Gerçek hayat tinderı nasıl oynanır?

Erkek Adam kitapları serisinden Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabı için tıklayınız.

Geçenlerde bir İtalyan arkadaşla takılıyorduk. Bana “gerçek-hayat tinderı” oynamak ister misin diye sordu. Ben de merak edip kabul ettim.

Beni bir parkın merdivenlerine bırakıp beklememi söyledi. Beklerken,
merdivenleri çıkan iki kız bana bakmadan geçtiler. Arkadaş, “beklemeye devam” dedi. Derken, merdivenlerden çıkan bir kız benimle göz teması kurdu. Arkamdan bir ses, “Bu bir eşleşme! sana like attı” dedi. Anladım ki ben 15 yıldır bilmeden “gerçek-hayat tinderı” oynuyormuşum.

Sadece iki adımda gerçek-hayat tinderı oynayabilirsiniz. İlk olarak, kadının çevresine bakındığından ve yavaş yürüdüğünden emin olun. Bu, onun gerçek-hayat tinderını “yüklediği” ve oynamak istediği anlamına gelir. Ardından ona bakın. Eğer o da gözlerini çevirmeden size bakarsa, onunla eşleşmiş olursunuz ve bir bahaneyle konuşmaya başlayabilirsiniz. Eğer güler veya arzulayıcı bir bakış atarsa, süper like almış olursunuz ve herhangi bir şekilde konuşmayı başlatabilirsiniz. Hatta anlamsız sesler çıkararak bile yapabilirsiniz. (Tabi ki eşleşme olmayan kızlara
da yanaşabilirsiniz. Fakat işiniz şansa kalmış olur.)

Gerçek-hayat tinderının en iyi tarafı, fazla bekleme olmamasıdır. Kadının cevap vermesini beklemeniz asla bir iki saniyeyi geçmez. Eğer vücut dilini okumada iyi iseniz, neredeyse sıfır gecikmeyle gelen ani tepkileri fark edersiniz. Bir cevap almak için dakikalarca hatta saatlerce bekleme çilesi yoktur!

Diğer bir avantajı da, “gerçek tinderında” kadınlar beğenmedikleri erkeklerle genellikle konuşmayı devam ettirmezler. Eğer onun tipi olmadığınızı düşünürse hemen uzaklaşır. Çünkü kadının isteyeceği son şey size cesaret vermektir. Tinderda ise uygunmuş gibi görünen bir eşleşme siz mesajı açtıktan sonra aniden sessizliğe gömülebilir. Ama “gerçek-hayat tinderında” hoşunuza giden bir yanıt olmasa bile her zaman bir yanıt alırsınız.

Gerçek tinderda bir kadının konuşmanın ortasında aniden ortadan kaybolma ihtimali yoktur. Fizik kuralları gereği, bir kadının sizin önünüzde dururken aniden yok olması veya başka bir yere ışınlanması imkansızdır. Gitmek istediğinde güle güle demek veya sohbeti neden bitirdiğine dair mazeret beyan etmek durumundadır. Tinderda ise konuşma güzel gidiyor görünse bile herhangi bir sebep belirtmeden ortadan kaybolabilir. Ve bu anti sosyal davranışından hiçbir pişmanlık duymaz.

Hepsinden önemlisi gerçek tinderda karşınızdakinin nasıl göründüğünü tam olarak bilirsiniz. Eski veya hile açılarından çekilen fotoşoplu fotolarını
paylaşarak sizi kandıramaz. Hayatım boyunca sadece bir kez tinderdan bir
kadınla buluşmaya gittim. Ve fotoğraflardaki gibi olmadığını gördüm. 15 yıllık gerçek-hayat tinderında ise hayatımda ise tek bir kez dahi gözlerim beni yanıltmadı.

Tinderin gerçek hayattan daha kısa zaman aldığı argümanı da uzun vadede şüpheli görünüyor. Tinder daha hızlı olsa bile günün birkaç saati sürekli ekrana bakmanız gerekir. Yeteri kadar teknoloji zombisi olmadık mı acaba? Kapalı mekânda çalışmak zorunda olup gerçek tinder oynamaya vakti olmayanların ise kadınlarla tanışmaktan daha büyük problemleri olduğundan şüpheleniyorum. Onların önce bu durumlarını sorgulamaları ve bu problemleri çözmeleri gerekiyor.

Cinsel ihtiyacım olduğunda gerçek tinderı oynamıyı seviyorum. Dışarı
çıkıyorum ve birkaç dakika içinde swipe’a (sağa ya da sola atma) başlıyorum. Günün hangi saati olduğuna göre değişmekle birlikte, günde 200 swipe ve yeteri kadar çok güzel eşleşme alabiliyorum. Dört saatlik gerçek tinder bir hafta boyunca beni meşgul edecek kadar eşleşme sağlayabiliyor. Bu gerçek işi istediğim ve yapabildiğim için normal tindera ihtiyaç duymuyorum.

Gerçek tinderın son bir avantajı daha var: başarmış bir adam gibi
hissediyorsunuz. Gerçek hayatta avlanmanız için vücut testosteron salgılar.
Fakat tinderda oynarken vücudunuz testosteron salgılamayı durdurur. Çünkü burada av yeteneklerine ihtiyaç yoktur. Bana göre tinder oynayan erkekleri çirkin veya gizli şişman kadınların moral bozucu davranışlarına katlanmaya iten şey düşük testosterondur.

Güzel bir kızla gerçek bir eşleşme yakalamanız harika bir duygu. Onunla
aranızda sadece üç adım vardır. Dolayısıyla bir gecikme ve aldanma olmaksızın onu bütünüyle kavrayabilir ve onun değeri hakkında içgüdülerinize güvenebilirsiniz. Tinder ise arkaik gibi duruyor. Ortalama bir şehirde yaşayan ve sosyal yeterliliğe sahip bir erkeği kısıtlayan gereksiz engeller çıkarıyor. Fakat kadınsanız çokça arzuladığınız ilgiyi hiçbir sosyal efor sarf etmeden size veren cennetten gelen bir uygulama gibi.

Gerçek hayattaki etten kemikten kadınlara bakmaktan kendimi alamıyorum. Benim gibi erkekleri cezbetmek için gösterdikleri çaba çok hoş. Beni cezbettiklerini ve benimle yatmak istediklerini hissettiğimde tahrik oluyorum. Kısacası tinder bu duyguları bana  yaşatamaz. Bu yüzden de her zaman sadece “gerçek-hayat tinderı” oynayacağım.

Çeviri : How to play reallife tinder?

Konuk Yazar : The man From Earth

Tinder Rehberi

Saha raporu – Mcdonalds yürüyüşü

Beta vücut dili – Buluşma / yürüme esnasında en çok sergilenen beta sinyalleri yazısını okurken geçmişte ki tecrübeleri aklına gelip “hay aq daha geçen yaptım aynısını” diyen kardeşlerim nerdesiniz bakiyim 😀

Göğüs ileri, omuzlar geri, eller cepte değil dışarıda ve yavaş bir duruş-yürüyüş önemli.

Bunu geçenlerde Taksim’de test ettim. Atatürk Kütüphanesi var bilirsiniz, oraya ders çalışmaya gidecektim de, önce şöyle bi turliyim dedim İstiklâl Caddesinde.

İlk başta hafif kambur, eller cepte ve hızlı bir şekilde yürüdüm.

Yolda bana bakan kız: 0

Dönüşte ise dik, göğüs ileri, yavaş ve kendinden emin adımlar ile ilerledim. Yüzümde ki ifadenin az önce piyangodan 50 milyon lira tutturmuş gibi olmasına dikkat ettim. Gözler ağlamış gibi kapalı değildi, içinden heyecan-macera-hayat fışkırıyor gibi açıktı dudaklarımda tatlı bir tebessüm vardı. Sempatik bir yüz ifadesi kısaca. Çevreyi ve insanları gülümseyerek süzen,yürürken bile hayattan keyif alan bir insan gibi ilerledim ağır ağır.

Hem fiziksel olarak hem de mental olarak dışarı olumlu sinyaller vermeye çalışıyordum diyeyim. Mekanın sahibiyim edasıyla ilerliyordum.

Etrafı biraz süzünce şunu fark ettim. Hangi kız buraya yeni gelmiş, kim takılmak için gelmiş, kimin işi var, kime yürünür kime yürünmez inanın anlıyosunuz biraz gözlem ile.

Takılmak için gelen ve “bundan iş çıkar” tespitini yaptığım kızların hepsinin gözünün içine baktım, neredeyse tamamıyla kesiştim diyebilirim. Yanımdan geçerken bana şöyle bi bakıp devam eden çok kız yakaladım.

Burgerking önünden geçerken 3’lü kız grubu beni durdurdu:

– Pardoon. Ya Mcdonalds’a daha çok var mı yoksa buraya gireceğiz de?

Kızın boyu kısaydı ve biliyosunuz ses çok. Burda bi hata yapıp konuşmanın ortasında ona doğru eğildim. Eksi puan, beta hareketi. Düz durup üstten bakmam ve kızın sesini bana duyurmak için çaba göstermesi gerekiyordu. Ancak refleks gibi yaptım o an düşünemedim. Fakat yaptıktan hemen sonra cidden aklıma geldi doğruldum tekrar. Nasıl kazıdıysam beyine. Daha önce de çok yapıyordum çünkü.

Tabiki de muhabbeti bitirmeyecektim. Çünküüü adres bahane daygame şahane. Kız mıymıy ederken arkasında duran iki kızı da şöyle bi kestim, daha güzellerdi.

İlk amaç tabiki de ilişkiyi soru-cevap aşamasından diyalog-muhabbete dönüştürmek. Sorduğu konudan yürümek iyi bir başlangıç.

+ Imm.. Bence yürümeye değer kızlar, geçen yedim burda inanın hiç güzel yapmıyorlar. Bayat ekmeği dişimi kırıyordu az daha 😀 (Gülümseyerek)

– :O Hadi yaa

+ Kesinlikle! (Yavasca ve Tebessüm ile) (Bunu derken sesimi daha kalınlaştırdım ve kafamı yukarı-aşağı yaptım hıhı dercesine. İnanın etkisi 2 kat artıyor söylediğiniz cümlenin vurgulu ses tonu ve beden dili ile desteklenince, şüphe etmiyorlar.)

(Devam ediyorum)

+ Hadi ilerleyelim.

Bunu sadece kıza desem dönüp arkadaşlarına bakıp gözleriyle “napalım,yiyelim mi burda yüruyelim mi? Gibi sorular soracaktı. Grupla konuşurken iletişimi hepsiyle sağlamaya çalışın en azından konuşurken hepsine bi bakın.

Ayrıca söylerken, kafamla yolu işaret edip bir adım attım.

Burada yaptığım hareket önemli. Sorumluluğu kızların üstünden alıyorum. “İlerleyelim isterseniz?” , “Kararınız ne? Götürebilirim.” Gibi onay bekleyen beta soruları sormak yok.

Bu tarz onay soruları sorarsanız cevapları evete meyilli olsa bile hayır derler genellikle. Kızlar sorumluluk almaktan nefret ederler. Kararı verin ve harekete geçin. Evet derken her kız “of acaba kaşar mi oldum, çok mu basit kızım” tribine girer ayrıca az çok. Bunu onlara yaşatmayın.

Harekete geçiyorum ve onlarıda geçiriyorum, birden yürürken buluyorlar kendini.

Burda kızların bana katılmasının sırrı şu aslında. Hatta bütün daygamelerin sırrı şudur: OLUMLU CEVAP ALACAĞINIZDAN %100 Eminmiş özgüveni ile davranın. Ufacık bi terettüd bile yasarsaniz inanın bana sesiniz kırılıyor, hemen yansıyor dışarı.

Bu düşünce yapısı ile söylediğinizde özgüvenli ve sanki önceden bunu hangi kıza demişseniz hepsi sizinle gelmiş, sıfır reddedilen; dolayısıyla değerli birer erkek gibi yansıtıyorsunuz kendinizi. Kötü tecrübeleri hiç olmayan, özgüvenini kiracak hiçbir olay yaşamamış bir erkek gibi. Kızların özünde istediği adam bu aslında.

Yorum yine uzun oldu özetliyorum. daha sonra yürümeye başladık. Önce burger king hakkında bahsedilen kötü şeylerden falan konuştuk (3 günlük yağlar kullaniliyo bilmem ne). Her lafimin sonuna 1-2 espri ekledim diyebilirim. Daha sonra güzel olan her şeyin zararlı olması falan derken kişisel muhabbete girdim yeni mi geliyosunuz vesaire. Bana sordukları kişisel sorulara hiçbir doğru cevap vermedim. “Benim mekan burası, part time pezevenklik yapıyorum travestilere illa ki görmüşsünüzdür. Harun abilere talep çok.” Bunları söylerken suratım gayet ciddi fakat konuşma şeklim Cem Yılmaz gibi. Yeni tanıştığın birine bu tarz seksist bi olaydan yaklaşmak ve komik bi şekilde muhabbeti devam ettirmek kızlara sizi sanki 10 yıldır tanıyormuş gibi hissettirir. Utansalarda yüzlerindeki gülümsemeleri tutamıyorlardı trolar hakkında benden bilgi alırken :D.

Olayın özü şu beyler kendiniz hakkında bilgi vermeyin, gelen her soruyu eğlenceli bir muhabbete açılacak KAPI olarak DEĞERLENDİRİN. Her türlü muhabbet açılabilir ancak önemli olan meriçlerin yapmaya götünün yemeyeceği biraz cesur sohbetler.

Kızlar alışveriş için gelmişlerdi ve yemek yiyip döneceklermişmiş.. Mcdonalds önüne geldiğimizde gözlerinde hüzün vardı. “Çok eğlenceliydin ya keşke mcdonalds daha uzak olsaydı, bitiyor mu şimdi” sinyalleri aldım ben. Kasadaki elemanı gösterip bakın bu bizim Süleyman abi, gece sultana dönüşüyor gizli travesti o dikkat edin konuşurken ses tonundan anlarsınız zaten tanıyorum onu falan sallıyorum ölümüne. Ee numara almadan bırakmak olur mu?Olmaz.

Numclose ardından 5 dakika sonra telefona gelen mesaj:

“Ya Allah belanı vermesin Neym. Adama sipariş verirken gülme tuttu üçümüzü rezil olduk travesti olduğu aklımıza geliyo falan 😂😂😂😂”

Cevap: “Selamımı söyleseydiniz patatesleri bedavaya büyük boy yapardı kızım… Şaka maka şaşırıp Sultan Abla demediniz umarım adama 😂”

Hahahah falan diye devam ediyor gerisi. Bu saha raporundan öğreneceğiniz şeyler, benim bahsettiğim vücut dili ile yürüyün ve dediğim şekilde düşünün, (örn:milyoner gibi) bunlar inanın yüzünüze yansıyor. Mekanın sahibiyim sinyali veriyorsunuz ve gördüğünüz gibi size rahatça güvenip bir şeyler bildiğinizi düşünerek sorular geliyor. Hızlı-Kambur yürüyüş tamamen elenme sebebi. Ve Muhabbetiniz eğlenceli olsun. Kendiniz hakkında bilgi vermek yerine gelen soruya sallayın bir şeyler. “Aslinda Mcdonalds’da çalışıyorum ben aslında burger daha güzel ama ben daha çok kazaniyim diye buraya getirdim sizi.” Mesela bir örnek. Bunu söylerken kizlarin %100 tebessüm edeceğini düşünerek ve o özgüven ile söyleyin. Karşılığını alıyorsunuz. Olay ne dediginizden çok korkmadan istediğinizi söyleyebilmeniz. Ve ciddi sıkıcı muhabbetlerden uzak durmanız. Siz eğlenin, kızlar dahil olsunlar. Olmayan NEXT. Eğlendirmeye de çalışmayın.

Konuk Yazar : Neym

Beta vücut dili – Buluşma / yürüme esnasında en çok sergilenen beta sinyalleri 2

Daha önceki Beta vücut dili – Buluşma / yürüme esnasında en çok sergilenen beta sinyalleri yazısına, burada fotoğrafla anlatması zor ama çokça yapılan beta vücut dili problemlerini ekleyelim. Bu arada, bazı okur yorumlarına da değinelim ve cevap verelim.

Bazı okurlar, güzel eklemeler yapmışlar. Playboyokulu, hızlı ( = tedirgin) davranışlarla ilgili şu yorumu yapmış :

Bir de arkadaşlar hareketlerinizi mümkün olduğunca yavaşlatın. Ben ilk bu işlere başladığımda kendimi videoya çekmiştim ve hareketlerimin çok hızlı olduğunu gördüm. Etrafa hızlı bakıyorum, gözlerim fıldır fıldır dönüyor. Ve bu hızlı hareketler heyecanlı, gergin, panik imajı veriyor. Light erkek Selamiyi düşünün 🙂 Ben de hareketlerimi yavaşlattım, zamanla yavaş hareketlerime alıştım.
Başınızı sağa doğru çevirmeden önce bir düşünün ve yavaşça çevirin. Daha şık görüneceğinden emin olabilirsiniz. Jest ve mimikleriniz de yavaşlamalı. Hızlı hareketler = panik. Yavaş hareketler = rahatlık, unutmayın.

Hafiften tembel gözükmenin kimseye zararı olmaz abartmamak kaydiyla. Birisi size bir şey dedi ve siz onu anlamadınız mı? Bir dahaki sefere aniden kafanızı o kişiye çevirip “efendim anlamadım bir daha söyler misin?” demek yerine; biraz bekleyin, sonra yavaşça o kişiye kafanızı çevirip “hıı?” deyin. O kişinin ne dediğini öğrenmek için acele etmenize gerek yok. Dünyanın en önemli bilgisini size vereceklermiş gibi davranmayın.

Neym şöyle yazmış :

Göğüs ileri, omuzlar geri, eller cepte değil dışarıda ve yavaş bir duruş-yürüyüş önemli.

benim bahsettiğim vücut dili ile yürüyün ve dediğim şekilde düşünün, (örn:milyoner gibi) bunlar inanın yüzünüze yansıyor. Mekanın sahibiyim sinyali veriyorsunuz ve gördüğünüz gibi size rahatça güvenip bir şeyler bildiğinizi düşünerek sorular geliyor. Hızlı-Kambur yürüyüş tamamen elenme sebebi.

Yin, Daily Mail yazısının absürtlüğünü yakalamış :

Şu dailymail’deki orijinal metni okuyan bir beta, kızı böyle etkileyeceğini umarak tam olarak oradaki “ilgiyi belli eden” duruşları sergilemesi gerektiğini düşünecektir. Yazı kadınlara hitaben yazılmış, erkeğin size ilgisinin olduğunu nasıl anlarsınız diyor, kadınların erkekte çekici bulduğu beden dili nedir bunu söylemiyor. İlgiyi belli eden beden dili diye resmettikleri tablonun muhtaçlık dili olduğunu söylemiyor.

BenLark şunları eklemiş :

1) Kendi yaptığın espriye gülmek
2)Gülerken yada başka şekilde ağzını elinle kapatmak
3)Çok göz temasına girmek
4)Göz temasındayken gereksiz yere sırıtmak
5)Buluşma esnasında yada sonrasında kızla TOKALAŞMAK
6)Sinemadasınız diyelim kızı öpmeye çalışıyorsun yada buna benzer şeyler falan,
Kıza doğru EĞİLMEYİN ASLA
O başını yaslayabilir omzunuza yada göğsünüze ama siz dik durun ve yönünüz ileri baksın
7)Kızla yürürken onun sizden daha hızlı ve ilerden yürümesine müsaade etmeyin .Bu aslında bir shit test
Bu olayla karşılaştığım 2 kıza da
“işin var galiba koş istersen “ demiştim ve koluma girip usulca yanıma gelmişlerdi.Bir adım ötemden gitmediler daha sonra

Beta erkek hareketleri şunları da içerir :

durmadan kımıldamak

ağırlığını bir ayaktan diğerine verip durmak

kambur durmak

kolları kavuşturmak

ellerle oynamak (ovuşturmak gibi)

Beta vücut dili – Buluşma / yürüme esnasında en çok sergilenen beta sinyalleri

Kızla konuşurken kıza doğru eğilmek oldukça bağıran bir beta hareketidir. Aşağıdaki eleman gibi. Bu bariz ilgi gösterir ki özellikle daha yeni karşılaştığınız bir kadına yapmanız, sizin muhtaç / aç olduğunuzu, yokluk zihniyeti ile kıvrandığınızı sinyaller. Aşağıdaki elemanın ellerinin beline doğru cebinde olması da, duygusal olarak stres altında olduğunu ve ezik hissettiğini sinyaller. Ya da en azından kendine güvensizlik hissettiğini.

Aşağıdaki iki duruş daha iyi. Maskülin ve kadına hiçbir şekilde ilgi sinyali vermiyor. Bu bir vücut dili nötrlüğü başlarda oldukça iyidir.

Kızla buluştuğunuzda en iyi oturma pozisyonu, yan yanadır. Zira bu pozisyondan kıza yakınlaşma, kino, vs. daha kolaydır. Kızla yan yana oturabilmeniz için daha önceden, yan yana oturmaya mecbur kalacağınız mekanlar belirleyip bunlarda buluşma ayarlamanız gerekli.

Ama bu şekilde otururken erkeklerin yaptığı en büyük hata, “öyle güzelsin ki senin için böbreğimi veririm” oturuşudur. Aşağıdaki oturuş.

Kadının vücudu erkekten uzağa dönük ama erkeğin tüm vücudu tamamen kadına dönmüş vaziyette. Burada erkek vücut diliyle aşırı bir ilgi sinyali veriyor. Ama kadının vücut dili ise adama ısınmadığını gösteriyor (adamın bu ilgisi ile de muhtemelen hiç ısınamayacak). Burada erkeğin ağzından çıkan ne olursa olsun hatuna verdiği mesaj şudur : “aman Allah’ım. O kadar güzelsin ki. Seninle birgün geçirmek için böbreğimi verirdim.”

Barlarda yapılan önemli beta vücut dili hatalarından biri de yürür yürümez tüm vücudunu kıza dönmektir. Bunun kıza sinyallediği, sen hiçbir çaba göstermesen de benim tüm ilgim sendedir. Bu gibi sinyaller ise, erkeğin kadınlar konusunda pek opsiyonu olmayan bir beta olduğunu sinyaller.

Bu duruş yerine, ilk yürümede aşağıdaki duruşu tutturmak daha avantajlıdır. Eğer kadın ilgiye pozitif tepki verirse yavaş yavaş ona doğru dönülebilir.

Bar demişken, içkili mekanlarda yapılan bir diğer beta hatası da içki bardağını havada, göğüs hizasına gelecek şekilde tutmasıdır. Erkeğin dik ve omuzlar geride durması, göğsünü ileri atması, onun duygusal olarak meydan okuması ve kolay kolay hiçbir şeyden etkilenmem manifestosudur. Aşağıdaki eleman gibi göğüsü kısmen ya da ortasından kapatan içki bardağı, erkeğin savunma pozisyonunda ve duygusal olarak zayıf olduğunu sinyaller.

Yukarıdaki fotodaki ölümcül hatalardan biri de pipet. Erkek adam pipetten içmez. Bunu sadece barlarda değil, her yerde hatırlayın. Pipet yok. Nokta.

Diğer yaygın beta erkek vücut dili hareketi de, nedensizce yüzünü veya boynunu ellemektir. Aşağıdaki iki fotoğrafta olduğu gibi. Bu tür hareketler, erkeğin kendisine güvensizliğinin, vücudu tarafından dışarı sinyallenmesidirler. Yüzünüzü ve boynunuzu kaşımak da dokunmakla aynı anlamdadır.

El ile ağız kapamak, klasik olarak kişinin dediği şeyin yalan olabileceğini sinyaller ama kadın – erkek ilişkilerinde, erkeğin kendine güvensizliğinin bir diğer dışa vurumudur.

Fotoğraf Kaynakları :

Alfa Male vs Beta Male

Eliminating Beta Male Body Language

How to tell he is into you.

2 Common Body Language Mistakes (Dating)

Kağıttan kaplan

Bir okur genç erkeklerin kırmızı hapla ilgili en çok yaptığı hatayı şöyle özetlemiş :

Mahmut Abi,

Senin, hayatınızda ipleri elinize almadan, önünüzde aşmanız gereken çok daha ciddi meseleler varken karı, kız toplarına çok girmemeyi tavsiye ettiğini biliyorum gençlere.

Misal, adamın ösym sınavı var, ya da hayatında tam sorumluluklarını eline alamamış, bağımlılıklarından tam anlamıyla kurtulamamış, disiplin kazanmamış vs. gidiyor burada okuduğu ilişki dinamikleri hakkında yazılarla, maskülin, alfa olmak ile ilgili şeylerle hemen “ava” çıkıyor. Eee oğlum senin hayatın akıp gidiyor boşuna, bi hedefin yok, ziyandasın… sitede okudukların arasında bunu mu anladın bir tek?

Ben red pilli ve bu siteyi, skeptico nun sitesini bazı genç arkadaşlara tavsiye ediyorum çevremde. fakat kadın erkek ilişkilerinin gerçek yüzünü görüp, sonra bunu bir kenara/cebine koyup, asıl yapmaları gereken hayatta güç kazanmak, iyi bir yerlere gelmek, sorumluluk almak olması gerekirken, gidiyorlar kız peşinde koşuyorlar güçlü bir karakter ve hayat inşa etmeye girişmeden.

Bu konuda bir yazı yazmanı ve bunu “14 – 18 yaş arası gençlere tavsiyeler” ile beraber en tepeye sabitlemeni çok isterim. çünkü bu “ben anlatırım isteyen mgtow olur, isteyen oyunu oynar veya bu bilgileri başka türlü kullanır buna karışamam” şeklinde düşünmenden çok daha farklı. bilhassa gençler kırmızı hap’tan öğrendiklerini nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar, hata ediyorlar. bu adamlara nasıl kullanırsanız kullanın demek (bunu dediğini görmedim. kendilerine tatlı geldiği ve gerçeği göremedikleri için böyle yapıyorlar) çok büyük bir hata.

Gençlerin en eften püften sorularıyla bile ilgilenen birisin. bu konu dikkatini çekebilir diye düşündüm. benim zeki bildiğim arkadaşlar bile bu tuzağa düşüyorsa bunu es geçmemeli.

“14 – 18 yaş arası gençlere tavsiyeler” yazısı bence yeterli değil sözünü ettiğim nokta için. başlı başına bunun üzerinde duran, “gençler dikkat-danger-ölüm tehlikesi” girişiyle “1. amacınız hayatta başarılı, güçlü, disiplinli, çalışkan olmak olsun. sonrasında zaten kızlar kendiliğinden gelecektir. kız konusunu erteleyin, hayatınızı ve geleceğinizi rayına koyup, ayaklarınız yere sağlam basana kadar” minvalinde bir yazı çok iyi olur.

Çok sevdiğim bir sözü de buraya bırakayım.

“sorunlu insanları düzeltmek yerine, güçlü çocuklar yetiştirmek daha kolaydır.” Frederick Douglass

Ben önce hayatınızı disiplin altına alın sonra kızlar zaten gelir yolunu değil de hem hayatınızı yoluna koyun hem de aktif olarak avlanın diyen biriyim. Ama bunun çoğu erkek tarafından hayatını yoluna koymadan ava çıkmak şeklinde uygulandığını biliyorum.

Bu sitedeki kişisel gelişim ve disiplin tavsiyelerini uygulamadan, sadece PUA teknikleri ile kız tavlamayı öğrenebilirsiniz. Aslında teknikler işin kolay tarafı. Asıl zor olan işin kendi hayatını kontrol altına alma kısmı. O kısım olmadan sürekli yapana kadar yapıyormuş modunda takılırsınız. Eninde sonunda ya bir kadını oneitis yaparsınız ya da 40larında amaçsız bir erkek olarak kalakalırsınız.

Kadınlarla ve hayatta gerçekten başarılı olmak için dominant / egemen olmak zorundasınız. Daha kendi hayatına ve düşüncelerine egemen olamayan erkek, başkalarına egemen olamaz. Olsa olsa zorba ya da götün teki olur.

Mesela, buraya gelip ya da eposta atıp “abi acil yardım” diye kız meselesi / sorunu çözmek için tüyo / yardım isteyen ama bahsettiğimiz disiplin ve spor hayatını ısrarla yapmayan adamlara tek kelime yazmak israf. Siz gerekli ağır antrenmanı yapmadan ringe çıkan boksörlere benziyorsunuz. Biz size kenardan en iyi gardı, en seri yumruk kombinasyonlarını bağırsak ve siz hepsini tek tek yapsanız bir işinize yarayacak mı sanki? O tıfıllıkla isterseniz en teknik gardı alın, en seri yumrukları atın. Dayak yemeye ve nakavt olmaya mahkumsunuz. Ve süpriz süpriz süpriz … Bu maçtan çıkıp da yine ağır antrenman yapmadan ringe çıkarsanız, bilin bakalım ne olacak?

Aynı örnekten gidersek, o dayağı önemli bir toplantıdan birgün önce de yemek istemezsiniz. İnsanın hayatındaki önemli dönemeçlerde, benim hem hayatını düzene koy hem de kızlara yürü felsefem (tam olarak paralel değil, belki disiplin 4 – 6 ay pratik edildikten sonra yürümeler başlayabilir) zararlı olabilir. Bunun sebebi şu. Siz ne kadar öğretiyi hatmedip disiplini sağlarsanız sağlayın, ilişkilerde alfa davranışlar gösterecek kadar çelikleşmek, bir iki tavında dövülme gerektirir. Yani ilk bir – iki ilişkinizde sağlam betalık yapıp tekme yiyeceksiniz. Yılların betalığını öyle düşünce gücüyle sakin sakin atamazsınız. İşte bu yanmaların üniversite sınavı gibi bir şeyin hemen öncesinde olması sınavda ayağınızı kaydırabilir. Bu nedenle yürüme kısmını yapmamanız daha hayırlı.

Yanlış anlamayın. Tehlike yürümelerin başarısız değil başarılı olması. Reddedilmek sizi pozitif bir MGTOW dönemine bile sokabilir. Bende öyle olmuştu mesela. Lisenin ve aile ile yaşamanın kısıtlayıcı hayatından kurtulmak ve ortaokuldan bozma bir üniversiteye değil de iyi bir üniversiteye gitme motivasyonunu ateşleyen lisedeki abazanlığımdı ve derece yapıp üniversite kazanmamı sağladı. 16 – 17 yaşlarımda zoraki MGTOW yaşamamı boşa giden zaman olarak görmüyorum. Şimdi olsa yine aynısını yaparım. O sayede 23 yaşından itibaren kendi parasını kazanan, kendi evi olan ve bekar bir erkek olarak hayatın tadını çıkarabilen biri oldum. Üniversitede part – time çalışmadan okuyamayan biri olmama rağmen.

Rollo Tomassi’nin dediği gibi oyun tekniklerinin problemi, kırmızı haplı olmayan erkeğin herhangi bir kızı tavlaması :

Ama PUA idealinin en önemli problemlerinden biri, AFCizm’in temel sorununa hiç değinmemiş olması. Bu da şu : AFC (beta), AFC (beta) olmayı bırakmak istemiyor ki! Çoğunlukla istedikleri ONEitislerinin (ya da hayallerinin kadınının) kendileri ile uzun süreli beraber olmalarını ve böylece de yan gelip yatacakları şekilde “kendileri olmak” istiyorlar. Oyuna göre PUA Tanrısı Mystery bile PUA senaryosunun kendi ONEities’i olan Katya ile uzun süreli ilişkiye girmek için işe yaramadığında intihara meyilli, zavallı bir AFCye dönüşüyor. Tarihin en meşhur PUAsı bile hala AFC zihniyetinde zira o zihniyeti öldürmek için birşey yapmamış – içindeki AFCyi öldürmemiş.

Başka çok yaygın birşey de reform olmuş ve OYUN yolunda iyi ilerleyen AFCnin, oyun sayesinde hayallerindeki kızı tavlaması ve bunu başarır başarmaz onunla eski AFC çerçevesi temelli bir uzun süreli ilişkiye girerek onu kaybetmesidir. Ben büyük bir Ross Jefferies hayranı değilim ama zamanında dediği bir laf çok doğru : “PUA yeteneklerini bu kalaslara öğretmek, küçük çocukların eline dinamit vermek gibi birşey”. Bu laf kendi tahmin edebileceğinden daha doğru muhtemelen, çünkü felaket potansiyeli çok fazla. Birçok erkek, hedefteki kızı kapatabilecekleri sihirli değnek ya da sihirli formül peşinde. Ama bu onların uzun süredir fantaziledikleri tembel ve beta uzun süreli ilişkiye onları hazırlamak konusunda hiçbir şey içermiyor. Bu adamlar erkek adam değil, ellerinde dinamit olan oğlan çocuklarına dönüşüyorlar. Sonra OYUNu öğrenmek sayesinde hayallerinin kadınının kalbini çalan arkadaş, “başına gelmiş en güzel şey” olan bu hatun kendini terkedince yıkılıp, intihara meyilli bir hale gelince şaşırıyor muyuz? Ya da sevgili ONEities’i bipolar bozukluktan müzdarip çıkınca ve elemanın hayatı OYUN sonrası uzun süreli ilişkiye hazır olmadığı için tepetaklak olunca?

Herhangi bir kadını tavlamak için sadece PUA yeteneklerini kullanmanın problemi, bunun bazen gerçekten HERHANGİ bir kadını tavlaması. Önden araştırma yok, muhakeme yok, düşünmek. AFC oyun sayesinde güzel bir kızı ya da eskiden uydusu olduğu kızı tavlayabilmeye başlayınca o kadar kendilerinden geçiyorlar ki, nasıl bir kadınla beraber olmaları gerektiği konusundaki kriterleri boşveriyorlar. Bu nedenle duygu manipulasyonu yapan kadınlara karşı tamamen hazırlıksız oluyorlar, özellikle de bu kadınlar çok güzelse. Bu nedenle kısa zamanda bu kadını takıntı ve ONEitis haline getiriyorlar.

Bu teknikleri daha pişmemiş bir oğlan çocuğu olarak kullanıp, bir erkeğin girmeyeceği ilişkilere (sorunlu kızlarla) ya da anca yetişkin bir erkeğin başa çıkabileceği ilişkilere girmeleri. Bu durumda ya bir kızı kız arkadaş tutmaya çalışarak ya da kız tarafından terk edilip bunalıma girerek hayatının en önemli fırsatlarından birini heba etmesi.

Kendi hayatınızı kazandığınız ve kendi evinizde yaşadığınız dönemde, eğer o döneme iyi kazanan biri olarak girmişseniz, kadın – erkek ilişkileri daha güzel. Eğer aceleniz varsa hayata hemen atılmaya bakın (okulu uzatmayın, askere gitmemek için master yapmayın ve askerliğinizi yapın, iyi bir iş hayatına sahip olmak için çalışın, vs …). Tamamen kızlaran uzak durun demiyorum ama odağınızdan kızlar için sapmayın. Kızlar kaçmıyorlar.

Saha Raporu – Bir gündüz oyununda 35 set

Selanikerkeği rumuzlu okuyucu, kendisinin saha raporu ile ilgili yazıda “25.03 tarihinde yani pazar günü tam 50 kızın yanına gideceğim artık ölür müyüm sakat mı kalırım bilemiyorum ama bu korkumu yenmek ve alfa yolunda çok büyük bir adım olacak” demişti. Kendisi yorumlarda bir kerede 50 kıza yürümesinin yaklaşma korkusunu yenmek için olduğunu söylese de ben “bir günde 50 kıza yürürsen hiçbir şey öğrenemezsin, günde en fazla 3 – 5 kıza yürü (bardan bara atladığın bir gece bu sayı biraz daha fazla olabilir) ve hergün yürüme” demiştim.

Kendisi o yürümeyi yapmış ve saha raporunu göndermiş (imlayı düzeltmeye vaktim yok, olduğu gibi yayınlıyorum). Ben eleştirimi bu yazıda yazacağım. Siz yorumlarla eleştirebilirsiniz :

Arkadaşlar Merhaba;

Daha önce bugün daygame yapacağımı söylemiştim. 50 kıza gidemedim zamanım yetmedi fakat 35 kıza gittim. Beta olarak yaptığım bu daygame’de psikolojik olarak neler yaşadım ne cevaplar aldım nasıl shit testlere karşı karşıya geldiğimi anlatacağım.

Saat 16.00 da Kanyon AVM’de gözüme kız kestirmeye başladım ve 2 tane boş mağazada çalışan kız buldum. Oturuyorlardı. Tam 15 dk boyunca konsantre olmaya çalıştım omega olan arkadaşım (Rrumuzu ‘erkek’)
beklemeye devam ettikçe zorlaşacak dedi ve gerçekten de öyle oldu. Konsantre olmaya çalışmam da şu : çıplak kız düşündüm hepsi benim hepsi beni istiyo gidersem hepsini alıcam dedim. Avına sinsice yaklaşan kaplan kurt düşündüm ve gittim bi anda. Kapıyı açtım kızlara baka baka gittim ama giderken inanın abartmıyorum başım döndü vücudum benden bağımsız hareketlerde bulundu heyecandan bayılacaktımmmm..

Herşey’e rağmen o kapıdan girdim o korkuyla girdim. Merhaba dedim onlarda merhaba karşılığı verdiler. tanışabilir miyiz dedim bir şok oldular birbirlerine bakıp bana baktılar falan ismin ne dedim söyledi diğeride söyledi el tokalaştım fakat bunları söylerken dudaklarım titredi aklıma HİÇ BİR ŞEY gelmedi ve gittiğim mağaza iç çamaşırı satan mağazaydı bende bahane buldum anneme iç çamaşırı alıcam doğum günü falan dedim 😀 😀 😀 😀 😀 bi kaç bişi gösterdi neyse başka yerden bakıyım bura baya pahalı dedim ve gittim ama bu benim psikolojimi sikti o mağazadan çıktığımda gözlerim yaşardı kusucak gibi oldum arkadaşım kahkaha atarken ben elim midem’de ‘olum kusucam çok kötüyüm diyordum :D’ ikinisin de tanıştığım kişi evli çıktı ama gözlerime bakamıyordu sorun değildi ben amacıma ulaşıyordum yavaş yavaş. korkumu yenerek kızlarla konuşup tanışıp gidiyordum. 3, 4, 5, 6 falan derken 21 e kadar normaldi. (15 inci gittiğim 3 kız vardı nedense onlarla çok rahat konuştum gidiyorken tekrar çağırdılar bende noldu bırakamıyosunuz beni gibi şeyler söyledim. biraz daha makara gırgır shit testler derken gayet iyi geçti ve tekrar giderken geri çağırdılar beni. tekrar gittim ve aralarından en kaşarının numarasını aldım . mağazadan çıkarken seni engellerim bak gibi shittestler uyguladı o kaşar. bende karşılığında baş parmakla yapılan okey işareti yaparak piç bi gülüş attım ve gittim arkama bile bakmadım)

Gelelim 22.nci KAŞARAAAA. beni yıktı ezdi geçti köpek. yaptığı shit test size hafif gelebilir ama beni tam 45 dk boyunca kitledi başımı döndürdü. bu mağazada çalışan bir kadındı telefonla oynuyordu. Merhaba diyip karşılığında merhaba aldım ve nedense ilk kez heyecandan evli misin dedim. oda şok geçirerek evet dedi bende tamam kolay gelsin dedim 2 adım attım gidiyordum. Oda kahkaha atarak bu ne yaaa dedi. onu der demez ben döndüm NE NE YAAA dedim. sen herkese böyle gidiyor musun dedi evet dedim. Daha beni ilk kez simdi gördün dedi. bende 4 – 5 kez gelip seni görmem mi gerekiyo dedim. tekrar kahkaha attım bende gittim bişi demeden ama o kahkahalar o yaptığı surat ifadeleri BU NE YAA diyişi beni mahvetti küçük sinek gibi ezik gördüm kendimi.

35. kıza kadar normal gittim sadece bir kez numara almaya çalıştım ve aldım. Diğer kızlardan da numarasını almamı isteyenler oldu o kadar belli ediyolardı ki ben bilerek almadım amacım dışı olduğu için. Arkadaşlar bugün öğrendiğim en önemli şey düşünmeden gitmeniz avınızı yüksek görmemeniz. Benim hatalarımdan biriside mağazada çalışan ve yanında erkek olan kızlara cesaret edip gidemedim. Eğer bunu beta olarak okuyorsan kıza git ve merhaba beni kovar mısın yanından de bu şekildede çok etkili olduğunu gördüm ve kızlara bu şekilde gittiğinde de kovmuyorlar neden kovayım seni falan diyorlar ordan muhabbete’de girebilirsiniz. aldığım kötü cevapta hayır diyip önüne bakan oldu.. okuduğunuz için teşekkür ederim arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum.

Ben yine aynı şeyi söyleyeceğim. Daygame’in sayı oyunu olması yanlış anlaşılıyor. Selanikli’nin burada yaptığını öneren PUAlar var ama bence bu yanlış. Bunun yanlış olmasının birkaç nedeni var :

  1. Bu iş kas geliştirmeye benzer. Gerçekten de geliştirdiğin bir tarafın var. İlk başta 100 kg kaldıramıyorsun ama azimle çalışırsan sonradan kaldırmaya başlıyorsun. Ağırlık yine yüz kilo (korku var), ama sen artık daha güçlüsün. Selanikli’nin bahsettiği ardı ardına yürüme, “madem 50 kere de gelişeceğim, o zaman gym’e hergün sabah akşam 50 kere gidip gelirim ve hızlıca gelişirim” demek gibidir. Kasların gelişmez ve ciddi şekilde yaralanabilirsin. Gym de bakarsan bir sayı oyunu ama aslında azim oyunu. Her hafta 3 – 4 kere ama sürekli giderek gelişirsin.
  2. İlk yürümeden itibaren her yürümeden başarı hedefi koymanız ve başarı planlamanız lazım. Daygame’de o başarı, telefon numarası almaktır. Yürüme korkusunu yenmek değil. Evet yürüme korkusunu yenmeniz önemli ama yürümelerinizde amaç bu değil. O başarı ise zaman alır. Kızla 4 – 5 dakika konuşma gerektirir ki bu da yürümeyi ciddiye almanızı gerektirir. Bir günde bir düzine kadına yürüyen adam, tek tek yürümeleri ciddiye alamaz. Unutmayın, her yürümeyi çok ciddiye alıp korkmak başarısızlık getireceği gibi, sokakta kendi yaklaştığın kadına “ya güzelim aslında sikimde değilsin ..” ciddiyetsizliği ile gitmek de başarısızlık getirir.
  3. Başın belaya girer. Bir AVM’de önüne gelene yürüyerek günde 50 yürüme yapayım dersen, bugün olmazsa yarın şikayet edilirsin ve sadece güvenlikle uğraşırsan şanslısındır.

2 tane boş mağazada çalışan kız buldum.

Mağazada çalışan kızlarla konuşma alıştırması yapın ama onlara daygame yapmanızı tavsiye etmem. Mağaza çalışanı bir başka erkeğin beyaz şövalyeliği tutarsa başınıza gereksiz iş alırsınız.

15 inci gittiğim 3 kız vardı nedense onlarla çok rahat konuştum gidiyorken tekrar çağırdılar bende noldu bırakamıyosunuz beni gibi şeyler söyledim. biraz daha makara gırgır shit testler derken gayet iyi geçti ve tekrar giderken geri çağırdılar beni. tekrar gittim ve aralarından en kaşarının numarasını aldım . mağazadan çıkarken seni engellerim bak gibi shittestler uyguladı o kaşar. bende karşılığında baş parmakla yapılan okey işareti yaparak piç bi gülüş attım ve gittim arkama bile bakmadım)

Öncelikle kullandığınız kelimelere dikkat edin. kaşar, kaşaar, dişi (kadını insan bile saymayan ve en gıcık olduğum kelimedir), köpek, kancık, vs … gibi kelimeleri kullanmayın. Size bu kelimeler kızları kafanızda önemsizleştirerek sizi avantajlı konuma getiriyor gibi gelebilir ama düşüncelerinizi bu tür saçma kelimelerle kirletmeniz (a) hala bir beta kuyruk yarası taşıdığınızı gösterir, (b) kızlarla sağlıklı bir ilişki kurmanızı engeller ve (c) sizin kendi kendinize düşük statülü bir erkek olduğunuz sinyali gönderir.

15. denemede telefon numarası alman güzel.

Gelelim 22.nci KAŞARAAAA. beni yıktı ezdi geçti köpek. yaptığı shit test size hafif gelebilir ama beni tam 45 dk boyunca kitledi başımı döndürdü. bu mağazada çalışan bir kadındı telefonla oynuyordu. Merhaba diyip karşılığında merhaba aldım ve nedense ilk kez heyecandan evli misin dedim. oda şok geçirerek evet dedi bende tamam kolay gelsin dedim 2 adım attım gidiyordum. Oda kahkaha atarak bu ne yaaa dedi. onu der demez ben döndüm NE NE YAAA dedim. sen herkese böyle gidiyor musun dedi evet dedim. Daha beni ilk kez simdi gördün dedi. bende 4 – 5 kez gelip seni görmem mi gerekiyo dedim. tekrar kahkaha attım bende gittim bişi demeden ama o kahkahalar o yaptığı surat ifadeleri BU NE YAA diyişi beni mahvetti küçük sinek gibi ezik gördüm kendimi.

Eğer sindire sindire 22 yürüme gerçekleştirseydin (örneğin haftada 6 yürümeden 4 haftada) böyle ezik hissetmezdin ya da yıkılmazdın. Tanımadığın birine yürüyünce ve heyecandan saçmalayınca, karşındakinin seni aşağılar tepkiler vermesi anormal değil. Gülüp geçeceksin. Tekrar ediyorum, daygame’de takip, kızla ağız dalaşı, kendini açıklamaya çalışmak, sinirlenmek vs … insanın başını belaya sokar.

Benim hatalarımdan biriside mağazada çalışan ve yanında erkek olan kızlara cesaret edip gidemedim.

Bu hata değil. Gitmeyin zaten. Başınıza iş alırsınız.

Aldığım kötü cevapta hayır diyip önüne bakan oldu …

Takip, ısrar, ağız dalaşı, saçma sapan bir açılış ve aşırı korkak beta vücut dili olmadığı sürece, kızlar çok sinir bozucu tepkiler vermez. Ağzını açmadan el işaretiyle bana bulaşma ya da hayır en çok duyacağınız şey. Daygame’de bunu hemen kabul edip yürümeyi keserseniz sorun olmaz. Kızlar uçan tekme ya da Osmanlı tokatı atmıyorlar. En fazla yapacakları, eğer birden fazla iseler, birbirlerine bakıp seni aşağılar şekilde gülüşmeleri olacaktır. Ortalama bir duygusal güç ile hiç de sorun olacak bir şey değil.

Bu beta vücut dili olayına dikkat edin. Eğer aşırı beta yaklaşırsanız, kadın kendisine bu kadar ezik birinin yaklaşmasını, kendi CPDsine hakaret olarak algılayıp sinirlenebilir. Vücut dilinizi kontrol edin.

Evet, bence bu kadar ardı ardına yürümeden öğrenebileceğiniz, aynı sayıyı zamana yayarak elde edeceğinizin çok çok azıdır. Ya da daha kötüsü zararlı olabilir. Üstat Rollo Tomassi’nin bu konuda dediklerini tekrar edeyim :

“Oyunu şöyle sanıyorlar : Çık dışarı, 100 tane kıza yaz, şansın yaver giderse biri sana yüz verir ve birlikte olursunuz. Ben de diyorum ki Oyun sayı oyunu değil azim / kararlılık oyunudur, devamlılık oyunudur. Her hafta sadece 1 kere yürüseniz, yılda 52 kere yürürsünüz. Buna kararlılık denir. Bu aynı zamanda ortalama bir erkeğin hayat boyu yürüdüğü kızdan daha fazlasına yürümüş olursunuz. Oyun bu kararlılık ve hatalarından ders çıkarma ile ilgilidir. Olay makineli tüfek gibi yürü .. yürü … yürü .. değil. Biliyorum bazı PUAlar var “çık dışarı makineli tüfek gibi ol” diyorlar. Bundan hiçbir şey öğrenemezsin. İki çeşit öğrenme vardır : bir şeyi içselleştirirsin ve senin bir parçan olur ya da hareketleri ezberlersin. PAU’yı eleştirenlerin çoğu bu zeber şeklini eleştiriyorlar. Bu rol yapmak, kendin olmamak, ezberleyip okumaları gereken bir senaryo.”

 

Kırmızı hap farkındalığına erişmek için ne yapmalı?

Bir okur sormuş :

Hocam selamlar, yanlış anlamayacağınızı düşünerek size birkaç soru sormak istiyorum. Erkek adam bloğundaki yazıları yeni yeni okumaya basladım. Daha önce kırmızı hap düşüncesi ve felsefesine dair hiçbir şey bilmiyordum. Kırmızı hapla ilk kez ne zaman karşılaştığımı hatırlamıyorum. Muhtemelen internet üzerinde bir şekilde denk geldi. Şimdiye kadarki ömrümü “sağlam” bir beta erkek olarak yaşadığımı itiraf etmeliyim. Gerçi günümüz toplumunda birçok erkeğin benim durumumda olduğunu düşünüyorum. Bu bütünüyle benim seçimim olmadığı için bunu söylerken utanmıyorum aslında. Yazıları okumaya başladığımdan beri Şimdiye kadar doğruluğundan zerre kuşku duymadığım düşünceler yavaş yavaş yerle bir olmaya başladı. Gerçeği görüp sorunu tanımlamak bir taraftan bana güven aşılayıp gaz verirken bir taraftan da derin bir boşluğa sürüklüyor. Çünkü kırmızı hapı yutmak sizlerin de belirttiği gibi kolay bir süreç değil. Belki birçok kişinin altından hakkıyla kalkamayacağı bir süreç. Yıllardır bu toplumun içinde yaşamış olmak bile bunu zor kılan etkenlerden biri sadece. Kırmızı hap farkındalığına erişmek sadece blogdaki yazıları okumakla ne ölçüde başarılır? Başkaca neler yapmak gerekir? Bu farkındalığı erişip mutlu alfa erkekler olmamız için ne önerirsiniz? Bu öğretinin hitap ettiği bir yaş aralığı var mı? Belirli bir yaştan sonra (27 yaşındayım) karakterde bazı şeyler oturduktan sonra değişim ne ölçüde mümkündür ya da mümkün müdür? Kişinin sahip olduğu ve ruhuna tabiri caizse perçinlenen toksik betalık düzeyi her çabayı beyhude kılabilir mi? Biraz uzun oldu ama geri dönüş yaparsanız çok sevinirim.

Sırayla cevaplayacak olursak :

Kırmızı hap farkındalığına erişmek sadece blogdaki yazıları okumakla ne ölçüde başarılır? Başkaca neler yapmak gerekir? Bu farkındalığı erişip mutlu alfa erkekler olmamız için ne önerirsiniz?

Sadece okuyarak öğrenilecek birşey değil bu. Araba kullanmak için de bir sürü ehliyet kursu kitabı okumak faydalıdır ve hatta gereklidir ama araba sürmeyi, direksiyona geçmeden öğrenemezsin. The Red Pill öğretisinin pratiği – Önce kendine odaklanmak ve Maskülin benliğini geliştirmek yazılarını uygulamak şart. Eğer hayatında disiplin yoksa Nasıl Disiplinli Olunur yazısı da iyi bir uygulama rehberi. Belki beta salgınının nedeninin testosteron ile bağlantısından, belki de disiplin kazandırdığından, ağırlık kaldırmak, kırmızı hap pratiğinin temel taşı. Haftada 3 – 4 kere gymde canını çıkarmadan, alfa davranışlarını arttırman gereksiz zor.

Bu öğretinin hitap ettiği bir yaş aralığı var mı? Belirli bir yaştan sonra (27 yaşındayım) karakterde bazı şeyler oturduktan sonra değişim ne ölçüde mümkündür ya da mümkün müdür?

Bir yaş sınırı yok. 30undan hatta 50sinden sonra kırmızı hap öğretisi ile tanışıp dönüşenler var. Aslına bakarsan, yaşı 40 civarı ve üstü olanların işi daha kolay zira onlar eskinin daha sert erkek neslini, en azından çocukken gözlemleme şansına sahipti. 27 ise hiç de geç bir yaş değil. Bakın, bu iş kolay değil. Pratik uygulamalara başladıktan sonra değişim görmeniz 6 – 12 ay, tam kırmızı haplanman ise 2 – 3 yıl ister. 27 yaşında biri için bu 30una gelmeden (CPD tırmanışının hızlandığı yaş), ustalaşmaya başlaman anlamına gelir.

Kişinin sahip olduğu ve ruhuna tabiri caizse perçinlenen toksik betalık düzeyi her çabayı beyhude kılabilir mi?

Nefes aldığın sürece o zehiri atabilirsin. Çoğu erkeğin betalıktan kurtulamama sebebi a) kırmızı hapı düşmanca bir şey görüp reddetmeleri ve b) eğer öğretiyi kabul etseler bile yeterince uzun süre pratik uygulamasını sürdürememeleri. İçindeki alfayı cilalayıp parlatmak yazısını okumanı tavsiye ederim.

Saha Raporu – Benim gibi betalıktan kurtulmak isteyenler adına cesaret verici daygame

Selanikerkegi rumuzlu okur şu mesajı gönderdi :

Merhaba, yaklaşık 1 sene önce kırmızı hapla tanıştım fakat pek önemsemedim (ta ki çevremdeki bütün kızlardan red yiyene kadar). Boyum 1.80 yeşil gözlü ve sarışınım ve dışarıda çoğu kızla kesişirim fakat iş konuşmaya gelince beta olduğum için benden kaçarlar.

Bu olaylar baya bi canımı sıktı ve 1 aydır teoride kendimi geliştirdim sıkı bir okur oldum. Kendimi geliştirmek için Haribo standında çalışan bir kızın yanına gittim (yanına giderken heyecandan başım dönüyordu 😀 ). Ben kıza “merhabalar çok tatlısın tanışabilir miyiz” dedim ama bunu söylerken gözlerim karardı dudaklarım titredi ve bayılacak gibi oldum. Ona rağmen kız güler yüzlülükle merhaba diyip elini uzattı ve konuşmaya başladık. Ben cevap verememeye başlayınca da müşteri rolü yapan omega arkadaşım olaya el atıp toparladı ve kızın instagramını aldım.

İlk gün beni tekrar görmek için can atan kız 1 hafta sonra “sülük gibi yapıştın yeter” dedi bende küfür edip sildim numarasını yani anlayacağınız betalığım bu kızı da mahvetti. Bu olaydan sonra tamamen kendimi kırmızı hapa vermiş durumdayım. Ben çok utangaç birisiyim kızlarla tanışmaya gittiğimde resmen ağzım yamuluyor ve dudaklarım titriyor, gözlerim kararıyor. Bu utangaçlığımı korkumu yenmek adına 25.03 tarihinde yani pazar günü tam 50 kızın yanına gideceğim artık ölür müyüm sakat mı kalırım bilemiyorum ama bu korkumu yenmek ve alfa yolunda çok büyük bir adım olacak.

Kızlarla yaşayacağım konuşma diyaloglarını, aldığım en olumlu ve en olumsuz cümleleri sizinle paylaşacağım. Betalığı yenmek isteyen diğer arkadaşlarada bu Daygame cesaret getirsin. Pazar akşamı neler yaşadığımı tek tek anlatacağım ve sizden tek isteğim betadan alfalığa attığım büyük adımda bana YÜRÜÜ BEEE BU ADAM OLACAKKK demeniz ve verebilirseniz de ufak tüyolar 🙂

Öncelikle, reddedilme korkusunu aşmanın tek yolu, kendini gönüllü olarak reddedilmeye maruz bırakmaktır. O nedenle kıza yürüdüğün için tebrikler.

Boyum 1.80 yeşil gözlü ve sarışınım ve dışarıda çoğu kızla kesişirim fakat iş konuşmaya gelince beta olduğum için benden kaçarlar.

Bu, yakışıklı ama beta davranan erkeğin çok başına gelir. Çok YD alırsın, ya da cold approachda yürümene olumlu tepki verilir. Ama ağzını açtıktan sonra kız soğur. Yaygın bir problem. Aslında ilginçtir, oyunun tipten daha önemli olduğunun kanıtı.

İlk gün beni tekrar görmek için can atan kız 1 hafta sonra “sülük gibi yapıştın yeter” dedi bende küfür edip sildim numarasını yani anlayacağınız betalığım bu kızı da mahvetti.

En azından bu kızı geri kazanırım diye sormadan bir sonraki yapmışsın. Ama bir kızı bir haftada soğutmak da başarı, ne yaptın da böyle oldu 😀 Asıl ibretlik olay o.

Bu utangaçlığımı korkumu yenmek adına 25.03 tarihinde yani pazar günü tam 50 kızın yanına gideceğim artık ölür müyüm sakat mı kalırım bilemiyorum ama bu korkumu yenmek ve alfa yolunda çok büyük bir adım olacak.

Daha yeni yazdık :

“Oyunu şöyle sanıyorlar : Çık dışarı, 100 tane kıza yaz, şansın yaver giderse biri sana yüz verir ve birlikte olursunuz. Ben de diyorum ki Oyun sayı oyunu değil azim / kararlılık oyunudur, devamlılık oyunudur. Her hafta sadece 1 kere yürüseniz, yılda 52 kere yürürsünüz. Buna kararlılık denir. Bu aynı zamanda ortalama bir erkeğin hayat boyu yürüdüğü kızdan daha fazlasına yürümüş olursunuz. Oyun bu kararlılık ve hatalrından ders çıkarma ile ilgilidir. Olay makineli tüfek gibi yürü .. yürü … yürü .. değil. Biliyorum bazı PUAlar var “çık dışarı makineli tüfek gibi ol” diyorlar. Bundan hiçbir şey öğrenemezsin. İki çeşit öğrenme vardır : bir şeyi içselleştirirsin ve senin bir parçan olur ya da hareketleri ezberlersin. PAU’yı eleştirenlerin çoğu bu zeber şeklini eleştiriyorlar. Bu rol yapmak, kendin olmamak, ezberleyip okumaları gereken bir senaryo.”

Yani bir günde 50 kıza yürürsen hiçbir şey öğrenemezsin. Günde en fazla 3 – 5 kıza yürü (bardan bara atladığın bir gece bu sayı biraz daha fazla olabilir) ve hergün yürüme. Güzel bir Zen hikayesi vardır :

Çaylak rahip, usta rahibe “hergün 10 saat meditasyon yaparsam, kaç yılda uçarım”. Usta demiş 1o sene. Çaylak heyecanlanmış : “o zaman günde 20 saat meditasyon yapsam kaç senede uçarım”. usta cevap vermiş : “20 senede”.

Son olarak da, ağırlık kaldırıyor musun?

Yeni Bir Umut

Kırmızı Hapın Acı Tadı yazısının sonuna doğru şöyle yazmıştım:

Gerçek sizi özgür kılacaktır ama farkında olmak gerçeğin sizin canınızı daha az yakmasına neden olmayacaktır ya da gerçeği daha sevimli hale getirmeyecektir. Ve tabii ki gerçeğin farkında olmak sizi gerçeğin gerektirdiği sorumluluklardan azad etmeyecektir. Fişten çekilme esnasında erkeklerin en çok zorlandıkları şeylerden biri, Oyunun onları görmeye zorladığı acı gerçekleri kabul etmektir. Bu acı gerçeklerin içinde, yıllardır inanmaya koşullandığı şeylerin konforlu idealler olduğunu ve “sevgi dolu beklentilerin” aslında erkeği sakat bırakan engeller olduğu da vardır. Bunlara isterseniz yalan deyin, ama fişinden çekildiğiniz ve aslında bir sistem olan şeyi böyle kategorize etmekte bir miktar umutsuz nihilizm vardır. Siz aslında umutsuz vaka olduğunuzdan değil, sadece, fişten çekildiğiniz anda içine girdiğiniz yeni sistemde umut yaratacak içgörüye sahip olmadığınız için – her ne kadar bu yeni sistemde kontrol daha çok sizin olsa da.

Kendim fişten çekildiğimde öğrendiğim en zor derslerden biri, “umudu” çöpe atmaktı.

Gerçek ve kişisel umudu değil. Gerçekleştirilebilir olduğuna inandırıldığım “umudu” – doğru şartlar altında, kişilikler uyumlu olursa,  kader ve çalışır olduğuna inandırıldığım, feminen buyruğun tanımladığı diğer bazı etkenler lehime çalışırsa, feminen tanımlı rahatlığa ulaşabileceğim umudu.

Umudu tanımlayarak (ya da benim için tanımlanmasına izin vererek), o ideal durumu hiçbir zaman kendi tercihim olmamış olan bağlamda gerçekleştirmeyi çok istiyordum. Fişten çekildiğim zaman herkes kadar ben de bunalıma girdim. Öfkelendim. Temelde gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şeye bu kadar fazla yatırım yapmış olduğum hakkında düşünmek bile istemedim. Çünkü bu şeyin ne olduğunu yanlış anlamıştım, bilerek ya da kendi iyimser yorumum nedeniyle.

Benim kendi “fişten çekilmem” aşamalı bir işti ve birçok uzatmalı travmadan sonra meydana geldi. Ve evet kendimi, gerçekleşebileceğine inandırıldığım bir şey için, bir kalıba sokma umuduyla yaşadığım o kadar travmanın boşa gittiğini görmek, daha da bunaltıcı idi.

Bana satılan umudun, benim yararımı hiçbir zaman düşünmeyen sosyal paradigmadan geldiğini anlayana kadar da umudu atamadım. Bu zor bir gündü zira bunu yapmanın, kendim için yeni bir “ümit” bulmak gerektirdiğini anlamıştım. O zaman bana çok nihilist görünmüştü ve kendime acımaktan kaynaklanan nihilizm tercihi yapmamak için ciddi çaba gösterdim.

Kabul etmekte özellikle zorlandığım keşiflerden biri, kadınların erkeklerden farklı şekilde aşık oldukları gerçeği idi. Bunu kabul etmek zordu zira gerçekleştirmek için çabaladığım “eski umut”, mavi haplı düşünce yapısının temel doktrinlerinden birisi üzerine kurulu idi; hem kadınların hem de erkeklerin onayladıkları ve kabul ettikleri tek bir aşk kavramı olduğuna dair eşitlikçi düşünce.

Bunun gerçeklikle alakası olmayan bir idealleştirme olduğunu , kadınların erkekleri içten sevebileceklerini ve sevdiklerini ama tamamen farklı ve feminene özgü aşk kavramı olduğunu anladığımda, artık o ortak aşk kavramına dair “umut” beslemediğimi fark ettim. Ve kadın ve erkeklerin, birbirlerinden tamamen farklı şekilde ve farklı perspektifte aşk kavramları ile, birbirlerini yine de sevebileceklerine dair umuda sarıldım.

O zamanlarda üniversitede psikolojik danışmanlık yapıyordum. Hayatının 30 yılından fazlasını eski karısını ve ikinci karısını mutlu etmek için harcamış yaşlı bir adamı hatırlıyorum. 20li yaşlarının başından itibaren, kendi kişisel hayatını, bu iki kadının (hayatı boyunca sadece bu iki kadınla seks yapmıştı) ortak bir aşk kavramını gerçekleştirme kapasitelerine inandığı için beslediği umut ile, bu “aşk” için harcamıştı.

73 yaşında idi ve bütün hayatını gerçekte varolmayan bir umuda yatırım yaparak harcamıştı – bir kadının kendisini, erkeklerin kadınların kapasiteleri olduğunu düşündüğü idealize aşk ile sevebileceğine inanmak. Tam da hayatı boyunca kendisini bunun varlığına inandıran, feminen odaklı sosyal düzenden öğrendiği romantik, feminen tarafından tanımlanmış aşk idealleri ile.

İşte bu nedenle sürekli Erkekler Gerçek Romantiklerdir diyorum. Çünkü çoğunluk, bir kadında ve o kadın için mutluluk bulmak üzere idealize edilmiş bir aşka hayatlarını harcıyorlar.

Yeni Umut için Eski Umut

Yeni kırmızı hap dünyanızda da umut edebilir ve başarılı olabilirsiniz. Ama kırmızı hap gerçeklerini kendi eski, feminen merkezli, mavi haplı dünyanıza zorla sokuşturmak yerine kırmızı hap gerçeklerini içselleştirmeniz ve onları kırmızı hap bağlamında yaşamanız çok daha kolay olacaktır. Eğer kırmızı hap dönüşümünü gerçekleştirememiş ve bunu nasıl kullanacağımı anlayamamış olsa idim, bugün evliliğimin neye benzeyeceğini hayal edebiliyorum. Bunu yapmadıkları için evlilik koçlarına saati 149 Dolar ödeyen erkekler var.

Geçen haftanın yorumları içine gömülü bir yorum var. Buraya tamamen alıyorum (kırpılamayacak kadar iyi bir yorum) :

Sanırım anladım!

Yıllarca bu “rol yapma” gereksinimi ve bunun kadınların bizi, bizim onları sevdiğimiz gibi sevmediğini gösterdiği için kızgındım. Ve şimdi eski ilişkilerimi gözden geçirirken, bir şey aklıma geldi.

Her ilişkimde, onradan aşık olacağım kadınla karşılaşmadan önce, tamamen kendimi geliştirmek için çalışıyordum : forma girmek, arkadaşlarla takılmak, çevremi keşfetmek, muziğimle uğraşmak, vs. “Aşık olur” olmaz ise bu aktiviteleri zamanla bırakıyordum. Yeni kız arkadaşıma konsantre oluyor, onun ihtiyaçlarını sağlamaya ve istediği gibi olmaya (ya da istediğini sandığım gibi) çalışıyordum.

Ama işte benim Evreka anım : hatırladığım her zaman mutsuz, bir hücreye kapatılmış ve kapana kısılmış hissettiğim.

Rollo’nun “kadınlara tepkilerimiz koşullanmadır” derken bahsettiği şey bu mu? Kırmızı hap ile hissettiğimiz üzüntü, doğamızda olmayan bir şeye inanıp ona göre hareket etmemiz, başkalarının davranış ve inançlarının bize yüklenmiş olması mı?

Sanırım sonunda kendim için olanı anladım … kendini odağa koymak ve “rol yapmak” gibi şeyler aslında şu anlama geliyor : “bir ilişkide, başkalarının yapman gerektiğini söylediği şeyleri yapmak zorunda değilsin … her şeyden onun için vazgeçmek zorunda değilsin, yapmaktan hoşlandığın şeyleri yapmayı bırakmak zorunda değilsin ve onun kıçını yalamak zorunda değilsin”.

Benim durumunda, ben her şeyi iki sebepten bırakıyordum. Biri, yapmam gerekenin bu olduğunu düşünmemdi … Kadınların erkeklerden ne istediklerini duymam, annemin erkek nasıl olmalıdır nasihatları, vs. İkinci neden ise kendine güvensizlikti. Onun beni sevmesini istiyordum, gemiyi batırmak istemiyordum, onu kaybetmekten korkuyordum, vs … ve sonunda da kaybettim. Onun ve onun aşkı için değerli olmak için, onun suyuna gidip ona istediğini söylediği şeyleri ya da bana onun istediği şeyler diye öğretilenleri vermem gerektiğine inanıyordum.

Rollo’nun ve herkesin konuştuğu şey bu mu? Çünkü sanırım sonunda anladım. Bugüne kadar Oyunum bir yere kadar sahte idi. Bazı şeyleri yapmamam gerektiğini biliyordum ve kadınlara daha çekici gelecek şeyleri de yapıyordum. Ama görüyorum ki, kızgın olmak için bir neden olmadığı gibi – kendimi geliştirirken ve hobilerimle uğraşırken daha mutlu, onlara zaman ayırmazken ise daha kindardım – ama aslında bizim “rol yapmak” dediğimiz ve kadınları gerçekten mutlu eden şeyleri yaparken daha mutluyum.

Aslına bakarsanız Rollo’nun dediği gibi her iki şekilde de rol yapıyorsunuz.

Kırmızı hap şartlarında yaşamanın anahtarı, mavi haplı beklentilerinizde ve hayallerinizde rahatlığa kavuşacağınız inancını kafanızdan atmanızdır. Ve bunları kırmızı hap gerçeklerinin gerçekçi bir kavrayışına dayanan beklenti ve tutkularla değiştirmeniz gereklidir.

Bunu başından öğrenin : Kırmızı hap farkındalığını kullanarak, mavi hap dünyasında rahatlık ve duygusal tatminini başaramazsınız.

İçinizdeki betay öldürmek zor bir iştir ve bu işin bir kısmı da eski, rahat mavi hap paradigmanızdan kurtulmanızdır. Yeni fişten çekilen, kırmızı hapın farkında erkekler için, kırmızı hap tekniklerini kendi mavi haplı ideallerini gerçekleştirmek için kullanabilecekleri fikri çok cezbedicidir. Anlamadıkları şey ise bu mavi haplı ideallerin ve onları nasıl gerçekleştireceklerine dair anlayışlarının defolu olduğudur.

Kırmızı hap farkındalığı, doyum için kırmızı hap şartları gerektirir. Oracle Z, Return Of The King sitesinde mükemmel bir yazı yazdı : Why you shouldn’t seek emotional fulfillment through women? . Okumaya değer bir yazı ama Oracle Z’nin burada anlattığı feminen merkezli, mavi haplı doyum. Bir erkek istemesi gerektiğine koşullandırıldığı bu mavi haplı amaçları gerçekleştirebilse bile, kendini bu hedefin içinde hapsolmuş ve bu hedefin yükleri altında ezilmiş bulur.

Hobbes’un yukarıda gösterdiği gibi, mavi haplı hedefleri gerçekleştirmeye ve elinde tutmaya çalışmadığı zamanlar, hayatından, yeteneklerinden ve tutkularından en fazla doyum aldığı zamanlar.

Bu bir erkeğin kendini kırmızı hap şartlarında yeniden yaratması için yeterli değilmiş gibi, bir de kadın kendisine mavi hap şartlarında “mükemmel erkek” sunulduğunda, yavaş yavaş (bazen hemen) o erkekten tiksinmeye başlar.  Hareketlerinin de ispatladığı gibi, kadınlar bile bu mavi hap şartlarının mükemmel erkeğini istemezler zira mavi hap şartları, normalde kırmızı hap şartlarında heyecan verici, önemli ve arzulanabilir olabilecek erkekleri iğdiş eder.

Bunu daha önceki yazımda söyledim ama tekrar edeyim :

“Kadınlar erkeğin hayatına sadece yoldaş olmalılar, hiçbir zaman hayatının odağında olmamalılar.”

Mavi hap şartlarında yaşamak, defolu hedefleri gerçekleştirerek doyuma ulaşacağını ummak, erkeği kadını hayatının odağı yapmaya programlar. O umudu bünyenizden atın ve yeni sistemde umut yaratabileceğinizin farkına varın – içinde hayatınızın kontrolünün daha çok elinizde olduğu sistemde.

Çeviri : A New Hope

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Performans Yükü

Love Story yazısından :

“Erkeklerin performans göstermesi gerekir. Başarılı olması, kızı kapması, iyi bir hayat sürmesi. Erkek yapmalı. Tatlı bir kızın dikkatini çekmek için motorsikleti sokak boyu sürmek olsun ya da kişisel gelişiminiz ve gelecekteki ailenizin rahatı için doktora yapmak olsun, erkeklerden “tuttuklarını koparmaları” beklenir. Erkekler “icra etmek” zorundalardır. Kadının baştan çıkması, ilgisi, arzusu ve aşkı, bu şartlı performanstan kaynaklanır. Bu performansın beklentileri ne kadar karşılayıp karşılamadığının değerlendirmesi tabii ki oldukça özneldir, ve ne kadar kolaylıkla “yapabildiğiniz” de önemlidir, ama performans zorunludur.

Fişe takılı (mavi haplı) erkeklerin kadın – erkek ilişkilerinde en çok yanlış bildikleri şeylerden biri, performans konusudur. Geçen Mart’ta, Roosh’un ilginç bir makalesini okudum, “Erkekler modern kadın için palyaçodan başka bir şey değil” (Men are nothing more than clowns to the modern woman) ve makale ile gösterdiği bağlamda aynı fikirde olsam da, “eğlenceli” olma konusunda kadını eğlendirmekten daha fazlası var.

Kadınlar artık erkeklerde konfor ve istikrarlılık aramıyorlar – eğlence arıyorlar. Vakit geçirmeyi arıyorlar. Hedonist zevkler arıyorlar. Sağlayıcı (beta) erkeklerin günümüzde güzel bir kadının en genç çağında bağlılığını kazanmakta umutsuzca yenilmelerinin sebebi bu. Hatta daha alt rütbeli alfaların bile kadınlarla birkaç vuruşmadan öteye ilişki yaşayamamalarının nedeni de bu. Bir kez sağladığınız eğlence ve değişiklik azaldığında – ki azalması kaçınılmaz – hatun başka birine ya da bir şeye yönelecek. Özünde, bir kızı elde tutmanın tek yolu TV dizisi zihniyetinde, her bölümün sonuna bir arkası yarın / en heyecanlı yerinde kesme koyarak kadının ilgisini canlı tutmaktır. İyi bir erkek olmak artık yetmiyor.

Bunu okuduktan sonra kendimi henüz yeni fişten çekilmiş ve kırmızı hapın rahatsız edici gerçekleri ile tanışmış, herkesin beni inandırdığı bütün o konforlu “sadece kendin ol ve eninde sonunda doğru kadın karşına çıkacak” retoriğinin, vasat bir hatunun ilgisini canlı tutmak için kendini ikiyüzlü bir çizgi film karakteri gibi sürekli dönüştürmesi ihtiyacı ile yer değiştiği, genç bir erkek olarak hayal ettim.

Bu oldukça bunaltıcı bir şey, özellikle de kırmızı hap farkındalığı için gerekli olan büyük çaba ve kişisel sezgiyi düşünürseniz. Roosh daha sonra bunu Nasıl daha iyi bir palyaço olunur ve palyaço oyunu – iyi erkek oyunu ile yumuşattı. Her ne kadar olayı Oyun terimleri ile açıklığa kavuştursa da, birçok erkeğin palyaço faktörü konusundaki hüsranı, bu şartlarda ve bağlamda, performanslarının gerçekte kim oldukları ile alakasız olması. Bu ortamda MGTOW’un neden kırmızı haplı erkek için anlaşılır bir opsiyon olduğunu görmek zor değil. Erkeğin kendisini kadınlar konusundaki performans denkleminden basitçe azad edebileceğini düşünmek çok cazibeli. Buna sonradan değineceğim ama burada önemli olan erkeklerin performans oyununu oynamaya zorunlu oldukları. İster beğenin, ister beğenmeyin, oynayın ya da oynamayın, bir erkek olarak her zaman performansınıza (ya da onun nasıl algılandığına) göre değerlendirileceksiniz.

Bence kırmızı hap transformasyonunun erken aşamalarında birçok erkeğin ayağına takılan şey, kadının ilgisini tutmak için kendileri olmayan bir karaktere bürünme ve “olmadıkları kişi olma” zorunluluğu yüzünden kadınlara duydukları öfke. Bu fikri Have a Look yazısında anlattım ve kadınların kendilerini eğlendireceğini umdukları erkekler için nasıl kasting ajansı gibi olduklarını belirttim. Ben bu konuyu tamamen cinsel bağlamda yazmıştım, ama Roosh’un yazısını okuyunca kadınların ‘karakter’ rolü beklentisinin onların hayatının olgunluk aşamasına ve CPDlerinin gerçekçi bir şekilde isteyebileceği şeye göre değiştiğini hesaba katmaya başladım. Başka deyişle, Parti Yıllarında istedikleri “karakter”, yaşlandıklarını anladıkları zaman istedikleri karakter ve orta yaşta iken istedikleri karakter birbirlerinden farklılar. Bir erkeğin o karakter olmasının ne kadar gerçekçi olduğu ise, kadınların hayatlarının çeşitli aşamalarında, hak sanısı ile gerçekçi bir şekilde bekleyebileceklerini düşündükleri karaktere, erkeğin uymamasın durumunda hayal kırıklığı yaşamak üzere sosyalleştiklerinden, önemli değil.

Uyarak Yaşamak

Buraya kadar okuyan erkeklerden bazılarının “sikerim, ben kendim olacağım ve beni böyle kabul etmeyecek her kadın düşük kalitededir” diye düşündüğüne eminim. Bu sizi muhtemelen öfkelendirecek ama bu tam olarak betaların içselleştirdiği mavi haplı “sadece kendin ol” mentalitesi. Sahip olamadığını küçümsemek gücün kurallarından biridir aslında. Bunu anlamak zor değil ama siz ne derseniz deyin sonuçta erkek olarak hayattaki performansınıza göre değerlendirileceksiniz. Yani “siktir et, ben kendim olacağım” zihniyetiyle bile ne kadar iyi bir şekilde “kendiniz” olduğunuzla değerlendireceksiniz.

Basit gerçek şu ki, esasen hayat performansınızın ta kendisi olmalısınız – bunu içselleştirmelisiniz. Siz yönetim yönlendirseniz de, siktir edip kadınların (ve aslında diğer herkesin) doğal, kendiliğinden performansınızı takdir edeceklerini umsanız da, kadınlar sizi kendi CPDleri bağlamında istedikleri erkeğin nasıl olması gerektiği kriterlerine göre değerlendirecekler ve hipergamik optimizasyon filtresinden geçirecekler.

Görünüm, yetenek, elle tutulur faydalar ve diğer temel ön şartlar kadından kadına değişebilir. Ama bir erkek hayatta performans göstermek zorundadır. Siz kendi yoluna giden ve kendi kendini tanımlayan ve ihtiyaçlarını eskortlarla gideren bir erkek olsanız bile, bu zevkleri yaşayacak kadar kazanmanız için hayatta belli bir performans göstermeniz lazım.

Daha kolaylaşmaz, siz daha iyileşirsiniz

Erkek için, hayatta performans gösterme zorunluluğundan kaçış yoktur. Bundan kaçabileceğine inanmak, kadınların, erkekleri performanslarına göre eleyen hipergami dürtülerini bastıracak yüce bir empati kapasitesi olduğu mitine inanmak demektir. Kadınlar, erkeklerden bekledikleri performans beklentilerine benzer şeyleri asla kendilerinden beklemeyeceklerdir. Hipergami, erkeğin kadının bağlılığını hakettiğini sürekli ve ince bir şekilde göstermesini bekler ama kendinden buna paralel bir performans beklentisi yoktur.

Kadınlar erkeklerin kendilerinden belli fiziksel standartlara uymalarını beklediklerini iddia ederler. Bu genel olarak doğru olsa da, bu yine de erkeklerin kadınlardan bekledikleri ama onların kendilerinden beklemedikleri bir şeydir. Kadınların hayat performansını değerlendirme mekanizması gibi bir olay yoktur. Aslına bakarsanız bir erkeğin kadını birliktelik için bazı kriterlere göre değerlendirdiğini söylemesi, onun kadın düşmanı ve önyargılı biri olarak yaftalanmasına neden olacaktır.

Bu tür sosyal gelenekler, kadının hipergamik cinsel stratejisinin sosyal olarak baskın stratejisi olarak kurmak için vardırlar. Bir kadının erkek için performans göstermesini beklemek, “kadının ödül statüsüne” hakaret olarak algılanır.

İnsani açıdan bu performans gereksinimine rasyonel bir çözüm bulma isteği var. Ama daha önceki yazılarda belirttiğim gibi, kadınların mantığına hitap etmek, hipergaminin sinsi etkisinden koruma sağlamaz.

Tamamen dürüstlük ve kendini kadına açma tavsiyesi veren bir sürü “ilişki koçu” (dating coach) okuyorum. Umut ettikleri, aynı kafada ve rasyonel bir kadının, erkeğin bu açıklığını doğal olarak takdir edeceği. Ama bu umut, sinsi etkilerin karşılıklı rasyonalite ile bastırıldığı bir eşit oyun sahası varsayıyor.

Gerçekten umulan ise kadınların, erkeklerden performans bekleyen hipergami dürtülerini, bu duyarlı ve kırılgan dürüstlüğü takdir ederek bastıracaklarıdır.

Halının altına süpürdükleri şey ise, erkeğin hayat performansındaki gerçek bir eksikliği affetmesi için, kadının mantığına ve hislerine başvuramayacak oluşumuzdur. Aşk da, mantık da, ortak bir bağlamda karşılıklı takdir gerektirir ama ne aşk ne de mantık erkeğin performans gösterme zorunluluğunu ortadan kaldıramaz.

Kadınlar, hipergamiyi kendi kendilerine bypass etmeye gönüllü değillerdir. Karşılıklı ihtiyaçtan kaynaklanan bir durumu, dolaysız yöntemlerle kabul etmeye zorlanamazlar.

Bir kadını ilişkide karşılıklı ihtiyaçları karşılamaya motive eden şey, erkeğin performansı ve bunu göstermesidir (hiçbir zaman izahata başvurmadan) – o ilişki ister tek gecelik vuruş, isterse de 50 yıllık evlilik olsun.

Yüksek Statü Göstermek (YSG) – Demonstrating Higher Value

YSG’nin hem mavi haplı eleştirmenler hem de kırmızı hap camiası içinde kötü bir şöhreti olduğunu düşünüyorum. Birçok kişi kafayı YSG pratiğine ve tekniğine takıyor. Bu kavramı “gösteriş” ve “böbürlenme” varsayıp es geçmek kolay ama YSG, prensip olarak egoist ölçülerle ya da bir erkeğin kendisini kadınların yanında ne kadar iyi “pazarladığıyla” tanımlanamaz.

Birçok YSG bilinçsizce yapılır. Aslında en iyi ve öz YSGler, erkeğin performans gösterdiğinin farkında bile olmadığı zamanlarda ortaya çıkarlar. Bu bir odaya doğru bağlam ve ortamda girmek şeklinde bile olabilir. Burda anlatmaya çalıştığım şu : bu yazdıklarımı okuduktan sonra, kadınların performans standartlarını karşılamak için üstüninsan olmanız gerektiğini söylediğimi düşünebilirsiniz ve bu da oldukça bunaltıcı. Benim gelmeye çalıştığım nokta bu değil. Bir kadının performans beklentisi çok değişkenli şeylere bağlıdır ve kadının hem arzu edilir hem de çekici bulduğu karakter ihtiyacına ve bunu isteyebilme kapasitesine bağlıdır.

Nasıl performans gösterdiğinizden ziyade performans göstermeniz önemlidir. Hayatta performans göstermek ve kendi olabileceğinizin en iyisi olmak için sahip olduğunuz hırs ve içten gelen ateşin kadınları etkilemeyle hiçbir alakası olmayabilir, ama siz bu durumda performans gösteriyor olacaksınız ve bu performansa göre değerlendirileceksiniz.

YSG ve DSG (Düşük Statü Göstermek), bilinçli olsa da olmasa da performanstır. Kendinizi bu performans denkleminden azad edemezsiniz. Bu performans gösterisinde kendi bölümünüzü yönetmeyi bırakabilirsiniz, ama ölene kadar oyundan dışarı çıkamazsınız.

Çeviri : Burden of Performance

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.