Geçen hafta, yeni başladığı düşük karbonhidratlı diete sadık kalmada problem yaşayan bir adamla muhabbet ettim. Stres olduğunda bu stresi, diet kriptoniti olan yemeklerle yatıştırdığını anlattı, yani bol yağlı ve işlenmiş karbonhidratlı yiyeceklerle. Konuşmamız devam ettikçe, bu huyunun nereden geldiğini bulmak için Sokratik metodu kullanarak beyninin içine daldım.
Bu, kendisini geliştirmeye odaklanmış her erkeğin arada bir yapması gereken bir şey. Oturup, hedeflerinize ters ya da verimsiz olduğunu düşündüğünüz huylarınızı masaya yatırıp, bunların neden kaynaklandığını bulmaya çalışın. Scott Adams’ın dediği gibi, bizler biyolojik bilgisayarlarız ve işletim sistemimizin nasıl çalıştığı üzerine büyük etki eden küçük kod parçalarını sıklıkla içselleştiririz.
Kendimi geliştirmeyi ilk denediğimde, fena sıçmıştım ve bu çoğunlukla alışkanlık olan davranışlarım yüzündendi. Bu nedenle, kendimi kendime “psikoanaliz” yaparken ve bu davranışların kaynaklarını belirlemeye çalışırken buldum. Dahası, bu davranışlarımın nereden geldiğini bulup, hedeflerime ters başka davranışları da içselleştirmeyi önlemeye çalıştım.
Çocukluğunuzda aldığınız görünürde zararsız mesajlar, sizinle hayat boyu kalabilirler ve on yıllarca davranışlarınızı pozitif ya da negatif şekilde etkileyebilirler. Bazıları savunma mekanizmalarının yararsız bir şekilde kullanımını öğrenirler, bazıları kendi kendilerini sabote ederler, banal bir yaşamı kabul ederler ve kendi rahat alanlarından öteye geçmek için kendilerine bir kere bile meydan okumazlar.
Alışkanlıklar nereden geliyorlar?
Doğduğumuz andan itibaren, alilemiz, arkadaş grubumuz ve diğer birçok etken tarafından sosyalleştiriliriz. Klasik “TV tarafından yetiştirilen çocuk” örneğin, çoğunlukla uyumlu bir mesaj vermek için hazırlanan kurmaca bir çevre tarafından sosyalleştirilir. İnsanlar diğer insanları taklit ederek, diğer insanların değerlerini ve kafa yapılarını içselleştirerek ve diğer insanlardan gördükleri tepkilerle öğrenirler.
4 yaşındaki size olan bir şey, bilinçaltınızda halen varolup sizin 20, 30 veya 40 yıl sonraki halinizi etkileyebilir ve bazen daha da uzun süre etkisini sürdürebilir. Freud süper-egodan, bu tip içselleştirilmiş çocukluk olaylarından ve mesajlarından bahsediyordu. Bunlar içsel kural-koruyucunuza entegre olup, sizin dengeli bir ego ve ID kazanmanız için gerekli gelişmeyi engelleyebilirler.
Her birine örnek vermek için, kendisine değersiz olduğu söylenen biri, çoğunlukla buna önceden tahmin edilebilecek 2 şekilde tepki gösterir, ya üstünlük kompleksi ya da aşağılık kompleksi geliştirir. Bu nedenle de ya bir narsisist ya da bir bağımlı olarak büyür. İlkinde egosu tarafından yönetilmektedir, ikincisinde de süper-egosu.
Yemek yemeyi kendini yatıştırmak için huy edinmiş kişi, bunu muhtemelen çevresindeki birinden ya da bir akrabasından görüp öğrennmiştir. Bir kişi “tüm ailem şişman, bu bizim genlerimizde var” diyebilir ama bu yarı doğrudur. Zira bu yemeği hayatla başa çıkabilme mekanizması olarak kullanma huyu edinmiş bir aile de olabilir. Burada hem egoyu, hem de süper-egoyu bastıran bir ID vardır.
Oyuna Etkisi
Oyun ve baştan çıkarmaya baktığımızda, burada da içselleşmiş huy ve anlatımlarla uğraşıyoruz. Mavi hap çerçevesini benimsemiş bir erkek, “mavi hap oyunu” diye etiketleyebileceğimiz huylar geliştirir. Burada huyları, süper-egosunun çocuklukta içselleştirdiği anlatılardan kaynaklanır.
Bunlar, “sadece kendin ol” ve “ruh ikizi miti” gibi ‘gerçekleri’ de kapsar. “Eğer kıza yürümen başarısız oldu ise, kızın doğru kız olmaması” defolu mantığı, iki cinsiyetin de aynı şekilde çalıştığını ve düşündüğünü sanan eşitlikçi miti, ve bir çoğu. İçseleştirdiği bu mit ve yanlış inanışlar, davranışlarının temelini oluşturur. Ve defalarca tekrarlanan davranışlar da huy halini alır.
Bu nedenle, mavi haplı erkek manosphere’e geldiğinde, bu bloga ya da başka bologa veya redpill reddit’e gelsin farketmez, içselleştirdiği ve hayatı boyunca sahip olduğundan bihaber olduğu bazı ‘gerçekleri’ kafasından atması gereklidir. Bu, birçok açıdan travmatik bir olaydır ve erkek çoğunlukla acının 5 aşamasından geçmek zorunda kalır. Aynı zamanda da, davranışlarının doğallaşması için yeni huyları içselleştirmesi gerekir.
Erken PUA dönemi “2 – 3 tane açılış öğrenin ve bunları kullanarak 100 kere yürüyün” tavsiyesinin nedenlerinden biri budur. Zaman içinde bu, erkeğin doğal tepkisi haline gelecektir ve aynı zamanda onun yürüme korkusunu aşmasına yardımcı olacaktır. Temelde bu, mavi haplı erkekler için bilişsel davranış terapisidir. Ama bu noktaya gelebilmek için, erkeğin kendisini bağlayan huyları ve içselleştirdiği inançları belirlemesi gerekir.
Huyların Sokratik Metodu
Sokratik metodu bilmeyenler için anlatalım. Sokratik metod, kritik düşünceyi ve altta yatan varsayım ve fikirleri ortaya çıkarmak için müşterek diyalog içeren, sorular sorma üzerine kurulu epistemolojik yöntemdir. Klasik metotta, sorular, sorgulanan hipotezleri zayıflatmak için içsel tanım ve çelişkileri ortaya çıkaran hipotezler ortaya koyar.
“Rich Dad, Poor Dad” yazarı Robert Kiyosaki, zengin baba ile fakir baba arasındaki algı farkını zıtlaştırarak, iş paraya ve varlığa gelince perspektiflerin ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Eğer kişi varlıklı birinin ya kötü biri olduğuna ya da servetini ahlaksızlık ve yolsuzlukla yaptığına inanırsa, bunun doğal sonucu olarak kişi servet edinirse, kendisini ahlaksız biri olarak yargılamalıdır. Bu genelde, para konusunda insanın kendi ayağına sıktığı davranışlara neden olur ve kişinin finansal olarak amaçladığı hedeflere ulaşmasını engeller.
Aynı şekilde, kişinin cinsel ilişkiler alanında içselleştirdiği inançlar, bu alanda kişinin kendi ayağına sıkıp geride kalmasına neden olabilir. Bunun klasik örneği, kendi niyetini saklayıp kadının kendisinin ne kadar “harika bir erkek” olduğunu yavaşça keşfetmesini sağlayarak ve bu sırada da hiç harekete geçmeyerek (açıkça yürümeyerek), kadın onun üzerinden reddedilme yükünü alacağına ve kendisinin ruh ikizi olduğunu anlayacağına inanan uydu erkektir.
Eğer erkek, kadınlarla oldukça başarılı olan “Piçin”, bu başarısını ahlaksızca davranmasına (ve kötü çocuk olmasına) borçlu olduğuna inanırsa, bunun doğal sonucu olarak da “iyi” bir çocuk olmak için, “Piç”in cinsel başarı için kullandığı tüm davranışları reddetmelidir. Eğer ilişkilerde “Piç” ya da “kötü çocuk” olarak anılan kişiyi, para konusundaki “zengin baba”ya benzetirsek, erkek ahlaklı olmak için, başarıya gidecek tüm değerleri, kafa yapısını ve davranışları yoketmelidir. Yani temelde, “piçin karşıtına” dönüşen erkek, baştan çıkarmanın tam tersi şekilde davranmayı içselleştirir.
Bu içselleşmiş inanç genellikle erkeğin annesi, kız kardeşi veya diğer kadın kadın akrabaları ile başlar ve alfa erkek modelinin yokluğunda, amaç erkeği gelecekteki “gelin” için uygun bir “beta öder” olarak yetiştirmektir. Bu kadınlar erkeği, kadınların ve kendilerinin istediğini söylediği erkeğe çevirecek şekilde yetiştireceklerdir, davranışlarıyla aslen istedikleri görülen erkek tipinde yetiştirmeyeceklerdir.
Eğer kişi Sokratik yöntemi kullanarak bu huyuna saldırmak isterse, “kadın erkek ilişkileri hakkında neye inanıyorum?” sorusu ile başlamalıdır. Bu şekilde ortaya çıkan listeyi eline alan erkek, bütün bu inançları gözden geçirerek kurtulması gereken inanç, huy ve özelliklerini içeren ikinci bir liste hazırlamalıdır (*)
Çevirenin Notu : Kadınlar piçlere ve kendilerine kötü davranan erkeklere verirler diye bir inancınız varsa, o çocukların gerçekten o kadar da piç ve kötü mü olduğunu, yoksa sizin ‘kadın’ çıkarını değil de kendi çıkarını merkeze alan erkeğe (kendi çıkarınızı kadın çıkarı için feda etmenizi sağlamak için) kötü demeyi mi içselleştirdiğinizi ciddi ciddi sorgulayın. Bir ipucu vereyim : mavi taraftan kırmızı tarafa geçen birçok erkek, aslında o çocukların yaptıklarının çoğunun kötülük olmadığını, kadını üzmek gibi bir özel çabalarının olmadığını, sadece kadına değil kendine öncelik verdiklerini ve erkeğin önceliği olmaya çalışan kadının kendi kendine üzüldüğünü görürler. Ahlaklı ve iyi çocukların ise sinsi ve içten pazarlıklı olduklarını ve bunu Nietzche’nin köle ahlakındaki mekanizma gibi, ahlak maskesi ile (beceremediğin şeyi yapamıyorum dememek ama o şeyi yapmak ahlaksızlık demek) kapattıklarını görürler. Para kazanmaya imkanı olan ama bunu yapacak çabayı gösteremeyen memur zihniyetli orta sınıfın (gerçekten fakir olan insanlardan çok daha fazla oranda), zenginleri ahlaksız ve havadan para kazanan kötü insanlar olarak görmesi gibi.
Devamı Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 2
Çeviri : Red Pill Logic: Dangerous Habits