Konziku haklı beyler, nick’imi Güzin Abi yapacağım bu gidişle ama şu soruya yazıyla cevap vermeden edemeyeceğim :
Bu arada yorumlara birçok problem yazılmış. Öncelikle pornoyu tamamen bırakın ve aşırı mastürbasyonu da azaltın.
Maskülenite, disiplin, ilişkiler, kadınlarla tanışma
Konziku haklı beyler, nick’imi Güzin Abi yapacağım bu gidişle ama şu soruya yazıyla cevap vermeden edemeyeceğim :
Bu arada yorumlara birçok problem yazılmış. Öncelikle pornoyu tamamen bırakın ve aşırı mastürbasyonu da azaltın.
Ağlayan, sızlayan ya da ümitsiz görünen bir kız, eğer vücudu obezitenin katmanları altında kalmamış ise beyaz şövalyeler ve beta oğlanlar için gerektiğinde kurtarıcı rolü oynayacaklarını göstermek için karşı konulmaz bir fırsattır. Beta oğlanlar, üzüntü içindeki kızı teskin etme şansı bulacakları o anlar için yaşarlar zira beta oğlanlar, rahatlatıcı sözlerin ve ağlamak için uzatılan omuzun vajinada gıdıklanma yaratacağını sanarlar.
Bakın burada olan şu : erkekler stres altındaki deneyimlerini kadınlara yansıtmaktadırlar. Bir erkek gerçekten üzüldüğünde, bu numara değildir. Hayat genelde erkekler için daha acımasızdır (Kukucu Dalga Feminizm dünyasında erkekler daha çok duygusal yükle karşılaşırlar). Bu nedenle üzüntü içindeki bir erkek teskin edici bir sözü ya da yardım için uzanan bir eli, özellikle de güzel bir kızdan gelenini daha fazla takdir edeceklerdir. Çoğu zaman üzüntü içinde olan bir beta, kendilerine en küçüğünden sempati kırıntısı gösteren güzel bir kadına ışık hızı ile aşık olurlar.
Ama olay kadınlarda böyle çalışmaz. Bir kere kadınlar hemen her zaman bir şeye üzülürler ve bu üzüldükleri şeylerin çoğu gülünç şeylerdir. Bir güzelin gerçekten üzüntü duyduğu durumlar enderdir. Çoğunlukla ağlayan Melis’in derdi, “kötü çocuk”la olan inişli çıkışlı ilişkisinin sonucudur ve ağlamak ve sızlamak bu kadın için kendi başına çok zevkli birşeydir. Bu nedenle beta uydulardan sempati sağan ağlayan Melisler hariç kızlar erkeklerden gelen sempatiye aynı sıcaklıkta yaklaşmazlar.
Bunun yanında sempati oyunu oynayan erkek kadınları haklı nedenlerden dolayı kendinden soğutur : bu erkekler ezici çoğunlukla üzüntüyü kadının donunun içine girmek için fırsat olarak kullanmaya çalışan aşağılık yaratıklardır.
Eğer bir dahaki sefere üzüntü içinde bir güzel görürseniz, onu rahatlatma güdünüze karşı gelin. Üzerinde ağlanan omuz, saatlerce dert dinleyen Güzin Beta olmayın. Bunun yerine kötü çocuk olun ve ona “annesi veya köpeği ölmediği sürece ağlamanın yasak olduğunu” söyleyin. Gerçekten bir derdi varsa tamam ama dediğim gibi kadınlar her boka üzülürler ve o an üzüldüğü şeyin aptalca birşey olma ihtimali yüksektir. Bunun yerine kötü çocuk olun ve ona “annesi veya köpeği ölmediği sürece ağlamanın yasak olduğunu” söyleyin.
Eğer ağlayan kız arkadaşınız ya da karınız ise ve ağlama sebebi çoğunlukla olduğu gibi boktan birşey ise asla onu teskin edecek sözler söylemeye veya “suçunuzu” affettirmek için hediye veya çiçek almaya kalkmayın. Böyle yaparsanız sadece kadını kendinizden tiksindirmekle kalmayacak aynı zamanda da ağlamayı ödüllendirerek teşvik edeceksiniz. Ağlayan kız arkadaşla ya da eşle başetmenin en iyi yolu onu ağlamaya bırakıp sıvışmaktır.
NOT : Bu tek beta tuzağı değil. Konu ile ilgili şu yazıya bakın : Beta Tuzağı.
Yazılarda ara ara “Duvar” kavramını kullanıyorum. “Kadının duvara toslaması” şeklinde. Bu yazıda bu kavramı açıklayacağım. Zira önemli.
Cinsel pazar değeri yazısında belirtmiştik : kadınlar genel olarak cinsel çekiciliklerinin tepe noktasına 22 – 24 yaş arasında ulaşırlar. Bu tepe noktasından sonra da cinsel çekicilikleri bir daha yükselmemek üzere her sene düzenli olarak düşmeye başlar.
Bir kadının güzelliğindeki bu düşüş 27 yaş civarına kadar göze görünmese de, bu yaş itibarı ile göze yavaş yavaş görünmeye başlar. Bazı kadınlar kendilerine çok iyi baktığından bu eşik 27’den çok sonra da olabilir ama özellikle uykusuzluk, güneşlenme, içki ve sigaraya bulanmış parti hayatı yaşayan kadınlarda bu göze görünürlük daha erken olabileceği gibi bundan sonra düşüş hızı ise inanılmazdır.
Duvar, bir kadının bir erkek üzerindeki cinsel çekicilik gücünü kaybettiği ve yaşıtı erkeklerden daha düşük cinsel pazar değerine sahip olmaya başladığı noktanın ismidir. Bu nokta yaklaşık olarak 30 yaşıdır.
Dikkat edilmesi gereken şey, kadının duvarla karşılaştığı (ya da günümüzde birçok kadının başına geldiği üzere duvarı önceden görüp yavaşlamadığı için kafa üstü girdiği) yaşı belirleyen 2 faktör var. Bunlardan birincisi, kadının cinsel pazar değeri yüksek alfa erkek ilgisini çekmekte, bir sonraki nesille rekabet edemez hale gelmesi. Aslında eğer tek faktör bu olsa idi, duvar 30 – 35 yaş arasında geniş bir aralıkta olurdu. Zira 30 yaşında birçok kadın hala oldukça güzel olabilir, özellikle yaşıtı ve yaşının üstündeki erkekler için. Fakat duvarın durduğu yeri belirleyen ve erkeklere bağlı bir faktör daha var : erkek cinsel pazar değeri.
30 yaş, erkeğin son 2 – 3 senedir kendi haberi olmadan yükselen cinsel pazar değerinin yavaş yavaş farkına varmaya başladığı ve kadınların cinsel pazar değerinin erkeklere eşitlendiği kesişme noktası. Bu noktadan sonra kadın cinsel pazar değeri olarak hala çekici olabilir ama erkeğin altındadır.
Bu nedenle 30 yaşına gelmiş bir erkek hayatında 2 şeyin olduğunu sıklıkla görmeye başlar : eskiden kendisinin yüzüne bakmayan yaşıtı bazı kadınlar ona taze ve içten bir ilgi ile yaklaşmaya başlar. Ve erkek daha genç kadınların ilgisini de çekebildiğini gözlemler. Ya da tam gözlemlemeye başlayacaktır ki yüzüğü parmağına geçirilir.
(Burada genelleme yaptığımızı hatırlatmamız gerek. Zira kendini alkole, oyuna, pornoya, mastürbasyona bırakan ve kanepede Netflix patatesine çeviren erkeğin 30undan sonra CPDsi yükselip grafikteki gibi tepeye çıkmaz. Burada bahsettiğimiz erkek en azından modern kaçış teknolojilerinin bağımlısı olmadan bir işi ve tanrı heykeli gibi olmasa da obez olmayan bir vücudu olan erkektir.)
Erkeğin kadınların kendisi üzerindeki gücünün düştüğünün farkındalığı tehlikelidir. Bu nedenle kadın için 30 yaş duvar olur. Kadın eğer kafası feminizm tarafından pert edilmemiş ise bu yaştan sonra da birkaç sene rahat rahat alfa peşinde koşabilecek olmasına rağmen hızlıca bir “uyanmaya başlayan beta” kapamazsa Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacağını anlar. Ve eskiden “farkına” varmadığı bazı erkeklerin aslında ne kadar “tatlı” olduklarını keşfeder.
Duvarı Ekşi Sözlükte bir abla genç kızlara şöyle anlatıyordu :
… maalesef türk erkeklerinin kadınlar konusunda yaş takıntısı var. 35 yaşındaki erkek de 25-28 yaşlarında bir kadın arıyor. siz 35 iken size 40-45 yaş grubu erkekler kalacak. aksi için çok şansa ihtiyacınız var.
Duvar Farkındalığı
Erkek Düşmanlığı Balonu‘ndan :
Eskiden, genç kadının annesi ve neneleri güzelliğin geçici olduğunu, en baştan çıkarıcı erkeğin en iyi koca adayı olmadığını bilir ve kızın uzun süre stabil bir koca olabilecek genç bir erkekle evlenmesini garantilerlerdi. Şimdi ise feminizm yüzünden, bu rehberlik genç kadınların hayatından çıkarılmış durumda ve genç kadınlar kendi cinsel hayatları için kötü birer kaptanlar. Güzelliklerinin yere çakıldığı 34 – 36 yaşına kadar alfa erkeklerin peşinde koştuktan sonra eskiden reddetmeye alıştıkları beta erkekler tarafından bile görmezden geliniyorlar. Kadının kısmetindeki bu ani çakılma, Road Runner ve Çakal anı olarak biliniyor. Kadınların geçmişte uçurumdan bu şekilde düşmemeleri için bir sürü güvenlik ağı vardı.
Her ne kadar duvar her kadının bilinçaltında önemli bir korku olarak sürekli bulunsa da günümüzde çoğu genç kadının, duvarı önceden görecek ve ona göre tedbir aldıracak uyarı mekanizmaları ellerinden alınmış vaziyette. Bugün CPDsinin tepesindeki 23 yaşında, cinsel çekiciliği aynı yaştaki erkekler üzerinde kelime anlamı ile dil tutulması yaratan güzel bir kadına Duvar’ı anlatma şansınız sıfır. Bilmediğinden değil ama hatırlatılmak istemediğinden. Günümüz sosyal propogandası ile bunu hatırlatmak bile büyük bir ayıp ve kabalık olduğundan.
Feminizm ise kadınların genç yaşta aile kurarak şeytani ataerkil düzeni desteklemek yerine erkek gibi kariyer peşinde koşarak ataerkil düzeni bombalaması üzerine kurulduğu için, Duvar karşıtı propoganda yapmak zorunda.
Duvar muhtemelen ona kafadan son hız girip de duvarın öbür tarafına enkaz şeklinde geçen “özgür ruhlu” kadınların sayısı arttıkça daha genç kadınlara görünür olacak. Fakat bu bence uzak bir gelecekte olabilecek birşey.
Zira 37 yaşına gelmiş biri olarak kendi üniversite çevremde gözlemlediğim şey şu : üniversitede iyi çocukların yüzüne bakmayan ve duvara hızla toslayan pekçok hatun sonradan henüz kendi cinsel pazar değerine gözü açılmamış veya yaşam tarzı yüzünden CPDsi olmayan adamları koca diye kapadılar. Facebook sağolsun kaç kere “lan bu kız bu çocukla mı evlenmiş” diye şaşırdığımı hatırlamıyorum. Şu an tıkır tıkır çalışan sosyal propoganda şu : “Bak genç adam. Bugün sen reddediliyorsun ve kötü çocuklar kazanıyor ama sabredersen kızlar akıllanacak ve senin değerinin farkına varacak. Ve eninde sonunda o adamlar kaybedecek ve sen kazanacaksın”.
Yani kadınların duvar farkındalığını ellerinden alan sadece anne ve nenelerinin uyarılarına gülüp geçmelerini sağlayan feminizm değil aynı zamanda da duvara toslayanı kucaklamaya dünden razı aç erkek sürüsü!
Bekleyen Betalar yazısından :
Şimdi buraya dikkat edin; beta erkeklerden artan sayıda beklenen şey şu : 20li yaşlarında gösterdikleri sabrın sonunda meyvesini vereceğini ve o yaşlarda yüzlerine bakmayan hatunların zamanla “olgunlaşıp” doğru yolu bularak sonunda onu seksi bulacağı.
Tam o yaşa kadar kırmızı hapı yutmamış beta erkeğin kabul etmediği, bu “son kazanan sen olacaksın” öğretisinin, kendisini bu tip kadınların kullanımına sunmak için piyasaya sürülmüş feminen-öncelikli propoganda olması : artık alfa çocuklar için daha genç kadınlarla rekabet edemeyen kadınların can simidi. Burada propoganda bekleyen betamıza, kadının cinsel olarak en iyisini, kendi olgunluğunun en iyi zamanında vereceğini aşılar: yoksa başka neden kızımız kendisi ile hayat boyu evlilik bağına girmiş olabilir ki? Kocası ve çocuklarının babası olarak seçtiği adamla daha iyi bir cinsel olması gerekmez mi?
Bugün 20li yaşlarının başında tüm CPDsini obezite ile katletmiş bir kadının bile aç kurt gibi peşine düşen, modern ve açık görüşlü bir erkek olarak kadının 20lerinde yaptığı gençlik hatalarını kabul etmeyi ödev sayan erkekler varken duvarı kadınlara göstermek çok zor. Ama suç sadece erkeklerde değil, kadınlar toplumsal sorumluluklarından azad edilirken hala onları utandırma taktikleri ile evliliğe baskılayan toplum. Yine Erkek Düşmanlığı Balonu yazısından:
Geleneksel kültürler evliliği öyle titiz bir heyecanla pazarlıyorlar ki bugün birçok insan geleneksel gerçeklerin artık geçerli olup olmadığını sorgulamaya cesaret bile edemiyorlar. Evliliğin bugün eskiden olduğu konsepte benzeyip benzemediği konusunun yüzeyini kazısanız bile düşmanca bir tepki ile karşılaşıyorsunuz. Kendilerinin bile açıklayamadığı sebeplerle kadınlardan sadist sosyal muhafazakalara ve erkeğin kendi ebeveynlerine kadar herkes erkeğe baskı yaparak ve onu utandırarak evliliğe zorluyor. Ya da karısı kendisini sebep göstermeden ve kendi rızası olmadan boşadığında karşılaştığı korkunç derecede eşitliksiz ve dikkatlice yaratılmış yasaların ne olduğunu anlamaya bile çalışmadan, erkeğin evlilik sözleşmesi yapmak istemesini lanetliyorlar.
Duvar ve Erkek
Bir erkek olarak Duvar’ın farkında olmanız önemli. Öncelikle 30 yaşı civarında üzerinize çullanan evlen baskısının nedeninin Duvar olduğunu anlayın. Sizin Duvarınız değil, kadın duvarı. Sizinki daha 10 – 15 yıl ilerde iken toplumun yaptığı baskının sebebi, gözünüz açılmadan sizi akıllı uslu, sessizce acı çekse de çalışıp vergisini ödeyen bir vatandaş olarak makineye yerleştirmek. Erkekler için İdeal Evlilik Yaşı yazısından :
Tam 30 yaş civarı maalesef, erkek cinsel pazar değerinin farkına varmaya başlarken kadın iyice azalmaya başlayan CPDsinin tam farkında olarak henüz CPDsinin farkına varamamış bir erkeği uzun süreli ilişki / evlilik şemasına çekme telaşına düşer. Ortalama beta oğlumuz 20li yaşlarının çoğunda kız peşinde koşup, kız tavlama konusunda burnu büyük kızlardan ağzı yanmışken, birden ortaya çıkan bu “ayakları yere basan”, gerçekten aile kurmak ve sevgi ile ilgilenen kadınları büyük sevinçle karşılar. Bu “bulunmaz mücevher”in geçmişte yediği hurmalar, bu “şansı” kaçırmamak için es geçilir.
Fakat tam CPD artarken ve her sene artarak daha uygun kadının seçilebileceği havuz da büyürken evlenmek, erkeği evlenebileceği en iyi kadınla evlenmekten ve bu büyük kararı verirken opsiyonlarını daha olgun kriterlerle verebilme şansını elinden alır. Bu erkekler maalesef iş işten geçtikten sonra olayı anladıklarında, toplumda orta yaş krizi olarak bilinen şeye toslarlar.
Eğer çocuk istemiyorsanız evlenmeyin. Bu sizi Duvar’ın etkilerinden 100% koruyacaktır. Ama eğer çocuk istiyorsanız ve evlenecekseniz de 33 – 35 yaşına kadar kendinizi geliştirin, belki uzun süreli ilişki yaşayın ama evlenmeyin. Böylece kendi CPDnizin tepesinde, seçebileceğiniz en iyi hatunu seçerek evlenin.
Bundan 50 yıl önce dedeleriniz 25 yaşına geldiğinde olgunluklarının zirvesinde bir erkek olabiliyorlarmış. Ama bugünün erkeği 25 yaşında hala gözü açılmamış bir yarı çocuk oluyor ve dedesinin eriştiği kafa olgunluğuna 35 yaşında erişiyor, o da erişirse. Durum maalesef bu ama iyi olan şey ise ortalama ömür 50 yılda 20 sene uzadığı için artık bekleme lüksünüz var.
Bence evlilikte erkek ile kadın arasındaki ideal yaş farkı 8 – 10. Ama eğer 35 yaşında 32 yaşında bir kadınla evlenecekseniz bile (herkes duvara kucaktan kucağa atladığı için yalnız toslamıyor, bir de kariyer kadını propogandasına kapılmış ama aslında akıllı uslu kızlar da var) kadının sizinle siz olduğunuz için mi bebek kuduzuna yakalandığı için mi evlendiğini ayırt edecek kadar olgunlaşmış olursunuz.
Bebek kuduzu için bir parantez açalım. 28 – 32 yaş arasında özellikle geçmişlerinde “hızlı” yaşayan hatunların tutulduğu ve ne olursa olsun bebek yapmalıyım stresi. Bu stres, kadının tüm erkek seçme kriterlerini gölgeler (alfa dul olsa bile) ve onun normalde iğrendiği (şu ablanın kel ve göbekli deyip geçtiği) bir adamla bile evlenmesine neden olabilir. Maalesef kadının gözündeki bu perde gebelik testinin “çift çubuğunu” görür görmez kalkar ve aşamalı olarak tohumu vermiş ve işi bitmiş adama kötü davranmaya başlar. Adamcağız tipik bir mavi haplı ise ev işleri yapmaya kadar varan oranda karısını mutlu etmeye çalışacaktır ama bu yaptıkları onu daha da batırır. Sonuç : önce tabii ki seks biter ve sonra adamı boşa, nafakayı al ve çocuğu büyüt ya da daha kötüsü hayat boyu dırdır! Bebek kuduzuna yakalanmış kadınlar kırmızı haplı gözlerce evlenmeden kolayca fark edilip şutlanabilir ama mavi haplı özellikle 10 yıl sonra bulduğu harika seksin etkisi ile bunları görse de es geçecektir (mavi haplı bile görür zira ben boşandıktan sonra bunları “aslında başından belli idi” diye bir bir saymayan bir mavi haplıya henüz rastlamadım).
Ali rumuzlu okur demiş ki :
Hocam ben gerçekten şanssız bir nesil olduğumuzu düşünüyorum. Teknolojik anlamda neredeyse her şey ama her şey aleyhimize. Ciğeri 5 para etmez kızlar bile ciddi ciddi kendini bir halt sanıyor. Özellikle şu İnstagram denen illetle nasıl baş edeceğiz bilmiyorum!? Ülkemizdeki karaktersiz troll sürüsü yüzünden en tipsiz rezil kızların bile burnu bulutlardan inmiyor, orta-üst seviye olanlarınki zaten galaksiyi aşmış. Bu dediklerim bilhassa 18-23 yaş arası kesim için geçerli, belki diğerlerinde de durum aynıdır bilemem.
Sizce bu işin çözümü nedir? Bunlarla nasıl baş edeceğiz? Lütfen yardım edin.
Bir kızla etkileştiğinizde kızın size karşı kendini bir halt sanmasının 3 nedeni var :
Eğer 1 ve 2 olmasa bile 3 yüzünden başınız dertte olabilir. Örneğin değer olarak düşük veya hiyerarşide dipte bir adama karşı en düzgün kız bile kendini “bir halt” sanar. Hipergami gereği. Doğal bu. Sizin nesil için de böyle, 1018 yılında yaşayan nesil için de.
Problem şu ki çoğunuz 3üncüyü değiştirmek gibi zor bir işe girişip onda ısrar etmek yerine daha kolay olan yolu seçiyorsunuz : 1 ve 2den şikayet etmek. Devir zaten mağduru oynama devri. Bakın 1 ve 2 çok ciddi problemler ama eğer 3 için en az 1 sene çabalamadı iseniz sizin bu konuda şikayet etmeye hakkınız yok. Zira 1 ve 2, 3te yığılı erkeklerin eseri.
Hiyerarşi ile değeri ayrı kullandım zira 18 yaşında bir erkek hiyerarşinin herhangi bir yerinde değildir. Ama değersiz değildir, değeri potansiyelinden, maskülenitesinden ve fiziksel özelliklerinden gelir. 35 yaşında bir erkek ise maskülenite ve fiziğin yanında hiyerarşide gerçek bir yerde olmak zorundadır.
Sizce bu işin çözümü nedir? Bunlarla nasıl baş edeceğiz?
Öncelikle kendi odanızı toplayacaksınız yani kendi değerinizi arttıracaksınız. Günde en az bir posta pornoda “first person shooter” olan elemanın (espriyi anladınız mı?) derdi “ciğeri 5 para etmez kızlar bile ciddi ciddi kendini bir halt” sanması değildir. Tüm kadın popülasyonu için değersiz olmasıdır. Aynı şekilde “abi konsantre olup ders çalışamıyorum” diye ağlayan adamın derdi de kızlar değil. Bu adamlar kendi hayatlarına ve zamanlarına sıfır değer veren erkekler. Kendi hayatına ve zamanına değer vermeyen adama bir kadın neden değer versin.
Önce kendi kişisel değerini arttıracaksın. AMA bunu kendin için yapacaksın, bir kız için değil. Burası önemli. Bunu daha çok kadın için yapabilirsin zira “ben bundan zevk alıyorum” diye yani kendin için yapacaksın. Ama Nalan’ı elde etmek, Zehra’yı “o kaybettiğin adama bak istedim” diye üzmek için değil.
Kendi çöpünü toplayıp merdiveni tırmanmaya başlamayan adama taktik vermek zaman kaybı. Bunu daha önce yazdık, kağıttan kaplan olmayın. Gerçek bir kaplan olun :
Kadınlarla ve hayatta gerçekten başarılı olmak için dominant / egemen olmak zorundasınız. Daha kendi hayatına ve düşüncelerine dominant olamayan erkek başkalarına dominant olamaz. Olsa olsa zorba ya da götün teki olur.
Mesela, buraya gelip ya da mail atıp “abi acil yardım” diye kız meselesi / sorunu çözmek için tüyo / yardım isteyen ama bahsettiğimiz disiplin ve spor hayatını ısrarla yapmayan adamlara tek kelime yazmak israf. Siz gerekli ağır antrenmanı yapmadan ringe çıkan boksörlere benziyorsunuz. Biz size kenardan en iyi gardı, en seri yumruk kombinasyonlarını bağırsak ve siz hepsini tek tek yapsanız bir işinize yarayacak mı sanki? O tıfıllıkla isterseniz en teknik gardı alın, en seri yumrukları atın. Dayak yemeye ve nakavt olmaya mahkumsunuz. Ve süpriz süpriz süpriz … Bu maçtan çıkıp da yine ağır antrenman yapmadan ringe çıkarsanız, bilin bakalım ne olacak?
İkincisi de tabii ki başkasının avının kıçını kaldırmayın. Kendini geliştirmek zaman ister ki bu yıllar sürebilir. Ama oneitisi bırakmak, yörüngeden inmek ve ilginizi dikkatli dağıtmak hemen yapılabilecek şeyler. Paralel bir evrende hatunların kendilerine göz kırpan adama bacaklarını açtığını düşünün. Erkeklerin en boktanı bile kendini bir halt sanardı. Durum bunun tersi. Böyle düşünürseniz az çok ne yapacağınızı da anlarsınız.
Son olarak da, instagram ile ya da ciğeri beş para etmezlerle başa çıkmanın yolu, onları yok saymaktır.Bakın mavi haplı iken yüzüne bakmadığım bazı kızların sonradan geçmiş fotolara bakınca aslında oldukça güzel olduklarını ama kolumda gezdirmek için göz kamaştıran bir tanrıça arayışım yüzünden (ezik onay ihtiyacı) onları tamamen görmezden geldiğimi görüyorum. Sizin de en az böyle bir tane kız vardır çevrenizde. Onları nasıl görmezden geliyorsanız instagram güzeli tipli hatunları da yok sayın.
Kırmızı haplı bir erkek olun ve instagram güzeli tipli hatunlara yapmanız gerektiği gibi tepeden bakın. Bugün squad poposu fotoğrafı koyan, Yakuza tetikçisi gibi dövmeli, iyi kalite şişme bebek mi gerçek mi anlamak için 2 dk bakmanız gereken, şımarık, kişiliksiz kızlara tepeden bakma kabiliyetinizi kızların güzelliği ile ateşlenen açlığınızca boğulmasına izin vermeyin.
Türkiye’de çok dangalak bir laf vardır : “Abi yeme bizi, böyle diyorsun da verse sikmez misin?” Bunda anlaşılmayacak ne var bilmiyorum ama “evet, verse sikmem”. NOKTA.
NOT : Burayı takip edip de son bir ay içerisinde Instagramdan bir kız selfiesine like atan adam varsa burada “ben eşeğim” yazıp yorum bıraksın.
Beyazatlıpatates şöyle bir soru sormuştu :
Abi ne zaman flört aşamasında öpüşsem en geç bir haftaya kızlar etrafımdan yok oluyor. Bir değil iki değil. Hepsinde de yakınlaştıktan sonra iyi dönüt alıyorum. Buna rağmen kayboluyorlar. En sonki kız eski sevgilisine döndü mesela. Sinirlerimi bozuyor bu durum.
Ben de şöyle cevap verdim :
Daha once de yazmistim. Opusmek tamam da seks olmadan yiyismek bir erkek icin tehlikeli zira erkek komik hallere burunuyor. Opusmeden sonra hareketlerin betalasiyor olabilir. VS … AMA ve bu buyuk bir AMA … Terk ediliyorum demen sakat. Zira erkek sirf opustuk diye iliskimiz var havasina girmez. Siz sanki hala hedefte tek eslilik hatasina dusuyorsunuz. Ben mesela opusup sevistikten sonra kiz toz olursa bunu terk edilme diye tanimlamam zira daha iliski yok ki.
Bu devirde kafaniz hedefte tek eslilik mantiginda ise cok betalasirsiniz. Kafanizi degistirin. Demek istedigim iliskiye olabilir bakisinda olabilirsiniz ama iliski sizin bastaki hedefinizse pozisyonunuz zayif.
KEREM’in bu yoruma cevaben şunu yazmış:
Cvp için teşekkürler.
İlişkinin devam etmesinden kastım sürekli seks yapabileceğim biri haline gelmesidir karşı taraftaki kızın.
Öpüşmeden sonra yelkenleri suya indiriyor olabilirim doğru
Ama çözüm nedir ?
Dün öpüştüğüm kız.. ilgi göstermiyorsun. Bulunmaz hint kumaşı değilsin dedi.
Görüldü yaptım cvp vermedim doğru mu yaptım sizce?
Öncelikle gerçekten ilgi göstermiyorsan hata ediyorsun. Yani şimdiye kadar anlamışsınızdır, kırmızı hap orta yolcu bir akım. Radikal “kıç yalama” ile radikal “köpek edecem tüm karıları” uçları arasında orta noktada. Şimdi eğer kıza dozunda ilgi göstermiyorsan o kısmı çalışman lazım. Zira oyunun bokunu çıkarıyor olabilirsin :
Oyun (The Game)nun bilinmesi gereken ama çoğunlukla es geçilen oldukça önemli taraflarından biri, oyunun yolunun iki aşırı uç arasında bir denge çizgisinde devam ettiğidir. Örneğin genelde aşırı bir iyi çocuk geçmişi olan beta, eskiden bir kıza hiçbir sonuç almadan çok yatırım yaptığından, oyuna ilk başladığında tamamen öbür uca atlayarak bir sürü kıza yürürken, hepsine yetersiz yatırım yaparak yine havasını alır. Eskiden bir kadını çok takarken ve ona entellektüelliğin tepesinde muhabbetle yaklaşırken, kırmızı hap sonrası oyunu oynarken yürüdüğü hatuna aşırıya kaçmış bir “sikimde değilsin Nalan” zihniyeti ve çok havadan sudan bir muhabbet ile yanaşır.
Bir kere görüldü attım ama cevap vermedim kısmı feminen bir hareket. Gerçi bulunmaz hint kumaşı değilsin lafının bağlamına göre “yeter lan senle mi uğraşacağım” mantığı ile anlaşılır olabilir ama çoğu durumda görüldü attım cevap vermedim diyen erkek karizma yapmıyor. Kız eğer çok ciddi bir saygısızlık yapmadı ise feminen olduğunu gösteriyor.
Aşırı uçlara kaçmadan oyunu dozunda oynamayı öğrenmeniz lazım. Koskoca Roissie bile kadınlarla iletişimde altın oran koyuyor, 2 / 3 oranı. Hiç takma, arama sorma demiyor. Yıllarını beta ayak paspası geçiren bir erkeğin “köpek çekecem lan hepsine” diye fantaziler kurması anlaşılır ama normal değil. Fazla betalaşmayın, duygusal yatırım yapmayın ama en azından biraz zaman ve ilgi yatırımı yapmadan da kimseyle birlikte olamazsınız.
Kıza attığın mesaja cevap gelmeden bir şeyler yazmamak, kızı kızdan daha sık aralıklarla mesajlamamak yeterli. Yani kıza mesaj attın. 1.5 saat cevap vermedi. O arada mesaj atmayacaksın. Kız sana mesaj attıktan sonra sen de 1.5 saat sonra cevap vereceksin. Böyle birkaç şeye dikat ettikten sonra ilk sen aramışsın (her saat aramadığın sürece tabii), 2 gün sonra aramışsın falan çok önemli değil.
Evet bunlar önemsiz ayrıntılar. Kerem’in sorunu başka. Ki bunu şurada yazmış :
Bir de şunu anlamadım? Yani Kıza:
“Sırf öpüştük diye sevgili olduğumuzu düşünme-ilişkideyiz diye düşünme” mi demeliyiz-hissettirmeliyiz?
İşte tam olarak sorun bu! “Sırf öpüştük diye sevgili olduğumuzu düşünme-ilişkideyiz diye düşünme” diyorum ama “mi demeliyiz-hissettirmeliyiz” diye soruyorsun. İşte bu mavi hap.
Kızı zihinsel merkezinize alıp ona nasıl göründüğünüz, ne hissettirdiğiniz, ne söylediğiniz ilk planda olduğu sürece kırmızı haplı davranamazsınız. Mış gibi bile yapmanız büyük külfet.
Sırf öpüştünüz diye sevgili olduğunu SEN düşünmemelisin. Kıza ne gösterdiğin, kızın ne düşündüğü önemli değil. SEN kendi zihinsel odağında olmalı, hep ilk SEN ne düşünüyorsun önemli olmalıdır.
Sen kızı öper öpmez “acaba ilişki olur mu” diye düşünürsen, kızın ne düşündüğü önemli değil. “kastım sürekli seks yapabileceğim biri haline gelmesidir” diyorsun da o ilişki zaten. İlişki bir kadından daha ilk öpüşmede fantazileniyorsa, mavi hap kafasını gösteriyor demektir.
Sen kızı öptün ve kız da hoşuna gitti ise dışarı çıkarırsın, ararsın sorarsın ama kız seni ilişkiye çekmeye çalışmadığı sürece ilişki aklına gelmez. Bu maskülen bir erkeğin doğal olarak yaptığı birşeydir.
Kızın seni ilişkiye çekmek istemesi demek, senin arayıp – sormaman ama onun peşinde koşması demek değil. Erkek olarak ilk adımları sen atarsın ama o adımlardan ilişkiyi kız yaratır. Bu da genelde doğal olarak olan birşey.
Tamam “yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak” diye bir araç var. Ama bu bir ara dönem ve bunu hemen aşıp kırmızı hapı içselleştirmeniz lazım. “Benim merkezimde ben varım, ben önce kendimi, sonra kızı düşünüyorum” diyebildiğiniz sürece gerisi genelde doğal işler.
Bunu Kerem’i öne çıkarmak için yazmadım. Çoğunuzun içinde bulunduğu hal bu. “demeliyiz-hissettirmeliyiz” dedikten sonra mavi renk yaptığınız her harekete işler.
Fakat birçok şeyde olduğu gibi, kendini etkisiz bir nesne gibi görme ucundan, kendini tamamen bir özne ucuna savrulmak, aşırı bir düzeltmedir. Daha önce hiçbir kırmızı çizgisi olmayan bir erkek, başlangıçta çoğunlukla sınırlarını aşırı şekilde dayatacaktır. Socrates ismini kullanan bir elemanın 21 Convention konuşmasında dediği gibi , bir erkek sosyal yeteneklerden ve aslında çok iyi ayar ve denge gerektiren PUA kalibrasyonundan yoksun iken oldukça agresif davranabilir ve bu da ona negatif etkide bulunur.
Özgür rumuzlu okuyucu sormuş :
“Arkadaşlara bir soru:
Ara verelim diyen bir kadının niyeti nedir, bu bir shit test midir, özellikle daha en başta “Okul açılınca bunları konuşalım, o zamana kadar ara verelim.” diyene ne demek doğru olur.
Tabak bile mi olmaz?”
Kısa cevap : Ara verelim diyen kadın ile ilişki bitmiştir. Hemen terk edilir. Kızla arada fiziksel olarak birlikte olabilirsin ama bir daha tabaktan sevgiliye çıkmaz.
Uzun cevap :
Bir kadının ara verelim demesi, kabaca “ben başkaları ile beraber olmak istiyorum” demektir. Bu kadın erkeği terk etmeye niyetlidir ama bir başkasını denedikten sonra hüsrana uğrarsa bu erkeğe geri dönme alternatifini de canlı tutmak istemektedir. Ya da sayıları giderek artan günümüz özgür kızlarının yaptıkları gibi sevgiliyi kenarda tutarken yeni deneyimler yaşamak istemektedir. Şu yazıda değinmiştik : Birazda gülelim – Erkek arkadaşına açık ilişki teklif eden kızın dramı.
İlişki tam bu noktada bitmiştir. Eski sevgiliyi eski sevgili olmadan geri döndürme yazısındaki hiçbir taktiği bu kızla tavsiye etmem. Zira burada kızın ne istediğinden bağımsız, erkeğin kızı terk etmesi lazımdır.
Peki yeniden olmaz mı?
Bu kız yeniden sevgili olmaz. Zira böyle bir şeyi teklif eden biri ile yeniden birleşirseniz, o kız size güçlü bir erkek değil, muhtaç bir zavallı olarak bakar. Madem gidip piyasaya aktıktan sonra geri gelebiliyor, bunu yine yapmaya çalışır. Kendinizi küçük düşürürsünüz.
Bu terk etme 2 şekilde yapılabilir :
(1) Kızın ara verme isteğine “tamam ara verelim” deyip, kıza söylemeden kızı terk etmek. Bu aşamadan itibaren erkek artık bekardır. Hemen yeni limanlara yelken açar. Başkasını bulur. Erkek kadını bir daha ASLA aramaz. O kendisine ulaşırsa ve duygusal olarak bu durumu kaldırabiliyorsa, kadınla buluşur, birlikte olur ama onunla sevgili olmaz. Eğer kız muz reyonundan çıkıp geri döner ve “ara verelim dedim ama seni unutamadım” diye ağlarsa çok soğukkanlı bir şekilde “ben ara vermekten gayet memnunum, seninle görüşebiliriz ama bir daha sevgili olmayı düşünmüyorum” der. Kız geri dönmezse bile eninde sonunda erkeği yeni hatunu ile göreceğinden aynı olayın sözel olmayanı cereyan edecektir.
Yukarıdaki açık ilişkideki arkadaşın yaptığı tam da bu. Özellikle birkaç ay ara verip yaz tarrağı pardon aşkı bulma niyetindeki kızlara fena bir vuruştur.
(2) Eğer mutlaka canınız çekiyorsa, konuşun ve terk edin. Ama bu kadınla konuşmak bile ona gereksiz zaman harcamaktır.
Eğer konuşacaksanız, asla “sen gideceksin muz yiyeceksin, ayrılalım” demeyin. Asla açıklama yapmayın. Erkek oyununu asla söze dökmez. Bu kadın zaten açıklamayı haketmiyor. “Ara vermek değil ayrılmak istiyorum” deyin. Neden diye sorarsa, “bir nedeni yok öyle istiyorum” deyin ve kısa kesin. Yüzyüze yapmazsanız daha iyi.
Eğer kız oneitis olduysa ve siz onunla arada takılmayı kaldıramayacak bir durumdaysanız, kızla tüm irtibatınızı kesin. Sosyal medya, telefon, vs … Eğer ararsa da telefonunu açmayın.
Mahmut Abi der ki, “Bir hatunun seni terk etmesi, seni başka kızları yemen için serbest bırakmasıdır”. Olaya hep bu tarafından bak.
Bir de meşhur zamana ihtiyacım var. Zamana ihtiyacım var ile ilişkimize ara verelim aynı şey değiller. Zamana ihtiyacım var, beni boğuyorsun, fazla yapıştın demek. İlişkimize ara verelim demek değil. Ama bazı aptal kızlar, zamana ihtiyacım var demek isterken ilişkimize ara verelim derler. Kızın aslen ne düşündüğünü anlamanız zor ama eğer zamana ihtiyacım var demek isterken “ilişkimize ara verelim” diyorsa bu onun suçu, yapacak bir şey yok.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.
Insel, involuntary celibate (istem dışı mücerret) kelimelerinden türetilmiş olsa da, insel diye tanımlanan erkeklerin üzerlerinde seks yapamamalarından çok daha fazla şey etkili. 2014 yılında Eliot Rodger‘ı tanımlamak için insel kelimesi kullanılmamıştı. Rodger tabii ki bir insel idi, ama onu analiz etmeye çalışan çok az kişi aradaki bağlantıyı kurdu. Manyak demeyi tercih ettiler, manyaktan daha iyi ne olabilir ki? Daha manyak tabii ki. Bu nedenle Eliot’u analiz edenlerin tüm gayreti onun daha büyük motivasyonlarına odaklandı : “kadın düşmanı” alçak bir grup ve daha da manyaklık.
O zaman, Eliot PUA hate (PUA nefreti) adlı bir gruba üye idi; kelime anlamı ile bu erkeklerin Pick Up Artist nefreti sonucu oluşturdukları bir grup. Zamanında kendilerini istekleri dışında içinde bulundukları sekssiz durumdan kurtaracağını umdukları PUA. Sebep ne olursa olsun, yalnızlıklarını ve abazanlıklarını bitirme vaadinde bulunan sihirli formül onları için çalışmamıştı. Anlaşılacağı üzere çok öfkeliydiler. İşe bakın ki, Rational Male’de yazdığım bazı makaleler bunların forum girişlerinden geri-link almıştı ve çoğu makaleleri takdir ediyorlardı. Ama problemin bir parçası da kendileri olabilirdi. Hızlıca 4 yıl sonraya sardığımızda, bugün PUA Hate forumu siliniş vaziyette ve yerini aynı karakterdeki incel.me aldı. Buradan da back-link alıyorum.
Bence bugün kırmızı hap farkındalığının en büyük problemi, farkındalığın kendisi. Her erkek fişten çekilmeye hazır değil. Yazı yazmamın risklerinden biri, kırmızı hapın farkına vardırdığım her erkeğin, onu kabul edecek ve onu kendisi için çalışır hale getirecek kafa yapısına sahip olduğunu varsaymam. Son 6 okul katliamcısının profillerine baktığımda, Eliot Rodger ve Alek Minassian’ı da katarsak, aralarında büyük benzerlikler görürüz. Çoğu babasız evlerin ürünü ve yine çoğuna otizm veya Asperger’s sendromu teşhisi konulmuş. Ve hepsi de bir kızın kendilerini reddetmesi ile ateşlenen “sonsuza kadar yalnız” tipler. Bu genç erkekler, erkekliği çocuk yetiştirme işinden çıkaran ve oğlanlara düşünmeden önce hissetmelerini öğreten neslin ürünü.
Bugün bu “kayıp oğlanlar” neslinin farkına yeni yeni varıyoruz; dümensiz bir hayat yaşayan, çeşitli derecelerde sosyal özürlü ve kendilerini yaratan sosyal düzenin neden olduğu sorunların çözümünü kendilerinden dışarıda arayan genç erkekler. Kendilerine biraz da olsa yön gösteren her konuşmacı veya organizasyonun ışık hızıyla popüler olması şaşırtıcı mı?
Bu erkeklerin çoğu Kırmızı Hap farkındalığına hazır değil. Kırmızı hap onların egoları için riskli ama aynı zamanda sadece Mavi Hap Oyununu doğru oynayarak gerçekleştirebileceklerini umdukları Mavi Hap ideallerinden de ezici bir uyanış. Çoğu için Mavi Haplı umutları varoluşlarının temeli. Bunun yanında sosyal olarak yanlış adapte olmuş veya gerçekten bir psikolojik problemi olan ‘kayıp çocuğa’, sert kırmızı hap gerçeklerini göster ve onun (yanlış yönlendirilmiş) ‘umudunu’ elinden al … Kırmızı hap bu çocuğa içinde bulunduğu oyunun gerçeklerini gösterince sonuç ne olur?
‘Black Pill (Siyah Hap)’ diye bir şey yok
Mansphere’de Roosh’un ve başka bazı yorumcuların siyah hap tanımı yaptıklarını duydum. Siyah hap fikrine göre Mavi Haplı sosyal düzen, feminen buyruk ya da öyle söylemek isterseniz femmerkezcilik, o kadar erkek aleyhine ki, erkekler bu düzen içindeki yerlerini kabul edip kendilerini ve kendi durumlarını daha iyileştirmek için çabalamaktan vazgeçiyorlar. Bu yorumcuların işaret ettikleri, benim daha önce boşluk / cehennem olarak tanımladığım kavram. Boşluk, erkeğin kırmızı hap farkındalığına varırken içinden geçmek zorunda kaldığı psikolojik ve varoluşsal cehennemdir. Erkek, Mavi Hap ideallerinin koşullamasına göre şekillendirdiği benliğinin bir yalan olduğunun farkına varır. Fişten çekilmenin bu aşaması, her erkeğin kendi durumuna ve hayatları boyunca Mavi Hap ideali ile yaptıkları tercihlere bağlı olarak değişen seviyelerde zorluklarla dolu. 25 yaşında bir erkeğin kırmızı hap öğretisi ile fişten çekilip hayatının yönünü değiştirmesi ile 70 yaşında bir adamın uyanıp hayatına, evliliğine, işlevsiz ailesine ve uzun süreli körlüğünün sonuçlarına bakması aynı şey değil.
Bu aşamada zorunlu bir nihilizm hali var ya da en azından erkeğin hayatının Mavi Haptan fişi çekmesi ile başlayan uzun süreli bir şüphe hali. Bu nedenle durumu daha önce kişinin sevdiği bir insanın ölümüyle karşı karşıya kaldığında geçirdiği aşamalara benzettim. Erkekler gerçekten de mavi hap paradigmasına yaptıkları yatırımlarının tamamen boşa gitmesiyle meydana gelen kayba ağlıyorlar. Eskiden oldukları betanın ölümüyle oluşan boşluğa ağlıyorlar.
Siyah hap diye bir şey yok – sadece kırmızı hap farkındalığı ile gelen gerçekleri kabul edebilme ve bu farkındalığı kendi çıkarları için kullanabilme kapasitesi var.
Inseller de bu farkındalığı kendileri için çalışır hale getirmenin yollarını arıyorlar. Ama çoğu, kırmızı hap farkındalığının kendilerine gösterdiği gerçeklik ile başa çıkamayacak kadar hasarlılar. Gerçekle yüzleşmeye hazır değiller ama günümüzde gerçekten kaçmanın bir yolu da yok.
Femospheredeki eleştirmenlerin çoğu, inselleri kırmızı hapın suçu gibi göstermek istiyorlar. Kadın düşmanlığı ile gazlanan bir cinsiyet cihadına neferler sağlamak için genç erkekleri radikalleştiren bir alçak planın varolduğunu varsayıyorlar. Bu varsayım, #MeToo / Future is Female (Gelecek Dişidir) hareketlerinin ‘direniş’ anlatımı ile de örtüşüyor. Bunlar aynı zamanda başka bir profile de uyuyor : ebeveynlerinin yuvasından uçmayı reddeden ve onların bodrumunda yaşayan 30 yaşında erkek profili. ‘Adam ol‘ sürüsü için inseller AMOGlamak için kolay hedefler. Üniformalı militan feminist için inseller, kendi cinsel distopyalarına yaptıkları ego yatırımını haklı gösteren mükemmel ‘düşmanlar’.
Gerçek şu ki inseller hep varoldular. Onlar kaybedenlerdi, ineklerdi (ineklik / nerd olmak cool olmadan önce) ve Darwinci çıkmaz sokaklardı. Büyürken onlardan düzinelercesi ile yolum kesişti. Hala birçok insel tanıyorum. Hayat boyu kadınları anlayamamanın verdiği perişanlık çerçevesinde hayatlarına bir yön vermeye çalışıyorlar. Bugün evli olmalarına rağmen, teknik olarak insel birçok erkek tanıyorum. Bu erkeklerin aşk hayatında şanssız olduklarını düşünmeyi veya onlara şunu söylemeyi seviyoruz : “merak etme, sen harika birisin ve seninle olmak bir kadın için büyük şans. Sadece hep yanlış tipte kızlar çıktı karşına. Kendin ol ve doğru kız seni bulacak.” Ve sonrada sadece bir kız arkadaşın bir kız arkadaşı olan kıza kafayı takmamalarını ve dışarı çıkıp gerçek dünyanın nasıl çalıştığını anlamalarını umuyoruz.
2018 yılında AFCler
Peki şu an farklı olan ne? Başlangıç olarak,elimizde bir kıza buluşma teklif etmeyi cinsel taciz sanan bir kayıp çocuklar nesli var. Köy, oğlan çocuklarını sanki defolu kız çocuklarıymış gibi yetiştirdi. Köy, bu çocukları bir kız tarafından gerçekten reddedilme veya yenilgiyle başa çıkmaları ve bu durumlardan daha güçlü çıkmaları için gerekli maskülen disiplinin zerresini bile onlardan esirgeyerek yetiştirdi. Bu çocukları o kadar feminenleştirdik ki, kadınların kollektif ruhlarının bel bağladığı feminen mağdur anlatısının aynısını onların da ruhlarının bir parçası yaptık. Fakat kızlardan farklı olarak bu çocukların omuzlarına, kadınların erkeklerin zorunluluğu olduğunu varsaydıkları eski düzen sorumluluklarını yüklemeye devam ediyoruz. Bu da oğlan çocuğu – erkekleri çok tehlikeli bir pozisyona sokuyor : defolu kız çocukları gibi yetiştirildikleri için kızlarla aynı çıtkırıldım duyarlılıklara ve çoğu kadının sahip olduğu hak sanrısına (sırf varoldukları için birşeyleri hakettikleri inancı) sahipler. Ama aynı zamanda erkek oldukları için onlardan çenelerini kapamaları, içlerine atmaları ve gıklarını çıkarmadan yollarına devam etmeleri bekleniyor. Duygularını dışa vurmaları söyleniyor ama ağızlarını açar açmaz erkek olmanın sağladığı ayrıcalıklarını kontrol etmeleri gerektiği söyleniyor.
Bu kayıp çocuklar neslinin çoğu elemanı, kırmızı hapın getirdiği uyanış için hazır değiller. Ama onların gözlerini açan manosphere değil, feminen buyruk düzeninde gözlerinin önünde cereyan eden kepazelikler. Bugün kadınların ukala bir zafer böbürlenmesi ile göz göre göre yaptıkları açık hipergami (kadınların alfa erkeklerle gönül eğlendirirken beta erkeklerin kapıda bekleyip zamanı gelince ödemeleri isteklerini açık açık ve böbürlene böbürlene göstermeleri) ve kadın doğasının ortaya döktükleri pek soylu olmayan gerçekleri ile kırmızı hap gerçeklerinden kaçmak giderek daha da zorlaşıyor. Tinder’daki her sola kaydırış (swipe left), insellerin bardaklarını taşıran acımasız gerçeklerin bir daha onaylamasını sağlıyor.
Toronto katliamından sonra okuduğum ve insellerle ilgili yazılan hiçbir makalede, bir tane bile yazar sorunu doğru analiz etmedi. Hiçbiri, insellerin ortaya koyduğu sorunu çözecek bir aksiyon planı ortaya koymadı. Eski günlerde kaybedenlerin hayal kırıklıklarını kanalize ederek üretken şeyler yapabilecekleri kanallar artık yoklar. Eski nesilde hüsrana uğrayan erkeklerin bir çoğu kendi nesillerinin ikonik sanatçıları ya da müzisyenleri oldular. Bence ironinin tepe noktası, Mark Zuckerberg’in Facebook’u eski kız arkadaşını stalklamak (takip etmek) için yaratması idi. Cinsel reddedilme ile başa çıkmayı sağlayacak yaratıcı yollar artık yoklar. Bazıları bana bu yolların hala varolduğunu ama bu çocukların bu yolları yürüyecek motivasyonları olmadığını söyleyecek. Haklı olsalar da, bu yollardan çok daha kolay olan ve erkeklerin gelişimlerini donduran yollar var. Bugün cinsel öfkeyi daha yaratıcı kanallara yönlendirmek yerine, oğlanların kendilerini online porno ve çağın teknolojilerinin sağladığı kaçış yollarına gömüp kaybolmaları çok daha kolay.
Ya da hoşnutsuz genç erkeklerle mesajlaşabilecekleri forumlar bulup, kendilerine yer olmayan bu dünyanın gerçekleri ile ilgili ağlaşabilirler. Jordan Peterson‘un ‘zorla monogami‘ ile insel sorununun çözülebileceğini önerdiğini duydum. Ne demek istediğini anlıyorum ama bu inselleri ortaya çıkaran gerçeklerden kaçmanın bir başka yolu olurdu. Roissy’nin Çin’de bir kreşi basıp kadın ve çocukları öldüren biri ile ilgili yazdığı yazıyı hatırlıyorum. Yaptığı çok korkunç olsa da, bu adamın Çin’deki tek çocuk politikasının yarattığı kadın – erkek sayısındaki dengesizlik sonucu üreme oyunundan şutlanmasının gerçeği de ortada. Roissy, hipergami optimizasyonu amaçlı her türlü sosyal ve yasal doktrin ile feminen öncelikli düzenin her geçen gün daha fazla erkeği yabancılaştırmasının, radikalleşen bazı erkeklerin ya şiddete başvuracağını ya da kendilerini öldüreceklerini söylüyor. Bugün erkeklerin kendilerini kadınlara göre 5 kat daha fazla sayıda öldürmelerinde görebileceğimiz gibi.
İnseller, adına dişimerkezli sosyal düzen denilen kömür madenindeki kanaryalardan başka bir şey değiller. Bunlar alfa sikeri (enthusiastic consent – şevkli istek) (*) önceliklendirirken beta öderi erkeklerden kadınlara devlet zoruyla (vergi, nafaka ve sosyal yardım) garantileyen toplumun sonucu. Ego şişirici sosyal medya diyeti ile kadınları semirip erkeklerin 80%ini ‘tipsiz’ bulmalarını sağlarsanız, inselleri yaratırsınız. Bu konuda Dangerous Times (Tehlikeli Zamanlar) yazılarında yazdım. İnseller, poliandrinin feminen öncelikli formunun yan ürünleri. İnseller, evlilik tabanlı bir sosyal sözleşmesini yırtıp, iştirak nafakası temelli bir sosyal sözleşmeye geçişin sonuçları. Eski sosyal sözleşmede iyi birer sağlayıcı olarak erkeklere evlilik ve üremede bir şans veriliyordu. Bu sözleşme artık yok. Kadının ana amacı bakım ve kaynak olmadığında, elinizde en ulaşılabilir alfa tohumunun peşinden koşmaktan ibaret bir sosyal sözleşme kalır.
Önümüzdeki 10 yılda bu sosyal – cinsel sözleşmenin daha da baskınlaşacağına şahit olacağız. Bu nedenle bazı ülkelerde, enthusiastic consent (şevkle verilen izin) harici yapılan her türlü cinsel birleşmeyi tecavüz sayan yasalar çıkarılmaya çalışılıyor. Bu sayede kadınların kaynak elde etmek için transactional sex (alışveriş seksi) yapmak ya da istenmeyen erkeklerin yürümeleri gibi rahatsızlıklarla asla karşılaşmamaları garantilenmeye çalışılıyor. İnseller, bu gerçeklerin toplumda her geçen gün daha arsız ve kabul edilir olmasının doğal dışvurumu. İnseller doğru anlıyorlar. Alfa siker, beta öderi dayatan sosyal düzenin acımasız gerçeklerini çoğu erkekten daha iyi anlıyorlar. Yanlış yaptıkları yer, bu gerçeklerle başetme yolları (ya da yollarının olmaması). Siyah haplarını kabullenip, boşluğu geçerek daha iyi bir hayata yol almıyorlar zira bu hayatta nasıl evrilebileceklerini bilmiyorlar.
Çeviri : Incels
(*) – Feministlerin #MeToo gibi propogandalarla harekete geçirdikleri Yes Means Yes diye sloganlanan taciz yasaları. Buna göre bir kadının şevk ile rıza gösterdiği cinsel birleşmeler harici her türlü cinsel aktivite cinsel saldırı kategorisine konulabiliyor. Feministlerin biçtiği kuzu postu “tacizi önlemek” olsa da olayın aslı, beta erkeklerin kadına yanaşmalarını engellemek ve sadece alfa siker seksi yasal hale getirmek.
Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.
Geçen hafta dünyaca ünlü şef Anthony Bourdain, popüler programı Anthony Bourdain: Parts Unknown’un 11. sezonunu için bulunduğu Fransa’da kendini asarak intihar etti. 61 yaşındaki Bourdain, kendisinden 20 yaş küçük olan aktris Asia Argento’nun 28 yaşındaki bir gazeteci ile Roma’da liseli aşıklar gibi gezerken çekilmiş fotoğrafları yayınlandıktan 5 gün sonra intihar etmişti.
Herkesin aklına, 61 yaşında ve istediği herşeye sahip olabilecek bir erkeğin neden intihar edeceği sorusu geliyor. Fakat olaya kırmızı hap çerçevesinden bakarsanız, nedeni pek anlaşılmaz değil. Her ne kadar 11 yaşında bir çocuğu düşünmeden intihar etmiş birine saygım olmasa da ölmüş birinin hikayesini irdelemek pek hoşuma gitmiyor. Fakat Bourdain’in hikayesinde birçok erkeğin hayatını kurtarabilecek dersler var.
Anthony Bourdain hikayesine baktığınızda, özellikle eski toprak erkeklerde rastlanan bir duruma sahip olduğunu görüyorsunuz : mavi haplı alfa. Kadınlar dışındaki hayatında oldukça başarılı ve tuttuğunu koparan bir alfa olmasına rağmen kadın – erkek ilişkilerinde mavi haplı bir erkek olarak öne çıkıyor.
Bourdain’in arkadaşlarının anlattığına göre ünlü şef, Asia Argento için deli oluyormuş ve bu da onları rahatsız ediyormuş. Asia Argento, şu aşağıdaki hatun. Batmakta olan denizaltında canhıraş çalan kırmızı alarmdan bile rahatsız edici derecede kırmızı alarm dolu, normalde bir erkeğin sik – at için bile yanaşmaması gereken bir kadın.
Dövmeler, metaller, kısa saç, pis sırıtış, vs … Kendi rızasıyla Harvey Weinstein’ın casting couchundan geçtikten yıllar sonra MeToo hareketi ile bunun tecavüz olduğuna karar verip bunu lehine kullanmaya çalışan bir ilgi orospusu. İçi dışından çirkin bir hatun. Düşmanın sikse, düşmanına acırsın ama üstad bu kadına sırılsıklam aşıkmış.
Maalesef, üstadın bir önceki oneitisi de pek kötü. Kendinden yine oldukça küçük ve MMA dövüşçüsü bir kadın. Onunla evlenmiş ve bir kız çocuğu yaptıktan sonra söylentiye göre hatun kendisini spor eğitmeni ile aldatınca boşanmışlar. Bourdain sonradan yaptığı röportajlarda bu boşanma sonrası uzun süre intiharın eşiğinde yaşadığını söylüyor. Bu intihara meyilli hayattan ise Argento’nun aşkı ile çıkmış (!).
Dünyanın en alfa erkeklerinden biri olabilirsiniz ama eğer kafa yapınız mavi haplı ise tehlikedesiniz. Dünya Argento gibi kadınlarla dolu iken disney soslu oneitis aşkına kapılmak, bir erkeği öldürmese bile süründürebilir.
Bourdain kendini öldürdü zira dünyada isteyebileceği her şeye sahip olmasına rağmen ciğeri beş para etmez bir kadından bile eşsiz bir tanrıça yarabilecek oneitis kara büyüsüne inanıyordu. Argento apaçık hipergamiyi yüzsüzce yaşayacak iken (Bourdain’den kaynak, genç gazeteciden de alfa esansı çekmek) Bourdain instagramdan onun için aşağıdaki foto ile şu mesajı atıyordu :
I ain’t “woke”. I was lucky enough to meet one, truly extraordinary woman – “Uyanık” değildim. Gerçekten olağanüstü bir kadınla karşılaştığım için çok şanslıydım.
Kıssadan hisse, mavi haplı olmayın. Her kadın Argento olmayabilir ama 21. yüzyılın iki on yılını geride bırakmak üzere olduğumuz bu devirde şunu kesin söyleyebilirim : dışarda hayatınızın kadını / oneitis / unicorn olmayı hakedecek tek bir kadın bile yok. Çıkın, ilişki yaşayın, evlenin hatta isterseniz çocuk yapın. Ama hiçbirini aşk ( = muhtaç sevgi) temeli ile yapmayın. Mavi hap çerçevesi ile ilişkiye girmeyin. Mavi hap çerçevesi ile yaşamayın.
Mavi hap öldürür. Alfa olsan da öldürür. Hem de kelimenin gerçek anlamıyla.
Fx7 sormuş :
Mahmut abi sorum feminizmle alakali biraz.
Gecenlerde bi tane adam kadini sokak ortasinda dovuyo diye millet adami linc etti dovdu. Ama adam hakli cikti. Adami aldatmis adamin parasini calmis vs vs.
Misal bir kiz kabul edilemez bir sey yapti diyelim.(ailenden birine zarar ne bileyim onca emek verdigim bir seye intikam ugrunazarar verme vs vs )
Kıza vururdum büyük ihtimal.Cunku bi erkek yapsa sonu kotu olacak şey icin kiza neden alttan alayim eşitlikse eşitlik.
Kizi ilk gordugum yerde saldirirdim da cevredeki tepki beni korkutuyo malum cok yanliş lansedilebiliyo. Sapik var diye bagirir taciz vs vs herturlu erkek haksiz gozukuyor. Yoksa ben mi sığ düşünüyorum.
Ee bunun karsisinda elim kolum bagli mi durayim ne yapmaliyim ki?
Adamı hem aldatıp hem parasını çalan bir kişiye karşı kendini tutmak zor olsa da insan eğer mümkünse akıllıca ve soğukkanlı davranmalı. Dövüş sanatı geçmişimin de etkisi ile şahsen bana saldırmadığı sürece benden fiziksel olarak güçsüz birine saldırmaya karşıyım. Özellikle de bir kadına. Kadın olduğu için değil tabii ki fiziksel olarak çok güçsüz olduğu için. Tek bir yumruğumla komalık olabilecek birine sana ciddi şiddet uygulaması hariç vurmak akıllıca ve etik değil. Biraz doğu felsefesinin de etkisi ile eğer biri beni o kadar sinirlendirebilirse, o kişinin bana karşı (duygusal gücümü kaybetmeme neden olarak) zafer kazanmış olduğunu hissederim. Bu nedenle bence bir insanın tutumu “sen ne yaparsan yap beni duygusal olarak etkileyemezsin” olmalıdır. Biliyorum, Türkiye gibi salya – sümük ağlamanın, beni mahvettin diye böğürmenin ve ota boka öfke nöbeti geçirmenin neredeyse erkeklik ve romantik sayıldığı bir ülkede bu zor. Ama doğru olan bu.
Sokaktakilerin adama girmesini haksız bulmuyorum. Adam, kendisine saldırmamış ve daha güçsüz birine tekme tokat saldırıyor. Ama keşke aynı duyarlılığı mesela daha ufak tefek bir erkeğe saldıran adama da göstersek.
Bakın kadın dayağı haketmez, kadına el kalkmaz falan demiyorum. Ama size 100 kere vursa zarar veremeyecek kadar güçsüz birini tek yumrukta komalık edebilirsiniz, o nedenle vurmayın.
***
Paranı çalan kadını mahkemeye verirsin. Eğer feminizm / eşitlik masalına uyarak karınla ortak hesap / ortak birikim açtı isen ve param çalındı dediğin hatunun o ortak hesabı boşaltması ise, sonucuna katlanırsın. Benim eski eşimle bir ortak hesabım vardı. Hatun onu boşalttı ve ben de üstüne bir bardak su içtim. Benim aptallığım. Kırmızı hap öğretisini unutmasa idim, bir kadının “sana ait her şeyin kendisine, kendisine ait her şeyin de kendisine” ait olduğunu düşünen bir yaratık olduğunu aklımdan çıkarmaz, ortak hesapta o kadar para tutmazdım.
Evli bir kadın, kocasının parasını çalamaz. Yani çaldığını düşünemez. Mümkün değil zira evli bir kadının kafasında kocasının parası kendisine aittir zaten. O nedenle bir kadınla ortak hesap açmayın, açarsanız da maaşınız o hesaba yatmasın. O hesapta büyük para bulundurmayın. Büyük parayı (eğer o paranın çoğu sizin tarafınızdan biriktirilmiş ise) kadının erişiminden uzak tutun. Başından bu konuda katı olun. Kadınlar size ait her şeyi kendilerine ve çocuklarına ait varsayarlar. Ve kadının kafasında o şey, size ait değildir. Siz onu onun için kazanmışsınızdır. Bu kafada biri ile büyük miktarda ortak para bulundurmak akıllıca değil.
***
Aldatma ise biraz daha çetrefilli. Aldatılan erkeğin yapabileceği en akıllıca şey kadını orada ve anında terk etmek. Şöyle terk etmek. Başka şansın da yok. Bir kere bu konuda cinayet işlemeye hakkın yok. Kimse aldattı diye ölmeyi hak etmez. Öyle olsa alfa erkeklerin hepsini telef etmek lazım gelirdi.
Fiziksel şiddetle hatunun aldatmasının sana çok koyduğunu da gösterirsin. Aldatılmak insana koyar tabii ama ben asla beni aldatan bir kadına “vay be Mahmuta çok koymuş” deme zevkini yaşatmazdım. Gerçi sen buhar olursan da öyle düşünecek ama bir tarafı da içini kemirecek.
Eğer aldatan kadını linkteki yazıdaki gibi silersen, en büyük intikamı alma şansın olur. Aldatan insanın içinde hep bir suçluluk duygusu olur. Sen kadını döversen, bu suçluluk duygusunu bir kenara atar ve iyiki aldatmışım der. Buhar olursan, o suçluluk duygusu katlanır. Üzerine de hipergami işin içine girer. Böyle kolayca silebilmen senin yüksek değerli bir erkek olma ihtimaline işaret eder ki kadın hayatı boyunca “acaba büyük balık hem de benim aptallığımdan mı kaçtı” yarasını taşır bir tarafında. Kadınlar bir erkeğin ilgisini bu kadar kolay çekebilmesini her zaman kendilerinin çok değersiz olmasına yorarlar. Bu da bir kadına fena koyar. Kadınlar sosyal olarak daha akıllı yetiştirildiklerinden tabii ki bunu asla erkeğe göstermezler. Ama iç dünyalarında olan budur. Bence bu duygusal “dayak”, 3 – 4 gün sonra geçecek, kadının kendisini haklı çıkarmasına yarayacak ve senin de başını fena derde sokacak dayaktan çok daha iyidir.
Sizin yapmanız gereken hiçbir kadına, karınız bile olsa, gereğinden fazla duygusal yatırım yapmamak. Bunu yaparsanız, aldatılmak şiddetli bir etki bırakmaz. Özellikle de bu devirde, kadınların özgür kızı oynamaya çok meraklı olduğu devirde, bir kadına fazlaca duygusal yatırım yapmak çok tehlikeli. Bakın 61 yaşında, dünyada her şeye sahip bir adam, her tarafından “bana duygusal yatırım yapma” akan oneitisi kendisini aldatınca intihar etti. Mavi hap, bu devirde, çok tehlikeli. Kırmızı haplı bir erkek, kadının melek olmadığını ve en alfa erkeğin bile aldatılabileceğini aklının bir köşesinde tutar.
Aldatmanın tek kalıcı zararı ve erkeğin asıl problemi, kendisine ait olmayan bir çocuğu yetiştirme ihtimalidir. O konuda ise artık babalık testi var. Çocuğa duygusal olarak bağlanmadan gizlice yaparsın babalık testini, eğer çocuk senin değilse karıyı da çocuğu da terk edersin. Gerçi hatun doğum belgesinde baba olarak senin ismin yazıyor diye senden iştirak nafakası isteyebilir ama en azından ilerde duygusal yıkıma uğramazsın.
Okuyucu Murat sormuş :
Aslında tüm bu mevzular , duygularını yok edip tamamen gerçekler üzerinden ilerlemeyi amaç edinmiş adamlar için başarılı sonuçlar verecek. Kadınlarla, iş hayatında, temel insan ilişkilerinde kısaca hayatla yüzleşip duyguları bırakmayı gerektiriyor. En ufak bi duygu kırıntısı bizi düşürmeye yetiyor. Kıvılcımların yangınlara dönüştüğü gibi.
Peki sitenin daşşaklı abilerine soruyorum. Nasıl duygularımızı kontrol edecez?
Tamam, insan ilişkilerinde tamamen gerçeklerle ilgilrniyorum. Ama kendimle baş başa kaldığımda işe koyulmuyorum. Çalışmıyorum . Disiplin yazılarını okudum . Disiplin sahibi olmak için çok uğraştım ama bi noktada patlak veriyorum . Planladığım gibi olmayınca kafam bozuluyor. Kontrol edemiyorum kendimi.Mesela o gün 4 saat uyku 15 saat çalışma hedefledim
bu uyku süresi 10 dakka fazla olsun ya da çalışma süresi bi kaç saat aşşağıda olsun. Moralim bozuluyor sinirleniyorum. Kafayı bozdum bununla. Nasıl bu amınakoduğumun şeyini geçekleştircem artık çok sinirleniyorum kendime.
Bu kadarı abartı diyecek olan olursa sınava gircem yakın zamanda bu zamana kadar hiç bi sikim yapmadım. 20 yaşına geldim bu zamana kadar vaktim boş geçti ve bu beni çook pişman ediyor keşkelerle yaşıyorum resmen.
Öncelikle şunu söyleyeyim, çok az insan uzun süreler boyunca günde 4 saat uyku ile ayakta kalabilir. Nasıl plan yaparsan yap, günde bir 7 saat uyuyacak şekilde yap zira günde 4 saat uyursan, çalışmayı planladığın 14 saat boyunca çalışamayabilirsin.
Maalesef disiplin yazılarını tam okumuşa benzemiyorsun. Dün disiplinsizken bugün çok disiplinli hale geçmek istiyorsun. Dün hayatın boyunca gyme adım atmamış biri iken, bugün 200 kilo basmak istiyorsun (4 saat uyku, 15 saat çalışma). İkisi temelde aynı şey ve böyle bir atlamayı yapman mümkün değil.
Oyun ve disiplin gibi şeyler kavramsal olduğundan size hemen bir anda değiştirilebilir gibi geliyor ama bunlar hemen değiştirebileceğiniz şeyler değiller. Düşünün bir : oyunu ve disiplinli olmayı öğrenmek ne demek? Beyninizde yeni nöron ağları kurmak demek. Daha önce hiç otomatik hale getirmediğiniz bir davranışın beyninizde henüz bir devresi yok ki! Bunları kurmanız lazım. Bunlar da kaslar gibi fiziksel alemde yer alan hücreler ve kas geliştirir gibi yavaş yavaş kurulan şeyler.
O nedenle bir gün gidip 30 kıza yürüyen adam, aynı tempoda 1000 kıza yürüse de havasını alır, haftada 3 kere ama düzenli yürüyen başarır diyoruz. Disiplin de aynı. Disiplin demek, kendi kararınızla bazı davranışları otomatik ve düzenli hale getirmeniz demek. Bunun için o otomatikliği sağlayan beyin devrelerini geliştirmeniz lazım. Kas geliştirir gibi.
bu uyku süresi 10 dakka fazla olsun ya da çalışma süresi bi kaç saat aşşağıda olsun. Moralim bozuluyor sinirleniyorum. Kafayı bozdum bununla.
Yanlış. Bugüne kadar düzenli çalışmayan bir adamsan, çalışma saatini her hafta belli bir süre arttırabilirsin. Günde 3 saat çalışan adam, yarın günde 9 saat çalışan birine dönüşemez. Bir hafta sonra 3.5 saat, sonra 4 saat, vs … bir hızda dönüşebilirsin ancak.
Bu kadarı abartı diyecek olan olursa sınava gircem yakın zamanda bu zamana kadar hiç bi sikim yapmadım.
Bunu demekle “bu kadar abartı diyecek olan olursa Türkiye MMA şampiyonu ile ringe çıkacağım yakın zamanda bu zamana kadar hiç bi sikim yapmadım” demek arasında fark yok. Ne yaparsan yap dayak yiyeceksin. Ama en azından şimdiden çalış ki bir sonraki maça çalışmaya erkenden başlamış ol. Günde 4 saat uyuyup, 15 saat antrenman yaparsan sakatlanırsın, kasların da gelişmez.
Yanlış anlama, yumurta kapıya dayanmış, 15 saat kasma demiyorum. Ama bu yapacağın disiplin falan değil tamamen bir can havli ile oraya buraya saldırmak. Yap ama 4 saat değil de 5 saat uyumuşsun, 15 değil de 14 saat çalışmışsın kafayı bozman bu aşamada aptalca.
20 yaş keşkeler yaşı değil. Bugüne kadar yetişkin geçirdiğin süre 2 yıl, hadi de 4 yıl. 4 yıl hiçbir bok yapmasan bundan sonra disiplinli çalışısan yine toparlarsın.
Sen şimdi istersen can havliyle kas sınava, ama bu disiplin falan değil. Disiplini sınavdan sonra sağlarsın. Üniversite sınavına hazırlanan ve önlerindeki sınavı kazanamayacak çocuklarla görüşüyorum. Hemen hepsinin planı şu: Sınava girerim, sonra sonuçlar gelince çalışmaya başlarım. Hayır. Sınava şimdi çalışmaya başla, sınava gir ve ondan sonra 2 hafta tatil yap ve çalışmaya devam et. Bunu sınavda iyi bir yer gelip gelmeyeceğini bilmeyenlere de tavsiye ediyorum. Şimdiden çalış, sınava gir, 2 hafta dinlen ve sonuçları beklemeden çalışmaya başla. Sonuçlar geldiğinde iyi bir yer kazandığını görsen 1 ay çalışma çöpe gider ama iyi bir yer kazanamadığını görürsen 1 ay eksta çalışmış olursun.
Son olarak da, şimdi üniversiteye girsen 24 yaşında mezunsun, gelecek sene girsen 25. Hemen hayata atılırsan, 25 yaşında mezun olduğunun acısını uzun dönem çekmezsin.
Öncelikle pornonun bir başka zararı da bu BBC olayı. Ortalamanın üstü bir adamı bile aşağılık kompleksine sokar. Sanki bizim haşır neşir olduğumuz kızlar Türkiye’de yaşıyor Sahra Altı Afrika’sında seks yapıyormuş gibi bir derde düşürür.
Şimdi penis boyu önemli ve bu acımasız konuya bir ara geliriz. Ama dünyada erkeklerin sadece 3%ünün penisi 20 cm üstünde yani rahat olun.
Şimdi baktım Türkiye’de erkeklerin penis boyu ortalaması kalkmış halde 14 cm. Bu açıdan bakınca kadınların fantazisi ne olursa olsun ellerindeki malzeme ortalamanın altı zaten.
Yani durum göreceli. Ben Tayland’da yaşadım bir süre ve Asya’yı gezdim. 15.5 cm bir zamazingo ile Rokko muamelesi görüyorsun. 13 cm ile Venezuella’da yaşasan tabii sıkıntı büyük zira orada ortalama 17 cm.
Ama sen zaten performansı sormuşsun. Kadının g noktası bildiğim kadarıyla vajina ağzından 5 cm içerde ve tepede. 13 cm bir penis ile misyoner ya da bacak omza oraya düzenli çakman kolay.
AMA olay o değil. Olay birbirine tamamen zıt şeyler olan şu ikisi.
BİR ve bu en önemlisi, kadına zevk vermeyi öncelik yapan beta oğlan kafası ile kadına zevk veremezsiniz. Zira kadını zevkten uçuran bir sikiş, kadının ayaklarını yerden kesen bir öpücük beta fantazisidir. Aslolan sikenin ve öpenin maskülenite seviyesidir 😀 Birinci kural şu : önce kendi zevkini düşünerek yaptığın seks genelde kadına daha fazla zevk vermene neden olacaktır. Ve önce maskülen olacaksın. Kadına en çok zevk verecek, beraber olduğu erkeğin maskülenitesidir.
İKİ, sadece kendi zevkinizi düşünmeyeceksiniz. Ama abi daha şimdi ne dedin demeyin. Kafanızda önce kendi zevkinizi düşüneceksiniz ama sadece kendi zevkinizi düşünmeyeceksiniz. Erkeğe en hızlı zevki veren hareket ile kadına en iyi zevki veren hareket aynı değil.
Erkek için yılların partneri Elizabeth ile olduğu gibi yatay bir çizgide içeri – dışarı hareket erkek en hızlı boşalma hareketidir ve çoğu erkek bu hareketi yapar. Ama kadınlar için bu hareket çoğu zaman orgazm yaratmaz.
Kadın için en iyi hareket nedir? Kadın üste çıkınca nasıl hareket ettiğine bakın. Kadın üste çıktığında penisi içeri alıp sanki kalçalarını sürtüyormuş gibi ileri geri hareket eder (porno filmlerdeki 25 cm borunun üstünde hoplamayı unutun). Resmen neredeyse tüm penis içerde kalır. Neden? Zira böylece klitorisini erkeğin kasığına sürterek klitoris orgazmı yaşarken bir yandan da içerdeki penis G noktasına vurur.
Hatunun boşalmak için bir 10 dakika klitoris uyarısına ihtiyacı var. Bunun için yapabileceğiniz şeylerden biri 8 + 8. 8 kere hızla ama tam sokmadan içeri girip çıkın sonra da 8 kere yavaş ama dibine kadar girip çıkın. Her girişte ise penisin üstünde etek traş bölgesini klitorise vuracak şekilde tam girin. Hatunun üstüne yatakta bacak omza çıkmak bunun etkisini arttıracaktır (hatunların bu pozisyonu sevme nedeni).
Böylece hatunu içerden ve dışardan uyarırsınız. Hem de bırakın 1o dakikayı 30 dakika pompalayarak 3 – 4 orgazm yaratırsınız. Diğer pozisyonlar da güzel olsa da ilk 15 dakika misyoner ve cow girlden şaşmayın. Mesela doggy’de klitorisi uyarman çok zor.
Bu bahsettiğim tekniğe 13 cm penis de yeter, 11 cm de. Ama kadınlar penis boyunu erkeğin önseçilim şansı ve başka bazı nedenlerden dolayı ister istemez maskülenitesi ile ilişkilendirirler ve penis boyu, erkeğin boyu kadar olmasa da önemlidir. Kısa bir penis dezavantajdır.