Saldıray Abilikten Yıldıray Abiliğe (Vaka Çalışması)

Merhaba Mahmut abi , sana geçenlerde night game den tanıştığım bir kızla yaşadığım anımı ve konuşmayı anlatıcam yorum yapmanı isterim 🙂

Gece oyunu benim alanım değil ama bakalım.

Öncelikle benim 2 tane gay couple arkadaşım var ve bunlar kafa ve eğlenceli çocuklar bir akşam bunlarla plan yaptık ve gay bara gitmeye karar verdik. Başta bi çekindim ama neden olmasın değişik bir tecrübe olur dedim ve gay arkadaşlarımı ve wingman hetero kankamı alıp bara gittik.

Evet değişik bir tecrübe. Ben birkaç kere yanımda birlikte olduğum bir kızla gittim. Sanki erkek erkeğe gitsek ne olacak da benim neslim Mavi İstiridye Bar (Polis Akademisi) yüzünden yanında kız arkadaş olmadan gidemiyor 😀

Bunları tanıştırdım biraz sohbet muhabbet makaradan sonra birer bira aldık ve beyaz Crop lu hb 5-6 bir kız bana sarılıp dans etmeye arkasını dönüp yapışmaya başladı çok sarhoş olduğunu farkettim ve fazla tepki vermedim. Kız bana bunları yaparken arkadaşlarıma bakıp gülüyorum.

Çok sarhoş kızı başınızdan savın.

Neyse biz müziğin olduğu yere geçtik bira dans derken baktım gay ler çıplak dolaşıyor dedim bende çıkartıcam 😀 vücudum dikkat çeken bir vücut ortalama nın 2 tık üstüyüm 180 boy 85 kiloyum.

Hiç de iyi bir fikir değil.

Üstümü çıkartıktan sonra gaylerin ve düz kızların hepsinin dikkatini çektiğimi fark ettim. Mekanda gay olmayan erkekler den hoşlanan kızlar olduğunu girer girmez fark etmiştim.

Evet. Bana kadınların çoğu heteroseksüel gibi gelmişti.

Bu beyaz croplu kız yine geldi ve bana dayalı bir şekilde twerk falan attı dans etmeye başladık baktım yiyişmeye çalışınca kafasını felan çekiyor sonra wingman im le dans etmeye başladı ve kızın ortamı kızıştırmaya çalıştığını fark ettim ve bunu wingman im de anladı kıza yüz vermedi sandwich felan yapıp dans etmeye çalışınca beni itince dedim.

Hatun kıçıyla penis kontrol yapıyor. Çok sarhoş kızı başınızdan savın.

beni itince dedim bunla uğraşmayalım bro bunu salalım dedim wingmanime ne istediği belli değil tipik Türk kızı.

Bu olay Türkiye dışında mı? Bu kız tipik Türk kızı değil, tipik Türk kızı gay bara gitmez. Oldukça marjinal ve muhtemelen çok sorunlu bir kız. Her ülkede görebilirsin. Bu kızı tipik Türk kızı sanıyorsan çok dejenere bir çevrede yaşıyorsun onu söyleyeyim.

Tüm bunlar olurken de yan tarafımız da bir lezbiyen abla dediğimiz türden maskülen bir abla ve çekik gözlü hetero bir kız vardı asıl kızımız bu Mahmut Abi. Kızın lezbiyen arkadaşı buna sakso içerikli ayakta cinsel bir dans yapıyordu arkadaşlarımızla baya komiğimize gitti ve bu lezbiyen ablamız benim vücudu görünce kas gösterir gibi garip figürler sergiledi şakalaştık. Sonra bana gay olup olmadığımı sordu yok dedim ben dümdüz errkeğim hanım abla dedim 😀

Abla pegging peşinde sanırım.

O zaman arkadaşımla dans et dedi ve bir den bu kızla dans etmeye başladım Kız ingilizce konuştuğunu fark ettim ve nereli olduğunu sordum ve Kazakistanlı olduğunu öğrendim aa dedim almaty güzel memleket felan biraz muhabbet den sonra yakınlaştık ve birden yiyişmeye başladık ve biraz hararetli bir yiyişmeydi biraz dikkat çekiyorduk 😀

Başımıza taş yağacak taş.

Kızı duvara dayamıştım elim poposunda yiyişirken arkadan omzumu biri çekti ve noluyor sen hani gay din diye bir Lezbiyen mekanın görevlisi maskülen bir abla geldi ve ben gayim demedim ki dedim neyse mekandan atıldık wingmanim le çıktık sonradan gay arkadaşlarda geldi ve onları durağa bıraktık.

O ne be? Heteroseksüel erkekleri atmıyorlardır da seni fazla şov yaptın diye atıyorlardır. Fazla ilgi çekmek tekin bir hareket değil.

sigara almak için mekanın önünden geçerken bir de ne göreyim o kazak HB 7 kız ve arkadaşı mekandan çıkıyordu direk gittim ve biraz makara yaptık sonra biz after a başka mekana geçiyoruz sizde gelsenize dediler wingmanim le gittik .

Heavy metal cluba gittik yolda bu kızla biraz daha muhabbet ettim numarasını aldım ve bana yaşımı sordu 22 olduğumu söyledim ve kızın 30 olduğunu öğrendim. Kız yaşlı olduğunu söyledi bende şöyle söyledim ;
Don’t worry you look young and pretty dedim ve kız hihihi feminen bir gülüşle Thank you dedi ve diğer mekana geçtik.

Kızla yine dans ettik yiyiştik bir ara yanak dudak ısırmaya geçtik enerjimiz gayet iyidi bir ara küçük kız gibi kızı yukarı kaldırdım mekanda kızın baya hoşuna gitti. Müzik bitti kızları taksi binecekleri yerde bıraktık ve son kez dudaktan öptü ve we should hang out after dedim ve kızların yanından ayrıldık 2 gün sonra kızın verdiği numaraya yazdım ve aramızda şöyle bir konuşma geçti; K

K: Hi Tanrının Kırbacı
K: This is my what’s app number🙃 (Bu benim whatsapp numaram)
K: I am doing good, how are you? (İyiyim sen nasılsın?
E: Today I feel great 🙂 (Bugün çok iyiyim.)
E: what are you doing tomorrow ? (Yarın ne yapıyorsun / boş musun?)

Çok hızlı. Biraz daha muhabbet etmen lazım. Ayrıca biraz muhabbet ettikten sonra iki alternatif gün versen çok daha sağlam.

K: I am meeting with my friends tomorrow (Yarın arkadaşlarımla buluşuyorum.)
K: What about you? (Ya sen?)

Kız sana ilgili, seni de soruyor.

E: what a friendly girl 😀 (Ne kadar arkadaş canlısı bir kız)
E: when do we drink coffee 😁 (Ne zaman kahve içeriz)
K: 🙃
K: Let’s meet next week ☺️❤️ (Hadi gelecek hafta buluşalım).
E: Take care untill next week girl:) (O zaman gelecek haftaya kadar kendine iyi bak)
K: You too,Tanrının Kırbacı🥰 (Sen de God’s whip)

Kızı dinlemiyorsun bile. Daha beteri dinlememe de değil, yazdığını bile okumuyorsun. Sen ne yapıyorsun diye sordu sen aç abazan gibi “geç onu abla ne zaman buluşup dingo dingo yapacağız” peşindesin.

-3 gün sonra yazmışım

Üç gün sonra gelecek hafta değilse çok erken.

E: I heard that Kazakh girls make good coffee, is that true ? (Kazak Kızları çok iyi kahve yapıyormuş, bu doğru mu?)

Kazaklar çaycıdır.

K: Really? I didn’t know that 🙃 (Gerçekten mi? Bilmiyordum.)
E: So do you make good coffee? 🙂 (Sen iyi kahve yapar mısın?)
K: I prefer tea 😊 (Ben çayı tercih ederim.)
E: I want to drink your tea ,when are you available let’s meet 🙂 (Senin çayını içmek istiyorum, buluşmak için ne zaman müsaitsin?)

Oh boy. “Senin var ya ben senin … içmek istiyorum …” 😀 Birader tamam sevgili yapmayacaksın ama bu ne aç, muhtaç ısrar.  2 dakika Kazak Kültürünü Google Abiye sormamışsın, iki lafından biri “Ne zaman buluşuyoz? Neticede sevişiyoz değil mi?”

Bence sen lakabını Hz. Netice yap.

K: 🥰🫠🫠 (Garibim aç abazan galiba. Güleyim de sevinsin)
K: Sure 😊 (Tabii ki)
E: When areyou Free ? (Ne zaman müsaitsin?)
K: Hi baby (Selam bebek)

Bebek 😀

K: Maybe we can meet on weekends (Haftasonu buluşabilir miyiz?)
K: I am moving to another apartment this week, so my mind is so full right now 😣 (Bu hafta başka bir daireye taşınıyorum, şu an kafam çok meşgul)
K: I wish I could relax 🥺 (Biraz rahatlayabilmeyi çok istedim.)
E: oh I know moving things are a bit annoying but you got this then we relax together :)) (Taşınmak biraz sinir bozucu biliyorum ama sonra beraber rahatlayabiliriz :))

Yok sen lakabını Kartal Maltepe yapsana. Yakışır.

E: If you can handle the move I will come to you but ı will meet my friends  on the weekend evening See you baby 🙂 (Eğer taşınmayı halledebilirsen sana geleceğim ama haftasonu akşamı arkadaşlarımla buluşacağım)
K: No problem🙂 (Problem değil)
K: You can meet with your friends (Arkadaşlarınla buluşabilirsin)

-Kız taşındığı için bıraktım işi var diye 3 gün sonra bir daha yazdım

Bakalım ne abazanlık yaptın.

E: Hey Girl What did you do with the move? (Gız taşınmayla ne yaptın? – Turkish English)
K: Hi Tanrının Kırbacı (Hi Kartal Maltepe pardon Tanrının Kırbacı)
K: I am solving this problem right now (Şu an bu problemi çözüyorum)
K: I was planning to rent one room, but I am changing it right now (Oda kiralamayı planlıyordum ama bu planımı değiştiriyorum)
E: I understand what are you doing tomorrow ? (Anladım yarın ne yapıyorsun?)

Oh man …

Nah anladın! İnanılmaz sosyal özürlü ve itici davranıyorsun. Kız sana bir sürü yem atıyor benimle konuş diye sen “when we will meet girl, I am so so horny, no one wants to fuck me” modundasın. Muhtemelen normalde o kadar sosyal özürlü değilsin ama çoğu erkek gibi Sikinin Götürdüğü Yere Git felsefesine kapıldığın için kızı dinlemeyi beceremeyip saçmalıyorsun. Birader kızla azıcık muhabbet et, “I changed plans” dediği zaman “cool, what is your new plan now?” diye sor. Seni zikeceğim başka bir şeyle ilgilenmiyorum diye bağırma.

Tekrar ediyorum, kızla sevgili olmak istemeyebilirsin ama hem biraz da olsa yatırım yapman lazım hem de böyle çok abazan görünüyorsun. Muhtemelen öylesin, bilmiyorum.

K: I am moving to another apartment 😅 (Başka bir apartmana taşınıyorum, dinlemiyor musun bebek)
E: I think you’ll be busy with the house on Sunday 😀 (Sanırım Pazar da evle uğraşıyor olacaksın)

Çok zekisin.

dedim ve konuşma burda bitti 5 gün geçti

Kız sana hiç ulaşmıyor farkında mısın?

öncelikle kızın bana karşı enerjisi ve ilgisi gayet iyi gibi gözüktüğü için ve yiyişme olduğu için direk çay kahve ye geleyim dedim

Başında öyleymiş ama sen bunu sıfıra indirmek için azimle çalışıyorsun.

sence bu kıza bir daha buluşma teklifinde bulunmalımıyım

Direkt “açım abazayım ama güzel çocuğum” yaz.

fazla da saldıray olmak istemiyorum ama Mahmut Abi seninde yorumu merak ettim kendine iyi bak 🙂

Fazla saldıray oldun zaten, yıldıray moduna geçiyorsun. Kızla bir iki gün buluşma teklif etmeden mesajlaş, evi ne yaptın, oda tutmayacağım dedin yeni planın ne gibi. Sonra buluşma teklif et. Çok azimli olsan da kızın ilgisini düşürmeyi henüz becerememiş olabilirsin.

Vaka çalışması – İnat ettik birbirimizi aramıyoruz

Tinder’da bir kızla tanıştım ve iyi geçen iki buluşmadan sonra, üçüncü buluşmamızda birlikte olduk.

Eğer birlikte olacaksanız bu ortalama olarak ikinci ya da üçüncü buluşmada olur.

Birlikte olduktan sonra beraber yataktayken bana, oldukça toksik bir ilişkiden yeni çıktığını ve eski sevgilisini tam olarak atlatamadığını söyledi.

Güzel. Önden önemli bir bilgi almışsın. Tinder ya da Bumble gibi uygulamalarda bu tip yeni ilişkiden çıkmış kızlarla çok karşılaşırsınız. Sıklıkla, çıktıkları ilişkiye geri dönerler yani bir süre bu kıza uzun süreli ilişki yatırımı falan yapmasan iyi edersin. BEğer ciddi ilişki taleğ ederse bahaneni de sana bahşetti. “Güzelim, senden hoşlanıyorum ama yeni ilişkiden çıkmışsın,  eski sevgilimi atlatamadım diyorsun yani seninle görüşmeye devam etmek istesem de ciddi ilişki için çekincelerim var, zamana bırakalım” diyebilirsin.

Bu eski erkek arkadaş mesela kızı terk etmiş olabilir ve kızı terk ettikten sonra dışarıda umduğunu bulamazsa geri dönebilir ve o zaman kız muhtemelen koşa koşa ona gider.  Ya da kendi terk etmiştir ama mesela aldatma, fiziksel ya da duygusal şiddet yüzünden terk etmiştir. Adam gelir kızı ben değiştim diye ikna eder, kız adama gider.

Aslına bakarsanız, eski sevgilisi ve iliişkisinden bahsetmese bile, eğer bir şekilde yeni ayrılmış bir kadın hemen Tinder’a dalıyorsa, onun uzun süreli ilişki için uygunluğundan şüphe etmenizi tavsiye ederim. Yani normali en az 2-3 ay yalnız kalıp eski ilişkinin duygusal yükünü atlatmaktır

Adam kızı aldatmış ve kız da bu bardağı taşıran son damla diye terk etmiş. Sanırım ilk aldatması değil.

Adamı hala seven ama küçük düşürülmekten bıktığı için mantıksal olarak ilişkiden çıkan bir kız. Muhtemelen duyguları yoğun. Unutma, kızı ilk aldatması değil. Yani kız adamı daha önce de affetmiş. Şimdi neden affetmeyecek?

Daha üçüncü gecede ve ilk seksten sonra, kızın duygusal yaralarını sizinle paylaşması birçok erkeğe çok şirin geliyor. Oysa bu, sizin bir çeşit shit test olarak algılayıp çekince koymanız gereken bir hareket. Kadın bilinçli veya bilinçsiz, Mr. İyi Çocuk – Beyaz Şövalye olup olmadığınızı test ediyor. Buna dayanmak biraz güç, zira direkt olarak sizin koruyucu / kahraman içgüdünüze oynuyor ama dayanmanız lazım.

Ona, eski erkek arkadaşının onu hak etmediğini, o adamdan daha iyisine layık olduğunu söyledim. Hatta, o adamla görüşüyorsa görüşmemesini tavsiye ettim.

Oh boy. Zokayı yuttun yani. Bu dediğin yanlış değil ama bunu kıza terapisti ya da yakın kız arkadaşları söylemeli. Fakat senin bu bağlamda söylemen iki açıdan facia:

(1) Kızın kim olduğunu bilmiyorsun, onu hak etmediğini bilmiyorsun! Belki de tam olarak bu adama layık bir kız. Bunu söylediğinde farkında olmadan kıza yalakalık yapmış oluyorsun. Kötüsü, bunu kız bile hisseder.

(2) Dolaylı olarak beni al, onu alma diyorsun yani eski erkek arkadaş ile kendini karşılaştırıyorsun.

(3) Hemen mr. beyaz şövalye moduna girdin ki bu, itici iyi çocuk modudur. Kız muhtemelen kötü çocukları çekici buluyor. Bu konuda sana ipucu vermişken tam tersi iyi çocuk olunca seni çekici mi bulacak, itici mi?

Bakın bu filmlerde çalışan bir senaryo. Piç adamın acı çektirdiği kadını sen daha iyisine layıksın diye film boyunca ikna eden, sabırla bekleyen ve film sonunda da kızın “ya ben tabii daha iyisine layığım, daha iyisi de sensin tontiş” diye iyi çocuğu seçtiği filmlerin senaryosu. Ama gerçek hayatta tam tersi etki yapar.

Bu arada götlük yapın demiyorum. Yani dinleyin, yorum yapmayın. Gözlemleyin. En fazla “üzücü bir durum” deyin. Bu kızın kim olduğunu bilmiyorsun. Güzel olabilir, 3 buluşma iyi geçmiş olabilir ama bu kızın kim olduğunu bilmiyorsun. Belki de tam olarak öyle bir adamı hak ediyor. Bilmiyorsun.

Burada birçok erkek, kız eski erkek arkadaşına dönecek korkusu ile o adamı karalamaya çalışır ama bu hemen her zaman ters teper. Kızı kendi haline bırakın, o adama gidecekse gitsin. Kendi başına aldatan erkekten kopamayan kızı kız arkadaş mı yapacaksınız?

Burada sadece dinlesen ya da basit medeni yorumlar yapsan 10 kat çekici olurdun.

Bu eski erkek arkadaş alarmını göz ardı edip ertesi gün bir buluşma daha ayarladım. Ama akşam (2 gün sonra buluşacaktık) bana “ilişkilerden yorulduğunu ve bir süre ilişki istemediğini” söyleyen bir mesaj attı.

Bu, seninle ilişki istemiyorum demek.

Ama eğer o zaman biriyle değilsem, birkaç ay sonra bir mesaj atmamı söyledi.

Hahahaha 😀 Sana “ben kimseyi bulamazsam ya da eski ile olmazsa kendini bir hatırlat, seni unutacağım için aklıma gelmezsin” diyor gibi gelebilir ama aslında senin aramanı istemiyor. Sadece tamamen ümitsiz hissettirirse seni kıracağını düşünüp, daha merhametli olacağını düşünerek bir kırıntı atıyor. Maalesef asıl bu acımasız zira birçok salak oğlan gerçekten bir ümit var diye 2-3 ay bekleyip duruyorlar.

Ona onu yeniden görmek istediğimi ama oturup onu beklemeyeceğimi söyledim. “Sonra da fikrin değişirse beni ara” dedim.

Harika bir mesaj. Ama bunun arkasında duracak kadar erkek olman lazım. Yani bu kız arayana kadar bu kızı silmen ve kesinlikle aramaman lazım. Zira şunu demesen de arasan bir birim iticileşecek olsan, şunu dedikten sonra arasan yüz birim iticileşirsin. Erkek adam sözünün arkasında durur.

Fakat birkaç hafta sonra, zayıf bir anımda, ona mesaj attım.

İyi halt ettin. Bazen gerçekleri görmek bile tek başına bunları engeller. Sen mesela, kız sana o sözleri söylediğinde, “seni bir daha görmek istemiyorum, kendine iyi bak” demek istediğini anlasan, bir umut kırıntısına sarılıp zayıflamazdın. Şimdi ise duygusal olarak çok zayıf biri olduğunu gösterdin ki zaten muhtemelen seni bundan bıraktı. İlişkileri bıraktığını varsayıyorsan oldukça safsın.

Neden duygularına kapıldın? Muhtemelen hayatına giren ve bir kere seks yaptığın bu kız harici, hayatında fazla renk yoktu ve kız hayatından çıkınca eski gri hayatınla başbaşa kaldın. Ondan sonra biriyle karşılaşamayacağından korktun. Fakat araman tüm bunları kadına yansıtır ve tercih edilmeyen, hayatında bir kadın hariç renk olmayan adamlar genellikle kadınların tercih edecekleri erkekler değillerdir.

Buluştuğumuzda benden o mesajı için özür diledi ama henüz ilişki istemediğini yine belirtti. 

Şaşırdık mı? Bu lafı bir kadından bu kadar erken duyma sebebin, kadından daha fazla ilişki öncelikli olman.  Muhtaç davranışlarını frenleyemeyen erkekler genellikle hoşlandıkları bir kadın yüzlerine güldü mü, onu ilişkiye kilitleyip başkasına kaçmasını engellemeye çalışırlar. İlişki nasıl bir kafes olacaksa artık? Şimdi burada Mr. Kötü Çocuk eski erkek arkadaş olunca senin korkular daha bir yoğun tabii. Ama bu yaptıkların genelde kadını, başkasına iter, sana çekmez.

Ona sakin ve kendinden emin bir ses tonu ile, bir ilişki biterse arkamı dönüp gidebilecek kadar özdeğere sahip olduğumu, hayatın bolluk olduğunu söyledim.

İlişki? 3 kere buluştunuz, bir kere yattınız ve kız sonra seni bir daha görmesem iyi olur dedi şeysi mi ilişki? Ayrıca bunlar lafla söylenmez, yapılır. Lafta arkanı dönüp gidebileceğini söylüyorsun ama bunu yapamadığın için orada otururken söylüyorsun!

Bugün de senin için utandık. Buralarda öğrendiğiniz laflar kızlara papağan gibi tekrarlamak için değil yapmak için! Tek başına komik ama zaten beceremediğin şeyi böbürlenmeye çalışman trajikomik.  İğne olurken hüngür  hüngür ağlayan çocuğun ben iğneden korkmam, iğne acıtmıyor ki demesi gibi.

Arkanı dönüp gidebileceğini söyledin ve buna ancak 3 hafta dayanabildin.

Hayran bir şekilde benim çok güçlü biri olduğumu söyledi.

Hahahaha :)) Tabii ki.

Bütün buluşmada bana yakınlaşmaya çalıştı, el ele tutuşmalar, gözlerimin içine bakmalar, vs. Bana beraber olduğumuz akşamın harika olduğunu sözledi. Öpüştük ve biraz yiyiştik.

Bak şu işe. Rabbin bir mucizesi mi gerçekleşiyor?

Ama başka bir mekana geçerken birden benden uzaklaştı, ele ele tutuşmak istemedi. Sanırım ilişkilerden uzak durmak istediği aklına geldi.

Mucize gerçekleşmiyor. Bence tam tersi kız biraz yavaş, jeton yeni düşüyor. Yani ilk başta laflarını yuttu ama sonra birden lafta var olan adam olmadığını, zayıflık gösterip onu aradığını hatırlamaya başladı.

Sonraki iki hafta boyunca mesajlaştık.

Hah, bir kızın pipisiz mesaj arkadaşı olman eksikti, o da oldu. Buluşma? Yoksa gelmiyor mu? Sen de bir umut mesajla ısıtmaya mı çalışıyorsun?

Bu süreçte karizmamdan, özgüven yansıtmaktan ödün vermedim.

Karizma karizma yalvarınca, karizma karizma pipisiz mesaj arkadaşına dönünce, özgüven dolu bir şekilde sözünün arkasında duramayıp tükürdüğünü yalayınca karizma ve özgüven dolu biri olmuyorsun. Tam tersi oluyorsun.

Gitar çalıyorum ve bir mesajlaşmamızda görüntülü konuşmaya geçip ona gitar çalmamı istedi. Ben de “öyle olmaz, yarın birer bira kapıp bana gel, öyle dinle canlı canlı” dedim. “Yemek de yaparız” diye ekledim.

Bu hafta mümkün olmadığını ama gelecek hafta gelmeyi çok istediğini söyledi.

Fena değil ama bu bağlamda bakalım gelecek hafta gelmeyi ne kadar isteyecek.

Bu son konuşmamızdı. 2 hafta oldu. Birbirimizi ghostladık.

Hayır, kız seni kendi haline bıraktı zira dayanamayıp 2-3 hafta içinde arayacaksın nasıl olsa. Böylece hem evine gelmek zorunda kalmayacak hem de seni 2 – 3 hafta görmeme imkanı olacak. Bir uydu erkek, pipisiz mesaj arkadaşı olarak belli bir değerin var ki mesajlaşıyor ama sen dayanamayıp onu arayacağın için, bu hizmetini kaybetme ihtimali de yok.

Bu arada tabii daha erkek gibi davranan bir erkek bulacak boş zamanı oluyor.

Bak, bir kız arkadaş istiyor olabilirsin, bunda bir problem yok. Ben bir kadından daha ilişki öncelikli olmayın derken ilişki istemeyin, basın geçin demiyorum. Burası çok yanlış anlaşılıyor. Spesifik bir kadın ile etkileşiminizde, o kadınla ilişkiye dalmaya öncelikli olmayın. Bırakın o sizi ilişkiye çeksin diyorum. Yoksa “hayır ben kısa süreli ya da paralel bir şey istemiyorum, tek kadınla ilişki istiyorum” diyorsan eyvallah. Ama bu kadından gelmeli zira işin doğal hali bu. Kadından gelmediği zaman senin kadın rolüne bürünüp ilişki zorlaman, seni itici yapar.

Ayrıca, bu kadın o kadın değil birader. Toksik ilişkiden yeni çıkmış ve sanırım eski erkek arkadaşı aldattığı için sadece eski erkek arkadaşın toksik olduğunu, bu kızın toksik olmadığını varsayıyorsun. Bunu bilmiyorsun. Daha önemlisi, kız kafamı o adamdan kurtaramadım diyor. Bu nedenle bu kız o kız değil. En azından önümüzdeki aylar boyunca. Tabii adama dönerse aylar, yıllar olabilir.

İlk pozisyonunu korusan yani “ben niye seni arayacağım, sen fikrini değiştirirsen beni ara” pozisyonun çok doğruydu ama arkasında duracaktın.

Ben ona ulaşmayacağım. Ona beni özlemesi için bensizliği hediye ediyorum. Özlerse ve ararsa bakarız. Aramazsa sorun değil.

Güzel laflar, ama uygulaman lazım. Daha önce de böyle konuştun ama 2-3 haftada dayanamayıp aradın.

Aslında başından itibaren zayıf davrandım. Seks yaptık ama o zamana kadar ondan daha fazla mesajlaşma başlattım.

Evet hiç de iyi bir fikir değil.

Sorumu, seni kızdırmak pahasına da olsa sormak istiyorum. Ona ulaşıp son bir kez şansımı deneyeyim mi?

NEIN! Birader bu kafa yapısıyla geldiğin noktaya bak! 3 buluşmada seks yaptığın kızın, 3-4 haftalık pipisiz mesaj arkadaşına döndün. Seni bu küçük düşürücü pozisyona getiren şeyi daha fazla yapınca ne olacak sanıyorsun?

Sana bir daha ulaşacağından şüpheliyim ama eğer ulaşırsa, bu aşamada en az 3-4 kere tüm ilk ulaşmaları o yapacak. Yoksa buluşma teklif etmeyeceksin ve uzun uzun mesajlaşmayacaksın.  Bu arada madem Tinder kullanıyorsun, başka kadınlarla da buluşmayı hızlandır.

Son bir kez denesem ne kaybederim? Beni zaten istemiyorsa, istememeye devam edecek.

Kaybedeceğin şey, sadece onun onayı değil. Seni istemeyenin peşinden attığın her adım, senin kendi özdeğerini ve özgüvenini düşürür. Böyle adımlar yani tükürdüğünü yalayarak attığın adımlar, çok daha fazla düşürür. Kendi ruhunu yaralar, kendi gözünde küçük düşersin. Yapma.

Bana inat ettik aramıyoruz birbirimizi gibi geliyor. Sanki onu aramamı bekliyor gibi.

Birader kadın senin aramanı beklemiyor, bu pısırık zaten dayanamayıp arayacak, bu arada işime bakayım diyor.  Bu “beklentiyi” doğrulama bir zahmet.

Ard arda mesaj yazmak: Kızlarla mesajlaşmada düşük değer sergilemenin en kestirme yolu

Erkeklerin mesajlaşma sırasında sıklıkla yaptıkları hatalardan biri de, havada kalan mesajlarının ardından beklemek yerine bir daha mesaj atmaları. Çoğu erkek reddedileceğinden korktuğu için, az önce yazdığı şeyin fazla cüretkar olduğunu düşünüp iyi çocuk moduna geçmek için ya da düz sabırsızlıktan dolayı çifte mesaj atar.

Çifte mesajlaşma genelde şöyle gelişir. Erkek ile kadın karşılıklı mesajlaşırken kadın erkeğin son mesajına (en azından bir süre) cevap vermez. Erkek burada son mesajının fazla cüretkar olduğuna ya da yanlış olduğuna karar verir ve bunun özrünü diler şekilde kızı beklemeden mesaj atar. Sonrasında ise üçüncü, dördüncü mesaj gelebilir. Kız aslında başka işle uğraşıyordur ve belki de arkadaşlarıyla mesajlaşıyordur. Erkek beklese cevap da yazacaktır  ama erkek “bu sefer de olmayacak, bu sefer de reddedileceğim” korkusuna esir düşerek hızlıca zayıflık gösterisine başladığından, korktuğunu gerçekleştirir ve kadını hızlıca soğutur.

Şu örneğe bakalım. Evet bariz ezik ve çoğu erkek bu kadarını da yapmaz ama iyi bir örnek:

E: Selam Merve. Bu gece çok iyi vakit geçirdim. 🙂 En kısa zamanda tekrarlayalım. (Not : Bir kadına bu mesaj buluştuğunuz gece değil ertesi gün atılır, baştan hatalı. Ama birazdan yapacakları yanında bunun lafı bile olmaz.)

(Kızdan cevap yok. 5 dakika sonra)

E: Alo?

(Kızdan cevap yok. 10 dakika sonra)

E: Mesajlarımı görmezden gelme sebebin nedir ?????

(Şimdi son 2 mesajı atmasa muhtemelen bir yanıt alacak. Ama son iki mesajı ile resmen kendi kendine shit test yaratıp kaldı. Bu aşamada aslında cevap verecek bir çok kadın, “arıza mı nedir?” diye cevap vermez.)

(Kızdan cevap yok. 5 dakika sonra)

E: Bu yaptığın hiç de medeni bir şey değil. Bu gece iyi vakit geçirdiğimizi düşünüyordum. Neden böyle yapıyorsun?

(Kızdan cevap yok. Bu sefer yarım saat dayanabilen oğlumuz sıvamaya devam ediyor.)

E: Hep böyle oluyor. Ben senin gibi kezbanlara bir sürü vakit ve zaman ayırıyorum, ve sonra? Görmezden geliniyorum …

(Neden acaba?)

Sen de kibirli, ne oldum delisi bir kezbansın. Kendini bulunmaz hint kumaşı sanıyorsun. Senin için fazla mı zekiyim? Fazla mı iyiyim? 

(2 dakika sonra)

E: Buluşmada bir şeye benziyordun ama aptal ergen kafalı bir kezbanmışsın.

(Bundan sonra erkek gece iki kere engelleyip engeli açıyor. Atarlı kaybeden mesaj döşerken, çoktan yatıp sızmış olan kız sabah uyanıyor. Ve sadece ilk mesajda bıraksa, “ben de güzel vakit geçirdim, tabii görüşelim” mesajı gelecekken şu geliyor.)

K: Sakin ol yav, gece sızmışım! Bu yazdıklarından sonra bana bir daha ulaşmaya kalkma.

(Gece iyi uyumamış ve sabah mesaj bekleyen erkek): Ama aramızda gerçek bir bağ hissetmiştim.

K: Sabah cevap bile vermeden yapması gerekeni yapar ve engeli atar.

Evet, bu aşırı ezik bir örnek ve birçok erkek bu kadar da düşmez. Ama bu seviyelerde olmasa bile buna benzer çifte mesajları birçok erkek atıyor ve bu mesajlar ile düşük değer sergiliyor. Oysa bir erkek, bir kadınla konuşurken ya da mesajlaşırken yüksek değer sergilemeli. Böbürlenerek değil tabii, ince bir şekilde.

Burada nasıl yüksek değer sergileneceği bariz. Birincisi, ilk buluşma gecesi mesaj atmayarak bekleyebilecek bir erkek olduğunu gösterecekti. İkincisi, ertesi gün böyle bir mesaj attığında, kadın cevap verene kadar mesaj atmayacaktı.

Bir başka çifte mesaj da bir önceki mesajda cüretkar bir şey söyleyip (espri ya da teklif) sonra hemen cevap gelmeyince çark etmektir.

E: Perşembe ya da Cuma akşamım müsait. Bir şeyler içelim mi?

(Kızdan cevap yok. 10 dk sonra)

E: Henüz buluşmak için erken olduğunu düşünüyorsan saygı duyarım.

Başka bir örnek:

K: Saçlarım darmadağın ya.
E: Foto please.
K: (Kız fotoğraf gönderir).
E: Bu ne ya? Gece görsem korkarım.
(Kızdan cevap yok.)
E: Yanlış anlama yine de güzelsin.

Şimdi kızın hemen görmeyeceğini de hesaba katabilirsiniz ama çoğu kadın bir teklifinizde ya da pozitif cinsel gerilim adımınızda, bilinçli bir şekilde olmasa da sizi denemek isteyebilir ve bu nedenle de kasıtlı olarak hemen cevap vermez. Bu doğaldır ve sadece bir iki kere buluştuğunuz kadına mesajı atın ve onu bir iki gün unutun. Çoğunlukla 24 saat içinde bir cevap alırsınız. 5 – 6 saat geç cevap verdi diye atarlanmayın zira dediğim gibi bu, kadınlar için oldukça kullanışlı bir loser test ya da shit test. Kişisel algılamayın. Aslına bakarsanız, burada kızın gecikmesini fazla umursazsanız, ciddi artı puan toplarsınız.

Peki kız hiç cevap vermiyorsa ne olacak? Örneğin yukarıdaki gibi tekrar buluşmak istediğinizi söylediniz ve buna cevap alamadınız.

Eğer böyle bir mesajınıza hiç cevap gelmezse, kızı unutabilirsiniz. Yok aslında bir deneme daha olur diyorsanız ve kız aklınıza gelirse, 3-4 gün sonra bir yoklama mesajı atabilirsiniz. Tabii yukarıdaki gibi atarlı ya da tükürdüğünü yalayan mesajlar değil, yoklama mesajı. Yoklama mesajınını ne olduğundan, genel mesajlaşma prensiplerinde bahsettim.

Örnek:

E: Dün buluşmadan çok keyif aldım. Bir daha buluşmak isterim. Ama bir daha acılı Meksika yemek yok 🙂
K: Evet lütfen bir daha Meksika yemeği olmasın 😀
(1 – 2 saat sonra Erkek): Tamam. Bu sefer sana yemeği ben yaparım, sen de bir şarap kapıp gelirsin.
(Şimdi burada fazla cüretkar bir teklif var ve buna 2 gün cevap da gelmiyor. Burada çoğu erkek, yukarıdaki gibi çark etme mesajı gönderir.)

3 gün sonra. Bu mesajı atmayabilirdi de. Ama 3 gün sonra atması ve bu şekilde atması büyük bir problem değil.

E: Bu kadar konuşkan olduğunu bilmiyordum.
K: Kusura bakma bu aralar hayatım çok kaotik. Önümüzdeki bir iki hafta zor.
E: Tamam, müsait olduğunda haber ver görüşelim. (Kız burada sadece bir kere reddetmiş oldu ama konuşmaya isteksizliği nedeniyle kızı bırakmak – next en iyisi.) 

Başka bir örnek. Burada Cumartesi için ilk buluşma ayarlanmış. En son mesaja cevap verilmemiş. Erkek aslında en son mesajdan sonra ve buluşmadan önce buluşmayı kontrol ediyor ama çaktırmadan:

E: Selam ne haber? Cuma akşamın nasıl gidiyor?
K: Selam. İyidir. Senin nasıl gidiyor?
… Biraz mesajlaşma …
E: Güzel. Yarın görüşürüz.
K: Aslında şu an bunun doğru olduğuna emin değilim.
E: Ne oldu, en son buluşmanda eleman içkine ilaç atmaya mı kalktı? 🙂
K: 😀 Hayır ama buluşma çok kötü geçti. Ondan sonra yeni biriyle buluşmak ne bileyim … korkuyorum galiba.
E. Evet her buluşma potansiyel olarak kötü geçebilir ama bir haftadır mesajlaşıyoruz bence bir iki şey içmekten bir zarar gelmez. Buluşup görmek lazım.
K: Evet haklısın. Ama yarın çok zor. Pazartesi yapsak?
E: (Burada erkek, özellikle çark etmeye müsait görünen bir kız olduğu için, Pazartesi uygun olsa da kabul etmeyip iki ayrı gün veriyor. Bakalım biraz zorlamaya evet diyecek mi?) Pazartesi uygun değilim ama Salı ya da Çarşamba olur.
K: Salı o zaman.
E: Güzel. Salı. 17:00’de Aşıklar Çeşmesi Kafe’de.

Sonuç olarak, muhtaçlık, (bu sefer de) reddedileceğim korkusu, kendinden ve en son yazdığınız mesajdan emin olmama gibi zayıf yani itici nedenlerle, daha önce attığınız mesajların arkasından mesaj döşemeyin. Eğer mesajınıza cevap verilmemişse, görüldü atıldıysa ve bir şans daha vermek istiyorsanız, 3-4 gün sonra yoklama mesajı atın.

Kadınlarla mesajlaşmak, tenis oynamak gibidir. Sen topu o tarafa atarsın, o da senin tarafına atar. Topa vurmuyorsa onun tarafına geçip onun yerine vurmak, sizi karizma değil arıza gösterir. Yapmayın. Çoğu insan oyundaki Yüksek Değer Gösterisi (Demonstration of High Value) kavramını anlayamıyor ama YDG arabanı, kaslarını, paranı göstermek ya da başarıların hakkında böbürlenmek değil, bu tür ince duygusal güç ve bolluk zihniyeti gösterileridir. Burada “değer”, para, tip veya statüden çok, özdeğerdir. Kendinize değer verir ve bunu yansıtırsanız, gerçek YDG budur. Özdeğer de sabır, umursamama (bu kızla olsa da mutluyum, olmasa da), gösterdiğin cüretkar davranışlardan utanmama gibi güçlü duruşlarla sergilenir. Sabırsızlık, fazla umursamak ve cüretkar davranışlardan çark etme, düşük değer sergilemektir. Hemen her zaman iticidir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Birden ortadan kaybolan kadın (Vaka Çalışması)

Abi hipergami tarafından ezildiğim bir vaka hakkında sana danışacağım.

Hipergami faydalı bir kavram ama bunu bir ideolojik doktrin haline getirmeyin. Evet kadınlar kendilerinden daha yukarıda bir erkekle birlikte olmak isterler ama hipergami kelimesini kullananların bazıları, bir kadınla her hüsrana uğradıklarında, basit bir şekilde nerelerde itici davrandım da bu oldu diye düşüneceklerine, “hipergami” diyerek kestirip atıyorlar ve bu neredeyse itici davranmak için bir çeşit bahane oluyor. “Tipim iyi, spor yapıyorum, para durumum fena değil ve bu kadar iyi özelliklerime rağmen hipergamiye yenildim”. Birader muhtemelen olay basit: iyi özelliklerinin hepsini çöpe atacak şekilde itici davrandın ya da çok yanlış bir kadını seçiyorsunuz.

Burada yapabileceğin diğer bir hata da, ben (özümde) iticiyim demek. İticiliğinize ego yatırımı yapmayın. İtici davrandım sonuç bu oldu. O zaman çekici davranırsam sonuç değişik olur diye düşünün ve itici yanlarınızı değiştirmeye odaklanın. İki uç düşüncenin de ortak noktası, sizi değişmemeye teşvik etmesi. İşi incel noktasına taşıyanlar oyunun değişmesini istiyorlar, kaderciler de ben böyleyim değişmem diye donup kalıyorlar.

Bakalım sen ne iticilikler yaptın? Ya da belki yanlış kadına yürüdün.

Satış elemanıyım ve ürünümüzü satan birçok mağazayı ziyaret ediyorum. Bir mağazada oldukça güzel bir kız vardı. Kız pozisyonundan dolayı benim amirimmiş gibi davranıyordu. Birgün “sen buranın amiri gibi davranıyorsun yok öyle, gel biraz bana yardım et de biri sana patronluk taslasın” dedim. Çıkışır diye beklerken gülümsedi ve gelip bana yardım etmeye başladı.

Guzel. Çok guzel.

10 dakika kadar bana yardım etti ve ben de şakasına ona patronluk tasladım. Patronum olsan istifa ederdim bu ne ya? diye şakasına protesto etti 🙂 Sanırım güzel bir kız olduğu için herkes aşırı iyi davrandığından, kızın pek alışık olmadığı bir davranıştı.

Muhtemelen. Belki güzel diye patronu bile yaltaklanıyordu.

Ben seni şirketimizde kalmaya ikna ederdim merak etme dedim. Nasıl yapacaksın ki diye sorduğunda da, gitmem lazım ama bir ara bir çay içeriz anlatırım dedim ve ertesi gün iş çıkışına anlaştık.

Kız seni çekici bulduğundan işler kolay olmuş ama senin oyunun ve daha önemlisi duruşun asıl faktör.

Kız buluşmada, gelen satış elemanlarının ara ara kendisine yürüdüğünü ama benim çok farklı olduğumu ve ilk defa satışçılardan biri ile dışarı çıktığını söyledi.

Diğerleri muhtemelen kız güzel diye, kızın patronluk taslamasını alttan alıp yaltaklanıyorlardı.

Öyle buluşmaya başladık abi. 2-3 hafta sürekli olarak peşimde koşan, bana ulaşan taraftı. Hergün olmasa da sıklıkla gün içinde kendinin ya da ilginç şeylerin fotoğraflarını çekip bana atarak da olsa sürekli bana ulaşıyordu.

Güzel. Bu, yüksek ilgi göstergesi.

Sonra birden bire bana ulaşmayı bıraktı. Önce 2-3 kere ben ulaştım ama kısa cevaplarından sonra ben de, itiraf edeyim içim kan ağlayarak, mesaj yazmayı bıraktım. Tam 2 hafta mesaj yazmadı!

İlginç. Farkında olmadan yanlış bir şey söylemediysen, bu genelde eski erkek arkadaş olan üçüncü bir şahıs yüzünden olur. Anladığım kadarıyla kızla birkaç kez buluştunuz ve fazlası yok. Kız arkadaşın değil, adı konmadı. Bu aşamada en iyisi, senin yaptığın gibi kızı kendi haline bırakmaktır. “Ne oldu”, “neyin var” diye sormanın bir gereği yok. Kokusu ortaya çıkar.

En son mesajımdan 2 hafta sonra bana yazdı. Duygusal olarak oldukça yıpratıcı ve geride bırakması gereken şeyler yaşadığını söyledi.

Muhtemelen yeni ayrıldığı ve resme yeniden giren eski erkek arkadaş. Eski erkek arkadaş olayı zordur zira birkaç senelik duygusal yatırımı olan bir adam terk edilmiş ve senin seviyende olmasa bile, duygusal yatırım açısından öndedir. Gerçi kim olursa olsun, bir kadın için başka erkekle rekabete girmen gerekiyorsa,bu rekabete girmemen lazım. Oyunun ne kadar iyi olursa olsun, aklı daha çok başkasında olan kıza oynamak seni küçültür. Bu aşamada kız seni istiyorsa, o sana gelecek, o seni kazanmaya çalışacak. Tersi olmayacak.

Sonunda sinemaya gitmek için buluşabildik.

Bana sen onun için daha fazla adım attın gibi geldi ama bunu yazmamışsın.

5 senelik bir ilişkiden yeni çıktığını ve eski erkek arkadaşının ona ulaşmaya başladığını söyledi.

Evet, eski erkek arkadaşmış. Kızın 2 hafta ortadan kaybolması, onu atlatamadığına işaret. Burada tavsiyem, eski erkek arkadaşı hayatında olan bir kızla, ciddi, tek eşli ilişkiye girmemen. Hayatında olması kızın suçu olmasa bile. Ama burada zaten 2 hafta ortadan kaybolması, kızın adama karşı duygu yüklü olduğuna işaret. Kim terk etti o da önemli ama onu da yazmamışsın. Belki kız söylemedi.

Bu arada nedense birden bire, bu kızın benim hayatımla fazla ilgilenmediğini, sorular sormadığını fark ettim. Ayrıca son 2 hafta ne yaptığımı bile sormadı. Yahu bu da dahil 4 kere buluştuk, yaşımı bile sormadı.

Ayrıca bu eski erkek arkadaş olayını öğrenince, genelde bana çok ulaşmasına rağmen, bazen tamamen ortadan kaybolduğunu hatırladım.

Bu eski erkek arkadaşla işler duygusal olarak pozitif değilken sana yöneliyor, pozitif olduğunda kayboluyor muhtemelen. Eski erkek arkadaş, siz görüşmeye başladıktan 3 hafta sonra aramamıştır. Arada ulaşıyordur. Muhtemelen ortadan kaybolduğu 2 hafta araları pozitifti sonra negatif oldu ve sana ulaştı.

Bu tür ikili oynaması da, kızın iyi bir kız arkadaş olmak için yeterli kendine güvene sahip olmadığına işaret. Ya seninle, ya da onunla görüşmemesi lazımdı.

Senin ona ulaşmaman ve 2 hafta kendi haline bırakman iyi olmuş. Eski erkek arkadaşı ile iyiyken senin onun peşinden koşman komik duruma düşmene neden olacaktı.

Sinemadan sonra bana gittik ve beraber olduk. Bu arada ilk 3 hafta buluşmalarımızda da beraber olmaya başlamıştık. Sonra, hanımefendi yine 5-6 gün ortadan kayboldu ve bana mesaj attığında da, “buna devam etmek istediğinden emin misin?” yazdı. “Doğru kişiye mi attın? Neye devam etmek?” diye cevapladım. “Şu an kimseye ilişki sözü veremem” dedi.

Dikkat et, “sana” değil “kimseye”. Sen ve eski erkek arkadaş varsınız ama belki sadece 2 kişi ile görüşmüyor.

Ben de “ben de başkaları ile görüşüyorum, iyi kızsın hoş kızsın ama eski erkek arkadaşın hala hayatında ve bu üçgene bir köşe olmak da ne bileyim bana göre değil gibi” dedim.

Belki dörtgen, belki beşgen 🙂 

“Yani?” dedi. “Yani seninle görüşmek istiyorum ama bu durumda ilerde bile seninle ciddi bir ilişki ister miyim bilmiyorum” dedim.

Şu an ağlıyorum biliyor musun? Çok gusel. Çok gusel. 

Sonra biraz oyuncu bir tavırla, “sen beni kazanmak için çabalarsan bu değişir belki, bakarız ;)” yazdım.

Gel el vereyim yeni site aç.

Öhö. Neyse şimdi yorumlamaya devam edeyim. Kız aslında sana diyor ki, “seninle görüşmek istiyorum ama bana fazla kapılma, soğurum senden”. Sana yardım ediyor aslında. Belki sende ona karşı fazla ilişki önceliği gördü ya da diğer %97 böyle olduğundan senin de öyle olacağını varsayıyor. Ya da belki ortadan kaybolmalarını takmadığın için sana meydan okuyor ya da seni manipüle ediyor.

Bazen kızlar sizin zayıf olduğunuzu varsayarlar. Sizin bir şey yaptığınızdan değil, karşılarına çıkan adamların ezici çoğunluğu böyle olduğundan.

Tam alakalı değil ama bir hikaye aklıma geldi. Yıllar önce kendisine ilgim sıfır olan bir arkadaşım vardı. Bu kızın inanılmaz cool ve arkadaş takılan bir kankası, bir gece bu kızda kalmış ve kıza çok kepaze bir şekilde açılıp ağlamaklı bir şekilde ilanı aşklar yapmış. Kız bunu bana anlatırken biraz da travma yüzünden “sen de beni sevmiyorsun değil mi Mahmut?” demişti. Ben de “sevmek ne demek, seni pembe panjurlu evimizde evire çevire yalama hayalleri içinde yüzüyorum … gerizekalı gerizekalı konuşma” diye dalga geçmiştim (kız çok samimi bir arkadaşımızdı ve 20 sene önceydi, bu laflar çok samimi olmadığınız bir kızla 2020’lerde başınıza iş açabilir haberiniz olsun :)) Yani birden bir varsayım ile beni de test etmişti ama benim kıza bir duygum yoktu. O adam gibi teke tek buluştuğumuz da nadirdi.

Kız sizin zayıf olduğunuzu varsayabilir ama bu dert değil. İlk testinde öyle olmadığınızı anlar. Tabii gerçekten öyle değilseniz.

Bana benden başka kimseyle yatmadığını söyledi ama bu kızı ilerde çok istese bile kız arkadaşım yapar mıyım? Tam emin değilim aslında.

Bir kızla çıkmaya başladığınızda paralelde başka bir erkekle duygusal veya cinsel bir şey yaşaması, birçok erkek için sonradan o kız kendisini çok istese de kabul etmesi zor bir şey. 

Ama tabak yapacaksan, başkalarıyla görüşmesi dert değil. 

Bazen bana eski erkek arkadaşından bahsediyor.

Sana bunu söylüyorsa bunu önemsemene gerek yok. Görüştüğün her kızla kız arkadaşın olarak görüşme zorunluluğun yok. “Ben de başkalarıyla görüşüyorum ama seninleyken senden başkası yok o nedenle benimleyken başkasından konuşma” de geç.

Arada çok kötü oluyorum.

Ver o eli geri 😀 Böyle bir kızla görüşeceksen, bunu yapamazsın. Çaktırmadan bırakıp git daha iyi. Bu anlar senin bu kıza fazla kapıldığına işaret.

Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı diye kendimi aşağı görüyorum.

Nein. Şimdi biliyorum bizim camiada “yeterince alfa olsaydın, yeterince hay veluyun batsın men olsaydın, her şeyi bırakır senin peşinde koşardı” diye atlayacak bir sürü düz adam var. Ama eski erkek arkadaşla aralarında duygusal yatırım hala yüksek ve sen kızla bu olay bitmeden tanıştın. Olay bu. Seni bu adama ya da belki diğer adamlara tercih etmemesi bu aptal dönemin eseri.

Çekicin çivi çakma sorununa çözüm olduğunu öğrendikten sonra, her gördüğünüz sorunun kafasına çekiç indirmeyin. Her yerde hipergami görmeyin.

Şimdi asıl konuya geleyim. “Beni seçmeme sebebi hipergamisi için yeterli olmamam mı” düşüncesi buram buram özgüven eksikliği kokuyor.

Burada sen umarım bu kız benden hoşlanır, beni seçer zihin yapısında davranıyorsun. Bu, özgüvenmenin tam tersi ve özgüven de bir kadının bir erkekte çekici bulduğu özelliklerin en önemlilerinden birisi. Aynı zamanda tabii ki özgüven eksikliği, bir kadının, az çok ilgilendiği bir erkekte en itici bulduğu özelliklerden birisi.

Yani hoşuna giden bir kadınla görüşmeye başladığında, onun kalbini ve ilgisini kazanacağını, başkalarını değil de seni seçmesini düşünüyorsan, genellikle bu kadına karşı aşırı “iyi” çocuk olursun, fazla iltifat etmeye başlarsın, kadına fazla ulaşmaya başlarsın. Konuşma şeklin ve davranışların fazlaca yumuşar ve sürekli olarak kadından daha değersizmişsin, onu hak etmiyormuşsun sinyalleri vermeye başlarsın. Kadınlar erkekte özgüven aradıkları ve aslında buna ihtiyaç duydukları için, sürekli olarak özgüven eksikliği sergilemeye başladığında, sana olan ilgisi de sönmeye başlar. Özellikle de çevresinde özgüven konusunda bir eksiği olmayan başka erkekler varsa. Bunun sonucu genellikle friendzone diyarıdır. “Elektrik alamıyorum”, “bir şeyler eksik”, “seni arkadaş olarak görüyorum”, “sorun sende değil bende” veya benim favorim olan “benden daha iyilerine layıksın” gibi sözlerdir.

Burada popüler kültürün de suçu büyük. Filmlere ve dizilere baktığınızda, bu yapımlar erkekleri, hoşlandıkları kadınlara anneleri ya da terapistleri gibi davranmalarını söylüyorlar. Oysa maskülen olan, güçlü olan taraf sensin ya da en azından sen olmalısın. Aksi taktirde, cinsel, maskülen – feminen zıtlığı ters yüz edersin.

Doğru zihin yapısı ise, normalde onun da seni kazanması gerektiğini düşünmen. Burada ise kız daha fazla uğraşmalı. Bu sayede de konuşmanın, duruşunun ve davranışlarının dengeli ve özgüven dolu olması kaçınılmaz.  

Kadın erkek ilişkilerinde erkek için hipergami karmaşasına girmeden bilmesi gereken en basit ama en önemli iki kuralı, ilk iki kuralı unutma:

  1. İtici olma.
  2. Çekici ol.

Bu kız duygusal olarak bana açık değil sanırım.

Evet. 5 senelik duygusal yatırım sonrası ayrılık olmuş ve yeni olmuş. Bu kadar uzun ilişkiden duygusal kopuş aylar sürebilir. Şu aşamada 3 haftalık “bu kızdan kız arkadaş olur” hayalini savuşturup, umursamaz olman lazım. 

Bundan sonra nasıl hareket etmeliyim?

Şimdi gel el al dedik ama ciddi problemli sorular sormaya başladın 🙂 Dediklerin lafta kalmasın. Başka kızlarla görüşmen yalan bile olsa gerçek haline getir. Bu kızla sadece ciddi olmayan ilişkide olman lazım. Ama bu kızın eskisi ile görüşmesi seni çok rahatsız ediyorsa, yanlış zihin yapısındasın ve bu kızı bırak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

No contact kuralı tavsiyesi – Acil durumlarda aranacak kişi atanması

Terk edilerek ayrılık durumunda, eski sevgilinize no contact kuralı uygulamanız gerektiğini birçok yazıda dile getirdik. No contact sürecinin zor bir süreç olduğunu biliyoruz ama doğru olan hangi yol kolay ki?

İletişimi kes süreci, eğer eski sevgilinizin geri dönmesini istiyorsanız, ayrılık acısını henüz atlatamadıysanız yani özellikle ilk haftalarında ve aylarında, obsesif kompulsif bozukluğa benziyor.  Eski sevgili zihni takıntılı bir şekilde dolduruyor ve bunun sonucunda kişi kaygı ile doluyor. Sonra bu kaygıyı rahatlatmak için, takıntılı düşüncenin kendisini ittiği şeyi yapıyor ve eski sevgiliye ulaşıyor. Sorun şu ki, bu gerçekten de rahatlatıcı bir şey ama kısa süreli bir rahatlama. Sonrasında büyük oranda hüsrana uğradığı gibi, takıntılı düşünceleri artarak daha kaygılı bir hale geliyor.

Bu eski sevgili ile ilgili takıntılı düşünceler – artan kaygı – eski sevgiliye ulaşarak rahatlama – takıntılı düşüncelerin daha da artması süreci, birçok insana dalgalar halinde geliyor. Bu dalganın tepesinde eğer harekete geçmezlerse, takıntılı düşünce azalıyor ve üç beş dalgadan sonra artık problem olmaktan çıkmaya başlıyor. Fakat bu dalgalara karşı koymak zor. İnsan özellikle kendi başınaysa bunlara karşı koyamayabiliyor.

Benim bu konudaki tavsiyelerimden birisi, güvendiğiniz ve eski sevgilinizle ortak olmayan bir arkadaşınızı ya da akrabanızı, acil durumlarda aranacak biri olarak atamanız. Burada acil durum, eski sevgilinize şiddetli ulaşma arzusunun gelmesi. Bu kişiyle daha önceden sakin kafa ile konuşun ve eski sevgili acil durumunda aramak üzere seni seçtim Pikaçu diye anlatın. Ona, kendisini arayıp da acil durum birader (bu kişi kadın da olabilir ama erkek olması daha iyi) gel beni al, salla, tokatla kendine getir diyeceğinizi söyleyin. Ayrıca ona, “ben ne dersem diyeyim, sen ne düşünürsen düşün, seni aradığımda, beni eski sevgiliye ulaşma kararından vazgeçireceksin tamam mı?” deyin. Filmlerde olur ya, filmin kahramanı insanlara “ben geleceğim ve size şunu şunu diyeceğim ama inanmayın, beni yakalayıp etkisiz hale getirin” der. Aynen öyle. Fight Club filminde anlatıcı Tyler Durden’ı bulmaya çalışırken karakolda polisler ona bunu yapıyordu hatırlarsanız. “Daha önce geldiniz size ne dersem deyim beni etkisiz hale getirin dediniz” diyorlardı. Öyle işte. Bu kısım önemli zira eğer bunu söylemezseniz, eski sevgili acil durum elemanı, gün geldiğinde sizinle gaza gelip, hatta sizi gaza getirip “hacı ara be ne olacak?” durumuna gelebiliyor. Yangını söndüreceğine, yangını körükleyebiliyor.

Bu konuda bir anımı anlatayım. Bu aynı zamanda ayrılık sürecinde, insan beyninin nasıl aptalca oyunlar oynayabileceğine de bir örnek.

Kız arkadaşım, benim evlenmeye niyetim olmadığı için ilişkiyi bitirdi. İnsanlara no contact tavsiyesi veriyorum ama sürecin özellikle başlarda ne kadar zor olduğunu unutmuşum, bu olay bana zorluğu hatırlattı 🙂 Neyse, zor mor ama, kendi tavsiyemi eksiksiz uyguluyorum. Ayrıldıktan kısa bir süre sonra 14 Şubat sevgililer günü geldi. Ben şimdi kızın whatsapp hikayelerine de bakmıyorum ama o küçük yuvarlak fotoğraf var ya, onu görüyorum. Tabii küçük fotodan, asıl fotoğrafın ne olduğunu anlamak çok zor.

14 Şubat hikayesinde böyle iki tane kırmızı, dikdörtgen şeklinde şey, beyaz bir zemin üstünde. Benim yaratıcılıkta sınır tanımayan beynim, bunun bir otelde, sevgililer günü için dekore edilmiş yatak olduğu sonucuna vardı! Kırmızı dikdörtgenler, kırmızı havlular, beyaz zemin de yatak 😀 Kızın böyle bir şey olsa bile paylaşmayacağı gerçeği tabii ki bu “hayal gücünün” içinde boğuldu gitti. Tabii bir kötü oldum, kıza ulaşıp “tamam ayrılmakta haklısın da bu ne lan?” deme isteği geldi geçmiyor, artarak geliyor. Sonunda dayanamadım ve eski sevgili konusunda aranacak acil durum elemanı olarak atadığım Hank Moody’yi aradım. Durumu anlattım dedim beni tut (Hank Türkiye’de değil o nedenle sanal olarak tutması lazım) .

Hank : “Yuh lan Mahmut Abi. Millete tavsiye veriyorsun senin yaptığına bak!”

Mahmut : “Abi işte verdiğim tavsiyeyi uyguluyorum.”

Hank : “Yahu ben sen sallamazsın diyordum.”

Mahmut : “Ben duygusuz psikopat mıyım len nasıl sallamayacağım? Ama ölene kadar no contact, onda inadım inat.”

Neyse bu arama dalgası geçti. Ben de kızın yeni sevgili bulup 14 Şubat’ta böyle bir hikaye atmış olabileceği gerçeğini (!) sindirdim. Şimdi olayın komik tarafı şu. Biz kızın araması ve benim buluşma teklifim ile görüştük, yeniden bir araya geldik. O ara tabii Instagramlardan da karşılıklı ekleştik ve ben kızın Instagramına baktım. 14 Şubat’ta, whatsapp’ta gördüğüm ufak temsili fotonun aslını gördüm. 14 Şubat’ta şirketi kıza iki kırmızı zarf vermiş (aslında tüm çalışanlara vermiş). Birinci fotoda bu iki zarf kızın masasında duruyor. Evet benim 14 Şubat, otelde kırmızı havlu diye kurguladığım foto 😀 İkinci fotoda da bunlar açılmış, birinde şirketin kutlama notu var, ikincisinde bir küçük alışveriş kredisi.

Birinci ders, eski sevgilinizi stalklamamanız. Tamam, şimdi ben stalklamıyordum ve şansızlığıma geldi ama stalklarsanız böyle bir duruma çok düşersiniz. Gördüğünüz şeylerden, saçma sapan ve genellikle negatif hikayeler yazıp kendinizi kaygıya boğarsınız.

İkinci ders, o yoğun arama dalgası geldiğinde Hank’i aramasam belki kızı da aramayacak iradeyi gösterirdim. Ama bunu test etmenizi tavsiye etmem. Siz bu elemanı atayın ve şiddetli kaygı durumunda kendisini arayın. Mümkünse sizi gelip alsın ve dışarı çıkarsın.

Üçüncü ders de, yoğun kaygı dalgasını atlattığınızda, atlattığınız kaygı dalgası ne kadar şiddetliyse, takıntılı düşüncelere vurduğu darbe o kadar güçlü oluyor. Maalesef bu iş bir dalgada bitmiyor yani birden bir kaygı dalgası atlattıysanız, bir iki kaygı dalgası daha gelecek, buna hazır olun. Ama öyle onlarca dalga atlatmıyorsunuz ve sonrakiler genelde (benim burada anlattığım bir tetikleyici olmadığı sürece) azalan şiddette geliyorlar. Fakat şunu tekrar tekrar söylemek istiyorum: Kaygı dalgalarını iletişimi kes kuralına sadık kalmadan geçirirseniz, geçici rahatlamanın çekiciliğine kapılırsanız, takıntılı düşünceleriniz, kaygı dalgasının gücü oranında şiddetleniyor.

Bitirmeden bir tavsiye daha vermek istiyorum. Aslında bu konuda bir yazı yazıyorum. Uzun süredir konuştuğum kadın ya da erkek danışanlarda gördüğüm bir kalıp var: Terk edilen kişinin, terk edildiği zaman terk eden hariç ne kadar çok sosyal bağlantısı ve uğraşı varsa, terk edilen kişi (1) terk edeni o kadar az ve kısa süre takıntılı bir şekilde istiyor, (2) kaygı dalgalarına o kadar kolay karşı koyuyor, (3) terk eden o kadar çok oranda geri dönüyor ve (4) terk eden hızlı bir şekilde dönmese bile terk edilen o kadar hızlı bir şekilde yeni birini buluyor. Takıntılı bir şekilde arayan, eski sevgiliye ulaşmama veya onu stalklamama konusunda kendini tutamayan, süreci çok daha uzun ve acılı yaşayanların ortak özelliği (genellikle), terk eden kişi ile ortak sosyalleşmesi hariç fazla sosyal hayatı olmaması. Bu ya ilişki esnasında sosyal hayattan aşamalı olarak kopması ile oluyor, ya da zaten öyle bir sosyal hayatı yok. Böyle biri terk edildiğinde sadece ilişkiden değil, sosyal bağlarından da oluyor ve süreci çok kötü geçiriyor.

Bu nedenle önce sosyal hayatınızı geliştirin tavsiyemi tekrar etmek istiyorum. Ve bu sosyal hayatı ilişkide bırakmayın. İş – (spor salonu) – ev yaşayanlar, bizim site gibi sitelerde maskülenite ve oyun öğrenmesine rağmen tek yaptıkları kişisel gelişim robotuna dönmek olanlar, kadın erkek ilişkilerinde başarısız olmaya devam ediyorlar. Aynı şekilde “adam mavi haplı ama kızlarla daha başarılı” diye gösterilen örneklerin çoğuna baktığımda (özel konuşmalarda instagramlarına yönlendirildiğimde mesela) o adamın bana danışandan çok daha sosyal olduğunu görüyorum. Her zaman değil tabii bazen anlaması zor ama çoğu zaman durum bu

Kadınlar neden telefon numaralarını verirler ama sonra reddederler?

Abi her zaman gittiğim bir kafe var ve burada çalışan güzel bir kızla muhabbet kurdum. Birgün numarasını istedim ve numarasını verince ayak üstü buluşma ayarladım. Fakat buluşmadan birgün önce bana mesaj attı ve hasta olduğunu söyleyerek buluşmayı iptal etti. Ben de geçmiş olsun dileklerimden sonra iyi hissettiğinde beni arayabileceğini söyleyen bir mesaj attım. Bu mesaja cevap vermedi.

Buluşmayı son anda iptal etmiş, alternatif bir gün söylememiş ya da en azından iyileşince buluşalım dememiş ve senin yazdığın mesaja cevap bile vermemiş. Bunlar sana karşı ilgisinin az olduğunun göstergeleri.

Telefonunu verdi, buluşmaya evet dedi ve şimdi neden ilgisi yokmuş gibi davranıyor? Ego tatmini mi yaptı?

Yeni tanıştığınız ve buluşmak istediğiniz bir kadın, sizin telefonunuza dönmek ya da buluşmak gibi bir niyeti olmasa da size telefon numarasını (ya da Instagramını) verebilir. Sizinle buluşma niyeti olmayan bir kadın, özellikle yüzyüze teklif ettiğinizde, sizin buluşma isteğinize evet diyebilir.

Neden?

Çünkü mesajlarınızı görmezden gelmek ya da buluşmaya bir bahane ile gelmemek, yüzyüze hayır dediğinde olabilecek sıkıntılardan çok daha kolaydır. Zira kadın karşısındakini tanımadığı için, yüzyüze hayır dediğinde adamın nasıl tepki vereceğini bilemez. Çoğunuz bunu gayet olgun karşılıyor olsanız da, reddedilmeyi hazmedemeyen veya hayır cevabından anlamayan erkekler var ve kadınlar bu tip arızalarla tahmin edebileceğinizden çok daha sık karşılaşıyorlar.

Kadınların fiziksel olarak daha güçsüz olduğunu da düşünürseniz, bir kadın için bir erkeğe yüzyüze hayır demek yerine telefon arkasından reddetmesi daha kolay ve güvenli. Yüzyüze telefon vererek ya da buluşma teklifini kabul ederek sahte bir umut vermesi ve sonra reddetmesi daha kolay ve güvenli. Bu nedenle, başınıza böyle bir şey gelirse, kişisel algılamayın. Kadınlara yürümeyi bilmeyen, hayırdan anlamayan, hayır cevabı duyunca korkutucu davranışlar sergileyen aptallar yüzünden durum bu. Bu adamlar reddedildiklerinde oldukça sıkıntılı durumlar yaratıyorlar ve bir kadın bir iki kere bu duruma düşerse, yüzyüze reddetmekten çekinmeye başlıyor.

“Telefonunu verdi sonra mesajıma cevap vermedi”, “buluşma ayarladık, bir gün kala ekti” gibi durumları yaşadığınızda, bunun nedeni genelde budur, karşınızdaki kadının sizinle oynaması, zalımlığı veya ego tatmini değil.

Bir dahaki sefere kafeye yeniden gittiğimde o da orada çalışıyordu. Yine muhabbet ettik ve beni ekmesinin konusunu açmadım.

Güzel. Bu konuyu açmaman lazım.

Hesabı öderken bu konuyu açtım ve iş çıkışında buluşmayı teklif ettim.

Hayır! Kız seni son anda ekmiş. Tamam bahanesi var ama son mesajına cevap bile vermediği için sana ilgisinin az olduğu belli. Sen ise bu şekilde mesajına cevap vermeyen kızın peşinde koşuyorsun. Sen bu kızdan gerçekten hoşlanıyorsun ve sana yaptığı şeyi ve anlamını görmezden geliyorsun.

Eğer alternatifleri olan, tercih edilen bir erkek olsan, bu kıza kendisi isteyene kadar bir şans daha vermek için peşinden koşmazdın. Alternatiflerin olmayabilir, tercih edilen bir erkek olmayabilirsin ama bunu bariz bir şekilde sinyallemek seni daha alternatifsiz ve tercih edilmeyen bir erkek yapacak.

Teklifimi reddetti ama benden ertesi gün mesaj atmamı istedi. Ertesi gün konuşup bir şeyler ayarlayabiliriz dedi.

Ona akşam mesaj attım ve …

Birgün bile bekleyemedin değil mi? Bu muhtaçlık sergisi senin aleyhine. Ben ona göre mi ayarlayacağım diyorsan 2-3 gün sonra mesaj atarsın, onun istediği gibi ertesi gün değil. Ama böyle birgün bile bekleyememen çok zayıf hareket.

bir mekanda buluşma teklif ettim. Bu mesajıma cevap bile vermedi.

Ne bekliyordun ki? Bu aşamada kızın seni yüzyüze reddedemeyip bir açık kapı bırakıyor gibi yaparak orada herhangi bir sıkıntılı duruma düşmekten kaçtığı bariz.

Sen ise kendini kıza zorla kabul ettirmeye çalışıyorsun. Yani resmen kızı markaja alıp beni al beni al diye ısrar ediyorsun. Kız  o akşam seninle buluşmayı reddetmiş. Sen ne yapıyorsun? O akşam yine o akşam için buluşma teklif ediyorsun!

Filmlerdeki karakterler gibi, hayırdan anlamadan sürekli ısrar ediyorsun. Filmlerde böyle davranan adamlar kızı “kazanıyorlar”. Gerçekte ise senin gibi hayırdan anlamayan zavallıya dönüşüp sonunda yüzüne tükürülene kadar ısrar ediyorsun.

Bundan sonra onu rahat bıraktım. Bir daha hiç ulaşmadım ya da yüzyüze teklifte bulunmadım. Kafedeyken yine normal davrandım ama bu konuyu açmadım.

Sonunda. Çoğu erkek gibi kaba bir red cevabı alana kadar zorlamadın. Gerçi bu kız kafede çalıştığı için, müşteriye gerekse bile kabalaşamaz ama zorlasan oraya giderdin ya da belki kafeye seni şikayet ederdi.

Geçen hafta bana birden bir hafta tatile gideceğini söyledi ve geri döndüğünde buluşmayı teklif etti. İlginci, bunu söylediği gün benim masama bile bakmıyordu.

Reddedilince kendini geri çekip nextlemenin faydaları. Burada “harika, sende numaram var, geri döndüğünde bana haber ver görüşelim” gibi bir şeydir.

Ona gitmeden önce takılmayı teklif ettim.

WTF man ?!? Bir iki haftadır biriktirdiğin tüm karizmayı saniyesinde yerle bir ettin!

Bana meşgul olduğunu ama eğer boş zamanı olursa mesaj atacağını söyledi.

Ne şimdi mesaj atacak, muhtemelen ne de geri döndüğünde! Kendini muhtaç bir abazan gibi kıza zorla kakalamaya çalışıyorsun! Öyle davranmıyordun ama hafif elini verince kızın kolunu kaptın, tersine doğru büktün “beni hayatına al lan, çok yalnızım” diye bağırıyorsun.

Sence bana ilgisi var mı? Kafam çok karıştı.

İnsan kendi duygu ve arzularına gömülünce, gözünün önündeki gerçeklikten bile kopuyor. Kızın sana ilgisi yoktu. Sen sonunda reddedilmeyi 99% gibi ısrara devam ederek ya da trip atarak değil, erkek gibi kendini geri çekip, trip atmadan kızı nextleyerek karşıladığın için muhtemelen bir ilgi geliştirdi. Ama sen bu ilgiyi gelişemeden, tek hamlen ile baltaladın.

2 kere reddetti ama daha sonra kendisi buluşmak istedi. Tatilden döndüğünde buluşacağız.

Hiç sanmam.

Sen ne düşünüyorsun? Ne yapmalıyım?

Kafanı kendi arzu aleminden kaldır. Bu kıza yaptığın en son teklif hataydı ama eğer sana ulaşırsa buluşun. Ulaşmazsa kıza ulaşma. Geri döndüğünde sana ulaşmazsa kıza ulaşma ve kızı nextle.

Erkekler için ilişkiler kitap setine de bakmayı unutmayın.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da Youtube kanalımızdan (aşağıda) dinleyebilirsiniz.

İlk buluşmada sorun yok ama sonra ikinci buluşma olmuyor (Vaka Çalışması)

Abi bir kızla çıkmaza girdim, umarım bana yardımcı olabilirsin. Önce hikayeyi anlatayım. Bu kızla Tinder‘da tanıştık ve bir süre orada mesajlaştıktan sonra telefonunu aldım. Telefonda da bir süre mesajlaştıktan sonra ilk buluşma teklifimi kabul etti. İşlerimiz çok uzak değildi, öğle yemeğinde buluştuk.

Şimdi bu ciddi bir hata. Beraber olmak istediğin bir kadını öğle yemeğine götürme. Bu fazla arkadaşça bir yaklaşım. Beraber olmak istediğin kızla akşam buluşmak istersin. Eğer kız akşam çok erken eve dönmesi gereken biriyse belki ama bu durum haricinde senin hedefin akşam buluşmak ve bir şeyler içmek olmalı. İçki içmiyorsanız limonata için, çay için ama akşam için.

Bunun birkaç sebebi var. Birincisi dediğim gibi gündüz buluşmak daha arkadaşça, akşam buluşmak daha fazla gece sporu çağrıştıran, romantik havası olan bir buluşma. İkincisi tabii ki öğle buluştunuz mu işinize dönmek zorundasınız ama akşam buluştunuz mu, sonra çok iyi vakit geçirirseniz hızlıca başbaşa kalabileceğiniz bir yere geçebilirsiniz.  Üçüncüsü, birçok erkeğin gündüz buluşma sebebi, kızı önce arkadaşça bir şekilde çağırmak ve böylece “korkutmamak”, daha sonra da “kraliçenin” gönlü olursa akşama çağırmak.  Bu bir miktar karşındakini memnun etmeye odaklanma ile alakalı ve iyi bir zihin yapısı değil.

Buluşma fena geçmedi. Hatta buluşmada bir sonraki buluşmada bir şeyler yapmayı kararlaştırdık ve kendisine haber vermemi ve ugun olursa katılacağını söyledi.

Burada da iki hata var. Birincisi, bir buluşmada, bir sonraki buluşmanın planını yapmayın. Birçok erkek bunu, kıza telefonda bir daha ulaşamazsan korkusu ile yapıyor ama yanlışlıkla fazla muhtaç sinyali veriyor. Ayrıca kızın buluşma sonrası acaba bir daha davet edecek mi düşüncesine girerek kendisine duygusal yatırım yapmasını engelliyor.

Ertesi gün ben kıza ulaşmadan o bana ulaştı ve bir önceki gün buluşmadan çok keyif aldığını yazdı.

Buluşmadan sonra buluşma gününde kıza ulaşmayarak doğru yapmışsın, kızın sana bu şekilde ulaşması da iyiye işaret. Ama bakalım ne oldu da bu ilgi azaldı. Bir kadının ilgisi artar ve azalır, ilk başta çok istekli diye sonrasında çok istekli olacak diye bir kural yok. Tabii tam tersi de geçerli. Bu değişim de genellikle ya erkeğin davranışlarına bağlıdır ya da üçüncü şahıslara.

Bu mesajlaşmada akşam yemeği ayarladık.

İşi hala hafif tutup içmeye gitmeniz daha doğru olurdu.

Fakat daha sonra hasta olduğu için bu planı iptal ettik. Sanırım buradan itibaren hata yapmaya başladım.

Buraya kadar üç önemli ve gereksiz hata yaptın zaten.

Hasta olduğu için sabit bir buluşma ayarlamak istemedim ve sanırım bu süreçte çok fazla mesajlaştım.

Evet kızla sadece bir kere buluştun ve şimdi hasta. Nezaketen biraz mesajlaşabilirsin ama kız sevgilin değil. Sürekli mesajlaşmana gerek yok ve aslında böyle yapman sana da olabileceklere de zararlı. Özellikle de hergün mesajlaşma başlatmana gerek yok.

Burada muhtemelen başka kızlarla konuşmadığın ve bu kızla da buluşamadığın için kaygıya kapıldın ve kızı mesajla sıcak tutman gerektiğini düşündün. Kadınlar bu tür kaygı ve korku sinyallerini kapabilirler ve bilinçaltında senin kadınlarla başarısız olduğunu, kendisinden başka kimseyle görüşmediğini sezebilierler. Şimdi bilinç üstünde kadın bunu çok tatlı bulabilir ama bunun bilinçaltı mesajı, senin başka kadınlar tarafından tercih edilmediğindir ki bunun sonucunda da bilinçaltında bir “başkasının tercih etmediğini ben neden tercih edeyim” sorusu oluşur.

Bundan sonrasında genelde erkek kadına sürekli mesajla ulaşmaya başlar. Birçok durumda kadın bu mesajlara sıcak olabilir ama mesajlaşmayı kendisi başlatmaz ya da buluşmak için bir türlü vakit bulamaz.

Kız benden çok daha genç. Ben 32 yaşındayım, kız 24 yaşında ve o yaşta birçok kız gibi mesajlaşmayı seviyor. Sanırım kızı oneitis yaptım. Önceki ilişkim, ben ayrılmış olsam da, sancılı bitti ve bu kızla konuşmaya başlar başlamaz online uygulamadaki diğer kızları tamamen ihmal ettim. Daha da kötüsü, uygulama profilimi kapattım ve böylece başka eşleşmeler de olmadı.

Oysa bu kızla konuşmadığın zamanlarda, başkaları ile konuşabilirdin. Bu da seni oyun konusunda geliştirirdi. Birçoğunuzun hemen yakalayacağı gibi ilk büyük hatası bu. Başka kızlarla konuşup pratik yapmayı bırakmak ve pek de ilgili görünmeyen ama yine de biraz ilgili bir kıza odaklanmak. Bu arkadaş sadece bu kıza odaklanmış ve bu kız o kız diyerek onun peşinde koşmaya başlamış. Çoğu erkeğin kadın erkek ilişkilerinde daha en başta rastladığı bu tuzağa düşmüş : Bu biricik kızın peşinde , sonunda pes edip bana evet diyene kadar zombi gibi koşmalıyım. Haftalarını bazen de aylarını çöpe atmak ve sonunda mavi toplarla başbaşa kalıp hüsrana uğramak için iyi bir formül.

Sen kendini cinsel pazardan çekerek, sadece bir kere buluştuğun bir kız için diğer tüm alternatiflerini çöpe attın. Sadece bu kızla görüştüğün için bu kıza fazla duygusal yatırım yaptın.  Aslında tek bir kızla görüşüyor olsan bile fazla duygusal yatırım yapmaktan uzak durabilirdin ama senin tek kıza odaklanmana neden olan zihin yapının bunu başarması çok zor.

Sanırım hala geçmişten gelen kendine güven problemlerim var. İşin kötüsü güzel kadınlarla tanışma ve ilk buluşma konusunda hiçbir problemim yok ama buluşmadan sonra işleri ilerletmede büyük sorun yaşıyorum. 

Evet muhtemelen ikinci buluşma olmuyor zira ilk buluşmada ve/veya sonrasında muhtaç ya da arkadaşça davranıyorsun.

İkinci buluşmayı iptal ettikten bir  süre sonra bir daha buluşma teklif ettim ama hala hasta olduğunu söyledi. Ben de “daha iyi hissettiğinde görüşmek isterim, kendine iyi bak” dedim.

Dikkat edersen sonra buluşuruz gibi bir şey söylememiş. Bu aşamada hastalığı bahane ediyor diye düşünebilirsin. Burada “tamam daha iyi hissettiğinde bana haber ver” deyip mesaj atmayı kesmen çok daha iyi olurdu. Bunu yaptıktan sonra da sana ulaşana kadar ona ulaşmamalısın. Zira bahanesi de olsa iki teklifin reddedildi. 2 teklifin reddedildiğinde görüşmek istediğinde beni ara anlamına gelen bir şey yazarak topu onun sahasına atar gidersin. Kendi hayatına dönersin ve kızı unutursun.

Burada birçok erkek, kız kendisini bir daha aramaz korkusu ile bunu yapamaz ve kıza ne kadar iyi bir çocuk olduğunu göstermek için kızın sağlığını yoklar durur. Burada motivasyonlarının bir daha aramaz korkusu değil de kızın sağlığına duyulan endişe olduğunu göstermeye çalışır ama bunu kendisi hariç kimse yemez.

“Teşekkür ederim, seninle yeniden görüşmeyi çok isterim” dedi. Ben de “önce iyileşmene bak, seni hasta hasta dışarı çıkarıp daha da hasta etmek istemem ama istersen sana nane limon yapabilirim :)”

Bu oldukça kibar ve tek başına problemi olmayan bir mesaj ama kız eğer hastalığı bahane ediyorsa seni komik duruma düşüreceğinden iyi bir mesaj değil.  Bu bağlamda buram buram kıza yaltaklanma, “ben piç değilim iyi bir çocuğum” derdi kokuyor maalesef.

“Ben de görüşmek ve seni daha yakından tanımak istiyorum.” Biliyorum, çok fazla ve aptalca.

Yani ağzının suyu akıyor gibi yazmışsın aptalca olduğu doğru.  Sadece bir kere buluştunuz, yavaş. Kız senin bu seviyede ilgini kazanacak bir şey yapmadı daha.

İki gün sonra bir daha mesaj atıp sağlığını kontrol ettim.

Evet peşinden koşuyorsun. Aslında kızın sağlığından çok seni unutacağından korkuyorsun. Dediğim gibi “bana haber ver” deyip nextlemen lazımdı. Kız seninle görüşmemek için bahane uyduruyorsa komik duruma düşüyorsun. Uydurmuyor gerçekten hastaysa da peşinden koşuyorsun. Kız yetişkin bir birey, kendi kendini idare edebilir.

Sen bunun yerine kızı bırakıp kendi hayatına dalsan, kızın sonra seni arayıp bir şeyler yapmak isteme ihtimali çok daha fazla. Trajikomik olan da bu zaten. Sen kız seni unutmasın, sen aramazsan aramaz ve buluşamazsınız korkusu ile kıza ulaşarak, kızın seni unutma ve aramama ihtimalini arttırıyorsun.

Sen kızı orada bıraksan, başka kızlara yönelsen, seni birkaç gün ya da hafta sonra ararsa çok daha iyi bir pozisyonda olacaksın. Kız senin yapışkan bir iyi çocuk olmadığını görecek, sen daha antrenmanlı olacaksın, oturduğun yerde duygusal yatırım yapmayı bıraktığın için daha güçlü olacaksın, vs.

Peki ya aramazsa? Aramayabilir ama muhtemelen sen ona ulaşıp dursan da aramazdı.

O gün işe gitmiş ama beni arayıp rahatsız etmek istememiş.

Seni aramaya gönlü yokmuş.

Tabii önce tam olarak iyileş dedim ve biraz hastalığından konuştuk. Ona birkaç ev yapımı ilaç tavsiye ettim. Sonraki birkaç gün ona ara ara ulaşıp sağlığını kontrol ettim. Biliyorum aptalca bir şey yaptım.

Aşırı anlayışlı davranıyorsun ve kızın doktoru rolüne girdin. Ona çok iyi davranırsam, ne kadar cici olduğumu gösterirsem beni sever modu.  Bu maalesef zayıf ve muhtaç bir şey.

Geçen Cuma attığım mesaja dönmedi.

Baktı yapıştın, nezaketen ima edilen “hayır istemiyorum” umrunda değil, sonunda seni görmezden gelmeye başladı. Bu aşamada mesaj atmayı tamamen kesmelisin. Hiçbir şey yapmamalısın. Bu kıza yeterince ulaştın. Aslında çok fazla ulaştın ve sırf bu bile kızı soğutmuş olabilir.

Tinder profilini aç ve başka kızlarla görüş.

Bu kızdan çok hoşlanmıştım …

Yavaş, sadece bir kez buluştun.

ama bu aşamadan sonra ona ulaşıp muhtaç görünmek istemiyorum.

Muhtaç göründün zaten. Ama ona ulaşman sadece muhtaç görünmene neden olsa iyi, aynı zamanda muhtaç olmana da neden oluyor. İçinde bir başlangıç muhtaçlığı olabilir ama muhtaç davranarak muhtaçlığı körüklüyorsun.

Kızı nextledim ve kendi hayatıma bakacağım.

Evet yapman gereken bu. Sana ulaşana kadar kızı unut. Kız sana ulaştığında da hemen buluşma teklif etme. Bunun sebebi, senin 2 buluşma teklifin zaten reddedildi. Buluşma konusunu o açacak ya da sana arka arkaya 2-3 kere ulaşacak. Bu olmadığı sürece buluşma teklif etme.

Erkekler için İlişkiler Setimize de bakabilirsiniz.

Sosyal hayatınızı geliştirin

“Muhtaç erkekler mutlu hissetmek için kendilerini tamamlamaya, kendilerini tamamlamak için de bir kadına ihtiyaç duyarlar. 
Bu erkekler olayı tersten anlamışlardır. Önce kendilerini tamamlamalı ve mutlu olmalılar, sonra da kadınlara yönelmeliler. 
Yaşa, gül ve sev.
Sıralamayı görüyor musunuz? Önce hayatını düzene sok ve kendini mutlu et. 
Sonra kadınlara yönel.”

 

Birçok erkeğin kadınlarla bir başarı elde etmek konusunda görüşmelerde ya da yorumlarda sorduğu sorulardan gördüğüm bariz bir gerçek var. Bu siteye ya da bu gibi sitelere kadınlarla başarısız oldukları için gelen erkeklerin büyük çoğunluğu, oyundan ya da kadınlar konusunda maskülen bir erkek zihniyeti elde etmeden önce ya da bunların paralelinde, sosyalleşme konusundaki problemlerini halletmeliler. Ve şunu da rahatça söyleyebilirim ki eğer sosyalleşme konusundaki problemlerini hallederlerse,  oyunu ve maskülen davranmayı geliştirmeden bile kadınlarla daha fazla başarılı olurlar. Sadece kendi eski hallerine göre değil, oyunu ve kadınlarla maskülen davranma konusunu ezbere bilen ama kadınlarla etkileşime girmeyen adamlardan da daha başarılı olurlar. Yalnız daha başarılı olurlar derken özellikle ilişkilerinde dikiş tutturma konusunda başarılı olurlar demiyorum yani oyunu öğrenmek, maskülen bir erkek olmayı öğrenmek ve uygulamak da önemli.

Şimdi sosyalleşin diye partilerden partilere akan, son modaya göre hareket eden bir hipster olun demiyorum. Genel olarak insanlarla sosyal bir şeyler yapın, iletişim yoğunluğunuzu arttırın ve belli bir ortak frekansı yakalayın diyorum.

Sorun şu ki çoğu genç erkek ve kadın, uzun süreli izolasyon nedeniyle, kendi kafalarına hapsolmuş bir şekilde yaşıyorlar. Günümüzde birçoğumuz uzun süreler boyunca yalnız çalışıyoruz ya da çok dar bir ofis ortamına hapsoluyoruz. Çalışırken çok yoruluyoruz ve sonra da direkt eve gidip internete ya da televizyona fişimizi takarak, %99’u hiçbir işimize yaramayacak enformasyonu, kaygılı zihnimizi bastırmak için damardan uyuşturucu niyetine alıyoruz. Bu bizi daha fazla izole ediyor ve bizi daha da fazla internete gömüyor ve bir sarmal içinde aşağı doğru yuvarlanıp gidiyoruz.

15 sene öncesine kadar böyle yaşamak insanı çok hızlı bir şekilde sıkar ve bunaltırdı. Bu yoğun sıkıntı da insanın resmen kıçına tekmeyi vurur ve evinden dışarı atardı. Günümüzde maalesef eve kapandığınızda yoğun bir sıkıntıdan mahrumsunuz. Gerçek dünyadaki hayatınız boktan, izole ve tamamen siyah beyaz olabilir. Ama bugün birkaç ekrandan sınırsız “zevk” akıyor. Porno, oyun, sosyal medya, youtube, vs. ile yıllarca sıkılmadan, dışarı çıkma zorunluluğunuzu uyuşturarak yaşayabilirsiniz.

Bir de parantez açayım. Benim sitem ve kanallarım da dahil, bu tür erkek kişisel gelişim sayfaları da eğer gereğinden fazla takılırsanız aynı şekilde uyuşturucuya dönüyor. Biliyorum, bu sizi çok rahatlatıyor ama en güzel şeyin bile fazlası zararlı.

Şimdi çoğu takipçim beni sürekli takip etmiyor. Olması gereken de bu. Ben 20’lerimde böyle sitelere bazen bir iki hafta, bir yerde hata yapıyorum neydi doğrusu der girer ve bir daha da aylarca uğramazdım. Pook’un Kitabında Pook bir yerde, “önce çok kaba hatları ile okuyun sonra sahaya çıkın ve yanın. Yandınız mı acaba bunun doğrusu nedir diye okuyun ama sonra sahaya çıkın” diyordu. Önce her şeyi öğrenmeye ve bir zihin yapısı kazanmaya aylar harcayıp sonra aktiviteye geçmeyin.  Önce aktivite, sonra okuma. Tersi değil.

Maalesef büyük bir grup takipçi sürekli böyle içerikleri okuyor ve izliyor. Bunu yapmanızı tavsiye etmem. Bakın sizin sürekli okumanız ve izlemeniz bana yarar, fazla etkileşim alırım, biraz daha fazla kazanırım belki ama buna rağmen böyle yapmayın diyeceğim arkadaşlar.  Siz rahatlamak, benim gibi içerik üreticilerine etkileşim sağlamak ya da teorik bilgiler deposu olmak için burada değilsiniz (tabii ki çok kötüyseniz ve okumak rahatlatıyorsa birkaç gün belki bir iki hafta gelin sığının ama abartmayın). Siz, gerçek hayatınızı daha iyi olmak için buradasınız. Eğer bir şeyler kapıp piyasaya döndükten sonra “Mahmut biliyoz bunları, bunlar artık çocuk oyuncağı, bize başka şeylerle gel” diyorsanız bu iyi bir şey.

Yalnız bir podcastte belirttiğim şekilde de yuvadan uçup sonra şöyle geri gelmeyin: Bir kız bulunca “Mahmut Emmi iyi diyon da bunlar genelleme, her kızda geçerli değil benim kız öyle değil bak salıyom bir şey olmuyor” diye uçup 3-4 ay sonra “Mahmut Ağabeeeeyyyy” diye gelmeyin 😀 Yani gelin Al Haplılar Dergahının kapısı açık da bu duruma düşmeyin.

Sizin dışarı çıkmak, sosyalleşmek için gerçekten çabalamanız lazım. Sadece sosyal fobinizi ve başlarda yaşayacağınız bocalamanın korkusunu yenmeniz yetmiyor. İzolasyonunuz içinde alıştığınız uyuşturuculardan da arınmanız gerekiyor.

Dışarı çıkmak, sosyalleşmek ve sadece sosyal bir ortamda işten güçten uzaklaşıp rahatlamak için çabalamanız lazım. Bunun için arkadaşlarınızla biraz daha fazla dışarı çıkın. Dışarı sadece kafeye, bara ve spor salonuna gitmek için çıkmayın. Etkinliklere gitmeye çıkın, birkaç hobi faaliyetine gitmeye çıkın. Hiçbirine gücünüz yetmiyorsa ya da gücünüz yetse bile ara ara yürümeye çıkın, caddelere çıkın.

Bu arada bana faaliyetler için parası olmadığını söyleyenler oluyor. Ben üniversitede parasızlıktan bazen haftalarca kampüsten çıkamazdım ama üniversitede ücretsiz yapabileceğim hemen her şeyi yapmaya gayret ederdim. Ya da yarı zamanlı çalışarak sosyalleşirdim. Bugün konuştuğum üniversiteliler, hadi kampüsü olmayan üniversitelerde okuyanları anlarım da, İTU, ODTÜ ya da Boğaziçi gibi üniversitelerdekiler bile tek bir kulüp faaliyeti içine girmiyorlar.

Hiçbir şey bulamayan ya da hiçbir şeye gücü yetmeyenlere söyleyeceğim ise en azından gönüllü kuruluşlara gidin bir şeyler yapın. Bu arada arkadaşlar, gönüllü çalışmak, özellikle psikolojik olarak depresif bir durumdaysanız oldukça etkili bir anti depresan. Denemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Sosyal Fobi

Geçmişten gelen bir sosyal fobiniz yoksa bile, uzun süre izaolasyon ile de sosyal fobi geliştirebilirsiniz. Bu da size başka insanlarla rahat bir frekans yakalamanıza ve doğal bir etkileşime girmenize engel olur. Örneğin onlarla ya etkileşime girmezsiniz ya da etkileşime girseniz bile

  • fazla hızlı konuşmak
  • hareket etmek,
  • göz teması kurmamak,
  • kendi düşüncelerinize boğulup konuşamamak,
  • insanların en ufak iğnelemelerinde bile aşırı sinirlenmek ya da kapanmak,
  • kaygılı bir şekilde kıpraşmak,
  • nasıl bir izlenim bıraktığınıza aşırı dikkat etmek ve bu nedenle çekingen olmak,
  • kapalı bir vücut diline sahip olmak

gibi hatalar yaparsınız.

Ya da kendinizi fazlaca satmaya çalışabilir ve genel olarak rahat, sakin ve neşeli olamazsınız. Bütün bunlar da dışarıya kaygılı ve muhtaç biri olduğunuz sinyalleyerek insanların sizinle iletişim kurmak istememesine neden olabilirler. Yani bir ortama girseniz bile özellikle sabırsız ve erkenden pes eden biriyseniz, hiç arkadaş edinmeden o ortamdan çıkarsınız.

Kimse kaygılı, huzursuz ve muhtaç sinyalleri yayan biriyle sosyalleşmek istemez. Siz de istemezsiniz. Yukarıdaki listeyle ilgili başlangıçta yapmanız gereken şey, bunları bilip bunları yapıp yapmadığınız konusunda sürekli olarak kendinizi taramak ve herhangi birini yapıyorsanız tam tersini yapmak.

Bakın sosyalleşmenin kitabını yazmanıza, insanları eğlendirmenize ya da bir palyaço olmanıza, ortamda gözleri ve dikkatleri üzerinize çekmenize falan gerek yok. Sadece insanların sizinle konuştuklarında bir miktar eğlenmeleri, negatif sinyaller almamaları yeterli. Burada amacınız insanlarla ve tabii ki kızlarla etkileşiminizi arttırmak.

Eğer üniversite ortamınız yoksa, mesela hiç okumadıysanız ya da mezunsanız size tavsiyem, gelirinizin bir kısmını bu faaliyetlere ayırın. Ortam pahalı ve geçinmek zor ama bu tür şeylere ihtiyacı olan adamların da sırtında bir aile yükü yok. O nedenle bütçeleri içinde faaliyetlere girmelerini tavsiye ediyorum, bunun için artan bir miktar paraları oluyor. Benim izleyici kitlem çok geniş bir yelpazeden, öğrencisi de var, beyaz yakası da var, esnafı da var, işçisi de var, teknisyeni de var. Hepsiyle şöyle bir oturduğumuzda yapacakları bir şeyler buluyoruz. Bazen biraz kendi düşüncelerinizden çıkmanız gerekiyor.

İzolasyona yatkın ve inek biriyseniz, mümkünse kendiniz gibi adamların doluştuğu inek gruplara odaklanmayın. Bakın eğer saatlerce maket uçak yapıp bundan zevk alıyorsanız bunu yapın ama sadece bununla kalmayın. Konfor alanınızdan çıkın ve sosyal bir iki şey daha yapın.

Hayır, spor salonu sayılmaz. Spor yapın ama spor salonu tek başına yetmez ve hatta gördüğüm kadarıyla sayılmaz. Hani bir bisiklet grubu falan gibi şeyler tamam ama spor salonlarını biliyorsunuz, herkes kendi halinde takılıyor.

Ortamın saldırayı olmayın.

Sosyalleşmek için birden fazla faaliyet grubuna katılabilirsiniz ve her birinde bazen fırsatları değerlendirebilirsiniz. Ama bazen sosyalleşmeleri için kendi imkanları içinde bazı sosyalleşme gruplarına gönderdiğim arkadaşlar, birden bire önlerine gelen güzel kadına yürümeye başlayıp bir anda tüm kızların arkalarından dalga geçtikleri saldıray abilere dönüşüyorlar. Bunu da yapmayın.

Bu tür faaliyet gruplarında en iyisi, gelip geçen kızlara yürümek. Örneğin dans kursuna yazıldıysanız, kendi grubunuzda sosyalleşin ama dans gecelerinde gördüğünüz başka kızlara yürüyün ama bunlar küçük topluluklar olduğu için orada da abartmayın. Ya da siz sosyalleşin, 2-3 hafta gelip sonra bir daha gelmeyen kızlara yürüyebilirsiniz. Ben mesela üniversitede kulüpte çekirdek kulüp takımına yürümezdim. 2-3 hafta kalıp sonra gelmeyenlere kampüste yürürdüm.

Bu tür faaliyetlerde en önemli şey, o faaliyeti öğrenmek için çaba harcamanız ve bir kabiliyet edinmeniz. Bu tür kulüplerde en çok göze batan adamlar, kulübün faaliyetlerine çok az zaman harcayıp sadece lak lak yapan ve kızlara yürüyen adamlar. Hep örnek veriyorum ama diyelim bir dans kursuna gittiniz ve 6 ay bir şey çıkmadı. Ama en azından dans etmeyi öğrendiniz ve hayat boyu sosyalleşmenize yardımcı olacak bir yetenek geliştirdiniz.

Bu tür faaliyetlerde nereden ne çıkacağı belli olmaz. Yıllar önce sadece 3 ay bir tekvando kursuna gitmiştim. Öyle beyaz yaka bir şey de değil, gecekondu mahallesinde bir yerdi. Gelenlerden biri, polis bir kızdı. Normalde benim sosyal ortamım polis bir kızla etkileşeceğim bir ortam değil ama oradan mesela o kızla çıkmaya başlamıştık. Silahı olan bir kız arkadaş azıcık stres yapıyor ama yine de çok cici ve güzel bir kızdı.

Yahu kızı bırakın, normalde yine aynı ortamda olmadığım adamlarla tanışmıştım. Tekvando hocası ve diğer birçok öğrenci barlarda ve kulüplerde güvenlikte çalışıyorlardı ve onların çalıştığı barlara gittiğimde damsız giriyordum. Yani böyle güzellikler de oluyor.

Son not olarak da bu bahsettiğim kabuğundan çıkma hikayesini birçok filmde görebilirsiniz. Fight Club filminde ofis – ev – IKEA / alışveriş döngüsüne sıkışmış bir beyaz yakanın, — spoiler –  içindeki Tyler Durden’ı o döngüden ve kendi kafasından çıkıp,  destek gruplarında ve kulüp faaliyetlerinde (ama ne kulüp :)) devşirdiğini hatırlayın. Tabii umarım kişilik bölünmesi yaşayacak kadar batmadınız – spoiler -. Yine 99’un Ofis / Kendini bırakma üçlemesinin bir diğer güzel filmi Office Space filminde Peter da kabuğundan çıkarak hayatı buluyordu. Ya da üçlemenin üçüncü filmi olan Matrix’te Thomas Anderson kendini, beyaz tavşanı takip etme davetini kabul ederek, kabuğundan çıkıp kulübe giderek buluyordu. 

Bu üçleme aslında dörleme de diyebiliriz. Bir de American Psycho var ama onun tonu çok daha karanlık. Orada Patrick Bateman diğer üçündeki ana kahramanlar gibi sarmaldan çıkmak için adım atmadığından (daha doğrusu narsist olduğundan atamadığından) ve sosyal hayatta takındığı maskesini kıramadığından, Jung’cu anlamdaki gölgesince ele geçirilip korkunç fantezilerde yok oluyordu (filmdeki cinayetlerin gerçek olmadığı ama Bateman’ın içinde boğulduğu fanteziler olduğu yönünde büyük bir ima var ki bence de öyle).

Bu kadar ağır konulara belki sonra başka yazıda gireriz ama 90’ların sonunda birden patlayan “çalışma – ev – tüketim hayatından, izolasyondan gına gelmesi” akımının devam edemedi. Önce ekonomik krizler ve sonrasında ama daha önemlisi internet – sosyal medya – porno ile uyuşturuldu gitti.  

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Bu konuda Patreon kanalımızda daha fazla yayın ve içerik var:

Daha fazla sosyalleşmeniz için tavsiyeler

Sosyalleşmek için kullanabileceğiniz oluşum ve uygulamalar

Saha Raporu; BDSM ‘li Same Day Lay

Selam millet, Ben Mr Deer. Uzun bir süredir saha raporu yayımlamıyorum. İş hayatımın yoğunluğu ve eskisine nazaran bu olayları çok sık yaşadığım için hangi birini yazayım ki diyorum. Aslında yazmayı çok severim ama yazı yazarken o anları tekrar kafamın içinde canlandırmayı ve ayrıntı vermeyi çok sevdiğim için epey zaman alıyor. Zaten eski takipçilerim bilir, ben de bu site sayesinde çok şey öğrendim ve içeriklerimi buradan yayımladım. Youtube daki içerik üreticiliğime; yazı yazmak uzun sürüyor ve Erkekadam’a da içerik çıkarmak istiyorum diye düşünürken girmiştim. Video yapmak daha kolay gelmişti. Saha raporu yazma konusunda da; Eskiden her ay sadece bir kızla birlikte olurken, vaktim vardı ama artık sayılar epey arttı; özellikle İstanbul’a taşınmam ile. Aslında bana kalsa yine yazmazdım ama Ares tanık oldu ve yazmak istedi. O bu olaylara benim ilk yazılarımı yazdığım zamanlardan beri meraklı ve benim yazılarımla başlamış. Şuan da kendisi hem grup eğitimlerimden öğrencim hem de işlerimde bana yardım ediyor. Benim için artık bu olaylar epey sıradan geliyor ve işlerim fazlası ile yoğun. Yaşadığım bu olaya dışardan bir gözle bakarken; ilk ’The Game’ kitabını okuduğum zamanlar aklıma geldi. Yaklaşık 6 sende çok şey değişti hayatımda; hem kişisel ve kariyer anlamında hem de flört konularında. Mahmut Abi ‘ye ilk ‘’abi yapamıyorum, olmuyor. Ben kızlarla konuşamayacağım sanırım’’ gibi şeyleri içeren bir mail attığım günü hatırlıyorum da.. Çok saol Mahmut abi hakkın ödenmez ve beni umutsuz bir vaka iken bu yola sokan akıl hocam Chinaski‘ye de sevgiler ve saygılar. Evet dostlarım uzun bir aradan sonra tekrar yeni bir saha raporu ile karşınızdayım, merak etmeyin öncekiler kadar uzun ve ekstra ayrıntılı değil 😀

 

Saha Raporu; Hard BDSM ile Same Day Lay

Selam baylar ben Ares. Çekim yapmak için bir Cuma akşamı Mr Deer ile buluştuk. Kovboy şapkası, deri ceketi, kargo pantalonu ve askeri platform botları ile yine çok şık bir tarzla gelmişti, ona sorsanız normal hali. “Önce bir çay içelim sonra yaparız çekimleri” dedi. Çay içmek için Bahariye’ye indik. İşlerinin yoğunluğu, eğitim programlarının yoğunluğu, yapacağımız çekim derken; son günlerde sosyal medyadaki ani ve beklenmedik patlamanın vermiş olduğu belirsizliklerle ister istemez stresliydi. Boğa’nın yukarısına doğru çıkmaya başladığımızda Deer set açacağını ama şimdi yaptığı hiçbir şeyi setlerimde (yaklaşımlarımda) uygulamamamı ve örnek almamamı söyledi. Biraz gerisinde yürüyerek ne yapacağını görmek için izlemeye başladım. Deer önce sosyal yaklaşımlar yaparak ısındı aslında. İlk gittiği kız grubuna bir turist gibi yaklaştı ve “Where is the Moda” dediğini duydum. Kızlar yarım yamalak Moda’nın nerede olduğunu ve nasıl gideceğimizi tarif ettikten sonra Deer gülümseyerek ‘Teşekkürler, iyi geceler’ (Türkçe) dedi ve tekrar yürümeye başladı. Orada kızların yüzünü görmeliydiniz, afallamış ve sonrasında gülmeye başlamışlardı. Diğer bir sosyal yaklaşımda aynı soruyla başka bir kız grubuna daha yaklaştığında, kız “bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum” dedikten sonra Deer turist modundan çıkıp “moda nerde” dedi ve kız hala onu turist sanarak “ya bilmiyorum ki nasıl diyeceğimi” tepkisini verdi. Deer yine gülerek ‘iyi geceler’ dileyerek ayrıldı yanlarından. Sonrasında iki set girişimi oldu, onlar da çok uzun sürmedi ve Deer yanıma geldi. Ben her defasında aramızda belli bir mesafe bırakarak izliyordum Deer’ı dikkatle. Tecrübeli ve işinin ehli bir PUA ile her zaman sahaya çıkmıyordum sonuçta. Tabii bunu ben de set açarak ve tecrübelerinden yararlanarak kullanabilirdim ama daha çok izlemeyi tercih ettim. Tüm bunlardan sonra bir şeyler içeceğimiz mekana gelmiş ve oturmuştuk. O sırada hala biraz stresli olduğunu ve başının da ağrıdığını söyledi. İçecekleri bitirdik ve çıkıp, yürümeye başlamıştık ki karşı caddeden HB7 gotik giyimli bir kız geçti ve Deer görür görmez hemen harekete geçti tabii, ben de arkasından adımladım mesafe bırakarak.

 

O kıza set açtı ve ben de biraz gerideki banka oturup hem onu izlemeye başladım hem de yoldan geçen potansiyel set adaylarına baktım. Açılışı o kadar rahat ve daha önce tanıdığını birine yaklaşıyormuşçasına bir şekildeydi ki; kızı bir arkadaşı sandım ilk başta. Ben onları izlerken Deer’ın kızın elini tutup sonrasında dans ettiklerini görmüştüm, bunu ona sorduğumdaysa kızın tarzından dansçı çıkarımını yaptığını ve sonra ellerini tutarak dans etmeye başladıklarını söyledi. Biraz sonrasında da Deer önce kendi mantarın üzerine çıkıp inmiş ve kızı da mantarın üzerine çıkararak orada yaklaşıp gözlerinin içine bakmıştı, ilk cinsel gerilimi orada oluşturmuştu. Tüm bunlar olurken orada Deer’in konuştuklarını hatırladığı kadar kendisinden dinlediğim şekilde üstünkörü aktaracağım.

“Mrdeer: Selam, naber?

Kız: İyi senden naber?

Mrdeer: Tarzın hoşuma gitti gelip selam vermek istedim.

Kız: İyi yapmışsın.

Mrdeer: Burada ne yapıyorsun?

Kız: Arkadaşlarımla buluştum, sıkıcı ve streslilerdi ben de ayrıldım onlardan.

Mrdeer: Şanslısın bak tanrı sana beni gönderdi. (Mantara çıkıp atladı, göklerden gelir gibi)

Kız: Sen ne yapıyorsun?

Mrdeer: Arkadaşımla dışarı çıktım ve o telefonda toplantı yapmakla meşgul, onun sıkıcı işlerinden sıyrılıp seninle konuşmayı tercih ettim. Şimdi ne yapacaksın?

Kız: Bir şeyler içeceğim.

Mrdeer: Öyle mi biz de bir şeyler içecektik birlikte içelim.

Kız: Arkadaşını orada mı bırakacağız?

Mrdeer: Hayır onu da alacağız tabi ki.”

Bu konuşmalardan sonra yanıma geldiler ve Deer bir Çanakkale sohbeti başlatmış olmalıydı ki kıza “Çanakkale’yi o anlatır sana” diyerek beni gösterdi. Ben Çanakkale’de okumuştum ve bunun üzerine sıkılmadan konuşabilirdim, Deer bunu bildiği için bizi orada tanıştırmış oldu aslında. Ben kızla tanıştım ve bir şeyler içmek için birlikte yürümeye başladık. Yürürken Deer az önce yaptıkları konuşmalar üzerinden sataşıyor kız da “taşaklarına tekmeyi geçireceğim” gibi tepkiler veriyordu ki bunlar Deer’ın hoşuna gidiyordu. Yürürken kolunu kızın omzuna atmayı ihmal etmemişti tabii. Barın önüne geldiğimizde Deer’ın mekânın sahibi olduğunu düşündüğüm adamla selamlaştığını gördüm. Kapıda her kim varsa tanıyor ve her gün görüşüyormuşçasına bir samimiyetle konuşuyordu. Yukarı çıktığımızda da aynı şekilde bardaki çocukla ve garsonlarla konuşmuştu. Çatı katına çıkmıştık ama yer yoktu. Deer hemen oradaki tanıdığı çalışan çocuğa burada oturmak istediğimizi ve bizim için bir yer ayarlamasını istedi. Çocuk hiç ikiletmeden bir masa ve üç sandalye ayarlamıştı. Oturunca ben tuvalete gittim, döndüğümde Deer ve kız hararetli bir sohbete başlamışlardı bile. Deer kızın dövmelerinden konuya girdi çünkü benim de sohbete dahil olmamı istiyordu. Bende de dövme boldu. Bu konuda gerçek anlamda tecrübeliydi, birini istediği gibi bir sohbete çeker ya da sohbetten dışarı atabilirdi. Kız telefonunu açtı ve şu an görünmeyecek yerlerdeki dövmelerini gösterdi. Göğsünün üzerindeki dövmeyi göstermek için rahatça sütyen ve atlet askısını kenara sıyırdığında, Deer elinin tersiyle dövmesinin üzerini okşadı. Her fırsatta pozitif cinsel gerilim oluşturabilmek için kino yapıyor ve bunu o kadar kılçıksız şekilde yapıyordu ki kızın hiç gözüne batmıyor aksine hoşuna gidiyordu her defasında. Sonra kız benim dövmelerimi sordu haliyle ve ben de dövmelerimden, dövüşçü olduğumdan bahsettim. O da dövmecisinin de dövüşçü ve punk olduğunu söyledi. O sırada Deer ile gülmüştük dövmeci, dövüşçü ve punk üçlemesine. Deer başının ağrıdığından bahsettiğinde kız mistik güçlerinin olduğunu ve dokunarak bunu geçirebileceğini söylemişti, Deer burada yapıp yapamayacağını sorduğunda kız “sessiz sakin bir yer gerekiyor” bunun için demişti. Deer hemen fırsattan istifade mistik konular üzerine yöneltmişti ki sohbeti, o sırada daha rahat bir masa boşaldı ve biz kalkıp oraya geçtik. Deer koltuk tarafına kızı yanına alıp rahat kino yapabileceği bir şekilde yayılarak oturdu. Haliyle kız tam dibine oturdu ve ben de karşılarındaydım. O sırada ben kalkıp tuvalete gittim ve ben yokken Deer kıza parfümünün kokusunu merak ettiğini söylemiş ve kızın parfümünü koklarken dudaklarını boynuna sürtmüş ki sonrasında kız Deer’ın parfümü koklamak için yaklaştığında Deer kıza orada kalmasını söylemiş ve birkaç saniye kız o pozisyonda kalmış. Zaten ben döndüğümde kızın burun ucu ve dudakları Deer’ın boynunda o şekilde duruyordu. İlk yakın cinsel gerilimi de tahminimce bu şekilde yarattı orada. Konuyu sonrasında cinselliğe getirdiğimizde (boşalma süreleri, masaj, hassas noktalar vb) Deer konuşma esnasında masaj konusu açıldığında; kur masajı bildiğini söyledi, kız tabii ki merak edip ne olduğunu sorduğundaysa Deer; kadınların cinsel bölgesine dokunmadan onları yükseltmek ve cinsel olarak rahatlamak için yapılan bir masaj olduğunu söyleyince kızın daha da ilgisini çekti. Hatta hemen ardına kızın elbiselerinin üzerinden kıza birkaç dokunuş yaptı ki tam o esnada kızın gözlerinin baygın gibi kaydığını gördüm. O an kız Deer için “Adam bana full paket geldi amına koyim” dedi ve biz Deer ile birbirimize bakıp gülmekten yarıldık. Deer kendinden emin ve oldukça profesyonel şekilde hareket ediyordu. Sonrasında dans etmek için aşağı indik ve ben dans alanında bir duvara yaslanıp izlemeye başladım. Daha önce herhangi bir gece kulübünde ya da barda oynamadığım için kendimi akışa da bırakamamıştım. Deer ve kız muazzam bir ahenkle sanki daha önce birlikte defalarca dans etmişçesine süzülüyorlardı pistte. Bir ara yanlarına başka bir kız geldi ve o da Deer ile birlikte dans etmeye başladı. O sırada Deer’ın takıldığı kız yanlarına gelen kızı Deer’a yönlendiriyordu birlikte dans etmeleri için. Hatta ilerleyen saatlerde Deer’ın takıldığı kız; o kızı neden beğenmediğini ve istemediğini de sormuştu. Deer biraz dans etse de sanırım kızı beğenmediği için onu görmezden geldi. Biraz dans ettikten sonra yukarı çıkacağımızı söyledi kıza Deer. Kızın buna biraz üzüldüğünü gördüm. Halbuki istiyorsan gel demişti Deer ona. Tüm bunlar olurken ben de zihnimde o kızla dans edebilirdim diye geçiriyordum ki çünkü Deer beni piste çekmeye çalışmış hatta “Kenardaki kaybeden olma gel, bak kıza ortaya çekiyor işte” demişti. Bense tabii ki yerimden kıpırdamamıştım o an.. Yukarı çıkmadan önce de Deer ve kız orta katta kalmışlardı. Orada balkona geçtiklerini söyledi Deer. Daha izole durumda kaldıklarında Deer kıza o baş ağrısı muhabbetini yaptırmış ve o da kıza bilinçaltı falını (küp testini) yapmış ve orada öpüşmüşler. Yukarı geldiklerinde de kız baya baya öpüştüklerini belli eden Deer’ın dudakları hakkında bir cümle de kurmuştu. O mekanın kapanma saati yaklaştığında oradan çıkıp yürümeye başladık.

Deer yönlendiriyordu bizi, Kadıköy’ü avucunun içi gibi biliyordu. Bir barın önüne geldiğimizde Deer oradakilerle selamlaştı ve selamlaştığı kişilerden biri de barın sahibi olduğunu öğrendim. Sonrasında içeri girip üst kata çıktık. Üst katta çok aşırı bir kalabalık vardı. Küçücük bir mekanda en köşeye geçmemiz dakikalar sürdü ki o sırada sürtünen kızlar ve erkekler kafamı karıştırmıştı. Köşeye geçtiğimizde Deer ve kız çoktan dans edip öpüşmeye başlamışlardı ki sol tarafımda erkeklerin de öpüştüğünü gördüm. O anda anlamıştım oranın bir mix (karışık, yani gaylar da var!) bar olduğunu. Herkes rahat olduğu için Deer bizi buraya getirmişti ama ben hem aşırı yüksek sesten hem de gayların arasında götü sağlama alma derdinden hiçbir şey yapamadım tabii. Deer kızı orada yatırabilirdi. Etrafımda olan kızlar bakışlar atıyorlardı bana, belki gey olup olmadığımı anlamaya çalışıyorlardı ama ben sadece arkama yaslanmış öylece etrafı izliyordum. Bir süre sonra o kadar sıcak oldu ki ortam ben üzerimdeki kazağı çıkardım ve Deer kovboy şapkasını bana taktı. Onlar hava almaya çıktığında oradan bir kız yanıma yaklaşıp kolyeme uzandı ve “Güzelmiş, sevdim” dedi. Ben o kadar kilitlenmiştim ki ancak idrak edebilip kıza zar zor cevap verdim. Normal şartlarda kadınlarla konuşabilen bir adamken böyle bir ortamda donup kalmıştım adeta. “Özel bir tasarım, bir ressamın eseri” dedim. Kız da elini çekerken elini karnıma ve kasıklarıma sürttü ama ben buna rağmen bile hiçbir adım atmadım tabii ki kafama sıçayım hahaha. Deer geldikten sonra “Hadi çıkıyoruz” dedi ve o mekandan da çıktık. Sonrasında ben işimin olduğunu söyleyip onlardan ayrıldım ve Deer o geceyi ‘fc’ ile bitirdi. Evdeki detaylarına gelecek olursak da Deer’ın anlattıklarıyla şu şekilde olmuş. Kız ve Deer eve girmişler, Deer’ın kedisini sevmişler, Deer biraz evi gezdirip videolarında da bahsettikleri şekilde kızı rahatlatmış. Sonrasında ambiyans ışığını yakıp romantik dakikalar yaşamışlar. Partideyken de belli olsa da, evde kızın baya baya ağır BDSM olduğunu fark etmiş. Hatta bana bunca yıllık yaşadıklarının üzerine farklı şeyler yaşamanın heyecanını yaşadığını söylemişti. Açıkçası daha önce Kadıköy’de BDSM bir kızı ‘tasma’ ile gezdirmesinden sonra bunları söylemesi beni baya düşündürttü, ayrıntıları tam anlamı ile anlatmadı tabi ki. Çünkü biz öğrencilerine söylediği en önemli kurallardan; kızlarla yaşadığını övünerek anlatma ve birlikte olduğun kızları asla yargılama; uymuyorsa next. Kendisi içerisinde yetiştiği alt kültür (pua) ve mesleği nedeni ile arada örnekler vermek zorunda olsa bile yaşadıklarını dile getirmeyi çok da sevdiğini söylemem. Ee her gücün sorumluluğu, her sorumluluğun da getirileri olduğunu söylerdi. Bu raporu yazarken bile ben de yanlışlarımı net gördüm ki Deer da bana sonrasında bunları açıkladı ve bir sonraki Deer ile saha raporumda böyle olmayacak tabii ki. -Eline Sağlık Ares.

Not: Ufak tefek düzeltmeler yapılmış olsa dahi, saha raporu tamamen Ares tarafından yazıldı. Ve sen sevgili kısa sürelik kız arkadaşım seninle yaşadığım her şey gerçekti ve ben seninle oyun oynamadım. Bu arada gerçekten öyle, rol yapmayın. Oyun rol yapmaya teşvik eder ama rol yapan zaten baştan çerçeveyi verir ve muhtaçtır. Rol yapmaya çalıştığın kişi olamaya çalış! Gerçekten O ol!

 

 

 

 

 

Bir kadınla telefonda uzun saatler boyunca konuşmak ve mesajlaşmak

Bir kadınla telefonda uzun saatler boyunca konuşmanın ya da mesajlaşmanın iyi bir şey olduğunu sanarak yazan çok arkadaş var. Oysa bu ilişkiler konusunda çok yapılan ve oldukça zararlı bir hata. O nedenle bu konuya yazılarda ara ara değinsem de konu ile ilgili ayrı bir yazı yazmak gerekiyor.

Hank’in hapı yutmak yazısından:

2 ay sonra taşınacaktım ve kızı “sıcak” tutmalıydım. Her gün mesajlaşmaya başladık, tabi o zaman oyun falan da yok, mal gibi aklıma ne gelirse yazıyorum falan. 1 ay kadar sonra Mahmut abi ile denk geldiğimizde kızı sordu, “süper gidiyor her gün konuşuyoruz” dedim, “oğlum her gün mesajlaşmak iyi birşey değil kızı soğutursun kendinden” dedi. Hala unutmam içimden “siktir lan ordan sen ne biliyon sanki” dedim. Pişmanım!

Şimdi ben bunu duyduğumda eyvah demiştim ama Hank bunun çok iyi bir şey olduğunu sanıyordu. Neden eyvah dediğime ve neden iyi bir şey olmadığına yorumlarda çok değindim ama bir yazıda toparladım mı hatırlamıyorum. Bunun her biri oldukça negatif birkaç sebebi var.

Birinci ve en önemli sebebi, kadın ve erkek arasında oluşması gereken pozitif cinsel gerilimin bir kısmı sözel olmayan ama daha önemli olan vücut dili, tensel yakınlaşma, koku, hormonlar, vs. öğelerini tamamen denklemden çıkardığınızdan olsa gerek, bir süre sonra kadın erkeği arkadaş olarak görmeye başlıyor. Ben sitede buna kızla pipinizden uzakta zaman geçirmek diyorum ama tabii olay ten, hormon, feramonlar, vs. eksikliği.

Ayrıca bütün bunları bırakın, telefonda uzun saatler boyunca konuşmak daha çok arkadaşların yapacağı bir şey. Özellikle daha aranızda bir şey yokken direkt arkadaş alanına girersiniz ya da Corey Wayne’in dediği gibi gay male girlfriend (gay erkek kız arkadaş) olursunuz. Fakat bu uzun saatler boyu konuşmak uzun süreli birliktelikleri bile yıkacak güçte bir şey.

İkincisi, bir erkeği çekici yapan şeylerden birisi, kendi istek ve hedeflerini hayatının merkezine koyması, kadınını hayatının merkezi değil yoldaşı yapmasıdır. Telefonda saatlerce konuşan bir erkeğin hayatının merkezinde bir hedefi ya da istekleri var mıdır sizce? Saatlerce konuştuğunuz kadını hayatınızın merkezine koyduğunuzda, ben pek işi gücü olmayan boş bir adamın sinyali verdiğinizde, çekici değil oldukça itici oluyorsunuz. Düşünsenize. Bir kadınla saatler boyunca konuşan bir erkeğin, o kadını hayatının merkezi yaptığı, kendi hayatını o kadına bağlayarak ihmal ettiği bariz değil mi? Bunun anlamının o erkeğin öyle pek de değerli ve doyumlu bir hayatınının olmaması, başarmak için bir hedefinin olmaması, hayatını kadına bağlayıp kadınla güzelleştirmeye çalışması değil mi?

Üçüncüsü, telefonda saatlerce konuşarak tüm gizeminizi kaybediyorsunuz. Sizinle ilgili her şey belirli ve monoton hale geliyor. Buluşmalara konuşacak bir şey kalmadığı gibi, sizinle ilgili merak edilecek pek bir şey de kalmıyor. Kadına sizi özlemesi, merak etmesi ve kafasında sizinle ilgili kurgular yaratması için ihtiyaç duyacağı boşluğu vermiyorsunuz.

Dördüncüsü, yeni tanıştığınız ve ilişkiye gitmek istediğiniz bir kadınla uzun uzun konuştuğunuz zaman, tercih edilen bir erkek olmadığınızı, sadece şu an değil hemen her zaman hayatınızda sizi isteyen kadınların olmadığını sinyalliyorsunuz. Bir kadınla birlikte olmak için büyük ödemeler yapması gereken (burada uzun saatlerinizi ona adamak şeklinde ödeme) bir beta olduğunuzu sinyalliyorsunuz.

Beşincisi, kadınlar telefonda duygularından, gündelik hayattan, ondan bundan konuşmayı çok severler ama bunu uzun uzun yaptıkları kişiler genelde kız arkadaşlarıdır. Eğer siz kadının kız arkadaşları ile aynı pozisyona düşerseniz, duygusal tampon vazifesini büyük bir özveri ile yerine getirirseniz, takdir edilen bir erkek adam değil, gay erkek kız arkadaş pozisyonuna düşersiniz.  Kadınlar kendilerini seven, ilgi gösteren ve kendilerine değer veren bir erkek isterler ama o erkeğin yeni bir “kız arkadaş” olmasını istemezler. Ya da belki sizi “kız arkadaş” olarak isterler ama işte sizin istediğiniz o değil. İnşallah o değil.

Şimdi bunu söylediğimde genelde “ama abi o istiyor” gibi bir tepki alıyorum. Kadın ister. Hem sizi denemek, test etmek için ister, hem de eğer başında sizden hoşlanıyorsa sizin zamanınızı olabildiğince fazla oranda ister. Aslında gerçekten ihtiyacı olduğundan da isteyebilir. Ama isteyen kendisi olmasına rağmen istediğini aldı mı yine soğuyan kendisidir.

Şimdi kadın milleti şöyle böyle diye başlamayın, aslında bu o kadar da anlaşılmaz bir şey değil. Kadınların ilişkiden aldıkları şeylerden en önemlisi ilgidir ama tüm her şeyde olduğu gibi bir şey ne kadar kolay elde edilir ve çoksa  o kadar ucuz ve değersiz olur. Ayrıca kadın istiyor diye karşı koyamıyorsanız ya da koymuyorsanız, kadının gözünde canlanacak şey, sizin kendisine bile hayır diyemeyen bir erkek olduğunuz. Bir kadına hayır diyemeyen erkek, başka ve daha güçlü erkeklere nasıl hayır diyecek, kendini ve ailesini ezdirmeyecek ki!

Ayrıca özellikle tecrübesiz genç kadınlar, bir erkeği çekici yapan şeylerin neler olduğunu bilmezler ve popüler kültürün ve kendi bilinç düzeyinde istedikleri şeylerin etkisi ile bunun gerçekten bir erkekte olmasını istedikleri şey olduğunu samimi bir şekilde söyleyebilirler ve buna inanabilirler. Ama bir kadınla gün boyu saatlerce konuşup bunu birkaç hafta yaptığınızda, nedenini bilmedikleri bir şekilde sizden elektrik alamazlar (henüz fişi de takmadıysanız hiç alamazlar). Bu aşamada “sorun sende değil bende”, “bir şey eksik”, “şu an ilişkiye hazır değilim”, “sen çok iyi birisin ama …” kalıpları başlar 🙂 Birden telefonunu şarjı bitmeye, işi gücü çıkmaya, “ay aramanı görmemişim” demeye başlar. 

Şimdi bir dahaki sefere bunu yapmamak kolay ama şu anda bu durumdaysanız ne yapacaksınız? Öncelikle şunu söyleyeyim, bir kere elinizi kolunuzu kaptırdınız mı kurtarmanız zor ve birçok durumda aranızdaki şeye hasar vermeden kurtarmanız mümkün değil. Ama konuşmaları yine de azaltın zira bu şekilde kalmanızdan daha fazla şansınız olur.

Kaba davranmayın. Birden bir yoğunluğa girin, girmiyorsanız bile girmiş gibi yapın ve konuşmaları azaltın. Konuşmalar sıcak olduğu sürece sorun olma ihtimali azalır. İkincisi, telefonda konuşmayı pek sevmediğinizi, yüz yüze görüşmeyi daha çok sevdiğinizi söyleyin ve nasıl reaksiyon vereceğine bakın. Belki de kız da “bu kadar konuşuyoruz, buluşsak daha iyi” diyecek. Zira birçok durumda kadın aslında buluşabilecek iken erkek telefonun arkasına saklanmayı tercih ettiğinden ya da buluşma teklif edip reddedilmeyi göze alamadığından işi telefona çekiyor. Belki ters tepki verecek ve siz de kızın aslında o kadar da iyi bir aday olmadığını, anlayışsız ve bencil biri olduğunu göreceksiniz. Bunu ne kadar erken görürseniz o kadar iyi. Zira siz istemediğiniz halde ve bunu istememeniz gayet doğal olmasına rağmen sizin sürekli olarak telefonda kendisi ile konuşmanızı talep etmesi, bu olmayınca karın ağrısı yapması büyük bir kırmızı alarm ve bir kızı elemeniz gerektiğine dair büyük bir işaret.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.