Bugünlerde çoğu erkeğin sahip olmadan yetiştirildiği yaşam temellerinden biri de sorumluluk / hesap verebilirlik. Aslına bakarsanız, modern dünyamızdaki birçok problem, riskin ödülle bağlantısının kopmuş olmasından, gücün sorumluluktan ve hareketlerin sonuçlarından kopmuş olması. Bunu 2008 finansal krizinde gördük : milyonlarca doları cebe indirmelerine rağmen, bütün finans sektörünü batma noktasına getirenler, bunun kötü sonuçlarını yaşamak zorunda kalmadılar.
Bunu siyasette de görüyoruz. Oy verenlerin çoğunluğunun balık hafızası sayesinde “şu an iktidarı elinde tutan neler başardı” konusunda tek bir tartışma yok iken adayların hangisi daha fazla şey vaadediyor şeklinde satış gösterileri izliyoruz. Buna b-sınıfı baştan çıkarma sanatında “sahte gelecek çizmek” denir.
Sorumluluk, kadın – erkek ilişkileri dinamiğinde de mevcut. Bu durum en iyi Rollo Tomassi’nin şu sözleri ile özetlenebilir : “Feminizmin nihai amacı, erkek cinselliğini maksimum seviyede kısıtlarken, kadın cinselliği üzerindeki tüm kısıtları kaldırmaktır”. Feminizmin temel fikirlerinden biri “özne – nesne” ayrımıdır. Bu ayrımda özne sadece bir şey yapan, nesne de yapılandan etkilenen ama bir şey yapamayandır. Tarih boyunca yaşamış her insan hem öznelik hem de nesnelik yapmış olduğu için bunun çok hatalı bir felsefe olduğunu düşünsem de, felsefe ilginç bir perspektif yaratıyor. Şöyle ki, kadın – erkek ilişkilerinde kadını tüm risk ve sonuçlardan azad ediyor. Gerçekten değil ama sosyal olarak. Fakat riskin elimine edilemeyeceğini, sadece yönetilip transfer edilebileceğini düşünürsek, bu durum, riskin erkeğe transfer edilmesi anlamına geliyor.
Schrodinger’in İradesi
“Nesne – Özne Ayrımı”nda öznenin iradesi olduğu, bir sonuç elde etmek için güç uygulayabileceği düşünülür. Bir yöneticinin, kendisine çalışan işçilerin çalışma saatlerini belirtme iradesi vardır. Bir erkek bir kadını dışarı çağırdığında bir iradesi vardır, kadın ise bunu reddederken ya da kabul ederken bir iradeye sahiptir. Eğer erkek reddedilirse, kendini geliştirerek bir dahaki sefere bir kadına çıkma teklif ettiğinde daha başarılı olmak için çalışma iradesine sahiptir. İradesini kullanarak diyet yapabilir, ağırlık kaldırabilir, daha iyi giyinebilir, daha fazla para kazanabilir, oyununu geliştirebilir vs. Kadın da aynı şekilde kendisini geliştirerek daha iyi partnerler bulabilir.
Bir nesnenin ise hiçbir iradesi yoktur ve kendi hayatının gidişatına etkisi sıfırdır. Bu, etki – tepkinin ötesindedir zira vahşi doğada örneğin avcı etki gösterirken, av tepki gösterir diyebilirsiniz. Ama, bir avcı avının göç şekillerine tepki verir, ve av da yiyecek aramak üzere hareket eder. Bu biraz akademik bir tartışma zira avın göç ederken çevreye tepki verdiği söylenebilir, örneğin mevsimsel olarak ortaya çıkan yiyecek kıtlığı gibi.
Bu aynı zamanda “özne – nesne ayrımının” edebiyat, sinema ve diğer sanat formları dışında gerçek hayatta pek uygulaması olmamasının nedenidir. Zira hayatta, hem nesne (üzerine dış güçlerin etki ettiği) hem de özne (dışa güçler üzerine hareket ettiğimiz) olarak sürekli bir akış içindeyiz. Kurgusal işleri analiz ederken özne – nesne ayrımı mantıklı olabilir zira kurgu işlerdeki tüm varlıklar sonuçta nesnedir. Kurmaca evrende özne olan tek kişi yazardır. Bir karakterin roman içinde bir özne mi yoksa nesne mi olduğu ise sadece yazarın ona biçtiği rolün bir fonksiyonudur. Kurgusal eserlerde her karakter bir araçtır, kendi için varolan birşey değildir. Karakterin içine yerleştirildiği durumlar tamamen yazarın vermek istediği mesaj içindir.
Avrupa’da zamanının en güçlü kralı Henry VIII ve en güçlü organizasyonu kiliseyi ele alırsanız, birbirlerine karşı ikisinin de irade gösterdiğini görebilirsiniz. Henry kendi evlilik içi seks hayatının kontrolü için ve katolik kilisesi de Avrupa’da din üzerindeki demir pençesini kaybetmemek için. Kilise Henry’ye ve Henry’de kiliseye baskı uyguladı ve iki taraf da aynı zamanda hem nesne hem de özne idiler.
Sarkaç Prensibi
Sarkaç prensibini Twitter’da çok sık kullanıyorum. Bu prensibe göre insanlar bir ideal duruma doğru küçük adımlarla yavaşça yaklaşarak ilerlemiyorlar. Bunun yerine bir uç noktadan diğerine salınıp duruyorlar. Bu genelde sahte karşıtlıklar, dalgalı ideoloji çorbaları ve duyguların zıtlaştırıcı etkisi konusunda cahillikten kaynaklanıyor.
Özne – nesne ayrımı, bir şeyi aslında ikili bir karşıtlık olmasa da öyleymiş gibi tanımlamaya çok iyi bir örnek. Örneğin işinden ve patronundan nefret eden bir çalışan, her zaman istifa opsiyonuna sahiptir. Ama, elindeki opsiyonları bilinçli ya da bilinçsiz değerlendirdiğinde, işinden ve patronundan nefret etse de istifa etmeme kararı verebilir. Statüko içinde kalmak, bilinmeyenle yüzleşmekten daha az acılı olabilir. Bir kadın sıkıcı ve itici bulduğu bir erkekle çıktığı yemeği, kalkıp gitmenin vereceği gerginliği yaşamak yerine 2 saat orada sıkılmaya devam etmeyi tercih ederek devam ettirebilir. Bu iki durumda da erkek ve kadın, zevk – acı değerlendirmesi yaparak, aslında sahip olduklarından çok azı bir güç uygulamışlardır.
Bu açıdan aşırı yaklaşımlardan biri, bir kişinin kendisini, tamamen irade yoksunu biri olarak görerek, tamamen kadere bırakmasıdır. Yani kişi kendisini çoğunlukla dış güçlerin elinde nesne olarak görmektedir. Bu, dışsal kontrol fikri ile alakalıdır, yani kişi kendi değerini başkalarının tepkilerinden sağlar. Bu, tüm hayatını dünyadan almayı beklediği takdir ve ödülleri getireceğini düşündüğü şeyleri harfi harfine yapan iyi çocuk da olabilir, sosyal medyada aldığı onaylama olmadan kendisini değersiz hisseden bir kadın da. Bu durumdaki kişiler, kendi iradelerinin bir kısmını dış güçlerin keyfine teslim etmişlerdir.
Diğer uçtaki aşırılık ise kırmızı hap camiasının bir kısmında görülen hiper-irade fikridir. Bu durumda kişi 100% sorumluluğu üzerine alır. Bu, “eğer bir kadın 100% senin istediğin gibi davranmadı ise bunun nedeni yeterince alfa olmamandır” pozisyonudur. Bu yaklaşımı benimseyen erkekler, tüm dünyanın kendi kontrolleri altında olduğu gibi yanlış bir fikre kapılırlar. Her ne kadar bu yaklaşım diğerine göre tercih edilir olsa da, bu yaklaşım da erkeği başarısızlığa iter zira sadece her şeye kadir bir varlık bu çeşit bir iradeye sahip olabilir. Eğer hayatınız üzerinde 100%e yakın bir kontrol istiyorsanız, tamamen yalnız yaşamanız lazım. Başka birileri hayatınıza girdiği an, beraber varolmanız için kendi iradenizden ve onların iradesinden ödün verme başlar.
MGTOW, herbivor erkekler ve diğer bazı erkek grupları tarafından son 10 – 30 yıldır uygulanan yaklaşım, iradeleri dışı bir güce kaybetme ihtimalleri yüksek olan iletişimleri en aza indirmek ve iradelerinin en çok etki ettiği alanlarda iletişimlerini en fazlaya çıkarmaktır. Örneğin fanatik bir MGTOW erkeği, genel olarak kadınlarla iletişimi reddederken, finansal birikimini sağlamaya ve kendi ilgi alanlarına yatırım yapmaya odaklanır. Bu kişi, iradesi dahilinde olup olmayanı değerlendirmiştir.
Evlenen, birkaç çocuk yapan, karısının isteği ile boşanan erkek, kanun zoruyla malının yarısını kaybederken nafaka ve iştirak nafakası ödemeye mahkum edilir. Bu durumdaki erkek, devletin yasal sistemi ile hiçbir irade gücü etki etmeyen bir yük hayvanına çevrilmiştir.
Risk ve İrade
Riskle ilgili komik olan, sık rastlanan bir şey olmasına rağmen insanların onu yok etmeyi çok istediği bir şey olmasıdır. Birçok satışçı, “bundan sonra hiç reddedilmeyeceksiniz” ya da “istediğiniz kızı elde edin” gibi satış sloganları kullanır. Bu, aşağı doğru olan riski minimize edip, yukarı doğru olan şansınızı maksimize etmenin süslü bir şekilde söylenmesidir. Gerçekte hiçbir zaman aşağı doğru olan riski yokedemezsiniz. Onu minimize edebilir ve sorumluluğunu alabilirsiniz. Risk yönetimi için şu genel kategoriler kullanılabilir :
Bilinen – Bilinen
Doğru bir şekilde tanımlanabilen ve ölçülen riskler. Bu tür riskleri bilmek riski elimine etmek anlamına gelmez zira bu riskler yine de başa gelebilir ya da ölçüm metodlarında hatalar olabilir.
Bilinen – Bilinmeyen
Başımıza gelme ihtimalini bildiğimiz ama riski doğru ve isabetli bir şekilde ölçemediğimiz riskler.
Bilinmeyen – Bilinmeyen
Orada olduklarının bile farkında olmadığımız ve bu nedenle de ölçmeye bile yeltenmediğimiz riskler.
İlk kategoriye boşanmayı örnek verebiliriz. Boşanma riski 50%dir (ikinci ve sonrası evliliklerde daha fazla). Belli bir evliliğin boşanma ile bitip bitmeyeceğini bilemeyiz ama 10,000 evlilikten yaklaşık 5,000 tanesinin istatistiki olarak boşanma ile biteceğini bilebiliriz.
İkinci kategoriye örnek olarak aldatmayı verebiliriz. Kadınların aldatabileceğini biliriz ama belli bir kadının belli bir erkekle ilişkisinde aldatıp aldatmayacağını veya riskin ne olduğunu bilemeyiz.
Üçüncü kategoride ise ne olabileceğini bilmiyoruzdur.
Özet ve Sonuç
Dr. Jordan Peterson’un odanı topla felsefesini seviyorum zira bu felsefenin üstü kapalı anlamı, üzerinde kontrolün olmayan şeyleri düzeltmeye yeltenmeden önce üzerinde kontrolün olan şeyleri düzeltmen gerektiğidir. Kontrol alanını zaman içinde genişletme imkanın vardır, örneğin kendi işini kuran erkeklerin çoğu bunu kendi işleri ve finansal yaşamları üzerinde daha fazla kontrol elde etmek için yaparlar. Aynı şekilde kırmızı hapı yutan erkeklerin çoğu bunu iradelerinin düşük olduğu bir dönemin ardından yaparlar ve hayatlarının kontrolünü ele alarak birçok alanda kendilerini geliştirmeye başlarlar.
Fakat birçok şeyde olduğu gibi, kendini etkisiz bir nesne gibi görme ucundan, kendini tamamen bir özne ucuna savrulmak, aşırı bir düzeltmedir. Daha önce hiçbir kırmızı çizgisi olmayan bir erkek, başlangıçta çoğunlukla sınırlarını aşırı şekilde dayatacaktır. Socrates ismini kullanan bir elemanın 21 Convention konuşmasında dediği gibi , bir erkek sosyal yeteneklerden ve aslında çok iyi ayar ve denge gerektiren PUA kalibrasyonundan yoksun iken oldukça agresif davranabilir ve bu da ona negatif etkide bulunur.
Düşük irade fikri de en az yüksek irade fikri kadar zararlıdır. İlki, hiçbir şey üzerinde kontrolünüz olmadığını varsayar, ikincisi ise her şeyi kontrol edebileceğinizi. İkisi de yanlıştır.
“Kendi zihniniz üzerinde bir gücünüz var – dışınızda olanlar üzerinde değil. Bunun farkına varırsanız daha güçlü olacaksınız.” – Marcus Aurelius – Meditations
Çoğunlukla unutulan şudur ki eğer olaylar üzerinde çok yüksek kontrole sahip olduğunuzu düşünürseniz, olayların sonuçlarının suçlusu da siz olursunuz. “Çerçeven yeterince güçlü değildi, öyle olsaa idi ilişkini kontrol altında tutabilirdin” diyen kimse açıktı ki hiç psikopat, sınır kişilikli veya ölümcül derecede narsisist biri ile yaşamamış ya da çıkmamıştır.
Gerçek şu ki, erkeklerin en tepe 1%si bile kız arkadaşları veya karıları tarafından aldatılabilirler, boşanma tecavüzüne veya cinsel pazarda olmanın getirdiği daha bir çok kötü duruma maruz kalabilirler. Kişi riski hiçbir zaman sıfıra indiremez ama sadece onu yönetebilir, risk planı yapabilir ve riske hazırlıklı olabilir. Beni en çok endişelendiren şey, her şeye siyah – beyaz bakılması ve birinin risk sıfıra inebilir demesi. Bu mümkün değil ve büyüklük yanılsamasından öte bir anlamı yok.
Siz, kendi hareketlerinizden ve başkalarının hareketlerine verdiğiniz tepkilerden sorumlusunuz. Onlar da kendi hareketlerinden ve başkalarına verdikleri tepkilerden.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz.
fularımı taktım , okuyorum.
😀 Hocam fazla varsa alayım bi tane ben de…
Şaka bir yana hakikaten Harika bir yazı. Kırmızı hapın derin felsefesini bütünlüklü bir biçimde ortaya koyuyor.
mükemmel bir yazı.aile, eğitim, iş bu üçünden daha fazla trp den fayda gördüm, görüyorum
Hocam şimdi birkaç makale okudum da aklıma takılan şeyler var 1.Justin Bieber’in peşinde koşan kızlar neden onun peşinde koşuyor,maskülen olan yanı yok gibi ve tipi de erkeğe pek benzemiyor ama 10 kızdan 7 si onunla yatmak ister sorsanız. Ünlü bir şarkıcı olmak “alfa erkek” olmak için yetetli bir şey mi yoksa göremediğim birşeyler mi var 2.Türk kızı ile ilgili makalenize katılmıyorum,HB1 olanlarının bile uyguladığı shit testler Adriana Lima’nın uygulayacaklarının yanında solda sıfır kalıyor,bir çok örneğini görüyoruz. Ha HB1 benim ilgimi çekmez ama bunlar yüzünden diğerleri de “ulan şu HB1 bile kapris yapıyor,HBx olan ben niye yapmayayım” moduna giriyor. Ayrıca seks… Read more »
Justin denen Biber hakkında : Sizin alfa deyince kafanızda sadece Barbar Conan falan canlanıyor sanırım. Çocuk ÜNLÜ (ün kadın için çok önemlidir), iyi bir fiziği var, yakışıklı, bakış – duruş gayet cool, zengin, vs.
Corey nasil alfa ise Justin de oyle alfa. http://erkekadam.org/2017/10/19/alfa/
Mahmut abi çocuğun maskülen bir tarafı olmasada çok iyi gidiyordu. Kısaca dating historysine baktığımda Victoria’s secret melekleri barbara palvin, adriana lima, miranda kerr,kendall jenner ve başkaları gibi aşırı feminen hatunları götürdüğü görülüyor. Ancak şu fotoğrafı gördükden sonra:
https://www.instagram.com/haileybieber/p/BtlmR7OFwve/?utm_source=ig_share_sheet&igshid=jw8oy7g5s884
Bu sitenin, ve senin ne kadar bulunmaz bir nimet olduğunu tekrar hatırladım.
Evet o fotolar ve ağlamalarla iyice dibe battı.
Bu adam zaten hiçbir zaman maskulen değildi alfalığı da eğer alfaysa dahi ün ve şöhret kaynaklı ve alt seviye.
O kızlarla takılabilmesinin yegane sebebi adam çekici, neden çekici çünkü ün ve şöhrete sahip. Yani standart biri için iyi bir örnek değil. Zaten her erkek nedense bu elemandan ortaokuldan liseye nefret ederdi hahaha. Kızların facebookta soyadlarını bieber yapmaları falan hahaha.
O lisede nefret edenlerden biride bendim.”Kızlar ne buluyor lan bu karı kılıklı ibnede” diye düşünürdüm hep.Ancak şimdi geçmişine baktığımda takdir ediyorum çocuğu, çok genç yaşta en tepeye oynamış, en feminen hatunları sikmiş. Buna alkış tutmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Biri sitede “her delikanlanın kaymak yiyişi farklıdır” demişdi ahada işte buraya oturuyor bu.
Vay be ne yemiş biber, bunu piyasaya sürenler biz yiyemedik bari sen ye biberim alfa kurdum demişler zaten. Belki bu pozu bilerek kurguladılar, bunu gören veletler de bir gün şirinleri görürüz umuduyla özenip taklit etsinler diye. Neyse ne, black mirror ilk bölümü hatırladım, pedal çevirmeye devam.
Türk kızı ile ilgili makalenize katılmıyorum,HB1 olanlarının bile uyguladığı shit testler Adriana Lima’nın uygulayacaklarının yanında solda sıfır kalıyor,bir çok örneğini görüyoruz.
Bu durumla karsilasmanizin bir nedeni hatunlarin kendilerini 2 HB puani ustte sanmalari ama maalesef bir nedeni de sizin hipergami acisindan cok degersiz konumda olmaniz. Bir kadin daha degerli gordugu erkege isleri fazla zorlastirmaz.
Hipergami acisindan degerli bir erkek su yazdigini yasamaz. Bunlar azinlikta ve TRda cok azinlikta. Ustune bir de hatunun hipergamik olarak degersiz erkegi orta yerde rezil edip daha degerli erkege kapali kapilar ardinda eridigini ekle. O nedenle kizlar her erkege boyle saniyorsunuz.
Kızın HB puanı önemli değil,onun Türk veya başka bir milletten olması da önemli değil.Bir kız size her şekilde shit test uygulayacaktır.Bu bir rutindir.
Bir kadın değerli gördüğü erkeğe de işleri zorlaştırabilir ta ki onu kaybedebileceğini anladığı ana kadar.
Hipergami açısından değersiz bile olsanız bu durumu manipüle edip kendinizi değerli hale getirebilirsiniz ama dikkatli olmanız lazım.Çünkü bu değer yapay bir değerdir her an açık verebilirsiniz.
Ben onu demiyorum,bazı türk kızları o kadar shit test uyguluyor ki “ulan adriana lima yataktaydı bu çabanın 10 da birini göstersem,hb değeri 1 ama sanki 10 muş gibi çaba gösterdim ama hala sonuç yok” dedirtiyir insana
Cogu erkek hayirdan anlamayip siktir git ile shit testi karistiriyor. Ondandir.
Rollo’nun şu uydu erkeği tüm seyahat masraflarını karşılayan kızla seks yaptığı kadar kolay seks mümkün değil burada. Olmaz demiyorum ama avrupa seviyesinde olması Adriana Lima’nın Bülent Ersoy ile lezbiyen sex yapma ihtimalinden daha düşük.
Aci ama gercek : eger hipergami tatmininde yerin iyi ise sadece mumkun degil ama surekli mumkun. Degil ise aynen tarif ettigin gibi. Exchange icin TRa gelen Bati Avrupali erkeklerin sizin icin col olan yerde nasil bir vahada yuzdugunu gorseniz mesela ne demek istedigimi anlarsin.
Tamamen 2 farkli gerceklik var sanki. Sana haksizsin diyemiyorum zira senin bahsettigin gerceklik var ve ozellikle mavi haplinin kaderi gibi.
3 – Nerde demisim?
Aynen o makaleyi başkası yazmıştı.
Öyle yazmamışsınız,dark triad makalesinde şöyle demişsiniz
“Ayı ol biraz, kendini düşün. Birşey hoşuna gitmiyorsa söyle, içinden ayarsız birşey yapmak geliyorsa yap. Erkek doğan sana bunları yapmanı söylüyor, bırak o erkek dışarı çıksın”
Bunun sınırı nedir işte hocam,herhalde kızın yanında 5 erkekle sırf canım istedi diye dövüşecek kadar değil
Onu Hank yazdı. Ana fikir şu (kırk kere söyledim) : kötü çocukların çekici olmasının nedeni kötülükleri değil, canlarının istediklerini kızın istememesi pahasına yapmaları, maskülen olmaktan çekinmemeleri ve önce kendilerini düşünmeleridir. Bu üç şeyin 3’ü de kendi başına kötülük değildir. Feminenleşmiş efendi erkek ise bu gerçeği kolay görüp kabul edemez. “Kızlar kötü ve kendilerini kıran erkekleri seviyorlar … seven sikilir, siken sevilir” demek, bu erkeklerin asıl çekici olan tarafının deli dolu maskülenlik olduğunu görmekten kolaydır zira efendi erkeğin kendisinin ne kadar feminenleştiği gibi acı bir şeyi görmesini gerektirir. Hanzoluk, barzoluk veya 5 erkeğe dalma falan değil olay. Olay basit : (1)… Read more »
Olay basit : (1) bir şey yaparken önce kendimi düşünürüm, (2) kendi hayatımın merkezinde ben varım ve (3)bunu beğenmeyen gider.
Bu zaten tam beni anlatıyor,doğal davransam yeter yani😎
Abi işin aslı sadece kadınlarla değil, herkesle başarılı olabilmek için hayır demeyi öğrenmek gerekiyor. Ancak bende soru işareti bırakan şu: Birileri kötü çocuk olmak için hiçbir şey yapmazken, diğerleri de bizler gibi bunu defalarca duymasına rağmen hala uygulamakta zorluk çekiyor. Red Pill Felsefesi gerçekten beynime yerleştirmek istediğim bir düşünce tarzı. Ancak TRP ile tanışmamın üzerinden 6 ay geçmesine rağmen kendimi hala Erkek Adam gibi hissetmiyorum. Hala kendimde değiştirmek istediğim çok fazla şey var. Sen böyle bir süreç yaşadın mı merak ediyorum?
Abi bu “ayarsız bir şey yapmak” konusuna benzer bir konu, bir durum hakkında aklımızdakini dürüstçe şak diye söylemek insan ilişkileri konusunda iyi bir şey mi kötü bir şey mi? senin tecrübelerin bu konuda ne diyor? Örneğin geçenlerde bir kız yeni dövmesinin nasıl olduğunu sordu ve tam pornocu dövmesi. Ağzımın ucuna kadar geldi, lan tam pornocu adayı olmuşsun, ilk film ne zaman geliyor diyecektim, patavatsızlık mı olur acaba diye bir şey demedim.
Hocam “Adriana Lima’nın Bülent Ersoy ile lezbiyen sex yapma ihtimalinden daha düşük” kıyaslamana bittim.😂 2. Sorunda bahsettiğin konu, bana biraz bu yazıda da anlatılan sarkacın nesne tarafına yüksek hızla salınmak gibi geldi. Dediklerinde doğruluk payı var kabul lakin bunu mutlak gerçeklik olarak kabul etmekte bir o kadar işin kolaylığına kaçmak olur: “Abi tüm kızlar böyle, ben ne yaparsam yapayım birşey değişmez sıkıntı karşı tarafta.” dersen suçu başkasına atıp olaylar üzerinde hiç bir kontrolün olmadığını kabullenmiş olursun. Ayrıca kendinde bir sıkıntı görmediğinden düzeltmek için de bir çaba gösteremezsin ve bu çıkmaza saplanırsın. Bence işin kolayına kaçıp karşı tarafı itham edip, hatalarımızı/eksikliklerimizi… Read more »
@Alfa olmak isteyen beta kardeşim sana müjde vereyim; Türkiye’de sikişmek serbest.
Hatun shit test atıyorsa ne güzel işte, seninle sikişmek istiyor demek oluyor bu.
Asıl soru sen sikişmek istiyor musun?!
Kafam neredeydiyse konuya boyu değil işlevi önemli diye bir yazı diyerek girdim ya. Vay arkadaş ben nasıl pis bir adammışım 😀
Pandora’s Box hakkında neler düşünüyorsunuz ve 8 kız tipi hakkında yazı yazmayı planlıyormusunuz?
8 kız tipi hakkında yazı yazmaya gerek yok zaten şu kanalı tamamen izlersen gerekli malumatı edinirsin;
https://www.youtube.com/channel/UCS9b-ztlTZDnrV6zlK_ohTw
Tabi ki bu işin SON noktası.
Mahmut Abi Friends with Benefits ilişki türü hakkında ne düşünüyorsun ?
Bana göre ideal ilişki.
Merhabalar abi.Geçen başıma gelen bir durumla alakalı buradaki kişilere ve sana danışmak istiyorum.Bir kızla yaklasık 3 haftadır bulusup takılıyorduk,her açıdan gayet verimli giden bu ilişkiyi son görüsmenin ardından eve gidince mesaj yoluyla “son ilişkimi atlattıgımı sanıyordum rahat hissetmiyorum” diyerek sonlandırdı.İşin ilginç tarafı bu mesajı attığı günden 2 gün sonra sevişecektik öyle planlanmıstı ve son bulusmamız gayet normal bitmişti yine sarılarak öpüşerek ayrılmıstık.Akşamında böyle fevri bir tavırla ilişkiyi bitirmesinin sebebi ne olabilir sizce? Tesekkürler.
Bunlarin cogunda kiz baskasini seninle aldatiyordur ama o cocuk is seyahatinden doner mesela sana bunu der ayrilir. Ya da kisa bir ayriliktir barisirlar falan.
Sevismeyi planlayacak kadar efendi bir cocuksan belki de kiz eski dali daha yukarda gordu. Bilemezsin.
Ama burda muhtemelen bir aldatma var (aldatilan sen degilsin). Kizi hemen nextle.
Anladım abi görüşlerin için teşekkürler.Evet dediğin gibi hiçbir agresif tavır göstermeden ‘sen bilirsin,tamamdır” tarzı konuşarak gitmesine izin verdim zaten kızın ama aklıma takılan sevişmeyi planlamanın neden efendi cocuk izlenimi vermesi.İkimizde üniversite öğrencisi olduğumuzdan böyle bir şeyin unexpected olması çok zor oluyor diye düşünüyorum.İkimizde kendi evimizde yaşamıyoruz o ailesiyle yaşıyor ben yurt.Bu planlama ailesi haftasonu yazlığa gideceği için bu şekle bürünmüştü.
Evi ayarlarsin, kizi cikarirsin sonra da hadi basbasa kalalim diye eve goturursun. Bunu yapmaya cekiniyorsan iste efendi cocukluk budur. Ancak tecrubesiz erkekler kiza da sorup boyle planlar yaparlar. Tecrubeli erkekler ise yaparlar ve kiz katilip tadini cikarir.
Mahmut abi bende arkadaşın durumundayım, ev kiraliyorum 100 liraya günlük, fiyat bu kadar yüksek olduğu için önceden kızla 1 gün beraber kalalım gibisinden onay almak zorundayım yoksa kız gelmezse boş yere uğraşmış olurum
Hiç mi evde kalan bir arkadaşınız yok, cebine 2 bira parası koyup akşam göndereceğiniz ya da memleketine gitti mi anahtarını 3 – 4 gün alabileceğiniz?
Bu durumda en iyi seçenek evi olan kız bulmak 😀
Ailesi ile yaşayan kızlar hariç. Babalarını katil edersiniz, size de yazık olur. Türkiye burası.
Mahmut abi ve arkadaşlar bazı sorularım var . Mahmut abi cevap yazmıyor ama ben yine de yazayım: Sevgililik ilişkisi başladıktan sonra kıza zaman ayırma, mesajlaşma veya telefonda konuşma , romantizm , hediye vs hangi boyutta olmalıdır? Bunun dışında ilişki başladıktan sonra neler yapmalı mevzusunu barındıran makale varsa link alabilirim.
Sitede var ilk 3 ay hediye, iltifat yok. Mesajlaşma sadece lojistik ihtiyaçlar için. Telefonla konuşma da aynı şekilde. Ne yapacaksan birlikteyken, ten tene değerken yapacaksın. Kızın derdini, gününün nasıl geçtiğini falan aptal gibi 3 saat telefonda konuşarak dinlemeyeceksin.
Zaman ayırma mevzusu şöyle: Senin kızdan ayrı bir hayatın var ve ana yemek bu. Kız da yanında tatlı, ona göre artık hayatında ilerlemeyi ilke edinerek, boş zamanlarında da kız
Peki şu an tatil aynı şehirde değiliz. İlişkinin devam etmesi için nasil ayar vermem gerek
Iki yorumda iliski tavsiyesinden ayar tuyosu istemeye nasil evrildin?
Ayar derken nasıl davranmam gerek anlamında.
bu sitedeki ilk sorum bir rusa opusme teklif etmemdi ikincisi ise okuldaki bir kizla bakismam ama 1 kac ay sonra rahatsiz olup beni hocaya soylemesiydi neym ve mahmut abi umarim hatirlar acikcasi kendimi analiz ettigimde biraz tacize tecavuze yatkin olabilcrk gordum ve harbiden pismanlik hissediyorum bu his nasil gecer
Geçmez kardeş. Ama sen yine de öyle bir şeyde nasıl linç yiyeceğini, senelerce hapis yatacağını, içerde şişlenip tecavüze uğrayacağını felan düşün. Ama böyle düşünen birinin sağduyusu olacağını sanmıyorum.
Ben geçen sene birkaç defa Cezaevinde öğretmen olarak görev yaptım. İçeride sayı olarak en büyük 3 grup şunlar: 1. Uyuşturucudan yatanlar. Bunlar genelde satıcı. 2. Adli vakalardan yatanlar. Cinayetten tutun trafik kazasına kadar hepsi var. 3. ise tacuzden tecavüzden, kadına şiddetten ve erken evlilikten yatanlar. Sanırım tamamına yakını suçsuz bu 3. grubun. Demem o ki af geldi bile. 1. ve 2. grubu serbet bırakıyorlar. Serbest olmasa bile hapiste açık cezaevine alınma, haftalık aylık izin, ceza indirimi ve içeride çalışma , adam yerine konulma, cezasını çekerek aklanma… hepsi bunlar için var. Çıkınca da yeni bir başlangıç yaparlar. Ancak 3. grubun işi… Read more »
Türk kızı, Çin kızı farketmez. Her ülke kızları kendi ülkelerinden üstün gördükleri ülkelerin erkeklerini daha değerli görür.
Biz Çin e gitsek, Çinli gençleri süründüren kızlar bizim kucağımıza atlayacaktır. Bizim standartlara göre tip olarak 2/10 luk göbekli, kel, tıknaz, kız gördü mü eli ayağına dolaşan Türk amcanın Pekin gece klüplerinde her gece başka hatun götürdüğünü biliyorum.
Avrupalı da buraya gelince bizim gençleri süründüren kızlar onların kucağına atlıyor yada atlama dürtüsü oluyor. Yatıp yatmayacağı hangi sosyal çevrede olduğuna göre değişir ama tip, para, karıyer, tavır vs. olarak her şeyi aynı 2 erkekten biri Fransız, biri Türk olsun, kızlarımızın çoğu Fransızı 3 level yukarıda görür.
peki bu rus olurda otele gelirse nasil davranmam gerekir bu pismanlik nasil yok olur bi fikrin varmi
Hiç bir kıza odaklanma. Yatıp kalkıp Rus u düşünme.
Kendini geliştirmeye odaklan. Ders çalış, spor yap, dil öğren, biliyorsan yeni bir tane öğren.
Kızlarla sevişmek istemek suçluluk hissedilecek bir şey değil. Fakat tacize giren ve başına bela olacak şeyler yapma.
Sen erkek olarak değerini artır, kızlar kendileri gelir. Düşünüp, fanteziler kurup durma. Spor yap.
Çok doğru bir tespit. Yıllar önce bir barda iki arkadaş hafif kafayı bulmuş bir şekilde kendi halimizde takılırken nasıl bir salaklıksa bir anda aramızda uyduruk bir ispnayolca konuşup gülmeye başladık (sanırım bir kaç şarkı sözüyle başladı). Barın bar kısmındayız ve bir ara yanımızda 3 kız arkadaş belirdi. Biz salak geyiğimize devam edip eğlenirken içlerinden birinin “çok tatlılar yaa” dediğini ikimiz de duyduk. Tabii bozuntuya vermeden parçalamaya devam ettik, bakıp gülmeye başladılar biz de karşılık verdik. Sonra biri yanımıza gelip çat pat ingilizcesiyle where are you from falan diye girdi muhabbete. Kızlar bir bok anlamıyor konuşmamızdan (sanki biz anlıyoruz) ama gözleri… Read more »
@hasan bomba muhabbetmiş 😄
Hocam benim mesajim yanlis anlasilmasin. Y
Turkiye’de TC vatandasi bazi erkeklerin nasil yasadiklarina ornek olarak Bati Avrupali erkekleri verdim. Turkiye’de de ayni ilgiyi goren erkek cok. Bunlarin cogu parasal sorunlari olmasa da zengin falan da degil. Yasadiklari hayatin reklamini yapmiyorlar o nedenle de gorunur degiller.
Hocam yaşayan var. Buna itirazım yok. Ben de bu yaşıma kadar bir sürü kızla yattım kalktım. Bir sürü kızı süründürdüm, trp teorilerinden haberim olmadığı için ben de çok süründüm. Ama bu rasyonel değerlendirmede herşeyi benimle aynı olan bir Avrupalı erkeğin Türk kızlarının çoğunun hipergamisini daha fazla tatmin edeceği ve daha kolay verecekleri gerçeğini değiştirmiyor. Hasan da yukarıda bir örnek vermiş. Bu bizi yıldırsın diye söylemiyorum. Eninde sonunda her Türk kızını bir Türk erkeği tavlıyor. Sadece biraz daha zor oluyor. Bir iş arkadaşımın hb7,5 lık Azeri baldızı 3-5 resmimi görüp, aşık oldum, görüşelim, buluşalım zart zurt demeye başlamıştı. Azeri erkeklerinin suyu… Read more »
Öyle olduğunu biliyorum. Özellikle Avrupa örneği önemli. Aslına bakarsanız neredeyse tüm dünya (kabul etsin etmesin) bir avrupalı gibi yaşamaya, onu en azından taklit etmeye çalışıyor (mış gibi yapmak). Onların yaptığı müzikleri dinleyip onların yaptığı arabalara binmek, öyle giyinmek, onlar gibi eğlenmek istiyor. Son 2 yüzyıldır bu böyle. Biz ise cumhuriyetle (ve tanzimat) birlikte uyum sağlamaya başladık, yani bizde bu nispeten daha çok yeni. Bunu sindirebilmiş bireyler bahsettiğin gibi yaşıyor ve talep görüyor. Çulsuz olmaz tabi ama zengin olmaya da gerek yok, doğru. Ben bu kültürü almak istemiyorum diyen varsa bu saatten sonra köyden bile kız bulamaz, ayrıca mehter devri biteli… Read more »
Son zamanlar da aldığım negatif tepkilere baktığım zaman genel de aşırı kontrol ve dendiği gibi gerekli kalibrasyonu eskisi kadar sağlayamamdan kaynaklı. Sadece kadın-erkek ilişkisinde değil, genel olarak bütün sosyal ortamlarda. Şuan düzeltmem gereken şey bu olması gerekiyor. ÇOK GÜZEL BİR YAZI OLMUŞ. ELLERİNE SAĞLIK.
mahmut abı ben sitedeki butun yazıları okudum kendi gozlemım kızlara direk degıl hafıf dalga gecer yolla konusunca daha ıyı sonuçlar oluyor ama bazen o soz aklıma gelmiyor bunu gelıstırmek ıcın ne yapılabılır
What dedin gulum?
Bu yüzden stoacılık diyoruz güzel kardeşlerim.Kontrolünüz altında olan ve değiştirebileceğiniz şeylerle ilgilenin,kontrol edemeyeceğiniz ya da değiştiremeyeceğiniz şeylerle de zamanınızı ve enerjinizi harcamayın.
Çok basit bir mantıktır aslında.Sınava çalışırsan istediğin sonucu alma olasılığın artar,sınava çalışmazsan azalır.Eğer hipergamin yüksekse kızın seni reddetmeme olasılığı düşüktür(ama hiçbir zaman sıfır değildir)eğer hipergamin düşükse reddetme olasılığı yüksektir.İki taraftan da ihtimalleri hiçbir zaman sıfırlayamazsınız %99’a %1 olsa bile o %1 ihtimal her zaman vardır.O yüzden her şeyi kontrol edicem diye uğraşmayın(zaten kontrol edemezsiniz,enerjiniz ve vaktiniz boşa gider)kontrol edebildiklerinize odaklanın.
Conor mcgregor hakkında ne düşünüyorsun??? Tam bir alfa özelliği taşıyor. Dövüşçü olmasının yanı sıra duruşu konuşması ünü VS çok çekici bir kız için bence bir bütün olarak örnek insan
Dövüş sporlarıyla profesyonel olarak uğraşan kişilerin hemen hemen hepsi alfa özellikler gösteriyor. Ringe çıkarken ki ruh halin iflah olmaz bir özgüven sahibi olmak olmalı eğer rakibini kendinden yüksek görürsen maçı kaybedersin.Ayrıca adamların inanılmaz disiplinli bir hayatı var antreman rutinleri içinde ağırlık da kaldırıyorlar. İnanılmaz programlı bir şekilde hayatlarını idame ettiriyorlar ve kızlar için özel bir çaba harcamalarına yakışıklı olmalarına vs. gerek bile yok. O kırık burunlarıyla hafif sayko tavırlarıyla yeterince maskülen özellik gösterebiliyorlar. Mc gregor, Mayweather, Mike Tyson, Muhammed Ali, Gökhan Saki, Canelo, Joshua, Klicko’s, Wilder, Fury buraya daha bir sürü isim yazarım. Hepsi Alfa özellik gösteren insanlar. Spor yaşamları… Read more »
Onlar profosyonel sporcu ve ünlü olduğu için.Yoksa dövüş antremanından sonra evine gidip 31 çekenler az değil.
Hocam, ikisini de çok ciddi düşünüyorum. Ben dahil herkesin sorduğu ve mümkünse sihirli değnek etkisi gösterebilecek şey bu. Yazdıklarında haklısın.
Böyle sporlarda mevzu karşıdakine dayak atmak değil, olanca yiyebilmektir aslında. Yedikçe buna bağışıklık kazanıyorsun ve önce sopa yemekten korkmamayı öğreniyorsun. Sonrası malum.
Mcgregor mu örnek insan. !!! Bi örnek davranışını anlat dostum da duyalım haydi?
Türkiyede sekse ulaşmak zormuş ! Ben beceriksizim tipsizim betayim demiyoda yobaz kesimi bahane gosteriyo. Sen kizi eve getirdin de millet evini basti ? Ustkat komsusunun bile kim oldugunu bilmiyo millet. Ne yobaz kesimi ? Nerede yasiyosunuz siz ?
Abazan erkeğin çok olduğu ülkelerde kızlar kendi değerlerini 2-3 puan yukarıda gördüklerinden dolayı kızları tavlamanın zor olduğu doğrudur.
Muhtemelen Meksika da, Hindistan da, Azerbaycan da, hatta Japonya da da kendi vatandaşları için böyledir.
Hergün taş gibi hatunlar götüren kudretli alfalar olarak hemen ‘kızı tavlayamıyorsan betasın’ yapıştırması yapmayın.
Buradaki mesele Türk olarak hb6 lik bir İsveçli kız ile hb6 lık bir Türk kızını tavlama arasındaki zorluk farkı.
İkiside eninde sonunda elde edilecektir ama İsveçli kız kendini ortalama bir dişi olarak görürken, Türk kızı kendini her erkeğin yazıp durduğu muhteşem bir kadın olarak gördüğünden etkilemesi daha zor olacaktır.
Bu bir genellemedir tabi. İstisnalar kaideyi bozmaz.
Turk kadininin kendisini muhtesem bir varlik gibi gordugu dedigin havasi bir shit testtir. Takmayacaksin. Turk kizinin bu havasindan yakinan adamin kizla iletisimini biraz KH bilinciyle izle. Sanarsin adam bilincaltinda toprak kolesi, kiz da prenses falan. Ki bu adamla konussan belki bilinc ustunde asla boyle bir hiyerarsi olgusu yoktur. Ama maalesef yillarin “kadin kutsaldir tapacaksin” propogandasi. Sozlerinden anlasilmaz ama vucut dilinden akar. Bir kizla konusurken kizin varligindan heyecanlaniyorsaniz sebebi bu. Reddedilme korkusunun en buyuk kismi bu. Oyuncu erkek de heyecanlanir ama onunki sosyal korkudur. Kiz birsey yapacak karizmam sarsilacak korkusu. Kiz reddedecek korkusu degil. Oyuncu erkek alt tarafi kendi gibi az… Read more »
Burada konu biraz sapti. Ben Turkiyedeki Avrupalilari kafada canlansin diye soyledim. Turkiyede kadinlara ulasimi oyle olan bir suru erkek var (hayir cogunun BMWsi yok).