Vaka çalışması – Erkek “kankasını” erkek arkadaşının yüzüne vurup duran kız arkadaş

Bu vakayı Corey Wayne’in son videolarından birinde gördüm. Onun yorumunu aktaracağım ama ben onun yorumunda bazı önemli kısımları doğru bulmadığım için kendi yorumumu da koyacağım. Benim yorumlarım eğik harflerle.

Bir erkek için uzun süreli ilişkilerde en önemli şey sadakattır. Beraber olduğumuz kadının sadakatinden özellikle en başlarda emin olamayız ama bir yandan da ileride çocuk yapmaya gidebilecek bir ilişkide, sadakat konusunda zaafları olan bir kadınla beraber olmak da istemeyiz. Kimsenin sadakatini 100% bilemezsiniz ama elinizdeki bilgilerden ve özellikle kadının davranışlarından, olabilecek en sağlıklı bilgiyi çıkarmanız gereklidir.

Uzun süreli ilişkide olduğum kız arkadaşımın bir erkek “arkadaşı” ile sık iletişime geçip, sıklıkla akşam içmeye gitmesi bir kırmızı alarm mıdır?

Sadakata gerçekten önem veren, aile öncelikli ve iyi ailelerden gelen kadınlar, bekar erkeklerle akşamları teke tek içmeye çıkmazlar. Yanlarında erkek arkadaşları olur ya da bir arkadaş grubu içerisinde çıkarlar. Her şeyden önce bunun nasıl görüneceğini bilirler ve bundan çekinirler. Düşünsenize, bir arkadaşınız kız arkadaşınızı başka bir erkekle akşam bir yerlerde başbaşa içerken görüyor.  Sadık kadınlar böyle bir görüntü vermek ve bunun sonucunda da erkek arkadaşlarını kaybetmek ya da kötü görünmek, ailelerini utandırmak istemezler.

İkincisi, böyle bir durumda o erkek kıza yürüyecektir ya da o yürümese bile başkası yürüyecektir. Kız arkadaş materyali olan bir kadın, kendisini böyle bir pozisyona sokmaz.

Üçüncüsü ve en önemlisi de size saygısından böyle bir şey yapmaz. Ya da sadakati değer olarak gören bir kadın size saygısını kaybetse bile size bu şekilde bir saygısızlık yapmaz.

Kız arkadaşı materyali kızlar bunu yapmazlar ama aynı şekilde uzun süreli ilişkide siz de güzel bir kankanızla teke tek içmeye gitmezsiniz ya da gitmemelisiniz.  Sadakati değer olarak gören ve kadından bu değere uygun yaşamasını bekleyen erkek de böyle şeyler yapmaz.

Sadakati değer olarak görmeyen kadınlar veya erkekler, bunu yaparlar ve buna bir sürü bahane uydururlar. Hatta yeterince yozlaşmış biriyse bu konuda tolerans göstermediğiniz için sizi suçlayıp size hakaret ederler.

Bu konuda biraz bilgi vereyim ama bu bilgiler de onun bana anlattıkları. Ne kadar gerçek, ne kadar yalan bilmiyorum.

Kızın bu konuda dürüst olduğunu kabul etmek zor zira birkaç önemli ayrıntıyı mutlaka atlayacaktır.

Bir arada çok fazla vakit geçirmişler ve bir ara öpüşmüşler ama sadece bir kere. Bu adamla sonra arkadaş kalmaya karar vermişler zira adam kızları hemen ilişkiye çekmeye çalışan bir muhtaç.

Erkek arkadaşı olan kızın yörüngesinde dönen bir zavallı olmaya devam ettiğine göre muhtaçlık devam ediyor ama bu seni rahatlatmamalı. Bu betanın kısa bir süreliğine de olsa “şanslı” bir gece geçirmesi, bir fazla kaçırılmış içkiye veya seninle kavgaya bakar.

Tamam adamın beta olduğunu çıkarabiliriz ama sonuçta beta erkek kızın erkek arkadaşı olduğu gerçeğini görmezden gelerek azimle denemeye devam edecektir. Beta erkek özellikle filmlerin etkisinde kalarak birbirlerine yazıldıklarını, kızın birgün erkek arkadaşı olan o herifin değil kendisinin ruh ikizi olduğunu anlayacağına inanarak deneyip duracaktır, özellikle de kadının erkek arkadaşı ya da kocası kadına, beta erkeğin davranılması gerektiğini düşündüğü şekilde davranmıyorsa. Bu erkek yörüngede kalarak kıza ne kadar iyi çocuk olduğunu göstermeyi ve kızın bunu anlayarak erkek arkadaşını terk edip kendisine varmasını ister (çevresinde donunun içine girme azminde adam tutan ve sonunda bir şekilde olursa erkek arkadaşının dalından bu adamın dalına atlayan kızın masalsı sonsuza kadar mutlu oldular prensesi değil sokaklara ait bir kız olduğunu bilmeyecek kadar zavallıdırlar). 

Beraber çok fazla vakit geçirmişler. İkisi de yalnızken kız adamın evine gitmiş, adam kızın evine gitmiş, beraber partilere gitmişler ve ikisi de şarap hastası oldukları için beraber içmekten gerçekten keyif alıyorlar. Dediğim gibi ikisi de yalnızken bir partide bir kere öpüşmüşler.

Aralarında romantik bir şeyler olmuş ve birazdan göreceğiniz gibi kız bu beta uyduya sadece arkadaştan daha fazla önem veriyor.

Nasıl iletişim kurduklarını bilmiyorum zira kız benimleyken o adamla hiç konuşup mesajlaşmıyor ama bu adamdan bahsetmeye ve onu merak ettiğini söylemeye başladığından beridir kafamın kaymaya başladığını itiraf etmeliyim.  Sonunda bu adamı aramaya karar verdi ve bana onunla buluşmaya gideceğini söyledi. Şimdi benim canımı acıtan şey de bu.

Şimdi bir erkeğin bilmesi gereken önemli bir şey de, bir kadının birden bir erkekten bahsetmeye başlaması. Bu erkek tabii ki “sadece arkadaştır” ve bu adamla ilgili “endişe etmene” gerek yoktur. Ama bir kadın başka bir erkekten bahsetmeye başladıysa ve onun nasıl giyindiğini, yakışıklılığını vs. övüyorsa, size temel olarak söylediği “bak bu senin yerini almak için bekleyen yedek ve eğer doğru davranmazsan da yerini alacak”.

Birçok kadın bu kafaya girdiğinde gerçekten de dillerini tutamıyorlar. Partnerlerine olan ilgi azalmasının ilginç bir dışa vurumu bu zira partnerini kaybetmekten korkan bir kadın bu yaptığının aptalca olduğunu bilip bunu engeller.

Bu kız da sana bunu söylüyor çünkü sonra birden bire adamın ayağı kayar ve adamın penisi “kazara” kızın içine girerse kız, “ona bu adamdan bahsettim ama o da davranışlarını değiştirmedi”. Bu şekilde de kendisini tüm kişisel sorumluluktan kurtarabilir (“ama ben ona anlatmaya çalıştım”). 

Canımı acıtıyor zira ben bu adamla iletişime geçmesini istemediğimi söylememe rağmen iletişime geçti ve buluşma ayarladı. Ona göre bunda hiçbir problem yok!

Bunu istemediğini bilmesine göre bunu yapması bize sana saygı duymadığını gösteriyor. Belki de ona karşı durup onu durdurmanı umuyordu ya da belki kız bozuk ve sokaklara ait. Bunu bilmiyoruz (ben paramı ikincisinden yana koyarım).

Yani sonunda dışarı içmeye çıktılar. Aralarında bir şey yoksa neden öğle yemeği yemediler? Neden bir romantik buluşma gibi akşam içiyorlar? Eskiden yattığım bir kızla akşam başbaşa içmeye gitsen bu kadın ne düşünür sence?  Özellikle de bu kızın büyük ihtimalle hala zamazingomun peşinde olduğunu biliyorsa. 

Muhtemelen hoşuna gitmez ve izin vermez ama çifte standart ile adamın buna gözünü kapamasını bekliyor.

Onun hakkında konuşup duruyor. Adam kızın yeni elbiselerini, iş başarılarını ve yeni saç rengini övmüş.

Bu sonuncusu kızın sana sen beni yeterince övmüyorsun mesajı olabilir ama sonuçta bu adam bu kızın donunun içine girmek istiyor ve bu kızın hoşuna gidiyor. Erkek arkadaşı olmayan ama olmak istediği bariz bir erkekten ilgi ve övgü alıyor. Kadının bu adamla akşam dışarı çıkması ve senin de bunu oturup sineye çekmeni beklemesi, kadının sana saygısı olmadığını gösteriyor.

Ona bu adamla buluşmasından rahatsız olduğumu söyledim ve beni kendine güvenmemekle ve muhtaç bir erkek olmakla suçladı.

Bunu başka bir şekilde memlekette çok görüyorum. Adamı geri kafalılıkla, yobazlıkla, vs. suçluyor. Bu suçladıkları adamlar da ülkenin olabilecek en modern ve ileri kafalı adamları bu arada zira geri kafalı diye küçümsedikleri gerçekten tutucu adamlar bu kızları iki güne sepetlerler (zaten bu kızlar da onlarla hiç çıkmazlardı). Bu suçlamaları görünce yemeyin zira bu suçlamalarla inanılmaz bir şekilde tırsan ve geri adım atan çok adam görüyorum. Bunlar manipülasyon ve azıcık kendinizi bilin. Modern olmanın kız arkadaşının kendisiyle yatmak isteyen bir adamla akşam içmeye çıkmasını sorun etmemekle alakası yok.

Bana ufak bir ultimatom bile verdi. Bana eğer ayrılırsak tüm eski erkek arkadaşları gibi onu özleyeceğimi söyledi.

Bu iki manipülasyonu (muhtaç ve kendine güvensizsin artı ayrılırsak üzülürsün) bana bu kızın bilerek ve isteyerek manipülasyon yaptığını söylüyor. Bu nedenle bu aşamada bu kızın terk edilmesi gerektiğini düşünüyorum ve Corey Wayne’in aşağıda verdiği uzun konuşmayı gereksiz buluyorum. O konuşma kızın gerçekten aptallığından bunu yapıyor olma ihtimali biraz daha yüksek olduğunda belki yapılabilir ama bu kızın kötü niyetli olduğu belli.

Bu arada kızın adama hiç saygısı yok ve muhtemelen bu adam da kızın önceki erkek arkadaşları gibi omurgasız ve kıza yerini / haddini bildirmekten aciz bir erkek. Kıza hiçbir erkek arkadaşı yerini bildirmemiş ya da yerini bildirip kıçına tekmeyi basan üzüldü diye kendini kandırıyor. Ama kızın bunu yapıp bunu söyleyebilmesi bana yerini bildiren erkeğin çıkmadığını söylüyor.

Burada hazır kız adamla çıkmışken ve bu lafı da etmişken, “tamam, bu tezini test edelim” deyip hiç sinirlenmeden kızdan ayrılmak ve bir daha kapına gelip salya sümük ağlasa bile almamak lazım (ardınızdan gelmezse de peşinden koşacak kadar aptal olmayın). Bu hem sizin için iyi, hem de bu kız için. 

Dediğim gibi söyledikleri, bu kızın manipülatif bir kadın olduğuna işaret ve bu kadınlarla uzun süreli ilişkiye girmemek çok daha iyi.

Şimdi Corey’in dediğine bakalım. Aslına bakarsanız iyi konuşmuş. Bazılarınız ultimatom vermiş diyecekler evet burada ultimatom verilebilir zira kız sizi terk etmekle tehdit ediyor:

Burada şunu diyeceksin. “Tatlım, senden hoşlanıyorum ama sana biz erkeklerin nasıl çalıştığını anlatayım. Bir erkek için ilişkide en önemli şey sadakattir. Eğer bir arada olmaya devam edeceksek, eğer benim senin erkek arkadaşım olma ayrıcalığını devam ettirmek istiyorsan, senden sadakat bekliyorum. Sen eskiden buluşmaya çıktığınız ve sana romantik ilgisi bariz bir erkekle dışarı çıkmaktan bahsediyorsan, açıkçası bir derecede senin de ona ilgin var demektir. Zira onunla ilgili gelip bana beğendiğin biri hakkında konuşur gibi konuşuyorsun.”

“Bu adamla içmeye çıktığında ve eğlenip gülerken, benim annem babam mekana gelse ve seni görse ne düşünürsün? Bizim güya güçlü bir ilişkimiz var ama ailem ya da arkadaşlarım seni orada başka erkekle flörtöz bir şekilde içiyorken görecekler. Ve ben de orada yokum. Sana artık başka gözle bakmaya başlayacaklar. Ve benim de seninle çıkmakla bir çeşit embesil olduğumu düşünecekler zira sadakatsiz bir kız arkadaşım var. Sadakatli, güvenilir bir kadın kendisini asla bu pozisyona sokmaz. Zira birçok erkek senin erkek arkadaşın olduğunu, evli olduğunu, çocukların olduğunu takmaz ve senin donunun içine girmeye çalışır. Eğer bir kadın kendisini bu pozisyona sokuyorsa, bir derece bunun ilerlemesine açıktır demektir.”

“Ben güzel ve bekar bir kızla teke tek akşam yemeğine çıkmazdım ve senin bunu kabul etmeni de beklemezdim. Eğer tek eşli bir ilişkideysek hayatın gerçeği bu. ”

“Bu bana burada değer yargılarımızın çatıştığını söylüyor. Ben bunu hiçbir şekilde yapmazdım ama sen yapıyorsun ve bunda bir problem görmüyorsun. Ben de senin uzun dönemli sadakatini sorguluyorum ve eğer sen uzun süreli sadakati şüpheli bir kadınsan, benim kız arkadaşım ya da gelecekte karım olmayı hak etmiyorsun. ”

“Yani davranışların ilişkimizi tehlikeye sokuyor ve eğer birgün ayrılacaksak, benim gibi iyi ve sadık bir adamı her şeyi mahvederek kaybettiği için ağlayacak olan sensin. Eğer sadakatin şüpheliyse ikinci bir şansın olmayacak. Bir kere aldatan her zaman aldatır.”

“Bu adamı benim suratıma çalmandan ve bana bu adamdan bu şekilde bahsetmenden zerre haz etmiyorum. Ben sana gelip başka bir kızdan bahsetmiyorum ve senin de bunu dinlemeni beklemiyorum. Senin bana bunu yapman neden normal olsun? Bu bana değer vermediğini, beni sevmediğini ve bana ve ilişkimize saygı duymadığını gösteriyor. Bana senin sadakatinin şüpheli olduğunu ve bizim birbirimize uygun olmadığımızı gösteriyor. Eğer bana sadakatsiz olursan bu iş biter ve seninle daha da ilerlemeden bunu gördüğüm için çok mutlu olurum. Zira bir piliçle evlenip çocuklar benden mi diye şüphe etmeyi hiç istemem.”

“Eğer benimle ilişkiye devam etmek istiyorsan, beni bir daha asla bu pozisyona sokmayacaksın. Bir daha senin donunun içine girme hayali kuran bir erkekle teke tek çıkmayacaksın ve görüşmeyeceksin.”

“Eğer bu sana normal geliyorsa, hiç de normal olmadığını ve bunu yaparsan benim kız arkadaşım olarak kalamazsın.”

Sadakat bir erkek için çok önemli ama bu kız sana iki elinin orta parmaklarını gösterip “al sana sadakat” diyor resmen.

Bence bu konuşmayı yapsa bile aynı tavrı, ekstra manipülasyon ile ve hatta benim sadakatimi sorgulamak ne haddine diklenmeleri ile devam ettirecektir. İşte o zaman kesin terk etmek lazım.

Ama belki de sen zayıflık gösterdin ve kız da senin bir zavallı olduğunu düşünüp seni test ediyor. Buna tolerans göstermeyecek kadar güçlü müsün yoksa göründüğü gibi bir zavallı mısın diye bakıyor.

Bence test ediyor ama bu test çok hadsiz ve kızın biletinin kesilmesini gerektirecek bir test. 

Eğer bu kıza haddini bildirirsen sana daha fazla saygı duyacağını garanti ederim. Bunu sinirlenmeden veya bağırmadan yapmanı tavsiye ederim. Bu kız ilişkinizi yeniden başlamamak üzere bitiriyor zira bitti mi böyle bir kadına bir şans daha verilmez. Eğer aldatırlarsa bir daha şans verilmez. Bu tip kızlarla takılırsın, FWB olursun ama daha fazlası olmaz.

Benim kafamı karıştırsan şey şu ki kız senin kitabında olan tüm yüksek ilgi göstergesi şeyleri de yapıyor ama yine de böyle davranıyor. 

Kız belki de sokaklara ait biridir ve uzun süreli ilişkide sadakatle durabilecek biri değildir.  Bu kız sadık mı, daldan dala atlar mı diye değerlendirmen lazım. Zira bazı kadınlar böyledir (severken çok seven ama aranızda işler kötüye gidince gidip aldatmayı yahu sonunda onunla beraberim diye sorun etmeyen).

Bu kankası ile arasındaki geçmişin önemsiz olduğunu düşünüyor zira geçmiş geçmiştir diyor.

Hayır. Bugünün olayları yarının trendlerini yaratır. Ayrıca olay geçmişte de değil, hala birebir çıkıyorlar ve adamdan bahsederken gözleri parlıyor.

Uzun süreli ilişkiye değecek kız arkadaşlar ya da eşler böyle davranmazlar. Bir yere çıkacaklarsa kız arkadaşlarıyla ya da kızlı erkekli arkadaşlarıyla çıkabilirler ama böyle teke tek çıkmazlar. Hadi çıktılar diyelim, bir öğle arası kahve molası olur en fazla. O nedenle modern değilsin, geri kafalısın, kendine güvenin yok laflarını alın ve karşınızdakinin kıçına sokun.

Bu kız ya sokaklara ait, ya sana gaslighting yapıyor ya da embesilin teki (üçü de kız arkadaşın olmaması için ayrı ayrı yeterli sebep).

Başka erkek arkadaşları da var ama onlarla neredeyse hiç iletişimde değil zira zamanının çoğunu benimle geçiriyor.  Bu konudaki fikirlerine ihtiyacım var zira sürekli şüphe içinde yaşamak istemiyorum. Ona bana saygı açısından bu adamla görüşmesini kısıtlamasını söylemeli miyim?

Evet ama görüşecekse de arkadaş grubu içinde görüşecek ya da sen de olacaksın. Teke tek yok. Eğer senin onunla görüşmeni istemiyorsa bu zaten tek başına büyük kırmızı alarm.

Bence bu kız o adamla gizli gizli görüşür, bu ihtimal çok yüksek.

Eğer buna uymuyorsa ve sana dikleniyorsa, adamla aynı şekilde zaman harcıyorsa, kızı terk et. Az önce söylediğim konuşmayı yap zira bunu sessizce kabul etmen saçma olur.

Onunla devam etmek isteme sebebim, onunla ilgili hala hoşuma giden çok fazla şeyin olması. Belki aşırı tepki veriyorum ve bu davranışım yüzünden benden hoşlanmamaya başlamasına neden olabilirim diye korkuyorum. Burada kendine güvenmeyen ve muhtaç olan ben miyim yoksa kendimi korumak için ayakta dik durmaya mı çalışıyorum?

Kız arkadaşının sadakatli bir kadın olduğuna dair ciddi bir soru işareti var. Yorumlarda erkeklerin kızı hemen bırak diye döşeyeceğini biliyorum ama günün sonunda seni seviyor ve sana sadıksa, senin bakış açını anlayıp buna saygı göstererek bir daha böyle bir şey yapmayacaktır. Ama bir daha yapmam deyip yaparsa ya da aynı davranışı yapmaya devam edeceğini söylerse … bazı kadınlar çok saf olabiliyorlar. Geçenlerde Jade ile yaptığımız podcastte bu ilişkilerinde sürekli olarak sorun yaratsa da “fakat ben erkek arkadaşıma ihanet etmem ki” deyip durdu. Ama erkekler diğer erkekleri de biliyorlar ve sadık bir kadın ihanet etmeyeceğini bilse de kendisini bu duruma sokmaz.

Neyse eğer ısrar ederse ya da bir daha yapmayacağım der ve yaparsa hemen terk et zira bu kadın sokaklara ait.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Erkek Adam Türkçe Podcast – Centilmen Kulübü ile Kırmızı Hap Soru Cevap

Podcasti spotify kanalımızdan da dinleyebilirsiniz.

Poscastın youtube videosu aşağıda. Videoyu beğenmeyi, yorum yapmayı ve gelecek podcastlerden haberdar olmak için çan işaretine basıp uyarıları açmayı unutmayalım, unutanları uyaralım.

Erkek Adam Türkçe Podcast – Narsist veya sınırda kişilik bozukluğu gibi sorunları olan kadınlar

Avukat Cem ve discord moderatörü Emre ile iki hafta önce Pazar günü, aklımızda bir konu olmadan bir podcast yapalım dedik ve son anda narsist kadınlar, sınırda kişilik bozukluğu olan kadınlar ya da daha genel olarak kişilik bozukluğu nedeniyle toksik olan ve ilişkilerini toksik hale getiren kadınlar ve onların kurbanları hakkında konuştuk.

Amacımız ruhsal hastalık teşhisi yapmak ve ilaç yazmak değil (zaten yapamayız da), sadece bu tür ilişkilere girmiş olanlara kendilerine çarpan kamyonu anlatmak, bu tür toksik ilişkilerde olanlara çıkış yolu göstermek ve daha önemlisi, ileride bu tür toksik kişilere karşı kendinizi nasıl koruyacağınız konusunda bilgi vermek üzere konuştuk. Doğaçlama ve hazırlıksız oldu ama fena bir podcast olmadı.

Bu arada Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımız da var.

Podcasti spotify kanalımızdan da dinleyebilirsiniz.

Poscastın youtube videosu aşağıda. Videoyu beğenmeyi, yorum yapmayı ve gelecek podcastlerden haberdar olmak için çan işaretine basıp uyarıları açmayı unutmayalım, unutanları uyaralım.

Ne yani, kendimizi kaptırmadan sevemeyecek miyiz?

Bu sitenin yorumlarında ya da yaptığım görüşmelerde sıklıkla karşılaştığım bir soru var. Bu genelde bizim ilk 4-5 ay beraber iyi vakit geçirin, birbirinizi tanıyın ama kendinizi kaptırmayın, kadını test edin ve bir miktar tetikte olun tavsiyemize uymayıp hızlıca kapılan erkeklerden duyduğum bir şey. Fakat kadın erkek ilişkilerinin doğası ve gerçekleri ile karşılaştığında birçok erkek de bunu soruyor.

“Peki hep tetikte mi olacağız, hep kendimizi frenleyecek miyiz? Hiç mi aşka dalıp ilişkiden maksimum zevk alamayacak mıyız? Bu daha zevksiz yani kötü bir şey değil mi?”

Birinci sorunun cevabı evet. İkinci sorunun cevabı ise hayır.

Bu çok karşılaştığım bir yanılgı. Sanki kadın erkek ilişkilerinin doğasını öğrendikten sonra bu bilgiye göre yaşadıklarında, “gerçek” sevgiden (sevmekten ve sevilmekten) fedakarlık yapmaları, daha tatsız tutsuz bir hayat yaşamaları gerekiyor sanıyorlar.

Sizin “fedakarlık” yaptığınız şeyi şöyle anlatayım da fişten çekilerek kötü ve tatsız tutsuz bir hayata değil, iyi ve zevkli bir hayata adım atmak olduğunu anlayın.

Fişte bir adamın aşk ilişkisi, içtiği zaman sonuna kadar sarhoş olmaya benzer. Hergün hiçbir kontrol ve sınır olmadan çikolatalı pasta yemeye benzer.  Ya da 150 km saat hızla araba kullanmaya. “Yahu iç arkadaşım, dünyaya bir daha mı geleceğiz” diye arka arkaya kadehleri yuvarladığında çıktığın o “sarhoşluk”, sarhoşluk esnasında güzel tabii. Ya da o çikolatalı pastayı tıkınırken, koko(reç) çekerken aldığın haz da muhtemelen muazzam. Ama sonra? Kusmayla, baş ağrısıyla geçen günler, hızlıca mahvettiğin bir karaciğer ve yapman gereken şeyleri yapmayı bıraktığın bir hayat. Ya da hızlıca şişmanladığın, şeker hastası olduğun ve ömrünü kısalttığın bir varoluş. Ya da ölümlü kaza.

Sizin kadın erkek ilişkileri ile ilgili “peki hep tetikte mi olacağız, hep kendimizi frenleyecek miyiz?” sorunuz, “peki alkolik olamayacak mıyız?”, “hergün çikolatalı pasta yiyemeyecek miyim?” veya “ne yani hergün 150 basamayacak mıyız?” sorularına benzer. Evet, doyumlu, sağlıklı ve erkenden bitmemiş bir hayat ya da bizim konuştuğumuz bağlamda aşk hayatı için kendini frenleyeceksin ve bir miktar tetikte olacaksın.

Şimdi bu kötü bir şey mi diye sormanın absürt olduğunu anlamışsınızdır sanırım. Şişenin dibini görmek yerine kararında içmek kötü bir şey değil. Hergün sınırsız miktarda çikolatalı pasta yemek ya da hız sınırını aşmamak kötü bir şey değil.

Sen varsa ilişkinde hatta ona gelmeden kızla ilişki öncesi flörtte yüz üzerinden 200 zevk alıyorsun, kadın erkek ilişkilerinin doğasını sindirmiş adam yüz üzerinden 60 zevk alıyor. Ama sonra ne oluyor. Senin çıra alevi gibi yoğun yanıp sönen 3 aylık şapşikliğinin ardından yüz üzerinden -200 bir ruhsal çöküntü evresi geliyor ve bir dahaki sefere kadar örneğin 9 ay boyunca -200’den -10’a sürüne sürüne çıkan bu evrede kalıyorsun. Fişten çekilmiş adam 12 ay boyunca yüz üzerinden 60 zevkten 90 zevke artan oranda zevk alıyor. Sen çıra alevi sönünce yüklendiğin coşku yüzünden biten ilişkine bağımlı hale gelip uzun bir yoksunluk dönemi yaşıyorsun. Yoksunluk yüzünden eski ilişkinin kapısını kafanı vura vura çalıp duruyorsun. Fişten çekilmiş adam ilişkisi bittiğinde (ki onun ilişki de 3 ay sürebilir), bağımlılık olmadığından kısa bir süre 0 veya – 90 arası bir yere inip (ilişkinin uzunluğuna göre) hızlıca , bağımlılık yapmadan önüne bakıyor.

Hangisi daha iyi?

Kendini kısıtlamazsan, tetikte olmazsan hergün çikolatalı pastayı tıkınırsın.

“Hergün çikolatalı pasta yiyemeyecek miyim, şişenin dibini göremeyecek miyim?”

Evet, çikolatalı pastadan çok daha fazla brokoli yiyeceksin ve o “zevkten” mahrum kalacaksın. Yoksa anlık zevklerin serpiştirildiği acılar içinde kısa sürede nalları dikersiniz.

Evet, ilişkilerde kendini tutacağın, frenleyeceğin, çok hızlı gittiğini düşünüp yavaşlayacağın zamanlar olacak. Evet, tetikte olacaksın, kim olmadığın birine duygularını kusup, ona benliğini yapıştırıp, tüm duygusal yatırımını yapıp sonra ayrılınca yırtılmayacaksın. Kaldı ki, bu şekilde bağımlı ve muhtaç olduğunda, aynı zamanda zayıf oluyorsun. Yani itici oluyorsun ve aslında gayet uzun ve mutlu olabilecek bir ilişkiyi, iyi bir partneri bile soğutup uzaklaştırıyorsun.

Bu konuda son olarak diyeceğim şey, kadınlarla erkekler kendini kaptırma konusunda aynı değiller. Erkekler kendini kaptıran kadına daha toleranslıdırlar ama bir kadının bu kaptırmanın bokunu çıkarmaması lazım yoksa o da kısa sürede acılara boğulabilir. Ayrıca kadınların duygusal gelgitleri daha fazla olduğundan ilişkinin direğinin, sağlam kayasının, kendini ve çevresini kontrol altında tutan partnerinin erkek olması gereklidir. Erkek de kadın ile beraber kendisini kaptırırsa, ilişkinin dengesizleşmesi ve hızlıca bitmesi çok büyük bir ihtimal.

Kendinizi kaptırmayın arkadaşlar,  aşk bombardımanı altında olsanız da ve hatta asıl o zaman kaptırmayın. Böyle daha çok zevk alırsınız merak etmeyin.

Kafein uykunuzu ve verimliliğinizi öldürür – Matthew Walker

Andrew Huberman Notları kitabındaki aynı adlı bölümdem alıntıdır.

Kafein konusunda Hübermann’ın röportaj yaptığı, dünyaca ünlü uyku uzmanı Matthew Walker’ın görüşlerine de yer vermek istiyorum. Çok satan Neden Uyuruz? (‘Why We Sleep’) kitabının yazarı Nöron Bilimi ve Psikoloji profesörü Walker’ın kafein konusundaki görüşleri çok sert. Walker şöyle söylüyor:

Her akşam içeceğiniz bir doz kafein, derin uykunuzu yüzde 20 azaltacaktır. Derin uykuda böyle bir azalma için normalde 15 yaş yaşlanmanız lazım ama siz bunu her akşam bir fincan kahve içerek de “başarabilirsiniz”. 

Kafeinin insanı uyanık tutacağını herkes bilir. Kafein bazı kaynaklara göre petrolden sonra en çok ticareti yapılan madde ki bu da bize şu anki uyku yoksunu durumumuz hakkında çok şey söylüyor. Çoğu insanın bilmediği şey, vücudumuza giren kimyasalların birer yarı ömrü olduğu. Bir kimyasalın vücuttaki yarı ömrü, bu kimyasalın yarısının sistemimizden atılması için gereken süredir. Kafeinin yarı ömrü 6-7 saat ve bu da insanların genetik yapısına göre değişen bir şey.

Kafeinin çeyrek ömrü ise 12 saat (kimyasalın %75’inin vücuttan atılması için gerekli süre). Yani eğer öğle saatlerinde kafein aldıysanız, bu kafeinin dörtte biri gece yarısı hala beyninizin etrafında dolaşımda oluyor. Yani bu tam yatmadan önce bir fincanın dörtte biri kadar kahve içmek gibi bir şey. Bu durumda iyi bir uyku bekleyemezsiniz. Hele de akşama doğru kahve içiyorsanız, artık bunun neye eşdeğer olduğunu biliyorsunuz. Bu bence toplumda bilinmeyen büyük bir problem. Verilere bakarsanız son 30 yılda Starbucks gibi kahve satan yerlerin sayısı astronomik oranda arttı. Bence kahve, bizim gelişmiş ülkelerdeki kitlesel uyku yetersizliği problemimize karşı kendi kendimize kullanmaya çalıştığımız bir ilaç haline geldi. Evet, kafein psikoaktif bir madde ve bu nedenle ilaç diyorum. Hiç düşünmeden kullandığımız ve çocuklarımıza da kullandırdığımız bir ilaç. Hastalarımın çoğu kafeini kestiklerinde, uyku kalitelerinde artış görüyorlar. Belki birkaç gün baş ağrısı çekiyorlar ama uyku kaliteleri artıyor ve gün içinde daha çok enerjik ve üretken oluyorlar.

Kafein, bizim çocuklarımıza verdiğimiz tek psikoaktif uyaran. Ebeveynleri suçlamıyorum zira kafeinin etkilerini bilmiyorlar. Oldukça endişe verici bir araştırmada, insanlara bir fincan kahve dozunda kafein veriyorlar (200 milligram) ve sonra da derin uyku kalitelerini ölçmek için bu insanların derin uykuda ürettikleri, vücutlarının onarılmasına da yardımcı olan beyin dalgalarını kaydediyorlar ve akşama doğru içilen sadece bir doz kafeinin bile derin uykuda geçirilen zamanı %20 azalttığını buluyorlar. Derin uykuda böyle  bir azalmanın olması için 15 yıl yaşlanmanız lazım ama siz bunu her akşam sadece bir fincan kahve içerek de “başarabilirsiniz”. Bunu yapan insanlar ertesi gün kalktıklarında, derin uykularının kalitesi düşük olduğu için yenilenmemiş ve tazelenmemiş hissederler ve daha fazla kahve içmeleri gerektiğini düşünürler. Normalde bir fincan kahve içecek iken 2 fincan kahve içerler ve böylece bir bağımlılık döngüsü yaratırlar.

İnsanlar kafeinin üzerlerinde nasıl bir etkisi olduğunun ve sistemlerinde ne kadar uzun süre kaldığının farkında değiller. Kafeinin üzerinizde böyle bir etkisi olmasına karşı bağışıklılığınız olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ama bilinç düzeyinde farkında olmasanız bile etkisi sandığınızdan çok olabilir. Bu nedenle kahve (ve çay ya da kola) içmeyi seviyor olsanız bile, bunu öğleden önce yapın ve öğleden sonra içmeyin.

Kitabım piyasaya çıktıktan sonra biri bana bir tweet yazdı ve şöyle dedi:

“Kafeinin problem olduğunu hiç düşünmemiştim ama kitabınızı okuduktan sonra, öğleden sonra içmemek kaydıyla günde sadece 2 fincan kahve içmeye başladım. 30 yıldır böyle iyi uyku çekmiyordum. İnsanların düşünmeden yaptığı, sıradan bir şey bile uyku üzerine böyle büyük etki edebiliyormuş.”

Kafein, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşüyor. Ne kadar çok kafein alırsanız, o kadar daha çok almanız gerekiyor ve o kadar bağımlı hale geliyorsunuz. Aynı şey sadece kahve için değil, çay için de geçerli. İnsanların kahve veya çayın yerine koyduğu yeşil çayda da oldukça yüksek miktarda kafein var.

Kahve sabah içildiğinde insanın ayıkmasına yardımcı olabilir ama kafein almak üzere de evrimleştiğimizi düşünmüyorum. Sirkadiyen döngüsünde en ayık olduğumuz zaman sabah 11. Bu saatte uyumanız imkansız olmalı ama uçakla seyahat ederken etrafıma baktığımda, uçaktakilerin yarısının saat 11 civarında uyuduğunu görüyorum. Eğer saat 11 gibi kendinizi kafein ilacı ile ayık tutmaya çalışıyorsanız, muhtemelen gece iyi uyuyamıyorsunuzdur. Kahveyi ve çayı bırakmanız ya da öğleden önce çok az içmeniz, üretkenliğinizi oldukça fazla oranda artırabilir.

Anahtar kelimeler: kafeinin zararları nelerdir, kafeinin etkileri, kafeinin vücuda etkileri,  kafeinin etki süresi, uykusuzluk, uyku problemi

Jordan Peterson – Sosyal medya toksik feminen patolojiyi devasa boyutlara taşıdı

Korkarım ki sanallaşma psikopatinin dominant bir güç olmasına olanak sağlıyor ve bu da sosyal olarak ölümcül bir problem. Daha sanal bir dünyaya doğru giderken, Makyavellistleri, psikopatik, narsist ve sadistleri kontrol altında tutmak zorlaşıyor.

Bu insanlar toplumun çok küçük bir kısmını oluşturuyorlar ama bu insanlar için her şey onlarla, onların kısa vadeli ihtiyaçları ile ilgili ve bunları en önemli şey yapmak için her şeyi yapıyorlar. Bana öyle görünüyor ki, dünyamız sanallaştıkça, bu insanların üstündeki kısıtlamaları da kaldırıyoruz ve bu hiç de iyi bir şey değil.

Mesela sosyal medya tüm gücü suçlayanın eline veriyor. Bu çok kötü bir şey.

“Tüm kadınlara inanın” (believe all woman).

Tamam güzel de o çoğu kadına inanın olacak. Tüm kadınlara inanın dediğinizde mesela  psikopat kadınlara da mı inanacağız?

“Psikopat kadın diye bir şey yok ki?”

Hem de öyle bir varlar ki inanamazsın! Eğer bir tanesi ile karşılaştıysan böyle yok ki diyemezsin. Eğer tüm kötü insanların sadece kurban olduklarını düşünürseniz, çok saf ve (şimdiye kadar) şanslısınız fakat bir an önce uyansanız iyi olur çünkü birgün öyle biri gelip kapını çaldığında, oldukça sersefil olursun.

Nüfusun bu 5%lik dilimini kontrol altında tutmak zordur zira bu insanlarda zerre içsel kontrol olmadığı için üzerlerindeki tüm kontrol dışsaldır. Ve ben bu insanları online olarak kontrol altında tutabileceğimizi öngörmüyorum. Tam tersi sanal dünya bu özellikleri ödüllendiriyor ve hatta para ile ödüllendiriyor.(*)

Şu an gördüğümüz kutuplaşmanın itici gücü bu olabilir. Bir açıdan kutuplaşmanın gerçek olduğunu düşünmüyorum zira bence burada itici güç, karanlık dörtlüye (dark tetrat), Makyavellizm, narsisizm, psikopati artı sadizm, verilen aşırı dikkat. Bu her şeyi kirletiyor zira bu insanlar sanal dünyada hiçbir kısıt gözetmeden konuşabiliyorlar. Dünya böyle sanıyoruz ama dünya böyle değil. Sadece böyleymiş gibi reaksiyon gösteriyoruz.

Her özellik, insanı yoldan çıkaracak kötülükleri ile beraber gelecektir. Dışa dönük ve çatışmacı kişilik özellikleri insanı narsizme eğilimli yaparlar. Bunu kontrol altında tutmanın yolları vardır. Örneğin insan iyi bir sosyal ağın içindedir, kötü özelliklerini kontrol altında tutan bir eşi, ailesi ve arkadaşları vardır, kişi sorumluluk sahibidir, vs.  Ama dediğim gibi her kişilik özelliğinin yanında o özelliğe ait kötülükler de gelir.

Sosyal medya aşırı çatışmacı ve dışa dönük insanları ödüllendiriyor ve aynı zamanda bu insanların kötülükleri üzerindeki tüm kısıtlamaları ortadan kaldırıyor.

Bu konu üzerindeki araştırmalar giderek daha açık hale geliyor. Örneğin Instagramı aşırı kullanan kadınların aynı zamanda sadist, Makyavellist, psikolat ve narsist oldukları görülüyor. Aynı zamanda kısa vadeli çiftleşme stratejilerini optimize ediyorlar yani genellikle oldukça fazla sayıda kişiyle birlikte oluyorlar. Bu bir anti sosyal davranış özelliği ve anti sosyal insanlar genel olarak daha fazla cinsel partnere sahiptirler ve erken yaşlarda seks yapmaya başlarlar.

Bu toksik dişilik (toxic femininity). Anti sosyal davranışın feminen versiyonu itibara vahşice saldırıdır. Dedikodu, taşlama, sırtından bıçaklama, vs. ve bazı kadınlar bu konuda çok usta olabiliyorlar.  Bunu erkeklerde yapabilirler özellikle de sosyal medyada. Ama sosyal medyanın dişil anti sosyal tip davranışa olanak verdiği ve büyük ölçeklere taşıdığı çok açık. Feminen değer sisteminin ölçeklenemediğinden bahsetmiştik, feminen patoloji sosyal medyada devasa boyutlara çıkıyor ve bunun sonuçlarının ne olacağını Tanrı bilir.

Biliyorsun mesela iptal kültürü (cancel culture). “Senin karşına çıkamayız ama senin arkandan iş yapıp seni işinden gücünden edebiliriz.” Herkesin bildiği gibi liseli ergen kızlar kültürü bu.(**)

(*) Mahmut Abi’nin notu: Buradan çıkaracağınız bir sonuç da, sosyal medyada baskın olan toksik feminen gürültünün, normal toplumun bastırdığı %5-%10 dilimden geldiği ve sağlıklı bir ilişki istiyorsanız bu tip insanların dışında kalan %90-%95’e yönelmeniz. Örneğin Instagramda sürekli olarak güzellik ve mutluluk sergilemeye çalışandan uzak duracaksınız. Ve tüm kızlar böyle sanıyorsanız, sosyal medya dışında bir hayatınız kalmamaya başlamış ya da kadınlarla sanal dışında dişe dokunur bir iletişiminiz kalmamış demektir.

(**) Bir diğer problem de kızların saldırganlık / kavga şeklinin sosyal medya platformları tarafından aşırılaştırılması. Yapılan araştırmalar hem kızların hem de oğlanların eşit ölçüde saldırganlık gösterdiğini ortaya koyuyor. Oğlanlar aralarındaki anlaşmazlıkları fiziksel kavga (ya da çoğunlukla fiziksel kavga tehditi) ile çözerken, kızlar bunu birbirlerinin itibarlarına saldırarak yapıyorlar. Bu nedenle sosyal medya erkeklerin kavga etme şeklini değiştirmez iken, kızlarınkini, linç potansiyeli yüksek bir topluluğun gözünün önüne çıkarıyor.

Facebook 1995 ve sonrası doğanlar için sosyal bir felaket

Dopamin Yoksunluğu

Bence nöron biliminin son 70 yılda bulduğu en önemli şeylerden birisi, haz ve ızdırabın yan yana olduğu yani beynin hazzı işleyen kısmının aynı zamanda ızdırabı da işleyen kısmı olması. Ve bu kısım bir denge içinde çalışıyor. Bu denge haz hissettiğimizde bir yöne eğiliyor, ızdırap hissettiğimizde ise diğer yöne. Bu dengenin temel kuralı da, beynin bu dengeyi sürekli olarak korumak istemesi. Yani beyin ne haz tarafında ne de ızdırap tarafında çok fazla kalmak istemiyor. Beyin denge bir yanakaydığında, bu dengenin nötr olduğu hale dönmek için elinden geleni yapıyor. Buna homeostasis deniyor.

Beynin bu dengeyi sağlaması da, bir tarafa doğru belli miktarda uyaran olduğunda, eşit miktarda ve zıt uyaran oluşturmak. Örneğin izlemekten zevk aldığım bir programı Youtube’da izlerken denge haz tarafına kayıyor. Program bittikten sonra dengeyi sağlamak için beyin aynı miktarda ızdırap veriyor ki bu ruhsal düşüş, benim bir Youtube videosu daha izlemek istediğim an oluyor.

Burada hazzı dengelemek için ortaya çıkan acının çoğunlukla farkında olmuyoruz. Bu, gerçekten dikkatimizi vermediğimiz sürece bilinç seviyesinde olmuyor. Buna dikkatimizi vermeye başladığımız anda, gerçekten farkında olabiliyoruz. Örneğin sosyal medyadasınız, çok hoşunuza giden bir tweet gördünüz. O andan sonra sosyal medyayı bırakamıyorsunuz zira bıraktığınızda bir çeşit ızdırap duyacağınızı biliyorsunuz. Bu ızdırap fiziksel bir acı değil de, ruhsal düşüş, bir şeyin eksikliği ya da daha fazlasını istemek şeklinde hissediyorsunuz.

Bu ızdırapla savaşmanın bir yolu, haz veren şeyden daha fazla yapmak ve daha fazla yapmak. Bunun farkında olmanızı istiyorum. Haz – ızdırap dengesini kafanızda canlandırdığınızda, hissettiğiniz şeyin sinir sistemi seviyesinde ne anlama geldiğini bilebilir ve anlayabilirsiniz. Bu sayede de, bu süreç üzerinde kontrol sahibi olabilirsiniz.

Yapmamız gereken de bu süreci kontrol altında tutmak. Bir süre sonra bu haz kaynağından kopmamız lazım. Sürekli olarak haz kaynağına bağlı kalamayız. Çünkü yapmamız gereken başka şeyler var ama aynı zamanda ızdıraptan kaçmak için bu şekilde haz deneyimini sürekli olarak yapmanın ciddi yan etkileri de var.

Bağımlılık yapıcı davranış ya da maddelerin temel özelliği, ödül sistemimizde çok fazla miktarda dopamin salgılanmasına neden olmaları. Brokoli örneğin (çok aç değilseniz) çok fazla dopamin salgılanmasına neden olmuyor ama çikolatalı pasta oluyor.

Dopamin seviyesi zirve yaptığında beyniniz, dengeyi sağlamak için dopamin alıcılarınızı kısar. Bu olduğunda da kendimizi ruhsal olarak kötü, haz veren şeyden daha fazlasını istiyor buluruz. Eğer biraz beklemeyi becerebilirsek, bu his geçecektir zira dopamin seviyemiz ortalama seviyesine yeniden çıkar. Ama beklemezseniz ve sürekli olarak haz veren şeye dalarsanız, sonunda ızdırap tarafına o kadar çok ağırlık koyarsınız ki, beyniniz haz – ızdırap dengesini yeni bir noktada kurar ve bu da haz alamama durumu tarafına yatkın bir yeniden dengeleme olur. Bu durum, dopamin yoksunu bir durumdur.

Bu şekilde ızdırabın, hayatınızın ana yöneticisi olmasına neden olabilirsiniz. Çünkü haz veren şeye ya da davranışa o kadar çok ve sık dalarsanız, beyniniz dengeyi dopamini aşırı şekilde bastırarak sağlamaya başlar. Bundan sonra haz veren şeyi tüketmeseniz ya da davranışı yapmasanız bile, sürekli olarak dopamin yoksunu bir durumda kalırsınız ki bu da klinik depresyona eş bir şey. Kaygı, huzursuzluk, uykusuzluk ve o haz kaynağına bir an önce ulaşma düşüncelerine boğulursunuz. Çoğu haz kaynağında tek kullanımı dengelemek kolaydır ama kronik kullanım, dopamin denge noktasını yeniden kurulmasına neden olur. Bu olduğunda da artık hiçbir şey haz vermemeye başlar ve o uyuşturucu ya da aktivite hariç hiçbir şeyden haz alamamaya başlarsınız.

Anna Lembke’nin sitemizde yer alan diğer bir yazısı için Dijital bağımlılıklar bizi dopamine boğuyor.

Bir kadınla telefonda uzun saatler boyunca konuşmak ve mesajlaşmak

Bir kadınla telefonda uzun saatler boyunca konuşmanın ya da mesajlaşmanın iyi bir şey olduğunu sanarak yazan çok arkadaş var. Oysa bu ilişkiler konusunda çok yapılan ve oldukça zararlı bir hata. O nedenle bu konuya yazılarda ara ara değinsem de konu ile ilgili ayrı bir yazı yazmak gerekiyor.

Hank’in hapı yutmak yazısından:

2 ay sonra taşınacaktım ve kızı “sıcak” tutmalıydım. Her gün mesajlaşmaya başladık, tabi o zaman oyun falan da yok, mal gibi aklıma ne gelirse yazıyorum falan. 1 ay kadar sonra Mahmut abi ile denk geldiğimizde kızı sordu, “süper gidiyor her gün konuşuyoruz” dedim, “oğlum her gün mesajlaşmak iyi birşey değil kızı soğutursun kendinden” dedi. Hala unutmam içimden “siktir lan ordan sen ne biliyon sanki” dedim. Pişmanım!

Şimdi ben bunu duyduğumda eyvah demiştim ama Hank bunun çok iyi bir şey olduğunu sanıyordu. Neden eyvah dediğime ve neden iyi bir şey olmadığına yorumlarda çok değindim ama bir yazıda toparladım mı hatırlamıyorum. Bunun her biri oldukça negatif birkaç sebebi var.

Birinci ve en önemli sebebi, kadın ve erkek arasında oluşması gereken pozitif cinsel gerilimin bir kısmı sözel olmayan ama daha önemli olan vücut dili, tensel yakınlaşma, koku, hormonlar, vs. öğelerini tamamen denklemden çıkardığınızdan olsa gerek, bir süre sonra kadın erkeği arkadaş olarak görmeye başlıyor. Ben sitede buna kızla pipinizden uzakta zaman geçirmek diyorum ama tabii olay ten, hormon, feramonlar, vs. eksikliği.

Ayrıca bütün bunları bırakın, telefonda uzun saatler boyunca konuşmak daha çok arkadaşların yapacağı bir şey. Özellikle daha aranızda bir şey yokken direkt arkadaş alanına girersiniz ya da Corey Wayne’in dediği gibi gay male girlfriend (gay erkek kız arkadaş) olursunuz. Fakat bu uzun saatler boyu konuşmak uzun süreli birliktelikleri bile yıkacak güçte bir şey.

İkincisi, bir erkeği çekici yapan şeylerden birisi, kendi istek ve hedeflerini hayatının merkezine koyması, kadınını hayatının merkezi değil yoldaşı yapmasıdır. Telefonda saatlerce konuşan bir erkeğin hayatının merkezinde bir hedefi ya da istekleri var mıdır sizce? Saatlerce konuştuğunuz kadını hayatınızın merkezine koyduğunuzda, ben pek işi gücü olmayan boş bir adamın sinyali verdiğinizde, çekici değil oldukça itici oluyorsunuz. Düşünsenize. Bir kadınla saatler boyunca konuşan bir erkeğin, o kadını hayatının merkezi yaptığı, kendi hayatını o kadına bağlayarak ihmal ettiği bariz değil mi? Bunun anlamının o erkeğin öyle pek de değerli ve doyumlu bir hayatınının olmaması, başarmak için bir hedefinin olmaması, hayatını kadına bağlayıp kadınla güzelleştirmeye çalışması değil mi?

Üçüncüsü, telefonda saatlerce konuşarak tüm gizeminizi kaybediyorsunuz. Sizinle ilgili her şey belirli ve monoton hale geliyor. Buluşmalara konuşacak bir şey kalmadığı gibi, sizinle ilgili merak edilecek pek bir şey de kalmıyor. Kadına sizi özlemesi, merak etmesi ve kafasında sizinle ilgili kurgular yaratması için ihtiyaç duyacağı boşluğu vermiyorsunuz.

Dördüncüsü, yeni tanıştığınız ve ilişkiye gitmek istediğiniz bir kadınla uzun uzun konuştuğunuz zaman, tercih edilen bir erkek olmadığınızı, sadece şu an değil hemen her zaman hayatınızda sizi isteyen kadınların olmadığını sinyalliyorsunuz. Bir kadınla birlikte olmak için büyük ödemeler yapması gereken (burada uzun saatlerinizi ona adamak şeklinde ödeme) bir beta olduğunuzu sinyalliyorsunuz.

Beşincisi, kadınlar telefonda duygularından, gündelik hayattan, ondan bundan konuşmayı çok severler ama bunu uzun uzun yaptıkları kişiler genelde kız arkadaşlarıdır. Eğer siz kadının kız arkadaşları ile aynı pozisyona düşerseniz, duygusal tampon vazifesini büyük bir özveri ile yerine getirirseniz, takdir edilen bir erkek adam değil, gay erkek kız arkadaş pozisyonuna düşersiniz.  Kadınlar kendilerini seven, ilgi gösteren ve kendilerine değer veren bir erkek isterler ama o erkeğin yeni bir “kız arkadaş” olmasını istemezler. Ya da belki sizi “kız arkadaş” olarak isterler ama işte sizin istediğiniz o değil. İnşallah o değil.

Şimdi bunu söylediğimde genelde “ama abi o istiyor” gibi bir tepki alıyorum. Kadın ister. Hem sizi denemek, test etmek için ister, hem de eğer başında sizden hoşlanıyorsa sizin zamanınızı olabildiğince fazla oranda ister. Aslında gerçekten ihtiyacı olduğundan da isteyebilir. Ama isteyen kendisi olmasına rağmen istediğini aldı mı yine soğuyan kendisidir.

Şimdi kadın milleti şöyle böyle diye başlamayın, aslında bu o kadar da anlaşılmaz bir şey değil. Kadınların ilişkiden aldıkları şeylerden en önemlisi ilgidir ama tüm her şeyde olduğu gibi bir şey ne kadar kolay elde edilir ve çoksa  o kadar ucuz ve değersiz olur. Ayrıca kadın istiyor diye karşı koyamıyorsanız ya da koymuyorsanız, kadının gözünde canlanacak şey, sizin kendisine bile hayır diyemeyen bir erkek olduğunuz. Bir kadına hayır diyemeyen erkek, başka ve daha güçlü erkeklere nasıl hayır diyecek, kendini ve ailesini ezdirmeyecek ki!

Ayrıca özellikle tecrübesiz genç kadınlar, bir erkeği çekici yapan şeylerin neler olduğunu bilmezler ve popüler kültürün ve kendi bilinç düzeyinde istedikleri şeylerin etkisi ile bunun gerçekten bir erkekte olmasını istedikleri şey olduğunu samimi bir şekilde söyleyebilirler ve buna inanabilirler. Ama bir kadınla gün boyu saatlerce konuşup bunu birkaç hafta yaptığınızda, nedenini bilmedikleri bir şekilde sizden elektrik alamazlar (henüz fişi de takmadıysanız hiç alamazlar). Bu aşamada “sorun sende değil bende”, “bir şey eksik”, “şu an ilişkiye hazır değilim”, “sen çok iyi birisin ama …” kalıpları başlar 🙂 Birden telefonunu şarjı bitmeye, işi gücü çıkmaya, “ay aramanı görmemişim” demeye başlar. 

Şimdi bir dahaki sefere bunu yapmamak kolay ama şu anda bu durumdaysanız ne yapacaksınız? Öncelikle şunu söyleyeyim, bir kere elinizi kolunuzu kaptırdınız mı kurtarmanız zor ve birçok durumda aranızdaki şeye hasar vermeden kurtarmanız mümkün değil. Ama konuşmaları yine de azaltın zira bu şekilde kalmanızdan daha fazla şansınız olur.

Kaba davranmayın. Birden bir yoğunluğa girin, girmiyorsanız bile girmiş gibi yapın ve konuşmaları azaltın. Konuşmalar sıcak olduğu sürece sorun olma ihtimali azalır. İkincisi, telefonda konuşmayı pek sevmediğinizi, yüz yüze görüşmeyi daha çok sevdiğinizi söyleyin ve nasıl reaksiyon vereceğine bakın. Belki de kız da “bu kadar konuşuyoruz, buluşsak daha iyi” diyecek. Zira birçok durumda kadın aslında buluşabilecek iken erkek telefonun arkasına saklanmayı tercih ettiğinden ya da buluşma teklif edip reddedilmeyi göze alamadığından işi telefona çekiyor. Belki ters tepki verecek ve siz de kızın aslında o kadar da iyi bir aday olmadığını, anlayışsız ve bencil biri olduğunu göreceksiniz. Bunu ne kadar erken görürseniz o kadar iyi. Zira siz istemediğiniz halde ve bunu istememeniz gayet doğal olmasına rağmen sizin sürekli olarak telefonda kendisi ile konuşmanızı talep etmesi, bu olmayınca karın ağrısı yapması büyük bir kırmızı alarm ve bir kızı elemeniz gerektiğine dair büyük bir işaret.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Kırılgan narsist kadınların kullandığı 10 toksik taktik

Bu yazı, Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabından alınmıştır.

Aşk bombardımanı (idealizasyon)  – değersizleştirme döngüsü, kurbanın zihnini ve kalbini bulandıran,  kişinin köklü insani ihtiyaç ve arzularını, nörolojik motivasyon ve ödül devrelerini kişi aleyhine kullanan bir aralıklı pekiştirme modelidir.

Değersizleştirme aslında, narsistin kendi gerçek benliğine karşı hissettiği negatif duyguları, sizin üzerinize yansıtması ve kusmasıdır. Bu savunma mekanizması, narsistin derine gömdüğü ve reddettiği benliğinin sizin veya başkaları tarafından keşfedilmesine karşı bir savunma mekanizmasıdır. Aynı zamanda sizi kontrol etmek ve narsisti terk etmenize engel olmak için de kullanılır. Siz kendi değerinizi ona kanıtlamaya çalışmakla, tüm zaman, para ve enerjinizi onun karşılıksız sevgisi ve onayı şeklinde (nah) gelecek büyük (!) ödülü kazanmaya çalışmakla  o kadar meşgul kalırsınız ki, onu terk etmeye gücünüz kalmaz. Fakat gerçek şu ki tek yaptığınız, (eğer şanslıysanız) birgün terk edilip çöpe atılana kadar ya da şanssızsanız psikolojik olarak tamamen domine edilene kadar onun aleyhinize kurduğu hileli ve sizin için umutsuz oyunun içine daha da gömülmektir.

Bu yazıda kırılgan narsist kadınların sizin üzerinizde egemenlik kurmak ve sizi kontrol etmek için kullandığı, sizi zaman içinde onu memnun etmek için her şeyini veren ve karşılığında hemen hiçbir şey almayan, yavru köpek gibi sahibesinin onayı peşinde koşan bir zavallıya çevirecek 10 toksik taktikten bahsedeceğiz. Sahibe size arada bir kemik fırlatacak ki umutlarınız tamamen ölmesin fakat ne olursa olsun sonunda kaygan duvarları olan bu çukura daha da gömüleceksiniz. O nedenle insanların partnerlerinin toksik olduğunu gösteren bu işaretleri bilmesi önemli, özellikle de kırılgan narsizm söz konusu iken. Zira kırılgan narsistlerin psikolojik suistimalleri oldukça sinsi olabilir. Aynı zamanda narsistler kırılgan ya da hibrid, her zaman öz farkındalıktan yoksunlardır ve hiçbir zaman suistimal edici davranışlarının sorumluluğunu almazlar.

Toksik ve kırılgan narsist erkekler de var tabii ki ama kırılgan narsizm kurbanı erkeklere yol gösterecek kaynak sayısının çok az olduğunu gördüğüm için bu yazının konusu toksik kadınlar. Bu yazının bilgilendirme amaçlı olduğunu ve profesyonel yardımın yerini alması amacıyla yazılmadığını da belirteyim.

Şimdi kırılgan narsist kadınların kullandıkları 10 toksik taktiği, herhangi bir sıralama kriteri kullanmadan listeleyelim.

  1. Çok erken evrelerde, size en hassas yaralarını, deneyimlerini ve bilgilerini açmak

Kırılgan narsist kadın size en hassas deneyimlerini ve bilgilerini emanet ederler ve bunu ilişkinin en başlarında yaparlar. Siz sanki özelsiniz de, size daha önce kimseye güvenmediği kadar güvenmiş de, vs. vs. Ama aşk bombardımanı evresi bittiğinde, size açılmakla çok büyük bir hata yapmış gibi davranmaya, sizi, onu önceliğiniz yapmamakla, savunmamakla, mutlu etmemekle, söz verdiğiniz gibi güvende hissettirmemekle, kırılgan ve tehlikede hissettirmekle suçlamaya başlar.

Bu negatif dönüşüm tabii ki tamamen sizin suçunuzdur (!) ve onun iyi, aşık olduğunuz  versiyonunu yeniden kazanmanızın (!) tek yolu, ona onun ve onun aşkı için yeterince iyi ve değerli olduğunuzu kanıtlamaktır. Kırılgan narsist kadın tüm kelime ve davranışlarında size bu yönde güçlü ve sürekli tekrar eden mesajlar gönderir: Eğer ilişkinin başındaki kadını ve o kadınla hayal ettiğin geleceği geri istiyorsan, ona söz verdiğin erkek olduğunu kanıtlaman gerekli!

Bundan sonra ilişkiyi devam ettirme baskısı hızlı bir şekilde ve tamamen sizin omuzlarınıza biner. Uzun vadede kazanmak için kendinizi düzeltmeniz, onu anlamak ve öğrenmek için çok çalışmanız lazımdır. Kadın sizin umudunuzu yaşatmak için arada sırada size kırıntılar atar. Arada bir iyi vakit geçirirsiniz, iyi bir muhabbetiniz olur ya da iyi seks yaparsınız ki onca çabanızla zor da olsa bir yere gelebildiğinizi ve başarabileceğinizi hissedin.  Ama sonra dediğiniz ya da yaptığınız küçük bir şey ile kadın delirir ve yine hayal kırıklığına uğrar, soğuklaşır ve sizi reddeder. Ne yaparsanız yapın, tatlılığı pis bir acıya döner. Bu aralıklı pekiştirme örüntüleri ile sizde bir problem olduğuna, hatalı olduğunuza, onun neye ihtiyacı olduğunu bulmakla yükümlü olduğunuza inanmaya programlanırsınız. Ve eğer onun ihtiyacı olan şeyi bulamıyorsanız, bunun nedeninin ona ya da herhangi bir kadına layık olmayan değersiz bir erkek olduğunuza inanmaya programlanırsınız.

2. Süper pasif agresif davranışlar

Kırılgan narsist kadın süper pasif agresiftir ve yoktan kavga çıkarır. Yüzde yüz pozitif olsanız ve herhangi bir sorun olmasa da sizi negatif olmakla, kötü bir ruh halinde olmakla, kötü bakışlarınızla suçlar. Siz gerçekten öfkelenene kadar sizin neden öfkeli olduğunuzu bulmak için sizi dürtüp durur ya da sizin diğer duygusal düğmelerinizi kullanarak sahte kavgaların tuzağına çeker.

Ya da sizi suçlamak yerine kendisi üzgün ya da öfkeli gibi davranır ama bunun nedenini size söylemez, sizinle bu konuda konuşmaya yanaşmaz. Sizi problemi söylemesi ya da ne olduğunu bile bilmediğiniz suçunuzu affetmesi için yalvartana kadar rol yapar. Geriye dönüp baktığınızda bu nereden çıktı ve neydi dersiniz. Zira bütün bu tiyatro, kendi negatif duygularını size kusmak, size üstünlük kurmak ve sizi problemin sizde olduğunu düşünmeye itmek için tasarlanmış bir kurgudan ibarettir.

3. İnanılmaz derecede savunmacı duruş

Sizin için önemli olan ya da sizi rahatsız eden bir şeyi konuşmak istediğinizde, bunu önemsemez, küçük görür ya da sizi susturur. Sizin için önemli olanı dinlemek istemez ve özellikle de problem kendisi ile ilgili ise buna en ufak bir katkısı olduğunu kabul etmez. Tüm problem onun yaptığı bir şey ile alakalı da olsa, size tahammülü kalmamıştır. Sorumluluk almasını ya da özür dilemesini kesinlikle beklemeyin. Kırk yılda bir özür dilerse de, bu ileride sizin suçlu olduğunuzu size göstermek için kullanılacak bir hiledir.

4. Sizin duygularınıza karşı aşırı umursamazlık ve sabırsızlık

Kırılgan narsist kadın sizin duygularınıza karşı aşırı umursamaz ve sabırsızdır, özellikle de sizin canınızı yakan şey onunla ilgiliyse. Eğer ağlarsanız veya üzüntü gösterirseniz, bu onu zerre etkilemez ve size karşı zerre merhamet duymaz. Tam tersi, bunu güçsüzlük olarak algılar ve daha sonra size karşı kullanır. İlişkinin başlangıcında onunla paylaştığınız korku ve geçmiş travmalarınız ileride kavga ederken aleyhinize kullanılacaktır.  Siz işte bu nedenle böylesinizdir, (kavganın konusuna göre) bu nedenle suçlusunuzdur, defolusunuzdur, vs.

5. Kırılgan narsist kadınla tartışmayı kazanamazsınız

Ne derseniz deyin, ne yaparsanız her zaman ama her zaman siz haksızsınız ve suçlusunuz. Bir kavgada sakinleşmek için ceketinizi alıp gitseniz, çözüm bulmak yerine kaçtığınız için öfkelenir, kalsanız, çok saldırgan ve baskcı olduğunuz için.

6. Sizi ve ilişkinizi başkaları ile karşılaştırmak

Kırılgan narsist kadın sizi ve ilişkinizi diğerleri ile karşılaştırır ve tabii ki onun için ne yaparsanız yapın, ne kadar zaman ya da para harcarsanız harcayın, yeterli ve onlar kadar iyi değilsinizdir.  Daha fazla çabalasanız da yine değersizsinizdir, size yine değmez. Bu arada tabii ki kendisi sizin ve ilişki için minimum çaba harcar, size ve ilişkiye katkısı çok azdır. Ve yine tabii ki tam tersi davranacak ve konuşacaktır yani ilişkiye her şeyi veren, ilişki için her şeyi yapan odur. Bu karşılaştırmalar, sizin hatalı olduğunuza, onu, onun yakınlığını ve sevgisini hak etmediğinize, her şeyin sizin suçunuz olduğuna inanmanız, sizin rekabetçi doğanızı kaşıyıp aleyhinize kullanma sizi ona kendinizi kanıtlamaya, diğer erkekler kadar iyi olduğunuzu göstermeye zorlamak için tasarlanmıştır.

7. Hemen her alandaki performansınızı küçümsemek

Birçok kırılgan narsist kadın yatak performansınızı küçümsemeye başlar ya da onu götürdüğünüz tatil tatmin edici değildir, sevginiz yeterli değildir, iltifat ve yakınlığınız kronik bir şekilde tatmin edici değildir, vs.  Ne kadar çok para,zaman ve enerji harcasanız da siz hiçbir zaman yeterli, hiçbir zaman diğerleri gibi olamazsınız. Sizin bilmeniz için özel çaba harcadığı bu “yetersizliğiniz” yüzünden kendinizi ince bir buz tabakası üstünde yürüyor gibi hissedersiniz. Her konuda en azı, en kötüsü sizmişsiniz gibi davranır. Onu elinizde tutmak istiyorsanız hemen daha iyi olmak, onu mutlu etmek zorundasınız gibi davranır. Eğer daha çok çaba harcarsanız bunun size karşı daha fazla hayalkırıklığı ile karşılanacağına emin olun.

Eğer hiçbir şekilde tatmin edemediğiniz bir ebeveym ile büyüdüyseniz, yeniden onay kırıntıları için yalvaran bir zavallıya dönüşme ve tamamen sizin aleyhinize kurulu bu oyunu oynama riskiniz yüksektir.

Buraya kadar hala anlamadıysanız size daha açık söyleyeyim: bu  oyunu kazanamazsınız! Bu her zaman, %100 kaybedeceğiniz bir oyun.  Bana inanmak için belki de biraz daha çabalayıp görmek isteyeceksiniz ama dikkatli olun zira hayat boyu onun uzun soluklu oyununa saplanıp kalabilirsiniz.

8. Size, kendisi için geçerli olmayan bir sürü kısıt koymak

Kırılgan narsist kadın size bir sürü kısıt ve kural koyar ama bunlar tek yönlüdür. Sizin ona koyacağınız kısıtlar görmezden gelinir ve istediğiniz ya da ihtiyacınız olan şeyler aptalcadır. Kısıtlar ve kurallar konusundaki çifte standart korkunç derecede gülünçtür.

9. Sizin tüm yaptıklarınızı bilmek ve kontrol etme isteği

Her yaptığınızı, her gittiğiniz yeri, her buluştuğunuz kişiyi, manava giderken ne yaptığınızı, spor salonunda kimlerle konuştuğunuzu, vs. bilmek ister. Bu kontrol manyaklığı tabii ki sizin suçunuz ve sizin yüzünüzdendir.

Bu davranışların nedeni her zaman kıskançlık değil. Daha çok sizi kontrol etmek, size itaat ettirmek için böyle davranır. Sizin sadece ne yaptığınızı değil nasıl yaptığınızı da bilmek ister zira ona göre siz hiçbir şeyi doğru yapamazsınız. Size tamamen beceriksiz biriymişsiniz gibi davranır ve siz de bir süre sonra kendinizden şüphe etmeye başlarsınız.  Her şeyi ona söylemeye, göstermeye ve ona kontrol ettirmeye başlarsınız, sanki sizin kendinize ait bir beyniniz yokmuş gibi. Suçlamalarla, küsmelerle ve diğer negatif reaksiyonlarla karşılaşmamak için en ufak kararları vermekten korkarsınız.

Sizin henüz farkına varamadığınız şey, ne yaparsanız yapın sonucun zaten aynı olacağı ki bu nedenle kırılgan narsist kadınlar oldukça tahmin edilebilir insanlardır.

10. Zaman içinde tüm özdeğer ve özsaygınızı kaybetmeniz.

Sürekli olarak onu tatmin etmeye çalışarak neyi yanlış yaptığınızı bulmaya ve kendinizi ayarlamaya çalıştığınız için, eninde sonunda, aynaya baktığınızda eski sizin posası çıkmış bir halini göreceksiniz. Aslında o kadar posanız çıkabilir ki, aynaya baktığınızda onun sizi olduğunuza inandırmaya çalıştığı canavarı da görmeye başlayabilirsiniz.

Fakat bir kez bunların toksik taktikler olduklarını ve karşınızdaki insanın ne kadar kolay tahmin edilir davrandığını, suistimalin öngörülebilirliğini kavrarsanız, bir süs köpeğine, onun insandan bozma evcil hayvanına dönüştüğünüzü, psikolojik olarak yıkılıp darmadağın edildiğinizi de görürsünüz. Bana inanmıyorsanız geçmişe, bu ilişkinin başladığı zamana bakın ve kendinize şunları sorun: partneriniz daha iyi biri mi oluyor, daha kötü mü? İlişkiniz daha iyiye mi gitti yoksa kötüleşti mi? Siz gelişiyor musunuz yoksa duygusal, zihinsel ve ruhani olarak dibe mi gidiyorsunuz?

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Aralıklı pekiştirme (intermittent reinforcement) nedir?

Aralıklı pekiştirme (intermittent reinforcement), bir davranış sonrası ödülün düzensiz ve (en azından görünürde) rastgele aralıklarla verilmesi durumudur. Aralıklı pekiştirmeye maruz bırakılan bireyler, diğer pekiştirme tiplerine göre (sabit aralıklı ve öngörülebilir pekiştirme) ödüle ulaşmak için çok daha fazla emek harcarlar ve dahası ödül uzun süre ufukta görünmese bile birgün geleceğine inançlarından çaba harcamaya devam ederler.

Örneğin siz bir çikolata otomatına her 10 lira koyduğunuzda bir çokomel alıyorsanız bu öngörülebilir pekiştirmedir ve bir iki kere otomata para koyup da çikolata almazsanız o otomata bir daha para koymazsınız.

Aralıklı pekiştirmede ise  birey istenen davranışı her gösterdiğinde ödüllendirilmez ya da düzenli bir çizelgeye göre ödüllendirilmez (görünüşte rastgele şekilde ödüllendirilir).

Örneğin kumarhanelerdeki slot makinelerini kullanan kumarbazlar her para koyduklarında ödül almazlar ve para kaybetmelerine rağmen ara sıra büyük ya da küçük ödül alırlar. Bu ödül ihtimali ile heyecanlanırlar. Kumarhanelerdeki makineler aralıklı pekiştirmeye örnektir.

Pekiştirme (Reinforcement) Teorisi davranışsal psikolojinin, insan ve hayvanların çeşitli çizelgelere göre verilen ödül karşısındaki tepkilerini alandıran bir alanı. Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda, bir fareyi en uzun süre çalışır durumda tutmanın yolunun, davranışı düzenli ve öngörülebilir aralıklarla değil, öngörülemez aralıklarla pekiştirmek (ödüllendirmek) olduğu görülüyor. 

Aralıklı pekiştirme teorisi ve diğer pekiştirme teorileri, teknoloji ve iş dünyasında insan yönetiminde, pazarlamada ve makina öğrenmesinde (machine learning) yoğun olarak kullanılıyor. Mobil uygulamalar ve sosyal medya tasarlanırken, aralıklı güçlendirme, kullanıcılara rastgeleymiş gibi görünen ama aslında onları uygulamada en uzun süre tutmak üzere tasarlanmış çizelgeler şeklinde kullanılıyor. Örneğin algoritma, “beğenileri” kullanıcının Instagram’dan çıkmak üzere olduğunu tespit ettiğinde gösterilebilir. Yine örneğin bu algoritmalar sayesinde Facebook bir ergenin ne zaman kendine güvensiz olduğunu tespit edip, özgüven pompası olacak şeyler gösterebiliyor.  

Online kumar ve internet bağımlılığı da aynı prensibi gösteriyor: Kullanıcı, sürekli kullanımı teşvik edecek şekilde, sadece yeter seviyede, yeter seviyede aralıklarla ödül alıyor (kazanç ya da eğlence şeklinde).

Aralıklı pekiştirme, ilişkilerde narsist ve/veya borderline gibi bozukluklara sahip partnerlerin bilinçsizce ama ustaca kullandıkları bir manipülasyon aracıdır. Toksik olan partner geneli kavgalı ve ızdırap dolu ilişkide kurban partneri, ara ara ve birden bire yakınlık veya seks ile ödüllendirerek muhtaç aşığa çevirir. Uzun süre ızdırap içinde tutulan kurban partner, en ufak bir yakınlık ve sevgi gösterisine açtır zaten. Arada rastgele atılan bu kemikler, kurban partner için çölde vaha olur ve kurban partner bir süre sonra bunları elde etmek için uzun süreli ızdırabın içinde ezilse de ilişkide kalır (gitgide daha muhtaç olarak).

İlişkilerde suistimal edici bir şekilde kullanımına örnek olarak Kırılgan narsist kadınların kullandığı 10 toksik taktik yazısına bakabilirsiniz.