Mahmut abi bayadır bunu yazmamı istiyordu benden. Ben hapı nasıl yuttum onu anlatıcam size. Bu aslında biraz da Erkek Adam’ın nasıl doğduğunun da hikayesi.
Hikayeye başlamadan önce, Mahmut Abi ile tanışmadan önce nasıl bir hayatım vardı onu açmam lazım. Mahmut Abi ile tanıştığımızda 20’li yaşların ortalarında, hayatında toplamda 6-7 hatun girmiş bir adamdım. Ortalama bir tipim, fena sayılmayacak bir işim vardı.
Özellikle son 3-4 yılda kadınlarla olan ilişkilerim aşırı dengesizdi. Bazen bir kızı kafaya takıp 6 ay mal gibi peşinde koşuyor, kırk yılda bir de hatun düşürüyordum. Ortam olarak bir sorunum yoktu, çevremde her zaman yazılmaya uygun bir hatun bulunurdu ama bende sonuca gidecek ekipman yoktu. Daha doğrusu yokmuş, sonradan öğrendim.
Bu noktada, dönüp baktığımda yaptığım hataları çok net görebiliyorum. Aşırı alkol tüketimi, düzensiz yaşam, kendine bakmama gibi bir sürü etmen o dönemki başarısızlığımı tetiklemiş. Ama en önemlisi, erkeğin hayatı düzenli olmayınca, psikolojisi de düzenli olamıyor. Düzenli olarak depresif, kaygılı bir ruh hali ile yaşayınca da hatunlar ile ilgili başarılı olma şansı pek olmuyor.
Gelelim asıl hikayeye, Mahmut abi ile tanışmam aslında o dönem Türkiye’den taşınma planları ile başladı. Taşınmayı planladığım ülkeye Mahmut abi’de düzenli olarak seyahat ediyordu, o dönem bana baya bir yardımcı oldu bu konuda.
O dönem gidip gelirken tanıştığı HB7 bir sarışın doğu avrupalı hatun ile tanıştırdı beni. Bir akşam denk getirip bir etkinliğe gittik. Hatun gayet hoş, hatta baya da pas veriyor olmasına rağmen gerizekalı ben hiçbir sinyali alamadım tabi. Kız en sonunda facebook’umu istemese belki de bu hikaye orada son bulacaktı. Ama o gece kızla konuşurken ne kadar tedirgin olduğum hala aklımda.
Neyse ki, kendi adım atmış bir kıza yürümeyecek kadar salak bir adam değildim, kızla bir yemeğe çıktık, gayet de güzel geçti ama tabi o zaman ilk buluşmadan adım atmak falan ne haddime! 2 gün sonra Türkiye’ye geri döndüm ama kızla iletişim devam etti. 2 ay sonra taşınacaktım ve kızı “sıcak” tutmalıydım. Her gün mesajlaşmaya başladık, tabi o zaman oyun falan da yok, mal gibi aklıma ne gelirse yazıyorum falan. 1 ay kadar sonra Mahmut abi ile denk geldiğimizde kızı sordu, “süper gidiyor her gün konuşuyoruz” dedim, “oğlum her gün mesajlaşmak iyi birşey değil kızı soğutursun kendinden” dedi. Hala unutmam içimden “siktir lan ordan sen ne biliyon sanki” dedim. Pişmanım!
Neyse, kızla ilk yemeğe çıktığımızdan 2 ay sonra falan valizimi topladım ve tek yön bilet ile taşıma işlemini gerçekleştirdim. Bu arada muhabbet o kadar ilerlemişti ki kız beni havaalanında karşıladı. Hatta 1 hafta sonraki bir konsere plan yapıp bilet falan da almıştık, hatun cepteydi yani. Daha doğrusu salak ben öyle zannediyordum.
Aslında burası biraz şanssızlık ama kızın çalışma izni ile ilgili bir sorunu oldu ve 3 hafta kadar ülkesine dönmesi gerekti bn taşındıktan 1 hafta sonra. Neyse dedim bekleriz, ne olacak. Kız ülkesindeyken de muhabbet aynen devam etti, ama o zaman beta olan ben, muhabbeti hiçbir zaman tam olarak flört etme kıvamına getiremiyordum. Baya kendi kendimi friendzone’a itiyordum ama farkında bile değildim.
Bu arada taşındıktan sonra Mahmut abi ile fazlaca zaman geçiriyorduk, o ara ara beni eğitme girişimlerinde bulunsa da umursamıyordum, her şey yolundaydı nasılsa. Hatun döndüğünde ben “bir şekilde” bu işi çözecektim. Şimdi dönüp kendime bakınca beni bir gülme alıyor.
Neyse hatun döndü, ilk buluşmayı yanağa güzelce bir öpücük ile kapattım. Ama ikinci buluşmada bir sorun vardı, kızın istediği restaurant’a gidip, onun istediği yerlerde takılmıştık ama kız pek de memnun gözükmüyordu. Hatta kız buluşmanın sonunda açıkca “ben daha dominant, güçlü bir erkek istiyorum” cümlesini açıkca kurdu.
Bu noktada kıza bir parantez açmak lazım, Doğu Avrupa (Rusya ve civarı diyelim genel olarak) kültürü bu konuda baya sert. Erkekler genel olarak aşırı dominant ve mental olarak sağlam. Bizim hatun biraz spirituel ve hafif feminist olmasına rağmen bu kültür ona da net bir şekilde işlemiş durumda. Garip olanı çoğu kadının aksine bu hatun ne istediğini açıkca söyledi. Bunun tam olarak nedenini hala çözebilmiş değilim.
Tahmin edeceğiniz üzere bu buluşma çok daha soğuk bitti ve ben eve kuruldum. Eve gitmeden kıza “ya noldu sorun ne?” gibisinden bir mesaj attım ve konuşmaya başladık. Bu arada eve vardığımda da güzelce içmeye başladım. Kıza gel konuşalım sorun ne diyince, “gel burda konuşalım” dedi, kalktım evine gittim. Kız alkollü olduğumu anlayınca, “eve çıkmayalım arkadaşlarım uyuyor” dedi, apartmanın bahçesinde konuşmaya başladık. Tahmin edeceğiniz üzere kız “bizden sevgili olmaz arkadaş kalalım“ modunda noktalandırdı konuşmayı. Ben de mal gibi “tabi olur” diyerek kabul ettim bu durumu. Kafada hala bir yerlerde ben bu kızı döndürürüm düşüncesi var tabi.
Kafam allak bullak olmuştu, 3 ay emek verdiğim kız 2 buluşmada kıçıma tekmeyi basmıştı. Birkaç gün sonra Mahmut abi’ye anlattım olayı, adam resmen suratıma kahkaha attı. Sonra biraz neden böyle olduğunu anlatmaya başladı bana, “dur lan bu adam hakatten birşey biliyor galiba” dedim kendi kendime.
Mahmut abi’nin anlattığı şeylerden yola çıkarak aramaya başladım internette, sadece bu adam biliyor olamazdı ya bu işleri. Reddit’te The Red Pill’i bulduğumda altın madeni bulmuşa döndüm resmen. Ben Mahmut abi’ye reddit’i, o da bana eskiden kalma kaynakları göstermeye başladık.
İlişki Sihirbazı kitabının ilk 20 sayfasından sonra kafayı kaldırdıp “hassiktir lan bu adam haklı” dediğim anı unutamam. The Red Pill bugüne kadar ilişkilerimle ve kadın davranışları ile ilgili anlamlandıramadığım her şeyi açıklıyordu. Neden peşinden koştuğum hatunlardan sonuç alamadığımı, neden çok kötü davrandığım hatunların peşimden ayrılmadığını, neden 3 yıllık kız arkadaşımın benden tiksinerek benden ayrıldığını.
İnsan bir konuyu teorik olarak öğrendiğinde o konuyu çok rahat uygulayabileceğini sanıyor. Ben konuyu çözdüğümü düşünüyordum ama asıl sancılı süreç yeni başlıyordu.
Sarışın hatun ile bağımı kopardım, yürüdüğüm hatun ile arkadaş olmanın bir mantığı yoktu. Hayatım çok da dağınık değildi aslında, yakşalık 15 yıldır ailemle yaşamadığım için her işimi kendim görmeye alışmıştım. Kilolu bir adam değildim ama yıllardır bilgisayar başında olmaktan postür konusunda baya bir kötüydüm. Spora başlamam gerektiğini farkettim.
Aslında bu kararları aldıktan sonra, herşey iyileşmeye başladı. Yalan söylemeyeceğim, ilk 3 ay en zor kısmıydı. Hem yıllardır spor yapmamış bir bünyeyi haftada 3 gün ağır spor yapmaya zorluyordum, hem de Tinder, bar v.s. gibi ortamlardan date kovalıyordum. Buluştuğum ilk 10 hatundan falan hiçbir sonuç alamadım. Shit testleri anlamak ve onlara buluşma esnasında modunu düşürmeden cevap verebilmek en zoruydu başlarda.
Zamanla işler güzelleşmeye başladı. Yatağa atabildiğim ilk hatun kendime olan güvenimi baya bir yerine getirdi. Ordan aldığım gazla da devamı geldi. Tabi çok reddedildim, moralimin bozulduğu zamanlar da oldu, ama her kötü giden buluşmadan sonra dönüp nerde yanlış yaptığımı anlayıp kendimi geliştirmeye devam ettim. Bu noktada sağolsun Mahmut abi ile baya bir mesai harcadık. O da konuya yıllardır uzak olduğu için bir anlamda onu da canlandırmış oldum.
Benim için konuyu tam anlamıyla iki şey oldu. Birincisi, tabak çevirmeye başlayınca insanın kafası çok daha rahat oluyor buluşmalarda. Bu olmazsa yarın başkası nasıl olsa olacak düşüncesiyle, erkek çok daha özgüvenli hareket edebiliyor ve bu kadınları çok ciddi anlamda etkiliyor. İkincisi de reddit’de okuduğum “Bir kadın sizinle buluşuyorsa kafasının bir yerinde sizinle yatma fikri vardır. Bu fikri ancak ve ancak sen mahvedebilirsin” lafıydı. Bunu kafama koyduktan sonra herhangi bir kadın karşısında çok daha rahat ve özgüvenli olabilmeye başladım ve başarı oranım inanılmaz arttı.
İşte tam bu sıralarda Mahmut abi 2000’lerin başında erkekadam.com diye bir site olduğundan bahsetti, site falan kalmamış tabi. Farkettik ki bu konu ile ilgili Türkçe çok çok kısıtlı kaynak var, dedik biz neden yapmıyoruz birşeyler, hiç olmazsa çeviri yapar ingilizcesi olmayan erkeklere okuyacak kaynak yaratırız diyerek başladık yaklaşık 3 sene önce. İyi de yapmışız.
Kendi adıma konuşmak gerekirse, benim açımdan hapı alıp dönüşümümü geçirip sonuç almaya başlamam yaklaşık 2 ayımı aldı. Tabi bu kişiden kişiye farklılık gösterebilecek bir durum. Ben çevremde kadın olmasına alışkın bir adamdım, sadece oyun konusunda beceriksizdim. Oyunumu biraz geliştirdikten sonra ortaya çıkan sonuçları eski saha raporlarımda görebilirsiniz zaten.
Bu arada sarışına ne oldu onu da anlatmadan bitirmeyeyim. Birkaç ay sonra bir mekanda karşılaştık, yanıma geldiğinde ben başka bir hatuna yürüyordum. Sarışın biraz ilgi göstermeye başlayınca diğer hatun ortadan kayboldu, kadınlar sarı saçlı, mavi gözlü ve kendilerinden daha güzel bir kadın ile yarışmaya girmeyi pek sevmezler. O gece dudaktan güzel bir öpücük verip gitti, ama 2 gün sonra hatun “sen beni öptün ben öpmedim, yok ben seni arkadaş olarak görüyorum” deyince, hayatımdan temelli çıkardım gitti.
Şahane bir hikaye çünkü kırmızı hapı taktik seviyede, yani en kolay ama az etkili seviyede kasıp, zihin yapısı olarak masmavi haplı erkek olmaya süper bir örnek. Ecnebilerin “penny wise pound foolish” dediği olay gibi. “Bozukluk harcarken akıllı, büyük para harcarken aptal” gibi bir anlamı var.
“Neden böyle oldu?” diye soruyorsun. Daha başlamadan yaptığın aralıksız 10 gün konuşup kızla buluştum kısmının nasıl bir beta oğlan zihniyeti olduğunu bilmiyorsun bile. Sert çıkıyorum zira anladığım kadarıyla kırmızı hap görmüşsün. Bir süredir takip ediyorsun. Ama özünden uzak durmuşsun. Aralıksız 10 saat konuşarak senin arzulanacak çekici bir erkek olmadığın daha buluşma olmadan anlaşılmış zaten. Sonrasında instaya fotosunu koyup like alınca şirin şirin sevinmeler, vs … Emin adımlarla arzuyu öldürmüşsün.
Bin kere söyledim, beta öder para veya hesapla alakalı değil! Hesap ödetince ya da kıza bir şey aldırınca seviniyorsunuz. Ama kendine ait hayatı ve alternatifleri olan bir erkeğin istese de yapamayacağı bir şeyi yapıp 10 gün aralıksız kızla konuşunca beta öderin kralı olduğunuzun farkına bile varmıyorsunuz! “Penny wise pound foolish”.
Bir ERKEK ADAM, henüz buluşmadığı bir kıza böyle yatırım YAPAMAZ. İstese de yapamaz. Bu olay tek başına (kıza) senin erkek adamın tersi bir şey olduğunu bağırıyor. Erkek adam olmamanı ilgi, konuşma, zaman ve duygusal yatırımla ödemeye çalıştığını bağırıyor. Bu seni turşusu kurulmalık beta öder yapar. Çoğunuzun sorunu bu. Kırmızı hapın en yüzeysel taktiklerini ezberleyip kafanızı masmavi bırakmak ve böylece mavi hap fantezilerini gerçekleştirmeye çalışmak.
Opsiyonları, kendine ait bir hayatı, bir hedefi vs … olan ve onun için çalışan bir adamın daha buluşmadığı bir kızla 10 gün aralıksız konuşması mümkün değil.
Dediğim gibi sanırım kırmızı hapa aşinasın zira “penny wise” bir sürü taktik yapıp övünmüşsün. Ama maalesef burayı okuyan adamların 80%i gibi motivasyonun mavi hap masallarını gerçekleştirmek için taktik öğrenmek. Motivasyon bu olunca tabii temel her şeyi itina ile öğrenmemişsin. Yani “pound foolish”kalmışsın.
Gerisini tek tek analiz etmeye gerek var mı? 10 saat aralıksız konuşmanın çuvallamak olduğunu anlarsan arkasında yaptığın hataları sen de anlarsın. Ama doğru anlarsan. Zira senin zihniyetinde biri bunu “erkek adam imajı çizmek için konuşma sıklığını azaltmalıyım” anlar. Yani hiçbir şey anlamaz. Sonra gelip burada sanki doğru bir şey yapmış gibi “konuşmaları kısa ve uzun aralıklı tuttum” diye yazar.
Kimliksiz00:
Bana birinin gerçekten bağırıp çağırıp yaptığım hataları söylemesini bekliyorum çünkü kırmızı hap konusunda zihin yapısını hala oluşturamadığımın farkındayım. Bu kızdan önceki toplam 4 kızda böyle bir sorun yaşamamıştım. Sanırım onlara karşı pek ilgili olmadığım için. Çekici gelmedikleri için yeterince. Burada bahsettiğim kız çekiciydi bana göre yazma sebebim de oydu. Ben aslında her şey tıkırında zannediyordum Mahmut abinin yazdıklarını okuyana dek. Kızın benimle vakit geçirmek istemesi beni diğer kız arkadaşlarımdan kıskanması vs. Sanırım anladığım kadarıyla ben kendimi ele vermişim kızda emin olamamış benden ve devam etmiş. Onun ilgilerine karşılık fazlaca ilgi vermişim birlikte fotoğrafımızı atarak mesela. Bu durumda kızın beni terkederken söylediği yavaş ilerle emin adımlarla git sözlerini ciddiye almamam gerekiyor bir bahane gözüyle bakmam gerekiyor. Bir beta oğlan gibi bahaneleri kabul edip ardına saklanıyorum itiraf edeyim. Hala daha mantık arıyorum kızlarda. Biz neyiz sorusuna sevgiliyiz dedikten sonra dudağından öptürüp daha sonra ki girişimlerimde öptürmemesi de sanırım benim beta oğlan olduğumu farketmesi ama emin olamaması. Oysa ben “bak sevgiliyiz dedim diye dudağından öpmeme izin verdi sevgili bile değilken öptürmemişti, kız ciddi bir ilişki istiyor o yüzden öptürmüyor daha zamanı var imalarında bulunuyor ve Hatta çok hızlı davrandığımı ve yavaş ilerlemem gerektiğini söylüyor ve beni bu yüzden terketti” diyerek kendimi avutuyorum öyle değil mi Mahmut abi ?
Mahmut Abi:
Öncelikle güzel bulmadığı kadına herkes alfa olur. Onda bir numara yok.