Zor, saygısız ve istismarcı kız arkadaşım – vaka çalışması

Corey Wayne’in Zor, Kaba ve İstismar Edici Kız Arkadaşım yayınının çevirisidir.

Bugün konumuz “zor, kaba ve istismar eden kız arkadaş”.

Bunca yıl boyunca, rahat, kolay anlaştığınız ve size nazik davranan bir kız arkadaş bulun tavsiyemi defalarca duymuşsunuzdur. Şimdi ele alacağımız vakadaki erkek ise, böyle olmadığı bariz bir kız arkadaşa sahip.

Kendisine insaflı davranmak adına, benim çalışmalarımla, bu kadınlar birlikteliğe başladıktan çok sonra tanışmış. Kendisinin de itiraf ettiği gibi son derece muhtaç biriymiş ve kadının peşinden çok fazla koşmuş. Yani temel olarak, kız arkadaşını kendisine bir beta erkek, üstünde tepinebileceği bir ayak paspası ve korkutup sindirebileceği gibi davranması yönünde eğitmiş.

Vakayı okurken göreceğiniz gibi, kadın sinirlendiğinde “çok özür dilerim majesteleri” moduna geçiyor. Yani tüm gücü kadına verdiği gibi, kadını ufak çaplı bir despot olacak şekilde eğitmiş ama aynı zamanda kadın da fabrika ayarından arızalı bir tip gibi görünüyor. Birazdan duyacaklarınız, sınırlar çizip bu sınırları korumazsanız, bir kadının size ayak paspası gibi davranmasına izin vermeniz durumunda neler olacağını göstermesi açısından iyi bir vaka.

Bu ikili yaklaşık 2 yıldır beraberler. Yani birkaç haftadır beraber olduğu bir kadından bahsetmiyor, bu sağlıksız ilişki dinamiği uzun süredir devam ediyor. 2 senedir bu şekilde devam eden ilişkiyi düzeltecek adımlar atmak ve bu adımların işe yaraması, yeni başlamış bir ilişkide bu adımları atmaktan ve bu adımların işe yaramasından çok daha zor.

Şimdi vaka çalışmasına geçelim.

“Merhaba, ismim Bob. 40’lı yaşların başındayım ve eşim vefat ettiğinden beridir, 2 erkek çocuğa tek başına babalık yapıyorum. Sizi bir buçuk yıldır takip ediyorum ve “3% Man” kitabını 10 kez okudum. İki çocuklu, boşanmış bir kadınla yaklaşık 2 senedir beraberim.

İlişkinin başlarında fazla peşinde koşmak, fazla muhtaç davranmak gibi birçok hata yaptım ve bunun sonucunda sürekli olarak bir sıcak bir soğuk davrandı. 

Bu genellikle erkek, bir maskülen, bir feminen davrandığı zaman olur. Maskülen davrandığında, sana ilgisi artar, beta ve feminen davrandığında sana ilgisi azalır ve senden uzaklaşmak ister. İlgisi azaldığında ve uzaklaşmak istediğinde, daha cadaloz, daha huysuz ve daha kaba davranır çünkü erkeğe saygı duymamaya başlar. Erkek kancık gibi davranmaya başladığında saygısı azalır. Siz kancık gibi davranırsanız, o da size kancıkmışsınız gibi davranır.

Tam bu sırada sizin yayınlarınızla karşılaştım. Davranışlarımı büyük oranda düzelttim ama ilişkimiz düzelmeye başladığında, soğuk, uzak davranmaya başlıyor ve bana ilgisini tamamen kaybetmiş gibi görünüyor.

Kitapta “Kadınlar kedi gibidir” adlı bir bölüm var. Bir kadınla uzun süreli beraber olduğunuzda, bazen bir miktar soğuk ve mesafeli olabilir ve erkeğin bundan etkilenmemesi gerekli. Erkek kadını kendi haline bırakırsa, kadın birkaç gün sonra geri (eski haline) döner. Ama erkeğin muhtaç ve fazlaca kadın peşinde koşan bir geçmişi varsa, kadının en ufak bir sessizliğinde ya da ufacık bir coşku azalmasında, erkek korkuya ve kaygıya kapılır. Kadının duygularının hava durumu gibi rastgele değişebileceğini anlamak yerine, otomatik olarak, “bir şeyler yanlış gidiyor, bunu hemen düzeltmem lazım” diye düşünmeye başlar.

Oysa erkeğin, kadının inip çıkan duyguları ile dalgalanmaması, kısa süreli inişlerde kuyruk acısı hissetmemesi, kadını o süre boyunca kendi haline bırakması lazım. Ama eğer kadın çizgiyi aşmaya başlarsa, istismarcı ve kaba davranmaya başlarsa, erkeğin bunu suratına vurması gerekir.

Eğer partneriniz size iyi davranıyorsa, ödül olarak sizin zamanınızı ve ilginizi almalı. Eğer size kötü ve kaba davranıyorsa, bu davranışı ise sizi özlemek ile ödüllendirilmeli. Partneriniz size kaba davranıyorsa, size kötü davranıyorsa, sizinle zaman geçiremeyeceğini öğrenmeli. Bu kadar basit. Çünkü neye tolerans gösteriyorsanız, o şeyin daha fazlasını davet edersiniz. Kimse, size yapılmasını teşvik etmediğiniz bir şeyi size yapamaz. Eğer bu şeyleri kabul ederseniz, karşınızdakine “bana bunları yapabilirsin, problem değil” dersiniz.

Bana yeniden nazik davranmaya karar verdiği zamanlarda, bu şeyleri defalarca konuştuk. Bana, hiçbir duygu hissetmediği, donuk, en ufak şeylerin bile kendini boğduğu bir moda girdiğini söyledi.

İşte bu nedenle de, bu duygusal donukluk zamanlarına karşı umursamaz olmalısın, bunları kişisel ya da seni reddetme olarak algılamamalısın. Sabah, uyumadan öncekinden değişik bir ruh haliyle uyanması, senin düzeltmen gereken bir şeylerin yanlış olduğu anlamına gelmez.

Sürekli olarak partnerinin gözündeki yerini merak edip duramazsın, bu çok muhtaç bir davranış. Bu muhtaç mod, çocukken genellikle annenden ve babandan yeterince ilgi ve takdir görmediğin için, yeterince sevildiğini hissetmediğin için olur. Böyle bir geçmişin sonucu, senin yetişkin hayatında yeterince sevilmeyeceğini var sayıp durman olur. Yeterince sevilmeyeceğine inandığında da, bu tahmini sevgi eksikliğini, karşındaki insandan sevgi dilenecek şekilde ona yapışarak kapatmaya çalışırsın. Partnerin üzgün, kızgın ya da kötü bir ruh halinde olduğunda, bunun senin suçun olduğunu var sayarsın. Partnerinin kötü ruh halinin sorumluluğunu ve suçunu üstüne alırsın.

Oysa partnerin huysuz olduğunda, “sakinleştiğinde bana ulaşabilir” de diyebilirdin. “Kaba olduğu zaman ona yakın olmak istemiyorum” diyebilirsin. Partnerin sana nazik davranmak zorunda. Bir kadının sana kötü davranmasına, gıkını çıkarmadan katlanmamalısın.

Bir kadının sana kötü davranmasına, gıkını çıkarmadan katlanırsan, daha fazla kötü davranmasına davetiye çıkarırsın ama bununla da kalmaz, partnerin tarafından kötü davranılmaya ses çıkarmadığını gören başka kadınlar da sana kötü davranmaya başlarlar. Örneğin kız çocuğun varsa, o da sana kötü davranmaya başlar çünkü sen çevrene, “bana kötü davranabilirsiniz, bu hiç sorun değil” mesajı veriyorsun.

Sevgilimin, bu yaşında bile devam eden, bir sürü anne ve baba problemi olduğunu biliyorum. 

Yetişkin bir kadını düzeltmek ve kurtarmak, senin işin ya da görevin değil. Eğer anne problemleri, baba problemleri varsa, bunu kendi başına düzeltmeli.

Anne ve babasının, erkek kardeşlerini ve küçük kız kardeşini kayırdıklarını düşünüyor.

Bu düşünce onu nasıl etkilemiştir? Tabii ki mağdur olduğunu düşünmesine neden olmuştur. “Başka herkes kendisinden daha fazla ilgi ve sevgi görüyor” diye düşünüyor. Bu nedenle de otomatik olarak “zavallı ben, ben mağdur edildim. Kimse beni sevmiyor. Kimse beni önemsemiyor” diye düşünüyor. En ufak şeyleri bile kendisine karşı yapılmış olarak algılıyor ki vakanın ilerleyen bölümlerinde bunun nasıl ortaya çıktığını göreceğiz. Erkekten, erkeğe söylemeden anlamasını beklediği, mantıksız beklentileri var. Erkek, kendisinden direkt istenmeyen bu şeyleri yapmadığında, kadın öfke nöbetine kapılıyor. Göreceğiniz gibi bu mantıksız beklentilerin bazıları son derece gülünç şeyler.

Uzun, mutsuz ve istismar içeren bir evlilik yapmış. Çocuklarından biri otizm spektrumunda olduğu için oldukça zor bir çocuk ve sevgilimin dediğine göre çok fazla strese yol açıyor.

Neden böyle biri olduğunu anlamak için terapiye başladı ama daha sonra terapide konuşulan konulardan hoşlanmadığı için terapiyi bıraktı.

Başka bir terapist bulabilirdi. Kadının bir sorunu var, sorunu olduğunu biliyor ve terapiye başlıyor. Terapist kaba ya da kendisini rahatsız eden şeyler söyleyince de terapiden kaçıyor.

Jim Ran’ın zamanında dediği gibi “ben senin için kendime iyi bakacağım, sen de benim için kendine iyi bak.” Kız arkadaşının kendine iyi bakması lazım. Eğer problemleri varsa, bunları çözmesi lazım. “Ay bu çok zor”, “ay terapist kaba şeyler söyledi” ya da “terapist kendimi kötü hissetmeme neden oldu” …

Terapinin amacı ne? Tüm terapistlerin iyi olduğunu iddia etmiyorum, eğer birinden hoşlanmadıysan başkasını bulursun. Başka terapistlerle görüşüp, kendisine yardım edebileceğini düşündüğü birini seçmesi iyi olur.

Geçen Noel Bayramında, eski kocası çocukları aldı ve o da benim evimde kalmaya geldi. Her şey çok güzel gidiyordu ve beraber vakit geçirmekten zevk alıyorduk. Sonlara doğru, sarılarak televizyon izleyip sakin sakin otururken, birdenbire bana döndü ve, iyi tarafının tükenmek üzere olduğunu söyledi.

Yani “önümüzdeki günlerde biraz manyaklaşabilirim, sana pek de nazik davranmayabilirim. Bu konudaki fikrin nedir?”

Burada izleyici doğru şeyi yapıyor ve “ne demek istiyorsun?” diye soruyor.

Bana, duygusal olarak donuk hissettiğini, bana kaba davranmak istediğini hissettiğini söyledi.

İzleyiciye kaba davranmanın sorun olmadığını düşünmesinin nedeni ne? Çünkü geçmişte defalarca kaba davrandı ve tüm bu davranışları yanına kaldı.

Kabalaşacaksa onu evine bırakacağımı, kendisi ile nazik biri olduğunda görüşmeyi tercih edeceğimi söyledim.

Sana karşı kabalaşacağını söylediğinde, sen ona karşı kabalaşmaya başlarsın. “Sana bir taksi çağırayım” dersin. “Tatildeyiz ve iyi vakit geçirmek istiyorum. Çocuklarım burada ve senin bana çocuklarımın önünde kötü davranmana izin vermeyeceğim” dersin. “Eğer kabalaşmaya başlayacaksan, evine gidiyorsun, senin kabalığınla uğraşamam” dersin. Bazen tek yapman gereken budur. Bunu yaparsan, muhtemelen özür diler.

Kadının erkeğe böyle bir şey söylemesi, erkeğin bunu onun yanına bırakıp bırakmayacağını görmek için. Çünkü erkek bir şey söylemezse, bir şeyler yapmazsa, omurgalı davranmazsa, erkeğe kötü davranmaya başlayacak. Kötü davranmaya başlayacak ve erkeğin kendisine haddini ve yerini bildirmesini bekleyecek. Bazen kadınınızı kucağınıza yatırıp kıçına şaplağı basmanız gerekir.

Tatilin kalanında normal davrandı.

Evet, çünkü sen kendisine tolerans göstermeyeceğini söyledin ve yapman gereken de buydu. Burada iyi iş çıkardın.

Tatilden sonraki 3 ay boyunca, oldukça uzak davranmaya başladı. Birkaç hafta önce de, benim yüzümden böyle davrandığını söyledi.

Söylediklerinde gerçeklik payı var zira onun böyle davranmasına izin verip durdun. Yani bu davranışa sen davetiye çıkardın.

İlk buluşmamızda bir içki aldığını ve tüm içkileri benim ödemem gerektiğini söylemek zorunda kaldığını, bu olayı kafasından atamadığını söyledi.

Para, bu çiftin ilişkisinde çokça sorun olan bir durum. Görünen o ki kadın, erkeğin daha fazla şeyin ödemesini yapmasını istiyor.

Bana soğuk davrandığı zamanlarda, bu konu tekrar gündeme gelip duruyor. “Eğer o içkiyi kendisi almamış olsaydı, her şeyin çok daha farklı olacağını söyleyip duruyor. Bunu inandırıcı bulmuyorum.

Kadınlar abartarak konuşurlar. Gerçekte söylemek istediği, ki bu vakadaki kadının iletişim becerileri berbat gibi, daha fazla şeyin masrafını karşılamanı istediği. Muhtemelen kazandığı para yeterli gelmiyor.

Benim cimri olduğumu söyledi ki bu doğru değil.

Cimri olan muhtemelen kendisi.

Birkaç hafta önce doğum günümdü. Beni ve çocukları yemeğe çıkaracağını söyledi. Doğum günümde ise, yeterince parası olmadığı, beni iyi bir yere götürmeye yetecek parası olmadığı için umutsuz hissettiğini söyledi.

Sana para konusunda zorluk çıkarmasının nedeni, kendisinin para konusunda zorluk yaşaması.Ama bunun suçunu sana atmaya çalışıyor. Bu kadının kendini aklama yöntemi bu. Kadının nasıl yetiştirildiğini, bir “mağdur” olarak büyüdüğünü unutma. “Yeterince sevgi görmüyor”. “Yeterince para almıyor”. “Zavallı ben” modunda yaşıyor.

Sevgi ve bağ ihtiyacını karşılamak için kullandığı sağlıksız yöntemlerden birisi, mağduru oynamak. “Annecik ve babacık bana yeterince sevgi vermedi. Abilerimi ve küçük kız kardeşimi daha çok sevdiler, onları daha fazla kayırdılar. Sahip olmadığın parayı harcamam gerekiyor. Sen çok kötüsün. Tüm paramı sana harcamama neden oluyorsun. Ay ben çok mağdurum. Zavallı ben. Benim için üzül.”

Pahalı bir yere ihtiyacım olmadığını, aslında dışarı çıkıp yemek yememize bile gerek olmadığını söyledim. Ama dışarı çıkma konusunda kendisi ısrarcı oldu.

Yemekte bana çok soğuk davrandı ve kızgın görünüyordu. Kendi doğum günümde çok rahatsız hissetmeme neden oldu.

Onu kenara çekip, “bugün benim doğum günüm ve sen herkesin önünde bana berbat davranıyorsun. Ya kendine çeki düzen ver, ya da neyin var neyin yoksa toplayıp git” demen gerekiyordu. Bazen kadınına bunu demen gerekir. Özellikle de seni ailenin önünde rezil ediyorsa. Onu kenara çekip “buna bir son vermen gerekiyor. Eğer böyle davranmaya bir son veremiyorsan, hayatımdan çıkıp gitmen gerekiyor. Seni daha fazla tolere etmeyeceğim” demen gerekiyor.

Sorun şu ki, sen fazla “naziksin”. Fazla yumuşaksın ve kadın sana ne yaparsa yapsın katlanıyorsun. Yani bu tür istismar edici davranışların daha fazlasına davetiye çıkarıyorsun.

Birkaç gün sonra buluştuğumuzda, doğum günümdeki davranışlarından dolayı özür diledi ama benim yüzümden öyle davrandığını da ekledi. Tırnaklarını ve saçını yaptırması için ona para vermeliymişim.

Senin yerinde olsam, “hayır, bu senin sorumluluğun” derdim. “Sen bir yetişkinsin ve ben bir yetişkin ile ilişki yaşıyorum. Bir çocukla değil” derdim. “Bir yetişkin gibi davranman lazım. Benimle bir daha bu şekilde konuşmayacaksın. Çok gülünç davranıyorsun.”

Eğer ona para verseymişim, güzellik için harcadığı parayı benim için harcayabilirmiş. Bu beni çok kötü hissettirdi.

Tekrar ediyorum, senin sorunun tam olarak bu. Onun sorunlarını kendi üstüne alıyorsun. Yani tam bir kancık, ayak paspası gibi davranıyorsun ve bu kötü davranışların daha fazlasına davetiye çıkarıyorsun.

Geçen hafta onu mangal yapmaya davet ettim. Bana geldiğinde aç olmadığını söyledi ve bu nedenle de mangal yapmayı bıraktım.

Şimdi bu aşırı bariz bir hata. Yaptığın hata bariz olmalı. Mangala çağırıyorsun, geliyor ve “aç değilim” diyor. Sen de mangal yapmayı bırakıyorsun. Bir şey yapıyorsun ve sırf onun için yaptığın şeyi bırakıyorsun. Bu bariz bir zayıflık.

“Ben kırmızı arabaları seviyorum” diyorsun ama kız “kırmızı arabalardan nefret ederim, ben mavi arabaları seviyorum” diyor. Bunun üzerine sen de “ya aslında kırmızı arabalar beni bazen gıcık etmiyor değiller, bu arada mavi benim favori rengim demiş miydim?” diyorsun. Kendi fikrini, ona uyumlu olmak için değiştiriyorsun.

Mangal yapmak istiyorsan, mangal yaparsın. Seninle kalabilir ya da isterse gidebilir. Sen zevk için gezintiye çıkmışsın, nereye gideceğini söylüyorsun. Önce geleceğim diyor sonra arabaya binince “ben oraya gitmek istemiyorum” diyor. Yapman gereken “tamam o zaman, eğer oraya gitmek istemiyorsan seni evine bırakayım” demek.

Birdenbire, hiçbir sebep yokken kızgın davranmaya başladı. “Ben eve gidiyorum” dedi. “İyi misin?” diye sordum. “İyiyim” dedi. “Geç oldu, çocukları uyutmam lazım”.

Bir kadın “iyiyim” dediğinde, genellikle iyi değildir, kızgındır. Kızgın olmasının nedeni, bir kancık gibi davranman. Sırf o aç değilim dedi diye, mangal yapmaktan vazgeçtin. Tahmin ediyorum ki mangal partisine sadece o gelmedi.

Acele ile evden ayrıldı. Saat 6:30’du ve çocukları saat 9’da uyurlar. İki oğlum da, olanları fark ettiler. 12 yaşındaki oğlum, “bütün bunlara neden katlanıyorsun hiçbir fikrim yok” dedi.

12 yaşındaki oğlunu dinlemen lazım. Bir kancık gibi davrandığını, 12 yaşındaki oğlun bile fark etmiş. Bütün bunlara tolerans göstermeye devam edersen ne olacak biliyor musun? 12 yaşındaki oğlun da sana bir kancıkmışsın gibi davranmaya başlayacak.

Birader, kendine biraz saygı göstermen lazım. Kimse sana, senin davet çıkarmadığın bir şey söylemez ya da yapmaz.

Gece beni aradı ve bana çok öfkeli olduğunu söyledi. Mangalda yeterince et pişirmediğimi ve evde yemek yapmak zorunda kaldığını söyledi.

Problem şu ki sen bir o yana, bir bu yana sallanıyorsun. Yapmak istediğin şeyi yapmıyorsun çünkü sürekli olarak onun onayını arıyorsun. Kadını, ilişkinin erkeği yapmaya çalışıyorsun. Bu oldukça mide bulandırıcı ve itici bir şey. Böyle davranmayı acilen bırakman lazım.

Kendisine, aç olmadığını ve bir şeyler yemek istemediğini söylediğini hatırlattım. “Sen yine de mangal yapmaya devam etmeliydin, mangal yapmaya devam etsen yerdim” dedi.

Mangal sırasında “ben mangal yapıyorum ve sen et yemek istemiyorsan, kapı orada” demeliydin. Çocukların orada ve sen sırf o aç değil diye mangal yapmayı bırakıyorsun.

Bu kadının ne düşündüğü konusunda aşırı endişe gösteriyorsun.”Mangal yapıyordum ama kadınım mangal istemiyor. Ben de onun bana kızmasını istemiyorum. O zaman mangal yok.”

Benimle güvende hissetmediğini söyledi.

Birçok kadının bacaklarını kapatan ve erkekleri neden seks yapmayı bıraktık diye merak içinde bırakan şey bu. Kancık gibi davranıyorsun, kız arkadaşın sana kızacak, bir şeyi beğenmediğini söyleyecek diye ödün kopuyor.

Maç izlemek için arkadaşlarını çağırmışsın, kız arkadaşını da çağırıyorsun. Kız geliyor ve “maç izlemekten nefret ederim” diyor. Sen de “herkes evlere, kız arkadaşım maç izlemek istemiyor” diyorsun. Bütün arkadaşların senin tam bir kancık olduğunu düşünüyorlar ve bir daha seninle maç izlemeye gelmeyecekler. Senin burada yaptığın şey bu. Seninle güvende hissetmediğini söyleme sebebi de bu. Çünkü, onun hoşuna gidip gitmediğine bakmaksızın, yapmak istediğin şeyi yapacak kadar erkek değilsin.

Ondan ayrılmayı çok düşündüm, ondan ayrılmaya çok karar verdim. Ama onunla iletişimi kestiğimde, bana gelip bu yaptığımın hiç hoşuna gitmediğini söylüyor.

Sen de bunun üzerine muhtemelen diz çöküp özür diliyorsun, belki ayaklarını öpüyorsun.

Ona karşı hislerim olduğu için, onu bırakamıyorum.

Senin muhtaçlığın ve yapışkanlığın bariz zaten. Kadının kancık davranmasının önemli bir nedeni de bu. Senin korkudan altına yapman, planlarını değiştirmen, onu memnun edeyim diye taklalar atman için, sinirlenmesi yeterli. Sen insanları hoş tutmak için her şeyi yapmaya hazır birisin ve bu da oldukça itici bir özellik.

Geçen gün ona, bensiz daha mutlu olacaksa, neden bana dönüp durduğunu sordum.

Kitabı 10 kere okudum diyorsun ama sonra kadına “beni neden seviyorsun?” diye soruyorsun. Bu aşırı zayıf bir hareket.

Bensiz tek başına yaşamaktan korktuğunu söyledi.

Böyle davrandığında, düzgün bir cevap alabileceğini düşünmüyorsun değil mi? Onun yanında kancık gibi davranıyorsun ve kadını ilişkinin erkeği yapmaya çalışıyorsun. “Ben aç değilim” diyor ve sen de “beni affet kraliçem, mangalı hemen bırakıyorum” diyorsun. Bu davranışların yüzünden senden tiksiniyor ve erkenden çekip gidiyor.

Buraya kadar anlattıklarımdan, bu kadının narsist olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bu olası ama kadını yeterince bilmiyorum ve uzaktan teşhis konulamaz. Zaten ben psikiyatrist değilim. Ama yazdıklarına bakarak, problemin önemli bir kısmının senden kaynaklandığını söyleyebilirim. Kancık gibi davranman büyük problem. Bunu çocukların bile fark ediyorlar. Kadının seni, çocuklarının önünde istismar etmesine izin veriyorsun. Kendine gel birader!

Bensiz daha iyi olacağını söylüyor ve ben de onun gitmesine izin veriyorum. Ama sonra neden bana geri geliyor?

Kitabı okuduğuna emin misin? 10 defa okuduğunu söylemiştin. Kitabı 10 kere okuyan birinin sormayacağı bir soruyu soruyorsun. Geri gelmesinin sebebi, gittiğinde peşinden gitmemen, gitmesini umursamaman.

Kitapta yazılan şeyleri bazen uyguluyorsun, bazen uygulamıyorsun. Omurga kazanman ve kadınına yerini bildirmen lazım.

Rahmetli eşimle böyle problemler yaşamamıştım. Beni haşlayacağını biliyorum ama tavsiyelerin benim için çok değerli.

Probleminin önemli bir parçası, onu memnun etmek için taklalar atmak. Onun seni herkesin önünde istismar etmesine izin veriyorsun. Bu gerçekten çok kötü. Omurgasız olduğun için sana saygısı yok. Sen bir erkek olarak omurga göstermediğinde, kadın senin yanında güvende hissetmez. Sen aşırı omurgasız olduğundan o da aşırı saygısız ve gülünç davranıyor. Senin maskülen özüne güveni yok. Böyle davranman onu kurutur, senin etrafında olmak istememesine neden olur.

Sen ise erkek ile kancık arasında gidip geliyorsun. İstikrarlı bir şekilde erkek gibi davranmaman senin probleminin çok önemli bir öğesi. Bazen erkeksin, bazen küçük, yaralı bir çocuk.

Kontrol edebileceğin şeyleri kontrol etmeye başlaman lazım. İstikrarlı bir şekilde omurgalı, maskülen olman lazım. Kadının kıçını öpmek için taklalar atmayı bırakman lazım. Bu şekilde davranman seni kötü duruma sokuyor ve çocuklarına da berbat bir örnek oluyorsun. Çocukların bile sana “baba sana böyle davranmasına neden izin veriyorsun? Ona haddini bildir, erkek ol” diyorlar.

Davranışlarını düzeltmezsen, bir sonraki kadınla da sorunlar yaşayacaksın.

Tabii senin kız arkadaşının da sorunlu biri olduğu çok bariz. Kendini düzeltmesi lazım ama bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Ama sen de sürekli zayıf ve beta davranarak, bu davranışları besliyorsun.

Mahmut Abi’nin notu: Corey Wayne’in tavsiyelerine katılmakla beraber, kadının erkek ne yaparsa yapsın aşırı sorunlu ve arıza biri olduğu çok açık. Erkek davranışlarını mutlaka düzeltmeli ama bu kadını hayatından geri dönüşsüz olarak atması gerekecek.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize özellikle de toksik ilişkiler rehberi kitabına bakabilirsiniz.

Suçluluk hissettirme (guilt trip) nedir?

Birçok insanın toksik bir ilişkiyi bırakamama sebebi sevgi ya da korku değil, suçluluk duygusu. Bu suçluluk duygusu da hemen hemen her zaman, gerçek bir suçluluğa değil, ilişkide manipülatif ve toksik olan partnerin karşısındakinde aktif bir şekilde ortaya çıkarmasına dayanıyor.

Evet bu bölümde, suçluluk hissetirme (ingilizce’de guilt trip) denilen ve birçok insanın farkında olmadan içine düştüğü bir manipülasyona değineceğiz.

Suçluluk hissetirme tuzağına düşen birçok insan, bu manipülasyonun farkında değil. Eğer bu manipülasyona uğrayan biriyseniz, bu manipülasyonun farkına varmanız, daha doğrusu hissettiğiniz suçluluğun sizde özel olarak yaratıldığının farkına varmanız önemli. Manipülatif partnerin sizin aleyhinize olacak şekilde kullandığı bu silah, sizin kendi duygularınız olduğu için, bunun farkına vardığınızda, aslında kontrolü elinize alıp bu silahı etkisiz hale getirebileceğinizin de farkına varacaksınız. Çünkü siz suçluluk duymanız gerektiğine inanmadığınız sürece, kimsenin size suçluluk duyduramayacağının farkına varacaksınız.

Duygusal olarak dengeli ve dayanıklı bir insan, toksik partnerin ihtiyaç ve isteklerini onun yerine kendi sırtında taşımaz, taşıması gerektiğine inanmaz ve inandırılamaz. Toksik ve manipülatif insanın dışardan baktığınızda zeka yoksunu bir aptallıkla, çocukça bir inatla ve gülünç bir şekilde tekrarladığı bu talep ve söylemler, karşısında duygusal olarak dengeli ve dayanıklı bir insan olduğunda, toksik ve manipülatif insanın kıçına tekmeyi yiyip kapının önüne konulması ile, aşamayacağı şekilde ghostlanması ile sonuçlanır.

Duygusal olarak dengeli ve dayanıklı olmayan, çocukluklarından itibaren sevilmek ve değer verilmek için böyle şeyleri kabul etmeleri gerektiğine inanmış, kabul edilmek için sorumluluk ve suç kendinde olmasa bile bir şeyler yapması gerekenin kendisi olduğuna inanmış, duygularını yönetemeyen ebeveynlerinin gazabını üzerlerine çekmemek ya da onlar tarafından ihmal edilmemek için sürekli onların duygularının sorumluluğunu yüklenmiş insanlarsa, sevilmek ve değer verilmek için başka çareleri olmadığını düşünerek, bu talepleri sırtlarına alırlar. Kendilerini kullanan ve manipüle eden toksik partner için üzülürler, ona yardım etmeye çalışırlar ve bunun için bizzat bu insanın üzerlerinde uyguladığı istismara boyun eğerler.

Bu zihin yapısındaki birçok manipülasyon kurbanı, bunu bir güç olarak bile görür.  Birçoğu bütün bu istismara dayanarak, yeterince acı çekerek, toksik partnere onu ne kadar sevdiklerini ispatlayabileceğini ve birgün onun tarafından istismarsız ve acısız bir şekilde sevileceğini umar. Ama maalesef toksik partnerin elinde istismar edilen patner ne yaparsa yapsın ve ne kadar uzun süre yaparsa yapsın, hiçbir zaman, toksik partnerin umrunda olmayacaktır. Toksik partner bir ihtimal karşısındakini istismar ettiğini kabul etse bile, unutmayın bu düşük bir ihtimal, partnerin bu istismarı sonuna kadar hak ettiğini, ona onun yüzünden böyle davrandığını söyleyecektir.

Bu yolun sonunda mutluluk yok. Birgün birdenbire ya da zaman içinde, artık mutlu bir ilişki yaşamanızı sağlayacak bir dönüşüm asla olmayacak. Böyle bir ilişkideyseniz tüm emeğiniz ve zamanınız, dipsiz bir kuyuya akıyor ve emeğinizin karşılığını asla alamayacaksınız.

Narsist bir kadın ya da erkekle ilişkilerde çok görülen suçluluk hissettirme, istisnaları olsa da, çoğu zaman diğer partnerde zaten varolan bir zayıflığın kullanılmasına dayanır. Burada istismar edilen partnerin, çocukluktan öğrendiği bir başkalarının sorunlarını kendi sorunu yapma, kendi sırtına alma, kendi sorumluluğu haline getirme problemi vardır. Böyle bir zaafı olmayan insan, narsistin suçluluk manipülasyonuna “mal mıdır nedir?” diye tepki verirken, böyle bir zaafı olan insan, narsistin suçluluk hissetirmek için dediklerine dünden razıymış gibi inanır.

İyi olan şu ki, böyle sağlıksız bağlanma stilleri çok erken çocukluktan gelseler bile, sebepleri ve neden olduğu yaralar bilinç seviyesine çıkarılarak iyileştirilebilirler. Bu, söylemesi kolay yapması oldukça zor bir şey olsa da, ilişkilerde istismara dünden razı bir şekilde girmemek için, içinden geçmeniz gereken bir süreç.

Fakat bazı insanlar, başka insanların duygu yönetimini yüklenmeyi bırakmak istemez çünkü öz değerlerinin, oynadıkları bu role bağlı olduğunu düşünürler. Böyle bir insan, partneri tarafından istismar edilmeyi istemez ama öz değerini karşısındakinin tüm duygularının sorumluluğunu almaya endekslemenin, hemen hemen her zaman duygusal istismara gittiğini anlamaz.

Bir insan diğerinin duygularının sorumluluğunu sırtına aldığında, diğer insan her kötü veya üzgün hissettiğinde, bunun suçunu da yüklenir. Durumun doğası gereği, suçu üstüne almaktan kaçış yoktur. “Bu insanı mutlu etmek benim görevim ama bu insan mutsuz ise bu benim suçum değil” diyemezsiniz. Eğer bir insanın mutluluğu sizin göreviniz ise, mutsuzluğu sizin suçunuzdur.

Tabii ki gerçekte, bir insanın mutlu olması sizin göreviniz değil. Her yetişkin insanın mutluluğu, o yetişkin insanın kendi görevidir, mutsuzluğu ise kendi suçudur. Hiçbir yetişkinin, başka bir yetişkini, mutluluğunu görev edinmeye zorlamaya hakkı yoktur.  Başka bir yetişkinin mutluluğunu üzerinize almamak, istismar ya da kötülük değildir.

Örneğin bir romantik ilişkiye devam etmek istemiyorsanız, karşınızdaki insanı, o üzülecek ya da üzülüyor diye terk edemediğinizde, karşınızdaki kişinin mutluluğunu göreviniz haline getiriyorsunuz. Kendi ihtiyaçlarınızı ve geleceğinizi düşünmeniz ise otomatik olarak suç, suçluluk duymanız gereken bir şey oluyor. Oysa her yetişkin insan, reddedilme ve terk edilme ile kendi başına, kendi duygularını yöneterek başa çıkma ile görevlidir. Bu görevi üstlenmeyip, ayrılmak istediniz diye suçlu veya kötü bir insan değilsiniz.

Aslına bakarsanız bir insanın sizi koltuk değneği gibi kullanmasına izin vermemeniz, o insanın ruhsal ve duygusal olarak gelişimine katkı sağlar ve o insana yaptığınız bir iyiliktir. Bu insanın kendi duygusa gücünü yönetmesi için onun duygu yönetimini üstlenmemek, o insana verebileceğiniz en iyi hediyelerden biridir.

Toksik ve istimara uğranan bir ilişkiden, suçluluk hissi nedeniyle çıkamamak, hemen her zaman, ilişki sırasında karşı tarafın duygularını çok fazla ve sağlıksız bir oranda görev edinmekten kaynaklanır. Bu da hemen her zaman kişinin özdeğer eksikliğini, partneri tarafından kullanım değeri ile karşılamaya çalışmasından kaynaklanır.

Toksik ve istimara uğradığınız bir ilişkiyi bitirmek istediğinizde, istismarcı partneri çok üzdüğünüzü ya da onun hayatını mahvettiğinizi duyabilirsiniz. Tüm bu melodram içerikli suçlamalar, sizin kendinizi düşünme cüreti gösterdiğiniz için yoğun bir suçluluk hissetmeniz için tasarlanmış manipülasyonlardır.

Burada ilk yapmanız gereken şey, şunu ortaya çıkarmak: Gerçekten suçluluk mu duyuyorsunuz yoksa suçluluk hissini, bu kişinin birgün size istediğiniz değeri vereceği fantezinize sarılmak için mi kullanıyorsunuz? Bunu yaparken, bu kişinin size istediğiniz değeri asla vermeyeceğini aklınızdan çıkarmayın.

Eğer gerçekten suçluluk duyduğunuza karar verirseniz, kendinize şu soruları sorun:

“Yetişkin bir insan, kendi davranışlarının sonuçlarını yaşamak istemiyor diye, neden siz suçluluk duyuyorsunuz?”

Eğer kendi davranışları yüzünden mutsuz olduysa, öyle davranmamalıydı.

“Neden, daha iyi davranılmayı hak ettiğinizi düşünüyorsunuz diye suçluluk duyacaksınız?”

Eğer daha iyisini hak ettiğinizi düşünmüyorsa, sizi çok da umursamıyor demektir.

İlişkinize dışardan bakarak bu soruları tekrar sorun.

“Ahmet, Selin’e kötü davranıyor, bağırıyor, küfrediyor, sürekli kavga çıkarıyor. Bu durumda Selin, Ahmet’i terk ederse, bu Ahmet’in suçu mu, Selin’in mi?”

“Selin, kendisine daha iyi davranılmasını istediği için suçlu mu?

Selin’in kendisini düşünerek Ahmet’i terk etmesi suç değil. Ahmet ne kadar üzülürse üzülsün suç değil. Bunu iddia edenler, Ahmet ya da Ahmet’in arkadaşı, Selin’in hayatından hemen atması gereken toksik insanlar.

İlişkide neyin sizin suçunuz, neyin onun suçu olduğunu yazın. Eğer sizin suçunuz olan şeylerin listesi çok kısa ise, neden tüm suçu üstünüze almanız gerektiğini hissediyorsunuz? Bunu düşünün çünkü sorununuzun kaynağı tam olarak bu temel inanç.

Neden böyle davranılmayı hak ettiğinizi düşünüyorsunuz?

Böyle davranılmayı hak etmiyorsanız, neden size böyle davranılmasına izin veriyorsunuz?

Bunları düşünmeye başladığınızda, asıl şeytanın karşınızda değil içinizde olduğunu, içinizdeki bu şeytanı sizi kullanmak üzere karşınızdaki hastalıklı insana yönelttiğini göreceksiniz. O kişiyi hayatınızdan atmak tabii ki içinizdeki şeytana büyük bir darbe vuracak ama asıl savaş içinizde, dışarıda değil.

Bu arada önemli bir suçluluk hissettirme manipülasyon aracı da göstere göstere, bak beni ne kadar üzdün, yıprattın diye ağlamaktır.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize özellikle de toksik ilişkiler rehberi kitabına bakabilirsiniz.

 

Manipülatif, toksik insanların akıl oyunları

Yayınlarını Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları Kitap Seti ve Daha iyi bir yaşam için yayın serisi olarak derlediğimiz Dr.K.’nın en son yayınlarından birisini çevirdim.

Giriş

Bu bölümde, ilişkilerde manipülasyonu konuşacağız.

Toksik ve istismar içeren ilişkiler yaşamış birçok insanla çalıştım (diyor Dr.K.). Bu insanlar ya sağlıksız ya da toksik ilişkiler döngüsüne giriyorlar ya da toksik ebeveynlerle, kardeşlerle ya da iş arkadaşları ya da patronlarla ile başa çıkmaya çalışıyorlar. Aynı zamanda sosyopat, narsist insanlarla da çalıştım. Bu iki grup insanla çalışmam sonucunda, toksik ve istismarcı olan tarafın belli davranış kalıplarına sahip olduğunu gördüm. Bu davranış kalıplarının farkına varmak, toksik tarafın kendini düzeltip daha sağlıklı ilişkiler yaşaması için, kurbanın ise karşısındakinin kendisine ne yaptığının farkına varması, düşmanın üzerinde kullandığı stratejileri bilmesi için çok önemli.

İstismarcı partnerin genellikle bilinçsiz bir şekilde uyguladığı, istismara uğrayan partnerin ilişkiye saplanıp kalmasına neden olan ve basamak basamak ilerleyen teknikleri ele alacağız. Bu teknikler genellikle o kadar sinsiler ki, çoğu zaman istismara uğrayan taraf bunların farkına varmaz. Böyle bir ilişkide olan arkadaşınıza “bu kişi senin için iyi değil, sana iyi gelmiyor” dediğinizde, bu arkadaşınız size her şeyin yolunda olduğunu ve sorunları çözebileceğinizi söyler. “Kimse mükemmel değil ama o benim iyiliğimi düşünen biri” gibi şeyler söyler. Siz de arkadaşınızın, partnerinin kendine yaptıklarını nasıl olup da göremediğine şaşırıp durursunuz. Bu bölümde umarım, bu manipülasyon tekniklerinin, kurbanı kendilerine yapılan şeylere karşı nasıl tamamen kör ettiğini anlayabileceksiniz.

Birinci Evre: Değerlendirme (Manipülasyona giden yol)

Bu aşamada istismarcı partner, normal bir insanın tolerans göstermeyeceği ama kendisinin sürekli yaptığı şeylere tolerans gösterebilecek birini bulmaya çalışır. İstismarcı kişi, karşısındakinden istediği şeyleri almak için kullandığı istismarcı davranışlarına karşı kırılgan birini arar. Bunun için de çok basit testler yapar ve bu testler de genellikle sizin sınırlarınızı, sevgi dolu bir şekilde ihlal etmek şeklinde olur.

Sınırlarınız ihlal edildiğinde, sizin buna vereceğiniz tepki, genellikle sınırlarınızı ihlal eden kişinin size gönderdiği duygusal sinyallere göre değişir. Bir insan sizden bir şey çalarsa ve bunu yaparken “senden hoşlanmıyorum, sana zarar vermek istiyorum” sinyalleri gönderirse, beyniniz hiçbir karmaşaya düşmeden tepki verir. Karşınızdakinin size zarar vermek istediğini, kötülük yapmak istediğini bilirsiniz. Bu durumda böyle birini hayatınızdan atmak görece çok kolaydır.

Manipülatif ve istismarcı biri ise, sizin sınırlarınızı (en azından başlangıçta) sevgi ve şefkat ile ihlal eder. “Sana dokunulmasından hoşlanmadığını biliyorum ama çok güzelsin, sana dokunmadan duramıyorum” diyerek dokunup durur. Ya da “bugün çok yoğun olduğunu söyledin ama seni düşünmeden duramıyorum, o yüzden bir sürü mesaj attım” gibi şeyler söyler. Yani sizin sınırlarınızı ihlal ederken, size pozitif ya da övücü duygusal sinyaller gönderir.

Toksik partner, sizi bu şekilde dener ve değerlendirir. Eğer size doğru duygusal sinyalleri gönderirlerse, sizin sınırlarınızı ihlal edip sizden istediği şeyi koparıp koparamadığına bakar.

İstismara uğrayan ya da uğrayacak partnerin ise, kendi kırılganlıkları, güvensizlikleri vardır. Sevilmek ister, övülmek ister, kendisini arzulayan bir partner ile romantik ilişkide olmak ister. Bir de tabii popüler kültür bize, gerçekten tutkulu ilişkilerin, birbirlerine vurmalı, bağırmalı olduklarını, şiddetli bir kavganın birden bire tutkulu öpüşmelere yol açtığı bipolarlığın aşkmış gibi gösterilir. Kendi güvensizlikleriniz ve popüler medya koşullanması ile, karşınıdaki insan size sevgi sinyalleri gönderdiği sürece, sınırlarınızı ihlal etmesinin pek dert olmadığını sanırsınız.

Bir insanın pozitif ve şefkat dolu sinyaller gönderirken sizin sınırlarınızı ihlal etmesi, sizin aklınızı karıştırır, aklınızda çok büyük bir soru işareti oluşturur. İstismarcı size karmaşık sinyaller gönderdiği için, bir istismar kurbanı olduğunuzu anlayamazsınız.

Toksik partner bu aşamada partnerinin, doğru sinyallerle ve nedenlerle yapıldığında, sınırlarının ihlal edilip edilmeyeceğine izin verip vermeyeceğini anlamaya çalışır. Toksik partner, sizin sınırlarınızın doğru nedenlerle ihlal edilmesine izin verdiğinizi gördüğünde, ikinci test aşamasına geçer.

İkinci Evre: Test Evresi

Manipülatif partner, birinci aşamada, sizin doğru nedenlerle yapıldığında, sınırlarınızın ihlal edilmesine ses çıkarmadığınızı ya da çıkaramadığınızı görmüştür. İkinci aşamada ise, sınırlarınızı başka hangi nedenlerle ihlal edebileceğini, başka hangi nedenlerle sınırlarınızın ihlal edilmesine ses çıkarmayacağınızı ya da çıkaramayacağınızı test eder. Burada istismarcı partner, temel olarak sizi kontrolcü ve manşpülatif davranışa açık hale getiren diğer zayıf noktalarınızı arar.

Bu aşamada manipülatif partner, partnerinin kafasını oldukça karıştıran bir şey yapar. Partnerini kızdıracak ya da kıracak bir şey yapar ama sonra özür diler. Partnerini kırdıktan sonra sadece özür dileyerek bu yaptığının yanına kalıp kalmayacağına bakar.

Sorun şu ki, bir insanın özür dileyebilmesi, çoğu zaman o insanla ilgili olumlu bir göstergedir. Bir insan sizi kırdığında ya da kızdırdığında özür diliyorsa, o insan iyi bir insandır ya da iyi niyetlidir dersiniz. Ama manipülatif ve istismarcı bir insan ile karşı karşıya olduğunuzda, özür dilemek bir manipülasyon aracına dönüşür. “Ben bu insana kötü bir şey yaparsam, özür dileyerek bu işten yırtabilir miyim?” stratejisinin bir aracı olur.

Burada normal bir hata ve özür olayını aşan şey şu. Manipülatif ve istismarcı biri, sizin sınırlarınızı ihlal eder ve sonra özür diler. Ama orada durmaz. Sizin sınırlarınızı ilkin hafif bir şekilde ihlal etse de, sınır ihlalleri çok daha kötüleşmeye başlar. Bunun klasik örneği, fiziksel ya da duygusal şiddet gösteren partnerin, sonra dönüp “çok üzgünüm, bunu hak etmedin, lütfen bana bir şans daha ver, seni çok seviyorum, ben bazen hatalar yapan bir insanım, sarhoş olduğumda ne yaptığımı bilmiyorum, söz veriyorum değişeceğim, vs, vs, vs” demesi. Bu kişi burada aslında, sadece özür dilemenin yetip yetmeyeceğine bakar. Eğer özür dilemek yetiyorsa, kötü davranışı yapmaya ve sonrasında özür dileyip af dilemeye devam eder. Örneğin manipülatif bir erkek, birgün karısını döver ama sonra çiçekler alıp, değişeceği konusunda yeminler edip af diler. Fakat bir süre uslu durduktan sonra karısını yine döver ve ertesi gün yine af diler.

Manipülatif kişinin yapabileceği başka bir test de, hangi başka duyguların, sizin sınır ihlallerine ses çıkarmamanızı sağladığını test etmek. Partner örneğin “bu haftasonu görüşelim mi?” sorusuna “bu haftasonu çalışmam lazım bebeğim” yanıtını aldığında, bu tür bir manipülasyon yapabilir. Burada manipülasyondan konuştuğumuzu yani davranışın göstere göstere ve şiddetli olmayacağını hatırlatalım.

Manipülatif partner bu cevap üzerine haftasonu arayıp “bu hafta gerçekten çok depresifim. Çalışman gerektiğini söylemiştin ama kötü hissediyorum işte … ama sen çalışmaya devam et aşkım, ben kendi başımın çaresine bakarım. Ben burada bunalımlardayım, ama sen çalışmaya devam et aşkım, benim için endişelenme. Başımın çaresine bakabilirim” gibi şeyler söyleyebilir. Burada partner, üzülmesini, sınır ihlalinde kullanıp kullanamayacağını test eder. Partner aynı zamanda öfkeyi de kullanabilir. Örneğin “işin her zaman benden daha önemli” diye kızabilir. Ya da suçluluk duygusunu kullanabilir.

Bunun manipülasyon mu yoksa sağlıklı bir ilişkinin normal bir parçası olup olmadığını anlamanın bir yolu var. Manipülatif test, sanki sizin savunma sistemlerinizi test ediyormuş gibi ard arda değişik silahlar kullanır. Önce üzüntüyü kullanır ve bu çalışmazsa öfkeyi kullanır ve o da çalışmazsa birden özür dilemeye başlayabilir ve bu da çalışmazsa sonrasında size suçluluk duygusu tuzağı kurabilir. Manipülatif bir partner tek bir duygusal teknik kullanmaz ve sizin değişik duygularla dolmanıza neden olur.

Eğer partneriniz değişken duygusal tepkiler verip duruyorsa, bir pasif agresif, bir suçluluk duygusu ile dolu, bir özür diler şeklinde sürekli duygudan duyguya atlıyorsa, anormal bir insan ile toksik, sağlıksız bir ilişkide olduğunuzu anlayabilirsiniz.

Üçüncü Evre: Duygusal kafa karışıklığı / Duygusal manipülasyon evresi

Burada anlamanız gereken şey, bu insan bunu, neler yaparsam yanıma kalır diye bulmak için yapıyor. Ama aynı zamanda bu testler ile, sizin kafanızı aşırı karıştırıyor ve sürekli olarak bu kişinin duygularına tepki verir durumda kalıyorsunuz.

İşte duygusal manipülasyon da tam olarak burada size tesir etmeye başlıyor. Çünkü, duygusal olarak dengede olursanız, duygusal olarak manipüle edilemezsiniz. Manipülatif ve istismarcı insanlar, her şeyden önce, kafanızda kocaman bir soru işareti yaratırlar. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilemez hale gelmenizi sağlarlar. Birgün bir şekil hissedersiniz, başka gün başka bir şekil. Ve içsel olarak karmakarışık olduğunuzda da, artık duygusal manipülasyon için verimli topraklara dönersiniz. Çünkü siz ne hissettiğinizi bilmemeye başladığınızda, karşınızdaki sizde duygu yaratacak davranışlar icraa etmeye başlar.

Başlangıçta “seni çok seviyorum, ondan sana dokunmadan duramıyorum” diyen, sonra “sen eskiden bundan hoşlanıyordun, ama şimdi eskisi gibi dokunmuyoruz. Nerede hata yaptım. Çok kırgınım, benden git gide uzaklaşıyorsun” demeye başlar. Sürekli taktik değiştirir, örneğin kızgınlık gösterir. “Ben sana ne yaptım? Böyle davranmana inanamıyorum. Tüm eski sevgililerim de böyle şeyler yapıyorlardı”.

Bu tür değişen duygular karşısında kafanız karıştığında, manipülatör size istediği duygusal enerjiyi gönderebilir. Sizi suçlu hissettirebilir, üzgün hissettirebilir, kızgın hissettirebilir. Artık duygusal bir pusulanız kalmaz ve duygusal manipülasyona çok açık biri haline gelirsiniz.

Dördüncü Evre: Her şey sizin suçunuz evresi

Dördüncü evrede manipülatör sizi, kendi duygusal durumunun sorumlusu haline getirir. Manipülatör kızgın hissettiğinde siz suçlu hissedersiniz, manipülatör üzgün hissettiğinde siz yine kendinizi suçlu hissedersiniz. “Bir şeyleri yanlış yapıyorum” dersiniz.

Manipülatör bazen de sizden uzaklaşabilir, pasif agresif şeyler yapmaya başlayabilir. Bir çok sıcak, bir çok soğuk olabilir. Bu durumda da siz, neyi yanlış yaptığınızı bulmaya çalışırsınız.

Bu aşama, toksik ilişkinin tüm zehrinin kişinin içine işlediği aşamadır. Çünkü manipülasyona uğrayan kişinin kızgın olup olmaması, seviliyor hissedip hissetmemesi, vs. tamamen manipülasyona uğrayanın davranışlarına bağlıdır. Bu da, kişinin toksik bir ilişkide olduğunu anlayamamasının önemli nedenlerinden biridir. Çünkü kontrol sizdeymiş gibi hissedersiniz. “Eğer yeterince seversem”, “yeterince ilgi gösterirsem”, “tüm mesajlarına hemen cevap verirsem”, “ne isterse yaparsam”, onu içindeki şeytanlardan koruyabilim dersiniz.

Bunun klasik bir örneği, evi sürekli temiz tutarsam, akşam yemeğini zamanında hazırlarsam, kocam eve geldiğinde beni dövmez diye düşünen kadındır. Burada istismara uğrayan kişi, istismarın suçlusu kendisiymiş gibi, istismarı kontrol altında tutması gereken kendisiymiş gibi davranır. Bir South Park bölümünde karakterlerden biri, “Neden sana vurmama sebep oluyorsun, anlayamıyorum” diyordu.

Sorumluluk tamamen istismar edilen kişinin sırtına yüklendiğinde, istismarcı tüm sorumluluktan kurtulur. Birçok insanın bu tür toksik ilişkilerden çıkamama nedeni, tamamen aciz hissetmeleri değil tam tersine, her şeyi doğru yaparlarsa, durumu düzeltebilecekleri hissidir. Kişi eğer sınır ihlalerine daha fazla sessiz kalırsa, karşısındakine her istediğini verirse, onun istediği gibi biri olursa, bu aşırı gelgitli insanı kontrol edebileceğine inanır.

“Yumurta Kabukları Üstünde Yürümek” (Türkçe’de diken üstünde olmak deyimine karşılık gelen “Walking on Eggshells) adlı, sınırda kişilik bozukluğu olan biri ile yaşamı anlatan çok güzel bir kitap var. Bu deyim, böyle biri ile yaşamı çok güzel açıklıyor. Böyle toksik biriyle yaşamak için sürekli parmak uçlarında yürümek gerekiyor ve yanlış bir şey söylediğinizde ya da yaptığınzda, toksik partner sürekli olarak patlıyor. Ama bu patlama onun suçu değil, güya sizin suçunuz, onun patlamasına sebep olacak bir şey yapmamalıydınız(!).

Böyle bir ilişkiden çıkmanız zor zira ilişkiden çıkmak istediğinizde, karşınızdaki kişi tüm o duygusal manipülasyon taktiklerini üstünüze salacak. Örneğin “ben bu ilişkiyi bitirmek istiyorum” dediğinizde belki öfkelenip “pes edeceğini biliyordum, sende bu ilişkiyi yürütecek yürek olmadığını sana söylemiştim, işler biraz kötüleşince, kaçacak bir korkak olduğunu söylemiştim” gibi şeyler söyleyecek. Ya da belki suçluluk duyuyormuş gibi ağlamaya başlayacak, çiçekler alacak ve “yemin ediyorum terapiye başlayacağım” gibi şeyler söyleyecek. Belki gerçekten de terapiye gidecek. Toksik, manipülatif ve istismarcı birini terk etmek istediğinizde, bu kişi size karşı birçok duygusal manipülasyon tekniği kullanacak.

Manipülatif ve istismarcı kişinin iyiyken çok iyi olması

Manipülatif ve istismarcı kişiyi terk etmeyi gerçekten zorlaştıran bir şey daha var. Toksik kişi her zaman o kadar da kötü biri değil. Aslına bakarsanız benim gördüğüme göre, manipülatif ve istismarcı kişi ilişkinin yarısında berbat biri ama ilişkinin kalan yarısında da gayet iyi, en azından iyi olmaya çalışan biri.

Buna klasik bir örnek, madde bağımlısı ebeveyn. Bir çocuğun madde bağımlısı anne ya da babasını kendi başına bırakması zordur zira bu ebeveyn, madde etkisi altında değilken gerçek bir suçluluk duyar, işleri yoluna koymayı, kaybettiğiniz zamanı yeniden kazanmayı, iyi bir ebeveyn olmayı ister. “Çok üzgünüm, sen bunları hak etmiyorsun. Hadi gel bugün en sevdiğin şeyi yapalım. Baban daha iyi bir baba olmak için elinden geleni yapacak, söz veriyorum” der. Bunları söylerken samimidir ve çocuk da bu ebeveynin potansiyeli için ondan kopamaz. Ama sorun şu ki, ebeveyn her zaman böyle değildir. Her zaman ayık olmaz ve örneği alkol tükettiğinde, bambaşka biri olur.

Manipülatörlerin, aralıklı pekiştirme tekniğini doğal bir şeymiş gibi kullanabilmeleri gerçekten çok ilginç:

Aralıklı pekiştirme (intermittent reinforcement), bir davranış sonrası ödülün düzensiz ve (en azından görünürde) rastgele aralıklarla verilmesi durumudur. Aralıklı pekiştirmeye maruz bırakılan bireyler, diğer pekiştirme tiplerine göre (sabit aralıklı ve öngörülebilir pekiştirme) ödüle ulaşmak için çok daha fazla emek harcarlar ve dahası ödül uzun süre ufukta görünmese bile birgün geleceğine inançlarından çaba harcamaya devam ederler.

Manipülatör rastgele bir şekilde çok iyi bir  sevgiliye dönüşür ve aynı şekilde rastgele bir şekilde berbat bis sevgiliye dönüşür. Siz de kendinizi, her zaman çok iyi sevgili olması için ne yapabileceğinizi düşünüp dururken bulursunuz.

Manipülatif birinden ayrılmak

Manipülatif birinden ayrılmak istediğinizde, bu kişinin sizin üzerinizde çok çeşitli duygusal manipülasyon taktikleri kullanacağını söylemiştik. Manipülatif partner bunun yanında, ailenize, arkadaşlarınıza ve hatta iş arkadaşlarınız ya da patronlarınıza ulaşabilir. Sizi ilişkide tutmak için elinden gelen her şeyi deneyebilir.

Şimdi şunu da belirtmem gerekiyor ki, bu tip toksik insanlarla çalışmalarımdan da gördüğüm üzere, bu insanların çok az bir kısmı kötü insanlar ya da bunu kötülük olsun diye yapıyorlar. Sizi bu insanların taktiklerine karşı bilinçlendirmek istiyorum ama bu insanları şeytanlaştırmanızı istemiyorum. Bu insanların böyle davranmalarının sebebi, bu şekilde sosyalleşmeyi öğrenmiş olmaları. Narsist ya da sosyopat olanlarının oranı çok düşük, %1 civarında. Çoğu zaman bu insanlar çok kötü insanlar olduklarından değil, kendi içsel, duygusal durumları kötü ve kaotik olduğundan böyleler.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Kaynak: How To Beat A Manipulator’s Mind Games

Sınırda kişilik bozukluğu (borderline personality disorder) ilişkiyi bitirememenizin 7 sebebi

Sınırda kişilik bozukluğu (borderline personality disorder) hastası bir insan ile ilişki cehenneme dönse, kişinin hayatını mahvetse bile birçok insan bu ilişkiden kopamıyor. Bu bölümde, kişinin bu ilişkiyi bitirmesi gerektiğini anladıktan çok sonra bile, ilişkiye devam etmesinin 7 yaygın nedenini konuşacağız.

Tedavi edilmemiş sınırda kişilik bozukluğu olan bir ilişki, duygusal olarak, lunapark hız trenine binmek gibidir. Bu hız treni ilk başlarda oldukça yoğun ve kendinden geçirici bir zevk verebilir ama zamanlar insanı tüketen ve yıkıcı bir sürece dönüşür.

#1 İlişkinin başındaki tüm o heyecanın baştan çıkarıcılığı

SKB ile ilişkinin başlangıç evresi, insanın kendisini daha önce hiç hissetmediği ölçüde canlı hissettiği, duygusal olarak yoğun ve anlamlı hissettiği bir evredir. Bu evrede SKB partnerini memnun etmek için çok heveslidir ve partnerine adanmışlığı inanılmaz ölçüdedir.

SKB ilişkinin daha en başlarında, aşk ilanları, tüm hayatını sizinle geçirmek istediği gibi yoğun sevgi sözcükleri kullanır. Bu evrede SKB çok mutludur, aşk doludur ve duygusal olarak açık ve oldukça ulaşılırdır.

SKB’lini partneri bu evrede kendisini dünyanın zirvesinde, nihayet hayatı gerçekten yaşıyormuş gibi hisseder. Kendine güven dolar ve kendisini yıkılmaz, karşısında kimse duramaz gibi hisseder.

SKB’linin tutkusu ham ve gerçektir ve başlangıçta yüzde yüz pozitiftir. SKB’li başlangıçta partnerini idealize eder, onu tüm dualarının kabul olduğu bir süper insan olarak görür.  Bu yüzde yüz pozitif tutku partneri enerji ile doldurur. Partner, ruh ikizini, hayattaki eksik parçasını bulmuş gibi hisseder.

Tahmin edilebileceği gibi bu kadar yoğun pozitif hisler oldukça bağımlılık yapıcıdır. İşler kaçınılmaz olarak toksikleştiğinde bile, partner başlangıçtaki o harika zamanların nostaljisine, o dopamin zirvelerinin bağımlılığına hapsolur. Bunlar insanın zihnini bulandırırlar ve ilişki kişinin hayatını mahvediyor olsa bile, ilişkiden çıkmasını inanılmaz derecede zor hale getirebilirler.

#2 Kaos

Sınırda kişilik bozukluğuna sahip biri ile ilişki kötüleştiğinde, gerçekten kötüleşir. Sinir krizleri, küfürler, aşağılamalar, kin dolu öfke patlamaları, insanı mahveden ayrılıklar, vs. ile gelen kaos ve drama, kişiyi duygusal olarak bitirirler. Ama ilişkiyi bırakmayı zorlaştıran şey, bu berbat fırtınaların arasında, derin bir bağ hissedilen sükunet evreleridir.

Kırılgan narsistin aksine borderline kişi çoğunlukla, sözlerle olmasa bile davranışları ile özür dileyebilir ve pişmanlık ya da yoğun utanç hissedebilir. Bu nedenle korkunç koatik dönemler, kısa ömürlü ama tutkulu birliktelik dönemleri ile bölünürler.

Bu güzel dönemler çok kısa, kaotik berbat dönemler çok uzun olsalar da kişi, kaosu duygusal yakınlık ile özdeşleştirmeye başlayabilir. İki insanın gerçekten bağlanmasının tek yolunun, tüm o kaotik fırtınalar olduğuna inanmaya başlayabilir. Bu nedenle de (oldukça yanlış bir şekilde), ilişkinin tüm o acıya değeceğini sanmaya başlayabilir.

Fakat kişi bu şekilde ilişkiye devam ederse, berbat dönemlerin şiddeti ve süresi artarken, güzel dönemlerin sıklığı ve süresi azalır.

#3 Kurtarıcı rolünü üstlenmek

Kişinin borderline ile ilişkisini bitirmesini çok zorlaştıran şeylerden biri de, partnerinin kurtarıcısı rolünü yüklenmesidir. Partner borderline partnerine her zaman ve ne olursa olsun onun yanında olacağına, onu bırakmayacağına, başkalarının yenildiği yerde başarılı olacağına dair sözler verip durur.

Bu sözler ilk başlarda, partnerin borderline partnerinin tüm dünyası olduğunu hissetmesine neden olur. Borderline partner, karşısındakine kendi kişisel meleği gibi davranır. Onu bugüne kadar anlayan tek kişi, onu kurtarabilecek tek kişi gibi davranır.

Partner bu kurtarıcı rolünü üstlenirse, bir süre sonra hayattaki tek amacı bu olmaya başlar. Hayatındaki başka herkesten izole olmaya başlar ve ondan sonra da hayatı yokuş aşağı gitmeye başlar.

Zaman içinde kalıp kurtarıcılığa devam etmek, partnerin kendi öz değer hissi ile iç içe geçer ve partner zaman içinde, bu rol dışında kalan kişiliğini unutmaya başlar.

Birçok partner, SKB’li partnerine ne olacağından korktuğu için ilişkiden çıkamaz. SKB’liyi terk ederse, onun nasıl hayatta kalacağını düşünür, onun kendisine zarar vermesinden çok korkar. Birçok partner aynı zamanda bu kurtarıcı rolünü bıraktıklarında, kendi kişiliklerinin ne olacağından da çok korkar. Böyle bir duygusal kördüğüm de kişinin SKP’li partnerini terk etmesini çok zorlaştırır.

#4 SKB’linin özel onaylama yeteneği

Sınırda kişilik bozukluğuna sahip biri, partnerinin onay ihtiyacını, diğer insanların yapamayacağı bir şekilde karşılar. Kişi hayatında hiç hissetmediği kadar anlaşılıyor ve ciddiye alınıyor gibi hisseder.

SKB’li ilişkinin başlarında, partnerinin gözlerinin içine derin derin bakar, her cümlesini dikkatle dinler, partneri dünyanın en dikkate değer, ilgiyi hak eden insanı gibi davranır. Partnerinin tercihleri ile ilgili en ufak ayrıntıları ezberler, tüm hayallerini bilir ve partnerini yüzde yüz anlıyor gibi davranır. Öyle ki SKB’linin partneri, SKB’li partnerinin ruh ikizi olduğunu sanar.

SKB’li partnerinin kendisi hakkında bilmediği şeyleri bile bilir, partnerinin davranışlarındaki ya da ses tonundaki en ufak değişimden bile onun ne hissettiğini anlar, sanki partnerinin zihnini okur.

Bu aşırı farkındalık SKB’linin çok yüksek duygusal zekaya sahip olduğunu hissetmenize neden olabilir ama bu aslında duygusal zeka değil, tehditleri önceden görmek ve kendilerini korumak için geliştirdikleri hayatta kalma mekanizmasıdır. SKB’li sürekli olarak partnerinin kendisini terk edeceğine ya da yaralayacağına dair işaretler arar ve başlangıçta sanki partnerinin tüm ihtiyaçlarını hemen biliyor ve karşılamak istiyor gibi görünür. Fakat bu zamanla partner için boğucu bir hal alır. SKB’li partnerinin her düşündüğünü, her hissettiğini, her yaptığını bilmek ister. Partner sürekli mercek altındadır ve her zaman SKB’liye güven vermek için hazır olmalıdır. Fakat partner SKB’liye ne kadar güven verirse versin yeterli olmaz.

Partner SKB’liyi terk etmek istese bile, kendisini o hiç olmadığı kadar önemli hissettiği zamanların umuduna sarılırken bulabilir.

#5 Sınırda kişilik bozukluğuna sahip kişinin gizemi ve çekiciliği

Sınırda kişili bozukluğuna sahip kişi, sıklıkla, son derece çekici ve güçlü bir manyetik güce sahiptir. Bu kişi sanki başka bir duygusal frekansta yaşıyor gibidir ve tahmin edilemez oluşu, partnerini sürekli olarak diken üstünde tutar. Partner hiçbir zaman bir sonraki adımda ne olacağını kestiremez. Bu da partnerin, SKB’li partnerini daha derin bir seviyede “çözmek” istemesine neden olabilir. Bu nedenle SKB’li duygusal olarak oldukça yıpratıcı olsa da, bu “çözme” çabasına değer gibi görünür.

SKB’li ile ilişkide, hergünün yeni bir şey getirmesine karşı koymak güç olabilir. Partner, SKB’linin duygularının karmaşıklığına hayran olabilir ve ilişkinin kendisini mahvettiğini bilse bile, bundan uzaklaşmayı oldukça zor bulabilir. Çünkü partner sürekli olarak, sanki SKB’liyi çözmek üzere olduğunu, ona güvende hissetmek için istediği şeyi vermeyi nasıl becereceğini anlamak üzere olduğunu hisseder. Kişi, ilişkide biraz daha fazla kalırsa, bu gizemi çözebileceğini düşünmeye başlar ve bu kişide takıntı haline bile gelebilir. Çünkü kişi eğer bu gizemi çözerse, büyük bir hazineye sahip olacağını sanar. Ama gerçekte “hedefe” ne kadar çok yaklaşırsanız, hedef o kadar ulaşılmaz olur ve kendinizi bu faydasız çabanın içinde kaybolmuş bir şekilde bulursunuz.

#6 Başarısız olma korkusu

SKB’li birini terk etmek imkansız gibi görünebilir çünkü bunu yaparsanız, onu destansı bir şekilde başarısızlığa uğrattığınız hissinden kurtulamazsınız. İlişkiye o kadar emek harcadıktan sonra onu terk etme fikri, size çok büyük bir ihanet, tüm o sözlerinizi tutamamanız gibi gelir. Karşınızdaki size kaç kere ihanet ederse etsin, sözlerini tutmazsa tutmasın, sizi hala sözlerinizi tutma konusunda sorumlu tutar. Her şeyi sadece kendi bakış açısından görür ve bu nedenle de onu terk etmek, onu kurtarmak için yeterince çaba göstermediğiniz hissine boğulmanıza neden olabilir. Bu da size büyük suçluluk, utanç ve başarısızlık duyguları meydana çıkarır. Çünkü bir tarafınız, bu insanın bütün bu yıkıcı davranışlarının, travma sonucu olduğunu bilir ve bununla başa çıkamamak size kendinizi çok kötü hissettirir. Birçok durumda, başka biri olsa başarılı olabilir miydi diye düşünmekten kendinizi alıkoyamazsınız.

Fakat SKB’li partner idealizasyon evresini geçtikten sonra, sizi neredeyse düşman olarak görür ve sizin sadece negatif özelliklerinize odaklanır. Tüm o iyi zamanları, verdiğiniz tüm o desteği ve sevgiyi unutur. Siz onun kafasında onu terk eden, kalpsiz, kötü adam olursunuz. Bu durum, sizin ona kendinizi yeniden kabul ettirmeye çalışmanıza yol açabilir ve bu nedenle de ilişkiyi terk edemezsiniz. Terk etmek yerine, işleri düzeltebilir ve kendinizi ona kanıtlayabilirmişsiniz gibi hissedersiniz.

#7 Sınırda kişilik bozukluğu olan partnerin terk edilmeye verdiği tepki

SKB’liyi terk etmeyi en çok zorlaştıran şeylerden birisi, SKB’linin terk edileceğini hissettiğinde, perişan moda bağlamasıdır. Birden bire size yalvarmaya, özürler dilemeye, sözler vermeye başlar.  Ama bu perişan mod, sevgiden değil, terk edilme korkusundan kaynaklanır. SKB’li için terk edilmek, ölüm – kalım meselesidir ve sizi yanında tutmak için, bedeli kendisi veya sizin için ne olursa olsun her şeyi yapmaya çalışabilir. İlişki bittikten sonra bile her türlü iletişim aracı ile defalarca ulaşmak ve bazen sizi resmen taciz etmek gibi şeyler yapabilir. Fakat bu her zaman olmaz. Bazen borderline kişilik bozukluğu olan kişi, siz onu terk eder etmez başkasını bulur ve onunla yeni bir döngüye girer.

SKB’li bazen psikolojik yardım almaya başlar ve samimi bir şekilde tedavi için çabalar. Ama tedavi zaman alan ve oldukça duygu yoğun bir süreçtir. Maalesef çoğu durumda, SKB’li yardım almaya başladığında, ilişki artık geri dönüşsüz hasar almıştır.

Eğer tedavi edilmemiş bir SKB’li ile beraberseniz, bir terapistten yardım almanızı tavsiye ederim.

Bu konuda toksik ilişkiler rehberine ve konu hakkındaki aşağıdaki podcastımıza da bakabilirsiniz.

Kaynak: 7 Reasons Why It’s So Hard To End A BPD Relationship

Sınırda kişilik bozukluğu (borderline personality disorder) olan biri neden ilişkisini sabote eder?

Sınırda kişilik bozukluğu (borderline personality disorder) hastası insanlarda, aşırı muhtaç ve yapışkan davranışlara neden olan, korkunç bir terk edilme korkusu vardır. Bu muhtaçlık, terk edilmeye karşı, bilinçaltı bir savunma mekanizması olarak çalışır ve daha derinlerden gelen bir boşluk, utanç, özgüvensizlik, dengesiz benlik ve duygusal düzensizlik duygularından kaynaklanır.

Bu muhtaçlık, kendisini çok farklı şekillerde ortaya çıkarabilir. Örneğin, dramatik ilgi talebi, ilgi almak için dramatik ağlamalar, aşırı güven temini ve onaylanma talebi ya da ilişkiyi sürekli olarak test etme ve sabote etme şeklinde olabilir. Bütün bunlar sınırda kişilik bozukluğu hastasının, favori kişisi (çoğu durumda bu favori kişi partneridir) tarafından, aşırı manipülatif ve kontrolcülük olarak hissedilebilirler.

Bu bölümde, paradoksal şekilde SKB hastasının deli gibi korktuğu terk edilmeye neden olabilen bu yoğun muhtaçlığın, bir partner olarak sizde uyum sağlama korkusu ve baskı yaratmasının 5 sekli üzerinde konuşacağız.

Ama bu 5 maddeye geçmeden önce, her SKB’linin bu 5 maddenin hepsine sahip olmayacağını söyleyelim. Aynı zamanda, muhtaçlık ve yoğun terk edilme korkusu nedenli bu davranışların, başka kişilik bozukluklarında ya da sağlıksız bağlanma stillerinde de görülebileceğini de belirtelim. Ve son olarak bu yazının bilgilendirme amaçlı olduğunu, sizin ya da partnerinizin ruh sağlığı problemleri için bir ruh sağlığı uzmanına danışmanızın doğru olacağını da ekleyelim.

SKB’linin partneri ya da favori kişisi olarak deneyimleyebileceğiniz ilk şey, bu kişinin başlangıçta size aşırı şekilde yapışık (ilgili) ya da muhtaç olmasıdır. Başlangıçta bu kadar ihtiyaç duyulmal sizi göklere çıkarabilir, sizi çok değerli hissettirebilir. Sanki hayatta bir amaç kazanmış gibi hissedebilirsiniz.

SKB’linin sizi göklere çıkarması, sizin onu anlayan ve güvenebileceği tek insanmışsınız gibi davranması, onu kurtarabilecek, onun kahramanı olabilecekmişsiniz gibi hissetmenize neden olabilir. Size bu kişinin tek ihtiyacı olan şey, karşılıksız sevilmek ve desteklenmekmiş gibi gelebilir.

AMA zaman içerisinde göreceksiniz ki, siz ona daha çok sevgi ve destek verdikçe, SKB’linin bunları kaybetme korkusu artar ve bunlara daha fazla yapışmaya başlar. Sizin için bunlar, her geçen gün daha da karşılanamaz hale gelen taleplere dönüşür. Onu ne kadar onaylarsanız onaylayın, ona ne kadar güven verirseniz verin, o boşluğu doldurmanın mümkün olmadığını görürsünüz. Siz onu yukarı çıkarmak için çabalarken, onunla beraber dibe battığınızı görürsünüz. SKB’linin hiç bitmeyen duygusal ihtiyaçlarının ağırlığı ile dibe batmaya başlarsınız.

SKB’li için siz, korkunç bir fırtınada bir geminin asılı kalmaya çalıştığı çıpaya dönersiniz. Onun ihtiyaç duyduğu istikrarı ona bir türlü sağlayamazsınız ve sonuçta onunla beraber fırtınaya kapılmaktan kurtulamazsınız.

Siz her ne kadar sevgi ve destek vermek isteseniz de, bir süre sonra duygusal olarak tükenmiş, aşırı yüklenmiş ve ezilmiş hissedersiniz. Artık partnerinizin muhtaçlığının girdabında boğuluyor gibi hissedersiniz. Bu da bir süre sonra sizin bazı sınırlar koymaya ya da nefes almak için bir mesafe koymaya çalışmanıza neden olur. Enerjinizi yeniden kazanmak için kendinize zaman ayırmaya çalışırsınız. Ama maalesef çok kısa süre içerisinde, bunun işleri daha da kötü hale getirdiğini görürsünüz.

Çünkü SKB’li, sizin kendinize zaman ayırma ya da sınır çizme taleplerinizi, terk edilme olarak gördüğünden, size ihtiyacınız olan kısa araları vermek yerine, muhtaçlığını zirveye çıkarır. Sonuçta da sadece kendi ihtiyaçlarınızı belirttiğiniz için ortaya çıkan krizle uğraşırsınız.

Zamanla hüsran ve öfke hissetmeye başlarsınız ve hatta duygusal olarak mesafeli olmaya da başlarsınız. Kriz çıkarmamak için, bazı konuşmalardan kaçınmaya veya belki kendinize zaman ayırmak istediğinizde, partnerinize yalan söylemeye başlarsınız. Bu da, kendi kendini besleyen bir sarmal yaratır.

İkincisi, SKB’linin partneri ya da favori kişisi, kendisini sürekli bir kontrol altında ve izole hissetmeye başlar.  Terk edilme tehditi olarak algılanan her şey, aşırı ve kıskanç bir sahipleniciliği ve hayatınızı müdahaleyi tetikler.  SKB’li sizi sürekli olarak arayabilir ya da mesaj atabilir, sürekli olarak ne yaptığınızı, kiminle olduğunuzu, ne zaman geri geleceğinizi bilmeyi talep edebilir. Bazen bu, sizin başkalarıyla etkileşiminiz tamamen masum ve bağlama uygun olsa bile, birileriyle flört ettiğiniz ya da onu aldattığınız suçlamalarına dönüşebilir.

Burada ilişkinize yönelik gerçek tehditlere karşı normal reaksiyonlardan bahsetmiyoruz. SKB’linin reaksiyon verdiği şeyler ve reaksiyon şiddeti, ilişkilerde normal ve mantıklı sayılabilecek seviyeden çok ama çok uzaktır.

SKB’linin hiç bitmeyen muhtaçlığı, zaman ve dikkat talebi, onun derin güvensizliklerinden kaynaklansa da, sizi bunları korkunç bir kontrol manyaklığı olarak hissedebilirsiniz.  Bu insanın yoğun kaygısını ve terk edilme korkusunu tetiklemeden, kimseyle konuşmaya ve hatta kimseye bakmaya izniniz olmadığını hissedersiniz. Bu nedenle zaman içerisinde, arkadaşlarınızdan, ailenizden, sosyal aktivitelerden kopmaya başlarsınız.

Başka birine verdiğiniz ya da başka birinden aldığınız en ufak dikkat bile, ne kadar masum olursa olsun, SKB’liyi çileden çıkarabildiği için, artık at gözlükleri takmış ve kimseye bakmamaya, kimse ile göz teması kurmamaya başlayabilirsiniz. Çünkü konuşmanıza ve bakmanıza izin verilen tek kişi, partnerinizmiş gibi hissedebilirsiniz.

Zaman içerisinde kendiniz olamaz hale gelirsiniz ve zamanınız, enerjiniz, dikkatiniz üzerinde hiçbir kontrolünüz yokmuş gibi hissetmeye başlarsınız. SKB’li, kendini güvende hissetmek için sürekli olarak ona odaklanmanıza ihtiyaç duyar. Siz de onu tetiklememek için, sürekli parmak ucunda yürümeye başlarsınız.

Bu durum üzerinizde büyük bir baskı oluşturmaya, kendinizi kapana kısılmış, hatta bazen onun malıymış gibi hissetmeye başlarsınız. Bunun sonucunda baş kaldırır ve kendi hayatınızın kontrolünü elinize almaya çalışırsanız, SKB’li pek tabii ki bunu da terk edilmeye az kaldı olarak algılar. Sonuç olarak da muhtaçlığı, kontrol manyağı davranışları daha da artar.

Üçüncüsü, SKB’linin partneri veya favori kişisi, kendini manipüle ediliyor ve kendisine duygusal şantaj yapılıyor gibi hisseder.

Yoğun duygusal stres anlarında SKB’li, dürtüsel ve yıkıcı davranışlar gösterebilir. Bu davranışlar, kendine zarar verme, madde kullanımı, aldatma ve hatta bazen intihar girişimi gibi davranışları içerebilirler. Bu davranışlar genellikle, aşırı bir yapışkanlık ve hemen şimdi olması talep edilen güven talepleri ile beraber gelirler. Bunlar da size manipülatif gelebilirler ve sizde yoğun stres yaratabilirler.

SKB’linin partneri bunları, zorla dikkat, onay ve güven koparmak için yapılan duygusal şantaj gibi hissedebilir. Çünkü hayatı nasıl gidiyor olursa olsun, partner hemen şimdi boyun eğecek yoksa bu, üzerinde büyük bir yük yaratacak.

Partner gerçekten yardım etmek istese bile, muhtaçlığın sıklığı ve davranışların yoğunluğu, partner üzerine kaldıramayacağı miktarda yük koyabilir.  Çünkü partner, SKB’linin güvenliği sadece parnere bağlı gibi hissedebilir. Hata yapma ve başarısız olma korkusu, doğru şeyleri söylememe ya da yapmama korkusu ve işlerin ters gitmesinin potansiyel sonuçları, partnerde kaldırması çok zor bir suçluluk ve görev duygusu oluşturabilir.

İşin ironik tarafı, SKB’linin terk edilmeyi engellemek üzere yaptığı bu aşırı dürtüsel ve yıkıcı davranışlar, çoğu zaman ilişkiyi sabote ederler ve partnerin güvensiz hissetmesine, zorunluluk hissetmesine neden olurlar. Bu da partnerin SKB’liden ve onun muhtaçlık – terk edilme korkusu sarmalından uzaklaşma arzusunu pekiştirir.

Dördüncüsü, SKB’linin partnerinin ya da favori kişisinin, istikrarsızlık hissetmesidir.

SKB’li kişi, yoğun duygusal dalgalanmalar hisseder. Bir dakika önce mutlu ve aşık iken, her şey yolundayken, bir dakika sonra utanç fırtınasına, güvensizlik, kaygı ya da öfke hislerine ve duygusal girdaplara kapılabilir. Bu da SKB’linin partnerinin, tüm o korkutucu iniş çıkışlarıyla, sonrasında ne olacağını hiç bilemediği, devasa bir duygusal lunapark hız trenindeymiş gibi hissetmesine neden olur. Bu hız treni ilk başlarda heyecanlı gibi görünebilir ama bir süre sonra partner tükenmiş hisseder.

Bu tren aynı zamanda, hayatı boyunca bu trenden inemeyen SKB’li için inanılmaz tüketicidir. Devasa bir lunapark hız trenine zincirlenmiş olduğunuzu ve tüm o korkulara, mide bulantılarına rağmen bu trenden hiç inemediğinizi düşünün. Tren yavaşladığında biraz nefes alsanız da sonra birden bire hızlanıverir ve aynı çılgın iniş çıkışlar.

SKB’li sizi emniyet kemeri gibi görür ama siz ona trenden fırlayıp gitmemesi için daha çok duygusal güven ve güvenlik sağladığınızda, verdiklerinize daha da bağımlı olur ve yapışır.

Beşincisi, SKB’linin partneri ya da favori kişisi, acı ve ihanet hisseder.

SKB’linin yaptığı paradoksal şeylerden birisi de, terk edilme korkusu hissettiğinde, ilişkiyi test etme eğilimidir.  Bu, partneri kendinden uzaklaştırmak, kavgalar başlatmak, duygusal drama ve hatta aldatma şeklinde olabilir. SKB’li bazen sizi terk edilmeden nereye kadar itebileceğini görmek ister. Bu temelde ilişkinin sağlamlığını, sizin bağlılığınızı, ilişki için savaşıp savaşmayacağınızı test etmek için yapılan bir şey.

Başka zamanlarda ise çok derinlerden gelen güçlü bir utanç duygusunun etkisi ile, SKB’li ilişkisini sabote edebilir. Kendisinin sevilmeye layık olmadığını kanıtlamak ve eninde sonunda terk edilecekleri inancını pekiştirmek için, partnerinden uzaklaşabilir, partnerinin canını yakabilir.

SKB’linin ilişki sabotajı bir döngü halini alabilir. İşler tam da istikrarlı bir hal alıyor derken, korku ve utancı birden bire kontrolü ele alabilir ve SKB’liyi ilişkiyi test etmeye itebilir. Ve bu da bazen, deli gibi korktuğu terk edilme ile sonuçlanır.

SKB’li partnerini daha çok test edip tahrik ettikçe, daha fazla güven ve onay almaya çalışır. Fakat bu genellikle geri teper çünkü partner SKB’linin birden kendisini çekmesi ya da duygusal değişimi ile kafası karmakarışık ve yaralanmış bir duruma düşer. Partner, kendisini bu insandan koruması gerektiğini hissetmeye başlar ve gerçekten de ihanete uğramış gibi hissedebilir. Çünkü bu insana yardım etmek ve destek olmak için onca şey yaptıktan, onca şey verdikten sonra, bu insan yine de onu yaralayacak ya da ilişkiyi mahvedecek şeyler yapar.

Bu oldukça trajik ve paradoksal bir şey. SKB’linin partnerini yakınında tutmak için yaptığı aşırı muhtaç davranışlar, partnerinin uzaklaşmasına neden olurlar. Partner kendi ruh sağlığı için, ilişkiyi bitirmekten başka yol olmadığını hisseder.

İyi haber şu ki, diyalektik davranış terapisi gibi terapiler, SKB’lilerin duygularını düzenlemeyi, sağlıklı başa çıkma mekanizmalarını ve ihtiyaçlarını daha iyi dile dökmelerini öğrenmeleri, daha stabil ve doyurucu ilişkiler yaşamalarını sağlama konusunda oldukça etkililer.  Fakat bu süreç oldukça yoğun ve zaman alan bir süreç.  Eğer siz de partner olarak terapi olmaya gönüllüyseniz, bu oldukça faydalı bir süreç olabilir.

Toksik ilişkiler rehberine de bakmanızı tavsiye ederim. Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Çeviri: Why People With BPD Sabotage Love

Beta özelliklere sahip kadınlar

Erkek Adam Patreon hesabındaki muhabbet (chat) bölümünde Ahmet sormuş:

“Erkek Adam sitesinde beta özelliklere sahip kadınlarla ilgili bir yazı var mı?”

Bunun üzerine Second Life rumuzlu kullanıcı “kadınlarda alfa – beta olayı yok, ilişki materyali olan/olmayan olarak ayırıyoruz genelde” demiş.

Ahmet, beta özelliklere sahip kadınlar demiş ki beta erkek dediğimiz adam da genellikle beta özelliklere sahip erkektir. Kadınlar da beta davranışlar sergilerler ama buna alfa – beta demek yerine kaygılı davranışlar da diyebiliriz.

Bu arada devam etmeden belirteyim, Second Life bunu söylemiyor olabilir ama birçok erkek ilişki materyali olan/olmayan ayrımını sadece sadakat, geçmişinde (çok) erkek olmaması veya çok sevmesi kriterlerine göre yapıyor. Ama sadık ve geçmişinde çok erkek olmayan bir kadın, aynı zamanda toksik ve karın ağrısı olabilir ve bunun da onu bir erkek için ilişki materyali olmayan kadın kategorisine sokması lazım. Fakat bilinç altında sevilmeye değer biri olmadığına dair temel bir inanç olan erkek, kendisini çok seven kız ne kadar toksik olursa olsun onu bırakamayabiliyor. Ya da “piyasada sadık kız kalmadı” sanan adam, kız adamı duygusal şiddet manyağı yapsa bile kızı ilişki materyali sanabiliyor.

Benim “beta erkeğin kadın versiyonu” dediğim bir kadın tipi var. Bu kadınlar, narsizm ya da borderline gibi duygu durumu bozuklukları olmasa bile kaygılı bağlanma stiline sahipler (gerçi çoğu beta kadın ve erkekte sürekli olarak kırılgan narsizm kokusu alıyorum):

“Düşük özsaygı, şiddetli reddedilme veya terk edilme korkusu ve ilişkilerde yapışkanlık, bu bağlanma şeklinin yaygın belirtileridir … kaygılı bir kişi ilişkide hangi konumda durduğu ve partnerinin onu kendisi kadar sevip sevmediği konusunda güvensiz olabilir. Sonuç olarak, partnerin en ufak bir hayal kırıklığı ya da reddedilme belirtisi, zaten düşük olan özgüvenine zarar verebilir.”

Genel olarak beta özellikler gösteren (kaygılı bağlanan) erkek, sıklıkla tetiklenen bir “acaba beni sevmiyor mu / gerçekten istemiyor mu?” kaygısı ile karşı koyamadığı ya da (kaygısını silecek bir rahatlamanın getirdiği hazza bağımlılık nedeniyle) karşı koymadığı şekilde fazlaca ilgi gösterme, kaynak harcama ve arama dürtüsü hisseder. Burada amaç, partnere ulaşarak ya da fazlaca ilgi, kaynak ve arama ile, partnerinin onayını görmek ve kaygısını rahatlatmaktır. Biz erkeklere burada, kaygılarını, flört ya da partnerlerinin üzerine kusmadan yönetmelerini öğretiyoruz. Zira birinin sırtına çocukluğunuzdan ve daha önceki ilişki başarısızlıklarınızdan gelen kaygıyı yükleyemezsiniz, çoğu kişi bunu görünce kaçar. Daha da kötüsü, insanlar genellikle empatik yaratıklar olduklarından, sizin kaygı kusmanız, “ben sevilmeye layık değilim sanırım” gibi bir sinyal verir ki bunu birkaç kez tekrarlarsanız, karşınızdakinin sizinle aynı fikirde olmasını sağlayabilirsiniz.

Ek olarak, kaygı nedenli davranışları yapmanız, kaygınızı geçici olarak rahatlatırken, toplam olarak kaygınızı arttırır. Bunun tersine kaygının sizi ittiği şeyleri yapmazsanız, geçici olarak daha kötü hissetseniz bile, toplam kaygınız azalır ve daha sonra bir miktar daha güçsüz bir kaygı dalgasına maruz kalırsınız. Örneğin, 1 saat mesaj atmadı diye rahatlamak için bir önceki mesajınıza ek bir mesaj atma itkisine karşı koymazsanız, ikinci mesaja aldığınız cevap ile geçici rahatlarsınız ama biraz daha kaygılı biri olursunuz. Bu isteğe karşı koymanız, sizi geçici rahatlamadan mahrum bırakırken, toplam kaygınız bir miktar azalır. Bu mekanizmadan retroaktif kıskançlık yazısında bahsetmiştik.

Beta özellikler gösteren kız dedik, bu konuya neden girdik? Öncelikle birçok erkeğin problemini bir tekrar etmek istedim ve ayrıca beni arayan birçok kadının temel problemi bu olduğu için onlara da konuyu özet geçmek istedim. Fakat kadınların kaygı yönetimi sorunu erkeklerden farklı ortaya çıkar.

Genel olarak beta özellikler gösteren (kaygılı bağlanan) kadın, sıklıkla tetiklenen bir “acaba beni sevmiyor mu / gerçekten istemiyor mu?” kaygısı ile karşı koyamadığı ya da (kaygısını silecek bir rahatlamanın getirdiği hazza bağımlılık nedeniyle) karşı koymadığı şekilde fazlaca ilgi isteme, kaynak talep etme ve aranma dürtüsü hisseder. Burada amaç, partnerin kendisine ulaşması ya da fazlaca ilgi, kaynak vermesi ile onay görmek ve kaygısını rahatlatmaktır.

Biz bu tip kızlara burada genellikle karın ağrısı kızlar diyoruz. Yeterince ilgi ve alaka göstermenize rağmen, sürekli olarak yeterince aranmamaktan, ilgi görmemekten şikayet eden bu kızlar, eğer siz yeterince ilgi gösteren biriyseniz, muhtemelen karın ağrısı insanlardır.

Beta özellikler gösteren kadın da erkek gibi, kendi ilişkisini baltalamaya programlıdır ve ilişkisini mahvetmesine partneri de dahil kimse engel olamaz. Böyle bir kadının özgüven ve özdeğer eksikliği sürekli ilgi talep eder ve bu aşırı ilgi gelmezse çok büyük sorunlar çıkarır. Bu aşırı ilgi gelirse de, bu sefer içgüdüsel kadın tarafı erkeğin boyun eğmesinden dolayı erkeğe çekim duymayı bırakır ve kadın yine sorun çıkarır. Ve hayır, yeterince alfa erkek, yüksek değerli erkek vs. olmanız bir şeyi değiştirmez. Böyle bir karın ağrısını, hiyerarşide zirvede bir erkek olarak normal bir kadına çeviremezsiniz. Zaten bu kadını normal bir kadına çevirme, kurtarma, vs. fantezisini, kadın erkek ilişkilerinde rütbesi düşük erkekler kurarlar, yüksek erkekler ise bu kadınları hayatlarından çıkarırlar.

Beta özellikler gösteren kadınlar, erkekler için daha büyük bir sorun zira erkeklerde kadınlara yönelik bir arketip kurtarıcı rolü var. Yani beta erkek çok erken aşamalarda kadını itebilirken, beta kadın tam tersi muhtaçlıkları ile bir erkekte kurtarıcı içgüdüsünü tetikleyebilir. Bu kadın zaten bir de narsist ise, bunu özellikle yapar.

Ahmet bununla ilgili bir yazımız olup olmadığını sormuş, bu konuya değinen bir yazımız var aslında: Vaka Çalışması – Sevgilim ilgisiz oldugumu söylüyor:

“Bakın tekrar ediyorum. İlgisizseniz ayrı konu. Ama günde 3-4 saat iletişimde olduğun kız ilgisizlikten şikayet ediyor ve fazlasını vermiyorsunuz diye soğuyorsa, bu karakterde bir kadının kendi ilişkisini baltalamasına engel olamazsınız. İlgiyi arttırmazsınız soğur, arttırırsınız daha fazlasını talep eder ve/veya yine soğur. Beta erkekler de böyle, kendi ilişkilerini baltalamaya programlılar (özgüven ve özdeğer krizine girdikleri için) ve karşılarındaki kadın bu konuda pek bir şey yapamaz.”

Şimdi tabii bir de bazı kadınlar normalde bu kadar kaygılı bağlanmasalar bile, erkek çok omurgasız, efendi adam olarak davranınca, bu hale gelebiliyorlar. Fakat çoğu normal kadın erkeği terk eder, kalıp da daha fazlasını talep etmez. Yine de yeterince sayıda görece normal kadın, yalnızlık korkusu ile hem gidemeyip hem de eksik olan çekimi zaman – ilgi – para ödeme olarak talep edebilir.

Burada eğer kadın karın ağrısı ise o kadını bırakmanızı tavsiye edeceğim. Zira dediğim gibi, böyle bir kadın ilişkisini baltalamaya programlı. Bir kadın sizin davranışlarınızdan mı böyle yoksa içsel olarak mı karın ağrısı nereden anlayacaksınız? Karın ağrısı kadın gerçekten manasız bir ilgi ve ulaşım talep eder. Öyle gri çizgi falan değil. Örneğin iş yerindesiniz, mesajına 15 dakika dönmediniz diye problem çıkarır. Adam çalışıyor, 15 dakika dönememesi normal diye düşünmez, kaygıya kapıldığı için düşünceleri değil duyguları yönetimdedir. Sabah işiniz gücünüz yok gibi gece saatlerine kadar konuşmak ister, kendine hediyeler aldırmaya çalışır, başkalarına ayırdığınız zamanı sabote etmek için uğraşır.

Bu site yorumlarında bu şekilde düzinelerce vaka var aslında. Bir ara onlardan örnekler bulup buradan linklemek lazım.

Çok sık gördüğüm ve kadının ilgi talebinin, erkeğin kadını istemediğini hissetmesinden kaynaklandığı şu duruma da bir bakın derim: İlgisizlik ve ters davranışlar yüzünden terk edilmek – Vaka Çalışması

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

İyi bir ilişkim var ama toksik eski sevgilim aklımdan çıkmıyor. Ne yapmalıyım? – Vaka çalışması

Abi sana genel bir durum soracağım, 29 yaşındayım aktif bir ilişkim var.

Pasif ilişki nasıl oluyor?

5 aydır devam ediyoruz. Her şey on numara gidiyor. Kız birçok erkeğin hayalinde isteyeceği tarzda güzel, alımlı, naif bir kadın. Fakat abi ben eski sevgilimi unutamıyorum, kendisi ile ilgili cinsel fanteziler kuruyorum kafamda zaman zaman. Eski sevgilim sizin borderline diyeceğiniz tipte ciddi ruhsal sıkıntıları bulunan bir kadındı.

Travmatik bir biçimde karşılıklı aldatma, kavga kıyamet son buldu ilişki.Aradan 3 ay geçtikten sonra yeni ilişkime başladım. Eski sevgilim cinsellik konusunda çok daha çılgındı deyim yerindeyse sabahlara kadardık.

Bazı insanlar psikolojik ve/veya genetik nedenlerle bağımlılığa yatkınlar. Ya da kişilikleri yetişkin bir erkekten çok uzak olduğu için, zevke hayır diyecek iradeye sahip değiller.

Toksik kadınların bu tip zayıf erkekler üzerindeki etkisi, ağır uyuşturucularla aynı. Senin eski sevgilin uyuşturucu, yeni sevgilin ise sağlıklı yaşam. Ama sen, kendi hayatını zevk peşinde mahvetmeye meyilli bir müptezel olduğun için, uyuşturucu istiyorsun, zevk (dopamin) zirvesi istiyorsun. O geçici zirvelerden geriye kalan ilişki seni maymun ediyor, kukla ediyor, aşağı bir erkek yapıyor ve büyük acı veriyor ama sen müptezel olduğun için sürekli o zirvelerin peşindesin.

Bu arada bazıları gerçekten farkında olmuyorlar ve bu da bana çok gülünç geliyor ama senin eski sevgilin muhtemelen 100 tane adamın altından geçtiği için öyle “zevkli”. Erkeğe neyi nerede nasıl vereceğini öğrenmek için iyi mesai harcamış bir kız. Önüne gelene veren, aldatmaya meyilli deli tabii ki yatakta normal bir kadından iyidir. Sen de zaten aldatmışsın yani sen de eski sevgilinden farkın yok ama eski sevgilin, kendine azıcık saygısı olan bir adamın elini sürmeyeceği bir kız ama işte sen öyle olmadığından, fantezilere boğuluyorsun.

Mevcut kız arkadaşım ise bu konularda çok daha geleneksel. Eskiye yönelik bir duygusal isteğim de yok. Yaptığımın yanlış ve saygısızca olduğunun farkındayım. Verebileceğin bir öneri var mı kafada bitirmek için? Bu tip eğilimlerin azaltılması için nadiren başka bir kadınla cinsellik yaşamak hakkında ne düşünüyorsun?

“Karşılıklı aldatma” ve son yazdığın cümle, senin kendini olduğundan çok daha kaliteli sandığına işaret. Sen de eski sevgilin gibi, sevgili değeri olmayan, aşağı birisin. Öyle “yaptığımın yanlış ve saygısızca olduğunun farkındayım” falan diye olayı hafifletme. Sen tamamen yanlış birisin, seninle çıkmak kızın kendisine yaptığı bir saygısızlık.

Verebileceğim tavsiye?

Bağımlılık tedavisi görmen lazım. Büyümen lazım. Çikolatalı pastaya karşı iradesi sıfıra yakın olan 6 yaş altı çocuk olgunluğundasın. Yetişkin bir erkek, senin eski sevgilin bir kadından tiksinir, sen ise orospuyu tepene çıkarmışsın. Büyü biraz, 29 yaşındasın. Azıcık kendinden utanmayı öğren.

Bu tip eğilimlerin azaltılması için nadiren başka bir kadınla cinsellik yaşamak hakkında ne düşünüyorsun?

Yapman gereken en önemli şey, şimdiki kız arkadaşından ayrılmak.

Sen bir müptezelsin, henüz iyileşmemişsin de. Kız arkadaşın düzgün birine benziyor. Sen berbat birisin aynı zamanda erkek olarak da düşük rütbelisin. Senden daha iyisini hak ediyor. Kızı bırak, yalnızken kendi kendini tedavi et. Kızı bırakman kız için iyi ama asıl senin için iyi. Senin gibi toksik kadın mütezeli adamların en önemli sorunlarından biri de kadın onayı bağımlısı olmaları. Genelde anneleri ile sorunları olan insanlar ama bu tür bir düşkünlük sadece anne sorunundan ortaya çıkmıyor. İyileşemeden kıza atlamışsın, hala da başka kızlarla iyileşebileceğini sanıyorsun.

iddiyim, kız arkadaşını bırak. O kız senden daha iyisine layık. Ama en önemlisi, kızı bırakman, senin iyileşmen için de çok önemli bir adım. İkinci adım da bağımlılığını uyuşturucu ile gidemek gibi gülünç yöntemler yerine (bu tip eğilimlerin azaltılması için nadiren başka bir kadınla cinsellik yaşamak), uzun süre (6 ay gibi) yalnız kalman lazım. Yoksa senden iyi bir sevgili olmaz, sen de toksik kadınların elinde inim inim inleyen kukla olarak yaşamına devam edersin.

Yeri gelmişken de söyleyeyim, bazı gerçekten kafası iyice erimiş adamlar “ne yani, sen bize sıradan ol, bayat bir hayata razı ol mu diyorsun” diye karşı çıkıyorlar. Toksik kadınların verdiği zevk zirveleri gerçekten yüksektir, normal kadın bu kadar büyük zevk vermeyebilirler. Diyelim ki sıradan kadınla zevk zirven 10 ise, toksik kadın ile 100’dür. AMA sıradan kadınla sürekli zevk zirven 10 ise, geri kalan zamanlarda zevk 5’tir mesela. Toksik kadın ile zevk zirvesi 100 ise, acı dibi de -100’dür ve zamanla zevk zirvesi 50’ye düşerken, acı dibi -200’e düşer ve daha uzun sürer. Yani toksik bir kadınla 2 sene geçirdiğinizde, bir sürü zirveye rağmen toplamda net -10,000 acı yaşarsınız, normal bir kadınla +1000 zevk.

Toksik kadının ne kadar da uyuşturucu batağına benzediğini fark edebiliyorsunuz değil mi? Maddeyi kullanmanın verdiği zevki başka hiçbir şeyden alamazsınız ama toplam olarak acı içinde kıvranır durursunuz.

Daha da beteri, toksik kadınla ilişki, dopamin zirveleri nedeniyle sizin zevk algılarınızı da köreltir ve artık normal kadınla hiç zevk de hissedemezsiniz. Uyuşturucu bağımlılarının hayatın normal zevklerinden zerre zevk alamamaları gibi. Hayatın normal zevkleri yine zevkliler ama bağımlının alıcıları artık körelmiş vaziyette. Senin içinde olduğun durum da bu yani sen artık normal bir kadınla 2 senede toplam 1000 zevki bile alamayacak durumdasın. Zevk alır durumda olmak için de müptezelliği bırakman ve uzun bir süre içerisinde alıcılarının iyileşmesini beklemen lazım.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

3 yıldır unutamadığım çılgın peri rüya kızı – Vaka Çalışması

Abi şimdi anlatacaklarımı duyduktan sonra bana hangi küfürü etsen haklısın ama yardıma çok ihtiyacım var.

27 yaşında bir erkeğim. 3 yıl önce, hayallerimdeki kızla karşılaştım.

Aslında masum bir şey gibi dursa da, “hayallerimdeki kız” lafını duyduğum anda aklıma hayal dünyasında yaşayan, olgunlaşmamış bir erkek geliyor. Belki de ben fazla negatifim bilmiyorum ama biri “harika bir kız”, “mükemmel bir ilişkimiz vardı”, vs. dediğinde de “olgunlaşamamış bir erkek” kokusu alıyorum. Bakalım senin “hayallerindeki kız” olayı ne oldu.

Karşılaşmamız çok talihsiz bir şekilde oldu. Bu kız benim eski en iyi arkadaşım ile çıkmaya başlamıştı.

Sanırım o zaman en iyi arkadaşındı, bu kızdan sonra eski en iyi arkadaşın oldu.

Eski en iyi arkadaşım beni kız arkadaşıyla tanıştırdığı gece, olaylar gelişti ve kızla seks yaptım. Zaten o zamandan beridir de en iyi arkadaşım, eski en iyi arkadaşım oldu.

Küfür serbestti değil mi? Kıza insanlık tarihi kadar eski bir mesleğin duayeni, sana da onun sıpası diyeceğim o zaman.

Biliyorum, bunun bir bahanesi yok ama seksi ben başlatmadım. Aşağılık herifin teki olduğum için hiç karşı koyamadım.

Erkek adam arkadaşının eski sevgilisi ile bile görüşmez, sen en iyi arkadaşının sevgilisi ile yatmışsın! Nasıl bir abazansın bilemedim ama en azından o adamı böyle bir kadından kurtarırken, bana yazdığına göre de kendin Allah’ından bulmuşsun.

Bunu yaptığım için hala çok üzgünüm. Arkadaşımdan daha sonra çok özür diledim. Bana o zaman sadece birkaç aylık ilişkisi olan o kızın tam bir orospu olduğunu sayemde anladığını ama benim gibi bir bilmem ne çocuğu ile arkadaşlık etmeyeceğini söyledi.

Her neyse, hayallerimdeki kızla ilişkim bu şekilde başlamış oldu.

Gözünün önünde en yakın arkadaşını aldatan kız, senin hayallerinin kızı ve bu kızla ilişkiye başladın? Gerçi anlaşılmaz bir şey değil. En yakın arkadaşının kız arkadaşı ile yatacak kadar ruhsal olarak dengesiz ya da aç bir adamın, erkek arkadaşının en yakın arkadaşı ile yatacak kadar ruhsal olarak dengesiz ve aç bir kadınla uyumlu olması mantıksız değil.

Psikolojik olarak sağlıklı insanlar, psikolojik olarak sağlıklı insanlara çekim duyarlar ve psikolojik olarak sağlıklı insanları çekerler. Psikolojik olarak problemli insanlar ise, psikolojik olarak problemli insanlara çekim duyarlar ve psikolojik olarak problemli insanları kendilerine çekerler.

Psikolojik olarak sağlıklı insanlar, psikolojik olarak sağlıksız insanlara çekim duymazlar ve psikolojik olarak sağlıksız insanları kendilerine çekmezler.

Bunu olgunlaşamamış – olgunlaşmış insanlar diye de söyleyebiliriz. Olgunlaşamamış, yetişkin biri olamamış insanlar, olgunlaşamamış insanları bulurlar, onlar tarafından bulunurlar.

Burada bir parantez açmak istiyorum. Bu camiada sıklıkla gözlemliyor olmanız lazım: psikolojik olarak olgunlaşamamış, erkek adam olamamış erkekler, tüm kadınlar aynı, tüm kadınlar defolu, tüm kadınlar erkekleri kullanırlar, vs. diye düşünürler.

Bu erkekler, psikolojik olarak olgunlaşamamış erkekler olduklarından, tahmin edin nasıl kadınları çekerler? Bu çekim yasası yüzünden, bu adamların gerçekliği aynen düşündükleri gibidir ve kendi kendini gerçekleştiren kehanetlerinin içinde kadınlar şöyle böyle diye zırlaya zırlaya debelenirler. Çekmeyi bırakın, defolu, erkekleri kullanan, arıza kadınlardan başkasını gözleri görmez.

Eğer böyle biriyseniz, psikolojik olarak olgunlaşmadığınızı anlayın ve enerjinizi olgunlaşmaya ayırın. Olgunlaşana kadar da çenenizi kapayın zira bu tür ergen bilgeliklerini zırvaladığınız arkadaşlarınız, sizi “acı gerçekleri kabul edemedikleri için” değil, sizin gibi zırlak bir bebe ile arkadaşlık edecek yaşı çoktan aştıkları için dışlıyorlar.

Her neyse. Şimdi sen en yakın arkadaşının, en yakın olmasına bile gerek yok bir arkadaşının kız arkadaşı ile yattın. Bir insan bunu neden yapar? Bir erkek bunu neden yapar? İnsanın böyle bir şeyi yapabilmesi için, yani “Erkek Adamlığın Yasaları” kitabının en kutsal yasalarından birini ihlal etmesi için, çok yüksek bir motivasyon lazım. Sadece abazanlık, cinsel açlık yetmez, bilinçaltında olan büyük bir ruhsal açlık, hastalıklı bir duygusal açlık gerekli.

İlk gece beraber olduktan sonra aylarca gizli bir ilişki yürüttük.

Bir kere kapıldığın, karşı koyamadığın bir şey de değil. Aylarca arkadaşının ardından iş çevirmişsin. Bencillik, sosyopatlık bu.

Eski en yakın arkadaşım aramızdaki ilişkiyi yakaladı. Kız adamdan ayrıldı, adam kızı da beni de siktir etti.

Bu hikayenin kazananı, böyle götün teki bir kızı hayatına alarak, senin gibi götün tekinden de kurtulmuş olan arkadaşın.

Evet benimle ilişkiye başladığında başka bir ilişkisi vardı ama benimle yatmadan önce eski en yakın arkadaşımla ayrılmayı düşünüyordu zaten.

Hala çok üzgünüm deyip hala kendini böyle mi avutuyorsun? Sen üzgün falan değilsin. En fazla ne kadar berbat bir insan olduğunun ortaya çıkmasına üzülüyorsundur o kadar.

Ona karşılaştığımız ilk andan itibaren çok büyük bir arzu hissettim.

Şaşırtıcı değil. Bakalım hayallerinin kızı seni nasıl düzdü.

O 3 ay, hayatımın en güzel aylarıydı. Üstünden 3 yıl geçti ama onu ve o ayları unutamadım. Onu çok uzun süredir görmememe rağmen unutamadım. Ona hala aşığım.

Senin ciddi yardıma ihtiyacın var. Böyle iğrenç bir olayın üstüne “ona hala aşığım” modunda olmak için çok derin duygusal problemlere sahip olman lazım.

Sonunda beni terk etti. Onun yaşam tarzına ayak uyduramadığımı söyledi ve terk etti.

Sadece terk mi etti? Ben kızdan abinle ya da babanla yatma performansı bekliyordum. İlginç.

Beni terk ettikten sonra beni unutup yoluna devam etmesi çok zamanını almadı.

Şaşırtıcı değil.

Bu kızı çoktan atlatmış olmam gerektiğini biliyorum. Bu süreçte çok fazla kadınla birlikte oldum ama hiçbirinden aynı tadı alamadım. Sanırım, en çok kişiliğine tutuldum. Kız cıvıl cıvıl, feminen, sevecen ama olmak istediği kişiyi hiç kimseye aldırmadan olan, deli dolu bir kızdı.

Ben lise yıllarına kadar oldukça sosyal ve eğlenceli biriydim ama sonra kendi kabuğuma kapandım. Arkadaşlarım var ve onlarla bazen buluşuyoruz ama zamanım, sıklıkla girip çıktığım kısa süreli ilişkiler haricinde sadece çalışarak ve spor yaparak geçiyor.

En yakın arkadaşına yaptığın şeyden sonra arkadaşlarının olması ilginç. Ben bir arkadaşımın bunu yaptığını duysam onunla selamı sabahı keserdim ki bence çoğu insan da böyle yapardı.

Ama aslına bakarsan, hiçbir amacım, hiçbir hedefim yok. Hayatım dışardan baksan kötü değil, ama bende varoluşsal bir sıkıntı yaratıyordu. Taa ki o hayatıma girene kadar. Onun girmesi ile hayatım renklendi ve çıkması ile yine siyah beyaza döndü.

Patreon’da birkaç yayında değindiğim bir kavram var: “Çılgın Peri Rüya Kızı (Manic Pixie Dream Girl – MPDG). Bir arkadaş sorunca cevaplamıştım ve sonra başka bir yerde yine değinmiştik. Sanırım senin hikayende de bu konuya gireceğiz.

Sen içine kapanık, kendi kabuğunda yaşayan ve gündelik hayatını sürdürse de bu hayatta bir motivasyonu, amacı olmayan, bir açıdan kaybolmuş birisin. Hayatını renklendirmesi, seni dünyaya ve deneyimlere açacak bir kadın bekliyorsun, belki de beklediğini bilmeden. Tam burada da “Çılgın Peri Rüya Kızı” karşına çıkıyor.

Çılgın Peri Rüya Kızı, psikoloji alanından gelen bir kavram değil. Film eleştirmeni Nathan Rabin’in, bu tip bir kızın alıcısı erkekler için yaratılan değişik film karakteri kadınları inceledikten sonra ortaya attığı bir deyim. Aslında ilk örnek verdiği karakter de, Kirsten Dunst’ın Elizabethtown filminde canlandırdığı karakter. Filmi izlemedim ama şu alıntıyı paylaşacağım:

“Çılgın Peri, Rüya Kızı, kendi düşüncelerinde yaşayan, duygusal genç erkeklere hayatın sonsuz gizemlerini ve maceralarını kucaklamayı öğretmek için yaratılan ve sadece duyarlı senaryo yazarlarının ve yönetmenlerin hayal gücünde varolan bir karakter.”

Şimdi sıradan vatandaşın yani senin benim gibi bir insanın anlayacağı dilden anlatırsak, bu kız delilik sınırlarında dolaşacak şekilde deli dolu, dışa dönük bir kız. Utangaç, içine kapanık esas oğlumuzun siyah beyaz hayatına birdenbire giren ve onu renklendiren, heyecanlandıran, kabuğundan çıkaran bir kız. Bence bu hikayenin en iyi örneği 500 Days of Summer filmindeki Summer (tipi böyle bir kıza cuk oturan Zooey Deschanel) ve Tom (Joseph Gordon Lewitt) ve Eternal Sunshine of The Spotless Mind filmindeki Clementine (Kate Winset) ve Joel (Jim Carrey). Çok klasik olmayan bir örneği de The Girl Next Door filmindeki yaratık pardon Danielle (Elisha Cutbert) ve Matthew (Emile Hircsh).

MPDG olayına narsist erkek karakterin vıcık vıcık Hollywood romantizmi gözünden değil, dışardan görünen yüzünden bakan (tabii ki çok radikal bir versiyonuna bakan) Kader ve Masumiyet filmleri size ilk başta alakasız gelebilir ama Uğur (Vildan Atasever – Derya Alabora) ve Bekir (Ufuk Bayraktar – Haluk Bilginer) de iyi bir MPDG hikayesi.

Burada oldukça utangaç ve içine kapanık bir genç var. Bu genç çoğunlukla silik biri ama bilinçaltında, kendisinin aslında harika biri, keşfedilmemiş bir cevher olduğuna da inanıyor. Tek beklediği, içindeki bu harika erkeği ortaya çıkaracak bir kadın, çılgın, peri kızı, rüyaların kızı.

Bunu okuduğunuzda burnunuza ergen fantezisi kokusu geldiğini biliyorum ama bu, sıradan ve masum bir ergen fantezisi değil. Buram buram narsizm ve aşırı duygusal/ruhsal bağımlılık (codependency) içeren, görece hastalıklı bir ergen fantezisi.

İzlediyseniz 500 Days of Summer filminde Tom’un Summer’a aşık olmaya başladığı sahneyi hatırlayın. İzlemediyseniz veya hatırlamıyorsanız şuradan izleyebilirsiniz: You Make My Dreams Come True (Sen hayallerimi gerçekleştiriyorsun).

Tom Summer’a aşık olmaya başladığında, şarkı söyleyerek ve dans ederek sokakta ilerlerken, herkes dışarı çıkıyor ve silik Tom, bir anda ilginin merkezi oluyor. Bir sahnede Tom araba camından yansıyan görüntüsünden saçını düzeltirken, camdan Han Solo’nun yansıdığını görüyoruz ki Tom’un kendi içinde yattığını sandığı, keşfedilmemiş sigma erkek fantezisi bu kadar kısa sürede bu kadar iyi anlatılamazdı! Han Solo, sinema tarihindeki en arketip sigma erkek karakterlerinden birisi.

Tom tabii ki herkesin ilgisinin merkezinde olmaktan büyük bir keyif alıyor. Bu sahne ve filmlerdeki bu gibi sahneler güya aşık olmayı canlandıran ama aslında harika birer kırılgan narsizm canlandırması yapan sahneler. Burada erkek karakter kadına aşık oluyor gibi görünse de, kendi var olmayan harikalığına aşık olmaya başlıyor.

Kırılgan narsist bir erkek için için, aslında harika biri olduğuna inanır ama işte o harika insanı ortaya çıkaracak kız henüz gelmemiştir. O kız geldiğinde, o harika erkeği ortaya çıkaracaktır ya da çıkarır (!)

Yalnız oğlumuz kıza “aşık olduğunu” sandığı bu sürecin sonunda bombok bir yere gittiğinin farkında değil. Neden? Zira gerçek hayatta manyak peri rüya kızı tabirine uyan kadınların hepsi olmasa da çoğu, B tipi kişilik bozukluğuna sahip kızlar. Histeri, borderline ya da narsist, belki üstüne sosyopat ve bipolar hastalığının manik döneminde olan kızlar. En azından bir travmaları var ki klasik MPDG tanımı : gizemli, dışavurumcu, güzel, flörtöz, özgür, kendine zarar veren, kırılgan, uçar kaçar, genellikle renkli saçlara ve hayata dair tuhaf felsefelere sahip bir kız şeklinde.

Şimdi bu manyak kız açısından bakarsak, bu kız da arada sırada tam olarak oğlumuz gibi birini arar. Manyak manyağı çeker tarzı ilişkiler yaşar ama bir ilişkide iki manyak, çok manyak bir şey olacağından, böyle masmanyak ilişkilere girerek yorulan kız, şarj olmak için ara ara, kendinin tam tersi bir erkek arar ve bulur. Bir süreliğine, onu kabuğundan çıkarmayı misyon edinir (kadınlardaki kötü çocuğu evcilleştirme fantezisinin yandan yemiş versiyonu bir fantezi).

İçe kapanık erkeğin bu kızla olduğu kısa sürede hayatı renklenir, her şey kendiliğinden ve eğlenceli olur ama kızın gerçekte ne olduğunu göremez. Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmindeki şu sahneye bakın: I am not a concept Joel. I am a fucked up girl looking for my piece of mind (Ben bir kavram değilim Joel. Kendiyle barışık olmaya çalışan bombok bir kızım):

Clementine: “Ben Ben bir kavram değilim Joel. Kendiyle barışık olmaya çalışan bombok bir kızım. Mükemmel değilim.”

Joel: “Seninle ilgili hoşlanmadığım hiçbir şey düşünemiyorum.”

Clementine: “Ama (ilerde göreceksin,) düşüneceksin.”

Joel: “Hayır, düşünemiyorum.”

Clementine: “Düşüneceksin. Ve ben senden sıkılacağım, kapana kısılmış gibi hissedeceğim. Çünkü hep böyle oluyor (ve olacak).”

Joel: “Sorun değil.”

Filmin sonundaki bu sahnede Joel ve Clementine karlar içinde mutlu mesut koşuyorlar ama bu filmlerde romantize edilen toksik ilişkiler çok kısa sürede kabusa, sonu hemen her zaman, aylarca ve yıllarca düzelmeyen yıkıma dönüşüyorlar.

Onun gibi bir kıza rastlayamadım. 3 senedir kiminle karşılaşsam, aynı şeyleri hissedemedim.

Efendi erkekler kendi karanlık taraflarını göremedikleri gibi, kadınların karanlık taraflarını da göremezler. Dikkat edersen, kızın kötü özelliklerini pek göremiyorsun. Bu kız gözünün önünde bir erkeği, en yakın arkadaşı ile aldattı ama sen onu bir kaideye koymuşsun, 3 koca senedir tapıyorsun. Gerçek kadını göremiyorsun, onun idealize edilmiş bir versiyonunu görüyorsun. Bu da çok aptalca bir durum yaratıyor: Karşılaştığın hemen her kadının, psikolojik olarak defolu, ciğeri beş para etmez kadından daha iyi olmasına rağmen, gerçek, etten kemikten bir kadın senin kafandaki idealizasyona uymadığı için “kimse onun gibi değil” diye zırlıyorsun. Gerçekte ise sokaktan rastgele çevirdiğin hemen her kadın ondan daha iyi.

Sizin aranızdaki kimya, psikolojik olarak problemli iki insanın, psikolojik problemlerinin birbirini çekmesinden başka bir şey değil. Sorun şu ki, senin peri kızının aslında sadece şarjı bitmişti ve seninle beraberken sadece şarjını dolduruyordu. Clementine’in dediği gibi bir süre sonra “kapana kısılmış gibi hissediyorum, sıkıldım” deyip gitti (“onun yaşam tarzına ayak uyduramadığımı söyledi”). Şarj doldu, kız uçtu gitti. Seni yıllar önce unuttu gitti, bir daha da hiç hatırlamayacak. Ama idealize, hayali bir versiyonu senin kafanda yaşadığı için, senin kimyan hala alev alev.

Diğer bir sorun da, olgunlaşamamış, psikolojik olarak sağlıksız, hayatı ve kendisi renksiz biri olduğun için, olgunlaşmış ve sağlıklı bir kadını kendine çekemiyorsun. Onlar seni istemiyorlar. Sen de hoşlandığın kadın tipinden dolayı, onlara çekim duymuyorsun, onları “yetersiz” buluyorsun zaten.

O benim kayıp yarım gibiydi ve 3 yıldır beni onun gibi tamamlayan birine hiç rastlamadım, rastlayacağıma da inanmıyorum.

Sen kendi fantezinde kaybolmuşsun cidden. Sanırım yetişkin bir erkek olamadığın gibi, olmaktan da kaçıyorsun. Bir kadın bir erkeği tamamlayamaz, tamamlamak da istemez. Erkek kendi kendine tam olur ondan sonra o bütünlüğünü bir kadınla paylaşır. Bu kız seni tamlamıyordu, senin içinde yatan, “ben aslında mükemmelim, keşfedilmemiş cevherim” diye böbürlenen narsisti açığa çıkarıyordu sadece.

Bir kadın bir erkeği tamamlamak istemez ama yukarıda bahsettiğim gibi MPDG tipine uyan bir kadın bir süreliğine, kendi kabuğunda yaşayan bir iyi çocuğa sığınıp bir süre onu “kurtarma”, “tamamlama” projesine sarılarak şarj doldurabilir. Ama bu geçicidir, bir süre sonra “kapana kısıldım, sıkıldım” der gider. Oysa şarjı dolmuştur, artık sana ihtiyacı yoktur.

Abi ben ne yapacağım? Bu kızı kafamdan atamıyorum. Ne yapacağım?

Bana gelen oneitis (aralarında bir ilişki olmayan kadını idealize edip takıntı yapma durumu) vakalarının çoğu, ömrü 1 yılı aşmayan hafif vakalar. Onlara vereceğim tavsiyeler sanayetmez. Öncelikle olgunlaşmamış, psikolojik olarak sağlıksız biri olduğunu kabul etmen ve psikolojini düzeltmeye odaklanman lazım. Psikolojik olarak olgunlaşır ve daha sağlıklı hale gelirsen, bu tür kadınlar sana itici gelmeye başlar ve sağlıklı kadınlar sana çekici gelmeye başlarlar. Daha da iyisi sağlıklı kadınlara da çekici gelmeye başlarlar.

Sen kendi kırılgan narsistliğin içinde debelenirken, sağlıklı kadınların senden tiksindiğini göremiyorsun bile. “Onun gibisine rastlamadım” diyorsun, sanki sen ve o, normal insanlardan üstte bir yerdesiniz, normal kadınlar senin ayarında değiller gibi konuşuyorsun. Oysa ondan iyisi senin yüzüne bakmaz, yanına yaklaşmaz, bunu göremiyorsun.

Sana terapi daha fazla yardımcı olacaktır, özellikle 27 yaşına gelmene rağmen hala neden olgunlaşamadığını bulman adına bu önemli. Sen, içindeki cevheri ortaya çıkaracak, seni tamamlayacak kadını aramayı bırakıp, kendi kendine tam bir insan olmayı hedeflemen gerekli. Yani sağlıksız ama güçlü muhtaçlıklarını doyurma peşinde koşmak yerine, yetişkin bir erkeğin ihtiyaç duymadığı bu muhtaçlıktan kurtulman, tek başına tüm sorunu çözer. Bu tabii ki kolay değil ama öbür türlüsü imkansız.

Bu kızla ilgili, burada anlattığım dinamiği bilmen de işin %50’si zira yazış şeklinden anladığım, senin burada olup biteni zerre anlamadığın. Erkek arkadaşını en yakın arkadaşı ile aldatan bir orospudan bir peri kızı yaratmışsın. Kızın kötü özelliklerine gözün kapalı. Kız gözünün önünde birini aldattı ve senin kızla ilgili dediklerine bak: “cıvıl cıvıl, feminen, sevecen ama olmak istediği kişiyi hiç kimseye aldırmadan olan, deli dolu bir kızdı”.

Senin kendi karanlık tarafına da gözün kapalı. En yakın arkadaşının kız arkadaşını düzmüşsün. Hadi bir kere yaptın diyelim, adamın arkasından kızla yasak aşk yaşamışsın. Tepkin ise “ay pardon, adamın kız arkadaşına kaydım, üzgünüm”.  100 Dolarına bahse girerim ki pişman mişman değilsin sen. Üzgün olduğunu söylemen gerektiğini biliyorsun sadece.

Burada bu konuda sana faydalı olabilecek bazı yazılar da var. Onlara da bak ama senin yolun uzman terapist yolu, onu söyleyeyim. Buraya gelenlerin %90’I kendi kendilerine aşabilecekleri bir iyi çocuk sendromunda debeleniyorlar ama senin yardıma ihtiyacın var:

Yazıyı okuyan diğer arkadaşlara da söyleyeceğim, buradaki ağır aldatma vakası gibi bir şey olmasa da, MPDG tipi hayallere kapılan çok erkek var. Böyle hayallere kapıldıysanız, burada yazanlar sizin için de geçerli. “Benim kız ve ben böyle boktan şeyler yapmadık, beni bağlamaz” demeyin.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Kırılgan narsist kadın erkeği nasıl hapseder?

Eğer bir narsist ile beraberseniz, özellikle de narsist insanlarla birden fazla ilişkiniz olduysa, kırılgan narsist bir kadının sizin üzerinizde kullandığı tuzak ve taktiklerini bilmeniz önemli. Bu bölümde bunları ele alacağız ve bölümün sonunda, bu kırmızı alarmları görmenize rağmen kaçmama nedeniniz hakkında da konuşacağız. Bu bilgiler, sizi suçlamak ya da utandırmak için değil, kırılgan narsist bir kadının avı olmanıza neden olan kırılganlıklarınızı ortaya çıkarmak ve kendinizi bu tuzaklardan korumanız için buradalar.

Başlamadan önce bu bölüm bilgi amaçlı ve eğer yardıma ihtiyacınız varsa, profesyonel yardım alın.

Narsist kişilik bozukluğu, ciddi bir ruhsal problem olsa da, birine size zarar verme hakkı vermez. Siz bu dünyaya, başka bir insanın istismarcı davranışları ile mücadele etmek için gelmediniz. İlk bilmeniz gereken şey, eğer kırılgan narsist bir kadın ile beraberseniz, ilişkinizin maalesef mutlu bir devamı ya da sonu olmayacak.

Şimdi kırılgan narsist bir kadının, partnerinde ne aradığı ile başlayalım. Bence kırılgan narsist bir kadının ilgilendiği iki erkek tipi var.  Birinci erkek tipi, diğer bir narsist. İkinci tip erkeğin ise belli karakter özellikler var ve şimdi bunlara bakacağız. Bu tip bir erkek sadece kırılgan narsiste düşmekle ve ona muhtaç olmakla kalmaz, aynı zamanda narsisr tarafından zincire de vurulur.

Birinci karakter özelliği koruyuculuktur. Kırılgan narsist kadın, çok yüksek koruma içgüdüsüne sahip, sevdiklerini korumaya doğal olarak eğilimli birini bulmaya çalışır.

İkinci karakter özelliği ise yardımseverliktir.  Böyle bir insan, başkalarına yardım etmeye ve hatta kahraman olmaya eğilimlidir.

Üçüncü karakter özelliği ise, sözünün eri olmaktır. Bu özellik, kırılgan narsist kadının erkeği zincire bağlaması konusunda çok önemli bir özelliktir.

Dördünci karakter özelliği de aşk adamı olmaktır. Kırılgan narsist kadın, kendisini tüm kalbiyle sevecek, kendisini sürekli takdir edecek ve istediği zaman tüm dikkatini kendisine yöneltecek bir erkeği arar.

Şimdi sizin tuzağa düşme sürecinizin nasıl işlediğine bakalım. Narsist kendisinin özel biri olduğuna inandığı için, sizi de onun özel biri olduğuna inandırmakta zorlanmaz. Sizin şimdiye kadar karşılaştığınız en enerji dolu, en eğlenceli, en akıllı ve seksi kadın olarak karşınıza çıkar. Tüm duygularınızı ateşler, seks dürtünüzü ateşler. Kırılgan narsist kadın hemen her zaman, seks bombardımanı yapar, seksi silah olarak kullanır. Sizin varlığından haberdar bile olmadığınız, gerçek dünyada olabileceğini hiç düşünmediğiniz tutkulu tarafınızı ve cinsel heyecanınızı açığa çıkarır.

Fakat sizi tuzağa çekme sürecinin anahtar taktiği bu değil. Anahtar taktik, size kırılgan tarafını göstermesi ve kendisini size “daha önce hiç kimse açmadığı kadar” açmasıdır. Buna nasıl tepki verdiğiniz ise, sizin üzerinizde çalışmaya devam edip etmeyeceğini, başka bir ava geçip geçmeyeceğini belirler. Kırılgan narsist kadının size en “kırılgan ve samimi” şekilde açılmasına çok fazla empati ve şefkat ile karşılık verirseniz, sizi “kahraman” rolüne yönlendirebileceğini anlar. Sizi, bu dünyada onu anlayabilecek, onu koruyabilecek, ona güvende hissettirebilecek ve ona yardım edebilecek tek erkek gibi hissettirir.

Zokayı büyük bir şevkle yutarsanız, kırılgan narsist kadın sizin kahraman olma güdünüzün, ihtiyaç duyulma ihtiyacınızın yüksek olduğunu anlar ve sizi uzun vadeli sürece çeker.

Kırılgan narsist kadın, tuzağa çekme aşamasında sizi duygusal olarak da keşfetmeye çalışır. Sizin zayıflıklarınızı, en derin korkularınızı, kimsenin bilmediği en gizli sırlarınızı öğrenmeye çalışır. Sizin aranızda çok yoğun bir bağ hissettiğiniz derin sohbetlerinizde, o size açılır ve siz de ona açılırsınız. Ama keşfettikleri, ilerde aleyhinize kullanılacaktır.  Kırılgan narsist kadın size, sizin hakkınızda bir sürü soru sorar çünkü bu bilgileri sizi manipüle etmek için kullanacaktır.

Burada şunu belirtmemiz önemli. Bu taktiklerin büyük çoğunluğu, bilinçaltı taktikler, kırılgan narsist kadının hayatta kalmak için geliştirdiği otomatik “yetenekler”. Kırılgan narsist kadın, size karşı şeytani bir saldırı peşinde değil, en azından genellikle değil.

Zokayı iştahla yuttuğunuz bu ilk aşamadan sonra, kırılgan narsist, ikinci aşamada zokayı daha da sağlam yurmanız için kendini geri çekiyormuş gibi davranır. Gerçekte ise, kendisini geri çektiğinde, sizin peşinden gitmenizi bekler. Siz peşinden giderseniz, sizi kendisine daha da çok bağlar.

Kırılgan narsist kadın bunu iki şekilde yapar. Ya sizin onu çok kırdığınızı sanacağınız sahte bir senaryo yaratır ya da hiçbir sebep yokken kendisini geri çeker ve siz neden böyle davrandığını sorduğunuzda, kırılmaktan çok korktuğunu söyler. Geçmişte ne kadar çok kırıldığını ve sizin de aynı şeyleri yapacağınızdan, onu kıracağınızdan ne kadar çok korktuğunu anlatır.

Burada kırılgan narsist kadın sizin yardımsever, ihtiyaç duyulmaya ihtiyaç duyan tarafınızı manipüle eder. Burada sizden almaya çalıştığı tepki, sizin diğerlerinden farklı olduğunuz, bunu ona asla yapmayacağınız konusunda söz vermenizdir. Sizden alabileceği kadar çok söz alır çünkü o sözleri tutmak için elinizden gelen her şeyi yapacağınızın bilincindedir.

Bir kez sözler verdiniz mi, artık zokayı tam yutmuş vaziyettesiniz ama bitmedi. Dahası var. Sizi bağlamak yetmez, bir de hiçbir yere kaçamayacak şekilde zincire vurulmanız lazım.

Siz değerleri olan, sözünü tutan birisiniz ve kırılgan narsist kadın güven duymak istediğini söyleye söyleye size bu sözlerinizi tekrar ettirir durur.  Çünkü o çok korkuyordur ve çok kırılgandır. Şimdi bu kadın gerçekten inanılmaz derecede duyarlı ve güvensiz biridir ve ihtiyacı olan şey, sizin bu sözleri asla ama asla bozamayacağınızı hissetmenizdir. Bu da, zeki ama duyarlı birinin, böyle istismar dolu bir ilişkiyi, ne olursa olsun terk edememesinin ana nedenlerinden biridir.

Kırılgan narsist kadın sizi test eder, sizin sözünüzün eri olduğunuzu kanıtlamanız için ara ara ilişkiye bomba atar. Bu testleri “geçerseniz”, gerçek kedi – fare oyunu başlar. Eğer buraya kadar okuduklarınızdan anlamadıysanız söyleyeyim, bu oyunda fare olan, oyuncak gibi oynanan sizsiniz.

Bu aşamada, duygusal olarak yüksek derecede istismar içeren it – çek ya da bir sıcak – bir soğuk döngüsü başlar. Bir Dr. Jekyll bir Mr. Hyde ortaya çıkmaya başlar. Bu döngüde kırılgan narsist kadın sizi önce kendi dikkat, hayran olunma gibi ihtiyaçlarını karşılamanız için kendine çeker ve sonra da sizi ezer. Sizi hatalarınızı, zayıflıklarınızı, güvensizliklerinizi ve korkularınızı yüzünüze vurarak ezer. O tatlı, seksi kızın nereye kaybolduğunu bilemezsiniz. Ama merak etmeyin. O tatlı, seksi kız geri gelecek. Ama her gelişi, daha kısa süreli olacak.

Sürecin bu aşamasının asıl amacı, sizin kafanızı karıştırmak, sizin kendi yargılarınızı ve değerinizi sorgulamanızı, bunlardan emin olamamaya başlamanızı sağlamak. Sizin bireyselliğinizi kaybedip, onunla kaynaşmanızı sağlamak. Ona sahip olduğunuz için çok şanslı hissetmenizi, onu sürekli takdir etmenizi, ona asla karşı durmamanızı sağlamak.

Zamanla omurganızı kaybetmeye başlarsınız zira dik durmanın sonuçları çok yoğun ve yıkıcı olmaya başlar. Zamanla çaresiz, kaygılı ve depresif hissetmeye başlarsınız zira kırılgan narsist kadın, sizin benlik algınızı yok etmeye başlar.

Kırılgan narsist kadın, kendinizi geri çekmeye başladığınızı hemen fark eder ve size hemen, ona çekilmenizi sağlayan şeylerin kırıntılarını vermeye başlar. Kedinin fareyi bırakıyor gibi yapmasına benzer şekilde, sizin bir miktar kendinizi toparlamanıza bile izin verir ama tabii sonra sizi hemen yeniden pençeleri arasına alır.

Kırılgan narsist kadın bunlara paralel olarak da, sizi arkadaşlarınızdan ve ailenizden yalıtmaya başlar. İlginizi herhangi başka birine, bu başka biri kendi çocuğunuz bile olsa, vermenizi şiddetli bir şekilde kıskanır. Sizi terk etmekle tehdit eder ve üzerinizde daha fazla kontrol sağlamak için her şeyi yapar.

Zaman içerisinde, kırılgan narsist kadının, onu mutlu etmekten sorumlu oyuncağına dönersiniz. Siz onun tüm ihtiyaçlarını karşılar hale gelirsiniz ve karşılığında da istismar hariç hiçbir şey almazsınız.

Siz sevdiklerini koruyan, onların mutlu olmasını isteyen, sözlerini tutan iyi bir insan olabilirsiniz ve bunlar, doğru ellerde sizin için harika şeyler sağlayabilecek özellikler. Ama kırılgan narsist kadının ellerinde ise, sizin için oldukça yıkıcı şeyler.

Eğer böyle bir ilişkide, sözler verdiğiniz için ve hala ona yardım edebileceğinizi ya da onu kurtarabileceğinizi düşündüğünüz için kalıyorsanız, böyle bir ilişkide yanlış nedenler yüzünden kalıyorsunuz.

Eğer böyle bir ilişkide, aranızdaki şeyin aşk olduğunu düşündüğünüz için kalıyorsanız, sizin aranızdaki şey aşk değil. Bence istismar dolu, toksik bir ilişkide olmaktan daha kötü olan tek şey, o ilişkide bir gün bile daha fazla kalmaktır. Eğer böyle bir ilişkiden kaçabildiyseniz ya da böyle bir ilişkide terk edildiyseniz, asla ama asla geri dönmeyin.

Bir narsist ile ilişkide, bedeli olmayan şey yoktur. Narsist ile tüm bağlarınızı koparmaya bakın.

Kaynak: Tactics and Mind Games of the Female Covert Narcissist

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize (özellikle konu ile ilgili olan Toksik İlişkiler Rehberi kitabına) bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Gri Kaya Yöntemi Bölüm 1 – Hayatınızdan çıkaramadığınız toksik insanlarla nasıl baş edersiniz?

Toksik bir insanla başa çıkmanın en etkili ve mümkün olduğunda her zaman kullanılması gereken yöntemi, o insanı hayatınızdan çıkarmanız ve size ulaşmasını tamamen engellemeniz (ghosting). Özellikle toksik bir sevgili ya da arkadaş konusunda, bu yöntem en etkilisi.

Ama maalesef her toksik insanı hayatınızdan kolayca atamıyorsunuz. Örneğin bana sıklıkla sorulan sorulardan biri narsist anne ya da baba ile nasıl başa çıkılacağı. Toksik bir ebeveyn, iş arkadaşı ya da çocuk yüzünden hayatınızdan tam olarak atamadığınız eski eş gibi durumlarda ne yapacaksınız?

Öncelikle şunu belirteyim, narsist anne ya da baba gibi durumlarda, bazen bu insanı hayatınızdan çıkarmak en etkilisi ve yetişkin hayatınızda kendisi ile bağlantıyı tamamen kesmeniz, eğer kesebiliyorsanız en iyisi. Bazen haberlerde “hayırsız” evlatları tarafından izbe bir eve terk edilmiş, perişan durumda yaşlı insanlar görüyoruz ve insanlar genelde bu insanların çocuklarını suçluyorlar. Ama bu insanların bir kısmı, gençken çocuklarına işkence etmiş, narsist ve/veya psikopat ebeveynler ve çocuklarının hayatlarından tamamen attığı insanlar (özellikle narsist insanlar hiç ölmeyeceklerine, hiç güçten düşmeyeceklerine aşırı saf bir şekilde inanıyor gibiler).

Her neyse. Narsist anne gibi toksik insanların önemli bir kısmı, başka insanlarda, örneğin çocuklarında, duygusal tepki yaratmaktan zevk alıyor ya da en azından bundan besleniyorlar. Siz duygusal tepki verdiğinizde, kendisine yere serseniz bile, narsist başarılı oluyor, kazanıyor zira sizi duygusal ve fiziksel tepki verecek kadar yaralamak, bu insanlara güç hissi veriyor.

Dediğim gibi toksik bir sevgiliniz ya da arkadaşınız varsa olabilecek en kısa sürede terk edip, en kaba şekilde engelleyip, aramalarını cevapsız bırakıp hayatınızdan atmanız lazım. Ama bunu yapamıyorsanız, gri kaya, gri duvar (gray rock / gray wall) denilen bir yöntem var.

“Gray Rock Method” (Gri Kaya Yöntemi), 2013 yılında psikoloji konusunda blog yazan Skylar rumuzlu birine ait. Gri Kaya Yönteminin amacı, psikopat, narsist ya da herhangi başka bir şekilde duygusal olarak dengesiz ve toksik insanların, size ilgisini kaybettirmeye yönelik bir taktik.

Bu yöntemin varsayımı şu: Narsizm gibi bir probleme sahip bir insan, sizinle olan etkileşiminden toksik yakıt alamazsa, tatmin olamazsa, sizinle beslemebileceği bir drama yaratamazsa, sizden sıkılmaya başlar. Bu insanlar dramaya bağımlıdırlar ve can sıkıntısına dayanamazlar. Eğer sizden drama alamazlarsa, kendilerine drama yaratacak başka bir hedef seçerler. Size olan ilgileri hızlıca azalır ve sonra da yok olur gider.

Skylar bu yöntemi psikopatlar için ortaya atarken, psikopatların güce bağımlı olduklarını ve hedeflerindeki insandan değişik reaksiyonlar almak için türlü türlü taktik uygulayarak, bu reaksiyonları veren hedefi üzerinde güç hissetmesini sağladığını söylüyor.

Toksik bir insan sizde reaksiyon yaratabildiğini gördüğünde, sizi reaksiyon yaratarak kanını emebileceği bir kaynak olarak görür ve sizi rahatsız etme sıklığı artar. Burada sizin bu insana bir reaksiyon vermeniz, özellikle duygusal bir reaksiyon vermeniz, bu insan için ödüldür, peşinde olduğu şeydir. Gri Kaya Yönteminde siz, toksik insana bu ödülü vermiyorsunuz.

Gri Kaya Yöntemini nasıl uygulayacağınız ise tamamen karşınızdaki insanın sizden ödülü nasıl aldığına bağlı. Böyle bir insan ile her etkileşiminizde, gri bir kayaya döneceksiniz. Stoik filozof Epiktetus’un dediği gibi: “Dışımızdaki dünyayı kontrol edemeyiz ama dış dünyaya karşı nasıl pozisyon alacağımızı kontrol edebiliriz.” Toksik insanın size yönelik davranış ve sözlerini kontrol edemeyebilirsiniz ama onun ihtiyacı olan “yakıtı” ortaya çıkarmayacak şekilde sıkıcı, tepkisiz davranabilirsiniz.

Örneğin toksik biri, sizin tetiklendiğinizi bildiği için spesifik bir insan ya da konudan bahsediyorsa, ona basit, sıkıcı ve umursamaz cevaplar verebilirsiniz. Sizi çileden çıkardığını bildiği için size belli bir şekilde aşağılamaya çalıştığında, bunu sanki hiç duymamış gibi davranabilirsiniz.

Toksik bir insanın istediği reaksiyonu yaratmamak, zaman ve istikrar gerektiren bir şey. Özellikle ilk zamanlarda, belki de yıllardır sağladığınız ödülü alamamaya başladığı için, toksik insan aşırı sinirlenebilir. Bunun sonucunda da sizde reaksiyon yaratma çabasını iki katına çıkarır. Burada zokayı yutmamalısınız.

Toksik insanlar kaosa, dramaya çekilirler, soğukkanlı bir sükunet bu tür insanları iter. Toksik insanlar eğlendirilmek, başkalarının duygularını kontrol etmek isterler ve ideal avları da, hassas ve kolay sinirlenen insanlardır.

Şimdi birkaç örnek vereyim. Burada temel kuralları söyleyelim:

  • Savunma yapma.
  • Angaje olma.
  • Duygusal olma.
  • Açıklama yapma.
  • Kişiselleştirme.
  • Kısa kes.

Erkek kız arkadaşını terk ediyor ve kız da narsist annenize bunu haber veriyor. Narsist anne çocuk eve geldiğinde saldırıya geçiyor. NA: Narsist anne, E: Erkek

NA: Leyla’dan neden ayrıldın? Şimdiye kadar bulduğun en iyi kızdı. Tek iyi kızdı.

E: Belki.

NA: Aptalca bir şey yaptın değil mi? Neden terk ettin söylesene?

E: Odama geçip bir ödev yetiştireceğim, şu an bunu konuşacak vaktim yok.

NA: Hayır, beni dinleyeceksin önce. Leyla’yı terk etmişsin, kız perişan durumda. Neden terk ettiğini söylemedi ama seninle konuşacağımı söyledim. Hemen kızı arıyorsun ve buluşmaya davet edip gönlünü alıyorsun.

E: (2-3 dakika anneye aldırmadan mutfakta işini görüp sessiz kaldıktan sonra) Leyla’yı aramıyorum ve odama gitmem gerekiyor.

NA: Hayır, ona arayacağını söyledim ve arayacaksın. O kız sana fazla bile. Hem benimle de iyi anlaşıyor, annesiyle de arkadaş olduk. Beni nasıl bir duruma soktuğunun farkındası değil mi? Annen için arayacaksın.

E: (2-3 dakika anneye aldırmadan mutfakta işini görüp sessiz kaldıktan sonra) Odama gitmem gerekiyor, Leyla’yı aramayacağım.

NA: (Sesini yükselterek) Hayır arıyorsun ve özür diliyorsun! Arayacaksın diye söz verdim, beni nasıl böyle bir duruma düşürürsün.

E: (2-3 dakika anneye aldırmadan mutfakta işini görüp sessiz kaldıktan sonra) Eminim bir şekilde açıklarsın. Başka bir şey var mı?

NA: (Bağırarak) tansiyonumu çıkardın yine! Öldüreceksin beni, ölümün senin yüzünden olacak. Kırk yılda bir güzel bir kız yüzüne bakıyor, peşinden koşacağına beni çileden çıkarıyorsun. Şurada düşüp ölsem umrunda değil! Hemen şimdi Leyla’yı arıyorsun! Hemen.

E: (Herhangi bir duygusal tepki vermeden, Stoik bir yüz ifadesi ile) Leyla’yı arayıp benim ne kadar nankör olduğumu anlatabilirsin ama benim gitmem lazım.

NA: Sana ne oluyor? (Burada gözler yaşarıyor). Uyuşturucu mu kullanıyorsun? İyi misin? Ruh sağlığından endişe etmeye başladım.

E: Ödev yapacağım, kulaklık takacağım. (Annenin odaya girmesine engel olarak), bir iki saat kapımı çalmayın.

NA: Kapıyı yüzüme mi kapayacaksın? Beni böyle … (kapı yavaşça suratına kapanır)

Burada en önemli şey, erkeğin sonuna kadar sakin, Stoik durması. İçinde fırtınalar kopuyor olabilir, o kapıyı kapayıp kilitledikten sonra, dışardan duyulmayacak şekilde odanın içinde sinir krizi geçirebilir ama narsist anne ile etkileşimde sakin ve stoik kalmak önemli. Açıklama yapmamak, onay aramamak, tartışmaya girmemek, vs. önemli. Cevapları nötr ve yüzü poker yüzü denilen şekilde. Eğer açıklama yaparsanız, suçlarsanız, vs. bu insanı beslersiniz.

Uzun yıllar boyunca sizin doğru düğmelerinize basıp sizden öfke, üzüntü, vs. sağan narsist, bunu yapamadığında oldukça rahatsız olacaktır. Size ne olduğunu soracak hatta ruh sağlığınızdan endişe ediyormuş gibi yapacaktır (az önceki örnekte olduğu gibi). Burada tabii ki bundan sonra böyle demeyeceksiniz. Narsiste gaslighting yapacaksınız ve bir şey değişmemiş gibi davranacaksınız.

Devam edecek.