Sıkıntılı zamanlarınızda ilişkinizde nasıl davranmalısınız?

Maskülenite sakin, rahat, acele etmeden, neşeli, eğlenceli ve esprili davranmaya neden olur ve bir erkeğin kadını ile etkileşiminde de en iyi davranış şekli, bu tür maskülen davranışlardır.

Ama erkek kadını ile beraberken yeterli sıklıkta duygusal kontrolünü kaybediyorsa, kadın erkeğin gücünden ve sağlamlığından şüphe duymaya ve bunun hemen ardından da kendini güvende hissetmemeye başlar.

Bunun uzantısı olarak örneğin kadın erkeğine problemlerini anlatıp, erkeğine sığınabilir, ama erkek (kadınlar aksini iddia etseler de) bu lükse sahip değillerdir ya da en azından bu lükse kısıtlı bir süre için sahiplerdir. Kadının erkeğe olan sevgi ve saygısına ve ilişkinin uzunluğuna bağlı olarak bir erkek, ilişkisine zarar vermeden en fazla 6 – 9 ay finansal ya da psikolojik olarak düşük modda kalabilir. Şimdi siz söylemeden yazayım, bunun tabii ki birçok istisnası var belki istisna dediğimiz durum daha çok da olabilir ama buna bel bağlamayın. O durumlarda çekim yine etkileniyor ama başka sosyal, ahlaki güçler devreye giriyor.

Çifte standart mı? Evet belki ama doğanın çifte standardı bu. Ben size kadın erkek ilişkilerinde neyin çekim yarattığını, neyin çekim yaratmadığını anlatıyorum.

Bu tabii ki kötü günleriniz olmayacak ya da örneğin kötü finansal durumunuzu saklamak için gücünüzü aşan harcamalar yapmalısınız anlamına gelmiyor. Finansal durumunuz kötü olabilir, kötü günler geçiriyor olabilirsiniz ama burada önemli olan sizin “ben bunları aşacak bir yolu kısa süre içerisinde bulacağım” ruh halinde olmanız. İşsiz kaldıysanız, kadınınız hissetmesin diye çalışırken harcadığınız parayı harcamayın tabii ki ama işsizliğin üzerinizdeki psikolojik baskısını kadınınızla paylaşmayın ve bunu aşacağım modunda olun.

Tabii ki kötü günleriniz olacak, sinirleneceksiniz, üzüleceksiniz ve bu durumda duygularınızı paylaşmak isteyeceksiniz. Birçok erkek bu durumda “kardeşim 3 aylık kız arkadaşımsa anladım ama 3 senelik ve çocuğumun anası kadınla da mı paylaşamayacağım?” diyebiliyor. Kusura bakmayın ama sadece 3 aylık kız arkadaşına yaslanamayacağını protesto edenleri ciddiye almıyorum ama uzun süreli ilişkide ve evli adamların bu sorusu aslında güzel bir soru. Bu konuyu daha önce işlemiştik. Derdini karınla paylaş, hem derdinle hem karınla uğraş yazısına bakabilirsiniz.

Benim tavsiyem mümkün olduğu kadar desteği karınızda aramamanız ama burada bir örnek üzerinden olaya daha detaylı bakalım ve beni dinlemeyecek olanların neler yapabileceğini de konuşalım. Yalnız burada bir ebeveynin kanser olması gibi çok ciddi bir problemden ziyade, erkeğin kendini kötü hissettiği ve bu durumda kadını kendisine dayanmak istediğinde ne yapması gerektiğini konuşacağız.

Temel olarak her erkeğin kötü hissettiği günler ya da birkaç aylık bir süreç olabilir. Bu dönemde erkeğin kendisinin desteğe ihtiyacı olabilir.  Normalde sinirli ve ters bir kadınla eğlenen ustalık ile başa çıkabilecek bir erkek, şu an iyi bir modda olmadığını sakin ve sevecen bir şekilde söyleyip düşünmek için biraz kendine çekilmesi gerektiğini belirtmeli.

Eğer kadın aynı şekilde anlayış ile karşılık vermezse, erkek “bir yürüyüşe çıkacağını” ya da “bir arkadaşını ziyaret edeceğini” ve kafasını boşaltıp gelip konuşacağını söyleyerek kadının yanından ayrılmalı. Bu durumda şöyle bir açıklama yapabilir:

“Bebeğim şu aralar biraz zor günler geçiriyorum ama problem toparlayamayacağım bir şey değil. Senin de iyi bir ruh halinde olmadığını görebiliyorum ama şu an uğraşmam gereken bazı şeyler var. Biraz zaman ver ve sonra seni rahatsız eden şeyleri konuşalım.”

Bakın burada ilişkiye ara vermiyorsunuz ya da zamana ihtiyacım var konuşması yapmıyorsunuz. Alt tarafı onu rahatsız eden konuyu konuşmayı, bir iki gün erteliyorsunuz. Fakat sizin sakin ve sevecen tavrınıza rağmen sizi anlamıyorsa (özellikle tersi durumda siz anlayışlı biriyseniz), daha da karın ağrısı oluyorsa, burada partnerinizin bir size olan sevgi ve saygısı ile ilgili bir fikir de edinebilirsiniz. Gerçi o an öyle davranır sonra özür dilerse duygusal kontrolsüzlüğüne verebilirsiniz ama kalıcı bir arıza çıkarıyorsa, sorununuzu hallettikten sonra bu kadının gözündeki yerinize de bir bakmanız gerekebilir.

Ama merak etmeyin, çoğu normal kadın burada size anlayışlı davranır. Tabii ki siz sürekli olarak problemlerinize gömülüp onunla konuşmayı erteliyorsanız o başka.

Merhaba, ben 32 yaşında evli bir erkeğim. Eşim 28 yaşında. Çocuğumuz yok ama istiyoruz. Eşimle iyi bir ilişkimiz var. Fakat özellikle adet döneminde sinirli ve ters olabiliyor ama bazen dediğim ve yaptığım bir şeyi yanlış anlayarak sinirli ve ters davranabiliyor.

Çoğu zaman böyle bir durumdayken beni çekmeye çalıştığı tartışma tuzağına düşmüyorum. Genellikle sevecen, esprili ve eğlenceli bir davranışla kısa sürede onun da modunu değiştirebiliyorum. Ya da modu kısa sürede deği

Aynı zamanda sınırlarımı çizmesini de biliyorum. Zaten bana saygısızlık eden bir kadın değil.

Benim sorunum, yorgun, hasta ve iş gibi sebeplerle stresli olduğum günler. Bu çok sık olmuyor ama sonuçta ara ara oluyor. Böyle günlerde, karım da eğer bir şekilde ters ise, tartışma tuzağına çekilmeme konusunda sorun yaşıyorum.

Böyle bir durumda, kibarca ortamdan uzaklaşıp kendi odana, yürüyüşe, vs. çekileceksin ve karın da buna saygı duymayı öğrenmeli. Özellikle de zaten ters tarafından kaltıysan ve daha da sinirlenmeye başladığını hissettiysen bunu yapmalısın. Konuşmaktan ve problemlerden kaçmıyorsun, o ruh halindeyken değil birkaç saat sonra daha sakin bir durumda konuşmak istiyorsun. Ama karın özellikle ters olduğu bir gün, saçma sapan bir nedenden tartışma çıkarıyorsa, o zaman böyle saçma sapan bir şeyi konuşmaktan kaçmış oluyorsun tabii ki 🙂 Bu da kötü bir şey değil.

Yalnız özellikle size ilgisi yüksek bir kadın, sürekli olarak sizin dikkatinizi ister ve böyle bir zaman isteğinden hoşlanacağını düşünmeyin. Özellikle normal halinizde esprili ve sevecen bir şekilde sorunları çözmenize alışmışsa, gereğinden fazla hoşnutsuz da olabilir. Böyle bir durumda “biliyorsun ihtiyacın olduğunda yanındayım ama şimdi üzerinde çalışmam gereken problemlerim var, sonra konuşalım” deyin.

Burada kadın okuyuculara bir bilgi vermek istiyorum. Kadınların bazen  anlamadığı şey, erkeklerin sorunları olduğunda kadınlardan farklı olarak yalnız kalmaya, kendi “mağaralarına” çekilmeye ihtiyaç duydukları.  Ya da sorunlarını kendi erkek arkadaşlarıyla paylaşmaya ihtiyaç duydukları. Kadınlar sorunlarını erkekleriyle paylaşmak, erkeklerine yaslanmak isterler. Bu onlar için sevgi göstergesidir. Erkekleri ile paylaşmamaları ise her zaman olmasa da erkeklerine olan sevgi ve güven azlığına denk gelir. Bu nedenle kadınlar erkeklerin sorunlarını paylaşmamalarını sevgi ve saygı azlığı olarak algılayıp paniğe kapılabilirler.  Erkeklerin bu durumda olabildiğince sakin kalıp, kadına sevecen ama kararlı bir şekilde bunun böyle olmadığını hissettirmeleri gerekebilir. Kadınlar ve erkekler sorunlarını farklı şekillerde çözerler ve aslında cinsel kutupluluğun güzelliği olan bu farkı ortadan kaldırmaya çalışmak, kadının ya da erkeğin ilişkisini baltalamasına yol açar.

Bu duruma tersinden bakarsak, bir sorunu varsa kadınınız size dayanmak ister ve hatta sizin bunu kısmen sırtlamanızı da ister. Bunda bir sorun yok. Ama erkek olarak aynı şeyi beklemeyin. Yani kadınınız sizin sorunlarınızı sırtlayamayabilir.

Kırmızı hap camiasında erkeklere, kadınların duygusal tamponu olmamaları gerektiği söylenir ki doğrudur. Ama bu genellikle beraber olmadığınız kadın için söylenir. Beraber olduğunuz kadının da duygusal tamponu olmamalısınız ama aynı zamanda onun bilge çınar ağacı da olmalısınız. Bunun dengesi maalesef KH materyalinde yok. Bir başka yazıda bunun dengesine de değinelim. Zira bazı arkadaşlar “ne ya bunla mı uğraşacağım” modunda olabilirler ama uzun süreli ilişki ve evlilik sürekli “evet kocişim, sen ne dersen kocişim” modunda olmaz ve bu durumlarda sizin liderliği ele almanız gerekir.

Kendi sıkıntılı dönemlerimde, karım ufak bir şeyden öfkelendiğinde, odağımı kaybedebiliyorum. Böyle durumlarda karımı tolere etmekte zorlanıyorum ve ondan destek görmediğimi hissediyorum.

Burada saplıklı sınırları, yukarıda anlattığımız gibi çizeceksin.

Böyle durumlarda aptal tartışmalara girebiliyoruz.

Kadınlar küçük şeyleri alıp büyük problem haline getirmeye meyilli olabilirler. Erkek, en azından erkek adam ise, “büyük problemleri” alıp küçültmeye meyillidir.

Kadınlar neden böyleler, neden problemleri büyütürler diye protesto edebilirsiniz ama bunun evrimsel bir adaptasyon olduğunu çocuğunuz olunca fark edebiliyorsunuz.  Kadınların psikolojik donanımlarının önemli bir kısmı hamilelik ve annelik etrafında şekillenmiş vaziyette ve kadının en ufak kaygıyı, tehlike hissini büyütmesi, çoğu zaman yanlış alarm olsa da, bebeğin hayatta kalma ihtimalini arttıran bir şey. Fakat erkek de, kadın panik haline giderken sağlam ve soğuk kanlı duracak şekilde evrimleşmiş.

Bu nedenle kadınlar daha çok oranda nevrotik (negatif duygulara eğilimli), erkekler daha az oranda nevrotik oluyorlar (bu, erkeğinden daha soğukkanlı kadın, kadınından daha panik erkek olmaz demek değil ama genel dağılımda kadınların nevrotiklik ortalaması erkeklerin ortalamasından yüksek).

Bunu kendisine söyledim. Bazen modunun değiştiğini ve bunu yönetebileceğimi ama bazen başka dertlerle uğraşırken onun nazını çekmeye istekli olamayabileceğimi söyledim. Bunu anlıyor gibi görünüyor ve hatta haklı olduğumu söylüyor.

Evet ama kadınların bazen gücünüzü test edeceklerini unutmayın. Zira siz onun erkeğisiniz, erkek her şeyi çözebilir ama arada hala güçlü mü diye test etmek gerekir. Kadınların bilinçaltı mekanizmaları bu şekilde çalışır. Erkek yükünü taşımak istemiyorsanız, kadınlarla olmayıverin.

Benim sorum, bu durumları nasıl yönetebileceğim.

Bence bunu konuştuğunda haklı olduğun cevabını alıyorsan çok da kötü bir iş çıkarmıyorsun.  Ama yukarıda belirttiğim gibi, kendine çekilme kısmını tartışmaya çekilmeden önce yap. Bir de böyle günlerce kaçamazsınız yani bu kendine çekilme saatlik olarak toleransınızın tükenmeye başladığı zamanlarda kullanılmalı. Her kötü hissettiğinizde değil.

Ölçülü bir şekilde kendinize çekilmenize rağmen kadınınız hala tartışma çıkarmaya, sizi kaçmakla suçlamaya çalışıyorsa, orada olay sizin ne kadar erkek adam olduğunuzdan çok, nasıl bir kadın seçtiğinizle alakalı olabilir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Hipergami ve İlişkilere; Evrimsel Bakış (VİDEO)

Merhaba millet. Ben Mr. Deer. Bu sefer konumuz ‘Hipergami’. Evet çokça üzerinde konuşulan bir konu ama ben düşünülmesi yada fark edilmesi gereken bazı spesifik durumların olduğunu düşünüyorum. Redpill de en sevmediğim durumlardan birinin, net ve köşeli konuşulmak olduğunu belirtmeliyim. O yüzden değişken durumların farkında olunması gerektiğini düşünüyorum ve genelde olaylara farklı ve sert gerçeklerle bakmayı öneriyorum. Redpill sert ve kızgınlık içeren bir düşünce olmamalıdır, fikrindeyim. Ve bu video ‘da; olaya biraz daha evrimsel ve ilkel psikoloji üzerinden bakmayı deneyimlemenizi istedim. Video içerinde,  Terkedilmek, Ruh ikizi, Oneits, Kutsal Aşk, Partner Seçimi, Erkeğin Hipergamisi, Friendzone, Flört döneminin süresinin avantaj ve dezavantajları gibi yakın ve önemli konulara da değindik. Keyifli seyirler..

Not; Şu konuda net olalım, video içerisinde bahsettiğim şeyler ilkel psikoloji temelli ve bu dürtülere sahip olmanın normal olduğuna değiniyorum. Ve ilişkilerde kriter ve istekler bireyin tercihine kalmıştır. Bir kadını değiştirmeye çalışmak; daha doğrusu bunu baskı ile yaptırma çabası boşadır. Kısaca pavyonda yıllarını geçirmiş kadını; istediğin kadar değiştirmeye çalış, deneyimler hayatını belirlemiştir. Önemli olan senin ne istediğindir, uymuyorsa devammm. (next)

 

İş yerindeki kız flört ediyor ama ilişki istemiyor

İş yerinde aynı takımda beraber çalıştığım bir kız var ve bu kızla aramızdaki ilişki kafamı çok karıştırıyor. Bu arada ben 25 yaşındayım, kız 24 yaşında.

İş yerinde bir kıza yürümek hiç de iyi bir fikir değil. Reddetse hergün aynı ortamdasınız. Birlikte olsanız ve ayrılsanız hergün aynı ortamdasınız. Ama bu kısmı görmezden gelip yorumlayacağım.

İş yerinde benimle flört ediyor, bana dokunuyor, benimle konuşurken saçıyla oynuyor ve her zaman benim yanıma oturmaya çalışıyor.

Evet, bunlar ilgi göstergeleri. Yani sadece bir iki kere sana dokunduysa “hey bu kız çocuklarımın anası olmak istiyor” gibi bir havaya girmeyin ama bu tür işaretlerin bir arada ve sık olması ilgi işareti. Ama bunu sadece seninle konuşurken mi yapıyor yoksa başkalarıyla da yapıyor mu mesela. Bunları biraz gözlemlemen lazım.

Şimdi normalde bu tür ilgi işaretlerini gördün mü, kızın ilgili olup olmadığını anlamanın en iyi yolu, onu teke tek buluşmaya davet etmektir ama bu kızla beraber çalıştığın için, ilgiden daha fazla emin olman tavsiye edilir. Bu tür yakın çevredeki kızlar konusunda en iyi teknik, her kıza aynı davranmak ve ilgili kızın senin ilgini daha fazla çekmek için daha fazla yakın olmaya başlamasını, ilgisini daha bariz belli etmesini beklemektir.

Sonunda kızı dışarı çağırdım. Bir şeyler içtik ve hatta benim eve geçtik. Fakat onu öpmek için uzandığımda kendini geri çekti.

Bir kıza öpmek için uzandığınızda kız kendisini geri çekerse, hiçbir şey olmamış gibi geri çekilin. Belki gülümseyip “zamanlamam harika değil mi” diye kendinizle dalga da geçebilirsiniz ama bozuntuya vermemeniz ilerde öpüşmeye gidebilir. Eğer bozulursanız, ilerde öpüşme olma ihtimalini ciddi oranda azaltırsınız.

Bir de arkadaşlar öpüşmeye giderken seri ama yavaş gidin. Kızın istemiyorsa kafasını kaçıracağı kadar yavaş olun. İlk defa öpüşeceğiniz bir kızı zorla öpmeyin! Kaçma fırsatı vermeyecek kadar hızlı öpmeyin. Kendinize çekip, çenesini tutup, kaçma fırsatı vermeden öpmeye kalkmayın.

Sonra iş yerinde karşılaştığımızda benim hakkımda ne düşündüğünü sordum.

Çok zayıf, özgüvensiz bir davranış. Romantik ilginiz olan kadına sizin hakkınızda ne düşündüğünü sormak,  sizin kendinize güvenmediğinizi gösterir. Kadınların erkeklerde en çekici buldukları şey kendine güven olduğu için, bu yaptığın çok yanlış bir hareket. Davranışların fazla ukalalaşmadan “tabii ki benden hoşlanıyor” şeklinde olmalı. Bu aynı zamanda sizin daha eğlenceli olmanızı sağlar. Kendine güvenmemek ise sizi sıkıcı yapar. Bir dereceye kadar kendine gereğinden fazla güvenmek, gereğinden az güvenmeye göre daha iyi ve çekicidir.

XI. Mantıksız bir şekilde özgüvenli ol

Seviyeniz ne olursa olsun, hayatı özür dilemeden ve mazeret üretmeden arşınlayın. Sizin objektif olarak bir kadının tavlayabileceği en iyi erkek olmamanız farketmez; önemli olan sizin kadının elde edebileceği en iyi erkekmiş gibi düşünmeniz ve davranmanızdır. Kadınlarda, erkeklerin korkaklıklarının kokusunu alacak, köpeklerdeki gibi, bir burun vardır; bunu onlar için daha da kolay hale getirmeyin. Kendine-güven, garantili ya da değil, kadınlarda itaatkar davranışları tetikler. İrrasyonel bir kendine güven size rasyonel bir yenilgi kabulünden daha fazla am getirecektir.

Amcığın 16 Buyruğu

Beni arkadaş olarak sevdiğini ama bana bundan daha fazla bir ilgisinin olmadığını söyledi. Aynı takımda olmamızdan dolayı, aramızda bir şey olsa bile yürümeyeceğini söyledi.

Ayrıca sen “ben senin için yeterince iyi değilim” sinyalleri gönderiyorsun (bu sorun muhtemelen bu sinyallerin ilki değil) ve kız da “tamam o zaman seni friendzone diyarına gönderiyorum” diyor.

Bu arada kız senden hoşlanmamış ve muhtemelen iş bahane. Senden hoşlansa muhtemelen senin gibi iş durumunuzu takmazdı.

Ona ondan hoşlandığımı ama düşünceleri bunlarsa bir daha beraber dışarı çıkmamızın iyi olmayacağını söyledim. Sonra da eğer fikrin değişirse bana haber ver ve buluşalım dedim.

Bir hafta sonra bir iş yeri partisinde içkiyi fazla kaçırınca bana aslında benimle olmak istediğini söyledi.

Orada “tamam ama sıraya girmen gerekecek bir de sarhoş kızlarla öpüşmem haberin olsun” gibi bir espri yapabilirdin. Bu arada sarhoş bir kadınla özellikle de iş arkadaşınızsa birlikte olmayın. Sabah ayıktığında ne olacağını bilemezsiniz.

Hareketleri kafamı karıştırıyor. Birgün çok ilgili görünüyor ve sürekli çevremde dolanıyor  ama buluşma teklif ettiğimde buluşmaya gelmiyor.

Erkek gibi sözünün ardında durmak varken, çoğu oğlan çocuğu gibi sözünü yedin değil mi? Birader kıza fikrin değişirse buluşalım dedin ama kızı buluşmaya davet ediyorsun! Bu da seni zayıf ve itici yapar.

“İşim yoksa buluşuruz”, “bir bakayım sana döneceğim” diyor ama sonra bana dönmüyor.

O zaman sen de ona buluşma falan teklif etmiyorsun! Normalde kıza iki kere sorarsın ve sonra bir daha sormazsın. İşte gördün mü hala oyuncu, flörtöz davranıp, pozitif cinsel gerilim modunda olabilirsin ama kıza ilgini çekersin ve bir daha buluşma teklif etmezsin. Bundan sonra o buluşmak isteyecek ya da sen ona ilgini “kaybedeceksin”.

Bu arada benim yanımda başka erkeklerle mesajlaşıyor ve işte benim önümde sanki beni kıskandırmak istercesibe (arada bana bakarak) başka erkeklerle flört ediyor.

Senin durumun şu: Erkek bir kadınla karşılaşır, iş çevresinde ya da sosyal çevresinde ise ara ara muhebbet eder, telefonunu alır ve mesajlaşır ve bütün bu süreç boyunca kadın, erkeğin varlığından ve ilgisinden zevk alıyor görünür. Bunun online versiyonunda da erkek sosyal medyadan ya da uygulamadan bir kadınla karşılaşır, kadın mesajlaşmadan veya telefonda konuşmaktan zevk alıyor görünür. Bazen erkek ulaşmazsa kadın ulaşır ve muhebbet ister.

Gerçek ya da sanal karşılaşmada olsun böyle bir durumda kadın sıklıkla, erkekle romantik bir şekilde ilgilendiği ya da ilgilenebileceği yönünde bazı sinyaller verir.

AMA iş baş başa buluşmaya geldi mi ya buluşma bir türlü gerçekleşmez ya da buluşmalarda kadın işlerin ilerlemesine izin vermez. Ama erkek adım atmayı bırakırsa, ilgisini keserse, kadın erkeğin ilgisini yeniden çekmek için adım atar. Erkek ilgi göstermeye başladığında da aynı şey tekrarlanır.

Bu tür kadınlardan yedekte tutan kadın yazısında bahsetmiştik. Burada olan şey, erkeği yeterince çekim ile yörüngede tutmak (erkek yörüngeden çıkmaya çalıştı mı erkeğe ulaşıp ilgi göstermek) ama erkek yörüngeden inmeye çalıştı mı da erkeği itip yeniden yörüngeye göndermek.

Bu durum erkeğin kadınla henüz birlikte olamadığı her kadın – erkek etkileşiminde geçerli olmayabilir ama çok sık karşılaşılan bir şey olduğu için her erkeğin farkında olması gereken bir durum.

Fakat bu tür bir yörünge olayı, özellikle babasız, babasıyla arası kötü ya da evde güçlü bir maskülen erkek varlığı olmadan büyüyen kadınların yaptığı bir şey. Bu kadınlar, sağlıksız bir erkek ilgisi ve onayı bağımlılığı geliştirirler. Güvenecekleri, saygı duyacakları ve dayanabilecekleri sağlıklı bir erkek figürünü öğrenemedikleri için, genellikle birçok erkeğin romantik ilgisini elde etmek için mavi boncuk dağıtırlar. Bu ilgi açlığı yalancılık, hile gibi kötü kişilik özellikleri ile birleşirse, oldukça toksik ve güvenilmez bir yetişkin kadın ortaya çıkar.

Akıllı bir erkek, kadının güvenilir ve sadık bir kadın olup olamayacağını anlamak için, onun hareketlerine bakar, dediklerine değil.

Şu anlattığın son durumda, sen kızı, kızın seni istediğinden çok daha fazla istediğini açık açık gösteriyorsun, o da seni deniyor ve seninle oynuyor. Bu tip kadınlar bir erkek kendine güvensizlik sergiledi mi, onunla böyle oynayıp patlamasına neden olup olmayacaklarını test edebilirler.  Kadınlar zaten erkeğin kendine güvenini test etmeye programlılar, bu kız yukarıda bahsettiğimiz gibi mayası bozuk olduğundan testin bokunu çıkarıyor. Kızın peşinde koşmayı bırak. Bu tür hareketlerine gül geç.

Beni onun önceliği değil de herhangi bir alternatifiymişim gibi hissettiriyor.

Öylesin çünkü. Neden öncelik olacaksın? Bir buluşup evinize gittiniz diye mi? Sorun şu ki, seni alternatif yapmış kızı öncelik yapmışsın. Asıl buna odaklan. Duygusal yatırım teorisini öğren.  Senin yatırımın kızdan bir iki tık az olmalı yani sen kızın alternatifiysen, kız da en fazla senin alternatiflerinden biri olmalı. Sizin durumunuzda ise o erkek gibi davranıyor, sen de serseri bir erkeğe aşık bir kız gibi.

Gerçekleri görmeni engelleyen bir fantezi dünyasına dalmışsın ve kızın yeterince peşinde koşarsan seni önceliği yapacağını sanıyorsun. Kızın peşinde koşman tam tersine, kızın alternatifi bile olmamanı sağlayacak. Gerçeği gör: Kızla bir kere buluştun, evinizde öpüşemediniz, seni arkadaş olarak görüyorum dedi, seninle buluşmuyor, başkaları ile seni umursamadan ve senin önünde mesajlaşıyor.

Ona mesaj attım ve bana 3 gün sonra mesajımı hatırlattığımda döndü. “Pardon mesajını görmedim” dedi ama sürekli telefonunda olan bir kız. Görmemesi mümkün değil.

Kızın peşinde koşup duruyorsun hala. Tabii ki özellikle cevaplamıyor. Ya seninle oynuyor ya da sana ilgi göstermeyerek senin onun sana karşı olan ilgisizliğini anlayıp peşini bırakmanı bekliyor.

Kız seni resmen trollüyor. Bundan zevk alıyor da olabilir. Özellikle maskülen bir baba figürü ile problemli kadınlar, bir erkeğin önlerinde zayıflayıp acı çekmesinden zevk alabilirler. Bu onlara bir zafer gibi görünebilir.

Bu kızdan gerçekten hoşlanıyorum ama onun beni ilgim için kullandığı çok bariz.

İyi, o kadar da fantezi dünyasında değilsin. Evet öyle görünüyor. Bu nedenle de eğer ilgini çekersen muhtemelen seni yörüngeye çekene kadar peşinden gelecek.

Kızlar uydularını kıskanırlar, gitmelerini istemezler, başka kadınlara kaptırmak istemezler. Bunu unutmayın.  Bunu uyduluktan daha fazlasını isteyebilir diye bir umut kırıntısı olarak algılamayın.

Senin en büyük hatan, tamamen bir kıza odaklanman. Kötüsü, bu kız da seni ilgin için yörüngesinde tutuyor. Enerjini başka kızlara ayırmaya başlaman lazım.

Ama bunu değiştirmek istiyorum. Onun beni daha fazla istemesini istiyorum. Bunu nasıl başarırım?

Birincisi, seni istemeyen bir kızın onayının açlığıyla kıvranmayı bırak. Onu nasıl elde ederim diye düşünüp kendini zaten içinde bulunduğun çukura daha da gömeceğine, “seninle mi uğraşacağım, gider başkasını bulurum” demen lazım. Kıza değil, kendine. Kıza dersen kuyruk acısı, kendine dersen güçtür.

Kendisini istemeyen bir kızın ilgisini kazanmak için yanıp tutuşan erkek, ne o kıza ne de başka kıza çekici gelir.

İkincisi, yörüngeden çık ve seni yörüngeye çekmeye çalışsa da yörüngesine girme. Diyelim mesaj atmayı bıraktın ve sana sıcak ve flörtöz mesajlar atmaya başladı. 15- 20 saat görmezden gel.  İşte diğer kızlardan zerre daha fazla ilgi gösterme. Başka bir iş arkadaşın kıza ne kadar bakıyorsan ona da ondan fazla bakma. Hatta biraz daha az bak. Başka bir kız iş arkadaşına ne kadar gidiyorsan ona bir tık daha az git. Kimle mesajlaşıyor, kimle flört ediyor bakma bile. Allah aşkına bir daha buluşma falan teklif etme.

Bak bunu “kaçan kovalanır” diye yapma. Bunu, ilgi sülüğünü başından savmak için yap. O sülük sana daha fazlasını vaadederse ki bu sadece ve sadece seninle teke tek buluşma teklif etmesi ile mümkün, onu başından savmak için uğraş, “elde etmek” için değil. Sana buluşma teklif etmediği sürece yaptığı her hareketi seni yörüngeye sokma çalışması olarak gör.

Senin problemin, kızın kapısında, arada bir kapı aralığından sana attığı kırıntılarla beslenerek, belki yüzüme bakar umuduyla beklemen. Kızın tüm hareketleri, seni erkek olarak istemediğine işaret ediyor. Ve sen bunu dert etmemelisin. Çoğu kadın seni, beni, onu, vs. erkeği olarak istemeyecek. Ee? Böyle bir kadının kapısında kırıntı dileneceğine, isteyenini bulmak için pazara git.

Sorularınız varsa site yorumlarında sorabilirsiniz ya da bana özel olarak ulaşabilirsiniz. İlişkiler konusundaki ilişkiler setimizi de tavsiye ederim.

Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 5 – Boşanmadan Önceki ve Yeni Hayat

Önceki bölüm için,  Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 4 – Aldatan kadın ile görüşme ve bedel ödetme moduna giriş.

Partnerlerinin başka biriyle tek gecelik ilişki yaşadığını fark eden herkese sempati duyuyorum. Ama hayatınızın aşkının antik Roma’nın en ucuz fahişelerinden bile daha fazla kirletildiğini ve bundan da son derece zevk aldığını öğrenmenin nasıl bir şey olduğunu söze dökebilmek imkansız. Artık Mia’nın yüzünü çeşitli mide bulandırıcı şekillere büründürmeden hayal edemiyorum.

Carrie’yi evlat edinme başvurum, Mia’nın şu an endişelenmesi gereken şeyler listesinde ikinci ya da üçüncü sırada. Boşanma davası için kağıtları tamamladığımda, öğlen 12:10’da bir şerif yardımcısı Mia’ya boşanma tebligatını yaptı. Ondan sonra da başka bir şerif yardımcısı, ayrıca açtığım hukuk davasının tebligatını yaptı. Mia’nın annesinin ve babasının telefonlarından gelen mesajları ve aramaları cevapsız bıraktım. Avukatıma yapılan ziyaret ise, bir avukat tutmaları tavsiyesi ile cevaplandı. 

Bana söylendiğine göre bunlar Mia’nın duymak istediği şeyler değildi. Avukatlık bürosunda Nadia’nın elemanlarına bağırıp çığlık atmış. Sonunda Mia’ya boşanma davasının o istese de istemese de devam edeceği ve avukatlık bürosundaki tacizlerin de ağır hukuki sonuçları olacağını söylemişler. Bir yanım Mia keşke o büroda daha fazla olay çıkarsaydı diye istedi. Turuncu hiçbir zaman favori rengi olmadı ama o büroda yaptıkları bence yasadışı şeylerdi.

Bundan bir hafta sonra, Mia’yı temsil eden bir avukat Nadia’yı aradı ve ilk konuşmalarını yaptılar. Mia’nın avukatı, benim olmayan bir çocuğu yetiştirirken harcadığım parayı geri almak için açtığım hukuk davası konusunda ciddi olup olmadığımızı sormuş. Nadia, babalık dolandırıcılığı nedeniyle harcanan paranın her kuruşunu sonuna kadar almak için ciddi bir şekilde mücadele edeceğimizi söylemiş. Nadia para peşinde olmadığımızı, kazanma şansımızın çok yüksek olduğunu söylemiş. Eğer kazanırsam, Mia’nın maaşı, benim masraflarım karşılanana kadar kesilecek ve para bana aktarılacak. Bu da onun yaptıkları konusunda maliyetli bir ceza ve hatırlatma olacak. Ama kaybetsem bile, avukata bir sürü para harcamak zorunda kalacak ve bunun onun gücünün çok üstünde olduğunu biliyorum.

Mia’nın avukatı, aile evi de dahil çoğu mal varlığının evlenmeden önce bana ait olduğunu bildiğini söylemiş ve benim iki çocuğun velayetini aldıktan sonra Mia’ya iştirak nafakası ödetmeyi ve böyle ciddi bir kazadan sonra Mia’ya tek kuruş nafaka vermemeyi samimi bir şekilde bekleyemeyeceğimi söylemiş. Nadia avukata müvekkilinin aldatmaya kazadan çok çok önce başladığını ve yakalanmak için yanlış bir zaman seçtiğini söylemiş. Avukata, hedefimizin süreci, Mia’ya olabilecek en büyük acıyı verecek şekilde yürütmek olduğunu söylemiş. 

Mia’nın kendi ismine olan tek önemli varlığı arabası. Arabayı istemiyoruz. Aynı zamanda kendi emeklilik fonlarını da tutabilir zira benim fonlarım onunkinin kat be kat üstünde. Ben onu her ay izin verilen en yüksek rakamı koymaya teşvik etmesem 401k sahibi bile olamayacaktı. Evliyken evin masraflarına katkı yapması hiç gerekmedi. Kendi parasını harcadığı tek yer arabası ve sigortasıydı. Maaşının geri kalanı tamamen kendisine aitti. Şimdi o para ile yaşaması gerekecek.

Finansal zorlukları şu andan itibaren hissettiğini biliyorum ama babalık dolandırıcılığı davasını kazanırsam işler daha da kötüye gidecek. Starbucks daha az kahve satacak belki ama bu davayı açmalıydım. Sanırım Mia bu kadar ileri gideceğimi hiç düşünmemişti.

Arabasına gelince. Benim arabam kazada pert olunca onun arabasını birkaç ay kullanabildiğim kadar kullandım. Sahip olduğu tek değerli şeye ekstra kilometre ekleyip değerini düşürmek ne kadar küçük bir şey olsa da zevkliydi. 

Ama kendime yeni ve çok güzel bir SUV aldım. Bir arkadaşım arabayı almaya benimle geldi. Mia’nın arabasını anne babasının evine götürdük ve anahtarı da posta kutusuna bıraktım. Kazadan sonra araba sürebilecek halde olur mu bilmiyorum ama geçmişini dikkate alırsak, araba kullanabilir olduğu an dışarı çıkıp D vitamini peşinde koşmaya başlayacaktır. Anne ve babası ile yaşamak ona yeniden genç ve özgür olduğu hissini veriyor olmalı. Ama rastgele yabancılarla pijama partisi yapmak için baba evini kullanamaz. Eninde sonunda kendine ait bir yere ihtiyacı olacak.

Mia’nın arabasını ceza hukuku ile ilgili bir kuruluşlarına bağışlamayı da düşündüm. Yeni gelenler gerçek polis olmadan önce lumirol kullanmayı bu arabada öğrenebilirlerdi. 

Siz rahatsız edici gelebilir ama arabasını bırakırken en zevk aldığım şey yedek lastikti. Arabasında hiçbir zaman bir yedek lastik olmadı. Arabasını alırken bana danıştığında dikkat çektiğim en önemli sorun buydu. Bütün tatlılığıyla bana “eğer lastiğim patlarsa aramak için sen varsın” dediğini hatırlıyorum. Bagaj paspasının altına “bahse girerim şuan keşke bir yedek lastiğim olsaydı diyorsun” yazan bir not bırakmamak için kendimi zor tuttum. Ama muhtemelen bir süre sonra bu mesajın kendiliğinden farkına varacak.

Avukatlar telefonda konuştuktan birkaç gün sonra Mia’nın tarafı, ben hiç istemesem de, Carrie’nin durumunu konuşmak için toplanmayı talep etti. Bu kadının Carrie’yi evlat edinmeme engel olmasını istemiyorum ama kızımızın iyiliği için bu buluşmayı kabul ettim.

Mia ve avukatı ile Nadia’nın ofisinde buluştuk. Ben ana konferans odasında oturuyorken içeri Nadia, Mia’nın avukatı ve Mia girdi. O zamana kadar “ağır sürülüp ıslak bırakılmak” deyiminin anlamını gerçekten kavrayamamıştım (“rode hard and put away wet, ABD’de birinin aşırı yıpranmış olduğunu belirtmede kullanılan ve aslen atın çok zorlanarak sürüldükten sonra doğru şekilde soğutulmaması sonrası içine düştüğü durumdan gelen bir deyim). Mia berbat görünüyordu. Bir iki dakika ona olan korkunç nefretim yüzünden halüsinasyon gördüğümü sandım. Sonra bana bir bakış attığında Mia’ya gerçekten baktım ve karşımdaki korkunç kişinin o olduğunu anladım. O kadar zayıflamıştı ki yüzünün kenarları çökmüştü. Hiçbir zaman şişman olmamıştı ve doğum kilolarını da hızlıca atmıştı. Sabıka fotoğrafı çektirmek için randevusu varmış gibi duruyordu.

Mia saçlarını kestirmişti. Karen stili değil ama Karenimsi bir şeye dönmüştü. Saçları sanki kazadan beridir yıkanmamış gibi duruyordu. Ne giyse iyi görünürdü bilmiyorum ama tüm elbiselerini ona gönderdiğime yemin ederim yani böyle giyindiği için kimse beni suçlayamaz.

İki avukat bir süre bir şeyler konuşup toplantıyı başlattılar. Mia’nın gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum ama ona bakmıyordum. Ona bakarsam da nefretimi ve onu hor gördüğümü göstermek istiyordum. Sonunda ona bir bakış attığımda da, bir zamanlar bildiğim o güzel kadın nereye gitti diye merak etmeden de duramadım. 6 ayda güzel bir kadından, sokakta yaşayan evsiz bir kadın imajına evrilmişti. Şimdi ben de onun için geçmişte bildiği biriydim sadece.

Neyse ki Carrie konusuna hemen girdik ki onun nasıl göründüğü ile ilgili düşüncelerden kafamı uzaklaştırabildim. Onlara boşanma ve velayet konuları tamamlanmadan böyle bir şey yapmayacağımızı söylememe rağmen, Carrie’nin biyolojik babasını bulma ile ilgili herhangi bir çalışmamız olup olmadığını sordular. Sonra Mia’ya bizi “iki numaralı bebek babasının” numarasına götürebilecek herhangi bir isim hatırlayıp hatırlamadığını sordum. Bunu söylemek beni beş para etmez hissettirdi, Mia’da bunu duymaktan hoşlanmadı ama gerçek gerçekti.

Mia, o zamanlardan aklında hiçbir isim olmadığını söyledi. Daha sonra ona Carrie’yi yasal olarak evlat edinmemi engelleyip engellemeyeceğini sordum. İsmimi Carrie’nin doğum belgesinden sildirmememi dilediğini ve ismimi yeniden onun belgelerine koymama karşı çıkmayacağını söyledi. Duymak istediğim şey, hadi görüşürüz deyip çıkmak isterken Mia birden “beni affedebildin mi?” diye sordu. “Eğer ilk hatamı itiraf edersem ve bir daha asla aldatmayacağıma hayatım üzerine yemin edersem beni yeniden eşin olarak geri alabilir misin?” diye ekledi.

Beni hazırlıksız yakaladığını itiraf edeyim. Bu soruyu ilk aldatmasından beridir sürekli olarak kendine sorup durduğuna eminim. Bu sorunun cevabını hem o hem de ben çok iyi biliyorduk. Bu soruyu sadece bir beyanat yapmak için soruyordu. Yoksa vücudunu başkasına verdiği an onu hayatımdan tamamen ve sonsuza kadar atacağımı çok iyi biliyordu. Aldatana nasıl davranacağımız konusunda daha önce çok konuştuk ve ona eğer beni aldatırsa, ondan sonra dediği tek bir kelimeyi bile dinlemeyeceğimi, konuşma zamanının aldatma öncesinde kalacağını söylemiştim. Ondan sonra söyleyeceği her şey kuru gürültüydü.

Birkaç dakikalık sessizlikten sonra ona pek de konuşmaya istekli olmayan bir şekilde ona ikinci bir şans vermeyeceğimi çok iyi bildiğini söyledim. Ve sonra ona rastgele bir tek gecelik yapsam, bu maceradan bir çocuğum olsa ve 6 sene sonra bu çocuğu onun bakması için eve getirsem ne yapardı diye sordum. Bundan sonra ise işler iyice çirkinleşti.

Bana tüm gücümle ona zarar vermek için elimden gelen her şeyi yaptığımı söyledi ki bunu inkar etmiyorum. “Sen benim babam değilsin ve kötü davranışlarım yüzünden beni cezalandıramazsın” dedi. Bunu söylerken babalık dolandırıcılığı davasından bahsediyordu. Ona boşanma davasının ceza olduğunu, babalık dolandırıcılığı davasının bana olan borcunu ödemesi için olduğunu söyledim. Bana “beni mahvetmek için çocukların hayatlarını mahvetmeyi göze alıyorsun” dedi. Ben de ona “uyuşturucu kullanıyor gibi görünüyorsun ama bu dediğin kullandığının kanıtı” dedim.

Bunun üzerine ağlamaya başladı ve bana beni sevdiğini söyledi. Gözlerimi yuvarladım zira onun göz yaşları artık benden zerre sempati toplamıyordu. Tam tersine gözyaşları beni ona daha acımasız davranmaya teşvik ediyordu.

Mia’ya çocuklarına iyi bakılacağını ve çocuklarının iyi besleneceğini ama onun açlıktan gebermesinin ya da sokaklara düşmesinin umrumda olmadığını söyledim. Hayatımın geçmişte kalan bir döneminde onu mutlu etmek için her şeyi yapardım ve her şeyi verirdim. Ona benim her şeyim ona yetmediği için mi beni aldattığını sordum. Bana ihanet etmemesi için daha ne yapabilirdim ki diye sordum. Bana “ben kendime ihanet ettim” dedi. Ben de ona “Carrie’ye ve hayatındaki herkese ihanet ettin” diye bağırdım.

Avukatlar ortamı sakinleştirdiler. Nadia, Mia’nın çocukları ne zaman görebileceğini belirleyen geçici ziyaret hakkı önerisini onlarla paylaştı. Mia’ya “her ne kadar benim işim olmasa da çocukların etrafında yabancı erkeklerin olmaması gerektiğini” söyledim. Bana kimseyle birlikte olmadığını ve bunu söylememin hoşuna gitmediğini söyledi. Ama o zaman gelirse çocukları bundan uzak tutacağını söyledi.

Mia’ya beni aldattığını Rebecca’dan başka birinin bilip bilmediğini sordum. İlk öpüşmesini kız kardeşine itiraf ettiğini ama kız kardeşinin çıldırdığını ve kendisine 5 dakika boyunca hakaret ettiğini söyledi. Mia bundan sonra ne kadar ileri gittiğini kız kardeşine asla anlatamayacağını anladığını söyledi.

Mia acaba yeniden bir arada olma şansımız olup olmadığını görmek için beraber evlilik danışmanına gitme şansımız olup olmadığını sordu. Ben de ona neden ölü yatak odasına sahip bir evlilik isteyeyim diye sordum. Bizim hiçbir zaman ölü bir yatak odamız olmadığını söylediğinde ise ona bu kadar fazla adamla yattıktan sonra ona elimi sürmeyeceğim için, evlilik devam ederse olacağını söyledim.  Bana ondan nefret edip etmediğimi sordu ama bunun evet – hayır sorusu olduğuna emin değilim. Ama tüm benliğimden yayılan nefretin cevap olarak yeterli olması lazım.

Evet bu görüşme de böyle geçti ve şimdi içinde bulunduğumuz durum bu. Boşanma davasının başlamasını bekliyoruz. Hukuk davası ise ancak boşanma davası sonuçlandıktan sonra başlayacak.

Çocuklar duruma göre oldukça iyi haldeler. Her iki taraftan da dede ve ninelerini görebiliyorlar ki içinde bulunduğumuz durumdaki tek pozitif şey bu. 

Evet, nefret etmeyi bırakmam gerekiyor. Terapiste gidiyorum ama beğendiğim bir terapist bulmam zaman aldı. Terapistim bile Mia’dan nefret etmek için çok sağlam nedenlerim olduğunu kabul ediyor. Ben başkalarının onayına ihtiyacı olan biri değilim ama nefretimin irrasyonel olmadığını bilmek bana oldukça yardımcı oldu. Nefretimin bana zararlı olduğunun farkındayım ve yeni terapistim öfkeden kurtulmam için bana yardımcı oluyor. Meditasyon konusunda iyi değilim, meditasyon benim için yeni bir şey. 

İlk terapistim ilk 4 seans iyiydi. Başlarda bana karşı oldukça sempati duyuyordu ama aynı zamanda beni cesaretlendiriyordu. Baba olmak konusunda çoğu erkekten daha iyi başa çıktığım konusunda beni cesaretlendirdi. Ama iş geçmişteki problemleri konuşmaya geldiğinde, ilk terapistimin tonu değişti. Bu birebir alıntı değil ama üstü kapalı olarak bazen partnerimizi inciten veya rahatsız eden şeyler yaptığımızı, partnerimizin bu konudaki rahatsızlığını dile getirmeyebileceğini ve bu sorun aylar ya da yıllarca devam ederse sonradan olacaklara bizim de sebep olduğumuzu ima etti. Hayır! Bütün hata ve kusurlarıma rağmen, Mia’nın yaptıklarını hiçbir şekilde hak etmediğimi bilecek kadar gurura ve mantığa sahibim. Benim yaptığım hiçbir şey, onun yaptıklarının yüzde birinin bile nedeni değil.

Bu konuşmalardan sonra başka bir psikolog buldum. Erkekliğini kaybetmiş gibi hissetmenin ne demek olduğunu anlayan bir erkek psikolog ile birkaç seans yaptık. Ama onunla çok rahat hissetmedim zira bütün seanslar boyunca ağladım ve başka bir erkeğin önünde ağlamak beni çok rahatsız etti. Erkekler beraber içmek, maç izlemek ve belki kavga etmek için varlar. Biz Gary’nin karısı neden duygusal olarak mesafeli gibi şeyler konuşmayız. Bir yanım bu psikoloğa bir şans vermek istedi ama maalesef aramızda bir uyum kurulmadı. Bu beni cinsiyetçi yapacaksa yapsın ama bir kadınla daha rahat ve güvende hissediyorum. Bu benim tercihim.

Sonunda iyi bir psikolog buldum. Bu psikolog, 4 çocuklu bir evde tek kız olarak büyümüş ve erkekleri anlayabiliyor. Uzmanlığı aldatma ile başa çıkma ve yas tutma danışmanlığı. Onun ofisine gelmeme neden olan olaylar dizisini anlattığımda, peçetelerin yarısını da o kullandı. Bu olayla bu kadar iyi başa çıkabilmeme hayran olduğunu söyledi ama bu beni cesaretlendirmek için miydi yoksa hala hastaneye kapatılmadığım için gerçekten şok mu oldu bilmiyorum.

Bu güncellemede yazdıklarım için terapistim Sarah’yı arayacağım ama sadece dinleyerek bile bana oldukça yardımı dokundu. Sarah bana beni okumanın zor olduğunu, dışsal görünüşümün arkadaş canlısı kişiliğimle uyuşmadığını söyledi. Benim espriyi, zor durumları dağıtmak ve insanları silahsız bırakmak için kullandığımı fark etti. Ona eğer saçmalıklarımı yüzüme vurursa, tüm eğlencenin kaçacağını söyledim ama  beni çözmeye başladı ve benim de kendimi çözmem gerektiğini söylüyor. Bu konuda kararlı ve yardım için yanımda.

Ama hayatımı yeniden inşaa edeceksem bunun için çalışması gereken kişi benim. Başkasına işi benim yerime yapması için para ödeyemem. Eldekine bakıp, gerçekten neleri tamir edebilirim, neleri söküp atmam gerekecek, neler kalıcı olarak can acıtacak bakmam gerekiyor. Bu süreç benim canımı daha çok acıtacak ama kaybettiğim tüm o şeylerin yasını aşıp huzura kavuşmam lazım zira o şeyler bir daha asla geri gelmeyecekler.

Çocuklar kendi psikologları ile her biri 40 dakikalık seanslar halinde görüşüyorlar ve haftada 2 kere de 40 dakika da üçümüz görüşüyoruz. Çok iyi iş çıkarıyorlar ve terapi, sonunda kaçınılmaz olanı kabul etmelerine yardımcı oluyor.

Anneleri ile ilgili hissettiklerimden dolayı aile terapisinin nasıl olacağı konusunda endişeliydim. Annelerini özlediklerini ya da hala hep beraber olmamızı çok istediklerini söylediklerinde sessiz kaldım. Oyuncak bebek üzerinde Mia’nın beni nereden yaraladığını göstermeyi düşündüm ama maalesef oyuncak bebeklerin ruhu yok. Bazen ben de bir ruhum varmış gibi hissetmiyorum. 

Sosyalleşmek ve arkadaşlarımdan güç almak için büyük çaba harcadım. Ama başımdaki işlerin büyüklüğü karşısında, küçük konuşmalar önemsizleşiyor. Arkadaşlarım patlamalarımdan bıktılar. Onların yerinde olsam ben de bıkardım. Atıp tutmaya başlamamaya çalıştım ama bu ihanet beni hala kemirip duruyor. Sürekli olarak kafamın bir tarafında.

Bu nedenle de dışarı çıktığımızda ve bana güzel kadınları işaret ettiklerinde, o kadınlarla tanışma konusunda en ufak bir isteğim olmuyor. Karımın tersine buna şansım olsa bile, hijyen konusu tek başına birileriyle tek gecelik yapmama engel. Neyse ki bu genç kadınların hiçbirisi o işletmeyi benimle olamadıkları için ağlayarak terk etmediler. İlgisizlik karşılıklıydı bu nedenle kimse kaybetmedi.

Bu olaylar benim kadınlara bakışımı değil insanlara bakışımı değiştirdi. Herkesin gerçek kimliğini ve samimiyetini sorguluyor hale geldim. Bütün bunlardan önce Mia gerçekten hayranlık duyduğum biriydi ve bu nedenle hayatımda hayranlık duyduğum diğer insanlardan da şüphe etmeye başladım. Mia beni kadın sevmeyen biri yapmadı. İnsan sevmeyen biri yaptı.

Mia yaptıklarından dolayı ne kadar utanç ve suçluluk hissederse hissetsin, bir sonraki eleman ile cinsel aktiviteye girmesi çok kolay olacak. Zamanla daha iyi beslemecek ve kilo alacak. Bundan sonra da erkekler ona yürümeye başlayacaklar. Demek istediğim şey, Mia bu olayları cinsel olarak kolayca atlatacak ama ben bunu yapamam. Başka erkeklerden aldığı tüm sıvılara beni maruz bıraktığı için zaten içim dışım pismiş gibi hissediyorum. Onunla birlikte olduğum için beni kirlettiğini hissediyorum.

Mia benim cinsel aktiviteye olan tüm arzumu öldürdü. Size ne kadar garip gelirse gelsin Mia bana yetiyordu. Çok güzeldi ve başka bir kadına bakmama gerek kalmıyordu. Aramızdaki şeyi özel sanıyordum. Ama artık güzelliği algılayamıyorum bile. Zihnim bunun böyle olmadığını bilse de bilinçaltında tüm kadınların Mia ve Rebecca gibi olduğunu düşünüyorum.

 

Bunlar benim şu an mücadele ettiğim düşünceler. Adil ya da değil biri bana oldukça destek veren bir mesaj gönderdi ve sonra da yakında finansal olarak güçlü, bekar bir erkek olacağım için bana gıpta ettiklerini söyledi. Benim kadınlar konusunda bir problem yaşamayacağımı ve onlar tarafından yüksek değerli olarak algılanacağımı ekledi. Ona aslında duymayı isteyeceği bir cevap vermeden teşekkür ettim. Bu yazdıkları benim için bir kaygı kaynağı. İnsanların önüne gelenle yattığını biliyorum ve bu onları ilgilendirir. 

Ama bu benim yapacağım bir şey değil. Bana çok çekici de olsa bir yabancının dokunmasını istemiyorum. Ben kişisel mesafeye önem veren biriyim. Bir barda ya da uygulamada bir yabancı ile karşılaşmak, çok az etkileşime girdikten sonra o kişiyle yatmak bana göre değil. İnsanlar bunu hiç bir problem görmeden yapıyorlar ve bu insanlara çok şaşırıyorum. 

Çoğu insan önüne gelenle yatma stilini kabul ediyor. Mia’nın önüne gelenle yatarken ulaştığı rakam, günümüzde bekar bir kadın için çok abartı değil muhtemelen. Bence çoğu erkek elinde olsa aynı şeyi yapardı. Ama ben yapamam ve yapmam. Bunu yapan biriyle de olmam.

Mia ihanetini benden sakladı zira bunu öğrenirsem alacağım duruştan iğrendi. Az önce “bu soruyu sadece bir beyanat yapmak için soruyordu” derken kastettiğim, ona ikinci bir şans vermeyecek biri olduğum için benden intikam alıyordu. Benim en canımı yakacak ve beni en iğrendirecek şeyleri yaparak beni test ediyordu. Ben ise test edildiğimin farkında bile değildim.

Aramızdaki bağ bir kere kırıldı mı, onu bir daha ne aramızda, ne de başkalarıyla elde etme şansımız yok. Bu, hayatta bir kere kurulabilecek bir fırsattı. Sadece bir yaşamımız olduğu için, devam eden ihanet beni öldüren şeydi. Eğer beni aldattığını itiraf etseydi ve boşansaydık, sonra toparlayıp başka birine şans verebilirdim. Mia beni bir daha asla geri alamayacağını bildiği için, sanki beni yok etmek, beni bir daha kimseyle olamayacak şekilde mahvetmek istiyor gibi davrandı. Ne kadar duş alınırsa ya da koruma kullanılırsa kullanılsın umrumda değil.

Bazı yabancı DNA parçaları bana ulaştı. Umarım Mia’nın her tarafında mantar çıkar.

Mia ile seks yaptığımızda her hareketimiz saf ve güzeldi. Bana ihanet ettiği an, tüm yaptığımız ve yapabileceğimiz her şey mahvoldu. İlişki içindeki partnerlerden biri dışarıda başka biri ile ilişkiye girdiği an, partneriyle arasındaki ilişki anında ve sonsuza kadar pislenir. Mia’da ahlakın zerresi yok. Keşke döllendiği gün biri gelip babasının zamazingosunu tokatlasa ve Mia hiç olmasaydı.  Dünya çok daha güzel bir yer olurdu.

Birçok insanın tavsiye ettiği gibi hemen yeni bir ilişkiye atlamak, bende büyük bir kaygı uyandırıyor. Mia ile ilk karşılaştığımda, karnımda kelebeklerin uçuştuğunu hatırlıyorum. Mia gibi güzel bir kadının kişisel alanımı işgal etmesine alışmam gerekmişti. Bu özgüven problemi değil. İkimizde sosyal ama doğal olarak içe dönük insanlardık. Nasıl öpüşeceğimizi bile öğrenmemiz gerekmişti ve benim öpüşmeye bile alışmam gerekti.

Herkes hormonlardan dolayı ergenlerin çok azgın olduğunu düşünür ama ben ve Mia öyle değildik. Fiziksel her şeyi çok yavaş yaptık. Bana bunun böyle olduğu öğretilmişti. Ben de böyle olmasını istiyordum. O da bana böyle istediği konusunda yemin etmişti. Yeni biriyle olma fikri beni aşırı rahatsız ediyor. Şu an Mia’nın düşüncesi bile Viagra’nın panzehiri gibi.

Her şey çok ağır geliyor. Her gün kendimi insan ırkının bir üyesi olmaktan daha fazla utanç duyarken buluyorum. Hayatım bu hale gelmemeliydi. Bir aile olarak bizi daha çok daha fazla güzel anılar bekliyordu ama şimdi bunlar tamamen yok oldular ve asla var olmayacaklar. 

Sonuçta Carrie’yi seviyordum ama onu bırakmam gerekecek zira aramızdaki ilişki daha birinci günden itibaren üzerimize, bizim irademiz dışında ve zorla atılmıştı. Onu evlat edinerek ona, eğer bana bir şans verilse onu yine kızım olması için seçeceğimi ona gösteriyorum. Yargıç ona benim onu evlat edinmemi isteyip istemediğini sorduğunda, onun bana olan sevgisi de bana gelecek ve işler artık ne kadar iyi olabilecekse o kadar iyi hale gelebilecek.

Hiçbir zaman Carrie’nin babası olamayacağım. O ünvan şu an 6 yaşında bir kızı olduğundan habersiz başka birine ait. Ama bildiği tek baba, koruyucu ve sağlayıcı ben olacağım.

Başkaları davranışlarımı sorgulasa ya da beni acımasız olmakla suçlasa da, kendi akıl sağlığımı korumak için yapmam gerekenleri yaptım. Bu olayın en büyük iki kurbanının hiçbir zaman gerçekten onların olmayan şeyler üzerindeki haklarını almaları için yapılması gerekli olduğunu düşündüğüm şeyleri yaptım. Evet hatalar da yaptım ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.

Sonraki bölüm: Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 6 – Mia’nın sırrı

Tüm seri:

Çağın Vebası : Oneitis illeti

Öncelikle Mahmut Bey ve diğer kıdemli yazar ve yorumculara teşekkür ederim. Kendi oneitis deneyimimi paylaşmak istedim. Gençler diyecek ki “zaten pek çok oneitis öyküsü okuduk, yenisine ne gerek var?”

Birincisi, benim yaşım kırkın üzerinde. Eğer aklınızı başınıza almazsanız, zihin yapınızı değiştirmezseniz, yaşını başını almış koca bir herif bile olsanız bu illetin sizi nasıl perişan edeceğini görün istedim.

İkincisi, bu konu ne kadar vurgulansa yeridir. Bakınız bu sitenin ilk yazısı neymiş?

Yaptığım ve şimdi erkekadam sayesinde tövbe ettiğim dangalaklıkları benim yaşımda itiraf edebilmek çok gurur kırıcı ve hiç de kolay değil gençler. Bunun kıymetini bilesüüz ve linç etmeyesüüz! 😀

Boşandıktan sonra yalnız geçen 2 yılın ardından yaşı yaşıma yakın, uzun yıllardır bekar takılan bir bekar anne ile tanıştım. Kadın oldukça fit ve hoştu. Geçimi kolay, hamarat ve iyi bir insandı. Eski karımla kıyaslayınca hayatım her açıdan 10 level atlamış gibiydi. Onunla tanışmadan bir kaç ay önce erkekadamı keşfetmiş, uzun süreli ilişkilerden ve evlilikten uzak durmaya karar vermiştim. Ancak hapı henüz sindirmemiştim. (halen de sindiremedim) Çerçeve, bolluk zihniyeti falan hak getire!

İlişkimiz sanki bir patlama gibi, yıldırım hızıyla başladı. Liseli aşık gibiydik. İnanılmaz bir kimya vardı aramızda; 1 yıllık ilişkimizde ayrı geçen bir tek günümüz olmadı. (afferim bana!) Burada yazılan istisnasız ama istisnasız tüm yap/yapma kurallarını (ilk 3 ay seni seviyorum deme, tabak çevir, aynı evde yaşama, erken duygusal yatırım yapma, muğlak ol…. aklınıza ne geliyorsa), hem de siteyi tamamen okumuş olduğum halde itinayla ihlal ettim ve çiğnedim. (Halt ettin!) Ama az da olsa kırmızı hap içimize kaçmış ya, makul mantıklı tarafım da (artık ne kadar kaldıysa geriye) yapabildiği kadarıyla beni frenlemeye çalışıyor. Ama tabii çerçeve merçeve olmadığından “ben evlenmek istemiyorum” denilemedi ve iş oraya doğru ilerlemeye başladı.

Bu arada ben hatunun çok ciddi bir sorunu olduğunu (daddy issues) keşfettim (o benim bildiğimi bilmiyordu) ancak sorun etmedim ve ona yansıtmadım. Çünkü o sorunları yaşamış olmasına rağmen gerçekten de şaşılacak derecede geçimi kolay ve iyi bir insandı. Sorunlarına göğüs germiş, hayata tutunmuş, olabildiği kadar normalleşmişti. Ancak benim açımdan daha ciddi bir sorun vardı: Boşanma sonrası geçirdiği uzun bekarlık döneminde doğal olarak ilişkileri olmuştu ve cinsel tecrübesi benden fazlaydı. Ona bir şey yansıtmadım ama bu durum bende hoşnutsuzluk ve kıskançlık yaratıyordu. Özellikle de o üzerimdeki evlilik baskısını gittikçe arttırmaya başlayınca. “O bunca sene bekarlığın tadını çıkarmışken ben neden hemen şimdi tekrar evlenmek mecburiyetinde hissediyorum ki?” diye düşünmeye başladım. Ama dürüstlük ve cesaret gösterip ayrılamadım. Yine de zihnim ikiye bölünmüştü artık. Evlenmek istemiyor ancak ondan da kesinlikle vazgeçemiyordum.

İkircikli ruh halim ister istemez ilişkiye yansıdı ve neticede ben ondan ayrıldım. Çok rahatlamıştım. Erkekadam ile bu sefer gerçekten de yeni bir başlangıç yapacaktım. Ancak hatun çok hızlı çıktı; ayrılıktan sonra dağılan, depresyona girip dibe vuran kız, 3-4 hafta sonra çivi çiviyi söker mantığıyla yeni birisini buldu. Adama benimle yaşadığı her şeyi bir bir anlatmış. Adam da kurtarıcı kahraman rolüne soyundu herhalde ki yaklaşmakta olan kırmızı alarmı görmezlikten geldi. Ben ise henüz yalnızdım. Başlangıçtaki o özgürlük ve sevinç duygusu gitti; içimi burukluk kapladı, boğazım düğümlendi. Sonraki 2 ay boyunca ruh halim gittikçe kötüleşti ve ben kıskançlık krizine, yalnızlığa, umutsuzluğa düştüm.

Bu arada kız beni unutamamış ve yeni sevgilisine çaktırmadan beni takip etmekteymiş. Hatta sosyal medyada bir sahte hesap açıp benle bir süre sohbet bile etmiş; sonradan itiraf etti. Neyse, ayrıldıktan 2 ay kadar sonra biz kızla bir vesile ile görüştük. Karşılıklı ağlamaktan konuşamadık. (Bu salaklıkları yapan 3 kişinin de yaşı kırkın üzerinde gençler, dikkatinizi çekerim. İbret alın)

Pişman olduğum her halimden belli ama ona açıkça “geri dön” demedim, diyemedim. Çünkü insan ne olursa olsun aldığı ayrılık kararının yerinde olduğunu derinlerde hissediyor. Birkaç gün sonra mesaj attı ve diğer adamla devam edeceğini, benimle artık iletişimini kestiğini söyledi. Keyfi yerindeydi, hatta bana da iyi dileklerde bulundu. Kuyruğu dik tutmaya çalışıp “Eyvallah, saygı duyarım, ben de artık kendi yoluma bakayım” dedim. Ama artık depresyonun dibindeydim. Yine de onu arayıp sormadım, rahatsız etmedim.

O da çok kötü zamanlar geçiriyordu. Ruh hali dengesizleşmişti. İletişimimiz olmasa da birbirimizi sosyal medya üzerinden görebiliyorduk. (İşte önemli bir kural ihlali daha). Birkaç hafta sonra onun sosyal medya hesaplarında tuhaf bir hareketlenme başladı. Benim ilgimi çekmek için sürekli bir şeyler yapıyordu. “Seninle son görüşmem” diyerek eski defteri kapatıp gittiği için açıkça arayamıyor ancak beni onunla iletişim kurmaya teşvik eden paylaşımlar yapıyordu. Bu durum bir kaç gün sürdü. Ben onun yaptıklarını farkediyor, o da benim onun yaptıklarını farkettiğimi biliyordu. Yine de birbirimize açıkça yazamıyorduk. Ancak psikolojim artık laçka olmuştu. Psikolog ile görüşmeye karar verdim, hemen birkaç gün sonrasına bir randevu aldım. Ancak daha henüz gitmeye fırsat bulamadan kız pat diye yanıma gelince ben şok geçirdim. Benden vazgeçememiş. Uzunca konuştuk. Konuşmak çok iyi gelmişti ikimize de.(Pırıl pırıl masmavi muhtaç kafa! Üstelik neredeyse son 1 yıldır düzenli erkekadam okuru olduğum ve yazılanlara tamamen hak verdiğim halde; dikkatinizi çekerim. Demek ki sadece okuyup anlamak yetmiyor)

Kadın bana doğru büyük bir adım atmıştı. Bu sefer bana geri dönmesini açıkça istedim ve evliliği açıkça telaffuz ettim. (Linç yok gençler, linç yok!😀) Düşünmek üzere gitti. Bana geri dönmek istiyor ancak cesaret edemiyor ve diğer adama karşı vicdan azabı çekiyordu. Ruhsal durumu çok dengesizleşmişti. Bir hafta sonra diğer kişi ile ilişkisi bozuldu ve yanıma geldi ama artık eskisi gibi değildi. Psikolojisi tamamen dağılmıştı. (Adam, onu, kendisini kullanmakla suçlamıştı ve haklıydı. Ama adam kesinlikle saf bir tip değil ve kendisini kullandırmanın nimetlerinden de faydalanmasını bilmişti. Kurtarıcı kahraman rolüne bizzat kendisi soyunmuş, kadının yaşadıklarını bildiği halde erkenden duygusal yatırım yaparak belaya davetiye çıkarmıştı) Ben kıza destek olacak ve düzelmesini bekleyecektim.

Ama artık bu iş bitmişti. Bana döndükten 2 hafta sonra bir veda mektubu bırakıp tamamen hayatımdan çıktı. Mektupta benden bir türlü vazgeçememesinin nedenini sonunda keşfettiğini yazıyordu: Daddy issues. Tekrar o adama döneceğini söylüyordu ama anladığım kadarıyla palavra atıyordu. Ona ulaşma çabalarım sonuçsuz kaldı. İyi ki de kalmış. Üçümüz için de çok hayırlı oldu. Bu arada ben psikoterapiye devam ediyordum; halen de danışmanlık alıyorum. Ancak samimiyetle itiraf etmeliyim ki erkekadam yazılarını iyileşme sürecimde tekrar tekrar okudum ve ciddi fayda gördüm. (Hem de bilabedel! Psikoloğa ise dünyanın parasını saydık! Hakkını helal et Mahmut Abi!😀)

1 ay sonra kızı sosyal medyada tesadüfen gördüm. Maalesef kendini dinlemek ve sorunları ile gerçekten yüzleşmek için yine kendine yeterince zaman tanımamış ve hemen yeni ilişki arayışına girmişti. Sanırım sürekli arayış içinde olma hali artık onun için bir alışkanlık olmuştu. Beni fark edince hemen engelledi. Profilinde hook-up dahil her türlü ilişkiye açık olduğu yazıyordu. Belli ki kriterlerini daha da gevşek tutuyor artık. İçim acıdı ikimizin hali ve yaşadıklarımız için. Umarım daha fazla yıpranmaz.

Diğer terk edilen arkadaşın da sosyal medyada bir hesabını gördüm. Romantik, ağlamaklı bir şarkı sözü yazılıydı profilinde. Burada yazılı kuralları uygulamadığı, yara bandı vazifesi görmekte olduğunu bile bile onunla ilişkiye girdiği ve erkenden duygusal yatırım yaptığı için neticede onun hissesine düşen de terk edilip şarkı sözü paylaşmak oldu. Belki de yakın zamanda bu siteyi ve yazıyı okuyacak, kendi hesabına dersini çıkaracak.

Şimdi gençler diyebilir ki “Yok vebaymış yok ebolaymış; amma da abarttın be moruk. Kadının ve senin kafadan kırık olduğunuz belli. Çözümlenmemiş çocukluk problemleriniz olduğundan oneitisi biraz şiddetli yaşamışsınız. Biz artık haplandık, bize vız gelir tırıs gider” Haklısınız muhtemelen. Ancak oneitisiniz azıtırsa veya uzun sürerse bu yazdıklarımı hatırlayınız ve profesyonel yardım almaktan çekinmeyiniz. Bırakın bu oneitis işi kabakulak, suçiçeği gibi çocukluk hastalığı olarak kalsın. Erişkinliğinize taşımayın. Emin olun vazgeçmeden ya da sahaya inmeden önce ruhunuzu didiklemek ve karanlık yönlerinizle yüzleşmek, bu siteden edineceğiniz ve şüphesiz hepsi de pek kıymetli olan oyun taktiklerinden çok daha öncelikli. Gnothi seauton!

Peki şimdi ne yapacağım? Spora devam ve erkekadam yazılarını birkaç hafta içinde hızlıca ama daha artık daha fazla uzatmadan özümseme. Sonra da o sürekli ertelediğim ama kaçınılmaz olan şey: yani sahaya inip oyuna katılmak. Kırkından sonra, hem de hayatında ilk kez saz çalmaya kalkmak nasıl yusuflatıyor bilemezsiniz! Bana şans dileyin! Birkaç ay sonra bir moruğun saha raporlarını okursunuz belki burada, kim bilir? Genel prensiplerin değişeceğini pek sanmam ancak benim gibi kırkını geçkin kart çömezlerin bilhassa dikkat etmesi gereken püf noktaları aklınıza gelirse yazın lütfen.

Yazan: Rabbit Hole

Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 4 – Aldatan kadın ile görüşme ve bedel ödetme moduna giriş

Önceki bölüm için,  Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 3 – Çocuklarla ilk karşılaşma.

Annesi beni, Mia’nın kazadan sonra iyileşme sürecini yaşadığı, çocukluğunu geçirdiği odaya götürdü. Kapıyı açmadan önce annesine “Mia ile konuşmamız lazım” dedim. Sesimdeki hafif öfkeyi sezerek, patlama alanının dışına çıkmak için kapıyı arkasından aceleyle kapadı.

Odaya girer girmez Mia’ya ayrılma nedenimizin onu artık hiçbir zaman sevemeyecek olmama baglama cüretini nereden bulduğunu sordum. Gerçeğin bu olduğunu söyledi. Ben de gerçek bu olsa da bunun sebebinin kendisinin yalancı, aldatan, hilekar, önüne gelenle yatan – kalan boşlukları siz de doldurabilirsiniz – olduğunu ve kendi rolünü hasır altı etmeye çalıştığını söyledim.

Bana daha önce özür dilemeye çalıştığını ama benim onu dinlemek istemediğimi söyledi. Ben de patlayarak özür dilemenin ne işe yarayacağını sordum. Özür dilemesi ne verdiği hasarı geri alabilecekti ne de bundan sonra olacak hasarı engelleyebilecekti.

Mia’nın yaptıkları için gerçekten üzgün olduğuna inanmıyordum. Ona iki masum çocuğu, beni kötü biri olarak gösterecek şekilde nasıl manipüle edebildiğini sordum. Benim ne zaman evliliği mahveden kötü adam olduğumu sordum.

Mia ona ikinci bir şans vermediğimi söyleyince, doğru söylemem gerekirse onu durdurup ne kadar ağrı kesici aldığını ya da içki içip içmediğini sordum. Ciğeri beşpara etmez bir yalancının ikinci bir şansı, merhameti veya saygıyı hak ettiğini, düşünmesi için tek mantıklı açıklama buydu. Hayır. Bütün bunları, kendi davranışları yüzünden kaybetti. Artık karımın kim olduğunu bile bilmiyorum. Sanki Caligula’nın hayaleti ya da Charlie Sheen tarafından ele geçirilmiş gibi, benim güzel ve ahlaklı karım, ruhsuz bir fahişeye döndü ve benim sağlığımın da etkilenmemesi, Tanrının bir mucizesi.

Mia’ya, hayatındaki her şeyi, ucuz heyecanlar için mahvettiğine değip değmediğini sordum. Bunları sadece ucuz heyecan için yapmadığını söyleyince ona, daha önce duygusal bir şey olmadığını söylediğini hatırlattım. Yaptıklarının çoğunun, özellikle de ilk başlarda, onaylanma ile alakalı olduğunu, peşinden koşulmasının hoşuna gittiğini söyledi. Hayatının geri kalanında nasıl algılanacağını ve yaptıklarının sonuçlarını düşünürsek, kendisinin peşinden koşulduğunu nasıl düşünebildiğini sorduğumda sinirlendi.

Sonuçta Mia ile birkaç saat konuştuk. Michael doğduktan sonra depresyona girmişti. Bana bu dönemde, bir kadına benden daha fazla destek olabilecek bir kocanın olmadığını söyledi. Ben de bu nedenle bana hayatımızın o mutlu döneminde, bu kadar acımasız bir şekilde nasıl ihanet edebildiğini sordum. O dönemde kendisini yok etmek isteyecek kadar kaygı içine gömüldüğünü söyledi. Kalbinde bana ve Michael’e karşı sevgi varmış ama bir nedenden dolayı depresif ve boş hissediyormuş.

Bu dönemde depresyon nedeniyle, normalden 6 ay fazla süre işten uzak kalmıştı. Ona paranın satin alabileceği en iyi therapist ve doktorları tutmuştum. Bu dönemde neden oldukları ve onun için yaptıklarım dolayısıyla kendisini suçlu hissettiğini itiraf etti. Tüm aileyi benim sırtlamış olmam onu ezmeye başlamış. Her ne kadar o dönemde neredeyse hiç yükü olmamasına ve hep istemesine ragmen, anne olmasının iyi bir fikir olup olmadığını sorgulamaya başlamış.

O dönemde hem gerçek hayatta hem de internette tüm arkadaşlarından kopmuştu. Bana beni sevdiğini söyleyip özür dilemişti. Ben de özür dileyecek bir şey olmadığını, tek istediğimin onun bir an önce iyileşmesi olduğunu söylemiştim. Belki de kısa süre sonra yapmaya başlayacağı şeyler için özür diliyordu.

Rebecca eve ilk gelmeye başladığında, onu görmek beni çok mutlu etmişti. Becca Mia’nın tüm karşı koymasına ragmen sonunda eve gelebilecek kadar ısrarcı ama Mia’nın açılmasını sağlayacak kadar da nazikti. Bundan sonra gece dışarı çıkma gibi bir şeyin olabilmesi bile aylar aldı. O zaman Mia’yı Starbucks’a götürmek bile büyük bir zaferdi.

Karımın bekar bir kız arkadaşı ile barlara ve gece kulüplerine gitmesine izin verdiğim için, benim dünyanın en büyük gavatı olduğumu düşünen bir sürü erkek var. Normalde %99 haklılar.  Buna çok daha önce bir dur demeliydim. Ama hayatımızın o noktasında, tüm o mutsuzluk ve izolasyondan sonra, dışarı çıkmak onu mutlu ediyordu.

Mia sadece 2 sene içerisinde hem eş hem de anne olduğunu ve erkeklerin ucuz heyecan için bile olsa ona ilgi duymasının egosunu nasıl yükselttiğini açıklamaya çalıştı. İlk ihanetinin, eğer çok sarhoş olmasa asla gerçekleşmeyeceğini iddia etti. Ama buna ragmen ilk ihaneti kendi isteği ile olmuştu ve bundan sonra bu olanı öğrenirsem ona bird aha asla dokunmayacağımı bildiğini söyledi. Bunun sonucunda da her şeyini kaybedeceğini bildiğini söyledi. Mia bu evliliğe hiçbir varlığı olmadan gelmişti.

Mia’ya onu birgün yakalayacağımı ve nasıl tepki göstereceğimi hiç düşünmedin mi diye sordum. Bunun beni mahvedeceğini bildiğini söyledi ve bu nedenle de korkunç hissettiğini iddia etti. Bunun üzerine de bariz olan soruyu sordum: “Peki o zaman beni aldatmaya neden devam ettin?”

İhanetinden sonra ayıktığında suçluluk ve utanç hissettiğini iddia etti. İlk defa dışarı çıktıktan sonra bir hafta süreyle çok üzgün olduğunu hatırlıyorum. Rebecca bize gelmişti ve özel olarak saatlerce konuşmuşlardı. O zamandan sonra aylar boyunca, doğumdan önceki eski Mia geri gelmişti.

Mia Rebecca’ya yaptıklarından dolayı kendisini bana karşı değersiz hissettiğini söylemiş. Eğer bunu öğrenirsem, bu evliliği bitirirmişim ve Michael’I da ondan alırmışım. Bu nedenle de bu sırrı mezara götürmeye karar verip, benim için olabilecek en iyi eş olmaya çalışacakmış. Geriye dönüp baktığımda, bunun kırmızı alarm olduğunu görebiliyorum.

İstediğiniz kadar benim bir embesil olduğumu düşünün ama o zaman bir bebeğimiz vardı ve bu bebeğe %95 ben bakıyordum. Karımın birden hayata dönmesini kırmızı alarm olarak görmek delilik gibiydi. İki haftada bir mucize gerçekleşmiş gibi hissediyordum. Mia ev kadını ve anne olarak rahat hissedince, önce yarı zamanlı ve sonra da tam zamanlı olarak işe dönebilmiştim. Geriye dönüp baktığımda, Michael’in bir yaşına girdiği günden önceki ve sonraki zaman, hayatımızın en mutlu dönemiydi, en azından benim için öyleydi. Şimdiyse bunun Mia’nın ihanetini kapamak için yaşandığını öğrenmek, tüm o mutlu anıları sonsuza kadar kirletti.

Ona neden yeniden ihanet ettiğini, onun için yeterli olmadığımdan mı ihanet ettiğini sordum. Depresyonda olduğu dönem hariç harika bir seks yaşamımız olduğunu düşünürdüm. Her zaman benimle birlikte olmaktan zevk alıyor gibi görünüyordu.

Mia, sırrı sakladıkça daha kötü hissettiğini ama Michael’in doğduğu zamandan farklı olarak, bu sefer ne kadar kötü hissettiğini bilmeme izin veremediğini iddia etti. Onu üzgün olduğunu bilirsem, onu teselli etmeye çalışacakmışım ve bana üzgün olduğunu anlatamazmış. Daha sonra sırrı tutmak için bir mutluluk maskesinin ardında yaşamanın zorluğundan bahsetti.

Bana biyolojik annemin ailesi ile bir araya gelmek için gittiğim zamandan bahsetti. Aileye ilk defa göstermek için Michael’i de beraberimde götürmüştüm. Mia, hasta olduğunu iddia ederek son anda gelmekten vazgeçmişti. Onun bana ihanet etmesine engel olamamıştım zira o zamana gelmeden beni aldatmıştı. Ama o an onun beni 6 yıl boyunca aldatacağı, sonunda benim olduğunu sandığım çok özel birinin hiçbir zaman benim olmadığımı anlayacağım yoldan alıkoyamamıştım.

Kendimi suçlamıyordum zira Mia da bizimle o uçakta olmalıydı. Hayır, aslında ihanetini çoktan itiraf etmiş ve benim hayatıma devam etmeme izin vermiş olmalıydı. Ama her nasılsa sonuçları hiç düşünülmeyen birçok hata, birçok yalanla bir araya gelmişti ve bunun cefasını da ben çekecektim! Bu, insanın sevdiğini iddia ettiği birine değil de düşmanına yapacağı bir şey. Bana yine aynı “çok büyük bir depresyondaydım” hikayesini anlattı. Ben uzaktayken, hiçbir değeri olmadığını biliyormuş ve ben onu cezalandırmasam da, o kendini cezalandırıyormuş. Onun bunu hak ettiğini bilmiyormuşum, en azından bu onun rasyonelleştirme yolu. Onun ne yaptığını bilirsem onu bir sokak fahişesi gibi görürmüşüm ve ondan iğrenirmişim.

Ben onu ne kadar sevdiğimi göstermeyi hiç bırakmamışım ve bir noktadan sonra eğer gerçeği bilirsem onu sevmeyeceğimi anlamış. Bu nedenle de ona verdiğim ilgi önemsiz hale gelmiş ve önceki ağırlığını kaybetmiş. Zira ilgiye değmeyen biri olduğunun farkına varmış ve iğrenç randevusunu bilsem, ben de farkına varacakmışım.

Dediğine göre, omzunda ağlamak için Becca’yı aramış ve Becca’da onu dışarıda içmeye ikna etmiş. Anlattığına göre günün ilk yarısını ağlayarak ve ne yapması gerektiğini sorup durmakla geçirmiş. Barmen ona neşelenmesi için birkaç içki getirmiş ve – bunu bana anlatmasına gerek yok – Becca onu flört etmeye teşvik etmiş. Kendini barın arka sokağında adamın birini öperken bulmuş ama kendini durdurmuş. Kendini çok daha kötü hissederek içeri girmiş zira yine ihanet ettiğinin farkına varmış.

Sonra daha fazla alkol tüketilmiş ve Becca Mia’yı içeri taşıması için birinden yardım istemek zorunda kalmış. Bu biri, az önce karımın ağzına dilini sokan adammış. Rebecca onları yalnız bırakmış, elbiseler çıkarılmış, vs.

Ona Michael’i hiç düşünüp düşünmediğini, benim aklına gelip gelmediğini, bize ihanet ettiğinin aklının ucuna gelip gelmediğini sordum. Bu sorum üzerine sinirlendi ve oğluna hiçbir zaman ihanet etmediğini söyledi. Ben de sadece bana değil, Michael’e, Carrie’ye, anne ve babalarımıza ve evlilik yeminimizi izleyen herkese ihanet ettiğini söyledim. Ailemizin kutsallığına, ailemize ve evliliğimize ihanet ettiğini söyleyerek ayağa kalktım. Fakat sonra durdum ve başımı sallayarak, o zamana kadar ne yapmış olursa olsun benim gitmeme izin vermesi gerektiğini söyledim. Boşansaydık, Michael’a bakacağımı ve onun da kendisini tüm eyalete dilediği gibi düzdürebileceğini söyledim. Klozetlere ismini seve seve yazabileceğimi de söyledim. Ama o bunu yapmamıştı.  Beni aldatmaya devam etmişti. Öyle ki, birkaç erkekten sonra artık bir stratejisi olduğunu öğrendiğimde midem iyice kalktı. Bu erkeklerin kendisine bağlanmasını istemediğini,  duygusal bir bağ aramadığını söyledi. Buna bir isim bile bulmuştu: balık avlama. Bir erkeğin numarasını alma, sonra arayı ısıtma, kendini geri çekme, adamın peşinden koşmasını sağlama ama bunların hepsi onun çizelgesine göre olacak şekilde. Onun güzel olduğunu düşündüğümü bildiğini ama ikinci bir fikrin zararı olmayacağını söylediğinde ona öylece bakıp başımı sallamaktan başka bir şey yapmadım.

En azından barmenin Carrie’nin babası olmadığını biliyoruz zira kendisi sperm bağışçısı olmak için oyuna çok daha evvel girmiş ve sadece o zaman yattıklarını iddia ediyor. Görüştüğü adamlardan isimlerini hatırladıklarının olup olmadığını sordum ve bu, o geceki konuşmayı kesmeye yetti.  Tamam, daha fazla cevap istiyordum ama yaptıklarını bir gecede bilmeye niyetim yoktu ve ben buraya bunun için gelmemiştim.

Mia bir sandalyeye oturmuştu ve alçıları da yastıklar üzerine konulmuştu. Yüzümü yüzüne 2-3 cm kalacak noktaya getirdim ve bir insan müsveddesi olduğunu ve bir ruhu olduğuna inanmadığımı söyledim. Ona yaptıklarının akla hayale gelmeyecek acılara neden olduğunu ve olacağını söyledim. Onun gözlerinin içine bakarak, bunun çocuklarıma zarar vermesine izin vermeyeceğimi söyledim ve gözlerine dimdik bakarak, 6 yıldır aldatılanın ben olduğumu ve bundan sonra ihtiyaçlarına odaklanacak rahatlığa sahip olanın ben olduğumu söyledim. En küçük bir hile ya da manipülasyonunun benim ona olan tiksintimi arttırmaktan başka bir işe yaramayacağını söyledim.  Bir daha asla bir araya gelmeyeceğimizi, onun bana dokunmasından bile tiksindiğimi, sadakatin onun kitabında yazmadığını söyledim. Ama babası olsam da olmasam da, Carrie’yi gerekirse annesinin yalan ve manipülasyonundan bile koruyacağımı söyledim.

Mia’ya Nadia’nın yeni bir BMW’ye onu annelik yapamaz ilan edecek arkadaşları olduğunu söyledim, evet oraya kadar gittim. Eğer söyleyecek bir şeyi varsa yüzüme söylemesini, Michael ve Carrie’yi mesaj göndermek için kullanmamasını, bunun bir daha olmayacağını söyledim. 

Carrie’nin boşanmadan ve babalıktan haberi olmadığını ama zamanı geldiğinde bu haberi ona benim vereceğimi söyledim. Ona ikimizin de annesinin kurbanı olduğumuzu ve ikimizi de bu kadar mahveden birinin beni kötülemesine asla izin vermeyeceğimi söyledim. 

Bu korkunç haberi Carrie’ye daha uzun süre söylemeyi planlamıyordum ve ne zaman söyleneceğine de ben karar verecektim. Ona avukatı olmadığını hatırlattım ve çocukların en az önümüzdeki 2 hafta benimle kalacaklarını söyledim. Bu süre zarfında sadece ihanetini değil aynı zamanda Carrie’ye zarar verecek manipülasyonunu da iyi düşünmesi gerektiğini söyledim. Ona yeniden anne olma hakkını ne zaman olacağını benim belirleyeceğimi de ekledim.

Bana karşı yapabileceği fazla bir şey yoktu. Çocuklar zaten bendeydi ve o da alçılar içindeydi. Bırakalım yalnızlığı içinde yaşasın dedim.

Geri dönerken işlerin nasıl sonuçlanacağını bilmeyi çok isterdim diye düşündüm. Bu, hayatımın en büyük mücadelesi ama bu sahte evliliğin tamamen yıkılıp yok edilmesi gerekiyor. Ama annesi ile babası arasındaki savaştan habersiz küçük kıza zarar vermek için bir neden yok. Bunun böyle kalmasını istiyorum. Çocuklar Mia ile beni aynı ortamda görmemeli zira ikimiz aynı odadayken ortamın aurasından zehir akıyor. 

Mia ile çocukların önünde savaşmayacağım ama yemin ederim ki ona gününü göstereceğim ve en küçük saçmalığını bile ağzına tıkacağım.

Üzgünüm, bu yazı çok uzun oldu. Her tercihimin bin tane sonucu olacakmış gibi hissediyorum. 

“Adam ol, DNA önemli değil” insanlarının anlaması gereken şey, Carrie’ye zarar vermeyi zerre düşünmediğim. Sadece onun tarafında olmayacağım ama onun için savaşacağım da. Bunun benim ve o küçük kız için nasıl sona ereceğini bilmiyorum ama ikimiz de aynı insanın kurbanı olduk ama bana gelen zararın ona da gelmesine izin vermeyi reddediyorum.

Rastgele bir arızanın kızımın hayatına girmesine izin vermeyeceğim ve bu konuda Mia’ya karar hakkı vermeyeceğim. Önce onun geçmişine bakıp sonra onunla buluşabilirim ama buna ben karar vereceğim. Ama o güne kadar oğlum Michael ile kızım Carrie fırtınadan korunacaklar. Onları gelmekte olandan korudum ve gelecek olandan da koruyacağım. Ama tabii ki bunlar bitene kadar ruhlarımız ara ara kanayacak.

Bunları güncel bilgi vermek için yazdım ama bu kadar kafa ütülediğim için özür dilerim. Bazen haftada iki kez terapiye gidiyorum. Bir yardımı olduğundan emin değilim ama daha yeni başladık. Bu nedenle terapiye biraz daha şans vereceğim.

***

Yorum: Çocuklarınla, annelerinin neden artık eve gelmediği hakkında söylediği şeylere değinmeden yaşamaya devam edemezsin. Mia onların kafasına tohumu attı ve bu tohumun icabına bakmazsan, bu tohum yeşerecek. Senin durumunu onlara anlatacak bir aile danışmanı bul. Onları annelerinin yaşam biçiminden koruma hedefini uygun bir şekilde anlatsın. Bu konuda profesyonel yardıma ihtiyacın var.

Mia’ya gelince. Bir daha Mia ile asla ama asla yalnız kalarak görüşme. Bu kadın seni zerre önemsemiyor ve durumu kendi lehine ve senin aleyhine manipüle etme konusunda ustalaşmış biri. Bu artık geçmişte yaptıkları ile alakalı değil. Bu, gelecek için, çocukların velayeti için bir savaş.

Eğer onunla yalnız kalırsan, herkese onu öldürmekle ya da dövmekle tehdit ettiğin konusunda yalan söyleyebilir. Ona saldırgan bir şekilde dokunduğunu, “hoşuna gidiyor mu, neden gitmesin, orospu değil misin” gibi şeyler dediğini iddia edebilir. Sanırım ne demek istediğimi anlamışsındır. Bunu Mia yapmasa bile Rebecca yapabilir ve ona yalnız kaldığınız zaman kendisine kötü şeyler yaptığını ya da tehdit ettiğini söylemesini tavsiye edebilir.

Kendini ve çocukları korumak istiyorsan, bu kadınla bir daha asla yalnız kalmamalısın. Şu an şu haliyle böyle bir şey yapmayacağını düşünüyorsan, seni aldatmaya başladığı zamandaki halini düşün. Bu kadının kim olduğunu bilmediğini aklından çıkarma. Asıl Mia’nın neler yapabileceğini bilmiyorsun. Daha önce de seni böyle aldatabileceği aklının ucundan geçmiyordu. Çocukları sana karşı manipüle etmesi, yapabilecekleri konusunda bir küçük reklam sadece. 

Bu kadın için sana yalan söylemenin son derece normal olduğunu unutma. Daha açık söylemek gerekiyorsa, sen Mia denilen bu kadının umrunda değilsin, bu kadın sana zerre değer vermiyor. Bu kadın anlık zevk hissetmek için, senin hayatını mahvetmekten çekinmeyecek birisi.

Bu kadının sana onca süre yaptığı o şeyi bir insanın sevdiği birine yapacağını sanmıyorsun değil mi? İnsanlar böyle şeyleri, zerre önemsemedikleri insanlara yaparlar. 

Mia’nın tek önemsediği şey kendisi. Eğer istediğini almak için seni mahvetmesi gerekirse, seni gözünü kırpmadan mahvedeceğine emin ol. Yaptığı şey için zerre üzgün olduğunu ya da pişman olduğunu düşünme. Çocuklara bunu neden söylediğini sorduğunda yaptığı açıklamaya bak. Seni suçlamış zira ona seni aldatmaya devam etmesi için bir şans daha vermemişsin! Seni aldatmaya başlamasında ve seni aldatmaya devam etmesinde bile çok iyi bir koca olduğun için seni ve depresyonu suçluyor. Yok efendim öğrendiğinde nasıl davranacağını biliyormuş da, bu da onu daha fazla ve sık ihanet etmeye itmiş de, çok kötü durumdaymış da.

Mia’nın seni aldatmasında herkes suçlu ama  bir o suçlu değil!  Güya bu tercihleri yapmayı hiç istememiş ama hep yapmak zorunda kalmış. 

Bu kadından uzak dur. Bu kadınla buluşmandan tek bir iyi sonuç çıkmayacak. 

***

Merhaba. Bu yorumun benim için çok ama çok anlamlı olduğunu ne kadar söylesem az. Mia ile ilgili söylediklerin tamamen doğru. O yazdıklarımı gece geç saatlerde yazmıştım ve uykuluydum. Tüm yorumları ve cesaretlendirici yazıları takdir ediyorum. Ne kadar çok istesem de, hepsine cevap verecek vaktim yok. O nedenle cevaplamak için senin yorumunu seçiyorum. En son güncelleme üzerinden birkaç ay geçti ve işler biraz daha oturdu.

Mia’yı görmeye gitmem ve ona meydan okumam embesilceydi. En azından, konuşmayı kayda almalıydım. Mia bana iftira atsa, anne ve babasının onun tarafında olmayacağını düşünmek isterim ama sonuçta Mia onların kızı. Bildiğim kadarıyla Mia’nın yaptıkları onların da midesini bulandırıyor ve tam bir hayal kırıklığı içindeler. Mia’nın yaptıkları, torunlarının hayatını darmadağın etti ama sonuçta Mia onların çocuğu ve ona sadık olacaklardır. Bugünden itibaren bunu aklımdan çıkarmamam gerekiyor.

Aynı zamanda çocuklarla şimdi konuşmam ve boşanmayı onlara açıklamam gerektiği konusunda karar vermeme yardımcı olduğun için teşekkür ederim. Dediğin gibi, yardıma ihtiyacım olacak ve bunu hemen şimdi ayarlayacağım.

Nadia ile telefondaydım ve bana önerdiği terapistleri aramama bile gerek kalmadan, Nadia’nın elemanları arama yapıp Perşembe okul sonrası terapiyi ayarlamışlardı bile. Bu zor olacak. Ağlayacaklar ve ben de ağlayacağım. 

Birinci hedefim, Mia ile benim artık bir arada olmayacağımızı öğrenmeleri. İkinci hedefim, buna onların neden olmadığını anlamaları. Son hedefim de, bu olanların benim suçum olmadığını da anlamaları. Doğru ya da yanlış, kendimi onların ve diğer insanların gözünde yükseltmeliyim. Bütün bu olanların çocuklar ve diğer insanlar tarafından nasıl algılandığını Mia’nın kontrol etmesine izin veremem.

O sabahtan sonra Rebecca’yı bir daha görmedim ama arka planda olduğuna ve Mia ile iletişim kurduğuna eminim. Yine eminim ki, Mia’ya destek vermeyi pozitif bir şey olarak görüyordur. En yakın arkadaşı için kim yapmaz ki? Bunu düşünmek bile beni deli ediyor. Sadakat benim için çok önemli ama bir arkadaşının kocasını aldatmasında sadakat göstermek ve o arkadaşın kurbanlarına zerre empati duymamak sadakat falan değil. Becca hiç suçluluk ya da pişmanlık duyuyor mu merak ediyorum ama aslında umrumda olmaması lazım ve umrumda da değil.

Mia’ya göre bu olanlar o hariç herkesin suçuydu. Güya bu kararları vermeyi hiç istememişti ama başka seçeneği kalmamıştı. Mia ile geçirdiğimiz bunca sene boyunca, şu son zamanlara kadar, bir kere bile narsist eğilimler göstermediğine yemin ederim. Ama dikkatleri kendi yanlışlarından uzak tutmak için herkese parmak uzatıyor. Ama tabii görünen o ki Mia, benim bildiğimden çok daha manipülatif bir insan. Geçici narsizm diye bir şey var mı ya da yetişkin biri sonradan narsist olabilir mi bilmem. Birçoğunuz benim çok saf ve enayi biri olduğumu düşünüyor olabilir ama bugün karşımda duran Mia, benim daha önce hiç bilmediğim bir insan.

Geriye doğru baktığımda Mia’nın Michael’in doğumu ile beraber değiştiğini görüyorum. Doğum sonrası depresyonuna baktığımda, hayatımızın oradan itibaren bugünkü cehenneme doğru yokuş aşağı gittiğini görüyorum. O zaman nasıl davransam bugünkü durumda olmazdım diye kendime sorup duruyorum. Daha tatlı sert mi davranmalıydım mesela? Onu hayatın gerçekleriyle başa çıkması konusunda zorlasa mıydım? O zaman seçeneklerim vardı ve görünen o ki yanlış tercihler yaptım. Ama bugün bile o zamandan daha fazla nasıl yardım edebilirdim diye düşünmeden edemiyorum. Bana her ihtiyaçları olduğunda, onun ve Michael’in yanında oldum. Görünen o ki birçok şeyi daha başka şekilde yapabilirdim ama daha iyi seçenekler nelerdi bilmiyorum.

Şimdi ileri doğru planlarım şunlar: Terapiye devam edeceğim. Düşüncelerim ve duygularım konusunda daha açık olacağım. Bu öyle zamanlar hızlıca geçer gibi bir durum değil maalesef.

Bundan sonra da çocukları hem bensiz hem de benimle terapiye göndereceğim. Mia ile çocuklar arasındaki bağı onarmak gibi bir niyetim ya da sorumluluğum yok. Gelecekte yapmak istediğim şeylerden biri de, Carrie’nin annesi gibi bir kadına dönüşmemesini sağlamak. Bu hedef bana bir miktar odak verdi. Onun annesinden nefret etmesini sağlamaya niyetim yok ama gerçekleri de tatlı yalanlar arkasına saklamayacağım. İsmimi Carrie’nin doğum belgesinden sildireceğim ama dün, Carrie’nin velayetini almak istediğime karar verdim. 

Mia’nın fiziksel olarak iyileşmesi çok uzun zaman alacak ve bir sürü tedaviye ve muhtemelen birkaç ameliyata ihtiyaç duyacak. Bu süreçte Carrie’ye bakabileceğini sanmıyorum. Geçen hafta bu görevi, boşanma tamamlanana kadar Mia’nın anne ve babası üstlendi. Carrie’nin velayetini alacağım. Mia’nın veya ebeveynlerinin tutacağı hiçbir avukat, Nadia ve firması ile boy ölçüşemez. Carrie’ye zarar gelmesini engellemek için Mia’yı mahvetmem gerekirse, bunu yaparım, problem değil.

Daha önce söylediğim gibi, iştahım hiç de iyi değil. Şişman olmamama rağmen geniş biriyim. Geçen hafta bir iş arkadaşımla spor salonuna gittim. Monoton bir şey ama eğitmenlerden birisi bana her Pazartesi sabahı grup çalışması olduğunu söyledi. Açık alanda traktör tekeri çevirmek, ağır halatlarla kamçılamak, koşu gibi aktiviteler varmış. Kızgınlığımı bir dambıldan çıkaramıyorum ama kocaman bir traktör lastiğinden çıkarabileceğime eminim. Mia’yı bastığım yatağı tersyüz ettiğimi düşüneceğim. Spor hocasına gelecek haftadan itibaren en az 4 seans geleceğime söz verdim. Belki 15 dakikada pestilim çıkacak ya da o traktör lastiğini gökyüzüne savurduğum için yeni lastik bulmaları gerekecek. Ne olacağını göreceğiz.

Zaten yapmayı düşündüğüm şeyi onayladığınız için teşekkür ederim. Mia ile kirli dövüşeceğim. Anne Ayı ve arkadaşı Goldilocks’a karşı Baba Ayı moduna girdim. Evet Rebecca sarışın olanı ve ormanın yarısına veren bu yalancılarla uğraşacağım. İkisinin de nasıl birer şeytani cadı olduğunu ifşa edeceğim. Daha önce öğrenmeleri ama öğrenmedikleri şeyi, uyuyan ayıyı uyandırmamaları gerektiğin, onlara acı yoldan öğreteceğim.

Sonraki bölüm: Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 5 – Boşanmadan Önceki ve Yeni Hayat

Tüm seri:

Vaka çalışması – İnat ettik birbirimizi aramıyoruz

Tinder’da bir kızla tanıştım ve iyi geçen iki buluşmadan sonra, üçüncü buluşmamızda birlikte olduk.

Eğer birlikte olacaksanız bu ortalama olarak ikinci ya da üçüncü buluşmada olur.

Birlikte olduktan sonra beraber yataktayken bana, oldukça toksik bir ilişkiden yeni çıktığını ve eski sevgilisini tam olarak atlatamadığını söyledi.

Güzel. Önden önemli bir bilgi almışsın. Tinder ya da Bumble gibi uygulamalarda bu tip yeni ilişkiden çıkmış kızlarla çok karşılaşırsınız. Sıklıkla, çıktıkları ilişkiye geri dönerler yani bir süre bu kıza uzun süreli ilişki yatırımı falan yapmasan iyi edersin. BEğer ciddi ilişki taleğ ederse bahaneni de sana bahşetti. “Güzelim, senden hoşlanıyorum ama yeni ilişkiden çıkmışsın,  eski sevgilimi atlatamadım diyorsun yani seninle görüşmeye devam etmek istesem de ciddi ilişki için çekincelerim var, zamana bırakalım” diyebilirsin.

Bu eski erkek arkadaş mesela kızı terk etmiş olabilir ve kızı terk ettikten sonra dışarıda umduğunu bulamazsa geri dönebilir ve o zaman kız muhtemelen koşa koşa ona gider.  Ya da kendi terk etmiştir ama mesela aldatma, fiziksel ya da duygusal şiddet yüzünden terk etmiştir. Adam gelir kızı ben değiştim diye ikna eder, kız adama gider.

Aslına bakarsanız, eski sevgilisi ve iliişkisinden bahsetmese bile, eğer bir şekilde yeni ayrılmış bir kadın hemen Tinder’a dalıyorsa, onun uzun süreli ilişki için uygunluğundan şüphe etmenizi tavsiye ederim. Yani normali en az 2-3 ay yalnız kalıp eski ilişkinin duygusal yükünü atlatmaktır

Adam kızı aldatmış ve kız da bu bardağı taşıran son damla diye terk etmiş. Sanırım ilk aldatması değil.

Adamı hala seven ama küçük düşürülmekten bıktığı için mantıksal olarak ilişkiden çıkan bir kız. Muhtemelen duyguları yoğun. Unutma, kızı ilk aldatması değil. Yani kız adamı daha önce de affetmiş. Şimdi neden affetmeyecek?

Daha üçüncü gecede ve ilk seksten sonra, kızın duygusal yaralarını sizinle paylaşması birçok erkeğe çok şirin geliyor. Oysa bu, sizin bir çeşit shit test olarak algılayıp çekince koymanız gereken bir hareket. Kadın bilinçli veya bilinçsiz, Mr. İyi Çocuk – Beyaz Şövalye olup olmadığınızı test ediyor. Buna dayanmak biraz güç, zira direkt olarak sizin koruyucu / kahraman içgüdünüze oynuyor ama dayanmanız lazım.

Ona, eski erkek arkadaşının onu hak etmediğini, o adamdan daha iyisine layık olduğunu söyledim. Hatta, o adamla görüşüyorsa görüşmemesini tavsiye ettim.

Oh boy. Zokayı yuttun yani. Bu dediğin yanlış değil ama bunu kıza terapisti ya da yakın kız arkadaşları söylemeli. Fakat senin bu bağlamda söylemen iki açıdan facia:

(1) Kızın kim olduğunu bilmiyorsun, onu hak etmediğini bilmiyorsun! Belki de tam olarak bu adama layık bir kız. Bunu söylediğinde farkında olmadan kıza yalakalık yapmış oluyorsun. Kötüsü, bunu kız bile hisseder.

(2) Dolaylı olarak beni al, onu alma diyorsun yani eski erkek arkadaş ile kendini karşılaştırıyorsun.

(3) Hemen mr. beyaz şövalye moduna girdin ki bu, itici iyi çocuk modudur. Kız muhtemelen kötü çocukları çekici buluyor. Bu konuda sana ipucu vermişken tam tersi iyi çocuk olunca seni çekici mi bulacak, itici mi?

Bakın bu filmlerde çalışan bir senaryo. Piç adamın acı çektirdiği kadını sen daha iyisine layıksın diye film boyunca ikna eden, sabırla bekleyen ve film sonunda da kızın “ya ben tabii daha iyisine layığım, daha iyisi de sensin tontiş” diye iyi çocuğu seçtiği filmlerin senaryosu. Ama gerçek hayatta tam tersi etki yapar.

Bu arada götlük yapın demiyorum. Yani dinleyin, yorum yapmayın. Gözlemleyin. En fazla “üzücü bir durum” deyin. Bu kızın kim olduğunu bilmiyorsun. Güzel olabilir, 3 buluşma iyi geçmiş olabilir ama bu kızın kim olduğunu bilmiyorsun. Belki de tam olarak öyle bir adamı hak ediyor. Bilmiyorsun.

Burada birçok erkek, kız eski erkek arkadaşına dönecek korkusu ile o adamı karalamaya çalışır ama bu hemen her zaman ters teper. Kızı kendi haline bırakın, o adama gidecekse gitsin. Kendi başına aldatan erkekten kopamayan kızı kız arkadaş mı yapacaksınız?

Burada sadece dinlesen ya da basit medeni yorumlar yapsan 10 kat çekici olurdun.

Bu eski erkek arkadaş alarmını göz ardı edip ertesi gün bir buluşma daha ayarladım. Ama akşam (2 gün sonra buluşacaktık) bana “ilişkilerden yorulduğunu ve bir süre ilişki istemediğini” söyleyen bir mesaj attı.

Bu, seninle ilişki istemiyorum demek.

Ama eğer o zaman biriyle değilsem, birkaç ay sonra bir mesaj atmamı söyledi.

Hahahaha 😀 Sana “ben kimseyi bulamazsam ya da eski ile olmazsa kendini bir hatırlat, seni unutacağım için aklıma gelmezsin” diyor gibi gelebilir ama aslında senin aramanı istemiyor. Sadece tamamen ümitsiz hissettirirse seni kıracağını düşünüp, daha merhametli olacağını düşünerek bir kırıntı atıyor. Maalesef asıl bu acımasız zira birçok salak oğlan gerçekten bir ümit var diye 2-3 ay bekleyip duruyorlar.

Ona onu yeniden görmek istediğimi ama oturup onu beklemeyeceğimi söyledim. “Sonra da fikrin değişirse beni ara” dedim.

Harika bir mesaj. Ama bunun arkasında duracak kadar erkek olman lazım. Yani bu kız arayana kadar bu kızı silmen ve kesinlikle aramaman lazım. Zira şunu demesen de arasan bir birim iticileşecek olsan, şunu dedikten sonra arasan yüz birim iticileşirsin. Erkek adam sözünün arkasında durur.

Fakat birkaç hafta sonra, zayıf bir anımda, ona mesaj attım.

İyi halt ettin. Bazen gerçekleri görmek bile tek başına bunları engeller. Sen mesela, kız sana o sözleri söylediğinde, “seni bir daha görmek istemiyorum, kendine iyi bak” demek istediğini anlasan, bir umut kırıntısına sarılıp zayıflamazdın. Şimdi ise duygusal olarak çok zayıf biri olduğunu gösterdin ki zaten muhtemelen seni bundan bıraktı. İlişkileri bıraktığını varsayıyorsan oldukça safsın.

Neden duygularına kapıldın? Muhtemelen hayatına giren ve bir kere seks yaptığın bu kız harici, hayatında fazla renk yoktu ve kız hayatından çıkınca eski gri hayatınla başbaşa kaldın. Ondan sonra biriyle karşılaşamayacağından korktun. Fakat araman tüm bunları kadına yansıtır ve tercih edilmeyen, hayatında bir kadın hariç renk olmayan adamlar genellikle kadınların tercih edecekleri erkekler değillerdir.

Buluştuğumuzda benden o mesajı için özür diledi ama henüz ilişki istemediğini yine belirtti. 

Şaşırdık mı? Bu lafı bir kadından bu kadar erken duyma sebebin, kadından daha fazla ilişki öncelikli olman.  Muhtaç davranışlarını frenleyemeyen erkekler genellikle hoşlandıkları bir kadın yüzlerine güldü mü, onu ilişkiye kilitleyip başkasına kaçmasını engellemeye çalışırlar. İlişki nasıl bir kafes olacaksa artık? Şimdi burada Mr. Kötü Çocuk eski erkek arkadaş olunca senin korkular daha bir yoğun tabii. Ama bu yaptıkların genelde kadını, başkasına iter, sana çekmez.

Ona sakin ve kendinden emin bir ses tonu ile, bir ilişki biterse arkamı dönüp gidebilecek kadar özdeğere sahip olduğumu, hayatın bolluk olduğunu söyledim.

İlişki? 3 kere buluştunuz, bir kere yattınız ve kız sonra seni bir daha görmesem iyi olur dedi şeysi mi ilişki? Ayrıca bunlar lafla söylenmez, yapılır. Lafta arkanı dönüp gidebileceğini söylüyorsun ama bunu yapamadığın için orada otururken söylüyorsun!

Bugün de senin için utandık. Buralarda öğrendiğiniz laflar kızlara papağan gibi tekrarlamak için değil yapmak için! Tek başına komik ama zaten beceremediğin şeyi böbürlenmeye çalışman trajikomik.  İğne olurken hüngür  hüngür ağlayan çocuğun ben iğneden korkmam, iğne acıtmıyor ki demesi gibi.

Arkanı dönüp gidebileceğini söyledin ve buna ancak 3 hafta dayanabildin.

Hayran bir şekilde benim çok güçlü biri olduğumu söyledi.

Hahahaha :)) Tabii ki.

Bütün buluşmada bana yakınlaşmaya çalıştı, el ele tutuşmalar, gözlerimin içine bakmalar, vs. Bana beraber olduğumuz akşamın harika olduğunu sözledi. Öpüştük ve biraz yiyiştik.

Bak şu işe. Rabbin bir mucizesi mi gerçekleşiyor?

Ama başka bir mekana geçerken birden benden uzaklaştı, ele ele tutuşmak istemedi. Sanırım ilişkilerden uzak durmak istediği aklına geldi.

Mucize gerçekleşmiyor. Bence tam tersi kız biraz yavaş, jeton yeni düşüyor. Yani ilk başta laflarını yuttu ama sonra birden lafta var olan adam olmadığını, zayıflık gösterip onu aradığını hatırlamaya başladı.

Sonraki iki hafta boyunca mesajlaştık.

Hah, bir kızın pipisiz mesaj arkadaşı olman eksikti, o da oldu. Buluşma? Yoksa gelmiyor mu? Sen de bir umut mesajla ısıtmaya mı çalışıyorsun?

Bu süreçte karizmamdan, özgüven yansıtmaktan ödün vermedim.

Karizma karizma yalvarınca, karizma karizma pipisiz mesaj arkadaşına dönünce, özgüven dolu bir şekilde sözünün arkasında duramayıp tükürdüğünü yalayınca karizma ve özgüven dolu biri olmuyorsun. Tam tersi oluyorsun.

Gitar çalıyorum ve bir mesajlaşmamızda görüntülü konuşmaya geçip ona gitar çalmamı istedi. Ben de “öyle olmaz, yarın birer bira kapıp bana gel, öyle dinle canlı canlı” dedim. “Yemek de yaparız” diye ekledim.

Bu hafta mümkün olmadığını ama gelecek hafta gelmeyi çok istediğini söyledi.

Fena değil ama bu bağlamda bakalım gelecek hafta gelmeyi ne kadar isteyecek.

Bu son konuşmamızdı. 2 hafta oldu. Birbirimizi ghostladık.

Hayır, kız seni kendi haline bıraktı zira dayanamayıp 2-3 hafta içinde arayacaksın nasıl olsa. Böylece hem evine gelmek zorunda kalmayacak hem de seni 2 – 3 hafta görmeme imkanı olacak. Bir uydu erkek, pipisiz mesaj arkadaşı olarak belli bir değerin var ki mesajlaşıyor ama sen dayanamayıp onu arayacağın için, bu hizmetini kaybetme ihtimali de yok.

Bu arada tabii daha erkek gibi davranan bir erkek bulacak boş zamanı oluyor.

Bak, bir kız arkadaş istiyor olabilirsin, bunda bir problem yok. Ben bir kadından daha ilişki öncelikli olmayın derken ilişki istemeyin, basın geçin demiyorum. Burası çok yanlış anlaşılıyor. Spesifik bir kadın ile etkileşiminizde, o kadınla ilişkiye dalmaya öncelikli olmayın. Bırakın o sizi ilişkiye çeksin diyorum. Yoksa “hayır ben kısa süreli ya da paralel bir şey istemiyorum, tek kadınla ilişki istiyorum” diyorsan eyvallah. Ama bu kadından gelmeli zira işin doğal hali bu. Kadından gelmediği zaman senin kadın rolüne bürünüp ilişki zorlaman, seni itici yapar.

Ayrıca, bu kadın o kadın değil birader. Toksik ilişkiden yeni çıkmış ve sanırım eski erkek arkadaşı aldattığı için sadece eski erkek arkadaşın toksik olduğunu, bu kızın toksik olmadığını varsayıyorsun. Bunu bilmiyorsun. Daha önemlisi, kız kafamı o adamdan kurtaramadım diyor. Bu nedenle bu kız o kız değil. En azından önümüzdeki aylar boyunca. Tabii adama dönerse aylar, yıllar olabilir.

İlk pozisyonunu korusan yani “ben niye seni arayacağım, sen fikrini değiştirirsen beni ara” pozisyonun çok doğruydu ama arkasında duracaktın.

Ben ona ulaşmayacağım. Ona beni özlemesi için bensizliği hediye ediyorum. Özlerse ve ararsa bakarız. Aramazsa sorun değil.

Güzel laflar, ama uygulaman lazım. Daha önce de böyle konuştun ama 2-3 haftada dayanamayıp aradın.

Aslında başından itibaren zayıf davrandım. Seks yaptık ama o zamana kadar ondan daha fazla mesajlaşma başlattım.

Evet hiç de iyi bir fikir değil.

Sorumu, seni kızdırmak pahasına da olsa sormak istiyorum. Ona ulaşıp son bir kez şansımı deneyeyim mi?

NEIN! Birader bu kafa yapısıyla geldiğin noktaya bak! 3 buluşmada seks yaptığın kızın, 3-4 haftalık pipisiz mesaj arkadaşına döndün. Seni bu küçük düşürücü pozisyona getiren şeyi daha fazla yapınca ne olacak sanıyorsun?

Sana bir daha ulaşacağından şüpheliyim ama eğer ulaşırsa, bu aşamada en az 3-4 kere tüm ilk ulaşmaları o yapacak. Yoksa buluşma teklif etmeyeceksin ve uzun uzun mesajlaşmayacaksın.  Bu arada madem Tinder kullanıyorsun, başka kadınlarla da buluşmayı hızlandır.

Son bir kez denesem ne kaybederim? Beni zaten istemiyorsa, istememeye devam edecek.

Kaybedeceğin şey, sadece onun onayı değil. Seni istemeyenin peşinden attığın her adım, senin kendi özdeğerini ve özgüvenini düşürür. Böyle adımlar yani tükürdüğünü yalayarak attığın adımlar, çok daha fazla düşürür. Kendi ruhunu yaralar, kendi gözünde küçük düşersin. Yapma.

Bana inat ettik aramıyoruz birbirimizi gibi geliyor. Sanki onu aramamı bekliyor gibi.

Birader kadın senin aramanı beklemiyor, bu pısırık zaten dayanamayıp arayacak, bu arada işime bakayım diyor.  Bu “beklentiyi” doğrulama bir zahmet.

Biz buna hipergami diyoruz bro

Dün Youtube yorumlarında, buram buram başa çıkma mekanizması kokan şöyle bir yorum gördüm:

“Üzgünüm kadın sevilmeyi, değer verilmeyi hak eden bir varlık değil. Zekanla tavlarsın, işini görürsün, çocuğunu doğurur. Ben çok istedim kendi dengim bir kadın bulup aşık olayım, ama yok maalesef.”

Türkçesi: Kadınlar beni sevilmeyi ve değer verilmeyi hak eden biri olarak görmüyorlar.

Bu adamlar “dengim” dedikleri ve aslında yanılıp şaşırıp yüzlerine gülen bir kızı buldular mı, önünde secdeye varırlar. Böyle acılarıyla başa çıkma mekanizması olarak seçtikleri büyüklenmelerine bakmayın. O kızla karşılaştılar mı salya sümük peşine düşerler. Uzun süre bir aşırı uçta kalmak, çoğu zaman, diğer aşırı uca savrulmayla biter. Böyle büyüklenmeler, aslen kadınlara aşağıdan bakmanın kinini bastırmaya yararlar ama bunun bedeli dediğim gibi uçlarda savrulmak.

Neyse, bunu instagram hesabımızda paylaşınca biri şöyle bir yorum yapmış:

Türkiye’de böyle. Ortalama bir kadın ile birlikte olmak için ortalama üstü bir erkek olmak gerekiyor. Kadınların çıtası çok yüksek. Çünkü talep çok, erkek çok.

Ben de şöyle cevapladım:

Türkiye’de böyle diyenler demek ki tüm dünyada böyle olduğunun, durumu en kötü olan ülkelerin de Anglo sakson Batı ülkeleri olduğunun (bir de Japonya) farkında bile değiller. ABD incel dolu, yabancı forumlar aynen bunlarla dolu. Hepsinde de yeni gelenler aynı şekilde başlıyorlar: X ülkesindeyim, benim ülkemde durum çok kötü, ortalama bir kadın için ortalama üstü erkek olmak gerek bla bla. Hayır, şu lafın kendisi bile Türkiye’ye ABD’den ithal yahu!

Cevap ise konunun tamamen dışına çıkan ama aslında konuşmak istediğim şey:

Kadınların ortalama bir erkek istemediğini bilmiyor olamazsınız. Hipergami diyoruz buna. Hemşire, doktor koca istiyor, hostes pilot koca istiyor.

Hemşire, doktor koca istiyor, hostes pilot koca istiyor klişesi ilk nerede yazıldı bilmiyorum ama bu ikiliyi (sıklıkla avukat savcı istiyor gibi bir ekle) sürekli olarak duyuyorum. Birçok erkek fikir beyan ettiğini sanarak bu propaganda vari sözleri papağan gibi tekrarlıyor.

Manosphere denilen camiada, bu hipergami kavramının olmadığı günleri özlüyorum. Kavramı bazı şeyleri açıklamada faydalı ama son yıllarda artan oranda, kadın üstünlükçü yenikliği besleyen bir şeye dönüştü.

Kadınların ortalama bir erkek istemediğini bilmiyor olamazsınız ne yahu? Ee? Biz erkekler de ortalama kadın istemiyoruz. Kimin ne istediği değil ne aldığı ya da alabildiği önemli. Gerçek hayat diyoruz buna. Sen de bıraksan manken gibi güzel ama iyi karnıyarık yapan bir kadın istiyorsun ama ona erişimin ne kadar? Doktorlar doktorlarla evleniyorlar, hemşire ile evli kaç doktor biliyorsunuz? Vardır ama ben hiç bilmiyorum mesela.

Bu kadın üstünlükçü düşünce nereden geliyor anlamaya çalışıyorum. Kırmızı hapın bir kısmı şu an feministlerden daha fazla kadın üstünlükçü maalesef. Sanki kadınlara yalaka bir sevgi ile, masum melek gibi tapmayı bırakıp, kindar bir öfke ile şeytanlarmış gibi tapmaya geçmiş gibiler.

Kırmızı hapın önemli bir kısmı, erkeği kadınların fedakar ve güçsüz melekler olduğu, erkeklerin ise ataerkil sistemin piyonları olarak kadınları ezdiği ve bu nedenle kadınların ilgisi, sevgisi veya sadece esenliği için omurgasız efendi erkeklere dönüşmeleri gerektiği yalanının fişinden çekiyor AMA kadınların fırsatçı ve güçlü şeytanlar olduğu, erkekleri ezdiği ve bu nedenle erkeklerin kadınlara bir çeşit düşman ya da rakip gibi davranmaları gerektiği yalanının fişine takıyor.

Yahu Allah’ın Ortadoğu ülkesinin kadınları bizimkiler, aynen bizim gibi. Elf değiller. Ortalama üstü adamı kim kaybetmişte bizimkiler bulacak?

Uzun süredir bu manosphere diyarının eski basit halini özlüyorum. Olabileceğin en iyi versiyonun ol, efendi erkek olma, piç de olma erkek adam ol, spor yap, iyi giyin, sosyal ol vs. Biraz da oyun. Çaba gösteren her erkeğin ulaşabileceği şeylerdi ve iyisi de, onca sene forumları takip ettim, 2010 – 15 öncesi, öfkeli kadın düşmanına dönüşen hiç kimseyi hatırlamıyorum. Biz de yapabiliriz zihin yapısı hakimdi, biz yanlış öğrendik ama doğrusunu öğrenebiliriz duruşu hakimdi.

Geriye dönüp baktığımda, her ne kadar asıl anlamlarında mantıksız bulmasam da, negatif ve yenik kafa, alfa erkek – beta erkek ayrımı ve hipergami ile yayılmaya başladı. Hipergami erkeğe erkek adam olarak kalması gerektiğini hatırlatan bir doğal güçten, kadınlar en iyisini ister, en iyisi değilsen bittin gibi yenik bir kafaya evrildi. Erkeklerin %20’si alfa o zaman %80 beta diyerek insanların %20’ye girme stresine girdiği günler iyi günlerimizmiş. Zira bu yetmemiş olacak ki, Kongo Dandy kılıklı, Kevin Samuels denilen çakma yüksek değerli erkek geldi ve olayı daha da sıçıp batırdı.

Congo Dandy denilen şeyi biliyor musunuz? Afrika’nın sefalet içindeki mahellerinde yaşayan, varlarını yoklarını pahalı bir takım elbiseye yatıran siyahi erkekler. Arka plan sefalet ama tüm giyim ve tavırları ile asalet yansıtmaya çalışan adamlar. Kevin Samuels de 34 yaşında ayda 800 dolar kazanan bir loserdan (2800 Dolar kazanan karısından boşanma kayıtlarından çıkardılar) arada hiç başarın olmasa da başarılı biri gibi giyinip davranarak 54 yaşında bir internet fenomenine dönüşebileceğini gösterdi. İyi konuşmaktan ve internet virali olmaktan başka bir başarısı var mıydı? Ben duymadım. Duyan varsa yazsın.

Samuels, birçok kadına gerçeklik testi yapması ve erkeklere bir standardınız olsun mesajı hariç bildiğin “bize vermeyen kaltaklara nasıl koyuyor” tarzı intikam pornosu yapıyordu. Yanlış anlamayın. 20’lerine gelmeden duvara çarpmaya başlayan, oldukça saçma bir hayal dünyasında yaşayan ABD, özellikle de siyahi ABD kadınlarına söyledikleri doğruydu. Ama bu abi yüksek değerli erkek diye bir şey icat etti ve öyle popülerleştirdi ki, artık Rollo Tomassi bile alfa erkek lafını bırakıp bu yüksek değerli erkek kelimelerini kullanamaya başladı.

Şimdi yüksek değerli erkek olmak kötü bir şey değil ama yüksek değerli erkek ile ilgili içeriğe baktığınızda, tepe %1 içinde olmaktan bahsediyorlar! Pratikte bahsettikleri erkek tipi ise tepe binde bir!!

Bu tabii, uzun süredir disiplinden uzak, rüzgarda bir yaprak gibi savrulan, amaçsız kitlelere çok çekici geliyor ama eskiden verilen pozitif mesajın aksine yüksek değerli erkek mesajı, tepe %1 – %0.1 içinde olmalısın yoksa kadınlar sana bakmaz gibi bir yan anlama sahip. Bence “kadın en iyisini ister, alfalar siker, betalar seyreder” azgınlığında başlayan yılmış, yenik, kadın üstünlükçü yığınları 100 kat daha yılgın, yenik ve kadın üstünlükçü yapar.

Bu yüksek değerli erkek fenomenin bir de sigma erkek versiyonu var ki evlere şenlik. Sigma erkek kadınları umursamaz, peşinde koşturur, sosyal hayatta yer almaz, alfa erkek hiyerarşisinin dışındadır, yalnız kovboydur, ateş osurur, kokusu kadınları sinek gibi çeker, zart zurt. Yani bunun kadınlar konusunda kaybeden, zerre disipline ve sosyal beceriye sahibi olmadığı için sosyal hayatta ve iş hayatında düşük pozisyonda olarak kaybeden erkeklere, “kar tanem, pırlantam benim, sen kaybeden değilsin, atanamamış sigma erkeksin” hayali sattığını görmemek için, 18 yaş altı, çok genç bir erkek olmak lazım. Yalnızsın, çünkü sigmasın. İşin boktan çünkü sen sigmasın, iş yaşamının dışında bir pırlantasın. Sosyal alandan dışlanıyor musun, sosyal özürlü değilsin tabii, o anlamsız boş lak lak ile hayatlarını harcayan normal insancıklar anlamaz ama sen aslında sigmasın.

Her neyse şu hikmetinden sual olunmaz kadın hipergamisine gelelim.

Arkadaşlar, bir kadının hipergamisi onun kapasitesi ile sınırlıdır. Siz de çok güzel, çok alımlı ama aynı zamanda çok iyi anne, vs. bir kadın hayal ediyorsunuz belki. Ama hayalinizdeki kadın gibi biriyle olmayacaksınız ve bu da sizi o kadar mutsuz etmeyecek. Kapasitenizi tabii ki arttırın, olabileceğiniz en iyi versiyonunuz olup alabileceğinizin en iyisini alın ama Allah aşkına, kendi kapasite sınırlarınızın acı şekilde ve sürekli farkındayken, kadınların böyle sınırları olaymayan, hikmetli yaratıklar olduğu saçmalığını da kafanızdan atın.

Çünkü talep çok, erkek çok.

Toplumda kadın erkek sayısı eşit. Erkek çok falan değil.

Başka bir kadın üstünlükçü, siyah hap bilgeliği:

Sadece Türkiye’de değil dünyada böyle. Ortalama bir kadınla birlikte olmak için ortalama üstü bir erkek olmak gerekiyor (ortalamadan daha uzun, daha zengin, daha yakışıklı, daha statülü). Aksi taktirde kadınların hipergamisi tatmin olmuyor.

Ortalama bir kadınla birlikte olmak için ortalama üstü bir erkek olma gerekliliği, erkek ortalamasının kadınlaşmaya kaymasından kaynaklanıyor. Ortalama bir erkeğin, normal bir erkek adamın çok altında olmasından kaynaklanıyor. Erkeklik eksikliğini tiple, parayla doldurmaktan bahsediyor. Erkeklikle dolduran daha çok iş yapar.

Kötüsü, bu çocukların ortalama kadın dediği de ortalama kadın değil, ortalama üstü. Daha önce defalarca söylediğim gibi, kadınların çoğu gibi erkeklerin çoğu da, kadınların %80’ini görmüyor. Özellikle tip olarak tepe %20’nin ortalamasını alıyorlar. Ya da sosyal medyadaki kadın aktivitesinin %80’ini yapan, kadın nüfusunun %20’sini.

Mesela son 3 yıldır yaptığım görüşmelerde sıklıkla ekran görüntüsünden mesajlaşma değerlendiriyorum. Bana mesajlaşma değerlendirmesi yaptıranların ezici çoğunluğu, yapayalnız, yıllardır kadınlardan uzak ve zaten tüm hayatı boyunca pek kadınla olmamış adamlar. Buna rağmen mesajlaşma ekranında gördüğüm kızların ortalama üstü güzelliği dikkatimi çekti. Yani tamam, HB8 kıza da yürüyn HB9 kıza da. Ama açıkça söyleyeyim bu erkeklerin tam paket cinsel pazar değer ortalaması 4/10, bana gönderdikleri mesajlaşma pencerelerindeki kızların ortalaması HB7.5 veya 8.  Uzun yıllardır gördüğüm bir şey. Bir erkek kadınlarla ne kadar başarısız ise, gözü o kadar çok, en güzeller grubuna odaklanıyor. Çoğu erkek, kadın nüfusunun %10’una yürüyor sanki. Bildiğiniz gibi bir de bu adamlar sosyal özürlü olduklarından, sosyal medyaya mahkumlar ve burada da en öne çıkan grubun narsisizm skalası da çok yüksek.

Bir arkadaş bu yazışmalarda şu mesajı atmıştı:

abi maskulenlik sayfalarından toksik olmayan bir sensin gibi, bir de skeptico vardı eskiden. gençlerin yanlış maskulenlesmesi feminenlesmesinden daha büyük tehlike bence.

Gençler yanlış maskülenleşmekten ziyade maskülenite sayfası ayağına daha da feminenleşiyorlar. Sorumluluğu karşıya atan, mağdur edebiyatına boğulmuş, materyal ve görsel kazanımla çekici olmaya çalışan insanlara dönüşüyorlar. Kırmızı hapın bu damarı daha çok incel yaratır, erkek adam değil.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 1 – İyi çocuk benliğimin yanıp kül olduğu günler

Bu hikaye, 2 çocuklu sadık, iyi bir baba olan kocanın, karısı başka bir adamla basmasıyla beraber ortaya çıkan korkunç yalan, aldatma ve sapkınlık sarmalının, mahvolan hayatını yeniden toparlarken, artık eski karısı olan kadına nasıl beklenmediği bir bedel ödettiğinin hikayesi.

İhanet ile biten evlilik

Bu hikayeyi konuşabileceğim kimse yok. Aslına bakarsanız, aldatılma hikayemi yazma sebebimin, tavsiye almak mı yoksa tavsiye vermek mi olduğunu bile bilmiyorum. 2 çocuklu, sakin ve mutlu bir hayatı olan bir erkek iken, tüm o hayatım bir anda yıkıldı ve başa çıkmakta oldukça zorlandığım bir kabusun içine düştüm. Şu an ne yapmam gerektiğini, doğru davranışın ne olduğunu bilmiyorum.

Sanırım, bu satırları bir hastane odasından yazmakta olduğumu belirtmem iyi olacak. Dün sabah 7:30 civarında, karım ve ben çok ciddi bir trafik kazası geçirdik. Ben birkaç sıyrık ve morluk ile atlattım ama Mia, karım, o kadar şanslı değildi. Göçük bir omuz, kırık bir köprücük ve üç kaburga kemiği ve çökmüş bir akciğer ile biraz ötemde yatıyor. Durumu ciddi olsa da, doktorlar tamamen iyileşmesini bekliyorlar ama şu an oldukça ağır bir şekilde uyuşturulmuş vaziyette.

Bütün bunları telefon ekranından yazmak oldukça zor ama şu an yazacak dünya kadar vaktim var. Aslında yazmak için bir isteğim yok ama biliyorsunuz, eğer evliliğimde bir problem olmasaydı, buraya yazmazdım.

Karımın beni aldatacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Şu an çok kötüyüm, kalbim çok kırık. Bir parçam yok olmuş gibi, kendimi yarım hissediyorum. İşin en üzücü yanı ise, o parçamın hemen bir metre ötemde yatıyor oluşu.

Son 3 aydır aramızın açılmakta olduğunu hissediyordum ama bunun neden olduğunu bulamamıştım. İkimiz de 34 yaşındayız. Çocukluktan beri tanışıyoruz ve liseye başladıktan sonra çıkmaya başladık. Birlikteliğimiz üniversite yıllarımızda da devam etti.

Mia, hayatım boyunca birlikte olduğum tek kadın zira üniversite bittikten bir yıl sonra evlendik. İlk çocuğumuz Michael, evliliğimizin birinci yılında dünyaya geldi. Oğlumdan üç yıl sonra da kızım Carry’yi kollarıma aldım. Çocuklarımı canımdan çok seviyorum ve eğer çocuklarım olmasaydı şu an burada olur muydum bilmiyorum. Neyse ki kaza olduğunda bizimle değil, benim annem babamla beraberlerdi. Biz ise yolcu gemisi turu için Florida’ya uçacaktık ama tabii ki bu plan artık tamamen çöpe gitti. 

Karım, kar yağarken dışarı çıkmamasını ve araba kullanmamasını söylememe rağmen, en yakın arkadaşı ile gece dışarı çıktı. En yakın arkadaşı olan Rebecca ile beraber bir iki kadeh bir şeyler içeceğini zira Rebecca’yı bir hafta görmeyeceğini söyledi. Ben ise o gece yattım ve sabah 5’e kadar bebekler gibi uyudum.

Sabah 5’te uyandığımda, karımın arabasının evin önünde olmadığını ve yerdeki kar kalınlığının daha da arttığını fark ettim. Mia’nın Becca ile biraz fazla içtiğini ve Becca’da kalmaya gittiğini varsaydım. Bu ortamda tek başına dönmesinin tehlikeli olacağını düşünerek üzerimi giyindim ve Becca’nın evine doğru yola çıktım. Yolda Mia’ya onu almaya geldiğimi yazan bir mesaj attım ama mesajım iletilmedi. 

Daha sonra bu mesajımı alsaydı ne olacağını yüzlerce kez düşündüm. Muhtemelen hala bir yalanın içinde yaşıyor olacaktım. Hislerim bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyordu ama öyle kötü ve mutsuz bir durumda değildim.

Becca’nın evine vardığımda, mesajın hala iletilmediğini gördüm. Aslında ben yoldayken mesajı okuyup hazır olacağını ummuştum. Şimdi gidip onları uyandırmam ve beklemem gerekecekti. Evin kapısına vardığımda, kapının kilitlenmemiş olduğu fark ettim. İçeri girdim ve solda kalan salonda kimsenin sızmamış olduğunu gördüm. Rebecca’nın odası birinci kattaydı. Onu uyandırmamaya çalışarak, sessizce üst kattaki misafir odasına çıktım. Odanın kapısını açtım ve hayatım sona erdi.

Odaya girdiğimi ve yatakta yorgan altından 2 kafanın çıktığını gördüğümü hatırlıyorum. Yorganı usulca çektiğimde, karımın başının, tanımadığım bir adamın çıplak göğsünde olduğunu hatırlıyorum. Sonra ise Becca, Mia ve yine tanımadığım yarı çıplak bir adamın, beni karımla yatan adamın üstünden çekmeyi başardıklarını hatırlıyorum. Eğer bunu başaramasalardı, muhtemelen şu an cinayetten içerdeydim ama adama yaptıklarım konusunda hiçbir şey hatırlamıyorum. Doğru ya da yanlış, bu konuda zerre de kötü hissetmiyorum. Karım hakkındaki duygularım ise dakikadan dakikaya değişiyor.

Kendime geldiğimde, diğer yarı çıplak adam, arkadaşını hastaneye götüreceğini söyledi. Mia iki gözü iki çeşme ağlıyordu ve Rebecca da benimle kavga ediyordu. Ona benim ve Mia’nın oradan ayrılacağımızı ve Mia’nın benim arabama gelmek için sadece 5 dakikası olduğunu, yoksa eve gelmeyi düşünmemesini söyledim. Mia 3 dakika içinde arabamın içindeydi.

Karda kızgın bir şekilde araba kullanmak, 4 tekerli araçta bile olsa iyi bir fikir değil ama kazada suç karşı taraftaydı. Benim şeridime geçen oydu ve bizi korkuluklara doğru direksiyon kırmak zorunda bıraktı. Neyse ki hava yastıkları var, hayatımızı kurtardılar. Neyse ki çocuklar, nasıl bir enkaz halinde olduğumuzu bilmiyorlar. Henüz kimseyi aramadım. Aramam lazımdı ama hayatımdan geriye kalan enkazı daha sindiremediğim için, bu suruma başka birilerini de çekmek istemiyorum.

Tamamen hissiz bir durumdayım ama buna rağmen canım çok yanıyor ama kazadan dolayı değil. Hemen yanımda yatmakta olan kişinin kim olduğunu bilmediğimi hissediyorum. Ona birçok soru sormak istiyorum ama cevapların hiç birini duymak istemiyorum. Artık beni sevmediği kesin. Ruhu olan kimse, sevdiği kişiyi aldatmaz. Aslında beni aldattığı için, beni sevmesi mümkün olsa bile, beni sevmesini ister miyim bilmiyorum.

Bana ilk ne zaman ihanet etti bilmiyorum ama benim kitabımda, ilk ihanet ettiği an evliliğimizin biteceği yazıyor. Mia evliliğimizi bitirdi ve artık karı koca değiliz. Evliliği geçersiz kılmak için boşanma avukatına ihtiyacım yok. Mia bunu zaten yaptı ve ben de artık evlilik yeminimize bağlı kalmak zorunda değilim.

Çok büyük bir yanım, bu hastane odasından çıkıp gitmek, anne ve babasını arayıp ne yaptığını anlatmak ve onlara kızınız artık sizin probleminiz demek istiyor. Bunca yıldır iyi günde ve kötü günde dedim ama artık evli değiliz. Bir yanım ona bir not bırakıp, “çok kötü, en kötüsü evliliğimiz bittikten sonra gelecek” demek ve burayı terk etmek istiyor.

Beni bu odada tutan tek şey, çocuklarım. Şu an onları görmek için herşeyimi verirdim. Yüzümde ve boynumda çizikler var yani bir şeyler olduğunu anlayacaklar. Karımın bu evliliği bitirdiğini bilsem de, çocukların ona ihtiyacı var. Bir yaşam partnerim var sanıyordum ama bunu ne kadar korkunç bir şekilde bitirirse bitirsin, çocukların ona ihtiyacı var. Çocuklarla yapmayı ve nereden başlayacağımı zerre bilmediğim konuşmalar yapmam gerekecek. Ben çok iyi bir babayım ama bir anne olamam. Lütfen bana yardım edin.

Burada oturup beni acımasızca sırtımdan bıçaklayan birine nasıl bakabilirim. Anne babasını çağırsam ne diyeceğim? Onlar burdayken burada olmayı hiç istemiyorum. Onlara durumu anlatmazsam, neden kızgın olduğumu bilmeyecekler. Ne olduğunu çocuklarıma anlatmalı mıyım? Onlara kaza yaptığımızı söyleyebilirim ama duygularımı saklamakta iyi değilim. Görünen o ki karım bu konuda çok iyi. Ama biriyle konuşurken, annelerine kızgın olduğumu yüzümden anlayacaklar.

Hayatım bu noktaya nasıl geldi? Şu an bir avukat ile görüşmem gerektiğini biliyorum. En azından o kadarını biliyorum. 

***

Yorum: Öncelikle derin bir nefes al. Karının anne ve babasını araman ve kızlarına bakmalarını söylemen önemli. İstesen bile karına bakacak fiziksel ve duygusal durumda değilsin.

Karının ne yaptığını anne ve babasına söyle. Karının yalanını saklamak zorunda değilsin. Yeterince yalan söyledi ve bu yalanların artık ortaya çıkması gerekiyor. Duygularını açacağın birine ihtiyacın var. Yakın bir arkadaşın ya da akraban gibi. Onlarla konuş.

Şu an, duyguların bu kadar ham ve yoğunken, hayatını değiştirecek şeyler yapmaman çok önemli. Şu an ihtiyacın olan şey,  yaptıklarını gözden geçirmek için karından uzak olman. Bu tek bir kerede kendiliğinden olmuş bir olay değil. Bu muhtemelen uzun süreli görüştüğü biriyle planlı bir aldatmaydı ve yine muhtemel ki seni ilk defa aldatmadı. Eğer daha önce Becca’nın evinde kaldıysa, neden kaldığını düşünmen gerekli.

Bu aşamada alkol ve uyuşturucudan da uzak durman çok önemli. Bunların sana bir yardımı olmayacak.

Evliliğin bitti ve var olduğunu sandığın kadın gerçekte hiç varolmadı. Varolan bir illüzyondu. Şimdi onun gerçekten ne olduğunu, gerçek karakterini gördün ve eninde sonunda, bu kadının karın olarak kalmasını isteyip istemeyeceğine karar vereceksin. Sonuçta hiçbir zaman sana itiraf etmeyi ya da seni aldatmayı bırakmayı düşünmedi. Sürekli olarak ihanetini sizin ilişkinize tercih etti. En yakın arkadaşının desteği de olsa, bunun olması onun kararıydı.

Sana bol şans diliyorum. Güçlü kalmaya çalış.

Son olarak da, en kısa zamanda, zührevi hastalıklarla ilgili test yaptırmanı tavsiye edeceğim.

***

Yok olan mutlu evliliğin son günleri

Evet zührevi hastalıklarla ilgili test yaptırdım ve Tanrı’ya şükür ki hepsi temiz geldi. Bazen bir iki sağlık çalışanı tanımak çok yararlı oluyor.

İşin ilginci, uzun süredir bu odada onunla olmama rağmen, Mia ile tek kelime konuşmadım. Benimle konuşmaya çalışıyor ama sözleri bulanık ve anlaşılmıyor. Tek yapabildiğim, yeniden kendinden geçene kadar ona tek kelime etmeden, tiksinti ile bakmak.

Kimlerle yattığını, kaç erkekle yattığını, beni ne kadar süredir aldattığını merak edenleriniz maalesef hayal kırıklığına uğrayacaklar zira bu konuda şu an hiçbir bilgim yok. Mia’nın telefonu kazada paramparça oldu. Sanırım şu an elinde sadece annesinin telefonu var. Bir sürü mesaj aldığıma göre, Becca’yı arayıp neden mesajlarını cevapsız bıraktığını ona anlatabilir. Umrumda değil.

Merak etmeyin, ağzıma içki koymadım yani sarhoş olmam ve aptalca bir şey yapmam mümkün değil. Ama bu hafta yaşadıklarımdan sonra, insanların neden alkol ve uyuşturucuya sarıldıklarını anlayabiliyorum.

Bazen hayatımı 24 saatliğine durdurup, 24 saat boyunca hiçbir şey hatırlamamak istiyorum ama tabii bu mümkün olsaydı bile, 24 saatin sonunda tüm bu kabus kaldığı yerden devam edecekti.

İlk yazdığım gönderiden sonra, o hastane odasında Mia ile bir gece daha kalmaya karar verdim. Orada karanlıkta tavana bakıp, medikal makinelerin sesini dinlerken, hayatımın bu noktaya nasıl geldiğini düşündüm.

Bir yanım, sadece o odada olmamla bile, ona hak ettiğinden çok daha fazla merhamet gösterdiğimi söylüyor. Bir yanım ise onu seviyor ama o sevgiyi hissetmek istemiyorum. Aslında ona karşı herhangi bir pozitif duygu hissetmek, bana kendimi güçsüz hissettiriyor. Kafamda düşünceleri defalarca çevirirken, artık eskiye dönmenin, enkaza döneni onarmanın mümkün olmadığının farkına varıyorum. Sanki bir doğal felaket, inşaa ettiğimiz tüm yaşamı yok etmiş gibi hissediyorum. Hayatımın çok büyük bir döneminin artık geçmişte kaldığının farkına varmak çok zor. Bunun için saatlerce ağladım.

Sabah kan almak için hemşire geldiğinde, dışarı çıktım ve ben çıkarken Mia benim çıktığımı görüp bana seslendi. Onu duymamış gibi davrandım. Mia’nın beni aldattığını öğrendiğimden beridir doğru dürüst bir şey yememiştim ve çıkıp kahvaltı yaptım. Vakit öldürmek için telefonuma bakarken, Becca’nın Mia’nın nerede olduğunu sorduğu mesajını gördüm. Tamamını okumadım bile.

Saat 7 gibi, baba evinin kapısını çalmak için yeterince geç olduğuna karar verdim. Zaten babası her zaman erken kalkan biriydi. Önce onunla konuşmak istiyordum. O eğer olanları duymasını istiyorsa, karısını uyandırabilirdi.

Mia’nın babasının çalışma odasından odun sobası dumanı geliyordu. Kapıyı çaldım. İçeri girerken boynumdaki çizikleri ve yüzümdeki morluğu gördü. Ona bir kaza yaptığımızı, Mia’nın daha kötü yaralandığını ama konuşmamız gerektiğini söyledim. Sanırım kaza ile ilgili konuşacağımı sandı ve karısını uyandırdı. Mutfakta oturduk ve onlara kazayı anlattım. Bir tepeden geçerken karşı şeritteki aracın bizim şeride geçtiğini, daha büyük ve dört tekerlekli araçta olduğumuz için yolda kalmayı başardığımı ama yolcu tarafından korkuluklara çarptığımızı anlattım. Kapı hava yastıklarına rağmen Mia’nın ciddi bir şekilde yaralandığını ama durumunun stabil olduğunu anlattım ve doktorların tamamen iyileşmesini beklediklerini söyledim.

Kızlarının durumunu duyunca ağladılar ve Mia’ya bakmak ve bana destek olmak için ellerinden geleni yapacaklarından bahsettiler. Ben ise onları durdurup, oraya kazayı haber vermek için gitmediğimi söyledim. Şaşırdılar.

Onlara kaza sabahı erkenden kalktığımı, karımın güvenliği için ona mesaj atıp onu almaya gittiğimi anlattım. Kızlarını yatakta başka bir adamla bastığımı, kendimi kaybedip adamı evire çevire dövdüğümü anlattım. Şok oldular. Daha sonra onlara kızlarının hangi odada kaldığını söyledim. Onların çocukların hayatında olmalarını istediğimi, bu nedenle benimle arkadaşça geçineceklerini umduğumu söyledim. Çocukların şu an babamda olduğunu ama, evlilik yeminimizi bozduğu ve artık karım olmadığı için kızlarından boşanacağımı söyledim. Oradan ayrıldıktan sonra babamlara geçeceğimi ve çocuklara annelerinin beni aldattığını anlatacağımı söyledim.

Eski kayınbaba ve kayınvalideme, her şeyin bu şekilde bitmesinden nefret etsem de, neyse ki evliliğimi ve hayatımı mahvedenin olanın ben olmadığımı söyledim. Bana hemen karar vermemem gerektiği, kızlarının bir hata yaptığı gibi saçma şeyler söylediler. Onlara gülümseyip, kendilerinin ikinci annem ve babam olmalarından çok memnun olduğumu söyledim ve evlerinden çıktım.

Babamlara vardığımda tabii ki içimde birikmiş çok şey vardı. Eve mutfaktan girdiğimde, babam orada kahve yapıyordu. Bizi büyük bir yolcu gemisinde Karayiplerde sandıkları için, şaşkınlık içinde, orada ne aradığımı sordu. Ben ise sadece ona sarılıp, bir bebek gibi hüngür hüngür ağlayabildim. Babam belli ki ne olduğunu öğrenmek için can atıyordu ama ağzımdan bir şeyler alabilmek için ağlamamın bitmesini beklemesi gerektiğini hissetmişti.

İçerde kanepeye oturduk ve gidip annemi getirdi. Anneme kahve yapmasını tavsiye ettik ama o saatte orada olduğuma göre çok kötü bir şey olduğunu anladığı için yanımızdan ayrılmadı.

Onlara önce Mia’yı nasıl bastığımı sonra da kazayı anlattım. Mia’nın durumunun kötü olduğunu, az önce ailesine her şeyi anlattığımı ve kızlarının yanına gittiklerini söyledim. Hem annem, hem de babam, şoktan kıpırdayamaz haldeydiler. İkisi de ağladı ve bana şimdi ne yapacağımı sordular. Şu an tek seçeneğimin, Mia’dan boşanmak ve çocuklarıma olabileceğim en iyi baba olmak olduğunu söyledim. Konuşmamız sakinleşirken, kızım Carry’nin baba diye bağırarak, sevinç içinde merdivenlerden inmeye başladığını gördüm. Kızımın heyecanlı sesi, oğlumu da uyandırdı ve o da birkaç dakika içinde yanıma geldi.

Onları uzun süredir görmediğim için, onlara sarılıp mutlu bir şekilde biraz zaman geçirdim. Boynumun ve yüzümün halini fark etmeleri biraz zaman aldı. Onlara bir kaza geçirdiğimizi, annelerinin hastanede ama iyi olduğunu söyledim. Daha sonra anneannelerinin onları alıp annelerini görmeye götüreceğini de ekledim. 

O günü, çocuklarımla oynayarak geçirdim ve çocuklarım, yeniden yaşamak istememi sağladılar. Açık konuşmak gerekirse, o ana kadar yaşamaya devam etme konusunda ortada bir yerdeydim. Ama onlar için yaşamaya, onları koruyup büyütmeye değerdi.

Karımın telefonu kazada kırıldığı için, kimseye bir cevap veremiyordu. O akşam, kayınvalidemden mesajlar almaya başladım. Bunlar Mia hakkında olacağı için, mesajları görmezden geldim. Gece boyu ara ara mesaj attıkları için, telefonun uyarılarını kapamak zorunda kaldım.

Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 2 – İhanetin ortaya döktüğü korkunç yalan bölümü ile devam edecek.

Tüm seri:

 

Ard arda mesaj yazmak: Kızlarla mesajlaşmada düşük değer sergilemenin en kestirme yolu

Erkeklerin mesajlaşma sırasında sıklıkla yaptıkları hatalardan biri de, havada kalan mesajlarının ardından beklemek yerine bir daha mesaj atmaları. Çoğu erkek reddedileceğinden korktuğu için, az önce yazdığı şeyin fazla cüretkar olduğunu düşünüp iyi çocuk moduna geçmek için ya da düz sabırsızlıktan dolayı çifte mesaj atar.

Çifte mesajlaşma genelde şöyle gelişir. Erkek ile kadın karşılıklı mesajlaşırken kadın erkeğin son mesajına (en azından bir süre) cevap vermez. Erkek burada son mesajının fazla cüretkar olduğuna ya da yanlış olduğuna karar verir ve bunun özrünü diler şekilde kızı beklemeden mesaj atar. Sonrasında ise üçüncü, dördüncü mesaj gelebilir. Kız aslında başka işle uğraşıyordur ve belki de arkadaşlarıyla mesajlaşıyordur. Erkek beklese cevap da yazacaktır  ama erkek “bu sefer de olmayacak, bu sefer de reddedileceğim” korkusuna esir düşerek hızlıca zayıflık gösterisine başladığından, korktuğunu gerçekleştirir ve kadını hızlıca soğutur.

Şu örneğe bakalım. Evet bariz ezik ve çoğu erkek bu kadarını da yapmaz ama iyi bir örnek:

E: Selam Merve. Bu gece çok iyi vakit geçirdim. 🙂 En kısa zamanda tekrarlayalım. (Not : Bir kadına bu mesaj buluştuğunuz gece değil ertesi gün atılır, baştan hatalı. Ama birazdan yapacakları yanında bunun lafı bile olmaz.)

(Kızdan cevap yok. 5 dakika sonra)

E: Alo?

(Kızdan cevap yok. 10 dakika sonra)

E: Mesajlarımı görmezden gelme sebebin nedir ?????

(Şimdi son 2 mesajı atmasa muhtemelen bir yanıt alacak. Ama son iki mesajı ile resmen kendi kendine shit test yaratıp kaldı. Bu aşamada aslında cevap verecek bir çok kadın, “arıza mı nedir?” diye cevap vermez.)

(Kızdan cevap yok. 5 dakika sonra)

E: Bu yaptığın hiç de medeni bir şey değil. Bu gece iyi vakit geçirdiğimizi düşünüyordum. Neden böyle yapıyorsun?

(Kızdan cevap yok. Bu sefer yarım saat dayanabilen oğlumuz sıvamaya devam ediyor.)

E: Hep böyle oluyor. Ben senin gibi kezbanlara bir sürü vakit ve zaman ayırıyorum, ve sonra? Görmezden geliniyorum …

(Neden acaba?)

Sen de kibirli, ne oldum delisi bir kezbansın. Kendini bulunmaz hint kumaşı sanıyorsun. Senin için fazla mı zekiyim? Fazla mı iyiyim? 

(2 dakika sonra)

E: Buluşmada bir şeye benziyordun ama aptal ergen kafalı bir kezbanmışsın.

(Bundan sonra erkek gece iki kere engelleyip engeli açıyor. Atarlı kaybeden mesaj döşerken, çoktan yatıp sızmış olan kız sabah uyanıyor. Ve sadece ilk mesajda bıraksa, “ben de güzel vakit geçirdim, tabii görüşelim” mesajı gelecekken şu geliyor.)

K: Sakin ol yav, gece sızmışım! Bu yazdıklarından sonra bana bir daha ulaşmaya kalkma.

(Gece iyi uyumamış ve sabah mesaj bekleyen erkek): Ama aramızda gerçek bir bağ hissetmiştim.

K: Sabah cevap bile vermeden yapması gerekeni yapar ve engeli atar.

Evet, bu aşırı ezik bir örnek ve birçok erkek bu kadar da düşmez. Ama bu seviyelerde olmasa bile buna benzer çifte mesajları birçok erkek atıyor ve bu mesajlar ile düşük değer sergiliyor. Oysa bir erkek, bir kadınla konuşurken ya da mesajlaşırken yüksek değer sergilemeli. Böbürlenerek değil tabii, ince bir şekilde.

Burada nasıl yüksek değer sergileneceği bariz. Birincisi, ilk buluşma gecesi mesaj atmayarak bekleyebilecek bir erkek olduğunu gösterecekti. İkincisi, ertesi gün böyle bir mesaj attığında, kadın cevap verene kadar mesaj atmayacaktı.

Bir başka çifte mesaj da bir önceki mesajda cüretkar bir şey söyleyip (espri ya da teklif) sonra hemen cevap gelmeyince çark etmektir.

E: Perşembe ya da Cuma akşamım müsait. Bir şeyler içelim mi?

(Kızdan cevap yok. 10 dk sonra)

E: Henüz buluşmak için erken olduğunu düşünüyorsan saygı duyarım.

Başka bir örnek:

K: Saçlarım darmadağın ya.
E: Foto please.
K: (Kız fotoğraf gönderir).
E: Bu ne ya? Gece görsem korkarım.
(Kızdan cevap yok.)
E: Yanlış anlama yine de güzelsin.

Şimdi kızın hemen görmeyeceğini de hesaba katabilirsiniz ama çoğu kadın bir teklifinizde ya da pozitif cinsel gerilim adımınızda, bilinçli bir şekilde olmasa da sizi denemek isteyebilir ve bu nedenle de kasıtlı olarak hemen cevap vermez. Bu doğaldır ve sadece bir iki kere buluştuğunuz kadına mesajı atın ve onu bir iki gün unutun. Çoğunlukla 24 saat içinde bir cevap alırsınız. 5 – 6 saat geç cevap verdi diye atarlanmayın zira dediğim gibi bu, kadınlar için oldukça kullanışlı bir loser test ya da shit test. Kişisel algılamayın. Aslına bakarsanız, burada kızın gecikmesini fazla umursazsanız, ciddi artı puan toplarsınız.

Peki kız hiç cevap vermiyorsa ne olacak? Örneğin yukarıdaki gibi tekrar buluşmak istediğinizi söylediniz ve buna cevap alamadınız.

Eğer böyle bir mesajınıza hiç cevap gelmezse, kızı unutabilirsiniz. Yok aslında bir deneme daha olur diyorsanız ve kız aklınıza gelirse, 3-4 gün sonra bir yoklama mesajı atabilirsiniz. Tabii yukarıdaki gibi atarlı ya da tükürdüğünü yalayan mesajlar değil, yoklama mesajı. Yoklama mesajınını ne olduğundan, genel mesajlaşma prensiplerinde bahsettim.

Örnek:

E: Dün buluşmadan çok keyif aldım. Bir daha buluşmak isterim. Ama bir daha acılı Meksika yemek yok 🙂
K: Evet lütfen bir daha Meksika yemeği olmasın 😀
(1 – 2 saat sonra Erkek): Tamam. Bu sefer sana yemeği ben yaparım, sen de bir şarap kapıp gelirsin.
(Şimdi burada fazla cüretkar bir teklif var ve buna 2 gün cevap da gelmiyor. Burada çoğu erkek, yukarıdaki gibi çark etme mesajı gönderir.)

3 gün sonra. Bu mesajı atmayabilirdi de. Ama 3 gün sonra atması ve bu şekilde atması büyük bir problem değil.

E: Bu kadar konuşkan olduğunu bilmiyordum.
K: Kusura bakma bu aralar hayatım çok kaotik. Önümüzdeki bir iki hafta zor.
E: Tamam, müsait olduğunda haber ver görüşelim. (Kız burada sadece bir kere reddetmiş oldu ama konuşmaya isteksizliği nedeniyle kızı bırakmak – next en iyisi.) 

Başka bir örnek. Burada Cumartesi için ilk buluşma ayarlanmış. En son mesaja cevap verilmemiş. Erkek aslında en son mesajdan sonra ve buluşmadan önce buluşmayı kontrol ediyor ama çaktırmadan:

E: Selam ne haber? Cuma akşamın nasıl gidiyor?
K: Selam. İyidir. Senin nasıl gidiyor?
… Biraz mesajlaşma …
E: Güzel. Yarın görüşürüz.
K: Aslında şu an bunun doğru olduğuna emin değilim.
E: Ne oldu, en son buluşmanda eleman içkine ilaç atmaya mı kalktı? 🙂
K: 😀 Hayır ama buluşma çok kötü geçti. Ondan sonra yeni biriyle buluşmak ne bileyim … korkuyorum galiba.
E. Evet her buluşma potansiyel olarak kötü geçebilir ama bir haftadır mesajlaşıyoruz bence bir iki şey içmekten bir zarar gelmez. Buluşup görmek lazım.
K: Evet haklısın. Ama yarın çok zor. Pazartesi yapsak?
E: (Burada erkek, özellikle çark etmeye müsait görünen bir kız olduğu için, Pazartesi uygun olsa da kabul etmeyip iki ayrı gün veriyor. Bakalım biraz zorlamaya evet diyecek mi?) Pazartesi uygun değilim ama Salı ya da Çarşamba olur.
K: Salı o zaman.
E: Güzel. Salı. 17:00’de Aşıklar Çeşmesi Kafe’de.

Sonuç olarak, muhtaçlık, (bu sefer de) reddedileceğim korkusu, kendinden ve en son yazdığınız mesajdan emin olmama gibi zayıf yani itici nedenlerle, daha önce attığınız mesajların arkasından mesaj döşemeyin. Eğer mesajınıza cevap verilmemişse, görüldü atıldıysa ve bir şans daha vermek istiyorsanız, 3-4 gün sonra yoklama mesajı atın.

Kadınlarla mesajlaşmak, tenis oynamak gibidir. Sen topu o tarafa atarsın, o da senin tarafına atar. Topa vurmuyorsa onun tarafına geçip onun yerine vurmak, sizi karizma değil arıza gösterir. Yapmayın. Çoğu insan oyundaki Yüksek Değer Gösterisi (Demonstration of High Value) kavramını anlayamıyor ama YDG arabanı, kaslarını, paranı göstermek ya da başarıların hakkında böbürlenmek değil, bu tür ince duygusal güç ve bolluk zihniyeti gösterileridir. Burada “değer”, para, tip veya statüden çok, özdeğerdir. Kendinize değer verir ve bunu yansıtırsanız, gerçek YDG budur. Özdeğer de sabır, umursamama (bu kızla olsa da mutluyum, olmasa da), gösterdiğin cüretkar davranışlardan utanmama gibi güçlü duruşlarla sergilenir. Sabırsızlık, fazla umursamak ve cüretkar davranışlardan çark etme, düşük değer sergilemektir. Hemen her zaman iticidir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.