Hayatımı değiştiren 5 alışkanlık

Bugün sizlerle son birkaç yılda geliştirdiğim, hayatımda en az çaba ve yatırım ile kalıcı değişiklikler yapan, verimliliğimi, esenliğimi ve başarımı ciddi ölçüde iyileştiren 5 alışkanlıktan bahsedeceğim. Bu alışkanlıkların sizin için de geçerli olabileceğini düşünüyorum.

Ben alışkanlık geliştirmekte oldukça zorlanan biri olmama rağmen alışkanlık geliştirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Hergün eksikliklerimin üstesinden gelmek için irade kullanmak zorunda kalmak oldukça verimsiz.

#1 – Uyandıktan sonraki 30-60 dakika boyunca ekranlı teknoloji kullanmayın.

Teknoloji toplumunda yetiştiğimiz için, sürekli olarak teknoloji kullanmak zorunda hissediyoruz ya da teknoloji her zaman parmağımızın ucunda.

Ben artık uyandıktan sonraki yarım saat ila bir saat arasında teknoloji kullanmıyorum. Ama sabah uyanır uyanmaz teknoloji kullanmamak çok zor zira teknoloji bağımlılık yapıcı bir şey.

Sabahları uyandıktan sonraki teknoloji kullanımıma dikkat etmeye başladım. Sabahları yeni uyandığınızda oldukça uykulu oluyorsunuz. Çalışmak istemiyorsunuz ama çalışmak zorundasınız. Yani sabah uyanır uyanmaz telefona ya da bilgisayara bakma sebebimiz, vakit öldürmek ya da eğlenmek bile değil. Gerçekten iş yapmak gibi oldukça savunulabilir bir nedenden teknoloji başına geçiyoruz.

Ben sabah uyandığımda ilk yapmak istediğim şeyler, e-postalarımı kontrol etmek, takvimime bakmak ve bugün ne yapmam gerekiyordu diye hatırlamak oluyor. Örneğin banyo için bir saatim olup olmadığına bakıp ona göre karar verebiliyorum.

Fakat sabah uyanır uyanmaz günlük işlerime baktığım zaman bunun beni nasıl hissettirdiğine dikkat etmeye başladım. Sabah takvimimi açıp şunu yapmam lazım, sonra şu var, şunu yarına alayım, şunu bugüne alayım, bak şu iş de var derken, duygusal olarak eziliyorum. Bütün bu işler bana, tırmanmam gereken koca bir dağ gibi görünmeye başlıyor ve bunların ağırlığı altında duygusal olarak eziliyorum. Zira yanlış bir şey yapıyorum çünkü sabah uyanır uyanmaz henüz zihinsel olarak çalışmaya hazır bir zihin yapısında olmuyorum.

Peki bunun sonucunda ne yapıyorum? Bu duygusal yükü nasıl yönetiyorum? Başka bir uygulamayı açıyorum. Örneğin Reddit’I açıyorum, bir canlı yayında ne olduğuna bakıyorum. Bunu yaptığımda da, oldukça savunulabilir bir işle alakalı teknoloji kullanımından, duygusal olarak uyuşturan, dopaminerjik bir teknoloji kullanımına geçiyorum. Genellikle de bu döngüye hapsoluyorum. Günün başında, bu tür uyuşturucu ekran kullanımına karşı irade gücümü kullanmak ve kendimi işe sürüklemek zorunda kalıyorum.

Teknoloji kullanımını, uyandıktan 30 dakika ya da 1 saat sonrasına ertelediğimde, duş alıyorum, bir bardak çay içiyorum, bir şeyler okuyorum ve biraz dışarı çıkıyorum. Sonrasında işe başladığımda da daha iyi bir zihinsel durumda oluyorum ve irade pilim hala %100 şarj edilmiş olarak duruyor çünkü bağımlılık yapıcı ekranlı teknolojilerle mücadele etmem gerekmiyor.

#2 – Kafein kullanımını azaltın ya da tamamen kesin.

Ben bu dersi garip bir şekilde öğrendim. Birkaç yıl önce gıda zehirlenmesi yaşadım ve bir süre kahve de dahil hiçbir şey yiyip içemedim. Hasta olmama rağmen birkaç gün sonra kendimi normalden biraz daha iyi hissetmeye başladım. Aynı zamanda öğleden sonra ve akşam, zihinsel olarak ne kadar uyanık olduğuma şaşırdım.

Bunun nedenini araştırdıkça, kafeini kesmem nedenli olduğunun farkına vardım. Kafein ile ilgili anlamanız gereken birkaç çok önemli şey var. Bunlardan birincisi, kafeinin aslında size enerji vermediği. Kafeinin nörobiyolojik mekanizması, adenozin alıcılarını bloke etmek şeklinde.

Hücrelerimizdeki temel enerji molekülü ATP. ATP yaktığımızda, ortaya adenozin çıkıyor. Daha fazla adenozin, beynimize yorgun olduğumuzu, çok fazla enerji tükettiğimizi sinyalliyor. Sonra uyuduğunuzda, bu adenozin birikimi temizleniyor ve tüm bu adenozin, ATP üretiminde kullanılıyor.

Kafein size enerji vermiyor. Kafeinin tek yaptığı, sizin yorgunluk sinyallerinizi uyuşturmak. Bunu bilmeniz önemli zira siz daha fazla kafein tükettikçe, vücudunuzda çok daha fazla yorgunluk biriktiriyorsunuz.

Şimdi gelin kafein kullandığımızda ne olduğunu ve kafein kullanmayı bırakmanın neden zor olduğunu anlamaya çalışalım.

Beyinde bağımlılık konusunda çok basit bir prensip var. Bir şeyin fayda etkisi ne kadar hızlı ise, o şey o kadar bağımlılık yapıcıdır. Kafein kullanır kullanmaz, odaklanmamızda artış sağlarız. Hergün yapacak önemli şeylerimiz olduğu için, odaksız olmanın maliyeti yüksektir ve bu nedenle de hemen kafeine yöneliriz. Kafein aldıktan sonraki birkaç saat, gerçekten de bir sürü şey üzerinde çalışabiliriz.

Kafeinin etkisi azldıkça, daha uyuşuk olmaya başlarız ve akşama doğru gerçekten çok yorgun oluruz. Çalışamamaya başlarız ve paniğe kapılırız. Bunun üzerine de daha fazla kafein alırız ve kafeine bağımlı hale geliriz.

Kafein kullandığınızda, gün içinde yüksek seviyede verimli olduğunuz bir zaman dilimini, düşük seviyede verimli olduğunuz bir zaman dilimi izler.  Önce “enerji patlaması” yaşarsınız ve kafein harika dersiniz. Ama sonra da “enerji çöküşü” yaşarsınız ve ne kadar büyük bir çöküş yaşarsanız, beyniniz o kadar çok “daha fazla kafeine ihtiyacım var” şeklinde öğrenir. Sonra da bu yüksek “enerji” – “enerji çöküşü” döngüsüne gireriz ve bu döngü de uzun vadede bizi negatif etkiler.

Peki kafeini nasıl azaltacaksınız ya da keseceksiniz? Öncelikle, kafein alımınızı erteleyin. Birçoğumuz, kafein alana kadar zombi gibi geziyoruz ama uyandıktan sonra ilk 30 dakika boyunca kafein almayın. Kafein almadan sabah duşunuzu alabilirsiniz.

Kafeini kesmek için bundan sonra yapacağınız şey ise bariz: daha iyi ve yeterli uyuyun. Yeterince dinlenmediğiniz zaman kafeini kesmek çok zor.

Ve son olarak da, gün içinde enerjinizin çökeceğini bilerek, mümkünse öğle ya da ikindi zamanı bir süre uzanabilirsiniz. Ben çoğu zaman uykuya dalmıyorum, sadece gözlerimi kapıyorum ama bu bile bana oldukça faydalı oluyor.

Kafeini kesmek ilk 3-4 gün zor olacak ve bunu önceden bilin. Bunun en önemli öğesi, gece iyi ve yeterli uyku almak.

#3 – Volta atın.

Şimdi paylaşacağım alışkanlık, benim hayatımda devrim yaptı ve aynı zamanda yapması çok kolay bir şey. Artık günde birkaç kere ayağa kalkıyorum ve bir o yöne, bir tersine volta atıyorum.

Bu sana nasıl bir fayda sağlıyor ki diye sorabilirsiniz. Bu sorunun cevabı, neden volta attığımızda ve volta atmanın neyin yerine geçtiğinde.

Çalışırken yoruluyoruz ve dikkatimiz dağılıyor. Peki yorulup dikkatimiz dağıldığında ne yapıyoruz? Cep telefonu gibi ekranlı cihazlardan birini açıyoruz ya da bilgisayar ekranında başka bir pencere açıyoruz. Youtube, Twitter, Reddit, vs. açıyoruz ve bilgi bombardımanına maruz kalıyoruz.

Bu uygulamaları kullanırken bilmeniz gereken ilk şey, bu uygulamaların sizin onlarla etkileşiminizin yoğunluğunu arttırmak için tasarlandıkları. Sadece bir Youtube videosu izleseniz bile, size tavsiye edilen videolar hemen yan tarafta, videonun içinde veya sonunda sıralanıyor. Sadece bir dikkat dağıtma, iki dikkat dağıtmaya, üç dikkat dağıtmaya ve dört dikkat dağıtmaya dönüyor. Birçok durumda, 5 dakikalık dikkat dağıtma, bir saatlik dikkat dağıtmaya dönüyor.

Bu uygulamaları kullanırken bilmeniz gereken ikinci şey de, bunların zihninizi daha da yormaya meyilli oldukları. Örneğin Twitter’ı açtığınızda, dünyada kötü giden her şeyi görüyorsunuz. Bu sizce işe geri dönmenize yardımcı mı oluyor? Genel olarak konuşursak, döngüye dikkat ederseniz, Twitter açıp kullandıktan sonra çok yorulduğunuzu göreceksiniz. Sonunda Twitter’dan sıkılıp işe döndüğünüzde, çalışmak için bir seviyede, zihinsel olarak tükenmiş olacaksınız.

Volta atmak iki şekilde faydalı. Bana bir saate patlayacak ya da beni zihinsel olarak tüketecek bir dikkat dağıtıcıya kaçmamı engelliyor. İkincisi, volta atmak sizin zihinsel negatif birikiminizin gazını alıyor.

İnternette çileden çıkarıcı içeriklerle etkileşime girdiğinizde, duygularınız ateşleniyor ve işe konsantre olmanız zorlaşıyor. Volta attığınızda ise zihniniz de bir şekilde oradan oraya dolanıyor. Bunu açıklamak için en uygun kelimeleri bulmakta zorlanıyorum ama internet sizin zihninizde basıncı arttırırken, volta atmak azaltıyor. İnternet ile rahatsız oluyorsunuz, volta atarak rahatlıyorsunuz.

İşe ya da çalışmaya ara verdiğinizde, bilgisayar ekranından ya da herhangi bir ekrandan uzak kalın. Hem kan dolaşımınız düzelsin hem de bir ileri bir geri yürüyerek kaslarınız rahatlasın.

Volta atmak aynı zamanda bir sonraki alışkanlık ile de alakalı ve ona olanak sağlayan bir alışkanlık.

#4 – Kendinize düşünmek için zaman verin.

Bu alışkanlık oldukça ilginç zira ben, insanlık olarak, düşünmek için zaman ayırmayı unuttuk.  10 bin yıl önce, insanların düşünmek için bol bol vakti vardı. Bir çiftçi olsanız bile, tarlada ya da ahılda monoton bir iş yaparken bile düşünmeye vaktiniz oluyordu.

İnsan beyni, düşük zihinsel aktivite sırasında işleme diyebileceğimiz bir fonksiyona sahip olacak şekilde evrim geçirmiş. Birçok uyaran tarafından sürekli bombardıman edildiğimizde, oturup bunları işlemeye zamanımız olmuyor ve bugün toplum olarak sürekli bir şeyler yaparak bu tür bir işlemek için hiç zamanımız olmuyor. Bunun yerine bazı insanlar, yoğunlaştırılmış basınç alma diyebileceğimiz şeyler yapıyorlar. Terapiye gidiyorlar, meditasyon gezisine gidiyorlar ve tüm o zihinsel işlemeyi, küçük bir zaman dilimine sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bunlar faydalı şeyler.

Duşta gelen düşünceler diye bir fenomeni duymuşsunuzdur. Birçok insana duşta güzel düşünceler geliyor ve bu insanlar kendilerini iyi hissediyorlar. Duşta kendinize düşünmek için bir zaman veriyorsunuz ve zihninize düşünmesi için zaman vermek, hayatınızda devrim yaratacak bir alışkanlık.

#5 – Tüketimi, üretime çevirin.

Bu son alışkanlık, muhtemelen en önemli alışkanlık.

Artık çok daha fazla oranda tüketici haline geldik. Sesli kitaplar, youtube videoları, sosyal medya, video oyunları, porno, vs. tüketmeye büyük zaman harcıyoruz. Bir şeyler yaparken bile podcast tüketmeye devam ediyoruz.

Birçoğumuz, bu tür tüketimi kutsuyor. Günde bir kitap okumayı, 2 podcast dinlemeyi, vs. çok takdir edilesi bir şey olarak görüyor. Ama ben bunları yaparken sadece tükettiğimi, tükettiğimi ve daha çok tükettiğimi fark ettim. Ve eğer başarılı olmak istiyorsam, yapmam gereken tüketmek değil, üretmek.

Beni yanlış anlamayın. Okumak, öğrenmek gerçekten faydalı olabilir ama dünyaya bir değer vereceksem, gerçekten bir değer kazanacaksam, bu üretimden geliyor, tüketimden değil.

Ben, daha çok üretmek, daha az tüketmek için bir şeyler yazmaya başladım. Ama üretken bir insan olmanın birkaç problemi var. Ama bir numaralı problem, bir ürün üretmek. Eğer yazar olmayacaksanız, yazmanızın bir anlamı yok. Eğer müzisyen olmayacaksanız, müzik üretmenizin bir anlamı yok. Bu nedenle de, üretici süreci bir ürün ile birleştirdim.

Ama yaratıcı süreci bir kez ürün ile birleştirdiğinizde, işler çok zorlaşır. Zira bir kitap üretmek için yazıyorsam, yazmaya başladığım andan itibaren, mükemmeliyetçilik ile problem yaşamaya başlarım. “Bu yeterince iyi değil, bu yeterince iyi değil, …” diye düşünürüm. Bir yandan da bir yayıncı bulmalı mıyım, insanlar bunu sevecek mi gibi soruları düşünürsünüz. Sonra da yazar blokajına toslarsınız. Daha çok öğrenmeli, daha çok araştırmalıyım dersiniz.

Benim tavsiyem, sadece tüketmek yerine, üreten olun. Bugüne kadar tek bir kitap bile yayınlamadım ama bir sürü kitap yazdım. Burada amaç, pasif bir tüketici olmaya son vermek.  Bir kez üretici süreç ile uğraşmaya başladınız mı, birçok sorundan kurtulacaksınız.

Bir şeyler yaratarak tüketimden üretime geçmek neden zor? Zira üretimi bitmiş ürünlerle ilişkilendiriyoruz. Başarılı olmak istiyoruz. Hiç kimse okumayacaksa bir kitap yazmanın hiçbir anlamı yok. Ben bunlara kesinlikle katılmıyorum. Tüketimi tamamen bırakın demiyorum. Tüketim için harcadığınız zamanın %10-%20 kadar üretime dönüşmeli.

Eğer alışkanlık edinmekte zorlanan biriyseniz, bu alışkanlıkları geliştirmeye birinciden başlamanızı tavsiye ederim. Önce uyandıktan sonraki 30-60 dakika boyunca teknolojiden uzak durun. Sonra kafeini kesin. Sonra volta atmayı alışkanlık haline getirin. Volta atmak hem çok kolay, hem de size düşünmeniz için zaman veren bir alışkanlık.

Kendinize düşünmek için zaman verdikçe, o düşüncelerin bazılarını gerçek hayata koyun ve bir şeyler üretmeye başlayın.

Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları – 101 ve 201 kitaplarımıza da bakabilirsiniz.

Kaynak (Youtube): 5 Habits that Changed My Life

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

28
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz.

avatar
8 Comment threads
20 Thread replies
2 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
15 Comment authors
AnonimcanizaresBroccoliUtkuGoksel Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
werty
Guest
werty

Mahmut abi selam 16 yaşındayım bodybuilder ım iyi bir kas kütlem var antrenman öncesi pre workout alıyorum içinde 210mg kafein var gün sonlarında duygusal boşluğa düşme sebebim o kafein mi yani ?

melih22
Guest
melih22

mahmut abi, kitap okuma kısmı biraz şevk kırıcı geldi ve şöyle yorumladım: Evet çok fazla tüketiyoruz her şeyi. Bu tükettiklerimiz bize üretimde katkı sağlayacaksa o zaman en azından faydalı şeylerle tüketmeli diye düşünüyorum. Yani eğer düzenli kitap okumak, bir şeyler öğrenmek bir şeyler üretmemde ve kendimi geliştirmemde katkı sağlıyorsa o zaman ‘’kitap tüketimi’’ kulağa kötü gelmiyor gibi. Sen ne dersin?

Atera
Guest
Atera

Ellerine sağlık Mahmut Abi internetin bana kattığı en yararlı şeylerden biri bu site ve tanıştığımdan beri beni düzenli olarak ileri taşıyor özellikle kafa yapısı olarak. Daha tabi hiçbir şeyim, yapmam ve kendime katmam gereken çok şey var ama kafama takılan bir soru var. 15 yaşında bir erkek kardeşim var kendisini çok seviyorum ama tam bir asi ergen, ona yarar sağlayacak şeyler söylediğim zaman beni pek iplemiyor veya tamamen isteyerek uymuyor belki de ben doğru bir dil ile söyleyemiyorum. Sence bu siteyi gösterip okumasını söylemeli miyim yoksa fazla mı erken olur?

Piyon
Guest
Piyon

Son alışkanlık cidden önemli ama aylardır bunun üzerine düşünmeme rağmen ne üreteceğimi bulamadım. El ile yapilan bir şeyler yapayım dedim mesela enstrüman çalmak, puzzle vs yapmak ama yok bir türlü eyleme geçemiyorum. Ayrıca kendime bir hobi de bulmak istiyorum ama nasıl bir hobi istediğimi bilmiyorum. Geriye dönüp baktığım zaman (yaşım 20lerin ikinci yarısında) yaparken çok hoşlandığım, zamanın şu gibi akıp gittiği hiç bir sey bulamamisim ruhumu doyurmak için şimdi de ne yapmam gerektiğini bile bilemiyorum. Keşke diyorum bazen bundan 10 yıl önce yada üniversite de genellikle (bira, alkol içerdim o tür çevrem olurdu hep) yerine daha iyi şeyler yapsaymısım, yine… Read more »

Onur
Guest
Onur

Ağzına sağlık Godfather yine sayen de bir adım daha ileriye gidebildim🙏

Namesiz
Guest
Namesiz

Bu aralar stoa felsefesine taktım ve okuyup araştırıyorum. Senin anlattığın her şeyle genel olarak iç içe abi. Denk mi geldi yoksa senin bir bilgin var miydi ? Ya da sende benimsiyor musun abi felsefeyi ?

Utku
Guest
Utku

Çok faydalı bir blog yazısı, teşekkürler!

Anonim
Guest
Anonim

Bu bloga da artık çok fazla girmiyorum; çünkü aslında burada yazılanlarla paralel bir sebep barındırıyor. Gelgelelim, bu yazı bence güncel şartlar düşünüldüğünde buradaki en önemli yazılardan biri olabilir. Özellikle sosyal medyanın bağımlılık yapıcı etkisi ve üreten biri olma konularına %100 hak veriyorum. Ben YouTube’u kısmen bıraktım ve bırakmama da ilginç bir olay vesile oldu. Sebebi ise tamamen YouTube uygulamamda videoların renginin birden griye dönmüş olması. Neden ve nasıl böyle bir şey oldu bilmiyorum; açıkçası çok da önemsediğim/umursadığım bir şey değil ama asıl önemli olan YouTube kullanmamı ciddi miktarda azaltmaya teşvik etmiş olması beni. Şimdi sadece bilgisayardan KPSS’ye çalışırken kullanıyorum, onda… Read more »