Birden ortadan kaybolan kadın (Vaka Çalışması)

Abi hipergami tarafından ezildiğim bir vaka hakkında sana danışacağım.

Hipergami faydalı bir kavram ama bunu bir ideolojik doktrin haline getirmeyin. Evet kadınlar kendilerinden daha yukarıda bir erkekle birlikte olmak isterler ama hipergami kelimesini kullananların bazıları, bir kadınla her hüsrana uğradıklarında, basit bir şekilde nerelerde itici davrandım da bu oldu diye düşüneceklerine, “hipergami” diyerek kestirip atıyorlar ve bu neredeyse itici davranmak için bir çeşit bahane oluyor. “Tipim iyi, spor yapıyorum, para durumum fena değil ve bu kadar iyi özelliklerime rağmen hipergamiye yenildim”. Birader muhtemelen olay basit: iyi özelliklerinin hepsini çöpe atacak şekilde itici davrandın ya da çok yanlış bir kadını seçiyorsunuz.

Burada yapabileceğin diğer bir hata da, ben (özümde) iticiyim demek. İticiliğinize ego yatırımı yapmayın. İtici davrandım sonuç bu oldu. O zaman çekici davranırsam sonuç değişik olur diye düşünün ve itici yanlarınızı değiştirmeye odaklanın. İki uç düşüncenin de ortak noktası, sizi değişmemeye teşvik etmesi. İşi incel noktasına taşıyanlar oyunun değişmesini istiyorlar, kaderciler de ben böyleyim değişmem diye donup kalıyorlar.

Bakalım sen ne iticilikler yaptın? Ya da belki yanlış kadına yürüdün.

Satış elemanıyım ve ürünümüzü satan birçok mağazayı ziyaret ediyorum. Bir mağazada oldukça güzel bir kız vardı. Kız pozisyonundan dolayı benim amirimmiş gibi davranıyordu. Birgün “sen buranın amiri gibi davranıyorsun yok öyle, gel biraz bana yardım et de biri sana patronluk taslasın” dedim. Çıkışır diye beklerken gülümsedi ve gelip bana yardım etmeye başladı.

Guzel. Çok guzel.

10 dakika kadar bana yardım etti ve ben de şakasına ona patronluk tasladım. Patronum olsan istifa ederdim bu ne ya? diye şakasına protesto etti 🙂 Sanırım güzel bir kız olduğu için herkes aşırı iyi davrandığından, kızın pek alışık olmadığı bir davranıştı.

Muhtemelen. Belki güzel diye patronu bile yaltaklanıyordu.

Ben seni şirketimizde kalmaya ikna ederdim merak etme dedim. Nasıl yapacaksın ki diye sorduğunda da, gitmem lazım ama bir ara bir çay içeriz anlatırım dedim ve ertesi gün iş çıkışına anlaştık.

Kız seni çekici bulduğundan işler kolay olmuş ama senin oyunun ve daha önemlisi duruşun asıl faktör.

Kız buluşmada, gelen satış elemanlarının ara ara kendisine yürüdüğünü ama benim çok farklı olduğumu ve ilk defa satışçılardan biri ile dışarı çıktığını söyledi.

Diğerleri muhtemelen kız güzel diye, kızın patronluk taslamasını alttan alıp yaltaklanıyorlardı.

Öyle buluşmaya başladık abi. 2-3 hafta sürekli olarak peşimde koşan, bana ulaşan taraftı. Hergün olmasa da sıklıkla gün içinde kendinin ya da ilginç şeylerin fotoğraflarını çekip bana atarak da olsa sürekli bana ulaşıyordu.

Güzel. Bu, yüksek ilgi göstergesi.

Sonra birden bire bana ulaşmayı bıraktı. Önce 2-3 kere ben ulaştım ama kısa cevaplarından sonra ben de, itiraf edeyim içim kan ağlayarak, mesaj yazmayı bıraktım. Tam 2 hafta mesaj yazmadı!

İlginç. Farkında olmadan yanlış bir şey söylemediysen, bu genelde eski erkek arkadaş olan üçüncü bir şahıs yüzünden olur. Anladığım kadarıyla kızla birkaç kez buluştunuz ve fazlası yok. Kız arkadaşın değil, adı konmadı. Bu aşamada en iyisi, senin yaptığın gibi kızı kendi haline bırakmaktır. “Ne oldu”, “neyin var” diye sormanın bir gereği yok. Kokusu ortaya çıkar.

En son mesajımdan 2 hafta sonra bana yazdı. Duygusal olarak oldukça yıpratıcı ve geride bırakması gereken şeyler yaşadığını söyledi.

Muhtemelen yeni ayrıldığı ve resme yeniden giren eski erkek arkadaş. Eski erkek arkadaş olayı zordur zira birkaç senelik duygusal yatırımı olan bir adam terk edilmiş ve senin seviyende olmasa bile, duygusal yatırım açısından öndedir. Gerçi kim olursa olsun, bir kadın için başka erkekle rekabete girmen gerekiyorsa,bu rekabete girmemen lazım. Oyunun ne kadar iyi olursa olsun, aklı daha çok başkasında olan kıza oynamak seni küçültür. Bu aşamada kız seni istiyorsa, o sana gelecek, o seni kazanmaya çalışacak. Tersi olmayacak.

Sonunda sinemaya gitmek için buluşabildik.

Bana sen onun için daha fazla adım attın gibi geldi ama bunu yazmamışsın.

5 senelik bir ilişkiden yeni çıktığını ve eski erkek arkadaşının ona ulaşmaya başladığını söyledi.

Evet, eski erkek arkadaşmış. Kızın 2 hafta ortadan kaybolması, onu atlatamadığına işaret. Burada tavsiyem, eski erkek arkadaşı hayatında olan bir kızla, ciddi, tek eşli ilişkiye girmemen. Hayatında olması kızın suçu olmasa bile. Ama burada zaten 2 hafta ortadan kaybolması, kızın adama karşı duygu yüklü olduğuna işaret. Kim terk etti o da önemli ama onu da yazmamışsın. Belki kız söylemedi.

Bu arada nedense birden bire, bu kızın benim hayatımla fazla ilgilenmediğini, sorular sormadığını fark ettim. Ayrıca son 2 hafta ne yaptığımı bile sormadı. Yahu bu da dahil 4 kere buluştuk, yaşımı bile sormadı.

Ayrıca bu eski erkek arkadaş olayını öğrenince, genelde bana çok ulaşmasına rağmen, bazen tamamen ortadan kaybolduğunu hatırladım.

Bu eski erkek arkadaşla işler duygusal olarak pozitif değilken sana yöneliyor, pozitif olduğunda kayboluyor muhtemelen. Eski erkek arkadaş, siz görüşmeye başladıktan 3 hafta sonra aramamıştır. Arada ulaşıyordur. Muhtemelen ortadan kaybolduğu 2 hafta araları pozitifti sonra negatif oldu ve sana ulaştı.

Bu tür ikili oynaması da, kızın iyi bir kız arkadaş olmak için yeterli kendine güvene sahip olmadığına işaret. Ya seninle, ya da onunla görüşmemesi lazımdı.

Senin ona ulaşmaman ve 2 hafta kendi haline bırakman iyi olmuş. Eski erkek arkadaşı ile iyiyken senin onun peşinden koşman komik duruma düşmene neden olacaktı.

Sinemadan sonra bana gittik ve beraber olduk. Bu arada ilk 3 hafta buluşmalarımızda da beraber olmaya başlamıştık. Sonra, hanımefendi yine 5-6 gün ortadan kayboldu ve bana mesaj attığında da, “buna devam etmek istediğinden emin misin?” yazdı. “Doğru kişiye mi attın? Neye devam etmek?” diye cevapladım. “Şu an kimseye ilişki sözü veremem” dedi.

Dikkat et, “sana” değil “kimseye”. Sen ve eski erkek arkadaş varsınız ama belki sadece 2 kişi ile görüşmüyor.

Ben de “ben de başkaları ile görüşüyorum, iyi kızsın hoş kızsın ama eski erkek arkadaşın hala hayatında ve bu üçgene bir köşe olmak da ne bileyim bana göre değil gibi” dedim.

Belki dörtgen, belki beşgen 🙂 

“Yani?” dedi. “Yani seninle görüşmek istiyorum ama bu durumda ilerde bile seninle ciddi bir ilişki ister miyim bilmiyorum” dedim.

Şu an ağlıyorum biliyor musun? Çok gusel. Çok gusel. 

Sonra biraz oyuncu bir tavırla, “sen beni kazanmak için çabalarsan bu değişir belki, bakarız ;)” yazdım.

Gel el vereyim yeni site aç.

Öhö. Neyse şimdi yorumlamaya devam edeyim. Kız aslında sana diyor ki, “seninle görüşmek istiyorum ama bana fazla kapılma, soğurum senden”. Sana yardım ediyor aslında. Belki sende ona karşı fazla ilişki önceliği gördü ya da diğer %97 böyle olduğundan senin de öyle olacağını varsayıyor. Ya da belki ortadan kaybolmalarını takmadığın için sana meydan okuyor ya da seni manipüle ediyor.

Bazen kızlar sizin zayıf olduğunuzu varsayarlar. Sizin bir şey yaptığınızdan değil, karşılarına çıkan adamların ezici çoğunluğu böyle olduğundan.

Tam alakalı değil ama bir hikaye aklıma geldi. Yıllar önce kendisine ilgim sıfır olan bir arkadaşım vardı. Bu kızın inanılmaz cool ve arkadaş takılan bir kankası, bir gece bu kızda kalmış ve kıza çok kepaze bir şekilde açılıp ağlamaklı bir şekilde ilanı aşklar yapmış. Kız bunu bana anlatırken biraz da travma yüzünden “sen de beni sevmiyorsun değil mi Mahmut?” demişti. Ben de “sevmek ne demek, seni pembe panjurlu evimizde evire çevire yalama hayalleri içinde yüzüyorum … gerizekalı gerizekalı konuşma” diye dalga geçmiştim (kız çok samimi bir arkadaşımızdı ve 20 sene önceydi, bu laflar çok samimi olmadığınız bir kızla 2020’lerde başınıza iş açabilir haberiniz olsun :)) Yani birden bir varsayım ile beni de test etmişti ama benim kıza bir duygum yoktu. O adam gibi teke tek buluştuğumuz da nadirdi.

Kız sizin zayıf olduğunuzu varsayabilir ama bu dert değil. İlk testinde öyle olmadığınızı anlar. Tabii gerçekten öyle değilseniz.

Bana benden başka kimseyle yatmadığını söyledi ama bu kızı ilerde çok istese bile kız arkadaşım yapar mıyım? Tam emin değilim aslında.

Bir kızla çıkmaya başladığınızda paralelde başka bir erkekle duygusal veya cinsel bir şey yaşaması, birçok erkek için sonradan o kız kendisini çok istese de kabul etmesi zor bir şey. 

Ama tabak yapacaksan, başkalarıyla görüşmesi dert değil. 

Bazen bana eski erkek arkadaşından bahsediyor.

Sana bunu söylüyorsa bunu önemsemene gerek yok. Görüştüğün her kızla kız arkadaşın olarak görüşme zorunluluğun yok. “Ben de başkalarıyla görüşüyorum ama seninleyken senden başkası yok o nedenle benimleyken başkasından konuşma” de geç.

Arada çok kötü oluyorum.

Ver o eli geri 😀 Böyle bir kızla görüşeceksen, bunu yapamazsın. Çaktırmadan bırakıp git daha iyi. Bu anlar senin bu kıza fazla kapıldığına işaret.

Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı diye kendimi aşağı görüyorum.

Nein. Şimdi biliyorum bizim camiada “yeterince alfa olsaydın, yeterince hay veluyun batsın men olsaydın, her şeyi bırakır senin peşinde koşardı” diye atlayacak bir sürü düz adam var. Ama eski erkek arkadaşla aralarında duygusal yatırım hala yüksek ve sen kızla bu olay bitmeden tanıştın. Olay bu. Seni bu adama ya da belki diğer adamlara tercih etmemesi bu aptal dönemin eseri.

Çekicin çivi çakma sorununa çözüm olduğunu öğrendikten sonra, her gördüğünüz sorunun kafasına çekiç indirmeyin. Her yerde hipergami görmeyin.

Şimdi asıl konuya geleyim. “Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı” düşüncesi buram buram özgüven eksikliği kokuyor.

Burada sen umarım bu kız benden hoşlanır, beni seçer zihin yapısında davranıyorsun. Bu, özgüvenmenin tam tersi ve özgüven de bir kadının bir erkekte çekici bulduğu özelliklerin en önemlilerinden birisi. Aynı zamanda tabii ki özgüven eksikliği, bir kadının, az çok ilgilendiği bir erkekte en itici bulduğu özelliklerden birisi.

Yani hoşuna giden bir kadınla görüşmeye başladığında, onun kalbini ve ilgisini kazanacağını, başkalarını değil de seni seçmesini düşünüyorsan, genellikle bu kadına karşı aşırı “iyi” çocuk olursun, fazla iltifat etmeye başlarsın, kadına fazla ulaşmaya başlarsın. Konuşma şeklin ve davranışların fazlaca yumuşar ve sürekli olarak kadından daha değersizmişsin, onu hak etmiyormuşsun sinyalleri vermeye başlarsın. Kadınlar erkekte özgüven aradıkları ve aslında buna ihtiyaç duydukları için, sürekli olarak özgüven eksikliği sergilemeye başladığında, sana olan ilgisi de sönmeye başlar. Özellikle de çevresinde özgüven konusunda bir eksiği olmayan başka erkekler varsa. Bunun sonucu genellikle friendzone diyarıdır. “Elektrik alamıyorum”, “bir şeyler eksik”, “seni arkadaş olarak görüyorum”, “sorun sende değil bende” veya benim favorim olan “benden daha iyilerine layıksın” gibi sözlerdir.

Burada popüler kültürün de suçu büyük. Filmlere ve dizilere baktığınızda, bu yapımlar erkekleri, hoşlandıkları kadınlara anneleri ya da terapistleri gibi davranmalarını söylüyorlar. Oysa maskülen olan, güçlü olan taraf sensin ya da en azından sen olmalısın. Aksi taktirde, cinsel, maskülen – feminen zıtlığı ters yüz edersin.

Doğru zihin yapısı ise, normalde onun da seni kazanması gerektiğini düşünmen. Burada ise kız daha fazla uğraşmalı. Bu sayede de konuşmanın, duruşunun ve davranışlarının dengeli ve özgüven dolu olması kaçınılmaz.  

Kadın erkek ilişkilerinde erkek için hipergami karmaşasına girmeden bilmesi gereken en basit ama en önemli iki kuralı, ilk iki kuralı unutma:

  1. İtici olma.
  2. Çekici ol.

Bu kız duygusal olarak bana açık değil sanırım.

Evet. 5 senelik duygusal yatırım sonrası ayrılık olmuş ve yeni olmuş. Bu kadar uzun ilişkiden duygusal kopuş aylar sürebilir. Şu aşamada 3 haftalık “bu kızdan kız arkadaş olur” hayalini savuşturup, umursamaz olman lazım. 

Bundan sonra nasıl hareket etmeliyim?

Şimdi gel el al dedik ama ciddi problemli sorular sormaya başladın 🙂 Dediklerin lafta kalmasın. Başka kızlarla görüşmen yalan bile olsa gerçek haline getir. Bu kızla sadece ciddi olmayan ilişkide olman lazım. Ama bu kızın eskisi ile görüşmesi seni çok rahatsız ediyorsa, yanlış zihin yapısındasın ve bu kızı bırak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Bir daha onun gibisini bulamayacağını sanmak

Ayrılık sonrası terk edilenlerden en çok duyduğum şeylerden birisi, bir daha onun gibisini bulamayacağım korkusu. “Eski sevgilimden sonra başka kızlarla görüşmeye çalışıyorum ama başka kızlara karşı bir isteğim yok”. Ya da, “kimseye karşı aynı duyguları hissedemiyorum”.

Şimdi “bir daha onun gibisini bulamayacağım” diyenlerin çoğunun aslında gerçek bir denemesi falan yok. Piyasaya yeniden çıkmaktan korkuyorlar ve piyasada aslında hemen hemen kimse ile görüşmemişken ya da ilk bir iki görüşmesi doğal bir şekilde sonuca ulaşmadıklarında, hemen havlu atmak istiyorlar. Ama bunun dışındaki nedenleri de sıralamak istiyorum. Özellikle sonuncusu çoğu insanın pek bilmediği bir gerçek.

Henüz erken olması

Uzun süreli bir ilişkiden, özellikle de 1 sene ve üstü olanından sonra, hemen piyasaya çıkmanız ve birini bulmanız gerekmiyor. Tam tersi, ayrılıktan hemen sonraki ilk 2 ayda, piyasaya çıkmama isteğiniz ve bu konuda kilitlenmeniz normal. Özellikle ilk 1 ya da 1.5 ay, kendinizi piyasaya çıkmaya zorlamayın. Hayatınızın başka alanlarına odaklanın ve eğer böyle bir uğraşınız yoksa, kendinizi sosyal bir aktivite bulup onu yapmaya zorlayın. Özellikle çiviyi çiviyle sökme peşine düşmeyin zira kendinizi çiviyi çiviyle sökmeye zorlarsanız, çiviye bağımlı olursunuz.

Eski sevgiliye devamlı duygusal yatırım yapılması 

Uzun süreli ilişki sonrası 1-3 ay kendini toparlamaya odaklanıp gerçekten kendini zorlayarak piyasaya çıkanları konuşursak, bu insanlar bile yukarıdaki gibi yakınıyorlar. Şimdi bunun bir sebebi, hala eski sevgililerine zihinsel ve duygusal yatırıma devam etmeleri. Bir kişiye başarısız bir şekilde zihinsel ve duygusal yatırım yapmaya devam ederseniz, başka kadınlara ilgi duyacak enerjiniz kalmaz. Aslında peşinde koştuğunuz ya da uzaktan hakkında gündüz düşleri kurduğunuz bir kadına bile biraz fazla duygusal yatırım yapın, başka kadınlara karşı bir “isteksizlik” ortaya çıkacaktır.

Eski sevgiliye yapılan duygusal yatırıma devam etmek, eski sevgiliyi gerçekte olduğu kişiden ziyade, daha üst seviyede bir hayali ideale dönüştürür. Gerçek kadınlar, idealize edilmiş bir hayal ile kapışamayacaklarından, diğer kadınlara karşı isteksizlik oluşacaktır.

Bu arada dikkat edin, duygusal yatırım yapmak değil, yapmaya devam etmek dedim. Zira bunu sürekli yapıyor olmanız dert ve bu yatırımın fişini çektiğiniz an ya da en azından ciddi oranda azalttığınızda, diğer kadınlara ilgi duymak için enerjiniz olmaya, kafanızdaki idealize edilmiş hayal de sönmeye başlar. Tabii uzun süre yatırım yaptıysanız bu zaman alır ama bilmeniz gereken şey, bu isteksizliği siz düzenli olarak besliyorsunuz ve beslemeyi bıraktıktan bir süre sonra, isteksizlik de ortadan kalkacak.

Uzun süreli için uyumlu insanlarla birliktelik sıklığı 

Şimdi burada birçok kez, dışarıda milyonlarca kadın olduğundan ve kendinizi, sizi istemeyen bir kadına mahkum hissetmenizin saçmalığından bahsettik. Ama gerçek şu ki, dışarda karşılıklı uyumlu ve istekli olabileceğiniz, uzun süreli ilişkide oldukça iyi bir bağ geliştirebileceğiniz milyonlarca kadın olsa da, bu kadınların sizden coğrafi uzaklığını göz önüne alırsak, böyle bir kadınla senede veya bir iki senede bir karşılaşırsınız. O da piyasada ve sosyal hayatta aktifseniz. Yoksa görece münzevi ve çekingen bir erkek, reddedilme korkusunu aşamamış iyi çocuk için bu, 2-4 senede bir olur. Aslına bakarsanız oneitis bağlanmasının nedenlerinden biri de bu. Erkeklerin büyük çoğunluğu, tamamen yaşam stilleri ve kişiliklerinden dolayı, yoğun duygu bağı oluşturdukları kadınlara 3-4 senede bir ulaşıyorlar. Yani 20’lerinde 2-3 kadından bahsediyoruz. Böyle olunca da, bulduklarına yapışmaya meyilli oluyorlar.

Bu bilgiyi nasıl kullanacaksınız. Bazı arkadaşlar, ayrılıktan 3-4 ay sonra piyasaya çıktıklarında, 2-3 kızla görüştüm, aynısını hissetmiyorum diye havlu atıyorlar. Havlu atma sebepleri, 2-3 kızla bir şey hissetmemeleri değil, artık böyle bir hisse bir daha ulaşamayacaklarını düşünmeleri. Oysa dediğim gibi, o his 1 – 1.5 senede bir olacak. Yani ileride de var ama öyle 3-4 ayda karşılaşmayacaksınız.

Birçok erkek de, iki sevgili arasındaki bu 1 – 1.5 senelik boşluğu “bekarım, özgürüm, bir daha bağlanmadan hayatımı yaşayayım” şeklinde olumlu görmek yerine “bitti, bir daha asla olmayacak, onun gibisini bulamam” kaygısı ile dolmaya meyilli. Oysa olumlu görüş gerçeğe daha yakın olan zira benim eski sevgili konusunda görüşme yaptığım ve ilk aradıklarında onu unutamıyorum diyen adamların hemen hemen tamamı, 6 – 12 ay sonra görüşürsek başka bir kadın hakkında konuşmak için arıyorlar. Sizin senaryonuz gerçeklikten çok daha uzak.

Tabii ki burada bizim takipçilerden bahsediyorum. Eğer kendinizi izole eder, sosyal hayattan uzak durur ve reddedilme korkusu yüzünden kadınlara yürüyemezseniz, iki yoğun his dolu ilişki arasındaki süre 3-4 yıl olabilir. Bunu yapmayın. Kendinizi aşamalı olarak depresif bir içe kapanmaya karşı koyacak şekilde zorlayın:

  1. Önce kendi hayatınızda birkaç şeye odaklanmaya zorlayın.
  2. İlk 2-3 haftadan sonra kendinizi aktivite merkezli sosyal hayata zorlayın, eğer zaten böyle bir sosyal hayatınız varsa belki buna biraz daha fazla zaman ayırın. Çoğu erkeğin böyle bir sosyal hayatı yok.
  3. İlk 1-2 aydan sonra kendinizi kadın erkek ilişkilerine zorlayın.

Daha önce birçok yazıda belirttiğim gibi, bunları yapmaya isteğinizin gelmesini beklemeyin. Zira siz önce istek gelecek, sonra yapacağım sansanız da, önce kendinizi bunlara zorlayacaksınız ve sonra istek gelecek.  

Şu uyarıyı da yapayım: Kendinizi yukarıdaki üç adıma zorlamazsanız genelde olan şey, gerçekten uyumlu biri ile karşılaştığınızda, paslanmış, sıkıcı ve renksiz bir yarı depresif erkek olmanız, uzun süreli sosyal, duygusal ve cinsel açlık ile kıza fazla yapışmanız ve o kızın sizi beğenmeyip bırakması. Bu çok acıklı. İlk iki adımla kabuğunuza çekilmeyi engelleyin, üçüncü adımla da ilişki hayatınızda ileri doğru hareket edin.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

No contact kuralı tavsiyesi – Acil durumlarda aranacak kişi atanması

Terk edilerek ayrılık durumunda, eski sevgilinize no contact kuralı uygulamanız gerektiğini birçok yazıda dile getirdik. No contact sürecinin zor bir süreç olduğunu biliyoruz ama doğru olan hangi yol kolay ki?

İletişimi kes süreci, eğer eski sevgilinizin geri dönmesini istiyorsanız, ayrılık acısını henüz atlatamadıysanız yani özellikle ilk haftalarında ve aylarında, obsesif kompulsif bozukluğa benziyor.  Eski sevgili zihni takıntılı bir şekilde dolduruyor ve bunun sonucunda kişi kaygı ile doluyor. Sonra bu kaygıyı rahatlatmak için, takıntılı düşüncenin kendisini ittiği şeyi yapıyor ve eski sevgiliye ulaşıyor. Sorun şu ki, bu gerçekten de rahatlatıcı bir şey ama kısa süreli bir rahatlama. Sonrasında büyük oranda hüsrana uğradığı gibi, takıntılı düşünceleri artarak daha kaygılı bir hale geliyor.

Bu eski sevgili ile ilgili takıntılı düşünceler – artan kaygı – eski sevgiliye ulaşarak rahatlama – takıntılı düşüncelerin daha da artması süreci, birçok insana dalgalar halinde geliyor. Bu dalganın tepesinde eğer harekete geçmezlerse, takıntılı düşünce azalıyor ve üç beş dalgadan sonra artık problem olmaktan çıkmaya başlıyor. Fakat bu dalgalara karşı koymak zor. İnsan özellikle kendi başınaysa bunlara karşı koyamayabiliyor.

Benim bu konudaki tavsiyelerimden birisi, güvendiğiniz ve eski sevgilinizle ortak olmayan bir arkadaşınızı ya da akrabanızı, acil durumlarda aranacak biri olarak atamanız. Burada acil durum, eski sevgilinize şiddetli ulaşma arzusunun gelmesi. Bu kişiyle daha önceden sakin kafa ile konuşun ve eski sevgili acil durumunda aramak üzere seni seçtim Pikaçu diye anlatın. Ona, kendisini arayıp da acil durum birader (bu kişi kadın da olabilir ama erkek olması daha iyi) gel beni al, salla, tokatla kendine getir diyeceğinizi söyleyin. Ayrıca ona, “ben ne dersem diyeyim, sen ne düşünürsen düşün, seni aradığımda, beni eski sevgiliye ulaşma kararından vazgeçireceksin tamam mı?” deyin. Filmlerde olur ya, filmin kahramanı insanlara “ben geleceğim ve size şunu şunu diyeceğim ama inanmayın, beni yakalayıp etkisiz hale getirin” der. Aynen öyle. Fight Club filminde anlatıcı Tyler Durden’ı bulmaya çalışırken karakolda polisler ona bunu yapıyordu hatırlarsanız. “Daha önce geldiniz size ne dersem deyim beni etkisiz hale getirin dediniz” diyorlardı. Öyle işte. Bu kısım önemli zira eğer bunu söylemezseniz, eski sevgili acil durum elemanı, gün geldiğinde sizinle gaza gelip, hatta sizi gaza getirip “hacı ara be ne olacak?” durumuna gelebiliyor. Yangını söndüreceğine, yangını körükleyebiliyor.

Bu konuda bir anımı anlatayım. Bu aynı zamanda ayrılık sürecinde, insan beyninin nasıl aptalca oyunlar oynayabileceğine de bir örnek.

Kız arkadaşım, benim evlenmeye niyetim olmadığı için ilişkiyi bitirdi. İnsanlara no contact tavsiyesi veriyorum ama sürecin özellikle başlarda ne kadar zor olduğunu unutmuşum, bu olay bana zorluğu hatırlattı 🙂 Neyse, zor mor ama, kendi tavsiyemi eksiksiz uyguluyorum. Ayrıldıktan kısa bir süre sonra 14 Şubat sevgililer günü geldi. Ben şimdi kızın whatsapp hikayelerine de bakmıyorum ama o küçük yuvarlak fotoğraf var ya, onu görüyorum. Tabii küçük fotodan, asıl fotoğrafın ne olduğunu anlamak çok zor.

14 Şubat hikayesinde böyle iki tane kırmızı, dikdörtgen şeklinde şey, beyaz bir zemin üstünde. Benim yaratıcılıkta sınır tanımayan beynim, bunun bir otelde, sevgililer günü için dekore edilmiş yatak olduğu sonucuna vardı! Kırmızı dikdörtgenler, kırmızı havlular, beyaz zemin de yatak 😀 Kızın böyle bir şey olsa bile paylaşmayacağı gerçeği tabii ki bu “hayal gücünün” içinde boğuldu gitti. Tabii bir kötü oldum, kıza ulaşıp “tamam ayrılmakta haklısın da bu ne lan?” deme isteği geldi geçmiyor, artarak geliyor. Sonunda dayanamadım ve eski sevgili konusunda aranacak acil durum elemanı olarak atadığım Hank Moody’yi aradım. Durumu anlattım dedim beni tut (Hank Türkiye’de değil o nedenle sanal olarak tutması lazım) .

Hank : “Yuh lan Mahmut Abi. Millete tavsiye veriyorsun senin yaptığına bak!”

Mahmut : “Abi işte verdiğim tavsiyeyi uyguluyorum.”

Hank : “Yahu ben sen sallamazsın diyordum.”

Mahmut : “Ben duygusuz psikopat mıyım len nasıl sallamayacağım? Ama ölene kadar no contact, onda inadım inat.”

Neyse bu arama dalgası geçti. Ben de kızın yeni sevgili bulup 14 Şubat’ta böyle bir hikaye atmış olabileceği gerçeğini (!) sindirdim. Şimdi olayın komik tarafı şu. Biz kızın araması ve benim buluşma teklifim ile görüştük, yeniden bir araya geldik. O ara tabii Instagramlardan da karşılıklı ekleştik ve ben kızın Instagramına baktım. 14 Şubat’ta, whatsapp’ta gördüğüm ufak temsili fotonun aslını gördüm. 14 Şubat’ta şirketi kıza iki kırmızı zarf vermiş (aslında tüm çalışanlara vermiş). Birinci fotoda bu iki zarf kızın masasında duruyor. Evet benim 14 Şubat, otelde kırmızı havlu diye kurguladığım foto 😀 İkinci fotoda da bunlar açılmış, birinde şirketin kutlama notu var, ikincisinde bir küçük alışveriş kredisi.

Birinci ders, eski sevgilinizi stalklamamanız. Tamam, şimdi ben stalklamıyordum ve şansızlığıma geldi ama stalklarsanız böyle bir duruma çok düşersiniz. Gördüğünüz şeylerden, saçma sapan ve genellikle negatif hikayeler yazıp kendinizi kaygıya boğarsınız.

İkinci ders, o yoğun arama dalgası geldiğinde Hank’i aramasam belki kızı da aramayacak iradeyi gösterirdim. Ama bunu test etmenizi tavsiye etmem. Siz bu elemanı atayın ve şiddetli kaygı durumunda kendisini arayın. Mümkünse sizi gelip alsın ve dışarı çıkarsın.

Üçüncü ders de, yoğun kaygı dalgasını atlattığınızda, atlattığınız kaygı dalgası ne kadar şiddetliyse, takıntılı düşüncelere vurduğu darbe o kadar güçlü oluyor. Maalesef bu iş bir dalgada bitmiyor yani birden bir kaygı dalgası atlattıysanız, bir iki kaygı dalgası daha gelecek, buna hazır olun. Ama öyle onlarca dalga atlatmıyorsunuz ve sonrakiler genelde (benim burada anlattığım bir tetikleyici olmadığı sürece) azalan şiddette geliyorlar. Fakat şunu tekrar tekrar söylemek istiyorum: Kaygı dalgalarını iletişimi kes kuralına sadık kalmadan geçirirseniz, geçici rahatlamanın çekiciliğine kapılırsanız, takıntılı düşünceleriniz, kaygı dalgasının gücü oranında şiddetleniyor.

Bitirmeden bir tavsiye daha vermek istiyorum. Aslında bu konuda bir yazı yazıyorum. Uzun süredir konuştuğum kadın ya da erkek danışanlarda gördüğüm bir kalıp var: Terk edilen kişinin, terk edildiği zaman terk eden hariç ne kadar çok sosyal bağlantısı ve uğraşı varsa, terk edilen kişi (1) terk edeni o kadar az ve kısa süre takıntılı bir şekilde istiyor, (2) kaygı dalgalarına o kadar kolay karşı koyuyor, (3) terk eden o kadar çok oranda geri dönüyor ve (4) terk eden hızlı bir şekilde dönmese bile terk edilen o kadar hızlı bir şekilde yeni birini buluyor. Takıntılı bir şekilde arayan, eski sevgiliye ulaşmama veya onu stalklamama konusunda kendini tutamayan, süreci çok daha uzun ve acılı yaşayanların ortak özelliği (genellikle), terk eden kişi ile ortak sosyalleşmesi hariç fazla sosyal hayatı olmaması. Bu ya ilişki esnasında sosyal hayattan aşamalı olarak kopması ile oluyor, ya da zaten öyle bir sosyal hayatı yok. Böyle biri terk edildiğinde sadece ilişkiden değil, sosyal bağlarından da oluyor ve süreci çok kötü geçiriyor.

Bu nedenle önce sosyal hayatınızı geliştirin tavsiyemi tekrar etmek istiyorum. Ve bu sosyal hayatı ilişkide bırakmayın. İş – (spor salonu) – ev yaşayanlar, bizim site gibi sitelerde maskülenite ve oyun öğrenmesine rağmen tek yaptıkları kişisel gelişim robotuna dönmek olanlar, kadın erkek ilişkilerinde başarısız olmaya devam ediyorlar. Aynı şekilde “adam mavi haplı ama kızlarla daha başarılı” diye gösterilen örneklerin çoğuna baktığımda (özel konuşmalarda instagramlarına yönlendirildiğimde mesela) o adamın bana danışandan çok daha sosyal olduğunu görüyorum. Her zaman değil tabii bazen anlaması zor ama çoğu zaman durum bu

Kırmızı alarmları abartmayın

Bizim camiada erkeklere kadın erkek ilişkisi tavsiyesi verirken kırmızı bayraklardan (red flag) çok fazla bahsediliyor. Fakat bu bazen hem anlatanlar hem de dinleyenler tarafından tamamen bağlamdan çıkarılabildiği için, birçok genç erkek bir kadına karşı olması gerekenden çok daha katı ve seçici oluyor ve boşu boşuna birçok kadını eliyor.

Arkadaşlar, sadece görüştüğünüz ve belki de kendisi ile görüşürken başkaları ile görüşeceğiniz kadına, uzun süreli ciddi ilişki kriterleri koyarsanız ya da uzun süreli ilişkinize çocuklarınızın anası olacak kadın kriteri koyarsanız, boşu boşuna yalnız kalabilirsiniz.

Örneğin, bizim camiada kızın birinci önceliği değilsen kızı nextle lafını çok duyuyorum. Bazen yorumlarda veya erkek adam dışında yerlerde bu “bilge” tavsiyeyi çok görüyorum. Arkadaşlar bu kriter, uzun süreli ciddi ilişkiye gireceğiniz kadın için geçerli, henüz Instagram’dan mesajlaştığınız ya da paralel görüştüğünüz kadınlardan biri için değil.

Adam bana  daha önce Instagram’dan mesajlaşıp buluştuğu kızın, bir süre sonra birden ortadan kaybolduğunu, muhtemelen başka bir erkeği seçtiğini söylüyor. Sonra da diyor ki, “abi kız bana ulaşmaya başladı ama ben onu başımdan savdım.” Sebep? “İlk tercihi olmadığım kızla neden buluşacağım?”

Dur bakalım neden buluşacaksın. İyi vakit geçirmek için mesela. Sevişmek için mesela? Belki ciddi olmayan ilişki için (tek eşlisi de dahil). Neden her kızın bir numarası olacaksınız ki? Her kızı bilinçaltında sonsuza kadar mutlu yaşadılar prenses adayınız olarak gördüğünüz için olmasın?

Geçenlerde bir yorumda yazmıştım. Bir arkadaş yorumlara tabak çevirdiğini ve karşılaştığı kızların tabak çevirip durduğunu görünce kadınlardan soğuduğunu, ilişkilik kızın çok az olduğunu yazmıştı. Ben de ona tabak çevirmeyi bir harem oluşturmak gibi pazarlayan guruların olduğunu, bu guruların ya tabak çevirmekten bi haber olduklarını ya da erkeklerin fantezilerine oynamak için yalan söylediklerini yazmıştım. Tabak çevirme modunda olduğunuzda karşınıza daha çok tabak çeviren kızlar çıkar. Siz de onların tabağı olursunuz. Tabak çevirme bir alfanın haremi değil, büyük bir zaman ve mekana yayılmış bir orgydir arkadaşlar. Bu moddayken belli bir kadın tipine maruz kalırsınız ve o kadınlardan genel kadın tahlili yapacaksanız vay sizin halinize. Tabii ki tabak çevirirken karşınıza normal kızlar da çok çıkar ama karşınıza çıkan kızların çoğu bu modda olmayacaktır. Siz artık uzun süreli ilişki lazım dediğiniz yerde karşınıza daha uzun süreli ilişkilik kızlar daha çok çıkmaya başlar.

Bunu anlatma sebebim, eğer sadece uzun süreli, ciddi ilişkim olacak demiyorsanız, sizi ara ara ikinci plana atan ama sonra yine birinci plana alan kızlarla görüşün. Siz onları ısrarla birinci plana çıkmaya çalışana kadar ikinci planda tutun yeter. 21 yaşında 30 adamla yatmış kızla da görüşün, boydan boya dövmesi olan kızla da. “Kırmızı alarm var olmaaaz”, “birinci plana koymadı bileti kesile”, “başkasını da görüyormuş zindana atıla” diye giderseniz boş yere yalnız kalırsınız.

Size tavsiyem uzun süreli ilişkilerinize bile her zaman çocuklarımın anası olacak kadın kriteri koymayın. Biraz hayatın tadını çıkarın. Bu konuda en iyi örneklerden biri, bizim kayıp yazar Hank Moody’nin bir seneye yakın süren bir ilişkisi. Hank 21 yaşında çok güzel, oldukça iyi anlaştığı bir kızla çıkmaya başladı ama ilişkinin ilk 4 ayında kızın pek de sağlam ayak olmadığı ortaya çıktı. Bir kere sadece o yaşta 30 adamla yatmış bir kızdı ve ayrıca sürekli olarak telefonu ile uzağa gidip güya annesiyle konuşuyordu. Hank bu kızla 1 sene kadar çıktı taa ki bu kızın telefon konuşmalarının, aslında başka ülkeye göçmüş erkek arkadaşı ile olduğu ortaya çıkana kadar! Hank kızı orada bıraktı ama zaten hiç fazla ciddiye almadığından bırakması kolay oldu.

Şimdi Hank burada benim ciddi olmayan tek eşli ilişki dediğim bir şey yapıyordu. Kızla sevgiliydi ve tek eşli ilişkideydi. Ama kızı çok ciddiye almıyordu yani bir yerde bu kız patlar diyordu. Günümüzde çoğu erkek, bizim takipçilerimiz bile tek eşli ilişki = ciddi ilişki sanıyor. Oysa tek eşli olup çok ciddi olmayabilirsiniz.

Evet Hank bu kızla tek eşli ilişkideyken kızın bir yerde dürtülerine yenileceğini düşünüyordu ama daha da kötüsü kız Hank’i side chick yapmıştı. Şimdi Hank burada aptal yerine konan kişi mi? Hayır. Aptal yerine konan, maalesef kızın erkek arkadaşı. Hank tek eşli ilişkideyken kız tek eşli ilişkide değilmiş. Gerçi erkek arkadaşı ile sanal ilişkiye düşmüşler ama sonuçta kız iki kişiyi aynı anda idare ediyormuş. Hank bunu öğrendiği zaman kızı bıraktı ama sonuçta bunun olabileceğini bekliyordu.

Şimdi o zaman neden tek eşli ilişkidesin birader diyebilirsiniz. Basit. Yoğun çalışan adam, geçmişte tabak çevirme tecrübesi var, kız her türlü ihtiyacını karşılıyor. Tamam geçici ama o süre boyunca sevgili olursun, gittiği yere kadar gider. Çoğu erkek Hank gibi de değil yani öyle kolay kız da bulamıyor.  Mesela Hank çok hızlı kız bulamayan biri olsa, kızla pek kapılmadan eğlence ve seks dolu bir sene geçirmek mi daha iyi, yoksa kritelere uygun değil diye kızı şutlayıp bir sene yalnız kalmak mı?

Biliyorum bazılarınıza bunu anlamak zor geliyor ama bunun sebebi sevgili kurumunu aşırı ciddiye almanızdan. Aldatma yok, tek eşli ilişki var ama adam bunun çok da sürmeyeceğini biliyor. Eğer bu size garip geliyorsa kafanızın bir yerinde hala sevgiliniz ile happily ever after kafasında olduğuna işaret.

Hank’in yaptığını ben yapar mıydım? Yapardım ve yaptım. Örneğin oldukça “eller havaya” bir kızla kısa süre beraber olmuştum. Kız güzeldi, çok iyi seks ilişkimiz vardı, iyi de anlaşıyorduk. Ama kızla ayrı dünyaların insanı olduğumuzdan ve hayatın bir köşesinde onu unutamamış eski sevgili muhabbeti olduğundan çok da uzun sürmeyeceği belliydi. Sürmedi zaten.

Bakın sadece uzun süreli, ciddi ilişki isterim, başka türlüsü bana uygun değil diyorsanız anlarım. Sadece evleneceğim, ilişki bile bana uygun değil diyorsanız ona da tamam. Ama ciddi veya yarı resmi ilişkiye açık bir adamsanız, özellikle genç bir adamsanız, beraber olduğunuz her kıza çocuklarımın anası olacak kadın kriterleri koymayın. Bırakın kırmızı alarmları olsun, bırakın bazıları ile ikinci planda olun. Siz de onu ikinci veya üçüncü planda tutun, dert değil.

Şimdi hiç alakası yok ama bunu size ilgisi olmayan kızın peşinde koşma bahanesi olarak almayın. Sizi ikinci planda tutan kızı da iki kere reddetti mi nextliyorsunuz. Ama demeye çalıştığım, kız bir iki haftalık flört ve başkasına gitti, o adamla olmadı size geri geldi.  “Almayın gahpeyi, atarlanın” yorumları görüyorum. Sebep ne? Zaten birçok erkek öyle her ay bir kız bulamıyor. Bu tür aşırı kırmızı alarm süzgeci, gereksiz yere bir sürü incel yaratır. Gereksiz yere uzun süre yalnız kalmanıza neden olur.

Başka bir sonucunu da söyleyerek bitireyim. Sadece çocuklarımın anası kriterleri koyarsanız, uzun süre kızlardan uzak kalacağınızdan, kriterlerinize uygun kız karşınıza çıktığında, uzun süre kadınlardan uzak kaldığınızdan onunla iletişiminizde bir sürü gereksiz hata yapabilirsiniz. Özellikle çoğunuz kız arkadaş olmadan sosyal hayattan da izole olduğunuz için, uzun süre izolasyon ile sosyal özürlü hale gelirsiniz.

 

 

 

 

Terk eden eski sevgiliyi engellemek

Bir insanın terk edildiğinde eski sevgilisine uygulamasını tavsiye ettiğimiz iletişimi kes kuralı kısaca şöyle:

1) Onu sevdiğinizi ama ayrılığı kabul ettiğinizi tekrar romantik olarak görüşmek isterse size ulaşmasını söyleyin.

2) Sonrasında ona, hiçbir şekilde ya da herhangi bir nedenle ulaşmayın. O size ulaşmazsa bir daha iletişiminiz olmayacak.

3) Ondan gelen sanal ve gerçek bilgi akışını kesin (sosyal medyada stalklamayın).

4) Arkanızı dönüp gidin ve tamamen kendi hayatınıza odaklanın.

5) Size ulaştığında, onu cevapsız bırakmayın. Konuşma veya mesajlaşma kısa ve normal olsun. O iletişimin sonunda, sizinle buluşmak istediğini varsayarak buluşma teklif edin. Teklifinizi kabul ederse buluşun. Etmezse iletişimi kes kuralına devam.

6) Buluşmada eski ilişkiyi konuşmayın. Yeniden iyi vakit geçirmeye ve yeni biri ile olduğu gibi cinsel ve duygusal çekime odaklanın.

Burada tabii eski sevgili ile yeniden bir araya gelme isteği varsayıyoruz. Bunu istemiyorsanız o sizi ararsa buluşmazsınız ve bir süre size ulaşmasına izin verdikten sonra eski sevgiliyi başınızdan savarsınız.

Bu yazıda ben, terk eden eski sevgiliyi engellemeyi konuşacağım. Eğer terk edildiyseniz ve engellendiyseniz, onun yazısı şurada: beni engelledi, ne yapmalıyım?

Normalde tavsiyem eski sevgiliyi sosyal medyada takipten çıkmanız (onu sizi takip etmekten çıkarmanıza gerek yok)  ve engellememeniz. Engellemek sebepsiz yere yapılıyorsa çocukça. Ama eski sevgilinizi engellemek isteyeceğiniz, engellemenizin en doğru karar olduğu ya da engellemeniz gereken durumlar da var.

Birinci durum, aldatılmanız ya da eski sevgilinizin daldan dala atlaması (ayrıldıktan hemen sonraki gün veya haftalarda biriyle beraberliğe başlaması) durumu. Aldatıldığınızda eski sevgiliyi silmeniz ve tamamen ghostlamanız en doğru karar olacaktır. Daldan dala atlama biraz daha gri bir alan zira çok az bir ihtimal de olsa eski sevgilinizin ayrıldıktan hemen sonra birini bulma ihtimali de var. Ama siz daldan dala atladığını varsayabilirsiniz.

Bu durumda eski sevgilinizin size geri dönmesine izin vermemeniz gerektiğini belirtmeme gerek yok sanırım.

İkinci durum, eski sevgilinin 2-3 aylık bir süreden sonra yeni sevgilisinin olması ve buna rağmen size ulaşmaya devam etmesi. Hiç de uygun olmayan bu durum karşısında doğru ve aynı zamanda sizi güçlü yapıp güçlü gösterecek şeyi yapın ve önce kendisine “senin yeni sevgilin var, bu şekilde iletişimde olmamız yeni sevgilin için haksızlık” deyin ve sizi hayatında biri varken bir daha aramamasını söyleyin. Bunu söyledikten sonra eski sevgilinizi engelleyin.

Şimdi bana hayatına biri girmiş eski sevgili geri alınır mı sorusu çok geliyor. Şahsen ben almazdım ama eğer 2-3 aylık bir süreden sonra yeni sevgilisi olmasında yanlış bir şey görmüyorum ve alanı da yargılamam. Çoğu insan, özellikle erkeklerin çoğu, bunu kabul edemez. Bu normal bir durum. Eğer bu durumda eski sevgili size dönmek isterse kabul etmezsiniz ve yolunuza bakarsınız. Bunda hiçbir problem yok.

Eski sevgiliniz ayrıldığında size ulaşmak isterse bir şekilde ulaşır zaten. Normalde engellemek bu konuda negatif etki yaratsa da, böyle bir gerekçe ile engellemeniz tam tersi sizi güçlü ve çekici yapar. Etkisi pozitiftir.

Üçüncü durum, eski sevgilinizin narsist, kırılgan narsist ya da borderline gibi bir b tipi probleminin olması ve ilişkinin üstünüzden buldozer gibi geçmesi. Eklediğim linklerdeki özelliklere bakabilirsiniz, bundan toksik ilişkiler kitabında da bahsettim. Böyle birini hayatınıza asla geri almayın. Ayrılır ayrılmaz engelleyin, ghostlayın. Kitapta şöyle açıklamıştım:

Narsist ile ilişkiniz bittikten sonra her iletişiminiz, narsist tarafından size umut vermek, kafanızı karıştırmak, sizi suçlamak, utandırmak ve manipüle etmek için bir fırsat olarak kullanılır. Narsist sizi yeniden istemiyor olsa bile, sırf sizin zihinsel ve duygusal enerjinizi sömürmek için sizi zehirli ilişki döngüsüne çekmeye çalışır. Bu nedenle narsist sizi terk etmiş olsa bile, kapıda bir aralık bırakır ve sizi sömürmeye ihtiyacı olursa size ulaşabileceğini bilmek ister.

Narsist onun hilelerine ve taktiklerine karşı ne kadar zayıf olduğunuzu bilir. Narsist sizi vurup yere sermek ve sonra da üstünüze çöküp kanınızı emebilmek için hangi zayıflıklarınızı nasıl kullanacağını çok iyi bilir.

Bu her türlü manipülatif sevgili için geçerli ve bu manipülasyondan korunmanızın tek yolu da bu kişinin size ulaşmasını en kaba şekilde engellemek. Bırakın arayarak ya da mesaj atarak ulaşmasını, karşınıza çıksa bile yokmuş gibi davranın. Evet bu size çocukça gelebilir ama bu tür ilişkilerde kurban genelde büyü yapılmış gibi manipüle edilmiştir ve karşı tarafın büyüsünden tamamen uzak durmalıdır.

Dördüncü durum, maalesef eski sevgili saplantı haline gelmişse ve ayrılıktan birkaç ay sonra bile onun sosyal medyasına bakmaktan ya da daha kötüsü sürekli reddedilmenize rağmen onu aramaktan kendinizi alıkoyamıyorsanız, eski sevgilinizi her yerden engellemek, numarasını silmek ve selamı sabahı kesmek sizin için en iyisi. Evet bu bir miktar çocukça ve negatif ama sizi çok daha negatif bir takıntı sarmalından kurtarabilecek bir hareket.

Beşinci durum, eski sevgili ümit kırıntıları ile sizi yörüngesinde tutuyorsa. Böyle bir durumda eski sevgili siz ondan uzaklaştınız mı size ulaşıp belli belirsiz bir umut vererek sizi yörüngesine çeker. Siz de burada umut var yoksa gitmeme izin verirdi diyerek yörüngede dönersiniz. Ama yörüngeden inip yaklaşmaya çalıştığınızda tam tersi sizi iter. Siz de tamam burada iş yok diye uzaklaşırsınız ama bu sefer de sizi yeniden çeker.

Böyle bir döngü içindeyseniz, eski sevgilinizi sizi duygusal tampon olarak kullanıyor demektir. Bu döngüyü 2 kez yaşadıysanız, daha fazla yaşamayın. Eski sevgilinize “arkadaşçadan fazlasını isterse size ulaşmasını aksi takdirde ulaşmamasını” söyleyin. Eğer buna rağmen ulaşıyor ama buna rağmen yörüngede tutuyorsa kendisini önce başınızdan savın, anlamıyorsa da engelleyin.

Başınızdan savmak demek, size ulaştığında işiniz olduğunu ve ona ulaşacağınızı söyleyerek başınızdan savmak demek. Tabii ki ona ulaşmayın. Çoğu eski sevgili mesajı alıp bir daha ulaşmayacaktır ki zaten terk edilen birçok kişinin bunu yapamama sebebi de budur. Ama merak etmeyin, bu şekilde başınızdan savdığınız bir eski sevgili sizin peşinizi bırakıyorsa, sizinle zaten bir niyeti yoktur. Problem, bu şekilde bırakmayan ama yine de arayanlar ki merak etmeyin, onların da sizinle bir şeylere niyeti yok. Eğer ihtimali varsa bile eski sevgilinizin yedek lastiği olarak durmayın. Azıcık kendinize saygınız olsun ve bu pozisyondan çıkıp gidin. Birgün belki beni ister diye zavallı zavallı beklemeyin.

Altıncı ve son durum ise oldukça önemli. Eski sevgilinize ulaşmadan duramadığınızda, eski sevgiliniz herhangi bir şekilde sizi şikayet edeceğini söylüyor veya ima ediyorsa, onu hemen engelleyin ve bir daha asla ulaşmayacağınız gibi onun da size ulaşmasına izin vermeyin. Şikayet tehditi geldiyse, ciddi olmasa bile, maalesef o kişiyle işiniz bitti.

Burada şikayet tehdidine neden olacak kadar fazla ulaştıysanız,  engellemeniz gerçekten sizin için en iyi olanı. Bu kişiyi bu noktaya kadar boğan takıntınızın tedavisi, onunla bağlantıyı tamamen koparmak. Tehdit ciddi değilse ya da aslında siz o kadar da ulaşmamış olsanız bile, bu devirde ciddiye almalı ve karşınızdaki kişiyi engellemelisiniz. Eğer bu kişi size ulaşır ve aslında öyle bir niyeti olmadığını söyleyerek sizden özür dilerse, o zaman belki engeli kaldırabilirsiniz ama unutmayın ki sonrasında yine no contact kuralını uygulamanız lazım.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Saplantılı aşk nedir? Saplantılı aşktan nasıl kurtulunur?

İngilizce’deki limerence kavramını Türkçe’ye saplantılı/takıntılı aşk ya da kısaca saplantı olarak çevirebiliriz. Bu yazıda, saplantılı aşkın ne olduğunu, bazı insanların saplantıya düşmeye neden daha yatkın olduğunu ve bu nevrotik psikolojik durumdan nasıl çıkabileceğinizi konuşacağız.

İlişkiler konusunda saplantı ya da saplantılı aşk, sürekli bir özleme, hedefteki kişiyi (bu hemen her zaman eski sevgilidir ama reddeden biri de olabilir) sürekli düşünme ve takıntı şeklinde ortaya çıkar. Bu durumda olan bir kişi düşüncelerini zorla değiştirme, öfke, başka şeylerle kafayı dağıtma gibi yöntemler denese de saplantılı düşüncelerden ve takıntıdan kurtulma konusunda pek bir ilerleme sağlayamaz.

Saplantı içindeki kişi  kısa süreli olarak rahatlasa da sonra yeniden sürekli düşünme – özleme – hatırlama döngüsüne düşer. Genellikle neyi farklı yapsa bu durumda olmayacağını, eski sevgilinin şu an daha mutlu olup olmadığını, ya da başkasıyla daha mutlu olup olmadığını düşünür durur. Bundan sonra sosyal medyada stalklama ile eski sevgilinin kendisini özleyip özlemediğine dair işaretler aramaya başlar.

(Burada bir parantez açıp şunu söyleyeyim: b tipi kişilik bozukluğu olan eski sevgili her zaman olmasa da çoğu zaman, sırf siz duygusal olarak onu geride bırakıp hayatınıza devam edemeyin diye, özellikle sizi özlediğine dair işaretler bırakır. Bu tabii ki sizi özlediği anlamına gelmez zira bu tip bir insan, karşısındakini hiç istemese bile onun kendisini aşmasını istemeyebilir).

Limerence (saplantı), aşktan veya şehvetten farklı olarak, psikolog Dorothy Tennov’un 1979 tarihli “Love and Limerence” adlı kitabında açıklandığı çığır açan araştırmasının öncülük ettiği bir kavram.

Limerence, Hollywood beyin yıkaması nedeniyle birçok insanın “gerçek aşk” veya “aşık olmak” olarak düşündüğü zihinsel bir durum. Öncelikle insan beynindeki nöronlar tarafından salınan kimyasal dopamin ve ödülle motive edilen davranış / bağımlılık temelli bir şeydir.. Yeni ya da kaybedilen bir partner için yoğun bir duygu akışı, fiziksel arzu ve saplantılı romantik çekim şeklinde ortaya çıkar.

Kitapta Tennov bunu “spesifik bir insana karşı takıntılı düşünce ve duygularla karakterize edilen yoğun bir karasevda” olarak tanımlar. Kişi arzu nesnesinin kendi arzusuna olumlu tepki verdiği ile ilgili yoğun düşüncelere, fantezilere ve güçlü arzuya boğulur.  Sonuçta kişi güçlü çaresizlik, öfke, nostalji, umut ve yas duygularının içinde savrulur ve bunun sonucunda da gündelik hayatını yürütemez hale gelir.

Saplantılı aşk genelde romantik ilişkinin başlangıcı bağlamında konuşulur ama ben burada saplantılı aşkı, ayrılık / terk edilme, eski sevgili bağlamında ele alacağım.

Bir insandan ayrıldığınızda, o sizi artık istemiyor bile olsa onu bir süre özlemeniz ve düşünmeniz normaldir.  Ayrılan siz olsanız ve hatta ortak kararla ayrılsanız bile ayrılık can yakar ve genellikle korku, acı ve yas getirir.

Fakat biz burada saplantı derken başka bir şeyden, eski sevgiliye yani arzu nesnesine yönelik takıntılı düşünce ve duygulara boğulmaktan, onsuz yaşayamayacakmış gibi hissetmenizden ve günlük hayatınızı devam ettirecek fonksiyonları yerine getirememenizden bahsediyoruz. Her baktığınız yerin size eski sevgilinizi hatırlatmasından, onsuz amaçsız ve boşlukta hissetmenizden bahsediyoruz. İlişki zehirli olsa bile, sadece güzel şeyleri, yoğun sevgiyi, beraber geçirilen çok iyi zamanları hatırlayıp tüm o berbat anıları unutmaya meyilli olmanızdan bahsediyoruz.

Saplantı herkesin başına bir kere gelebilir ama siz ilişkilerinizin başında ve sonunda sürekli olarak saplantılı aşka düşüyorsanız, buna neden olan bazı problemleriniz olabilir.

Birincisi, saplantı genellikle nevrotik eğilimleri olan insanların içine düştüğü bir şeydir.  Nevrotik kişilik özelliği, insanın duygusal olarak dengesiz, kendi düşünce ve duygularına aşırı duyarlı olmasına neden olur.  Nevrotik birey, çevresinde olan bitene karşı aşırı kaygılı bir ruh haliyle yaklaşır, sık sık değişen duygu değişimleri ile de bilinir.

Saplantılı aşka düşenler genellikle bağlanma travmasına ve kaygılı bağlanma stiline sahiplerdir. Kaygılı bağlanma stiline sahip olan kişiler partnerlerinin onları sevmekten vazgeçeceğinden endişe duyarlar. Terk edilme korkusu hissederler. Partnerleri uzak olduğunda bir başkası ile ilgileneceklerinden korkarlar. İlişkileri hayatlarının odak noktasıdır ve ilişkileri hakkında çok düşünürler.

Bu kişiler partnerlerinin sürekli olarak bağlılıklarını gösterip kendilerini rahatlatmasını talep ederler. Bu kişilerin öz değerleri düşüktür ve içten içe kendilerini sevilmez, sevilmeye layık olmayan biri olarak görürler.  Böyle biri, ilişkiye bağladığı ve ayrılık ile hasar alan özdeğerini, eski sevgilisini geri kazanarak geri kazanacağını ve özdeğerlerini geri kazanmanın başka yolu olmadığını düşünerek tamir etmek için saplantılı aşka düşebilir. Aslında kaygılı bağlanma stiline sahip biri, ayrılıktan sonra eski sevgililerine az çok yakın kalarak bile kendilerini sevilebilir ve özel hissetmeye çalışabilirler.

Üçüncüsü, saplantılı aşka kapılanlar genellikle aktif ve canlı bir hayal gücüne sahipler. Gündüz düşlerine yatkınlar ve kafalarının içinde yaşarlar. Kafalarında romantik partnerler ve ilişkiler ile ilgili idealize edilmiş fanteziler yaratırlar. Sonra da gerçek partnerlerine bu idealleri iliştirirler. İlişki bittiğinde ise takıntı / saplantı, bu idealize edilmiş anılara yapışma, pozitif deneyimine dönme aracı haline gelir.

Dördüncüsü, saplantılı / takıntılı aşk sıklıkla, hayat ile başa çıkma mekanizması olarak, gerçeklikten kaçış ihtiyacının sonucudur. Kişi alışverişi, pornoyu, uyuşturucu ve alkolü de böyle kaçış araçları olarak kullanabilir. Saplantılı ve takıntılı düşünceler de, ayrılık sonrası gelen yoksunluk sendromu, duygusal acı ve yastan geçici olarak kaçmak için uyuşturucu olarak kullanılabilir.

Beşincisi, takıntılı aşka saplananlar genellikle, uzun süre boşluk, mutsuzluk ve doymamışlık hisseden kişilerdir.  Böyle biri, doğru insanı bulduğund mutsuzluktan, doymamışlıktan ve boşluktan kurtulacağına inanır. Kişi böyle birini bulduğunda, pozitif hisleri ve ruh halini tamamen bu kişiye bağlayabilir. Bundan sonra da o kişinin tüm dualarına cevap, mutluluğu için anahtar olduğuna inanmaya başlar.

Fakat mutluluğunu idealize bir partnere bağlayan kişi, ayrılık sonrası tekrar aynı boşluğa düşer ve giden partner olmazsa boşluğun hep devam edeceğine inanır.

Takıntılı aşktan nasıl kurtuluruz?

Yapılması gereken ilk şey, bunun aşk değil takıntı, takıntının ise bağımlılık olduğunu görmektir. Eski sevgilinizin sosyal medyasına her baktığınızda, ona her ulaştığınızda, onunla ilgili fantezi ve düşüncelere daldığınızda, geçici bir rahatlama hissedersiniz. Ama bu geçici rahatlama sonrası, sağlıksız ve acılı bağımlılık döngüsü daha da güçlenir.

Saplantılı “aşk” içindeyseniz, bunun aşk veya sevgi değil bir bağımlılık olduğunu kabul edin. Bağımlılıktan kurtulmak için adım atmanız gerektiğini ve bu adımları sadece sizin atabileceğinizi kabul edin.

İletişimi kes kuralını tam olarak uygulayın. Eski sevgilinize ulaşmamayı başarıyor olabilirsiniz ama bu yetmez. Ondan size gelen bilgi akışını (sosyal medyasına veya online olup olmadığına bakmak gibi) bırakmalısınız ve onu takıntılı bir şekilde düşünmeye de engel olmaya çalışmalısınız.

Ayrılık sonrası biten ilişkiyi pembe gözlüklerden görmeyi bırakın. Oturup nelerin yanlış olduğunu, ilişkinin kötü yanlarını düşünün ve gerekiyorsa yazın. Aynı zamanda kendinize söylediğiniz en önemli yalanlardan birini, mutluluğunuzun, özdeğerinizin ve özgüveninizin, giden kişinin sizi yeniden sevmesine bağlı olduğu yalanını, bırakmanız gerekli. Hayatınızın aşkını, bulabileceğiniz en derin ve yoğun bağı kaybetmediğinizi anlayın.

Birçoğu için bunu yapması çok zor değil zira geçmişe baktığında çok fazla sayıda kötü deneyim ve ilişki problemi görebilir. Örneğin sürekli bir zehirli ilişki döngüsü yaşamış biri, bu ilişkinin berbat olduğunu ve yeniden başlarlarsa aynı şeyi yaşayacağını görebilir. İlişkisi görece iyi biri bile, biraz düşünürse, bunun hayatının ilişkisi olmadığını görebilir zira hayatınızın ilişkisi var olsaydı bile, sizden ayrılmazdı.

Şu soruyu da sorun: Mutlu olmak için bu insana bağlı olduğunuzu sanma sebebiniz nedir?

Bundan sonra kendinize sormanız gereken diğer soru da, kendi kendinizi gaslighting ile manipüle ediyor olup olmadığınız.  Görüştüğüm birçok danışan, aslında biraz konuşunca, eski sevgilisinden ayrı olmasının çok daha iyi olduğunu görmeye başlıyor. Bunu hemen kabul edemiyor tabii ama biraz konuşunca, eski sevgilisinden ayrılmasının, terk edilerek bile, çok daha iyi olduğunu görebiliyor.

Asıl yapmanız gereken ise, eski sevgiliyi stalklamanın, ona ulaşmanın, onu düşünmenin ve onunla ilgili hayal kurmanın geçici rahatlamasına karşı koymak. Yoğun kaygı ve sonrasında gelen şiddetli rahatlama ihtiyacı dalgasına karşı koymayı başarırsanız, bağımlılık döngüsünü bir miktar zayıflatırsınız. Bu şekilde bir sonraki dalga biraz daha az güçlü olur. Ve siz birkaç dalgaya karşı koymayı başarırsanız, sonradan gelen dalgalar, birkaç döngüden sonra yok olacak ya da çok hafifleyecek şekilde azalacaktır.

Bunun en iyi yolu, sosyalleşmek ve kendi hayatına odaklanmak. Kendi hayatında, eski sevgili sorunu hariç önemli şeylere odaklanmak. Evet, başında bu hiç içinizden gelmeyecek. Örneğin yeni insanlarla buluşmak içinizden gelmeyecek, buluştunuz mu onunla bir daha görüşmek içinizden gelmeyecek. Yıllardır ertelediğiniz bir kursa katılmak içinizden gelmeyecek. Sosyalleşmek içinizden gelmeyecek. Muhtemelen bir süre daha amaçsız, boş ve değersiz hissedeceksiniz. Ama bunun sebebi, sizin tüm yumurtaların sadece bu sepette olduğuna ve bu sepet kırılırsa yumurta falan kalmayacağına inandığınızdan böylesiniz.

Başlangıçta kendinizi gerçekten zorlamanız gerekecek ama merak etmeyin. Bir süre zorladıktan sonra aslında bunlardan zevk almaya başladığınızı göreceksiniz.

Özellikle zehirli bir ilişkiden çıktıysanız, saplantılı aşk sizin içinden geçmeniz gereken yoksunluk sendromunu erteleme mekanizmanız haline gelebilir. Aynı zamanda saplantılı bir şekilde düşünmek, sizin bir kapanış bulma ihtiyacınızın sonucu olabilir.

Öncelikle yoksunluk sendromu ve acısından geçmeniz gerekecek. Bunu ertelemeyin. İçinden geçin ve öbür tarafından çıkın. Merak etmeyin. Bunu her ne kadar bağımlılık terimleri ile açıklasak da, madde bağımlılığı gibi fiziksel bir bağımlılık ve tahribat olmadığı için, eğer bu geçici ama yoğun acıyı göze alırsanız, geçici rahatlamalara karşı koyarsanız, kısa süre içerisinde iyileştiğinizi göreceksiniz.

Ayrıca kapanış falan da aramayın. Kapanış olacak ama kendiliğinden zamanla unutarak olacak. Günde 10 saat eski sevgilinizi düşünüp o kayıp parçaları bularak kapanış bulmacasını tamamlayamayacaksınız. Hadi tamamladınız diyelim, daha fazla şey bilip daha iyi olmayacaksınız. Sizi iyi edecek tek şey, bırakıp gitmek.

Son olarak da, eğer saplantılı / takıntılı aşka aylarca takılıp kaldıysanız, bağlanma travması konusunda uzman bir terapiste başvurun.

Eski sevgili sosyal medyadan neden takip eder?

Eski sevgili neden sosyal medyadan takip ediyor? Neden sosyal medya hikayelerime bakıyor? Eğer benimle ilgilenmiyorsa, neden bunları yapıyor?

Çok sık karşılaştığım bu soruya bir yazı ile cevap vereceğim. Bu soru özellikle eski sevgilisinin kendisine karşı hala ilgi duyduğuna dair işaretler bekleyenlerin, beklediğim işaret bu mu diye sorduğu bir soru. Ya da cevaba, beni takip ettiği sürece bir umut vardır diye sarılmak istediği bir soru:

“Benim instagram hikayelerime bakıyor, bu bana dönmek istediğine mi işaret?”

“Tweeter’da yazdıklarımı beğeniyor amacı ne?”

Şimdi öncelikle eski sevgilinin neden sosyal medya hesaplarınızı takip ettiğini ya da ara ara kontrol ettiğini konuşalım. Bu konuda birkaç çok yaygın neden vereceğim. Yazının sonunda da, bu durumda yapmanız gereken şeyi söyleyeceğim.

1) Eski sevgilinin merak aşamasına geçmiş olması

Birinci yaygın neden, eski sevgilinin merak aşamasına geçmiş olmasıdır. Özellikle de bir süredir pek ilgilenmemesine rağmen bir süredir Eski sevgilinin terk ettikten sonra geçtiği ya da geçme ihtimalinin yüksek olduğu bazı aşamalar var. Bunlardan eski sevgili nasıl geri döner – iletişimi kes kuralı kitabında bahsetmiştim: rahatlama, merak, endişe ve bağlantı kurma aşamaları.

Kısaca söylemek gerekirse terk eden genelde, bir süredir düşündüğü ve yapması oldukça zor olan şeyi, terk etmeyi, yapınca rahatlar ve bu rahatlama evresi, eğer siz ona iletişimi kes kuralı uyguluyorsanız birkaç hafta ya da bir iki ay devam eder (eğer iletişim halindeyseniz diğer aşamalara geçmeden bu aşamada kalır ve gider).  Ama siz iletişimi keserseniz, rahatlama evresini genellikle merak evresi takip eder. Eski sevgili, sizin ne yaptığınızı, neden ona hiç ulaşmadığınızı, hayatınızın nasıl gittiğini merak etmeye başlar.

Eski sevgili merak aşamasına genellikle işler tahmin ettiği gibi gitmediğinde geçer. Çoğu insan partnerlerini terk ettiklerinde, partnerleri tamamen hayatlarından çıkıp giderse nasıl hissedeceklerini hesaba katmaz. Terk eden, terk edilen partnerin, bir şekilde hayatında kalmak isteyeceğini bekler (bunu ister demiyorum ama böyle davranacağını tahmin eder).

Terk eden genellikle, terk eden kendisi olduğu için daha çekici olduğunu, terk edilenin ise daha az çekici olduğunu düşünür. Daha az çekici olanın, daha çok çekici olanın peşinden koşması beklenir. Yine terk eden, sizsiz daha iyi olacağını düşünür ama bunu düşünürken sizin de onu hayatınızdan çıkaracağınızı düşünmez. Aslında terk ederken bu pek umurlarında değildir ama çoğu terk edenin umrunda olmama sebebi, nasıl olsa terk edilenin bir şekilde orada olacağını var saymalarıdır.

Siz ise iletişimi kesip eski sevgiliyi hayatınızdan çıkardığınızda, bu tür bilinçaltı beklentilerine darbe vurursunuz. Çoğu terk edilenin davrandığı gibi davranmamanız merak aşamasına neden olur.

2) Cinsel / duygusal yoksunluk sendromu

Eski sevgili ile ilişkiniz yeterince uzunsa (minimum 3 ay ama idealinde 6 ay ve üstü), muhtemelen ayrılık öncesine kadar sürekli olarak ya da sıklıkla sizinle birlikteydi. Eğer uzak mesafe ilişkisinden bahsediyorsak, sizi çok sık görmese de en azından mesaj ve arama ile size sanal olarak yakın duruyordu. Ayrılık sonrası, eğer terk eden başkasını bulmadıysa ya da siz sürekli peşinde ve çevresinde olarak onun bunlardan mahrum kalmasına engel oluyorsanız, terk eden de bu yakınlıktan mahrum yaşamaya başlar ve bu yakınlığın artık hayatında olmaması nedeniyle yoksunluk hissine kapılır. Birçoğumuz ayrılık kendi tercihimiz olsa bile bu hisse kapılırız. Ama dediğim gibi eğer terk edilen iletişimi kesmek yerine peşimizde koşarsa, bu hisse kapılmamızı engeller ki bu da geri dönme ihtimalini azaltır.

3) Ego ve gurur

Eğer iletişimi kes kuralı uyguluyorsanız, terk eden sizin ayrılık konusunda zorluk çektiğinizi gösteren bir işaret görmek ister. Sizin acı çektiğinizi görüp bundan zevk alır demiyorum yani bu istek sadist bir istek değil. Tabii eğer aldatmak veya şiddet gibi bir nedenle terk edildiyseniz, o zaman sizin acı çektiğinizi de görmek isteyebilir ya da narsist bir eski sevgiliniz varsa, o sizin hiçbir suçunuz olmasa da acı çektiğinizi görmek isteyebilir. Fakat genelde bunun sebebi, uğruna acı çekilecek biri olduklarını görme istekleridir.

Siz çoğu terk edilen gibi terk edenin peşinde koşmak, ona onsuz zorlandığınızı gösterip durmak yerine iletişimi kesip uzak durduğunuzda, ayrılığı kaldırabilir bir şekilde davrandığınızda, çoğu zaman terk edilen buna değecek biri olmadığını hissetmeye başlar. Bu da ego için bir şoktur. Zira az önce belirttiğimiz gibi, terk eden kendisinin terk ettiğinden daha çekici ya da değerli olduğunu hisseder. Terk eden sizi istemedi, siz ise onu istiyorsunuz. A kişisi B kişisini istemediği halde, B kişisi A kişisini istiyorsa, A kişisi kendisini B kişisinden daha değerli ve çekici hisseder. İnsan doğasının temel özelliklerinden biri bu, karşınızdakinin kötülüğü ya da kibri değil. Aynı şey size olduğunda yani siz A kişisi olduğunuzda, aynı şekilde hissedersiniz.

Terk edilen iletişimi kestiğinde, daha önceden bir süre terk edenin peşinde koşmuş olsa bile, normal davranış kalıplarını sekteye uğratır ve terk edenin egosunu yaralar. Terk edilen için (artık) terk eden peşinde koşulmaya değecek biri değilmiş gibi görünür.

Sebep birincisi, ikincisi ya da bu üçüncüsü olsun fark etmez. Bu bilgiler size, eski sevgilinizle iletişimi kes kuralı uygulama konusunda motivasyon vermeli. Onun merakını, yoksunluğunu ya da onay ihtiyacını gidermeyin. Bırakın, bu ihtiyaçlar büyüsün.

4) Yem / kırıntı atma

Bu, terk edilenlerin sıklıkla düştüğü, düşmemesi de zor olan neden. Eski sevgiliniz, size kırıntı atmak, size yem atmak için sosyal medyanıza özellikle bakıyor olabilir. Burada eski sevgili, sizinle ilgilendiğini ya da sizinle görüşmek istediğini işaret eden bir hareket olarak sizin sosyal medyanıza bakıyor olabilir.

Burada, yukarıdaki nedenler yüzünden eski sevgiliniz sizin onunla iletişime geçmenizi istiyor olabilir. Sizin onun için çabalamanızı, harekete geçmenizi istediğinden bunu yapıyor olabilir. Terk eden kendisi olsa bile, sizin onu reddetme ihtimalinizi göze almak istemiyor olabilir.

Ne kadar romantik ve ümit verici değil mi? DEĞİL! Kırıntılara ve yemlere kanmayın. Eski sevgiliniz bunu genellikle yukarıdaki üç nedenden yapar ve eğer yemi yutarsanız rahatlayarak alacağını alır ve sizden uzaklaşır. Eski sevgiliniz bu tür şeyler yapıyor ama aramıyorsa, büyük ihtimalle henüz sizinle yeniden beraber olma fikrine açık değil. Sadece neden peşinde koşmadığınız için meraklanıyor, yoksunluk hissediyor ve/veya egosu yaralanıyor.

Fakat eski sevgili, endişe ve bağlanma evrelerine geçmeden ona ulaşırsanız, pişmemiş yemeği fırından erken çıkarırsınız.

Eski sevgiliniz sosyal medyanızı takip ediyorsa, sebebi ne olursa olsun ona ulaşmayın ya da eğer genel geçer yorumlar yazıyorsa ona cevap vermeyin. Bunun tek istisnası, size yönelik bir şey yazıyorsa kısa bir cevap yazmanız olacaktır ama bu kısa olmalı ve ben yine de eğer cevap vermezseniz olacaksa, cevap vermemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Eski sevgilinize cevap vereceğiniz tek durum, size direkt ulaşmasıdır. Bu, size direkt mesaj atması (sosyal medyadan ya da uygulamalardan olabilir), e-posta atması, sizi araması  anlamına geliyor. Sosyal medyada sizi takip etmesi, hikayelerinize bakması, sosyal medyada yayınladığınız şeyleri beğenmesi, genel geçer yorumlar bırakması (“bu çok güzel bir restoran” gibi), size direkt ulaşma değil yemdir. Yemi yutmayın.

5) Eski sevgilinin endişe aşamasına geçmiş olması

Eski sevgili, sizin artık onu istemediğinizi düşünmeye başladığında, sizi kaybettiğinden endişe duymaya başlayabilir. Evet, sizi o terk etti ve birini ya da bir şeyi isteyerek bırakmak onu kaybetmek anlamına gelmez. Kaybetmek, siz o kişiyi veya şeyi isteseniz de ondan uzaklaşmak zorunda kaldığınızda olur. Eski sevgiliniz sizi terk ettiğinde, siz onunla ayrılmak istemediğiniz halde ayrılırsanız, kayıp yaşamış olursunuz.

Fakat terk eden bilerek ve isteyerek bırakmış olsa da, terk edileni artık istese de geri alamayacağını anladığında ya da düşündüğünde, bu da bir çeşit kayıp hissi yaratır. Bu da iyi bir şey zira eski sevgiliniz ayrılığı yeniden gözden geçirmesi için, sizi kaybettiğini hissetmesi lazım. Bunu isteyip istemediğini anlaması için öncelikle onun da sizi kaybettiğini hissetmesi lazım.

Peki durumun bu olduğunu seziyorsanız ne yapmalısınız?

Cevap, hiçbir şey yapmamalısınız. Zira eski sevgiliniz endişe aşamasına geçtiği için sizin hesaplarınıza bakıyorsa, sizin ona ulaşmanız, onun endişe aşamasından rahatlama aşamasına geri dönmesine neden olur. Buradaki en büyük korku, eski sevgili hesaplarınıza bakıyorken harekete geçmezseniz, bir fırsat kaçıracağınız korkusu. Özellikle de harekete geçmediğinizde onun da harekete geçmemesi, bu korkuyu körükler.

Rahat olmaya çalışın. Eğer eski sevgiliniz sizin hesabınıza sizinle yeniden beraber olma isteği belirtilerinden bakıyorsa, eski sevgiliniz size direkt olarak ulaşır. Eğer size ulaşmazsa, siz de ona ulaşmazsanız ve sonunda hiç görüşmezseniz şunu bilin ki, eğer siz ona ulaşsaydınız da sonuç çok büyük ihtimalle olumlu olmayacaktı. FAKAT eğer ona ulaşırsanız, aslında biraz bekleseniz olumlu olabilecek sonucu engelleyebilirdiniz.

Bu konudaki en önemli tavsiye

Eski sevgilim neden sosyal medyamı takip ediyor diye düşünüp kendinizi zayıflatmanın gördüğünüz gibi bir yararı yok. Aslolan onun size direkt ulaşması. Bu nedenle terk edilenlere verdiğim en önemli tavsiyelerden biri, eski sevgilinin hesaplarını takip edip etmediğini bilmemeye çalışmaları. Sosyal medyadan bir süre uzak durun, hikaye atmayın, atıyorsanız da kim bakıyor diye bakmayın. Gördüğünüz gibi eski sevgilinin sosyal medyanızı takip etmesi durumunda yapmanız gereken şey bir şey yapmamak. Neden onun sizi takip edip etmediğini görerek kafayı yiyesiniz ki?

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da İlişki Sohbetleri Youtube kanalından  da (aşağıda) dinleyebilirsiniz.

Kadınlar neden telefon numaralarını verirler ama sonra reddederler?

Abi her zaman gittiğim bir kafe var ve burada çalışan güzel bir kızla muhabbet kurdum. Birgün numarasını istedim ve numarasını verince ayak üstü buluşma ayarladım. Fakat buluşmadan birgün önce bana mesaj attı ve hasta olduğunu söyleyerek buluşmayı iptal etti. Ben de geçmiş olsun dileklerimden sonra iyi hissettiğinde beni arayabileceğini söyleyen bir mesaj attım. Bu mesaja cevap vermedi.

Buluşmayı son anda iptal etmiş, alternatif bir gün söylememiş ya da en azından iyileşince buluşalım dememiş ve senin yazdığın mesaja cevap bile vermemiş. Bunlar sana karşı ilgisinin az olduğunun göstergeleri.

Telefonunu verdi, buluşmaya evet dedi ve şimdi neden ilgisi yokmuş gibi davranıyor? Ego tatmini mi yaptı?

Yeni tanıştığınız ve buluşmak istediğiniz bir kadın, sizin telefonunuza dönmek ya da buluşmak gibi bir niyeti olmasa da size telefon numarasını (ya da Instagramını) verebilir. Sizinle buluşma niyeti olmayan bir kadın, özellikle yüzyüze teklif ettiğinizde, sizin buluşma isteğinize evet diyebilir.

Neden?

Çünkü mesajlarınızı görmezden gelmek ya da buluşmaya bir bahane ile gelmemek, yüzyüze hayır dediğinde olabilecek sıkıntılardan çok daha kolaydır. Zira kadın karşısındakini tanımadığı için, yüzyüze hayır dediğinde adamın nasıl tepki vereceğini bilemez. Çoğunuz bunu gayet olgun karşılıyor olsanız da, reddedilmeyi hazmedemeyen veya hayır cevabından anlamayan erkekler var ve kadınlar bu tip arızalarla tahmin edebileceğinizden çok daha sık karşılaşıyorlar.

Kadınların fiziksel olarak daha güçsüz olduğunu da düşünürseniz, bir kadın için bir erkeğe yüzyüze hayır demek yerine telefon arkasından reddetmesi daha kolay ve güvenli. Yüzyüze telefon vererek ya da buluşma teklifini kabul ederek sahte bir umut vermesi ve sonra reddetmesi daha kolay ve güvenli. Bu nedenle, başınıza böyle bir şey gelirse, kişisel algılamayın. Kadınlara yürümeyi bilmeyen, hayırdan anlamayan, hayır cevabı duyunca korkutucu davranışlar sergileyen aptallar yüzünden durum bu. Bu adamlar reddedildiklerinde oldukça sıkıntılı durumlar yaratıyorlar ve bir kadın bir iki kere bu duruma düşerse, yüzyüze reddetmekten çekinmeye başlıyor.

“Telefonunu verdi sonra mesajıma cevap vermedi”, “buluşma ayarladık, bir gün kala ekti” gibi durumları yaşadığınızda, bunun nedeni genelde budur, karşınızdaki kadının sizinle oynaması, zalımlığı veya ego tatmini değil.

Bir dahaki sefere kafeye yeniden gittiğimde o da orada çalışıyordu. Yine muhabbet ettik ve beni ekmesinin konusunu açmadım.

Güzel. Bu konuyu açmaman lazım.

Hesabı öderken bu konuyu açtım ve iş çıkışında buluşmayı teklif ettim.

Hayır! Kız seni son anda ekmiş. Tamam bahanesi var ama son mesajına cevap bile vermediği için sana ilgisinin az olduğu belli. Sen ise bu şekilde mesajına cevap vermeyen kızın peşinde koşuyorsun. Sen bu kızdan gerçekten hoşlanıyorsun ve sana yaptığı şeyi ve anlamını görmezden geliyorsun.

Eğer alternatifleri olan, tercih edilen bir erkek olsan, bu kıza kendisi isteyene kadar bir şans daha vermek için peşinden koşmazdın. Alternatiflerin olmayabilir, tercih edilen bir erkek olmayabilirsin ama bunu bariz bir şekilde sinyallemek seni daha alternatifsiz ve tercih edilmeyen bir erkek yapacak.

Teklifimi reddetti ama benden ertesi gün mesaj atmamı istedi. Ertesi gün konuşup bir şeyler ayarlayabiliriz dedi.

Ona akşam mesaj attım ve …

Birgün bile bekleyemedin değil mi? Bu muhtaçlık sergisi senin aleyhine. Ben ona göre mi ayarlayacağım diyorsan 2-3 gün sonra mesaj atarsın, onun istediği gibi ertesi gün değil. Ama böyle birgün bile bekleyememen çok zayıf hareket.

bir mekanda buluşma teklif ettim. Bu mesajıma cevap bile vermedi.

Ne bekliyordun ki? Bu aşamada kızın seni yüzyüze reddedemeyip bir açık kapı bırakıyor gibi yaparak orada herhangi bir sıkıntılı duruma düşmekten kaçtığı bariz.

Sen ise kendini kıza zorla kabul ettirmeye çalışıyorsun. Yani resmen kızı markaja alıp beni al beni al diye ısrar ediyorsun. Kız  o akşam seninle buluşmayı reddetmiş. Sen ne yapıyorsun? O akşam yine o akşam için buluşma teklif ediyorsun!

Filmlerdeki karakterler gibi, hayırdan anlamadan sürekli ısrar ediyorsun. Filmlerde böyle davranan adamlar kızı “kazanıyorlar”. Gerçekte ise senin gibi hayırdan anlamayan zavallıya dönüşüp sonunda yüzüne tükürülene kadar ısrar ediyorsun.

Bundan sonra onu rahat bıraktım. Bir daha hiç ulaşmadım ya da yüzyüze teklifte bulunmadım. Kafedeyken yine normal davrandım ama bu konuyu açmadım.

Sonunda. Çoğu erkek gibi kaba bir red cevabı alana kadar zorlamadın. Gerçi bu kız kafede çalıştığı için, müşteriye gerekse bile kabalaşamaz ama zorlasan oraya giderdin ya da belki kafeye seni şikayet ederdi.

Geçen hafta bana birden bir hafta tatile gideceğini söyledi ve geri döndüğünde buluşmayı teklif etti. İlginci, bunu söylediği gün benim masama bile bakmıyordu.

Reddedilince kendini geri çekip nextlemenin faydaları. Burada “harika, sende numaram var, geri döndüğünde bana haber ver görüşelim” gibi bir şeydir.

Ona gitmeden önce takılmayı teklif ettim.

WTF man ?!? Bir iki haftadır biriktirdiğin tüm karizmayı saniyesinde yerle bir ettin!

Bana meşgul olduğunu ama eğer boş zamanı olursa mesaj atacağını söyledi.

Ne şimdi mesaj atacak, muhtemelen ne de geri döndüğünde! Kendini muhtaç bir abazan gibi kıza zorla kakalamaya çalışıyorsun! Öyle davranmıyordun ama hafif elini verince kızın kolunu kaptın, tersine doğru büktün “beni hayatına al lan, çok yalnızım” diye bağırıyorsun.

Sence bana ilgisi var mı? Kafam çok karıştı.

İnsan kendi duygu ve arzularına gömülünce, gözünün önündeki gerçeklikten bile kopuyor. Kızın sana ilgisi yoktu. Sen sonunda reddedilmeyi 99% gibi ısrara devam ederek ya da trip atarak değil, erkek gibi kendini geri çekip, trip atmadan kızı nextleyerek karşıladığın için muhtemelen bir ilgi geliştirdi. Ama sen bu ilgiyi gelişemeden, tek hamlen ile baltaladın.

2 kere reddetti ama daha sonra kendisi buluşmak istedi. Tatilden döndüğünde buluşacağız.

Hiç sanmam.

Sen ne düşünüyorsun? Ne yapmalıyım?

Kafanı kendi arzu aleminden kaldır. Bu kıza yaptığın en son teklif hataydı ama eğer sana ulaşırsa buluşun. Ulaşmazsa kıza ulaşma. Geri döndüğünde sana ulaşmazsa kıza ulaşma ve kızı nextle.

Erkekler için ilişkiler kitap setine de bakmayı unutmayın.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da Youtube kanalımızdan (aşağıda) dinleyebilirsiniz.

Kırılgan narsist bir erkekle olduğunuzu gösteren kırmızı alarmlar

Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabından alınmıştır.

Eğer bir kırılgan narsist kurbanı olduysanız, bu insanların yaklaşımının, daha dürtüsel ve saldırgan olan büyüklenmeci narsist bir insana göre çok daha sinsi ve planlı olduğunu biliyorsunuzdur. Eğer kırılgan narsist birini daha önce hiç görmediyseniz, böyle bir insanla ilişki başlangıçta çok güzel bir cennet bahçesine girdiğinizi sanarken zaman içinde aslında mayın tarlasında olduğunuzu anlamak gibidir. Ve mayın tarlasında olduğunuzu anladığınızda da iş işten geçmiştir.

Eğer tekrar tekrar narsist insanlarla beraber oluyorsanız, siz de de narsist bir insanın kurbanı olmanıza neden olacak ruhsal problemler olabilir. Ama kırılgan narsist ile ilişkiye girerken neyin içine girdiğini bilmeyen normal bir insan, psikolojik olarak darmadağın olduğunu anlayana kadar kendisine neyin çarptığını bilemez. Mayın tarlasında mayına basmak gibi, eğer yanlış bir yere basarsanız, narsist biri sizde büyük tahribata neden olabilir.

Kırmızı alarmlara geçmeden önce, tahmin edilir davranış kalıpları olmasına rağmen, her narsistin bireysel farkları olduğunu ve burada sayacağım özelliklerden bazılarını göstermeyeceklerini söyleyeyim. Gerçek şu ki, herkes bir dereceye kadar narsisttir ama narsist olarak tanımlanabilecek bir insanda tüm narsist davranışlar aşırı uçlara ulaşır. 

Bu bölümde bahsedeceğim son kırmızı alarm, size hemen çıkmanız gereken toksik bir ilişkide olup olmadığınızı yüzde yüz güvenirlikte gösterecek bir özellik.

Kırılgan narsist erkek kendisi için üzülmenizi sağlar.

Kırılgan narsist erkek, kendisi için üzülmenizi, kendisini bir proje olarak görmenizi sağlar. Size oldukça üzücü hikayelerini anlatır, kalbinizdeki acıma tuşlarına basar ve empatinizi kendi çıkarına kullanır. Size bir görev ve amaç hissi verir. Sizinle acıklı hikayelerini paylaşmasa bile, anlattıklarının altında yatan “zavallı ben”, “sana ihtiyacım var” sinyallerini yakalayabilirsiniz.

Büyüklenmeci narsist çoğunlukla sizi kendi projesi haline getirirken, kırılgan narsist kendisini sizin projeniz haline getirir.

Kırılgan narsist sizi aşk bombardımanına tutar.

Aşk bombardımanı, kırılgan narsist sizi uygun aday ya da daha doğrusu kendi parazit varlığı için uygun taşıyıcı olarak seçtiği andan itibaren başlar. Size hızlıca yapışır ve bir sülük gibi tüm enerjinizi ve zamanınızı emmeye başlar. Sanki dünyada başka hiçbir şey yokmuş gibi tüm odağına sizi koyar.

Kırılgan narsistin aşk bombardımanı, büyüklenmeci narsistin aşk bombardımanına göre daha az dramatiktir. Kırılgan narsist de sizin ona borcunuz varmış gibi hissetmeniz ve ona bağımlı olmanız için size aşırı ilgi, dikkat ve hediyeler verir ama büyüklenmeci narsist kadar aşırı ve saldırgan değildir.

Kırılgan narsist sizi göklere çıkarır ve size tapıyormuş gibi davranır. Aşk bombardımanı safhasında, fantezi dünyasında bir versiyonunuzu yaratır. Tüm dualarına cevabın siz olduğunuza, sizin ruh ikizi olduğunuza sizi inandırır. Sizin hiçbir yanlışınız ve kusurunuz yoktur.

Fakat bu zirveden sonra gidebileceğiniz tek yön, yokuş aşağıdır. Zira sizin bu idealize versiyonunuza göre yaşamanız mümkün değildir. Kırılgan narsist size duymak istediklerinizi söyler, size dünyaları vaad eder. Eğer henüz finansal ve kariyer anlamında başarılı değilse, bunun tek sebebinin bugüne kadar sizin gibi iyi bir kadına rastlamamış olması olduğunu söyler.

Her ilişki, her şeyin heyecanlı ve büyülü olduğu bir balayı döneminden geçer. Ama kırılgan narsist ile aşk bombardımanı ve idealizasyon takıntılı ve abartıdır. Çok fazla ve çok erken başlar.

Normal ilişkilerde de balayı dönemi biter ama balayı dönemi bittikten sonra da önemli, saygı duyulan ve sevilen biri gibi hissetmeye devam edersiniz. Ama kırılgan narsist ile balayı dönemi bir süre sonra birden bir düğmeye basılmış gibi, tüm iyi yönleri ile beraber biter.

Kırılgan narsist erkek ile güven ve bağlanma ışık hızıyla olur.

Kırılgan narsist erkek çok alçak gönüllü ve güvenilir biri gibi davranır. Aile geçmişiniz, travma geçmişiniz, ilişkiler konusunda derin ve anlamlı sorular sorar. Sizin söylediklerinizi derin bir ilgi ve empati ile dinliyor gibi davranır. Ama bu derin konuşmalardaki amaç, ilerde sizin zihninizi ve duygularınızı darmadağın etmek için kullanacağı bilgiler toplamaktır. Yani sizin “sorunlarınızı” öğrenip daha sonra sizi delilik sınırlarına doğru itmek üzere kullanmaktır.

Kırılgan narsist erkek, ilişkinin başlarında zararsız biri gibi davranan, kuzu postu içindeki bir kurttur. Sizin güveninizi kazanmak için sizden daha alt seviyedeymiş gibi davranır.

Kırılgan narsist erkeğin size olan aşırı ilgisi bir anda biter.

Bu aşama, kırılgan narsist erkeğin sizinle zihin oyunları oynamaya ve psikolojik hileler kullanmaya başladığı ve sizin yıpranmaya başladığınız aşamadır. Sanki zihninde bir düğmeye basılmış gibi birdenbire sizi göklere çıkarmayı bırakır. Artık parıltılı ve yeni değilsinizdir. Size olan ilgisini kaybeder ve tamamen sizden başka yönlere çevirir. Sizi değersizleştirmeye, sizi sizden daha iyi olan başka insanlarla karşılaştırmaya başlar. Sizin “tam bir hayal kırıklığı olduğunuzu” bilmeniz için elinden geleni yapar. Siz onu yaralıyorsunuzdur, onun düşündüğü gibi biri değilsinizdir.

Kırılgan narsist bu aşamada saygısız ve küçümser davranmaya başlar. Sizin canınızı acıtacağını bildiği şeyler söylemeye ve yapmaya başlar, kıskançlıkları ve zayıflıkları kaşır. Bu aşamada söyledikleri ile vücut dili de ayrışır. Örneğin size sizi sevdiğini söyler ama tüm vücut dili senden nefret ediyorum diye haykırır. Bu oldukça kafa karıştırıcıdır ve bilişsel uyumsuzluğa neden olur. Karşınızdaki insan artık bildiğinizi sandığınız insan değildir.

Artan oranda çelişkili davranışlarını görürsünüz. Aynı anda sizi hem yüceltir hem de aşağılar. Size empati gösteriyor gibi görünürken sizin duyarlı olduğunuz bir bilgiyi size karşı kullanır.  Aşağılama ve küçümseme gittikçe yoğunlaşır.

Kırılgan narsist erkek gaslighting uygular.

Kırılgan narsist erkek sizi aldatmakla ya da başkaları ile flört etmekle suçlar. Sizin söylediğiniz şeyleri çarpıtır ya da daha önceden söylediği şeyleri inkar eder. Böylece sizin kendinizden şüphe etmenize neden olur. Siz sanki onu mağdur ediyormuşsunuz gibi davranır. Zaman içinde hiçbir yanlışınız olmasa da kendinizi özür dilerken bulmaya başlarsınız. Kendinizi, ne ile suçlanacağınızı tahmin etmeye, asılsız suçlamalara karşı kendinizi savunmaya, sadakatinizi ve güvenilirliğinizi kanıtlamaya çalışırken bulursunuz. 

Bu arada kırılgan narsist erkek muhtemelen size yalan söylüyor, sizi aldatıyor ve parazit varlığı için bir sonraki kurban taşıyıcıyı arıyordur. Siz onun ihtiyaçları için sürekli eğilip bükülürken, sizin hiçbir ihtiyacınız karşılanmıyordur.

Kırılgan narsistin gaslighting uygulaması, büyüklenmeci narsiste göre oldukça ince ve kurnazdır. Büyüklenmeci narsist agresif bir şekilde yüzünüze sizin ne kadar yanlış ve defolu olduğunuzu söylerken, kırılgan narsist anlatıyı çok daha sinsi bir şekilde değiştirir. Örneğin size yardım ediyormuş gibi yaparak terapi görmenizi tavsiye eder, sizin çocukluğunuzun ya da geçmiş bir ilişkinizin ne kadar berbat olduğunu size hatırlatır, sizden daha önce topladığı bilgilerle sizi ne kadar defolu olduğunuza inandırmaya çalışır.

Hem büyüklenmeci hemde kırılgan narsist sizi deli olduğunuza inandırmaya çalışır ama kırılgan narsist bunu çok daha sinsi bir şekilde yapar. Kırılgan narsist erkeğin yüzünde o kendini beğenmiş sırıtışı gördüğünüzde, istediklerini aldıklarını ve sizi deli olduğunuza biraz daha inandırabilmeyi başardığını anlarsınız.

Kırılgan narsist erkek, duygusal olarak buz gibi davranmaya başlar.

Eğer seks yapıyorsanız, cinsel objeden başka bir şey olmadığınızı ve onun için hiçbir şey ifade etmediğinizi hissetmeye başlarsınız. Sizden nefret ediyormuş gibi, size hiç güvenmiyormuş gibi davranmaya başlar. Size uzak  davranmaya başlar. Tamamen sizin onun kurallarına ve sınırlarına uymanıza odaklanır ama tabii ki onun uyması gereken kurallar ve sınırlar yoktur, size dayattıkları bile onun için geçerli değildir.

Eğer ne olduğunu, neyin değiştiğini sorarsanız, sizi muhtaç, yapışkan ve kırılgan olmakla suçlar. Sizi onu manipüle etmeye çalışmakla suçlar. Siz cevaplar aramaya devam ettikçe, size daha mesafeli olmaya, aranıza duygusal bir duvar örmeye başlar. 

Zaman içinde size tamamen kapanır ve sizinle iletişime geçmeyi bile bırakır. Ona göre tabii ki bunun nedeni, sizin mantıksız, çekilmez biri olmanızdır ya da onun kapanmasına neden olacak “ne yaptıysanız” artık onu bahane eder. Ona göre suçlu sizsiniz ama tabii ki suçlu siz değilsiniz. Bu insan sizi hiçbir zaman sevmedi. Sadece sizi idealize etti. Bunu kişisel algılamayın. Bu sizinle değil onunla ilgili. Bu, narsist kişilik bozukluğu ve bu kişinin bütün hayatı boyunca tekrar edecek bir kalıp.

Bu insanla beraber olmaya devam ederseniz, yedekte sürdürdüğü ilgi kaynakları azaldığında, size ara ara kırıntılar atabilir. Ama bu kişiyle devam ederseniz, siz onun için sahip olduğu bir malsınız, hor görme, öfke ve yargılama için kullandığı bir kum torbasısınız.

Kırılgan narsist erkek, eleştiriye inanılmaz derecede duyarlıdır.

Aslında eleştiri bile olmasına gerek yok. Eleştiri saydığı, yanlış yaptığını ima ettiğini düşündüğü  en küçük şeyler bile çileden çıkmalarına neden olabilir.

Kırılgan narsist erkek, aşırı kontrolcü, kıskanç ve güvensizdir.

Ya onların istediği gibi olur ya da kapı oradadır. Her şey için sizi suçlar ve hiçbir şey için özür dileyemez. Kırılgan narsist hiçbir zaman sorumluluk almaz. Sizi ve sizinle ilgili her şeyi kontrol etmeye çabalar ama kendisi her istediğini yapabilir. Davranışları ile ilgili en ufak soru ve eleştiriye aşırı negatif tepki verir. Her zaman haklıdır. Sizi duvar gibi sessizlikle, aşağılamayla, triple, duygusal olarak uzaklaşma ile veya gaslighting ile cezalandırmaya çalışır.

Kırılgan narsist erkekte, kaygı bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ya da bağımlılık gibi paralel problemler de vardır.

Bu tip ek bozukluklar da sizin neyle karşı karşıya olduğunuz konusunda daha fazla kafa karışıklığına sahip olmanıza neden olur.

Toksik ilişkide olduğunuzu gösteren son kırmızı alarm.

Şimdi söyleyeceğim kırmızı alarm, sadece narsist kişilik bozukluğuna değil de sizin, hemen bırakmanız gereken bir toksik bir ilişkide olduğunuza %100 güvenlikle işaret ve saydığım kırmızı alarmlar içindeki en önemlisi.

Eğer görece dengeli bir insanken, ilişki sürecinde sinirleri harap olmuş bir yıkıntıya dönüştüyseniz, kendinizi tanıyamaz hale geldiyseniz, bir sis perdesi ile çevrili ve neyin gerçek olduğunu bilemez duruma geliyorsanız, toksik bir ilişki içindesiniz. Karşınızdaki insan problemin, sorunları olan kişinin, can acıtanın ve manipüle edenin siz olduğunuza sizi inandırmışsa, toksik bir ilişkidesiniz. İnanılmaz derecede kafası karışık, yalnız ve izole hissediyorsanız; sizi sevdiğini söyleyen erkek sizden nefret ediyor gibi hissediyorsanız, toksik bir ilişkidesiniz.

Patolojik bir narsist ile ilişkideyseniz size tavsiyem o ilişkiyi hemen bitirmeniz. Eğer bu ilişkiden çıkmazsanız, deliliğe sürülürsünüz. Bu insanın ilk başlarda gösterdiği nazik, düşünceli versiyonu, sadece bir maskeydi. O versiyonu ve o versiyona geri dönmeyi unutun. O versiyon bir oyundu, hiçbir zaman gerçek değildi, hiçbir zaman da gerçek olmayacak.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da İlişki Sohbetleri Youtube kanalımızdan (aşağıda) dinleyebilirsiniz.

Kadınlara küsen erkekler

Mahmut Abi, 25 yaşındayım. Uzun süreli bir kaç ilişkim oldu. İlişkilerimin bitmesinin sebepleri genelde benden daha iyi birisini bulduklarında veya öyle düşündüklerinde terkedildim. Bu tarz yaşadığım üzücü olaylardan sonra kadınlara karşı bakış açım fazlasıyla değişti daha çok faydacı oldukları sevginin hoşgörünün pekte bir anlam ifade etmediği kanaatine vardım bir bakıma onlara küstüm ve kadınlarla arama perde koydum, yalnız takılıyorum yaklaşık olarak 2 senedir de sevgilim yok.

Birkaç gün önce bir danışanımla konuşurken konu, yaşadığı birkaç kötü deneyim nedeniyle tüm kadınlara küsen erkeklere geldi. Serseri erkeklere kanıp da genç kızlık hayalleri ile oynandığı için tüm “erkekler kötüdür, kadınları kullanıp atar” diyen saftirik kızların erkek versiyonları bana göre ya yeni türedi ya da yeni yeni çok büyük bir sayıya ulaştılar. Yaşı yetenlere soruyorum, eskiden de kadınlarla başarısız ve kötü tecrübesi olan adam çoktu hatta çoğu adam öyleydi (ben de dahil). Ama 2010 öncesinde bu nedenle tüm kadınlara küsen, tüm kadınlara “gerçekten sevmeyen zalımlar” diye bakmaya başlayan erkekler var mıydı? Gerçekten ama arabesk şarkısı sözünde değil. Bu fenomen bana çok yeni geliyor.

İlişkilerimin bitmesinin sebepleri genelde benden daha iyi birisini bulduklarında veya öyle düşündüklerinde terkedildim

Şimdi sadece bir iki ilişkisi olmuş ve ikisinde de saçma sapan bir kadına denk gelmiş ve aynen dediği şey olmuş olabilir. Ama ben paramı, bu senaryonun şöyle geliştiğine koyarım: İlişkilerinin bitmesinin sebepleri genelde filmlerden öğrendiğin şekilde sevgilini aşırı yapışman, ilişki içerisinde betalaşman ve bunun doğal sonucu olarak iticileşip terk edilmen.

Birçok erkek maalesef, sevgili olunca filmlerin beynini yıkadığı şekilde kadına yapışıyor, kadın gidince de yırtılıyor. Bu tip bir yapışkan, vıcık vıcık ve gerçekten gülünç “sevgiye” erkeğin yaptığı gibi yapışmadıkları, bu zayıflığı sevgi diye yutmadıkları, erkeğin kafasındaki masal kahramanları gibi davranmadıkları için de erkek kadınlara küsüyor. Kendilerine küsülmesi kadınların da pek umrunda olmadığı için erkek yıllarını boş ve renksiz bir şekilde geçiriyor.

Dediğim gibi, dışarıda oran olarak az olsalar da azımsanamayacak kadar sayıda kötü kadın var. Yani kadınların hepsi melektir iddiam yok. Kadınlar insanlar, melek ya da şeytan değiller.  Birçok durumda sorun, erkeğin ilişki içinde aşk şapşiğine dönüşmesi ve iticileşmesi. Fakat birçok erkek aşırı şişkin ve aşırı kırılgan bir egoya sahip olduğundan, “ben nerede hata yapıyorum?” demek yerine “ben iyiyim ama kadınlar kötü” diyorlar. Ya da en azından “ikidir aynı tip kadına denk geliyorum, neden böylelerini seçiyorum diyeceğine“, “tüm kadınlara küstüm, oynamıyoyum, verin oyuncaklarımı ben gidiyorum” diyor. Evet maalesef bu yetişkin erkek değil de oğlan çocuğu davranışı.

Azıcık alçakgönüllü ve yetişkin erkek olman lazım. 25 yaşındasın. Bakın 25 yaşında bir erkeğin ayrılık sonrası çok kötü hissetmesi ve olayı abartıp bir daha hiç mutlu olamayacağım gibi bir kafaya girmesini saçma ve hatta komik bulsam da kaldırabiliyorum.  Ama 25 yaşında yetişkin birer erkek olması gereken adamların, çocuk gibi “payktaki tüm kızlar çok kötüler, ben onlarla oynamıyom, küstüm hepsine” moduna girmesine pek katlanamıyorum.

Bunun doğru olmadığını da biliyorum afedersiniz elizabet nereye kadar? Fakat aynı şeyleri yaşayacağım diye beynimi o kadar tembihlemişim ki korkuyorum ve kimseyle konuşmak flörtleşmek içimden gelmiyor sizden istediğim tavsiye ben bu düşüncelerden nasıl kurtulabilirim ve kendimde bir ilişki içersinde olma isteği nasıl oluşturabilirim?

Birincisi arkadaşlar, bunun bir orta yolu var. Siz, alt tarafı sevgilinize, normal bir adamın 20 yıllık karısına yapmadığı duygusal yatırımı yapıp (normal adam duygusal yatırım yapmıyor değil, siz aşırı yatırım yapıyorsunuz),  kendinizi kaptırıp, sonra kız “anam erkek diye aldık aşk böceği şapşik bir çocuk çıktı” diye topuklayınca, resmen travma sonrası stres bozukluğu yaşıyorsunuz. Sonra da bunun karşısındaki radikal uca kaçıyorsunuz: kadınlardan duygusal olarak tamamen uzak durmak. Bunu kadınlarla başarısı olmayan çoğunluk, kadınlardan tamamen uzak durarak yapıyor, başarısı olan adamlar ise “bundan sonra zikecem, atacam, binicem üstüne, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı, sabah kapıya koyacam. Bunlar anca bundan anlar” şeklinde uzak duruyor.

Kararında duygusal yatırım yapın, ilişkide betalaşmayın ve kırmızı alarmları olan kızlarla ciddileşmeyin ya da ciddileştiyseniz kafanızı kuma gömmek yerine daha az ciddi bir moda geçin. Bunun ortası var ve her iki uçtan da daha zevkli. Kendimizi kaptırmadan sevemeyecek miyiz yazısında anlattım.

İkincisi, acemi bir genç olarak başınızdan geçen iki üç deneyimden sonra dünyayı çözdüm diye kendi kendinize havalara girmeyin. Deneyimlerinizden ders alın ve devam edin. 23 yaşına kadar yaşadığın birkaç kötü deneyimden sonra 40 yaşına kadar defalarca aynı şey başına gelmiş bir adam gibi kadınları çözdüm hepsi kötü diye aptalca bir kibre kapılmışsın.

Üçüncüsü, evlenmediğiniz sürece kadınlara sizin sandığınız kadar güvenme ihtiyacınız yok. İlişkilerinize “tamam çocuklarımın anasını buldum” şapşikliği ile girmeyin. Günümüzde erkekler ilişkileri gerçekten çok ama çok ciddiye alıyorlar.

Bakın herkesin başına kötü deneyim geliyor. Ben şu yazıda başıma gelen bir tanesini anlatmıştım. Hani şansıma bu kızın ardından bir tane daha kötü deneyim yaşayıp kadınlara küssem, sonra senin gibi yıllarca yalnız gezerdim herhalde.

Dördüncüsü, “ben kadın kurbanıyım, kadınlar faydacı, sevgiden hoşgörüden anlamaz, bizim gibi pırlantaların değerini bilmez” gibi suçlamalar başa çıkma mekanizması. Aynı zamanda günümüzde biliyorsunuz mağduru oynamak çok yaygın bir ahlaki üstünlük ve komunite kurma aracı.  Yalnız mağduru oynamak erkeklerin pek işine yaramaz onu söyleyeyim. Kenarda kendi kendinize oynarsınız.

Şimdi Rollo Tomassi’nin “kadınlar faydacı, erkekler idealist sever” sözünü hatırlatmayın. Masal dünyasında yaşayan mavi haplı erkekler idealist severler, idealist sevmek erkek doğası değil. 1950’li yıllara gidip 25 yaşında bir grup erkeğe “erkekler idealist sever” dediğinizi düşünün. Sizinle hunharca dalga geçerlerdi. “Kadınlar fırsatçı sever” deseniz de “hadi ya, Einstein” derlerdi herhalde. Kafası masalla bulanmamış herkes çeşitli derecelerde fırsatçı sever, gerçek dünyada sevgi budur. Masal dünyası sevgisi masal dünyası sevgisidir, gerçek dünya sevgisi değil.

Bunun yerine, hayatının sorumluluğunu almak daha akıllıca. Hatta sorumluluğu biraz abartmak da akıllıca. Aldatan, daldan dala atlayan kızlar varlar ve hep var olacaklar. Onlar sizi aldattı diye suç sizde değil. Ama bir iki kızdan kadınları anlamış bir bilge gibi davranamazsın. Birçok kızla aynı durum başına geliyorsa, bu tür kadınları çeken ve bu ilişkilerde muhtemel ortak problem de sensin.

Erkekler için ilişkiler setine de bakmayı unutmayın.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da Youtube kanalımızdan (aşağıda) da dinleyebilirsiniz.