Bir kız bana görüldü attı neyleyim

Şu “görüldü” özelliği kadar toplu erkeklik katliamı yapan çok az şey var. Kitlesel iğdiş etme makinesi mübarek. Eskiden ne güzel bir mesaj atardık, cevap gelmeyince görmedi herhalde der işimize bakardık. Şimdi ise genç erkekler telefon başında kız gibi görüldü atanın yollarını gözlüyorlar.

Bir kere şu “görüldü attı” takibini hayatınızdan çıkarmanız lazım. Hani “görüldü atan” da sevgilileri falan olsa neyse. 90%ı, kendi aşırı ilgilerini yansıtıp “ilgili” olduğuna “emin oldukları” kızlardan bahsediyorlar.

Neyse bu yazıda asıl yazmak istediğim şey bu değil. Görüldü atılması genelde ilgisizlik de gösterir ama her zaman ondan olmuyor. Şimdi yazacağım şeyin de farkında olun.

Yıllardır bu görüldü attı şikayetini, görüldü atılan mesajlarla gören biri olarak şunu söyleyebilirim: Çoğu erkek görüldü yemiyor, kızlarla konuşmayı bilmiyor.

Sadece bir örnek vereyim:

Sen: Selam. Ne haber?
Kız: İyiyim senden ne haber?
Sen: İyilik. Ne yapıyorsun?
Kız: Youtube’dan yemek videosu izliyorum. Sen?
Sen: Ben de dizi izliyorum.
Kız: Hangi dizi.
Sen: Dark.
(Görüldü)

Buradaki hatayı görebiliyor musunuz? Kız adama yemek programı izliyorum diye yem atmış. Adam ise kendi kafasına gömülmüş, yemin farkında değil. İlgisiz kız genellikle youtube izliyorum der genelde. Burada ise kızın “benimle konuşma aç” diye yem attığını varsayabilirsiniz (evet ilk buluşmada ne konuşulur yazısındaki prensipleri mesajlaşmada da kullanabilirsiniz).

Oğlumuz ise konuşmayı kendisine park etmiş. Konuşmayı tıkamış. Şimdi kız buradan konuşma açmaz ki. Hani ilgisi yüksek kız belki açar ama o bile bir süre sonra erkeğin (kendisine park ettiği) son mesajına bön bön bakar ve yazacak bir şey bulamayıp orada bırakır. Kızın yazacak bir şey bulamamasının adamın sıkıcı olması, çok soru sorması, uygunsuz bir şeyler yazması gibi sebepleri de var ama burada bahsettiğim oldukça yaygın.

Buradan konu nasıl açılır? Mesela şöyle:

Kız: Yemek programı izliyorum. Sen?
Sen: Dizi izliyorum. Ooo yemek programı, bugün ne yemek yapmayı öğrendin bakalım?
Kız: Ispanaklı börek 😀
Sen: Ooo makarnadan fazlasını yapabilen bir hatun. Babamı annemi çikolata ile ne zaman gönderiim?
Kız: Hahahaha. Ben zaten bir sürü yemek yapıyorum ki!
Ben : Lazanya da yapıyorsan şahinimi alıp direkt kaçırmaya geliyorum.
Kız: Evet hem de çok iyi yaparım 🙂
Ben: Hazırla bohçanı!
Kız: Hahahah …
Böyle gider.

Tabii yanlış bir şey söylerim de kızı kızdırırım diye bıçak sırtında yürüyen tedirgin iyi çocuklar bunu nasıl söyleyecek o ayrı konu ama bakın burda yem üstüne yemi kullanmaya bir örnek var. Kız ıspanaklı börek diyor bam, bir sürü yemek diyor bam, lazanya yaparım diyor bam.

Ortalama bir iyi çocuk egosunun kuklası olduğu için yanılıp şaşırıp ıspanaklı böreğe gelse bile “ay bayılırım, annemin yaptığı özellikle çok iyidir, bla bla …” diye konuyu kendine getirip orada bırakır.

Eğer dikkat ederseniz burada iki şey daha var:

1 – Erkek Adam’ın Espri Anlayışı (Bu ilişki sihirbazı kitabında uzun uzun anlatılıyor ama buraya özet olarak yazı şeklinde koyacağım). Biz buna eğlenen ustalık da diyoruz.

2 – Erkek Adam’ın espri anlayışı ile tırmanan bir pozitif cinsel gerilim var. Kız isteme, kız kaçırma şeklinde ilerliyor ama alt metin belli. Kız kaçıran genelde kızla yatar sonra el öpmeye giderler biliyorsunuz.

Gördüğüm kadarıyla birçok erkek konuşmaya kızın liderlik etmesini, konuşmayı kızın geliştirmesini bekliyor. Ama siz henüz yürüme aşamasındayken konuşmayı geliştirmesi gereken kişisiniz. “Bana ne ya oynamıyorum, onlar da konuşma açsın” diye mızıkçılık yapacaksanız buyrun gidin yapın. Ama bu tür bir konuşma mekaniği, feminenleşmemiş yetişkin erkeğin doğal halidir. Konuşmayı, çok konuşan değil az konuşup dinleyebilen yönetir. Ortalama bir kadın normalde ortalama bir erkeğin 2 – 3 katı konuşur. Doğalı bunlardır. Kızı “etkileme” (onayını dilenme) derdiyle çok konuşan iyi çocukluk doğal değildir. Kadından liderlik beklemek doğal değildir.

Bu arada mesajlaşmada acemiyseniz, sitemizdeki mesajlaşma prensipleri yazısını okuyabilirsiniz. Kızlarla nasıl mesajlaşacağınıza Kadınlarla Tanışma rehberinde de değindik.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Oo La La!

Oo la la!

Don Juan’ın aklından bu geçiyor.

Oo la la!

Sevimli genç kadınla beraberken Don Juan’ın kafasında sadece bu var.

La Leydi La Güzellik! Oo la la! “Mösyö Pook! Oo la la!”

Ama çoğu erkeğin kafasında “oo la la” yok. Bunun yerine “yeterince eğlenceli miyim? Yeterince ilginç miyim? Hata yapmadan doğru şekilde oynuyor muyum? Tanrım, bana yardım et!”

Böyle bir erkeğin önünde bir kadın yok. Hayır, kadın başka bir şeye, kayıp rüyaların müjdecisi, duyguları için güvenli bir liman, onları cool yapacak sihirli bir makineye dönüşüyor. Erkeklerin kadınlara yürümekten korktuklarına inanamıyorum. Neyden korkuyorlar ki?

“Seks düşüncesi kafama girince taş kesiyorum!” Orada öylece durup, içinde bir korku ile Medusana baka kalmana şaşmamalı. Her şeyi uygun yerlerinde bırakın. Bir kadına yürüyüp konuşuyorsanız, konuşmaya odaklanın. Bir kadınla buluşmaya gidiyorsanız, buluşmaya odaklanın. Bir kadınla seks yapıyorsanız … o zaman …

Oo la la!

Kadınla konuşuyorken aynı zamanda seks düşünüyorsanız, ya da seks yaparken onunla konuşmaya odaklanırsanız, her iki aktiviteyi de iyi bir şekilde yapamazsınız! Kadını öperken, onu öpmekten başka bir şey düşünmeyin. Kadına yürürken, onunla konuşmaktan başka bir şey düşünmeyin.

Ama siz karşı çıkıyorsunuz …

Kadınlar ve Mutluluk

“Benim duygularım tamamlanmadı” diyorsunuz ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama bir kadın kendi kendisini süt ile dolduran bir meme değil. Kadınların süt bezlerine “mutluluk” dışsal bir kaynaktan sağlanmıyor. Sizin kadının içine koyduğunuz şey sizin ondan aldığınız şeydir. Ve siz kadını “mutluluk suyu” ile dolu görüyorsunuz. Bu süt ile dolu devasa meme, sizi uçuruma sürükleyecek bir seraptan başka bir şey değil. Sizin “duygusal yaralarınız” var ve feminenliği emmek istiyorsunuz (sizin vücudunuzdan feminenlik aksa da) ve “yaralarınızın” kapanmasını umuyorsunuz. Ama kadınlar sizin anneleriniz değiller. Erkekler kadınlara bu pozisyondan yaklaştıklarında, başarısız olmalarına şaşmamalı. Bu başarısızlığı sonuna kadar hak ediyorlar.

Kadın ve Başarı

“Hayatım daireler çiziyor, bir yere gitmiyor” diyorsunuz ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama kadın kendi başına, dışarı doğru parlayan bir görkem meşalesi değil. Ne kadar seks yaparsanız yapın, koynunuzdan ne kadar kadın geçerse geçsin, kiranızı ödemek, işe gitmek ve yaşamınızı kazanmak zorundasınız. Daha fazla kızla birlikte olmanız sizin acınası yaşamınızı dönüştürmeyecek. Kadınlar hiçbir hırs, plan, hedef ve hayale sahip olmayan vasat oğlanları hor görürler ve onları ERKEKLER için terk ederler.

Kadın ve Hayat

“Hayatın çok sıkıcı diyorsunuz” ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama bir kadın ev eğlence sistemi değildir ki ne sesini kapama ne de iyi bir ses kontrolü düğmeleri var. Kadınlar bir düğmeye basarak açılıp kapanmıyorlar  ve mantıklı bir çizelgeleri de yok. Sağlıklı bir kadın size “ne kadar da sıkıcısın” diye tepki verecektir ve kendi işlerini yoluna koymuş bir erkeğe gidecektir. İlginç insanların sırrı, her şeyde ilginç bir şey bulmalarıdır. Peki siz ne yapacaksınız? Oturup internette mi gezineceksiniz? Hayır. Yaşa, Gül ve Sev sıralaması hatırlayın. Problemlerin 99%u insanların bu sıralamayı karıştırmasından kaynaklanır. Yaşamadan önce Gülmeye, ya da Gülmeden önce Sevmeye kalkarlar. Hayatınızı yoluna koymak için kızlara odaklanacağınıza, hayatınızı yoluna koyun ve aşk işi kendi kendini halledecektir.

Kadınları elde etmek için Oo La La!

Önce, onlarla konuşmalısınız.

“Madam, nasılsınız?” “Çok iyiyim! Siz nasılsınız?”

Kadınlar yalnız kalmaktansa herhangi biriyle konuşmayı tercih ederler. Bu nedenle sizin onunla konuşmanıza açık olacaktır.

Ama ona olan ilginizi nasıl göstereceksiniz? Şiirle mi? Pick-up sözü ile mi? Hayır. Kadınla konuşmaya devam edin ama ona olan ilginizi gözlerinizle bildirin.

İlk Kanal: Göz Teması

“Tanrım, hava çok kötü.“ “Evet, hava gerçekten çok kötü!”

Çoğu kadın göz temasının farkındadırlar (Unutmayın, kadınların gözleri sevmelerinin bir nedeni var. Bu nedenin, erkek arzusunu ilk gözlerde fark etmeleri olduğunu biliyoruz.) “Bu bakışlar farklı,” diye düşüneceklerdir. “Bu adam göz teması kuruyor.” Çoğu erkek çok korkaktır. Bu nedenle kadın göz teması kurarak sizinle konuşacaktır, zira siz çoktan onun içinde bir şeye dokunmuşsunuzdur.

Göz teması çok önemlidir. Göz temasını BOZMAYIN. Kadının gözlerine kaçamak bir bakış atıp sonra gözlerinizi kaçırmayın. Göz temasını koruyun ve ona arzunuzu gösterin. Cinsel birleşme esnasında bile göz temasını koruyun (kadınların seks sırasında erkeğin gözlerine bakmasına bayılmasının bir nedeni var. Zira kadın tatmini erkeğin arzusundan etkilenir. Onunla göz teması kurmadan seks yaparsanız, kendisini kullanılmış hissedecektir. (Lezbiyenleri seks yaparken izlerseniz, kadınların sürekli olarak birbirlerinin gözlerine baktığını görürsünüz.)

Şimdi onunla ilgili sorular sormaya başladığınızda, kadın ilginizi gerçekten fark etmeye başlayacaktır.

İkinci Kanal: Onunla İlgili Sorular Sormak

“Blah blah blah. Blah blah blah.”

“Sen onu boşver tatlım, bana kendinle ilgili bir şeyler anlat.”

Eskiden kadınla ilgili sorular sorarak, ona konuşurken bencil olmadığınızı göstererek onu “etkilediğinizi” sanırdım. Bu tamamen yanlış. Siz onu tanımak isteyerek zaten TAMAMEN bencilce davranıyorsunuz. Onu değerlendiriyorsunuz. Bunu neden yapıyorsunuz? ÇÜNKÜ ONU İSTİYORSUNUZ.

Onunla ilgili sorular sormazsanız,kaybedersiniz zira “onu istiyorum” diye düşünmek yerine “onun beni istemesini istiyorum!” diye düşünürsünüz.

Erkek olmak İSTEMEK demektir, kadın olmak ise İSTENMEK. Evet, kadınlar erkeğin peşinden sürü gibi koşarlar ama bu kadınlar arası rekabettir, gerçek bir erkek çekimi değildir. Siz bir kızı GERÇEKTEN İSTEDİĞİNİZDE, onunla ilgili her şeyi bilmek isteyeceksiniz: hobileri neler, gelecek planları neler, ayakkabı numarası ne, kuşkonmaz yese sindirebilir mi, vs. Bunları bilmek isteyeceksiniz.

Kız sıklıkla soruları size paslayacaktır. Elinizden geldiğince basit ve normal bir şekilde cevaplayın. “Peki şu an nerede çalışıyorsun?” “Ben çalışarak, çalışmaktan kurtuldum”. Sonra diğer soruya geçin. Merak etmeyin, daha fazlasını bilmek istiyorsa yeniden soru soracaktır. Kızların sorularına evet cevabı vermeyi severim. “Üniversiteye mi gidiyorsun?” “Evet.” Ertesi sene, beni gördüğünde “hangi üniversiteye gidiyorsun?” Bir kadın bir erkekten hoşlandığında, onunla ilgili her şeyi bilmek ister.

Siz kendinizi ona kanıtlamaya çalışmıyorsunuz. Kadın kendisini size kanıtlamaya çalışıyor! Eğer sizden hoşlanıyorsa, kendisi ile ilgili bilgileri size sıralayacaktır. Nelerden hoşlanır, hırsları neler, vs. vs.

Üçüncü Kanal: Dokunma

Eğer bunu yapma zamanınız geldiğini hissediyorsanız, yapın! Eğer kafanızda “Oo la la” yoksa, tamamen uygunsuz bir şey yapacaksınızdır. Ona dokunmanızın uygun olduğunu düşünürseniz, ona dokunun. Onu öpmenin uygun olduğunu düşünürseniz onu öpün.

Pook kızın çok tatlı göründüğünü fark etti ve onu kollarına aldı.

Kız “oo la la!” diye ciyakladı.

Pook kızın orada oturarak hiç durmadan konuştuğunu fark etti ve kızı susturup öptü.

Kız “oo la la!” diye güldü ve kendisini geri çekti.

Oo la la! Benim felsefem bu! Bunu gökyüzüne ve yıldızlara yazalım ki eskinin zehirli analizciliğini yıkayıp atsın.

Oo la la! Bu sizin misyonunuz ve kaderiniz. Bazı insanlar, Emniyetli Yolu seçip sürekli bıçak sırtında olmanın hayatı kolaylaştıracağını sandıklarından, kolay yaşam ile zor yaşam açısından büyük kafa karışıklığı yaşarlar. Ama ancak kendinizi ateşe attığınızda neyin ne olduğunu görebilirsiniz.

Güle güle analizcilik! Ve kendinden şüphe etme, sana da güle güle! Bu ikisinin sırtında hiçbir güzellik yükselemez. Ve Don Juan, hayal kurmaya devam. Hayat seni bekliyor!

Oo la la! Beyler gelin ve size sunduğum bu iksiri için. Artık şüphe, “ya öyleyse”, kız manipüle mi ediyor gibi aptal kuşkular yok. İçin ve içinizde olgunlaşmasına izin verin.

Oo la la! Bayanlar, bana katılın ve hadi hep beraber söyleyelim.

Kadınlar bir araya geldiler ve ciyakladılar,

“Oo la la!”

Hadi gelin bir daha. Tekrar!

“Oo la la!”

Ah, bir İyi Çocuğun yolu bu yazıya düştü. Bakın bakın. Hüsran terlerinin alnında birikişine bakın. Gel beraber söyleyelim İyi Çocuk. Hadi söyle!

“Oo la la!”

Tekrar!

“Oo la la!”

Ve başka birkaç melankoli dolu varlığın yolu yazıya düştü. Bakın! Üzgün ve yaşlı gözlerle, hayatın anlamını bilmeyen bir filozof geliyor. Onun ardından analizleri ve akıp duran elektronik metinleri ile, kadınlarla ilgili gerçeklerin “korkunç” olmasından “öfkeli” bir baştan çıkarma ustası geliyor. Onun ardından da hayallerinin kadınını kaybetmiş, kadının hayalleri değil hayallerin kadını ulvileştirdiğinin farkında olmadan, kıskançlıktan yemyeşil, bir daha asla “hayallerinin kadını olacak başka birini bulamayacağından” emin bir genç erkek geliyor.

Beyler gelin, benim keyfimi kaçırıyorsunuz. Gelin hep beraber söyleyelim!

“Oo la la!”

Tekrar! Tekrar!

“Oo la la!”

Bir kadına yürüyeceksiniz ve kafanızdan ne geçecek?

“Oo la la!”

Ve kadın sizinle konuşmaya açık. Şimdi ne düşüneceksiniz?

“Oo la la!”

Onu buluşmaya davet ettiniz ve evet dedi! Şimdi bu harika ve büyülü buluşmada aklınızdan ne geçecek?

“Oo la la! Oo la la! Oo la la!”

Onu öpüyorsunuz! Onunla yiyişiyorsunuz! Soyunuyor! Tanrım! Aklınızda ne var?

“Oo la la!”

Aşklarını analizciliğin hesap kitabına feda eden aptallara acıyın! Şimdi dudaklarınızda bir gülümseme ile sahaya çıkın ve ilk adımı atın! Yaşamın bu Emrini aklınızda tutun. Hadi hep beraber!

“Oo la la!”

Bu yazı Pook’un Kitabı (The Book of Pook) kitabından. Kitabın Türkçesini şurada bulabilirsiniz.

Kadınların Aydınlanma Dönemi

Günümüzdeki cinsel pazarın genel bir panoramasını çıkarmaya çalıştığım dönemlerde, kadınların düşen CPD’lerini fark etmeye başladıkları ve duvara çarpma tarihine gitgide yaklaştıklarını anladıkları bir dönem olduğunu gördüm. Bu farkındalık, genellikle 20’li yaşların sonunda veya bazen de 30’lu yaşların başında gerçekleşir. Ancak daha önce de verdiğim grafikte gördüğünüz gibi bu dönem aslında kadınların cinsel değerleri tavan döneminde olan diğer kadınlarla artık hipergamik olarak rekabet edemeyeceklerini anlarken erkeklerin de kendi artan CPD’lerinin iyiden iyiye farkına vardıkları döneme denk gelir. Bu kesişim noktasına da karşılaştırmalı CPD noktası adını vermiştim. Bu dönemin kadınların sosyal bir gelenek olarak dile getirmeyi çok sevdikleri biyolojik saat kavramıyla da kesiştiğini gözden kaçırmamak gerekir.

Aydınlanma Dönemi

Bu dönemin kadın tanımlı erkek orta yaş krizine benzer bir dönem olduğunu söylemiştim. Bu dönem aslında kadınlar için bir belirsizlik dönemidir. Genellikle 28 ile 30 yaş arasında ortaya çıkar ve kadın hayatının son 10 yılını değerlendirmeye başlar. Dolayısıyla kadınların hamster diye bildiğimiz psikolojik bahane bulma mekanizması, kadının güzelliği ile doğru orantılı olarak bir alfa erkekten uzun dönemli ve tek eşli bir ilişki koparamamasının sebeplerini aramak için inanılmaz bir güç sarf eder ve çeşitli bahaneler bulmaya çalışır. Bu döneme rastlamadan önce evlenen kadınlar bile bir tür “kendinden şüphe etme” veya “kendine acıma” halindedir ve eş seçimiyle ilgili olarak hipergamik bir şüphe yaşar (“Elde edebileceğim en iyi adam gerçekten bu muydu?”)

İşte bu dönemde kadın, daha önce bir erkekte “çekici” bulduğu başlıca özelliklere dair kökten değişiklikler yapma yoluna giderek ve kendisi için yeni bir kişilik yaratarak davranışlarını değiştirmeye ve hayatlarında yeni bir sayfa açmaya çalışırlar. Daha önce kendisinde arzu yaratan fiziksel durum, erkeğin cinsel tecrübesi ve alfa dominantlığı gibi meziyetler artık kadının cinsel değer açısından zirvede olduğu dönemlerdeki erkeklerden pek gelmediği için bir erkekte aradığı özellikleri strese katlanma, sağlayıcılık kapasitesi, mizah anlayışı, zekâ, uyum ve samimiyet gibi daha iç dünyaya dönük özellikler ile değiştirmeye başlar.

Bu değişim, manevi eğilimleri yüksek olan kadınlar için (ki sorsanız kadınların çoğu zaten böyledir) ergenlik döneminde göz ardı ettiği çeşitli özelliklere birden dönüş yapmasıyla ortaya çıkar. Bazıları ise bir tür “zorunlu yalnızlık” dönemine girerek “parti yıllarındaki” hipergamik seks hayatını tamamıyla reddeder ve iyi bir sağlayıcı erkeğin (daha doğrusu henüz CPD yükselişini fark etmemiş bir erkeğin) bu “iffetli” halini görüp kendisine gelmesini umut eder, sanki son on yılda kendisi dahil onlarca kadın bu adamı hiç reddetmemiş gibi.

Bu kendi kendini onaylatmaya çalışan psikolojik yapının sloganı da “sonunda doğru yolu buldum” cümlesidir. Hâlbuki kadının yaptığı uzun dönemli bir sağlayıcı erkek ihtiyacını sanki bir erdemmiş gibi sunmaya çalışmaktır. Kabul etmeyen erkekleri de “adam olamıyorsunuz” diye utandırmaya çalışarak hem pastam dursun hem karnım doysun anlayışını benimser.

Dönüm Noktası

Hephzibah Anderson’un Uslandım: Sekssiz Geçen Yılımın Beklenmedik Öyküsü adlı kitabı tam da anlattığım konuyu örnekliyor. Kitapta bir kadının gittikçe düşen CPD’sini kabul ederken nasıl bir mantıklı sebep bulma sürecinden geçtiğini, uzun dönemli erkek sağlayıcılığına olan ihtiyacını ve hareketlerindeki dönüşüme kılıf bulmak için nasıl yeni bir psikolojik paradigma değişikliğine gitmeye çalıştığını açık seçik görebiliyoruz.

Bu röportaja üç kadının bir araya gelip kamera önünde hamsterlarını çalıştırdıkları bir başka klasik program deyip geçmek kolay. Ama kırmızı hap perspektifi ile baktığımız zaman kadınların “aydınlanma dönemi” ile ilgili birçok şaşırtıcı bilgiyi gün yüzüne çıkardığını düşünüyorum.

Röportaja Hephzibah’ın eski erkek arkadaşından duyduğu pişmanlığın yeni kazandığı bakış açısı için nasıl bir hızlandırıcı görevi gördüğü klişesiyle başlıyoruz. Bu adam yeni nişanlısı için yüzük alırken bizim alfa dulumuzun zihnine “bir kadın bu adamı evlenmeye layık gördü” düşüncesi doluyor. Ardından da tahmin edebileceğiniz üzere “30 yaşına geldim, artık hayatıma çeki düzen vermem lazım” sözü geliyor ki bu kafa yapısı birçok kadının aylık dergilerde yazarlıktan ekmek yemesini sağladı.

Daha önce de belirttiğim gibi, bu dönem tam olarak kadının doğurganlık seviyesinin ciddi manada düştüğü bir dönemdir. O yüzden acil doğum yapma içgüdüsü ve sözde biyolojik saat bu iç krizin derinleşmesine neden olur. Bunlar birleşince de kadının hamsterı inanılmaz ölçüde çaba göstererek davranışını haklı çıkarmaya çalışır.

Aslında bu düşünceler aklıma bir iki kez gelmişti ama hiçbir zaman seksi gönüllü olarak tamamıyla hayatımdan çıkaracağımı düşünmezdim. Bu aslında garip ama tatlı bir tesadüf. İhtiraslı bir ilişki ve kazara yaşadığım olaylar silsilesi, beni 21. yüzyılda Batılı feminist bir kadın olarak yaşamam gerektiği söylenen seks türünün – yani duygusal yakınlık olmadan fiziksel yakınlık – benim adıma pek de cazip olmadığını fark etmemi sağladı.

Geç olsun da güç olmasın diye düşünüyorsunuz değil mi? Maalesef işin aslı böyle değil. Her ne kadar bu farkındalık ahlaki açıdan baktığımızda asil bir duruşmuş gibi görünse de bu kadın aslında bizden ihtiyaçları sebebiyle  farkına varmak zorunda kaldığı durumu sanki içsel bir yolculuğun sonucuymuş gibi takdir etmemizi bekliyor. Yani aslında Hephzibah’ın gurur duyduğu “uslanma” hali tamamıyla kendi yaşam gereksinimlerinden kaynaklanan bir durum.

Tabii ki hayatın devamı için seksin gerekli olduğu birçok durum var; ancak aşna fişne etmeden de gayet sağlıklı ve mutlu bir şekilde varlığımızı sürdürebiliriz diye düşünüyorum. İnsanlar seks yapmadan da onlarca sene yaşayabilir. Hatta bazıları tüm hayatlarını seks yapmadan geçiriyor.

Bu arada bir dipnot: Kadın merkezli dünyamızda bir kadının bir sene boyunca seks yapmaması önde gelen bir yayınevi tarafından kitap olarak basılabilecek kalitede bir fedakârlık gibi görülürken, 40 senedir seks yapamayan bir erkeğin derdi ancak bir spor salonundaki pilates dersini basıp 7 kadını birden öldürdüğü zaman gündeme gelebiliyor. Her zaman söylediğim gibi, bir kadın size “Ya bu erkekler neden seksi bu kadar büyütüyor anlayamıyorum” dediği zamanda aslında size doğruyu söylüyor.

Mesela Birinci Elizabeth Bakire Kraliçe olarak bilinirdi, üstelik bu öylesine benzetme için verilmiş bir unvan da değil. Tarih bize bunu söylüyor.

Kraliçenin Robert Dudley’i de içeren uzun sevgili listesi böyle demiyor ama. Burada gördüğümüz şey şu: Hephzibah’ın bahane bulma mekanizması onu bu kararı mantıklı bir şekilde aldığına inandırmak istiyor. Nasıl olsa geçmişte binlerce insan seks olmadan müthiş bir hayat yaşadılar değil mi? Ama bunu söylerken de seksin olgun bir insanın hayatındaki gerekliliğini inkâr ediyor. Seks, bir ilişkinin dağılmasını önleyen yapıştırıcıdır. Seks sunmayan bir kadın, bir erkeğin annesi, kız kardeşi, kızı, halası, teyzesi, arkadaşı vs. olabilir; ama asla sevgilisi ya da eşi olamaz. Seksin öneminin olmadığını söylemenin ve daha fazla seks bulurum umuduyla kendinizi aktif olarak cinsel dürtülerden uzaklaştırmaya çalışmanın sonu her zaman hüsrandır.

Yukarıda duvar zamanına yaklaştığı için 20’li yaşlarındaki hipergamik dürtülerinin sonuçları nedeniyle erkekler konusunda yaptığı hatalarla barışmak isteyen ve (beta bir erkekten gelecek olsa bile) “gerçek bir samimiyet arayan” bir kadının abartılı öz değerlendirmesini okudunuz. Duvara çarpmadan hemen önce denklemden seksi çıkarmak için bilinçli bir çaba gösteren kadınlar, aslında bir erkeğin uzun dönemli ilişki partneri olabilmek uğruna hipergamisini süreçten atmaya çalışıyor. Böylelikle ilişkinin seks tarafını önemsizmiş gibi göstererek normalde gayet de uyum sağlayacağı erkekleri istemiyormuş gibi davranıyorlar. Çünkü geçmişteki başarısızlıklarının sebebinin kendileri, yüksek egoları ya da feminizmin yarattığı yanılsamalar değil de seks olduğuna inanmak istiyorlar. Bu kadınların sorunu seks değil. Zaten içindeki hipergami bunu önünde sonunda anlamasını sağlayacak. Esas sorun, bunu inanarak yapıyor olmaları ve kendi acil ihtiyaçları nedeniyle bu yeni “aydınlanma” dönemine girmiş olmaları.

Aslında Hephzibah, kırmızı hap bilgisine sahip ve çükten atlıkarıncaya bindiği için (bunu röportajında kendisi de üstü kapalı olarak kabul ediyor) kadınları suçlamak isteyen erkeklerin kolayca fark edecekleri birisi. Ama değinmek istediğim esas mesele bu değil. Bu kadının hikâyesinin bize gösterdiği şey, tam olarak doyurulmamış bir hipergamiyle barışmak için girdiği zihinsel değişim süreci.

Kırmızı hap ve oyun bilgisine sahip erkekler için bu aydınlanma dönemi kadınların olgunlaşma süreci içerisinde çok dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Aydınlanma döneminde “yeni bir başlangıç” arayan bir kadın bunu herhangi bir ilham ile değil çok daha ilkel bir içgüdüyle yapıyor. Bu motivasyon da erkeklerin önüne kadının geçmişteki “yaramazlıklarını” affederek bağlılık sözü vermeleri adına bir çok davranışsal ve sosyal geleneğin sürülmesi demek. Roosh’un da daha önce belirttiği gibi, bu döneme giren kadınlar (ya da bu döneme giren kadınların anneleri) genellikle erkeklerin uzun dönemli bir bağlılık sözü vermemesinden şikâyet ederler. Hephzibah’ın da acı şekilde fark ettiği üzere, CPD’lerinin zirvelerinde olan kadınlar erkeklerin evlilikten kaçmasını sorun etmezler. “Adam ol” lafı, aydınlanma dönemine girmiş kadınların milli marşıdır.

Çeviri: The Epiphany Phase

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

İyi koca olmak

Yin dün paylaştı, ekşi sözlükte bir suser Boşanmak başlığında şu aşağıdaki entariyi paylaşmış. Suser kendisini iyi koca sandığından evliliğinin neden berbat bir halde olduğunu anlayamıyor ve sorumluluk alamayan her erkek gibi suçu çevresinde ve karşısındakinde arıyor.

Eleman ayrıntısız yazmış o nedenle bir miktar tahmin yapıyorum ama yazısını yorumlayacağım ve kendini iyi bir koca sanmasına rağmen nasıl berbat bir koca olduğunu göstermeye çalışacağım.

ne kadar batılı olduğumu düşünsem de evlilik kurumuna hep doğulu bir gözle bakmışımdır. benim anlayışımda bir taraf diğerine aldatma, şiddet ve benzeri bir hainlik yapmadıkça, evlilik bitmemeli. bu bakış açısı tabi ki süper doğru değil. ama işte paris doğumlu değiliz ne yazık ki. öyle büyüdük bir çoğumuz. eğer bir erkek, düzgün bir işi varsa, eşini aldatmıyorsa, ona şiddet uygulamıyorsa, iyi bir kocaydı eskiden. aynı şekilde bir kadının evinin yemeğini ve temizliğini yapması, iyi bir eş olması için yeterdi. artık bir şeyler oldu. birbirimize yetemiyoruz.

Birazdan yazacaklarından anlıyoruz ki aslında olay birbirimize yetmemek değil, kocanın karısına yetmemesi olayı.

erkek olduğum için biraz kadınlara sallayacağım kusura bakmayın. aldatma, şiddet gibi olaylarda hep sizin tarafınızdayım bunu bilin. ama işin diğer tarafına baktığımızda, biraz fazla şey istemiyor musunuz bizden? biz modern erkekler, babalarımızın bir çok kötü huyundan kurtulduk.

Karşımızda sözünün eri bir erkek var gibi:

Sebep ne olursa olsun, bu erkeklerin hepsinin misyonu, babalarından daha iyi bir erkek olmak, anneleri korumak ve tabii ki bu anneler arasında ileride çocuklarının anaları olacak kız arkadaşları ve karıları da var. Babalarının kişisel yenilgileri, onların kişisel zaferleri olacak.

Bu modern zaman Oedipus senaryosunun problemi de, Feminen Buyruğun onu çekinmeden kendi avantajına kullanıyor olması. Feminizasyon ve mavi hap koşullaması ile erkek çocuklar, feminen kültür tarafından ne kadar kabul edilebilir olurlarsa o kadar iyi erkek olurlar, beyin yıkamasına maruz bırakılıyorlar. Ve burada cinsiyetler arası sınır bulanıklaşıyor, oğlan çocuklarına bekar anneleri tarafından oturarak işemek öğretiliyor çünkü “senin aşağılık herifin teki olan baban hep ayakta işer ve klozeti kirletirdi”. Daha iyi “erkek”, feminen ve kabul görür erkek, kadın gibi işer ne de olsa.

Babasından nefret eden erkek büyüyünce maskülinden nefret eden yetişkin beta erkeğe dönüşür. Feminen şartlanma acımasız tabii, ama bu şartlanmayı bir erkeğin nasıl olmaması gerektiğinin yaşayan bir örneğinden daha iyi kimse kökleştiremez. Daha önce de belirttim, bu şartlanmalar meşru olabilir, ama sonuçları aynı : kadınlara sürekli “ben diğer serseriler gibi olmayacağım, hele hele de götün teki olan babam gibi hiç olmayacağım” adanmışlığının kadınlar tarafından takdir edilip ödüllendirileceğini sanan bir beta erkek.

Bu aslında Beta Oyununun varsayımı olan “feminen ile ne kadar özdeşleşirsem diğer “çoğunluk” erkeklerden o kadar ayrı ve eşi bulunmaz bir erkek olurum” fikrinin uzantısıdır. Tabii ki kadınların çoğu da bu betanın “daha iyi bir erkek olma sözü”nü takdir etmek yerine kendi doğaları gereği dominant alfa özelliklerinin peşine takıldıklarında, betanın gözünde “düşük kalitede” kadınlar olurlar.

şiddeti bıraktık. aldatmayı bıraktık. ev işlerinde ve çocuk konusunda eşimize yardım etmeye başladık.

Elemanın geçmişin erkeği algısına dikkat edin. Babalarımızı tanımlayan şey, bu elemana göre, şiddet ve aldatma! Böyle düşünen bir adamın masküleniteyi despotluk olarak algılamaması, kötü bazı özelliklerden bütün erkekliğini iğdiş etmeden kurtulması mümkün değil.

eski sert yapıyı yumuşattık.

Bu çarpık erkek algısı yüzünden muhtemelen şiddet ve aldatmadan uzak durmakla kalmıyor, erkeği erkek yapan her özelliği (iyi ya da kötü) çoktan çöpe atmış ve kendi kendisini daha “makul” bir koca yapmak için kendi kendisini tamamen iğdiş etmiş. Bunun böyle olduğunu ilerleyen satırlarda göreceğiz. Yumuşatmış kelimesi de anlamlı olmuş 🙂

yani biz babalarımızdan daha iyi bir koca olduk. peki siz annelerinizden daha iyi bir eş olabildiniz mi? bu soruyu, bunu okuyan tüm kadınlar lütfen sorsun kendine.

Siz babalarınızdan daha iyi bir koca olmadınız. Siz size daha iyi koca diye yutturulan ama ne koca ne de erkek olan bir şey oldunuz! Az sonraki sorunlara neden olacak ve senin de az çok farkında olduğun şekilde modern zamanlarda doyumlu ve mutlu bir evlilik sürdürmekten uzak, ne kendini ne de kadınını mutlu edebilen bir koca. Ama nedense bir şekilde bu “koca” figürü senin için hala “iyi.

oysa annenizden daha iyi eğitim aldınız. annenizin gençliğinde hayal bile edemeyeceği hayatları yaşadınız. büyük ihtimal ondan daha çok kitap okudunuz. daha çok gezdiniz. toplum için daha kaliteli bir birey oldunuz. peki bu birey olma durumu, sizi daha bencil birisi yapmış olabilir mi? evliliğin ihtiyacı olan naiflik sizde eksik olabilir mi?

her modern kadın kötü eş değil tabi. fakat ilginçtir ki yukarıda belirttiğim kriterlere göre iyi bir eş olan kadınlar, hep kendilerini anlamayan, duyarsız kocalardan şikayet ediyorlar. gerçekten de etrafımda da çok görmüşümdür, kocasını mutlu etmek için deli divane olan kadınlar ve bu kadınlara eski model olup sert davranan kocalar. acaba bu kocasını mutlu etmek için uğraşan kadınların, kocası tam da istediği gibi olsaydı, bu uğraşı verirler miydi?

Yine kendisini kandırıyor. Sen kadınların tam istediği gibi bir koca olmadın, sen sana pazarlanan iğdiş edilmiş ve evde eteği giyen partner oldun. Sen, az sonra göreceğimiz gibi kadının hiçbir uğraş vermemesine rağmen hala yavru köpek gibi gözünün içine bakan, kadından ilişki için uğraş vermesini talep edemeyen, muhtemelen böyle bir şey talep etmekten ölesiye korkan bir şeye dönüştün. Sen iyi bir koca değil, ödlek ve zayıf bir koca oldun. Ödlekliğini ve zayıflığını ise kendine iyilik diye pazarlıyorsun.

yoksa o koca için de başka beklentilere girip yine mutsuz olup mutsuz eder miydi?

sonuç olarak gelmek istediğim şu: kadınlar evlilikten hep daha fazlasını istiyor. daha fazlasını isteyip olmadığı için mutsuz olmayan kadın görmedim. diyelim ki eşinin maddi durumu iyi, duyarlılığı yüksek, aldatmıyor, şiddet uygulamıyor. diyor ki “mutfakta yardım et”. tamam ediyorsun. ama bu ona yetmiyor. sonra “temizlikte yardım et”. tamam. sonra? “ya bir yurtdışı tatili yapamadık”. onu da yapsan başkası geliyor. “doğumgünümde dışarıda bir yemek yiyebilirdik.” eninde sonunda bitmeyen bir beklenti ile savaşıyorsunuz.

Haldun Abinin Magandalar Kadınları Daha Çok Mutlu Ediyor yazısı aklıma geldi:

“Kadının huzura dolayısıyla da mutluluğa erebilmesi için hayattaki misyonunu tamamladığına inanması, yani, erkeğinden alabileceği her şeyi almış olduğuna inanması gerekiyor.”

İşin acımasız yönünün tekrar altını çizmek istiyorum; yukardaki cümlede kadının alması gereken miktar belirtilmiyor. Kadınlar çok değişik seviyelerde mutlu olabiliyorlar. Eğer erkeklerinin verebileceğinin gerçekten aldıkları kadar olduğuna inanırlarsa içgüdülerinin kendilerine yüklediği misyonu tamamlamış olup, büyük bir huzur buluyorlar. Fakir bir adamın eşi olarak mutlu olan, çok daha varlıklı bir adamla (hem de adamın hiç bir faulü yokken) mutsuz olan kadın örnekleri her yerde o kadar çok ki.

Yani şimdi biz de maganda mı olalım?..

Hayır maganda olmamız gerekmiyor. Ama magandaların her şeyi yanlış yaptıkları saplantısından kurtulup, onları incelememizde hatta bazı davranışlarından ders almamızda hiç bir sakınca yok.

Öncelikle bir kadınla evli ya da uzun bir ilişki içindeyseniz vereceklerinizin sınırını çok iyi çizin ve bu sınır aşıldığında ölümü bile göze aldığınızı çok ama çok açık bir dille belirtin (ve gerektiğinde uygulayın). Bunu söylerken eşinizin pestili çıkarın demiyorum. Aksine ona verebileceğiniz kadar güzel bir alan bırakın. Bunlar neler olabilir? Aile bütçesinin hakça paylaşımı, dernek faaliyetlerine gitsin diye haftada iki gece çocukların bakımının üstlenilmesi, evde bulaşığın yıkanması ve bunlar gibi bir dolu nokta. Ancak kendinize muhakkak bir alan bırakın, her ay bir kez trekkinge mi gideceksiniz, muhakkak gidin. Haftada bir briç mi oynayacaksınız oynayın. Evde görmekten gerçekten dayanamayacağınız bazı eşyalar mı seçilmek üzere, aldırmayın. Nefret ettiğiniz bazı dostları mı var, sırf o istiyor diye görüşmeyin.

“doğumgünümde dışarıda bir yemek yiyebilirdik.”

Burada ek olarak arkadaşın evliliği rutine bağlama problemi olabilir. Doğumgününde dışarıda bir yemek yemek gibi makul bir isteği araya sıkıştırmış. Erkek olarak sizin göreviniz evliliğin başbaşa kalma- iyi vakit geçirme – işi sekse götürme kısmını planlamak ve yürütmek. Özel günleri bırak ara ara sırf aklınıza estiği için böyle dışarıda baş başa kalmanız lazım. Fakat çoğu erkek uzun süreli ilişkide kız arkadaşına veya karısına 40 yıllık karısı ya da anacağızı gibi davranmaya başlıyor. Hergün evden işe işten eve bir rutinde deney faresi gibi dönüp duruyor.

Arada bir karınızla ya da uzun süreli ilişkinizle pat diye dışarı çıkmak sadece onu tatmin edecek bir şey değil. Böyle şeyler sizin için de  zevkli ve aynı zamanda böyle kestirilemez biri olmanın size sonra yatakta başta olmak üzere dönüşleri gayet güzel.

işe böyle bakınca, çok iyi bir koca olmamakla eleştirdiğimiz babamıza çok kızamıyoruz. kısacası kadınlar; biz babamızdan daha iyi bir koca olduk, ama siz annenizden daha iyi bir eş olamadınız. daha iyi bir birey oldunuz sadece. bu nedenle erkek arkadaşlara sözüm şu ki çok da iyi bir koca olma kaygınız olmasın. zira bunun kadının gözünde hiçbir değeri yok.

Tekrar ediyorum, sen babanın zıttı olacağım diye bir kocanın sahip olduğu en önemli şeylerden birini kesip attın : pipi! Karın sana saygısız davranıyor ve bunun bir kısmı karının aslında evlilik materyali olmayan bir kadın olması da olabilir. Ama şuraya kadar yazdıklarından anladığım senin sınırlarını çizmekten, istediğini talep etmekten aciz bir erkek olduğun. Daha kendi karısına sınırlar çizemeyen veya ondan istediklerini talep edemeyen adam, bir aileye nasıl kaptanlık edecek? Böyle bir adamın nasıl bir çekiciliği olacak ki karısı onunla mutlu olacak?

Siz annelerimizden daha iyi eş olamadınız diyorsun ama sen kadınından iyi bir eş olmasını talep ettin mi? Bir insan seni ayak paspasına bile çevirse ağzını açıp ayağa kalkamazsan bu karın da olsa, arkadaşın da olsa, kardeşin de olsa tepene çıkar. Sen kadın kötü bir eş olsa da ağzını açıp kendi istediklerini talep edemiyorsun, iyi eş olsa da. O zaman neden iyi bir eş olmaya uğraşsın!

bir örnekle yazımı bitireyim. az önce kavga ettiğim karım, kumandayı, cep telefonunu sağa sola fırlattı. sonra yatak odasına gitti. yastığı alıp geri geldi ve yastığı başıma fırlattı. sizce benim ona vurabileceğimi düşünseydi, bunları yapar mıydı? tüm bu abuk sabuk hareketleri yapıyor çünkü asla böyle bir şey yapmayacağımdan çok emin.

Bakın sırf bu paragraftan bu adamın sorununu çıkarabilirsiniz. Bir erkek gibi sınırlarını dayatmayı bilmediğinden elindeki tek eksiğin dayak olduğunu sanıyor. Muhtemelen kendisi gibi özünde maskülen bir erkek olmayan ve bunu dayak ile kapamaya çalışan bir babanın elinde büyüdü. Ondan erkekliği öğrenemedi ve elinde dayak da olmadığı için elinden bir şey gelmiyor.

Oysa olduğunu iddia ettiği modern erkek olsa, yani modern yanında “erkek” de olsa, dayak gibi aslen duygusal olarak zayıf erkeklerin başvuracağı mekanizmalar olmadan olayı halledebilirdi.

az önce kavga ettiğim karım

Maskülen ve kadın – erkek ilişkilerinden anlayan bir erkek kadını ile kavga etmez. Kavga – gürültülü ilişkilerin tutkulu ilişkiler olduğunu pazarlayan dizi ve filmleri kafanızdan atın. Bkz. Çeneni Kapa. Kadının duygusal patlamalarına duygusal patlama ile tepki veren erkek, kadınla kadın olur. Senin koca olarak görevin böyle duygusal çalkantıların karşısında kaya gibi sağlam ve o beğenmediğin eski tip erkeklerin birçoğunun olduğu gibi sert ama sevgi dolu olman lazım.

kumandayı, cep telefonunu sağa sola fırlattı. sonra yatak odasına gitti. yastığı alıp geri geldi ve yastığı başıma fırlattı.

Sen iyi bir koca olsaydın, evin reisi olsaydın, kadını sakince uyarırdın. Bunu yapmamasını, 2 yaşında çocuk gibi öfke nöbetine girecek yaşta olmadığını, bir derdi varsa önce sakinleşmesini sonra da oturup anlatmasını söylerdin.

Bunları yaptığına dair bir ipucu yok. Yapabilecek bir erkek gibi de görünmüyorsun.

Kadın diyelim ki seni dinlemiyor. Ki bu kadar uzun süre seni ayak paspası yapmaya alışmış kadın seni hemen dinlemeyecektir. Yine sakin bir şekilde bu davranışını tolere etmeyeceğini, çocuk gibi öfke nöbetine girerek kendisi ile tartışmayacağını söyler (gerçi söylemene de pek gerek yok) kapıdan çıkar giderdin. Çıkarken de “yetişkin bir insan gibi konuşup davranacak kadar kendini kontrol etmeyi öğrenebilirsen beni ara, yok böyle davranmaya devam edeceksen ben bu dramayla aynı evde yaşamayacağım ve beni rahatsız etme” de ve çek git!

Hayatta hakettiğiniz kadarını değil pazarlık yapma cesareti gösterdiğiniz kadarını alırsınız.

İş yaşamında ve ilişkilerde eğer karşınızdaki sizin hakettiğiniz şeyi vermeye yanaşmıyorsa alabileceğiniz en güçlü pazarlık pozisyonu, istediğiniz değeri/şeyi bir kez açıkça belirtmek ve blöf yapmadan masadan kalkıp gitmektir.

Blöf yapmadan kısmı önemli. Zihin yapın şu olmalı: “Eğer karşımdaki bana hakettiğimi düşündüğüm şeyi vermeyecekse, o zaman onunla bir ilişkim olmayacak”. Yoksa blöf yaparak masadan kalkıp sonra karşındaki sana dönüş yapmayınca peşinde koşmaktan bahsetmiyorum.

Karın burada sana asla haketmediğin bir şekilde davranıyor. Üstüne bir şeyler fırlatıyor. Sen ise böyle davranılmak istemiyorsun. Bunu bir kere söyler, sonra çıkar gidersin.

Tabii sen çıkıp gidemezsin pardon. Zira sen “iyi” kocasın. Kocayı geçtim “insan” gibi davranılmayı dayatıp bunun sonunda büyük ihtimalle evliliğini biraz da olsa daha mutlu yapmaktan aciz bir şekilde karşılıklı cehennem hayatı yaşamaya devam ediyorsun ama sen “iyi” kocasın.

iyi bir koca olmak için kendisini eğitmiş bir evli erkekten sevgilerle.

Eski tip erkek ve genel olarak erkekliğe düşmanlık beslediği için kendi kendini iğdiş etmiş evli bir erkekten desen daha doğru.

Bugüne kadar hem yorumlarda hem de yaptığım koçluklarda bu durumda olan evli erkeklerle konuşma fırsatı buldum. Korku oyununun 12 seviyesindeki bir planı gibi bir plan çizerek belli bir aşama kaydedebiliyoruz.  Ama bu durumda bir erkeğin zihin yapısını değiştirmesi de çok önemli. Çoğu sözünün eri gibi pire için yorganı yakmış yani şiddet/aldatma gibi en ekstrem şeyleri baba/koca/erkek olmakla eşleştirmiş ve bunları yakayım derken komple erkekliğini yakmış bitirmiş.

Bu nedenle masadan kalkamamalarının tek nedeni hatta nedeni karılarından veya karını kaybedecek olmaları değil. En çok zorlandıkları nokta, erkek gibi ve gerçekten iyi bir koca gibi davranmaktan korkuyorlar. Bizim gerçekten iyi bir koca diye tanımladığımız şeyin kötü bir şey olduğuna o kadar uzun süre inanmışlar ki, yapmaları gereken her şey ne kadar mantıklı olursa olsun onlar için çok zor. Mesela adama kendisine bağırılmaması için sınırlarını çizmesi gibi gayet mantıklı bir şey söylüyorsun ama bunu kötü bir insan olmakla özdeşleştirmiş, saçma ama durum bu, yapamıyorlar.

Boşanma da bir seçenek. Zira bir kadın bir erkeği ayak paspası yapmaya bu kadar alıştıktan sonra, bu “haklarını” bırakmaya tepki ve direnç gösterecektir. Bazı kadınlarda bu direnç aşılamayabilir.

Umarım bu evlilikte bir çocuk yoktur ve senin gibi kaptanı olan eve, sen düzelene ve karın sınırlarını öğrenene kadar bir çocuk getirmezsin.

Biriniz bu elemana yazıyı atsın. Belki bir şeyler öğrenir.

Vaka Çalışması – Dengesiz (!) kıza nasıl davranılmalı?

UzaktanAlfa rumuzlu kullanıcının bir yorumu ile başlayan tartışmayı buraya aktarıyorum. Burada arkadaş çoğu erkeğin yaptığı bir hataya düşüyor ve hem kızın fazlaca peşinden koşuyor hem de kızdan önce ilişki düşünerek kendi ayağına sıkıyor. Tamam mesaja boğmuyor ama işte tam bu yüzden fazlaca peşinden koştuğunun farkında değil.

Dengesiz kızlarla çok uğraşmamak lazım bence. 2 gün önce takıldığım hatun da böyleydi. Geç yazıyor, bi ilgili bi ilgisiz falan.

Ilgili – ilgisiz kızların 10%u dengesizdir. 90% ise erkek bir geri çekilip bir fazlaca peşine düşüp mesaj atarak muhtaçlık yaptığından öyle davranır. Tabii ki erkek kendi davranışını eleştirip düzeltme peşinde biri değilse hepsi dengesiz kızdır. Ben normal davranıyorum da kızlar kötü olayı.

Bunları düşünmeden soğukkanlı olup oyunu oynamak lazım. Kalanı kadının problemi. Şöyle mi desem böyle mi desem diyerek ömür geçmez. Az duygusal yatırım önemli.
2. 3. buluşmada yanaşırsın, ilgisi olan hatun gelir zaten. Kadınlar bizden çakal, bakıslardan ilgini anlar, testleri de geçersen bu işin sonu seks 🙂

Kıza az duygusal yatırımın özü ilişki olayını düşünmemek ve kıza bırakmaktır. Kız gibi ilişki hayali kurmak değil. Ve evet kızın ilgisi yoksa 2 veya 3. buluşmada ya da buluşma teklifinde çıkar gidersin. Siz size ilgisi olan bir kadını hakedip bulabileceğinize inanırsanız zaten ilgisiz kızdan soğursunuz. Ama size ilgisi olan bir hatunu bulamayacağınıza ve hak etmediğinize inanırsanız hatuna yapışıp kalırsınız.

Bu yorumlarım üzerine UzaktanAlfa şu yorumu yazdı:

Seksin ertesi akşamı artık konuşmayalım sorun bende ayakları yapıp, 2 gün sonra seni görmeye geldim değerlisin falan deyip, sonraki gün yazdığım mesajıma 10-15 saat sonra cevap vermesi sence dengeli bir yapı mı abi ?

Kadın – erkek ilişkilerini okuyup, süslü kelimeler kurmak kolay ama uygulama önemli. Şimdi arkadaş dengesiz kız olayında ısrar ediyor ama bir erkek için en verimli strateji, istediğini elde etmek istiyorsa, önce bu olay benim yaptığım bir şeyden mi kaynaklanıyor diye düşünmektir. Hayatının iplerini kendi kontrolünde tutmayı seven erkek için strateji budur.

Burada ben erkeğin erkek gibi değil kız gibi davranması kokusu alıyorum. Örneğin belki adam kız konuşmayalım dediğinde sakince kabul etti ama kız onu görmeye geldiğinde duygusallaşıp kız gibi davrandı? Zira adam kabul edip hayatına baktığında (maskülen davrandığında) kızın cinsel çekimi artmıştır (bir ilgili), bunun üzerine adamla görüşmeye gittiğinde adam duygusal ya da kızdan ilgili ya da soğuk (bağlamına bakar ama genelde zayıflık göstergesidir) (feminen) davranmıştır ve kızın cinsel arzusunu azaltır.

Yukarıda yazdığım şey muhtemel ama tahmin. Fakat birlikte olup sonra uzaklaşan kıza ertesi gün mesaj atarak, kızın peşine düşmüş. Ne yazdığından bağımsız bu. Ve büyük hata! Adamı görmeye gelip konuştuğunda, erkek kızın kendisine bir daha ulaşmasını beklemeliydi. Pat diye umutlanıp hemen ertesi günü mesaj atmak, ne yazarsa yazsın, beta erkek hareketidir. Maskülen bir erkek kızın bir veya iki kere daha iletişim başlatmasını bekler. Ortalama bir kız o mesajı aldı mı erkeğin beta olduğunu anlar.

Burada bu siteyi bilmeyen beta avanak gibi “ya bu kız dengesiz” diye düşüneceğine kız shit test atıyor diye düşüneceksin. Zayıflık gösterip ilk kuyruk salladığında peşine takılıp ertesi gün mesaj atmışsın. Kızın gözünde düşük rütbeli imajını tazelemişsin. Shit test atacak tabii. O 15 saat boyunca gerçek bir erkek, kadın dönene kadar bir daha tek mesaj atmaz, düşük rütbeli avanak ise bir süre sonra dayanamaz sinirli sinirli ya da güya merak ettim tadında muhtaç mesajlar atmaya başlar. Kızın elinde senin duygusal gücünü test eden bir araç var, kullanmaması hata.

Ayrıca günde max. 4 mesajımız var ve hiçte üstüne düşmüyorum. Sinirlenmiyorum.

Snirlenmemen iyi ve zaten sen kızın neyi oluyorsun ki sinirleneceksin değil mi? Kızdan önce ilişki istediğinden sinirlenirsin ancak. Ama böyle gel git yaşayan kızla günde 4 mesajlaşma YAPILMAZ. Opsiyonları olan, kendi hayatına odaklanan bir erkek, yani değerli bir erkek, bunu yapmaz.

Eğer o sana ulaşıyorsa, ki o ulaşmazsa sen yazmayağın için o sana ulaşıyor, iki mesajlaş ve neşeli davran ve sonra buluşmaya çağır.

Bir kaç daha yoklarım ekerse NEXT.

Hala kıza ulaşırım sonra ekerse NEXTlerim diyorsun ve bunu karizmatik bir şey sanıyorsun. Dediğin şey şu: Kıza gider ne kadar muhtaç bir erkek olduğumu tekrar gösteririm ekerse (ki ekecek) NEXT.

NEXT bir araç, neden kıza beta olduğunu göstererek kullanıyorsun? Zira kıza ne gösterdiğini siktir et, “kıza ulaşır ekerse NEXTLersen” kendi ruhuna ne kadar opsiyonsuz bir beta olduğunuz söylüyor ve işliyorsun.

KIZA ULAŞMAYACAKSIN! O sana ulaşacak. İlk 3 – 4 kere o başlatacak. Gerçek bir erkek ol ve kız madem arafta, kalsın orada. Fikri değişirse gelir ben de müsaitsem seks yaparız! Bunu tabii kendine söyle, kıza değil. Kafanın bir köşesinde kızla sevgili ilişkisi isteği ile kızın peşinde koşuyorsun. Ertesi gün mesaj = kızın peşinde koşmak. 15 saati beklemeden kıza yine mesaj attı isen = kızın peşinde koşmak. Hergün mesajlaşma ve hele de sen başlatıyorsan = kızın peşinde koşma. Bir kaç kere yoklama = kızın peşinde koşma.

Uzaktan ya da yakından Alfa adam bunu yapar mı? Yapmaz. Dibinden Beta yapar.

Ha kız dengesiz de olabilir ama yukarıyı bir oku ve söyle : bu düşük ihtimal sence bu kızda ne kadar geçerli? Kız dengesizse senin elde edebileceğin bir şey yok. Ama benim tahmin ettiğim gibi sen betalık yapıyorsan özellikle de kızdan önce sevgili ilişkisi moduna girdiysen bu daha iyi zira bunu değiştirebilirsin.

Çoğunuz kadınların ilişkide erkeğin liderliğine baktığını ve onun yaptıklarına tepki verdiğini anlayamıyorsunuz. Sen uzaktan alfa, azıcık yanına gelirse BETALARDAN BETA davranırsan kız böyle gider gelir. Ama merak etme, böyle davranmaya devam et, komple gider.

Benim olayım bunları içselleştirememem. Keşke yazdığım kadar rahat olsam da aklıma gelmese.

Biraz zaman ve tecrübe lazım sanırım.

Bir de arkadaşlar, BETA davranışları cool cool yapmanız, o davranışların beta olduğu gerçeğini değiştirmez! İlk ulaşmaları kıza bırakman gerekirken sen başlatıyorsan bu BETA davranıştır. Zira korku kaynaklıdır. Ben ödül değilim ya kız aramazsa korkusundan gelen davranıştır. Sen o mesajlaşmayı istediğin kadar cool yap sonuç değişmez.

Ben ödülüm, bu kızın bana ilgisi var, çekip giden kendisi ve bu nedenle ilk o arayacak. Aramazsa da ben zaten başkasını bulurum kafası, alfa zihniyetidir. Senin yukarda yazdığın olayda bu zihniyet yok.

UzaktanAlfa daha sonra bu kızın geldiği zamanı ve mesajlaşmayı ayrıntılı anlatıyor.

Bana konuşmayalım dedikten sonra ben “peki sen bilirsin” yazmışım.

Konuşalım diye diretmekten iyidir ama daha iyisi “ben görüşmek istiyorum, fikrin değişirse bana haber ver” demektir. Hem erkek gibi ne istediğini ortaya koyuyorsun, hem de arkanı dönüp gidiyorsun.  Yine de fena tepki değil.

Arkasından salona geldi ve ben eğitmen olduğum için ki bahane bu, yanına gülerek gittim ve böyle bi çocuğu nasıl bırakabilirsin falan tarzında gülerek takıldım, küçük kız misali.
Sonra antrenman yaptırdım ve molaya çıksana oturalım biraz dedi, benimde gerçekten mola saatim değildi ve çıkamam malesef dedim ve biraz oturdu gitti kız.
Sonrasında ilk mesajı o atmış seni görmeye geldim molaya çık diye, çıktım sen değerlisin benim için bla bla.. konusmaları ve ben sanki hiç bir şey olmamış gibi takıldım. Hafta sonu alıp basımı gidicem ya falan tarzında bir şeyler söyledi. Bomba geliyor, bende üstüne: aslında seni bu hafta sonu x mekana yemeğe götürmeyi planlamıstım dedim.

Neşeli davranman ve şakalaşman güç gösterisi. Ama kızı davetin zayıf, çok zayıf. Bir kere kızın yolunu gözleyip plan yapmışsın gibi duruyor, ikincisi dominant değil. Bu haftasonu buluşalım mı? X mekana gideriz” demek daha doğru. Sanki o an aklına gelmiş gibi demen daha doğru.

olabilir ya falan dedi ve ben içeriye geçiyorum dedim vedalaştık.

Zayıf. Olabilir ne demek, geliyor musun, gelmiyor musun? diyecektin. Geliyorsa tamam saat bilmem kaçta buluşuruz diyerek yer – gün – saat ayarlamayı bekleyecektim. Gelmiyorsa fikrin değişirse haber ver deyip kızı unutacaktın.

Gece 11 gibi ben mesaj attım; Yarın izinliymişim, gitme biyerlere takılalım dedim.

Hata. Kızla birlikte oldunuz ama o sonra çark edip gitti. Peşinden koşulmayı haketmiyor. Bu mesaj tamamen peşinden koşma ve muhtaçlık belirtisi. DAHA DA KÖTÜSÜ, içindeki sevgili olma isteğini açığa vuruyor zira kız alt tarafı yanına geldi diye hemen sevgili gibi takılmayı istiyorsun. Yarım yamalak ama bir buluşma ayarlamışsın zaten. Kaybol. Kızdan önce sevgili olmak istersen böyle zayıflıklar yaparsın.

Kızı soğutan şey zaten muhtemelen daha o aklından geçirmezken ilişki istiyorum sinyalleri vermen. Eğer bu kafaya kızdan önce girersen çoğu kız soğur. Ne yani kız sikiş peşinde koşan bir kaltak mı? Belki ama muhtemelen değil. Kızı soğutan ilişkiye dünden hazır erkek olman, ilişki potansiyeli değil. Kendimizi kandırmayalım, ilişkiye dünden hazır erkek opsiyonsuz ve tercih edilmeyen erkektir. Kız bunun kokusunu alıp soğuyor.

Abi saat oldu 14.00 kız yazdı; “üzgünüm ya keşke daha erken söyleseydin planı yapmıs oldum artık. :(”

Şimdi ya davranırken kız içimdeki oğlanın kokusunu alıyor ve sert testler atıyor, yada kız harbi dengesiz. Ya da ben toyum.

Shit test. Sen de fena toysun. Salonda az çok maskülendin ama peşinden koşup muhtaçlık gösterdiğin için shit test atmış. Senin zayıf bir erkek gibi sinirlerine hakim olamayıp devam mesajları atıp atmayacağına bakıyor. Zayıflık göstermediğin için 15 saat sonra dayanamayıp sana mesaj atmış. Sen yine de arada mesaj atmayarak iyi etmişsin. Top kızın sahasında iken  o topa vurmayacak korkusu ile kızın sahasına geçip topa vurmak zayıflıktır.

İnsanın “ulan uzatma işte, sevgilim mi olmak istiyorsun, pompacın mı yoksa siktir olup gitmek mi?” Diyesi geliyor ama işte…

Muhtaçlık bu düşünceler. Erkek adamı için kız ne ise sana o olur? Bu senden sadece sadece pompa bekler pompalarsın, başkası sevgili olmak ister sana da uyarsa sevgili olursun. Ama asıl problem senin bu dediğin cümlede gizli : Sen daha bir kere yattığın kızla sevgili olmak istiyorsun! Olay bu! Bunu da iyi bir insan olduğundan değil, iyi bir insansındır da burada motivasyon o değil, kız kaçıp gidecek korkusu ile kızı kafesleme arzundan yani muhtaçlığından istiyorsun.

Çıkmaya başladığı partneri ile sevgili ilişkisi içine girme düşüncesi ve arzusu feminen ruhun içinde yeşerir, yeşermelidir. Maskülen ise bu kapının bekçisidir, feminenin bu talebine kapıyı açar ya da açmaz. Sen “sevgili” olmayı isteyerek feminen oluyorsun ve çok ama çok itici oluyorsun.

Sen tabii yok abi ne sevgili olmayı düşünmesi diyeceksin ama yukarıda yazdıklarını başka türlü açıklayamazsın.

Bunun sayısı nedir bilmiyorum ama senede 2 kızla falan yatıyorum bu yüzden mi erkenden fazla yatırım yapıyorum bilmiyorum.

Evet, bir kere yattığın ve sana karşı da çok sıcak olmayan bir kızla ağzından sevgili mi olmak istiyorsun söyle lafı çıkıyorsa, çok fazla duygusal yatırım yapıyorsun. Kız bunun kokusunu 100 metreden alır.

Kız dengesiz mi? Kız dengesiz değil erkek gereksiz peşinde koşmuş ve feminenleşip ilişki düşünmeye başlamış. Tabii siz bu kızı dengesiz sayabilirsiniz ve kendinizi erkek gibi davranıyor sanabilirsiniz. Ama böyle yaparsanız karşılaştığınız her kız dengesiz olacak. Ters yöne girip bunu bilmeyen adamın karşıdan gelen herkesi ters yönde sanması gibi siz de her kızı dengesiz sanacaksınız.

Son Not : Arkadaşlar, kızların her buluştukları ve yattıkları erkekle hemen sevgili olup sarılıp sarmalanmak isteyen narin melekler olduğu ile ilgili Türk filmlerinden (40 yıl öncesinin kadını) ve Hollywood filmlerinden (Disney masalı) edindiğiniz beyin yıkamadan kurtulun. Bu filmlerden edindiğiniz erkek olarak peşinde koş, bir şeyler yap dürtüsünden kurtulun.

Siz erkeksiniz, ilişki kapısının bekçisi. O kadın, seks kapısının bekçisi. Erkek buluşma ayarlama, iyi vakit geçirme ve işi fiziksele yönlendirme ile ilgilenir. Kadın ise işi ilişkiye yönlendirme.

SEKS ERKEĞİN KABAHATİDİR, İLİŞKİ İSE KADININ!

Kadının rolünü ondan çalıp kadın rolüne bürünürseniz, onun size olan arzusunu yok edersiniz.

Kadın ne istemez : Itibar kaybetme korkusu

Sosyal ağların ve insan etkileşiminin içinde bulunmaya bir erkekten daha çok ihtiyacı olan kadın için itibarı, erkek için olduğundan çok daha önemli. Çoğu erkek, özellikle günümüzde, böyle bir olgunun farkında bile değil. Örneğin biz erkekler için kendi aramızdaki çatışmalarda tehlike fiziksel kavgadır ama kadınların kendi aralarındaki çatışmalarda tehlike itibar süikastıdır. Kadınlar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğüne, ne dediğine, arkalarından nasıl konuştuğune erkeklere göre çok daha fazla önem verirler zira toplumdaki ve cinsel pazardaki yerleri çok daha fazla oranda itibarlarına bağlıdır.

Bunun yansıdığı alanlardan biri de kadın – erkek ilişkileridir. Bir kadın bir erkek ile (kendisine yürüyen, erkek arkadaşı ya da kocası) aralarından çözülmesi gereken bir sorun olduğunda, sorunun en pratik şekilde nasıl çözüleceğinden çok bu sorun çözülürken şu iki şeyin bilinmesine  odaklanırlar :

1 – Bu sorun / tartışma benim SUÇUM değil.

2 – Ben KÖTÜ bir insan / kadın değilim.

Bunu olguyu kavrayabilirseniz, bir kadınla etkileşiminiz oldukça tahmin edilebilir hale gelir.

Örneğin bir erkeğin bir kadına yürümesini ele alalım. Birçok kadın erkeği istemiyor olsa bile ona direct HAYIR demez. Zira sosyal olarak birini yüzüne karşı “hiç şans vermeden”  direct reddeden kadın iyi bir insan değildir. Bu nedenle de aslında hiç ilgisi olmasa da hemen HAYIR demek yerine erkeğin bunu kendiliğinden anlayacağını umarak olayı süründürür. Ya da en kötü “arkadaş kalalım” der. Arkadaşı oynamak yazısını hatırlayalım :

Bu aynı zamanda reddedişin yükünü erkeğin omuzlarına da yıkar zira eğer siz arkadaş kalalım cevabına “yok öyle bye bye” diye karşılık verirseniz, onun uzattığı arkadaşlık elini iterek suçlu konumuna da düşersiniz.

Sonuçta erkek acemi ise bunu “bir şans” olarak algılayıp defalarca yürümeye devam eder. Ama erkek ne kadar acemi olursa olsun erkeğin içinde kadının sinyallerini yakalayıp yorumlayan antik (milyonlarca yıllık) ve güçlü erkeklik algoritmaları vardır. Bunlar maalesef dil öncesi antik (gri beyin) algoritmaları olduğu için sonuçların “his” olarak ortaya çıkar. Erkek burada bir terslik olduğunu “hisseder”. Ama toyluğuna ve mavi haplı beyin yıkamasına bağlı olarak bunları görmezden gelen bahaneler geliştirir :

  • Belki emin değil,
  • Belki hazır değil
  • Belki Merve kanına girdi
  • Belki verem ve benim üzüleceğim için beni kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor (nayır nolamaz)
  • Belki binlerce yıllık köklü bir vampire ailesine mensup ve beni çok istese de vampir akrabalarının bana zarar vereceğinden çekinip beni istemiyormuş gibi davranıyor
  • Vs …

Erkek bunu, kadın artık sorunu çözmek için mecburen “kötü” olup ve suçu üzerine alarak, erkeği reddetmesi gereken köşeye sıkışana kadar yapabilir. Bu olduktan sonra da erkek mesela bizim siteye gelir ve şöyle bir soru sorar :

Neden hemen seninle işim olmaz demedi de bu kadar “oynadı”?

Kız burada “oynamaya” mahkum. Şunu unutmayın, “neden hemen seninle işim olmaz demedi de bu kadar oynadı” diyen adamların ezici çoğunluğu kızın başında direkt reddetmesi durumunda “zalim kaltak bir şans bile vermedi” diyecekler. Kötüsü diğer kızlar da aynı şekilde (cinsiyet içi rekabetten dolayı) kızı “ruhsuz zalim kaltak” olarak yaftalayacaklar. O nedenle kız burada “ben kötü biri değilim / bu benim suçum değil” takıntısına olabildiğince devam edecektir.

Kız arkadaşınız ve karınızla tartışmalarınızda çalışan mekanizmalardan biri de budur. Bu mekanizma artı kadınların sorumluluk almaktan korkmaları (zira sorumluluk demek kaybetme ihtimali demek) herşeyin sizin suçunuz “olması” şeklinde dışarı vurulacaktır. Bazıları bunu uç noktalara götürüp aldatılmanızın bile sizin suçunuz olduğunu iddia edecektir. Bu mekanizmayı bilirseniz o suçlamaların nereden geldiğini anlar ve kadını bu olayın suçunun onda (ya da ikinizde) olduğuna ikna etmek için saatlerce kavga etmek yerine çenenizi kaparsınız.

Aslına bakarsanız durum çoğu erkek için bundan daha da kötü. Birçok erkek kadına ve kadın olana tapmaya programlandığından suçu sorgusuz sualsiz üstüne alacaktır ve gerçekten suçlunun kendisi olduğunu düşünüp özürlere, çiçeklere, hediyelere ve çikolatalara abanacaktır.  Bu şekilde davranmak ise erkeğin gözden düşmesine neden olur çünkü aslında kadın burada sizi suçlamaktan çok kendi itibarını korumakla ilgileniyor. Ama siz suçu durduk yere üzerinize alarak onun zihnine şu iki zararlı duyguyu işliyorsunuz :

  1. Bu adam kadınlardan anlamıyor, demek ki pek tercih edilen biri değil. Ben neden tercih edeyim (etmeye devam edeyim).
  2. Belki de bu sünepe gerçekten suçlu! Ben ise tamamen masumum. O zaman benim gibi kusursuz biri neden bu kusurlu insanoğlu ile beraber.

Evlilikten de bir örnek vereyim. Diyelim ki kadın kocası ile seks yapmıyor ya da ayda yılda bir seks yapıyor. Kocası ise sürekli kadına yanaşıyor ama kadının erkeği reddetmesi lazım. Bu durumda kadın kötü bir insan olup / suçu üstüne alıp gerçeği söylemeyecektir. Ben seni çekici bulmuyorum demeyecektir. Onun yerine bahane (buffer) bulacaktır. Bahane (buffer) erkek ve kadın için farklı ama birbirini besleyen şeylerdir. Kadın bahaneleri erkeği direkt reddetmek zorunda kalmamak için kullanır, erkek ise bahaneleri reddedilme ile direkt yüzleşmemek için.

Kadın bu durumda mesela daha fazla ev işi yaparsan daha fazla seks yapabiliriz (aslında olay senin SUÇUN zira az ev işi yapıyorsun) diyebilir. Erkek ise aslında karısı tarafından (yeterince) çekici bulunmadığını (reddedildiğini) kabul edip bunun üzerine çalışmak yerine karşı bahane ile karısının dediğini yapmayı tercih edebilir. Bu durumda da kadın adam her bahaneyi aştığında yeni bir bahane uydurmak zorunda kalır (çocuklarla daha fazla ilgilen, çocukların bizimle yatması lazım, vs …) ve bu kendi kendini besleyen bir döngüye girerler.

Erkek burada ERKEK ADAM olsa idi zor da olsa reddedildiğini kabul edip buna göre strateji üretirdi. Daha çekici olmak için çalışırdı mesela (kadını veya kadınlarla birlikte olmayı istediğini varsayarsak). Fakat erkek ERKEK ADAM değilse, mavi hapla beyni yıkanmış ise “mutlu eş mutlu hayat” (happy wife happy life) dolmasına göre hareket edecektir. Bu da evlilik için kamikaze dalışıdır zira kadınlar bir erkeğin her istediklerini yapmasını (gayet doğru bir şekilde) o erkeğin muhtaç ya da tercih edilmeyen (tercih edilse tecrübeli bir erkek olurdu ve asıl olayı anlardı) bir erkek olmasından kaynaklandığını bilirler.

Bu konuda Yin bir başka örnek vermiş :

Tam da bu yüzden, “yapmam” dedikleri şeyleri yapmak için ikna olmayı beklerler ve yaptıklarında da “bana bunu sen yaptırdın / o yaptırdı” diye anlatırlar. Yapmak istemediklerinden değil, sorumluluk almak istemediklerinden. Oyun, bu sorumluluğu kadının üstünden alma sanatıdır.

Oyun da işe yaramıyorsa, “sizinle” yapmak istemiyordur. Nokta. Save edip baştan başlayacağınız bir oyun değil bu. Devam ederseniz siz zararlı çıkarsınız. Vakit harcamayın.

Evet tam da bu yüzden dominant, girişken ve atak ama oyunu doğal bir süreç gibi oynayan “piç”, adım adım, konuşarak, ikna ederek ve eşitlikçi oynayan iyi çocuğa toz yutturur. Piçle “kendiliğinden olur” veya “erkek baştan çıkarır”. Iyi çocukla seks ise resmen günahtır 🙂

Bir arkadaş instagram hesabımızda sormuş:

“Bu benim suçum değil” “Ben kötü bir insan değilim.” Yargılayan erkekten koşarak uzaklaşmaları bu yüzden mi admin?

Evet, yargılayan erkek kadının itibarına saldıracağı ya da saldırılmasına neden olacağı için kadın ondan uzak durmaya ya da her şeyi saklamaya meyillidir. Çoğu “iyi çocuk” AFC kaliteli kadın miti yüzünden yargılayıcıdır. Sitede öğrenen adam serisindeki çocuğu okuduysanız ilk gecede sadece kevaşe hatunlar verir diyordu ve o kafayı aşana kadar ilk gecede seks tecrübesi olmadı.

Bitirirken tekrar edelim: Bir kadın bir erkek ile (kendisine yürüyen, erkek arkadaşı ya da kocası) aralarından çözülmesi gereken bir sorun olduğunda, sorunun en pratik şekilde nasıl çözüleceğinden çok bu sorun çözülürken şu iki şeye  odaklanırlar :

1 – Bu sorun / tartışma benim SUÇUM değil.

2 – Ben KÖTÜ bir insan / kadın değilim.

Bunu olguyu kavrayabilirseniz, bir kadınla etkileşiminiz oldukça tahmin edilebilir hale gelir. Unutmayın ki kadınlar için çok uzun bin yıllar boyunca itibar kaybı canlarını tehlikeye atan (namus, kötü kadın, kaltak, cadı, vs.) bir şeydi. Ya da onları cinsel piyasadan atan bir şeydi (genetik ölüm). Bugün bile kadınların kendi aralarındaki rekabette bir numaralı silah itibar saldırısıdır. İtibarı koruma içgüdüsünün kadın psikolojisine neden bu kadar içsel olduğunu anlamak için bu uzun geçmişi düşünün.

Saha Raporu – Eşleşmeden Yatağa, 4 saat

Malum uzun süredir kayıbım. Daha önce ne yazdım ne yazmadım hatırlamak için eski yazılarıma bakarken farkettim, 2 yıl önce son yazımın sonunda bu olaydan bahsedip yazarım demişim. Ondan sonra malumunuz, kayıplara karıştım. Saha raporlarına buradan döneyim dedim.

Olay bir hafta içi günü akşam saat 7 sıralarında hatun kişi ile eşleşmemizle başladı. Hatun kişisi HB6.5’tan HB7 sayabileceğimiz ayarda. Benimle aynı yaşlarda yüzü idare eder fiziği iyi. Evde boş oturduğum bir akşamdı ve bakalım ne çıkacak diye muhabbete başladım:

Ben: “Naber kız napıyorsun?” (tinder‘da genelde basit giriş yaparım, hatunun gerçekten ilgisi yoksa yazmaz zaten)

Hatun: “İyiyim, doğum günüm bugün benim, arkadaşımla yemek yiyorum.” (arkadaşı kız)

Ben: “Doğum günün kutlu olsun kaç oldun?”

Hatun: “29” 

Ben: “Oha çok yaşlanmışsın! Ee kutlama yok mu?”

Hatun: “Şarap içiyorum şimdi, biraz çakırkeyif oldum. Sonra eve..” 

Şimbi bu noktada birşey dikkatimi çekti. Hatunun doğum günü, dışarıda yakın bir arkadaşıyla masada, çakırkeyif ve inatla mesajlarıma cevap vermeye devam ediyor. Vitesi bir tık arttırmaya karar  verdim:

Ben: “Aa olmaz ama öyle, hadi bir yerlere gidelim yemekten sonra.”

Hatun: “Yok bugün işe gittim çok yorgunum halim yok. Sen napıyorsun?” 

Ben: “Evdeyim kendime 1 kadeh içki koydum takılıyorum. Halin yoksa buraya gel, birlikte içelim.”

Hatun: “Arkadaşımlayım ama..” 

Ben: “Olsun onu da getir sen ;)”

Hatunun hiçbirşeye tam olarak hayır dememesi vitesi arttırma kararımın doğruluğuna beni yeterince ikna etti. Bir miktar naz sonrası hatun ve arkadaşı gerçekten de çıktı geldi eve.

Şimdi burada hatunun arkadaşına bir parantez açmak lazım. Bütün gecenin kaderi aslında onun ellerindeyi. Biraz aksi, ortamı bozacak bir tip çıksa bu geceden hiçbir bok olmama ihtimali çok yüksekti.

Neyse ki çok şanslı bir insanım, ben yürümeye çalıştıkça hatun utangaç ayağına uzak durmaya çalışıyor, arkadaşıysa “doğum günün bugün senin birşey olmaz keyfine bak” havasında sürekli. 1-2 saat sohbet muhabbet sonrası kızın arkadaşı sigara içmeye balkona çıktı ben de hamlemi yaptım.

Hatun: “Arkadaşım burada ona ayıp olur.” (beni yarım gönüllü durdurarak)

 Ben: “Arkadaşının birşey umursadığı yok, sen kendini kendine geriliyorsun.”

Hatun: “Yok olmaz ayıp v.s. v.s.” 

 Ben: “Arkadaşın döndüğünde soracağım, bakalım umursuyor mu” (baya alaycı ve kendinden emin bir tavırla)

Kızın arkadaşı birkaç dakika sonra geldi. Ben arkadaşına “müsadenle arkadaşına odamı göstereceğim” diyip göz kırptım, hatunun arkadaşı da “geç bile kaldın haha” dedi sadece.

Hatunu tuttum elinden, içeri götürüp bir güzel.. Öhm neyse, siz mevzuyu biliyorsunuz zaten…

Gelelim ben bunu neden anlattım:

Hatunun size yaktığı yeşil ışıkları ve verdiği sinyalleri doğru yorumlamak çok önemli. Bu kızımız yakın arkadaşı ile dışarıda olmasına rağmen mesajlaşmaya devam etti ve açıkca çakır keyif olduğunu belirtti. Buradan kızın muhtemelen biraz azmış pozisyonda olduğunu düşünüp yürüdüm ve yanıltmadı.

Kız ara ara kendini geri çekerek shit test’ler denedi. Hatta birkaç kere “arkadaşımla takıl siz yakıştınız baya” falan dedi. Hedeften sapmadan devam ettim.

Burada ara ara, ya ilk gecede kız eve atılmaz zor diyen, 2-3 buluşmadan önce bir bok olmayacağına inanan arkadaşlar türüyor. Doğru yer ve zaman olduktan sonra ve siz öküz olmadıkça herşey mümkün. Yeterki denemeyi bırakmayın ve her zaman elinizde yeterli sayıda yazılacak hatun olsun.

Tinder Rehberi

Erkek adam’ın kerameti

Biliyorum cok uzun zaman oldu,  Mahmut Abi ara ara insanlar seni soruyor diyor. Kusura bakmayın hayat baya yoğundu bir süredir. Şu 1 yılda başıma gelenleri halen daha uzunca bir saha raporu ile anlatmayı planlıyorum ama ona bu akşam enerjim yok.

Sitede ayda 1-2 kere sorun yaşanmakta bu ara, onun için de kusura bakmayın ana sebebi benim. Siteyi bir süre önce başka bir sunucuya taşımamız gerekiyordu ama vakitsizlikten yapamadık.

Şimdi gelelim ben neden böyle bir başlık attım diye. Duydum ki site göçtü diye Mahmut Abi’yi maile boğuyormuşsunuz. Ya hani burası bir sosyal platform olsa herkes birşeyler paylaşıyor olsa bir nebze anlayacağım da, biz bu siteyi size gerçek hayatta kadınlarla olan ilişkilerinize destek olsun diye açtık. 1 gün okuyamadığınızda çıkın sokağa pratik yapın lan teknik bilgi bir bokunuza yaramaz uygulamazsanız.

Özellikle Z kuşağında (1998 ve sonrası doğumlu arkadaşlar, evet siz) internetten birşeyler aratıp bulup okuyunca tüm dertlerinin çözüleceği gibi bir anlayış var. Kusura bakmayın ama NAH çözülür. Bu sitede yazılanların hiçbiri gidip 20-30 kadın tarafından ağzının tadıyla reddedilmeden hiçbir boka yaramaz.

Erkeklerin ancak ve ancak %20’si gerçek anlamda kırmızı hap’ı kabullenebilir ve uygulayabilir derken götümüzden mi uyguluyoruz? Bu siteyi bulup okudunuz diye hayatınızda değişecek tek şey mavi haplı yerine siyah haplı olup kadınlardan nefret etmek olacak eğer kıçınızı sıkıp uygulamaya dökmezseniz. Şu siteye takılan adamların %90’ıö kaldır kıçını haftada 3 kere hiç sektirmeden spor salonuna git desem ikinci hafta bırakır.

Lafı açılmışken gelelim son dönemde Mahmut Abi’nin dediğine göre burada kadınlardan nefret eden siyah hap tayfasına. Arkadaşlar siz kafanızdaki pembe dünyadan çıkamayıp, kadınların kafanızdaki pembe dünyaya uymadığını anlayınca onlardan nefret etmeyi seçmiş özünde hala mavi haplı olan kardeşlerimizsiniz. Şu sitede her zaman şunu yazmaya çalıştım (tamam lan biliyorum 1 yıldır yazmadım) kırmızı hap kadınları anlamaya yarar. Burada yazılanlar kadınlardan nefret etmek için değil onları anlayıp onlarla birlikte olabilmek için var.

Yakında temelli döneceğim. Ben hapı alıp benimsedikten sonra gidip gerçek hayatta ciddi anlamda test etme şansı yakaladım. Nacizane Mahmut Abi kadar olmasa da, anlatacağım, paylaşacağım çok şey birikti. Ama döndüğümde burada kadın düşmanı tayfanın ağzına vurmak için de güzelcene bir kürek edindim kendime, hazır olun.

Comfort test nedir?

Johnny Delusion instagram hesabında şöyle bir paylaşım yapmış:

Kızdan gelen mesaj: “Özledim” yazmış. Cevabın ne olur?

Yorumların çoğu da tahmin edebileceğiniz klavye çapkını tadında. Marjiso’nun şu yorumda özetlediği gibi:

“Yorumlara bakıyorum da herkes Kazanova 😀 Size ilgi veren her kadına soğuk konuşmak, ego yapmak gibi bir zorunluluğunuz yok. Bu oyun kıza, güne, ana, aranızdaki iletişime vs. göre değişir. Dinamikler sabit değil değişkendir …”

Orada serin serin yazan arkadaşların farkında olmadıklarını düşündüğüm bir konu var: comfort test (rahatlama testi) ve comfort testinin shit testten farkı. Comfort testini karşılamak shit testten farklıdır ve inceliklidir. Comfort testini düz mantık shit test sayarsanız, her lafın altında shit test arayarak yapacağınız gibi zararlı çıkarsınız.  Comfort testinde “ukala – eğlenceli” dozajını düşürmeniz ve minimal da olsa bir rahatlatma sosu koymanız lazım. İncelikte burada zira bu rahatlatmayı da abartıp beta davranış tarafına bokunu çıkarabilirsiniz ki böyle yaparsanız comfort testini shit test izler 😊

Peki nedir comfort test. Shit testten farkı nedir?

Öncelikle söyleyeyim, comfort test uzun süreli ilişki ve evlilik sürecinin konusudur. Uzun süreli ilişki ve evliliğin hemen başında da gelebilir ama kısa süreli ilişki ya da yürüme esnasında (sonucunda uzun süreli ilişki gelecekse bile) ortaya çıkması oranı azdır. Yani yürüdüğünüz hatunun “sana güvenebilir miyim bilmiyorum” sorusunu shit test sayarsanız ya da comfort test olmasına rağmen comfort testmiş gibi almazsanız pek zararlı çıkmazsınız. O nedenle uzun süreli ilişkiniz yoksa, böyle bir kavram olduğunu ve uzun süreli ilişki olursa gelip bakacağınızı not alın ve kafanız karışmasın diye gerisini okumayın.

Comfort testi, kadının erkeğinin cinsel pazar değerinin yüksek olduğunu kesin olarak bildiği zamanlarda, onu (ve varsa bebelerinizi) bırakıp gitmeyeceğinize emin olmak için yaptığı testtir. Comfort testini anlamanın en iyi yolu, arkasındaki bu motivasyonu bilmektir. Hatırlarsanız, shit testin motivasyonu, kadının sizin cinsel pazar değerinizin yüksek olup olmadığını test etmesidir. Bu ikisi arasında ciddi bir motivasyon farkı vardır ve bu iki motivasyon arasındaki farkı bilmeniz, shit test ile comfort testi ayırt etmeniz açısından çok önemlidir.

“Özledim” örneğini ele alalım. Direkt soru değil ama aslında hatun “sen de beni özledin mi?” diye soruyor. 3 – 4 gündür görmüyorsunuzdur, kız bunu bir kere söylemiştir. Burada bir comfort testi var muhtemelen. “Ben de seni özledim” demekten zarar gelmez. Ben genelde böyle bir comfort testi aşırıya gitmeyen bir eğlenen ustalık ile karşılarım. Örneğin bir süredir görüşmediysek ve imkânım varsa “bu akşam buluşalım ben de sana sabaha kadar seni ne kadar özlediğimi göstereyim” gibi bir şey derim. Dikkat ederseniz cevaben “ben de seni özledim” diyorum ama daha eğlenceli ve cinsel tınılı. Unutmayın comfort testini atan hatun bir süredir beraber olduğunuz ve aranızda bir cinsellik olan bir hatun.

Comfort testinde “ukala – eğlenceli” dozajını düşürmeniz ve minimal da olsa bir rahatlatma sosu koymanız lazım. İncelikte burada zira bu rahatlatmayı da abartıp beta davranış tarafına bokunu çıkarırsanız, comfort testini shit test izler.

Burada olayı aşırı betalaşarak anında shit teste çevirebilirsiniz. “Ben de seni özledim” deyip bırakmak yerine şiir yazar gibi onu ne kadar özlediğinizi, onsuz gecelerin geçmediğini, onun saçlarının kokusunu, sıcaklığını, bıdı, bıdı” diye uçarsanız mesela abartırsınız ve shit test yersiniz. Bu mekanizmayı bilmeyen erkeklerin “abi özledim diyen kendisiydi ama ben de onu ne kadar özlediğimi söylediğimde (söylediğim dediği kısa bir aşk şiiri) soğuk davrandı” gibi şeyler söylediğini duyarsınız.

Özledim, seni seviyorum gibi laflar shit test de olabilir. Mesela sürekli söylenip sürekli karşılığı bekleniyorsa. Bu durumlarda shit test sayın, shit test gibi karşılayın.

Başka bir örnek vereyim: “Senin gymde de hatun da çoktur. Aralarından güzel olanlar var mı?”

Pipimi cüzdanına bıraktım hayatım der gibi “bilmem fark etmedim” demek yanlış cevap. Dümdüz “evet var” diye kestirip atmak da. Bunu geçiştirebilirsiniz, mesela gülerek “niye sordun, kadınlara mı ilgi duymaya başladın yoksa?” daha iyi bir cevap.

O an imkân varsa “evet var, bana düzenli öpücük büyüsü yapıp koruman gerek” diye yumulup (daha da imkân varsa ardından seks yapıp) geçebilirsiniz. Bu tip bir cevap genelde hatunun sizi kendi büyüsü ile dizginlediği ama aslen vahşi bir aygır olduğunuz fantezisini körükler.

Aslında çoğu comfort testi bu şekilde yaramaz bir şekilde öpüp – sarılarak karşılayabilirsiniz. “Şişmanlamış mıyım?” diye comfort test attığında “görerek anlayamam, gel bir sarılarak ölçeyim” diye sarılıp karşılayabilirsiniz mesela.

Bir ek daha yapacağım. Comfort testi her zaman geçmek zorunda değilsiniz. Özellikle de korku oyunu veya gelişim süreciniz nedeniyle atılıyorsa.

Kadınlardan reddetme konusunda dürüstlük beklemek, siz daha çok beklemek

Başlığı Geronimo açmış gibi ama oraya takılmayalım. Bir süredir yazmak istediğim bir şeydi, kısmet bugüneymiş.

Kadınlardan ilişki tavsiyesi almanın bir versiyonu da bu beklentidir. O başlıkta kısaca anlatılan şuydu: Biz erkekler isteklerimizi karşı tarafa doğrudan ilettiğimizden genelde kadınların tavsiyeleri ve isteklerinin de “doğrudan” iletişim yoluyla sunulduğunu zannederiz. Ama kadınlar ilişki konusunda nadiren istediklerini “doğrudan” söylerler. Kadınlardan yemek tarifi alın, seyahat tavsiyesi alın, hatta nükleer fizik konusunda ders alın ama asla ve asla ilişki konusunda tavsiye almayın.

Bu hususta dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da kadınların saçma sapan, o anın bağlamında hiçbir mantık ifade etmeyen reddetme cümleleridir.

Yaklaşık iki ay önce ekşi sözlük’te şöyle bir yazıya denk geldim. Yazar arkadaş, hoşlandığı kadın her kimse artık, kendisine reddederken dürüst olmadığı için içerlemiş ve “eksiklerim (maddi, tip, ortam vb.) sebebiyle reddetmek yerine niye uzunca süre ilişki istemiyorum deyip 1 ay sonra başkasıyla sevgili oluyorsun?” gibi erkekler için son derece mantıklı, ama kadınlar için tamamen anlamsız gelecek bir soru sormuş. Bu durum eminim çoğumuzun başına gelmiştir. Size yok diyen hatunu bir hafta sonra başkasıyla el ele, göz göze görmek…

Dananın kuyruğu da burada kopuyor zaten. Kızlar tam da sizin o “örtülü” reddetme sinyallerini anlayacak kadar tecrübeli olmadığınız için reddetme konusunda tereddüt yaşamıyor. Hatta şöyle diyeyim, kızın kafasında “Ben bu adamı istemediğimi daha nasıl belli edeyim?!” gibisinden sorular dönüyor, o da sizin anlamamanıza şaşırıyor. Çünkü kadının dili farklı.

Peki nedir bu “örtülü” sinyaller?

Tanışma isteğini görmezden gelmek bir sinyaldir. Mesajlara dönmemek veya çok geç, 1-2 kelimeyle dönmek bir sinyaldir. Buluşmayı ekmek bir sinyaldir. Buluşma davetini kabul etmemek bir sinyaldir. Buluşma davetine muğlak bir zaman belirterek cevap verip dönüş yapmamak bir sinyaldir. Kıytırık bir sınav, iş vs. bahanesiyle ilişki istememek bir sinyaldir. Arkadaşlığınız bozulacak diye ilişkiden kaçmak bir sinyaldir. Seni üzmekten korktuğunu söylemesi bir sinyaldir. Cinsel ilişkiyi ertelemek bir sinyaldir.

Kadınlar çoğu zaman size “tipini beğenmedim, pısırıksın, güçsüzsün; o yüzden seni istemiyorum” demeyecek ve yukarıda bahsettiğim “daha erdemli ve mantıklı” görünen bahanelere başvuracak.

Bunları sinyal olarak gör(e)meyen bir erkek, kadının önüne attığı boktan bahanelere inanır ve bunları sorun gibi algılayarak eğer çözerse kadının kendisine tamam diyeceğini zanneder. Ya da bunları kızın naz yaptığına yorar (çünkü birtanesi kartanesi kızımız hemen evet derse kolay kız görünebilir) ve kızın peşinde daha çok koşar. Kız da peşindeki adamın ısrarını gördükçe onun bu işlerden anlamadığını görür ve daha da uzaklaşır. Sonunda da “sözlü” olarak açık ve net bir biçimde reddeder. Bu “sözlü” reddi duyana kadar kızı nextle(ye)meyen adam, kırmızı haptan tek yudum içmemiş demektir. O yüzden reddetme sebebini sorgulamadan kızı orada bırakın. Çünkü sunulan sebep çoğu zaman siktiri boktan bir bahane olduğu için düşündükçe kafanız daha da karışacak ve hata yapacaksınız.

Kadınların bu “örtülü” reddetme sistemini bildiğimiz için bu sitede reddedilme veya kadınlardan olumsuz şeyler duyma korkusuyla day game ve online game yapamayan arkadaşlara “yürümekten korkmayın, kızlar genelde görmezden gelerek reddeder” diyoruz. Sonunda ölüm yok çünkü.

Peki bu sinyalleri bilmenin ve anlamanın bize ne faydası var? Öncelikle boşuna zaman kaybetmeyeceğiz ve daha kolay next yapacağız. İkinci faydası ise erkeğin sinyali çakıp uzadığını gören kadın, onun işten anlayan bir adam olduğunu düşünecek ve ilginin kesilmesiyle kendisi erkeği elde etmek için uğraşmaya başlayacak. Tabii ki nextlediğiniz her kız geri dönmeyebilir ama dönme ihtimali emin olun o sözlü reddi duyana kadar kendini yırtan erkeklere göre daha fazla. Bu da yeri gelince oyunun bir parçası.

Hatun geri geldiğinde de izleyeceğiniz stratejiyi ayrıca düşünürsünüz.