Sağlıklı bir ilişki ve duygusal güç için 3 kural

İlişkinize ya da flörtünüze, potansiyel olarak geri dönüşsüz zarar vermenizin en kolay yollarından birisi, partnerinizi aslında herhangi bir suçu ya da kusuru yokken suçlamaktır. Bunu partnerinize öfkeli bir şekilde çıkışarak da yapabilirsiniz, ya da olmayan bir şeyi kafanızda büyütüp davranışlarınızı buna göre ayarlayarak da. Her iki durumda da, duygusal olarak kontrolsüz ve güçsüz olursunuz ve görünürsünüz. Duygusal olarak kontrolsüz olmak da, bir erkeği son derece itici yapar.

Bu bölümde bu hataya düşmemek için kullanabileceğiniz üç prensipten bahsedeceğim. 24 saat kuralı, sabahı bekle kuralı ve 3 defa kuralı.

24 saat kuralından başlayalım. Ben bu kuralı, beni ilişkiler konusunda gerçeklere uyandıran İlişki Sihirbazı Kitabından öğrendim ki o kitabın bölümlerinden biri bu kurala ayrılıyor. Bölümün ismi “Güvensizlik: İlişki Parazitleri”.

Burada kural şu: ilişkinizde herhangi bir konuda güvensizlik hissederseniz, bu şey sizi kaygıya, korkuya veya öfkeye itiyorsa, 24 saat beklemeden bu konuda hiçbir şey yapmayın. “Tamam, bunu görüyorum, sinirliyim ama tepki vermeden, hesap sormadan ve hatta soru sormadan önce 24 saat bekleyeceğim. Tepki vereceğim ama önce soğuyup sonra tepki vereceğim.”

Burada konu, size karşı açıkça yapılan bir yanlış değil. Örneğin size açıkça küfür eden ya da önünüzde biriyle flört eden kız arkadaşa tepki vermeden 24 saat bekleyin demiyorum. Kendi güvensizlikleriniz yüzünden ortaya çıkan negatif duygulara kapılmadan önce 24 saat bekleyin diyorum. Neden?

Çünkü 24 saat kuralını uygulamaya başladığınızda, çoğu durumda, 24 saat içerisinde aslında rasyonel düşünmediğinizi ya da bir şeyi yanlış anladığınızı anlıyorsunuz ve negatif düşünceleri kendinize sakladığınıza şükrediyorsunuz. Peki haklıysanız? Haklıysanız da sadece 24 saat beklemiş oluyorsunuz, yani yine tepki verebiliyorsunuz. Jordan Peterson’un birazdan daha geniş şekilde alıntılayacağım Kişilik ve Dönüşümleri dersinde söylediği gibi, bu şekilde aşırı tepkisel olmak ile dik durmak arasındaki dengeyi tutturursunuz. Her şeye tepki gösteren biri de olmak istemezsiniz, itilip kakılabilen biri de”.

Bu kuralın en önemli yanı, insanı duygusal olarak daha dengeli ve güçlü yapan bir egzersiz olması.

Duygusal olarak güçlenmek, kaslarınızı güçlendirmeye benzer. Duygusal ağırlık altına girip bu ağırlığı kaldırdığınızda, duygusal olarak güçlenirsiniz. Güvensizlikleriniz yüzünden rasyonel düşünemediğinizde ve duygularınız sizi ele geçirmeye başladığında, duygularınıza sadece 24 saat gem vurmanız bile, başarılı bir şekilde ağırlık kaldırmanıza neden olur. Duygularınıza kapılmanız ise, elinize aldığınız ağırlığı hiç kaldırmadan yere bırakmanız gibi bir şey.

Güvensizliklerinize hemen kapılmak yerine 24 saat beklemeyi alışkanlık haline getirdiğinizde, duygularınız üzerinde kontrolünüzün arttığını ve güvensizliklerinizin azaldığını hissedeceksiniz.

Bu kural ilişkinin başından sonuna kadar uygulanmalı ama en çok ilişkinin başlarında, karşılıklı güven tesis edilirken ve bir de ilişkinin o kadar da iyi gitmediği durumlarda çok işe yarar. Eğer ilişkinin başlarında sürekli olarak soğukkanlılığınızı kaybederseniz, karşınızdaki insana duygusal olarak zayıf biri olduğunuzu gösterirsiniz. Duygusal olarak zayıf olmak da özellikle bir erkeği, işi, tipi ve statüsü ne olursa olsun, düşük değerli bir erkek yapar. İtici yapar.

Güçlü negatif duygular, güvensizlikler, siz onlara kapıldıkça daha da güçlenirler. Siz onlara kapılmadıkça güçsüzleşirler. Güçlü negatif duygular, beynin amigdala denilen ilkel ve rasyonel düşünmeyen bir bölgesinden gelir ve beynin yönetimini rasyonel düşüncenin, korteksin elinden alır. Tepki vermeden önce bu güçlü duyguların soğumasına izin verirseniz, beynin kontrolünü rasyonel düşüncenin ele almasına fırsat verirsiniz. Hayvani bir dürtüsellikten ziyade, insani bir rasyonellik ile tepkiler verirsiniz.

İkinci kural ise tepki vermeden önce sabahı bekle kuralı. 24 saat kuralına benzer kural ve hem nöroplastisite hem de daha iyi bir yaşam serilerini yazarken öğrendiğim bir kural. Burada mantık, insanın beyin korteksinin yani rasyonel düşünce ve dürtü kontrolünü sağlayan bölümünün, gün içinde yorulması ile gece saatlerinde zayıflaması üzerine kurulu. Birçok insan en dürtüsel ve sonradan pişman olacağı hareketleri, gece saatlerinde özellikle de uyuması gereken saat 11 ve sonrasında yapıyor. Eski sevgiliye mesajı genelde öğlen 2’de değil gece ikide atıyor. Ciddi miktarda para kaybettiği al-satı daha çok gece yapıyor.

Güvensizlik hissettiğinizde, tepkinizi ya da iletişiminizi gece saat 10’dan sonra yapmayın. Uyuyun, dürtü kontrolünüzü ve rasyonel düşüncenizi sağlayan beyin bölgelerini şarj edin ve gündüz ya da akşam saatlerinde yapın.

Son olarak da  3 defa kuralına değinelim. Bunu da Jordan Peterson’un üniversitede verdiği psikoloji derslerinden öğrendim ki Kişilik ve Dönüşümleri kitabında da yer alıyor. Direkt oradan alıntılayacağım:

“Partnerinizle dışarı çıktınız diyelim ve partneriniz oldukça gergin davranıyor. Yani diyelim ki şaka yapıyorsunuz veya gülümsüyorsunuz ama partneriniz buz gibi davranıyor ya da sinirli bir şekilde karşılık veriyor. Bu durumda siz de kendinizi buna göre ayarlarsınız. İşler bir miktar bozulur ve tüm gece mahvoldu diyeceğiniz bir hale gelir. Ama bu olduğunda tüm ilişki bitti demezsiniz. Gerçi bunlar sık oluyorsa o noktaya da gelebilirsiniz.

Bu durumda ona “tüm gece mahvoldu” diyebilirsiniz ve bu muhtemelen bir miktar aşırı reaksiyon göstermek anlamına gelir. Klinik psikolog olarak izlenimim, eğer insanlar katlanması zor bir şekilde davranıyorlarsa, siz bunu gözlemlerken üç kere bu şekilde davranmasına izin verin. Üçüncü kere aynı şekilde davrandığında “bak böyle davranıyorsun” deyin. Bunu söylediğinizde size “hayır öyle davranmıyorum” diyecektir. Siz de “Hayır böyle davranıyorsun. Bak şurada ve şurada böyle davrandın” dersiniz.

Bu durumda temelde kaybetmiş olur ve siz de direkt kazanan olursunuz. Ama sadece bir kerelik bir şeyse, dert etmemeniz daha iyi. Bir kere olduysa, bunun tek bir kez ve spesifik bir problem olmadığına dair elinizde bir delil yok. Ama üç kere olduysa artık elinizde güçlü bir delil var. Bu şekilde aşırı tepkisel olmak ile dik durmak arasındaki dengeyi tutturursunuz. Her şeye tepki gösteren biri de olmak istemezsiniz, itilip kakılabilen biri de. Yani fazla toleranslı olma ile tepkisel olup gereksiz kavgalar etme arasındaki denge için üç kere kuralı iyi işler.”

Bu üç kural, sizin bazen kötü niyetli ya da en azından gerçekten hatalı birini az bir süre de olsa tolerans göstermenize, kısa bir süre de olsa bu kişinin sizi aptal yerine koymasına neden olabilir ama toplamda, sizi birçok haksız çıkışmadan, aptal durumuna düşmekten ve iyi gidebilecek bir ilişkiyi baltalamaktan korur. Daha önce de dediğim gibi benim bu üç kuralla ilgili en sevdiğim şey, ilişkinizi ve hatta ilişki yaşamınızı bile aşan bir duygusal güç kazanmanızı sağlaması. Aslında dikkat ederseniz bu üç kuralı, iş yaşamında, arkadaşlık ilişkilerinde ve aile ilişkilerinde, kısaca tüm insani ilişkilerde kullanabilirsiniz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Evliyim ama çok yakın arkadaşım bir kadını aklımdan çıkaramıyorum – Vaka Çalışması

Merhaba, ben 38 yaşındayım ve 12 yıldır evliyim. 8 yaşında bir oğlum var.

Allah bağışlasın. 26 yaşında evlendin ve 32 yaşında baba oldun yani. Devam edelim.

Baba olduğumda bunalıma girdim. Baba olmaya hiç ama hiç hazır değildim ve baba olmanın getirdiği duygusal, maddi ve fiziksel yükle baş etmekte çok zorladım. Kendi çocukluğumdan kalma birçok güvensizliğim ortaya çıktı özellikle de kendi alkolik babamla ilgili şeyler. Babamla özellikle ergenlik yıllarımda çok ciddi sorunlarım vardı. Şimdi bir sorunumuz yok ama sanırım aşamadığım şeyler var.

Aşamadığın şeyler olduğu kesin zira 6 sene evlilikten sonra 30 yaş üstünde de çocuğa hazır değilim anormal bir durum. Hani 32 yaşından sonra da baba olabilirsin ama bir erkek 27-28 yaşından itibaren zihinsel ve fiziksel olarak baba olacak güçte olmalı.

Babanla olan ilişkinden dolayı, baba olmak ile ilgili düşüncelerin oldukça çarpık olabilir yani “aşamadığım şeyler var” derken haklısın.

Oğlum doğduktan birkaç ay sonra, beraber çalıştığım bir kadınla duygusal bir ilişki yaşamaya başladım. Depresyondaydım, yakınlık arıyordum ve bana duymaya ihtiyacım olan şeyleri söylüyordu. Bu kadın arkadaşlığımızı kullanarak, arkadaşlık sınırlarını ihlal etti.

Bana karşılıklı yapılmış, senin de sorumluluğun olan ve senin evli olman nedeniyle daha da suçlu olduğun bir duygusal ilişki gibi geldi. İlginç bir şekilde yaptığının sorumluluğunu almıyorsun. Daha çok kurban gibi konuşuyorsun.

Bu ilişkiden sonra insanlara güven problemi yaşamaya başladım, özellikle kadın arkadaşlarıma şüphe ile yaklaşıp durdum.

Aldatan sensin ama sen mi güven sorunu yaşadın?!? Kurban psikolojisinden çık. Sorumluluk alıp büyük yanlış yaptığını kabul etmek yerine, manipülatif bir kadının kurbanı oldum diye psikolojik buhran yaşamayı tercih ediyorsun.

Şu an karımla ilişkim harika. Kendime iyi bakıyorum, spor yapıyorum, vs.

Spor salonunda tanıştığım bir kadınla zaman içinde arkadaş olduk. Beraber çok iyi vakit geçiriyoruz.

Hayda! Bir erkek ile bir kadın arkadaş grubu içinde birbirlerine arkadaşça davranabilir ama evli bir erkekle bir kadın, beraber çok iyi vakit geçirecekleri şekilde “arkadaş” olmazlar. Yine aldatma işindesin ve karınla ilişkin harika falan değil.

Bu kadına karşı arkadaşça ama yoğun duygular besliyorum.

Kendini kandırma potansiyelin çok yüksek. Arkadaşça yoğun duygu diye bir şey yoktur. Bu kadınla deliler gibi seks yapmak istiyorsun, bunu bastırmak için zihin jimnastiği yapıyorsun.

Sürekli onu düşünüyorum. Sadece arkadaş olmak istiyorum ama bazen zihnime istenmeyen düşünceler doluyor ve bunlara engel olamıyorum.

İstenmeyen düşünceler çeşitli pozisyonlarda geliyor galiba. Sadece arkadaş olmak istemiyorsun. Sadece arkadaş da olamazsın zaten.

Beraberken çok iyi vakit geçiren iki iyi arkadaşız. Saatlerce konuşuyoruz ve aramızda çok derin bir ilişki var. Arkadaşlığımız hergün daha da sağlamlaşıyor.

Ne diyeceğimi bilemedim. Yuh ile “tüh senin kalıbına” arasında gidip geldim. Sen sanırım her türlü aldatma olayını (duygusal aldatma da aldatmadır) “manipüle edildim”, “sadece arkadaşız” diye kendinden bile saklamaya çalışıyorsun sanırım. 40’ına merdiven dayamış adamsın ama çok çocukça bir tarafın var.

Terapiye gidiyorum ve terapistim, evlilik dışında arkadaşlarımın olmasının ruh sağlığım için çok önemli olduğunu söylüyor.

Evet ama erkek arkadaşlara ve arkadaş gruplarına ihtiyacın var. Seninkisi bir kadınla uzun süre beraberce vakit geçirmek, özellikle de arkadaşlığınızı zihninde değişik pozisyonlarda derinleştirdiğin bir kadını. Evli bir erkeğin böyle bir kadın arkadaşı olmaz.

Karım da arkadaşlarım olmasını destekliyor.

Karın spor salonundan bir kadınla saatlerce başbaşa kaldığını biliyor mu? Sanmam.

Bu kadınla ilgili istemediğim düşüncelerimden nasıl kurtulabilirim?

Kadınla tüm iletişimini keserek. Spor salonunu da değiştirmen gerekecek.

Böyle düşünceler olmadan bir arkadaşlık kurmak istiyorum.

Olmaz, mümkün değil. Etik değil. Bu kadınla tüm iletişimini kesmen gerekecek. Spor salonunu da değiştirmen gerekecek.

Bu kadınla arkadaşlığımı kaybetmek istemiyorum, böyle arkadaşlar kolay bulunmuyor.

Bu kadınla arkadaş değilsin. Bu kadınla deliler gibi seks yapmak istiyorsun, onu yapamayınca da fantezilere boğuluyorsun. Yahu aklından bir şey geçmese bile böyle arkadaşlık olmaz, evli erkek teke tek bir kadınla buluşmaz. Hani eski bir arkadaşın olur bir iki buluşursun da değil. Yeni tanıştığın bir kadın ve sürekli buluşuyorsunuz!

Birgün bir sevgili bulmasından ve arkadaşlığımızı kesmesinden çok korkuyorum.

Sen arkadaşı değilsin, friendzone vatandaşısın. Kadın senin evli olduğunu biliyor mu? Evli olduğunu saklayan çok adam var çünkü. Ama şu lafın bile senin onu arkadaş olarak görmediğine işaret.

Şuna bahse girerim ki bu kadın seni birgün evine çağırsa ve üzerine atlasa, hiç düşünmeden seks yaparsın. Sonra da “arkadaşlık sınırlarımızı aştı, beni kullandı, güvenim kalmadı” diye kendini avutursun. Bahse girerim, sizin seks yapmamanızın tek sebebi kadının seninle seks yapmaması.

Konuştuğun şeyler ile yaptığın şeyler arasında büyük uçurum var. Bir yandan bir kadınla görüşüyorsun, kadını ciddi şekilde arzuluyorsun, bir yandan bunu kendine arkadaşlık olarak yutturuyorsun.

Bu konuda ne yapmam lazım?

Senin yapman gereken şey, yapmak istediğin şeyin tam tersi. Birebir “arkadaş” olarak görüştüğün kadınla tüm iletişimi kesmelisin. Bir yandan için için cinsel ve duygusal olarak arzulayayım, bir yandan da bu kadınla arkadaş gibi görüşeyim diye bir şey yok. Özellikle de evli bir erkek için böyle bir şey yok.

Sen burada olmayacak bir şeyi elde etmeye çalışıyorsun. Burada işin tek oluru, senin bu kadını hayatından tamamen çıkarmak. Kadın seni cinsel olarak arzuluyor olsaydı, friendzone’da olmasaydın da yapman gereken buydu ama bir de friendzone olayı var.

Bazı şeyleri yaşayamadan erkenden evlenmişe benziyorsun ve gözün sürekli olarak dışarıda. Benim tahminim, eğer anlattığın iki kadından daha fazlasını bulacak kapasiten olsa, eşini birçok kez fiziksel ve duygusal olarak aldatırdın.

Erkenden evlenmiş ve bir şeyleri yaşayamamış bile olsan, artık o kararı verdin, üstüne çocuk da yaptın. Eğer karın iyi bir eş ise, piyasaya çıkıp 12 sene önce yaşayamadığın şeyleri yaşamaya çalışma. Bunu boşanarak bile yapmanı tavsiye etmem zira baba olarak sorumlulukların olduğunu da unutma. Zaten karınla aran sandığın kadar iyi olmasa bile, iyi görünüyor.  Öyle olmasa oradaki “kurban” durumunu da burada detaylı anlatırdın ama görünen o ki evliliğinde sana karşı yapılan bir yanlış yok.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 8 – Mia’nın sonu (2) ve kapanış

Önceki bölüm için, Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 7 – Mia’nın sonu (1)

Mia mektubuna, okuldaki olaylardan sonra serbest bırakıldığını söyleyerek devam ediyor. O gece eski arkadaşları ile bağlantı kurmaya çalışmış ama kendisi ile konuşan çok az arkadaşı da onun suratına direkt olarak ne düşündüklerini, onunla artık görüşmeyeceklerini söylemişler. Birçoğu ise onu tanımıyormuş gibi davranmış ya da tamamen görmezden gelmiş. Birkaçı ise eğer Mia’nın kendi kocaları ya da erkek arkadaşları ile yattığını duyarlarsa, bunu burnundan getireceklerini söylemişler.

Mia, doğup büyüdüğü şehrin kendisine karşı tamamen zehirlendiğinin farkına varmış. Eski patronu ve iş arkadaşları olayı bildiği için eski işine dönmesi de imkansızmış. Diğer aracın sürücüsünün sigortası, Mia’ya her ay iyi bir para gönderiyormuş ama Mia kliniğe kapandıktan sonra fizik tedaviye gidemediği için, olayın kapandığını söyleyip para göndermeyi bırakmış.

Beş parasız ve yakın zamanda iş bulamayacağının bilincinde, çocuklarla da yakın zamanda görüşemeyeceğini anlayınca, online iş aramaya başlamış ve online olarak Avustralya’dan yaşayan bu adamla tanışmış. Birkaç gün yazıştıktan sonra adam Mia’yı Avustralya’ya davet etmiş. Mia zaten emeklilik parasını bozdurmayı düşünüyormuş ama vergi cezasından korkuyormuş. Avustralya daveti, sahip olduğu tek serveti de bozdurup cebine atmasını sağlamış.

Bu adam gerçekten iyi biriymiş ve adamın oğlunun da bir anneye ihtiyacı varmış. Zavallı çocuk, Joan Crawford’u anne olarak, zavallı adam da Amber Heard’ı karı olarak aldıklarından habersizler. Adamın, Mia’nın geçmişinden haberi olmadığı belli ve Mia artık onun sorunu.

Avustralya vatandaşı olacağı için vergi dairesine emeklilik fonu için yüksek miktarda vergi ödemek zorunda kalmayacakmış. Bundan sonra hiçbir zaman benim için problem de olmayacak. Bu mektup benimle son iletişimi idi ve umarım son iletişimi olarak da kalacak. Haydi hayırlısı.

Avustralya’da ve benden çok uzakta kalacaksa istediğini yapabilir. Yeni bir zehirli türe ev sahipliği yapacağından dolayı Avustralya için üzülüyorum. Benim hayatımdan sonsuza kadar çıktığı için çok mutluyum ama Avustralya vatandaşları, dualarım sizinle. Antidepresan ve STD masrafları ile tüm ülkenin sağlık sistemini çökertebilecek bir belayı başınıza aldınız. Umarım bizden uzak durur ama ülkeye geri döndüğü zaman vergi kaçırma suçundan hapse girmesi, bizden tamamen uzak durmasını garantiler.

Terapistim, öfkeden kurtulma yolunda bana çok yardımcı oldu. Bu yazdıklarımdan anlaşılmıyor olabilir ama terapi sürecinde birgün, bir uyanış anı yaşadım. O seans çok hararetli idi. Uyanışım, Mia’dan çok daha fazla oranda kendime karşı öfkeli olduğumu anlamam ile oldu.

İnsanlar affetmenin bir insanı nasıl özgür kıldığını söyleyip duruyorlar. İçimde çok fazla miktarda öfke birikmişti ve ben bunun %100’ünün Mia’ya yönelik olduğunu düşünüyordum. Ama hayır. Mia’nın tüm yanlışlarına rağmen, kendimi yüksek etik standartlarla değerlendirip kendime karşı büyük bir öfke besliyordum çünkü bu kadar yanlış bir seçim yaptığıma inanamıyordum. Evet, Mia yalancıydı, manipülatif biriydi ama sonuçta bu kadını ben seçmiştim, hayatımı ben mahvetmiştim. Mia’yı hiç sevmemiş olsam, hayatımın çok daha iyi olacağı konusunda zerre şüphem yok.

Birçok insan Rebecca’yı sormuş. Mia ailesinin evinden kovulduktan sonra gerçekten de Rebecca’ya gitmiş. Görünen o ki Mia, Rebecca’nın evliliğimizin bitmesindeki katkılarından dolayı, kendisine en azından kalacak bir yer borçlu olduğunu düşünüyormuş. Rebecca ise tek yaptığının, Mia’nın zaten yapmak istediği şeyi yapmasına yardımcı olmak olduğunu, Mia’ya zerre borcu olmadığını düşünüyormuş. Bu tartışmayı kim kazandı bilmiyorum ama arkadaşlıkları saç saça, baş başa kavga ve küfür ve karşılıklı atılan yumruklar ile sona ermiş.

Sonuçta ne olursa olsun Rebecca benim evliliğimin yok olmasına katkıda bulundu. Sosyal medya kullanmıyorum, hayır Reddit’i sosyal medya saymıyorum, ama sosyal medyada insanlar Rebecca’yı takipten çıkmışlar ve hakkında çok kötü şeyler konuşmuşlar. Orada hala nasıl çalıştıklarını ya da başka salona geçip geçmediklerini sorup duran müşteriler yüzünden iki kuaförü işten ayrılmış, Rebecca iki ay sonra kirasını bile ödeyemediği için kuaför dükkanını kapamak zorunda kalmış. Rebecca hakkındaki en son duyum, Connecticut’ta abisinin restoranında garson olarak çalıştığı.

Rebecca şehirden ayrıldıktan sonra, apartmanını alıp, Forrest Gump’ın Jenny’nin çocukluğunu geçirdiği eve yaptığı gibi binayı yerle bir etmek istedim. Ama diğer iki dairenin sahipleri, bu fikre sıcak bakmadılar.

Birçok yorumcu, Nadia ile aramda bir şeyler olduğunu söylüyordu. Bu insanların deli olduklarını düşünüyordum ama sonuçta gördüm ki ben bir kadının benimle ilgilendiğini anlayamayacak kadar saf biriymişim. Boşanma işlemleri bittikten ve Nadia beni temsil etmeyi bıraktıktan sonra,  Nadia ve avukatlık bürosundan birkaç çalışan ile kutlama yaptık. Gece diğerleri birer birer gittikten sonra Nadia benimle konuşmak istediği bir şeyler olduğunu söyledi. Ben, kendisi için çok iyi bir değerlendirme verip vermeyeceğimi soracağını düşünüyordum. Benim davamda çalışırken benim karıma ne kadar da sadık ve adanmış bir erkek olduğumu gördüğünü, çocuklarıma hala aynı şekilde sadık ve adanmış olduğumu gördüğünü söyledi. Sonra da dava sürecinde benden hoşlanmaya başladığını ama avukatı olduğum sürece bir şey yapamadığını itiraf etti. Benim ona karşı bir şey hissedip hissetmediğimi anlamanın çok zor olduğunu ama tek bildiğinin, benim iyi bir adam olduğum ve şansını denemesi gerektiği olduğunu söyledi. Bunlar tabii ki gururumu okşadı. Kadınlara güven konusunda dipte olmama rağmen, Nadia’nın samimi olduğuna inanıyorum.

Nadia eğer istersem kendisini arayabileceğimi, buluşabileceğimizi ve bir şeyler içebileceğimizi söyledi. Nadia çok güzel, akıllı ve yetenekli bir kadın. Spor salonuna gittiği bariz. Avukatlar mahkeme salonunda iyi görünmek isterler ve Nadia ham şık hem de seksi giyinmeyi bilen bir kadın. Bir duruşmaya ince çizgili bir elbise ile geldiğinde, yargıcın onu görür görmez çocukların velayetini bana vereceğinden emin olmuştum. Görme engelli olmadığı sürece herhangi bir erkeğin, Nadia’nun bu teklifi reddedebileceğini düşünmüyorum. Çok bitkin olmama rağmen, onun bir erkek için iyi bir partner olduğunu düşünüyorum. Ama ben artık buna değeceğini düşünmüyorum. Onu geçmişi ile yargılayıp duracağımı biliyorum ki bunu gerçekten hak etmediğini de biliyorum. Maalesef ilgilendiğim her kadın bu haksız yargılamaya maruz kalacak gibi görünüyor.

Bir dating uygulamasına girmemi ve Mia’nın sadece bir kadın olduğunu anlamak için rastgele kadınlarla yatmamı tavsiye eden de çok oldu. Bunu asla yapamayacağımı söylediğim için üzgünüm. Bu olayın gerçekten zevk aldığım bir aktiviteyi sonsuza kadar hayatımdan çıkarması beni öfkelendiriyor. Ama geçmişte yaptığım seks aklıma geldikçe, Mia’nın bunu birçok erkekle de yapıyor olduğunu düşünmek bana büyük rahatsızlık veriyor.

Günümüz Batı toplumunun gözünde, benim sadece bir kadınla birlikte olduğum gerçeğinin, beni erdem taslayan biri haline getirdiğini biliyorum. Ama Mia’yla yattığım için kendimi Victoria döneminde Londra sokaklarında dolaşan bir fahişe kadar kirli hissediyorum. Mia bu aktiviteyi benim için özel yapan her şeyi elimden aldı ve biriyle beraber olmayı, sözleri ve birleşmenin benim için artık imkansız olmasını sağladı.

Mia rastgele erkeklerin disko soslu şeylerini deneyimleyip bana yalan söyledi. Bana sürekli olarak yalan söylediği için, geçmişte hakkında söylediği her güzel şeyin yalan olduğunu düşünüyorum. Söylediği pozitif bir söz bile benim aklımdan, babalığımdan, gücümden ve değerimden kuşku duymama neden oluyor. O şeye yeniden dönmek istemiyorum. O şeye yeniden dönmeyeceğim. Kimsem yok ama yine de yaşıyorum. Bu da onsuz yaşayamayacağım bir kadın olmadığını gösteriyor.

Kadınlardan nefret etmiyorum, kesinlikle nefret etmiyorum ve onlar için en iyisini istiyorum çünkü Carrie de birgün bir kadın olacak. Ama bu dünyada hayatımı zenginleştirecek bir şeye sahip olan bir kadın yok. Bir kadın hayatımı en azından daha karmaşık yapar.

Birçok insan Carrie’nin biyolojik babası hakkında sormuş. DNA soybağı siteleri hakkında biraz araştırma yaptım ama problem şu ki, eğer bir eşleşme olursa şirketler diğer kişiye de uyarı gönderiyorlar. Eğer Carrie biyolojik babası,  kuzen ya da amca ile eşleşirse, onun koruyucusu benim ve kimsenin gelip onu aramasını istemem.

Carrie sağlıklı bir çocuk ve genetik bir problemi görünmüyor. Bir DNA testi yaptırmak için bekleyeceğim. Şu an zihin yapım, Carrie en azından ergen yaşların ortalarına gelene kadar beklemek ama 20’lerine gelene kadar bekleyeceğimi ve kararı ona bırakabileceğimi de görebiliyorum. Aslında, babası olmadığımı ona hiç anlatmamayı da düşündüm. Bu konuda tavsiyelere açığım. Sonuçta yapmam gereken Carrie için en iyi olan ne ise o. Ona bunu anlatmak sizce iyi mi yoksa kötü mü? Ergen yaşlarına kadar mı beklemeliyim, 18 yaşına kadar mı? Kendim için endişe etmiyorum zira ben gerçeği zaten biliyorum ve kendimi gelecekte olabilecek iyi ya da kötü senaryolara hazırlıyorum. Biyolojik babasının sağlık geçmişini bilmesini gerektirecek bir hastalığı olma ihtimali nedir?

Annesi de hayatından çıktığına göre, bir DNA soy kütüğü testi yaptırmasına daha yıllar var. Ben de onun kendisini güvensiz hissetmesine neden olacak bir şey yapmak istemiyorum.

Bitirmeden önce Reddit kullanıcılarına özellikle de Cranic rumuzlu kullanıcıya teşekkür etmek istiyorum. Cranic, sen muhtemelen 187 yaşında değilsin ama o kadar yaşlı olsaydın bile yaşına göre çok daha bilge biri olurdun. Eski karımı analiz etme ve bana saldırabileceği açıkları bulup kapama konusunda bana çok yardımcı oldun. Mia çaresiz durumda dediğinde sana inanıyordum ama sonunda bu şekilde duvara toslayacağı şeyler yapacağı aklıma bile gelmemişti.

Bana yardım eden, yol gösteren, cesaret veren herkese teşekkür ederim. Şu anki planım bu girişi yazmak, yarım gün beklemek ve gelen mesajları birkaç gün boyunca cevapladıktan sonra hikayemi resmi olarak bitirmek.

***

Artık Mia’yı nadiren düşünüyorum çünkü hayatın oldukça meşgul geçiyor. Çocuklarım benim hayatım ve işimi gerçekten seviyorum, öyle seviyorum ki maaş benim sevdiğim bir şeyi yapmamın ekstrası gibi geliyor.

Terapistim ile redditte yazdığım son notu ve cevapları paylaştım. Herkesin beni Nadia ile bir şeyler yaşamaya teşvik etmesine bayıldı. Bana işi yavaştan almamı ve hem kendime hem de Nadia’ya karşı dürüst olmamı tembih etti.

Terapiden sonra Nadia’yı aradım ve bir konuda uzman görüşünü almak için kendisine uğrayıp uğrayamayacağımı sordum. Çocukları dedelerine bıraktıktan sonra ofisine gittim. Benim oyunum hiç yok zira bir oyun geliştirmem hiç gerekmedi. Nasıl flört edileceğini bilmiyorum. Ben sadece benim. Tek sahip olduğum şeyler nezaket, espri yeteneği ve içtenlik.

Sebebi ziyaretimin bir hukuk işi ile ilgili olmadığını anladığında yüzünde bir sırıtma belirdi. Ona en son konuştuğumuzdan beridir çok düşündüğümü ve arkadaşlarımla konuştuğumu söyledim. Ona açılmanın ve bir şans vermenin beni yüz üzerinden yüz seviyede korkuttuğunu ama benim de erkek gibi davranmam gerektiğini zira kendisinin bir kadın olarak yapabileceği kadarını yaptığını söyledi.

Nadia’ya bu bu kadar farklı yanlarımıza rağmen bu işin nasıl yürüyeceğini bilmediğimi söyledim. Farklı yanlarımızı sorduğunda örneğin benim çocuklu olmamı, onun ise çocuksuz olmasını belirttim. Nadia çocuklarımla zaman geçirmeyi sevdiğini söyledi ve onun henüz anne olmamasının benim için sorun olup olmadığını sordu. Bu konuda bir problemim yoktu.

Daha sonra onun bu kadar minyon benim ise çok uzun olmamdan biraz çekimdiğimi, zira sakarlık yapıp ona zarar vermekten korktuğumu söyledim. Nadia ise minyon olmasına rağmen oldukça dayanıklı olduğuna emin olabileceğimi söyledi ve büyük şeyler küçük pakette gelirler diye de ekledi. Ben fazla heyecanlıydım ve henüz fiziksel yakınlık aramadığımı ama teklifi için teşekkür ettiğimi söyledim. Nadia kızardı, gerçekten büyük bir kahkaha attı. En azından benim çarpık espri anlayışımı sevmişe benziyor.

Kısaca anlatmam gerekirse, ikimiz de Cuma ve Pazartesi tatildeyiz ve bu nedenle Perşembe akşamı güzel bir restorana gidiyoruz. Oradan harika bir martini bara geçeceğiz. Bunun ilk adım olduğunu biliyorum. Endişeli olsam da onunla konuşmak ve vakit geçirmek beni rahatlatıyor. İşleri yavaştan alacağız ama bunu seyirciler önünde yapamam. Bu nedenle  bu benim son yorumum olacak. Eğer aramızdaki şey çalışırsa bu harika. Eğer çalışmazsa sorun değil.

Hepinize bana yardım ettiğiniz, o cehennemden çıkmam için el verdiğiniz için teşekkür ederim. Online olarak bir insanın darmadağın olan hayatını toparlamasına yardımcı oldunuz. Tanrı sizi korusun.

***

Yorum: Birader, ne diyeceğimi bilemedim ama Tanrı hem senin hem de çocuklarının iyileşmesini ve güçlenmesini hızlandırsın diyorum. Güncel bilgiler için teşekkürler. Sonunda ulaştığın nokta için gerçekten mutlu oldum. Sen iyi bir yolda olan iyi bir adamsın. Şu ana kadar seni tavsiye bombardımanına tuttuğum için sana son olarak iki tavsiye daha vereceğim.

Yalanların nelere neden olduğunu bilen biri olarak Carrie’ye bazı şeyleri hasır altı ederek de olsa yalan söyleme. Bir aile terapisti ile konuş, durumu ve Carrie’ye gerçeği söyleme isteğini anlat. Bu gerçek senin onu sevdiğini de içermeli ve bu aslında en önemli nokta. Carrie’ye söyleyeceklerini terapist ile planla ve Michael’i de sürecin bir parçası yap. Fakat bu konuda acele etme zira geçen yıl zaten çok şey yaşadınız. Her şeyin iyice soğuması için zaman ver.

İkinci tavsiyem de kendine karşı dürüst olman. Kalbinin ve değerlerinin doğru yerde olduğunu görebiliyorum. Ne olursa olsun inançların konusunda güçlü ol ve kendine karşı her zaman dürüst ol. Senin için en iyisini diliyorum dostum.

***

Chronic, senin yorumunu okumak harika. Yine çok güzel tavsiyeler verdin. Carrie’ye gerçeği söyleme konusundaki tereddütlerim, hayatımda gördüğüm bazı evlatlık insanlardan kaynaklanıyor. Evlatlık edinilen bazı insanlar, anne ve babaları ile her sürtüşme yaşadıklarında, “gerçek” anne ve babalarını bulmaya çalışıyorlar. “Gerçek” anne ve babalarının kendilerine böyle davranmayacaklarını, istedikleri gibi davranmalarına izin vereceklerini söylüyorlar. Evlatlık olduklarını bilmek sanki ellerindekinin değerini daha az bilmelerine neden oluyor.

Carrie’nin biyolojik babasını bilmesi fikri beni korkutmuyor. Ama Carrie’nin biyolojik babasının kötü bir insan olması ve buna rağmen Carrie’nin onu pembe gözlüklerden görmesi fikri beni korkutuyor. Ama bütün bunlar birkaç yıl sonrasının dertleri o nedenle şu an hayatını daha da karmaşık hale getirmek için bir neden görmüyorum. Carrie daha sadece ilkokula giden bir çocuk.

Kendime karşı dürüst olmak, kendime karşı her açıdan dürüst olmamı gerektiriyor. Kazandığım bütünlük şu an kişiliğimin önemli bir parçası. Karşılaştığım herkese karşı gerçek ve adaletli davranmaya çalışıyorum ama bu bazen kolay değil. İnsanlar bunu zorlaştırıyorlar. Ama günün sonunda kendime karşı dürüst olmam lazım zira tek bir insanın sana karşı dürüst olmasına bel bağlayamazsın. Hayat bunu bana çok sağlam bir şekilde kanıtladı.

Bitti.

Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 6 – Mia’nın sırrı

Önceki bölüm için, Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 5 – Boşanmadan Önceki ve Yeni Hayat

Güncellemelerim arasında atıp tuttuğum için, kötü sözler için özür dilerim. Çocuklarla beraber geleceğimize doğru yürürken, daha iyi yazmaya çalışacağım. Ve hepinize teşekkür ederim.

Yorum: Siz benim gördüğüm en güçlü erkeklerden birisiniz. Sizi seven, size sadık ve sizi tamamlayan bir kadını hak ediyorsunuz. İleride böyle bir kadını bulacağınıza eminim. Daha fazla güncelleme yapmanızı umuyorum, birçok insana ilham kaynağı oluyorsunuz. 

Cevap: Ben diğer insanlardan daha güçlü değilim ama teşekkür ederim. Yolculuğum sırasında neyi nasıl yapacağımı öğreniyorum. Eğer yazdığım bir kelime, böyle bir durumdan geçen bir kişiye bile yardımcı olacaksa, yazdıklarıma değer.

Her insanın ya da en azından çoğu insanın içsel bir güce sahip olduğuna samimi bir şekilde inanıyorum. İnsanlar bu güce ihtiyaç duymadıkları sürece bu gücün farkında değiller. Umarım kimse bu güce ihtiyaç duyacağı bir duruma düşmez ama bir insan kanser teşhisi aldığında, sevdiği biri aniden hayatını kaybettiğinde ya da finansal olarak mahvolduğunda, ihtiyaçları olan güç, kendilerine yardımcı olmak üzere, orada içlerinde bekliyor olacak.

Eskiden o olmadan yaşayamayacağını düşündüğüm kişi hayatımdan çıktı gitti ve ben hala yaşıyorum. Bu, hayatımda kimseye ihtiyacım olmadığını kanıtlıyor. Sonuçta, bir kadının hayatıma getirebileceği her türlü yarar, hayatıma getirebileceği potansiyel kaosun yanında ufacık kalır. Las Vegas’ta buna sucker bet (bile bile lades) derler. Artık bu kumarı oynamayacağım.

Yorum: Bu yazdıklarını okurken gözlerim yaşardı. Sen gerçekten iyi bir insan ve iyi bir babasın. Sana bol şans diliyorum.

Cevap: Ben iyi bir babayım. Kıyamet gününden beridir en zorlandığım şeylerden biri de, onları Amazon’dan hediye sevgisine boğma içgüdüme karşı koymak oldu. Onlara o kadar çok şey alabilirdim ki! Ama onları zamanım ve ilgim ile şımartmak istiyorum.

Evet, onlara tüm haftasonu için yepyeni kıyafetler aldım ve her haftasonu, annelerinin yanına gittiler. Ama o kıyafetleri, anneleri kötü hissetsin diye aldım. Mia’nın çocuklarına kıyafet alacak parası bile yok ve ona çocukların benimle ve onsuz çok iyi durumda olduklarını göstermek istedim.

Carrie’ye bir midilli almadım ama eğer isteseydi, almak için bir bahane mutlaka bulurdum. Çocukların ikisi de oldukça hareketliler ve materyalistik değiller. Bu da enkazdan sonra benim için büyük avantaj.

Ağlamanızı istemezdim. İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

Yorum: Bugün nasıl hissettiğin, yarın nasıl hissettiğini belirlemek zorunda değil.

6 ay kadar önce, daha önce yaşadıklarına göre çok daha büyük ve kötü bir travma yaşadın. Şu an, gelecek ilişkileri ya da seksi düşünüyor olman şaşırtıcı olurdu. Neden böyle konuştuğunu anlıyorum şu an, bir daha bir kadınla asla romantik ilişkiye girmeyeceğini düşündüğünü (ve bunun değişeceğini) bilmeni isterim. Bu sorun değil ve hatta şu an senin için en iyisi. Ama bir yıl sonra ya a iki yıl sonra daha farklı düşünme ihtimalin var. Bu nedenle kendine karşı nazik ol ve kendine iyi bak. Zamana bırak.

Mia konusunda sana iki şey söylemek istiyorum. Sanırım avukatlarla toplandığınızda giydiği kıyafetleri ve saçını, en iyi ihtimalle senin bir tepki vermeni sağlamak ya da en kötüsü ona acımanı sağlamak için özel seçti. Bu kadın seni biliyor ve senin acıma duygularını ortaya çıkarmak üzere seni manipüle etmek istiyor. Senden istediği reaksiyonu alamadığını okumak güzel.

Şimdi bunu söyledikten sonra diğer konuya geleyim. Nefret daha fazla nefrete neden olur. Bence Mia, senin onu bir daha asla geri almayacağını anlayacağı noktaya çok yakın. Şu an sana karşı hissettiği ve kendisinin aşk diye tanımladığı duygular, dava nedeniyle değişecekler. Eski arkadaşlarının ve ailesinin onu nasıl bileceklerini düşünüyor. Çocukların eninde sonunda bu olanları öğreneceğini de biliyor. Rebecca ile bağlantısı da devam ediyor. Sana olan duyguları kısa süre içerisinde büyük bir nefrete dönüşecek.

Senin hislerin, nefret de dahil haklı. Sen bu nefreti, onun hayatını bir cehenneme çevirerek dışarı atıyorsun. Bunu yapabiliyorsun ama Mia’nın yakın zamanda karşı saldırıya geçmesine hazır ol. Mia sizin artık bir daha asla birlikte olmayacağınızı anladığında, bu saldırıya başlayacak.

Bu saldırıya hazır olmalısın. Bu kadın seni biliyor, senin canını nasıl acıtacağını da biliyor. Senin canını nasıl acıtacağını sen de ona söyledin. Aşıklarını çocuklardan uzak tutmasını söyledin ve o da bunu seni öfkelendirmek ya da senin canını acıtmak için kullanabilir. Böyle bir şeye hazır ol. Böyle bir şey olmazsa ne güzel, en kötü boşuna hazırlanmış olursun. Ama bana öyle geliyor ki, yakın bir zamanda, bambaşka bir Mia ile karşı karşıya kalacaksın. İki adım sonrasını düşünmeye ve sana nasıl tepki vereceğini tahmin etmeye çalış. Böylece Mia’nın saldırılarına karşı hazır olabilirsin.

Carrie ile olan durumunuza yaklaşımını sevdim. Birgün bu durumda ne yaptığının, onun için neler yaptığının farkına varacak.Umarım Mia’nın mektubunu çöpe atmadın. Eğer o mektubu atmadıysan, o mektubu zamanı geldiğinde çocuklara göstermek için saklamanı tavsiye ederim. İleride Mia çocuklara senin bir yalancı olduğunu, evliliği senin mahvettiğini söylerse, o mektup bir sürü itiraf ile dolu.

Böyle devam et ve bu durumu nasıl yönettiğin konusunda kendinle gurur duy.

Cevap: Bu çok ilginç bir bakış açısı ve ben bunu düşünmemiştim. Teşekkür ederim.

Mia ne giydiğine ve nasıl göründüğüne her zaman çok dikkat eder. Savaştan kaçan sığınmacı gibi görünmesi aklımı karıştırmıştı. Yani siz bunun bir manipülasyon girişimi olduğunu söylüyorsunuz. Beni avlamak için, onunla ilgili küçük de olsa pozitif şeyler hissetmemi umuyordu. Ama sanırım hem kendisi hem de avukatı, bunun olmayacağını çoktan anlamışlardır.

Evlilik danışmanlığı konusunu ortaya atması beni gerçekten de şoke etti. Bunun boş bir hile olduğunu biliyorum ama Mia’nın yaptıklarından sonra evlilik danışmanlığı, ölüyü diriltmeye çalışmak gibi bir şey.

Mia onu severken birden bire ondan nasıl nefret etmeye başladığımı anlamıyor. Ben duygularını kontrol edebilen bir insanım. Duygularımı istersem kapatabilirim, onlara köle değilim.

Mia’nın mektubunu Nadia’ya verdim. Avukatım, tüm kanıtlar ve belgeler ile, mahkeme için büyük bir dosya hazırlıyor.

Evet haklısın, ileride bana karşı saldıracağını bilip önlem almalıyım. Eğer evime gelmeye kalkarsa uzaklaştırma kararı aldırırım. Bunu o kadar hızlı yaparım ki, kendisine neyin çarptığını bile anlayamaz.

Çocukları manipüle etmeye kalkarsa, onu yasal yollardan süründürürüm, ailesine rezil ederim. Ailesi şu an Mia hakkında pek de mutlu değiller ve torunlarını çok seviyorlar.

***

Daha sık bilgi verme sözümü tutmak için, daha sık ama daha kısa yazılar yazacağım. Eğer daha önceki yazılarım gözlerinizi yorduysa ya da anevrizmaya neden olduysa özür dilerim.

Biri daha önceki yazılarımdan birinde, Rebecca hakkında soru sormuştu ve onunla hiç etkileşime girip girmediğimi öğrenmek istemişti. O yorumu bulup okumanıza gerek yok, burada açıklayacağım.

O kader gecesinden sonra Becca’yı ne gördüm ne de kendisi ile herhangi bir iletişimim oldu. Becca’nın şu an Mia’nın hayatında ne kadar yer kapladığını bilmiyorum. Görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum ama tahminimce iletişim halindedirler.

Çocuklar Becca’dan hiç bahsetmediler. Ama cehennem kapıları açıldıktan birkaç hafta sonra, neler olup bittiğini bir arkadaşıma anlattım. Bu arkadaşımı özellikle seçtim zira arkadaşımın karısı, çok ünlü bir dedikoducudur. Kendisi de zaten benim yakın arkadaşım, bu nedenle onun negatif bir özelliğini kendi yararıma kullandığım için suçluluk duymuyorum.

Becca’nın 9 kişi çalıştırdığı bir kuaför dükkanı var. Dedikodu yavaş yavaş yayıldıktan sonra, iki çalışanı Becca’nın salonundan ayrıldı. Daha iyi iş buldukları için mi gittiler yoksa Becca’nın bu hikayedeki rolünü protesto etmek için mi gittiler bilmiyorum. Ama bu işler bittiğinde, Becca’nın tüm kirli çamaşırlarını ortaya dökeceğim ve umarım bu, insanların onunla çalışmak istememelerini ve kuaförüne gitmek istememelerini sağlayacak. Ama yapacaklarımın onun hayatını mahvedeceğini garantileyene kadar bekleyeceğim.

***

Alışveriş yaparken Mia’nın kızkardeşine rastladım. Bana sarıldı ve kız kardeşinin aptallığı ve aptallığı için benden özür diledi. Buradaki birçok insan bana onunla iletişime geçmememi zira onun düşman tarafta olduğunu söyleyecekti. Ama Mandy ve kocası Doug’ı her zaman sevdim ve bu nedenle onları ve çocukları havuz başında bir şeyler yemeye davet ettim.

Doug çocuklara ve barbeküye bakarken ben de Mandy ile konuşma fırsatı buldum. Çocukların konuştuklarımızı duymamasına çok dikkat ettik. Neyse ki çocukların dikkati tamamen havuzda ve yiyeceklerdeydi.

Kısacası Mia’nın ailesi, Mia’nın beni birden fazla erkekle aldattığını biliyorlar ama Mia toplam sayı konusunda ailesine yalan söylemiş. Mandy ve ailesi, Mia’nın Michael’in doğumundan sonra birkaç tane kısa süreli ilişki yaşadığını düşünüyorlardı.

Mandy’ye birkaç tanenin kaç tane olduğunu varsaydığını sordum. Belki iki üç tane diye cevapladı. Bunun üzerine Mia ve macera yaşadığı erkekler arasındaki mesajlaşmaları içeren dosyayı alıp getirdim. Ona şu ana kadar 47 değişik erkek ile seks yaptığını kesin olarak belirlediğimizi söyledim. Ona, 47 erkeğin, buzdağının görünen yüzü olduğunu da açıkladım zira Mia’nın birçok telefon uygulamasından iz bırakmadan yaptığı aktiviteleri bilmiyoruz bile.

Mandy bunu duyunca ne diyeceğini bilemedi ama hemen ailesini arayıp haber vermek ve Mia’ya küfür etmek istedi.

Mia’nın aldatmaları ve erkek sayısı zaten kabul etmesi zor bir şeydi ama konuşmamız sırasında Mia’nın ailesinin, Carrie’nin benim çocuğum olmadığı konusunda en ufak bir fikirleri olmadığını fark ettim. Ama Mandy’ye bunu söylediğimde kocası Doug, karısının gözyaşları yüzünden barbeküyü bırakıp yanımıza gelmek zorunda kaldı. Mandy masanın etrafından dolaşıp bana sarıldı ve sürekli olarak ne kadar üzgün olduğunu söyledi. Doug ise şok olmuştu, sadece sırtıma elini koyabildi ve sonra içmeye gidebileceğimizi söyleyebildi. Kısa süre içerisinde eski karım olacak kadın ciğeri beş para etmez biri olabilir ama ailesi ve ailenin damatları pırlanta gibi insanlar. Yine de onlara güvenmek konusunda dikkati elden bırakmayacağım.

Mandy’ye o gece ne olduğunu ve babalık testini anlattım. Şok olmuş bir şekilde dinledi ve Becca’nın kahrolmasını diledi. Mandy’ye Becca hakkında ne düşündüğünü sordum.

Mandy Becca’dan çocukken bile nefret ettiğini anlattı. Mandy benden, Becca ve Mia’dan 4 yaş büyük. Biz liseye başladığımızda o liseyi bitiriyordu.

Becca’yı birkaç kez kendisinden makyaj malzemesi çalarken yakaladığını ama Becca’nın yakalanmasına rağmen hiç de özür dilemediğini söyledi. Becca manipülatif ve drama yaratmayı seven biri olduğu için ondan hep nefret etmiş. Becca’nın babası annesini boşadığında, ona ablalık yapmaya bile çalışmış ama Becca her zaman nankör ve diğer insanları hiç dinlemeyen bir kızmış.

Mandy’ye Mia’nın Rebecca’yı baş nedimesi yapmak istediğini bilip bilmediğini sordum. Cevap vermedi ama gözlerinden geçen yoğun uyanış bana bunu bilmediğini söyledi.

Mandy, Mia’nın daha liseye geçmeden bile, hayatı boyunca sadece benimle olmak istediğini söylediğini anlattı. Bunun Mia’nın çok erken yaşlardan kendini kandırdığı anlamına mı geldiğini yoksa sonradan mı değiştiği anlamına geldiğini bilemedim. Tek bildiğim şey, bir insan hem bir insanı sevip hem de vücudunu başka insanlara veremeyeceği. Mia’nın sevgisi ya başından beri gerçek değildi ya da çoktan ölmüştü. Mia’nın kalbinin şu an bana ait olduğunu ve hep bana ait olacağını söylerken yalan söylediğini biliyorum. Aslına bakarsanız, artık Mia’nın birini sevme kapasitesi olduğundan bile emin değilim. Gerçi bu artık önemli değil. Zira Mia’nın kalbi gerçekten bana ait olsaydı bile, o kalbin ne kadar defolu olduğunu bilsem de, söküp başkasına takmaları için bağışlardım.

Yemekten sonra çocuklar oynamaya devam ettiler. Ben de Mandy ve Doug’a daha fazla bilgi verdim. Çocuklara dondurma vermek için kalkıp geri geldiğimde, Doug’un gözlerindeki yaşları görebiliyordum. Doug geri döndüğümde bana büyük bir erkek kardeş gibi sarıldı.

Doug daha sonra bana Mia’yı beraber yakaladığım adamla ne olduğunu sordu. Tek bildiğim şeyin, adamı en son gördüğümde bilincinin kapalı olduğunu ve sol taraftaki alt göz kapağının darmadağın olduğunu söyledim. Bu konuda polis kapımı çalmadığına göre, arkadaşı onu polise götürmemişti. Ama kemiklerindeki kırıkların müdahale gerektirdiğine eminim ve bunun faturasını da bana göndermediler.

Doug adama daha fazla hasar vermem gerektiğini söyledi. Mia ve Becca üzerime atlamasalar muhtemelen adama daha fazla zarar verirdim ama bunu yapamadığım için mutluyum. O zaman aşırı derecede öfke ile doluydum, oradan uzaklaşabilmem iyi oldu.

Doug Carrie’nin babasının kim olduğunu bilen birinin olup olmadığını sordu. Ona Mia çok ama çok sayıda adamla yattığı için bunu bilmenin zor olduğunu ama hem boşanma hem de tazminat davası sırasında bu arayışın en yüksek seviyede yapılacağını söyledim. Her ikisi de, Mia’nın mahkemede mahvedileceğine sevinmişti. Bu terapi hepimize iyi gelecekti.

Onlara Mia’nın çalışıp iştirak nafakasını ve tazminatı ödeyebilmesinden endişelendiğimi söylediğimde, Doug bana babalık dolandırıcılığı bir suçsa, Mia’nın bu suçtan en yüksek cezaya çarptırılması gerektiğini söyledi. Ona Mia’nın annelik dolandırıcılığı yaptığını, Mia gibi bir kadının asla bir anne olamayacağını söyledim.

Mandy ve Doug evimden ayrıldıktan bir saat kadar sonra Mia’nın annesi ve babası beni telefon bombardımanına tuttular. Bir de gizli numaradan bir sürü arama aldım. Sonra Mandy aradı ve onun telefonunu açtım. Arka planda çok fazla çığlık ve bağırma olduğu için dışarı çıkmak zorunda kaldı.

Mandy anne ve babasına durumu anlatmış ve babası Mia’nın eşyalarını arabasına yüklemekle meşguldü. Annesi ağlayarak Mia’ya nasıl da büyük bir hayal kırıklığı olduğunu ve onun gibi bir kadın yetiştirdikleri için nasıl da utanç içinde olduklarını söylüyordu. Bana eski kafalı diyebilirsiniz ama anneniz size nasıl bir orospu olduğunuzu söylüyorsa, Ahlaksız Köye giden trende bir iki durak, hatta en az 47 durak fazla yolculuk yapmışsınız demektir.

Mia’nın ağlayarak gidecek bir yeri olmadığını söylediğini duyabiliyordum. Onun hak ettiği cezayı görmesine sevineceğime birden çocukları düşünmeye başladım. Çocukların büyükanne ve büyükbabaları ile kalmasında bir problem yoktu ama Mia’nın gidebileceği yerlerin hiçbirine çocukları götürmesini kabul edemezdim. Çocukların Becca’da kalmasına izin veremezdim. Çocukları her nası ödeyebilecekse bir otel odasına götürürse, oraya alabileceği adamlar yüzünden çocukları almasına izin veremezdim.

Ailesinin gerçeğin bir kısmını bilmesine sevindim ama bunun çocukları ziyaret konusunda sorun yaratacağını biliyordum. Eğer sabit ve güvenli bir ikamet bulamazsa, mahkeme onun çocukları bir gözetim olmadan almasına izin vermez. Çocukları gözetim altında sadece birkaç saat görmek can acıtıcı olsa da bu mezarı kendisine o kazdı. Bu kadın evsizler sığınağında da kalsa, lağım çukurunda da kalsa umrumda değildi, hala da umrumda değil.

Mia dışarı gelip telefondakinin ben olup olmadığımı sorduğunda, Mandy ile hala konuşuyorduk. Mandy Mia’ya ne söylememi istediğimi sordu. Muhtemelen gerçeği söylememem lazımdı zira Mia telefonu kaptı ve histerik bir şekilde yalvarmaya başladı. Onun hayatını mahvetme konusunda neden bu kadar istekli olduğumu sordu. Kısaca “çünkü sen benim hayatımı mahvettin” dedim. Bana sadece onu affederek hayatımı geri alabileceğimi söyledi. Ona o hayatın artık bittiğini ve onun yalanlarından dolayı aslında hiç var olmadığını söyledim. Yine yalan söyledi ve beni sevdiğine yemin etti. Ona, onun hayatında tek sevdiği şeyin kendisi ve seks olduğunu söyledi. Onların hiçbirinin kendisi için hiçbir şey ifade etmediğini söyledi. Ona onların benden ya da ailesinden daha fazlasını ifade ettiğini, yoksa bütün ailesini defalarca riske atmayacağını söyledim. Onu neden ailesine gammazladığımı sordu ben de onlara neden doğruyu özellikle de Carrie’nin babasının ben olmadığımı söylemediğini sordum. Bana lanet okudu ve benim Carrie’nin babası olduğumu ve her zaman da babası olacağımı söyledi.

Ailesinin onu evlatlıktan reddettiğini ve evden attıklarını söyledi. Ona bundan mutlu olduğumu ve hayatını daha da kötü hale getirmek için elimden gelen her şeyi yapacağımı söyledim. Bana beni sevdiğini söyledi ve beni seven birine karşı nasıl bu kadar acımasız olduğumu söyledi. Bunu kendisine 6 sene önce sorması gerektiğini söyledim. Ona sadece her şeyi kaybetmekte olduğu ve insanlar gerçekleri duyduğu için pişman olduğunu söyledim. Ama yaptıklarının onu uzak durulması ve hakkında kötü konuşulması gereken biri yaptığını söyledim. Ailesi ile yaşadıklarını hak ettiğini söyledim.

3 gün sonra Nadia aradı ve Mia’nın avukatının bir görüşme daha ayarlamaya çalıştığını söyledi. Görüşmeyi geçen Cuma’ya, Nadia’nın ofisinde olacak şekilde ayarladık. Mia’yı görmeyi ve onunla konuşmayı hiç istemediğimi söylememe gerek yok sanırım. Ama Mia’nın evsiz kalmasının, velayet konusunda sonuçlar doğurabileceğini biliyordum.

Toplantı başlar başlamaz Mia’nın avukatı bana Mia’nın aile evinden atıldığından beridir arabasında yaşadığını söyledi. Neden Rebecca ile kalmadığını sordum. Sonuçta onun bu duruma düşmesine sebep olan çürük elma Becca’ydı. Mia buna cevap vermedi. Bunun yerine bana evde kalıp kalamayacağını ve evlilik terapisi almamızın bir yolu olup olmadığını sordu. Ev konusunda anne ve babasına danışmasını, çocuklarla yaşadığımız eve yaklaşmasına bile izin vermeyeceğimi söyledim. Evlilik terapisini, bundan sonra onunla evlenecek aptal ile yapmasını söyledim. Ama o aptala da sadık kalmayacağından emindim.

Mia’nın avukatı kullandığım dile ve sözlerimin kabalığına itiraz etti. Ona, Mia’yı temsil etmekten başka bir şey bilmeyen, para yiyen bir osuruk olduğunu söyledim ve ona parasını OnlyFans ile ödeyip ödemediğini sordum.

Nadia ortamı yatıştırmak için elini omzuma koydu ve biraz daha medeni olup olamayacağımızı sordu. Ara vermek istedim zira yeni sözel bombalarımı zaten yüklenmiştim ve sinirimin yatışması gerekiyordu.

20 dakika ara verdik ve herkesten uzaklaşmak için arabama gittim. Mia’nın arabasını görünce aklımdan arabayı boydan boya çizmek geçti. Ama bunu yapamayacağımı biliyordum ve zaten yeterince avukatla uğraşıyordum.

Arabanın yolcu koltuğunda abur cubur yemek poşetleri vardı. Arka koltukta ise elbise yığınları. Hem kendi hayatını hem de benim hayatımı cehenneme çevirdi.

Bir psikolog yardımı ile nefretten kurtulmaya çalışıyorum ama bu kadına saygı ve nezaketin kırıntısını bile göstermek için bir neden görmüyorum. Kadının kendisine saygısı yok ki.

Nadia toplantıya geri döndüğümüzde, ne olursa olsun, mümkün olduğunca sadece evet ya da hayır cevapları vermemi tembihledi. Bunu yapmaya çalışacağımı söyledim ama eski karımın kaldırabileceğimden çok daha fazla yalan ve bahane ürettiğini söyledim. Bunun üzerine Nadia, toplantının en kısa sürede bitmesi için elinden geleni yapacağını söyledi.

Nadia toplantıya, Mia’nın herhangi bir terapi alıp almadığını sorarak başladı. Mia, fiziksel terapi ile uğraşırken buna vakti olmadığını, ayrıca parasının da olmadığını ve zaten sigortasının bunu karşılamadığını iddia etti. Mia, terapiyi biz ödersek, birkaç seans terapiye gidip gidemeyeceğini sordu. Başımı çok hızlı bir şekilde Nadia’ya çevirdim ama her şeyin kontrolü altında olduğunu belirtmek için masanın altında bacağıma vurdu.

Mia’nın avukatı, ücreti kim öderse ödesin, Mia’nın kendi seçtiği terapiste gideceğini söyledi. Nadia bunun sorun olmayacağını söyledi. Biraz terapinin, daha iyi bir anne olmak için Mia’nın duygularını işlemesine yardımcı olacağını söyledi. Ben hala böyle bir teklifte bulunduğu için Nadia’nın aklını kaybettiğini düşünüyordum ama konuşmasına müdahale etmedim. Mia’nın avukatı bunu aralarında konuşup bize döneceklerini söyledi.

Nadia her ne kadar karşı tarafın avukatı olsa da, bir kadın olarak dava içindeki bir kadının gerekli yardımı aldığından emin olmak istediğini söyledi. Bunu söylerken o kadar ikna ediciydi ki, kendi avukatımın benim aleyhime döndüğünü sandım.

Mia bir aile birliği içinde terapi görüp göremeyeceğimizi sordu. Nadia’yı bunun mümkün olmadığını söylemedi için masanın altından dürttüm ama Nadia beni geri dürttü ve eğer Mia birkaç terapi seansına giderse ve terapist bunun faydalı olacağını söylerse, bunu yapabileceğimizi söyledi. Nadia’nın bunu yapmasının bir nedeni olduğunu biliyordum ama bana önceden amacının ne olduğunu söylemesini çok isterdim. Bunu neden yaptığını sonra öğreneceğimi biliyordum ama toplantı bitene kadar ambale olmuş şekilde kaldım.

Mia’ya şu an yaşadıklarının tüm o ucuz ve anlamsız maceralara değip değmediğini sordum. Onca sene yapabildiği şeylerin, her şeyi kaybetmeye değip değmediğini gerçekten merak ediyordum. Bundan zevk alıyor olması gerektiğini söyledim yoksa bunu defalarca yapmaya devam etmezdi. Tüm bu deneyimlerin, kendisini seven bir kocayı ve çocuklarının velayetini kaybetmeye değip değmediğini gerçekten merak ediyordum.

Mia bana cevap olarak hayır demeden önce, samimi gibi görünen gözyaşlarını dökmeye başladı. Gerçek bir utanç duyup duymadığını sordum. Hiçbir şey için olmasa bile yakalandığı için tonlarca pişmanlık altında ezildiğini zaten biliyordum ama gerçekten utanç duyup duymadığını merak ediyordum. Eninde sonunda herkes yaptığı iğrençlikleri öğrenecekti ve özellikle de şimdi ailesi bunları biliyordu. Ona gerçeği ailesinden sonsuza kadar saklayabileceğini gerçekten düşünüp düşünmediğini sordum. En azından işe başlayana ve kendi evine çıkana kadar saklamayı umduğunu ama bunun eninde sonunda ortaya çıkacağını bildiğini söyledi.

Sonunda benim canımı yaktığı için özür diledi ve bunu yapmayı asla istemediğini iddia etti. Ona benim canımı yakmadığını, beni mahvettiğini söyledim. Hergün, gün boyu acı çektiğimi, acının sadece ruhumun içinde olmadığını, acıyı eklemlerimde, kaslarımda hissettiğimi söyledim. Kalbim o kadar kırık ki, benim ruhumu zehirlediğinde, zehir ikincil organlarıma sızdı. İyi günümde tamamen hissizdim. Kötü günümde ise tüm vücudun geriliyor, depresyon bazen fiziksel ağrıya neden oluyor. Bazen hiçbir neden olmadan hamlamış olarak uyanıyorum.

Acımı ifade etmem üzerine ağlamaya başladı. Ona bu kadar acımasızca ihanet edilmeyi hak edecek ne yaptığımı sordum. Bu soru onun daha fazla ağlamasından başka bir işe yaramadı. Ona onun yaptığını yapan birinin ne hak ettiğini düşündüğünü sordum. Ne istediğini değil, onun yaptıklarını yapan birinin ne hak edeceğini düşündüğünü sordum. Daha beter ağlamaya başladı. Cevapsız gözyaşlarına tahammülüm kalmadı. Benim işim bitmişti, toplantı da bitti.

Mia’nın avukatı onu dışarı çıkarmaya çalışırken, Mia onu affetmem için bana yalvarıyordu. Ona konuşmanın bittiğini ve eve gitmesini söyleyip durdum.

Mia ve avukatı sonunda gidebildiğinde, Nadia ne yapmaya çalıştığını açıkladı. Mia’nın psikoloğunu ödememi önerme sebebi, bunun mahkeme tarafından bizim lehimize bir hareket olarak görülecek olmasıydı. Ama Mia bariz şekilde dengesizdi ve yaşamla baş edemiyordu. Eğer bir psikolog Mia’nın hastaneye yatırılmasında ısrar ederse, bu ona yardımcı olabilirdi ama mahkemenin Mia’nın bu kadar dengesiz olduğunu görmesi asıl bize faydalı olurdu.

6 yıldır beni kandıran bir kadını bu şekilde psikoloğa göndermekten vicdan azabı çekecek değilim. Eğer psikoloğa gitmesi için aile terapisine gitmem gerekirse ona da giderim. Mia kendi kuyusunu kazmakta çok iyi, umarım böyle devam eder.

Evet biliyorum, bu hiç de kısa bir güncelleme olmadı. Ama olabildiğince konsantre bir güncelleme olduğunu umuyorum. Çocuklar iyiler. Michael beyzbol oynuyor ve takımın en uzun boylu çocuğu olduğu için atıcı oldu. Michael’i Doug ve iki oğluyla beraber beyzbol maçına götüreceğim.

Carrie her zamanki gibi çok tatlı ve güzel. Havuzu çok seviyor ve çocuklu arkadaşların gelmesi de onun için çok iyi oluyor. Hayatı dolu dolu yaşayan ve burunlarını telefona gömecek zamanları olmayan iki çocuk yetiştirmek istiyorum.

Hepinize nazik sözleriniz ve desteğiniz için teşekkür ederim. Arkamda bu kadar insanın desteğinin olduğunu bilmek güzel.

Bitirmeden bir not düşmek istiyordum. Bazı insanlar, Mandy ve ailesinin, Mia’nın beni aldattığını, ben öğrenmeden önce bile bildiği fikrine kapılmış. Ben bunu kendi aileme anlattığımda, onun ailesinin olaydan haberi bile yoktu. Mia’nın Carrie’nin babası da dahil birçok erkekle ilişkiye girdiğini çok sonra öğrendim. Mia’ya Carrie’nin babasının ben olmadığımı ilk ben söyledim. Bundan sonra bu bilgiyi ailesi ile paylaştığını var saymıştım. Babası “o adamlardan” bahsettiğinde, çok fazla sayıda adam olduğunu bildiklerini var saymıştım.

Mia’nın ailesini seviyorum ve bu konuda daha fazla acı çekmelerini istemiyorum. Mia onlara birkaç erkek ile aldattığını itiraf etmiş sadece. Ben Carrie’yi korumaya çalışıyordum ve Mia’nın Carrie ile ilgili durumu gizlilik içinde ailesine anlattığını düşünüyordum. Ailesi ile görüşmüyordum ya da Nadia ve Jesicca aracılığı ile haberleşiyordum. Mandy ile karşılaşana kadar, onun ailesinden kimseyle konuşmamıştım. Mia’nın bunun böyle devam etmesini istediğini o zaman anladık. Kafa karıştırdıysam kusuruma bakmayın. Hepinize teşekkürler.

Sonraki bölüm Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 7 – Mia’nın sonu (1)

Tüm seri:

Kırılgan narsist kadının en güçlü manipülasyon taktiği

Başında oldukça cazibeli ve şefkatli davranan kız arkadaşınız, daha sonra her pozitifi negatife dönüştürebilen, asabi, kaygılı, kızgın ve çoğu zaman sizin hakkınızda şikayet eden, sürekli sizden iğrenir gibi bakışlar atan, size ne kadar aptal ve umutsuz olduğunuzu söyleyen birine mi dönüştü? Artık sizi sıklıkla aşağılayan, alay eden, size karşı saygısızlık yaparken sürekli olarak sizi ona karşı saygısızlık yapmakla suçlayan biri haline mi geldi? O zaman kız arkadaşınız, buna sebep olabilecek tek rahatsızlık bu olmasa da, bir kırılgan narsist olabilir.

Bu bölümde kırılgan narsist bir kadının bazı spesifik manipülasyon taktiklerinden bahsedeceğiz. Kimsenin böyle toksik bir insan ile ilişkide kalmasını tavsiye etmem ama bu ilişkide kalma zorunluluğunuz varsa, bu manipülasyonları nasıl yönetebileceğinizi de konuşacağız. Ama tabii siz yine de bu ilişkiden kaçarak uzaklaşın.

Kırılgan narsist bir kadının ilk ve en temel manipülasyonu, kurtarılmayı bekleyen mahsun prensesi oynamaktır. Kırılgan narsist kadın mağduru oynar. Aslında buradaki oynar kısmı aslında tam olarak oyun da değildir zira kırılgan narsist kadın genellikle, durum ne olursa olsun, o duruma kaç kere düşerse düşsün,  kendisini gerçekten de masum bir kurban olarak görür. Bir kere bile oturup “belki sürekli tekrarlanan bu problemlerde benim de bir payım var” diye düşünmez. Bunun yerine kendisini çaresiz, kronik olarak kötü davranılan ve yanlış anlaşılan biri olarak görür. Kendini tüm o zorbalardan ve kötülüklerle dolu dünyadan korumak dışında bir şansı olmadığına inanır.

Kırılgan narsist bir kadın, başına gelen tüm çatışma ve kaosu, mağdur kimliğini pekiştirmek ve güçlendirmek, bunun sonucunda da bu mağdur kimliğini onaylayan insanları kendisine çekmek ve kahramanı oynayacak bir partner bulmak için genellikle kendisinin yarattığının farkına varamaz. Bu “kahraman” partner tabii ki kısa bir süre sonra kahramandan koca bir pisliğe sürüleceğinin farkında değildir.

Kırılgan narsist kadının mağdur zihniyetini onaylamayan herkes kötü adamdır. Aslına bakarsanız, kırılgan narsist kadının algısını az da olsa sorgularsanız ya da problemlerini çözmesi için ona çözüm önerirseniz ya boşu boşuna kavgalara tutuşursunuz ya da önünüzde koca bir duvar örülür ve o duvara toslarsınız. Kırılgan narsist kadını değersizleştirmekle, empati kapasitesi olmamakla, bir kadını anlama kapasitesi olmamakla  ve hatta psikolojik şiddet ile suçlanırsınız.

Kırılgan narsist kadınla ilgili anlamanız gereken şey, bu insanın mağdur zihniyetinin, psikolojik bir savunma mekanizması olduğudur. Mağdur zihniyetinin, başkalarından ilgi, sempati, onay ve kaynak alma, tüm davranışlarının sorumluluğundan kendini azad etme, hiçbir şeyin suçlusu olmama, aynaya bir kere bile bakıp temel probleminin kendi ruhunda olduğu gibi çok sıkıntılı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalmama gibi bir sürü işlevi vardır. Yani kırılgan narsist kadının kendi hatasını kabul etmesinin, çok derin utanç, güvensizlik ve yetersizlik duygularını tetikleyeceğini ve bu tetiklemenin de kırılgan narsist kadının dehşetle korktuğu, tüm kimliğini mahvedecek bir çöküntüye yol açacağını anlamalısınız.

Kırılgan narsist zaten kırılgan kişiliğini korumak için yıllar boyunca tüm bu savunma katmanlarını inşaa eder ve bu nedenle de, böyle bir çöküntüden kaçmak için elinden geleni yapar. Kırılgan narsistin elinde, sahte kimliğini korumak için kullanacağı bir sürü silah vardır. Eğer onun “hatasız” olmasını ya da davranışlarını sorgularsanız, bu aşırı kırılgan balona iğne batırırsınız ve bu nedenle de kadın hemen saldırıya ve savunmaya geçer. Gaslihting, suçu saptırma, yansıtma gibi manipülasyonlarla, kendi mağdur edebiyatlarına uyacak şekilde olayları ve geçmişi yeniden yazma çalışmasına başlar. Sizin kafanızı karıştırmak, enerjinizi emmek, size yönünüzü kaybettirmek için elinden geleni yapar.

Bu nedenle, kırılgan narsist kadının kurban zihniyetine meydan okumak ya da onun problemlerini çözme rolüne bürünmek her ne kadar karşı konulmaz bir istek olsa da, bunlar onun kendisini iyi hissetmesini sağlamayacaktır. Bu insanla, özellikle sizi düşman olarak çizdiği durumlarda, temel fikir ayrılıklarınız olsa da, kadının bizzat kendi eliyle yarattığı sorunu çözmek için uğraşmanın hiçbir faydası olmayacağını anlamanız lazım.

Eğer kırılgan narsist kadının şikayetleri size yönelik değilse, en iyisi şefkatli ama mesafeli durmak. Kadının duyguları ile hemfikir olmanıza gerek yok ama bu duygulara sahip olduğunu gördüğünüzü gösterin. Tartışmaya girmek yerine, “bana anlattıkların senin için gerçekten zor olmalı” gibi bir şey söyleyin.

Maalesef kırılgan narsist kadının mağdur zihniyeti sıklıkla sizi hedef alır. Kırılgan narsist kadın, sizi rahatsız eden bir şeyi onunla konuştuğunuzda genellikle “inkar et – saldır – kurban saldırgan rolünü ters yüz et” (Darvo – Deny, Attack, and Reverse Victim and Offender) tekniği ile kendi kurban duruşunu pekiştirmeye çalışır.

Diyelim ki saat 7’de restoranda buluşacaksınız ama partneriniz sürekli olarak geç kalan bir tip ve saat 7:30 olmasına rağmen gelen giden yok. Bu canınızı sıkıyor ama eğer bu konuyu açarsanız bütün akşamın berbat olacağını da biliyorsunuz. Sonunda partneriniz restorana geliyor ve tabii ki hiçbir şey olmamış, geç kalması problem değilmiş gibi davranıyor. Kendi sorunlarından konuşuyor ve tabii ki sizin gününüz hakkında tek bir soru sormazken, sizi yediğiniz veya giydiğiniz şeyler ile eleştirmekten de geri durmuyor.

Eve dönerken geç kaldığı aklınıza geliyor ve “bugün neden geç kaldın?” diye soruyorsunuz. Tabii ki hemen savunmaya geçiyor ve geç kaldığını inkar ediyor ve zaten “7:30’da buluşacaktık” diyor. Kendisine mesajlaşmanızı gösterdiğinizde ise sinirleniyor ve “bu kadar basit bir şeyden neden problem yaratıyorsun” diye size çıkışıyor. “Ya senin geç kaldığın tüm o buluşmalara ne demeli?” diye saldırıya geçiyor.

Burada “sadece neden geç kaldığını merak ettim, işte mi takıldın, trafikte mi? Sorun etmiyorum ama geç kalacağını söyleyen bir mesaj atman iyi olur” diye cevaplıyorsunuz diyelim. Bu aşamada kırılgan narsist kadın kurban – saldırgan rolünü ters yüz etme yoluna giderek “hep böyle yapıyorsun, benim sadece birkaç dakika geç kalmamı bahane edip berbat biri gibi hissetmemi sağlamaya çalışıyorsun” diyor. “Beni sürekli eleştiriyorsun, sürekli nerede olduğumu bilmek istiyorsun!”.

“Bak sorun yaratmaya çalışmıyorum, sanırım ikimiz de eğer geç kalacaksak bunu birbirimize haber vereceğimiz konusunda hemfikir olabiliriz” diyorsunuz. Tabii ki özür dileyip bu çözümü kabul edeceğine, sorumluluğu üzerine almamaya ve sizi manipüle etmeye devam ediyor.

Böyle bir durumda ne yapabilirsiniz?

Farkına varmanız gereken ilk şey, kırılgan narsist insanların yapacaklarını tahmin etmenin aslında çok kolay olduğu. Bu insanlar hemen hemen her zaman aynı davranış kalıpları ile tepki verirler. Bu nedenle de olayda duygusal olarak yükselmek, kafa karışıklığına düşmek ve karşı tarafın sorumluluk alması için uğraşmak yerine, bunun bir davranış kalıbı olduğunun farkına varın. Problemlerinizi, ihtiyaçlarınızı ya da endişelerinizi ne kadar ince bir şekilde konuşmak isterseniz isteyin, kırılgan narsist kadın bunu kendisine yönelik kişisel bir saldırı olarak görecek.

Kırılgan narsiste meydan okuduğunuzda, söyleyeceğinizi açık bir şekilde söyleyin, davranışlara odaklanın, savunmaya geçmekten kaçının ve narsistin sizi konudan uzaklaştırmasına izin vermeyin. Asıl konuya dönün ve kendisine aynı takımda oynadığınızı hatırlatın. Fakat o an içinde, onun gözünde “düşman” olduğunuzu unutmayın. Belki de sizi sürekli olarak “düşman” olarak görüyor ve konuşmadan en kısa sürede çıkmanız gerekebilir. Bu nedenle sakin kalın ama kararlı olun. Bir yandan da bu insanın bakış açısını değiştiremeyeceğinizi bilin. Kendinizi savunmaya ya da karşınızdakinin onayını almaya veya haklı olmaya çalışma tuzağına düşmeyin. Sadece ve sadece kendi esenliğinize önem verin.

Çeviri: The Female Covert Narcissist’s Most Powerful Manipulation Tactic

Benim ve aslında yayını yapan terapistin tavsiyesi, kırılgan narsist partner ile ilgili tavsiyem, ne kadar zor olursa olsun bu insanı geri dönüşsüz terk etmeniz ve tamamen ghostlamanız. Her yerden engelleyin ve size ulaşmasına izin vermeyin. Ama maalesef bu bazen mümkün olmuyor. Örneğin bu kişiden çocuğunuz varsa ya da boşanma aşamasındaysanız kendisi ile muhatap olmanız gerekiyor. Hem bu nedenle, hem de burada anlatılanların böyle bir insanla birlikte olduğunuzu anlamanız için faydalı olacağından çevirisini yaptım.

Bizim Erkekler için İlişkiler Seti‘nin bir parçası olan Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Rehberi kitabına da bakabilirsiniz.

Bu arada bunu kırılgan narsist erkekler de yapıyorlar ama kurtarılmayı bekleyen mahsun kurban bir erkeğe çok çekici geldiğinden özellikle efendi erkekler bu tuzağa düşerlerken, kadınların çoğuna itici geldiğinden, kırılgan narsist erkeklerin çoğu incel geziyorlar (sesi çok çıkan incellerin de aynı şekilde kurban psikolojisinde olduklarına ve problemlerini çözmeye yönelik en ufak tavsiyeye bile nasıl şiddetle saldırdıklarına dikkat edin.)

@godelian ile Erkeklerin Sorunları Podcastı

@godelian ile erkeklerin sorunları, manosphere ile ilgili sohbet ettik.

00:00 Giriş
00:19 İyi Adam Sendromu
01:04 Bağlanma Teorisi ve Duygusal Düzenleme
01:57 Menosphere’in Yükselişi
05:27 Sosyal Medya ve Gerçekçi Olmayan Beklentiler
06:43 Modern Erkekler
17:09 İlişkilerin Gerçekliği
25:32 Kurumsal Dünya Eleştirisi
25:50 Babaların Çocuk Gelişimindeki Rolü
26:42 Çok Eşlilik ve İnsan İlişkileri
27:27 Evrimsel Biyoloji ve Modern Yanlış Yorumlamalar
27:55 Twitter Tartışmaları ve Bilimsel Okuryazarlık
36:03 Uzun Süreli İlişkilerde Karşılaşılan Zorluklar
38:09 Duygusal Gelişim ve İlişki Becerileri
42:03 Çoklu Kısa Süreli İlişkilerin Etkisi
47:25 Modern Erkekliğin Dengelenmesi
47:47 Son Düşünceler ve Gelecek Tartışmaları

Vazopressin, sadakat ya da takım olmanın hormonu

Vazopressin başka biriyle ya da başkaları ile beraber stres içeren şeyleri çözdüğünüz ya da aştığınız zaman, bir amacı beraberce başardığınız zaman, “(beraber) başardık” dediğiniz zaman salgılanan bir hormon.

Vazopressin ile beyniniz “bu insan benim hayatım için önemli bir varlık, bu insanı hayatımda istiyorum, bu insanı hayatımda tutmayı öncelik yapacağım” diyor. Beraber bir şeyler başaran iki insanın birbirlerine biraz daha fazla ısınmasını sağlıyor.

Erkeklerde, kadınlara oranla daha fazla vazopressin alıcısı var ve bu nedenle de erkekler doğal olarak bu şekilde bağ kurmaya daha yakınlar. Aynı zamanda zor bir çocukluk geçiren insanlar da normalden daha fazla oranda vazopressin bağlanmasına yakınlar. Aslında zor bir çocukluk, insanın birine güvenme eşiğini yükselterek, biri ile birkaç denemeden sonra güven duymalarına neden oluyor.

Erkekler ilişkilerinde önce vazopressin bağı kurup sonra sıcaklık, özen gösterme, rahatlama, duygusal yatırım ve bakım ile alakalı olan oksitosin bağı kurmaya meyilliler. Kadınlar ise önce oksitosin bağı kurmaya yani önce sıcaklık ve özen gösterme, bu olduktan sonra beraber stresli durumları çözmeye (böylece de yolun yarısında terk edilme ihtimallerin azaltmaya) meyilliler. Çocukluk deneyimleri beyinde farklılıklar yaratmadığı sürece kadınlar ve erkekler için tipik bağlanma sıralamaları bunlar.

Vazopressin ilişkiler için çok önemli zira her şeyden önce, güvendiğiniz insanlarla derin ve yakın bir ilişki kurmanızı, bu insanların hayatınızda olmasından hoşlanmasını sağlıyor. Eğer bir çift olarak sürekli kavga ediyorsanız, bunun sebeplerinden birisi, beyninizin vazopressin bağlanmasının tersine bir şey yapmasından, negatif bağlantı kurmasından kaynaklanıyor. Beyniniz “ben bu insanlar hiçbir zaman problem çözemem ve hatta problem çözebilmem için önce bu insanı aşmam” gerekir diye düşünmeye başlıyor. Bunun sonucunda da beyniniz, partnerinizi kalben sevseniz bile partnerinizden hoşlanmamaya başlıyor, partnerinizi onunla çekişerek, kavga ederek ve ona kaba davranarak uzaklaştırmaya çalışıyor. Bunu da genellikle neden yaptığınızı bilmeden, kendinize engel olamadan yapıyorsunuz ama temelde problem bu kişiyle vazopressin bağını kuramamış, vazopressin bağının tersi bir bağ kurmuş olmanız. Bu kişiyle yapmanız gereken ise, stresli ve problemli şeyleri beraber çözmek, kasıtlı olarak stres yaratmak değil. Kendiliğinden var olan problemleri çözmeniz, takım arkadaşı olmanız gerekli. Vazopressin hormonuna, takım oyunu hormonu da diyebiliriz.

Bilime göre, uzun süreli ilişkilerde, ilişkinin uzunluğu vazopressin bağının gücü, periyodik olarak yenilenip yenilenmediği ile orantılı. Vazopressin hormonunu da, rutine saplanıp kalmak yerine yeni deneyimler yaşamak, biraz stresli şeyler yaşayıp çözmek, küçük krizleri beraber aşarak ve bunu yaparken de oldukça iyi vakit geçirmekle yenileyebiliyorsunuz. Örneğin evi beraber onarmak, finansal hedefleri beraber başarmak gibi şeyler yapıyorsunuz. Böyle şeyleri beraber başardığınızda ise beyniniz partnerinize (ve onun beyni de size) biraz daha bağlanıyor. Böylece ileride yaşayabileceğiniz sorunları beraberce aşma şansınız artıyor.

Partneriniz ile vazopressin bağı kurmuyorsanız ya da partnerinizle kurduğunuz vazopressin bağı zaman içinde azalıyorsa, büyük krizler yaşayabiliyorsunuz. Eğer beraberce sorun çözme alıştırmaları yapmıyorsanız, sorunlar karşısında birbirinize sırtınızı dönmeye başlıyorsunuz. “Bu problemi nasıl çözeceğim, kiminle çözeceğim? Partnerimle çözecek değilim zira bunca zamandır beraberiz ama beraber hiç sorun çözmedik, şimdi bir problem var ve ayrı ayrı çözmemiz canımı çok sıkıyor” diyorsunuz. “Bu problemi kiminle çözebilirim” sorusu da örneğin aldatmaya zemin hazırlayabiliyor zira işte sürekli olarak beraber sorun çözdüğünüz insanlarla daha fazla vazopressin bağınız olabiliyor.

Partnerinizle yatak odasında da vazopressin bağlanması kurabiliyorsunuz ki birçok erkek yatak odasında hedefler gerçekleştirerek partneri ile bağlanmaya çalışıyor. 10 kez zirveye ulaşacağız gibi hedefler koyuyorlar ve bunları partnerleri ile beraber gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Birçok kadın böyle korkutucu derecede yüksek görünen hedeflerin nedenini anlamıyor ama aslında erkek yatakta beraberce bazı şeyleri başararak kadınla vazopressin bağlantısı kurmaya çalışıyor.

Sağlıklı erkeklerin sağlıklı ve hareketli kadınların kendileri ile anı yaşamasını, beraberce bir şeyler yapıp başarmasını istiyorlar.

Vazopressin çok önemli bir hormon. Bir çiftin uzun süre beraber kalması ve uzun soluklu, sağlam arkadaşlıklar için en önemli temel hormonlardan birisi vazopressin. Vazopressin bağı ile hayatınızda size yardımı olabilecek insanlar olduğunu hissediyorsunuz. Bunun eksikliğinde ise yalnız hissediyorsunuz ve bu eksikliği gidermeye başladığınızda daha iyi hissetmeye başlıyorsunuz.

Kaynak: Your guide to vasopressin bonding | Adam Lane Smith

Yüksek statü ve evlilik ilişkisi

Bu yazıda Twitter’da @datepsych hesabında yazan Alexander’ın bir tweetini çevireceğim. Sonra kendim de biraz yorum yapacağım.

“Manosphere ve “hap” topluluklarının evrimsel psikolojiden ayrıldıklarını gördüğüm noktalardan birisi de, yüksek ve düşük değerli ya da “alfa” – “beta” erkekleri tanımlama şekilleri.

Tüm kültürlerde ve tarih boyunca, evli olmak, evlenmemiş olmaya göre daha yüksek statü işareti olarak görüldü. Ve genellikle de en düşük statülü erkekler evlilikten ve romantik ilişkilerden dışlandılar. Sağlayıcılık ve yatırım “beta” özellikler olmaktan ziyade, sağlayabilme kabiliyeti kişinin sosyal egemenlik hiyerarşisindeki statüsü ile yakın ilişki içinde oldu.

Aşağıdaki grafik, en büyük statü yükseltici ve statü azaltıcı özellikleri listeliyor.

Biz Forbes 50 milyarder listesine de baktık ve bu insanların evli olma ihtimallerinin ve ortalama çocuk sayısının genel nüfustan çok daha yüksek olduğunu gördük. Evlilik ile çekicilik arasında da ortak değişkenlik (covariability) var: evli erkekler daha uzun boylular, fiziksel olarak ortalamadan daha çekiciler ve kadınların çekici buldukları özelliklere daha çok sahipler.

Bunun tersine kırmızı hapçılar, Jeff Bezos’un, dünyanın en güçlü erkeklerinden birisi olmasına rağmen (bir nedenden dolayı) “alfa” olmadığını söylüyorlar. Kırmızı hapçıların kafalarındaki statü hiyerarşisi, gerçek, içinde yaşadığımız statü hiyerarşisinden kopuk. Sanırım bu nedenle de, dark triad oldukça sağlam bir şekilde düşük statü ile ilişkilendirilmiş olsa da (düşük sosyoekonomik statü ve eğitim, yüksek suç oranı, vs.) dark triada sahip olmak istiyorlar. Aynı zamanda bu erkeklerin evli olma ihtimallerinin daha düşük olduğunu ve partnerlerinin daha az çekici olma eğiliminde olduğunu biliyoruz.

Şempanzelerde en yüksek statülü erkekler, en saldırgan erkekler değiller.  Tersine, daha düşük statülü olanlar daha fazla saldırganlık göstermeye meyilliler.

Normal dünyada yüksek statü iyi bir üniversiteden doktora almak gibi şeylerle ilişkili. Gerçek “eliti” oluşturan ve görece olarak daha güçlü, daha etkili, daha yüksek kazanca sahip insanlar, daha uzun boylu, daha yüksek zekaya sahip, vs. insanlar.

Hızlı yaşam tarih stratejistleri için, yüksek statü ve “alfa”, bir motorsiklet çetesinde yüksek statüye sahip olmak gibi şeyler. Ama bu bir sinyal ve gerçek statüyü yansıtmıyor. Bu insanlar için “üreme başarısı”, sarhoş bir HB4’ü gecenin sonunda seks yapmaya ikna etmek.

İnsanlar “kötü çocuğu” antisosyal bir karakter olarak gözlerinde canlandırmaya meyilli olsalar da , kadınların daha çok tercih ettikleri “kötü çocuklar”, ortalama mafya üyesi adamlardan çok üniversite spor takımlarındaki adamlar.

Dark triad sahibi erkeklerde James Dean’in “Rebel Without a Cause” arketipi, “uyuşturucudan ikinci kez tutuklanan adam” arketipine göre çok daha az bulunan bir şey.”

Hapın bir kısmında evli olmak, hatta onu bırakın uzun süreli ilişkide olmak betalıktır gibi bir propaganda hakim. Ben tersini iddia etmeyeceğim, yani evli değilsen ya da uzun süreli ilişkide değilsen alfa değilsin demeyeceğim. Onu iddia etmek de yanlış. Ama tarih boyunca yüksek statülü erkeklerin en önemli göstergelerinden birisi evlilik ve (genellikle birden fazla kadından yine evlilik içinde) çok sayıda çocuk iken, evli ve çocuklu olmayı “beta” saymak traji komik.

Geçenlerde bir iki sosyal medya paylaşımı yaptım. Bunlardan biri “baba olmayı özendirme” paylaşımı diye bir baba ve kızının oyunu idi. Buna yorum olarak biri “orta yaş krizi görüyorum” yazmış. Ergen belki bilemem ama orta yaş krizi 30 – 40 yaşlarında baba olmak değil, 30 – 40 yaşlarında motorsiklet alıp genç kızların peşinde koşma diye tanımlanan bir şey. Ama adama göre baba olmak, baba olmaya teşvik gibi doğal bir şey bile orta yaş krizi gibi bir negatif ile özdeş.

İkinci sosyal medya paylaşımımda da zatın biri bana evlilik taraftarı olduğum için sende bir betalık seziyorum demişti 🙂 Ben işim gereği yüksek statülü, C seviyesinde şirket yöneten ve 40’lı yaşlarında adamlarla çalışıyorum. Ve hemen hepsi evli ve çocuklu. Zengin insanlar genelde daha evli, daha çok çocuklu oluyorlar. Bu adamlar emin olun beta falan değiller. Çoğu erkeğin karşılarında belli belirsiz korku hissedecekleri karizmaya sahip adamlar. Ama işte evlilikte betalık sezen zat alfa, o adamlar beta 🙂

Bakın hayatta başarılı olmak, yüksek statülü olmak için illa baba olmak ya da evlenmek zorunda değilsiniz ama bir ideoloji kitleleri aktif olarak aile kurup üremekten alıkoyuyorsa, o ideolojide çok ters bir şey var demektir.

Bu konuyla tam olarak alakalı olmasa da, sonu alakalı olduğu için şu yayına da bakabilirsiniz.

 Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Karısı tarafından 20 sene dövülen, tehdit edilen ve manipüle edilen adam – Richard ve Sheree Spencer olayı

Bugün erkeğe yönelik ev içi şiddet konusunda oldukça meşhur bir vakayı ele alacağız. Olay İngiltere’de “My Wife, My Abuser” belgeselinde ele alındı.

Koca Richard Spencer 2000 yılında o zaman 22 yaşında olan Sheree ile bir gece kulübünde tanışıyor ve beraber yaşamaya başlıyorlar. 2009 yılında da Tayland’da evleniyorlar. Richard’ın oldukça iyi para kazandığı bir kariyeri var. Sheree ise hapishanelere bakan devlet kurumunda proje yöneticisi olarak çalışıyor. 2015 yılında bir kızları oluyor ve sonra da ikiz kızları dünyaya geliyor.

Richard’ın belgeselde anlattığına göre Sheree ilişkinin başlarında, çoğu zaman (%95) oldukça hoş davranan bir kızmış. Ama zaman içerisinde fiziksel şiddete başlamış ve bunun da seviyesi artmış. Sherre bazen günde 3 şişe şarap içebilen bir alkolik.

Abi anladığım kadarıyla kadınla evlenmeden önce 9 sene çıkmış. Bu süreçte de alkolik ve giderek fiziksel şiddete başvuran biri olmasına rağmen kadınla evlenmiş ve bir de üstüne 3 çocuk yapmış. Bu tür ilişkilerde erkekler maalesef bu kızı bırakırsam yalnız kalırım korkusu ile yüzleşmek yerine, “zamanla düzelir, evlenince düzelir” bahaneleri uyduruyorlar ve korkuları ile yüzleşmek yerine bu hikayelere gönülden inanıyorlar.

Uzun süre çocuk sahibi olamadıkları için tüp bebek yapmaya karar vermeden önce Sheree, hamile kalma ihtimalini artırmak için, çok daha fazla seks talep etmeye başlıyor. Richard bu seksin sevgisiz bir seks olduğunu ve kısa süre içerisinde böyle seks yapmaktan nefret etmeye başladığını anlatıyor. Bunun üzerine Sheree onu “sen erkek değilsin” diye aşağılamaya ve kendisini hamile bırakamamakla suçlamaya başlıyor.

Sheree ciddi fiziksel şiddete başvuran biri. 2020 yılında Richard’ın kulağına şarap şişesi geçiriyor. Daha sonra Richard kulağının ağrıdığını söyleyince “kapa çeneni” diyerek bu sefer aynı kulağa yumruk atıyor. Richard acı içinde çöküp durması için yalvarınca da bu sefer kulağa tekme atıyor.

Kadında manipülasyon da çok. Richard’ı banyodaki aynayı kırıp kendini kesmekle ve sonra da “kocam bana saldırdı” diye sahte suçlama, sonrasında da uzaklaştırma kararı aldırmakla ve böylece aileden atmakla tehdit ediyor. Bu konuda ciddi olduğunu Richard’a göstermek için pencereden dışarı “Richard lütfen daha fazla vurma” diye bağırıyor. Sheree Richard’a ondan daha zeki olduğunu ve ona karşı asla kazanamayacağını söyleyip duruyor.

Bu kadın deli diyorsunuz ama şimdi anlatacağım olayı duyunca bu kadın zır deli diyeceksiniz.

Richard mesela yatak odalarında yatakta değil yerde oturuyor. Karısı yatağı kendisi aldığı için kocasının yatakta oturmasına izin vermiyor. Birgün Richard bu durumda yerdeyken banyoya gidiyor ve sonra gelip Richard’ın kafasına zıçıyor. Kelime anlamıyla mecaz yok. Sonra da hadi şimdi bokumu temizle diyor.

Adamın boğazına bıçak dayamalar, kafasında yumurta kırmalar, “sen küçük bir fa***esin” diye aşağılamalar zaten rutin. Richard’a sürekli olarak herkesin ondan bıktığını, ondan nefret ettiğini, yaratıcı ve sanatsal şeyleri beceremeyecek biri vs. söylüyor. Kızlarından birine babalarının ne kadar korkunç bir adam olduğunu ve ondan çok geçmeden kurtulacaklarını söylüyor. Kızlarından birine komşulara “babam korkunç biri” de diye emir veriyor. Bu arada bu abinin ailesini 7 odalı bir evde konfor içinde yaşatan, 6 haneli rakamlar kazanan ve bunca işkenceye rağmen ne karısına ne de çocuklarına en ufak sözel ya da fiziksel şiddet göstermeyen biri olduğunu hatırlatayım.

Sheree adamı zaten düzenli olarak dövüyor. Komşulardan biri Sheree’nin arabalarının bir koltuğuna işediğini ve arabanın lastiklerini bıçakla deştiğini anlatıyor (bu zır deli kadınlardaki zıçma, işeme huyu nedir ağa?)

Bu arada evde kamera var, Richard kamera taktırmış. Bu kameralar kadının adama işkence ettiğini yıllarca kayda alıyorlar. Ayrıca Richard kendi telefonu ile de kayıt alıyor ve fiziksel şiddet sonrası yaralarının da fotoğraflarını çekiyor.

Sonuçta Richard 36 kamera kaydı, 9 cep telefonu kaydı ve 43 yara bere fotoğrafı biriktiriyor. Ve birgün bunları bir arkadaşı ile paylaşıyor. Adam bunları görür görmez, Koyun Yürekli Richard’dan izin almadan soluğu poliste alıyor.

Helal olsun bu arkadaşa. Bir suç kurbanın izni olmasa bile açığa çıkarılmalı.

Polis Sheree’yi hemen tutukluyor tabii ki. Temmuz 2021’de. Yıllarca Richard’a ben senden daha akıllıyım diyen Sheree tabii ki tam bir embesil. Ve tam bir embesil olarak polisin elinde kayıt olmasına rağmen ve muhtemelen amım var bana inanırlar diyerekten “Richard alkolik, evine destek olmayan bir koca, beni saçlarımdan tutup yerlerde sürüklüyor, bla bla” diyor. Bazen kendisinin de şiddet uyguladığını ama kendisinin daha büyük kurban olduğunu söylüyor. Sanki karşılıklı şiddet uyguluyorlarmış gibi göstermeye çalışıyor.

Richard’ın vücudundaki ısırık izlerinin vahşi cinsel ilişkilerin sonucu olduğunu söylüyor. Polis senin yara bere fotoğrafın var mı, göster hadi dediğinde ise bunları telefonundan sildiğini iddia ediyor.

Polis Sheree’nin Richard’ı bıçakla tehdit ettiği bir videoyu yanlışlıkla sessiz olarak Sheree’ye gösteriyor. Sheree’de videoda ses yok sanıp “burada Richard beni tehdit ediyordu ben de bıçağı ona verip ‘al öldür’ diye meydan okuyordum” diye açıklama yapıyor. Ama videonun sesli halinde kendisinin adamı dümdüz tehdit ettiği duyuluyor. Bu şekilde polise yalan söylediği ve kayıtlarda görülen şiddet nedeniyle hapsi boyluyor. Ama sonra kefaletle serbest kalıyor.

Bütün yargılama sürecinde olayın kurbanının kendisi olduğunu utanmadan tekrarlayan Sheree Spencer, Şubat 2023’te fiziksel şiddet içeren 3 suçlamayı kabul etti. Ayrıca zorba ve kontrol manyağı davranışlarıyla ilgili suçlamaları da kabul etti. Bunun sonucunda da 4 yıl hapis cezası aldı. Bu cezanın ikinci yılında yani Şubat 2025’te hapisten salınabilir.

Bu arada Richard yeni bir partner buldu ve hayatına devam ediyor. Richard Sheree tarafından manipüle edildiğini ve Sheree’nin manipülasyonları ile, Sheree’nin bu hale gelmesine neden olanın kendisi olduğuna inandırıldığını kabul ediyor. Sheree Richard’a bu kadar kötü davranmakta haklıymış zira Richard gerçekten bir hayal kırıklığıymış.

Sheree Richard’ı insanlardan izole etmiş ve birçok yöntem kullanarak kontrolü altına almış. Adam üzerindeki kontrolü öyle bir noktaya gelmiş ki, adamın hangi tuvaleti kullanabileceği ve hangi odada yatabileceği bile kadının iznine bağlıymış.

Bütün bu olanlara rağmen Richard Sheree’ye karşı bir öfke ya da kötü düşünce beslemediğini söylüyor. Bu da doğru olan zira bu kadının öfkesini bile ilerdeki hayatına taşımaması lazım.

Dr. Grande bu olayı geçenlerde analiz etti. Şöyle diyor:

“İlişkinin başında Richard Sheree’yi oldukça nazik, düşünceli ve kendisini önemseyen bir kadın olarak anlatıyor ama Sheree’nin karanlık bir tarafı olduğunu da söylüyor. Sheree kendisine kötü davranmaya başladığında kırmızı alarmların çaldığını ama çocukları olduğu zaman her şeyin iyiye gideceğini düşündüğünü ekliyor. Maalesef çocuklar doğduktan sonra da Sheree düzelmiyor. Tam tersi, Sheree’nin davranışları daha da kötüleşiyor.”

Burada bir not düşeyim, bu tür davranışlar evlilik ve çocuk ile iyiye gitmez, kötüye giderler. Partneriniz sizi evliliğe ve çocuğa kilitledikçe sizin kolay çıkamayacağınızı bilir ve eskiden az da olsa varolan çizgiyi aşarsam gidebilir korkusu tamamen kaybolmaya başlar. Bunlar evlenince düzelir, çocuk olunca düzelir diye hayallere kapılmayın. Evlenince iyi olan şeyler bir miktar kötüye ya da iyiye gidebilir ama alarm seviyesinde kötü olan şeyler hemen her zaman daha kötüye gider.

“Richard 9 yaşındayken annesini kanser hastalığından kaybediyor. Çok küçük yaşlarda, duygularını bastırmayı öğreniyor. Sheree Richard’ı provoke ettiğinde, Richard tepki olarak sinirlenemiyor. Bunun yerine şikayetleri azaltma adına kadının davranışlarını haklı olarak görmeye başlıyor.”

“Sheree tüm bunlar olurken çiftlerin kavga etmesinin normal olduğunu söylüyor. Richard’ın bu duruma tepki vermesini önlemek için Richard’ı çok hassas ve zavallı olduğuna, her şeyden mızmızlanan bir koca bebek olduğuna inandırıyor.”

“Richard’ın elini kolunu bağlayan anahtar korkulardan birisi de Richard’ı, karısına şiddet uygulamayla suçlayacağı tehdidi. Richard, Sheree’den daha iri ve güçlü olduğunun farkında ama böyle bir iftira karşısında polisin aleyinde davranacağını düşünüyor. Sheree, ceza hukukunda ev içi şiddet vakalarındaki erkek aleyhine önyargıyı kullanıyor. Ceza sisteminde erkekler sıklıkla suçlu olarak görülüyorlar ve polis de erkeğe daha fazla şüphe ile bakmaya meyilli.”

Burada bir şey söylemek istiyorum. Polisin ve hukukun böyle bir ön yargısı olsa da, şiddet ispatlandığında, kadın yapıyor olsa da cezasız bırakmıyorlar. Yani bu olayda görüldüğü gibi, polise gitsem kesin ben suçlu çıkarım diye bir durum yok. Ama maalesef bu önyargı bazı erkekleri, bir vursalar pencereden karşı mahalleye uçacak karılarından gelen şiddete katlanmaya itiyor. Richard’ın öpüp başına koyması gereken arkadaşı şikayet etmese böyle yaşayıp gidecek. Ama arkadaşı şikayet ettikten sonra kadın hak ettiği yeri, hapsi boyladı. Bir daha da sittin sene devlette çalışamaz, büyük ihtimalle yeniden evlenemez.

“Richard polise gitmek yerine gördüğü şiddet ile başa çıkmaya çalışmayı tercih etmiş. Öyle ki, şiddet göreceğini düşündüğünde, üstündekileri şiddete daha dayanıklı olacağını düşündüğü giysilerle değiştiriyormuş. Kızlarını okula bırakırken şiddet gördüğü anlaşılmasın diye yüzüne makyaj bile yapıyormuş.”

“Richard şiddete uğradığı durumlarda bazen Sheree’yi fiziksel olarak engellemiş ama bu, kadının öfkesini 10 kat arttırmış. Bu nedenle de Richard çoğu şiddet olayında sadece kendini korumaya çalışmakla yetinmiş. Örneğin yerde cenin pozisyonunu alıyormuş.”

“Bütün bu süreçte Richard sürekli olarak bu kötü davranışların birgün son bulacağı umuduyla yaşamış. Aslında adamın tek istediği de bu. Yani intikam peşinde değil. Tek istediği, kum torbası olmadığı bir evde yaşamak.”

“Richard bütün bu fiziksel ve sözel şiddet içinde, kendisinden ve bütün bu olanlarda kendi payından şüphe ederek yaşıyor. Çünkü Sheree sürekli olarak tüm bu olanların Richard’ın suçu olduğunu söylüyor. Sheree kocasına başarılı bir şekilde gaslighting uyguluyor.”

Evet böyle fiziksel ve/veya sözel şiddette sadece “bana kimse inanmaz”, “kimse benim yanımda olmaz” inancı yok. Belki de daha fazla oranda ve tamamen rasyonel akıl dışı bir “ben bunu hak ediyorum” inancı var. Bu inanç da kendiliğinden değil, kadının adamda bulduğu bir zayıflığı yıllarca işlemesi ile oluşuyor.

“Sheree’nin Richard’a uyguladığı manipülasyon taktikleri o kadar etkili ki, Richard birkaç kez tüm o videoları silmeyi bile düşünmüş. Eğer Richard’ın kızları tüm bu olanlara şahit olmasalar, kimseyle konuşmayacakmış bile. Richard evliliğine ve ailesine değer verdiği için, gerekirse tüm bunlara katlanmaya hazır biri.”

Ama böyle bir kadın şiddeti altında kızlarının nasıl travmaya uğrayacağını hesaba katmıyor. Ya da uzun süre hesaba katmıyor ve sonunda bu sebeple harekete geçiyor.

“Sheree tabii ki tüm bu şiddeti kızlarının önünde de uyguluyor ve Richard bu nedenle olanları arkadaşı ile paylaşması gerektiğini düşünüyor. Ki bu paylaşım da sonunda Sheree’nin tutuklanmasını ve hapse girmesini sağlıyor.”

Dr. Grande “Sheree’den ayrılmak Richard’da karmaşık duygular uyandırmış olmalı” diyor. “Bir yandan sevdiği birini kaybetme hissi ama öte yandan üstünden büyük bir ağırlığın kalktığı hissi. Durum o kadar kontrolünden çıkmış ki, Sheree ile, kocasında çalışan hiçbir manipülasyona pabuç bırakmayan polisin ve ceza sisteminin ilgilenmesi gerekti.”

“Sheree’nin davranışlarına gelecek olursak. Sheree ben-merkezci, kendini beğenmiş, küçümseyici, kindar, aldatıcı ve hak sanrısına (yaptığı her şeyin hakkı olduğu yanılgısına) sahip birisi. Bütün bu olayda alkolün etkisi de az değil. Alkol Sheree’nin zaten varolan davranışlarını daha da kötü hale getiriyor. Hepsi olmasa da çoğu şiddet olayı, Sheree sarhoşken meydana geliyor.”

“Bir nedenden dolayı, hedefine sadece Richard’ı alıyor, kızlarına dokunmuyor. Belki de Richard’a karşı derinlerde yatan ve alkol ile açığa çıkan bir öfke var.”

Belki zaten erkeklerden tiksinen ve bunu eline geçen bu erkekten çıkaran biri ya da zayıf bir adamla evli olduğunu düşündükçe daha da çıldıran biri. Ya da ikisi birden.

“Sheree’nin davranışlarındaki önemli etkenlerden birisi de, ayıkken de değişmeyi reddetmesi. Sarhoşken şiddet uyguladığını bilmesine rağmen sarhoş olmaktan geri kalmıyor. Sheree’nin yaptıklarının sonucunu zerre umursamadığı hissine kapılıyorsunuz. Ne olursa olsun içmeye kararlı ve kimse için de bunu bırakmaya niyeti yok.”

“Sheree bir şekilde uzlaşmacı, sükunet seven ve manipülasyona oldukça açık bir partner bulmuş. Bu da Sheree’nin neredeyse 20 yıl boyunca istediği gibi suç işlemesine neden olmuş. Belki de Richard koca olarak hiç hoşuna gitmiyordu ya da belki kurban olarak hoşuna gitmiyordu.”

“Sheree’de dokunulmaz olduğu, ne yaparsa yapsın hesabını vermeyeceği hissi olabilir. Ama bu kibri ile sonunda Richard’ı bile sınırlarının dışına itti.”

Dr. Grande’nin son analizi şöyle:

“Richard’ın hem karısının değişeceğine olan inancı vardı hem de karısı sorunun Richard olduğunu söylediğinde ona inanıyordu. Bu da onu içinden çıkamadığı bir döngüye hapsetti. Sheree ise Richard’ın asla ama asla dik duramayacağını ve terör ortamını istediği gibi devam ettirebileceğine inanıyordu. Bu konuda ikisi de hatalıydı ve ikisi de varsayımlarının ne kadar hatalı olduğunu zor yoldan da olsa gördü.”

“Sheree için her şey o kadar da kötü değil. Şimdi hapishaneyi içerden tanıma ve birinci elden saha araştırması yapma fırsatı var.

Son olarak da, her erkeğin toksik kadınlar ve toksik kadın manipülasyonu konusunda bilgisi olması lazım. Bu konudaki Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza ve yayınlarımıza bakabilirsiniz.

Dr. Grande’nin yayını için: Peaceful Husband Secretly Records Coercive and Controlling Wife | Sheree Spencer Case Analysis

Erkeklerin “duvar” konusunda endişelenmemesi gerektiği miti

Bu yazı çocuk yapmak isteyen erkekler ve genç erkekler için ki çoğunuz öylesiniz. Hacı ben yaşlanana kadar genç kadınlarla takılırım ya da evlensem bile çocuk yapmam ve gerisi beni ilgilendirmez diyen 35 yaş üstü biriyseniz evet daha zor olsa da eğer oyununuz iyiyse, fitseniz ve finansal olarak sağlamsanız bunu yapabilirsiniz. Bu yazıyı pas geçebilirsiniz. 30 yaş altındaysanız okuyun zira bu konudaki fikriniz (bu yazıyla alakasız olarak) büyük ihtimalle değişecek.

Pad Stedman’dan acımasız gerçekler. 35 – 40 arasında erkekler için dedikleri biraz abartı olsa da gerçeklik payı var. O nedenle paylaşmak istedim.

İnternetteki en yıkıcı, en mantıksız tavsiyelerden birisi de, erkeklerin “duvar” konusunda endişelenmemelerini söyleyen kırmızı hap tavsiyesi.

Erkeklerin çocuk yapmak için “potansiyel” olarak daha çok vakti olduğu doğru olsa da, çocuk yapma potansiyelinizi devam ettirmek için daha da genç kadınlarla birlikte olmanız gerekli.

Fit ve finansal olarak sağlam durumda olsanız bile, 35 yaşını geçtikten sonra bunu yapmanız zorlaşır. Uygulamalarda 20’lerinde kadınlarla eşleşmeniz seyrekleşir. Sosyal çevreniz, aynı yaşlarda çiftlerle dolmaya başlar.

40 yaşına geldiğinizde, bu zorluklar size karşı kurulmuş bir komplo teorisi gibi görünmeye başlar.  Karşınıza çıkan her opsiyon ya doğurganlığının sonlarındadır ya da doğurganlık dönemini geride bırakmıştır.

Özellikle 35 – 40 yaş arası yine de doğurganlığı sonlarda olmayan kadın bulmanız zor değil ama 40’ından sonra her geçen yıl, bahsettiği şey daha da doğru hale geliyor.

Genç kadınlarla buluşsanız bile, yaşıtınız bir erkeğe göre çok sıradışı bir yaşam sürmeniz gerekir ve daha genç insanlarla takılmanız gerekir (bunun da kendine has problemleri var).

Buna tam olarak katılmıyorum zira kendinden 10 yaş büyük bir erkeğin yaptıklarına uyan genç kadın bulmanız mümkün ama arkadaşlar, dediği kısmen doğru.

Ya da, kadınlarsa soğuk yaklaşmayı öğrenmeniz gerekir. Bu kolay değil ve kendini adamayı gerektirir.

Kendini adamayı gerektirir demek abartı ama zor olduğu ve daha fazla çaba gerektirdiği gerçek. Fakat yürümeyi öğrenmeyi çoğu erkek 40’larına bırakmıyor. Bırakmadığınızı umuyorum.

Bunu hayatınızın ortasında kolayca öğrenebilirmişsiniz gibi davranmak saçma.

Evet, evlenmeseniz bile bunu daha önce öğrenmeniz çok daha iyi.

Bu arada daha yaşlı bir erkeğin seks için daha genç kızları tavlayabilmesi ile onu çocuklarını yapmaya ikna etmesi aynı şey değiller.

“Çocuklarını yapmaya ikna etmesi” lafı ezik olmuş be Pad. Kadının çocuklarını yapmayı istemesi daha doğru.

Çoğu zaman kadınlar çok daha yaşlı erkeklerle çeşit olsun diye yatabilirler.

Doğru.

20 – 59 yaş arası erkeklere düzenli olarak danışmanlık yapıyorum. Eğer çocuk istiyorsanız kadınlarla buluşma konusunda gerçeklik şu:

20’lerinde: Çözmesi kolay bir problem

20’lerinin ikinci yarısında evet. İlk yarısında değil.

30’larında: Çok çözülebilir bir problem ama değişiklikler yapmanız lazım ve zaman kaybedemezsiniz.

Doğru.

40’larında: Çok fazla çaba ve ciddi yaşam stili değişiklikleri gerekir.

50’lerinde: Hayatın birçok yönden tersine çevrilmesi gerekir ve ekstrem bir kendini adama gerektirir.

Paradoks şu ki yaşlandıkça daha fazla değişiklik yapmanız gerekir ama değişiklik yapmak daha da zorlaşır.

Bu, 40’ında ve 50’sinde olan erkekler için çok geç anlamına gelmiyor, çok geç değil.

Evet çok geç değil ama hiç çocuk sahibi olmama ihtimaliniz ciddi oranda artıyor.

Ama sizin başa çıkabileceğinize göre çok daha fazla zorlukla karşılaşacaksınız. Şarap gibi yıllansanız bile (ki böyle olması en temel gereksinim), oyunu hayatın ileri yaşlarında öğrenmek , başka her şeyi öğrenmek gibi, daha da zorlaşıyor.

Oyunu daha önceleri öğrenseniz bile, doğurganlık penceresinde bir kadınla çocuk yapmak üzere birleşmeniz yine de zorlaşıyor.

Ama daha genç kadınlara ulaşmak asıl problem. Eğer (genç kadınlara ulaşımı kolay olan) çok spesifik bir alanda çalışmıyorsanız, bu sorun büyük zorluklarla uğraşmadan aşılmıyor.

Bu nedenle, sırf erkeksiniz diye 10 yıllarca daha fazla zamanınız olduğunu söyleyenlere inanmayın. Teknik olarak doğru olabilir.

Biri adama yorumlarda teknik olarak bu doğru olabilirse neden mantıksız diyorsun diye sormuş. Pad Stedman’da teknik olarak mevsimi geçtiğinde, güz aylarının sonlarında ağaçta elma bulma ihtimalinizin olması, elma toplamayı güze bırakmanızın saçma olduğu gerçeğini değiştirmez diye cevaplıyor.

Pratik olarak ise doğru değil. Genç kadınlarla buluşmaya çok geç başlarsanız, aile kurma ihtimaliniz zaman içinde azalır. Gerçek “kırmızı hap” budur. Bununla (bu acı gerçekle) şimdiden yüzleşmeniz çok daha iyi.

Bu konuda ben de bir yazı yazmıştım: 20’li yaş kadın, 40 yaş erkek evliliği. Orada 40’ına kadar kadınlarla takıl, 40’ında 20’lik bir kadın bul ve evlen tavsiyesinin kötü bir tavsiye olduğunu (gördüğüm kadarıyla Rollo Tomassi böyle bir tavsiye veriyor) söylemiştim. Bu arada bana hay velüyü men olursanız çocuk oyuncağı diye gelmeyin, onu zaten linklediğim yazıda ve podcast yayınında eleştirdim ama daha da önemlisi ben tavsiyemi %0.1 elit erkekler kulübü ile sınırlandırmıyorum. Çoğunuz milyoner olmayacaksınız, olamayacaksınız. Çocuk yapmanızın “garanti” olması için milyoner ya da ona yakın biri olmak zorunda olmamalısınız. Çünkü o zaman bir kadının sizden çocuğu boşanıp nafaka yerim diye mi yoksa sizden çocuk yapmak için mi evlendiğini anlamanız da çok güç.

Ayrıca erkekler için ideal evlilik yaşı. Spoiler vereyim 30 – 32 ama evliliğe gidecek ilişkilere başlama yaşı 27 – 28.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.