Bir takipçi ekşi sözlükteki bir girişe dikkatimi çekti. Linki aşağıda ama ben sonra silebilir diye tüm metni aldım:
yaklaşık 2 aydır görüşüyoruz. neredeyse her hafta sonunu birlikte geçiriyoruz, yani öyle ki örneğin cumartesi öğlen birde buluşup gecenin 2’sine kadar, ertesi gün pazar yine aynı şekilde görüşmeye devam ediyoruz.
2 ayda sürekli görüşüyorsun ama aranızda eğer bir ilerleme yoksa, kıza biz arkadaşız, benim kesinlikle cinsel bir tarafım yok diyorsun. Yürüme işi genellikle erkekten geldiği için, sen yürümeyince arkadaşa evriliyorsunuz.
ikimizde birbirimizle görüşeceğimiz anı iple çekiyoruz.
Bu konuda kesin bir şey söyleyemem zira sen “ben arkadaşım” sinyalleri vermeden önce belki senden cidden hoşlanıyordu ama muhtemelen kendi fantezini kıza da yansıtıyorsun.
hafta içi işten çok fırsatımız olmadığından dolayı 1 ya da 2 kez akşamları görüşebiliyoruz. ikimizde de mükemmel bir çekim var. bazen çaktırmadan birbirimize dokunmaya çalışıyoruz, elele tutuşuyoruz, kolkola giriyoruz, buluşma ve ayrılık anları özellikle daha bir çekim alanına giriyoruz, hadi ben gidiyorum ya da merhaba bahaneleriyle sarılma öpüşme çabaları karşılıklı. ama henüz o ince çizgiyi geçmeye ikimiz de cesaret edemedik.
Sen cesaret edemedin. Kızlarda genellikle o cesaret olmaz, erkeklerde olur. Şimdi bu arkadaş burada tamamen hayal aleminde olabilir zira kızlar erkek kankaları ile sarılıp, dokunup, kol kola girip ve hatta bazen el ele tutuşup yürüyebiliyorlar ama el ele tutuşmanın özel bir anlamı olmasından, kızın en azından başında da olsa ilgili olduğunu varsayacağım.
2 ay, kızın yörüngesinde atak yapmak için uygun anı beklemişsin ama sende cesaret olmayınca uygun an diye bir şey yoktur zaten.
Burada dikkat çekmek istediğim bir nokta da, kızdan ve kendinden bahsederken, tamamen aynı doğaya sahip iki kişiden bahsediyor gibi konuşuyor. Kadınlar ve erkekler eşittir özellikle yasalar önünde ve fırsat eşitliği olarak tamam. Ama bunu popüler kültür ve feminizm, kadınlar ve erkekler aynıdır gibi pazarlıyor ve birçok erkek bu propagandayı yiyor. Bu çocuk burada ben yürümedim demiyor bile. Karşılıklı yürümedik diyor.
Tekrar ediyorum, kızlar çekingendir genellikle. Cesaret erkekte olmalı. 2 ay tavşan tavşan yörüngede beklemek yerine, yürüyüp nihayete erdirmeliydi. Yapmamış.
onun da sebepleri var elbette ama onları sonra anlatırım.
15 gün önce iş seyehati için çok uzak bir ülkeye gitti. 12 saatlik falan bir uçuş yaptı. 10 gün orada kaldı ve önceki hafta döndü. jetlag vs falan derken, bir de yakın bir akrabamın cenazesi oldu o nedenlerle ancak dün görüşebildik.
gelelim sonrasına.
ilk muhabbeti “oo yüzün çok neşeli sevgili mi yaptın len sen” oldu. ben de “senden dolayı, 15 gündür yüzünü görmüyorum özledim” diye cevap verdim ama bir garip geldi yaklaşımı. işkillendim. neyse…
Evet, kızın muhabbeti kanka muhabbeti. Oğlumuz fark etmemiş ama kız bir yerde oğlumuzdan mesajı almış. Bu çocuk gibi davranan erkekler aslında 2 ay arkadaş arkadaş takılarak kızı sonunda “evet ya arkadaşız” demesine neden olabilirler. Gerçi 2 ay sürmemiştir o.
El ele deyince kızın baştan ilgisi var diye tahmin ediyorum ama çocuğun el ele dediği şey iki üç saniyelik bir şey de olabilir.
oturduk starbucks’ta her zamanki gibi, biraz sohbetten sonra “ee sende var mı bir şeyler sen bana sordun şimdi sıra bende” dedim. başladı anlatmaya. işte biriyle tanıştırmışlar, çok zenginmiş, evlenip oraya yerleşme ihtimali varmış, patronuna da anlatmış vs vs.. artık çalışmaktan yorulmuş, 40 yaşından sonra daha sakin bir hayat istiyormuş falan.
Sizleri, friendzone’a düşen kardeşimiz için saygı duruşuna davet ediyorum.
.
.
.
Oturabilirsiniz.
Hikaye burada bana kurgu gibi geldi ama yazarın diğer girişlerine baktım, troll gibi durmuyor.
ama o arada parmaklarını koparırcasına parmağındaki yüzüklerle oynamaya başladı. bir eliyle sürekli saçını düzeltme çabası kahkül falan işte. sevgili gibiyiz, işte ben de bilmiyorum. ocakta gelecek diyerek konuyu kapattı.
iyice emin olmak ve tepkisini almak içini;
-ee dedim peki siz şimdi sevgili misiniz yoksa sevgili gibi mi? anlamadım ben dedim, sevgili gibi, gidişatına bakacağım dedi ama yemedim, yer gibi yaptım. hakkında hayırlısı dedim konuyu kapattım.
Kız o adamla ne bilemem ama seninle kanka olduğu kesin. Senin flört sandığın şey belki başından beridir ama muhtemelen büyük çoğunluğunda arkadaşlıktı.
bu arada da kendisinin doğum günüydü, yurtdışında olduğu için kutlayamadık ve bu hafta kutlamak üzere sözleştik. kutlamak derken pastanede çay kahve pasta değil, akşam yemeği ve ardından bir eğlence mekanında geceyi kapatmaktan sözediyorum. he bir de ordan bana bir hediye almıştı onu verecek falan, oradayken fotoğrafını da atmıştı ve üzerine biraz geyik çevirmiştik, işte çok pahalı sana bir daha 2022’de hediye yok falan gibi takıldı. güldük eğlendik kapattık.
ee şimdi ben ne yapayım? stepne gibi hissettim amk kendimi. görüşmeye devam edip akışına mı bırakayım yoksa uzaklaşayım mı? karar veremiyorum bir türlü. resmen bu gece sabah 5’e kadar oturdum uyuyamadım, hem sinirden ve hem de kafamdaki soru işaret ve işaretçilerinden dolayı.
Next. Burada bırakması lazım. Bu iş burdan zor toparlanır, toparlamak için çaba harcamaya da gerek yok.
son not: kendisiyle gerçekten çok keyifli ve bir o kadar da kaliteli vakit geçiriyorum. zevklerimiz örtüşüyor, sohbetlerimiz akıcı, 12 saat birlikteysek neredeyse hiç susmadan geçirebiliyoruz bu 12 saati.
Ve gittikçe de daha kanka oluyor. Bu ne kadar mantıklı görünürse görünsün, hemen her zaman yörüngesinde döneyim belki beni sever gibi bir muhtaçlığın bahanesi olacaktır (yok ama muhabbet çok iyi).
velhasıl derin düşünceler içindeyim dostlar.
Aylarca mesajlaşıp, buluşup yürümemenin doğal sonucu. Yürüseydi ya kızla olurdu ya da başından ne olduğunu anlar ve bu kadar duygusal yatırım yapmazdı.