaklaştırmak için kafa karıştırıcı ve duygusal bir sahne yaratmaktır. Bunun yerine sorun senin duygusal dengesizliğin oluverir. Bu manipülatöre daha fazla güç ve kontrol kazandırır.

Bu taktiğin nasıl uygulamaya koyulduğunu gösteren bir örnek:

Sen manipülatörün yaptığı bir şeyle ilgili üzgünsündür ve onunla yüzleşirsin. Belki de seni şüphelendiren ya da kızdıran bir şey yaptı. Manipülatör ise bu durumla yüzleşmek istemiyor, o yüzden onu duygularını sana karşı kullanıp, odağı sana çevirerek karartır. Gündeme getirdiğin konudan söz etmez; onun yerine odağı hemen senin kabul edilemez olan özgüvensizliğine, kıskançlığına, şüpheci doğana getirir.

Sen defansif, umutsuz ve üzgün olursun. Manipülatör senin üzüntünü yakalar ve şöyle bir şey söyler: “bana sesini yükseltmeni tolere edemeyeceğimi biliyorsun” veya “başka bir kavga daha başlatmak istemiyorsun değil mi? Veya “öfke nöbetlerinden birini bana yönelttiğini görebiliyorum.” Bu umutsuzluğunu daha da arttırır ve seni daha duygusal hale getirir.

Sonra da manipülatör sana bununla daha fazla uğraşamayacağını söyler, senin dramalarından ve aşırı-tepkilerinden yorulduğunu söyler. Bu noktada duygusal olarak bitersin, ağlamaklı olursun. Manipülatör senin dengesiz veya çılgın veya suiistimalci veya öfke kontrol sorunun olduğunu söyler. Ve eğer kendini kontrol altına almazsan seni terk edebileceğini ima eder.

Manipülatör seni duygusal köşene gönderir. Manipülatör öfkeliymiş gibi yapar ve seni sürüncemeli bir sessizlikle cezalandırır, bu da gerçek sorunundan kaçınmanın bir yoludur (ve diğer bir taktiktir).

Sen davranış şeklinden utanırsın ve kendin hakkında hayal kırıklığına uğrarsın. Kontrolü neden kaybettiğini anlayamazsın. Duygusal bir problemin olduğuna inanmaya başlarsın, üstelik bu senin harika ilişkini sabote ediyordur. Kendine bir daha buna izin vermeyeceğine söz verirsin ama hayal kırıklığını baskılamak ileride bunların daha kolay tetiklenmesine yol açar.

Farkında olmadan çıkışı olmayan bir kısır döngüye girmiş olursun.

Duygusal köşene çekildiğinde, çılgın gibi davranmadığını ve öfke problemin olmadığını görürsün. Oysa stresli bir duruma tepki gösteren normal bir insansındır. Ama sana stres veren duygusal bir tepki verdiğinde, bir problemin olduğuna inanırsın.

Manipülasyona karşı duygusal tepkilerin problem değildir – manipülasyon problemdir.

Çeviriyi yapan : Secret

Tolga abi ile kadınların manipülasyonu üzerine konuştuğumuz podcastimizi de dinleyebilirsin:

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürün var:

%3’lük Erkekler Video Seti

Çekici Erkek Eğitim Seti

Saha Raporu; BDSM ‘li Same Day Lay

Selam millet, Ben Mr Deer. Uzun bir süredir saha raporu yayımlamıyorum. İş hayatımın yoğunluğu ve eskisine nazaran bu olayları çok sık yaşadığım için hangi birini yazayım ki diyorum. Aslında yazmayı çok severim ama yazı yazarken o anları tekrar kafamın içinde canlandırmayı ve ayrıntı vermeyi çok sevdiğim için epey zaman alıyor. Zaten eski takipçilerim bilir, ben de bu site sayesinde çok şey öğrendim ve içeriklerimi buradan yayımladım. Youtube daki içerik üreticiliğime; yazı yazmak uzun sürüyor ve Erkekadam’a da içerik çıkarmak istiyorum diye düşünürken girmiştim. Video yapmak daha kolay gelmişti. Saha raporu yazma konusunda da; Eskiden her ay sadece bir kızla birlikte olurken, vaktim vardı ama artık sayılar epey arttı; özellikle İstanbul’a taşınmam ile. Aslında bana kalsa yine yazmazdım ama Ares tanık oldu ve yazmak istedi. O bu olaylara benim ilk yazılarımı yazdığım zamanlardan beri meraklı ve benim yazılarımla başlamış. Şuan da kendisi hem grup eğitimlerimden öğrencim hem de işlerimde bana yardım ediyor. Benim için artık bu olaylar epey sıradan geliyor ve işlerim fazlası ile yoğun. Yaşadığım bu olaya dışardan bir gözle bakarken; ilk ’The Game’ kitabını okuduğum zamanlar aklıma geldi. Yaklaşık 6 sende çok şey değişti hayatımda; hem kişisel ve kariyer anlamında hem de flört konularında. Mahmut Abi ‘ye ilk ‘’abi yapamıyorum, olmuyor. Ben kızlarla konuşamayacağım sanırım’’ gibi şeyleri içeren bir mail attığım günü hatırlıyorum da.. Çok saol Mahmut abi hakkın ödenmez ve beni umutsuz bir vaka iken bu yola sokan akıl hocam Chinaski‘ye de sevgiler ve saygılar. Evet dostlarım uzun bir aradan sonra tekrar yeni bir saha raporu ile karşınızdayım, merak etmeyin öncekiler kadar uzun ve ekstra ayrıntılı değil 😀

 

Saha Raporu; Hard BDSM ile Same Day Lay

Selam baylar ben Ares. Çekim yapmak için bir Cuma akşamı Mr Deer ile buluştuk. Kovboy şapkası, deri ceketi, kargo pantalonu ve askeri platform botları ile yine çok şık bir tarzla gelmişti, ona sorsanız normal hali. “Önce bir çay içelim sonra yaparız çekimleri” dedi. Çay içmek için Bahariye’ye indik. İşlerinin yoğunluğu, eğitim programlarının yoğunluğu, yapacağımız çekim derken; son günlerde sosyal medyadaki ani ve beklenmedik patlamanın vermiş olduğu belirsizliklerle ister istemez stresliydi. Boğa’nın yukarısına doğru çıkmaya başladığımızda Deer set açacağını ama şimdi yaptığı hiçbir şeyi setlerimde (yaklaşımlarımda) uygulamamamı ve örnek almamamı söyledi. Biraz gerisinde yürüyerek ne yapacağını görmek için izlemeye başladım. Deer önce sosyal yaklaşımlar yaparak ısındı aslında. İlk gittiği kız grubuna bir turist gibi yaklaştı ve “Where is the Moda” dediğini duydum. Kızlar yarım yamalak Moda’nın nerede olduğunu ve nasıl gideceğimizi tarif ettikten sonra Deer gülümseyerek ‘Teşekkürler, iyi geceler’ (Türkçe) dedi ve tekrar yürümeye başladı. Orada kızların yüzünü görmeliydiniz, afallamış ve sonrasında gülmeye başlamışlardı. Diğer bir sosyal yaklaşımda aynı soruyla başka bir kız grubuna daha yaklaştığında, kız “bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum” dedikten sonra Deer turist modundan çıkıp “moda nerde” dedi ve kız hala onu turist sanarak “ya bilmiyorum ki nasıl diyeceğimi” tepkisini verdi. Deer yine gülerek ‘iyi geceler’ dileyerek ayrıldı yanlarından. Sonrasında iki set girişimi oldu, onlar da çok uzun sürmedi ve Deer yanıma geldi. Ben her defasında aramızda belli bir mesafe bırakarak izliyordum Deer’ı dikkatle. Tecrübeli ve işinin ehli bir PUA ile her zaman sahaya çıkmıyordum sonuçta. Tabii bunu ben de set açarak ve tecrübelerinden yararlanarak kullanabilirdim ama daha çok izlemeyi tercih ettim. Tüm bunlardan sonra bir şeyler içeceğimiz mekana gelmiş ve oturmuştuk. O sırada hala biraz stresli olduğunu ve başının da ağrıdığını söyledi. İçecekleri bitirdik ve çıkıp, yürümeye başlamıştık ki karşı caddeden HB7 gotik giyimli bir kız geçti ve Deer görür görmez hemen harekete geçti tabii, ben de arkasından adımladım mesafe bırakarak.

 

O kıza set açtı ve ben de biraz gerideki banka oturup hem onu izlemeye başladım hem de yoldan geçen potansiyel set adaylarına baktım. Açılışı o kadar rahat ve daha önce tanıdığını birine yaklaşıyormuşçasına bir şekildeydi ki; kızı bir arkadaşı sandım ilk başta. Ben onları izlerken Deer’ın kızın elini tutup sonrasında dans ettiklerini görmüştüm, bunu ona sorduğumdaysa kızın tarzından dansçı çıkarımını yaptığını ve sonra ellerini tutarak dans etmeye başladıklarını söyledi. Biraz sonrasında da Deer önce kendi mantarın üzerine çıkıp inmiş ve kızı da mantarın üzerine çıkararak orada yaklaşıp gözlerinin içine bakmıştı, ilk cinsel gerilimi orada oluşturmuştu. Tüm bunlar olurken orada Deer’in konuştuklarını hatırladığı kadar kendisinden dinlediğim şekilde üstünkörü aktaracağım.

“Mrdeer: Selam, naber?

Kız: İyi senden naber?

Mrdeer: Tarzın hoşuma gitti gelip selam vermek istedim.

Kız: İyi yapmışsın.

Mrdeer: Burada ne yapıyorsun?

Kız: Arkadaşlarımla buluştum, sıkıcı ve streslilerdi ben de ayrıldım onlardan.

Mrdeer: Şanslısın bak tanrı sana beni gönderdi. (Mantara çıkıp atladı, göklerden gelir gibi)

Kız: Sen ne yapıyorsun?

Mrdeer: Arkadaşımla dışarı çıktım ve o telefonda toplantı yapmakla meşgul, onun sıkıcı işlerinden sıyrılıp seninle konuşmayı tercih ettim. Şimdi ne yapacaksın?

Kız: Bir şeyler içeceğim.

Mrdeer: Öyle mi biz de bir şeyler içecektik birlikte içelim.

Kız: Arkadaşını orada mı bırakacağız?

Mrdeer: Hayır onu da alacağız tabi ki.”

Bu konuşmalardan sonra yanıma geldiler ve Deer bir Çanakkale sohbeti başlatmış olmalıydı ki kıza “Çanakkale’yi o anlatır sana” diyerek beni gösterdi. Ben Çanakkale’de okumuştum ve bunun üzerine sıkılmadan konuşabilirdim, Deer bunu bildiği için bizi orada tanıştırmış oldu aslında. Ben kızla tanıştım ve bir şeyler içmek için birlikte yürümeye başladık. Yürürken Deer az önce yaptıkları konuşmalar üzerinden sataşıyor kız da “taşaklarına tekmeyi geçireceğim” gibi tepkiler veriyordu ki bunlar Deer’ın hoşuna gidiyordu. Yürürken kolunu kızın omzuna atmayı ihmal etmemişti tabii. Barın önüne geldiğimizde Deer’ın mekânın sahibi olduğunu düşündüğüm adamla selamlaştığını gördüm. Kapıda her kim varsa tanıyor ve her gün görüşüyormuşçasına bir samimiyetle konuşuyordu. Yukarı çıktığımızda da aynı şekilde bardaki çocukla ve garsonlarla konuşmuştu. Çatı katına çıkmıştık ama yer yoktu. Deer hemen oradaki tanıdığı çalışan çocuğa burada oturmak istediğimizi ve bizim için bir yer ayarlamasını istedi. Çocuk hiç ikiletmeden bir masa ve üç sandalye ayarlamıştı. Oturunca ben tuvalete gittim, döndüğümde Deer ve kız hararetli bir sohbete başlamışlardı bile. Deer kızın dövmelerinden konuya girdi çünkü benim de sohbete dahil olmamı istiyordu. Bende de dövme boldu. Bu konuda gerçek anlamda tecrübeliydi, birini istediği gibi bir sohbete çeker ya da sohbetten dışarı atabilirdi. Kız telefonunu açtı ve şu an görünmeyecek yerlerdeki dövmelerini gösterdi. Göğsünün üzerindeki dövmeyi göstermek için rahatça sütyen ve atlet askısını kenara sıyırdığında, Deer elinin tersiyle dövmesinin üzerini okşadı. Her fırsatta pozitif cinsel gerilim oluşturabilmek için kino yapıyor ve bunu o kadar kılçıksız şekilde yapıyordu ki kızın hiç gözüne batmıyor aksine hoşuna gidiyordu her defasında. Sonra kız benim dövmelerimi sordu haliyle ve ben de dövmelerimden, dövüşçü olduğumdan bahsettim. O da dövmecisinin de dövüşçü ve punk olduğunu söyledi. O sırada Deer ile gülmüştük dövmeci, dövüşçü ve punk üçlemesine. Deer başının ağrıdığından bahsettiğinde kız mistik güçlerinin olduğunu ve dokunarak bunu geçirebileceğini söylemişti, Deer burada yapıp yapamayacağını sorduğunda kız “sessiz sakin bir yer gerekiyor” bunun için demişti. Deer hemen fırsattan istifade mistik konular üzerine yöneltmişti ki sohbeti, o sırada daha rahat bir masa boşaldı ve biz kalkıp oraya geçtik. Deer koltuk tarafına kızı yanına alıp rahat kino yapabileceği bir şekilde yayılarak oturdu. Haliyle kız tam dibine oturdu ve ben de karşılarındaydım. O sırada ben kalkıp tuvalete gittim ve ben yokken Deer kıza parfümünün kokusunu merak ettiğini söylemiş ve kızın parfümünü koklarken dudaklarını boynuna sürtmüş ki sonrasında kız Deer’ın parfümü koklamak için yaklaştığında Deer kıza orada kalmasını söylemiş ve birkaç saniye kız o pozisyonda kalmış. Zaten ben döndüğümde kızın burun ucu ve dudakları Deer’ın boynunda o şekilde duruyordu. İlk yakın cinsel gerilimi de tahminimce bu şekilde yarattı orada. Konuyu sonrasında cinselliğe getirdiğimizde (boşalma süreleri, masaj, hassas noktalar vb) Deer konuşma esnasında masaj konusu açıldığında; kur masajı bildiğini söyledi, kız tabii ki merak edip ne olduğunu sorduğundaysa Deer; kadınların cinsel bölgesine dokunmadan onları yükseltmek ve cinsel olarak rahatlamak için yapılan bir masaj olduğunu söyleyince kızın daha da ilgisini çekti. Hatta hemen ardına kızın elbiselerinin üzerinden kıza birkaç dokunuş yaptı ki tam o esnada kızın gözlerinin baygın gibi kaydığını gördüm. O an kız Deer için “Adam bana full paket geldi amına koyim” dedi ve biz Deer ile birbirimize bakıp gülmekten yarıldık. Deer kendinden emin ve oldukça profesyonel şekilde hareket ediyordu. Sonrasında dans etmek için aşağı indik ve ben dans alanında bir duvara yaslanıp izlemeye başladım. Daha önce herhangi bir gece kulübünde ya da barda oynamadığım için kendimi akışa da bırakamamıştım. Deer ve kız muazzam bir ahenkle sanki daha önce birlikte defalarca dans etmişçesine süzülüyorlardı pistte. Bir ara yanlarına başka bir kız geldi ve o da Deer ile birlikte dans etmeye başladı. O sırada Deer’ın takıldığı kız yanlarına gelen kızı Deer’a yönlendiriyordu birlikte dans etmeleri için. Hatta ilerleyen saatlerde Deer’ın takıldığı kız; o kızı neden beğenmediğini ve istemediğini de sormuştu. Deer biraz dans etse de sanırım kızı beğenmediği için onu görmezden geldi. Biraz dans ettikten sonra yukarı çıkacağımızı söyledi kıza Deer. Kızın buna biraz üzüldüğünü gördüm. Halbuki istiyorsan gel demişti Deer ona. Tüm bunlar olurken ben de zihnimde o kızla dans edebilirdim diye geçiriyordum ki çünkü Deer beni piste çekmeye çalışmış hatta “Kenardaki kaybeden olma gel, bak kıza ortaya çekiyor işte” demişti. Bense tabii ki yerimden kıpırdamamıştım o an.. Yukarı çıkmadan önce de Deer ve kız orta katta kalmışlardı. Orada balkona geçtiklerini söyledi Deer. Daha izole durumda kaldıklarında Deer kıza o baş ağrısı muhabbetini yaptırmış ve o da kıza bilinçaltı falını (küp testini) yapmış ve orada öpüşmüşler. Yukarı geldiklerinde de kız baya baya öpüştüklerini belli eden Deer’ın dudakları hakkında bir cümle de kurmuştu. O mekanın kapanma saati yaklaştığında oradan çıkıp yürümeye başladık.

Deer yönlendiriyordu bizi, Kadıköy’ü avucunun içi gibi biliyordu. Bir barın önüne geldiğimizde Deer oradakilerle selamlaştı ve selamlaştığı kişilerden biri de barın sahibi olduğunu öğrendim. Sonrasında içeri girip üst kata çıktık. Üst katta çok aşırı bir kalabalık vardı. Küçücük bir mekanda en köşeye geçmemiz dakikalar sürdü ki o sırada sürtünen kızlar ve erkekler kafamı karıştırmıştı. Köşeye geçtiğimizde Deer ve kız çoktan dans edip öpüşmeye başlamışlardı ki sol tarafımda erkeklerin de öpüştüğünü gördüm. O anda anlamıştım oranın bir mix (karışık, yani gaylar da var!) bar olduğunu. Herkes rahat olduğu için Deer bizi buraya getirmişti ama ben hem aşırı yüksek sesten hem de gayların arasında götü sağlama alma derdinden hiçbir şey yapamadım tabii. Deer kızı orada yatırabilirdi. Etrafımda olan kızlar bakışlar atıyorlardı bana, belki gey olup olmadığımı anlamaya çalışıyorlardı ama ben sadece arkama yaslanmış öylece etrafı izliyordum. Bir süre sonra o kadar sıcak oldu ki ortam ben üzerimdeki kazağı çıkardım ve Deer kovboy şapkasını bana taktı. Onlar hava almaya çıktığında oradan bir kız yanıma yaklaşıp kolyeme uzandı ve “Güzelmiş, sevdim” dedi. Ben o kadar kilitlenmiştim ki ancak idrak edebilip kıza zar zor cevap verdim. Normal şartlarda kadınlarla konuşabilen bir adamken böyle bir ortamda donup kalmıştım adeta. “Özel bir tasarım, bir ressamın eseri” dedim. Kız da elini çekerken elini karnıma ve kasıklarıma sürttü ama ben buna rağmen bile hiçbir adım atmadım tabii ki kafama sıçayım hahaha. Deer geldikten sonra “Hadi çıkıyoruz” dedi ve o mekandan da çıktık. Sonrasında ben işimin olduğunu söyleyip onlardan ayrıldım ve Deer o geceyi ‘fc’ ile bitirdi. Evdeki detaylarına gelecek olursak da Deer’ın anlattıklarıyla şu şekilde olmuş. Kız ve Deer eve girmişler, Deer’ın kedisini sevmişler, Deer biraz evi gezdirip videolarında da bahsettikleri şekilde kızı rahatlatmış. Sonrasında ambiyans ışığını yakıp romantik dakikalar yaşamışlar. Partideyken de belli olsa da, evde kızın baya baya ağır BDSM olduğunu fark etmiş. Hatta bana bunca yıllık yaşadıklarının üzerine farklı şeyler yaşamanın heyecanını yaşadığını söylemişti. Açıkçası daha önce Kadıköy’de BDSM bir kızı ‘tasma’ ile gezdirmesinden sonra bunları söylemesi beni baya düşündürttü, ayrıntıları tam anlamı ile anlatmadı tabi ki. Çünkü biz öğrencilerine söylediği en önemli kurallardan; kızlarla yaşadığını övünerek anlatma ve birlikte olduğun kızları asla yargılama; uymuyorsa next. Kendisi içerisinde yetiştiği alt kültür (pua) ve mesleği nedeni ile arada örnekler vermek zorunda olsa bile yaşadıklarını dile getirmeyi çok da sevdiğini söylemem. Ee her gücün sorumluluğu, her sorumluluğun da getirileri olduğunu söylerdi. Bu raporu yazarken bile ben de yanlışlarımı net gördüm ki Deer da bana sonrasında bunları açıkladı ve bir sonraki Deer ile saha raporumda böyle olmayacak tabii ki. -Eline Sağlık Ares.

Not: Ufak tefek düzeltmeler yapılmış olsa dahi, saha raporu tamamen Ares tarafından yazıldı. Ve sen sevgili kısa sürelik kız arkadaşım seninle yaşadığım her şey gerçekti ve ben seninle oyun oynamadım. Bu arada gerçekten öyle, rol yapmayın. Oyun rol yapmaya teşvik eder ama rol yapan zaten baştan çerçeveyi verir ve muhtaçtır. Rol yapmaya çalıştığın kişi olamaya çalış! Gerçekten O ol!

 

 

 

 

 

Kadının beyanı esas mıdır?

“Kadının beyanı esastır” konusunda Avukat Ozan Hekimoğlu ile yaptığım görüşme aşağıdaki gibidir:

Secret: Bana kadının beyanı esastır olayını anlatabilir misin?

Avukat O.H.: Şimdi kadının beyanı esastır mevzusu hakkında şunları söyleyebilirim: Kadının beyanı esastır cümlesi başlı başına sarsılmaz bir kural değil aslında. Yargıtay’ın burada baktığı iki durum var esasında. Birincisi şu, kadının olayı soruşturma aşamasından mahkeme aşamasına karar verilinceye kadar anlattığı, verdiği ifade ve beyanlar tutarlı mı? Herhangi bir çelişki var mı? Eğer çelişki olması durumunda bu durum geçerli olmayabiliyor. Ama kadın en baştan, yani soruşturmanın en başından hüküm verilene kadar geçen zamanda aynı ifadeleri çelişmez bir şekilde söylerse bu kadın beyanı esastırın uygulanması ihtimalini yükseltiyor.

Yargıtay’ın baktığı ikinci şey şu, yani mahkemelere şunu söyler: “Bu kadının muhatabı olan erkekle herhangi bir husumeti var mı?” Bu husumet nasıl bir husumet olabilir? Yani bir miras davası olabilir, bir düşmanlık olabilir, adamın içeri görüp zarar görmesinden maddi bir menfaati olabilir. Bunu anlamalıyız. Herhangi bir menfaat yoksa, yani şunu derse mahkeme: “Bu kadının bu adama iftira atması için herhangi bir neden yok, geçmişte bir olay da yok” derse “evet kadın doğru söylüyor, kadının beyanını esas almalıyız” diye düşünüyor.

Benim bununla alakalı geçen sene önüme gelen bir dosya vardı, şöyle bir dosyaydı: Kadının otobüste yanında bir adam var, otobüste kamera kaydı vb. de yok. Kadının dediği şu: “bu adam beni otobüste elledi.” Tamam tanık var mı? Kamera kaydı var mı?  Ama şöyle diyor mahkeme, “bu kadın ifadeden karar verilinceye kadar aynı şeyleri anlattı. Bu adam otobüste olan bir adam, bu adamla geçmiş bir husumeti de yok, bu adama iftira atmasını gerektirecek bir neden de yok” dedi. Ve ilk derece mahkemesi, yerel mahkeme bu adama ceza verdi. Şimdi bu dosya henüz kesinleşmedi, istinaf süreci, Yargıtay süreci var. Bunlar henüz sonuçlanmadı ama yerel mahkeme bu adama ceza verdi. Dedi ki: “kadın tutarlı bir şekilde ifade verdi, hiçbir aşamada değiştirmedi, aralarında bir husumet de yok.” Dolayısıyla yerel mahkeme bu adama ceza verdi. Kadının beyanı esastır gerçekten de biraz sancılı, sıkıntılı, erkeği mağdur eden bir durum. Özellikle 6284 sayılır bir kanun var, burada zaten aile bakanlığı 6284 kapsamına giren her türlü şiddette kanun gereği müdahil oluyor. Mesela bir kadın sana taciz iftirası attı. Aile bakanlığı davaya taraf olur. Der ki: “burada kadına karşı bir suç var, kadına karşı olan suçtan biz de sorumluyuz, dolayısıyla bu dosyaya biz de katılıyoruz”. Bu kadının avukatlığını yapmak için değildir. “Ortada bir taciz var ve bu tacizden ben de zarar gördüm, devlet olarak, kamu olarak ben de gördüm” diyerek. Kendi tüzel kişiliğinde davaya müdahil olur. Gerçekten o mahkeme salonlarından erkekler açısında çok acı şeyler gördüm.

Şöyle bir düşünce de var bizim Türk toplumunda: “bir kadın hiçbir sebep yokken kendi iffetine dair bir saldırıyı dile getirmez”. Kadının iffeti değerlidir ve bunu kolay kolay dile getirmez. Eğer dile getiriyorsa olmuştur. Çünkü hiçbir kadın iffetine bir zarar geldiğinin toplum tarafından bilinmesini istemez. Böyle bir düşünce de var, bu düşünce Yargıtay kararlarında var. Bu durum, toplum algısının kadının koruması gerektiğinin kanunlara geçmiş, etkilemiş bir düşünce yapısı. Yani kadının korunması ile ilgili bir şeyler var, bu kadının iffeti ve ahlakı olabilir.

Normalde ceza yargılamalarında Roma hukukundan beri, yani hukuk ortaya çıktığından beri bir kural vardır. Bu da şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Yani ortada o suçun işlenmediğine dair bir hala şüphe varsa, sanık bundan yararlanır. Şöyle yararlanır: ortada bir şüphe vardır, “demek ki bu olay %100 olmamıştır” derler. Mesela diğer tarz dosyalarda: uyuşturucu, cinayet vb. Mahkeme şunu der: “bu adamın suçluluğu %100 olarak ispatlanmadı dolayısıyla bu adama ceza vermeyelim, vereceksek de az verelim çünkü ortada bir belirsizlik var.” Bu hukuk fakültelerinde çokça işlenilen bir kuraldır, buna dikkat edilmesi gerektiği söylenilir. Hakim ve savcı olacaklar bir akademiye giderler ve bu akademi de şunun da üzerinde çok durulur. Yani ortada bir şüphe varsa bundan sanık yararlansın. Yani “kadılık yapmayın, hakimlik yapın” derler. Ancak taciz tecavüz iddialarında bu durum pek işe yaramıyor. Ortada şüphe varsa mahkeme şunu der: “şüphe var ama kadın da durduk yere böyle bir şey söylemez, ifadeleri de tutarlı, o yüzden yapıştır gitsin” der. Mesela bir uyuşturucu davasında bu adam bunu %100 yaptı mı? “%80 ihtimalle yaptı” dendiğinde o cezayı vermez kolay kolay. Ama kadına dair bir şey olduğunda %50 ihtimal de olsa, o adama o cezayı verirler. Bu da şüpheden sanık yararlanır ilkesinin en büyük yara aldığı konulardan biri.

Örnek bir içtihat kararı:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu   2013/14.MD-97 E. , 2013/331 K. “Mağdurenin beyanlarının aşamalarda tutarlı ve istikrarlı olduğu, olaydan hemen sonra durumu tanıklar M.Ö.ve M. N.Ö..’e anlatıp şikayetçi olduğu, sanığa iftira atması için geçerli hiçbir neden bulunmadığı…’’

Secret: İçtihat ne demektir? Burada kadının beyanı esastır olarak uygulanmış görünüyor.

Avukat O.H.: Evet, bu kararda kadın beyanı esas alınıyor. İçtihat da şu demek oluyor: yani kanun koyucu her şeyin her özelliğini madde madde kanuna koyamaz. Bazı konular mahkemenin önüne sıklıkla gelir ama onları kanunda %100 belirleme gibi bir şansın yoktur. Bu üst mahkemeler bu durumlarda duruma bu şekilde yaklaşılmasına dair bir alışkanlık getirir, bu da içtihat olur.

İçtihatlar %100 bağlayıcı değildir, herkes bunu uygulayacak diye bir şey yoktur. Ama şunu der yerel mahkeme: “önünüze bu durum gelirse böyle davranabilirsiniz”. %100 bağlayıcılığı yoktur ama genel görüştür, hukuk dünyasında bu tarz durumlara böyle yaklaşılır.

Secret: Peki, İstanbul sözleşmesi kadın beyanı konusunda daha mı katıydı?

Avukat O.H.: İstanbul sözleşmesinin şöyle bir olayı vardı: Kadın beyanı esastır vardı ama bu erkeğe hüküm verilmesi için değil, tedbirler için uygulanıyordu. Yani mesela “bu adam beni rahatsız ediyor!”. Bitti. Uygular onu. “Kocamla boşanma aşamasındayız, bizi rahatsız ediyor” Hemen tedbir! Yani yaklaşamazsın o kadına. Kadının beyanı tedbirler konusunda %100 esastı İstanbul sözleşmesinde.

İstanbul sözleşmesinin şöyle de bir özelliği vardı: Bu uluslararası bir anlaşmaydı. Uluslararası  Anlaşmalar normlar hiyerarşisinde anayasının da üstünde geliyor. Sözleşme olması ve anayasasının da üstünde olması itibariyle çok güçlü bir yazılı hukuk kararıydı. Bundan vazgeçilmiş olması bu durumu oldukça zayıflattı.

Not: Burada bahsi geçen karar ile ilgili,  kararın tamamını okuyunca aslında olayın, kararın ilk kısmındaki “kadının kanıtı esastır” gibi bir anlama gelmediği belirten bir avukatın yorumu şurada.

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürün var:

%3’lük Erkekler Video Seti

Çekici Erkek Eğitim Seti

Yatırım getirini yükselt

Kendine şu soruyu sor: “1 -10 arasında, 10 en iyi versiyonum ve 1 en kötü versiyonumsa, kendimi şuan nereye koyuyorum?” Ancak kendini şartları senden daha farklı olan kişilerle karşılaştırma, kendi yaşam akışın içinde değerlendir. Kendini ünlülerle ya da milyarderlerle karşılaştırma. Kendine: “Ben kendimin en iyi versiyonu muyum ?” diye sor.

Eğer kendini 6 ve daha aşağısında puanlıyorsan, o zaman sana kız peşinde geçirdiğin süreyi ve buluşmalarını limitlemeni tavsiye ederim. Buraya harcayacağın zamanla da önce gidip kendini düzeltmeni.

Kadınların tepedeki %78’i, tepedeki %20’lik erkeğin dikkatini çekmek için yarışıyorlar. Erkeklerin dipteki %80’i de dipteki %22’lik kadınlar için yarışıyorlar. (Oranlar flört aplikasyonları istatistiklerinden alınmıştır)

Eğer 6/10 ya da daha aşağısında bir erkeksen, basitçe artıklar için yarışacaksın demektir. Bu yüzden, erkekler için hayati olan şey kovalamaları gereken şeyin kendilerinin en mükemmel versiyonları olduğudur, kadınlar değil.

Eğer kendini, kendi en iyi versiyonun için 8/10 ve üzeri olarak puanlamıyorsan, bu durumda senin yatırım getirin – Return On Investment (bir şeyi elde etmek için harcadığın zaman+enerji+para vb. yatırımın geri dönme oranı) olarak kadınlara yaptığın yatırımın geri dönüşü düşük olacaktır ve muhtemelen sonuçlar seni hayal kırıklığına uğratacaktır.

Hipergamiden dolayı, kadınlar her zaman kendi cinsel pazar değerlerinden puan olarak biraz daha yüksek olan erkekleri ararlar. O yüzden, erkek olarak kendin üzerinde çalışma performans yükü altındasın.

Kadınlar ilk başta ne olduğuna bakar sonra da kim olduğuna. Bu ilk başta anlaması zaman alan bir cümle olabilir. Seni iyi çocuk hayallerinden uyandırabilir ya da öfkeyle karşı çıkmana neden olabilir. Bu cümle üzerinde seni biraz düşünmeye davet ediyorum… Bunu düşünmek kendi en iyi versiyonun olma konusunda seni motive edecek.

Şimdi bu kaynakları inceleyelim: İşin, zenginliğin, öz-bakımın, fiziğin, stilin, network’un (“Network nasıl oluşturulur?” podcastini dinlemek için tıkla) , hobilerin, çocukların, araban, evin, karakterin, oyunun, duygusal gücün vb.

  • Bağlantılar (Network): Eğer etrafını negatif-sızlanan erkeklerle doldurursan, yani etrafında 5 negatif-sızlanan adam varsa sen de 6. olursun. Sosyal çevren de küçük bir kabiledir. Ve bu kabileye girecek kişiler gerçekten hak eden kişiler olmalıdır. Birçok erkek bu kaybeden insanların kendi networklerine girmelerine izin veriyor ve bu tür kişilerin kendilerini etkilemeyeceğini düşünüyor. Parasız bir kişiyle mi arkadaş olmak isterdin yoksa küçük bir girişimciyle mi? Olacak şey şu ki birbirinizin kafa yapısından etkileneceksiniz. Biriyle geçireceğin zaman seni de vizyonsuz hale getirirken, diğeri ile geçireceğin zaman gözlerinin daha da erkenden açılmasını sağlayacaktır. Bu arada networkünde en iyi ve akıllı adamsan artık oraya ait değilsin demektir. Unutma; odadaki en zeki kişi sensen yanlış odadasındır. Çünkü onların senden öğrenecekleri çok şeyi vardır ama senin onlardan öğreneceğin pek az şey varken yerinde sayıyorsundur. Bazı insanlar tekneyi ileri itmeye yarayan yelkeni rüzgarla doldururlar, bazıları da çapa gibidir, sizi geride tutarlar. O yüzden hem kendilerinin hem de senin seviyeni yükseltmeye çalışan insanları seç, çapa olan insanları kes ve kurtul. Böylece hayatın düzelmeye başlar.
  • Para: Basitçe söylemek gerekirse, değerin depolanmasından başka bir şey değildir. Eğer onu elde edersen, o zaman diğerlerinin yaşamına bir değer katmışsın demektir. Bill Gates büyük miktarda paraya sahip çünkü Microsoft ile devasa ölçüde bir yazılım problemini çözdü. Ve aynı zamanda bilgisayarı kitlelerin kullanımına açtı. Para çekici olmayan adamların dengeleyicisidir de. Dünyada para kıtlığı yok ve halihazırda bir sürü para dolaşımda. Yapman gereken yalnızca bir değer oluşturup uzanıp bir miktarını almak.
  • Duygusal güç ve oyun: Bunun anlamı  kendi başına ayakların üzerinde yeterince sağlam durabilmen, çerçevenin sağlam olması, kararlarında net olman, kadınlardan talep gören bir erkek olarak kadınına sınır koyarken korkmamak, kadının sana fırlattığı shit testleri, dramaları doğal bir şekilde püskürtebilen tecrübeli bir erkek olmak demektir. Kadınlar bir erkeği düzeltmekle zaman harcamak istemiyorlar. Bunun aksine bozmaya çalışıyorlar ve bozabildikleri, çerçevesini eğip bükebildikleri adama saygılarını kaybediyorlar. Olmuş erkeklerle, devlerle beraber olmak istiyorlar ve bu erkekler tarafından yönetilmek istiyorlar. Siz de kadının takip edebileceği ve takip etmeye değer biri olmalısınız. Kadınlar betalarla son çare olarak, duvara çarpınca sağlayıcılık amaçlı beraber olabilirler ama cinsel pazar değerlerinin yüksek olduğu yaşlarda betalarla zaman harcamayacaklardır ve kendilerini üst seviye erkeklerin oldukları ortamlara sokmak isteyeceklerdir. Eğer beta olduğunuza kanat getirirlerse sizi boş verip yenisine geçeceklerdir. Kadın sürekli olarak “bu adam şuan birlikte olabileceğim en iyi adam mı?” diye soracaktır. Cevap “evet” ise seninle beraberken mutlu olacaktır, seni tatmin etmeye çalışacak, hayatına değer katmaya çalışacaktır. Kadın senden daha iyisini bulabileceğine inanırsa süre senin için dolmaya başlar.
  • Fiziğin ve stilin: Çoğu erkek çirkinseler çirkinliklerine, fakirseler fakirliklerine, utangaçsalar utangaçlıklarına, daha ne sorunları varsa o sorunlarına çok fazla odaklanırlar. Bir şeye bu kadar çok odaklanmak, diğer önemli şeyleri kaçıracağın anlamına gelir. Eğer çirkinsen, kaslı ve kariyerli bir çirkin olmak kulağa fena gelmiyor. Utangaçsan da kaslı ve kariyerli olmak mümkün. Sonuçta bilgisayarlar insan ayırt etmiyor. Utangaçlık genlerinde olsa, para seni sevmese de bunları dolaylı yoldan aşmak mümkün. Tabi ki üstüne gitmek/gitmemek bir tercih ama insanlardan daha izole çalışabileceğin yazılımcılık gibi mesleklere yönelip orta vadede iyi para kazanabilirsin mesela. Bu paranın bir kısmını da spor için ve stil sahibi olmak için harca.

Sonuç olarak diyeceğim şey, kadınlardan çok kendi en iyi versiyonun olmanın peşinde olman gerektiğidir. Kendi kişisel gelişiminde mükemmeli kovalarken ROI(verdiğin yatırımın geri dönüş oranı)’ı yükseltmek kadınları kovalamaktan çok daha iyidir, özellikle kadın doğası hakkında hiçbir şey bilmediğin zamanlar.

Yazar: Secret

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürün var:

%3’lük Erkekler Video Seti

Çekici Erkek Eğitim Seti

 

Yara bandı ilişkiden eski sevgilisine dönen kadın

Hocam merhabalar sizi bulduğuma aşırı sevindim. Maalesef ki günümüz ilişkileri pek sağlıklı değil bunun sebebi de karakterli güzel insanların zor bulunması ve herkes “ben”odaklı ilişki devam etmeleri.

Ben daha bu girişten, senin kadını hayatının odağı yapma üzerine kurulu zayıflıklarına”ben karakterli ve güzel bir insanım da dünya kötü” kılıfı uydurduğunu seziyorum.

Benim hayatımda 2 tane sevgilim oldu. Biri çocukluk aşkıydı(onu unuttum). Diğeri ise geçen sene sevgili olduğum bir kızdı. Bu kızla hikayem geçen sene bugünlerde başlıyor aslında ve 9 ay süren bir ilişkimiz oldu( son aylar kopuşlar oldu.) Bu kızın 3 senelik ilişkisi varmış ve yazın ayrılıyor kendisi daha sonra başka birisiyle (arkadaş grubundan biriyle) rebound ilişki yapıyor(ben bunu ilişkiye başladıktan sonra öğrendim.)

Karakterli insan istiyorsan, karakterli insan seçeceksin. Şimdi Rebound ilişki sağlıksız bir ilişkidir ve genelde duygusal olarak zayıf, duyguları ile baş etmeyi öğrenmek yerine kolaya kaçıp geçici duygusal dayanaklar arayan insanlar girerler. Bu insanlar genelde duygusal olgunluktan uzaklardır. Bu olay, kızın sağlam ayak olmadığına dair bir işaret. Sen yine de bununla ilişkiye girdiysen, sonra “insanlar karaktersiz, çirkin azizim” demeyeceksin.

Bizim ilişkimizin ilk ayları onun sürekli bana zaman ver demesiyle geçti.

Yok o zamanlar ilişkinizin ilk ayları olmuyor, ilişki olmayan ve senin fazla peşinden koştuğun aylar oluyor. Günümüzde ilişkilerin kötü olmasının birinci sebebi maalesef şurada sergilediğin gibi bir tarafın çok zayıf bir şekilde ilişki yürütmesi. Bu özellikle daha güçlü olması gereken erkekse o ilişki hiç de sağlam olmuyor.

Daha sonra kendisi kademe kademe ilişkiyi üst seviyelere taşımaya başladı ve bu seviyeler uzun süreliydi bir anda kısa sürede seviye atlatmadı.

Sana karşı cinsel ve dürtüsel arzusunun düşük olduğuna işaret. Sen sabırla bekleyerek ulvi bir şey yaptığını sanıyorsun ama maalesef. Kızın duygusal bağı zayıf ben bu kadar az şeyi ne yapayım deyip bırakmalıydın. Yokluktan azla yetinirim moduna girmemeliydin.

Ayrıca kız azar azar başka alternatifleri bekleyip gelmedikçe sana yanaşmaya başlamış da olabilir. Gerçi senin üst seviye dediğin ne onu bilemedim zira ilişki falan yok ortada.

Ben bu ilişkide çok istekliydim ve o yıpranmıştı onu hem empati kurarak anlamaya çalışıyordum hem de heyecan olduğu için de bir an önce olsun istiyordum

Bir ilişkide diğerine daha çok ihtiyaç duyan taraf, ilişkide daha güçsüz taraftır. Sen bir erkek olarak çok güçsüz bir konumdan, neredeyse bir kadın gibi, yuvayı yapan dişi kuş olma rolüne soyunduğundan başından itici başlamışsın.

ama kendimi tutmuştum ve sabretmiştim.

Ona halk arasında sabretmek denmez, yedek lastik denir. Sen, sana çok ilgisi olmayan ve daha iyisini bekleyen, daha iyisi gelmedikçe sana yanaşan birinin kıt sevgisine, kırıntılara tamam diyen biri olmuşsun.

Yaz tatiline kadar her şey güzeldi sonra kendisi bir işe girdi onu bahane ederek benimle sadece benim yaşadığım ilçeye yakın yerde işi çıktığı zaman buluşurdu.

Sen sanki sonunda ilişkiye girmişsin gibi başladın ama yaz geldi hala yedek lastik olarak sıranı bekliyorsun sanırım. Kız seninle zoraki buluşuyor. Muhtemelen o buluşmalar da senin ısrarların sonucunda.

Çok fazla yazıştığı bir çocuk vardı çocukluk arkadaşım dediği ve onu benimle tanıştırmadı ben kendi imkanlarımla onu buldum. Bunu ondan duymak istemiştim. Ve o çocukla küstükleri zaman kıza 7 buket çiçek alması beni kıskandırmıştı ve bunu kıskanmam onun için bir sorundu.

Kızın yedek lastiği birden fazla Maşallah. Yalnız bir numaralı yedek lastik sanırım o. Sen eğer daha fazla yedek lastik yoksa 2 numarasın. Ya da kızın yörüngesindeki uydu erkek olduğunuz için SAT-1 o, SAT-2 (belki de SAT-3 ya da SAT-4) sensin.

“Her ilişkilerde olduğu gibi benim bu ilişkimde de vaatler vardı gelecek için tabii bunlar gereksiz yer kaplamasın diye hepsinden bahsetmem saçma olur. Siz de takdir edersiniz ki.” Ne ilişkisi yahu? Seninle arada bir buluşuyor, ne ilişkisi? Tabii yörüngede kal diye kırıntı atacak arada. Sen sanırım o kırıntılardan vaatler falan çıkardın 🙂

En sonuna gelecek olursam her kavgamızda veya tartışmamızda hep 3 senelik ilişkisindeki kötü şeyleri hatırlardı bana sürekli ben çok kötü şeyler yaşadım derdi. Hatta ayrılma yoluna bile girdik ama en son zamanda benim iyi birisi olduğumu ve seninle yeniden denemek istiyorum dedi.

Kız seni aktif olarak da yedekte tutuyor.

O günden sonra bir buluşma daha oldu …

Lütfetmiş matmazel.

ama onda da 3 senelik eski sevgilisi uzun bir yazı yazmış ve etkilendiğini söylemişti …

Senin “bana müsade, sorun sende değil bende” diyerek tüymen gereken yer burasıydı.  Eski sevgilisi hala hayatında, kafasında olan kişi ile ilişkiye girmeyin, girmeye çalışmayın. Nokta. Azıcık kendinize saygınız olsun yahu.

ben de kızmıştım haliye ama takmayacağını söylemişti ki ben kuşkulandım.

O adam ilk adımda kızı götürür sen de öyle kalırsın. Ha sonra o salakta da kalmaz muhtemelen ama kız ilk adımda gider.

1 hafta sonra da tekrardan bu olayı ona sorduğumda bana o gün o işi ben bitirdim demişti ve bana yazmayacak demişti güvenmiştim birazcık ama yine kuşku vardı.

Son buluşmamızda kendisinin garip davranışlarından dolayı güzelce bahsettiğim bir şeyden dolayı konuşmayı iletişimi kesti her yerden engelledi ama açık kapı bıraktığı yerler oldu ben yazarım diye. Bunu yaptıktan 3 gün sonra 3 senelik eski sevgilisini ekledi instagramına. Yani o kişiyi hayatına tekrardan geri aldı.

Bak şu işe? Hiç beklemediğimiz bir şey olmuş 😀

Benim burdaki problemim şu maalesef ki ben ona çok alışmıştım ama şuanda ayrılmamızdan 3 ay bir süre geçti.

Sen ayrılmamız, ilişkimiz dedikçe bana bir fenalık geliyor.

Unutuyorum derken rüyama giriyor bir anda ne yapacağımı şaşırıyorum.

Rüyana girme sebebini yazmıştık.

Ondan herhangi bir beklenti içerisinde değilim ki dönerse de tercih yaptığından dolayı Hayır! diyeceğim.

Oh be. Neyse ki senin kurtulma ihtimalin var ve yüksek. Onu nasıl geri alırım vs. diye sormuyorsun. Doğrusu bu.

Neler önerirsiniz? Teşekkürler.

Birincisi sana ulaşamasın. Hemen her yerden engelle ki sana ulaşıp manipülasyon yapmasın. Bu tür hatunlar o döndükleri adamla olmadığında yine yedek lastiklerini sıraya dizerler. O aptal sen olma.

İkincisi bu kadını hayatından tamamen at. Stalklama, engel açtı mı diye bakma.

Üçüncüsü maalesef aylarca kırıntılarla beslenen yedek lastikliğin seni düşürdüğü çukurdan çıkman yine aylar alacak. Yaptığının neden aptalca olduğunu, aslında güzel ve karakterli bir insan olmaktan değil yedek lastiklikten kaybettiğini anlaman ve bundan sonra bu duruma neden düşmeyeceğine kendini ikna etmen gerekiyor. Ama maalesef aylarca düşen, aylarca sürünerek çıkar, bir süre acı çekeceksin.

Bir de ilişkiler konusunda çok acemisin, şimdi reklamlar diyerek sitemizi okumanı ve kitap setimize de bakmanı tavsiye ederim.