Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları – 201

(150 sayfa – PDF & EPUB)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Merhaba,

Bu kitap, son bir iki senedir izlediğim ve bana 40 yaşından sonra bile birçok pratik şey öğreten Dr. K’nın podcastlarından derlediğim serinin ikinci kitabı (birinci kitap burada).

Dr. K, psikiyatrist ve nöron bilimi çalışmalarının yanında zamanında bir süre rahip olarak da yaşamış ilginç birisi. Kendisi Hint kökenli bir Amerikalı ve internette herkese açık kanalında çok pratik ve faydalı paylaşımlar yapıyor. Özellikle günümüz dünyasında teknolojinin yarattığı ortamın, beynimizin evrimleştiği uzun geçmişimizden oldukça farklı olmasından kaynaklanan disiplinsizlik, odaklanamama, sürekli yorgunluk, motivasyon eksikliği, başarısızlık, vs. gibi sorunlar üzerine eğilen ve bu konularda iyileşmeniz için oldukça pratik bilgiler veren bu yayınları İngilizceniz varsa izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Son zamanlarda yaptığımız nöroplastisite serisindeki bölümlerin aksine, bu kitaptaki bölümler çok daha kısa ama yoğun ve oldukça pratik bilgiler içeriyorlar. Birçoğunu ben kendi hayatımda da uyguluyorum ya da uygulamaya başladım ve oldukça dönüştürücü ve iyileştirici pratikler olduklarına şahit olduğum için sizinle paylaşmak istedim.

Şimdiden iyi okumalar,

Mahmut Abi

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Not: Sepete ekleyerek %30 indirim alabilirsiniz).
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabın içindekiler:
Önsöz 8
Mutluluk için Negatif Düşünce Döngüsünden Çıkmak 9
Düşünce Yetisini Kullanarak Mutluluğa Ulaşmak 9
İnsanların mutluluğunu belirleyen şeyler 9
Daha sağlıklı bir şekilde düşünmek 9
Doğru düşünme şeklini kazanmak 11
Bilişsel yeniden çerçevelemeyi nasıl yaparız? 13
Mutluluğumuzun kaynağı olarak düşünceler 15
Günümüz Dünyasında Mutsuzluğun Nedeni ve Çözümü 16
Neden mutsuzsunuz? 16
Mutluluğun değişkenliği 17
Can sıkıntısı 19
Zihnin düşünmesini yavaşlatmak 21
Hayattan aldığımız keyfi yeniden kazanmak 22
Neden ne yaparsanız yapın sürekli yorgun hissediyorsunuz? 25
Giriş 25
Birdenbire tükenmiş hissetmek 26
Evrim 27
Duygular aynı zamanda fizyolojiktir 28
Vücudum neyi yapmamamı istiyor? 29
4 saat Youtube izledikten sonra neden hiçbir şey yapasınız gelmiyor? 32
Giriş 32
Tüketici nörobilimi 33
Bizi daha az farkında yapmanın yollarını arayan şirketler 34
Neden teknolojiye yöneliyoruz? 35
Teknoloji kullanmaya neden devam ediyoruz? 35
İkili (siyah – beyaz) düşünce şekli 37
Fedakarlıklarınızı takdir edin 38
Porno izlemeyi neden bırakamıyorsunuz? 41
Günümüzde bir amaç bulmak neden çok zor? 46
Hayatın amacı ne? 46
Toplum, amaç hissini kaybetti 47
Son 20 yılda ne değişti? 48
Sosyal medya ve etkili kişiler (influencers) 50
Uyuşmuşluktan nasıl kurtulursunuz? 51
Kendini keşfetme yolculuğu 52
Düşüncenin sonuna erişmek 53
Hayatı daha kolay hale getirmek 54
Neden hiçbir şey yapmamakta daha iyi olmalısınız? 56
Hiçbir şey yapmamanın değişik şekilleri 56
Başa çıkma mekanizmaları üzerine araştırma 57
En kötü başa çıkma mekanizması 57
Standart başa çıkma mekanizması 58
En iyi başa çıkma mekanizması 61
Pes eden biri mi olmak istiyorsunuz yoksa zorluklarla başa çıkabilen biri mi? 63
Terapi Erkekler İçin Neden İşe Yaramıyor? 64
Terapi erkekler için neden zor? 64
Erkekler duyguları ile nasıl başa çıkarlar? 65
Erkeklerin evlilik terapisini sevmeme nedeni 66
Erkeklerin iletişim şekli kadınlardan farklıdır 66
Erkekler duygusal sağlıkları konusunda oldukça fizikseldir 67
Erkek ruh sağlığı konusunda ne yapabilir? 68
Duygusal sağlığınız için vücudunuzu çalıştırın 70
Neden hayatı yaşamakta çok kötüsünüz? 72
Giriş 72
Hayatı yaşamayı beceremiyorsunuz 73
Hayatı nasıl yaşayacağımızı nasıl öğreneceğiz? 75
Maneviyat, kişisel psikolojidir 75
Bir parçanızı gömülü tutmak 76
Kendin ile yeniden bağlantıya geçmek 77
Bilişsel yeniden çerçeveleme (cognitive reframing) 79
Kendi içine nasıl bakılır? 79
Geçmişin savaşlarını savaşmak ve güvensizlikler 82
Güvensizliğin yarattığı açlık 82
Güvensizliğin yarattığı açlıktan nasıl kurtulursunuz? 83
Negatif duygulara katlanmayı öğrenmek 85
Disiplin aslında bir duygudur 87
Nasıl daha fazla disiplinli olursunuz? 87
Disiplin yeşertmek neden zordur? 87
Duygunun ne olduğunu tam olarak anlamıyoruz 89
Disiplin zihnin neresinden gelir? 90
Disiplin değil kararlılık kazanın 91
Kararlılık nasıl kazanılır? 93
Uyumsuz (maladaptif) gündüz düşü bozukluğu ve çözüm önerileri 97
Giriş 97
Uyumsuz gündüz düşü hakkındaki hipotezler 97
Uyumsuz gündüz düşü ile eşzamanlı bozukluklar (komorbite) 99
Uyumsuz gündüz düşü ve kişilik özellikleri 100
Uyumsuz gündüz düşü ve ağ teorisi 102
Uyumsuz gündüz düşü neden yaygınlaşıyor? 104
Düşük değerli erkek olmaktan nasıl kurtulursunuz? 106
Düşük değerli erkek kavramı saçmalık değil 106
Kırmızı Hap (Red Pill) – Manosphere neden yaygınlaşıyor? 106
Bir erkeği ne düşük değerli erkek yapar? 108
Bu kadar utanç nereden geliyor? 109
Dating uygulamaları istatistiği 110
Düşük değerli erkek olmaktan kurtulmak 111
Kırmızı hap içerik tüketimini azaltın 113
Dating uygulamalarını bırakın 113
Gerçek dünyadaki gerçek buluşma mekanları 114
Bir kız arkadaş bulamayacak kadar çirkinim 116
Giriş 116
Kendini Kabul Etme 117
Genel Bakış ve Düşünce Yapısı 118
Çözümler Tarafından bunaltılmak 120
Dr.K’nin Kişisel Anektodu 121
Kendinizin En İyi Versiyonu Olmanıza İzin Verin 122
Çözülemez Bir Problem Yaratmak 124
Motivasyon 126
Haklı Olabilirsin 126
Yapabileceğin Şeyler Üzerine Çalışmaya Başlamak 127
Daha az motive olmak neden daha fazla sonuç almanızı sağlar? 128
Yanlış yönde fazlaca motivesin 128
Hedonik mutluluk – eudaimonik mutluluk 130
Yogadan gelen teknik 131
Zevkten kaçınmak 132
Motivasyon kötü bir şeydir 133
İçe dönük insanların sahip olduğu büyük avantaj 136
Giriş 136
Motive olmak 136
Travma için terapi 136
Mantra nedir? 137
Dil eylemin yerini alabilir 139
Bunun sizin için anlamı nedir? 139
Yeniden içselleştirme 140
Beyin sisinden neden kurtulamıyorsunuz ve kurtulmak için ne yapmalısınız? 143
Beyin sisi fizyolojik bir problemdir 143
Merkezi sinir sistemi iltihabı 144
Beyin sisinin potansiyel nedenleri 144
Beyin sisi konusunda neler yapabiliriz? 147
Daha İyi Bir Yaşam İçin Okuyabileceğiniz Diğer Kitaplarımız 150

 

Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları – 101

(150 sayfa – PDF & EPUB)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Merhaba,

Bu kitap, son bir iki senedir izlediğim ve bana 40 yaşından sonra bile birçok pratik şey öğreten Dr. K’nın podcastlarından derlendi. Dr. K, psikiyatrist ve nöron bilimi çalışmalarının yanında zamanında bir süre rahip olarak da yaşamış ilginç birisi. Kendisi Hint kökenli bir Amerikalı ve internette herkese açık kanalında çok pratik ve faydalı paylaşımlar yapıyor. Özellikle günümüz dünyasında teknolojinin yarattığı ortamın, beynimizin evrimleştiği uzun geçmişimizden oldukça farklı olmasından kaynaklanan disiplinsizlik, odaklanamama, sürekli yorgunluk, motivasyon eksikliği, başarısızlık, vs. gibi sorunlar üzerine eğilen ve bu konularda iyileşmeniz için oldukça pratik bilgiler veren bu yayınları İngilizceniz varsa izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Son zamanlarda yaptığımız nöroplastisite serisindeki bölümlerin aksine, bu kitaptaki bölümler çok daha kısa ama yoğun ve oldukça pratik bilgiler içeriyorlar. Birçoğunu ben kendi hayatımda da uyguluyorum ya da uygulamaya başladım ve oldukça dönüştürücü ve iyileştirici pratikler olduklarına şahit olduğum için sizinle paylaşmak istedim. Bu kitap, bundan sonra yapmayı planladığım bir serinin ilk kitabı.

İkinci kitap Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları – 201.

Şimdiden iyi okumalar,

Mahmut Abi

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Not: Sepete ekleyerek %30 indirim alabilirsiniz).
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabın içindekiler:

Önsöz 8
Sabahları Tükenmiş Bir Şekilde Kalkmaktan Nasıl Kurtulursunuz? 9
Giriş 9
Duygular 9
Negatif duygular ne zaman hissedilir? 10
Günümüzde çoğu insanın tükenmiş olarak uyanmasının sebebi 11
Uyku ve rüyalar 12
Günümüz toplumundaki rüya yetersizliği 14
Yorgun ya da tükenmiş uyanmamak için neler yapabiliriz? 14
Yatmadan önce duygularınızı işleyin 15
Teknoloji duygularınızı bastırır 16
Daha fazla rüya görün 16
Duygusal Güç ve Dayanıklılık için Duyguları İşleme 17
Hayat her geçen gün daha mı zorlaşıyor? 17
Dünya değişiyor 18
Dopaminerjik dikkat dağıtma 20
Sürekli dopaminerjik dikkat dağıtmanın sonucu 22
Duygularımızı işleyip hayat yolunda hasarsız ilerlemek için ne yapabiliriz? 24
Duygusal Gücünüzü Geliştirmek için Günlük Tutmak 27
Giriş 27
Günlük tutarak problemlerimizden kaçmayı bırakmak 27
Günlük ile anlatı yaratmak 29
Nasıl günlük tutulur? 31
Farkında olmadığınız zihinsel yorgunluk kaynağı ve bundan kurtulmanın yolu 33
Giriş 33
Odaklanarak çalışma ve Ultradiyen Ritim 33
Çalışma Aralarındaki Dinlenmeme Molaları 35
Çalışma Esnasındaki Ekran Alışkanlıkları 38
Evde Ekran Alışkanlıkları 40
Öz kontrol nedir? Nasıl kazanılır? Bilimsel yaklaşım 42
Giriş – Kendinizi dinleyemiyorsunuz 42
Öz kontrolün gerçekte ne olduğunu anlamak 43
Öz kontrolü tüketen şeyler 43
İçsel çatışmanın gözlemlenmesi, öz kontroldür 45
Öz kontrol, irade sağlamanın yolu 47
Beyin Çürümesi Nedir? Beyin Çürümesinden Nasıl Kurtulursunuz? 49
Beyin sisi ve beyin çürümesi 49
Enfeksiyon, işgal ve adaptasyon 50
Gerçeklikle ilgili algılarınızı süzmek 51
Beyin çürümesine adaptasyon 54
Kim olduğunuz davranışlarınız tarafından belirleniyor 55
Beyin çürümesi yaşayanların hayatları üzerinde bir kontrolleri yoktur 57
Peki bunu nasıl düzeltebilirsiniz? 57
Neden disiplinli olamıyorum? 59
Giriş 59
Neden değişeyim ki? 59
Beyindeki Maliyet Yarar Devresi 60
Rekabetçi İlgi 61
Disiplinin bedelini ödemeye hazır olmamak 61
Neyi gerçekten önemsediğimizi nasıl buluruz? 62
Yapabileceğiniz en küçük şeylerden başlayın 64
Neden Odaklanamıyorsunuz? Odaklanmak için Ne Yapmalısınız? 67
Giriş 67
İnsan Performansı Doğru Ruh Haline de Bağlı 68
Zihniniz ve Benliğiniz Aynı Şeyler Değiller 69
Zihin Odaklanmak İstemiyorken Zihni Odaklanmaya Nasıl Zorlarız? 70
Can Sıkıntısı Değil Hüsran 72
Kendini Sevmek Neden Yeterli Değil? 75
Kendini sev tavsiyesinin problemi 75
Kendini sev tavsiyesine odaklanılmasının sebebi 76
Duygularla başa çıkmanın 2 yolu 77
Acemi Birliği mantığı 80
Erkekler için çalışır mantık: Pozitif sevginin negatif ifadesi 81
Azim 81
Kişiliğinizi Nasıl Değiştirebilirsiniz? 83
Kişiliğinizi Değiştirme Dersi – 101 89
Kişiliğimizi nasıl şekillendirebiliriz? 90
Konu Özeti 93
Zihindeki Programlar 95
Hatalarından öğrenmek 96
Kişiliğinizi Değiştirmenin Adımları 97
Utanç Daha İyi Bir Yaşamın Anahtarıdır 103
Utancın Değerini Unutmamız 103
Utancın işlevini anlamak 104
Utanç kişisel gelişimimizi şekillendirir 104
Acı veren duygular gelişimimiz için önemli 106
Bir Şeyler Kaçırıyormuşum Hissinin Hayatınızı Yönetmesine İzin Vermeyin 110
Bir şeyleri Kaçırma Korkusu ile ilgili temel problem 110
Bir şeyleri kaçırma korkusu ilkel beyni tetikliyor 111
Teknolojinin neden olduğu problem 112
Bir şeyleri kaçırma korkusunun çözümü 113
Çekim Yasası Değil Görselleştirme 116
Çekim Yasası Saçmalığı 116
Kuantum Mistisizmi 116
Görselleştirmenin Gücü 118
Plasebo ve Nosebo Etkileri 119
Görselleştirme Hayal Kurma Farkı 122
Görselleştirmenin Temelleri 123
Imposter Sendromu 128
İmposter sendromu nedir? 128
Imposter sendromunun en yaygın ortak özelliği 129
İmposter sendromu ile nasıl yaşanır? 132
Hayatı Keşkeler Olmadan Yaşamanın Nöron Bilimi 136
Giriş 136
Şimdiki zamanda eylemsizlik 136
Pişmanlık korkusu nereden geliyor? 137
Hayatı pişmanlıklar olmadan yaşamak için ne yapmalı? 137
Ego “Ölümü” 139
Ahamkara 141
Mech pilotu meditasyonu 142
Yeni Bir Yetenek Geliştirmek İçin Stoacı Yaklaşım 146
Giriş 146
Pratik Bilgeliği Geliştirmek için Felsefi Günlük Tutma 148

Kırmızı Bayraklar 1-3

Youtube kanalımda sıklıkla şu cümleyi kullandığım olmuştur “Bu kızda Çin kominist geçit törenindekinden daha fazla kırmızı bayrak var”. Bu bölümde erkeklerin hayatlarını kadınlar etrafında kurarken farkında olmaları gereken riskli kırmızı bayraklara biraz daha derin bir dalış yapacağım.

Kendim birçok hatalar yaptım ve danışmanlık verdiğim erkekler de aynılarını yaptılar. Bu yüzden mutluluğunun daimi için bu kırmızı bayrakları görmezden gelmemelisin.

Bu kırmızı bayraklardan herhangi birini gösteren bir kadınla derin bir ilişki kovalayabilirsin. Ancak, benim tahminim meyve suyu sıktığına değmeyecektir ve riskleri ödüllerinden ağır basacaktır.

Eğer sen bu bölümü okuyan bir kadınsan ve kendinde bu kırmızı bayraklardan birini tespit edersen, üzülme. Onun yerine benim erkeklere hatırlattığım gibi: sen de kendi üzerinde çalış, aidiyet kazan ve danışmanlık al.

Çoğu erkeğin gözlemlediği gibi, eğer hayatına girmesine izin verirsen yanlış bir kadın hayatını mahvedebilir. Bu yüzden erken bir şekilde kırmızı bayrakları öğrenme temel becerisini edin ve bunda uzmanlaş. Hatta bu bölüm 20 ana kırmızı bayrağı kapsıyor, daha başkaları da mevcut, o yüzden gözlerini açık tut.

Eğer kendini bu tarz bir kadına maruz bırakmayı seçtiysen benim tavsiyem, ilişkini “Friend With Benefits (FWB – aralarında romantik ilişki bulunmayan cinsel partnerler için yaygın olarak kullanılan bir terimdir.)” ilişkisi şeklinde sınırla ve tabak çevir. Onda bir ya da daha fazla daha kırmızı bayrak tespit ettiğinde onun tabak statüsünü sınırla ya da pas geç ve ona ya da ilişkiye daha fazla duygusal yatırım yapma.

Dışarıda hayatına değer ekleyecek kadınlar var, eğer yanlış kadınları dışarıda bırakırsan.

Ben aynı zamanda bu bölüme senin amaçları olan, maskülen, güçlü ve geleneksel mücadeleci becerileri olan bir erkek olduğunu farz ederek başlıyorum.

Beta erkekler kırmızı bayrakları kabul ederken devamlı tavizler ve bahaneler üretir. Ancak yüksek değerli alfa erkek mükemmeli ve hayattaki amacını kovalar. Problemli kadınların hayattaki görevini engellemesine izin vermez.

Kırmızı bayrak 1: Babalarıyla sorunları olanlar

Eğer babasıyla arkadaşcıl bir ilişkisi yoksa veya yetiştirilirken hırçın bir ilişkisi olduysa o zaman kızın babasıyla çeşitli sorunları var demektir. Annesi babasını kendi hayatından çıkartmıştır ya da babası zaten ortalarda görünmüyordur ya da belki de sadece baba olmakla falan ilgilenmiyordur, bunun yerine evdeki bir parça mobilya gibi davranıyordur.

Bu durumların hepsinde bir kadın güçlü, maskülen ve erdemli bir babayla güçlü bir ilişki kurmadıysa maskülen, erdemli, alfa bir erkeğe de değer vermez.

Eğer babasına değer vermiyorsa, sana değer vereceğini düşündüren şey ne? Babalarıyla meseleleri olan kadınları kurtarmaya çalışan çok fazla erkeğe danışmanlık verdim. Bu kadınlar hiçbir zaman zamanına değmezler.

Babalarıyla sorunları olma konusundaki diğer bir endişe de bunun sıklıklar Borderline kişilik bozukluğuyla (BDP) bağlantılı olması. Borderline olan kadınlar sıklıkla babasız evlerden çıkmışlardır, ki bu ortam onlarda terk edilme korkusunu doğurur. Bu korku yetişkin olduklarında da devam eder, tekrar terk edileceklerini düşünürler. Sonra da terk edilmelerini kesinleştirecek şekilde hareket ederler.

Borderline olan kadınlar çok tehlikelidir çünkü uçlarda yaşarlar, yatakta çılgın gibidirler ve sokağa çıkınca klas bir bayan gibi davranırlar.

Borderline olan kadınlar hızlıca ateşli durumdan frijit (cinsel anlamda soğukluk yaşama hastalığıdır) gibi soğuk bir hale dönebilirler. Borderline kadınlar bir erkeğe kancayı, ilgilenen, sevecen, verici bir kadın taklidi yaparak takarlar. Borderline kadınlar sana “wow, sonunda beni sevecek, saygı duyacak ve minnettar olacak bir kadın!” dedirtecek şekilde sahte bir mükemmellik hissiyatı yaratırlar.

Ona “Bana ailenle büyüdüğün zamanları anlat” diye sorun. Bu sana bu kadınları tespit etmek, filtrelemek için erken aşamada yardım eder. Hatırla, iki kulağın ve bir ağzın var. O yüzden onları bu orana göre kullan –sor, sonra da dinle. Kadın sıklıkla hikayesini anlatacaktır.

Benim babasıyla sorunları olan kadınlarla makul derecede tecrübem var ve asla zamanına, enerjine ve kaynaklarına değmeyeceklerdir.

Bir kadının babası, kadın büyürken onun öncül rol modelidir ve kadının inanç sistemini yönlendirecek temeli sağlar. Ve bu kadının hem erkekleri, hem de kadınları görmesini ve nasıl etkileşim kurması gerektiğini sağlayan lens görevi görür.

Ancak, kadının bu sorununun kaynağı konu dışıdır, çünkü eğer babasını küçümseyici ifadeler kullanıyorsa, bir erkeğe değer vermesi de olası değildir.

Bekar anneler, özellikle feminist olanlar bugünün babalarıyla sorunları olan kadınların besleyicileridir. Feminist olan anne kızına toksik değerleri aşılar. Sana değer vermek yerine, seni “imtiyazlı erkek” olarak görür ve senin maskülenliğine sinirlenir.

Boşanmamdan sonra kendinden büyük üç kardeşi olan bir kadınla çıktım. Annesi benim bu eski kız arkadaşım doğmadan önce dul kalmıştı. Bu üç kardeşin annesi olmak yerine, hipergamisini optimize etmişti ve beta bir sağlayıcı arıyordu. Sonunda ikinci kocasıyla dördüncü çocuğu yaptı.

Benim eski kız arkadaşımın annesi 20’li yaşların başlarında kanserden öldü. Ona babasıyla ilişkisini sorduğumda, babasının affedilemez düşüncesizce bir hatadan sorumlu olduğunu söyledi. Bu annesini bir feminist azizesine çevirmişti ve babası istismarcı, kadın düşmanı bir aldatandı ve çocuk istismarcısıydı.

Biz çıkarken, benim eski kız arkadaşım neredeyse yirmi yıldır babasıyla iletişime geçmemişti. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, kendini bir feminist olarak tanımlıyordu, iki çocuklu bir bekar anne oldu ve sonradan erkeklere ve masküleniteye ufak bir saygısı bile olmadı – Erkekler ona ve çocuklarına değer sunmadığı sürece. Sonra da onların verdiği değerini suiistimal ettikten sonra onları görmezden gelirdi.

Kendi içinde yüksek değerli bir erkek bulmayla ilgili çatışmasıyla sürekli bir savaş yaşadı. Maskülen enerjiye ve erkeklerin kendisinin solipsistik feminist inançlarına itibar etmemesine kızıyordu.

Annesi Asya’da İngilizce öğretirken öldüğünde eski kız arkadaşım Kanada’dan kaçtı. Ve sonra gittiği yerde genç çağlarını oradaki birçok erkekle partileyerek geçirdi. Ve sonra duvara çarpma (epiphany) aşamasına geldi. Biyolojik saatini susturmak için onun hasretini çeken beta bir erkekle 28’inde evlendi. Adam artık onun amacına hizmet etmediğinde onu 38’inde boşadı.

Benim kanalımda “Çıkma konusunda kaçınmanız gereken 3 kadın” adlı popüler bir video var. Daha önce çıktığım belli kadınları ele alıyor:

Söz konusu videonun Türkçe Altyazılı hali:

  1. Babasıyla sorunları olanları
  2. Kurtarılmaya ihtiyacı olanlar
  3. Çocuklarının babasıyla kavgalı olanlar

Bu kadınlar asla kendi hayatlarının sahibi olamazlar. Kanalımdaki videonun başlığını “Çıkma konusunda kaçınmanız gereken 3 kadın” yaptığımda babasıyla sorunları olan kadınlar güvensizliklerini yorumlar bölümüne püskürtmüşlerdi.

Kırmızı bayrak 2: Feministler

Buna önceki “babalarıyla sorunları olanlar” kırmızı bayrağında kısaca değinmiştim. Pek çok kadın bugün kendini feminist olarak tanımlıyor ya da okulda toksik feminist inançlarını edinmişler. Erkeklerin imtiyazlı olduğu fikrini aşılıyorlar. Erkeklerin kadınları geride tuttuğu ve ataerkilliğe yenik düştükleri fikrini.

Ne mutlu ki, tutkulu feministler tipiktirler ve tespit etmesi kolaydır.

Bunlar:

  • Geleneksel feminen görünüşten kaçınırlar ve bunun yerine kısa, doğal olmayan, boyalı saçları vardı (sanırım açık mavi, mor veya kırmızı)
  • Vücutlarında birden fazla dövme ve birden fazla yüz piercingleri vardır.
  • Genellikle fazla kiloludurlar ve çok bol ya da dar kıyafet giyerler.

Kendilerini fit tutmaya kıyasla, erkeklere iyi görünmek için iyi giyinirler ve bakımlı olurlar.

Feminizm, özgürce çocuk aldırmak, bekar anneleri yüceltmek ve maskülanitenin toksik olduğunu iddia eden radikal solcu politikar hakkında vaaz verir.

Feministler eyalet kürtaja yasalarla limit getirdiğinde ve onları anne olmaya zorladığında bundan nefret ederler. Ama erkekleri baba olmaya zorlayan eyalet aile yasaları onları çok mutlu eder.

Feminizm kadınlara refah devleti için oy kullanmayı öğretir, büyük hükümet yardımları, en zenginlerden alınan aşırı vergi oranları ve geniş bir şekilde kadınlara hizmet eden sosyal buyruğun sosyal programları için.

Feminizm asla sana minnettarlık duymaz ya da erkek olarak değer vermez. Feminizm kadınlara kurban olmayı öğretir ve kurban zihniyetinde olan kimse mutluluğu bulamaz.

Bugünün feminizm anti-feminen olacak şekilde çok toksiktir. Kendileri erkek gibi davranırken aynı anda kadınları erkeklerden nefret etmeye yönlendirirler. Ve annelik kavramını kariyer yapmak için geride bırakırlar.

Feminizm kadınları daha iyi hale getirmeyi amaçlamaz ya da daha feminen yapmayı. Feminizm kadınları erkeklerin berbat bir versiyonu haline getirmeyi amaçlar.

Aidiyet konsepti çoğu kadının zorlandığı konudur. Ancak feministler sıklıkla buna aşina değildir ve onlara göre her şey ataerkilliğin hatasıdır.

O yüzden, feminist olarak tespit edeceğin her kadından ne pahasına olursa olsun kaçın.

#MeToo hareketinden beri, birçok erkeğin, bazı olağanüstü adamların doğru olmayan cinsel taciz ve tecavüzle suçlandığını gördük. Ve bunların vakaların çoğu feministlerin doğru olmayan ifadeleriydi.

Üzücü bir şekilde, bir kadının feminist olup olmadığını anlamak için feminen işaretler/ipuçları bile bugün yeterli değil. Dışarıda feminist değerleri içselleştirmiş ama görünüşü feminen  kalan birçok kadın var. Ve bunlar senin dikkatli olman gerekenlerdir. Obeziteye doğru gitmekteler, kedi koleksiyonu yapmakta ve sonunda kısalan ve açık renkli saçları vardır.

Eğer uzun süreli ilişkiye (LTR) gireceksen ya da evliliği düşünüyorsan kadını iki sene kadar davranışları ve hayattaki kararları nasıl diye gözlemen hayatidir. Dışarıdan feminen ama içinde feminist propagandayı idealize etmiş bir kadınla evlenmek gibi aptalca bir şey yapmadan önce dikkat kesil.

Kırmızı bayrak 3: Mutsuz ve şanssızlar

Robert Green’in yazdığı kitapta 10.yasa şöyle der: “Mutsuz ve şanssızlardan kaçının.” Eğer “Gücün 48 yasası” kitabını okumadıysan, kendine bir iyilik yap oku ve mutsuz ve şanssızlardan kaçın.

Ve bunu sadece kadınlarda uygulama. Buraya not ediyorum: Bu bölümdeki bu tip kadınlar tamamen zaman kaybıdır. Ömür boyu mutsuzluk senin hayatının neşesini çalar.

Bu kadınların hayatlarında her zaman bazı problemler vardır. Bu da “Captain Save-a-Hoe (Kurtarıcı erkek tarzı)” adamları çeker. Bu adamlar bu kadınları kendi boktan varlıklarından ve hayattaki tercihlerinden kurtarırlar.

Mutsuz ve şanssız kadın genelde bir erkekten bir erkeğe gider, onların mutluluğunu ve servetini tüketir. Kendinin ve senin hayatlarınıza drama çekmek için bir mıknatıs gibidirler. O yüzden sadece mutlu ve şanslılarla yan yana ol.

Richard Cooper – The Unplugged Alpha Kitabından alıntıdır
Çeviren: Secret

Sana tavsiye edeceğim 2 adet ürünüm var:

Stresi Gerçek Zamanlı Olarak En Hızlı Şekilde Düşürme: “Solunum Sinus Aritmisi”

Nöroplastisite 401 – Stres, Kaygı, Depresyon, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ve Travma kitabından alıntıdır.

Parasempatik sinir sisteminin, stres tepkisini gerçek zamanlı olarak bastırmanıza ve stres tepkisini yok etmenize yarayacak, böylece hızlı bir şekilde daha sakin hissetmenizi sağlayacak manivela kolu denilen kontrol noktaları var.

Şimdi fazla zaman geçirmeden ilk tekniği öğreteyim. Bu teknik, psikoloji ve nöroloji bilimi temellerine sahip, stresi en hızlı ve güçlü şekilde bastırıp yok etme potansiyeline sahip bir teknik: fizyolojik iç çekme.

Fizyolojik iç çekmeden daha önce de bahsetmiştik4. Ama burada bunu solunum sisteminizi, sakinleşmek için genel olarak nasıl kullanabileceğimiz bağlamında açıklayacağım.

Araştırmalar gösteriyor ki, fizyolojik iç çekmeyi sürekli olarak ama istemsizce yapıyoruz. Fakat bu sistemleri gerektiğinde, örneğin stres tepkisi ortaya çıktığında, istemli bir şekilde de kullanabiliriz.

Bunun nasıl çalıştığına bakalım. Bugünlerde nefes hareketleri çok popülerler. Bir yere gidip 5-10 dakika belli bir şekilde nefes alarak, fizyolojiyi ya da zihinsel durumları değiştirme alıştırmaları. Bunların faydalı olduğu yerler var ama ben burada bundan bahsetmiyorum.

Burada bahsettiğim fizyolojik iç çekme, beyin ile vücut arasındaki, tıp okulu kitaplarına uygun ilişkiyi kullanıyor. Burada vücut, solunumu sağlayan aparatlar yani diyafram, akciğerler ve kalp.

Şimdi stres tepkisinin en ayırt edici özelliğini düşünün. Kalp daha hızlı atmaya başlar. Kan, sizi stres eden şey her neyse ondan uzaklaşmanız için büyük kaslara pompalanır ya da hareket etmek ya da konuşmak isteyecek şekilde huzursuzlanırsınız. Yüzünüz kızarır, vs.

Kalp atış hızı çoğumuzun istemsiz olduğunu hissettiği, sadece hızlı ya da yavaş hareket etmemizin bir fonksiyonu olan bir şey. Aslında düşünürseniz kalp hızınız tamamen otonom değil zira daha hızlı koşarak kalp atış hızınızı arttırabilir ya da daha yavaş koşarak azaltabilirsiniz. Bu şekilde kalp atış hızını dolaylı olarak kontrol edebilirsiniz.

Ama belli bir şekilde alacağınız nefes, kalp atış hızınızı, sempatik ve parasempatik sinir sistemleri arasındaki etkileşim üzerinden, direkt olarak kontrol edebilir.

Bunun nasıl çalıştığına bakalım.

Ağzınızdan ya da burnunuzdan nefes aldığınızda, diyaframınız aşağı doğru hareket eder ve akciğerleriniz genişler. Aslında o genişlemiş boşlukta, kalbiniz de bir miktar büyür. Bunun sonucunda da kalpte bulunan kan daha düşük hacimde olur ya da daha geniş hacimde, nefes almadan öncekine göre daha yavaş hareket eder.

Yani diyafram aşağı iner, daha fazla yer açılır, kalp hacimce büyür ve kan daha yavaş hareket eder.

Kalpte, sinoatrial düğüm denilen bir grup sinir var. Bu sinirler kalpteki kan akışı hızını takip ediyorlar ve beyne, kanın daha yavaş hareket ettiği bilgisini gönderiyorlar. Beyin de kalbe, daha hızlı atması için sinyal gönderiyor. Yani kalbin daha hızlı atmasını istiyorsanız, nefes verişlerinize göre daha uzun veya daha güçlü nefesler alın.

Bunu yapmanın birkaç şekli var ama nefesin ağızdan ya da burundan alınması fark yaratmıyor. Nefes alışlarınız nefes verişlerinizden daha uzunsa, kalbinizi hızlandırırsınız. Ya da nefes verişleriniz daha uzun olsa bile nefes alışlarınız daha güçlü ise, kalbinizi hızlandırırsınız.

Kalp atışınızı yavaşlatmak istiyorsanız, örneğin stres tepkisi geldiğinde, bunun tersini de yapabilirsiniz.

Nefes verdiğinizde, diyaframınızı yukarı çıkar ve kalbiniz de daha küçük bir hacme sıkışır. Kan ise bu daha dar alanda daha hızlı akmaya başlar. Sinoatrial düğüm kanın daha hızlı aktığını beyne bildirir ve beyin de kalbe daha yavaş atması sinyali gönderir.

Yani eğer hızlı bir şekilde sakinleşmek istiyorsanız, nefes alışına göre daha uzun ve/veya daha güçlü nefes verin.

Bu tekniğin en iyi tarafı her istediğiniz zaman yapabilmeniz. Bir yere oturmanız, konsantre olmanız, hazırlanmanız, vs. gerekmiyor.

Nöroplastisite 301 – Motivasyon kazanma, işleri erteleme hastalığından kurtulma, gelişim zihniyeti, zihinsel antrenman, erkek hormon eniyilemesi ve ilişkiler

(E-Kitap 176 Sayfa – PDF ve EPUB)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Nöroplastisite serimizin Nöroplastisite 101 ve 201 kitaplarının ardından bu üçüncü kitabının ilk bölümünde, nöroplastisite yani beyni yeniden kablolamayı, çalışma ve yaşam performansınızı arttırmak için kullanmanızı sağlayacak değişik teknikleri ele alarak başladık. İkinci ve daha uzun olan bölüm ise, diğer kitapların aksine daha çok erkeklere yönelik. Erkeklerin motivasyon, başarı ve rekabet güdülerinde önemli bir yer tutan hormonal eniyileme ile başladık ve daha sonra yine hem erkeklerin hem de kadınların yaşam performanslarını arttırmak için çözmeleri ve istikrarlı bir hale getirmeleri gereken bir konuya, ilişkilere ve cinsel yaşama değindik. Özellikle son bölüm, evrimsel psikolojinin kurucularından David Buss’ın, cinsel partner seçiminin evrimsel dinamiklerinden bahsettiği ilginç bir bölüm.

Hem zevkle okuyacağınızı hem de kendi hayatınızı geliştirmek için birçok bilgiye ulaşabileceğinizi umduğum bu kitabı edindiğiniz için teşekkür ederim.

Mahmut Abi

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Serinin tüm kitaplarını toplu halde Nöroplastisite ile Beyni Yeniden Kablolama Seti olarak alabilirsiniz.

Serinin ana temasını özetleyen ücretsiz kitapçık  için burayı tıklayınız.

Kitabın içindekiler bölümünü aşağıda.

İçindekiler 4
Giriş 8
Diğer Nöroplastisite ve Kişisel Gelişim Kitaplarımız 9
Dopamin Sistemini Kullanarak İşleri Erteleme Hastalığından Kurtulmak ve Çalışmanızı En İyilemek 10
Giriş 11
Dopamin Beyin Devreleri 12
Hedefler ve Bağımlılık 14
Dopamin Dinamiği : Havuzda Dalga Benzetmesi 15
Şiddetli Arzu, Motivasyon, Bir Şeylerin Peşinde Koşma ve Ödül Tahmin Hatası 16
Geribildirim İşaretleri, Ödül Koşullu Öğrenme, “Puan Tahtası” 18
Bağımlılık; Zevk ve Acı Dengesizliği 21
Dopamin Salgılanması ve Bağımlılık Yapıcı Maddeler / Davranışlar 23
Bağımlılıktan Kurtulmak ve Bağlayıcı Davranışlar 24
Teknik: Taban Dopamin Seviyesini Korumak 24
İyileşme ve Postpartrum Sırasında Dopamin 26
Dopamin Dinamikler, Dopamin “Istifleme” 27
Çalışmayı / Çabayı Ödül Yapmak ve Gelişim Zihniyeti 30
Teknik: İşleri Erteleme Hastalığını Yenme 31
Teknik: Meditasyon ile İşleri Ertelemeyi Yenmek 35
Performansı ve Öğrenmeyi Arttırmak için Gelişim Zihniyeti (Growth Mindset) 37
Giriş 38
Gelişim Zihniyeti , Zihniyet ve Anlatılar 38
Zeka Geribildirimi – Çaba Geribildirimi ve Kimlik Etiketleri 41
Performans, Sebat ve Öz Temsil (Self representation) 44
Zeka Değişmez Zihniyeti – Gelişim Zihniyeti 46
Teknik: Zeka (Performans) – Çaba Anlatısı ve Etiketler 46
Teknik: Başarısızlık ve Kimlik: Çaba ve Eylem 47
Teknik: Sabit Zihniyet – Gelişim Zihniyeti : Yenilgi ve Performans 49
Teknik: Sabit Zihniyetten Kurtulmak 52
Stres Geliştiricidir Zihniyeti 53
Stres Performansı Nasıl Arttırılır? 55
Teknik: Hatalar ve Yardım Arama 58
Teknik: Kendine Öğretme ve Gelişim Zihniyeti 58
Zihinsel Antrenman ve Görselleştirme İçin Bilim Temelli Teknikler 59
Giriş 60
Gelişimsel ve Yetişkin Nöroplastisitesi 61
Yeni Kabiliyetler Öğrenmek : Odak ve Uyku 62
Uzun süreli potansiyel artışı (USPA), Uzun Süreli Bastırma (USB) ve Yeni Kabiliyetler 63
Birinci Prensip: Çok kısa, basit ve tekrarlanan görselleştirme 65
İkinci Prensip: Zihinsel Antrenman ve Görselleştirme, Gerçek Antrenmanın Yerine Geçemez 66
Üçüncü Prensip: Gerçek ve Zihinsel Eğitimi Birleştirmek 68
Dördüncü Prensip: Görselleştirmeye Gerçek Dünya Etiketleri Atamak 70
Beşinci Prensip: Zihinsel Görüntüye Denk Gerçek Dünya Algısı 72
Etkili Zihinsel Antrenman Tekniği : Devir, Tekrar, Setler ve Sıklık 73
Zihinsel Antrenmanı Eklemek: Yaralanma, Seyahat ve Fiziksel Aktivite Yapamama 75
Zihinsel Antrenmanın Zamanlaması ve Uyku 76
Zihinsel Antrenmanda Yaşın ve Cinsiyetin Önemi 77
Birinci Şahıs – Üçüncü Şahıs Görselleştirmesi: Gözler Açık ya da Kapalı 78
Fiziksel Kabiliyetler, Motor Korteksi ve Beyincik 79
Geç Dur Yolları (Go – No go) Pathways 80
Dur Sinyali Görevleri ve Hareketi Kısıtlamak 81
Erkekler İçin Hormon Eniyilemesi 83
Giriş 84
Ergenlik, Boy, Direnç Eğitimi, Çocukluk Obezitesi 85
“Birinci” ve “İkinci” Buluğ Çağı 86
Hormon Eniyilemesi ve Kan Testi 87
Beslenme, Egzersiz, Uyku ve Hormonlar 88
Hormonlar, Stres, Sosyal Bağlar ve Amaç 89
Bireysel Hormon Seviyelerinin Bulunması ve ADAM Anketi 90
Libido, Mastürbasyon, Pornografi ve Dopamin ”Dalga Havuzu” 92
Hormon Sağlığı İçin Sürdürülebilir Egzersiz 93
Testosterone Replacement Therapy (TRT) 94
Takviyeler: Kreatin ve Saç Kaybı, Betain, L-Karnitin ve Allicin (Sarımsak) 94
D Vitamini, Boron; SHGB ve Serbest Testosteron 97
Tongkat Ali ve Steroid Yolları 98
Büyüme Hormonu Eniyilemesi ve IGF-1: Beslenme, Oruç, Takviyeler ve Egzersiz 98
Tiroit Hormonu Eniyilemesi : İyot ve Guatrojenler 99
Arzu ve Bağlanmanın Bilimi 100
Giriş 101
Koku, Algılanan Çekicilik ve Doğum Kontrolü 102
Romantizm: Sevgiyi ve Arzuyu Dengelemek 103
Hayvanlar Üzerinde Yapılan Çalışmalar, Vazopressin ve Tek Eşlilik 105
Garip Durum Ödevi, Çocukluk Bağlanması 106
Güvenli Bağlanma Stili (Secure Attachment Style) 108
Kaygılı-Kaçıngan Bağlanma Stili (Anxious-Avoidant Attachment Style) 109
Kaygılı-Kararsız/Dirençli-Güvensiz Bağlanma Stili (Anxious – Avoidant / Resistant – Insecure Attachment Style) 109
Darmadağın-Kafası Karışık Bağlanma Stili (Disorganized-Disoriented Attachment Style) 110
Yetişkin Bağlanma Stilleri 111
Güvenli Bağlanma Stili 113
Otonom Uyarılma: “Tahterevalli” 114
Teknik: Öz farkındalık ve Sağlıklı Bağlılık 117
Arzunun, Sevginin ve Bağlanmanın Nörobiyolojisi 118
Empati ve Çiftleşme: Otonom Sinir Sistemi 119
Pozitif Aldanma, Dokunma 121
Romantik İlişkilerin Sağlamlığı, İlişkilerin Dört Atlısı 123
Eş Seçimi ve Otonom Tonun Tanınması 125
Romantik Bağlanmanın Sinir Sistemi Mekanizmaları 129
İlişkilerde Otonom Koordinasyon 131
Sadakatsizlik ve Aldatma 132
“Kimya”, Bilinçaltı Süreçler 135
Teknikler: Libido ve Seks Dürtüsü 137
Maca (Maca Kökü) 138
Tongkat Ali 139
Tribulus Terrestris 139
David Buss: İnsanlar Romantik Partnerlerini Nasıl Seçerler ve Kısa ya da Uzun Süreli Olarak Ellerinde Tutarlar? 140
Giriş 141
Eş Seçimi 142
Uzun Süreli Eş Seçimi: Evrensel Arzu Edilir Özellikler 144
Kadınların ve Erkeklerin Uzun Süreli Eşlerinde Aradıkları Özellikler 146
Yaş Farkı ve Çiftleşme Geçmişi 148
Flört Döneminde Kandırma 150
Duygusal Sağlamlık 152
Kısa Süreli İlişki Kriterleri, Kayan Standartlar ve Bağlam Etkileri 153
Cinsel Sadakatsızlık: Çeşitlilik Arama ve Mutsuzluk ve Eş Değiştirme 155
Genetik Boynuzlanma ve Yumurtlamanın Çiftleşme Tercihlerine Etkisi 157
Kısa Süreli ya da Uzun Süreli Yasak İlişki ve Gizleme 158
Duygusal İhanet ve Finansal İhanet 158
Cinsellikte Korunma 160
Statü ve Çiftleşme Başarısı 160
Kıskançlık, Eş Değeri Farklılıkları, Uyanık Olmak ve Şiddet 161
Yakın Partner Şiddetinin Spesifik Olması 165
Partneri Elde Tutma Taktikleri: Aşağılama, Suçluluk vs. 165
Karanlık Üçlü (Dark Triad): Narsizm, Makyavelizm ve Psikopati 166
Takip Etme (Stalking) 168
Çocuk Sahibi Olmanın Partner Değeri Değerlendirmesine Etkisi 169
Alışılmadık İlişkiler 170
Partner Değeri Konusunda Öz Değerlendirme ve Kaygı 172
Kendini Kandırma 175

 

Nöroplastisite 201 – Nöroplastisite ve Dopamin Sistemi ile Odaklanma, Hafıza ve Mutluluk

(E-Kitap 190 Sayfa – PDF ve EPUB)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Bu kitap, insan beyninin, yetişkinlikte bile sahip olduğu nöroplastisite (sinir sisteminin değişebilir olması) ve dopamin molekülünün beyin mekanizmaları ile ilgili en son bilimsel verileri kullanarak, birinci kitabın devamı olacak şekilde, mutluluk, odaklanma, çalışma, iş yeri verimi, hafıza ve oyun üzerine odaklanıyor.

Kitabın içindekiler bölümünü aşağıda.

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Serinin tüm kitaplarını toplu halde Nöroplastisite ile Beyni Yeniden Kablolama Seti olarak alabilirsiniz.

Serinin ana temasını özetleyen ücretsiz kitapçık  için burayı tıklayınız.

Önsöz 5
İş Yerinizi Üretkenlik, Odaklanma ve Yaratıcılık için Eniyileme 6
Giriş 7
Görme ve Işık 8
Odaklanma Penceresi 15
Görsel Pencere Boyutları 16
45 dakika / 5 dakika Kuralı 17
Katedral Etkisi: Analitik İşe karşı Yaratıcı İş 18
Duyma ve Ses 21
Arka Plan Gürültüsünden Faydalanmak 21
Binaural Vuruşlar (Binaural Beats) 24
Dikkat Dağıtıcılar 29
Vücut Pozisyonu: Oturma, Ayakta Olma 30
Özet 33
Odaklanmanızı ve Yoğunlaşmanızı Arttıracak Yöntemler 35
Giriş 36
Odaklanmanın Ok Modeli: Epinefrin, Asetilkolin ve Dopamin 37
Araç : Uyku 39
Araç: Binaural Vuruşlar, Beyaz, Kahverengi ve Pembe Gürültü 40
Odaklanmaya geçişte ısınma 40
Araç: Ultradiyen Ritim 41
Araç: Aralıklı Oruç ve Yemek Yemek 44
Öğleden sonra odaklanmanın ve yoğunlaşmanın düşmesini engellemek 46
Araç: Odaklanmayı Arttıracak Yiyecekler ve Yiyecek Miktarı 47
Araç: Stres ve Odaklanmanın İyileşmesi 48
Araç: Kasıtlı Olarak Soğuk Suya Maruz Kalmak 49
Araç: Meditasyon 51
Araç: Uyku Olmayan Derin Dinlenme 53
Araç: Hipnoz 55
Araç: Görsel Odaklanma ve bakış 56
Araç: Odaklanma ve Yoğunlaşma için Yiyecekler ve Gıda Takviyeleri 58
Omega-3 Yağ Asitleri 59
Araç: Kreatin 59
Araç: Kolin ve Alpha-GPC 60
Araç: L-tirozin 62
Özet 62
Mutluluğu Artırmanın Bilimi 64
Giriş 65
Işık ve Mutluluk 66
Mutluluk ve Dil 67
Mutluluk ve Nörokimyasallar 68
Harvard Mutluluk Projesi 70
Mutluluk ve Gelir: Sosyal Etkileşimler ve Akranlar 71
İş, Anlam Duygusu ve Mutluluk 73
Genel Esenliğinizi Sağlayacak Araçlar 73
Yaşam Süresi boyunca Mutluluk ve Çocuk Yapmak Bizi Daha Mutlu Yapar mı? 74
Doğum Günleri ve Ölçülen Mutluluk 76
Sigara, Alkol ve Mutluluk 77
Travma ve Mutluluk 77
Mutluluk Sentezlemek 79
Araç: Çaba, Çevre, Minnettarlık ve Mutluluk 82
Araç: Sosyal Olarak Faydalı Harcama / Çaba ve Mutluluk 84
Araç: Odak, Başıboş Zihin ve Meditasyon 86
Araç: Kaliteli Sosyal Bağlantılar 88
Kısa Süreli Sosyal Bağlantılar, Yüz Tanıma ve Tahmin Edilebilirlik 89
Derin Sosyal Bağlantılar, Buradalık ve Göz Teması 90
Fiziksel Temas ve Mutluluk, Sosyal Tımar ve Evcil Hayvanlar 93
Özgürlük, Seçimler ve Sentetik Mutluluk 95
Özet 98
Bilim Temelli Yöntemlerle Hafızayı Anlamak ve Geliştirmek 101
Giriş 102
Duyusal Uyarı, Sinir Sistemi ve Hafıza Kodlaması 103
Bağlam ve Hatıra Oluşumu 104
Araç: Tekrar ile Öğrenmeyi ve Hafızayı Geliştirmek 105
Değişik Hafıza Tipleri 107
Beyinde Anı Oluşması, Hipokampus 109
Duygular ve Hafıza 110
Araç: Duygusal Öne Çıkma ve Hafıza İyileştirmesi 111
Koşullanmış Yerden Kaçınma / Yer Tercihi 112
Adrenalin ve Kortizol 113
Tekrar Eğrisini Hızlandırmak ve Adrenalin 114
Araç: Öğrenmeyi ve Hafızayı Geliştirme: Kafein, Alfa-GPC ve Uyaran Zamanlaması 114
Araç: Hafızayı ve Öğrenmeyi geliştirmek için Uyku ve Uyku Olmayan Derin Dinlenme 116
Araç: Hafızayı ve Öğrenmeyi geliştirmek için Soğuğa Maruz Kalma ve Adrenalin 117
Kronik Yüksek Adrenalin ve Kortizol Seviyelerinin Öğrenme ve Hafızaya Etkisi 118
Amigdala, Adrenalin, Anı Oluşumu ve Anıların Genelleşmesi 119
Kardiyovasküler Egzersiz ve Nöroplastisite 120
Kardiyovasküler Egzersiz, Osteokalsin ve Hipokampüs Fonksiyonlarının İyileştirilmesi 122
Ağırlık Taşıma Egzersizleri, Osteokalsin ve Bilişsel Kabiliyetler 122
Araç: Egzersiz Zamanlaması, Öğrenme ve Hafıza İyileştirmesi 124
Fotografik Hafıza 125
Araç: Zihinsel Şipşak Fotoğraflar ve Hafızanın İyileştirilmesi 126
Araç: Meditasyon ve Meditasyon ne zaman yapılır? 128
Özet 130
Oyun ile Beyni Geliştirmek ve Yeniden Kablolamak 131
Giriş 131
Araç: Akıllı Telefon Ekranı, İç Geçirme ve Öğrenme 132
Oyunun Homeostatik Düzenlenmesi 134
Çocukluk Oyunu ve Kafa Yapısı 137
Olasılık Testi 140
Oyuncu Kafa Yapısı ve Oyuncu Kafa Yapısının Gücü 141
Vücut Duruşları 142
Kuralları Test Etme ve İhlal Etme 143
Rol Yapma/Oynama 145
Düşük Riskli Oyunu Nörobiyolojisi 145
Kurcalama ile Kapasitenizi Genişletmek 147
Oyun, Nöroplastisiteye Açılan Kapıdır 148
Yetişkinlik Dönemi Oyunu 150
Birlikte ateşlenenler, birbirlerine bağlanırlar 152
Travma, Yetersiz Oyun ve İyileşme 154
Rekabet ve Dinamik Hareket 155
Satranç, Zihinsel Roller ve Yenilik 157
Oyun Gelecekteki Benliğimizi Belirliyor 160
Sağlık ve Performans için Düşünce Yapısının Bilimi 161
Giriş 162
Düşünce yapısı nedir? 162
Milkshake Çalışması 165
Yediğimiz Şeyler Hakkındaki İnançlarımızın Önemi 167
Otel Oda Hizmetçileri Araştırması 169
Stres düşünce yapısı ve stresi lehine kullanmak 174
Pozitif stres düşünce yapısı ve SEAL komandoları 176
Stres ile ilgili düşünce yapımızı anlamak ve değiştirmek 180
Sosyal Medya ve Etkili İnsanların (Influencer) Düşünce Yapılarına Etkisi 183
Düşünce Yapılarını nasıl Öğreniriz ve Öğretiriz 188

 

(Dijital üründür, İade edilmez)

Kırılgan narsist bir erkekle olduğunuzu gösteren kırmızı alarmlar

Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabından alınmıştır.

Eğer bir kırılgan narsist kurbanı olduysanız, bu insanların yaklaşımının, daha dürtüsel ve saldırgan olan büyüklenmeci narsist bir insana göre çok daha sinsi ve planlı olduğunu biliyorsunuzdur. Eğer kırılgan narsist birini daha önce hiç görmediyseniz, böyle bir insanla ilişki başlangıçta çok güzel bir cennet bahçesine girdiğinizi sanarken zaman içinde aslında mayın tarlasında olduğunuzu anlamak gibidir. Ve mayın tarlasında olduğunuzu anladığınızda da iş işten geçmiştir.

Eğer tekrar tekrar narsist insanlarla beraber oluyorsanız, siz de de narsist bir insanın kurbanı olmanıza neden olacak ruhsal problemler olabilir. Ama kırılgan narsist ile ilişkiye girerken neyin içine girdiğini bilmeyen normal bir insan, psikolojik olarak darmadağın olduğunu anlayana kadar kendisine neyin çarptığını bilemez. Mayın tarlasında mayına basmak gibi, eğer yanlış bir yere basarsanız, narsist biri sizde büyük tahribata neden olabilir.

Kırmızı alarmlara geçmeden önce, tahmin edilir davranış kalıpları olmasına rağmen, her narsistin bireysel farkları olduğunu ve burada sayacağım özelliklerden bazılarını göstermeyeceklerini söyleyeyim. Gerçek şu ki, herkes bir dereceye kadar narsisttir ama narsist olarak tanımlanabilecek bir insanda tüm narsist davranışlar aşırı uçlara ulaşır. 

Bu bölümde bahsedeceğim son kırmızı alarm, size hemen çıkmanız gereken toksik bir ilişkide olup olmadığınızı yüzde yüz güvenirlikte gösterecek bir özellik.

Kırılgan narsist erkek kendisi için üzülmenizi sağlar.

Kırılgan narsist erkek, kendisi için üzülmenizi, kendisini bir proje olarak görmenizi sağlar. Size oldukça üzücü hikayelerini anlatır, kalbinizdeki acıma tuşlarına basar ve empatinizi kendi çıkarına kullanır. Size bir görev ve amaç hissi verir. Sizinle acıklı hikayelerini paylaşmasa bile, anlattıklarının altında yatan “zavallı ben”, “sana ihtiyacım var” sinyallerini yakalayabilirsiniz.

Büyüklenmeci narsist çoğunlukla sizi kendi projesi haline getirirken, kırılgan narsist kendisini sizin projeniz haline getirir.

Kırılgan narsist sizi aşk bombardımanına tutar.

Aşk bombardımanı, kırılgan narsist sizi uygun aday ya da daha doğrusu kendi parazit varlığı için uygun taşıyıcı olarak seçtiği andan itibaren başlar. Size hızlıca yapışır ve bir sülük gibi tüm enerjinizi ve zamanınızı emmeye başlar. Sanki dünyada başka hiçbir şey yokmuş gibi tüm odağına sizi koyar.

Kırılgan narsistin aşk bombardımanı, büyüklenmeci narsistin aşk bombardımanına göre daha az dramatiktir. Kırılgan narsist de sizin ona borcunuz varmış gibi hissetmeniz ve ona bağımlı olmanız için size aşırı ilgi, dikkat ve hediyeler verir ama büyüklenmeci narsist kadar aşırı ve saldırgan değildir.

Kırılgan narsist sizi göklere çıkarır ve size tapıyormuş gibi davranır. Aşk bombardımanı safhasında, fantezi dünyasında bir versiyonunuzu yaratır. Tüm dualarına cevabın siz olduğunuza, sizin ruh ikizi olduğunuza sizi inandırır. Sizin hiçbir yanlışınız ve kusurunuz yoktur.

Fakat bu zirveden sonra gidebileceğiniz tek yön, yokuş aşağıdır. Zira sizin bu idealize versiyonunuza göre yaşamanız mümkün değildir. Kırılgan narsist size duymak istediklerinizi söyler, size dünyaları vaad eder. Eğer henüz finansal ve kariyer anlamında başarılı değilse, bunun tek sebebinin bugüne kadar sizin gibi iyi bir kadına rastlamamış olması olduğunu söyler.

Her ilişki, her şeyin heyecanlı ve büyülü olduğu bir balayı döneminden geçer. Ama kırılgan narsist ile aşk bombardımanı ve idealizasyon takıntılı ve abartıdır. Çok fazla ve çok erken başlar.

Normal ilişkilerde de balayı dönemi biter ama balayı dönemi bittikten sonra da önemli, saygı duyulan ve sevilen biri gibi hissetmeye devam edersiniz. Ama kırılgan narsist ile balayı dönemi bir süre sonra birden bir düğmeye basılmış gibi, tüm iyi yönleri ile beraber biter.

Kırılgan narsist erkek ile güven ve bağlanma ışık hızıyla olur.

Kırılgan narsist erkek çok alçak gönüllü ve güvenilir biri gibi davranır. Aile geçmişiniz, travma geçmişiniz, ilişkiler konusunda derin ve anlamlı sorular sorar. Sizin söylediklerinizi derin bir ilgi ve empati ile dinliyor gibi davranır. Ama bu derin konuşmalardaki amaç, ilerde sizin zihninizi ve duygularınızı darmadağın etmek için kullanacağı bilgiler toplamaktır. Yani sizin “sorunlarınızı” öğrenip daha sonra sizi delilik sınırlarına doğru itmek üzere kullanmaktır.

Kırılgan narsist erkek, ilişkinin başlarında zararsız biri gibi davranan, kuzu postu içindeki bir kurttur. Sizin güveninizi kazanmak için sizden daha alt seviyedeymiş gibi davranır.

Kırılgan narsist erkeğin size olan aşırı ilgisi bir anda biter.

Bu aşama, kırılgan narsist erkeğin sizinle zihin oyunları oynamaya ve psikolojik hileler kullanmaya başladığı ve sizin yıpranmaya başladığınız aşamadır. Sanki zihninde bir düğmeye basılmış gibi birdenbire sizi göklere çıkarmayı bırakır. Artık parıltılı ve yeni değilsinizdir. Size olan ilgisini kaybeder ve tamamen sizden başka yönlere çevirir. Sizi değersizleştirmeye, sizi sizden daha iyi olan başka insanlarla karşılaştırmaya başlar. Sizin “tam bir hayal kırıklığı olduğunuzu” bilmeniz için elinden geleni yapar. Siz onu yaralıyorsunuzdur, onun düşündüğü gibi biri değilsinizdir.

Kırılgan narsist bu aşamada saygısız ve küçümser davranmaya başlar. Sizin canınızı acıtacağını bildiği şeyler söylemeye ve yapmaya başlar, kıskançlıkları ve zayıflıkları kaşır. Bu aşamada söyledikleri ile vücut dili de ayrışır. Örneğin size sizi sevdiğini söyler ama tüm vücut dili senden nefret ediyorum diye haykırır. Bu oldukça kafa karıştırıcıdır ve bilişsel uyumsuzluğa neden olur. Karşınızdaki insan artık bildiğinizi sandığınız insan değildir.

Artan oranda çelişkili davranışlarını görürsünüz. Aynı anda sizi hem yüceltir hem de aşağılar. Size empati gösteriyor gibi görünürken sizin duyarlı olduğunuz bir bilgiyi size karşı kullanır.  Aşağılama ve küçümseme gittikçe yoğunlaşır.

Kırılgan narsist erkek gaslighting uygular.

Kırılgan narsist erkek sizi aldatmakla ya da başkaları ile flört etmekle suçlar. Sizin söylediğiniz şeyleri çarpıtır ya da daha önceden söylediği şeyleri inkar eder. Böylece sizin kendinizden şüphe etmenize neden olur. Siz sanki onu mağdur ediyormuşsunuz gibi davranır. Zaman içinde hiçbir yanlışınız olmasa da kendinizi özür dilerken bulmaya başlarsınız. Kendinizi, ne ile suçlanacağınızı tahmin etmeye, asılsız suçlamalara karşı kendinizi savunmaya, sadakatinizi ve güvenilirliğinizi kanıtlamaya çalışırken bulursunuz. 

Bu arada kırılgan narsist erkek muhtemelen size yalan söylüyor, sizi aldatıyor ve parazit varlığı için bir sonraki kurban taşıyıcıyı arıyordur. Siz onun ihtiyaçları için sürekli eğilip bükülürken, sizin hiçbir ihtiyacınız karşılanmıyordur.

Kırılgan narsistin gaslighting uygulaması, büyüklenmeci narsiste göre oldukça ince ve kurnazdır. Büyüklenmeci narsist agresif bir şekilde yüzünüze sizin ne kadar yanlış ve defolu olduğunuzu söylerken, kırılgan narsist anlatıyı çok daha sinsi bir şekilde değiştirir. Örneğin size yardım ediyormuş gibi yaparak terapi görmenizi tavsiye eder, sizin çocukluğunuzun ya da geçmiş bir ilişkinizin ne kadar berbat olduğunu size hatırlatır, sizden daha önce topladığı bilgilerle sizi ne kadar defolu olduğunuza inandırmaya çalışır.

Hem büyüklenmeci hemde kırılgan narsist sizi deli olduğunuza inandırmaya çalışır ama kırılgan narsist bunu çok daha sinsi bir şekilde yapar. Kırılgan narsist erkeğin yüzünde o kendini beğenmiş sırıtışı gördüğünüzde, istediklerini aldıklarını ve sizi deli olduğunuza biraz daha inandırabilmeyi başardığını anlarsınız.

Kırılgan narsist erkek, duygusal olarak buz gibi davranmaya başlar.

Eğer seks yapıyorsanız, cinsel objeden başka bir şey olmadığınızı ve onun için hiçbir şey ifade etmediğinizi hissetmeye başlarsınız. Sizden nefret ediyormuş gibi, size hiç güvenmiyormuş gibi davranmaya başlar. Size uzak  davranmaya başlar. Tamamen sizin onun kurallarına ve sınırlarına uymanıza odaklanır ama tabii ki onun uyması gereken kurallar ve sınırlar yoktur, size dayattıkları bile onun için geçerli değildir.

Eğer ne olduğunu, neyin değiştiğini sorarsanız, sizi muhtaç, yapışkan ve kırılgan olmakla suçlar. Sizi onu manipüle etmeye çalışmakla suçlar. Siz cevaplar aramaya devam ettikçe, size daha mesafeli olmaya, aranıza duygusal bir duvar örmeye başlar. 

Zaman içinde size tamamen kapanır ve sizinle iletişime geçmeyi bile bırakır. Ona göre tabii ki bunun nedeni, sizin mantıksız, çekilmez biri olmanızdır ya da onun kapanmasına neden olacak “ne yaptıysanız” artık onu bahane eder. Ona göre suçlu sizsiniz ama tabii ki suçlu siz değilsiniz. Bu insan sizi hiçbir zaman sevmedi. Sadece sizi idealize etti. Bunu kişisel algılamayın. Bu sizinle değil onunla ilgili. Bu, narsist kişilik bozukluğu ve bu kişinin bütün hayatı boyunca tekrar edecek bir kalıp.

Bu insanla beraber olmaya devam ederseniz, yedekte sürdürdüğü ilgi kaynakları azaldığında, size ara ara kırıntılar atabilir. Ama bu kişiyle devam ederseniz, siz onun için sahip olduğu bir malsınız, hor görme, öfke ve yargılama için kullandığı bir kum torbasısınız.

Kırılgan narsist erkek, eleştiriye inanılmaz derecede duyarlıdır.

Aslında eleştiri bile olmasına gerek yok. Eleştiri saydığı, yanlış yaptığını ima ettiğini düşündüğü  en küçük şeyler bile çileden çıkmalarına neden olabilir.

Kırılgan narsist erkek, aşırı kontrolcü, kıskanç ve güvensizdir.

Ya onların istediği gibi olur ya da kapı oradadır. Her şey için sizi suçlar ve hiçbir şey için özür dileyemez. Kırılgan narsist hiçbir zaman sorumluluk almaz. Sizi ve sizinle ilgili her şeyi kontrol etmeye çabalar ama kendisi her istediğini yapabilir. Davranışları ile ilgili en ufak soru ve eleştiriye aşırı negatif tepki verir. Her zaman haklıdır. Sizi duvar gibi sessizlikle, aşağılamayla, triple, duygusal olarak uzaklaşma ile veya gaslighting ile cezalandırmaya çalışır.

Kırılgan narsist erkekte, kaygı bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ya da bağımlılık gibi paralel problemler de vardır.

Bu tip ek bozukluklar da sizin neyle karşı karşıya olduğunuz konusunda daha fazla kafa karışıklığına sahip olmanıza neden olur.

Toksik ilişkide olduğunuzu gösteren son kırmızı alarm.

Şimdi söyleyeceğim kırmızı alarm, sadece narsist kişilik bozukluğuna değil de sizin, hemen bırakmanız gereken bir toksik bir ilişkide olduğunuza %100 güvenlikle işaret ve saydığım kırmızı alarmlar içindeki en önemlisi.

Eğer görece dengeli bir insanken, ilişki sürecinde sinirleri harap olmuş bir yıkıntıya dönüştüyseniz, kendinizi tanıyamaz hale geldiyseniz, bir sis perdesi ile çevrili ve neyin gerçek olduğunu bilemez duruma geliyorsanız, toksik bir ilişki içindesiniz. Karşınızdaki insan problemin, sorunları olan kişinin, can acıtanın ve manipüle edenin siz olduğunuza sizi inandırmışsa, toksik bir ilişkidesiniz. İnanılmaz derecede kafası karışık, yalnız ve izole hissediyorsanız; sizi sevdiğini söyleyen erkek sizden nefret ediyor gibi hissediyorsanız, toksik bir ilişkidesiniz.

Patolojik bir narsist ile ilişkideyseniz size tavsiyem o ilişkiyi hemen bitirmeniz. Eğer bu ilişkiden çıkmazsanız, deliliğe sürülürsünüz. Bu insanın ilk başlarda gösterdiği nazik, düşünceli versiyonu, sadece bir maskeydi. O versiyonu ve o versiyona geri dönmeyi unutun. O versiyon bir oyundu, hiçbir zaman gerçek değildi, hiçbir zaman da gerçek olmayacak.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da İlişki Sohbetleri Youtube kanalımızdan (aşağıda) dinleyebilirsiniz.

Nöroplastisite 101 – Nöroplastisite ve Dopamin Sistemi ile Beyni yeniden kablolama

Nöroplastisite ve dopamin sistemi(E-kitap PDF / EPUB – 199 Sayfa)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Bu kitap, insan beyninin, yetişkinlikte bile sahip olduğu nöroplastisite (sinir sisteminin değişebilir olması) ve dopamin molekülünün beyin mekanizmaları ile ilgili en son bilimsel verileri kullanarak, öğrenme, yeni alışkanlıklar edinme, alışkanlıklardan kurtulma, motivasyon ve başarı için uygulanabilir bilgilerin bir derlemesi.

Kitap, sizin harekete geçme ve motivasyonunuzun temelindeki değer birimi olan dopamin hormonunu, bu hormonu ele geçirerek sizin aleyhinize ve kendi lehine kullanan bağımlılıklardan nasıl kurtulacağınız, yeni şeyler öğrenmek ve doğru alışkanlıklar geliştirmek için dopamin yollarını nasıl yönetebileceğiniz üzerine mümkün olduğunca anlaşılır, uygulanabilir bir dille yazıldı.

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Serinin tüm kitaplarını toplu halde Nöroplastisite ile Beyni Yeniden Kablolama Seti olarak alabilirsiniz.

Serinin tüm kitaplarını toplu halde Nöroplastisite ile Beyni Yeniden Kablolama Seti olarak alabilirsiniz.

Serinin ana temasını özetleyen ücretsiz kitapçık  için burayı tıklayınız.

Kitabın içindekiler bölümü.

Uyku 7
Giriş 8
Uykuyu belirleyen birinci güç: adenozin 9
Kahve ve Kafein 9
Kafein uykunuzu ve verimliliğinizi öldürür 10
Uykuyu belirleyen ikinci güç: ışık 12
Sirkadiyen Ritim 12
Işığın uyku üzerindeki kötü etkileri 17
Öğle uykusu, yoga nidra ve meditasyon 20
Beyninizi değiştirmek için odaklanmak 22
Giriş 23
Nöroplastisite 23
Nöroplastisiteyi harekete geçirmek 26
Nöroplastisite ve Odaklanma 29
Süre – Yol – Sonuç 34
Hiperaktivite ve Odaklanma 35
90 Dakikalık Odaklanma Seansı 36
Nöroplastisite ve Uyku 37
Nöroplastisite ve Aciliyet Hissi 38
Hedefe Giden Yolda Köşe Taşları Koymak 38
Beyni Değiştirme Kapısı Olarak Stres 40
Beyni değiştirmek için hatalar yapmak 41
Giriş 42
Plastisite Çeşitleri 45
Hatalar ve plastisite 51
90 dakikalık ultradiyen döngü ve öğrenme 52
Hüsrandan zevk almak 55
Limbik sürtüşme 57
Psikolojik İç Çekme 57
Denge Sistemi 59
Yaratıcılığı ve Öğrenmeyi en iyi hale getirmek için araçlar 62
Giriş 63
Yaratıcılık 64
Harekete geç / geçme devresi 65
Akşam uyanıklığı 68
Motivasyon ve dürtü nasıl arttırılır? 70
Giriş 71
Dopamin 72
Zevk – Acı Dengesi 75
Dopamin Frenleri 78
Dopamin Çizelgesi 84
Aralıklı pekiştirme 85
Motivasyon, odaklanma ve doyum için dopamin kontrolü 88
Giriş 89
Dopamin Taban Değeri 90
Dopamin Molekülü 91
Dopamin ve Zihin Yapısı Devreleri 92
Dopamin Araçları 98
Soğuğa Maruz Kalma 110
Dopamini ödülden değil süreçten almak 112
Dopamin ve “Sınırsız” Zihinsel Enerji 116
Aralıklı Oruç Tutma 119
Porno Bağımlılığı 121
Bağımlılıklar ve bağımlılıklardan kurtulma 123
Haz ve Bağımlılık 125
Haz-Izdırap Dengesi 126
Can sıkıntısı, kaygı, yaratıcılık 129
Tutkuyla yapacağınız işi aramayı bırakın 130
Bağımlılık yaratan davranış ya da maddeden 30 gün kopmak 132
Doğrular, sırlar ve yalanlar 136
Sosyal Medya 137
Narsist Meşgale 140
Alışkanlık kazanmanın ve alışkanlıkları bırakmanın bilimi 142
Giriş 143
Limbik sürtüşme ve alışkanlıklar 145
Anahtar alışkanlıklar 146
Alışkanlık edinmek için nöron bilimi temelli araçlar 149
Alışkanlığın adımlarını zihinde canlandırmak 149
Alışkanlık gün dilimleri programı 151
Ödül tahmin Hatası 160
21 gün sistemi 165
Alışkanlıklardan kurtulmak 167
Hedef Koymanın ve Başarının Bilimi 173
Nöron Devresi 176
Hedefe görsel olarak odaklanma 183
Yenilgileri Canlandırma 188
Hedef koymak 191
İlerlemeyi değerlendirme ve köşe taşları 195

Odaklanarak çalışma ve Ultradiyen Ritim

Ne kadar süreyle odaklanmaya çalışmalıyım sorunu çok sık alıyorum. Bu konudaki araştırma literatürü, ultradiyen ritimlerin anahtar önemde olduğunu gösteriyor.

24 saatlik sirkadiyen ritmi duymuşsunuzdur. Beynimiz ve vücudumuz, bu 24 saatlik döngüde, 90 dakikalik ultradiyen döngülere göre çalışır.

Odaklanma ve yoğunluk gerektiren şeylerin süresini 90 dakikada civarında tutun. İki belki üç saat aralıksız odaklanma ve yoğunlaşma mümkün olsa da, biyoloji hakkında bildiklerimize ters. Uyku aşamaları da, uyanıklık aşamaları da, 90 dakikalık dilimler şeklinde oluyor.

Ben 90 dakikalık bir zaman sayım sayacı kuruyorum. Çok kısa sürede bitirmem gereken acil bir şey olmadığında ya da optimal oranda kafein almadıysam, bu 90 dakikanın ilk 5-10 dakikasının odaklanmaya geçiş, ısınma süresi olduğunu kabul ediyorum ama bu 5-10 dakikayı da 90 dakikaya dahil ediyorum.

Bu ısınmadan sonra kalan zamanda, zihinsel işe ya da öğrenmeye odaklanmaya çalışıyorum. Bu süre boyunca dikkatimin ve odaklanmamın dağılıp yeniden toparlanacağını kabul ediyorum. Odaklanma kabiliyetinin büyük parçalarından biri de, odaklanma dağıldığında odaklanmaya geri dönmek.

Ben bunu kafamda, okun başının birden çok genişlemesi, birçok şeye odaklanması ya da odada başka bir yere odaklanması şeklinde canlandırıyorum. Burada anahtar, oku alıp yeniden olmasını istediğimiz yerin üzerine koyup daraltmak. Bu oldukça aktif ve çokça metabolik enerji gerektiren bir şey. Beyniniz, metabolik enerjinizi en çok yiyen organ. Bazal metabolik enerjinizin çoğunu hareket etmeye, kalp atışına ya da nefes alıp vermeye değil, beynin çalışmasına gidiyor.

Odaklanma ve odağı koruma süreci, yüksek oranda metabolik enerji tüketen bir aktivite olduğu için, 90 dakika sonunda ve hatta 45 dakika sonunda yorgun veya bitkin hissetmeniz mümkün. Bu nedenle 90 dakikalık odaklanma seansı sonrasında, en az 10 dakika ama idealinde 30 dakika, benim kasti odak dağıtma dediğim şeyi yapın. Bu süre boyunca yoğunlaşmanızı gerektirmeyen, adi işler yapın. Biraz oraya buraya yürüyün ama mesela tuvalete giderken telefonunuza bakmayın ve tabii ki tuvalette de telefonunuza bakmayın. Kendinize gevşeyeceğiniz, zihninizi rölantide tutacağınız ve bir şeye odaklanmayacağınız bu süreyi tanıyın. Bu şekilde zihinsel olarak boş durma süreleri, ağırlık kaldırırken set aralarında vermeniz gereken kısa molalar gibi, odaklanma kabiliyetiniz için çok önemli.

Evet biliyorum bu zor zira cep telefonlarımızın ya da başka cihazların ekranlarından yayılan, inanılmaz derecede zengin duyusal bilgi bombardımanına çekilip duruyoruz. Ama şunu sürekli vurgulamak istiyorum ki, odaklanma kabiliyetimiz sadece odaklanma devresine girerken ve devrenin içindeyken ne olduğuna değil, o odaklanma devrelerinden sonra ne olduğuna da bağlı. Odaklanma kabiliyetinizi korumak ve arttırmak istiyorsanız, kasıtlı olarak odaklanmamanız gereken bir dinlenme devresine girmelisiniz. Ve tabii ki bu odaklanmadan geçirilen dinlenme devrelerinin en büyüğü de, uyku. Zihnimizin nerede olduğunu kontrol etmediğimiz bu derin ve uzun sürenin, en yoğun rüyalar görürken bile beyin için en iyi restorasyon evresi olması da oldukça mantıklı.

Yani 90 dakika ya da daha az bir odaklanma devresinden sonra, yaptığınız şeyi bırakın ve en az 10 dakika, idealinde 30 dakika boyunca otomatik ve refleksif olan, fazla zihinsel enerji gerektirmeyen işler yapın. Bu dinlenme devresinde ortada daireler çizerek yürümeniz ve gökyüzüne boş boş bakmanız gerekmiyor ama eğer bunu yapabiliyorsanız yapın. Bu dinlenme devresinde odaklanarak bir şeyler okumaktan ve görsel dikkatinizi dar bir alana vermekten yani cep telefonu ekranından uzak durun. Bu şekilde dinlenmek, sizin bir sonraki odaklanma devresine daha kolay girip bu devreyi daha kolay tamamlamanıza ve gün içinde bu tür odaklanma devrelerini defalarca yapmanıza yardımcı olacaktır.

Günde kaç ultradiyen döngü yapabiliriz? Bu sizin ne kadar iyi uyuduğunuza, beslendiğinize ve odaklanma kapasitenizi ne kadar iyi eğittiğinize bağlı.
Şimdi paradoks şu ki, siz odaklanma konusunda ne kadar çok alıştırma yapar ve odaklanmaya geçişte ve odaklanmış olarak kalmakta ne kadar iyileşirseniz, o kadar çok odaklanmasız bir şekilde dinlenmeye ihtiyacınız olur. Benim size tavsiyem, günde iki belki de üç tane derin bir şekilde odaklandığınız, 90 dakikalık çalışma devresi yapın.

Yani 90 dakika odaklanmış bir şekilde çalış ve sonra 30 dakika dinlen ve yine 90 dakika çalış ve dinlen diye arka arkaya değil de sabah 90 dakikalık bir derin çalışma ve sonra belki öğleden sonra bir 90 dakikalık derin çalışma daha şeklinde çalışmanızı lazım.

Yalnız bunu söylediğimde birçok insan şaşırıyor ve “bekle bir dakika! Kaç kişi günde sadece 3 saat çalışarak yaşayabilir?” diyorlar. Ama ben günde sadece 3 saat çalışın demiyorum. Zor, zihinsel işlerden bahsediyorum.

Ne kadar çok, ne kadar derin yoğunlaşırsanız, bu 90 dakikalık derin çalışma devrelerinden o kadar az yapabilirsiniz. Fiziksel aktiviteleri düşünürseniz, 100 km ultra maraton koştuğunuzda, yeniden kendinize gelmek için ihtiyacınız olan süre, 10 kilometre koşan birine göre çok daha uzun olacaktır. Yoğun çalışmadan sonraki dinlenme devrenizin uzunluğu da, çalışmanızın ne kadar yoğun olduğu ile doğru orantılıdır.

Ben hayatımın bu aşamasında, telefonumu uzağa koyarak ya da kapatarak, günde 3 tane yoğun, 90 dakikalık çalışma devresini yapabiliyorum. Ama çok acil ve stresli bir şey yoksa, bundan fazlası olmuyor. Bu üç 90 dakikalık derin çalışmanın arasında da, daha az odaklanmamı gerektiren işler yapıyorum.

Bazılarınız günde 4 tane 90 dakikalık yoğun çalışma devresi yapabilir. Benim tavsiyem, günde en az bir tane yapmaya çalışın. Bu arada hafta sonları da dahil günde bir tane. Ben hafta sonları telefonumdan uzakta gerçek bir kitap okuyorum ya da yürürken sesli kitap dinliyorum. Ama öğrenmek istediğim şeye gerçekten konsantre oluyorum.

Eğer bunu hiç yapmıyorsanız, 4 hafta boyunca hergün bir tane 90 dakikalık yoğun çalışma devresi yapın. Yoğunlaşmış şekilde kalmaya ve hissedeceğiniz rahatsızlığa yenilmemeye çalışın. Sonra da günde yaptığınız devre sayısını arttırın.

Şimdi gidip öğretmeninize ya da doktora danışmanınıza “hiçbir şeye 90 dakikadan fazla odaklananam” deyin demiyorum. Derin odaklanma devrelerinden bahsediyorum. Bunlar gerçekten kendinizi odaklanmaya ve yeniden odaklanmaya zorladığınız, okun başını keskinleştirdiğiniz, yoğunlaşmak istediğiniz şeye yönelttiğimiz, gerçekten zor şeyler. Fiziksel olarak spor salonunda ağırlık kaldırdığınız devre gibiler.

Kafein uykunuzu ve verimliliğinizi öldürür – Matthew Walker

Andrew Huberman Notları kitabındaki aynı adlı bölümdem alıntıdır.

Kafein konusunda Hübermann’ın röportaj yaptığı, dünyaca ünlü uyku uzmanı Matthew Walker’ın görüşlerine de yer vermek istiyorum. Çok satan Neden Uyuruz? (‘Why We Sleep’) kitabının yazarı Nöron Bilimi ve Psikoloji profesörü Walker’ın kafein konusundaki görüşleri çok sert. Walker şöyle söylüyor:

Her akşam içeceğiniz bir doz kafein, derin uykunuzu yüzde 20 azaltacaktır. Derin uykuda böyle bir azalma için normalde 15 yaş yaşlanmanız lazım ama siz bunu her akşam bir fincan kahve içerek de “başarabilirsiniz”. 

Kafeinin insanı uyanık tutacağını herkes bilir. Kafein bazı kaynaklara göre petrolden sonra en çok ticareti yapılan madde ki bu da bize şu anki uyku yoksunu durumumuz hakkında çok şey söylüyor. Çoğu insanın bilmediği şey, vücudumuza giren kimyasalların birer yarı ömrü olduğu. Bir kimyasalın vücuttaki yarı ömrü, bu kimyasalın yarısının sistemimizden atılması için gereken süredir. Kafeinin yarı ömrü 6-7 saat ve bu da insanların genetik yapısına göre değişen bir şey.

Kafeinin çeyrek ömrü ise 12 saat (kimyasalın %75’inin vücuttan atılması için gerekli süre). Yani eğer öğle saatlerinde kafein aldıysanız, bu kafeinin dörtte biri gece yarısı hala beyninizin etrafında dolaşımda oluyor. Yani bu tam yatmadan önce bir fincanın dörtte biri kadar kahve içmek gibi bir şey. Bu durumda iyi bir uyku bekleyemezsiniz. Hele de akşama doğru kahve içiyorsanız, artık bunun neye eşdeğer olduğunu biliyorsunuz. Bu bence toplumda bilinmeyen büyük bir problem. Verilere bakarsanız son 30 yılda Starbucks gibi kahve satan yerlerin sayısı astronomik oranda arttı. Bence kahve, bizim gelişmiş ülkelerdeki kitlesel uyku yetersizliği problemimize karşı kendi kendimize kullanmaya çalıştığımız bir ilaç haline geldi. Evet, kafein psikoaktif bir madde ve bu nedenle ilaç diyorum. Hiç düşünmeden kullandığımız ve çocuklarımıza da kullandırdığımız bir ilaç. Hastalarımın çoğu kafeini kestiklerinde, uyku kalitelerinde artış görüyorlar. Belki birkaç gün baş ağrısı çekiyorlar ama uyku kaliteleri artıyor ve gün içinde daha çok enerjik ve üretken oluyorlar.

Kafein, bizim çocuklarımıza verdiğimiz tek psikoaktif uyaran. Ebeveynleri suçlamıyorum zira kafeinin etkilerini bilmiyorlar. Oldukça endişe verici bir araştırmada, insanlara bir fincan kahve dozunda kafein veriyorlar (200 milligram) ve sonra da derin uyku kalitelerini ölçmek için bu insanların derin uykuda ürettikleri, vücutlarının onarılmasına da yardımcı olan beyin dalgalarını kaydediyorlar ve akşama doğru içilen sadece bir doz kafeinin bile derin uykuda geçirilen zamanı %20 azalttığını buluyorlar. Derin uykuda böyle  bir azalmanın olması için 15 yıl yaşlanmanız lazım ama siz bunu her akşam sadece bir fincan kahve içerek de “başarabilirsiniz”. Bunu yapan insanlar ertesi gün kalktıklarında, derin uykularının kalitesi düşük olduğu için yenilenmemiş ve tazelenmemiş hissederler ve daha fazla kahve içmeleri gerektiğini düşünürler. Normalde bir fincan kahve içecek iken 2 fincan kahve içerler ve böylece bir bağımlılık döngüsü yaratırlar.

İnsanlar kafeinin üzerlerinde nasıl bir etkisi olduğunun ve sistemlerinde ne kadar uzun süre kaldığının farkında değiller. Kafeinin üzerinizde böyle bir etkisi olmasına karşı bağışıklılığınız olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ama bilinç düzeyinde farkında olmasanız bile etkisi sandığınızdan çok olabilir. Bu nedenle kahve (ve çay ya da kola) içmeyi seviyor olsanız bile, bunu öğleden önce yapın ve öğleden sonra içmeyin.

Kitabım piyasaya çıktıktan sonra biri bana bir tweet yazdı ve şöyle dedi:

“Kafeinin problem olduğunu hiç düşünmemiştim ama kitabınızı okuduktan sonra, öğleden sonra içmemek kaydıyla günde sadece 2 fincan kahve içmeye başladım. 30 yıldır böyle iyi uyku çekmiyordum. İnsanların düşünmeden yaptığı, sıradan bir şey bile uyku üzerine böyle büyük etki edebiliyormuş.”

Kafein, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşüyor. Ne kadar çok kafein alırsanız, o kadar daha çok almanız gerekiyor ve o kadar bağımlı hale geliyorsunuz. Aynı şey sadece kahve için değil, çay için de geçerli. İnsanların kahve veya çayın yerine koyduğu yeşil çayda da oldukça yüksek miktarda kafein var.

Kahve sabah içildiğinde insanın ayıkmasına yardımcı olabilir ama kafein almak üzere de evrimleştiğimizi düşünmüyorum. Sirkadiyen döngüsünde en ayık olduğumuz zaman sabah 11. Bu saatte uyumanız imkansız olmalı ama uçakla seyahat ederken etrafıma baktığımda, uçaktakilerin yarısının saat 11 civarında uyuduğunu görüyorum. Eğer saat 11 gibi kendinizi kafein ilacı ile ayık tutmaya çalışıyorsanız, muhtemelen gece iyi uyuyamıyorsunuzdur. Kahveyi ve çayı bırakmanız ya da öğleden önce çok az içmeniz, üretkenliğinizi oldukça fazla oranda artırabilir.

Anahtar kelimeler: kafeinin zararları nelerdir, kafeinin etkileri, kafeinin vücuda etkileri,  kafeinin etki süresi, uykusuzluk, uyku problemi