Eski sevgiliyi geri döndürmenin 7 Prensibi (Corey Wayne Türkçe)

Uzun yıllardır takip ettiğim Corey Wayne’in en popüler videosu olan 7 Principles To Get An Ex Back videosunu yorumsuz çeviriyorum.

Bu bölümde eski sevgiliyi geri döndürme konusundaki en genel prensipler hakkında konuşacağım. Bundan birkaç yıl önce, “eski sevgiliyi geri döndürmek için en iyi strateji” (The best strategy to get an ex back) adında bir video yapmıştım.  Bunlar ise benim oluşturduğum, buluşma nasıl ayarlanır gibi konuları kapsayan maddeler olacaklar. Çünkü bu tip sorular, bana en çok sorulan sorular.

Bana gelen insanların %90’ının, ilk defa bir ayrılık ardından ya da eski sevgilisini geri kazanmak için geldiğini söyleyebilirim. Ama bir kez sorunlarını irdelemeye başladık mı, yeni gelenlerin kadınlarla tanışma yetenekleri, ilişki yetenekleri, hayat kaliteleri, vücutları, vs konularında problemleri olduğunu, hayat amaçlarını bulmaları gerektiğini görüyoruz.

Kadın ya da erkek, karşı cinsle gerçekten başarılı olmak, çok iyi olmak, yalnız ya da biriyle yeniden olmaya çalışıyor bile olsan gurur duyduğun, sevdiğin ve zevk aldığın, çok iyi bir yaşama veya yaşam stili yaratmak ile alakalı.

Telefon ile görüştüğüm erkeklerin çoğunun büyük problemi, hayatlarında bir amacın veya misyonun olmaması.  Bu erkekler mutlu değiller ve bir erkek olarak gerçekten odaklanmaları gereken şeylere, hırslarına, hedeflerine ve hayallerine odaklanmalarını sağlamak, onların dengeye gelmelerini ve kaba kenarlarının yontulmasını sağlıyor. Bu, onların sadece eski sevgililerine değil ama genel olarak kadınlara daha çekici gelmelerini de sağlıyor.

Şimdi önce yazdığım bir alıntıyı okuyacağım ve sonra da tüm bu sorunları kapsayan maddeleri sıralayacağım:

“Kişisel ve profesyonel insan etkileşimlerindeki en güçlü pazarlık pozisyonu, blöf yapmadan, gerçekten masadan kalkıp gidebilme kabiliyetidir.

Terk edildiğinizde, terk eden kişi sizi hayatında tutmaya devam etmek istiyorsa, ne istediğinizi söylemeli ve sonra da arkanızı dönüp, bir daha arkanıza bakmadan gitmelisiniz. Eğer umurlarında olursa ya da size karşı hala romantik duygulara sahiplerse, gelecekte birgün size ulaşacaklardır.

Eğer terk eden, siz arkanızı dönüp gittikten sonra size ulaşırsa, sadece iyi bir buluşmaya, beraber eğlenmeye ve fiziksel ilişki kurmaya odaklanın.” 

(Corey Wayne buna Have a Date, Have Fun, Hook Up – Buluş – Eğlen – Seviş diyor.)

İlişki bağlılığına ya da buluşmalara bir isim koymaya odaklanmayın! Sizinle yeniden tek eşli ilişkiye girmek terk edenin fikri olmalı.

Eğer terk eden sizseniz ve şimdi eski sevgilinizi yeniden istiyorsanız, ona ulaşın, götün teki olduğunuz için özür dileyin ve buluşmak istediğinizi söyleyin. Eğer buluşmak istemezse, ona fikrini değiştirirse sizi aramasını söyleyin ve arkanızı dönüp, bir daha geriye bakmadan yürüyün gidin.

Eski sevgilinize, sizi romantik olarak yeniden görmek isteyip istemediğine karar vereceği özgürlüğü, tercih hakkını, mesafeyi ve zamanı her zaman verin. Bu nedenle fikrini değiştirmesi için eski sevgiliye ulaşıp durmak zayıf bir pozisyondur ve hiçbir zaman işe yaramaz.”

Şimdi ilk madde ile başlayalım. Burada hem maddeler, hem de maddelerle ilgili açıklamalar var. Bunları okuyarak, tüm önemli konuları kapsamak istiyorum.

Temel olarak yazdığım 13 adet madde var. Şanslı 13 değil mi? 🙂

Madde #1 – Terk edildiğinizde ne yapmalısınız?

Terk edildiyseniz ve ayrılmak istemiyorsanız, friendzone’a girmeyi ya da ayrılmayı kabul etmeyeceğinizi ama görüşmeye devam etmek istediğinizi iletin. Eğer o sizinle romantik şekilde görüşmek ya da size bir şans daha vermek istemiyorsa, fikri değişirse sizi aramasını söyleyin. Eski sevgilinizin sonsuza kadar hayatınızdan çıkmasına izin verin. Hangi sebeple olursa olsun bir daha onunla iletişime geçmeyin. Sadece arkadaş kalmayı asla kabul etmeyin. Ya romantik ilişki ya da görüşmüyorsunuz.

Madde #2 – Arkanıza bakmamak üzere dönün ve gidin.

Arkanızı dönüp gidin ve bir daha da arkanıza bakmayın. Bu, kişisel ve profesyonel insan etkileşiminde en güçlü pazarlık pozisyonudur. Ne istediğinizi bir kere söyledikten sonra karşınızdaki istediğiniz şeyi size vermek istemiyorsa, araba almak isterken verilen fiyatı beğenmediğinizde karşınızdakine fikri değişirse sizi aramasını söyleyip nasıl çekip gidiyorsanız, o şekilde gidin.  Platonik bir arkadaşlık ile ilgilenmiyorsunuz ve eski sevgilinize lütfen romantik olarak görüşmek istemediğin sürece benimle iletişime geçme” diyorsunuz.

Bu amacınızı, ne istediğinizi söylemektir. Siz yeniden bir araya gelmek istiyorsunuz, platonik bir şeyler istemiyorsunuz. Birçok kadın erkeği friendzone diyarında tutmak isteyecektir. Buna asla razı olmayın, asla. Zira friendzonedan asla çıkamayacaksınız ve daha da önemlisi bu, sizin istediğiniz şeyle uyumlu değil. Ne istediğinizle, kalbinizde olanla uyumlu yaşamalısınız. İstediğinizi, kalbinizden geçeni söyleyin. Karşınızdaki bunu vermeyecek ise de çekin gidin, ardınıza bakmayın.

#3 – Çekin gitmek ve bir daha ardına bakmamak demek, sizin eski sevgilinize bir daha asla ulaşmamanız demek.

Hiçbir bahane ile eski sevgilinize ulaşmayın. Bu konuda çok soru alıyorum ve hayır, doğumgünü kutlaması, aileden birinin ölümü bahanesi ile bile eski sevgilinize ulaşmayın. Bu aşamada  eski sevgiliniz numarasını değiştirmiş, başka bir yere taşınmış, sizin için ölmüş gibi davranın.

Bu duruma bakışınız böyle olmalı.  Böyle açık konuştuğum için kusuruma bakmayın ama gerçek bu.

“Ama doğumgünü geliyor şimdi arasam ol …”

Hayır. O sizi terk etti, sizinle o iletişime geçecek. Sizin açınızdan eğer o size ulaşmazsa, hayatınız boyunca onunla görüşmeyeceksiniz.

Eğer bu kişiyle ortak çocuklarınız varsa, tüm ayarlamaları önceden yapın ki sizinle iletişime geçmeleri için hiçbir neden kalmasın.

Şimdi bu çok önemli: Eski sevgilinizin ya da sizden hoşlanmamaya başlayan birinin, sizi hayatından çıkarma kararını yeniden düşünmesi ve bu karardan pişmanlık duyması için, aranızda mesafe ve tamamen ayrı geçen zaman olması lazım.

Sizden bir daha hiç haber almayacaklarını anladıklarında, size ilk ulaşma fikri ondan gelmeli.

#4 – Sizinle iletişime geçerse, buluşma ayarlayın.

Eski sevgiliniz sizinle iletişime geçebilir ya da geçemeyebilir. Sizinle iletişime geçmesinin tek yolu, size karşı bir miktar ilgilerinin kalması ve sizin sessizliğinizin kalıcı olduğunu, size ulaşmazlarsa bir daha asla görüşmeyeceğinizi anlamasıdır.

Eski sevgiliniz eğer sizinle bir daha görüşmeme fikrinden hoşlanmazsa, size karşı fazla katı davrandığını, belki bir şans daha vermesi gerektiğini, ayrıldıktan sonra buluştuğu bir iki adamın götün teki olduğunu, beraberken nasıl da iyi vakit geçirdiğinizi ve sizi arasa iyi olabileceğini düşünmeye başlayabilir.

Eğer eski sevgiliniz ya da buluşmalarda davranışlarınız ile ittiğiniz biri sizinle telefon, mesaj veya eposta aracılığı ile iletişime geçerse, sizi görmek istediğini varsayın.

Şimdi söyleyeceklerim önemli zira bu söyleyeceğin erkeğin değerlendirilmesinde çok önemli yer tutuyor. Muhtaç ve ümitsiz erkekler, kadınla yeniden iletişime geçme bahanesi olarak en ufak şeyleri bile kullanabilirler.

“Bak, Facebook’da yazdığım şeyi beğenmiş, yani onu arayıp buluşmaya çağırmalı mıyım?”

Kesinlikle hayır! Sosyal medya girişlerinizi beğenmesi, izlemesi ve hatta onlar üzerine yorum bırakması, sizinle iletişime geçtiği anlamına gelmez!

Eski sevgiliniz sizinle iletişime geçtiğinde, saçma sapan ve boş muhabbetlerle zaman kaybetmeyin. Direkt ve kararlı olun, ne istediğinizi söyleyin:

“Hey, senden haber almak güzel, görüşmek isterim, ne zaman müsaitsin?”

Birçok erkek bu hatayı yapıyor. Geçenlerde e-posta ile danışmanlık yaptığım bir erkeğin eski kız arkadaşı, erkekle iletişime geçti. Aralarında “ne haber nasılsın, sen nasılsın, işte televizyon izliyorum, ” diye 5-6 mesajlık bir mesajlaşma geçti ve kız cevap vermeyi bıraktı. Benim buna tepkim şu oldu:

“Kız seninle buluşmak istersin diye sana ulaştı ve sen de kızı sıkıntıdan öldürdün. Olduğun yerde daireler çizeceğine, senden haber almak güzel, görüşmek isterim, ne zaman müsaitsin? diye sorman lazımdı.”

Eğer direkt ve kararlı olmazsanız, kız kısa süre içerisinde sıkılacaktır ve mesajlaşmadan çıkacaktır. No Contact (iletişimi kes) kuralını uygulamanızın tüm amacı,  eski sevgilinizin size ulaşması. Ama eski sevgili ulaşınca birçok erkek, “önce biraz mesajlaşıp / konuşup kızı ısıtmalıyım” diye düşünüyor. Hayır, bunu yapmanız gerekmiyor. Siz onunla iletişimi kestiniz ve sizinle iletişime geçmesinin tek sebebi, sizin onu görmek isteyeceğiniz umudu ya da sizin hala kenarda onu bekleyip beklemediğinizi anlamak. Belki de diğer elemanla işler yürümedi.

Direkt ve kararlı olmak, kısa sürede hedefe gelmek çok önemli.

Eski sevgilinizi kendi evinize çağırın. Bir şişe şarap, kahve ya da evde ne içiyorsunuz ondan getirmesini ve beraber yemek yapacağınızı söyleyin.

Eski sevgiliniz ile akşam buluşun. Neden? Zira buluşmak, eğlenmek ve fiziksel birlikteliğe gitmek istiyorsunuz.  Kitabımda (3 Percent Man) bahsettiğim gibi.

Bu buluşma sanki bu kızla ilk defa buluşuyormuşsunuz gibi olmalı ve beraber geçmişinize ya da geçmiş ilişkilerinize atıfta bulunmayın. Yeniden beraber olmayı, ilişkiyi ya da eski sevgilinizi ilişki ile kilitlemeyi konuşmayın.

İlişki, terk edenin fikri olmalı ve ondan gelmeli. Siz sadece sonunda seks olacak eğlenceli ve romantik fırsatı yaratmaya yani buluşmaya odaklanın.

#5 – Eski sevgilinize yedek lastik olmayın.

Buluşma ayarlamaya çalıştığınızda karşılaşabileceğiniz bazı durumlara bakalım.

Eski sevgiliniz sizinle buluşmaya açık olmayabilir ya da sizi yörüngesinde dönen bir uydu erkek olarak tutmak istiyor olabilir.  Yani eğer buluşmak için sizin evinize gelmek istemezse, başka bir yerde buluşmak isterse şöyle cevap verin:

“Çok uzun bir hafta oldu, şu an sadece evimde takılma modundayım. Eğer buraya gelip beraber yemek yapmak istemiyorsan, bir iki hafta içinde bana ulaş ve belki bir buluşma ayarlarız.”

Ya gelmeyi kabul edecektir ya da etmeyecektir. Eğer gelmeyi kabul etmezse, “şimdi kaçmam lazım ama fikrin değişirse beni ara” deyin ve bırakın. Aynı şekilde arkanızı dönün ve gidin.

Eğer eski sevgiliniz arka arkaya iki kere size ulaşırsa ve bu iki ulaşmasında da teklif edeceğiniz buluşmayı kabul etmezse, ona buluşma teklif etmeyi bırakın. Bu çok önemli. İki kere ard arda reddedilirseniz, bir daha buluşma teklif etmeyin.

Bundan sonra da o size ulaşmaya devam edecek ve buluşma olacaksa bunu o teklif edecek. Bu aşamada size hangi uygulamadan ulaşıyorsa ulaşsın, sadece 2-3 mesaj cevabı atın. Bu çok önemli, bu kuralı ihlal etmeyin. Mesajla boş muhabbete gerek yok. Ya buluşun ya da hiç görüşmeyin.

Eğer size telefonla ulaşıyorsa ya da görüntülü konuşuyorsanız, muhabbeti maksimum 2-3 dakikada tutun.

Mesajla ya da konuşarak olsun, her zaman şu şekilde bitirin:

“Senden haber almak güzel ama şimdi kaçmam lazım. Görüşürüz.”

Yani eski sevgilinize söze dökmeden şunu diyorsunuz:

“Meşgulüm, dikkatim başka yerde ve seninle telefonda konuşmak şu an benim için son sırada olan bir aktivite zira ben bu işin peşini bıraktım. Eğer benimle görüşmek istemiyorsan, yeniden denemek istemiyorsan, sana ayıracak tek saniyem yok.”

Bu kelimeleri eski sevgilinize söylemeyeceksiniz ama zihin yapınız bu olacak. Kısa keserken tatlı ve nazik olacaksınız ama “hey şimdi meşgulüm sonra görüşürüz” diye kısa keseceksiniz. Bu eski sevgilinize dolaylı olarak, sizin artık bu işin peşini bıraktığınızı, bir çaba harcamadığınızı, ona zaten iki fırsat verdiğinizi söyleyecek.

Bu aşamada eski sevgiliniz ya sizinle buluşmak ister ya da sizinle iletişime kesmeyi tamamen bırakır.

#6- Sizinle iletişimi hep eski sevgiliniz başlatacak.

Bu da çok önemli bir prensip. Tüm mesajlaşmaları, aramaları ve başka türlü direkt ulaşmaları eski sevgiliniz yapsın. Bir kişi sizinle buluşmak istemiyorsa, aranızdaki ilişkinin yeniden alevlenmesi için bir fırsat vermek istemiyorsa, sizi hayatından itiyorsa, size hep onun ulaşması lazım.

Bu benim kitabımda erkeklere ilk flört etmede yapmalarını söylediğim şeyin tersi.  %100 karşı tarafın ulaşması, sadece terk edildiğinizde, karşınızdaki flörte devam etmek istemediğini belirttiğinde ve siz de görüşmeyi bitirmek istemiyorsanız uygulayacağınız bir şey.

Normalde ilk flört ederken karşınızdaki kişiye, o size ulaşmaya başlayana kadar haftada bir ulaşırsınız. Bu iş  pozitif gelişirse, bir süre sonra kadının size ulaşmaya başlar ve sizin ulaşmanıza bile gerek kalmaz. Örneğin kadın size haftada 3 kere ulaşır ve siz her seferinde buluşma ayarlarsınız ve haftada 3 kere görüşürsünüz. Yani meşgul bir insan olarak sizin ulaşmanıza gerek kalmaz. Telefonda boş muhabbete zamanınızın olmaması lazım. Bu şekilde daha gizemli olabilirsiniz ve kadına sizi düşünmesi, sizi merak etmesi için zaman bırakırsınız. Kadınların sizi merak edip sizi ve sizin gözünüzdeki yerini düşünerek geçirecekleri, sizden uzak zamana ihtiyaçları var.

#7- Siz terk ettiyseniz

Eski sevgilinize ilk sizin ulaşmanızın uygun olduğu tek senaryo, sizin onu terk etmeniz ve daha sonra yeniden birlikte olmak istemenizdir. Ama bu durumda da eski sevgilinizle sadece bir kere iletişime geçeceksiniz.

Eski sevgilinize bir kere ulaşın, yaptığınız hatadan dolayı özür dileyin ve yeniden görüşmek istediğinizi söyleyin. Bu durumda buluşma için eski sevgilinizi gidip almanız, sizde buluşmak istemiyorsa dışarda buluşmanız sorun değil.

Onu siz terk ettiniz. O nedenle eğer kararınızdan pişmansanız, biraz gurur kaybını göze alıp özür dileyeceksiniz ve buluşacaksınız.

Eğer terk ettiğiniz eski sevgiliniz buluşmak istemiyor ceya size başka bir şans daha vermek istemiyorsa, fikri değişirse sizi aramasını söyleyin. Eğer bundan sonra size ulaşırsa, aslolan yine buluşma ayarlamaktır.  Ama siz, ilk ulaşmanızda reddedilirseniz, arkanızı dönüp, bir daha arkanıza bakmayacak şekilde gidin. O size ulaşmazsa bir daha görüşmüyorsunuz.

Zira arıyorsunuz ve “bilmem ki” diye ya da daha kesin reddediliyorsunuz. Bu durumda “fikrin değişirse beni ara” deyin. Filmlerdeki gibi sürekli peşinde koşmayın. “Üzgünüm, yaptığım bir hataydı, kendimi sana affettireceğim, buluşmak için ne zaman müsaitsin” deyin.

Eğer “şu an biriyle görüşüyor gibiyim” gibi bir şey duyarsanız, “ben yeniden beraber olmak istiyorum ama eğer sen istemiyorsan kendine iyi bak demekten başka bir şey yapamam. Eğer fikrin değişirse bana habe ver” deyin.

Eğer size ulaşırsa buluşun, iyi vakit geçirip sevişin. Bu şekilde ilerlerseniz o zaman kız yeni flörtmüş gibi yani siz ona haftada bir ulaşarak yeni ilişkiyi yeşertin. Bunun sadece sizin eski sevgilinizi terk ettiğiniz ve sonra pişman olduğunuz durum için olduğunu unutmayın.

Bu durumda eski sevgiliniz sizinle iletişime geçme konusunda güvende ve rahat hissetmeye başladığında, son buluşmadan sonra arayıp buluşma teklif etmeyin ve bekleyin. O size ulaştığında buluşma ayarlayın.

Konu hakkındaki bizim kitabımız: Eski sevgili nasıl geri döner? İletişimi Kes (No Contact) Kuralı

Çeviri: 7 Principles To Get An Ex Back

Libido, Mastürbasyon, Pornografi ve Dopamin ”Dalga Havuzu”

Nöroplastisite 301 kitabından alıntıdır.

Porno ve mastürbasyon özellikle erkeklerde, birinci gözden seks yapma yerine üçüncü gözden seks yapan başka insanları izleyerek ereksiyon olmaya yönlendiren bir beyin kablolaması durumu yaratabiliyor.

Peki porno ve mastürbasyonun hormonlar üzerinde bir etkisi var mı? Mastürbasyon testosteron seviyesini yükseltiyor mu yoksa düşürüyor mu, internette büyük bir tartışma konusu. Mastürbasyon kesinlikle erkeğin gidip kendisine cinsel bir partner bulma motivasyonunu düşürüyor. Bu konuda çok fazla veri var.

Porno ve mastürbasyon ile boşalma, prolaktin miktarında artış ile alakalı ve bu da belli bir süre libidoyu köreltiyor. Bu körelmenin süresi ise kişiden kişiye ve durumdan duruma değişiyor. Yani sanal dünya olan ekran – porno ve mastürbasyon, gerçek hayatta libidoyu sınırlandırabiliyor.

Mastürbasyon, bir şeyin zehir olup olmadığı, o şeyin dozajına bağlı durumlarından biri. Yani aşırı mastürbasyon, yani mastürbasyonun günde en az bir kere yapılması, beyin kablolamasını göz önüne almasak bile hormonal seviyede oldukça zararlı. Muhtemelen porno kullanımı ile mastürbasyon yapılıyorsa, hormonal denge üzerindeki etki daha da kötü.

Pornonun işi daha da kötü yapmasının sebebi, dopamin duyarlılığı. Bunu anlatmak için, dopamin sistemi – dalga havuzu benzetmesini kullanalım.

Dopamin sistemini, içinde dalga yaratabildiğiniz bir havuz olarak düşünün. Dalga havuzunda çok yüksek dalgalar yaratırsanız ve bu yüksek dalgalar çok sık olursa, havuzdaki “dopamin” dalgalar geldikçe dışarı taşar. Yani sık ve yüksek dopamin zirveleri, dopamin seviyesini, normalde olduğunun da altına indirir.

Ayrıca her dalganın ardından, o dalganın yüksekliğine ve sarplığına (ne kadar hızlı tepeye çıktığına göre) o kadar derin olan bir “çöküntü” (havuzun seviyesinin altına düşen ters dalga gibi) gelir.

Bu nedenle dopamin zirvelerini çok yukarı çıkarmak istemezsiniz. Dopamin zirvesi uyuşturucu maddelerde olduğu gibi çok ama çok yüksekse, dalga havuzundaki dopaminin önemli bir kısmını kaybedebilirsiniz. Ve bundan sonra sadece çöküntü daha derin olmaz aynı zamanda havuzdaki dopamin seviyesi de oldukça azalır.

Dopamin havuzunun derinliği çok hızlı bir şekilde değişebilir. Havuzdaki suyun, havuzun tepesine yakın ama çok da yakın olmamasını istersiniz. 

Porno gibi aşırı uyaranlar, mastürbasyon ve orgazmın zevkine eklenirse, büyük bir dopamin dalgası yaratarak, derin dopamin çöküntüsüne ve taban dopamin seviyesinde kayba neden oluyor. Yani porno ile mastürbasyon sonrasında çok daha derin bir zevk yoksunluğu ve depresif bir dönem oluyor. Porno ve mastürbasyon sonrası meydana gelen yoksunluk, uyuşturucu sonrası yoksunluğa benzer özellikler gösteriyor.

Dr. Gillette’e göre çoğu insan için en iyi pornografi artı mastürbasyon miktarı sıfır.

Dr. Kyle Gillette – Tools for Hormone Optimization in Males (Youtube)

Mahmut Abi’nin notu:

Dr.Gillette, nofap ya da neverfap önermiyor. Hergün mastürbasyon yapmak gibi aşırı mastürbasyon yapmak zararlı diyor. Haftada 2 yeterli, belki 3.

Kısacası, pornosuz bile mastürbasyon, eğer sık yapılırsa ciddi hormonal dengesizliğe neden olabiliyor.

Haftada 2-3 kere seks yapıyorsanız, mastürbasyon yapmayın.

 

40 yaş üstü erkekler kadınlara nasıl yürüyebilir ve yürümeli?

Arda rumuzlu takipçimiz şöyle sormuş:

1) 40 yaşında erkek için nerelerde avlanmak en verimlisi olur. Aynı yaşlarda sayılırız bu konulardaki tecrübeleriniz benim için çok değerli olacaktır.

40’larımda hiç “avlanmadım” ama 30’larımın ikinci yarısından tecrübemle sanırım bu soruyu cevaplayabilirim 🙂

35 yaşı bir erkeğin gündüz oyunu yapmak isteyeceğini sanmıyorum. En azından benim görüştüklerimin hepsi bunu yapmak istemeyen adamlardı. Açıkçası ben de gündüz oyunu yapmazdım.

Sizin için birinci adım bence sosyal hayatınızı geliştirmek. Dışarıda hayat oyunu oynayabilirsiniz ki bu konuda yazdığım kadınlarla tanışma kitabı bunun nasıl yapılacağı ile ilgili.

Üçüncüsü, mutlaka uygulamaları deneyin. Bizim gibi abilerin uygulamalarda şöyle bir şansı oluyor: normalde bizim yaşımızdaki adamlardan hoşlanan ama bizimle tanışacak ortamı olmayan kızlarla tanışabiliyorsunuz. Bu tür uygulamalarda daha yaşlı adamların (bir yere kadar) gençlere göre daha fazla şansı var.

Ama daha fazla kadına ulaşmak için yaşınızı 4 yaş altına ayarlayın. Denendi ve görüldü ki kızlar buluşmada asıl yaşınızı öğrenince pek takmıyorlar. Tabii bu sizi bazı kızların radarından çıkaracak ama yine de nette daha fazla kızla özellikle daha fazla genç kızla eşleşiyorsunuz. 4 yaşın üstüne çıkmayın, sorun olabilir yani 10 yaş gençmiş gibi davranmayın. Bu da gereksiz buluşmalara gitmenize neden olabilir.

Ayrıca meetup.com gibi sitelerdeki etkinliklere katılabilirsiniz. Çalışan erkekler için iş toplantı etkinlikleri verimli olabiliyor özellikle de şehir dışından gelenler oluyorsa.

2) En çok takıldığım konu. Flört aşamasında kızla yazışırken ya da buluşunca ne yapmam gerektiği kırmızı hap çerçevesinde bilmeme rağmen sanki kız taktik yaptığımı anlayacakmış gibi hissediyorum ve oyunu tam oynayamıyorum. Kesin oyundan haberleri vardır gibi geliyor.

Öncelikle buluşmalarda yaptığın şeyler oyundur, kırmızı hap değil.  Ve maalesef senin kafandaki oyun kavramının, oyunun gerçekte ne olduğu ile hiçbir alakası yok.

Oyun kelimesini duyunca insanlar hile-manipülasyon düşünüyorlar. Oyunun kelimesinin öyle bir anlamı da var (oyuna gelmek) ve ayrıca gerçekten de özellikle eski tip PUA oyunlarında çokça hile de vardır. Ama oyunun anlamı bu değil.

Kadın erkek ilişkilerinde kadınlarla tanışma sanatı anlamında oyunu kitapta açıklamıştım. Buraya da yazayım:

Bu kitap boyunca oyun derken, neyi kastettiğimi çok iyi anlamanız gerekiyor. Oyun deyince insanların aklına genellikle hile, düzenbazlık ve manipülasyon gelir. Biz bu kitapta oyun derken, bu tür bir oyundan değil, çocukların ve gençlerin oynadığı, hem rekabet hem işbirliği içeren aktiviteden bahsediyoruz. İki tarafın da isteyerek, manipülasyon olmadan katıldığı, iyi vakit geçirdiği ve bitmesini istemediği aktiviteden bahsediyoruz. Birçok hayvan türünde olduğu gibi insanlarda da karşılaşmadan çiftleşmeye giden yol, genellikle iki tarafın karşılıklı olarak oynadığı bir çiftleşme dansı şeklinde. Oyun derken bu dansı ve bu dansın erkek tarafınca yapılan figürleri kastediyoruz.

Bu nedenle burada öğrendiğiniz şeyleri kadınları kandırmak ya da onlara zarar vermek için kullanmaya çalışmayın. Kadınları baştan çıkarma sanatı (pick up) camiasında sürüyle manipülasyon, hile ve düzenbazlık taktikleri var ama bu kitapta onları bulamayacaksınız. Bu tür hilelere, zayıf, aslen itici erkekler ihtiyaç duyarlar ve bu erkekler hile kullanarak pek bir başarı elde edemezler veya çok kısa süreli başarı elde edebilirler. Aslına bakarsanız eğer bu tür eğilimleriniz varsa, kadın erkek ilişkilerini de aşan bir zayıflığın pençesindesiniz ve bundan kurtulmak için terapi de dahil elinizden geleni yapmanızı tavsiye ederim.

Bu kitapta size öğreteceğim oyun, pozitif cinsel gerilim temelli oyun olacak. Bir kadını kandırmadan, manipülasyon yapmadan ve kendi isteğiyle oyuna dahil edebilirsiniz. Kadın sizinle iyi vakit geçirerek oynayabilir ve sizinle arzu ile birlikte olabilir. Bu kitapta, bu tür bir baştan çıkarma ve oyundan bahsedeceğiz.

Senin oyun öğrenmen, dans öğrenmekle, tenis öğrenmenle, golf öğrenmenle hemen hemen aynı şey.  Öğrendiğin şey hem bir kas – hareket bilgisi hem de bilişsel bir bilgi. Öğrenme şeklin de aynı.  Oyunun ya da dansın kurallarını öğreneceksin, adımları doğru atmayı, ellerini kollarını ayarlamayı, vücudunu ayarlamayı, dönüşleri, dans ettiğin kadını yönetmeyi öğreneceksin. İlk başlarda kötü dans edeceksin ve bir süre dans ederken her hareketini bilinçli ve doğal olmayan şekilde yapman gerekecek. Ama dans ettikçe (kaslarını ve bilişini otomatiğe bağlayan devreler oluşunca) hiç bilinçli düşünme olmadan dans edeceksin.

Bu konuyu sonradan öğrenip içselleştirdin mi, önemli olan iyi dans etmen, iyi tenis oynaman, iyi golf oynaman. Kimse ya bu adam kuralları sonradan öğrendi, doğal hali bu değil demez.  İnsanlar oyunundan etkilenirler.

Yani oyun derken böyle bakman lazım. Sen oyunu hile hurda taktiği sanıyorsun ve öyle baktığın için de başarılı olma şansın düşük. Biz burada fizyoloji – ötrüşmenöroplastisite tabanlı bir eylem planı yapıyoruz, taktik değil.

Birde bu yaşlarda neg atmak eğlenen ustalık dalga geçmek falan biraz garip geliyor. İçimdeki mavi hap daha oturaklı seviyeli davranmamı söylüyor.

Bunlar asıl olgun adamlara doğal. Belki bazı olgun kadınlar bunlara test tepki verebilirler ama kızla yaş farkın oldukça, açık söylemek gerekirse aranızda bir yandan daddy – baby ilişkisi kuruluyor. Kızlar senin eğlenen ustalığına daha iyi tepki veriyorlar. AMA eğlenen ustalığı sululuğa götürmene toleransları, genç bir erkeğe gösterecekleri toleranstan daha az.

Ben eğlenen ustalığı genelde hafif bir dalga geçme ve İngilizce’de dry humor denilen ve duygusal tepki göstermeden ya da gülmeden (gülümseyerek olabilir) espri şeklinde yapmayı tercih ediyorum. Muhtemelen de 90’lar ve 2000’ler ABD sitcomlarının mirası.

Neg ile ilgili söylediğin neg konusunu da anlamadığını gösteriyor. Oyunu, negi ve eğlenen ustalığı, bir kadın erkek çiftleşme dansının figürleri olarak gör. Dans benzetmesi hoşuma gidiyor zira dansların çoğunda erkeğin kadını yönetmesi gerekir. Çoğu dansta kadın, erkek yönetmezse ne yapacağını bile bilemez. Bu nedenle bir erkeğin dans öğrenmesi, kadına göre daha zordur, kadından daha fazla düşünür (sonraki hareketleri düşünmek). Lider / kontrolde olmanın sıkıntıları ama getirisi de büyük.

Bu yazıyı 40’lık abilere yazdım ama gençler erkekler için de geçerli.

Sıkıntılı zamanlarınızda ilişkinizde nasıl davranmalısınız?

Maskülenite sakin, rahat, acele etmeden, neşeli, eğlenceli ve esprili davranmaya neden olur ve bir erkeğin kadını ile etkileşiminde de en iyi davranış şekli, bu tür maskülen davranışlardır.

Ama erkek kadını ile beraberken yeterli sıklıkta duygusal kontrolünü kaybediyorsa, kadın erkeğin gücünden ve sağlamlığından şüphe duymaya ve bunun hemen ardından da kendini güvende hissetmemeye başlar.

Bunun uzantısı olarak örneğin kadın erkeğine problemlerini anlatıp, erkeğine sığınabilir, ama erkek (kadınlar aksini iddia etseler de) bu lükse sahip değillerdir ya da en azından bu lükse kısıtlı bir süre için sahiplerdir. Kadının erkeğe olan sevgi ve saygısına ve ilişkinin uzunluğuna bağlı olarak bir erkek, ilişkisine zarar vermeden en fazla 6 – 9 ay finansal ya da psikolojik olarak düşük modda kalabilir. Şimdi siz söylemeden yazayım, bunun tabii ki birçok istisnası var belki istisna dediğimiz durum daha çok da olabilir ama buna bel bağlamayın. O durumlarda çekim yine etkileniyor ama başka sosyal, ahlaki güçler devreye giriyor.

Çifte standart mı? Evet belki ama doğanın çifte standardı bu. Ben size kadın erkek ilişkilerinde neyin çekim yarattığını, neyin çekim yaratmadığını anlatıyorum.

Bu tabii ki kötü günleriniz olmayacak ya da örneğin kötü finansal durumunuzu saklamak için gücünüzü aşan harcamalar yapmalısınız anlamına gelmiyor. Finansal durumunuz kötü olabilir, kötü günler geçiriyor olabilirsiniz ama burada önemli olan sizin “ben bunları aşacak bir yolu kısa süre içerisinde bulacağım” ruh halinde olmanız. İşsiz kaldıysanız, kadınınız hissetmesin diye çalışırken harcadığınız parayı harcamayın tabii ki ama işsizliğin üzerinizdeki psikolojik baskısını kadınınızla paylaşmayın ve bunu aşacağım modunda olun.

Tabii ki kötü günleriniz olacak, sinirleneceksiniz, üzüleceksiniz ve bu durumda duygularınızı paylaşmak isteyeceksiniz. Birçok erkek bu durumda “kardeşim 3 aylık kız arkadaşımsa anladım ama 3 senelik ve çocuğumun anası kadınla da mı paylaşamayacağım?” diyebiliyor. Kusura bakmayın ama sadece 3 aylık kız arkadaşına yaslanamayacağını protesto edenleri ciddiye almıyorum ama uzun süreli ilişkide ve evli adamların bu sorusu aslında güzel bir soru. Bu konuyu daha önce işlemiştik. Derdini karınla paylaş, hem derdinle hem karınla uğraş yazısına bakabilirsiniz.

Benim tavsiyem mümkün olduğu kadar desteği karınızda aramamanız ama burada bir örnek üzerinden olaya daha detaylı bakalım ve beni dinlemeyecek olanların neler yapabileceğini de konuşalım. Yalnız burada bir ebeveynin kanser olması gibi çok ciddi bir problemden ziyade, erkeğin kendini kötü hissettiği ve bu durumda kadını kendisine dayanmak istediğinde ne yapması gerektiğini konuşacağız.

Temel olarak her erkeğin kötü hissettiği günler ya da birkaç aylık bir süreç olabilir. Bu dönemde erkeğin kendisinin desteğe ihtiyacı olabilir.  Normalde sinirli ve ters bir kadınla eğlenen ustalık ile başa çıkabilecek bir erkek, şu an iyi bir modda olmadığını sakin ve sevecen bir şekilde söyleyip düşünmek için biraz kendine çekilmesi gerektiğini belirtmeli.

Eğer kadın aynı şekilde anlayış ile karşılık vermezse, erkek “bir yürüyüşe çıkacağını” ya da “bir arkadaşını ziyaret edeceğini” ve kafasını boşaltıp gelip konuşacağını söyleyerek kadının yanından ayrılmalı. Bu durumda şöyle bir açıklama yapabilir:

“Bebeğim şu aralar biraz zor günler geçiriyorum ama problem toparlayamayacağım bir şey değil. Senin de iyi bir ruh halinde olmadığını görebiliyorum ama şu an uğraşmam gereken bazı şeyler var. Biraz zaman ver ve sonra seni rahatsız eden şeyleri konuşalım.”

Bakın burada ilişkiye ara vermiyorsunuz ya da zamana ihtiyacım var konuşması yapmıyorsunuz. Alt tarafı onu rahatsız eden konuyu konuşmayı, bir iki gün erteliyorsunuz. Fakat sizin sakin ve sevecen tavrınıza rağmen sizi anlamıyorsa (özellikle tersi durumda siz anlayışlı biriyseniz), daha da karın ağrısı oluyorsa, burada partnerinizin bir size olan sevgi ve saygısı ile ilgili bir fikir de edinebilirsiniz. Gerçi o an öyle davranır sonra özür dilerse duygusal kontrolsüzlüğüne verebilirsiniz ama kalıcı bir arıza çıkarıyorsa, sorununuzu hallettikten sonra bu kadının gözündeki yerinize de bir bakmanız gerekebilir.

Ama merak etmeyin, çoğu normal kadın burada size anlayışlı davranır. Tabii ki siz sürekli olarak problemlerinize gömülüp onunla konuşmayı erteliyorsanız o başka.

Merhaba, ben 32 yaşında evli bir erkeğim. Eşim 28 yaşında. Çocuğumuz yok ama istiyoruz. Eşimle iyi bir ilişkimiz var. Fakat özellikle adet döneminde sinirli ve ters olabiliyor ama bazen dediğim ve yaptığım bir şeyi yanlış anlayarak sinirli ve ters davranabiliyor.

Çoğu zaman böyle bir durumdayken beni çekmeye çalıştığı tartışma tuzağına düşmüyorum. Genellikle sevecen, esprili ve eğlenceli bir davranışla kısa sürede onun da modunu değiştirebiliyorum. Ya da modu kısa sürede deği

Aynı zamanda sınırlarımı çizmesini de biliyorum. Zaten bana saygısızlık eden bir kadın değil.

Benim sorunum, yorgun, hasta ve iş gibi sebeplerle stresli olduğum günler. Bu çok sık olmuyor ama sonuçta ara ara oluyor. Böyle günlerde, karım da eğer bir şekilde ters ise, tartışma tuzağına çekilmeme konusunda sorun yaşıyorum.

Böyle bir durumda, kibarca ortamdan uzaklaşıp kendi odana, yürüyüşe, vs. çekileceksin ve karın da buna saygı duymayı öğrenmeli. Özellikle de zaten ters tarafından kaltıysan ve daha da sinirlenmeye başladığını hissettiysen bunu yapmalısın. Konuşmaktan ve problemlerden kaçmıyorsun, o ruh halindeyken değil birkaç saat sonra daha sakin bir durumda konuşmak istiyorsun. Ama karın özellikle ters olduğu bir gün, saçma sapan bir nedenden tartışma çıkarıyorsa, o zaman böyle saçma sapan bir şeyi konuşmaktan kaçmış oluyorsun tabii ki 🙂 Bu da kötü bir şey değil.

Yalnız özellikle size ilgisi yüksek bir kadın, sürekli olarak sizin dikkatinizi ister ve böyle bir zaman isteğinden hoşlanacağını düşünmeyin. Özellikle normal halinizde esprili ve sevecen bir şekilde sorunları çözmenize alışmışsa, gereğinden fazla hoşnutsuz da olabilir. Böyle bir durumda “biliyorsun ihtiyacın olduğunda yanındayım ama şimdi üzerinde çalışmam gereken problemlerim var, sonra konuşalım” deyin.

Burada kadın okuyuculara bir bilgi vermek istiyorum. Kadınların bazen  anlamadığı şey, erkeklerin sorunları olduğunda kadınlardan farklı olarak yalnız kalmaya, kendi “mağaralarına” çekilmeye ihtiyaç duydukları.  Ya da sorunlarını kendi erkek arkadaşlarıyla paylaşmaya ihtiyaç duydukları. Kadınlar sorunlarını erkekleriyle paylaşmak, erkeklerine yaslanmak isterler. Bu onlar için sevgi göstergesidir. Erkekleri ile paylaşmamaları ise her zaman olmasa da erkeklerine olan sevgi ve güven azlığına denk gelir. Bu nedenle kadınlar erkeklerin sorunlarını paylaşmamalarını sevgi ve saygı azlığı olarak algılayıp paniğe kapılabilirler.  Erkeklerin bu durumda olabildiğince sakin kalıp, kadına sevecen ama kararlı bir şekilde bunun böyle olmadığını hissettirmeleri gerekebilir. Kadınlar ve erkekler sorunlarını farklı şekillerde çözerler ve aslında cinsel kutupluluğun güzelliği olan bu farkı ortadan kaldırmaya çalışmak, kadının ya da erkeğin ilişkisini baltalamasına yol açar.

Bu duruma tersinden bakarsak, bir sorunu varsa kadınınız size dayanmak ister ve hatta sizin bunu kısmen sırtlamanızı da ister. Bunda bir sorun yok. Ama erkek olarak aynı şeyi beklemeyin. Yani kadınınız sizin sorunlarınızı sırtlayamayabilir.

Kırmızı hap camiasında erkeklere, kadınların duygusal tamponu olmamaları gerektiği söylenir ki doğrudur. Ama bu genellikle beraber olmadığınız kadın için söylenir. Beraber olduğunuz kadının da duygusal tamponu olmamalısınız ama aynı zamanda onun bilge çınar ağacı da olmalısınız. Bunun dengesi maalesef KH materyalinde yok. Bir başka yazıda bunun dengesine de değinelim. Zira bazı arkadaşlar “ne ya bunla mı uğraşacağım” modunda olabilirler ama uzun süreli ilişki ve evlilik sürekli “evet kocişim, sen ne dersen kocişim” modunda olmaz ve bu durumlarda sizin liderliği ele almanız gerekir.

Kendi sıkıntılı dönemlerimde, karım ufak bir şeyden öfkelendiğinde, odağımı kaybedebiliyorum. Böyle durumlarda karımı tolere etmekte zorlanıyorum ve ondan destek görmediğimi hissediyorum.

Burada saplıklı sınırları, yukarıda anlattığımız gibi çizeceksin.

Böyle durumlarda aptal tartışmalara girebiliyoruz.

Kadınlar küçük şeyleri alıp büyük problem haline getirmeye meyilli olabilirler. Erkek, en azından erkek adam ise, “büyük problemleri” alıp küçültmeye meyillidir.

Kadınlar neden böyleler, neden problemleri büyütürler diye protesto edebilirsiniz ama bunun evrimsel bir adaptasyon olduğunu çocuğunuz olunca fark edebiliyorsunuz.  Kadınların psikolojik donanımlarının önemli bir kısmı hamilelik ve annelik etrafında şekillenmiş vaziyette ve kadının en ufak kaygıyı, tehlike hissini büyütmesi, çoğu zaman yanlış alarm olsa da, bebeğin hayatta kalma ihtimalini arttıran bir şey. Fakat erkek de, kadın panik haline giderken sağlam ve soğuk kanlı duracak şekilde evrimleşmiş.

Bu nedenle kadınlar daha çok oranda nevrotik (negatif duygulara eğilimli), erkekler daha az oranda nevrotik oluyorlar (bu, erkeğinden daha soğukkanlı kadın, kadınından daha panik erkek olmaz demek değil ama genel dağılımda kadınların nevrotiklik ortalaması erkeklerin ortalamasından yüksek).

Bunu kendisine söyledim. Bazen modunun değiştiğini ve bunu yönetebileceğimi ama bazen başka dertlerle uğraşırken onun nazını çekmeye istekli olamayabileceğimi söyledim. Bunu anlıyor gibi görünüyor ve hatta haklı olduğumu söylüyor.

Evet ama kadınların bazen gücünüzü test edeceklerini unutmayın. Zira siz onun erkeğisiniz, erkek her şeyi çözebilir ama arada hala güçlü mü diye test etmek gerekir. Kadınların bilinçaltı mekanizmaları bu şekilde çalışır. Erkek yükünü taşımak istemiyorsanız, kadınlarla olmayıverin.

Benim sorum, bu durumları nasıl yönetebileceğim.

Bence bunu konuştuğunda haklı olduğun cevabını alıyorsan çok da kötü bir iş çıkarmıyorsun.  Ama yukarıda belirttiğim gibi, kendine çekilme kısmını tartışmaya çekilmeden önce yap. Bir de böyle günlerce kaçamazsınız yani bu kendine çekilme saatlik olarak toleransınızın tükenmeye başladığı zamanlarda kullanılmalı. Her kötü hissettiğinizde değil.

Ölçülü bir şekilde kendinize çekilmenize rağmen kadınınız hala tartışma çıkarmaya, sizi kaçmakla suçlamaya çalışıyorsa, orada olay sizin ne kadar erkek adam olduğunuzdan çok, nasıl bir kadın seçtiğinizle alakalı olabilir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

GASLIGHTING: Gözardı etmemeniz gereken 5 Temel İşaret

Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza da bakmayı unutmayın.

Bu yazıda gaslighting denilen karmakarışık ve oldukça kafa karıştıran aleme bakacağız.  Gaslighting nedir ya da ne değildir, tipik gaslighting ifadeleri nelerdir, narsist sosyopatların gaslighting manipülasyonu kullanmalarının temel sebepleri nelerdir ve ruh sağlığı “normal” insanlar neden gaslighting kullanabilir gibi sorulara cevap vereceğiz. Yazının sonunda da gaslighting manipülasyonuna uğradığınızı gösteren 5 temel işarete bakacağız.

Gaslighting konusu ile ilgili daha önce de bir yazı yazmıştık.

Gaslighting bir insanın, genellikle uzun bir süreç boyunca, kendi düşüncelerinin geçerliliğini, hafızasını, yargılarını ve gerçeklik algılarını sorgulamalarına neden olacak şekilde psikolojik olarak manipüle edilmesidir.  Gaslighting kişinin tamamen kafa karışıklığına ve duygusal bir kaosa düşmesine neden olabilir ve aynı zamanda manipülasyonu yapan kişiye bağımlılık geliştirmeye neden olabilir.

Gaslighting genellikle çok küçük manipülasyonlar şeklinde başlar ve zaman içinde bu manipülasyonlar sıklaşıp büyüyerek, istikrarlı bir şekilde devam eden manipülasyon davranışlarına ve taktiklerine dönüşürler.  Bunlar az önce söylenmiş bile olsa daha önce söylenen şeylerin inkar edilmesi, geçmişte olmuş olayların inkarı ya da daha değişik anlatımı gibi taktikleri içerir. Manipülasyonu yapan kişi, çok alıngan ya da aşırı tepki veren biri olduğunu iddia ederek kurbanını suçlar.

Manipülatör kurbanının güvenilirliğini yitirmesi için çabalar. “İnsanlar sana inanmıyorlar” ya da “senin bir akıl sağlığı sorunun var” gibi yalanlar söyleyebilir. Kurbanının duygularını önemsizleştirir ve kurbanının fazla duygusal, irrasyonel veya tepkili olduğunu söyleyebilir.

Gaslight uygulayıcısı, gerçekleri ve bağlamı değiştirerek kurbanının kendi gerçeklik algısına veya hafızasına güvenemez hale gelmesini sağlayabilir. Sizin kafanızı karıştırmak için sizden bazı bilgileri saklayabilir ve sonra bu bilgiyi size verdiğini ama sizin bunu hatırlamadığınızı iddia edebilir. Bir olayla ilgili kendi versiyonunu anlata anlata sizin kendi hafızanıza ve daha sonra ruh sağlığınıza güvenemez hale gelmenize neden olur.  Sizin psikiyatrik vaka olduğunuzu iddia edebilir çünkü tüm bunlar sizin zihninizde yarattığınız şeylerdir.

Gaslighting manipülasyonu yapan kişi, tüm bunları sahte bir empati ile yapabilir. Kurbanını, onun için endişelendiğine, onun iyiliğini düşündüğüne inandırabilir. Kurbanın aile ve arkadaşlarının yardımını isteyebilir, onları kurbanın ruh sağlığına dikkat etmeleri için uyarabilir.

Bu arada manipülasyona inanmayan, buna karşı çıkmaya çalışan herkesi kurbanın hayatından çıkarmak için olağanüstü bir çaba harcar. Kurbanı onlara karşı kışkırtır ve onlara güvenemez hale getirebilir. Böylece kurbanın gerçekliğini doğrulayabilecek tüm insanları hayatından çıkarmaya başlar.

Gaslighting bilinçli ya da bilinçaltı olabilir ve bilinçli yapılmadığında bir savunma mekanizması işlevi görür. Bilinçli yapıldığında ise bir manipülasyon taktiğidir ve narsist kişilik bozukluğu (NKB) olan insanlarda sıklıkla görülür.

NKB sahibi  bir insan sıklıkla ve bilinçli olarak kendi sanrılı dünyasına uymayan duyusal bilgiyi, kendisi için bile çarpıtmaya meyillidir. Kendi yalanlarına inanır ve sürekli inkar halindedir.

Sosyopat insanlar ise ne yaptıklarının tamamen farkındadırlar ve gaslighting manipülasyonunu çıkar için ya da sırf zevk için yaparlar.

Narsistin başkalarına gaslighting uygulamasının genel olarak 5 sebebi var:

  1. Kurbanda yetersizlik, kendine güvensizlik, utanç ve düşük özdeğer yaratmak
  2. Sorumluluk almaktan kaçmak
  3. Kurbanını aşağı çekerek kendini daha üstün hissetmek, kurbanın gerçekliği algılamak için kendisine bağımlı olmasını sağlamak (bu sayede daha kendine güvenli ve kontrol sahibi hissetmek)
  4. Kendi sahte benliklerini korumak
  5. Kendi bilişsel uyumsuzluklarını çözmek

Narsist kendi gerçek benliğini ve gerçekliği, kendi sanrıları lehine reddeder. Bu nedenle kendi sanrıları ile çelişen her şey, narsistte duygusal stres ve bilişsel uyumsuzluk yaratır. Bu uyumsuzluk ne kadar büyükse, narsistin reaksiyonu ve gaslighting manipülasyonu da o kadar büyüktür.

Narsist eğer sizin gerçeklik versiyonunuzu kabul ederse, kendi dünyası ve özdeğer hissi yıkılır ve parça parça olur.  Bu nedenle de, sizin gerçekliğinizi yıkıp parça parça etmek için elinden geleni yapar.

Sosyopatın nedenleri ise narsistten farklıdır. Sosyopat narsist gibi sanrılı değildir ve kurbanını, kendi kaygılarını azaltmak ya da gerçeklik versiyonlarını korumak için manipüle etmezler.

Narsist kendi sanrılı zihin aleminde, kendisini kahraman olarak görür. Sosyopat ise baş kötü karakter olduğunun son derece farkındadır. Sosyopat istediğini almak için başkalarına zarar vermekten çekinmez.

“Normal” insanlar da bazen gaslighting yapabilirler ve bunu genellikle sorumluluktan ve negatif sonuçlardan kaçmak için yaparlar. Mesela partnerini aldatan “normal” bir insan, partneri sorduğunda bunu inkar edebilir ve tekrar sorduğunda onu kendine güvensiz biri olmakla suçlayabilir. Partneri sormaya devam ederse, onu paranoyak olmakla suçlayabilir.  Örneğin karı koca dışarı çıkarlar ve kadın başka bir adamla fazla flörtöz davranır. Geri dönerlerken koca bu durumu açtığında kadın bunun tamamen adamın kafasından uydurduğu bir şey olduğunu ve fazla kıskanç olduğunu söyler. Burada kadın fazla flörtöz davrandığının farkında olabilir ve bu nedenle de kocasıyla çatışmadan kaçıyor olabilir. Ya da belki samimi bir şekilde, bu yaptığının flörtöz olduğunu düşünmüyor olabilir.

Bir başka örnek verecek olursak mesela borderline problemi olan bir arkadaşınız size 40 kere “iyi misin?” diye sorduğu için sinirlendiniz diyelim.  Bir miktar kızgın hissetmenize rağmen, bunu ona söyleseniz olacaklar yüzünden her şey yolunda diyebilirsiniz.

Ya da mesela kardeşinize geçmişte size karşı kötü davrandığı bir anıyı hatırlattığınızda, bunu kabul etmek yerine o olayın hiç olmadığını iddia edebilir ya da tamamen farklı bir versiyonunu hatırladığını söyleyebilir. Bunu belki gerçekten hatırlamıyor ya da imajını korumaya çalışıyor olabilir.

Bu son örneklerde olan manipülasyon mu yoksa samimi bir şey mi bilmek güç. Ama bu tür şeyler uzun bir süreç boyunca düzenli bir şekilde oluyorsa, kendi gerçekliğinizden ve akıl sağlığınızdan şüphe etmeye başladıysanız, bu büyük ihtimalle gaslightingdir.

Neden yapılırsa yapılsın, gaslighting kurban için psikolojik olarak oldukça zararlıdır. Bu nedenle karşınızdakine gaslighting yapmadan önce, onu ne hale getirebileceğinizi iyi düşünüp bundan uzak durun.

Hepimizin bir derecede narsist davranışlara olduğumuzu unutmayın. Bu nedenle hepimiz negatif sonuçlardan kaçınmak için, bir şeyleri rasyonelleştirmeye, önemsizleştirmeye, haklı çıkarmaya veya savunmaya çalışabiliriz. Ama bu tür davranışların psikolojik istismar olarak sınıflandırılması için,  uzunca bir süre boyunca istikrarlı bir şekilde kullanılması, birçok taktik çeşidi içermesi ve kurbanın akıl sağlığından şüphe eder hale gelmesi gerekli.  Yani ara sıra yapılan gaslighting davranışları genelde yalan ya da inkar olarak görülebilir.

Aşırı narsistler, gaslighting manipülasyonları ile bilinirler ama bu insanlar her zaman “ben seni deli olduğunu sanacağın ve seni kullanabileceğim zamana kadar manipüle edeceğim” diye düşünmeyebilirler. Daha çok “kendi sahte kimliğimi ne pahasına olursa olsun korumak zorundayım” diye düşünüyor olabilirler.  Başka bir deyişle, narsist sırf kendi hayatına devam edebilmesine yardımcı olmanız için, sizin kendi zihninde yarattığı sirke inanmanızı sağlamaya çalışır. Çünkü sizin gerçekliğiniz onun sahte benliği ile çeliştiğinde, narsistin varlığı temelden sarsılır ve sanki kafasına dolu bir silah dayamışsınız gibi hisseder.  Bu nedenle sonuçları ve bedeli ne olursa olsun, kendisini korumak için elinden geleni yapar ve bunu da haklı görür.

Şimdi gaslighting manipülasyonuna maruz kaldığınızı gösteren beş genel işarete bakalım.

  1. Alacakaranlık Kuşağına girmiş gibi; ilişkinizin, hayatınızın geri kalanının içinde bulunduğu alemden tamamen farklı bir alemde devam ettiğini hissetmeniz.
  2. Aklınızı kaybediyor gibi hissetmeniz ve gördüklerinizden, duyduklarınızdan sürekli olarak şüphe eder hale gelmeniz.
  3. Acaba çok alıngan mıyım, kendine güvensiz miyim diye düşünüp durmanız. Kendi karar verme yetinizi sürekli olarak sorgulamanız ve artık karar alamaz hale gelmeniz.
  4. Sürekli özür dileyen, ne hata yaptığı konusunda kafası karışık biri haline gelmeniz. Gerçekten hata yaptınız mı ya da daha kötüsü o olay gerçekten oldu mu emin olamaz hale gelmeniz.
  5. Gaslighting manipülasyonunun alameti farikası; aklınızı kaybetmediğinize ikna olmak için, tüm konuşmalarını kayıt eder, her şeyi not alır hale gelmeniz.

Bazen somut delil bulmak zordur zira bazı gaslighting uygulayıcıları bu işte çok ustalardır. Yakalanırlarsa kullanmak üzere alternatif açıklamalar üretirler ya da her zaman bir şüphe payı bırakırlar.

Fakat eğer içgüdüleriniz bir şeylerin ters gittiğini söylüyorsa, taktik ve akıl oyunlarına daha fazla dikkat edin, yardım gruplarına katılın ve  narsist istismar konusunda uzman, sizi gerçekliğe yeniden çekebilecek bir ruh sağlığı doktorundan yardım alın. 

Kaynak: GASLIGHTING: 5 Keys Signs You Shouldn’t Ignore

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

David Goggins Can’t Hurt Me: Master Your Mind and Defy the Odds Kitap Özeti (Erkek Adam Podcast)

Bu Erkek Adam podcastında David Goggins’in Defy The Odds yani “İmkansıza Meydan Oku” şeklinde çevrilebilecek olan kitabından bahsediyorum. Bu kitapta David Goggins, oldukça ilham verici olan yaşam hikayesinden bahsediyor. Kısaca kitap, insanın zihinsel ve fiziksel kapasitesini kendi sınırlarının ötesine taşıyarak, normalde başarması imkansız gibi görünen şeyleri nasıl başarabileceğinizi anlatıyor.

Goggins, aslında kendimizi değiştirecek bu gücün, bizim içimizde var olduğunu ama kendimize zihinsel sınırlar koyduğumuz için bunu başaramadığımızı söylüyor. Goggins, bu sınırları yıkarsak  yapabileceklerimizin, sandığımızın nasıl da çok ötesinde olduğunu bize kendi hikayesini anlatarak ispat ediyor. Goggins’in güzel ve ilham verici hikayesi ise yayında.

Podcastın Youtube ve Spotify yayınları aşağıda. Bu içeriği beğeniyorsanız, Erkek Adam Youtube ve Spotify kanallarına abone olmayı da unutmayın.

 

Yazar: Secret

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürünüm var:

  1. %3’lük Erkekler Video Seti
  2. Çekici Erkek Eğitim Seti

Biz buna hipergami diyoruz bro

Dün Youtube yorumlarında, buram buram başa çıkma mekanizması kokan şöyle bir yorum gördüm:

“Üzgünüm kadın sevilmeyi, değer verilmeyi hak eden bir varlık değil. Zekanla tavlarsın, işini görürsün, çocuğunu doğurur. Ben çok istedim kendi dengim bir kadın bulup aşık olayım, ama yok maalesef.”

Türkçesi: Kadınlar beni sevilmeyi ve değer verilmeyi hak eden biri olarak görmüyorlar.

Bu adamlar “dengim” dedikleri ve aslında yanılıp şaşırıp yüzlerine gülen bir kızı buldular mı, önünde secdeye varırlar. Böyle acılarıyla başa çıkma mekanizması olarak seçtikleri büyüklenmelerine bakmayın. O kızla karşılaştılar mı salya sümük peşine düşerler. Uzun süre bir aşırı uçta kalmak, çoğu zaman, diğer aşırı uca savrulmayla biter. Böyle büyüklenmeler, aslen kadınlara aşağıdan bakmanın kinini bastırmaya yararlar ama bunun bedeli dediğim gibi uçlarda savrulmak.

Neyse, bunu instagram hesabımızda paylaşınca biri şöyle bir yorum yapmış:

Türkiye’de böyle. Ortalama bir kadın ile birlikte olmak için ortalama üstü bir erkek olmak gerekiyor. Kadınların çıtası çok yüksek. Çünkü talep çok, erkek çok.

Ben de şöyle cevapladım:

Türkiye’de böyle diyenler demek ki tüm dünyada böyle olduğunun, durumu en kötü olan ülkelerin de Anglo sakson Batı ülkeleri olduğunun (bir de Japonya) farkında bile değiller. ABD incel dolu, yabancı forumlar aynen bunlarla dolu. Hepsinde de yeni gelenler aynı şekilde başlıyorlar: X ülkesindeyim, benim ülkemde durum çok kötü, ortalama bir kadın için ortalama üstü erkek olmak gerek bla bla. Hayır, şu lafın kendisi bile Türkiye’ye ABD’den ithal yahu!

Cevap ise konunun tamamen dışına çıkan ama aslında konuşmak istediğim şey:

Kadınların ortalama bir erkek istemediğini bilmiyor olamazsınız. Hipergami diyoruz buna. Hemşire, doktor koca istiyor, hostes pilot koca istiyor.

Hemşire, doktor koca istiyor, hostes pilot koca istiyor klişesi ilk nerede yazıldı bilmiyorum ama bu ikiliyi (sıklıkla avukat savcı istiyor gibi bir ekle) sürekli olarak duyuyorum. Birçok erkek fikir beyan ettiğini sanarak bu propaganda vari sözleri papağan gibi tekrarlıyor.

Manosphere denilen camiada, bu hipergami kavramının olmadığı günleri özlüyorum. Kavramı bazı şeyleri açıklamada faydalı ama son yıllarda artan oranda, kadın üstünlükçü yenikliği besleyen bir şeye dönüştü.

Kadınların ortalama bir erkek istemediğini bilmiyor olamazsınız ne yahu? Ee? Biz erkekler de ortalama kadın istemiyoruz. Kimin ne istediği değil ne aldığı ya da alabildiği önemli. Gerçek hayat diyoruz buna. Sen de bıraksan manken gibi güzel ama iyi karnıyarık yapan bir kadın istiyorsun ama ona erişimin ne kadar? Doktorlar doktorlarla evleniyorlar, hemşire ile evli kaç doktor biliyorsunuz? Vardır ama ben hiç bilmiyorum mesela.

Bu kadın üstünlükçü düşünce nereden geliyor anlamaya çalışıyorum. Kırmızı hapın bir kısmı şu an feministlerden daha fazla kadın üstünlükçü maalesef. Sanki kadınlara yalaka bir sevgi ile, masum melek gibi tapmayı bırakıp, kindar bir öfke ile şeytanlarmış gibi tapmaya geçmiş gibiler.

Kırmızı hapın önemli bir kısmı, erkeği kadınların fedakar ve güçsüz melekler olduğu, erkeklerin ise ataerkil sistemin piyonları olarak kadınları ezdiği ve bu nedenle kadınların ilgisi, sevgisi veya sadece esenliği için omurgasız efendi erkeklere dönüşmeleri gerektiği yalanının fişinden çekiyor AMA kadınların fırsatçı ve güçlü şeytanlar olduğu, erkekleri ezdiği ve bu nedenle erkeklerin kadınlara bir çeşit düşman ya da rakip gibi davranmaları gerektiği yalanının fişine takıyor.

Yahu Allah’ın Ortadoğu ülkesinin kadınları bizimkiler, aynen bizim gibi. Elf değiller. Ortalama üstü adamı kim kaybetmişte bizimkiler bulacak?

Uzun süredir bu manosphere diyarının eski basit halini özlüyorum. Olabileceğin en iyi versiyonun ol, efendi erkek olma, piç de olma erkek adam ol, spor yap, iyi giyin, sosyal ol vs. Biraz da oyun. Çaba gösteren her erkeğin ulaşabileceği şeylerdi ve iyisi de, onca sene forumları takip ettim, 2010 – 15 öncesi, öfkeli kadın düşmanına dönüşen hiç kimseyi hatırlamıyorum. Biz de yapabiliriz zihin yapısı hakimdi, biz yanlış öğrendik ama doğrusunu öğrenebiliriz duruşu hakimdi.

Geriye dönüp baktığımda, her ne kadar asıl anlamlarında mantıksız bulmasam da, negatif ve yenik kafa, alfa erkek – beta erkek ayrımı ve hipergami ile yayılmaya başladı. Hipergami erkeğe erkek adam olarak kalması gerektiğini hatırlatan bir doğal güçten, kadınlar en iyisini ister, en iyisi değilsen bittin gibi yenik bir kafaya evrildi. Erkeklerin %20’si alfa o zaman %80 beta diyerek insanların %20’ye girme stresine girdiği günler iyi günlerimizmiş. Zira bu yetmemiş olacak ki, Kongo Dandy kılıklı, Kevin Samuels denilen çakma yüksek değerli erkek geldi ve olayı daha da sıçıp batırdı.

Congo Dandy denilen şeyi biliyor musunuz? Afrika’nın sefalet içindeki mahellerinde yaşayan, varlarını yoklarını pahalı bir takım elbiseye yatıran siyahi erkekler. Arka plan sefalet ama tüm giyim ve tavırları ile asalet yansıtmaya çalışan adamlar. Kevin Samuels de 34 yaşında ayda 800 dolar kazanan bir loserdan (2800 Dolar kazanan karısından boşanma kayıtlarından çıkardılar) arada hiç başarın olmasa da başarılı biri gibi giyinip davranarak 54 yaşında bir internet fenomenine dönüşebileceğini gösterdi. İyi konuşmaktan ve internet virali olmaktan başka bir başarısı var mıydı? Ben duymadım. Duyan varsa yazsın.

Samuels, birçok kadına gerçeklik testi yapması ve erkeklere bir standardınız olsun mesajı hariç bildiğin “bize vermeyen kaltaklara nasıl koyuyor” tarzı intikam pornosu yapıyordu. Yanlış anlamayın. 20’lerine gelmeden duvara çarpmaya başlayan, oldukça saçma bir hayal dünyasında yaşayan ABD, özellikle de siyahi ABD kadınlarına söyledikleri doğruydu. Ama bu abi yüksek değerli erkek diye bir şey icat etti ve öyle popülerleştirdi ki, artık Rollo Tomassi bile alfa erkek lafını bırakıp bu yüksek değerli erkek kelimelerini kullanamaya başladı.

Şimdi yüksek değerli erkek olmak kötü bir şey değil ama yüksek değerli erkek ile ilgili içeriğe baktığınızda, tepe %1 içinde olmaktan bahsediyorlar! Pratikte bahsettikleri erkek tipi ise tepe binde bir!!

Bu tabii, uzun süredir disiplinden uzak, rüzgarda bir yaprak gibi savrulan, amaçsız kitlelere çok çekici geliyor ama eskiden verilen pozitif mesajın aksine yüksek değerli erkek mesajı, tepe %1 – %0.1 içinde olmalısın yoksa kadınlar sana bakmaz gibi bir yan anlama sahip. Bence “kadın en iyisini ister, alfalar siker, betalar seyreder” azgınlığında başlayan yılmış, yenik, kadın üstünlükçü yığınları 100 kat daha yılgın, yenik ve kadın üstünlükçü yapar.

Bu yüksek değerli erkek fenomenin bir de sigma erkek versiyonu var ki evlere şenlik. Sigma erkek kadınları umursamaz, peşinde koşturur, sosyal hayatta yer almaz, alfa erkek hiyerarşisinin dışındadır, yalnız kovboydur, ateş osurur, kokusu kadınları sinek gibi çeker, zart zurt. Yani bunun kadınlar konusunda kaybeden, zerre disipline ve sosyal beceriye sahibi olmadığı için sosyal hayatta ve iş hayatında düşük pozisyonda olarak kaybeden erkeklere, “kar tanem, pırlantam benim, sen kaybeden değilsin, atanamamış sigma erkeksin” hayali sattığını görmemek için, 18 yaş altı, çok genç bir erkek olmak lazım. Yalnızsın, çünkü sigmasın. İşin boktan çünkü sen sigmasın, iş yaşamının dışında bir pırlantasın. Sosyal alandan dışlanıyor musun, sosyal özürlü değilsin tabii, o anlamsız boş lak lak ile hayatlarını harcayan normal insancıklar anlamaz ama sen aslında sigmasın.

Her neyse şu hikmetinden sual olunmaz kadın hipergamisine gelelim.

Arkadaşlar, bir kadının hipergamisi onun kapasitesi ile sınırlıdır. Siz de çok güzel, çok alımlı ama aynı zamanda çok iyi anne, vs. bir kadın hayal ediyorsunuz belki. Ama hayalinizdeki kadın gibi biriyle olmayacaksınız ve bu da sizi o kadar mutsuz etmeyecek. Kapasitenizi tabii ki arttırın, olabileceğiniz en iyi versiyonunuz olup alabileceğinizin en iyisini alın ama Allah aşkına, kendi kapasite sınırlarınızın acı şekilde ve sürekli farkındayken, kadınların böyle sınırları olaymayan, hikmetli yaratıklar olduğu saçmalığını da kafanızdan atın.

Çünkü talep çok, erkek çok.

Toplumda kadın erkek sayısı eşit. Erkek çok falan değil.

Başka bir kadın üstünlükçü, siyah hap bilgeliği:

Sadece Türkiye’de değil dünyada böyle. Ortalama bir kadınla birlikte olmak için ortalama üstü bir erkek olmak gerekiyor (ortalamadan daha uzun, daha zengin, daha yakışıklı, daha statülü). Aksi taktirde kadınların hipergamisi tatmin olmuyor.

Ortalama bir kadınla birlikte olmak için ortalama üstü bir erkek olma gerekliliği, erkek ortalamasının kadınlaşmaya kaymasından kaynaklanıyor. Ortalama bir erkeğin, normal bir erkek adamın çok altında olmasından kaynaklanıyor. Erkeklik eksikliğini tiple, parayla doldurmaktan bahsediyor. Erkeklikle dolduran daha çok iş yapar.

Kötüsü, bu çocukların ortalama kadın dediği de ortalama kadın değil, ortalama üstü. Daha önce defalarca söylediğim gibi, kadınların çoğu gibi erkeklerin çoğu da, kadınların %80’ini görmüyor. Özellikle tip olarak tepe %20’nin ortalamasını alıyorlar. Ya da sosyal medyadaki kadın aktivitesinin %80’ini yapan, kadın nüfusunun %20’sini.

Mesela son 3 yıldır yaptığım görüşmelerde sıklıkla ekran görüntüsünden mesajlaşma değerlendiriyorum. Bana mesajlaşma değerlendirmesi yaptıranların ezici çoğunluğu, yapayalnız, yıllardır kadınlardan uzak ve zaten tüm hayatı boyunca pek kadınla olmamış adamlar. Buna rağmen mesajlaşma ekranında gördüğüm kızların ortalama üstü güzelliği dikkatimi çekti. Yani tamam, HB8 kıza da yürüyn HB9 kıza da. Ama açıkça söyleyeyim bu erkeklerin tam paket cinsel pazar değer ortalaması 4/10, bana gönderdikleri mesajlaşma pencerelerindeki kızların ortalaması HB7.5 veya 8.  Uzun yıllardır gördüğüm bir şey. Bir erkek kadınlarla ne kadar başarısız ise, gözü o kadar çok, en güzeller grubuna odaklanıyor. Çoğu erkek, kadın nüfusunun %10’una yürüyor sanki. Bildiğiniz gibi bir de bu adamlar sosyal özürlü olduklarından, sosyal medyaya mahkumlar ve burada da en öne çıkan grubun narsisizm skalası da çok yüksek.

Bir arkadaş bu yazışmalarda şu mesajı atmıştı:

abi maskulenlik sayfalarından toksik olmayan bir sensin gibi, bir de skeptico vardı eskiden. gençlerin yanlış maskulenlesmesi feminenlesmesinden daha büyük tehlike bence.

Gençler yanlış maskülenleşmekten ziyade maskülenite sayfası ayağına daha da feminenleşiyorlar. Sorumluluğu karşıya atan, mağdur edebiyatına boğulmuş, materyal ve görsel kazanımla çekici olmaya çalışan insanlara dönüşüyorlar. Kırmızı hapın bu damarı daha çok incel yaratır, erkek adam değil.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Birden ortadan kaybolan kadın (Vaka Çalışması)

Abi hipergami tarafından ezildiğim bir vaka hakkında sana danışacağım.

Hipergami faydalı bir kavram ama bunu bir ideolojik doktrin haline getirmeyin. Evet kadınlar kendilerinden daha yukarıda bir erkekle birlikte olmak isterler ama hipergami kelimesini kullananların bazıları, bir kadınla her hüsrana uğradıklarında, basit bir şekilde nerelerde itici davrandım da bu oldu diye düşüneceklerine, “hipergami” diyerek kestirip atıyorlar ve bu neredeyse itici davranmak için bir çeşit bahane oluyor. “Tipim iyi, spor yapıyorum, para durumum fena değil ve bu kadar iyi özelliklerime rağmen hipergamiye yenildim”. Birader muhtemelen olay basit: iyi özelliklerinin hepsini çöpe atacak şekilde itici davrandın ya da çok yanlış bir kadını seçiyorsunuz.

Burada yapabileceğin diğer bir hata da, ben (özümde) iticiyim demek. İticiliğinize ego yatırımı yapmayın. İtici davrandım sonuç bu oldu. O zaman çekici davranırsam sonuç değişik olur diye düşünün ve itici yanlarınızı değiştirmeye odaklanın. İki uç düşüncenin de ortak noktası, sizi değişmemeye teşvik etmesi. İşi incel noktasına taşıyanlar oyunun değişmesini istiyorlar, kaderciler de ben böyleyim değişmem diye donup kalıyorlar.

Bakalım sen ne iticilikler yaptın? Ya da belki yanlış kadına yürüdün.

Satış elemanıyım ve ürünümüzü satan birçok mağazayı ziyaret ediyorum. Bir mağazada oldukça güzel bir kız vardı. Kız pozisyonundan dolayı benim amirimmiş gibi davranıyordu. Birgün “sen buranın amiri gibi davranıyorsun yok öyle, gel biraz bana yardım et de biri sana patronluk taslasın” dedim. Çıkışır diye beklerken gülümsedi ve gelip bana yardım etmeye başladı.

Guzel. Çok guzel.

10 dakika kadar bana yardım etti ve ben de şakasına ona patronluk tasladım. Patronum olsan istifa ederdim bu ne ya? diye şakasına protesto etti 🙂 Sanırım güzel bir kız olduğu için herkes aşırı iyi davrandığından, kızın pek alışık olmadığı bir davranıştı.

Muhtemelen. Belki güzel diye patronu bile yaltaklanıyordu.

Ben seni şirketimizde kalmaya ikna ederdim merak etme dedim. Nasıl yapacaksın ki diye sorduğunda da, gitmem lazım ama bir ara bir çay içeriz anlatırım dedim ve ertesi gün iş çıkışına anlaştık.

Kız seni çekici bulduğundan işler kolay olmuş ama senin oyunun ve daha önemlisi duruşun asıl faktör.

Kız buluşmada, gelen satış elemanlarının ara ara kendisine yürüdüğünü ama benim çok farklı olduğumu ve ilk defa satışçılardan biri ile dışarı çıktığını söyledi.

Diğerleri muhtemelen kız güzel diye, kızın patronluk taslamasını alttan alıp yaltaklanıyorlardı.

Öyle buluşmaya başladık abi. 2-3 hafta sürekli olarak peşimde koşan, bana ulaşan taraftı. Hergün olmasa da sıklıkla gün içinde kendinin ya da ilginç şeylerin fotoğraflarını çekip bana atarak da olsa sürekli bana ulaşıyordu.

Güzel. Bu, yüksek ilgi göstergesi.

Sonra birden bire bana ulaşmayı bıraktı. Önce 2-3 kere ben ulaştım ama kısa cevaplarından sonra ben de, itiraf edeyim içim kan ağlayarak, mesaj yazmayı bıraktım. Tam 2 hafta mesaj yazmadı!

İlginç. Farkında olmadan yanlış bir şey söylemediysen, bu genelde eski erkek arkadaş olan üçüncü bir şahıs yüzünden olur. Anladığım kadarıyla kızla birkaç kez buluştunuz ve fazlası yok. Kız arkadaşın değil, adı konmadı. Bu aşamada en iyisi, senin yaptığın gibi kızı kendi haline bırakmaktır. “Ne oldu”, “neyin var” diye sormanın bir gereği yok. Kokusu ortaya çıkar.

En son mesajımdan 2 hafta sonra bana yazdı. Duygusal olarak oldukça yıpratıcı ve geride bırakması gereken şeyler yaşadığını söyledi.

Muhtemelen yeni ayrıldığı ve resme yeniden giren eski erkek arkadaş. Eski erkek arkadaş olayı zordur zira birkaç senelik duygusal yatırımı olan bir adam terk edilmiş ve senin seviyende olmasa bile, duygusal yatırım açısından öndedir. Gerçi kim olursa olsun, bir kadın için başka erkekle rekabete girmen gerekiyorsa,bu rekabete girmemen lazım. Oyunun ne kadar iyi olursa olsun, aklı daha çok başkasında olan kıza oynamak seni küçültür. Bu aşamada kız seni istiyorsa, o sana gelecek, o seni kazanmaya çalışacak. Tersi olmayacak.

Sonunda sinemaya gitmek için buluşabildik.

Bana sen onun için daha fazla adım attın gibi geldi ama bunu yazmamışsın.

5 senelik bir ilişkiden yeni çıktığını ve eski erkek arkadaşının ona ulaşmaya başladığını söyledi.

Evet, eski erkek arkadaşmış. Kızın 2 hafta ortadan kaybolması, onu atlatamadığına işaret. Burada tavsiyem, eski erkek arkadaşı hayatında olan bir kızla, ciddi, tek eşli ilişkiye girmemen. Hayatında olması kızın suçu olmasa bile. Ama burada zaten 2 hafta ortadan kaybolması, kızın adama karşı duygu yüklü olduğuna işaret. Kim terk etti o da önemli ama onu da yazmamışsın. Belki kız söylemedi.

Bu arada nedense birden bire, bu kızın benim hayatımla fazla ilgilenmediğini, sorular sormadığını fark ettim. Ayrıca son 2 hafta ne yaptığımı bile sormadı. Yahu bu da dahil 4 kere buluştuk, yaşımı bile sormadı.

Ayrıca bu eski erkek arkadaş olayını öğrenince, genelde bana çok ulaşmasına rağmen, bazen tamamen ortadan kaybolduğunu hatırladım.

Bu eski erkek arkadaşla işler duygusal olarak pozitif değilken sana yöneliyor, pozitif olduğunda kayboluyor muhtemelen. Eski erkek arkadaş, siz görüşmeye başladıktan 3 hafta sonra aramamıştır. Arada ulaşıyordur. Muhtemelen ortadan kaybolduğu 2 hafta araları pozitifti sonra negatif oldu ve sana ulaştı.

Bu tür ikili oynaması da, kızın iyi bir kız arkadaş olmak için yeterli kendine güvene sahip olmadığına işaret. Ya seninle, ya da onunla görüşmemesi lazımdı.

Senin ona ulaşmaman ve 2 hafta kendi haline bırakman iyi olmuş. Eski erkek arkadaşı ile iyiyken senin onun peşinden koşman komik duruma düşmene neden olacaktı.

Sinemadan sonra bana gittik ve beraber olduk. Bu arada ilk 3 hafta buluşmalarımızda da beraber olmaya başlamıştık. Sonra, hanımefendi yine 5-6 gün ortadan kayboldu ve bana mesaj attığında da, “buna devam etmek istediğinden emin misin?” yazdı. “Doğru kişiye mi attın? Neye devam etmek?” diye cevapladım. “Şu an kimseye ilişki sözü veremem” dedi.

Dikkat et, “sana” değil “kimseye”. Sen ve eski erkek arkadaş varsınız ama belki sadece 2 kişi ile görüşmüyor.

Ben de “ben de başkaları ile görüşüyorum, iyi kızsın hoş kızsın ama eski erkek arkadaşın hala hayatında ve bu üçgene bir köşe olmak da ne bileyim bana göre değil gibi” dedim.

Belki dörtgen, belki beşgen 🙂 

“Yani?” dedi. “Yani seninle görüşmek istiyorum ama bu durumda ilerde bile seninle ciddi bir ilişki ister miyim bilmiyorum” dedim.

Şu an ağlıyorum biliyor musun? Çok gusel. Çok gusel. 

Sonra biraz oyuncu bir tavırla, “sen beni kazanmak için çabalarsan bu değişir belki, bakarız ;)” yazdım.

Gel el vereyim yeni site aç.

Öhö. Neyse şimdi yorumlamaya devam edeyim. Kız aslında sana diyor ki, “seninle görüşmek istiyorum ama bana fazla kapılma, soğurum senden”. Sana yardım ediyor aslında. Belki sende ona karşı fazla ilişki önceliği gördü ya da diğer %97 böyle olduğundan senin de öyle olacağını varsayıyor. Ya da belki ortadan kaybolmalarını takmadığın için sana meydan okuyor ya da seni manipüle ediyor.

Bazen kızlar sizin zayıf olduğunuzu varsayarlar. Sizin bir şey yaptığınızdan değil, karşılarına çıkan adamların ezici çoğunluğu böyle olduğundan.

Tam alakalı değil ama bir hikaye aklıma geldi. Yıllar önce kendisine ilgim sıfır olan bir arkadaşım vardı. Bu kızın inanılmaz cool ve arkadaş takılan bir kankası, bir gece bu kızda kalmış ve kıza çok kepaze bir şekilde açılıp ağlamaklı bir şekilde ilanı aşklar yapmış. Kız bunu bana anlatırken biraz da travma yüzünden “sen de beni sevmiyorsun değil mi Mahmut?” demişti. Ben de “sevmek ne demek, seni pembe panjurlu evimizde evire çevire yalama hayalleri içinde yüzüyorum … gerizekalı gerizekalı konuşma” diye dalga geçmiştim (kız çok samimi bir arkadaşımızdı ve 20 sene önceydi, bu laflar çok samimi olmadığınız bir kızla 2020’lerde başınıza iş açabilir haberiniz olsun :)) Yani birden bir varsayım ile beni de test etmişti ama benim kıza bir duygum yoktu. O adam gibi teke tek buluştuğumuz da nadirdi.

Kız sizin zayıf olduğunuzu varsayabilir ama bu dert değil. İlk testinde öyle olmadığınızı anlar. Tabii gerçekten öyle değilseniz.

Bana benden başka kimseyle yatmadığını söyledi ama bu kızı ilerde çok istese bile kız arkadaşım yapar mıyım? Tam emin değilim aslında.

Bir kızla çıkmaya başladığınızda paralelde başka bir erkekle duygusal veya cinsel bir şey yaşaması, birçok erkek için sonradan o kız kendisini çok istese de kabul etmesi zor bir şey. 

Ama tabak yapacaksan, başkalarıyla görüşmesi dert değil. 

Bazen bana eski erkek arkadaşından bahsediyor.

Sana bunu söylüyorsa bunu önemsemene gerek yok. Görüştüğün her kızla kız arkadaşın olarak görüşme zorunluluğun yok. “Ben de başkalarıyla görüşüyorum ama seninleyken senden başkası yok o nedenle benimleyken başkasından konuşma” de geç.

Arada çok kötü oluyorum.

Ver o eli geri 😀 Böyle bir kızla görüşeceksen, bunu yapamazsın. Çaktırmadan bırakıp git daha iyi. Bu anlar senin bu kıza fazla kapıldığına işaret.

Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı diye kendimi aşağı görüyorum.

Nein. Şimdi biliyorum bizim camiada “yeterince alfa olsaydın, yeterince hay veluyun batsın men olsaydın, her şeyi bırakır senin peşinde koşardı” diye atlayacak bir sürü düz adam var. Ama eski erkek arkadaşla aralarında duygusal yatırım hala yüksek ve sen kızla bu olay bitmeden tanıştın. Olay bu. Seni bu adama ya da belki diğer adamlara tercih etmemesi bu aptal dönemin eseri.

Çekicin çivi çakma sorununa çözüm olduğunu öğrendikten sonra, her gördüğünüz sorunun kafasına çekiç indirmeyin. Her yerde hipergami görmeyin.

Şimdi asıl konuya geleyim. “Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı” düşüncesi buram buram özgüven eksikliği kokuyor.

Burada sen umarım bu kız benden hoşlanır, beni seçer zihin yapısında davranıyorsun. Bu, özgüvenmenin tam tersi ve özgüven de bir kadının bir erkekte çekici bulduğu özelliklerin en önemlilerinden birisi. Aynı zamanda tabii ki özgüven eksikliği, bir kadının, az çok ilgilendiği bir erkekte en itici bulduğu özelliklerden birisi.

Yani hoşuna giden bir kadınla görüşmeye başladığında, onun kalbini ve ilgisini kazanacağını, başkalarını değil de seni seçmesini düşünüyorsan, genellikle bu kadına karşı aşırı “iyi” çocuk olursun, fazla iltifat etmeye başlarsın, kadına fazla ulaşmaya başlarsın. Konuşma şeklin ve davranışların fazlaca yumuşar ve sürekli olarak kadından daha değersizmişsin, onu hak etmiyormuşsun sinyalleri vermeye başlarsın. Kadınlar erkekte özgüven aradıkları ve aslında buna ihtiyaç duydukları için, sürekli olarak özgüven eksikliği sergilemeye başladığında, sana olan ilgisi de sönmeye başlar. Özellikle de çevresinde özgüven konusunda bir eksiği olmayan başka erkekler varsa. Bunun sonucu genellikle friendzone diyarıdır. “Elektrik alamıyorum”, “bir şeyler eksik”, “seni arkadaş olarak görüyorum”, “sorun sende değil bende” veya benim favorim olan “benden daha iyilerine layıksın” gibi sözlerdir.

Burada popüler kültürün de suçu büyük. Filmlere ve dizilere baktığınızda, bu yapımlar erkekleri, hoşlandıkları kadınlara anneleri ya da terapistleri gibi davranmalarını söylüyorlar. Oysa maskülen olan, güçlü olan taraf sensin ya da en azından sen olmalısın. Aksi taktirde, cinsel, maskülen – feminen zıtlığı ters yüz edersin.

Doğru zihin yapısı ise, normalde onun da seni kazanması gerektiğini düşünmen. Burada ise kız daha fazla uğraşmalı. Bu sayede de konuşmanın, duruşunun ve davranışlarının dengeli ve özgüven dolu olması kaçınılmaz.  

Kadın erkek ilişkilerinde erkek için hipergami karmaşasına girmeden bilmesi gereken en basit ama en önemli iki kuralı, ilk iki kuralı unutma:

  1. İtici olma.
  2. Çekici ol.

Bu kız duygusal olarak bana açık değil sanırım.

Evet. 5 senelik duygusal yatırım sonrası ayrılık olmuş ve yeni olmuş. Bu kadar uzun ilişkiden duygusal kopuş aylar sürebilir. Şu aşamada 3 haftalık “bu kızdan kız arkadaş olur” hayalini savuşturup, umursamaz olman lazım. 

Bundan sonra nasıl hareket etmeliyim?

Şimdi gel el al dedik ama ciddi problemli sorular sormaya başladın 🙂 Dediklerin lafta kalmasın. Başka kızlarla görüşmen yalan bile olsa gerçek haline getir. Bu kızla sadece ciddi olmayan ilişkide olman lazım. Ama bu kızın eskisi ile görüşmesi seni çok rahatsız ediyorsa, yanlış zihin yapısındasın ve bu kızı bırak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Bir daha onun gibisini bulamayacağını sanmak

Ayrılık sonrası terk edilenlerden en çok duyduğum şeylerden birisi, bir daha onun gibisini bulamayacağım korkusu. “Eski sevgilimden sonra başka kızlarla görüşmeye çalışıyorum ama başka kızlara karşı bir isteğim yok”. Ya da, “kimseye karşı aynı duyguları hissedemiyorum”.

Şimdi “bir daha onun gibisini bulamayacağım” diyenlerin çoğunun aslında gerçek bir denemesi falan yok. Piyasaya yeniden çıkmaktan korkuyorlar ve piyasada aslında hemen hemen kimse ile görüşmemişken ya da ilk bir iki görüşmesi doğal bir şekilde sonuca ulaşmadıklarında, hemen havlu atmak istiyorlar. Ama bunun dışındaki nedenleri de sıralamak istiyorum. Özellikle sonuncusu çoğu insanın pek bilmediği bir gerçek.

Henüz erken olması

Uzun süreli bir ilişkiden, özellikle de 1 sene ve üstü olanından sonra, hemen piyasaya çıkmanız ve birini bulmanız gerekmiyor. Tam tersi, ayrılıktan hemen sonraki ilk 2 ayda, piyasaya çıkmama isteğiniz ve bu konuda kilitlenmeniz normal. Özellikle ilk 1 ya da 1.5 ay, kendinizi piyasaya çıkmaya zorlamayın. Hayatınızın başka alanlarına odaklanın ve eğer böyle bir uğraşınız yoksa, kendinizi sosyal bir aktivite bulup onu yapmaya zorlayın. Özellikle çiviyi çiviyle sökme peşine düşmeyin zira kendinizi çiviyi çiviyle sökmeye zorlarsanız, çiviye bağımlı olursunuz.

Eski sevgiliye devamlı duygusal yatırım yapılması 

Uzun süreli ilişki sonrası 1-3 ay kendini toparlamaya odaklanıp gerçekten kendini zorlayarak piyasaya çıkanları konuşursak, bu insanlar bile yukarıdaki gibi yakınıyorlar. Şimdi bunun bir sebebi, hala eski sevgililerine zihinsel ve duygusal yatırıma devam etmeleri. Bir kişiye başarısız bir şekilde zihinsel ve duygusal yatırım yapmaya devam ederseniz, başka kadınlara ilgi duyacak enerjiniz kalmaz. Aslında peşinde koştuğunuz ya da uzaktan hakkında gündüz düşleri kurduğunuz bir kadına bile biraz fazla duygusal yatırım yapın, başka kadınlara karşı bir “isteksizlik” ortaya çıkacaktır.

Eski sevgiliye yapılan duygusal yatırıma devam etmek, eski sevgiliyi gerçekte olduğu kişiden ziyade, daha üst seviyede bir hayali ideale dönüştürür. Gerçek kadınlar, idealize edilmiş bir hayal ile kapışamayacaklarından, diğer kadınlara karşı isteksizlik oluşacaktır.

Bu arada dikkat edin, duygusal yatırım yapmak değil, yapmaya devam etmek dedim. Zira bunu sürekli yapıyor olmanız dert ve bu yatırımın fişini çektiğiniz an ya da en azından ciddi oranda azalttığınızda, diğer kadınlara ilgi duymak için enerjiniz olmaya, kafanızdaki idealize edilmiş hayal de sönmeye başlar. Tabii uzun süre yatırım yaptıysanız bu zaman alır ama bilmeniz gereken şey, bu isteksizliği siz düzenli olarak besliyorsunuz ve beslemeyi bıraktıktan bir süre sonra, isteksizlik de ortadan kalkacak.

Uzun süreli için uyumlu insanlarla birliktelik sıklığı 

Şimdi burada birçok kez, dışarıda milyonlarca kadın olduğundan ve kendinizi, sizi istemeyen bir kadına mahkum hissetmenizin saçmalığından bahsettik. Ama gerçek şu ki, dışarda karşılıklı uyumlu ve istekli olabileceğiniz, uzun süreli ilişkide oldukça iyi bir bağ geliştirebileceğiniz milyonlarca kadın olsa da, bu kadınların sizden coğrafi uzaklığını göz önüne alırsak, böyle bir kadınla senede veya bir iki senede bir karşılaşırsınız. O da piyasada ve sosyal hayatta aktifseniz. Yoksa görece münzevi ve çekingen bir erkek, reddedilme korkusunu aşamamış iyi çocuk için bu, 2-4 senede bir olur. Aslına bakarsanız oneitis bağlanmasının nedenlerinden biri de bu. Erkeklerin büyük çoğunluğu, tamamen yaşam stilleri ve kişiliklerinden dolayı, yoğun duygu bağı oluşturdukları kadınlara 3-4 senede bir ulaşıyorlar. Yani 20’lerinde 2-3 kadından bahsediyoruz. Böyle olunca da, bulduklarına yapışmaya meyilli oluyorlar.

Bu bilgiyi nasıl kullanacaksınız. Bazı arkadaşlar, ayrılıktan 3-4 ay sonra piyasaya çıktıklarında, 2-3 kızla görüştüm, aynısını hissetmiyorum diye havlu atıyorlar. Havlu atma sebepleri, 2-3 kızla bir şey hissetmemeleri değil, artık böyle bir hisse bir daha ulaşamayacaklarını düşünmeleri. Oysa dediğim gibi, o his 1 – 1.5 senede bir olacak. Yani ileride de var ama öyle 3-4 ayda karşılaşmayacaksınız.

Birçok erkek de, iki sevgili arasındaki bu 1 – 1.5 senelik boşluğu “bekarım, özgürüm, bir daha bağlanmadan hayatımı yaşayayım” şeklinde olumlu görmek yerine “bitti, bir daha asla olmayacak, onun gibisini bulamam” kaygısı ile dolmaya meyilli. Oysa olumlu görüş gerçeğe daha yakın olan zira benim eski sevgili konusunda görüşme yaptığım ve ilk aradıklarında onu unutamıyorum diyen adamların hemen hemen tamamı, 6 – 12 ay sonra görüşürsek başka bir kadın hakkında konuşmak için arıyorlar. Sizin senaryonuz gerçeklikten çok daha uzak.

Tabii ki burada bizim takipçilerden bahsediyorum. Eğer kendinizi izole eder, sosyal hayattan uzak durur ve reddedilme korkusu yüzünden kadınlara yürüyemezseniz, iki yoğun his dolu ilişki arasındaki süre 3-4 yıl olabilir. Bunu yapmayın. Kendinizi aşamalı olarak depresif bir içe kapanmaya karşı koyacak şekilde zorlayın:

  1. Önce kendi hayatınızda birkaç şeye odaklanmaya zorlayın.
  2. İlk 2-3 haftadan sonra kendinizi aktivite merkezli sosyal hayata zorlayın, eğer zaten böyle bir sosyal hayatınız varsa belki buna biraz daha fazla zaman ayırın. Çoğu erkeğin böyle bir sosyal hayatı yok.
  3. İlk 1-2 aydan sonra kendinizi kadın erkek ilişkilerine zorlayın.

Daha önce birçok yazıda belirttiğim gibi, bunları yapmaya isteğinizin gelmesini beklemeyin. Zira siz önce istek gelecek, sonra yapacağım sansanız da, önce kendinizi bunlara zorlayacaksınız ve sonra istek gelecek.  

Şu uyarıyı da yapayım: Kendinizi yukarıdaki üç adıma zorlamazsanız genelde olan şey, gerçekten uyumlu biri ile karşılaştığınızda, paslanmış, sıkıcı ve renksiz bir yarı depresif erkek olmanız, uzun süreli sosyal, duygusal ve cinsel açlık ile kıza fazla yapışmanız ve o kızın sizi beğenmeyip bırakması. Bu çok acıklı. İlk iki adımla kabuğunuza çekilmeyi engelleyin, üçüncü adımla da ilişki hayatınızda ileri doğru hareket edin.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

No contact kuralı tavsiyesi – Acil durumlarda aranacak kişi atanması

Terk edilerek ayrılık durumunda, eski sevgilinize no contact kuralı uygulamanız gerektiğini birçok yazıda dile getirdik. No contact sürecinin zor bir süreç olduğunu biliyoruz ama doğru olan hangi yol kolay ki?

İletişimi kes süreci, eğer eski sevgilinizin geri dönmesini istiyorsanız, ayrılık acısını henüz atlatamadıysanız yani özellikle ilk haftalarında ve aylarında, obsesif kompulsif bozukluğa benziyor.  Eski sevgili zihni takıntılı bir şekilde dolduruyor ve bunun sonucunda kişi kaygı ile doluyor. Sonra bu kaygıyı rahatlatmak için, takıntılı düşüncenin kendisini ittiği şeyi yapıyor ve eski sevgiliye ulaşıyor. Sorun şu ki, bu gerçekten de rahatlatıcı bir şey ama kısa süreli bir rahatlama. Sonrasında büyük oranda hüsrana uğradığı gibi, takıntılı düşünceleri artarak daha kaygılı bir hale geliyor.

Bu eski sevgili ile ilgili takıntılı düşünceler – artan kaygı – eski sevgiliye ulaşarak rahatlama – takıntılı düşüncelerin daha da artması süreci, birçok insana dalgalar halinde geliyor. Bu dalganın tepesinde eğer harekete geçmezlerse, takıntılı düşünce azalıyor ve üç beş dalgadan sonra artık problem olmaktan çıkmaya başlıyor. Fakat bu dalgalara karşı koymak zor. İnsan özellikle kendi başınaysa bunlara karşı koyamayabiliyor.

Benim bu konudaki tavsiyelerimden birisi, güvendiğiniz ve eski sevgilinizle ortak olmayan bir arkadaşınızı ya da akrabanızı, acil durumlarda aranacak biri olarak atamanız. Burada acil durum, eski sevgilinize şiddetli ulaşma arzusunun gelmesi. Bu kişiyle daha önceden sakin kafa ile konuşun ve eski sevgili acil durumunda aramak üzere seni seçtim Pikaçu diye anlatın. Ona, kendisini arayıp da acil durum birader (bu kişi kadın da olabilir ama erkek olması daha iyi) gel beni al, salla, tokatla kendine getir diyeceğinizi söyleyin. Ayrıca ona, “ben ne dersem diyeyim, sen ne düşünürsen düşün, seni aradığımda, beni eski sevgiliye ulaşma kararından vazgeçireceksin tamam mı?” deyin. Filmlerde olur ya, filmin kahramanı insanlara “ben geleceğim ve size şunu şunu diyeceğim ama inanmayın, beni yakalayıp etkisiz hale getirin” der. Aynen öyle. Fight Club filminde anlatıcı Tyler Durden’ı bulmaya çalışırken karakolda polisler ona bunu yapıyordu hatırlarsanız. “Daha önce geldiniz size ne dersem deyim beni etkisiz hale getirin dediniz” diyorlardı. Öyle işte. Bu kısım önemli zira eğer bunu söylemezseniz, eski sevgili acil durum elemanı, gün geldiğinde sizinle gaza gelip, hatta sizi gaza getirip “hacı ara be ne olacak?” durumuna gelebiliyor. Yangını söndüreceğine, yangını körükleyebiliyor.

Bu konuda bir anımı anlatayım. Bu aynı zamanda ayrılık sürecinde, insan beyninin nasıl aptalca oyunlar oynayabileceğine de bir örnek.

Kız arkadaşım, benim evlenmeye niyetim olmadığı için ilişkiyi bitirdi. İnsanlara no contact tavsiyesi veriyorum ama sürecin özellikle başlarda ne kadar zor olduğunu unutmuşum, bu olay bana zorluğu hatırlattı 🙂 Neyse, zor mor ama, kendi tavsiyemi eksiksiz uyguluyorum. Ayrıldıktan kısa bir süre sonra 14 Şubat sevgililer günü geldi. Ben şimdi kızın whatsapp hikayelerine de bakmıyorum ama o küçük yuvarlak fotoğraf var ya, onu görüyorum. Tabii küçük fotodan, asıl fotoğrafın ne olduğunu anlamak çok zor.

14 Şubat hikayesinde böyle iki tane kırmızı, dikdörtgen şeklinde şey, beyaz bir zemin üstünde. Benim yaratıcılıkta sınır tanımayan beynim, bunun bir otelde, sevgililer günü için dekore edilmiş yatak olduğu sonucuna vardı! Kırmızı dikdörtgenler, kırmızı havlular, beyaz zemin de yatak 😀 Kızın böyle bir şey olsa bile paylaşmayacağı gerçeği tabii ki bu “hayal gücünün” içinde boğuldu gitti. Tabii bir kötü oldum, kıza ulaşıp “tamam ayrılmakta haklısın da bu ne lan?” deme isteği geldi geçmiyor, artarak geliyor. Sonunda dayanamadım ve eski sevgili konusunda aranacak acil durum elemanı olarak atadığım Hank Moody’yi aradım. Durumu anlattım dedim beni tut (Hank Türkiye’de değil o nedenle sanal olarak tutması lazım) .

Hank : “Yuh lan Mahmut Abi. Millete tavsiye veriyorsun senin yaptığına bak!”

Mahmut : “Abi işte verdiğim tavsiyeyi uyguluyorum.”

Hank : “Yahu ben sen sallamazsın diyordum.”

Mahmut : “Ben duygusuz psikopat mıyım len nasıl sallamayacağım? Ama ölene kadar no contact, onda inadım inat.”

Neyse bu arama dalgası geçti. Ben de kızın yeni sevgili bulup 14 Şubat’ta böyle bir hikaye atmış olabileceği gerçeğini (!) sindirdim. Şimdi olayın komik tarafı şu. Biz kızın araması ve benim buluşma teklifim ile görüştük, yeniden bir araya geldik. O ara tabii Instagramlardan da karşılıklı ekleştik ve ben kızın Instagramına baktım. 14 Şubat’ta, whatsapp’ta gördüğüm ufak temsili fotonun aslını gördüm. 14 Şubat’ta şirketi kıza iki kırmızı zarf vermiş (aslında tüm çalışanlara vermiş). Birinci fotoda bu iki zarf kızın masasında duruyor. Evet benim 14 Şubat, otelde kırmızı havlu diye kurguladığım foto 😀 İkinci fotoda da bunlar açılmış, birinde şirketin kutlama notu var, ikincisinde bir küçük alışveriş kredisi.

Birinci ders, eski sevgilinizi stalklamamanız. Tamam, şimdi ben stalklamıyordum ve şansızlığıma geldi ama stalklarsanız böyle bir duruma çok düşersiniz. Gördüğünüz şeylerden, saçma sapan ve genellikle negatif hikayeler yazıp kendinizi kaygıya boğarsınız.

İkinci ders, o yoğun arama dalgası geldiğinde Hank’i aramasam belki kızı da aramayacak iradeyi gösterirdim. Ama bunu test etmenizi tavsiye etmem. Siz bu elemanı atayın ve şiddetli kaygı durumunda kendisini arayın. Mümkünse sizi gelip alsın ve dışarı çıkarsın.

Üçüncü ders de, yoğun kaygı dalgasını atlattığınızda, atlattığınız kaygı dalgası ne kadar şiddetliyse, takıntılı düşüncelere vurduğu darbe o kadar güçlü oluyor. Maalesef bu iş bir dalgada bitmiyor yani birden bir kaygı dalgası atlattıysanız, bir iki kaygı dalgası daha gelecek, buna hazır olun. Ama öyle onlarca dalga atlatmıyorsunuz ve sonrakiler genelde (benim burada anlattığım bir tetikleyici olmadığı sürece) azalan şiddette geliyorlar. Fakat şunu tekrar tekrar söylemek istiyorum: Kaygı dalgalarını iletişimi kes kuralına sadık kalmadan geçirirseniz, geçici rahatlamanın çekiciliğine kapılırsanız, takıntılı düşünceleriniz, kaygı dalgasının gücü oranında şiddetleniyor.

Bitirmeden bir tavsiye daha vermek istiyorum. Aslında bu konuda bir yazı yazıyorum. Uzun süredir konuştuğum kadın ya da erkek danışanlarda gördüğüm bir kalıp var: Terk edilen kişinin, terk edildiği zaman terk eden hariç ne kadar çok sosyal bağlantısı ve uğraşı varsa, terk edilen kişi (1) terk edeni o kadar az ve kısa süre takıntılı bir şekilde istiyor, (2) kaygı dalgalarına o kadar kolay karşı koyuyor, (3) terk eden o kadar çok oranda geri dönüyor ve (4) terk eden hızlı bir şekilde dönmese bile terk edilen o kadar hızlı bir şekilde yeni birini buluyor. Takıntılı bir şekilde arayan, eski sevgiliye ulaşmama veya onu stalklamama konusunda kendini tutamayan, süreci çok daha uzun ve acılı yaşayanların ortak özelliği (genellikle), terk eden kişi ile ortak sosyalleşmesi hariç fazla sosyal hayatı olmaması. Bu ya ilişki esnasında sosyal hayattan aşamalı olarak kopması ile oluyor, ya da zaten öyle bir sosyal hayatı yok. Böyle biri terk edildiğinde sadece ilişkiden değil, sosyal bağlarından da oluyor ve süreci çok kötü geçiriyor.

Bu nedenle önce sosyal hayatınızı geliştirin tavsiyemi tekrar etmek istiyorum. Ve bu sosyal hayatı ilişkide bırakmayın. İş – (spor salonu) – ev yaşayanlar, bizim site gibi sitelerde maskülenite ve oyun öğrenmesine rağmen tek yaptıkları kişisel gelişim robotuna dönmek olanlar, kadın erkek ilişkilerinde başarısız olmaya devam ediyorlar. Aynı şekilde “adam mavi haplı ama kızlarla daha başarılı” diye gösterilen örneklerin çoğuna baktığımda (özel konuşmalarda instagramlarına yönlendirildiğimde mesela) o adamın bana danışandan çok daha sosyal olduğunu görüyorum. Her zaman değil tabii bazen anlaması zor ama çoğu zaman durum bu