Karşılıksız aşktan kurtulma yolları

Sevdiğinin peşinde koşmak neyden kaynaklanır? O sevmese de sırf sen seviyorsun diye birinin peşinden koşmak gurursuzluk mu yoksa mücadele mi?

Gurursuzluk tarafında daha yakın bir şey ama daha çok takıntıdır. Sebebi insanın geçici olarak ruhsal düşüklük yaşaması da olabilir, “aşkta gurur olmaz, sevdiğinin peşinde yeterince koşarsan sevdiğin bir süre sonra pes eder ve seni kabul eder” propagandasına inanmak da olabilir. Ama genellikle sebebi, kişinin öz değerinin çok düşük olması, kendini sevilmeye layık görmemesidir.

Öz değeri yüksek, kendilerini sevilmeye layık gören insanlar, kendilerine değer veren ve kendilerini seven insanlara yönelirler, değer vermeyen ve sevmeyenden soğurlar.

Öz değeri düşük, kendilerini sevilmeye layık görmeyen insanlar, kendilerine değer vermeyen ve kendilerini sevmeyen insanların peşinde koşarak bir değeri ve sevgiyi onlardan dilenerek alabileceklerine inanırlar. Tam tersi, kendilerine değer veren ve seven insanlara da değer vermezler. Sanki “ben değersizim ve sen beni kendiliğinden seviyorsan demek ki sen de değersizsin” gibi bir zihin yapısına sahiplerdir.

Peki karşılıksız aşk duygusunu kendi içimizde nasıl bitirebiliriz? Diğer şeylerle başa çıkabilsem de bu duyguyu bir türlü yenemiyorum ve işlerime odaklanmama bazen engel oluyor.

Birinci, bunu “aşk” diye ulvi bir şeymiş gibi düşünmeyi bırakıp, bunun geçici bir hastalık, düşkünlük olduğunun farkına varmak. Maalesef senin durumundaki birçok kişi, popüler kültürün propagandası ile, durumunu kurtulması gereken bir şey olarak görse bile, derviş çilesi gibi ulvi bir şeymiş gibi anıyor.

İkincisi, bu kişiyle asla birlikte olmayacağınızı, kendi kendine yaratıp sarıldığın ya da bu kişinin sana attığı kırıntıların hiçbir zaman istediğin romantik birlikteliğe dönüşmeyeceğini, bunların seni sefil bir durumda tuttuğunu kabul edeceksin. Şimdi tabii ki peşinden koşup koşup da istediğini elde eden ya da en azından dışarıdan istediğini elde etmiş görünen birçok insan var. Ama bunun olma olasılığı çok düşük. Oldu mu devam etme ya da en azından tatminkar bir şekilde devam etme olasılığı daha düşük. Her bir “abi kaynım işte 1 sene peşinden koştu, yenge çok hayır dedi ama şimdi çok mutlular” hikayesine karşın, kimsenin anlatmadığı 99 tane “1 sene peşinden koştu, süründüğüyle kaldı” hikayesi var.

Üçüncüsü, karşılıksız aşk duyduğun kişiyi hayatından tamamen çıkaracaksın. Örneğin ona ulaşıyorsan, ona ulaşmayı bırakacaksın. O sana ulaşıyorsa, onun sana ulaşmasına engel olacaksın.

Bu şekilde takıntı yaptığın kişinin hayatında olmadığını sanabilirsin ama bu kişiyi sanaldan ya da uzaktan görüyorsan, o kişi maalesef hayatında. Bu nedenle sanal tüm bağlantını da kesmen gerekiyor. Bu kişi yeryüzünden silinmiş gibi davranmalısın. Sosyal medya takipleşmesini de bırak. Öyle bir hale gelmelisin ki, bu kişi evlense ya da hayatını kaybetse bile uzun süre haberinin olmamalı.

Eğer bu kişiyi uzaktan görüyorsan, o tarafa bakmayı da bırak. Resmen görmezden gel. Çocukça gelebilir ama bu oldukça etkilidir.

Eğer bu kişi ile aynı arkadaş grubunda ya da iş yerindeysen, durumun daha sıkıntılı. Yapabileceğin en iyi şey, bu kişiyle etkileşimini en aza indirmek ama bunu trip atmadan yap.

Bu üç adım altta yatan özdeğer problemine karşı bir şey yapmıyor. Ama şunu unutmayın ki bir alkol bağımlısının alkol bağımlılığına neden olan ruhsal problemi ne olursa olsun, alkol bağımlılığından kurtulmanın ilk adımı, alkolden tamamen uzak durmaktır.

Dördüncüsü, ağlaya ağlaya da olsa işlerine, hayatına odaklanacaksın. Arada bir işlerine odaklanamaman normal ama bu şekilde karşındakini hayatından atarsan, çok hızlı bir şekilde toparlamaya başlarsın.

Biraz önce söylediğimiz gibi karşılıksız aşk bir bağımlılık gibidir. Bağımlının bağımlı olduğu maddeye sarmasının temel nedeni, kendi hayatından kaçmaktır. Yani sen de bu takıntını, kendi hayatından kaçmak için kullanıyor olabilirsin. Bu kişi ile tek bir etkileşiminiz olmasa bile, onun hayali, senin aşırı renksiz ve doyumsuz hayatından kaçtığın bir vahaya dönüşebilir. Bu nedenle bağımlılık mekanizmasının tersini uygulaman yani, gerçek hayatına daha fazla dalman ve bağımlılığı hayatından çıkarman lazım.

Kendi hayatınıza dalmanız, birine yaptığınız karşılıksız duygusal yatırımın, kurtulması en zor çeşitlerinden biri olan düşünüp durmaya karşı da oldukça etkili. Zihninizi zihninizle kontrol etmeniz yani kendi kendinizi onu düşünmeyeceğim diye telkin etmeniz çok zor. Bunun yerine düşünme zamanınızı başka şeylerle doldurmak daha etkili. Başlangıçta bu neredeyse hiç işe yaramıyor görünebilir ama eğer ilk üç adımı attıysanız, dördüncü adım kısa sürede düşüncelerinizi değiştirmeye başlar.

Ayrıca dördüncü adım, önemli bir öz değer ve öz sevgi adımı. Zira siz, kendi hayatınıza her odaklandığınızda ya da odaklanamasanız bile odaklanmak için uğraş gösterdiğinizde, kendinize değer verdiğiniz ve sevdiğiniz biri gibi davranıyorsunuz. Kendi yapmanız gerekenleri, ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi kenara atıp başkasını düşünmek yerine, kendinize sevdiğiniz biriymişsiniz gibi bakıyorsunuz. Bu şekilde öz sevgi ve değeriniz arttıkça, takıntının hızlıca azaldığını göreceksiniz.

Yani kendine sürekli telkin ile evrene “ben değerliyim, ben sevilebilirim” sinyalleri göndermeler, çiçekler, böcekler, çakralar, uçan kaplumbağalar yerine somut bir şekilde kendinize sevdiğiniz ve değer verdiğiniz biri gibi davranırsanız, değişiminiz daha hızlı ve kolay olur.

Beşinci adım ise, hayatınızda karşı cinsle karşılaşma sıklığınızı arttırmaktır. Daha fazla sosyalleşmek ve proaktif olarak kızlara yürümek. Bu takıntınız nedeniyle ilk başta bunların hiçbiri için isteğiniz olmayabilir. Zira bağımlılık, bağımlılık kaynağı hariç hayatın başka zevklerini zevksiz hale getirir. Çoğu insan öz değerini ve öz sevgisini bir insana bağladığında, sanki bunları sadece ondan alabilecekmiş ve başka hiçbir şeyden alamayacakmış gibi hisseder. Bu hisse karşı koyup çok zevk almasanızda kendinizi başka şeyler yapmaya odaklarsanız, önce belirttiğimiz adımlarla beraber kısa sürede daha iyi hissetmeye başlarsınız.

Altıncı adımda ise, eğer bunu kendi kendinize halledemiyorsanız, terapi almaya çalışın. İşin kaynağına inin. Çoğu insanın terapiye ihtiyacı olmasa da, bazı insanların içsel problemi kendi başlarına aşamayacakları kadar zor olabiliyor.

Yedinci adım ise bunları yaptıktan sonra zamana bırakmaktır. Uzun süreli, karşılıksız duygusal yatırımı bıraktığınız an, duygusal yatırımınız azalmaya başlar. Yani bir kişiyi takıntı halinde tutmak için sürekli yatırım yapmanız lazım. Bu yatırımı bıraktıktan sonra maalesef hızlı bir şekilde iyileşmeseniz bile, iyileşirsiniz. Ne kadar çok yatırım yaptıysanız, o kadar çok zaman alabilir ama merak etmeyin. Bu, 2 sene karşılıksız aşk yaşadıysanız, iyileşmeniz 2 sene alacak demek değil. Daha uzun sürecek ama hızlıca yatırım kesmeniz, aylar içinde iyileşmenizi sağlar.

Vaka çalışması – Eski sevgilinin peşinde koşmak

Ayrılık, özellikle de terk edilen taraf için oldukça acılı ve kaotik bir süreç. Bu süreçte kişi, eski sevgilisinin kendisini unutacağı ve yeni limanlara yelken açacağı korkusuna kapılıp, çaresizlik ve umutsuzluk duyguları ile dolabilir. Bu duygular çoğu zaman, geçmişte yaşamış olabileceğimiz terk edilme travması ile de körüklenmiş olabiliyorlar. Kişi geçmişte belki ebeveynleri ya da kendilerine bakan kişiler tarafından unutulup terk edileceği korkusu yaşamıştır ve bu duyguların yeniden açığa çıkması da insanın çaresiz hissetmesine neden olabilir. Sonuç olarak da kişi yeniden birleşme / birlikte olma fantezileri ile dolar ve bir şeyler yapmalıyım zihin yapısına bürünür.

Burada aslında kişi gerçekliği kafasında eğip bükerek tüm mantığı ve rasyonel düşünceyi ezen bir fantezinin içine düşer. Gerçekliği açık bir şekilde görmek yerine, duygularının ve ayrılık kaygısının yarattığı sis perdesi ile çevrelenir, güçlü kaygı, korku ve çaresizlik duygularının esiri olur.

Bu esaret altında ezilen kişi, bu durumdan kurtulmak için sürekli olarak bir şeyler yapması gerektiğini düşünür. İşin kötüsü, her bir şeyler yaptığında gerçekten de büyük ama maalesef geçici bir rahatlama hissederken, çoğu durumda yaptığı şey, içinde bulunduğu durumu daha da kötüleştirdiği için kısa sürede daha yoğun negatif duygular altında ezilir. Bu bir çeşit uyuşturucu bağımlılığı halini alır. Kişi anlık rahatlama için uyuşturucu alır, anlık rahatlar ama sonra eskisinden de kötü hisseder. Ben de dahil çoğumuz hayatımızın bir döneminde bu durumda bulunduk ve eğer burada bu dediklerimi dinliyorsanız büyük ihtimalle şu an böyle bir durumun içindesiniz.

İşi daha da zorlaştıran şey ise eski sevgilinin sıklıkla terk ettiği insana çoğunlukla farkında olmadan umut kırıntıları vermesi. Bu küçük kırıntıları takıntı yapmak sağlıklı olmasa bile, bunları yorumlayıp bunlardan büyük umut fantezileri yaratmak insanı anlık da olsa rahatlattığı için, kişi bu ufacık sözde umut kırıntılarını saatlerce ve hatta günlerce analiz eder. Terk edilen, neredeyse bir dedektif gibi kafasında bunları bir büyük resim olarak birleştirmeye çalışır ve kaos içinde olan zihni çoğu zaman bunları “aslında seni istiyor ama … korkuyor / gurur yapıyor / peşinde koş istiyor / … o zaman ben hemen bir şey yapayım ki bu fırsatı değerlendireyim” fantezisinde birleştirir.

Örneğin eski sevgilisini neredeyse kendisini terk etmeye zorlamış birini ele alalım. Bu kişi, kadının mutsuz göründüğü bir dönemde sürekli olarak “sen mutsuzsun, neden mutsuzsun, benim yüzümden mi” diye sıkıştırmış ve sonunda da muhtemelen kadını “evet ya mutsuzum ve senin yüzünden” diye ikna ederek terk edilmiş. Kadını mesaja boğarak, sürekli neyin var diye darlayarak terk edildikten sonra hatasını düzeltmek için ne yapmış peki? Sonunda tamamen engellenene kadar kadını geri dön diye yalvarmalara boğmuş 😊

Her ne kadar daha sonra iletişimi kes kuralına rastlayıp, yalvarmaları ve geri dön mesajlarını bırakarak tam 2 ay iletişimi kesse de, daha sonra basit şeyleri bahane ederek kıza ulaşmaya başlamış. Kız ise ona hiç ulaşmıyor.

Devamını ondan dinleyelim ve ben de yorumlarımı koyayım.

“Geçen ay işimi kaybettim ve aynı zamanda da bir sağlık problem ile uğraşıyorum. Dayanamayıp ona “Geri gelirsin diye düşündüğümden yaptığım şeylerle seni bunalttığım için çok üzgünüm” şeklinde bir mesaj attım. Bana cevap olarak şunu yazdı: “Bunun için kendini yiyip bitirme, benden özür dileyip durman beni üzüyor. Hayat bu. Her şey olabiliyor. Mutlu olmanı istiyorum ve bunun için dua edeceğim”

Şimdi burada kız gerçekten senin için üzülmüş ve sana hayatına devam et diyor. Sen ise bu insani nezaketi muhtemelen “bana karşı az da olsa hala ilgisi var” diye yorumlayıp “bunu arttırmak için bir şeyler yapmalıyım” sonucunu çıkaracaksın.  İşi daha da zorlaştıran şey, eski sevgilinin sıklıkla terk ettiği insana çoğunlukla farkında olmadan umut kırıntıları vermesi darken bu tip olayları kastediyorum.

3-4 gün sonra ona mesaj attım ve onun adresine gelen bir faturanın adresini değiştirdiğimi ama yine de ona bir fatura gelirse bana haber vermesini söyledim.  Bunun gereksiz olduğunu biliyorum ama yine bir şekilde onunla iletişime geçmem gerektiğine dair karşı konulmaz bir istek hissettim. Her neyse, bana sadece tamam diye cevap verdi. Bundan sonra ara ara sadece ikimizin anlayabileceği küçük şakalar yazıyorum.

Bu arkadaş kendisini “bir şeyler yapmalıyım” fantezisine tamamen ikna etmiş vaziyette. İletişimi kes kuralını defalarca dinlediğini de yazmış ama buna ragmen bir şeyler yapmaşıyım fantezisine karşı koyamıyor.

Kız şu an insani olarak kendisine cevap veriyor ama eğer bunlara devam ederse kızın yapabileceği tek bir şey kalacak, erkeği insan olarak bile tamamen görmezden gelmek. Çoğu terk edilen nasıl bu kadar zalimleşti diye sitem ediyor ama biraz dinlediğiniz zaman çoğu durumda karşı tarafın aslında başında oldukça büyük bir empati ile yaklaştığını fakat bu empatilerinin sürekli olarak “aslında seviyor” diye yorumlanması üzerine bir süre sonra serleştiğini görürsünüz.

Eski sevgilinin senin insani varlığını yok saymamasını bile umut ışığı olarak görmen, burada sana cevap vermesi şeklinde, senin psikolojide çocukluk çağı bağlanma travması denilen bir şey yaşamış olabileceğine işaret ediyor. Çocukluk çağında fiziksel, cinsel ve/veya duygusal istismar-ihmale uğramış kişi, ‘bırakılma kaygısı’ ve ‘yoğun psikolojik sıkıntı (depresyon, kaygı, agresyon, bilişsel problemler)’ ile çift ilişkisinde sorun yaşayabilir. Bırakılma kaygısı, yoğun psikolojik sıkıntı ve çift ilişkisinde duygusal dengede zorluk yaşayabilir. Çocukluğunda yaşadığın bir travma nedeniyle, bu kadının sana cevap bile vermeyeceğine inanıyorken kadının sana cevap vermesi seni yeniden birlikte olma fantezilerine boğuyor olabilir.

Kadın sana çok kısa bir tamam yazıyor ve seni yeniden istediğine dair en ufak bir işaret yok dikkat edersen. Sadece kibar davranıyor ama muhtemelen arka planda ona bu şekilde ulaşmandan rahatsızlık duyuyor. Karşındakinin sana gönderdiği sinyalleri görmezden gelmemelisin.

Şimdi nasıl olduğunu sormayın ama tamamen onun için bir iyilik yapma arzusu ile kimliğim gizli bir şekilde onun telefon faturasını ödedim.

Of of of. Kendini kandırmaya devam ediyorsun. Çok kötü. Bu iyilik değil, bildiğin MANİPÜLASYON! Her şeyi denedin şimdi onun sana olan ilgisini satin almaya çalışıyorsun. Bazısı bunu ölü bitkilerle (çiçek diyorlar), çikolatayla yapmaya çalışır, sen bu şekilde yapmaya çalışıyorsun.

Benim ödediğimi bilmesi mümkün değil.

Ne güzel. Eski kız arkadaşını aptal sanıyorsun galiba. İlk aklına gelen sen olacaksın! Ayrıca bu manipülasyonun bir yanı da onun seni araması ve senin de inkar etmen ve böylece onun sana ulaşmasını sağlamak. Gerçekten çok faüllü bir hareket. Bu onun seni takdir etmesine değil, daha da rahatsız olmasına ve hatta sinirlenmesine neden olacak.

Biliyorum bu hata diyeceksin ama zamanında ben işsizken bana parasal yardımda bulunmuştu.

Yine Of of ve of. Kendini kandırmaya devam ediyorsun. Sen bunu iyilik olsun diye ya da geçmişteki iyiliğinin karşılığı olarak yapmıyorsun. Onu yeniden kazanmak için yapıyorsun. Ama bunun etkisi tam tersi olacak.

Senin yapman gereken şey, iletişimi kes kuralını uygulamaktı. Ama kaygın o kadar yüksek ki, zararı olduğunu bilmene ragmen kendini kandırmayı beceriyorsun ve harekete geçmeliyim, bir şeyler yapmalıyım fantezisi ile bir şeyler yapıyorsun.

Sen kendine yalan söylüyorsun ama madem durumunu burada ele almama izin verdin, ben sana yalan söylemeyeceğim. Gerçeği konuşacağım ve bu canını acıtacak olsa da gerçeği konuşacağım.

Artık beraber değilsiniz. Onun erkek arkadaşı değilsin. Ve şu ana kadar onun hayatında olmanı istediğine dair tek bir ipucu vermemiş. Ama sen iyilik bahanesi ile, havadan sudan sebeplerle arıyorum dert değil kafasıyla, kendini onun hayatına zorla sokmaya çalışıyorsun. Kız resmen evin kapısını, penceresini sana kapamış, bacadan gizlice girip kız uyurken masanın üzerine para bırakıyorum diyorsun. Bu iyilik olsun diye diyorsun. Oysa biraz mantıklı düşünsen bunun amacının kızın hayatına zorla girmek olduğunu ve aslında oldukça da korkutucu bir hareket olduğunu görebilirsin.

Sen karşındakini sevdiğini iddia ediyorsun. Bu iddianın arkasında dur ve karşındakinin kararını kabul et o zaman.

Biliyorum, standard popüler kültür onun arkadaşı ol, ona destek ol diyor ama bu da manipülasyon. Sen orada arkadaş olarak değil, sinsi sinsi ilk fırsatta kendini ona kakalamaya çalışan biri olarak duracaksın. Bunlar erdemli ve iyi davranışlar değiller. Manipülasyonlar.

Bir hafta sonra yine adrese fatura geldi mi diye sormak için mesaj attım.

Onun seni unutacağından, senden uzaklaşacağından korktuğun için ona bir kanca atmaya çalışıyorsun. Ama maalesef bu onun seni daha hızlı unutmasına ve senden daha hızlı uzaklaşmasına neden olacak.

Bu kız senden ayrılma kararı aldı. Biliyorum bus ana acı veriyor ama kendini kandırman ve fantezi dünyasında yaşaman sana ilerde daha da acı verecek.

Şimdi yakında doğum günü var …

Gelecekte ona ulaşma fantezileri de kuruyorsun ☹ Bu yaptıkların şu ana kadar  sonuç vermemesine ragmen, mutlaka sonuç alacağına inanarak yapmaya devam ediyorsun. Şimdi sen 2 ay iletişimi kestim ve kız hiç ulaşmadı belki ama en azından sakinleşmiştir ve beni yeterince özlemiştir diye düşünüyorsun.

Hayır. Bu iş böyle işlemiyor. Sen hala kendini kızın hayatına zorla sokmaya çalışıyorsun.  Açıkça görünen o ki kız seni hala hayatında istemiyor ve bu yaptıklarınla istememeye de devam etmesini garantiliyorsun. Kız sakinleşmiş ve seni özlemeye başlamış olsa sana ulaşırdı ya da en azından sen ona ulaştın mı sana ulaşmaya başlardı.

Şunu da belirteyim. Kızı aradıktan sonra kız da ona ulaşmaya başlasaydı bile bu kızın onu istediği anlamına gelmezdi. Birçok kız arkadaş kalalım ki senden geriye kalan boşluğu doldurana kadar sen o boşluğu geçici olarak doldur modunda da olabilir. Ama burada kız adama ulaşmıyor bile. Mesajları kısa, en asgari düzeyde.

Yine anonim olarak doğum günü için bir şeyler yapmak istiyorum. Benim yaptığımı bilmeyecek ama ben duygularım adına bunu o bilmese bile yapacağım.

NEIN NEIN NEIN. NO NO NO. Kaç dilde söylemek lazım acep! Sen kızın evine sessizce girer bir gül bırakırım, sabah kalkar ve bunu kim bıraktı diye merak eder, mutlu olur, belki beni düşünür, sevgimin kutsallığını anlar, ağlar, sevgi pıtırcığı olur. Çiçekler açar, kuşlar şakır, güneş ışıldar, kaplumbağalar uçar, kız ekmek almaya giderken ortam bir anda müzikal olur, bakkal amca ile komşu teyze etrafında dans ederek şarkılar söyler, o ise bakkala giderken bile o gülü kalbine bastırıp sevgi ile dolar, şarkılar söyler.

Abiciğim yetmez ara ara evine gizli gizli gir, çamaşırlarını katla, bulaşıklarını yıka. Dalga geçiyorum tabii ki, sen peri kızı mısın birader? Git aynaya, sağ elini kaldır havaya ve uyanana kadar kendine şöyle sağlı sollu tokat at. Hayat romantik Hollywood filmi değil.  Gerçek hayatta bu yaptıkların korkutucudur ve müzikallere değil engellemelere ve uç durumlarda uzaklaştırma kararına çıkar.

Biliyorum çaresiz hissediyorsun ve bu yaptıkların seni anlık da olsa rahatlatıyor ama yapmak istediğin ve istemen gereken şeyleri baltalıyor. Senin yapmak istediğin onu geri getirmek ki bunu baltalıyor. Yapmak istemen gereken şey ise ya o geri gelir ya ben daha iyisini bulurum ki bunu da baltalıyor.

Sence bu doğru mu? Ya da ne yapayım lütfen yapabileceğim bir şeyler söyle.

Bana mı sordun? Bağa bunu sordun? Bana? Bana bin kere sor sana bin kere iletişimi kes derim. Gerçi 1000 kere demem, bir iki kere sor bir daha dikkate almam.

Bu süreçten geçtiğin için üzgünüm ama hepimiz bu süreçten bir şekilde geçtik ve süreci arkamızda bıraktık. Sen ise süreci daha kötü ve uzun hale getiriyorsun. Bak ben “kendine saygın olsun, bunlar belki geri dönmesine yardımcı olur ama seni küçültür” demiyorum. Bunlar geri dönmesi ihtimalini de baltalar. Daha da kötüsü, senin daha iyisini bulma ihtimalini de baltalar.

Kız seni şu an istemiyor, belki de hiç istemeyecek. Yaptıkları şeyler seni isteyen birinin yaptığı şeyler değil. İlerde bu durumu atlatacaksın, bu kız ya da başkaları olacak, onlardan biri veya birkaçı ile evleneceksin, çocukların olacak. Bu süreçte esir olduğun hergün, o güzel günlerden çalıyor. Orada kızda gerçekten bir his varsa onu da yok ediyorsun.

Kendini çeşitli bahanelerle kızın hayatına zorla sokmaya çalışman ASLA ama ASLA bir çekim yaratmayacak. Bir çekim yaratma şansın varsa o sadece ve sadece kıza saygı göstermenle yani kızın hayatına o seni o hayatta isteyene kadar kesinlikle girmeyerek olacak. Eğer bir çekim yaratma şansın varsa o sadece kendine saygı göstermenle ve kendi hayatına başkalarını almaya açık olmanla olacak.

ONEities – Ruh İkizi Kişilik Bozukluğu

Bu konuya daha önce En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak yazımızda değinmiştik ama konu o kadar önemli ki, manosphere’in önemli öncülerinden Rollo Tomassi’nin efsane sitesi The Rational Male‘in en önemli yazısı There is No ONE‘dan esinlenerek konuyu bir kez daha vurguluyoruz. İngilizce biliyorsanız, gidip yazıyı okuyun.

İngilizce manosphere’de oneitis kelimesi, bu ruh hastalığını daha iyi açıklıyor. One, bir demek. “-ities”de hastalık anlamına geliyor :

ONEities : “Genelde karşılıksız sevgi ve odaktaki kişinin tamamen gerçeklikten kopuk bir şekilde idealize edilmesi ile paralel giden hastalıklı romantik saplantı”

ONEities felç eden bir hastalık.

Bir erkeği beta yapan koşulların bazıları genetik olsa da, betalık daha çok sosyal koşullanma ile ortaya çıkan bir durum, bir karakter özelliği. Günümüz toplumunda, erkeklerin çoğunu beta yapan en önemli mitlerden biri de “ruh ikizi”, “özel kişi” miti.

Olay şu : Bir erkeğin doğal yapısı, o erkeğin birçok kadınla birlikte olmasına meyilli. Yani bir erkeğin doğasında “özel bir kadın”, “ruh ikizi”, “hayatımın aşkı” hatta “aşk” gibi bir kavram yok. Bir erkeğin dışarda bir yerlerde onu bekleyen “diğer yarısı” da yok! Bir erkek için binlerce hatta onbinlerce beraber olabileceği ve beraber olmayacağı kadın var. Bunun karşıtını söyleyen herkes, erkeğe birşey satmaya çalışıyor.

Ruh ikizi, Batı toplumlarında kaynağını bulan ve günümüzde hemen her yerde yaygın olan bir mit-hastalık. Bu dünya görüşü o kadar yaygın ki, bir am uğruna kendi hayatını heba eden Ferhat ya da Mecnun hikayeleri, aslen bu tür saplantılı aşka tutulan bir erkeğin hayatının nasıl kararacağını gösteren birer ibret öyküleri iken günümüzde romantik aşk hikayeleri olarak pazarlanabiliyorlar.

Leyla Mecnun Karikatür
Öleyim mi manyak? …

Bu ruh ikizi fantazisi hemen hepimizin bir şekilde paylaştığı bir idealizasyon – güya hepimiz için bir özel insan var ve şansımız yaver giderse ve biz aramaya devam edersek, birbirimiz için yaratıldığımız o kişiyi bulabilme şansımız var. Her ne kadar bu konsept tatmin edici bir romantik film senaryosu çıkarsa da, hayatınızı üzerine kurup inşaa edemeyeceğiniz bir fantaziden başka birşey değil. Kötüsü, ruh ikizi miti genelde insanı felç eden birşey.

En şaşırtıcı olan da hayatını, kadın-erkek ilişkileri alanında hüküm süren bu saçma fantazi üzerine kurma düşüncesine sıcak bakan erkeklerin oldukça yaygın olması. Normalde psikoloji, biyoloji, sosyoloji, evrim, iş yaşamı, mühendislik gibi alanların değerini bilen ve bunların hayatlarımızı şekillendirmedeki önemini kavrayan erkekler, dışarıda bizi bekleyen bir ruh ikizinin olmaması ya da bizim bilinçaltında koyduğumuz ruh ikizi kriterine uyan binlerce kadının olabileceğini duyduklarında buna ilk karşı çıkan kişiler oluyorlar. Sanırım bu yalın gerçek, onlara fazla nihilistik geliyor – tıpkı çok inançlı birine Tanrı aslında yok demek gibi bir etki yaratıyor. Bu Batı kaynaklı romantik mitoloji, bizim hayatımızı birleştirebileceğimiz ve bizi tamamlayacak sadece bir insanın olduğu ve bir insanın kaynaklarının önemli bir kısmını bu özel kişiyi bulmaya harcaması gerektiği (batıl) inancı üzerine kurulu. Bu mit, batı toplumlarının kadınlaştırılması (feminization) yüzünden günümüz modern toplumlarında neredeyse dini bir inanç mertebesine ulaştı.

Pop kültürünün sürekli pompaladığı ruh ikizi miti, birçok erkeği, eşi veya sevgilisi ne olursa ya da ne yaparsa yapsın onunla beraber olmak konusunda koşulluyor ki zaten mitin kendisi, feminizm ideolojisinin direk sonucu. Mutlu bir birliktelik için gerekli olan karşılıklı saygı, bu koşullanma nedeniyle hastalıklı bir psikolojik bağımlılık olan “o kadın / adam” ruh hastalığı ile karıştırılıyor.

“Bu kadın senin hayatının kadını, onsuz nasıl yaşarsın” şeklinde özetlenebilecek bu ruh bozukluğu, birçok erkeği doyurucu olmayan ve düpedüz yıpratıcı bir ilişkiye hapsediyor. Daha da kötüsü (çünkü ilişkide en azından seks var), birçok erkeği, “aşık” olduğu bir kadın için sonuna kadar uğraşmaya iterek onları yanlız, sekssiz ve mutsuz bırakıyor. Bırakıp gitmek en mantıklı ve doyurucu hareket iken bir erkeği “biraz daha uğraşssam, şunu da düzeltsem” diye yıllarca saçma sapan bir ilişkiye, tek taraflı aşka (açık ara kadın erkek ilişkilerinin en saçma ve absürb durumu), ezikliklerin ezikliği friendzona hapsediyor.

Bir kadının bir erkeği oyuncak etmesinin en kestirme yolu, kadının erkeğinin tek seks ve mahrem yakınlık alternatifi olduğuna inanması. Dikkat edin, “alternatif” dedik, yani sevgilisi ya da karısı olan bir erkeğin başka kadınlarla seks yapması gerekir demiyoruz. Ama bir erkeğin, sağlıklı bir ilişki ve ruh hali için eğer beraber olduğu kadın belli bir çizgiyi aşarsa, gidip başkasını bulabilitesi olmasından bahsediyoruz. Bir erkeğin ruh ikizi masalını içselleştirmesi, ki kadınlar tarafından yetiştirilmiş nesillerin ortak paydasıdır bu içselleştirme, onu hayatına giren her kadına “tek kadın” muamelesi yapmaya iter. Bu beta erkekler seri olarak uzun süreli ilişkiye girseler ve her bir sevgililerine “o özel kadın” muamelesi çekseler bile, hala bu “o tek kadın” masalının saçmalığını göremezler.

Eski sevgilini unutamıyor musun, ruh ikizi kişilik bozukluğundan. “Ben seni sadece arkadaş olarak görüyorum” kadınına arkadaş mı oluyorsun, ruh ikizi kişilik bozukluğundan. Bekarsın ama tek bir kadınla ilişkiye giriyorsan ve diğer fırsatları yaratmıyor hatta değerlendirmiyorsan, ruh ikizi kişilik bozukluğundan. Onu unutamıyor musun, ruh ikizi kişilik bozukluğu. Seni aldattı, terk edemiyor musun (Allah aşkına yapma!!!), ağır ruh ikizi kişilik bozukluğu. İlişki biraz ilerleyince “karım / sevgilim benim hayatımın kadını diyerek kendini salıp, sonra terk edildi isen”, klasik ruh ikizi kişilik bozukluğu.

Kadın erkek ilişkilerinde başarısız isen, seni beta erkek konumundan alfa erkek konumuna doğru en hızlı ilerletecek şey, bu ruh ikizi masalından kurtulmak.

Yine link verelim, şu yazıyı okuyun : En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.