İş veya arkadaş çevresindeki eski sevgili – Vaka Çalışması ve Soru & Cevap

Şimdi ele alacağımız vaka çalışmasındaki takipçi, 7 aylık ilişkisinin son 4 ayında peşte koşan, daha çok arayan ve kaybetme korkusuna daha çok düşen taraf olmuş. Kızın üzerine de çok düşmüş ve kız soğumaya başlamış. Daha sonra bizim eski sevgiliyi geri kazanma yazısını okuyup oradaki gibi davranmaya başlamış ama yazanları uygulamasına rağmen kız kendisinden ayrılmış.

Neyse ki o yazıda ayrılınca ne yapacağı da yazıyor. İletişimi kes kuralı (no contact kuralının) “ayrılığı istemesem de kabul ediyorum, fikrin değişirse bana haber ver” kısmını harekete geçirmiş.

Bu aslına bakarsanız eki sevgili konusunda istediğiniz şeyi elde etmek için olasılıkları en çok arttıracak şekilde davranma yolu olsa da, sonuçta karşınızdaki kendi hayalleri ve istekleri olan bir insan matematik problemi değil. Bazen her şeyi doğru yapsanız bile ilişki ayrılığa gider. Özellikle de bu arkadaşın yaptığı gibi 4 aylık bir yanlış yapma birikimi varsa son anda kurtarmak çok zor olabilir.

Fakat bu iletişimi kes kuralını, no contract kuralını uygularsanız, hem kendinizin hem de kızın size olan saygısını arttırırsınız. Yani bu % 100. Yine % 100’e yakın olan şey de bu ayrılığı en kısa sürede atlatırsınız ve yeni bir ilişkiyi de daha kısa sürede bulursunuz.

Arkadaş ayrıldıktan sonra kızı bir süre aramamış sormamış. Kızın yeni Instagram fotoğraflarını beğenmesinin etkisiyle (instagram fotoğrafını erkek atıyor), kıza mesaj atmış ve ardından da klasik arkadaş kalalım teklifini yemiş.

Bu kızla yeniden birlikte olmak isteyen bir insan için büyük bir hata. Instagram’da, sosyal medyada direkt ulaşmadan, yani mesaj kutusundan mesaj atmadan ya da aramadan, yapılan hareketler, kız size ulaştı anlamına gelmiyor. Ayrıca “fikrin değişirse bana ulaş” dediği kıza ulaştığı için hatası daha da kötü.

Neyse konumuz bu değil. Takipçiden devam edelim:

“Kız ile arkadaş çevremiz ortak. Ben kıza, “arkadaş çevremizde arkadaş olabileceğimizi” ama birebir arkadaş gibi görüşmek istemediğimi söyledim. “Seni anlamıyorum, neden böyle yapıyorsun?” gibi bir şey söyledi.”

Şimdi arkadaşlar ortak arkadaş çevrenizde olan, iş arkadaşınız olan bir kızla sevgili olduğunuzda ve sonra da ayrıldığınızda, mecburen o ortak çevre içerisinde arkadaşsınız. Yani hiç konuşmamazlık edemezsiniz. O ortak arkadaşlığa ya da daha doğrusu onun daha alt bir versiyonuna geri dönersiniz. Nasıl geri dönersiniz? Arkadaşlığı çaktırmadan minimuma indirirsiniz.

Şimdi burada arkadaşın yaptığı şey doğru yani birebir arkadaş olmayacak ama o ortak arkadaş çevresinde arkadaş olarak kalabilecek. Kız burada “seni anlamıyorum, neden böyle yapıyorsun” derken aslında arkadaşı çok iyi anlıyor. Kendisine saygısı olan bir erkeğin özellikle ayrılık kendi fikri değse, sevgili olmaktan arkadaş rütbesine düşmeyeceğini, bunu kabul etmeyeceğini gayet iyi anlıyor. Ya da anlaması lazım. Asıl anlayamadığı şey muhtemelen, düne kadar peşinde koşan adamın böyle çizgi çizebilmesi, böyle bir omurga göstermesi

Peki Mahmut abi, arkadaş çevremdeyken ve sıklıkla ortak arkadaşlarla buluşuyorken, kızla iletişimi nasıl keseceğim?

Bu, sitenin yorumlarında sıklıkla sorulan bir soru. İş çevresinden, arkadaş çevresinden ya da belli bir etkinlik çevresinden bir kızla ayrıldığınız zaman, o kızla iletişimi %100 kesemezsiniz. İdeal bir durum değil ama insanın içine düşebileceği bir durum. Biz iş çevresinden, arkadaş çevresinden, sınıftan, aynı etkinliğin çekirdek elemanlarından kız  arkadaş yapmayın diyoruz. Sebebi de ayrılık sonrası bu duruma düşmesi. Ama birçok insanın bu şekilde kız arkadaş yaptığını ve hatta bu şekilde evlendiğini biliyorum.

Burada sorun ayrıldıktan sonra yüz yüze bakmanız ve tek sorun terk edilmek de değil. Birçok insan sadece terk edilmek kısmını düşünüyor ama diyelim ki kızı siz terk ettiniz. Sürekli karşınızda, sürekli üzgün ve belki sürekli olarak sizinle barışmaya çalışacak ve böyle şeylerle uğraşacaksınız. Yani siz terk ettiğiniz zaman da problem.

Şimdi burada yapabileceğiniz birkaç şey var. Öncelikle birebir aramaları bırakacaksınız yani o arkadaş çevresinde, iş çevresinde artık ne çevresinde ise o kızla orada karşılaşmalarını haricinde kıza ulaşmayacaksınız. Asgari bir merhaba, iki çift laf kibarca yapılabilir fakat bunu gidip siz yapmayacaksınız. O size gelip konuşursa kibarca kısa keseceksiniz.

Eski sevgilinizle beraber çalışıyorsanız hiç iletişime geçmemezlik edemezsiniz ama diyelim ki bir iş var ve sizin birine danışmanız gerekiyor. Çaktırmadan o hariç danışabileceğiniz biri varsa ona danışacak ya da o diğer kişi ile çalışacaksınız. Kızdan başka alternatif yoksa tabii yapacak bir şey yok. O zaman en azından, iletişimi sadece o bağlam içinde tutacaksınız.

Birçok erkeğin yaptığı hata, böyle bir durum ortaya çıktığında bunu kızla konuşmak için fırsat olarak kullanmaya çalışmak ve aslında alternatifi varken kızla çalışmak. Daha da kötüsü birçok erkek, kızla iletişim kurmak için olmayan işler bile uyduruyor.

Bu arada tabii ki iletişimi kes kuralının ikinci ve üçüncü ayaklarını uygulayacaksınız. Yani kızdan bilgi almak yok (özellikle online stalklamak yok) ve kendi hayatınıza odaklanmak var.

Çevrenizde olduğu için kızı tamamen görmezden gelemezsiniz. Bu zaten bir kere kuyruk acısı belirtir. Kızın ne düşündüğünden bana ne diyorsanız şunu da söyleyeyim. Bu şekilde davranmak kendinize de bu mesajı verir ve sizin ruhunuzu yaralar.

Mesela “selam verelim mi?” diye çok soruluyor. Selam verin. Baş hareketiyle bir selam verebilirsiniz. Ama gidip konuşmayın. o size gelip konuşursa da başınızdan kibarca savın. Ufacık bir konuşun ve sonra işim var diye bir bahane uydurun ve sıvışın.

Selam verdinizde kız eğer selamınızı almazsa o zaman siz de selam vermeyi bırakabilirsiniz. O sizle konuşmuyorsa oturup zorla konuşmaya çalışmayın. Kız sizi görmezden geliyorsa bu konuda bir şey yapamazsınız.

Tabii kızı tamamen silmek istiyorsanız, istediğiniz buysa bunu da yapabilirsiniz. Birçok insan bana bunu sorarken aynı zamanda geri dönme ihtimalini de soruyor. Geri dönme ihtimali olması için, ortak çevrede diğerlerini de rahatsız edebilecek bir soğukluk yaratmamak için, asgari insani iletişim seviyesini tutturmanız en iyisi. Fakat amacınız bu kızı bir an önce atlatıp kafanızı toparlamaksa ve bunun tek yolu buysa yapabilecek bir şey yok.

Asgari insani veya profesyonel iletişimi tutturdunuz mu, bunu olgun bir şekilde yaptığınız zaman, karşı taraf sizi drama ile özdeşleştirmez. Daha önceden peşinden koşarak, kıza ne kadar üzüldüğünüzü göstererek, dil dökerek, vs. drama ile özdeşleştirildiyseniz, olgun bir asgari iletişim ile, drama ile özdeşleştirilmeye son verirsiniz. Kibar ama mesafeliyseniz, karşınızdaki insan sizi rahat, çekici, eğlenceli ve sakin gibi pozitif şeylerle özdeşleştirme başlar. Siz zor günlerde sarsılmayan ve pozitif ruh halini koruyan güçlü biri olursunuz.

Zaten kızın ve sizin bilinçaltınızda, sizin erkeklerin %90’ı gibi drama yaratacağınız beklentisi var. Bunu istediğinden ya da istediğinizden değil, sizden beklenen bu. Hem kızın hem de sizin, eşleştirildiğiniz drama dolu insan olmadığınızı görmeniz oldukça önemli.

İş çevresinde veya arkadaş çevresinde yapmanız gereken çok önemli bir şey daha var. Ayrılıktan sonra ortak arkadaşlarınızla asla ama asla kızla ilgili konuşmayın. Birçok işgüzar gelip size aranızı yapmayı teklif edebilir. “Neden ayrıldınız, çok yakışıyordunuz falan filan” gibi şeyler söyleyebilir. Birçok arkadaş yardım edeceğini sanarak habersiz bir şekilde kızla konuşabilir. Sizin dediğiniz her şeyi kıza taşırlar, kızın dediği şeyleri de size taşırşar. Fakat yine iyi niyetle her şeyi abartır iyi olan şeyleri abartırlar.

Mesela kıza gidip “Mahmut ile dün konuştum, çocuk çok üzülüyor bak bir şans versen” gibi iyi niyetli bir şey söyleyebilirler. Böylece de kıza yanlışlıkla “Mahmutcan’a ayrılık çok koymuş, Mahmutcan zayıf bir erkek” derler. Ya da size gelip “Aslıcan seni çok seviyor, aslıcan aslında seni çok seviyor, sevgi hala var, aslında sen gidip konuşsan onu bekliyor” diye coşkuyu verirler. Adamı gazlayayım da beraber olmaları için adımı atsın diye düşünürler. Ortak arkadaşlar, iş arkadaşları ve bazen kendi arkadaşlarınız, iyi niyetle böyle şeyleri batırmakta ustadırlar.

Ortak arkadaşlarınız size bu konuyu sorarlar. Sizin bu soruları kibarca geçiştirmeniz lazım. Nasıl olduğunuzu sorarlarsa “iyiyim” deyin geçin. “Düşünüyor musun?” gibi şeyler sorarak fazla zorlarlarsa, “ya kardeş ayrıldık işte, yani daha fazla konuşmanın bir anlamı yok” diyerek savuşturun. Mümkün olduğu kadar sinirlenmeyin, duygu göstermeyin. Mümkün olduğu kadar tabii ki, özellikle ilk başlarda duygu göstermemeniz mümkün olmayabilir.

Bazı insanlar maalesef arkadaş çevresini, eski kız arkadaşlarına ulaşmak için özellikle kullanmaya çalışıyorlar. Bu büyük bir hata. Kendi ilişkinize, eski kız arkadaşınızla olan eski ilişkinize bile, üçüncü şahısları koymayın. Burada benim tavsiyem kişi özellikle arkadaş çevresinde ise özellikle iş yerinde olan eski kız arkadaştan uzak duramayabilir ama yapabiliyorsanız bir süre o arkadaş çevresinden uzak durun. Başka arkadaş çevrelerinize takılın ki birden fazla arkadaş çevreniz vardır diye umuyorum. İşte ise eğer çok kötüyseniz 2-3 gün, belki bir hafta izin alabilirsiniz.

Bu arada kendinizi geliştirmeye, sosyalleşmeye ve eğer ilişki uzun bir ilişkiyse, 2-3 ay bekledikten sonra yeni limanlara doğru yelken açmaya başlayın. Bunu kızın gözüne sokmayın. Bu konuda o yokmuş gibi davranabilirsiniz çünkü kız sizi terk etti. Onun bu olay konusundaki duyguları yüzünden normal hayat akışınızı saklamak zorunda değilsiniz Ama mümkün olduğu kadar göstermemeye çalışın. Çünkü gösterdiğiniz şey manipülasyon olarak algılanabilir ki birçok insan bunu manipülasyon olarak yapıyor. “Bak başkalarıyla çıkıyorum, başkalarıyla flört ediyorum, tercih edilen biriyim” diye göstermek için yapılıyor ama kızın geri dönmesini istiyorsanız, bu hareketler ters teperler. Kızın geri dönmesini istemiyorsanız bile iyi bir şey değil. Zaten kızı siz terk ettiyseniz yapmayın, yazıktır. Böyle şeyleri bir süre mümkün olduğu kadar gizli yapın

Siz iyileşiyorsun, ayrılık acısını atlatıyorsunuz, kızı unutuyorsun ama bazıları “abi kız bunu nasıl görecek?” diye soruyorlar. Duruşunuzdan, vücut dilinizden görür. Onu bırakın, Instagram’daki bir fotoğrafınızdaki duruşunuzdan görür.

Başka bir kızla sanki aralarında bir şey var gibi fotoğraf koyduğunuzda, manipülasyon yaptığınız öyle bir sırıtıyorsun ki! Kadınlar bunu nasıl anlarlar demeyin.Başka biri yapsa siz de anlarsınız. “Mahmut ayrılığın acısıyla bir kız bulmuş, güya sevgililermiş gibi fotoğraf koyuyor” dersiniz. Şu an başka algılarınız kapadığı için belki siz göremiyorsunuz ama dışarıdan görünür.

Ben yakın çevreden kız arkadaş tavsiye etmiyorum ama birçok insan buraya geldiğinde zaten öyle bir kız arkadaşı olmuş oluyor. Ya da “Ya Mahmut Abi, gönül ferman dinlemiyor” diyerek bu tavsiyeyi boş veriyor. Ya da bazen küçük bir yerde yaşayan, iş yeri haricinde, sınıf haricinde, belki de etkinlik çekirdek grubu haricinde kız arkadaş yapma yolu da çok fazla olmayan erkekler oluyor. Ama maalesef birçok insan da, gerçekten hiç sosyalleşmediklerinden, dışarıda kız yapabilecekken çok yakın çevresine mecbur kalıyor. Eğer yakın çevreden kız arkadaşınız olacaksa bunun dezavantajları var. Kıza yürüyorsunuz, kız reddederse yüz yüze bakıyorsunuz. Çıkmaya başladınız ayrıldınız. Terk ettiniz veya terk edildiniz. Sürekli göreceksiniz.

Üniversitedeyken genellikle aynı üniversiteden kız arkadaşınız oluyor ve ayrıldıktan sonra bu kızı sürekli görüyorsunuz. Aynı bölümde olmasanız bile aynı kulüpte, aynı etkinlik içinde olmasanız bile görüyorsunuz. Ama diyelim ki aynı sınıftasın aynı etkinlik içerisindesiniz. Beni eski sevgili konusunda arayan üniversiteli arkadaşlar, kızı başka bir erkekle görmekten çok korkuyorlar.

Üniversitede hepimizin, hadi hepimizin olmasa da birçoğumuzun, kız arkadaşları oldu. Böyle şeyler başımıza geldi. Benim de başıma da geldi. Terk eden eski kız arkadaşımı yeni erkek arkadaşıyla kampüste gördüm hem de ayrıldıktan çok kısa süre sonra bile gördüm. Tamam çok can sıkıcı bir şey ama merak etmeyin, öyle korkunç bir şey değil, size hiçbir şey olmuyor. Zamanla atlatıyorsunuz. Sandığınız kadar korkunç bir şey değil.

Şimdi biraz soru cevaplayacağım.

Soru cevaplamaya geçmeden önce arkadaşlar bizim bir patreon kanalımız da var. O kanalda patreon üyelerine özel birçok yayınımız var. Bu yayınlara da göz atmanızı da tavsiye ederim. Ayrıca patreon hesabında muhabbet alanı var chat alanı var. Oradan bana soru sorabiliyorsunuz. Burada sırada yüzlerce mesaj var, orada daha az insan olduğu için orada soruları soruları daha hızlı cevaplıyorum. Herkes girebilsin diye de Patreon aylık ücretini sizin belirleyeceğiniz şekilde koydum. Patreon oraya 5 Dolar koyuyor ama siz istediğiniz miktara çevirebiliyorsunuz.

Patreonda üye olup kanalımıza destek veren ve aynı zamanda oradaki yayınlardan yararlanan arkadaşlara da teşekkür ederim.

patreon.com/erkekadam

Sevgilimin, eski sevgilisinin arkadaşlarıyla görüşmesi bir problem midir sence?

Eski sevgilisiyle görüşmüyor ya da onunla alakalı kalmak için yapmıyorsa çok büyük bir problem değil.

Bu arada, sevgilinizin eski sevgilisi etkinlik grubu içinde, sınıfta veya iş yerindeyse o adamı görecek. Kıza da arkadaş grubunu hayatından çıkar çünkü orada eski sevgilin var diyemezsiniz. Bu durumdaki bir kızla çıkmayabilirsiniz ama kız arkadaş çevresini, işi bırakmazsa bu da size karşı bir saygısızlık değil.

Eski sevgilimle aynı sınıftayız. Yeni sevgilimle de aynı fakültedeyiz.

Dar alanda kısa paslaşmalar.

Eski sevgilim yeni sevgilime benim için öyle böyle diye vermiş veriştirmiş. Söylediklerinin bir kısmı da doğru. Sevgilim eski sevgilimin söylediklerine dayanarak benden ayrılmak istiyor. Şimdi ne yapmalıyım?

Eski sevgilinin söylediklerinin bir kısmı doğruysa bir kısmı da yanlış. Yalanlarına odaklanacak ve devam etmek istediğini söyleyeceksin. Eski sevgilinin kuyruk acısından, seni başka biriyle görmek istemediğinden yalan yanlış konuştuğunu söyleyeceksin. Sonuçta senin şimdiki kız arkadaşına seni kötülüyorsa, bu kızın seni biriyle görmek istemediği için bunu yapıyor olması büyük bir olasılık. Kendisi seni yeniden istemiyor bile olsa seni biriyle görmek istemiyor olabilir.

Eski kız arkadaşının söylediği doğru şeyler saçma sapan şeylerse bilemeyeceğim. O zaman kız haklı. Ama böyle bir durum yoksa ve yeni kız arkadaşın eski kız arkadaşının sözlerine dayanarak seni terk ediyorsa, eski kız arkadaşının sizi ayırmak gibi bir amacı olabileceğini anlayamayacak kadar gerizekalıysa, yeni kızdan kurtulmuş olursun.

Mahmut abi eski sevgilimle aynı kampüsteyiz hemen hemen her gün görüyorum. Ayrılalı 3-4 hafta oluyor. Kampüste başka bir kızın instasını alırken tam arkamdaymış ama fark etmemişim. İşin kötüsü onu hala seviyor olmam.

Ne zamandır çıkıyorsunuz bilmiyorum ama eğer 6 aydan uzun bir ilişkiyse, kız sizi terk etse bile kızı yeniden istiyorsanız, 3-4 ay yeni kızlara yürümeyin. İlişki daha kısa ise 1-2 ay. İlişkiniz biter bitmez o kıza atlayayım, bu kıza atlayayım moduna girmeyin. Yapacaksanız bile biraz gizli yapın. Çünkü eski kız arkadaşınız bunu görürse size dönüş ihtimali ciddi oranda düşer. Ya da daha kötüsü bu aktiviteler, eski sevgili döndükten sonra ortaya çıkarsa, o dönüşün devam etme ihtimali ciddi oranda düşer.

Genel olarak ayrılık sonrası 1-2 ay ya da 3-4 ay kızlara yürümeden durabilmeniz lazım ve aslında yürümeseniz daha iyi. Bu dönemde kafayı dinleyin, sosyalleşin, içinde kadın akışı olan sosyalleşmeyi arttırın.

Bazı erkekler kadın onayı bağımlısı olduklarından, sürekli bir kızla ya da birçok kızla olmak zorunda hissediyorlar. Birini unutmak için kadına ihtiyacınız varsa, çiviyi ancak çivi ile sökebiliyorsanız, çiviye bağımlı olursunuz. Kadın bağımlısı adam zayıf bir adamdır. İlişkisinde de kadına bağımlı olur.

Erkek ilişki sonrası 3-4 ay yalnız kalmaktan zevk alabilmeli. Ayrılık acısı orada var tabii ki ama yalnız olmanın da güzellikleri var, bunları yaşamayı bilmeli. Tabii sosyal hayatı da hızlandırmalı çünkü 3-4 ay geçtikten sonra yeni limanlara açılmak için, sosyal hayata ihtiyacı olacak. Yani yalnız kalmaktan kastım, 3-4 ay, belki 6 ay eve ya da iş – spor – ev mağarasına kapanıp sonra birden piyasaya çıkmaya çalışmak değil.

Aslında terk edildiyseniz, sizi terk ettiğinin ertesi günü biriyle görüşmeye başlayabilirsiniz, böyle bir hakkınız var. Terk edenin böyle bir şeye hayır deme hakkı da yok çünkü terk eden kendisi. Fakat ayrılık sonrası 1-2 ay içerisinde başkaları ile olmak hiç de ilişkilik bir insan davranışı değil ve aynı zamanda karşınızdakinin yeniden dönme ihtimalini sıfırlayan bir şey.

Şimdi ne yapmalıyım bilemedim kızın yazmasını mı bekleyeyim? Ben mi yazayım? Yazarsam bu bu konuyu açayım mı? Ya da kız yazarsa bu konuyu açmazsa ben açayım mı?

Yavaş! Sakin. Sen kıza yazmak için bahane arıyorsun. Ne yazması? Eski sevgiline niye yazacaksın?

Her şeyin bittiğini kabullenip yoluma mı bakayım?

Her şeyin bittiğini kabullenip yoluna bakmak, ayrılık nasıl olursa olsun, ayrıldıktan sonra ilk yapman gereken şey. Her şey iyi bitse bile, yeniden dönme ihtimali yüksek olsa bile, doğru zihin yapısı, her şey bitti ben yoluma bakayım zihin yapısıdır.

Ama bir iki senedir çıkıyorsunuz, kızla ayrıldınız. Belki terk etti. 3-4 haftada nasıl birini atlayacaksın ki? Tamamen duygusal bastırma için yapıyorsunuz bunu. Normalde bazı arkadaşlar geliyorlar ve “ayrılalı bir ay oldu, 2 senelik 3 senelik ilişki abi, kimseyi gözüm görmüyor, kimseye canım istemiyor” diye şikayet ediyorlar. Normali bu zaten. 4 ay belki 5 ay sonra da aynı durumdaysan anormal ama daha bir hafta geçmiş, 2 hafta geçmiş, 1 ay geçmişken başkasını gözünüz görmemesi normal. Sonra görecek merak etmeyin. Ama 3-4 ay geçtikten sonra kendinizi yeni limanlara zorlamaya da başlayın, içinizden isteğin gelmesini beklemeyin. Genellikle önce siz limanlara açılıyorsunuz, istek sonra geliyor.

Kızı gördükçe unutma süresi uzuyor Mahmut abi. Bir de kızın gözünün önünde başka bir kıza yazılınca kendimi suçlu gibi hissettim. Kızın gözümün önünde ağlamamak için kendini zor tuttuğunu gördüm, vicdan yaptım. Salaklığıma doymuyorum.

Eski Sevgili konusunda sıklıkla duyduğum bazı kalıplar var. “Vicdan azabı çekiyorum”, “onun biriyle olmasından çok korkuyorum”, “bir şeyler yarım kaldı gibi hissediyorum”, “abi son söyleyeceğim bir şey var, bak ama çok mantıklı ama yani başkalarının bahanesini bilmem ama benim ki çok mantıklı” diye bana ulaşıyorlar.

Bu konuda kafanızdaki düşüncenin içeriğinden çok sizi neye yönlendirdiğini dikkat edin. Bu düşünce sizi kızı aramaya yönlendiriyor ve beyninizi şu an ele geçirmiş olan tarafın bu düşünceyi üretme amacı da zaten bu: sizi, kıza ulaşmak için kandırmak.

Kıza ulaşmayı çok istiyorsunuz ve kıza ulaşmak için bahane arıyorsunuz. Herkesin bulduğu bahane farklı ama böyle ilk beşe girecek bahane kalıpları da var. “Vicdan azabı çekiyorum” bunlardan birisi. Kıza ulaşmak için bahane arıyordun, aha da buldun.

Abi selam. Eski kız arkadaşımın yakın kız arkadaşıyla aynı spor salonuna gidiyoruz. Eski kız arkadaşım bana çok sıcaktı ama sabahından birden ayrıldı. Yeni ayrıldık. Salondaki kızla sohbet ettiğimizde, ayrılıktan etkilenmiş olsam da hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorum. Bu bilmiyorum doğru mu?

Doğru davranıyorsun.

Kızla ilgili, ayrılıkla ilgili hiçbir kelime etmedim. Bu arkadaş da etmedi.

Abartı bir şekilde “çok iyiyim, neşeliyim, bana bir şey olmaz” gibi göstermeye çalışmayın. Onun da manipülatif bir şey olduğu anlaşılır. Biraz üzgün görünebilirsin, sonuçta yeni ayrıldınız. Ayrılık üzüntü getirir, bu doğal bir şey. Fakat mümkün olduğu kadar göstermeyerek doğru yapıyorsun.

Bu kızla aynı salona gitmem no contact kuralının merak evresini öldürüyor mu? Kızın geri dönmesini istiyorum.

Ayrıldıktan sonra eski sevgilinin geçtiği aşamalar ile ilgili burada bir yazı yok ama Patreon’da bir yayın var ve aynı zamanda iletişimi kes kuralı kitabında da bir bölüm var.

Merak evresini öldürmezsin. Merak evresini öldürmen için arkadaşıyla onu konuşman, kendi hayatınla ilgili arkadaşına gereğinden fazla bilgi vermen lazım. Aslına bakarsan mağrur duruş sergilersen, bu karşılaşmalar ile merak evresine geçişi bile hızlandırabilirsin.

Aynı sınıfta, mesela küçük derslikte, eski sevgiliye selam verip mi oturmalı? Mesela genel sınıfa selam verip mi oturmalı. Yani yan yana oturuyoruz, sınıf düzeni öyle.

Selam versek de mi otursak, yoksa selam vermesek de mi otursak. İşte bütün mesele bu.

Lise sanırım. Kıza selam verebilirsiniz, başkasına selam verebilirsiniz. Normal bir arkadaşınıza selam vermeniz gerektiğinde selam verdiğiniz gibi selam verin.

Mahmut abi aynı iş yerinde bir kızla beraberdim. Alkol kullanım sorunu var, ciddi alkol kullanıyor. Çerçeveme uymadığı için ve uzun ilişki materyali bir kızın böyle bir huyunun olmaması gerektiği için öncesinde ultimatum vermeden rahatsızlığımı dile getirdim Kullanıma devam ettiğini öğrendiğim için aynı gece kibar ve yumuşak bir şekilde arabasına bindirdim ve uğurladım.  Bu noktaya kadar bir sıkıntı var mı?

Soruya gel. Var tabii, alkolik kız nikah basılacak kızdır, sen ne yaptın?

Bence böyle problemi olan kızlarla beraber başından beraber olmasanız daha iyi. Çünkü sonradan düzeltmeye çalışmak genelde nafile çaba oluyor.

İş yerindeyiz ve aynı arkadaş çevresinde nasıl davranmam uygun olur?

Az önce nasıl davranmanız gerektiğini söyledim.

Kendisi yüzüme bakamıyor. Ben de kuyruk acılı görünmek istemem.

Kızı sen bıraktın, kuyruk acın nasıl oluyor? Selam veriyorsanız ve karşılığında selam vermiyorsa ya da yüzünüze bakmıyorsa mecburen selam sabahı keseceksiniz. Sizinle konuşmayan kızla zorla konuşmaya çalışmayın.

Arkadaş buluşmalarına katılmak gibi iş yeri rutinleri gibi konularda arada kaldığım için sormak istedim.

Bu tür rutinlere katılman gerekiyorsa katıl. Bir süre mümkün olduğu kadar bir miktar azalt. Terk eden sensin. Senin için değil aslında onun için sorun.

3 yıllık bir ilişkim vardı, ister istemez benim arkadaş ortamıma girdi.

3 yıllık ilişkin arkadaş ortamına girer. İster istemez diye bir şey yok.

Benim arkadaşlarımla samimi oldu. İlişkimiz bitti ve arkadaşlarımla hala denk gelince görüşüyor, mesajlaşıyor. Onun arkadaşları ben beni takipten çıktılar. Ben de kendi arkadaşlarımdan onu takipten çıkmalarını, görüşmelerini istemeli miyim?

Gerek yok. Onların arasında olan seni ilgilendirmez. Sadece arkadaşlarına ondan sana bilgi taşımalarını söyle. Sen de arkadaşlarınla onu konuşma. Yalnız eski kız arkadaşının arkadaş çevrenden arkadaşın olarak senin yanına sokulmasına izin verme. Çünkü yeni kız arkadaşın için büyük sorun olur.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Seviyorsa neden ayrıldı, sevmiyorsa neden seni seviyorum diyor? – Vaka Çalışması

Mahmut reis merhaba. Yaklaşık bir ay önce kız arkadaşımdan ayrıldım.

Kim terk etti?

Ayrılığımız sebebi bir çok sorunumun üst üste gelmesiydi ve kızın da son aşamada bana yaptığı bir hata ile ona patlamamdan ötürü olmasıydı.

Kaç aylık ilişki bilmiyorum ama sorunlarınızı kendinize saklamak yerine duygusal olarak kıza yaslanmaya çalışırsanız genelde terk edilirsiniz. Direkt sorunlarınızı yansıtmak yerine sorunlarınız yüzünden ortaya çıkan siniri, depresyonu yansıtmanız da aynı şey.

Genel olarak ilişkide aldığım yada yaptığım şeylerin kıymetinin bilinmediğinden kaynaklı bir tartışmamız oldu ve işin sonunda beni son kez terketti.

İlişkide ne hata yaptığını anlatmamışsın ama bu cümle bu konuda bir ipucu veriyor. Muhtemelen, tipik efendi erkek / beta erkek kafası ile, ilişkinin kadınına döndün ve daha fazla vererek daha fazla alacağını düşündün. Bunun doğal sonucu olarak aşırı duygusal yatırım yaptın ve kız da senden soğuduğu için terk edildin. “Aldıklarım” dediğin de sevgiyi rüşvetle almaya çalıştın tabii olmadı.

Ayrılırken beni sevdiğini ama ilişkinin devam etmeyeceğini de ekledi.

Bu genellikle, “seni insan olarak seviyorum ama (artık) erkek olarak sevmiyorum” demek.

O gece pek çok kez ulaşmaya çalıştım.

Seni terk edene ulaşmak, ilişkinin bitmiş olarak kalmasını sağlar, ilişkinin yeniden başlamasını değil. Ayrıca “son kez terk etti” diyorsun. Anladığım kadarıyla birden fazla kez terk edildin. Bir kadının sizi sadece iki kez terk etmesine izin verin. Bu kız muhtemelen sana dönmez ama dönse de almaman gerekli.

Ama sonra kabullendim. Aradan on gün geçmişti ve her yerden de engellenmiştim. Neyse o 10 günün sonunda dayanamadım ve başka bir hesabına yazdım.

İletişimi kes kuralını bozman zaten facia ama engelleyen birine ulaşman çok küçük düşürücü. Sizi engelleyenle ilgili ne yapmanız gerektiğini şu yazıda yazmıştım: beni engelledi, ne yapmalıyım?

Düzgünce dedim ki çocukluğu bırakalım …

Seni engellemiş, istediğin kadar “düzgünce” de.

kalbinde başka birisi varsa yada beni sevmiyorsan saygım sonsuz ama seviyorsan bana söyle, ben uyuyamıyorum rahat edemiyorum vs dedim.

Sanırım yapabileceğiniz en ciddi hatalardan birisi, bir kadın olmadan yaşamınızı doğru dürüst devam ettiremediğinizi, o kadına ilan etmek. Bu saçmasapan filmlerde romantik, sevgiyi arttıran bir şey diye satılsa da, gerçek hayatta etkisi tam tersi. Kadına, “ben yüküm, sen taşımazsan ben hareket edemiyorum” diyorsunuz. Kadın ya da erkek, kimse sizi taşımaz, taşımak istemez. Terk edene onsuz çektiğiniz acıları göstermeniz, onsuz ne kadar zorlandığınızı göstermeniz, karşınızdakinin size acımasına, sizin için üzülmesine neden olur. Ama özellikle bir kadın, bir erkeğe acıdı mı, o erkeği sevilebilecek bir erkek olarak göremez.

Neyse tekrardan beni sevdiğini ama sevginin yeterli olmadığını söyledi ve o hesaptan da birbirimizi karşılıklı engelledik. Sonradan belki engel kaldırmıştır diye arayınca numarasını da kapattığını öğrendim ve hayretler içinde kaldım.

Bir kadınla artık hiçbir “umut” kalmayacak noktaya kadar gitmeyin. Bazıları, “ne kaybederim” diyor. Onurunuzu, onarması uzun sürecek bir şekilde tahrip etmeniz dışında, bu olaydan bir ders, bir fayda sağlama ihtimalini de kaybedersiniz. Bir insan, yanlış ya da zayıf yolda hala bir umut varken, doğru ya da güçlü yolu seçerse güçlenebilir. Yanlış ve zayıf yolu zaten seçemeyecek hale geldiğinde, doğru yolu seçmek maharet değil, onu herkes yapar.

Onu herhangi bir yerden taciz etmemiştim o süre boyunca veya başkasından aramamıştım.

Seni engellemesine rağmen sahte hesaptan ulaşıp üstüne bir de peşinden koşman, engellenmen için yeterli.

Sanki aldatmışım ihanet etmişim gibi bana böyle davranması çok ağırıma gitmişti.

Bu da klasik iyi çocuk, efendi erkek mastürbasyonlarından birisi. Benim gibi pırlantayı nasıl terk eder, nasıl böyle davranır kafası. Sen, karşındakinin tercihine saygı duymaktan aciz, engellenmesine rağmen, kapı suratına kilitlenince bacadan girmeye çalışan, saygısız birisin. Kibarca hayırdan anlamayana kabalaşmak gerekir, sana da bunu yapıyor.

Hele helede bu kızın bekaretini vs de ben almıştım yani bir dönem bana aşık olan kızın böyle davranışlar sergilemesi beni çok şaşırmıştı.

“Onun ilkiyim” masalı, bir efendi erkek fantezisidir. Sen artık iticiysen, kız artık seni istemiyorsa, dünyada erkek kalmasa yalnız kalır, yine seni terk eder. Bir dönem çekiciydin ki aşıktı, sonra itici oldun ve sevilmiyorsun. Özellikle ayrılık sonrası sergilediğin itici zayıflık, pat diye terk edilince başlamaz. Bir geçmişi olur. Sen muhtemelen uzun süredir iticiydin.

Şimdi o kadar takmıyorum hiçbir şekilde iletişime de geçmedim giden kendi kaybeder ama tüm bu olanlar hakkında fikrin ne reis?

Ayrılık herkes için kayıptır ve hatta kız düzgün biriyse terk edilen için daha büyük kayıptır. Ama büyük bir kayıp değildir, hayatın akışında, daha sonra geçmişte kalacak bir basamaktır.

Ben o dönsün şöyle böyle diye ağlamıyorum ama saçma anlatabiliyor muyum?

Burada gayet doğal bir şey oluyor. Saçma düşünen, saçmalayan sensin. İticileştin, terk edildin. Terk eden seni engellemesine rağmen kendini küçük düşürdün, engelleyene ulaştın ve yine engellendin. Kibarca hayırdan anlamayana kabalaşmak gerekir yoksa kibarlığını umut sanar, sülük gibi yapışır.

Ulan seviyorsan niye yanımda değilsin? Sevmiyorsan niye seviyorum diyorsun?

Yazı başlığına geldik. Terk eden kadının hem karşısındaki ile çatışmadan korktuğu, hem de karşısındakini daha da üzmek istemediği için söylediği bir kalıp laf bu. “Seni (insan olarak) seviyorum ama (bu sevgi seni, erkek olarak sevmeme) yeterli değil.” Sen azıcık yerinde dursan belki ona yetecek seviyeye gelirdi ama sen o seviyeye gelmesin, daha da düşsün diye özel emek harcamışsın.

İngilizcede bir laf var: “I love you but I am not in love with you.” “Seni seviyorum ama ilişki istemiyorum” ile aynı anlama geliyor. Bu tür klasik kadın repliklerini öğrenin. Hiçbir kadın sana çıkıp “Mahmut ben seni sevmiyorum bir git istersen” demez. Bunun seni kıracağını düşünüp, daha da önemlisi sinirlenip tehlikeli olmandan korkup bu tip basmakalıp şeyler söylerler. “Seni seviyorum ama sevgi ilişki için yeterli değil” der ama aslında sevgim yeterli değil demek ister. Bunun anlamını öğrenin. Sindirmesi zor ama ama bilmeniz lazım.

Kadınların erkeklerle, özellikle de terk ettikleri partnerleri ile çatışmadan korkması bazı erkeklere çok anlaşılmaz geliyor ama bu korku, insanlığın uzun tarihinden gelen, neredeyse genetik bir korku. Evet, kendisini terk eden bir kadına zarar veren erkek oranı yüzbinde birden bile az ama bir kadına fiziki zarar ve hatta ölüm, çok büyük oranda tanımadığı bir erkekten değil, eski sevgilisinden, eski kocasından ve takıntısına karşılık vermediği bir erkekten geliyor. İçgüdüsel bir korku, tam olarak bilinçli bile değil.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Konuyla alakasız görünse de alakalı bir yayın:

Eski sevgilimi kocası ile gördüm, kendime gelemiyorum – Vaka Çalışması

Mahmut abi merhabalar. 8 yıl önce 2 yıllık bir birlikteliğim oldu. İlk kez aşık olmuştum ve gerçekten değer veriyordum. İlk sene aynı şehirdeydik ama 2.sene farklı şehirlerde üniversiteye başladık.

İlişki 18 yaşında başlasa, bittiğinde 20 yaşı civarındaydınız.

Her şey güzel devam ediyordu, evlilik hayallerimiz vardı,onun sınırlar koyduğu bir cinsel hayatımız da vardı.

Şirin ama o yaşlarda iki öğrencinin ilişkisi, genellikle 2-3 seneyi geçmez.

Neyse zamanla tartışmalarımız arttı, ben de biraz saçmaladım ve bolca hata yaptım ve ayrıldık. O benden ayrılmaya cesaret edemedi ama artık beni bitirdiğini hissettiğim için ben ayrıldım. Susan kadın için bitmişsinizdir olayını tam anlamıyla yaşadım yani.

Bittiğinde bazı kadınlar susar, bazı kadınlar seslerini açarlar.

1 ay gerçekten dibine kadar aşk acımı yaşadım ve sonra içime gömerek devam ettim. O, biraz zaman geçince; fake hesaplardan yazdı bana ama çok sallamadım ilk zamanlar. Aslında canım çok acıyordu ama gurur yapıyordum sanırım.

Bence Fake hesaptan yazılıyorsa, “o” yazıyor diye düşünmeyin. O yazıyor olsa bile.

Aradan 6-7 ay geçti bir vefat ile iyice duygusallaştım ve ona baya destan yazarak içimi döktüm. O,beni kötü hatırlamadığını,üzmek istemediğini falan söyleyerek reddetti. Ben de onun için aynı dilekleri ileterek hayatıma devam ettim.

Sonradan öğrendiğime göre o bu sürede yeni bir ilişkiye başlamış. Üstelik ayrılmak üzere iken instagramda görüp kim bu diye sorduğumda arkadaşım dediği biriyle. Bu beni biraz soğuttu ve uzunca bir süre çok düşünmeyip işlerime odaklandım. Elbetteki ara sıra aklıma geliyordu ve benim için çok özeldi tabi orası ayrı.

Neyse aradan yıllar geçti ve evlendiğini öğrendim, hafif bir burukluk yaşadım ama çok da sallamadım. Ancak; bundan 14 gün önce kocası ile el ele bir AVM’de karşılaştık. Bambaşka şehirlerdeyken nasıl denk geldik bilmiyorum ama sanırım benim yaşadığım şehre yerleşmişler. Bu görüntü ilk 2 gün bendeki bütün eski travmaları,aynı ayrılık acısını geri getirdi. 3.günden sonra kendimi iyi hissetmeye başladım,bir yazılım mühendisi olarak işlerime odaklandım ama online çalıştığım ve çok sosyal bir ortamım olmadığım için sık sık aklıma geliyor.

Yaklaşık 28 yaşlarında, karısı ve çocuğu olmayan bir adamsın. Akşam eve karına ve çocuklarına gitmen gerekmiyor. Gelirinin önemli bir kısmı ailene gitmiyor. Evden çalışmak bahane değil, evden çalışmak aslına bakarsan sosyal hayat için avantajlı. Senin profilinde bir adamın sosyal hayat edinememesinin sebebi zamansızlık, evden çalışma falan değil, asosyalliktir.

Senin sorunun, sosyal olarak, belki de ilişkisel olarak kızın bıraktığı yerde donmuş vaziyette olman. Derdin bu kız değil. Bu kız sana ne kadar renksiz, duygusal ve sosyal olarak çöl bir hayatın olduğunu hatırlattı. Hem de bunu, gerçeği suratına kamyon gibi çarparak hatırlattı.

Bu çektiğin çileyi hüsranı, fırsata çevir ve asıl problemini, sosyalleşmeyi hallet. Burada bu konuda yazdım, Patreon’da devam yayını da yaptım.

Bu süreçte ben hep kısa ilişkiler yaşadım ve ciddi ilişkiye mesafeleydim ama artık ben de ciddi bir ilişki istediğimi ve o duyguları tekrar hissetmek istediğimi anladım.

Kısa süreli ilişkiler belli bir tecrübe ve doyum yaratabilirler ama özellikle 25 yaşın üstündeki  çoğu erkek için, uzun süreli ilişkinin yerine geçmezler. Kısa süreli ilişkilerde, hemen hemen her zaman sizden 5 kat daha fazla erkekle yatan bir grup kadınla yatarsınız ve bu kadınlarla duygusal bağ kurmazsınız, kuramazsınız.

Sen, alt tarafı 2 senelik bir ilişkiden travmaya uğrama başarısı(!) göstermişsin. Bu nedenle uzun süreli ilişkilere girmekten korkar hale gelmişsin ve hayatın duygusal çöle dönmüş.

Bu kız masum,anlayışlı,iyi biriydi ve onun gibi birini bulamayacağımı düşündüm sanırım uzun bir dönem.karşıma da hayalimdeki gibi biri çıkmadı zaten.

Son günlerde ilk gördüğümde hissetiklerimi tekrar hissetmeye başladım. Sanki ayrılık acısı gibi acı çekiyorum.

Sanmam. Olay 8 sene önce olup bitmiş. Daha çok yerinde saymış olduğunun farkına varmak acı veriyordur.

Saçmalık olduğunun farkındayım ama keşkeler, pişmanlıklar kafamdan çıkıyor. Hayatımda başka kimseye aşık olmadım.

Ve bu tamamen senin suçun. 2 sene ilişki sonrası 8 sene geçmiş. Benim sık söylediğim bir şey var. Piyasada ve böyle bir ilişkiye açık bir adamsanız, uzun süreli ilişkilik ve aynı zamanda anlaşabildiğiniz kız karşınıza 1.5 senede bir çıkar. Yani sen bu tür bir ilişkiye açık olsaydın, 3-4 kere daha “aşık olabilirdin”.

Onları 2 sene önce de görmüştüm ve 5 dk şaşırıp sonra çok sallamamıştım. Bu sefer böyle olmadı,sanki bütün acılarım flashback ile geri döndü.

2 sene önce 25-26 yaşında daha kafana dank etmemiş demek ki.

Ben bu bataktan nasıl çıkarım çok huzursuzum. Evde bile duramıyorum duvarlar üstüme üstüme geliyor. Günümüzdeki kadınları gördükçe onun gibi birini bulamayacağımı düşünüyorum.

Eskiden, kısa süreli ilişkileri abartan adamlar bile “günümüz kadınları şöyle böyle” diye düşünmezdi. Beraber oldukları kadınların, kadın milletini temsil etmediğini bilirlerdi. Siz kısa süreli ilişkiler yaşadığınızda, çoğunlukla sizden daha da çapkın kızlarla beraber oluyorsunuz. Bana bazen çok genç çocuklar gelip ağlaşıyorlar. “Abi adam 100 kadınla yatıyor, onun gibi 10 bin adam olsa 1 milyon kadın böyle kötü çocuklarla yatıyor” gibi absürt matematikler öne sürüyorlar.

Her biri 100 kadınla yatan 10 bin adam genellikle, her biri 200 adamla yatan kadınlarla yatarlar. Yani sizin 10 bin kötü çocuğunuzu, 5 bin kötü kız çeviriyor. Arada tabii ki bu olayla alakasız kızlar da olur ama bu adamların elinden geçen kız sayısı, bu adamların sayısından azdır! Yani bunu bu “özde” kötü çocuklar da bilirler ama nedense aslen efendi erkek olan ve kafası hep öyle kalan elemanlar, fazla sayıda kızla olurken bu gerçeği göremiyorlar.

Son zamanlarda sosyal medyada ciddi bir redpill mankafa akım çıktı, yıllarca dejenere kısa süreli ilişki yaşayıp, oradan kadınlarla ilgili bilgelik çıkarmaya çalışan adamlar türedi.

Günümüz kadınları arasında senin eski kız arkadaşından çok var ama sen yaşam tarzın, uzun süreli ilişkiden kaçarak dejenere olan zihin yapın nedeniyle o kızlara ulaşamazsın, ulaşsan da onlar seni istemezler. Yaşam tarzını ve zihin yapını değiştirmen lazım. “Ya hacı günümüzde öyle kız yok” demek kolay ve egonun kıçına gökkuşağı üflüyor ama hem gerçek değil hem de gerçek olsa zaten yapacak bir şey yok. Günümüzde az sayıda “iyi kız varsa” o az sayıdaki iyi kızın senin gibi birine kalma ihtimali SIFIR. “Günümüzde kızların birçoğu böyle, ben ulaşamıyorum” dediğinde, olduğun düşük seviyeyi kabul edip acı çekmen lazım ama bu durumda güç sende zira bunu değiştirebilirsin.

Sen şu an böyle kızlardan çok az var diye kendini kandırıyorsun, az ise zaten hayatta bir kere karşına çıkar, o zaman bir daha asla bulamayacağına emin olduğundan duvarlar üstüne üstüne geliyor. Zira senin zihninde o kızı kaçırdın, bir daha asla olmayacak.

“Günümüz kadınları bozdu, düzgün kız çok az” olayına bir inandıktan sonra bunun nasıl kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüşeceğini bir düşünsenize! Buna inanan adam, bir şekilde düzgün bir kız bulduğunda, ona bulunmaz Hint kumaşı gibi davranacak, onu büyük bir ödül olarak görecek ve önünde efendileşip terk edilecek (bu tür masallara inanan çocukların, sonradan “kötü çocuğu” oynayan iyi çocuklar olduklarını unutmayın). Hem de zayıf davranışları yüzünden muhtemelen kaba bir şekilde terk edilecek. Ve “bu kız düzgün sanmıştım, ama o da değilmiş” diyerek, “günümüz kadınları çok bozdu, düzgün kız çok az” inancını pekiştirecek.

Tekrar ediyorum. Senin derdin bu kız değil. Senin derdin, asosyalliğin, kısa süreli ilişkilere kapılıp duygusal olarak doyamadığın ilişki hayatın. Eskiden mutlu olduğun bir kızın seni aşıp kendi hayatına devam etmesi, yaşının gerektirdiği ilişki aşamalarından geçmesi, senin 20 yaşından beridir olduğun yerde saydığını suratına çarptı.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Eski sevgilim buluşma teklifimi reddediyor ama bana sürekli ulaşıyor – Vaka Çalışması

Eski sevgilime iletişimi kes kuralını uyguladım ve bana ulaştı. 2 kere buluşma teklif ettim ama kabul etmedi. Buna rağmen bana haftada bir ulaşıyor ve bir şeyler anlatıp kapatıyor. Bu kızın amacı ne?

Bu kızın amacı ne sorusu, en yiğidi bile maymun edebilecek bir soru. Bu soru ile ilgili yazıda belirtmiştim, burada asıl sorulan “abi bu kızın bana ilgisi var mı?”

Bu durumda büyük ihtimalle yok. Burada kız, erkeğin telefonun öbür tarafındaki arkadaş olarak kullanıyor, adamdan boşalan boşluğu adamın “arkadaşlığı” ile dolduruyor. Burada aslında erkek, kendisini terk edene, kendisini unutması için yardımcı oluyor.

Çoğu takipçi, terk edildikten sonra iletişimi kes kuralı uygulanması gerektiğini ve bu kurala göre eski sevgili terk edilene ulaşmadan, terk edilenin eski sevgiliye ulaşılmaması gerektiğini biliyor. Yine çoğu kullanıcı, terk eden ulaştığında, mesajlaşmayı / konuşmayı kısa ve dozunda samimi tutup buluşma teklif edeceğini de biliyor. Umulan o ki, bu iki teklifin de terk edenin ulaşması ile teklif edilmesi gerektiğini de biliyor.

Peki bu arkadaşın geldiği noktada ne yapmak lazım? Bundan kitapta bahsediyorum, burada çok kısa bahsedeyim.

İki buluşma teklifiniz reddedildiğinde, siz terk edene ulaşmamaya devam ederken, bir daha size ulaştığında ona buluşma teklif etmiyorsunuz. Sadece 2 hak veriyorsunuz ve bir teklif etmeyeceksiniz.

Peki eski sevgili size ulaşmaya devam ederse? Bu aşamada eski sevgiliyi sizinle 30 saniyeden fazla konuşmayacak şekilde ya da sizinle mesajlaşamayacak şekilde başınızdan savacaksınız. Bunu yaparken atarlanmanıza gerek yok. Kibarca hep aynı şeyi söyleyerek başınızdan savın: “Hey, şu an bir işim var sonra görüşürüz”.

Bu durumda iki şey olacak ki birincisinin korkusu yüzünden zaten birçok erkek, eski kız arkadaşına pipisiz telefon arkadaşı oluyor. Birinci ihtimal, kız size ulaşmayı bırakacak ve çok büyük ihtimalle bir daha asla uğraşmayacak. İkinci ihtimal, size neden böyle davrandığınızı soracak. Sakin bir şekilde “eski kız arkadaşıma telefon arkadaşı olmak gibi bir niyetim yok, buluşmadığımıza göre bana bir daha ulaşmanın da bir anlamı yok” diyeceksiniz.

Şimdi normalde bir kadın, böyle bencilce ve terk ettiğinin psikolojisini düşünmeden ulaşmaz ama bir üst bencillikteki kadın, bu lafınız üzerine sizi utandırmaya çalışabilir ya da kurbanı oynayabilir. Sakin olun, aynı şeyi söyleyin ve kapatın.

Burada eski sevgilinin sizi bir daha hiç aramaması ve bir daha hiç görüşmemeniz, eski sevgilinize telefon arkadaşı, psikolojik destek ünitesi olmanızdan daha iyi. Küçük de olsa bir ihtimali çöpe atmak kısa vadede size çok acı verecektir ama orta ve uzun vadede sizin için en faydalısı bu.

Sonuçta eski sevgiliyi engellemiyorsunuz, görüşmeyi reddetmiyorsunuz, atar yapmıyorsunuz. Tek yaptığınız, eski sevgilinize telefon arkadaşı olmayı reddetmek. Düşünün bir. Eğer aranızda yeniden bir şey olma ihtimali gerçekten varsa, sırf telefon arkadaşı olmayı reddettiniz diye, bunun olmaması mümkün mü? Sonuçta gerçek hayatta buluşmaya açıksınız, eğer size asgari ilgisi varsa ya da sonradan böyle bir ilgi oluşursa, eski sevgili size ulaşır.

İletişimi kes kuralının bu aşaması, ama bir yere gitmeyen ya da kız tarafından önü kesilen flörtte uygulayacağınız next (bir sonraki) yönteminden farklı. Next eylediğiniz kızda, siz kıza ulaşmadan kız size 2-3 kere ulaştığında buluşma teklif ediyorsunuz ve bu da onun son şansı oluyor (genellikle 2 tane teklifi reddettiği için next ettiğiniz kıza, verdiğiniz 3. şans bu).

Bazı durumlarda eski sevgili, sizin söylediklerinizi takmadan size ulaşmaya devam eder. Bu durumda artık, sizden hoşlanan ama sizin kendisinden hoşlanmadığınız kıza ne yapacaksanız onu yapmanız lazım. Güzellikle “buluşma olmayacaksa bana ulaşma” dediniz, kız bunu iplemiyor. Artık aramalarını açmamaya, cevapsız bırakmaya başlayabilirsiniz.

Şunu unutmayın ki, eski sevgilinin arada bir mesaj ya da arama şeklinde attığı kırıntıları bırakamayanlar genellikle, eski sevgiliye, başka birini bulana kadar duygusal destek ünitesi oluyorlar.

Peki ya eski sevgili buluşalım dedi ama arkadaşça olacak dedi. Bu durumda ne yapacağız?

Sitede arkadaş kalalım diyen kıza cevap diye bir yazı var. Çoğu erkek bu durumda o yazıyı uyguluyor ama buluşma arkadaşça olacak diyen kızla, bunu bir kereliğine takmayıp buluşabilirsiniz. Önemli olan bunun yüzünüze söylenmesi ya da sonraki buluşma tekliflerinde de öne sürülmesi. O zaman “arkadaş kalalım diyen kıza cevap” yazısını uygulayabilirsiniz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Sevgilim beni engelledi (seni seven öldü zalım basımı) – Vaka Çalışması

Mahmut abi merhaba. Dün engellenmemin ardından buraya yazıyorum.

Yaklaşık 2 hafta önce sevgilimle yattıktan sonra büyük bir kavgaya tutuştuk ve açıkçası 8 aylık ilişkimiz boyunca hiç böylesini yaşamamıştık. Bu kavgada o kadar utandırıcı hatalar yaptım, o kadar kendimi küçük düşürdüm ki yazmaya utanırım.

En sonunda evinden ayrıldım ama pas pas olmuştum çok hatalarım oldu. Hepsini kabul ediyorum ama giderken kız yüzüme bile bakmadı ne kadar hatalar yapsamda hak etmediğim bir muamele gördüm ayrılırken.

Ne yaptın yalvarıp yakardın mı anlamadım?

Gel zaman git zaman kız başka ülkeye düğüne gitti (yurt dışındayız). Geldi ben ayrıldık diye kafama kodladım ve no contact uygulamaya başladım.

Şimdi ayrılma olmamış ama eğer sen haklıysan kıza ulaşmaman lazım.

En son olaylardan sonra ayrılığı kabullenmiştim.

“Ben ayrıldım, o kavgadan ve bana yaptığı saygısızlıktan sonra ona da söylememe gerek yok” diyorsan başka.

Neyse 2 gün önce bana mesaj attı ve “Müsaitsen bir konuşalım istersen” yazdı. Ben de kırıldığımdan ve kafamdan silmeye çalıştığımdan dolayı ona Edip Akbayram’ın Seni seven öldü şarkısını yolladım.

Hahaha 😀 Bugün de senin için utandık.

Ama hala seviyordum kendisini bunu yaparken bile neyse anında gördü ve “anladım” yazdı.

Doğru cevap 🙂 Burada ilişki içi rollerin nasıl değiştiğini görebiliyor musun? Kırgın, mahsun, aşık bir şekilde karşı tarafı bekleyen, kendisine ulaştığında şarkılı trip atan taraf olmuşsun. İlişkinin kadını olmuşsun. Bir de umursamaz, hayatına bakan, sonra sakin bir şekilde ulaşan, sakin cevaplar veren bir taraf var. Kız da ilişkinin erkeği olmuş. Bu dinamikle bu ilişki bitmeye mahkum. Sen ilişkinin kadını olmaktan memnun olsan bile, kadınlar ilişkide erkek tarafı olmayı istemezler.

Bana neden istersen konuşalım yazdı bilmiyorum belki ayrılmak için yazmıştı.

Belki. Aslında ulaşmayarak doğru yapmışsın ama tek cümlede işi batırmışsın.

Belki de düğün ve zaman ona iyi gelmişti konuşmak istedi.

Konuşsaydın öğrenirdin. Bak konuşmak zorunda değilsin. “Nalan bizden olmuyor, kasmayalım” diye erkek adam gibi konuşup terk edebilirdin. Ama sen ne yaptın? Arabeske bağladın. Arabesk genetiğimizde mi var nedir bilemem ama beklentin “Ferdi ne olur, ne olur bir dinle” gibi bir şey yapması herhalde.

Burada kızla devam etmek istiyorsan buluşur konuşursun. Arabesk hayallere, triplere dalmazsın. Bunlar gerçek hayatta hep geri teperler. Yok olmuyor dersen bırakırsın, buluşmana gerek yok. Ama “seni seven öldü” nedir yahu? Hem o “seni seven öldü zalım” olacak, zalım kısmını yazdın umarım 🙂

Bilemem neyse bu şarkıyı göndererek azda olsa yerlerde olan gururumu birazcık kurtarmıştım kendimce.

Hayır. Komik duruma düştün. Hayır buluşmak istemiyorsan tamam, onu söyleyebilirdin. Hiç cevap vermesen bundan daha iyiydi.

Bir gün boyunca öylece durdu ama ertesi gün beni whatsapptan engelledi. Başka sosyal medyam olmadığından tek oradan engelledi. Açıkçası beni engellemesine içerledim moralim bozuldu zaten sürekli sizin yayınlarınızı dinleyerek güçlü duramaya çalışıyordum.

Konuşalım diyen kıza “seni seven öldü” yazıyorsun, engelledi diye içerledim mi diyorsun? İyi etmiş bence.

Şimdi bu engellemesiyle biraz dengelerim bozuldu.

Bu da az önce dediğim gibi, kız gibi trip atınca, “Ferdi/Emrah/İbrahim ne olur bir dinle” tepkisi bekliyorsun ama o arabesk filmlerde ve 80-90’larda kaldı (o zaman da gerçek hayatta öyle bir şey yoktu). Bunları kızlar yaparlar, erkekler değil. Kaçan kovalanır aptallığı.

Engelleyen eski sevgili vs yayınlarınızıda dinledim ama benim durumum çok enteresan bir durum.

“Seni seven öldü zalım” kısmı olaya renk katıyor ama enteresan ya da özel bir durumun yok. Engellendin, engelleyene ulaşmazsın. Nokta.

Çünkü no contact yapıyorum, bana yazıyor sebebini bilmesem de. Sonra bir nevi bana yazarak istediğimi alıyorum.

Sana yazanı görmezden gelmeye no contact (iletişimi kes) değil, ghosting denir. Eğer kız ruh hastasıysa ya da büyük bir saygısızlık yaptıysa uygulanabilir ama kaçan kovalanır diye değil. Kızı hayatından atmak için yapılır. Sen tabii “istediğimi alıyorum” derken kaçıyorum, kovalıyor diye hayal dünyasındasın ama ghosting birinden kurtulmanı sağlar. Burda da sen istemesen de o şekilde çalışmış.

Ama sonra seni seven öldü mesajını yolluyorum acaba böyle yaparak çok sert bir kapanış mı yaptım?

Kaba davrandığın kesin, ayrıca kendini komik duruma da düşürdün. Kadınlara çokça satılan şu boktan “kaçan kovalanır” taktiğini uyguluyorsun. Daha da kötüsü “zor kızı” oynuyorsun ve erkek peşinden koşacak sanıyorsun. Ama iletişimi kestikten sonra sana ulaşana “seni istemiyorum, beni rahat bırak, öldü var say” diyorsun. Bunun sonucu ilişkinin bitmesi, karşı tarafın seni bırakması olur.

Bir daha asla bana yazmaz mı?

Ayrılmak için hamle yapıp ayrıldığınızda neden ayrıldık diye sorman saçmalık. Aklı varsa yazmaz.

Birazcık gururlu bir yapısıda var ondan dolayı çekiniyorum.

Kızın peşinde salya sümük koşmak için bahane arayanların en çok sarıldığı bahanelerden birisi de bu.

Yanlış anlaşılmasın kendisi iyi bir insan ve beni sevdiğinden şüphem de yok.

Ne kadar çok sevdiği şüpheli. Sen de çok sevilecek bir erkek gibi davranmıyorsun. Pek sevilecek bir erkek gibi de davranmıyorsun.

Asla kendisine ne olursa olsun lafta kondurmam bitse bile ama kafam karışık abi. Bu kızı kaybettim ,bunun gibisini bulamam gibi negatif duygularada kapılmaya başladım.

Bu kadar kırılganlaşman, feminenleşmen sonucunda bu tür yokluk, muhtaçlık düşüncelerine kapılman şaşırtıcı değil. Kötüsü, bu kafayla aşırı itici olacağından, gerçekten de bulamazsın.

Yurt dışında az Türk kızı olması gibi sebeplerde bu duygumu ateşliyor.

Peşinden koşmak için her bahaneye sarılacaksın.

Beni engellemesi acaba aşırı üzüntüsünden miydi? Yoksa aşırı sinirinden mi?

Sen öyle yoğun duygular hissetmeye değecek bir erkek gibi davranmıyorsun. O nedenle sanmam.

Sebebini bilemem ama bir koca gün sonra engeli bastı anında basmak yerine.

Belki arabesk harikalar diyarından çıkarsın diye beklemiştir, çıkmadığın için engeli basmıştır.

Daha öncede ayrıldık ama kız hepsinde bana geri döndü.

Bir dakika. Sadece 8 aylık ilişkide görünen o ki 2 kereden fazla ayrılık olmuş. Bu, sizin boktan bir ilişkiniz olduğuna, bu ilişkinin bitmeye mahkum olduğuna, sizin uyumsuz olduğunuza işaret.

Hatta çok büyük ağlama krizlerine girdi zamanında bende onu geri almıştım.

O terk ediyor ve o geliyorsa hata etmişsin. Bir kadının sizi sadece 2 kere terk etmesine izin verin. İkinci terk edişinden sonra geri almayın. Bunu ilke edinirseniz, yıllarca yanlış kadınla beraber olmak ve sonrasında da birkaç yıl bunalım atlatmak gibi en az 4-5 senenizi yok edebilecek bir felaketten kurtulursunuz. Kadınlarla daha başarılı ve doyumlu ilişkilere girersiniz.

Kendisini gerçekten seviyorum ama böyle bir durumdayım şu anda.

Kendisini gerçekten sevmeyi bırakmaya başla. Gönül ferman dinler merak etme. Zaman alır ama hızlı bir şekilde bu kızı sevmeyi bırak. Sizden olmuyor işte. Sen ilişkinin çıtkırıldım kadını olarak kalıp bu ilişkiye yapışacaksan, birgün sizden olmadığını o fark edecek ve seni geri dönüşsüz terk edecek. Olmayacak ilişkiyi oldurmaya çalışan, ilişki devam eder ya da ayrılırız tercihleri olduğunu sanıyor. Oysa senin önündeki iki seçenek şunlar: Ya terk edileceksin, ya terk edeceksin.

Bana bu enteresan durum için ne söylersiniz abi ? Dilerseniz bunu Vaka çalışmasıda yapabilirsiniz eğer diğer insanlar tarafından ders çıkarılıcak yerler varsa.

Çok enteresan değil. İlişki sürecinde, kendini yokluk zihniyetine sokup, olmayacak bir ilişkiye mahkum etmiş, ilişkide kadınlaşmış bir erkek var. Burada çok görüyoruz. Ama bazı temel kuralları tekrar etmek açısından iyi bir yazı oldu:

  1. Bir ilişkiyi ilişkinin kadını olarak kurtaramazsınız. İlişkinin kadını olmak ilişkiyi daha hızlı bitirir ve kendinizi küçük düşürürsünüz.
  2. Bir kadının sizi sadece iki kere terk etmesine izin verin. Üçüncü şansı vermeyin yani iki kere terk etti mi, bir daha başlamayın. İsterse bundan sonraki hayatını size yalvarmaya adasın başlamayın. Başladınız mı olacak şey bu. “Sen terk et, yeterince uğraşırsan ben de bir yere gidebilecek bir erkek değilim, seni geri alırım” diyorsunuz. Bundan sonra o kız sizi, birgün kesin terk edene kadar terk etmeye devam eder.
  3. Aslında sizin ya da onun terk etmesi de çok önemli değil. 8 ayda 2 ayrılık oluyorsa, hatta 3 ayrılık oluyorsa sizden kesinlikle olmaz. Boşa kasmayın.
  4. Arabeske bağlamayın. Arabesk hikayenin “erkek” kahramanı “toksik feminendir”. Fazla duygusal, ağlak, kırılgan ve takıntılıdır. Gerçek hayatta iticidir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Patreon yayınlarımıza da göz atmayı unutmayın.

Bu vaka çalışmasını yayın olarak daha geniş şekilde de ele aldım.

İletişimi kes sürecinde ayrılık acısını hafifletmek ve olasılıkları arttırmak için bir teknik

Terk edilmenin acısı şu an dayanılmaz olsa bile bu acı zamanla geçiyor. No contact ile daha hızlı geçiyor. Ama eğer eski sevgilinizi sürekli olarak düşünmekten, idealize etmekten kendinizi alamıyorsanız acınız dayanılmazlaşırken, bu süre uzayabiliyor. Bu bölümde size, bu saplantılı idealizasyonu, sürekli onu düşünmeyi yavaşlatıp durdurmanızı sağlayacak bir teknik öğreteceğim. Bu teknik hem sizin acınızı hafifletmenizi hem de aslında eski sevgiliniz ya da yeni biri ile yeni ilişki ihtimalinizi arttıracak bir teknik.

Eski sevgili konusunda “nasıl geri döner” sorunu bir kenara bırakırsak en çok duyduğum soru, “bu ezici acıdan nasıl kurtulurum” sorusu.

Saplantılı aşk (limerence) kavramından daha önce bahsetmiştim.  1970’lerde Amerikalı psikolog Dorothy Tennov tarafından ortaya atılan bu kavram, dopamin hormonu etkisiyle harekete geçen bir eğilimi yansıtıyor. Bu eğilim, kişinin romantik bir ilişki yaşadığı ya da yaşamak istediği bir kişiye karşı saplantılı bir sevgi duyması anlamına geliyor. Bu neredeyse bağımlılık gibi bir şey ama burada bağımlılık yapan şey, romantik ilgi duyulan kişi.

Saplantılı aşk durumu yaşayan kişi, saplantılı aşk duyduğu kişiyi idealize ediyor. Onu görmeden duramıyor, onu hayal edip duruyor ve sürekli onunla olmak, ona bakmak istiyor. Onu idealize ediyor, zihninde ya da bilinçaltında, neredeyse insanüstü bir meleğe çeviriyor. Burada saplantı nesnesi olan kişi gerçekten güzel, yakışıklı, karizmatik, güzel huylu, vs. olmak zorunda da değil. Örneğin saplantılı aşk yaşayan erkek, kadın 150 kilo, sarkmış ve ağzı kokan biri olsa bile baktı mı bir melek görüyor.

Şimdi aslında bu tür bir saplantılı aşk, ilişkilerin başında da olabiliyor ve ömrü 2 ay ya da aşırı durumlarda 18 ay kadar olabiliyor. Bunun makul şiddette ve sürede olanına balayı dönemi deniyor ve bu dönem bittikten sonra, yani ilişkinin ilk 2-5 ayından sonra, gerçek bağı devam ettiren gerçek ilişki başlıyor. Bu şekilde balayı dönemi gibi olan limerence aslında insanın zevk aldığı ve pek de zararı olmayan bir hal ve çoğu insan da bunu yaşayıp geride bırakıyor.

Fakat bir de insanı dibe çeken saplantılı aşk var. Bunlardan birisi, hiç beraber olamadığı birine yıllarca saplantılı bir aşk besleme şeklinde olanı. Diğeri de terk edildikten sonra terk edilen birçok insanın içine düştüğü. Bu bölümün konusu bu ikincisi.

Terk edilmek, reddedilmek takıntı yaratabildiği için, terk edildikten sonra terk edilen kişi, kendisine terk eden kişiyi abartı, olmadığı kadar harika bir insan olarak gördüğü bir zihin yapısına girebiliyor. Daha ayrılıktan birkaç gün önce, “pek de sevmiyorum aslında, ayrılsam mı?” dediği insan için, “o benim ruh ikizimmiş, onsuz yapamıyorum” diye ağlayabiliyor.

Yani ayrılıktan sonra tek edilen, terk edeni idealize etmeye, yeniden idealize etmeye başlıyor. Ama bu idealizasyon ilişkinin başındaki gibi insanın ayaklarını yerden kesen, sihirli bir masal yaşıyormuş gibi hissettiren, yüksek dopamin yüklü bir durum değil. Tam tersi! İnsanı dibe çeken, depresyona sokan, perişan eden, acı veren bir durum. Çoğu terk edilen bu durum içindeyken, zihni tarafından işkenceye uğruyor gibi hissediyor. Bu şekilde karanlık bir saplantılı aşk durumu, normalde oldukça sağlıklı olan birçok insanı bile gücün karanlık tarafındaki sınırlarını zorlamaya itiyor. Bir de zaten kaygılı bağlanan ya da duygu durumu bozukluğu olan biriyseniz, daha da işkence edici oluyor.

Kişi bu durumdayken karşısındakini idealize ediyor ve kendisini de yerin dibine sokabiliyor. Karşı tarafın yaptığı her hataya bir bahane bulurken, kendi hatalarını 10 kat abartıyor. Durum tam tersi olsa bile, kendisini resmen masalsı aşk hikayesini mahveden kötü karakter olarak kurguluyor. Ekstrem durumlarda terk edenin aldatarak terk etmesini bile kendi kötülüğü olarak görüyor! “Ona yeterince ilgi göstermedim abi, o da zavallım muslukçuda ilgi ararken adamın ayağı kaymış demek ki onun içine düşmüş. Hepsi benim suçum!” Zihni bu durumda olan bir insanın, kendisini nasıl fantastik şekillerde suçlu bulacağını, kendisini suçlu bulmak için gerçeklikten nasıl kopabileceğini görmek, böyle şeyleri sıklıkla gören birini bile şaşkınlığa boğabiliyor. “Ben suçluyum, o ideal! Bunu düzeltmem lazım, benim düzeltmem lazım!”

Şimdi bu durumun birinci ilacı tabii ki iletişimi kes kuralı. Ayrılık sonrası terk edene sürekli ulaşarak, terk edeni sürekli online takip ederek, ikna etmeye çalışarak, hayatı durdurup sadece onu düşünerek, bu tür bir idealizasyonu körüklemeyi bırakıyorsunuz. Terk edeni siz de terk ediyorsunuz ki “ideal” olanı, “onsuz yaşayacağı insanı” kimse terk etmeyeceği için, iletişimi kes kuralı ile zihninize, ne hissederse hissetsin, terk edenin ideal olmadığını, onsuz yaşayabileceğinizi sinyalliyorsunuz.

Ama tabii ki no contact ile saplantı bir anda sönüp gitmiyor. Beynin düşündüğü konuyu düzenleyen anterior cingulate gyrus adlı beyin bölgesi üzerine araştırmalar, bu zihin durumunda olan kişilerin düşünce konusunu değiştiremediklerini gösteriyor. Sanki zihniniz bir televizyon seti ama kanalı değiştiremiyorsunuz ve televizyonu kapayamıyorsunuz. Sürekli olarak terk edeni düşünüyorsunuz, özellikle geceleri ve sabahları onu düşünüyorsunuz. Uzun yolculuklar gibi düşünmek için boş vaktinizin olduğu zamanlarda onu düşünüyorsunuz. Bunlar takıntılı, zihninizi işgal eden ve durdurması neredeyse imkansız görünen düşünceler.

Şimdi bu karanlık dönemde, sonrasında sizi daha da acı içinde bırakma ihtimali çok yüksek olsa da, geçici de olsa rahatlama sağlamanın bir yolu var. Bu yol da maalesef no contact kuralını bazen dayanılmaz yapabiliyor.

Evet, o yol, terk edene ulaşmak. Terk edene ulaşmamak çok zor zira bu, geçici duygusal rahatlama yaratıyor. Kısa süre içerisinde sizi daha da dibe çekme ihtimali yüksek bir rahatlama. Hani alkoliğin sonunda bir şişe içip rahatlaması gibi. Rahatlıyor ama alkol durumu daha da kötüye gidiyor gibi. İletişimi kes kuralını zor yapan şey, bu rahatlamadan mahrum kalmanız ve kısa vadede, normalde olacağınızdan da kötü hissetmeniz.

Bu durumda da tabii ki zihniniz karşınızdakine ulaşmak için türlü türlü bahane uyduruyor. Bunlar ulaştıktan sonra %90 oranında ne kadar da saçma olduğunu anladığınız ama ondan önce gerçekten çok “mantıklı” görünen bahaneler.

Bu dayanılmaz acı zamanla geçiyor. No contact ile daha kaygılı olduğunuz bir zirveye çıkıyor ama daha hızlı geçiyor. Ama eğer bu tür bir saplantılı aşk düşünce döngüsüne takıldıysanız, karşınızdakini bilinçli ya da bilinçsiz şekilde idealize ediyorsanız, gerçekte olan kişi ile alakası olmayan bir yüksek avatar görüyorsanız, bu süre uzayabiliyor. Bu nedenle de size, bu saplantılı idealizasyon konusunda yapabileceğiniz bir teknik öğreteceğim. Bu teknik hem sizin acınızı hafifletmenizi hem de aslında eski sevgiliniz ya da yeni biri ile yeni ilişki ihtimalinizi arttıracak bir teknik.

Şimdi önce bir kağıt kalem alın. Derin bir nefes alın ve sonra da eski sevgilinizle ilgili tüm kötü şeyleri, tüm eksiklikleri yazmaya başlayın.

Şu an muhtemelen terk edeni idealize ediyorsunuz. Sorun şu ki, terk edeni idealize etmeniz, onunla yeniden birlikte olma ihtimalinizi ciddi ölçüde azalttığı gibi, sizin daha fazla acı çekmenize neden oluyor ve bu nedenle iletişimi kes kuralını bozma ihtimaliniz artıyor.

Evet biliyorum, Disney filmlerinde, izlediğiniz “büyük” “aşk” filmlerinde, karşı taraf onu nasıl da herkesten daha çok sevdiğinizi duymak istiyor. Ne olursa olsun onu bekleyeceğinizi, onu kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağınızı duymak istiyor. Ama neyse ki (maalesef değil neyse ki) Disney filmlerinde yaşamıyoruz. Gerçek dünyada yaşıyoruz.

Gerçek dünyada Disney masalları zihin yapısı ile yaşadığınızda, “eski sevgiliyi geri döndürmenin en etkili yolu, anahtarı, ona olan bağlılığınız” diye düşünüyorsunuz. O bağlılığı ne pahasına olursa olsun korumanız gerektiğine kendinizi ikna ediyorsunuz. Bu bağı korumanın en önemli bileşeninin de, eski sevgilinin idealize edilmiş bir versiyonunu zihninizde tutmak olarak görüyorsunuz. Bu konuda görüştüğüm birçok insan, sanki eski sevgili ile aralarında mistik, masalsı bir bağ var ve eski sevgili bıraktıktan sonra kendileri de bırakırlarsa, aralarındaki bu mistik, doğaüstü bağ sönecekmiş gibi davranıyorlar.

Eski sevgilinizle aranızda böyle bir bağ yok. Gerçek dünyada bir insanı sizden yukarıda bir kaideye koyar idealize ederseniz, bu insana ne kadar çok taparsanız, o kadar çok iticileşirsiniz. Bu da çok mantıklı zira bir kere koşulsuz kabul aşk değil tapınmadır. Siz istediğiniz kadar abartma ya bu aşk deyin, koşulsuz, karşınızdakinin kötü yönlerini göremeden kabul tapınmadır. Tapan ölümlü (siz), tapınılan tanrı ya da tanrıçaya göre aşağıda ve itici olursunuz.

İnsanlar tapınılmak için yaratılmadılar ve bu nedenle de tapındığınız kişi sizi hor görür. Haklı olarak sizi kendisine layık görmez. Siz sürekli kendinizi suçlayıp, terk edeni kafanızda idealize ettikçe, onun idealize versiyonunu kafanızda çevirdikçe, ona tapınıyorsunuz ve ona tapındıkça, aşkı, sevgiyi ve bağlılığı korumak yerine, karşı tarafa sürekli olarak “biz seninle denk değiliz, ben sana layık bir partner değilim, sen çok yukarıdasın, ben çok aşağıdayım” diyerek aşkı, sevgiyi ve bağlılığı öldürüyorsunuz.

Bu nedenle nasıl hissederseniz hissedin, zihniniz size ne derse desin, oturun ve karşınızdaki insanın kötü yanlarını, hatalarını, ezikliklerini, hasta özelliklerini, vs. yazın. Bu insan kötü biri olmayabilir ama sizin kafanızda sürekli çevirdiğiniz idealizasyon kadar iyi biri de değil. Alakası yok.

Eğer şu an terk edeni düşünüp duruyorsanız, terk edilmenin acısı dayanılmazsa, emin olun ki onun şu an kafanızda yaşayan versiyonunun, gerçek versiyonu ile hiçbir alakası yok. Gerçeklik algınız darmadağın ve bunu yeniden düzeltmek için karşınızdaki kişiyi istememenizi sağlayacak, gözünüzden düşürecek her şeyi yazın. Benim gördüğüm, ortalama bir terk edilen, böyle bir sürü somut ve gerçek şey yazabiliyor.

Bu listeyi yazın, günde 4-5 kere okuyun ve yeni şeyler buluyorsanız onları da yazın. Bunu yaparak üzerinizde sanki büyü var gibi yaşamayı bırakıp, gerçek hayata gelmeye başlayabilirsiniz. His olarak hemen düzelmeseniz bile, bilişsel olarak eski sevgilinizin, kafanızdan atamadığınız düşüncelerdeki versiyonundan çok daha aşağıda olduğunu anlayın.

Size terk edenden nefret edin, öfke dolun ya da karanlık yerlere gidip saçmasapan şeyler yapın demiyorum. Bu süreçte iletişimi kes kuralına uyun ve terk edene asla ulaşmayın. Yapmanızı tavsiye ettiğim şey, terk edeni kafanızda, gerçekte olduğu kişiye indirgemek, o kişiyle ilgili sağlıklı, gerçekçi bir şekilde görmek.

Terk eden ile ilgili kötü özellikleri, onunla olmanızı kötü bir fikir yapan şeyleri, size partner olarak uyumlu olmadığı şeyleri, vs. ayrıntılı yazın.

Bunu yapmak size güç hissi vermekle kalmaz. Aynı zamanda bu güç hissinin karşıdaki tarafınca algılanmasını da sağlar. Terk edenle görüşmüyor olsanız bile, günümüz internet dünyasında terk eden sizi bir şekilde görüyor.

Siz terk edildikten sonra ne kadar çok güç yansıtır ve terk edeni unutmak için ne kadar istekli olursanız, karşı tarafa ve yeni partner adaylarına o kadar çok çekici görünürsünüz. Ama zayıf pozisyonda olduğunuz idealizasyon durumunda ne kadar çok kalırsanız, terk edeni ne kadar çok isterseniz, terk edene o kadar itici görünürsünüz. Böyle bir durumda, terk edenin endişelenmesi gereken bir durum yoktur zira siz zaten orada onu bekliyorsunuz. Aynı zamanda terk edenin sizi özlemesi de zor zira insan kaybetmediği şeyi özlemez.

Karşınızdakini idealize etmeyi bırakmak için onun kötü özelliklerini yazmak, size partner olarak uyumsuz olmasına neden olan özelliklerini ve hatta size yaptıkları nahoş şeyleri listelemek, sizin özdeğer kazanmanızı da sağlar. Bu bir gecede olmaz ama karşınızdakini tepeye çıkarmadığınız için zaman içinde, kendinizi değersiz ya da aşağıda hissetmeyi bırakmaya başlarsınız.

Yapabileceğiniz bir başka şey de, eğer yeni insanlarla buluşuyorsanız, onların eski partnerinizden daha iyi olan özelliklerini, eski partnerinizin onlardan daha kötü olan özelliklerini de yazmak. Bunu özellikle yeni buluştuğu insanları “aynı değil, onun ayarında değil” diye hemen bırakanlara tavsiye ediyorum. Bu tavsiyeme çoğu terk edilen “ama bu kendini kandırmak” diye itiraz etmeye çalışıyor.  Ama aslında şu an yeni buluştukları insanı idealize edilmiş eski sevgili ile karşılaştırırken kendilerini kandırıyorlar ve gerçeklikten büyük oranda kopuklar. Bu insanlarla 8-10 ay sonra tekrar görüşmem mümkün olursa, “ya ben amma abartmışım” diyorlar zaten. Ama işin taze olduğu dönemlerde, tüm bilişsel güçlerini, eski sevgililerinin nasıl daha iyi olduğu konusunda kendilerini kandırmak için kullanıyorlar.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Patreon yayınlarımıza da göz atmayı unutmayın.

Gayet uzun süreli, sağlıklı, güzel ilişkim birdenbire bitti – Vaka Çalışması

Bir takipçi, taze ayrılık sonrası Eski sevgilimi unutamıyorum, kimseye bir şey hissedemiyorum – Vaka Çalışması yazısına içini döküp sormuş:

Uzun süreli, gayet sağlıklı güzel bir ilişkiydi. Son zamanlarda yeni bir iş telaşı falan derken bir sabah “artık heyecanım yok,eskisi gibi hissetmiyorum” diyerek pat diye gitti. Yani yıllarca her şeyin düzgün gitmesi bile fayda etmiyor, kız gidiyor. 2 haftadır no contact yapıyorum.

Ayrılık çok taze olduğundan aşırı duygusal düşünüyorsun. Bu normal ve ilerde geçer. Ama bu duygusallığa fazla kapılırsan gereğinden fazla uzun sürebilir ve küçük bir ihtimal de olsa hayat boyu yaralı kalabilirsin. En kalıcı dersleri en duygusal ve özellikle de negatif duygusal dönemlerde aldığımız için (tehlikeden korunma, hayattan doyum almadan daha güçlü bir dürtü), bu dönemlerde çıkardığınız “derslere” dikkat edin. Bunlar rasyonel görünen  ama aşırı duygusal dersler.

Geri gelse de kabul edeceğimi sanmıyorum. Çünkü büyük hayal kırıklığı oldu. Artık kimseyle duygusal bi şekilde konuşmak falan içimden gelmiyor. Ruh gibi oldum. Çünkü bu kadar temeli sağlam ve güzel anıların bile olduğu ilişki pat diye birkaç ay sallantıyla gidiyorsa neden çabalayayım artık kafasındayım.

Her güzel şey başlar, gelişir, bir süre devam eder ve biter, bitmek zorunda değil ama biter. Kız gider, sen gidersin, ikinizin duyguları söner, vs.

Neden mi çabalayacaksın? Hayatında bu güzel dönemlerden aldığın şeyler için. Seninkisi çok güzel bir seyahate çıkıp, bu seyahat aniden ve tatsız bir şekilde bitince, nasıl olsa seyahatler bitecek neden bir daha seyahate çıkayım demek gibi. Neden bir daha seyahat için çalışayım, para biriktireyim, araştırma yapayım? Birincisi kötü de bitse seyahatin çoğu iyi geçti. İkincisi, her seyahat böyle bitmez. Bitebilir ama bitmez.

Günlerdir hala düşünüyorum. Yani bu kadar kolay mı? Yıllardır gözleri gülen,en ufak bi tartışmada bile ağlayıp iyi olalım diye çabalayan kadın,nasıl hiç mücadele etmeden pat diye gidebiliyor.

Şimdi onun sebebini açıklamak kolay. Eskiden seviyordu, ihtiyacı vardı ve o nedenle de çaba harcıyordu. Sevgi ve ihtiyaç bittiğinde, bırakmak çok kolay. Sen de aynı şekilde, çok kolay bırakırdın.

Ayrıca yaşın genç ya da tecrübesizsen, bırakmaların genelde pat diye olmadığını görebilirsin. Pat diye de olabilir ama çoğu zaman terk eden, işaretler orada olsa da gafil avlanıyor.

Problem muhtemelen senin kendini, kendi hayatını, gereğinden fazla oranda ilişkiye, bu spesifik ilişkiye bağlaman. Sağlıklı bir şekilde bağlanmak yerine biraz fazla bağlanmışsın ve ayrılıkta yırtılmışsın gibi. Ama şunu da söyleyeyim. Yıllar süren ilişki “pat diye bitince” özellikle çok kötü ve karamsar olduğunuz bir döneme girersiniz. Belki ilk bir iki ay kilitlenirsiniz.

Ben mi çok duygusal bakıyorum?

Evet, çok değil aşırı duygusal bakıyorsun. İletişimi kes üzerinden sadece 2 hafta geçtiği için anlaşılır bir duygusallık ama dikkatli olmazsan, gereğinden çok daha uzun sürebilecek bir duygusallık.

Kafan, varlığını bu ilişkiye aşırı bağladığın için tamamen gidende. Gelecek olanlarda değil. Şimdi normal, en azından 3-4 ay ilişkilerden de uzak durabilirsin ama 3-4 ay sonra da böyle olursan, kendini ileri doğru itmen gerekecek.

Tüm önyargımı,ilişkilere bakış açımı olumlu anlamında değiştiren kadının böyle gitmesini hala kaldıramıyorum. Ne öfke var ne bir şey sadece şaşkınım.

Mahmut abi sence bir süre ilişkilere ara verip kendimle mi kalmalıyım? ne yapacağımı bilmiyorum.

Uzun süreli ilişkiden sonra 2-3 ay ilişki konusunda bir şey yapmayın. Yapamazsınız zaten. Daha çok, kendinizi hayatınızda birkaç şeye odaklanmaya zorlayın, normalde olduğunuzdan daha fazla sosyalleşin, arkadaşlarınızla buluşun, dışarı çıkın, vs.

İlişkiler biterler. Yasını tutarsın ve sonra hayata devam edersin. Kaldıramayacak bir şey yok. Bunda kötü bir şey de yok. Hayat böyle ve hayatı böyle kabul ettiğinizde bu çok daha zevkli.

Senin gibi adamların temel derdi, bitişlerin sonrasında yeni başlangıçlar olacağını göremeyecek kadar eski ilişkiye takılı kalmak. Bu, ilk 3-4 ay normal ama sonrasında artık seninle ilgili bir zayıflığa işaret.

Bir süre sonra hergün kenarda bitti diye ağla istersen ama yasını tutup bitirmek ve yenisine yelken açmak daha doyurucu. Birinin birdenbire yaptığı bir şeyin, hayatınızın geri kalanını şekillendirmesine izin vermeyin. İzin vermezseniz şekillendirmez ama ağlamaya, zırlamaya takılırsanız, bir de bunlar sizin için kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüşür. Kafanızın bir tarafında gerçek dünya akışını, olayın pozitif tarafını da tutmak Polyanacılık değil. Kız gitti tamam ama kızın gitmesi seni daha yeni, muhtemelen daha iyi bir ilişki için serbest bıraktı.

bu kadar temeli sağlam ve güzel anıların bile olduğu ilişki pat diye birkaç ay sallantıyla gidiyorsa neden çabalayayım artık kafasındayım

Bu konuda da şunu unutmayın ki, her ilişki bitebilse de, geçmişte böyle bir ilişkinizin pat diye bitmesi, gelecekte aynı tip ilişkilerin pat diye biteceği anlamına gelmiyor. Birincisi, bir ayrılıkta yırtılmana neden olan aşırı düşkünlüğünün, ilişki içinde de olmadığını sanmıyorum. O taraftan temel ne kadar sağlam tartışılır. İlerde ilişkiye çok fazla yapışmayacak, kendini büyük oranda o ilişkiyle tanımlamayacak yani daha sağlıklı ve güçlü ilişki yaşayacak olgunluğa geldiğinde, temeller gerçekten sağlam oluyor. İkincisi, insanların 20’lerinde hayatları çok radikal şekillerde değişiyor (mezuniyet, yeni işler, insanların fikir ve duygularının oturma sancısı). İleri yaşlarda yani 26-27 yaşından sonra ne sen, ne de partnerin bu kadar dengesiz bir dönemde oluyorsunuz. Üçüncüsü, cinsel ve romantik birlikteliğin temel bileşeni çocuktur, ortak projeniz çocuktur. Genç yaşlardaki ilişkilerde bu ortak proje yok yani sandığınız kadar sağlam değiller.

Şimdi 2-3 ay kendine odaklan ama kendine kapanma. 3-4 ay sonra ise sonraki limana yelken açmaya bak. Şimdi gençseniz farkında değilsiniz ama, bu ilişkiler ve bekarlıklar, ilerde evlenip çoluk çocuğa karıştığınızda sahip olamayacağınız bir dönem. İlerde genellikle “Nermin ile evlendik, çocuklarımız oldu. Nalan’ı Nermin’den çok önce unutmuştum zaten ama, meğersem o dönem genç ve bekar olduğum son yıllarmış. Keşke 1.5 sene zırlayacağıma tadını çıkarsaydım. Ah eşek kafam” diye bir şey düşüneceksiniz. Bu kayıp 1.5 sene olmasın, 4-6 ayda kalsın.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Patreon yayınlarımıza da göz atmayı unutmayın.

Eski sevgilimi unutamıyorum, kimseye bir şey hissedemiyorum – Vaka Çalışması

Eski sevgilimi unutamıyorum diye beni arayanların çoğu, ayrılığın üzerinden çok uzun süre geçmediği için henüz unutmaya başlamamış olan insanlar. Eski sevgiliyi en hızlı şekilde unutmak için de bir şey yaptıklarını söyleyemem ve hatta çoğu unutmamak için yapılan şeyleri bol bol yapıyorlar. İnternette gizlice takip ediyorlar, eski sevgiliye ulaşıp duruyorlar, ondan haber almaya devam ediyorlar, arkadaş kalıyorlar ve hayatlarını donduruyorlar. Fakat bu insanların ezici çoğunluğu, eski sevgiliyi 3-4 ayda ya da en fazla 8-12 ayda unutup yollarına devam ediyorlar.

Eski sevgilimi unutamıyorum diyen insanların azınlık bir kısmı ise yıllarca bu durumda kalıyorlar. Burada böyle vahim durumdaki bir arkadaşın attığı mesaja bakacağız.

Merhaba Mahmut abi.Öncelikle seni Spotify da keşfettim ve en dibe battığım dönemleri bununla geçirdim.

Evet arkadaşlar bilmeyenler için bizim bir spotify kanalımız var ve dinlenme olarak sanırım geçen sene en tepe %3 içindeydik. Spotify kullanıyorsanız ve takip etmiyorsanız, sizi takip etmeye davet ediyorum 🙂

4 senelik bir ilişkim vardı,sonrasında ayrılık ve 1 sene daha aralıklı görüşmeler yükselmeler ile geçti.

Kim terk etti yazmamışsın ama yazdıklarından anlaşılacağı üzere o seni terk etti ya da sen onu terk ettin fakat sonra geri dönmek isteyip dönemedin. Eğer bu durumdaysanız yapabileceğiniz en kötü hareketlerden birisi,

Eski sevgili ile özellikle de terk edildiyseniz ve onu hala istiyorsanız, eski sevgili ile ara ara görüşmeyin. Siz bunu genellikle arkadaş olarak kalırsak buradan yeniden sevgili olmaya evriliriz diye yaparsınız ama pratikte yaptığınız şey, eski sevgilinin sizi unutmasına yardım ederken, sizin ona daha fazla düşmektir. Eski sevgili sizi özlemek, sizi düşünmek, sizden geriye kalan boşluğu yaşamak zorunda kalmadığı için sizi daha kolay unutur. Siz de ondan uzak kalıp iyileşmezsiniz ve daha da yaralanırsınız.

Hem eski sevgiliyi hem de platonik bir aşk hedefini ağır oneitis vakasına çeviren temel şeylerden birisi, oneitis hastasının hayatını durdurmasıdır. Biliyorsunuz iletişimi kes 3 ayaklı ve bu ayaklardan birisi olmazsa iyileşmeniz çok uzun sürer ya da belki yıllarca iyileşemezsiniz. Sen üç ayağını da kurmamışsın. Kıza ulaşıyorsun, ondan bilgi alıyorsun ve hayatına odaklanıp devam etmiyorsun.

Ama sonrasında ortak arkadaşlarım vasıtasıyla hayatında aslında birinin olduğunu vs öğrendim ve o günden sonra en dibi görme sürecine girdim.

Eski sevgilisi ile birgün beraber olabiliriz, arada yükseliyoruz diye iletişimde kalanların ezici çoğunluğunun yaşayacağı şey maalesef bu. Eski sevgilinin yeni sevgilisini görene kadar yörüngesinde arkadaş olarak dönmek. Bu sürede karşılığını görmeden yaptığı duygusal yatırımın bir anda patlaması ile de kişi derin bir bunalıma girebilir.

Her yerden engel yedim.

Sevgilisi olan birinin eski sevgilisini engellemesi normal.

20 günde 11 kilo verdim bu açıdan aslında kötü olmadı diyebilirim.

Kilo vermek için kötü bir yöntem 🙂

Psikolojik olarak darmadağın oldum.

Normal. Eski sevgilinin bir yıl boyunca yörüngesinde dönmene neden olan bir psikolojik düşkünlüğün zaten vardır ama bir sene boyunca umut kırıntıları ile yükselmen ağır bir duygusal yatırıma ve düşkünlüğe neden olmuş. Tüm varlığını bir şirkete yatırmışsın, şirket zaten batmış ama sen yine daha fazlasını yatırmışsın. Şirketin tarihe karıştığı %100 kesinken %10000 kesin olunca yıkılmışsın.

Bu süreci atlatmak için hep dışarda sosyalleştim hiç eve girmedim. Şimdi bunun üzerinden neredeyse 1 seneye yakın geçti ve hayatıma 4-5 kadın daha girdi, buluştuklarımı hesaba katmadan söylüyorum. Ama artık hiç kimseye hiçbir hissiyatım olmuyor ve sadece kendimi düşünüyorum.

Burada yumurta – tavuk olayı var. Hayatın hissiyat açısından berbat bir çöl olduğu için sen bu kıza bu kadar sene yapıştın. Herkes 3-4 yıllık ilişkisi bitince 6-8 ay acı çeker, başka birini görmeyebilir ama 2 sene! 2 sene artık ruh sağlığı problem kategorisine girer. Sen aslında hayatını duygusal olarak çorak bir çöl olarak tuttuğun için bu kızdan kopamıyorsun, ve kızdan kopamadığın için hayatın daha beter bir duygusal çöl. Ama bu kilitlenme, hayatını duygusal bir çöl olmaktan çıkarmakla olur, önce onu kafandan çıkarıp sonra hayatını güzelleştireceğini sanıyorsun.

En ufak şeyde kestirip atıyorum ve arkama bakmıyorum. Arkama tek baktığım yerin ne olduğunu tahmin edebilirsin. En ufak şarkı bile beni o anlara geri götürüyor. Bir türlü bu durumu aşamıyorum. İletişimim hiç olmadı bu kadar süre boyunca.

İletişimin olmaması yeterli değil, hayatın donmuş vaziyette. Kızın seni bıraktığı yerden bir milim bile hareket etmemiş orada zırlayıp duruyorsun. Bir de içinde bulunduğun durumun o kadar büyüklenerek anlatıyorsun ki, insanın sana sempati göstermesi bile zor.

Sen en ufak bir şeyde kestirip atıyorsun çünkü 2 senedir bir kızdan kopamamışlığın, zayıflığın biraz fazla kalsan ortaya çıkacak ve o büyüklenerek arkama bakmıyorum dediğin kişiler senden arkalarına bakmadan kaçacaklar. Her şirketten kovulmadan istifa ediyorsun ve egon o kadar şişkin ve kırılgan ki (özgüvensiz insanların egosu öyle olur), “ben her şirketten ayrıldım birader, hiçbiri sarmadı” diye anlatıyorsun. Kalsan atılacaktın zaten.

Diğer insanların hiçbiri de umrumda olmuyor bana değer versin vermesin. Bir kaç defa görüşüp sonrasında yol vermekten sıkıldım ama hayatımda olmalarını da uzun vaade de istemiyorum.

Dediğim gibi senin sorunun bu. Teşhisin yanlış. Senin kadar ağır kendini kandıranını az gördüm ama bu çok gördüğüm bir olay. Herkesin senden kaçtığını anlayamayacak kadar egonda boğulmuşsun.

Şu kelimelere baksana, tek bir kadının, şu an başkası ile hoplayan bir kadının önündeki mide bulandırıcı ezikliğini, başkaları hakkında “hiçbiri umrumda değil”, “yol veriyorum” gibi büyüklenmeci kelimelerle bastırmaya çalışıyorsun! Tipik narsist aşağılık kompleksi ve onu kapamak için sergilenen büyüklenmeler.

O kızlara karşı hissinin olmama sebebi, senin her yerinden akan oneitis zavallılığı. Onlar da sana o kadar meraklı olmuyorlar zira oldukça itici oluyorsun. Oneitis zavallılığından kaçıngan olan erkeğe anca kendine güven problemi ciddi boyutta olan kız düşer, onu da sen beğenmezsin. Yani hissiyatsızlığını sakın senin hayatına girenleri istememenden ibaret sanma. Hangi normal kadın 2 sene boyunca eski sevgilisini unutamayacak kadar düşmüş bir erkeği çekici bulur ki? Senin doyurucu bir şey bulamamanda, isteyebileceğin kadınlara itici olmanın payı çok daha büyük.

Sizinle seans yapmam daha mı mantıklı olur bana yol gösterebilir misiniz?

Şu yazdıklarımdan sonra benimle seans yapmak isteyeceğini hiç sanmam ama sen muhtemelen beni aşarsın, sana terapi lazım. Ama iyileşmenin yolu, içinde bulunduğun durumu doğru teşhis etmekten geçiyor. Yol veriyorum, umrumda değil dediğin insanlar bile sana çok şu an. Senin duygusal çölün, şu an beğenilmeyecek biri olmandan kaynaklanıyor. Kendini bu duruma düşürmüş bir adam olarak seni umursayan birinin çıkmasına şükredeceğine yol veriyorum diye kendini sıvazlıyorsun. Senin “çok ezik, itici biri oldum, bunu nasıl düzeltirim” sorununa odaklanman lazım, kızları beğenmiyorum, eskiyi unutamıyorum sorununa değil.

Bu yeni kızlarla daha uzun süreli ilişkiye kendini zorla. Terk edilmeyi, beğenilmemeyi göze al. Büyüklenmeden vazgeç. O kadar egona boğulmuşsun ki, şu an eski sevgilinin 10 katı, senin 100 katın iyi bir kız görsen ona da “hacı hissetmiyorum, yol verdim, sevmesin ya” dersin.

Şunu unutmayın. Eğer oneitis durumundaysanız, oneitisi atlatıp hayata devam etmeyeceksiniz, oneitise rağmen hayata devam edeceksiniz ve oneitis öyle geçecek.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Hızlı başlayıp hızlı biten ilişki – Vaka Çalışması

Selam Mahmut abi. Çıra alevi gibi hızlı başlayıp, hızlı sönen aşırı duygusal yatırım ve ayrıldıktan sonra peşinden koştuğum bu kısa ilişkiyi anlatmak istiyorum.

Çıra alevi gibi yanıp sönen ilişki, çok yoğun bir ateş ile başlar ve yakıtını hızlıca tüketip biter. Erkeğin ve aslında kadının da, bu yoğun dönemde duygusal yatırımını frenlemesi lazım. İyi ve sağlam ilişkiler genellikle yavaş yavaş ısındığınız ve sevdiğiniz bir şekilde başlar. O nedenle çok yoğun, hiç olmadığı kadar güzel, hiç sevilmediğiniz kadar sevildiğiniz, hiç hissetmediğiniz kadar yoğun duygular hissettiğinizde, kendinizi hayal dünyasına bırakmak yerine, temkinli olmanız sizin yararınıza zira aslında uzun sürebilecek iyi bir ilişkinin kısa süre içerisinde bitmesine neden olabilirsiniz. Ya da aşk bombardımanı yapan bir arızanın ağına düşebilirsiniz.

Yürüme olmadan aynı kafede 3-4 gün önce karşılaşıp yürüme davetiyesi almama rağmen kaygıdan yürümeyip, bir kaç gün duygusal yatırım yapmam dışında:), yürüme kısmını iyi yaptığımı düşünüyorum. Kızın bakışlarını yakaladım. Senin kadınlarla tanışma kitabında bahsettiğin “baş selamını verip gülümsedim”. Kız da selam verip karşılık verdi.

Aslında yürüme davetiyesini altın yaldızlı davetiyeye çevirmek bu kadar basit olabiliyor. Başınızla selam verirken hafif bir tebessüm etmek. Bunun yararı şu ki eğer kız sizden uzaktan da olsa hoşlandıysa, refleks olarak ya gülümseyerek selam veriyor ya da belli belirsiz bir gülümseme ile gözlerini kaçırıyor. Gerçi çok utangaç kızlar suratları bozularak da göz kaçırabiliyorlar ama bu kadar utangaç kıza yürümenize gerek yok.

Kalkıp yanına gittim. Normalde böyle şeyler pek tarzım değildir. “Hoş kızsın gelip selam vermek istedim” dedim.

Bunu demene gerek yok. Sadece “selam” deyip havadan sudan normal bir muhabbete de başlayabilirsiniz. Bu tür hafif iltifat gündüz oyunu gibi tamamen soğuk yaklaşmalarda söylenebilir. Yürüme davetiyesi atan kızın ilgisi yeterince yüksek değilse risklidir.

Kafe doluydu, birden kalkıp gittim. “Ne desem” diye düşünmeye devam etseydim muhtemelen hiç gidemezdim. Aklıma geleni söyledim.

Saçmalamadığın sürece ne dediğinin değil nasıl dediğin yani rahat ve sakin olman önemli.

Biraz sohbet ettik. Ne okuduğunu vs 10 dk ya yakın sürdü. “Tanıştığıma memnun oldum. Seninle tekrardan iletişime geçmek isterim. Sana nerden ulaşabilirim?” dedim. İnstagramını verdi.

Buraya kadar medeni cesaretin için tebrikler. Bunu herkes yapamaz. Aslında Instagram zayıf bir bağlantı şekli, telefon kadar dönüşü yüksek değil. Ama eğer telefon değil Instagram veriyorsa hiç yoktan iyidir.

Şimdi arkadaşlar, bir kız yalnızsa, bir yerlerde beyaz atlı prensi ile karşılaşma hayali kurar. Önüne gelenin kendisine yürümesini ve bunları eleyip durmayı hayal etmez tabii ki ama bakışları ile süzdüğü erkeğin kendisine yürüyecek cesarete sahip olmasını umar. Sizin karşılaşma şekliniz en ideal karşılaşmalardan biri. Kız bakıyor, sen gülümseyerek selam veriyorsun, kız buna olumlu karşılık veriyor. Size bakan, beğendiğiniz kızları yalnızlıklarıyla başbaşa bırakmayın arkadaşlar, ayıptır, yazıktır, günahtır.

Beni arayarak danışan kadın takipçilerimin çoğu eski sevgili, biten flört için arıyor ama bu konulardan sonra ise “abi adama bakıyorum, o da bakıyor ama gelip konuşmuyor, ne yapacağım?” konusu geliyor.

Kızı ekledim 2 dk sonra kendisi mesaj attı. İlgisinin yüksek olduğunu düşünüyorum bu anlar.

Evet ilgisi gayet yüksek.

Sohbet edip buluşmaya çağırdım.

Evet. Online tanıştığınız kadın ile 2-3 gün mesajlaşırsınız ama gerçek hayatta tanıştığınız kadınla ilk mesajlaşmada buluşma ayarlayın.

Buluştuğumuz zaman baya İlgiliydi. Sürekli bana iltifatlar ediyordu. Buluşmanın çoğunda kızı konuşturdum. Semaver çayını doldurma bahanesi ile yanına geçtim. Öpücüğe kolay gittim. Böyle hafta da bir kaç kez buluştuk.

Buraya kadar her şey yolunda.

Daha 2. buluşma da bana sevgili imaları yapmaya başladı. Bu hızlı gidişin ve benim bu kadar hızlı kapılmam sayesinde.

Kadınlar bunu genellikle hemen yapmaya başlarlar. Burada bir hızlı gidiş yok ama senin hemen kapılmaman lazım. Bence senin kapılman sayesinde olmadı, muhtemelen sen bu imalar sayesinde kapıldın.

Bu hızlı gidiş, hızlı bir şekilde aşağıya çakılması supriz olmaz sanırım:). Kız tarafından gelen “sevgilim” sözleri ile birlikte daha 3. günden sevgili olmaya başladık.

Bunda da bir sorun yok. Sevgili etiketi seni sadece tabak çevirmekten alıkoyar. Daha üçüncü buluşmadan sana sevgilim diyen kıza sanki çocuklarının anası olacakmış gibi kapılma da. Gerçi çocuklarınızın anası olacak kıza da kapılmayın ama etiketi koysanız da, ilk 4-6 ayın karşılıklı birbirini tanıma dönemi olduğunu, kızın ve ilişkinin her yöne gidebileceğini bilerek devam edin.

Birçok erkeğin yaptığı hata, kendini kandırmadan, gözlemleyerek sevmenin gerçek sevgi olmadığına, kendini kaptırmadan sevmezsen sevmiyorsun anlamına geldiğine inandırılmış olması. İlk 4-6 ayda hem beraber iyi vakit geçirmek, hoşlanmak, yavaş yavaş sevmek ve aynı zamanda ilişkinin kısa sürede bitebileceğine, kızın aslında arıza olabileceğine, vs. hazır olmak mümkün.

Her gün buluşmaya başladık. Sürekli mesajlaşıyorduk. İçten içe biliyorum hata yaptığımı, ne yapmam gerektiğini de okudum.

Evet, hergün buluşmak ve sürekli mesajlaşmak, gayet kolay bir şekilde engelleyebileceğin ilişki katilleri. Bunu kızlar ister, kız sizden çok hoşlanıyorsa tüm zamanınızı ona ayırmanızı arzular ama bunu yaparsanız da sizden hızlıca soğur. Burada bir hinlik, sinsi bir plan yok. İçgüdüsel olarak alabileceğinin en fazlasını almak ister ama değerli bir erkeğin hayatının bazı şeyler ile dolu olduğu için bunun bir sınırı olduğunu için için bilir. Aslında bu sınırı nazik bir şekilde koyarsanız, yüzeysel olarak yakınsa bile bunu takdir eder. Bu sınırı koymazsanız, sizin hayatınızın boş olduğunu, ya da sizin hayatınızı bir kadının arzularına feda edecek kadar muhtaç ya da beyni yıkanmış olduğunuzu anlar ki böyle bir erkek çok iticidir.

Ama o kaygıyı kontrol etmek yerine kıza ayak uydurdum.

Bakın arkadaşlar, hemen hemen her kadın sizin daha fazla zamanınızı, daha fazla ilginizi ister ama sağlıklı hiçbir kadın sizin hergün buluşmamanızı, sürekli mesajlaşmamanızdan problem çıkarmaz hatta bir hayatınız olmasını takdir eder. Sağlıklı sınırlar çizdiğinizde, problem çıkar, kısa sürede ayrılırız ve bu iş biter kaygınız gerçekte sadece ve sadece arıza veya özdeğer / özgüven problemi olan kadınlarla sorun çıkarır.

Ben burada sıklıkla söylüyorum. Bizim tavsiyelerimizi uygularsanız, bazı kadınlarla ilişkiniz çok daha hızlı biter. Çünkü tavsiyelerimizin amacı sizin bir kadınla ne olursa olsun birlikte olmanız değil, sağlıklı bir kadın bulmanız, ona sağlıklı bir şekilde yaklaşmanız ve en az bunlar kadar önemlisi de, sağlıksız kadınları elemeniz.

Birçok erkek maalesef bunu duysa bile, “hacı yapayalnızım zaten arıza kız da olsa ben devam edeceğim sen bana nasıl yapacağımı söyle” diyor ve bu erkekler tavsiye için yanlış yerdeler. Buralarda vakit kaybetmemelerini ve bize de boşa zaman harcatmamalarını dilerim.

Buluşma sonrası düşüncelerimi meşgul etmeye başladı. Kızın instagramına bakmaya başladım.

Son zamanlarda birçok takipçiden flört – ilişki hayatlarını önemli ölçüde iyileştirdiğini duyduğum tavsiyem şu: flört ettiğiniz, yeni birlikte olmaya başladığınız kızın sosyal medyasına bakmayın. Bakın takip etmeyin demiyorum, karşılıklı takipleşebilirsiniz ama takip etmeyin yani haftada bir iki bile olsa girip bakmayın. Bir kızla bilgi akışınız telefonda konuşma, direkt mesajlaşma ve yüzyüze konuşma olsun.

Bir kadının Instagramına bakıp durmaya başladığınızda, ona duygusal yatırım yapmaya başlarsınız ve kısa sürede de yatırımınız kadını geçer. Duygusal yatırım yayınında belirttiğim gibi, bir ilişkinin sağlıklı olması için kadının duygusal yatırımının, erkeğin duygusal yatırımından iki üç tık üstte olmalı.

Takip ettiği erkek sayısı kızlardan fazlaydı. Fazla olmasa bile bir kaç farkla kızlar galip gelebilir. Bu durumdan rahatsız olduğumu söylediğim zaman. Bana ” şu an kimle olduğuma bak. Onlar çok önemli değil. Bundan sonra dikkat ederim” dedi.

Bu iyiye işaret değil, özellikle de sanki “geçmişte ne halt yediğimin ne önemi var, sen şimdiye bak” der gibi demesi. Yani bunu demese daha iyiydi.

Bu durumdan rahatsız olsam da devam ettim.

Edebilirsin ama bu kızın muhtemelen hayatında çok kalmayacağını tahmin edip hazırlıklı olarak edebilirsin. Kızla 8 ayı devirirseniz şaşıracak şekilde, devirmezseniz değil.

Bir kızın bu kadar erkek takip etmesi kabul edilir bir şey mi Mahmut abi?

Kızın pek de güvenilir olmadığına işaret. Kabul edilebilirliği kızla ilişki seviyene bağlı. Senin gibi yüzüne gülüp sevgilim diyene yapışan, ayrılınca yırtılacak şekilde yapışan adam uzak durmalı.

Baş başa buluştuğu bir erkek kankası da vardı. Bu eleman buna not vermiş. Teşekkür etmek için bir kafe de  bir şeyler içmiş. Güya okulda adı çıksın istemiyormuş. O yüzden başka bir yerde buluşmuş. Şu an düşününce bana alarm olarak geliyor. Senin fikrin nedir bu konuda merak ediyorum.

Bir iki kere buluştuğu biri ise dert değil, düzenli ise dert.

Başka bir alarm gelen konu beni başka erkeklerin varlığı ile sopalamaya çalışması.  Ara ara sorduğu sorulara esprili cevaplar verdiğim zaman (soruları hatırlamıyorum) “yurdun önü bunu diyenler ile dolu. Hepsi barışmak istiyor” anlamına gelen şeyler söylüyordu.

Bu tek başına bu kızı ciddiye almaman için yeterli. Bu aşamada da kopabilirsin, gittiği yere kadar da deyip kopabilirsin. Bu alarm. Sadece sopalamıyor, çok erkekle takıldığını da itiraf ediyor.

Kızla yılbaşı gecesi sonrasi bir yerde bir şeyler içmek için oturduk. O gün öncesi buluştuğumuz zaman yurduna bırakırken bana hasta olduğunu duştan çıkınca yazacağını söylemişti. Yazmadı ve bende mesaj atmadım. Bana buluştuğumuz gün “o gün hasta olduğumu bile bile neden yazmadın” sorusu ile birden yükselmeye başladı. Bende kendisinin yazacağını söylediği için yazmadığımı söyledim. “Her şeyi karşılıklı yapıyorsun o zaman. İnsan sevgilisini merak eder” diye sesini yükseltmeye başladı.

Şimdi normalde yazman lazım ama yazmadın diye yükselmesi de aşırı tepki.

“Bu kadar tepki vereceğin bir şey yok ortada. Toplum içerisindeyken sesini yükseltme” dedim. Sinirlendi ve benim umursamaz olduğumu söyleyip durdu. Bizim yan masada da 2 tane erkek oturuyordu. Sinirden onların olduğu tarafa bakıyordu dalgın bir şekilde. Ben de o an ” ben de şu an başka kızlara baksam hoş mu olur?” Dedim. O da ” ne diyorsun be sen , neyi ima ediyorsun” dedi. Bende her şeyin ortada olduğunu söyledim.

Umarım dediğin gibi bakıyordu zira bunu dediğin yerden sonra sizin devam etmeniz çok zor olur.

O da birden yükselmeye başladı. ” sen sevgiline,  sevdiğin kıza bunu nasıl yakıştırır, söylersin. Kapıya bakıyorum. Beni yurda bırak” dedi.  Yurda bıraktım mesaj atmadım.

O da gece ”  bu şekilde devam et. Hatalı olduğun halde yazmıyorumsun. ” mesajını attı. Yaptığının yanlış olduğunu belirten bir mesaj attım. ” İşine geliyorsa böyle” dedi. Bende bu mesaja sinirlenip ayrıldım.

Siz aşırı uyumsuzmuşsunuz.

3 hafta süren ilişki bu şekilde bitti.

3 haftalık ilişki olmaz, sizinki ilişki bile olamamış. O kadar uyumsuzsunuz ki 3 haftada bitmiş. Senin kıza güvenmene engel davranışları var, kız fazla atar yapmış, sen kavgada söylenmeyecek şey söylemişsin, bunun dönüşü yok.

Ayrıca kız sanki ayrılmak için bahane arar gibi kavga çıkarmış. Zor bir karaktere benziyor.

Gece boyu düşünmeye başladım. Kızın bir suçu olmadığını düşünüp tekrardan barışmak istedim.

Kızın hiç bir suçu olmadığını düşünmedin. Kızla bittiğini kabul edemedin, kızın sana dönüş yapmayacağını anladın ve beta davranışlara sardın.

O da ” hemen beni bıraktın. Ben gururumu ayaklarımın altına almam” diyerek red etti.

Umarım sen de ayaklar altına almazsın.

Çevremdeki insanlar hep benim hatalı olduğumu söylediler bu konuda.

Çevrendeki insanlar yanlışlar ve çoğu zamanda yanlış tavsiye verirler. Senin hatan var, kıza başkalarına bakıyorsun iman var ama çevrendekiler sana kısaca git beta öder ol, ödün ver, taviz ver erkek olmak bunu gerektirir zırvası temelinde tavsiye veriyor.

Ve ben barışmak için sürekli ona ulaştım.

Kızın döneceği varsa da dönmez. Siz sadece 3 haftada bu duruma geldiyseniz, uyumsuzsunuz.

Ve hep red etti.

İyi olmuş.

Aşırı duygusal yatırım yaptığım için unutmam zor oldu. 1 aydır ayrıyız.

Kızın sana karşı diklenmesi de muhtemelen bundan. Erkek sandık 3 haftada eridi böyle garip bir yumuşakçaya dönüştü diye. Sonra da zaten bu şüphelerini kanıtlar şekilde sürekli peşinden koştun, tam emin oldu.

Sürekli ulaştığım için beni her yerden engelledi.

Güzel.

Geçen gün engelleri açtığını fark ettim.

Bunu fark etmemen lazımdı.

Ve tekrardan ulaşmaya başladım.

Dipte betalığın, gurursuzluğun, zayıflığın mide bulandırıcı seviyeye inmiş. Bu senin ruhunu da zedeler.

Ve aynı tarz şeyler ile beni reddetti.

Artık yazmıyorum.

İnşallah.

Ama aklımdan da çıkmıyor. Sürekli ulaşmak istiyorum.

Bu aşamada her ulaştığında kendini küçük düşüreceksin ve şu an içinde debelendiğin ve tamamen kendi ellerinle kazdığın kuyuyu daha derine indireceksin. Ulaşman başka bir halta yaramaz.

Kısa süren ilişkiye bu kadar duygusal yatırım yaptığım için kendime kızıyorum ve utanıyorum.

Güzel. Sonuna kadar hak ettiğin acıyı çek, yaptığının sorumluluğunu al. Sadece 3 haftalık ilişki ile bu kadar yumuşakçalaşmak bile ortalama beta erkek dediğimiz adamın çok altında bir seviye gerektirir.

Duygusal olarak güçlenme şansını kaçırdım sanırım.

Hayır. Bu tecrübeni duygusal olarak zayıflamak için kullandın. Tek avantajın, hala yazmak istiyor olman. Bu isteğe karşı koymak seni duygusal olarak güçlendirir, en azından eski seviyene getirir.

Ulaşmak istediğim anlar kendimi tutup yazmamam gerekiyordu.

Geç olsun ama güç olmasın.

Vaka çalışması olarak uygun görürsen yayınlarsın abi. İyi günler seviliyorsun.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Eski sevgilim yeni sevgilisi var geri döner mi – Vaka Çalışması

Benim lise yıllarında tanıştığım ve 2 yıl beraber olduğum ilk sevgilim yaklaşık bir sene önce benden ayrıldı. Ben ilişkinin son zamanlarında ilgisiz davranıyordum ve ona pek de fazla vakit ayırmıyordum.

Bu konudan daha yeni bahsettim ama önemli olduğu için bir daha değineceğim. Senin durumunda olup bana danışanların birçoğunun sorması gereken ama hemen hemen hiç birinin aklına gelmeyen bir soru var: Son zamanlarda neden ilgisiz davranıyordun? Neden daha önce ilgiliyken artık ilgisiz olmaya başladın?

Bu soruya verilen ilk cevaplar genellikle şu anki “reddedilmek takıntıyı besler” kafasıyla verilen “onun kıymetini bilemedim” ya da “onu cepte gördüm” şeklinde oluyor. Evet, bunun doğru olduğu zamanlar var ama çoğu zaman bir iki seviye aşağı indiğimizde (“neden kıymetini bilmez hale geldin?”, “onu neden cepte görmeye başladın?” gibi devam soruları ile), danışanın aslında kızdan sıkıldığını, artık o kadar da istemediğini ya da ilişkinin ömrünü doldurduğunu görüyoruz.

İlişki sadece almayı değil aynı zamanda vermeyi içerir. Sen vermeyi neden bıraktın? Muhtemelen ilişkiyi artık değerli görmediğin için. Bunların farkına varmak önemli zira eski sevgili geri dönerse ve terk edilenin bilinçaltında çalışan mekanizma buysa, terk edilen ilişkide tamamen aynı şekilde ilgisiz davranıyor ve ilişki hızlı bir şekilde tekrar bitiyor. Zira kişinin hissettiği “terk edilme ya da reddedilme ile beslenen bir takıntı” ise, terk edilme durumu sona erdiğinde, kişinin sevgilisi için bir şeyler yapma motivasyonu yeniden ortadan kalkıyor.

Oysa gerçek duyguları ile yüzleşen kişi, bu ilişkinin burada bitmesi gerektiğini, aslında o kadar da istemediğini acı da olsa kabul edip boşa vakit kaybetmiyor.

Eski sevgilisi tarafından ilgisizlik, değer vermeme veya cepte görme gibi nedenlerle terk edildiğini düşünen herkese, bu olasılığı da göz önüne almalarını şiddetle tavsiye ederim.

Bir de üniversiteyi farklı şehirlerde kazandık ve ilişkinin sadece son aylarında uzak mesafe olsak da eğer devam etseydik yıllarca uzak mesafe ilişkisi olarak kalacaktı. Bunun da bir rolü olduğunu düşünüyorum.

Ayrılıkta mı? Evet. Senin tahmin ettiğim ilgi azalmanda da rolü oldu muhtemelen. Sadece uzak mesafe değilsin. Çevren senin yaşında birçok kadınla çevrili. Çevrede bu kadar genç kadın varken, hep uzak mesafe kalacak kadına ilgini canlı tutman çok zor.

Ayrılıktan sonra hata olduğunun zerre farkında olmadığım ama sizinle tanıştıktan sonra büyük birer hata olduklarını anladığım hemen her şeyi yaptım. Onu arayıp sormaya devam ettim, birgün yeniden başlarız umuduyla arkadaşı oldum, sosyal medyada onsuz ne kadar üzgün bir hayatım olduğunu ima eden paylaşımlar yapıp durdum, onun çoktan öldürdüğü ilişkiye sadakat adına başka kadınlardan uzak durdum.

Eski sevgiliyle sürekli iletişim halinde olman ve onu unutma fırsatını kendine vermen nedeniyle muhtemelen başka kadınlara yaklaşsan da bir başarın olmazdı.

Bir türlü aklımdan çıkmıyordu, onu unutamıyordum.

Birincisi, ayrılana kadar o kadar da umrunda değildi ama terk edilir edilmez onu takıntı yaptın. Kız umrunda değildi ama ayrılınca “hayatımın aşkı o, onu yeniden kazanmalıyım” zırlamaya başladın. İkincisi, sürekli ulaştığın, hayatında tuttuğun eski sevgili ve ondan gelen gerçek ya da hayali kırıntılarla yaşadığın sürece nasıl unutacaksın ki?

Şimdi tüm o yaptıklarımın beni muhtaç, ezik ve itici yaptığını biliyorum ama bunları çok uzun süre yaptım. 3 aydır yeni erkek arkadaşı olmasına rağmen arkadaşı olarak kaldım.

Kusura bakma ama söyleyeceğim: YUH!

Tabii ki yıkıldım ama onu hala istediğim için onunla iletişimi bırakamadım.

Onunla iletişimde olduğun sürece onunla yeniden olma ihtimalin yoktu zaten.

Şimdi keşke bu taktikleri daha önceden bilseydim diye kendimi yiyip bitiriyorum.

Bunlar taktik değil, yetişkin, maskülen erkek zihin yapısı. O nedenle taktik öğrenmeye değil, zihin yapısı geliştirmeye bak. Ayrıca mesela benden veya benim yaşımdaki birçok erkekten daha iyi durumdasın (en azından daha iyi olacak durumdasın) zira bu zihin yapısı üniversite eğitiminin daha başlarında, 20’lerinin başlarında bir iki tıklama uzağında duruyorlar. Bu zihin yapısını ilişki hayatının başında öğreniyorsun.

Sen iletişimi kes kuralı ile taktik öğrenmiyorsun, onurlu, özsaygı ve özdeğer sahibi bir erkek nasıl davranır, öyle bir erkek nasıl olunur diye öğreniyorsun. Bunları taktik, hile şeklinde öğrenmeye çalışırsan, ordan burdan parça parça bilgilerle bir şeyler yapmaya çalışıp sürekli olarak kaybedeceksin.

Şimdi bir aydır iletişimi kes kuralı uyguluyorum. O bana ulaşana kadar da devam edeceğim.

Umarım o sana ulaşacak diye beklemeye devam etmezsin. Yani eğer iletişimi kes kuralını üç ayağıyla da yapmıyorsan, seninkisi iletişimi kes taktiği oluyor, kuralı ya da zihniyeti değil.

Onu sosyal medyada takip etmeyi bıraktım. Kendime ve hayatıma odaklanmaya çalışıyorum.

Güzel. Ondan hiçbir şekilde haber almama ve arkanı dönüp giderek kendi hayatına bakma ayakları olmadan iletişimi kes kuralı olmaz.

Sormak istediğim, bu kızla yeniden birlikte olma ihtimalimiz var mı?

Bakalım: Sen eski sevgilinin yörüngesinde aylarca dönmüşsün. Friendzone diyarında paslanmışsın. Kızın yeni erkek arkadaşı var, siz ayrıldıktan 6 ay sonra başlamış, 6 aydır beraberler. Uzak mesafedesiniz. Kız ayrılsa bile yakın mesafede birçok erkek var. Yani yeniden birlikte olma ihtimaliniz pratik olarak sıfır. Onu bırak da, kızın erkek arkadaşı var yahu, şu soruyu sorma bile. Bitti, gitti. Acı ama bunu kabul etmen, edemeyip uzak yörüngede bir umutla dönmekten daha acı değil.

Tamamen üniversite çevrenle ve yakın mesafede olan yeni kızlarla ilgilen. Geleceğe umutla bakmaman için hiçbir neden yok. Bu kızla bitmesi iyi oldu. Çok iyi oldu. Muhtemelen o kadar istediğin bir kız değildi, uzaktaydı, vs.

Onu beklemeli miyim?

Kusura bakma ama söyleyeceğim: YUH!

Bir yanım onu beklemezsem, geri dönse bile ben beklemedim diye hayal kırıklığına uğrayıp gider diye korkuyor.

Yüzünü tükürme emojisi varsa bile ben bilmiyorum. Tüh boyu devrilesice, dediğin şeye bak yahu! Hatun 6 aydır başkasıyla gece olimpiyatında, sen kırık kalpler sokağında, çöpe attığı aşkınızı fedakar bekçisi olarak onun birgün değerini anlamasını ve kollarını açıp sana koşarak “Mahmudum senin gıymetini bilememişim” diye gelmesini bekliyorsun. Ha hanımefendi gelip de seni bulamayınca sana “tüh nankör alt tarafı 1-2 adamlar 1 sene tepiştim diye aşkımız bırakılır mı” diye lanet okuyacak. Neyse fena oldum, daha yazarsam kolonya lazım olacak. Git aynaya bak ve benim yerime kendine bir tokat at. Sert olsun.

Yanu azıcık kendine saygın olsun. 5-6 sene sonra ne soracaksın? Mahmut Amca nikahına beni çağırır da gitmezsem bana dönmez değil mi?” diye mi soracaksın?

Yahu sen kız seni daha kolay atlatsın diye kızın çevresinde dönmüşsün, başkasını bulmuş hala düşündüğün şeye bak!

Hala çok kötü hissediyorum.

12 aydır dibine doğru yürüdüğün delikten bir sıçrayışta çıkmayı beklemiyorsun değil mi? Bir sene sürmez iyileşmen ama aylar sürecek. İletişimi tamamen kes, üniversitendeki hayatına odaklan, başkası ile hoplayan kızın gelmesini falan bekleme! Bunu inatla yaparsan, iyi hissetmemeyi başaramazsın.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.