Vaka çalışması – Özensiz ve kaypak davranan kadın

Abi 1.5 aydır bir kızla görüşüyorum. Ama her buluşmamıza geç geliyor. Geçtiğimiz hafta bana gelmesi için bir buluşma ayarladım. Bende yemek pişirip film izlemeyi planladık. Ama bana geleceği gün öğleden sonra mesajla “bugün ne yapacağız?” diye sordu! Ben de “ne yapacağımızı biliyorsun ;)” diye cevapladım. Biliyor gibi görünmeyince de “bu akşamı iptal edelim istersen, senin ne yapmayı planladığımızı hatırlayabileceğin birgün, müsait olduğunda bana haber ver,  bir şeyler yaparız” dedim. Buna “ya tabii ki ne yapacağımızı biliyorum, akşama görüşürüz” dedi. Gece tabii ki geç geldi ve telefonda konuşmamıza rağmen getirmesi gereken içkileri almamıştı. Bu kız özensiz ve kaypak birine benziyor.

Evet, öyle görünüyor. Böyle kadınlar var. Böyle kadınların hayatı genellikle oldukça kaotiktir. Kafaları sürekli bir yerdedir, her yere geç gelirler ve bir daha yapmayacaklarına söz verseler bile yine geç gelmeye devam ederler. Kişisel algılamana gerek yok, bu insanların hayatı ve karakteri böyle. Eğer böyle şeyler canını sıkıyorsa, bu kızın düzelmesini beklemek yerine kendine buluşmalara zamanında gelen ve daha özenli bir kız bulman daha iyi.

Gece daha çok onun geçmişinden, yıllar önce vefat eden babasından ve sonrasındaki gençlik döneminden konuştuk. Yakın zamanda arkadaşları ile tatile gideceğini ve benim de onunla gelmemi çok istediğini söyledi.

Hayır. Kız arkadaş / erkek arkadaş ilişkisine girmediğiniz sürece, bu tür grup tatillerine hatta buluşmalarına gitmeyin. Ki bu kızın kaypak davranışları seni rahatsız ediyorken, işin ilişkiye gideceğinden şüpheliyim.

Neyse, yemek pişirdik, yedik, film izledik, konuştuk ve gece olimpiyatlarını icra ettik. Aslına bakarsan seks çok iyiydi. Gece bende kalmasını istedim ama kalamayacağını söyledi ve nedenini sonra açıklayacağını belirtti.

Hımm. Nedenini sonra açıklayacağım kısmı çok şüpheli. Bu kızın hayatındaki kaosun halihazırda bulunan bir erkek arkadaş ya da tam kopamadığı bir erkek arkadaş olma ihtimali var.

Bana 3 kere geldi, 3’ünde de bende kalmadı.

Aklıma Hank’in bir ara görüştüğü ve “abisi” ile kalan kız gelmişti. Kızın davranışlarından bu “abinin” aslında erkek arkadaş olduğuna kanaat getirmiştik ama tabii tam olarak bilme şansımız yok.

Ertesi gün arkadaşlarımla planım vardı. Bana gün içinde 3 kere ulaştı ve o gün yapacak bir şeyi olmadığını söyledi imalı bir şekilde. Ben arkadaşlarımı satmadım tabii.

Satma zaten.

Canını sıkan bir şey olduğunu yazdı. Ne olduğunu sordum ama yine aynı şekilde sonra söylerim dedi.

Hımm. Enteresan bir hatun. Sonra ne olacak da söyleyecek acaba?

Bugün bizim çocuklarla planımız var ama görüşmeyi çok isterim. Bu hafta ne zaman müsaitsin? yazdım. Bu mesajıma cevap vermedi ve bir haftadır tek bir mesaj bile göndermedi. Ben de mesaj atmadım.

Mesaj atma zaten.

Acaba bu hafta ne zaman müsaitsin demek yerine direkt gün – yer – saat ayarlamadığım için mi? Çok mu muhtaç göründüm acaba?

Şimdi evet gün – yer – saat ayarlaman daha iyi ve olayı kıza bırakman zayıf ama bu, daha dün yattığın kadının 1 hafta mesaj atmamasına neden olacak bir olay değil. Zayıf bir hareket ama muhtaç kategorisine girmez.

Bu kızda bir şey var. Dediğim gibi bir üçüncü şahıs kokusu geliyor. Bir kadın işler yolunda gidiyor görünürken birden ortadan kaybolursa genelde bunun arkasından bir üçüncü şahıs çıkar.

Ya da arkadaşlarını bırakıp ona gitmediğin için kızdı ve seni böyle mesajını cevaplamadan ortadan kaybolarak, pasif agresif bir şekilde cezalandırıyor. Eğer durum buysa, bırak orada kalsın zaten, kim böyle bir pasif – agresif tavırla uğraşmak ister ki? Seks iyi olabilir, kız güzel olabilir ama eğer böyle pasif – agresif cezalandırma huyu varsa, bu kızı hayatında tutmanı tavsiye etmem.

Onu ne zaman arayıp buluşma ayarlayayım?

Normalde bir yoklama çek derdim ama bu kızın mesajını en son havada bırakış şekli yüzünden o sana ulaşmadan ona ulaşmamanı tavsiye ederim. Kaypak ve şüpheli davranışları var, bunlar canını da sıkıyor. Şüpheli kısmı başka bir erkeğe işaret. Bu nedenle o sana ulaşmadan ona ulaşmasan daha iyi. Artık ne derdi, ne yükü varsa (senin problemin değil) halleder gelirse, takılırsınız.

Bu işleri yeni öğreniyorum ve biliyorum bazı hatalar yapıyorum.

Önemli değil, hatalar yapacaksın ama hatalarından ders aldığın sürece sorun yok. Bu kızla da aslında pek bir hata yapmamışsın. Olay daha çok kızdan kaynaklanıyor ve eğer bir kadın aranızdaki ilişkide sıçıyorsa senin yapabileceğin ya da daha doğrusu yapman gereken bir şey yok. Belki şimdi bitti ama 1.5 ay çok güzel bir kızla takıldın. Yani ne güzel işte, sorun falan yok. İyi iş çıkarmışsın aslında.

 

 

 

 

 

Vaka çalışması – Eski sevgili ve son dakika direnci

Abi yardım et. 2 ay önce beni terk eden eski sevgilime iletişimi kes kuralı uyguladıktan sonra bana ulaştı ve senin tavsiye ettiğin gibi kısa bir mesajlaşmadan sonra onu buluşmaya çağırdım. İlk buluşma iyi geçti, ikincisinde ise evime davet ettim ve geldi.

Güzel.

Bir şeyler yedik ve koltukta yiyişmeye başladık ama seks olmadı 🙁 Ne zaman atak yapsam beni durdurmaya çalıştı ve hatta sütyenini açmaya çalıştığımda koltuğun en ucuna kaçtı. Şimdi eğer son dakika direnci olursa geri adım atmam ve sonra denemem gerektiğini biliyorum.

Evet 2 ileri, bir geri.

Ama ben bütün gece seks yapmaya çalıştım ve seks olmadı.

Bir gecede de maksimum 2-3 kere atak yapacaksın. Yavaş ve oyuncu bir şekilde 2-3 denemen ve her seferinde geriye çekilmen gerekli ama olmuyorsa istemeye devam etmek seni seks dilencisi kategorisine sokar. Bu, oldukça iticidir. Özellikle de eski kız arkadaşına yapıyorsun bunu.

Çok hızlı gidiyorsun. Yani seks gitmen tamam ama sürekli bir çaba ile gitmen ve sürekli atak yapman hata. Bir kadınla yiyişmeye başladığınızda, ileri adım atın. Eğer kadın kendini geri çekerse, siz de kendinizi geri çekin. Peşinden devam edip, kızı mıncıklamaya, öpmeye devam etmeyin. Bir süre muhabbet edin, sokulması için kucağınızı açın ve bir süre size dokunmasını veya size sarılmasını bekleyin. Hemen üstüne atlamayın. Bu olunca da yine öpüşme, yiyişme ve ileri. Sürekli olarak üstüne gitmek, kızın donunun içine doğru acele, ısrar ve hatta bazen zorlama ile girmeye çalışmak hem itici, hem de yanlış.

Üçüncü görüşmede de bana geldi. Yine öpüştük, yiyiştik ama göğüslerine dokunduğumda kendini geri çekti. Bu sefer peşinden gitmek yerine kendimi geri çektim ve ona burada okuduğum gibi gülümseyerek “bebeğim, ben böyle yanımdayken seni öpmeden duramam, çok seksisin daha da ileri gitmeme de engel olamam” dedim. İlişki konusuna hiç girmedim. Buna kıkırdayarak cevap verdi. O gece bir daha atağa geçmedim.

Eğer sana dokunup sarıldıysa bir daha baştan atağa geçebilirdin. Yoksa bu ikinci reddedişten sonra senin atağa geçmen yanlış olurdu.

Şimdi dün aradım ve bir daha buluşacağız ve yine bana gelecek. Ben ne yapacağım?

Şimdi birincisi, bu aşamada sana her zaman o ulaşmalı. Yani sen arıyorsun da buluşuyorsunuz ve bu çok zayıf bir davranış. Bu kız yeni bir kız değil, seni terk eden eski kız arkadaşın. Bunu unutma. Aramaları o yapacak. Hani daha sıcak ve yakın olsanız belki sen arardın ama yatakta da reddettiği için o aramadan ona ulaşmayacaksın. Yeni bir kızla sen arayabilirsin, bu kızın o hakkı yok.

İkincisi, bir daha sana ulaştığında yine direkt eve çağır. Dışarda buluşma, para harcama. Bundan sonra eğer öpüşüp yiyişmeye başlayacaksanız, o sana yanaşacak ve öyle başlayacaksınız. Yoksa sen kıza tek bir atak bile yapmayacaksın.

Kadın kendini geri çektiğinde yaptığını düşündüğüm hata, kendini geri çekmemen veya çeksen bile bir iki dakika sonra kadına yeniden atak yapman. Bunu yapma, özellikle de bu aşamadan sonra. Kendini geri çek ve o sana bir daha sokulmadan, sen onunla cinsellik başlatmaya çalışma.

Senin duruşun bu gece sana hiç dokunmasam bile umrumda değil olmalı. Peki bu şekilde ne kadar buluşacaksınız? Başından itibaren bu hatayı yapmıyor olsan, 4. son şansı derdim ama şimdi böyle davranarak 2-3 buluşma şansı daha verebilirsin. Ama tekrar ediyorum, (1) o sana ulaşacak yoksa görüşmeyeceksiniz, (2) evde buluşacaksınız ve (3) o sana yanaştı mı cinsel olarak yürüyeceksin, kendini çektiği yerde kendini çekip o sana yeniden yanaşmadan yürümeyeceksin.

Eğer verdiğin şans kadar sürede bir şey olmuyorsa, kız sana ulaştığında buluşma teklif etmeden kibarca başından sav. Eğer o buluşmak isterse ve vaktin de bolsa, bir kez daha şans verebilirsin yoksa buluşma istemediği sürece kibarca başından sav.

Şu aşamada sadece bu kızla buluşuyorsan, bu da yanlış. Yani kızın 2 aydır ayrı olmanızdan sonra seninle seksi sürekli olarak durdurması, bunu halihazırda yapabiliyor olma ihtimalini de arttırıyor. Sen sadece onunla buluşma.

Sürekli peşinden koşmak, sürekli seks başlatmaya çalışmak, bir sonucu olmasa da sürekli buluşmaya çağırmak, muhtaç erkeklerin alameti farikası. Bu duruma özellikle eski kız arkadaşınla düşeceğine, bu kızla bir daha hiç olmasa daha iyi. Zaten bu duruma düşersen bir daha hiç olmaz.

Diğerleri için de yeni bir kızla öpüşmeden sekse giderken son dakika direnci görünce ne yapacağınız konusu hemen hemen aynı.  Burada dediğim gibi yeni kızın tek avantajı, buluşmaları sizin ulaşarak aramanızın dert olmaması.

Bir de ne olursa olsun, eğer seks olmuyorsa, öpüşürken pantolon üstünden bacak mikmeye çalışan süs köpeği gibi sürtünmeyin. Kızın sürekli olarak orasını burasını mıncıklamayın, azıcık centilmen olun. Ayrıca orasını burasını mıncıklayarak, sürtünerek ortaya dökeceğiniz abazanlık çekici değil, itici. Bırakın bir miktar yavaş olsun, daha fazlasını istesin ve sizin yapmanız için heyacanla beklesin. Böylesi daha seksi ve çekici.

Uzun süreli ilişkilerde iletişim sanatı

Erkekler için uzun süreli ilişki rehberi kitabından alınmıştır.

Beraber olduğunuz kadın, sizinle beraberken feminen taraf olmak ister (anlaması daha kolay geliyorsa, feminen enerji içinde olmak ister de diyebilirsiniz). Feminen taraf olmak demek, karşı taraftan ilgi ve sevgi almak için açılmak, bağlanmak ve maskülen tarafı zihinsel ve fiziksel olarak içine almak ile alakalıdır. Kadın, feminen taraftır ya da olmalıdır. Siz ise maskülen taraf. Kadın ile iletişiminizde bu ikilik çerçevesinde bilmeniz gereken ilk şey, kadının sizden erkek olmayı, maskülen olmayı, sezgisel seviyede
bilmenizi beklediğidir. Bir kadın size nasıl erkek olacağınızı hem öğretemez, hem de öğretmek istemez. Sizin kadın – erkek ilişkilerini, ilişkinin erkek tarafı olmayı kendiliğinizden bilmenizi bekler.

Birçok erkeğin kadının geçici olarak ya da bir sebeple kalıcı bir soğukluk göstermesi durumunda paniğe kapıldığını ve aslında ortada büyük bir problem olmasa bile olayı bazen (erkeğin panik içinde yaptığı zayıf davranışlar nedeniyle) ayrılığa gidecek kadar büyüyebileceğini söylemiştik. Bu tür bir soğukluk olduğunda ilk yapmanız gereken şey, soğukkanlı olmak. Sonra da hiçbir şey yapmamak. En azından bir süre için.

Örneğin size normalde her sabah günaydın mesajı atan kadın sabahları mesaj atmayı 2-3 gün bıraktı diye hemen paniğe kapılıp “ne oluyor?” diye sormayın. Ya da sevgiliniz 2-3 gün size mesaj atmadı diye ilişki bitecek havasına girmeyin. Eğer tahmini bir yanlışınız varsa sessizce düzeltin ve bekleyin. Örneğin belki kızı çok fazla aramaya başladınız ya da bir şeyi söz verip yapmadınız. Bunları düzeltin.

Negatif duygulara yatkın insanlar genellikle her şeyi üstlerine alınırlar ve en ufak negatif bir olayda ilişki bitecek gibi hissederler. Bunun yarattığı kaygı ile başa çıkamıyorlarsa (ki kaygı ile acı çekerek de olsa başa çıkmak yerine her kaygıya kapıldıkları sürece de başa çıkamazlar), kaygılarını partnerlerinin üstüne kusarlar. Sorun şu ki, kadınlar genellikle erkeklerinin liderliğini takip ederler ve siz eğer yeterince bir süre “büyük bir
sorun var” gibi davranırsanız, kadın da bir süre sonra “galiba bir sorun var” diye düşünmeye başlar. Örneğin kaygıya kapılıp “beni sevmiyor musun?” gibi bir şeyler sorarsanız, kadın sizin yönlendirmeniz ile size olan sevgisini sorgulamaya başlar. Eğer yeterince uzun süre bu şekilde davranırsanız, kadın bir süre sonra sizin telkinleriniz ile “evet ya galiba öyle” der.

Peki yanınızda soğuk davranan bir kadının soğukluğunu hep görmezden mi geleceksiniz. Belki bir süre evet ama yine soğuk davranmaya devam ederse, “neyin var, durgun görünüyorsun?” diye sorun. Eğer cevabı “bir şeyim yok” ise bir süre için kendi haline bırakabilirsiniz. Ama böyle davranmaya devam ediyorsa bir daha sorun ve bu sefer de bir şeyim yok cevabı alırsanız, “bebeğim, senin bir şeyin var, anlat ne oldu?” diye sorun.

Bu soruya “bunu konuşmak istemiyorum” cevabı alırsanız, bu genellikle testtir. Acaba onu orada öyle bırakacak mısınız yoksa onun neyi olduğunu öğrenmeye çalışacak mısınız (yeterince değer veriyor musunuz) testi. Burada espriye başvurabilirsiniz. Kadının yanına çöküp, “sen bana neyin olduğunu söylemeden buradan kalkmıyorum” diyerek gülümseyebilirsiniz mesela. Bu arada yanında ona ufak ufak omuz atabilir ya da kendi kendinize komik bir şarkı mırıldanabilirsiniz.

Çoğu durumda kadın bir süre “git başımdan salak” gibi bir şey söyleyerek ama gülmemek için kendini zor tuttuğunu da saklamayarak çözülecektir. “Seninle konuşmuyorum, geçen gün şunu şunu yapıp beni deli ettin” gibi bir şey söyleyecektir.

Burada yapmanız gereken şey, “bebeğim anlat, neden deli oldun?” diye başlayarak soru sormak ve dinlemektir. Hemen savunmaya geçmeyin ya da “ben buyum kızım, istemiyorsan benimle olmazsın” gibi bir götlük de yapmayın. Dinleyin. Çoğu durumda kadın aslında sizin onu yeterince sevip sevmediğinizden, sizin gözünüzdeki yerinden şüphe etmeye başladığından bu şekilde sinirlenir. Burada asıl mesele kendinizi savunmak değil, kadını dinlemek ve soru sormaktır. Bu zaten kendi başına onu sevdiğinizi ve onun gözünüzde yüksek bir yerde olduğunu ona söyleyecektir. Ama direkt savunmaya geçmeniz ya da götlük yapmanız tam tersi bir durum ortaya çıkaracaktır.

Dinleyip anladıktan ve sorular sorduktan sonra kadın genellikle rahatlayacaktır. Eğer sorunu sizinle değilse, dinlemeniz ve anlamanız önemli ama sonunda “bu konuda tavsiyemi mi istiyorsun yoksa sadece anlatmak mı?” diye sorun. Eğer tavsiyenizi isterse söyleyin yoksa sadece anlayışlı bir
şekilde dinlemeniz yeterli.

Konu sizinle ilgiliyse ne yapacaksınız? Burada eğer kadın sizin esprili ve anlayışlı yaklaşımınıza pozitif tepki veriyorsa, “kızınca ne kadar güzel oluyorsun sen?, uff çok seksi” gibi bir şey söyleyip takılabilirsiniz ya da onu kendinize çekip öpebilirsiniz. Eğer sizden aradığı rahatlama, sevildiğini hissetme ise, burada ona aradığı şeyi veriyorsunuz ve amacınız da bu olmalı. Amacınız öncelikle sorunun ne olduğunu anlamak ve sonrasında da sorun sizin gözünüzdeki yeri, sevilme ihtiyacı ise bunu ona vermektir. Ama bunu yaparken çok sert ve ciddi olmamalısınız. Çok cıvık da olmayın.

Unutmayın, siz erkeksiniz ve daha önemlisi, ilişkinin erkeğisiniz. İlişkinin tonunu belirleyen lider kişi sizsiniz. Eğer onun içinde bulunduğu dramaya uyarsanız, onun lider olmasına izin verirsiniz ve gücü ona verirsiniz. Bu ise her şeyi daha kötü hale getirir. Bir kadın ilişkinin erkeği olmak istemez. Erkeğinin liderlik etmesini, ilişkinin tonunu belirlemesini bekler. Daha da önemlisi, erkeğinin güçlü, kendi duyguları ile sallanmayan bir kaya olmasını bekler. Ama bu kaya ona karşı soğuk, umursamaz bir kaya değil, gücünden aldığı bir şefkat gösteren bir kaya olmalıdır.

Bu şekilde davrandığınızda kadın genellikle size açılacaktır. Bu ağlama ile gelebilir. Size neden kızgın olduğunu anlatacaktır. Burada tepkiniz daha çok “demek bu yaptığım seni üzdü ki seni üzmek de beni üzdü, bu bir daha olmayacak” gibi bir şey söyleyin ve “şimdi nasıl hissediyorsun?” diye sorun.

Kadın size kapalı olmadığı sürece dinleyerek ve daha derine inerek, kadının duygu dünyasına girerek, onun duygularını boşaltmasını, sizin gözünüzdeki yerini bilmesini
sağlayabilirsiniz.

Çoğu erkek bu şekilde işin özüne inebilse bile “özür dilerim” gibi bir şey söyler. Ya da “seni ne kadar sevdiğimi / sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun” der. Oysa kadın sizin kelimelerle bunu söylemenizi beklemiyor, bunu göstermenizi bekliyor. Bunu gösterme şekliniz de onun yanında olmak, dinlemek, soru sormak, anlamak ve onun duygularının açığa çıkarmasını sağlamaktır.

Bu aşamada açıklama yapabilirsiniz. “Bebeğim, böyle hissetmene çok üzüldüm. O gün çok acelem vardı, kafamda da iş stresi olunca yüzüne bakmadan kapıdan çıktım (evet sorun böyle basit bir şey olabilir). Yanlış bir davranıştı, daha dikkatli olacağım.”

Burada bahsettiğim süreç bir oturuşta olmayabilir ve birkaç görüşmenize yayılabilir. Ama eğer bu şekilde kadını açamıyorsanız, yukarıda İlgi Seviyeleri bölümünde bahsettiğim şekilde bir ilgi azalması, ayrılık öncesi soğukluk olabilir. Bu aşamada da orada yazdığım gibi kendinizi geri çekin. Her ne kadar onu dinlemek ve açmak için bir süre sabırla uğraşmanız gerekse de, bu süreci çok uzatamazsınız. Zira eğer karşıda ilgi azalması varsa ve özellikle de bu sizin zayıf ve itici davranışlarınız sonucunda olduysa, bu şekilde ekstra ilgi göstermeniz ters tepebilir.

Fakat sorun daha çok sizin gözünüzdeki yerinden şüphe etmesi ise, bu şekilde en fazla 10-20 dakikada, bilemedin birkaç saatte size açılacaktır. Sonunda da genellikle “aşkım çok daha iyi hissediyorum, iyi ki konuştuk” diye size sarılacaktır. Sevgiliniz ile seks yapıyorsanız, tam bu zamanda başlayacak seks, normal zamandaki sekse göre çok daha doyurucu olacaktır, eğer ortam elveriyorsa ve niyeti de varsa, bu fırsatı da kaçırmayın.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Kadınlarla tanışmada gülümsemenin önemi

“Alfa erkeğin bir numaralı özelliği, gülümsemedir. Bir yere girdiğinizde gülümseyin. Bir kulübe girer girmez, oyun başlar. Ve gülümseyerek, her şeyi yoluna koymuş, eğlenceli biri gibi görünürsünüz, bir şey olabilmiş biri gibi.” – Mystery, Alfa erkeğin 6 karakteristik özelliği

Hayat oyunu gibi bağlamı kullanarak hareket ettiğiniz oyunlarda, yürüme davetiyesi sonucu göz temasında ya da genel olarak konuşma esnasında gülümsemeniz çok önemli. Özellikle beğendiğiniz bir kadından yürüme davetiyesi gördüğünüzde, o gözlerini kaçırmadan gözlerinizi kaçırmamanız ve gülümsemeniz sonucu eskiden açılmayan birçok kapının size açıldığını, kadınlarla tanışma konusunda sizi çok ilerleyeceğinizi göreceksiniz.

Yürüme davetiyesinde göz temasını daha önce birkaç yerde anlatmıştık. Beğenebileceğiniz bir kadın ile göz göze geldiğinizde, gözünü kaçıran ilk siz olmayın. Kadın genellikle yürüme davetiyesi atıyor olsa bile 2-3 saniye içinde gözlerini kaçıracaktır. Ama ilk kaçıran siz olmayın. Ya da bir kıza yürürken gözlerine bakın, size bakmıyor olsa bile. Size bakmaya başladığında da gözlerinizi kaçırmayın.

(Bu arada göz temasını koruyun derken psikopat gibi saatlerce kadının gözünün içine bakmayın tabii ki. Her defasında 15-30 saniye arası – siz konuşurken daha uzun -göz teması kurmanız yeterli. Sürekli bakarsanız içine düşüyor gibi olursunuz ya da arıza biri gibi görünürsünüz. Genelde o gözünü kaçırdıktan bir süre sonra sizin de gözünüzü kaçırmanız yeterlidir)

Ve gülümseyin. Gülümsemenin iki fonksiyonu var. Birincisi, gülümseme genellikle kendine güven gösterir. Beta erkekler, kadınlarla başarısız erkekler genellikle gülümsemezler ya da suratlarına, ne kadar iyi çocuk olduklarını ispatlamaya yönelik, tedirgin bir gülümseme yapışır. Benim gülümsemeden kastım, Daniel Craig’in James Bond tiplemesinde gayet güzel sergilediği, dişlerini göstermeden yapılan ve neredeyse belli belirsiz gülümseme.

Tabii gülümsemeye alışık değilseniz, gülümseyeyim derken şu aşağıdaki gibi dişleri göstererek pişmiş kelle gibi sırıtmayın.

Arnold değil, Daniel. Tamam mı? Burada anlaştıysak devam.

Şimdi gülümseyerek göz temasını koruduğunuz zaman, kadına da sizin yörüngenize girmesi ve hatta konuşma başlatması için cesaret veriyorsunuz. Yörüngenize girmesinden kastım, eğer uzaktaysa ve sizin ona yönelme şansınız yoksa, göz teması ve gülümseme ile “benimle konuşmak istiyorsan, gel yanıma” mesajı veriyorsunuz. Normalde yanınıza gelmeyecek kadın, bu şekilde yanınıza gelebiliyor. Mesela şurada anlattığım hayat oyununda, kadına gitmem pratik değil ama göz teması ve gülümseme ile o bana geliyor. Gülümseme ve göz teması olmasa, buna cesaret edebilmesi çok zor.

2003-2004 civarı Michael Abi’nin şimdi olmayan blogunu uygulamaya başladığımda daha önce çok karşılaşmadığım bir şey olmaya başladı (gülümse artı göz temasını oradan değil, SoSuave’den de öğrenmiş olabilirim ama şimdi hatırlamıyorum). Kadınlar benimle konuşmaya başladılar. Hergün ve hatta her hafta değil ama fark edeceğim sıklıkta. Bu kadınlarla genellikle çok kısa bir göz teması kuruyordum ya da sadece kendi gündelik hayatımda suratıma gülümseme yapışıyordu. Gelip ye beni demiyorlar tabii ki (bu yaşımda bile hala bu konuşmalar oluyor) ama mesela süpermarkette bir şey alırken yanımda duran kadın, elimdeki peynire bakıp “o peyniri çok severim” diyebiliyor. Ya da uçakta yanıma düşen kadın konuşma başlatabiliyor. Hemen heveslenmeyin, bu kadınların en az %60’ına bir çekim duymuyorsunuz ama arada konuşulmak da güzel bir şey.

Bu arada şunu da söyleyeyim, Türkiye’de kızlar bu konuda oldukça girişkenler. Yani ulaşılır, en azından bir söz söyleseler terslenmeyeceği belli bir erkekle, eğer beğenirlerse konuşma açıyorlar. Biliyorum ezici çoğunluğunuz bunu hiç deneyimlemedi ki 24 yaşına kadar bana biri söylese inanmazdım ama böyle bir şey var. 24 yaşında birden tipim büyük ölçüde değişti de bunu deneyimlemeye başlamadım tabii ki. Eski somurtkan, gülümsemeyerek cool olmaya çalışan, yürüme ve reddedilme korkusunu poker surat arkasına saklamaya çalışan biri olmaktan çıkmam ile bu deneyim başladı.

Gülümseme, özellikle kendine güvenli bir şekilde yaparsanız, sizi hem daha çekici hem de daha ulaşılabilir yapacaktır.  Göz teması ve gülümseme sizi aynı zamanda sosyal açıdan başarılı biri gibi gösterecektir. Aslına bakarsanız, bu çeşit bir gülümseme ve göz teması, sizin sosyal olarak başarılı olmanızın önemli bir öğesi. İş, arkadaş veya aktivite çevresinde yukarı çıkmanız için önemli bir anahtar.

Gülümseyin. Karnınız acıksa, kedinizi yeseniz ve tüm şehir size küsse bile, hadi sıkıyorsa gülümse demeyin. Gülümseyin.

Bir erkeğin instagram hesabı nasıl olmalı

Bir erkeğin İnstagram hesabı nasıl olmalı sorusunu çok alıyorum ve sonunda buna bir cevap vereyim dedim. Zira yaptığım görüşmelerde sıklıkla instagram hesabı eleştirisi de yapmam isteniyor ve şunu söyleyebilirim ki, maalesef çoğu erkek İnstagramı kadın gibi kullanıyor.

Bu konuya Erkekler için Tinder Rehberi kitabında değinmiştim (kitabı bugün yazsam aslında Sosyal medyada yürüme rehberi şeklinde yazardım zira o kitapta yazanların %90’ı sosyal medyada da geçerli).  Oradan alıntılayım:

***

Çoğu erkeğin İnstagram hesabı, kadın İnstagram hesaplarına benziyor. Bu İnstagram hesaplarında sadece kendi fotoğrafları (özellikle de selfieler olan) var ve kendilerini sergiliyorlar. Güzel bir kadın için böyle bir hesaba sahip olmak problem olmayabilir zira erkekler kadınlarda genellikle güzelliğe bakıyorlar.

Ama yukarıda, bir erkeğin çekiciliğinin tipten çok prezentasyondan geldiğini, fotoğraflarınızın sizi, kaslarınızı ve paranızı değil, hayatınızı ve kişiliğinizi yansıtması gerektiğini belirtmiştik.

Bu kesitler o kadar iyi olmalı ki, bunlara bakan kadın, kendi kendisine şunu demeli:

“Ben bu erkeğin hayatının bir parçası olmak istiyorum.”

Eğer tüm fotoğraflarınızda klasik pozlar ve selfieler varsa, hiçbir eğlence ve ilginç şey yansıtmıyorsa, bu ne demek?

“Benim hayatım çok sıkıcı! Benimle buluşursan çok sıkılacaksın.”

Öncelikle yukarıda Tinder profil fotoğraflarınız ile ilgili teknikleri kullanacaksınız. Selfie kullanmacaksınız ya da çok az kullanacaksınız. Eğlenceli grup fotoğraflarınız olacak ve mümkünse bunlarda merkezde siz olacaksınız. Boydan fotoğraflarınız olacak. Hobilerinizi, tutkularınızı ve aktivitelerinizi yansıtacaksınız.

Eğer sıkıcı biriyseniz ve hayatınızda herhangi bir aktivite yoksa ne yapacaksınız? Öncelikle bunun genel bir problem olduğunu ve sadece Tinder için değil genel anlamda kendi sağlığınız, eğlenceniz ve kadın – erkek ilişkilerinde başarınız için düzeltilmesi gerektiğini anlamanız lazım.

Sonra da harekete geçeceksiniz. Burada bu konuda yapabileceğiniz birkaç tavsiye vereceğim.

Haftasonları evde oturup Netflix, porno ve bilgisayar oyunu üçgeninde hayatınızı boşa harcamayı bırakın. Bunun için yapabileceğiniz en kolay şey, FırsatbuFırsat gibi kupon
sitelerinden, gezi organizasyonlarından, vs. günübirlik aktiviteler bulup onlara katılmak.
Mümkünse grup halinde yapılan aktiviteleri tercih edin. Bu tür aktiviteler ile:

1. Hayatınız daha renkli hale gelecek.
2. Yeni insanlarla tanışacaksınız.
3. Bu aktivitelerde yeni hatunlarla tanışacaksınız.
4. Grup ve aktivite fotoğrafı çektirebileceğiniz fırsatlar bulacaksınız.

Aslına bakarsanız beraber danışmanlık için çalıştığım insanlar, sadece bu aktiviteler sayesinde yeterince kadınla tanışabiliyorlar.

Bu tür aktivitelerin güzelliği dans ya da dil kursu gibi yerlerde aynı insanlarla haftalarca takılmak yerine, yeni insanlar tanımanıza olana sağlamaları. Bir süre sonra sizin kendi eğilimlerinize göre aktivitelere katılıyor olacağınız için, istikrarlı bir fotoğraf koleksiyonuna sahip olabiliyorsunuz.

Birkaç gün süren ve genelde yatılı gidilen festivaller de bir başka alternatif. Bu tür organizasyonlar yaz aylarında sıklıkla yapılmakta ve haftasonu + bir veya iki gün izin ile katılmanız mümkün. Buralarda hem eğlenebilirsiniz, hem yeni insanlarla tanışabilirsiniz hem de bol bol fotoğraf çektirebilirsiniz.

Eğer festivalde çapkınlık yapmayı düşünüyorsanız, size tavsiyem çadır yerine festival alanına yakın bir otel ya da pansiyonda kalmanız. Çadır gece sporları için o kadar iyi bir yer değil özellikle de bir iki kişiyle kalıyorsanız. Otel ve pansiyon tamamen özel bir
ortam, duş ve geniş bir yatak gibi olanaklara sahip.

Binlerce takipçiye ihtiyacınız yok. 100 – 150 kadar takipçi yeterli olacaktır. Eğer İnstagram hesabını sırf Tinder için yaratıyorsanız, ilk başta takipçiniz olmamasını da takmayın. Sonuçta erkeklerin İnstagram’ı kullanmamaları ve yeni başlamaları kabul edilebilir bir durum. Yakın arkadaşlarınızı ekleyin ve sonra da tanıştığınız kızları ekleyin.

***

Bunlara ek olarak birkaç şey söyleyeceğim. Genel yapılan hatalar.

Ben yalnızım, çok yalnızım profilleri

Çoğu erkeğin İnstagramı sadece kendi fotolarından oluşuyor. Kadınlar orada burada Kardashian fotoğrafları vererek hesaplarını doldurunca  o kadar kötü görünmüyor ama bir erkek bunu yapınca birkaç ciddi probleme neden oluyor. Birincisi, bu hesaplar “ben yalnızım, kimse benimle arkadaş değil” diye bağırıyor. İkincisi, kadınsı bir kendine odaklanma (erkekler genelde dış dünyaya bakarlar, kadınlar ise kendilerine) nasıl desem, feminen görünüyor. Yine çoğu erkeğin profilinde grup fotoğrafları olsa bile bunlarda sadece erkekler var. Kızlı erkekli fotoğraflar koymanız çok daha iyi.

Hiç sizin odağınızda olduğunuz fotolar olmasın demiyorum ama bunlar fotoğrafların üçte birini geçmesin.

Selfie, üst çıplak selfie

Asansör aynasında selfie, spor salonu ya da banyo aynasında üst çıplak kas selfiesi, herhangi bir şekilde çıplak kas sergileme hareketi de istediğiniz kadar erkeksi olun, kadınsı duruyor. Bunun tek istisnası, spor eğitmeni ya da manken gibi mesleklerde çalışıp, bu tür fotoğrafları koyması ticari olarak akıllıca olan insanlar. Onun haricinde kusura bakmayın feminen duruyor. Yani bakın, kızlar size övgüler düzerler ama bu övgüler genellikle kızların birbirlerini düzdükleri “şekerim o elbise ile çok güzelsin” övgüleri yani kız kıza. Ayrıca bana küfretmeyin, bana nasıl göründüğünüzden size ne, kadınlara genelde öyle görünüyorsunuz.

Kaslarınızı iyi bir tişört altından da sergilersiniz merak etmeyin. İlla kas gösterecekseniz, odağa başka bir şey koyun ama selfie olmasın. Mesela diyelim bir köpeğiniz var, o köpeği yıkarken bir fotoğraf olsun ve odakta köpek olsun. Erkek dışarı odaklanır, kadın kendine. Bunu unutmayın.

İlla selfie çekecekseniz ya da selfie hariç bir alternatifiniz yoksa, yine bağlam sizin odak olmamanız olsun. Örneğin bir arkadaşınızla geleneksel bir pazardaysanız, pazarın otantik görüntüsünü arka plana alıp selfie çekebilirsiniz.

Follow my popo live your life (Takıl kıçıma hayatını yaşa)

Yukarıda söyledim ama tekrar etmek istiyorum. Kadınların hayatları yeterince sıkıcı. Siz herkesin dünyada başka kadın yokmuş gibi odaklandığı %2-3 azınlığa bakmayın, bekar kadınların ve hatta bekar ve güzel kadınların çoğu, iş – ev arasında bir hayata hapsoluyorlar. Bu sıkıcı hayatta son isteyecekleri şeylerden birisi de, hayatları kendilerinin hayatlarından sıkıcı olan bir erkek.

Bakın, şimdi abartıp parti hayvanı, saray soytarısı, eğlencenin dibine vuran cool vatandaş olmalısınız demiyorum. Ama çoğu erkeğin kadınlarla başarısızlığındaki temel neden, sıkıcı bir hayatlarının olması ve daha da kötüsü, bu sıkıcı hayatlarının bir kadının gelmesi ile eğlenceli olmasını beklemeleri. Oysa ünlü düşünür Pook’un dediği gibi:

MUHTAÇ erkekler “mutlu hissetmek” için “kendilerini tamamlamaya”, “kendilerini tamamlamak” için de bir kıza ihtiyaç duyarlar. Bu erkekler olayı tersten anlamışlardır. Önce “kendilerini tamamlamalı” ve “mutlu olmalılar” sonra da kızlara
yürümeliler.

Yaşa. Gül. Sev.

Sıralamayı görüyor musunuz? Önce hayatını düzene sok ve kendini mutlu et. Sonra hatunların peşine düş.

Çoğu erkeğin temel problemi, sıkıcı bir hayatlarının olması. Şimdi eğlenmek için para lazım diyeceksiniz ve evet doğru. Ama şunu unutmayın. Yalnızken hayatlarına eğlence katmak için bir şey yapmayan bu adamlar, bir kadınlayken, bekar hayatlarına eğlence katmak için gerekenden daha fazlasını harcıyorlar. Çoğunun sorunu para olsa, bir kadınla birlikteyken de para harcayamazlardı. Ve daha önemlisi, eğlenmek için çok paranız olması da gerekmiyor.

Önce kendinizi bekar bir erkek olarak mutlu etmeyi ve eğlenmeyi öğreneceksiniz. Sonra kadınlar bunun kokusunu alıp ortak olmaya çalışıyorlar zaten. Aynı şekilde doyurucu olmayan bir hayata sahipseniz, İnstagram’dan doyurucu bir hayat yansıtmanız zor. Çıkın bir şeyler yapın ve bunu İnstagram’da yansıtın. Hadi çıkamıyorsanız bile evde bir egzotik yemek yapmayı deneyin ve bunu yansıtın en azından. Ya da ne bileyim yürüyüşe çıkın, dışarda birileriyle tanışın.

Şimdi tabii bu devirde bu zor. Ben 20’li yaşlarımdayken sosyal medya, Youtube, aşmış gerçekçilikte sanal oyun dünyaları, hızlı erişilen porno videoları, vs. yoktu. Eve kendini hapsedip bir şeyler yapıyormuş gibi hissetmen çok zordu. Bu nedenle kendini zaten dışarı ya da bir aktiviteye atman gerekiyordu.   Üniversitede mesela para olmadığında en kötü 5-6 saat yürüyüş yapıyorduk, kampüste takılıyorduk ya da en kötü yarı zamanlı çalışıyorduk.

Şimdi birçok genç kendini eve kapatıp, bir şey yapıyormuş, sosyalleşiyormuş (sosyal medyadan mesajlaşıyor, Twitter’da tanımadıkları adamlarla kavga ediyorlar ya da sanal oyunlarda buluşuyorlar) sanarak yaşayabiliyorlar. Ama işte bir yerde patlıyor. Hayatları renksiz, bir şeyler eksik hissi en tepede. O nedenle arkadaşlar, kendinizi dışarı ve aktiviteye atın. Eve tıkılmayın. Hayatınızı gerçek hayatta renkli hale getirmeye çalışın. Sonra zaten bundan kesitleri Instagram’da yansıtmanız yeterli.

Yeteneklerinizi, mesleğinizi sergileyin

Abartmayın ama varsa yeteneklerinizi, mesleğinizi sergileyin. Piyano çalabiliyorsanız bunu bir iki fotoğrafta gösterin. Cerrahsanız mesela, bunu gösteren bir iki fotoğraf koyun. Ama abartmayın.

Mal varlığınız

Araba fotoğrafları çok bayatladı ve bir şey ifade etmiyor. Zira isteyen herkes, iyi bir arabanın yanında veya içinde fotoğraf çektirebilir. O arabaya sahip olması gerekmiyor. Ama eğer iyi bir arabanız varsa, iyi bir eviniz varsa, bunlara odaklanmadan bunları sergileyebilirsiniz. Mesela köy çeşmesi buldum diye çeşme fotoğrafı olur, sağ kenarında arabanız olur. Ama bunlar, sizin doyurucu hayatınız ve eğlenceli kişiliğiniz kadar önemli değiller.

Onun gibisini bulamam korkusu

Onun gibisini bulamam korkusu ya da onun gibisini bulamayacağını sanmak, yeni terk edilmiş (ve bazen yeni terk etmiş) birçok insanın zihnine musallat olan bir korku. Özellikle de daha önce ciddi bir ilişkisi olmadığı için, çok sevdiği birini tamamen unutma tarihçesi olmayan insanların, içinde daha uzun süre debelendikleri bir korku.

Bu yanılsamaya sebep olan birden fazla faktör var. Ama öncelikle şunu söyleyeyim: ayrılığın ilk 3-4 haftasında, eğer iyi ve görece uzun süreli bir ilişkiden çıktıysanız, bu korkudan kurtulmanız zor. Zamana bırakmanız ve bu korku ile savaşmamanız daha iyi. AMA bu haftalarda bu korkuyu kesinlikle beslemeyin yani ayrıldığınız kişinin peşine düşmeyin, ondan haber almayın ve ne kadar zor olursa olsun en azından iş / ders fonksiyonlarınıza devam etmeye çalışın. Bunları yapar ve ilk 3-4 haftayı atlatırsanız, gerisi aşamalı olarak daha kolay.

Birçok erkek (ve kadın), onun gibi birisini bulamamaktan korkarken, herhangi bir tarihçeleri olmayan bir kadını, uzun bir tarihçeleri olan eski sevgilileri ile karşılaştırıyorlar. Bulamamaktan korktukları sadece onun gibisi değil, onunla olan deneyimleri oluyor. Fakat özellikle ayrılıktan sonraki ilk aylarda, bu deneyimleri inşaa ettikleri ve çoğu durumda başında eski sevgililerini o kadar merkeze koymadıkları gerçeğini unutuyorlar.

Tarihçe artı terk edilmenin verdiği bir çeşit takıntı ile, eski sevgili oneitis oluyor, zihinde bir kaideye konuluyor. O kaidedeki “tanrıça” ile etten kemikten kızları karşılaştırdığınızda, etten kemikten kızların pek bir şansı olmuyor.

Burada yapmanız gereken gerçek bir kadını, zihin dünyanızda inşaa ettiğiniz bir tanrıça ile karşılaştırmak yerine, gerçek bir kadını kendi gerçekliğinizle karşılaştırın. Kendi gerçekliğiniz ne? Yalnızsınız, hayatınızda biri yok. Tabii ki önünüze gelene atlayın demiyorum ama önünüze gelen her kadın, yalnız olduğunuzla ya da birbirleri ile karşılaştırılmalı.

Fakat bu yazıda asıl bahsetmek istediğim faktör, bir erkeğin görece uzun süreli beraber olabileceği uyumda bir kadın ile hergün, her hafta ya da her ay karşılaşmayacağı. Tamam, onun gibi bir sürü kadın var ama bu kadınlarla hergün karşılaşmıyorsunuz. Eğer ortalama ve neredeyse hemen hiçbir zaman yürüme yapmayan bir erkekseniz, bu şekilde uyum sağlayacağınız bir kadınla 2-4 senede bir karşılaşırsınız. Eğer kadınlarla tanışma konusunda proaktif biriyseniz de 6-8 ay arası bir zamanda. Zaten ortalama bir erkeğin oneitis yapmaya oldukça yatkın olmasının nedenlerinden biri de bu: 2-4 senede bir bulduğun cevheri kafanda kaideye koymak, kaybederim korkusu ile yapışmak çok daha kolay.

Benim bu konuda tavsiyemlerin şunlar :

  • Öncelikle henüz öğrenmediyseniz, kadınlarla proaktif bir şekilde tanışmayı öğrenin. Ve bekarlığınızın tadını çıkarmak için kendinizi zorlayın. Tamam, canınız yanıyor. Gece isterseniz yatağınıza kıvrılın ağlayın, arada işte yükselirseniz gidin tuvalette sifonu çekip ağlayın. Hobi olarak kenarda acınızı çekin ama artık bekar olduğunuzu, sizi terk eden bir kadının aynı zamanda sizi başka kadınlara yürümek için serbest kıldığını da unutmayın. Eski sevgiliniz geri mi gelir, yenisini mi bulursunuz bilemem. Ama o zamana kadar bekarsınız, özgürsünüz. Bunun nimetlerinden de yararlanmamak neden?
  • Bir ilişkiden çıkınca başka bir ilişki aramayın hemen. Her kıza, biten ilişkimin yerini dolduracak ilişki bu mu diye yürümeyin. Bekar ve özgür zamanlarınızın tadını çıkarırken, o zamanları biraz uzatmaya bakın. Diyelim 8 ay sonra bir sevgiliniz olacak. 8 olmasa da 12 olsa, ben 4 ay daha takılsam kafasında olun.
  • Dediğim gibi aktif olarak yürüyorsanız bile, ilişki uyumlu biri karşınıza belki 1 sene boyunca çıkmayacak. Bunu onun gibisini bulamam diye yorumlayıp, 3. ayda pes ederek eskisinin peşine düşmeyin ya da piyasadan elinizi eteğinizi çekmeyin.
  •  Kadınlara yürümekten zevk almanın tek yolu, sonuçta yürüdüğünüz kadınla sevgili olmak değil. Sevgili odaklı olmayın. Bir kadınla iyi vakit geçirmeniz için, eski sevgiliniz gibi olmasına gerek yok, öyle hissetmenize gerek yok.
  • 1 seneden fazla bir ilişkinin yarasının iyileşmesi 4-6 ayı alabilir, yarayı kaşımayın (iletişimi kesin) ki hızlı ve kesin iyileşin. Eğer ilk ilişkinizse, bu süre 7-12 aya çıkabilir ama merak etmeyin, yaranın acısı 7-12 ay kalmaz. Arada yoklar ama genelde gayet fonksiyonel olabilirsiniz.

Bir de arkadaşlar, gönül yarası yazısında soran arkadaşın bahsettiği bu unutulmaz eski aşk / ilk aşk, sizin hayatınızın geriye gittiğine, yerinde saydığına ya da çok yavaş ileri gittiğine işaret (yıllar hızla akıp giderken hayatının yerinde sayması veya çok yavaş ileri gitmesi, gerilemek demek). Bir erkek olarak kadınlara göre avantajınız, eğer kendinizi yeterince geliştiriyorsanız ve kendinize / hedefnızlerinize odaklı çalışıyorsanız,  her geçen sene hem daha çekici olmak hem de havuzunuzun genişlemesi (22 yaşındayken sadece 18 – 22 havuzuna talim ederken, 32 yaşında 18 – 28/32 havuzuna sahipsiniz). Yani böyle bir erkek çoğunlukla onun gibisini bırak her defasında ondan daha iyisini bulur.

Bir de yaptığım konuşmalarda takip edebildiğim bir durum var, onu da söylemeden geçmesin. Klasik senaryo şu: Adam beni arıyor, “Tülay’ı unutamıyorum, Tülay geri dönsün”. 2-3 hafta aralıklarla 2-3 kez konuşuyoruz sonra adam ortadan kayboluyor. 1-2 sene sonra yeniden arıyor. Ben de diyorum Tülay’a ne oldu? Cevaplar çeşitli: “Ha abi biz yeniden başladık sonra ayrıldık bitti ama konu o değil başkası var şimdi”,  “abi o olmadı ama ben de dediğin gibi unuttum” hatta “abi biz evlendik konu o değil annemle anlaşamıyorlar biraz tavsiyeye ihtiyacım var” vs. Hala Tülay için arayan iki adam gördüm sadece. İletişimi keserek unutamayanı da görmedim (gördüysem de nadir ki hatırlamıyorum).