Aldatma ve Boşanma Hukukunun Tarihçesi

Bu yazıyı ne zamandır yazmak istiyordum ama erteliyordum. Mahmut Abi’nin Karımı aldattım, hani affederdi? yazısından sonra en sonunda yazıyorum. Ben SBF mezunu olduğumdan hukuki konulara bir aşinalığım vardır ama tabi bir hukukçu kadar olamam. Bu yazının daha detaylı ve yetkin makaleler için bir öncül olmasını dilerim.

Ama öncelikle Mahmut Abi sana teşekkür ederim, gerek bu yazınla, gerekse “Fresh & Fit ve Tomassi’nin Silikondan Kanunları” yazınla benim kendi düşünce yapımda oluşmaya başlayan sağlıksız durumu bir hayli iyileştirdin. Bu tarzda yazılarının devam etmesini isterim.

Şimdi bu yazı aldatmanın yani zinanın hukuki gelişimiyle alakalı. Burada odaklanacağım konu 1996’ya kadar kadın ve erkeğin aldatmasının tanımının farklı olması. Bu konunun Mahmut Abi’nin bahsettiği “erkeğin aldatması elinin kiri” düşünce yapısını anlamada yardımcı olacağını düşünüyorum.

Şimdi öncelikle Hamurabi kanunlarından (MÖ 1760) beri aldatma yani zina bir suç. Aslında muhtemelen daha önceden de suçtur ama ilk yazılı kanun o olduğu için kesin olarak onu bilebiliyoruz. Ayrıca dinlerde ve bu dinlerin hukuk düzenine hakim olduğu toplumlarda da zina suç ve çoğu zaman cezası ölüm. Örneğin İslam hukukunda bu ceza evli olanlar için ölüm, bekar olanlar için ise dayak ve/veya sürgün.

Osmanlı’da batılı anlamdaki ceza kanunları 19. yy’da yazılmaya başlanıyor ve zinanın cezası Fransa’dan alınmış olan 1858 tarihli kanuna 1860’ta giriyor. Ne yazık ki bu kanuna ulaşmak için imkanım (ve zamanım) olmadığı için analizini yapamıyorum.

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra 1926’da ceza kanunu yenileniyor. Bu kanun 1889 tarihli İtalyan Ceza Kanunun çevirisi. Bu kanunun 440 ve 441. maddelerinde zinaya ilişkin suçlar ve bunların cezaları yer alıyor. Bu maddeler şöyle:

“Madde 440: Zina eden zevce hakkında üç aydan otuz aya kadar hapis cezası tertip olunur. Zevcenin bu fiiline şerik olan kimse hakkında dahi aynı ceza hüküm edilir.”

“Madde 441: Karısiyle birlikte ikamet etmekte olduğu hanede yahut herkesçe bilinecek surette başka yerde karı koca gibi geçinmek için nikahsız kadın tutmakta olan koca hakkında üç aydan otuz aya kadar hapis cezası hüküm olunur.”

Burada gördüğümüz gibi zina konusunda kadın ile erkeğe farklı hükümler uygulanıyor. Yani evli bir kadın bir kerelik başka bir erkekle zina yaparsa cezalandırılırken, evli bir erkeğin başka bir kadınla cinsel ilişkisinin cezalandırılması için bu kadınla karı koca gibi yaşaması gerektiği hüküm altına alınmış.

1943 yılında yazılan bir makaleye göre (Naci Şensoy) kadın ve erkeğin zinaları arasındaki farklılık/eşitsizlik (“müsavatsızlık”) “yeni İsviçre Ceza Kanunu” hariç tüm batı ceza kanunlarında var. Yine bu makale ye göre Batı hukuk düzenlerinde daha önceleri sadece kadının zinasına ceza veriliyordu, ve bu büyük bir eşitsizlik yaratıyordu. Erkeğin zinasına da ceza verilmesi bu eşitsizliği azalttı. Yazara göre eşitsizliğin temel nedeni kadının zinasının toplumun gözünde kocasını gülünç ve şerefsiz hale sokmasıdır. Ayrıca kadının zinasının aileye, babanın soyundan olmayan bir çocuğun (babanın rızası olmadan) sokması olasılığı da bu eşitsizliği mazur göstereceği belirtilmiştir. Ayrıca başka bir argüman da erkeğin zinadan sonra karısına duyduğu şefkat ve muhabbeti sürdürebileceği ancak kadın için bunun mümkün olmadığıdır.

1960’lardaki feminizm dalgasıyla beraber kadının toplumdaki konumunda değişimler oluyordu. Bu değişimler Türkiye’de de etkisini göstermiş olacak ki, 1967 ve 1968 yıllarında Anayasa Mahkemesine zina ile ilgili maddelerin anayasanın eşitlik maddesine aykırı olduğu itirazı yapıldı. Yerel mahkemeler tarafından yapılan bu itirazlar Anayasa Mahkemesinin 02.03.67 tarihli (E:1967/30-K: 1967/9) ve 28.11.68 tarihli (E:1968/13-K:1968/56) kararları ile reddedildi. Anayasa Mahkemesinin bu itirazları reddetmesinin sebebi md. 440 (kadının zinası) ile md. 441’in (evli bir erkeğin evli olmadığı kadınla karı-koca gibi yaşaması) nitelikleri farklı iki ayrı suç olduğu kanısında olmasıydı.

Ayrıca mecliste siyasi partilerin yaptığı kanun değişikliği önerilerini daha önceden görmüştüm, ama şimdi bulamadım. Bunlar da siyasi olarak bir sonuç alınmadığını biliyoruz, ama gerek kanun tekliflerini gerekse meclis tutanaklarını bulamadığım (zaman-imkan) için analizini yapamıyoruz:)

1996 yılında ise yine bir mahkemenin aynı maddelerin anayasanın eşitlik maddesine aykırı olduğu hususunda Anayasa Mahkemesine itirazda bulunduğunu görüyoruz. 23.09.1996 (E:1996/15, K: 1996/34) tarihli kararda Yekta Güngör ÖZDEN başkanlığında toplanan -üyeleri arasında Ahmet Necdet SEZER’in de bulunduğu- mahkeme heyeti 441. (erkeğin zinası) maddeyi Anayasa’ya ve uluslararası anlaşmalara aykırı bularak iptal etmiştir.

Ardından da yasa koyucunun (meclis) zina ile ilgili yeni bir düzenleme yapmaması sonucu AYM’nin 23.06.1998 tarihli (E:1998/ 3, K:1998: 28) kararıyla 440. madde de iptal edilerek zina tümüyle suç olmaktan çıkmıştır.

Bu tarihi süreç hakkında kısa bir yorum yapmak gerekirse:

Şimdi öncelikle evlilik dediğimiz kurum, farklı zamanlarda ve farklı coğrafyalarda farklı şekillerde olabilir, olmuştur ve olacaktır! (seçim yaklaştı ya ondan:)). Ama temel olarak geçmişten beri evliliğin temel amacı doğacak çocukların bakımıdır. Bildiğimiz gibi çoğu hayvanda ve insanlarda kadın ve çocuk doğumdan sonra bir süre bakıma ihtiyaç duyuyor. Bu bakımı sağlayan kişi ise erkek oluyor. İnsanlarda -diğer hayvanların aksine- üreme amacıyla olmayan ve her mevsim süren cinsel ilişkinin, söz konusu bakımın sağlanabilmesi için kadınların erkeği yamacında tutmak istemesi sayesinde olduğunu öne süren tezler var. Çünkü erkek sürekli bir seks arayışı içerisinde ve bunun için diyar diyar geziyor, dağları deliyor falan. Kolay seksi de bulunca karısının ve çocuğunun yanında kalıyor.

Dolayısıyla tarihsel süreçte bir evlilikte kadının erkekten beklediği “bakım- koruma”, erkeğin kadından beklediği ise “cinsel ilişki” ve “çocuk”. Yani kadınların tek gecelik aldatılmaya karşı daha toleranslı olabilmelerinin sebebi evrimsel olarak ilişkiden beklentilerinin farklı olması.

Ayrıca kadınların cinsellik sağlama kapasitelerinin ve isteklerinin ilerleyen yaşla ve çocuk sayısının artmasıyla beraber düşmesi de, kendisinin ve çocuklarının bakımını aksatmayan erkeğin kaçamaklarını görmezden gelmelerini sağlayabileceği de söylenebilir.

İşte kanunlar da toplumun durumunu dikkate aldığı için zina konusunda farklı hükümler getirebiliyorlar. (Ama dediğim gibi eski hukuki düzenlerde her iki cinsiyeti de aynı sertlikte cezalandıran hükümler de mevcut.) Bu biraz sosyo-ekonomik yapı, biraz da zamanın ruhu dedikleri Zeitgeist’e göre değişiyor. Dolayısıyla eski Ceza kanunundaki hüküm farklılıklarını “kahrolasıca ataerkil düzeninin kadınlara zulmü” olarak görmek yerine, çağın şartlarına göre erkeklerin fütursuzca çok eşlilik eğilimlerini kısıtlamayı amaçlayan bir düzenleme olarak görmek daha mantıklı. Aynı şekilde Kuran’da yer alan erkeklerin 4 kadınla evlenebilmelerini “erkeklere 4 kadın hakkı verildi” şeklinde değil, “erkeklerin sınırsız kadın istekleri 4 kadınla sınırlandı” olarak düşünmek daha doğru olur. Çünkü Ortaçağ ve öncesinde gerek Avrupa’da gerekse diğer coğrafyalarda güçlü olan erkekler 10-20 eş alabiliyordu ve kadınlar da bunu kabul ediyordu, etmek zorunda kalıyorlardı.

İçinde bulunduğumuz koşullarda kadınların bir erkeğin bakıma ihtiyaç duymadan çocuklarıyla beraber yaşamaları çok daha kolay olduğu için, her ne kadar içgüdüsel olarak aşırı tepki göstermeseler de, tek gecelik aldatmaları tolere etmeleri beklenmiyor. Zaten Mahmut Abi’nin dediği gibi etmiyorlar da.

Dolayısıyla durum buyken kadının affetmesini umarak aldatmak çok mantıklı değil. Zaten kadın affetse bile içinde hep bir şeyler kalıyor ve bu da hem ilişki kalitesini düşürüyor hem de intikam aldatması riskini arttırıyor.

Burada geniş bir etik tartışmasını da girmek isterdim ama kısaca söz etmek gerekirse; evlilik bir sözleşmedir ve bu sözleşmenin önemli unsurlarından birisi sadakat yükümlülüğüdür. Sadakat yükümlülüğü kanunlarda (medeni kanun) tek gecelik ilişkiyi de kapsadığı için, tek gecelik ilişkide bulunmak ahlaken sorunludur.

Burada topluma yön verebilme kabiliyetine sahip kişilerin daha sorumlu davranmaları önemli. Zaten Mahmut Abi en baştan beri bir sosyal sorumluluk projesi olan Erkek Adam sitesinde olabildiğince sorumlu davranıyor. Erkeklere yönelik yayın yapan ve Erkek Adam sitesinde sohbetlere katılmış diğerlerinin de sorumlu davrandığını ve buna gayret gösterdiklerini düşünüyorum.

Ama mesela bazılarını dinledikçe kadınlardan biraz soğuduğumu hissettim ve dolayısıyla onları dinlemeyi azalttım/bıraktım. Aslında Calvin Newport’a uyarak “Dijital Minimalizm”e başladım, çok yaradı, tavsiye ederim.

Son olarak Mahmut Abi siteyle ilgili şöyle bir önerim olacak. Şimdi siteye yapılan çevirilerden bazıları çok “sert”. Sen de bunu yayınlarda söyledin ve bu yazılardaki bazı şeylere katılmadığını belirttin. Ama saatlerce yayın var ve bunun içinde senin bunu söylemiş olduğunu herkes bilemez. Dolayısıyla katılmadığın yazıların altına (yorumlara değil de ek paragraf olarak yazının kendisine) kendi fikirlerini eklersen çok yararlı olur. Yani yazıda sıkıntılı gördüğün yerler nereler, sence onun yerine nasıl olmalı, hangi söz ilişki başlangıcı için geçerli, hangi söz Türkiye’ye uymaz, v.s…

Ayrıca Huberman’ın çevirileri için de çok teşekkür ediyorum, 1. kitap için 4-5 ay önce yazdığım ama atmayı unuttuğum “2. bölümün faziletleri” adlı yazıyı yorumlara attım.

Yazan : Mistik Bilge

Karımı aldattım, hani affederdi?

Podcast yayınını Spotify kanalımızdan da dinleyebilirsiniz.

Son 2 senedir bizim Aldatan adam yazısı gibi yazıların altına, yeni tip bir sorun düşmeye başladı.

Abi karımı aldatıyordum ama kısa süreli, “dert olmayan” şeyler.

Benim aldattığımı öğrendi.

Şimdi evliliğimiz çok kötü. Benimle konuşmuyor, boşanma davası açıyor.

Bakın buraya dikkat:

Abi alt tarafı elimin kiri olan bir iki kadın için evliliği çöpe atıyor abi.

Abi ona da söyledim, dedim alt tarafı bir gecelik, yapma böyle.

Şimdi ise can alıcı ve daha önce çok karşılaşmadığım ama son 2 yıldır çok gördüğüm problem:

Abi hani kadınlar yüksek değerli erkekleri paylaşmaya ses çıkarmazdı, yüksek değerli erkek aldatsa da affederlerdi.

Bu okur sorularından birini feministin biri alıntılayıp tweet atınca bu kafa yapısı viral olmuştu. Orada benim verdiğim yanıtlara da itirazlar oldu.

“Sen bilmiyon, yüksek değerli erkeği kadın affeder.”

“Sen bilmiyorsun ama erkeğin aldatması aldatma sayılmaz.”

“Erkek evine baktığı sürece arada aldatsa sorun olmaz.”

Bu saçmasapan kafa yapısının nereden geldiği konusunda benim teorim, son 2 senede meşhur olan Congo Dandy kılıklı Kevin Samuels ve online pezevenklikten Kayıp Oğlanların Kralı rolüne oynamaya çalışan Andrew Peter Pan Tate. Ondan önce de babasının Wall Streetten çaldığı milyonları pokerden kazandım diyerek kiraladığı yatlarla, kadınlarla, evlerle ve arabalarla hava atan erkek Kardashian Dan Bilzarian vardı ama  o sadece hava atıyordu. Tate hem hava atıyor hem de Neverland’in maskülen kanaat önderliğine oynuyor. Gerçi çoğu davranışı toksik maskülenden ziyade toksik feminen – adam Flesh & Filth programında kız arkadaşınızı disiplin altına almak için seksten mahrum bırakın dedi yahu! Neyse konu o değil.

Bu Türkiye’de de yayılıyor. Örneğin şurada 19:19‘dan itibaren önce tabak çevirme konseptinden başlarken 19:45‘te birden aldatma konusuna giriyor ve şöyle diyor:

“Aslında o bir aldatmak değil sonuçta erkek seçeneklerini değerlendiriyor. Kadın üzülür müzülür ama erkeğin seçeneği değerlendirmesi. Erkeğin aldatması ile kadının aldatması aynı şeyler değil. Kobra Tate de bunu söylüyor (Andrew Tate’ten bahsediyor). Hatta geçen gün Kobra Tate’i dinliyordum. Dedi ki kadının aldatması kadar dünyada daha iğrenç bir şey olamaz diyor. Zira kadın aldatmak için bir erkeğe gittiği zaman artık sizi sevmeyi bırakır da gider. Ama bir erkek başka bir kadınla birlikte olduğu zaman hala primer (esas) kadınını çok seviyor olabilir. Zaten öyledir. Başka bir tada bakıp gelmiştir. Bu şekilde düşünmek lazım.  Kadının kafasından geçen ile erkeğin kafasından geçen farklıdır. Erkeğin aldatmasında ihanet yoktur. Kadına ihanet yoktur. Sadece başka bir kadının vücuduna değmek vardır. İhanet farklı bir şey ama, çünkü ilişkiye ihanet yoktur.”

Şimdi “yüksek değerli erkeksen kadınlar seni seslerini çıkarmadan paylaşır” argümanı özellikle evlilikte çok yıkıcı.

Biliyorsunuz erkeğin aldatma konusunda toleransı çok azdır. Zira aldatma, erkeğin başka bir erkeğin çocuğunu yetiştirmesi ile sonuçlanabilir.

Eğer kadınların aldatmayı affetme ihtimali, erkeğe göre daha fazladır deseler belki.

Ama aldattım affeder ne olacak. Bak eskinin kadınları affediyordu diye bir kafa var.

Bunun ardından da yahu erkek ailesine baktıktan sonra arada bir Zikinin Götürdüğü Yere Gitmiş ne olacak? diyen var.

Bu çok sığ bir bakış.

Ne olacağını bir düşünün, ama tarihsel ve evrimsel perspektifte.

Şimdi şu araştırmaya bakalım:

“Individuals who commit an infidelity are attempting to increase their own reproductive success at the expense of that of their partners.

Aldatan bireyler kendi üreme başarılarını, partnerleri aleyhine arttırmaya çalışıyorlar.

“Evolutionary psychological meta-theory, therefore, predicts that infidelity will have produced evolutionary selection pressures for individuals to evolve adaptations by which to reduce the likelihood of their partners committing an infidelity.”

Bu nedenle evrimsel psikoloji meta teorisine göre, aldatma, bireylerin partnerlerinin aldatma ihtimalini azaltacak adaptasyonlar geliştirmesi için evrimsel seçilim baskısı oluşturur.

“Romantic jealousy is hypothesized to be such an adaptation.”

Romantik kıskançlığın böyle bir adaptasyon olduğu hipotezi ortaya atıldı.

“Thus, in response to a partner’s suspected or actual infidelity, individuals’ psychological mechanism for jealousy is expected to be activated, causing them to be motivated to enact behaviors that either restrict their mate’s interactions with individuals of the opposite-sex or avoid the reproductive costs they might suffer as a result of an infidelity.”

Bu nedenle patnerin şüphelenilen veya gerçek aldatmasına karşı, kişinin psikolojik kıskançlık mekanizmalarının harekete geçmesi beklenir ve böylece partnerinin karşı cinsle etkileşimini azaltma ya da aldatma sonucu ortaya çıkacak üreme maliyetinden kaçma sonucu ortaya çıkabilir.

Yani bununla beraberlik benim gelecek nesillere kalmam açısından tehlikeli diyerek partneri bırakıp gidebilir arkadaşlar.

Bu makalede daha sonra kadınların çocuk doğurma ve çocuğun kendi başına hayatta kalma yaşına gelene kadar hayatta kalması amacıyla girdiği ilişkide en büyük tehdidin, partnerinin ilişkiden çekilmesi ile çocuğun o yaşa gelmeden ölmesi olduğunu söylüyor.

 Arada bir dışarıda yatan erkeğin, başka bir kadını hamile bırakma ve kaynaklarını ona yöneltme ihtimalini düşünün. 1900’lere kadar arka arkaya 2-3 kötü hasadın çocukların açlıktan ölmesine neden olduğu dünyada, bunun çocukların ve kadının hayatını nasıl tehlikeye düşürdüğünü düşünün. Ne olacak değil mi? Elini kiri.

Arada bir dışarıda yatan erkeğin, ailesini tamamen terk edip gitmesi ihtimaline bile gelmedik.

Abi ben yapmam öyle şey karımı seviyorum?

Birincisi, yapıp yapmayacağını sen bile bilmiyorsun. Kaçamak diye başlayıp başka bir kadının etkisine kapılan erkek sayısı az değil. İkincisi, evrimsel olarak ortaya çıkan mekanizma, senin bireysel durumunla ilgilenmiyor.

Her neyse.

Arada bir dışarıda yatan erkeğin, cinsel yolla bulaşan tehlikeli bir hastalık kapıp karısına ve hatta doğmamış çocuğuna bırakma ihtimalini düşünün. 1900’lere bu hastalıkların önemli bir kısmı ölüm fermanıydı mesela. Bunun kadın içgüdülerine büyük bir iğrenme olarak işlenmediğini düşünmek için saf olmanız lazım.

Arada bir dışarıda yatan erkeğin, çiftlerin çocuk yetiştirmek için kurdukları eş bağının sağlamlığını sarsmasının, kadın için sarsıcı olduğunu görmemek çok saçma.

Eskinin kadınları affetmiyordu belki de. Hiç düşündünüz mü? Belki de başka çareleri yoktu. Eskiden öyle 1-2 çocuk, çalışan kadın ve nafaka falan yoktu. 8-9 çocuk, aileye ait toprakta çalışan kadın vardı sadece.

Bunları anlatma sebebim, aldatmanın kadın için gerçek yıkıma neden olacak bir sürü sonuca sahip olması ve bu nedenle de aldatmanın erkeklerdeki gibi ilişki bitirici olması.

Hele günümüzde, kadınların ekonomik özgürlüğü varken.

Ama kadın terk etmese de genelde hiçbir şey eskiye dönmüyor.

Abi ben eskiye dönelim istiyorum diyen adamlara da söylüyorum. Beraberliğiniz devam edebilir ama eskiye dönme ihtimaliniz artık çok az.

Kırmızı Hap kanallarında gördüğüm en yıkıcı yalan bu.

Şimdi bazılarınız bu söylediklerim olmasını istediğiniz dünyaya uymadığı için beni betalıkla, mor haplı olmakla falan suçlayacak.

Birileri kesin, “gerçekler acıdır” bla bla diyecek.

Gerçek acı evet ama gerçek ne bilmek istiyorsanız, erkekadam.org aldatan adam yazısı altındaki birkaç hikayeyi okuyun. Boşanmış ve ailesinden olmuş erkekler gerçek birader.

Bakın affeden kadın da var ama ben yüksek değerliyim kesin affeder diye girip yanan daha çok.

Bazıları da bu adamlar yeterince yüksek değerli değil ondan kadınları terk ediyor diyebiliyorlar.

Ama bu adamlar tam tersi yüksek değerli adamlar.

Şimdi arkadaşlar bu tavsiyeleri veren insanların hayatları, %99’unuzun yaşadığı hayatlar değiller.

Kevin Samuels’in ne olduğu belli değil, onu geçelim.

Andrew Tate, net değeri milyon dolarlar olan biri. Adamın sanal pezevenk olmadan önceki sevgililerinin hepsi, kendi anlatımına göre ring bebekleri. Sana pezevenk olduktan sonra “yok abi o sanal fahişelerle poz veriyor ama uzun süreli beraberlikleri normal kızlar” diyenler var ama ben Tate’in “kadınımın onlyfans hesabı var, %20 komisyon almazsam gavat gibi hissedeceğim” dediğini, hep şeker bebek ya da yüksek sosyete modeli tadında kadınlarla çıktığını gördüm. Ki Tate ünlü olmadan öncesinden takip ediyordum.

Şimdi o adam tamamen kendi tecrübesinden konuşuyor.

Çok paranız varsa ve yahu cebime paramı koysun gözümü kapayayım tarzı insta modelleri ile sevgili olacaksanız, evet elinizin kiri der sıyırırsınız.

Ama çoğunuzun paranız olsa da o kadınlarla evleneceğinizi sanmam.

Kaldı ki Tate’in evlilik tecrübesi de yok. Çocukları bildiğim kadarıyla farklı kadınlardan ve hiçbirisi ile aile kurmamış. Abu Amerika gibi 4 karısı ile aile şeklinde yaşamıyor.

Bir de ölü aylarda yüzbinler kazanan insanlar var, onların çevresinde de zengin adamın karısı protatipini bilirsiniz. Çok da hoşlanmadığı kocası rahat bıraksın, konken partilerini, alışveriş turlarını karşılasın, metreslerine gözümü kaparım kadını.

Bu çevrenin de deneyimi bu olabilir.

Ama normal aile kuran %99 için, özellikle de sizi seven normal bir karınız varsa, aldatma büyük ihtimalle ailenizin yıkımına gider.

Yani bu tavsiyeyi dinleyip ilişkisinden olan adamlar hadi neyse, acı bir tecrübe ile burunları sürtülüyor.

Ama evli adamlar? Kendileri, çocukları ve karıları acı çekiyor.

Aileleri yıkılıyor.

Yani bize yazanlar, aldattım, yakaladı, mühim değil boşadım diyen vurdumduymaz adamlar da değiller.

Karıları ile eski hallerinin özlemiyle yanan, boşanmış olmanın acısını çeken insanlar.

Yapmayın arkadaşlar.

Bu tavsiyeleri dinlemeyin.

Bu tavsiyeler evrimsel psikolojiye, toplum değerleri, vs. her aklı başında teoriye göre saçmalık.

Sonunda olan size olur, size bu tavsiyeleri verenlere değil.

İlişkilerde Duygusal Yatırım nedir? (Erkek Adam Podcast)

Bu bölümde duygusal yatırım yazısından bahsettik. Daha önce sitemizde yayınladığımız duygusal yatırım yazı dizisini direkt çevirmiştim ve Erkekler İçin Uzun Süreli İlişkiler kitabında bu konuyu ele alırken, o serinin sadece ilişki başına odaklandığını fark edince kitapta o bölümü yeniden yazdım. Burada da, Wouju’nun kendine özgü aşırılıklarından ayıklayarak ele alıyorum.

Podcast Youtube yayını aşağıda. Yayını spotify kanalımızdan da dinleyebilirsiniz. Yayının daha fazla insana ulaşmasına yardımcı olmak, bu tür yayınların devam etmesini desteklemek için Youtube kanalına abone olabilirsiniz, videoyu beğenebilir ve yorum bırakabilirsiniz.

Vaka Çalışması – “İlişkide” feminenleşme ile terk edilmek

Popüler kültür erkeklere ilişkilerinde problem çıktığında, stoik – maskülen yani sakin ve güçlü bir şekilde davranmak yerine duygusal ve feminen davranmaları gerektiğini sadece öğretmemiş, otomatik çalışan bir program olarak beyinlerine kablolamış vaziyette.

Aşağıdaki arkadaş, çoğu erkek gibi, sonradan neden ve nasıl yaptığını bilmeden, bu program tarafından ele geçirilmiş. Yaşı genç ve hatasının utancıyla kıvranıyor yani kendisinde umut var.

Arkadaşlar, feminen – maskülen, tam olarak kadın – erkek demek değil.  Feminen enerji daha çok duygusal yatırım, daha çok ilişki fedakarlığı, ilişkiyi ve partneri daha merkeze koyma, daha çok ilişki çabası, maskülen enerji ise daha çok hedef ve çalışma odaklı olma, ilişkiyi ikinci planda tutma, partneri yoldaş olarak görme ile alakalı.

Kadınlar erkekte maskülen enerjiyi, erkekler ise kadında feminen enerjiyi daha çekici bulurlar. Aynı şekilde kadınlar, erkekte feminen enerjiyi itici bulurlar. Örneğin bir kadının erkeğine bütün gün seni düşünmekten çalışamadım demesi erkeğe çekici gelir (ilişkiyi merkeze koyan feminen enerji) ama bir erkeğin bunu demesi kadınına genellikle itici gelir. Kadın ilk duyduğunda yalanını seveyim diye pek ciddiye almayacağı için kurtarır ama ciddiye alırsa itici gelir.

Erkekte feminen enerji ve kadında maskülen enerji itici. Ama sorun şu ki, erkek daha çok görsel olarak etkilendiğinden, kız güzelse kızdaki maskülen enerjiye toleransı daha yüksek ama kadın daha çok davranışlardan etkilendiğinden, erkek ne kadar yakışıklı olursa olsun erkekte feminen enerjiye toleransı düşük.

Şimdi aşağıdaki hikayeye bakın. Erkek burada sadece kaygı ve korkudan değil, böyle davranırsan kazanırsın diye iplerini ele alan otomatik programlama nedeniyle de feminen tarafa kayıyor. Başlangıç noktası zaten maskülen tarafta olmadığından (sanal ilişki masalları) kayışı çok hızlı.

Selamın aleyküm Mahmut abi,

Aleyküm selam.

Size kendimden ve yaşamış olduğum kısa dönem (4 Ay) ilişkimden bahsetmek istiyorum. Yaklaşık 6-7 ay önce dış görünüşünü beğendiğim birisini instagramdan ekledim ve yazışmaya başladım. Kendisi 2004 Doğumlu gayet bakımlı ve güzel bir kızdı ve başka şehirde oturuyordu ben ise İstanbulda. Daha önce ilişki işleriyle pek uğraşmadığım için uzak mesafe olup olmamasını umursamamıştım.  Herkesin yaşadığı gibi bizim de ilişkimiz güzel ilerliyodu.

Çoğu aç gencin yaşadığı gibi sanal mastürbasyonu ilişki sanıyordun.

Övgülü sözler, iltifatlar ve hediyeler benim tarafımdan havalarda uçuşuyordu.

Bu leylalığının cezasını çekmemen mümkün değil ve çekmen de lazım ki ders alıp bir daha yapmayasın.

Şimdi dönüp bakıyorum da sürekli iltifat eden taraf benmişim.

Uydu erkeklik pişmanlıktır, sanal uydu erkeklik daha beter pişmanlıktır.

Kendisine kanım çok ısındı hatta böyle ilişkilerin olmazsa olmazı evlilikten vs bile bahsettik ve ilk 1. ayda ondan hoşlandığımı, onu sevdiğimi söyledim.

Kıza tek söylediğin şey, nasıl aç abazan ve tercih edilmeyen bir erkek olduğun. Kendinizi bu kadar aç bırakıp düşmeyin. Yahu İstanbul’da oturuyorsun!

Kendisi de aynı sözleri 15 20 gün sonra doğum gunumde söyledi.

Ne kadar şirin. Sanal uyduluktan olmayan ilişki sanrısına terfi ettin.

Belirli süre geçtikten sonra bir tavrı dikkatimi çekti. Mesajımı yazdıktan sonra mesajı umursamayıp instagramda gönderi beğendiğini gördüm.

Bu kız seni neden umursasın? Gerçek hayatta yoksun ki? Ayrıca sen de yavaş yavaş feminen ağırlıklı bir ruh haline bürünüyorsun. Şu laf tamamen bir kadın lafı. Instagram stalklaması yapıp, erkeği başkalarıyla kırıştırıyor şüphesi ile kıvranan kadın halleri.

Başlarda bunu dert etmedim ve görmezden geldim ama sonraki günlerde görmezden gelinmek veya yanlış anlaşılmak hiç istemediğim ve hoşlanmadığım şeylerdir diye kendisine bahsetmiştim.

Ee? Yine yapsa ne yapacaksın? Kuzu kuzu sineye çekecek bir aç erkek izlenimi veriyorsun çünkü.

İlişkimizin 3. ayında

Off ya yokluk bir insanı bu kadar da zavallı yapmamalı. Sizin ilişkiniz milişkiniz yok.

İngiltere’deki kız kuzeniyle beraber istanbula geleceğini söyledi. Gelmeden öncede Kuzenine ” Hayatımda biri var, sana ondan bahsetmek istiyorum ama yüz yüze gelince” dedi. Normalde kuzeniyle aynı günde geleceğini ama ben olduğum için 3 4 gün erken gelmek istediğini söyledi ben de çok sevindim. Günü geldi ve İstanbuldaydı. Onu aracımla havalimanından aldım sarıldım, öptüm ve yengesinin evine götürdüm.

İlk defa şimdi bir şeyler başladı ve işin içine koku, vücut dili, duruş, vs. gibi bir sürü faktör girdi.

2. gün de buluştuk herşey çok güzeldi.

Sen fazla hayal dünyasında olduğun için sana öyle gelmiş olabilir. Ya da bu hayal dünyasındaki şapşikliğin yüzünden kısa sürede her şey kötüye dönebilir.

3. gün de buluştuk. 4. gün buluşmayalım şüphelenmesin yengem dediYengesinde kalıyordu) ve başka güne erteledik. Buluşmadığımız süre içinde beni çok özlediğini, Şehrine dönünce bu özlemle ve yokluğumla nasıl baş edeceğini sordu hatta ve hatta evlilik, söz nişan gibi konuları açtı ve ciddi ciddi bunu tartışmaya başladı. Onu çok seviyordum ama böyle birşey söylemesini beklemiyordum biraz da olsa aklımı bulandırmaya çalılştı ama ben pek oralı olmadım.

İyi biraz da olsa kafan çalışıyor.

3. Buluşmamızdan hemen önce, önceki geceden yorulduğunu, boynunun ağrıdığını ve üşüttüğünü söyledi. Ben de gayet normal karşılayıp ”Başka gün yine buluşuruz o zaman bugun dinlen dedim”. O ise konuyu uzatıp ”Ben öyle demek istemedim”e getirdi ve tartışma çıkardı.Haklı olduğum bir konuda özür dilemek zorunda kaldım.

Özür dilemek zorunda değildin, seni “bırakır korkusu” ile boyun eğdin. Burada artan oranda feminenleşiyorsun. İlişki devam etsin diye çilelere katlanan, alttan alan, hırpalanan kadın modundasın.

Ben de o zaman buluşalım dedim ama bu sefer kendisi istemedi çünkü ben ”O zaman sonra buluşalım dinlen” dediğim için buluşmak istemiyordu. Gönlünü almak için önceden hazırladığım çiçeği alıp yengesinin evinin önüne gittim ve kapının orda olduğumu söyledim(Büyük hata farkındayım).

Yaltaklanarak boyun eğmeye devam.

Şaşkınlık ve sinirli bir biçimde neden böyle yaptığımı. Aşağıya gelemeyeceğini, temizlik vs yaptığını söyledi. Ben de gelmeyeceğini anladıktan sonra biraz daha bekleyip eve gittim. Bir kaç mesajına geç cevap verdim çünkü o sinirle birşey yazıp yeni bir tartışmaya girmek istemiyordum. geri dönüş yaptım ama o 4 5 saat boyunca yazmadı ve üstte de bahsettiğim şeyi tekrarladı. Mesajıma cevap vermeyip İnstagramdan birkaç post beğendiğini gördüm.

Full stalk modundasın, aşırı feminenleşmiş vaziyettesin. Erkek adam olsan bunu fark etmezdin bile. Gerçi erkek adam olsan olay buraya kadar da gelmezdi.

Bu sefer ciddi ciddi söyledim.

Sadece arıza bir stalker olduğunu itiraf etmekle kalmıyorsun aynı zamanda ilgi dileniyorsun.

Kendisinin kusurunu bir kenara koyup benim nasıl böyle bir şeye takıldığımı ve öyle birşey olmadığını dile getirdi. Yine haklı olduğum bir konuda geri adım atmak zorunda kaldım.

Korkaklığından, zayıflığından, kendine değer vermemenden ve kadını kaybetme korkusundan eğilip itaat ettin. Daha da sub (alt) oldun. Kızı da dom (üst) yaptın. Aranızdaki dinamikte sen feminensin, o maskülen. Buradan genelde tamamen kaybedwrek çıkarsın.

Şimdi bu öğrenilmiş çaresizlik size popüler kültürden dikte ediliyor. Gerçekten bir erkek olarak ilişkide en iyi şekilde ilerlemenin, sorun çözmenin, kadınlaşmak olduğunu öğreniyorsunuz. Sen de çoğu erkek gibi, ne kadar feminen olursam o kadar beğenilirim diye bir programa sahipsin.

Kuzeni gelmişti ve onunla geziyordu. Kuzenine benden bahsettin mi dediğimde evet bahsettim. Öyle yani kötü birşey söylemedi dedi ama hoşuma gitmeyecek sözler sarfettiğini anlayabiliyordum yine de uzatmadım. Yeni yerler gördüğümde hep ona atardım ve ondan da aynısını beklerdim ama o kendince story atmaya ve gezmeye devam etti. Anlayışla karşılamaya çalıştım ve ses etmedim.

Neredeyse %100 feminen enerjiye geçtin. Şu aşamada inanılmaz iticisin. Hoşlandığın kız kıllarla kaplı bir şekilde karşına çıksa seni nasıl itecekse sen de öyle iticisin.

Kuzeni için kuaföre gittiklerinde ”Sen de bir şeyler yapsana sana çok yakışır dedim”. Ama o sanki ben ona saldırmışçasına ”Ben halimden memnunum herhangi bir değişiklik istemiyorum yani”. vs dedi ben de yine uzatmadım.

Çoktan nextlemen gereken kızı kendini küçülterek takip ediyorsun. Senin kendine saygısız hareketlerin onu da sana saygısız hale getiriyor.

Gezmelerinin 5. gününde Nusrete gitmişlerdi ve attığı hikayeden çok yakında yabancı uyruklu bir erkek sesi geliyordu. ”Ona Senle kuzenin mi gittiniz?, Sadece ikiniz gittiniz zannediyordum dedim” o ise ”Diğer sevgilimle gittim. Yani bu soruya böyle cevap verilir dedi”. O an çok ama çok bozulmuştum çünkü ona böyle konuşmalardan hoşlanmadığımı önceden de ifade etmiştim. Bozuntuya vermeyip mantık çerçevesinde cevap verdim ama 10 saat boyunce mesajıma dönmedi.

Kız artık peşini bırakman ve yakasından düşmen için iyice kabalaştı.

Ben de onun yanı sıra sohbet başlatma amaçlı konu dışı birkaç şey yazmıştım onlara da cevap vermedi.

Maalesef sülük gibi yapıştın ve peşinden koşup kendini alçaltmaya devam ediyorsun.

Mesajları okuyamıyordu çünkü uzun yazılardı.

 Bu aşamada engel yemen lazım. Duygusal yatırımın aşırı düzeyde. Aranızdaki etkileşimin kadını sensin, onu da erkekleşmeye itiyorsun.

Bakmamaya devam edince mesajları sildim Ona ”Sen böyle değildin” yazdım ve uzun bir yazıyla ondan ayrıldım.

Birincisi ayrılacak bir ilişkin yok, sadece 2 gün flört ettiğin ve sonra göremediğin bir kız var (evet 2 gün). İkincisi bu “bak gidiyorum ha bak bak giderim ha” blöfüdür kimse yemez. Gerçekten bıraksan kıza bir şey yazmadan bırakırdın.

Belki konuşularak daha iyi yere gelinirdi belki de onun gözünde artık bir betaydım çünkü sizin de dediğiniz gibi.

Betadan da öte, erkek vücudunda %100 feminensin.

Bizi alfa özelliklerimizden ötürü seçiyorlardı.

Normal maskülen bir erkek olsan yeterdi. İstenmediğim yerde durmam, beni istemeyenin peşinde koşmam demeniz için alfa kral olmanız gerekmiyor. Bu hiç de zor değil, özellikle hemen hemen hiçbir tarihçeniz olmayan kızla.

Senin bir erkek olarak bu aşamada çok az duygusal yatırıma sahip olman gerekirken, 5 senelik ilişkide bile adamı madara edecek kadar yüksek bir duygusal yatırıma sahipsin.

Şu podcastımızı dinlemeni şiddetle tavsiye ederim.

Ertesi gün gözyaşımın fotoğrafını çekip ona attım( Bunu yaptığıma hala inanamıyorum).

%100 feminen enerjide devam. İşin ilginç tarafı, sen bunu yaparak kadının seni seveceğini falan sanıyorsun. Şimdi popüler kültürün çoğu Batı’dan ithal ama bu seviyesi bizim kendi kültürümüze has bir arabesk. Ağıt yakarak kendisini zengin çocuk için terk eden kızı ağlatan, yeni ünlü türkücü arabeski.

Şuanki aklım olsa asla böyle birşey yapmazdım.

Neyse sende en azından umut var. Abi bu kızı çok istiyorum diye zırlamıyorsun. Hatandan duyduğun utanç canını yakıyorsa, sende umut var demektir.

Arkadaşlarım aracılığıyla bir kaç kere saçma sapan ”Bulunmaz hint kumaşı değilsiniz” veya ”Bizden olmadı kendine iyi bak kendine cok dikkat et” gibi şeyler de yazdım ama son 1.5 – 2 aydır birbirimizi engelledik ve iletişim kurmuyoruz. Daha çok gencim henüz 21 yaşındayım. Bu ilişkiyi atlattım ama ileride böyle olmaması için kendimi Yüksek değer erkek olma yoluna koydum.

Bakın arkadaşlar, tabii ki yüksek değerli erkek olun ama en azından hızlı bir şekilde erkek olup kalmayı öğrenin. Bir kadınla aranızdaki flört ya da ilişkide sorun çıktığında, bu sorunu en hızlı şekilde feminenleşerek çözmeye çalışma refleksinden kurtulmanız gerekiyor. Bunu yapmanız bile sizi ilişkilerde tepe %10’a sokar.

Böylesinin benim için daha iyi olduğunu ve bir sonraki ilişkimde ne yapmamam gerektiğini sizin sayenizde öğreniyorum. İyi çalışmalar.

Bir sonraki sefere gerçek bir ilişkin olduğunda ya da bir kızla flört ederken her zaman maskülen tarafta kalman gerektiğini öğrenmen lazım. Göğsünü yumruklayıp kabalaşmaktan bahsetmiyorum. Duygusal patlamalar yerine bırakıp kendi işine bakmaktan, gözyaşı acındırmaları, peşinden koşmalar, ilişki için saçını süpürge etmeler yerine olmadığı yerde bırakmaktan bahsediyorum. Haklı iken omurgalı olmaktan, omurgasız bir şekilde eğilip özür dilememekten bahsediyorum.

Unutmayın, %100 kibar be %100 maskülen olabilirsiniz. %100 kaba ve %100 feminen olabileceğiniz gibi.

Fresh & Fit ve Tomassi’nin Silikondan Kanunları

Amerika’da manosphere / red pill (kırmızı hap) yayınlarını son bir senedir ele geçiren bir saçmalık var. Miami gece kulüplerinden (ABD’yi biraz biliyorsanız Miami kızları ekstra enteresan kızlar diyelim) en embesil, yozlaşmış kevaşeleri büyük bir gayretle arayıp şova çıkarıyorlar ve sonra da tokat manyağı yapıyorlar. Rollo Tomassi gibi bazı kırmızı hap guruları da bu programlara katılıp, program sunucusu palyaçolarla birlikte “aha hipergami“, “aha bak solipsizm“, “ahan da kırmızı hap ispatlandı” diye kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar.

Bunların en bilineni, Fresh & Fit denilen yayın. Bu yayın konsepti çok başarılı şimdi, adamlara hakkını verelim. Eyaletteki herkese veren ama bir kendilerine vermeyen kevaşalere kızgınlıktan bilenmiş oğlanlara, “aha nasıl koydu o**spuya, oh olsun oh” diye mastürbasyon yapma, kızgınlıklarını boşaltma imkanı veriyor. Ve bu sayede de milyonlarca kayıtlı (muhtemelen botları çıkar yüzbinlerce) takipçiye ulaşıyorlar. Fakat Fit olan Myron ile Fresh denilen ve yeni milli olmuş gibi duran sunucular tek kelimeyle berbatlar.

Bu ikiliye geçmeden önce bir de son zamanlarda her yerde gördüğüm ve konuyu kafamda canlandıran Whatever podcast var. Konsept aynı ama F&F’in konseptine ek olarak bunlar bir de kızlara IQ testi yapıyorlar ve 70 üzerinde alanları programa almıyorlar gibi. Hani maalesef ciddi zeka düşüklüğü konuşmaya, gözlere yansır ya, bu kızların çoğundan da bu akıyor. Tabii kevaşelik, yozlaşmışlık vs. aynı. Burada da bu kızları tokatlayıp “bakın hepsi böyle biz de nasıl koduk değil mi” diye mastürbasyon imkanı sağlıyorlar.

Image

Fresh & Fit’e dönelim. Bu ikili, Rollo Tomassi alıntılarını ezberlemiş, kafaları çalışan ama pek de entelektüel birikimleri olmayan iki adet oyunsuz adam. “Av sahaları” da sanırım Miami gece kulüpleri ve havuz partileri ile sınırlı. Programa katılan ve Rollo Tomassi gibilerin utanmadan “bakın kadın doğası bu” diye gösterdikleri örnek kadınlar ve Myron hakkında bir bilgi versin diye anlatıyorum. Myron geçen sene bir influencer kıza mesaj atıp “bizim programa katılır mısın ama önce benim altımdan geçmen lazım” diyor. Kız kabul etmeyip “o ne be?” deyince de Rollo Tomassi’den ezberlediği bir repliği yazıyor : “Çünkü yüksek değerli erkek az, güzel kadın çok” 😀

Bu arada bu yayınlara çok katılan DJ Akademik diye bir eleman var. Onun da kız arkadaşıyla kavga ettiği bir video var. Kız sadece tek kelime edip elemanın çerçevesini darmadağın ediyor ve adam bu aşamadan sonra “I am the price, I am the price!” diye bağırmaya başlıyor 😀

Her neyse, ahlaksız teklifin yapıldığı kız da “geleyim de sana kadınlarla nasıl konuşulur öğreteyim, bunu da yayınlayacağım” deyince “sen herkese veriyorsun o***pu” diye hakaretler. Myron bunu yalanlamadı zaten, “açıkla lan o***pu” dedim diye programında itiraf etti.

Şimdi bu Myron denilen herifin seeking denilen sugar baby sitesinde sugar daddy profili var. Bakın istediğini yapabilir, bir adam parayla, ünle kadın götürebilir. Ama bu herifin oyunu sıfır ve utanmadan mesaj oyunu öğretiyoruz, Rollo kefil diye programlar satıyorlar.

İkilinin Fresh’i ise tam akıllara zarar. Myron olayın ardındaki kötü ana karakter gibi belli bir zekası var ama Fresh her şeyi bok eden minion gibi bir şey. Eleman yine geçen sene programa bir kız getirdi, bu kız farklı, çok masum, materyalist değil, benim kişiliğimden etkilendi falan filan diye. Sonra tabii internet hafiyeleri kızın seeking sitesinde kendini pazarlayan bir sugar baby olduğunu buldular. Yanlış anlamayın, Fresh bunun gayet farkında. Sonra kızla bir program yaptı ve kız biz seeking sitesinde tanıştık dedi zaten. Sonuçta eleman bir adet şeker bebekle seeking sitesinde tanışıyor ve kıza iyi kız rolü yapması için muhtemelen para verip programa çıkarıyor.

Bu şeker bebek olayı şurda. Bu elemanları takip ediyorsanız İngilizce biliyorsunuz diye tahmin ediyorum.

Babasının Wall Street’ten tokatlayıp kaçırdığı milyonları çok zekiyim pokerde kazandım diye yutturan, kiraladığı villada kiraladığı kadınlarla parti verip evimde parti veriyorum kızlar akıyor diye ergenlerin ağzının suyunu akıtan Dan Bilzerian vardı. Maalesef onun iş modelinin belli bir başarısından sonra (sahtekarlıkla internet fenomeni ol ve sahtekarlığın ortaya çıkmadan internetten zengin olarak sahtekarlığının ortaya çıkmasını engelle) bu tür kurmacalar çokça olmaya başladı.

Açıkça söyleyeyim, bu programları ilk gördüğümde Rollo’nun arada bir katıldığı bir şey sanmıştım ama sonra bunlarla ciddi ciddi ilişki içinde olduğunu gördüğümden beridir Rollo Tomassi’yi takip etmeyi de bıraktım. Kendisinin zirvesi 2013 civarı ve gördüğüm kadarıyla 2022’den itibaren yeni söyleyecek bir şeyi olmadığı gibi, arkasında durduğu saçmalıklarla genç erkekler için düpedüz zararlı biri haline geldi. En son gördüğüme göre bimbolar ve pornocularla poz verip takipçi kasmak için Twitter’a atıyor.

 

İçerik üreticilerinin takipçilerinin saygısını kaybetme pahasına kısa dönemli palyaçoluklar yapması acıklı ama dediğim gibi Rollo takipçi kazansa da içlerinde benim de olduğum birçok takipçisinin saygısını kaybetti.

Rollo Tomassi yıllarca “Roosh V’nin en zayıf noktası hayatını bundan kazanması ve o nedenle de bitti, benim kendi işim var ve bu sayede benim bitirilmem zor” diyordu (Las Vegas’ta likör promosyonu yapıyordu).  Kendisi tüm hayatını bundan kazanmaya başlayınca ya bitmemek için ya da daha fazlası için bu saçmalıklara daldı. Siz ne yaparsınız bilmem ama ben kendisinin yeni içeriklerini tüketmemenizi tavsiye ederim.

Aslında The Rational Male sitesinde örnek verdiği hikayeleri ve 27 senedir evli olduğunu düşünürseniz (evet Rollo Tomassi en son piyasada olduğunda, çoğunuzun anne ve babası tanışmamıştı bile!), gerçek oyunu sadece Rock barlarda ve sonrasında Las Vegas kulüplerinde gözlemleyen birinin, Miami Kulüplerinden gelen kadınları tüm kadınlara örnek alması çok şaşırtıcı gelmiyor.

Peki ama bütün kızlar en azından ABD’de bütün kızlar böyle değil mi diyenler oluyor. Kızların sadece en tepedeki erkekleri gördüğü ve diğer erkeklerin görünmez olduğu şikayeti kırmızı hapta çok dile getirilir. Uzun süredir bunun erkekler için de doğru olduğunu görüyorum. Özellikle kadın tecrübesi az olan ya da sadece gece kulüplerinde takılan erkekler, kendini pazarlayan, en bimbo kızları görüp diğerlerini görmüyorlar bile. Oysa Youtube’a girip birkaç ABD üniversitesi kampüs turu izleyin (öğrencilerin çektiği) çoğunlukla sıradan insanlar görürsünüz.

Ama abi sen spring break partilerine ve kulüplere bak, gece çok değişiyorlar!

Gece değişmiyorlar birader, o kızların %5-10’u oralara gidiyor. ABD CDC rakamlarına göre ABD’de kadınların hayat boyu partner ortalaması 4.3 iken haftalık veya gecelik partner ortalaması 4-5 olan kadınları, tüm kadınların temsilcisi sanıyorsanız, kusura bakmayın feministler yarın çıkıp en embesil tecavüzcülerle program yapıp bakın tüm erkekler böyle diye çığırırlarsa şikayet etmeyin.

Arkadaşlar bu programlara Rollo çıkıyormuş, Tate çıkıyormuş hiç önemli değil. Bu programlardan kadın erkek ilişkileri konusunda öğrenecekleriniz, Kısmetse Olur programlarından öğrenebileceğinizden daha fazla değil. Oyunu olmayan ve kızları para ve ün ile altlarına almaya çalışan iki adet devasa SIMP ve onların bildiği tek kadın tipi olan bu bimbo topluluğundan öğrenebileceğiniz tek şey öfke ve yozlaşmışlık.

Bu arada Rollo Tomassi’yi tekrar tebrik ediyorum, yıllardır ipliğini pazara çıkarıyorum diye sükse yaptığı yozlaşmışlığın militanı oldu.