Buluşma uygulamalarının erkeklerin kadın erkek ilişkileri piyasası ile ilgili algılarını çarpıttığından bahsetmiştim. Burada bahsettiğim bir konu sosyal medyada da geçerli ve sanaldan kızlara yürüyorsanız kesinlikle bilmeniz gerekiyor. Çünkü bu konuyu çok soruyorlar.
Sosyal medya da bazen yürüdüğüm kızlardan çok saygısızca geri dönüşler alıyorum daha bugün biri: boş yapma tarzı birşey yazmıştı , takipten çıkarıp birşey yazmıyorum ama burdan kendimize çıkaracağımız birşey var mı yoksa normal mi , orana vurursak 20 30 kızdan 2 3 tanesi böyle saygısızlıklar hakaretler ediyor.
Nüfusun küçük bir azınlığı ruh hastası. Bu oran %5 civarında sanırım. Kadın nüfusunun %5’i böyle diyelim. Sosyal medyada ya da buluşma uygulamalarında 20 kadınlara yürüdünüz mü bir tanesi bu kadınlardan olacak. Ama daha da kötüsü, 19 normal kıza mesaj attınız mı, bu kızların belki 2-3 tanesi size dönüş yapar. O azınlık ruh hastası, aşağılık kompleksli, sosyopat, narsist, vs. kadınların ise daha fazlası zira bunlar zaten birini bulup “oynamayı” bekliyorlar.
Yani sen normalden de az karşılaşıyorsun yoksa konuşabildiğiniz kadınların %10-%30 kadarı ruh hastası olacak. Bunların önemli bir kısmı da gerçek hayatta karşınızda olsalar yüzünüze tek kelime kötü söz söyleyemeyecekken klavye arkasında olmanın rahatlığıyla size kaba davranacaklar, sizi aşağılamaya çalışacaklar.
Daha geçenlerde bir çocuk aynısını sordu. Adamın Instasına baktım adam normalin üstünde yakışıklı. Kız bir yerde “çok çirkinsin, götüm gibisin” gibi bir şey demiş. Bu arkadaş da fena bozulmuş. Azıcık mantıklı düşün dedim. Normal kadınlar seni beğenmezse bile suratına böyle bir şey söyler mi? Ya da suratına ne diyorlar. “İlgilenmiyorum”, “elektrik alamadım”, “enerjimiz uymadı”, zart zurt. Medeni olan, sağlıklı bir ruha sahip olan biri böyle der.
Siz çok çirkin bir kızın suratına sosyal medyada çok çirkinsin, götüm gibisin diyor musunuz (ruh hastası olanlarınız diyordur)? Bu kadınlar ruhsal problemli ya da bir şekilde problemli insanlar. Toplumda oranları düşük ama dediğim gibi size dönüş yapan kızlar içinde oranları çok yüksek olacak. Belki de bu yüzden sosyal medya devrinden beridir kızların egoları tavan, egolarından geçilmiyor diye bir izlenim var.
Sosyal medyada ya da buluşma uygulamalarında bu kadınlara daha sık rastlayacağınızı ve normal hayatta karşılaşsanız söyleyemeyecekleri şeyleri, korkak olduklarından sanalın güvenli ortamında yüzünüze söyleyeceklerini bilin, böyle insanlarla daha sık iletişime geçmeyi bekleyin. Bunu üstünüze alınmayın. Moralinizi bozmayın. Anında çıkarın, engelleyin. Ben buna bir laf sokmasam rahat etmem diyorsanız, hak etse de zavallı bir ruh hastasına bir de neden siz vuracaksınız bilmem ama, laf dalaşına girmeyin. Unutmayın, narsist insanlara koyan bir şey söylediğinizde, bu insanlar dünya yıkılsa zerre etkilenmemiş gibi davranırlar, ama sizin görmeyeceğiniz yerde hırslarından duvarları yumruklarlar. Zira normal insana bir koyan bunlara 10 koyar ama bu insanlar dışarı yansıtmamayı öğrenmişlerdir.
Konuştuğum arkadaş sen karşılaştın mı diye sormuştu. Evet karşılaştım ve herkes karşılaşır, karşılaşabilir. Ama bazı erkekler daha çok “karşılaşırlar”. Neden? Bu insanlar sinek gibidir, çorbada gördün mü miden bulanır, 5-10 saniye kötü hissedebilirsin ama çorbayı döktükten sonra unutursun. Birçoğunuzun az çok özgüveni ve özdeğeri olduğundan bu konuşmanıza da yansır ve bu tür saldırgan arızalar size saldırırlarsa ağızlarının payını alacaklar korkusu ile size saldırmamayı tercih edebilirler (yine de saldıran çoktur). Bu durumda bu insanlar genelde birden, sebepsiz yere kaybolurlar. Ama konuşmanızdan özdeğer veya özgüven eksikliği sezerlerse (sizi ufak ufak deneyerek bunu anlamaya çalışırlar), iyi bir av buldum diye saldırırlar.
Bakın gerçekten çirkin de olabilirsiniz, başka eksikleriniz de olabilir. Ama bunu direkt duyduğunuzda, karşınızdaki kadın medeniyet yoksunu bir mahalle karısı ağzına büründüğünde, bunun sizin eksiğinizle direkt bir alakası yok. Onun ruh hastalığı ile alakası var. Üstünüze alınmayın.
Mahmut Abi, 1.5 ay önce spor salonunda bir yabancı kızla tanıştım. Sadece önemli kısımları anlatıcam sizi sıkmayacağım. Kız geçmişinde kendisine jiletle zarar vermiş ve vücudunda küçük küçük 10-12 tane dövmesi olan biri.
Kızın geçmişinde jiletle kendisine zarar vermesi, kısa süreli bile takılmamak için yeterli bir sebep.
Kırmızı bayraklı olduğunu fark ettim ama böylesine bir tecrübeye ben bu kadar tecrübesizken hayır demek istemedim,
Özellikle tecrübesiz bir erkeğin böyle bir kızdan uzak durması lazım.
En fazla ne kaybederim ki kız zaten yabancı ve gidecek diye düşündüm ve aynı zamanda da mükemmel bir ingilzce pratiği olacaktı benim için.
Aylarca içine düşüp debeleneceğin bir bağımlılık kuyusunda ne kaybedeceğini görürsün. Böyle kızları tecrübeli adamlar bir süre idare edebilirler senin gibi bir adamın tamamen uzak durması lazımdı.
Tanışma spor salonunda oldu, bana 2-3 kere baktığını gördüm ve direkt konuşup instagram aldım ve daha ben ona yazmadan o bana yazıp ne zaman gideceksin beraber gidelim mi yazdı. 2 gün sonraya anlaştık ve beraber antrenman yaptık, antrenmanın sonlarına doğru kız birden bana aşırı dokunmaya başladı, antrenman bittiğinde de uzun bir süre öpüşüp yiyiştik, evlerimiz çok yakındı kızı evine kadar bıraktım, birliktelik olmadı. Sizin anlattıklarınızı çok iyi özümsediğimi düşündüm bu kadar hızlı sonuç alınca.
Bizim anlattıklarımızdan sadece işine gelenleri özümsemesen, bu kızdan tamamen uzak durman gerektiğini bilirdin. Kadınlarla başarı sadece kız tavlamakla olmaz, tavlamamanız gereken kızdan uzak durmayı bilmek de olayın önemli bir parçası.
3 hafta boyunca haftada 2-3 gün gymde antrenman yapıp sonrasında yiyiştik onun haricinde de haftada 1 dışarıda normal date e çıktık (biliyorum biraz fazla buluştuk sanki) doğum gününde de sahilde güzel bir date yapıp bir bileklik hediye aldım, hiç almasam da olurdu muhtemelen ama 1 aylık bir kıza gayet makul bir doğum günü gecesi oldu diye düşündüm almasam çok hödük gibi hissedecektim kendimi.
Doğum günü hediyesinin bir zararı olmaz.
Bu 3 hafta boyunca evine 2 kere çağırdı fakat benim tecrübem yok diye korkup gitmedim :D(büyük mallık)
Her buluşma fiziksele ve yiyişmeye gitti, beni görür görmez elleyip dudağımdan öpüyordu ben bir şey yapmadan bile. Bu süre boyunca kızın ilgisi inanılmaz fazlaydı, sürekli benim ne kadar yakışıklı ve kaslı olduğumu söylüyor iltifatlar yağdırıyordu.
Tipik aşk bombardımanı. Sonra birden, bir düğmeye basmış gibi kesilen cinsinden.
Her neyse 3 hafta sonunda ilk kaldığı leş gibi evden taşındı ve en azından kendi odası olan bir evdi. ( Kız kendi uyruğundan kız arkadaşıyla kalıyor bu arada) Taşındığı gün buluşma ayarladım ve akşamında eve geçtik ve artık o an bu an dedim ve seks yaptık.
Umarım şapka taktın da yaptın.
Korktuğumun aksine çok iyi geçti ve kız da boşaldı.(Gerçek anlamda ve seks bittiğinde sanki 50 panter pençesi yemiş gibiydi vücudum)
Arıza kızlar çok iyi seks yaparlar (tecrübeden) ve senin gibi saftirik oğlanlar ve satılacak tarlası olan dayılar buna bağımlı olup hayatlarını çöpe atarlar.
Daha öncesinde kız cinsel olark sorunları olduğunu, önceki erkek arkadaşlarıyla zevk alamadığını ve o dönemler aseksüel olduğunu düşündüğünü ve cinsellik olmayınca önceki erkek arkadaşlarının kavga çıkarıp ayrıldığını söylemeye başladı.
Klasik sen en iyisisin aslanım gazı. Senden önceki de duydu, senden sonraki de duyacak. Normal bir hatun böyle bir konu açmaz. Bu tamamen manipülasyon.
ben de birden eski cinsel tecrübelerini anlatmaya dönecek konu diye o an konuyu değiştirdim ve öpüşüp yatakta sarıldık. O günden sonra kız tekrardan iltifatlara love bombinge devam etti.
İyi, aşk bombardımanını biliyorsun. O zaman bağımlılık geliştirecek kadar embesil olmazsın diye umuyorum.
İşim dolayısıyla haftada 2 gün buluşabildik en fazla ve bu hafta da dahil son 3 haftadır her buluşmamız seksle bitti. Şimdi sorun nerede diyebilirsiniz,
Bize el bombası ile voleybol oynamaya çalışıyorum gibi bir hikaye anlatıyorsun, sorunun ne olduğunun biz farkındayız ama sen farkında mısın?
Seksler arttıkça kız benimle uyumak istediğini benden onu özlediğimi duymasını istediğini söyleyip durdu, arada ufak kavgalar da çıktı.
Her kız ilişki ister de her kıza ilişki verilmez. Tüyme vakti geldi.
Ben kızla seks sonrası uyumayıp biraz yatakta sarılıp eve dönüyordum ve çok ilişki öncelikli olmadım. Bunun sebebi ise kız benimleyken instagramdan başka erkeklerle takipleşip fotoğraflarını beğeniyordu …
Sadece fotoğraf beğenmekle kalmıyordur o. Prezervatif şart.
ve gymde kendisinin çektiği ikimizin birlikte olan fotoğrafı yerine aynada kendini çektiği fotoğrafları koyuyordu.
Seni neden koysun?
Bunu tabii ki kıza söylemedim. Sadece doğal bir şekilde gelişmesi gerektiğini ve ondan hoşlandığımı söyleyip idare ediyordum. Ta ki son buluşmamızda yine bir seksten sonra ben sarılıp eve gidince tekrar bozuldu, eve gidince o gün şakasını yaptığımız bir muhabbetle ilgili bir şey görüp eğlenceli bir iyi geceler mesajı attım. Kız o mesaja görüldü atıp instagram hesabını kapattı 2 gün boyunca. Ben bu 2 gün boyunca kızla hiç iletişime geçmedim ve sporuma işime devam ettim ve 2. gün sporda üstsüz bir story attım ve kız o gün hesabını açtı. Hesabını açtığında biosuna şu an bulunduğu şehri eklediğini ve 1 erkeği takip ettiğini gördüm ( biliyorum stalk yapmak çok feminence sadece nasıl bir pattern izleyeceğini gözlemlemek için yaptım ve kıza bununla ilgili tek kelime etmedim).
Kendini kandırmaya meyilli insanların bir şeyi yapamamayı beceremedikten sonra “aslında gözlem / deney yapıyordum” diye kendini kandırma çabası. Sen belli ki yiyorsun, biz yemiyoruz. Zaten etkisi de aynı derecede eziklik olur. Bahane önemli değil.
Takip ettiği erkek 2 metre boyunda giga chad diyebileceğiniz bir herif, aradan 4-5 saat geçtikten sonra akşamına adam da kızın takibine geri döndü, ve kızın o adamın eski 1-2 fotoğrafını beğendiğini gördüm.
Bu kadar dedektiflik için cidddi kadınlaşmak lazım. Keşke zihin yapına da bir etkimiz olsaymış.
Nasıl gidiyor tarzında bir mesaj atıp ufak bir sakatlığı vardı onun hakkında soru sordum, mesajlara geç cevap verdi, umursamadım.
Sizin anlamanız gereken şey, böyle kızlarla birliktelik çok uzun sürmez. Bittiği yerde salacaksınız. Tadında bırakamayacaksanız, salamayacaksanız bulaşmayacaksınız.
Sonra akşamına bana neden 2 gün boyunca ulaşmadığım, neden onunla uyumak istemediğim, buluşmalarımızın çok seks odaklı olduğunu, onunla ilişki istemediğimi, onu istemediğimi düşündüğünü belirten uzun bir mesaj attı ve o 2 gün boyunca beni çok özlediğini söyledi.
Bunu işte seninle beraber bir grup erkek alıyordur. Artık hanginiz en embesil ise uzun süreli ilişkiye o girecektir.
Sandığı gibi olmadığını ona değer verdiğimi söyleyip yüz yüze konuşmamz gerektiğini söyleyeen 25-30 dakikalık bir mesajlaşmadan sonra kız normale döndü ve kedicik moduna döndü, sevgi sözcükleri döndü ve buluşma için sözleştik. 2 gündür sürekli kalpli mesajlar aşkımlar havada uçuyor kkız tarafından, ben de kızın 2-3 kere söylediklerine 1 kere aynı şekilde karşılık veriyor.
Kız samimi bir şekilde ilişki istiyor ama ilişki olmayacak bir kız.
Bu arada kız arkadaşlarına,annesine ve jatta babasına benden bahsedip fotoğraflarımı göstermiş, herkes seni çok beğendi annem çok uyumlusunuz dedi vsv. gibi şeyler söyledi. Şimdi abi kafama takılan durum şu, kız gerçekten hoşuma gidiyor yalan yok, fakat kızın somut bir şekilde ilişki materyali hiçbir şey yapmadan ( instagramdan erkek eklememek, hesabını gizlememek, başka erkeklerin fotoğraflarını beğenmemek,benimle olan fotoğraflarını paylaşmamak) bana sürekli comfort test atıp ilişki istiyormuş gibi yapmasını sebebi nedir?
Yukarıda yazdım. Hemen her kadın ilişki ister. Sokak kadını bile ister. Siz ilişki materyali olmayan kız ilişki istemez sanıyorsunuz sanırım. Seninle ya da hanginiz daha aptal ise onunla uzun süreli ilişki istiyor kız. Ama sadakat yok. Bunu anlama kabiliyetinin olmaması, senin bu kızdan uzak durman gerektiğine işaret.
Şu son eklediği ve beğendiği adam canımı sıktı işin açıkçası çünkü adam her anlamda benden 2 gömlek üstte.
Yuh! Orta malı kadın için kendini başkasıyla mı karşılaştırıyorsun! Azıcık utanma olur insanda. Azıcık öz saygı olur.
Bu durumda nasıl bir yol izlemeliyim Mahmut abi aklına ihtiyacım var.
Bu kızı hemen ghostla. Sen böyle bir kızla aşık atacak olgunlukta ve yetişkinlikte bir adam değilsin. Bu kızla devam etmek senin için tecrübe olmaz, yıkım olur.
Ben bu kızla bir ilişki yapmak istiyordum
Gerizekalısın.
fakat dediğim gibi kızın hem ilişki isteyip annesine arkadaşlarına beni anlatması fakat aksiyonda instagramdan hala ilgi kovalamasını kafam almıyor.
Şimdi umarım alıyordur ama sen yine de bu kızdan uzak dur.
Abi, bir süredir peşinde olduğum bir kızla ilgili sorularım olacak.
“Bir kızın peşinde koşuyorum” zihin yapısı çok yanlış bir zihin yapısı. Bir süredir görüştüğüm diye düşünmen lazım.
Bu kızla Tinder’da tanıştık. İlk buluşmamızda kahve içtik ve görünüşe göre bana oldukça ilgiliydi. Bu kısa kahve molası, konuşmanın gayet rahat aktığı üç saatlik bir buluşmaya dönüştü. Bana dokunuyor ve sürekli görüyordu.
Evet bunlar ilgi göstergeleri. Bir kadın sizden hoşlandıysa size dokunmadan duramaz. Yanlışlıkla size çarpar durur ve saçları ile oynar. Çok da komik olmayan şakalarınıza bile güler.
Onu iş yerine bırakırken arabada bir sessizlik oldu ve ben de bunun öpüşme sinyali olduğunu düşünüp kızı öptüm. Karşılık verdi ve biraz öpüştük. Maalesef gündüz arabada çok da uzun süre öpüşüp sevişemedik.
Buraya kadar her şey yolunda gidiyor.
Onu bırakırken en kısa sürede yeniden görüşelim dedim ve mutlaka diye cevap verdi.
Kızın ilgisi yüksek.
İş yerinden bana birkaç mesaj gönderdi. Bu mesajlarına cevap vermedim ama ertesi gün ona mesaj attım ve 2 gün sonrasına buluşma teklif ettim.
Buluşma günü mesaj atmamanız tavsiye edilir ama onun mesajlarını cevapsız bırakmamalıydın. Bu kaba bir hareket olduğu kadar kıza senin onunla oyun oynadığını gösterir ve o da aynı oyuna girebilir.
Bana yarın memleketime gideceğim dedi ve ne kadar kalacağını ya da alternatif bir gün söylemedi.
Ona döndüğü zaman görüşmek üzere bana mesaj atmasını söyledim.
Tamam, doğru yapmışsın.
Buna sadece tamam dedi.
Evet ilgisinde düşme var. Ama sen şimdi sözünün adamı olmalısın. Kıza döndüğünde haber ver görüşelim dedin.
Ertesi gün dayanamadım ve ona komik bir şey göndererek yoklama mesajı attım. Sanırım bu hata oldu ama yine de pozitif bir cevap verdi.
Evet yapmamalıydın. Sözünün adamı değilsin. Ama asıl sorun, kaygı merkezli davranış sergilemeye başladın. Olması gereken zihin yapısı, “kahve güzeldi, öpüştük, tamam mesajını görmezden gelerek hata ettim ama dönünce benimle buluşmak isteyecek. O zamana kadar işime bakayım. Neden istemesin ki? Ben iyi bir avım. Ama istemezse, yapacak bir şey yok, kendi kaybı”. Seninkisi “aramayacak mı, acaba gitti gelmez mi, acaba şansım kalmadı mı? Bir şeyler yapmalıyım, kız gidiyor! Bu da gidecek, hep gidiyorlar, ben iyi bir av değilim.”
Bu arada beni İnstagramdan ekledi.
Kızın ilgisi hala yüksek. Kendi haline bıraksan geldiğinde seni arayacak. Çok büyük ihtimalle arayacak.
Birkaç gün sonra ona yine mesaj attım.
Bir şey yapmalıyım yanılgısı ile yokuş aşağı yuvarlanıyorsun. Tamamen kaygı ve korku merkezli davranmaya başladın. “Kendimi hatırlatmalıyım yoksa beni unutacak” korkusuna kapıldın. Bir de tabii ona ulaşıp ondan cevap alarak seni unutacak kaygını yatıştırmaya çalışıyorsun. Ve tam olarak da bu davranışların sayesinde seni unutacak! Unutulup gidecek, kaygılı korkak bir beta oğlana dönüştüğünden unutacak ve unutmak isteyecek.
Cinsel çekim tercih meselesi değil. Kadınların hangi erkekleri çekici bulacakları üzerindeki kontrolleri sınırlı, erkeklerin hangi kadınları çekici bulacakları üzerindeki kontrollerinin sınırlı olması gibi. Kadınlarl başarısız erkeklerin çoğunun en büyük problemlerinden birisi, başlangıçta ilgi ve çekim karşılıklı olsa bile, bir kadını sözleri ve davranışları ile itip hayatlarından koşa koşa kaçmalarına neden olmaları. Bu erkeklerin kadın erkek ilişkilerinde bilgi ve pratik kadar, özkontrole ve özellikle de duygu kontrolüne ihtiyaçları var.
Haftasonu geldi. Mesaj yok. Kadınlar konusunda başarılı bir arkadaşım kıza yine mesaj atıp onu davet etmemi söyledi. Bu mesajıma 3 gün cevap alamadım.
Sözünü 3 kere bozdun. Hayır, tamam geldiğinde seni ararım, ayarlarız desen neyse. Ama kıza haber ver dedin ve 3 kere ulaştın.
Bunun üzerine ona “artık benimle ilgilenmediğini biliyorum ama seninle tanışmak güzeldi” yazan bir mesaj gönderdim.
Of ya çok kötü. Bunun iyi bir fikir olduğunu sana kim söyledi? Kız sana ulaşmıyor, bebek gibi zırlayarak, kıza kötü hissettirerek ilgisini çekebileceğini sanıyorsun. Kızın seninle ilgili artık bariz olmaya başladığını düşündüğü beta alametlerini güçlendiren bir hareket.
Kız buna “yoğun bir hafta geçirdim, seninle tanışmak da güzeldi” yazdı.
Yapması gerektiği gibi senin zırlamanı görmezden gelmiş. Cevap yazmasa daha iyiydi ama dikkat et, senin bu zırlamana vereceğini sandığın cevabı, “hayır öyle deme, seninle ilgileniyorum tabii ki” vermiyor.
“Tamam, eğer buluşmak istersen bana haber ver” diye cevapladım. “Tamam, kendine iyi bak” yazdı. Bu aşamada çok fazla sayıda hata yaptığımı, bu işin olmayacağını kabul ettim ve no contact uygulamaya başladım.
Daha çok next ama neyse. Doğrusu arkanı dönüp gitmen.
Fakat bu mesajlaşmadan 3 hafta sonra bir iş gezisinden fotoğraf ve hikaye atmaya başladım ve kız bu fotoğrafları ve hikayeleri beğenmeye başladı. Arkadaşlarım bunun ilgi işareti olduğunu söylediler. Ona mesaj atmamı söylediler.
Arkadaşların da en az senin kadar ilişki cahili adamlar maalesef. Sanalda hikaye beğendi, hikayelerime bakıyor, gönderilerimi yalıyor, profilime öpücük atıyor, vs. gibi hareketlerin hiçbir anlamı, önemi ve değeri yok! Kıza fikrin değişirse bana ulaş dedin ve kız sana henüz ulaşmadı. Bitti. Gerçek bu.
Yahu Instagram nasıl çalışıyor bilmiyor musun? Bir sürü fotoğraf ve hikaye arasında seninkiler de karşısına çıkıyor ve pek de bir şey düşünmeden beğenip geçiyor.
Hadi diyelim ilgisi var. O sana ulaşacak, öyle anlaştınız.
Ona mesaj atıp buluşma teklif ettim.
Aferin.
Yoğun olduğunu söyleyerek kabul etmedi.
Kendine sonra içinden çıkmanın haftalar alacağı bir kuyu kazmakla meşgulsün. Sözünün adamı değilsin, zayıf davranıyorsun ve artık seni istemediği bariz olan bir kızın peşinde koşuyorsun.
2 gün sonra iş gezisinden bir fotoğrafı ona mesaj olarak attım.
Hala peşinde koşuyorsun.
Buna cevap verince yine buluşma teklifi ettim. Ertesi gün dönüyordum ve buluşmayı 2 gün sonrasına ayarladım (reddettiği günün ertesine). Bunu kabul etti.
Hala peşinde koşuyorsun.
Döndüğümde mesaj attım, buluşma teyidi için. Ama ertesi gün annesinin geleceğini ve buluşmanın zor olacağını söyledi.
Ah işte, bak annesi gelmese gelecekti. Tüh ya. Şanssızlık. Kızlar direkt beni bir daha arama deyip çatışmaya girmekten kaçınyorlar ama senin gibi hayırdan anlamayan biri bir türlü peşlerini bırakmıyor.
2 gün sonra bir bardan mesaj attım ve buraya benimle gelmesini, çok eğlenceli bir yer olduğunu söyledim. Ertesi gün gelmeyi teklif ettim. Başka bir planı olduğunu söyledi.
Artık arıza, yapışkan, takıntılı bir belalıya benzemeye başladın. Bu aşamada seni engellemesi lazım. Bu hem senin için, hem de onun için en iyisi.
Akşam bana “üzgün olduğunu, gerçekten bir planı olduğunu ve ondan gelemediğini yazdı.
Tabii ki.
Ertesi gün ona dert etmemesini söyleyen bir mesaj attım ve yeni aldığım motorsikletimin bir fotoğrafını attım. Amacım onda motorla beni gezdir tepkisi yaratmaktı.
Tamamen beta öder moda geçtin. Seks için rüşvet mi veriyorsun?
Çok güzelmiş yazdı.
Sen tabii kıza gel gezdireyim diyeceksin değil mi?
Ben de bir ara isterse onu gezdirebileceğimi söyledim. Bu mesajıma kalp attı.
Yahu neden engellemiyor bilmem ama sen iyice beta öder moda girdin ve arıza davranıyorsun. Birinin peşinde de böyle koşulmaz yahu.
Son mesajına göre ona ilk mesajı hep ben atıyordum, o mesaj beni cesaretlendirdi.
Kızın hep sen mesaj atacak şekilde tek taraflı peşinde olduğun belli ama kız muhtemelen bir daha sana ilk mesajı atma hatası yapmaması gerektiğini öğrenmiştir.
Ama 4 gündür cevap yok. Bu kızın şu an benimle ilgilenmediğini biliyorum. Ama başından mı böyleydi yoksa sonra mı böyle oldu?
Bu kız başında sana karşı çok ilgiliydi. Ama sonra kaygı ve korku dolu beta davranışlarınl o ilgiyi hızlı bir şekilde sıfırladın. Bu şekilde aç, muhtaç davrandığın sürece ilgili her kızı ilgisiz hale getirirsin.
Bana mesaj atar mı?
Atabilir ama bu aşamadan sonra aranızda bir şey olma ihtimali çok düşük. Bu aşamada bu kıza ulaşmaya kalkma. Sanalda ne yaptığı önemli değil. Defalarca reddedildin, eğer bir ihtimal sana ulaşırsa birden fazla kez sana ulaşacak ve o sana buluşma teklif edecek ya da 3 kere ard arda ulaşacak ve sen bir son şans vereceksin. Ama bunun olma ihtimali çok düşük.
Selamlar, bilenler bilir 2017’den beri day game yapıyor, 2019’dan beri eğitimler veriyorum.
Açıkçası uzun süredir doğru düzgün ne kadınlarla tanışıyorum ne de özellikle bir çabam oluyor. Bir süredir hayatı ve işleri yoluna sokmakla uğraşıyorum. Keza bir yandan da 2 yıllık bir ilişkim var. Gideyim de bir kadınla tanışayım birlikte olayım gibi bir kafada değilim. Sadece eğitim verdikçe veya bazen keyfine yapıyorum. Onun dışında ekstra bir girişimim olmuyor.
Dün Azerbaycan’dan gelen bir arkadaş “hocam merhaba acaba bugün 16:00’da görüşebilir miyiz?” diye sordu. Mesajını 13:00 gibi görüp cevap verdim. 16:30 suları yakınlardaki bir AVM’de görüşmek için sözleştik.
Temiz kıyafetlerimi ve takılarımı taktım. Botlarımı ayağıma geçirdim, oversize vintage bir gömlekle dışarı çıktım. Tarzım Johhny Depp’in tarzı gibi oldu. Aynada kendini iyi görmek güzel hissettiriyor.
Necdet’i (ismi Necdet değil ancak ona bu yazıda Necdet diyeceğim) ilk gördüğümde karşımda samimi ve enerjik birini farkettim. 28 yaşında fit ve kaslı biri gibi görünüyordu. Bakımlıydı ve hayatında bir şeyleri yoluna koymuş gibi bir enerjiye sahipti. Onunla konuştuğum anda sıcak bir tavırla benimle tanıştı. İsimlerimizi öğrendik. Eğitime yetişebilmek için koşmuştu. Öncesinde bana traning yapacağını o yüzden geç geleceğini söylediğinde, spora falan gidecek diye düşünmüştüm, görünce tamam spordan gelmiş bu adam dedim ancak. Traning’i eğitim için kullanmış ve terlemesinin asıl sebebi koşmasıymış. Yaşını sorduğumda 28 tahmininde bulundum ancak kendisi 38 yaşındaymış. Harika bir formdaydı. Sağlam kilo vermiş six pack yapmış tarzını ve beden dilini 2 yıl içerisinde değiştirmiş. Büyük bir azim.
2 yıl önce redpil ile tanışan bir insanın hayat kalitesindeki standartların bu kadar artması bana şaşırtıcı gelmiyor. Umarım buradaki herkeste bu dönüşüm yaşanıyordur. Bu sadece kadınlarla alakalı değil. Bu kendini gerçekleştirmekle alakalı. Necdet bunu görmüş ve gerçek potansiyeline ulaşmak için çabalamıştı. Ayak üstü onu taktir ettim. Ve 1 saatlik bir sohbetimiz oldu. Sohbette neler yaşadığını, bugün buralara nasıl geldiğini, neler istediğini vs. anlattı. Onu dinledim. Dinlemesi keyifli biriydi. Bazı yerlerde kendi kişisel deneyimlerimi ve hatalarımı gördükçe başımı sallayıp onu onayladım. Aynı yollardan geçmiştik ve kalbimiz kırılmıştı. Kim olduğumuzu, neler istediğimizi, neler yapmak istediğimizi bilmiyorduk.
O kendi gelişim sürecinde gelişirken eski arkadaşları tarafından kıskanılmaya başlamış. O çukurdan çıkmaya yaklaştıkça arkadaşları onu dibe çekmeye eski boktan hallerinde mutlu mesut yaşamaya teşvik etmişler ve Necdet bunlara rest çekip, çoğuyla arkadaşlığını bitirmiş. Gerçekten zor bir süreç. Gerçek arkadaşlık yok fesatlık üzerine kurulan bir arkadaşlık. Bunu burada eminim bir çok kişi yaşamıştır.
Neyse. Konumuza dönelim. Sohbetimiz çok iyiydi. Yaklaşık 1 saatlik konuşmanın ardından “hadi kalk biraz pratik yapalım sonra tekrar otururuz” dedim. 15 dakika yürüdük. Yürüyüş boyunca klasik hatalardan, nasıl yaklaşılması gerektiğinden, nasıl konuşma başlatması gerektiğini anlattım. Kendi çevresinde day game yapan arkadaşları da olduğu için zaten hali hazırda bir şeyler biliyordu. Sadece kendisinin yeterli tecrübesi yoktu.
Ona gerekli detayları anlattıktan sonra anlattıklarımı pekiştirmek ve göstermek amacıyla bir kızla tanışacağımı uygun bir yerden izlemesini söyledim.
Karşımdaki kız neredeyse benimle aynı boydaydı, yorgun görünüyordu ve 18-19 yaşlarında gibiydi.
Yavaş yavaş yürüyerek yanına geçip onu ürkütmeyecek şekilde selam verdim, zaten ürkmeye hazır görünüyordu ancak yine de ürktü.
-Selam 🙂
(burada kulaklığı vardı onu çıkarmaya çalıştı)
-Bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim, iyi misin?
Tarzı bir soru sordum. Çünkü kulaklığı çıkarınca aşırı tedirgin bir yaklaşımda bulundu. Durumu yumuşatmak ve fark ettiğimi göstermek için ona bunu söyledim.
. iyiyim sadece hiç anlamadım
-anlamaman normal bir anda geldim.. seke seke ve hızlı yürüyorsun, nasılsın?
. iyiyim teşekkürler yetişmem gereken bir yer var oraya gitmeye çalışıyorum
-Nereye gidiyorsun?
. kendime oje alacağım?
-Süper hangi renk alacaksın mavi falan mı?
(maviyi sadece içgüdüsel olarak söyledim. Dışardan mavi gibi görünüyordu ama tahminim tutmadı)
.şeffaf alacağım.
-Şu besleyici olanları diyorsun peeling mi ne deniyordu, geçen aylarda bir arkadaşım bana sürmüştü.
.Aynen bakım için yapılıyor
-Her zaman bu kadar utangaç mısın haha?
.ya şey, değilim ama dün 3 saat uyudum ve yorgunum.
-Grafik tasarımcı değilsin di mi?
.öğrenciyim
-Doğru midtermler başladı, hangi ünidesin?
. XX’de okuyorum.
(burada bir parantez açmalıyım. Kızımız hala gergin ve korkak bakışlar atıyor ve rahatlamamış. O yüzden bir yerde artık sohbeti devam ettirmeyeyim dedim)
-Bak gitmek istiyorsan gidebilirsin, seni sanki zorla tutuyormuşum gibi hissediyorum bunu söyleyebileceğini biliyorsun değil mi? Anlayışlı biriyim sorun yok
.yok ondan değil biraz uykusuzluk vurdu ve hiç anlamadım.
-Haha tamam sen git alışverişini yap:)
Sonrasında kendisiyle selamlaşıp uzaklaştık.
Bu kızla sohbete devam edebilir, alışveriş yapabilir hatta sonrasında bir kahve içebilirdim, sorun olmazdı. Ancak onu rahatlatmam, konuşmam ve zaman ayırmam gerekecek. Ve benim amacım bunları yapmak değil. Sadece göstermek.
Necdet’e her şeyi anlattım, bir on dakika kadar sohbet ettik. İlk gösterim onun için iyi olduğundan biraz kendisi saldı ve rahatlattı. Bana referansla ulaştığı için bu onun için iyi oldu. Çünkü beni neredeyse tanımıyordu.
Sonrasında Necdet’i ısındırmak amacıyla birkaç şey yaptırdım. Yaptırdığım şeylerin biraz üstüne giderek neredeyse birkaç kadının numarasını alacaktı.
Bazı aşamalarda genelin yaptığı gibi bazı klasik hataları yaptı mesela;
-Kız gülüyor diye onunla ilgilendiğini düşündü. Bunun şöyle bir sıkıntısı var, o kız sana gülüyor olabilir ancak bunun sebebi sen olmayabilirsin. Kadın kendi gerginliğini veya durumun garipliğini bastırmak amaçlı bir savunmayla bunu yapıyor olabilir.
-“Hayır”dan bazen anlamadı. illa kadın sana “hayır seni istemiyorum” “tesekkurler ilgilenmiyorum” demek zorunda değil. Laftan veya beden dilinden anlayacaksın. Kadınlar bazen hayır diyemediklerinden beden dilleriyle gerekli sinyali veriyorlar. Mesela bir anda sağa dönmeleri, etrafa bakınmaları, soru sormamaları vs. o sinyalleri gördüğünde uzaklaşacaksın. Yoksa başına ciddi iş alırsın.
–Ve yeni tanıştığı insana yeni tanıştığını onunla çok ilgilendiğini belli eder türden davranıyordu. Ne demek istiyorum; mesela yolda yürüyorsunuz arada yola bakar, arada arkadaşınıza bakarsınız değil mi? Necdet öyle yapmıyordu. Yürürken tek odak noktası yeni tanıştığı insandı ve bu absürt görünüyordu.
Ona bu yaptıklarını, nasıl algılanacağını anlattım. Böyle bir şey yapıyorsa profesyonel olmalı. Hiçbir zaman kendini salamaz. Bu şekilde 1.5 saat geçirdik. Son 30 dakika da dışarı ve başka yerlerde yapmaya devam ettik. Gayet eğlenceli geçti. O sırada onun yaptığı bir hatayı göstermek amaçlı havalı bir kadınla tanışmaya gittim;
-Selam çok havalı görünüyorsun
.Teşekkürler
(kadın aşırı soğuk ve umursamaz tepki verdi, ağzında bir şeyler geveledi. Bu kadınları iyi biliyorum. Takım elbisemi çekip centilmence daha sert bir şekilde durdurma bunlarda işe yarıyor. Kafasında, beni diğer erkeklerin ona bugun yaklaştığı gibi düşündü (veya bunca zaman bilemem). Bu kadın baya uzundu. Ben 1.83 boyundayım. Bu kadın da topuklularla birlikte 1.80 civarındaydı)
-İltifatların için teşekkürler (burada ona laf atıyorum ancak asla karşılık vermiyor), bu kadar rahat bir şekilde nereye gidiyorsun? Balayı falan mı var?
Arkadaşlar abartmıyorum bana tam olarak şunu yaptı; dudaklarını büktü köpek dişlerini gördüm ve ;ıığğğğyg gibi bir ses çıkardı. İnanılmazdı.
-Tamam sen konuşmak istemiyorsun kendine iyi bak
Deyip uzaklaştım. Tecrübesiz biri olsaydım bu bana çok koyabilirdi, sinirimi bozabilirdi veya sorunu kendimde aramama sebep olabilirdi. Ancak tecrübeliyim ve bunun anlamını biliyorum. Kızın dikkatini çekemedim, onun için uygun değildim veya sevgilisi vardı.. bilemem. Necdet’e böyle durumlarda ne yapması gerektiğini ve bu hissiyata karşı nasıl bağışıklık kazanacağını anlattım. 5 kişiyle falan daha konuşup ayrılmak için kapıya doğru yöneldik.
Bilirsiniz bazı AVM’lerde dönen kapılar vardır. Ve bu dönen kapıları ittirdiğinizde dış etkiden dolayı bir süre durur.
Yürürken iki Rus kadın arkamızda yürüyorlardı ve sağa bakarken o kadınlardan birinden güzel bir bakış gördüm. Ve bunu kafamın en tozlu yerine attım. Ruslar arkamıza geldiler ve önümüzde bir çocuk vardı. Aslanım benim. Kapıyı öyle bir ittir diki kapı neredeyse 30 saniyeliğine durdu. Artık durumdan sıkılınca kapıyı ittirdim ve hep beraber geçtik. O sırada Necdet’e dönüp “sorun çözücü erkek olmak işte” deyip gülümsedim. Gülümserken rus kadına da döndüm ikinci yeşil ışığı aldım. Onunla hemen orada konuşabilirdim, ancak bekledim. Uygun ve geniş bir ortamda konuşmayı tercih ettim. Dışarı çıktık Necdet izle dedim ve yanlarına gittim.
Kızlar yarı İngilizce yarı Türkçe konuşuyorlardı. Bende de birkaç kelime rusça vardı neyim var neyim yok kullanmaya çalıştım. Biri Türkçe biliyor. Biri Türkçe bilmiyor İngilizce biliyor falan öyle bir ortam. Dilden dile geçmek baya kafa karıştırıcı oluyor.
Direkt Türkçe olarak yazacağım;
-Heyy, İngilizce biliyor musun?
.Evet biliyorum
-Süper.. dışardan çok tatlı görünüyorsun, muhtemelen sana bunu söyleyen çok erkek olmuştur ancak ben o erkeklere benzemiyorum o yüzden geldim. Burdayım.
(bunları söylerken sanki bir anda sahneye koşup ellerimi açarmış gibi hissettim.)
Bu söylediklerim onu etkilemek için falan söyledim diyorsanız yanılıyorsunuz. Onu etkilememe gerek yok. Zaten ne olduğumu biliyorum ve o da biliyor. Bu detay ortama güzel bir renk katıyor.
.evet çok erkek bana bunu söylüyoru, ama ben pas vermiyoru
-Hahaha eminim oluyordur, adın ne?
.Katerina
.ikimizin adı da katerina.
-OOO siz Ruslar da hep aynısınız, katerina anlamı ne bakalım bunun?
(bir süre düşünüp Clean dediler)
-bu kadar yaygın bir ismin anlamı temiz ise çocuklara isim verirken tekrar düşünmelisiniz 🙂
Sonra haritayı açıp yeri gösterdim. (bak bakalım biliyor muymuşsun falan deyip biraz takıldım. İki kişi olduklarından bir onla, bir onla konuşuyorum. Diğer kıza dönüp onun Türkçeyi nasıl öğrendiğini falan sordum. 1 aydır Türkiye’deymiş ve kursa gidiyormuş. O sırada birbirleriyle rusça konuşmaya başladılar. Bu rus kadınlarının huyuna deli oluyorum. Kızların bildikleri diller de yarımdı. Ne a2 turkce ve ıngılızcelerı vardı. Bu yaptıklarının hoş olmadığını Rusça bilmediğimi ve sadece cuka diyebildiğimi anlattım. Tabii anlamadılar cuka ya çok güldüler. Türkçe anlattım onu da anlamadılar. En son suratlarına Japonca seslenecektim ama nafile. Kendi aralarında bir şeye karar verdiler. O arada bana yeşil yakan ışık kate’i elinden tutup çevirdim. Diğeri elinden maması alınmış çocuk gibi kahkahamsı sesler çıkarınca onu da aldım ve ikisini de çevirdim. Ayak üstü biraz eğlendim. Türkçe bilen kız beni beğenmiş gibi duruyordu. Ancak bir şey demedi.
-Kaç yaşındasın kate?
.tahmin et?
-Ben bu işlerde çok kötüyüm, 23 mü?
.azıcık daha çık
-27 mi?
.29
Bir de bana azıcık çık diyor. Yaşlı değilim sadece 70 yaşındayım gibi bir şey bu.
-29 yaşı severim iyi bir dönem
(bu aşamada tekrar Rusça konuşmaya başladılar ve benim gidesim geldi.)
Türkçe bilen dönüp biz gidelim dedi, e dedim ben de gideceğim, numaranı ver kate seninle çay içelim?
Bana tam olarak şunları dedi;
Konuşacak zamanım yok
Benim bunun için vaktim yok,
İletişim kuracak halim yok
Zaten bir ay sonra Rusya’ya dönebilirim tam belli değil
-kate, bu kadar açıklamaya gerek yok. Dilsiz rolünü de oynayabilirsin tabii böyle fantezilerin varsa:))))
Ne yazık ki bunları da anlamadı, tamam deyip uzaklaştık. Bugün böyle bitti.
Rus kadınları Türkiye’ye geldiklerinde egoları tavan oluyor arkadaşlar. Bilginiz olsun. Ve onlarla bir şeyler yaşamak istiyorsanız onları rahatlatmanız ve güvenmelerini sağlamanız gerekiyor. Sonrası olur zaten.
Bugün hiçbir şey olmadı. Olması için de ekstra bir çaba sağlamadım ama güzel anılar biriktirip iyi bir eğitim yaptık.
Day game’in birilerini etkilemeye çalışmak değildir. Day game sağlıklı ilişkiler kurmak, sosyal becerileri geliştirmek ve sosyalleşmek için yapılır. Birilerini etkilemek veya cinselliğe ulaşmak için yaptığında çoğunlukla flake yani geri dönüş alamazsın. Numara alırsın sana dönmez. Mesaj atmaz vs. buna flake denir.
“Bilgisayar oyunları oynamaktan, uzun saatler boyunca Youtube izlemekten ve gece yarılarına kadar internette ve sosyal medyada gezinmekten zevk alıyorum ama daha sorumluluk ve öz-disiplin sahibi biri olmak isterdim. Ne zaman kendimi değiştirmek hakkında düşünsem, daha ciddi bir zihin yapısına giriyorum ve şu an sahip olduğum tüm zevkten, eğlenceden ve rahatlıktan olacakmışım gibi hissediyorum. Birgün değişmem gerektiğini biliyorum ama hiçbir zaman buna hazır hissetmiyorum.“
Bu birçok insanın yaşadığı ve hatta benim de zorlandığım, çok yaygın bir problem. Durup gerçekten düşünürseniz, neden şimdi değişesiniz ki? Hayattan zevk alıyorsunuz. Her gün saatlerce bilgisayar oyunu oynuyorsunuz, porno izliyorsunuz, sosyal medyada ve youtube’da takılıyorsunuz. Ben de bir zamanlar üniversitede başarısız olduğum bir dönem yaşadım ama aynı zamanda bu dönemin her anından zevk aldım. Yemeği bile odama ısmarlayarak neredeyse tüm gün bilgisayar oyunu oynuyordum ve bu çok zevk veriyordu.
Bazı zamanlar hayatımıza bakıp daha fazlasını yapmamız gerektiğini, eninde sonunda disiplinli olmamız gerektiğini, çalışmaya veya spor yapmaya başlamamız gerektiğini düşünüyoruz. Ama bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde şu an değil, şu an hazır değilim diyoruz. Şu an hayatımdan zevk alıyorum.
Şimdi biraz ileri saralım. Diyelim ki disiplinli oldum, üniversiteyi bitirdim, daha fazla çalıştım, işte yükseldim, yapmak istediğim o ek işi kurdum, vs.
Sebep?
Daha çalışacağım, haftada 60 saat çalışacağım, kendimi zorlayacağım ve sonunda daha fazla para kazanacağım. Sebep?
Sebep?
Daha erken emekli olabileceğim.
Tamam da erken emekli olunca ne yapacaksın?
Yapmak istediğim şeyleri yapacağım ve hayattan istediğim gibi zevk alacağım. Mesela istediğim kadar bilgisayar oyunu oynayacağım, Youtube izleyeceğim. Yan gelip yatacağım.
Sorun şu ki, şu an zaten hayattan zevk alıyoruz. Onca çabaya ne gerek var? En azından beynimiz bu şekilde düşünüyor. Onca çaba şu an zaten sahip olduğun zevki elde etmek içinse, onca çabaya ve acıya ne gerek var?
Evet beyninizde, hareketlerinizin maliyetini ve getirisini sürekli olarak hesaplayan bir devre var. Bu devre mesela “şu an tuvalete gitmelisin zira 3 saat otobüste olacaksın” diyor. Şu an tuvalete gitmek istemesem de ileride tuvalet ihtiyacımın maliyetinin yüksek olacağını hesaplıyor. Bu temel devre, açlık, susuzluk gibi her türlü fizyolojik sinyali işleyen oldukça eski bir devre ama soyut şeyler de yapıyor. Bugün çalışmanın maliyeti ile bilgisayar oyunu oynamanın getirisi nedir diye bakıyor. Bunu her yaptığında da “o kadar çaba gösterip sonra hayattan zevk alacağıma neden şimdi hayattan zevk almıyorum” diyor. “Bugün dopamin alabilirim, zevk alabilirim” diyor.
Peki bu durumda bir insan gerçekten nasıl disiplinli olabilir? Yani bir yanda internetten ve bilgisayardan akan, şimdi sahip olacağım zevk var, diğer yanda ise ter ve acı gerektiren çalışmak, çabalamak var.
Keşfetmeniz gereken şey, insanları disiplinli olmaya iten tek şey: rekabetçi ilgi. Bunu biliyoruz zira bağımlı insanlar üzerine yapılmış tonlarca araştırma var.
(Rekabetçi ilgi kavramı bağımlılık terapisinden geliyor. Bağımlılık çok büyük bir motivasyon (bağımlı, madde kullanmak için çok motive) ve özellikle madde kullanımında bağımlılığı bırakmak büyük acı veriyor. Bu acıya katlanmak için bir sebep lazım ve o sebebe rekabetçi ilgi deniyor. Burada ilgi meşgale ya da amaç anlamında ve rekabet ettiği şey de bağımlılığa olan motivasyon.Örneğin neden sigarayı bırakayım dediğinde “kızımın düğününde hayatta olmak için” gibi bir amaç.)
Ben size bir örnek vermek istiyorum. Kayak kazası sonrası ağrı kesici afyonlu ilaca bağımlı olmuş bir hastam vardı. Bu kişi oldukça yüksek fonksiyonlu ve çok büyük şeyler yapma kapasitesine sahip biri. Ona bu bağımlılıktan kurtulmak istiyorsa onu hastaneye yatırıp ağrı kesici vermemiz gerektiğini söyledim. Ama o zaman bunu yapacak zamanı yoktu. Bu nedenle de bu tedaviyi evden yapmak zorundaydı.
Afton yoksunluk sendromunun iyi yanı, alkol yoksunluk sendromu gibi hayati tehlike yaratmaması. Bu nedenle öylesine kendi kendine bırakmaya karar verdi ve bu, hayatındaki en acı verici deneyimdi.
Afyon olsun, sigara olsun bağımlılık veren maddeleri bırakmak için gerekli disiplini sağlamak kolay değil. Bu maddeler zevki arttırıyorlar yani bize bir şey veriyorlar. Bunları bırakmanın ise acılı bir bedeli var. Bir insan bu acı verici bedeli ödeyebilmeyi nasıl başarıyor?
Disiplinli olamama probleminin kaynağı, bu bedeli ödemeye hazır olmamamız. Peki nasıl hazır hale geliriz? Rekabetçi ilgi yaratarak. Bağımlılıktan kurtulan insanlarla yaptığımız çalışmalardan öğrendiğimiz, insanların kurtulmak için disiplinli olmaları için iyi bir nedene ihtiyaç duydukları. Yani bağımlılık yapıcı maddeyi bırakmanın verdiği acıdan çok daha güçlü bir şekilde isteyecekleri bir şeye ihtiyaçları var.
Yani eğer siz, disiplinli olmaya hazır değilseniz, disiplinli olmanın getireceği acıya değecek şeyi ya da şeyleri bulmanız gerekli. Ama işte tam olarak burada, başka bir tuzağa daha düşüyoruz ki disiplin probleminin günümüzde çok yaygın olmasının sebebi de bu. Çünkü günümüzde istek ve arzularımızın çoğu dışarıdan geliyor.
Eğer disiplinli olmakta zorlanan biriyseniz, yarı istekli bir şekilde başlasanız da kısa süre içerisinde havlu atan biriyseniz, disiplin arzunuzun nereden geldiğini bilmelisiniz. İçinizden mi geliyor yoksa sosyal beklentilerden mi?
Dünya maalesef her geçen gün, dışsal arzuları karşılamaya odaklandığımız bir yere dönüşüyor. Her ekran bize özelleştirilmiş reklamlarla dolu. Tüm o uygulama ve ağ sayfaları sizin hareketlerinizi takip ediyor ve sonra size ne istemeniz gerektiğini söyleyip ya d gösterip duruyorlar. Bir bilgisayar oyunu daha piyasaya çıkmadan reklamları, kısa klipleri, internette etkili insanların oyun videoları piyasaya sürülüyor ve siz daha oyun çıkmadan oyunu istemeye başlıyorsunuz.
Anne babanız, arkadaşlarınız ve etrafınızdaki diğer herkes şunu istemelisin, bunu istemelisin diyor. Ne yapmanız gerektiğini söylüyor. Ama bunların hiçbirisi rekabetçi ilgi değil zira hepsi dışarıdan geliyor.
Toplum olarak neyi önemsediğimizi nasıl bulacağımızı tamamen unuttuk. Eğer disiplinli olmaya hazır değilseniz, başkalarının zoruyla disiplinli olmadığınız sürece asla disiplinli olamayacaksınız. Ama sizi çalışmaya başkaları zorluyorsa, bu disiplin değil. Disiplinin tam tersi zira bunlar davranışlarınızı kontrol eden dış güçler. Disiplin ise sizin engellerinizi aşan içsel bir güç. Yani bazı insanlar dışardan zorlama ile çalışıp başarılı olabilirle ama aslında zerre disiplinleri olmayabilir. Ve bu dışsal zorlamadan uzaklaştıklarında ise çok zorlanmaya başlarlar.
Peki bütün bunların ışığında, biz ne yapabiliriz?
Birincisi, şu an istediğiniz şeylerin çoğunun dışarıdan geldiğini ve gerçekten istediğiniz şeyler olmadıklarının farkına varmak. Siz oyun, ürün tüketimi, vs. gibi dışsal isteklere yöneliyorsunuz ve bunlar o kadar güçlü istekler ki, saygı, para gibi kazanımları bile bunların uğruna feda ediyorsunuz.
İkinci yapmanız gereken şey ise, rekabetçi ilgi kategorisine girecek ve disiplinin bedelini ödememize değecek sağlıklı arzular geliştirmeyi öğrenmek.
Size ilk sorum, gerçekten ne istiyorsunuz?
Bu soruya “bilmiyorum” cevabı veriyorsanız, bu, zihninizin dışsal arzuların sisi içinde yüzdüğüne işaret. Zihniniz reklam, kişiselleşmiş internet çerezleri ile o kadar dolu ki, dünyadan ne istediğinizi bile bilmiyorsunuz.
İkinci soru ise değişmek istiyor musunuz?
Eğer kendinize gerçekten dikkat ederek, kendinizi gözlemleyerek cevap verirseniz, aslında bu soruya hayır cevabı verdiğinizi, “hayır değişmek istemiyorum” dediğinizi göreceksiniz.
Eğer değişmek istemiyorsam ben bittim o zaman diyebilirsiniz.
Hayır. Burada size çıkışı göstereceğim zira bir sorum daha var: “Değişmek istiyor olmak ister miydiniz?”
Şimdi burada değişik bir cevap verdiğinizi göreceksiniz. Bunun cevabı muhtemelen evet ve cevabınız evetse yani keşke daha farklı biri olsaydım, keşke değişmeyi isteyen biri olsaydım diyorsanız, çok ama çok önemli bir noktaya geldik. Değişmek istemiyorsunuz ama değişmek istemeyi istiyorsunuz. Bunu size kimse söylemiyor, sormuyor. Belki değişmek istiyor musun diyorlar ama bir seviye daha aşağı inip değişmek istiyor olmayı ister miydin demiyorlar. Daha farklı, değişmek isteyen biri olmak ister miydin demiyorlar.
Olmak istediğimiz insanı düşündüğümüzde, yapmak istediğimiz şeylerin uzun bir listesiyle karşılaşıyoruz. Düzenli spor yapmak, sağlıklı beslenmek, düzenli para biriktirmek, okulda başarılı olmak, kariyerinde yüksek bir yere gelmek, karşı cinsle başarılı olmak, vs. Bu listedeki şeylerin çoğu işimize yarayacak şeyler değiller. Yapmanız gereken şey, bu listeyi bir kağıda yazmak ve listedeki tüm kalemler için tek tek şu soruları sormak:
“Bu şey benim gerçekten istediğim bir şey mi yoksa bunu biri ya da birileri bana dışardan mı empoze ettiler?” “Bu şey benim içimden mi geliyor yoksa reklamlar, ailemin, çevremin, partnerimin, vs. beklentileri ile içselleştirdiğim bir şey mi?”
Bunu yaparsanız, listedeki kalemlerin çok büyük bir kısmının sizin içinizden gelmediğini göreceksiniz. Sonunda sizin içinizden gelen çok daha küçük bir listeye sahip olacaksınız. Bu listeden, gerçekten yapmak istediğiniz sadece bir hedef seçin ve bir süre sadece bu şeye odaklanın. Bundan sonra yapmanız gereken şey, bu hedefi olabilecek en az şekilde bile olsa yapmaya başlamanız.
Mesela toplumun sizden istediği değil de sizin gerçekten istediğiniz şeylerin listesini hazırladınız ve bu listeden düzenli spor yapmak istiyorum kalemini seçtiniz. Bunu seçtikten sonra çıkın en azından düzenli yürüyüş yapmaya başlayın, evde günde toplam 50 tane şınav ve mekik çekin.
Bunu yapmaya başladığınızda, karşınıza bir tuzak çıkacak ya da belki şu an halihazırda bu tuzakla karşılaşıyorsunuz. Bu noktada zihniniz çok ama çok sinsi olur ve size “günde 50 şınav mekik çekmen neyi değiştirecek ki?” demeye başlar.
Burada çok dikkatli olmalısınız ve bu sese dikkat etmelisiniz. Zihniniz size ilk önce “tüm bu kalemleri istemelisin” diye oyun oynayacak zira o kalemlerin çoğu zihninize dışarıdan yerleştirildi. Zihniniz, “bu yaptığın yeterli değil, %1’ini yapmak yeterli değil” diyecek. “%100’ünü yapmalısın yoksa hiçbir şey değiştiremezsin” diyecek.
Zihniniz bu listenin %100’ünü yapamayacağınızı çok iyi biliyor ve “hepsini yapmalısın” derken aslında sizi, hiçbir şey yapmamaya ve şu an nasıl yaşıyorsanız o şekilde yaşayıp durmaya ikna etmeye çalışıyor. Zira zihniniz maliyet – fayda analizi yapıyor ve “bütün gün youtube izleyip oyun oynamaktan bir sürü fayda sağlıyoruz” diyor. “O yapmak istediğin şeyleri daha önce denedik ama biliyorsun çalışmıyorlar” diyor.
Bu tuzak konusunda çok dikkatli olmalısınız. Listeyi küçültüp, bu küçük listeden bir kalem seçtiğinizde ve bu kalemi olabilecek en az şekilde olsa bile yapmaya başladığınızda yani olmak istediğiniz biri gibi olma yolunda küçük de olsa adım atıp ilerlemeye başladığınızda, zihniniz size tüm o yapmanız gereken şeyleri hatırlatıp duracak. Size yap hep ya hiç diyecek. Bu da disiplinli bir hayata hazır olmamanıza neden olup duracak.
Zihniniz bunu neden yapıyor? Aslında sizi hepsini yapmaya zorlamak için değil, hiçbir şey yapmamaya kandırmak için yapıyor. Peki bunu neden yapıyor? Zira maliyet – getiri analizi yapıyor ve şu an internetten tonla dopamin aldığı bir durumda ve o kadar çabaladıktan sonra da zaten bu duruma geleceği için boş yere acı çekmek, dopaminden yoksun kalmak istemiyor. “Filmin sonunda zaten yine bu olduğumuz noktada olacağız o zaman ben seni o kadar zahmetten kurtaracağım ve zaten burada kalmamızı sağlayacağım” diyor. Zira eğer siz saatlerce bilgisayar oyunu oynayan, internette sörf yapan, porno izleyen dejenere insansanız, yaptığınız şey pratik olarak 22-23 yaşında emekli hayatı yaşamak! Kim 22 yaşında emekli olmak istemez ki? Ya da kim, 22 yaşındaki emeklilik hayatını bırakıp çalışmaya başlamak ister ki?
Günümüzde toplum sizin hiçbir şey yapmadan, görece ucuz bir şekilde hayatın tadına varacağınız şekilde ilerledi. Ben çocukken ya da ergenken günde 24 saat bilgisayar oyunu oynama, saatlerce porno izleme imkanı yoktu. Bir bilgisayarımız yoktu ve olsa bile, bir oyun alıp oldukça yavaş olan bilgisayara yükledikten ve 10-15 saat oynadıktan sonra oyun biterdi ve günlerce oynayacağımız kadar çok oyun da yoktu. Pornoya ulaşmak neredeyse imkansızdı ve ulaşsanız bile bu milyonlarca saatlik yüksek çözünürlüklü video şeklinde değil de, kısa sürede sıkılacağınız basılı yayın ya da CD şeklindeydi.
Bugün maalesef sınırsız miktarda ve çeşitte eğlenceye sahibiz. Bir yanımız kalkıp bir şeyler yapmalıyız derken bir yanımız yaptıktan sonra ne olacak, zaten şu an elimde olan sınırsız dopamin kaynağıyla aynı miktarda dopamin kaynağına sahip olacağım diyor. Bu da, değişime hazır olmamamıza neden oluyor.
Diğer göz önünde bulundurmanız gereken şey de, az önce bahsettiğimiz rekabetçi ilgi. Çalışmak, çabalamak acılı ve maliyetli. Peki insan bu maliyeti karşılama kapasitesini nasıl elde eder? Rekabetçi ilgi ile. Ama bugün bunu bulmak zor zira dünya başka şeyler istemeniz için beyninizi yıkayıp duruyor. Örneğin bir bilgisayar oyunu firması, size bir şeyler satmaya çalışıyor ve sadece kendi çıkarları ile ilgileniyor. Sizin evde kalıp dejenere bir insana dönüşmenizi umursamıyor. Toplum da gerçekten ne istediğimizi bilme kapasitemizi unuttuğumuz veya kaybettiğimiz bir noktaya geldi. Reklamlar, sosyal medya, çevre, vs. sizi istemenizi isteyecekleri şeylerle dolduruyorlar.
Bugün değişmek istemiyorsanız bile bunu kabul etmeniz, kendinize karşı dürüst olmanız çok önemli.
Bugün değişmek istiyor muyum? Hayır.
Değişmeye hazır mıyım? Hayır.
Disiplinli olmak istiyor muyum? Hayır.
Değişmek isteyen biri olmak ister miydim? Eğer bu soruya cevabınız evet ise, içinde dışarıdan sizin zihninize yerleştirilmiş isteklerin de olduğu, olmak istediğim insan olsaydım / olmak için yapmak istediklerim listesi hazırlayın. Sonra bu listedeki kalemleri tek tek ele alın ve sadece “ben bunu gerçekten istiyorum, bu dışarıdan bana empoze edilmiş bir istek değil” dediğiniz kalemleri bırakın. Bu küçük listeden ise bir kalem seçin ve onu o kaleme doğru küçük de olsa adımlar atmaya başlayın. Buna başlar başlamaz, zihninizin “bu kadarcık şeyle mi değişeceksin, ya hep ya hiç” tuzağına karşı uyanık olun. Bu tuzağa karşı uyanık olun ama bunu görmezden gelin ve gerçekten istediğiniz şeye odaklanarak, çok küçük bile olsa değişiklikler yapmaya başlayın. Spor yapmak istiyorsunuz ama salona gidecek paranız yok mu? Eve iki dambıl alın ve evde başlayın. Kendi ağırlığınızı kullanın.
Bu yazıdan ebeveynleri affetmenin öneminden ve dolayısıyla kurban zihniyetinden kurtulmaktan bahsedeceğim. Eğer içinde bulunduğun tatsız durumun bir nedeni olarak ebeveynlerini, Türkiye’yi, sistemi, sermayeyi, patronları, ilkokul öğretmenini ve kim bilir daha neleri suçluyorsan kurban zihniyetindesin demektir.
Öncelikle yukarıda saydığım gibi kurban zihniyetini doğurmada başta ebeveynleri suçlamanın yanında, onları bu hale soktuğunu düşündüren pek çok şeyi suçlayan insanlar olduğunu görüyorum. Ama gözlemlediğim ve zamanında benim de yaptığım şekilde en başı ebeveynler çekiyor. Bu olgunlaşmamış olmanın ve kişisel büyümede atılım yapamamış olmanın göstergesidir. Çünkü hayatın içine girdiğinde, pamuklara sarılı kozandan çıktığında ve hayatın kaotikliğini deneyim ettiğinde, hayatın o kadar toz-pembe olmadığını ve doğru şekilde çocuk yetiştirmenin özellikle dönemin şartlarını göz önünde bulundurduğunda orta-sınıf bir aile için epey bir lüks olduğunu anlıyorsun.
Eğer hala bir şeyi suçlama aşamasındaysan kurban zihniyetine sahip olduğunu teşhis edebilirim ve şurası kesin ki kurban zihniyetine sahipken asla istediğin şekilde başarılı olamazsın. Çünkü bu durumda hayatta özgür iradeyle istediklerini başarma yolunda önünün açık olduğunu reddetmiş sayılırsın. Özgür iraden işe yaramaz çünkü ayağında ebeveynlerinin vb. sana kodladığı değersizlik hissiyatı, özgüvenli bir birey gibi hissedememe vb. prangaları vardır. Kurban zihniyetinden kurtulmak, senin de hayatta özgür iradeye sahip ve istediği yolda ilerleyebilecek bir insan olduğunu fark ettirir.
Çoğu insan hayatın içine girdikçe, hayat tarafından onlara ebeveynleri ile empati yapmak öğretilir. Çünkü çocukluktan çıkmışlardır ve hayatın zor gerçeklerini görmeye başladıklarında, babalarının ve annelerinin de sadece çocuk yetiştirmeye odaklanmanın yanında kendi aile hayatlarının, iş yaşamlarının, ihtiraslarının ve onların da kendi ebeyenlerinden gelen yüklerinin olduğunu fark ederler. Bu insanların tek işleri sizi yetiştirmek değildi, bir yandan kendilerinin de mutluluğunu sağlamak istiyorlardı. Bu mutluluk babanız için saat 5’te işten geldikten sonra ayaklarını uzatıp çocuk zırıltısı olmadan TV seyretmek kadar basit zevkler olabilirdi.
Biliyorum, ailen çocuk yetiştirmede bilinçli değildi ama onlar sadece sana sahip oldukları ve içinden geldikleri aile kültürünün mirasını sunabilirlerdi. Burada “aileni affet ve geleceğe bak” basmakalıbından daha çok, onları niye affetmen gerektiğinden bahsedeceğim, bu yazıdan sonra beni haklı bulabilirsin.
Bir an kendini babanın yerine koy, baban muhtemelen hayata erken atıldı ve günümüz babalarına göre erken sayılabilecek bir yaşta evlendi. Bir yerde kendisi de daha çocuktu. Diyelim ki, bu yaş 25. Şimdi de kendi 25 yaşındaki halini ve bilinç düzeyini düşün ve karşılaştır. Sence sağlıklı bir aile ortamı sunabilmekte ne kadar bilinçli olabilirdi? Üstelik bunu bilse bile bir aileyi devam ettirme sorumluluğu altında sana nasıl olması gerektiği gibi davranabilirdi? Üstelik çoğumuzun ailesinde olduğu gibi o dönemlerde çocuk yetiştirme üzerine bu kadar yaygın bilgi akışı ve internet yoktu.
Çocuklar babalarını ve annelerini hata yapma payı olmayan birer örnek insan olarak görürler. Bundan dolayı onların da kanlı ve canlı, hataları, zayıflıkları, zaafları olan birer insanoğlu olduğunu unuturlar. Bunu şuan fark etmek önemli. Ve daha da önemlisi, ailen sana kendi ebeveynlerinin (yani anneanne ve babaannenin) onları yetiştirdiği gibi yetiştirdiler. Eğer anneannen onları arada bir patakladıysa, onlarda seni patakladılar ya da ailede senin fikirlerini sorup, sana bir birey gibi hissettirmektense bir eşya gibi hissettirmiş olabilirler, ama emin ol ki içinde büyüdükleri kültür onlara da aynı şekilde davranmıştı. Ya da evde korku ortamı hakimdi, baban muhtemelen kendi aldığı eğitimden daha iyisini sana aldırmaya çalışmakla, hayatın zorluğuyla, yeterince para kazanmaya çalışmakla fazla meşguldü ve senin ona saygı göstermen için senin ondan bayağı korkman gerektiği fikrini sorgulamadı. Çünkü kendi de babasından korkuyordu. Ben küçükken ufak kardeşimi pataklardım, çünkü babam da beni pataklamıştı. Çoğu ebeveyn kendi ailesindeki yetiştiriliş şeklini çocuklarına uygular, bu kadar basit. Bu bilinçsizce yapılan bir şeydir. Eğer kendileri hasarlı bireylerse, hasarlı çocuklar yetiştirirler.
Tamam, sen modern çağda çocuk yetiştirme üzerine youtube videoları gördün, kitaplar okudun, Üstün Dökmen’den bir çocukla konuşulurken, çömelip onun boyuna inmen gerektiğini öğrendin ki bu çocuğa küçük bir birey olduğunu hissettirecekti. Ama onlar bu bilgilere sahip değillerdi.
Daha bir çok şey sayabilirim ama bu kadarı ailenle empati yapmana ve onların da hatalar yapma lüksüne sahip birer insan canlısı olduğunu anlamana yeterli olacaktır diye düşünüyorum. Şimdi gelelim, suçlamanın ve kurban zihniyetine sahip olmanın sana neler kaybettireceğine. Eğer suçluyorsan insanlar seni bir EZİK olarak algılarlar, bunun tam tersi değer üretmektir, değer üreten insanlar belli bir miktar paraya, refah seviyesine ve sevdikleriyle paylaşabilecekleri güzel şeylere sahip olurlar. Bu konuyu bir de Richard Cooper’dan dinleyin.
Kendini yetiştirmiş insanlar ailesini, sistemi ve patronları suçlayan bir erkekle arkadaş olmak istemeyeceklerdir ve bu statü olarak düşük değerde olduğunu gösterecektir. Eğer erkek ya da kadın fark etmez, insanların yanında bir şeyleri suçluyorsan, bu senin henüz olgunlaşmadığını, kişisel başarı sağlamada henüz emekleme aşamasında olduğunu gösterir. Bu durumda insanların sana pek az sabrı olacaktır. Hayatta bu aşamada olan ve akıllanmaya niyetli olmayan koca koca 27 yaşında insanlar görüyorum.
Eğer bu durumu sergilersen, en başından aklı başında insanlar seni networklarına katmak istemeyeceklerdir. Yakın zamanda görüşmeyi kestiğim bir arkadaşım böyleydi. Kendisi 27 yaşında işsizdi (fena bir bölüm bitirmediği halde) ama sistemi, patronları suçluyordu. Sistemin ve Türkiye şartlarının harika olmadığını kabul eden ve bireysel kurtuluşunda epey mesafe kat etmiş ben, bu çok eski ve ilkel paradigmaya sahip insanı düşük değerli olarak gördüm. Ve arkadaş grubumda olmaması gerektiğine karar verdim.
Sonuçta bilirsiniz, 5 arkadaşının ortalamasısın falan… Arkadaşlıkta bir yerde çıkar ilişkisidir ve bu adamdan alabileceğim, öğrenebileceğim hiçbir şey olmadığına karar verdim. Ve sadece tek taraflı olarak vermek beni bu yaşta yoran bir şeydi. Bu adamdan sadece ibret aldım ve nasıl olmamam gerektiğini bir kere daha öğrendim. Belli bir yaşa geldiğinizde sizden daha düşük zihinsel şemaları olan insanlara katlanmak için daha az sabrınız olacağı bir gerçek. Eğer kurban zihniyetinin belirtilerini gösteriyorsanız, çevrenize sizin gibileri toplarsınız ve varilin dibindeki yengeçler gibi birbirinizi aşağı çekersiniz, diğer kendini geliştirmiş insanların size sabrı kısıtlı olacaktır. Sizi ortamlarına çağırmayacaklardır. Telefonlarınızı daha az açacaklardır. Eğer telefonlarınızı arada bir açıyorlarsa şanslısınız.
Mahmut benim benzerini bulamadığım bir durumum var umarım yardımcı olursun. Bu hikayemi video olarak da paylaşıp cevaplayabilirsin.
44 yaşındayım ve bir firmada üst düzey yöneticiyim. Bir yıl kadar beraber çalıştığım 29 yaşında bir kızla duygusal ve cinsel olarak yakın, gizli bir ilişkim oldu. Gizliydi çünkü ikimiz de bekarız ama kız benim ekibimde çalışıyordu ve bu nedenle de ilişkinin bilinmesini istemedik.
Evet birçok durumda otoriteni kullanarak kızı baştan çıkardın suçlamasıyla karşılaşabilirsin. Aranızdaki yaş farkı idealin üstünde ama büyük sorun olmayabilir.
Ayda bir iki kere buluşuyorduk ve genellikle benim evimde ya da otellerde birlikte oluyorduk. Aramızdaki çekim çok yüksekti.
Ayda bir iki kere buluşmanız ilişki için biraz az yani ciddi değil de resmi olmayan, çok ciddi bir ilişki gibi duruyor. Kız seni daha fazla görmek istemiyorsa, seni erkek arkadaştan çok takılmalık görüyor gibi. Eğer sen daha fazlasını istemiyorsan problem değil.
Beraber olmaya başladıktan 2 ay sonra, bensiz bir arkadaş gezisine gitti ve orada bir adamla çok fazla takılıyordu.
Sanırım kız seninle de takılıyor. Sonuçta beraberlik içinde değilsiniz gibi yani ayda bir iki kere görüşüp sevişmek daha çok FWB gibi duruyor. Aslına bakarsan kıza ne yapacağını ya da yapmayacağını söyleyecek, kıskanacak bir durumun yok gibi.
İki tarafın da rahat ve takılma şeklinde başladığı ilişkide bir tarafın daha ciddi bir şey istemesi ama diğer tarafın “böyle iyiyiz” modunda kalması, bu nedenle de ciddi ilişki isteyen tarafın kalbinin kırılması, sık rastlanan bir şey.
Onunla birliktelik devam edince, onu daha fazla görmeyi istemeye başladım. Daha fazla kıskanç ve muhtaç birine dönüştüm.
Yani çok itici oldun.
Ama aramızdaki ilişki 2023 ortasında birdenbire bitti. Kimse kimseyi terk etmedi. Sadece görüşmeyi bıraktık. Ben onu birkaç kere çağırdım gelmedi. Ben onu aramayınca bana da ulaşmadı. Öylece bitti.
Evet sizin aranızdaki resmi olmayan ve muhtemelen onun tarafında çok partnerli başlamış, devam etmiş ve bitmiş.
Tam o sıralarda yakın bir arkadaşımı kaybettim. Bunun acısı ile ilişkinin birden bitmesi bir araya gelince, ona çok daha fazla ihtiyaç duydum.
Kız senin annen değil ve bu durumda kız arkadaşın ya da eski kız arkadaşın da değil.
İletişimin kopmasından 3 hafta sonra bana ulaştı. Buluşmaya davet ettim. Buluştuk ve yemek sonrası arabamda oldukça tutkulu bir şekilde yiyiştik.
Kızın sana karşı ilgisi ve isteği var ama görünen o ki, hafif ve muhtemelen çok eşli takılıyor. Seninle daha ciddi bir şey istemiyor.
Sonra yine bir ay görüşmedik. Bu arada o şirketten ayrıldı o nedenle ofiste de görüşmedik.
Bir ay sonra ben ona ulaştım ve buluşma teklif ettim. Buluşmada ise maalesef fazla sarhoş oldum. Beni bir aydır hiç aramadığı için resmen trip attım ve hatta kırıcı birkaç şey söyledim.
Sen kıza ciddi gözle bakıyorsun ama kızın böyle bakmadığı belli. Normalde gencecik kız, hayatına bak denilecek durumdasın ama istediğin şey ile gerçeklik arasındaki fark seni hüsrana uğratıyor. Sonunda da böyle patlıyorsun. Sen acı çektiğin için, kırıcı şeyler söyleyerek ona da acı vermeye çalışıyorsun.
Kız “niye sinirleniyorsun, sadece ayda bir takılıyorduk yani ne bekliyorsun?” diye şaşırmıştır.
O buluşmada gece harekatı olmadı tabii ki.
Evet normal.
Sonra yine bir ay uzak kaldık. Bir ay sonra bana anlaması güç bir mesaj attı ama beni özlediği belliydi.
Sen de neyse ki kızın peşine düşüp muhtaçlık göstermiyorsun.
Bir buluşma ayarladım ve buluştuk. Ama buluşmada kendime güvenim düşüktü. Daha önce yatmış olmamıza ve bana dokunup flört etmesine rağmen bir türlü adım atıp işi sekse götüremedim.
Çıkışta yakın bir oteli gösterip, “burada gecelemek eğlenceli olabilir” dedi ama o zaman kafam nasılsa bunu da sekse çevirecek adımı atamadım.
Evet kız seninle birlikte olmak istiyor ama sen tamamen “ben bu kızı kız arkadaş olarak istiyorum” modundasın. Kız ise oraya gitmek istemiyor. Maalesef bunu kabul etmen gerekecek. Edemediğin sürece bocalayıp kaygı duyuyorsun.
Orada ayrıldık ve eve giderken bana “seni gördüğüme sevindim, tekrar görüşelim olur mu?” yazdı.
Niye ayrıldınız? Senin yaşındaki çoğu bekar erkeğin istediği ama sahip olamadığı bir şey yaşıyorsun ama daha fazlasını istediğin için bu yetmiyor demek ki.
Yaşın nedeniyle aile kurmak istiyorsun muhtemelen ve bunda bir problem yok. Genç bir kadınla birlikte oluyorsun ve onu daha ciddi istiyorsun ama maalesef kız o ciddiyette değil.
Bunun üzerine onu daha sık dışarı çıkarmaya karar verdim ama 4-5 gün sonra buluşma teklif ettiğimde yoğun olduğunu söyledi ve kabul etmedi. Başka bir zaman da teklif etmedi. Bir hafta sonra yine aynı şey.
Demek ki seninle ayda bir buluşmak yetiyor. Aranızdaki ayda bir belki iki buluşma ona yetiyor. Kızın sana cinsel ilgisi var, duygusal ilgisi de vardır ama sadece arada bir friends with benefits seviyesinde ve daha yukarı çıkmasını istemiyor. Aslında bu istek kadından gelmeliydi. Sen aranızdaki ilişkide kadınlaşmışsın.
Niye böyle olduk anlamıyorum?
Niye böyle mi olduk? Başından sonuna aynısınız, bir şeye dönüşmediniz. Pardon sen kızı yatakta zevke boğmayı bıraktığın için buluşma sıklığınız ayda ikiden bire indi.
Ve sonra bam! Son buluşmadan bir ay sonra beni aradı ve seni özledim, görüşelim dedi.
Kız seni çizelgeye bağlamış. Diğer haftalar kimler çizelgede acaba?
Görüştük, bu sefer eve gidip seks de yaptık. Ama kız yine bir ay ortadan kayboldu 🙁 Ama bu sefer ulaştığında, bana benim sevdiğim bir yemeğin fotoğrafını gönderdi.
Kız muhtemelen tabak çeviriyor ve erkeklere tavsiye ettiğimiz gibi yoklama mesajı atıyor.
Buna “beni özlediysen açık açık söyleyebilirsin :)” yazdım. Öpücük attı ama başka bir şey atmadı.
Beni dışarı çıkar diye sana yoklama atıyor, neden davet etmedin?
Bir hafta sonra artık dayanamadım ve ona uzun bir mesaj attım.
Eyvah.
Oldukça eğlenceli ve maskülen yazmaya çalıştı. Onu hala sevdiğimi söyledim.
Bu kadar takılmalık ilişki için çok güçlü duygular içindesin. İçinde tuttun, tuttun sonra dayanamadın kızın üstüne kustun 🙁
Benimle daha fazlasını isterse bana ulaşmasını söyledim.
Bu kız eski kız arkadaşın değil ve bu mesajından sonra sana ulaşacaksa da ulaşmayabilir.
Buna cevap vermedi ama iki hafta sonra hiçbir şey olmamış gibi bana çok güzel bir otel odası fotoğrafı attı ve altına “burayı denemeliyiz daddy” yazdı.
Çok şirin.
Ben de onun mesajını taklit edip sadece öpücük attım.
Kız beni bu odaya kaldır yigidim diye mesaj atıyor. Sen? Mucuk 😀
Son iletişimimiz bu oldu. Doğum günümü kutlamadı. Onun doğum günü ise yaklaşıyor. No contact uyguluyorum, ona ulaşmayacağım.
Sebep? Sen ayrıldığın bir kızla ya da yürümemiş bir flört ile uğraşmıyorsun. Aranızdaki şey başladığı gibi gidiyordu ama sen daha fazlasını istediğin için değişik şeyler yapmaya başladın.
Sosyal medyada ekli değiliz oradan ne yaptığını göremiyorum.
Güzel. Olması gerektiği gibi.
Yeni iş yerini biliyorum. Orada onunla tesadüfen karşılaşmışız gibi bir oyun oynasam mı?
Filmlerden böyle saçma şeyler öğreniyoruz ama hayır. Bunun rolünü iyi yapamazsın ve oraya özel olarak geldiğini görürse arıza biri gibi görünürsün.
İletişimi kesi başarıyla uyguluyorsun ama iletişimi kesmene rağmen bir sonraki aşamaya geçmiyor. Seninle ilişki istememesinin birçok nedeni olabilir. Mesela belki bir ilişkisi var ve seninle takılıp onu aldatıyor. Araştırmalara göre kadınların yüzde 70’i, partnerlerini aldattıklarında diğer elemana çekim hissediyorlar ve partnerlerinden soğuyorlar. Ama senin durumunda yüzde 30 diliminde, daha çok erkek gibi davranan bir kadın olabilir.
Şimdi ben 44 yaşımda fit biriyim. Hala kadınlarla görüşebiliyorum ve hatta bu anlattığım süreçte başka kadınlarla da görüştüm ve birlikte oldum.
Bu kızı maalesef oneitis yaptım. Aslında aramızdaki şey kendiliğinden yükselecekti ama ben fazla düşerek buna engel oldum gibi geliyor. Bu düşünce beni yiyip bitiriyor. Her şeyi mahvettim galiba.
Kızın sana olan ilgisini öldürdüğün belli ama ben aranızdaki şeyin yükseleceği izlenimi edinmedim. Ayrıca bu şekilde casual takılan kızdan kız arkadaş materyali de çıkmaz. Sizin iş bir yere gitmezdi ya da senin açından gitmemeliydi. Yani doğru davranmadın ama mahvettiğin bir şey yok.
Şunu da söyleyeyim. Bu düşünce çok kötü bir şey zira insana durduğu yerde aşırı duygusal yatırım yaptırıyor. Daha önce bahsetmiştim, gündüz düşünden sonraki en beter düşünce bu. Doğru olduğu vakalar var ve o vakalarda bile bu düşünceden uzak durulmalı. Ama senin durumunda, olabilecek şeyi mahvettiğin düşüncesi yanlış.
Peki şimdi ne yapmalıyım?
Bu kızı geride bırak ve ileriye bak. Ciddi ilişki istiyorsun ve bu normal. Ama o kız, bu kız değil. Bu kızla vakit kaybetme. 44 yaşındayken 29 yaşında bir kızın arada bir ye beni diye gelmesi güzel bir şey ama sen çok duygu yüklüsün yani kız senden uzaklaşmasa bile senin ondan uzaklaşman hayrınaydı.
Abi selam. Kız arkadaşım ile 3 aydır görüşüyoruz ve ilk cinsel ilişkimi onunla yaşadım.
Kız arkadaşım haftanın iki günü amatör olarak yaptığı sporun eğitimi ile uğraşıyor. Haftasonunun ise ailesi ile geçiriyor. Spora gittiği akşamlar çok yorgun oluyor ve eve geçer geçmez uyuklamaya başlıyor. Bu günlerde onunla buluşmuyorum zira bir anlamı olmuyor.
Doğru. Spora gittiği 2 gün buluşmanız için uygun günler değiller. Buluşmalarınızı diğer haftaiçi günlere ayarla (bazen de haftasonu ailesinden ayrılsın gelsin).
Fakat kalan günlerde de sıklıkla arkadaşları ile çıkıyor. Bu da açıkçası benim hoşuma gitmiyor.
Haftada 2 kere buluşmanız yeterli. Arada da biraz mesajlaşır ya da görüntülü konuşursunuz. Geri kalan zamanda da kızı unutup işine gücüne bakarsın.
Bu aralıklarda birçok erkeğin yaptığı hata, “şimdi ne yapıyor acaba?”, “beni düşünüyor mu?”, “benim onunla olmamı ne kadar istiyor?” vs. gibi feminen sorulara kapılmaktır, özellikle de kızdan saatlerce ses soluk çıkmazsa. Bunlar adama oturduğu yerde, ilişkide kendi ayağına sıkmasına neden olacak duygusal yatırım yaptırır. Sen bu hatayı yapıyorsun.
Bu sıklıkla oluyor ve ben de “bugün görüşmek istiyordum, bana ayıracak zamanın yok sanki” gibi çıkışlar yapıyorum.
Kız arkadaşları ile dışarı çıkıyorsa “tamam bebeğim, Perşembe’ye, gelecek haftaya vs. görüşelim, seni görmek istiyorum” dersiniz, buluşmayı ayarlarsınız ve kendi hayatınıza odaklanırsınız.
Sen ise hayatını yaşayan erkeğin kendisini sevip sevmediğinden emin olamayan kadın gibi davranıyorsun. Umarım üstüne bir de trip atmıyorsun. İlişkide kadın beraber zaman geçirmek için erkeğin ilgisini daha çok kovalamalı, erkek bunu yaparsa ilişkinin kadını olur.
Benim kendi yoğun iş tempomu da eklersek, haftada sadece 2 kere görüşebiliyoruz.
Normali ve yeteri o birader? Daha ne istiyorsun. Kız arkadaşın var ve haftanın 5 günü özgürsün de.
İlişkimizin ciddiyeti konusunda endişeliyim.
Zihin yapın gerçekten de erkeğinin daha fazla ilgisini ve zamanını isteyen kadın modunda. İkinizin de bir ilişkiye kapanması, ilişkinin ciddiyeti konusunda kafa yormak bir erkeğin işi veya yapacağı şey değil. Kadının işi bu.
Onunla daha fazla vakit geçirmek istiyorum zira onunla gerçekten uzun süreli ve ciddi düşünüyorum. Bunu nasıl sağlarım?
Tamamen feminen zihin yapısına geçmişsin. Bağlanma, daha fazla ciddi ilişki, ilişki etiketleri, vs. düşünüyorsun. Partnerini ilişkiye kafesleme ile uğraşıyorsun.
Normalde bir erkek ilişki istese bile ciddileşme konusunda yavaş ve dirençlidir, kadın ise bunu hızlandırmak için çabalar. Sizin ilişkinizde sen kadın rolünü oynamaya çalışıyorsun ama şunu unutma ki heteroseksüel kadınlar erkeklerden hoşlanırlar, kadınlardan değil. Erkek adam sitesine gelmiş, kadın gibi davranmakta daha da ustalaşmak istiyorum, nasıl daha fazla kadın gibi olabilirim diyorsun?” 😀
Ona bunu söylemiyorum tabii ki. Bunun muhtaç ve kadınsı olduğunu biliyorum.
Söylesen dha kötü tabii ki ama kadınlaşıp kadınlaştığını saklamaya çalışmak yerine erkek zihin yapısına geri dönsen? Zira bir süre rol yapabilirsin ama yeterince içselleştirmeyi beceremezsen bir yerde patlarsın.
İkinci sorum şu: Ben haftada 2-3 kere mesajlaşma başlatıyorum. Geri kalan günlerde de onun bana mesaj atmasını bekliyorum. Doğru mu yapıyorum? Bu şekilde benden daha fazla hoşlanır değil mi?
Fazla robotlaşmadan onun sana daha fazla ulaştığı bir tempoyu koruman yeterli. Ama zihin yapın çok fena. Daha çok nasıl hoşlanır, daha çok nasıl sever diye manipülasyon yapma modundasın.
Mesajlaşmamızı çok kısa tutup buluşma ayarlıyorum. Şu ana kadar buluşma tekliflerini çoğunlukla kabul etti.
Kız arkadaşın, genelde buluşma ayarlayabilmen normal değil mi? Ayrıca bu devirde günde toplam 20 – 30 dk mesajlaşmak norm oldu, sadece buluş, hemen hiç mesajlaşma devri geçti.
Beni kaybetmekten korktuğunu birkaç kere dile getirdi.
Bu normal ama bunu duyunca hemen sadakatını ispatlamaya çalışan efendi erkeğe dönüşmeye kalkma.
Sorun ne diyeceksin? İlişkimizin başında bana çok daha fazla ilgiliydi. Ne zaman görüşeceğiz diye sorup duruyordu. Son zamanlarda ise bunu çok fazla yapmıyor.
Bunu ara ara duyuyorum. Abi eskisi kadar mesaj atmıyor, ne zaman için görüşmek istemiyor, vs. Sen eskisinden fazla mesaj atıp, buluşmak istediğin için olmasın? Yani kız her ulaştığında buluşma ayarlamaya başladıysan, neden ne zaman görüşeceğiz diye yakınsın? Seni aradı mı otomatik olarak görüşebileceğini biliyor.
Aslında her ulaştığında buluşma ayarlamam, onun ilgisinin azalmasına tepki olarak ortaya çıktı. Ne zaman görüşeceğiz dememesi beni kaygılandırdığı için sanırım.
Ama eğer ilgi azalması olduğundan şüpheleniyorsan, çok fazla ulaşılır olduğundan olabilir. Her ulaştığında buluşma ayarlama. Ayrıca çok fazla feminen düşünceye, onay ihtiyacına dalmışsın. Bunları da ister istemez yansıtıyor olabilirsin.
Ama temel problem, kaygıya kapılıp sürekli görüşmek istiyor olman. Bir daha sana ulaştığında buluşma teklif etme. Bak bakalım ne zaman görüşeceğiz diyor mu?
Gördüğün gibi muhtaç ve kendine güvensiz hissediyorum. İlişkiyi düşünüp duruyorum. Buraları okumasam muhtemelen bunu onun üstüne kusardım ve terk edilirdim. Ama okumama rağmen içte aynı eski benim. Dışta rol yapmaya devam ediyorum.
İçsel değişimin, davranışsal yol ayrımlarındaki tercihlerinin daha özgüvenli, daha az muhtaç ve rahat yönde olmasıyla zaman içinde gerçekleşecek. Örneğin zayıflıklarını kıza kusmak ile kusmamak ayrımında kusmamayı tercih etmen, seni bu yönde değiştiriyor. Ama yetmez. Örneğin sana ulaştığında kaygın nedeniyle buluşma ayarlama ya da kaygısı olmayan biri gibi aramama yol ayrımında, her ulaştığında buluşma ayarlamamayı seçmen, o gün meşgul olduğunu söylediğinde buluşmakta ısrar etme – etmeme ayrımında ısrar etmemeyi seçmen, oturup ciddi ilişkiyi ilerletmek için ne yapmalıyım, beni daha çok sevmesi için ne yapmalıyım düşüncelerine boğulduğunda “oğlum kadınlaşma, işine bak” diye kendini yaptığın şeye odaklanmaya zorlaman, vs. Bunlar seni içsel olarak da değiştirecekler. Ama bu zaman alacak ve aslına bakarsan belki bir iki ilişkiyi eline yüzüne bulaştırmanı da gerektirecek.
İçselleştirme, yapmaman gerektiğini bildiğin halde kaygı ve korkuya kapılıp yaptığın, yapman gerektiğini bildiğin halde kaygı ve korku nedeniyle yapamadığın şeyleri düzenli olarak yapmamaya veya yapmaya başladıktan sonra, zaman içinde olacak.
Bunun yanında, bir erkek olarak ilişkide istediğin şeyleri, ilişkinin kadını olarak alamayacağını, tam tersine elindekileri ve daha fazlasını da bu şekilde kaybedeceğini öğren. İlişkide feminenleşmek sana her zaman kaybettirecek, kazandırmayacak. Ortada bir problem yoksa bile problem yaratacak ve kaygı yüzünden yaptığın bu hareketler, kaygı duyduğun şeyin gerçekleşme sebebi olacaklar.
Ben bu işlere başladığımda en azından şunu diyebiliyordum: “Bu şekilde kaygı ile davrandın mı hep kaybettin. Şimdi bir de kaygına meydan okuyarak davran. Sırf denemek için. En kötü zaten diğer şekilde kaybedeceğin gibi kaybedeceksin? Yani bir şey kaybetmeyeceksin.”
Kızın daha az ilgili olma nedeni muhtemelen senin zihin yapının, feminenleşmenin, kadından daha fazla ciddi ilişki peşinde koşmanın sonucu.
Beni seviyor mu, beni seçecek mi, beni terk mi edecek, beni ne kadar seviyor düşüncelerine odaklandığın sürece de kaybedeceksin. Kadınlar bu tür düşüncelerin sinyallerini sezdiklerinde, dürtüsel olarak kendilerini geri çekerler. Bu maalesef kaygılarına odaklanmış ya da boğulmuş erkeğin kaygılarını daha da güçlendirir ve bunun üzerine zayıf kaygı sinyalleri de güçlenir.
Bütün bu kaygı sinyallerinin kadına söylediği şey “ben sana layık değilim, seni hak ettiğimi hissetmiyorum, sen benden daha iyisin, vs.” Bunu yeterince yaparsanız kadını bu sinyallerin işaret ettiği şeye ikna edersiniz.
Oysa odaklanmanız gereken şey, iyi vakit geçirmek, geçirtmek ve fiziksel – duygusal ilişki yanında, bu kız bana uygun mu, bakalım normal mi deli mi, benim ilgimi hak ediyor mu, vs. gibi sorular. Bunlara odaklanırsanız bunları da sinyallersiniz ve kadının bilinçaltı da buna göre kendini size layık hale getirmeye çalışır, size yanlış yaparsa, yeterince çaba harcamazsa, sizi kaybedebileceği fikrine ikna olur.
Bazen uzun süre mesaj alamadığımda içim içimi yiyor.
Zihin yapın, o ödül ben de onu kazanması gereken zavallıyım modunda. Ben de ödülüm ve o da beni kazanmalı moduna geçmeli.
Evet, kendimi tutuyorum ve ona bunu belli etmemeye çalışıyorum. Umursamaz biri gibi davranmaya çalışıyorum ama bu savaş beni hem yoruyor hem de canımı acıtıyor.
Buna halk arasında büyümek diyoruz ve büyümek can acıtıcıdır. Erkek, demir gibi ateşte yanmadan eğilip şekil almaz. Hangisini tercih edersin? Bunları kızın üzerine kusup hızlıca terk edilmeyi mi, kendini tutmayı mı? Hangisi daha acılı.
Cevap tabii ki ikisi de değil. Cevap, gerçekten o kadar umursamayı, gerçekten kendimi ödül olarak görmeyi tercih ederim olacak. Doğru olanı yaparken bu kadar acı çekmemek olacak.
Ama acı, zayıf tarafının ölüp yerine güçlü bir taraf ortaya çıkmasının hem yolu, hem de işaretidir. Davranışlarının zihin yapısına, duygusal güce, vs. dönüşmesi çok fazla sayıda tekrar gerektirebilir ve maalesef bunu tek bir ilişki içinde de başaramayabilirsin.
Fakat kafanda da kendini “onun beni sevmesi için ne yapabilirim” odağından çıkarmaya bak. Bu odağa giren erkek, zavallılığı ve muhtaçlığı ile en toleranslı kızı bile boğar, kendinden soğutur.
Bu ilişkiyi bir başarı hikayesine çevirmek, onun daha ciddi bir ilişki istemesini sağlamak için ne yapmalıyım? Abi lütfen yardım et.
Birader bana “abi daha iyi bir kadın olmak için ne yapmalıyım?” diye sorup durma, çok utanç verici.
Sen benden ne istiyorsun biliyor musun? Ben kaygısını, korkusunu, duygusal stresini yönetemeyen bir adamım, duygusal olarak zayıfım. Ben güçleneceğime bana kaygı, korku, stres vermeyen, erkek olmamı, güçlü olmamı gerektirmeyen bir ilişki vermesi için kızı ikna etmeliyim! Bana yardım et diyorsun.
Bir ilişkiyi, kadınlaşarak istediğiniz seviyeye çekemezsiniz. Ama kadınlaşarak bitmesinden korktuğunuz ilişkinin bitmeyecekse bile bitmesini sağlayabilirsiniz. Senin masal dünyandaki “ben yeterince güçlenmeyeyim, büyümeyeyim, olgunlaşmayayım, dünya daha kolay olsun” hayalin çocukluk döneminde belki belki mümkündü ama dünya öyle bir yer değil.
Bir erkek olarak köksüz bir ağaç olayım ama dünya rüzgarsız, fırtınasız bir yer olsun hayalinden vazgeçmen lazım. Köklerini güçlendirmeye bak. Bugün sana ağır gelen rüzgar ve fırtınanın şiddeti azalmayacak ama sen bunlara göre çok daha güçlü olacağından bunları umursamayacaksın bile.
Güçlü erkek rolü yapmaktan yoruldum. Pek de işime yarıyor gibi görünmüyor.
Bir kere ilişkide güçlü erkek rolü yapmıyorsun, normal erkek rolü yapıyorsun 😀 Yani istersen bırak kadınlığını tüm “cazibesi” ile ortaya çıkar. Bak bakalım o işine yarayacak mı?
Ama kadınlaşınca eline ne geçecek? Yanmadan, acı çekmeden nasıl güçleneceksin? Zayıf kalmak ne işine yarayacak? Daha mı az acı çekeceksin sanıyorsun?
Daha geçenlerde bir çocuk aynısını sordu. Adamın Instasına baktım adam normalin üstünde yakışıklı. Kız bir yerde “çok çirkinsin, götüm gibisin” gibi bir şey demiş. Bu arkadaş da fena bozulmuş. Azıcık mantıklı düşün dedim. Normal kadınlar seni beğenmezse bile suratına böyle bir şey söyler mi? Ya da suratına ne diyorlar. “İlgilenmiyorum”, “elektrik alamadım”, “enerjimiz uymadı”, zart zurt. Medeni olan, sağlıklı bir ruha sahip olan biri böyle der.
Siz çok çirkin bir kızın suratına sosyal medyada çok çirkinsin, götüm gibisin diyor musunuz (ruh hastası olanlarınız diyordur)? Bu kadınlar ruhsal problemli ya da bir şekilde problemli insanlar. Toplumda oranları düşük ama dediğim gibi size dönüş yapan kızlar içinde oranları çok yüksek olacak. Belki de bu yüzden sosyal medya devrinden beridir kızların egoları tavan, egolarından geçilmiyor diye bir izlenim var.
Sosyal medyada ya da buluşma uygulamalarında bu kadınlara daha sık rastlayacağınızı ve normal hayatta karşılaşsanız söyleyemeyecekleri şeyleri, korkak olduklarından sanalın güvenli ortamında yüzünüze söyleyeceklerini bilin, böyle insanlarla daha sık iletişime geçmeyi bekleyin. Bunu üstünüze alınmayın. Moralinizi bozmayın. Anında çıkarın, engelleyin. Ben buna bir laf sokmasam rahat etmem diyorsanız, hak etse de zavallı bir ruh hastasına bir de neden siz vuracaksınız bilmem ama, laf dalaşına girmeyin. Unutmayın, narsist insanlara koyan bir şey söylediğinizde, bu insanlar dünya yıkılsa zerre etkilenmemiş gibi davranırlar, ama sizin görmeyeceğiniz yerde hırslarından duvarları yumruklarlar. Zira normal insana bir koyan bunlara 10 koyar ama bu insanlar dışarı yansıtmamayı öğrenmişlerdir.
Konuştuğum arkadaş sen karşılaştın mı diye sormuştu. Evet karşılaştım ve herkes karşılaşır, karşılaşabilir. Ama bazı erkekler daha çok “karşılaşırlar”. Neden? Bu insanlar sinek gibidir, çorbada gördün mü miden bulanır, 5-10 saniye kötü hissedebilirsin ama çorbayı döktükten sonra unutursun. Birçoğunuzun az çok özgüveni ve özdeğeri olduğundan bu konuşmanıza da yansır ve bu tür saldırgan arızalar size saldırırlarsa ağızlarının payını alacaklar korkusu ile size saldırmamayı tercih edebilirler (yine de saldıran çoktur). Bu durumda bu insanlar genelde birden, sebepsiz yere kaybolurlar. Ama konuşmanızdan özdeğer veya özgüven eksikliği sezerlerse (sizi ufak ufak deneyerek bunu anlamaya çalışırlar), iyi bir av buldum diye saldırırlar.
Bakın gerçekten çirkin de olabilirsiniz, başka eksikleriniz de olabilir. Ama bunu direkt duyduğunuzda, karşınızdaki kadın medeniyet yoksunu bir mahalle karısı ağzına büründüğünde, bunun sizin eksiğinizle direkt bir alakası yok. Onun ruh hastalığı ile alakası var. Üstünüze alınmayın.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.