Andrew Tate: En ünlü dolandırıcı

Andrew Tate dolandırıcısının bir podcastte erkekleri camgirl kullanarak nasıl soyduğunu mide bulandırıcı üslubu ile anlattığı yayınla ilgili video yapacaktım, bu videoya denk geldim. Güzel olmuş.

(Tate kızların klavyelerinin kablosunun takılı olmadığını, klavyede adamlarla yazışanın kendisi olduğunu ve kızmış gibi yazışarak ve adamı oraya geleceğim evleneceğiz diye kandırarak 250 bin Dolar dolandırdığını anlatıyor.)

Düşük değerli erkek olmaktan kurtulmayı hedefleyin

Market , depo, garson , şöför , ofis boy, kargo, mağaza calısanı gibi düşük değer meslekdeki erkekler ne yapacaklar? Kadınlar eğer güzel ise bir şekilde yükseliyorlar.

Bu soruyu katıla koyduğum 10 soru 10 cevap serisinin en son bölümünde cevapladım ama burada da cevaplamak istiyorum.

Son zamanlarda, biz buna hipergami diyoruz bro yayınında da eleştirdiğim bir mevzu var: yüksek değerli erkek konusu. Bu işin odağı alfa – beta ayrımında kaymaya başladı, yüksek değerli erkek kavramı ile iyice sapıttı. Kırmızı hap sitelerinde bahsedilen yüksek değerli erkek, erkek nüfusunun %1’inden de az bir “elit”.

Yapmanız gereken şey, düşük değerli erkek olmaktan kurtulmak, bakın yüksek değerli erkek olmak demiyorum, düşük değerli erkek olmaktan kurtulmak. Toksik bir şekilde kırılgan efendi adam olmamak, iyi çocuk psikolojisinden kurtulup, piç erkek de olmadan erkek adam olacaksın, duygusal olarak güçlü olacaksın, duygusal yatırımını kontrol edebilen adam olacaksın, vs. Zihniniz ve psikolojiniz güçlü olacak, erkek olacak. Maskülen olacak. Bunlar için paraya ve tipe ihtiyacınız yok. Şimdi Allah’ın cezası, evlat olsa çekiilmez bir incel çıkıp “tip ve para yoksa meme yok” diyecektir eminim ama ben memeden bahsetmiyorum, gerçekten yüksek değerli olmaktan bahsediyorum. Siz kadınlar çevrenizde dönmeden değerli olamıyorsanız o sizin probleminiz. Ama arkadaşlar, zihinsel ve psikolojik olarak düşük değerli erkek olmaktan kurtulursanız, kadınlarla da az çok başarılı olursunuz onu da söyleyeyim.

Market , depo, garson , şöför , ofis boy, kargo, mağaza calışanı vs. fark etmez. Herkesin kendi çöplüğü var ve her çöplükte yeterince kadın var, güzel ve iyi kadın var. Siz kendi çöplüğünüzde doktorlarla, iş adamları ile, doktoralı finansçılarla rekabet etmiyorsunuz, etmeyeceksiniz. Bu adamlar özellikle Türkiye gibi fakir bir ülkede nüfusun %1’i gibi bir şeyler ve bu nüfusunda önemli bir kısmı yaşlı ve evli zaten. Matematik olarak mümkün değil.  Sosyal medya beyninizi düzdüğü için öyle sanıyor olabilirsiniz ama o sizin beyin mancınıklamanız.

Yüksek değerli erkek olmaya çalışmak yerine düşük değerli erkek olmaktan kurtulmayı hedefleyin. Sizi erkek olmaktan utanmak düşük değerli yapıyor. Sizi kendi başınıza mutlu olmayı öğrenmemek, ben değersizim, ben sevilmeye layık değilim diyen tarafınız düşük değerli yapıyor. Sizi duygusal güç kaslarınızı geliştirmek yerine sürekli olarak dopaminerjik şeylere (porno, bilgisayar oyunu, Youtube, sosyal medya, vs.) kaçarak duygusal güç kaslarınızı güdük bırakmanız düşük değerli yapıyor.

Sonra da internette yüksek değerli erkek, tenhalarda ateş osuran ve kokusu piliçleri 100 kilometreden arı gibi çeken sigma erkek içerikleri izlediğinizde ne oluyor? Kendinizden daha fazla utanıyorsunuz, duygusal olarak güçlensem, zihinsel olarak güçlensem ne olacak diyorsunuz. Daha da düşük değerli erkek oluyorsunuz, daha da düşük değerli kalıyorsunuz.

Kadınlarla birlikte olmak için Everest’e tırmanmayı geçtim K2’ye tırmanmanız gerekiyor sanıyorsunuz ve bugün 10 metre tırmansam ne olacak sanki K2’nin zirvesine daha 5000 metre var diye pes ediyorsunuz.

Kendinizi bu high value men adamlarla karşılaştırıyorsunuz ve çok aşağıda hissediyorsunuz. Karşılaştırma yapmak, zihninizin sizi ilerleme konusunda sizi durdurmak için kullandığı bir silaha dönüyor: “Şu adama bak, 1.90 boyunda, BMW’si var, sen onun yanında nesin ki? Boşver sen gelişmeyi falan, aç bir PornHub neşemize bakalım.”

Hipergami diyoruz bro yayınında da söyledim, manosphere’in eski halini özledim ve o halinin erkeklere daha yararlı olduğunu görmüş biri olarak eskiye dönmeye karar verdim. Eskiden AFC olma, efendi erkek olma, zayıf davranma, pasif davranma proaktif olarak kızlara yürü vs. vardı. Bunları düzelttin mi kendiliğinden çıkacağın yere çıkardın.

Yanlış anlaşılmasın, bir yüksek hedef tabii ki vardı. SoSuave’nin Don Juan’ı (Pook’un Kitabında sık sık geçen nihai erkek adam) ya da İlişki Sihirbazı Kitabındaki Erkek Adam (The Man) gibi. Ama bu kavramların farkı, bunlar herkesin, teoride tüm erkeklerin ulaşabileceği ve hatta finansal, fiziksel ve statü olarak ortalama kalarak bile ulaşabileceği hedefler. Sadece tepe %1’e girerek ulaşacakları hedefler değil.

Bugün yüksek değerli erkek içeriğinde eksik olan şey, hiç yok da diyemem ama çok eksik olan şey, zihinsel ve duygusal olarak güçlü olmak.

“Spor salonuna git bro.”

“Para kazan bro.”

“Yan iş yap bro. Yan işin de yan işini yap bro.”

“Osurma bro, tıksırma bro.”

Bu nedenle bu tür videoları izlediğimde siz ne görüyorsunuz ama ben o kadar devasa bir beta öder ol ki her kadını satın al erkeği görüyorum. Bunun gerçeğini de çok görüyorum. Bunun yanında senin nedense düşük değerli dediğin mesleklerdeki adamlar zihinsel ve duygusal zayıflıklarını düzelttiler mi, gayet başka bir şey yapmadan kadın da buluyorlar, mutlu da oluyorlar.

10 yıldan fazla zamandır kendi evimde yalnız yasıyorum ama farkettim ki oyunum yok sizleri izleyerek fikir edinmeye calısıyorum , kırmızı hapdan sonra eski arkadaşlarımla kafam da uyusmuyor , plasstation oynamaya cagırıyorlar ben spor yapıcam diyorum , nargileye çağırıyor ingilizce çalısıcam diyorum

Kırmızı hapın en tehlikeli taraflarından birisi de bu, kendinizi bir kendini geliştirme robotuna çevirip, sosyal hayattan izole olmanız. Bunu özellikle de tek tip bir fikre maruz kalarak yaptınız mı, “Mahmut hapı içselleştirmiyor, hap Mahmut’u içselleştiriyor”. Jung’un “insanların ideolojisi yoktur, ideolojilerin insanları vardır” dediği şekilde, hayatınızı kontrol altına almak için zihninize aldığınız bir bilgi yığını, sizi kontrol etmeye başlıyor.

Sosyal hayata zaman ayırın. Kendinizi kendini geliştirme balonuna hapsetmeyin. Kendinizi narsist bir kendini beğenmişlikle, mavi haplı dediğiniz arkadaşlarınızdan  üstün görmeyin. İnsanlarla kaynaşabilmek, toplum içinde bir persona takınabilmek bir sosyal yetenek, bunu yapamamak ise sosyal özürdür, anlaşılamamış ve atanamamış sigma errrrkekin kutsal yalnızlığı değil.

veya kırmızı hapla ilgili bişilerden bahsediyorum sıkılıyorlar anlamıyorlar.

Anlayamazlar. Hapın köpürtüsü, …

Bunlar uygulamak için var. Kendinizi bir şey biliyor ve ahlaki olarak diğerlerinden daha üstün hissetmek için diğerlerine zorla yutturmanız için değil.

Son zamanlarda Youtube kanalımızın gelişmesine katkıda bulunan katıl üyeliğimize de bir göz atabilir, bize bu yolla destek olabilirsiniz. Katıla da güzel videolar koyuyoruz.

Secret Oyunu A’dan Z’ye anlatıyor – Türkçe Podcast

Bu yayında, iki takipçi ile kadın erkek ilişkileri oyunu konusunu konuşuyoruz.

Secret kendini daygame ve kadınlarla ilişkiler konusunda kişisel gelişime adamış bir kişidir. www.centilmenkulubu.com sitesinin sahibi ve kendine bu konuda bir misyon edinerek tüm tecrübeleri ışığında Centilmen Kulübü %3’lük Erkekler Video Eğitim Platformunu ve Centilmen Kulübü Çekici Erkek Eğitim Setini de bu site üzerinden okuyuculara sunmakta.

Yeniden düşerim korkusu ile kadınlardan kaçmak – Vaka çalışması

Hocam iyi akşamlar benim sorum daha genel olacak. Ben geçen yıl başında kırmızı hap ile tanıştım ve 25 yıldır boşa yaşadığımı hayal dünyasında yaşadığımı farkettim.

43 yaşındaysan belki ama böyle konuşanları biraz biliyorsam 25 yaşındasın. Yani taş çatlasa 6-7 senen hayal dünyasında geçti ya da boşa yaşadın.

Bu kerteden sonra kendimi geliştirmek için adımlar attım yabancı dil kursuna başladım. Hiç bilmiyordum c1 seviyesine geldim. 10 aydır fitness yapıyorum hiç bırakmadım. Devam ettiriyorum ve vücudumu forma soktum.

Çok güzel ama burada bir sorun var. Birazdan ne olduğunu söyleyeceğim.

Kadınların ilgisi bana karşı ciddi oranda artı ancak bende eski çaba ve uğraştan eser kalmadı.

Muhtemelen kadınlardan hemen hemen tamamen izole oldun.

Sanki olsa bile bitecek ve birine kendimi kaptırırsam gene hayatım kötü yönde değişecek diye endişe ediyorum.

Şimdi az önce kendini geliştirme konusunda bir sorun olduğunu söyleyeyim. Buralara gelen birçok erkek gibi, çocuksu hayal dünyasından uyanınca, yetişkin ilişkiler dünyasına adapte olmak yerine, ondan kaçıyorsun. Sen de birçoğu gibi kendini geliştirmeye kaçmışsın.

Yetişkin ilişkiler dünyasına adapte olmaya çalışmak ilk başta birçok negatif duygu ile başa çıkmanı gerektirecek. Sen içsel duygusal mücadeleden kaçmak için dışsal bir uyuşturucuya yöneliyorsun. Senin uyuşturucun da kendini geliştirmek olmuş. Pornodan, alkolden, bilgisayar oyunundan ve maddelerden çok daha iyidir ama asıl sorunundan kaçmanı sağladığı için sana zarar da veriyor. Kendini geliştirme, korkudan dolayı izole bir hayata sinmenin bahanesi haline geliyor. “Ben çoğu erkek gibi bilgisayar ekranında kendimi uyuşturmuyorum, kendimi geliştiriyorum” diyorsun ama onlar gibi yetişkin erkek dünyasından kaçıyorsun.

Şimdi unutmadan söyleyeyim, sanki olsa bile bitecek demen, senin hala Happily ever after Disney masalına inandığına işaret. O tarafın hala çocuk. Hayatta güzel şeyler, hayatın kendisi de dahil başlarlar, gelişirler ve biterler. Bazen ölene kadar bitmezler, çoğunlukla biterler. Bu eğer masal dünyasında yaşamıyorsan kötü veya dayanması zor bir şey değil.

Bu soruyu yazıya almamdaki asıl sebep şu bölüm:

Birine kendimi kaptırırsam gene hayatım kötü yönde değişecek diye endişe ediyorum.

Bu, kesinlikle olacak. Yetişkin erkek olmayı bir adımda başaramayacaksın. Kadın erkek ilişkilerine yeniden döndüğünde, büyük ihtimalle kendini kaptır – acı çek – düş (hayatın kötü yönde değişecek) – kalk döngüsünden 2-3 kere daha geçeceksin ve ancak öyle pişeceksin. Süreç bu. İki blog okuyup, 2-3 Youtube kanalındaki videoları ard arda izleyince içselleştirme diye bir şey kendiliğinden olmayacak.

Kötü gitme ihtimaline meydan okuyup yetişkin erkek dünyasının ilişkilerine giren hemen herkes için bu 2-3 döngü yukarı doğru giden eğilim çizgisi gibi olur. Eğilim yukarıdır ve her düşüş bir öncekine göre çok daha az diptedir. Hiçbir eğilim düz çizgi şeklinde yükselmez ama düşüşler daha az acılıdır. 2-3 döngüde de içselleştirme olur, bir daha çok şiddetli düşmezsin.

2-3 döngüye gir ve kendini sal kendini demiyorum. Salmamaya çalış ama salacaksın. Eskisinden daha az. Böyle böyle öğreneceksin.

içimde boşluk hissi var ve geçmiyor

Korktuğun bir şey karşısında standart kaç – savaş – dona kal tepkilerinden en yaygın olanlarını veriyorsun. Kendini geliştirme robotu olmaya kaçıyorsun ve ilişki hayatında dona kalmışsın. Bu 2-3 döngü olmazsa, yetişkin ilişkiler dünyasından kaçarsan, sen sadece okumuş ama sindirememiş adam, büyüyememiş çocuk olarak kalacaksın. Bu bildiğin korkaklık ve bu korkaklığını aşıp bir an önce o 2-3 döngüden geçmen lazım yoksa eskisinden daha kötü olursun.

Kaçmaya ve dona kalmaya devam edersen, içimde boşluk hissi var ve geçmiyor dediğin şey artarak devam eder zira sen hayatının önemli bir boyutunu dondurdum ama zaman geçiyor ve yaşlanıyorsun. O dondurduğun boyutun karşıladığı ihtiyaçların (duygusal yakınlık, fiziksel yakınlık, seks, vs.) karşılanmıyor ve sen de eksik, boş bir şeyler hissediyorsun.

sizin bu konuda bana verebileceğiniz tavsiyeleriniz varsa dinlemek isterim iyi akşamlar diliyorum

Ben şahsen mavi haplı olmayı, kırmızı hap okuyup korkudan felç olmuş adam olmaya tercih ederim. Tabii ne mavi haplı olun ne de donup kalın. Siz donup kalsanız da zaman donup kalmıyor, 5 sene sonra 30 olacaksın, 10 sene sonra 35. O döngüye gir yoksa ilerde daha yaşlı ve daha paslanmış girmen gerekecek.

sizin bu konuda bana verebileceğiniz tavsiyeleriniz varsa dinlemek isterim iyi akşamlar diliyorum 👋

Sana tavsiyem şu. Endişelendiğin şeyin gerçekleşecek. Muhtemelen birine kendini kaptıracaksın, hayatın yine kötü yönde değişecek. Ama bu işi içselleştirmenin ve hayattan almaya hakkın olan şeyleri almanın tek yolu, edindiğin bir miktar donanımla bu gerçeğe meydan okumak. Korkudan donup kalmak ve bu donup kalmışlığını, kendini geliştirme robotuna dönerek rasyonelleştirmek değil.

Bir de kendini geliştirmen iyi ve buna devam et ama kendini geliştirmeyi, kadın erkek ilişkilerindeki duygusal problemlerini bastırmak için dışsal bir uyuşturucu olarak kullanma. Kadın erkek ilişkilerindeki duygusal problemlerini, sadece o alandaki korkularına meydan okuyarak aşabilirsin, başka şeylerde başarı sağlayıp aşamazsın.

Bu arada kişisel gelişim bağımlılığı diye bir şey var ve bu konuya da eğilmek lazım. Bir ara bunu da yazarım.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Friendzone’dan manipülasyon ile çıkan 3 yıllık ilişki – Vaka çalışması

Değerli dostlar selamlar. 37 yaşında yetişkin bir birey olarak, yaklaşık 3 yıl süren ve 9 ay önce biten ilişkimde, yaptığım büyük hataları, kırmızı hapı nasıl mavi hayallerim için kullandığımı, sonunda nasıl ilişkinin patladığını ve son ayrılık sonrası takındığım tavrı sizlere anlatacağım. Bu hikayeden, verilecek cevaplar ve değerlendirmelere göre hepimizin farklı dersler çıkaracağına inanıyorum.

Öncelikle yaptığım büyük hataları sıralamak istiyorum, bunları zaten detaylarda da çok rahat anlayacaksınız. Birinci büyük hatam aynı iş yerinde ilişki yaşamak oldu. Bu hataların belki de en büyüğüydü. Siz siz olun profesyonel iş yaşamınızda, aynı yerde olduğunuz bir kadınla değil ilişki, gecelik dahi düşünmekten mümkün olduğunca uzak durun. Bunun bedeli ağır bir şekilde ödenir. Böyle bir durum hem kariyerinize hem de psikolojinize zarar verecektir. Ayrıca ayrılık halinde her gün birbirinizi gördüğünüz için unutma süreniz artacaktır.

Birçok insan için maalesef iş hariç pek sosyal ortam yok ama ben de iş yerinden ilişki yapmanızı tavsiye etmem. Reddedilince atlatamayan çok, ayrılınca atlatamayan daha çok. Hem sadece sizin kendi tarafınızı düşünmeyin. Diyelim kızdan ayrıldınız. Sürekli yıkık bir şekilde karşınızda durabilir veya daha doğrusu sürekli peşinizde koşabilir.

İkinci büyük hatam ise eski kız arkadaşımın benden önce 8 yıllık ilişkisinin olmasıydı. Bunu asla göz ardı etmeyin. 8 yıl uzun bir süre. Yani neredeyse çocuk yaşta başlayan ve olgunluğa kadar süregelen bir ilişki.

Bu tek başına problem değil. Ama 8 yıllık ilişkisi olan bir kız, bu ilişkinin bitiminden sonraki 1 sene çalkantılı bir ruh halinde olabilir ve burada asıl önemli olan şey, o ilişkinin duygusal yükünü kendi başına sağalttı mı yoksa hemen ilişkiye atlayıp o yükü içinde bir yerlere mi gömdü. Yani eğer siz 8 senelik ilişkiden 3-4 ay sonra başladıysanız ya da kız sizinle çıkmadan önce 8  senelik ilişkiden başka ilişkiye sonra size atladıysa, ilişkinizi dengesiz kılacak bir duygusal birikimi olur.

Bunun sonucunda kadının ‘alfa dul’ olması çok büyük ihtimal.

Katılmıyorum. Az önce dediğime ters bir şey söyleyeceğim biliyorum ama 8 sene aynı zamanda bir ilişki için çok uzun süre.  Çok kısa olanlar kadar çok uzun olanlar da artık pek hükmü olmayan ilişkiler oluyorlar. Ben kırmızı haptaki bu ikilemi sevmiyorum. Bir kadın bırakınca hemen unutur diyorlar bir de kadın eskisini unutamaz diyorlar.

Bu tarz kadınlar, sizi eski sevgilisiyle kıyaslayabilir, farklı paternler geliştirebilir, sizi liman olarak kullanabilir, saf aşıksanız rebound ilişkiye çekebilir, geçmişte yaşadığı travmaları yine size yansıtabilir. Yani çok da sağlıklı bir ilişki kuramayabilirsiniz.

Evet ama azıcık tecrübeniz varsa, böyle bir kadını 3-4 ayda tespit edersiniz. Ondan sonra da “ben ona eskisini unutturacağım” embesilliğine kapılmazsanız, bana müsade diyerek sıvışırsınız. Sen 3 sene kaldığına göre ya kız alfa dul değildi, ya da sen hayal aleminde yaşıyordu.

Üçüncü hatam ise bu da küçümsenmeyecek kadar önemli, 3 yıllık ilişkide 2 kez ayrılık yaşadık. Yani ilişki ister istemez toksik bir hale geldi. İlk ayrılık 2 ay, ikincisi ise 4 ay kadar sürdü.

Hayır. Bir insanla sadece bir kez ayrılın. Hele de sizi o terk ediyorsa. Sen nedense ayrılık demişsin, dilin kim kimden ayrıldıyı söylemeye varmadı sanırım.

Ama burada normal olmayan durum, ikinci ayrılıkta resimde başka bir adam vardı. Sizden ayrılıp başka bir adama giden kadını asla ama asla kabul etmeyin. Ben ettim…

Yuh! Bak şimdi seni küçümsemek istemiyorum ama aynı yaş grubundayız ve bizim yaşımıza gelmiş adamların çoğu, bunu yapmaz. Herhangi bir yerden okumuş olmasa bile bunu yapmaması gerektiğini bilir. Sen o yaşta hala ciddi olgunlaşamamış taraflar taşıyorsun. Bu konuya bir eğilmen lazım.

Şimdi size kız arkadaşımı nasıl tavladığımı kısa bir özetle anlatacağım. Yani kırmızı hapı nasıl mavi hap hayallerim için kullandığımı, suni bir başarıya nasıl ulaştığımı belirteceğim. Buna sanırım mor haplı diyorlar. Ben iş yerimde 12 yıldır çalışırken, eski kız arkadaşımın geçmişi 5 yıllık. İlk işe başladığında 8 yıllık ilişkisi yeni bitmişti. İlk aylar sadece selamlaşma ve hal hatır sormayla geçen bir dönem yaşadık. Ardından doğal olarak iletişim, onunla birlikte de samimiyet arttı. Selamlaşma yerini öğlen kahvelerine ardından akşam buluşmalarına bıraktı. Ancak hiçbir şekilde cinsellik olmadı. Aylar geçtikte benim iyi çocuk hallerim iyice su üstüne çıktı.

8 yıllık ilişkiden çıkar çıkmaz atlamışsın.

Bir akşam yine buluştuk. Ben en ergen şekilde kendisine açıldım. Şu an buna gülsem de bunu yaptım.

Açılmak pişmanlıktır.

Elbette gelen cevap, “Sen çok iyi birisin, ben seni gerçekten seviyorum. Ancak arkadaş kalmamız çok daha güzel olacak” şeklinde oldu.

Beklenen son.

Ancak o gece kırmızı haptan bir haber olsam da içgüdüsel olarak kendisiyle arkadaş kalamayacağımı, bunun çok samimiyetsiz olacağını ve bu şekilde iletişimi sürdüremeyeceğimi söyledim, mecazi anlamda masadan kalktım.

Bu arada arkadaşlar, arkadaş kalmayın, iletişimi kesin, kızın uydusu olmayın, vs. kırmızı hap icadı değil. 2000’lerden beridir erkeklere yönelik ve maskülenite temelli herkesin savunduğu şeyler.

Ve bu dediklerimi yaptım. Reddedildikten sonra genelde ofiste durmadım, dışarıdan çalıştım. Olabildiğince uzak kalmam gerektiğine inandım. Bir süre sonra ise 21 gün hakkım olan yıllık izne çıktım. Neden reddedildiğimi araştırırken, tesadüfi bir şekilde kırmızı hapla tanıştım.

Kırmızı hap makalelerini okudukça, farklı kavramlarla karşılaştım. Özellikle ‘Friendzone’ ve buradan nasıl çıkılması gerektiğine dair bir çok yazı buldum. ‘Korku oyunu’ ve ‘Rekabeti tetikleme’ şeklinde makaleler ve hikayelerle tanıştım. İşte o anda tek bir kıza ulaşmaya, onetisime kavuşmaya ve kırmızı hapı mavi hayallerim için kullanmaya karar verdim.

Yahu ağa bırak sen bunları, bana bu kızı nasıl tavlarım onu söyle modu. Çok yaygın bir kafa yapısı.

Bu süre zarfında hiç kendisiyle iletişime geçmedim, sosyal medyadan takipleşsek de gönderilerine bakmadım ve peşinden koşmadım. Ardından o dönem bana çok cazip gelen planımı kurdum. Eski kız arkadaşımın çok samimi olmasa da çevresinde bulunan ve sosyal medyadan takipleştiği bir kız arkadaşını ayarlamaya karar verdim.

En sevmediğim şey, manipülasyon ile kız tavlamaya çalışma. Yıllar önce PUA camiasında çok vardı, hala var ama azaldı.

İşe yarar mı? Görünüşte öyle. Ama “ben güçlenmeyin, zayıf kalayım ve bu halimle de hile ile kızı tavlayayım” kafası ile manipülasyon yapan adam genellikle, manipülasyona düşecek kadar özgüven ve özdeğer problemi olan kadınları tavlar. Kendisi zayıf, tavladığı kız zayıf. Bunların ilişkinin nasıl saçmasapan olacağını düşünün. Oysa “ben güçleneyim, güçlü halimle hilesiz halimle kız tavlayayım (kızı değil)” diyen adam kendine daha özgüven ve özdeğer sahibi, daha kolay ilişki yaşanacak bir kadın çeker.

Amacım o anki aklımla korku oyunu yapmaktı. Ve kıza sosyal medyadan ulaştım, iletişime geçtim, bu kızla buluşabilmek için tesadüfler yarattım. Nitekim başarılı oldum. Birkaç buluşmanın ardından cinsellik geldi, artık çevresindeki bir kızla takılıyordum. Zaten uzun sürmedi, bu eylemim eski kız arkadaşımın kulağına gitti.

Beni reddettiği geceden sonra benimle hiç iletişime geçmeyen hatun, birden mesajlar atmaya başladı. Öğlen yemek yiyelimler, kahve içmeye gidelimler ya da akşam dışarıya çıkalımlar. Hepsini kibarca reddettim. Zaten bir süre sonra kendisi de benimle iletişime geçmekten vazgeçti. Derken takıldığım kızla ise kendi sosyal medyamda fazla abartmadan paylaşımlarda bulunmaya başladım. Eski kız arkadaşım ise attığım hikayelere sürekli bakıyordu. Ofise geldiğimde beni kıskandığını ve şaşkın bir hale geldiğini hissediyordum. Korku oyunum başarılı oluyordu.

Bu korku oyunu değil, manipülasyon. Ayrıca bir kızı tavlamak için başka kızla olman ayrıca ezik. Başarılı oluyor ama az önce anlattığım şekilde.

Ardından eski kız arkadaşımdan yeniden buluşmak istediğine dair mesajlar alıyordum. İlk mesajların hepsini bir kez daha kibarca reddettim, son mesajına ise olumlu yanıt verdim. Buluştuğumuz gün, sanki hiçbir şey olmamış gibi hareket ettim. Enerji dolu, mutlu ve pozitif hallerimle karşısına oturdum. Pazar günü bana kahvaltı hazırlayacağını söyledi, teklifini kabul ettim. Aslında davranışlarım bir taklitti. Ben sadece onu istiyordum!

Oturduğumuz anlarda takıldığım kız beni aradı. Eski kız arkadaşım telefonumdaki aramayı gördü ve yanında çat diye aramaya cevap verdim: “Efendim hayatım.” Telefondaki hatun benimle pazar günü için bir plan yapmıştı ve ben de bunu kabul ettim.

Kıza bir ilişki sözün yoksa bilmem ama o kızın sizi ilişkidesiniz sanmasına neden oluyorsan, ilerde başkası için terk edilip sonra kadını yeniden alma şeklinde yaşadığın kepazeliğe halk arasında karma diyoruz. Sonuna kadar hak etmişsin. Ayrıca kız onu sırf sen bunu yaptın diye yapmış olabilir.

Eski Kız arkadaşıma dönerek, “Senin planladığın kahvaltıyı başka zaman yapalım” dedim. İşte o anda, yüzünün aldığı ifadeyi görmeliydiniz. Birden hırçınlaştı, yaşadığı reddedilmenin verdiği şokla bana laflar sokmaya başladı hatta yanındaki shot bardağında bulunan suyu yüzüme attı. Adeta zevkimden dört köşe oluyordum.

Off, 34-35 yaşında adamın yapmak zorunda kaldığı manipülasyonlara bak. Utanç verici.

Verdiğim cevap ise, “Hareketlerin normal mi? Bizi arkadaş sanıyordum, hatta ben senin büyüğünüm insan abisine böyle davranır mı?” oldu. İkinci bir şok dalgası geçirtmiştim. Suni oyunum riskli de olsa mükemmel işliyordu.

Bu “ilişkinin” nasıl mükemmel gittiğini ve bittiğini göreceğiz sanırım. Bu arada tekrar ediyorum. Sen manipülasyonu mavi haplı hayallerin için kullanmaya çalışıyorsun ama bu kadar negatife boğduğun şeyin artık iyi bir ilişkiye evrilmesi imkansız. Belki belki bir ilişkiye evrilir. Sonradan toksik olması seni şaşırtmadı umarım.

Ardından kısa zaman sonra eski kız arkadaşımdan yine mesajlar almaya başladım, buluşmak istiyordu. Kabul ettim ama bu kez dışarıda değil, evimde. Akşam evde vakit geçireceğimi, isterse gelebileceğini söyledim. Geldi… Evimde gözlerindeki hırsı görebiliyordum, rekabete girmek onu iyice kamçılamıştı. Sürekli laflar sokmaya başladığı sürede, dudaklarına yapıştım. Beni önceleri arkadaşı olarak gören kızla sabaha kadar her çeşit pozisyonda uyumadık. Ve ilişki aslında başlamış oldu. Kırmızı hapı mavi hayallerim için kullanmam çok başarılı olmuştu.

Son zamanlarda kırmızı haptan hiç haz etmemeye ve bu akımdan uzaklaşmaya başladım ama sen kırmızı hapı değil, manipülasyonu kullanıyorsun.

Ancak ilişki sırasında kırmızı hapı içselleştiremediğim için eski halime birçok kez döndüm. Bunu siz yapmayın derim. Ama friendzone denilen kavramdan da başarıyla çıktım.

Çıktın sadece. Başarılı çıkmadın.

İlişkinin ilk 11-12 ayı gayet keyifli gidiyordu.

Bak işte bu bir mucize.

Ancak iş yeri ilişkisinin bir faciaya neden olabileceğini hesaba katmamıştım. Çalıştığımız yerde işten çıkarımlarla ilgili dedikodular yayıldı. Biz çok fazla ilişkiyi iş yerine yansıtmasak da herkes bunu anlıyor ve biliyordu. Personel çıkarma söylentilerinin ardından ofiste çalışan diğer kadınları korku saldı. Kız arkadaşımın üstüne oynamaya başladılar. Benim onu koruduğumu karşılığında ise kendisinin bana bedenini verdiğini dile getirmeye çalıştılar. Bu kısa sürede binaya yayıldı. Yaşadığımız baskı, stres ve söylentiler bizi yıpratmaya başladı. İlişkimizi tamamen gizleme kararı aldık, aynı iş yerinde değil iletişime geçmek selamlaşmıyorduk bile. Bunu yapmak zorunda hissettik. Aslında bu da doğru değildi.

Derken, kadınlardan biri bir öğlen arası yanıma geldi. Kendisiyle samimiydik, geçmiş dönemlerde hep şakalaşır, samimi sohbetler ederdik. Üstelik bu ablamız evliydi. Sohbet arasında benimle kız arkadaşımın ilişkisini sordu. Verdiğim cevap, “Sadece birkaç kez görüştük. Şimdi bir şey yok” oldu.

Bu sizi ilgilendirmez diyememe sebebin? Saçmalamışsın. Çaktım geçtim de daha iyi.

Bu sadece eski kız arkadaşımı koruyabilmek amaçlıydı. Ancak bu fesat kadın bu cevabımı, “Sadece çaktım geçtim, başka bir şey olmadı” diye manipüle etti.

Yahu sen dedin bunu.

İşte facia burada başladı. Bu algı yine tüm binaya yayıldı: “Ben çaktım, geçtim.”

Her ofiste böyle mide bulandırıcı yaratıklardan en az bir tane olur.

Aramız birden buz kesti. Benim çok iğrenç bir adam olduğumu söylemeye başladı. Kendisini bir türlü inandıramadım ve terk edildim. İlk ayrılık bu şekilde gerçekleşti.

Bunu hak etmişsin aslında.

Ayrılığın ardından kendisiyle iletişime geçmeye çalıştım, durumu izah etsem de ikna edemedim. Bana değil o karıya inanıyordu.

Hocam sen saf mısın, saf numarası mı yapıyorsun?

Üstelik benimle görüşmezken, dediklerimi manipüle eden kadınla kahve içmelere gidiyordu. Artık derdimi anlatmaktan vazgeçtim ve ayrılığı kabul ettim. Çok üzgün de olsam önüme bakıyordum, yeni kızlar bulmaya çalışıyordum. Buldum da, bunu duyunca yine kıskançlık krizleri ile birlikte bana geri döndü.

Bu kız da ayrı bir numune.

Ancak ilişki artık çatırdamıştı, halen zaman zaman bunu kendisine nasıl yaptığımı sorguluyor, benin kafamı ütülüyor ve ayrılık döneminde nasıl başka karılara gidebildiğimi söylüyordu. Toksik ilişkiye merhaba demiştim. Ama ben efendi çocuktum.

Sende efendi adamın toksik kırılganlığı var. Sen de toksiksin, o da.

Bu kız benim ruh ikizimdi, pembe panjurlu evimizde bir ömür boyu mutlu yaşayacaktık.

Bu kadar negatiften sonra nasıl olacaksa artık. Film de değil ki her türlü zorluğu aşasınız 🙂

Muhtaçlığım, kaybetme korkum, onetis durumum birçok şeyi alttan almama neden oluyordu. Gel zaman git zaman ikinci ayrılık da gelmişti. Yine bırakan o olmuştu. Bu kez 4 ay süren ayrılıkta resimde başka bir adam olduğunu öğrendim. Uzatmadan, o herifle takılıp yine bana döndü. Maalesef kabul ettim ve bir süre daha ilişkimiz devam etti.

Senin kendine saygın yok. Hayatındaki kadının olmasını bekleme. Asla geri almamalıydın. İki kere terk edeni, haklı sebeple terk etse ve kimseyle görüşmese de yeniden almamalıydın.

Ama artık çok sevdiğim prensesime başka eller değmişti. Bunu içten içe hazmedemesem de bir süre daha ilişkiye devam ettim. Nitekim beklenen son geldi ve bir daha benim açımdan geri dönmemek üzere ayrılık yaşandı.Bu ayrılığın ardından eski kız arkadaşım 2 ay sonra başka birini buldu.

Yani kızın hafif sokaklara ait olmasını bir kenara bırakırsak, zaten hile hurda ile zorladığın ilişkiden de fazlasını beklememek lazım.

Herifle el ele, omuz omuza neredeyse kucak kucağa pozlar paylaştı. Sosyal medyada ne kadar birbirimizi takip etmesek de ortak arkadaşlarım fotoları bana gönderiyordu.

Türkiye’de bir kadının bugün var yarın belki yok sevgili ile sosyal medyada kucak kucağa, yanak yanağa olması bence kızın ilişkilik olmadığına işaret.

Ardından benim midemi bulandıran olay yaşandı. Herifin lüks marka cipini alıp iş yerine gelmeye başladı. Üstelik jipi benim arabamın park yerine park ediyordu. Bir insan daha nasıl kendini küçültebilirdi.

Küçülme yarışına girmişsiniz.

Bu benim açımdan aslında çok iyi olmuştu. Gerçek yüzünü görüyor ve “Aslında kurtuldun oğlum” diyordum. Kendime söz verdim. Gebersem de bu hatuna asla geri dönmeyecektim. Çünkü bu adamdan da ayrılacak ve bana gelecekti. Bunu adım gibi biliyordum.

Sözümü tuttum, adamdan kısa zamanda ayrılıp beni yoklamaya başladı. Daha sonra bu kız yıllık izne çıktı. Ben de yurt dışı seyahati yapacaktım. Rotam İtalya olacaktı. İtalya, biz birlikteyken bizim gitmeyi en çok hayal ettiğimiz yerdi. Benim İtalya’ya gideceğim duyan kız benimle iletişime geçti ve beraber gitme teklifinde bulundu. “İtalya’da yeniden başlarız, her şeyi unuturuz ve bu senin için bir fırsat olacak” dedi. Lafa bak ‘Benim için fırsatmış’.

Nasıl kıçı kalktıysa artık 😀

Kesinlikle kabul etmedim, teklifine kahkahalar atarak cevap verdim, bunun mümkün olmadığını, plana kendisini dahil etmeyeceğimi söyledim. Ardından haykırmaya başladı, “Psikopatsın, narsistsin, ruh hastasısın, tedaviye ihtiyacın var, kalpsizsin, duygusuzsun, beni hep ezdin” şeklinde.

Sende bir kısmının olduğu kesin ama kızda daha fazlası var gibi.

Belki de kendi hastalıklarını bana yansıttı. Neticede bu işi bitirmiştim. Ben İtaya’dayken hemen başka birini bulmuş, şaşırdık mı? Klasik sarılma pozları paylaşılmış. Şu an 4 ayda bu adamla nişan yaptı. Adama acıyayım mı yoksa salaklığına mı güleyim bilemedim.

Ben ise şu an ne yapıyorum? Aynı iş yerinde devam ediyorum. Ben yoluma bakıyorum. Son ayrılıktan sonra takındığım tavrın ne kadar doğru olduğu ile övünüyorum. Arkadaşlar siz siz olun kırmızı hapı tanıyın ama en önemlisi içselleştirin ve hayatınızı bu odağa göre yaşayın. Uzak durmanız gereken kriterleri de mutlaka görün.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Day Game – Peş Peşe 3 Reddedilme

Selamlar, bilenler bilir 2017’den beri day game yapıyor, 2019’dan beri eğitimler veriyorum.

Açıkçası uzun süredir doğru düzgün ne kadınlarla tanışıyorum ne de özellikle bir çabam oluyor. Bir süredir hayatı ve işleri yoluna sokmakla uğraşıyorum. Keza bir yandan da 2 yıllık bir ilişkim var. Gideyim de bir kadınla tanışayım birlikte olayım gibi bir kafada değilim. Sadece eğitim verdikçe veya bazen keyfine yapıyorum. Onun dışında ekstra bir girişimim olmuyor.

Dün Azerbaycan’dan gelen bir arkadaş “hocam merhaba acaba bugün 16:00’da görüşebilir miyiz?” diye sordu. Mesajını 13:00 gibi görüp cevap verdim. 16:30 suları yakınlardaki bir AVM’de görüşmek için sözleştik.

Temiz kıyafetlerimi ve takılarımı taktım. Botlarımı ayağıma geçirdim, oversize vintage bir gömlekle dışarı çıktım. Tarzım Johhny Depp’in tarzı gibi oldu. Aynada kendini iyi görmek güzel hissettiriyor.

Necdet’i (ismi Necdet değil ancak ona bu yazıda Necdet diyeceğim) ilk gördüğümde karşımda samimi ve enerjik birini farkettim. 28 yaşında fit ve kaslı biri gibi görünüyordu. Bakımlıydı ve hayatında bir şeyleri yoluna koymuş gibi bir enerjiye sahipti. Onunla konuştuğum anda sıcak bir tavırla benimle tanıştı. İsimlerimizi öğrendik. Eğitime yetişebilmek için koşmuştu. Öncesinde bana traning yapacağını o yüzden geç geleceğini söylediğinde, spora falan gidecek diye düşünmüştüm, görünce tamam spordan gelmiş bu adam dedim ancak. Traning’i eğitim için kullanmış ve terlemesinin asıl sebebi koşmasıymış. Yaşını sorduğumda 28 tahmininde bulundum ancak kendisi 38 yaşındaymış. Harika bir formdaydı. Sağlam kilo vermiş six pack yapmış tarzını ve beden dilini 2 yıl içerisinde değiştirmiş. Büyük bir azim.

2 yıl önce redpil ile tanışan bir insanın hayat kalitesindeki standartların bu kadar artması bana şaşırtıcı gelmiyor. Umarım buradaki herkeste bu dönüşüm yaşanıyordur. Bu sadece kadınlarla alakalı değil. Bu kendini gerçekleştirmekle alakalı. Necdet bunu görmüş ve gerçek potansiyeline ulaşmak için çabalamıştı. Ayak üstü onu taktir ettim. Ve 1 saatlik bir sohbetimiz oldu. Sohbette neler yaşadığını, bugün buralara nasıl geldiğini, neler istediğini vs. anlattı. Onu dinledim. Dinlemesi keyifli biriydi. Bazı yerlerde kendi kişisel deneyimlerimi ve hatalarımı gördükçe başımı sallayıp onu onayladım. Aynı yollardan geçmiştik ve kalbimiz kırılmıştı. Kim olduğumuzu, neler istediğimizi, neler yapmak istediğimizi bilmiyorduk.

O kendi gelişim sürecinde gelişirken eski arkadaşları tarafından kıskanılmaya başlamış. O çukurdan çıkmaya yaklaştıkça arkadaşları onu dibe çekmeye eski boktan hallerinde mutlu mesut yaşamaya teşvik etmişler ve Necdet bunlara rest çekip, çoğuyla arkadaşlığını bitirmiş. Gerçekten zor bir süreç. Gerçek arkadaşlık yok fesatlık üzerine kurulan bir arkadaşlık. Bunu burada eminim bir çok kişi yaşamıştır.

Neyse. Konumuza dönelim. Sohbetimiz çok iyiydi. Yaklaşık 1 saatlik konuşmanın ardından “hadi kalk biraz pratik yapalım sonra tekrar otururuz” dedim. 15 dakika yürüdük. Yürüyüş boyunca klasik hatalardan, nasıl yaklaşılması gerektiğinden, nasıl konuşma başlatması gerektiğini anlattım. Kendi çevresinde day game yapan arkadaşları da olduğu için zaten hali hazırda bir şeyler biliyordu. Sadece kendisinin yeterli tecrübesi yoktu.

Ona gerekli detayları anlattıktan sonra anlattıklarımı pekiştirmek ve göstermek amacıyla bir kızla tanışacağımı uygun bir yerden izlemesini söyledim.

Karşımdaki kız neredeyse benimle aynı boydaydı, yorgun görünüyordu ve 18-19 yaşlarında gibiydi.

Yavaş yavaş yürüyerek yanına geçip onu ürkütmeyecek şekilde selam verdim, zaten ürkmeye hazır görünüyordu ancak yine de ürktü.

 

-Selam 🙂

(burada kulaklığı vardı onu çıkarmaya çalıştı)

 

-Bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim, iyi misin?

Tarzı bir soru sordum. Çünkü kulaklığı çıkarınca aşırı tedirgin bir yaklaşımda bulundu. Durumu yumuşatmak ve fark ettiğimi göstermek için ona bunu söyledim.

 

. iyiyim sadece hiç anlamadım

 

-anlamaman normal bir anda geldim.. seke seke ve hızlı yürüyorsun, nasılsın?

 

. iyiyim teşekkürler yetişmem gereken bir yer var oraya gitmeye çalışıyorum

 

-Nereye gidiyorsun?

 

. kendime oje alacağım?

 

-Süper hangi renk alacaksın mavi falan mı?

(maviyi sadece içgüdüsel olarak söyledim. Dışardan mavi gibi görünüyordu ama tahminim tutmadı)

 

.şeffaf alacağım.

 

-Şu besleyici olanları diyorsun peeling mi ne deniyordu, geçen aylarda bir arkadaşım bana sürmüştü.

 

.Aynen bakım için yapılıyor

 

-Her zaman bu kadar utangaç mısın haha?

 

.ya şey, değilim ama dün 3 saat uyudum ve yorgunum.

 

-Grafik tasarımcı değilsin di mi?

 

.öğrenciyim

 

-Doğru midtermler başladı, hangi ünidesin?

 

. XX’de okuyorum.

 

(burada bir parantez açmalıyım. Kızımız hala gergin ve korkak bakışlar atıyor ve rahatlamamış. O yüzden bir yerde artık sohbeti devam ettirmeyeyim dedim)

 

-Bak gitmek istiyorsan gidebilirsin, seni sanki zorla tutuyormuşum gibi hissediyorum bunu söyleyebileceğini biliyorsun değil mi? Anlayışlı biriyim sorun yok

 

.yok ondan değil biraz uykusuzluk vurdu ve hiç anlamadım.

 

-Haha tamam sen git alışverişini yap:)

 

Sonrasında kendisiyle selamlaşıp uzaklaştık.

Bu kızla sohbete devam edebilir, alışveriş yapabilir hatta sonrasında bir kahve içebilirdim, sorun olmazdı. Ancak onu rahatlatmam, konuşmam ve zaman ayırmam gerekecek. Ve benim amacım bunları yapmak değil. Sadece göstermek.

Necdet’e her şeyi anlattım, bir on dakika kadar sohbet ettik. İlk gösterim onun için iyi olduğundan biraz kendisi saldı ve rahatlattı. Bana referansla ulaştığı için bu onun için iyi oldu. Çünkü beni neredeyse tanımıyordu.

Sonrasında Necdet’i ısındırmak amacıyla birkaç şey yaptırdım. Yaptırdığım şeylerin biraz üstüne giderek neredeyse birkaç kadının numarasını alacaktı.

 

Bazı aşamalarda genelin yaptığı gibi bazı klasik hataları yaptı mesela;

-Kız gülüyor diye onunla ilgilendiğini düşündü. Bunun şöyle bir sıkıntısı var, o kız sana gülüyor olabilir ancak bunun sebebi sen olmayabilirsin. Kadın kendi gerginliğini veya durumun garipliğini bastırmak amaçlı bir savunmayla bunu yapıyor olabilir.

-“Hayır”dan bazen anlamadı. illa kadın sana “hayır seni istemiyorum” “tesekkurler ilgilenmiyorum” demek zorunda değil. Laftan veya beden dilinden anlayacaksın. Kadınlar bazen hayır diyemediklerinden beden dilleriyle gerekli sinyali veriyorlar. Mesela bir anda sağa dönmeleri, etrafa bakınmaları, soru sormamaları vs. o sinyalleri gördüğünde uzaklaşacaksın. Yoksa başına ciddi iş alırsın. 

Ve yeni tanıştığı insana yeni tanıştığını onunla çok ilgilendiğini belli eder türden davranıyordu. Ne demek istiyorum; mesela yolda yürüyorsunuz arada yola bakar, arada arkadaşınıza bakarsınız değil mi? Necdet öyle yapmıyordu. Yürürken tek odak noktası yeni tanıştığı insandı ve bu absürt görünüyordu. 

Ona bu yaptıklarını, nasıl algılanacağını anlattım. Böyle bir şey yapıyorsa profesyonel olmalı. Hiçbir zaman kendini salamaz. Bu şekilde 1.5 saat geçirdik. Son 30 dakika da dışarı ve başka yerlerde yapmaya devam ettik. Gayet eğlenceli geçti. O sırada onun yaptığı bir hatayı göstermek amaçlı havalı bir kadınla tanışmaya gittim;

 

-Selam çok havalı görünüyorsun

 

.Teşekkürler

 

(kadın aşırı soğuk ve umursamaz tepki verdi, ağzında bir şeyler geveledi. Bu kadınları iyi biliyorum. Takım elbisemi çekip centilmence daha sert bir şekilde durdurma bunlarda işe yarıyor. Kafasında, beni diğer erkeklerin ona bugun yaklaştığı gibi düşündü (veya bunca zaman bilemem). Bu kadın baya uzundu. Ben 1.83 boyundayım. Bu kadın da topuklularla birlikte 1.80 civarındaydı)

 

-İltifatların için teşekkürler (burada ona laf atıyorum ancak asla karşılık vermiyor), bu kadar rahat bir şekilde nereye gidiyorsun? Balayı falan mı var?

 

Arkadaşlar abartmıyorum bana tam olarak şunu yaptı; dudaklarını büktü köpek dişlerini gördüm ve ;ıığğğğyg gibi bir ses çıkardı. İnanılmazdı.

 

-Tamam sen konuşmak istemiyorsun kendine iyi bak

 

Deyip uzaklaştım. Tecrübesiz biri olsaydım bu bana çok koyabilirdi, sinirimi bozabilirdi veya sorunu kendimde aramama sebep olabilirdi. Ancak tecrübeliyim ve bunun anlamını biliyorum. Kızın dikkatini çekemedim, onun için uygun değildim veya sevgilisi vardı.. bilemem. Necdet’e böyle durumlarda ne yapması gerektiğini ve bu hissiyata karşı nasıl bağışıklık kazanacağını anlattım. 5 kişiyle falan daha konuşup ayrılmak için kapıya doğru yöneldik.

 

Bilirsiniz bazı AVM’lerde dönen kapılar vardır. Ve bu dönen kapıları ittirdiğinizde dış etkiden dolayı bir süre durur.

Yürürken iki Rus kadın arkamızda yürüyorlardı ve sağa bakarken o kadınlardan birinden güzel bir bakış gördüm. Ve bunu kafamın en tozlu yerine attım. Ruslar arkamıza geldiler ve önümüzde bir çocuk vardı. Aslanım benim. Kapıyı öyle bir ittir diki kapı neredeyse 30 saniyeliğine durdu. Artık durumdan sıkılınca kapıyı ittirdim ve hep beraber geçtik. O sırada Necdet’e dönüp “sorun çözücü erkek olmak işte” deyip gülümsedim. Gülümserken rus kadına da döndüm ikinci yeşil ışığı aldım. Onunla hemen orada konuşabilirdim, ancak bekledim. Uygun ve geniş bir ortamda konuşmayı tercih ettim.  Dışarı çıktık Necdet izle dedim ve yanlarına gittim.

 

Kızlar yarı İngilizce yarı Türkçe konuşuyorlardı. Bende de birkaç kelime rusça vardı neyim var neyim yok kullanmaya çalıştım. Biri Türkçe biliyor. Biri Türkçe bilmiyor İngilizce biliyor falan öyle bir ortam. Dilden dile geçmek baya kafa karıştırıcı oluyor.

Direkt Türkçe olarak yazacağım;

 

-Heyy, İngilizce biliyor musun?

 

.Evet biliyorum 

 

-Süper.. dışardan çok tatlı görünüyorsun, muhtemelen sana bunu söyleyen çok erkek olmuştur ancak ben o erkeklere benzemiyorum o yüzden geldim. Burdayım.

 

(bunları söylerken sanki bir anda sahneye koşup ellerimi açarmış gibi hissettim.)

Bu söylediklerim onu etkilemek için falan söyledim diyorsanız yanılıyorsunuz. Onu etkilememe gerek yok. Zaten ne olduğumu biliyorum ve o da biliyor. Bu detay ortama güzel bir renk katıyor.

 

.evet çok erkek bana bunu söylüyoru, ama ben pas vermiyoru

 

-Hahaha eminim oluyordur, adın ne?

 

.Katerina

 

.ikimizin adı da katerina.

 

-OOO siz Ruslar da hep aynısınız, katerina anlamı ne bakalım bunun?

 

(bir süre düşünüp Clean dediler)

 

-bu kadar yaygın bir ismin anlamı temiz ise çocuklara isim verirken tekrar düşünmelisiniz 🙂

 

.öyle ya napalım, senin adın ne?

 

-Casanova (gerçek ismimi söyledim tabii)

 

.sen neler yapıyorsun nerede oturuyorsun, nerede yaşıyorsun?

 

-nereli olduğumu söylesem bilir misin?

 

. bilirim tabii

 

Sonra haritayı açıp yeri gösterdim.  (bak bakalım biliyor muymuşsun falan deyip biraz takıldım. İki kişi olduklarından bir onla, bir onla konuşuyorum. Diğer kıza dönüp onun Türkçeyi nasıl öğrendiğini falan sordum. 1 aydır Türkiye’deymiş ve kursa gidiyormuş. O sırada birbirleriyle rusça konuşmaya başladılar. Bu rus kadınlarının huyuna deli oluyorum. Kızların bildikleri diller de yarımdı. Ne a2 turkce ve ıngılızcelerı vardı. Bu yaptıklarının hoş olmadığını Rusça bilmediğimi ve sadece cuka diyebildiğimi anlattım. Tabii anlamadılar cuka ya çok güldüler. Türkçe anlattım onu da anlamadılar. En son suratlarına Japonca seslenecektim ama nafile. Kendi aralarında bir şeye karar verdiler. O arada bana yeşil yakan ışık kate’i elinden tutup çevirdim. Diğeri elinden maması alınmış çocuk gibi kahkahamsı sesler çıkarınca onu da aldım ve ikisini de çevirdim. Ayak üstü biraz eğlendim. Türkçe bilen kız beni beğenmiş gibi duruyordu. Ancak bir şey demedi.

 

-Kaç yaşındasın kate?

 

.tahmin et?

 

-Ben bu işlerde çok kötüyüm, 23 mü?

 

.azıcık daha çık

 

-27 mi?

 

.29

 

Bir de bana azıcık çık diyor. Yaşlı değilim sadece 70 yaşındayım gibi bir şey bu.

-29 yaşı severim iyi bir dönem

 

(bu aşamada tekrar Rusça konuşmaya başladılar ve benim gidesim geldi.)

 

Türkçe bilen dönüp biz gidelim dedi, e dedim ben de gideceğim, numaranı ver kate seninle çay içelim?

 

Bana tam olarak şunları dedi;

Konuşacak zamanım yok

Benim bunun için vaktim yok,

İletişim kuracak halim yok

Zaten bir ay sonra Rusya’ya dönebilirim tam belli değil

 

-kate, bu kadar açıklamaya gerek yok. Dilsiz rolünü de oynayabilirsin tabii böyle fantezilerin varsa:))))

 

Ne yazık ki bunları da anlamadı, tamam deyip uzaklaştık. Bugün böyle bitti.

 

Rus kadınları Türkiye’ye geldiklerinde egoları tavan oluyor arkadaşlar. Bilginiz olsun. Ve onlarla bir şeyler yaşamak istiyorsanız onları rahatlatmanız ve güvenmelerini sağlamanız gerekiyor. Sonrası olur zaten.

 

Bugün hiçbir şey olmadı. Olması için de ekstra bir çaba sağlamadım ama güzel anılar biriktirip iyi bir eğitim yaptık.

 

Day game’in birilerini etkilemeye çalışmak değildir. Day game sağlıklı ilişkiler kurmak, sosyal becerileri geliştirmek ve sosyalleşmek için yapılır. Birilerini etkilemek veya cinselliğe ulaşmak için yaptığında çoğunlukla flake yani geri dönüş alamazsın. Numara alırsın sana dönmez. Mesaj atmaz vs. buna flake denir.

 

Kendinizi kısıtlamayı bırakın, sadece deneyin.

Hipergamiyi bilirken evlenmek mümkün mü?

Mahmut abi kızlara erişim sorunum yok, fakat hipergamik ve çıkarcı olduklarını bildiğim için sevgili olsam dahi cinsel çekim harici bir sevgi oluşmuyor.

Kadınların melek olduğu ve efendi erkeklikle tavlanabilecekleri bir rüya aleminden fişinizi çekiyorlar, kadınların şeytan olduğu ve kötülükle tavlanabildiği başka bir rüya alemine takıyorlar. Bu şekilde yeniden kablolanan erkeklere, “kadınlar melek değil insandır” diyorsun, “kadınlar melek değilse şeytandır” diye ağlaşıyorlar.

Gerçek insanlar, kadın ya da erkek çıkarcı olurlar. Daha iyisini isterler. Sen kendi çıkarlarını düşünen ve daha iyisini isteyen biri değil misin sanki? İnsan kadınlarını sevemiyorsan, kadınlar melek değiller diye sevemiyorsan, hala masalların ardından ağıt yakıyorsun demektir. Büyümemiş, küçük çocuklarda olan idealize kadın figürünü aşamamışsın demektir. Bundan kadınlara güvenmek yazısında bahsetmiştik:

… Yani gerçek bir kadınla ilişki yaşamak için kafanızdaki ideal kadını feda etmeniz lazım. (Jordan Peterson)

… Jung’a göre başlangıçta anima kişinin annesinden ayırt edilemez zira erkek çocuk, annesiyle çok sıkı bir bağlantı içinde olmadan fonksiyonel olamaz. (Havva aşaması) İkinci aşama ise, anima kollektif ve ideal cinsel imgedir. Truvalı Helen. 

… Bir erkeğin hayatının ilk yarısındaki psikolojik önceliği, anneye olan anima hayranlığından kendisini kurtarmasıdır.

“Kadınların hipergamik ve çıkarcı olduklarını bildiğim için sevgili olsam dahi cinsel çekim harici bir sevgi oluşmuyor” demek, kadınlardan annelik beklemeye devam ediyorum demek.

Zaman geçirmek, birşeyler yaşamaktan mutlu oluyorum ama bağlılık oluşmuyor. Şuanda evlilik bile yapsam karıma karşı sevgi hissedeceğimi düşünmüyorum. 7 yıllık uzun bir ilişkiden çıktım, canım çok az yandı.

Hipergamiyi bilen birisi nasıl birini sevip evlenebilir?

Hipergamiyi bilen birisi daha rahat uzun süreli ilişkiye girer ve evlenir. Hipergamiyi bilen adam, yeterince çekici ve güçlü kalması gerektiğini, bunu yaptığı sürece de daha rahat ilişki yürüteceğini, kadına annesiymiş gibi davranıp itici ve güçsüz hareketler yapmaya devam ederse, ilişkinin sallanacağını, aldatılma ihtimalinin artacağını bilir. Hipergamiyi karım yan tarafa benden daha iyi biri taşınırsa onun kucağına atlar diye öğrenen düz kafa oğlanlar ve onlara böyle öğreten atarlı abiler, hipergamiyi bilmiyorlar.

Şimdi erkeklere hitap eden camiada hemen herkes, mavi hap ya da efendi erkek zihin yapısı denilen bir masal olduğu ve erkeklerin bu masaldan uyanması gerektiği konusunda hemfikir. Fakat o fişten çekildikten sonra ne yapılması gerektiği konusunda bir sürü görüş ayrılığı çok fazla. Ama bana sorarsanız, fişten senin gibi çekilmiş bir adam olacağıma fişte kalırım daha iyi. Ya da fişte adamlarla arkadaş olurum daha iyi.

Burada birkaç sorun var. Bir aşırı uçtan diğerine savrulursanız, bir sarkaç gibi, geldiğiniz aşırı uca yeniden savrulmanıza neden olacak bir pozisyona gelirsiniz. Buna Black Label Logic sarkaç prensibi diyordu:

Sarkaç prensibini Twitter’da çok sık kullanıyorum. Bu prensibe göre insanlar bir ideal duruma doğru küçük adımlarla yavaşça yaklaşarak ilerlemiyorlar. Bunun yerine bir uç noktadan diğerine salınıp duruyorlar.

İkinci sorun da, kadın erkek ilişkilerinden alacağın doyumu ve zevki, normalde parasını bastırıp kolayca alabileceğin bir şeye, sekse indirgiyorsun. Basıyorum, geçiyorum hayat çok zevkli diyenlere pek kanmayın. Çoğu insani bir ihtiyaç olan kadın erkek ilişkisini yaşayamamanın acısını, bu tür bir büyüklenme ardına saklayan insanlar.

Bakın erkeğin hayatında böyle bir dönem olabilir ama erkek bunu hipergami ve çıkarcı kadın korkaklığı ile yaparsa ve bu dönem uzun sürerse, kendisine zarar verir. Yarın artık aile kurayım, çocuk yapayım dediğinde, bunun için gerekli olan minimum kişilik özelliklerinden uzak ve yıllarca bu şekilde yaşadığı için bu özellikleri bir türlü kazanamayan adamlarla görüşüyorum. Hayatınız 20’lerinde bitmiyor, 40’tan sonra 40 sene daha var. O dönemlere böyle bir adam olarak gelmeyin, hiç de mutlu olacağınız bir durumda olmuyorsunuz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Sosyal medyada erkekleri ve kadınları hedef alan öfke yemleri

Özlem rumuzuyla kadın takipçi Bir “hayatta kalma” stratejisi olarak mavi hap – kırmızı hap yazısında sormuş:

Son bir haftada bile Twitterda o kadar çok 30 yaş üstü kadın karalamasi gördüm ki ne kasarliklari,ne çirkinlikleri,ne yasliliklari kalmış. Cidden çoğu erkek nefret besliyor. Anlam da veremiyorum yani siz tercih etmeyin olur biter neden hepsini böyle karalama gereği duyuyorlar.

Nurr rumuzlu kadın takipçi eklemiş:

Şu twite bakin.25+ kadına yaşlı demiş ve baya bir adam da beğenmiş hak vermis.cidden kadınlar erkeklere,erkeklerin kadınlara davrandigindan çok daha iyi davranıyor. En azından çoğunun üslubu seviyeli.

Kadınların son bir iki yılda sosyal medya denilen lağımda, özellikle Twitter ve Ekşi Çöplükte, karşılaşmaya başladıkları bu söylemler yıllardır erkeklerin karşılaştığı bir şey. Biz genelde “185 boyu olmayan adam kendine erkek demesin”, “ayda 5000 Dolar kazanmayan da erkek mi?”, “16 cm altındaysa bamya” şeklinde olan tweetleri yıllardır görüyoruz. Yani sosyal medya lağımında bazı kadınlar, erkeklerin kadınlara davrandığından daha iyi davranmıyorlar.

Bunların amacı, en tepki çekecek abartı, saçmasapan ama nefret içeren şeyi söyleyerek büyük bir sosyal medya ilgisi çekmek. Gerçekten de normal bir tweet bin etkileşim alıyorsa, böyle bir tweet yüzbin etkileşim alıyor. Özellikle de bu tweet ile sinirlenenler sayesinde ki hedef de o.

Bunlar öfke yemleri ve öfke yeminin ne olduğunu daha önce yazmıştık. Yazanların %99’unun gerçekten inanmadığı veya uygulamadığı şeyler. Amaç sadece etkileşim ve kendi cinsiyetinden takipçi çekmek. Yani erkekleri “185 boyu olmayan erkek değil” diye galeyana getirip tweeti yay, takipçi çek. Ama olay sadece takipçi de değil. Gerçek hayatlarından kaçıp sosyal medyada dopamin zirvesi yaşamaya çalışan bir kesim var ki, etkileşim bile onlar için yeterli.

Günümüzde artık şu tavsiyeyi %100 verebiliyorum. Arkadaşlar, özellikle Twitter ve Ekşi Sözlük gibi, anonim insanların öfke yemi basıp durduğu sosyal medya sitelerinden tamamen uzak durun. Her seçimde de göreceğiniz gibi gerçek hayatla zerre alakası olmayan yerler. Normal insanlar orada kızlar “25 yaşında nene”, “erkekler 190 değilse cüce” tweeteri atıp beğenmekle uğraşmıyorlar. Çoğu bunları görmüyor bile. O çoğunluğa katılın.

Kemal rumuzlu takipçi konuyla alakalı yine aynı yazıda sormuş:

Redpillciler feministleri ve yaşlı kadınları sevmiyorlar okey de adamlar erkeklere de tavır almaya başladılar ahaha. 30 yaş üstü kadınlar değersiz, onlarla beraber olan erkekler de beta,tercih edilmeyen ezik erkekler onlar da değersiz diyecekler neredeyse. Kendi halinde adamların kimlerle beraber olacağından onlara neyse artık. Bu cpd muhabbeti beni sıkmaya başladı bu camiada. Niye cpd mevzularında bu kadar agresifler onu da anlamıyorum.

30’lu yaşlarda kadınlara ancak çer çöp erkekler kalır gibi laflar da saçmalık. 30’una kadar piyasayı deneyip 30’unda uyuyan bir mavi haplı bulup kapayan kadın sayısının artmasına karşı ortaya çıkan bir uyarı, “30 yaşına bekar girmiş tüm kadınlar kucakta hoplamıştır, değersizdir” gibi bir intikam pornosuna dönüştü (20’lerinde bizim gibi pırlantalara vermediniz, sürünün gahpeler atarı).

Ben 36-37 yaşında olsam, 30 – 32 bandında (aslında 25-33 bandında), çocuk yapmak isteyen bekar bir kadınla evlenirdim. Bunlara aldırmayın. Siz kötü nedenlerle bekar kalmış ve sizi sadece sperm bankası olarak kullanmaya programlı kadınlardan uzak durun. Ama işi bu çeşit intikam pornosuna getirmeyin.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Kırmızı Bayraklar 1-3

Youtube kanalımda sıklıkla şu cümleyi kullandığım olmuştur “Bu kızda Çin kominist geçit törenindekinden daha fazla kırmızı bayrak var”. Bu bölümde erkeklerin hayatlarını kadınlar etrafında kurarken farkında olmaları gereken riskli kırmızı bayraklara biraz daha derin bir dalış yapacağım.

Kendim birçok hatalar yaptım ve danışmanlık verdiğim erkekler de aynılarını yaptılar. Bu yüzden mutluluğunun daimi için bu kırmızı bayrakları görmezden gelmemelisin.

Bu kırmızı bayraklardan herhangi birini gösteren bir kadınla derin bir ilişki kovalayabilirsin. Ancak, benim tahminim meyve suyu sıktığına değmeyecektir ve riskleri ödüllerinden ağır basacaktır.

Eğer sen bu bölümü okuyan bir kadınsan ve kendinde bu kırmızı bayraklardan birini tespit edersen, üzülme. Onun yerine benim erkeklere hatırlattığım gibi: sen de kendi üzerinde çalış, aidiyet kazan ve danışmanlık al.

Çoğu erkeğin gözlemlediği gibi, eğer hayatına girmesine izin verirsen yanlış bir kadın hayatını mahvedebilir. Bu yüzden erken bir şekilde kırmızı bayrakları öğrenme temel becerisini edin ve bunda uzmanlaş. Hatta bu bölüm 20 ana kırmızı bayrağı kapsıyor, daha başkaları da mevcut, o yüzden gözlerini açık tut.

Eğer kendini bu tarz bir kadına maruz bırakmayı seçtiysen benim tavsiyem, ilişkini “Friend With Benefits (FWB – aralarında romantik ilişki bulunmayan cinsel partnerler için yaygın olarak kullanılan bir terimdir.)” ilişkisi şeklinde sınırla ve tabak çevir. Onda bir ya da daha fazla daha kırmızı bayrak tespit ettiğinde onun tabak statüsünü sınırla ya da pas geç ve ona ya da ilişkiye daha fazla duygusal yatırım yapma.

Dışarıda hayatına değer ekleyecek kadınlar var, eğer yanlış kadınları dışarıda bırakırsan.

Ben aynı zamanda bu bölüme senin amaçları olan, maskülen, güçlü ve geleneksel mücadeleci becerileri olan bir erkek olduğunu farz ederek başlıyorum.

Beta erkekler kırmızı bayrakları kabul ederken devamlı tavizler ve bahaneler üretir. Ancak yüksek değerli alfa erkek mükemmeli ve hayattaki amacını kovalar. Problemli kadınların hayattaki görevini engellemesine izin vermez.

Kırmızı bayrak 1: Babalarıyla sorunları olanlar

Eğer babasıyla arkadaşcıl bir ilişkisi yoksa veya yetiştirilirken hırçın bir ilişkisi olduysa o zaman kızın babasıyla çeşitli sorunları var demektir. Annesi babasını kendi hayatından çıkartmıştır ya da babası zaten ortalarda görünmüyordur ya da belki de sadece baba olmakla falan ilgilenmiyordur, bunun yerine evdeki bir parça mobilya gibi davranıyordur.

Bu durumların hepsinde bir kadın güçlü, maskülen ve erdemli bir babayla güçlü bir ilişki kurmadıysa maskülen, erdemli, alfa bir erkeğe de değer vermez.

Eğer babasına değer vermiyorsa, sana değer vereceğini düşündüren şey ne? Babalarıyla meseleleri olan kadınları kurtarmaya çalışan çok fazla erkeğe danışmanlık verdim. Bu kadınlar hiçbir zaman zamanına değmezler.

Babalarıyla sorunları olma konusundaki diğer bir endişe de bunun sıklıklar Borderline kişilik bozukluğuyla (BDP) bağlantılı olması. Borderline olan kadınlar sıklıkla babasız evlerden çıkmışlardır, ki bu ortam onlarda terk edilme korkusunu doğurur. Bu korku yetişkin olduklarında da devam eder, tekrar terk edileceklerini düşünürler. Sonra da terk edilmelerini kesinleştirecek şekilde hareket ederler.

Borderline olan kadınlar çok tehlikelidir çünkü uçlarda yaşarlar, yatakta çılgın gibidirler ve sokağa çıkınca klas bir bayan gibi davranırlar.

Borderline olan kadınlar hızlıca ateşli durumdan frijit (cinsel anlamda soğukluk yaşama hastalığıdır) gibi soğuk bir hale dönebilirler. Borderline kadınlar bir erkeğe kancayı, ilgilenen, sevecen, verici bir kadın taklidi yaparak takarlar. Borderline kadınlar sana “wow, sonunda beni sevecek, saygı duyacak ve minnettar olacak bir kadın!” dedirtecek şekilde sahte bir mükemmellik hissiyatı yaratırlar.

Ona “Bana ailenle büyüdüğün zamanları anlat” diye sorun. Bu sana bu kadınları tespit etmek, filtrelemek için erken aşamada yardım eder. Hatırla, iki kulağın ve bir ağzın var. O yüzden onları bu orana göre kullan –sor, sonra da dinle. Kadın sıklıkla hikayesini anlatacaktır.

Benim babasıyla sorunları olan kadınlarla makul derecede tecrübem var ve asla zamanına, enerjine ve kaynaklarına değmeyeceklerdir.

Bir kadının babası, kadın büyürken onun öncül rol modelidir ve kadının inanç sistemini yönlendirecek temeli sağlar. Ve bu kadının hem erkekleri, hem de kadınları görmesini ve nasıl etkileşim kurması gerektiğini sağlayan lens görevi görür.

Ancak, kadının bu sorununun kaynağı konu dışıdır, çünkü eğer babasını küçümseyici ifadeler kullanıyorsa, bir erkeğe değer vermesi de olası değildir.

Bekar anneler, özellikle feminist olanlar bugünün babalarıyla sorunları olan kadınların besleyicileridir. Feminist olan anne kızına toksik değerleri aşılar. Sana değer vermek yerine, seni “imtiyazlı erkek” olarak görür ve senin maskülenliğine sinirlenir.

Boşanmamdan sonra kendinden büyük üç kardeşi olan bir kadınla çıktım. Annesi benim bu eski kız arkadaşım doğmadan önce dul kalmıştı. Bu üç kardeşin annesi olmak yerine, hipergamisini optimize etmişti ve beta bir sağlayıcı arıyordu. Sonunda ikinci kocasıyla dördüncü çocuğu yaptı.

Benim eski kız arkadaşımın annesi 20’li yaşların başlarında kanserden öldü. Ona babasıyla ilişkisini sorduğumda, babasının affedilemez düşüncesizce bir hatadan sorumlu olduğunu söyledi. Bu annesini bir feminist azizesine çevirmişti ve babası istismarcı, kadın düşmanı bir aldatandı ve çocuk istismarcısıydı.

Biz çıkarken, benim eski kız arkadaşım neredeyse yirmi yıldır babasıyla iletişime geçmemişti. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, kendini bir feminist olarak tanımlıyordu, iki çocuklu bir bekar anne oldu ve sonradan erkeklere ve masküleniteye ufak bir saygısı bile olmadı – Erkekler ona ve çocuklarına değer sunmadığı sürece. Sonra da onların verdiği değerini suiistimal ettikten sonra onları görmezden gelirdi.

Kendi içinde yüksek değerli bir erkek bulmayla ilgili çatışmasıyla sürekli bir savaş yaşadı. Maskülen enerjiye ve erkeklerin kendisinin solipsistik feminist inançlarına itibar etmemesine kızıyordu.

Annesi Asya’da İngilizce öğretirken öldüğünde eski kız arkadaşım Kanada’dan kaçtı. Ve sonra gittiği yerde genç çağlarını oradaki birçok erkekle partileyerek geçirdi. Ve sonra duvara çarpma (epiphany) aşamasına geldi. Biyolojik saatini susturmak için onun hasretini çeken beta bir erkekle 28’inde evlendi. Adam artık onun amacına hizmet etmediğinde onu 38’inde boşadı.

Benim kanalımda “Çıkma konusunda kaçınmanız gereken 3 kadın” adlı popüler bir video var. Daha önce çıktığım belli kadınları ele alıyor:

Söz konusu videonun Türkçe Altyazılı hali:

  1. Babasıyla sorunları olanları
  2. Kurtarılmaya ihtiyacı olanlar
  3. Çocuklarının babasıyla kavgalı olanlar

Bu kadınlar asla kendi hayatlarının sahibi olamazlar. Kanalımdaki videonun başlığını “Çıkma konusunda kaçınmanız gereken 3 kadın” yaptığımda babasıyla sorunları olan kadınlar güvensizliklerini yorumlar bölümüne püskürtmüşlerdi.

Kırmızı bayrak 2: Feministler

Buna önceki “babalarıyla sorunları olanlar” kırmızı bayrağında kısaca değinmiştim. Pek çok kadın bugün kendini feminist olarak tanımlıyor ya da okulda toksik feminist inançlarını edinmişler. Erkeklerin imtiyazlı olduğu fikrini aşılıyorlar. Erkeklerin kadınları geride tuttuğu ve ataerkilliğe yenik düştükleri fikrini.

Ne mutlu ki, tutkulu feministler tipiktirler ve tespit etmesi kolaydır.

Bunlar:

  • Geleneksel feminen görünüşten kaçınırlar ve bunun yerine kısa, doğal olmayan, boyalı saçları vardı (sanırım açık mavi, mor veya kırmızı)
  • Vücutlarında birden fazla dövme ve birden fazla yüz piercingleri vardır.
  • Genellikle fazla kiloludurlar ve çok bol ya da dar kıyafet giyerler.

Kendilerini fit tutmaya kıyasla, erkeklere iyi görünmek için iyi giyinirler ve bakımlı olurlar.

Feminizm, özgürce çocuk aldırmak, bekar anneleri yüceltmek ve maskülanitenin toksik olduğunu iddia eden radikal solcu politikar hakkında vaaz verir.

Feministler eyalet kürtaja yasalarla limit getirdiğinde ve onları anne olmaya zorladığında bundan nefret ederler. Ama erkekleri baba olmaya zorlayan eyalet aile yasaları onları çok mutlu eder.

Feminizm kadınlara refah devleti için oy kullanmayı öğretir, büyük hükümet yardımları, en zenginlerden alınan aşırı vergi oranları ve geniş bir şekilde kadınlara hizmet eden sosyal buyruğun sosyal programları için.

Feminizm asla sana minnettarlık duymaz ya da erkek olarak değer vermez. Feminizm kadınlara kurban olmayı öğretir ve kurban zihniyetinde olan kimse mutluluğu bulamaz.

Bugünün feminizm anti-feminen olacak şekilde çok toksiktir. Kendileri erkek gibi davranırken aynı anda kadınları erkeklerden nefret etmeye yönlendirirler. Ve annelik kavramını kariyer yapmak için geride bırakırlar.

Feminizm kadınları daha iyi hale getirmeyi amaçlamaz ya da daha feminen yapmayı. Feminizm kadınları erkeklerin berbat bir versiyonu haline getirmeyi amaçlar.

Aidiyet konsepti çoğu kadının zorlandığı konudur. Ancak feministler sıklıkla buna aşina değildir ve onlara göre her şey ataerkilliğin hatasıdır.

O yüzden, feminist olarak tespit edeceğin her kadından ne pahasına olursa olsun kaçın.

#MeToo hareketinden beri, birçok erkeğin, bazı olağanüstü adamların doğru olmayan cinsel taciz ve tecavüzle suçlandığını gördük. Ve bunların vakaların çoğu feministlerin doğru olmayan ifadeleriydi.

Üzücü bir şekilde, bir kadının feminist olup olmadığını anlamak için feminen işaretler/ipuçları bile bugün yeterli değil. Dışarıda feminist değerleri içselleştirmiş ama görünüşü feminen  kalan birçok kadın var. Ve bunlar senin dikkatli olman gerekenlerdir. Obeziteye doğru gitmekteler, kedi koleksiyonu yapmakta ve sonunda kısalan ve açık renkli saçları vardır.

Eğer uzun süreli ilişkiye (LTR) gireceksen ya da evliliği düşünüyorsan kadını iki sene kadar davranışları ve hayattaki kararları nasıl diye gözlemen hayatidir. Dışarıdan feminen ama içinde feminist propagandayı idealize etmiş bir kadınla evlenmek gibi aptalca bir şey yapmadan önce dikkat kesil.

Kırmızı bayrak 3: Mutsuz ve şanssızlar

Robert Green’in yazdığı kitapta 10.yasa şöyle der: “Mutsuz ve şanssızlardan kaçının.” Eğer “Gücün 48 yasası” kitabını okumadıysan, kendine bir iyilik yap oku ve mutsuz ve şanssızlardan kaçın.

Ve bunu sadece kadınlarda uygulama. Buraya not ediyorum: Bu bölümdeki bu tip kadınlar tamamen zaman kaybıdır. Ömür boyu mutsuzluk senin hayatının neşesini çalar.

Bu kadınların hayatlarında her zaman bazı problemler vardır. Bu da “Captain Save-a-Hoe (Kurtarıcı erkek tarzı)” adamları çeker. Bu adamlar bu kadınları kendi boktan varlıklarından ve hayattaki tercihlerinden kurtarırlar.

Mutsuz ve şanssız kadın genelde bir erkekten bir erkeğe gider, onların mutluluğunu ve servetini tüketir. Kendinin ve senin hayatlarınıza drama çekmek için bir mıknatıs gibidirler. O yüzden sadece mutlu ve şanslılarla yan yana ol.

Richard Cooper – The Unplugged Alpha Kitabından alıntıdır
Çeviren: Secret

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürünüm var:

Oyun robotu – Oyunu kadınlara anlatmak (Vaka Çalışması)

Merhaba, 21 yaşındayım ve üniversiteye gidiyorum. Hem okuduğum hem de yarı zamanlı çalıştığım için oldukça yoğunum.

3 aydır bir kız arkadaşım var. Kız benim yaşadığım şehirden 3 saat uzaklıkta başka bir şehirde yani uzak mesafe ilişkisi.  Ama neredeyse her hafta görüşüyoruz. Ama sürekli ben oraya gidiyorum, o ailesiyle yaşadığından buraya gelemiyor zira dönüşü çok geç oluyor. Kız bu arada 18 yaşında ve sınava hazırlanıyor.

Üniversite okuyorsun, yakınında bir sürü kız var muhtemelen ama sen 3 saat uzaklıkta ve sürekli gidip görmen gereken, özgürlüğü oldukça kısıtlı bir kızla çıkmayı tercih ediyorsun. Uzak mesafe tercih edilir bir ilişki şekli değil. Seninkisi bunun da kötü versiyonu yani onun da sana gelmesi lazım ama hep sen oraya gidiyorsun. Git gel 6 saat yol.

Son haftalarda bana daha az mesaj atmaya başladı. İlgisinin düştüğünü hissediyorum. Eskisi gibi muhabbet heveslisi de değil. Bir haftasonu çıkamayacağını zira rahatsız olduğunu söyledi ki bu, benim her hafta yollarımı gözleyen bir kız.

Ben de bunun üzerine ona daha az ulaşmaya ve kendime odaklanmaya karar verdim. Fakat birgün mesajlaşmadıktan sonra bana mesaj atıp bir sorun olup olmadığını sordu.

Bir sorun olmadığını, iyi olduğumu söyledim. Sonra da “dürüst olmam gerekirse, aramızdaki iletişimin azaldığını fark ettim ve ama sorun değil” dedim.

Son kısımda saçmalayana kadar iyiydi. Yani sorun olmasa bunu neden belirteceksin ki? Bariz sorun ediyorsun zira bunu ona söylüyorsun.

“Sana ulaşıp duracağıma senin bana olan ilgin artana kadar kendime odaklandım” diye de ekledim.

Offf daha kötüsü geliyormuş meğerse. Yahu arkadaşlar, oyunu oynayın, kıza anlatmayın. Bu sizin acemiliğinizi gösterir, saçmalamayın. Sizi karizma değil palyaço yapar. Balık nasıl balık avlandığını bilmez, balığa onu nasıl avlayacağınızı anlatmak sizi komik duruma düşürür.

“Senin bana ilgin artana kadar kendimi geri çekiyorum zira Youtube’da Maho Abi öyle dedü”.

Neden bilmem ama kız sinirlendi.

Neden acaba? Allah Allah. Oysa “benim erkekim oyunun taçsız kralı olmuş, çok gururluyum” diye ağlamalıydı.

“Sana olan ilgimde bir azalma yok ama çok çalıştığın için sürekli arayıp rahatsız etmek istemedim” dedi.

Aranızdaki muhabbet azaldığında bundan etkilenmemelisin.  Yapman gereken tek şey, kızın mesajlaşma sıklığına ve uzunluğuna uygun mesajlaşıp kendi hayatına bakmak. Eğer bir iki hafta böyle devam ederse konuşabilirsin ama Allah aşkına “bana ilgin azalmak o zaman ben seni çok aramamak, Oturan Mahmut böyle dedi” diye zırvalama. Sadece nasıl olduğunu, bir sorunu olup olmadığını sorup öğrenebilirsin.

Oyunu söze döküp anlattığında karizma olmuyorsun. Bu senin karizmanı sıfırlıyor. Tam tersi genellikle kuyruk acın olduğunu, üzgün ya da kızgın olduğunu sinyalliyorsun. Kızı pasif agresif bir tavırla cezalandırıyorsun gibi duruyor.

Ona her gün yüz yüze görüşemediğimizi ve telefonda sürekli konuşmamızın bizim beraber geçirdiğimiz zamanın değerini azalttığını söyledim.

Bu konuda bana katılmadığını, böyle bir durumu hiç yaşamadığını söyledi.

Bana çok kastığımı, robot gibi konuştuğumu, daha fazla duygu ifade etmem gerektiğini söyledi.

Senin robot gibi olduğuna inanırım. Yalnız sen şimdi buradan aşırı uca kayarsın. Kız senden duygusal bir kıza dönüşmeni, duygularını üstüne kusmanı istemiyor.  Metaverse tanıtan Mark Suckerberg gibi değil de bir insan gibi davranmanı istiyor.

Arada bir mesaj atıp onu hala önemsediğimi göstermemi istiyor.

Arada bir mesaj at sen de. Yani altın oran 2:3 gibi bir şey ya da ilk ulaşmada 1:3 gibi bir şey. 1:10 ya da 1:5 değil. Altın oranı ve çekimi kıza fazla ulaşarak da bozabilirsiniz, kıza çok az ulaşarak da.

Kızın kendine güven problemi var sanırım.

Belki. Belki de sen gerçekten yetersiz ilgi gösteriyorsun.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.