Aralıklı pekiştirme (intermittent reinforcement), bir davranış sonrası ödülün düzensiz ve (en azından görünürde) rastgele aralıklarla verilmesi durumudur. Aralıklı pekiştirmeye maruz bırakılan bireyler, diğer pekiştirme tiplerine göre (sabit aralıklı ve öngörülebilir pekiştirme) ödüle ulaşmak için çok daha fazla emek harcarlar ve dahası ödül uzun süre ufukta görünmese bile birgün geleceğine inançlarından çaba harcamaya devam ederler.
Örneğin siz bir çikolata otomatına her 10 lira koyduğunuzda bir çokomel alıyorsanız bu öngörülebilir pekiştirmedir ve bir iki kere otomata para koyup da çikolata almazsanız o otomata bir daha para koymazsınız.
Aralıklı pekiştirmede ise birey istenen davranışı her gösterdiğinde ödüllendirilmez ya da düzenli bir çizelgeye göre ödüllendirilmez (görünüşte rastgele şekilde ödüllendirilir).
Örneğin kumarhanelerdeki slot makinelerini kullanan kumarbazlar her para koyduklarında ödül almazlar ve para kaybetmelerine rağmen ara sıra büyük ya da küçük ödül alırlar. Bu ödül ihtimali ile heyecanlanırlar. Kumarhanelerdeki makineler aralıklı pekiştirmeye örnektir.
Pekiştirme (Reinforcement) Teorisi davranışsal psikolojinin, insan ve hayvanların çeşitli çizelgelere göre verilen ödül karşısındaki tepkilerini alandıran bir alanı. Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda, bir fareyi en uzun süre çalışır durumda tutmanın yolunun, davranışı düzenli ve öngörülebilir aralıklarla değil, öngörülemez aralıklarla pekiştirmek (ödüllendirmek) olduğu görülüyor.
Aralıklı pekiştirme teorisi ve diğer pekiştirme teorileri, teknoloji ve iş dünyasında insan yönetiminde, pazarlamada ve makina öğrenmesinde (machine learning) yoğun olarak kullanılıyor. Mobil uygulamalar ve sosyal medya tasarlanırken, aralıklı güçlendirme, kullanıcılara rastgeleymiş gibi görünen ama aslında onları uygulamada en uzun süre tutmak üzere tasarlanmış çizelgeler şeklinde kullanılıyor. Örneğin algoritma, “beğenileri” kullanıcının Instagram’dan çıkmak üzere olduğunu tespit ettiğinde gösterilebilir. Yine örneğin bu algoritmalar sayesinde Facebook bir ergenin ne zaman kendine güvensiz olduğunu tespit edip, özgüven pompası olacak şeyler gösterebiliyor.
Online kumar ve internet bağımlılığı da aynı prensibi gösteriyor: Kullanıcı, sürekli kullanımı teşvik edecek şekilde, sadece yeter seviyede, yeter seviyede aralıklarla ödül alıyor (kazanç ya da eğlence şeklinde).
Aralıklı pekiştirme, ilişkilerde narsist ve/veya borderline gibi bozukluklara sahip partnerlerin bilinçsizce ama ustaca kullandıkları bir manipülasyon aracıdır. Toksik olan partner geneli kavgalı ve ızdırap dolu ilişkide kurban partneri, ara ara ve birden bire yakınlık veya seks ile ödüllendirerek muhtaç aşığa çevirir. Uzun süre ızdırap içinde tutulan kurban partner, en ufak bir yakınlık ve sevgi gösterisine açtır zaten. Arada rastgele atılan bu kemikler, kurban partner için çölde vaha olur ve kurban partner bir süre sonra bunları elde etmek için uzun süreli ızdırabın içinde ezilse de ilişkide kalır (gitgide daha muhtaç olarak).
Abi gun içinde kendimi sürekli erotik hayallere dalarken buluyorum ve bu odağımı aşırı derecede dağıtıyor.
Erotik hayallerini uyuşturucu olarak kullanıyorsun ve standart uyuşturucu bağımlısı gibi bir durumdasın. Yani uyuşturucun hariç hiçbir şeye odaklanamıyorsun, tüm zevkin uyuşturucundan geldiği için hayatın geri kalanı sana zevk vermiyor.
Çocukluğumdan beri kız bulmanın statümü yükselteceği inancına sahip olduğum için hiçbir şekilde bu inançtan ayrılamıyorum ve kendimi aşırı derecede eksik hissediyorum.
Bir erkeğin çocuklukta kızlara tepeden bakan, deli dolu bir alfa oğlan çocuğu aşamasını çöpe atıp, en kısa sürede en ezik beta olmak için elinden geleni yapması çok acı. Çocukluğumdan beri nedir yahu, çocukken insan kızlar benden uzak olsun modunda olur, doğalı da odur.
Kadın sizin statünüzü yükseltmez, statünüz yükselir ve kadın statünüzü gösterir. Kadın göstergedir, sonuçtur, sebep değil (kadın hırs yaratacağı için sebep de olur tabii ama yanında kadın olması değil olmaması hüsranından hırs yapmanla olur).
Kendini aşırı derecede ezik hissetmen doğal ama bu içinde bulunduğun durumdan değil, ezik hissetmeye programlandığından. Şu yaşta kız olmaması, senin durumun normal ama sen sürekli hayır ben normal değilim, ben eziğim, ben eziğim diye kendini programlıyorsun.
Artık az çok sorunun libido, ihtiyaç mihtiyaç olmadığını anladım.
Gün içinde gördüğüm çiftleri aşırı derecede kıskanıyorum ve sürekli içimden bir his kızlarla olan deneyimimin 0 olduğunu hatırlatıp bana işkence ediyor.
Hüsranı, kızgınlığı kanalize etmen lazım. Bir de çoğunuzun kafasını sosyal medya tamamen sikmiş vaziyette. Yaşın gençse çoğu genç senin gibi ama sen sanki tek sen böyleymişsin gibi hissediyorsundur. Böyle hissetmen için beynin yıkanıyor.
Öyle bir hale geldim ki kız olmadan değerli hissetmemi sağlayacak bir mekanizmayı vücudum geliştirmemiş gibi hissediyorum (Babam sağolsun).
Şimdi babanın da suçu var ama bu kadar ezik hale gelmek için senin özel kasman lazım yani hiç babam falan deme.
Senin yaşın, bulunduğun ortam ve bu kafan yüzünden kız bulman zor ama en güzelini bulsan da değerli hissetmeyeceksin. Yanında güzel bir kadın olsa kendini değerli hissedeceksin sanıyorsun ama hissetmeyeceksin. Yani çözüm, bulabilsen bile kız değil. Zaten bu kafayla bulamazsın da. Seni değerli yapacak şey o çalıştığın ders, yaptığın spor, okuduğun kitaplar, geliştirdiğin sosyal çevre ve yetenekler.
Bu sorunu çözmek için elimden geldiğince haftada 1-2 gün uzun yürüyüşlere çıkmaya karar verdim.
Çok doğru bir adım.
Etkinliklere katılayım diyorum ama çok küçük bir şehirde yaşıyorum, ne sanatsal ne sportif ne de bilimsel bir yeteneğim yok.
O zaman büyük şehre göç edeceksin mesela üniversite ile.
Sevgilim olmadığı hatta kızlara olan ilişkim 0 noktasında olduğu halde kendimi değerli ve tamamlanmış hissetmek istiyorum.
Günümüz genç erkekleri gerçekten çok ama çok aptallar. Ha biz sizin yaşınızda aptal değil miydik? Biz de aptaldık ama siz inanılmaz embesilsiniz! Tamam beyniniz yıkanıyor ama bu sadece beyin yıkama ile açıklanamaz. Kendinizi olabilecek en ezik versiyonunuz yapmak için var gücünüzle çalışıyorsunuz. Şu eziklik özellikle o yaşta kendiliğinden ve sadece dış etkenle olmaz. Senin özel çaba harcaman lazım.
20 yaşından önce sevgiliniz olmasın daha iyi diye diye dilimde tüy bitti. Size sanki olması gerekliymiş gibi propaganda yapan popüler kültüre isyan edin artık yahu! Alfa erkek çocuk (kızlara tepeden bakan oğlan çocuğu kafası) dönemini yaşamadan ezik, kız ilgisi dilencisi betalık kariyerine geçiyorsunuz. Senin o yaşta kız arkadaşın olmaması iyi, kızlarla bir şey yapmaman normal. “Yok bu normal olur mu, ben kendimi normal değil ezik hissetmeliyim” diye kasıyorsun.
Ayrıca tekrar ediyorum hayat boyunca hiçbir zaman bir kadınla tamamlanmayacaksınız. Hiçbir kadın sizi tamamlamayacak ve daha da kötüsü tamamlamak da istemeyecek. Sen ben eksik bir erkeğim beni tamamla dediğinde (davranışlarınla) her kadın eksik erkekle ne işim var diye seni bırakacak. Sen kadınlarla ilişkiye girebilsen bile hiçbir zaman tam hissetmeyeceksin zira kadın seni tamamlamaz, tamamlayamaz.
Bana soracak olursan şu anki durumum gitgide normal olmaktan uzaklaşıyor ve bu beni endişelendiriyor.
Bence de. Sizin nesil bu konuda ekstra aptal ama sen o ortalamaya göre bile aptalsın. Ne işin var senin sevgili ile, kızlarla? Televizyonda kenar mahallede evde sıkılan ev hanımlarını fanteziye boğup para yapsın diye yapılan dizileri ve filmleri mi izliyorsun. Gençler size tavsiyem bu dizileri izleyeniniz varsa bile izlemesin.
Üniversiteye kadarki 2 sene içinde her şeyi unutarak kendimi sadece derslere vermeyi nasıl sağlayabilirim dersin?
Ben senin yaşındayken kızlarla başarısızlık, küçük şehir sıkıcılığı, vs. ile uğradığım hüsranla hırslanır daha beter ders çalışırdım. Bu küçük şehirden çıkacağım ve 2 sene sonra o kampüste olacağım diye hırs yapardım. Gazeteden üniversitenin bir fotoğrafını kesmiştim, güzel bir köşesinde 3-4 öğrenci ve bir kedi vardı. Buraya gideceğim böyle oturacağım ve o kediyi bulacağım diye. Oraya gidip öyle oturup o kediyi de şansına orada bulmak büyük zevk.
2 sene içinde her şeyi unutarak kendini sadece derse vermek için iki yöntem var ve ikisini de kullanman lazım. Birincisi, hüsran yazısında belirttiğim gibi, kapanıp çalışmayı haz kaynağı yapmak. Bu çok zor ama yaptıkça öne çıkıyorum, yaptıkça kazanma şansım artıyor diye kendine bundan haz almayı öğretmen lazım. Tabii önce senin gündüz düşlerinden geri haz kalması lazım. İkincisi de yukarıda dediğim gibi ödülü düşünmek. Ve birincisi daha önemli, ikincisi değil. Üniversiteye hazırlanırken hergün iyi çalışmanın kendisi haz olmuştu zira geriye dönüp baktığımda, 1.5 yıl 2-3 haftalık tatil hariç hergün iyi çalıştım, bunu yapan sayısı çok az ama ben yaptım diye kendimi pohpohlardım. Böyle çalış ve sonra kendini öv.
Hüsranında boğulacağına, hüsranınla hırsından kudur ve inadına otur ders çalış, inadına derse kapan, inadına aklına erotik şeyler geldi mi “bunları düşünmeyeceğim yapacağım” diye kendine kız ve düşünceleri at kafandan. Kahraman Anadolu gencinin sembolü eskiden Haydarpaşa’dan Eminönü’ne doğru bakıp “seni yeneceğim İstanbul” diye bağıran hırs adamıydı. Şimdi o adam Haydarpaşa’da yere kapanmış daha karşıya geçmeden “İstanbul beni yiyor” diye ağlıyor.
Odaklanma sorununa gelelim. O erotik şeyleri düşünmeyle savaşman lazım zira senin enerjin o tarafta tüketiliyor ve başka şeye enerjin kalmıyor. Kendine bağımlı gibi davranacaksın yani bağımlı olduğun şeyden tamamen uzak durman lazım. Yazmamışsın ama muhtemelen porno da var. Pornoyu, yolda sokakta güzek kızlara ve kadınlara, reklamlardaki ve filmlerdeki cinselliği ön planda olan kadınlara, vs. bakmayı kes (özellikle gözlerini kaçır).
Senin temel derdin şu: Toplamda gün içinde odaklanman için sahip olduğun enerji az çok sabit. Sen bunu bağımlılığında, kendine acımada tüketince geriye bir şey kalmıyor. Bağımlılığında tüketmeyi bıraksan geriye kalan enerjiyle derse odaklanman mümkün.
Burada bir yazısını çevirdiğim Anna Lembke şöyle bir hikaye anlatıyordu. Bir bilgisayar mühendisliği öğrencisi depresyon için kendisine geliyor. Derslerine ve bölümüne hiç ilgisi olmadığını, kendisini tamamen bilgisayar oyunlarına verdiğini söylüyor. Eğer hayatta tutkuyla yapabileceği şeyi bulabilirse böyle bağımlı olmayacağını söylüyor. Çocuğa 1 ay oyunu yasaklıyor ve 1 ay sonra çocuk aslında derslerim ilginçmiş, program yazmaktan zevk almaya başladım diyor. Anna Lembke’de ona sen tutkuyla yapacağın şey olmadığı için, hayatın çok sıkıcı olduğu için bilgisayar oyunu bağımlısısın sanıyorsun ama bilgisayar oyunu bağımlısı olduğun için yaptığın işe ve hayata tutkun yok.
Yani sen ruh durumun yerlerde diye odaklanamadığını ve gündüz düşlerinde boğulduğunu sanıyorsun ama her ne kadar bu bir geri besleme döngüsüne girse de asıl sorun muhtemelen gündüz düşlerine boğulduğun için ruh halin yerlerde ve odaklanamıyorsun. Yani örnek vermem gerekirse, insan başında sıkıntılı durumunundan kaçmak için alkole sarar ama sonra sıkıntılı durumu arttıkça alkolik olmaz, alkolik olduğu için sıkıntılı durumu artar. Ve alkoliğin sıkıntı duyduğu şey ne olursa olsun iyileşme yolunda yapması gereken ilk şey alkolü bırakmaktır.
Freddie ile yaptığımız 13 soruluk soru – cevap yayını, Freddie’nin kanalında ayrı ayrı yayınlanmıştı ama şimdi daha fazla kişiye ulaşması için burada bir arada podcast olarak yayınlanıyor.
Kursların en önemli bölümleri
Senin için kursların en can alıcı bölümlerini belli bir düzen içerisinde sunuyorum. Bu içeriklere ömür boyu erişebileceksin.
Gelecekte gelecek videoları ücretsiz izle
Satın alımdan sonra eklenen videolara ücretsiz erişmiş olacaksın
Videolara yaptığın yorum ve sorulara hızlı yanıt
Müfradatın ilgili konusuna yazdığın yorum ve sorulara hızlı yanıt alırsın
Kursta; tanımadığın kızlara açılış yapma, tanışma, muhabbet etme, bağ kurma, kızı sevgilin haline getirme vb. konularına ek olarak özellikle çok sorun yaşanılan ve bilgi talep edilen kızlarla mesajlaşma konusu ile ilgili de yoğun bir içerik var. Aşağıdaki kurstan örnek videoda “Mesajlara cevap vermeyen kızı buluşmaya ikna etme” adına uygulayabileceğin etkili bir stratejiden uygulamalı olarak bahsediliyor. Üstelik bu uygulayabileceğin stratejilerden sadece 1 tanesi…
33 yaşındayım ve kız arkadaşımla 3 senedir beraberiz. Bu 3 sene boyunca benim onun emrine amade olduğum konusundaki sonsuz güveni iyice arttı. Her şeyi ben ödüyorum. Buluşmalarımızdan bahsetmiyorum, onları zaten ben ödüyorum da onun masrafları da benim üzerimde. Okul giderleri, faturaları, kirası ve hatta işe gidip gelirkenki taksi parası (hanımefendi toplu taşıma kullanacak değil tabii ki(!)).
Finansal köle olmuşsun.
Karşılığında da sürekli olarak işimde, ilişkide ve genel olarak hayatta başarısız biri olmakla suçlanıyorum ve aşağılanıyorum.
Birader, bir erkeği bu kadar berbat bir ilişkide kalmaya zorlamanın tek yolu, onu zekice ama sinsice bir manipülasyonla ne kadar aşağılık biri olduğuna, ilişki ne kadar kötü olursa olsun bu ilişki olmazsa ilişkisiz kalacağına, hiçbir kadının yüzüne bakmayacağı bir hiç olduğuna inandırmaktır. Tabii ki bonus olarak da (!) onun gibi bir kadın yüzüne bakmaya devam ediyor, beraber olmaya lütfediyor diye ne kadar şanslı olduğuna inandırmaktır.
Sadistin sadizmini eyleme dökmesi için mazoşiste ihtiyacı var yani sende de bir değersizlik hissinin en azından potansiyel olarak ortaya çıkmayı bekliyor olması lazım ama senin bu ilişkiden çıkamama sebebin, başarılı bir şekilde bu hakaretlerin amaçladığı şeye inanıyor olman: daha iyisini bulamayacağına ve bunu hak ettiğine. Pardon bunu bile hak etmiyorsun ama işte şansına bak ki buna sahipsin.
Bu ilişkide tüm hobilerimden vazgeçmek zorunda kaldım zira kendi temel ihtiyaçlarım dışında kazandığım her kuruşu ona harcıyorum.
Oha, finansal köle derken öylesine demiştim ama sen gerçek bir finansal kölesin.
Zaten param olsaydı bile hobilere ve hatta arkadaş ve aileme bile vaktim yok. Arkadaşlarımla biraz vakit geçirmeye çalışsam, sürekli arıyor ve kavga çıkarıyor. Tüm zamanımı ona ayırmamı istiyor. Telefonuma ve tüm sosyal medyama girebiliyor ve en ufak bir kadın etkileşimi, iş için bile olsa büyük kavgalara neden oluyor.
Yok sen tamamen köle olmuşsun 😮
Hocam sen hasta bir kadınla, korkunç toksik bir ilişkinin içindesin. Tamamen bir sünepeye dönmen için başarılı bir şekilde manipüle edilmişsin. Senin gibi erkeklerle konuşup duruyorum (gerçi sen en kötü durumda olanlarından birisin) ve hemen her zaman bu erkeklerde 2 ortak özellik görüyorum:
(1) Erkek kadından statü ve kazanç olarak fersah fersah üstte. Hatta çoğu zaman tip olarak da öyle. Normalde, böyle bir adam böyle bir kadını istemez bile.
(2) Buna rağmen adam kadından ayrılmayı düşünemiyor bile. Kendini bu kadına muhtaç olduğuna o kadar inandırmış ki, büyü yapılmış gibi.
Bu ilişkilerdeki kadınlar genellikle erkeklerinden çok daha aşağıda olduklarının farkındalar (güzel olsalar bile ki genelde güzel de değiller). Zaten kendi beşpara etmez kişilikleri yüzünden dışlanan ve ilişkilerde başarısız insanlar olduklarından aşağılık kompleksi olur. Bu insanların temel ilişki stratejisi, karşılarındaki ne kadar aşağılık olduklarının farkına varıp terk etmeden, onları daha aşağı çekmektir. Bunu başardıklarında, partnerleri tarafından terk edilmezler ama bu sefer de partnerlerinin dönüştüğü sünepe erkekten tiksinirler ve adama hayatı daha da cehennem ederler.
Bu arada bu insanlar terk edilmekten korkarlar ve terk edilmemek için partnerlerini aşağı çekerler ama kendileri istedikleri zaman terk ederler.
En ufak şeyler için saatlerce kavga ediyoruz zira hiçbir durumda haksız olduğunu kabul etmiyor.
Buna daha önce değinmiştim yine söyleyeyim: Kadın aslında her durumda kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunu gayet iyi biliyor. O tartışmalara girmesinin amacı kendi haklılığını kanıtlamak değil, seni sürekli olarak “ne olur anla beni, ben haklıyım, ne olur kabul et” diye yalvartmak! Bir insan seni anlamazlıktan geliyorsa bir iki kere açıklama yaparsın ama ondan sonrası anlaşılmak için yalvarmaya giriyor. O nedenle bu kadın bu kavgalarda asla haksız olduğunu kabul etmeyecek, açıklama yaparak yalvarmaya devam edeceksin ve aşağı hissetmeye devam edeceksin.
Herkesin kendisine karşı olduğunu düşünüyor ama çevresindekilere nasıl davrandığını görmüyor.
Berbat bir kadınla, berbat bir ilişki içindesin. Çözümü de belli.
Ayrılmayı gerçekten çok istiyorum ama ayrılamıyorum. Tam olarak neden bilmiyorum ama ayrılmaya cesaretim yok.
Manipülatif ve toksik bir kadının sana sürekli olarak ufak ufak kan kaybettirmesine izin verdin. Şimdi ise 3 sene sonunda posan çıktı. Manipülasyon nedeniyle kendini bu kadına muhtaç hissediyorsun, tam tersi doğru olsa da.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Ne yapacağın belli. Sorun senin bunu yapabileceğine inanmaman. Sen şimdi manipülasyon ile posası çıkmış, kendisini zavallı gibi hisseden bir adamsın. Bırakmaya cesaretin yok zira daha iyisini hak ettiğine inancın yok. Ama bir erkeğin bu kadar zayıf kalması için sürekli manipüle edilmesi lazım yani sen bu kadını terk ettiğinde ilk başta çok kötü hissetsen de, bu kadınla iletişimi %100 kesersen, manipülasyon kesileceği için hemen iyileşmeye başlayacaksın.
Yapman gereken şey bu kadını hemen terk etmek ve bir daha asla iletişime geçmemek. Maalesef senin gibi kurbanların inandığının aksine, bu kadınlar kurbanlarını kaybetmekten çok ama çok korkarlar fakat kurbanlarını tam tersine inandırırlar. Ağızlarından “ben bıraktım mı bırakırım”, “sen olmasan da olur” anlamına gelecek çok laf duyarsınız ama kurban artık iyice manipüle olduğundan, bunları söyleyen kişi genelde tam tersidir gibi basit bir şeyi bile anlayamaz.
Maalesef dedim zira sen bu kadını bıraktığında, seni bırakmamak için ciddi rahatsızlık yaratacak. Sana tavsiyem bu kadını pek nezaket düşünmeden ghostla. Açıklama bile yapma hatta dinleme bile.
Bu kadın yüzünden alkolik oldum.
Bu kadınla devam edersen daha kötüsü de olacak.
İntiharı bile düşünüyorum.
Çok enteresan değil mi? Bu kadını terk etmek gibi aslında görece basit bir çözüm var ama sen kadını terk etmektense hayatı terk etmeyi düşünüyorsun. Bu, ciddi manipülasyondur. Berbat, normalde kimsenin 3 aydan fazla dayanmayacağı kadar berbat bir kadın olmadan yaşayamama getiriyorsun yani.
Senin durumunda olanların ilk anlaması gereken şeylerden biri, berbat, iğrenç biri ile birlikte olduğunu ve bu insandan ayrılarak hiçbir şey kaybetmediği.
Ben ne yapacağım?
Bu kadını hemen terk edeceksin. Hemen şimdi terk edemeyebilirsin ama hemen şimdi kendini buna hazırlamaya başla. Eğer kendi başına yapamıyorsan profesyonel yardım al ama bu kadını terk etmene yardımcı olacak bir psikologdan, gidip de “ay sorunlarınızı konuşarak çözelim” diyen birinden değil.
Mümkünse mesajla ve kısa süre içerisinde ghostlayarak. Konuşalım falan diyecek, konuşma! Bu kadın senden zeki ve seni nasıl manipüle edeceğini biliyor. Bu tür kadınlara karşı ben, bu insanların yazdıkları mesajları, suçlamaları, vs. okumayın tavsiyesi veriyorum. Okurlarsa manipüle oluyorlar.
Eğer aynı evde yaşıyorsanız, önceden bir iki hafta hazırlık yapıp terk et. Terk ettiğinde sana saldıracaktır. Mesaj ve konuşma kolay, onları okuma ve telefonlarına da çıkma. Kesinlikle ama kesinlikle buluşma. Evine gelirse içeri alma, ısrar eder olay çıkarırsa polis çağır. İşine, vs. gelirse de konuşma. Bu kadını kaba bir şekilde terk etmezsen seni ne kadar aşağılık bir pislik olduğuna ve onunla olmanın senin son şansın olduğuna ikna eder.
Son olarak bu kadını hayatından attıktan sonra, bu kadına neden kurban düştüğün konusunu da araştırman lazım. Neden bir kadının manipülasyona yatkın olacak kadar bir özdeğer problemin var ya da özdeğerini çöpe atmana neden olacak başka bir şey var (örneğin “sözünün eri bir erkek misin?“). Anlattığın kadın arıza bir kadın ama sende de normal kadınları bile delirtebilecek, kafana çıkaracak bazı zayıflıklar var.
New York Üniversitesi Profesörü, daha az erkeğin üniversiteye gitmesinin sonucu olarak ‘’çiftleşme krizi’nin ortaya çıkacağını ve Amerika’nın çok fazla meteliksiz ve yalnız erkek ürettiğini söyledi.
New York Üniversitesi profesörü Scott Galloway, Cumartesi günü CNN’ye verdiği demeçte kadınlardan sayıca çok daha az erkeğin üniversiteye gittiğini ve bunun bir “çiftleşme krizine” yol açtığını söyledi.
The Wall Street Journal’ın bu ayın başlarında ABD Eğitim Bakanlığı verilerine dayandırdığı haberine göre, 2020-21 eğitim öğretim yılının sonunda üniversite öğrencilerinin %59,5’ini oluşturan kadınlar, tüm zamanların en yüksek ‘’kadın üniversite öğrencisi’’ seviyesine ulaştı. Üniversite okuyan erkeklere bakıldığında bu yüzde %40.5.
Ulusal Eğitim İstatistikleri Merkezi’nden alınan verilere göre, 1970’de erkekler, üniversiteye kayıtlı olanların yaklaşık %59’unu oluştururken, kadınlar bu oranın %41’ini oluşturuyordu. Buna ek olarak, Journal önümüzdeki birkaç yıl içinde cinsiyetler arası eğitim seviyesi farkının artacağını ve böylece üniversiteden mezun olan her erkek ile karşılaştırıldığında bir mezun olan erkeğe iki üniversite mezunu kadın oranı yakalanacağını söyledi.
M.Galloway, CNN’e sorunun mevcut rakamlardan çok daha büyük olduğunu, çünkü kadınlara göre, erkeklerin okulu bırakma oranının daha fazla olduğunu söyledi. Aynı zamanda Bay Galloway, “Üniversite erkeklerin değil, kadınların alanı haline geliyor” dedi.
M.Galloway’e göre sorun, eğitimin kalitesinin artmamasına rağmen üniversitenin maliyetindeki artıştan kaynaklanıyor. Elit üniversitelerin başarılı öğrencilerin kayıtlarını artırmaya değil, lüks bir üniversite deneyimi sunmaya odaklandığını bildirdi. Ayrıca, üniversite çağındaki erkeklerin, onlarla aynı bölümde okuyan kadın meslektaşlarına göre daha fazla seçeneğe sahip olduğunu da sözlerine ekledi.
Ayrıca kendisi şu sözleri de söyledi: ‘’Bir erkek Florida’da bir inşaat alanında iş bulabilir veya 18 yaşında bir uygulama geliştirir, polis, itfaiye görevlisi olabilir veya alım satım işlerinde çalışabilir ve bu işlerden günde 100, 200 dolar kazanabilir. Ve bu, kişiye gerçek bir nimet gibi gelebilir.
Ancak Galloway, sınıflaştırmanın ötesinde bu bölünmenin toplum için varoluşsal bir tehdit oluşturduğu ve tehlikeli bir grup yarattığımız konusunda bizleri uyardı.
“Ülkede çiftleşme eşitsizliği var. Hatta üniversite mezunu kadınlar diploması olmayan erkeklerle birliktelik kurmak istemiyor’’ dedi ve ekledi: “Dünyanın en tehlikeli insanı, meteliksiz, yalnız adamlardır ve biz bundan çok fazla üretiyoruz.”
Dergi, bu sıçrama için geri dönüş ihtimali olmadığını da bildirdi. Kadınlar ülkedeki üniversite çağındaki kişilerin %49’unu oluşturuyor, ancak 2021-22 öğretim yılı için kadınların 3.805.978 lisans diploması için kolej başvurusu varken, erkekler sadece 2.815.810 başvuruda bulundu.
2020 sonbaharında, Los Angeles California Üniversitesi kayıt sayısını 3.000 öğrenci artırdığında, bu kontenjanların %90’ı kadınlar tarafından dolduruldu. The Journal dergisine göre, aynı dönemde UCLA’ya(bir üniversite) kayıtlı öğrencilerin sadece %41’i erkekti.
UCLA başkan yardımcısı Youlonda Copeland-Morgan, erkek başvurularının kadın başvurularla kıyaslanamayacak kadar az olduğunu, çünkü daha az erkeğin başvurduğunu söyledi.
Pell Yüksek Öğrenim Fırsatları Enstütüsü’nün kadim üyesi Thomas Mortenson, “Erkekler kayda değer bir hızla kadınlardan geride kalıyor” dedi.
Mahmut selam. 42 yaşındayım ve eşimden 5 ay önce boşandım. Aslına bakarsan bu siteyi boşanma aşamasında okuyordum ve hatta seninle de konuşuyorduk fakat tabii boşanmadan sonra piyasaya dönmem gerekince kadınlara yürüme kısmını okumaya başladım. Yazılar ve kitaplar çok faydalı oldu, teşekkür ederim.
1 ay kadar önce online dating uygulamasından 24 yaşında bir kızla tanıştım. Boşandığımdan beridir hatta ayıptır söylemesi mahkemeyi beklerken (anlaşmalı boşandık) zaten kadınlara yürümeye başlamıştım. Onca yıllık evlilik sonrası piyasada ilk 4-5 maceram yüz kızartıcı sıçışlarla bitti.
Boşandıktan sonra bu bana da olmuştu. Paslanıyorsun. İki üç sene yapma, unutuyorsun. 36 yaşında boşandığımda, daha önceden geçmişim ve başarım olmasına rağmen, ilk 6-7 buluşmamda, şurada yapmayın dediğim bazı şeyleri yaparak sıçmıştım. Ama işte geçmiş başarının ve tecrübenin etkisi, bir süre sonra olacağını ve pası atacağımı bilmekti. O nedenle depresyona girmek yerine, kısa sürede yeniden kalibre olayım diye buluşmalara odaklanmıştım.
Yani bu kıza geldiğimde, senin sitenin ve kitaplarının da sayesinde, antremanlıydım. Yalnız 10 yıldır evli olduğum için daha önce bu kadar yaş farkına maruz kalmamıştım. Aslına bakarsan erkek adam olmasa, bu kadar yaş farkının kesin engel olacağını düşünür ve bulaşmazdım bile.
Tamam 18 yaş farkı az değil ama birçok erkek kendilerinden 5-6 yaş küçük kızlara bile bana abi der, yaşlı der diye korkup yürüyemiyorlar! Oysa havuzdaki kadınlar çeşit çeşit. Bazıları 18 yaş büyük adam istediği kadar iyi olsun bakmaz, bazıları ise sadece 10+ yaş büyük erkeklere bakarlar. Kalan kısmı ise asla bakmayacağını düşünür ama karşısına beğendiği biri çıkana kadar böyle düşünür.
Kızla 2-3 gün mesajlaştım ve hemen buluşmaya çağırdım. İlk buluşmayı güzel bir rooftop barda yaptık. Aramızda cinsel yakınlık olmasa da gece eğlenceliydi. Aynı gece mesaj attı, biraz mesajlaştık. Ertesi gün akşam mesaj atıp dün gece çok iyi vakit geçirdim dedim ve bir buluşma daha ayarladım. 2. buluşmada aramızda yakınlaşma oldu ve bana geçtik. Gece birlikte olduk ve ondan sonra da bir hafta içerisinde, 24 yaşında, oldukça güzel ve bana her sabah günaydın aşkım yazan bir ilişkim oldu. Yani henüz biz neyiz falan yoktu ama mesajları çok eriyip biten türdeydi. “Seni özledim”, “ne zaman yeniden görüşeceğiz”, “iyi geceler aşkım” vs.
Buraya kadar bir sorun yok, eğer fazlaca ilişki kafasına girmediysen.
Sorun şu ki çok mesaj atıyordu. Ben bu kadar mesajlaşan biri değilim. Genç kadınlar böyle sanırım.
Önemli bir kısmı böyle.
Yanlış anlama bu beni soğutmuyordu aksine hoşuma gidiyordu.
Şimdi buraya kadar sorun yok. Olması gerektiği gibi. Kız sana, senin ona ulaştığından daha fazla ulaşıyor, oldukça ilgili görünüyor. Fakat ne yazacağını tahmin ettim: senden daha fazla mesaj başlatmanı talep edecek.
Birgün bana neden benim ona çok fazla mesaj atmadığımı sordu. Aslında ben ona yanıt veriyorum ama kastettiği benim mesaj başlatmamdı sanırım. Aslına bakarsan ben de altın orana göre mesajlaşma başlatıyordum ama ona daha fazla mesaj atmaya dikkat edeceğimi söyledim. Sonra da ona daha fazla mesaj atmaya başladım.
Şimdi hiç mesaj atmıyor değilsin. O nedenle burada yapman gereken doğruyu söylemek. “Bebeğim ben mesajlaşma insanı değilim, ama seninle konuşmak hoşuma gidiyor.” Ve kızı buluşmaya çağırmak. Burada onun sana uyması lazım ki eğer mesajlaşmadan sorun çıkaracaksa zaten altın orandan taviz vererek sorunu çözemezsin. Burada daha önce shit testi comfort test sanıp geçememek diye bir yazı yazmıştık ama buradaki sen de yeterince mesaj atıyorsan aslında shit test.
Hatam şu ki ben mesaj sıklığını arttırınca, onun mesaj sıklığı ve cevap verme aralığı düştü. Ben de ondan daha fazla mesaj atmamaya dikkat edemedim, aslına bakarsan kendimi kaptırmışım.
Böyle işte yokuş aşağı gider. Sen kızdan çok daha büyüksün ve o da kendinden çok daha büyük bir adamla olduğuna göre aslında senin çerçevene ve otoritene girmeye daha meyillidir.
Kötüsü, kız mesaj sıklığını azaltınca kaygı duymaya başladım ve daha fazla mesaj atmaya başladım. Bir yandan da kızdan daha fazla hoşlanmaya başladım.
Bu mesaj olayı muhtemelen sende “istediği gibi mesaj atmazsam bu genç kızı kaçırırım” psikolojisi yarattı ve istediğin için değil, atmak zorunda olduğunu düşündüğün için mesaj atmaya başladın. Bu zayıflık ve aynı zamanda kendin istediğin için değil onu kaybetme korkusu ile ekstra duygusal yatırım yapıyorsun. Bu da seni ilişkinin daha güçsüz tarafı yapıyor.
Sonra bir mesaj attım ve buluşalım dedim ama bu mesaja hiç cevap vermedi. Bu aşamada kendisine no contact uygulamaya karar verdim ama 3 gün sonra dayanamayıp iyi misin, ne yapıyorsun? yazdım.
Şimdi çoğu erkek bu ikinci mesajı “gerçekten merak ettim” diye savunur ama genellikle nedeninin bu olmadığını kendisi de dahil herkes bilir. İkinci zayıftı ama neyse ki toplumsal nezaket ve gerçekten bir şey olabileceği ihtimali ile yazdın ayağına kurtarır.
Kız online oluyordu ama mesaja bakmıyordu. Ergen gibi takip edip sinir olmaya başladım. Arayıp hesap sormayı bile düşündüm ama sonra “sana cevap bile vermeyeni mi arayacaksın?”. Orada bıraktım ve “bana ulaşmazsa bir daha hiç görüşmeyeceğiz” mantığında hareket etmeye karar verdim.
Sonuçta kızla online dating ile tanışmışım, aramızda resmi bir ilişki yoktu. Belki oyun oynuyor, belki tabak çeviriyordu. Takılıp kalmaya gerek yok. Bu yaşta o gençliği yeniden tattım daha ne olsun dedim ve online datinge devam etmeye başladım (ikimiz de onun isteği ile silmiştik).
Şimdi bir ayrıntı ama kız sana biz neyiz demiş. Biz neyiz direkt biz neyiz diye sorulmayabilir. Başkası ile görüşmeni istemiyorum diye sorulduğu da çoktur. Ve ikinizin de online dating uygulamasını silmenizi istemesi aslında başkasıyla görüşmeni istemiyorum demek ve o anda bunu yaparak sen de ilişkiye başlamışsın.
Bu yaşta o gençliği yeniden tattım daha ne olsun dedim mantığı bu devirde doğru mantık. Böyle kullanıp atacaklarsa tepe tepe kullanıp atsınlar daha ne olsun? 🙂 3-4 ay boyunca ilişki değerini anladığın bir kızla olana kadar devam. Ama sana sadece online takılmamanı tavsiye ederim. Gerçi eğer genç kızlarla görüşmek istiyorsan online daha iyi zira normalde bir araya gelemeyen iki demografiyi eşleştiriyor. Ama dışarıda hayat oyunu da oyna.
Bu kız da dediğin gibi ya sana bir ders vermeye çalışıyor ya da birilerini buldu. Aslına bakarsan ders verme ihtimali daha yüksek ve kötüsü ders vermekten ziyade, senin daha az aramanın kabul edilemez olduğunu düşünüp senden uzaklaşmaya çalışıyor olabilir. Sonuçta popüler propaganda sadece erkekleri değil, kadınları da etkiliyor. Kadınlar da bu propaganda nedeniyle en az erkekler kadar ilişkilerini sabote ediyorlar. Kadın bu tip bir adamdan hoşlanmamalıyım diye düşünüp bırakıyor ama sonra doğasının itkisi ile o adamın peşine düşüyor. Ya da bir adamdan bir sürü ilgi ve zaman talep edip, onu aldı mı adamdan soğuyor.
Bu aramama işi zordu ama. Daha genç erkekler daha duygusal ve duygu kontrolü düşük oluyorlar, onlar için daha zor olmalı. Sadece 1 ay ama yıllar sonra çok hoşuma giden ve bitince de içime oturan bir ilişki oldu.
Evet kolay bir şey değil ama bu maalesef tercih meselesi de değil. Senin iki mesajına cevap vermeyenin peşinde koşunca, geçici rahatlama ama daha sonra daha kötü acı yaşıyorsun. Genelde eline de bir şey geçmiyor.
Neyse bu kız ilk mesajımdan bir hafta sonra bana mesaj yazdı ve bana selam ne haber dedikten sonra neden bir haftadır mesaj yazmadığımı sordu 😀 İlk dürtüm kızım sen mal mısın yazmaktı. Tabii yazmadım ama şimdi buna ne cevap verilir ki? İki mesaj attım, neden cevap vermedin mi desem, mesajlara hiç değinmesem mi?
Oyun oynuyor. Böyle davrandı mı erkeklerin %90’ının ne yapacağını düşün. Senin yapmamak için kendini disipline ettiğin şeyi. Kızı aramaya devam edecekler. Kadınlar bunu bazen peşimden koşsun ve burnu sürtülsün ya da değerimi görsün diye yapıyorlar ama sorun şu ki bir erkek bunu yaptığında, ondan başta hoşlanmalarına neden olan büyü de kayboluyor. Ve erkek istediğini yaptı mı kadın da erkekten soğumaya başlıyor.
Bunu bir erkeğin shit test sayması doğru. Ama kadın aslında burada erkeği denerken bilinç üstünde gözündeki değerimi göreyim mantığı ile yapıyor. Fakat işte kadınlar genellikle kendilerini asıl çeken şeyin ne olduğunu bilmediklerinden, adamın çekiciliğini sağlayan şeyi, bir iki tık peşinde koşma gereksinimini adama yok ettiriyorlar. Sen bu tuzağa düşmedin.
Soruya gelelim. Bu soruya verilecek cevap basit: “Bebeğim 2 kere mesaj attım, senden cevap gelmeyince dedim ki her halde meşgul, sonra dönüş yapar. Sen ne yapıyorsun?” Verilecek yanlış cevap, kızın seni istemediğini düşündüğünü ima eden bir cevaptır. “İki kere mesaj attım ama sen cevap vermeyince görüşmek istemiyorsun diye düşündüm”. Erkek adam kadının kendisi ile görüşmek istemeyebileceğini değil meşgul olduğunu düşünür. Direkt hayır dese, reddetse bunu naz sanmaktan bahsetmiyorum, kız ortadan kaybolmuş, sevgilisi değil ya da çok yeni. Bu aşamada bir kız ortadan kaybolup geri gelebilir.
Şimdi sen kız seni istemiyor diye düşünsen bile bunu ona ima etmeyeceksin. “Bebeğim 2 kere mesaj attım, senden cevap gelmeyince dedim ki her halde meşgul, sonra dönüş yapar. Sen nasılsın ne yapıyorsun?” diye yazacaksın. Sonra da “hey görüşelim mi? Cuma veya Pazar boşum sana hangi gün uygun diyerek buluşma ayarlayacaksın.
Şimdi bundan sonra danışan aynen bu şekilde mesajlaştı ve şunlar oldu.
Mahmut bana dediğin gibi “Bebeğim 2 kere mesaj attım, senden cevap gelmeyince dedim ki her halde meşgul, sonra dönüş yapar. Sen nasılsın ne yapıyorsun?” dedim ve hiç uzatmadı. Evet meşguldüm bir de ailevi bir sıkıntı vardı onla uğraştım dedi. Ben “senin bir içkiye ve rahatlamaya ihtiyacın var bana gelsene” diyecektim ama kendisi “seni çok özledim bu akşam sana gelebilir miyim” dedi zaten 🙂
Çok rahat, çok profesyonel
Hemen atlayıp geldi ve kaldığımız yerden devam diyeceğim de kaldığımız yerden daha vahşi bir şekilde devam ettik. Anonimliğin arkasına sığınarak söylüyorum, bir ara o kadar çok ısırıldım ki, artık dayanamayıp yüzünü çevirmem gerekti 😮
Çok fena, zavallı sen 😀
Daha vahşi olması normal zira erkeklerin büyük çoğunluğunun yapamadığını yaptın. Kadınlar, özellikle genç ve güzel olanları, erkeklerin telefonlarını mesaja boğmalarına ve peşlerinden koşmalarına alışkınlar. Ben ona ne kadar ilgili ve diğer erkeklerden farklı olduğumu göstereyim diye erkeklerin %90’ının içinde bulunduğu sürüye giren erkeklere alışkınlar. 2 mesaj cevaplamama ile duygusal olarak darmadağın edemedikleri erkeklere alışkın değiller ve bunu yapabilen erkeklere rastladıklarında ise büyük bir arzu duymaları şaşırtıcı değil.
Dikkat et, senin 2 mesajına bilerek cevap yazmadı. Sen özellikle ulaşılmaz olmaya kasmadın. Tek yaptığın iki mesajına cevap yazmayan kızın peşinde koşmamak ki kendine saygısı olan her erkeğin yapması gereken bir şey. Karşındaki kadın da aptal değil, sen iletişimi kesince “2 mesajına cevap yazmadım, benim peşimde koşmayacak tabii” diye düşünecek kapasitede. Değilse zaten o kızla kısa süreli bile karın ağrısı merak etme.
Bunu şundan söylüyorum. 2 belki 3 mesaj atıp da hala cevap alamayınca “belki daha fazla peşinden koşmamı istiyor” diye düşünen çok erkek var. Bazen haklılar, kız daha fazla peşinden koşmanı istiyor olabilir. Ama sorun şu ki böyle istiyor olsa bile bunu yaparsa erkek itici olmaya başlıyor. Sonuçta kızların hak sanrılı, karın ağrısı ve narsist olanlarını çıkartırsan, ortalama bir kadın senin mesajlarını cevaplamadığın zaman ona yazmama hakkının olduğunu, eğer görüşmeye devam edeceklerse kendisinin yazması gerektiğini bilir. Aslında senin 2 mesaj sonrası artık kendisine mesaj atmadığını gördüğünde normal bir kadının sana olan saygısı artar.
Mahmut açık söyleyeyim, bu site olmasa ben bu kıza zaten yürümezdim. 42 yaşında bana anca 35 yaş üstü bakar diye online yaş sınırını 23 bile yapmazdım 🙂 Senin sanırım senden 15 yaş genç bir kız arkadaşın vardı, dedim demek ki oluyormuş.
Neyse hadi kızla bir şekilde oldu diyelim, o 2 mesajdan sonra mesaj atmaya devam ederdim. Arardım vs. Sonra da burada gördüğümüz bir sürü hikayedeki gibi hüsran ile biterdi muhtemelen.
“Sorun sende değil bende”, “şu an ilişkiye hazır değilim”, “arkadaş kalalım” … Bunlardan birini duyardın. Seç beğen al 🙂
İyi ki varsınız. Bunu da paylaşabilirsin, başarı hikayesi olan adam başarı aynı zamanda özeli olduğu için pek paylaşmaz sanırım ama sen paylaş. Genç erkeklere bir faydası olur.
Bu da bir etken. İnsan başaramayınca buraya geliyor, başarınca gelmiyor ama sen deyince kafama dank etti zira devam eden özel ikili ilişkisi olunca paylaşmaması oldukça etkili bir neden gerçekten.
Ben teşekkür ederim, şimdi yorumlarımla paylaştım.
Merhaba,
Çok önemli bulduğum bir Rollo Tomassi videosundan bahsedeceğim. Kanalımda düzenli olarak Rollo Tomassi videoları paylaşıyorum ve bu videoyu da yayın sırasına almıştım. Ancak çok önemli olduğunu düşündüğüm için yayın tarihini bugüne çektim.
Şu sorunu çoğu erkek yaşamıştır: Kadın ilişkide erkeğin koyduğu sınırlara saygı göstermez ya da erkek kadına sınırları göstermek zorunda kalır. Erkek “bu kadın benimle ilişki yaşamak için bunları yapması gerektiğini düşünemiyor mu?” diye düşünür. Eğer erkeğin kendine biraz saygısı varsa bu kızın rütbesini düşürür (uzun ilişki materyalı olmayan kız). Ancak birçok erkek kıza bu konuda bir sürü açıklamalar yapıyor. “Eğer bunları yapmaya devam edersen şöyle böyle olur vb.”
Ancak bu yüksek değerli erkeklerin yapacağı tarzda bir davranış değildir. Yüksek değerli erkek kızı bir şeyleri neden yapması/yapmaması gerektiği konularında açıklamaya boğmaz, kızın değer göstermeye layık olmadığını düşünür ve zamanı gelince sonraki kıza geçer.
Rollo Tomassi bu durumu güzel bir benzetmeyle açıklıyor: “Restaurantlara gittiğiniz zaman servis kötü oluyor ve çoğu insan bir kez gittiği restauranta bir daha gitmiyor. Çoğu kişi gidip “Neden bir daha gelmem biliyor musunuz? Siz bunu bunu yanlış yaptınız vb” demiyor, sadece çıkıyorlar ve geri gelmiyorlar. Ve sizde insanların neden işletmenize yeniden gelmediğini bilmiyorsunuz. Buradaki dinamik ile aynı şekilde. erkek yeteri kadar yüksek değer biriyse zaten bırakır ve gider, hiçbir zaman bu erkekler “İnstagramdaki açık saçık fotoğraflarını kaldırmadın, bana karşı bir arzun olduğunu hiç göstermedin vb” demezler. Yüksek değer erkekler “tamam, sıradakine geçebilirim artık” diye düşünürler. “Neden seninle böyle bir konuşma yapalım ki çıkar ve giderim” diye düşünürler. Çoğu erkek bana soruyor “Rollo sınırlarımı nasıl çizebilirim, bunu nasıl söylerim?” Hayır söyleme, o anlasın. Sınırlara uyar ya da gider.
Bir insanın, partnerinin cinsel ve romantik geçmişini kıskanmasına geriye dönük kıskançlık ya da retroaktif kıskançlık deniyor. Aslına bakarsanız zaman zaman, belli uyaranlar (mesela partnerin eski sevgilisinin ismini duymak gibi) nedeniyle insanın retroaktif kıskançlık yaşaması ve bunun bir süre devam etmesi anormal bir durum değil. Fakat retroaktif kıskançlık deyince daha çok bir çeşit obsesif kompulsif bozukluk tarzında, çok sık olan ve artık kişinin hayatını ve ilişkisini olumsuz etkileyen kıskançlıktan bahsediyoruz. obsesif kompulsif bozukluk diyoruz çünkü, OKB insanın belli negatif düşünce ve davranışları durduramaması durumu ve retroaktif kıskançlık da böyle bir şey. Burada sürekli elinizi yıkamıyorsunuz ya da kapıyı kilitlediniz mi diye kontrol etmiyorsunuz ama mesela sürekli partnerinizin geçmişi ile ilgili araştırma yapıyorsunuz, bu konuda kavga çıkarıyorsunuz, uykusuz geceler geçiriyorsunuz, vs.
Yine aynı şekilde insanın partnerinin geçmişini merak etmesi normal bir durum iken, retroaktif kıskançlıkta kastedilen partnerinin geçmişine hastalıklı ve takıntılı bir merak duyması ve bu konuda araştırmaya uzun zaman ayırması.
Gerçek retroaktif kıskançlık bozukluğuna eğilmeden önce ana akım psikolojide pek görmediğim ve birçok erkeğin aslında bozukluktan değil, mavi haplılıktan kendilerini düşürdükleri retroaktif kıskançlığa değinmek istiyorum. Bu genelde aşağıda vereceğim 2 örnekteki gibi oluyor:
26 yaşındayım ve 22 yaşındaki sevgilim ile 1 yıldır beraberiz. Bir ay önce bilgisayarını bende unutmuştu, ben şifresini girerken görmüştüm (şifresini bildiğimi bilmiyor) ve bilgisayarını unuttuğunu fark edip almaya gelene kadarki zamanda aleti biraz kurcaladım. Bir klasörde eski sevgilileri ile yatakta çekilmiş fotoğraf ve videolarını gördüm. Bildiğin amatör porno. Bilgisayarını kendisine verdiğimde bir şey demedim zira yaptığım suç olabilir ama içim içimi kemiriyor. Bir aydır haliyle aramız iyi değil ve ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Ben ise retroaktif kıskançlık pençesindeyim. Bunu nasıl aşacağım?
Kısa cevap: bunu aşmayacaksın. Bu retroaktif kıskançlık değil. Bu, kız arkadaşı yapmaman gereken bir kızın kız arkadaşı materyali olmadığını görmen ve buna rağmen hala beraber olmaya devam etmen. Bir kadın geçmişte birkaç sevgiliye sahip olabilir ama bunlarla video çekmesi ayrı bir kırmızı alarm, bu videoları saklaması büyük kırmızı alarmdır. Burada bu adam bunu gördükten sonra hissettiği şey bir obsesif takıntı bozukluğu değil, erkek benliğinin bu kızla beraberliği kaldıramaması. Fakat daha da önemlisi, bu geçmişe yönelik bir kıskançlık da değil zira gördüğün videolar bugün kızın bilgisayarında duruyorlar. Bir amatör porno sitesinden çıkmadılar, kız kendisi şimdi, şu an saklıyor.
Böyle bir durumda erkek hiçbir açıklama yapmadan kızı terk etmelidir. Bu durumu aşma yolu budur ve bu, retroaktif kıskançlık değil.
Kız arkadaşım eski sevgilisi ile arkadaş ve şu an her ne kadar arkadaş olduklarına emin olsam da geçmişlerine yönelik büyük bir kıskançlık hissediyorum ve bu beni çok rahatsız ediyor.
Yine aynı şekilde bu (hastalıklı bir) retroaktif kıskançlık değil, hiç de doğal olmayan bir aşk üçgenine karşı erkeğin hissettiği doğal bir tepki. Eski sevgilisi ile arkadaş olan (buna bir istisna eski sevgilinin arkadaş grubunda olması ve o grup bağlamında iletişim olması ama onu da kabul etmeyebilirsiniz), iletişimi olan kişilerle sevgili olmayın. Böyle bir sorununuz olmaz. Kızlar bunu medeniyet olarak yutturmaya çalışacaklardır. Yemeyin.
Aynı şekilde eski sevgilisinden veya sevgililerinden bahseden kadın, geçmişinde çok fazla sayıda partneri olmuş kadın, vs. de temel problem sizin aslında ilişki içinde olmamanız gereken biriyle birlikte olmanız ve burada çözüm bu kişi ile ciddi ilişkiyi bırakmanız. Bunları aradan çıkardıktan sonra geriye asıl konumuz kalıyor: aslında kızdan kaynaklı bir sorun yok ama siz kendi özdeğer problemleriniz ya da kaygılı bağlanma gibi sorunlarınız nedeniyle retroaktif kıskançlık yapıyorsunuz. Ortada bir sorun yokken tekrar eden düşünceler sizi kontrol ediyorsa, bunların baskısına karşı rahatlamak için sürekli olarak araştırma yapıyorsanız, kavga çıkarıyorsanız ve tabii ki bu davranışların kısa süren rahatlamalarının ardından daha da rahatsız edici bir düşünce sarmalına düşüyorsunuz.
Bu gibi durumlarda yaptığınız şeyin abartı olduğunu, düşüncelerinizin anlamsız olduğunu biliyorsunuz ama İngilizcede “pembe fili düşünme” sorunu gibi bir şey yaşıyorsunuz. Yani düşünmemek için kendinizi zorladığınız şeyi daha fazla düşünüyorsunuz. Sürekli düşündüğünüz bu şeylerin gerçek olmadığını biliyorsunuz ama sizin kendi özdeğer ve özgüven sorunlarınız bilinmeyeni olabilecek en kötü senaryo haline getiriyor. Ve bu günde birkaç kereden, sürekli düşünmeye kadar geniş bir yelpazede seyrediyor.
Burada sürekli olarak düşündüğünüz şeyler sizi, kompulsif davranışlara iter. Kompulsif davranışlar, takıntılı düşüncelerin neden olduğu yoğun sıkıntıyı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak için gerçekleştirilen yineleyici davranışsal ve zihinsel eylemler demek.
Bu kompulsif davranışlar sizin aslında üretken, sonuca giden bir şeyler yaptığınızı sanmanıza neden oluyor fakat tek yaptıkları sizin içinizdeki canavarı beslemek ve büyütmek.
Retroaktif kıskançlık, sizin belli bir tehlike altında olduğunuzu düşünmenize neden oluyor (partneriniz için yetersiz olabileceğiniz ve bu nedenle ilişkinin bitebileceği gibi bir tehlike). Bu “tehlikeyi” önlemek için kompulsif davranışlara başvuruyorsunuz ama bu davranışların sağladığı tek şey, sizin tehlike altında olduğunuzu düşünen tarafınızı besleyip büyütmek.
Partnerinizin geçmişte başkasını sevmiş olması sizi bugün de karşısına birinin çıkabileceği ve onu sevmeye başlayacağı korkusuna sürüklüyor. Ya da belki o kişiyi kıskanıyorsunuz. Ama aslında burada kişi mühim değil, önemli olan geçmişteki bu ilişkinin şimdi neyi temsil ettiği. Bunu anlamanız, retroaktif kıskançlıktan kurtulmanızın ilk ve en önemli adımı.
Retroaktif kıskançlık döngüsünü kırmak
Retroaktif kıskançlık döngüsünü kırmanın ilk adımı, döngüyü tanımlamak:
Partnerinizin ilişki geçmişi ile ilgili obsesif düşüncelere kapılırsınız.
Bu düşünceler sizde kaygı, yargı, kıskançlık, öfke gibi yoğun negatif duygular oluşturur.
Bu yoğun duyguların etkisinden kurtulmak için internette araştırma, saatlerce sosyal medyasını didikleme, takip etme ve konuşup kavga etme gibi davranışlara girersiniz ve bu kompulsif davranışlar sizi geçici olarak rahatlatır.
Fakat bu davranışlar, obsesif düşünceleri beslerler ve geçici rahatlama sonrası muhtemelen şiddeti ve sıklığı artan obsesif düşüncelere kapılırsınız.
Bu sitede birçok durumda kullandığımız, değişim önce davranışlardan gelir yöntemi ile bu döngüyü (obsesif düşünce > Kaygı > Kompulsif davranış ve geçici rahatlama > obsesif düşünce) kırabilirsiniz. Tahmin edebileceğiniz gibi burada kırma noktası kompulsif davranış.
Örneğin diyelim ki, kız arkadaşınızın geçmişi ile ilgili obsesif düşünce başladı ve sizin de kaygınız artmaya başladı. Bu kaygının kompulsif bir davranışa neden olacağını bilerek tetikte olun ve bu kompulsif davranışı yapmayın. Mesela böyle bir durumda kızın sosyal medyasını didiklemeye, bu konuda forumlara girip saatlerce okumaya, kızı arayıp aklınıza takılan bir ayrıntıyı sormaya, kafanızda geçmişteki anıları didikleyip bir ipucu bulmaya, vs. çalışacaksınız. Bu kompulsif davranışı yapmayın. Bu tabii ki çok zor zira kaygı içindesiniz ve bu davranış o kaygıya geçici bir rahatlama sağlayacak. Gidin yatağınıza kıvrılıp o kaygı ile ağlayın, alkol gibi zararlı maddelere sapmadan kafanızı dağıtacak bir şeyler yapın ama kompulsif davranışları yapmayın. Bu durumda döngüyü kıracaksınız ama unutmayın, kıracağınız şey, geri besleme döngüsü. Yani bu spesifik durumda retroaktif kıskançlık düşüncelerini beslemediniz ve bu nedenle bu düşünceler biraz zayıfladı. Ama tamamen gitmeyecekler. Sonra azıcık daha zayıf olarak yine gelecekler ve döngü başlayacak. Fakat siz her defasında kompulsif davranışlara karşı koyarsanız zaman içinde hem obsesif düşünceler hem de kaygı zayıflayacak.
Evet bu başlangıçta çok acı verici olabilir ama zamanla başarı şansı çok yüksek. Belki haftalar hatta aylar sürecek ama canavarı beslemediğiniz sürece canavarı açlıktan öldürebilirsiniz.
Bu biraz meditasyon gibi. Meditasyonda zihinsel odaklanmanız nefesinizden başka düşüncelere saptığında yapmanız gereken kendinizi paralamak değil, hemen nefesinize geri getirmektir. O nedenle bir kompulsif davranışa engel olamadığınızda ve bu davranışın ortasında ya da sonunda ayıktığınızda, “bittim ben” demek yerine hemen kaldığınız yerden devam edin. Kusursuz bir şekilde kompulsif davranışlarınızı engellemek zorunda değilsiniz, büyük çoğunluğunu engellemeniz yeterli.
Faydalı birkaç duruş
Retroaktif kıskançlığınızın, geçmişte olan olaylara değil, şu anki bir probleme işaret ettiğini ve bu problemin bir avatarı olduğunu söylemiştik. Bu problem genellikle özdeğer ve özgüven yoksunluğudur. Daha spesifik olursak, sizin özdeğer ve özgüveninizi ilişkinize fazlaca bağlamanızın sonucudur. Bizim bu sitede öğrettiğimiz bazı şeyler o nedenle retroaktif kıskançlığı da önleyecektir. Bunları okuma listesi olarak vereyim:
Kadınlara güvenmek, özellikle henüz evli olmadığınız bir kadının hayatınızdan muhtemelen gelip geçen biri olduğunu bilmek. Bu sevgiye ve aşka engel değil sonuçta siz ve çocuklarınız da dünyadan gelip geçeceksiniz ama bu onların sizi ve sizin de onları çok yoğun bir şekilde sevmesine engel değil.
Kadını hayatının merkezi yapmamak ve odağınızda her zaman amaçlarınızı ve hedeflerinizi tutmak. Bunun ilişkinizi (kadınınızı ihmal etmediğinizi varsayarsak), daha sağlam yapacağını söylemiştik.
İlişkilerin temel kuralı, kadınınıza onun size duyduğundan fazla ihtiyaç duymamak ve belli bir seviyeden fazla ihtiyaç duymamak.
Bir aydır bir kızla görüşüyorum. Bana hergün 4-5 kere mesaj atıyor ama hemen hergün mesajlaşma birden bire kesiliyor. En son mesajıma saatlerce cevap yazmıyor ki birçok defa ertesi güne kadar cevap yazmadığı oluyor. Bana bir iki hafta önce bana karşı hisleri olduğunu ama henüz bana aşık olmadığını söyledi.
Şimdi öncelikle görüşüyorum dediğine göre kızla aranda bir sevgililik ilişkisi yok. Hergün mesaj atması iyi ama arada pat diye kesmesi o kadar problem değil. İnsanların işi gücü var. Fakat eğer sen onun cevapsızlığı karşısında yazmaya devam ediyorsan bu sıkıntı. Sana cevap vermiyorsa hemen mesaj atmayı bırakmalısın. Ayrıca hergün seninle mesajlaşması özellikle seni arkadaş gibi sıradan şeylerle ilgili mesajlaşmanız çok doğru değil. Bu kız senin kız arkadaşın değil. Senin onunla mesajlaşmaya ve çok mesajlaşarak onun telefondaki “kız” arkadaşı olmaya soğuk bakman, çok mesajlaşmaman ve buluşma ayarlaman lazım.
Eğer bir kızla mesajlaşıyorsanız (kız arkadaşınız da olsa, henüz yeni görüşüyor da olsanız) gün içinde sürekli olarak işinizi bölüp mesajlarına cevap vermeyin. İşiniz bitsin ve arada mesajına cevap verin. Bir erkeğin bir kadının mesajına cevap vermek için sürekli olarak yaptığı işi bırakması, onun cepte olmasına ve görünmesine neden olur. Nereden bilecek demeyin. Gün içinde bir erkek her mesajına hemen dönüyorsa, o erkek ya boş bir erkektir ya da işini gücünü ona cevap için bırakmak zorunda hisseden zayıf bir erkek.
Burada sana söylediği söz sıkıntı: sana karşı boş değilim ama coşmuş da değilim. Bu kelime anlamı ile problem değil zira duygular zamanla gelişir ama bunun söze dökülmesi sıklıkla, yeterince umut verip çok da çekmeden uydu erkek yapma motivasyonuna işarettir.
Onu bir iki kere, eski erkek arkadaşı ile gördüm.
Onunla yeniden olur mu diye bakarken seni de kenarda tutuyor olabilir. Sana bütün gereksiz mesajlaşmayı minimuma indirmeni, gün içinde o kadar da ulaşılır olmamanı tavsiye ederim. Eğer mesaj atmaya devam ediyorsa, buluşma ayarla. Bu kadar ulaşılır olman, sana olan ilgisizliğinin nedenlerinden biri. Belki de en büyük nedeni.
Bana benimle bir ilişki düşündüğünü ama şu an hızlı gitmek istemediğini söyledi. Aslına bakarsan kızın beni oyaladığını ve cepte tuttuğunu düşünmeye başladım.
Evet, sana duymaktan hoşlanacağını düşündüğü şeyi söylüyor yani sabırla beklersem beraber olacağız umudunu veriyor. Bu aşamada yedek lastik olarak beklediğini varsayabilirsin.
Bir de beni sürekli olarak ekiyor. Kendisi buluşmak istese bile son anda başka bir işi çıkıyor ve beni ekiyor.
Bu da sana senin, kızın gözünde o başka işlerden daha önemli olmadığını söylemeli. Hani bir kere, iki kere tamam da, eğer daha fazla sayıda oluyorsa bu, önemli önemsiz işleri ve arkadaşları senden daha önemli demek.
Bu kız seni iki kere ektikten sonra hala her mesajına istekle ve hızlıca cevap veriyorsan, hala buluşma teklif ediyorsan, kıza dediğin şey şu: ben seni yedek lastik olarak beklerim, sorun değil.
Bir kadın sizi arka arkaya iki kere ekerse (daha önceden haber verdiğini varsayıyorum), “tamam sonra görüşürüz” deyin ve bir daha o size ulaşmadan ona asla ulaşmayın. Eğer kendinize hakim olamayıp da kıza ulaşırsanız, sizin ona, onun size olduğundan çok daha fazla ihtiyaç duyduğunuzu gösteriyorsunuz. Bunu yaptıktan sonra o kızdan saygı beklemeyin. Sizin kendinize saygınız yok ve bunu açık açık gösteriyorsunuz, kız size neden saygı duysun?
Bir de işin içinde hala eski erkek arkadaşı var ve sen hala ilişki bekleyen efendi erkek gibi kızın peşindeysen, bütün bu çöp davranışları sineye çekiyorum diyorsun.
Şimdi bu aşamada ne yapayım?
Öncelikle eski erkek arkadaşı hala hayatının içinde olan kızla sevgili ilişkisi istiyorsan bu “hayali” hemen bırak. Takılmaktan daha yukarısını isteme.
İkincisi, bu kızla gün içinde karşılıklı mesajlaşmayı bırak. Eğer seni iki kere ekti ise, sana her mesaj attığında kibar bir şekilde geç cevap ver ve konuyu uzatmamaya çalış. Kıza bu şekilde vereceğin mesaj, güzelim buluşmuyorsak mesajlaşmıyoruz. Benimle konuşmak istiyorsan, buluşmak isteyeceksin. Bu kıza yeniden buluşma da teklif etme. O edecek. Ve bu da son şansı olacak. Yeniden ekerse, yine aynı şekilde “sonra görüşürüz” de fakat bu sefer mesajlarına çok kısa cevaplar verip başından at. Eğer ne oldu derse, “mesaj arkadaşı olmakla ilgilenmediğini, yüzyüze görüşmediğin bir kızla mesaj iletişimine vaktin olmadığını” söyle ve orada bırak. Eğer yine buluşmak isterse sana gelecek. Dışarda buluşma yok. Bu kıza kesinlikle para harcama. İstemezse de bir an önce yakandan düşsün.
Umut kırıntıları ile yörüngesinde döneceğine, bir an önce hayatından çıksın daha iyi. Son olarak kız eski erkek arkadaşıyla görüşüyor ama sen başkasıyla görüşüyor musun? Başka kadınlara yürümeye devam etmelisin.