Saha Raporu – Tabak çevirme deneyimim

Uzun süredir severek takip ettiğim bir grup yazarın antolojik kitabını ilk önce askerde alıp okumamla birlikte, bende öyküler yazmak isteği doğdu. Hatta ilk öykümü kitabı bitirdikten sonra yazmıştım. Burada da bazen websitesi kısmına yazıp değiştirdiğim oluyor; girip bakanlar hatırlayacaklardır. Uzun süredir takibinde olduğum bu yazarların üç seri kitabını da blogumda çok detaylı şekilde yorumladım. Benim bu yorumlarım, yazarların çok ama çok fazla dikkatini çekti. Önce sosyal medyadan başladı, daha sonra da yazarlarla yine aynı şekilde sosyal medyadan sohbetlere kadar devam etti. Okunduklarının farkında olan yazarların çok hoşuna gitmişti bu durum. Eh tabi, doğal olarak bir samimiyet oluştu zamanla. Yeni çıkacak kitabın Kadıköy’deki lansmanına kesinlikle gelmem gerektiğini ısrarla söylediler. Herşey ayarlandı; bilet alındı, tüm kitap külliyatı çantaya konuldu.

Mekana girdiğimde, yazarların beni farketmesiyle birlikte, masadaki tüm ilgi ve alaka bir anda bana dönüverdi. Yazarlarla beraber fotoğraf ve imza faslından sonra, karakteristik bir MGTOW davranışı olarak, kitaplarımı alıp, bara oturdum ve bir bira söyledim. Tabii bu esnada mekandaki 10/9’luk garson kızın kesişlerine de maruz kalıyordum. Barda yanımda oturan iki kız vardı. İkisi de ciddi anlamda hoş hatunlardı. Ben kitapları karıştırırken, kızlar bir anda dönüp, “pardon, şu kitaplar ilgimi çekti, biraz bakabilir miyim ne hakkında?” diye sorarak, sohbeti başlattı. Onlar da eski Türk motifleriyle ilgili çizimler yapıyorlarmış. Kitaplardan bahsettim. (Tabii burda kitapları gerçekten okumanın avantajı yadsınamaz) Tam ikisiyle de muhabbeti ilerletecekken yazarlardan birisi barda yanıma gelerek selam verdi. Ayaküstü konuşurken tabii ki fırsatı kaçırdım. Ama isteseydim tekrar da muhabbet edebilirdim.

Bir müddet sonra arkamdan bana seslenen iki bayan daha gördüm. Onlarla aynı şehirden olduğumuz ortaya çıktı. Ben konuşurken birinin gözleri içimi delip geçecekti nerdeyse. Sonra Facebook’tan beni ekledi ve blog sayfamı yer imlerine ekledi. Oradaki yazarlardan biri de (üstelik lansmanı yapılan kitabın yazarlarından biriydi) masaya gelerek selam verdi ve oturdu. Öyküler hakkında konuşurken bana bakışlarını farkettim. Ben konuşup, gülümsedikçe liseli kız moduna girip, heyecanlı şekilde kikirdiyordu. Bir başka yazarla daha öncesinden Messenger muhabbeti yapmıştım; ilk başta kendisini tanımadım. Sonradan o yanıma gelip, cilveli şekilde “merhabaaa” deyip “varlığını” belli etti. Sonradan hatıra amaçlı olarak getirilen ufak ajandayı yanıma gelip bıraktı ve “senin de bişeyler yazmanı istiyorum, senin yazman önemli, burda olduğunu hatırlamak için” deyip gitti. Sonra yazarlarla mekandan çıktık. Başka yerde çay içip sohbete devam edildi. Ben konuşurken, bahsettiğim iki bayan yazar da bana bakıyorlardı ve ikisinin de gözbebekleri büyümüştü (bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz). Kalkıldı ve eve döndüğümde iki yazarla da oldukça “samimi” sohbetler ettiğimi de söyleyeyim. Samimiden kastım, erotik ya da cinsel falan değil, yanlış anlamayın. İleri düzey flört içerikli konuşmalardı. İşe dönmem gerektiği için geçen gün dönmek zorunda kaldım. Diğer kitapların lansmanları için de mutlaka gelmemi söylediler. Orada olsaydım ya da daha free olabilseydim sonuçları az çok tahmin edebiliyorsunuz. Tüm bu anlattıklarımın haricinde üç tabak adayımın olduğunu da söyleyeyim.

ErkekAdam biliyor, konum konusunda sanırım haklıydı. Bulunduğum yerde yıllarca tanışamayacağım veya bakıp “sktret” diyebileceğim hatunlar, tek gecede ağzımın içine düşecekti. Yanlış duymadınız, TEK BİR GECE. Geçirdiğim bu güzel akşama istinaden, CPD’min de ortamdaki çoğu sözde marjinal Kadıköy piçinden daha iyi olduğunu da söyleyeyim. Tabak çevirmeyi çok daha ciddi düşünmeye başladım. Tabii bunda gerçekten sağlam bir okuyucu, artı yazabiliyor olmanın etkisi büyük. Yorumu okuyan arkadaşlar; beni bu insanlarla biraraya getiren şeye odaklanın. Yobaz ve muhafazakar bir yerden, Kadıköy’ün göbeğinde, öykülerini okuduğunuz yazar hatunla flörtleşmeye giden bir süreci anlattım dikkat ederseniz.

Kadınsız geçen rahip moduyla karışık MGTOW günlerimde okuduğum tüm kitapların haricinde yazdığım öyküler (yazarların çoğunluğunun da benim yazdığım öyküleri okuduğunu ilginç şekilde farkettim) ve bu insanlarla kitaplar ve ilgili diğer tüm konularda yapabildiğim yorumlar sayesinde oldu, görüyorsunuz. Akboy’ların kalesi gibi olan bir yerden çıkıp, bu bohem ve elegance insanların arasına katıldım ve kesinlikle eğreti durmadım, üstüne tüm ilgi ve alakayı üzerime çektim. Yazarların eski kitaplarını da imzalatmak için getirmem de hepsini şoke etti, belirteyim. Konum önemli. Artık tüm bu yazar grubunca tanınıyor ve biliniyorum. Kendi aralarında benim hakkımda uzunca konuştuklarını da ekleyeyim. Tabak çevirmeye artık olumlu bakıyorum. İmkan ve şartlar dahilinde elinizden geliyorsa denemekten çekinmeyin. O garson kızı az kalsın unutuyordum. Dediğim gibi konum önemli. Çok önemli.

Konuk Yazar : Tristan