Red Man Group Episode 21 Notları – Tip mi, oyun mu yoksa para mı?

The Red Man Group Episode #21 – $$$ vs. Looks vs. Game grubun en bomba bölümlerden biri idi. Biramı alıp seyretmek isterdim ama olmadı. Onun yerine yükleyip uçakta bazı kısımlarını çevirdim. Bu önemli kısmı paylaşarak bitmeyen tartışmayı yeniden ateşleyeyim. Oyuncu Emre mi, yakışıklı Buğra mı yoksa BMWli Berkecan mı?

Rollo : Kırmızı Hap camiasında çok bilinen bir tartışmadır bu. Bu tartışmada taraf erkekler iki kamptan birine düşerler. PUA tarafındaki erkekler, kendine güvenin yüksek, oyunun iyi ayarlanmış olduktan sonra ve kadında bir duygu yaratıyorsan, duygusal bir iz bırakıyorsan nasıl göründüğünün önemli olmadığını söylerler. Bu adamlar size sokakta güzel kızlara yürüyen ve telefon numarası alan şişman erkeklerin videolarını göstereceklerdir. Oyunları iyi olduğu için bu kızları götürebiliyorlar mesajı vermek için bu videoları hazırlıyorlar. Bunları şimdiye kadar sadece RSD videolarında gördüm ama biliyorsunuz bu ihtimal dahilinde bir olay. Videolardan birinde şişman gösterecek şeyler giyen ve kadınlara yürüyüp oyun oynayan bir adamı seyrettim. Bu gerçek mi sahte mi bilmiyorum.

Neyse, iki kamp var. Oyunun herşey olduğunu düşünen erkekler ve olayın sadece dış görünüş ve yakışıklılık olduğunu düşünen erkekler. Eğer yakışıklı değilsen, 185 boyunda değilsen, simetrik surata ve hatlı kaslara sahip değilsen şansın yok ya da çok az adamları. Oyun kampındakiler dış görünüşü tamamen önemsiz sayarken tip kampındakiler oyunun tip yeterli değilse işe yaramayacağını düşünür.

Bir de herşey servet ve para diyen erkekler vardır. Eğer paran yoksa kızlar sana bakmaz diyen erkekler.

Rollo der ki :

Tip.

Oyun.

Para.

En azından ikisine sahip olun. 3üne de sahipseniz en iyisi. Ama sadece birine sahip olacaksanız oyun en önemlisidir. Zira oyun sizi en azından alışık olduğunuzdan bir basamak yukarıda kadınların radarına sokacaktır.

Bu üçü içerisinde en çok direkt kontrolünüz olanı tip. Zira daha değişik giyinebilir, gyme gitmeye başlayabilir ve kendinize çeki düzen verebilirsiniz. Eğer dış görünüşünüz iyi ise oyununuz daha kolaylaşır. Eğer tipinize özen gösterirseniz daha çok IOI (Indication of Interest – İlgi Göstergesi) alırsınız. Bu durumda kadınlar size daha çok dokunacaklar, daha dokunaklı olacaklar. Bu aşamada sıçmamak ise size kalmış.

Zira tipi çok iyi ama oyunu olmayan boğazına kadar mavi hapa batmış birçok erkek gördüm. Bunlar ilk aşamayı ve tanışmayı geçebilirler hatta seks de yapabilirler. Ama her zaman yanıp tutuştukları kız arkadaşa bir türlü sahip olamazlar. Zira boğazlarına kadar mavi hapa batmışlardır.

Birçok erkek olayın sadece para ile ilgili olduğunu düşünür. Eğer paran ve kaynakların yoksa kadınlar sana yüzvermeyecektir. Benim N-sayımın (yattığım hatun sayısı) çoğu cebimde beş kuruş para yokken oldu. Bir pickup arabam, amplifierım ve müzik aletlerimden başka birşeyim yoktu. Kadınlar benim Kuzey Hollywood’daki tek oda stüdyoma gelip benle seks yapıyorlardı. Zira ben o dönemde onların idealindeki alfa sikerdim. 22 yaşında (rock müzik grubu üyesi) …

Oyununuzu ve dış görünüşünüzü geliştirebilir ve biraz ekstra para da kazanabilirsiniz. Ama para çoğu erkek için 20lerinizin sonuna ve 30larınızın başına kadar gerçekten gelmeyecek. Bu nedenle erkeklerin cinsel pazar değeri zirvelerini erken 30lara koyuyorum.

Carl (Black Label Logic) : Son zamanlarda insanları sinir eden tweetler atıyorum. Geçenlerde böyle bir tweet attım. Biz erkekler kadınların peşinde onlara yürüyüp duran 6 – 7 milyarder koşuyormuş gibi bir izlenime kapılıyoruz ama gerçekte ellerinde olan 50 tane instagram takipçisi var. Bunlarda ortalama erkekler ise ortalama 1.77 boyunda, BMI indeksleri 29 civarında (obezite sınırı) ve 101 cm gögüs ölçüsüne ve yıllık ortalama 40,000 USD gelire sahip, kendilerine bir iki numara büyük gelen crocs ve kargo short giyen erkekler. Bu sürünün üstüne çıkmak o kadar da zor değil. Abur cuburu bırakıp, biraz daha fazla para kazanmanın bir yolunu bulup o bol giyecekleri arka bahçenizde yakarsanız …

Sorun şu : günümüz ortalama erkeği çıtayı o kadar düşürdü ki … eğer kendinizi o seviyenin üstüne çıkaramıyorsanız sizin asıl sorununuz çalışma ahlakınız.

AJ : Eğer erkeksen ve daha fazla kızın radarına girmek istiyorsan daha iyi giyin, hijyene önem ver, daha iyi ayakkabılar giy … Bunlar tamamen temel şeyler. Çoğu hergün duş almak ve nasıl göründüğüne biraz dikkat etmek ile alakalı. Ve bu konuda benimle tartışan adamlar biliyorum. “Benim ayakkabılarıma ve ne giydiğime önem veren bir kadınla asla birlikte olmam” diyen erkekler. Çıta o kadar hastalıklı şekilde düşük ki …

Eğer bir erkeksen ve fiziksel olarak fit olmak için çalışırsan vücudunda doğal fizyolojik değişimler meydana geliyor. Daha kendine güvenen ve kendini ileri süren biri haline geliyorsun. Bunu zaten gymde yapıyorsun ama gymdeki metafor hayata taşınıyor.

Kadınlar için çok hayal kırıcı olan şeylerden biri fit ve çekici bir erkek görüp sonradan bu erkeğin mavi haplı olduğunu anlamak. Böyle vücut geliştiriciler gördüm.  Fiziksel olarak 10 numara olmalarına rağmen bir kadının çevresinde yavru köpeğe dönüyorlar zira o mavi haplı kafa yapısı içindeler. Çok çekici görünüyorlar ama ağızlarını açtıklarında olay bitiyor. Azıcık oyuna sahip olsalar bile arzuladıkları hatunu bulunca AFC kafa yapısına geri düşüyorlar.

Rollo’nun dediği gibi bu alanların hepsini (para, oyun ve dış görünüş) geliştirmeye çalışmalısınız. Sadece birinde çok iyi olup kadın – erkek ilişkilerinde ve hayatta o şeyin sizi ileri götürmesini bekleyemezsiniz.

Zeka ve eş seçimi

Erkeklere En Çok Söylenen Yalanlar yazısında optimusprime34 rumuzlu arkadaş bir daha sormuş (daha önce de sorulmuştu) :

Sitenizi uzun süredir takip ediyorum ve ekşi sözlük’te red pill başlığını da. Geçenlerde 1f trp hakkında eleştirel bir yazı yazdı ve ne yalan söyleyeyim sanki ikinci defa kırmızı hap almış gibi oldum.

https://eksisozluk.com/entry/79034038

Burada eşinizi seçerken ya kendinizden ya çocuğunuzdan feda edeceksiniz, feminenlik ile yüksek zeka ters orantılıdır, çok feminen kadından iyi anne olmaz, mutlaka zeki kadın seçmelisiniz ama siz de ondan zeki olmak zorundasınız ve kadınlar zekileştikçe erkek otoritesine olan ihtiyacı azalır diyor. Bir de game’in orta yaşlı kadınlarda aynı güçte etkili olmayacağını söylemiş ve olayın kadının özsaygısı ile ilgili olduğunu özsaygı arttıkça daha az feminen olacağını anlatmış. Okuyunca argümanları çok mantıklı geliyor ve sanki hala evlenip çocuk sahibi olmayı düşünerek kendimizi kandırıyoruz hissine kapılıyorum? Siz ne düşünüyorsunuz bu eleştiriler hakkında? Ayrıca en sonda paylaştığı yazıda flörtle eş seçilmez deniyor ama peki eşimizi nasıl seçeceğiz?

Ben “kafasına vurup sikecen sonra kapıya koyacan” tadında adamları takip etmiyorum ama bahsedilen linke sorudan sonra baktım.

Evet TRP’de “ideal kadın” tanımı yapan adamı ciddiye almayın. Evlenmek için ideal kadın diye birşey yok. Evlenilmeyecek kadın var ve evlenmeye girilebilecek bir çerçeve var.

İdeal kadın nedir biliyor musunuz? Erkeğin kaytarması mümkün olmayan performans yükünden kaytarmak için varolmasını arzuladığı ama gerçekte olmayan kadındır. İdeal kadın, “ben erkek olmasam da beni erkeği sayacak” kadındır. Yoktur.

Zeka konusunda da dürtülerinizden ziyade aklınızı kullanın. Bunu daha önce yazmıştım ama yorumlarda kaldı:

Insan cocuk icin, icinde ask olmayan mantik evliligi yapabilir. Eski usul. Kadinin erkege hayranlik ve sevgi duydugu ama erkegin mantik cercevesinden cikmadigi bir evlilik bence bu devirde riski en aza indiren evlilik. Bir de ortam o kadar fazla guzellige tapan mavi hapli dolu ki biraz kafanizi calistirip IQsu yuksek ama CPDsi sizden bir iki puan az bir kadinla evlenirseniz daha iyi. Evrim kadinda yuksek zekayi eleyecek sekilde calismiyor ve cocugunuza IQ sizin ve esinizden geciyor. Bana sorarsaniz diger hersey esitse HB6.5 ama IQ 120 bir kadini HB8.5 ama IQ 90 (Turkiye ortalamasi 93) kadina tercih ederim. Bizim evrimsel mekanizmalarimiz bagisikliga cok odakli ama zekaya odakli degil (modern zamana kadar 100 uzeri zekanin bir yarari olmadigindan). Ama bu devirde zeka cok onemli (bagisiklik asi ile hallediliyor). 15 puan IQ ustunlugu hayat boyu gelirde inanilmaz fark yaratiyor.

Kadınlar için de aynı şey geçerli. Alfa dediğin adamın temel evrimsel avantajı bağışıklık sistemi ama bu devirde zeka (beta bir adamda çok yüksek olabilen) çok daha önemli. Şahsen onlara da aynı tavsiyeyi veririm ama burası erkeklere yönelik bir site o nedenle erkeklere odaklanacağız.

Feminenlikle zeka arasında ise 1f’in dediği ilişkinin olduğunu düşünmüyorum ama eğer bu yönde bir araştırma varsa bakarız. Şu doğru, çoğu yüksek yönetici kadın çok zeki ve aynı zamanda feminen değil ama bunun sebebi muhtemelen yapay seleksiyon. Tepeye gelmek için sadece zeki değil aynı zamanda çocuk bakma ile ilgili şeylerden fedakarlık etmek ve erkek gibi agresif olmak lazım bu nedenle de zeki ama feminen kadınlar zeki ama feminen olmayan kadınlar kadar göze görünecek yerlere gelemezler. Bu nedenle de zeki kadınların hepsi maskülen görünüyor olabilir.

Dünyayı siyah – beyaz gören adamların yaptığı en büyük hata popülasyonların uçlarına bakmaktır. Buna erkekler kadınlardan zeki midir? yazısında değindim.  feminenlik ve yüksek zeka nadiren bir arada bulunur önermesi IQ’nun yüksek ucunda doğru olabilir ama ortalama IQ’nun 2 standart sapma üstünde böyle birşeyin gözlemlendiğini okumadım.

Zeka ile feminenlik ve zeka ile güzellik arasında ters muhtemelen uçlarda var. O da ne kadar dramatik tartışılır. Yani “yakışıklı alfa erkeklik ile zeka arasında ters” orantı var da diyebilirsin ama benim bildiğim çok çok zeki ve beta adamlara ne kadar çirkin diyebilirsin tartışılır. IT sektöründe herkes bir Bill Gates çirkinliğinde değil. Hatta Bill Gates istisna.

Evet zeka güzelliğe basar. Eğer çocuk yapacaksam güzel ama zeka konusunda pırıltısı olmadığı belli bir kadın yerine zeki ama güzellik konusunda pırıltısı olmayan kadınla evlenirdim. Tabii sizi idealize edilmiş bir güzellik anlayışına mahkum ederek 20lerinizde açlığınızı garantileyen ve açlıkla bir kadının eline düşmenizi sağlayan mavi haptan kafasını tam olarak kurtaramamış bir erkekseniz, HB 5.5 – 6 arasına HB 4 ya da HB 3 diyebilirsiniz ve sizin için zeki kadın ne güzeldir ne de feminendir. Sizin işiniz çok zor evet.

Erkekler kadınlardan zeki midir?

Dünyayı siyah – beyaz gören adamların yaptığı en büyük hata popülasyonların uçlarına bakmaktır. erkekler kadınlardan daha zekidir önermesi IQ’nun PHD veya akademisyen seviyesi ucunda doğru olabilir ama ortalama IQ’nun 2 standart sapma üstünde böyle birşeyin gözlemlendiğini okumadım. 130 ve üstü (2 standart sapma ötesinde olabilir).

Bakın aşağıdaki grafik IQ dağılım grafiği :

100 ortalama (Türkiye ortalaması 93, Hong Kong 105 yani bölgeden bölgeye değişir) ve üniform dağılmış değil. Normal dağılım. İstatistik bilmeyen için yukarıdaki dağılım normal dağılım. Popülasyonun çoğunun ortalama etrafında toplandığı ve çoğu karakteristik (örneğin güzellik) için kullanılabilecek dağılım.

Zeki deyince eğer dünyaya siyah – beyaz bakan bir adamsanız 120 ya da 130 üstüne bakarsınız. Ama orası çok az kişinin hatta çok az kadının girdiği bir alandır.

Kadın ve erkek nüfusunda zeka ortalaması eşit ama 115 üstünde ezici çoğunluk erkek.  Aynı şekilde 85 altında da ezici çoğunluk erkek. IQsu 120 olan bir kadın mesela çok zekidir, Türkiye’de IQsu 105 olan kadın da görece çok zekidir.

Eğer uçlara bakma eğilimi olan biri iseniz “erkekler kadınlardan zekidir” diyebilirsiniz. Ama sokaktan rastgele bir erkek ve rastgele bir kadın seçtiğinizde ve erkeğin daha zeki olduğuna bahse girdiğinizde, paranızı kaybetme ihtimaliniz 50%ye yakın.

Erkekler kadınlardan daha zekidir diyenlerin kafasında canlanan şu aşağıdaki uç :

Bu fotoğrafta tek bir kadın var zira yukarıdaki IQ dağılımının yüksek zeka ucunda bu adamlar. Ortalamaları 140 – 160 arası. Aralarında Max The Great Plank ve Niels Awesome Bohr (adamım) var. Ortadaki Einstein!

Böyle fotoğraflarda neden yeterince kadın yok diye bağırıp çağıran ikiyüzlü feministlerin teorisi “ataerkil toplum kadınların potansiyelini kullanmalarına izin vermiyor, erkek egemenliği kadınları bastırıyor”dur. İkiyüzlü dedim zira bu kadınların dağılımın öteki ucu olmayan siklerinde değildir. IQ 85 altında da pek kadın yok ama oradaki nüfusun da ezici çoğunluğu erkek. Basit işleri bile yapamayan bu erkekleri toplumca görmezden geliyoruz ama orada bir yerde sessizce acı çekiyorlar. Feminist ablaların teorisi ne “ataerkil toplum bu erkekleri bastırıyor mu?” Teorileri yok zira umurlarında değil.

Kısacası erkekler kadınlardan zeki midir sorunun cevabı, nereye baktığına göre değişir. Sokağa bakıyorsan orada değildir hatta sokağın az gelişmiş bölgesinde (IQ eğrisinin 100 değerinin altı) kadınlar ortalama olarak daha zeki bile olabilir. Ama üniversiteye bakıyorsan, orada erkeklerin ortalaması daha yüksektir.

Saha raporu – HB7 ÖB9 hatuna yürüme

Selam mahmut abi ben Captain Charisma.

Sosyal ortamım dışında ilk game tecrübem oldu bu. Red pillle tanışalı 1 ay oldu

Day game diyemeyeceğim tam olarak çünkü fırsat resmen ayağıma geldi.

Metroda su alım yerinde para attım ve 0 tl yazıyordu yanımda birisi vardı ona dedim makine bozuk mu bir baktım ki 175 civarı bir hb7.

Bundan sonra kızın afetleğini fark edince muhabbet etmeye başladım ve bir de unide okuduğumuz bölüm birbirine benzer bölümler çıktı.

Kızla muhabbet etmeye başladık buralar rutin bölüm hakkında aile hakkında memleket vs anlatmayacağım tek shit test attığı kısma geleyim.

Konuşma devam ederken kızın telefonu çaldı bi erkek ismi vardı sevgilim yada abim diye kayıtlı değildi.

Konuşmaya başladılar ve çocuğu azarladı niye arayıp duruyosun vs internetim bitti geliyorum bla bla başta çocuk sevgilisi mi acaba dedim ama çok ağır bir betalık hissettim kız resmen çocuğu azarladı.

Sonra telefonu kapatınca tek shit test aldığım kısım böyle gelişti.

Ben: Abin galiba arayan 😀
HB7: Yok ya bi arkadaş
Ben: Abin zannettim abiler biraz böyle olur
HB7: Sen de abisin oradan biliyorsun herhalde
Ben: Evet hatta bazı abiler kız kardeşlerini çok kısıtlar
HB7: Ben onlara g*vat diyorum, yoksa sen de mi onlardansın
Ben: Öyle birine mi benziyorum😏 (shit saydım ve siklemez alaycı bir ses tonuyla verdim cevabı)
HB7: Tipten anlaşılmıyor

Neyse sonra gene konuşmaya devam ettik ben metrodan inecektim ne zaman ineceksin dedim.

HB7: Daha çok var
Ben: (Cebimden telefonu çıkartıp) Ben şimdi iniyorum, telefonunu verirsen… Güzel bir sohbet oldu
HB7: Hadi vereyim bari

Telefonu aldım ve gittim saat 10 sularıydı bu olay olduğunda.

1 gün boyunca hiç mesaj atmadım 1 gün sonra da dedim ki betalar mesaj atar biraz farkımız olsun dedim ve kızı aradım planım buluşma ayarlamaktı konuşma böyle gelişti telefonu açınca;

Ben: Selam, naber
HB7: İyiiiiiii
Ben: Tanıdın mı beni?
HB7: Hayır maalesef
Ben: Nasıl tanımazsın ya… tahmin et 😏
HB7: Metrodaki kişisin
Ben: Evet doğru tahmin
HB7: Aramak için çok yanlış bir zamanı seçtim ama ailemle birlikteyim
HB7: Ben mesaj atmanı BEKLERDİM aramandan ziyade(umursamaz bi ses tonu vardı ama sanki mesaj atmamı beklemiş gibi bir mesaj aldım sanki siz ne diyorsunuz bilmiyorum)
Ben: Mesaj da atarım xD
HB7: Bu saate kadar mı bekledin aramak için(bence %100 garanti shit test)
Ben: Hayır, şuan gene metrodayım senin muhabbetini aradım bulamadım ben de seni arayayım dedim 😏
HB7: İyi yapmışsın ama müsait değilim, iyi yolculuklar
Ben: İyi akşamlar
HB7: İyi akşamlar

Nasıl bir yol izlenmeli bu kıza karşı ne dersiniz, 1 gün geçti numaran artık kız da var ve daha bir şey yazmadı game over mı yoksa hala devam etmelik bir şans var mı? (BEKLERDİM kısmı düşündürdü beklemiş mesaj atmamı).

Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar.

Yorum geliyor ama hiç hoşuna gitmeyecek :

Ben: Abin galiba arayan 😀

Kıza yürüyorsun, kız bunu biliyor. Tam yürüken bir erkekle konuşuyor ve sen duygusal zayıflık gösterip kendini tutamayarak “abin galiba” diye soruyorsun. Kendi topuğuna iyi sıkmışsın. Kız o aşamada hiç kimse ve sen hiç kimseyi kim aradı merak etmezsin …

Müzminbeta86 bu hikayedeki faciayı yakalamış :

“Ben onlara g*vat diyorum, yoksa sen de mi onlardansın” diyerek terbiyesizlik etmiş. Hakettiği cevabı verip, şutlamak yerine netalık edip yürümeye devam etmişsin. Hep böyle götleri kaldırılıyor bu kaltak kızların. Ben olsam şahsen bu cevabı vardım.
“Evet öyleyim, zaten o yüzden yanındayım, işe ihtiyacın olduğu anlaşılıyor”

Senin Hot Baby (HB) skalasında 7 olan hatun Öküz Bebek (ÖB) ölçeğinde 8 çıkmış. müzminbeta86 doğru söylüyor. Shit test terbiyesizlik seviyesine çıkmış ve sen kızı orda şutlamak yerine ciddi betalık yapıp yazmaya devam etmişsin. “Konuşmaya başladılar ve çocuğu azarladı niye arayıp duruyosun vs internetim bitti geliyorum bla bla” başladılar zaten kızın seviyesi konusunda ekstra ipucu vermeli.

Shit testi her zaman aşıp kızı kapacaksınız diye bir kural yok. Bazen özellikle ciddi narsisism problemi olan bir kadına rastlarsınız ve oldukça rahatsız edici shit teste tabii kalırsınız. Bu tür durumlarda hatunu radardan atmak mantıklı olabilir. – Shit Test Nedir?

müzminbeta86’nın yazdığı cevap bu devirde aptal bir karının elinde silaha dönüşebilir. Kızı daha oturtacak olanı “wow, değilim ve aslına bakarsan kadınlar konusunda standartlarım var ve sen onun çok altındaymışsın” demek.  Tabii standartların varsa. Zira genç bir kızın “gavat” demesi bana normal gelmedi. Hayatımda bir kızdan duymadım böyle birşey, bir kızın tanımadığı bir adama uluorta gavat mısın demesi anormal bir şey.

Ama birşey biliyorum ki gavat kelimesinin geldiği tesadüfi değil. Zayıflık yapıp kızı arayanın kim olduğunu sormanın ardından geliyor. Bir kadın bir erkekten etkilendi ise ona daha terbiyeli görünmeye çalışır. Bu kız tam tersi davranmış. Yanılıyor olabilirim ama tahminim her kızın yapacağı gibi bilinç altında senin orda gösterdiğin zayıflıktan tiksindi ama öküz olduğundan normal bir kızın shit test atacağı yerde sıçtı.

Uzman sorusu : Kısıtlayan abiye gavat diyen hatunun kız arkadaş materyali seviyesi ve ilerde seni aldatma ihtimali nedir? Hani kızı tavlasan bile beklentilerini yüksek tutma derim.

Ben: (Cebimden telefonu çıkartıp) Ben şimdi iniyorum, telefonunu verirsen… Güzel bir sohbet oldu

Aferin. Kıza HB7 – HB8 diye hitap etmeyi, böyle kızlara yürümeyi marifet sayan bir havayla yapan her mavi haplı gibi kızın güzel olması seni yere sermiş ve kadının öküzüne rastladığını fark etmemişsin bile. Bunu söyleyen hatuna yürümeye devam etmen çok vahim. Güzel bir sohbet oldu? İlginç. Daha önce de yazdım bu shit test denilen şey terbiyesizlik değildir. Kız yüzünüze tükürse yarabbi şükür shit test demeyin. Shit test değil ciddi kabalık ve kızı orada bırakarak cevaplanmalı.

Bu HB7 – HB8 olayına dikkat edin. Bir kıza sadece kız değil HB7 falan diyerek kızın güzelliğinden etkilendiğinizi gösteriyorsunuz. Üstad Rossie’nin başucu eseri Amcığın 16 Buyruğundaki 10. maddeyi ihlal ediyorsunuz :

X. Onun güzelliğini görmezden gel

Güzel bir kadını düşünürken beyninin ödül merkezini kontrol altına alabilen erkek, kadınlarla olan etkileşimini inanılmaz bir şekilde dönüştürebilir. Böyle yapabilirse, heyecanı ve endişesi kaybolur ve arzularının nesnesi ile daha samimi ve içten bir etkileşime girebilir. Büyük çapkınların idare edebileceklerinden çok fazla aşka boğulmalarının sebeplerinden biri budur – bir sürü güzel kadınla bir sürü pozitif deneyimden sonra güzellik önünde ortaya çıkan saygı ile karışık korkuları kaybolur, ve bununla beraber güzellik karşısındaki güçsüzlük de ortadan kalkar. Hoşunuza giden kızları tanımlamak için “güzel”, “tatlı”, “bomba”, “afet” gibi kelimeleri tamamen lugatınızdan çıkarmak size çok doğru bir zihinsel çerçeve kazandırır. Bunun yerine kendinize “bu kız ilginç” ya da “bu kız tanımaya değebilir” gibi şeyler söyleyin. Bir kadına asla güzelliği konusunda iltifat etmeyin, özellikle de henüz sikmediğiniz hatunlara. Beyninizin onları “gökten düşmüş meleğe” ya da “nadide bir kar tanesine” dönüştürmeye çalışan kısmının fişini çekin. Bu tür bir Zen Nirvanası seviyesine ulaşmak için yapabileceğiniz ileri eğitim tekniklerinden biri de yatabileceğiniz kadar güzel kadınla yatmanız (gerilemek istemiyorsanız çok fazla çirkin kadınla yatmayın). Kısa zamanda bir Jedi aşığa dönüşeceksiniz.

Bu önemli. Kullandığınız kelimelere dikkat edin. Kendi kendinizi betalaştırmayın.

 

Abazan karanlık kuşağı – Onedio sırt sırta

Şu aşağıdaki videoyu yorumlamam istendi. Daha önce yarısına kadar izleyip sonra oğlan ağır mavi haplı deyip çıkmıştım. Şimdi tweeterdan bir daha videoya dikkatim çekilince tekrar izledim.

Elimizde HB 5.5 – 6 arası standart tipli bir kız var. Kişilik olsa hadi tamam da kızın kişiliği kabus. Normalde beyni mavi hapla yıkanmamış bir erkek “hellodan mı çıkardın bunu? Çok saçma” lafını duyduktan sonra “aha kızın malını koymuşlar” diye mırıldanır ve o aşamadan sonra tamamen taşak geçerdi. Ama Onedio’da normal erkeğin işi ne?

11 dakikalık videonun 48. saniyesinde bitmesi gerekirken eleman ciddi ciddi istifini bozmadan devam etti. Kızın iğrenç egosunu görünce kızı çok güzel sanan bir amsalak olduğu sonucunu çıkardım ama sonradan “hatunumun kaç kucakta hopladığını sorgulamam” ya da “hatunum cinsel dürtülerine dolu dizgin kapılarak hemen kucağa atlamış olsun ben sineye çekerim” tadında kızın bile isyan ettiği soya oğlan cevapları ile oğlanın soya oğlan olduğunu anladık.

Açık söyleyeyim “lan 3500 TL verseler bile çekilmez ama bu çocuk öğrenci, belki 350 TLlik yemek için evet der” diye düşünüp birbirlerini gördükleri kısmı izlemeden kapatmıştım. HB 5.5 hatunun kıçını kim kaldırıyor merak ederek.

AMA az önce videonun sonunu izledim :0 İzlemez olaydım.

Oğlan bu kadar iğrenç kişilikli bir hatuna kişiliği ile ilgili tek laf edemediği gibi kızı gördükten sonra vücut dili tamamen kapanarak kızla çıkma umuduna (!) devam etti … 😣 Ben bu çocuğu izlerken utandım ve çok üzüldüm … Çok çok utanç verici.

Buraya kırmızı haplı ya da en azından beyni yıkanmamış ve damarlarında 90 yaşında bir dedeninkinin yarısından fazla testosteron dolaşan bir adam koy. Nasıl davranır?

Bir ipucu : kafanızda oraya Han Solo’yu, Indiana Jones’u ya da John McLaine’i koyun. Videonun 48. saniyesinde muhatap almadan kameraya “bu kişilikle kainat güzeli olsa belki 3500 TLye 2 saat çekilir” derdi. Kızın duygusal olmadan fiziksel olduğunu duyunca da “demek ki seninle bir geleceğimiz olmayacak o zaman rahat olalım” gibi birşey derdi. Sonra dönüp de kızın tipini görünce de kızı işaret ederek gülme krizine girerdi. Ya da okumuş çocuksa en fazla “tipin çok sıradanmış hayal kırıklığına uğradım” derdi herhalde. Onedio tabii ki bu kadın düşmanı video yayınlanmazdı.

Gençler bu çocuk gibi olmayın. Bu açlık mı, kadını tanrıça statüsüne çıkarma mı (bu kızı çıkarmak için sağlam hayalgücü gerek) nedir anlayamadım.

Oğlanın vücut dili çok gerçekçi. Kız oyuncu olsa ve “şaka şaka bak kamera var orada dese” bile can sıkıcı. Kızın bariz dalga geçilecek haliyle taşak geçmeyi bırak hala “yemeğe çıkar mıyız” diyor. Çocuğu aç mı bıraktılar acep, günlerdir yemek yemiyordur da ondandır umarım. 350 TLye iyi karın doyar.

Evlenecek erkek bulamamak

Şu entariyi Ekşi’de Sonsuzluk Ve Birgün görüp tweetlemiş, ben yazarı siler diye aynen buraya kopyalıyorum :

30 yaşından sonra doğan sıkıntı. düşünüyorum da 20-30 yaş aralığında evlilik yapılabilecek çok kişi tanıdım. özellikle de 25 yaşına kadar iyi insanlar tanıdım. o zamanlar hayatı tanımıyorsun tabi. incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerden ayrılıyorsun. evlenelim diyenlere burun kıvırıyorsun. çünkü gençsin ve karşına hep bir başkası çıkabiliyor. alternatif çok. gel zaman git zaman yaşın alıp başını gidiyor. o eski sevgililer bir bir evleniyor. sana da boşanmış psikolojisi bozuk, ya da uzun ilişkiden çıkmış psikolojisi bozuk adamlar kalıyor. ee senin de psikolojin bozuluyor. tahammülsüz, stresli, depresif bir insana dönüşüyorsun.

evlilik istesen de kafana uygun birini bulamıyorsun. mesela bekarsın ve hiç evlenmemiş bir erkek istiyorsun. maalesef erkekler de erken evlenir ve çoğu 30 yaş üstü erkek ya boşanmış ya da uzun ilişkiden çıkmıştır. onlar da işi piçliğe vurmuştur artık. kadını sadece sevişmek için kullanan, sevgiye ve sadakate değer vermeyen, işi pezevenkliğe kadar götüren g.t dolmuştur etraf.

tabi iyi niyetli, evlilik odaklı, sadık erkekler de vardır ama onlar da umudunu yitirdiği için kendileri eş aramaz. muhtemelen aileleri bulur birini evlendirir. görücü usulü ısmarlama evlilikler işte. bir türlü yollarımız birleşmez bize uygun insanlarla.

eşleşmek ve uyuşmak, anlaşmak ve evlenmek çok zor olur bir noktadan sonra. hatta imkansız gibi bir şey.

genç kızlara tavsiyem hayat hep böyle eğlenerek geçmeyecek bacılarım. yaş gittikçe fırsatlar azalacak. size olan talep düşecek. hep peşimde erkek olacak sanmayın. kimseyi çantada keklik görmeyin. sizin bıraktığınız adamı alacak kız çok. hemen evleniyorlar. döndüğünde yerinde olmuyor kimse. beni bekler, nasıl olsa elde bir deme kimse için. kimse seni beklemiyor.

ilk ya da birkaç sevgili sonrasını iyi değerlendirin. seviyorsanız ve anlaşıyorsanız evlenin gitsin. sonra canınız evlenmek isteyecek ama düzgün erkek bulamayacaksınız.çünkü yok. ciddiyim. boşanmışlarla, ruh hastalarıyla uğraşırım diyorsanız ne ala. ama elinize varsa iyi bir erkek onu bırakmayın. kıymetini bilin.

mutlu olmak çok zor. herkes doyumsuz. aç gözlü. sadakat oranı düştü. güvensizlik var. alternatif çok. kimsede katlanırım, sabrederim, düzeltmeye çalışırım çabası yok.

bir noktada artık yapayalnız kalıyorsunuz. pişmanlıklar sizi yiyip bitiriyor. aslında pişman olmadığım şeyler için bile üzülüyorum. biliyorum yapsam mutsuz olacaktım ama şimdiki aklım olsa belki de yapardım. gençlik elden uçup gidiyor. gönlün istediği kadar genç olsun ruhun yoruluyor. bezgin oluyorsun. hayat herkesi yorar. bir şekilde sende iz bırakır. iz bırakanlar acıtır. aklını iyi kullanman lazım. son pişmanlık fayda etmiyor.

Feminizmin kadınlara attığı en büyük kazık, insan toplumunun binlerce yıllık bir gelişimle kazandığı bilgeliğe ulaşımlarını engelleyerek kadınların hipergamilerinin insafına kalmalarına neden olması. Erkekler olduğu kadar kadınlar da hipergaminin umrunda değil. Bu nedenle de 30larında Road Runner ve Çakal Anına yakalanıyorlar :

Eskiden, genç kadının annesi ve neneleri güzelliğin geçici olduğunu, en baştan çıkarıcı erkeğin en iyi koca adayı olmadığını bilir ve kızın uzun süre stabil bir koca olabilecek genç bir erkekle evlenmesini garantilerlerdi. Şimdi ise feminizm yüzünden, bu rehberlik genç kadınların hayatından çıkarılmış durumda ve genç kadınlar kendi cinsel hayatları için kötü birer kaptanlar. Güzelliklerinin yere çakıldığı 34 – 36 yaşına kadar alfa erkeklerin peşinde koştuktan sonra eskiden reddetmeye alıştıkları beta erkekler tarafından bile görmezden geliniyorlar. Kadının kısmetindeki bu ani çakılma,  Road Runner ve Çakal anı olarak biliniyor. Kadınların geçmişte uçurumdan bu şekilde düşmemeleri için bir sürü güvenlik ağı vardı.

Karmaşık cinsel geçmiş bir kadının aleyhinedir. Aynı durum bir erkeğin lehine çalışsa da. Bunun nedeni iki cinsiyetin birbirinden farklı olan doğal cinsel çekicilik mekanizmalarıdır. Bir bilgenin zamanında dediği gibi, “birçok kapıyı açabilen bir anahtar, değerli bir anahtardır. Birçok anahtar tarafından açılabilen bir kilit ise, işe yaramaz bir kilittir.”

Buradaki büyük ironi şu : “feminizm”, kadınların hayatını iyileştirmek yerine, Roadrunner ve Çakal anı ile karşılaşmalarını engelleyecek anne ve anneanne rehberliğini ellerinden alarak güvenlik ağlarını ortadan kaldırdı. Bu nedenle feminizm, ortalama bir kadını bir alanda daha tehlikeye attı.

Feministlerin kadınlardan sakladığı bir başka gerçek ise Cinsel Pazar Değeri.

Ablamızın şurada beni tanımlamış. Kendisiyle daha önce seviştik mi acaba :

maalesef erkekler de erken evlenir ve çoğu 30 yaş üstü erkek ya boşanmış ya da uzun ilişkiden çıkmıştır. onlar da işi piçliğe vurmuştur artık. kadını sadece sevişmek için kullanan, sevgiye ve sadakate değer vermeyen, işi pezevenkliğe kadar götüren g.t dolmuştur etraf.

Şaka bir yana bu ablanın bilmediği ya da görmezden geldiği şey, boşanan ve uzun süreli ilişkiden çıkan erkeklerin bu ilişkilerdeki hatunları ile yaşadıkları tecrübenin onları ilişkiden de evlilikten de soğutmuş olmasıdır. Karısını ya da uzun süreli ilişkisini yaşlı gözlerle bırakarak acımasızce terk edip kendisini genç kızları hoplatmaya salan kötü erkek tiplemesi her ne kadar yaygın bir klişe olsa da, çoğu uzun süreli ilişki kadın tarafından, erkeği ilişkiden tiksindirecek şekilde bitiriliyor.

Buna rağmen o gruptaki çoğu erkek aslında hala evlilik odaklı. Çevremde gözlemlediğim boşanıp da yeniden evlenmeyen, eğer önceki hatun kendisine nafaka tecavüzü etmemiş ise, çok az adam var. Ablanın durumunun, 30unda bile hala kötü çocuk kovalamaktan kaynaklanma ihtimali var. Mesela işi pezevenkliğe götüren ne demek? Kızı tavlayıp sonra başkalarına mı pazarlamaya çalışan adamla mı çıkıyorsun? Yaş olmuş 30 hala alfa erkek peşindesin (bkz. en aşağıdaki alıntı).

sana da boşanmış psikolojisi bozuk, ya da uzun ilişkiden çıkmış psikolojisi bozuk adamlar kalıyor. ee senin de psikolojin bozuluyor. tahammülsüz, stresli, depresif bir insana dönüşüyorsun.

Bu kısmın da ağır psikolojik yansıtma içerdiğini düşünüyorum. Zira 30luk ve bekar ablaların çoğunun psikolojisi kötü ama bu kadınların psikolojimi bozduklarını iddia edemeyeceğim.

Yine de ablanın çok üstüne gitmeyeceğim zira şunu dobra dobra anlatarak iyi iş çıkarmış :

genç kızlara tavsiyem hayat hep böyle eğlenerek geçmeyecek bacılarım. yaş gittikçe fırsatlar azalacak. size olan talep düşecek. hep peşimde erkek olacak sanmayın. kimseyi çantada keklik görmeyin. sizin bıraktığınız adamı alacak kız çok. hemen evleniyorlar. döndüğünde yerinde olmuyor kimse. beni bekler, nasıl olsa elde bir deme kimse için. kimse seni beklemiyor.

Evet genç kızlar. Birçoğunuzun bilmediği problem şu ki bugün daha “iyisi” için ellerinde çiçekler kapıda sırılsıklam beklettiğiniz ya da tamamen görmezden geldiğiniz betalar ile çok değil on sene sonra bana tek taş alsın diye ağızlarının içine bakacağınız betalar aynı adamlar. Siz daha iyisini ararken bu bekleyen betaların orada sessizce sizi bekleyeceğini varsayıyorsunuz. Ve evet bu adamların çoğuna hala “sadece kendin ol ve ruh ikizini bekle, o eninde sonunda sana gelecek ve bugün kötü çocuklar kazansa da beklersen sonunda sen kazanacaksın” masalı pazarlanıyor ve çoğu da bu dolmayı yiyor. Ama feministlerin zafer sarhoşluğu ile hipergami öyle göstere göstere yapılan birşey haline geldi ki uyanan uyanana. Bugün bu ablanızın bahsettiği durum 10 sene sonra kadınlar için çok daha vahim olacak. Kendi mutluluğunuz için 20leriniz hiç bitmeyecek gibi davranmamalısınız.

Yani 20lerinizde 30larınızı düşünmeden hareket etmek istiyorsanız sizin özgürlüğünüz. Ama sonra ablalarınızın şimdi yaptığı gibi “bütün o iyi çocuklar nereye gitti” (where have all the good men gone) diye ağlaşıp, “erkekler bizimle ilgilenmiyor, onlar olgun kadından korktukları için genç kızlarla çıkıyor, sorumsuz herifler” diye kafa ütülemeyin. Siz Mr. Right’ı beklerken biyolojik çanlar çalmaya başladığında “sikerim Mr. Right’ı bana Mr. Right Now lazım diye paniğe kapılabilirsiniz ama hiçbir erkek sizin yıllarca beklemenizin cezasını çekmek zorunda değil :

On yıllarca Bay Doğru’yu (Mr. Right) bekledikten sonra, biyolojik saatin soğuk tik-taklarını enselerinde hissetmeye başlayan bu kadınlara, artık Bay Doğru yetmiyor, Bay Hemen Şimdi (Mr. Right Now), temel işlevi yürüyen sperm bankası olmak olan eleman, lazım.

Pek de şaşırtıcı olmayan bir şekilde birçok erkek, özellikle de bu tip kadınların şiddetle arzuladığı, aşırı-çekici, yüksek eğitimli alfa erkekler, bu oyunu oynamaya pek gönüllü değil.

Yale araştırmasının olağanüstü bir şekilde kaçırdığı nokta, bu erkeklerin kariyer sahibi kadınlardan uzak durmasının sebebinin, bu kadınlardan korkmak ya da bu kadınları taşıyamamak olmaması. Bu erkekler, sözü edilen kariyer kadınlarını istemiyorlar! Peki neden?

Öncelikle, erkekler “artık hazırım” kadınlarına karşı daha temkinliler. Hangi erkek, beraber birkaç eğlenceli ve çocuksuz yıl geçirmeden direk Tinder’dan IKEA’nın çocuk reyonuna geçmek ister ki? Bu basit ve oldukça mantıklı bir riskten kaçınma dürtüsü : kadının anne materyaline sahip olduğunu tartabileceği uzun flört dönemini yaşamadan bir erkek neden baba olmaya çalışssın? Erkeğin bekleyecek vakti var ama 30larının sonuna doğru koşan kadının, doğurganlık yüzünden, beklemeye vakti yok. Bu nedenle de erkekler bu kadınlardan uzak duruyorlar.

 

Kırmızı hap mantığı : İyi Çocuklar

Bazı erkekler, hayatı sürekli toplum yararına davranışları için onay bekleyerek oldukça öngörülebilir bir kalıpta yaşarlar. Ana-babalarının, öğretmenlerinin ve diğer büyüklerinin sözünden çıkmazlar ve de büyüdüklerinde hepimizin aşina olduğu ve birçok erkeğin tuzağına düştüğü o bilindik anlatıları takip ederler. Üniversitedeki zamanım boyunca çoğunlukla mühendislik, yönetim ve muhasebe gibi öngörülebilir ve güvenli alanlarda diploma peşinde koşan ve bu diplomayı aldıktan sonra da hayatları boyunca bu alanlarda çalışmayı planlayan bu tip erkeklerle çokça karşılaştım. Üniversiteden önceki hayatları da en iyi notları alarak, müfredat dışı aktiviteleri arttırarak ve mükemmel devamlılıklarını koruyarak en iyi üniversiteye girmeye çalışarak geçmiştir.

Birçoğunun hemen hemen şöyle özetleyebileceğimiz hayat planları vardır : iyi bir üniversiteye git, iyi notları al, en tepedeki firmalardan birinde staj yap, mezun ol, bu firma ile çalışmaya başla, kariyer basamaklarını tırman, çok güzel bir eş ile ödüllendiril, 2 – 4 çocuk yap ve çok güzel bir evin olsun.  Bu hedef onların motivasyonudur ve hergün bu planı gerçekleştirmek için vargüçleri ile çalışırlar. Ama planlar gerçek hayatla karşılaştığında, çok az plan uygulanabilir kalır.

Mike Tyson’un zamanında dediği gibi “ağzının ortasına yumruğu yiyene kadar herkesin bir planı vardır.”

Bu tip erkeklerin çoğunlukla karşılaştığı sorun, kendi yollarını çizeceklerine büyürken kendilerine sunulan anlatıları kabul edip hayatlarını yıllar hatta on yıllar boyunca süper egolarının yönetmesine izin vermeleri. “İyi çocuklar” dünyanın içsel bir etiği olduğuna, sosyal anlatının hayatı iyi yaşamanın yöntemini ortaya döktüğüne ve bir erkeğin bu anlatıya göre yaşaması durumunda ise iyi davranışlarının ödüllendirileceğine inanmışlardır. Bu dünya görüşü “karma” kavramında özetlenir. İyi şeyler iyi insanların başına gelir, kötü şeyler kötü insanların.

Sosyal uyumlu davranış

Muhtemelen en çok bilinen anlatı, erkeğin içinde yaşadığı sosyal grubun yararına olan anlatı. Örneğin erkeğin çok çalışan ve vergi veren bir vatandaş olarak topluma faydalı olması. Anlatı, erkeğin toplumun ihtiyacı olan ürünleri üretmesinin yanında maaşının da kamu – sosyal ürünlerinin satın alınmasında kullanılmasına yarıyor. Kendisi bu ürünleri kullanmasa bile. Bu sosyal ürünlerin amacı sosyal grubun toplam mutluluğunu arttırmak ve ideal bir dünyada, bu erkek vergi olarak ödediği parayı gerçekten kendi mutluluğunu arttırmak için de kullanabilir.

Yukarıdaki namuslu işçi ile hayatını suç ile kazanan bir erkeği ele alırsanız, önceki hem yasalara uyarar hem de yasa uygulayıcısı kurumları vergi verip destekler. İkincisi ise toplum düzenine zararlıdır zira hem yasalara uymaz hem de yasa uygulayıcı kamu kurumlarını besleyen vergiyi vermez.

Bu nedenle de sosyal anlatı toplum yararına davranışlar üzerinedir. Çocukların dua etmesi, sebze yemesi, otoriteyi dinlemesi ve kurallara uyması beklenir. Sosyal anlatı en yalın hali ile ahlaki bir hayatın nasıl sürdürüleceğine dair el kitabıdır. Ve bu el kitabını izleyen “iyi çocuklar” bu iyiliklerinin karşılığını alacaktır.  Açıkça anti – sosyal davranışları özendiren bir toplum uzun ömürlü olmacaktır zira temel sosyal sözleşme, sosyal bir grup olarak organize olmanın avantajları üzerine kuruludur.

Cinsiyetler arasındaki dinamik

“İyi çocuklar” çoğunlukla, kendilerine çocukluktan beridir yedirilen cinsiyetler arası anlatıları satın almış klasik beta erkeklerdir. Bu anlatılar tarih boyunca toplum yararına olan anlatılarla aynı amaca hizmet etmiştir. Zira toplum yararına olan bir cinsiyetler arası dinamik gerçekten vardır.  Atalarımız aile kurumunun ve biraz daha büyük ölçekte kabile kurumunun  herhangi bir insan grubunun temeli olduğunu keşfetmişlerdir.  Bir şekilde herhangi bir ülkeyi alıp parçalarına böldüğünüzde, en küçük temel birim olarak aileye ulaşırsınız. Toplum yararına olan cinsiyetler arası dinamik, aile kurumunun temelidir ve tarih boyunca cesaretlendirip ödüllendirilmiştir.

Bu tür toplum yararına olan cinsiyetler arası davranışlar çoğu dinin merkezinde yer alan prensipleri de içerir : sadakat, aldatmamak, onur ve görev kavramları ile  beraber erkeklerin çoğunun bir eşe ve çocuklara sahip olabileceği ve geleceğe yatırımlarının toplum tarafından garantilendiği bir sosyal düzen. Sonuçta, erkeğin karısını ve çocuklarını beslemek gibi bir görevi olduğu bilinir ve bu ödev erkeğe dayatılır. Aynı şekilde erkeğin iş gücü karşılığında, kadını ve çocuklarının onun liderliğini takip etmesi de bilinir ve ödev olarak kadına ve çocuklara dayatılır. Bir erkek bir kadınla evlenmek istediğinde, kadına teklif etmeden önce babasının iznini alır ve eğer izin verilir ise kadın baba evinden koca evine taşınır.

Bu düzen gelecek ailelerin istikrarlı olmasını sağlamış ve tarafların hepsinin yararına işlemiştir zira iki tarafın ailesi de işin içinde ağırlık taşımaktadır. Fakat birinci dalga feminizm ile beraber tarihten kopmaya başladıkça, feminizm geri besleme mekanizmalarına artarak işlemeye ve dramatik değişimler yaratmaya başladı. Öncelikle, boşanma eskiye göre çok daha yaygın birşey haline geldi. Önce kadın ve erkekler eğer belli koşullar meydana gelmişse boşanmaya başladılar. Bunu kusura dayalı olmayan boşanma takip etti. Yani “boşanmak istiyorum” diyenin diğerinde kusur göstermesine gerek kalmadı. Cinsel özgürlük kadının bir veya iki uzun süreli ilişkisi var diye defolu sayılmamasından bugün manosphere’de ” atlıkarıncada hoplamaya(*) ve bekar anneler salgınına geldik (**).

Ama “iyi çocuklar”a anlatılan masallar ise neredeyse hiç değişmedi. Ruh ikizi miti günümüz kültüründe “Disney Masalı” denilen ve “sonsuza dek mutlu oldular” mesajı içeren anlatı ile hala pazarlanıyor. Bu mit, kadını melek statüsüne çıkaran oneitis’in ve aynı zamanda “doğru” kadınla evlenmenin doyumlu bir hayatın anahtarı olduğu fikrinin de temeli.

Adam ol” anlatısı da değişti : Eski düzende erkeğin karısının ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılaması beklenirdi ve anlatıya göre erkek kendi çıkarını en sona koyarak emeği ve sorumluluğu ile bunu gerçekleştirirdi. Geçmişte bir erkeğin karısının ve çocuklarının sorumluluğunu alması beklenirdi ve bunun karşılığında ise evin reisi olurdu. “İyi çocuklar”a günümüzde de pazarlanan anlatı bu ama gerçekler çok değişti. Koca, popüler kültürde karısının hayallerini gerçekleştirmekten başka işe yaramayan bir komedinin figürü haline geldi.

Doğa, eğitim ve ödüller

Günümüzün “Biyoloji mi sosyal yapı mı” tartışmasının çoğunlukla görmezden geldiği şey, toplumun kendisinin bir yapı olduğu. İnsanların üreme, kaynak biriktirme, kan bağına sadakat, beslenme ve güvenlik gibi dürtüleri toplum olmadan da varolabilir ama toplum bu dürtülerden bağımsız olarak varolamaz. Çoğu dürtü gibi bu dürtüler de pozitif kazanımlar için sömürülebilirler  ya da uygarlıkların yok olmasına neden olabilirler. Bu nedenle bahsi geçen dürtüleri toplum yararına olacak şekilde dizginleyen, kontrol eden ve yönlendiren mekanizmalar gereklidir ki birçok sosyal anlatının doğumu bu nedenledir.

Ahlak, bu anlatıların temelini oluşturan ve davranışları, düşünceleri ve aksiyonları iyi ya da kötü diye ayıran bir sosyal yapıdır.  Doğa acımasızdır ve bulunduğu çevreye adapte olma yolu ile en güçlü organizmaların ve genlerin hayatta kalmasına izin verir. İhtiyacı olan birşey artık çevresinde bulunmayan organizma ya adapte olur ya da yok olur. Diğer organizmalara karşı az da olsa avantajı olan organizma, evrim oyununda diğerlerini yavaş yavaş yener.

Doğa “adil” olmaya çalışmaz zira temelinde “rekabet” vardır. Evrimin gözünden rekabet edemeyen organizma ya da gen kümeleri kötüdür ve rekabet edebilen genler veya organizmalar iyidir.  Evrim sürekli mutasyonlarla ve değişimlerle deney yapar.

Buna karşın insan ahlak sistemleri “adalet” üzerine kuruludur. Fakat adalet ve adil insan kavramlarıdır, doğal kavramlar değildirler. Her ne kadar insan bebeklerinin çok erken yaşlardan itibaren adalet duygusuna sahip olduklarını gözlemleyebilsek de, bu muhtemelen bizim sosyal bir hayvan olmamızı sağlayan yapının bir parçasıdır ve girdiler (fırsat eşitliği) üzerine değil daha çok çıktılar (paylaşma eşitliği) üzerine bir eşitliğe dayanır.

İnsan ahlak sisteminlerine bakarsak, ana sistemlerin ödev, sonuçlar ve ahlak olduğunu görürüz. “İyi çocuklar” en fazla birincisine odaklanır. Bu sistemde iyilikler ödüllendirilir ve bunun muhtemelen en bariz örneği Hristiyanlıkta iyiliklerin cennete bir yer olarak ödüllendirilecek olmasıdır. Bu, kişinin arzuladığı şekilde ödüllendirilme beklentisi ile, belli bir şekilde davrandığı tipik teşvik teorisidir. Bu, karılarına “daha fazla seks için ne yapmalıyım” diye soran evli erkeklerin dinamiğinin temelidir.

Fakat, bu ahlak görüşü doğanın gerçekliğine karşıdır. Doğa niyeti takmaz, sonuçlara bakar. Bir genetik küme artı mı eksi mi sonuçlar doğurur diye bakar.

Özet ve sonuç

İyi çocukların” dünyaya ışık tutmak üzere içselleştirdiği anlatının kendisi yanlış olmayabilir. Sadece geçmişte bir zaman diliminde toplumun insanlardan beklediği davranışlar ile bu davranışları ödüllendirip cezalandıran kurumlar arasında bir bölünme olmuştur. Toplum Skinnercidir (Burrhus Frederic Skinner) : toplum yararına davranışları teşvik etmek için anlatıları devreye sokarken, “iyi” davranışı daha da teşvik etmek için ödül ve cezalar koyar.

İyileşmekte olan mavi haplı erkeklerle genel olarak mavi haplı erkeklerin temel problemi “herşeyi doğru yaptım ama vaadedilen ödülleri neden alamadım” şeklinde özetlenebilir. Birçok mavi haplı, herşeyi kendilerine belletilen mavi hap anlatısının kitabına göre yapmış olmalarına rağmen, piç kötü çocukların daha fazla seks ile ödüllendirildiğine şahit oldukları için uyanmaya başlarlar. Çalışkan, sorumlu ve sadık işçiler olmalarına rağmen, kendilerinden yıllar sonra işe başlayan Psikopat Patrick’in köşe ofisi kapması, mükemmel bir eş ve baba olmalarına rağmen, karılarının süpriz bir boşanma davası açması ile karşılaşırlar.

En temel seviyede bu etki – tepki hipotezine indirgenebilir. “İyi çocuklar” toplumun kendilerini inandırarak yetiştirdiği anlatılara göre davranırlarsa, iyi işlerle, iyi evliliklerle ve iyi hayatlarla ödüllendirilecekleri hipotezini takip ederler.  Fakat bu etki – tepki ilişkisini yöneten sosyal mekanizma çoktan daha ilkel, tartışmasız bir şekilde doğaya daha yakın bir forma dönüşmüştür. Bu nedenle iyi çocukların hipotezi hata vermektedir. Zira Batı toplumu çoktan ahlak temelli olmaktan sonuç temelli olmaya değişmiştir.

Bunun anlamı, ödül ve cezaların artık kuralları takip etme temeline göre değil de aksiyonların sonuçlarına göre dağıtılıyor olduğudur. Statünün, değerin ve diğer ödüllerin “iyi” olana göre değil de “ne işe yarıyorsa ona göre” dağıtıldığı bir topluma dönüştük. Sonuçta eğer kuralları takip etmenin sonuçları istediğin gibi olmuyorsa, kuralları takip etmenin mantığı nedir?

Çeviri : The Red Pill Logic : Good Boys

(*) cock carousel – yarrak atlı karıncası ki Türkçe’de kucaktan kucağa hoplamaye denk gelen bir kavram. Bazı kadınların 20lerinde kötü çocukların kucağından kucağına atlamasını belirtir.

(**) Single mom – Batıda çok yaygın olan ve kadınların sağlayıcı iyi çocukları pas geçmesini sağlayan mekanizma. Kadın kötü çocuktan hamile kalır ve doğurur. Çocuğuna iyi çocukların ödediği vergileri kendisine aktaran devlet yardımlarıyla bakar ya da aç bir betaya ara ara vererek baktırır. Burada single mom kocası ölmüş veya terk etmiş kadınları değil, serserilerden sorumsuzca evlilik dışı hamile kalan kadınları belirtir.

3 temmuz 2018 tecavüz iftirası rezaleti

Sözlükte 3 temmuz 2018 tecavüz iftirası rezaleti diye taze bir başlık var :

bendenize sarmadan bir süre evvel mahmut’un onu taciz ettiğini, bir türlü mahmut’tan kurtulamadığını, mahmut’un kapısına gelip ‘aç o kapıyı konuşacağız pelin su’ diyerek kendisini tehdit ettiğini anlatmıştı. pelin su başaka bir zamanda, mahmut’un ofiste göğüslerine dokunarak onu taciz ettiğini anlatmıştı ama hikaye bana mesnetsiz gelmişti, pelin su’ya “acaba adama neler yapıldı da o raddeye geldi” diye sormuştum.

70 tl hesap ödediğime göre en az 4 bira içmişim. canlı müzik çalınan bi’yere gidiyoruz, serpil ortamı seviyor, çağlayan arızaya bağlayana kadar kalıyoruz. çağlayan arıza lambasını yakınca kalkıyoruz. canlı müzik eşliğinde 3 bira da orada içiyorum.

pelin su’dan yanıt geliyor, şuradayız rakı içiyoruz sen de gel diye. rakı içemem çok bira içtim diyerek reddediyorum, zaten kapının önündeyim. ısrar ediyor, daha önce bi’kaç kez girmeyi denediğim ama sap sap giremediğim ya da girişteki tiplerden irrite olup girmediğim mekanın adını veriyor, dans ederiz diyor. işte buna hayır diyemem diyorum kendi kendime.

dans etmeyeli yıllar olmuş zaten. dans iyidir, enerji boşaltır, kafa dağıtır, yorar ve uyutur. tamam diyorum, apartmandan iniyorum.

bu arada 2 ya da 3 bira daha gömüyorum ve pelin su’ya diyorum ki …

ve giriyoruz, koltuğa götürüyor beni, pantalonunu çıkarabilirsin diyor, ben böyle şeylere açığım diye de ekliyor. bunu daha önce de söylemişti, böyle şeylere açığım. kafam taşşak gibi, karnım da aç, neye açıksın acaba diye soramayıp bayılıyorum. sabah uyanıyorum, bura nere lan? odaları geziyorum, aha pelin su. üzerinde benim gömleğimle yatıyor.

geyik amaçlı zıplayıp yatağa giriyorum, 1 saat sonra mesai var ama geyik ve şaka peşindeyim. ‘sevişeceğiz’ diyorum.

gözler çapaklı falan. gecenin sevişmeyle bitmemiş olmamasına şaşırıyorum sadece, o kadar mı içtim lan acaba? hayır deyip çıkıyor yataktan, duşa gidiyor. derin bir oh çekip ben de çıkıyorum. mal gibi yatakta kalmak da vardı hafizanallah. cüzdan ve kontağı alıp evden çıkıyorum, çıkarken de, durumu daha zorlaştırmadığın için teşekkürler diyerek yaptığım yersiz şaka için özür diliyorum.

Yazının başlığından da anlayacağınız gibi sonrasında Pelinsu adama tecavüz iftirası atıyor ve olay yargıya gidiyor.

İbretlik. Bu aşamada bahsi geçen hasta kadınlara küfür etmek kolay ve haklı bir egzersiz ama bu devirde bu hatunlar artık varlar ve kendinizi bunlardan korumanız lazım. Bunun en iyi yolu da bu kadınlarla bu duruma düşmemek.

Yazıyı yazan arkadaş aşağıdaki her biri tek tek başa bela olabilecek hataların hepsini birden yapmış.

1-) Çok sarhoş olmuş, 9 veya 10 bira içmiş. Büyük hata. Asla bu kadar sarhoş olmayın. Başınıza herşey gelebilir.

2-) Bu kadar sarhoşken kızın evine gitmiş. Büyük büyük hata. Eğer bu kadar sarhoş olursanız mantıklı düşünemeyeceksiniz ama bir kadınla aynı mekanda yalnız bulunmayın. ASLA. Büyük büyük hata.

Eğer o gece çapkınlık yapacaksanız içki içmeyin ya da çok içmeyin. Elim boş durmasın diyorsanız gazoz için. Ciddiyim. Cesaret için sarhoş olmaya ihtiyacınız yok. Varsa yeterince maskülenleşmediğinizin güzel bir işareti bu.

3-) Kadının kendi de sarhoş. Bu çok büyük hata. Hatunlar sarhoşken pişman olacakları şeyler yaptılar mı (örneğin aç bir betayla aynı evde kalmak gibi), sabah ayılıp da pişmanlık çökünce “lan ben böyle betaya vermem normalde aslında tecavüze uğradım” diye hipergamilerini rahatlatabiliyorlar. Bunu #MeToo akımında çok gördük. Feministler şu an harı harıl sonradan pişman olan kadının yaptığı seksi tecavüz sayacak yasalar çıkarmaya çalışıyorlar. Aziz Ansari’nin sikini ağzına alan hatun sonradan pişman olunca “sana seni istemediğimi belli etmeye çalıştım ama sen anlamak istemedin” diyebiliyor (ağzına almasan belki anlamak isterdi).

Bu arada :

dans etmeyeli yıllar olmuş zaten. dans iyidir, enerji boşaltır, kafa dağıtır, yorar ve uyutur. tamam diyorum, apartmandan iniyorum.

Yerim senin dansını. Sen oraya Pelinsu’yu sikme imkanı çıkar mı diye gittin. O kadar içkiden sonra eve gidip yatmalıydın ama açlık mantığa galip geldi.

4-) Kadın iş arkadaşı. FELAKET. Bakın artık kadınlar arasında bu bir düşünce olarak yayıldı. Benim hatunun (zerre feminist değildir) iş yerindeki evli ve çocuklu bir beta, pazar sabahı hatuna pat diye “vücudun çok güzel spor mu yapıyorsun” diye mesaj atmış. Mala birşeyler söyledim anlatmayım. Ertesi gün hatun pat diye “bu tacize girer galiba ben bir insan kaynakları ile konuşacağım” dedi. Kıza ben hallettim saçmalama dedim ve malın hayatını kurtardım. Ama kız yalnız olsa idi ya da erkek arkadaşı feminen bir beta olsa idi sıçtıydı. Evlisin, kız iş yerinden ve ilk mesaja bak amk. Elemana erkekadam.org linki göndersem mi acaba 😀 Neyse kısacası bu tür iş yeri tacizi propogandası kadınlara çok yapılıyor ve en normali bile etkileniyor. İŞ YERİNDEKİ KADINLARDAN UZAK DURUN.

5-) Daha önce başkasına taciz iftirası attığını bildiğin hatunu almak APTALLIK.

Cinsel açlık başa bela. Ama bu devirde büyük bela.

Üç soru üç cevap

T.O. sormuş :

Selamlar Mahmut Abi.

3 tane soru soracağım.

1-) Üniversite sınavına hazırlanan bir öğrenci bir nevi monk mode’a mı girsin? Önerin nedir bu konuda?

2-) Çoğu sosyal ortamda erkek-kız konuşmaları açıldığında meriçlerin de desteğiyle erkeği itin götüne sokma ve buna karşı çıkanları da kadın düşmanı kategorisine koyma çabası var. Bu tür durumlarda tavrımız ne olmalı?

3-) Son zamanlarda bazen tv açıp kadınların tek veya eşiyle beraber katıldığı programlara göz atıyorum. KH resmen “Al bak işte. Dediklerimde yanlışlıklar yok.” diyor. Kadınların da kendi aralarındaki shit test yağmuru da açıkça görünüyor. Bu kadınların da hemcinslerine attığı shit test atma olayı da bana keyifli geliyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?

Gelecek seneki sınava girecek adamlar bu yaz 2 hafta tatil yapıp çalışmaya otursunlar.

3 tane cevap vereceğim :

1-) Evet mutlaka girsin. Lise insanın en çok kanının kaynadığı ve hayatının en güzel çağı sandığı bir dönem ama aslında hayatın en güzel dönemi 20ler. Lise çağında çoğu erkeğin zaten kızlarla bir başarı şansı yok. Bu dönemde yapılabilecek en iyi şey eğer üniversite sınavına hazırlanılıyorsa tamamen buna konsantre olmak. Bunun yanında da spor ve / veya hobi olabilir. Özellikle son 1 sene tamamen monk moduna girin.

Kağıttan Kaplan yazısını mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Orada bu konu hakkında şöyle demiştim :

Aynı örnekten gidersek, o dayağı önemli bir toplantıdan birgün önce de yemek istemezsiniz. İnsanın hayatındaki önemli dönemeçlerde, benim hem hayatını düzene koy hem de kızlara yürü felsefem (tam olarak paralel değil, belki disiplin 4 – 6 ay pratik edildikten sonra yürümeler başlayabilir) zararlı olabilir. Bunun sebebi şu. Siz ne kadar öğretiyi hatmedip disiplini sağlarsanız sağlayın, ilişkilerde alfa davranışlar gösterecek kadar çelikleşmek, bir iki tavında dövülme gerektirir. Yani ilk bir – iki ilişkinizde sağlam betalık yapıp tekme yiyeceksiniz. Yılların betalığını öyle düşünce gücüyle sakin sakin atamazsınız. İşte bu yanmaların üniversite sınavı gibi bir şeyin hemen öncesinde olması sınavda ayağınızı kaydırabilir. Bu nedenle yürüme kısmını yapmamanız daha hayırlı.

Yanlış anlamayın. Tehlike yürümelerin başarısız değil başarılı olması. Reddedilmek sizi pozitif bir MGTOW dönemine bile sokabilir. Bende öyle olmuştu mesela. Lisenin ve aile ile yaşamanın kısıtlayıcı hayatından kurtulmak ve ortaokuldan bozma bir üniversiteye değil de iyi bir üniversiteye gitme motivasyonunu ateşleyen lisedeki abazanlığımdı ve derece yapıp üniversite kazanmamı sağladı. 16 – 17 yaşlarımda zoraki MGTOW yaşamamı boşa giden zaman olarak görmüyorum. Şimdi olsa yine aynısını yaparım. O sayede 23 yaşından itibaren kendi parasını kazanan, kendi evi olan ve bekar bir erkek olarak hayatın tadını çıkarabilen biri oldum. Üniversitede part – time çalışmadan okuyamayan biri olmama rağmen.

2-) Bu tür ortamlarda gerekmedikçe bulunmayın. Çoğunlukla erkek erkeğe takılın. Okul ve iş ortamında bu tür ortamlara sürekli girmeniz gerekiyor farkındayım ama ortalama bir beta bu ortamlara olması gerektiğinden çok fazla giriyor. Ama bu gerekli sosyalleşmede bile asla kadın – erkek ilişkileri tartışmalarına girmeyin.

Sizin farkına varmadığınız şu : kadınlarla kadın – erkek ilişkisi muhabbetine giren erkeğin kendisi uydudur ya da o konuşma sırasında uydudur. Siz konuşmada ezilin ya da ezin zaten başından batmışsınız. Bu tür konulara kadınlarla giren erkek, bu konularda kadınların tarafını alan uydulardan daha az feminen değildir.

Kadınlarla kadın – erkek ilişkileri konuşmalarına giren adam gelip burda “meriçler kadınların yanında duruyor beni eziyor” diye ağlamasın. O ezilmeyi sonuna kadar hakediyorsunuz.

3-) Kadınlar birbirlerine shit test (fitness test) yapmaz. Bunun yerine birbirlerini cinsel pazarda diskalifiye etmeye çalışırlar.

 

Naz mı yapıyor, istemiyor mu?

Okuyucu Özgür sormuş :

Şu “Naz” ile “Reddedilme” arasındaki ince nüansı anlatabilir misiniz ey editörler? Shit test ve Yürüme Davetiyesi bu kavramların neresinde kalır acaba?

Hadi bu konuyu da tarihe gömün ki zavallı Türk erkeklerine bir hizmetiniz daha olsun.

Hatta kadın milletini de şu farklı 2 sıkıntıdan kurtarmış olursunuz: “Üff ya ne anlamaz adam, ille taciz diye şikayet mi etmeliyim” ya da “Gel dedim ama bir türlü gelmiyor, bir bayan olarak ben nasıl teklif ederim ki!”

Böyle bir soruyu duyduğumda aklima, bir ara beraber çalıştığım Moldovyalı bir kızın işteyken sorduğu şu soru gelir :

“How many times do I need to say no to a Turkish man to mean no?”

(Türk erkeğine hayır anlamı vermek için kaç kere hayır demem lazım).

Naz ile reddedilme arasında arasında aslında çok fark var ama yokluk zihniyeti ile fazla düşünmek yerine tarafsız gözlemlemek lazım. Naz dediğin hafif bir neşe ve gülümseme ile olur. Bazı aptal kızlar bunu kibirle yaparlar ama kırmızı haplı bir erkek böyle kızlarla uğraşmaz.

Hiç gülümseme yoksa reddir (gülümseme olması illa evet anlamına gelmez).

Shit test ve yürüme davetiyesini öğrenen çoğu genç bunları çok yanlış bağlamlarda kullanıyorlar. Shit testi öğrendikten sonra bunu abartıp kadının reddedişini shit test sayan çok. Aradaki farkı anlamak istemeyen için olaya shit test demek çok kullanışlı. Öyle ki kız adamın suratına tükürse “yarabbi şükür shit test” diyecek.

Yürüme davetiyesi de aynı. Yürüme davetiyesi anlık ve o an yürüyüp yürümeyeceğine karar vermene yardım edecek bir cesaretlendirici şey. Sonradan üzerine düşünülüp de fırsat kaçınca bir daha çıkar mı diye beklenecek bir şey değil. O an cesaret edip kullanmadıysan, unutacaksın. Eğer “acaba neden sağa doğru 45 derece açıyla göz bebekleri 0.5 mm saniye büyürken benle 0.01 saniye göz göze geldi” diyorsan gider konuşur anlarsın. Bunun YD mi değil mi olduğunu, sana özellikle olayı görmemiş kimse söyleyemez. Açık bir YD olmadığı sürece.

Temel problem yokluk. Fazla analiz ve sürekli düşünme.

Kırmızı haplı çocuk (şu yazıyı okuyun) bir kıza mesaj attıktan sonra kız kendini hatırlatana ya da mesajın içeriğinde belirlenen buluşma gelene kadar kızı unutur.Bakın bu mümkün ve doğal olarak yapabileceğiniz bir şey. Öyle ki bazen kızı istemeden tamamen unutabilirsiniz.

Kıza mesaj attın  ve kız cevaplamazsa olay basit : bir ya da iki gün sonra bir tane daha mesaj atarsın. Bir önceki mesaja niye cevap vermediğini sorarak kıza “ben kocaman bir kaybedenim” diye bağırmadan ve o mesaj atılmamış gibi yaparak. Örneğin kıza birşey yapmayı tavsiye etti isen, ikinci mesajda birincisi atılmamış gibi aynı şeyi yazabilirsin.

2 kere şans verdiğin kız eğer sana ilgisi varsa senin için fırsat yaratır. Bir kız iki kere dışarı çağırıyorsan ve ikisinde de kızın planı varsa o kızdan büyük ihtimalle iş çıkmaz. Bakın iş çıkma ihtimali sıfır değil ama böyle kızları NEXTlediğinizde on tane ilgisiz kızla vakit kaybetmeyi engellerseniz biri aslında ilgilidir ama vakti yoktur.  Ama o da büyük ihtimal sonra sizi arar. Herhangi bir kızın özel olmadığını bilen kırmızı haplı için 1 kere ilgili kızı kaçırabilirim belki ama 10 kere vaktimi kurtaracağım tercihi akıllıcadır.

ONEITIS mitini kafasından atan erkek için kadın – erkek ilişkileri istatistik işidir. Erkek istediği sonucun olma ihtimalini arttıracak seçenekleri tutar, diğerlerini ise bırakır.

2 İleri sonra geri dönüşsüz bir geri

Soru hep şu : “mesaj attım cevap vermedi. Ne yapayım?” Sonra bir mesaj daha at ve kızı unut. Cevap verirse devam. Vermezse unutmuş olman lazım zaten. Kız gibi “acaba cevap verecek mi” diye sürekli düşünüyorsanız (böyle şeylere nasıl vakit buluyorsanız) o sizin feminenliğiniz.

Böyle unuttuğunuz kızı sonra bir vesileyle bir ay sonra hatırladığınızda red yediğiniz kesin anlarsınız. O da hatırlarsanız.

Yürümede de olay basit. Kız soğuksa, gülmüyorsa ve muhabbeti sürdürecek adım atmıyorsa bunu otomatik shit test sayıp 2 dk istifini bozmadan konuşursun. 2 ya da 3 dakikada (eğer yürüme değil buluşma ise 10 dk) içinde ısınmıyorsa red yediğin kesin. Hemen uzaklaş (eğer buluştuysanız kısa kes).

Arada bir nazı red sanıp kızı aramazsam? Kızın kaybı. Daha iyi sinyal verseydi ya da hızlı davransaydı. Kendi kaçırdı. “Ben ödülüm” mantalitesinde isen kızın gerekli sinyalleri açıkça vermeyerek kaybettiği bir değerli erkek olman lazım.

NOT 1 : Burada tabii şu acımasız gerçeği de yazmak lazım : Kadınlar yüksek değerli gördükleri erkeklere karmaşık sinyal verip onu başka kadına kaybetmekten korkarlar. Naz mı red mi anlayamama sebeplerinden biri kadının erkeği olsa olur olmasa da olur görmesidir. CPDniz yüksekse daha direk mesaj alırsınız.

Eğer kağıttan kaplan değil de gerçek bir kaplan olmak için çabalarsanız, sinyaller daha barizleşmeye başlar.

NOT 2 : Rollo üstad yazmış, okuyun (3 Buluşma):

Kesin ve hızlı uygulanabilir “Oyunun Angajman Kuralları”nı yazmanın temel problemi bir adamın o an hedefinde olan hatunla ilgili hep özel bir durum olacak olmasıdır. Böyle birşey yoksa bile erkekler genellikle “bu kızda özel birşeyler var” diye hissederler. Tabak Teorisinin Oyunun entegre bir parçası olmasının nedenlerinden biri, erkekleri daha önce sahip oldukları ve kendilerine kazara ilgi gösteren her kadını hemen özel bir kar tanesi sanma betalığını atmaya zorlamasıdır. Bir beta için kendisine ucundan da olsa IOI (Indicator of Interest – İlgi Göstergesi) veren bir kadın bulup, yokluk zihniyetinden dolayı onu gökden düşmüş bir meleğe çevirmemek çok zordur. Düşünsenize, çölde açlıktan gebermek üzere olan birine tuzlu kraker bal – kaymak gibi görünecektir.

Risk ve Ödül

“Oyunda”, bir kadına fazla yatırım yaparak diğer fırsatları kaçırma ile yeterince yatırım yapmayarak o fırsatı kaçırma arasında hassas bir denge vardır. Kadın, kendi oyunu gereği, uzun süreli ilişki veya cinsel ilişki potansiyeli konusunda, erkeğin kafasını karıştıracaktır. Bu önceden kabul edilmiş şüphe, aslında kadınların yararına bir sosyal baskıdır : biraz daha sabırlı olsan, ah biraz daha yatırım yapsan, hayatının kadını ve çocuklarının anası ve dünyanın en iyi amı ile ödüllendirilebilirsin – bunu şimdi mahvetme!