Vaka çalışması – Okuyorum okuyorum ama olmuyor

Eren rumuzlu okuyucumuz, İlişkiyi ilk soran sen olma yazısında şöyle yazmış:

Mahmut abi siteyi defalarca okumama rağmen hala aynı hatayı yapıyorum. Benden hoşlanan kızı ben kapamaya çalışınca yapışınca hoşlantısı bitti bunaldı. Sıkılıyor artık ben yazmadıktan sonra yazmıyor.

Bu sitede yazanları bir harita gibi düşünün. Nerede neyle karşılaşacağınız, nerede ne yapacağınız, nerede ne yapmayacağınız, hangi yollar tehlikeli, hangi yollar başarıya, hangi yollar başarısızlığa çıkıyor gibi bilgileri gösteren kapsamlı bir harita. Bu haritayı çalışmak, büyük oranda bilmek tabii ki önemli. Ama sizin varmak istediğiniz yere varmanız için doğru yollarda yürüyüp, yanlış yollara sapmamanız lazım. Sizin varmak istediğiniz noktaya varmak için yürümeniz lazım. Yoksa masa başında haritayı ezberleyerek bir yere varamazsınız.

Şimdi bu arkadaş yolu yürüyor. Tamam. Ama bu da yeterli olmuyor. Neden? Zira sizin, bizim mavi hap dediğimiz, öğrenilmiş davranış kalıplarınız var. Bu kalıpların, her defasında aksi gözünüzün önünde ispatlansa da, eninde sonunda başarıya çıkacağına sadece inanmamışsınız, buna uzun süre yatırım yapmışsınız.

Daha da kötüsü, bu davranış kalıpları hemen her zaman kolay yolu seçme üzerine kurulu. Bir kadın sizden soğuduğunda onun peşinde koşup bir şeyler yapmaya çalışmak, kendinizi geri çekmekten daha kolay. Mavi hap davranış kalıpları da hemen her zaman kolay olan yolu seçip bu yolu kutsuyor. Ayrıca bu davranış kalıpları herkesin yaptığı şeyler olunca kullanması daha meşru geliyor. Her defasında kaybetseniz de, en azından bilinen konfor alanından çıkmıyorsunuz. Kültürel propagandayı takip eden herkes gibi davranıyorsunuz ve “ben kaybettim ama herkesin yaptığını yaptım” diyebiliyorsunuz.  Ben doğru olanı, kutsal olanı yaptım diyebiliyorsunuz.

Fakat sürekli olarak kolayı, konfor alanını seçmekle maalesef çoğunuz duygusal olarak zayıfsınız. Duygusal gücünüz ve dayanıklılığınız hiç gelişmemiş ya da kullanmaya kullanmaya zayıflamış.

Duygusal güç nasıl geliştirilir sorusu hep geliyor. Ben de birçok yerde buna cevap verdim. Şimdi burada da cevap vereyim. Duygusal güç sadece ve sadece, korku ve kaygı ile çektiğiniz acıdan kurtulmak için yanlış davranma isteği duymanıza rağmen, o acıdan geçici olarak kurtulmak yerine acı çekmeye devam etseniz bile doğru davranmakla geliştirilir. Yani duygularınızın esiri olarak değil, onlara kapılmadan davranarak geliştirilir.

Ortalama bir erkek, sürekli olarak ben bu kızı ilişki etiketi ile kafeslemezsem kız gider korkusu ile kızı boğacak şekilde kızın peşinde koşar. Kızın peşinde koşmazsa acı çeker. Bir mesajı cevaplanmazsa, kıza mesaj atmamak için kendini tutarsa acı çeker. Sol omzuna mavi haplı şeytan oturur ve “oğlum bak kız gidiyor, bu da seni sevmeyecek, bir şeyler yapmazsan bunu da kaçıracaksın ve kimse seni sevmeyecek” diye fısıldayıp, oğlumuza işkence etmeye başlar. Oğlumuz peşinde koşmak için bir hamle yaparsa, bu işkenceden geçici olarak kurtulur ve rahatlar. Mavi haplı davranışlardan kurtulmak işte bu nedenle zordur. Zira bu davranışlar uzun vadede erkeğe acı verse de, erkeğin genel inanç sistemi nedeniyle yapıldıklarında erkeği rahatlatır. Mesela bu siteyi okumuşsa, kıza mesaj atmamasını bilmesine rağmen mesaj atar zira bu onu gerçekten rahatlatır. Ama maalesef geçici olarak rahatlatır. Sonrasında daha fazla acı çekecektir ama en azından anlık da olsa rahatlar.

Tam tersine anlık rahatlamayı seçmez de bizim dediklerimizi takip ederse bir süre daha acı çekmeye devam eder. Fakat, işte bu acıya dayanma ve meydan okuma kararı onu güçlendirir. Maalesef duygusal güç sadece bu acı çekme / acıya meydan okuma sürecinde gelişir.

Senden hoşlanan kızı kapamaya çalışmak seni anlık olarak rahatlatıyor. Tersi ise sana acı veriyor. Sen, tam o anda, entelektüel olarak yanlış olduğunu bilsen de, acıdan kurtulmak için kızın peşine düşüyorsun ve gerçekten de acıdan geçici olarak kurtuluyorsun. Fakat acıya meydan okumak yerine acıya boyun eğdiğin için her adımda daha da zayıflıyorsun ve acıya dayanma eşiğin de düşüyor.

Sonuçta dikkat edin, SAT komandosu olmayacaksınız. Alt tarafı bir kız size ilgisiz ya da bir şey yapmazsanız kaybedeceksiniz korkusuna kapılmayacaksınız. Burada sorun, acı eşiğinizin, acıya dayanma gücünüzün çok az olması. Ben şahsen dünyada o kadar acı varken, kızın birini aramaya karşı koymanın sıkıntısına acı demeye utanıyorum ama maalesef birçok erkek bu sıkıntıyı acı olarak hissedip karşı koyamamaya utanmıyor.

Sıkılıyor artık ben yazmadıktan sonra yazmıyor. Yazınca bişey yokmuş gibi konuşuyor. Utanmadan başkasıyla görüştüğünüde söylüyor.

Eren diyor ki (Eren’i parmakla göstermiyorum, bu birçok erkeğin derdi), “Mahmut Abi, bana yazmamasına rağmen ona yazıyorum”. Eren kaygısına meydan okuyup kız kendisine yazmadan kıza yazmasa, kız hiç yazmazsa bir daha görüşmeyecekleri sonucunu kabul etse, acı çekecek. Gerçi sonra yine acı çekiyor ama anlık rahatlama isteğine karşı koyamıyor. Bunu daha önce yazmıştım:

Nerede okuduğumu bile hatırlamıyorum (şimdi hatırladım, ilişki sihirbazı Michael’in blogu vardı orada okumuştum) ama bu top kızın sahasında iken kendi işine bakma olayına bir şans vermeye karar verdim.

İlk denemem de bir kız arkadaşıma kısmet oldu. Anlamsız bir şeyden dolayı tartıştık ve ayrıldık. Daha doğrusu o ayrıldı, ben şahsen seks nereye kadar giderse oraya kadar gitme modunda olduğumdan, ayrılık benden gelecek bir şey değildi o zamanlar.

Neyse her zamanki gibi benim ona ulaşıp başlattığım mesajlaşma kavgasının bir yerinde kafamda şu belirdi : “Oğlum Mahmut, kız seni terk etmiş, hala arayıp kavga olayına giriyorsun. Siktir et, eğer bu kızla kavga etmene değecek pozisyona, yani kız arkadaş pozisyonuna, gelecekse o gelip geri çabalayacak”. Ve mesajlaşmayı kestim.

Sonrasında da top kızın sahasında diye düşünüp, o topu bana atana kadar kendi işime bakma kuralını uygulamaya başladım. Ama ne uygulama 🙂

Şimdi aramıyorum ama tabii ki kendimi yetersiz hissetmem ile beyin yıkamam birleşince bu büyük bir kaygı olarak açığa çıkıyor. Kortizol salgılıyorum. Bu vücudun “bir şeyler yolunda değil ve sen bunu değiştirmek için hemen harekete geçmelisin” mesajı. Ama hormonal seviyede ve çok güçlü.

İkinci gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara günde bir pakette. Kaygım bağırıyor : “Mahmut oğlum, bir ara lan, sen erkeksin araman lazım. Bak aramazsan senden soğur, başkasına kaçar.”

Dördüncü gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara günde bir pakette. Kaygım daha beter bağırıyor : “MAHMUTTTT, kız gidiyor oğlum bak yapma ara lan! Özür falan dile (özür dileyecek ne yaptıysam artık bir de onu söylesen)”

Yedinci gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara hala günde bir pakette. Kaygım beterin beteri bağırıyor : “LAAA MEHMUTTTT, bak aramadı lan kız gitti oğlum kaybettin!”

Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmaya and içmişim ama kendimi yiyip bitiriyorum. Ama o zaman aklımda Marshmallow deneyi var. Orada çocukların kendilerini tutmak için ezilip büzüldüklerini, öyle cool cool marshmallowu yemeden duranların nadir olduğunu ama sonuçta yemeyenin başarılı olduğunu hatırlatıyorum kendime.

Sonra, sanırım 2 hafta sonra, hatun arıyor. Mahçup özür diliyor ve buluşmak istiyor. Benim tabii mutluluk hormonları ve testosteron şelale. Kız aradı diye mutlu değilim, başardım ve aramadım diye mutluyum.

Bu süreçte maskülen ve kendini yeterli hisseden biri miydim? Tam olarak değil. Kendi işime tam bakabildim mi? Yarım yamalak. Yapana kadar yapıyor gibi yaptım ve başardım.

Arkadaş ne demiş:

Sanırım onu kafamda gereğinden fazla özelleştirdim.

Özelleştirmeyeceksin ama gelişimin başında muhtemelen özelleştirmemeyi beceremeyeceksin. Ama doğru davranmayı becermek zorundasın. Benim alıntıda son paragrafta dediğim gibi, ilk başlarda ben kızı özelleştirmemeyi, rahat ve umursamaz olmayı becerebiliyor muydum? Hayır. Yaptığım tek şey, öyle olmasam da rahat, kendine güvenen ve umursamaz bir erkek gibi davranıyordum. Gerçekten böyle hissetmek ise aylar sonra oluşmaya başladı.

Bu başarı ile içimde bir şey değişti ama. Benim ödül olabileceğim, filmlerde bize öğretilen fazlaca peşinden koşmanın bir yalan olabileceği aklıma girdi.

Böyle davranmayı birçok erkek göze alamıyor. Ama bu sadece anlık rahatlama yüzünden değil. Zira bu “riskli” zira sen aramadın mı orada bittiği de oluyor. Bu “riski” de göze alamıyorlar. Fakat bu riski göze almanın ödülü büyük. Kaldı ki çoğunuz aptal insanlar değilsiniz. “Riski” göze almayıp peşine düştüğünüzde de çoğunlukla “kaybediyorsunuz”. Biraz kafanızı çağırıp, kız öyle de hayatımdan çıkabilir, böyle de ama en azından bu olaydan güçlenerek çıkayım demiyorsunuz:

Sonra yine buna benzer bir olay oluyor. Kız arkadaşım değil ama yürüdüğüm bir kız. Mesajlarıma önce soğuk ve aralıklı cevap veriyor, 2 buluşma teklifimi reddediyor. Ben de NEXTliyorum. Yine kaygımla boğuşuyorum ama işime bakıyorum. Başka kızlara yöneliyorum. Zamanla, 2 – 3 hafta içinde kaygım pes ediyor, hormonal dengem yerine geliyor. Kız bir daha hiç aramıyor. Ben ise başka bir kıza yürüyorum ve onunla oluyor. Yine bir testosteron ve mutluluk hormonu şelalesi.

Sonunda sorulan soruya gelelim:

Bilmiyorum ne yapabilirim bu duruma

Anlık rahatlamalara, tam acı çektiğin anda meydan okumaktan başka yolun yok. O anda acı çekmeye devam edeceksin (tekrar ediyorum, buna acı demeye utanıyorum). Okumak tabii ki işe yarar ve harekete geçen adamın 5 senede değil 2 senede gelişmesini, tuzaklara ve çıkmaz sokaklara daha az düşmesini sağlar. İyi bir harita çok önemlidir ama sadece harita okuyarak olmaz. Okuduğun ve sana doğru yol diye gösterilen yolları takip etmek de lazım.

Yalnız şunu da eklemem gerekiyor. Hep böyle kaygı içinde mi olacağız, acı mı çekeceğiz? Hayır. Bir süre sonra duygusal olarak güçlendiğiniz ve çok büyük ihtimalle bu şekilde başarı gördüğünüz zaman, sizi pek umursamayan kıza olan ilginizi geri çekmek doğal ve çocuk oyuncağı oluyor. Şu an bunu yapamama sebebiniz olan kaygı, çok yoğun bir kaygı değil, siz çok zayıfsınız. Kaslarınız çok zayıfken 10 kg altında eziliyorsunuz ama 10 kg, 20 kg diye aşama aşama sıkıntı altına girip sıkıntıyı kaldırarak, ilerde 100 kilo bile size herhangi bir acı vermeyecek, 10 kg sizin için tüy gibi bir ağırlık olacak.

Tekrar ediyorum, duygusal güç sadece ve sadece, yoğun ve genellikle negatif bir duygunun kontrolüne girmeye meydan okuyarak, acı çeksen de mantıklı olanı yapmayı, anlık rahatlamaya tercih ettiğiniz anlarda gelişir. Yani ağırlık altına girip, o ağırlığı kaldırmaya çabalamayı, ağırlığı kaldırmamaya tercih ettiğiniz anlarda olur.

Yani Eren sen bu kızı kafanda çok özel yapsan bile en azından prensip olarak, zaten hep kaybediyorum bari bir de Mahmut’u dinleyip kaybedeyim diyerek, kının peşinde koşma isteğine meydan okusaydın; hadi o olmadı, sana yazmasını bekleseydin, hem olma ihtimali daha yüksekti hem de olsa da olmasa da bu deneyimden biraz daha güçlü çıkacaktın. Böylece cilalaya parlata güçlenebilirdin. Ama sen, bu deneyimden daha da güçsüzleşerek çıktın. Hatta, böyle karşılıksız çabaların bir ihtimal çalışaydı ve kızla olsaydın bile kaybederek, daha güçsüzleşerek çıkacaktın.

Bir türlü bitiremedim ama bir şey daha ekleyeceğim. Hani böyle peşinden koşarak, kendinizi değersizleştirip sürekli çaba harcayarak en azından iyi sonuç alsanız, biz “tüh erkekliğin yüz karası, kadının kuyruğuna takılmış” desek de siz “ama sen sonuca bak” diyebilirdiniz. O da yok. Hem kendinizi değersizleştiriyorsunuz, hem de istediğiniz de olmuyor. İnsan sırf denemek için “ya hep kaybediyorum zaten, bir de Mahmut’un dediğini yapıp kaybedeyim bakayım ne olacak?” der. Azıcık maceracı olun yahu.

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

70
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz.

avatar
28 Comment threads
42 Thread replies
9 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
32 Comment authors
EkremEfeErenAure EntuluvaBaybars Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
Halil
Guest
Halil

Merhaba. Ilgiyi nasıl ayarlıcaz? Bir de buluşmada dokunuşlarda neye dikkat etmek gerekiyor

KEREM
Guest
KEREM

Şu soru çok önemli benim için,:
Kızın peşinden koşmayı bırakmak-durmak gereken yer ile reddedilme korkusu ile geri çekilmek arasındaki farkı nasıl anlarız.
Ben şahsen geri çekildiğimde reddedilme korkusu ile mi yapıyorum yoksa gereken ilgiyi görmediğimden ve olması gerektiği gibi bı noktadan sonra durmam gerektiği için mi yapıyorum bunu Emin olamıyorum.
Somut duruma göre değişmekle beraber genel olarak bu farkı nasıl anlarız.
Buna verilecek cevap rahatlatıcı olur
Tşkler

hakan35
Guest
hakan35

abi merhaba ben bazı kadınlarla 2-3 gün görüşüp cinsel birliktelik yaşıyorum ama çoğunlukla bu kadınlara duygusal anlamda bağlanıyorum ve bu bağı koparmakta zorluk yaşıyorum bunun sebebi nedir ne yapabilirim yardımcı olur musunuz

Raven
Guest
Raven

Her zaman Mahmut abiyi dinleyin arkadaşlar şahsen seni okumaya başladığım zamanlar ayrılığın eşiğinde hatta bitirdikten sonra no contacte ve maalesefki rebound ilişkilere geçtim kız geri geldi barışma muhabbetinde ulan acaba Mahmut abi ne kadar doğru olabilir diyip bildiğimi okudum sonuç hüsran.
Acı da olsa senin yolunu takip ediyoruz abi iyiki varsın…

Lyku
Guest
Lyku

Sitenin girişinde büyük ve yanar söner yazılarla “bu sitede gördüklerinizden sonra her kızı ayarlayacaksınız diye bir kafa yok” falan yazmak lazım heralde.

Tahir
Guest

Abi ben acıya dayandım ve şuan çok güçlüyüm şuan hicbir kıza karşı bisey hissetmiyorum sadece oyun arkadaşı gözüyle bakıyorum satranç oynuyoruz o beyaz taraf ilk hamle onda ama ben siyah tarafim ve zekiyim ben kazanıyorum 🙂

Ggg
Guest
Ggg

Mahmut abi ben bu siteyle tanışmadan önce bu konularda o kadar duygusal ve acemiydim ki çok az kişiyle konuşur o kızlarla ilişkim iyi olmayınca da aşırı üzülürdüm nextleyemezdim yani.baya bi kendimi toparladım üniversiteye başladım geçen sene ve hep sogukkanlı durdum karşımdaki insana değer vermeden ben merkezli hep kendimi düşünürek karşı tarafla iletişim kurdum.geçen seneden benden hoşlanan bir kaç güzel kızı görmezden bile geldim (ciddi anlamda pick me kızlardan bahsediyorum) ama koskoca üni senemde bir kaç kez birliktelik yaşadım.yani şunu söylemek istiyorum önceden fazla duygusalken şimdi fazla umursamaz birisi oldum karşımdaki insanla bi anda konuşmamız bitiyo.elimde olan birşeyde değil çünkü karşımdaki… Read more »

Berk
Guest
Berk

Mahmut Abi bugun okulun ilk günüydü malum, bahçede tek oturan çok hoş bir kız gordum ama utancımdan gidip konuşamadım. Bu durumda gidip konuşmamı önerir misin? Okul isi biraz sakata geliyor diye duymuştum. Daha once 30 40 kisiye daygamede set acip hepsinden red yeme tecrübem var, hatta bir ara o kızlardan biriyle ayni sınıfa dusmustum yıl boyu dalga gectiler benle. Bati Avrupa’da 250k nüfuslu bir sehirde yaşıyorum. Bir şey cikacagini pek sanmıyorum ama hafta cuma bir de hafta sonları yolda gördüğüm birilerine set açayım diyorum. Haftada 1 seklinde. Artık çift görmekten yoruldum, haftalarca ac kalmış bir it gibi kız istiyorum ama… Read more »

Burak
Guest
Burak

Mahmut abi merhaba tanışıp buluştuğum kızların hiçbiriyle gerisi gelmiyor ya engel yiyorum yada cevap vermiyorlar tipim ve fiziğim iyidir spor yaparım güzel giyinirim maddi durumumda iyi çok şükür ama ilk buluşma sırasınd nerede hata yaptığımı bilmiyorum genelde kızı konuştururum arada kino yaparım hatta bazen öpüşmede oluyor ama gerisi gelmiyor bu kızların beni reddetme sebebi ne olabilir?

Baybars
Guest

Merhabalar, benim asıl meral ettiğim durum kızlarla nasıl eğlenceli bir açılış yapabiliriz. Sınıftan birileriyle konuşmaya çalıştığımda konu ya okul dışına çıksa bile sınırlı kalıyor ya da sıkıcı bir hale bürünüyor. Dışarıda bir insanla tanıştığımda ise daha eğlenceli olabiliyorum. Bu kızdan kıza da değişiyor. Bazen konu bulamıyorum ve bocalamaya başlıyorum. O zaman da durum daha kötü hale geliyor. Başta ilgisini sezdiğim bir kız konuşmaya başladığımızda genelde friendzone alanına giriyorum. Bunu kendime yapıyor olduğumu düşünüyorum . İlgisini kaybediyorum. İnsanlarla daha rahat diyalog kurmak için ne yapabilirim. Buradaki öğretiler sayesinde dışarıdan öz güvenimin arttığına dair dönütler aldım. Yine de sonuca ulaşamıyorum. Ne yapmamı… Read more »

Aure Entuluva
Guest
Aure Entuluva

Bu acıyla mücadele konsepti sadece ilişkiler üzerine değil gerçek acılar için de kullanılır. Babamı kaybettikten sonra ne zaman acıya teslim olsam daha fazla çöktüm ancak ne zaman mücadele etsem daha çok güçlendim.
Bu adam mantığın öz evladı.
Mahmut abi kral adamsın üstümüzde emeğin çok büyük herşey için teşekkürler.
İtikadda mezhep imamımız Mahmut Abidir. Biat edin.

Eren
Guest
Eren

Tesadüfen vaka çalışmasına denk gelmem aa aynı ben deyip merakla okumam ve gerçekten ben olmam 🙂 Mahmut abi sana çok teşekkür ederim her şeyi dosdoğru anlatmışsın. Anlık rahatlamanın etkisi çok kötü bir şey. Kıza yazmıyorum kafamın içi vongur vongur kaynıyor. Ona yazdığım anda bide cevap verdiği anda sanki dünyalar benim oluyor. Zaten kaybediyorum bide Mahmut Abinin dediğiyle kaybedim be. Kız bulunduğum şehre geliyor farklı yerdeydi. Buluşacağız. Yalvarmadan konuşacağım (mavi şeytana yenilmezsek tabi) bir takım ikna edici vaadler gibi olacak sanırım. En son diyeceğim “ben seninle arkadaş kalmak istemiyorum daha ilerisini istiyorum” bu olacak cevabına göre de ağlaya ağlaya eve döneceğim… Read more »

Ekrem
Guest
Ekrem

Mahmut abi peki onaylanma ihtiyacından nasıl kurtulunur?
Özsaygı arttığı zaman otomatik olarak o da gider mi?