Duygusal Yatırım IV – Duygusal yatırım yapmamayı nasıl becerirsiniz?

Bu yazı dizisinin bir önceki bölümü için Duygusal Yatırım III – Bilinçaltı iletişim, tırmandırmanın paradoksu ve baştan çıkarmanın zorluğu.

Bu seriden eğer sadece tek bir şey öğrenecekseniz, o şu olsun : size henüz duygusal yatırım yapmamış bir kadın düşüncelerinizde ve duygularınızda yer işgal etmemelidir. Kadınlarla etkileşirken kalbiniz ve aklınız başka yerlerde olmalı. NOKTA! Eğer kadın sizin için kafasında ve kalbinde yer açmadı ise, siz de kalbinizde ve kafanızda ona yer açmayın. Eğer hayatınızda bu değişikliği hemen yaparsanız, kadınlarla ilgili aldığınız sonuçların anında daha iyi olacağına sizi temin ederim. Kadınlar güzel hayatın tatlılarıdır, ana yemeği değil ve bir kadın sizinle konuşurken aynen bunun böyle olduğunu hissetmelidir. KADINLAR TATLI OLMAK İSTERLER.

İşte duygusal yatırım yapmamanın benim önereceğim ana adımlar :

1) Duygusal yatırım yapmanızın gereksiz olduğunun farkına varın.

2) Düşünce ve duygularınızı meşgul eden ilginç ve harika bir yaşamınız olsun.

3) Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun.

4) Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun.

5) Önce kendi eğlenmenize bakın.

Duygusal yatırım yapmanızın gereksiz olduğunun farkına varın.

Bu muhtemelen en önemli adım. Bence birçok erkeğin kadınlara duygusal yatırım yapmasının sebebi, toplumun ve pop kültürün bilinçaltında erkeklere şunu öğretmesi : erkeğin kızı elde etmesinin yolu, onun kızdan sevgi dilenmesi ve kısa duygusal yatırım yapmasından geçer. Filmlerde, kendine güvenen, kendi hayatını yaşayan ve başarılı erkekler hiçbir zaman kızı elde etmezler. Kızı sonunda kazanan, kız uzaktan aşık olan ve filmin geri kalanında kızı elde etmeye çalışan ve bu yolda bir sürü reddedilmeye ve aşağılanmaya göğüs geren beta kaybedendir. Bu filmler aynı zamanda kadınların sürekli sarılmaya ve aşk – böcüğü saçmalıklarına ihtiyacı olan narin çiçekler olduğunu anlatır. Gerçek hayatta ise işler böyle yürümez.

Erkekler aynı zamanda kadınların reddedilmeyi sevmemelerini yanlış anlıyorlar. Kadınların güçlü bir “kabul edilme” ihtiyaçları vardır (tüm beta erkekler gibi) ve bu nedenle reddedilme konusunda erkeklerden daha duyarlıdırlar. “Aşkı reddedilen kadından daha kızgın biri yoktur” deyimi doğrudur. Korku oyunu (dread game) be “umursamamak” eğer kadın önce sizi umursamıyorsa işe yarar. Ama siz kadını açıkça reddederseniz, ya da kadın size yürür ama sizden hayır cevabı alırsa büyük olasılıkla kadın tüm duygusal yatırımını geri alacaktır. Kadınların bu güçlü ve sürekli kabul edilme ve onay ihtiyacı nedeniyle erkekler yanlış bir şekilde önce kendilerinin duygusal yatırım yapmaları gerektiğini düşünürler. Fakat tek yapmanız gereken onu reddetmemek ve dışlanmış hissettirmemektir. Kadını “kabul edilmiş” hissettirmek ve ona yatırım yapmak arasında yürümeniz gereken ince bir çizgi vardır.

Bu oyunu kazanmak için, bir kadın için ancak onun da sizin için bunu yapabilme ihtimali olduğunda bir şey yapmalısınız. Eğer bir kadına içki ısmarlamak isterseniz, onun da size içki alıp almayacağını düşünün. Eğer almayacak derseniz, siz de almayın. Eğer kız sizin beklemenizi isterse, onun da sizi bekleyip beklemeyeceğini düşünün. Eğer kız beklemez derseniz, siz de beklemeyin. Eğer sürekli merhaba dediğiniz ama size hiçbir zaman merhaba demeyen bir kız varsa, o kıza merhaba demeyi bırakın. Kim olduğunuzu biliyor, eğer merhaba demek isterse gelir der. İlişkilerde “kazanmak” gayet uygun birşeydir.

Tabii bu söylemesi kolay ama yapması zor bir şey. Toplum ve duygularınız sizi kızların çevresinde pervane olmanız, onları beklemeniz, saçmalıklarına katlanmanız, onlara içki ısmarlamanız, vs … gibi şeylere itecektir. Duygularınızla ve sosyal eğitim ile savaşmalı ve yolunuzdan şaşmazsanız kızların bundan etkileneceğine inanmalısınız. Bu, kadınlara “hayır” diyebilmeyi (hayır demek reddetmek demek değildir) ve kadını bırakıp gidebilmeyi gerektirir. Gerekirse tamamen terk etmeyi gerektirir.

Düşünce ve duygularınızı meşgul eden ilginç ve harika bir yaşamınız olsun.

İnsanlar güzel duyguların peşinden koşmaya programlanmıştır. Eğer hayatımızın iş, okul, hobiler gibi ana yönleri bizi mutlu etmiyor ise, güzel duyguları başka şeylerde ararız : uyuşturucu, boktan TV programları, kadınlar, yemek, vs … Bunların her biri kendi başına o kadar kötü olmayabilirler ama eğer hayatınız sizi mutlu etmiyor ise, kötü şeylere aşırı duygusal yatırım yapar ve depresyona girersiniz. Eğer hayatınız çok kötü ise, bilinçaltında ve bilmeden kadınlara aşırır yatırım yapmaya başlarsınız.

Ben “peynirli pizza metodu”nu kullanıyorum. Ne zaman kendimi çok kötü hissetsem, düşüncelerimi ve duygularımı sevdiğim bir şeyle doldururum – peynirli pizza, Orea cheesecake, plajda mantar çektiğim gün, dinazorlar hakkında okumak, vs … Bu benim kafamı temizliyor ve kadınlar etrafında normal davranmamı sağlıyor. Bir kız için bir şey yapar gibi olduğumda kendime soruyorum “peynirli pizzayı kafamdan ve kalbimden çıkarmamı hakedecek ne yaptı?” Peynirli pizza yerine dilediğiniz şeyi kullanabilirsiniz, idealinde ise pizza yerine kadının katılmaya can attığı, heyecanlı bir hayat koymanız.

Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun.

Hayatınız ne kadar güzel olursa olsun, kızlara duygusal yatırım yapmamak zordur. Bolluk zihniyetinde duygu ve düşünceleriniz başka kadınlarla dolu olur, bu nedenle de belirli bir kıza ihtiyacınız yoktur. Eğer başka kızlar yoksa, kendinizi kandırın. Ben bu durumda bolluk içinde olduğum zamanları hatırlar ve kendimi o zamanlarda gibi hissetmeye çalışırım. Eğer hiçbir zaman bolluk içinde olmadı iseniz, kendinizi Brad Pitt ya da başka bir ünlü olarak düşünün ve o nasıl davranacaksa öyle davranın.

Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun.

Kadınlar sizin, misyonunu neşe ve kendine güvenle takip eden, yıkılmaz bir duvar olmanızı isterler. Kadınlar her ne kadar sizi o misyonun yolundan çıkarmaya çalışsalar da bunu yenildiğinizi görmek için değil, sizin gerçekten sağlam bir duvar mı, iskambil kağıdından yapılmış, üfürükten bir duvar mı olduğunuzu test etmek için yaparlar. Mağazada bir masaya gerçekten sağlam tahta mı değil mi anlamak için vurmanız gibi, bir kadın sizin gerçekten yolundan çıkmayacak, kendine güvenen biri olup olmadığınızı anlamak için shit test yaparlar. Siz ne kadar kendine güvenli ve sarsılmaz iseniz, shit test de o kadar güçlü olacaktır.

Sizin göreviniz, dışarı çıktığınızda, eğlenebildiğiniz kadar eğlenmektir. Kadın sizin duygusal yatırımınızın “parti nerede?”, “nerede eğleniyoruz?” seviyesinde olduğunu hissetmeli. Bütün akşam için bir planınız olmalı : X’e gidiyorum, sonra Y’ye gideceğim, vs … Kadının planlarınızı değiştirip yönetmesine izin vermeyin. Sizin ana misyonlarınız (kariyer, hobiler, vs …) da kafanızın içinde olmalı. “Girls just wanna have fun” (kızlar sadece eğlenmek istiyor) şarkısını biliyor musunuz? Gerçekte herkes eğlenmek istiyor ama erkekler kızları etkileyeceğim stresi ile bunu yapamıyor. Ne zaman gergin, korkmuş ya da kıza fazlaca duygusal yatırım yapıyor hissederseniz, kendinize sadece şunu söyleyin : “Ben buraya eğlenmeye geldim. Buna katkın olursa süper. Eğer olmazsa, gidebilirsin.” Eğlence ve pozitif olmak her zaman kazanır.

Örnek : Eğer çok güzel bir kız inanılmaz sıkıcı bir şey hakkında konuşup duruyorsa, birçok erkek yine de ilgiyle dinliyomuş numarası yapar. Bu yanlış! Kadınlar ne zaman sıkıcı olduklarını bilirler ve bu bazen böyle birşeye katlanan biri misiniz diye görmek için ince bir shit testtir. Kadınlar sekse muhtaç değildirler ve bir erkek sıkıcı, aptal ya da kaba ise onunla takılma ihtiyacı hissetmezler. Aynı zamanda kendi saçmalıklarına katlanmaya çalışan bir erkeğe saygı ve empati de duyamazlar. Erkekler kendi iyi hayat vizyonlarını kaybettiklerinde kadının sıkıcı olmasına izin verirler. İyi bir hayatta güzel kadınlar vardır ama iyi bir hayat aynı zamanda güzel muhabbet de içerir. Eğer kız ile ilginç bir muhabbet edemiyorsanız, sıkıcı konuşmaya katlanmayacağınızı göstermek için konuyu değiştirin.

İyi bir hayat vizyonuna, sınırlara ve hayatınızın, düşünce ve duygularınızın ilginç ve değerli olduğuna dair kendine güvene sahip olarak, kadına meydan okuyup onu tahrik edebilirsiniz.  Kadınlar kendilerini olgunlaştıracak, kendi sahip oldukları hayattan daha iyisine geçmelerini sağlayacak erkekleri isterler.  Her dediklerini onaylayan bir sünepe ya da dar kafalı komformist istemezler. Kadınlar her an çekip gitmeye gönüllü erkekler isterler. Bunu taş kalpli psikopatlar oldukları için değil değil, bırakıp gidemeycek bir erkeğin herhangi bir potansiyeli olmamasından dolayı isterler.

Çoğunuz için tabii ki bu çok zor. Birçoğunuzun sıkıcı bir hayatı var ve güzel bir kadın bir anda hayatınızın en ilginç ve önemli şeyi haline geliyor. Ya da sekse o kadar aç ve muhtaçsınız ki, bir kadının sıkıcı, kaba, sıradan, vs … olması umrunuzda değil.

Önce kendi eğlenmenize bakın.

500,000 Dolar ödeyip Leonardo DiCaprio ya da hayatının mükemmel ötesi olduğunu düşündüğünüz bir ünlü ile bir hafta takılma şansını satın aldınız. Buluştuğunuzda Leonardo “ne yapmak istersin?” diye soruyor ve siz de “bilmem, neler yapabiliriz?” diyorsunuz. Ve Leo’da cevaben “benim bir planım yok – sen normalde ne yaparssan onu yapalım” diyor. Siniriniz tepemize çıkmaz mı? O kadar parayı Leo’nun harika hayatına 1 hafta katılmaya vermişsiniz, her hafta yaptığınız şeyleri Leo ile yapmaya değil. Bir erkeğin planı yoksa, kadınlar da aynı şeyi hissederler. Kadınlar sizin hayatınıza katılmak isterler, sizi kendi hayatlarında yönlendirmeyi değil. Bu nedenle ilkin kendi eğlenmenize bakmalısınız. Bunun kaba ve bencilce olduğunu düşünebilirsiniz ama değil. Çünkü kadınlar varacağınız yerden çok sizin yolda öncülük etmenize vurulur.

Bir sonraki ve son bölümde, kadının duygusal yatırım yapmasını nasıl sağlayacağınız konusu işlenecek.

Devam edecek …

Çeviri : The most important part of game is not being emotionally invested

Kariyerini bahane edip ayrılan kadın

Ekşi sözlükten ibretlik bir hikaye geliyor. Tam bir vaka çalışması olduğundan buraya taşımadan duramadım. Ben susayım, yazar anlatsın.

nereden başlayacağımı bilemiyorum.

çaresiz ve kimsesiz hissediyorum. Boğazımda düğümlenen o şeyin nasıl hissettirdiğini anlatmam mümkün değil sanırım.

6 yıllık ilişki acısıyla tatlısıyla bitti sözlük üstelik ben istemesem de böyle birşeyi bitti. o çok sevdiğim küçük parmaklım saçlarını her duştan sonra kuruttuğum uçtu gitti. gözlerinde gözlerimi görmekten kendimi alamadığım gitti be sözlük.

sebebini sorduğumda daha da çok üzüldüm. tıpta uzmanlık sınavı var ya işte o. evet evet o, ona çalışmak istiyormuş kariyeri daha önemliymiş.. neye tercih edildim nasıl edildim bilemedim. ellerim titriyor nefes alamıyorum. yoruldum, bu kadar yıl sonra bunu duymak ve terkedilmiş hissetmek çok koyuyor be sözlük. üstelik haziran ayında evlilik kararı almıştık. ailelerimiz de tanış olmuşlardı..

evdeki eşyalarını toplayıp gideli neredeyse üç hafta olacak. kimsesiz olduğuma mı yanayım çaresiz hissetmeme mi ne yapacağımı bilememe mi? yemin ederim herşey üstüme geliyor. çok koyuyor bu kadar zaman sonra böyle acımasızca ortada bırakılmak.

yazamıyorum, kendimi alelade cümlelerle izah etmemek isterdim ama duygularımı dile getirecek mecalim dahi kalmadı. titriyorum. dalıp gitmelerim de arttı. ne yapacağımı bilmiyorum. boş boş bakıyorum etrafa. bu işkencenin artık son bulmasını istiyorum. acılar belki paylaşılırsa azalır diye sana yazdım sözlük.

Öncelikle söyleyeyim ki bu yazıyı dalga geçmek için buraya koymuyorum. Erkeklerin çoğu bizimle işte böyle tanışıyor. Büyük darbe yemeden kendine gelip ben ne yapıyorum diyemiyoruz maalesef. Nickinden anladığım kadarıyla arkadaş doktor.

Bu kadar üzülmesinin sebebi ise, masalsı ilişki ideali yüzünden kızın ayrılığa doğru salladığı kırmızı bayrakları görememesi. İşte kırmızı hapın diğer faydası da bu: hem ilişkiyi elde tutmanızı sağlıyor, hem de kız bıraksa bile hatalarınızı bildiğiniz için böyle yıkım yaşamadan gereken dersleri çıkarıp daha çabuk ayağa kalkıyorsunuz. Yoksa eğitim seviyeniz süper olsa da kadınların elinde oyuncak haline gelirsiniz.

Peki yaptığı hatalar neler?

1. Arkadaş bildiğin oneitis olmuş. Kıza bu kadar bağlanmasının başka bir açıklaması yok. Erken yaşta hayatımın aşkı moduna girerseniz ya böyle darbe yiyorsunuz, ya da evlenip her gün dırdır çekiyorsunuz.

2. İlk maddeyle bağlantılı olarak kızla evlenmeden aynı evde yaşaması. Ne diyordu Tomassi’nin demirden kanunları: evlilik dışında bir kadınla aynı eve çıkma. Çünkü kadına “hayatımdaki tek hatun sensin” mesajını vermiş oluyorsun, o da rekabetin getirdiği gerilimden kurtulup seksi koz olarak kullanmaya başlıyor. Sonucunda da saygısını yitirip terkediyor.

3. İkinci maddedeki hatayla bağlı olarak tek kıza 6 yıl zaman ve emek harcayıp tabak çevirmemesi. Daha yeni yayınladık bak duygusal yatırım serisini. Orada anlattığımızın tam tersini yapmış arkadaş.

4. Kızın hipergamisini tatmin edemez hale gelmesi. Bu da muhtemelen ikisi de doktor olduğu için. İki tarafta eşit sosyal statüde olduğu zaman oyun daha da önem kazanıyor. Böyle durumlarda duygusal gücünüz sağlam değilse kız “zaten ben bununla aynı seviyedeyim, o zaman niye bu mıymıntıyı bırakıp aynı seviyede daha alfasını bulmayayım ki?” diye düşünüyor.

5. Kadının bahanesine inanıp kendini harap etmesi. Sizi cidden seven bir kız bırak TUS’a girmeyi ABD başkanlığına aday da olsa ter-ke-de-mez! Nokta. Bu sınav ve kariyer bahanesi, kadınca-türkçe sözlüğün en başına yazdıklarımdan biriydi. Ben genelde ilişki öncesinde duyardım bunu ama demek ilişkide de gelebiliyormuş.

Bakın bu adamı tanımıyorum, adını bile bilmiyorum. Ama hikayesi ve yazısından yansıttığı ruh hali kırmızı hap açısından o kadar klasik ki hatalarını şıp diye bulmamak mümkün değil.

Özellikle 15-25 arası genç arkadaşlar, “tabak çevirin, uzun dönem ilişkiye girmeyin” derken sizi böyle travmalardan kurtarmaya çalışıyoruz. Daha kadınları tanımadan oturup şirket kurar gibi karşılıklı güvene dayalı ortaklık kurmaya çalışıyorsunuz. Yapmayın etmeyin, okuyunca cidden üzülüyorum. Çünkü eski mavi haplı günlerim geliyor aklıma. Hep yaşayarak öğrenmeye çalışmayın, biraz da etrafınızda olanlardan ibret almaya bakın.

Umarım bu kardeşimizin de yolu kırmızı hapa ve bu siteye düşer de nasıl bir hata yaptığını anlayıp kendine çekidüzen verir.

Duygusal Yatırım III – Bilinçaltı iletişim, tırmandırmanın paradoksu ve baştan çıkarmanın zorluğu

Bu yazı dizisinin bir önceki bölümü için Duygusal Yatırım II – Duygusal yatırım neden iticidir?

Bilinçaltı iletişim

Kadınlar sizin vücut dilinizden, kelimelerinizden, duruşunuzdan, ses tonunuzdan ve hareketlerinizden, duygusal yatırım yaptığınızı hemen hissederler. Ne siz ne de kadın, sizin fazlaca duygusal yatırım yaptığınızı bilinçli bir şekilde bilmeyebilirsiniz. Ama kadın sizin “itici” olduğunuzu hissedecektir. Bazen davranışlardaki çok ufak değişiklikler (uzun süre bakmak, çok erken sorulmuş fazlaca kişisel bir soru) sizin çok fazla yatırım yapmış olduğunuzu gösterecektir.

Ben duygusal yatırımı ölçmek için “yerçekimi teorisi”ni kullanıyorum. Sosyal ortamda, yüksek-değerli insanlar daha “büyüktür” ve bu sebeple daha düşük-değerli insanları kendilerine “çekerler”. Herhangi bir partiye bakarsanız, çekici kızları genelde merkezde, rahat ve eğlenirken göreceksinizdir. Ve erkekleri bu kızların çevresinde, güneşin çevresinde dönen gezegenler gibi yörüngede göreceksiniz. Bu erkeklere bu nedenle uydu erkek deniliyor. Eğer kızlar gitmek için kalkarlarsa, bu erkekler bir süre cool takılabilirler ama daha sonra kalkıp kızların peşinden giderler. Amacınız, kızlar size çekilsin diye çekim merkezi olmak, tam tersi değil. Bu zor, zira erkek olarak yürümeyi sizin yapmanız lazım. Ama yürürken bile duruşunuz ve vücut diliniz “çekim merkezi benim ve ben uzay-zamanda seni bana çekecek bir büzülme yaratırım” diyebilir.

İletişimin yüzde 99’u bilinçaltıdır. Örneğin “sana içki ısmarlayabilir miyim?” sorusu, tonlamaya, vücut diline, duruma ve duygulara göre çok geniş bir yelpazede bir sürü anlama gelebilir. “Sana içki ısmarlayabilir miyim?” sorusu “seni sikmek istiyorum”, “sana borcum olduğunu hissediyorum izin ver ödeyeyim”, “ben insanlara bedava şeyler alan bnkör bir insan evladıyım”, “sen iyi bir arkadaşsın ve izin ver sana olan saygımı göstereyim”, “ben bir kaybederim ve benden hoşlanman için sana bir şeyler almam lazım”, vs … gibi bir sürü anlama gelebilir. Önemli olan yüzeysel kelimeler değil, bilinçaltına hitap eden söyleyiş şeklidir.

Baştan çıkarma çoğunlukla bilinçaltında cereyan ettiği için, size nasıl yürüyeceğinizin, nasıl konuşacağınızın, nasıl duracağınızın, hareket edeceğinizin, vs … her ayrıntısını öğretemem. Eğer bunu yapsaydım bile, bu kadar şeyi hatırlayıp uygulamanız için imkansız olurdu. Bu yazıyı yazıp yazmama konusunda bile tereddüt ettim zira bir duygusal durumu uzun süre “taklit” etmek çok zor ve birçok insan kısa süre içinde nasıl hissediyorlarsa öyle davranmaya geri dönerler.

Tırmandırmanın paradoksu

Şu ana kadar okuduklarınız ile yapılacak en doğru şeyin, kızları tamamen görmezden gelmek olduğunu düşünebilirsiniz.Böylece duygusal yatırım yapmış gibi görünmeyeceksiniz değil mi? Ne yazık ki, bu çalışır bir yöntem değil. Yürümek ve işi tırmandırmak erkeğin işidir zira kadınlar çok çabuk duygusal yatırım yapmazlar ve reddedilmekten korkarlar.

Bir kızın sizden hoşlanması için başlangıçta en azından biraz ilgi gösterip olayı tırmandırmanız lazım. Onu size duygusal yatırım yapma tuzağına çekmeniz lazım. Sihirbazlar, “zorlama” adlı bir teknik kullanırlar. İnsanları rastgele bir kart seçtiklerine inandırırlar. Oysa bu bir hiledir ve insanlar sihirbazın önceden belirlediği bir kartı çekmişlerdir.  Baştan çıkarmak da buna benzer : hatun sizi seçiyormuş gibi hissetmeli, tersini değil. Siz sadece ona kapıyı açıyorsunuz.

Baştan çıkarmanın zorluğu

Bir kadını duygusal yatırım yapmıyor görünerek baştan çıkarmak çok zordur. İlk olarak, kadının duygusal yatırım yapmaya direncinin çoğu bilinç altındadır – bilincinde, kadın bir erkeğin biraz da olsa ilgi göstermesini ister. Ve hoşlandığınız kadının çevresinde zaman harcayıp da biraz da olsa yatırım yapmamak doğal olarak zordur. Güzel kadınlar, içinde erkeklerin tüm akılcılıklarını, gerçekliği, normal standartları, doğruyu ve yanlışı kaybettikleri “gerçeklik çarpıtma alanı” (reality distortion field) yaratırlar. Siz kendinize “fazla kafaya takıyorsun, sadece kendin ol” diyebilirsiniz ama kadınlar erkeklerin en güçlü duygularına dokunurlar. Bu nedenle birçok erkek nasıl kendileri olacaklarını bile unuturlar. Güzel bir kadın bir gece klübüne girdiğinde, normalde başarılı, rasyonel, erkeksi erkekler siktiğimin akıllarını kaybediyorlar. Kadının onayı için dilenmeye, ona bir şeyler ısmarlamaya, aptalca davranmaya, vs … başlıyorlar.

Daha önce de söylediğim gibi erkekler kadınlara göre daha hızlı duygusal yatırım yaparlar. Bu nedenle duygularımız bizi hızlıca aşk böcüğüne çevirmeden önce sabırlı olmamız lazım. Romantik olmayan bağlamda, insanlar aynı hızda duygusal yatırım yaparlar ve eğer iletişim yolunda giderse diğer kişinin sizinle aynı hızda yatırım yapmasına alışırsınız. Ve bir kişiye duygusal yatırım yaptığınızda, doğal olarak onda pozitif duygu yaratmak istersiniz. Fakat duygusal yatırım yapmamış bir kadını mutlu etmeye çalışmak, onun onayını dilenme, ona itaat etme vs gibi algılanır. Bunun yerine DOĞRU olanı yapmalısınız. Bir kadın soğuk görünebilir ve biz onu “ısındırmak” için ona nazik davranmak isteyebiliriz. Ama bu dürtüye itaat etmek yerine yapmakta misyonunuza devam etmeli ve onun yüzeyde ilgilenmiyor görünse bile sonunda duygusal yatırım yapacağına inanmalıyız. Unutmayın : kadınlar sürekli sizi tartıyorlar ve yüzeyde ilgilenmiyor ve dikkat etmiyor görünselerde, aslında ilgileniyor ve dikkat ediyorlar.

Baştan çıkarma bir kumardır zira kadının sonunda duygusal yatırım yapacağına inanmanız gerekir, bunun olmama ihtimalini bilmenize rağmen. Bazen kadın sizden hoşlanmayacaktır. Bazen sadece ilgi arıyor olacaktır. Bazen sizden hoşlanacak ama bunun bir yere gitmesine izin vermeyecektir. Bazı kadınlar duygusal olarak sorunludur ve hiçbir zaman duygusal yatırım yapmazlar – her erkeği yolunacak kaz olarak görürler. Bu nedenle baştan çıkaracağınızı varsaymanız lazım – zira sonuç ne olacak BİLMİYORSUNUZ.

Bir sonraki bölümde duygusal yatırım yapmayı nasıl engelleyeceğiniz işleniyor : Duygusal Yatırım IV – Duygusal yatırım yapmamayı nasıl becerirsiniz?

Devam edecek …

Çeviri : The most important part of game is not being emotionally invested

Jordan Peterson – Maskülenite zehirli değil

Rebel Wisdom bu ay Jordan Peterson ile ilgili çok güzel bir belgesel yayınladı : Jordan Peterson: Truth in the Time of Chaos (Kaos Zamanı Gerçek). Güzel bir belgesel, izlemenizi tavsiye ederim.

Belgeselin bir bölümünde Peterson’a maskülenitenin şu an krizde olmasının, erkeklerin krizinin sebebini soruyorlar. Aşağıdaki videoda (Türkç alt yazılı), üstadın soruya cevabının olduğu kısım ve onun altında da metin çevirisi var.

Türkç alt yazıyı açabilirsiniz.

Bence en derin seviyede Batı, maskülenite fikrine olan inancını kaybettiği için. Bunun “Tanrı’nın ölümü”nden farkı yok. (*) Aynı şey. Nietzsche bunun sonucunun ne olabileceğini biliyordu. Yazdıklarının çoğu bununla ilgili idi.

Diyebiliriz ki maskülenitenin ilahi sembolü yok edildi. Bunun sonucunda başka ne bekleyebiliriz ki? Ne olacaktı? Bunun sonucunda maskülenite zayıflayacak. Ve aynı zamanda maskülenite karalanırsa, ki kesinlikle kötüleniyor, ne olacak? Bu demektir ki erkeklerin arzuladığı ideal yok ediliyor. İdealiniz parçalandığında siz de zayıflarsınız.

Sanırım erkeklerin benim düşünceme pozitif tepki vermesinin sebebi, benim bu saçmalıkları satın almıyor olmam. Maskülen ruhu seviyorum. Maskülenite gerekli ve özünde katliam ve talan falan değil. Özünde tecavüz kültürü değil. Özünde dünyayı yok eden bir şey değil. Ve bütün bu şeyler maskülenitenin üzerine atılıyor. Bunun nedenlerinden biri, Batı toplumunun teknolojik ilerleme yüzünden duyduğu suçluluk duygusu.

Bunlar insanlığın önüne koymak için mantıklı karşı çıkmalar. Ama eleştirmeden sineye çekecek, mantıklı suçlamalar değiller.

Arzulayabileceğimiz maskülenite nedir?

Temelinde sorumluluk almak. Sembolik olarak söylersek sizin sorumluluğunuz, logos’un(**) ruhunu canlandırmak. Bu sizin sorumluluğunuz, hayattaki rolünüz. Bu sizin ulu ve sonsuz bir gerçekliğe inanıp inanmamanıza bağlı da değil. Bunun lehine ya da aleyhine konuşmuyorum. Bu şeyler insan anlayışının ötesinde. Ama insanlar kötü davranışlar sergilerse ne olacağını biliyoruz. Biliyoruz ki dünya cehenneme o kadar yakın bir yere dönüyor ki aradaki fark önemsizleşiyor. Bunu biliyoruz, bu 20. yüzyılın hikayesi.

Bu dersi almalıyız. Ders de şu : Dünyayı omuzla ve ileri doğru yürü. Dünyayı tüm problemleri, ızdırabı ve kötülüğü ile omuzla ve ilerle. Bu yükü taşırken farkına var ki sen o yükü omuzlayacak güçte bir yaratıksın. Ve bu nedenle de saygıyı hakediyorsun. Bu, logosun tanımıdır. Bundan daha iyi bir fikirle karşılaşmadım. Çünkü bu fikir hiç de toy değil, toy olmanın tam tersi. Evet dünyada berbat kötülükler ve ızdırap var. Sonu yok AMA insan ruhu bunu gönüllü bir şekilde meydan okuma olarak alabilir. Denemeye değer.

Diğer insanların, en azından inanılmaz alaycı olmayan diğer insanların,  saygı duyduğu insanlara baktığınızda, bu insanların sorumluluk alan ve bu sorumluluğu yetkin bir şekilde yerine getiren insanlar olduklarını görürsünüz. Bunun arzulanabilir olmasında mistik bir şey yok. Ama eğer bu sorumluluk gücünün ırza geçen, talan eden, dünyayı mahveden, doğayı kirleten, kansere benzer ataerkil kültür olduğuna inanırsanız, bu gücü küçümsersiniz. Hayır, ben bunu satın almıyorum.

***

(*) – Friedrich Nietzsche’nin meşhur “Tanrı öldü” lafı, Nietzche hristiyanlığa düşman olduğu için sanki sevinerek söylenmiş gibi yanlış algılanır ama Nietzsche her ne kadar dine karşı olsa da, dinin içindeki mitolojik öğelerin insan toplumlarını ve ahlak sistemlerini bir arada tutan tutkal olduğunu ve bunun yıkılmasının ise felaket olduğunu düşünür. Tanrının ölümü ile oluşacak bu boşluğun ilerde çok büyük yıkımlara yol açacağını söyler ki 20. yüzyıldaki büyük katliamları önceden tahmin edebilmiştir.

(**) – Logos açıklaması zor bir kavram. Söz, akıl, anlam, düşünce, kavramlarının tumunu kapsayan bir deyim. Peterson bunu genellikle Hristiyan teolojisinde (daha çok Kuran’da da sıklıkla yer alan Eski Ahit kozmolojisinde) ortaya dökülen anlamı ile kullanıyor. Kaosun karşıtı olan, düzen yaratan, söze dökülmüş gerçeklik. Ama burada anlam daha çok araştırmacı, maceracı bir vurguya sahip ve kahraman miti ile alakalı. Gerektiğinde kaosun olduğu yere gidip orada kaosu bitiren ve o kaostan düzen yaratan güç ki felsefe ve son 200 yılda bilim bunun bayrak taşıyıcısı. Fakat Peterson kaosun düzene döndürüldüğü her noktayı önemli sayıyor. Örneğin iyi bir sınıf öğretmeni, Peterson’un logos kavramındaki kahraman zira öğrencilerini kaotik toyluktan alıp onları bilgili ve düzen tarafında sağlam temelleri olan bireyler yapıyor. Hatta mesela iyi bir muslukçu, kaosu (patlayan boru) tamir edip düzeni yeniden kuruyor.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkan kitap, Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Duygusal Yatırım II – Duygusal yatırım neden iticidir?

Bu yazının birinci kısmı için bakınız Duygusal Yatırım I – Oyunun en önemli parçası, duygusal yatırım yapmamak.

Duygusal yatırım saniyesinde itici birşeydir. Neden öyle olduğu önemli değil ama birkaç sebep tahmin edebiliyorum.

Birincisi, duygusal yatırım iticidir zira insanlar kendilerininkinden daha ilginç, heyecanlı, üst seviyede ve iyi hayatları çekici bulurlar. Bizden daha iyi bir hayat yaşayan kişinin bizimle değil de kendi hayatları ile meşgul olacaklarını düşünürüz. Bir kadın sizin duygu ve düşüncelerinizi işgal edebildiğini görünce sizin hayatınızın boktan olduğu sonucunu çıkaracaktır. Kadın düşünce ve duygularını daha yukarda birine sabitlemek isteyecektir ama eğer sizin duygu ve düşünceleriniz ona sabitlenirse, kadının hedefi siz olmayacaksınız.

Örneğin futbol oynayan bir kız kendinden daha iyi futbol oynayan bir erkekten etkilenecektir zira bu erkek kızın futbola yatırım yapmış olan tarafına hitap edecektir. Kendinden daha kötü oynayan bir erkekten hiç etkilenemez demeye çalışmıyorum – başka nedenlerle bir erkeğe yatırım yapabilir. Ama bu erkek dezavantajlı bir konumdan başlayacaktır.

İkincisi, duygusal yatırım iticidir zira, basitçe söylemek gerekirse, duygular kötü ve korkutucudur. Toplumumuz “aşk” duyguymuş ve “gerçek benliğimiz” duygularımızmış gibi davranıyor ama bu saçmalık. Bizim değerlerimiz mantıklı olduğumuz zaman yaptıklarımızdadır, berrak bir zihin ile başarmak için çabaladığımızdadır. Duygular geçici ve güvenilmezdir ama gerçek sevgi, kendi aziz esenliğinize olan bağlılığınızdır. Yunan filozof Plato, Phaedrus adlı eserindeki diyalogda şöyle demiştir : “duygusal aşk delilik gibidir – herşey yolunda iken birine hakettiğinden daha fazla ve mantıksızca iyisinizdir. İşler kötüye gidince de, birine haketmediği derecede çok ve mantıksızca kötü davranırsınız.” Kadınlar, kendilerini mantıksız bir şekilde iyi davrandığınızda, birgün mantıksızca boktan davranacağınızı bilirler.

Duygularımızın çoğu bencil, irrasyonel, gerçeklik dışı, kontrol edilemez ve sıklıkla da düpedüz şeytani. Duygular temelde muhtaçlıklar; sürekli bişeyler isteyip dururlar, bu “istek” birine yardım etmek bile olsa. O KADINDAN bişeyler istiyorsunuz. Onu sikmek istiyorsunuz, egonuzu şişirmek için kullanmak istiyorsunuz, arkadaşlarınız sizi onunla görsün istiyorsunuz, ve “iyi bir insan” olduğunuz için iyi hissetmek istiyorsunuz. O çekip gitmesin, başka bir erkekle mutlu olmasın istiyorsunuz, sizinle mutsuz olmasını istiyorsunuz. Duygularınızı gösterdiğinizde kadınlar bilinçaltından anlıyorlar ki siz ondan bir şey istiyorsunuz ve bu da onun üzerinde baskı oluşturuyor. Böylece de kaçıp gidiyor. Bazen kadınlar hoşlanmadıkları ya da ilgi duymadıkları erkeklerle sırf bu adamlar duygusal yatırım yapmadıkları ve üzerlerine yük bırakmadıkları için çıkıyorlar.

Aşırı duygusallaştığınızda, kıymetlinizi yeniden kazanmak ve ona yaptıklarının acısını çektirmek istiyorsunuz. Onu takip ediyorsunuz, garip garip davranıyorsunuz, depresyona giriyorsunuz, hayatınız darmadağın oluyor, vs. Aşk şarkıları bu duyguları yüceleştiriyor ama bunlar sağlıklı şeyler değiller. Bunlar zayıflık göstergeleri. Kadınların da bu tür duygusallaşmaları yok değil (bunları çoğunlukla erkeklerden daha derin yaşıyorlar) ve bunun korkutucu bir çukurun dibi olduğunun farkındalar. Bu nedenle de erkekte gördüler mi arkalarına bakmadan kaçıyorlar. Kadınlar duygusal olarak kaya gibi sağlamlık istiyorlar. Havuzun kenarından kendilerini dışarı çekecek bir cankurtaran istiyorlar, beraber boğulacakları birini değil.

Kadınların duygusal yatırım yapması, erkeklerin duygusal yatırım yapmasından daha uzun zaman alır. Erkekler en kısa zamanda dölleyebilecekleri doğurgan kadın arayacak şekilde evrimleşmiştir (büyük kalçalar, büyük memeler, sağlıklı bir yüz). Kadınlar ise kendilerini ve çocuklarını koruyabilecek olan kabilenin en güçlüsünün peşindeler. Bu nedenle de daha uzun vadeli özelliklere bakarlar (kendine güven, dominantlık, duygusal güç, zeka, vs …). Bir kadının bir erkeğin bu özelliklere sahip olup olmadığını anlaması zaman alır. Bunun yanında erkek güzel bir kadına hemen yatırım yapabilir. Her kadın – erkek ilişkisinde erkeğin duygusal yatırım yaptığı ama kadının hala mantıki hareket ettiği bir periyod vardır. Birçok erkek bu periyoda sıçar – garip, fazla iyi, fazlaca kıza odaklanmış bir şekilde davranmaya başlarlar ki o sırada henüz yatırım yapmamış kadına bu erkek kaybeden ya da daha kötüsü izlenimi verirler.

Tabii ki duygular hayatın bir parçası ve doğru yönlendirildiklerind güzel olabilirler. Ama bir kadın size aynı duyguları geliştirene kadar kadına duygularınızı göstermemeniz lazım.

Üçüncüsü, duygusal yatırım sizi aptallaştırır ve sizin yaşama gücünüzü ve harikalığınızı yok eder. Bir sürü ilginç, eğlenceli, akıllı, cool ve başarılı erkek bir kadının yanında kendileri olmayan içi boş bir kabuğa dönüşürler, zira duygu ve düşünceleri onları harika bir insan yapan herşeyden arınmıştır. Bir satranç oyununa iyice konsantre olmuşsanız ve ben sizinle kuantum fiziği konuşmaya çalışsam, ağzınızı açarsanız aptalca şeyler söylersiniz. Zira duygu ve düşünceleriniz tamamen satranç oyunundadır. Çekicilik zeka ve yaratıcılık gerektirir, ama düşünce ve duygularınız tamamen “aman Allah’ım ne kadar güzel bir kadın” ile dolu ise, çekicilik oyununu kaybedersiniz. Kadınlar erkeklerden daha uzun süre mantıklı kalabildiklerinden, mantıklı ve zeka dolu bir konuşma isteyeceklerdir.

Başka bir neden de güç. Bu hayatın acı bir gerçeği ama insanlar ilişkilere güç terimleri ile bakarlar. Belli bi sosyal durumda, bilinçaltında herkesi zayıftan güçlüye bir hiyerarşiye yerleştiririz. Kadınlar güç dinamikleri hakkında daha bilinçlidir zira genel olarak erkeklerden daha güçsüzlerdir.  Ne yazık ki duygusal insanları bilinçaltımızda güç hiyerarşisinde aşağıda görürüz.  Alman filozof Friedrich Nietzsche, bence doğru bir şekilde, şöyle demiştir : sosyal hiyerarşide daha yukarıda olanlar, daha aşağıda olanlara karşı duygular beslemezler. Alt rütbeli maymun itaat etmek ve alfa erkeğin varlığı ile doludurlar zira korunmaya ve kaynaklara ihtiyaçları vardır. Ama alfa erkekler astlarına karşı birşey hissetmezler zira onlara ihtiyaçları yoktur.

Ama en önemlisi, kadınlar duygusal yatırım yapmış erkekleri itici bulurlar zira kadınlar SAĞLAMLIĞI çekici bulurlar.  Sağlam olmanın anlamı “hedeflerini büyük bir güvenle kovalamak ve kimsenin ya da hiçbir şeyin engel olmasına izim vermemektir”.

Kadınlar sağlamlığı çekici bulurlar zira bu erkekler doğal koruyuculardır ve koruyucunun bağlılığı ancak misyonunu çöpe atmadığı sürece anlamlıdır. Eğer koruyucu duygusal, ikiyüzlü, dağılmış ve itaatkar hale gelirse, artık koruyucu olarak güvenilemez. Biz duygusal insanları bilinçaltında zayıf görürüz zira bu insanlar kolayca kontrol edilebilirler. Bir erkek bir kız hakkında duygusallaşırsa, muhtemelen o ne derse aynı fikirde olacaktır, onun kötü davranışlarına tolerans gösterecektir, vs …

Bir koruyucu saniyeliğine de olsa gardını indirdiğinde, kadın strese girecek ve koruya kapılacaktır. Ama sınırları olan ve güvenli bir erkek korkmaz ve misyonundan döndürülemez. Sarsılmaz ve hiçbir şeyden etkilenmez bir duvar olmanız lazım: ona yürüyecekseniz bu sizin arzunuz yüzünden olmalı, onun tatlı dili sebebiyle değil.  Her dakika kendinizle ilgili şunu düşünmelisiniz “bunu ben kendim istiyorum diye mi yapıyorum yoksa onu etkilemek için mi?”. Bazen onun duygusal yatırımını an ve an izlemeniz gerekebilir.

Bir sonraki bölümde duygusal yatırım ile yürüme ve ilişkinin çelişkilerine bakacağız : Duygusal Yatırım III – Bilinçaltı iletişim, tırmandırmanın paradoksu ve baştan çıkarmanın zorluğu

Devam edecek …

Çeviri : The most important part of game is not being emotionally invested

Duygusal Yatırım I – Oyunun en önemli parçası, duygusal yatırım yapmamak

Oyunun en önemli parçası, duygusal yatırım yapmamaktır.

İnsanların pick-up’ı fazlaca basite indirgemesinden nefret ediyorum ama bütün pick-up olayını herkesin anlayabileceği bir prensibe indirgemem gerekse idi, o prensip şu olurdu : ilişkinin her aşamasında kadın sizden daha fazla duygusal yatırım içinde olsun. Ben buna BAŞTAN ÇIKARMANIN DEMİRDEN KANUNU diyorum.

Bu kanunu anlamak ve doğru şekilde uygulamak erkeklerin kadınlarla olan problemlerinin yüzde 99’unu çözecektir. Hatun sizin yürümenize sıcak değil mi? Yeterince duygusal yatırımı yok. Telefonlarınıza mı cevap vermiyor? Yeterince duygusal yatırımı yok. Ekiyor mu? Yeterince duygusal yatırımı yok. Bunun tersi tarafta bir erkek olarak bir kıza çok fazla duygusal yatırım yapmazsanız, birçok probleminizi çözersiniz. Sonuca çok mu bağımlısınız? Yatma olayına çok fazla duygusal yatırım yapmışsınız. Yürüme korkusu mu var? Etkileşimin başarısını çok fazla duygusal yatırım yapıyorsunuz. Muhtaç ve çaresiz misiniz? Kızı elde etmeye fazla duygusal yatırım yapmışsınız. Konuşmayı beceremiyor musunuz? Yatağa atmaya o kadar fazla duygusal yatırım yapmışsınız ki insan gibi iki çift laf edemiyorsunuz.

Duygusal yatırım bilinçaltından iletilir ve kadınlar bunu hissedecek şekilde evrimleşmiştir. Bir erkek herhangi bir duygusal yatırım yapmamış gibi, bir kızla bütün gece konuşabilir ama bir diğeri ise 2 saniye konuşur ve fazlaca duygusal yatırım yaptığı için anında reddedilir. Tabii ki hatun duygusal yatırım yapmadan sizinle konuşabilir, çıkabilir, sikişebilir hatta sizinle uzun süre çıkabilir. Zira bir kadın azmış, yanlız, çaresiz, sarhoş, sıkılmış ya da sizden bir şey istiyor olabilir. Ama eğer kadın duygusal yatırım yapmamış ise ince buz üzerinde yürürsünüz ve her an kadının sizi ekmesine veya soğumasına karşı savunmasız kalırsınız.

Duygusal yatırım nedir?

Duygusal yatırım bir kişinin düşünce ve duygularınızı işgal etmesidir. Bir kişiyle ilgilenmek ya da ondan hoşlanmak ile aynı şey değildir. Bir sürü insan bana hoş geliyor ama onlar hakkında bir şey hissetmiyorum ve eğer bu insanlar beni reddeder ya da ölürse bu beni yaralamaz. Bu ayrım kadınların erkeği ekmesi olayının sebebidir. Kadınlar hoşlarına gittiği ya da ilgi duydukları için telefon numaralarını bir sürü erkeğe verebilirler ama eğer biraz da olsa duygusal yatırım yapmamışlar ise yataktan kalkıp, makyaj yapıp sizinle bir yerlere gidecek motivasyonu bulamayacaklardır. Erkeklerin aksine kadınlar hoşlarına giden erkekler tarafından sürekli bir yerlere davet edilirler ama eğer bir miktar duygusal yatırım yapmamışlarsa sizinle buluşmakla ilgilenmeyeceklerdir.

Duygusal yatırımı şöyle düşünün : Birçok erkek gibi siz de muhtemelen Lamborghini’leri seviyorsunuz. Ama birçok erkek gibi muhtemelen sizin böyle bir arabanız yok ve bütün gün Lamborghiniler hakkında düşünüp, neden bir Lamborghini arabam yok diye üzülmüyorsunuz. Ama size 2 aylığına bir Lamborghini versem , bunu kullansanız, arabanın sorumlusu olsanız, arabayı arkadaşlarınıza gösterseniz, araba sayesinde kızları yatağa atsanız, arabayı bana geri verdiğinizde oldukça üzüleceksiniz. Mantıksız bir şey ama daha önce Lamborghininiz olmadığı için üzülmüyor olsanız da arabaya duygusal yatırım yapacaksınız. Zira araba ile aranızda bir bağ oluşacak ve araba size bir kimlik ve güç verecek. Lamborghini düşüncelerinizde ve duygularınızda yer kapladığından, siz ona duygusal yatırım yapmış olacaksınız.

İnsanlara duygusal yatırım da benzer bir şeydir. Birinin yanında olmak güzeldir ve o birinin size ait olduğu fikri bağımlılık yaratır. Harika bir erkek bir kadını özel, seviliyor, önemli, güçlü ve cool hissettirir. Harika bir erkek aynı zamanda eğlenceli, pozitif, kendine güvenen, kendine yeten ve dominant; kadının zayıflıklarını ve kaygılarını dindiren bir erkektir.Harika bir erkeğin yanında olmak bir kadında bağımlılık yaratır, eğer yeterince uzun süre yakınsanız, kadın bağlanır.

Ben Franklin Teorisi

Amerik Birleşik Devletleri’nin kurucularından ve gelmiş geçmiş en büyük kadın avcılarından Ben Franklin’in ünlü ve mantığa aykırı görünen keşfidir : eğer A kişisi B kişisi için bir şey yaparsa, A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanacaktır. Çoğu kimse bunun tersini varsayar – eğer insanlar sizden hoşlansın istiyorsanız, onlar için bir şeyler yapmalısınızdır. Yani B kişisi, A kişisinden daha fazla hoşlanmalıdır, değil mi? Yanlış!

A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanır zira A kişisi duygusal yatırım yapmıştır. Belki de A kişisi B kişisinin karşılık olarak iyi bir şey yapmasını beklemektedir. Belki A kişisi, primat hiyerarşisinde B kişisinden aşağıda olduğunu düşünmektedir. Belki A kişisi kendi egosunu korumaktadır – B kişisi özel biri olmalıdır, onun için bir şey yapmış olsam bile! Ya da B kişisi için bir şey yapmak gibi basit bir eylem nedeniyle, B kişisi A kişisinin düşünce ve duygularında yer kaplamaya başlamıştır.

Psikolojik mekanizma ne olursa olsun, bir kadın sizden gerçekten hoşlandığında, sizin için bir şeyler yapmak isteyecektir. Bunu bazen agresif bir şekilde yapacaktır ve siz başka şeyler fantazilerken o size duygusal yatırım yapmak isteyecektir. Bir kadın sizden gerçekten hoşlandığında, muhtaç, yalvarır ve onay bekler hareketlere ihtiyaç olmadığını anlayacaksınız. İşleri erkeklerin paralarını almak ve onlara boktan şeyler aldırmak olan stiprizci arkadaşlarım var. Ben kızlara bir şeyler almam, hiçbir zaman (ve arkadaşlarımı hiçbir zaman işyerlerinde ziyaret etmem). Bir süre sonra farkına vardım ki bu stiprizciler benden hoşlanmaya başladıklarında bana bir şeyler almaya, evimi temizlemeye, bana iyilikler yapmaya başladılar. Bir gece bana 5 içki ısmarlayan ama benim ona içki ısmarlamamı kabul etmeyen bir stiprizci ile kavga bile ettim. Buna duygusal yatırım derler.

Woujo Teorisi

Franklin Teorisinin doğal sonucu şu : kadına yalvarmak, kadının onayına ihtiyaç göstermek, kadına hediyeler / bir şeyler almak, bir kadının peşine takılmak, bir kadının size boktan davranışlarda bulunmasına izin vermek ve bunu haketmeyen bir kadına “yardım” etmek için çok fazla zaman harcamak; sizin o kadına duygusal yatırım yapmanıza ve kendinizi onun “aşağısında” hissetmenize neden olacaktır.

Bazen erkekler bir kadının kendilerine kötü davranmasına izin vermek ya da kendileri ile ilgilenmeyen bir kadını elde etmek için uğraşmak gibi kaybeden adam hareketleri yapacaklardır. Bunun için de savunmaları “hatun sikimde değil, tek derdim sikiş” olacaktır. Bu kötü bir fikir, zira siz bilinç üstünde “sikimde değil” derken kadının peşinden koşarak bilinç altında duygusal yatırım yapmış olacaksınız. Bir kadının size kötü davranmasına izin vererek bilinçsizce beyninizi beta erkek olmaya programlarsınız. Sikinizde değildi belki ama böyle davranarak sikinize takmaya başladınız.

Nasıl hissettiğinizi kontrol edemeyebilirsiniz ama ne yapacağınızı kontrol edebilirsiniz. Ve sizin davranışlarınız nereye giderse, duygularınız da peşlerinden gidecektir. Eğer kaybeden insanların yaptığı şeyleri yaparsanız, eninde sonunda kaybeden biri gibi hissetmeye başlayacaksınız. Kendinize sürekli “sikimde değil” deseniz bile. Ateşli bir piliç sizinle sikişmek için size bok gibi davranmak gibi Faustvari bir pazarlığa giriyorsa, kendi ruh sağlığınız için bu anlaşmayı reddetmeniz gereklidir.

Beyniniz sürekli bağlantılar yaparak çalışır. Siz düşüncelerinizi ve duygularınızı nereye odaklarsanız, beyniniz o şeyi kafanızdaki diğer şeylere bağlamaya başlar ve o şey sizin beyin ağınızda gömülü ve çözmesi zor bir bağlantı haline gelir. Örneğin cidden ateşli bir piliçle çıkmaya başladığınızda, beyniniz bu hatunu cinsel zevk, ego, eğlenceli zamanlar veya bunun gibi şeylerle ilişkilendirecektir. Bu nedenle bu hatun sizi terk ettiğinde, sürekli onu düşüneceksiniz.

“Sikinde olmamanın” gerçek tanımı, kafanızda sadece pozitif düşünce ve duygulara yer vermeniz ve negatif kişi, yer, aktivite, düşünce gibi şeyleri kafanızdan atmanızdır. “Sikinde olmamak” soğuk olmak, ilgisiz olmak, götün teki olmak ya da aptal olmak demek değildir. Duygu ve düşüncelerinizi, sadece orada olmayı hakeden pozitif şeylerle doldurmak demektir.

Bir sonraki bölümde, duygusal yatırım yapmış olmanın neden itici olduğuna bakacağız : Duygusal Yatırım II – Duygusal yatırım neden iticidir?

Çeviri : The most important part of game is not being emotionally invested

Her Erkek Aslında Eğlenen Ustadır

Tabii feminist propagandaya maruz kalmadan önce.

Bildiğiniz gibi kırmızı hap camiası her erkeğin aslında doğuştan az veya çok maskülen karakter özelliklerine sahip olduğunu, ancak bunun maalesef son 40-50 senedeki 3. dalga feminist hareket nedeniyle büyük ölçüde yok edildiğinden bahseder. Dolayısıyla eğlenen ustalık diye adlandırdığımız şeyi kullanılmaz hale gelecek şekilde törpüleyen de bu süreç.

Bunun kanıtlarından birisi küçük çocuklardır. Bir ilkokul bahçesine veya parka giderek oradaki küçük erkek çocuklarının kendi yaşıtı kızlarla nasıl uğraştığına bir bakın. Ve tabii kızların şikayetçi olmasına rağmen nasıl hala onlarla oyuna devam ettiğine… Benim diyen yetişkin erkek, hiçbir kıza bu kadar korkusuz ve özgüvenle yaklaşmaya cesaret edememiştir. Saç çekme, silgi atma, basit tekerlemelerle karşı tarafa takılma gibi bize şimdi çocukça gelen eylemlerin aslında eğlenceli ustalığın güzel bir versiyonu olduğunu düşünüyorum.

Peki nasıl oluyor da 8 yaşındaki halimiz kızlara yaklaşım konusunda 28 yaşımızdaki halimizden daha başarılı? Çünkü feminizm odaklı okul müfredatı henüz beynimize işlenmemiş. Sonucunda da bu ustalık “doğal” olarak ortaya çıkıyor, çaba göstermemize gerek kalmıyor. Erkekte fabrika çıkışı bir özellik kesinlikle.

İşte dün Tomassi’nin eğlenen ustalık yazısını  çevirirken çocukluk dışında da bu ustalığın doğal olarak ortaya çıktığı bir süreç daha keşfettim: hoşlanmadığımız kızlar. Ve bilin bakalım bu kızların çocukluğumuzda saçını çektiğimiz kızlarla ne gibi bir benzerliği var?

İkisinde de kızlara “yaranmak” gibi bir derdimiz yok. Kız hayatımızda olsa da olmasa da keyfimizden gram taviz vermiyoruz. Yani feminist propagandanın aksine kadına el pençe divan durup saygı gösterince değil, tam aksine ona çocuk muamelesi yapınca başarılı bir eğlenen usta oluyoruz. Hatırlarsanız Tomassi de bu ustalığı kızıyla arasındaki ilişkide keşfettiğinden bahsediyordu. O kız çocuğu olduğu için yaranma gibi bir kaygısı yok, bu da ustalığın rahat bir kafayla uygulanmasını sağlıyor.

Kendi hayatımdan bir örnekle destekleyeyim. Geçmiş bir saha raporu da diyebiliriz.

Bundan yaklaşık 6 sene önce ilk iş yerimde benden 2 yaş büyük bir hatunla tanıştım. Aynı hafta göreve başlamıştık. Bana göre güzel bir hatun değildi, HB5 diyeyim. Bu yüzden hatuna yürümek gibi bir niyetim yoktu. Zaten siz çok güzel bile olsa yine de iş veya okul gibi sosyal ortamlarda birine yürümeyin, reddedilme veya bir şeyler başlasa bile ilişkinizin yürümemesi durumunda itibarınız düşer. Bir hatun için riske girmeye değmez.

Lafı uzatmayayım, bu hatun işe resmen evlenecek adam bulmak için gelmiş. Her hareketinden bunu anlıyordum. Ortamda benim gibi 2-3 bekar adam daha var, yaş olarak en ufak bendim,  belki de bu yüzden ilk bana yürüdü. Fakat bu yürüme değil bildiğin tahrik etme hareketiydi.

Daha tanışmamızın ilk haftasında odama geldi, üzerinde dar bir pantolon, hatlar ortada. Odada sandalye mevcutken geldi benim masaya oturdu, kalçalar yarım metre yakınımda. Ben tabii içimde “oha amk napıyor bu?” diye düşünsem de aradaki resmi nezaketi bozmak istemedim. Önce bunun gözüme soktuğu kalçalara baktım, ardından kafamı kaldırıp gözlerine. O 4-5 saniyelik bakışmada yüzümdeki gülümseme ile ne yapmaya çalıştığını farkettiğimi ona gayet iyi hissettirmiştim. Ardından hemen “kusura bakmayın işim var” diyerek bilgisayarıma döndüm, pek de memnun olmayan bir ifadeyle odamı terketti.

Aradan birkaç hafta geçti, denk geldikçe yine konuşuyoruz. Ben tabii kendimi beğendirme gibi bir derdim olmadığı için şapkasına, kıyafetlerine, bazen de odasındaki eşyalarına takılıyorum. Gülüyor ama yüzündeki memnuniyetsizliği de farkediyorum, zira istediği iltifatlar etmek yerine sürekli kendiyle dalga geçen biri var karşısında.

Derken bir gün çalıştığımız yerden yaklaşık bir saat uzakta olan şehir merkezine gideceğini ve ben de orayı iyi bildiğim için kendisine rehberlik etmemi istedi, nasıl olsa ben de o haftasonu gideceğim diye kabul ettim. Hiç aklımda yokken 3-4 saatlik başbaşa bir buluşma gibi oldu, şehirde yeni olduğu için biraz gezdirip etrafı tanıttım. Tabii yine elini omzuma koymak, karşıdan karşıya geçerken güya beni korumak amacıyla elini belime atmak, söylediklerime kahkahalarla gülmek gibi ufaktan tahrik etme çabalarını hunharca sergiliyordu. Kıyafet yine şık ama malzemeyi belli eden cinsten. Fakat ben kafamda yürümek gibi bir düşünce olmadığı için yine esprili ve iğneli konuşmalara devam ettim. Yaptığı her flörtöz hamlenin ardından benden gelen umursamaz şakalardan sonra bardağı taşıran son damla, şehri tanımadığı için yaptığı saçma bir yorumla dalga geçmem olmuştu. Son yarım saatte beyaz bayrağı sallayıp konuşamayacak halde geldi. Yüzünde “ne yaparsam yapayım bundan ilgiyi koparamadım” der gibi bıkkın bir ifade vardı.

Ertesi hafta bu arkadaşın gezimiz sırasındaki acemiliklerini diğer iş arkadaşlarımızın da olduğu bir sohbet ortamında anlattım, o anda kendi de orada. Ben anlatırken zoraki gülse de meğer hassas ve narin egosu çok kırılmış. Kıyamam.

Bir sonraki gün gelip bana çok kırıcı olduğumu, kendisini üzdüğümü ve insanların içinde küçük düşürdüğümü söyledi. Anlaşılan o ki beni kendine çekmek için yaptığı flörtöz hatun taktikleri tutmayınca bu sefer de devreye acındırma ve suçlama yöntemi girmişti, böylelikle benim sempatimi kazanmak ve sevgili olamasa bile özür dileterek kendini reddedilmiş hissetmemek istiyordu.

Tabii ki özür dilemedim. “Ben böyle biriyim, daha dün takılmama gülerken bugün niye kızdın? Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum, zaten böyle alıngan biriyle arkadaş da olamam” deyip yanından ayrıldım. Klasik “bir kadına nasıl böyle yaparsın?!” utandırma taktiği de elinde patlamıştı. Zaten ondan sonra da merhaba, nasılsın gibi havadan sudan konuşmalar dışında pek görüşmedik.

Ve işin ilginci ne biliyor musunuz? Bütün bunları yaparken eğlenceli ustalık ve kırmızı haptan zerre haberim yoktu, henüz fişten çekilmiş olduğum bir dönem değildi. Ama kızın cinsellik kokan hareketlerle yaptığı her atağa verdiğim esprili ve umursamaz cevaplar ağzımdan otomatik olarak çıkıyordu, çünkü kadına karşı duygusal hislerin etkisi altında değildim. Ona “yaranmaya” çalışmıyordum.

Benim anlattığım eğlenen ustalığın boku çıkarılmış versiyonu, siz bu kadar abartmayın tabi. Romantizm yazımda da belirttiğim gibi sürekli geri çekilerek başarılı olamazsınız, arada kıza ödül verip ateşi harlamak gerek. Ben bunu hiç yapmadığım için kız doğal olarak dayanamayıp kaçmak zorunda kaldı. Halbuki eğlenen ustalıkta karşı tarafı aşırı gücendirmeden dalga geçmek var, ama benim onunla ilişki amacım olmadığından bunu dengeli uygulamadım.

Kıssadan hisse: Bunu yapmak zor olacak biliyorum ama yürüdüğünüz hatunlara sanki hoşlanmadığınız ve dünyada varlığı zerre umrunuzda olmayan bir kızmış gibi davranın. Her erkeğin geçmişinde mutlaka kendisine yazdığı halde beğenmediği bir kız vardır, o kıza karşı umursamaz ve alaycı davrandıkça nasıl sizin peşinizde gezdiğini düşünün. İşte bunu yerinde ilgi ve seyrek buluşmalarla soslayıp beğendiğiniz hatunlara da uyguladığınızda eğlenen ustalığı nirvanaya çıkarma yolunda en büyük adımı atarsınız. Çünkü bu yetenek zaten erkeğe verilmiş, özünüze dönün.

 

 

Eğlenen Ustalık

Günümüzde birçok erkeğin “umursamaz” kelimesine takılıp kaldığını düşünüyorum. Bu kelimeye erkeğin karşısındaki kıza tepeden bakması ve kızın erkeğe kendini beğendirmeye çalışması gibi bir anlam yükleniyor. İnsanlar “kibirli” veya sahte bir ilgisizliğin umursamazlık anlamına geldiğini sanıyor. Bu kelimeyi tamamen unutun, çünkü istediğiniz şey “umursamazlık” değil, EĞLENEN USTALIK.

Şu ayrımın farkına varmak lazım: Kibirli bir “umursamazlık” ile özgüvenli bir eğlenen ustalık arasında fark vardır. Eğlenen ustalık, sizi eğlenceli ve rahatça anlaşılan bir adam yaparken aynı zamanda sizi üstün bir konuma getirir ve karşınızdaki kadına (aslında her kadına) ustalığınızı kabul ettirip kendini size beğendirmeye çalışmasını sağlar. Bu tavır, sizin olgun ve otoriter olduğunuz, bu işleri “daha önce gördüğünüz”, kadınların söylediği ve yaptığı şeyleri zaten bildiğiniz ve tüm bunları bir eğlence olarak gördüğünüz mesajını kadına açıkça verir. Böylelikle bir yandan kadının oyununa eşlik ederken diğer yandan da onun erkeği ölçüp biçen taraf olma çabalarına da inceden gülersiniz. Daha açık bir deyişle, kızı yaramaz küçük bir kız kardeş gibi ciddiye almayan ve onun ufak oyunlarının da farkında olan bir Alfa erkeğin kafa yapısına ulaşırsınız.

Şunu kabul etmem lazım ki kızım olana kadar eğlenen ustalığın potansiyel gücünü tam olarak kavramamıştım. Kızımla aramızdaki bağ gerçek ve zorlama olmayan bir ilişki olduğundan aslında bu ustalığı doğal bir biçimde kullandığımı gördüm. Kızımın yaşı küçükken bu durum Baba-Alfa kimliğime bir ekleme gibiydi, ancak şu anda 14 yaşına geldiği için geçmişe baktığımda onun da bu durumdan memnun olduğu belli. İşin ilginci eşimin de bu ustalığı cazip bulduğunu, hatta ben kızıma bunu uygularken kendisini de işin içine dâhil etmeye çalıştığını gördüm.

Eğlenceli ustalık, özellikle erkeğin kadından yaşça büyük olduğunu durumlarda etkili olur. Fiziğiniz ve maddi durumunuz iyiyse, yaşınızın büyük olması size bir güvenilirlik havası verir. Erkeğin olgunlaşması aynı zamanda bilgi ve deneyim beklentisi de doğurur. Eğlenceli ustalığı, promosyon etkinliklerindeki garson kızlara karşı kullandım ve bunun onlarda büyüleyici bir etki yarattığını gözlemledim. Sanki sürekli arzuladıkları ancak genç erkeklerden bulamadıkları baba figürünün bir örneği gibiydim. Kadınlarla onların shit testlerini kolayca tahmin edecek ve bunları imalı bir gülüş ve bakışla savuşturacak kadar çok ilişkisi olmuş bir erkek izlenimi vermek, kadın ile erkek arasında bir Alfa güvenilirlik dinamiği oluşturuyor. Erkek eğlenen ustalığa sahip olduğunu ipuçlarını verdiği zaman kadında o adamın “işten anladığına” dair bir varsayım oluşuyor.

Dominantlık

Manosphere ve kadın Matrix’inde sıkça içi boşaltılan kavramlardan birisi de “dominantlık” kelimesidir. Bu kelime, tıpkı “güç” kelimesinde olduğu gibi, insanlarda olumsuz çağrışımlar ve bunlardan doğan önyargılar uyandırıyor. Kadınlar, dominant bir erkek istediklerini nadiren kabul ederler; çünkü bu kelime onlara çok sert ve iki kutuplu gelir: yani kadın temelli yapılan eşitlik tanımında eğer bir taraf dominantsa diğer tarafın teslimiyetçi olduğu varsayılır. İçinde bulduğumuz yüzyılda sürekli “özgür ve bağımsız kadın” propagandasına maruz kalan bir kadın için dominant bir erkeği arzuladığını kabul etmek ona bağımlı olduğunu da kabul etmek anlamına gelir. Bu kafa yapısına göre dominantlık saldırı ve baskıyla aynı anlamdadır ve kadınlar ile kadınlaştırılmış erkekler bu kavramın adı geçtiğinde bile Pavlov’un köpeği gibi ezbere bir tepki verirler.

Kırmızı hap perspektifinden ise kadınların dominant erkeğe ihtiyaç duyduğu gerçeğini görebiliyoruz. Kadınların hareketleri ve örtülü sözleri dominant erkeğe olan arzularını açıkça gösteriyor. Ancak şu günlerde manopshere içinde de dominant davranışların ne içerdiğine dair kısıtlayıcı fikirler mevcut. “Sosyal dominantlığın” Alfa statüsünün bir göstergesi olduğunu belirtiyoruz; fakat gerçek bunun kesinlikle daha ötesinde. Bence çoğu erkek dominantlığı astlarına karşı emirler yağdırırken yanlarındaki kadının onları izlemesi ve bunu sosyal statünün bir kanıtı olarak görüp o adamla hemen yatma isteği duyması gibi algılıyor.

Grinin 50 Tonu’nun bu kadar çok satması hala fişten çekilmemiş olan erkeklerde bile jetonun düşmesini sağladı. Kadınlar dominant erkeklerden kesinlikle tatmin oluyorlar; ancak bu erkek dominantlığının sadece çok küçük bir kesiti. Bu tarz bir “kadın pornosunun” tutması kadınların aslında dominant erkekleri hayal ettiği tezini güçlendirse de erkek dominantlığının arzulanır olduğunu kanıtlamak için illa bir seks kölesi ve kırbaca mı ihtiyaç duyuyoruz?

Demek istediğim, şahsi veya sosyal dominantlığı resmetmek için böyle uç örneklere gerek yok. Mesela ben evliliğim ve ailemde dominant bir kişiliğe sahibim; fakat bu eşimin yatakta benim kölem olduğunu veya elleri bağlanarak fantezi yapmak istediğini göstermiyor. Dominant olmak, emir ve istek yağdırmaktan çok daha fazlasıdır. Ben bu dominantlığı konuşmamda (hatta suskunluğumda), kıyafetimde, kariyerimde, sosyal statüm gereği muhatap olduğum insanlara karşı tavırlarımda, hoş gördüğüm veya görmediğim şeylerde sergilerim. Erkekler olarak hareketlerimiz ne kadar dışa dönük olursa kadınların o kadar dikkatini çekeriz gibi bir düşüncemiz var; fakat kadınlar aslında hareketlerimizin ince ayrıntılarına düşündüğümüzden çok daha fazla dikkat ediyorlar. Yani az hareketle çok iş başarmak mümkün. Bize gereksiz gibi gelen hareketler, çoğu zaman kadınların en çok hatırladığı şey olacaktır.

Eğlenen Dominantlık

Nasıl ki kadınlar açıkça seks objesi haline getirilmekten veya sevilmekten hoşlanmıyorsa açıkça gösterilen dominantlıktan da hoşlanmıyorlar. En olumlu tepki verdikleri hareketler örtülü olanlar: yani seks objesi haline getirilmek, domine edilmek ve sevilmekten ancak bu hareketler “hissettirildiği” zaman hoşlanıyorlar. Kadınlarda başka kadınlarla rekabet etme endişesi oluşturmanın olumlu etkisini hep zaman vurguladım; ancak bu açık bir dominantlık şeklinde olmamalı. Dominantlık arka planda çalan bir müzik gibidir, ancak gerektiğinde durumlarda sesi yükseltilmelidir. Kadınlar onun varlığını hissetmeli ve hayal etmelidir, erkek sürekli olarak bu dominantlığı hatırlatmak zorunda kalmamalıdır.

Başladığımız noktaya tekrar gelirsek, eğlenen ustalık sosyal dominantlığın bir biçimidir. Soru sorulmadan cevabı bilmek ve bu cevabı yüzünüzde hınzır bir gülümsemeyle vermek değerinizin yüksek olduğunu göstermenin en etkili yoludur. Dolayısıyla bu ustalığa ancak sosyal dominantlığı ortaya çıkararak ulaşılabilir.

Kaynak: Amused Mastery

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

İlişkiye dünden hazır erkek

Bir erkeğin bir kadın ile buluşmaya başladıktan sonra yaptığı en büyük hata, işi hemen İLİŞKİYE itmesidir. Maskülinitesi bastırılmamış bir erkek bu buluşmaları ve seksi ilişkiye çevirmek için kılını kıpırdatmaz. Hatta kadın tarafından gelen ilişki baskılarına da en az birkaç ay direnir.

Eğer siz böyle bir erkek iseniz, diğer kadınlarla olan potansiyelinizi neden hemen kısıtlamaya hazır olacaksınız ki? O kadar aç ve çaresiz misiniz?

Gerçek şu ki kadın bir yandan ilişki baskısı yaparken, diğer yandan eğer erkek ilişkiye gitmeye dünden razı ise aynen yukarıdaki gibi düşünür. Doğal olarak da ilişkiye en hazır, kağıt üzerinde en erkek arkadaşlık efendi çocuklar kadınlarda zerre arzu uyandırmaz iken ilişki direnci olan erkekler kadın tarafından arzulanır ve ilişkiye zorlanır. Eğer kadının ilişki baskısına hemen boyun eğerseniz, sadece birbirinizle olma ve hergün telefonlaşma gibi standart kız arkadaş – erkek arkadaş olayına hızlıca ve dirençsiz girerseniz, kadın sizin yeterince Erkek Adam olmadığınızı düşünür.

Bu, bir erkeğin kadını sürekli sekse yönlendirmesine rağmen kadının kendisi ile kolayca yatması durumunda kadın için kötü düşünmesinin karşı cins versiyonudur. Bu blogdaki en önemli 10 yazıyı listele deseniz ilk 5’e koyacağım Seks ve İlişkilerin Temel İlkesi yazısında bahsetmiştim :

… Seks ve İlişkilerin Temel İlkesi der ki kadınlar cinsel ilişkinin bekçisi iken erkekler de ilişkinin bekçileridir.

Günümüzde, uzun süreli ilişkiyi hayatının amacı haline getirmiş o kadar çok beyni yıkanmış, kadınsılaşmış erkek var ki. Oysa bir erkek için uzun süreli ilişki asla amaç olmamalı. Bir erkek uzun süreli ilişkiye açık olabilir ancak.

Eğer erkekseniz bunu kafanıza kazıyın, erkek ilişkinin kapı bekçisidir. Kadının seksi amaç haline getirmesi nasıl ona bazı aşağı sıfatlar getiriyorsa, erkeğin ilişkiyi amaç haline getirmesi aynı sıfatları hak eder. Seks nasıl kadının ilişkiye getirdiği kaynağı ise, ilişki de (yanı zaman ve emek) erkeğin getirdiği kaynaktır ve bu kısıtlı kaynak sadece kadın bunu hakederse ona verilmelidir.

Unutmayın, sizin elinizin altındaki ilişki, kadının elinin altındaki seksten daha değerlidir. En basiti şunu düşünün : seksi şu an bir telefon ederek satın alabilirsiniz, bir kadın ise ilişki satın alamaz, kazanmak zorundadır!

Bu ilişkiye zihniyeti, kadınların erkekleri her zaman gerçek erkekler ve sünepeler diye kategorilere ayırırken (alfa / beta) kullandığı ölçülerden biridir. Sizin dört gözle beklediğiniz ilişkiye hızlıca girmeniz, kadının sizi sünepe kategorisine atmasına, en azından o kategori için değerlendirmesine neden olur.

Eğer gerçek bir erkek olsa idiniz opsiyonlarınızı bu kadar kolay çöpe atmazdınız: ŞU AN SİZİN İÇİN UYGUN, ULAŞILIR VE HER GEÇEN GÜN GENİŞLEYEN ON BİNLERCE KADINDAN OLUŞAN OPSİYONLARINIZI.

Her ne kadar kadınlar kolay lokma olmamayı daha çok oynasalar da, bu aslen erkeklerin doğası gereği olmaları gereken moddur. Erkekler evrimsel olarak sınırsız sayıda kadını arzulayabilecek şekilde inşaa edilmişlerdir.

Erkek cinsel stratejisi “sayıya”, “kalite”den daha fazla vurgu yapar. Erkeğin evrimsel olarak “yatırımı” mümkün olduğunca çok kadınla birlikte olmaktır. Tabii ki erkek de kalite arar ama kaliteye kadın kadar vurgu yapmaz.

Bunun evrimsel olarak nedeni erkeğin kadının yaptığı bebeğin kendisine ait olduğuna hiçbir zaman 100% emin olamamasıdır. Bu durumda erkeğin kendi genetik mirasını geleceğe bırakmasını 100% garantilemesinin yolu, birden fazla kadınla çocuk yapmasıdır. Kadınlar kendi doğurdukları çocuğun kendilerinin olduğunu 100% bilirler. O nedenle onlar için kaliteli genlere sahip ve kendisini bırakıp gitmeyecek bir erkek yeterlidir.

Bu durumda ne tip bir erkek (!) kendi doğasını bu kadar çabuk çöpe atabilir. Tabii ki çaresiz, aç ve beyni yıkanmış bir erkek. Kadınlar erkeğin opsiyonları olduğu gerçeğini milyonlarca yıldır kabul etmiştir hatta bunun erkek adam olmanın bir özelliği olduğunu bilir.

Doğada tek bir kadına bu kadar aç ve çaresiz bağlanan erkek, muhtemelen hiçbir kadının istemediği erkeklerden biridir.

Eğlenen Ustalık (Amused Mastery) nedir?

Rollo Tomassi’nin Amused Mastery yazısını çevirmesini Çeviri Manyağı’ndan istemiştim. Bugün yorumlarda bu çevirinin bir daha istendiğini gördüm. Konu önemli, çeviri gelmeden ben birkaç şey yazayım dedim.

Amused Mastery’yi daha önce yazdım aslında. Bir kadına yürürken bir erkeğin takınabileceği en iyi ruh hali olan amused mastery olayına daha önce Kadınlarla Uğraşmak yazısında değinmiştim :

Johnny DeLusion geçenlerde güzel bir tweet attı :

“Eğer erkekler tanıştıkları kızlara 12 yaşındaki yaramaz kız kardeşine davranır gibi davransaydı. Tüm ilişki problemleri çözülmüş olurdu.”

Evet, Johhny DeLusion’ın burada sıklıkla söylenen haliyle anlattığı bu ruh halinin resmi adı amused mastery yani eğlenen ustalıktır. Yukarıdaki gibi söylenince pek ciddiye alınmayabilir ama aslında amused mastery çok önemli bir kavram. Hatta bu kavrama kırmızı hapın kadın – erkek ilişkilerinde nihai hedefi diyebiliriz.

Amused Mastery’yi üstad Rossie’de 2008 tarihli Girls Love It When I Don’t Take Them Seriously yazısında aynı şekilde açıklar :

Kızlar … hatta siktiğimin yetişkin kadınları bile … sürekli beni test ediyor. … Siz insani bir muhabbet etmeye çalışıyorsunuz ama onlar bir test ardı başka test, sürekli sınırları zorlayarak stres altında alfa kalıp kalamadığınızı deniyorlar sürekli. Çoğu erkek bir yerde havlu atıp Mike’s Apartment’a (porno) yol alır ama ben kalıp bu kan emici dişi şeytanların oyununu tersine çevirmekten zevk alıyorum. Kararlılık yoksa am da yok.

Kadınların size attıkları bokları ciddiye almadığınızda, onların kızışmış Pavlov köpekleri gibi tepki verdiğinin farkına vardım. Sizin derinizin içine nüfus etmek için söyledikleri, tersine çevrilerek herşey Jedi zihin hilesine çevrilebilir ve bu da onların arzu düğmelerine basar. Bunun anahtarı, kadınların dediklerini ciddiye almamaktır. Amused Mastery, takınmanız gereken tavırdır. Kadının yaptığı herşey şirindir. Her shit testi, arsız bir çocuğun taşkınlığıdır. Küçük ve saçma fikirleri çok tatlıdır. O, sizin onu kızdırmanız, takılmanız ve küçük görmeniz için oradadır.  Ona tepeden ve küçük ve şımarık bir çocuğa bakıyor gibi bakın.

Bir kızı ciddiye almayı reddetmeniz onu kızgınlık ve azgınlıkla doldurur.

Amused Mastery ustalığı, bir erkeğin bir kadına onun hareketlerini daha önce çok gördüğünü, bunların ne anlama geldiğini bildiğini ve bunlardan çok eğlendiğini gösterme şeklidir. Erkek, görmüş geçirmiş bir erkek olarak kadını ciddiye almamaktadır ve bu da onun kadına hem egemen / dominant olmasına yardımcı olur hem de onun kendine güvenen biri olduğunu gösterir.

Bu ruh halini taklit etmeye çalışabilirsiniz ama içinizde güçlü bir amused mastery inşaa olmamış ise çoğunlukla soğuk, kaba ve küstah görüneceksinizdir. Gerçek Amused Mastery için, Nirvana’ya varan Budist rahip açıklığı ile şu iki nihai gerçeği görmeniz lazım :

Hayat, oynanması gereken bir oyundur. Diğer herşey gibi kadın – erkek ilişkileri de, oynanması gereken bir oyundur.

Amused Mastery ruh halini, herhangi bir ortamda kızlara yürüyen erkeklerin çoğunluğunun acı hali ile karşılaştırın. Ben genelde çevrede kadınlara yürüyen erkekleri gözlemliyorum. Çoğu ne yaptığının, oyunun nasıl işlediğinin zerre farkında değil. Vücutlarının her hareketinden, karşılarındaki tanrıça ile iki laf etme şerefi bulmuş sefil ölümlünün büyük şükran ve sevinci akıyor. Ve bir hata yaparım da bu ilahi anı mahveder ve tanrıçayı kaçırırım heyecanı ve stresi : Sürekli gülümsemeler, hızlı ve ürkek konuşma, uzun ve sıkıcı konularda konuşma, ağırlıklarını sürekli bir ayaktan diğerine verme, ellerini nereye koyacaklarını bilememe, saçma kız esprilerine bile gülmek, parmakları ile ara ara burunlarına ve kulaklarına dokunmak, parmaklarını bardağa sürtmek, vs .. vs … Karşılarındaki kızı ve kendilerini çok ama çok ciddiye almak. Tamamen amused mastery’nin tersi : stressed apprenticeship (gergin çaylaklık). (Eğer kızlara yürümeniz başarılı gitmiyorsa, ruh halinizin eğlenen ustaya mı, stres içindeki çaylağa mı yakın olduğuna iyi dikkat edin. Eğer stresli çaylak haliyle yürürseniz, 1,000 kere de yürüseniz, bir sonuç çıkarmanız zordur.)

Oysa ortada bu kadar ciddiye alınacak, üzerinde stres olacak bir durum yok. Bir kıza yürüdüğünüzde, o an sizin hoşunuza gidebilecek milyonlarca kızdan sadece birine yürüyorsunuz. Hayatın eğlenceli bir alt oyununu, sizin için hiçbir önemi olmayan bir kadınla oynuyorsunuz. Oyunu oynamak güzel, eğlenceli ama ortada stres olacak ya da karşındakini ciddiye alacak birşey yok.

Bu oyun eğlenceli ve oyunun kuralları var. Kadın senin yürümeni ciddiye almayacak veya ciddi tersleyecek. Ee? Oyunun bir parçası bu. Az önce hayatında olmayan biri idi, bundan sonra da olmayacak biri. Ne önemi var? Ya da kadın ilgilenip konuşmaya başlayacak ama niyetinin cinsel olduğunu anladığında (zaten anlayamıyorsa yürümemen lazım) shit test başlayacak. Oyunun parçası, sen de bu testleri bekleyen, bilen ve geçen bir oyuncu olarak shit testleri tek tek tersine çevireceksin. Sen bu testleri daha önce çok gördün, neden varlar biliyorsun (seni aşağılamak için değil) ve nasıl başa çıkacağını da. Suratında sırıtış, sakin, güvenli ve sağlam bir çerçeve içinde, kadının shit testlerini, küçük bir çocuğun tatlı yaramazlıkları gibi karşılıyorsun.

“12 yaşındaki yaramaz kız kardeşi” ne kadar ciddiye alıyorsanız bu kadını da o kadar ciddiye alıyorsunuz. Gerçekle uyuşan ruh hali de bu zaten. Zira bu aşamada bu kadın ciddiye alınacak biri değil. Neden olsun? Sırf genç ve güzel diye mi? Ya genç ve güzel ama aşağılık biri ise?

Söylemesi kolay biliyorum, bu ruh halini kazanmak için ONEitis gibi saçmalıklardan kurtulmak lazım. ONEitis’ten kurtulmak öyle sandığınız kadar kolay değil. Siz “tamam abi biliyorum dışarda bana uygun binlerce kız var” diyebilirsiniz ama o an yürüdüğünüz kızı anlık ONEitis yapma dürtünüzün kolay silinmediğini farkedeceksiniz.

Kadın ve erkeklerin aynı olduğu safsatasını kafanızdan atmanız lazım (ki kadın şımarık ve çocukça davrandığında, bir erkek böyle davransa göstereceğiniz siniri göstermemek için).

İşte 90 sonrası doğanların feminizmin eşitlikçilik akımından etkilenmesi tam olarak bu. 22 yaşında bir kızın kız gibi (genelde de çocuk bir kız gibi) değil de, 22 yaşında bir erkek gibi davranmasını beklemek.

Feminizmin oldukça ulvi olan kadın – erkek eşitliğini 70lerdeki cinsel devrim sonrası kadın – erkek aynılığına bozması sonucu, toplumda çok yaygın bir propoganda var ve bu da kadın ve erkeğin aynı olduğu yanılgısı yaratıyor.

Eğer “delikanlı adamın delikanlı sevgilisi” olur diyen gay bir erkek değilseniz, elinizdeki malzeme bu arkadaşlar. Kadınlar ve erkekler, hormonal, fiziksel ve zihinsel olarak çok farklılar. Fakat bu basit gerçek, maalesef gençlerin farkında oldukları birşey değil. Bu farkı bilerek hareket eden bir erkek için oldukça eğlenceli olan shit testler, bunu bilmeyen çoğunluk için bir işkenceye dönüşüyor. Çünkü birçok erkek, bu tür bir davranışı bir erkekten gördükleri zamanki gibi davranıyorlar ve sinirleniyorlar. (Şimdi düşünün, kız gibi davrandığı için karşısındaki erkeğin birden ciddileşmesi ve sinirlenmesine maruz kalan kadının hayal kırıklığını ve şaşkınlığını).

Ve pratik lazım. Gerçekten görüp geçirmiş olmak lazım.

Son olarak da uyaralım, amused mastery’yi “ben çok gördüm bunu kızım, bana işlemez bunlar” tadında sözel çıkışlarla karıştırmayın. Bu tür “ilgisiz” tavırlar, genelde başka alanlarda büyük eksikleri olduğundan egosu aşırı büyümüş ergen veya ergen kalmış erkek büyüklenmeleridir.