Vaka çalışması – Sebepsiz yere birden bire terk eden sevgili

“Beni ve ilişkimizi bir çöp gibi çöpe attı.”

Eski sevgilisinin terk etmesinden sonra çok zor günler yaşayan ve hatta psikolojik destek alan bir erkeğin yakarışı bu. Şöyle devam ediyor:

“Daha birgün önce sabah kapıdan çıkarken bana seni seviyorum demişti, ertesi gün ise artık içinde sevgi kalmadığını söyleyerek beni terk etti.”

Bu özellikle başlarda oldukça acı verse de aslına bakarsanız sıklıkla karşılaşılan bir ayrılık şekli. Bazen terk eden kendisinde duygular neredeyse tamamen tükenene kadar ilişki içinde kalıyor ve duyguları hemen hemen bittiğinde ve hazır olduğunda pat diye terk ediyor. İlişkiye kendini fazlaca kaptırmamışsanız, bu kişinin bir ayağının dışarıda olduğunu anlamanız çok zor değil. Ama birçok insan, özellikle de çok tecrübesiz gençler, ilişkiye kendilerini fazla kaptırıp bu işaretleri de göremiyorlar. Sonuçta da terk edende duygusal bağ neredeyse yok seviyesindeyken ve terk eden bu ayrılığa haftalardır hazırlanırken, terk edilenin duyguları yüksek seviyelerde oluyor ve terk edilen için ayrılık sürpriz oluyor. Haliyle terk edilen bu ayrılığa duygusal olarak zerre hazır olmuyor.

Burada terk eden kişinin terk edilene vurduğu darbeyi daha da arttıracak bir durum da, terk edecek olanın bu konuda son ana kadar kendini kandırması ya da bencilce bir şekilde son ana kadar karşı tarafı kandırması. Yani terk eden, hayır ben hala seviyorum diye kendini kandırmak için ekstra yakın davranmaya çalışıp, son ana kadar seni seviyorum diyebiliyor. Ya da kendi işi bitene kadar ilişki sürsün diye rol yapıyor. Her iki durumda da yapmacıklığı fark etmek ve ayrılığa gidildiğini görmek zor değil ama işte dediğim gibi terk edilecek olan da aşk böcüğü olmuş kendini kandırmakla meşgul.

Şimdi bu durumda terk eden kişi haftalardır hazırlandığı için ilişkiyi birden bire bitirip yeni limanlara yelken açabilir ve hatta daha kötüsü ilişkiyi bitirmeden atlayacağı dalı hazırlamış olabilir. Bu da terk edilenin acısını katlayacak ve kendi özdeğerine darbe vuracak bir durum. “Ben bu kadar değersiz, çabuk unutulabilecek biri miyim ki daha geçen hafta bana seni seviyorum darken bugün başka biriyle görüşüyor. Benim hiçbir önemim yoktu demek ki beni bir çöp gibi atabiliyor”. Şimdi çoğu ayrılık terk edilen taraf zayıf ve itici davrandığı için olur ve itici davranan birini unutmak daha kolaydır. Ama olayı o kadar da kişisel algılamamanız ve kendi özdeğerinizi kaybedecek noktaya gelmemeniz lazım zira dediğim gibi muhtemelen o sizi birden unutmadı, haftalar ya da belki aylardır buna hazırlanıyordu. Siz bunu fark edemediğiniz için size birden oldu gibi geliyor. Özellikle de karşınızda daldan dala atlayan yani sadakati değer olarak benimsememiş biri varsa aslına bakarsanız değersiz olan terk eden. Fakat terk eden o olduğu için ve terk edilme takıntı yarattığından, sizin bunu anlamanız zamanınızı alacak.

Buradan anlayacağınız, ilişkide ilgisizlik işaretlerini okumayı bilmek ve bunlara göre kendinizi hazırlamak çok önemli. Her şeyden önce karşınızdaki insanın ne dediğine değil ne yaptığına bakmanız lazım. Sizinle eskisi gibi zaman geçirmeye hevesli değil mi? Sizinle zaman geçirmemek için hep bir bahanesi mi var? Beraberken eskisi gibi heyecanlı değil mi? Seks azaldı ya da bitti mi? Seksi görev gibi mi yapmaya başladı? Sizinle vakit geçirme planlarını erteleyen ve son anda çıkan şeylerin sayısı arttı mı? Bu ve bunun gibi işaretler, dikkatli olmanızı ve kendinizi hazırlamanız gerektiğini gösteren işaretler. Bunları gördüğünüz yerde seni seviyorum, aslında buluşmak istiyorum ama hep bir şey çıkıyor lafları sadece birer laflar. Gerçek de olabilirler ama siz yine de tetikte olmalısınız.

Bu işaretleri görüp de kendinizi kandırmadan değerlendirirseniz, sadece hazır olmakla kalmazsınız. Aynı zamanda ilişkiyi kurtarıcı şeyler de yapabilirsiniz. Eski sevgiliyi geri kazanma ihtimalinin en yüksek olduğu zaman, eski sevgilinin soğumaya başladığın zamandan itibaren henüz eski sevgili olmadığı zaman dilimidir.

İlişkiyi kurtarıcı hareketler ne olabilir? Mesela siz sürekli buluşmak veya seks istiyorsunuz ve o da bir bahane buluyor diyelim. İlişkiyi bitirici bir peşinde koşma ve hatta dilenme sürecindesiniz. Bu durumda kendinizi geri çekmek, en azından 2-3 kere bunlar ondan gelene kadar buluşma ve seks istemeyi / dilenmeyi bırakmak, ilişki kurtarıcı olabilir. Genel olarak sizin de kendinizi geri çekmeniz, karşınızdakine ayrılmadan önce kendisinin de ayrılık ile değerli bir şey kaybedeceğini hatırlatabilir.

Evet size ne kadar mantıksız görünebilir ama bir ayağı dışarıda olan veya çıkışa yönelmiş bir partnere karşı uygulayabileceğiniz en kötü strateji, onun peşinde koşmak ve ona ilgiyi arttırmaktır (eğer bitişe gidişin sebebi sizin ilgisizliğiniz değilse ama o durumda bile ilginizi abartmayın). En iyi strateji ise kendini geri çekmek ve karşı taraf gibi ilişki bitimine hazırlanmaktır. İlişki bitsin istemeyebilirsiniz ama kendinizi buna hazırlamanız lazım. Bu şekilde ilişkinin bitme ihtimali de azalır.

Birden bire, çöpe atılmış gibi hissederek terk edilmemek için dikkat etmeniz gereken bir diğer önemli şey de, ilişkinizi hayatınızın en önemli şeyi veya daha kötüsü tek önemli şeyi haline getirmemektir. Sürpriz ve geri dönüşsüz terk edilenlerin çok büyük bir kısmı maalesef bunun tam tersini yapan insanlar. Kendinizi asla o kadar kaptırmayın, özellikle de başlarda. Böyle yaparsanız kendinizi bir cennet masalında gibi görmek için kafanızı kuma gömüp bariz işaretleri bile okuyamaz hale gelebilirsiniz. Ayrıca ayrıldığınız zaman da yıkılırsınız zira hayatınızdaki en önemli ya da tek önemli şeyi kaybetmenin maliyeti çok yüksektir.

Birdenbire, çöpe atılmış gibi hissederek terk edilmemek için dikkat etmeniz gereken bir başka önemli şey de, kendi özdeğerinizi ve onaylanma ihtiyacınızı, ilişkinize ve partnerinize bağlamamaktır. Tamam ilişkiniz ve partneriniz bunun bir kısmını karşılayabilir ama çoğu ondan geliyorsa maalesef bu durum çifte probleme dönüşür. Birincisi siz karşınızdakine muhtaç hale gelirsiniz ve bir yandan ona duygusal yük olmaya başlarken bir yandan da zayıf ve itici birine dönüşürsünüz. İkincisi, ayrılık sonrası aşırı derecede yıkılırsınız ve özdeğerinizi yeniden kazanmak, onay dilenmek için eski sevgilinizin kapısında ağlar durursunuz.

Tekrar ediyorum, ilişkinizin başından itibaren, en iyi olduğu zamanlarda bile ilişkinizi hayatınızın en önemli şeyi haline getirmeyin ve özdeğerinizi ve mutluluğunuzu büyük oranda ilişkinize ve partnerinize bağlamayın. Bunu ne kadar çok başarırsanız, ilişkiniz o kadar sağlam olur.

Şimdi baştaki arkadaşa dönelim. Kendisi birazdan göreceğiniz gibi ilişki bitiminde bir şok yaşamış ama sonra kendisinin de değindiği gibi orada olan işaretleri görmezden geldiği için bu durumu yaşamış.

Sekiz aylık ilişki içindeyken kız arkadaşım hiçbir sebep göstermeden, birdenbire terk etti ve neredeyse tamamen ortadan kayboldu.

Bakalım sana davranışları ile olayı anlattı mı, anlatmadı mı? Biliyorum, bu bencilce bir terk ediş ama bazı insanlar böyleler ve sizin böyle insanlarla karşılaşmaya hazır olmanız lazım. Çoğu insan size “sorun sende değil bende”, “sen  daha iyilerine layıksın” vs. gibi saçma bahaneler sunarlar ama en azından karşılarındaki insanı rahatlatmaya çalışacak ve bir bahane sunacak kadar önemserler. Neredeyse ghosting ile gideni geri almayın ama böyle davranan insanlara hazır olun. İlişkilerde bindiğiniz daldan önce kendi kanatlarınıza güvenmeniz lazım ki o dal sandığınız kadar sağlam çıkmazsa kendinizi yere çakılmış bulmayın.

Harika bir ilişkiydi, aramızdaki uyum öyle her ikilinin sahip olabileceği veya her zaman bulabileceğim gibi bir şey değildi.

Uzun süreli ilişkileri atlatmanın zorluklarından biri de bu. İnsanın karşısına uzun süreli ilişki uyumu gösterebileceği kişi senede veya iki senede bir çıkar, o da kendisini kadın erkek ilişkileri piyasasına koymuş biri ise. Her hoşlandığınız ya da fiziksel bir şeyler yaşadığınız kişiyle bu bağı göremeyeceksiniz ve hatta çoğuyla bu bağı bulamayacaksınız. Fakat bu bağ her zaman karşınıza çıkmasa da birçok kişiyle yaşayabileceğiniz bir bağ yani buradan o benim ruh ikizimdi, bir daha böylesini bulamam gibi aptalca bir sonuç da çıkarmamanız lazım.

Aslında ayrılık yaşamamış biri değilim ve ayrılıkları da bir şekilde, aşırı zorlanmadan atlatan biriyim. Ama aramızdaki uyum ve bunu birden kaybetmem nedeniyle bunu atlatamıyorum. Öyle ki hayatımda ilk defa bu konuda psikoloğa gitmeye başladım.

Bu kız ilişkinin başından neredeyse son anına kadar sürekli seni seviyorum diyordu. Sürekli olarak beni kaybetmenin onun için bir felaket olacağını söylüyordu. Benimle yaşlanmak istediğini bile söylüyordu.

İşte burada arkadaşım, herkesin bilmesi gereken bir şeyin kokusu var: aşk bombardımanı. Çok erken ve çok yoğun bir sevgi gördüğünde çoğu insanın tepkisi erimek ve kendini kaptırmaktır ama çok yoğun ve çok erken bir güzellik sizde her zaman bunun arkasında bir şey olabilir şüphesi yaratmalıdır. Görünen  o ki sen bu yoğun, emeksiz ve hızlı mutluluk bombardımanına kapılıp bağımlı hale gelmişsin.

Ve sonra aniden, hiçbir sebep göstermeden, kapanış yapmadan bırakıp gitti. Narsist kişilik bozukluğu olduğundan şüpheleniyorum.

Kız narsist biri de olabilir ama senin için önemli olan şu ki senden ayrıldığında sana karşı en ufak bir şey hissetmiyordu. Artık seni zerre önemsemiyor diye narsist etiketi atmak kolay ama durum bu olabilir de olmayabilir de. Benim gördüğüm kız seninle zerre bir şey hissetmediği zamana kadar kalmış. Burada yapman gereken, acaba senin yanlış yaptığın bir şeyler vardı da kız onları düzeltmen için bekledi mi diye bir düşünmek. Şimdi aniden terk eden yani “suçlu” o iken ben niye kendimi suçlayayım diyebilirsin ama burada amacın ani ilişki bitimi yaşamana neden olan zayıflıkların varsa bulup düzeltmek ki bir daha yaşamayasın. Yoksa kızı aklamaya çalışmıyoruz.

Narsist insanlar başkalarına karşı empati duyamıyorlar.

Bu kızın ayrılırken sana empatisi olmadığı kesin ve narsizm skalasında yüksek bir yerde olma ihtimali de çok yüksek. Kişilik bozukluğu mu? Evet bir aşk bombardımanı var ama aşk bombardımanı bazen erkeğin çok aşık bir kadının aşkına kapılıp aşk böcüğü bir yumuşağa dönüşmesi ile de biter. Maalesef kadın ilişkinin sonudaki yumuşakçaya değil ilişkinin başındaki sağlam erkeğe çok aşık olduğu için, o büyük aşkı tamamen ortadan kaybolabilir.

İlişkilerde kabul etmeniz gereken kanunlardan biri şu: karşınızdaki için önemli olan onun sizi ne kadar sevip çekici bulduğudur, sizin onu ne kadar sevip çekici bulduğunuz değil. “Onu çok seviyorum ya da onu benim kadar seveni bulamaz, bunun hiç mi değeri yok” sorusunun cevabı evet karşındaki seni sevmiyorsa hiç değeri yok. Siz de böylesiniz bu arada, siz onu bu kadar sevmiyor olsanız onun sizi ne kadar sevdiği ya da sevmediği de sizin umrunuzda olmazdı.

Beni böyle bir çöp gibi atıp gitmesini hazmedemiyorum özellikle de o yoğun sevgiden sonra. Senin videolarını ve kitaplarını görmek benim için çok iyi oldu. Peşinde koşmadım, geri dön ya da bir açıklama yap diye yalvarmadım ve hatta terk edildikten bir ay sonra, kendime acıma seanslarım devam etse de, kızlarla buluşmaya başladım. Kızlarla görüşmekten zevk almadığımı söyleyemem, burada öğrendiklerimi uygulamaya çalışmak ve başarı görmek ya da başarısızlıktan ders almak oldukça keyifli. Ama neden böyle olduğunu sürekli olarak düşünmekten de kendimi alamıyorum.

Öncelikle senin durumundaki birinin mümkün olduğunca piyasaya dalması ve kadın erkek ilişkileri konusunda aktif olması lazım. Ne kadar kötü hissedersen hisset bunu yapman önemli. Bu senin depresyona girmemen için önemli ama bir başka önemi de eski kız arkadaşının şu an piyasada aynı şekilde aktif olması ve bunun sonuçlarını depresif bir şekilde içine kapanarak görmenin senin için daha yıkıcı olabilmesi. Seni terk edeni, özellikle de seni bu şekilde terk edeni, nedenler konusunda kafanda bir gürültü olsa da hızlıca terk etmen ve o yokmuş, olsa da senin için bir değeri olmamış ve yokmuş gibi davranman, senin iyileşmen için çok önemli.

Fakat ne kadar güzel ve ilginç kızlarla karşılaşsam da, onları eski sevgilimle karşılaştırmadan edemiyorum.

Hayır, burada dikkat etmen gereken şey, senin o etten kemikten kızları, terk edilmenin verdiği takıntı ile kafanda büyüttüğün, hayali bir eski sevgili figürü ile karşılaştırıyor olduğun. Senin yapman gereken, o kızları gerçekle yani terk edilmiş olman ve tamamen yalnız olmanla karşılaştırman. Birçok insan bu hatayı yapıyor ve kızları kafalarındaki bir idol ile karşılaştırıp sonra onlara aynı şeyleri hissedemiyorum diyorlar. Bunun en trajikomik versiyonu, yeni sevgilisi ile eskisi ile olduğu kadar aşık hissetmediğiniz söyleyen, yeni sevgilisini eski sevgilisinin idolü ile karşılaştıran garibanın, yeni sevgilisi tarafından terk edilir edilmez eski sevgilisini bir anda unutup, en taze eski sevgilisini idolleştirmesi! Kafanızda yarattığınız bu idol bu kadar güçlü ama bir yandan da bu kadar kısa ömürlü ve kırılgan bir şey.

Yeniden uzun süreli ilişki uyumlu biri ile belki bir belki iki sene karşılaşmayacağınız için, 4-5 ay kimseyi bulamayınca, onun gibisi olmayacak aptallığına da kapılmayın. Hemen olmayacak. Yoksa onun gibisini bırak daha iyisi de olacak.

Birçok insan maalesef onun gibisi gelmeyecek hurafesine göre yaşayarak, ayrılıktan iyileşmek yerine ayrılık yarasını canlı tutuyor ve sonra onun gibisi ya da ondan iyisi ile karşılaştığında, iyileştirmediği bu yaranın verdiği depresiflik, özdeğer ve özgüven yoksunluğu, sosyal ortamdan uzak durmanın verdiği acemilik ile bu insanı hayatından itiyor! Çok acıklı bir durum.

Aslına bakarsan eski kız arkadaşımla ilgili alarmlar vardı ama ben bunları görmezden geldim. Bunları şimdi görebiliyorum. Kızdı mı kendini kaybediyordu, çok içiyordu ve sarhoşken fiziksel şiddete gidebiliyordu. Son aylarımızda buluşmalarımız ve seks çok azalmıştı. Tamamen işini bahane ediyordu ve gerçekten çok yoğundu ama ben bunun altında başka bir şey olduğunu hissediyor gibiydim. Şimdi geçmişe bakıp uydurmuyorum, en yakın arkadaşıma “bu kızda bir şey var, bu sadece iş yoğunluğu değil” demiştim.

Anlattığın duygu kontrolsüz kadın hiç de ideal bir “ruh ikizi” değil. İlişkiniz o kadar harika değilmiş. Ayrıca kızın soğuma işaretlerini de görmüşsün.

Ama neden soğudu onu bilmiyorum. Yani tamam kıza kapılmıştım ama bunu belli edecek çok fazla şey yapmadım.

Bazen kapılman yeter, kapılmanın kokusu her tarafından akar. Ama belki de kız bu şekilde saman alevi gibi yanıp sönen ilişki insanı, belki sadakatsız, belki daldan dala atlayan biri, belki narsist. Önemli olan şu ki buradan alabildiğin dersi alıp yoluna devam etmen.

Şimdi bu kız geri gelsin istiyor muyum? Evet ama daha çok intikam fantezim var.

Kızı umursamayı bıraktıkça geçecek bir fantezi.

Ama daha çok bir daha böyle dağılmamak için ne yapmalıyım onu merak ediyorum.

Birincisi, bir daha aşk bombardımanı ile eriyip kendini kaptırma. İkincisi, ne dediğine değil ne yaptığına bak. Üçüncüsü ve daha önemlisi, artık çok sağlam bir dal buldum, kanatlarımı güçlü tutmama gerek yok diyerek kanatlarını güçten düşürme. Yani ilişkini hayatının merkezi yaparak, hayatının merkezi olması gereken kendi amaç ve hedeflerini sallama, sosyal hayattan, spordan, hobilerinden, vs. kopma. Çizgilerinden ciddi ödünler verme. Bir kadında ana kucağı buldum artık yetişkin erkekliği bırakıp o kucakta uyuyan oğlan çocuğuna dönebilirim diye hayallere dalma.

Aile ve evlilik üzerine

Mahmut Abi evlilik konusunda düşüncelerin nedir? Kırmızı hapta gerek Türkçe gerek İngilizce içerik üretenlerin hemen hepsi erkeklerin evlilikten uzak durması gerektiğini söylüyor. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?

Ben diğerlerinden farklı olarak erkeklere evlilikten uzak durma tavsiyesi vermiyorum. Çocuk yapma veya gelecek nesilleri yetiştirme ihtiyacınızı, feministler evlilik kurumunu erkekler için zor ve tehlikeli hale getirdi diye bırakmanızı tavsiye etmem. Evlenmeden çocuk yapabiliyor musunuz bilmem ama bu hala pek mümkün değil. Geçenlerde Avrupa’da oldukça liberal bir ülkede yaşayan bir arkadaşım, 6 yıldır resmi olarak evlenmeden karı – koca hayatı yaşadığı kadınla evlendi zira kadın hamile kaldı. Nedenini sorduğumda o ülkede bile anne ve babanın resmi olarak evli olmamasının, çocuğun resmi evrak gerektiren işleri ile ilgili büyük külfet yarattığını söyledi. Türkiye’de durumun daha iyi olduğunu sanmam. Belki ABD’de bazı aşırı liberal eyaletlerde bu iş rahattır ama orada da öyle olduğunu pek sanmam.

Yani benim bildiğim 2020’li yıllarda bile çocuk yapmak için evlenmeniz gerekiyor.

Tamam biliyorum, evlilik riskli ki bu riskleri burada yazıp duruyoruz. Evleneceğiniz kadını çok dikkatli seçmelisiniz ama çok dikkatli seçseniz bile devletin evli kadına verdiği silahların eşinizin elinde olmasını istemezsiniz. Yani biraz abartı olacak ama şöyle düşünün. Devlet evlilikte erkeğe istediği zaman karısıyla cinsel ilişkiye girme hakkı verse ve kadın istemese bile cinsel ilişkiye girmesini tecavüzden saymasa, erkeklerin büyük çoğunluğu bu durumda da karısı istemiyorsa onunla zorla ilişkiye girmez. Ama bu, böyle bir yasanın saçma ve insanlık dışı olduğu gerçeğini değiştirmez. Bir kadının, bunu yapmayacak bir adamla evli olduğunu bilmesine rağmen kocasının elinde böyle bir “hakkın” olmasını isteyeceğini sanmam.

Her neyse, çoğunuz hala çocuk yapmak ve yetiştirmek isteyeceksiniz ve bunun için evlenmeniz gerekecek. Şu an 25 yaş altındaysanız bu konuda yorum yapmayın zira şu an çocuk yapmam diyenlerinizin çoğu 30 yaşında böyle düşünmeyecek. Gerçekten bu isteğe sahip değilseniz, sahip değilsiniz ve toplum baskısına boyun eğmeden çocuk yapmaktan uzak duruyorsanız size ne mutlu. Ama çoğu erkek çocuk yapmak, aile babası olmak istiyor ve bu istek oldukça güçlü, oldukça temel bir istek ve normal bir istek.

Kendi ideolojik çıkarları ya da düz aptallıkları nedeniyle, aile kurumunu yıkmaya and içmiş feministlerin, iklim felaketçilerinin ve benzeri ideolojilere bulanmış aşırı solcuların istediği de bu erkeklerin evlilik kurumuna ya birer tasmalı köpek olarak girmeleri ya da evliliği göze alamayıp hiç girmemeleri. İkisi de onlar için iyi birer sonuç. Ama ben bu şer odaklarına meydan okuma adına ve onlara inat olabildiğince iyi aile kurma taraftarıyım. Birçok erkek için de, toplum için de iyi olan bu. Siz önce tabii kendinizi düşünün ama dediğim gibi erkeklerin büyük çoğunluğunun içinden gelen istek de bu zaten.

Bugün boşanma erkek için büyük külfet ama riskini bilerek girerseniz hem riskini azaltırsınız hem de gerçekleşmesi durumunda alacağınız hasarı. Ben dünya savaşı, kıtlık, vs. gibi zor koşullarda bile bunları göze alabilmiş nesillerin torunları olarak bizim içinde bulunduğumuz durumun onlara göre hala çok daha rahat olduğunu düşünüyorum.

Bir erkek hangi yaşta evlenmeli?

Ben bu konuya erkekler için ideal evlilik yaşı yazısında değindim ve orada bunun 33 olduğunu söyledim. Yine Rollo Tomassi başta olmak üzere bunun daha yüksek olması gerektiğini söylediklerini biliyorum ama ben şahsen oldukça geç bir rakam verdim. Aslına bakarsanız 31-32 yaş ideal olanı. Daha öncesinde erkek yeterince olgunlaşmıyor, keşke olgunlaşabilse. Eskiden erkeklerin 22-23 yaşında geldiği olgunluğa bugün erkekler 32-33 yaşında geliyor. Bu sistematik ve teknolojik bir şey, eskiye göre eğitim süresi çok daha uzun ve hayat daha kolay ve bu da erkekleri daha uzun süreler çocuk tutuyor. Ayrıca bunların üstüne bir de erkekleri daha da bebekleştiren popüler sinema başta olmak üzere her yerden akan mavi hap propagandası var.  Belki bizi takip edenler ya da başka şekilde uyananlar erkenden olgunlaşmak için çaba harcayıp daha erken olgunlaşabilirler. Ama uzun süreli kadın erkek ilişkisinde yetişkin erkek olmanın, evin reisi olmanın bilincine ulaşmanız için bugün bilgi yanında zaman da gerekiyor.

Bu arada bir parantez açayım ve şunu söyleyeyim zira önemli bir kısmınızın bunu duymaya ihtiyacı var: 32 yaş erkekler için geç değil. 30’unu geçtim ve geç kalmış hissediyorum diyen erkeklerle konuşuyorum. Hayır, siz kadın değilsiniz ve sizin geç kalmaya başladığınız yaş sınırı 30 değil. Kadınların bazı biyolojik avantajları var ama sizin de erkek olarak biyolojik olarak avantajlarınız var ve onlardan biri de bu. 35 yaşında bile geç kalmadığınızı söylemek isterim. Ama burada ideal yaşı konuşuyoruz, ne zaman geç kalmaya başladığınızı değil.

Burada sizin evlilik öncesi cinsel ilişkiye girebildiğinizi varsayarak tavsiye veriyorum. Ama okuyucularımın büyük bir kısmı dini nedenlerle evlilik öncesi cinsel ilişkiden uzak duran insanlar. Eğer evlilik öncesi cinsel ilişkiden uzak duran biriyseniz, 30’lu yaşlara kadar cinsellik olmadan beklemeniz hiç doğal değil ve kendinize işkence etmeniz demek. Ben evlilik öncesi cinsellik kısıtı olan arkadaşlara 25-27 bandında evlenmelerini tavsiye ediyorum. Burada dezavantajınız tabii ki yeterince büyümeden böylesine önemli bir tercih yapmak ama bu riski göze alacaksınız artık.

Peki hangi yaşta geç kalmış sayılabiliriz?

Benim bu konuda temel kriterim, çocuklar büyüdükten sonra kendi başınıza kalma zamanınız. Erken yaşta çocuk yapmanın avantajı, görece genç olduğunuz bir dönemde çocukları büyütüp yine görece genç bir yaşta çocukları yuvadan gönderip kendi başınıza kalabilmeniz. Eskilere bakarsanız 20’lerinin ortalarında çocuk yapıp 40’larının ortaları gibi görece genç bir yaşta rahata eriyorlardı. Şimdi 40 yaşından sonra da çocuk yapabilirsiniz ama 40’ından sonra yaptığınız çocuğa 60’ınıza kadar bakacaksınız ya da 50 yaşında çocuk yaptığınızda 70 yaşına kadar bakacaksınız. O yüzden mümkünde çocuk yapma işini 30’larınızda bitirin derim.

Not: 23 yaş ve altı arkadaşlar bu yazıyı pas geçin ve yorum da yapmayın. Sizin bu işe kafa yormanız ve sizinle bu işi tartışmak, ilköğretim talebesinin üniversiteye girip girmeme konusunda kafa yormasına ve tercih tartışmasına girmesine benzer. Sizin önünüzde savaşacağınız yeterince canavar var zaten, uzaktaki canavarı sonraya bırakın. Ben şu an 20 yaşında bir genç olsam, kendi evlilik öncesi cinsel rahatlığıma göre 26 yaşına kadar evlilik konusunda bir şey okumayı bile düşünmezdim. Siz de kafanızı bunlara yormayın.

Vaka çalışması – Sanal flört

Sanal ilişkiler konusunda daha önce yazmıştım ama o yazı daha çok uzun süreli olarak sanalda ilişki yürüten daha doğrusu ilişki yürüttüğünü sanan insanlarla ilgiliydi. Bundan daha çok rastladığım şeye sanal flört diyeceğim zira iki kişinin sanalda tanışması, uzun süre mesajlaşıp konuşması ve bu uzun sürenin sonunda da genellikle bir tarafın “biz ne yapıyoruz, bu bir yere gitmez ki” diyerek iletişimi kesmesi ile bitişi şeklinde oluyor. Eminim bu uyanışı önce yapan erkek de çoktur ama okuyucu kitlemizin çoğunun erkek olması nedeniyle bize genelde uyanamayan tarafın erkek olduğu hikayeler geliyor.

Bir örneği yorumlayacağım ama çoğu hikaye bunun neredeyse aynısı.

Abi sosyal medyada tanıştığım bir kızla 2 aydır flörtleşiyordum.

Flörtleşmek nedir yahu, flört ediyordum desen neyse de sanki telefon ekranında yalaşıyorsunuz gibi absürt bir kelime bu.

Bilmiyorum, bunun bir zararı var mı? Ben çok keyif alıyordum ama buluşma şansımız yoktu zaten. Aramızda çok büyük mesafe var. Fakat bana kadınlarla mesajlaşma ve flört etme konusunda tecrübe olacağını düşünerek devam ettim. Ayrıca hergün günaydın canım yazan, mesajlaşabildiğim bir kadının olması açıkçası beni duygusal olarak da daha rahat hissettiriyordu.

Şimdi böyle iki faydası var gibi görünüyor ve bir miktar da vardır. Yalnız, yeterince kadın ilgisi görmeyen ve/veya sosyal hayatı neredeyse bomboş bir erkek için sanal da olsa bir ilgi ve sevgi kaynağı edinmenin rahatlatıcı olacağı kesin. Ama bu rahatlama maalesef porno ve fazla mastürbasyon gibi bir rahatlama. Hemen her zaman gerçek hayatta sevgi ve ilgi kazanacağınız bir flört ya da ilişki bulmak için emek harcamamanız için bir bahaneye dönüşen ve zararı hızlıca yararının çok üstüne geçen bir rahatlama.

Tecrübe konusu da aynı. Mesajlaşma başta olmak üzere bir miktar tecrübe edineceğiniz gerçeğine rağmen yine aynı şekilde gerçek hayatta bir flört veya ilişki bulmanız gerekirken sanal flört için vakit ayırmak sizi edinmeniz gereken tecrübeden mahrum bırakır.

Bu konudaki fırsat maliyetini hafife almayın. Birkaç kişiyle aramda şuna benzer bir konuşma geçti:

Mahmut Abi : Küçük bir şehirde de değilsin, dışarı çıkıp gerçekten flört edecek birilerini bulsana.

Danışan: Abi ona hiç vaktim yok.

Mahmut Abi : Bu kızla günde kaç saat mesajlaşıyorsun?

Danışan : Rahat 3 saat abi.

Mahmut Abi : Ayda 90 saatini bu kızla sanal flörte ayırıyorsun ama dışarda gerçek flörte zamanın yok?!?

Danışan : ….

Mahmut Abi : Madem sanala meraklısın, günde üç saatini evde çöpçatan uygulamalarında harcasan en azından kendi şehrinde veya çok yakınında bir kızla eşleşip buluşurdun ki muhtemelen o kadar zaman ayırsan bir kızdan çok daha fazlası ile eşleşip buluşurdun.

Danışan : ….

Mahmut Abi : Orda mısın?

Danışan : (Buradayım abi error verdim, sistemi yeniden başlatmam lazım.)

Kızı oldukça etkilediğimi düşünüyorum zira sürekli olarak mesaj başlatıyor ve çok sıcak konuşuyordu.

Bir kadının sana sanal olarak duyduğu çekim adı üstünde sanaldır. Kağıttan kaledir, bir üflemede yıkılır. Kadın yokluktan sana düşebilir ama gerçek hayatta ya da daha yakında herhangi bir erkek ile karşılaşırsa, sana olan o sanal ilgi, senin sağlam sandığın sanal etkileme bir anda biter.

Fakat son birkaç haftadır soğumaya başladığını hissediyordum. Her şeyi kitabına uygun bir şekilde yaparak durumu yönetmeye çalıştım. Onun mesajlaşmalarına senin yazdığın gibi aralıklar koydum, kendimi geri çektim ama hiçbiri işe yaramadı.

O kadar uzun süre sanal kalmanın, pipisiz mesaj arkadaşına dönmenin dezavantajı, pipisiz mesaj arkadaşına dönmendir. Belki başlarda bu kadar uzun süre ve gerçek bir buluşma olmadan mesajlaşacağınız gerçeğini bilinçaltınız algılamaz ama gerçek 3-4 haftada veya bazen birkaç ayda bir tarafın kafasına dank edecektir. Aynı zamanda siz buluşmadan mesajlaştıkça, bir tarafın daha gerçek veya daha yakın biriyle karşılaşma ihtimali de artacaktır.

Bu nedenle soğuma çoğunlukla kaçınılmazdır. Buluşamamanın etkisi ile erkeğin pipisiz mesaj arkadaşı durumu onu kısa sürede arkadaş alanına atar. Aynı zamanda kadına yürüyen daha fazla olacağı için kadının başka biriyle tanışması ile erkek henüz uyanmadan, önce ikinci plana ve sonra çöpe atılabilir.

Sonra abi kız birden bire ortadan kayboldu. Daha birkaç hafta öncesine kadar sana sarılmak ve kollarında uyumak için neler vermezdim diye kıvranan kız, birdenbire tüm iletişimi kesti ve beni engelledi. Bir açıklama borcu olduğunu düşündüğüm için normal telefondan aradım ve email attım ama ona ulaşamadım.

Bu şekilde ghosting genelde 3 nedenden olur: 1) Kız başkasını bulur, onunla başlar ve senin mesajın o başka biri tarafından görülmesin diye engellenirsin. 2) Kızın zaten erkek arkadaşı veya kocası vardır ve seninle sanal ilgi beslemesi yapıyordur. Bu adamla arası nanedir ya da adam bir nedenden dolayı uzaktadır (askerlik gibi). Adam geldiğinde seninle ilgili her şeyi siler ve seni engeller. 3) Senin bildiğin veya bilmediğin bir eski erkek arkadaş vardır ve kız bu adamla yeniden bir araya gelir.

Başka nedenler de olabilir ama bunlar en sık rastlanan nedenler. Sen gerçeği bilemezsin ama zaten bilmenin de bir gereği yok. Sonuçta sanal kız, hayalet oldu ve senin de hemen şimdi aslında çoktan yapman gereken şeyi yapıp zaten olmayan kızı hayatından çıkarman lazım.

Bazen bu şekilde sanal flört edilen kadın “bizden olmayacak”, “böyle olmuyor” diye konuşarak da flörtü bitirebilir. Bu durumda da uyanın ve çoktan yapmanız gereken şeyi yapıp bu kadınla görüşmeyi bitirin. Bir daha da başlamayın.

Abi birden bu şekilde engellenmek ve yok sayılmak beni çok sarstı.

Sen zaten yoktun.

Bu kızı etkilediğimden emindim.

Sanal olarak etkiledin yani hayal dünyasında etkiledin. Bu da zaten çok zayıf bir etkileme.

Sorun şu ki sosyal hayatım neredeyse yok denecek kadar az ve yürüyecek kız da yok.

Sen de zaten bu sorunları düzeltmeye girişmemek için sanal uyuşturucuya sarmıştın. Sosyal hayatının sığlığı ve kızlara yürüyeme sorunlarını düzeltmeye girişmek, seni gerçekten rahatsız edici, hüsranlarla dolu bir yola sokacak ve o yola girmeyi göze alamadığın için sanal flört ve sonrası olsaydı sanal sevgili yoluna girdin. Ama bu kızla sanal sevgili olsaydınız bile, sosyal hayatını zenginleştirme ve gerçek hayatta kızlara yürüme ihtiyacından uzun süre kaçamayacaktın. Ama maalesef sen bu sorunlarını düzeltmekten geçici olarak kaçabildiğin sürece, bu sorunların büyüyor ve çözümü daha zor ve hüsran dolu bir hale geliyor. O nedenle ne kadar erken başlarsan o kadar iyi. Bugün bu fırsatla şimdi başlasan diyelim 6-8 ayda düzelteceğin şey, sanal sevgili ile bir sene mastürbasyon yaptıktan sonra başlasan belki 12-18 ayda düzelecek hale gelecekti.

Şimdi tabii şunu sorabilirsin: Ben bir yandan sanal flört ederken diğer yandan sosyal hayatımı düzeltmeyle uğraşsam. Bir yandan gerçekten kızlara yürüsem ve bu kızla sanal olarak konuşup iyi hissetsem yararlı olmaz mı?

Maalesef büyük oranda hayır, yararlı olmaz. Hatta zararlı olur. Zira gerçek kızlarla hüsran yaşadıkça, sanala daha fazla kaçarsın ve hüsranın hırsı ile gerçek hayatta daha fazla emek harcamak yerine sanal ilişkinin uyuşturucu etkisine kaçarsın. Böyle bir kaçış yolu bırakmaman çok daha iyi. Ayrıca sanala ayıracağın zamanı gerçek hayata ayırsan daha hızlı sonuç alırsın.

Bak kızlarla sanal tanışabilirsin ve hatta sana yakın bir şehirdeki kızlarla sanal tanışman bile ideal olmasa da %100 sanal flörtten çok daha iyidir. Ben dışarda da oynamanı tavsiye ederim ama dışarda oyun oynayamayacağın bir yerde yaşıyorsan bile sanal tanışmayı kullanabilirsin. Sanal tanıştıktan sonraki 2-3 hafta içinde buluşmaya başlayabilecekseniz, sanal tanışmanın bir zararı yok.

Sence neden birden ortadan kayboldu? Bana olan sevgisi nasıl birden bire bitebildi.

Yukarıda nedenlerini yazdım.

Bana bir akıl ver abi kafayı yiyeceğim.

Yukarıda yeterince akıl verdim sanırım. Sosyal hayatını renklendirme ve hayatında gerçek ilişkiye yer verme ödevinden kaçamazsın ve kaçmamalısın. Sanal flörtü, sanal ilişkiyi hemen hayatından at, acı çekeceksen çek ama bir daha asla yeniden başlama.

 

 

Erkek Adam Spotify Kanalı 2022 Performansı

Henüz bilmeyen varsa bizim bir spotify kanalımız var ve son 6-7 aydır günlük dinlenme sayıları neredeyse Youtube kanalı seviyesine çıktı. Ben podcast dinlerken Spotify’ı Youtube’a tercih ediyorum ama yayınları Spotify’a hem de Youtube’a koyuyoruz.

Podcast yayını dünyada en çok paylaşılan ve takip edilen podcast kanalları kategorilerinde tepe %1’de.

Spotify kanalımızı takibe alalım, takibe almayanları uyaralım.

Aşağıda kanal performansı ile ilgili bir klip var. Mahmut Abi’den Mahmut’s Paradise eşliğinde (admine arka plana iyi bir müzik koy dedim bunu koymuş :))

Vaka Çalışması – Sevgilim ilgisiz oldugumu söylüyor

“Sevgilim ilgisiz olduğumu söylüyor. Acaba ben mi ilgisizim yoksa bu işin içinde başka bir iş mi var?” sorusu ile çok karşılaşıyorum. Aşağıya spesifik bir tanesini biraz değiştirerek koyacağım (en çok rastladığım senaryo). Ama kısa cevap vermemiz gerekirse, eğer ilgisiz olduğunuzu düşünmüyorsanız muhtemelen işin içinde başka bir iş var.

Kız arkadaşımla 8 aydır sevgiliyiz. Son 3 aydır terfi ettim ve işlerim çok yoğun. Daha önce bu kadar yoğun değildim. Haliyle daha önceki gibi çok fazla ilgi gösteremiyorum. Eskiden gün içerisinde hem ona zaman ayırıp hem de işimi yapabiliyordum.

İşiniz hafif de olsa, işsiz de olsanız bu zaman ayırma kısmını fazla abartmayın. Kız arkadaşınıza günde toplam 1 bilemedin 1.5 saat ayırmanız yeterli. Bazı günler hiç görüşmeyebilirsiniz ve bazı günler de 3 saat konuşursunuz ama ortalamada 1 saat yeterli.

(Bu arada geçen bir arkadaşla konuşurken kız arkadaşımla herhangi bir sorun olmadan bazen 1-2 gün konuşmadığımızı veya iletişime geçmediğimizi söylediğimde çok şaşırmıştı. Sanırım hergün görüşmeniz gerekli gibi absürt bir inanç var. Hergün konuşuyorsanız buluşunca konuşacak ne buluyorsunuz, hergün konuşmaktan sıkılmıyor musunuz?)

Kız arkadaşımla sadece akşamları konuşabiliyorum ve mesaj atabiliyorum, güzelce günümüzü anlatıp konuşuyoruz vs. , gün içerisinde de ise tek tük mesaj atıyorum. Çalışırken konuşacak konu bile aklıma gelmiyor, yazasım gelmiyor, asla ona sevgimin az olup olmamasıyla alakası yok.

Normal, işin gücün arasında kız arkadaşınla az miktarda mesajlaşman ya da birçok gün hiç mesajlaşmaman normal.

Yani kız arkadaşıma gün içinde(gece ağırlıklı olarak) ortalama olarak istisnasız 3-4 saat(bu bile bence çok fazla) zaman ayırdığım halde, bana ilgisiz olduğumdan dert yanıyor, gün içinde 4-5 saat ona mesaj yazmadığımı ortadan kaybolduğumu söylüyor, onu eskisi gibi sevmediğimi sevgi sözcükleri vs kullanmadığımı söylüyor.

Evet 3-4 saat çok fazla. Buna rağmen ilgisizlikten dert yanıyorsa sorun ilgisiz olman değil. Ayrıca, balayı ayları bittiğinde eskisi gibi yoğun bir ilişki yaşamamanız da bir dereceye kadar normal. Muhtemelen ilk 5 ayda bundan da daha fazla zaman harcadın ve kendini kıza bir beta öder (zamanla ve ilgiyle öder) olarak alıştırdın. Şimdi ondan geri adım atman zor. Senin kız arkadaşına bazı günler hemen hiç görüşmeden en fazla 1.5 bilemedin 2 saat zaman ayırman lazım.

Bir de tabii günümüzde popüler kültür dolmalarını erkeklerden daha çok yiyen, ilgi kusmayı sevgi sanan, kendine güvensiz ve hak sanrılı kızlar var. Bu kızlar da popüler mavi hap kültürünü yiyen beta erkekler gibi kendi ilişkilerini baltalamaya, yüksek değerli partnerlerle uzun süre birlikte olamamaya programlı, mahkum kızlardır. Kala kala beta erkeklere kalırlar ve onlara da eziyet ederler. Yüksek değerli erkekler bunların arıza mızmızlanmalarını çok çekmez ve bu kızları bırakırlar.

Son olarak da eğer çok az buluşuyorsanız bu senin hatan. Yani haftada 2-3 kere buluşmanız lazım yoksa evet ilgisizlik.

Dediğim gibi sen mesaj ve aramada beta öder seviyesinde ilgi gösteriyorsun. Kız senden talep edince muhtemelen çizgilerimi çizersem ayrılırız korkusu ile kıza sınırlarını da gösteremediğin için kız daha da azıyor.

Tartışma çıkarmaya çalışıyor. Kendisi de sabahtan akşama kadar çalışıyor, üstelik benim de yorulduğumu gayet iyi biliyor. Normal hayatında sosyal medyada vs ilgi dilenen biri de değil, fakat benim ilgimi aşırı şekilde istiyor.

Önemli değil. Dediğim gibi popüler kültürden bunları öğrenen birçok kadın, erkek işte eşek gibi ödeyecek kafasında olabiliyor. Ya da özgüven veya özdeğer problemi nedeniyle çok ilgi görmezse yalnız kalacağım korkusuna kapılıyor. Fakat sorun şu ki bu zayıflık nedenli ihtiyaçları giderirseniz bu davranışlarınız ilkel kadın beyninin zayıf bulduğu erkeğe dönüşmenize neden olduğundan genelde daha fazla ilgi isteği ve sizden daha fazla soğuma ile karşılanır.

Ben zaten işyerinde posası çıkmış halde eve dönerken, bir de kız arkadaşımdan böyle şikayetler duymak beni acayip bunalttı.

Ama buna rağmen kız seni bunaltıp durmasının negatif sonuçlarını yaşıyor mu? Normalde beta öder kafada bir erkek olmasan bu kıza çoktan çizgini çekmiş, hala anlamıyorsa da bırakmış gitmiştin. Alt tarafı 8 aydır berabersiniz. Önce tatlılıkla çizgini çekersin, bir iki kere açıklarsın, anlamıyorsa bırakırsın. Sen ne yapıyorsun? Katlanıyorsun.

Bu tartışmadan sonra günlerdir eskisi gibi samimi davranmadığını hissediyorum.

Seni soğuklukla cezalandırıyor olabilir zira kadının soğuması kadın erkek ilişkilerinde zayıf bir erkeğin korkup boyun eğmesini sağlar. Bir yandan da kendini savunamadığın ve kavga ettiğin için iticileşmiş olabilirsin.

Bakın tekrar ediyorum. İlgisizseniz ayrı konu. Ama günde 3-4 saat iletişimde olduğun kız ilgisizlikten şikayet ediyor ve fazlasını vermiyorsunuz diye soğuyorsa, bu karakterde bir kadının kendi ilişkisini baltalamasına engel olamazsınız. İlgiyi arttırmazsınız soğur, arttırırsınız daha fazlasını talep eder ve/veya yine soğur. Beta erkekler de böyle, kendi ilişkilerini baltalamaya programlılar (özgüven ve özdeğer krizine girdikleri için) ve karşılarındaki kadın bu konuda pek bir şey yapamaz.

Bir insana bu kadar meşguliyetin yanında 3-4 saatimi ayırdığım halde neden böyle yapıyor?

Muhtemelen kızın gözünde bir beta ödersin. Erkek olarak eksikliğini eşek gibi ödeyerek kapayacaksın. Tabii bu kıza “senle mi uğraşacağım” diye yol vermek yerine bunalmaya devam etmen senin gerçekten beta öder olduğunu gösteriyor. Ekstra olarak da eksta olarak da kız muhtemelen erkeğin beta versiyonu yani sürekli ilgi görmezse yalnızlık korkusuna kapılıyor.

Beni hayatının merkezine koymuyorsun ben seni koyuyorum, çalıştığım halde sana vakit ayırabiliyorum, sen gün içinde yoksun sadece geceleri benimle konuşuyorsun, ben senin objen miyim vs diyip duygu sömürüsü yapıyor.

Dediğim gibi bu kızların kendi ilişkilerini sabote etmesine engel olamazsın ve kızı kibarca “sorun sende değil bende güzelim yapamadık” deyip terk etmen gerekebilir.

Bu ilgiyi vermezsem kız arkadaşımın bu ilgiyi başka yerde aramaya başlayacağından çekiniyorum.

(Buraya kadar arkadaşa beta öder dememi haksız buluyorsanız haklısınız ama bakın bu cümle bu adama bu şekilde hitap etmemi haklı çıkarıyor.)

İşte bu yüzden sen düşük değerli beta öder bir erkeksin ve kendi ilginin değerini bilmek yerine kızın ilgisine aşırı değer verip korku içinde yaşadığın sürece de böyle eziyete mahkumsun. “Seninle mi uğraşacağım git kimi bunaltacaksan bunalt bana bulaşma” kafasında bir erkek senden daha çok rağbet görüyor ve daha az ilgi vererek ilişki yürütüyor, bunu biliyor musun? Sen kızın ilgisini kaybederim korkusu ile ilgi verdikçe ve bunaldıkça daha değersizleşiyorsun ve daha da fazla ödemen talep ediliyor. Sen tonla ilgi vermeye çalışınca ne olacağını söyleyeyim: muhtemelen tüm o ilginin beş kuruş değeri olmadığını düşünerek başka yerde ilgi aramaya başlayacak yani korktuğun, korktuğun şey başına gelmesin diye yaptığın şeyler sayesinde başına gelecek.

Çevremdeki erkek arkadaşlarımın da sevgilisinden bu konuda çektiğini biliyorum. Bu problemler hakkında ne düşünüyorsun Mahmut Abi

Evli ya da uzun süreli ilişki içinde birçok erkek senin gibi. Özellikle belli bir eğitim seviyesindeki erkeklerin çoğunun bu durumda olduğunu düşünmeye başladım. Kendi ilgisinin değerini zerre bilmeyen ve karşısındaki kadını kaybedebileceği değerli bir şey olarak görürken kendisinde bir değer görmeyen beta erkek modunda. Bütün bu site zaten sizi bu sefil varoluştan kurtarmak için var.

bazı kadınlar neden böyle ?

Canını sıkacağım ama çoğunlukla kadınlar senin gibi erkeklere böyleler. İlgisinin değerini bilen, kırmızı çizgilerini “kız gider yalnız kalırım” korkusuna kapılmadan çeken erkeklere böyle değilller.

Fakat burada tabii şu da var: Özdeğer ve özgüven problemi olan erkekler sadece ve sadece özgüven ve özdeğer problemi olan kadınları çekebiliyorlar. Bu bir. Bir de bazı kızlar çizgilerini çekebilen erkeklere bile öyleler ama bil bakalım o erkekleri en fazla kaç ay bu şekilde bunaltabiliyorlar? Ya da o erkekler bu bunaltıcı, düşük değerli kızlarla ilgili “ben beta öder olmazsam gider başkasını bulur” korkusu duyuyorlar mı?

Ayrıca bu tür kızlarla nasıl başa çıkılacağı hakkında bir yazı gelse süper olabilir.

Bir kere günde 3-4 saat zaman ayıracak duruma gelmezsin, elini verip kolunu kaptırmışsın. Sonra gayet mantıklı olan sınırlarını çizer ve 1-2 kere anlatırsın. Eğer ilişki materyali bir kızsa bir süre mırın kırın eder sonra sana uyar. Eğer değilse ya da sen artık onun gözünde geri dönüşsüz beta ödersen arıza çıkarmaya devam eder. Bu durumda kızı terk edersin. Belki de o seni terk eder. Sen de böyle bir kadından (ya arıza ya da senin betalığından arıza olmuş) kurtulursun.

Bu kızlarla böyle baş edersin. Senin gibi terk eder başkasından ilgi alır korkusu ile kuzu kuzu ödeyen erkekler şanslılarsa sırf bu zayıflıklarından terk edilirler. Şanssızlarsa evlenip acı çeker dururlar.

Son olarak da arkadaşlar, ilişkilerde maskülen erkek – feminen kadını çeker ama onun harici özelliklerde aynı kutuplar biribirini çeker. Yani siz ne kadar maskülen bir erkek adamsanız, bu tür kızlarla o kadar az muhatap olursunuz ya da birçok kadın (hepsi değil) kendini feminen olacak şekilde ayarlar. Ne kadar çok özgüven ve özdeğer sahip bir erkekseniz, o kadar çok özgüven ve özdeğere sahip kadınları çekersiniz. O kadınlar genelde bu arızaları çıkarmazlar.

Ayrıca bakınız ilgi yönetimi, uzun süreli ilişkilerde iletişim sanatı ve uzun süreli ilişkiler rehberi.

Acı zevkin bedelidir, zevk acının ödülüdür.

Bugün Anna Lembke‘nin görüşlerine yer verdiğim dopamin yoksunluğu yazısını okuyan birçoğunuzun aklına geldiğini tahmin ettiğim bir konuda konuşacağız. Anna Lembke’nin dediklerini özetlersek:

  • Beyinde zevk ve ızdırap aynı beyin bölgesinde işleniyor.
  • Zevk ve ızdırap arasında bir denge var bu dengenin ilk kuralı homeostasis, beynin bu dengeyi sürekli olarak korumak istemesi.
  • Beyin ne haz tarafında ne de ızdırap tarafında çok fazla kalmak istemiyor. Beyin denge bir yana kaydığında, bu dengenin nötr olduğu hale dönmek için elinden geleni yapıyor.
  • Eğer zevke dalarsak, beyin bunun sonucunda dengeyi sağlamak için belli belirsiz bir ızdırap yaratıyor.
  • Eğer sürekli ve yoğun olarak zevke dalarsak (bağımlılık gibi), beyin dengeyi yeniden ve ızdırap tarafında kuruyor yani durduğumuz yerde sürekli bir ızdırap hissettiğimiz bir noktaya kuruyor.

Bunun tersi de geçerli. Hayatınızda acıyı arttırırsanız, sürekli olarak acıya dalarsanız, sonrasında beyin dengeyi sağlamak için zevk yaratacaktır. Düzenli ve yoğun acı ise beynin dengeyi zevk tarafında kurmasına neden olacak ve böylece durduğumuz yerde sürekli bir zevk hissettiğimiz bir noktaya kuruyor.

Yani:

Acı zevkin bedelidir, zevk acının ödülüdür.

Peki kendinize zarar vermeden hayatınıza acı getirebileceğiniz şeyler neler? Birkaç örnek vereyim ve siz de aklınıza geleni yorumlarda yazarsınız. Bu arada buradaki acı / ızdırap, fiziksel acı anlamına gelmiyor, bir rahatsızlık hissi, bir şeyden geri kalma hissi gibi şeyleri de içeriyor.

Her neyse örneklere gelelim:

  • Ağırlık kaldırmak
  • Dövüş sporları ve aslına bakarsanız hemen her spor dalı
  • Soğuk suyla duş / banyo
  • Aralıklı oruç (inteminnent fasting)
  • Büyük çaba gerektiren, zor ödev, iş veya aktivite
  • Görsel ve duyusal zevk sağlayıcılardan, özellikle bağımlı olduklarınızdan uzak durmak
  • Yoga
  • Meditasyon

Bu konuda yaratıcı olabilirsiniz. Mesela oturup 1 saat Youtube videosu izlemek yerine evde kendinize bir rahatsızlık yaratıp bir saat ona dalabilirsiniz (dil ya da bir müzik aleti öğrenmek gibi).  Yapmaktan hoşlanmadığınız ama gerekli şeyleri (ödev, çamaşır, zor işler, vs.) daha fazla yapabilirsiniz.

Yani no pain no pleasure arkadaşlar.

Not: Anna Lembke ile bağımlılık üzerine ropörtaj, Andrew Huberman Notlarının en uzun bölümü.

 

Vaka çalışması – Erkek “kankasını” erkek arkadaşının yüzüne vurup duran kız arkadaş

Bu vakayı Corey Wayne’in son videolarından birinde gördüm. Onun yorumunu aktaracağım ama ben onun yorumunda bazı önemli kısımları doğru bulmadığım için kendi yorumumu da koyacağım. Benim yorumlarım eğik harflerle.

Bir erkek için uzun süreli ilişkilerde en önemli şey sadakattır. Beraber olduğumuz kadının sadakatinden özellikle en başlarda emin olamayız ama bir yandan da ileride çocuk yapmaya gidebilecek bir ilişkide, sadakat konusunda zaafları olan bir kadınla beraber olmak da istemeyiz. Kimsenin sadakatini 100% bilemezsiniz ama elinizdeki bilgilerden ve özellikle kadının davranışlarından, olabilecek en sağlıklı bilgiyi çıkarmanız gereklidir.

Uzun süreli ilişkide olduğum kız arkadaşımın bir erkek “arkadaşı” ile sık iletişime geçip, sıklıkla akşam içmeye gitmesi bir kırmızı alarm mıdır?

Sadakata gerçekten önem veren, aile öncelikli ve iyi ailelerden gelen kadınlar, bekar erkeklerle akşamları teke tek içmeye çıkmazlar. Yanlarında erkek arkadaşları olur ya da bir arkadaş grubu içerisinde çıkarlar. Her şeyden önce bunun nasıl görüneceğini bilirler ve bundan çekinirler. Düşünsenize, bir arkadaşınız kız arkadaşınızı başka bir erkekle akşam bir yerlerde başbaşa içerken görüyor.  Sadık kadınlar böyle bir görüntü vermek ve bunun sonucunda da erkek arkadaşlarını kaybetmek ya da kötü görünmek, ailelerini utandırmak istemezler.

İkincisi, böyle bir durumda o erkek kıza yürüyecektir ya da o yürümese bile başkası yürüyecektir. Kız arkadaş materyali olan bir kadın, kendisini böyle bir pozisyona sokmaz.

Üçüncüsü ve en önemlisi de size saygısından böyle bir şey yapmaz. Ya da sadakati değer olarak gören bir kadın size saygısını kaybetse bile size bu şekilde bir saygısızlık yapmaz.

Kız arkadaşı materyali kızlar bunu yapmazlar ama aynı şekilde uzun süreli ilişkide siz de güzel bir kankanızla teke tek içmeye gitmezsiniz ya da gitmemelisiniz.  Sadakati değer olarak gören ve kadından bu değere uygun yaşamasını bekleyen erkek de böyle şeyler yapmaz.

Sadakati değer olarak görmeyen kadınlar veya erkekler, bunu yaparlar ve buna bir sürü bahane uydururlar. Hatta yeterince yozlaşmış biriyse bu konuda tolerans göstermediğiniz için sizi suçlayıp size hakaret ederler.

Bu konuda biraz bilgi vereyim ama bu bilgiler de onun bana anlattıkları. Ne kadar gerçek, ne kadar yalan bilmiyorum.

Kızın bu konuda dürüst olduğunu kabul etmek zor zira birkaç önemli ayrıntıyı mutlaka atlayacaktır.

Bir arada çok fazla vakit geçirmişler ve bir ara öpüşmüşler ama sadece bir kere. Bu adamla sonra arkadaş kalmaya karar vermişler zira adam kızları hemen ilişkiye çekmeye çalışan bir muhtaç.

Erkek arkadaşı olan kızın yörüngesinde dönen bir zavallı olmaya devam ettiğine göre muhtaçlık devam ediyor ama bu seni rahatlatmamalı. Bu betanın kısa bir süreliğine de olsa “şanslı” bir gece geçirmesi, bir fazla kaçırılmış içkiye veya seninle kavgaya bakar.

Tamam adamın beta olduğunu çıkarabiliriz ama sonuçta beta erkek kızın erkek arkadaşı olduğu gerçeğini görmezden gelerek azimle denemeye devam edecektir. Beta erkek özellikle filmlerin etkisinde kalarak birbirlerine yazıldıklarını, kızın birgün erkek arkadaşı olan o herifin değil kendisinin ruh ikizi olduğunu anlayacağına inanarak deneyip duracaktır, özellikle de kadının erkek arkadaşı ya da kocası kadına, beta erkeğin davranılması gerektiğini düşündüğü şekilde davranmıyorsa. Bu erkek yörüngede kalarak kıza ne kadar iyi çocuk olduğunu göstermeyi ve kızın bunu anlayarak erkek arkadaşını terk edip kendisine varmasını ister (çevresinde donunun içine girme azminde adam tutan ve sonunda bir şekilde olursa erkek arkadaşının dalından bu adamın dalına atlayan kızın masalsı sonsuza kadar mutlu oldular prensesi değil sokaklara ait bir kız olduğunu bilmeyecek kadar zavallıdırlar). 

Beraber çok fazla vakit geçirmişler. İkisi de yalnızken kız adamın evine gitmiş, adam kızın evine gitmiş, beraber partilere gitmişler ve ikisi de şarap hastası oldukları için beraber içmekten gerçekten keyif alıyorlar. Dediğim gibi ikisi de yalnızken bir partide bir kere öpüşmüşler.

Aralarında romantik bir şeyler olmuş ve birazdan göreceğiniz gibi kız bu beta uyduya sadece arkadaştan daha fazla önem veriyor.

Nasıl iletişim kurduklarını bilmiyorum zira kız benimleyken o adamla hiç konuşup mesajlaşmıyor ama bu adamdan bahsetmeye ve onu merak ettiğini söylemeye başladığından beridir kafamın kaymaya başladığını itiraf etmeliyim.  Sonunda bu adamı aramaya karar verdi ve bana onunla buluşmaya gideceğini söyledi. Şimdi benim canımı acıtan şey de bu.

Şimdi bir erkeğin bilmesi gereken önemli bir şey de, bir kadının birden bir erkekten bahsetmeye başlaması. Bu erkek tabii ki “sadece arkadaştır” ve bu adamla ilgili “endişe etmene” gerek yoktur. Ama bir kadın başka bir erkekten bahsetmeye başladıysa ve onun nasıl giyindiğini, yakışıklılığını vs. övüyorsa, size temel olarak söylediği “bak bu senin yerini almak için bekleyen yedek ve eğer doğru davranmazsan da yerini alacak”.

Birçok kadın bu kafaya girdiğinde gerçekten de dillerini tutamıyorlar. Partnerlerine olan ilgi azalmasının ilginç bir dışa vurumu bu zira partnerini kaybetmekten korkan bir kadın bu yaptığının aptalca olduğunu bilip bunu engeller.

Bu kız da sana bunu söylüyor çünkü sonra birden bire adamın ayağı kayar ve adamın penisi “kazara” kızın içine girerse kız, “ona bu adamdan bahsettim ama o da davranışlarını değiştirmedi”. Bu şekilde de kendisini tüm kişisel sorumluluktan kurtarabilir (“ama ben ona anlatmaya çalıştım”). 

Canımı acıtıyor zira ben bu adamla iletişime geçmesini istemediğimi söylememe rağmen iletişime geçti ve buluşma ayarladı. Ona göre bunda hiçbir problem yok!

Bunu istemediğini bilmesine göre bunu yapması bize sana saygı duymadığını gösteriyor. Belki de ona karşı durup onu durdurmanı umuyordu ya da belki kız bozuk ve sokaklara ait. Bunu bilmiyoruz (ben paramı ikincisinden yana koyarım).

Yani sonunda dışarı içmeye çıktılar. Aralarında bir şey yoksa neden öğle yemeği yemediler? Neden bir romantik buluşma gibi akşam içiyorlar? Eskiden yattığım bir kızla akşam başbaşa içmeye gitsen bu kadın ne düşünür sence?  Özellikle de bu kızın büyük ihtimalle hala zamazingomun peşinde olduğunu biliyorsa. 

Muhtemelen hoşuna gitmez ve izin vermez ama çifte standart ile adamın buna gözünü kapamasını bekliyor.

Onun hakkında konuşup duruyor. Adam kızın yeni elbiselerini, iş başarılarını ve yeni saç rengini övmüş.

Bu sonuncusu kızın sana sen beni yeterince övmüyorsun mesajı olabilir ama sonuçta bu adam bu kızın donunun içine girmek istiyor ve bu kızın hoşuna gidiyor. Erkek arkadaşı olmayan ama olmak istediği bariz bir erkekten ilgi ve övgü alıyor. Kadının bu adamla akşam dışarı çıkması ve senin de bunu oturup sineye çekmeni beklemesi, kadının sana saygısı olmadığını gösteriyor.

Ona bu adamla buluşmasından rahatsız olduğumu söyledim ve beni kendine güvenmemekle ve muhtaç bir erkek olmakla suçladı.

Bunu başka bir şekilde memlekette çok görüyorum. Adamı geri kafalılıkla, yobazlıkla, vs. suçluyor. Bu suçladıkları adamlar da ülkenin olabilecek en modern ve ileri kafalı adamları bu arada zira geri kafalı diye küçümsedikleri gerçekten tutucu adamlar bu kızları iki güne sepetlerler (zaten bu kızlar da onlarla hiç çıkmazlardı). Bu suçlamaları görünce yemeyin zira bu suçlamalarla inanılmaz bir şekilde tırsan ve geri adım atan çok adam görüyorum. Bunlar manipülasyon ve azıcık kendinizi bilin. Modern olmanın kız arkadaşının kendisiyle yatmak isteyen bir adamla akşam içmeye çıkmasını sorun etmemekle alakası yok.

Bana ufak bir ultimatom bile verdi. Bana eğer ayrılırsak tüm eski erkek arkadaşları gibi onu özleyeceğimi söyledi.

Bu iki manipülasyonu (muhtaç ve kendine güvensizsin artı ayrılırsak üzülürsün) bana bu kızın bilerek ve isteyerek manipülasyon yaptığını söylüyor. Bu nedenle bu aşamada bu kızın terk edilmesi gerektiğini düşünüyorum ve Corey Wayne’in aşağıda verdiği uzun konuşmayı gereksiz buluyorum. O konuşma kızın gerçekten aptallığından bunu yapıyor olma ihtimali biraz daha yüksek olduğunda belki yapılabilir ama bu kızın kötü niyetli olduğu belli.

Bu arada kızın adama hiç saygısı yok ve muhtemelen bu adam da kızın önceki erkek arkadaşları gibi omurgasız ve kıza yerini / haddini bildirmekten aciz bir erkek. Kıza hiçbir erkek arkadaşı yerini bildirmemiş ya da yerini bildirip kıçına tekmeyi basan üzüldü diye kendini kandırıyor. Ama kızın bunu yapıp bunu söyleyebilmesi bana yerini bildiren erkeğin çıkmadığını söylüyor.

Burada hazır kız adamla çıkmışken ve bu lafı da etmişken, “tamam, bu tezini test edelim” deyip hiç sinirlenmeden kızdan ayrılmak ve bir daha kapına gelip salya sümük ağlasa bile almamak lazım (ardınızdan gelmezse de peşinden koşacak kadar aptal olmayın). Bu hem sizin için iyi, hem de bu kız için. 

Dediğim gibi söyledikleri, bu kızın manipülatif bir kadın olduğuna işaret ve bu kadınlarla uzun süreli ilişkiye girmemek çok daha iyi.

Şimdi Corey’in dediğine bakalım. Aslına bakarsanız iyi konuşmuş. Bazılarınız ultimatom vermiş diyecekler evet burada ultimatom verilebilir zira kız sizi terk etmekle tehdit ediyor:

Burada şunu diyeceksin. “Tatlım, senden hoşlanıyorum ama sana biz erkeklerin nasıl çalıştığını anlatayım. Bir erkek için ilişkide en önemli şey sadakattir. Eğer bir arada olmaya devam edeceksek, eğer benim senin erkek arkadaşım olma ayrıcalığını devam ettirmek istiyorsan, senden sadakat bekliyorum. Sen eskiden buluşmaya çıktığınız ve sana romantik ilgisi bariz bir erkekle dışarı çıkmaktan bahsediyorsan, açıkçası bir derecede senin de ona ilgin var demektir. Zira onunla ilgili gelip bana beğendiğin biri hakkında konuşur gibi konuşuyorsun.”

“Bu adamla içmeye çıktığında ve eğlenip gülerken, benim annem babam mekana gelse ve seni görse ne düşünürsün? Bizim güya güçlü bir ilişkimiz var ama ailem ya da arkadaşlarım seni orada başka erkekle flörtöz bir şekilde içiyorken görecekler. Ve ben de orada yokum. Sana artık başka gözle bakmaya başlayacaklar. Ve benim de seninle çıkmakla bir çeşit embesil olduğumu düşünecekler zira sadakatsiz bir kız arkadaşım var. Sadakatli, güvenilir bir kadın kendisini asla bu pozisyona sokmaz. Zira birçok erkek senin erkek arkadaşın olduğunu, evli olduğunu, çocukların olduğunu takmaz ve senin donunun içine girmeye çalışır. Eğer bir kadın kendisini bu pozisyona sokuyorsa, bir derece bunun ilerlemesine açıktır demektir.”

“Ben güzel ve bekar bir kızla teke tek akşam yemeğine çıkmazdım ve senin bunu kabul etmeni de beklemezdim. Eğer tek eşli bir ilişkideysek hayatın gerçeği bu. ”

“Bu bana burada değer yargılarımızın çatıştığını söylüyor. Ben bunu hiçbir şekilde yapmazdım ama sen yapıyorsun ve bunda bir problem görmüyorsun. Ben de senin uzun dönemli sadakatini sorguluyorum ve eğer sen uzun süreli sadakati şüpheli bir kadınsan, benim kız arkadaşım ya da gelecekte karım olmayı hak etmiyorsun. ”

“Yani davranışların ilişkimizi tehlikeye sokuyor ve eğer birgün ayrılacaksak, benim gibi iyi ve sadık bir adamı her şeyi mahvederek kaybettiği için ağlayacak olan sensin. Eğer sadakatin şüpheliyse ikinci bir şansın olmayacak. Bir kere aldatan her zaman aldatır.”

“Bu adamı benim suratıma çalmandan ve bana bu adamdan bu şekilde bahsetmenden zerre haz etmiyorum. Ben sana gelip başka bir kızdan bahsetmiyorum ve senin de bunu dinlemeni beklemiyorum. Senin bana bunu yapman neden normal olsun? Bu bana değer vermediğini, beni sevmediğini ve bana ve ilişkimize saygı duymadığını gösteriyor. Bana senin sadakatinin şüpheli olduğunu ve bizim birbirimize uygun olmadığımızı gösteriyor. Eğer bana sadakatsiz olursan bu iş biter ve seninle daha da ilerlemeden bunu gördüğüm için çok mutlu olurum. Zira bir piliçle evlenip çocuklar benden mi diye şüphe etmeyi hiç istemem.”

“Eğer benimle ilişkiye devam etmek istiyorsan, beni bir daha asla bu pozisyona sokmayacaksın. Bir daha senin donunun içine girme hayali kuran bir erkekle teke tek çıkmayacaksın ve görüşmeyeceksin.”

“Eğer bu sana normal geliyorsa, hiç de normal olmadığını ve bunu yaparsan benim kız arkadaşım olarak kalamazsın.”

Sadakat bir erkek için çok önemli ama bu kız sana iki elinin orta parmaklarını gösterip “al sana sadakat” diyor resmen.

Bence bu konuşmayı yapsa bile aynı tavrı, ekstra manipülasyon ile ve hatta benim sadakatimi sorgulamak ne haddine diklenmeleri ile devam ettirecektir. İşte o zaman kesin terk etmek lazım.

Ama belki de sen zayıflık gösterdin ve kız da senin bir zavallı olduğunu düşünüp seni test ediyor. Buna tolerans göstermeyecek kadar güçlü müsün yoksa göründüğü gibi bir zavallı mısın diye bakıyor.

Bence test ediyor ama bu test çok hadsiz ve kızın biletinin kesilmesini gerektirecek bir test. 

Eğer bu kıza haddini bildirirsen sana daha fazla saygı duyacağını garanti ederim. Bunu sinirlenmeden veya bağırmadan yapmanı tavsiye ederim. Bu kız ilişkinizi yeniden başlamamak üzere bitiriyor zira bitti mi böyle bir kadına bir şans daha verilmez. Eğer aldatırlarsa bir daha şans verilmez. Bu tip kızlarla takılırsın, FWB olursun ama daha fazlası olmaz.

Benim kafamı karıştırsan şey şu ki kız senin kitabında olan tüm yüksek ilgi göstergesi şeyleri de yapıyor ama yine de böyle davranıyor. 

Kız belki de sokaklara ait biridir ve uzun süreli ilişkide sadakatle durabilecek biri değildir.  Bu kız sadık mı, daldan dala atlar mı diye değerlendirmen lazım. Zira bazı kadınlar böyledir (severken çok seven ama aranızda işler kötüye gidince gidip aldatmayı yahu sonunda onunla beraberim diye sorun etmeyen).

Bu kankası ile arasındaki geçmişin önemsiz olduğunu düşünüyor zira geçmiş geçmiştir diyor.

Hayır. Bugünün olayları yarının trendlerini yaratır. Ayrıca olay geçmişte de değil, hala birebir çıkıyorlar ve adamdan bahsederken gözleri parlıyor.

Uzun süreli ilişkiye değecek kız arkadaşlar ya da eşler böyle davranmazlar. Bir yere çıkacaklarsa kız arkadaşlarıyla ya da kızlı erkekli arkadaşlarıyla çıkabilirler ama böyle teke tek çıkmazlar. Hadi çıktılar diyelim, bir öğle arası kahve molası olur en fazla. O nedenle modern değilsin, geri kafalısın, kendine güvenin yok laflarını alın ve karşınızdakinin kıçına sokun.

Bu kız ya sokaklara ait, ya sana gaslighting yapıyor ya da embesilin teki (üçü de kız arkadaşın olmaması için ayrı ayrı yeterli sebep).

Başka erkek arkadaşları da var ama onlarla neredeyse hiç iletişimde değil zira zamanının çoğunu benimle geçiriyor.  Bu konudaki fikirlerine ihtiyacım var zira sürekli şüphe içinde yaşamak istemiyorum. Ona bana saygı açısından bu adamla görüşmesini kısıtlamasını söylemeli miyim?

Evet ama görüşecekse de arkadaş grubu içinde görüşecek ya da sen de olacaksın. Teke tek yok. Eğer senin onunla görüşmeni istemiyorsa bu zaten tek başına büyük kırmızı alarm.

Bence bu kız o adamla gizli gizli görüşür, bu ihtimal çok yüksek.

Eğer buna uymuyorsa ve sana dikleniyorsa, adamla aynı şekilde zaman harcıyorsa, kızı terk et. Az önce söylediğim konuşmayı yap zira bunu sessizce kabul etmen saçma olur.

Onunla devam etmek isteme sebebim, onunla ilgili hala hoşuma giden çok fazla şeyin olması. Belki aşırı tepki veriyorum ve bu davranışım yüzünden benden hoşlanmamaya başlamasına neden olabilirim diye korkuyorum. Burada kendine güvenmeyen ve muhtaç olan ben miyim yoksa kendimi korumak için ayakta dik durmaya mı çalışıyorum?

Kız arkadaşının sadakatli bir kadın olduğuna dair ciddi bir soru işareti var. Yorumlarda erkeklerin kızı hemen bırak diye döşeyeceğini biliyorum ama günün sonunda seni seviyor ve sana sadıksa, senin bakış açını anlayıp buna saygı göstererek bir daha böyle bir şey yapmayacaktır. Ama bir daha yapmam deyip yaparsa ya da aynı davranışı yapmaya devam edeceğini söylerse … bazı kadınlar çok saf olabiliyorlar. Geçenlerde Jade ile yaptığımız podcastte bu ilişkilerinde sürekli olarak sorun yaratsa da “fakat ben erkek arkadaşıma ihanet etmem ki” deyip durdu. Ama erkekler diğer erkekleri de biliyorlar ve sadık bir kadın ihanet etmeyeceğini bilse de kendisini bu duruma sokmaz.

Neyse eğer ısrar ederse ya da bir daha yapmayacağım der ve yaparsa hemen terk et zira bu kadın sokaklara ait.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Erkek Adam Türkçe Podcast – Centilmen Kulübü ile Kırmızı Hap Soru Cevap

Podcasti spotify kanalımızdan da dinleyebilirsiniz.

Poscastın youtube videosu aşağıda. Videoyu beğenmeyi, yorum yapmayı ve gelecek podcastlerden haberdar olmak için çan işaretine basıp uyarıları açmayı unutmayalım, unutanları uyaralım.

Erkek Adam Türkçe Podcast – Narsist veya sınırda kişilik bozukluğu gibi sorunları olan kadınlar

Avukat Cem ve discord moderatörü Emre ile iki hafta önce Pazar günü, aklımızda bir konu olmadan bir podcast yapalım dedik ve son anda narsist kadınlar, sınırda kişilik bozukluğu olan kadınlar ya da daha genel olarak kişilik bozukluğu nedeniyle toksik olan ve ilişkilerini toksik hale getiren kadınlar ve onların kurbanları hakkında konuştuk.

Amacımız ruhsal hastalık teşhisi yapmak ve ilaç yazmak değil (zaten yapamayız da), sadece bu tür ilişkilere girmiş olanlara kendilerine çarpan kamyonu anlatmak, bu tür toksik ilişkilerde olanlara çıkış yolu göstermek ve daha önemlisi, ileride bu tür toksik kişilere karşı kendinizi nasıl koruyacağınız konusunda bilgi vermek üzere konuştuk. Doğaçlama ve hazırlıksız oldu ama fena bir podcast olmadı.

Bu arada Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımız da var.

Podcasti spotify kanalımızdan da dinleyebilirsiniz.

Poscastın youtube videosu aşağıda. Videoyu beğenmeyi, yorum yapmayı ve gelecek podcastlerden haberdar olmak için çan işaretine basıp uyarıları açmayı unutmayalım, unutanları uyaralım.

Ne yani, kendimizi kaptırmadan sevemeyecek miyiz?

Bu sitenin yorumlarında ya da yaptığım görüşmelerde sıklıkla karşılaştığım bir soru var. Bu genelde bizim ilk 4-5 ay beraber iyi vakit geçirin, birbirinizi tanıyın ama kendinizi kaptırmayın, kadını test edin ve bir miktar tetikte olun tavsiyemize uymayıp hızlıca kapılan erkeklerden duyduğum bir şey. Fakat kadın erkek ilişkilerinin doğası ve gerçekleri ile karşılaştığında birçok erkek de bunu soruyor.

“Peki hep tetikte mi olacağız, hep kendimizi frenleyecek miyiz? Hiç mi aşka dalıp ilişkiden maksimum zevk alamayacak mıyız? Bu daha zevksiz yani kötü bir şey değil mi?”

Birinci sorunun cevabı evet. İkinci sorunun cevabı ise hayır.

Bu çok karşılaştığım bir yanılgı. Sanki kadın erkek ilişkilerinin doğasını öğrendikten sonra bu bilgiye göre yaşadıklarında, “gerçek” sevgiden (sevmekten ve sevilmekten) fedakarlık yapmaları, daha tatsız tutsuz bir hayat yaşamaları gerekiyor sanıyorlar.

Sizin “fedakarlık” yaptığınız şeyi şöyle anlatayım da fişten çekilerek kötü ve tatsız tutsuz bir hayata değil, iyi ve zevkli bir hayata adım atmak olduğunu anlayın.

Fişte bir adamın aşk ilişkisi, içtiği zaman sonuna kadar sarhoş olmaya benzer. Hergün hiçbir kontrol ve sınır olmadan çikolatalı pasta yemeye benzer.  Ya da 150 km saat hızla araba kullanmaya. “Yahu iç arkadaşım, dünyaya bir daha mı geleceğiz” diye arka arkaya kadehleri yuvarladığında çıktığın o “sarhoşluk”, sarhoşluk esnasında güzel tabii. Ya da o çikolatalı pastayı tıkınırken, koko(reç) çekerken aldığın haz da muhtemelen muazzam. Ama sonra? Kusmayla, baş ağrısıyla geçen günler, hızlıca mahvettiğin bir karaciğer ve yapman gereken şeyleri yapmayı bıraktığın bir hayat. Ya da hızlıca şişmanladığın, şeker hastası olduğun ve ömrünü kısalttığın bir varoluş. Ya da ölümlü kaza.

Sizin kadın erkek ilişkileri ile ilgili “peki hep tetikte mi olacağız, hep kendimizi frenleyecek miyiz?” sorunuz, “peki alkolik olamayacak mıyız?”, “hergün çikolatalı pasta yiyemeyecek miyim?” veya “ne yani hergün 150 basamayacak mıyız?” sorularına benzer. Evet, doyumlu, sağlıklı ve erkenden bitmemiş bir hayat ya da bizim konuştuğumuz bağlamda aşk hayatı için kendini frenleyeceksin ve bir miktar tetikte olacaksın.

Şimdi bu kötü bir şey mi diye sormanın absürt olduğunu anlamışsınızdır sanırım. Şişenin dibini görmek yerine kararında içmek kötü bir şey değil. Hergün sınırsız miktarda çikolatalı pasta yemek ya da hız sınırını aşmamak kötü bir şey değil.

Sen varsa ilişkinde hatta ona gelmeden kızla ilişki öncesi flörtte yüz üzerinden 200 zevk alıyorsun, kadın erkek ilişkilerinin doğasını sindirmiş adam yüz üzerinden 60 zevk alıyor. Ama sonra ne oluyor. Senin çıra alevi gibi yoğun yanıp sönen 3 aylık şapşikliğinin ardından yüz üzerinden -200 bir ruhsal çöküntü evresi geliyor ve bir dahaki sefere kadar örneğin 9 ay boyunca -200’den -10’a sürüne sürüne çıkan bu evrede kalıyorsun. Fişten çekilmiş adam 12 ay boyunca yüz üzerinden 60 zevkten 90 zevke artan oranda zevk alıyor. Sen çıra alevi sönünce yüklendiğin coşku yüzünden biten ilişkine bağımlı hale gelip uzun bir yoksunluk dönemi yaşıyorsun. Yoksunluk yüzünden eski ilişkinin kapısını kafanı vura vura çalıp duruyorsun. Fişten çekilmiş adam ilişkisi bittiğinde (ki onun ilişki de 3 ay sürebilir), bağımlılık olmadığından kısa bir süre 0 veya – 90 arası bir yere inip (ilişkinin uzunluğuna göre) hızlıca , bağımlılık yapmadan önüne bakıyor.

Hangisi daha iyi?

Kendini kısıtlamazsan, tetikte olmazsan hergün çikolatalı pastayı tıkınırsın.

“Hergün çikolatalı pasta yiyemeyecek miyim, şişenin dibini göremeyecek miyim?”

Evet, çikolatalı pastadan çok daha fazla brokoli yiyeceksin ve o “zevkten” mahrum kalacaksın. Yoksa anlık zevklerin serpiştirildiği acılar içinde kısa sürede nalları dikersiniz.

Evet, ilişkilerde kendini tutacağın, frenleyeceğin, çok hızlı gittiğini düşünüp yavaşlayacağın zamanlar olacak. Evet, tetikte olacaksın, kim olmadığın birine duygularını kusup, ona benliğini yapıştırıp, tüm duygusal yatırımını yapıp sonra ayrılınca yırtılmayacaksın. Kaldı ki, bu şekilde bağımlı ve muhtaç olduğunda, aynı zamanda zayıf oluyorsun. Yani itici oluyorsun ve aslında gayet uzun ve mutlu olabilecek bir ilişkiyi, iyi bir partneri bile soğutup uzaklaştırıyorsun.

Bu konuda son olarak diyeceğim şey, kadınlarla erkekler kendini kaptırma konusunda aynı değiller. Erkekler kendini kaptıran kadına daha toleranslıdırlar ama bir kadının bu kaptırmanın bokunu çıkarmaması lazım yoksa o da kısa sürede acılara boğulabilir. Ayrıca kadınların duygusal gelgitleri daha fazla olduğundan ilişkinin direğinin, sağlam kayasının, kendini ve çevresini kontrol altında tutan partnerinin erkek olması gereklidir. Erkek de kadın ile beraber kendisini kaptırırsa, ilişkinin dengesizleşmesi ve hızlıca bitmesi çok büyük bir ihtimal.

Kendinizi kaptırmayın arkadaşlar,  aşk bombardımanı altında olsanız da ve hatta asıl o zaman kaptırmayın. Böyle daha çok zevk alırsınız merak etmeyin.