Kendi vücut geliştirme tecrübelerim | Bir noktada tıkandıysan bunları dene

Bu yazıda tamamen kendi vücut geliştirme / fitness tecrübelerime bağlı tavsiyeler vereceğim. Yani “bende bunlar işi yaradı, sende de yarayabilir” gibi bir mantıkla bu yazıyı kaleme alıyorum. Vereceğim tavsiyeler fitness’ı seven ve bu işe belli bir bütçe ayırmış kişilere yönelik olacak. O yüzden şu besinlerden şu kadar yemelisin ya da bu sistemle çalışmalısın gibi şeyler beklemeyin 🙂 Şimdi gelelim bana faydası çok olan tavsiyelerime.

Tavsiye 1: “Bir antrenöre ihtiyacın olduğunu bir antrenörle çalışana dek fark etmeyebilirsin”

Bu işi ne kadar iyi bildiğini düşünsen de en azından belli bir dönem için iyi bir antrenörle çalışmanı tavsiye ederim. Belli bir tecrübesi olan insanlar antrenöre soğuk bakıyorlar. Kendi başıma 5-6 senedir antrenman yapıyordum. Youtube’daki neredeyse tüm spor hocalarını tanıyor, onların hazırladıkları içerikleri yoğun şekilde izliyordum. Kısacası neredeyse her şeyi bildiğimi sanıyordum. “Zaten her şey internette var, salondaki antrenörler çömezleri ve kızları çalıştırmak için varlar” diye düşünüyordum. Ancak böyle bir tecrübe edindikten sonra harcadığım paranın yaptığım en yerini bulan harcamalardan biri olduğunu kanaat getirdim.

Aslında benim zamanında sahip olduğum bu önyargıya insanların da sahip olması çok normal. Bir spor salonuna girdiğinizde antrenör profilinin önemli bir kısmını kızların peşinde dolaşan kişiler olarak görüyoruz. Gittiğim eski spor salonundan bir antrenörden bench presste bana 1 set yardım etmesini istemiştim. Tam bana yardım edecekti ki bir kız ona seslenince beni bırakıp koşa koşa kızın peşinden gitmişti 🙂 Bu biraz uç bir örnek olsa da spor salonlarındaki ciddiyetsiz antrenör profilden dolayı bana bir faydaları olabileceğini düşünmemiştim. Ta ki geldiğim belli bir aşamayı ne yapsam aşamadığımı fark edip, gelişim konusunda bir kısır döngünün içine düştüğüm noktaya kadar.

Böyle bir yardımı gereksiz buluyorsan ve her bilginin internette bedava olarak bulunduğunu düşünüyorsan şöyle düşün: Süper vücudu olan ve yarışmaya hazırlanan kişilerin de birer antrenörü var. Hatta Mr.Olimpia’ların da antrenörleri var. Tamam, bu adamlar olayı profesyonel seviyede yaptıkları için daha derinlemesine yardıma ihtiyaç duyuyorlar ama sonuçta sizden ya da benden daha tecrübeli birçok insanın spor antrenörleri var. Şunu demek istiyorum: “bu spor için zaten her bilgi internette bedavaya var” algısı yanlış. Yani internetteki bilgiler size belli bir seviyeye kadar yardımcı olur. İnsan vücutları birbirine benzese de, çok fazla kişisel farklılıklar var. O bilgiyi kendine göre kişiselleştirmende bir antrenörün faydası büyük oluyor.

Antrenörler çalışmak bana iki yönden faydalı oldu. Birincisi bir antrenörden öğrenebileceğin en iyi şey hedef kas grubunu iyi bir şekilde çalıştırabilmeyi öğrenmekti. Bunu zaten iyi yaptığımı sanıyordum. Ne de olsa youtube var değil mi? 🙂 Şöyle bir sorun var ki çoğumuzun yaptığımızı sandığımız hareket ile aslında yapıyor olduğumuz hareket arasında bayağı fark olabiliyor. Bu farkı da seni dışarıdan gözlemleyen bilgili bir göz görebiliyor. Mesela ben sol kolumu tamamen açtığımı sanıyormuşum. Ama tam olarak açmıyormuşum. İyi bir benchpress formuna sahip olduğumu düşünüyordum ama omzum gene de çok fazla devreye giriyormuş. Hedef kas grubundaki gerilimi bir yerden sonra başka kas gruplarına kaçırdığım için bu sporda boyun ağrısı yaşıyordum. Boynumu devreden çıkarmayı öğrendiğim için seneler sonra boyun ağrısından kurtuldum vb.

Antrenörün ikinci faydası ise deneme-yanılma sürecini kısaltmasıdır. Normal şartlarda bir beslenme programını 2 ay uyguladıktan sonra yaptığım şeyin isabetliliği konusunda hiçbir zaman tam emin olmadığım için “lan acaba bu tam olarak böyle olmayacak mı?” deyip uyguladığım programı değiştirmekten beni alıkoyacak hiçbir güç olmuyor:) Bana burada “doğru yoldasın, bunu uygulamaya devam et” diyen biri olması gerekiyor. Yoksa ben o beslenme planını o süreçte 5 kere değiştiririm. Bunu diyen birini de dinlemem için onun bilgisine güveniyor olmam gerek.

Olur da gelecekte bir antrenörler çalışmaya karar verirsen, antrenör seçimi konusuna da değineyim. Burada antrenörün hem okullu hem alaylı olmasını tercih edin. İlk çalıştığım antrenör bana belli bir seviyeye kadar fayda vermişti. Spor salonlarında bulunan şu ölçüm cihazlarına fazla takılıyordu. Benim hedeflerimi iyi anlayamamıştı. Benim ciddiyetime karşı o daha gevşekti. İşin kötüsü bana inisiyatif bırakıyordu. “Şunu yapayım mı / bunlardan tüketeyim mi?” falan dediğimde “istersen yapabilirsin” diyordu. (İstediğimi yapabilmeyi istesem antrenör tutmazdım). Net olarak yapmam gerekeni bana söylemiyordu. (Ben bana inisiyatif bırakmayan eğer bunu yaparsan şöyle sonuçları olur, o yüzden yap/yapma gibi bir yaklaşım sergileyecek birini arıyordum).

İkinci antrenörüm hem alaylı hem de okulluydu. Hiç ölçüm cihazı kullanmadık, zaten o ölçüm cihazına güvenim 0’dı.  Doğru gösterdiğini düşünmüyorum, sadece bir illüzyon yaratıyor. Sadece vücuda bakıyor ve leb demeden leblebiyi anlıyordu. Bana inisiyatif bırakmıyor, yapmam gerekeni net şekilde belirtiyordu. Yani bu istediğim tarzda bir yaklaşımdı.

Tabi bu dediklerim biraz bütçe ayırmayı gerektirdiği için, muhtemelen bunları öğrenciyken yapmakta zorlanırsın. İşinizi kurduktan sonra bu konulardaki paranın çarpan etkisi hayli etkili oluyor. Aslında spor salonuna yıllardır gelen ve hedefledikleri vücutlardan uzakta olan erkeklerin çoğu için kendi başlarına çalışmak bir antrenörle çalışmaktan çok daha pahalıya geliyor. Çünkü deneme-yanılmayla yıllar kaybediyorlar. Kaybettikleri zaman ve emek bir antrenörle 3-6 ay çalışma masrafından kat ve kat pahalıya mal olabiliyor.

Tavsiye 2: Yemek hazırlığında lezzet-pratiklik dengesi

Yemeği pratik şekilde yanında taşıyabilecek şekilde hazırlaman gerekiyor. Bu konuda farklı sistemler denedim. Burada lezzet ile pratiklik arasındaki sana uyan oranı bulman gerekiyor. Evet, yemeklerini her öğün saatinde pişirirsen daha lezzetli yemekler yersin. Ama bu yöntem pratiklik olarak sınıfta kalıyor. Günübirlik pişirirsen akşam yiyeceğin yemek biraz soğuk ve lezzeti kaçmış olur. Bunların hepsini denedim ve pratiklik-lezzet oranı açısından baha uyan sistem olarak şunu buldum. Bir sabah kalkıyorum. Ve 3 günlük olarak yiyeceğim tüm proteinleri pişiriyorum. Pişen proteinleri 3 gün boyunca tüketeceğim her öğün için kaplara bölüp buzdolabına koyuyorum. (Pişmiş proteinleri buzdolabında sağlıklı şekilde saklayabileceğiniz süre 3-4 gündür).

Aynı şeyi karbonhidratlar ve sebzeler için yapmıyorum. Karbonhidrat ve sebzeleri her sabah sadece o gün için pişiriyorum. Bu rutinimi çok pratik hale getiriyor. Gün boyunca yiyeceğim tüm yemekleri hazırlamak sabah 40 dakikamı alıyor. (Sadece proteinleri pişirme günlerinde 1 saatten daha fazla sürüyor).

Spora gitmeyi seviyor muyum?

Spora gitmeyi seviyorum diyebilmek çok kıymetli bir şey. Bunu diyebilecek hale gelmem kolay olmadı. Bunu diyebilecek hale henüz gelemediysen büyük olasılıkla antrenmanın tam bir terapi olan etkisini henüz yeterince tecrübe etmemişsindir. Beynini boşaltıyorsun ve farklı bir dünyaya dalıyorsun. Antrenman sonunda kafan bir hayli temizlenmiş oluyor, daha sağlıklı düşünmeye başlamış oluyorsun. Bu çok büyük bir artı. Bazen spora gitmeye zorlandığım olmuyor mu ? Oluyor ama bu günlerin sayısı az diyebilirim.

Bana faydaları ?

Sporun genel faydalarına ek olarak pisboğaz olmamaya, sağlıklı beslenmeye alışmam önemli bir fayda. Spor yapmayan halime göre çok daha fazla sebze tüketmem göz ardı edemeyeceğim bir diğer fayda. Aynı şekilde neredeyse hiç tatlı ve alkol de almamayı zorlanmadan becerebiliyorum. (Özellikle alkol bu spora tezat bir şey olduğu için, emeklerimi etkilemesin diye geçmişte içmekten vazgeçtiğim çok olmuştur). Tatlı, kötü beslenme, alkol gibi şeyleri seven bir insana bu dediğim tablo eziyet gibi görünecektir ancak önemli olan bu faydasız beslenme alışkanlıklarından zorlanmadan uzak kalabiliyor olmak. Yaptığınız bu spor bir yerden sonra size bunu sağlıyor. Bir süre sonra alışınca pek bir irade kullanmaya gerek kalmayınca süreç keyifli ilerliyor.

Yazar: Secret

Disiplin konusundaki tecrübelerimi Adım Adım Disiplin Rehberi kitabında anlattım.

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

Author: Centilmen Kulübü

Secret kendini daygame ve kadınlarla ilişkiler konusunda kişisel gelişime adamış bir kişidir. www.centilmenkulubu.com sitesinin sahibi ve kendine bu konuda bir misyon edinerek tüm tecrübeleri ışığında yazdığı iki kitabını da bu site üzerinden okuyuculara sunmaktadır.

12
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz.

avatar
9 Comment threads
3 Thread replies
2 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
11 Comment authors
ScottMahmut AbiAlphagymKtcxSamt Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
Duncan
Guest
Duncan

Selamlar, serbest testosteronum pikogram olarak değil de nanogram şeklinde ölçülmüş ve internette karşılaştırma yapamıyorum ama nano olarak 0,1 – 2,8 ref değerleri benim 1,29 düşük mü yoksa pikoya dönünce 12,9 mu oluyor

Hamza
Guest
Hamza

Ben de 2 yıldır yapıp herkesi takip ettigim için her şeyi bildiğimi düşünüyordum ama bu yazı bana başka bı bakış açısı kattı😍

Bro
Guest
Bro

Selam Mahmut abi. Bu yazi ana sayfada gozukmuyor

Nix
Guest
Nix

Benim de eklemek istediğim birkaç şey var. İlk 12 aydan sonra kilo alımı olmayınca kas gelişimi çok ama çok yavaşlıyor. Bulk yapmak bir tercih değil ayrıca bir zorunluluk oluyor. Böylece yağlanıyorsunuz ama kütle ekliyorsunuz, tabi ki de clean bulkdan bahsediyorum. Protein olayının zaten herkes farkında. Son olarak abartı gelebilir ama 100 KG Bench Press yapamıyorsanız bu sporda orta seviye değilsiniz. Büyük kaslar için büyük ağırlıkları yerinden oynatmak gerekiyor. Benim 3 yıllık tecrübem bana bunu gösterdi en azından.

sverigeny
Guest
sverigeny

İlk başlarda hacim kazanmak için bölgeselden çok full body yapmak daha verimli. Ayriyeten bölgesel olduğu zaman (örnek veriyorum salona haftada 4 gün gidiyorsunuz) her kası bir kere çalışmış oluyorsunuz haftada. Ancak full body olduğu zaman bu sefer kası haftada 4 kere çalıştırmış oluyorsunuz. Protein sentezi muhabbetinden (36 saat) bölgesel yaptığınız zaman kaslar biraz uyumuş oluyor.

Gelişemediğinizi düşünüyosanız belli bi noktadan sonra kasa farklı volumeler verip kası şaşırtmak da çok önemli. (superset vs.) 6-7 haftada bir program, hareket değişikliği önemli.

Enes Talha Karagöz
Guest
Enes Talha Karagöz

3×12 gibi tekrarlar ile çalışanlar makro ve kalori hesabına rağmen daha fazla kas kütlesi inşa edemiyorsa bunun sebebi sarkoplazmik hipertrofinin zaten en üst düzeyde olmasıdır. Sarkoplazmik hipertrofinin sınırını arttırmak için ise miyofibriler hipertrofi lazımdır, yani hafif ağırlık fazla tekrardansa yüksek ağırlık düşük tekrar şeklinde güç çalışmanızdır. 5×3, 5×5, 3×5 gibi. Benim tavsiyem depoda 3 tekrar daha bırakacak ağırlıklar ile çalışmak

Samt
Guest
Samt

Mahmut abi,bu sporu yaparken aklıma, ayrılık,stres vs. Gelince 80 kg girdiğim bench presste 100 kg görüyorum,bu acılar bana preworkout gibi geliyor,spor esnasında da kafamda bu düşüncelerle savaşıyorum ama bazen kendime acaba ben geçmişe bağlı olarak mı yaşıyorum diye sorguladığım oluyor, sence bu yaptığım beni mental olarak bir yerden sonra çöküntüye uğratır mı?

Ktcx
Guest
Ktcx

Merhaba, acılara takılmak ve geçmişte kalmak mental çöküntüye yol açar mı sorusunu çok samimi buldum ve şöyle cevap versem doğru olur. Stoacılar geleceğe hayal kurmak ve geçmişle aklımızı yormayı yanlış görür çünkü anı kaçırırız, elinde olan tek şey o an ve gittiyse bitti. Ayrılığı düşündüğün için 100 basmıyorsun, sen zaten 100 kga çıkabilirdin ama işgüzarlıktan çıkmamışsın. Spora doğrudan odaklansan 110larada çıkacağına inanıyorum. Bir araştırma yazısında istatistik sonuçlarka spor salonunda başka şeyler düşünmek çoğu sakatlanmanın altında yatan sebep diye okumuştum, dikkat et. Spor konusunda bol başarı dilerim, ayrılık konusunda ise bunu kendin çözmen(yazıp çözümleyerek olabilir) ve düşünmeyi bırakman en sağlıklı seçim… Read more »

Alphagym
Guest
Alphagym

Mahmut abi, spotifyda spor yaparken dinlediğin şarkılarının bir listesini yapsan ve buraya linkini bıraksan süper olur

Mahmut Abi
Admin

Ben spor yaparken pek şarkı dinlemiyorum artık. Podcast dinliyorum.

Scott
Guest
Scott

Mahmut abi spora dair ilgili yazı bu olduğu için yorumumu buraya yapıyorum. yaşım 25 bir şirkette mühendis olarak çalışıyorum, yaklaşık 3 senedir mma sporuyla hobi maksatlı ilgileniyorum. artık becerilerimi test etmek ve o heyecanı deneyimlemek için mma (kafes dövüşü) turnuvasına girmek istiyorum fakat çevremdeki insanlar oğlum manyak mısın ne dövüşü işinde gücünde adamsın vs şeklinde konuşuyorlar. rasyonelliğine güvendiğim akıl alacağım sen varsın abi sence mma turnuvasına girmek iyi bir fikir mi?

Mahmut Abi
Admin

Şirketin patlak kaşla vs. işe gelirsen seni atmayacak bir yerse gidilir.