Sosyal Kaygı Üzerine

Sosyal kaygının fizyolojik belirtileri, heyecan belirtileriyle hemen hemen aynıdır; Her ikisi de terli avuç içlerine, hızlı kalp atışına veya adrenalin patlamalarına neden olabilir.

Tek fark, kötü bir şey olacağını düşündüğümüzde endişelenmemizdir. Aksine, iyi bir şey olacağını düşündüğümüzde heyecanlanırız.

Bir kişi için Skydiving yapmak heyecan verici olabilir çünkü gerçekten adrenalin patlaması yaşatan bir şeyi deneyimleme şansını elde etmiştir ve bu deneyim onun için eşsizdir.

Başka bir kişi için Skydiving yapmak korkunçtur çünkü bu, aşağı düşmek ve potansiyel olarak ölmek olarak algılanabilir.

Her iki insan da kabaca aynı fizyolojik semptomları yaşar, ancak bu semptomların anlamları kişilere göre değişir. Anlamlar değiştiğinde, yaşanılan deneyimde değişir.

Bir kişi en yüksek deneyimi yaşarken, diğeriyse en kötü deneyimini yaşıyor.

Kısaca bir deneyimin heyecan verici veya stresli olduğu inancı, kişinin inançlarınına dayanır.
Kısaca, sizi rahatsız eden veya strese sokan bir şeyi heyecan verici olarak yaşamayı kendinize öğretebilirsiniz.

Aynı strateji sosyal kaygıyı aşmak için de geçerli.

Yaklaşma korkusunu gerçekten aşmanın tek yolu, ona maruz kalmaktır.

Bir kadınla tanıştığınızda, kötü bir şey olmayacağına dair bir inancınız olmalı – çünkü endişeniz yersiz ve anlamsız. Hatta çoğunlukla kuruntular üzerine kurulu (ki buna sonraki yazılarda değineceğim).

Eğer, bir kadınla hiç tanışmadıysanız (ya da en azından yakın zamanda yapmadıysanız), ilk tanışmanız/ilk adımınız çok zor olabilir.
Not; Öyle olursa bu çok normal bir durum.

Beklentilerinizi yükselttiğinizde ve onları karşılayamadığınızda, sonunda kendinizi hayal kırıklığına uğratırsınız ve bu zamanla artarak kişisel başarısızlığa ve hiçliğe dönüşebilir.
Bunu yaşamamak için nerede olduğunu anlamaya çalışın ve başarı çıtanızı düşürün, ki bu yapabileceğiniz bir şey olsun. Diğer türlü yapamayacağınız bir şey olduğunda bu sizin için bir hedef olmaktan çıkıp, ulaşamayacağınız ve kendi başarısızlıklarınızı suçladığınız bir sürece dönüşür.

Kadınlarla veya erkeklerle tanışmak için ilk kez dışarı çıktığınızda herhangi bir şey yapamayabilirsiniz. Sorun değil, bu başarısız olduğunuz anlamına gelmiyor.
Tek başarısızlığınız; evde kalmanız ve denememeniz olabilir. Tanışma niyetiyle çıktığın sürece ilerliyorsun. Seni rahatsız eden bir sürece giriyorsan bu seni geliştirmeye başlamıştır ve konfor alanından uzaklaşmak pozitif bir şeydir.

Ne zaman dışarı çıkıp kadınlarla tanışmaya çalışırsanız ve tanışmakta zorlanızsanız bu sizin hayal kırıklığınızı arttıracak: aynı kalmanın acısını daha da pekiştirecek.
Eğer kötü bir sosyal hayatınız varsa ve başka çareniz yoksa, aynı kalmamalısınız. aynı kalmak değişmekten daha kötü hissettirir. İnsanı tüketir.
Değişmek; istekle, azimle, hayalle ve delicesine inat olmakla gelir. Bir kere karar verdiğinde ve gerçekten çalıştığında engelleri tek tek aşarsın. Ya da en azından çabalarsın.

Her şeyin sonunda, bir şekilde kendinizi sohbet başlatmanız gereken durumlara sokacaksınız.
Açılış yapamamanın acısı, açılış yapma acısından daha ağır geldiği noktada herkes kaçınılmaz olanı yapar.

Kendinize o kadar sinirleneceksiniz ki, sonunda , “Anasını satayım ne olacaksa olsun” diyeceksiniz ve yapacaksınız.
Bu 30 dakika da sürebilir, 1 ayda. Her iki durumda da, tanışma aşamasında deneyimlediğiniz ilk direnci aşarsanız, kuruntularınızı anlamaya başlarsınız. İlk ve en zor olan direnci geçersiniz.

Eğer gerçekten yapamıyorsanız veya tek başınıza bununla baş edemeyeceğinizi düşünüyorsanız bizimle iletişime geçin; bir profesyonelden destek alın.