Çıkma teklifi nasıl edilir? Bir kıza nasıl açılınır?

Bu özellikle genç erkekler tarafından çok sorulan bir soru. Bir kıza nasıl çıkma teklifi yaparım? Sevdiğim bir kıza nasıl açılırım? Ona ilgimi nasıl belli ederim.

Aslında bu sorunun cevabı basit: Çıkma teklifi etmezsiniz ve etmemelisiniz. Bir kıza açılmazsınız ve bazı durumlar haricinde açılmamalısınız. Bunun yerine bir kız hoşunuza gidiyorsa onunla başbaşa buluşmaya, beraber iyi vakit geçirmeye ve beraber geçirdiğiniz bu iyi vakti pozitif cinsel gerilim ile tatlandırmaya odaklanırsınız. Bu sırada da fiziksele gidersiniz. Yani önce ufak dokunuşlar, sonra el ele tutuş ve öpücük gibi. Ve bu şekilde de eğer gelişecekse aranızdaki aşk hikayesi gelişir.

Burada ona ilgimi nasıl belli ederim sorusuna da değinelim. Bahsi geçen kızla muhabbetiniz olabilir ya da hiç muhabbetiniz olmayabilir. Eğer hiç muhabbetiniz yoksa bir fırsatını bulup “merhaba” diyerek tanışırsınız ve birkaç kere muhabbet ettiğinizde kız size karşı sıcaksa onu beraber bir şeyler yapmaya davet edersiniz. Bu durumda kız sizin ilk merhabanızdan itibaren niyetinizi az çok biliyordur. Gerçi tam emin değildir ama bu kötü değil iyi bir şey. Bir kadının başlangıçta erkeğin duygularından tam emin olmaması genellikle o erkeğe olan ilgisini arttırır.

Zaten şunu asla yapmayın: Kızla hiç muhabbetiniz yok ve uzaktan görüyorsunuz. Pat diye gidip direkt ya da bir aracı ile çıkma teklif etmeyin! Henüz kızın bilmediği birisiniz, uzaktan bakarak sizden hoşlanıyor bile olsa aranızda bir bağ ve çekim yok. Bu yok iken pat diye çıkma teklif ederseniz genellikle reddedilirsiniz.

Muhabbetiniz olan bir kız ise siz onu beraberce bir şeyler yapmaya ya da içmeye davet ettiğinizde niyetinizi, ilginizi anlamaya başlar zaten. Burada da yapacağınız hata, muhabbetiniz olsa bile tek bir kere bile buluşmadan pat diye çıkma teklif etmek veya açılmak.

Arkadaşlar çıkma teklifi denilen şeyin ergenlikte bile olmaması lazım. Nedeni de basit. Bir kadın ile aranızdaki ilişki buluşmalarda gelişir ve belli bir eşiği geçene kadar hamdır. Çıkma teklifinin çocukça olmasının yanında, o eşiği geçmiş kadına teklif etmeniz sorun olmayabilir ama eğer o eşiğe gelmemiş kadına yaparsanız genellikle reddedilirsiniz ve aranızdaki ilişki o seviyeye hiç gelemeyebilir. Açılmakla ilgili problem de aynıdır. Bir de çıkma teklifini ve açılmayı, genellikle bu buluşmaları hedefe doğru yönlendirmeyi bilmeyen erkekler yaparlar ve yönlendirmeyi bilmediklerinden kadınla aralarındaki ilişki ham iken yaparlar.

Tabii burada şöyle birkaç sorun var. Birincisi, defalarca buluşuyorsunuz ve buluşmalar bir yere gitmiyor. Sadece buluşuyorsunuz. Bu da sağlıklı değil zira eğer sadece buluşur, eğlenirseniz 4-5 buluşma içerisinde arkadaşa evrilebilirsiniz. İkincisi, birçok kadın ilgili olsa bile bu çıkma teklifi ve açılma konusunda da çoğu erkek gibi düşünüyorlar ve bunun sözel olarak gelmesi gerektiğini düşünüyorlar.

Şimdi birincisini aşmak için yapmanız gereken niyetinizi arkadaşlık maskesi altına saklamamak. Buluşmalarda pozitif cinsel gerilim yaratmanız gerekiyor. Pozitif cinsel gerilim ise en öncelikle doğru espri anlayışı ile olur. Kıza dalga geçmeden, aşağılamadan takılmak, esprili olmaktan korkmamak, saatlerce oturup sıkıcı şeylerden konuşmadan daha eğlenceli ve hafif konulara eğilmek, kızla konuşmanız sıcaksa yavaş yavaş dokunmak. Dokunmak derken mahrem yerlerine ya da saçlarına falan değil. Hafiften eline koluna dokunmak.

Peki bunları yaptınız ve yine bir yere gitmiyor. Bu aşamada size tavsiyem sizi hayal kırıklığına uğratacak ama ikiniz arasında bir çekim varsa ve siz arkadaşlık maskesi arkasına saklanmıyorsanız, yakınlaşırsınız. Yakınlaşmıyorsanız, büyük ihtimalle kız sizin ilginizden hoşlanıyordur, sizinle iyi vakit geçiriyordur ama size karşı ilişkisel bir ilgisi yoktur. Bu nedenle kızla buluşmayı bırakmanızı tavsiye ederim.

İkincisi, kadın çıkma teklifi bekliyorsa veya açılmanızı bekliyorsa. Burada da kadının yanılgısını sizin düzeltmenize gerek yok. Düşünsenize. Sürekli teke tek buluşuyorsunuz, sürekli pozitif cinsel gerilim yaratıyorsunuz. Bunun kendisi çıkmaktır, ilgini belli etmektir, kıza açılmaktır.

Fakat çoğu kadın işin aranızda fiziksele gitmesi için adım atmaz. Bu adımı, risk alarak siz atarsınız. Fiziksel dediğim illa seks değil. Dokunmalardan el eleye ve öpüşmeye gitmek. Bu ikisinden biri önce olabilir zaten biri oldu mu diğeri kendiliğinden oluyor. Risk alın ve abartmadan, saldıray moduna girmeden işi oraya götürün. Sabırlı ama kesin olun. Mesela eğer öpüşme anı gelmişse, yavaş ama kesin bir şekilde öpmeye eğilin. Yavaş zira istemiyorsa kaçabilsin ya da seni durdurabilsin, kesin zira sizin tereddütünüz zayıflık olur ve iticidir.

Bir ara ilk buluşmada neler yapılır, neler konuşulur konularına daha önce değinmiştik.

 

Pozitif cinsel gerilim nasıl yaratılır?

Bir kadınla etkileşiminizin cinsel birlikteliğe ya da ilişkiye gitmesi için, aranızda pozitif cinsel gerilim olması lazım. Bu gerilimi yaratmak ise erkeğin işi. Günümüzde maalesef çoğu erkek, kızı ürkütme ve kötü çocuk görünme korkusu ile sıfır cinsel gerilim yaratıyor ve her ne kadar annesinin altın günü tayfası teyzelerin takdirini kazanan birer efendi çocuk olsalar da kızlarla aralarında pek bir şey olmuyor. Ya da zıt ucunda negatif cinsel gerilim yaratıyor ve saldıray / abazan, kaba, düşük sınıf bir konuma düşüyor.

Şimdi mazide kalsa da pozitif cinsel gerilim eskiden kültürde her yerde örneğini gördüğünüz bir şeydi. Türkiye’de Yeşilçam her zaman bu konuda cılız olsa da tam olarak arabesk film istilasında yani 80’lerde, Batıda ise 80’lerin sonunda bu bitti. Şimdi ise durum daha vahim. Daha önce bir podcastta değinmiştim. Yıldız Savaşlarında Han Solo’nun Prenses Leia’ya yaptığı kur sözde “kötü çocuk” pozitif cinsel gerilimidir. Bunları günümüz uyuyan “uyanık”(woke) kültürü cinsel taciz olarak tanımlıyor. O nedenle erkek kitlesinin ezici çoğunluğu ne pozitif cinsel gerilim nasıl yaratılır onu biliyor, ne de bilse bile yapacak cesareti var. Cesaret konusuna sonda değineceğim. Şimdi pozitif cinsel gerilime giriş dersi yapalım.

Bu konuda sadece Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabında doğru düzgün bir bölüm yazmışım. O bölümü burada biraz modifiye ederek yayınlıyorum. Bölümün kendisi de İlişki Sihirbazı kitabından genişletildi.


Kadınlar pozitif cinsel gerilime bayılırlar. Pozitif cinsel gerilim sizin maskülen, seksi ve elde etmesi zor olduğunuzu göstererek kadının sizinle seks yapma düşüncesini oldukça heyecan verici yapar.

Cinsel gerilim tutkulu bir cinsel arzu duymak için en önemli bileşendir. Cinsel gerilim ve çekim, seks önünde aşılması gereken engellerin varolması ile yaratılır. Doğru tip espri anlayışı, mükemmel cinsel gerilimi yaratma açısından çok güçlüdür.

Doğru tip espri anlayışı onun sizin mükemmel bir erkek olduğunuzu hissetmenize neden olur zira eğer ona şaka yollu sataşacak cesaretiniz varsa, siz onun güzelliğinden başı dönen ve çekinen muhtaç bir erkek değilsinizdir. Kapınızı çalan bir sürü kadın olmalıdır.

Sizinle birlikte olma fikri kısa sürede onun için büyük bir meydan okuma halini alır ve onun rüyalarını süsleyen bir fanteziye döner. Sonunda sizinle birlikte olduğunda duyacağı hazzın ne kadar da tatlı olacağını hayal etmeye başlar.

Bu nedenle, doğru espri anlayışı edinmeye zaman harcamalısınız. Sadece yüzeysel bir mizah anlayışı geliştirmek ile yetinmeyip bu işin derinine inmelisiniz.

Peki mizah anlayışınızın, her şeyin kontrolünüz altında olduğunu yansıtmasını nasıl sağlarsınız?

Kadına kaba ve acımasız olmayacak şekilde şaka yollu sataşarak. Bu ukala – eğlenceli duruşu sadece kadına değil başka şeylere de uygulayarak her alanda kendine güvenen ve seçici biri olduğunuzu gösterebilirsiniz.

Eğer espri yapacağım diye kadını kaba ve acımasız bir şekilde alaya alırsanız, bu komik olmaz ve sizi oldukça kendine güvensiz biri olarak gösterir. Yanlış espri anlayışı sizin ERKEK ADAM olduğunuzu değil tam bir kaybeden olduğunuzu gösterir.

Mesela şu örneğe bakalım. Kızın profilinde şu yazıyor:

Eğer sadece seks arıyorsanız aradığınız ben değilim. Önce arkadaş olalım beyler!!! Adem, Havva’n burada …)

Erkek : Selam. Demek cennetten atılma sebebim sensin. Ama sen şimdi tabii tüm suçu yılana atacaksın …
(22 dakika sonra)
Kadın: Hahahahahaaaa … Evet o benim.
Erkek : Bana cennette bir yaşama mal oldun kadın … O zaman bana bir buluşma borçlusun. Kahve mi, bira mı?
Kadın: Bira 😀

Bakın burada beta tuzağına düşmeden esprili bir şekilde buluşma (arkadaşça olmayan, date olan) konusuna giriliyor.

Kız: Evli falan değilsin İnşallah?
Erkek: Aman diyim, daha iki muhabbet ettik hemen evlilik lafı açtın! Benim önce seni tanımam lazım 🙂

Kız: Ben evlenmek için ciddi birini arıyorum.
Erkek: Hımm, o zaman gizli aşık kadrosu boş mu? Ben oraya başvurayım. Umarım CVimde göreceğin tecrübe ve yetenekler yüz yüze bir mülakat yapmamızı sağlar.

Bunların nasıl her şeyin kontrol altında olduğunu ve sizin çekici bir erkek olduğunuzu gösterdiğini anlıyor musunuz? Onun kıçını öpmüyorsunuz. Ama aynı zamanda ona karşı kaba davranmıyorsunuz.

Asla ama asla kendinizi alçaltan espriler yapmayın zira bunu yaparsanız kendinizi alçaltırsınız. Böyle espriler yaparsanız, kadınlar sizin KAYBEDEN olduğunuzu düşünürler, kaybeden biri olduğunuzun şaka olduğunu düşünmezler.

Bir kızla konuşurken kullanabileceğiniz sağlam bir taktik vereyim: Onun söylediklerini sizin eğlenceli – ukala sözleriniz için mermi olarak kullanın.

Onunla henüz yeni tanıştıysanız ve kız “spor salonuna gideceğim” derse, “benim gözüme güzel görünmek için çalışmaya şimdiden başladın ha?” deyin. “Bu çok güzel, sporu sakın aksatma” diye ekleyin.

Eğer size “Aman Allahım sen çok ukalasın” gibi bir şey söylerse özür dilemeyin. Zira hatun sizin gerçekten dominant bir erkek olup olmadığınızı, en küçük karşı çıkmasında hemen geri vitese takıp takmayacağınızı test ediyor.

Bunun yerine ona “İltifatın için teşekkür ederim” deyin. Burada ne döndüğünü anlıyorsunuz değil mi? Bunları yapın ve kadınların bu tür şeyleri nasıl sevdiğine kendiniz şahit olun.

Bu sizin kendine güvenen ve kendisi ile barışık bir ERKEK ADAM olduğunuzu ve her şeyi bir iltifat olarak algıladığınızı gösterir.

Hayatınızın tamamını bu tür bir espri anlayışı ile doldurmanız çok önemli. James Bond’u düşünün. James Bond, durum ne kadar zor olursa olsun her zaman söyleyecek eğlenceli – ukala bir şey bulur. Her zaman kontrolü elinde tutan ve kendine güvenen bir erkektir. James Bond’un daha yeni tanıştığı bir kadınla nasıl konuştuğunu, kinaye ve ince zeka kullandığını hatırlayın.
Bu tip bir espri anlayışı kadınla (ve aslında herhangi bir kişi ile) aranızdaki iletişimin eğlenceli olmasını sağlar, tuzu biberi olur ve her şey için strese girmenin ne kadar anlamsız olduğunu anlamanızı sağlar. Bu ise sizi daha da seksi yapar.

Bir başka deyişler, bu tip bir espri anlayışı sizin ERKEK ADAM olmanıza yardımcı olur. Pozitif cinsel gerilim yaratan doğru espri anlayışını pratik ettikçe, kendine güvenen duruşunuzun sonucu olarak, bu kabiliyet sizde doğal hale gelecektir.


Şimdi burada ayarı kaçırmamayı nasıl sağlayacaksınız?

Ayar konusuna gelmeden şu iki şeye dikkat çekmek istiyorum.

Birincisi, sonunda değineceğini söylediğim cesaret ile ilgili. Ne kadar tecrübeli olursanız olun ara sıra ayarı kaçıracaksınız! Bunları ortalama bir erkeğin yapamama sebebi de zaten bu risk. Ve evet bu risk gerçekten var, düşük olsa da azımsanamayacak kadar düşük değil. Ne kadar tecrübeli olursanız olun, bir yerde yanlış bir espri yapabilirsiniz ya da espriniz doğrudur ama kız yanlıştır. Tecrübe ile yanlış espri yapmamayı öğrenirsiniz, ama yanlış kız her zaman karşınıza çıkacaktır.

Şimdi burada bu riski yani kızın “öeh” demesi ve bazen belki de kaçması riskini göze alacaksınız. Ama aynı zamanda ustalaşıp da denge konusunda yetenek kazandıkça şunu da fark edeceksiniz: pozitif cinsel gerilim aynı zamanda kadına yönelik bir shit test.

Evet, buna ikincisi diyelim, pozitif cinsel gerilim doğru yapıldığında, sizin sizden o şekilde hoşlanmayan ve hoşlanma ihtimali az olan kızı elemenizi sağlar. Burada da cesaret devrede zira çoğu erkek yüzüne gülen kızı nimet saydığından, hoşlanmayan kızı hoşlandırmak için arkadaş gibi çevresinde uydu gibi dönmeyi, biran önce kızın ilgi seviyesini görüp vakit kaybetmeden yeni limanlara açılmaya tercih ediyorlar. Kızın ilgisizliğini ortaya çıkarıp bu ilgisizlik gerçeğine maruz kalmaktan korkuyorlar. Sonra ne oluyor: Gerçekliği reddedebiliyorlar ama onu reddetmenin sonuçları kendilerini eninde sonunda ısırıyor.

Pozitif cinsel gerilim aynı zamanda uzak durmanız gereken, fazla alıngan, aşağılık kompleksi olan, duygusal olarak zayıf kızları da eler. Tabii yine çoğu erkek kadının 1 metre uzaktan hissedilen sıcaklığı için, kurtarıcı planı uygulamayı, kadının yanlış kadın olduğunu bulup elemeye tercih ediyor.

Tamam ayara gelelim.

Pozitif cinsel gerilimi iyi ayarlamak için, onu içselleştirmeniz lazım. İçselleştirmeniz için de :

  1. Kendinizin pozitif veya en azından pozitif, eğlenceli olması için bir yolda çabaladığınız bir hayata sahip olmanız lazım. İş – ev – sanal uyuşturucu (netflix / sosyal medya / porno / oyun) – yat – kalk – iş gibi sıkıcı bir hayatınız varken nasıl pozitif olacaksınız, nasıl eğlenceli olacaksınız, nasıl sıkıcı olmayacaksınız?
  2. Tecrübe ve pratik. Özellikle kalibrasyonu ayarlamak için tecrübeye, neyin aşırı olduğunu görmeye ve kendinizi ayarlamaya ihtiyacınız var. Bunun için de bol pratik gerekiyor.
  3. İçinizdeki erkek adamı ortaya koymaktan, maskülen istek ve arzularınızdan utanmamanız gerekiyor. Çıkarın pipinizi vurun masaya demiyorum ama pipinizin olduğundan ve pipinizin istediği şeyler olduğundan utanmayın diyorum. Yani ne “Sikinin Götürdüğü Yere Git” ne de “Pipisiz Oyuncak Ayı” gibi davran. Bunun için de erkek adam ol.
  4. Okumak, izlemek ve doğru şeyleri okuyup izlemek. 90’ların ve 2000lerin romantik komedilerini, kadın tüketimi için yapılan Türk dizilerini, Avengers Komik Kıyafetler Giyip Orayı Burayı Yıkmaca filmlerini izleyeceğinize, oturup 50’lerin siyah beyaz Humphrey Bogart filmlerini izleyin daha iyi. Çoğunuz eminim bir tane bile izlememişsinizdir o nedenle bu filmlerde kadınların erkeklerin ilgisi ve ilişkisi peşinde koşmasını görmek bünyenizi sarsabilir 🙂

İlk buluşmada neden donup kalıyorsunuz ve eğlenen ustalık

Emre: Karşı cinsle etkileşimde eğlenen ustalığı nasıl kullanmalı?

Mahmut Abi: Her sosyal beceri gibi eğlenen ustalık da yapa yapa gelişen bir şey. Bir miktar sosyal zeka gerektiği bariz ama temelde çoğu erkeği mizahtan (eğlenceli muhabbetten) uzak tutan, içlerinde böyle bir şey olmaması değil. Erkeklerin %90’ının içinde böyle bir eğlenen ustalık var zaten.

Asıl problem, eğlenen ustalığı yaparken karşılaşabileceği tepkiden korktuğu için sus pus olmaları. Eğer erkek karşısındaki kızı kafasında biraz büyütürse, bir anda kendisini bıçak sırtında hissediyor. Yanlış bir şey söylersem, yaparsam beni sevmez, benden hoşlanmaz, şunu dersem ne der gibi korkulara kapılıyor. Eğlenen ustalığı bu tür korkular bastırıyor.

İlk aşması gereken bu. Sonucu, çıktıyı çok fazla önemsememesi lazım. Kızı önemsemeyeceksin değil. Spesifik bir kızla etkileşiminden o kızla ilgili beklentinin çıkmasını önemsemeyeceksin. Bir de sert tepkiden korkmayacaksın. Zira korkulan şey olası bir şey. Bazen bir yerde ölçüyü kaçırıyorsunuz, kız fazla alıngan oluyor ve eğlenen ustalığa ters tepki verebiliyor. Bu olası bir şey ve ama bundan korkmamanız lazım. Mizah yapayım derken dalga geçip aşağılamak gibi bir saçmalık yapmadığınız sürece, ters tepki vermesinden size ne? Kız normal bir eğlenen ustalığa ters tepki verince shit test sayacaksın, eğer shit test değilse de kızı bırakıp geçeceksin.

Karşındaki spesifik kadının seni beğenmemesini, seninle ileri gitmek istememesini o kadar da umursamamaya başladığın zaman, içindeki oğlan çocuğu ortaya çıkıyor zaten.

Çoğu erkeğin donuk olmasının sebebi, tekil buluşmalara çok fazla duygusal yatırım yapmaları. Ben şimdi cebimdeki paranın 100 Lirası ile bahis oynasam eğlenirim. Bütün paramı yatırsam o televizyonun önünde korku içinde stres içinde tırnaklarımı yerim.

Emre: Karanlık Rüya en son yayında tüm kadınlara kısa süreceğini bilerek başlayın demişti. Bu dediğin ile çok fazla örtüşen bir şey.

Mahmut Abi: Kısa sürecek de olabilir ama benim o konuda tavrım genellikle “büyük ihtimalle olmayacak zaten” şeklinde. “O zaman ne kasıyorsun ki?” diyorum. Bu negatif bir düşünce değil. Kızla uyuşamayacağız, vs. çoğunlukla olmayacak zaten. 5 buluşmaya gidiyorsun. 2 tanesiyle oluyor, geri kalanı ile olmuyor. Bu durumda da artık zaten tekil buluşmaları o kadar umursamamaya, onlara o kadar yatırım yapmamaya başlıyorsun.

Çoğu erkek her buluşmaya hayatının buluşması gibi gidiyor. Bir buluşmaya o ruh hali ile gidersen, istediğin kadar esprili ol, donar kalırsın.

Bunun haricinde tabii okumak işinize yarar. Benim ağzım biraz laf yapar ve çocukken çok okumamın bunda etkisi büyük. Dayımın kütüphanesi, ilin kütüphanesi, lisenin kütüphanesi derken Dede Korkuttan Şolohov’a sürekli bir şeyler okurdum. Politik doğruculuk ve feminizm tarafından koyu bir sansüre uğramadan önce Amerikan ve İngiliz sitcom dizileri bu konuda bana çok şey kattı.

Ama yatırımı düşük tutacaksın. Hiç yatırım yapmayacaksın diye bir şey yok tabii ama abartırsan donar kalırsın.

Emre: Zaten en kötü ne olabilir ki?

Mahmut Abi: En kötü reddedileceksin ve beğenilmeyeceksin. Çoğu erkeğin korktuğu bu.  Bunu takmamayı öğrenmen gerek.

 

 

 

Vaka Çalışması – Biz neyiz sorusuna soğuk cevap vermek

Abi, kızla 3 ay önce arkadaş çevrem vasıtasıyla tanıştım. O zaman kız arkadaşım vardı ve o nedenle kıza yürümedim ama kızın benden hoşlandığını hissediyordum. 1 ay sonra kız arkadaşımdan ayrıldım. Zaten son zamanlarında artık pek istemediğim bir ilişkiydi, o nedenle ilişkinin bitmesi bende çok büyük bir iz bırakmadı. Ayrıldıktan sonra birkaç kızla buluştum ve bir buçuk ay kadar önce bu kıza mesaj attım ve bir buluşma ayarladım. Buluşmada her şey çok kolay gelişti ve aynı gün birlikte olduk.

Kız senden hoşlanıyor, sen ise yeni kız arkadaşından ayrılmışsın, kafan rahat, aç değilsin ve bolluk zihniyetindesin.

Aslında bu kızdan ciddi şekilde hoşlanıyordum ama ilk haftalarda biz neyiz gibi bir şey sormadı. Buluşuyorduk, beraber oluyorduk ve iyi vakit geçiriyorduk.

Güzel. Buluşun, iyi vakit geçirin ve birlikte olun. Bırak ilişki konusunu o açsın.

Birkaç hafta önce beni aradı ve bana gelmek istediğini söyledi. Bütün günü beraber geçirdik. Fakat bu sefer biraz daha değişik davranıyordu ve bana beni seviyor musun diye sordu.

Normal olan bu. İlişki konusunu kız açmış. Bu aslında biz neyiz sorusu. Ben senin için ne ifade ediyorum diye soruyor. Aynı zamanda comfort test. Burada yapman gereken şey eğer kızdan hoşlanıyorsan ki durum bu, “tabii ki senden çok hoşlanıyorum bebeğim. Neden sordun, ne düşünüyorsun?” diye soracaksın.

Ona eğer kendisinden hoşlanmasam, burada onunla beraber olmayacağımı söyledim.

Hayır, fazla soğuk bir cevap bu. Kızla sevgili olmayı düşünmüyorsan bile yukarıda dediğim gibi daha sıcak olman lazım. Herhangi bir aşamada soğuk olmana gerek yok. Tabak çeviriyor olsan bile.

Aslına bakarsan bu bir iki kez tekrarlandı ve ben hep bu tarz cevaplar verdim. Ve bunun üzerine bana hergün mesaj atan kız bana mesaj atmamaya başladı.

Ben ona mesaj atıp bana gelmesini teklif ettim. Bu aralar meşgul olduğunu söyledi ama geldi. Fakat çok kalmadı ve birlikte olmadık. Sonra yine hiç mesaj atmayınca ben mesaj attım ama henüz cevap vermedi.

Tabak çeviriyorsan ve kim kalır kim gider umursamıyorsan, kızın bu tür biz neyiz sorularına soğuk cevap verirsen, çoğu kız gider. Bunu daha önce birçok kez yazmıştım. Bence tabak çeviriyor bile olsan hoşlandığın kız sordu mu direkt hoşlanıyorum demen daha mantıklı ama böyle soğuk cevaplar verirsen, birçok kızın gitmesine hazır olmalısın. Sen tabak çeviriyorken kızların seni erkek arkadaşları kabul etmelerini ve yıllarca seni istemelerini bekleyemezsin. O modda isen kadınlar gelirler ve genellikle giderler.

Ne yapmam lazım?

Bir şeyler yapmalıyım yanılgısı. Kızın uzaklaşma sebebi en azından kısmen senin “gelirsin çakarım, gidersin hayatıma bakarım” havan. Yukarıda söylediğim gibi eğer tabak çeviriyorsan ve tabak çevirmenin doğasını biliyorsan (yine de daha sıcak olmanı tavsiye etsem de) birçok kızla bunun olacağını bilmelisin. Eğer sevgili olmak istiyorsan zaten böyle davranmaman lazım.

Tabak çevirmek Fuck Buddy tarzı bir ilişki değildir. Beraber olduğun kızla aranda bir ilişki vardır ama tek eşli değildir. Sen kıza FB gibi davranmışsın. Ama her neyse, zaten tabak çevirdiğin de yok.

Şimdi burada yeri gelmişken şunu da söyleyeyim. Biz ilişki konusunu kızın açmasını, sizin kızdan bir tık daha yavaş olmanızı ve 4-6 ay kadar kızı test etmenizi söylüyoruz. Bunu birçok arkadaş, 4-6 ay sevgili olmayacağım anlıyor. Kızdan hoşlanıyorsan, kızla sevgili olmak istiyorsan, kız biz neyiz anlamında bir soru ile geldiyse, tanıştıktan 2-3 hafta sonra bile sevgili olabilirsiniz. Yapmanız gereken şey “güzelim 4-6 ay test edeceğim, testi geçersen bakarız” kabalığı değil. Sevgili olun (eğer istiyorsanız), iyi vakit geçirin, ama kendinizi kaptırmayın. 4-6 ay, yatırımı kızdan iki üç tık az olacak şekilde azar azar. 4-6 ay test dediğimiz sizin zihninizde olan bir şey. “Sevgili olduk ama bakalım nasıl gidecek, nasıl biri çıkacak” diye uyanık olmaktan, kafanızı kuma gömmeden kızın nasıl biri olduğunu, ilişkinin nasıl olduğunu gözlemlemekten bahsediyoruz.

Sen şimdi ne yapacaksın? Kız seni arayana kadar onu aramayacaksın ve hayatına devam edeceksin. Seni aradığında “hey, nasılsın, aramana sevindim, özledim seni gel buluşalım” diyeceksin. Buluşmaya gelirse iyi vakit geçireceksin, o konu açılırsa da yukarıda dediğim şeyleri söylersin.

Kız seni aramazsa maalesef bu iş burada bitti. Hatandan ders al ve bir dahaki sefere daha doğru şekilde davran.

 

 

 

 

 

Bir şeyler yapmalıyım yanılgısı

Burada soru soran erkeklerin önemli bir kısmının hikayesi genellikle şöyle: Kadın ile olmayacak kaygısına kapılıyorlar ve stres hormonu ile dolan beyinlerini “bir şeyler yapmalısın” düşüncesi kemirmeye başlıyor. Korku ve muhtaçlık temelli bu stres ile bir şeyler yaptıklarında ise, her şeyi mahvediyorlar. Buraya geldiklerinde ise “şimdi ne yapmalıyım?” diye soruyorlar. Aslında sordukları ise daha önce yaptıkları ve her şeyi mahveden şeyleri daha fazla ve değişik şekilde yapma izni. Fakat hemen hemen tamamı için cevap basit: Hiç bir şey yapmamalısın. Bu noktaya sürekli bir şey yaparak geldin zaten.

Örnek:

“6 haftadır görüştüğüm bir kız vardı. Her şey çok iyi başlamıştı. Birlikte iyi vakit geçiriyorduk, cinsellik çok güzeldi. Ben de bahsettiğin gibi işi ilişkiye sürme işini ona bırakmıştım.”

Buraya kadar sorun yok.

“Birgün bana işi için birkaç ay sonra başka bir şehre taşınacağını ama her haftasonu İstanbul’a geleceğini söyledi. Benimle görüşmeye devam etmek istediğini de ekledi.”

Uzak mesafe ilişkisi ideal değil ama şu aşamada zamana bırakılabilir.

“Ben ne yaptım peki? Bu olay canımı sıktı. Bir yandan da kız gidiyor paniğine kapıldım sanırım. Pat diye ona aşık olduğumu ve bu taşınma işinin beni çok üzdüğünü söyledim.”

BAM. Burada ilişkinin kadını olarak ne kadar iticileşeceğinin farkındasındır umarım.  Erkek gibi davransaydın en fazla “ben de seninle görüşmeye devam etmek istiyorum” der ve nasıl gideceğine bakardın.

Kız aynı şeyi tekrarladı. Ama ben akşam dayanamayıp bunun beni ne kadar üzdüğünü yazdığım bir mesaj attım. Onu çok sevdiğimi bilmesini istedim.

Emin ol, senin onu ne kadar çok sevdiğini biliyor 🙂 Şu an bu davranışlarınla bilemediği, senin ne kadar erkek ruhlu olduğun.

Bu taşınma işinin beni çok üzdüğünü söyledim ve işi olduğunu söylemesine rağmen ertesi gün görüşme konusunda ısrar ettim. Önce kabul etti ama ertesi sabah “bu işin yürüyeceğine emin değilim” diye bir mesaj attı ve görüşmeye gelmeyeceğini söyledi.

Burada oluşmakta olan bir şey yapmalıyım sarmalını görebiliyor musunuz? Bir şey yapmalıyım diye aptalca bir şey yapıyor ve o şey tam tersi etki yaptığı için daha fazlasını yapmalıyım diye yeni bir şey yapıyor. O şey daha da çok ters tepince de ne yapıyor? Daha daha fazlasını yapmalıyım diye her şeyi mahveden şeylerden daha fazlasını yapıyor. Kaybediyorum, kuş kafesten kaçıyor korkusu, bak bu da olmadı, bu da beni sevmeyecek, bu da gidiyor korkusu ile bir şey yapması gerektiğini düşünüyor. Oysa hiçbir şey yapması gerekmiyor ve yapmasa çok daha iyi.

Bunun üzerine 4 gün ne o mesaj attı ne de ben mesaj attım. Fakat 4 gün sonra dayanamadım ve daha etkili olacağını düşünerek bir çiçek aldım ve iş yerine gittim.

Oha, bir de arızaya bağladın yani. Şu çok seviyorum Gönüüül diye ağlayıp sızlayan sonra da kızın hayatını karartan, uç noktalarda çekip vuran adamlar gibi davranmaya başladın. Her kadının korkulu rüyası ve topuk topuk kaçacağı bir adam gibi. Bir şey yapmalıyım sarmalında dipsiz bir kuyunun dibine doğru düşüyorsun.

Benimle görüşmeyi kabul etti …

Lütfetmiş matmazel.

Ama ayrılma kararının kesin olduğunu söyledi. Ne yaptıysam ikna edemedim.

İkna etmeye çalışmasan belki kararı kesin olmazdı. Lütfen beni terk etme diye yalvarınca seni terk etmesi gerektiğine emin oluyor zaten. Yarın şehirden ayrılma planını çöpe atsa bile seninle birlikte olmaz artık.

Şimdi ne yapmam lazım? Son bir kez aramayı düşünüyorum ama nasıl bir şey söylemem lazım?

Bir şey yapmalıyım yanılgısı böyle bir şey işte. Şu aşamada bile kesinlikle hiçbir şey yapmaman gerekiyor. Bir şeyler yaparak kızı 5 günde hayatından kovaladın zaten, daha da kovalamak mı istiyorsun? Kızın peşinde koşarak kaybettin, daha da peşinden koşarak mı kazanacaksın?

Bu aşamada bir şey yapmalıyım yanılgısından kurtulman lazım. O sana ulaşana kadar ona ulaşmayacaksın. O sana ulaşmazsa bir daha hiç görüşmüyorsunuz. Sana ulaştı mı da şu zayıflıklar hiç olmamış gibi “senden haber almak güzel, görüşelim bir şeyler yapalım” diye flörte devam ediyorsun. Buluşursanız da bu olayları konuşmuyorsun, iyi vakit geçirmeye odaklanıyorsun.

Kadın erkek ilişkilerinde de her şeyde olduğu gibi sabır ve duygusal güç sizi başarıya ulaştırır, sabırsızlık ve duygusal zayıflık sizi başarısızlığa mahkum eder. Kadın erkek ilişkilerinde temel kural çok basit aslında:

Çekici ol. İtici olma.

En temel kural bu. Ve ilişkilerde erkeğin sabırsız olması, duygusal olarak zayıf olması, ilişkinin kadını olması İTİCİDİR. Sabırlı olması, duygusal olarak güçlü olması ve ilişkinin erkeği olması ÇEKİCİDİR.

Sana seni istemiyorum diyen birinin, istediğin kadar güzel çiçek ve çikolatalarla destekle, peşinde koşmak iticidir. Sana seni istemiyorum diyen birine blöf yapmadan arkanı dönüp gitmek ve o sana ulaşana kadar başka limanlara açılmak çekicidir.

Bir şey yapmalıyım yanılgısının sebebi, kaygı. Kaygı insanda bir şeyler yapmazsa işlerin kötüye gideceği, başına bir iş geleceği duygusudur ve beyniniz bu duyguya tepki veriyor. Ama şunu unutmayın. Beyninizin tepkisini harekete dönüştürmek zorunda değilsiniz. Zira birçok durumda kaygı zaten gerçeklikten değil, kişinin kendi sanal korkularından kaynaklanıyor.

 

 

250 gram için değer mi kafası

Discord admini Freddie, geçenlerde cevaplanmamış soruları derlemiş ve bunları bana sorup, cevabı kendi kanalında yayınlamaya başladı. Sorulardan biri de şuydu (şuradan dinleyebilirsiniz):

“Ben niye kadınlar için bu kadar uğraşıyorum. 250 gram için mi bir şeyler yapacağım. Neden bu kadar şeye ihtiyacım var. Sonuçta kadının bana verebileceği tek şey cinsellik” diye bir serzeniş var. Ne diyorsun?

Hayatımda duyduğum en iğrenç şeylerden biri de bu 250 gram “bilgeliği”. İnsan böyle bir laf söyleyecek kadar düşüp kendini nasıl bu kadar aşağılayabilir ki? Eğer kadınları 250 gramdan ibaret görüyorsanız, sizin işiniz zaten kolay. El lambası şeklinde yapay vajinalar var. Al onlardan. Hayat boyu derdin kalmaz. Kadın eğer buysa, bundan ibaret ise, al o seks oyuncağını, bak bakalım tatmin ediyor mu seni?

(Yine de bu kafada çok adam olduğu için burada bu ürünü satsam mı acep?)

Eğer kadının size verebileceği tek şey seks olsaydı, burada şu ana kadar yayınlanmış 980 küsür makaleyi yazmaz, para kazanın ve seks satın alın derdim. Sonuçta ihtiyacınız olan tek şey seks olsaydı, onu zaten satıyorlar.

Kadın için bu kadar değer mi lafını çok saçma buluyorum. Bu lafta kadını merkeze koyan, kadın için bir şey yaptığınızı ima eden bir bakış açısı var. Sen bunları kendi ihtiyaçlarını karşılamak için yapıyorsun. Yemek için, barınmak için bu kadar değer mi ki günde 8 saat çalışıyoruz. Fasülye için bu kadar değer mi? Sanki fasülyeyi onurlandırmak için fasülye alacak parayı kazanmak uğruna eşek gibi çalışıyoruz gibi. Karnımızı doyurmak için çalışıyoruz. Kadınlarla birliktelik de aynı. Biz Aziz Sikolas mıyız? Kadınlar sevinsin, onurlansın, mutlu olsun diye mi yürüyüp ilişkiye giriyoruz sanıyorsunuz?

Sizin bir kadınla birliktelikle karşıladığınız tek temel ihtiyacınız seks değil. Temel duygusal ihtiyaçlarınız da var. Ayrıca bilmem nasıl unutuyorsunuz ama seks sırf zevk için yapılan bir şey değil. Üremek için yapılan bir şey.

Bakın sizin doğal mekanizmalarınızın içinde çocuk yapıp üremek de var.  İnsan çocuğu çok uzun süre ve iki kişi tarafından bakılmayı gerektirecek kadar zahmetli ve bu nedenle de kadın – erkek eş bağı kuruyor. Bu bağı sağlam kurmanız için de doğa, bu bağı sizin tatmin edilen ihtiyacınız olarak kodlamış. Olmazsa eksikliğini hissediyorsun. Uzun süre olmazsa yaşayabilecek olmana rağmen eksikliğini hissediyorsun.

Bu zihin yapısının daha hafifini ise bir arkadaş yorum olarak yazmış:

Ben de aynı şeyi düşünmeye başladım. Tabii konu 250 gram değil, ben daha çok “değer mi?” kısmındayım. Buradaki erkeklere, çevremdeki arkadaşlarıma bakıyorum; erkekler hep sürekli bir kendini geliştirme, öğrenme çabası içinde. Daha sonra dönüp kadınlara bakıyorum, çoğu o organa sahip olduğu için kendisini geliştirmek zorunda bile hissetmiyor. Felsefe, psikoloji konuşabileceğin bir avuç kadın varken gereksiz ünlüler ve burçlar hakkında konuşabileceğin onbinlerce kadın var. Artık büyüdükçe kadındaki güzelliğin değersiz, geçici bir şey olduğunu anlıyorum. Evet şuan yalnız hissediyorum ama aynı zamanda çabalamaya değer hiçbir kadın da göremiyorum.

İsyanın biyolojiye ya da fıtrata. Erkeklerin erkek egemenlik hiyerarşisinde kendilerine yer edinme motivasyonu, içgüdüsel olarak daha fazla kadına ulaşma motivasyonları kaynaklıdır ve bu yüzeysel düşüncelerle tanımladığın mekanizma sayesinde bugün sazdan evlerde değil böyle rahat bir dünyada yaşıyorsunuz. Toplum içinde erkeklerin işi genel olarak hiyerarşide yukarı çıkıp toplumu geliştirmek, kadınların işi de toplum içi sosyal, duygusal işleri ayarlamak ve çocukları doğurup yetiştirmek.

Kadınlarla felsefe, psikoloji konuşamamayı dert edinmen, bunun sanki olması gereken bir şey olduğunu düşünmen, kadın ve erkeklerin aynı oldukları ve aynı rolleri oynayabilecekleri propagandasının sonucu. Bundan 2-3 kuşak önce şu dediklerini söylesen, tüm erkekler seninle dalga geçerlerdi.

Değer mi? Değer tabii. İtici gücü üreme olabilir ama hiyerarşide yükselmek, daha fazla kaynağa ulaşmak, daha fazla kadına ulaşabilir olmak sağlayacağı imkanları bırak en önce erkeğin kaygı seviyesini fazlaca düşüren ve daha doyumlu bir hayat yaşamasını sağlayan bir şey.

Hayatımda kimseyi istemiyorum diyen kadın

Kıza yazdım ve hayatımda kimseyi istemiyorum dedi. Galiba beklemem gerekiyor. Attığım mesajlara da bakmıyor. Ne düşünüyorsunuz?

Hayatımda kimseyi istemiyorum demek, seni istemiyorum demektir. Birinin suratına seni istemiyorum demek kolay bir şey değil. Karşınızdakini kırmaktan çekinmenin yanında, nasıl bir tepki göstereceğini de kestiremeyebilirsiniz. O nedenle birçok kadın, bu tür politik cevaplar vermeye meyillidirler. Fakat maalesef eğer karşılarındaki, ilişkilerden anlamayan bir erkek ise, bu lafı bir umut ışığı olarak algılar! Zira bu kişi, kendi duygularını karşısındakine yansıttığı için şöyle düşünebilir:

“Hayatında kimseyi istemiyormuş. Demek ki hayatında birini istemeye başladığında orada olursam, beklersem ve hatta hayatında birini istememesine neden olan sorun ne ise onu bulup çözmesi için ona destek olursam, beni isteyebilir. (Bu arada bu sahte umudu daha da körükleyen laf ise reddeden kişinin ‘şu an hayatımda kimseyi istemiyorum’ demesidir.)”

Bu lafı duyduğunuzda beklemeyin. Direkt ve şahsen reddedildiğinizi anlayın. Arkanızı dönün ve gidin. “Hayatında birini isteyen” ve bu birinin siz olmasını isteyecek birini bulmaya zaman harcayın. Sizi reddeden birinin yörüngesinde dönüp durmayın. Hayatımda kimseyi istemiyorum diyen kadının kısa bir süre sonra hayatına başka birini aldığını görürseniz şaşırmayın. “Yahu beklesem kapı açıldığında kapının önünde olsam, hayvan barınağında evlat edinilmeyi bekleyen masum köpek yavrusu gözleri ile baksam, beni alırdı” gibi zeka yoksunu düşüncelere kapılmayın. Ya da daha kötüsü aylarca kızın yörüngesinde ona destek olacağım ayağında donun içine girmeye çalışıp durduktan sonra, kızı başkası ile el ele görmek gibi pek nahoş bir durumda kalmayın. Bu arada bu reddedilmeyi daha da açarsak aslen bu sözler tam olarak “şu an hayatında isteyebileceğim biri yok ve buna sen de dahilsin” anlamına gelir. Bu lafı bir umut olarak alıp, aylar hatta bazen yıllar kaybeden birçok insan var. Onlardan biri olmayın.

Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim, bu  reddediş özellikle erkekleri içine düşüren bir tuzak zira erkeklerde kurtarıcı planına neden olan bir biyolojik mekanizmanın çarpıtılmış bir hali var: zor durumdaki kadınlara yardım etme içgüdüsünün, “ben sana yardım etmek, sen bana vermek” şeklinde çarpıtılması. Özellikle de bu mekanizmaya sahip birçok toy erkek, internette şu tip kadın yorumlarını okuyup gaza geliyorlar:

daha önce pişman olmuş olabilir ya da güveni sarsılmış olabilir o yüzden onu demiştir.

Daha önce kötü yasanmışlıkları vardır yine aynısı olacak korkusu yasar.

Olumsuz şeyler yaşadığı içindir.Güve problemi yaşamıştır,ihanet edilmiştir,yalan söylenmiştir.

Çok basit daha önce onu defalarca kez üzüp hayal kırıklığına uğrattımışlardır. O da artık üzülmek istemiyordur mutlu olmak istiyordur ama yaşadıklarından dolayı yeni bir şey e hazır değildir bla bla.

Bu tür dolmaları yiyen birçok erkek bu lafı duyduğunda bir anda hayatın sillesini yemiş premsesi, hayal kırıklıklarının ejderhaları ile çevrili kule zindanından kurtaracak şövalye moduna giriyor. Yapmayın. Masallardan uyanın. Bir kadın gerçekten bu durumdaysa, onu kurtarmak sizin işiniz değil zaten, yetişkin bir birey olarak kendi kendisine yapması gereken bir şey. Ama çoğu durumda altta yatan sebepler de bunlar değil.

Duygusal anlamda birşey hissetmemiş olması dış görünüşle mi alakalı?

2019 da tanıştık arkadaştık taa ki ona açılana kadar 2021 haziran sonlarına doğru. 2020 de de buluşmalar oldu iki tane ama sokağa çıkma yasağı engel olmuştu o zaman açılamadım.

Yoksa sadece dış görünüş olarak beğeni vardı ki denemek istedi. Fakat zamanla bir his oluşmadığı için bitirdi hissiyat yok diye.

Ben beğenmediği erkekle sinemaya adalara giden kendi rezidans odasına davet eden bir kız görmedim. Fotoğrafa kalpli emoji atan sevgili gibi davranan. Bunu da 2 ay boyunca yaptı.

Bence gayet hoşsun tip ama önemli olan o değil şu an demesi yalan mı?

Tipimi 2019 yılından beri biliyor.

Sizce 5-6 kere buluşmak, 2 aylık flört denemesi ardından duygusal anlamda birşey hissetmemiş olması dış görünüşle mi alakalıdır?

2019 yılında tanışmış ve 2021 yılına kadar arkadaşı oynadıktan sonra pat diye açılmış. Birçok erkeğin yaptığı bir hata bu. Önce uzun süre arkadaşı oynayıp atak yapacakları fırsatı kollamak ve daha sonra birden bire “açılmak”. Genellikle reddedilmeyi göğüsleyecek gücü olmayan erkeklerin taktiğidir. Birçok erkek, kısa süre içerisinde kızın kendisini isteyip istemediğini kesin olarak anlayacak şekilde yürüyüp, reddedilme riskini ve umduğu şeyin olmamasının acısıyla yüzleşmeyi göze almaktansa, uzun süre arkadaş bölgesinde yani friendzone içinde belirsizlik içinde ama bir umutla yaşamayı tercih eder. Ve bu süreçte de kızın gözünde bir arkadaş olarak yerini sağlamlaştırır.

Daha ilk buluşmadan saldıray moduna geçip kıza abanmaktan bahsetmiyorum ama burada arkadaş tam 2 sene fırsat kollayarak kızın yörüngesinde dönmüş. Bunun bir dengesi var. 3-4 buluşmada, kıza yürüyüp sürekli işi o yöne sürüklemeli ve eğer karşı taraftan bir ilgi yoksa bırakmalıydı.

Kızlar cinsel açıdan ilgi duymadıkları erkeklerle sinemaya, adalara, vs. gidebilirler veya erkeği residans odasına davet edebilirler. Erkeğin omzuna başını koyabilir, hatta sarılabilir. Friendzone diyarındaki birçok erkek bunları yapabilir. Bu arkadaşa denk gelmemiş. Ama daha da kötüsü, belki de kız başında hoşlanıyordu ama bu arkadaş hiç yürüme cesareti gösteremediği ve yörüngede çekingen çekingen döndüğü için o hoşlanma da bitti.

Dış görünüş, bir erkeğin çekiciliği açısından önemlidir ama erkeğin çekiciliği daha çok karakter özelliklerinden gelir. Ne istediğini bilen, istediğini almak için gerekeni yapacak cesarete sahip ve istediğini alamıyorsa (örneğin istediği kız tarafından reddediliyorsa) zorlamak veya çevresinde tavşan tavşan dönmek yerine giden, istenmediği yerde durup bir umut sevgi kırıntısı beklemeyen karakterde erkekler çekicidirler.

Burada arkadaşın dış görünüşünü bilemem ama dış görünüşü çok iyi bile olsa, şu arkadaş oyunu ile kendisini itici biri yapmışken o işin olması çok zordu zaten. Bir erkeğin kadınlarla başarısında en önemli etkenlerden biri, pozitif cinsel gerilimdir. Burada cinsel derken, seks ya da cinsel organlarla alakalı cinsellikten ziyade, konuşmalarda, konuşma şeklinde vs. ortaya çıkan cinsellikten, flörtten bahsediyorum. Erkek pozitif cinsel gerilim yaratmıyorsa ya da negatif cinsel gerilim yaratıyorsa, iticileşir. Negatif cinsel gerilim erkeğin abazan olduğuna, kadınlarla bir problem olduğuna, hiç cinsel gerilim yaratmaması ise erkeğin en azından ilişkiler konusunda korkak bir tavşan olduğuna işaret eder. İkisi de iticidir.

Sosyal rollerden ötürü, pozitif cinsel gerilim ortamını ve pozitif cinsel gerilimi yaratma işi genellikle erkeğe düşer. Buluşmalara çağırmak, o buluşmalarda gidilen mekan, o mekanda nasıl oturduğunuz, neler konuştuğunuz, nasıl yakınlaştığınız, vs. genellikle erkeğin ilk adımı ile olur. Bunlar konusunda kadınlar da bazen adım atarlar ama bir erkek kadının adım atmasına bağımlı olursa genellikle arkadaş arkadaş takılır.

Dikkat edin bu arkadaş 2019 – 2021 arası arkadaştık diyor ama hemen ardından 2020’de buluşmalar oldu, 2 ay flörtleştik, vs. diyor. Yani 2021’e kadar arkadaşı oynadım diyor ve 2020deki buluşmalar da arkadaşı oynadığı dönem içinde.

Burada temel problem, sinsi bir arkadaş oyunu ile kaleye girip içeride sinsi sinsi atak yapacağı anı beklemesi. Ama bunu yapan erkekler o kadar çekingendirler ki, kadın alnına gel beni öp yazmadığı sürece onlar için atak yapacakları doğru bir an veya işaret yoktur. 100% reddedilmeme garantisini beklerler ve hayatta hiçbir şey  o kadar garanti olmadığı için, hiç harekete geçemezler. Ya da harekete geçemeden aylar ve belki yıllar boyunca bekledikten sonra birden “açılırlar”. Bu açılmada da genellikle duygularını kızın üzerine kusmak şeklinde ani, beklenmedik ve mide bulandırıcı şekilde olur. Onca zaman penisini saklayıp saklayıp birden bire çıkarıp masaya vurmak gibi.

Bu tip pasif erkekler genellikle pasifliklerini kabul etmek istemedikleri için, sorunu ellerinde olmayan ya da ikincil nedenlere yamarlar. Tip mesela. Ya da para. Zira bir erkek için pasif, çekingen ve genel olarak erkeksi davranışlardan uzak olduğunu kabul etmek, parasız ya da tipsiz olduğunu kabul etmekten çok daha zordur.

Bu erkekler aynı zamanda pasif ve çekingen davranışlarını “iyi” diye tanımlarlar ve asertif (girişken) ve cesur davranışlara sahip erkeklere de “kötü” demeye meyillidirler.

Örneğin şu örneğe bakalım:

Bir kadının arzu ettiği, aşık olma olasılığını hesaplarsak genelde umursamaz kötü davranış sergileyen erkekleri tercih ettiğini farkına varabiliriz.Yanlış olanda bu aslında ilgiyi verip kesen erkeğin ilgisine muhtaçlikda olabilir. Kesin birşey varsa kadınların ilişkilerinde ilk aradıkları aslında tamamen kariyer başarısı ve özgüven odaklıdır karakterleri tanıma sonradan ortaya çıkıyor. Böylece yıkım gerçekleşiyor Kadınlar mantık ilişkilerine daha sıcak baksada fikrimce yanlış tercih yapıyorlar.

Şimdi hırs (kariyer başarısı) ve özgüven bir erkeğin en önemli karakter özellikleri zaten. Yani kadın karakteri sonraya bırakmıyor, başından karakterdeki güç öğelerine bakıyor.

Ama iyi ya da kötü olduğunu umursamiyorlar bile o zaman kalbimizi değil cebinizi seviyor.

Kadınlar erkeklerin iyi veya kötü olup olmadıklarını umursarlar. En azından çoğu umursar. Asıl problem şu: “iyi” erkeklerin kötü dedikleri kötü değil girişken, cesur ve umursamaz, iyi dedikleri de iyi değil sünepe, çekingen ve zayıftır.

Atılgan bir erkek kadına yürür, isteklerini arkadaş maskesi arkasına saklamaz. Bu ise, genellikle daha yüksek ihtimal olan reddedilme ile yüzleşecek cesareti gerektirir. Bu erkekler umursamazdırlar ama umursamadıkları kadının kendisi değil, kadının kendilerine ilgi duyup duymayacağıdır. Eğer ilgi duyuyorsa bunu birkaç hafta bilemedin bir ay içinde anlar ve devam eder. Eğer kadın ilgi duymuyorsa, bunu da hemen anlar ve kadının yörüngesinde dönmek yerine başka bir kadına yönelir.

Şimdi tabii biliyorsunuz bu da “kötülüktür”. Zira popüler kültürün “aşk” kavramı ne diyor? Onun çevresinde dön, o seni istemiyor olabilir ama eğer çevresinde yeterince dönüp ne kadar iyi bir erkek olduğunu kanıtlarsan, birgün senin değerini anlayacak.

Oysa bu şekilde tek elde edeceğiniz şey, friendzone. Daha da kötüsü, bu masum görünen tavsiye yüzünden birçok erkek kendilerini istemeyen bir kadına yapışıp, kadın için kabusa dönebiliyor. “Bana güldü demek ki beni seviyor” diye özetlenebilecek bir kafayla kadını takip etmeye, onun peşinde koşmaya, rahatsız etmeye başlıyor.

Seni istemeyen, istemiyor gibi davranan bir kadını bırakıp gitmek kötülük değildir. Sen onu cinsel olarak isterken o seni sadece arkadaş olarak istiyorsa, bunu kabul etmeyip çekip gitmek kötülük değildir.

Podcast – Harikasın Orhan Abi ile Sohbet

Bu yayında, Harikasın kanalının sahibi Orhan Abi ile konuştuk.

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Youtube yayını aşağıda. Bu yayını beğenerek ve youtube kanalına üye olarak yayınların daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. İyi izlemeler.

Biten ilişkinin ardından

İlişkiler başlarlar, bir süre devam ederler ve biterler. Günümüzde popüler kültür beyin yıkamasıyla neredeyse kutsal bir şeymiş gibi algılansalar da, ilişkiler insan hayatında belli dönemlerdir. Abartılacak, takılı kalınacak, takıntı yapılacak şeyler değillerdir.

İlişkiler bittiklerinde, özellikle terk edilen taraftan şuna benzer şeyleri çok duyuyorum:

Ama yaşanmış çok şey var. O kadar emek boşa mı gidecek?

Çok emek verdim hocam, hepsi boşa mı gitsin?

Ne kadar saçma laflar bunlar. Tamam ilişki bitimleri acıdır ve o acıyla insanlar fazlaca duygusallaşıp böyle şeyler söyleyebiliyorlar. Fakat biraz düşünelim. O kadar emek boşa gitti diye düşünüyorsanız, o kadar emek harcayıp ilişki boyunca pek bir şey almamış olmanız lazım. Emeklerinizin karşılığını ilişki süresince almadıysanız o ilişkinin bitmesi zaten sizin için hayırlı bir şey.

Ya da karşılığını aldığınızdan çok daha fazla emek harcadıysanız, o ekstra emeği neden harcadınız sanıyorsunuz? Çok iyi ve ulvi bir şahıs olduğunuzdan mı? Hayır. Çok büyük ihtimalle, korkunuzdan, o emeği harcamazsam kaybederim diye korktuğunuzdan. Bir ilişki için aldığınızdan bir miktar fazlasını vermek hiç de kötü bir şey değil ama aldığınızdan çok daha fazlasını vermek genellikle şunlardan biri ve çoğu durumda birçoğu nedeniyledir:

  • sizin o ilişki için kendinizi yeterli görememeniz ve varlığınızın pek bir anlam ifade etmediğine inanmanız
  • karşınızdakini hayatınızın aşkı, size yazılmış ruh ikizi sanmanız
  • sizin kendinizi yarım olmanız tam olmak için başka birine ihtiyaç duymanız. İyi bir ilişki, yarım iki insanın birbirini tamamlaması ile olmaz, tam iki insanın tamlıklarını paylaşmaları ile olur. Sevgiliniz hayatınızın bir döneminde sizin yoldaşınızdır. Sevgilinizi hayatınızın merkezi yaparsanız, onun hayatınızdan çıkma ihtimalini arttırırsınız. Kimse kendisine muhtaç, kendisi olmadan yaşayamayacak biri ile beraber olmak istemez. Yanında beraber yürüyebileceği birini ister, duygusal olarak birbirlerine destek olabilirler elbet ama duygusal olarak sırtında taşımak zorunda olduğu birini kimse istemez.
  • Günümüzde ilişkiler, sevgililik aşırı abartılıyor. Popüler kültür, sevgilisi olmayan insanı yarım bir insan olarak tanıtıyor. İnsanlar yalnız başlarına da mutlu olamayacaklarına inanıp, mutlaka birini bulmak zorunda hissediyorlar. Ya da buldukları insanı kaybedemeyeceklerine inandırılıyorlar.

Yanlış anlamayın. Ne mutlu uzun süre beraber olan ve hatta beraber yaşlanan insanlara. Ama ergenliğinizdeki ya da 20lerinizdeki sevgilinizle 30larınızda evli ve çocuklu olmanız norm değil istisna! Hayatınıza birden fazla sevgili girecek ve bu da kötü bir şey değil.

O nedenle, ilişkiye yatırım yapıyorsanız, karşılığını alın. Karşılığını yeterince alamadığınız ilişkileri siz bitirin. Eğer karşılığını aldıysanız, ilişki bittiğinde ama onca emeğim diye ağlamayın. Hayatınızın güzel bir dönemiydi ve bitti.

Uzun süredir ilişki danışmanlığı yapıyorum. İlişki bitimlerinde konuştuğum ve terk edilen insanların çoğu, benimle ilk konuştuklarında sanki bir daha hiç mutlu olamayacaklar gibi hissediyorlar. Gerçi çoğu zaten biten ilişkide de mutlu değil ve temel dertleri birini bulamam korkusu ama o yan konu. Bu insanların daha sonra konuştuklarımın çoğu, o “asla unutamam” dedikleri ilişkiyi geride bırakıp kendi hayatlarına devam ediyorlar. Çoğu, ne kadar abartmışım, unutamam diyordum, düşünmeden bir saniye duramıyordum şimdi aklıma gelmiyor bile diyorlar.

İlişki yatırımı diye bir şey yoktur arkadaşlar. Ya da daha doğrusu vardır ama tek ve en önemli şey değildir. Bir insanın size olan duygusal ve cinsel çekimi en önemli şeydir. İlişkiler konusunda dün dündür, bugün bugün. Yıllarca ilişki için verdiğiniz çaba, ancak karşınızdakinin gözünde ancak sizi sevdiği sürece değerlidir. İlgi, sevgi biterse o yatırımın değeri vardır ama ilişkiyi devam ettirmek için bir değeri yoktur.

3 ay önce aşkımdan ölüyordu ama?

Burada anahtar kelime 3 ay önce. İlişkinizden 3 ay önce de varlığından haberi yoktu. İnsanların birbirine olan duygusal ve cinsel çekimleri sabit değil ki? 3 ay önce seni seviyor diye sonsuza kadar seni sevecek diyen kim? Masallar mı?

Dedelerimizin birbirlerine bu tür saplantılı ve statik aşkın insan hayatını nasıl da mahvedebileceğini göstermek için anlattıkları masallar, 300 yıl önce başlayan romantizm akımında ulvi aşk hikayeleri diye pazarlanıyorlar.

Leyla ile Mecnun’u düşünün. Leyla’nın ismi Leyla da, Kays’a neden mecnun yani cin tarafından ele geçirilmiş anlamında “sahipli” diyorlar! Sheakespeare’ın 13 yaşında iki çocuğun birbirlerine saplantılı aşk ile takılmaları ve 5 – 10 gün içinde intihar edip ölmeleri ile sonuçlanan Romeo ve Juliet hikayesi bir uyarıdır, sıcacık bir aşk hikayesi değil! Aşk başlar ve koşullar devam edemezse biter. Siz yolunuza gidersiniz. Eğer yolunuza gidemez saplanır kalırsanız, Mecnun olursunuz, Romeo gibi mahvolursunuz. Hikayelerin ana fikri bu. Öyle saçma sapan bir romantizm çağında yaşıyoruz ki, bunlar ulvi aşk hikayeleri diye algılanıyor. İnsanlar keşke böyle aşık olsam diye hayıflanabiliyor! İnanılır gibi değil. Keşke böyle ruh hastası olsam da hayatım kararsa diye hayıflanmak için gerekli beyin yıkamayı düşünün.

İlişkileri yaşayın, keyfine varın, hayatınızın mutlu bir dönemi olsunlar ama o ilişkiler olmadan yaşayamayacak kadar zayıf olduğunuzu sanmayın. Değilsiniz. İnsan çok daha güçlü bir yaratık. Yeni limanlara yelken açabilecek kadar güçlü ve dinamik bir yaratık. Bu gücün farkında değilseniz, tebrikler. Beyniniz romantizmin beyin yıkaması ile çok güzel yıkanmış demek. Bu ayrılığı bu masallardan kurtulmak için bir fırsat olarak kullanın. Bu masallar olmadan çok daha mutlu ve çok daha gerçek sevgiye sahip olacaksınız.