Vaka çalışması – Kırmızı alarmlarla dolu bir evlilik macerası

servisci_16 rumuzlu takipçimiz Instagram’da mesajlarda şu hikayesini paylaştı. Kendisinden izin alarak buraya aktardım

30 yaşındayım. Siteye denk gelene kadar mavi hap – kırmızı hap bilmezdim. Ancak babadan görme bi erkekliğimiz vardı. Kıza oyuncak olmayacak şaklaban olmayacak kadar. Ama bizim de güzel bir kızın peşinde koşmuşluğumuz bitmemesi için çabamız oldu. Evlenene kadar görüştüğüm çok kız oldu. Bir o kadar da red edilmişliğimde oldu ama hayatım beni tatmin ediyordu. İyi bi Alman markası fabrikadasında işçiyim. Altımda 70 milyarlık arabam vardı. Birgün doğru kızın çıkacağını, diğerlerinden farklı olacağını bu hayatıma son vereceğimi düşünürdüm. Askerden sonra sanki dünyada başka iş kalmamış gibi ummalı bir kız bulma çabası başlattı ailem. Bir an panikledim.

Takıldığım orospulara güvenemem hiç tanımadığım sevmediğim kızla evlenemem. Çevreme artık ciddi kız arama gözüyle bakmaya başladım. Kilo almıştım bi spor salonunda üye kaydı yapan bir kızı gördüm. Her yerden ekledim ama kabul etmedi. Ben üyelik işini düşüneyim dedikten sonra numaramı almıştı. Artık ümidimi kestiğim bi anda kız aradı. Üyelik hakkında ne düşünüyorsunuz dedi, dedim siktir et üyeliği. Bak dedim ben senden çok hoşlandım, araştırdım.  Annen baban ayrıymış, baban cezaevindeymiş. Ben dedim senle ciddi düşünüyorum sen dedim güzel bir yuvanın kıymetini bilirsin. Etkilendi, anlattıklarımdan bir saat dinledi. Velhasıl oldu.

Evlenicez arabamı sattım. Ev yaptırdım, onun üstüne gitmedim. Çeyizi yoktu. Taksitle aldıklarını bana ödettirdi. Zaten hamile kaldı. Dedim yatırım olsun güzel bi araba alalım. Sen de ben de çalışır öderiz. Tamam dedi ama ben biraz evliliğin tadını çıkarayım. İşsizlik maaşı alıyorum 6 ay yatayım dedi. Tamam dedim. 600 TL para alıyor. Neyse gittim 120 milyarlık araba aldım. Onun aldığı parayla krediyi öderiz. Benim maaşımla da evi geçindiriz diye ama kızı tanıyamamaya başladım. Hatta ciddileştikten sonra değişti. Birçok kez bitirmek istedim annem burdan dönülmez babam para harcadık nişan yaptık o sebepten bitmez bu sebepten bitmez diye ısrar etti. Kaderime yürüdüm. Resmen bu evlilikte de sürdü. Birgün 2018 yılbaşı gecesi arkadaşlarına gittiğimizde konu çalışmaya geldi. Önümüzdeki ay da işsizlik maaşı bitecekti. İş bakması gerekti. Arkadaşlarının yanında “ben çalışmıycam” dedi. “Adamsan ben çalışmasamda bana bakarsın” dedi.

Dedim ki “haklısın sen çalışmasanda sana bakmak zorundayım ama lüks yaşatmak zorunda değilim”. Bir tartışma eve geldik ve  bana dedi “ne olurdu arkadaşlarımın yanında tamam desen” dedi. Şimdi salonda yat gelme yatağa dedi. Biz de erkeğiz ya gururluyuz geçtim salona. Hamile normalde onu gönderirdim de karnındakine dua etsin. Ulan aradan bir hafta 1 ay yok tükürdüğünü yalamıyor bende erkekliğe bok sürdürmüyorum. Bir gece dedim ki yeter sen istedin artık dışarı çıkmaya başladım. Hazırlanmamdan giyimime saçıma dikkat etmemden anladı. Birşeylerin bende değiştiğini bi gece kapıyı çaldı. Yanıma geldi dedi ki “belli ki sen beni aldatıyorsun bana para ver ayrılalım” dedi. Şok oldum. Ben ondan çeyiz istemedim taksitlerini ben ödedim. Bir anda herşey maddiyat oldu.

Neyse ben kızdım bağırdım ama umrunda değil. Sesimize annemler geldi. Dedim yarın bu evden git. Ertesi gün telefonuma mesaj geldi. Karakoldan hakkımda şikayet olduğuna dair. Karımı darp etmişim yapmadım dedim. Kimse sallamadı eve geldim hala evde yatıyor. Pişkinliğin bu kadarı tehdit etmeler. Meğer anası “elini kolunu öyle sallayarak gelme, delil bul delil yarat gel” demiş.

Düğün usb leri fotoğrafları darp raporu, kuzeninden bana attığı 19 yaşındaki kızın çıplak fotoğrafı. Bir yorum yapsam götün memelerin güzel diye onu da mahkemeye sunacak. 300 milyara yakın boşanma davası açtı evime hiç gelmeyen arkadaşları şahitlik yaptı.

Allah acıdı halime. T.C. kimlik nosu şifresinden hamileliğinden itibaren 17 tane erkekle yazışmasını yakaladım, sundum. Fotoğraf ses kaydı mahkeme siklemedi bile. 850 TL nafaka bağladı hala davam sürüyor.

EVLENMEYİN AQ AŞK YOK BU SİTEDE NE YAZIYORSA HEPSİ GERÇEK CANLI ÖRNEĞİM….

Burada evlenmeyin diye kestirip atmak kolay ama asıl meseleleri de kaçırmamak lazım.

Askerden sonra sanki dünyada başka iş kalmamış gibi ummalı bir kız bulma çabası başlattı ailem.

Türkiye’de birçok erkeğin başına gelen ve çoğu erkeğin başını yakan bir durumdur bu. Askerliği bitiren ve işe başlayan erkeklerin aileleri bir evlilik kuduzuna yakalanıyorlar. Herşeyi o kadar aceleye getirip olaya o kadar körlemesine dalıyorlar. Size tavsiyem ailenize karşı direnin. İlla evlenmeye direnin demiyorum ama acele etmeye direnin. Hem kızı bulmada hem de kız ile evlenmede aceleye getirmeyin.

Annen baban ayrıymış, baban cezaevindeymiş. Ben dedim senle ciddi düşünüyorum sen dedim güzel bir yuvanın kıymetini bilirsin.

Bu da servisci_16’nın en büyük hatası. Ailesi dağılmış, babası cezaevinde ve muhtemelen baba etkisinden uzakta, erkeklere düşman bir annenin elinde yetişmiş kız, güzel bir yuvanın ne olduğunu bilmeyebilir ve onu kuracak donanımı da olmayabilir. Bu bir problem. Aynı durumdaki her kız psikolojik hasarlıdır diye bir durum yok ama böyle bir aile ortamından gelen kızın güzel bir yuvanın kıymetini bilebileceğini düşünmek büyük saflık.

Maalesef evet erkeğin ailesi de kızın ailesine bakarak karşı çıkması beklenirken resmen seni kıza itmişler. Bakın her anası babası ayrı ya da babası cezaevinde olan kız sorunlu değil ama bu nüfusta sorunlu kız oranı fazla olacaktır. O nedenle ya bulaşmayacaksınız ya da kız acaba sorunlu mu diye en az 8 ay test edeceksiniz. Tam tersi kız yuva görmemiş kıymetini bilir demeyeceksiniz. Kız babasına öfkeli ise ve sen hayatına ailesel erkek figürü olarak girdiğinde o öfkeyi senden çıkaracaktır.

Burada erkek resmen gözlerini bantlayıp ters yönden trafiğe dalmış sonra bir kamyonla kafa kafaya girmiş. Şimdi insanlara trafiğe çıkmayın diyor. Ama öz eleştiri yapması gerekiyor. Diğer erkeklerin de bu hatalardan ders alması lazım.

Evlenicez arabamı sattım. Ev yaptırdım, onun üstüne gitmedim. Çeyizi yoktu. Taksitle aldıklarını bana ödettirdi …  Tamam dedim. 600 TL para alıyor. Neyse gittim 120 milyarlık araba aldım. Onun aldığı parayla krediyi öderiz.

Bu aşamadan sonra maalesef yine klasik : bu aşamada erkek ve ailesi, dünyanın en düşük rütbeli beta öderi benim diye göstermeye kasıp büyük paralar harcamaya başlıyor. Bu aşamada ise en sorunsuz kızı bile adamdan erkek olarak tiksindirecek bir ödeme furyasına giriliyor. Gerçi sorunlu hatun bu aşamada hemen her zaman kendisini belli eder. Bu da etmiş.

Benim maaşımla da evi geçindiriz diye ama kızı tanıyamamaya başladım. Hatta ciddileştikten sonra değişti.

Burada erkek maalesef kendi hayatının iplerini eline alamamış. Olayı görmüş ama gerekli donanımı (kırmızı hap gibi) olmadığı için bariz ortada olan kırmızı alarmları değerlendirememiş. Yine klasik şekilde aile baskısı devreye girmiş.

Birçok kez bitirmek istedim annem burdan dönülmez babam para harcadık nişan yaptık o sebepten bitmez bu sebepten bitmez diye ısrar etti. Kaderime yürüdüm.

Ama servisci_16 başka bir hata daha yapmış.

Zaten hamile kaldı.

Çok erken ve bu kadar kırmızı alarm varken büyük hata. Birçok erkek maalesef doğum kontrolünü kadına bırakıyor. Böyle ödeyen bir erkeği ve aileyi bulan kadın da kontrolü güce çeviriyor. Ya da yine birçok erkek kötü giden evliliği çocuk kurtaracak sanıp çocuk yapıyor. Yok böyle bir şey. Asla böyle bir hata yapmayın.

Bundan sonrası ise tamamen yokuş aşağı felaket.

Meğer anası “elini kolunu öyle sallayarak gelme, delil bul delil yarat gel” demiş.

Bizim memleketteki anasına bak kızını al lafını güzellik ile ilgili falan sanıyorlar. Bir kızı tanımak için anasına bakacaksınız. Burada ise annenin ne olduğu belli. Kızın babası boktan biri ya da değil. Ama kızın anası kızı erkek olana düşman olarak yetiştirmiş.

Kıssadan hisse

Evlilik, erkeklerin ciddiye alması gereken büyük riskler içeren bir kurum. Ama bir rus ruleti değil.

Risk karşısında iki seçeneğiniz var : riskten tamamen uzak durursunuz ya da riski elinizden gelen en iyi şekilde yönetirsiniz. Hangisini seçeceğiniz sizin tercihiniz, benim için hava hoş. Ama neyi tercih ederseniz edin, avcı donanımı ile yaratılmış iken kurban / mağdur gibi davranmayın.

Dr. Shawn Smith

1 – Aile gazı ile evlenmeyin.

2 – Eğer evlenecekseniz, ideal evlilik yaşınıza kadar evlenmeyin. Bugün 30 yaş altında olup da evlenme donanımı olan erkek yok. 50 sene önce bir erkek 25 yaşında olgunlaşıyordu belki ama şimdi bu yaş 35.

3 – Bilinmeyen ile evlenmeyin.

4 – Evlilik konusunda kadını kırmızı alarmlarına dikkat edin. Kadını gözlemleyin ve eğer kırmızı alarmları varsa yol yakınken (imzadan önce bitirin).

5 – Bir tanecik oğlumuz evleniyor, hayatta bir kere evleniyorum bahanesi ile musluğu açıp en beta öder erkek benim yarışına girmeyin. Kız ne yaparsa yapsın bunu fazla ödeyerek ödüllendirmeyin. Böyle yaparak sadece şu planı yeşertiyorsunuz : bunlar ben ne yaparsam yapayım ödüyorlar. O zaman imzayı atarım, bebeyi koyarım ve hayat boyu ödetirim. Şimdi kızabilirsiniz ama kadına verilen mesaj bu maalesef. Kötü davranışları sürekli ödüllendirirseniz, kötü davranışları beslersiniz.

Takdir edilmek

15 yıllık harika bir evliliğim var ama evliliğin bir erkek için, bir kadının asla anlayamayacağı ve takdir edemeyeceği fedakarlıklar içerdiğini de masallar ardına saklamayacağım. Ben evliliğe karşı değilim. Ben bilgisizce yapılmış, Polyana kafasıyla girilmiş, ruh ikizi gazlı, utandırma taktikleri ile yönlendirilen, “böyle olacağını görmeliydim” ve iflas sonucuna giden, çocukları hayat boyu yaralayacak olan evliliğe karşıyım.

Bir kadın seni elde gördüğünde seni seviyordur. Bunu duymak size garip gelebilir ama sürekli seninle oynaşmadığında ve evliliğin 10. yılında bu sevgi hergünkü konuşmanızın bir parçasıdır. “Tamam, seni seviyorum, bye” telefon konuşmalarını bitiren cümledir. Bu konu hakkında düşünmüyorsundur zira düşünmene gerek yoktur. Eğer “beni sevdiğini nasıl bileceğim?” diye soruyorsan zaten sorun vardır. Kadın hergünün alışılmışlığı ve rahatlığı bozulduğunda sevgiyi takdir edebilir. Ama bir kere sıradanlık yerli yerine oturduğunda sevgi nadiren açıkça belirtilir. Aslında bunu belirtmek sizden beklenir.

Bütün o sevgililer günü kartlarındaki ya da yıldönümü yazılarındaki çiçek dolu saçmalıklar başkaları tarafından yazılan şeyler. Arada sırada çiçek fena bir şey olmasa da, ayrıntılara boğulup büyük resmi kaçırmamak lazım. Evlilik, sıradan zamanlarda ve hergün ne yaptığınızla alakalı. Ara sıra yapılan yakınlık gösterileriyle, çiçeklerle vs. değil. Her Cumartesi sabahı beraberce 300 kez mısır gevreği yedikten sonra ne olduğunuzla alakalı. Ya da siz masada hangi faturayı önce ödemek gerektiğini konuşurken çocukların televizyon kumandası ile ilgili kavga etmesi ile. Ya da çimlerin ne kadar kötü biçilmiş olması ile. Evet, ona yürürken ya da onu tabaktan daha başka bir şey olarak görmeye başladığınızda zerre düşünmediğiniz şeylerle.

Evlilik budur. Her ne kadar sıklıkla sıkıcı olsa da illa sıkıcı olmak zorunda değildir. Ama sıradandır. Normal, olağan bir şeydir ve öyle olmaya da evrilir. Sizden önce kaç insanın aynı şeyleri yaparak yaşadığını, evlendiğini ve öldüğünü düşünün. Evliliği tecrübe etmemiş bir insanın kesinlikle anlayamayacağı ama evliliğin asıl test edildiği şey budur : sıradanlık. Mutlu, Oprahvari fikir “evliliği sürekli taze tutmalısınız” şeklinde. Ama tazeleyici bir akşamdan ve Wal-Mart iç çamaşırlarından sonra yapacağınız şey, sabah çocukları teyzelerinden alıp her zamanki sıradanlığı ile evliliğe devam etmektir. “Evlilik hayali” size satılırken kimsenin bahsetmediği şey budur. Bir tanesini bulduktan ve planlı program yaparak ya da onunla 3 ay maraton seksi yaptıktan sonra hatun hamile kalması ile yaptığınız evlilikten hemen sonra gelen “iyi tamam da bundan sonrası ne?” hissi.

Takdir

Bence birçok erkek, yaptıkları fedakarlıkların kadın tarafından eninde sonunda takdir edileceğini düşünerek kendilerini kandırıyorlar. Bunu hemen şimdi öğrenin : fedakarlıklarınız hiçbir zaman takdir edilmeyecek. Hiçbir kadın onun gerçekliğini tesis etmek yolunda yaptığınız fedakarlıkları anlayıp takdir edemez. En bilge, en sevecen kadın bile feminen odaklı gerçeklik içinde yaşar. Erkeğin onun onurlandırmak, ona saygı duymak ve onu sevmek için yaptığı fedakarlıklar sıradan şeylerdir. Sizden zaten beklenen şeyler bunlar. Kendi hırs ve potansiyelinizden fedakarlık yapıp ona daha iyi bir hayat mı sağladınız? Zaten yapmanız gereken şey buydu. Ağzınızın içine bakan ve tek hareketinizle sizinle olmayı bekleyen güzel sekretere hayır deyip karınızı aldatmadınız mı? Zaten yapmanız gereken şey buydu. Evliliği, aileyi vs. sürdürmek için aldığınız sorumluluklar? Beklenen şeyler. Sadece eksikliklerinde takdir edilen şeyler.

Feminen – odaklı gerçekliğin tamamı budur.Erkeğin tek varoluş amacı, feminen gerçekliği gerçekleştirmektir. Buna karşı çıkan hatta bunu analiz etmeye kalkan ise “erkek” / “adam” değildir. En ben merkezli, en başınabuyruk erkek bile feminen önceliğe göre tanımlanmıştır. O asidir zira feminenin tanımladığı gerçeklikte “adam” gibi davranmamıştır. İşin ironisi şudur ki feminene uyan (ya da daha fazlasını yapıp onun taraftarı olan) erkek değil, bu serseri erkek feminen tarafından takdir edilir.

Takdir, kadın – erkek ilişkilerinin diğer başka tarafları ile iç içe geçmiş bir kavramdır.

Örneğin, opsiyonları olan 40 yaşındaki bir erkeğin, daha genç kadınlara yürümek yerine “doğru olanı” yapıp kendi yaşındaki bir kadın ile ilişki kovaladığını düşünün. Yaşını almış bir kadına ikinci baharını yaşattığı için takdir edilecek mi? Yoksa zaten yapması gerekeni yaptığı mı düşünülecek? Ya da çocuklu bir bekar anne ile evlenen ve başka bir erkeğin çocukları için ebeveynlik yatırımı yapan erkek takdir edilecek mi? Kadın bunu adamın karakterini değerlendirirken düşünecek mi yoksa adam zaten kendisinden bekleneni ve yapması gerekeni mi yapıyor? Takdir, beyaz şövalyenin ikilemidir.

İlişkiler çaba işi değildir.

Alışılmışlık, horgörüyü, vasatlığı, banallığı vs … besler. Birçok evlilik bu nedenlerle bok çukurunda biter. Hem kadın, hem de erkek kendisini tamamen salar.

İlişki çaba gerektirir lafı bir sosyal gelenektir.Erkeklerin bunu sıklıkla söylüyorlar. Bu artık erkeklerin bile bilincine işlemiş bir gelenek. Uzun süreli ilişkideki birçok erkeğin kafasında, kendileri ilişki için sürekli çalışan ve çaba harcayan taraf ve kadınlar da kendilerine ve çabalarına “not” veriyorlar. Bu mitin bekar erkeklere yutturulabilmesi için, her birinin uzun süreli ilişkinin ancak böyle olabileceği konusunda beyninin yıkanması gereklidir. Bu mit ise, erkeklerin yaptıkları fedakarlıkların ve davranışların, kadınlar tarafından takdir edilebileceği gibi yanlış bir inanca dayanır.

Bir erkeği, bir kadının mükemmel erkek konusundaki ideallerine uydurmanın en iyi metodu nedir? Kadınlar “erkeği düzeltmeye”, “onun üzerinde çalışmaya”, “onu yontmaya” bayılırlar. “Aslında harika biri olabilir ama şöyle şöyle olursa” ya da “onu yontmaya çalışıyorum.” Ne zaman ki “onu yontmaya çalışıyorum”, “illişkimiz için çalışıyoruz” a evrilir, o zaman erkek kadının çerçevesi içine girmiş demektir.   İlişki çaba işidir mitinin çıktığı yer burasıdır. Kadınlar ne sıklıkta “ilişki için çabalarlar?” Ve eğer çabalayan kadınsa, ilişki terminolojisi hemen değişir (erkeğin takdiri için çalışan kadın değil, erkeği yontmaya çalışan kadın).  Burada çaba, erkeğin kendi kimliğini onun ideal ilişki kavramına göre değiştirdiğini, feminen merkezli gerçekliğe daha iyi uyduğunu belirtir.  Bunu yapmanın, erkeği daha eline kadın eli bile değmemiş iken, kadın ideallerine göre kendisini yontmaya güdülemekten daha iyi bir yolu var mı?

Çeviri : Appreciation

Bu yazı Patreon patronlarının katkıları sayesinde Türkçe’ye çevirilmiştir.

Karım benden çok kazanıyor

Bir arkadaş Kızlar Soruyor sitesinde şöyle bir soru yöneltmiş :

Eşimle üniversitede tanışmıstık. 2 yıldırda evliyiz. Evlenmeden önce bana ben çalışırım çocuğu en az 3 yıl sonra düşünürüm demişti bende bunu kabullenerek evlendim. Evliliğimiz gayet güzel gidiyor ama maaşı arttı ve artık benden daha fazla kazanıyor kendimi ona yetemiyormuş gibi hissediyorum , aciz hissediyorum. Iyice kompleks yaptım kendime bunu. Birkere benden 2 yıllık evliliğimiz süresince maddi anlamda istedigı seyler bir elin parmağını gecmiyor. Biraz da kıskanıyorum insaat sirketinde inşaat mühendisi olarak calisiyor iş arkadaşlarının %70i erkek zaten. Annemde biraz cahildir. Kadın dedigin evinde oturup yemek yapıp cocuk bakar diye üzerime geliyor. Sizinde böyle bir sorun başınıza geldi mi?

Şu kısımla ilgileneceğiz :

Evliliğimiz gayet güzel gidiyor ama maaşı arttı ve artık benden daha fazla kazanıyor kendimi ona yetemiyormuş gibi hissediyorum , aciz hissediyorum. Iyice kompleks yaptım kendime bunu.

Aklınıza ilk gelen şey bir adamın karısından daha fazla kazanması gerektiği olabilir. Adama ne yapıp edip karısından daha fazla kazanmasını öğütleme refleksi gösterebilirsiniz. Ama bu biraz düşünürseniz kırmızı hapa ters. Elbette bir erkek kazanç açısından her zaman daha fazlasını hedefleyebilir ama bu bağlamda adama tek çözüm olarak karısından fazlasını kazanmasını sunmak, ona karısıyla rekabete girmesini söylemek ve daha kötüsü bir erkeğin koca olarak değerini eve getirdiği ekmeğin göreceliliğine (beta öder tarafına) bağlamak gibi bir şey.

Kadının eve daha fazla para getirmesi (ya da para getirmesi) erkeğin gerekliliğini azaltır fikri, Eski Kurallar Kitabında geçerlidir. Artık geçerliliğini hızla yitiren kurallar kitabında. Kadınların yüksek eğitimde temsil oranlarına bakarsanız ve eğitim ile gelir paralel ise, her geçen yıl daha fazla kadının eve para getireceğini ve birçoğunun da kocalarından daha fazla kazanacağını görebilirsiniz.

Kırmızı hap değişen çevreye adaptasyon gerektiriyor ve elimizde değişen bir çevre var. Hem bu (erkeğin karısının bir promosyon ile erkekten fazla kazanması) geçmişte erkeklerin adapte olup çözmek sorunda kaldıkları problemlere göre oldukça kolay bir problem.

Kaynak sağlayan erkek, geçmişte ya kendine kaynakları olan bir erkek bul ya da bir vahşi hayvana yem ol zamanlarında hayati bir eş seçimi kriteri idi. Aynı kriter, daha 70 – 80 yıl öncesine kadar insanların günde 16 saat tarla ve hayvanlarına bakarak hayata tutunduğu zamanlarda da oldukça önemli idi.

Artık o günler geride kaldı. İyi ki de geride kaldı.

Fakat hayat hala zor ve stresli. Özellikle de duygusal olarak. Hala oldukça ciddi kararlar vermek gerekiyor ve birilerinin de bu kararların sorumluluğunu alması gerekiyor. O nedenle, erkeğin ailenin temel direği, yani hayatın fırlattığı fırtınalara ve depremlere karşı sarsılmaz bir kaya olması hala çok önemli. İstediğiniz kadar iyi kazanın ya da kadın istediği kadar iyi kazansın, geleceği muhakkak olan hassas zamanlarda(hamilelik),  krizlerde (ciddi hastalıklar, vs.) temel direğe ihtiyaç olacak.

Aynı şekilde bir erkek adamla beraber olmak bir kadın için onay (validation) ve sosyal kanıt (social proof) demek. Alfa tohumları, beta kaynakları olayını düşünün. Beta kaynaklarını kaybedince aciz hissetmek, kadına yetmiyor hissetmek, olayın sadece beta kaynakları olduğunu sanmaktır. Ya da erkeğin kendisinde kaynak hariç hiçbir cinsel çekicilik özelliği olmadığını düşünmesidir. Buna şurada değinmiştik :

Hipergami sadece en iyi sosyal kaynaklara / statüye sahip erkekler için geçerlidir : Bu tek – taraflı pespektifin Jordan Peterson tarafından yayıldığını görüyorum. Fikir şu : kadının doğal olarak iyiliği için olduğundan, kadınlar sadece kendilerine ve çocuklarına uzun vadede en iyi imkan ve korumayı sağlayan, en iyi baba materyali erkekleri arzulayacaklardır. Bu fikir, hipergami denkleminin alfa siker yarısını görmezden gelen miyop bir bakış açısıdır. Bu, kadınları öven bir bakış açısıdır. Hipergami tanımını, kadınların içsel iyiliği ile sınırlayan erkekler aynı zamanda alfa denilince sadece sosyal, iş ve toplum hayatının lideri erkekleri düşünürler. Bu birçok açıdan yanlış ama eninde sonunda kendileri gibilerinden daha seksi bir erkek olamayacağını anlayan kadınlar tarafından (tabii ki kaliteli kadınlar tarafından) ödüllendirileceğine inanan erkekler için erdem tatmini sağlayan bir düşüncedir. Bu yanlış inancın bekleyen betalar arasında çok yaygın olduğunu belirteyim.

Bir erkek olarak evlilikte tek genel geçer değeriniz, güçlü bir sırta sahip olmak ve o sırtı başka biri için bükme hevesiniz değil. Olmamalı.

Bizden önceki nesillerin toplum içindeki yerlerini düşünecek zamanları yoktu. Çoğu gece gündüz açlıktan ölmemek için çalışıyordu. Ama geçmişte erkeklerin mecburiyetten yaptıkları bir şeyi, günümüzde kutsal bir görev olarak görüp yaşatmanın bir anlamı yok. Geçmişe göre bolluk içinde yaşadığımız günümüzde, erkeğin yük beygiri olmasını gereklilik olarak görmeyi bırakabiliriz.

Kırmızı Hap, Geleneksel Muhafazakarlık ve Modern Zamanlar

Kırmızı hapı içinde bulunduğumuz ortama adaptasyon olarak değil, geçmişe (aslında varolmayan ve kartpostallardan veya filmlerden yansıtılan bir masal geçmişe) dönüş olarak uygulamaya çalışan çok erkek var. Özellikle de geleneksel muhafazakar geçmişe sahip erkeklerin çözümü bu. Geçmişe dönmek.

Oysa kırmızı hapı evliliğe uygularsak amaç kadını yeniden mutfağa sokup iş yaşamından çıkarmak değil, günümüz dünyasında bir aileyi, o ailenin tüm bireylerini mutlu edecek şekilde verimli ve  etkili olarak kurup yaşatmaktır. Erkeğin dominant (lider) olduğu metod kendini ispatlamış ve güvenilir bir yöntemdir ve bu nedenle de kırmızı hap tarafından benimsenmiştir.

Heteroseksüel ilişkileri en sağlıklı yürüten ayar, erkeğin onay beklemeden liderlik ettiği ayardır.

Evlilikte güç kavramını eve sokulan paranın miktarıyla özdeşleştiren, kökleri ciddi bir sosyalizm teorisi içeren feminizmdir. Feminizm teorisi, tüm gelirin koca tarafından kazanıldığı ailelerde kadının sıfır gücü olduğunu iddia eder. Bunu genellikle elindeki parayı aile içi zorbalık olarak kullanan azınlığa bakıp genelleyerek ya da kadınların özellikle de belli bir yaşın üstündeki kadınların aile içi yönetimdeki ciddi otoritelerini tamamen görmezden gelerek yapar. Feminizmin birincil amacı aile kurumunu parçalamak ve sakat aile ekonomisi teorilerine göre kadınların ekonomik gücü arttıkça aileler de kolayca parçalanacak.

(Twitter’da erkek evin direğidir lafına saldıran birçok feminist gördüm ve genelde hepsinin argümanı “ama kadın da para kazanıyor eve destek oluyor”. Kafalarında direk denilince ATM canlanıyor. Oysa evin direği ev fırtınada kafana yıkılmasın diye var, para bir direğin kafada canlandıracağı son şey olmalı. Feminist değilsen tabii)

Kırmızı hapın buna cevabı nedir? Bir ilişkideki liderlik pozisyonu, o ilişkiye bireyin soktuğu para ile doğru orantılıdır teorisini reddetmek! Beta öder erkeklerin ne kadar dominant (!?!?) olduğunu, bekleyen betaların görece yüksek gelirlerine rağmen ilişkilerin iplerini nasıl da (çoğunlukla para da kazanmayan) kadına bıraktığını düşünün. Erkek olarak cinsel pazar değerinin önce duygusal güce ve oyuna, sonra paraya ve tipe bağlı olduğunu düşünün. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Karım benden daha fazla kazanıyorsa ne yapayım?

Öncelikle bunu dert etmeyi  bırak. Zira bu aşamadan sonra karınla ilişkini onun senden çok kazanması değil, o senden çok kazanıyor diye içine girdiğin düşük ruh hali ve kendinde göremediğin liderlik görevini bırakman yıkacak. O nedenle bunu dert etmeyi bırak ve evin lideri / kaptanı görevini eline al. Çoğu kadın, kendi para kazansa bile, ciddi kararlar vermek istemez zira karar vernmek sorumluluğu sırtına almak ve işler ters giderse hedef olmak anlamına gelir. O nedenle çoğu kadın erkeğin karar vermesini (tabii sorumluluğu ve işler ters giderse negatif tüm sonuçları sırtlamasını) ister.

Koca ve baba olarak görevlerin kazandığın paraya bağlı değil. Elbette otur evde ev erkeği ol demiyoruz. Para kazan ve hatta kendi kariyerinde hırsla yüksel tabii ki ama kadın daha çok kazanıyorsa ezilme. Eve daha az para getiriyorum o zaman daha değersizim diye düşünme. Günümüzde iyi kazanan ve iyi sağlayıcı olacak erkek bulmak, dominant ve maskülen bir erkek bulmaktan çok daha kolay. Eve daha fazla para getiren ama taşaklarını hanımları çantalarında taşısın diye bırakmış mavi haplı yığına bak.

Son olarak : kadın olmaktan utanmayan her kadın, yanında bir erkek olmasını ve bu erkeğe dayanabilmeyi ister. İş yaşamı ile ev yaşamını birbirinden ayırır. Parayı silah olarak kullanmaz.

Modern kadının artık bir erkeğe ihtiyacı yok. Doğru. Ama bu hayatlarında bir erkek istemedikleri anlamına gelmiyor. Erkeklerle ilgili ciddi travma yaşamamış kadınlar her zaman olduğu gibi yanlarında bir erkek istiyorlar ve uzun süre de isteyecekler. Evet artık kurtlara yem olmamak için erkeğe ihtiyaçları yok ya da açlıktan ölmemek için. Fakat erkek adam olabilen bir erkeğe yaslanmak ve o erkeği başkasından önce kapayarak sosyal kanıt ve tatmin etmeye ihtiyaçları var. Erkek artık gereksinim değil belki ama lüks. Bu da o kadar da kötü bir şey değil. Lüks olmasına rağmen insanların hayatlarında olmasını arzuladıkları ve onsuz yapamayacakları o kadar çok şey var ki.

Tekrar edeyim : siz bir evin direğisiniz, kaptanısınız. ATMsi ya da yük beygiri değilsiniz. Sizin cinsel pazar değeriniz ve statünüz öncelikle erkek adam olmanıza bağlı. Ne kadar kazandığınıza değil.

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Ondördüncü Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Onüçüncü Ders

Genç adamın tek bir problemi kalmıştı. Kadınlarla, tek gecelikten buluşmaya ve uzun süreli ilişkiden tüm alanlarda oldukça başarılı idi. Ama arada sırada, sanki bir Yaratık yarıp da çıkmaya çalışıyormuş gibi, göğsünde bir baskı hissediyordu.

Kadınlar onunla “falan filan, falan da filan” diye konuşurken oldukça tatlı bir hisse kapılıyordu. Kız tatlı tatlı konuşmaya devam edince tüm vücudunu sıcak bir his ele geçiriyordu. Ona ne olmakta idi? Kız konuşmaya devam ediyordu ve bu his onun vücudunu sarıp onu felç ederken bir zehir içmiş gibi hissediyordu. Kız konuşmaya devam ettikçe, genç adam bu his yüzünden bayılacak gibi oluyordu.

Ertesi gün, kıza çiçek, çikolata ya da kötü şiirler göndermemek için kendiniz zor tutuyordu. Ve sonunda dayanamadı ve kendini bıraktı, “Sen benim hayatımsın! Senden başkasını böyle sevmedim. Senin için HERŞEYİ yaparım.”

Ve birgün kız şöyle dedi, “sanırım arkadaş kalmalıyız …”

AFC hastalığı yeniden ortaya çıkmıştı! Bir erkek bu hastalıktan tamamen nasıl kurtulabilir? Genç adamın suratında bir gülümseme belirdi ve farkına vardı :

“Her zaman bir yedek piliç bulundur!”

“Ama Pook! Belki de bu çocuk aşık olmaya başlamıştı!”

“Hayır, bu sahte aşk. Gel ve gör.”

Pook genç adamı Erkeğin Kalbine götürdü. Geniş odada, her duvarda birçok televizyon ekranı vardı.

“Burası neresi?”

“Her erkeğin değişik şeylere yönelik tutkuları vardır. Bu duvarda “araba” tutkusu vardır. Birçok değişik arabanın görüntüsünü görebiliriz, o hepsini sever. Bir başka duvarda da “yemek” tutkusu vardır. Burada da bir sürü değişik yemek görürüz, onun tüm favori yemeklerini. Eğer herhangi bir tutku duvarına gidersen, o tutkuyla ilgili bir sürü ekran vardır. Şimdi ise Kadın Duvarına bak.”

“Pook! Orada sadece bir ekran ve o ekranda da bir foto var!”

“Evet. Doğa bizi eğer evlilik içinde isek o duvarda sadece bir resim olacak şekilde sevmek üzere tasarladı.”

“Bunu anlayabiliyorum. Ama o zaman sorun ne?”

“Sorun şu ki adam daha evli ya da nişanlı değil! Aslında sadece “ilişki” içindeler veya “sadece arkadaşlar” ama erkek sanki kızla evliymiş gibi seviyor!”

“Aman tanrım …”

“Evet. Eğer bir erkek kızlarla buluşmaya başlarsa ve her defasında bir kızla birlikte ise, duvarında sadece bir kız olacaktır. Eğer duvarda sadece bir kız varsa, oğlan ister istemez kendisini o kızla evliymiş gibi görecektir. Bu da onun daha yeni görüşmeye başladığı kızla AFCye dönüşmesine neden olacaktır.”

“Diyelim ki genç adam sosyal yeteneksizlikten müzdarip ve sadece bir arkadaşı var. O arkadaş da bir kız. Sadece o kızın fotosu duvarda olacak. Yani bu nedenle kıza aşık mı olacak?

“Evet. Eğer tek bir f*ckbuddysi varsa, bir süre sonra kızla çıkmak ve daha fazlasını isteyecek ve zamanla AFCye dönüşecek.”

“Ama eğer yedekte bir piliç varsa …”

“… o zaman duvarda başka bir foto daha olacak. Bu durumda “evliymiş” gibi hareket edemeyecek zira orada birden fazla fotoğraf var. Bu da onun potansiyel AFCliğini durduracak.”

“Ama eğer başka şeylere ilgili ise? O zaman tek bir kızla çıkması gerekmez mi?”

“Hayır. Ya BİRDEN fazla kızla çık ya da HİÇ çıkma. Eğer sadece BİR kızla çıkarsan, AFC olursun. Çoğu erkek birden fazla kızla çıkmak için çok TEMBELdir ya da bundan KORKAR. Bu nedenle de hayat boyu AFC kalırlar.”

Sonraki Bölüm : Onbeşinci Ders

Erkek Adamın Notu : Bu yazı, Erkek Adam sitesinin Patreon destekçilerinin katkıları ile çevirilmiştir.

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Onbirinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Onuncu Ders

Adam, artık kendisi ile barışık ve başarılı bir erkek olarak rahatladı ve arkadaşları ile tekrar görüşmeye başladı. Kısa sürede onların “kadın” problemleri olduğunu gördü.

Bir arkadaşı, “kadınlar neden kadın ki?” diye fikir belirtti. “Eğer kadın olmasalardı her şey çok daha kolay olurdu ve mantıkla açıklanabilir hale gelirdi!”

“Doğru! Kadınlar sadece kadın değiller, sinir bozucu derecede kadınlar.”

Ve şikayetleri böyle sürüp gitti.

Yıllar sonra, genç adam arkadaşlarının evlendiğini ya da ciddi ilişki içinde olduklarını gördü. Her bir arkadaşını, kız arkadaşı seçmişti. Arkadaşlarının her biri kronik olarak mutsuzdu.

Ama, arkadaşları bunu kendilerine itiraf edemiyorlardı. Ona şöyle diyorlardı, “Ne? Hala yalnız mısın? Zavallı çocuk! Birgün sen de bizim gibi bir hatun bulmayı başaracaksın.”

“Tabii ki,” dedi bir diğeri. “Ben daha yeni bir kız arkadaş buldum ama sen hala yalnızsın! Hah!”

Üçüncüsü ise şöyle dedi : “Biz hepimiz ya evliyiz ya da kız arkadaşlarımız var. Ama sen, zavallı dostum, hala yalnızsın. Bizim tavsiyelerimizi dinlemelisin.”

Ve hep beraber dediler ki, “Kadına çiçekler, çikolata, şiir, ilanı aşk, tüm ilgini, tüm sözlerini, tüm zamanını, tüm hayallerini ve tüm HAYATINI ver! Onun tüm arzularını, planlarını, manipülasyonlarını ve geleceğiniz için tasarladığı her şeyi gerçekleştirmeye bak.”

Genç adam güldü. “Erkekliğimi bir kız için çöpe at diyorsunuz? İstemez zira …”

“Başarı, Kızı elde etmek değildir.”

“Pook! Bununla ne demek istiyorsun?”

“Çoğu erkek hala kadın gibi düşünüyor. Birçok kadınla uyuyarak, kız arkadaşı sahibi olarak ya da bir kadınla evlenerek kadınlarla başarılı olacaklarını düşünüyorlar.”

“Yani dilenciler seçici olamazlar mı diyorsun? Yani erkeğin kadını seçmesi yerine onun tarafından seçilmesi.”

“Yaklaştın ve dediğin doğru. Ama kadınlar birçok bahane ile bir erkekle çıkarlar. Ve birçok değişik sebeple bir erkekle evlenirler. Yine birçok sebeple bir erkekle yatarlar. Yukarda dediğine ek olarak sen SENİNLE ilgilenen bir kadın bulmalısın.”

“Anlamadım.”

Bunun üzerine Pook 4. Erkek ve kız arkadaşını çağırdı. Erkek kasım kasım kasıldı : “Artık bir kız arkadaşım var! Yabadabadu!” Pook bir de bekar erkek çağırdı. Kız arkadaşı olan erkek daha da bir kasıldı, “ah, zavallı şey! Üzülme! Birgün sen de benim yaptığım gibi bir kız bulacaksın!”

Bekar erkek kafasını eğdi. Üzgün görünüyordu. Kız arkadaşı yoktı. Herhangi bir kızla herhangi bir ilişkisi yoktu. Yuuuuuuh.

“Şimdi,” dedi Pook. “Birkaç yıl ileriye saralım.”

Yıllar sonra, kız arkadaşı olan erkek ve kız arkadaşı evlenmişlerdi. Neden evlenmişlerdi? “Zira bu atılacak bir sonraki adım gibi görünüyordu!” Ama, birkaç yıl sonra da boşandılar.

“Bu adamların hatası, başarıyı bir kadını veya kadınları elde etmek olarak tanımlamalarıydı. Bunun yerine kendilerinden GERÇEKTEN HOŞLANAN bir kız bulmaya bakmalıydılar.”

“Bunu neden söylüyorsun Pook? Dediğin eksta emek istiyor gibi.”

“Evet, ama bunu yaparsan ilerde şunları söylemekten kurtulursun : “

“Beni sevdiğini söylüyordu ve evlendik! Ama şimdi neden boşanmak istiyor?”

“Bütün arkadaşlarım “beni sahiplendiğini” söylüyordu. Ama neden beni eski erkek arkadaşı ile aldattı?”

“Telefonlarıma çıkmıyor? Ne oluyor?”

“Buluşmaları onun istediği gibi ayarladım ama o benim “sıkıcı” olduğumu söyledi. Ne demek istiyor?”

Pook kafasını salladı. “Eğer uzun süreli bir şeyler düşünüyorsan, kadının SENDEN hoşlandığından emin olmalısın. Seninle çıkıyor, seninle yatıyor, ve evet maalesef seninle EVLENİYOR olması senden hoşlanıyor anlamına gelmez.”

“Peki ne yapmalıyım?”

“İlk buluşmaları ve bu buluşmalarda ne yapacağınızı hep sen planla. Eğer kız SENDEN hoşlanıyorsa, bir şekilde o buluşmalara gelecektir. Bir iki ay sonra bu konuda yumuşayabilirsin ve buluşmaları onun istediği şekilde de ayarlarsınız. Ama başlangıçta buluşmaları sen ayarladığında, hatun seni ekiyorsa, seni peşinden koşturuyorsa ve planları hiç uymuyorsa, bunlar kızın aslında senden hoşlanmadığının belirtileridir.”

“Anladım … ama ya sen berbat biri isen ve HİÇBİR kadın senden hoşlanmazsa?”

“O zaman biraderlerinle istediğini yapacak bol bol vaktin olur. Kızı elde etmek başarı olamaz zira bu yalnız olmak kaybetmektir anlamına gelir. Hayır. Kaybetmek, mutsuz bir evlilik içinde olmak ya da kadınının aslında senden hoşlanmamasıdır.”

“Yani odak sen olmalısın, onun ilgisi de dahil?”

“Evet. “Kızı elde etmek başarıdır” kafasını bırak ve hiçbir zaman TERK EDİLMEZSİN.”

Sonraki Bölüm : Onikinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Kırmızı hap ve acımasız (!) bilgiler

Derdini Karınla Paylaş. Hem Karınla Hem Derdinle Uğraş yazısının YouTube kanalındaki seslendirmesine bir arkadaş şöyle bir yorum bırakmış :

Redpillde en üzüldüğüm kısım acımazsız bilgilerin bulunması. İnsan dertlerini önemseyen bir eş beklerken, kırmızı hap camiyasında derdimizi anlatmamamız gerektiği söyleniyor. Hayattan bizi destekleyen bir eş beklemek yerine, hipergami yüzünden birlikte olduğumuz ve sürekli çerçevemizi korumak için çabaladığımız bir ilişki içinde buluyoruz kendimizi. Bu bakış benim aşk, sevgi üstüne olan inancımı aşkın mental bir hastalık olduğu yönünde değiştirmeye başladı. Başarısız bir düşünce yapısı olarak etiketlemeden önce, birinin hayatta onu destekleyecek, derdine ortak olarak bir eş beklemesinin gerçekçi olmasını isterdim. Tabi bu kırmızı hap felsefesine ayrı düştüğü için fikir ayrılığında kaldığım doğrudur. Fikirlere açığım.

Bu çok sık dile getirilen bir serzeniş.

40ına yaklaşmanın yanında bu sitede birçok erkeğin derdi ile uğraşmak kafamda şunu netleştirmeye başladı : Kırmızı hap veya mavi hap etiketleri aslında yetişkin erkek ve oğlan çocuğu hallerine verilen isimler. Biraz masallar içinde, el bebek gül bebek yetiştirilmişinden oğlan çocuğu. Burada size yeni keşfedilmiş ve 1999 yapımı bir filmden isim takılmış bir şeyden bahsetmiyoruz. Yetişkin bir erkek olmaktan bahsediyoruz (*). Aslına bakarsanız bana yeni bir şeyler yazıyormuşum gibi gelmiyor. Daha çok bir enkazın altında kalmış eski bilgileri günışığına çıkarıyorum gibi geliyor.

Gerçekten yetişkin bir erkek olduğunuzda bunlar zaten sizin doğal davranışınız olacak. Umarım çoğu erkek gibi bu aşamaya geçmek için 40 hatta 50 yaşına kadar beklemezsiniz. Zaten kırmızı hap – mavi hap kavramlarını erişkin erkek – oğlan çocuğu olma ile ilişkilendirme sebebim de biraz bu 40lık amcalar. Arkadaş çevrem artık 40ına merdiven dayadı ve çoğu ile muhabbet ederken burada yazdığımız şeyleri, kırmızı hapı zerre bilmeden söylediklerini duyuyorum.

Her neyse. Şimdi çoğunuza oğlan çocuğu psikolojisinden bakınca bunlar kasıntı veya acımasız geliyor ama tam yetişkinliğinize ulaştığınızda doğal gelecek ve “başka nasıl olacaktı ki” diyeceksiniz.

Bu dert konusuna gelelim. Siz eğer evlenirseniz, kuracağınız ailenin temel direği olacaksınız. ATMsi değil. Direk demek, kaya gibi sağlam olmak demek. Karınız da çocuklarınız da gerektiğinde hep beraber size yaslandığında sapasağlam durması gereken bir direk. Bu devirde bile çocuklu bir ailenin erkeği olmanın ne kadar zor olduğunu bekarken aklınızdan bile geçiremezsiniz. Karınız çalışıp para kazansa bile zorluklar geldiğinde ki merak etmeyin gelecek, size dayanmak ister. Kadınların bugün para kazanabiliyor olmaları, onların duygusal stres altında kocalarının sağlamlığına ihtiyaç duymalarını ortadan kaldırmıyor. Parayla duygusal güç satın alınamıyor maalesef.

Karınızı dert ortağı olarak görürseniz kriz anlarında onun içinde oluşan varoluşsal kaygıyı ateşlersiniz. Kadınlar erkeklere göre (ortalama olarak) çok daha fazla kaygı duymaya meyilliler. Bir erkeğin buluruz bir çaresini diyeceği bir çok şey birçok kadını geceleri uyutmayabilir.

Bu demek değildir ki karınız derdinize ortak olamaz yani sonuçlarına sizinle beraber göğüs geremez ya da ilk fırtınada gemiden atlar gider. Yapmanız gereken bir planınız olması, bu plana göre oynamak ve gemidekilerin önüne dertleri serip onları korkutmamak. Bugün karısını dert ortağı yapan adamların en büyük derdi, o gemiye kaptanlık edebilecek gibi görünmemeleri. Genelde de karılarını anaları yerine koyuyorlar. Dert anlatırken de ondan duygusal destek bekliyorlar.

Arkadaşın yazdıklarındaki tezat şu ki siz eğer yetişkin bir erkek gibi derdinizi mümkün olduğunca kendinize saklarsanız, karınızdan destek bulursunuz. Saklamazsanız ise sıklıkla desteksiz kalırsınız. Bir kadın erkeğe derdin ne olduğunu tam bilmeden de sessizce duygusal destek verebilir.

Şöyle akıl yürüyelim. Toplumun eskiden kadına bu yönde yaptığı baskısını görmezden gelmeyeceğiz ama yazıda Haldun Abi’nin bahsettiği eski devir anneleri / neneleri, dedelerinizin işlerinden ve dertlerinden haberdar değilken bir elinde cımbız bir elinde ayna umurunda mı dünya şeklinde mi davranıyordu?!?  Onlar mı daha çok destek olmaya meyilliler yoksa bugün erkeklerin her dertlerini kanka gibi paylaştıkları modern kadınlar mı?

Aslına bakarsanız hastalıkların, çocuk ölümlerinin, türlü kazaların, vahşi cinayetlerin, vs … olduğu dünyada hatunun birinin sizi reddetmesi ya da karınızın dert anlatınca sizden soğuyabilecek olması acımasız bilgiler falan değiller. Nahoş bilgiler desek daha doğru. Bir şekilde daha da olgunlaşırsanız, acımasız gerçek dediğiniz şeyler değişmese de siz onlardan daha güçlü olacaksınız. Eğer ölüm oyunu kısa kesmezse, siz isteseniz de istemesenizde olgunlaşacaksınız zaten. Bu süreci hızlandırmanız lehinize. Süreci yavaşlatmayın.

(*) Gerçi bunu kadın – erkek ilişkilerinde yetişkin erkek olma ile sınırlamak da doğru olabilir. Zira dağa elinde çakı ile koysan bir tabur düşmanı yenecek kadar maskülen erkekliğin yeryüzü simgesi olup da kadın erkek ilişkilerinde tam bir oğlan çocuğu olan adamlar da var.

Sadece erkekler girebilir

Erkekler arasındaki arkadaşlık duygu alışverişi ile olmaz. İçinde rekabet, bir miktar zorlama ve bazen yenme – yenilme olan bir deneyimi paylaşarak olur. Halı sahada futbol oynayarak ya da balık tutarak mesela. Masa başında ya da daha kötüsü forumlarda kızları konuşarak değil.

Sadece erkeklerle yaptığınız aktiviteler olmalıdır, bunları yaparken grupta kadın olmamalıdır. Kadın – erkek karışık sosyalleşmeleriniz de olabilir ve hatta sosyal hayatta bu tür aktiviteleri sıklıkla yapacaksınız. Ama erkek olarak sadece erkeklerin yaptığı ve içinde kadın olmayan aktivitelere de ihtiyacınız var.

İnsanlığın uzun tarihi boyunca hem kadın – erkek karma hem de sadece erkeklerin yaptığı aktiviteler vardı. Eskiden avlanırken erkeklerin nasıl günlerce kadınlardan uzak, takım olarak çalıştığını düşünün. Ama aynı erkekler avdan geldiklerinde ateş etrafında kadın – erkek- çocuk olarak da sosyalleşiyorlardı. Bugün problem sadece erkeklerin yaptığı aktivitelerin neredeyse kalmamış olması.

Burada teknolojik değişim kadar kadınların davranışlarındaki değişiklikler de etkili. Günümüzde kadınlar, erkeklerin bu aktivitelerine burunlarını sokmaya hakları olduğunu sanıyorlar. Erkeklerin sadece kendi erkek arkadaşlarıyla yaptıkları aktivitelere dırdır etmeye kalkıyorlar. Hatta bazı durumlarda erkeklere “izin” vermeyebiliyorlar, evet bu gibi şeyler için karılarından izin almak zorunda olan adamlar var. Buna direnin. Karınızın ya da kız arkadaşınızın sizi erkek erkeğe yapacağınız aktiviteden kısıtlamak gibi bir hakkı yok. Bunu açıklamaya bile gerek görmeden aktivitenizi yapın.

Ama şunu unutmayın. Her kadın shit test olarak erkeği bu aktivitelerden uzaklaştırmaya çalışacaktır. Ama erkek shit testi geçip bu konuda yapması gerekeni yapmalıdır. Erkek shit testten kalırsa kadın mutlu olmaz, erkeğin arkadaşlarından kopması onu daha az erkek yapacaktır.

Bunu her kadın yapar dedik ama bazı hasta kadınlar bu konuda inanılmaz dırdırcı ve karın ağrısıdır. Bu kadınlarla ilişkiye devam etmemelisiniz (sizin tüm zamanınızı bu tür aktivitelerle geçirerek abartmadığınızı varsayıyoruz).

Her hafta en az bir akşam, karınız/kız arkadaşınızın olmayacağı şekilde yakın erkek arkadaşlarınızla buluşun. Kamp yapın, ava gidin, balık tutun, paintball oynayın, maç izleyip kağıt oynayın, futbol oynayın, vs … Ama doğa ve fiziksel aktivite en faydalısı olacaktır.

Bu aktivitelerde küfür, bağrışma, arada kavga, dalga geçme, biraz zorbalık vs … olacaktır. Bunlar erkeklerin birbirlerinin sınırlarını test etmesi, kimi güvenilir kimin olmadığını anlaması ve takım olması için gereklidir. Ortamda kadın varken olmayan şeyler.

Sürekli kızlı – erkekli takılıyorsanız, bu tür erkek shit testleri olmayacaktır. Bu ise sizin maskülenitenizi zayıflatır. Maskülenite kas gibi zorlamadınız mı erir. Sadece yalnız, kadınınız ve kızlı erkekli ortamlarda iseniz maskülen olamaz ya da kalamazsınız :
Günümüz toplumunda hayat çok kolay. Maskülen olmak ise zorluk gerektiren bir şey. Maskülen olmak için hayatınızı zorlaştırmanız lazım. Bir kasın gelişmesi için nasıl ağırlığa ihtiyacı varsa, maskülinitenin gelişmesi için de “dirence” ve “baskıya” ihtiyacı var. Aynı şekilde hiçbir ağırlığa maruz kalmayan bir kasın erimesi gibi, tamamen kolay ve zorluktan arınmış bir ortamda maskülinite de erir.
Erkek arkadaşlarınızla sadece maç izleyip içerek de maskülen olamazsınız. İçinde sizin utanarak yenilme ihtimaliniz olan, tercihen fiziksel aktivite ve doğa içeren aktivitelere ihtiyacınız var.
Bu sitede ben discord grubu veya buna benzer bir forum açmadım. Bence asıl yararlı olan şey sizin, kendiniz gibi ama sizi zorlamaya hazır 4 – 5 erkek ile arkadaş olarak sosyalleşmeniz. 1000 tane erkeğin günlerce erkeklik tartıştığı forumlarda geçireceğiniz aylar, 4 – 5 erkek arkadaş olarak fiziksel aktivite ve rekabet ile geçireceğiniz bir gün etmez. İsterseniz bu grubu bu siteye takılan adamlardan da oluşturabilirsiniz. Bir aktivite ayarlayıp onu yaparken kırmızı hap muhabbeti bile edebilirsiniz. Ama bir düzineyi geçmemeye bakın.
Bu tip bir grup kuracaksanız, normal şartlarda şöyle işleyecektir :
İki grupta da başlangıçta insanlar yerel hiyerarşiyi anlayana kadar bir miktar karmaşa oldu. Erkekler genellikle neyin gerekli olduğunu düşündülerse onu yaptılar – ortamda emir veren bir lider yoktu. Kimi avlanmaya çıktı, kimi yiyecek toplamaya giderken kimi balığa çıktı. Bir elemana kumda oturmaktan gına geldi bank yapmaya başladı. Diğerleri zamanla büyüyen bir klübe yaptılar. Bir diğer eleman her gece yemek yaptı. Birkaç gün içinde, muntazam bir medeniyet çıktı ortaya, hergün bir öncekine göre biraz daha varlıklı bir medeniyet.
Fakat birkaç erkek grubun tepesine çıkmak için grup düzenini sürekli bozan, hır çıkaran ve grubu işlevsizleştiren hırtlıklar yapabilir. Bu adamlar atanamamış alfa değil gamma erkeklerdir. Bir grubun tamamı normalden düşük uyumlu karakterde olan maskülen erkeklerden oluşsa bile saat gibi çalışabilir (elit komando birliklerine bakın).  Bu tür hırtlar atanamamış alfa değil gamma erkeklerdir. Siz bu adam olmayın, bu adamı da hızlıca grubunuzdan dışlayın. Grupta hiyerarşide tepeye doğru çıkmanın doğru yolu gruba değer katmak, karar verme ve yenilme riskini göze almakla olur, hile hurda ve sürekli kavga çıkararak olmaz (bu tür gruplarda kavga arada sırada ortaya çıksa da).
Ve son olarak, eğer böyle bir grup kurarsanız artısı : bir duygusal probleminiz olduğunda dertleşebileceğiniz erkekler olur. Eğer duygusal olarak boşalmak ve dertlerinizi anlatmak istiyorsanız bunu bir erkeğe anlatın. Bir kadına anlatmayın. Özellikle de kendi kadınınıza.

Comfort test nedir?

Johnny Delusion instagram hesabında şöyle bir paylaşım yapmış:

Kızdan gelen mesaj: “Özledim” yazmış. Cevabın ne olur?

Yorumların çoğu da tahmin edebileceğiniz klavye çapkını tadında. Marjiso’nun şu yorumda özetlediği gibi:

“Yorumlara bakıyorum da herkes Kazanova 😀 Size ilgi veren her kadına soğuk konuşmak, ego yapmak gibi bir zorunluluğunuz yok. Bu oyun kıza, güne, ana, aranızdaki iletişime vs. göre değişir. Dinamikler sabit değil değişkendir …”

Orada serin serin yazan arkadaşların farkında olmadıklarını düşündüğüm bir konu var: comfort test (rahatlama testi) ve comfort testinin shit testten farkı. Comfort testini karşılamak shit testten farklıdır ve inceliklidir. Comfort testini düz mantık shit test sayarsanız, her lafın altında shit test arayarak yapacağınız gibi zararlı çıkarsınız.  Comfort testinde “ukala – eğlenceli” dozajını düşürmeniz ve minimal da olsa bir rahatlatma sosu koymanız lazım. İncelikte burada zira bu rahatlatmayı da abartıp beta davranış tarafına bokunu çıkarabilirsiniz ki böyle yaparsanız comfort testini shit test izler 😊

Peki nedir comfort test. Shit testten farkı nedir?

Öncelikle söyleyeyim, comfort test uzun süreli ilişki ve evlilik sürecinin konusudur. Uzun süreli ilişki ve evliliğin hemen başında da gelebilir ama kısa süreli ilişki ya da yürüme esnasında (sonucunda uzun süreli ilişki gelecekse bile) ortaya çıkması oranı azdır. Yani yürüdüğünüz hatunun “sana güvenebilir miyim bilmiyorum” sorusunu shit test sayarsanız ya da comfort test olmasına rağmen comfort testmiş gibi almazsanız pek zararlı çıkmazsınız. O nedenle uzun süreli ilişkiniz yoksa, böyle bir kavram olduğunu ve uzun süreli ilişki olursa gelip bakacağınızı not alın ve kafanız karışmasın diye gerisini okumayın.

Comfort testi, kadının erkeğinin cinsel pazar değerinin yüksek olduğunu kesin olarak bildiği zamanlarda, onu (ve varsa bebelerinizi) bırakıp gitmeyeceğinize emin olmak için yaptığı testtir. Comfort testini anlamanın en iyi yolu, arkasındaki bu motivasyonu bilmektir. Hatırlarsanız, shit testin motivasyonu, kadının sizin cinsel pazar değerinizin yüksek olup olmadığını test etmesidir. Bu ikisi arasında ciddi bir motivasyon farkı vardır ve bu iki motivasyon arasındaki farkı bilmeniz, shit test ile comfort testi ayırt etmeniz açısından çok önemlidir.

“Özledim” örneğini ele alalım. Direkt soru değil ama aslında hatun “sen de beni özledin mi?” diye soruyor. 3 – 4 gündür görmüyorsunuzdur, kız bunu bir kere söylemiştir. Burada bir comfort testi var muhtemelen. “Ben de seni özledim” demekten zarar gelmez. Ben genelde böyle bir comfort testi aşırıya gitmeyen bir eğlenen ustalık ile karşılarım. Örneğin bir süredir görüşmediysek ve imkânım varsa “bu akşam buluşalım ben de sana sabaha kadar seni ne kadar özlediğimi göstereyim” gibi bir şey derim. Dikkat ederseniz cevaben “ben de seni özledim” diyorum ama daha eğlenceli ve cinsel tınılı. Unutmayın comfort testini atan hatun bir süredir beraber olduğunuz ve aranızda bir cinsellik olan bir hatun.

Comfort testinde “ukala – eğlenceli” dozajını düşürmeniz ve minimal da olsa bir rahatlatma sosu koymanız lazım. İncelikte burada zira bu rahatlatmayı da abartıp beta davranış tarafına bokunu çıkarırsanız, comfort testini shit test izler.

Burada olayı aşırı betalaşarak anında shit teste çevirebilirsiniz. “Ben de seni özledim” deyip bırakmak yerine şiir yazar gibi onu ne kadar özlediğinizi, onsuz gecelerin geçmediğini, onun saçlarının kokusunu, sıcaklığını, bıdı, bıdı” diye uçarsanız mesela abartırsınız ve shit test yersiniz. Bu mekanizmayı bilmeyen erkeklerin “abi özledim diyen kendisiydi ama ben de onu ne kadar özlediğimi söylediğimde (söylediğim dediği kısa bir aşk şiiri) soğuk davrandı” gibi şeyler söylediğini duyarsınız.

Özledim, seni seviyorum gibi laflar shit test de olabilir. Mesela sürekli söylenip sürekli karşılığı bekleniyorsa. Bu durumlarda shit test sayın, shit test gibi karşılayın.

Başka bir örnek vereyim: “Senin gymde de hatun da çoktur. Aralarından güzel olanlar var mı?”

Pipimi cüzdanına bıraktım hayatım der gibi “bilmem fark etmedim” demek yanlış cevap. Dümdüz “evet var” diye kestirip atmak da. Bunu geçiştirebilirsiniz, mesela gülerek “niye sordun, kadınlara mı ilgi duymaya başladın yoksa?” daha iyi bir cevap.

O an imkân varsa “evet var, bana düzenli öpücük büyüsü yapıp koruman gerek” diye yumulup (daha da imkân varsa ardından seks yapıp) geçebilirsiniz. Bu tip bir cevap genelde hatunun sizi kendi büyüsü ile dizginlediği ama aslen vahşi bir aygır olduğunuz fantezisini körükler.

Aslında çoğu comfort testi bu şekilde yaramaz bir şekilde öpüp – sarılarak karşılayabilirsiniz. “Şişmanlamış mıyım?” diye comfort test attığında “görerek anlayamam, gel bir sarılarak ölçeyim” diye sarılıp karşılayabilirsiniz mesela.

Bir ek daha yapacağım. Comfort testi her zaman geçmek zorunda değilsiniz. Özellikle de korku oyunu veya gelişim süreciniz nedeniyle atılıyorsa.

Neden hayat sigortası yaptırmalıyım?

“Neden hayat sigortası yaptırmalıyım” sorusu da nereden çıktı diyeceksiniz. Ülkemizde çok az sorulan bir soru bu. Çoğu baba ara ara kafayı yastığa koyduğunda yarın ölsem bu çocuklara kim maddi destek sağlayacak diye düşünse de hayat sigortası yaptırmıyor. Oysa çocuklu bir erkekseniz, kendinize sormanız gereken bir soru bu ve cevabı da basit : siz öldükten sonra çocuklarınızı ele güne muhtaç etmemek için.

Hayat Sigortası, yaşamınızı kaybetmeniz durumunda yakınlarınızın, daimi bir sakatlık ya da kritik hastalık durumunda ise hem sizin hem de yakınlarınızın yaşam standartlarınızı ekonomik açıdan korumanızı ve sevdiklerinizin geleceğini güvence altına almanızı sağlar.

Hayat sigortasının ana teminatı vefat olmakla birlikte, farklı ürünlere göre değişiklik gösteren ek teminatlar vardır. Herhangi bir nedenden dolayı vefat, kaza sonucu vefat, kaza veya hastalık sonucu sürekli sakatlık, tehlikeli hastalıklara yakalanma gibi teminatları vardır. 18 – 60 yaş arasında bu sigortaları yaptırabilirsiniz.

Eğer bekarsanız, hayat sigortası yaptırmanız çok gerekli değil. Zira siz ölünce size bağımlı olan kimse (muhtemelen) yok. Eğer evliyseniz, eşiniz çalışıyorsa ve de henüz çocuğunuz hayat sigortası yaptırmanız çok gerekli değil. Eşiniz çalışmıyorsa (bu devirde tek maaş ile geçinmek çok zor eşiniz çalışsa daha iyi) hayat sigortası onun için önemli olacaktır. Ama hayat sigortasını asıl düşünmeniz gereken durum, çocuklarınız olduğu durumdur. Evli veya boşanmış olmanız, eşinizin veya eski eşinizin çalışıp çalışmaması hayat sigortası gerekliliğini değiştirmez. Miktarını değiştirir.

Miktar deyince soralım, ne kadar hayat sigortası yaptırmalısınız? Diyelim ki 5,000 TL maaş alıyorsunuz ve aileniz bununla geçiniyor. Kendi masraflarınızı çıkarsanız diyelim ki ailenizin geçimine katkınız 3,000 TL. Bu durumda ailenizin siz olmadan yıllık harcaması 36,000 TL olacaktır. Yine diyelim ki çocuklarınızın kendi ekonomik özgürlüklerine 15 yıl var. Hayat sigortasından gelen paranın getireceği reel faizi de hesaba katarsanız 11 – 12 yıl kadar bir finansman lazım. 11 diyelim. Bu durumda size gerekli olan asgari teminat miktarı yaklaşık 400,000 TL.

Bu hayat sigortasının primi ne kadar ona bakalım. Diyelim ki 35 yaşındasınız, fikren çalışıyorsunuz (bedensel bir iş yapmıyorsunuz) ve tam bir paket aldınız (vefat + kaza sonucu vefat + kaza sonucu çalışamama + ölümcül hastalık). Herhangi bir hayat sigortası hesaplama şirketinin sitesine girip hesaplarsanız bunun yıllık primi 2,400 TL civarındadır. Birçok firma hayat sigortası primlerini kredi kartıyla yıllık peşin ya da taksit seçenekleriyle ödemenize izin veriyor. Bu durumda tüm teminatları içeren 400,000 TL bir paket için aylık 200 TL civarında bir para ödüyorsunuz. Bu para yaşınız arttıkça artıyor, örneğin 35 değil 45 yaşında iseniz primler daha yüksek. Türkiye’de hayat sigortası primleri örneğin Amerika’ya göre de pahalı (orada binde bir gibi bir oran Türkiye’de binde 5) ama ani bir ölüm durumunda çocukların aç – açıkta kalmaması için gerekli.

Hayat sigortası yaptırmalı mıyım diye düşünüyorsanız ya da hayat sigortası yaptırmak bu yazıyı okuyana kadar aklınıza gelmemiş ise söyleyelim: çocuklarınız varsa mutlaka yaptırın!

Vaka Çalışması – Her iki yönde değişimi sonuna kadar yaşamak

Selam erkek adam ailesi.

Yaklaşık 2 ay oldu galiba siteyi kesfedeli. Ama geçtiğimiz onca ay ve yıl boyunca neden bize dair bir sitenin Instagram hesabinin olmadığına dair kaygılar yaşamıştım. Sırf bu yüzden alakasız sitelerle ve hesaplarla ilgilenmek durumunda kaldım.neyse ki sitemiz var ve rahatladım.

33 yaşındayım. Hayatımın büyük kısmını mavi hap ve kırmızı hap anlayışları arasında gidip gelerek yaşadığımı anladım.butun bu yazılar, çeviriler benim adıma bunun ispatı niteliğinde. Üniversite de uzun dönemli uzak mesafe ilişkisi yaşadım. Tabiri caizse kaşımı kaldırıp dişi kuşa bakmamaya çalıştım. Ara ara erkek halim yoklayipta neden bakmıyorsun dedikçe kendimi susturmaya, hatta cezalandırmaya çalıştım. Bütün bunlar olurken de yasayamadigimiz cinselliği seksting ya da telefon sexleri ile yaşamaya çalıştık. Tabi bütün bunları yaparken annemizden nasihatlendigimiz en mavi hapli halimizle devam ettik.

Yillar geçer ilişki biter. Birgun bir cafe de bir arkadasimla oturup tavla atarken kızın birinin beni kestiğini fark ederim ve arkadaşımın gazıyla da kalkıp konuşmaya giderim.tabiki içimde reddedilme korkusu, ne derim kaygısı had safhada. Ama sonuç 2 gün sonrasında ateşli bir sevismeyle biter. O an bütün kaygılar tuzla buz olur ve yolumuza devam. Bu arada ruh ikizi sacmaligini tekrardan yaşamak isteyen ben hayatımın kadınını bulmak için her kadınla yatmamaya, her kadını öpmemeye ant içerek devam ediyor. Zaman zaman aksiyon alsak bile yanlış olduğu fikri sürekli zihnimin odağında. Annemizden nasihatliyiz ya. Çünkü o bir kadin, doğrusunu bilir.

Her neyse zaman bu şekilde geçer gider ve daha 5 ay tanıştığım bir kadınla evlenme kararı alırım, evlenirim çocuklarım olur ama içimde hep o dürtü devam edegelmekte. Ve tabi bize hala nefis terbiyesi şeklinde empoze edilen erkeklik duygularının bastırılması telkini alttan alta devam eder.
3 sene yari yarıya mavi-kirmizi renk klasmanlari aralarında yarışarak rekabette. İkisi de tam baskın olamadan.baska kadınlarla flört var ama sex yok. Tabak ceviriyormusum.

Bunun yanlış olduğu fikri beynimde, hani şair der “mıh gibi aklımdasın” hah o misal. Durtulerim sıkıştırıyor ama toplumsal algılar da boş durmuyor.
Evlilikte betalastikca düzen sarsılmaya başladı tabi ki, ev işlerine yardım ediyorum zira hatun çalışıyor. Ve ev işleri artık görevimmis gibi üstüme yapışıyor ama hala bir yanlış olmalı çünkü mutlu değilim. Tatmin olmayan bir kadın. Bu arada yatak odası faslında sıkıntım yok, aksine hafta da 4 ya da 5 bazen de gün içinde 3 kere devam. Ama bir yerden sonra arzumda azalma olmaya başladı.libido da sıkıntı yok, partnerle ilgili problem var. Çözüm bulamıyorum.

Ama sorun libido mu bunu anlamak için başkasını denemem lazım o yüzden tabaklara döndüm. Çok alakasız zamanlarda yazdığım hatunlarla iletişime geçmeye başladım artık. Ve evet ilk deneme tam isabet. Libido canavar gibi ,sorun monotonlasmak ve evlilik içinde ki feminenlesen erkek tepkisi imiş.
Bu aldatma sonucunda evde de durum tamamen ateşlendi benim için sexlerin sayısı ve kalitesi giderek artıyor.

Hala yanlış yaptığımı düşünüyorum ama o dürtü beni asla rahat bırakmıyor. Aynen devam yani. Çalıştığım kurumda hatunlarla beraber olmaya başladım.tercih edilen erkek olmak diğerlerini ateşliyor.rekabet duygusu çok tetikleyici bir etken.

Çalıştığım kurumda 4 tane eli yüzü düzgün hatun vardı 3 u ile beraber oldum, birisi ise uzun süreli ilişkiye dönüştü. İkimiz de evli tabiki, ve tamamen duygularımız isiginda devam eden bir ilişki.o boşandı, ben yine tabak çevirmeye devam ediyorum bu arada tabaklar çarpıştı ve eşim her şeyi öğrendi ardından en ufak kavgada darp edildim diyerek polise şikayet 1 ay uzaklaştırma aldım.

Daha sonra boşanma kararı aldım. Eşimin teklifi: bi bosanmayalim ayrı ayrı yaşayalım ama yine sevişelim benim erkeğim ol bırakma modundaydi. Boşanma günü verildi, o günün gecesi sevişmek için beni eve çağırdı ama gitmedim.sadece öncesinde sevismemizi videoya almıştık o sana yeter dedim izleyerek tatmin olursun.umarim bir yerlerde ifsamizi görmem 🙂
Bosanildi ama her şeyin suçlusu yine benim bunu asla asamayacaksiniz.kotu ve ahlaksız adam. Bütün arkadaşlarım çevrem bundan haberdar oldu kim sayesinde tabibki eski eşim. Yalnız kalmanız onlar için muazzam bir ödül olacak çünkü. Çocuklarım var, nafaka falan devam. Onlara daha rahat para sağlamak için işyeri açtım batti. İsimden istifa ettim yeni bir alanda çalışmaya başladım, yaklaşık 8 aydır da sıkıntı yaşıyorum zaman zaman sinirinizden aglayamyacak hale gelirsiniz, o duvarlar yumruklanir ve boksör kırığı denenseyin ne olduğunu ogrenirsiniz, ailem dediklerinizin yanınızda olmayışı ya da yalnız kalisinizi mükemmel netlikte full HD izlersiniz.

Cevirdigim tabaklardan birisi ile başka bir şehire taşındım aynı evde yaşamaya başladık. Ama beş kuruş parasız bir ton borc ile birlikte. Zamanla işler yoluna girmeyerek daha da sıkıntıya soktu tabi ki, hatun öğretmen maaşı var ama ben tam zil durumdayım. Yavaş yavaş memnuniyetsizlikler başladı tabi ki, kavgalar artıyor, para nerede neden para kazanamiyorsunlar devam ediyor. Bu aşamada denize düşen yılana sarılır anlayışı tam gaz devam olduğu için cercevem bozularak yıkıma sürükleniyor um.farkindayim ama elimden hiçbir şey gelmiyor. Çaresiz hissederek daha sıkı sarılıyorum, küçücük bir yıkılma anım da hemen elestiriliyorum. Gel zaman git zaman iyi olması gereken her şey daha da kötüleşti bu arada evden ayrıldım, geri geldim olmadı iş yerimde yatmak zorunda kaldım beş parasız ve günlerce aç kalarak.hatunun umurunda bile değildi tabiki.hani kuru ekmek bile yerim diyen var ya o hatun.oyle olmuyor yani.
Siteyle tanıştım, erkek adam olmam gerekli arkadaş neden benim gibi düşünen kimse yok derken denk geldim.mukemmel bir zamanlama ile hayatıma girdi. İlk işim hatunu tamamen terk etmek oldu, kendime ait bir in bulmam gerekiyordu, aslaniz ya insiz olmaz 😂

Ev buldum islerime hala adapte olamıyorum, istediğim gibi randımanlı ilerlemiyor ama in benim, hayat benim, kararlar benim.
Bu arada eski eşim çocuklarımı göstermek istemiyor , yasal hakkımı kullanarak almak durumundayim ama meteliğe kurşun attığım su dönemde icra masraflarini karşılayacak durumda değilim. Bu yüzden daha çok çalışmalı ve daha çok başarılı olmak durumundayim.

Velhasıl, bu sitenin çevirileri ve spesifik başarı öyküleri sayesinde gym e başladım daha 2 hafta oldu şimdiden erkek gibi hissetmeye başladım tekrardan, yeniden. Kendimi serbest biraktikca şunu gördüm, su akar yolunu bulur. Eğer kendinizi engellemekten vazgecerseniz bu adamların dedikleri içsel durtulerinizle ortaya cikacak. Yapılması gereken erkek olmaya karar vermek. Tonlarca yazı hazirlamislar ama hala aynı soruyu soran aveller var. Bu bile mükemmellik algısı yüzünden kaynaklaniyor. Hata yapma şansını tanıyın kendinize.her şey bir kere bile olsa denemeye değer bu dünya icin. Erkek adam diyor ki her şeyden ağzınız yanmasın, uyarı veriyorum başınıza bu gelebilir. Ama siz hala kız ne düşünür, bana yok derse dünyam yıkılır modunda yasiyorsunuz. Gençler bırakın bunları, hayatınızın en fazla bir 50 senesi daha var sonrası kara toprak. Kendinizi ödül mekanizması ile motive edin ve disiplinli olmayı asla elden birakmayin. Kendini seven değerli arkadaşlarım sınırlarımızı üst toplum bilincinde belirlemeye çalışıp , ketledigimiz sürece başarıdan ziyade hayal kırıklığı yakalayacağız. Bunun için büyük ya da küçük ne olursa olsun başarma duygusunu tatmali, hayal kırıklığını tetikleyen duygusal boşlukları ortadan kaldirmaliyiz. Kimse korkmasın , erkekler yalnız ölmez, en azindan gerçek erkekler.

Konuk Yazar : Güney Kanadı