Kadınlar fikirlerini değiştirme imtiyazına sahiptir

Merhaba, aşağıdaki paragraflar tamamını, kolay okunur bir şekilde, yeni çevirmeye başladığım Rollo Tomassi-The Rational Male kitabından küçük bir alıntıdır. Bu kitabın birkaç yerde google, chatGPD çevirileri dolanıyor ancak bunlar insanı okumaktan soğutur cinsten. Ben yavaş yavaş elle çevirerek bu eseri tamamlayıp, okuyucu karşısına ücretsiz şekilde çıkaracağım.

Şimdi çevirdiğim kitaptan önemli bulduğum, küçük bir bölümü sizlerle paylaşıyorum. Bu da “Fair Use” olacağı için sıkıntı yaratmayacaktır. Rollo diyor ki:

“Kadınlar kendi üreme stratejilerini daha iyi hale getirmek için genetik avantajlarına olacak şekilde sosyal sözleşmeler ve psikolojik şemalar başlatmışlardır. Bu yüzden kadınlar her zaman “fikirlerini değiştirme imtiyazına” sahiptir. Ve en kaypak, dönek davranışlar bile sosyal olarak maruz görünebilir, bunun yanında erkeklerin davranışları “doğru olan şeyi yap” denilerek daha yüksek bir standarda çekilir, bu da kadının üreme stratejisine hizmet eder. “Oyuncu” olan erkekler ve eşlerini terk ederek kendi doğalarında olan üreme stratejilerini ortaya koyan babalar bu yüzden kötü adam ilan edilir. Ve hatta kendinden olmayan çocuklar için finansal, duygusal yatırım yapan ve hayatını ortaya koyan tarzdaki babalar da toplumsal kahramanlar olarak ilan edilir ki bu da kadının genetik stratejisine hizmet ettikleri içindir.

Bu, kadınlara özgü sosyal dinamikler, örneğin “sadece arkadaş olalım”  (LJBF) reddetmelerine ve kadınların kendilerini kurban gibi hissetmelerine yol açan temel motivasyondur. Kadınlar erkeklerdeki “kurtarıcı” (Cap’n Save a Ho) zihinsel şemasını tetikleyerek erkeklerde kadınların üreme stratejisine uyum sağlama motivasyonu yaratır.

Kadınların metodolojisinde (stratejinde) üstesinden gelmeleri gereken iki büyük zorluk bulunur. Kadınlar sadece kısa bir zaman aralığında cinsel çekiciliklerinde en tepede olabilirler (genelde 20’lerinin başları) ve bu sürede iyi, uzun vadeli partner (iyi baba) bulabilme niteliğine sahip olurlar. Ve bu nitelikler, iyi bir üreme becerisiyle (iyi genler) daha iyi genleri elde etme kabiliyeti getirir, ancak bu ikisi nadiren aynı erkekte bulunur. Sağlayıcılık ve güvenlik kapasitesi iyi baba ile eşleşmek için fantastik bir motivatördür ama aynı karakteristik bu erkeği genellikle dezavantajlı konuma da sokar. Daha iyi genetiğe sahip, fiziksel olarak çekici olan, risk alma niteliği daha gelişmiş olan bir erkek, çocuklarına çevreye adapte olma kapasitesini daha iyi aşılayacaktır (Çocuklar kendi genetik malzemelerini gelecek jenerasyonlara geçirmek üzere diğerlerinden daha güçlü, hızlı ve çekici olacaklardır). Bu Piç vs Efendi Erkek paradoksudur, evrimsel ölçekte karşımıza çıkar.

Erkekler ve kadınlar doğuştan olacak şekilde (bilinçaltında) bu dinamiği anlarlar, o yüzden kadının iyi genlere sahip babayı kullanırken, iyi babanın da verebileceği en iyiye sahip olması için sürekli olarak sosyal sözleşmeler icat etmesi ve değiştirmesi gerekmektedir. Bu kadının avantajı elinde tutacak şekilde biyolojik faydasına ve çoğulcu cinsel stratejisine uygun olarak yapılır.”

Kitabın çevirdiğim tüm bölümlerini şuradan okuyabilirsin, çevirdikçe yavaş yavaş yazılar artacak ve sonunda kitap tamamlanacaktır.

https://www.centilmenkulubu.com/category/rollo-tomassi-rational-male-kitabi-turkce-ceviri/

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürünüm var:

Fresh & Fit ve Tomassi’nin Silikondan Kanunları

Amerika’da manosphere / red pill (kırmızı hap) yayınlarını son bir senedir ele geçiren bir saçmalık var. Miami gece kulüplerinden (ABD’yi biraz biliyorsanız Miami kızları ekstra enteresan kızlar diyelim) en embesil, yozlaşmış kevaşeleri büyük bir gayretle arayıp şova çıkarıyorlar ve sonra da tokat manyağı yapıyorlar. Rollo Tomassi gibi bazı kırmızı hap guruları da bu programlara katılıp, program sunucusu palyaçolarla birlikte “aha hipergami“, “aha bak solipsizm“, “ahan da kırmızı hap ispatlandı” diye kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar.

Bunların en bilineni, Fresh & Fit denilen yayın. Bu yayın konsepti çok başarılı şimdi, adamlara hakkını verelim. Eyaletteki herkese veren ama bir kendilerine vermeyen kevaşalere kızgınlıktan bilenmiş oğlanlara, “aha nasıl koydu o**spuya, oh olsun oh” diye mastürbasyon yapma, kızgınlıklarını boşaltma imkanı veriyor. Ve bu sayede de milyonlarca kayıtlı (muhtemelen botları çıkar yüzbinlerce) takipçiye ulaşıyorlar. Fakat Fit olan Myron ile Fresh denilen ve yeni milli olmuş gibi duran sunucular tek kelimeyle berbatlar.

Bu ikiliye geçmeden önce bir de son zamanlarda her yerde gördüğüm ve konuyu kafamda canlandıran Whatever podcast var. Konsept aynı ama F&F’in konseptine ek olarak bunlar bir de kızlara IQ testi yapıyorlar ve 70 üzerinde alanları programa almıyorlar gibi. Hani maalesef ciddi zeka düşüklüğü konuşmaya, gözlere yansır ya, bu kızların çoğundan da bu akıyor. Tabii kevaşelik, yozlaşmışlık vs. aynı. Burada da bu kızları tokatlayıp “bakın hepsi böyle biz de nasıl koduk değil mi” diye mastürbasyon imkanı sağlıyorlar.

Image

Fresh & Fit’e dönelim. Bu ikili, Rollo Tomassi alıntılarını ezberlemiş, kafaları çalışan ama pek de entelektüel birikimleri olmayan iki adet oyunsuz adam. “Av sahaları” da sanırım Miami gece kulüpleri ve havuz partileri ile sınırlı. Programa katılan ve Rollo Tomassi gibilerin utanmadan “bakın kadın doğası bu” diye gösterdikleri örnek kadınlar ve Myron hakkında bir bilgi versin diye anlatıyorum. Myron geçen sene bir influencer kıza mesaj atıp “bizim programa katılır mısın ama önce benim altımdan geçmen lazım” diyor. Kız kabul etmeyip “o ne be?” deyince de Rollo Tomassi’den ezberlediği bir repliği yazıyor : “Çünkü yüksek değerli erkek az, güzel kadın çok” 😀

Bu arada bu yayınlara çok katılan DJ Akademik diye bir eleman var. Onun da kız arkadaşıyla kavga ettiği bir video var. Kız sadece tek kelime edip elemanın çerçevesini darmadağın ediyor ve adam bu aşamadan sonra “I am the price, I am the price!” diye bağırmaya başlıyor 😀

Her neyse, ahlaksız teklifin yapıldığı kız da “geleyim de sana kadınlarla nasıl konuşulur öğreteyim, bunu da yayınlayacağım” deyince “sen herkese veriyorsun o***pu” diye hakaretler. Myron bunu yalanlamadı zaten, “açıkla lan o***pu” dedim diye programında itiraf etti.

Şimdi bu Myron denilen herifin seeking denilen sugar baby sitesinde sugar daddy profili var. Bakın istediğini yapabilir, bir adam parayla, ünle kadın götürebilir. Ama bu herifin oyunu sıfır ve utanmadan mesaj oyunu öğretiyoruz, Rollo kefil diye programlar satıyorlar.

İkilinin Fresh’i ise tam akıllara zarar. Myron olayın ardındaki kötü ana karakter gibi belli bir zekası var ama Fresh her şeyi bok eden minion gibi bir şey. Eleman yine geçen sene programa bir kız getirdi, bu kız farklı, çok masum, materyalist değil, benim kişiliğimden etkilendi falan filan diye. Sonra tabii internet hafiyeleri kızın seeking sitesinde kendini pazarlayan bir sugar baby olduğunu buldular. Yanlış anlamayın, Fresh bunun gayet farkında. Sonra kızla bir program yaptı ve kız biz seeking sitesinde tanıştık dedi zaten. Sonuçta eleman bir adet şeker bebekle seeking sitesinde tanışıyor ve kıza iyi kız rolü yapması için muhtemelen para verip programa çıkarıyor.

Bu şeker bebek olayı şurda. Bu elemanları takip ediyorsanız İngilizce biliyorsunuz diye tahmin ediyorum.

Babasının Wall Street’ten tokatlayıp kaçırdığı milyonları çok zekiyim pokerde kazandım diye yutturan, kiraladığı villada kiraladığı kadınlarla parti verip evimde parti veriyorum kızlar akıyor diye ergenlerin ağzının suyunu akıtan Dan Bilzerian vardı. Maalesef onun iş modelinin belli bir başarısından sonra (sahtekarlıkla internet fenomeni ol ve sahtekarlığın ortaya çıkmadan internetten zengin olarak sahtekarlığının ortaya çıkmasını engelle) bu tür kurmacalar çokça olmaya başladı.

Açıkça söyleyeyim, bu programları ilk gördüğümde Rollo’nun arada bir katıldığı bir şey sanmıştım ama sonra bunlarla ciddi ciddi ilişki içinde olduğunu gördüğümden beridir Rollo Tomassi’yi takip etmeyi de bıraktım. Kendisinin zirvesi 2013 civarı ve gördüğüm kadarıyla 2022’den itibaren yeni söyleyecek bir şeyi olmadığı gibi, arkasında durduğu saçmalıklarla genç erkekler için düpedüz zararlı biri haline geldi. En son gördüğüme göre bimbolar ve pornocularla poz verip takipçi kasmak için Twitter’a atıyor.

 

İçerik üreticilerinin takipçilerinin saygısını kaybetme pahasına kısa dönemli palyaçoluklar yapması acıklı ama dediğim gibi Rollo takipçi kazansa da içlerinde benim de olduğum birçok takipçisinin saygısını kaybetti.

Rollo Tomassi yıllarca “Roosh V’nin en zayıf noktası hayatını bundan kazanması ve o nedenle de bitti, benim kendi işim var ve bu sayede benim bitirilmem zor” diyordu (Las Vegas’ta likör promosyonu yapıyordu).  Kendisi tüm hayatını bundan kazanmaya başlayınca ya bitmemek için ya da daha fazlası için bu saçmalıklara daldı. Siz ne yaparsınız bilmem ama ben kendisinin yeni içeriklerini tüketmemenizi tavsiye ederim.

Aslında The Rational Male sitesinde örnek verdiği hikayeleri ve 27 senedir evli olduğunu düşünürseniz (evet Rollo Tomassi en son piyasada olduğunda, çoğunuzun anne ve babası tanışmamıştı bile!), gerçek oyunu sadece Rock barlarda ve sonrasında Las Vegas kulüplerinde gözlemleyen birinin, Miami Kulüplerinden gelen kadınları tüm kadınlara örnek alması çok şaşırtıcı gelmiyor.

Peki ama bütün kızlar en azından ABD’de bütün kızlar böyle değil mi diyenler oluyor. Kızların sadece en tepedeki erkekleri gördüğü ve diğer erkeklerin görünmez olduğu şikayeti kırmızı hapta çok dile getirilir. Uzun süredir bunun erkekler için de doğru olduğunu görüyorum. Özellikle kadın tecrübesi az olan ya da sadece gece kulüplerinde takılan erkekler, kendini pazarlayan, en bimbo kızları görüp diğerlerini görmüyorlar bile. Oysa Youtube’a girip birkaç ABD üniversitesi kampüs turu izleyin (öğrencilerin çektiği) çoğunlukla sıradan insanlar görürsünüz.

Ama abi sen spring break partilerine ve kulüplere bak, gece çok değişiyorlar!

Gece değişmiyorlar birader, o kızların %5-10’u oralara gidiyor. ABD CDC rakamlarına göre ABD’de kadınların hayat boyu partner ortalaması 4.3 iken haftalık veya gecelik partner ortalaması 4-5 olan kadınları, tüm kadınların temsilcisi sanıyorsanız, kusura bakmayın feministler yarın çıkıp en embesil tecavüzcülerle program yapıp bakın tüm erkekler böyle diye çığırırlarsa şikayet etmeyin.

Arkadaşlar bu programlara Rollo çıkıyormuş, Tate çıkıyormuş hiç önemli değil. Bu programlardan kadın erkek ilişkileri konusunda öğrenecekleriniz, Kısmetse Olur programlarından öğrenebileceğinizden daha fazla değil. Oyunu olmayan ve kızları para ve ün ile altlarına almaya çalışan iki adet devasa SIMP ve onların bildiği tek kadın tipi olan bu bimbo topluluğundan öğrenebileceğiniz tek şey öfke ve yozlaşmışlık.

Bu arada Rollo Tomassi’yi tekrar tebrik ediyorum, yıllardır ipliğini pazara çıkarıyorum diye sükse yaptığı yozlaşmışlığın militanı oldu.

Rollo Tomassi : Sınırlarına uyar ya da gider

Merhaba,
Çok önemli bulduğum bir Rollo Tomassi videosundan bahsedeceğim. Kanalımda düzenli olarak Rollo Tomassi videoları paylaşıyorum ve bu videoyu da yayın sırasına almıştım. Ancak çok önemli olduğunu düşündüğüm için yayın tarihini bugüne çektim.

Şu sorunu çoğu erkek yaşamıştır: Kadın ilişkide erkeğin koyduğu sınırlara saygı göstermez ya da erkek kadına sınırları göstermek zorunda kalır. Erkek “bu kadın benimle ilişki yaşamak için bunları yapması gerektiğini düşünemiyor mu?” diye düşünür. Eğer erkeğin kendine biraz saygısı varsa bu kızın rütbesini düşürür (uzun ilişki materyalı olmayan kız). Ancak birçok erkek kıza bu konuda bir sürü açıklamalar yapıyor. “Eğer bunları yapmaya devam edersen şöyle böyle olur vb.

Ancak bu yüksek değerli erkeklerin yapacağı tarzda bir davranış değildir. Yüksek değerli erkek kızı bir şeyleri neden yapması/yapmaması gerektiği konularında açıklamaya boğmaz, kızın değer göstermeye layık olmadığını düşünür ve zamanı gelince sonraki kıza geçer.

Rollo Tomassi bu durumu güzel bir benzetmeyle açıklıyor: “Restaurantlara gittiğiniz zaman servis kötü oluyor ve çoğu insan bir kez gittiği restauranta bir daha gitmiyor. Çoğu kişi gidip “Neden bir daha gelmem biliyor musunuz? Siz bunu bunu yanlış yaptınız vb” demiyor, sadece çıkıyorlar ve geri gelmiyorlar. Ve sizde insanların neden işletmenize yeniden gelmediğini bilmiyorsunuz. Buradaki dinamik ile aynı şekilde. erkek yeteri kadar yüksek değer biriyse zaten bırakır ve gider, hiçbir zaman bu erkekler “İnstagramdaki açık saçık fotoğraflarını kaldırmadın, bana karşı bir arzun olduğunu hiç göstermedin vb” demezler. Yüksek değer erkekler “tamam, sıradakine geçebilirim artık” diye düşünürler. “Neden seninle böyle bir konuşma yapalım ki çıkar ve giderim” diye düşünürler. Çoğu erkek bana soruyor “Rollo sınırlarımı nasıl çizebilirim, bunu nasıl söylerim?” Hayır söyleme, o anlasın. Sınırlara uyar ya da gider.

Videoyu izleyelim:

Diğer Rollo Tomassi Türkçe Çeviri videolarım:

Rollo Tomassi Türkçe Çevirileri (Video+Makale)

Merhaba arkadaşlar,
Kendi kanalımda Rollo Tomassi‘nin yayınlarından kesitleri altyazılı video haline getiriyorum.

Sınırda Kişilik Bozukluğu – Borderline Personality Disorder

“O kadına mı bakıyordun ?!! BAKMIYOR MUYDUN ?!!! Eminim onu düzmek istiyorsun değil mi? … DEĞİL Mİ!!!!

Erkek topluluğunun tuhaf özelliklerinden biri de benim oyuncak hastalıklar dediğim şeyleri kapma eğilimleri. Genel bir sosyal zeka geriliğini ya da sosyal olgunlaşmamışlığı Asperger’s Sendromuna bağlamak çok ama çok kolay. Asperger’s diye bir hastalığın olmadığını iddia etmiyorum ama erkeklerin sosyal özürlülüklerini bu tür durumlara bağlama sıklıkları, gerçek hastalığın geçerliliğini düşürüyor. Birçok beta,  yürüme ve oyun konusundaki rahatsızlıklarını çeşitli derecelerde sosyal kaygıya bağlayıp bunu hayatları boyunca bu şekilde kabul etmeye çalışıyorlar.

Yani kendileri ile ilgili çok uzun süredir inanmaya koşullandırıldıkları engelleri kaldırmak için yapılması gereken çok iş olduğunu kabul etmek yerine durumlarını psikolojik bir bozukluğa bağlamak çok daha kolay. Asperger’s Sendromuna sahip erkekler yok demiyorum (neden kadınlar için bu çok nadir bir sendrom?) ama kendi kendilerine teşhis koymadan önce çok ciddi bir iç gözlem şart.

Erkek topluluğunda kadınlara sıklıkla atfedilen bir sinir hastalığı da Sınırda Kişilik Bozukluğu:

*DSM-IV-TR Teşhis Kriteri : Kişiler arası ilişki ve öz imaj konusunda yaygın bir dengesizlik, şu beş ya da daha fazla şeyle belirtilen, erken yetişkinlikte başlayan ve çeşitli bağlamlarda varolan belirgin bir dürtüsellik: Gerçek ya da hayali bir terk edilmeyi engellemek için gösterilen çılgın bir çaba. İdealize etmekten yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelme ile karakterize edilmiş bir kişilerarası ilişki dengesizliği. Kişilik kargaşası: Belirgin ve dengesiz bir öz imaj ve öz benlik. En az iki alanda (para harcama, seks, madde bağımlılığı, ihtiyatsız araba kullanmak, aşırı yemek) potansiyel olarak kendine zarar veren dürtüsellik. Note: Bunlar, 5. kriterde kapsanan intihara meyilli ve kendine kesici aletlerle zarar verme eğilimlerini içermiyorlar. Tekrarlanan intihara meyilli davranışlar, hareketler ya da tehditler ya da kendine kesici aletlerle zarar verme. Ruh halinin belirgin tepkiselliği nedenli duygusal dengesizlik (aralıklı, yoğun hoşnutsuzluk, sinirlilik/alınganlık ya da genellikle birkaç saat, bazen günlerce sürebilen kaygı). Sürekli hissedilen boşluk/manasızlık hissi.  Uygunsuz, çok yoğun öfke ya da öfke kontrolünde güçlük yaşama (örneğin sıklıkla öfke nöbeti sergileme, sürekli öfke, tekrarlanan fiziksel kavga). Gelip geçici, stres ile alakalı paranoyak düşünceler ya da ağır dissosiyatif (kişide kimlik, bellek, algı ve çevre ile ilgili duyumlar gibi normalde bir bütün halinde çalışan işlevlerin bütünlüğünün bozulması) belirtiler.

Bunun hakkında yazmak konusunda tereddüt ettim zira günümüz cinsiyetler arası ortamda, erkeklerin şikayet ettikleri “deli karıları”, bu belirtiler ve eğilimler ile yaftalamak çok ama çok kolay. Hatun yatakta deli ama yatak dışında da deli. Son on yılda, yukarıda listelenen klinik tanıların bazılarını taşıyan en az bir kadınla birlikte olmamış bir erkek olduğunu sanmam.

Cinsiyetler sahasının son 40 yılda evrimine paralel olarak sinir hastalık çeşitleri de evrildi. Bu nedenle de, gerçek bir sınırda kişilik bozukluğunu (SKB) anlamak ve kadınların eğilimli oldukları genel kendine güvensizlik kaygılarından ayırabilmek önemli.

Gerçek SKB

20’li yaşlarımda, Sınırda Kişilik Bozukluğu hastalığına sahip bir kadınla 4 sene kadar bir uzun süreli ilişkim oldu. Bu tecrübeye dayanarak şunu söyleyebilirim ki SKB kesinlikle komik ya da hafife alınacak bir şey değil. Özellikle de insanın ruhunu öldüren ruh ikizi hastalığına yakalanmış, kendisini kızın tüm depresyonunun ve sinir hastalığının kaynağı olarak gören ve SKB’nin negatif geribildirim döngüsüne hapsolmuş bir AFC için bu durum oldukça yıkıcı.

Gerçek SKBler, kurbanlarını, SKB’nin sinir hastalığının sebebi olduklarına adım adım inandırırlar. Kurban artık kendisi değildir ve SKB’nin onu şekillendirdiği şeydir. Zamanla kurban, SKB’nin sinir hastalığını kontrol etmek için, onun istediği şeye dönüşmenin kendisi için en iyi şey olduğuna ve dahası kendi sorumluluğu olduğuna inanmaya başlar.

SKB ile ilişki içinde kalmaya devam ederseniz, zamanla tüm aile ve arkadaşlarınızdan vazgeçersiniz (ya da onlar sizden vazgeçerler). Direkt olarak kendinizi odağa aldığınız tüm hırs ve tutkularınızı çöpe atarsınız ve gerçek, bağımsız kimliğinizi terk edersiniz. Bütün bunları terk etme nedeniniz de, bunların onun kendisi için oluğturduğu ve yaşadığı söyleme tehdit oluşturmalarıdır.

Onun sinir hastalığına dönüşmenizi ise ara ara yapacağınız çılgın seks ile ödüllendirecektir ama bu sizin onun etrafınızda ördüğü anlatıya hapsolmanızı sağlayan bir araçtır. Zamanla eskiden bildiğiniz SİZ yok olur ve sizin için yarattığı karaktere bürünürsünüz. Bu özellikle de SKBlerini elde edebileceklerinin en iyisi ve uzun süreli romantik ilişki için tek aday olarak gören beta salaklar için geçerlidir. Bu kız (onun gözünde) HB 9‘dur, daha önce HB 5’ten daha iyisi ile yatmamıştır ve bu nedenle de feci bir kayıp gerçek ve her zaman olasıdır. Onları kader bir araya getirmiştir ve eğer onun korkularını hafifletmek konusunda ona yardımcı olabilirse (evet bir olabilirse) sonsuza kadar birlikte ve mutlu yaşayabilirler.

SKB ilişkilerin ileri evrelerinde, açık açık boynuzlamalarının bile sizin için kabul edilibilir bir durum olduğu bir noktaya gelirsiniz. Bu durumu onunla bir “açık ilişki” pazarlığı yaparak çözebileceğinizi sanırsınız. Onun arzusunu pazarlık yapmanın onu kaybetmekten daha iyi olduğuna kendinizi inandırırsınız. Açık ilişkinin ikinizi de başkaları ile yatmasının uygun olduğu anlamına geldiğini söylersiniz ama bu siz onun sinir hastalığında mahkum iken onun başkaları ile yatmasına bahane olmaktan öte bir şey değildir. Onun başkaları ile yatmak istemesinin suçlusu bile sizsiniz ve siz de buna inanırsınız.

Ama sizin başka bir kadınla birlikte olma imanız bile onun korkunç bir kıskançlık nöbetine ve öfke krizine girmesi için yeterlidir. SKB ile birlikte iken korku içinde yaşarsınız. Dik durur, omurgalı davranırsanız onun intihar etmesinden (klasik bir SKB tehditidir) korkarsınız. Ama bana güvenin: o kendine bir şey yapacak duruma gelmeden çok daha önce siz kendini öldürürsünüz. Ben SKB ilişki nedeniyle intihar eden iki erkeği kişisel olarak tanıyorum.

Biliyorum, kalan arkadaşlarınızın ve ailenizin çoğu size bu ilişkiyi bitirmenizi ve hayata devam etmenizi söylüyor. Ama hayatınız bu tavsiyeyi dinlemenize bağlı. Sizi çarpık ilişkiniz hakkında dışsal bakış açılarından uzaklaştırıp izole etmek, SKB’nin hastalığı için çok önemli. Eğer onları dinlemezseniz, aileniz ve arkadaşlarınız bir süre sonra “yeni sizden” tamamen vazgeçerler.

Şunu da eklemeliyim ki eğer birgün SKB’nizi terk edebilirseniz, onun tüm sinir hastalığının baraj kapılarının açılmasına hazır olun. Bir SKB’nin kurbanından daha isteksiz olduğu şeylerden biri, başka birini kapana kıstırmaktır. Sizin rolünüzü dolduracak bir sürü beta salak vardır ama sizin onun için temsil ettiğiniz tahmin edilebilirlik ve rahat size duyusal bir bağımlılık yaratır. SKB, kurbanını kaybetmemek için vahşi bir hayvan gibi mücadele eder. Yani onu terk ederseniz, akla hayale gelmez bir sönümleme patlaması bekleyin.

SKB’nin sinir hastalığına alışmış bir erkeğin ilk izlenimi, “ilişkiyi düzeltmek” için kadının gerçekten değişmeye başladığıdır. Durum bu değildir ama onun davranışlarındaki radikal değişiklikler sizi buna ikna eder. Siz de başka alternatifiniz olmadığını ve ondan daha iyisini bulamayacağınızı düşünüyorsanız, buna düşersiniz.

Çeviri: Borderline Personality Disorder

Bu konuda toksik ilişkiler – narsist / borderline partner rehberi kitabımıza da bakabilirsiniz.

Erkek Adam Türkçe Podcast: Tomassi’nin Demirden Kanunları

Bu hafta Kırmızı hap dünyasının üstadı Rollo Tomassi‘nin meşhur demirden kanunlarını konuştuk. Yayında adı geçen bazı başka yazılar:

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Youtube videosu aşağıda.

Bir stilin olsun

Yeni fişten çekilmiş bir erkek için bırakması en zor olan şeylerden biri de mutlakçılık eğilimidir. Çok uzun bir süre cinsel yakınlık için aç olan bir erkeği, en acil problemini çözecek reçete programları takip etmek istediği için suçlayamazsınız.”Tamam, peki kız kızları elde etmek için ne yapacağım? Şöyle mi giyineyim? Şöyle mi davranayım? …” Bu çeşit kelimesi kelimesine, dümdüz ve siyah – beyaz eğilim, fiştekilerin oyun taraftarlarına ve bu nedenle de Oyuna şüphe ile bakmalarına neden olur.

Tavus kuşu yöntemi (Peacocking) ile bir stil sahibi olmak arasındaki farkı anlamak, bu tip bir karışık durumudur. “Komik bir silindir şapka mı giymeli? Siyah ojeler? S**ktir git buradan …” Oyuna yeni olan birçok erkek, tavus kuşu teorisinin en ekstrem yönleri ile stil sahibi olmayı ya da Adam Carolla’nın dediği gibi bir tipinin olmasını birbirine karıştırır. Hayatı boyunca sadece kendin ol propagandasını duymuş ortalama bir erkek için bu ayrımı yapmak oldukça garip bir süreçtir. Sonuçta bu adamlar uzun yıllar  boyunca “Beni olduğum gibi sevmeyen bir kızla olmak istemiyorum” sözüne sığınıp sonra neden 29 yaşında ve eline kadın eli değmemiş bir bakir olduklarını düşünüp durmuş adamlar.

Stil

Bir stilinin olması önemli. Fiziksel çekimin temeli her kız için değişiktir ama stilin bağlama bağlı olduğunu unutmayın. Dövmeli ve MMA tipli “piç herif” arketipi bir stildir. Göz kalemi, siyah ojeler ve emo dar kot pantolon bir stildir. 3 parça Armani bir stildir ve böyle düzinelerce stil vardır. Kadınlar ise bir rolü doldurmak üzere aktör seçen ajanslardır.

Ama her stil aynı mıdır? Bazı erkeklerin stili o kadar garip görünüyor ki bu adamların herhangi bir kadın grubu tarafından aranan bir rola uyabileceklerini düşünmek çok zor. Tuhaf olmanın kendisi bile bazı kadınları etkileyebilir mi?

Birine tuhaf görünen diğerine sıradandır. Herkes hergün her yerde değişik derecelerde de olsa kendi elindeki rolü oynuyor. Benim çalıştığım yerde istesem tişört ve kot pantolon giyebilirim, ama ben daha resmi giyinmeyi tercih ediyorum. Neden? Zira bu tarz bir giyim belli bir saygı getiriyor. Ama eğer bir klüpte yeni bir içki promosyonu yapıyorsam, kişiliğim ve giyimim o ortama göre değişir.

Mystery gibi biri 7-11’dan big gulp almaya giderken de ortalıkta yüksek topuklu ayakkabılarla gezmez. Ben aslında kulüplere giderken o bilinen stilini hala kullandığını sanmıyorum. İnternette gördüğünüz o fotoğraflar Mystery’nin deneysel döneminde çekilmiş fotoğraflar. Hala tavus kuşu yöntemini uyguluyor bu şüphesiz ama artık bu daha az cafcaf gerektiriyor zira Mystery gibi erkekler bu prensipleri değişik durumlarda neyin ilgi çekeceği seviyesine damıttılar.

Tam teşkilat Gene Simmons kostümü ile kulüpten kulübe akmanın kimseyi etkilediği yok ama stil sahibi olmayan birçok erkeğin dalga geçtiği şey bu zaten: aşırı, esktrem uçlar. Ekstrem piç, ekstrem Emo, ekstrem motorsikletçi, vs. kolay hedefler ama stil sahibi olmanın özü bunlar değil.

Tavus Kuşu Yöntemi

Tavus kuşu yöntemi ile stil aynı şey değiller. Tavus kuşu yöntemi bir PUA aracı (tam olarak props (PUA jargonunda çevrede bulunan ve kızla muhabbet açmanı sağlayacak her şey)). Tavus kuşu teorisi bile efektif bir şekilde uygulamak için bir stil sahibi olmayı gerektirir ama tavus kuşu duruma göre kullanılan bir araç iken stil daha uzun soluklu ve genel görünüşünüzle alakalıdır.

PUA çalışmaları emekleme dönemindeyken, tavus kuşu teorisi anlaması kolay bir şeydi. Sosyal zekaya sahip insanların çoğu sürüden farklı olmayı zaten isteyeceği için tavus kuşu takip etmesi kolay bir prensiptir. Şu bir gerçek ki herkes bir dereceye kadar tavus kuşu teorisini uygular. Bir kravat ya da ayakkabı seçmek basit bir şey gibi görünür ama bilinçaltında belli durumlar için belli aksesuar ve giyecekleri seçme nedeniniz dikkat çekmektir.

Tavus kuşu yöntemini kullanmanın amacı, kadını sizin çerçevenize çeken ince bir farklılık ya da konuşma başlatma imkanı sağlamaktır. Garip ama (ya da garip değil) pahalı ayakkabıların bazı kızları mıknatıs gibi çektiğini farkettim. Çoğu kadının ayakkabılara olan takıntısını düşününce bu anlaşılmaz bir şey değil. Kadınların dolaylı iletişime, vücut diline, görünüşe, sözel olmayan ipuçlarına olan duyarlılıklarını aklınızda tutmanız önemli. Kadınlar kısa bir süre süzerek bile birbirlerini tartıp kızlar arası hiyerarşide birbirlerini çeşitli statülere yerleştirirler. Aynı şeyi çekici buldukları erkekler için de yaparlar.

Oyuna yeni başlamış ve tavus kuşu kullanacak kadar kendine güvenen erkeklerin anlamadıkları şey, çok küçük bir değişikliğin bile büyük bir fark  yaratabildiğidir. Sizin oyununuz tavus kuşu yöntemi değil. Tavus kuşu sadece balığı oltaya getiren yem. Fiş oltadayken onunla nasıl oynayacağınız ise size kalmış.

Yetenek repertuarınıza şimdi anlatacağım hayun bayıltanı (chick crack) eklemeniz de bazı durumlarda size yardımcı olacaktır. “Çıktığım” tüm stiprizci kızların hemen hemen hepsi ana akım ruhaniliğine inanıyorlardı. Arada bafilediğim Angie adlı kız pembe çantasında tarot kartları bulunduruyordu, bir diğeri ruh çağırdığını söyledi, vs. Bu tip kadınlar erkekte bu şekil bir bağ ararlar. Üniversitede iken şu an 18 yıldır takmakta olduğum bu yin-yang yüzüğünü almıştım. Zamanında hayatımdaki dengeyi sürdürmem gerektiğini bana hatırlatması için bir sokak satıcısından almıştım yoksa doğu dinlerine inandığımdan değil. Ama bu yüzüğü aldığımdan beridir kaç kadın yüzüğü işaret ederek konuşma başlattı sayamadım. Çok küçük bir yüzük ama birçok kadını çekebilen güçlü bir mıknatıs.

Çeviri: Have a Look

Hipergami ve Tip

The Rational Male kitabının yazarı Rollo Tomassi‘ye büyük saygım var. Kendisi hakkında hergün yapılan eleştirilere rağmen, Rollo’nun kadın cinsel seçim stratejileri ile ilgili bilgi dağarcığımıza yaptığı büyük katkı yadsınamaz. Fakat bazen onun son 10 yılda yazdığı efsanevi makalelerin oldukça hacimli olmasının, sevenlerinin ve sevmeyenlerinin Rollo’nun bazı önemli fikirlerini anlamasına engel oluyor diye düşünüyorum.  Rollo’nun verimliliği ve ürettiği metin hacmi onun önemli fikirlerini anlamaya engel olabiliyor.

Bunun en bariz olduğu alan hipergami ve tip konusu. Rollo, tip konusunda iki harika makale yazdı ve bunları her erkeğe tavsiye ederim: “Looks count” ve “Bir stilin olsun”. Ama Rollo aynı zamanda hipergami konusunda da çok fazla sayıda makale yazdı. Hipergami kelimesi “kadınlar her zaman en iyi çiftleşme adayını ararlar” demenin cafcaflı bir yolu.

Bu makale kümelerinin ikisini ya da herhangi birini okuyan birçok erkek ya “tip hiç önemli değil, şişmanlasam, dilenci gibi giyinsem ya da duş almasam bile olur” ya da “tip her şeydir, 1.70 boyunda ve kızıl saçlıysam bittim ben bittim” sonucunu çıkarıyor. Bu iki sonuç da yanlış.

Kırmızı Hapın bir tarikat olmadığını kanıtlamak için Rollo’nun “Looks Count” yazısındaki bir sözüne katılmadığımı söyleyeceğim.

“Sarsılmaz oyununuz ve çekici kişiliğiniz, gömleğinizi çıkardığınızda ortaya çıkan görüntüyü daha iyi yapmayacak.”

Benim tecrübeme göre gömleğimi çıkardığımda kız zaten çıplak oluyor yani o aşamadan sonra geri dönüş yok. Ama bu söz yazının ana fikrinden uzak. Benim görüşüme göre hipergami niceldir, “bu adam benim standartlarımı karşılıyor mu?”, “benim içime girmek için yeterli değere sahip mi?”, “onun üstüne atlamam için yeterince uzun mu?” gibi.

Tip ise niteldir. “Bu benim içimi kıpır kıpır eden bir tip mi?” En son Red Man Group bölümünde Modern Life Dating kanalından Jon buna şöyle bir örnek verdi: “Aman Tanrım, pembe gömlek giymiş beni hemen sikmesini istiyorum” ve onun karşısında “Aman tanrım pembe gömlek giymiş, homoseksüel olmalı.”

Cinsel Pazar Değeriniz (CPD) yeterince yüksek ise, yeterince güçlü bir çerçeveye sahipseniz, yeterince dominantsanız, bir kadın size karşı koyamayacak diye düşünmek, içine çok kolay düşülen bir hata. “Kadınlar yüksek değerli erkeğin karşısında erir biterler” düşüncesi gerçek dışı bir düşünce.

Yüksek cinsel pazar değerine sahip olmanız size çok daha fazla çiftleşme şansı verir. Sizin daha az reddedilmenizi sağlar ve daha çok kadınla beraber olmanıza imkan verir. Ama hiçbir zaman 100% seviyesine ulaşamazsınız. Eğer iş sadece kadınların nicel değerlendirmesi olsaydı, evet o zaman belki yeterince değerli bir erkekseniz tüm kadınlar sizi karşı konulmaz bulabilirdi.  Ama maalesef bu sadece kötü porno filmlerinde olan bir şey ve gerçek hayatı yansıtmayan bir düşünce.

İşte tam burada nitel taraf devreye girer. Bazı kızlar müzisyenlerden hoşlanırlar, bazı kızlar üniformalı erkeklerden, bazıları bunları itici bulur, vs. Kadınların bu tür nitel tercihleri ise “evet hemen şimdi” kadını ile “himmm belki belki” kadını arasındaki farktır.

Kadınlar cinsel pazar değerleri kendilerininkinin altında olan erkekleri görmezler. Bu erkekler kadınlar açısından görünmezdir. Ama kadınlar CPDsi yeterince yüksek erkekleri görebilseler bile onlardan hoşlanmayabilirler. “Aslında çok çekici ama … bilemiyorum” burada ortaya çıkar.

Kadınların da erkekler gibi tercihleri vardır ve yeterince çekici olmak yeterli değildir. Bir kadın için mükemmel CPD’ye sahip olabilirsiniz ama onun tipi olmayabilirsiniz. Erkekler için cinsel pazarda başarı stratejileri geliştirirken, bu durum gerçek bir güçlük yaratır.

Size oyunu öğretebiliriz. Sizi düzenli olarak ağırlık kaldırmaya, iyi beslenmeye, o berbat ayakkabılardan ve pantolondan kurtulmaya ikna edebiliriz. Ama sizin spesifik one-itis hatunun bütün bu alanlarda en iyi olsanız bile sizinle yatağa atlayacağını garanti edemeyiz.

Bu nedenle Kırmızı Hapın mottosunun daha çok “sana o kızla beraber olmanı sağlayamayabiliriz ama sana kızlarla beraber olmanı sağlayabiliriz”. Zira size o spesifik kızla beraber olmanızı garantileyemeyiz. Ama size dediğimiz şeyleri yaparsanız, sizin tipinizi beğenen yeterince kızla beraber olabilirsiniz.

Özet ve Sonuç

Bu görece kısa yazıyı özetlemem gerekirse, sizin yapabileceğiniz ve cinsel pazarda değerinizi arttıracak nicel şeyler var. Bu iş dünyasında ürün ve servis kalitesini arttırmaya benzer. Aynı zamanda sizin yapabileceğiniz ve sizi cinsel pazarda ayrıştıracak nitel şeyler var.

Ben hergün işe takım elbise ile gidiyorum. Bazı kızlar takım elbise giyen erkeklere bayılırlar ama bazıları bunun erkek ayrıcalığının sembolü olduğunu düşünüp itici bulurlar. Tüm kızların her zaman 100% hoşuna giden biri olamazsınız, ama bir kızı yaklaşık olarak okuyup onun hangi gruba girdiğini anlayabilirsiniz. Ama eğer kızın tipine uymadığınızı anlar ve buna rağmen buluşmada onun tipiymişsiniz gibi davranırsanız, çevirmek için fazlaca emek harcayacağınız bir tabak yapabilirsiniz.

Kısacası cinsel pazar değerinizi 1o üzerinden 11 yapsanız bile tüm kızların sizi istemesini sağlayamazsınız. Kadınların da erkekler gibi tercihleri vardır ve bence çoğu erkeğin kafası bu konuda karışıyor.

“Kendimi 10 üzerinden 10 yaparsam istediğim kızı elde edebilirim.”

Hayır, maalesef. 10 üzerinden 7 ama doğru tipe sahipsen belli bir tipi çekici bulan kızlar sana karşı koyulmaz bir çekim duyabilirler. 10 üzerinden 10 iken kızın tipi değilsen kızın sana ilgisi olmayabilir.

Kaynak: Hipergami and the looks

Bedava Yemek (Hesabı Kim Öder?)

“Rollo kadınların utandırma taktikleri ile ilgili konuşuyor. Eğer erkek buluşmaları ödemezse, feminen ve pasiftir ve daha maskülen, kaba saba kızları kendine çeker diye bir şey duymaya başladım. Çünkü hesabı ödemeyen erkek, yürüme işinden feragat ediyormuş ve yemeği/içkileri/buluşmayı vs. ödemeyen erkek, feminen kadınlar için iticiymiş.

Bana göre bu, kadınların öteden beridir sahip oldukları bir avantajı, bedava şeyleri, kaybetme korkusu gibi.

Sen bu konuda ne diyorsun? İlk buluşmada kahve içilir, bunu öder misin? Yoksa kendi kahvesini kendisi mi öder? Eğer o ilk kahveyi sen satın alırsan ucuz biri gibi mi görünürsün? Eğer o ilk kahveyi sen satın alırsan, muhtaç mı görünütsün?

Yasa #40: Bedava Yemeği Aşağıla

Bedava sunulan şey tehlikelidir … ya hile ya da gizli bir zorunluluk içerir. Değerli olan için para vermeye değer. Kendiniz için ödeyerek minnetarlıktan, suçluluk duygusundan ve üçkağıttan uzak durursunuz. Sıklıkla, tüm hesabı ödemek de akıllıcadır – mükemmellik için yapılmayacak şey yoktur. Paranızı harcamaktan çekinmeyin. Bonkörlük, gücün göstergesi ve mıknatısıdır.

Şunu tekrar okuyun: değerli olan için para vermeye değer. Kültürün feminizasyonu, erkeğin hesabı ödemesi formalitesini bir yandan maskülen bir zorunluluk iken bir yandan da maskülen bir kontrol olmaya doğru  yamulttu. Bu bir Catch 22(*)  durumu: ödesen de hatalısın, ödemesen de hatalısın!

Daha önce de bahsettiğim gibi, bir erkek seks için o ya da bu şekilde HER ZAMAN para öder. Bu bir kahve veya içki almak olabilir, konser bileti olabilir, nişan yüzüğü ya da ev kredisi olabilir. Ama siz ve seks söz konusu olduğunda bunun her zaman bir bedeli olacak. Bu sizin o bulanık “kaliteli kadın“ınız ya da yarım saatliğine kiraladığınız fahişe de olsa değişmez. Seks için ödeyeceksiniz.

İkinci bakış açısı da “centilmenlik ölmedi” şeklinde. Hiçbir şey feminen önceliğe, erkek nüfusunu,  kadın yakınlığı için ödeme kapasitesini gösterme zorunluluğuna inandırmak kadar hizmet etmedi. Bu bakış açısının tarihsel olarak birçok çeşidi var ve geleneklere, zorunluluğa ve cinsiyete göre başlangıç noktası içkileri/buluşmayı vs ödemektir.

Bunların ışığında, eğer bu sizin bir ödevinizi tamamlamanız duygusuna hizmet ediyorsa, kadının içkisini/yemeğini ödemeye devam edin. Ama bunu kadın sizi ahlaki zorunluluğunuz olduğuna inandırdığı için yapmayın. Benim yaklaşımım bu “geleneği” gerçekte olduğu şey olarak kavramaktır. Siz bir ERKEKsiniz. Bir erkek, bedava yemeği horlar. Bir iş arkadaşı ödese de horlar, ve tabii ki zevk pınarı yapmayı planladığı kadın ödese de.

Değerli olan için para vermeye değer. Kendiniz için ödeyerek minnetarlıktan, suçluluk duygusundan ve üçkağıttan uzak durursunuz.

Mecburiyetten de uzak durun. Cinsiyetler arasında eşitlikçilik olamaz; biz birbirimizden farklıyız. İyi haber şu ki, tüm o feminizasyon koşullanmalarına rağmen, kadınlar hala cinsiyetler arasında fark olmasını istiyorlar. Gizlice de olsa kadınlar, bir Erkeğin yürümesini, olayı yürütmesini ve evet, hesabı ödemesini istiyorlar. Ama eğer bir kadını bu konuda sıkıştırırsanız, bu isteğini inkar edecek ve “ben kendi hesabımı öderim” diyecektir. Zira koşullanması ona hesabın yarısını ödemesini, erkeklere yürümekten korkmamasını, buluşmaları başlatmasını, vs. söylüyor. Sadie Hawkins’i gurulandıracak şeyler yapmasını söylüyor.

Bunlar maskülen beklentiler ama çalışan kadının “erdemleri” gibi, feminen maskülenizasyon kendisi hala bir kadın iken, değerini maskülen şartlara bağlamaya itiyor. Buradaki yanlış inanç, bir erkeğin kadına çekici gelen maskülen özellikleri çekici bulması gerektiği düşüncesi. Ve tahmin edilebileceği gibi, kadının içindeki dişi doğa, bununla çatışma halinde.

Yani evet, içkileri, yemeği, buluşmayı, vs. ödeyin. Ama ne için ödediğinizi bilerek. Değeri olan için ödemeye değer de, bu kadın için ödemeye değer mi? Siz Prenssiniz, ilginizin bir bedeli var. Kadın bunu takdir ediyor mu? Plan yapın, kararları verin, buluşmayı yönlendirin. Ama kadın tepkisizse ya da tepkisi soğuk ise – NEXT!  Hipergami her kadını değişik seviyelerde fırsatçı yapar, bunu kabul edin. Dünya böyle işliyor. Para avcısı kadınlar (golddigger) bu fırsatçılığı sözleri ve davranışları ile açık açık gösteren kadınlardır. Eğer gözlerinizi açarsanız, bir kadın para avcısı mı değil mi anlamanız hiç de zor değildir.

Hatun hakkında, hatunu deliler gibi düzdüğünüz gecenin sabahında, sade ve rahat bir akşam yemeğine göre çok daha fazla bilgiye sahip olacaksınız.

Beni ben olduğum için istemeni istiyorum

,… fakat, Rollo beni ben olduğum için istemesini istiyorum, param için değil.

Bu rahatsız edici bir gerçek, birçok adam da bunu duymaktan hoşlanmayacak ancak sizin ödeme gücünüz aynı zamanda kim olduğunuzun bir PARÇASI.

Başarılarınız, kariyeriniz, tutkularınız, ilham aldıklarınız, fiziğiniz sizi siz yapan birer PARÇA. Sizi diğerlerinden daha çekici yapan bazı parçalar var, bunların toplamı sizi siz yapan şeyler bütünüdür. Bir hafta önce SoSuave forumunda kariyer seçiminin kadınlara ve hayatınıza etkileri hakkında tartışılıyordu. O zaman fark ettim, ne kadar çok söylenen bir şey olmasa bile yapmayı seçtiğiniz meslek de sizin kim olduğunuzu oluşturan bir unsur. Sizin temel karakteriniz olmasa bile iyi ya da kötü işiniz zamanla sizi siz yapan, kişiliğinizin bir parçası haline gelir. Fiziksel olarak nasıl göründüğünüz gibi bu da bir parçanız. Kadınların erkeklerin fiziğine ve yaptığı meşgalelere bakmamasını düşünmek rahatlatıcı bir kurgu olsa da – bunların hepsi sizi siz yapan parçalar bütünüdür.

Eşitlikçilik kendi kendini imha eden bir şey. İki cinsiyetin de yanlış zamanlarda doldurmaya çalıştığı bir güç ve sorumluluk boşluğu yaratıyor. Mesela erkeklerden gerçekte sahip olmadıkları feminen özellikler beklemek ve bunları gösterememesinden yine de onu sorumlu tutmak. Başka bir deyişle, eğer bir kadın kocasının kendisi ve çocukları için güvenli ve kararlı bir liderlik sağlamaktan yoksun olduğunu hissederse, koca rolünü üstlenebilir ve kocası da pasif, itaatkar karı rolüne geçirilebilir. Eşitlikçi modele göre bu kabul edilebilir, sosyal olarak dayatılan ve çocuklarına öğrenilmiş davranış olarak geçirilebilen bir şeydir. Ve bu neslin (belki de bir önceki neslin de), modern erkek itaatkarlığını ana babalarından öğrendiklerini varsaymak hiç de gerçek dışı olmaz. Size fazlaca analiz kasıyor görünebilirim, ama bu çerçeveye uzun süreli ilişkinin hatta tabak çevirmenin ilk evrelerinde buluşmayı/içkiyi/yemeği vs. ödeme perspektifinden bakın. Bu eşitlikçi model erkek kimliğine öyle eklemlendi ki, artık bir erkek bir kadının yürümesinin ve buluşma teklif etmesinin normal bir şey olduğunu düşünebiliyor. Bir kadının hesabı ödemesini, kendisi için kapı açmasını,vs. normal bir şey olarak görebiliyor. Bunlar geleneksek Erkek davranışları ve AFCler bunların kadının daha güçlü ve çekici gösterdiğine inanıyor.

Dedeleriniz hesabı kendileri mi yoksa ileride neneleriniz mi ödeyecek diye düşünüp tartışmadı. Bu konu akıllarına bile gelmedi. Dedeleriniz hesabı ödedi, neneleriniz ise bunu takdir etti. Ama işte sorun da tam olarak bu – takdir etmek. Feminizasyon kartları erkekler aleyhine öyle bir kardı ki, artık erkekler kadınların amaçlarını sorguluyorlar. Kadınlar bonkörlüklerini takdir ediyorlar mı yoksa bunu hak olarak mı görüyorlar?

Çeviri : Free Lunch

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

(*) – Catch 22: Birbiri ile çelişen kurallar ve kısıtlar yüzünden kişinin içinden çıkmasının imkansız olduğu durum. Örneğin “iş bulmam için tecrübeye ihtiyacım var ama iş bulmadan nasıl tecrübe kazanacağım?”

Kadınların Aydınlanma Dönemi

Günümüzdeki cinsel pazarın genel bir panoramasını çıkarmaya çalıştığım dönemlerde, kadınların düşen CPD’lerini fark etmeye başladıkları ve duvara çarpma tarihine gitgide yaklaştıklarını anladıkları bir dönem olduğunu gördüm. Bu farkındalık, genellikle 20’li yaşların sonunda veya bazen de 30’lu yaşların başında gerçekleşir. Ancak daha önce de verdiğim grafikte gördüğünüz gibi bu dönem aslında kadınların cinsel değerleri tavan döneminde olan diğer kadınlarla artık hipergamik olarak rekabet edemeyeceklerini anlarken erkeklerin de kendi artan CPD’lerinin iyiden iyiye farkına vardıkları döneme denk gelir. Bu kesişim noktasına da karşılaştırmalı CPD noktası adını vermiştim. Bu dönemin kadınların sosyal bir gelenek olarak dile getirmeyi çok sevdikleri biyolojik saat kavramıyla da kesiştiğini gözden kaçırmamak gerekir.

Aydınlanma Dönemi

Bu dönemin kadın tanımlı erkek orta yaş krizine benzer bir dönem olduğunu söylemiştim. Bu dönem aslında kadınlar için bir belirsizlik dönemidir. Genellikle 28 ile 30 yaş arasında ortaya çıkar ve kadın hayatının son 10 yılını değerlendirmeye başlar. Dolayısıyla kadınların hamster diye bildiğimiz psikolojik bahane bulma mekanizması, kadının güzelliği ile doğru orantılı olarak bir alfa erkekten uzun dönemli ve tek eşli bir ilişki koparamamasının sebeplerini aramak için inanılmaz bir güç sarf eder ve çeşitli bahaneler bulmaya çalışır. Bu döneme rastlamadan önce evlenen kadınlar bile bir tür “kendinden şüphe etme” veya “kendine acıma” halindedir ve eş seçimiyle ilgili olarak hipergamik bir şüphe yaşar (“Elde edebileceğim en iyi adam gerçekten bu muydu?”)

İşte bu dönemde kadın, daha önce bir erkekte “çekici” bulduğu başlıca özelliklere dair kökten değişiklikler yapma yoluna giderek ve kendisi için yeni bir kişilik yaratarak davranışlarını değiştirmeye ve hayatlarında yeni bir sayfa açmaya çalışırlar. Daha önce kendisinde arzu yaratan fiziksel durum, erkeğin cinsel tecrübesi ve alfa dominantlığı gibi meziyetler artık kadının cinsel değer açısından zirvede olduğu dönemlerdeki erkeklerden pek gelmediği için bir erkekte aradığı özellikleri strese katlanma, sağlayıcılık kapasitesi, mizah anlayışı, zekâ, uyum ve samimiyet gibi daha iç dünyaya dönük özellikler ile değiştirmeye başlar.

Bu değişim, manevi eğilimleri yüksek olan kadınlar için (ki sorsanız kadınların çoğu zaten böyledir) ergenlik döneminde göz ardı ettiği çeşitli özelliklere birden dönüş yapmasıyla ortaya çıkar. Bazıları ise bir tür “zorunlu yalnızlık” dönemine girerek “parti yıllarındaki” hipergamik seks hayatını tamamıyla reddeder ve iyi bir sağlayıcı erkeğin (daha doğrusu henüz CPD yükselişini fark etmemiş bir erkeğin) bu “iffetli” halini görüp kendisine gelmesini umut eder, sanki son on yılda kendisi dahil onlarca kadın bu adamı hiç reddetmemiş gibi.

Bu kendi kendini onaylatmaya çalışan psikolojik yapının sloganı da “sonunda doğru yolu buldum” cümlesidir. Hâlbuki kadının yaptığı uzun dönemli bir sağlayıcı erkek ihtiyacını sanki bir erdemmiş gibi sunmaya çalışmaktır. Kabul etmeyen erkekleri de “adam olamıyorsunuz” diye utandırmaya çalışarak hem pastam dursun hem karnım doysun anlayışını benimser.

Dönüm Noktası

Hephzibah Anderson’un Uslandım: Sekssiz Geçen Yılımın Beklenmedik Öyküsü adlı kitabı tam da anlattığım konuyu örnekliyor. Kitapta bir kadının gittikçe düşen CPD’sini kabul ederken nasıl bir mantıklı sebep bulma sürecinden geçtiğini, uzun dönemli erkek sağlayıcılığına olan ihtiyacını ve hareketlerindeki dönüşüme kılıf bulmak için nasıl yeni bir psikolojik paradigma değişikliğine gitmeye çalıştığını açık seçik görebiliyoruz.

Bu röportaja üç kadının bir araya gelip kamera önünde hamsterlarını çalıştırdıkları bir başka klasik program deyip geçmek kolay. Ama kırmızı hap perspektifi ile baktığımız zaman kadınların “aydınlanma dönemi” ile ilgili birçok şaşırtıcı bilgiyi gün yüzüne çıkardığını düşünüyorum.

Röportaja Hephzibah’ın eski erkek arkadaşından duyduğu pişmanlığın yeni kazandığı bakış açısı için nasıl bir hızlandırıcı görevi gördüğü klişesiyle başlıyoruz. Bu adam yeni nişanlısı için yüzük alırken bizim alfa dulumuzun zihnine “bir kadın bu adamı evlenmeye layık gördü” düşüncesi doluyor. Ardından da tahmin edebileceğiniz üzere “30 yaşına geldim, artık hayatıma çeki düzen vermem lazım” sözü geliyor ki bu kafa yapısı birçok kadının aylık dergilerde yazarlıktan ekmek yemesini sağladı.

Daha önce de belirttiğim gibi, bu dönem tam olarak kadının doğurganlık seviyesinin ciddi manada düştüğü bir dönemdir. O yüzden acil doğum yapma içgüdüsü ve sözde biyolojik saat bu iç krizin derinleşmesine neden olur. Bunlar birleşince de kadının hamsterı inanılmaz ölçüde çaba göstererek davranışını haklı çıkarmaya çalışır.

Aslında bu düşünceler aklıma bir iki kez gelmişti ama hiçbir zaman seksi gönüllü olarak tamamıyla hayatımdan çıkaracağımı düşünmezdim. Bu aslında garip ama tatlı bir tesadüf. İhtiraslı bir ilişki ve kazara yaşadığım olaylar silsilesi, beni 21. yüzyılda Batılı feminist bir kadın olarak yaşamam gerektiği söylenen seks türünün – yani duygusal yakınlık olmadan fiziksel yakınlık – benim adıma pek de cazip olmadığını fark etmemi sağladı.

Geç olsun da güç olmasın diye düşünüyorsunuz değil mi? Maalesef işin aslı böyle değil. Her ne kadar bu farkındalık ahlaki açıdan baktığımızda asil bir duruşmuş gibi görünse de bu kadın aslında bizden ihtiyaçları sebebiyle  farkına varmak zorunda kaldığı durumu sanki içsel bir yolculuğun sonucuymuş gibi takdir etmemizi bekliyor. Yani aslında Hephzibah’ın gurur duyduğu “uslanma” hali tamamıyla kendi yaşam gereksinimlerinden kaynaklanan bir durum.

Tabii ki hayatın devamı için seksin gerekli olduğu birçok durum var; ancak aşna fişne etmeden de gayet sağlıklı ve mutlu bir şekilde varlığımızı sürdürebiliriz diye düşünüyorum. İnsanlar seks yapmadan da onlarca sene yaşayabilir. Hatta bazıları tüm hayatlarını seks yapmadan geçiriyor.

Bu arada bir dipnot: Kadın merkezli dünyamızda bir kadının bir sene boyunca seks yapmaması önde gelen bir yayınevi tarafından kitap olarak basılabilecek kalitede bir fedakârlık gibi görülürken, 40 senedir seks yapamayan bir erkeğin derdi ancak bir spor salonundaki pilates dersini basıp 7 kadını birden öldürdüğü zaman gündeme gelebiliyor. Her zaman söylediğim gibi, bir kadın size “Ya bu erkekler neden seksi bu kadar büyütüyor anlayamıyorum” dediği zamanda aslında size doğruyu söylüyor.

Mesela Birinci Elizabeth Bakire Kraliçe olarak bilinirdi, üstelik bu öylesine benzetme için verilmiş bir unvan da değil. Tarih bize bunu söylüyor.

Kraliçenin Robert Dudley’i de içeren uzun sevgili listesi böyle demiyor ama. Burada gördüğümüz şey şu: Hephzibah’ın bahane bulma mekanizması onu bu kararı mantıklı bir şekilde aldığına inandırmak istiyor. Nasıl olsa geçmişte binlerce insan seks olmadan müthiş bir hayat yaşadılar değil mi? Ama bunu söylerken de seksin olgun bir insanın hayatındaki gerekliliğini inkâr ediyor. Seks, bir ilişkinin dağılmasını önleyen yapıştırıcıdır. Seks sunmayan bir kadın, bir erkeğin annesi, kız kardeşi, kızı, halası, teyzesi, arkadaşı vs. olabilir; ama asla sevgilisi ya da eşi olamaz. Seksin öneminin olmadığını söylemenin ve daha fazla seks bulurum umuduyla kendinizi aktif olarak cinsel dürtülerden uzaklaştırmaya çalışmanın sonu her zaman hüsrandır.

Yukarıda duvar zamanına yaklaştığı için 20’li yaşlarındaki hipergamik dürtülerinin sonuçları nedeniyle erkekler konusunda yaptığı hatalarla barışmak isteyen ve (beta bir erkekten gelecek olsa bile) “gerçek bir samimiyet arayan” bir kadının abartılı öz değerlendirmesini okudunuz. Duvara çarpmadan hemen önce denklemden seksi çıkarmak için bilinçli bir çaba gösteren kadınlar, aslında bir erkeğin uzun dönemli ilişki partneri olabilmek uğruna hipergamisini süreçten atmaya çalışıyor. Böylelikle ilişkinin seks tarafını önemsizmiş gibi göstererek normalde gayet de uyum sağlayacağı erkekleri istemiyormuş gibi davranıyorlar. Çünkü geçmişteki başarısızlıklarının sebebinin kendileri, yüksek egoları ya da feminizmin yarattığı yanılsamalar değil de seks olduğuna inanmak istiyorlar. Bu kadınların sorunu seks değil. Zaten içindeki hipergami bunu önünde sonunda anlamasını sağlayacak. Esas sorun, bunu inanarak yapıyor olmaları ve kendi acil ihtiyaçları nedeniyle bu yeni “aydınlanma” dönemine girmiş olmaları.

Aslında Hephzibah, kırmızı hap bilgisine sahip ve çükten atlıkarıncaya bindiği için (bunu röportajında kendisi de üstü kapalı olarak kabul ediyor) kadınları suçlamak isteyen erkeklerin kolayca fark edecekleri birisi. Ama değinmek istediğim esas mesele bu değil. Bu kadının hikâyesinin bize gösterdiği şey, tam olarak doyurulmamış bir hipergamiyle barışmak için girdiği zihinsel değişim süreci.

Kırmızı hap ve oyun bilgisine sahip erkekler için bu aydınlanma dönemi kadınların olgunlaşma süreci içerisinde çok dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Aydınlanma döneminde “yeni bir başlangıç” arayan bir kadın bunu herhangi bir ilham ile değil çok daha ilkel bir içgüdüyle yapıyor. Bu motivasyon da erkeklerin önüne kadının geçmişteki “yaramazlıklarını” affederek bağlılık sözü vermeleri adına bir çok davranışsal ve sosyal geleneğin sürülmesi demek. Roosh’un da daha önce belirttiği gibi, bu döneme giren kadınlar (ya da bu döneme giren kadınların anneleri) genellikle erkeklerin uzun dönemli bir bağlılık sözü vermemesinden şikâyet ederler. Hephzibah’ın da acı şekilde fark ettiği üzere, CPD’lerinin zirvelerinde olan kadınlar erkeklerin evlilikten kaçmasını sorun etmezler. “Adam ol” lafı, aydınlanma dönemine girmiş kadınların milli marşıdır.

Çeviri: The Epiphany Phase

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.