Abi şimdi anlatacaklarımı duyduktan sonra bana hangi küfürü etsen haklısın ama yardıma çok ihtiyacım var.
27 yaşında bir erkeğim. 3 yıl önce, hayallerimdeki kızla karşılaştım.
Aslında masum bir şey gibi dursa da, “hayallerimdeki kız” lafını duyduğum anda aklıma hayal dünyasında yaşayan, olgunlaşmamış bir erkek geliyor. Belki de ben fazla negatifim bilmiyorum ama biri “harika bir kız”, “mükemmel bir ilişkimiz vardı”, vs. dediğinde de “olgunlaşamamış bir erkek” kokusu alıyorum. Bakalım senin “hayallerindeki kız” olayı ne oldu.
Karşılaşmamız çok talihsiz bir şekilde oldu. Bu kız benim eski en iyi arkadaşım ile çıkmaya başlamıştı.
Sanırım o zaman en iyi arkadaşındı, bu kızdan sonra eski en iyi arkadaşın oldu.
Eski en iyi arkadaşım beni kız arkadaşıyla tanıştırdığı gece, olaylar gelişti ve kızla seks yaptım. Zaten o zamandan beridir de en iyi arkadaşım, eski en iyi arkadaşım oldu.
Küfür serbestti değil mi? Kıza insanlık tarihi kadar eski bir mesleğin duayeni, sana da onun sıpası diyeceğim o zaman.
Biliyorum, bunun bir bahanesi yok ama seksi ben başlatmadım. Aşağılık herifin teki olduğum için hiç karşı koyamadım.
Erkek adam arkadaşının eski sevgilisi ile bile görüşmez, sen en iyi arkadaşının sevgilisi ile yatmışsın! Nasıl bir abazansın bilemedim ama en azından o adamı böyle bir kadından kurtarırken, bana yazdığına göre de kendin Allah’ından bulmuşsun.
Bunu yaptığım için hala çok üzgünüm. Arkadaşımdan daha sonra çok özür diledim. Bana o zaman sadece birkaç aylık ilişkisi olan o kızın tam bir orospu olduğunu sayemde anladığını ama benim gibi bir bilmem ne çocuğu ile arkadaşlık etmeyeceğini söyledi.
Her neyse, hayallerimdeki kızla ilişkim bu şekilde başlamış oldu.
Gözünün önünde en yakın arkadaşını aldatan kız, senin hayallerinin kızı ve bu kızla ilişkiye başladın? Gerçi anlaşılmaz bir şey değil. En yakın arkadaşının kız arkadaşı ile yatacak kadar ruhsal olarak dengesiz ya da aç bir adamın, erkek arkadaşının en yakın arkadaşı ile yatacak kadar ruhsal olarak dengesiz ve aç bir kadınla uyumlu olması mantıksız değil.
Psikolojik olarak sağlıklı insanlar, psikolojik olarak sağlıklı insanlara çekim duyarlar ve psikolojik olarak sağlıklı insanları çekerler. Psikolojik olarak problemli insanlar ise, psikolojik olarak problemli insanlara çekim duyarlar ve psikolojik olarak problemli insanları kendilerine çekerler.
Psikolojik olarak sağlıklı insanlar, psikolojik olarak sağlıksız insanlara çekim duymazlar ve psikolojik olarak sağlıksız insanları kendilerine çekmezler.
Bunu olgunlaşamamış – olgunlaşmış insanlar diye de söyleyebiliriz. Olgunlaşamamış, yetişkin biri olamamış insanlar, olgunlaşamamış insanları bulurlar, onlar tarafından bulunurlar.
Burada bir parantez açmak istiyorum. Bu camiada sıklıkla gözlemliyor olmanız lazım: psikolojik olarak olgunlaşamamış, erkek adam olamamış erkekler, tüm kadınlar aynı, tüm kadınlar defolu, tüm kadınlar erkekleri kullanırlar, vs. diye düşünürler.
Bu erkekler, psikolojik olarak olgunlaşamamış erkekler olduklarından, tahmin edin nasıl kadınları çekerler? Bu çekim yasası yüzünden, bu adamların gerçekliği aynen düşündükleri gibidir ve kendi kendini gerçekleştiren kehanetlerinin içinde kadınlar şöyle böyle diye zırlaya zırlaya debelenirler. Çekmeyi bırakın, defolu, erkekleri kullanan, arıza kadınlardan başkasını gözleri görmez.
Eğer böyle biriyseniz, psikolojik olarak olgunlaşmadığınızı anlayın ve enerjinizi olgunlaşmaya ayırın. Olgunlaşana kadar da çenenizi kapayın zira bu tür ergen bilgeliklerini zırvaladığınız arkadaşlarınız, sizi “acı gerçekleri kabul edemedikleri için” değil, sizin gibi zırlak bir bebe ile arkadaşlık edecek yaşı çoktan aştıkları için dışlıyorlar.
Her neyse. Şimdi sen en yakın arkadaşının, en yakın olmasına bile gerek yok bir arkadaşının kız arkadaşı ile yattın. Bir insan bunu neden yapar? Bir erkek bunu neden yapar? İnsanın böyle bir şeyi yapabilmesi için, yani “Erkek Adamlığın Yasaları” kitabının en kutsal yasalarından birini ihlal etmesi için, çok yüksek bir motivasyon lazım. Sadece abazanlık, cinsel açlık yetmez, bilinçaltında olan büyük bir ruhsal açlık, hastalıklı bir duygusal açlık gerekli.
İlk gece beraber olduktan sonra aylarca gizli bir ilişki yürüttük.
Bir kere kapıldığın, karşı koyamadığın bir şey de değil. Aylarca arkadaşının ardından iş çevirmişsin. Bencillik, sosyopatlık bu.
Eski en yakın arkadaşım aramızdaki ilişkiyi yakaladı. Kız adamdan ayrıldı, adam kızı da beni de siktir etti.
Bu hikayenin kazananı, böyle götün teki bir kızı hayatına alarak, senin gibi götün tekinden de kurtulmuş olan arkadaşın.
Evet benimle ilişkiye başladığında başka bir ilişkisi vardı ama benimle yatmadan önce eski en yakın arkadaşımla ayrılmayı düşünüyordu zaten.
Hala çok üzgünüm deyip hala kendini böyle mi avutuyorsun? Sen üzgün falan değilsin. En fazla ne kadar berbat bir insan olduğunun ortaya çıkmasına üzülüyorsundur o kadar.
Ona karşılaştığımız ilk andan itibaren çok büyük bir arzu hissettim.
Şaşırtıcı değil. Bakalım hayallerinin kızı seni nasıl düzdü.
O 3 ay, hayatımın en güzel aylarıydı. Üstünden 3 yıl geçti ama onu ve o ayları unutamadım. Onu çok uzun süredir görmememe rağmen unutamadım. Ona hala aşığım.
Senin ciddi yardıma ihtiyacın var. Böyle iğrenç bir olayın üstüne “ona hala aşığım” modunda olmak için çok derin duygusal problemlere sahip olman lazım.
Sonunda beni terk etti. Onun yaşam tarzına ayak uyduramadığımı söyledi ve terk etti.
Sadece terk mi etti? Ben kızdan abinle ya da babanla yatma performansı bekliyordum. İlginç.
Beni terk ettikten sonra beni unutup yoluna devam etmesi çok zamanını almadı.
Şaşırtıcı değil.
Bu kızı çoktan atlatmış olmam gerektiğini biliyorum. Bu süreçte çok fazla kadınla birlikte oldum ama hiçbirinden aynı tadı alamadım. Sanırım, en çok kişiliğine tutuldum. Kız cıvıl cıvıl, feminen, sevecen ama olmak istediği kişiyi hiç kimseye aldırmadan olan, deli dolu bir kızdı.
Ben lise yıllarına kadar oldukça sosyal ve eğlenceli biriydim ama sonra kendi kabuğuma kapandım. Arkadaşlarım var ve onlarla bazen buluşuyoruz ama zamanım, sıklıkla girip çıktığım kısa süreli ilişkiler haricinde sadece çalışarak ve spor yaparak geçiyor.
En yakın arkadaşına yaptığın şeyden sonra arkadaşlarının olması ilginç. Ben bir arkadaşımın bunu yaptığını duysam onunla selamı sabahı keserdim ki bence çoğu insan da böyle yapardı.
Ama aslına bakarsan, hiçbir amacım, hiçbir hedefim yok. Hayatım dışardan baksan kötü değil, ama bende varoluşsal bir sıkıntı yaratıyordu. Taa ki o hayatıma girene kadar. Onun girmesi ile hayatım renklendi ve çıkması ile yine siyah beyaza döndü.
Patreon’da birkaç yayında değindiğim bir kavram var: “Çılgın Peri Rüya Kızı (Manic Pixie Dream Girl – MPDG). Bir arkadaş sorunca cevaplamıştım ve sonra başka bir yerde yine değinmiştik. Sanırım senin hikayende de bu konuya gireceğiz.
Sen içine kapanık, kendi kabuğunda yaşayan ve gündelik hayatını sürdürse de bu hayatta bir motivasyonu, amacı olmayan, bir açıdan kaybolmuş birisin. Hayatını renklendirmesi, seni dünyaya ve deneyimlere açacak bir kadın bekliyorsun, belki de beklediğini bilmeden. Tam burada da “Çılgın Peri Rüya Kızı” karşına çıkıyor.
Çılgın Peri Rüya Kızı, psikoloji alanından gelen bir kavram değil. Film eleştirmeni Nathan Rabin’in, bu tip bir kızın alıcısı erkekler için yaratılan değişik film karakteri kadınları inceledikten sonra ortaya attığı bir deyim. Aslında ilk örnek verdiği karakter de, Kirsten Dunst’ın Elizabethtown filminde canlandırdığı karakter. Filmi izlemedim ama şu alıntıyı paylaşacağım:
“Çılgın Peri, Rüya Kızı, kendi düşüncelerinde yaşayan, duygusal genç erkeklere hayatın sonsuz gizemlerini ve maceralarını kucaklamayı öğretmek için yaratılan ve sadece duyarlı senaryo yazarlarının ve yönetmenlerin hayal gücünde varolan bir karakter.”
Şimdi sıradan vatandaşın yani senin benim gibi bir insanın anlayacağı dilden anlatırsak, bu kız delilik sınırlarında dolaşacak şekilde deli dolu, dışa dönük bir kız. Utangaç, içine kapanık esas oğlumuzun siyah beyaz hayatına birdenbire giren ve onu renklendiren, heyecanlandıran, kabuğundan çıkaran bir kız. Bence bu hikayenin en iyi örneği 500 Days of Summer filmindeki Summer (tipi böyle bir kıza cuk oturan Zooey Deschanel) ve Tom (Joseph Gordon Lewitt) ve Eternal Sunshine of The Spotless Mind filmindeki Clementine (Kate Winset) ve Joel (Jim Carrey). Çok klasik olmayan bir örneği de The Girl Next Door filmindeki yaratık pardon Danielle (Elisha Cutbert) ve Matthew (Emile Hircsh).
MPDG olayına narsist erkek karakterin vıcık vıcık Hollywood romantizmi gözünden değil, dışardan görünen yüzünden bakan (tabii ki çok radikal bir versiyonuna bakan) Kader ve Masumiyet filmleri size ilk başta alakasız gelebilir ama Uğur (Vildan Atasever – Derya Alabora) ve Bekir (Ufuk Bayraktar – Haluk Bilginer) de iyi bir MPDG hikayesi.
Burada oldukça utangaç ve içine kapanık bir genç var. Bu genç çoğunlukla silik biri ama bilinçaltında, kendisinin aslında harika biri, keşfedilmemiş bir cevher olduğuna da inanıyor. Tek beklediği, içindeki bu harika erkeği ortaya çıkaracak bir kadın, çılgın, peri kızı, rüyaların kızı.
Bunu okuduğunuzda burnunuza ergen fantezisi kokusu geldiğini biliyorum ama bu, sıradan ve masum bir ergen fantezisi değil. Buram buram narsizm ve aşırı duygusal/ruhsal bağımlılık (codependency) içeren, görece hastalıklı bir ergen fantezisi.
İzlediyseniz 500 Days of Summer filminde Tom’un Summer’a aşık olmaya başladığı sahneyi hatırlayın. İzlemediyseniz veya hatırlamıyorsanız şuradan izleyebilirsiniz: You Make My Dreams Come True (Sen hayallerimi gerçekleştiriyorsun).
Tom Summer’a aşık olmaya başladığında, şarkı söyleyerek ve dans ederek sokakta ilerlerken, herkes dışarı çıkıyor ve silik Tom, bir anda ilginin merkezi oluyor. Bir sahnede Tom araba camından yansıyan görüntüsünden saçını düzeltirken, camdan Han Solo’nun yansıdığını görüyoruz ki Tom’un kendi içinde yattığını sandığı, keşfedilmemiş sigma erkek fantezisi bu kadar kısa sürede bu kadar iyi anlatılamazdı! Han Solo, sinema tarihindeki en arketip sigma erkek karakterlerinden birisi.
Tom tabii ki herkesin ilgisinin merkezinde olmaktan büyük bir keyif alıyor. Bu sahne ve filmlerdeki bu gibi sahneler güya aşık olmayı canlandıran ama aslında harika birer kırılgan narsizm canlandırması yapan sahneler. Burada erkek karakter kadına aşık oluyor gibi görünse de, kendi var olmayan harikalığına aşık olmaya başlıyor.
Kırılgan narsist bir erkek için için, aslında harika biri olduğuna inanır ama işte o harika insanı ortaya çıkaracak kız henüz gelmemiştir. O kız geldiğinde, o harika erkeği ortaya çıkaracaktır ya da çıkarır (!)
Yalnız oğlumuz kıza “aşık olduğunu” sandığı bu sürecin sonunda bombok bir yere gittiğinin farkında değil. Neden? Zira gerçek hayatta manyak peri rüya kızı tabirine uyan kadınların hepsi olmasa da çoğu, B tipi kişilik bozukluğuna sahip kızlar. Histeri, borderline ya da narsist, belki üstüne sosyopat ve bipolar hastalığının manik döneminde olan kızlar. En azından bir travmaları var ki klasik MPDG tanımı : gizemli, dışavurumcu, güzel, flörtöz, özgür, kendine zarar veren, kırılgan, uçar kaçar, genellikle renkli saçlara ve hayata dair tuhaf felsefelere sahip bir kız şeklinde.
Şimdi bu manyak kız açısından bakarsak, bu kız da arada sırada tam olarak oğlumuz gibi birini arar. Manyak manyağı çeker tarzı ilişkiler yaşar ama bir ilişkide iki manyak, çok manyak bir şey olacağından, böyle masmanyak ilişkilere girerek yorulan kız, şarj olmak için ara ara, kendinin tam tersi bir erkek arar ve bulur. Bir süreliğine, onu kabuğundan çıkarmayı misyon edinir (kadınlardaki kötü çocuğu evcilleştirme fantezisinin yandan yemiş versiyonu bir fantezi).
İçe kapanık erkeğin bu kızla olduğu kısa sürede hayatı renklenir, her şey kendiliğinden ve eğlenceli olur ama kızın gerçekte ne olduğunu göremez. Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmindeki şu sahneye bakın: I am not a concept Joel. I am a fucked up girl looking for my piece of mind (Ben bir kavram değilim Joel. Kendiyle barışık olmaya çalışan bombok bir kızım):
Clementine: “Ben Ben bir kavram değilim Joel. Kendiyle barışık olmaya çalışan bombok bir kızım. Mükemmel değilim.”
Joel: “Seninle ilgili hoşlanmadığım hiçbir şey düşünemiyorum.”
Clementine: “Ama (ilerde göreceksin,) düşüneceksin.”
Joel: “Hayır, düşünemiyorum.”
Clementine: “Düşüneceksin. Ve ben senden sıkılacağım, kapana kısılmış gibi hissedeceğim. Çünkü hep böyle oluyor (ve olacak).”
Joel: “Sorun değil.”
Filmin sonundaki bu sahnede Joel ve Clementine karlar içinde mutlu mesut koşuyorlar ama bu filmlerde romantize edilen toksik ilişkiler çok kısa sürede kabusa, sonu hemen her zaman, aylarca ve yıllarca düzelmeyen yıkıma dönüşüyorlar.
Onun gibi bir kıza rastlayamadım. 3 senedir kiminle karşılaşsam, aynı şeyleri hissedemedim.
Efendi erkekler kendi karanlık taraflarını göremedikleri gibi, kadınların karanlık taraflarını da göremezler. Dikkat edersen, kızın kötü özelliklerini pek göremiyorsun. Bu kız gözünün önünde bir erkeği, en yakın arkadaşı ile aldattı ama sen onu bir kaideye koymuşsun, 3 koca senedir tapıyorsun. Gerçek kadını göremiyorsun, onun idealize edilmiş bir versiyonunu görüyorsun. Bu da çok aptalca bir durum yaratıyor: Karşılaştığın hemen her kadının, psikolojik olarak defolu, ciğeri beş para etmez kadından daha iyi olmasına rağmen, gerçek, etten kemikten bir kadın senin kafandaki idealizasyona uymadığı için “kimse onun gibi değil” diye zırlıyorsun. Gerçekte ise sokaktan rastgele çevirdiğin hemen her kadın ondan daha iyi.
Sizin aranızdaki kimya, psikolojik olarak problemli iki insanın, psikolojik problemlerinin birbirini çekmesinden başka bir şey değil. Sorun şu ki, senin peri kızının aslında sadece şarjı bitmişti ve seninle beraberken sadece şarjını dolduruyordu. Clementine’in dediği gibi bir süre sonra “kapana kısılmış gibi hissediyorum, sıkıldım” deyip gitti (“onun yaşam tarzına ayak uyduramadığımı söyledi”). Şarj doldu, kız uçtu gitti. Seni yıllar önce unuttu gitti, bir daha da hiç hatırlamayacak. Ama idealize, hayali bir versiyonu senin kafanda yaşadığı için, senin kimyan hala alev alev.
Diğer bir sorun da, olgunlaşamamış, psikolojik olarak sağlıksız, hayatı ve kendisi renksiz biri olduğun için, olgunlaşmış ve sağlıklı bir kadını kendine çekemiyorsun. Onlar seni istemiyorlar. Sen de hoşlandığın kadın tipinden dolayı, onlara çekim duymuyorsun, onları “yetersiz” buluyorsun zaten.
O benim kayıp yarım gibiydi ve 3 yıldır beni onun gibi tamamlayan birine hiç rastlamadım, rastlayacağıma da inanmıyorum.
Sen kendi fantezinde kaybolmuşsun cidden. Sanırım yetişkin bir erkek olamadığın gibi, olmaktan da kaçıyorsun. Bir kadın bir erkeği tamamlayamaz, tamamlamak da istemez. Erkek kendi kendine tam olur ondan sonra o bütünlüğünü bir kadınla paylaşır. Bu kız seni tamlamıyordu, senin içinde yatan, “ben aslında mükemmelim, keşfedilmemiş cevherim” diye böbürlenen narsisti açığa çıkarıyordu sadece.
Bir kadın bir erkeği tamamlamak istemez ama yukarıda bahsettiğim gibi MPDG tipine uyan bir kadın bir süreliğine, kendi kabuğunda yaşayan bir iyi çocuğa sığınıp bir süre onu “kurtarma”, “tamamlama” projesine sarılarak şarj doldurabilir. Ama bu geçicidir, bir süre sonra “kapana kısıldım, sıkıldım” der gider. Oysa şarjı dolmuştur, artık sana ihtiyacı yoktur.
Abi ben ne yapacağım? Bu kızı kafamdan atamıyorum. Ne yapacağım?
Bana gelen oneitis (aralarında bir ilişki olmayan kadını idealize edip takıntı yapma durumu) vakalarının çoğu, ömrü 1 yılı aşmayan hafif vakalar. Onlara vereceğim tavsiyeler sanayetmez. Öncelikle olgunlaşmamış, psikolojik olarak sağlıksız biri olduğunu kabul etmen ve psikolojini düzeltmeye odaklanman lazım. Psikolojik olarak olgunlaşır ve daha sağlıklı hale gelirsen, bu tür kadınlar sana itici gelmeye başlar ve sağlıklı kadınlar sana çekici gelmeye başlarlar. Daha da iyisi sağlıklı kadınlara da çekici gelmeye başlarlar.
Sen kendi kırılgan narsistliğin içinde debelenirken, sağlıklı kadınların senden tiksindiğini göremiyorsun bile. “Onun gibisine rastlamadım” diyorsun, sanki sen ve o, normal insanlardan üstte bir yerdesiniz, normal kadınlar senin ayarında değiller gibi konuşuyorsun. Oysa ondan iyisi senin yüzüne bakmaz, yanına yaklaşmaz, bunu göremiyorsun.
Sana terapi daha fazla yardımcı olacaktır, özellikle 27 yaşına gelmene rağmen hala neden olgunlaşamadığını bulman adına bu önemli. Sen, içindeki cevheri ortaya çıkaracak, seni tamamlayacak kadını aramayı bırakıp, kendi kendine tam bir insan olmayı hedeflemen gerekli. Yani sağlıksız ama güçlü muhtaçlıklarını doyurma peşinde koşmak yerine, yetişkin bir erkeğin ihtiyaç duymadığı bu muhtaçlıktan kurtulman, tek başına tüm sorunu çözer. Bu tabii ki kolay değil ama öbür türlüsü imkansız.
Bu kızla ilgili, burada anlattığım dinamiği bilmen de işin %50’si zira yazış şeklinden anladığım, senin burada olup biteni zerre anlamadığın. Erkek arkadaşını en yakın arkadaşı ile aldatan bir orospudan bir peri kızı yaratmışsın. Kızın kötü özelliklerine gözün kapalı. Kız gözünün önünde birini aldattı ve senin kızla ilgili dediklerine bak: “cıvıl cıvıl, feminen, sevecen ama olmak istediği kişiyi hiç kimseye aldırmadan olan, deli dolu bir kızdı”.
Senin kendi karanlık tarafına da gözün kapalı. En yakın arkadaşının kız arkadaşını düzmüşsün. Hadi bir kere yaptın diyelim, adamın arkasından kızla yasak aşk yaşamışsın. Tepkin ise “ay pardon, adamın kız arkadaşına kaydım, üzgünüm”. 100 Dolarına bahse girerim ki pişman mişman değilsin sen. Üzgün olduğunu söylemen gerektiğini biliyorsun sadece.
Burada bu konuda sana faydalı olabilecek bazı yazılar da var. Onlara da bak ama senin yolun uzman terapist yolu, onu söyleyeyim. Buraya gelenlerin %90’I kendi kendilerine aşabilecekleri bir iyi çocuk sendromunda debeleniyorlar ama senin yardıma ihtiyacın var:
- Eski sevgilimi unutamıyorum, kimseye bir şey hissedemiyorum – Vaka Çalışması
- Saplantılı aşkın psikolojisi: Kaygılı bağlanma stili
- Efendi Adamın Toksik Kırılganlığı (No More Mr. Nice Guy) Kitap Özeti
- Aşırı duygusal yatırım yaptığım kadını unutamıyorum (Vaka çalışması)
- İyi çocuklar, kaygılı bağlanma, kırmızı hap ve kaçıngan bağlanma
- 25 sene önceki eski kız arkadaşımı unutamıyorum – Vaka Çalışması
Yazıyı okuyan diğer arkadaşlara da söyleyeceğim, buradaki ağır aldatma vakası gibi bir şey olmasa da, MPDG tipi hayallere kapılan çok erkek var. Böyle hayallere kapıldıysanız, burada yazanlar sizin için de geçerli. “Benim kız ve ben böyle boktan şeyler yapmadık, beni bağlamaz” demeyin.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.
Şimdi bu konularda çok kolay etiket yapıştırılıp borderline ya da narsist deniyor (çoğunda da kadın aslında adamın pısırıklığından asabileşip giden biri) ama öyle var sayalım.
Toksik bir kadın, özü aşağılık kompeksi içinde olan narsisti idealize etmeye başladığında, narsist buna mal gibi atlayıp, aşırı yükselip borderline’ın aşk bombardımanı gazını arttırmasına neden olabilir. Narsist erkekler love bombing ile tuzağa çekilmeye daha müsaitler zira love bombing ile kendilerine mükemmel erkek gibi davranıldıkça tam istedikleri, kan emecekleri, yakıt ihmali kurbanını bulduklarını düşünerek bağlanırlar. Tabii sonra kim kimin kanını emiyormuş görürler 🙂
Dengeli stabil bir erkeğin bu tür bir içsel aşağılık kompleksi, dışsal büyüklenmeciliği olmadığından kendini çok yerene de çok övene de “ne diyor bu mal?” diye bakar. Yani biri “sen berbatsın” dediğinde kendisine “yoo berbat falan değilim” der, biri “sen mükemmelsin” dediğinde “yoo mükemmel değilim” der. Bu nedenle de borderline aşk bombardımanı yaptığında “ben böyle mükemmel değilim, iyiyim ama bu kadar da değil. Bu kadında bir gariplik var” diyebilir. Narsist ise “tabii ki ben mükemmelim” diye gaza gelebilir.
Tecrübeli bir borderline kadının daha 1 ay olmadan narsist bir adama gösterdiği lovebombing, aşktan ziyade idealizasyondur. Buldum gaza gelen malı vereyim gazı olayıdır.
Böyle bir kadın hemen her erkekte, aşk bombardımanı (idealizasyon) aşamasından düğmeye basılır gibi bok bombardımanı (değersizleştirme) aşamasına geçer. Ve en geç bu geçişi yaptığında, dengeli ve stabil bir erkek tarafından hızlıca terk edilir. Narsist ya da başka şekillerde stabil olmayan, zayıf bir erkek ise aşk bombardımanı aşamasında kadına çok düştüğünden, bu geçişten sonra da bırakamaz.
Ben kitapta yazmıştım, her toksik kadın her erkeğe aşk bombardımanı yapmaz. Örneğin adam o kadar betadır ki ne idealize edebilir ne de idealize etmesine gerek kalır. Başından tepesine binebilir.
Teori mi kasıyorsun yoksa bir durum mu var?
“Kırmızı hapta genel olarak kadın sizi manipüle edemedikçe gözünde güçlenirsiniz ve sizi asla bırakamaz gibi bir düşünce de hakim.”
Burada, kırmızı hapta, manosphere’in her yerinde öğrendiğiniz şeyler az çok sağlıklı kadınlarda çalışır, sağlıksız ya da erkeklerle sorunlu kadınlarda çalışmaz. Erkeklere düşman olmuş kadına ne kadar maskülensen seni o kadar sevmez, o kadar saldırganlaşır. Ergen kafasından kurtulamadığınızdan mı nedir, bu işlerden bir çizgiroman kahramanı yaratmaya çalışıyorsunuz. Burada bin kere yazdım, o kadın dünyanın en özdeğerli ve özgüvenli erkeğine de öyle davranır. Bir zavallı ile özdeğerli bir erkeği ayıran, o kadını dize getirebilmesi değil, özgüvemli erkeğin böyle bir kadını hayatından hızlıca atarken, zavallının “bu kadını adam edeceğim, dize getireceğim” fantezileri ile, zayıflığının altında ezilmesidir.
Bir erkek zehirli bir kadını “ben bu kadını gücümle itaatkar kadın” yaparım diyorsa eskiden güçlü bile olsa artık zayıf, zavallı bir erkek olduğunu anlamalı. Güçlü erkekler böyle şeylerle uğraşmazlar.
“Yani güçlü bir duruşla her kadından saygı göremiyorsunuz.”
Hayır. Şimdi geçenlerde bir yerlerde yazmadığımi fark ettiğim, bariz olduğunu düşündüğüm ama birçok olgunlaşmamış erkeğin şaşırdığı bir şey söyleyeyim. Spesifik bir alfa erkeği sağlıklı kadınların birçoğu sevmez. Böyle “aslında çok istiyor, ıslanıyorlar ama istemiyor gibi davranıyor” değil, gerçekten istemeden, hoşlanmadan itici bulur.
Sadece efendi erkekler her kadın tarafından sevilir ama kadınlar onlarla da yatmazlar.
Bazen bir kadın “ay Çad çok itici” dedi mi manosphere’de aslında ıslanıyor, kıvranıyor ama yine de böyle diyor gibi bir yanılgı var. O kadın o gayet çekici olan adamı gerçekten itici buluyor olabilir. Aslında hayatın her alanında geçerli bir olay bu. Ne kadar omurgalı ve güçlü olursan, o kadar sevmeyenin olur, kadınlarda da bu geçerli.
Yani alfa erkeğin her kadın beni çekici bulur diye bir şey yok, havuzunuz artar ama sevmeyeniniz, sizi itici bulan da artar. O yüzden o kadar özgüvenli, özdeğerli, omurgalı adam oldum bu kız beni neden çekici bulmuyor diye düşünmenin anlamı yok.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.