Bilgisayar Mühendisliği okudum ve üniversitedeyken kırmızı hapın “kadınlara değil kendine odaklan” felsefesi ile tamamen spora, derslerime ve yarı zamanlı işlere odaklandım. Ben mükemmelleştim mi, kızlar nasıl olsa gelecekti. Bugün 26 yaşında, bir kere bile bir kızla öpüşmemiş bir bakirim. Ne oldu, nerede yanlış yaptım?
Kadınlara değil kendine odaklan tavsiyesi, daha iyi olmak için çalışmanızı ve kadınları göklere çıkaran, onların peşinde koşup duran, onları memnun etmek için kendini paralayan, “mesajlarıma neden dönmüyorsun”, “lütfen bana bir şans ver” diye zırlayan ayak paspasına dönmemeniz için verilen bir tavsiye. Bu tavsiye kadınlarla kesinlikle etkileşime girmeyin anlamına gelmiyor.
Fakat son zamanlarda özellikle Richard Cooper’ın “mükemmelliği kovalayın, kadınları değil” sözünü bu şekilde yorumlayan bir kesim türedi. Ben Richard Cooper’ın da bu sözleri kadınlardan tamamen uzak durun ve siz tamamen kendinize odaklanırken, kadınlar kendiliğinden gelir anlamında söylediğini sanmam ama böyle yorumlayanları görüyorum.
Bunun bir de daha negatif tonu var. Özellikle kadınlara öfkeli bakir erkek kafası diyebileceğimiz bir kafa var. Bunu sigma kanallarında ve MGTOW kanallarında çok görüyorum. “Bu ‘kevaşelere’ zaman harcamanıza değmez, hepsi hipergamisinin kölesi ilkel yaratıklar, siz ise kaplansınız, keşfedilmemiş taçsız kralsınız” diye özetleyebileceğimiz bu mesaja kapılırsanız, gençliğinizin tadını çıkaramazsınız. Toplum da bundan zarar görür ama en çok siz zarar görürsünüz.
İnternette bir grup öfkeli bakir “kadınlar şeytandır, zamanınıza değmez” dedi diye kendi hayatınızı bu renksizliğe mahkum etmeyin. Tamam, dumanın ateş olan bir yerden çıktığını, bunu özellikle sosyal medya çağında öne çıkan makyavellist – narsist – psikopat – sadist (dark tetrad) kadınlara tepki olduğunu biliyorum. Ama internetten, sosyal medyadan ve gerçek hayatta sahneyi işgal edip “mal varlıklarını” sergileyen insanlardan ötesine de bakmayı bilin.
Tekrar ediyorum, “kadınlara değil kendine odaklan” sözleri, kadınlarla hiç etkileşmeyin, onlara yürümeyin, eğlenmeyin anlamına gelmiyor. Tüm kadınlar kötüdür ve zamanınıza değmez gibi buram buram başa çıkma mekanizması (coping mechanism) kokan bir anlama hiç gelmiyor.
Kendinizi merkeze koyun demek, kendinizi, hedeflerinizi, isteklerinizi merkeze koyun demek. Bu kadar. Buna ek anlamlar koymayın, koyanları da dinlemeyin. Yani “kendinizi merkeze koyun ve başka kimseyi gözünüz görmesin” diye bir anlama getirmeyin. Birinci sırada ben varım demek, sadece ben varım demek değildir. Birinci sırada ben varım ve ikinci sıradan başkaları başlar demektir.
Eğer inşaa edersen, onlar gelecekler.
1989 yapımı ve Kevin Costner’ın başrolde olduğu Düşler Tarlası adlı güzel bir film var. Mısır eken bir çiftçi olan Ray Kinsella tarlasındayken gaipten bir ses duyuyor : “If you build, he will come.” Ya da “they will come” diyordu ama ben he will come diye hatırlıyorum. “Eğer inşaa edersen, onlar gelecekler” anlamına geliyor. Bu filmden sonra bu sözler deyim oldu.
Erkeklere tavsiye veren camiada da buna benzer bir tavsiye var. Eğer kendini inşaa edersen kadınlar gelecekler. Bu tavsiyeye uyan adamlar sonra genelde “spor yapıyorum, derslerimde / işimde ilerledim, disiplinliyim ama gelen giden yok” diye şikayet ediyorlar.
Böyle bir şey yok arkadaşlar. Çok küçük bir azınlık için olabilir ama %99’unuz, %3’lük adam bile olsanız, işin doğası gereği kızlara yürüyeceksiniz ve yine daha çok reddedileceksiniz. İnsanın evrimi deyin, fıtratı deyin, işin algoritması bu ve bu algoritmanın reddedilmenize neden olan yarısı kadınlarda diye kadınlara da diş bilemeyin.
İçinizi rahatlatacaksa, ben de en zirvemde bile kadınlara yürüdüm yoksa genelde yalnız kaldım. Bana yürüyen ve benim de hoşuma giden kadın oldu mu? Oldu ama buna bel bağlayacak biri değildim, hiç olmadım. Ha bu umrumda olmadı ve aslına bakarsanız 2018-19 yıllarına kadar, “biz niye yürüyoruz, onlar yürüsün” ya da “ben kendimi mükemmelleştirdim, neden gelen giden yok” diye bir kafanın olduğunu da fark etmemiştim. Ben Brad Pitt değilim, Justin Bieber değil ama ee? Hayır Brad Pitt ile bara gitsem ve tüm kızlar Brad Pitt’e yazsa, “lan adam Brad Pitt bana mı yazacaklardı” der yine oyunumu oynarım, eleman orada diye iş çıkmazsa da eğlenmeme bakarım. Yani bence normali bu. Çok yakışıklı ve çekici bir elemanın olduğu ortamda kıskançlıktan ve hasetten yarılacak kadar duygusal yük dolan adamlar ne ara türedi hiçbir fikrim yok.
Feminenleşmiş erkeklerin psikozu yazısını okuyun. Çok uç bir örnek ve orada bahsedilen incelin temel problemi çocukluğundan gelen ruhsal problemler ama “her şeyim var kızlar neden gelmiyor”, “armut piş ağzıma düş” kafasına girmenin trajikliğine iyi bir örnek. Sosyalleşmeniz, ara ara kızlara yürümeniz ve reddedilmeyi göze almanız gerekiyor. Ha kızlar da size yürürler, hiç yürümezler diye bir şey yok. Ama size yürüyen sayısı çok yüksek olmaz, yürüyenlerin çoğunu siz istemezsiniz ve erkek olarak istediğinize yürüyebilme avantajınızı çöpe atmayın.
Bu arada evet kızlar da yürüyor olsalardı onlar da çoğunlukla reddedilecekti, kızların %2-3 kadarına bakıp kızlar her istediğini elde ederler diye düşünmeyin. Ve yine en kötü kızın bile sosyal medyada binlerce talibi var düşüncesine de düşmeyin. Kadınlar ve erkekler farklılar ve erkeklerin çoğu, kadınların beraber olmak istemedikleri adamlarla ne kadar katı bir şekilde beraber olmak istemediklerini anlayamıyorlar.
Abi bir kızla çıkmaza girdim, umarım bana yardımcı olabilirsin. Önce hikayeyi anlatayım. Bu kızla Tinder‘da tanıştık ve bir süre orada mesajlaştıktan sonra telefonunu aldım. Telefonda da bir süre mesajlaştıktan sonra ilk buluşma teklifimi kabul etti. İşlerimiz çok uzak değildi, öğle yemeğinde buluştuk.
Şimdi bu ciddi bir hata. Beraber olmak istediğin bir kadını öğle yemeğine götürme. Bu fazla arkadaşça bir yaklaşım. Beraber olmak istediğin kızla akşam buluşmak istersin. Eğer kız akşam çok erken eve dönmesi gereken biriyse belki ama bu durum haricinde senin hedefin akşam buluşmak ve bir şeyler içmek olmalı. İçki içmiyorsanız limonata için, çay için ama akşam için.
Bunun birkaç sebebi var. Birincisi dediğim gibi gündüz buluşmak daha arkadaşça, akşam buluşmak daha fazla gece sporu çağrıştıran, romantik havası olan bir buluşma. İkincisi tabii ki öğle buluştunuz mu işinize dönmek zorundasınız ama akşam buluştunuz mu, sonra çok iyi vakit geçirirseniz hızlıca başbaşa kalabileceğiniz bir yere geçebilirsiniz. Üçüncüsü, birçok erkeğin gündüz buluşma sebebi, kızı önce arkadaşça bir şekilde çağırmak ve böylece “korkutmamak”, daha sonra da “kraliçenin” gönlü olursa akşama çağırmak. Bu bir miktar karşındakini memnun etmeye odaklanma ile alakalı ve iyi bir zihin yapısı değil.
Buluşma fena geçmedi. Hatta buluşmada bir sonraki buluşmada bir şeyler yapmayı kararlaştırdık ve kendisine haber vermemi ve ugun olursa katılacağını söyledi.
Burada da iki hata var. Birincisi, bir buluşmada, bir sonraki buluşmanın planını yapmayın. Birçok erkek bunu, kıza telefonda bir daha ulaşamazsan korkusu ile yapıyor ama yanlışlıkla fazla muhtaç sinyali veriyor. Ayrıca kızın buluşma sonrası acaba bir daha davet edecek mi düşüncesine girerek kendisine duygusal yatırım yapmasını engelliyor.
Ertesi gün ben kıza ulaşmadan o bana ulaştı ve bir önceki gün buluşmadan çok keyif aldığını yazdı.
Buluşmadan sonra buluşma gününde kıza ulaşmayarak doğru yapmışsın, kızın sana bu şekilde ulaşması da iyiye işaret. Ama bakalım ne oldu da bu ilgi azaldı. Bir kadının ilgisi artar ve azalır, ilk başta çok istekli diye sonrasında çok istekli olacak diye bir kural yok. Tabii tam tersi de geçerli. Bu değişim de genellikle ya erkeğin davranışlarına bağlıdır ya da üçüncü şahıslara.
Bu mesajlaşmada akşam yemeği ayarladık.
İşi hala hafif tutup içmeye gitmeniz daha doğru olurdu.
Fakat daha sonra hasta olduğu için bu planı iptal ettik. Sanırım buradan itibaren hata yapmaya başladım.
Buraya kadar üç önemli ve gereksiz hata yaptın zaten.
Hasta olduğu için sabit bir buluşma ayarlamak istemedim ve sanırım bu süreçte çok fazla mesajlaştım.
Evet kızla sadece bir kere buluştun ve şimdi hasta. Nezaketen biraz mesajlaşabilirsin ama kız sevgilin değil. Sürekli mesajlaşmana gerek yok ve aslında böyle yapman sana da olabileceklere de zararlı. Özellikle de hergün mesajlaşma başlatmana gerek yok.
Burada muhtemelen başka kızlarla konuşmadığın ve bu kızla da buluşamadığın için kaygıya kapıldın ve kızı mesajla sıcak tutman gerektiğini düşündün. Kadınlar bu tür kaygı ve korku sinyallerini kapabilirler ve bilinçaltında senin kadınlarla başarısız olduğunu, kendisinden başka kimseyle görüşmediğini sezebilierler. Şimdi bilinç üstünde kadın bunu çok tatlı bulabilir ama bunun bilinçaltı mesajı, senin başka kadınlar tarafından tercih edilmediğindir ki bunun sonucunda da bilinçaltında bir “başkasının tercih etmediğini ben neden tercih edeyim” sorusu oluşur.
Bundan sonrasında genelde erkek kadına sürekli mesajla ulaşmaya başlar. Birçok durumda kadın bu mesajlara sıcak olabilir ama mesajlaşmayı kendisi başlatmaz ya da buluşmak için bir türlü vakit bulamaz.
Kız benden çok daha genç. Ben 32 yaşındayım, kız 24 yaşında ve o yaşta birçok kız gibi mesajlaşmayı seviyor. Sanırım kızı oneitis yaptım. Önceki ilişkim, ben ayrılmış olsam da, sancılı bitti ve bu kızla konuşmaya başlar başlamaz online uygulamadaki diğer kızları tamamen ihmal ettim. Daha da kötüsü, uygulama profilimi kapattım ve böylece başka eşleşmeler de olmadı.
Oysa bu kızla konuşmadığın zamanlarda, başkaları ile konuşabilirdin. Bu da seni oyun konusunda geliştirirdi. Birçoğunuzun hemen yakalayacağı gibi ilk büyük hatası bu. Başka kızlarla konuşup pratik yapmayı bırakmak ve pek de ilgili görünmeyen ama yine de biraz ilgili bir kıza odaklanmak. Bu arkadaş sadece bu kıza odaklanmış ve bu kız o kız diyerek onun peşinde koşmaya başlamış. Çoğu erkeğin kadın erkek ilişkilerinde daha en başta rastladığı bu tuzağa düşmüş : Bu biricik kızın peşinde , sonunda pes edip bana evet diyene kadar zombi gibi koşmalıyım. Haftalarını bazen de aylarını çöpe atmak ve sonunda mavi toplarla başbaşa kalıp hüsrana uğramak için iyi bir formül.
Sen kendini cinsel pazardan çekerek, sadece bir kere buluştuğun bir kız için diğer tüm alternatiflerini çöpe attın. Sadece bu kızla görüştüğün için bu kıza fazla duygusal yatırım yaptın. Aslında tek bir kızla görüşüyor olsan bile fazla duygusal yatırım yapmaktan uzak durabilirdin ama senin tek kıza odaklanmana neden olan zihin yapının bunu başarması çok zor.
Sanırım hala geçmişten gelen kendine güven problemlerim var. İşin kötüsü güzel kadınlarla tanışma ve ilk buluşma konusunda hiçbir problemim yok ama buluşmadan sonra işleri ilerletmede büyük sorun yaşıyorum.
Evet muhtemelen ikinci buluşma olmuyor zira ilk buluşmada ve/veya sonrasında muhtaç ya da arkadaşça davranıyorsun.
İkinci buluşmayı iptal ettikten bir süre sonra bir daha buluşma teklif ettim ama hala hasta olduğunu söyledi. Ben de “daha iyi hissettiğinde görüşmek isterim, kendine iyi bak” dedim.
Dikkat edersen sonra buluşuruz gibi bir şey söylememiş. Bu aşamada hastalığı bahane ediyor diye düşünebilirsin. Burada “tamam daha iyi hissettiğinde bana haber ver” deyip mesaj atmayı kesmen çok daha iyi olurdu. Bunu yaptıktan sonra da sana ulaşana kadar ona ulaşmamalısın. Zira bahanesi de olsa iki teklifin reddedildi. 2 teklifin reddedildiğinde görüşmek istediğinde beni ara anlamına gelen bir şey yazarak topu onun sahasına atar gidersin. Kendi hayatına dönersin ve kızı unutursun.
Burada birçok erkek, kız kendisini bir daha aramaz korkusu ile bunu yapamaz ve kıza ne kadar iyi bir çocuk olduğunu göstermek için kızın sağlığını yoklar durur. Burada motivasyonlarının bir daha aramaz korkusu değil de kızın sağlığına duyulan endişe olduğunu göstermeye çalışır ama bunu kendisi hariç kimse yemez.
“Teşekkür ederim, seninle yeniden görüşmeyi çok isterim” dedi. Ben de “önce iyileşmene bak, seni hasta hasta dışarı çıkarıp daha da hasta etmek istemem ama istersen sana nane limon yapabilirim :)”
Bu oldukça kibar ve tek başına problemi olmayan bir mesaj ama kız eğer hastalığı bahane ediyorsa seni komik duruma düşüreceğinden iyi bir mesaj değil. Bu bağlamda buram buram kıza yaltaklanma, “ben piç değilim iyi bir çocuğum” derdi kokuyor maalesef.
“Ben de görüşmek ve seni daha yakından tanımak istiyorum.” Biliyorum, çok fazla ve aptalca.
Yani ağzının suyu akıyor gibi yazmışsın aptalca olduğu doğru. Sadece bir kere buluştunuz, yavaş. Kız senin bu seviyede ilgini kazanacak bir şey yapmadı daha.
İki gün sonra bir daha mesaj atıp sağlığını kontrol ettim.
Evet peşinden koşuyorsun. Aslında kızın sağlığından çok seni unutacağından korkuyorsun. Dediğim gibi “bana haber ver” deyip nextlemen lazımdı. Kız seninle görüşmemek için bahane uyduruyorsa komik duruma düşüyorsun. Uydurmuyor gerçekten hastaysa da peşinden koşuyorsun. Kız yetişkin bir birey, kendi kendini idare edebilir.
Sen bunun yerine kızı bırakıp kendi hayatına dalsan, kızın sonra seni arayıp bir şeyler yapmak isteme ihtimali çok daha fazla. Trajikomik olan da bu zaten. Sen kız seni unutmasın, sen aramazsan aramaz ve buluşamazsınız korkusu ile kıza ulaşarak, kızın seni unutma ve aramama ihtimalini arttırıyorsun.
Sen kızı orada bıraksan, başka kızlara yönelsen, seni birkaç gün ya da hafta sonra ararsa çok daha iyi bir pozisyonda olacaksın. Kız senin yapışkan bir iyi çocuk olmadığını görecek, sen daha antrenmanlı olacaksın, oturduğun yerde duygusal yatırım yapmayı bıraktığın için daha güçlü olacaksın, vs.
Peki ya aramazsa? Aramayabilir ama muhtemelen sen ona ulaşıp dursan da aramazdı.
O gün işe gitmiş ama beni arayıp rahatsız etmek istememiş.
Seni aramaya gönlü yokmuş.
Tabii önce tam olarak iyileş dedim ve biraz hastalığından konuştuk. Ona birkaç ev yapımı ilaç tavsiye ettim. Sonraki birkaç gün ona ara ara ulaşıp sağlığını kontrol ettim. Biliyorum aptalca bir şey yaptım.
Aşırı anlayışlı davranıyorsun ve kızın doktoru rolüne girdin. Ona çok iyi davranırsam, ne kadar cici olduğumu gösterirsem beni sever modu. Bu maalesef zayıf ve muhtaç bir şey.
Geçen Cuma attığım mesaja dönmedi.
Baktı yapıştın, nezaketen ima edilen “hayır istemiyorum” umrunda değil, sonunda seni görmezden gelmeye başladı. Bu aşamada mesaj atmayı tamamen kesmelisin. Hiçbir şey yapmamalısın. Bu kıza yeterince ulaştın. Aslında çok fazla ulaştın ve sırf bu bile kızı soğutmuş olabilir.
Tinder profilini aç ve başka kızlarla görüş.
Bu kızdan çok hoşlanmıştım …
Yavaş, sadece bir kez buluştun.
ama bu aşamadan sonra ona ulaşıp muhtaç görünmek istemiyorum.
Muhtaç göründün zaten. Ama ona ulaşman sadece muhtaç görünmene neden olsa iyi, aynı zamanda muhtaç olmana da neden oluyor. İçinde bir başlangıç muhtaçlığı olabilir ama muhtaç davranarak muhtaçlığı körüklüyorsun.
Kızı nextledim ve kendi hayatıma bakacağım.
Evet yapman gereken bu. Sana ulaşana kadar kızı unut. Kız sana ulaştığında da hemen buluşma teklif etme. Bunun sebebi, senin 2 buluşma teklifin zaten reddedildi. Buluşma konusunu o açacak ya da sana arka arkaya 2-3 kere ulaşacak. Bu olmadığı sürece buluşma teklif etme.
Bir kadının sizi merak etmesi gerektiği fikri çoğu erkeğe mantıksız geliyor ve çoğu erkek bu kavramı anlamakta zorlanıyor. Biz erkekler görsel varlıklarız ve bir yerde olsun, ekranda olsun güzel, seksi bir kadın gördüğümüzde onunla birlikte olmaya neredeyse hazır hale gelebiliyoruz. Ama kadınların “ısınması” bundan daha fazla zaman alır. Birçok erkek ise kadın kendisi gibi hemen hazır olmayınca “beni daha fazla ve daha hızlı istemesi için bir şeyler yapmalıyım” hissine kapılır.
Ama kadınların genelde, özellikle de henüz birlikte olmadığınız başlangıç zamanlarında, sizden uzak kalmaya ihtiyaçları vardır. Sizden uzak kalmaya dediğim, sizinle konuşmadığı ve sizi düşünüp merak edebileceği bir uzaklık olmalı. Sizin bir daha ne zaman arayacağınızı veya mesaj atacağınızı, sizin gözünüzde yerinin ne olduğunu merak edebileceği bir uzaklıktan bahsediyorum. Kız arkadaşlarınıza sizi ve sizinle buluşmanızı anlatabileceği, onlarla strateji geliştirip sizin ne istediğinizi bulmaya çalışacağı uzaklık. Bu nedenle kadına buluşma aralarında bir miktar (örneğin henüz beraber olmadığınız kadına bir iki gün) zaman ve uzaklık vermelisiniz ve kendi işinize bakmalısınız.
Bu biraz bir kek pişirmeye benzer. Keki fırına koyduktan sonra pişmesi için beklemelisiniz. Eğer kek pişti mi diye sürekli fırının kapağını açarsanız, kekin pişmesine engel olursunuz. Aynı şekilde bir kadınla buluşmaya başladığınızda, ona duygularının gelişmesi için fırsat vermelisiniz. Eğer çoğu erkek gibi kadının duygularının gelişim hızını ve miktarını zorla arttırmaya çalışırsanız, o duygular hiçbir zaman gelişmez.
Maalesef on binlerce TV programı ve film, çoğu erkeğin beynini yıkıyor. Bu propaganda, bir kadından hoşlandığınızda, onun sürekli peşinde koşmanızı ve bunu yaparsanız kadının bir süre sonra havlu atıp sizin hayatının aşkı olduğunuzu ve aslında sadece sizinle beraber olmak istediğini anlayacağını kafanıza işliyor. Bu şekilde koşullandığınızda da, şunu da yapmalıyım, bunu da denemeliyim, şunu başarmalıyım, şunun peşini bırakmamalıyım diye düşüncelere boğulursunuz.
Erkekler çocukluklarından beridir, kadın erkek ilişkilerinin bu şekilde kurulduğu propagandasına maruz kaldıkları için, çoğu erkek gerçek hayattaki kadın erkek ilişkilerinde zorlanır. Zira gerçek hayatta bunları yaparlarsa, hayırdan anlamayan tacizci muamelesi görürler ve reddedilirler.
Oysa siz bir şeyler yapmalısınız sanarken yapmanız gereken tek şey kendi hayatınıza dönüp, kendi işlerinize, hedeflerinize, sosyal hayatınıza, vs. odaklanıp, bir süre boyunca haftada bir iki ulaşıp buluşmak ve arada mesajlaşmak dışında kadın ile ilgili hiçbir şey yapmamaktır. Eğer kadının ilgisi varsa, arada o da size ulaşır. Bu şekilde ulaştığında da, buluşmak istediğini var sayar ve buluşma ayarlarsınız.
Şimdi şu hikayeye bakalım.
9 ay önce bir kızla çıkmaya başladım ve bir sürü hatadan sonra olay arkadaş kalalıma geldi. Ben de karşı hamle olarak iletişimi kes kuralı konuşması yaptım. Sonraki haftalarda onu 2 kere buluşmaya davet ettim ve ikisi de reddedildi. Bana ilgisinin oldukça yetersiz olduğunu gördükten sonra da kızı tamamen bıraktım.
Sana ilgisi yetersiz olan bir kızı tamamen bırakmak dışında yapabileceğin pek fazla bir şey yok. Zaten peşinde koşmanın bir işe yaramadığını bizzat deneyip görmüşsün. Bu arada bana sanki kız sana ulaşmadan ona ulaşıp buluşma teklif etmişsin gibi geldi ki büyük yanlış. O sana ulaştığında bile, eğer iki teklifin reddediliyorsa bir daha o buluşma isteyene kadar buluşma teklif etme. Ona ulaşmamaya devam et ama bu sefer sana ulaştığında, buluşma teklifi de getirmiyorsa, kızı kibarca başından sav. Merak etme. Eğer seninle buluşmak isterse seninle buluşmayı teklif eder. Eğer istemezse teklif etmez ve senin istemen de bir işe yaramaz.
Son bir haftadır bana yaklaşık 7 kere ulaştı. Kibarca sesini duyduğuma sevindiğimi ama şu an meşgul olduğumu söyleyerek konuşmayı 5-6 dakikadan fazla uzatmadım.
Evet kibarca başından sav. Burada verdiğin mesaj “madem buluşmuyoruz, telefonda arkadaşlık da yok”.
Ama en son ulaştığında işleri biraz çirkinleştirdi. Beni daha fazla konuşmaya zorladı ama ben yine de konuşmayı uzatmayınca saygısızlaştı. Sonrasında ona bana ulaştığında benimle bu şekilde konuşmamasını, şu an meşgul olduğumu yazdım.
Ertesi gün whatsapp’a özellikle girmedim. Onun online statüme baktığını hissediyorum zira işten ne zaman çıktığımı biliyor.
Bence boş işlerle uğraşıyorsun. Problemlerinden birisi, anladığım kadarıyla, başka kadınlarla görüşmemen ve tamamen bu kıza odaklanman. Bu kızdan arama bekleyip durmak yerine dışarı çık ve başkaları ile buluş. Sen sanırım bunu yapmıyorsun ve bunun acısını çekiyorsun. Terk edildiğin pozisyonda kalıp bu kızı kafanda evirip çevirmek de mantıklı düşünmeni engelliyor.
Ona şöyle bir şey yazmayı düşünüyorum: “Seni seviyorum ve istiyorum ama sende bana karşı bir istek göremiyorum. Zamanımı, bana karşı istekli kızlarla harcamayı tercih ederim. Eğer benimle görüşmek istersen bana ulaş.”
Sen bunu yaptın zaten ve üstüne de iki kere reddedildin. Bu yazacaklarının gösterdiği tek şey, senin artık muhtaç ve kendine güvenmediğin bir noktaya düştüğün ve artık tek çare olarak bir şeyleri zorlaman gerektiğini düşündüğün. Bunun nedeni tabii ki istediğin şeylerin, istediğin hızda olmaması. Ama sen bu yazacaklarının bir baskı veya kaygı yaratacağını umarken, bu kızın seninle buluşma fikrini bir kere bile belirtmediğini tamamen unutuyorsun. Seninle buluşma isteği olmadığı sürece, seninle buluşmaya hazır değil ve sen de bunu böyle üstü kapalı tehditlerle zorlayamazsın.
Hadi diyelim zorladın ve buluştun. Seninle buluşmaya pek de istekli olmayan bir kızla vaktini ve paranı boşa harcarsın. Orada olmaya çok da gönüllü olmadığı için genellikle kötü bir buluşma olur ve sen de genellikle buluşmayı zorladığında pişman olursun.
Bu aşamada bu kız söz konusu olduğunda hiçbir şey yapmamalısın. Sonuçta ya sana buluşmayı teklif edecek ya da seni aramayı bırakacak. Ya onunla yeniden birlikte olacaksın ya da başkasıyla birlikte olacaksın. Ama şunu unutma ki, bu kız seni aramayı bırakırsa bu, sen ona ulaşıp bir şeyleri zorlamadığın için olmaz. Zorlamayarak kendini küçültmekten ve zaman kaybından kurtulursun.
Şu an zayıf ve muhtaç hissettiğin için, eski usül peşinden koşmak istiyorsun. Ama zaten bunu denedin ve reddedildin. Reddedilmene neden olan şeyi tekrar tekrar yapınca ne olacağını sanıyorsun?
Bu sefer kızı kendi haline bırak, seni uzaktan düşünsün ve hazır olursa da seni arayıp görüşmek istesin. Belki hiç hazır olmayacak ama onu hazır olmaya zorlayamazsın. Ama onu zorlayarak, belki de hazır olabilecek iken, hiçbir zaman hazır olmamasını sağlayabilirsin.
Birçok erkeğin kadınlarla bir başarı elde etmek konusunda görüşmelerde ya da yorumlarda sorduğu sorulardan gördüğüm bariz bir gerçek var. Bu siteye ya da bu gibi sitelere kadınlarla başarısız oldukları için gelen erkeklerin büyük çoğunluğu, oyundan ya da kadınlar konusunda maskülen bir erkek zihniyeti elde etmeden önce ya da bunların paralelinde, sosyalleşme konusundaki problemlerini halletmeliler. Ve şunu da rahatça söyleyebilirim ki eğer sosyalleşme konusundaki problemlerini hallederlerse, oyunu ve maskülen davranmayı geliştirmeden bile kadınlarla daha fazla başarılı olurlar. Sadece kendi eski hallerine göre değil, oyunu ve kadınlarla maskülen davranma konusunu ezbere bilen ama kadınlarla etkileşime girmeyen adamlardan da daha başarılı olurlar. Yalnız daha başarılı olurlar derken özellikle ilişkilerinde dikiş tutturma konusunda başarılı olurlar demiyorum yani oyunu öğrenmek, maskülen bir erkek olmayı öğrenmek ve uygulamak da önemli.
Şimdi sosyalleşin diye partilerden partilere akan, son modaya göre hareket eden bir hipster olun demiyorum. Genel olarak insanlarla sosyal bir şeyler yapın, iletişim yoğunluğunuzu arttırın ve belli bir ortak frekansı yakalayın diyorum.
Sorun şu ki çoğu genç erkek ve kadın, uzun süreli izolasyon nedeniyle, kendi kafalarına hapsolmuş bir şekilde yaşıyorlar. Günümüzde birçoğumuz uzun süreler boyunca yalnız çalışıyoruz ya da çok dar bir ofis ortamına hapsoluyoruz. Çalışırken çok yoruluyoruz ve sonra da direkt eve gidip internete ya da televizyona fişimizi takarak, %99’u hiçbir işimize yaramayacak enformasyonu, kaygılı zihnimizi bastırmak için damardan uyuşturucu niyetine alıyoruz. Bu bizi daha fazla izole ediyor ve bizi daha da fazla internete gömüyor ve bir sarmal içinde aşağı doğru yuvarlanıp gidiyoruz.
15 sene öncesine kadar böyle yaşamak insanı çok hızlı bir şekilde sıkar ve bunaltırdı. Bu yoğun sıkıntı da insanın resmen kıçına tekmeyi vurur ve evinden dışarı atardı. Günümüzde maalesef eve kapandığınızda yoğun bir sıkıntıdan mahrumsunuz. Gerçek dünyadaki hayatınız boktan, izole ve tamamen siyah beyaz olabilir. Ama bugün birkaç ekrandan sınırsız “zevk” akıyor. Porno, oyun, sosyal medya, youtube, vs. ile yıllarca sıkılmadan, dışarı çıkma zorunluluğunuzu uyuşturarak yaşayabilirsiniz.
Bir de parantez açayım. Benim sitem ve kanallarım da dahil, bu tür erkek kişisel gelişim sayfaları da eğer gereğinden fazla takılırsanız aynı şekilde uyuşturucuya dönüyor. Biliyorum, bu sizi çok rahatlatıyor ama en güzel şeyin bile fazlası zararlı.
Şimdi çoğu takipçim beni sürekli takip etmiyor. Olması gereken de bu. Ben 20’lerimde böyle sitelere bazen bir iki hafta, bir yerde hata yapıyorum neydi doğrusu der girer ve bir daha da aylarca uğramazdım. Pook’un Kitabında Pook bir yerde, “önce çok kaba hatları ile okuyun sonra sahaya çıkın ve yanın. Yandınız mı acaba bunun doğrusu nedir diye okuyun ama sonra sahaya çıkın” diyordu. Önce her şeyi öğrenmeye ve bir zihin yapısı kazanmaya aylar harcayıp sonra aktiviteye geçmeyin. Önce aktivite, sonra okuma. Tersi değil.
Maalesef büyük bir grup takipçi sürekli böyle içerikleri okuyor ve izliyor. Bunu yapmanızı tavsiye etmem. Bakın sizin sürekli okumanız ve izlemeniz bana yarar, fazla etkileşim alırım, biraz daha fazla kazanırım belki ama buna rağmen böyle yapmayın diyeceğim arkadaşlar. Siz rahatlamak, benim gibi içerik üreticilerine etkileşim sağlamak ya da teorik bilgiler deposu olmak için burada değilsiniz (tabii ki çok kötüyseniz ve okumak rahatlatıyorsa birkaç gün belki bir iki hafta gelin sığının ama abartmayın). Siz, gerçek hayatınızı daha iyi olmak için buradasınız. Eğer bir şeyler kapıp piyasaya döndükten sonra “Mahmut biliyoz bunları, bunlar artık çocuk oyuncağı, bize başka şeylerle gel” diyorsanız bu iyi bir şey.
Yalnız bir podcastte belirttiğim şekilde de yuvadan uçup sonra şöyle geri gelmeyin: Bir kız bulunca “Mahmut Emmi iyi diyon da bunlar genelleme, her kızda geçerli değil benim kız öyle değil bak salıyom bir şey olmuyor” diye uçup 3-4 ay sonra “Mahmut Ağabeeeeyyyy” diye gelmeyin 😀 Yani gelin Al Haplılar Dergahının kapısı açık da bu duruma düşmeyin.
Sizin dışarı çıkmak, sosyalleşmek için gerçekten çabalamanız lazım. Sadece sosyal fobinizi ve başlarda yaşayacağınız bocalamanın korkusunu yenmeniz yetmiyor. İzolasyonunuz içinde alıştığınız uyuşturuculardan da arınmanız gerekiyor.
Dışarı çıkmak, sosyalleşmek ve sadece sosyal bir ortamda işten güçten uzaklaşıp rahatlamak için çabalamanız lazım. Bunun için arkadaşlarınızla biraz daha fazla dışarı çıkın. Dışarı sadece kafeye, bara ve spor salonuna gitmek için çıkmayın. Etkinliklere gitmeye çıkın, birkaç hobi faaliyetine gitmeye çıkın. Hiçbirine gücünüz yetmiyorsa ya da gücünüz yetse bile ara ara yürümeye çıkın, caddelere çıkın.
Bu arada bana faaliyetler için parası olmadığını söyleyenler oluyor. Ben üniversitede parasızlıktan bazen haftalarca kampüsten çıkamazdım ama üniversitede ücretsiz yapabileceğim hemen her şeyi yapmaya gayret ederdim. Ya da yarı zamanlı çalışarak sosyalleşirdim. Bugün konuştuğum üniversiteliler, hadi kampüsü olmayan üniversitelerde okuyanları anlarım da, İTU, ODTÜ ya da Boğaziçi gibi üniversitelerdekiler bile tek bir kulüp faaliyeti içine girmiyorlar.
Hiçbir şey bulamayan ya da hiçbir şeye gücü yetmeyenlere söyleyeceğim ise en azından gönüllü kuruluşlara gidin bir şeyler yapın. Bu arada arkadaşlar, gönüllü çalışmak, özellikle psikolojik olarak depresif bir durumdaysanız oldukça etkili bir anti depresan. Denemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Sosyal Fobi
Geçmişten gelen bir sosyal fobiniz yoksa bile, uzun süre izaolasyon ile de sosyal fobi geliştirebilirsiniz. Bu da size başka insanlarla rahat bir frekans yakalamanıza ve doğal bir etkileşime girmenize engel olur. Örneğin onlarla ya etkileşime girmezsiniz ya da etkileşime girseniz bile
fazla hızlı konuşmak
hareket etmek,
göz teması kurmamak,
kendi düşüncelerinize boğulup konuşamamak,
insanların en ufak iğnelemelerinde bile aşırı sinirlenmek ya da kapanmak,
kaygılı bir şekilde kıpraşmak,
nasıl bir izlenim bıraktığınıza aşırı dikkat etmek ve bu nedenle çekingen olmak,
kapalı bir vücut diline sahip olmak
gibi hatalar yaparsınız.
Ya da kendinizi fazlaca satmaya çalışabilir ve genel olarak rahat, sakin ve neşeli olamazsınız. Bütün bunlar da dışarıya kaygılı ve muhtaç biri olduğunuz sinyalleyerek insanların sizinle iletişim kurmak istememesine neden olabilirler. Yani bir ortama girseniz bile özellikle sabırsız ve erkenden pes eden biriyseniz, hiç arkadaş edinmeden o ortamdan çıkarsınız.
Kimse kaygılı, huzursuz ve muhtaç sinyalleri yayan biriyle sosyalleşmek istemez. Siz de istemezsiniz. Yukarıdaki listeyle ilgili başlangıçta yapmanız gereken şey, bunları bilip bunları yapıp yapmadığınız konusunda sürekli olarak kendinizi taramak ve herhangi birini yapıyorsanız tam tersini yapmak.
Bakın sosyalleşmenin kitabını yazmanıza, insanları eğlendirmenize ya da bir palyaço olmanıza, ortamda gözleri ve dikkatleri üzerinize çekmenize falan gerek yok. Sadece insanların sizinle konuştuklarında bir miktar eğlenmeleri, negatif sinyaller almamaları yeterli. Burada amacınız insanlarla ve tabii ki kızlarla etkileşiminizi arttırmak.
Eğer üniversite ortamınız yoksa, mesela hiç okumadıysanız ya da mezunsanız size tavsiyem, gelirinizin bir kısmını bu faaliyetlere ayırın. Ortam pahalı ve geçinmek zor ama bu tür şeylere ihtiyacı olan adamların da sırtında bir aile yükü yok. O nedenle bütçeleri içinde faaliyetlere girmelerini tavsiye ediyorum, bunun için artan bir miktar paraları oluyor. Benim izleyici kitlem çok geniş bir yelpazeden, öğrencisi de var, beyaz yakası da var, esnafı da var, işçisi de var, teknisyeni de var. Hepsiyle şöyle bir oturduğumuzda yapacakları bir şeyler buluyoruz. Bazen biraz kendi düşüncelerinizden çıkmanız gerekiyor.
İzolasyona yatkın ve inek biriyseniz, mümkünse kendiniz gibi adamların doluştuğu inek gruplara odaklanmayın. Bakın eğer saatlerce maket uçak yapıp bundan zevk alıyorsanız bunu yapın ama sadece bununla kalmayın. Konfor alanınızdan çıkın ve sosyal bir iki şey daha yapın.
Hayır, spor salonu sayılmaz. Spor yapın ama spor salonu tek başına yetmez ve hatta gördüğüm kadarıyla sayılmaz. Hani bir bisiklet grubu falan gibi şeyler tamam ama spor salonlarını biliyorsunuz, herkes kendi halinde takılıyor.
Ortamın saldırayı olmayın.
Sosyalleşmek için birden fazla faaliyet grubuna katılabilirsiniz ve her birinde bazen fırsatları değerlendirebilirsiniz. Ama bazen sosyalleşmeleri için kendi imkanları içinde bazı sosyalleşme gruplarına gönderdiğim arkadaşlar, birden bire önlerine gelen güzel kadına yürümeye başlayıp bir anda tüm kızların arkalarından dalga geçtikleri saldıray abilere dönüşüyorlar. Bunu da yapmayın.
Bu tür faaliyet gruplarında en iyisi, gelip geçen kızlara yürümek. Örneğin dans kursuna yazıldıysanız, kendi grubunuzda sosyalleşin ama dans gecelerinde gördüğünüz başka kızlara yürüyün ama bunlar küçük topluluklar olduğu için orada da abartmayın. Ya da siz sosyalleşin, 2-3 hafta gelip sonra bir daha gelmeyen kızlara yürüyebilirsiniz. Ben mesela üniversitede kulüpte çekirdek kulüp takımına yürümezdim. 2-3 hafta kalıp sonra gelmeyenlere kampüste yürürdüm.
Bu tür faaliyetlerde en önemli şey, o faaliyeti öğrenmek için çaba harcamanız ve bir kabiliyet edinmeniz. Bu tür kulüplerde en çok göze batan adamlar, kulübün faaliyetlerine çok az zaman harcayıp sadece lak lak yapan ve kızlara yürüyen adamlar. Hep örnek veriyorum ama diyelim bir dans kursuna gittiniz ve 6 ay bir şey çıkmadı. Ama en azından dans etmeyi öğrendiniz ve hayat boyu sosyalleşmenize yardımcı olacak bir yetenek geliştirdiniz.
Bu tür faaliyetlerde nereden ne çıkacağı belli olmaz. Yıllar önce sadece 3 ay bir tekvando kursuna gitmiştim. Öyle beyaz yaka bir şey de değil, gecekondu mahallesinde bir yerdi. Gelenlerden biri, polis bir kızdı. Normalde benim sosyal ortamım polis bir kızla etkileşeceğim bir ortam değil ama oradan mesela o kızla çıkmaya başlamıştık. Silahı olan bir kız arkadaş azıcık stres yapıyor ama yine de çok cici ve güzel bir kızdı.
Yahu kızı bırakın, normalde yine aynı ortamda olmadığım adamlarla tanışmıştım. Tekvando hocası ve diğer birçok öğrenci barlarda ve kulüplerde güvenlikte çalışıyorlardı ve onların çalıştığı barlara gittiğimde damsız giriyordum. Yani böyle güzellikler de oluyor.
Son not olarak da bu bahsettiğim kabuğundan çıkma hikayesini birçok filmde görebilirsiniz. Fight Club filminde ofis – ev – IKEA / alışveriş döngüsüne sıkışmış bir beyaz yakanın, — spoiler – içindeki Tyler Durden’ı o döngüden ve kendi kafasından çıkıp, destek gruplarında ve kulüp faaliyetlerinde (ama ne kulüp :)) devşirdiğini hatırlayın. Tabii umarım kişilik bölünmesi yaşayacak kadar batmadınız – spoiler -. Yine 99’un Ofis / Kendini bırakma üçlemesinin bir diğer güzel filmi Office Space filminde Peter da kabuğundan çıkarak hayatı buluyordu. Ya da üçlemenin üçüncü filmi olan Matrix’te Thomas Anderson kendini, beyaz tavşanı takip etme davetini kabul ederek, kabuğundan çıkıp kulübe giderek buluyordu.
Bu üçleme aslında dörleme de diyebiliriz. Bir de American Psycho var ama onun tonu çok daha karanlık. Orada Patrick Bateman diğer üçündeki ana kahramanlar gibi sarmaldan çıkmak için adım atmadığından (daha doğrusu narsist olduğundan atamadığından) ve sosyal hayatta takındığı maskesini kıramadığından, Jung’cu anlamdaki gölgesince ele geçirilip korkunç fantezilerde yok oluyordu (filmdeki cinayetlerin gerçek olmadığı ama Bateman’ın içinde boğulduğu fanteziler olduğu yönünde büyük bir ima var ki bence de öyle).
Bu kadar ağır konulara belki sonra başka yazıda gireriz ama 90’ların sonunda birden patlayan “çalışma – ev – tüketim hayatından, izolasyondan gına gelmesi” akımının devam edemedi. Önce ekonomik krizler ve sonrasında ama daha önemlisi internet – sosyal medya – porno ile uyuşturuldu gitti.
Bu kitabı bir çeşit önleyici ilaç olarak, özellikle de bu tür kişilik bozukluğuna sahip partnerlerle henüz karşılaşmamış ya da farkında olmadan böyle biriyle beraber olan insanlara rehber olması için yazdım. Zira bu çoğunluk, özellikle kırılgan narsist ya da borderline gibi başta harika davranan kişilerle karşılaştıklarında, bir cennet bahçesine düşmüş gibi sarhoş oluyorlar ve aslında mayın tarlasında yürüdüklerini anladıklarında ise bu işten geçici de olsa hasarsız çıkma ihtimalleri oldukça azalıyor. Daha da kötüsü, bu tür kişilik bozukluklarına sahip partnerler, kurbanlarında uyuşturucu bağımlılığı etkisi yaratıp hayatlarını mahvedebiliyorlar.
Narsist, borderline, sosyopat gibi yüksek derecede zehirli insanların üzerinde bir uyarı etiketi olmalı ama maalesef yok. Uzun süredir yaptığım görüşmelerden ve okuduklarımdan çıkardığım, çoğu insan bırakın ilişkiye girerken kiminle dans ettiklerinin farkında olmayı, partnerleri tüm zehirleri ile hayatlarını darmadağın ettikten sonra bile başlarına ne geldiğinin farkında olmuyorlar. Örneğin eski sevgilimi nasıl geri kazanacağım diye bana danışan ama konuşmanın sonunda geri kazanmayı bırak eski sevgilisinden cüzzamlıymış gibi kaçması gerektiğini anlayıp şok olan kaç kişi ile karşılaştım hatırlamıyorum bile.
Kadın erkek ilişkilerinde bir başarı yakalamaya başlayan birçok erkek, tecrübesizliğinden ve başarının verdiği sarhoşluktan, daha yolun başından böyle zehirli bir kadının eline düşebiliyor ve yıllarını kaybedebiliyor. Zira zehirli kadınlar özellikle ilişkinin başlarındaki aşk bombardımanı evresi ile, normal bir kadında hissedemeyeceğiniz bir haz veriyorlar. Bu da toplumda kişilik bozukluğu olan insanlar azınlıkta olmasına rağmen, kadınlarla belli bir başarı yakalayan erkeklerin olması gerekenden çok daha fazla oranda zehirli bir kadınla ilişkiye girmesine neden oluyor.
Narsist Kişilik Bozukluğu 7
Narsist Kişilik Bozukluğu Nedir? 8
Büyüklenmeci Narsizm ve Kırılgan Narsizm 10
Narsist mi Yoksa Bencil mi? 13 Narsist ile İlişki 18
Bir narsist ile olan ilişkiyi, normal bir ilişkiden ayırt etmenin yolları 19
Kırılgan Narsist Bir Kadınla Olduğunuzu Gösteren Kırmızı Alarmlar 23
Kırılgan Narsist Kadınların Kullandıkları Temel Toksik Taktikler 27
Aralıklı pekiştirme (intermittent reinforcement) 28
Kırılgan narsist bir erkekle olduğunuzu gösteren kırmızı alarmlar 34
Partnerinizin Gerçek Bir Narsist Olduğunu Gösteren İpuçları 40
Narsist İstismar Döngüsü 43
Partnerinizin Gerçek Bir Narsist Olmadığını Gösteren İpuçları 44
Partnerinizin Narsist Olup Olmadığını Anlamanıza Yardımcı Olacak Testler 47
İlişkinin Gidişatını Yavaşlatma Testi 47
Kırmızı Çizgi Testi 48
Kendisi Hakkında Konuşma Testi 48
Eleştiri Testi 48
İlişki Geçmişlerini Sormak 48
Bir Narsist Sizi Narsist Olmadığı Konusunda Nasıl Kandırır? 49
Tüm kadınlar Narsist mi? Narsist Mıknatısı mısınız? 51
Yineleme zorlantısı – Repetition compulsion 54
Bir Narsist Mıknatısı olarak “İyi” Çocuk / Efendi Erkek 56
Bir Narsist İle Travmatik Bağlanma Kurduğunuzu Gösteren İşaretler 59
İleri Seviye Narsist Manipülasyonu: Gaslighting 62
Gaslighting Nedir? 63
Size Karşı Sosyal Kanıt Kullanmak 64
Hafızanızla Oyun Oynamak 65
Algı ve Yorumlarınızı Geçersiz Kılmak 67
Utanç Yansıtması 68
Gaslighting yapıldığını nasıl anlarsınız? 69
Bazı Gaslighting Örnekleri 70
Narsistin Partnerini Ailesinden Koparması 71 Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu 77
Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu Nedir? 78
9 Sınırda Kişilik Bozukluğu Kriteri 80
Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğunun 4 Alt Tipi 83
Cesaretsiz (Discouraged) Tip Borderline 84
Dürtüsel (Impulsive) Tip Borderline 85
Huysuz (Petulant) Tip Borderline 86
Kendine zarar veren (Self Harming) Tip Borderline 87 Borderline İle İlişki 89
Partnerinizin Borderline Olduğunu Nasıl Anlarsınız? 90
Borderline Kız Arkadaş 95
B Kümesi Kişilik Bozukluklarının Altın Çocuğu 99
Borderline Kadın İle İlişkinin Evreleri 100
Narsist mi Yoksa Borderline mı? 106 Narsist/Sınırda Kişilik Bozukluğu İlişkileri Bitirmek 112
Kişilik Bozukluğu Olan Partnerin Zehirinden Arınma 113
Zehirli İnsanlara İkinci Bir Şans Vermeyin 119
Narsisti Affetmek Neden Her Zaman Geri Teper? 121
Narsistin Sizi Yeniden Elde Etmek İçin Kullanacağı Taktikler 125
Anahtar kelimeler: zehirli ilişkiler, toksik ilişki, narsizm, narsist kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu, sınırda kişilik bozukluğu, ilişkiler, kadın erkek ilişkileri, ilişki sorunları, psikoloji
Popüler kültür erkeklere ilişkilerinde problem çıktığında, stoik – maskülen yani sakin ve güçlü bir şekilde davranmak yerine duygusal ve feminen davranmaları gerektiğini sadece öğretmemiş, otomatik çalışan bir program olarak beyinlerine kablolamış vaziyette.
Aşağıdaki arkadaş, çoğu erkek gibi, sonradan neden ve nasıl yaptığını bilmeden, bu program tarafından ele geçirilmiş. Yaşı genç ve hatasının utancıyla kıvranıyor yani kendisinde umut var.
Arkadaşlar, feminen – maskülen, tam olarak kadın – erkek demek değil. Feminen enerji daha çok duygusal yatırım, daha çok ilişki fedakarlığı, ilişkiyi ve partneri daha merkeze koyma, daha çok ilişki çabası, maskülen enerji ise daha çok hedef ve çalışma odaklı olma, ilişkiyi ikinci planda tutma, partneri yoldaş olarak görme ile alakalı.
Kadınlar erkekte maskülen enerjiyi, erkekler ise kadında feminen enerjiyi daha çekici bulurlar. Aynı şekilde kadınlar, erkekte feminen enerjiyi itici bulurlar. Örneğin bir kadının erkeğine bütün gün seni düşünmekten çalışamadım demesi erkeğe çekici gelir (ilişkiyi merkeze koyan feminen enerji) ama bir erkeğin bunu demesi kadınına genellikle itici gelir. Kadın ilk duyduğunda yalanını seveyim diye pek ciddiye almayacağı için kurtarır ama ciddiye alırsa itici gelir.
Erkekte feminen enerji ve kadında maskülen enerji itici. Ama sorun şu ki, erkek daha çok görsel olarak etkilendiğinden, kız güzelse kızdaki maskülen enerjiye toleransı daha yüksek ama kadın daha çok davranışlardan etkilendiğinden, erkek ne kadar yakışıklı olursa olsun erkekte feminen enerjiye toleransı düşük.
Şimdi aşağıdaki hikayeye bakın. Erkek burada sadece kaygı ve korkudan değil, böyle davranırsan kazanırsın diye iplerini ele alan otomatik programlama nedeniyle de feminen tarafa kayıyor. Başlangıç noktası zaten maskülen tarafta olmadığından (sanal ilişki masalları) kayışı çok hızlı.
Selamın aleyküm Mahmut abi,
Aleyküm selam.
Size kendimden ve yaşamış olduğum kısa dönem (4 Ay) ilişkimden bahsetmek istiyorum. Yaklaşık 6-7 ay önce dış görünüşünü beğendiğim birisini instagramdan ekledim ve yazışmaya başladım. Kendisi 2004 Doğumlu gayet bakımlı ve güzel bir kızdı ve başka şehirde oturuyordu ben ise İstanbulda. Daha önce ilişki işleriyle pek uğraşmadığım için uzak mesafe olup olmamasını umursamamıştım. Herkesin yaşadığı gibi bizim de ilişkimiz güzel ilerliyodu.
Övgülü sözler, iltifatlar ve hediyeler benim tarafımdan havalarda uçuşuyordu.
Bu leylalığının cezasını çekmemen mümkün değil ve çekmen de lazım ki ders alıp bir daha yapmayasın.
Şimdi dönüp bakıyorum da sürekli iltifat eden taraf benmişim.
Uydu erkeklik pişmanlıktır, sanal uydu erkeklik daha beter pişmanlıktır.
Kendisine kanım çok ısındı hatta böyle ilişkilerin olmazsa olmazı evlilikten vs bile bahsettik ve ilk 1. ayda ondan hoşlandığımı, onu sevdiğimi söyledim.
Kıza tek söylediğin şey, nasıl aç abazan ve tercih edilmeyen bir erkek olduğun. Kendinizi bu kadar aç bırakıp düşmeyin. Yahu İstanbul’da oturuyorsun!
Kendisi de aynı sözleri 15 20 gün sonra doğum gunumde söyledi.
Ne kadar şirin. Sanal uyduluktan olmayan ilişki sanrısına terfi ettin.
Belirli süre geçtikten sonra bir tavrı dikkatimi çekti. Mesajımı yazdıktan sonra mesajı umursamayıp instagramda gönderi beğendiğini gördüm.
Bu kız seni neden umursasın? Gerçek hayatta yoksun ki? Ayrıca sen de yavaş yavaş feminen ağırlıklı bir ruh haline bürünüyorsun. Şu laf tamamen bir kadın lafı. Instagram stalklaması yapıp, erkeği başkalarıyla kırıştırıyor şüphesi ile kıvranan kadın halleri.
Başlarda bunu dert etmedim ve görmezden geldim ama sonraki günlerde görmezden gelinmek veya yanlış anlaşılmak hiç istemediğim ve hoşlanmadığım şeylerdir diye kendisine bahsetmiştim.
Ee? Yine yapsa ne yapacaksın? Kuzu kuzu sineye çekecek bir aç erkek izlenimi veriyorsun çünkü.
İlişkimizin 3. ayında
Off ya yokluk bir insanı bu kadar da zavallı yapmamalı. Sizin ilişkiniz milişkiniz yok.
İngiltere’deki kız kuzeniyle beraber istanbula geleceğini söyledi. Gelmeden öncede Kuzenine ” Hayatımda biri var, sana ondan bahsetmek istiyorum ama yüz yüze gelince” dedi. Normalde kuzeniyle aynı günde geleceğini ama ben olduğum için 3 4 gün erken gelmek istediğini söyledi ben de çok sevindim. Günü geldi ve İstanbuldaydı. Onu aracımla havalimanından aldım sarıldım, öptüm ve yengesinin evine götürdüm.
İlk defa şimdi bir şeyler başladı ve işin içine koku, vücut dili, duruş, vs. gibi bir sürü faktör girdi.
2. gün de buluştuk herşey çok güzeldi.
Sen fazla hayal dünyasında olduğun için sana öyle gelmiş olabilir. Ya da bu hayal dünyasındaki şapşikliğin yüzünden kısa sürede her şey kötüye dönebilir.
3. gün de buluştuk. 4. gün buluşmayalım şüphelenmesin yengem dediYengesinde kalıyordu) ve başka güne erteledik. Buluşmadığımız süre içinde beni çok özlediğini, Şehrine dönünce bu özlemle ve yokluğumla nasıl baş edeceğini sordu hatta ve hatta evlilik, söz nişan gibi konuları açtı ve ciddi ciddi bunu tartışmaya başladı. Onu çok seviyordum ama böyle birşey söylemesini beklemiyordum biraz da olsa aklımı bulandırmaya çalılştı ama ben pek oralı olmadım.
İyi biraz da olsa kafan çalışıyor.
3. Buluşmamızdan hemen önce, önceki geceden yorulduğunu, boynunun ağrıdığını ve üşüttüğünü söyledi. Ben de gayet normal karşılayıp ”Başka gün yine buluşuruz o zaman bugun dinlen dedim”. O ise konuyu uzatıp ”Ben öyle demek istemedim”e getirdi ve tartışma çıkardı.Haklı olduğum bir konuda özür dilemek zorunda kaldım.
Özür dilemek zorunda değildin, seni “bırakır korkusu” ile boyun eğdin. Burada artan oranda feminenleşiyorsun. İlişki devam etsin diye çilelere katlanan, alttan alan, hırpalanan kadın modundasın.
Ben de o zaman buluşalım dedim ama bu sefer kendisi istemedi çünkü ben ”O zaman sonra buluşalım dinlen” dediğim için buluşmak istemiyordu. Gönlünü almak için önceden hazırladığım çiçeği alıp yengesinin evinin önüne gittim ve kapının orda olduğumu söyledim(Büyük hata farkındayım).
Yaltaklanarak boyun eğmeye devam.
Şaşkınlık ve sinirli bir biçimde neden böyle yaptığımı. Aşağıya gelemeyeceğini, temizlik vs yaptığını söyledi. Ben de gelmeyeceğini anladıktan sonra biraz daha bekleyip eve gittim. Bir kaç mesajına geç cevap verdim çünkü o sinirle birşey yazıp yeni bir tartışmaya girmek istemiyordum. geri dönüş yaptım ama o 4 5 saat boyunca yazmadı ve üstte de bahsettiğim şeyi tekrarladı. Mesajıma cevap vermeyip İnstagramdan birkaç post beğendiğini gördüm.
Full stalk modundasın, aşırı feminenleşmiş vaziyettesin. Erkek adam olsan bunu fark etmezdin bile. Gerçi erkek adam olsan olay buraya kadar da gelmezdi.
Bu sefer ciddi ciddi söyledim.
Sadece arıza bir stalker olduğunu itiraf etmekle kalmıyorsun aynı zamanda ilgi dileniyorsun.
Kendisinin kusurunu bir kenara koyup benim nasıl böyle bir şeye takıldığımı ve öyle birşey olmadığını dile getirdi. Yine haklı olduğum bir konuda geri adım atmak zorunda kaldım.
Korkaklığından, zayıflığından, kendine değer vermemenden ve kadını kaybetme korkusundan eğilip itaat ettin. Daha da sub (alt) oldun. Kızı da dom (üst) yaptın. Aranızdaki dinamikte sen feminensin, o maskülen. Buradan genelde tamamen kaybedwrek çıkarsın.
Şimdi bu öğrenilmiş çaresizlik size popüler kültürden dikte ediliyor. Gerçekten bir erkek olarak ilişkide en iyi şekilde ilerlemenin, sorun çözmenin, kadınlaşmak olduğunu öğreniyorsunuz. Sen de çoğu erkek gibi, ne kadar feminen olursam o kadar beğenilirim diye bir programa sahipsin.
Kuzeni gelmişti ve onunla geziyordu. Kuzenine benden bahsettin mi dediğimde evet bahsettim. Öyle yani kötü birşey söylemedi dedi ama hoşuma gitmeyecek sözler sarfettiğini anlayabiliyordum yine de uzatmadım. Yeni yerler gördüğümde hep ona atardım ve ondan da aynısını beklerdim ama o kendince story atmaya ve gezmeye devam etti. Anlayışla karşılamaya çalıştım ve ses etmedim.
Neredeyse %100 feminen enerjiye geçtin. Şu aşamada inanılmaz iticisin. Hoşlandığın kız kıllarla kaplı bir şekilde karşına çıksa seni nasıl itecekse sen de öyle iticisin.
Kuzeni için kuaföre gittiklerinde ”Sen de bir şeyler yapsana sana çok yakışır dedim”. Ama o sanki ben ona saldırmışçasına ”Ben halimden memnunum herhangi bir değişiklik istemiyorum yani”. vs dedi ben de yine uzatmadım.
Çoktan nextlemen gereken kızı kendini küçülterek takip ediyorsun. Senin kendine saygısız hareketlerin onu da sana saygısız hale getiriyor.
Gezmelerinin 5. gününde Nusrete gitmişlerdi ve attığı hikayeden çok yakında yabancı uyruklu bir erkek sesi geliyordu. ”Ona Senle kuzenin mi gittiniz?, Sadece ikiniz gittiniz zannediyordum dedim” o ise ”Diğer sevgilimle gittim. Yani bu soruya böyle cevap verilir dedi”. O an çok ama çok bozulmuştum çünkü ona böyle konuşmalardan hoşlanmadığımı önceden de ifade etmiştim. Bozuntuya vermeyip mantık çerçevesinde cevap verdim ama 10 saat boyunce mesajıma dönmedi.
Kız artık peşini bırakman ve yakasından düşmen için iyice kabalaştı.
Ben de onun yanı sıra sohbet başlatma amaçlı konu dışı birkaç şey yazmıştım onlara da cevap vermedi.
Maalesef sülük gibi yapıştın ve peşinden koşup kendini alçaltmaya devam ediyorsun.
Mesajları okuyamıyordu çünkü uzun yazılardı.
Bu aşamada engel yemen lazım. Duygusal yatırımın aşırı düzeyde. Aranızdaki etkileşimin kadını sensin, onu da erkekleşmeye itiyorsun.
Bakmamaya devam edince mesajları sildim Ona ”Sen böyle değildin” yazdım ve uzun bir yazıyla ondan ayrıldım.
Birincisi ayrılacak bir ilişkin yok, sadece 2 gün flört ettiğin ve sonra göremediğin bir kız var (evet 2 gün). İkincisi bu “bak gidiyorum ha bak bak giderim ha” blöfüdür kimse yemez. Gerçekten bıraksan kıza bir şey yazmadan bırakırdın.
Belki konuşularak daha iyi yere gelinirdi belki de onun gözünde artık bir betaydım çünkü sizin de dediğiniz gibi.
Betadan da öte, erkek vücudunda %100 feminensin.
Bizi alfa özelliklerimizden ötürü seçiyorlardı.
Normal maskülen bir erkek olsan yeterdi. İstenmediğim yerde durmam, beni istemeyenin peşinde koşmam demeniz için alfa kral olmanız gerekmiyor. Bu hiç de zor değil, özellikle hemen hemen hiçbir tarihçeniz olmayan kızla.
Senin bir erkek olarak bu aşamada çok az duygusal yatırıma sahip olman gerekirken, 5 senelik ilişkide bile adamı madara edecek kadar yüksek bir duygusal yatırıma sahipsin.
Şu podcastımızı dinlemeni şiddetle tavsiye ederim.
Ertesi gün gözyaşımın fotoğrafını çekip ona attım( Bunu yaptığıma hala inanamıyorum).
%100 feminen enerjide devam. İşin ilginç tarafı, sen bunu yaparak kadının seni seveceğini falan sanıyorsun. Şimdi popüler kültürün çoğu Batı’dan ithal ama bu seviyesi bizim kendi kültürümüze has bir arabesk. Ağıt yakarak kendisini zengin çocuk için terk eden kızı ağlatan, yeni ünlü türkücü arabeski.
Şuanki aklım olsa asla böyle birşey yapmazdım.
Neyse sende en azından umut var. Abi bu kızı çok istiyorum diye zırlamıyorsun. Hatandan duyduğun utanç canını yakıyorsa, sende umut var demektir.
Arkadaşlarım aracılığıyla bir kaç kere saçma sapan ”Bulunmaz hint kumaşı değilsiniz” veya ”Bizden olmadı kendine iyi bak kendine cok dikkat et” gibi şeyler de yazdım ama son 1.5 – 2 aydır birbirimizi engelledik ve iletişim kurmuyoruz. Daha çok gencim henüz 21 yaşındayım. Bu ilişkiyi atlattım ama ileride böyle olmaması için kendimi Yüksek değer erkek olma yoluna koydum.
Bakın arkadaşlar, tabii ki yüksek değerli erkek olun ama en azından hızlı bir şekilde erkek olup kalmayı öğrenin. Bir kadınla aranızdaki flört ya da ilişkide sorun çıktığında, bu sorunu en hızlı şekilde feminenleşerek çözmeye çalışma refleksinden kurtulmanız gerekiyor. Bunu yapmanız bile sizi ilişkilerde tepe %10’a sokar.
Böylesinin benim için daha iyi olduğunu ve bir sonraki ilişkimde ne yapmamam gerektiğini sizin sayenizde öğreniyorum. İyi çalışmalar.
Bir sonraki sefere gerçek bir ilişkin olduğunda ya da bir kızla flört ederken her zaman maskülen tarafta kalman gerektiğini öğrenmen lazım. Göğsünü yumruklayıp kabalaşmaktan bahsetmiyorum. Duygusal patlamalar yerine bırakıp kendi işine bakmaktan, gözyaşı acındırmaları, peşinden koşmalar, ilişki için saçını süpürge etmeler yerine olmadığı yerde bırakmaktan bahsediyorum. Haklı iken omurgalı olmaktan, omurgasız bir şekilde eğilip özür dilememekten bahsediyorum.
Unutmayın, %100 kibar be %100 maskülen olabilirsiniz. %100 kaba ve %100 feminen olabileceğiniz gibi.
Amerika’da manosphere / red pill (kırmızı hap) yayınlarını son bir senedir ele geçiren bir saçmalık var. Miami gece kulüplerinden (ABD’yi biraz biliyorsanız Miami kızları ekstra enteresan kızlar diyelim) en embesil, yozlaşmış kevaşeleri büyük bir gayretle arayıp şova çıkarıyorlar ve sonra da tokat manyağı yapıyorlar. Rollo Tomassi gibi bazı kırmızı hap guruları da bu programlara katılıp, program sunucusu palyaçolarla birlikte “aha hipergami“, “aha bak solipsizm“, “ahan da kırmızı hap ispatlandı” diye kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar.
ABD manosphere redpill youtube yayınlarını bu saçmalık ele geçirdi. Florida gece kulüplerinden en embesil, yozlaşmış kevaşeleri büyük bir gayretle ara, şova çıkar ve sonra tokat manyağı yap. 6 yaşında bir oğlan çocuğu bile bunu yapabilir. Rollo’ya buralara çıkmak hiç yakışmıyor. pic.twitter.com/5H6brtIiC0
Bunların en bilineni, Fresh & Fit denilen yayın. Bu yayın konsepti çok başarılı şimdi, adamlara hakkını verelim. Eyaletteki herkese veren ama bir kendilerine vermeyen kevaşalere kızgınlıktan bilenmiş oğlanlara, “aha nasıl koydu o**spuya, oh olsun oh” diye mastürbasyon yapma, kızgınlıklarını boşaltma imkanı veriyor. Ve bu sayede de milyonlarca kayıtlı (muhtemelen botları çıkar yüzbinlerce) takipçiye ulaşıyorlar. Fakat Fit olan Myron ile Fresh denilen ve yeni milli olmuş gibi duran sunucular tek kelimeyle berbatlar.
Bu ikiliye geçmeden önce bir de son zamanlarda her yerde gördüğüm ve konuyu kafamda canlandıran Whatever podcast var. Konsept aynı ama F&F’in konseptine ek olarak bunlar bir de kızlara IQ testi yapıyorlar ve 70 üzerinde alanları programa almıyorlar gibi. Hani maalesef ciddi zeka düşüklüğü konuşmaya, gözlere yansır ya, bu kızların çoğundan da bu akıyor. Tabii kevaşelik, yozlaşmışlık vs. aynı. Burada da bu kızları tokatlayıp “bakın hepsi böyle biz de nasıl koduk değil mi” diye mastürbasyon imkanı sağlıyorlar.
Fresh & Fit’e dönelim. Bu ikili, Rollo Tomassi alıntılarını ezberlemiş, kafaları çalışan ama pek de entelektüel birikimleri olmayan iki adet oyunsuz adam. “Av sahaları” da sanırım Miami gece kulüpleri ve havuz partileri ile sınırlı. Programa katılan ve Rollo Tomassi gibilerin utanmadan “bakın kadın doğası bu” diye gösterdikleri örnek kadınlar ve Myron hakkında bir bilgi versin diye anlatıyorum. Myron geçen sene bir influencer kıza mesaj atıp “bizim programa katılır mısın ama önce benim altımdan geçmen lazım” diyor. Kız kabul etmeyip “o ne be?” deyince de Rollo Tomassi’den ezberlediği bir repliği yazıyor : “Çünkü yüksek değerli erkek az, güzel kadın çok” 😀
Bu arada bu yayınlara çok katılan DJ Akademik diye bir eleman var. Onun da kız arkadaşıyla kavga ettiği bir video var. Kız sadece tek kelime edip elemanın çerçevesini darmadağın ediyor ve adam bu aşamadan sonra “I am the price, I am the price!” diye bağırmaya başlıyor 😀
Her neyse, ahlaksız teklifin yapıldığı kız da “geleyim de sana kadınlarla nasıl konuşulur öğreteyim, bunu da yayınlayacağım” deyince “sen herkese veriyorsun o***pu” diye hakaretler. Myron bunu yalanlamadı zaten, “açıkla lan o***pu” dedim diye programında itiraf etti.
Şimdi bu Myron denilen herifin seeking denilen sugar baby sitesinde sugar daddy profili var. Bakın istediğini yapabilir, bir adam parayla, ünle kadın götürebilir. Ama bu herifin oyunu sıfır ve utanmadan mesaj oyunu öğretiyoruz, Rollo kefil diye programlar satıyorlar.
İkilinin Fresh’i ise tam akıllara zarar. Myron olayın ardındaki kötü ana karakter gibi belli bir zekası var ama Fresh her şeyi bok eden minion gibi bir şey. Eleman yine geçen sene programa bir kız getirdi, bu kız farklı, çok masum, materyalist değil, benim kişiliğimden etkilendi falan filan diye. Sonra tabii internet hafiyeleri kızın seeking sitesinde kendini pazarlayan bir sugar baby olduğunu buldular. Yanlış anlamayın, Fresh bunun gayet farkında. Sonra kızla bir program yaptı ve kız biz seeking sitesinde tanıştık dedi zaten. Sonuçta eleman bir adet şeker bebekle seeking sitesinde tanışıyor ve kıza iyi kız rolü yapması için muhtemelen para verip programa çıkarıyor.
Bu şeker bebek olayı şurda. Bu elemanları takip ediyorsanız İngilizce biliyorsunuz diye tahmin ediyorum.
Babasının Wall Street’ten tokatlayıp kaçırdığı milyonları çok zekiyim pokerde kazandım diye yutturan, kiraladığı villada kiraladığı kadınlarla parti verip evimde parti veriyorum kızlar akıyor diye ergenlerin ağzının suyunu akıtan Dan Bilzerian vardı. Maalesef onun iş modelinin belli bir başarısından sonra (sahtekarlıkla internet fenomeni ol ve sahtekarlığın ortaya çıkmadan internetten zengin olarak sahtekarlığının ortaya çıkmasını engelle) bu tür kurmacalar çokça olmaya başladı.
Açıkça söyleyeyim, bu programları ilk gördüğümde Rollo’nun arada bir katıldığı bir şey sanmıştım ama sonra bunlarla ciddi ciddi ilişki içinde olduğunu gördüğümden beridir Rollo Tomassi’yi takip etmeyi de bıraktım. Kendisinin zirvesi 2013 civarı ve gördüğüm kadarıyla 2022’den itibaren yeni söyleyecek bir şeyi olmadığı gibi, arkasında durduğu saçmalıklarla genç erkekler için düpedüz zararlı biri haline geldi. En son gördüğüme göre bimbolar ve pornocularla poz verip takipçi kasmak için Twitter’a atıyor.
İçerik üreticilerinin takipçilerinin saygısını kaybetme pahasına kısa dönemli palyaçoluklar yapması acıklı ama dediğim gibi Rollo takipçi kazansa da içlerinde benim de olduğum birçok takipçisinin saygısını kaybetti.
Rollo Tomassi yıllarca “Roosh V’nin en zayıf noktası hayatını bundan kazanması ve o nedenle de bitti, benim kendi işim var ve bu sayede benim bitirilmem zor” diyordu (Las Vegas’ta likör promosyonu yapıyordu). Kendisi tüm hayatını bundan kazanmaya başlayınca ya bitmemek için ya da daha fazlası için bu saçmalıklara daldı. Siz ne yaparsınız bilmem ama ben kendisinin yeni içeriklerini tüketmemenizi tavsiye ederim.
Aslında The Rational Male sitesinde örnek verdiği hikayeleri ve 27 senedir evli olduğunu düşünürseniz (evet Rollo Tomassi en son piyasada olduğunda, çoğunuzun anne ve babası tanışmamıştı bile!), gerçek oyunu sadece Rock barlarda ve sonrasında Las Vegas kulüplerinde gözlemleyen birinin, Miami Kulüplerinden gelen kadınları tüm kadınlara örnek alması çok şaşırtıcı gelmiyor.
Peki ama bütün kızlar en azından ABD’de bütün kızlar böyle değil mi diyenler oluyor. Kızların sadece en tepedeki erkekleri gördüğü ve diğer erkeklerin görünmez olduğu şikayeti kırmızı hapta çok dile getirilir. Uzun süredir bunun erkekler için de doğru olduğunu görüyorum. Özellikle kadın tecrübesi az olan ya da sadece gece kulüplerinde takılan erkekler, kendini pazarlayan, en bimbo kızları görüp diğerlerini görmüyorlar bile. Oysa Youtube’a girip birkaç ABD üniversitesi kampüs turu izleyin (öğrencilerin çektiği) çoğunlukla sıradan insanlar görürsünüz.
Ama abi sen spring break partilerine ve kulüplere bak, gece çok değişiyorlar!
Gece değişmiyorlar birader, o kızların %5-10’u oralara gidiyor. ABD CDC rakamlarına göre ABD’de kadınların hayat boyu partner ortalaması 4.3 iken haftalık veya gecelik partner ortalaması 4-5 olan kadınları, tüm kadınların temsilcisi sanıyorsanız, kusura bakmayın feministler yarın çıkıp en embesil tecavüzcülerle program yapıp bakın tüm erkekler böyle diye çığırırlarsa şikayet etmeyin.
Arkadaşlar bu programlara Rollo çıkıyormuş, Tate çıkıyormuş hiç önemli değil. Bu programlardan kadın erkek ilişkileri konusunda öğrenecekleriniz, Kısmetse Olur programlarından öğrenebileceğinizden daha fazla değil. Oyunu olmayan ve kızları para ve ün ile altlarına almaya çalışan iki adet devasa SIMP ve onların bildiği tek kadın tipi olan bu bimbo topluluğundan öğrenebileceğiniz tek şey öfke ve yozlaşmışlık.
Bu arada Rollo Tomassi’yi tekrar tebrik ediyorum, yıllardır ipliğini pazara çıkarıyorum diye sükse yaptığı yozlaşmışlığın militanı oldu.
Maskülenite krizi gerçek. Erkekler nüfusun %49’unu oluşturmalarına rağmen intihar edenlerin %80’i erkek. Amerika Birleşik Devletleri’nde her 13.7 dakikada bir, bir erkek intihar ediyor. Kanada’nın İntihar Engelleme Merkezine göre, intiharların %50’sinde depresyon var.
İlaç ve psikolojik terapi, depresyon belirtilerini azaltma konusunda yardımcı olabilirler. Kadınlar için durum bu. Erkekler için ise bunlar daha az etkili. Ve bunun nedeni de, depresyon konusunda tamamen yanılıyor olmamız.
Kadınlar ve erkekler dünyayı tamamen farklı şekillerde görüyorlar ve beyinleri tamamen farklı şekilde kablolanmış durumda. Bu aynı zamanda kadınların ve erkeklerin, depresyonu farklı şekillerde deneyimledikleri anlamına da geliyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde psikologlara yetki veren American Psychological Association (APA) – Amerikan Psikolojik Topluluğu – zamanında “erkek depresyonu” fikrine açıktı. 2005 yılında APA, psikologların, “üzüntü, değersizlik hissi ve aşırı suçluluk duygusu gibi geleneksel depresyon belirtilerinin, birçok erkeğin depresif dönemlerindeki deneyimlerinde varolmadığını düşünmeye başladıklarını” söylüyordu.
Maalesef çok da uzun olmayan bir süre sonra, “cinsiyet kurmacadır” fikri yayılmaya ve APA’da cinsiyetler arasındaki farkları inkar etmeye başladı. Ve kısa süre içerisinde de APA, geleneksel maskülenite özelliklerini “psikolojik olarak zararlı şeyler” olarak yaftalamaya karar verdi.
Böylece APA pratikte erkeklere sırtını döndü. Bu nedenle bugünkü sistemin, Amerikan erkeklerine yardım etme konusunda yetersiz olduğunun düşünülmesi şaşırtıcı değil.
Buradan da “erkek depresyonuna” geliyoruz. Hem erkekleri hem de kadınları iyileştirme konusunda uzmanlaşmış lisanslı psikoterapist Adam Lane Smith, erkek depresyonunun çaresizlik ve güçsüzlük duyguları etrafında döndüğünü söylüyor:
“Erkekler, çevrelerini değiştirme, kalıcı etki bırakma kabiliyetine; ya acılarını durdurmaya ya da acıya bir amaç yaratmaya ihtiyaç duyarlar.”
Erkekler duygularının onaylanmasıyla daha az , çözüm bulmayla daha çok ilgilenirler. Cevaplar bulmayı ve bu cevapları şimdi bulmayı isterler.
Smith’e göre ise kadın depresyonu daha çok “sevilmeme ya da sevdiklerine faydasız olma hissi merkezli olmaya meyillidir. Kadınlar dikkate alınmaya, takdir edilmeye ve faydalı olmaya ihtiyaç duyarlar.”
Erkekler için ise çevrelerini pozitif şekilde etkileyememe hissi, derin depresyona açılan kapı gibi görünüyor.
“Önce” diyor Smith, “bu alanlarda çaresiz hissetmeye başlarlar ve bu negatif duygulardan asla çıkamayacaklarını düşünürler. Bir süre sonra da intihar düşünceleri oluşmaya başlar”
Smith’in sözleri korkutucu zira erkek depresyonu dramatik bir şekilde artıyor.
Eğer seçebilirlerse erkekler erkek terapistlerle konuşmayı tercih ediyorlar ve bunun cinsiyet ayrımcılığı ile alakası yok. Veriler erkeklerin erkek terapistlerle daha iyi sonuçlar aldıklarını gösteriyor. Ama maalesef yeterince erkek terapist yok. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki psikologların üçte ikisi kadın ve klinik psikologların yüzde sekseni kadın. Bazı üniversitelerde kadın psikoloji mezunlarının oranı %75.
Terapinin erkeklerde daha az fayda sağlamasının nedenlerinden birisi bu.
Smith’e göre bir diğer nedeni de çoğu terapi seansının erkekleri daha iyi hissetirmeye, “daha fazla seviliyor ve bağ kuruyor” hissettirmeye odaklanması. Fakat Smith çoğu zaman sorunun erkeğin güçsüz hissetmesi olduğunu ve erkek güçsüz hissetmeye devam ederken seviliyor hissetmesini sağlamanın, erkeğin daha fazla yük altında hissetmesine neden olduğunu söylüyor.
Başka bir deyişle, erkek depresyonunu, kadın merkezli yaklaşımla tedavi etmeye çalışıyoruz ve bu da erkek terapi hastalarının daha da kötü hissetmelerine neden oluyor.
Peki bu konuda yapılabilecek bir şey var mı?
İlk yapılması gereken, kadın ve erkekler arasında hem fiziksel hem de zihinsel olarak biyolojik farkların olduğunun, genel psikolog camiası tarafından kabul edilmesi ki bu da şu anki gidişatın tersine dönmesi gerektiği anlamına geliyor.
Smith, “herkese aynı gömleği giydirmeye çalışmanın, intihar ve uyuşturucu salgınını ve ruhsal sağlık merkezli diğer salgınları azaltmayacağını” söylüyor.
Erkeklerin içine düştükleri delikten çıkmaları için sadece daha iyi hissetmeleri yetmiyor. Aynı zamanda etkili ve anlamlı sonuçlar da almaları gerekiyor ve tüm ruhsal sağlık tedavilerinin amacı da bu olmalı.
Erkeklerin çektiği acıları gerçekten azaltmak istiyorsak, bir erkeğin acısının kadının acısından çok farklı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.
“Toksik (çok zararlı) bir ilişkide olduğumu nasıl anlarım?”
“Ben toksik bir partner miyim?”
Bu yazıda toksik ilişkide olup olmadığınızı anlama konusunda zihin bulanıklığınızı açmaya çalışacağım ve yazının sonunda da size kendinize sormanız için bir soru vereceğim.
Şimdi sıklıkla duyduğum yorum ve mesajlardan birini okuyacağım. Eğer bu yazılanlar size hitap ediyorlarsa, maalesef toksik bir ilişki içindesiniz. Beni takip edenlerin ve danışanlarımın çoğu erkek olduğu için, bu yazı erkek bakış açısından yazıldı ama bunlar cinsiyet ve cinsel seçim ne olursa olsun geçerli şeyler.
Başlayalım:
“Hayatımı perişan hale getiriyor.”
Sadece bu ilk cümleye bakalım. Bu size hitap eden bir cümle ise, ilişkiniz kesinlikle toksik bir ilişki! Bu tabii ki partnerinizin tek sorun olduğu anlamına gelmiyor ama partnerinizin hayatınızı perişan ettiğini hissediyorsunuz.
“Tüm umudumu kaybettim zira sürekli bir kötü bir iyi yaşamayı artık kaldıramıyorum. Buna ne sabrım, ne iradem ne de gücüm kaldı. Benim narsist olduğumu söyleyip duruyor ve ben de artık buna inanmaya başladım. Zira kavga gürültü çıkardığında onu tamamen görmezden geliyorum. Ona ultimatom verip duruyorum ve toksik davranırken ona duygusal destek veremiyorum.
Onunla dışarı çıkmayı reddediyorum zira her zaman bir olay oluyor. Karım tam anlamıyla bir bela mıknatısı. Terapiye gitmesi için baskı uyguluyorum, değişmesi gerektiğini söyleyip duruyorum. Bunun gibi yaptığım ve narsist diye tabir edebileceğimiz başka şeyler de var. Yani kendime sorup duruyorum: Çizgi nerede? Ben narsist miyim?”
Onun istismarlarının beni yıllar içinde kötü bir yönde değiştirdiğini biliyorum. Temel olarak o kadar stresli ve kaygılı bir hale geldim ki, doğru dürüst iş bile yapamıyorum. Tükenmiş, motivasyonsuz, verimsiz ve işte ihtiyacım olan yaratıcılıktan uzak hissediyorum. Sanki hiçbir anlaşılır nedene dayanmayan ve nereden çıkacağı belli olmayan saçma sapan belaları engellemek benim 7/24 işim olmuş gibi.
Bu kadınla karşılaşmadan önce bir sürü hobim, ilgi alanım, arkadaşım vardı. Ama bütün bunları yavaş yavaş yok etti. Beni sürekli aşağıladı, bana empati göstermedi ve ihtiyaçlarımı görmezden geldi. Buna paralel olarak hergün eleştirildim.
Tabii her şey kötüydü diyemem. Bu kadının çok iyi yanları da vardı ama ben kötü yanlarının ortaya çıkmamasını nasıl önleyebileceğimi bulamadım.
Zamanla bu kötü yanın ortaya çıkmasını beklemeyi ve bundan korkmayı öğrendim. Hatta yavaş yavaş bu kötü yanın adımlarını büyük bir kesinlikle tahmin edebilmeye de başladım.
Birinci Gün: Büyük bir kavga ve ayrılık noktasına gelme.
İkinci Gün: Barışma ve gelmiş geçmiş en iyi ilişki. Onun sevecen tarafına kavuşmam (ki bu benim sürekli ümit etmemi sağlıyor).
Üçüncü veya Dördüncü Gün: İstisnasız olarak gerilimin yeniden yükselmeye başlaması. Aman bir patlama olmasın diye parmak uçlarımda yürümem, onun kızgınlığını savuşturmak için buyurduklarını yapmam, dediği her şeyi onaylamam, istediğinde öpüp sarılmam. Ama zaman içinde artan oranda benim varlığımdan nefret etmeye başlaması ve …
Beşinci Gün: BAM. Tüm o çabamın boşa gitmesi, büyük bir kavga ve ayrılık noktasına gelme.
Bu döngü bazen daha kısa bazen de daha uzun süreli olabiliyor. Bazen omurgalı davranmaya ve karşı koymaya çalışıyorum. Bazen kendimi tamamen görünmez yapmaya çalıştım. Ve bunların arasında bir sürü şey de denedim. Ama hiçbir şey işe yaramıyor.
Bu döngüyü görmem zaman aldı ama gördükten sonra bunun bir kısır döngü olduğunu anladım. Bir şey yapsan da perişansın, yapmasan da.
Her zaman çok iyi bir problem çözücü oldum. Ama bu problemin iyi bir çözümü yok. Sonuçta ilişkiye devam ettim, daha fazla çabaladım ve sadık bir köpek gibi onun yoktan varettiği tüm sorunları çözmek ile uğraştım.
Kendime sürekli olarak hayatımı bu şekilde mahvetmeye devam edip etmeyeceğimi, 80 yaşında geriye bakıp da hayatımı nasıl çöpe attığımı anlamaya çalışıp çalışmayacağımı soruyorum.
Bu aşamada onun toksik davranışları yüzünden hiçbir yere gitmiyorum ve sosyalleşmiyorum. Aşırı kıskanç. Sürekli olarak gereksiz tartışma ve problemler yaratıyor. Bu çok yorucu.
Kendimi tükenmiş ve kapana kısılmış hissediyorum. Bu ilişkiyi bitirmek istiyorum. Ama yeniden başlamak için çok yaşlı olduğumu düşünüyorum. Çocuklar için kalmalıyım, finansal olarak perişan olmak istemiyorum. Karımın en büyük düşmanın olduğunu, ondan tamamen uzaklaşmam gerektiğini biliyorum ama gitmek imkansız gibi geliyor.
Bazen tek çözüm ölmek gibi geliyor. Kendimi onun ölümünü hayal ederken buluyorum. Dışa dönük, sosyal, hayalleri olan ve iyi niyetli biriyken içine kapanık, tutkusuz, sinirli ve umutsuz bir hale gelmem çok üzücü. Suçluluk duygusunun, sorumluluk duygusunun ve korkunun beni nasıl olup da buraya getirdiğini görebiliyorum.
Yıllar boyunca sürekli bıçak sırtında olmaktan, aman ağzımızın tadı kaçmasın diye alttan alıp kıvırmaktan bıktım. Artık damarıma bastı mı ben de sözel olarak saldırganlaşıyorum. Bunu yaptığımda da bana hastasın, canavarsın diyor. Beni yıllardır bu şekilde suistimal eden kendi değilmiş gibi davranıyor. Artık kötü olan benmişim.
Kötü olan şu ki ben değiştim. Bazen kendi davranışıma bakıp, ne kadar kötü davrandığımı görerek dehşete düşüyorum. Bu ilişkiden önce, kesinlikle saldırgan biri değildim. İyi bir insandım. Artık bundan emin değilim.
Bu oldukça üzücü ve çok duyduğum bir hikaye. Eğer buna benzer bir durumdaysanız, toksik bir ilişki içinde olduğunuz %100.
Siz kendiniz narsist veya toksik bir insan mısınız? Geçmiş ilişkilerinize bakın. Sıklıkla bu duruma düşüyorsanız, siz de sorunun bir parçasısınız. Sorun sizin eş seçiminizde olabilir ve neden sizin en kötü halinizi ortaya çıkaran toksik insanlara çekildiğinizi anlamanız gerekiyor. Belki de güvensiz/kaygılı bağlanma gibi negatif başa çıkma mekanizmalarına sahipsiniz.
Sorun sizin iletişim yetenek seviyeniz ya da duygusal olgunluğunuz olabilir. Herkes ilişkilerine belli miktarda sağlıksız davranış ve zihin yapısı getirir. İnsanın arada bir kötü davranması veya ilişkisinin sınırlarını test etmesi de doğasının bir parçası.
Ama sizi kronik olarak aşağılayan, aşağı çeken, yalnızlaştıran, tüketen ya da kapana kısılmış hissettiren ilişkiler toksiktir ve bu durumdaysanız bir profesyonele danışmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Arkadaşlar bende 8 aylık ilişkiden terk edilerek kazık yiyerek ayrıldım. Kız veya karı diyeyim ben 30 o 26 yaşında kendi gece hayatında çalışan bir kadın. Daha önce bir sürü ilişkisi olmuş benim de oldu.
Şimdi bu kızdan kazık yemeyeceğini sanıyorsan 30 yaşına çok ama çok saf gelmişsin maalesef. Önden kazık yemelik kız seçmişsin.
neyse ilk zamanları bu yazılarla anlarılan aşk bombardımanı gibi şeylere kadın tarafından çok maruz kaldım benim amacım ilişki değildi bir kaç düzenli sex ondan sonra tekmeyi atmak
ben otelde çalışıyorum bu yüzden narsist ve kişilik bozukluğu olan kadınlar çok çıkıyor karşıma bazen günde 2 kadınla yattığım oldu neyse bu kadın gel zaman git zaman bana yapıştı etrafımda iki üç tane kadın vardı bu beni onlardan izole etti
1. Hatam diğer tabaklardan vazgeçmem
Bir kadınla tek eşli ilişkiye geçecekseniz, diğer kızları görmeyi bırakırsınız. Hatan bu değil. Hatan ilişkilik olmayan kadınla ilişkiye geçmen.
2. Hatam güvenilmez bir kadınla ilişkiye başlamam heryerinden kırmızı alarm veren bir kadın alkol var daha önce bir sürü ilişkisi olmuş düzgün bir yaşamı yok
Birinci hatan bu.
Uzun süreli ilişkiye başladım ilk zamanlar güzel maraton seks yaptık bursa da Mahmut abi kafamda bir soru var ilk zamanlar aşırı seks çabuk soğutuyor iki tarafı ilişkinin ilk ayları günde 3 defa 4 defa sex oluyordu sonra yavaş yavaş bu sayı azalmaya haftada bir iki defaya düştü klasik uzun ilişki çukuruna düştük
Olabilir ama günde 3-4 kez seks yapacak kadar boş bir adam olman ya da ilişki içinde muhtaç düşüp betalaşman daha etkili olabilir.
ben ilişkiye ilk zamanlar çok güçlü girdim etrafımda tabaklarım vardı kendi giyim kuşamım enerjim iyiydi duygusal yatırım az dengeli zaman ilerledikçe tabi bu kız beni diğer kadınlardan soyutladı odağa kendisini koydu bende uzun ilişkinin verdiği rahatlık yüzünden saldım ilişki monotonlaşmaya başladı kız spesifik alkol alınca tam bir arızaydı ailesinden uzak alkol kullanan odasını bile toplamayan hayatta hiç bir sorumluluk almayan ilk zorlukda çekip gidebilecek bir tip. buradan tüm erkeklere uyarıyorum çıktığınız sevdiğiniz kızları iyi analiz edin aşk gözünüzü gör etmesin ufak tefek kızın içinden canavar çıkıyor
Senin kızın içinden canavar çıkacağı başından kızın bir alnında yazmıyormuş zaten.
birde eski sevgililer abi kızın telefonunu kurculardım eskiden yattığı çocuklar sayfalarca mesaj yazarlardı ben okurdum kızın mesajlar sikindw bile olmazdı buraya dikkat bir ilişki bittiyse bitmiştir yazmayın kendinizi gülünç duruma düşürürsünüz kizları ne kadar sevdiğiniz neler çektiğinizin kızların umurunda değil burası çok acı siz o mesajı yazarken o başkasının altında sikişiyor olabilir
Bir insanın (sadece kadının değil) başkasının kendisini ne kadar sevdiği, eğer o da o kişiyi sevmiyorsa umrunda bile olmaz ama ee? Sen de öylesin. Herkes öyle.
kızların anı bulunduğu anı yaşıyorlar sizin ona önceden ne kadar değer verdiği izin ne yaptığınızın önemi yok o şuan bulunduğu anı yaşıyor yanındaki bulunduğu adamla sizin mesajı bakıp geçiyor kızlar solip kendi zevklerini ve kendini düşünüyorlar çıkarçılar önceden ne verdiğinizi n hisettirdiğiniizin önemi yok spesifik tüketen bencil bir kadına melek gibi davranmayın kadınlar tüketir günümüz kadınları alışveriş para harcama zamanınızı enerjimizi tüketir bitirir sonra siktir olup sizin posanızı çıkarıp giderler uzun ilişkiyi opsiyonlarınız çok olsun hayata güçlü olduğunuzda ve emin olduğunuz kadınla girin zorunlu kadınlardan uzak durun kurtarıcısı oynamayın onu kurtarayım derken kendiniz bitersiniz
Şimdi kusura bakma da, sokaklara ait bir kadınla ilişki yaşayıp buradan tüm kadınları kapsayan bir deneyim çıkarman, 19 tane sabıkası olan adamla çıkıp da bıçaklanınca erkekler şöyle böyle diye tavsiye veren kızın yaptığına benzer. Yani normal bir kadınla bir ilişkin olmamışa benziyor. Dediklerini yapan çok kadın var ve onlara karşı uyanık olun ama olayı tüm kadınlar diye genellerseniz öncelikle siz kendi kendinizin doyumlu ilişki ihtimalini ortadan kaldırırsınız.
bu site çok değerli biz erkekler için veli nimet hayatımda bir kaç kazık yediden sonra tanıştım bu siteyle bir yerde bende hata vardı kadınları istediklerimi davranıp taneıçılaştırıyordum önceleri masallar aleminde yaşayan mavi haplıymışım bu site sayesinde öğrendim oneties mi bu site sayesinde bertaraf ettim sitede yazılar yazıların hepsini iki üç defa okuyup ilişkiler üzerine sorgulayıp uyguladım
bir kızı elimde tutmayı başaramadım ama
Bir kızı elinizde tutmanız gereken ödül olarak görmeyi bıraksan nasıl olur? Sen bir kızla istediğin uzunlukta ilişki sürdüremiyorsun.
o terkedincede darmadağın ağlak bir çocuğa dönmüyorum hatalarımı aylarını onu düşünerek geçir miyom
buradaki yazılarda bahsedilen konuların hepsini yaşadım shit testleri en sert şekilde yedim savuştutabildiklerimi savuşturdum. Bazen kıza ben rest çektim bazen sustum bazen afc ye dönüştüm ama hiç bir zaman kızın geçmişi bildiğim için aşırı o giderse ben ölürüm aptallığına düşmedim
Hocam sen bu kızla birlikte olarak zıçıp zıvamışsın, daha fazla sıvamadın güzel ama yine de düşmüşsün. Bir daha böyle bir kızla uzun süreli ilişki içine girme.
ilişkiler başlar yaşanır biter bir insanın sizi aldatarak terk etmesi koymuyor değil ama biraz uyanık olursanız o sinyalleri ilişkinin gidişatına göre görebiliyorsunuz zaten en büyük sorun orada kız sizi terk etmek için aylarca kafasında gel git düşünceler oluşuyor kendini ayarlıyor bulabiliyor sa dal bile buluyor ki günümüzde bir kadın ne kadar hb değeri düşük olsada kapısında bekleyen bir iki erkek oyuna girmek için daima hazır onun için kendi özbenliğinizi yitirmeyin derim bu site sayesinde kendimi bir haftada toparladım
Rollo zamanında confidence and safety net diye bir yazı yazmıştı. Anlatılanları bilseniz bile ara ara düşeceksiniz ama hiçbir zaman bir önceki gibi düşmeyeceksiniz.
ilk gün kıza küfürler ettim refleks olarak geri dön dedim ama hemen ayıldım no kontak yaptım bu sitedeki yazılar sayesinde beynimi zor olsada durdurabildim mavi hap çukuruna düşmedim enerjimi ve zamanı mı çok çalan biriydi şimdi kendime zaman ayırxam acıyı yeni bir ben olarak değiştirmeye çalışcam ilk ilişkilerimde bir iki ay kendime gelemezdim sigara paketleri ikiden 3 e çıkardı alkol kullanımı artardı şimdi bir hafta biraz sigara ve stres çoğaldı alkol yok yalan atmayayım
…
toplumunun kadınlara pompalanan amın var değerlisin yaftasını yemeyin onların ilişkilere getirdikleri sadece amları var buda erkek aptallığın eseri kadınları silkmek için her türlü yalakalığı yardımı yaparak yüceltmek
Senin ilişkiye amından başka bir şey getirmeyen kadınlardan uzak durman lazım. Ama bir yandan da ilişkilerine seksten başka şeyler getiren kadınların beraber olmak isteyecekleri biri olman lazım.
Kadınların hepsi böyle deyip kırılgan egonu korumak uğruna kendini hayat boyu iyi bir ilişkiden mahrum edeceğine, bir kadın benim için neden ilişkiye amından başka bir şey getirme gereği duymuyor diye bir sorman lazım.
değerli olan bizler erkekleriz bu medeniyeti biz yarattık arabaları evleri silahları savaşları ülkeleri biz yarattık bakın tarihe kaç kadın padişah var bakın ülkelerin kurucularından hep erkekler icatların yüzde 99 erkekler bu dünyayı biz var ettik 10 gram ama yenik düşmeyin
Bir kadının ilişkiye getirebileceği tek şeyin 250 gram olduğunu kabul etmişseniz ve aksini kabul etmeyecekseniz işiniz kolay. Gidin kendinize yapay am alın. Bakın bakalım tatmin olabiliyor musunuz ya da ilişkiye getirdikleri şey sadece am mıymış?
kadınların yüzde 90 böyle günümüzde tüketirler iyi ev iyi ev eşyası araba eskidimi yenisi alalım aşkım VS tutmayın bunları bir evin atm si olmayın
kadın sizi istiyorsa herşeyi ile hayat arkadaşı olarak kabul eder
Bu da beni olduğum gibi, sahip olduğum kısıtlı imkanlarla kabul eder aşırı ucu. Sizin hayatın bunların arasında bir yerde olduğunu anlamanız lazım.
hatta böyle tüketen kadınlardan uzak durun ne kadar güzel ve iyi olması önemli değil günümüz türkiye sinde bir düğün için çok para harcanıyor altın ev eşyası balayı vb bu kadar yüke giriyorsun sonra ilk kavgada boşanıyorsun çoçukda varsa nafaka erkekler artık ilişkilerde kadınlardan dikkatli olması lazım hemde çok aşk balayı ayları çabuk geçer bir piliçi ateşleyen para araba hediyeler değil öyle sanıyorsanız mutlaka yanılacaksınız o evlerin içinde belli bir zaman sonra klişe götü göbeği salmış çocuklar için her türlü noktan işe katlanıp ömür tüketmeyin evlenin ama en güçlü zamanınızdave iyi yetiştirilen yetişen kadınlarla evlenin
Bunu yazı olarak yayınlarsanız sevinirim Mahmut abi… Saygılar