İyi bir kadın huzur, kötü bir kadın size kaos getirir – Vaka Çalışması

Bu bölümde ele alacağımız vaka çalışmasında, oldukça özgüvensiz ve kıskanç bir kadınla birlikte olan bir erkeğin dramını ele alacağız. Kadın, erkeğin arkadaşlarıyla dışarı çıkmasından ya da adamın tüm zamanı üzerinde tekel kurmasını engelleyen her şeyden nefret ediyor. Arkadaş bu kadının gönlünü hoş tutmak, kızdırmamak için bir sürü takla atıyor ama sonunda bunlara dayanamadığı için bu toksik kadını terk ediyor. Bunun üzerine kadın, o zaman sadece buluşup seks yapalım diyor ve adam da “neden olmasın?” diyerek bu ayarlamaya balıklama atlıyor. Kadın adamın ipini yavaş yavaş yeniden ilişkiye çekiyor tabii. Bu arada aynı davranışlara da devam ediyor.

Sonunda adam bir gezideyken sarhoş olup bir kızla yiyişiyor. Yani kız arkadaşının sürekli korktuğu ve adamı yapmakla suçladığı şeyi sonunda yapıyor. Kötüsü, bu yiyişme YouTube’dan canlı yayınlanıyor ve kız da bunu izliyor. Arkadaş şimdi ne yapacağım diye soruyor.

Sorun şu ki bu erkek bu kadını onarmaya çalışıyor. Başka bir insanı onarmak ya da kurtarmak sizin göreviniz değil. Sizin göreviniz, kendinizi onarmak ve kurtarmak. Jim Rohn’un zamanında dediği gibi “ben senin için kendime bakacağım, sen de benim için kendine bakacaksın”. Bu ilişkide ise bu olmuyor ve ilişki adam için zararlı.

Sonuçta neye tolerans gösterirsen, o şeyin daha fazlasını davet edersin. Erkek ilişkideki istismardan ve toksiklikten şikayetçi ama hala ilişkide kalıyor. Yani davranışları ile “hey, bana böyle bok gibi davranmanda bir sorun yok, ben buna katlanırım” diyor.

Problem şu ki günümüz toplumundaki zayıf erkekler çok aç ve muhtaçlar. Ne kadınlardan ne de çekiciliğin mekanizmasından anlıyorlar. Bu tür davranışları kabul ediyorlar. Bu tür davranışlara toplumdaki zayıf erkekler yol açıyorlar. Oysa liderlik etmesi, standartlar koyması ve kadınları da davranışlarının hesabını vermelerini sağlaması gerekenler erkekler. Bir erkek, bir kadın kırmızı çizgilerini ihlal ettiğinde, o sınırları korumakla yükümlü. Ama bu vaka çalışmasındaki erkeğin bunu yapmadığını görüyoruz. Kadının kendisini ayak paspasına çevirip üstünde tepinmesine, istismar etmesine izin veriyor. Bu şekilde de bir kadına, erkeklere kötü davranmayı öğretiyor.

Televizyonda ve filmlerde sürekli gördüğümüz bir şey var. Toplum böyle, kadınlar erkeklere kötü davranabilirler propagandası var. Aslına bakarsanız çoğu insanın, kadınların toksik davranışlarının kabul edilebilir normal davranışlar olduğu düşünmesi, bu beyin yıkamayı göz önüne alırsak şaşırtıcı değil. Ama bu tür toksik kadın davranışları, kesinlikle normal değiller.

Şimdi vaka çalışmasına geçelim:

“Ben sizin yeni bir takipçinizim. Kitabınızı bir kez okudum.

Bundan 2 sene önce bir kadınla beraberliğe başladım. Bu kadınla bir arkadaşımın aracılığı ile bir partide tanıştım. Ortak arkadaşımızdan numaramı o aldı. Ben 34 yaşındayım, o ise 32 yaşında.

Birkaç buluşmaya çıktık ve bazı kırmızı alarmlar ortaya çıkana kadar her şey çok güzel gidiyordu.”

Kırmızı alarmların mantığı şu: Eğer fazla kırmızı alarm varsa, bırakıp gitmen gerek. Bu benim için uygun değil demen gerek. Kötü üzümden iyi şarap yapamazsın. Ama maalesef bir erkek muhtaç olduğunda, çekici olmayı ve bir kadını yanında tutmayı beceremeyen biri olduğunda, %90 ihtimalle tüm kırmızı alarmları sineye çeker. Zira böyle bir erkek “daha iyisini bulamayacağını” hisseder ve bu hissi de onun gerçekliği olur.

Ortalama bir erkek kadınların mekaniğini, neye çekim duyup neyin neyi itici bulduklarını öğrenene kadar, bu tür şeylere yol açmaya ve sonra da kadınların biyolojileri ve gerçek doğaları gibi şeylerden yakınmaya devam eder. Biyolojiyi ve doğayı düzeltemeyeceksiniz, düzeltilmesi gereken erkekler. Erkekler kendilerini düzeltmeliler.

Toplumda bu tür problemleri zayıf erkekler yaratıyorlar. Kadınları bu yönde eğiten, bunun kabul edilebilir ve standart olduğunu öğreten bu zayıf erkekler. Şimdi bu adam bu kızdan ayrılsa ve geri almasa bile, bir sonraki erkek de bu tür kırmızı alarmlara sonuna kadar tolerans gösterecek çünkü kız güzel, adam aç ve muhtaç. Kız da tüm bu saçmasapan davranışlarına devam edecek zira bunların hesabını vermek zorunda kalmayacağı gibi, hayatına giren erkekler bu davranışlara katlanarak bu davranışları onaylayacaklar.

“Bana eski erkek arkadaşı ile tanıştıktan sadece bir hafta sonra nişanlandığını söyledi.”

Bazı insanlar ilk karşılaşmalarından itibaren tamamen uyumlu olabilirler ama bu insanlar istisnalar. Bir insanla tanıştıktan sadece bir hafta sonra nişanlanmak, kişinin çok toy ve dürtü ve duygularının kontrolünde biri olduğunu, rasyonel düşünemediğini gösterir.

Bu kadar erken nişanlanma ve evlenmeler genellikle kadının aşırı özgüvensiz olduğunu gösterir ki vakayı dinledikçe, bunun gerçekten de böyle olduğunu göreceğiz.

“Asıl can sıkan şey, bunun normal ve kabul edilebilir bir şey olduğunu düşünmesiydi. 

İkinci karşılaştığım kırmızı alarm ise, prezervatif kullanmaktan hoşlanmamasıydı. İlkin prezervatifin alerji yarattığını ve kendisini çok rahatsız ettiğini söyledi. Başka alternatifler önerdim ama kabul etmedi. Bunlar yerine geri çekme yöntemini önerdi. Bana şu an çocuk sahibi olmayı düşünmesek de, hamile kalmanın kendisini korkutmadığını söyledi.”

Eğer bir süredir birlikte ve ciddi bir ilişki içindeyseniz belki ama bu kadar yeniyken olmaz. Öncelikle kızı, sonra da çocukların büyükannesi ve büyükbabası olacak ailesini, akrabalarını değerlendirmen lazım. Bu kadının ve bu insanların çocuğunu yetiştirmesini ister misin, istemez misin? Soru bu. Sonuçta ailesi kaotik ise, drama doluysa, yalan ve aldatma ile doluysa, çocuklarını bu tür bir ortamın ve ortamın ürününün yetiştirmesini ister misin?

“Zaman içerisinde daha fazla kırmızı alarm gösterdi. Örneğin aşırı kıskanç olmak gibi. En yakın arkadaşlarımla haftada bir iki kere dışarı çıkmam bile büyük problemdi.

Ben DJ olarak da çalışıyorum ve sıklıkla online yayın yapıyorum. Bu da onun için büyük problemdi.”

Kadının sürekli olarak güvenceye ve rahatlatılmaya ihtiyacı var. Çünkü muhtemelen çocukken, annesi ve babasından yeterince güvence ve rahatlama alamadı. Bu nedenle de inanılmaz derecede özgüvensiz ve asla sevilmeyeceğine, sevilemeyeceğine inanıyor. Bu temel inancı da gerçekliğinin filtresi olmuş. Bir şey olduğunda her zaman en kötü senaryoyu düşünüyor zira duygusal olarak en kötü duygulara demir atmış.

“Beni sürekli olarak garson kızlara fazla kibar davranmakla, onu gizli gizli başka kadınlarla aldatmakla suçluyordu.”

 

Bu tür davranışlara tolerans gösterdiğin zaman, aylarca sürmesine ses çıkarmadığın zaman, kadına bunların normal davranışlar olduğunu öğretiyorsun. İlişkinin başında, seni aldatma veya başkalarıyla flört ile suçladığında karşına alıp, “ben ilişkide sadık bir adamın ama sen beni sürekli aldatmakla suçluyorsun” demeliydin ve devam etmeliydin: “Ortada birşey yokken bu kadar çok suçlama yapman, bana senin yanlış şeyler yaptığın izlenimini veriyor. Çünkü insanlar kendi içlerindekini başkalarına yansıtırlar. Eğer özgüven problemlerin varsa, bunlarla bana yansıtmadan başa çıkman gerekecek. Ben böyle saçmalıklarla uğraşmam.”

Bu konuşmaya rağmen davranışları hala devam ediyorsa, o kadını bırakman lazım. Ama toksik davranışları konusunda hiçbir şey söylemiyorsan, ona bunların normal şeyler olduklarını öğretiyorsun. İnsanlar sana ancak senin izin verdiğin şeyleri söyleyip yapabilirler.

“Onu arkadaşlarımla beraber dışarı çıkmaya çağırdım. O Cuma canlı müzik olan bir bara gittik ve o günden sonra benim her dışarı çıktığımda bara ya da gece kulübüne gittiğimi var saymaya başladı.”

Bunlara sadece 3 ay dayanabildim ve sonunda ilişkiyi bitirdim. Ama kısa süre içerisinde hayatıma yeniden girdi. Benimle ilişki istedi ve ben buna hayır deyince aylarca peşimi bırakmadı. Sonunda ilişki lafını ağzına almamaya başladı ve sadece seks yapmayı teklif etti.”

Kadın senin kutuya ulaşmayı istediğini biliyor ve sonunda “tamam ben bu adama kutusunu vereceğim ve sonra da istediğim şeyi yapmasını sağlayacağım” diyor.

“Sonunda kötü bir hata yaptım.”

Açlık gerçekten var. Çoğu erkek o kadar muhtaç, çaresiz ve başka birini bulamayacağı konusunda kaygılı ki, her türlü boka tolerans gösteriyorlar.

Çünkü önce sadece seks yaparken, kısa süre içerisinde tek eşli ama ilişki olmayan bir birlikteliğe döndük. Aslına bakarsan bunun ne demek olduğunu bilmiyorum.”

Seni cinsel olarak kilitlerken kendisi potansiyel olarak daldan dala atlayabilir demek. Genellikle sen birileriyle yatamazsın ama ben yatabilirim demek. En azından başkasıyla yatana kadar kimseyle yatmam demek.

“Aylarca böyle devam ettik. Sonra bir tekne partisine DJ olarak kiralandım. Benimle gelmesini ve bana destek olmasını söyledim ama buna hayır dedi. Ağzına kadar orospu ile dolu bir tekneye gelemezmiş.”

Kız senin misyon ve amacını desteklemiyorsa yapabileceğin bir şey yok. Beraber olmamalısınız. 

“Benim hobilerimi ve tutkularımı hiçbir zaman desteklemediği için çok kızgındım. Çok fazla içtim ve bir kadınla yiyiştim. Teknede bir iki tane YouTuber vardı ve bu adamlar canlı yayın yaparken benim kız da bunları evden izliyormuş. Beni kızla yiyişirken görmüş.”

“Bundan sonra da ben aldatan erkek oldum ve bunu kabullenemedi.”

Aslında bunca zamandır yapmaktan korktuğu şeyi sonunda yapmış oldun. Bir seviyede senin %100 sadık olmadığının kokusunu almış ve bunun da özgüvensiz olmasına katkıda bulunduğuna eminim. Fakat bunlar kadının muhtaç ve arıza davranışlarını haklı çıkarmazlar.

“Ne yapacağımı, kendimi neyin içine soktuğumu bilmiyorum.”

Bir çukura düştüysen, çıkmak için önce çukuru daha derine kazmayı bırakman lazım.

Bu kızı sen onaramayacaksın. Bu kızı değiştiremeyeceksin. Oturup standartlarını, çizgilerini çekmen ve bunlara uyulmuyorsa kesin olarak gitmen gerekli. Bu kıza bir şans daha verebilirsin ama ben bu kadının değişeceğini düşünmüyorum. Yapman gereken şey, bu kızla görüşmeyi sonlandırmak.

İyi bir ilişki iki insanın tamlıklarını paylaşmak için bir araya gelmesi ile olur, birbirlerinin eksiklerini tamamlamak için bir araya gelmeleri ile değil. İyi bir ilişki bir insanı onarmaya, düzeltmeye ya da kurtarmaya çalışmakla olmaz.

Kaynak: A Good Woman Brings You Peace. A Toxic Woman Brings Chaos. Choose Wisely!

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Karısı tarafından 20 sene dövülen, tehdit edilen ve manipüle edilen adam – Richard ve Sheree Spencer olayı

Bugün erkeğe yönelik ev içi şiddet konusunda oldukça meşhur bir vakayı ele alacağız. Olay İngiltere’de “My Wife, My Abuser” belgeselinde ele alındı.

Koca Richard Spencer 2000 yılında o zaman 22 yaşında olan Sheree ile bir gece kulübünde tanışıyor ve beraber yaşamaya başlıyorlar. 2009 yılında da Tayland’da evleniyorlar. Richard’ın oldukça iyi para kazandığı bir kariyeri var. Sheree ise hapishanelere bakan devlet kurumunda proje yöneticisi olarak çalışıyor. 2015 yılında bir kızları oluyor ve sonra da ikiz kızları dünyaya geliyor.

Richard’ın belgeselde anlattığına göre Sheree ilişkinin başlarında, çoğu zaman (%95) oldukça hoş davranan bir kızmış. Ama zaman içerisinde fiziksel şiddete başlamış ve bunun da seviyesi artmış. Sherre bazen günde 3 şişe şarap içebilen bir alkolik.

Abi anladığım kadarıyla kadınla evlenmeden önce 9 sene çıkmış. Bu süreçte de alkolik ve giderek fiziksel şiddete başvuran biri olmasına rağmen kadınla evlenmiş ve bir de üstüne 3 çocuk yapmış. Bu tür ilişkilerde erkekler maalesef bu kızı bırakırsam yalnız kalırım korkusu ile yüzleşmek yerine, “zamanla düzelir, evlenince düzelir” bahaneleri uyduruyorlar ve korkuları ile yüzleşmek yerine bu hikayelere gönülden inanıyorlar.

Uzun süre çocuk sahibi olamadıkları için tüp bebek yapmaya karar vermeden önce Sheree, hamile kalma ihtimalini artırmak için, çok daha fazla seks talep etmeye başlıyor. Richard bu seksin sevgisiz bir seks olduğunu ve kısa süre içerisinde böyle seks yapmaktan nefret etmeye başladığını anlatıyor. Bunun üzerine Sheree onu “sen erkek değilsin” diye aşağılamaya ve kendisini hamile bırakamamakla suçlamaya başlıyor.

Sheree ciddi fiziksel şiddete başvuran biri. 2020 yılında Richard’ın kulağına şarap şişesi geçiriyor. Daha sonra Richard kulağının ağrıdığını söyleyince “kapa çeneni” diyerek bu sefer aynı kulağa yumruk atıyor. Richard acı içinde çöküp durması için yalvarınca da bu sefer kulağa tekme atıyor.

Kadında manipülasyon da çok. Richard’ı banyodaki aynayı kırıp kendini kesmekle ve sonra da “kocam bana saldırdı” diye sahte suçlama, sonrasında da uzaklaştırma kararı aldırmakla ve böylece aileden atmakla tehdit ediyor. Bu konuda ciddi olduğunu Richard’a göstermek için pencereden dışarı “Richard lütfen daha fazla vurma” diye bağırıyor. Sheree Richard’a ondan daha zeki olduğunu ve ona karşı asla kazanamayacağını söyleyip duruyor.

Bu kadın deli diyorsunuz ama şimdi anlatacağım olayı duyunca bu kadın zır deli diyeceksiniz.

Richard mesela yatak odalarında yatakta değil yerde oturuyor. Karısı yatağı kendisi aldığı için kocasının yatakta oturmasına izin vermiyor. Birgün Richard bu durumda yerdeyken banyoya gidiyor ve sonra gelip Richard’ın kafasına zıçıyor. Kelime anlamıyla mecaz yok. Sonra da hadi şimdi bokumu temizle diyor.

Adamın boğazına bıçak dayamalar, kafasında yumurta kırmalar, “sen küçük bir fa***esin” diye aşağılamalar zaten rutin. Richard’a sürekli olarak herkesin ondan bıktığını, ondan nefret ettiğini, yaratıcı ve sanatsal şeyleri beceremeyecek biri vs. söylüyor. Kızlarından birine babalarının ne kadar korkunç bir adam olduğunu ve ondan çok geçmeden kurtulacaklarını söylüyor. Kızlarından birine komşulara “babam korkunç biri” de diye emir veriyor. Bu arada bu abinin ailesini 7 odalı bir evde konfor içinde yaşatan, 6 haneli rakamlar kazanan ve bunca işkenceye rağmen ne karısına ne de çocuklarına en ufak sözel ya da fiziksel şiddet göstermeyen biri olduğunu hatırlatayım.

Sheree adamı zaten düzenli olarak dövüyor. Komşulardan biri Sheree’nin arabalarının bir koltuğuna işediğini ve arabanın lastiklerini bıçakla deştiğini anlatıyor (bu zır deli kadınlardaki zıçma, işeme huyu nedir ağa?)

Bu arada evde kamera var, Richard kamera taktırmış. Bu kameralar kadının adama işkence ettiğini yıllarca kayda alıyorlar. Ayrıca Richard kendi telefonu ile de kayıt alıyor ve fiziksel şiddet sonrası yaralarının da fotoğraflarını çekiyor.

Sonuçta Richard 36 kamera kaydı, 9 cep telefonu kaydı ve 43 yara bere fotoğrafı biriktiriyor. Ve birgün bunları bir arkadaşı ile paylaşıyor. Adam bunları görür görmez, Koyun Yürekli Richard’dan izin almadan soluğu poliste alıyor.

Helal olsun bu arkadaşa. Bir suç kurbanın izni olmasa bile açığa çıkarılmalı.

Polis Sheree’yi hemen tutukluyor tabii ki. Temmuz 2021’de. Yıllarca Richard’a ben senden daha akıllıyım diyen Sheree tabii ki tam bir embesil. Ve tam bir embesil olarak polisin elinde kayıt olmasına rağmen ve muhtemelen amım var bana inanırlar diyerekten “Richard alkolik, evine destek olmayan bir koca, beni saçlarımdan tutup yerlerde sürüklüyor, bla bla” diyor. Bazen kendisinin de şiddet uyguladığını ama kendisinin daha büyük kurban olduğunu söylüyor. Sanki karşılıklı şiddet uyguluyorlarmış gibi göstermeye çalışıyor.

Richard’ın vücudundaki ısırık izlerinin vahşi cinsel ilişkilerin sonucu olduğunu söylüyor. Polis senin yara bere fotoğrafın var mı, göster hadi dediğinde ise bunları telefonundan sildiğini iddia ediyor.

Polis Sheree’nin Richard’ı bıçakla tehdit ettiği bir videoyu yanlışlıkla sessiz olarak Sheree’ye gösteriyor. Sheree’de videoda ses yok sanıp “burada Richard beni tehdit ediyordu ben de bıçağı ona verip ‘al öldür’ diye meydan okuyordum” diye açıklama yapıyor. Ama videonun sesli halinde kendisinin adamı dümdüz tehdit ettiği duyuluyor. Bu şekilde polise yalan söylediği ve kayıtlarda görülen şiddet nedeniyle hapsi boyluyor. Ama sonra kefaletle serbest kalıyor.

Bütün yargılama sürecinde olayın kurbanının kendisi olduğunu utanmadan tekrarlayan Sheree Spencer, Şubat 2023’te fiziksel şiddet içeren 3 suçlamayı kabul etti. Ayrıca zorba ve kontrol manyağı davranışlarıyla ilgili suçlamaları da kabul etti. Bunun sonucunda da 4 yıl hapis cezası aldı. Bu cezanın ikinci yılında yani Şubat 2025’te hapisten salınabilir.

Bu arada Richard yeni bir partner buldu ve hayatına devam ediyor. Richard Sheree tarafından manipüle edildiğini ve Sheree’nin manipülasyonları ile, Sheree’nin bu hale gelmesine neden olanın kendisi olduğuna inandırıldığını kabul ediyor. Sheree Richard’a bu kadar kötü davranmakta haklıymış zira Richard gerçekten bir hayal kırıklığıymış.

Sheree Richard’ı insanlardan izole etmiş ve birçok yöntem kullanarak kontrolü altına almış. Adam üzerindeki kontrolü öyle bir noktaya gelmiş ki, adamın hangi tuvaleti kullanabileceği ve hangi odada yatabileceği bile kadının iznine bağlıymış.

Bütün bu olanlara rağmen Richard Sheree’ye karşı bir öfke ya da kötü düşünce beslemediğini söylüyor. Bu da doğru olan zira bu kadının öfkesini bile ilerdeki hayatına taşımaması lazım.

Dr. Grande bu olayı geçenlerde analiz etti. Şöyle diyor:

“İlişkinin başında Richard Sheree’yi oldukça nazik, düşünceli ve kendisini önemseyen bir kadın olarak anlatıyor ama Sheree’nin karanlık bir tarafı olduğunu da söylüyor. Sheree kendisine kötü davranmaya başladığında kırmızı alarmların çaldığını ama çocukları olduğu zaman her şeyin iyiye gideceğini düşündüğünü ekliyor. Maalesef çocuklar doğduktan sonra da Sheree düzelmiyor. Tam tersi, Sheree’nin davranışları daha da kötüleşiyor.”

Burada bir not düşeyim, bu tür davranışlar evlilik ve çocuk ile iyiye gitmez, kötüye giderler. Partneriniz sizi evliliğe ve çocuğa kilitledikçe sizin kolay çıkamayacağınızı bilir ve eskiden az da olsa varolan çizgiyi aşarsam gidebilir korkusu tamamen kaybolmaya başlar. Bunlar evlenince düzelir, çocuk olunca düzelir diye hayallere kapılmayın. Evlenince iyi olan şeyler bir miktar kötüye ya da iyiye gidebilir ama alarm seviyesinde kötü olan şeyler hemen her zaman daha kötüye gider.

“Richard 9 yaşındayken annesini kanser hastalığından kaybediyor. Çok küçük yaşlarda, duygularını bastırmayı öğreniyor. Sheree Richard’ı provoke ettiğinde, Richard tepki olarak sinirlenemiyor. Bunun yerine şikayetleri azaltma adına kadının davranışlarını haklı olarak görmeye başlıyor.”

“Sheree tüm bunlar olurken çiftlerin kavga etmesinin normal olduğunu söylüyor. Richard’ın bu duruma tepki vermesini önlemek için Richard’ı çok hassas ve zavallı olduğuna, her şeyden mızmızlanan bir koca bebek olduğuna inandırıyor.”

“Richard’ın elini kolunu bağlayan anahtar korkulardan birisi de Richard’ı, karısına şiddet uygulamayla suçlayacağı tehdidi. Richard, Sheree’den daha iri ve güçlü olduğunun farkında ama böyle bir iftira karşısında polisin aleyinde davranacağını düşünüyor. Sheree, ceza hukukunda ev içi şiddet vakalarındaki erkek aleyhine önyargıyı kullanıyor. Ceza sisteminde erkekler sıklıkla suçlu olarak görülüyorlar ve polis de erkeğe daha fazla şüphe ile bakmaya meyilli.”

Burada bir şey söylemek istiyorum. Polisin ve hukukun böyle bir ön yargısı olsa da, şiddet ispatlandığında, kadın yapıyor olsa da cezasız bırakmıyorlar. Yani bu olayda görüldüğü gibi, polise gitsem kesin ben suçlu çıkarım diye bir durum yok. Ama maalesef bu önyargı bazı erkekleri, bir vursalar pencereden karşı mahalleye uçacak karılarından gelen şiddete katlanmaya itiyor. Richard’ın öpüp başına koyması gereken arkadaşı şikayet etmese böyle yaşayıp gidecek. Ama arkadaşı şikayet ettikten sonra kadın hak ettiği yeri, hapsi boyladı. Bir daha da sittin sene devlette çalışamaz, büyük ihtimalle yeniden evlenemez.

“Richard polise gitmek yerine gördüğü şiddet ile başa çıkmaya çalışmayı tercih etmiş. Öyle ki, şiddet göreceğini düşündüğünde, üstündekileri şiddete daha dayanıklı olacağını düşündüğü giysilerle değiştiriyormuş. Kızlarını okula bırakırken şiddet gördüğü anlaşılmasın diye yüzüne makyaj bile yapıyormuş.”

“Richard şiddete uğradığı durumlarda bazen Sheree’yi fiziksel olarak engellemiş ama bu, kadının öfkesini 10 kat arttırmış. Bu nedenle de Richard çoğu şiddet olayında sadece kendini korumaya çalışmakla yetinmiş. Örneğin yerde cenin pozisyonunu alıyormuş.”

“Bütün bu süreçte Richard sürekli olarak bu kötü davranışların birgün son bulacağı umuduyla yaşamış. Aslında adamın tek istediği de bu. Yani intikam peşinde değil. Tek istediği, kum torbası olmadığı bir evde yaşamak.”

“Richard bütün bu fiziksel ve sözel şiddet içinde, kendisinden ve bütün bu olanlarda kendi payından şüphe ederek yaşıyor. Çünkü Sheree sürekli olarak tüm bu olanların Richard’ın suçu olduğunu söylüyor. Sheree kocasına başarılı bir şekilde gaslighting uyguluyor.”

Evet böyle fiziksel ve/veya sözel şiddette sadece “bana kimse inanmaz”, “kimse benim yanımda olmaz” inancı yok. Belki de daha fazla oranda ve tamamen rasyonel akıl dışı bir “ben bunu hak ediyorum” inancı var. Bu inanç da kendiliğinden değil, kadının adamda bulduğu bir zayıflığı yıllarca işlemesi ile oluşuyor.

“Sheree’nin Richard’a uyguladığı manipülasyon taktikleri o kadar etkili ki, Richard birkaç kez tüm o videoları silmeyi bile düşünmüş. Eğer Richard’ın kızları tüm bu olanlara şahit olmasalar, kimseyle konuşmayacakmış bile. Richard evliliğine ve ailesine değer verdiği için, gerekirse tüm bunlara katlanmaya hazır biri.”

Ama böyle bir kadın şiddeti altında kızlarının nasıl travmaya uğrayacağını hesaba katmıyor. Ya da uzun süre hesaba katmıyor ve sonunda bu sebeple harekete geçiyor.

“Sheree tabii ki tüm bu şiddeti kızlarının önünde de uyguluyor ve Richard bu nedenle olanları arkadaşı ile paylaşması gerektiğini düşünüyor. Ki bu paylaşım da sonunda Sheree’nin tutuklanmasını ve hapse girmesini sağlıyor.”

Dr. Grande “Sheree’den ayrılmak Richard’da karmaşık duygular uyandırmış olmalı” diyor. “Bir yandan sevdiği birini kaybetme hissi ama öte yandan üstünden büyük bir ağırlığın kalktığı hissi. Durum o kadar kontrolünden çıkmış ki, Sheree ile, kocasında çalışan hiçbir manipülasyona pabuç bırakmayan polisin ve ceza sisteminin ilgilenmesi gerekti.”

“Sheree’nin davranışlarına gelecek olursak. Sheree ben-merkezci, kendini beğenmiş, küçümseyici, kindar, aldatıcı ve hak sanrısına (yaptığı her şeyin hakkı olduğu yanılgısına) sahip birisi. Bütün bu olayda alkolün etkisi de az değil. Alkol Sheree’nin zaten varolan davranışlarını daha da kötü hale getiriyor. Hepsi olmasa da çoğu şiddet olayı, Sheree sarhoşken meydana geliyor.”

“Bir nedenden dolayı, hedefine sadece Richard’ı alıyor, kızlarına dokunmuyor. Belki de Richard’a karşı derinlerde yatan ve alkol ile açığa çıkan bir öfke var.”

Belki zaten erkeklerden tiksinen ve bunu eline geçen bu erkekten çıkaran biri ya da zayıf bir adamla evli olduğunu düşündükçe daha da çıldıran biri. Ya da ikisi birden.

“Sheree’nin davranışlarındaki önemli etkenlerden birisi de, ayıkken de değişmeyi reddetmesi. Sarhoşken şiddet uyguladığını bilmesine rağmen sarhoş olmaktan geri kalmıyor. Sheree’nin yaptıklarının sonucunu zerre umursamadığı hissine kapılıyorsunuz. Ne olursa olsun içmeye kararlı ve kimse için de bunu bırakmaya niyeti yok.”

“Sheree bir şekilde uzlaşmacı, sükunet seven ve manipülasyona oldukça açık bir partner bulmuş. Bu da Sheree’nin neredeyse 20 yıl boyunca istediği gibi suç işlemesine neden olmuş. Belki de Richard koca olarak hiç hoşuna gitmiyordu ya da belki kurban olarak hoşuna gitmiyordu.”

“Sheree’de dokunulmaz olduğu, ne yaparsa yapsın hesabını vermeyeceği hissi olabilir. Ama bu kibri ile sonunda Richard’ı bile sınırlarının dışına itti.”

Dr. Grande’nin son analizi şöyle:

“Richard’ın hem karısının değişeceğine olan inancı vardı hem de karısı sorunun Richard olduğunu söylediğinde ona inanıyordu. Bu da onu içinden çıkamadığı bir döngüye hapsetti. Sheree ise Richard’ın asla ama asla dik duramayacağını ve terör ortamını istediği gibi devam ettirebileceğine inanıyordu. Bu konuda ikisi de hatalıydı ve ikisi de varsayımlarının ne kadar hatalı olduğunu zor yoldan da olsa gördü.”

“Sheree için her şey o kadar da kötü değil. Şimdi hapishaneyi içerden tanıma ve birinci elden saha araştırması yapma fırsatı var.

Son olarak da, her erkeğin toksik kadınlar ve toksik kadın manipülasyonu konusunda bilgisi olması lazım. Bu konudaki Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza ve yayınlarımıza bakabilirsiniz.

Dr. Grande’nin yayını için: Peaceful Husband Secretly Records Coercive and Controlling Wife | Sheree Spencer Case Analysis

İlgisizleşen kız arkadaşım ilgimi çektiğimde beni ilgisizlikle suçladı – Vaka çalışması

Merhaba, 23 yaşındayım, kız arkadaşım 22 yaşında. 1 senedir beraberiz. Her şey çok güzel giderken son zamanlarda kız arkadaşımın bana olan heyecanında ve cinsellikte gözle görülür bir azalma oldu. Uzun süredir sizi takip ediyorum ama bunun bir nedenini bulamadım.

Buna sebep olabilecek nedeni bulursan çaktırmadan düzeltirsin ama sebebi bilsen de bilmesen de, bulup düzeltsen de düzeltmesen de, ona ulaşma sıklığını ve ilgini, onun bir tık altına çekmen gerekiyor. Sana ilgisi azalmış bir kadına daha fazla ilgi göstermek, eğer ilgisi senin bariz ilgisizliğin nedeniyle azalmadıysa, genellikle ilgisini daha da azaltır.

Ayrıca uzun süredir beraber olduğunuz için kadın seni artık nasıl olsa elinin altında görüyor olabilir. Buna uzun süreli ilişkideki birçok insan düşer. Karşı tarafın bir yanlışı olmasa da düşer. Genelde de terk edilince uyanırlar ama kendileri ilgisiz kalınca ilgisiz kaldıklarını görerek de uyanabilirler.

Ona ulaşma sıklığını ve ilgini, onun bir tık altına çekmen gerekiyor. Ama bu trip atacaksın ya da soğuk davranacaksın anlamına gelmiyor. Ondan bir tık daha az mesaj başlatacaksın, seks başlatacaksın, sarılma başlatacaksın. Ama normal davranacaksın. Ve eğer sen ondan bir tık az ulaşıyorsan veya seks başlatıyorsan, hemen hiç görüşmemeye ya da seks yapmamaya başlamaktan korkmayacaksın. Çoğu insan zaten bu noktaya gelmekten de korktuğundan daha fazla ulaşmaya ve ilgi göstermeye başlar ama sen biraz az ulaşıyorsun diye bu noktaya geliyorsanız, öyle kopmuş kişiye daha fazla ilgi, işleri daha iyi hale getiremez.

Ben de onun azalan ilgisine azalan ilgi ile cevap verdim. Tabii ki bir şey demedim. Daha az ulaştım, seks başlatmadım ama normal davrandım. Onunla geçirmediğim zamanları daha da arttırarak ona kendi başına kalacak ve beni özleyecek boşluğu verdim. Fakat buluşmalarımızda tripli olmaya başladı.

Beklenir bir durum. Senin ilginin azaldığını fark etti ve bu da sinir ve rahatsızlık yaratmaya başladı.

Ona bu aralar biraz sinirli görünüyorsun, neyin var, bir şey mi yaşadın diye sordum.

Bunu sorman normal. Fakat burada bir uyarı yapayım. Çoğu erkek burada soruyu “neyin var, benimle mi ilgili, bana mı kızgınsın?” şeklinde soruyor. Sizinle ilgili gibi sormayın. Sanki “işte mi sorun var?” der gibi sorun. Kendinizle ilgiliymiş gibi sormanız zayıf bir duruş.

Ona yeterince ulaşmıyormuşum. Gün içinde daha az konuştuğumuzdan şikayet etti. “Bu kadar az konuşmamız sence normal mi?“ diye sordu.

Burada yapman gereken şey, “eğer yeterince iletişim kurmadığımızı düşünüyorsan sen neden biraz daha fazla ulaşmıyorsun?” diye sormak. Sonuçta sen ulaşmayı kesmedin, onun sadece bir tık altına indirdin. “Aslına bakarsan son zamanlarda buluşmayı çok da istiyor gibi görünmüyorsun, ben de seni pek istekli görmeyince belki işi gücü vardır diye çok rahatsız etmiyorum” diye devam edebilirsin.

Şimdi burada senden şikayet ediyor ama aslen onun daha ilgisiz ve daha az ulaşmaya başlayan taraf olduğunu unutma. Burada bunu kız da biliyor ve sorumluluğu almak ya da paylaşmak yerine, sanki senin suçunmuş gibi davranmaya başlıyor. “Birbirimizi yeterince aramıyoruz” demiyor, “sen bana yeterince ulaşmıyorsun” diyor.

Yalnız burada erkek olarak ilişkinin lideri olduğun için, hak sanrılı davranmaya başlayıp “erkeksin yapacaksın” moduna girmediği sürece, sorumluluğu senin kucağına atması da anormal değil. Yani topu sana attı diye kavga çıkarmanın ya da topu sana atmasını otomatikman “arıza” olarak görmenin bir manası yok. Burada normal veya ilişki içinde kalmak isteyen kadın, senin sakin bir şekilde başlattığın konuşmaya eşlik eder ve sorun neyse çözersiniz. Sorunlu ya da zaten ilişkiden çıkmak için bahane arayan kadın ise, sorunu ısrarla büyütür.

Şimdi burada yapabileceğin en büyük hata, onun ilgisi aynı düşük seviyede kalırken, bu yakınma sonrası kıza daha çok ulaşmak ve daha fazla ilgi göstermek.

Bana bunu söyledikten sonra, daha dikkatli olacağımı söyledim ve ben ona daha fazla ulaşmaya başladım. Ama ilgi seviyesi gram artmadığı gibi, daha da azaldı.

Neden acaba? Çok ilginç 🙂

Sen neden kendini geri çektiğini tamamen unutup olayı sanki normal bir iletişim hızında sen birden iletişimi azaltmışsın noktasına getirdin. Eğer öyle olsaydı, bu comfort test olurdu ve ilgini arttırmak kızın ilgisini de arttırırdı. Ama durum bu değil. Durum muhtemelen senin kızdan hızlı gitmen ve yavaşlaman gerekirken tek şikayetinde geri vites yaptın.

İlgisi, bana ulaşması, seks azaldı dediğim zamandan da daha fazla azaldı. Ne yapacağımı şaşırdım. Şimdi ona ilgimi geri çeksem mi yoksa daha fazla ilgi göstermeye devam mı etsem?

İlgini arttırdığında ilgisi azaldı. Buradan sorunun cevabını çıkaramıyor musun?

Kıza ne oranda ulaştığını yazmamışsın. Bir senedir berabersiniz. Normalde iki kere o ulaşıyorsa bir kere sen ulaşırsın. İlişkide kadına siz daha fazla ulaşmaya başladınız mı, kadın sizden soğumaya başlar. O size 5 ulaşırken siz ona sadece bir ulaşsanız da soğumaya başlar ama kadınlar bir miktar daha fazla ulaşmaya, ilişkinin tazeleyicisi olmaya yatkınlardır ve bu aslında feminen olandır. Fazlaca ulaşmanız, feminen olanın sizin olmanıza neden olur ve erkekte feminen enerji hiç de çekici değil. En azından heteroseksüel bir kadına hiç çekici değil.

Bu arada öyle bir iki gün, bilemedin bir hafta fazla ulaşmaktan bahsetmiyorum, fazla ulaşmanızın standart olmasından bahsediyorum. Zira bazı düz adamlar “abi şu ara hasta çok aramam lazım bittim ben bittim”, “bir kere ulaştı, ikinci ulaşma olmadığı için 3 gündür ulaşmıyorum ne olacak?” gibi embesil sorular soruyorlar.

Kız istedikten sonra fazla ulaşmaya başlaman üzerine kız soğumaya devam etti. Her ne kadar bir takipçi olarak bunu gözden kaçırmış olmayacağını düşünsem de, bu olay bana işin başında da senin fazla ulaştığını, peşinden koştuğunu işaret ediyor. Bir kadın, kız arkadaşınız ya da karınız olsa bile, sizin onu, onun sizden daha fazla sevdiğinizi hissetmeye başlarsa kendisini geri çekmeye meyillidir. Bu ona gücün onda olduğunu bildirir ve onu ilişkinin maskülen tarafı olmaya zorlar. Çoğu kadın ilişkide erkek rolü oynamayı istemez.

Şimdi kadınlar hemen hemen ağız birliği edercesine bu söylediklerimi reddedeceklerdir. Ama şunu unutmayın ki heteroseksüel bir kadının bir kadınla ilişki deneyimi sıfırdır. Yani tavsiye almak için iyi bir kaynak değiller.

Sen kız yakındığında az önce söylediğim gibi onu eskisi gibi ulaşmaya teşvik etseydin, düzelme ihtimali çok daha yüksekti. Bunu gayet oyuncu bir şekilde de yapabilirdin. “Bebeğim, beni özlediğin zaman bir mesaj uzaktayım, bu hattı neden istediğin kadar kullanmıyorsun?” diyebilirsin.

Bunu kız arkadaşınıza söylemekten korkmayın. Eğer kız görece problemsiz bir kızsa ve ilişkiye devam etmek istiyorsa, zaten kendisinin size daha az ulaşmaya başladığını, ilgisiz davrandığını bilir ve sorunu çözecek şekilde iletişime girer.

Daha önce söylemiştim ama bir daha tekrar edeyim. Eğer benim tavsiyelerimi dinlerseniz, normalde devam edebilecek bazı ilişkilerin bitmesine neden olursunuz. Size daha az ilgili olan ve buna rağmen topu size atmaya çalışan kıza bu gerçeği sakince gösterdiğinizde, kız sorunları olan bir kızsa, sizi o kadar da istemiyorsa, bir süre daha sürecek bir ilişkinin bitmesine sebep olursunuz. Bu kötü bir şey değil ama buraya ne olursa olsun bu ilişki olabildiğince sürsün kafasıyla gelip tavsiye alanlar bunun bilincinde olmalı. Örneğin sizden çok da hoşlanmayan ama yalnız kalmaktan da korkan bir kadın,”arzu yok, farkını zamanınla, ilginle, kaynaklarınla ödeyeceksin lan” modunda sizinle devam ediyorsa, bu tavsiyeleri dinlerseniz ilişki bitebilir. İlişki devam etsin istiyorsanız, bu kadın sizi terk edecek gücü ya da alternatifi bulana kadar öderim, çile çekerim, yeterki sürsün diyorsanız bu tavsiyeleri dinlemeyin.

İlgimi arttırsam da soğuyor, ilgimi azaltsam da. Ne yapmalıyım? Kafam karıştı.

İlgini azalttığında daha fazla soğuduğunu sen uyduruyorsun, onu göremedin bile. Tek bir kere şikayet etti, kendisi ilgisizken sorumluluğu tamamen sana attı, sen de anasının uslu oğluşu gibi hemen hizaya geldin. Aslında ilgini azaltman bir etki yaratmıştı ama arkasında duramadın bile. Yapman gereken hemen geri vites yapmak değil, sana atılan topu ona atmaktı. Eğer daha fazla görüşmek istiyorsa neden sana biraz daha fazla ulaşmadı ve tam tersi daha az ulaşıyordu? Sonuçta sen sana ulaştığında kızı görmezden gelmedin ki! Sen müneccim misin? Kız arkadaşını ilgisiz gördün, herhalde beni görmek istemiyor dedin ve saygılı bir erkek olarak ona istiyor göründüğü mesafeyi verdin. Bu konuyu açmaya ve bunları söylemeye cesaretin olmalıydı. Kız arkadaşının senden kopma yolunda ya da az çok sorunlu olabileceğini görmeye cesaretin olmalıydı.

Bana soracak olursan, sen zaten fazla el altında olduğundan olay bu hale geldi. Bol miktarda ilgi, ilginin değerini düşürür. Bir erkeğin kadına daha fazla ulaşması, genellikle onun kadınının ilgisini ve onayını daha fazla aradığını işaretler. Bu feminen bir hareket olarak abartılmadığı sürece erkeklere çekici gelse de, kadınlara itici gelir.

Sen ilgini çekmeyi yeterince uzun süre yapamadın. Kötüsü, ilk şikayette ve suçlamada kötü bir liderlik gösterdin ve hemen çark ettin. İletişimin kötüydü. Sevgilin ya da herhangi biri seni, aslında kendi yaptığı bir şey ile suçlarsa, sakin ve kibar bir şekilde de olsa omurgalı durman ve hemen çark etmemen gerekliydi. Kendine bundan daha fazla güvenmeliydin. Dediğim gibi, eğer birçoğumuzun ara ara yaptığı gibi kızı ciddi ihmal etmiş olsan, dikkat ederim derdin ve normal ilgi seviyesine dönerdin. O zaman işler düzelirdi. Ama burada durum bu değil. Durumun bu olmadığını sen de biliyordun.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Hoşlandığım kızın sevgilisi var. Onu nasıl elde edebilirim?

“Abi bir kızdan hoşlanıyorum ama erkek arkadaşı var. Onu nasıl elde edebilirim? Her şeyiyle tam istediğim bir kız. Çok iyi vakit geçiriyoruz, çok eğleniyoruz. Onun kız arkadaşım olmasını çok istiyorum. Zaten o adam ona uygun değil, benimle çok daha mutlu olacağını düşünüyorum. Bana zaten keşke erkek arkadaşım da senin gibi olsa diyor.”

Uydu erkek, yedek lastik ve friendzone olduğunun farkına varmadan yazmışsın. “Sevgilim keşke senin gibi olsa Rıfkı, sen çok iyi bir insansın, seni alan yaşadı” gibi lafların friendzone diyarından çıkamayacak, “ama ben seni pipisiz arkadaş olarak görüyorum” erkeklerinin madalyası olduğunu bir kenara bırakırsak, başkasının kız arkadaşını koparma konusunda kendisine tavsiye vereceğimi sanıp yazmışsın bir de 🙂

Bunu sen istedin Rıfkısat. İzninle sana Rıfkısat diyeceğim. Hani böyle uyduların sonuna sat eki koyuyorlar ya ondan Rıfkısat diyeceğim. Adı Rıfkı olanlardan şimdiden özür dilerim.

Bir kadını bir erkek arkadaştan ya da kocadan koparıp kendi kız arkadaşın yaptığında ona, “kadınımın sevdiği erkeği aldatmasından rahatsızlık duymuyorum” diyorsun ve seni de aldatması için davetiye çıkarıyorsun. Olur da bir kadını sevgilisinden koparıp sevgilin yaparsan, o kadının o adama yaptığını sana da yapma olasılığı, yani seni de başka bir erkek için terk etme olasılığı çok yüksek. Karma is a bitch, sen başkasının kız arkadaşının yörüngesinde birgün donunun içine girmek için fırsat kollayan daha da aşağılık bir bitchsin ama karma yine de bitch.

Bu kadının uydusu olduğun çok bariz ama bu kadını erkek arkadaşından “koparabilsen”, onun ilişki için uygun olmadığını görürsün. Böyle daldan dala atlayan kadın her şeyiyle tam istediğin bir kadın olacak?

Aslına bakarsan bu kadının pek de iyi bir ilişki materyali olmadığını tahmin ediyorum. Bu  kadını “koparamasan” bile şu an yaptığı şey, friendzone kafesinde, donunun içine girmek için fırsat kollayan bir uydu erkek beslemek, ilişki ve sadakat değerleri iyi olan bir kadının yapmayacağı bir iş.

Ama Rıfkı-sat, ben yine de sana yardım edeceğim. Şeytan diyor bırak dönsün yörüngede ama bugün iyi tarafımdan kalktım o nedenle yardım edeceğim. Ama kızı koparman için değil, seni bu zavallı varoluştan koparmak için yardım edeceğim.

Evet Rıfkı, sen bir uydu erkeksin. Buralarda yenisin ama git bir araştır uydu erkek ne demek. Aslında friendzone kavramını duymuşsundur. Sen Çin’den sonra en yüksek nüfusa sahip friendzone diyarının vatandaşısın.

Çok ayrıntı yazmamışsın ama “Sevgilim keşke senin gibi olsa Rıfkı, sen çok iyi bir insansın, seni alan yaşadı” gibi laflar uydu erkekliğin bariz belirtilerinden. Bazı kızlar özgüven ve özdeğer problemi nedeniyle tek bir erkeğin ilgisiyle yetinemezler, onun ilgisi giderse ilgisiz kalmayayım diye tutunacak bir dal bulundururlar Rıfkısat. Ama heveslenme, erkeklerinden koptuklarında senin gibi uyduların dalını tutmazlar, senin işlevin genel olarak duygusal destek, pipisiz mesaj arkadaşı gibi şeylerdir ve orada kalır. Beklersin, beklersin kız o daldan kopar, başka bir “kendini hak etmeyen” dala tutunur. Sen de beklemeye devam edersin.

O nedenle Rıfkı-sat, bırak bu kızı erkek arkadaşından koparma fantezilerini ve kendin kızdan kop. Kızın yörüngesinden çık. Yörüngeden çıktın mı buna engel olmaya çalışacaktır ama bunu, seni istediğinden yaptığını sanma. Kızın bir erkek arkadaşı var ve onunla. Seninle değil. Seni erkek olarak istemiyor. Erkek arkadaşı olan kızın yanında durma. Kendini küçültmeye devam etme.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Bu konuyu aşağıdaki yayında biraz daha genişleterek ele aldım.

Hızlı başlayıp hızlı biten ilişki – Vaka Çalışması

Selam Mahmut abi. Çıra alevi gibi hızlı başlayıp, hızlı sönen aşırı duygusal yatırım ve ayrıldıktan sonra peşinden koştuğum bu kısa ilişkiyi anlatmak istiyorum.

Çıra alevi gibi yanıp sönen ilişki, çok yoğun bir ateş ile başlar ve yakıtını hızlıca tüketip biter. Erkeğin ve aslında kadının da, bu yoğun dönemde duygusal yatırımını frenlemesi lazım. İyi ve sağlam ilişkiler genellikle yavaş yavaş ısındığınız ve sevdiğiniz bir şekilde başlar. O nedenle çok yoğun, hiç olmadığı kadar güzel, hiç sevilmediğiniz kadar sevildiğiniz, hiç hissetmediğiniz kadar yoğun duygular hissettiğinizde, kendinizi hayal dünyasına bırakmak yerine, temkinli olmanız sizin yararınıza zira aslında uzun sürebilecek iyi bir ilişkinin kısa süre içerisinde bitmesine neden olabilirsiniz. Ya da aşk bombardımanı yapan bir arızanın ağına düşebilirsiniz.

Yürüme olmadan aynı kafede 3-4 gün önce karşılaşıp yürüme davetiyesi almama rağmen kaygıdan yürümeyip, bir kaç gün duygusal yatırım yapmam dışında:), yürüme kısmını iyi yaptığımı düşünüyorum. Kızın bakışlarını yakaladım. Senin kadınlarla tanışma kitabında bahsettiğin “baş selamını verip gülümsedim”. Kız da selam verip karşılık verdi.

Aslında yürüme davetiyesini altın yaldızlı davetiyeye çevirmek bu kadar basit olabiliyor. Başınızla selam verirken hafif bir tebessüm etmek. Bunun yararı şu ki eğer kız sizden uzaktan da olsa hoşlandıysa, refleks olarak ya gülümseyerek selam veriyor ya da belli belirsiz bir gülümseme ile gözlerini kaçırıyor. Gerçi çok utangaç kızlar suratları bozularak da göz kaçırabiliyorlar ama bu kadar utangaç kıza yürümenize gerek yok.

Kalkıp yanına gittim. Normalde böyle şeyler pek tarzım değildir. “Hoş kızsın gelip selam vermek istedim” dedim.

Bunu demene gerek yok. Sadece “selam” deyip havadan sudan normal bir muhabbete de başlayabilirsiniz. Bu tür hafif iltifat gündüz oyunu gibi tamamen soğuk yaklaşmalarda söylenebilir. Yürüme davetiyesi atan kızın ilgisi yeterince yüksek değilse risklidir.

Kafe doluydu, birden kalkıp gittim. “Ne desem” diye düşünmeye devam etseydim muhtemelen hiç gidemezdim. Aklıma geleni söyledim.

Saçmalamadığın sürece ne dediğinin değil nasıl dediğin yani rahat ve sakin olman önemli.

Biraz sohbet ettik. Ne okuduğunu vs 10 dk ya yakın sürdü. “Tanıştığıma memnun oldum. Seninle tekrardan iletişime geçmek isterim. Sana nerden ulaşabilirim?” dedim. İnstagramını verdi.

Buraya kadar medeni cesaretin için tebrikler. Bunu herkes yapamaz. Aslında Instagram zayıf bir bağlantı şekli, telefon kadar dönüşü yüksek değil. Ama eğer telefon değil Instagram veriyorsa hiç yoktan iyidir.

Şimdi arkadaşlar, bir kız yalnızsa, bir yerlerde beyaz atlı prensi ile karşılaşma hayali kurar. Önüne gelenin kendisine yürümesini ve bunları eleyip durmayı hayal etmez tabii ki ama bakışları ile süzdüğü erkeğin kendisine yürüyecek cesarete sahip olmasını umar. Sizin karşılaşma şekliniz en ideal karşılaşmalardan biri. Kız bakıyor, sen gülümseyerek selam veriyorsun, kız buna olumlu karşılık veriyor. Size bakan, beğendiğiniz kızları yalnızlıklarıyla başbaşa bırakmayın arkadaşlar, ayıptır, yazıktır, günahtır.

Beni arayarak danışan kadın takipçilerimin çoğu eski sevgili, biten flört için arıyor ama bu konulardan sonra ise “abi adama bakıyorum, o da bakıyor ama gelip konuşmuyor, ne yapacağım?” konusu geliyor.

Kızı ekledim 2 dk sonra kendisi mesaj attı. İlgisinin yüksek olduğunu düşünüyorum bu anlar.

Evet ilgisi gayet yüksek.

Sohbet edip buluşmaya çağırdım.

Evet. Online tanıştığınız kadın ile 2-3 gün mesajlaşırsınız ama gerçek hayatta tanıştığınız kadınla ilk mesajlaşmada buluşma ayarlayın.

Buluştuğumuz zaman baya İlgiliydi. Sürekli bana iltifatlar ediyordu. Buluşmanın çoğunda kızı konuşturdum. Semaver çayını doldurma bahanesi ile yanına geçtim. Öpücüğe kolay gittim. Böyle hafta da bir kaç kez buluştuk.

Buraya kadar her şey yolunda.

Daha 2. buluşma da bana sevgili imaları yapmaya başladı. Bu hızlı gidişin ve benim bu kadar hızlı kapılmam sayesinde.

Kadınlar bunu genellikle hemen yapmaya başlarlar. Burada bir hızlı gidiş yok ama senin hemen kapılmaman lazım. Bence senin kapılman sayesinde olmadı, muhtemelen sen bu imalar sayesinde kapıldın.

Bu hızlı gidiş, hızlı bir şekilde aşağıya çakılması supriz olmaz sanırım:). Kız tarafından gelen “sevgilim” sözleri ile birlikte daha 3. günden sevgili olmaya başladık.

Bunda da bir sorun yok. Sevgili etiketi seni sadece tabak çevirmekten alıkoyar. Daha üçüncü buluşmadan sana sevgilim diyen kıza sanki çocuklarının anası olacakmış gibi kapılma da. Gerçi çocuklarınızın anası olacak kıza da kapılmayın ama etiketi koysanız da, ilk 4-6 ayın karşılıklı birbirini tanıma dönemi olduğunu, kızın ve ilişkinin her yöne gidebileceğini bilerek devam edin.

Birçok erkeğin yaptığı hata, kendini kandırmadan, gözlemleyerek sevmenin gerçek sevgi olmadığına, kendini kaptırmadan sevmezsen sevmiyorsun anlamına geldiğine inandırılmış olması. İlk 4-6 ayda hem beraber iyi vakit geçirmek, hoşlanmak, yavaş yavaş sevmek ve aynı zamanda ilişkinin kısa sürede bitebileceğine, kızın aslında arıza olabileceğine, vs. hazır olmak mümkün.

Her gün buluşmaya başladık. Sürekli mesajlaşıyorduk. İçten içe biliyorum hata yaptığımı, ne yapmam gerektiğini de okudum.

Evet, hergün buluşmak ve sürekli mesajlaşmak, gayet kolay bir şekilde engelleyebileceğin ilişki katilleri. Bunu kızlar ister, kız sizden çok hoşlanıyorsa tüm zamanınızı ona ayırmanızı arzular ama bunu yaparsanız da sizden hızlıca soğur. Burada bir hinlik, sinsi bir plan yok. İçgüdüsel olarak alabileceğinin en fazlasını almak ister ama değerli bir erkeğin hayatının bazı şeyler ile dolu olduğu için bunun bir sınırı olduğunu için için bilir. Aslında bu sınırı nazik bir şekilde koyarsanız, yüzeysel olarak yakınsa bile bunu takdir eder. Bu sınırı koymazsanız, sizin hayatınızın boş olduğunu, ya da sizin hayatınızı bir kadının arzularına feda edecek kadar muhtaç ya da beyni yıkanmış olduğunuzu anlar ki böyle bir erkek çok iticidir.

Ama o kaygıyı kontrol etmek yerine kıza ayak uydurdum.

Bakın arkadaşlar, hemen hemen her kadın sizin daha fazla zamanınızı, daha fazla ilginizi ister ama sağlıklı hiçbir kadın sizin hergün buluşmamanızı, sürekli mesajlaşmamanızdan problem çıkarmaz hatta bir hayatınız olmasını takdir eder. Sağlıklı sınırlar çizdiğinizde, problem çıkar, kısa sürede ayrılırız ve bu iş biter kaygınız gerçekte sadece ve sadece arıza veya özdeğer / özgüven problemi olan kadınlarla sorun çıkarır.

Ben burada sıklıkla söylüyorum. Bizim tavsiyelerimizi uygularsanız, bazı kadınlarla ilişkiniz çok daha hızlı biter. Çünkü tavsiyelerimizin amacı sizin bir kadınla ne olursa olsun birlikte olmanız değil, sağlıklı bir kadın bulmanız, ona sağlıklı bir şekilde yaklaşmanız ve en az bunlar kadar önemlisi de, sağlıksız kadınları elemeniz.

Birçok erkek maalesef bunu duysa bile, “hacı yapayalnızım zaten arıza kız da olsa ben devam edeceğim sen bana nasıl yapacağımı söyle” diyor ve bu erkekler tavsiye için yanlış yerdeler. Buralarda vakit kaybetmemelerini ve bize de boşa zaman harcatmamalarını dilerim.

Buluşma sonrası düşüncelerimi meşgul etmeye başladı. Kızın instagramına bakmaya başladım.

Son zamanlarda birçok takipçiden flört – ilişki hayatlarını önemli ölçüde iyileştirdiğini duyduğum tavsiyem şu: flört ettiğiniz, yeni birlikte olmaya başladığınız kızın sosyal medyasına bakmayın. Bakın takip etmeyin demiyorum, karşılıklı takipleşebilirsiniz ama takip etmeyin yani haftada bir iki bile olsa girip bakmayın. Bir kızla bilgi akışınız telefonda konuşma, direkt mesajlaşma ve yüzyüze konuşma olsun.

Bir kadının Instagramına bakıp durmaya başladığınızda, ona duygusal yatırım yapmaya başlarsınız ve kısa sürede de yatırımınız kadını geçer. Duygusal yatırım yayınında belirttiğim gibi, bir ilişkinin sağlıklı olması için kadının duygusal yatırımının, erkeğin duygusal yatırımından iki üç tık üstte olmalı.

Takip ettiği erkek sayısı kızlardan fazlaydı. Fazla olmasa bile bir kaç farkla kızlar galip gelebilir. Bu durumdan rahatsız olduğumu söylediğim zaman. Bana ” şu an kimle olduğuma bak. Onlar çok önemli değil. Bundan sonra dikkat ederim” dedi.

Bu iyiye işaret değil, özellikle de sanki “geçmişte ne halt yediğimin ne önemi var, sen şimdiye bak” der gibi demesi. Yani bunu demese daha iyiydi.

Bu durumdan rahatsız olsam da devam ettim.

Edebilirsin ama bu kızın muhtemelen hayatında çok kalmayacağını tahmin edip hazırlıklı olarak edebilirsin. Kızla 8 ayı devirirseniz şaşıracak şekilde, devirmezseniz değil.

Bir kızın bu kadar erkek takip etmesi kabul edilir bir şey mi Mahmut abi?

Kızın pek de güvenilir olmadığına işaret. Kabul edilebilirliği kızla ilişki seviyene bağlı. Senin gibi yüzüne gülüp sevgilim diyene yapışan, ayrılınca yırtılacak şekilde yapışan adam uzak durmalı.

Baş başa buluştuğu bir erkek kankası da vardı. Bu eleman buna not vermiş. Teşekkür etmek için bir kafe de  bir şeyler içmiş. Güya okulda adı çıksın istemiyormuş. O yüzden başka bir yerde buluşmuş. Şu an düşününce bana alarm olarak geliyor. Senin fikrin nedir bu konuda merak ediyorum.

Bir iki kere buluştuğu biri ise dert değil, düzenli ise dert.

Başka bir alarm gelen konu beni başka erkeklerin varlığı ile sopalamaya çalışması.  Ara ara sorduğu sorulara esprili cevaplar verdiğim zaman (soruları hatırlamıyorum) “yurdun önü bunu diyenler ile dolu. Hepsi barışmak istiyor” anlamına gelen şeyler söylüyordu.

Bu tek başına bu kızı ciddiye almaman için yeterli. Bu aşamada da kopabilirsin, gittiği yere kadar da deyip kopabilirsin. Bu alarm. Sadece sopalamıyor, çok erkekle takıldığını da itiraf ediyor.

Kızla yılbaşı gecesi sonrasi bir yerde bir şeyler içmek için oturduk. O gün öncesi buluştuğumuz zaman yurduna bırakırken bana hasta olduğunu duştan çıkınca yazacağını söylemişti. Yazmadı ve bende mesaj atmadım. Bana buluştuğumuz gün “o gün hasta olduğumu bile bile neden yazmadın” sorusu ile birden yükselmeye başladı. Bende kendisinin yazacağını söylediği için yazmadığımı söyledim. “Her şeyi karşılıklı yapıyorsun o zaman. İnsan sevgilisini merak eder” diye sesini yükseltmeye başladı.

Şimdi normalde yazman lazım ama yazmadın diye yükselmesi de aşırı tepki.

“Bu kadar tepki vereceğin bir şey yok ortada. Toplum içerisindeyken sesini yükseltme” dedim. Sinirlendi ve benim umursamaz olduğumu söyleyip durdu. Bizim yan masada da 2 tane erkek oturuyordu. Sinirden onların olduğu tarafa bakıyordu dalgın bir şekilde. Ben de o an ” ben de şu an başka kızlara baksam hoş mu olur?” Dedim. O da ” ne diyorsun be sen , neyi ima ediyorsun” dedi. Bende her şeyin ortada olduğunu söyledim.

Umarım dediğin gibi bakıyordu zira bunu dediğin yerden sonra sizin devam etmeniz çok zor olur.

O da birden yükselmeye başladı. ” sen sevgiline,  sevdiğin kıza bunu nasıl yakıştırır, söylersin. Kapıya bakıyorum. Beni yurda bırak” dedi.  Yurda bıraktım mesaj atmadım.

O da gece ”  bu şekilde devam et. Hatalı olduğun halde yazmıyorumsun. ” mesajını attı. Yaptığının yanlış olduğunu belirten bir mesaj attım. ” İşine geliyorsa böyle” dedi. Bende bu mesaja sinirlenip ayrıldım.

Siz aşırı uyumsuzmuşsunuz.

3 hafta süren ilişki bu şekilde bitti.

3 haftalık ilişki olmaz, sizinki ilişki bile olamamış. O kadar uyumsuzsunuz ki 3 haftada bitmiş. Senin kıza güvenmene engel davranışları var, kız fazla atar yapmış, sen kavgada söylenmeyecek şey söylemişsin, bunun dönüşü yok.

Ayrıca kız sanki ayrılmak için bahane arar gibi kavga çıkarmış. Zor bir karaktere benziyor.

Gece boyu düşünmeye başladım. Kızın bir suçu olmadığını düşünüp tekrardan barışmak istedim.

Kızın hiç bir suçu olmadığını düşünmedin. Kızla bittiğini kabul edemedin, kızın sana dönüş yapmayacağını anladın ve beta davranışlara sardın.

O da ” hemen beni bıraktın. Ben gururumu ayaklarımın altına almam” diyerek red etti.

Umarım sen de ayaklar altına almazsın.

Çevremdeki insanlar hep benim hatalı olduğumu söylediler bu konuda.

Çevrendeki insanlar yanlışlar ve çoğu zamanda yanlış tavsiye verirler. Senin hatan var, kıza başkalarına bakıyorsun iman var ama çevrendekiler sana kısaca git beta öder ol, ödün ver, taviz ver erkek olmak bunu gerektirir zırvası temelinde tavsiye veriyor.

Ve ben barışmak için sürekli ona ulaştım.

Kızın döneceği varsa da dönmez. Siz sadece 3 haftada bu duruma geldiyseniz, uyumsuzsunuz.

Ve hep red etti.

İyi olmuş.

Aşırı duygusal yatırım yaptığım için unutmam zor oldu. 1 aydır ayrıyız.

Kızın sana karşı diklenmesi de muhtemelen bundan. Erkek sandık 3 haftada eridi böyle garip bir yumuşakçaya dönüştü diye. Sonra da zaten bu şüphelerini kanıtlar şekilde sürekli peşinden koştun, tam emin oldu.

Sürekli ulaştığım için beni her yerden engelledi.

Güzel.

Geçen gün engelleri açtığını fark ettim.

Bunu fark etmemen lazımdı.

Ve tekrardan ulaşmaya başladım.

Dipte betalığın, gurursuzluğun, zayıflığın mide bulandırıcı seviyeye inmiş. Bu senin ruhunu da zedeler.

Ve aynı tarz şeyler ile beni reddetti.

Artık yazmıyorum.

İnşallah.

Ama aklımdan da çıkmıyor. Sürekli ulaşmak istiyorum.

Bu aşamada her ulaştığında kendini küçük düşüreceksin ve şu an içinde debelendiğin ve tamamen kendi ellerinle kazdığın kuyuyu daha derine indireceksin. Ulaşman başka bir halta yaramaz.

Kısa süren ilişkiye bu kadar duygusal yatırım yaptığım için kendime kızıyorum ve utanıyorum.

Güzel. Sonuna kadar hak ettiğin acıyı çek, yaptığının sorumluluğunu al. Sadece 3 haftalık ilişki ile bu kadar yumuşakçalaşmak bile ortalama beta erkek dediğimiz adamın çok altında bir seviye gerektirir.

Duygusal olarak güçlenme şansını kaçırdım sanırım.

Hayır. Bu tecrübeni duygusal olarak zayıflamak için kullandın. Tek avantajın, hala yazmak istiyor olman. Bu isteğe karşı koymak seni duygusal olarak güçlendirir, en azından eski seviyene getirir.

Ulaşmak istediğim anlar kendimi tutup yazmamam gerekiyordu.

Geç olsun ama güç olmasın.

Vaka çalışması olarak uygun görürsen yayınlarsın abi. İyi günler seviliyorsun.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Secret Oyunu A’dan Z’ye anlatıyor – Türkçe Podcast

Bu yayında, iki takipçi ile kadın erkek ilişkileri oyunu konusunu konuşuyoruz.

Secret kendini daygame ve kadınlarla ilişkiler konusunda kişisel gelişime adamış bir kişidir. www.centilmenkulubu.com sitesinin sahibi ve kendine bu konuda bir misyon edinerek tüm tecrübeleri ışığında Centilmen Kulübü %3’lük Erkekler Video Eğitim Platformunu ve Centilmen Kulübü Çekici Erkek Eğitim Setini de bu site üzerinden okuyuculara sunmakta.

Kız arkadaş bulmak gerçekleştirilebilir bir hedef değil

Daha iyi bir yaşam için serisine girmeyen Dr.K podcastlarından birini burada yayınlıyoruz.

“Aranızdan biri gerçekten bir kız arkadaş edinebildi mi? Bu topluluk içinde kız arkadaş bulamayan çok fazla sayıda insan var. Dr. K’da bu konuya sık sık değiniyor ve tavsiyeler veriyor. Ama merak ediyorum, aranızdan biri gerçekten bir kız arkadaş edindi mi?”

Şimdi bu yorumu anlamaya çalışalım. Aşk arıyorsunuz. Bunun için internet dediğimiz bu aleme geliyorsunuz ve soruyorsunuz:

“Bir insan kendisine nasıl bir sevgili bulur?”

Bu soruya cevap bol. Youtube tonlarca tavsiye ile dolu. Reddit tonlarca tavsiye dolu. Sayısız forumda tonlarca tavsiye var. İnternette insanların nasıl ilişki bulunabileceğini konuştukları bir sürü yer var.

Bu konuda alfa erkek videoları izliyorsunuz, beta erkek videoları izliyorsunuz, sigma erkek videoları izliyorsunuz. Kendileri ile duygusal olarak bağlantıda olan insanların videolarını izliyorsunuz. Gelişim hakkında videolar izliyorsunuz. Dr.K’yı izliyorsunuz. İzliyorsunuz da izliyorsunuz. Herkes size cevaplar veriyor. O kadar çok çeşit cevap var ki!

İlişki tavsiyeleri subredditine bakalım. En tepedeki yorumlara:

“Kız arkadaşımla ortak arkadaşımız aracılığı ile bir partide tanıştık. Ben ona yürümeyi bile düşünmüyordum, sadece iyi vakit geçiriyordum. Birkaç hafta sonra bir gece ikimiz de sarhoşken birlikte olduk ve ilişki başladı.”

“Benim standartlarım mı çok yüksek yoksa ilişkiler pazarı berbat bir yer mi?”

“’Mükemmel’ bir kız buluşmayı, buluşmaya 20 dakika kala iptal etti. Ben taksi ile buluşmaya gidiyordum.”

Bu konu ile ilgili güçlük şu: Bir ilişki arıyorsanız, siz motive bir insansınız değil mi? Bu konu sizin için önemli ve bu konuya odaklanacağım diyorsunuz. Bu nedenle de gidip bilgi topluyorsunuz, araştırma yapıyorsunuz.

İnsanlar size kendiniz üzerinde çalışın, çok fazla kasmayın, sadece kendiniz olun, olabileceğiniz en iyi versiyonunuz olun gibi tavsiyeler veriyorlar. Siz de tamam diyerek işe koyuluyorsunuz. Kendiniz üzerinde çalışıyorsunuz, kendinizi geliştiriyorsunuz. Çünkü herkes size, “ilişki bulmaya çalışma zira bu senin muhtaç görünmene neden olur” diyor. “Sadece kendini geliştir ve ilişki sana gelir” diyor. “Tek yapman gereken evrene kendini açmak ve ilişki sana gelecek” diyor. “Kendine odaklan. Başkalarının davranışlarını kontrol edemezsin, sadece kendi davranışlarını kontrol edebilirsin.”

Siz de kendinizi geliştirmek için çalışıyorsunuz. 6 ay, bir yıl hiçbir ilişki olmadan kendinizi geliştirmeye odaklanıyorsunuz. Sonra bir miktar şevkiniz kırılıyor ve bu işe bir süre ara veriyorsunuz. Çünkü sigma sürekli çalış çalış çalış işini nereye kadar sürdürebilirsiniz ki?

Birkaç ay geçiyor ve kendinizi yine yalnız hissetmeye başlıyorsunuz. Bu nedenle internete yine dönüyorsunuz. Bu konu hakkında ne yapacağım diye düşünüyorsunuz ve herkes size yine aynı tavsiyeleri veriyor:

“Kendini geliştir, kendin üzerinde çalış.”

Siz de tamam hadi bir daha başlıyoruz diye işe girişiyorsunuz. 6 ay böyle geçiyor. 8 ay böyle geçiyor. Bir yıl böyle geçiyor. İlerleme kaydediyorsunuz. Daha iyi bir vücuda sahip oluyorsunuz. İşte terfi alıyorsunuz ve hem geliriniz hem de statünüz artıyor. Terapiye gidiyorsunuz. Her şeyi doğru yapıyorsunuz.

İkinci senenizi de bu şekilde geçiriyorsunuz. Bir iki buluşmaya gittiniz ama biri az önce gördüğümüz adamın başına geldiği gibi 20 dakika kala buluşmayı iptal etti.  Bir diğeri birden mesajlaşmayı kesti. Siz de yavaş yavaş “bir dakika yahu! Bu şeyler gerçekten işe yarıyor mu?” diye sormaya başlıyorsunuz.

Ama yine de birkaç ay daha, 6 ay daha, kendiniz üzerinde çalışmaya devam ediyorsunuz:

“Başkalarının yaptıklarını kontrol edemem. Sadece kendi yaptıklarımı kontrol edebilirim. Kendimi kontrol etmeliyim ve kendim üzerinde çalışmalıyım. Daha fazla çalışmalıyım. Daha fazla çalışmalıyım. Daha fazla çalışmalıyım!”

Ama bir noktada bunun bir getirisi olmalı değil mi? Bu döngüye birkaç kere girdikten sonra, bir getiri olmayınca, sorular soruyorsunuz. Ama cevap “birader o zaman kendin üzerinde daha fazla çalış” oluyor.

Siz de “tamam” diyorsunuz ve uzun süredir çalışmanıza rağmen sonuç alamamanın hüsranını aşmak için çok fazla miktarda irade gücü kullanarak kendiniz üzerinde çalışmaya devam ediyorsunuz.  Çünkü birkaç yıldır kendi üzerinizde azimle çalışıyorsunuz ama bu kimsenin umrunda değilmiş gibi görünüyor. Ne kadar ilerleme kaydettiğiniz kimsenin umrunda değil gibi görünüyor.

Sonra belki yine de kendi üzerinizde çalışmaya devam ediyorsunuz ama bir yerde boğa sizi sırtında atıyor. Siz de “kendi üzerimde çalışmaktan, kendimi geliştirmekten çok yoruldum” diyorsunuz.

“Ne zaman sonuç alacağım ha ne zaman? Herkes sürekli nasıl yapacağımı söylüyor. Kimse ne zaman sonuç alacağımı söylemiyor. Kimse sonuç var mı, kazanacak mıyım diye konuşmıyor.”

Kendinizden şüphe etmeye başlıyorsunuz. Burada ne olduğu konusunda hiçbir fikriniz yok. Bunu nasıl halledeceksiniz? Halletmeyi bırakın, burada ne olup bittiğini nasıl anlayacaksınız?

Her şeyden önce neden herkes kendine odaklan, kendini geliştir deyip duruyor?

Ve neden bu tavsiye işe yaramıyor gibi görünüyor?

Bu tavsiye işe yarıyor mu ya da neden işe yaradığını düşünüyorlar?

Ya da neden onların işine yarıyor ama benim işime yaramıyor?

Neyi göremiyorum?

Bu sorulara cevap aramaya, inanç yapılarının nasıl oluştuğunu anlamaya çalışarak başlayacağız. Bilginin internette nasıl çok kötü bir şekilde yayıldığı hakkında konuşacağız. “Temel inançlar” hakkında konuşacağız.

Yaşamımızda yol alırken beynimiz sürekli olarak şeyleri anlamlandırmaya çalışıyor, hayatı daha kolay yapacak formüller bulmaya çalışıyor. Beynimiz bunun için bir sürü değişik deneyime bakıyor ve bunlardan bir sonuç elde ediyor.

Eğer çocukken bana çok bağırıldıysa, beynim “ben iyi bir insan değilim” sonucunu çıkarıyor ve bu adaptif (uyumlu) bir şey.

Yetenekli bir çocuğu ele alalım. Bu çocuk gerçekten başarılı ve ebeveynleri çocuğu feci şekilde kıskanıyorlar (bu arada bu gerçekten olan bir şey). Çocuğu kıskandıkları için ne yapıyorlar? Çocuğa bağırıyorlar, çocuğu aşağılıyorlar, dövüyorlar, vs. Çocuğa iyi bir çocuk olmadığını söylüyorlar.

Çocuk bir süre sonra bu inancı içselleştirmeye başlıyor.  Ben ne zaman iyi iş çıkarsam annem babam bana bağırıyor. O zaman ben kötü bir insan olmalıyım diyor.

Kötü bir insansan olduğuna ikna olan çocuk ne yapıyor? İyi iş çıkarmayı bırakıyor. Bunun yerine ebeveynlerinin beklentilerine uymaya çalışıyor. Bu daha az can yakıyor, çocuk oyunu nasıl oynaması gerektiğini anlıyor. Ve böylece çocuğun kendisi ile ilgili kötü biri olduğu düşüncesi temel bir inanç haline geliyor. Temel inançlar, “ben sevilecek biri değilim”, “sonsuza kadar yalnız kalacağım” gibi inançlar.

Temel inançlar daha sonra adaptasyonlar oluşturuyor. Yani insan temel inançlarına göre varsayımlar yapmaya, hayatı bu temel inançlara göre nasıl yaşayacağını belirleyen kurallar koymaya başlıyorlar. Bu kurallar ise otomatik düşünce denilen şeyleri yaratıyorlar. Örneğin bir kadın mesajını hemen cevaplamadı diye, otomatik olarak kadının seni umursamadığını düşünmek gibi. Bu düşünce anında ortaya çıkıyor, oldukça yoğun ve otomatik.

Yogiler sindirilmemiş duygusal deneyimlerinizin dibe çökeceğini ve orada atıl bir şekilde bekleyeceğini söylerler. “Bu duygular daha sonra tetiklenebilirler ve bu duygu ile gelen tüm o düşünceler, şu anki durumunuza uygulanırlar” derler.

Örneğin en son partneriniz mesajlarınıza cevap vermemeye başlıyor ve siz daha sonra aldatıldığınızı öğreniyorsunuz. Bu, insanın yönetebileceğinden çok daha fazla duygusal yük getiriyor. Bu insandan ayrılıyorsunuz ama bu duygusal yük, sırtınızda bir ilişkisel yük olarak duruyor.

Hepimiz, insanların ilişkisel yüklere sahip olduğunu biliyoruz. Bunlar, geçmiş ilişkilerden bugünküne taşınan duygular, kalıplar ve varsayımlar. “İnsanlar güvenilmezdir” varsayımı gibi. Bu varsayımı taşıyorsanız, partneriniz size bir iki saat cevap vermediğinde, otomatik olarak onun sizi aldattığını düşünmeye başlarsınız.

Bu düşünceler nereden geliyorlar? Çünkü bu insan sizin ona güvenmemenizi gerektirecek hiçbir şey yapmadı. Bu güvensizlik aslında sizden kaynaklanıyor.

Eğer ilişkiler havuzuna giriyorsanız, ilk anlamanız gereken şey, bu havuz hakkındaki inançlarınızın neler olduğu.

Birini bulabileceğinize inanıyor musunuz?

Sevilebilir biri olduğunuza inanıyor musunuz?

İyi bir ilişkiyi hak edecek kadar değerli olduğunuza inanıyor musunuz?

Bir ilişkiyi hak edeceğinize inanıyor musunuz?

Bu konuda başka temel inançlarınız da olabilir. Mesela bir ilişkiyi hak ettiğinize ama sizin kontrolünüz dışındaki faktörlerin bir ilişki bulmanıza engel olduklarına inanıyor olabilirsiniz.

Bu tür inançları, cinsel Pazar değeri gibi kavramlarda görebiliyoruz. Bunlar, “yalnız kalmaktan çok korkuyorum” gibi fikirleri yatıştıran adaptif inançlar.

Temel inançların içten gelip dışarı doğru etki ettiğini düşünmeye meyilliyiz. Bir şekilde tetiklendiğinizde, duygusal olarak kötü hissediyorsunuz ve bu da zihninizde düşüncelere neden oluyor ve bunlar da davranışlar üretiyor. Yani sizin düşüncelerinizi belirleyen bir inanç var. Bu düşünceler de duygularınızı şekillendiriyor, davranışlarınızı şekillendiriyor.

Burada insanların kaçırdıkları nokta, temel inançların sadece düşünceleri değil, aynı zamanda büyük ölçüde algıyı da etkilediği. Eğer sevilemez biri olduğunuza inanıyorsanız, size gelen sinyallerin bazılarını yükselteceksiniz ve bazılarını da alçaltacaksınız. Yani örneğin bir kadın size yeniden görüşmek istediğini söylese ama bir başka kadın mesajlarınıza geri dönmese, zihniniz mesajınıza dönmeyene çok daha fazla takılı kalır. Pozitif bilgiyi filtreleyip dışarıya tutmaya ve etkisini azaltmaya, negatif bilgiyi ise filtresiz bir şekilde içeri almaya, etkisini yükseltmeye eğilimli olursunuz.

Bu problem binlerce yıldır var ama günümüzde bir şey çok ciddi bir şekilde değişti. Artık negatif bilgiyi yükselten ve pozitif bilgiyi alçaltan sadece sizin zihniniz değil. İnternetin kendisi de negatif bilgiyi yükseltiyor ve pozitif bilgiyi alçaltıyor.

Bunu biraz düşünmenizi istiyorum. İnternette hangi sitede olursa olsun ilişkiler konusunda bilgi aradığınızda, sağlıklı ilişkiler içindeki insanların ard arda girişler yazdıklarını görüyor musunuz? Harika giden ilişkilerini paylaşan topluluklar var mı?

İlişki tavsiyeleri ile ilgili bir forumda ne kadar harika bir ilişkiniz olduğuna dair bir şeyler yazsanız ne olur? Yazınız hunharca eksilenir ve böbürlenmek ile, kibirli biri olmakla suçlanırsınız. Forum üyeleri size karşı öfke dolarlar.

İnternette nasıl ilişki bulacağınıza dair on binlerce video var ama harika ilişkim için minettarım tadında video sayısı çok daha az. Zaten kim, harika ilişkim için minettarım videosu izlemek ister ki? Ne gereği var?

Yani bireylerin bireysel çarpıtmalarının yanında internet o bireysel çarpıtmaları daha da arttırıyor. Yani hem kişinin kendisi hem de internet pozitif olanı azaltırken, negatif olanı yükseltiyor. Görünen o ki, bu ikisi beraber, negatifi aşırı şekilde abartırken, pozitifi aşırı şekilde düşürüyorlar. Bunun sonucunda da belli bir algıya sahip oluyoruz.

Yorumlarda bir takipçi, “29 yaşındayım ve bugüne kadar bırakın kız arkadaşı, bir kadının yanına bile yaklaşamadım” diye yazmış. Bu, otomatik düşüncelere güzel bir örnek. “Ama ben diğer insanlar gibi değilim, ben ümitsiz bir vakayım”. “İyi olmadığıma, kimsenin hiçbir zaman beni istemeyeceğine inanıyorum” temel inancından kaynaklanıyor.

Bir başka takipçi cevaben “ben de eskiden senin gibi düşünürdüm ama şu an nişanlıyım” demiş. “Yakın bir arkadaşımın ilk defa 30 yaşında bir kızarkadaşı oldu ve bu kızla milli oldu.”

Problem şu ki, çoğu insan kendine odaklan – kendini geliştir tavsiyesinin çalıştığını ve nasıl çalıştığınız anlatıyor. Ama kimse size ne zaman sonuç alacağınızı söylemiyor. Sonra birkaç sene dediklerini yapıp uğraştıktan sonra bir yerde “zittir et ben bunu bırakıyorum” diyorsunuz. “Bana söylenen her şeyi yaptım ama bu çalışmıyor” diyorsunuz.

Bu tohumdan meyve ağacı yetiştirmeye benziyor. Bir meyve ağacı ektiğimizde, hemen önümüzdeki sene meyve beklemeyiz. Bu meyve ağacının birkaç sene içerisinde olgunlaştıktan sonra meyve vereceğini biliriz.

Başka bir benzetme yaparsak, iş bulmak için üniversiteye gitmeye karar verdiniz ama kimse size ne kadar süre üniversiteye söylemiyor. Bir senedir bu üniversitedeyim ama peki iş nerde derseniz bu çok aptalca. Sonra üniversiteyi bir süre bırakıp geliyorsunuz ve ikinci senesinde de iş nerede diye soruyorsunuz. İnsanlar size sürekli olarak üniversiteye git diyorlar ve siz üç senedir üniversitedesiniz. Ama hala iş yok!

İş ilişkilere geldi mi, kimse size bunun ne kadar süreceğini söylemiyor. Bu nedenle de ne beklemeniz gerektiği konusunda hiçbir fikriniz olmuyor. Peki neden kimse bu konu hakkında konuşmuyor? Zira bu işin ne kadar süreceği, ne kadar süre sonra sonuç alabileceğiniz tamamen kişiye bağlı bir şey. Ama biz burada verilere bakıp olayı bir miktar daha iyi anlayabiliriz.

İlişkiler konusunda size verilen ve kendine odaklanma – kendini geliştirme merkezli tavsiyeler işe yarıyorlar mı? Evet işe yarıyorlar ama sonuç getirmeleri çok uzun zaman alıyor. 3, 4, 5 ve bazı insanlar için 7 sene gibi sürelerden bahsediyoruz.

Sizin için ne kadar süreceğini ve şansınızın ne olduğunu bilemem ama eğer hiç sosyal yeteneğiniz yoksa ve hayatınız hiçbir yere gitmiyorsa, en az bir 5 yıl verin derim.

“Ama ben bunu yapamam, 5 sene çok uzun bir süre, bu kadar sürmesi aşırı depresif bir şey” diyebilirsiniz. Ama size başka ne diyebileceğimi bilmiyorum. 5 sene o kadar da uzun bir süre değil. Bu süre boyunca sosyal yeteneklerinizi geliştirin, iş yaşamınızda bağımsız hale gelin, finansal olarak bağımsız hale gelin, iyi bir fizik yapın, fiziksel ve zihinsel sağlığınızı düzeltin, vs.

Ama bir yandan da ben bunun gerçekten 5 sene süreceğini düşünmüyorum. Burada sihirli bir şekilde çalışan şey şu: siz bir hedef belirlediğinizde, mesela 5 sene verdiğinizde, önümüzdeki 2 sene boyunca pek bir şey beklememeye başlarsınız. Bu işin de, en az beklediğiniz zaman olma ihtimali yüksek.

Az önce ilişkiler subredditteki en tepe yorumu hatırlayın:

“Ben ona yürümeyi bile düşünmüyordum, sadece iyi vakit geçiriyordum. Birkaç hafta sonra bir gece ikimiz de sarhoşken birlikte olduk ve ilişki başladı.”

Bu en başarılı yollardan birisi. Karımla tanıştığımızda romantik buluşmalara gittiğimizin farkında bile değildim. Bana “beni buluşmalara götürüyorsun” diyordu ama ben “hayır, öyle yapmıyorum, sadece sana şehri gezdiriyorum” diyordum. “Sen şehirde yenisin ve ben de sana şehri gösteriyorum. Sen Tayland yemeği seviyorsun ve ben de çok iyi bir Tayland yemeği restoranı biliyorum mesela. Hadi oraya gidelim.”

Kendinize kesinlikle odaklanın ve buna 2-5 yıl kadar süre verin. Ama asıl gerekli olan şey olayın farkında olmamak. Bu garip gelebilir ama bir kez kafanızın içinden çıktınız mı, her şey çok daha kolay olur. Çünkü bunun neden bu kadar zor olduğunuzu düşünürseniz, insanlarla buluşurken kendi kafanızın içinde kalırsanız, diğer insana dikkat veremezsiniz. Bu durumda da onunla empatik bağlantı kuramazsınız. Bunun yerine, kaygılı benliğiniz ile empatik bağlantı kurarsınız. Bunu yaptığınızda da, kaygılı birine dönüşürsünüz.

Burada süreç şöyle çalışır: kadına dikkat vermeyi bırakırsınız. Dikkatiniz dağılmıştır, boş bakmaya başlarsınız ve bu, karşınızdakine rahatsız edici, arıza görünmenize neden olur. Karşınızdaki biraz rahatsız olur ve kafanızın içindeki kaygı da “oh hayır, artık zevk almıyor, artık eğlenmiyor” vs. demeye başlar. Şimdi ne yapmalıyım? Onu nasıl eğlendireceğim?” diye sormaya başlar. “Onu eğlendirmek için ne yapmalıyım?” “

Siz bu kaygılı düşüncelerle dolmaya başladığınızda, kadın yüzünüzdeki muhtaçlığı görmeye başlar ve birdenbire ne olduğunu anlamaya çalışır. Bir kadınla buluştuğunuzda ya da genel olarak, kafanızın içinden çıkmanız, kendinizi ve dikkatinizi dışarı vermeniz lazım.

Sonuç olarak bu işe zaman vermeniz gerekiyor. Muhtemelen ilk bir iki sene bir iş çıkaramayacaksınız. İlk bir iki sene olaya hazırlanıyorsunuz, seviyenizi arttırıyorsunuz ve henüz tam anlamıyla cepheye çıkmıyorsunuz. Ama olay birçok insan için seneler gerektirebiliyor.

Bugün bir erkek için ortalama evlenme yaşı 30. Ama ben 33 yaşındayım ve bekarım diyenlere hatırlatayım, ortalama yaş 30. Yani 35 yaşında evlenen bir sürü erkek de var, 35 yaşında evlenen bir sürü erkek de var.

Size son vereceğim tavsiye, tüm bu süreç ile ilgili hissettiğiniz tüm o kızgınlık %100 haklı ve kesinlikle hakkında bir şeyler yapmanız gereken bir kızgınlık. Umutsuz ve öfkeli hissetmeniz normal.

Kızgın olmanız normal ve bu kızgınlığı ilişkiler pazarının dışında yönetmelisiniz. Çünkü kızgınlık ilişkiler pazarına yansıdığında, sizin ayağınıza çok fena sıkmaya başlıyor. Örneğin birine bir mesaj atıyorsunuz ve görüldü yiyorsunuz. Bu durumda kızgın bir mesaj daha attığınızda, kendi kendinizi sabote ediyorsunuz, olayı kendini gerçekleştiren kehanete çeviriyorsunuz. Zira insanların zerre umrunda olmadığınıza dair temel bir inancınız var ve kızgınlık ile hareket edip insanları kendinizden uzaklaştırdığınızda, bu inancınız güçleniyor. İnsanların uzaklaşma nedeni umurlarında olmamasından çok, o kızgınlığı hissedip rahatsız olmaları. Dışarı kızgınlık sinyalleri gönderdiğinizde ne olacağını sanıyorsunuz? Bir kadının size kızgınlık sinyalleri gönderdiğiniz için aşık olacağını mı düşünüyorsunuz?

Bu zor olacak biliyorum ama duygularınızı ilişkilerin dışında yönetin. Bir terapist ya da yaşam koçu ile çalışın mesela. Arkadaşlarınızla konuşun, Discord’da bağırıp çağırın. Bu negatif duyguları yönetmeniz lazım ama bunu ilişkiler alanı dışında yapın.

Çeviri: Getting a Girlfriend is NOT an Achievable Goal

Çocukluktan Yetişkin İlişkilerine Güvenli Bağlanma Stili

Giriş yazısı için Bağlanma Stilleri ve İlişkilerdeki Rolleri
Bir önceki bölüm Dengesiz Bağlanma Stili: Sebepleri ve Belirtileri

Güvenli Bağlanma nedir?

Güvenli bağlanma şekli batı toplumunda en yaygın şekilde görülen bağlanma şeklidir. Araştırmalara göre Avrupa Birliğinde yaşayan insanların aşağı yukarı yüzde 66sı güvenli bağlanma şekline sahip.

Bu bağlanma şekline sahip insanlar özgüvenli, sosyal, sıcak ve kolay iletişim kurulan insanlardır. Hislerinin farkındadırlar ve hislerini kolayca ifade edebilirler. Ayrıca derin, anlamlı ve uzun süreli ilişkiler kurma eğilimindedirler.

Güvenli bir şekilde bağlanan yetişkinler iş hayatında bile daha çok sevilirler.

Güvenli bağlanan çocuk yetiştirmek isteyen ebeveynlerin konuyu araştırmaları ve varsa kendi bağlanma sorunlarını çözmeleri faydalı olabilir.

Güvenli bağlanmayla alakalı sık sorulan sorulara göz atalım:

  • Bağlanma teorisi nedir?
  • Erken çocukluk döneminde bu bağlanma nasıl oluşur?
  • Çocuklarda güvensiz bağlanmanın gelişmesine ne sebep olur?
  • Çocuklar güvenli bağlanmayı nasıl geliştirir?
  • Güvenli bağlanmayı geliştirmek için gerekli beş koşul nelerdir?
  • Yetişkin bir ilişkide güvenli bağlanmanın on yaygın belirtisi nedir?
  • Güvenli bağlanan bir yetişkini fark ettiren  üç ipucu nedir?
  • Bir yetişkin olarak güvenli bağlanma geliştirebilir misiniz?

Bağlanma Teorisi Nedir?

İnsanlar genelde terapistlerin “çocukluk dönemiyle alakalı” sorular sorması üzerinden espiri yaparlar. Her konuda olmasa da, ilişkiler üzerine bir terapiste giderseniz, kesinlikle “çocukluğunuz” hakkında sorulara maruz kalacaksınız.

Neden? Cevap, tarihi 1950’lere kadar giden Bağlanma teorisinde.  Psikiyatrist ve psikanalist John Bowlby’ye göre ebeveynlerimizle (veya bize bakan kişilerle) erken dönem ilişkilerimiz, hayatımız boyunca ilişkileri algılama ve hareket etme şeklimizi etkiler.

Peki bu nasıl tam olarak nasıl olur? Bebekler/çocuklar olarak ebeveynlerimize veya bize bakan kişilere bağımlıyız. Hayatta kalmak için onlara ihtiyacımız var, bu yüzden onlara bağlanmaktan ve bize iyi bakacaklarına güvenmekten başka seçeneğimiz yok.

Çoğu durumda, ebeveynler yapabileceklerinin en iyisini yaparak bizim tüm taleplerimizi karşılamaya ve bize sıcak ve doğal bir ortam yaratmaya çalışırlar.

Eğer onlar bizim ihtiyaçlarımıza uyum sağlar ve cevap verirlerse, onlarla güvenli ve istikrarlı bir ilişki ve dolayısıyla güvenli bir bağlanma şekli inşa edebiliriz.

Ancak eğer ihtiyaçlarımız karşılanmıyorsa ya da ihtiyaçlarımızın karşılanmadığı algısına kapılıyorsak, büyük olasılıkla güvensiz olarak sınıflandırılan üç bağlanma şeklinden birini geliştiririz.

Güvensiz Bağlanmaya Ne Sebep Olur?

Güvensiz bağlanma şekilleri genellikle yanlış ebeveynlik, çocukluk travması veya istismardan kaynaklanır.

Güvensiz bağlanmak bireyin zihinsel sağlığı, sosyal davranışları ve yetişkinlikte istikrarlı ve uzun süreli yakın ilişkiler kurma yeteneği üzerinde güçlü bir olumsuz etkiye sebep olabilir.

Mükemmel ebeveyn diye bir şeyin olmadığını unutmayın.

Bize bakan insanlar büyük olasılıkla bizi büyütürken hatalar yaptı ve biz de bazen ebeveyn olarak işleri batırırız (batıracağız). Bu mutlaka bağlanma sorunları yaşadığımız veya bu sorunlarla çocuk yetiştireceğimiz anlamına gelmez. Çocukların yaklaşık üçte ikisinin güvenli bağlanma şekli geliştirdiğini unutmayın.

Çocuklarda güvenli bağlanma şekli nasıl geliştirilir?

Bir çocuk dünyaya geldiğinde kendiliğinden ebeveynlerinin ihtiyaçlarını karşılamasını bekler.

Bebek, ebeveynlerine bir şeylerin ters gittiğini bildirmek için sorunlarını fiziksel şekilde dışa vurur (ağlamak gibi) ve onların sorunu çözeceğine güven duyar.

Çocuklarını güvenli bağlanma şekliyle yetiştirmeyi başaran ebeveynler, bu güveni asla kırmazlar. Ancak bu her zaman göründüğü kadar basit değildir.

Güvenli bağlanma şekline sahip bir çocuk yetiştirmeye kararlıysanız, ebeveyn olarak dikkate almanız gereken beş temel şart vardır.

  1. Çocuğa Kendini Güvende Hissettir

Her şeyden önce, bir ebeveyn olarak çocuğunuzun kendini güvende hissetmesini istersiniz. Çocuğunuz korunduğunu hissederse kendini güvende hisseder.

Bebek ve yeni yürümeye başlayan çocuk için güvenlik, anneye yakınlık anlamına gelir; anne besinin, sıcaklığın ve korumanın kaynağıdır.

. Tehlike, anneden ayrılma; konfor alanından kopma anlamına gelir.

Uyumlu bir anne son derece koruyucudur ancak bunaltıcı, müdahaleci veya dikkate almayan bir anne değildir. Çocuğuna dünyayı keşfetmesi için alan ve özgürlük verir, ancak çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlayacak kadar yakınında olur

Bebek çok uzağa gittiğinde ve korktuğunda, ona koşabileceklerini ve onu sıcak, koruyucu bir kucaklamayla, dünyaya karşı güvende olacak şekilde sarabileceklerini bilirler

Bu şu mesajı verir: “Güvendesin. Seviliyorsun. Sevimlisin.”

  1. Çocuğa görüldüğünü ve bilindiğini hissettir

Uyumlu ebeveynler bebeklerinin verdiği ipuçlarını doğru bir şekilde okuyabilir ve onların ihtiyaçlarına doğru bir şekilde yanıt verebilirler.

Uyumlu yanıtlar, bebeklere davranışlarının etkileri hakkında bilgi verir.

Çocuklar bir ihtiyacın sinyalini verdiklerinde hızlı, öngörülebilir ve doğru bir yanıt bekleyebileceklerini öğrenirler.

Bebeğin vardığı sonuç, erkenden başlayan hayatının üstünde kontrole sahip olduğu hissidir.

Acıktığımı sinyallediğimde, karnım doyuyor

Yorgun olduğumun sinyalini verirsem, ebeveynim beni sallıyor ve uyutuyor.

Üzgün olduğumu sinyallediğim zaman, ebeveynim beni rahatlatıyor.

  1. Çocuğa rahat, sakin ve güvende hissettir

Uyumlu ebeveynin kolları açık ve davetkardır.

Çocuk sıkıntılı olduğunda, ebeveyn çocuğu teskin eder ve rahatlatarak yeniden sakinleştirir.

Çocuğun sıkıntılarını ve hayal kırıklıklarını yönetmesine yardımcı olmak, onun içsel bir sakinleşme ve rahatlama modeli geliştirmesine yardımcı olacaktır.

Zamanla çocuk kendi sıkıntısını yönetme ve kendini sakinleştirme yeteneğini geliştirecektir.

  1. Çocuğuna Değerli Hissettir

Değerli hissetmek bebeklik döneminde başlar ve sağlıklı özsaygı gelişiminin temelidir.

Çocuklarını sağlıklı bir özsaygıya sahip yetiştiren ebeveynler, çocuğun ne yaptığından çok, kim olduğundan duydukları memnuniyeti defalarca dile getirirler.

Yapılandan ziyade olana odaklanırlar.

Bu tür ebeveynler, çocuğa ve çocuğun yaptığı hemen hemen her şeye “memnuniyetlerini ifade eder”

5.Çocuğa keşfetme konusunda desteklendiğini hissettir

Son olarak çocukların dünyalarını sevinçle ve güvenli bir şekilde keşfedebilmeleri için desteklendiklerini hissetmeleri gerekir.

Buna destek olan ebeveynler çocuklarına derin bir güven duyar ve ona her zaman bir güvenlik ağı sağlar. Çocuklarının hayatına derinlemesine dahil olan ebeveynler, çocuğa alan tanır ve onu özerkliğe ve bağımsızlığa doğru iter.

Bu güvenlik duygusu çocuğun keşfetmesine, anlamasına, başarılı olmasına ve başarısız olmasına olanak tanır; ve böyle bir keşif yoluyla çocuk iyi, özerk, güçlü ve benzersiz bir benlik duygusu geliştirir.

Çocukla beraberken mümkün olduğunca öngörülebilir olun

Şimdi çocuğun size olan güvenini kırmama konusuna dönelim. Buradaki anahtar ayrıntılarda değil, ebeveynliğe yönelik genel yaklaşımınızda yatmaktadır. Tek tük yapacağınız küçük hatalar, çocuğunuzun size güvensiz bir şekilde bağlanmasına neden olmayacaktır.

Ancak hedeflemek isteyebileceğiniz birkaç şey var. Ebeveynlerdeki Tutarsızlık Çocuklarda güvensiz bağlanma şekillerinin gelişimi için ana risk faktörlerinden biridir.

Stratejinizi çok sık değiştirmeyin. Ne bekleyeceğini bilmek çocuğa istikrar ve sakinlik duygusu sağlar. Çocuğunuzun her zaman gergin olmasını istemezsiniz.

Çocuğunuzla güvensiz bir bağ kurmanın bir diğer ana risk faktörü de kendi duygularınızın ve duygusal ihtiyaçlarınızın farkında olmamanızdır. Eğer siz de güvensiz bir bağlanma şekline sahipseniz, bunu bir sonraki nesle aktarmanız muhtemeldir.

Dolayısıyla, bağlanma sorunlarınız olabileceğinden şüpheleniyorsanız, yakınınızdaki biriyle, bir terapistle veya kişisel gelişim kitapları ve çevrimiçi kurslar aracılığıyla bunları anlamak iyi bir fikir olabilir.

Burada son bir not: sakin olun. Ebeveynliğinizin veya çocuğunuzla olan ilişkinizin her ayrıntısı üzerinde stres yapmanıza gerek yok: güvenli bağlanma tamamen çocuğun size ve sizin sevginize olan güveniyle ilgilidir.

Yetişkin ilişkilerinde güvenli bağlanmanın 10 işareti

  • Bir ilişkideki duygu ve hisleri ayarlayabilme
  • Yalnızken amaca yönelik güçlü davranışlar
  • Başkalarıyla bağ kurma, onlara açılma ve onlara güvenme konusunda iyi olma
  • Hayatta neyle ilgili olduğunuzu ve hangi amacı gerçekleştirmek istediğinizi bilmek
  • İhtiyaçlarınızı etkili bir şekilde iletebilme
  • Çevrenizdeki dünya üzerinde bir etkiniz olduğunu hissetmek
  • Yakınlık ve karşılıklı bağımlılık konusunda rahat olma
  • Partnerinizden aktif olarak duygusal destek isteyin ve aynı zamanda partnerinize duygusal destek de verin
  • Yalnız kalmanın rahatlığı ve bu zamanı keşfetmek için kullanma
  • Bir ilişkide nasıl olduğunuzu yansıtma konusunda güçlü kapasite

Yetişkinlerde güvenli bağlanmayı bulmak için 3 ipucu

Güvenli bağlanma şekline sahip yetişkinler, sosyal temaslar, bağ kurma ve yakın ilişkiler söz konusu olduğunda daha kolay olma eğilimindedir. Duygularının ve duygusal ihtiyaçlarının farkındadırlar ve bunları hem deneyimleyebilir hem de ifade edebilirler. Açık ve basittirler ve aşırıya kaçmazlar.

  1. Kendine olumlu bakmak

Güvenli bağlanan yetişkinler kendileri hakkında olumlu bir görüşe sahiptirler. Değerli olduklarını veya sevgiye layık olduklarını hissetmek için güvenceye ihtiyaçları yoktur. Ancak bu onların yakınlığı veya duygusal yakınlığı reddettikleri veya istemedikleri anlamına gelmez. İlişkilerde olduğu gibi kendi başlarına da kendilerini iyi hissederler.2. Başkalarına Olumlu Bakmak

Bu bireyler aynı zamanda başkalarına karşı da olumlu görüşe sahiptirler. Partnerlerine güvenme eğilimindedirler ve kıskanç olma ihtiyacı hissetmezler ya da sevdiklerinin niyetlerinden şüphe etmezler. Sevgi gösterilerini korkmadan veya kafa karışıklığı yaşamadan kabul edebilirler. Güvenli bağlanma şekline sahip kişiler genellikle sıcakkanlı, sevgi dolu ve sevecen kişilerdir. Anlamlı ve uzun süreli romantik ilişkiler kurmayı ve sürdürmeyi hedefler ve bu becerilere sahiptirler. Yakınlık konusunda rahattırlar ve başkalarıyla kolayca bağ kurarlar.

  1. Çocukluğa Olumlu Bakmak

Güvenli bağlanan yetişkinler çocukluklarına ilişkin olumlu bir bakış açısına sahip olma eğilimindedirler. Çocuklukları mükemmel geçmemiş olsa bile geçmiş deneyimleri üzerinde düşünebilir ve bunları anlamlandırabilirler. İyiyi takdir edip kötüyü anlayıp yoluna devam ederler.

Yetişkinlikte güvenli bağlanma şekli geliştirebilir misiniz?

Yukarıda açıklanan profille eşleşiyorsanız, muhtemelen biraz zaman ayırıp buna minnettar olmalısınız.

Anne babana teşekkür et. Bağlanma şeklinizin tamamen güvenli olmadığından şüpheleniyorsanız, onu değiştirip güvenli hale getirip getiremeyeceğinizi merak ediyor olabilirsiniz.

İyi haber şu ki, bir yetişkin olarak güvenli bağlanma geliştirebilirsiniz.

Öncelikle güvensiz bağlanmanın üç türünü tanımak iyi bir fikir olabilir.

Bazı makaleleri okumak, resmin neresinde durduğunuza dair size daha iyi bir fikir verebilir. Belirli bir profille tam olarak eşleşmeniz gerekmediğini unutmayın. Siz eşsizsiniz ve eşsiz bir yaşam geçmişiniz var.

(150 sayfa – PDF & EPUB)
(Shopier sepetinde 138 TL ve üzerinde %30 indirim var.)

Dengesiz Bağlanma Stili: Sebepleri ve Belirtileri

Giriş yazısı için Bağlanma Stilleri ve İlişkilerdeki Rolleri
Bir önceki bölüm Kaçıngan Bağlanma Stili: Sebepleri ve Belirtileri

Dengesiz Bağlanma Stiliyle Alakalı Bilmeniz Gereken Her Şey

En zorlu güvensiz bağlanma stili dengesiz bağlanma stilidir. Genelde çocukluklarında fiziksel, sözlü yahut cinsel istismara maruz kalmış kişilerde meydana gelir.

Dengesiz / korkak-kaçıngan bağlanma stili çocukların koruyucusu olan ebeveynlerin korku kaynağı haline gelmesiyle meydana gelir.

Yetişkinlikte bu bağlanma stiline sahip insanlar son derece tutarsız olurlar ve insanlara güvenmekte zorluk çekerler.

Bu kimseler madde bağımlılığı depresyon veya borderline kişilik bozukluğu gibi diğer mental hastalıklardan da mustarip olabilirler. Süreç zorlayıcı olsa da bu bağlanma stili uygun tedavi ile değiştirilebilir.

Dengesiz bağlanma stiline dair sık sorulan sorulara göz atalım:

  • Bu bağlanma stili erken çocukluk döneminde nasıl oluşur?
  • Çocuklar güvensiz bağlanma stillerini nasıl geliştirirler?
  • Çocuklarda dengesiz bağlanmanın spesifik sebebi nedir?
  • Dengesiz bağlanma sorunu olan çocuklar ona bakan kişilere nasıl tepki veriyor?
  • Dengesiz yetişkinlerle ilişkiler nasıldır?
  • Dengesiz bağlanma stilini değiştirebilir misiniz?
  • Dengesiz bağlanma nasıl tedavi edilir?

Yeni başlayanlar için, erken çocukluk döneminde bağlanma nasıl oluşur?

Bebek dünyaya gelir gelmez sorumlularıyla – genelde aile bireyleri – ilişki kurmaya başlar. İlk birkaç yılda bebek onlara tamimiyle bağımlıdır.

Diğer yandan çocuğa bakan kişiler çocuğun temel fizyolojik (Yiyecek, barınma vs) ve duygusal (Rahatlık, sevgi, şefkat) ihtiyaçlarından sorumludurlar.

Bu ihtiyaçlara karşı duyarlı ve uyumlu olmaları durumunda çocuk, varlığı güven ile özdeşleşen sorumlularla güvenli bir bağ kurar.

Çocuk dolaylı olarak diğer insanlara bağlanabileceğini ve dolayısıyla güvenebileceğini öğrenir. Çocukta Güvenli ve istikrarlı bir bağlanma oluşur.

Ancak bazı durumlarda çocuk, ihtiyaçlarının karşılanmadığını ve sorumluların ilgisini, şefkatini veya desteğini aradığında sorumluların duygusal olarak ulaşılabilir veya duyarlı olmadığını algılar. Sonuç olarak çocuk güvenli bir bağ kuramaz.

Çocukluk dönemindeki güvensiz bağlanma sorunu çoğu zaman geride bırakılamaz Büyüdükçe zamanla ortadan kaybolmaz.

Erken bağlanma deneyimleri bağlanma şekillerini şekillendirir. Dolayısıyla bakıcılarla ilk sosyal bağlarımızı deneyimleme stilimiz, gelecekte ilişkilere bakış açımızı ve davranışlarımızı belirleyecektir.

Erken çocukluk döneminde güvensiz bağlanma şekilleri nasıl gelişir?

Güvensiz bağlanma şekilleri tipik olarak uyumsuz ebeveynliğe bir tepki ve bir adaptasyon biçimi olarak gelişir.

Kaygılı Bağlanma Stili

Örneğin, bir çocuk ebeveynlerini ne yapacağı belli olmayan veya ihmalkâr insanlar olarak algılıyorsa aşırı derecede yapışkan ve muhtaç hale gelebilir. Yani çocuk dikkat eksikliği yaşar ve bunu elde etmek için daha çok çalışmaya başlar.

Bu çocuk (artık bir ergen veya yetişkin) hayatının ilerleyen dönemlerinde yeterince iyi, sevimli veya değerli olup olmadığını sorgulamaya devam eder. Bu tür bireyler düşük bir özgüven geliştirebilir ve partnerlerinden sürekli güvenceye ihtiyaç duyabilirler. Bu, güçlü bir terk edilme ve reddedilme korkusuyla karakterize edilen kaygılı bağlanma stili olarak bilinir.

Kaçıngan Bağlanma Stili

Çocuk, duygusal ihtiyaçlarının ebeveynleri tarafından reddedildiğini algılarsa, ebeveynlerinden herhangi bir yanıt beklemekten vazgeçer. Böylece çocuk, duygularını açıkça ifade etmemesi veya destek aramaması gerektiğini, çünkü böyle bir şey alamayacağını öğrenir.

Zaman geçtikçe bu tür çocuklar (artık büyümüşlerdir) kendi kendine yeterli ve bağımsız hale gelirler. Diğer insanlar zaten duygularını reddedeceklerdir, öyleyse neden onları ifade etmeye çalışınlar ki? Kaçıngan bağlanma stilinin ardındaki ‘strateji’ budur.

Dengesiz Bağlanma Stili

Yukarıda anlatılan iki bağlanma stilinin her birinde bir çeşit süreklilik ve tutarlılık olduğunu görüyoruz.

Dengesiz/korkak-kaçıngan bağlanma stilini farklı kılan adından anlaşılacağı gibi bireyin sosyal davranışlarında tutarlılık eksikliğine işaret etmesidir.

Bağlanma uzmanlarının çoğu, dengesiz bağlanma stilinin hem kaygılı hem de kaçıngan şekilleri içermesi nedeniyle üç güvensiz bağlanma stili arasında tedavi edilmesi en zor olanı olduğuna inanmaktadır.

Çocuklarda dengesiz bağlanmanın nedeni nedir?

Dengesiz bağlanma stilinin çocukluk çağı travması veya istismarının bir sonucu olduğuna inanılmaktadır. Algılanan korku, gelişiminin ana noktasıdır.

Bebeğin/çocuğun hayatta kalması sorumlulara bağlıdır. Çocuk bunu bilinçaltında bilir ve bakıcılarda güven arar. Güven kaynağı korku kaynağı haline geldiğinde sorun ortaya çıkar.

Eğer sorumlular, oldukça zıt, tutarsız ve öngörülemeyen davranışlar sergilerlerse, çocuk kendi güvenliğinden korkmaya başlayabilir.

Çocuk ne bekleyeceğini bilemez. Ayrıca sorumlunun ihtiyaçlarını ne zaman karşılayacağını da bilemez.

Korkunun bir başka nedeni de bağlanma figürünün dahil olduğu travmatik bir deneyime sahip olmak veya buna tanık olmaktır.

Örneğin, Sorumlunun çocuğu istismar etmesi (sözlü, fiziksel veya cinsel) veya çocuğun sorumlunun birini istismar etmesine tanık olması.

İki türlü de çocuk ebeveynine güvenini kaybeder. Çocuk, ebeveynine fiziksel ve duygusal anlamda güvenemeyeceğini fark eder.

Bir güven kaynağı olması gereken ebeveynler sadece güvenilmez olmakla kalmaz, aynı zamanda korkuya da neden olurlar.

Dengesiz bağlanma stiline sahip çocuklar, sonrasında ne olacağını asla bilemedikleri için bakıcılarının davranışlarına gerçek anlamda uyum sağlayamazlar. Bu tür çocuklar, bakıcılara karşı davranışlarında tutarlılıktan yoksundurlar: yakınlık isteyebilirler, ancak aynı zamanda korku nedeniyle bakıcıların yakınlığını reddederler ve kendilerine mesafe koyarlar.

Dengesiz Yetişkinlerin İlişkileri Nasıldır?

İlişkilerde dengesiz bağlanma stiline sahip yetişkinler istikrarlı bir yaklaşım gösteremezler. Bir yandan ait olmak, Sevmek ve sevilmek istiyorlarken

Öte yandan gardlarını indirmekten de korkarlar. En yakınındaki kişilerin kendilerine zarar vereceğine dair güçlü bir korku taşırlar.

Dengesiz bağlanma stiline sahip yetişkinler, kaçıngan bağlanma stiline sahip bireylere benzer şekilde yakınlıktan korkar ve yakınlıktan kaçınırlar. Dengesiz yetişkinlerin temel farkı, onların ilişki istemesidir.

Bu yetişkinler reddedilmenin, hayal kırıklığının ve acının muhakkak geleceğini düşünürler ve gelmesini beklerler. Onların algısına göre bu kaçınılmazdır.

Duygusal yakınlığı redetmez, ondan korkarlar. Dengesiz bağlanma stiline sahip yetişkinler bağlanılan kişiyi (Eskiden ebeveynler şimdi partnerler) öngörülemez olarak görmeye devam ederler.

Partnerlerinin onları olduğu gibi seveceğine ve destekleyeceğine inanmakta güçlük çekerler. Bu yetişkinler reddedilmenin, hayal kırıklığının ve acının muhakkak geleceğini düşünürler ve gelmesini beklerler. Onların algısına göre bu kaçınılmazdır.

Bu düşünce yapısı kendine zarar verme halini alabilir ve Dengesiz kişinin ilişkiyi erkenden bitirmesiyle sonuçlanabilir.

Bu aynı zamanda “kendini gerçekleştiren kehanet” halini de alabilir. Yani Dengesiz yetişkin, partneri tarafından reddedileceğini bekler ve tahmin eder. Böyle belirtiler olmasa bile beklentilerin karşılanmasına (ilişkinin sona ermesine) yol açacak şekilde davranmaya başlar.

Dengesiz bağlanma stiline sahip bir bireyin korku uyandıran partnerleri seçmesi de kendini gerçekleştiren bir kehanettir. Böylece her halükârda diğer insanlara (duygusal veya fiziksel olarak) güvenemeyeceklerine dair algılarını doğrulamış olurlar.

Dengesiz yetişkinler hem kendilerine hem de başkalarına karşı olumsuz bir bakış açısına sahip olma eğilimindedir.

Bu insanların madde bağımlılığı, suça eğilimli/saldırgan davranışlar ve kendi çocuklarına yönelik istismar gibi zihinsel sağlık sorunları geliştirme riski daha yüksektir.

Araştırmalar ayrıca yetişkinlerdeki Dengesiz bağlanma şekili ile borderline kişilik bozukluğu arasında bir bağlantı olduğunu da gösteriyor.

Dengesiz Bağlanma Stili Değiştirilebilir mi?

Dengesiz bağlanma stiliyle yaşamak kolay değildir.

Kurallarını anlamadığınız bir oyunu oynamaya çalıştığınızı düşünün. Başkalarıyla oynamak istiyorsunuz ama kimse size nasıl yapılacağını öğretmemiş. Sıra size geldiğinde hamlenizi yaparsınız ama sonrasında ne bekleyeceğinizi asla bilemezsiniz. Nedenini bilmeden kaybetmeye devam edersiniz.

Neyse ki iyileşmenin bazı yolları var. Bunu kendiniz için, sevdikleriniz için ve en sonunda çocuklarınız için yapmanız gerek.

Dengesiz bir bağlanma stili, sosyal etkileşimler ve yakınlık söz konusu olduğunda çok fazla sıkıntıya ve kafa karışıklığına neden olabilir. İlişkilerinize zarar verebilir ve hayatınızda gerçekten istediğiniz birini kaybetmenize yol açabilir.

Bu bağlanma stiline sahip birinin etrafında veyahut yanında olmak zordur. Bu kişinin öngörülemezliği, şüphesi ve güven eksikliği kırıcı ve korkutucu olabilir.

Dengesiz bağlanma stiline sahip bir ebeveynin çocuk yetiştirmesi, çocuğun duygusal gelişiminin temel belirleyicilerinden biridir.

Dolayısıyla, eğer bir ebeveyn olarak çözümlenmemiş bir travmanız veya kaybınız varsa, muhtemelen Dengesiz bağlanma stiline sahip bir çocuk yetiştiriyorsunuz.

Yetişkinlerde Dengesiz bağlanma şekili nasıl tedavi edilir?

Bu bağlanma stiline sahip kişilerin en önemli sorunlarından biri güvendikleri birinin kendilerine zarar vermesinden korkmalarıdır. En kolay çözüm? Kimseye güvenme. Ancak bu çok yaratıcı ve verimli bir çözüm değildir.

Sadece yakınlıktan kaçınmak travmayı veya acı veren çocukluk deneyimlerini iyileştirmez. Güvenli ilişkiler kurmayı öğrenmek için önce insanlara güvenmeyi öğrenmelisiniz.

Bu kulağa kolay geliyor ancak dengesiz bağlanma stiline sahip yetişkinler için bu oldukça zorlayıcı olabilir. Bu nedenle, Kendinizi zorlamadan, kolaydan zora doğru ilermek en doğrusudur..

İyileşmeye başlamanın bir yolu bir psikoterapistle çalışmaktır. Terapist güvenebileceğiniz bir kişidir çünkü size açılmanız için yargılamayan, kabul eden, sakin ve öngörülebilir bir alan sunar.

Deneyimlerinizi, duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı güvenli bir ortamda ifade edebilir ve anlamlandırabilirsiniz.

Göz önünde bulundurabileceğiniz başka bir seçenek de kendi başınıza iyileşmeye çalışmaktır. Bu da umut verici bir yaklaşım olabilir çünkü sınırlarınızı çok fazla zorlamaz. Bir yabancıya hemen güvenmeyi gerektirmez.

(150 sayfa – PDF & EPUB)
(Shopier sepetinde 138 TL ve üzerinde %30 indirim var.)

Kadınlar, duygularından emin olamadıkları adama aşık olurlar – Vaka Çalışması

Merhaba hocam, 😊 28 yaşındayım, videolarınızı yeni gördüm ve harika tespitleriniz var. Başımdan geçen olayı yayın şeklinde yorumlar mısınız?

Çevremde efendi, kibar ve muhafazakar olarak bilinirim. Bir kızla tanışalı 4 ay oldu. Çalıştığımız birim farklıydı.İlk başlarda ona karşı bir ilgim yoktu. Zamanla hal ve hareketleri dikkatimi çekti. Telefon numarasını istedim, telefonumu alarak telefon numarasını kendisi yazdı. Ara sıra telefonla ve yüzyüze görüşmeye başladık.

Buraya kadar güzel.

Her buluştuğumuzda en sevdiği çikolatayı verirdim.

Bir kızla sevgili olup 3 ay geçmeden ona hediye almayın. Duygusal yatırım bölümünde belirttiğimiz gibi biri için bir şey yaptığınızda, o size değil siz ona bağlanırsınız. Yine o bölümde belirttiğimiz gibi erkeğin bağı – duygusal yatırımı bir iki tık az olmazsa o ikili ilişki genelde olmaz. Bu kadına sürekli bir şey aldığında, ona daha fazla bağlanırsın ve fazla bağlandın mı da fazla muhtaç davranabilirsin. Muhtaç davranmasan bile kadının aşık olmak için ihtiyaç duyduğu “emin olamama” durumunu elinden alırsın.

Kadınların, karşılarındaki erkeğin duygularından emin olamadıklarında, aşık olma ihtimalleri artar. Bu bilimsel bir şey. Bununla ilgili Psychological Science sitesinde “‘He Loves Me, He Loves Me Not…’: Women Are More Attracted to Men Whose Feelings Are Unclear” makalesinin linki burada ama maalesef İngilizce.

Konuşurken benim ona çok iyi geldiğimi, bana çok değer verdiğini söylerdi.

Bu maalesef seni arkadaş olarak gördüğüne işaret. İki laf da (“bana çok iyi geliyorsun” ve “sana çok değer veriyorum”) genellikle ben seni arkadaş olarak görüyorum demenin Türkçe’sidir.

Ben de benim için diğer kızlardan farklı olduğunu ve benim içinde değerli olduğunu her fırsatta bildirdim. 5 Namaz kıldığını ve Kur’an okuduğunu söyler tesettüre gireceğini bildirmişti. Bir ara mesajlarımda güller gönderdim ve o tebessümle karşıladı.

Az önce bahsettiğim araştırmadan:

“Çok sayıda popüler kitap, potansiyel romantik partnerlere olan duygularımızı çok açık bir şekilde göstermemiz gerektiğini tavsiye ediyor. Bu araştırmada kadınlar, erkeklerle ilgili tercihlerini çok az bir veriye göre yaptılar ama bu zaten günümüzde yaygın olan online buluşma uygulamalarında olandan farklı değil. “Buluşmalarda verilen popüler tavsiye doğru: karşımızdakinden ne kadar hoşlandığımızı karşımızdakine açık açık göstermememiz, karşımızdakinin bizi daha fazla düşünme ve bu sayede ilgilerinin artma ihtimalini arttırıyor.”

Burada bazen kadına duygusal yatırım nasıl yaptırılır diye soruyorlar. Böyle yaptırılır. Buluşur, iyi vakit geçirir ve fiziksele yürürsünüz ama ilginizi, kartlarınızı masaya açık bir şekilde masaya koymazsınız. “Bu adam benden hoşlanıyor mu, hoşlanmıyor mu” ya da “Bu adam benimle ne yapıyor” diye düşünmek, kadının ilgisinin yükselme ihtimalini arttırır. Birini düşünmek, hayal kurmak duygusal yatırım demek. Kadına sürekli ulaşmamak, sürekli buluşmamak da aynı şekilde.

Yani, yanlış yapıyorsun 🙂

Bir süre konuşmalar bu şekilde devam etti. Yalan yok ileriye dönük çok güzel hayaller kurmaya başlamıştım.

Kızın sana duygusal yatırım yapma mekanizmasını tıkarken, sen bol bol duygusal yatırım yapıyorsun yani. Kötü. Gündüz düşleri, hayaller, oturduğun yerde yatırım yapmana neden olur ve ileriye dönük zararlıdır.

Son zamanlarda biraz üstüne düşmeye muhtaç davranışlarda bulunmaya başladım.

Az önce anlattığım şekilde kadının ilgisini azaltacak, kendi ilgini arttıracak şekilde davrandığında, bir noktada kadın kendini az da olsa geri çeker ya da işin bir yere gitmediğini fark edersin. Bu andan sonra da kaygı devreye girer ve seni daha fazlasını yapmaya ve daha fazla ihtiyaç duymaya iter.

O sıralarda bana işten ayrıldığını, kafa dinlemek için farklı bir şehre kız arkadaşının yanına geçici bir süreliğine gideceğini vedalaşmak için yanıma gelmek istediğini söyledi. O gün ben müsait değildim, ona geldikten sonra bulaşabileceğimizi bildirdim. Ertesi gün tesadüfen işyerinde karşılaştık ve işten ayrıldığını bildirmesine rağmen neden işe geldiğini sordum. Bana işyerinde eleman bulamadığından işe geri başladığını bildirdi. Ben ise bir şey diyemedim. Sonraki zamanlarda işten çıktığını 3 defa tekrarladı. Onun bölümündeki arkadaşım sürekli işyerinde gördüğünü ve bana yalan söylediğini söyledi. Aklımda ona karşı tereddütlü düşünceler oluşmaya başlamıştı. Ama yüz yüze görüşmeler, mesajlaşma ve aramalar devam ediyordu.

Yanıma her geldiğinde işimi bırakıp iyi bir şekilde ağırlardım. Böyle bir günde süs niyetine taktığı parmağındaki yüzüğü çıkarıp benden incelememi istedi. Aldıktan sonra yüzüğün güzel olduğunu söyledim. Geri verirken avucunu açacağını bekledim ama parmağını uzattı ve bende parmağına yüzüğünü taktım. İçimden artık niyetimi belli etmemin zamanı geldi dedim.

NAYIR! Açılmak pişmanlıktır! Açılmak, yine yukarıdaki mekanizma ile kadının sana ilgi duymasını engeller. Zaten ilgi duyan bir kadına açıldın mı bir sorun olmayabilir ama ilgi duymayan ya da henüz ilgisi orada olmayan kadını soğutursun.

Gerçi senin bir hatan da, bir yere gitmeyen bir sürü buluşma yapman. 5-6 buluşmada bir yere gitmiyorsa (kız ilgisiz ise 2-3 buluşmada) bu işin peşini bıraksan daha iyi ederdin. Hem vakit kaybetmezdin, hem sonra sana çok acı verecek duygusal yatırımı yapmazdın ve hem de bırakıp gitsen kızla ihtimalin de artardı.

2 gün sonra niyetimi belli eden mesaj gönderdim o ise aramızdaki ilişkinin arkadaşça olduğunu ve başka bir şey düşünmememi söyledi.

Maalesef başından beridir arkadaşa meyilli sözler söylüyordu ama başında hoşlansa bile eğer sonradan soğursa, biz arkadaşız diye reddedecektir.

Ben ise arkadaş olarak görmediğimi bildirdim. Arkadaş kalalım dedi ve ben arkadaşlığını kabul edemem dedim.

Doğru adım. Ama önceki bir sürü adımı yanlış attın.

Helalleştik, iletişimi kestim. O gece uyuyamadım. Aradan 3 gün geçince beni aradı

Yoğun duygusal baskıya karşı güç gösterip peşinde koşmaman, çok çekici bir hareket.

ve konuşmasında seni rüyamda gördüm ve benim sana ilgim var ancak net değilim, korkuyorum bir önceki ilişkisinde karşı tarafın ağır ithamlarda bulunduğunu bildirdi.

Dikkat et, 3 gün önce arkadaşız diye kestirip attı. Şimdi ilgim var ama bilmem seviyesinde seni aradı. Bunun sebebi, senin güçlü davranman ve kızın “bu adam muhtaç” yargısını kırman.

AMA çoğu erkek burada bir hata yapar. Kadın bu aşamada çok ilgili değil ama meraklı diyelim. Haftalardır muhtaç davranan adam yoksa aslında gerçek bir erkek mi şüphesi oluştu. Bu arama aynı zamanda bir test. Çoğu erkek burada kızın peşine düşer. Oysa kızla beraber olmak istiyorsan, “Eğer arkadaşlıktan fazlasını istersen görüşelim diyeceksin”. Ve ilk 2-3 kere o sana ulaşacak! Seni reddeden geri geldiğinde, onun sana en az 2-3 kere ulaşması lazım. Sen peşine düşersen “yok erkek değilmiş, numara yapıyormuş” deme ihtimali çok yüksek.

Peki sen ne yaptın?

Ben ise ona her zaman saygılı bir şekilde davranacağımı ve ondan vazgeçmeyeceğimi söyledim. O ise tamam dedi ve bundan görüşeceğini bildirdi.

Az önceki oldukça tebrik edilesi adımdan sonra zıçtın. Senden asla vazgeçmeyeceğim diye dile getirdiğin beyaz şövalyelik, bir çuval inciri berbat etti yahu 🙁

Aradan 2 hafta geçti ve bu süre içinde iletişime geçen taraf hep ben oldum.

Sıvadın.

En son mesajında hala beni arkadaş olarak gördüğünü ve benimle başkaca düşünemeyeceğini söyledi.

Şimdi neden böyle olduğunu anlıyorsundur umarım.

Tekrar arkadaş kalmakta ısrar etti. Ben ise duygusal davranarak ve belki ileride sevgisini kazanırım diye arkadaşlığını kabul ettim.

Zıçtın, sıvadından sonra ne geliyordu? Arkadaş kalayım oradan sevgiliye çıkayım diye bekleyenler, genelde kızın bir sevgili yapmasına şahit olup yıkılırlar.

Gece uyuyamadım ve o hafta depresyona girdim.

Tüm mal varlığını bir hisse senedine yatırsan ve o hisse senedi dibe inse (arkadaş kalalım reddi) gece uyuyamaz ve o hisse çıkmazsa ne olacak diye depresyona girersin. Aynı mekanizma.

1 hafta tesadüfen yol üstünde başka bir erkekle yürürken gördüm ve erkeğin eli kızın belindeydi. Aynı erkeği 2 ay önce yine yürürken yol üstünde yan yana görmüştüm. Ama bu sefer eli belinde değildi. O zaman arkadaşı olabileceğini zannetmiştim.

Beklenen son.

Yalan söylediğini anladım ve iletişime geçmedim. 3 gün sonra yanıma geldi ve ona göre arkadaşça muhabbet etmeye başladık. Görücü usulü olarak yeni biriyle görüştüğünü söyledi. O esnada yüzüne tüküresim geldi ve ondan iğrenmeye başladım.

Kötü bir durum ama bu durumda kızdan daha fazla suçun var.

Ben de hayatında mutluluklar diledim. Doğru mu yapıyorum bilmiyorum ama hala arada sırada görüşürüz. Bir süre sonra Mantıksal değil duygusal hareket ettiğimi fark ettim.

Hayır, iletişimi tamamen kesmelisin.

Benim kaygılı, aşırı duygusal olduğumu, ilişkide özgüvenim olmadığını anladım. Bunların önüne geçebilmek için spora, yeni bir dil öğrenmeye karar verdim. İnsan ne kadar zamanını boşa harcarsa karşıdaki insana o kadar bağlanırmış. Benim hatalarımı bir ve de sizin düşüncelerinizle öğrenmek isterim. Saygılarımla…

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.