@godelian ile Erkeklerin Sorunları Podcastı

@godelian ile erkeklerin sorunları, manosphere ile ilgili sohbet ettik.

00:00 Giriş
00:19 İyi Adam Sendromu
01:04 Bağlanma Teorisi ve Duygusal Düzenleme
01:57 Menosphere’in Yükselişi
05:27 Sosyal Medya ve Gerçekçi Olmayan Beklentiler
06:43 Modern Erkekler
17:09 İlişkilerin Gerçekliği
25:32 Kurumsal Dünya Eleştirisi
25:50 Babaların Çocuk Gelişimindeki Rolü
26:42 Çok Eşlilik ve İnsan İlişkileri
27:27 Evrimsel Biyoloji ve Modern Yanlış Yorumlamalar
27:55 Twitter Tartışmaları ve Bilimsel Okuryazarlık
36:03 Uzun Süreli İlişkilerde Karşılaşılan Zorluklar
38:09 Duygusal Gelişim ve İlişki Becerileri
42:03 Çoklu Kısa Süreli İlişkilerin Etkisi
47:25 Modern Erkekliğin Dengelenmesi
47:47 Son Düşünceler ve Gelecek Tartışmaları

Hipergami ve İlişkilere; Evrimsel Bakış (VİDEO)

Merhaba millet. Ben Mr. Deer. Bu sefer konumuz ‘Hipergami’. Evet çokça üzerinde konuşulan bir konu ama ben düşünülmesi yada fark edilmesi gereken bazı spesifik durumların olduğunu düşünüyorum. Redpill de en sevmediğim durumlardan birinin, net ve köşeli konuşulmak olduğunu belirtmeliyim. O yüzden değişken durumların farkında olunması gerektiğini düşünüyorum ve genelde olaylara farklı ve sert gerçeklerle bakmayı öneriyorum. Redpill sert ve kızgınlık içeren bir düşünce olmamalıdır, fikrindeyim. Ve bu video ‘da; olaya biraz daha evrimsel ve ilkel psikoloji üzerinden bakmayı deneyimlemenizi istedim. Video içerinde,  Terkedilmek, Ruh ikizi, Oneits, Kutsal Aşk, Partner Seçimi, Erkeğin Hipergamisi, Friendzone, Flört döneminin süresinin avantaj ve dezavantajları gibi yakın ve önemli konulara da değindik. Keyifli seyirler..

Not; Şu konuda net olalım, video içerisinde bahsettiğim şeyler ilkel psikoloji temelli ve bu dürtülere sahip olmanın normal olduğuna değiniyorum. Ve ilişkilerde kriter ve istekler bireyin tercihine kalmıştır. Bir kadını değiştirmeye çalışmak; daha doğrusu bunu baskı ile yaptırma çabası boşadır. Kısaca pavyonda yıllarını geçirmiş kadını; istediğin kadar değiştirmeye çalış, deneyimler hayatını belirlemiştir. Önemli olan senin ne istediğindir, uymuyorsa devammm. (next)

 

Pınar Gültekin cinayetinde haksız tahrik indiriminin gerekçesi ne?

Dün Pınar Gültekin cinayetinde daha önce verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, haksız tahrik ile 23 yıla indirildi:

Muğla’da, üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i boğduktan sonra varile koyup, yakan Cemal Metin Avcı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ceza ‘haksız tahrik’le 23 yıla indirildi.

Tabii #PınarGultekinİcinAdalet tagı ile sosyal medyada trend olan kararı görünce, çoğunluğun aksine linç sürüsüne katılmadan önce gerekçeli kararın ne olabileceği hakkında bir haber var mı diye baktım.

Öncelikle katil salınmadı, 23 sene aldı ve salınsın ya da cezası çok diyen yok. Yani şimdi bu yazacaklarımı okuyunca “katili savunuyorsun”, “adam yakmış yakmış” gibi şeylerle gelmeyin. Bu topa da girmezdim ama yasak aşığının kafasını kesip köy kahvesine fırlatan Nevin Yıldırım için “tecavüzcüsünü öldürdü, aslında sevgi pıtırcığı idi, salın” diye böğüren tayfa, “adalet öldü”, “kadın düşmanı ataerkil yargı”, “o hakim kim?” diye linç böğürtüsüne girince yazmadan edemedim (Nevin Yıldırım ne alaka diyorsanız, okumaya devam edin). Sadece yargıya saldırmaları da değil, Pınar Gültekin gibi karanlık bir zatı, Özgecan Aslan gibi masum bir kızın ismiyle yan yana anan mide bulandırıcı itler çizmeyi iyice aştılar. Kimsenin gerekçeli kararın ne olabileceğini konuştuğu yok (Bu yazıdan sonra Pınar Gültekin davasının gerekçeli kararı açıklandı). Ne alaka diyorsanız muhtemelen olaydan sizin de haberiniz yok.

Sahi birini boğup sonra da yakmış bir insana nasıl bir gerekçeli karar olabilir? Tweeter linç sürüsünde havlayanların dediği gibi katile ceza indirimi uygulanmasının sebebi “kadın düşmanı ataerkiliz, biraderimize kıyak yapalım” ya da “adam zengin ve güçlü” mü?

Pınar Gültekin ile ilgili, adamı ilaç ile bayıltıp 3 erkeğe tecavüz ettirdiği ve sonra da şantajla milyonlar kopardığı söyleniyordu (gerçekten tecavüz, öyle yatakta erkeklerle çıplak fotoğraf falan değil). 27 yaşında üniversiteyi sürekli uzatan ve bir barda asgari ücretle çalışan biri olmasına rağmen villada yaşayan bu zatın, bu şantajı sadece katile yapmadığı, içlerinde bir savcının da olduğu başka erkeklere de yaptığı söyleniyordu:

öncelikle zanlı bir katildir, bir cinayet işlemiştir ve hak ettiği cezayı almalıdır. bunda hepimiz hem fikiriz.

fakat bu olayın bir kadın cinayeti olarak adlandırılıp cinsiyetçi bir noktaya çekilmesi ne kadar doğru bilemiyorum. şu ana kadar ki durumda gözüken bir taciz, tecavüz, reddedilmeyi kabullenmeme ya da terkedilmeyi yedirememe durumu yok gibi.. yani özgecan ile pınar cinayetini aynı kefeye koymamak lazım. eğer zanlının ifadeleri doğru ise ortada bir şantaj var ve pınar kadın olduğu için değil şantaj sebebiyle öldürülmüş olur. tabii ki iddialar doğruysa, bu yüzden beklemek de fayda var.

muğla’da uzun zamandır konuşulan konular da bu gibi şeylerdi zaten. dedikodu mahiyetinde olduğu için herhangi bir başlıkta yazmamıştım ama resmi kayıtlara da girdiğine göre yazabilirim diye düşünüyorum. sanığın uzun süre tehdit edildiği ve tek tehdit edilen kişi olmadığı dillendiriyordu.

bu yazdıklarım katil özelinde değil yanlış anlaşılmasın çünkü ne olursa olsun hukuka inanıyorsak kimse ceza kesemez, cezayı hukuk keser. o yüzden dedikleri doğruysa bile cezalandırılmalı. ama bu ifadeler doğruysa bir suç örgütünden de bahsetmemiz gerektiği ve üzerine gidilmesi gerektiği unutulmamalı.

bu toplumda kadın cinayetlerinin, kadına şiddetin üzerine sert bir şekilde gidilmelidir. kanayan yaramız ne yazık ki. ama bu hassasiyetimiz gözlerimizi karartmasın. şöyle düşünün, bir kadın bir erkeği öldürse ve mahkemede beni bayıltıp arkadaşlarına tecavüz ettirdi, sonra da tehditle elimde ne var ne yok aldı dese bakışınız nasıl olurdu??

zanlının ifadeleri kurmacaysa zaten çok kısa zamanda ortaya çıkacaktır. o yüzden sabırla ve akıllıca beklemek de fayda var. bir yandan süreci takip etmek bir yandan da bu cinayetin unutturulmaması için gündemde tutmak lazım. ama önyargılarımızdan da arınarak..

Savunma muhtemelen bu konuda deliller sunmuş (şimdi bulamadım ama cinayetten sonra kızın abisi sanırım adamı arayıp sana şantaj yaptığını biliyorduk demişti ve bu da delil olmuştu diye hatırlıyorum). Mahkeme de belli ki ikna olmuş. Peki bu iddia doğru mu? Pınar Gültekin davasının gerekçeli kararı açıklandı. Okuyun. Ama dün kafa kesen katil kadın diye, tüm deliller aksini gösterse de “tecavüzcüsünü öldürdü, salınsın ne canavarlığı?” diye böğürürken, bugün tecavüze uğramış olması muhtemel katil erkek diye “asın” diye böğüren sürü gibi olmamak lazım.

Cemre bunu güzel bir şekilde yazmış aslında:

Kesin bilgiye sahip olmadığınız çok ciddi mevzularda ana akım ideolojilerinizden aldığınız yetkiye dayanarak ağır hükümler veriyorsunuz. Nasıl şu tecavüzcüdür, şu müebbet yemelidir gibi insanın hayatını yok edebilme gücüne sahip kararları şak diye alabiliyorsunuz?

Kadın da kötü olabilir. Öldürülen de kötü olabilir. Fakirler de kötü olabilir. Hastalar da kötü olabilir. Hayatın yarraklığı kafanızdaki düşük iq ürünü şablonlardakinden daha da komplike. “Daima kadını savunursam doğru olurum” diye adalete ulaştıran dümdüz bir formül yok.

Tekrar diyorum, belki de iftira, belki de herif yarın öbür gün tekrar müebbet alacak. Bilmediğim şeyi savunmuyorum. Sadece bu son dediğimi sizden de bekliyorum. Çünkü buradaki vicdan mastürbasyonu ürünü linçleriniz gerçekten de yargıyı etkiliyor.

Tekrar ediyorum, “canlı canlı insan yakmaktan bahsediyoruz, ciddi misin” diye embesil bir şey yazmayın. Adam salınsın demiyorum. ve 23 yıl ceza aldı zaten. Ben kuduz feminist miyim ki katil salınsın diyeyim. Onu feminist sürü ve onların kıçını yalayan erkekler yapar.  Aslına bakarsanız bu yazıyı adama sempati duyduğumdan da yazmadım. Dediğim gibi olaya ne olursa olsun kadın cinayeti diye atlayan sürü, bu kadının adını Özgecan Aslan gibi masum bir çocukla yan yana anınca, yargıya “ataerkil yargı tüüüüü” diye saldırınca ve üstelik utanmadan “kim o hakim?” diye linç ima edince, yazmadan edemedim. Şimdi vicdan mastürbasyonu yapan bu sürü zamanında, aksi kanıtlansa da “tecavüzcüsünün kafasını kesti, ilahi adalet, salın Nevini” diye böğürüyordu yahu.

Feminizm ve sosyal medya linç sürüsü

Sosyal medyada ve ana akım basında çok güçlü bir linç feminizmi kültürü türedi. Son dönemde feministlerin, sol gericilerin ve botlarının (cepleri de dolu bu heriflerin, ciddi miktarda bot da kullanıyorlar) saldırısı ile, olayların iç yüzünü bilmeden atlayan dangalaklar, insanları hunharca linç ediyorlar. Buna, kendi mahallesinde duyar kasıp prim yapmak için her fırsatı değerlendiren ünlü “sanatçılar” ve televizyonda ağlak bir şekilde haber sunan kadın spikerler de katılıyorlar.

Gelin son yıllarda gündem olan ve utanmaz bir gerçeklik çarpıtması ile piyasaya sürülen bazı olayları, Erlik’in bu konudaki videoları ile hatırlayalım.

Ahmet Kural ve Sıla olayı, Ahmet Kural’ın linç edilmesi.

Kadir Şeker olayı ve sosyal medya yargıçları

Kadın cinayetleri ve kadın faşizmi

Sosyal medya yargıçları ve Musa Orhan olayı

Bir de tabii “eril düzene” saldırmak için psikopat katilden kahraman yaratmaya çalıştıkları, Nevin Yıldırım olayı var.

Partner (Sevgili) ile Tartışma | İlgi Yönetimi | Dırdır Eden Kadın (video)

Merhaba millet, Ben Mr. Deer. Kadınlar genel olarak dırdır eder, söylenir. Bu o kadar bilindik bir şey ki mizahta bile kullanılır. Kadınların söylediklerini direk ciddiye almak ve duygusal tepki vermenin hatalı bir davranış olduğundan daha önce çok kez bahsettik. Aslında kadınları duymazdan gelmeyi bir çok insan biliyor ama çoğu insan saygısızlık ve küçük görme karşısında ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar. Bilmedikleri diğer bir şeyde ilgi yönetimi, olaydan sonra ilgiyi azaltmak. Başımdan geçenlerle birlikte bunlardan bahsettiğim bir video hazırladım. Bir önceki postumda ilişki içerisindeki olmadığımız kadınlarla tartışma konusunu ela almıştım. onun içinde; link

 

Blog içi İlgili yazılar:  İlgi Yönetimi İlgi Yönetimi 2 | Solipsizm, Duygu Ve Tartışmalar

 

 

 

Kadınlarla Asla Tartışma | Bağıran Kadınlar (video)

Merhaba millet. Ben Mr. Deer. Daha önce mutlaka durup dururken sesini yükselten veya bağıran kadınları görmüşsünüzdür. Özellikle kendine her şeyi hak gören bu sesi ile insanları etkisi altına almaya çalışan kadınların rezillik videoları internette epey dolu. Belki de sizin başınıza da gelmiştir. Benim başıma mutlaka geliyor. Tamam bende bazen eğlencesine özellikle feministlerle alay etmeyi ve tatlı kızları tatlı tatlı kızdırmayı seviyorum. Bazen de hiçbir alakam olmasa da bu çığırtkan kadınları mıknatıs gibi çekiyorum. Bunları ciddiye almak boşa uğraş. Zaten genel olarak kadınlarla tartışmak ve ciddiye almak saçmalık. Çünkü kadınların doğası Solipsist’dir. Kadınlarla mantıklı tartışma mümkün değildir.  Başta bahsettiğim saygısız, çırğırtkan kadınlarla ve genel olarak kadınlarla tartışma konusunu sizler için başıma gelen olaylarla ele aldım, İyi Seyirler.

Konu ile alakalı Sonsuzluk ve Bir Gün ‘ün yazısına da göz atamak için; link

 

Anneciğim gibi olmayacaksa olmasın

Bir Ekşi sözlük yazarı, erkeğin ilişkide yaptığı hatalar girişine şunu yazmış:

Herkes hatalardan bahsetmiş. Ben size kadınların en temelde ne istediğini yazayım. oradan uyarlayın kendinize. Kadınlar güç ister sayın amına koduklarım. (beylere sesleniyorum).

Evet güç.

Aklınıza hemen para ya da sosyal statü geliyor ama öyle değil işte. sadece paralı ve sosyal statüye sahip andavalların yanındakilere kadın demiyoruz, önce bunu bir aklınıza sokun.

Fiziksel güç ister kadınlar. Çünkü milyarlarca yıldır dönen evrende kadının vazgeçemediği tek şey budur. Çük kadar yengeçler bile dişiyi etkilemek için güç gösterisi yapıyorlar amk, insanız diye farklı mı olacak sandınız? Boylu poslu diye tabir boşuna mı çıkmış ortaya? Vücudunuz %5 yağ oranına sahip olmak zorunda değil, ama dayanıklı ve cesur olacaksınız. Korkak görünürseniz sıçtınız.

Mental güç ister kadınlar; ki bu modern kadın için fiziksel güçten daha önemlidir. Neden? Çünkü M.Ö. 500 yılındaki gibi yaşamıyoruz artık. Sadece fiziksel güce sahip olmak, sürdürdüğümüz hayattaki çoğu şeye yetmez. Mental güç deyince, kafadan 25 basamaklı iki sayıyı çarpıp sonucu söylemek değil amk. Fizik alanında yeni bir buluş yapmanız da değil. Kıvrak zekaya sahip olmak, psikolojik ve duygusal olarak güçlü olmak, cesur olmak. parlamanız lazım anlıyor musunuz lan?

Açalım biraz:

Denizde ayağınıza yosun deyince ödünüz patlıyorsa,
ne yesek acaba diye kararsız kalıyorsanız,
abuk subuk durumlara ağlıyorsanız,
sürekli “sen bilirsin”, “çok yoruldum”, “canım istemiyor” diyorsanız,
şikayet üretmeyi seviyorsanız,
kararlı davranmıyorsanız,
yalan söylüyorsanız,
çok konuşuyorsanız, (hele ki boş konuşuyorsanız)

Sıçtınız.

Şimdi diyeceksiniz ki her kadın aynı değil. Biliyoruz herhalde. Kişilerin karakterleri, değerleri, mizaçları farklı olacak elbette. ama ne olursa olsun, güç isteği kadının yaradılışında vardır. Peki bunlara sahibiz, neden hala ilişkimiz bok gibi? nerede hata yapıyoruz?

Çünkü bir erkek ne kadar güçlü olursa olsun, sevdiği kadına karşı gardın hemen indirir. yani bir kadın, erkeğe hata yaptığını söylediği zaman erkek kişisi kafasında hemen bir soru işareti yakar.

“haklı mı acaba?”

Haaah afferin. (kamyoncu bi dayı vardı kaza yapanlara haaah afferim size diyen, o tonlama ile söylüyorum). işte büyük sıçış. Kadınlar dener. Sürekli gardınızı indirecek misiniz, geri adım atacak mısınız diye denerler. Kararınızdan, söylediğinizden, beklentinizden, Yaptığınızdan kısa bir süreli bile olsa vazgeçerseniz, geri dönüşü olmaz.

Zion’un duvarını ilk delen makineyi hatırladınız? sonrasını da hatırlayın.

Not: hayatınızdaki kadının/erkeğin mutluluğunu kendi mutluluğunuzun “önüne/arkasına değil”; yanına koyun.

Tamamını buraya aldım zira sonra bunlar silinebiliyorlar. Bugün bu girişten konuşmayacağız. Bu girişe cevaben yazılan aşağıdaki girişi konu edeceğiz:

Üst edit: işbu entry, bu yazılanlara cevap olarak yazılmıştır.

Bir üstte yazan yazar arkadaş “ne sikik tavsiyeler veriyorsunuz demeyeceğim” demiş. ben diyorum ne sikik tavsiyeler bunlar.

“Açalım biraz:

denizde ayağınıza yosun deyince ödünüz patlıyorsa,
ne yesek acaba diye kararsız kalıyorsanız,
abuk subuk durumlara ağlıyorsanız,
sürekli “sen bilirsin”, “çok yoruldum”, “canım istemiyor” diyorsanız,
şikayet üretmeyi seviyorsanız,
kararlı davranmıyorsanız,
yalan söylüyorsanız,
çok konuşuyorsanız, (hele ki boş konuşuyorsanız)

sıçtınız.” bak bak yazdığına bak.

Ben bir kadını sevdiğim zaman; sen bilirsin, çok yoruldum, canım istemiyor diyemeyeceksem, çok konuşmayacaksam, onunla boş yapamayacaksam, ne yesek diye salak salak fikirler üretemeyeceksem, “yosun” burada metafor ise atıyorum ben de “palyaçodan” korkamayacaksam, canım sadece ağlamak istiyor diye onun mis gibi kokan vücuduna sarılıp doya doya ağlamayacaksam, kararsız kaldığımda ona soramayacaksam. ee ne sikime var o kadın benim hayatımda.

Kadın, güçlü erkek istermiş, yengeç bile güç gösterirmiş, hassiktir ordan rıfat abi. ben bütün güçsüzlüklerimde yanımda olacak kadın isterim, bunu küçük gören kadının da yeri belli. internet geldi de daha fazla görüyoruz. “rakı seven kadınların, kısa paçalı reyis “güçlü” sevgililerini.

Bizler artık mağara adamı değiliz beyler, koynuna girip ağlayamayacağınız kadınlarla işiniz olmasın. sonunda ya atm olursunuz, ya bombok bir ilişki içerisinde boğulursunuz. bırakın “rakı” seven, hayatında bir bok olamayıp, karşısındaki adamın gücüyle statü kazanan kadınları da kendi ayakları üzerinde duran, zaten “güçlü” olan kadınlarla birlikte olun. bu ayı oğlu ayılar gibi güçlüyüm ben diyip de vasıfsız, korunmaya muhtaç kadınların peşinde koşmayın.

Debe editi: dün geceden beri mesaj kutusunun içi bmw anahtarları dolmuş. rica ediyorum “alfa” beyler, benim mesaj kutum nargile cafe değil, en çok siz “erkekkkkk”siniz. hadi, siz yavaştan cadde’ye akın
bir de “sevgili olmayalım” videosunu çeken “alfa” seven hanımlar, sizi de mesaj kutum yerine cadde’ye alalım.

Şuku veren herkese de teşekkür ediyorum, iyilik kazanacak kısa paça bitecek 🙂

Şu bölüm can alıcı:

Ben bir kadını sevdiğim zaman; sen bilirsin, çok yoruldum, canım istemiyor diyemeyeceksem, çok konuşmayacaksam, onunla boş yapamayacaksam, ne yesek diye salak salak fikirler üretemeyeceksem, “yosun” burada metafor ise atıyorum ben de “palyaçodan” korkamayacaksam, canım sadece ağlamak istiyor diye onun mis gibi kokan vücuduna sarılıp doya doya ağlamayacaksam, kararsız kaldığımda ona soramayacaksam. ee ne sikime var o kadın benim hayatımda.

Kadın, güçlü erkek istermiş, yengeç bile güç gösterirmiş, hassiktir ordan rıfat abi. ben bütün güçsüzlüklerimde yanımda olacak kadın isterim, bunu küçük gören kadının da yeri belli. internet geldi de daha fazla görüyoruz. “rakı seven kadınların, kısa paçalı reyis “güçlü” sevgililerini.

Ben bana anne olacak kadın isterim, yoksa istemem diyor yani. Aşk hiyerarşisindeki büyüyememiş oğlan çocuğu bu. Bir idealizm içinde yaşayan, performans yükünü reddeden ve muhtemelen bunun sonuçlarını yaşayacak biri.

Bu girişin debeye girdiğini hatırlatayım. Ekşi sözlük yazarlarının genel olarak içinde bulunduğu okumuş kesimde şu videoda anlattığım korkunç hayatları yaşayan kocaların oranının neden daha yüksek olduğuna şaşırmıyorsunuz umarım.

Şu kısımla ilgili de yazmak istiyorum:

Debe editi: dün geceden beri mesaj kutusunun içi bmw anahtarları dolmuş. rica ediyorum “alfa” beyler, benim mesaj kutum nargile cafe değil, en çok siz “erkekkkkk”siniz. hadi, siz yavaştan cadde’ye akın

Bunların en büyük problemlerinden biri de, kendilerini bir elit, modern, ileri sanmaları. Maskülenite ile ilgili söylenen her şey ise “cahil”, “kro”, vs. yaftası ile kafalarına girmeden çöpe atılıyor. Ben şahsen bu adamlara neden laf anlatmak istiyorsunuz, neden mesaj atıyorsunuz, neden onlar için zaman harcıyorsunuz anlayamıyorum. Sizden yardım istemeyi bırak, herhangi bir yardım teklifinizi sizi aşağılamaya çalışarak karşılayacak insanlara kesinlikle bir yardımda bulunmaya çalışmayın. Bu insanlarla tartışarak vakit de kaybetmeyin. Siz inandığınız şeyleri yaşayın, bu tür bilgileri anlamaya çalışanlara yardım edebilecekseniz edin ama bu adamları bırakın yazsınlar, çizsinler, kuduz köpek gibi her tarafa cahil, kro cadde insanı yaftaları atıp kendilerini taze soğan sansınlar ve sonra karılarının kırbacı altında Acun izlerken kurdeşen döksünler. Bu kötü bir şey olabilir ama bu adam gibiler bunu tamamen hak ediyorlar ve ilerde ancak gelip nerede hata yapıyorum diye kendileri araştırırlarsa belki bir şeyler anlatılabilir.

Şuku veren herkese de teşekkür ediyorum, iyilik kazanacak kısa paça bitecek 🙂

Bu insanlara bir şey anlatamazsınız zira bu insanlar tamamen “iyiler” ve herkesin tepesinde bir “elitler”. Buna kendilerinden başka kimse inanmıyor ama olsun. Bunların dünyasında en küçük bir doğal gerçek kro, toksik maskülen ve kötü.

Yanlış anlamayın, burada okuduklarınızı başkalarına ulaştırabilirsiniz. Birçok insan burayı başka birinin tavsiyesi ile buluyor. Arkadaşından, hiç tanımadığı bir yabancıdan, oğlundan (evet oğlundan), kuzeninden, vs. duyup gelen çok. Ben şahsen bir kişiye kırmızı hapı bir kere hafif bir şekilde açıklarım, eğer şu yukarıdaki moda girerse bir daha asla onunla bu konuyu konuşmam.

Arkadaş meclislerinde bu konuları tartışırken zorlandıklarını söyleyenleri duyuyorum. Neden tartışıyorsunuz ki? Bana ne yaptığımı soruyorlar. Ben böyle tartışmalara hiç girmiyorum, zorlarlarsa anlamadığım sıkıcı konular deyip geçiyorum. Size de aynısını tavsiye ederim. Kırmızı hap, en iyi yaşanarak ve senin nasıl böyle olduğunu öğrenmek isteyenlere anlatılarak yayılır. Boş içki masası tartışmaları ile değil.

Ailem Bana Destek Olmuyor | Ailem Bana Engel Oluyor

Merhaba millet. Ben Mr. Deer. ”Ailem bana destek olmuyor”, ”Ailem bana önayak olmuyor” diyen dostlarıma özel bir sohbet. Hem hayatını inşa ederken ailesi tarafından kararları ciddiye alınmayan veya ailesinin kendisine iyi bir örnek olmadığını düşünen dostlarımın sorunlarına dikkat çekiyoruz. Bireylerin yanı sıra ebeveynler içinde tavsiyeler sizlerle dostlarım, iyi seyirler!

 

Bir zamanlar Charlie Harper vardı (Two and a half men)

2003 – 2015 yılları arasında yayınlanan Two and a Half Men dizisi, gelmiş geçmiş en komik dizilerden birisi olması yanında, daha alfa karakterli Charlie Harper ve beta öderliğin kitabını yazan Alan Harper kardeşlerin müthiş kimyasıyla da birçok ilginç kadın – erkek ilişkileri öyküsü barındırıyordu.

Korkunç olan şu ki o devir geride kaldı. Şu an ABD’de kimse böyle “kadın düşmanı(!)” bir senaryo yazıp yönetemez. Aslına bakarsanız günümüz feminen totaliter kültür ortamında How I met your mother? ya da Friends gibi hafif komediler bile yapmak güç. Biz de ara ara eskileri izliyor, giden güzel günleri anıyoruz.

Rahmetliyi özlemle anıyorken bir hatırlayalım dedik. Youtube kanalımızı takip etmeyenler, birkaç klibi altyazılı olarak kanala koyduk.

 

Kırmızı Hap ve Geleneksel Cinsiyet Rolleri

Soru: Kırmızı hap bir öğreti olarak geleneksel cinsiyet rollerini destekliyor yani kırmızı hapın gelenekçi yönünden söz edebiliriz …

Aslına bakarsan öyle bir şey yok. Bundan daha önce Karım benden çok kazanıyor yazısında bahsetmiştim. Bu yanlış anlaşılan bir şey:

Kırmızı Hap, Geleneksel Muhafazakarlık ve Modern Zamanlar

Kırmızı hapı içinde bulunduğumuz ortama adaptasyon olarak değil, geçmişe (aslında varolmayan ve kartpostallardan veya filmlerden yansıtılan bir masal geçmişe) dönüş olarak uygulamaya çalışan çok erkek var. Özellikle de geleneksel muhafazakar geçmişe sahip erkeklerin çözümü bu. Geçmişe dönmek.

Oysa kırmızı hapı evliliğe uygularsak amaç kadını yeniden mutfağa sokup iş yaşamından çıkarmak değil, günümüz dünyasında bir aileyi, o ailenin tüm bireylerini mutlu edecek şekilde verimli ve  etkili olarak kurup yaşatmaktır. Erkeğin dominant (lider) olduğu metod kendini ispatlamış ve güvenilir bir yöntemdir ve bu nedenle de kırmızı hap tarafından benimsenmiştir.

Heteroseksüel ilişkileri en sağlıklı yürüten ayar, erkeğin onay beklemeden liderlik ettiği ayardır.

Burada anlatıldığı gibi, gelenekselden daha çok evrimsel bir rolü, erkeğin liderlik ettiği bir rolü destekliyor ama geleneksel de diyemezsin zira kadını yeniden mutfağa sokmak ya da iş yaşamından çekmek veya sadece anne haline getirmek gibi bir gelenekselcilik yok burada (kırmızı hapın içinde bunları savunanlar olsa da).

Soru devam: Kadınlara az ilişki yaşamaları, erkeklerin de kendilerini yüceltmeden önce evlenmemeleri tavsiye ediliyor. Ancak bütün erkekler otuzlarına kadar tek eşli ilişkiye girmeyip tabak çevirirlerse, kadınlar nasıl az ilişki yaşayacak? Tabak çevirmenin geleneksel rollere ve geleneksel topluma ne etkisi olabilir?

Güzel soru. Öncelikle erkeklerin çoğu tabak çevirmeyecek. İkincisi, kadınların çoğunun tabak çevirme olayına girmediği ama erkeklerin tabak çevirdiği bir durum mümkün. Zira kadınlar tabak çevirdi mi erkeklerden çok daha fazla sayıda tabak çevirebiliyorlar. Çok fazla ilişki yaşayan bir kadın, çok fazla ilişki yaşayan bir erkekten çok daha fazla ilişki yaşayabilir.

Diyelim ki bir adaya 100 erkek ve 100 kadın koydun. Burada örnek olsun diye sayıları abartacağım. 10 kadın her erkekle yatsın ama 90 kadın ya bir – iki erkekle beraber olsun ya da hiçbir erkekle birlikte olmasın. Bu durumda her erkek en az 10 kadınla birlikte olur, 10 kadın 100 erkekle ama kadınların 90%’ı çok az erkekle. Bazı erkekler tabak çevirdiklerinde, bazı kadınların da kendilerini tabak diye çevirebileceğini fark edemiyorlar. Çok az ilişkisi olan kadın da tabak çevirmede karşınıza çıkabilir ama erkeklerin çok azı tabak çevirdiğinden bu pek bir etki yapmıyor.

Cinsel devrimi suçlayın, erkekleri değil yazısında bundan biraz bahsediliyor:

Erkeklerin önüne gelenle yatma isteği sadece kadınlar da buna uyduğunda uygulanabilir. Ve kadınlar aptalca on yıllardır buna uyuyor.

Kadınlar kendi güçlerini azaltan bu duruma kandırıldılar, cinsel özgürlüklerini çok sevdiklerinden değil (bazıları sevse de), Gloria Steinem ve Bolick’in annesi gibi kadınların onları eski cinsel değerlerin evlilik ve çocuk ile beraber kadınları baskı altında tutan öğeler olduklarına inandırdıkları için.

Ortaya çıkan sonuç : azalan evlilik oranları ile çocukların hayatının kararması, yanlız annelerin hayalkırıklıkları, yanlız erkeklerin daha az mutlu olması (yalnız erkekler evli erkeklere göre daha fakir ve mutsuzlar). Cinsel devrim korkunç bir tahribat yarattı, kurbanları sebebin cinsel devrim olduğunun farkına varmasa bile.

Kırmızı hapın bir adaptasyon stratejisi olduğundan bahsettik. Şu anki ortama adaptasyon. Aslına bakarsanız gelenekçiliği bırakın ortamı kullanarak eskiye gitmeyi engelleyen bir strateji. Ama cinselliğin kapı bekçisi olması gereken kadınlar bu görevi sıkı bir şekilde yapmaya başlarlarsa yani ortam değişirse, ona da adaptasyon sağlanabilir.

Beni en çok güldüren şeylerden birisi de, tabak çevirmek, evlilik öncesi cinsel ilişki, geç evlenmek ya da evlenmemek, erkeklerin geleneksel kendilerini feda etme rolünden sıyrılıp kendilerini merkeze koymaları, vs. gibi öğeler içeren bir stratejiye sağ / geleneksel / muhafazakar denilmesi. İnsanın bunları sağ görmesi için ciddi oranda sola kaymış olması lazım 🙂 Bu etikete neden olan şey kırmızı hapın gelenekçi olup olmaması değil, feminen önceliğin erkekler aleyhine güç kazanmasına karşı olması. Feminen öncelik kendisini devrimci saydığı için, kendisine karşı olan şeyleri de gerici diye yaftalayıp saf dışı etmeye çalışıyor. Aşırı dincinin herkese kafir, aşırı sağcının herkese komünist, aşırı solcunun herkese faşist, feministin erkek hareketlerine ataerkil demesi gibi. Oysa benim gördüğüm bu sitede yazanların ve siteyi okuyanların ezici çoğunluğunun ortanın sağında ve solunda olmaları.

Bu arada tabak çevirmeyle ilgili defalarca söyledik: Tabak çevirirken her kızla yatmazsınız. Aslında tabak çevirenlerin ezici çoğunluğu için bu, farklı kızlarla buluşup aralarından öne çıkan ile birlikte olmak, kendini ilişki olana kadar alternatiflere kapamamak şeklinde olur. Yani tabak çevirmeyi bir orgy olarak düşünmeyin (öyle yaşayanlar olsa da), alternatifler arası seçim yapma şansı olarak düşünün.