Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 4 – Aldatan kadın ile görüşme ve bedel ödetme moduna giriş

Önceki bölüm için,  Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 3 – Çocuklarla ilk karşılaşma.

Annesi beni, Mia’nın kazadan sonra iyileşme sürecini yaşadığı, çocukluğunu geçirdiği odaya götürdü. Kapıyı açmadan önce annesine “Mia ile konuşmamız lazım” dedim. Sesimdeki hafif öfkeyi sezerek, patlama alanının dışına çıkmak için kapıyı arkasından aceleyle kapadı.

Odaya girer girmez Mia’ya ayrılma nedenimizin onu artık hiçbir zaman sevemeyecek olmama baglama cüretini nereden bulduğunu sordum. Gerçeğin bu olduğunu söyledi. Ben de gerçek bu olsa da bunun sebebinin kendisinin yalancı, aldatan, hilekar, önüne gelenle yatan – kalan boşlukları siz de doldurabilirsiniz – olduğunu ve kendi rolünü hasır altı etmeye çalıştığını söyledim.

Bana daha önce özür dilemeye çalıştığını ama benim onu dinlemek istemediğimi söyledi. Ben de patlayarak özür dilemenin ne işe yarayacağını sordum. Özür dilemesi ne verdiği hasarı geri alabilecekti ne de bundan sonra olacak hasarı engelleyebilecekti.

Mia’nın yaptıkları için gerçekten üzgün olduğuna inanmıyordum. Ona iki masum çocuğu, beni kötü biri olarak gösterecek şekilde nasıl manipüle edebildiğini sordum. Benim ne zaman evliliği mahveden kötü adam olduğumu sordum.

Mia ona ikinci bir şans vermediğimi söyleyince, doğru söylemem gerekirse onu durdurup ne kadar ağrı kesici aldığını ya da içki içip içmediğini sordum. Ciğeri beşpara etmez bir yalancının ikinci bir şansı, merhameti veya saygıyı hak ettiğini, düşünmesi için tek mantıklı açıklama buydu. Hayır. Bütün bunları, kendi davranışları yüzünden kaybetti. Artık karımın kim olduğunu bile bilmiyorum. Sanki Caligula’nın hayaleti ya da Charlie Sheen tarafından ele geçirilmiş gibi, benim güzel ve ahlaklı karım, ruhsuz bir fahişeye döndü ve benim sağlığımın da etkilenmemesi, Tanrının bir mucizesi.

Mia’ya, hayatındaki her şeyi, ucuz heyecanlar için mahvettiğine değip değmediğini sordum. Bunları sadece ucuz heyecan için yapmadığını söyleyince ona, daha önce duygusal bir şey olmadığını söylediğini hatırlattım. Yaptıklarının çoğunun, özellikle de ilk başlarda, onaylanma ile alakalı olduğunu, peşinden koşulmasının hoşuna gittiğini söyledi. Hayatının geri kalanında nasıl algılanacağını ve yaptıklarının sonuçlarını düşünürsek, kendisinin peşinden koşulduğunu nasıl düşünebildiğini sorduğumda sinirlendi.

Sonuçta Mia ile birkaç saat konuştuk. Michael doğduktan sonra depresyona girmişti. Bana bu dönemde, bir kadına benden daha fazla destek olabilecek bir kocanın olmadığını söyledi. Ben de bu nedenle bana hayatımızın o mutlu döneminde, bu kadar acımasız bir şekilde nasıl ihanet edebildiğini sordum. O dönemde kendisini yok etmek isteyecek kadar kaygı içine gömüldüğünü söyledi. Kalbinde bana ve Michael’e karşı sevgi varmış ama bir nedenden dolayı depresif ve boş hissediyormuş.

Bu dönemde depresyon nedeniyle, normalden 6 ay fazla süre işten uzak kalmıştı. Ona paranın satin alabileceği en iyi therapist ve doktorları tutmuştum. Bu dönemde neden oldukları ve onun için yaptıklarım dolayısıyla kendisini suçlu hissettiğini itiraf etti. Tüm aileyi benim sırtlamış olmam onu ezmeye başlamış. Her ne kadar o dönemde neredeyse hiç yükü olmamasına ve hep istemesine ragmen, anne olmasının iyi bir fikir olup olmadığını sorgulamaya başlamış.

O dönemde hem gerçek hayatta hem de internette tüm arkadaşlarından kopmuştu. Bana beni sevdiğini söyleyip özür dilemişti. Ben de özür dileyecek bir şey olmadığını, tek istediğimin onun bir an önce iyileşmesi olduğunu söylemiştim. Belki de kısa süre sonra yapmaya başlayacağı şeyler için özür diliyordu.

Rebecca eve ilk gelmeye başladığında, onu görmek beni çok mutlu etmişti. Becca Mia’nın tüm karşı koymasına ragmen sonunda eve gelebilecek kadar ısrarcı ama Mia’nın açılmasını sağlayacak kadar da nazikti. Bundan sonra gece dışarı çıkma gibi bir şeyin olabilmesi bile aylar aldı. O zaman Mia’yı Starbucks’a götürmek bile büyük bir zaferdi.

Karımın bekar bir kız arkadaşı ile barlara ve gece kulüplerine gitmesine izin verdiğim için, benim dünyanın en büyük gavatı olduğumu düşünen bir sürü erkek var. Normalde %99 haklılar.  Buna çok daha önce bir dur demeliydim. Ama hayatımızın o noktasında, tüm o mutsuzluk ve izolasyondan sonra, dışarı çıkmak onu mutlu ediyordu.

Mia sadece 2 sene içerisinde hem eş hem de anne olduğunu ve erkeklerin ucuz heyecan için bile olsa ona ilgi duymasının egosunu nasıl yükselttiğini açıklamaya çalıştı. İlk ihanetinin, eğer çok sarhoş olmasa asla gerçekleşmeyeceğini iddia etti. Ama buna ragmen ilk ihaneti kendi isteği ile olmuştu ve bundan sonra bu olanı öğrenirsem ona bird aha asla dokunmayacağımı bildiğini söyledi. Bunun sonucunda da her şeyini kaybedeceğini bildiğini söyledi. Mia bu evliliğe hiçbir varlığı olmadan gelmişti.

Mia’ya onu birgün yakalayacağımı ve nasıl tepki göstereceğimi hiç düşünmedin mi diye sordum. Bunun beni mahvedeceğini bildiğini söyledi ve bu nedenle de korkunç hissettiğini iddia etti. Bunun üzerine de bariz olan soruyu sordum: “Peki o zaman beni aldatmaya neden devam ettin?”

İhanetinden sonra ayıktığında suçluluk ve utanç hissettiğini iddia etti. İlk defa dışarı çıktıktan sonra bir hafta süreyle çok üzgün olduğunu hatırlıyorum. Rebecca bize gelmişti ve özel olarak saatlerce konuşmuşlardı. O zamandan sonra aylar boyunca, doğumdan önceki eski Mia geri gelmişti.

Mia Rebecca’ya yaptıklarından dolayı kendisini bana karşı değersiz hissettiğini söylemiş. Eğer bunu öğrenirsem, bu evliliği bitirirmişim ve Michael’I da ondan alırmışım. Bu nedenle de bu sırrı mezara götürmeye karar verip, benim için olabilecek en iyi eş olmaya çalışacakmış. Geriye dönüp baktığımda, bunun kırmızı alarm olduğunu görebiliyorum.

İstediğiniz kadar benim bir embesil olduğumu düşünün ama o zaman bir bebeğimiz vardı ve bu bebeğe %95 ben bakıyordum. Karımın birden hayata dönmesini kırmızı alarm olarak görmek delilik gibiydi. İki haftada bir mucize gerçekleşmiş gibi hissediyordum. Mia ev kadını ve anne olarak rahat hissedince, önce yarı zamanlı ve sonra da tam zamanlı olarak işe dönebilmiştim. Geriye dönüp baktığımda, Michael’in bir yaşına girdiği günden önceki ve sonraki zaman, hayatımızın en mutlu dönemiydi, en azından benim için öyleydi. Şimdiyse bunun Mia’nın ihanetini kapamak için yaşandığını öğrenmek, tüm o mutlu anıları sonsuza kadar kirletti.

Ona neden yeniden ihanet ettiğini, onun için yeterli olmadığımdan mı ihanet ettiğini sordum. Depresyonda olduğu dönem hariç harika bir seks yaşamımız olduğunu düşünürdüm. Her zaman benimle birlikte olmaktan zevk alıyor gibi görünüyordu.

Mia, sırrı sakladıkça daha kötü hissettiğini ama Michael’in doğduğu zamandan farklı olarak, bu sefer ne kadar kötü hissettiğini bilmeme izin veremediğini iddia etti. Onu üzgün olduğunu bilirsem, onu teselli etmeye çalışacakmışım ve bana üzgün olduğunu anlatamazmış. Daha sonra sırrı tutmak için bir mutluluk maskesinin ardında yaşamanın zorluğundan bahsetti.

Bana biyolojik annemin ailesi ile bir araya gelmek için gittiğim zamandan bahsetti. Aileye ilk defa göstermek için Michael’i de beraberimde götürmüştüm. Mia, hasta olduğunu iddia ederek son anda gelmekten vazgeçmişti. Onun bana ihanet etmesine engel olamamıştım zira o zamana gelmeden beni aldatmıştı. Ama o an onun beni 6 yıl boyunca aldatacağı, sonunda benim olduğunu sandığım çok özel birinin hiçbir zaman benim olmadığımı anlayacağım yoldan alıkoyamamıştım.

Kendimi suçlamıyordum zira Mia da bizimle o uçakta olmalıydı. Hayır, aslında ihanetini çoktan itiraf etmiş ve benim hayatıma devam etmeme izin vermiş olmalıydı. Ama her nasılsa sonuçları hiç düşünülmeyen birçok hata, birçok yalanla bir araya gelmişti ve bunun cefasını da ben çekecektim! Bu, insanın sevdiğini iddia ettiği birine değil de düşmanına yapacağı bir şey. Bana yine aynı “çok büyük bir depresyondaydım” hikayesini anlattı. Ben uzaktayken, hiçbir değeri olmadığını biliyormuş ve ben onu cezalandırmasam da, o kendini cezalandırıyormuş. Onun bunu hak ettiğini bilmiyormuşum, en azından bu onun rasyonelleştirme yolu. Onun ne yaptığını bilirsem onu bir sokak fahişesi gibi görürmüşüm ve ondan iğrenirmişim.

Ben onu ne kadar sevdiğimi göstermeyi hiç bırakmamışım ve bir noktadan sonra eğer gerçeği bilirsem onu sevmeyeceğimi anlamış. Bu nedenle de ona verdiğim ilgi önemsiz hale gelmiş ve önceki ağırlığını kaybetmiş. Zira ilgiye değmeyen biri olduğunun farkına varmış ve iğrenç randevusunu bilsem, ben de farkına varacakmışım.

Dediğine göre, omzunda ağlamak için Becca’yı aramış ve Becca’da onu dışarıda içmeye ikna etmiş. Anlattığına göre günün ilk yarısını ağlayarak ve ne yapması gerektiğini sorup durmakla geçirmiş. Barmen ona neşelenmesi için birkaç içki getirmiş ve – bunu bana anlatmasına gerek yok – Becca onu flört etmeye teşvik etmiş. Kendini barın arka sokağında adamın birini öperken bulmuş ama kendini durdurmuş. Kendini çok daha kötü hissederek içeri girmiş zira yine ihanet ettiğinin farkına varmış.

Sonra daha fazla alkol tüketilmiş ve Becca Mia’yı içeri taşıması için birinden yardım istemek zorunda kalmış. Bu biri, az önce karımın ağzına dilini sokan adammış. Rebecca onları yalnız bırakmış, elbiseler çıkarılmış, vs.

Ona Michael’i hiç düşünüp düşünmediğini, benim aklına gelip gelmediğini, bize ihanet ettiğinin aklının ucuna gelip gelmediğini sordum. Bu sorum üzerine sinirlendi ve oğluna hiçbir zaman ihanet etmediğini söyledi. Ben de sadece bana değil, Michael’e, Carrie’ye, anne ve babalarımıza ve evlilik yeminimizi izleyen herkese ihanet ettiğini söyledim. Ailemizin kutsallığına, ailemize ve evliliğimize ihanet ettiğini söyleyerek ayağa kalktım. Fakat sonra durdum ve başımı sallayarak, o zamana kadar ne yapmış olursa olsun benim gitmeme izin vermesi gerektiğini söyledim. Boşansaydık, Michael’a bakacağımı ve onun da kendisini tüm eyalete dilediği gibi düzdürebileceğini söyledim. Klozetlere ismini seve seve yazabileceğimi de söyledim. Ama o bunu yapmamıştı.  Beni aldatmaya devam etmişti. Öyle ki, birkaç erkekten sonra artık bir stratejisi olduğunu öğrendiğimde midem iyice kalktı. Bu erkeklerin kendisine bağlanmasını istemediğini,  duygusal bir bağ aramadığını söyledi. Buna bir isim bile bulmuştu: balık avlama. Bir erkeğin numarasını alma, sonra arayı ısıtma, kendini geri çekme, adamın peşinden koşmasını sağlama ama bunların hepsi onun çizelgesine göre olacak şekilde. Onun güzel olduğunu düşündüğümü bildiğini ama ikinci bir fikrin zararı olmayacağını söylediğinde ona öylece bakıp başımı sallamaktan başka bir şey yapmadım.

En azından barmenin Carrie’nin babası olmadığını biliyoruz zira kendisi sperm bağışçısı olmak için oyuna çok daha evvel girmiş ve sadece o zaman yattıklarını iddia ediyor. Görüştüğü adamlardan isimlerini hatırladıklarının olup olmadığını sordum ve bu, o geceki konuşmayı kesmeye yetti.  Tamam, daha fazla cevap istiyordum ama yaptıklarını bir gecede bilmeye niyetim yoktu ve ben buraya bunun için gelmemiştim.

Mia bir sandalyeye oturmuştu ve alçıları da yastıklar üzerine konulmuştu. Yüzümü yüzüne 2-3 cm kalacak noktaya getirdim ve bir insan müsveddesi olduğunu ve bir ruhu olduğuna inanmadığımı söyledim. Ona yaptıklarının akla hayale gelmeyecek acılara neden olduğunu ve olacağını söyledim. Onun gözlerinin içine bakarak, bunun çocuklarıma zarar vermesine izin vermeyeceğimi söyledim ve gözlerine dimdik bakarak, 6 yıldır aldatılanın ben olduğumu ve bundan sonra ihtiyaçlarına odaklanacak rahatlığa sahip olanın ben olduğumu söyledim. En küçük bir hile ya da manipülasyonunun benim ona olan tiksintimi arttırmaktan başka bir işe yaramayacağını söyledim.  Bir daha asla bir araya gelmeyeceğimizi, onun bana dokunmasından bile tiksindiğimi, sadakatin onun kitabında yazmadığını söyledim. Ama babası olsam da olmasam da, Carrie’yi gerekirse annesinin yalan ve manipülasyonundan bile koruyacağımı söyledim.

Mia’ya Nadia’nın yeni bir BMW’ye onu annelik yapamaz ilan edecek arkadaşları olduğunu söyledim, evet oraya kadar gittim. Eğer söyleyecek bir şeyi varsa yüzüme söylemesini, Michael ve Carrie’yi mesaj göndermek için kullanmamasını, bunun bir daha olmayacağını söyledim. 

Carrie’nin boşanmadan ve babalıktan haberi olmadığını ama zamanı geldiğinde bu haberi ona benim vereceğimi söyledim. Ona ikimizin de annesinin kurbanı olduğumuzu ve ikimizi de bu kadar mahveden birinin beni kötülemesine asla izin vermeyeceğimi söyledim. 

Bu korkunç haberi Carrie’ye daha uzun süre söylemeyi planlamıyordum ve ne zaman söyleneceğine de ben karar verecektim. Ona avukatı olmadığını hatırlattım ve çocukların en az önümüzdeki 2 hafta benimle kalacaklarını söyledim. Bu süre zarfında sadece ihanetini değil aynı zamanda Carrie’ye zarar verecek manipülasyonunu da iyi düşünmesi gerektiğini söyledim. Ona yeniden anne olma hakkını ne zaman olacağını benim belirleyeceğimi de ekledim.

Bana karşı yapabileceği fazla bir şey yoktu. Çocuklar zaten bendeydi ve o da alçılar içindeydi. Bırakalım yalnızlığı içinde yaşasın dedim.

Geri dönerken işlerin nasıl sonuçlanacağını bilmeyi çok isterdim diye düşündüm. Bu, hayatımın en büyük mücadelesi ama bu sahte evliliğin tamamen yıkılıp yok edilmesi gerekiyor. Ama annesi ile babası arasındaki savaştan habersiz küçük kıza zarar vermek için bir neden yok. Bunun böyle kalmasını istiyorum. Çocuklar Mia ile beni aynı ortamda görmemeli zira ikimiz aynı odadayken ortamın aurasından zehir akıyor. 

Mia ile çocukların önünde savaşmayacağım ama yemin ederim ki ona gününü göstereceğim ve en küçük saçmalığını bile ağzına tıkacağım.

Üzgünüm, bu yazı çok uzun oldu. Her tercihimin bin tane sonucu olacakmış gibi hissediyorum. 

“Adam ol, DNA önemli değil” insanlarının anlaması gereken şey, Carrie’ye zarar vermeyi zerre düşünmediğim. Sadece onun tarafında olmayacağım ama onun için savaşacağım da. Bunun benim ve o küçük kız için nasıl sona ereceğini bilmiyorum ama ikimiz de aynı insanın kurbanı olduk ama bana gelen zararın ona da gelmesine izin vermeyi reddediyorum.

Rastgele bir arızanın kızımın hayatına girmesine izin vermeyeceğim ve bu konuda Mia’ya karar hakkı vermeyeceğim. Önce onun geçmişine bakıp sonra onunla buluşabilirim ama buna ben karar vereceğim. Ama o güne kadar oğlum Michael ile kızım Carrie fırtınadan korunacaklar. Onları gelmekte olandan korudum ve gelecek olandan da koruyacağım. Ama tabii ki bunlar bitene kadar ruhlarımız ara ara kanayacak.

Bunları güncel bilgi vermek için yazdım ama bu kadar kafa ütülediğim için özür dilerim. Bazen haftada iki kez terapiye gidiyorum. Bir yardımı olduğundan emin değilim ama daha yeni başladık. Bu nedenle terapiye biraz daha şans vereceğim.

***

Yorum: Çocuklarınla, annelerinin neden artık eve gelmediği hakkında söylediği şeylere değinmeden yaşamaya devam edemezsin. Mia onların kafasına tohumu attı ve bu tohumun icabına bakmazsan, bu tohum yeşerecek. Senin durumunu onlara anlatacak bir aile danışmanı bul. Onları annelerinin yaşam biçiminden koruma hedefini uygun bir şekilde anlatsın. Bu konuda profesyonel yardıma ihtiyacın var.

Mia’ya gelince. Bir daha Mia ile asla ama asla yalnız kalarak görüşme. Bu kadın seni zerre önemsemiyor ve durumu kendi lehine ve senin aleyhine manipüle etme konusunda ustalaşmış biri. Bu artık geçmişte yaptıkları ile alakalı değil. Bu, gelecek için, çocukların velayeti için bir savaş.

Eğer onunla yalnız kalırsan, herkese onu öldürmekle ya da dövmekle tehdit ettiğin konusunda yalan söyleyebilir. Ona saldırgan bir şekilde dokunduğunu, “hoşuna gidiyor mu, neden gitmesin, orospu değil misin” gibi şeyler dediğini iddia edebilir. Sanırım ne demek istediğimi anlamışsındır. Bunu Mia yapmasa bile Rebecca yapabilir ve ona yalnız kaldığınız zaman kendisine kötü şeyler yaptığını ya da tehdit ettiğini söylemesini tavsiye edebilir.

Kendini ve çocukları korumak istiyorsan, bu kadınla bir daha asla yalnız kalmamalısın. Şu an şu haliyle böyle bir şey yapmayacağını düşünüyorsan, seni aldatmaya başladığı zamandaki halini düşün. Bu kadının kim olduğunu bilmediğini aklından çıkarma. Asıl Mia’nın neler yapabileceğini bilmiyorsun. Daha önce de seni böyle aldatabileceği aklının ucundan geçmiyordu. Çocukları sana karşı manipüle etmesi, yapabilecekleri konusunda bir küçük reklam sadece. 

Bu kadın için sana yalan söylemenin son derece normal olduğunu unutma. Daha açık söylemek gerekiyorsa, sen Mia denilen bu kadının umrunda değilsin, bu kadın sana zerre değer vermiyor. Bu kadın anlık zevk hissetmek için, senin hayatını mahvetmekten çekinmeyecek birisi.

Bu kadının sana onca süre yaptığı o şeyi bir insanın sevdiği birine yapacağını sanmıyorsun değil mi? İnsanlar böyle şeyleri, zerre önemsemedikleri insanlara yaparlar. 

Mia’nın tek önemsediği şey kendisi. Eğer istediğini almak için seni mahvetmesi gerekirse, seni gözünü kırpmadan mahvedeceğine emin ol. Yaptığı şey için zerre üzgün olduğunu ya da pişman olduğunu düşünme. Çocuklara bunu neden söylediğini sorduğunda yaptığı açıklamaya bak. Seni suçlamış zira ona seni aldatmaya devam etmesi için bir şans daha vermemişsin! Seni aldatmaya başlamasında ve seni aldatmaya devam etmesinde bile çok iyi bir koca olduğun için seni ve depresyonu suçluyor. Yok efendim öğrendiğinde nasıl davranacağını biliyormuş da, bu da onu daha fazla ve sık ihanet etmeye itmiş de, çok kötü durumdaymış da.

Mia’nın seni aldatmasında herkes suçlu ama  bir o suçlu değil!  Güya bu tercihleri yapmayı hiç istememiş ama hep yapmak zorunda kalmış. 

Bu kadından uzak dur. Bu kadınla buluşmandan tek bir iyi sonuç çıkmayacak. 

***

Merhaba. Bu yorumun benim için çok ama çok anlamlı olduğunu ne kadar söylesem az. Mia ile ilgili söylediklerin tamamen doğru. O yazdıklarımı gece geç saatlerde yazmıştım ve uykuluydum. Tüm yorumları ve cesaretlendirici yazıları takdir ediyorum. Ne kadar çok istesem de, hepsine cevap verecek vaktim yok. O nedenle cevaplamak için senin yorumunu seçiyorum. En son güncelleme üzerinden birkaç ay geçti ve işler biraz daha oturdu.

Mia’yı görmeye gitmem ve ona meydan okumam embesilceydi. En azından, konuşmayı kayda almalıydım. Mia bana iftira atsa, anne ve babasının onun tarafında olmayacağını düşünmek isterim ama sonuçta Mia onların kızı. Bildiğim kadarıyla Mia’nın yaptıkları onların da midesini bulandırıyor ve tam bir hayal kırıklığı içindeler. Mia’nın yaptıkları, torunlarının hayatını darmadağın etti ama sonuçta Mia onların çocuğu ve ona sadık olacaklardır. Bugünden itibaren bunu aklımdan çıkarmamam gerekiyor.

Aynı zamanda çocuklarla şimdi konuşmam ve boşanmayı onlara açıklamam gerektiği konusunda karar vermeme yardımcı olduğun için teşekkür ederim. Dediğin gibi, yardıma ihtiyacım olacak ve bunu hemen şimdi ayarlayacağım.

Nadia ile telefondaydım ve bana önerdiği terapistleri aramama bile gerek kalmadan, Nadia’nın elemanları arama yapıp Perşembe okul sonrası terapiyi ayarlamışlardı bile. Bu zor olacak. Ağlayacaklar ve ben de ağlayacağım. 

Birinci hedefim, Mia ile benim artık bir arada olmayacağımızı öğrenmeleri. İkinci hedefim, buna onların neden olmadığını anlamaları. Son hedefim de, bu olanların benim suçum olmadığını da anlamaları. Doğru ya da yanlış, kendimi onların ve diğer insanların gözünde yükseltmeliyim. Bütün bu olanların çocuklar ve diğer insanlar tarafından nasıl algılandığını Mia’nın kontrol etmesine izin veremem.

O sabahtan sonra Rebecca’yı bir daha görmedim ama arka planda olduğuna ve Mia ile iletişim kurduğuna eminim. Yine eminim ki, Mia’ya destek vermeyi pozitif bir şey olarak görüyordur. En yakın arkadaşı için kim yapmaz ki? Bunu düşünmek bile beni deli ediyor. Sadakat benim için çok önemli ama bir arkadaşının kocasını aldatmasında sadakat göstermek ve o arkadaşın kurbanlarına zerre empati duymamak sadakat falan değil. Becca hiç suçluluk ya da pişmanlık duyuyor mu merak ediyorum ama aslında umrumda olmaması lazım ve umrumda da değil.

Mia’ya göre bu olanlar o hariç herkesin suçuydu. Güya bu kararları vermeyi hiç istememişti ama başka seçeneği kalmamıştı. Mia ile geçirdiğimiz bunca sene boyunca, şu son zamanlara kadar, bir kere bile narsist eğilimler göstermediğine yemin ederim. Ama dikkatleri kendi yanlışlarından uzak tutmak için herkese parmak uzatıyor. Ama tabii görünen o ki Mia, benim bildiğimden çok daha manipülatif bir insan. Geçici narsizm diye bir şey var mı ya da yetişkin biri sonradan narsist olabilir mi bilmem. Birçoğunuz benim çok saf ve enayi biri olduğumu düşünüyor olabilir ama bugün karşımda duran Mia, benim daha önce hiç bilmediğim bir insan.

Geriye doğru baktığımda Mia’nın Michael’in doğumu ile beraber değiştiğini görüyorum. Doğum sonrası depresyonuna baktığımda, hayatımızın oradan itibaren bugünkü cehenneme doğru yokuş aşağı gittiğini görüyorum. O zaman nasıl davransam bugünkü durumda olmazdım diye kendime sorup duruyorum. Daha tatlı sert mi davranmalıydım mesela? Onu hayatın gerçekleriyle başa çıkması konusunda zorlasa mıydım? O zaman seçeneklerim vardı ve görünen o ki yanlış tercihler yaptım. Ama bugün bile o zamandan daha fazla nasıl yardım edebilirdim diye düşünmeden edemiyorum. Bana her ihtiyaçları olduğunda, onun ve Michael’in yanında oldum. Görünen o ki birçok şeyi daha başka şekilde yapabilirdim ama daha iyi seçenekler nelerdi bilmiyorum.

Şimdi ileri doğru planlarım şunlar: Terapiye devam edeceğim. Düşüncelerim ve duygularım konusunda daha açık olacağım. Bu öyle zamanlar hızlıca geçer gibi bir durum değil maalesef.

Bundan sonra da çocukları hem bensiz hem de benimle terapiye göndereceğim. Mia ile çocuklar arasındaki bağı onarmak gibi bir niyetim ya da sorumluluğum yok. Gelecekte yapmak istediğim şeylerden biri de, Carrie’nin annesi gibi bir kadına dönüşmemesini sağlamak. Bu hedef bana bir miktar odak verdi. Onun annesinden nefret etmesini sağlamaya niyetim yok ama gerçekleri de tatlı yalanlar arkasına saklamayacağım. İsmimi Carrie’nin doğum belgesinden sildireceğim ama dün, Carrie’nin velayetini almak istediğime karar verdim. 

Mia’nın fiziksel olarak iyileşmesi çok uzun zaman alacak ve bir sürü tedaviye ve muhtemelen birkaç ameliyata ihtiyaç duyacak. Bu süreçte Carrie’ye bakabileceğini sanmıyorum. Geçen hafta bu görevi, boşanma tamamlanana kadar Mia’nın anne ve babası üstlendi. Carrie’nin velayetini alacağım. Mia’nın veya ebeveynlerinin tutacağı hiçbir avukat, Nadia ve firması ile boy ölçüşemez. Carrie’ye zarar gelmesini engellemek için Mia’yı mahvetmem gerekirse, bunu yaparım, problem değil.

Daha önce söylediğim gibi, iştahım hiç de iyi değil. Şişman olmamama rağmen geniş biriyim. Geçen hafta bir iş arkadaşımla spor salonuna gittim. Monoton bir şey ama eğitmenlerden birisi bana her Pazartesi sabahı grup çalışması olduğunu söyledi. Açık alanda traktör tekeri çevirmek, ağır halatlarla kamçılamak, koşu gibi aktiviteler varmış. Kızgınlığımı bir dambıldan çıkaramıyorum ama kocaman bir traktör lastiğinden çıkarabileceğime eminim. Mia’yı bastığım yatağı tersyüz ettiğimi düşüneceğim. Spor hocasına gelecek haftadan itibaren en az 4 seans geleceğime söz verdim. Belki 15 dakikada pestilim çıkacak ya da o traktör lastiğini gökyüzüne savurduğum için yeni lastik bulmaları gerekecek. Ne olacağını göreceğiz.

Zaten yapmayı düşündüğüm şeyi onayladığınız için teşekkür ederim. Mia ile kirli dövüşeceğim. Anne Ayı ve arkadaşı Goldilocks’a karşı Baba Ayı moduna girdim. Evet Rebecca sarışın olanı ve ormanın yarısına veren bu yalancılarla uğraşacağım. İkisinin de nasıl birer şeytani cadı olduğunu ifşa edeceğim. Daha önce öğrenmeleri ama öğrenmedikleri şeyi, uyuyan ayıyı uyandırmamaları gerektiğin, onlara acı yoldan öğreteceğim.

Sonraki bölüm: Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 5 – Boşanmadan Önceki ve Yeni Hayat

Tüm seri:

David Goggins Can’t Hurt Me: Master Your Mind and Defy the Odds Kitap Özeti (Erkek Adam Podcast)

Bu Erkek Adam podcastında David Goggins’in Defy The Odds yani “İmkansıza Meydan Oku” şeklinde çevrilebilecek olan kitabından bahsediyorum. Bu kitapta David Goggins, oldukça ilham verici olan yaşam hikayesinden bahsediyor. Kısaca kitap, insanın zihinsel ve fiziksel kapasitesini kendi sınırlarının ötesine taşıyarak, normalde başarması imkansız gibi görünen şeyleri nasıl başarabileceğinizi anlatıyor.

Goggins, aslında kendimizi değiştirecek bu gücün, bizim içimizde var olduğunu ama kendimize zihinsel sınırlar koyduğumuz için bunu başaramadığımızı söylüyor. Goggins, bu sınırları yıkarsak  yapabileceklerimizin, sandığımızın nasıl da çok ötesinde olduğunu bize kendi hikayesini anlatarak ispat ediyor. Goggins’in güzel ve ilham verici hikayesi ise yayında.

Podcastın Youtube ve Spotify yayınları aşağıda. Bu içeriği beğeniyorsanız, Erkek Adam Youtube ve Spotify kanallarına abone olmayı da unutmayın.

 

Yazar: Secret

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürünüm var:

  1. %3’lük Erkekler Video Seti
  2. Çekici Erkek Eğitim Seti

Vaka çalışması – İnat ettik birbirimizi aramıyoruz

Tinder’da bir kızla tanıştım ve iyi geçen iki buluşmadan sonra, üçüncü buluşmamızda birlikte olduk.

Eğer birlikte olacaksanız bu ortalama olarak ikinci ya da üçüncü buluşmada olur.

Birlikte olduktan sonra beraber yataktayken bana, oldukça toksik bir ilişkiden yeni çıktığını ve eski sevgilisini tam olarak atlatamadığını söyledi.

Güzel. Önden önemli bir bilgi almışsın. Tinder ya da Bumble gibi uygulamalarda bu tip yeni ilişkiden çıkmış kızlarla çok karşılaşırsınız. Sıklıkla, çıktıkları ilişkiye geri dönerler yani bir süre bu kıza uzun süreli ilişki yatırımı falan yapmasan iyi edersin. BEğer ciddi ilişki taleğ ederse bahaneni de sana bahşetti. “Güzelim, senden hoşlanıyorum ama yeni ilişkiden çıkmışsın,  eski sevgilimi atlatamadım diyorsun yani seninle görüşmeye devam etmek istesem de ciddi ilişki için çekincelerim var, zamana bırakalım” diyebilirsin.

Bu eski erkek arkadaş mesela kızı terk etmiş olabilir ve kızı terk ettikten sonra dışarıda umduğunu bulamazsa geri dönebilir ve o zaman kız muhtemelen koşa koşa ona gider.  Ya da kendi terk etmiştir ama mesela aldatma, fiziksel ya da duygusal şiddet yüzünden terk etmiştir. Adam gelir kızı ben değiştim diye ikna eder, kız adama gider.

Aslına bakarsanız, eski sevgilisi ve iliişkisinden bahsetmese bile, eğer bir şekilde yeni ayrılmış bir kadın hemen Tinder’a dalıyorsa, onun uzun süreli ilişki için uygunluğundan şüphe etmenizi tavsiye ederim. Yani normali en az 2-3 ay yalnız kalıp eski ilişkinin duygusal yükünü atlatmaktır

Adam kızı aldatmış ve kız da bu bardağı taşıran son damla diye terk etmiş. Sanırım ilk aldatması değil.

Adamı hala seven ama küçük düşürülmekten bıktığı için mantıksal olarak ilişkiden çıkan bir kız. Muhtemelen duyguları yoğun. Unutma, kızı ilk aldatması değil. Yani kız adamı daha önce de affetmiş. Şimdi neden affetmeyecek?

Daha üçüncü gecede ve ilk seksten sonra, kızın duygusal yaralarını sizinle paylaşması birçok erkeğe çok şirin geliyor. Oysa bu, sizin bir çeşit shit test olarak algılayıp çekince koymanız gereken bir hareket. Kadın bilinçli veya bilinçsiz, Mr. İyi Çocuk – Beyaz Şövalye olup olmadığınızı test ediyor. Buna dayanmak biraz güç, zira direkt olarak sizin koruyucu / kahraman içgüdünüze oynuyor ama dayanmanız lazım.

Ona, eski erkek arkadaşının onu hak etmediğini, o adamdan daha iyisine layık olduğunu söyledim. Hatta, o adamla görüşüyorsa görüşmemesini tavsiye ettim.

Oh boy. Zokayı yuttun yani. Bu dediğin yanlış değil ama bunu kıza terapisti ya da yakın kız arkadaşları söylemeli. Fakat senin bu bağlamda söylemen iki açıdan facia:

(1) Kızın kim olduğunu bilmiyorsun, onu hak etmediğini bilmiyorsun! Belki de tam olarak bu adama layık bir kız. Bunu söylediğinde farkında olmadan kıza yalakalık yapmış oluyorsun. Kötüsü, bunu kız bile hisseder.

(2) Dolaylı olarak beni al, onu alma diyorsun yani eski erkek arkadaş ile kendini karşılaştırıyorsun.

(3) Hemen mr. beyaz şövalye moduna girdin ki bu, itici iyi çocuk modudur. Kız muhtemelen kötü çocukları çekici buluyor. Bu konuda sana ipucu vermişken tam tersi iyi çocuk olunca seni çekici mi bulacak, itici mi?

Bakın bu filmlerde çalışan bir senaryo. Piç adamın acı çektirdiği kadını sen daha iyisine layıksın diye film boyunca ikna eden, sabırla bekleyen ve film sonunda da kızın “ya ben tabii daha iyisine layığım, daha iyisi de sensin tontiş” diye iyi çocuğu seçtiği filmlerin senaryosu. Ama gerçek hayatta tam tersi etki yapar.

Bu arada götlük yapın demiyorum. Yani dinleyin, yorum yapmayın. Gözlemleyin. En fazla “üzücü bir durum” deyin. Bu kızın kim olduğunu bilmiyorsun. Güzel olabilir, 3 buluşma iyi geçmiş olabilir ama bu kızın kim olduğunu bilmiyorsun. Belki de tam olarak öyle bir adamı hak ediyor. Bilmiyorsun.

Burada birçok erkek, kız eski erkek arkadaşına dönecek korkusu ile o adamı karalamaya çalışır ama bu hemen her zaman ters teper. Kızı kendi haline bırakın, o adama gidecekse gitsin. Kendi başına aldatan erkekten kopamayan kızı kız arkadaş mı yapacaksınız?

Burada sadece dinlesen ya da basit medeni yorumlar yapsan 10 kat çekici olurdun.

Bu eski erkek arkadaş alarmını göz ardı edip ertesi gün bir buluşma daha ayarladım. Ama akşam (2 gün sonra buluşacaktık) bana “ilişkilerden yorulduğunu ve bir süre ilişki istemediğini” söyleyen bir mesaj attı.

Bu, seninle ilişki istemiyorum demek.

Ama eğer o zaman biriyle değilsem, birkaç ay sonra bir mesaj atmamı söyledi.

Hahahaha 😀 Sana “ben kimseyi bulamazsam ya da eski ile olmazsa kendini bir hatırlat, seni unutacağım için aklıma gelmezsin” diyor gibi gelebilir ama aslında senin aramanı istemiyor. Sadece tamamen ümitsiz hissettirirse seni kıracağını düşünüp, daha merhametli olacağını düşünerek bir kırıntı atıyor. Maalesef asıl bu acımasız zira birçok salak oğlan gerçekten bir ümit var diye 2-3 ay bekleyip duruyorlar.

Ona onu yeniden görmek istediğimi ama oturup onu beklemeyeceğimi söyledim. “Sonra da fikrin değişirse beni ara” dedim.

Harika bir mesaj. Ama bunun arkasında duracak kadar erkek olman lazım. Yani bu kız arayana kadar bu kızı silmen ve kesinlikle aramaman lazım. Zira şunu demesen de arasan bir birim iticileşecek olsan, şunu dedikten sonra arasan yüz birim iticileşirsin. Erkek adam sözünün arkasında durur.

Fakat birkaç hafta sonra, zayıf bir anımda, ona mesaj attım.

İyi halt ettin. Bazen gerçekleri görmek bile tek başına bunları engeller. Sen mesela, kız sana o sözleri söylediğinde, “seni bir daha görmek istemiyorum, kendine iyi bak” demek istediğini anlasan, bir umut kırıntısına sarılıp zayıflamazdın. Şimdi ise duygusal olarak çok zayıf biri olduğunu gösterdin ki zaten muhtemelen seni bundan bıraktı. İlişkileri bıraktığını varsayıyorsan oldukça safsın.

Neden duygularına kapıldın? Muhtemelen hayatına giren ve bir kere seks yaptığın bu kız harici, hayatında fazla renk yoktu ve kız hayatından çıkınca eski gri hayatınla başbaşa kaldın. Ondan sonra biriyle karşılaşamayacağından korktun. Fakat araman tüm bunları kadına yansıtır ve tercih edilmeyen, hayatında bir kadın hariç renk olmayan adamlar genellikle kadınların tercih edecekleri erkekler değillerdir.

Buluştuğumuzda benden o mesajı için özür diledi ama henüz ilişki istemediğini yine belirtti. 

Şaşırdık mı? Bu lafı bir kadından bu kadar erken duyma sebebin, kadından daha fazla ilişki öncelikli olman.  Muhtaç davranışlarını frenleyemeyen erkekler genellikle hoşlandıkları bir kadın yüzlerine güldü mü, onu ilişkiye kilitleyip başkasına kaçmasını engellemeye çalışırlar. İlişki nasıl bir kafes olacaksa artık? Şimdi burada Mr. Kötü Çocuk eski erkek arkadaş olunca senin korkular daha bir yoğun tabii. Ama bu yaptıkların genelde kadını, başkasına iter, sana çekmez.

Ona sakin ve kendinden emin bir ses tonu ile, bir ilişki biterse arkamı dönüp gidebilecek kadar özdeğere sahip olduğumu, hayatın bolluk olduğunu söyledim.

İlişki? 3 kere buluştunuz, bir kere yattınız ve kız sonra seni bir daha görmesem iyi olur dedi şeysi mi ilişki? Ayrıca bunlar lafla söylenmez, yapılır. Lafta arkanı dönüp gidebileceğini söylüyorsun ama bunu yapamadığın için orada otururken söylüyorsun!

Bugün de senin için utandık. Buralarda öğrendiğiniz laflar kızlara papağan gibi tekrarlamak için değil yapmak için! Tek başına komik ama zaten beceremediğin şeyi böbürlenmeye çalışman trajikomik.  İğne olurken hüngür  hüngür ağlayan çocuğun ben iğneden korkmam, iğne acıtmıyor ki demesi gibi.

Arkanı dönüp gidebileceğini söyledin ve buna ancak 3 hafta dayanabildin.

Hayran bir şekilde benim çok güçlü biri olduğumu söyledi.

Hahahaha :)) Tabii ki.

Bütün buluşmada bana yakınlaşmaya çalıştı, el ele tutuşmalar, gözlerimin içine bakmalar, vs. Bana beraber olduğumuz akşamın harika olduğunu sözledi. Öpüştük ve biraz yiyiştik.

Bak şu işe. Rabbin bir mucizesi mi gerçekleşiyor?

Ama başka bir mekana geçerken birden benden uzaklaştı, ele ele tutuşmak istemedi. Sanırım ilişkilerden uzak durmak istediği aklına geldi.

Mucize gerçekleşmiyor. Bence tam tersi kız biraz yavaş, jeton yeni düşüyor. Yani ilk başta laflarını yuttu ama sonra birden lafta var olan adam olmadığını, zayıflık gösterip onu aradığını hatırlamaya başladı.

Sonraki iki hafta boyunca mesajlaştık.

Hah, bir kızın pipisiz mesaj arkadaşı olman eksikti, o da oldu. Buluşma? Yoksa gelmiyor mu? Sen de bir umut mesajla ısıtmaya mı çalışıyorsun?

Bu süreçte karizmamdan, özgüven yansıtmaktan ödün vermedim.

Karizma karizma yalvarınca, karizma karizma pipisiz mesaj arkadaşına dönünce, özgüven dolu bir şekilde sözünün arkasında duramayıp tükürdüğünü yalayınca karizma ve özgüven dolu biri olmuyorsun. Tam tersi oluyorsun.

Gitar çalıyorum ve bir mesajlaşmamızda görüntülü konuşmaya geçip ona gitar çalmamı istedi. Ben de “öyle olmaz, yarın birer bira kapıp bana gel, öyle dinle canlı canlı” dedim. “Yemek de yaparız” diye ekledim.

Bu hafta mümkün olmadığını ama gelecek hafta gelmeyi çok istediğini söyledi.

Fena değil ama bu bağlamda bakalım gelecek hafta gelmeyi ne kadar isteyecek.

Bu son konuşmamızdı. 2 hafta oldu. Birbirimizi ghostladık.

Hayır, kız seni kendi haline bıraktı zira dayanamayıp 2-3 hafta içinde arayacaksın nasıl olsa. Böylece hem evine gelmek zorunda kalmayacak hem de seni 2 – 3 hafta görmeme imkanı olacak. Bir uydu erkek, pipisiz mesaj arkadaşı olarak belli bir değerin var ki mesajlaşıyor ama sen dayanamayıp onu arayacağın için, bu hizmetini kaybetme ihtimali de yok.

Bu arada tabii daha erkek gibi davranan bir erkek bulacak boş zamanı oluyor.

Bak, bir kız arkadaş istiyor olabilirsin, bunda bir problem yok. Ben bir kadından daha ilişki öncelikli olmayın derken ilişki istemeyin, basın geçin demiyorum. Burası çok yanlış anlaşılıyor. Spesifik bir kadın ile etkileşiminizde, o kadınla ilişkiye dalmaya öncelikli olmayın. Bırakın o sizi ilişkiye çeksin diyorum. Yoksa “hayır ben kısa süreli ya da paralel bir şey istemiyorum, tek kadınla ilişki istiyorum” diyorsan eyvallah. Ama bu kadından gelmeli zira işin doğal hali bu. Kadından gelmediği zaman senin kadın rolüne bürünüp ilişki zorlaman, seni itici yapar.

Ayrıca, bu kadın o kadın değil birader. Toksik ilişkiden yeni çıkmış ve sanırım eski erkek arkadaşı aldattığı için sadece eski erkek arkadaşın toksik olduğunu, bu kızın toksik olmadığını varsayıyorsun. Bunu bilmiyorsun. Daha önemlisi, kız kafamı o adamdan kurtaramadım diyor. Bu nedenle bu kız o kız değil. En azından önümüzdeki aylar boyunca. Tabii adama dönerse aylar, yıllar olabilir.

İlk pozisyonunu korusan yani “ben niye seni arayacağım, sen fikrini değiştirirsen beni ara” pozisyonun çok doğruydu ama arkasında duracaktın.

Ben ona ulaşmayacağım. Ona beni özlemesi için bensizliği hediye ediyorum. Özlerse ve ararsa bakarız. Aramazsa sorun değil.

Güzel laflar, ama uygulaman lazım. Daha önce de böyle konuştun ama 2-3 haftada dayanamayıp aradın.

Aslında başından itibaren zayıf davrandım. Seks yaptık ama o zamana kadar ondan daha fazla mesajlaşma başlattım.

Evet hiç de iyi bir fikir değil.

Sorumu, seni kızdırmak pahasına da olsa sormak istiyorum. Ona ulaşıp son bir kez şansımı deneyeyim mi?

NEIN! Birader bu kafa yapısıyla geldiğin noktaya bak! 3 buluşmada seks yaptığın kızın, 3-4 haftalık pipisiz mesaj arkadaşına döndün. Seni bu küçük düşürücü pozisyona getiren şeyi daha fazla yapınca ne olacak sanıyorsun?

Sana bir daha ulaşacağından şüpheliyim ama eğer ulaşırsa, bu aşamada en az 3-4 kere tüm ilk ulaşmaları o yapacak. Yoksa buluşma teklif etmeyeceksin ve uzun uzun mesajlaşmayacaksın.  Bu arada madem Tinder kullanıyorsun, başka kadınlarla da buluşmayı hızlandır.

Son bir kez denesem ne kaybederim? Beni zaten istemiyorsa, istememeye devam edecek.

Kaybedeceğin şey, sadece onun onayı değil. Seni istemeyenin peşinden attığın her adım, senin kendi özdeğerini ve özgüvenini düşürür. Böyle adımlar yani tükürdüğünü yalayarak attığın adımlar, çok daha fazla düşürür. Kendi ruhunu yaralar, kendi gözünde küçük düşersin. Yapma.

Bana inat ettik aramıyoruz birbirimizi gibi geliyor. Sanki onu aramamı bekliyor gibi.

Birader kadın senin aramanı beklemiyor, bu pısırık zaten dayanamayıp arayacak, bu arada işime bakayım diyor.  Bu “beklentiyi” doğrulama bir zahmet.

Ard arda mesaj yazmak: Kızlarla mesajlaşmada düşük değer sergilemenin en kestirme yolu

Erkeklerin mesajlaşma sırasında sıklıkla yaptıkları hatalardan biri de, havada kalan mesajlarının ardından beklemek yerine bir daha mesaj atmaları. Çoğu erkek reddedileceğinden korktuğu için, az önce yazdığı şeyin fazla cüretkar olduğunu düşünüp iyi çocuk moduna geçmek için ya da düz sabırsızlıktan dolayı çifte mesaj atar.

Çifte mesajlaşma genelde şöyle gelişir. Erkek ile kadın karşılıklı mesajlaşırken kadın erkeğin son mesajına (en azından bir süre) cevap vermez. Erkek burada son mesajının fazla cüretkar olduğuna ya da yanlış olduğuna karar verir ve bunun özrünü diler şekilde kızı beklemeden mesaj atar. Sonrasında ise üçüncü, dördüncü mesaj gelebilir. Kız aslında başka işle uğraşıyordur ve belki de arkadaşlarıyla mesajlaşıyordur. Erkek beklese cevap da yazacaktır  ama erkek “bu sefer de olmayacak, bu sefer de reddedileceğim” korkusuna esir düşerek hızlıca zayıflık gösterisine başladığından, korktuğunu gerçekleştirir ve kadını hızlıca soğutur.

Şu örneğe bakalım. Evet bariz ezik ve çoğu erkek bu kadarını da yapmaz ama iyi bir örnek:

E: Selam Merve. Bu gece çok iyi vakit geçirdim. 🙂 En kısa zamanda tekrarlayalım. (Not : Bir kadına bu mesaj buluştuğunuz gece değil ertesi gün atılır, baştan hatalı. Ama birazdan yapacakları yanında bunun lafı bile olmaz.)

(Kızdan cevap yok. 5 dakika sonra)

E: Alo?

(Kızdan cevap yok. 10 dakika sonra)

E: Mesajlarımı görmezden gelme sebebin nedir ?????

(Şimdi son 2 mesajı atmasa muhtemelen bir yanıt alacak. Ama son iki mesajı ile resmen kendi kendine shit test yaratıp kaldı. Bu aşamada aslında cevap verecek bir çok kadın, “arıza mı nedir?” diye cevap vermez.)

(Kızdan cevap yok. 5 dakika sonra)

E: Bu yaptığın hiç de medeni bir şey değil. Bu gece iyi vakit geçirdiğimizi düşünüyordum. Neden böyle yapıyorsun?

(Kızdan cevap yok. Bu sefer yarım saat dayanabilen oğlumuz sıvamaya devam ediyor.)

E: Hep böyle oluyor. Ben senin gibi kezbanlara bir sürü vakit ve zaman ayırıyorum, ve sonra? Görmezden geliniyorum …

(Neden acaba?)

Sen de kibirli, ne oldum delisi bir kezbansın. Kendini bulunmaz hint kumaşı sanıyorsun. Senin için fazla mı zekiyim? Fazla mı iyiyim? 

(2 dakika sonra)

E: Buluşmada bir şeye benziyordun ama aptal ergen kafalı bir kezbanmışsın.

(Bundan sonra erkek gece iki kere engelleyip engeli açıyor. Atarlı kaybeden mesaj döşerken, çoktan yatıp sızmış olan kız sabah uyanıyor. Ve sadece ilk mesajda bıraksa, “ben de güzel vakit geçirdim, tabii görüşelim” mesajı gelecekken şu geliyor.)

K: Sakin ol yav, gece sızmışım! Bu yazdıklarından sonra bana bir daha ulaşmaya kalkma.

(Gece iyi uyumamış ve sabah mesaj bekleyen erkek): Ama aramızda gerçek bir bağ hissetmiştim.

K: Sabah cevap bile vermeden yapması gerekeni yapar ve engeli atar.

Evet, bu aşırı ezik bir örnek ve birçok erkek bu kadar da düşmez. Ama bu seviyelerde olmasa bile buna benzer çifte mesajları birçok erkek atıyor ve bu mesajlar ile düşük değer sergiliyor. Oysa bir erkek, bir kadınla konuşurken ya da mesajlaşırken yüksek değer sergilemeli. Böbürlenerek değil tabii, ince bir şekilde.

Burada nasıl yüksek değer sergileneceği bariz. Birincisi, ilk buluşma gecesi mesaj atmayarak bekleyebilecek bir erkek olduğunu gösterecekti. İkincisi, ertesi gün böyle bir mesaj attığında, kadın cevap verene kadar mesaj atmayacaktı.

Bir başka çifte mesaj da bir önceki mesajda cüretkar bir şey söyleyip (espri ya da teklif) sonra hemen cevap gelmeyince çark etmektir.

E: Perşembe ya da Cuma akşamım müsait. Bir şeyler içelim mi?

(Kızdan cevap yok. 10 dk sonra)

E: Henüz buluşmak için erken olduğunu düşünüyorsan saygı duyarım.

Başka bir örnek:

K: Saçlarım darmadağın ya.
E: Foto please.
K: (Kız fotoğraf gönderir).
E: Bu ne ya? Gece görsem korkarım.
(Kızdan cevap yok.)
E: Yanlış anlama yine de güzelsin.

Şimdi kızın hemen görmeyeceğini de hesaba katabilirsiniz ama çoğu kadın bir teklifinizde ya da pozitif cinsel gerilim adımınızda, bilinçli bir şekilde olmasa da sizi denemek isteyebilir ve bu nedenle de kasıtlı olarak hemen cevap vermez. Bu doğaldır ve sadece bir iki kere buluştuğunuz kadına mesajı atın ve onu bir iki gün unutun. Çoğunlukla 24 saat içinde bir cevap alırsınız. 5 – 6 saat geç cevap verdi diye atarlanmayın zira dediğim gibi bu, kadınlar için oldukça kullanışlı bir loser test ya da shit test. Kişisel algılamayın. Aslına bakarsanız, burada kızın gecikmesini fazla umursazsanız, ciddi artı puan toplarsınız.

Peki kız hiç cevap vermiyorsa ne olacak? Örneğin yukarıdaki gibi tekrar buluşmak istediğinizi söylediniz ve buna cevap alamadınız.

Eğer böyle bir mesajınıza hiç cevap gelmezse, kızı unutabilirsiniz. Yok aslında bir deneme daha olur diyorsanız ve kız aklınıza gelirse, 3-4 gün sonra bir yoklama mesajı atabilirsiniz. Tabii yukarıdaki gibi atarlı ya da tükürdüğünü yalayan mesajlar değil, yoklama mesajı. Yoklama mesajınını ne olduğundan, genel mesajlaşma prensiplerinde bahsettim.

Örnek:

E: Dün buluşmadan çok keyif aldım. Bir daha buluşmak isterim. Ama bir daha acılı Meksika yemek yok 🙂
K: Evet lütfen bir daha Meksika yemeği olmasın 😀
(1 – 2 saat sonra Erkek): Tamam. Bu sefer sana yemeği ben yaparım, sen de bir şarap kapıp gelirsin.
(Şimdi burada fazla cüretkar bir teklif var ve buna 2 gün cevap da gelmiyor. Burada çoğu erkek, yukarıdaki gibi çark etme mesajı gönderir.)

3 gün sonra. Bu mesajı atmayabilirdi de. Ama 3 gün sonra atması ve bu şekilde atması büyük bir problem değil.

E: Bu kadar konuşkan olduğunu bilmiyordum.
K: Kusura bakma bu aralar hayatım çok kaotik. Önümüzdeki bir iki hafta zor.
E: Tamam, müsait olduğunda haber ver görüşelim. (Kız burada sadece bir kere reddetmiş oldu ama konuşmaya isteksizliği nedeniyle kızı bırakmak – next en iyisi.) 

Başka bir örnek. Burada Cumartesi için ilk buluşma ayarlanmış. En son mesaja cevap verilmemiş. Erkek aslında en son mesajdan sonra ve buluşmadan önce buluşmayı kontrol ediyor ama çaktırmadan:

E: Selam ne haber? Cuma akşamın nasıl gidiyor?
K: Selam. İyidir. Senin nasıl gidiyor?
… Biraz mesajlaşma …
E: Güzel. Yarın görüşürüz.
K: Aslında şu an bunun doğru olduğuna emin değilim.
E: Ne oldu, en son buluşmanda eleman içkine ilaç atmaya mı kalktı? 🙂
K: 😀 Hayır ama buluşma çok kötü geçti. Ondan sonra yeni biriyle buluşmak ne bileyim … korkuyorum galiba.
E. Evet her buluşma potansiyel olarak kötü geçebilir ama bir haftadır mesajlaşıyoruz bence bir iki şey içmekten bir zarar gelmez. Buluşup görmek lazım.
K: Evet haklısın. Ama yarın çok zor. Pazartesi yapsak?
E: (Burada erkek, özellikle çark etmeye müsait görünen bir kız olduğu için, Pazartesi uygun olsa da kabul etmeyip iki ayrı gün veriyor. Bakalım biraz zorlamaya evet diyecek mi?) Pazartesi uygun değilim ama Salı ya da Çarşamba olur.
K: Salı o zaman.
E: Güzel. Salı. 17:00’de Aşıklar Çeşmesi Kafe’de.

Sonuç olarak, muhtaçlık, (bu sefer de) reddedileceğim korkusu, kendinden ve en son yazdığınız mesajdan emin olmama gibi zayıf yani itici nedenlerle, daha önce attığınız mesajların arkasından mesaj döşemeyin. Eğer mesajınıza cevap verilmemişse, görüldü atıldıysa ve bir şans daha vermek istiyorsanız, 3-4 gün sonra yoklama mesajı atın.

Kadınlarla mesajlaşmak, tenis oynamak gibidir. Sen topu o tarafa atarsın, o da senin tarafına atar. Topa vurmuyorsa onun tarafına geçip onun yerine vurmak, sizi karizma değil arıza gösterir. Yapmayın. Çoğu insan oyundaki Yüksek Değer Gösterisi (Demonstration of High Value) kavramını anlayamıyor ama YDG arabanı, kaslarını, paranı göstermek ya da başarıların hakkında böbürlenmek değil, bu tür ince duygusal güç ve bolluk zihniyeti gösterileridir. Burada “değer”, para, tip veya statüden çok, özdeğerdir. Kendinize değer verir ve bunu yansıtırsanız, gerçek YDG budur. Özdeğer de sabır, umursamama (bu kızla olsa da mutluyum, olmasa da), gösterdiğin cüretkar davranışlardan utanmama gibi güçlü duruşlarla sergilenir. Sabırsızlık, fazla umursamak ve cüretkar davranışlardan çark etme, düşük değer sergilemektir. Hemen her zaman iticidir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Birden ortadan kaybolan kadın (Vaka Çalışması)

Abi hipergami tarafından ezildiğim bir vaka hakkında sana danışacağım.

Hipergami faydalı bir kavram ama bunu bir ideolojik doktrin haline getirmeyin. Evet kadınlar kendilerinden daha yukarıda bir erkekle birlikte olmak isterler ama hipergami kelimesini kullananların bazıları, bir kadınla her hüsrana uğradıklarında, basit bir şekilde nerelerde itici davrandım da bu oldu diye düşüneceklerine, “hipergami” diyerek kestirip atıyorlar ve bu neredeyse itici davranmak için bir çeşit bahane oluyor. “Tipim iyi, spor yapıyorum, para durumum fena değil ve bu kadar iyi özelliklerime rağmen hipergamiye yenildim”. Birader muhtemelen olay basit: iyi özelliklerinin hepsini çöpe atacak şekilde itici davrandın ya da çok yanlış bir kadını seçiyorsunuz.

Burada yapabileceğin diğer bir hata da, ben (özümde) iticiyim demek. İticiliğinize ego yatırımı yapmayın. İtici davrandım sonuç bu oldu. O zaman çekici davranırsam sonuç değişik olur diye düşünün ve itici yanlarınızı değiştirmeye odaklanın. İki uç düşüncenin de ortak noktası, sizi değişmemeye teşvik etmesi. İşi incel noktasına taşıyanlar oyunun değişmesini istiyorlar, kaderciler de ben böyleyim değişmem diye donup kalıyorlar.

Bakalım sen ne iticilikler yaptın? Ya da belki yanlış kadına yürüdün.

Satış elemanıyım ve ürünümüzü satan birçok mağazayı ziyaret ediyorum. Bir mağazada oldukça güzel bir kız vardı. Kız pozisyonundan dolayı benim amirimmiş gibi davranıyordu. Birgün “sen buranın amiri gibi davranıyorsun yok öyle, gel biraz bana yardım et de biri sana patronluk taslasın” dedim. Çıkışır diye beklerken gülümsedi ve gelip bana yardım etmeye başladı.

Guzel. Çok guzel.

10 dakika kadar bana yardım etti ve ben de şakasına ona patronluk tasladım. Patronum olsan istifa ederdim bu ne ya? diye şakasına protesto etti 🙂 Sanırım güzel bir kız olduğu için herkes aşırı iyi davrandığından, kızın pek alışık olmadığı bir davranıştı.

Muhtemelen. Belki güzel diye patronu bile yaltaklanıyordu.

Ben seni şirketimizde kalmaya ikna ederdim merak etme dedim. Nasıl yapacaksın ki diye sorduğunda da, gitmem lazım ama bir ara bir çay içeriz anlatırım dedim ve ertesi gün iş çıkışına anlaştık.

Kız seni çekici bulduğundan işler kolay olmuş ama senin oyunun ve daha önemlisi duruşun asıl faktör.

Kız buluşmada, gelen satış elemanlarının ara ara kendisine yürüdüğünü ama benim çok farklı olduğumu ve ilk defa satışçılardan biri ile dışarı çıktığını söyledi.

Diğerleri muhtemelen kız güzel diye, kızın patronluk taslamasını alttan alıp yaltaklanıyorlardı.

Öyle buluşmaya başladık abi. 2-3 hafta sürekli olarak peşimde koşan, bana ulaşan taraftı. Hergün olmasa da sıklıkla gün içinde kendinin ya da ilginç şeylerin fotoğraflarını çekip bana atarak da olsa sürekli bana ulaşıyordu.

Güzel. Bu, yüksek ilgi göstergesi.

Sonra birden bire bana ulaşmayı bıraktı. Önce 2-3 kere ben ulaştım ama kısa cevaplarından sonra ben de, itiraf edeyim içim kan ağlayarak, mesaj yazmayı bıraktım. Tam 2 hafta mesaj yazmadı!

İlginç. Farkında olmadan yanlış bir şey söylemediysen, bu genelde eski erkek arkadaş olan üçüncü bir şahıs yüzünden olur. Anladığım kadarıyla kızla birkaç kez buluştunuz ve fazlası yok. Kız arkadaşın değil, adı konmadı. Bu aşamada en iyisi, senin yaptığın gibi kızı kendi haline bırakmaktır. “Ne oldu”, “neyin var” diye sormanın bir gereği yok. Kokusu ortaya çıkar.

En son mesajımdan 2 hafta sonra bana yazdı. Duygusal olarak oldukça yıpratıcı ve geride bırakması gereken şeyler yaşadığını söyledi.

Muhtemelen yeni ayrıldığı ve resme yeniden giren eski erkek arkadaş. Eski erkek arkadaş olayı zordur zira birkaç senelik duygusal yatırımı olan bir adam terk edilmiş ve senin seviyende olmasa bile, duygusal yatırım açısından öndedir. Gerçi kim olursa olsun, bir kadın için başka erkekle rekabete girmen gerekiyorsa,bu rekabete girmemen lazım. Oyunun ne kadar iyi olursa olsun, aklı daha çok başkasında olan kıza oynamak seni küçültür. Bu aşamada kız seni istiyorsa, o sana gelecek, o seni kazanmaya çalışacak. Tersi olmayacak.

Sonunda sinemaya gitmek için buluşabildik.

Bana sen onun için daha fazla adım attın gibi geldi ama bunu yazmamışsın.

5 senelik bir ilişkiden yeni çıktığını ve eski erkek arkadaşının ona ulaşmaya başladığını söyledi.

Evet, eski erkek arkadaşmış. Kızın 2 hafta ortadan kaybolması, onu atlatamadığına işaret. Burada tavsiyem, eski erkek arkadaşı hayatında olan bir kızla, ciddi, tek eşli ilişkiye girmemen. Hayatında olması kızın suçu olmasa bile. Ama burada zaten 2 hafta ortadan kaybolması, kızın adama karşı duygu yüklü olduğuna işaret. Kim terk etti o da önemli ama onu da yazmamışsın. Belki kız söylemedi.

Bu arada nedense birden bire, bu kızın benim hayatımla fazla ilgilenmediğini, sorular sormadığını fark ettim. Ayrıca son 2 hafta ne yaptığımı bile sormadı. Yahu bu da dahil 4 kere buluştuk, yaşımı bile sormadı.

Ayrıca bu eski erkek arkadaş olayını öğrenince, genelde bana çok ulaşmasına rağmen, bazen tamamen ortadan kaybolduğunu hatırladım.

Bu eski erkek arkadaşla işler duygusal olarak pozitif değilken sana yöneliyor, pozitif olduğunda kayboluyor muhtemelen. Eski erkek arkadaş, siz görüşmeye başladıktan 3 hafta sonra aramamıştır. Arada ulaşıyordur. Muhtemelen ortadan kaybolduğu 2 hafta araları pozitifti sonra negatif oldu ve sana ulaştı.

Bu tür ikili oynaması da, kızın iyi bir kız arkadaş olmak için yeterli kendine güvene sahip olmadığına işaret. Ya seninle, ya da onunla görüşmemesi lazımdı.

Senin ona ulaşmaman ve 2 hafta kendi haline bırakman iyi olmuş. Eski erkek arkadaşı ile iyiyken senin onun peşinden koşman komik duruma düşmene neden olacaktı.

Sinemadan sonra bana gittik ve beraber olduk. Bu arada ilk 3 hafta buluşmalarımızda da beraber olmaya başlamıştık. Sonra, hanımefendi yine 5-6 gün ortadan kayboldu ve bana mesaj attığında da, “buna devam etmek istediğinden emin misin?” yazdı. “Doğru kişiye mi attın? Neye devam etmek?” diye cevapladım. “Şu an kimseye ilişki sözü veremem” dedi.

Dikkat et, “sana” değil “kimseye”. Sen ve eski erkek arkadaş varsınız ama belki sadece 2 kişi ile görüşmüyor.

Ben de “ben de başkaları ile görüşüyorum, iyi kızsın hoş kızsın ama eski erkek arkadaşın hala hayatında ve bu üçgene bir köşe olmak da ne bileyim bana göre değil gibi” dedim.

Belki dörtgen, belki beşgen 🙂 

“Yani?” dedi. “Yani seninle görüşmek istiyorum ama bu durumda ilerde bile seninle ciddi bir ilişki ister miyim bilmiyorum” dedim.

Şu an ağlıyorum biliyor musun? Çok gusel. Çok gusel. 

Sonra biraz oyuncu bir tavırla, “sen beni kazanmak için çabalarsan bu değişir belki, bakarız ;)” yazdım.

Gel el vereyim yeni site aç.

Öhö. Neyse şimdi yorumlamaya devam edeyim. Kız aslında sana diyor ki, “seninle görüşmek istiyorum ama bana fazla kapılma, soğurum senden”. Sana yardım ediyor aslında. Belki sende ona karşı fazla ilişki önceliği gördü ya da diğer %97 böyle olduğundan senin de öyle olacağını varsayıyor. Ya da belki ortadan kaybolmalarını takmadığın için sana meydan okuyor ya da seni manipüle ediyor.

Bazen kızlar sizin zayıf olduğunuzu varsayarlar. Sizin bir şey yaptığınızdan değil, karşılarına çıkan adamların ezici çoğunluğu böyle olduğundan.

Tam alakalı değil ama bir hikaye aklıma geldi. Yıllar önce kendisine ilgim sıfır olan bir arkadaşım vardı. Bu kızın inanılmaz cool ve arkadaş takılan bir kankası, bir gece bu kızda kalmış ve kıza çok kepaze bir şekilde açılıp ağlamaklı bir şekilde ilanı aşklar yapmış. Kız bunu bana anlatırken biraz da travma yüzünden “sen de beni sevmiyorsun değil mi Mahmut?” demişti. Ben de “sevmek ne demek, seni pembe panjurlu evimizde evire çevire yalama hayalleri içinde yüzüyorum … gerizekalı gerizekalı konuşma” diye dalga geçmiştim (kız çok samimi bir arkadaşımızdı ve 20 sene önceydi, bu laflar çok samimi olmadığınız bir kızla 2020’lerde başınıza iş açabilir haberiniz olsun :)) Yani birden bir varsayım ile beni de test etmişti ama benim kıza bir duygum yoktu. O adam gibi teke tek buluştuğumuz da nadirdi.

Kız sizin zayıf olduğunuzu varsayabilir ama bu dert değil. İlk testinde öyle olmadığınızı anlar. Tabii gerçekten öyle değilseniz.

Bana benden başka kimseyle yatmadığını söyledi ama bu kızı ilerde çok istese bile kız arkadaşım yapar mıyım? Tam emin değilim aslında.

Bir kızla çıkmaya başladığınızda paralelde başka bir erkekle duygusal veya cinsel bir şey yaşaması, birçok erkek için sonradan o kız kendisini çok istese de kabul etmesi zor bir şey. 

Ama tabak yapacaksan, başkalarıyla görüşmesi dert değil. 

Bazen bana eski erkek arkadaşından bahsediyor.

Sana bunu söylüyorsa bunu önemsemene gerek yok. Görüştüğün her kızla kız arkadaşın olarak görüşme zorunluluğun yok. “Ben de başkalarıyla görüşüyorum ama seninleyken senden başkası yok o nedenle benimleyken başkasından konuşma” de geç.

Arada çok kötü oluyorum.

Ver o eli geri 😀 Böyle bir kızla görüşeceksen, bunu yapamazsın. Çaktırmadan bırakıp git daha iyi. Bu anlar senin bu kıza fazla kapıldığına işaret.

Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı diye kendimi aşağı görüyorum.

Nein. Şimdi biliyorum bizim camiada “yeterince alfa olsaydın, yeterince hay veluyun batsın men olsaydın, her şeyi bırakır senin peşinde koşardı” diye atlayacak bir sürü düz adam var. Ama eski erkek arkadaşla aralarında duygusal yatırım hala yüksek ve sen kızla bu olay bitmeden tanıştın. Olay bu. Seni bu adama ya da belki diğer adamlara tercih etmemesi bu aptal dönemin eseri.

Çekicin çivi çakma sorununa çözüm olduğunu öğrendikten sonra, her gördüğünüz sorunun kafasına çekiç indirmeyin. Her yerde hipergami görmeyin.

Şimdi asıl konuya geleyim. “Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı” düşüncesi buram buram özgüven eksikliği kokuyor.

Burada sen umarım bu kız benden hoşlanır, beni seçer zihin yapısında davranıyorsun. Bu, özgüvenmenin tam tersi ve özgüven de bir kadının bir erkekte çekici bulduğu özelliklerin en önemlilerinden birisi. Aynı zamanda tabii ki özgüven eksikliği, bir kadının, az çok ilgilendiği bir erkekte en itici bulduğu özelliklerden birisi.

Yani hoşuna giden bir kadınla görüşmeye başladığında, onun kalbini ve ilgisini kazanacağını, başkalarını değil de seni seçmesini düşünüyorsan, genellikle bu kadına karşı aşırı “iyi” çocuk olursun, fazla iltifat etmeye başlarsın, kadına fazla ulaşmaya başlarsın. Konuşma şeklin ve davranışların fazlaca yumuşar ve sürekli olarak kadından daha değersizmişsin, onu hak etmiyormuşsun sinyalleri vermeye başlarsın. Kadınlar erkekte özgüven aradıkları ve aslında buna ihtiyaç duydukları için, sürekli olarak özgüven eksikliği sergilemeye başladığında, sana olan ilgisi de sönmeye başlar. Özellikle de çevresinde özgüven konusunda bir eksiği olmayan başka erkekler varsa. Bunun sonucu genellikle friendzone diyarıdır. “Elektrik alamıyorum”, “bir şeyler eksik”, “seni arkadaş olarak görüyorum”, “sorun sende değil bende” veya benim favorim olan “benden daha iyilerine layıksın” gibi sözlerdir.

Burada popüler kültürün de suçu büyük. Filmlere ve dizilere baktığınızda, bu yapımlar erkekleri, hoşlandıkları kadınlara anneleri ya da terapistleri gibi davranmalarını söylüyorlar. Oysa maskülen olan, güçlü olan taraf sensin ya da en azından sen olmalısın. Aksi taktirde, cinsel, maskülen – feminen zıtlığı ters yüz edersin.

Doğru zihin yapısı ise, normalde onun da seni kazanması gerektiğini düşünmen. Burada ise kız daha fazla uğraşmalı. Bu sayede de konuşmanın, duruşunun ve davranışlarının dengeli ve özgüven dolu olması kaçınılmaz.  

Kadın erkek ilişkilerinde erkek için hipergami karmaşasına girmeden bilmesi gereken en basit ama en önemli iki kuralı, ilk iki kuralı unutma:

  1. İtici olma.
  2. Çekici ol.

Bu kız duygusal olarak bana açık değil sanırım.

Evet. 5 senelik duygusal yatırım sonrası ayrılık olmuş ve yeni olmuş. Bu kadar uzun ilişkiden duygusal kopuş aylar sürebilir. Şu aşamada 3 haftalık “bu kızdan kız arkadaş olur” hayalini savuşturup, umursamaz olman lazım. 

Bundan sonra nasıl hareket etmeliyim?

Şimdi gel el al dedik ama ciddi problemli sorular sormaya başladın 🙂 Dediklerin lafta kalmasın. Başka kızlarla görüşmen yalan bile olsa gerçek haline getir. Bu kızla sadece ciddi olmayan ilişkide olman lazım. Ama bu kızın eskisi ile görüşmesi seni çok rahatsız ediyorsa, yanlış zihin yapısındasın ve bu kızı bırak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Kadınların Direkt Olarak Reddetmemesinin 3 Sebebi

Kadınların bir erkeği reddederken örtük bir dil kullanmalarının 3 nedeninden bahsedeceğim. Lafı dolandırırlar ve sizle ilgilenmediklerini açık ve kısa bir şekilde söylemezler. Kadınlar, erkeklerle net bir şekilde iletişim kurmazlar. Bunun neden böyle olduğundan bahsedeceğiz.

Bir erkek olarak reddedildiğinizde bunun sebebini anlamanız gerekiyor. Birçok erkek bunu anlamıyor. Kadınların nasıl iletişim kurduğunu bilmiyor.
Gençken ben de bir kadın beni dolaylı ya da direkt olarak reddettiğinde (ilgisizlik işaretlerini anlamayıp ısrar ederseniz dolaylı reddedilme, direkt reddedilmeye dönüşecektir) bunun gerçek nedenini bilmek isterdim. Buradaki motivasyonum kendimdeki hataları bilme konusunda kadını referans almaktı. Ama kadınlar bunu asla belirtmediler.

Erkekler şöyle düşünür: “Neden bana ne istediğini net bir şekilde söylemiyor? Beni reddetmek istiyorsa bunu bana neden açıkça söylemiyor?” Çoğu erkek, bazılarınız kadınlardan ve onların oynadıkları oyundan dolayı hayal kırıklığına uğruyor çünkü onların iletişim kurma tarzını bilmiyor.

Reddetme konusunda kadınların belli nedenlerle erkekler gibi düşünmediklerini bilmeniz gerekiyor. Onlar sizin gibi iletişim kurmuyorlar. Motivasyonları sıklıkla sizinkinden farklı.

Bir kadın sizi direkt olmayan yollarla reddettiğinde ve terk ettiğinde bunu anlamalı ve onu hayatınızdan çıkarmalısınız. Reddedildiğinizde ikinci veya üçüncü sıraya koyulursunuz. Kadınlar açık sözlü olmadıkça çoğu erkek reddedildiğini anlamıyor.

Bir kadın için bir erkeği reddetmenin en iyi yolu, açıkça “seninle bir şey yaşamayı düşünmüyorum/seninle ilgilenmiyorum” demektir. Teoride bu doğru görünse de, pratikte kadının başına ciddi sorunlar çıkarma riski doğurur. Kadınlar bir erkeği direkt olarak reddederlerse erkeğin egosunu yaralama riski ile karşı karşıya kalırlar. Kadın beyni bunun geçmişte kendine şiddet ve ısrar olarak döneceğini öğrenmiş durumda. Bunun yerine erkeğin egosunu kurtarmak için reddetmeyi rasyonalize etmeye çalışıyor. Sonra da saçmalıyorlar.

Dolaylı reddetmeyi anlamayan erkekler çoğu kez, “beni istemese bana söylerdi” diyorlar ama kadınlar söylemiyorlar. Peki neden böyle? Hepsinden önce bunun böyle olmasının 3 sebebi var: Birincisi, kötü bir kadın gibi görünmek istemiyor. Bu, erkekler için böyle olmasa da kadınlar için büyük bir motivasyon. Erkekler de kötü görünmek istemezler. Ama bu motivasyon erkeklerde kadınlarda olduğu gibi 10 kat güçlü değildir.

Kadınlar erkeklerden çok daha sosyal canlılar olarak evrildiler. Bir kadının toplumdaki, kabiledeki evrimsel süreç boyunca süren yaşamı, onun toplum tarafından böyle görünmesini gerektiriyordu. Bir kadın için sosyal konum, sosyal etkileşim ve çevresindeki insanlar tarafından nasıl algılandığı, kadın için erkeğe nazaran daha büyük bir yük.

Kadın gerçekten bir erkeği reddederken diğer insanların ne düşüneceğini, reddettiği erkeğin ne düşüneceğini önemser. Bunu düşünmek onun için doğaldır. Kadının direkt olmamasının ilk sebebi bu. İkinci sebep, erkeğin egosunu ve hislerini incitmek istememesidir. Kadının dolaylı reddetmesi şiddetten kaçınmak istediği anlama gelir. Erkekler direkt olarak reddedildiklerinde ve egoları kırıldığında geçmişte kavga çıkartmışlardır. Kadınlar, onları döven veya öldüren erkekler etrafında evrilmişlerdir. Bu, evrimsel sürecin negatif yanıdır.

Bu yüzden beta erkek olmak kötüdür, erkek adam olduğunuzda reddedildiğinde sadece önüne bakmanız gerektiğini bilirsiniz.

İki cinsin de şiddet geçmişi vardır. Kadınlar ise erkekleri kızdırmamak ve onların canını sıkmamak üzerine kökleşmiş bir anlayışa sahiptir. Bu onları tehlikeye sokabilir. Yani şempanze beyinleri onlara, şiddetten kaçınmalarını söyler.

“Senin duygularını incitmek istemiyorum” dediklerinde bu şu anlama gelir: “Seni kızdırmaktan kaçınmak istiyorum. Sözlü olarak azarlanmak, kötülük görmek istemiyorum çünkü seni cinsel anlamda çekici bulmuyorum.” Her kadın daha önce bunu tecrübe etmiştir. Kadın eğer direkt reddederse erkeğin reddetmeyi kaldıramayacağını şeklinde haklı bir fikir yürütür. Ancak bunlar gerçekten zayıf dediğimiz erkeklerdir ve reddedilmeyi kaldıramazlar, kadınları tehdit ederler, kadına sözlü olarak saldırırlar, kendisini kanıtlamaya çalışırlar, sorun çıkartırlar.

Bu yüzden kadın, artık erkeklere karşı açık sözlü olmaz çünkü sonuç beta, zayıf erkekler yüzünden negatif şekilde gelişebilir. Kadınlar daha önceden reddettikleri zayıf erkeklerle halihazırda bir dizi problem yaşamış olabilir. Yani ikinci sebep olarak erkeğin duygularını incitmek istememek, potansiyel şiddetten kaçınmak anlamına gelir. Sadece toplumum tutumundan değil, erkekteki negatif yansımalarından da kaçınmak için bunu yaparlar.

Üçüncüsü, kadınlar beta seçeneklerini yok etmek istemezler. Onun en iyi cinsel seçeneği değildir. Onu reddetmek ister ama bir kadının hiç şöyle dediğini duydunuz mu? “Eğer 5 sene içinde evlenmezsem, seninle evleneceğim.” Peki bu ne anlama gelir? Siz yemsinizdir. Kadın sizin üzerinizde kontrol sağlayabilir. Sizi kaynaklarınız içi kullanabilir ama size cinsel anlamda kesinlikle ilgi duymaz.

O erkeği direkt olarak reddetmeyerek “gidip onlarca erkekle yatmak istiyorum. Sen beni bekle. 5 Sene içinde benimle evlenen çıkmazsa benim için bir seçenek olursun.“ demiş olur. Kadınlar, opsiyonlarını/seçeneklerini korumak isterler. Erkeğin kim olduğuna bakarlar. Ondan hoşlanmasalar da köprüleri tamamen yakmak istemezler. Çünkü bu erkek gelecekte lazım olabilir. Kadınlar, kaynakları kullanarak düzen kurmaya programlanmışlardır. Erkeği rafa koyup onunla köprüleri yakmamak isterler. Daha iyi seçenekler elde etmek isterler ama her ihtimale karşı sizi de belki bana akşam yemeği ısmarlar ya da faturalarıma yardım eder, çocuklarıma bakar diye yanlarında tutmak isterler.

Kadın sizin kaynaklarınızı keşfetmek ister. Bu, evrimsel sürecin bir parçasıdır. Beta erkekler üzerindeki bahsini ve opsiyonunu korur. Onun kaynaklarını kullanma fırsatını değerlendirir. Bu yüzden köprüleri yakmak istemez. Size nasıl bir cevap vermesini bekliyorsunuz ki? Bunun yerine şöyle der: “Şu anda buna hazır değilim. Sorun sende değil, bende. Kendimle ilgilenmeliyim. İşimle meşgulüm“ Ghosting yapar. Sonra bir şeye ihtiyacı olduğunda arar. Sizi reddetmek adına yapacağı bir sürü şey vardır.

Erkekler ise iletişimde daha direkt oldukları için reddedildiklerini anlamazlar.. Genel konuşuyorum, yani elbette iletişim kurulan kişiye bağlıdır ama ilişki bağlamında kadınlar daha dolaylı iken erkekler daha doğrudan olma eğilimindedir. Yani erkekler daha doğrudan olduklarından, dolaylı şeyleri anlamazlar.

Eğer dolaylı reddedilmeleri anlamayıp kadının üzerine fazla giderseniz sizi direkt olarak reddetmek zorunda kalır. Bu durumda kadın için sizi kızdırmadan reddetmenin bir yolu kalmaz. Burada sorun sizde değil, ondadır.

Reddedilmek birçok erkeği fena şekilde yaralar. Eğer zaten sizin değeriniz aptal bir kıza bağlıysa kadınlardan daha büyük bir probleminiz var demektir. Yani reddedildiğinizde kesinlikle buna sinirlenmemelisiniz çünkü size ilgisi yoksa size karşı yüksek bir arzu hissetmeyecektir. Zaman ve enerji kaybı olacaktır. Birçok erkek, bu şekilde enerjisini ve zamanını kendisine ilgi duymayan kadına yatırıyor. Kadınları dışarı çıkartıyorsunuz, onlara para harcıyorsunuz. Ayak işlerine koşturuyorsunuz. Bir şeylerine yardım ediyorsunuz ama size cinsel anlamda ilgi duymuyorlar.

Size bunu dolambaçlı yollardan söylüyorlar çünkü sizi çekici bulmuyorlar. Sizinle birlikte olmayacaklar. Bunu bu şekilde anlayabilirsiniz. Sizinle içlerinden gelerek birlikte olmasalar da bazı erkekler bunu yapmak istiyorlar ama bu, harcadığınız zamana ve enerjiye değmez. Size bunu doğrudan söyleyecek çok azınlık bir kadın yüzdesinden bahsediyoruz. Eğer kadın size bunları açıkça söylerse ona teşekkür edin.

O bunları açıkça söylediği için egonuz kırılmasın ya da ona hakaret etmeyin ya da kendinizi ispat etmeye çalışmayın. Doğruyu söylediği için mutlu olun çünkü çoğu kadın size doğruyu söylemeyecektir. Bunun yerine düşüncelerini, eylemleriyle gösterecektir. Şunu aklınıza sokun: Eğer size ilgi duyuyorsa muhabbeti ilerletmenize izin verir, aramalarınıza döner. Sizi göreceği için heyecanlanır. Size karşı fiziksel ve duygusal çekim hisseder. Sizinle fiziksel olarak birlikte olmak ister. Eğer bunu istemiyorsa özürleri, anlamsız bahaneleri dinlemeyin. Sizin duygularınızı incitmemeye ve kendisini size bahsettiğim bu üç sebepten ötürü korumaya çalışıyordur.

Böyle bir durumda sadece başkasına geçin. Birçok erkek, reddedilmeyle başa çıkmakta berbat. Reddedildiğiniz gerçeğini kabul etmiyorsunuz. Tekrar söylüyorum, asla değerinizi bir kadının düşüncesine bağlamayın. Özellikle  de sizinle ilgilenmeyen bir kadının düşüncesine…  Özellikle ilişkide olmadığınız bir kadını referans almayın. Reddedilmeyi doğal karşılayın. Başkasına geçin. Eğer sizi geri aramıyorsa, meşgulüm, yapacak işlerim var, diyorsa, boş verin. Enerjinizi başka bir yerde kullanın.

Yazar: Secret

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürünüm var:

  1. %3’lük Erkekler Video Seti
  2. Çekici Erkek Eğitim Seti

Bunun dışında kim olduğumu daha yakından öğrenmek istersen, hikayemi dinleyerek bilgi alabilirsin:

Fizyolojik iç çekiş

Stresli olduğumuzda, ciğerlerimizdeki 500 milyon hava keseciklerinden bazıları, sıklaşan ve yüzeyselleşen nefes alış verişimiz nedeniyle büzüşürler. Bu durum, akciğerlerde gaz değişimini sınırlandırır ve kandaki karbondioksit oranını artırır. Bu da bizim daha da rahatsız hissetmemize neden olur.

Fizyolojik iç çekiş, 1930’larda stres ve kaygıyı azalttığı keşfedilen bir nefes alma tekniği. İç çekiş, iki nefes alışın bir arada olduğu ve ardından da uzun bir nefes veriş olan bir nefes kalıbı. Biz bunu bilinçsiz olarak ortalama her 5 dakikada bir ve uykuya dalmadan hemen önce, uyku esnasında ve ağlarken yaparız. İç çekme ciğerin çalışması için çok önemli ve iç çekme olmadan ciğerlerimiz fonksiyonel kalamazlar.

İki nefesi bir arada yaptığımızda, büzüşen alveolar yeniden hava ile şişerler. Bu, akciğerin gaz alışverişi yapan yüzeyini arttırır ve karbondioksitin vücuttan atılışı daha verimli hale gelir. Bu da vücudun daha rahat / rahatlamış hissetmesini sağlar.

Aynı zamanda derin nefes aldığımızda, kalpteki algılayıcılar artan basıncı algılarlar ve sinir sistemi kalbe, kalp atış hızını yavaşlatması komutu gönderir. Bu da rahatlatıcı bir his yaratır.

Fizyolojik iç çekme, 1-3 kez iki nefes alış ve uzun nefes veriş şeklindedir. Bunu bilinçli bir şekilde birkaç kere yaparak, stresin iki belirtisini saniyeler içinde azaltabilirsiniz. Bu yöntemin iyi yanı, zihni kontrol etmek için vücudu kullanması. Zira zihni zihinle kontrol etmek çok daha zordur, eğitim ve pratik gerektirir. Fizyolojik iç çekmenin nasıl yapıldığını şuradaki videodan görebilirsiniz.

Kırmızı alarmları abartmayın

Bizim camiada erkeklere kadın erkek ilişkisi tavsiyesi verirken kırmızı bayraklardan (red flag) çok fazla bahsediliyor. Fakat bu bazen hem anlatanlar hem de dinleyenler tarafından tamamen bağlamdan çıkarılabildiği için, birçok genç erkek bir kadına karşı olması gerekenden çok daha katı ve seçici oluyor ve boşu boşuna birçok kadını eliyor.

Arkadaşlar, sadece görüştüğünüz ve belki de kendisi ile görüşürken başkaları ile görüşeceğiniz kadına, uzun süreli ciddi ilişki kriterleri koyarsanız ya da uzun süreli ilişkinize çocuklarınızın anası olacak kadın kriteri koyarsanız, boşu boşuna yalnız kalabilirsiniz.

Örneğin, bizim camiada kızın birinci önceliği değilsen kızı nextle lafını çok duyuyorum. Bazen yorumlarda veya erkek adam dışında yerlerde bu “bilge” tavsiyeyi çok görüyorum. Arkadaşlar bu kriter, uzun süreli ciddi ilişkiye gireceğiniz kadın için geçerli, henüz Instagram’dan mesajlaştığınız ya da paralel görüştüğünüz kadınlardan biri için değil.

Adam bana  daha önce Instagram’dan mesajlaşıp buluştuğu kızın, bir süre sonra birden ortadan kaybolduğunu, muhtemelen başka bir erkeği seçtiğini söylüyor. Sonra da diyor ki, “abi kız bana ulaşmaya başladı ama ben onu başımdan savdım.” Sebep? “İlk tercihi olmadığım kızla neden buluşacağım?”

Dur bakalım neden buluşacaksın. İyi vakit geçirmek için mesela. Sevişmek için mesela? Belki ciddi olmayan ilişki için (tek eşlisi de dahil). Neden her kızın bir numarası olacaksınız ki? Her kızı bilinçaltında sonsuza kadar mutlu yaşadılar prenses adayınız olarak gördüğünüz için olmasın?

Geçenlerde bir yorumda yazmıştım. Bir arkadaş yorumlara tabak çevirdiğini ve karşılaştığı kızların tabak çevirip durduğunu görünce kadınlardan soğuduğunu, ilişkilik kızın çok az olduğunu yazmıştı. Ben de ona tabak çevirmeyi bir harem oluşturmak gibi pazarlayan guruların olduğunu, bu guruların ya tabak çevirmekten bi haber olduklarını ya da erkeklerin fantezilerine oynamak için yalan söylediklerini yazmıştım. Tabak çevirme modunda olduğunuzda karşınıza daha çok tabak çeviren kızlar çıkar. Siz de onların tabağı olursunuz. Tabak çevirme bir alfanın haremi değil, büyük bir zaman ve mekana yayılmış bir orgydir arkadaşlar. Bu moddayken belli bir kadın tipine maruz kalırsınız ve o kadınlardan genel kadın tahlili yapacaksanız vay sizin halinize. Tabii ki tabak çevirirken karşınıza normal kızlar da çok çıkar ama karşınıza çıkan kızların çoğu bu modda olmayacaktır. Siz artık uzun süreli ilişki lazım dediğiniz yerde karşınıza daha uzun süreli ilişkilik kızlar daha çok çıkmaya başlar.

Bunu anlatma sebebim, eğer sadece uzun süreli, ciddi ilişkim olacak demiyorsanız, sizi ara ara ikinci plana atan ama sonra yine birinci plana alan kızlarla görüşün. Siz onları ısrarla birinci plana çıkmaya çalışana kadar ikinci planda tutun yeter. 21 yaşında 30 adamla yatmış kızla da görüşün, boydan boya dövmesi olan kızla da. “Kırmızı alarm var olmaaaz”, “birinci plana koymadı bileti kesile”, “başkasını da görüyormuş zindana atıla” diye giderseniz boş yere yalnız kalırsınız.

Size tavsiyem uzun süreli ilişkilerinize bile her zaman çocuklarımın anası olacak kadın kriteri koymayın. Biraz hayatın tadını çıkarın. Bu konuda en iyi örneklerden biri, bizim kayıp yazar Hank Moody’nin bir seneye yakın süren bir ilişkisi. Hank 21 yaşında çok güzel, oldukça iyi anlaştığı bir kızla çıkmaya başladı ama ilişkinin ilk 4 ayında kızın pek de sağlam ayak olmadığı ortaya çıktı. Bir kere sadece o yaşta 30 adamla yatmış bir kızdı ve ayrıca sürekli olarak telefonu ile uzağa gidip güya annesiyle konuşuyordu. Hank bu kızla 1 sene kadar çıktı taa ki bu kızın telefon konuşmalarının, aslında başka ülkeye göçmüş erkek arkadaşı ile olduğu ortaya çıkana kadar! Hank kızı orada bıraktı ama zaten hiç fazla ciddiye almadığından bırakması kolay oldu.

Şimdi Hank burada benim ciddi olmayan tek eşli ilişki dediğim bir şey yapıyordu. Kızla sevgiliydi ve tek eşli ilişkideydi. Ama kızı çok ciddiye almıyordu yani bir yerde bu kız patlar diyordu. Günümüzde çoğu erkek, bizim takipçilerimiz bile tek eşli ilişki = ciddi ilişki sanıyor. Oysa tek eşli olup çok ciddi olmayabilirsiniz.

Evet Hank bu kızla tek eşli ilişkideyken kızın bir yerde dürtülerine yenileceğini düşünüyordu ama daha da kötüsü kız Hank’i side chick yapmıştı. Şimdi Hank burada aptal yerine konan kişi mi? Hayır. Aptal yerine konan, maalesef kızın erkek arkadaşı. Hank tek eşli ilişkideyken kız tek eşli ilişkide değilmiş. Gerçi erkek arkadaşı ile sanal ilişkiye düşmüşler ama sonuçta kız iki kişiyi aynı anda idare ediyormuş. Hank bunu öğrendiği zaman kızı bıraktı ama sonuçta bunun olabileceğini bekliyordu.

Şimdi o zaman neden tek eşli ilişkidesin birader diyebilirsiniz. Basit. Yoğun çalışan adam, geçmişte tabak çevirme tecrübesi var, kız her türlü ihtiyacını karşılıyor. Tamam geçici ama o süre boyunca sevgili olursun, gittiği yere kadar gider. Çoğu erkek Hank gibi de değil yani öyle kolay kız da bulamıyor.  Mesela Hank çok hızlı kız bulamayan biri olsa, kızla pek kapılmadan eğlence ve seks dolu bir sene geçirmek mi daha iyi, yoksa kritelere uygun değil diye kızı şutlayıp bir sene yalnız kalmak mı?

Biliyorum bazılarınıza bunu anlamak zor geliyor ama bunun sebebi sevgili kurumunu aşırı ciddiye almanızdan. Aldatma yok, tek eşli ilişki var ama adam bunun çok da sürmeyeceğini biliyor. Eğer bu size garip geliyorsa kafanızın bir yerinde hala sevgiliniz ile happily ever after kafasında olduğuna işaret.

Hank’in yaptığını ben yapar mıydım? Yapardım ve yaptım. Örneğin oldukça “eller havaya” bir kızla kısa süre beraber olmuştum. Kız güzeldi, çok iyi seks ilişkimiz vardı, iyi de anlaşıyorduk. Ama kızla ayrı dünyaların insanı olduğumuzdan ve hayatın bir köşesinde onu unutamamış eski sevgili muhabbeti olduğundan çok da uzun sürmeyeceği belliydi. Sürmedi zaten.

Bakın sadece uzun süreli, ciddi ilişki isterim, başka türlüsü bana uygun değil diyorsanız anlarım. Sadece evleneceğim, ilişki bile bana uygun değil diyorsanız ona da tamam. Ama ciddi veya yarı resmi ilişkiye açık bir adamsanız, özellikle genç bir adamsanız, beraber olduğunuz her kıza çocuklarımın anası olacak kadın kriterleri koymayın. Bırakın kırmızı alarmları olsun, bırakın bazıları ile ikinci planda olun. Siz de onu ikinci veya üçüncü planda tutun, dert değil.

Şimdi hiç alakası yok ama bunu size ilgisi olmayan kızın peşinde koşma bahanesi olarak almayın. Sizi ikinci planda tutan kızı da iki kere reddetti mi nextliyorsunuz. Ama demeye çalıştığım, kız bir iki haftalık flört ve başkasına gitti, o adamla olmadı size geri geldi.  “Almayın gahpeyi, atarlanın” yorumları görüyorum. Sebep ne? Zaten birçok erkek öyle her ay bir kız bulamıyor. Bu tür aşırı kırmızı alarm süzgeci, gereksiz yere bir sürü incel yaratır. Gereksiz yere uzun süre yalnız kalmanıza neden olur.

Başka bir sonucunu da söyleyerek bitireyim. Sadece çocuklarımın anası kriterleri koyarsanız, uzun süre kızlardan uzak kalacağınızdan, kriterlerinize uygun kız karşınıza çıktığında, uzun süre kadınlardan uzak kaldığınızdan onunla iletişiminizde bir sürü gereksiz hata yapabilirsiniz. Özellikle çoğunuz kız arkadaş olmadan sosyal hayattan da izole olduğunuz için, uzun süre izolasyon ile sosyal özürlü hale gelirsiniz.

 

 

 

 

İşleri erteleme hastalığına karşı ne yapmalı?

Bana iş ve öğrencilik hayatı ile ilgili danışanların en çok karşılaştığı problem, işleri erteleme hastalığı. Çoğu insan çoğu zaman bir konuda başarılı olmak ya da bir işi bitirmek için ne yapması gerektiğini biliyor. Ama bu şeyi yapmaktan sanki vebadan kaçıyormuş gibi kaçıyor. Evet sorun çoğu zaman ne yapacağını bilmemek değil, o şeyi yapmamak ve her yapmaya çalıştığında içsel bir direnişle karşılaşmak.

Örneğin sınava hazırlanması gerektiğini bildiği halde, sınava nasıl hazırlandığını bildiği halde, yarın çalışacağım dediği halde aylarca çalışmaya başlayamamış öğrencileri düşünün. Bu öyle rahatsız edici bir şey ki. Özellikle o işi gerçekten yapmak istediklerinde karşılaştıkları güçlü karşı koyma çok enteresan. Sanki içlerinde bir şey kendileri ne hedeflerlerse hedeflesinler, aynı kalmaya ant içmiş ve değişime karşı koyuyor gibi. Zira bu direniş, insanın kendisi için gerçekten iyi olduğunu düşündüğü şeyi yapmak istediğinde güçlü bir şekilde ortaya çıkarken, saatlerce bomboş takıldığında tamamen ortadan kayboluyor.

Ben burada gerçekten biyolojik seviyede direnç gösteren bir sistem olduğunu ilk öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Nöroplastisite yazı dizini okursanız, beynin rutin dışı şeyler yapma, yeni şeyler öğrenme esnasında salgıladığı kimyasallardan birinin buna neden olduğunu hatırlarsınız:

Bunun nedeni ise asetilkolin salgılanmadan hemen önce harekete geçen sistemin stres sistemi olması. Yeni bir şey öğrenmek istediğimizde beyin köküne norepinefrin yani nöradrenalin salgılıyoruz. Bu kimyasal insanın dikkat kesilmesine neden oluyor. Dikkat bir çeşit el feneri gibi bir süre – yol – sonuç dizgisini aydınlatıyor. Bu dikkat zahmetli bir iş ve yetişkin beyni ise eldeki zahmetsiz algoritmaları kolayca değiştirmeye direnç gösteriyor. Ama siz bu acı ve isteksizliğe karşı koyup devam ederseniz beyin direnç gösterse de yeni davranışın veya düşüncenin gerektirdiği sinir hücrelerini değişim için işaretliyor.

Bu bilgi aynı zamanda bize bir şeye başlamanın neden o şeyi yapmaktan daha zor olduğunu da gösteriyor. Yeni bir şeye başlarken beynin salgıladığı norepinefrin ve adrenalin başlangıçta sıkıntı ve isteksizlik hissi yaratıyor.

Aslına bakarsanız işleri ertelemenizin sebebi çoğu zaman tembellik değil. O işleri yaparsanız meydana gelecek değişiklikler beyin için maliyetli. Otomatik programlamayı yıkıp yenilerini kurması gerekiyor. Ama bunun yanında işleri erteleme sebebiniz, sonrasında gelen değişikliklerden korkmanız zira alışılmışın dışına çıkmanız, bilmediğiniz bir bölgeye girmenize neden olur ve risklidir.

Benim burada bahsetmek istediğim konu daha pratik. İşleri erteleme hastalığını nasıl aşarsınız sorusuna cevabım genellikle işin başına otur ve bekle şeklinde oluyor. Mesela bir dökümanı yazmaya başlamayı sürekli erteliyor musunuz? Belli bir zaman başlamayı ve belli bir zaman harcamayı kararlaştırın ve dökümanı açıp başına oturun.  Bir dersi çalışmayı sürekli erteliyor musunuz? Belli bir zaman ve süre belirleyin, dersin kitabını masaya koyup açın ve masaya oturun.

Bunu yaptıktan sonra iki ihtimal var. Birincisi oturduktan kısa bir süre sonra o şeyle uğraşmaya başlayacaksınız. İkinci ihtimal de yine başlayamayacaksınız ve bilgisayarda açılı döküman penceresini arkaya alıp sosyal medyaya gireceksiniz, telefona bakacaksınız ya da kalkıp iş arkadaşlarınızla laflayacaksınız. Öğrenciyseniz masada telefonda mesajlaşmaya başlayacaksınız, belki yatağa uzanacaksınız, belki porno izleyeceksiniz, vs.

Burada ne oluyor? Burada olan şu. O yapacağınız şeyin başına oturduğunuz anda az önce bahsettiğimiz sıkıntı geldi. Siz de o sıkıntının içinden geçmek yerine, sıkıntıyı bastırmak için uyuşturucu almayı tercih ettiniz.

Peki ne yapmalı? Örneğin bu konuda konuştuğum öğrenci arkadaşla şunu yapmasını kararlaştırmıştık.

“Sabah 09:00 – 10:30 arası, sonra 11:30 – 13:00 arası ve sonra 14:00 – 15:30 arası 3 x 1.5 saat yani 4.5 saat çalışacaksın. Bu saatlerde masaya oturacaksın. Telefonun kapalı olacak ve odada olmayacak. Yatak yok, masada olacaksın.

“09:00’da masaya oturacaksın. Bir buçuk saat ya ders çalışacaksın ya da masada oturup o kitaba bakacaksın. Ama ders çalışmıyorsan bile uyuşturuculara kaçmayacaksın. Bırak orada sıkıl. Canın çok sıkılsın. Çalışacak iraden yoksa bile en azından oradan kalkmama iradesi göster.

Hiç çalışmazsan bile 10:30 kalk, çalışmış gibi dinlen ve 11:30 yeniden masadasın her şey aynı. Masaya oturdun mu, %60 – %70 çalışmaya başlarsın. Belki 3-4 gün sadece oturacaksın ama bunu ısrarla yaparsan ve uyuşturuculara kaçmazsan, çok kısa bir süre içerisinde çalışmaya başlıyorsun.”

Şimdi bu yöntemde sıkılmanın önemini sonradan Anna Lembke’den öğrendim. Nöroplastisite 101 kitabında Anna Lembke’nin yer aldığı Bağımlılıklar bölümünün Can sıkıntısı, kaygı, yaratıcılık alt bölümünden:

Çünkü çoğu zaman hem can sıkıntısı hem de yapmam gereken şeylerin stresini hissediyoruz. Yani yapacak bir şey yok sıkıntısından çok, yapacak bir sürü şey var kaygısı hissediyoruz. Kaygı ve can sıkıntısı ele ele giden
hisler mi?

Can sıkıntısı oldukça büyük bir kaygı tetikleyicisi. Fakat can sıkıntısı, modern insanlar için nadir olan bir deneyim zira günümüzde sürekli olarak bir şeylerle dikkatimizi dağıtıyoruz ve bunu yapmak için sonsuz sayıda araca sahibiz.

Sorun şu ki can sıkıntısı oldukça önemli ve gerekli bir deneyim ama korkutucu bir deneyim. Zira can sıkıntısına izin verdiğinizde şimdi ne yapacağım sorusu ile karşılaşıyorsunuz. Bu çok önemli ve gerekli bir deneyim zira bu ruh halindeyken birçok yaratıcı şey ortaya çıkarabiliriz, kendi öncelik ve değerlerimizi gözden geçirebiliriz. “Evet şu an dünyadayım ve hayattayım, peki bu hayatta ne yapacağım?”

Bir döküman yazmanız gerekiyorsa, o dökümanı açın, interneti kapatın ve bilgisayar başında bir buçuk saat o dökümana bakın. Ya o dökümanı çalışacaksınız ya da o dökümana bakacaksınız. Başka bir şey yapmayacaksınız. Orada öyle sıkılacaksınız.

Bugün spor salonuna gitmeyi canınız istemiyorsa, spor salonu için giyineceksiniz ve salona gideceksiniz. Eğer ağırlık kaldırmıyorsanız bile orada salonun kapısında oturacaksınız ve telefonunuza da bakmayacaksınız. Ya ağırlık kaldıracaksınız ya da orada sıkılacaksınız.

Kendi tecrübemden ve birçok başka insanın tecrübesinden gördüğüm, çoğunlukla ilk defada ama eninde sonunda o işin başına kararlaştırdığınız zamanda oturursanız ve sıkılırsanız, o işi yapmaya başlıyorsunuz. Eğer o işin başından(fiziksel ve telefon ya da bilgisayar ekranları yardımıyla sanal olarak)  kalkarsanız, yani can sıkıntısı yaşamazsanız, o işe yumurta kapıya dayananana kadar başlamayacaksınız ya da hiç başlamayacaksınız. Bakın tekrar ediyorum, sıkılmanız, sadece o işle başbaşa kalmanız çok önemli. En azından ekrana ya da masadan uzağa kaçmama iradesi gösterin. Gerisinin kendiliğinden geleceğini göreceksiniz.

Bakın bu hiç de öyle çekici bir yöntem değil. Maalesef kendini geliştirme tavsiyelerinin çoğu, basit bir gerçeği göz ardı ediyor. İşe yarar, insanı geliştiren hemen her iş sıkıcıdır. Aynı zamanda can sıkıntısı hissetmek, bu sıkıntıya maruz kalmak, bu işlere başlamanız için şarttır.  Hayvan beyniniz, anlık zevk ve eğlenceyi hemen her zaman sıkıntı ve kaygıya tercih eder. İnsanın ilkel beynini, insanın gelişmiş beyninin kontrolünden koparak kullanmak için milyarlarca dolar harcayan Instagram veya Youtube varken, orada oturup sıkıcı bir işe odaklanmak çok zor. Bunun tek çözümü, yapmanız gereken işin tüm alternatiflerini, yapmanız gereken zaman süresince ortadan kaldırmak. O işi yapmanın tek alternatifi, o işe bakarak sıkılmak olmalı.

Eğer masaya oturup ders çalışamıyorsanız, en azından masaya oturun. Ama telefonunuz olmadan. O masadan bir buçuk saat kalkmadan. Gündüz düşlerine dalabilirsiniz ama kendinizi gündüz düşünde yakaladığınızda gündüz düşünü bırakın. Sıkılın. Çok sıkılın. O işin başında uykuya dalarsanız bu çok da iyi bir şey değil ve buna karşı koymaya çalışın ama uykuya dalmanız, telefonunuzu açıp instagrama bakmanızdan çok daha iyidir.