Bu bölümde, bir erkeğin cinsel olarak disiplinli olmasının, kadınlara neden çekici geldiğini konuşacağız. Pek tabii ki bir erkek kadınlara daha çekici gelmek için cinsel olarak disiplinli olmamalı, bu feci şekilde efendi adam davranışı olurdu. Ama cinsel olarak disiplinli olmanın böyle önemli bir yararı da var ve bunu konuşmamak da olmaz.
İlişki içinde olan birçok erkek maalesef, ilişki içinde olan bir erkeğin beğeni atmaması ve takip etmemesi gereken içerikleri beğeniyor ve takip ediyor. Bunlar, vücutlarını sergileyen “infleuncer” kadın hesapları ya da bunları paylaşan hesaplar. Bu ilgi budalası, vücut sergileyici hesapların birçoğunda, “popoma bakın, bakın popom, popoma bakmış mıydınız, popoma like atmayı unutmayın abazan pardon sevgili takipçilerim” diye bağıran ve altında da motivasyonel bazı özlü sözler olan spor salonu ya da havuz fotoğrafları var. Siz de hani aç abazan olduğunuzdan değil, rafine bir kültür adamı olarak bu kıçları motivasyonel söyler için takip ediyorsunuz ya, işte o hesaplardan bahsediyorum. Eskiden porno izlerken yakalanınca “ya ben konusu için izliyorum” diye savunma yapan garipler vardı, işte ondan. Her neyse.
Kız arkadaşınız ya da flört ettiğiniz bir kız, sizi bu tür içerikler takip ederken yakaladığında, sizin hakkınızda, sizi daha az çekici yapan iki şey düşünüyor. Birincisi, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde, sizin abazan bir otuzbirci olduğunuzu düşünüyor. İkincisi, sizin ilişki için güvenilmez, gözü fazla dışarıda bir adam olduğunuzu düşünüyor. Bu arada kızın porno izlediğinizi fark etmesi ya da sizin tanımadığınız birçok kadını (eskiden online flört ettiğiniz ama bir yere gitmeyen hesapları mesela) durumunda da düşünceleri ve sizin karizma kaybınız aynı.
Bu online flört olayı ile ilgili bir parantez açmak istiyorum. Bazı erkekler her ne akla hizmetse, sosyal medya hesabında pek tanımadığı ya da hiç tanımadığı birçok kadınla takipleşmenin, kendisini “alternatifleri olan”, “tercih edilen” bir erkek gibi göstereceğini sanıyor. Oysa tam tersi bu, tercih edilmeyen, alternatifleri olmayan ve bu nedenle gerçekte hiçir halt yapamadığı için sanalda ilgi budalası birçok kızın takipçi sayısını arttırmaktan başka fonksiyonu olmayan erkek özelliği. Sizi karizma değil, abazan gösteren bir şey.
Bu yazıyı hazırlarken Patreon hesabında bir soru gördüm. Patreon üyesi takipçim, online eklediğimiz kızları, kız arkadaşımız olduktan ne kadar sonra silelim diye sormuş ve “bir ay mı, iki ay mı?” diye de eklemiş.
Öncelikle online flört koleksiyonu yapmayın. Bir yere gitmeyen hesapları düzenli olarak silin, mesela her ay hesabınıza bakıp, 2 aydır bir aktivitesi olmayan takipleşmeleri çıkarın. Evet, bunların bazılarının ara ara size geri dönüş yapabileceğini biliyorum ama günümüzde birçok erkek, düzinelerce kızı ekliyor ve bu kızlarla bir iki kelimeden fazla bir şey etmese de o hesaplarla takipleşmeye devam ediyor. Bu bir marifet değil, yıllardır eline kadın eli değmeyen adamların bile yapabildiği ve aslına bakarsanız daha çok o adamların yaptığı şeyler. Bu kızlarla takipleşmenin size ve imajınıza olan negatif etkisi, faydasından çok daha büyük. Size etkisi, özellikle bu kızlar seksi paylaşımlar yapıyorlarsa, hayatınız boyunca karşılaşmayacağınız düzinelerce kız tarafından hergün azdırılıp, sanal etki ile daha da abazan olmanız, çoğu durumda daha fazla mastürbasyon yapmanız.
Asıl soruya dönecek olursak, bir kızla sevgili olduğunuz gün, tüm bu kızları takipten çıkın ve çıkarın. Zaten kadınlarla başarılı bir adam, tabak çeviriyor bile olsa hesabında bu şekilde çok fazla kız olmaz, böyle bir erkek bu kızları biriktirmez. Aslına bakarsanız kadınlarla başarılı bir erkek, bu başarıyı genellikle gerçek hayatta yapar, online bir şekilde düzinelerce kadının peşinde koşarak değil.
Peki kızla sevgili oldunuz ama sonra iki haftaya ayrıldınız. “O kadar koleksiyon gitti abi şimdi ne olacak? Demeyin. Yeniden başlayın, bazılarını yeniden ekleyin mesela. Ama “çapkınlık” yaptığınız bir dönem sevgili ile bittiğinde, o dönemin tüm alternatifleri gitmeli. İlişkiniz biterse sonra yeniden alternatif yaratırsınız.
Her neyse, büyük bir parantez oldu ama bir erkeğin sosyal medyada aç erkekleri avlamak için açık seçik paylaşımlar yapan kadınları takip etmesi, o erkeğin abazan, cinsel olarak disiplinsiz olmasının önemli nedenlerinden biri. Kadın sizin bunları takip ettiğinizi görmese bile, size verdiği abazanlık, sürekli ibre 200’de gezme hali, her tarafınızdan iticilik olarak akar.
Cinsel olarak disiplinli olmanızın sizi kadınlar için daha çekici yapmasının en önemli nedeni, az önce bahsettiğim şey değil. En önemli nedeni, bir erkeğin, cinsel olarak disiplinli olmasının, disiplin, irade, duygusal güç gerektiren, erkeğin sahip olmak için yenmesi zor dürtüleri ile, şeytanları ile mücadele etmek zorunda kaldığı ve sonunda hem duygusal, hem fizyolojik hem de zihinsel olarak daha güçlü birine dönüştüğü bir kazanım olması. Ve bu kazanımın, erkeğin vücut dilinden, bakışlarından, ses tonundan akması, neredeyse kokması (muhtemelen feromon olarak). Günümüzde cebinizde taşıdığınız ekrandan tutun, yürürken karşınıza çıkan yüzlerce tabeladan ya da vücutlarını fazlaca sergileyen kadınlardan gözünüze neredeyse zorla sokulan cinselliğe karşı koymak, bunlara bakmayı reddetmek gerçekten de bir erkeğin bazı en güçlü dürtülerini dize getirmesi ile mümkün. Bu bile kendi başına erkeği daha güçlü, daha maskülen yapar ama adece dürtüler de değil. Günümüzde cinsel içerik, ortalama bir erkeğin negatif duygularından kaçmak için kullandığı bir numaralı uyuşturuculardan birisi. Bir erkek bu uyuşturucuya sırt çevirdiğinde, tüm o hasır altı ettiği ama sırf hasır altı ettiği için yok olmayan, tam tersi birikip çoğalan negatif duyguları ile başbaşa kalıyor. Ve bir erkek, bu negatif duygu ordusu ile sağlıklı başa çıkma mekanizmaları kullanarak savaşıp bunları yendiğinde, gerçekten de çok güçlü, özellikle duygusal olarak çok güçlü biri oluyor. Sadece bu da değil. Çoğunlukla cinsel içerik tüketerek bastırılan ve böylece biriken bu negatif yük, erkeğin uykusuzluk, dikkat dağınıklığı, gündüz düşleri ile yaşamasına, günün çoğunu neredeyse uyur gezer bir şekilde geçirmesine neden olduğundan, erkek bu negatif yükü sağlıklı yollardan yakıp yok ettiğinde, daha iyi uyku, daha iyi odaklanma gibi, hayatta daha başarılı olmasını sağlayacak kazanımlar da elde ediyor. Libidosu cinsel içeriklerin azdırdığı mastürbasyon ile değil, statüsünü ve başarısını arttıracak şeyler ile harcanıyor.
Kısacası, cinsel disiplin için verdiğiniz mücadele ve sonunda kazandığınız duygusal güç, negatif duygulardan arınmışlık, daha disiplinli, odaklı biri olarak kazandığınız statü, sizi daha çekici bir erkek yapar.
Cinsel disiplinin önemli bir diğer faydası da, erkeği daha ilişkilik, daha güvenilir yapması. Evet, daha ilişkilik ve güvenilir olmak, sinsi efendi erkeklerin bokunu çıkardığı bir şey ama bunlar abartılmadığı sürece gerekli ve çekici özellikler, özellikle de uzun süreli ilişki için isteyebileceğiniz kadınlar için. Bir kadın ilişkide güvende olmayı ister, sizin sürekli olarak gözü dışarda sinyali vermeniz, daha fazla istenmenize değil daha az istenmenize neden olur.
Başında söylediğim şeyi tekrar edeyim. Cinsel disiplin kadınları, ilişki kalitesi olan kadınları etkilemek ve hatta onlara yaranmak için kazanılmaz, bunu amaç olarak almamalısınız. Amacınız duygusal, zihinsel güç ve disiplin kazanmak, dürtülerinize ve şeytanlarınıza galip gelip, daha güçlü, stabil ve başarılı bir erkeğe dönüşmek olmalı. Birçok erkek cinsel disipline sahip değil ve kendilerini dönüştürmek, en iyi versiyonları haline gelmek için harcayabilecekleri önemli miktarda enerjiyi, cinsel içeriklere akıtıp, potansiyellerinin çok altında hayatlar yaşıyorlar. Bunun sonucunda sosyal hayatlarında, iş yaşamlarında, ilişkilerinde sorun üstüne sorun çıkaran özgüvensizlik ve özdeğersizlik duyguları ile boğuşuyorlar.
Bunu söylemeye gerek yok ama yine de belirteyim. Cinsel disiplin demek, kadınlardan uzak durmanız, buluşmalara çıkmamanız, cinsel hayatınızın, kız arkadaşınızın olmaması anlamına gelmiyor. Cinsel disiplinsizliğinizin %90’dan fazlası, asosyal medya ve genel olarak internet kullanımınızdan, porno izlemenizden, aşırı mastürbasyon yapmanızdan ve hatta gerçek kadınlarla ilgili gündüz düşlerinizden geliyor. Önüne gelenle yatan dildo vatandaş azınlıktansanız bu konuda da bir şeyler yapmanız lazım ve eğer gerçekten cinsel disiplinsizliğe boğazınıza kadar battıysanız, 4-5 aylık bir rahip modu da işinize yarayacaktır (Birçok erkek rahip modunda sadece kadınlardan uzak duruyor ve porno ya da online cinsel içerik tüketmeyi bırakmıyor yani rahip moduna girdiğini düşünürken aslında rahip moduna hiç girmiyor). Ama çoğu erkek için cinsel disiplin, gerçek flört ve ilişki alanının dışında olan cinsel karmaşa kaynaklı. Aslına bakarsanız ironik bir şekilde birçok erkek için cinsel disiplin, gerçek kadınlarla daha az değil daha çok flört, cinsellik ve ilişki sağlayacak bir şey.
Kadınların, kendine güvenen erkeklerden hoşlandığını çoğu erkek bilir ama kendine güvenen adamların ne yapıp da kadınlara daha çekici geldiklerini, kadınların erkekte kendine güvene neden bu kadar önem verdiklerini, kendine güvenin neden kadınların erkeğe daha fazla saygı duymasına, ona daha fazla duygu hissetmesine ve onu daha çok sevmesine sebep olduğunu birçok erkek bilmez.
Siz de bu erkeklerden biriyseniz merak etmeyin. Şimdi açıklayacağım 4 maddeden sonra, kendine güvenin neden önemli, kadınlar için değerli ve çok daha çekici bir özellik olduğunu öğreneceksiniz.
#1 Kendine güvenen erkekler, kadının erkek yanında daha çok doğal ve kendisi gibi olmasını sağlarlar.
Kadının kendine güvendiği ve erkeğin güvensiz ve kendinden şüphe eder olduğu durum, kadının erkeği kırmamak için temkinli olacağı şekilde sırtına yük bindirir. Kadın kendisini olduğu gibi ifade edemez ve olduğu gibi davranamaz çünkü böyle davranırsa, güvensiz erkek rahatsız hisseder.
Kadın kendine güvenli bir erkeğin yanında ise daha rahattır zira ne yaparsa yapsın ya da ne derse desin, erkek kendine güvenli kalmaya devam edecektir. Kadın böyle bir erkeğin yanında rahat davranır ve bu nedenle de böyle bir erkekle zaman geçirmekten zevk alır. Kadın erkekle hafiften dalga bile geçse, erkek bunun altında ezilip gitmez, birdenbire kötü ya da kaygılı hissetmez.
Utangaç ve güvensiz bir insanın yanındayken, sosyal durumdaki etkileşimi sizin yönetmeniz gerekir. Bu insan daha kötü hissetmesin, rahatsız hissetmesin diye kendi kendinize baskı yaparsınız. Utangaç ve güvensiz birinin kendini kötü hissetmesine neden olup kendinizi kötü hissetmek istemediğinizden, fazla dikkatli davranırsınız, doğal ve kendiniz gibi davranamazsınız. Onların negatif duyguları, sizin yükünüz olurlar.
Ama kendine güvenen bir arkadaşınızla beraberken, rahat davranırsınız, istediğinizi söylersiniz, ciddi bir şekilde söyler gibi şakalar yapabilirsiniz. Arkadaşınız baskı altında ezilmez, kuyruk acısı hissetmez, “neden böyle söylüyorsun?” ya da “kalbimi kırıyorsun” gibi şeyler söylemez. Dediklerinize ya sizinle güler ya da güler geçer, dedikleriniz ve yaptıklarınız umrunda olmaz. Böyle bir insan kendine güvenli olduğundan, kendi duygularını kendi başına yönetebildiğinden, duygusal olarak bağımsız olduğundan, onun yanındayken üstünüzde baskı hissetmezsiniz.
Kadınlar ve çekicilik söz konusu olduğunda, bir kadın için oldukça önemli olan şeylerden birisi, duygusal olarak kendisinden daha güçlü bir erkeğe saygı duyabilmektir.
Bir kadın, duygusal olarak kendisinden daha zayıf bir erkeğin yanındayken ise, doğal olarak ona kendisinden daha zayıf birine bakar gibi tepeden bakar. Bu hiç çekici bir şey değil.
Burada kendine güven derken, güven gösterisi yapmaya çalışmaktan, kabarmaktan ya da maçoluktan değil, bir erkeğin gerçekten de duygusal olarak daha güçlü olmasından bahsediyorum. Kadın ne derse desin, ne yaparsa yapsın, duygusal olarak dalgalanmayan, duygusal olarak çökmeyen biri olmaktan bahsediyorum.
Bir kadın kendine güvenen bir erkeğin yanında, sadece kendi olmakla kalmaz aynı zamanda daha da feminen olmaya meyillidir. Kadın biraz daha kız gibi, hafiften aptalca, şirin bir şekilde davranmaya başlar.
Tekrar edecek olursak, kadınların kendine güvenen erkekte bayıldıkları ilk şey, onun yanında daha kendileri gibi ve feminen olabilmeleri ve erkeğin duygularına (bir anne gibi) dikkat etmek zorunda kalmamaları, bu konuda bir yük altına girmek zorunda kalmamaları. Güvensiz ve utangaç bir erkeğin yanındayken yaptıkları gibi “şimdi bu adamı kıracak, rahatsız hissettirecek bir şey yapmayayım” diye düşünmek zorunda kalmamaları.
#2 Kendine güvenen erkek, kararlar almaktan, kararların riskini almaktan korkmaz.
Kendine güvenen bir erkekte, kadınların bayıldığı diğer bir şey de, kendi kararlarına güvenmesi ve korkmadan karar alabilmesidir. Bu, erkeğin her zaman her şekilde doğru kararı alabilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Kadın için önemli olan, erkeğin kendine ve kendi seçim yapma kabiliyetine güvenmesi, istediği şeyleri yapabilmesi, istediği şekilde hareket edebilmesi ve belli bir kesinlikle konuşabilmesidir.
Kendine güvenen bir erkek seçim yaparken, kadına sanki kadının sürekli ona yardım etmesi gerekiyormuş, onu cesaretlendirmesi gerekiyormuş gibi hissettirmez. Kendine güvenmeyen, utangaç bir erkek gibi, neredeyse tüm kararları kadına bırakmaz ya da onun onayını aramaz.
Güvensiz bir erkek, kendine güvenmediği için kararlarına da güvenemez. Aldığı kararın yanlış çıkmasından, kadının kendisini bir kaybeden olarak göreceğinden korkar ve bu nedenle de karar verme riskini göze alamaz. Ama bir erkeğin mükemmel olması, her zaman mükemmel kararlar vermesi, her zaman her kararı vermesi gerekmez.
Bir karar almanız gerektiğinde kadın “bence şunu yapalım” dediğinde, bir erkek “dur bir dakika, ben erkeğim, kararları benim vermem gerekir” demezsiniz. Kadın “bence şunu yapalım” dediğinde, onu onaylayabilirsiniz. Burada hala onay veriyorsunuz ve liderliği de bırakmıyorsunuz.
Tüm kararları vermek sizin işiniz değil ve tüm verdiğiniz kararlar doğru olmak zorunda değil. “Yanlış karar veremezsin, kadın seni gözlüyor, sana güveniyor ve seni takip ediyor yani mutlaka doğru karar vermelisin” düşüncesi doğru değil. Kadınlar bu şekilde düşünmezler. Kadınlar erkeğin kendine ve kararlarına güvenmesine, yapabildiğinin en iyisini yapmasına ve hatalı bir tercih yaparsa da bir dahakine daha doğrusunu yapma azmine bakarlar. Böyle bir erkeğin kanatları altına girmek, böyle bir erkeğe saygı duymak ve böyle bir erkeği takip etmek isterler. Erkeğin aracındaki yolcu olmayı isterler. Sonuçta da böyle bir erkek, kadını feminen yapar, kadın yapar.
Her yerde bunu söyleyip itiraf etmezler tabii ki ama kadınların gerçekte istedikleri budur. Bu dediğim gibi siz tüm kararları vereceksiniz, o hiç karar vermeyecek anlamına gelmiyor. Böyle bir şey oldukça tüketici olur.
Bir plan yapmak istediğinizde, kız arkadaşınız “onu yapmak istemiyorum” diyecek. Olay tüm kararları alıp kadını onlara uymaya zorlamak ya da bu planlara uyması gerekiyor demek değil. Kadınlar sanki kendileri düşünemiyor, tercihleri yok gibi hareket etmek değil. Kız arkadaşınız bazen planınıza hayır der.
Fakat aynı zamanda bir erkek kararlarına güvenmeyen veya kararsız biriyse, kadının ilişkiye liderlik etmesi gerekiyor gibi hissetmesine neden olur. Bu da cinsel ve romantik olarak oldukça itici bir şey. Çünkü ilişkiye liderlik etmek, kadının feminen özünden uzaklaşıp maskülenleşmesini gerektirir, ilişkinin erkeği olmasını gerektirir. Hemen her durumda, siz nasıl kadınlaşmak istemezseniz, kadınlar da erkekleşmek istemezler.
Kadınların kendine güvenli bir erkeğin en çok sevdikleri özelliklerinden birisi, böyle bir erkeğin kararlarıyla ilgili geriye dönüp, sürekli olarak “acaba doğru mu yaptım” diye düşünmemesidir. Ama bir kadın bu şekilde davrandığında, erkekler bunu pek umursamazlar çünkü erkeğin kadına duyduğu çekimde, kadının gerçekten güçlü olduğunu hissetme ihtiyacı yoktur.
#3 Kendine güvenen erkek, bulunduğu ortama aitmiş gibi davranır.
Kendine güvenmeyen bir erkeğin vücut dili, sosyal bir ortamdayken ya da hoşlandığı bir kadınla beraberken, kendinden şüphe ettiğini, o ortamda bir yer kaplamaktan rahatsız olduğunu sinyaller. Örneğin kimsenin oturmadığı boş sandalyeleri görse bile, oraya oturmaktan çekinir. Kendine güvenen bir erkek ise, doğal bir şekilde o sandalyeye yürür ve oturur.
Kendine güvenen erkek bir ortamda ya da durumda, o ortam ya da durum kendine aitmiş gibi davranır. Orada ne istiyorsa onu yapar. Bu, onun kendini beğenmiş biri olduğunu göstermez ama birçok insan kendine güvensiz olduğu için, ortamda sırıtır ve diğer insanları takip etmeye dikkat eder.
Kendine güvenen bir erkek, başkalarına tepeden baktığı için değil, başkalarına nasıl göründüğü hakkında endişe duymadığı için ortamda istediği gibi hareket eder. Örneğin bir etkinlikte ortama yemeğin getirildiğini ve kimsenin gidip yemeği almadığını düşünün. Kendine güvenen bir erkek, yemek masasına gider ve yemeği alır. Bunun ardından birdenbire diğerleri de gidip yemek almaya başlar. Burada kendine güvenen erkek kuralları takmıyor veya diğerlerinden daha üstün hissediyor değil. Yemek orada ve yenilmek için varken, gidip yemekte bir sorun olmadığı için, beklemenin bir anlamı olmadığı için yemek almaya gider.
Kalabalıkta kendine güvenmeyen bir erkek ve kadın düşünün. Kadın “yemek geldi gidip alalım” dediğinde, kendine güvenmeyen bir erkek genellikle “hayır, daha kimse gidip bir şey almadı, birilerinin bir şeyler almasını bekleyelim” der.
Şimdi bu durumda kadın adamdan ayrılacak değil tabii ki. Ama bu durum, erkeğin çekingenliği, adama olan çekimini de bir tık azaltır.
Bir kadının ortamda çekingen olması, erkeğin kadına duyduğu çekimi etkilemez. Ama kadınların erkeklere duyduğu çekimin tetikliyicileri ile erkeklerin kadınlara duyduğu çekimin tetikleyicileri aynı değiller.
Barda orada öylece duran, elindeki içkiyi genellikle göğüs hizasına kaldırmış bir şekilde tutan (vücut dili sözlüğünde bu kendini tehlikeye karşı korumaktır) ve oraya ait değilmiş gibi görünen elemanları görmüşsünüzdür. Bu erkeklerin bu hali tek başına, çekim duyulmalarına engel olabilir.
Bir de ortam sanki doğal ortamıymış gibi davranan erkekleri düşünün. Arkadaşları ile konuşan, sürekli olarak nasıl göründüğünü, insanların kendisini nasıl gördüğünü düşünmeyen, rahat davranan erkek, kendi kendini onaylayan, ortamdaki kadınların kendisine çekim duyma eğilimini arttırır.
Aynı şekilde bir erkek bir kadınla konuşurken, kendisini oraya ait değilmiş gibi hisseder ve davranırsa, kadının kendisine çekim duymasını engeller. Ama oraya aitmiş, hoş bir kadınla konuşmak gayet doğal bir şeymiş gibi davranırsa, kadının kendisine çekim duyma ihtimalini arttırır. Burada bir numaradaki duruma da geri dönmüş oluyoruz. Birinci erkek, kadının üstünde yük hissetmesine, adamı daha da ürkütmemek için dikkatli davranmasına neden olur. İkinci erkek ise kadının hafiflemesine ve rahat davranmasına.
#4 Kadına onu rahatsız hissettirmeden dokunur.
Bir kadınla konuşurken işi ilerletmek için, dokunmayı erkeğin başlatması gerektiğini duymuşsunuzdur. Bu dokunma ele, kolun omuza yakın dış tarafına olabilir. Ama bir erkek sırf dokunmayı başlatmak için dokunmamalı, dokunmayı da doğru yapmalı.
Kendine güvenmeyen bir erkeğin dokunuşu, kadında kötü hisler yaratır. Kendine güvenen bir erkeğin dokunuşu ise çekim yaratır. Dokunmadan önce gönderdiği sinyaller, duygusal güç, dokunurken ses tonu ve vücut dili, dokunmaya eşlik ettiğinde, kadının erkeğe olan çekimini artırır.
Kendine güvenmeyen erkek, dokunmadan önce çekingen davranışlar sergiler ve gerilir. Dokunmaktan emin değildir, alacağı tepkiden korkar, vs. Kadına dokunduğunda ise bu gerilimini kadına aktarır. Dokunmadan önce ve dokunurken, kadının onayını arıyor gibi davranır. Kadın böyle bir erkekle ilişkiye girerse, erkek muhtemelen ilişkide de böyle davranacaktır.
Bir şeyler yapmak için kadının onayını aramak, duygusal zayıflıktan gelir ve iticidir. Böyle bir erkek sadece kadının değil, başka insanların da onayına bağımlıdır. Kendine güvenen erkeklerle bir araya geldiğinde, bazı erkekler ona karşı kibar davranmazlar, ona zorbalık yapabilirler, onu kadının önünde aşağılayabilirler ve hatta onun önünde kadınına yürüyebilirler. Bunu da adamı takmadan yapabilirler zira adamın zayıflığını sezebilirler. Bunun sonucunda da kadınlar böyle bir erkeğin yanında kendini güvende hissetmezler.
Bu arada bu adam duygusal olarak zayıfsa, kaslı olması, diğer birçok erkekten güçlü olması da işleri değiştirmez. Eğer duygusal olarak güçsüzse, belli erkekler bu erkekleri sosyal durumlarda özellikle bulurlar. Aynı zamanda fiziksel olarak güçlü olsa da, duygusal olarak güçsüz olduğundan, kadına duygusal olarak güçlü taraf olarak davranır ve bu da kadının ona cinsel arzu duymasına engel olur.
Şimdi ele alacağımız vaka çalışmasındaki takipçi, 7 aylık ilişkisinin son 4 ayında peşte koşan, daha çok arayan ve kaybetme korkusuna daha çok düşen taraf olmuş. Kızın üzerine de çok düşmüş ve kız soğumaya başlamış. Daha sonra bizim eski sevgiliyi geri kazanma yazısını okuyup oradaki gibi davranmaya başlamış ama yazanları uygulamasına rağmen kız kendisinden ayrılmış.
Neyse ki o yazıda ayrılınca ne yapacağı da yazıyor. İletişimi kes kuralı (no contact kuralının) “ayrılığı istemesem de kabul ediyorum, fikrin değişirse bana haber ver” kısmını harekete geçirmiş.
Bu aslına bakarsanız eki sevgili konusunda istediğiniz şeyi elde etmek için olasılıkları en çok arttıracak şekilde davranma yolu olsa da, sonuçta karşınızdaki kendi hayalleri ve istekleri olan bir insan matematik problemi değil. Bazen her şeyi doğru yapsanız bile ilişki ayrılığa gider. Özellikle de bu arkadaşın yaptığı gibi 4 aylık bir yanlış yapma birikimi varsa son anda kurtarmak çok zor olabilir.
Fakat bu iletişimi kes kuralını, no contract kuralını uygularsanız, hem kendinizin hem de kızın size olan saygısını arttırırsınız. Yani bu % 100. Yine % 100’e yakın olan şey de bu ayrılığı en kısa sürede atlatırsınız ve yeni bir ilişkiyi de daha kısa sürede bulursunuz.
Arkadaş ayrıldıktan sonra kızı bir süre aramamış sormamış. Kızın yeni Instagram fotoğraflarını beğenmesinin etkisiyle (instagram fotoğrafını erkek atıyor), kıza mesaj atmış ve ardından da klasik arkadaş kalalım teklifini yemiş.
Bu kızla yeniden birlikte olmak isteyen bir insan için büyük bir hata. Instagram’da, sosyal medyada direkt ulaşmadan, yani mesaj kutusundan mesaj atmadan ya da aramadan, yapılan hareketler, kız size ulaştı anlamına gelmiyor. Ayrıca “fikrin değişirse bana ulaş” dediği kıza ulaştığı için hatası daha da kötü.
Neyse konumuz bu değil. Takipçiden devam edelim:
“Kız ile arkadaş çevremiz ortak. Ben kıza, “arkadaş çevremizde arkadaş olabileceğimizi” ama birebir arkadaş gibi görüşmek istemediğimi söyledim. “Seni anlamıyorum, neden böyle yapıyorsun?” gibi bir şey söyledi.”
Şimdi arkadaşlar ortak arkadaş çevrenizde olan, iş arkadaşınız olan bir kızla sevgili olduğunuzda ve sonra da ayrıldığınızda, mecburen o ortak çevre içerisinde arkadaşsınız. Yani hiç konuşmamazlık edemezsiniz. O ortak arkadaşlığa ya da daha doğrusu onun daha alt bir versiyonuna geri dönersiniz. Nasıl geri dönersiniz? Arkadaşlığı çaktırmadan minimuma indirirsiniz.
Şimdi burada arkadaşın yaptığı şey doğru yani birebir arkadaş olmayacak ama o ortak arkadaş çevresinde arkadaş olarak kalabilecek. Kız burada “seni anlamıyorum, neden böyle yapıyorsun” derken aslında arkadaşı çok iyi anlıyor. Kendisine saygısı olan bir erkeğin özellikle ayrılık kendi fikri değse, sevgili olmaktan arkadaş rütbesine düşmeyeceğini, bunu kabul etmeyeceğini gayet iyi anlıyor. Ya da anlaması lazım. Asıl anlayamadığı şey muhtemelen, düne kadar peşinde koşan adamın böyle çizgi çizebilmesi, böyle bir omurga göstermesi
Peki Mahmut abi, arkadaş çevremdeyken ve sıklıkla ortak arkadaşlarla buluşuyorken, kızla iletişimi nasıl keseceğim?
Bu, sitenin yorumlarında sıklıkla sorulan bir soru. İş çevresinden, arkadaş çevresinden ya da belli bir etkinlik çevresinden bir kızla ayrıldığınız zaman, o kızla iletişimi %100 kesemezsiniz. İdeal bir durum değil ama insanın içine düşebileceği bir durum. Biz iş çevresinden, arkadaş çevresinden, sınıftan, aynı etkinliğin çekirdek elemanlarından kız arkadaş yapmayın diyoruz. Sebebi de ayrılık sonrası bu duruma düşmesi. Ama birçok insanın bu şekilde kız arkadaş yaptığını ve hatta bu şekilde evlendiğini biliyorum.
Burada sorun ayrıldıktan sonra yüz yüze bakmanız ve tek sorun terk edilmek de değil. Birçok insan sadece terk edilmek kısmını düşünüyor ama diyelim ki kızı siz terk ettiniz. Sürekli karşınızda, sürekli üzgün ve belki sürekli olarak sizinle barışmaya çalışacak ve böyle şeylerle uğraşacaksınız. Yani siz terk ettiğiniz zaman da problem.
Şimdi burada yapabileceğiniz birkaç şey var. Öncelikle birebir aramaları bırakacaksınız yani o arkadaş çevresinde, iş çevresinde artık ne çevresinde ise o kızla orada karşılaşmalarını haricinde kıza ulaşmayacaksınız. Asgari bir merhaba, iki çift laf kibarca yapılabilir fakat bunu gidip siz yapmayacaksınız. O size gelip konuşursa kibarca kısa keseceksiniz.
Eski sevgilinizle beraber çalışıyorsanız hiç iletişime geçmemezlik edemezsiniz ama diyelim ki bir iş var ve sizin birine danışmanız gerekiyor. Çaktırmadan o hariç danışabileceğiniz biri varsa ona danışacak ya da o diğer kişi ile çalışacaksınız. Kızdan başka alternatif yoksa tabii yapacak bir şey yok. O zaman en azından, iletişimi sadece o bağlam içinde tutacaksınız.
Birçok erkeğin yaptığı hata, böyle bir durum ortaya çıktığında bunu kızla konuşmak için fırsat olarak kullanmaya çalışmak ve aslında alternatifi varken kızla çalışmak. Daha da kötüsü birçok erkek, kızla iletişim kurmak için olmayan işler bile uyduruyor.
Bu arada tabii ki iletişimi kes kuralının ikinci ve üçüncü ayaklarını uygulayacaksınız. Yani kızdan bilgi almak yok (özellikle online stalklamak yok) ve kendi hayatınıza odaklanmak var.
Çevrenizde olduğu için kızı tamamen görmezden gelemezsiniz. Bu zaten bir kere kuyruk acısı belirtir. Kızın ne düşündüğünden bana ne diyorsanız şunu da söyleyeyim. Bu şekilde davranmak kendinize de bu mesajı verir ve sizin ruhunuzu yaralar.
Mesela “selam verelim mi?” diye çok soruluyor. Selam verin. Baş hareketiyle bir selam verebilirsiniz. Ama gidip konuşmayın. o size gelip konuşursa da başınızdan kibarca savın. Ufacık bir konuşun ve sonra işim var diye bir bahane uydurun ve sıvışın.
Selam verdinizde kız eğer selamınızı almazsa o zaman siz de selam vermeyi bırakabilirsiniz. O sizle konuşmuyorsa oturup zorla konuşmaya çalışmayın. Kız sizi görmezden geliyorsa bu konuda bir şey yapamazsınız.
Tabii kızı tamamen silmek istiyorsanız, istediğiniz buysa bunu da yapabilirsiniz. Birçok insan bana bunu sorarken aynı zamanda geri dönme ihtimalini de soruyor. Geri dönme ihtimali olması için, ortak çevrede diğerlerini de rahatsız edebilecek bir soğukluk yaratmamak için, asgari insani iletişim seviyesini tutturmanız en iyisi. Fakat amacınız bu kızı bir an önce atlatıp kafanızı toparlamaksa ve bunun tek yolu buysa yapabilecek bir şey yok.
Asgari insani veya profesyonel iletişimi tutturdunuz mu, bunu olgun bir şekilde yaptığınız zaman, karşı taraf sizi drama ile özdeşleştirmez. Daha önceden peşinden koşarak, kıza ne kadar üzüldüğünüzü göstererek, dil dökerek, vs. drama ile özdeşleştirildiyseniz, olgun bir asgari iletişim ile, drama ile özdeşleştirilmeye son verirsiniz. Kibar ama mesafeliyseniz, karşınızdaki insan sizi rahat, çekici, eğlenceli ve sakin gibi pozitif şeylerle özdeşleştirme başlar. Siz zor günlerde sarsılmayan ve pozitif ruh halini koruyan güçlü biri olursunuz.
Zaten kızın ve sizin bilinçaltınızda, sizin erkeklerin %90’ı gibi drama yaratacağınız beklentisi var. Bunu istediğinden ya da istediğinizden değil, sizden beklenen bu. Hem kızın hem de sizin, eşleştirildiğiniz drama dolu insan olmadığınızı görmeniz oldukça önemli.
İş çevresinde veya arkadaş çevresinde yapmanız gereken çok önemli bir şey daha var. Ayrılıktan sonra ortak arkadaşlarınızla asla ama asla kızla ilgili konuşmayın. Birçok işgüzar gelip size aranızı yapmayı teklif edebilir. “Neden ayrıldınız, çok yakışıyordunuz falan filan” gibi şeyler söyleyebilir. Birçok arkadaş yardım edeceğini sanarak habersiz bir şekilde kızla konuşabilir. Sizin dediğiniz her şeyi kıza taşırlar, kızın dediği şeyleri de size taşırşar. Fakat yine iyi niyetle her şeyi abartır iyi olan şeyleri abartırlar.
Mesela kıza gidip “Mahmut ile dün konuştum, çocuk çok üzülüyor bak bir şans versen” gibi iyi niyetli bir şey söyleyebilirler. Böylece de kıza yanlışlıkla “Mahmutcan’a ayrılık çok koymuş, Mahmutcan zayıf bir erkek” derler. Ya da size gelip “Aslıcan seni çok seviyor, aslıcan aslında seni çok seviyor, sevgi hala var, aslında sen gidip konuşsan onu bekliyor” diye coşkuyu verirler. Adamı gazlayayım da beraber olmaları için adımı atsın diye düşünürler. Ortak arkadaşlar, iş arkadaşları ve bazen kendi arkadaşlarınız, iyi niyetle böyle şeyleri batırmakta ustadırlar.
Ortak arkadaşlarınız size bu konuyu sorarlar. Sizin bu soruları kibarca geçiştirmeniz lazım. Nasıl olduğunuzu sorarlarsa “iyiyim” deyin geçin. “Düşünüyor musun?” gibi şeyler sorarak fazla zorlarlarsa, “ya kardeş ayrıldık işte, yani daha fazla konuşmanın bir anlamı yok” diyerek savuşturun. Mümkün olduğu kadar sinirlenmeyin, duygu göstermeyin. Mümkün olduğu kadar tabii ki, özellikle ilk başlarda duygu göstermemeniz mümkün olmayabilir.
Bazı insanlar maalesef arkadaş çevresini, eski kız arkadaşlarına ulaşmak için özellikle kullanmaya çalışıyorlar. Bu büyük bir hata. Kendi ilişkinize, eski kız arkadaşınızla olan eski ilişkinize bile, üçüncü şahısları koymayın. Burada benim tavsiyem kişi özellikle arkadaş çevresinde ise özellikle iş yerinde olan eski kız arkadaştan uzak duramayabilir ama yapabiliyorsanız bir süre o arkadaş çevresinden uzak durun. Başka arkadaş çevrelerinize takılın ki birden fazla arkadaş çevreniz vardır diye umuyorum. İşte ise eğer çok kötüyseniz 2-3 gün, belki bir hafta izin alabilirsiniz.
Bu arada kendinizi geliştirmeye, sosyalleşmeye ve eğer ilişki uzun bir ilişkiyse, 2-3 ay bekledikten sonra yeni limanlara doğru yelken açmaya başlayın. Bunu kızın gözüne sokmayın. Bu konuda o yokmuş gibi davranabilirsiniz çünkü kız sizi terk etti. Onun bu olay konusundaki duyguları yüzünden normal hayat akışınızı saklamak zorunda değilsiniz Ama mümkün olduğu kadar göstermemeye çalışın. Çünkü gösterdiğiniz şey manipülasyon olarak algılanabilir ki birçok insan bunu manipülasyon olarak yapıyor. “Bak başkalarıyla çıkıyorum, başkalarıyla flört ediyorum, tercih edilen biriyim” diye göstermek için yapılıyor ama kızın geri dönmesini istiyorsanız, bu hareketler ters teperler. Kızın geri dönmesini istemiyorsanız bile iyi bir şey değil. Zaten kızı siz terk ettiyseniz yapmayın, yazıktır. Böyle şeyleri bir süre mümkün olduğu kadar gizli yapın
Siz iyileşiyorsun, ayrılık acısını atlatıyorsunuz, kızı unutuyorsun ama bazıları “abi kız bunu nasıl görecek?” diye soruyorlar. Duruşunuzdan, vücut dilinizden görür. Onu bırakın, Instagram’daki bir fotoğrafınızdaki duruşunuzdan görür.
Başka bir kızla sanki aralarında bir şey var gibi fotoğraf koyduğunuzda, manipülasyon yaptığınız öyle bir sırıtıyorsun ki! Kadınlar bunu nasıl anlarlar demeyin.Başka biri yapsa siz de anlarsınız. “Mahmut ayrılığın acısıyla bir kız bulmuş, güya sevgililermiş gibi fotoğraf koyuyor” dersiniz. Şu an başka algılarınız kapadığı için belki siz göremiyorsunuz ama dışarıdan görünür.
Ben yakın çevreden kız arkadaş tavsiye etmiyorum ama birçok insan buraya geldiğinde zaten öyle bir kız arkadaşı olmuş oluyor. Ya da “Ya Mahmut Abi, gönül ferman dinlemiyor” diyerek bu tavsiyeyi boş veriyor. Ya da bazen küçük bir yerde yaşayan, iş yeri haricinde, sınıf haricinde, belki de etkinlik çekirdek grubu haricinde kız arkadaş yapma yolu da çok fazla olmayan erkekler oluyor. Ama maalesef birçok insan da, gerçekten hiç sosyalleşmediklerinden, dışarıda kız yapabilecekken çok yakın çevresine mecbur kalıyor. Eğer yakın çevreden kız arkadaşınız olacaksa bunun dezavantajları var. Kıza yürüyorsunuz, kız reddederse yüz yüze bakıyorsunuz. Çıkmaya başladınız ayrıldınız. Terk ettiniz veya terk edildiniz. Sürekli göreceksiniz.
Üniversitedeyken genellikle aynı üniversiteden kız arkadaşınız oluyor ve ayrıldıktan sonra bu kızı sürekli görüyorsunuz. Aynı bölümde olmasanız bile aynı kulüpte, aynı etkinlik içinde olmasanız bile görüyorsunuz. Ama diyelim ki aynı sınıftasın aynı etkinlik içerisindesiniz. Beni eski sevgili konusunda arayan üniversiteli arkadaşlar, kızı başka bir erkekle görmekten çok korkuyorlar.
Üniversitede hepimizin, hadi hepimizin olmasa da birçoğumuzun, kız arkadaşları oldu. Böyle şeyler başımıza geldi. Benim de başıma da geldi. Terk eden eski kız arkadaşımı yeni erkek arkadaşıyla kampüste gördüm hem de ayrıldıktan çok kısa süre sonra bile gördüm. Tamam çok can sıkıcı bir şey ama merak etmeyin, öyle korkunç bir şey değil, size hiçbir şey olmuyor. Zamanla atlatıyorsunuz. Sandığınız kadar korkunç bir şey değil.
Şimdi biraz soru cevaplayacağım.
—
Soru cevaplamaya geçmeden önce arkadaşlar bizim bir patreon kanalımız da var. O kanalda patreon üyelerine özel birçok yayınımız var. Bu yayınlara da göz atmanızı da tavsiye ederim. Ayrıca patreon hesabında muhabbet alanı var chat alanı var. Oradan bana soru sorabiliyorsunuz. Burada sırada yüzlerce mesaj var, orada daha az insan olduğu için orada soruları soruları daha hızlı cevaplıyorum. Herkes girebilsin diye de Patreon aylık ücretini sizin belirleyeceğiniz şekilde koydum. Patreon oraya 5 Dolar koyuyor ama siz istediğiniz miktara çevirebiliyorsunuz.
Patreonda üye olup kanalımıza destek veren ve aynı zamanda oradaki yayınlardan yararlanan arkadaşlara da teşekkür ederim.
Sevgilimin, eski sevgilisinin arkadaşlarıyla görüşmesi bir problem midir sence?
Eski sevgilisiyle görüşmüyor ya da onunla alakalı kalmak için yapmıyorsa çok büyük bir problem değil.
Bu arada, sevgilinizin eski sevgilisi etkinlik grubu içinde, sınıfta veya iş yerindeyse o adamı görecek. Kıza da arkadaş grubunu hayatından çıkar çünkü orada eski sevgilin var diyemezsiniz. Bu durumdaki bir kızla çıkmayabilirsiniz ama kız arkadaş çevresini, işi bırakmazsa bu da size karşı bir saygısızlık değil.
Eski sevgilimle aynı sınıftayız. Yeni sevgilimle de aynı fakültedeyiz.
Dar alanda kısa paslaşmalar.
Eski sevgilim yeni sevgilime benim için öyle böyle diye vermiş veriştirmiş. Söylediklerinin bir kısmı da doğru. Sevgilim eski sevgilimin söylediklerine dayanarak benden ayrılmak istiyor. Şimdi ne yapmalıyım?
Eski sevgilinin söylediklerinin bir kısmı doğruysa bir kısmı da yanlış. Yalanlarına odaklanacak ve devam etmek istediğini söyleyeceksin. Eski sevgilinin kuyruk acısından, seni başka biriyle görmek istemediğinden yalan yanlış konuştuğunu söyleyeceksin. Sonuçta senin şimdiki kız arkadaşına seni kötülüyorsa, bu kızın seni biriyle görmek istemediği için bunu yapıyor olması büyük bir olasılık. Kendisi seni yeniden istemiyor bile olsa seni biriyle görmek istemiyor olabilir.
Eski kız arkadaşının söylediği doğru şeyler saçma sapan şeylerse bilemeyeceğim. O zaman kız haklı. Ama böyle bir durum yoksa ve yeni kız arkadaşın eski kız arkadaşının sözlerine dayanarak seni terk ediyorsa, eski kız arkadaşının sizi ayırmak gibi bir amacı olabileceğini anlayamayacak kadar gerizekalıysa, yeni kızdan kurtulmuş olursun.
Mahmut abi eski sevgilimle aynı kampüsteyiz hemen hemen her gün görüyorum. Ayrılalı 3-4 hafta oluyor. Kampüste başka bir kızın instasını alırken tam arkamdaymış ama fark etmemişim. İşin kötüsü onu hala seviyor olmam.
Ne zamandır çıkıyorsunuz bilmiyorum ama eğer 6 aydan uzun bir ilişkiyse, kız sizi terk etse bile kızı yeniden istiyorsanız, 3-4 ay yeni kızlara yürümeyin. İlişki daha kısa ise 1-2 ay. İlişkiniz biter bitmez o kıza atlayayım, bu kıza atlayayım moduna girmeyin. Yapacaksanız bile biraz gizli yapın. Çünkü eski kız arkadaşınız bunu görürse size dönüş ihtimali ciddi oranda düşer. Ya da daha kötüsü bu aktiviteler, eski sevgili döndükten sonra ortaya çıkarsa, o dönüşün devam etme ihtimali ciddi oranda düşer.
Genel olarak ayrılık sonrası 1-2 ay ya da 3-4 ay kızlara yürümeden durabilmeniz lazım ve aslında yürümeseniz daha iyi. Bu dönemde kafayı dinleyin, sosyalleşin, içinde kadın akışı olan sosyalleşmeyi arttırın.
Bazı erkekler kadın onayı bağımlısı olduklarından, sürekli bir kızla ya da birçok kızla olmak zorunda hissediyorlar. Birini unutmak için kadına ihtiyacınız varsa, çiviyi ancak çivi ile sökebiliyorsanız, çiviye bağımlı olursunuz. Kadın bağımlısı adam zayıf bir adamdır. İlişkisinde de kadına bağımlı olur.
Erkek ilişki sonrası 3-4 ay yalnız kalmaktan zevk alabilmeli. Ayrılık acısı orada var tabii ki ama yalnız olmanın da güzellikleri var, bunları yaşamayı bilmeli. Tabii sosyal hayatı da hızlandırmalı çünkü 3-4 ay geçtikten sonra yeni limanlara açılmak için, sosyal hayata ihtiyacı olacak. Yani yalnız kalmaktan kastım, 3-4 ay, belki 6 ay eve ya da iş – spor – ev mağarasına kapanıp sonra birden piyasaya çıkmaya çalışmak değil.
Aslında terk edildiyseniz, sizi terk ettiğinin ertesi günü biriyle görüşmeye başlayabilirsiniz, böyle bir hakkınız var. Terk edenin böyle bir şeye hayır deme hakkı da yok çünkü terk eden kendisi. Fakat ayrılık sonrası 1-2 ay içerisinde başkaları ile olmak hiç de ilişkilik bir insan davranışı değil ve aynı zamanda karşınızdakinin yeniden dönme ihtimalini sıfırlayan bir şey.
Şimdi ne yapmalıyım bilemedim kızın yazmasını mı bekleyeyim? Ben mi yazayım? Yazarsam bu bu konuyu açayım mı? Ya da kız yazarsa bu konuyu açmazsa ben açayım mı?
Yavaş! Sakin. Sen kıza yazmak için bahane arıyorsun. Ne yazması? Eski sevgiline niye yazacaksın?
Her şeyin bittiğini kabullenip yoluma mı bakayım?
Her şeyin bittiğini kabullenip yoluna bakmak, ayrılık nasıl olursa olsun, ayrıldıktan sonra ilk yapman gereken şey. Her şey iyi bitse bile, yeniden dönme ihtimali yüksek olsa bile, doğru zihin yapısı, her şey bitti ben yoluma bakayım zihin yapısıdır.
Ama bir iki senedir çıkıyorsunuz, kızla ayrıldınız. Belki terk etti. 3-4 haftada nasıl birini atlayacaksın ki? Tamamen duygusal bastırma için yapıyorsunuz bunu. Normalde bazı arkadaşlar geliyorlar ve “ayrılalı bir ay oldu, 2 senelik 3 senelik ilişki abi, kimseyi gözüm görmüyor, kimseye canım istemiyor” diye şikayet ediyorlar. Normali bu zaten. 4 ay belki 5 ay sonra da aynı durumdaysan anormal ama daha bir hafta geçmiş, 2 hafta geçmiş, 1 ay geçmişken başkasını gözünüz görmemesi normal. Sonra görecek merak etmeyin. Ama 3-4 ay geçtikten sonra kendinizi yeni limanlara zorlamaya da başlayın, içinizden isteğin gelmesini beklemeyin. Genellikle önce siz limanlara açılıyorsunuz, istek sonra geliyor.
Kızı gördükçe unutma süresi uzuyor Mahmut abi. Bir de kızın gözünün önünde başka bir kıza yazılınca kendimi suçlu gibi hissettim. Kızın gözümün önünde ağlamamak için kendini zor tuttuğunu gördüm, vicdan yaptım. Salaklığıma doymuyorum.
Eski Sevgili konusunda sıklıkla duyduğum bazı kalıplar var. “Vicdan azabı çekiyorum”, “onun biriyle olmasından çok korkuyorum”, “bir şeyler yarım kaldı gibi hissediyorum”, “abi son söyleyeceğim bir şey var, bak ama çok mantıklı ama yani başkalarının bahanesini bilmem ama benim ki çok mantıklı” diye bana ulaşıyorlar.
Bu konuda kafanızdaki düşüncenin içeriğinden çok sizi neye yönlendirdiğini dikkat edin. Bu düşünce sizi kızı aramaya yönlendiriyor ve beyninizi şu an ele geçirmiş olan tarafın bu düşünceyi üretme amacı da zaten bu: sizi, kıza ulaşmak için kandırmak.
Kıza ulaşmayı çok istiyorsunuz ve kıza ulaşmak için bahane arıyorsunuz. Herkesin bulduğu bahane farklı ama böyle ilk beşe girecek bahane kalıpları da var. “Vicdan azabı çekiyorum” bunlardan birisi. Kıza ulaşmak için bahane arıyordun, aha da buldun.
Abi selam. Eski kız arkadaşımın yakın kız arkadaşıyla aynı spor salonuna gidiyoruz. Eski kız arkadaşım bana çok sıcaktı ama sabahından birden ayrıldı. Yeni ayrıldık. Salondaki kızla sohbet ettiğimizde, ayrılıktan etkilenmiş olsam da hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorum. Bu bilmiyorum doğru mu?
Doğru davranıyorsun.
Kızla ilgili, ayrılıkla ilgili hiçbir kelime etmedim. Bu arkadaş da etmedi.
Abartı bir şekilde “çok iyiyim, neşeliyim, bana bir şey olmaz” gibi göstermeye çalışmayın. Onun da manipülatif bir şey olduğu anlaşılır. Biraz üzgün görünebilirsin, sonuçta yeni ayrıldınız. Ayrılık üzüntü getirir, bu doğal bir şey. Fakat mümkün olduğu kadar göstermeyerek doğru yapıyorsun.
Bu kızla aynı salona gitmem no contact kuralının merak evresini öldürüyor mu? Kızın geri dönmesini istiyorum.
Ayrıldıktan sonra eski sevgilinin geçtiği aşamalar ile ilgili burada bir yazı yok ama Patreon’da bir yayın var ve aynı zamanda iletişimi kes kuralı kitabında da bir bölüm var.
Merak evresini öldürmezsin. Merak evresini öldürmen için arkadaşıyla onu konuşman, kendi hayatınla ilgili arkadaşına gereğinden fazla bilgi vermen lazım. Aslına bakarsan mağrur duruş sergilersen, bu karşılaşmalar ile merak evresine geçişi bile hızlandırabilirsin.
Aynı sınıfta, mesela küçük derslikte, eski sevgiliye selam verip mi oturmalı? Mesela genel sınıfa selam verip mi oturmalı. Yani yan yana oturuyoruz, sınıf düzeni öyle.
Selam versek de mi otursak, yoksa selam vermesek de mi otursak. İşte bütün mesele bu.
Lise sanırım. Kıza selam verebilirsiniz, başkasına selam verebilirsiniz. Normal bir arkadaşınıza selam vermeniz gerektiğinde selam verdiğiniz gibi selam verin.
Mahmut abi aynı iş yerinde bir kızla beraberdim. Alkol kullanım sorunu var, ciddi alkol kullanıyor. Çerçeveme uymadığı için ve uzun ilişki materyali bir kızın böyle bir huyunun olmaması gerektiği için öncesinde ultimatum vermeden rahatsızlığımı dile getirdim Kullanıma devam ettiğini öğrendiğim için aynı gece kibar ve yumuşak bir şekilde arabasına bindirdim ve uğurladım. Bu noktaya kadar bir sıkıntı var mı?
Soruya gel. Var tabii, alkolik kız nikah basılacak kızdır, sen ne yaptın?
Bence böyle problemi olan kızlarla beraber başından beraber olmasanız daha iyi. Çünkü sonradan düzeltmeye çalışmak genelde nafile çaba oluyor.
İş yerindeyiz ve aynı arkadaş çevresinde nasıl davranmam uygun olur?
Az önce nasıl davranmanız gerektiğini söyledim.
Kendisi yüzüme bakamıyor. Ben de kuyruk acılı görünmek istemem.
Kızı sen bıraktın, kuyruk acın nasıl oluyor? Selam veriyorsanız ve karşılığında selam vermiyorsa ya da yüzünüze bakmıyorsa mecburen selam sabahı keseceksiniz. Sizinle konuşmayan kızla zorla konuşmaya çalışmayın.
Arkadaş buluşmalarına katılmak gibi iş yeri rutinleri gibi konularda arada kaldığım için sormak istedim.
Bu tür rutinlere katılman gerekiyorsa katıl. Bir süre mümkün olduğu kadar bir miktar azalt. Terk eden sensin. Senin için değil aslında onun için sorun.
3 yıllık bir ilişkim vardı, ister istemez benim arkadaş ortamıma girdi.
3 yıllık ilişkin arkadaş ortamına girer. İster istemez diye bir şey yok.
Benim arkadaşlarımla samimi oldu. İlişkimiz bitti ve arkadaşlarımla hala denk gelince görüşüyor, mesajlaşıyor. Onun arkadaşları ben beni takipten çıktılar. Ben de kendi arkadaşlarımdan onu takipten çıkmalarını, görüşmelerini istemeli miyim?
Gerek yok. Onların arasında olan seni ilgilendirmez. Sadece arkadaşlarına ondan sana bilgi taşımalarını söyle. Sen de arkadaşlarınla onu konuşma. Yalnız eski kız arkadaşının arkadaş çevrenden arkadaşın olarak senin yanına sokulmasına izin verme. Çünkü yeni kız arkadaşın için büyük sorun olur.
Bir kadın bir erkeği nasıl seçer? Bir kadın, seks ya da ilişki isteyeceği bir erkekle etkileşime girdiğinde, zihninden neler geçer?
Kadınlar kimden hoşlandıklarını mantık çerçevesinde seçmezler. Kadınlar erkeğin belli özelliklerine çekilirler ve daha sonra duydukları bu hisleri, bu erkekle neden birlikte olmak istediklerini, mantık çerçevesine koyarlar.
Örneğin bir kadına nasıl bir erkek istediğini sorduğunuzda, kel bir erkek istediğini söyleyecek kadın sayısı azdır. Ama bir kadın kel bir erkekle karşılaşır ve bu erkeğin sergilediği ve biraz sonra açıklayacağımız bazı özellikler dolayısıyla ona çekim duymaya başlarsa, her durumda olmasa da bazı durumlarda, bu erkekten neden hoşlandığına dair mantıklı nedenler öne sürer. Örneğin, “kel olabilir ama kendine güvenli / karizmatik / eğlenceli” der.
Yine örneğin çok az kadın, çok zayıf ya da çok şişman bir erkek istediğini söyler. Ama bir kadın çekici özellikler sergileyen çok zayıf ya da çok şişman bir erkekle karşılaştığında, bu adama duyduğu çekimi mantıklı bir şekilde açıklamaya çalışır.
Bu tabii ki kel, şişman ya da zayıf adamlar tüm kızları etkileyebilirler anlamına gelmiyor. Ama bir kadın şişman, zayıf ya da kel olmasına rağmen kendine güven, karizma ve eğlence sergileyen, flörtöz bir erkekten hoşlanabilir zira bu özellikler çekicidirler ve kadınlarda çekim uyandırırlar.
Çekim, çekici özelliklere verilen reaksiyondur.
Şimdi gelin bir kadının bir erkekle sekse veya ilişkiye açık hale gelmeden önce geçtiği 4 genel adımdan bahsedelim.
Birinci adımda kadın, erkeğin çekici kişilik özelliklerine sahip olup olmadığını değerlendirir.
Bir kadın bir erkekle karşılaştığında, bilinçaltında bir süreç, erkeğin kendine güven, sosyal zeka ve duygusal bağımsızlık (güç) gibi çekici karakter özelliklerine sahip olup olmadığını gözlemler.
Duygusal güç ya da duygusal bağımsızlık, duygusal bağımlılığın yani duygusal muhtaçlığın tersidir. Bir erkek duygusal olarak bir kadının reaksiyonlarına ve onun kendisine ilgi göstermesine bağlı ise, bu erkek muhtaçtır. Bunun tersine bir erkek, kadının kendisine reaksiyonu ne olursa olsun kendine güvenli ve iyi hissediyorsa, bu erkek duygusal olarak bağımsızdır, duygusal olarak güçlüdür.
Duygusal bağımsızlık ya da güç önemlidir zira kadınlar, muhtaç ve özgüvensiz bir erkekle birlikte olmak istemezler. Tam tersine kendine güvenen, kadının davranışlarından bağımsız olarak kendi başına iyi hisseden bir erkek isterler.
Bir kadının bu tür karakter özelliklerini değerlendirmesi ilk karşılaşmadan itibaren başlar ve kadın ile erkeğin etkileşimleri boyunca da devam eder.
İkinci adımda kadın, erkek ile etkileşiminde nasıl hissettiğini değerlendirir.
Erkek konuşmaya başladığında kadın, erkeğin kendisini nasıl hissettirdiğini gözlemler. Eğer muhabbet eğlenceli ve oyuncu bir şekilde ilerliyorsa, kadın iyi duygular hisseder ve bu erkekle konuşmaya devam etmek ister. Aynı şekilde erkek kendine güvenli, rahat ve maskülense ama eğlenceli değilse bile, kadın maskülenite karşısında feminen hisseder ve konuşmaya devam etmek ister. Bu çekim de daha fazla konuşma isteği yaratır.
Bir erkek kadınla konuşurken aşırı “kibarsa”, fazla heyecanlı ya da kaygılıysa, ya da bir arkadaşmış gibi nötr ise, çoğu durumda kadın o erkekle birlikte olmak isteyeceği bir çekim hissetmez.
Birçok erkeğin de çakılıp kaldığı yer burası. Bir erkek kas yapmaya ya da iyi bir kariyer yapmaya odaklanıp, kağıt üzerinde daha yüksek değerli bir erkek olabilir. İyi bir işi ve fiziği olur ve bu harika bir şey, kazanması büyük emek isteyen bir şey. Böyle bir erkek, hoşuna giden bir kadınla konuştuğunda, kadın ona ilgi göstermediğinde şaşırır, ne olup bittiğini anlamaya çalışır.
Çoğu durumda burada olan şey, erkeğin fazla “iyi”, nötr ve kaygılı olmasıdır. Kadının onayını kazanmak için “iyi çocuk” davranışları sergiler. Söylediği şeyler, vücut dili ve davranışları konusunda aşırı dikkatli olur. Kadına ne kadar da iyi bir çocuk, efendi bir erkek olduğunu göstermeye çalışır.
Böyle bir erkek kadınla, sanki arkadaşı, iş arkadaşı ya da kuzeniyle konuşur gibi aşırı nötr, sanki hiç cinsel bir ilgisi yokmuş gibi de konuşabilir. Kadınla iyi geçindiği sürece, bu işin olacağını, kadının kendisinden hoşlanacağını ve kendisini arzulayacağını umar. Ama bu yol genellikle, friendzone diyarına çıkar. Kadın bu adama karşı bir arzu hissetmez zaten adam da kadında arzu tetikleyecek bir şey yapmaz.
Bu adam gerçekten zaman geçirmesi hoş biridir kadın da bu adamla zaman geçirmeyi ister. Adamın düşünce aleminde, bu yeterlidir zira bir kadın güzelse ve nazikse, erkek için yeterlidir. Ama bir kadının, erkeğin sergilediği davranış ve özelliklere ihtiyacı vardır.
Bir erkeğin arzu edilmesi için, şakacı ve meydan okuyan bir espri anlayışına ihtiyacı var. Bir kadınla flört ederken ona olan cinsel ve romantik isteğinizi, esprili, ciddi olmayan bir şekilde davranırsanız, kadın da size bu şekilde karşılık verebilir. Bu, erkeklerin ve kadınların cinsel ilgilerini sinyalledikleri, oldukça ince bir dil.
Şakacı ve meydan okuyan espri anlayışında, bir espriyi sadece espri olsun diye yapmazsınız. Espriyi, kadına hafif bir şekilde meydan okumak için yaparsınız ve bu da kendine güven gösterdiği için çekicidir. Bu, erkeğin duygusal olarak bağımsız, muhtaç olmadığını ve en uslu / iyi davranışı sergileyerek bir sonuç almayı uman iyi çocuk olmadığını gösterir.
Şakacı ve meydan okuyan espri anlayışı, kadının erkeğin espri anlayışından hoşlanmaması riskini göze alır ama erkek bunu doğru yaparsa, bu risk azdır. Böyle bir espri anlayışı erkeğin sosyal ve duygusal zekaya sahip olduğunu da gösterir.
Örneğin bir kadının konuşurken, iş arkadaşlarının onu deli ettiğini söylediği senaryoya bakalım. Çoğu erkek böyle bir durumda “ne oldu?” diye sorarak, kadınla aynı fikirde olmaya, kadına destek olmaya, onu dinleyip yardım etmeye çalışır. İyi çocuk oyunu oynar. Esprili bir meydan okuma ise, esprili ve hafif, ciddi olmayan bir tonda gülümseyerek “hadi ya, onlar mı seni deli etti yoksa sen mi onları? Belki de sen onları deli ettin” demektir.
Bu tür bir espri anlayışı, erkeğin kadın ile her koşulda aynı fikirde olmaya çalışmadığını, onun onayı peşinde koşmadığını gösterir. Erkeğin kendine güvenli ve duygusal olarak bağımsız olduğunu gösterir.
Bu tür bir espri anlayışı, kadının donunun içine girmek için, normalde olduğundan daha fazla iyi çocuk, efendi erkek rolü oynamadığını gösterir. Efendi erkek, “seni deli mi ediyorlardı? Ne oldu? … Bu çok kötü, sana haksızlık ediyorlar, vs …” diye iyi, efendi arkadaşı oynar. Sonra da neden friendzone diyarına park edildiğine şaşar.
Bir erkeğin gösterebileceği davranışlar, kadını çekebilirler, kadının tamamen nötr olmasına neden olabilirler ya da kadını itebilirler. Eğer arzulanmak istiyorsanız, çekici özellikler göstermelisiniz. Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki çekici espri anlayışı, tek çekici erkek özelliği değil.
Üçüncüsü, kadın erkeğin niyetine göre değil davranışlarına göre seçim yapar.
Bir erkek, bir kadından gerçekten hoşlandığı ve onunla ilgili ciddi düşündüğü için, kadının kendisini isteyeceğini sanabilir. Bir kadın daha ne ister ki diye düşünür. Karşısında onu seven ve onunla ilgili iyi amaçlara sahip bir erkek var.
Fakat çekim bu şekilde çalışmaz. Bir kadın bir erkeği, onun için ne yapmak istediğine göre değil, onunla şimdi ve burada nasıl hissettiğine göre seçer ki bu da erkeğin şimdi ve buradaki davranışlarına bağlıdır, kadınla ilgili planlarına ve niyetine değil.
Burası, birçok erkeğin çuvalladığı yer. Birçok erkek, bir kadın için sürekli hazır olarak, onu nasıl da el üstünde tutacağını göstererek kadının kendisini arzulayacağını düşünüyor. Birçok erkek, “ona ondan ne kadar hoşlandığımı gösterebilirsem, benim en iyi tercih olduğumu görür ve benden hoşlanır” diye düşünüyor. “Ben diğer erkeklerden farklıyım, ben ona kraliçe gibi hissettireceğim” diye düşünüyor.
Fakat arzu, kadını en çok seven en fazla arzulanır diye çalışmaz. Arzu, erkeğin sergilediği belli özelliklere ve davranışlara tepkidir. Örneğin bir erkek kadınla ilgili en iyi, en ulvi duygulara sahip olsa bile, eğer kendine güvensiz, çekingen ya da fazla istekli davranırsa, kadın ona karşı pek bir çekim duyamaz ve onu seçmez. Tam tersine, bir erkek, çekime neden olan özellikler sergilediğinde, neden aslında o adamı seçmesi gerektiği konusunda, zihninde bir sürü bahane üretir. Çekim duyduğu erkeğin fiziksel özelliklerine ve davranışlarına karşı daha fazla tolerans gösterir.
Dördüncüsü, bu üç adımdan sonra sekse ve ilişkiye açılmaktır.
Kadın erkeğin kendisini nasıl hissettirdiğini, kişilik özelliklerini değerlendirip erkeği seçtikten sonra, onunla seks veya ilişkiye açık hale gelir. Fakat kadın sekse veya ilişkiye açık hale gelse bile, işleri erkek olarak sizin ileriye götürmeniz gerekli. Telefon numarasını istemek, öpüşe gitmek, evinize çağırmak, buluşmaya çağırmak, beraber bir şeyler yapmaya çağırmak, vs. Kadının işleri ileri aşamalara taşımasını beklemek yerine işleri ileri aşamaya siz taşımalısınız.
Bunun yerine erkek konuşup durmaktan başka bir şey yapmazsa kadın burada erkekle ilgili negatif varsayımlar yapmaya başlar. Erkeğin reddedilmekten korktuğunu varsayar, kendisi ile çok da ilgilenmediğini varsayar. Ya da kadının erkeğe olan arzusu sönmeye başlar. Çünkü normalde ikiniz arasında bir çekim varsa, işler bir adımdan diğerine neredeyse kendiliğinden akar. Bunun olmaması, kadının rahatsız hissetmesine, bir şeylerin yanlış olduğunu hissetmesine neden olabilir.
Erkeğin işleri bir ileri adıma taşımaması, onun korktuğunu ve kendine güvenmediğini de sinyalleyebilir. Bu da zaten kadının ilgisini kaybetmesine neden olur. Eğer kadın erkeğin, kendisini, işleri ilerletecek kadar istemediğini düşünürse de, savunmaya geçer ve açılmak yerine kapanır. Kendisinden pek de hoşlanmıyor gibi davranan bir erkeğe açılmak istemeyebilir.
Mahmut reis merhaba. Yaklaşık bir ay önce kız arkadaşımdan ayrıldım.
Kim terk etti?
Ayrılığımız sebebi bir çok sorunumun üst üste gelmesiydi ve kızın da son aşamada bana yaptığı bir hata ile ona patlamamdan ötürü olmasıydı.
Kaç aylık ilişki bilmiyorum ama sorunlarınızı kendinize saklamak yerine duygusal olarak kıza yaslanmaya çalışırsanız genelde terk edilirsiniz. Direkt sorunlarınızı yansıtmak yerine sorunlarınız yüzünden ortaya çıkan siniri, depresyonu yansıtmanız da aynı şey.
Genel olarak ilişkide aldığım yada yaptığım şeylerin kıymetinin bilinmediğinden kaynaklı bir tartışmamız oldu ve işin sonunda beni son kez terketti.
İlişkide ne hata yaptığını anlatmamışsın ama bu cümle bu konuda bir ipucu veriyor. Muhtemelen, tipik efendi erkek / beta erkek kafası ile, ilişkinin kadınına döndün ve daha fazla vererek daha fazla alacağını düşündün. Bunun doğal sonucu olarak aşırı duygusal yatırım yaptın ve kız da senden soğuduğu için terk edildin. “Aldıklarım” dediğin de sevgiyi rüşvetle almaya çalıştın tabii olmadı.
Ayrılırken beni sevdiğini ama ilişkinin devam etmeyeceğini de ekledi.
Bu genellikle, “seni insan olarak seviyorum ama (artık) erkek olarak sevmiyorum” demek.
O gece pek çok kez ulaşmaya çalıştım.
Seni terk edene ulaşmak, ilişkinin bitmiş olarak kalmasını sağlar, ilişkinin yeniden başlamasını değil. Ayrıca “son kez terk etti” diyorsun. Anladığım kadarıyla birden fazla kez terk edildin. Bir kadının sizi sadece iki kez terk etmesine izin verin. Bu kız muhtemelen sana dönmez ama dönse de almaman gerekli.
Ama sonra kabullendim. Aradan on gün geçmişti ve her yerden de engellenmiştim. Neyse o 10 günün sonunda dayanamadım ve başka bir hesabına yazdım.
kalbinde başka birisi varsa yada beni sevmiyorsan saygım sonsuz ama seviyorsan bana söyle, ben uyuyamıyorum rahat edemiyorum vs dedim.
Sanırım yapabileceğiniz en ciddi hatalardan birisi, bir kadın olmadan yaşamınızı doğru dürüst devam ettiremediğinizi, o kadına ilan etmek. Bu saçmasapan filmlerde romantik, sevgiyi arttıran bir şey diye satılsa da, gerçek hayatta etkisi tam tersi. Kadına, “ben yüküm, sen taşımazsan ben hareket edemiyorum” diyorsunuz. Kadın ya da erkek, kimse sizi taşımaz, taşımak istemez. Terk edene onsuz çektiğiniz acıları göstermeniz, onsuz ne kadar zorlandığınızı göstermeniz, karşınızdakinin size acımasına, sizin için üzülmesine neden olur. Ama özellikle bir kadın, bir erkeğe acıdı mı, o erkeği sevilebilecek bir erkek olarak göremez.
Neyse tekrardan beni sevdiğini ama sevginin yeterli olmadığını söyledi ve o hesaptan da birbirimizi karşılıklı engelledik. Sonradan belki engel kaldırmıştır diye arayınca numarasını da kapattığını öğrendim ve hayretler içinde kaldım.
Bir kadınla artık hiçbir “umut” kalmayacak noktaya kadar gitmeyin. Bazıları, “ne kaybederim” diyor. Onurunuzu, onarması uzun sürecek bir şekilde tahrip etmeniz dışında, bu olaydan bir ders, bir fayda sağlama ihtimalini de kaybedersiniz. Bir insan, yanlış ya da zayıf yolda hala bir umut varken, doğru ya da güçlü yolu seçerse güçlenebilir. Yanlış ve zayıf yolu zaten seçemeyecek hale geldiğinde, doğru yolu seçmek maharet değil, onu herkes yapar.
Onu herhangi bir yerden taciz etmemiştim o süre boyunca veya başkasından aramamıştım.
Seni engellemesine rağmen sahte hesaptan ulaşıp üstüne bir de peşinden koşman, engellenmen için yeterli.
Sanki aldatmışım ihanet etmişim gibi bana böyle davranması çok ağırıma gitmişti.
Bu da klasik iyi çocuk, efendi erkek mastürbasyonlarından birisi. Benim gibi pırlantayı nasıl terk eder, nasıl böyle davranır kafası. Sen, karşındakinin tercihine saygı duymaktan aciz, engellenmesine rağmen, kapı suratına kilitlenince bacadan girmeye çalışan, saygısız birisin. Kibarca hayırdan anlamayana kabalaşmak gerekir, sana da bunu yapıyor.
Hele helede bu kızın bekaretini vs de ben almıştım yani bir dönem bana aşık olan kızın böyle davranışlar sergilemesi beni çok şaşırmıştı.
“Onun ilkiyim” masalı, bir efendi erkek fantezisidir. Sen artık iticiysen, kız artık seni istemiyorsa, dünyada erkek kalmasa yalnız kalır, yine seni terk eder. Bir dönem çekiciydin ki aşıktı, sonra itici oldun ve sevilmiyorsun. Özellikle ayrılık sonrası sergilediğin itici zayıflık, pat diye terk edilince başlamaz. Bir geçmişi olur. Sen muhtemelen uzun süredir iticiydin.
Şimdi o kadar takmıyorum hiçbir şekilde iletişime de geçmedim giden kendi kaybeder ama tüm bu olanlar hakkında fikrin ne reis?
Ayrılık herkes için kayıptır ve hatta kız düzgün biriyse terk edilen için daha büyük kayıptır. Ama büyük bir kayıp değildir, hayatın akışında, daha sonra geçmişte kalacak bir basamaktır.
Ben o dönsün şöyle böyle diye ağlamıyorum ama saçma anlatabiliyor muyum?
Burada gayet doğal bir şey oluyor. Saçma düşünen, saçmalayan sensin. İticileştin, terk edildin. Terk eden seni engellemesine rağmen kendini küçük düşürdün, engelleyene ulaştın ve yine engellendin. Kibarca hayırdan anlamayana kabalaşmak gerekir yoksa kibarlığını umut sanar, sülük gibi yapışır.
Yazı başlığına geldik. Terk eden kadının hem karşısındaki ile çatışmadan korktuğu, hem de karşısındakini daha da üzmek istemediği için söylediği bir kalıp laf bu. “Seni (insan olarak) seviyorum ama (bu sevgi seni, erkek olarak sevmeme) yeterli değil.” Sen azıcık yerinde dursan belki ona yetecek seviyeye gelirdi ama sen o seviyeye gelmesin, daha da düşsün diye özel emek harcamışsın.
İngilizcede bir laf var: “I love you but I am not in love with you.” “Seni seviyorum ama ilişki istemiyorum” ile aynı anlama geliyor. Bu tür klasik kadın repliklerini öğrenin. Hiçbir kadın sana çıkıp “Mahmut ben seni sevmiyorum bir git istersen” demez. Bunun seni kıracağını düşünüp, daha da önemlisi sinirlenip tehlikeli olmandan korkup bu tip basmakalıp şeyler söylerler. “Seni seviyorum ama sevgi ilişki için yeterli değil” der ama aslında sevgim yeterli değil demek ister. Bunun anlamını öğrenin. Sindirmesi zor ama ama bilmeniz lazım.
Kadınların erkeklerle, özellikle de terk ettikleri partnerleri ile çatışmadan korkması bazı erkeklere çok anlaşılmaz geliyor ama bu korku, insanlığın uzun tarihinden gelen, neredeyse genetik bir korku. Evet, kendisini terk eden bir kadına zarar veren erkek oranı yüzbinde birden bile az ama bir kadına fiziki zarar ve hatta ölüm, çok büyük oranda tanımadığı bir erkekten değil, eski sevgilisinden, eski kocasından ve takıntısına karşılık vermediği bir erkekten geliyor. İçgüdüsel bir korku, tam olarak bilinçli bile değil.
Normal bir evlilikte ya da ilişkide, sosyal hayatınız üçe ayrılır: Bir, sadece partnerinizle beraber sosyal hayatınız, iki, partnerle beraber katıldığınız ve başka insanların da olduğu sosyal hayatınız ve sadece sizin olan sosyal hayatınız. Yalnız olduğunuzda, birincisi sıfırlanır, ikincisi daralır ve üçüncüsü ile birleşir.
Evliyseniz ya da uzun süreli ilişki içindeyseniz, arkadaşlarınızın doğum günleri, piknikler ne bileyim birinin ev partisi, diğerinin ev ziyareti gibi etkinliklere partneriniz ile katılırsınız. Ama tabii böyle etkinlikler varsa. Geçenlerde kız arkadaşından yeni ayrılmış ve İstanbul’da üniversite okuyan bir takipçi bana, etkinlikleri nereden bulacağım diye sorduğunda, “sadece arkadaş doğum günleri bile her ay en az bir etkinlik mesela” demiştim ve böyle etkinlikler yapan bir çevresi olmadığını söylemişti. Yeni nesil doğum günleri için bile buluşmuyorsa çok ilginç bir durum. Ama aynı takipçi ve daha birçok görüştüğüm takipçi bana, eski kız arkadaşlarının çevresi ile sosyalleşmediklerini, kızların kendi sosyal çevrelerine de pek girmediğini söylüyorlar. Bunu evli erkeklerden bile duyuyorum!
Takipçime benim ilk kız arkadaşımın sosyal çevresi ile ilişkimi örnek vermiştim. İlk kız arkadaşımın ki 24 sene öncesinde kız arkadaşımdı, çekirdek kız grubu ile sadece 7-8 aylık bir ilişki döneminde sosyalleşmiştim ve bu kızların bazıları ile hala görüşüyorum! Evli olanlarla ailecek, bekar olanlarla da sosyal arkadaş grupları içerisinde. Bana bir erkeğin kız arkadaşının sosyal çevresine girmemesi, kız arkadaşını kendi sosyal çevresine sokmaması çok garip geliyor.Yani o sosyal çevre ile kız arkadaşınız olmadan buluşmazsınız ama neden kız arkadaşınıza takılmazsınız bilemedim.
Birçok erkek kız arkadaşı olduğunda, kızın açabileceği yeni sosyal çevreden kesinlikle yararlanmadığı gibi, kızla ya da kız olmadan kendi sosyal çevresiyle buluşmak yerine, kendi sosyal çevresinden de kopuyor. Sonra yalnız kaldığında hayatından çıkan sadece kız olmuyor, aynı zamanda sosyal hayatının çoğu da kızla beraber hayatından çıkıyor.
Şunu da hatırlatmak isterim ki sadece partnerinizle sosyalleşmek çok sıkıcı bir şey. Örneğin çift olarak başka çiftlerle ve sevgilisi olmayan arkadaşlarınızla buluştuğunuzda, kızlar kendi aralarında, erkekler kendi aralarında sosyalleşiyor. Mesela kızlar içerde dedikodu yaparken, siz bir odada diğer erkeklerle en son oyun bilgisayarınıza bakıyorsunuz ya da balkonda içiyorsunuz. Tabii ki tüm buluşma haremlik – selamlık değil ama bu tür toplu buluşmalarla beraberken birbirinizden biraz uzaklaşma fırsatınız oluyor.
2023 yılında 978 üniversite öğrencisi üzerinde yapılanbir başka araştırma ise, bu öğrencilerin %15’inin, şimdiki ya da en son partnerleri ile dating uygulamasında, %7’sinin ise başka online mecralarda tanıştıklarını bulmuş. Öğrencilerin yarısı ise şimdiki ya da en son partnerleri ile okul ya da arkadaşlar aracılığı ile tanışmış.
Bir sevgiliniz olduğunda onunla ya da onsuz sosyal hayatınızdan ciddi oranda koparsanız, birbirinizden sıkılma hızınızı artırmanın yanında, ayrıldığınızda yeni birini bulmanız için geçen süreyi de ciddi bir şekilde arttırırsınız.
Örneğin üniversite öğrencisisiniz ve 2 senelik ilişki sonrasında sınıfınızla yeterince muhabbetiniz kalmadı diyelim. Sınıftan Merve’yi kampüste gördüğünüzde yanına gidip 2 muhabbet edecek samimiyetiniz kalmadı diyelim. Merve’nin hiç tanımadığınız ve size çok beyaz gelen bir kızla kantinde oturduğunu gördüğünüzde, Merve’nin yanına gidip 5-10 dakika muhabbet etme ve bu arada da o kızla tanışma imkanınız da kalmıyor. Sınıfınızdaki kızlara yürümenizi tavsiye etmiyorum ama mümkünse önemli bir kısmı ile ayak üstü 5-10 dakika konuşacak bir muhabbetiniz olsun. Bu kızların aracılığı ile tanıştığınız kızlardan üniversite hayatınız boyunca en az 2-3 kız arkadaş potansiyeli rahat çıkar.
Ama bölümün bir etkinliği var, kız arkadaşım istemiyor diye gitmiyorsunuz, bölümden bir grup kütüphanede sabahlayacak kız arkadaşımla çıkacağım diye gitmiyorsunuz, birinin doğum günü gitmiyorsunuz, vs. vs. Bu tür samimiyetleri kaçırıyorsunuz ve ayrıldığınızda ise, koca bir sosyal çölde yapayalnız kalıyorsunuz.
Mahmut Abi merhaba. 2 yıllık kız arkadaşım yaklaşık 5 hafta önce terk etti. Buna uzun süredir devam eden beta davranışlarım neden oldu.
Bir önceki ilişkimde de terk edilmiştim ve o ilişki sayesinde senin siteni buldum. Fakat seni bulana kadar iletişimi kes kuralı kitabında yapmayın dediğin her şeyi yaptığımdan, o ilişkide geri dönüş olmadı. Fakat bu sefer hazırlıklıydım ve iletişimi kes kuralındaki gibi, onunla devam etmek istediğimi ama kararını kabul ettiğimi söyledim ve fikri değişirse bana ulaşmasını ekledim.
Geçenlerde erkekadam.org yorumlarında bir soru görmüştüm, bizim siteye gelip iletişimi kes kuralı uygulayanların kaçta kaçı eski sevgililerini geri döndürebiliyorlar diye. Siteyi ilk defa bu nedenle bulanların hemen hepsi, eski sevgili ile yapılmaması gereken her şeyi yaptıktan sonra bizi buldukları için, bu grupta oranlar yüksek değil.
Sitede bir süre bulunup bu kuralı bilen ve uygulayabilenler arasında ise oran çok daha yüksek. Bu nedenle de zaten iki kitabımın, ilişkiye başlamadan önce ya da ilişkinin başında okunmasını tavsiye ediyorum: iletişimi kes kuralı ve toksik ilişkiler.
Eski kız arkadaşım yaklaşık 10 günlük bir buluşmadan sonra bana ulaştı. Bahsettiğin gibi kısa bir konuşmadan sonra buluştuk, iyi vakit geçirdik ve aynı gece birlikte olduk. O günden beridir de görüşüyoruz.
İletişimi kes kuralı, eski sevgili ile bir şeyleri yeniden ateşlemede başarılı olmuş.
FAKAT, içinden çıkamadığım bir sorun var. Yeniden uzun süreli ilişki fikrinin ondan gelmesi gerektiğini söylüyorsun ama ben eski kız arkadaşımın biraz mesafeli duruşu sonucunda dayanamadım ve “benimle ciddi düşünüyorsan görüş, ciddi düşünmüyorsan görüşmek istemiyorum” dedim.
O ne be öyle “genç kızlık hayallerimle oynama, beni kullanma” der gibi?
Bu konu birkaç kez açıldı ve kendisi bana “seni üzmek istemiyorum ama bana çok yükleniyorsun” diyor.
Şimdi burada çok ciddi birkaç hatan var. Öncelikle bir kadına ayrılığın sizi çok üzdüğünü, hayallerinizin tekrar yıkılmasından korktuğunuzu gösterirseniz, o kadın size tam emin olmadan gelirse ve sonra giderse, sizin yıkılacağınızı düşünerek size gelmeyebilir.
Bir kişinin size olan sevgisi 0 – 10 arasında bir skaladadır, ya 10 (seviyor) ya 0 (sevmiyor) değildir. Bu sevgi 5’in altına düşerse terk edilirsiniz. Bu sevgi yeniden 5 üzerine çıkarsa terk eden size ulaşır ama terk ediş sonrası bu sevgi hemen 8’e çıkmaz. Aslına bakarsanız 8’e çıkmayı bırakın, tekrar 5’in altına inebilir.
Sen terk eden döndüğünde, sevgisi hemen 8 olsun, ya da 8 olacağından emin olsun istiyorsun yani kızın haklı olarak dediği gibi, kıza çok yükleniyorsun. Bu öncelikle dediğim gibi karşı tarafın “devam edersek çok kırılır zavallı, fazla ümitlendirmeden bıraksam mı?” demesine neden olabilir. İkincisi, belirsizliğe dayanamadığın bariz ve bu zayıflık, zaten zayıflık yüzünden terk edilmiş olduğun için, senin aleyhine işliyor.
Eski sevgili geri döndüğünde yapman gereken şey, sadece ve sadece buluşmaya, birlikte iyi vakit geçirmeye ve aranızdaki cinsel münasebetin ayrılmadan önceki haline gelmesine odaklanmak. Gerisini düşünmene gerek yok. Hatta gerek olmadığı gibi, gerisini düşünmemek seni daha umursamaz, daha çekici yapar.
Sevgiliniz sizi terk ettiğinde, ayrılığı ve sonradan geri dönüşünü o kişi için olabildiğince kolay hale getirin. Yıkıldığınızı, çok üzüldüğünüzü, eğer yeniden görüşmeniz ilişkiye evrilmezse kötü olacağınızı karşınızdakine göstermeyin. Bazı insanlar böyle davranarak onu ne kadar çok sevdiğini ona gösterme peşindeler ama bir kişi sizi pek sevmiyorken, onu ne kadar sevdiğinizi umursamaz.
Ayrılık ve yeniden dönüşün kolay olması derken, istediği zaman sizi terk etsin sonra hiç çaba harcamadan geri gelebilsin demek istemiyorum. Duygusal olarak yük olmayın, karşınızdakini size karşı acıma, vicdan azabı ve suçluluk ile doldurmayın demek istiyorum.
Terk edilen kişinin terk edenin peşinde koşması, terk edilerek yıkıldığını sergilemesi, karşı tarafı da zor ve acılı bir sürece sokar. Sonrasında bu kişi sizi özlediğinde ve size ulaşmak istediğinde, aynı zor sürece gireceğini düşünerek sizi aramaktan vazgeçer.
Bir kadın size geri döndüğünde, size olan ilgisi sınırda olduğu için, onun sırtına çok fazla yük bindirmek istemezsiniz. Bu tabii ki sizinle görüşürken gitsin takılsın, sorun değil anlamına gelmiyor. Sadece sonu kesinlikle ilişkiye gitsin, hemen eskisi gibi olalım taleplerinde bulunmayın.
Takipçiye bu cevabı verdikten sonra şunu sordu:
Abi hatamı anladım ama şimdi bunu nasıl telafi edeceğim? Bana karşı soğuduğunu hissediyorum ve şimdi bu aptalca taleplerimden pişman oldum.
Bu tür yanlışların telafisi genellikle bu yanlış davranışları birdenbire, kafanıza saksı düşmüş gibi bırakmanız ve hiç olmamış gibi unutmanız. Sonrasında da doğru davranışı hemen uygulamaya koymanız.
Yani senin durumunda, bu konuyu bir daha açmayacaksın ve hemen sadece iyi vakit geçirmeye, beraber vakit geçirmeye ve fiziksele gitmeye odaklanacaksın. Kızın zaten düşünmek istemediği bir konu olduğu için, sen bu konuyu kapadığında o bu konuyu hemen hemen hiç açmaz. Taa ki kendisi biz neyiz düşüncesine kapılana kadar.
Şu ana kadar sen bu kıza “biz neyiz?” diye sordurtmadın zira kız istediği zaman sevgili olabileceğinizi, senin buna dünden hazır ve çok istekli olduğunu biliyor. Yeni tanıştığın bir kadının da eski sevgilinin de, sana karşı duygu geliştirmesi için, senin duygularından, senin gözündeki yerinden emin olamaması lazım.
(bu arada bazı arkadaşlar bunu hiç umursamayarak, hiç ilgi göstermeyerek yapıyorlar ki bu durumda da kız erkeğin gözünde bir değeri olmadığına, erkeğin kendisini istemediğine emin oluyor ve erkeği bırakıyor. Bir kadın sizin onu %100, ne olursa olsun istediğinizi bilirse size aşık olması zordur ama sizin onu istemediğinizi bilirse de size aşık olması zordur.)
Hatta eski sevgilinin onunla fiziksel bir şeyler için görüştüğünden, onu yeniden istemediğinden korkması daha iyi. Ama korkması dedim yani şüphelenmesi demek istiyorum. Bir kadın onunla sadece seks için görüştüğünüzü düşünürse de (büyük ihtimalle) çeker gider.
“Günümüzde çoğu çiftin online tanıştığının”, sanki tartışmaya gerek olmayan bir gerçekmiş gibi söylendiğini sıklıkla görüyoruz. Bu bilginin kaynağını sorduğunuzda, size şu aşağıdaki oldukça meşhur grafiği gösteriyorlar ki bu grafiğin, şu an dünyanın en zengin insanı olan kişi tarafından da resmi olarak görüldüğünü de söylemem lazım.
Bir çizginin ani bir şekilde yükseliğe geçtiği viral grafik gördüğümde, bende anında alarmların çalmaya başlıyor. İnsanlar ’n=6,591’ kısmını görüyorlar (ankete katılan sayısı) ve verinin oldukça güvenilir olduğunu varsayıyorlar. Ama bu yanıltıcı bir grafik çünkü 1950’lerde tanışan insanları bile işin içine katan bir araştırmanın ürünü. Bizim gerçekten ilgilendiğimiz ise günümüze yakın tarihlerde tanışan insanlarla ilgili verinin büyüklüğü. Buna odaklandığımızda ise, rakamların hiç de etkileyici olmadığını görüyoruz. Özellikle 2017 yılından sonrasına ait veriler, katılımcılara takip amacıyla yapılan anketlerden geliyorlar ki bu insanların bir çoğu artık panele üye değiller ya da cevap vermemişler.
Grafikte gördüğünüz büyük artışın olduğu yıllarda, veri büyüklüğü bir sınıfı dolduracak kadar bile değil. Bunun yanında, bu yıllar bildiğiniz gibi insanların online dışında etkileşimlerinin olağanüstü şekilde kısıtlandığı pandemi yıllarıydı. Bu yıllarda online tanışan çiftlerin, normal zamanlara göre çok daha fazla olması beklenilir bir şey.
Bu yumuşatılmış çizgi, önemli miktarda gürültüyü de gizliyor: 2017 yılından sonraki iki yılda oran %23-24 civarına düşüyor ve 2020’de %200 artarak %66 olduktan sonra, 2021 yılında %58’e geriliyor.
Peki HCMST verileri gerçekte nasıl görünüyorlar? Aşağıda, HCMST verilerine göre, online tanışan çiftlerin yıllara göre oranını görebilirsiniz.
Online buluşmaların arttığı ile ilgili haberler oldukça abartılılar
Bu tür viral olmuş verilerle karşılaştığınız zaman yapmanız gereken ilk şey, bu araştırmanın başka araştırmalar tarafından da desteklenip desteklenmediğine bakmak. Bazı insanlar, insanların sadece %10’unun, şimdiki partnerleri ile online dating site ve uygulamalarında tanıştığını gösteren ve yeni yapılan Pew çalışmasını gösteriyorlar (araştırmada bu rakam 18-29 yaş arası için %20).
Bu tür araştırmaların temel problemi, partneri ile yakın yıllarda tanışmış insanlar ile yıllar önce tanışmış insanlar arasında ayrım yapmamaları. “How Couples Meet and Stay Together – Çiftler Nasıl Tanışıyorlar ve Beraber Kalıyorlar” (‘HCMST’) verileri, her yıl kaç insanın online tanıştığını gösteriyorlar.
Göz atabildiğim başka bir veri kümesi de The Survey Center on American Life tarafından Ağustos 2022’de yapılan American Perspectives Survey (APS). Bu araştırma da HCMST gibi ulusal temsilci kurulunu kullanmış.
APS, partnerleri ile online dating üzerinden tanışanların oranının %11 olduğunu gösteriyor ki bu, Pew araştırmasındaki sayıya benzer bir sayı. Ama daha önemlisi, bu araştırma insanlara sadece nasıl tanıştıklarını değil, ne zaman tanıştıklarını da sormuş. Bu da bana, eldeki veriyi yakın yıllarla sınırlama ve HCMST verisi ile daha iyi bir şekilde karşılaştırma olanağı veriyor.
Geçtiğimiz yıl tanışan çiftlerin %26’sı online dating sitelerinde ya da uygulamalarında tanışmış. Bu oran her ne kadar çoğunluk olmaktan uzak olsa da, bir çokluğu temsil ediyor. Buna en yakın tanışma şekli (ikinci sıradaki), %23 oranı ile aile ve arkadaş aracılığıyla tanışma. Bu veri 112 kişi üzerinde yapılmış ki, 2020-2021 arasındaki HCMST verisinin toplamının üç katı.
Son bir senede tanışan çiftler nasıl tanışmışlar? Grafiği aşağıda.
1-3 yıl önce partnerleri ile tanışanların (N = 202) %30’u online dating ile tanışmış. 3-5 yıl önce tanışanların ise (N = 210) %27’si online dating ile tanışmış. 5-10 yıl önce tanışanların ise (N = 433) %21’i online dating ile tanışmış. 2017 HCMST verisi ise, heteroseksüel çiftlerin %40’ının online dating ile tanıştığını gösteriyordu. APS verisindeki 3-5 yıl öncesi, HCMST verisindeki 2017 – 2019 yıllarına denk geliyor. APS çok daha büyük bir veriyi kapsadığı ve oranlar HCMST araştırmasında da sonraki yıllarda düştüğü için, APS rakamları muhtemelen gerçeğe daha yakınlar. Bunun yanında burada, HCMST takip anketlerinde görülen olağanüstü artış ile ilgili kanıt da yok.
Online tanışmanın gençlerde yüksek olduğunu beklersiniz ama partnerleri ile son 5 yıl içerisinde tanışanlar içinde, en genç yetişkinler, en az oranda online tanışan grup. Bunun nedeni muhtemelen, okulun sosyal balonundan çıktıktan sonra, yeni insanlarla karşılaşmanın zorlaşması ve her geçen sene çok daha az sayıda arkadaşınızın bekar olması.
2020’de yapılan başka bir American Perspectives Survey araştırması ise, son bir sene içerisinde tanışan çiftlerin (N =175), %21.4’ünün online dating ile tanıştığını, son 1-3 sene içerisinde tanışanların ise (N = 201), %24.2 ünün online dating ile tanıştığını gösteriyor. Son 3 yıl içerisinde tanışan çiftlerin 18-24 yaşları arasında olanlarının %18.4’ü, 25-34 yaşları arasında olanlarının %20.9’u, 34-44 yaşları arasında olanların %31.4’ü, 45-54 yaşları arasında olanların %18.9’ü ve 55 yaş üstünde olanların %32.8’i online dating ile tanışmış.
Match Group tarafından en son yapılan Singles in America survey (Amerika’daki Bekarlar), partneri olmayan insanların %17.5’inin en son partneri ile online dating üzerinden tanıştığını gösteriyor. Bu bekarların %7.7’si de en son partnerleri ile sosyal medya üzerinden tanışmışlar ki bu ikisinin toplamı %25.2.
2022 yılında yapılan araştırmada ise, çiftlerin %16.7’si online dating üzerinden, %8.9’u ise sosyal medya üzerinden tanışmışlar. Yani çiftlerin %25.6’sı online dating ya da sosyal medya üzerinden tanışmışlar.
2016 ve 2017 kod kitaplarına da ulaşmayı başardım. 2016 yılında, çiftlerin %23.9’u online dating, %3.5’i sosyal medya üzerinden tanışmışlar (toplam %27.6). 2017 yılında ise çiftlerin %20’si online dating, %6.2’si sosyal medya üzerinden tanışmışlar (toplam %26.2). Bu araştırmaya katılanların önemli bir kısmının, uzun süredir buluşmaya çıkmayan yaşta insanlar olduklarını ve bu insanların varlığının, asıl online karşılaşma oranlarını aşağı çekebileceklerini de belirtmem gerekiyor. Fakat buna rağmen, HCMST grafiğindeki üstel artışı başka verilerde göremiyoruz.
2023 yılında 978 üniversite öğrencisi üzerinde yapılan bir başka araştırma ise, bu öğrencilerin %15’inin, şimdiki ya da en son partnerleri ile dating uygulamasında, %7’sinin ise başka online mecralarda tanıştıklarını bulmuş. Öğrencilerin yarısı ise şimdiki ya da en son partnerleri ile okul ya da arkadaşlar aracılığı ile tanışmış. Araştırma aynı zamanda bu öğrencilerin sadece %21’inin son bir ay içerisinde dating uygulaması kullandığını gösteriyor.
İsviçre’de yapılan bir araştırma ise (Potarca, 2020), online tanışan heteroseksüel çiftlerin oranının 1995 yılında %0 iken, 2017-2018 yılları arasında %25’e ) yükseldiğini gösteriyor. 2017-2018 yılları arasında çiftlerin %10’u online dating uygulaması, %7’si online dating siteleri ve %7’si ise başka online sitelerde tanışmışlar.
2017-2018 araştırmasında katılımcı sayısı 413 yani 2017 HCMST araştırmasına katılanların çok üstünde bir rakam. Bu da, HCMST’nin 2017 veri noktalarının abartı olduğuna işaret eden ek bir gösterge.
Bazı sıkıcı uyarılar
Potansiyel endişelerden birisi, HCMST rakamlarının “online” dediği şeyin, sadece online dating’i değil, tüm online tanışmaları kapsadığı. Online her ne kadar online dating olarak anlaşılsa da, tüm online tanışmaları kapsayan bir kelime. Bu kaygıyı arttıran şeylerden birisi, APS araştırmasına katılan ve son bir yıl içerisinde tanışan çiftlerin %6’sının, tanışma şekli olarak diğer seçeneğini işaretlemesi. Bu rakam 3-5 sene öncesi tanışan çiftlerde %1. İnsanlar online bir alanda tanıştılarsa ama online dating seçeneğini işaretlemekten rahatsızlık duyuyorlarsa, bu seçeneği işaretleyebiliyorlar. Aynı zamanda, aslında sosyal medyada tanışan bazı insanların, “arkadaşlar aracılığı ile” seçeneğini seçtikleri de söylenebilir.
HCMST araştırmasında sorulan sorular açık uçlu, bazen cevapları birden fazla kategoriyi kapsayan sorular. 2017 yılında online buluştuklarını belirtenler katılımcıların cevapları, hiçbir şekilde bu buluşmanın aile, arkadaşlar ya da başkaları tarafından başlatıldığını ima etmiyor ve bu insanların %97.2’si, online tanıştıklarında birbirlerini daha önceden hiç tanımıyorlarmış. Yani online seçeneğini işaretleyenlerin APS araştırmasında arkadaş aracılığı ile seçeneğini işaretleyecekleri oldukça şüpheli.
İşin ilginci, APS araştırmasında online dating üzerinden tanıştıklarını söyleyenlerin %25’i, buluşmalara başlamadan önce arkadaş ya da birbirlerini bir şekilde bilen insanlar olduklarını belirtmişler. Yani bu insanların bazılarının online dating ile tanışıp birbirlerini buluşmadan önce tanımaya başlarken, bazılarının ise sosyal medya aracılığı ile tanışmaları ama tanışmalarını en iyi belirten seçenek online olduğu için, online seçeneğini işaretlemeleri olası. Maalesef HCMST soruları oldukça açık uçlu oldukları için, çok da bilgisel değiller. Çiftlerin online tanıştıkları uygulama ya da site ile ilgili bilgi vermiyor. Bunun yanında İsviçre araştırması, çok daha büyük bir katılımcı sayısı ile, 2017 yılında çok daha düşük bir online dating oranı gösteriyor. Yani eğer Amerikalılar ile İsviçreliler arasında büyük bir kültürel fark yoksa bu, HCMST verilerindeki zıplamanın, rastgele bir hatanın ürünü olduğunu gösteriyor.
Son söz
Eldeki veri, başlıktaki soruyu “muhtemelen hayır” diye cevaplıyor. Dating uygulamalarını konuşuyorsak, muhtemelen hayır. Ne olursa olsun, bu kadar küçük veri kümelerine bakıp, böyle büyük ve kapsayıcı sonuçlar çıkarmanın savunulabilecek hiçbir yanı yok. Bu, 2018 GSS ve 2022 Pew durumundaki gibi, araştırmaların çok bilinir olmalarının, en gerçekçi araştırmalar olmalarından çok, en popüler anlatı ile paralel olmalarına dayandığının bir örneği. Ama bu araştırma en korkunç olanı. Bundan sonraki araştırmayı da isterlerse gitsinler evsiz albinolarla yapsınlar.
İnsanlar, yeni teknolojilerin toplumu ele geçirdiği ve bir krizden diğerine yol açtığı konusundaki kaygılarına paralel bilgileri, sorgulamadan kabul etmeye meyilliler. Kendi ilişki problemleri için dating uygulamalarını suçlayanlar da, çoğu insanın online dating ile karşılaştığı fikrini onaylayıcı buluyorlar zira bu bilgi kendilerini haklı çıkarıyor.
“Dating uygulamaları gerçek hayat” fikri, dating uygulamalarına bel bağlamak yerine gerçek hayata çıkıp insanlarla tanışmayı tavsiye edenlere karşı, sıklıkla öne sürülen bir yanıt oldu. Dating uygulamaları, çiftlerin tanıştığı önemli bir yer oldular ama görüldüğü gibi, hala birçok insan sosyalleşip, dışarıda gerçek hayatta tanışıyorlar.
Sizin sürekli online olmanız, herkesin sürekli online olduğu anlamına gelmiyor. Aslına bakarsanız çoğu kadın, hayatı boyunca bir kere bile dating uygulamalarına girmiyor. 2022 yılında yapılan bir PEW araştırmasına göre, 18-29 yaş aralığındaki erkeklerin %38’i ve kadınların %54’ü, hayatlarında bir kez bile online dating kullanmamış. Karşı cinsle buluşma ile ilgilendiğini söyleyen bekar erkeklerin %33’ü ve bekar kadınların %62’si, son bir sene içerisinde hiç online dating kullanmamış ve şu an online dating uygulamasında olan kadınların oranı %18.
Dating uygulamalarının cazibesinin, büyük oranda, buluşmak için karşılaşmanız gereken birçok sosyal zorluğu, özellikle de ilk adımı atması beklenen erkekler için bypas etmesine dayandığını biliyorum. Ama bu konuda şüpheleriniz varsa tekrar edeyim: sosyalleşmek hala çok önemli.
Görünen o ki, dating uygulamaları zirve dönemlerini geride bıraktılar ve Z kuşağına hitap etmekte zorlanıyorlar. İnsanlar zaten sahte profillerden ve botlardan şikayetçi iken, yapay zekanın işleri daha da iyiye götürmeyeceği kesin gibi. Bu tabii ki, insanların trendi tersini çevirip daha fazla oranda gerçek hayatta eşleşecekleri anlamına gelmiyor. Ama belki de sosyal medya, dating uygulamalarının yerini alacak ya da genel olarak daha az sayıda buluşma olacak.
Daha çok insanın online olarak eşleşmesinin sonuçları ne olursa olsun, daha önce gösterdiğim gibi, yaygın bilinen chad haremleri(*) bunlardan biri değil. Online tanışma ile ilgili araştırmaların sonuçları birbirleri ile çelişse de genel olarak, online başlayan ilişkilerin daha kötü sonuçlara sahip olduğu görünmüyor. Yani bu chad haremleri olayı da aptalca bir ahlak histerisinden başka bir şey değil.
(*) Online dating uygulamalarının, kadınların %80’inin erkeklerin %20’sini beğendiği ile ilgili verilerini, dating uygulamalarındaki kadınların, küçük bir erkek grubu ile buluşup seks yaptığı, yani çok çekici (chad) erkeklerin haremine katıldıkları olarak algılayan bir komplo teorisi.
Mahmut abi uzun zaman sonra siteye, artık sinirimi bozan lanet bir soruyu anlamak için geldim.
Biz erkeklerin amk kafası ve duyguları neden ilişkilerde hiç bizim yararımıza çalışmıyor?
Bu bahsettiğin şey “biz erkeklerin” özelliği değil, bir kısım erkeğin özelliği. Öncelikle bir erkek özelliği de değil. Daha çok insanların (evet bunun kadın versiyonu da çok) özellikle çocukluktan geliştirdikleri efendi adamın toksik kırılganlığı ya da kaygılı bağlanma gibi şeyler (kırmızı hap gibi oluşumların mavi hap dediği şey). Biz buna “iyi çocuk” da diyoruz.
Bunları erkek özelliği gibi düşünmek, senin ortalama bir erkekten daha düşük rütbeli olduğun gerçeğini kabul etmeni gereksiz kılıyor ve egonu okşuyor. Ama egonu rahatlatmanın bedeli ise, bunu erkek olmanın kalıtsal bir özelliği gibi zihnine işlemek ve bilinçaltına “değiştiremeyeceğin bir zaaf” olarak yazmak oluyor.
Her ne kadar zor olsa da, kurtuluşun, ortalama bir erkekten daha düşük rütbeli olduğunu kabul etmekte. Ve “ya sen de her şeyin faturasını bize kesiyorsun” demeden önce, sonuna kadar okumanı tavsiye ederim.
Yani bu sadece feminist beyin yıkama car curtla açıklanacak bişi değil.
Değil. Her iki cinsiyette de sağlıksız bağlanma stili %20’lerden %50’lara çıktı. Erkeklere özgü bir durum değil. Feminizmin artmasından çok feminizmin artmasına da neden olan teknolojik ilerlemenin yan etkisi gibi.
Bugün eski flörtümü gördüm no contact yaptım ama dürtüsel olarak gidip konuşmak istiyorum ayrılık anında da öyleydim.
Birincisi, flört eski sevgilin değil, o nedenle ayrılık falan olmaz. İkincisi flörte next yapılır, eski sevgiliye no contact yapılır.
Bu yazdığın şey, senin fazlaca duygusal yatırım yaptığına işaret ki daha başında “amk kafası ve duyguları neden ilişkilerde hiç bizim yararımıza çalışmıyor” dediğin şey de muhtemelen bu. Birçok erkek, duygusal yatırım yapmanın ve hayallere dalmanın tatlı zevkine, kendini kaptırmaya karşı koyamayıp sonrasında hedeflediği şeye ulaşamıyor ve hüsrana uğruyor.
Oysa alt tarafı flörtü unutmak gerçekten de en fazla bir iki haftalık bir şey. Bu “konuşma isteği” dürtüsel değil, senin zamanında karşı koymadığın duygusal yatırımın sonucu. O zaman o yatırımı kararında yapsaydın, sonrasında böyle güya dürtülerin olmayacaktı. Daha da kötüsü, o zaman o yatırımı kararında yapsaydın, belki de kızla görüşmen hedeflediğin yönde gidecekti.
Neden kızları yapacakları her boku dürtüsel olarak biliyorken biz erkekler hep rol yapmak kendi kendimize savaş vermek durumundayız?
Kızların her boku dürtüsel olarak bildikleri yok. Bu çok enteresan bir körlük zira örneğin Adil Yıldırım’ın yorumlarına bakarsan en büyük erkek sitelerindeki “abi unutamıyom abi” yorumlarının toplamının 10 katı orada kadınlar tarafından yazılıyor.
Kızlar her boku dürtüsel olarak bilmiyorlar, duygusal olarak zayıf efendi erkekler çekici değil itici davrandıkları için, efendi erkekler karşısında mantıklarını zorlayacak duygulara sahip olmuyorlar. Siz de itici kızlar karşısında aynı şekilde soğukkanlı ve mantıklı davranabiliyorsunuz mesela.
Neden vücudum duygularım ve zihnim beni alfaca davranmaya itmiyor da hep kendimle savaş veriyorum?
Çünkü geçmişte bir dönemde ya da birkaç dönemde, kaygılı bağlanma stili gibi sağlıksız bir bağlanma stili geliştirmişsin ve bu stili içselleştirmişsin.
Beynim bana onunla konuşmam için tonla mantıklımsı bahane bulmaya çalışıyor. Sen duygularını yönetmediğinden, duyguların seni yönetiyor ve duygusal davranışlarına, mantıksal kılıf arıyorsun. İnsanlar genellikle duygularına göre hareket ederler ve bu hareketlerini mantık ile haklı çıkarmaya çalışırlar. Sende bu aşırı bir durumda.
İçimizdeki adam azıcık işbirlikçi olsa işler daha kolay olurdu?
Duygularının kontrolüne girmemek için çabalasan ve duygularının etkisine karşı güçlensen, işler zamanla daha kolay olurdu. Ama bu emek isteyen, irade isteyen bir iş. Öyle kendiliğinden gelmiyor. Bazı insanlar çok daha sağlıklı ilişki stillerini çocukluktan kazandıklarından ve sonradan kaybetmediklerinden onlara doğal olarak geliyor olabilir ama senin gibi biri bunları kazanmak zorunda. Kazanabilir mi? Evet kazanabilir ama bunun için çalışman lazım.
Senin büyük problemlerinden biri de bunu bir erkek özelliği sanman. Hayır bu kırılgan erkek özelliği, belki kırılgan narsist erkek özelliği. Erkek olmanla alakası yok, geçmişinde sağlıksız bağlanma stili geliştirmenle alakalı. Senin kadın versiyonların da aynen senin gibi.
Kaç milyarlık evrimde bu beyin beni düzgünce yaşatmak için evrimleşmedi mi?
Seninkisi muhtemelen bir hayatta kalma stratejisi. Bireysel acı çekmene neden olan, hastalıklı bir strateji ama evrim bireyin mutluluğu ile değil türün devamı ile ilgili bir şey. Bu konuda bir “hayatta kalma” stratejisi olarak mavi hap – kırmızı hap yazısına bakabilirsin.
Neden duygularım ve zihnim beni sabote etmek için çalışıyorki sürekli?
Senin gibi adamlarla konuştuğumda hemen hepsinin en ufak bir duygu ve zihin yönetimi çabası göstermeden mucizevi bir şekilde duygu ve zihinlerinin kendilerini dinleyeceği, hiç gelmeyecek günü beklediklerini görüyorum.
Bu konuda güdük kalmak senin kendi suçun olabilir ya da olmayabilir. Ama bunu senin için kimse gelip düzeltmeyecek. Sen düzelteceksin. Ya da düzeltmeyip bunu erkekliğin fıtratında olan bir şey sanarak yaşayıp gideceksin.
Yahu arkadaşlar tam tersi, erkek daha mantıksaldır, daha az duygusal daha stoiktir. Tam tersi kadınlar daha fazla duygusal olmaya, daha kaygılı olmaya meyillilerdir. Şimdi siz bakmayın bu “erkekler idealist sever, kadınlar fırsatçı sever” laflarına. Bu lafın sahibinin mavi haplı dediği adamlar güya idealist severler. Oysa o idealist sevgi, Dr. Glover’ın gizli sözleşmeler dediği “sinsi” beklentilerin görünen yüzüdür:
Gizli sözleşme : Eğer onlar sormadan ben diğerlerinin ihtiyaçlarını karşılarsam, ben sormadan onlar da benim ihtiyaçlarımı karşılarlar.
İyi çocuk, efendi adam yüzelsel olarak “ben onu karşılıksız sevdim, olduğu gibi sevdim” der ama aslında beklentisi onu karşılıksız seviyor gibi görünürse takdir edileceği ve kendisi bir karşılık beklediğini belirtmese bile gayet beklediği karşılığın kendisine verileceği yönündedir:
Gizli sözleşme : Eğer iyi çocuk olursam benden hoşlanır(lar) ve beni sever(ler). Birçok erkek için bu sonunda (kadınla) yatarım şeklindedir. Eğer iyi çocuk olursam hoşlandığım kadın benim iyi çocuk olduğumun farkına varır ve benden hoşlanır ve sonunda benimle seks yapar.
Konuyu dağıttım ama senin “kızların yapacakları her boku dürtüsel olarak biliyor” sandığın şey, senin karşında karşı koymak zorunda kalacakları duyguların açığa çıkmaması. Yoksa kadınlar da hoşlandıkları erkeğin karşısında ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Ama biraz düşünürsen, aynı şaşırmanın senin için olmayacağını ve bunun da çok doğal olduğunu anlarsın. Alt tarafı flört olan bir kız muhtemelen seni bıraktı ama sen hala “dürtüsel olarak gidip konuşmak istiyorum ayrılık anında da öyleydim” modundasın. Kız seni bırakmış ama hala ceptesin. Bu muhtaçlığı bir de kızla konuşurken nasıl sergilediğini düşün. Her tarafından akar. Seni itici yapar. İtici bir kadın karşısında sen nasıl rahatsan, kadını da senin karşında öyle yapar.
Ben bunları seni aşağılamak için söylemiyorum, bunların değiştirebileceğin şeyler olduğunu göstermek için söylüyorum. Nasıl değiştireceğiniz konusunda burada çok içerik var. Örneğin en önemli yetişkin erkek özelliklerinden birini kazanmanız lazım: kendi kaygınızı yönetebilme ve sağlıklı bir şekilde azaltabilme yeteneğini. Burada bunu senin benliğinin yaptığı gibi kızın üstüne kusma dürtüsüne karşı koymayı öğrenmelisiniz. Bunun nasıl yapılacağından erkek adam zihniyeti nasıl içselleştirilir yazısında bahsetmiştim ki sen de bunu yapıyorsun zaten.
Senin (muhtemelen bu kız da olmazsa kimse beni sevmez) kaygını, kızla konuşup rahatlatmayı umuyorsun:
İlk anlaşılması gereken şey, sizi neyin iyi hissettirdiği ve neyin kötü hissettirdiği konusunda dikkatli olmanız gerektiği. Çünkü çoğu zaman bir açlığa sahibiz ve bu açlık 10 yıl öncesinden ya da 20 yıl öncesinden kalma olabilir. Bu, biz küçük yaşlardayken doğmuş bir güvensizlik ve çoğu zaman bunu yanımızda taşıyoruz. Kendimizle ilgili belli bir şekilde hissediyoruz. “Ben çekici değilim”, “sevilmeye layık değilim”, “aptalım” ya da hatta “zekiyim” (bu da bir güvensizlik olabilir) gibi. Sonra da bu güvensizliğin yanlış olduğunu konusunda kendimizi rahatlatmak için yapabileceğimiz her şeyi yapmak istiyoruz. – Geçmişin savaşlarını savaşmak ve güvensizlikler
Kızın seninle medeni bir şekilde konuşması ile “bir ümit var” hayallerine dalıp o kaygıyı o şekilde bastırabilirsin (tabii kızın seni terslemesi ihtimali de var). Ama bu senin kaygını geçici olarak rahatlatırken, genel kaygı durumunu arttıracak bir şey:
Güvensizliğin aldatıcı tarafı, içinizde bulunan ve dışarıdan doyurulması gereken bir açlık gibi olması. Dışarı çıkıp “bu açlığı burada doyuracağım”, “bu açlığı şurada doyuracağım” diyorsunuz. “Şu adamlara böbürleneceğim” ya da “şu çaylakları ezeceğim” diyorsunuz. “Herkese göstereceğim” diyorsunuz.
…
Sorun şu ki bu çeşit bir açlık, başkalarının güvencesi ile sadece belli bir süre doyurulabilecek bir açlık. Başkalarının tepkilerinden aldığınız rahatlama, bir yara bandı gibi zira güvensizlik sizin içinizden gelen bir şey. Yani dışarıdan yaptığınız şeyler bu güvensizliği çözmeyecekler.
…
Yapmanız gereken ilk şey, güvensizliğinizin açlığını dışarıdan bir şeyler arayıp bularak doyurmayı bırakmak. Bir güvensizliğiniz var ve siz bunu dışsal “besinlerle” doyuruyorsunuz. Peki sürekli olarak doyurup beslediğiniz şeye ne olur? Evet, o şey daha da büyür! – Geçmişin savaşlarını savaşmak ve güvensizlikler
Yani örneğin “Bugün eski flörtümü gördüm no contact yaptım ama dürtüsel olarak gidip konuşmak istiyorum ayrılık anında da öyleydim“ dediğin yerde bunu yapıyorsun. Güvensizliğini doyurmak yerine onunla başbaşa kalıyorsun. Ve bu tabii ki çok acı veriyor zira zaten bu acıdan kaçmak için kızla konuşmak, rahatlamak istiyorsun.
Dr. K’nın yukarıda örnek verdiğim geçmişin savaşları yazısında da dediği gibi açlığı beslemeyi bırakmanın kendisi bile çok büyük bir dönüştürücü. Birçok durumda yazıda bahsettiği gibi bir gözlemi, meditasyonu yapmanız da gerekli. Bu ikisi, senin durumundaki erkeklerin %90 – %95’ının bunu aşmasını sağlıyor. Ama az da olsa bazı erkeklerde narsist anne / baba ya da çok ciddi bir erken gençlik oneitis travması nedeniyle, bu iş terapi gerektirecek bir durumda olabiliyor.
Yani kısacası, bu acına dayanman ve şu an yaptığın şey, seni farkında olmadan dönüştürebilecek ve davranışsal olarak doğru yoldasın. Fakat bu yoğun negatif duygu seli ile başbaşa kalmak, olayın sorumluluğunu yüklenmek yerine, bunları kırmızı hap mankafası düşüncelere kanalize edip bastırıyorsun yani dönüştürücü olarak kullanamıyorsun (ya da bombok bir şeye dönüşmene neden olacak şekilde kullanıyorsun). Bunları kızlar böyle, erkekler şöyle diye zihinsel mastürbasyonda yakacağına, ben böyleyim, bu zayıflık benim ve böyle düzeltirim diye kendine odaklanarak yak. Birincisi seni daha da zayıf ve öfkeli biri yapar. Bu kada öfkenin içinden, pozitif cinsel gerilim çıkmayacağı için yapayalnız kalırsın. Belki yeterince narsist biriysen kendini bir müddet “umursamaz” biri gibi pazarlayıp kısa süreli ilişkilere akarsın ama doymazsın. Güvensizliğini kadınlara yaranmaya çalışarak gidermeye çalışan ama yanlışlıkla besleyen efendi erkekten, kadınlarla skor yaparak bastırmaya çalışan ama yanlışlıkla besleyen dildo vatandaşa dönersin. Aslına bakarsan muhtemelen böyle bir derdin olmaz zira dışarıyı suçlama ve dışarıya öfkelenme yolunu seçen erkeklerin çoğu, yapayalnız ve kısa süreli seks bile yapamadıkları bir yere çıkıyorlar.