Dark Triad’ı Anlamak- Genel Bir Bakış Bölüm 2- Makyavelizmi Anlamak

Makyavelizm, tüm sosyal senaryoları ve paradigmaları titizlikle manevra yapma gerekliliği olarak görme oyunudur. Makyavelistler duygusal ve sosyal olarak manipülatiftir. İnsanları kendi kabiliyetlerine göre insanlıktan çıkarma ve nesnelleştirme eğilimleri vardır ve faydacılığı, kişilikleri ile hayranlık uyandırmaktan çok varlık olarak ele alırlar. Kısacası makyavelistler, bir şeyleri sadece sağladıkları yarar açısından değerlendirirler ve eğer bir yararları yoksa bu şeyleri fazla önemsemezler.

Yüksek yetenekte makyavelistler, sonuç elde etmek için kendilerini stoacılık ile manipüle ederler. ( gecikmiş hoşnutsuzluğun sapkın bir şeklidir. ) Ancak Dark Triad bireyler, stoizme ihtiyaç duymazlar çünkü bunun altında yatan psikopatik elemente sahiptirler. Makyavelistler, oldukça basit bir şekilde sosyal etkileşimlerinin çoğunu satranç ve poker gibi oyunlardaki gibi yürütürler.

Narsizm, onların tüm manipülasyonları için poker yüzleri ve fiziki temsilleridir. Makyavelizm onların çekirdeği, satranç beyinleridir. Etraftakilerden 10 adım ilerde olduklarını düşünürler. Duman ve aynaları kullanırlar ( yanlış yönlendirmeler) . Sizin için yem bırakırlar ve sonucu ( saptırılmış nüansla) beklenen sonuçla değiştirirler. Meşgulmüş gibi yaptıklarında sahte bir görüntü/ önem hissi taşımamaları gerekir. Aslında hedeflerini değersiz hissettirmek için onlara değer verirler. Sonuca ulaşmak için açıkça yalan söylerler. Kasıtlı şekilde birini kıskandırmak için hassas noktalarını seçerler ve o kişiyi diğerine överek anksiyete rekabeti yaratırlar. Sizi görmezden gelirler çünkü sizi etkilemek isteler. Bu bir korku oyunudur. Dark Triad’a değer veren birini yumuşatmak ve zayıf hale getirmek için onunla ilişkisinde şüpheye düşürürler. Dark Triad birey, bu kıtlık zihtiyetini, rekabet kaygısını romantik çabarlarla sınırlandırmaz. Bu manevra listesi uzar gider. Makyavelizm, Dark Triad’ın temel entelektüel bileşenini oluşturan ikilik sanatıdır.

Eğer doğuştan manipülatif bir hayvan düşünmeniz gerekseydi bu kedi olurdu. Birçok kadın, kedileri sever bu yüzden onları çözmeye çalışır. Kadınlar, doğaları gereği makyavelizme erkeklerden daha eğilimlidir. Red Pill felsefesinin başlıca teorisi, erkeğin doğuştan onu daha sert ve baskın yapan fiziksel üstünlükle doğduğu, kadınınsa yumuşak, kassız ve kısa olduğudur. Bunun yerine kadınların, adapte olmaları için erkeklere karşı psikolojik manipülasyon yeteneklerini kullandıkları ve onların kafalarını karıştırarak onlarla bu şekilde rekabet ettikleri düşünülmektedir.

Güzel bir Makyavelist ise güzelliğini, bir erkeği esir almak ve arzularını kontrol ederek onu, arzularını ve aygıtlarını daha da kolaylaştırarak sömürmek için kullanabilir. Adamı bal seven bir ayı olarak düşünün. Kraliçe arı, adamı görünüşte boş bir kovana götürür. Ayı, pençelerini kovana sokar ve birden bire arı ordusu ayıyı sokar. Artık kraliçe arı, ayısına yapmasını istediği şeyleri dikte edebilir çünkü ayı, balın tadını almıştır ve eğer ayı, arının dediğini yapmazsa kraliçe arının ayıyı sokacak bir ordusu vardır. Kadınlar kontrol ederler. Her zaman ilişkileri kontrol etmek için savaş verirler fakat bunu başardıklarında rahatsız olurlar ve başka bir adama geçerler. Bu, eğer ilişkide olduğunuz kadınla devam etmek istiyorsanız başarısız olmamanız gereken, hiç bitmeyecek bir testtir.

Gold Diggerlar, bir klişe olarak erkeğin kaynak sağlayan kullanışlı aptaldan biraz daha azı olduğunu ifade eden eğilimin toplumsal kabulüdür. God Diggerlar, aslında insanlara kişilik özelliklerine göre kim olduklarından ziyade sahip olduğu şeylere göre insanlara yaklaşan tiplerdir. Briffault’un steroidler yasası der ki: Onlar, kişilerin kendileri için neler yapabileceklerini göz önüne alarak duygusal bağlar kurarlar. Bir kişiyi olduğu gibi tanımlamazlar. Söz konusu kişiyi manipülasyon için yaptığı şeylere göre de tanımlamazlar. Aynısı makyavelistler için de geçerlidir.

Örneğin makyavelistler şöyle düşünmeyeceklerdir: ” John harika biri, ondan hoşlanıyorum çünkü düzgün bir adam ve onunla duygusal bir bağ kurayım. ” Düşündükleri şey şöyle bir şey olacaktır: ” John büyük bir arabulucu, eğer onu kazanırsam, bana herhangi bir durumda arabuluculuk yapabilir. Eğer onu kazanamazsam ona ihtiyacım olmaz ve onunla vakit kaybetmemeliyim. ” Böylece, oluşmuş görünen herhangi bir duygusal bağ çekiciliğin ürünüdür. Onu kazanmak için gösterilen yüzeysellik başka bir zamana ertelenebilir. John için herhangi bir meşru hayranlık ya da arzu oluşmaz. Bu sadece John’dan ticari anlamda yararlanmak için bir manipülasyondur.

Makyavelizm uzun bir süre tek bir kişiye doğru yoğunlaştığı zaman bir tür zihinsel istismardır. Özgürce seçim yapma organlarından birine tecavüz eder. Doğası gereği gizlice bir yaptırımda bulunabilir. İnsanın özgür olduğunu düşündüğü görünmez bir hapishane yaratabilir ama gerçekten de başkalarının arzularını yerine getirmek için farklı şekillerde köleleştirilmişlerdir. Bu, makyavelizmin en az yıkıcı, şiddet içermeyen, pasif halidir ama makyavelizmin saf bir kötülük kaynağı olarak nitelendirilmemesi önemlidir çünkü bu yanlış bir genellemedir. Örneğin makyavelizm, ebeveynler tarafından koruma, besleme, büyütme gibi yardımsever amaçlar için kullanılabilir. Ancak bu, Dark Triad’lar tarafından hedonizm ve kar gibi bencil ve yıkıcı amaçlar için kullanılabilir. Dark Triadlar’ın , en iyi günlerinde ve en kötü
günlerinde ahlaksızlık tezahür eder.

Makyavelizm her iki cinste de görülebilir fakat kadınlar, temel anlamda bundan yararlanmaya daha elverişlidirler. Erkeğin fiziksel avantajı yasal değildir. Kadının mental avantajı ise yasaldır. Bunu erkeklere çekici gelen cinsel çekicilikleriyle birleştirin. Bunun, modern Avrupa toplumu açısından kadınlar için uygun olduğu anlaşılacaktır. Bir kadının mantıksal olarak duygusal durumuna bağlı olması mantığı sadece onun makyavelizmini kolaylaştırmaya ve geliştirmeye yardımcı olur. Çünkü kadının tutarlılık eksikliği onun gerçekte olduğundan daha karmaşık görünmesini sağlar. Başına gelen saçmalıkların yarısını bile anlamaz ve kendi mantıksızlığını kavramak için ne mantıklı argümanlara ne de gözleme ihtiyaç duyar. Ne hissetmesi gerekiyorsa onu sağlayacak şeyi yapar. Eğer bu onu mutlu ediyorsa zihinsel ve fiziksel açıdan sakinleşir.

Modern toplumumuzdaki erkeklerin zayıf efemine davranış karakteristiğinin büyük bir miktarı, erkeklerin büyük çoğunluğunun makyavelist özelliklerinin ve yeteneklerinin herhangi bir yararlı self servis boyutundan yoksun olduğunun göstergesidir. Hükumetler erkeklerin kafalarının karışık olmasını ve uyanmaları yerine savaşlara ve refaha ulaşmak için fonlanan paralara, vergileriyle katkıda bulunmalarını isterler. Devletin yararına olacak şekilde onları küçük üretken, ekonomik köleler yapmak isterler. Feminist bürokratlar ve politikacılar, gayri ahlaki yasalarını bu paralarla geçirebilirler. Sonrasında bir erkek her şeyini kaybeder çünkü etrafında olup bitenleri göremeyecek kadar saftır. Bolca suçlanır ve bu saflığı için utandırılır. Dark Triad erkekler ve kadınlar uzman makyavelistlerdir. Sıradan bir insanı mental açıdan kontrol altında tutabilir, onları test edip onlara güçlerini gösterebilirler. Makyavelizm, doğal olarak aldatıcı doğa yapısına sahip narsist bireyin en mantıklı parçasıdır. Haliyle bu, sözü edilen bileşenlerin uyumsuzluğunu mümkün kılar.

Dark Triadlar, kendilerine duygusal anlamda bağımlı kadınları istismar edecek şekilde amaçlarına göre kullanırlar. Onların varlığı bile kadınlarda dopamin / serotonin / kortizol / oksitosin ataklarının yanı sıra bilmediğim diğer nöro-kimyasal rahatsızlıklara neden olur. Bu duygusal kokteyil, kadınların erkeklere bağımlı hale gelmesine sebep olur. Kadınlar drama bağımlısıdır. Bu, her modern dizi, film, romantik komedi izleyen hatunda vardır. Bu nörotransmiterleri ve hormonların sistematik salımını, bu salımlar için uyaran olarak görev yapan belirli bir erkeğin birlikteliği ile ilişkilendirerek, biyokimyasal olarak erkeğe bağımlı hale gelirler ve böylece zihinsel olarak ona bağımlı olurlar. Böylesi güçlü bir erkeğin kadının hayatından çıkması, kadının uyuşturu yoksunluğuna benzer şikayetleri olmasına sebep olabilir.

Burada Dark Triad, uyaran olduğundan uzun süreli yokluğunda kimyasal süreç durur ve kadın, herifin istismarcı bir piç olduğuna aldırış etmeden hala onun varlığına ihtiyaç duyar. Tartışmalı sonuç: Zihinsel istismar, kadınlara kimyasal olarak bağımlılık yaratabilir, çünkü onlar kadar acı verici olsa da, kadınlar drama severler. Bu dereceye kadar kadınlar mazoşist eğilimlere, özellikle de sevgi ve sekse ilişkin bir eğilim gösterirler, ancak bu başka bir makale konusudur.

Bu bölümün özeti: Dark Triad bireyler insanları narsizm ile çekerler, onları makyavelizm ile kontrol altında tutarlar ve açıkladığım duygusal kokteyil ile kendilerine bağlımlı kılarlar. Dark Triad’ın son konusu olan psikopati, makyavelizmden sonra kişilerin manipülatörlee nasıl duygusal bağ kurduklarını anlama konusunda size yardımcı olacaktır.

Makyavelizmi taklit etmek isteyenler için bu, öğrenilebilir ve akademik olarak uyumsuz olarak kabul edilen bir özelliktir. Yani temel anlamda makyavelizm öğrenilebilir bir şeydir. Politika sanatını ve ordu stratejisini öğrenerek, bunu kendi sosyal etkileşimlerinizde prensip olarak uygulayarak makyavelist olabilirsiniz.

Kaynak: https://illimitablemen.com/2013/11/17/understanding-the-dark-triad/
Çeviri: Sonsuzluk Ve Bir Gün

Bir yatırım tavsiyesi olarak kırmızı hap

Saha Raporu- Tinder Buluşması yazısına Javert şu yorumu yazmış :

Kırmızı hapı burnundan yutan çok. Kırmızı hap gibi mevzuları “saf” adamların öğrenmemesi gerek aslında. Ya kırmızı hapı tamamen reddedip mavi haplı kafayla devam ediyorlar ya da kadın düşmanı oluyor. Bunun biraz yumuşak versiyonları mgtowlar. Kadınlara yatırım konusu kalibre işidir, yok öyle ben game kitabını okudum, kırmızı hap okuyorum deyip hiç yatırım yapmamak.

Bu tipler başta kadına yatırım yapmaz, bir şekilde sevgili olduklarında köpek gibi de bağlanırlar veya aldatılırlar. Nasıl sevgiye ihtiyacın varsa, kadınında ilgiye, sevgiye ihtiyacı var. Burayı okuyanların kafasında hala tüm yazılanlara rağmen: sikici, çakıp geçen, aşağılayan imaj var.

Gerçi seçimle alakalı bir şey ama burda “tavsiye” edilen “lider, sosyal, iyi alfa” olmak. Playboy ya da Mafya olsanız burada işi olmazdı kimsenin.

Bata çıka bu kalibre konusu oturacak, törpüleyeceksin davranışlarını. Yanlış bir çevrede büyümüş olmanın sıkıntıları bunlar hep, deneye deneye bazı şeyler törpülenir. Kadına yatırım yapacaksın, seveceksin ama yanlışında cezasını keseceksin, yanlışını yüzüne vuracaksın.

Saha raporunu yazan genç arkadaşın oyunun dengesini öğreneceğine inanıyorum ve daha oyunu dengeleyememiş olanların kırmızı hapı bırakmalarını tavsiye etmeyeceğim. Ama Javert dikkat edilmesi gereken bir konuya parmak basıyor.

Günümüzde sosyal, cinsiyetler arası ilişki ve politika alanlarındaki ciddi kutuplaşmanın nedenlerinden biri ikili düşünme (binary thinking). Türkçe’de ak – kara düşüncesi diyebiliriz. Bir alanda gri renklere yer olmaması durumu.

Her şeye ak – kara bakan biri için kırmızı haptan çıkarılan mantık şudur :

(1) – Mavi hap elindeki herşeyi tek bir kadına yatır diyor.
(2) – Kırmızı hap buna karşı.
(3) – O zaman kırmızı hap kadına hiç yatırım yapma diyor.

Buradan çıkarılan sonuç ise kadına en ufak yatırım yaparsan betasın, kadını hiç yatırım yapmadan sikersen ancak o zaman alfasın! Bu zihniyette bir orta yol olabileceği ihtimali yok. Çerçeveye baksan da aynı. Kadını zihinsel odağınıza koymayın, kendinizi koyun diyoruz. Kadınız zihinsel odağına koymaktan kendini tamamen odaktan çıkarmayı anlayan adam, kendini odağa koymayı kadının hiçbir isteğini ve arzusunu dinleme, kadını tamamen görmezden gel algılıyor.

Kadına yatırım yapacaksın ama yavaş yavaş yapacaksın. Yatırıma değer mi bakarak adım adım yatıracaksın. Tüm her şeyini hiçbir zaman bir kadına yatırmayacaksın tamam ama bu kadına hiç yatırım yapmayacaksın anlamına gelmiyor.

Kırmızı hapı şöyle anlatsam sanırım ne demek istediğim daha iyi anlaşılabilir.

Toplumda erkeklere pompalanan yaygın yatırım danışmanlığı şu. Senin yatırımını yapacağın tek bir şirket var ve bu şirketi buldun mu tüm paranı ona yatıracaksın. Böyle yaparsan zengin ve mutlu olacaksın. Eğer 20lerinde şirketler yüzüne bakmıyorsa ve senin yatırımlarını kabul etmiyorsa üzülme. Sabredersen kötü yatırımcılarla iş yapmaya hevesli şirketler sonra senin değerini anlayacak ve senin değerini anlayarak senin ona yatırım yapmanı isteyen o özel şirkete tüm yatımını yapacaksın.

Kırmızı hap da tabii ki “olur mu öyle şey, bu şirket batınca sıfırlanırsın, herşeyini bu şirkete yatırma” diyor. Paranın (duygusal yatırımının) büyük kısmı başka şirketlerde olsun (kariyer hedeflerine, arkadaş grubuna, hobiler). Hatta bir şirkete önemli miktarda para yatırmadan önce birkaç şirkete azar azar para yatırıp iyi şirketin kokusunu alacak bir kurt yatırımcı olmayı öğren diyor. Tek bir şirkete yatırım yapacaksan ona o yatırımı azar azar yap diyor.

Buna rağmen kırmızı hap yatırım danışmanlığını “bir şirkete SIFIR lira yatırarak büyük kazanç elde edersin” algılayan çok. Hatta “şirketlere para yatıranlar aptaldır, yatırım yapmadan para kazanmıyorsan iyi bir yatırımcı değilsin” algılayan da çok.

Bir şirkete para yatırmadan o şirketten getiri elde edemezsin. Doğaya aykırı. Size nasıl dengeli yatırım yaparsınız, yatırımınız batarsa siz nasıl batmazsınız onu öğretmeye çalışıyoruz.

Ak – kara düşünce mantığı sizin kırmızı hapın her kavramını yanlış anlamanıza neden olur. Bir örnek daha vereyim.

Dominant (egemen) olmayı üstün olmak ya da efendi – köle ilişkisi sanarsınız. Lider olmak olduğunu içselleştiremezsiniz. Kararlar almak, bunları almak için kadından izin ve onay beklememek olduğunu anlayamazsınız. Üstünlük taslayacağım diye zorbalaşırsınız.

Yazıyı Black Label Logic’in Büyüklük Yanılsaması yazısından şu alıntı ile bitireyim :

Fakat birçok şeyde olduğu gibi, kendini etkisiz bir nesne gibi görme ucundan, kendini tamamen bir özne ucuna savrulmak, aşırı bir düzeltmedir. Daha önce hiçbir kırmızı çizgisi olmayan bir erkek, başlangıçta çoğunlukla sınırlarını aşırı şekilde dayatacaktır. Socrates ismini kullanan bir elemanın 21 Convention konuşmasında dediği gibi , bir erkek sosyal yeteneklerden ve aslında çok iyi ayar ve denge gerektiren PUA kalibrasyonundan yoksun iken oldukça agresif davranabilir ve bu da ona negatif etkide bulunur.

Saha Raporu- Tinder Buluşması

Erkek Adam kitapları serisinden Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabı için tıklayınız.

Birkaç hafta önce Erkekadam.org ’ta edindiğim bilgiler ışığında ve kendi çapıma güvenerek Tinder eşleşmeleri ve set açmaya odaklandım. İlk bir haftalık süreç hızlı ve etkileyici geçti. Kırmızı Hap’ın 6. Ayında kendimi bu denli güçlü ve çekici hissedeceğimi düşünmezdim. Bir noktaya değinmeden edemeyeceğim, Kırmızı Hap size her kadını kaldırmanız konusunda yardım edecek bir öğreti değil ve hatta birazdan okuyacağınız tecrübeler doğrultusunda Kırmızı Hap size seçici olmayı öğretir, o halde başımdan gelen olaylar silsilesine geçelim.

Bir, iki gün önce Tinder’da bir match yakaladım ve içinde bulunduğum karmaşaya ve eğlence isteğine iyi gelebileceğini düşünerek, oyunu oynamaya başladım. Oyunu bilelim ya da bilmeyelim her Türk erkeğinin bana kalırsa büyük Shit Testlerinden biri olan ‘Geç cevap verenin, zor kız olduğu’ kanısı ile pek de istemeyeceğim bir açılış yaptım fakat hem kendimi hem de öğrendiklerimi sınamak istiyordum. 1 Saat süren cevaplama süresine 12 saat ile karşılık verdim, 20 dakika’ya düşen bekleme süresine 2 saat ile cevap verdim ve dün gece kızımız tam olarak istediğim kıvama geldi. Karşılıklı CV’ler değiştirildi, öğrenilmesi gerektiğine inanılan bilgiler edinildi. Telefon başında olsak dahi birkaç küçük (Ben her ne kadar küçük desem de, özellikle Discord grubundakiler neglerimi ağır buluyor (Bir kıza selülitlerin var demek büyük bir neg sanırım eheh : ) ) ve ardından buluşmak için yola çıkıldı, henüz buluşmadan yarım saat önce bir Drama Queen ile karşı karşıya kaldığımı idrak ettim fakat sabrımı sınamak konusunda takıntılıydım. Küçük detaylar halledildi ve tam olarak istediğim yerde buluşma gerçekleşti, buraya dek her şey güzeldi fakat plansız, programsız işe atıldığımı ve bu konuda yaptığım hatayı da belirtmem gerek. Buluşma yeri, hatunun adaptasyon süreci tamam fakat kendimi ve hatunu ikna edebileceğim sabit bir planım yok. Siz, siz olun kesinlikle plansız bir işe kalkışmayın.

Buluşmaya yanağa öpücük ile başladık, kızımız biraz çekingen davransa da genel olarak iyiydi, diş ağrısını bahane ederek soğuk bir şeyler içmek istediğini söyledi. Burada kendi çapımda bir neg attım, diş ağrısına buz basmak iyi gelir diyorlar dedim. Kendileri müstesna bir hemşire, saygın bir hastanede çalışan bir hemşirenin diş ağrısına soğuk bir şeyin iyi geleceğini düşünmesi, tamamen cehalet olsa gerek. Her neyse, eğitim seviyesinden bana ne istediğim şey oyunu oynamak ve ne kadar birikime sahip olduğumu görmekti. Açık konuşmak gerekirse, % 30 – % 70 kuralını birkaç kez bozsam da karşımda sürekli mızmızlanan ve çocuk gibi “Oraya değil buraya gidelim, aslında şurada iyi bir cafe var, şunlardan mı içsek” gibi beni hem maddi hem manevi test eden bir hatunla karşı karşıyaydım.

Bir kafeye oturduk ve 13.50 TL olan Portakal suyunu gördükten sonra, kızı huzursuz edecek birkaç davranışta bulundum. Çünkü kızımız bir Drama Queen ve ben, bana sürekli ajitasyon kasacak bir hatuna para harcamak istemediğime kendimi ikna ettim. Servis’in kötü olduğu konusunda hemfikir olduk ve cebimden kuruş çıkmadan kalktık, ilerleyen birkaç on dakikanın ardından yağmur bastırdı ve belediye otobüsüne atlayıp büyük bir AVM’ye gittik yol boyunca birkaç ILG ve küçük çaplı bir French Kiss aldım, fakat şuna emin olabilirsiniz bu hayatımda aldığım en kötü öpücüktü. HB 6,5 bir hatunun hiç öpüşmemiş olması ihtimaline inanmak istemiyorum. Hele kendi adıma çok iyi öpüştüğümü düşünüyorsam, bu kabul edilemez. AVM’ye geldik ve burada hatunun değerimin altında olduğunu ve ona hiçbir yatırım yapmayacağını küçük bir ima ile yüzüne vurdum ‘Buraya dek plan benim yönlendirmemle ilerliyordu, fakat bizi buraya getirdiğine göre içeceğimiz kahveleri de karşılayacağını umuyorum’ dedim. Çünkü o kızın bir an evvel siktir olup gitmesini istiyordum. (Beyler, ben Kırmızı Hap’ı götünden fitil olarak almış gözüküyor olabilirim fakat bunun adı tamamen seçicilik, benimle ya da sizinle sevişmek istemeyen yüzlerce kızı hatırlayın ve perspektifinizi değiştirin eheheh : ) )

En nihayetinde bir sigara içme bahanesi ile dışarıda bir yere oturduk ve bu esnada birkaç shit test aldım. ‘Bakayım şu biçimsiz dövmeye, sen sanki biraz kilolu musun?, Dişlerin ayrık mı senin? Saçların yağmurda bozulursa karizmatik gözükmeyeceksin gibi. İnanır mısınız, shit testlere bu kadar hayranlık duyan bir adam olarak her birini Rafael Nadal’ın set karşılamalarına benzer hareketlerle savuşturduğumu hatırlamıyorum. Özellikle Dişlerin ayrık mı senin? Sorusuna verdiğim; ” Evet, hatta tam şu aralıkta iki kişilik bir yatak var ve seni oraya atacağım eheheh” Dedikten sonra kızımızın yüzünde ki o ‘Evet, sen beni çatır çatır…’ çirkinleşmeyeceğim, tamam.

Velhasıl kızımız kahvenin 20, suyun 10 lira olduğu bir mekan seçti ve oraya gitmek konusunda ısrarcı oldu, bu esnada ben ne mi yapıyordum? Discord grubuna oradan ayrılacağımı ve seçici olmaları gerektiğini söylüyordum. En son kızı bir test ettim ve dedim ki, aslında böyle basit bir buluşmadansa, bir şişe şarap alıp sana gelebilirdim. Karşılığında, ” hayır, asla” Gibi bir cevap aldım. Eheheh, az evvel bana sırnaşan hatun, şimdi bembeyaz olmuştu çünkü istediği tamamen drama yaratmak, cebimdeki parayı son kuruşa kadar yemek ve benimle ondan sonra sevişmekti. Sevişmek konusunda eminim zira hatunun kalçalarına dokunduğumda gayet hoş bir tepki aldım. Velhasılı hatunu bir süre boş boş dolandırdıktan sonra o muhteşem sözleri duydum; Ben eve gitmek istiyorum. Sakince ” İyi fikir, benimde arkadaşlarıma sözüm var” dedim ve herhangi bir kapanış yapmadan, topuklarım götüme vurarak uzaklaştım.

Öncelikle Türkiye standartlarında Tinder kullanımı gereksiz ve kadınların egosuna hitap eden bir uygulama, bu konuda bir anlaşalım. Evet, olayın başında 9 date’in 6’sının yatakta bitmiş olması sizi yanıltmasın, ayrıca bir buluşmaya olayın sonu nerede bitecek olursa olsun, benim gibi plansız ve programsız gitmemeye özen gösterin bu her ne kadar benim iplememe seviyemle alakalı olsa dahi, vakit kaybeder ve diğer hedeflerden uzaklaşırsınız. Burada kızımıza tü, kaka demiyorum, elbette Drama Queen ya da değil, her kadının kendisine sağlanmasını istediği güvenceler olabilir, olacaktır da fakat önce bunları hak etmesi gerekiyor.

Ne kadar süredir buradasınız ya da ne kadar tecrübeniz var bilmiyorum fakat seçici olmak her zaman iyidir, Kırmızı Hap bana o ve benzeri hatunlarla tüm günümü öldürüp gece sıradan bir seks yapmamayı öğretti. Kırmızı Hap 1.72’lik sütun gibi hatunları, size yaratabileceği sıkıntı ve tabak olarak değerlendirmeme perspektifini kazandırır, Kırmızı hap hayat kurtarır.

– Eliot-

Tinder Rehberi

Saha Raporu – Dans yürümesi

Ne zamandır saha raporu yorumlamıyorduk. Redist ilginç bir saha raporu yazmış ona el atalım :

Selamlar abi en son sadece hb7 ve üzeri kızlara daygame yapmaya çalışmamın bir problem olduğunu söylemiştin ve ben de zorla da olsa dışarıda hb7 altı kızlara yürümeye çalıştım.

Sonuç; az kıza yürüdüğüm için pek bişey çıkmadı ve biri sokağın ortasında sapıkmısın sen her hoşlandığın kıza böyle mi yaklaşıyorsun falan diye bağırdı çağırdı. Neyse bunu bi geri dönüt olarak yazmak istedim ve asıl saha raporunu anlatıyorum.

Kız hb6.5 (çok kısa bir etek giymiş ve hala betalığın kalıntıları sanırım bu tarz giyinen kızlar bir tık daha önde oluyor gözümde)

Ben yaş 22 boy 1.80 2 yıldır ağırlık kaldırıyorum ve mekana idmandan hemen sonra gittiğim için baya pumplıyım.
Dans gecesindeyiz .

Kızla birlikte başlangıç grubunda olduğumuz için hadi gel şu öğrendiklerimizi deneyelim diye kaldırdım dansa ve bir sürü IOI aldım ( O kadar gürültüde sürekli sohbet etmeye çalışıyordu benimle, soru soruyordu, gereksiz temasta bulunuyordu vs.)
Dışarı çıkalım mı dediğimde olur dedi sonra mekana geçtik buraya kadar herşey normal.

Mekana oturunca bir arkadaşımı çağırsam sorun olur mu dedi. Bende olmaz dedim. (Gerçekten bilemedim ne diyeceğimi)
Sonra işin daha kötü tarafı mekana gelen arkadaşı erkek çıktı. Çocuk cılız görünümlü tam bir beta ve gelir gelmez dedikodu yapmaya başladılar. Ben ne kadar çerçevemi sıkı tutmaya sinirlendiğimi belli etmemeye çalışsamda sohbet dışı kalmanın gerginliği vardı üzerimde.

Kalkıp gitmeyi düşündüm. Gitmedim.

Kız niye bu kadar sessizsin dediğin de ne yapayım siz eskileri konuşmaya başladınız ( kızın hoşlandığı bir çocukla ilgili konuştular) nerden katılayim sohbete dedim.
Ve kendimi gerçekten kötü ve çaresiz hissettim.

Ordan kalkınca kızın arkadaşını postaladık biraz tutmayalım dedik.

Turlamaya başladığımızda benim eve (aslında arkadaşımın evinde kalıyordum onada söylemiştim)geçelim mi dedim kızda yok ya turlayalim sonra sen beni eve bırakırsın dedi. Bende ısrar etmedim. Kızı evine kadar olmasada baya mahallesine kadar götürdüm(götürmem mi demem gerekiyordu karar veremedim).

Kız bi ara yürürken ben kursu bırakıyorum birdaha görüşemeyiz belki gibi bişeyler söyledi bende kısmet dedim. Ve kızın numarasını falan istemedim.

Kırmızı haptan sonra ilk buluşmamdı. Üzülmedim gece saçma sapan geçti diye ama çok garip hissettim.

Yorumlarsanız çok mutlu olurum.

hb7 ve üzeri kızlara daygame yapmaya çalışmamın bir problem olduğunu söylemiştin ve ben de zorla da olsa dışarıda hb7 altı kızlara yürümeye çalıştım.

HB7 altını guzel bulmamanız problem. Ama nedeni tam anlaşılmıyor. “Zorla olsa da …” diyorsun ya. O klasik düşük rütbeli betalara özgü güzellik tapınması asıl problem. Bu kafa yapısı ile HB7 üstü kız tavlayamazsınız tavlasanız da o kızın ayak paspası olursunuz.

Kız hb6.5 (çok kısa bir etek giymiş ve hala betalığın kalıntıları sanırım bu tarz giyinen kızlar bir tık daha önde oluyor gözümde) …

Çok kıza etek giyen kız o eteği cinsel olarak ilgi çekmek için giyiyor. Buna ilgi göstermek betalık değil. Buna ağzının suyu akmak ya da bakıp bakıp da yürüyememek betalık.

Tabii hatun açık giyiniyorsa bu onun her erkeğin ilgisini çekmekten hoşlanacağı anlamına gelmez. Onun öyle giyinme sebebi tepe erkekler için diğer kızlarla rekabet etmek. Tüm erkeklerin ilgi göstermesi bir yan etki sadece.

Şimdi danstaki kıza gelelim. İyi başlamış. Çok kısa etek giyinen kadını alfa evresinde varsayabilirsin. Kırmızı giyinmek de aynı şekilde buna işaret eder. Aslında giyim döngülerinden kızların adet döngülerinin neresinde olduğunu bile az çok çıkarabilirsiniz.

Mekana oturunca bir arkadaşımı çağırsam sorun olur mu dedi. Bende olmaz dedim.

Kız uydusunu çağırarak shit test atmış. Olmaz dememen ya da hemen kabul etmen hata. Şakayla karışık bir şekilde reddetmen lazımdı. “Ben mum ışığında başbaşa kalırız diye hayal ederken arkadaşının gelmesi olmaz” derdin mesela …

Diyelim ki ciddiye almadı (muhtemelen kız burada durur o adamı çağırmazdı) ve arkadaşı yine de çağırdı. Bu kızın sana ilgisinin o aşamada düşük olduğuna işaret eder. Burada yapman gereken bunlar konuşurken ya sessizce gitmek ya da kıza “ben gidiyorum sen de gel deyip kızı başka mekana götürmektir. Kız eğer gelmezse zaten orda zamanını boşa harcamayı bırakmış olurdun. Ya da kız kuyruğu ile gelirse mesela onları orda ekerdin.

Kalkıp gitmeyi düşündüm. Gitmedim.

“Abi şu durumda ne yapalım, bu durumda nasıl davranalım” diye sorulan sorular aslında çok saçma. Zira eğer damarlarınızı testosteron dolduracak aktiviteleri yapıyorsanız olay olduğunda yapacağınızı sezgileriniz size bağıracaktır. Bak mesela senin 2 senelik spor sana en azından bunu sağlamış. Önemli olan mavi hapı atmak. Burada sessizce ya da afedersiniz deyip gitmen ve başka avlara ve danslara bakman lazım. Kendi de bunu biliyorsun ve testosteron ile yağlanmış evrimsel algoritmaların da sana bunu hissettiriyor. Kalarak kendine hıyanet etmişsin ve …

Ve kendimi gerçekten kötü ve çaresiz hissettim.

Sonuç kaçınılmaz. Mavi hap işte gözü körolsun! Daha bir saat önce hayatında olmayan kıza “ya verirse” ya da “saygılı efendi çocuk ol, annenin gününe gelen teyzeleri gururlandır” mantığı ile orada ezilip büzülmeye katlanırsın. İçindeki maskülen erkek aslında hala aktif ve o nedenle kötü ve çaresiz hissetmişsin. Bu açıdan ümitsizliğe gerek yok ama tam olarak iğdiş edilmemiş olman orada kalarak kendini aşağıladığın gerçeğini değiştirmez.

Ordan kalkınca kızın arkadaşını postaladık biraz tutmayalım dedik.

Bu sana ne söylüyor? Maalesef kızın arkadaşını çağırma nedeninin seni postalamak ya da aşağılamak değil denemek olduğunu söylüyor. Sana shit test atmış. Shit testlerin sadece kadın erkekle seks yapabileceğini düşündüğünü gösterir ve iyi bir şeydir. Yoksa hatun seninle kalmazdı.

Turlamaya başladığımızda benim eve (aslında arkadaşımın evinde kalıyordum onada söylemiştim)geçelim mi dedim …

Hiçbir cinsel gerilim yükseltme olmadan şunu yapmayın. Sen gördüğüm kadarıyla hiç cinsel gerilim yükseltme yapmamışsın. Eğer kızı ve arkadaşını orada bırakıp başkası ile dans etsen ve o kızla da gitmezsen ve dönse idin o bile cinsel gerilimdir.

Arkadaşlar daha direkt söyleyeyim : kadınlar azdırılabilir yaratıklar (hafif dokunuş ve sözlerle) ve hafifçe azdırmadan eve meve atamazsınız … İstisnalar tabii olacak ama strateji olarak benim dediğim doğru.

Kız bi ara yürürken ben kursu bırakıyorum birdaha görüşemeyiz belki gibi bişeyler söyledi bende kısmet dedim. Ve kızın numarasını falan istemedim.

Kusura bakma burası facia. Bak o shit testi geçememene rağmen kızın sana ilgisi devam ediyor. “ben kursu bırakıyorum bir daha görüşemeyiz belki” ne demek? Burada karşılaşamayız lütfen telefon numaramı al seni bir daha görmek istiyorum demek !?!?!

bende kısmet dedim – aferim.

Ve kızın numarasını falan istemedim – bravo!

Ah işte aşağıdaki büyük başa giden kanın yukarıdaki büyük başa giden kandan daha fazla olduğu yaştasın 😀 35 yaşa kadar böyle maalesef. Düşünmek ve uyanık olmak için özel çaba harcaman lazım.

Sen muhtemelen kızın oradaki arkadaş shit testinin ve orada hissettiklerinin etkisinde kaldın. Ama tipin iyi, boyun posun yerinde ve duruşuna dikkat ediyorsun. Yani senin bir miktar shit test yenilgisini absorbe edecek avantajların var. Fakat telefonumu al diyen kızdan telefonunu almamışsın, avantajların işe yaramamış.

Üzülmedim gece saçma sapan geçti diye ama çok garip hissettim.

Bu da bir tecrübe sonuçta. Ama Amcığın 16 Buyruğundaki ekstra özgüven işini biraz daha kolaylaştıracaktır. Satışı da oldu kabul et ve ona göre davran.

 

 

Robert P. Murphy – Gençlere tavsiyelerim

Son birkaç yıldır gençlere bedavadan finansal tavsiyeler veriyorum. Tavsiyelerime ise genelde şöyle giriyorum : “Size hayatınızla ne yapacağınızı söylediğim için kendimi komik hissediyorum, ama kel olduğum için biliyorsunuz daha yaşlı ve endişeliyim.” Bu yazıda, tavsiyelerimi özetleyeceğim. Bunları daha geniş kitlelere yayılacak şekilde özetlemek konusunda rahatım zira bunlar oldukça tutucu tavsiyeler ve her durumda faydalı olabilirler. Fakat benim Batı ekonomileri ile ilgili karamsar görüşümü göz önüne alırsanız bunlar oldukça önemli tavsiyeler.

Daha fazla birikim yapın.

Bir insanda gelecek için birikim yapma bilgeliği ve disiplini varsa, bu insanın ileride daha yüksek yaşam kalitesine sahip olacağı genel bir bilgidir. Ama yüksek tasarruf oranlarının kişinin gelecekteki geliri üzerindeki etkisini görmek için sayısal bir örneğe bakmakta fayda var – kitabımın 10. Bölümünde detaylandırdığım gibi. Albert Einstein’ın dediği gibi, evrende bileşik faizden daha büyük bir güç yoktur.

Aynı zamanda insanlar, ana akım medyadan gelen telkinler yüzünden birikim yapmaktan utanmamalıdırlar.  Kitabımda açıkladığım gibi, herkes kendi yaşam kalitesini daha fazla birikim yaparak arttırabilir. Başka deyişle, Alice’in kendi gelirinin daha büyük bir kısmını biriktirmesi yüzünden bir yerlerde Bruce’un daha fazla borç içine düşmesi ve hayat kalitesinin düşmesi gerekmez. Toplum gerçekten de net olarak birikim ve yatırım yapabilir. Yani herkes çalışanları daha verimli yapan üretim araçları üzerindeki hakkını arttırabilir.

Bugünkü ekonomik gerilemede, insanların tasarruf yapıyor olması daha da önemli. Keynezci uyarıların tersine, aileler ve şirketler daha fazla tasarruf yaparlarsa ekonomik düzelme daha hızlı yaşanır.

Birden Fazla Gelir Akışı Geliştirin

İnsanlar daha fazla birikim yapın tavsiyesini duyduklarında genellikle öğle yemeklerini evden getirdikleri sandviç ile yapmak gibi tasarrufları düşünür. Daha fazla tasarruf yapmanın en bariz yollarından biri gereksiz harcamalardan kısmak olsa da, daha fazla tasarruf yapın derken kafamdaki asıl yol bu değil. Eğer bir insan her ay gerçekten daha fazla miktarda para biriktirmek istiyorsa bunun en iyi yolu giderden kısmak değil geliri arttırmaktır. Özellikle genç insanlar (benim bu yazıdaki hedef kitlem) için, zaten giderden kısacak pek fazla fırsat yoktur. Ama prensipte bir insan için ne kadar kazanabileceğinin üst sınırı yoktur. Beni yanlış anlamayın. 22 yaşında ve dişe dokunur geliri olmayan bir erkek spor arabalara ya da nezih bir mahallede kiraya büyük miktarda para harcıyorsa, daha ucuz bir yere taşınması ve aracını daha ucuz ve yakıt tasarruflu bir araçla değiştirmesi daha akıllıcadır. Ama bu tür hemen yapılabilecek şeyleri yapsalar bile herkes – özellikle de genç insanlar – nasıl daha fazla gelir elde edebilecekleri üzerinde kafa yormalıdırlar.

Şu an zaten bir ofiste çalışan adamın geceleri garsonluk yapmasından bahsetmiyorum. Kafamdaki bu değil. Bunun yerine genç insanlar bir sürü girişimci işleri denemeliler. Kendilerine başka bir patron daha aramak yerine, gençler kendilerinin patronu olmayı düşünmeliler. En azından birkaç sınırlı alanda.

Bu söylediklerim bazı insanlara korkutucu geliyor ama dikkat ederseniz pek çok genç farkında olmasalar da girişimciler : çocuk bakan veya komşusunun çimlerini para karşılığı biçen her genç bir girişimcidir. Bu çocuklar fısıltı gazetesi ile müşteri bulurlar ve sağladıkları servis için direk ödeme alırlar. Her girişimcinin yaptığı gibi.

Bu tavsiyeyi konuşma yaparken verdiğimde bazı öğrenciler bana ne yapmaları gerektiğini soruyorlar. Kısa cevap şu : “Bilmiyorum, bunu sizin bulmanız lazım”. Girişimci çevresine bakar ve insanların ihtiyaç duyduğu, halihazırda ellerinde olmayan ve ellerine geçmesi için para ödeyecekleri ürün ve servisleri bulur. Bu para eğer girişimcinin zamanına ve yatırımına değecekse girişimci kolları sıvar. İnsanın yapacağı mükemmel girişimi bulana kadar düşünmesini tavsiye etmiyorum. Tam tersine, zamanınızı çokça kapsamadığı sürece birçok girişimi denemek daha mantıklı. Gereken yetenekleri, kendine güveni, müşteri talebini ve bu talebe cevap verecek karlı ürünleri düşünme yetisini kazanmak birçok deneme – yanılmayı gerektirir.

Bu yazıdaki tüm tavsiyelerim gibi, birden fazla gelir kanalı yaratmak her zaman akıllıca birşey olmuştur. Ama günümüz ortamında bu oldukça kritiktir. Bugün “iyi ve sağlam” bir işi olan biri bile gelecek sene ne durumda olacağını kestiremez. Haftasonu girişimini bugünden başlatan bir genç, eğer  işten çıkarılırsa yarın hemen genişletebilir. Ama örneğin köpek gezdirme girişimine bu sene başlamayan genç, gelecek sene işler kötüye gidip işsizlik 12%ye çıktığında işe girişirse, binlerce işsizle rekabet etmek zorunda kalacaktır. Ekonomi hala iyi iken girişime başlayıp geliştirirseniz, ekonomi kötüye gittiğinde elinizde hazır bir müşteri tabanı olacaktır.

Tavsiyemi tekrarlayayım. Aylık bütçenize bakıp “şu kadar kazanıyorum o zaman şundan ve bundan keseyim ve kenara 250 Dolar atayım” gibi bir  yöntemle para biriktirmeniz tavsiyesini vermiyorum. Daha çok “şurada tasarruf edip kenara 100 dolar atayım ve sonra her Cumartesi 3 ev temizleyeyim. Masrafları ve her haftasonu güzel bir yemeği çıktıktan sonra elimde biriktirmek için 600 Dolar kalsın” gibi bir yöntemi tavsiye ediyorum.

Televizyonunuzu satın

“Herkes – özellikle de gençler – daha fazla para kazanmak konusunda beyin fırtınası yapmaya başlamalılar.”

Size verebileceğim en yalın tavsiye, yeni gelir kanalları bulmak için evdeki televizyonunuzu satmanız. Ben benim televizyondan master yaparken sıklıkla yaptığım taşınmalardan birinde kurtuldum. Önce bir süre psikolojik çekilme yaşadım ama şu an biri evime televizyon koysa midem bulanır. Televizyonun verimliliğimi ne kadar öldüreceğini tahmin bile edemiyorum. İnsanlar favori TV dizilerini bilgisayarda izleyebilir. (*)

En az bir aylık masraflarınızı karşılayacak kadar nakit biriktirin

Bir kişi her ay para biriktirmeye başlarsa bu parayı nasıl kullanmalı? Bence ilk adım – Dave Ramsey gibi görünmeden söylemeye çalışayım – bir ay yetecek kadar parayı biriktirmektir. Kişinin kendi tercihine göre para yastık altına ya da bankada mevduat hesabına konulabilir.

Bunu yapmanızın amacı maaş gününden maaş gününe yaşama alışkanlığını kırmanız. Bu tip bir hayat tarzı 3 nedenden dolayı zararlıdır : en barizi, böyle bir yaşam en küçük bir parasal sorunda kişiyi zora sokar. Beklenmeyen bir masraf ya da işten çıkarma karşısında bu kadarlık bir emniyet bile çok yararlıdır.

Ama bir aylık parayı kenara koymanın 2 nedeni daha var. Böyle bir paraya sahip olan kişi faturaların ay içinde birikmesine izin verip onları topluca ödeyebilir ve böylece sürekli bankaya (fiziksel ya da online) gitmek zorunda kalmaz. Kişi sürekli para akışını dengelemeye çalışmak yerine işine konsantre olabilir.

Diğer bir sebepte, maaş bordrosuna bağımlı yaşamak girişimci ruha zararlıdır. Ay sonunu getirme mantalitesi yerine bir aylık birikimi olan insan için önümüzdeki bir ayın masraflarına sahip olmak ile 2 ayın veya 3 ayın mastaflarına sahip olmak arasında fark yoktur. Kişinin bir kere tüm ödeme ve harcamalardan sonra bile elinde koca bir ay için para kalırsa, o para gizemli bir şekilde artarak daha fazla ayı karşılayacak hale gelir.

Zekat ver Ya da Bağış Yap

Size mantıksız görünebilir ama inançlı biri zekat verdiğinde (ya da inancı olmayan biri bağış yaptığında) bir şekilde insanın elinde aydan aya daha fazla para oluyor. Sanırım zekat gibi insanın elindekinin belli bir oranını bağışlamak, o insanın parasını daha iyi yönetmesini sağlıyor.

Daha genel olarak, kişinin dikkatini kendi benliğinden dışaroı yöneltmesi onun ufkunu genişletiyor ve kişinin düşünmeden harcama yapmak gibi davranışlarını kısıtlarken daha fazla gelir için yapması gereken ekstra işi yapmasını sağlıyor.

Bu son madde, depresyonda ve ciddi maddi sıkıntı içinde olanlar için çok önemli. Onları orada tutan sebeplerden biri de, bilinçaltlarında bir yerde, faturaların mutfak masasında birikmesine izin vermeyen ve hayatlarını yoluna koymuş insanlar gibi stressiz yaşamayı haketmediklerini düşünmeleri. Dini ya da seküler bağış yaparak kişi kendinden nefret etmeye harcadığı zamandan kısarak başkalarına yardım etmeye odaklanır.

Değişken Faizli Borçtan kurtulun

Kişi elinde belli bir miktar birikim yaptıktan hemen sonra tüm bileşik faizli borcunu ödemelidir. Bunun en başta geleni de her ay faiz binen ve faizi güncel rakamlardan hesaplanan kredi kartı borcudur. Eğer faizler artarsa oradaki borç bir anda ödenemez noktalara çıkabilir. Bu ise daha önce kredi kartı borcunu döndürebilen birçok kişiyi iflasa sürükleyecektir.

Değişken faizli borçtan kurtulmak illa onu ödemekle olmaz. Kişi borcu sabit faize geçirebilir.

Gümüş ya da altın alın

Bir aylık nakitten ve borç kapadıktan ve değişken faizli borçtan kurtulduktan sonra paranızın bir kısmı ile altın ve gümüş alın. Gerçekten elle tutulur yatırımlar yapma konusunda oldukça öğreticidir.

(*) – Bugün bu tavsiyeye sosyal medyadan ve bilgisayarda vakit öldürmekten uzak durun da eklenebilir.

Çeviri : My Advice to Young People

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak

Eğer aktif bir cinsel hayatınız varsa, cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda dikkatli olmanız lazım. Bu tehlike konusunda çoğu erkek her konuda olduğu gibi uç noktalarda. Bir grupta ohk sosyal gelenekleri  ya da yanlış bilgilendirme neticesinde aşırı korkanlar var, diğer uçta ise “bana bir şey olmaz” diye her müsabakaya kondom olmadan çıkanlar var. Bunun ikisi de aşırı. Ama eğer aktif cinsel hayatınız varsa cinsel yoldan bulaşan hastalıklar konusunda taviz vermeyeceğiniz bazı kurallarınız olmalı. Ben bir abiniz olarak size en önemlilerini sıraladım. Okuyun, cenge çıkmadan önce bir daha okuyun.

1 – Kondom şart : Cinsel partnerinizi yeni tanıyorsanız, asla kondomsuz yatmayın. Eğer kadınla düzenli ilişkiye giriyor olsanız bile kadının cinsel olarak aşırı ve çok partnerli aktif olmadığına emin olana kadar prezervatifsiz seks yapmayın.

2 – Zührevi hastalıklar sadece fahişelerden bulaşmaz : Bunu asla unutmayın. Kadını yeni tanıyorsanız prezervatif takacaksınız. Bu konuda taviz vermeyin. Bu konuda karar sizde olsun. Ben şahsen genç kadınların daha yeni tanıştığı adamla prezervatifsiz seks yapmaya hazır olmalarına dehşetle bakıyorum. Bundan daha önce bahsetmiştim :

Evde kondom yok (evet biliyorum büyük aptallık). Kondom yoksa bu abi seks yapmaz. Ben seks yapmamak için kasarken hatunun gece bu seks yapılacak ultimatomu (hatunların kondomsuz yatabilitesi beni hep dehşete düşürmüştür, hala da düşürüyor). Gecenin bir yarısı kıçım 4 ata ata iki apartman ötede tanıdık gençlerden kondom almaya gidiş …

Sanırım yeni nesil HIV belası eskisi gibi 100% ölüm demek olmadığından olayın tehlikesini yeterince anlayamıyor. Prezervatif şartı koymayan kızla prezervatif olmadan kesinlikle yatmayın. Hatun için iş biraz çikolotayı poşetiyle yemeye benzer ama sizin sağlığınız onun zevkinden daha önemli.

Tekrar ediyorum, cinsel yolla bulaşan hastalıkları sadece fahişelerden kapmazsınız. Onlarla özellikle de yabancıları ile kesinlikle prezervatif kullanın ama kadınla yeni tanıştığınızda mutlaka prezervatif kullanın.

Tüm HIV bulaşmalarının % 80-85’i korunmasız cinsel ilişki yoluyla olmaktadır.

3 – Prezervatifinizi kendiniz alın : Özellikle fahişelerdeki prezervatifler çok dandik. Kendi prezervatifinizi kendiniz alın.

4 – Prezervatifi doğru takmayı öğrenin.

5 – Prezervatifi ince almayın. Daha fazla hissetmeniz için satılan ince prezervatifleri uzun süreli ilişkinize saklayın.

6 – Oral seks vermeyin. Oral seks ile HIV bulaşma ihtimali çok çok düşük ama başka hastalıklar var. O nedenle şahsen başlarda oral sekste bile prezervatif takmanızı tavsiye ederim. Eğer kadın fahişe ise kesinlikle şapkayı takın.

7 – Prezervatifsiz seks yapmaya evet diyen fahişeyle yatmayın. Aynı şekilde anal seks yapan fahişelerden de uzak durun. Bunun için hatuna “prezervatifsiz olur değil mi” dersiniz, evet derse o kadınla olmayın.

8 – Anal seks yapmayın ya da o kadar fazla yapmayın. HIV’nin anal seksle bulaşması 10 kat daha büyük ihtimal.

9 – Aktif bir cinsel hayatınız varsa 6 ayda bir HIV testinin de dahil olduğu cinsel yolla bulaşan hastalıklar testi yaptırın. HIV, eğer erken yakalanırsa artık hayat boyu ilaç alınarak AIDS olmadan (*) yaşanabiliyor ama eğer HIV taşıyıcısı olarak kalırsanız ve AIDS başlarsa ordan kurtulma şansınız daha düşük.

10 – Olurda tanımadığınız biri ile seks yaptıktan 4 – 6 hafta içinde inanılmaz bir grip ile yatağa düşerseniz bir test yaptırın. İhtimal az olsa da HIV’nin ARS denilen ilk hastalığı olabilir. Bu ARS meredini öğrenen gençlerin 99%si kızla yattıktan sonra burnu tıkansa 5 tane HIV testi yaptırıyor ama ARS gribin anası gibi bir şey. Öyle nezle oldum gibi birşey değil.

11 – En çok görülen cinsel hastalıklar; bel soğukluğu (gonore), HIV/AIDS virüsü, hepatit B, hepatit C, sifiliz (frengi), genital siğil, genital uçuk (genital herpes).

12 – Herpes, sifiliz ve HPV kondom taksanız da bulaşabilir.

13 – Yurt dışında bazı ülkelerde seks yapacaksanız o ülkenin riskini araştırın. Örneğin Kamboçya’da paralı askerlerin 23%si HIV taşıyıcısıdır (tabii bu tüm fahişeleri kapsıyor, eğer heteroseksüelseniz kadın fahişelerde oran daha az) o nedenle yolunuz düşerse fahişelerden uzak durun.

14 – Seks ile alkolü karıştırmayın. Seks yapma ihtimaliniz varsa çok alkol almayın (en iyisi hiç almayın). Cesaretlenmek için alacağınız alkol size sabah uyandığınızda pişman olacağınız şeyler yaptırır.

15 – Pre-exposure prophylaxis (PrEP): Namı diğer Truvada. Cinsel aktiviteniz zengin ve çok partnerli ise bu ilacı hergün alırsanız HIV riski 92% azalıyor.  Ama bir süre düzenli kullanmanız lazım.

16 – Post Exposure Prophylaxis (PEP) : Çok riskli bir cinsel ilişki yaşayıp da sonra paniğe kalılırsanız PEP var. Sanırım cinsel ilişkiden sonraki 72 saat içinde başlamanız lazım. Bir ay günde bir hap alıyorsunuz. HIV riskini 92% azaltıyor. Türkiye’de nerede var bilmem.

(*) – HIV ile AIDS arasındaki fark şu : HIV virüsün ismi. Bunu kapan insan kaptığından 4 – 6 hafta sonra ciddi bir şekilde hastalanıyor ama vücut bunu yeniyor. Daha sonra virüs vücutta aktif olarak insanın T hücrelerini (bağışıklık sistemi elemanı) öldürerek ortalama 10 sene içinde bu hücrelerin sayısını artık en basit hastalıklarla savaşamayacak seviyeye indiriyor. Bu aşama ise AIDS. Akut Bağışıklık Azlığı Sendromu. Adamı AIDSten öldüren ise diğer virüsler, HIV değil.

Şimdi böyle yazından sonra korkup zamazingonuzu çiş hariç dışarı çıkarmamaya karar verebilirsiniz. Öyle de olmayın. HIV heteroseksüel ilişkilerde çok kolay bulaşan bir hastalık değil. Taşıyıcı kadınla korumasız vajinal sekste bulaşma ihtimali, eğer ikinizde de başka bir zührevi hastalık yoksa 1’e 900, eğer varsa 1’e 29 gibi birşey. Anal sekste ise bu 1’e 99’a ve 1’e 10’a kadar düşüyor (o nedenle homoseksüel erkekler daha büyük risk altında). Türkiye’deki paralı asker harici kadın nüfusunda HIV çok az görülüyor. O kadar dert etmeyin ama bir kez bulaşırsa hayat boyu yük olacağından mutlaka korunun.

Aktif cinsel hayatın tehlikeleri var. Bunları bilin ve elinizden geldiğince korunun. Eğer bu hastalıkların olabileceği riskini göze alamıyorsanız, tek eşliliğe yönelin. Riski ne abartın ne de riski tamamen göz ardı edin.

Dark Triad’ı Anlamak- Genel Bir Bakış- Bölüm 1

Dark Triad, muazzam sonuçları olan bir ahlakdışı kişilik üçlemesidir. Yüksek sosyal statü, kişiler arası sosyal dinamikler üzerinde sıkı kontrol sağlar ve yoğun cinsel çekiciliğe yol açar. Bu sebeplerden dolayı Red Pill felsefesiyle ilgilenen birçok erkek, onun psikolojik özelliklerinden dolayı dark triad olmakla ya da en azından dark triad taklidi yapmakla ilgilenir. Bu adamlar, belirli kişilik özelliklerinde somutlaşan gücü görüyor ve ” nasıl böyle bir pislik olabiliriz” bilmek istiyorlar. İşin aslı, eğer nörolojik olarak dark triad kişiliğiyle büyümüş bir çocuk değilseniz tam anlamıyla bu sınıflandırmaya uyan biri olamazsınız. Dark Triad, birinin eğitimini alarak olabileceği bir şey değildir fakat ters mühendislik olabilir ve taklit edilebilir. Daha sonra bunu makalemde ayrıntılı olarak ele alacağım ama önce Dark Triad tam olarak ne, ondan bahsedeceğim.

Kısa süre önce Dark Triad’ın bir kişilik özellikleri üçlemesi olduğundan bahsetmiştim. Daha ayrıntılı ele almak gerekirse Dark Triad, birbirini izleyen anti sosyal mental şemalar halinde olan üçlüden oluşur. Bunlar aşağıdakilerdir.

Narsizmi Anlamak

Gülünç bir şekilde yüksek, aşırı özsevgi, normalin çok ötesinde özgüven. Dark Triad olan kişiler, egoizmin vücut bulmuş halleridir. Bunlar, Dark Triad kişiliğin diplerde yatan karanlık kişilik özelliklerini maskeleyen birleşenlerdir. Birçok temel sosyal durumda kabulü sağlamaya yarayan bir aygıttır. İnsanlar için doğuştan gelen böyle devasa bir özgüven, çekicidir.

Narsisizm, klinik, derin köklü ve yoğun bir şekilde içselleştirilmiştir. Kişi basitçe herkesten üstün olduğunu düşünür çünkü öyle olduğu için öyledir. Bu, tanrı kompleksine benzer bir şeydir. Doğal olarak bu kanıtlanmış olmasa da diğer insanlar üzerinde sürtünme etkisine sahiptir. İnsanlar bilinçaltlarında kendilerini çok seven birisinin kendi imajları için bir temeli olması gerektiğini varsayarlar. Bu yüzden yanlış olacak şekilde bu tiplerin değerli insanlar olduklarını düşünürler. Narsistler, dünya çapında bir başarının yokluğunda bunu başarana kadar öyle görünmekte iyi olan tipelerdir. Öyle görünmek için kendini harcayan sıradan bir adamın aksine narsistler neredeyse böyle görünmek için hiç çaba harcamazlar çünkü iddialarının nesnel geçersizliğine rağmen, kendi sanrılarına inanırlar.

Psikopatinin korkusuzluğunda yoğunlaşmış bu tip narsizmin gücü( sonra daha fazlası) oldukça yüksek özgüven üreten bir cesaret bolluğudur. Bu, keskin ve riskli bir göz olarak ortaya çıkan muazzam oportünizme olduğu kadar katı karar vermeye de olanak sağlar. Buna bağlı olarak, bunu, narsistin kişisel arzularla meşgul olduğunda başarı yakalaması izler. Kişisel arzuların onları tüketmesine izin vermek yerine başarısızlığı rasyonelleştirebilirler. Bu, bireye ve içinde bulunduğu narsizm tipine bağlıdır çünkü var olduğunu düşündüğüm iki farklı tipte narsizm vardır: İşlevli narsizm ve işlevsiz narsizm.

Sıradan biri endişelidir ve özgüveni zayıftır. Buna karşın doğal olarak özgüveni olan insanlar bile yüksek özgüvene sahip insanların cazibesine kapılacaklardır. Bu, ilk adımda narsistin sosyal statüsünü ve popülaritesini arttırarak ve nihayetinde varolan mantıksal ve somut gerekçeleri vererek narsisistik arzını dairesel olarak harekete geçirme etkisine sahiptir. Narsistin tiyatral yüzsüzlüğü, elde ettiği olumlu geri bildirimle açıkça ortadadır. İyi adamların sonuncu gelmesinin tersine bu, ” olumlu geri bildirim döngüsü” olarak bilinir.

Narsizm, oldukça bulaşıcıdır ve belirtilerini gösteren kişiye karşı diğer insanları bağımlı kılma eğilimindedir. Özellikle öz saygısı düşük olan ve hayran oldukları kişi gibi olmaya çalışan insanlar tarafından… Düşük özgüvene sahip insanlar, narsistlerin kendilerine olan güvenlerini ve kişilik özelliklerini uzun süre onların etkisinde kalarak taklit edebilir, huy edinebilirler.
Üçlemenin narsistik unsurunun olumsuz yönü/ zayıflık, egolarını gerçeğin üzerinde tuttuğu için normal olarak kişilerin sorgulama yeteneklerine zarar verir. Eğer egolarına yönelik bir saldırıdan kaçınmazlarsa ya da tamamen göz ardı etmezlerse (ki bu yaygındır – genellikle rastgele ifadelerin üzerindedirler), egolarını korumak için gerçekliği / mantığı tamamen reddederler. Zaman zaman onlar bile, davranışsal / inatçı tavrınızı size ödetmek için sizi kötü niyetli bir şekilde durduracak kadar ileri gidebilirler. Bunu oldukça agresifçe, kendilerini sizden üstün biçimde konumlandırarak bir kusurunuzu( ya da iki, üç) göz önüne sererek kendi lehlerine çerçeveleri yeniden oluşturarak yaparlar.
Bir Dark Triad, narsizmini bir kızla oyunda sergilediğinde esasen kızı suçlar, onu kendine uydurur ve sonra onu suç ortağı olduğu için ödüllendirir. Bu, işlemsel koşullanmanın bir formudur ve büyük ölçüde Dark Triad’ın sonraki unsurlarına bağlıdır. ( Doğal olarak her bir parçası diğerlerine bağlı olduğu gibi)
Eğitim ve kendini gelişim ile sınırda narsisizm (klinik narsisizmden çok daha sağlıklı), daha önce kısaca değinildiği gibi, olumlu geri bildirim döngülerinin oluşturulması ve sürdürülmesi ile ilgili olarak, kişinin özgüvenini geliştirmek için kullanılabilir

Narsisizm taklit etmek isteyenler için, öğrenilebilir ve akademik olarak “sosyal uyumsuz bir özellik” olarak kabul edilebilir. Temel olarak narsizm öğrenilir. Eğer istersen narsist ya da buna benzer bir seviyede herhangi bir şey olabilirsin. Bu, genetik alanla sınırlı bir şey değildir.

Kaynak: https://illimitablemen.com/2013/11/17/understanding-the-dark-triad/

Çeviri: Sonsuzluk ve Bir Gün

Kız arkadaş ve dominantlık

Erkek Adam twitter hesabında 30 yaşındaki adamın 20 yaşındaki kızla çıkması başlığındaki şu girişi paylaşmıştım :

hiç de normal ve sağlıklı olmayan bir durum (arkadaşımdan biliyorum)

kız bara gidecek; izin yok.
saçını mor yapacak; izin yok.
kısa giyinecek; izin yok.
arkadaşlarıyla eğlenecek; izin yok.

kız fazlasıyla hayat dolu, güzel ve diri ama adamın içi geçmiş, saçlar dökülmüş, iş-güç derdinde. kız, bir kadının nirvanaya ulaştığı 30 yaşına geldiğinde adam antropozdan, prostattan malum organına söz geçiremez hale gelecek ve kadın asla tatmin olamayacak, en iyi zamanlarını yaşayamadan yaşlanacak. kız kendi eğlenceli dünyasından, adamın 30’luk – 40’lık arkadaş grubuna geçecek ve haliyle ‘ben niye buradayım’ hissi doğacak; bu, adam için de geçerli.

malum 30’luk şahıs, kıza hemen evlilik teklifinde bulundu mesela. çünkü o yaştaki güzel bir kızın uçup gideceğini ve maymun gözünü açınca kel kafanın ve ayva göbeğinin meydana çıkacağını çok iyi biliyor; haliyle de hemen kızın ayağını prangalamaya çalışıyor. e tabii kendi yaşıtındaki hatunlar da ona ilgi göstermiyor, milyonda bir ihtimalle oltaya takılan balığı da bir şekilde kapması lazım; olgunluğunu, maddi gücünü ve tecrübesini kullanarak bir baba figürü çizip kızı kendine bağlıyor, ki kız da bunu hakikaten yiyor fakat doğaya aykırı olan her şey gibi, bir sürü problem sebebiyle bir türlü beraber olamıyorlar (ki artık konuşmuyorlar).

genç kız dostlarım, sizi bir şekilde sınırlandıracak erkeklerden uzak durun; hayatınızı yaşayın!

Gerçi bu abi bir tık fazla kısıtlamış ama mor saç olayını görünce bunu yazan hatun olayın genç kız için ne kadar sağlıklı bir ilişki türü olduğunu anlatmış ama farkında değil demiştim.

Bunun üzerine Sorol rumuzlu kullanıcı şu yorumu yazmış :

Mahmut abi merhabalar.
Twitter hesabında ekşi sözlükten bir entry’nin paylşaşımını yapmışsın daha sadece başını okudum ve şunu anlayamadım kız neden erkekten izin alıyor? (durun durun vurmayın feminist değilim)çoğu kız günümüzde babasını bile takmıyorken sevgilisinden izin isteyen bir kız ilginç geldi (öyleki soruyu soramıyorum oturtamadım cümleyi) neyse biz nasıl kıza izin verecek konuma geliriz?
sorular üstte kalınca sanırım görmüğyorsun abi

Şimdi öncelikle babasını bile takmayan kız, kız arkadaş materyali değildir. Herhangi bir konuda kızdan “babam beni öldürür” lafını duyuyorsanız bu o kızın ilişki materyali olması konusunda önemli bir pozitif gösterge.

Örneğin şu yorumdaki kız gibi hatunlar ile çıkmayın ya da eğer çıkıyorsanız fazla uzun sürecek birşeye girmeyin :

hocam merhaba kız arkadaş çerçevesini sürekli dayatmaya çalışırsa ve bizim çerçeveyi korumaya çalıştığımız vakitte ben güçlü kadınım bildiğin ezik kadınlardan değilim tarzı bir cümle kurarsa tepkimiz nasıl olmalı ve sade bir siktir çekmeli miyiz ? bu durumda siktir çekersek kadın tüm suçu psikolojik olarak bize mi atar ? ilerki zamanlarda geri dönme gibi bir durum olma olasılığı düşüyor mu ?

Burada bahsedilen kadın ilişki açısından psikolojik olarak defoludur. Çok büyük ihtimalle kız arkadaşı materyali değildir. Kırmızı haplı bir erkek böyle kızlardan uzak durur. Dikkat edin sadece uzun süreli ilişki materyali olarak değil genel olarak zira sahte taciz iddiaları bu tip hatunlardan gelir (hepsi yapmaz bunu ama bu tip hatunların yapma ihtimali çok olarak daha fazla).

Feminizm günümüzde kadınlara erkek için herhangi birşey yapmayı veya erkeğin en ufak telkinini kabul etmeyi yenilgi olarak öğretiyor. Bu propogandadan etkilenen bir kadınla ilişki yaşamanız çok zor. Zira hatun iki ucu boklu değnek. Eğer normal bir ilişkide olan erkeğin karışacağı ölçüde karışırsanız feminizm virüsü ile size diklenip kavga çıkaracak, eğer her istediğini yapmasına izin verirseniz bilinçaltı devreye girip sizden tiksinecek yine kavga çıkaracak.

Yukarıdaki hatun tabii ki kendisinden ayrıldığınızda tüm suçu size atacak, sizi utandırmaya çalışacak ve her yerde sizin nasıl geri kafalı, sert, kazak bir göt vs … olduğunuzu söyleyecek. Size ne? Bırakın yapsın. Aptal kız gerçekten ilişki materyali olan kızlara sizin reklamınızı yapıyor daha ne olsun 😀

biz nasıl kıza izin verecek konuma geliriz?

Uzun süreli ilişkinin en başında çoğu erkek zaten o konumda başlıyor. Kendi farkında olmasa da. Kadınların özellikle de Türk kadınlarının büyük çoğunluğu, herhangi bir konuda karar vermeye üşenip bunu erkek arkadaşlarına bırakmaya eğilimlidirler. Çoğu kadın erkeğin sürdüğü arabada oturup, nereye gidileceğini erkeğe bırakıp yolun keyfini çıkarıp tırnakları ile oynamayı ister. Ama çoğu erkek dominantlığın tam tersi bir şekilde eşitlikçi beyin yıkamadan dolayı daha ilişkinin birinci gününden itibaren herşeyi kadına sorarak bu dominant statüsünden hızla aşağı iner.

Erkek Adamın 12 özelliğinden birincisine sürekli ters hareket ederler.

1 – Erkek adamlar karar vericidir.

Hayatınızı başkalarının karar vermesini bekleyerek mi geçiriyorsunuz, yoksa hızlı ama iyi düşünülmüş kararlar verebilen bir lider misiniz? Örnek verelim :

Gerçek bir erkek adam, kız arkadaşı / karısı “bu akşam dışarı çıkacak mıyız?” sorusuna asla şu şekilde cevap vermezler :

“Oh, bilmiyorum hayatım, sen ne yapmak istersin?”

“Bilmiyorum bebeğim. Sen ne istersin?”

“Himmm, bilmem ki. Senin kafanda birşey var mı?”

Bu ne lan!

Gerçek bir erkek, sorumluluğu ele alıp hemen olumlu ya da olumsuz bir karar verir.

“Evet, hadi çıkıp birşeyler içelim ve sonra sahilde yürüyelim.” ya da;

“Bugün birşey yapasım yok. Yarın konuşalım”.

Aradaki farkı görebiliyor musunuz? İlk örnekte alfa erkeği olumlu ve spesifik bir karar veriyor. Kadının kararı beğenip beğenmediği önemli değil. Önemli olan spesifik bir kararı hızlıca vermek. Zaten kızın soruyu sormasının sebebi de bu. Senin soru ile geri dönmen değil, bir karar vermen.

Erkek adam ne istediğini bilen biridir sonuçta.

Kadının her dediğine “sen bilirsin hayatım”, “sen ne istersen aşkım”, vs … diyen, her kararda ona soran (nereye oturalım bebişkom) erkek (ki çoğunluk) kadını izin istemeyen bir canavara çevirir.

Nasıl dominant olunur yazısında dominant olmayı anlatmıştık. Geçenlerde TRP Discord tartışmasında bir arkadaş “dominant olacaksın, ona kimin üstün olduğunu göstereceksin” gibi birşey söyledi. Yanlış, dominant demek egemen  / yönetici demek, üstün demek değil. Eğer üstünlük sanarsanız, bir yandan zorba olursunuz diğer yandan da ilişkide liderlik kısmını göstermeyi bilmezsiniz.

Başından itibaren kızla beraber iken hep dominant olursan, kız doğal olarak böyle şeylerde senden izin alır. Tavsiye alıyormuş gibi yapsa da. Sonuçta kızın izin almaması doğal değil.

Peki kız siz dominant iken böyle davranırsa ne yapacaksınız. Ali rumuzlu arkadaş ile mesajlaşmanız size fikir verebilir (Ali önce bahsetmeyi mavi haplı algıladığını söylese de hemen ardından asıl derdini söylüyor ve bu arada çoğu erkeğin içselleştirdiği mavi hapı dillendiriyor – altını çizdim) :

Ali : Kız arkadaşım instagramdan erkekleri geri takip ediyor bu durum benim hoşuma gitmiyor daha hiç bahsetmedim bahsettiğimde mavi haplı gibi kendine güvensiz davranıcağımı düşünüyorum sizce ne yapmalıyım

Güzin Abi a.k.a Mahmut : Mavi hap kiz arkadaşına ve “aşk”a duygusal yatırımınla alakalı birşey. Neden kızı bu konuda uyaramayacaksın ki? Kıza muhtaçmış gibi görünmemek için mi?

Biz burada kıza nasıl göründüğümüzden çok kendi çerçevemiz ile ilgileniyoruz. Kırmızı haplı bir erkek bu konunun hoşuna gitmediğini kız arkadaşına söyler ve uyarır. Mavi haplıdan farkı nedir peki? Kız eğer direnir veya daha kötüsü “sen karışamazsın” gibi birşey söylerse kızın kıçına tekmeyi basar. Kendine güven budur. İçin içini yerken sus pus olmak değil.

Yani birader, eğer KHlı şekilde bitirmeyi göze alabiliyorsan söylersin. Eğer MHlı bir şekilde söyleyip de kız direnince devam edeceksen evet söylemek sakat.

Ali : Her hangi bir şekilde duygusal yaratırımım yok abi kıza karşı şuan bitse direk yoluma devam ederim fakat bu şekilde takip etmenden hoşlanmadığımı söylesem sanki ona inancım ve ilişkimize karşı güvenim yokmuş gibi görünmez mi bu da benim kendime ve ona güvenmediğim için kendine güvensiz, yatırım yapmış gibi gözükmez miyim

Mahmut :Kıza nasıl göründüğünü düşünmen seni onun çerçevesine sokar. Eğer kıza inancım ve ilişkime güvenim var desen rahatsız olmazdın. Senin için sen önemlisin, o ikinci planda. O nedenle kızın ne düşüneceğinden çok senin bu duygudan kurtulman lazım. Bunu çözmenin bir yolu olayı takmayı bırakmak eğer bu olmazsa kızı uyarmak. Aklına başka yol gelen var mı?

Bir de asıl olay şu ki eğer içinde bu iş yanlış diyen bir dürtü varsa ve kızı kaybetme korkusunun bahanelerinden biri olan “ilişkime güven ve ona inanç” balonları yüzünden bu dürtüyü bastırıyorsan söyleyeyim, o dürtü denilen şey senin içindeki evrimleşmiş uyarı mekanizması. Genelde doğru alarm verir.

Ali : Abiler kız arkadaşıma yazdım hoşlanmıyorum böyle yapamadan hoş bir şey değil yaptığın şey dediö ‘ istiyorsan tanımadığım kişileri takipten çıkabilirim şey senin için kimi takip ettiğim önemli mi dedi’ bende evet aynı davranışı yapmadığım için senden de böyle bir şey bekliyorum soruna gelirsek evet önemli dedim. Tekrar sordu ‘takipten çıkarayım’ mı diye bende takip ettiğin kişileri takip ettiğin için problem olduğu için onları takipten çıkarman gerekir dedim. Oda ‘tamam çıkarabilirim ‘dedi bende tamam çıkar o zaman dedim olay bu reisler

Mahmut :Kız arkadaşın, kız arkadaşı materyali olan bir kızın vereceği şekilde cevap vermiş. Bence sözünde durduğu sürece sorun kalmamış. Eğer sözünde durursa da sen kıza pozitif erkek dominantlığı uyguladın ki bu da senin hanene artı yazılır.

Bu arada kız arkadaşım dediğiniz kıza duygusal yatırım olur. Başlangıçta sınırlı da olsa. O yatırımı korumak için böyle şeyler yapmanızın ise maskülenliğe negatif değil pozitif etkisi var.

Bu arada orada yazılan şu yorumu da eklemek istiyorum zira bu tip bir duygusal güç nerden gelir sorusuna cevap.

Mahmut, okuyan da sanar am denizinde yüzüyorsun, alessandro ambrosio’dan çıkıp candice swanepoel’e giriyorsun! hiç nicelik değil de nitelik diye bir şeye baktın mı?

Baktım tabii. Erkekleri beğenip duran ve bununla ilgili rahatsızlığını söyleyen erkek arkadaşına diklenen hatun mu nitelik (kız böyle davranırsa)? Onu nitelik sayanların olsun ben almamayım.

Am denizinde yüzdüğümden değil, ilişkide benim çerçeveme zarar veren bir kadınla birlikte bir ay geçireceğime, 6 ay yalnız kalmayı tercih edeceğimden böyle davranabiliyorum. Herşey am değil. Benim ilişkide khlı olmam bu tercihimden geliyor. Am denizinde yüzmemden değil.

Ve evet, eninde sonunda birini, genelde daha iyi birini bulabileceğime inancım var zira hep böyle oldu. Dışarda adayların bol olması daldan dala atlamak anlamına gelmez. Bu dal çürükse başka dal var anlamına gelir. Çürük olmayan daldan neden atlayayım?

Can Çekişen Çocuk

Adam, sterilize edilmiş odanın karşısına oturdu ve çocuğunun can çekişmesini izlemeye başladı.

Berlin’in kömürleşmiş ve paramparça olmuş enkazının içinde ve Sovyetlerin düşmanca konuşlandırılmış makineli tüfeklerinin altında, kendi krallığına ve ülkesine hizmet ederken soğukkanlılığını koruyabilmişti. Daha sonra, yetiştiği, yaşadığı, sevdiği ve ailesini yetiştirdiği ülke olan Amerika’ya, dünyanın öbür ucuna dönmüştü.

Şimdiyse bu eski raportörün elinden, ateşli bir havale geçirmekte olan ve migrenden kıvranan küçük oğlunun feryat dolu acılarını izlemekten, beklemekten, yorgun eliyle sarı bir not defterine sanki bir gazetecinin olağan bir huyuymuş gibi notlar almaktan başka bir şey gelmiyordu. Çocuk kıvranıp duruyordu, sonra yorgunluktan bitap düşüp tekrar yatağında sessizliğe gömüldü.

Haftalardır ellerini, kollarını, ayaklarını ve bileklerini kaplayan belirgin kan damarlarının çevresindeki yaralar kabuk bağlamıştı. Her geçen günle birlikte, yeni kabukların oluşması için gittikçe daha az boş yer kalıyor, artık şifacı olarak davranamayan ve sadece müşahit seviyesine düşen doktorların ve hemşirelerin ümidi gittikçe azalıyordu.

Günler ve geceler bulanıktı; uyku ve uyanıklık evreleri oyun, yemek ve dinlenme ile değil, şafak vaktinden önceki karanlık saatlerde uyanarak hemşirenin odasından yüzüne vuran sarı lambanın ışığı altında acıyla ağlayan ve olanlara anlam veremeyen masum çocuğun ateşinin alevlenme ve yatışma döngüsü ile yönetiliyordu.

Haftalar geçerken, adam, çocuğunun kafatasının içini kıvrandıran, aklını kavurup kül eden ve duyularını katleden menenjitin ilerleme sürecini not etmeye devam etti.

“Duyması azalıyor.” diye not aldı.

“Acı çekerken bile, kendisine bir şeyler olduğunu ifade edebiliyor ve duyamadığından yakınıyor.”

Sevgi ve savunmasızlık, üstünde yazılı kelimelerle parlayan o deftere kazınmıştı.

Son aşamaya gelindiğinde, bütün zorluklara rağmen havaleler kesildiğinde ve doktor, adamı bir kenara çekip “Tamam. Onu kurtardık.” deyince, alınan notlar durdu.

Öldürücü hastalık kaybolmuştu, acı gitmişti. Çocuğun sararmış başını kıvrandıran ızdırabın ve basıncın yerini, birer hediye olan sükunet ve uyku almıştı.

Bir süre sonra çocuk, ailesiyle birlikte evine döndü ve artık hiçbir şeyin bir anlam ifade etmediği bir dünyaya girdi. Dünya tepetaklak olmuştu, her şey bölük pörçüktü.

Artık sağırdı. Kuşlar, kahkahalar, müzik, insan sesiyle kurulan iletişim, her şey bu hastalık ve bedenine cılız bir umutla pompalanan ilaçlar tarafından çalınmıştı.

İç kulağındaki denge merkezini beynine bağlayan sinirler yandığı için, çocuk artık yürüyemiyordu. Algılanacak bir “yukarı” ve “aşağı” artık yoktu. Ayağa kendi başına kalkmak için yaptığı basit bir hamle bile dünyanın takla atıp ters yüz olmasına ve zeminin sıçrayıp herhangi bir sempati göstermeksizin suratına çarpmasına neden oluyordu.

Eskiden ona şarkılar söyleyen ve onu ninnilerle uyutan, evrendeki en güzel seslerinden biri olan ses, annesinin sesi artık sessizdi. Artık sadece, çocuğa dudak okumayı öğretmenin uzun ve yorucu sürecinde yavaşça kımıldayan bir ağızın olağanüstü çabası vardı, sanki çocuğun hayata devam etmesi buna bağlıymışçasına… Doğruydu, buna bağlıydı.

Arkadaşlarla ve aileyle olan yaşayan bağın hissiyatı tamamen kopmuştu. Artık çocuk sadece dinleyerek, gülmecelerin, konuşmaların, paylaşımların ve fısıldamaların ayrılmaz ve kabul edilen bir parçası olamıyordu. Eşit bir katılımcı değil, kalıcı şekilde üçüncü şahıs haline gelmiş, dışlanmış, sadece bir gözlemci durumuna düşmüştü.

Küçük bir erkek çocuğun, astronot, itfaiyeci, polis, asker olma rüyaları suya düşmüştü. Duyma, dinleme ve buna göre davranma kabiliyetine dayalı bir gelecek bir daha asla mümkün olmayacaktı.

Ve böylece çocuk artık bağımlı, incinmiş, korkmuş ve kimseyi anlayamadığı bir durumdaydı.
Sonunda o gün geldi; aile akşam yemeğine oturmuştu, çocuk yere uzandı ve yardım etmeleri için ağladı çünkü yürüyemiyordu. Fakat bir tek kişi bile yardıma gelmedi, uzandığı yerde acınası bir umutsuzlukla kalakaldı.

Ta ki öfke patlaması içinde çığlık atmaya başlayana kadar.

O zaman büyük ablası geldi ve yanıbaşında durdu. Dudaklarının okunabileceğinden ve anlaşılabileceğinden emin olacak şekilde konuştu:

“Ayağa kalk ve yürü!” dedi, “Ağlamayı bırak.” Suratı sert ve ciddiydi. “Dünya sana yardım etmeyecek.”

Ve arkasını dönüp ailenin yemek yediği mutfağa çıkan merdivenlere yöneldi.

Çocuk afallamış bir halde ve yüzleştiği gerçeğe isyankarca bir öfke içinde bir süre yerinde kalakaldı.

O an, içinde bir şey ortaya çıktı ve çocuk yerinde doğruldu. Merdivenlere baktı ve sessizce yüzünü eliyle sildi.

Sürünerek merdivenlere yöneldi ve kendini yukarı çekerek tırmanmaya başladı, kızgın bir şekilde, sonunda babasının oturduğu sandalyenin yanındaki boş sandalyeye ulaştı. Ve sandalyeye tırmanıp çıkana kadar nefes nefese uğraştı. Masadaki hiç kimse ona göz ucuyla bile bakmadı, yardım etmeyi önermedi. Sandalyeye oturmayı başarınca, babası ona baktı ve sakince çocuğun tabağına akşam yemeğinden koydu.

Ama o adamın gözlerinde, bir kraliyet muhafızları memurunun bir erkeğe verebileceği en büyük takdirin pırıltısı vardı.

Bu saygıydı, çocuk o bakışı bir daha asla unutmadı.

O gün 4 yaşındayım.

IVAN THRONE (Dark Triad Man)


The Dying Child
çeviri: Yin

"Ivan Throne 4 yaşında geçirdiği menenjit krizi nedeniyle duyma yeteneğini kalıcı olarak kaybetti. Ailesinin çabasıyla dudak okuma sanatını öğrendi. Çocuk yaşta uzak doğu dövüş sanatlarıyla ilgilenmeye başladı ve 30 yıl boyunca Japon Ko-ryū dövüş sanatıyla ilgilenerek ustalaştı. Maskülenlik, dark triad ve insan ilişkileri üzerine 4 kitap yazdı."

Erkek doğulmaz olunur

Bir okuyucu “alfa olunmaz doğulur” diye özetlenecek bakışı yorumlara yansıtmış :

Doğuştan gelen bir alfalık yoksa sadece taklit edersin, onu da iyi hissettiğin zamanlar yapabilirsin.

Bunun başka bir alternatifi yok.

Kötü hissettiğin zamanlar, mesela defalarca mastürbasyon yaptığın dönemlerde siksen taklitle bile alfalık hak getire.

Kırmızı hap veya oyun ile sadece alfalık hakkında bilgi sahibi olursun, alfa olmazsın. Taklit ile bir süre alfa davranabilirsin ama karşına gerçek bir alfa gelene kadar.

Abdurrahman Çelebi ayağı yani. Kırmızı hap veya oyundan tüm beklentiniz sadece salak salak kullanılmamak hatta daha gerçekçi olmak gerekirse daha az salak yerine konulmak olsun.

Bu evlilikten minimum zararla çıkmakla aynı mantık.

Sonradan alfa olmak, evlenip çocuk yapıp boşanınca hiç nafaka ödememek gibi bir şey.

Tekrar diyorum, taklit edenlerin alfalığı karşılarına bir alfa çıkana kadardır.

Ya alfanın dostu ol ki bu potansiyel olarak kızları ona devretmektir, aynı zamanda artıklarından beslenmektir ya da toz ol.

Bu iş böyle.

Herşeyi sosyal yapı sayan radikallerin (maskülenite tamamen bir sosyal koşullamadır, doğuştan gelen hiçbir şeyle belirlenmezcilerin) karşısında bu doğuştan alfacılar var. Size tavsiyem iki radikal uçtan da uzak durmanız. İnsan sosyal hayvanının alfalığını betalığını kurt sürüsünün ya da aslan sürüsünün alfalığı ve betalığına indirgerseniz genetik determinizm radikalliğine varırsınız. Ama biz kurt sürüsü değiliz ve alfalığın çoğu zihinsel, fiziksel değil.

Unutmayın ki kadınlar kız çocuğu olarak doğarlar ve sadece fiziksel olarak gelişerek daha 16 yaşında belli bir değere ulaşırlar. Erkekler ise oğlan çocuğu olarak doğarlar ama erkek olmaları kendiliğinden olmaz. Disiplinle, çalışarak, rekabet edip kazanarak, acı çekerek, zorda kalarak, zor durumları aşarak erkek olursunuz. Ve eğer hiçbir şey yapmazsanız hayat boyu oğlan çocuğu olarak kalabilirsiniz ki günümüzde 20lerinin 2. yarısına kadar bile oğlan çocuğu olarak gelmiş birçok erkek var. Doğuştan gelen genetik artıların olumlu etkisi olsa da maskülen bir erkeğin sonuçta dönüştüğü halin büyük kısmı kendisinin hayatta nasıl mücadele ettiği ile alakalıdır.

Doğuştan gelen artı özelliklerinizin üzerine ne eklediğiniz, maskülenitenizi bastırıp bastırmamanız önemli. İlk başlarda taklit edeceksiniz ve düşeceksiniz tabii. Ama yeterince ısrarlı olursanız bu sizin kendi benliğiniz olacak. Bunun bilimsel olarak fizyolojik değişikliklerle nasıl sabitlendiğini yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak yazısında anlattım:

Bizim duygu diye hissettiğimiz şeylerin hormon salgılanması ile alakalı olduğu artık bilinen birşey. Yeni yeni keşfedilen şey ise hareketlerle hormon salgısının değişebileceği ve bunun da duygu yaratabileceği. Belgeselin aşağıdaki Fake It To Make It (Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak) bölümünde, alfa maymun hareketleri yapmanın (örneğin kollar havada açık V duruşu) testosteron seviyesini 20% arttırdığı ve tam tersi itaatkar ve boyun eğer hareketlerin ise 10% azalttığı verisinden yola çıkarak bir deney yapılıyor.

Testosteron, erkeklik hormonu ve yüksek seviyeleri erkeklerin egemenlik ve hırs dürtüsü ile alakalı. İşin ilginci, bu tür özgüven hareketleri sadece testosteronu arttırmak ile kalmıyor, kortizol seviyesini de (stres hormonu) azaltıyor. Bu da alfa erkekliğin sadece agresif bir hırsla değil, stres karşısından serinkanlı bir şekilde davranmayla da ilişkisini açıklıyor.

Benlik değişir ve plastik birşey. Alkolün ya da uyuşturucunun etkisi ile yıllar içinde birer çöpe dönüşen ya da korkunç bir savaş tecrübe etmiş adamların kişiliklerindeki gerçek değişime bakın ne dediğimi anlarsınız.

Bu konuda kimseye inanmaya ya da alfa olacağım falan diye hedefler koymanıza gerek yok. Kendinize her gün bir önceki gününüzden az da olsa daha iyi bir versiyonunuza dönüşme hedefi koyun ve bunu tavşan ve kaplumbağa masalındaki kaplumbağa gibi azar azar ama düzenli şekilde yürüyerek yapın. 2 sene sonra bakın bakalım doğuştan gelmiyorsa taklit edersinciler mi doğru söylüyor yoksa biz mi.