Pook’un Kitabı – 15 Ders – İkinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Birinci Ders

Kadın ardında bir erkek ile eve girdi. Erkek, birazdan olacağını düşündüğü “yakınlaşma” yüzünden kulaklarında gülümsüyordu. Ama eyvah, kadın birden erkekler hakkında atıp tutmaya başladı.

“Eski erkek arkadaşım piçin tekiydi”, diye başladı. “Neden erkekler bana kötü davranıyorlar?”

Erkek bunun üzerine Bay Duyarlı’ya dönüştü. “Sakin ol” diye mırıldandı. “Onlar senin ne kadar mükemmel bir kız olduğunu bilmiyorlar! Sen her açıdan güzelsin, sevimlisin, büyüleyicisin ve başdöndürücüsün. Ama bu geri zekalılar bunu göremiyorlar.”

Kız “sen çok iyisin! Ne kadar iyi bir arkadaşsın!” diye devam etti. “Sana erkeklerle olan diğer problemlerimi de anlatmama izin ver …”

Ve erkek, biraz önce olabilecek “yakın aksiyon” ile heyecan içinde olan erkek, şiddetli bir hayalkırıklığı ve içinde yankılanan boş bir his ile evden çıktı. “Arkadaşlık sayesinde, aşkın eninde sonunda ortaya çıkacağını düşünmüştüm. Ne kadar da yanılmışım! Kız seni arkadaş olarak görürse, en fazla arkadaş olabiliyorsun.”

Erkek eve girerken, kapının üzerinde bir yazı olduğunu farketmişti. O zaman, o yazıyı okumayı düşünemeyecek kadar heyecanlı idi. Şimdi evden çıkarken, yazıyı okudu.

Arkadaşlık – Girerken sahip olduğun tüm umudu kapıda bırak!

“Ama neden Pook? Arkadaşlık neden umutsuz olsun!? Ben arkadaşım olan kıza aşık olabiliyorum, onlar da aynısını yapmıyorlar mı?”

Pook bunun üzerine bir kadın çağırdı. Kadın bir ateş topunun içinde belirdi (muhtemelen tüm kadınların ait olduğu yerden geliyordu …).

“Ey kadın, söyle bana! Neden arkadaşın olan erkeklerin peşinden koşmuyorsun?”

Kadın birinin kendisine böyle bir soru sorabilmiş olmasına şaşırmış gibi baktı. “Çünkü, onlar sadece arkadaşım olduğundan.”

“Ama onlar sana aşık olmuyorlar mı?”

“Evet oluyorlar. Arkadaşım olan erkekler bana sık sık aşık oluyorlar.”

“Doğruyu konuş madam, sen ve arkadaşın olan erkekler birlikte ne yaparsınız?”

“Hıım, takılırız. Bol bol konuşuruz.”

“Konuşmak? Ne hakkında konuşursunuz?”

“Her şey. Aklımıza gelen her şey hakkında.”

“Ve onlar sana aşık oluyorlar.”

“Evet.”

“Tamam” dedi Pook. “Artık aradığımız cevabı bulduk. Şimdi gidebilirsin.” Ve kadın geldiği gibi bir ateş topunun içinde gözden kayboldu.

“Ne cevabı?”

“Nedeni, erkek ve kadın cinsiyetinin farklı olması. Söyle bana genç adam, erkek arkadaşlarınla birlikte iken neler yaparsınız?”

Genç adam düşündü. “Basketbol oynarız. Şehirde arabayla gezeriz. Video oyunu oynarız. …”

“Sen ve erkek arkadaşlarınız oturup duygularınızdan ve hayatınızın nasıl gittiğinden konuşur musunuz?”

Genç adam sinirlenmişti. “TABİİ Kİ HAYIR!”

“İşte cevap bu. Erkekler sırf konuşmak için bir araya gelmezler. Biz bir şeyler yapmak için bir araya geliriz. Kadın arkadaşlarımızla birlikte iken, çok daha fazla çene çalarız. Biz konuşma, duygularımızı ve deneyimlerimizi paylaşma gibi şeyleri romantik olarak ilgilendiğimiz kadına sakladığımız için, kadın arkadaşlarımız ileyken aklımız karışır. Bu nedenle de onlarla romantik olarak ilgilenmeye başlarız.”

“Ama Pook, ya kadınlar?”

Pook tepelerinden geçen telefon hatlarını işaret etti. Hatların arasında elektrik arkları akıyor ve parlıyordu.

“Telefon hatları! Yanıyorlar!”

“Kadınlar bir araya geldiklerinde ne yaparlar?”

Genç adam ateşler çakan telefon hatlarına baktı. “Konuşurlar!”

“Ne hakkında?”

Kıvılcımlar üzerine yağarken genç adam biraz düşündü. “Her şey hakkında!”

“Kadınlar genellikle bir araya gelip sadece bir şey yapmaya alışık değillerdir. Bu nedenle arkadaşları olan erkeklerle bir araya geldiklerinde, onların da kafası biraz karışır.”

“Anlıyorum …”

“Bu nedenle arkadaş olalım yolunu unut. İlgini çeken bir kadın gördüğünde, ona romantik ilgi ile yaklaş. Eğer seni arkadaş olarak görürse, her zaman arkadaşı olarak kalırsın.”

Sonraki Bölüm : Üçüncü Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Birinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Arzu ile dolup taşan bir genç erkek, çok güzel olduğunu düşündüğü bir kız gördü. Kız etrafta dolaşıyor ve kendi işine bakıyordu.

Genç adam içinden “onunla konuşmalıyım” diye geçirdi. “Gidip konuşmalıyım!”

Ama vücudu kendisine itaat etmiyordu. Orada öylece durdu ve sıcak basmasına ragmen göz ucuyla kızı izlemekten başka bir şey yapmadı. Kız sonunda gözden kayboldu ve genç adam kendisine daha fazla lanet okudu.

Sonra, öncekinden de güzel bir kadın belirdi!

Genç adam içinden “gidip merhaba demeliyim” diye geçirdi. Ama buna rağmen yine orada heykel gibi durup için için yanmaktan başka bir şey yapmadı. “Bu kız benim ligimde değil. Benim gibi bir erkeğe asla yüz vermez!” Kıza hiç yürümedi ve kız bir süre sonra gözden kayboldu.

Ve sonra, önceki iki kızdan da daha güzel bir kadın belirdi!

Genç adam bir şekilde bu kıza yürüdü. Tedirgin bir şekilde “merhaba” dedi. Kız hoş biri idi. Genç adam en sonunda kızın telefon numarasını istedi, ama kız telefon numarasını vermeyi reddetti. Genç adam başarısız olmasına rağmen, denediği için kendisini çok daha iyi hissetti.

Birden hatasının farkına vardı.

“Reddedilmek, pişmanlıktan iyidir”

“Unutma” dedi Pook. “Değişim azar azar olur. Daha önce hiçbir fırsat görmüyordun. Şimdi ise etrafında birçok fırsat görüyorsun ama onları değerlendiremeyecek kadar tereddütlüsün. Yavaş yavaş, daha fazla farkına varmaya başladın.”

“Ne demek istiyorsun?”

“Kendini tereddüt içinde bulduğunda, her zaman harekete geçmeyi seç. Hoşuna giden bir kız gördüğünde orada saksı gibi dikilme, öküz gibi bakma ve “mükemmel anı” bekleme. Yürü, yürü, yürü!”

“Pook, yapamam. Biliyorsun … kendime güvenim yok. Bende o kendine güven yok!”

“Sen SEBEP ve SONUCU birbirine karıştırıyorsun. Tereddüt içindeki ruh halinin sebebi kendine güveninin olmaması değil. Sen istediğin, arzu ettiğin şeyi elde edemedin. Tereddüt içindeki ruh halinin nedeni budur.”

“Ne?”

“Bir kısır döngüye kapılmışsın. Tereddütlüsün zira işlerin istediğin gibi gitmesine alışık değilsin. Ve işler hiçbir zaman istediğin gibi gitmeyecek zira sürekli tereddüt içindesin. İstediğin şeyi görüyorsun, tereddüt ediyorsun ve fırsat penceresi kapanıyor. Sonra bu bird aha olur. Bir daha. Bir daha. Harekete geçmemeyi her seçtiğinde, kendini biraz daha reddediyorsun.”

Pook devam etti. “Tereddüt döngüsünün insanı götürdüğü yer budur. Senin Tereddüt dünyanda, her döngüde erkekliğini biraz daha fazla törpülersin ve sonunda tam teşekküllü bir İyi Çocuğa dönüşürsün. İyi Çocuğa dönüştükten sonra, tereddütünü ortadan kaldırmak için yürümeni risksiz yapmaya çalışırsın. Ve sonra hediyeler vermeye, şiirler yazmaya, çiçekler almaya ve aşkını ilan etmeye başlarsın. Olmayan sinyalleri, sonunda senin onların olmasını istediğin anlama gelene kadar defalarca analiz etmeye başlarsın. Ve en sonunda, onu tanrıça mertebesine çıkarıp önünde diz çökerek ona tapınmaya başlarsın.

“Eğer daha az acı ile muhtemel bir çok acı arasında tercih yapabilme şansımız olsa, her zaman daha az acıyı seçmeye meyilliyiz. Ergenliğinde, bir kıza yürüyüp ve başarısız olduğunda herkesin seninle dalga geçtiğini düşündün. Bu doğru olsun ya da olmasın, sen bunun doğru olduğunu düşündün.  Bu, senin kısır döngüde hapsolmanın nedenidir.”

“Ama Pook! Bu döngüyü nasıl kıracağım?”

“Harekete geçmeme kararının, harekete geçmekten daha acı verici olduğunun farkına varacaksın. Çocukluk bitti artık. Artık bir ERKEKSİN. Kızlara yürümek zorundasın. Bundan sonra her zaman harekete geçmeyi seç. Yıllarını tereddüt içinde yaşamakla heba etmiş olanlarımız, reddedilmenin her zaman pişmanlıktan daha iyi olduğunu biliyorlar. Her zaman.”

Sonraki Bölüm : İkinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

SoSuave forumuna Pook tarafından yazılan ve Gubby tarafından derlenen yazılar

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

Derleyenin Notu

Bu yazıları sizin okumanız için derledikten sonra bir feragatname yazmam gerekiyor.

Ben “Pook müridi” değilim. Herkes gibi Pook’un da kusurları var. Aslında, buraya aldığım yazıların bir kısmına katılmıyorum. Ama bunları yine de okumak istedim zira bu yazılarda bir farklı bir bakış açısı var ve belki bir gün daha bilge ya da Pookçu olduğumda fikirlerimi değiştireceğim.

Pook basit baştan çıkarma sanatının ötesine giderek adına HAYAT denilen bize büyük resmi gösteriyor. ÖZGÜRLÜĞÜ gösteriyor.

Pook, tanıtım olarak en başa koyduğum yazıda, Pook karşıtı bazı sorunlar hakkında konuşuyor. Bence bir kişi bir grup içinde çok büyük bir şöhrete sahip olduğunda, o gruptan biri çıkıp onu kendilerinden daha iyi olma KİBİRİNİ gösterdiği için eleştirecektir. Bu çok şaşırtıcı değil.

Herneyse, eğer bu kitabı okuyorsanız, zokayı yutmuşsunuzdur. Zırlamayı bırakın. Biliyorsunuz, hepimiz Pook’u çok seviyoruz.

Bir de, kendi kitabını derle piç herif.

 Giriş – Bir Pook, Sadece Pooktur!

https://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=13101&page=3

SoSuave forumunda bulunmamın tek amacı, kendime yardım etmek. “Otorite” ya da “şöhret” olma konusuna zerre ilgim yok. Tek amacım kendi kusurlarımı düzeltmek ve hayatı keşfetmek. DJ Bible[1], forumun işleyişi ya da forumun yöneticileri gibi şeyler de umrumda değiller.

Bir forum yazısı yazdığıma, temelde kendimle konuşuyorum. Yazı yazmanın bana yardım ettiğimi keşfettim. Zaten yazıların “İpuçları” kısmında çıkmasının nedeni de bu. Eğer bu yazdıklarımı tartışmak istese idim, onları “Tartışmalar” kısmına yazardım. Birçok kişi aradaki farkı anlamıyor. Yazılarımın altında atıp tutuyorlar ve neden cevap verdiğimi anlamıyorlar. Hiçbir şeyi tartışmaya gerek yok. Yazılar genellikle çok uzun oluyorlar zira ben zaten soruları yazıların içine koyuyorum.

Son zamanlarda şöyle bir akım başladı : insanları yazıları görmüyorlar, tek gördükleri “Pook”. Bu nedenle ne zaman bir “Pook” yazısı yayınlansa, insanlar “pook tuzağı” kurmaya başlıyorlar (Ice-Pick tarafından yaratılan bir terim). Bunun güzel bir örneği, “Alışkanlık herşeydir” başlığı. Benim hayatımda daha bir berraklık yaratan basit bir mesaj, anlamsız cevapların altında boğuldu.

Benim buradaki misyonum Pook’u düzeltmek. Aslına bakarsanız bundan başka hiçbir şeyle ilgilenmiyorum. Bir şey bana yardımcı oluyor ise bunu masaya koyuyorum çünkü bazılarınızın da aynı problemleri olabilir. Eğer yazı size Latince gibi geliyorsa, yazıyı umursamayın. Hepimiz kendimizi düzeltmek için buradayız. Zira odak kendi üzerimizde.

Benim düşünceme göre kendi Büyük Değişimim problemin kadınlarda değil bende olduğunun farkına vardığımda meydana geldi. Bu nedenle “kadınlara odaklan / kadınları kontrol etmek / taktikler” gibi yazılara verip veriştiriyorum (ya da daha doğrusu onlar bana verip veriştiriyorlar). Sizin problemlerinizin çözümü kadınlarda değil ama kendinizde. Ama problemin kendinizde olduğunu anlamak ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK gerektirir. İyi Çocuk ise her zaman haklıdır ve DÜNYA / KADINLAR kötüdür. Ama olay tam tersidir. İyi çocuk yanılıyor ve KADINLAR haklılar.

3-4 yıldır bu forumdayım. Geçmiş yazılarıma baktığımda, A’nın nasıl B’ye, B’nin de C’ye çıktığını, vs. görebiliyorum. Örneğin, “O Çaresizliği Öldür” yazısı (benim için) “hileler” ve “taktikler” kapısını bir daha açılmamak üzere kapattı. Peki bunlar yerine yapılacak başka neler vardı? Bu yazının ardından cinselliği, cinsel birleşmeden ayıran “Erkek Ol” yazısı geldi. Bu yazı da benim için tüm o saha (yatak) raporlarının kapısını çarparak kapadı. Günümüzde cinselliği sadece seks ile ilgili şeylerle tanımlıyoruz ama gerçekte cinsellik cinsel birleşmenin ötesinde bir şey.

Bu nedenle, kadın ve erkek bir değil ikidir. Herkes cinsiyetsiz olabilir. Be cinsiyetsiz olmak bir erdem, maskülen olmak ahlak bozukluğu değildir.

Günümüzde kim “kadın” ve “erkek” (cinsiyetleri) cinselleştirilmiş formda aslında yoklar diyor? Evet, cinsiyet teorisyenleri!

Cinsiyet teorisyenleri maskülenitenin ve feminenliğin sosyal dayatmalar olduklarını iddia ediyorlar. Bir başka deyişle, bunların yapay olduğunu söylüyorlar. Bu teorisyenlerin, problemin asıl kaynağı olduğunu ilk başta farketmemiştim ama sonra cinsellik anlamında dünyamızda bir şeylerin ters olduğunun farkına varmaya başladım. Görünüşe göre İyi Çocuk doğuştan olmuyordu, “fabrikada” üretiliyordu. Bu nedenle “Erkek Ol!” dedim. Cinselliğin “sadece cinsel birleşmeden” bağımsız olmasını istiyorum yoksa dünya cinsiyetsiz ve can sıkıcı bir yer haline gelir.

“Erkekliğe Doğru” yazısında bu düşünceye daha fazla eğildim. Bir grup erkeğe, bir erkek ne yapar da bu yaptığına ERKEK deriz diye sordum. Tekrar tekrar verdikleri tek cevap “kadınlarla seks” idi. Ben kadınlarla seks yapmanın büyük bir taraftarıyım ama bu, cinselliğin kovulduğunu ve sadece yatak odasına indirgendiğini gösteriyor. Cinselliğin yasa dışı sayılacağı ve sadece cinsel birleşme şeklinde olanına izin verileceği Yeni Bağnazlık Çağı’na girmekte olduğumuzu düşünüyorum. Bir kadının feminen, bir erkeğin de maskülen olması fikri bazılarını çileden çıkarıyor (insanlara nasıl davranmaları gerektiğini söylemeye hakları olduğunu düşünüyorlar!).

Maskülen biri, inek bir cinsiyetsize göre hayattan çok daha fazla zevk alır. Şimdi size iyi bir gözlem söyleyeyim. Eğer cinsellik, (yasaklanması imkansız) cinsel birleşme hariç her alanda yasaklanırsa, bunun sonucu ne olur? Toplum daha cinsiyetsiz hale gelir. Bunun sonucunda da cinsel birleşme her geçen gün daha fazla abartılır ve anıtsallaştırılır.

Büyükanneniz haklı idi, cinsel birleşme hiç olmadığı kadar çok “göze sokuluyor” (eğer insan cinselliğinin bir yanını yasa dışı yaparsanız, diğer tarafına odaklanırız. Cinsellik bir yere akmalıdır). [Ayrıca, Pleasentville[2]’ın insan ırkının seksi 60lara kadar keşfetmediği benzetmesi yanlış. Muhtemelen 50’lerde ve 40’larda bugüne göre çok daha fazla seks yapılıyordu. BEBEK PATLAMASI (BABY BOOM) nereden geldi sanıyorsunuz? ]

Bizler, gökkubbe ile dünya arasında sürünen kurtçuklarız. “Erkekliğe Doğru” yazısı insanın “gökkubbe” ile bağlantısını ayrıntılı yazdım. “Piçin Sırrı” yazısında ise erkeğin “Yerle” arasındaki bağı. Kişisel olarak ben “Erkekliğe Doğru” yazısının “Piçin Sırrı” yazısından daha iyi olduğunu düşünüyorum. Zira günümüzde herkes dünyevi olana odaklanıyor ve manevi gökkubbe ile aramızdaki bağa hiçbir zaman değinmiyor. Herkes dünyevi olana meyilli.

Hepimiz, sentuarlarız[3] ve bu dünyada yolculuğumuzda hayvanın üstünde yol alıyoruz. Hem hayvanı hem de “zihni/ruhu” anlamalıyız. Manevi olan ile aramızdaki bağı söküp atarak maymunlardan, kurtlardan, köpeklerden veya Norveç sıçanlarından farkımızın kalmamasının bize ne yararı olabilir ki?

“Piçin Sırrı II” yazısı, ahlak olarak cinselliğin “dünyevi bağlantısına” odaklanırken, “Cesur Yeni Dünya” ise ahlak olarak cinselliğin “manevi bağına” odaklanıyor. Her ikisi de ele alınmalı.

“Feminizm’in Yargılanması” gibi yazılar ise bu yeni bağnazların, bu feministlerin cinselliğe yaptıklarına karşı saldırılardır.

“Kadınları elde etme” ve “kadınları anlama” gibi şeyleri çözmeye çalışmaktan vazgeçtim zira bu uğraşlar beni her seferinde erkeği tanımlama noktasına getirdi. Gündüzü gece olmadan tanımlayamayacağınız gibi, kadınları da erkekleri tanımlamadan tanımlayamazsınız. Bu nedenle odağım CİNSELLİK konusuna kaydı, yani her iki cinsiyet ve onlar üzerinde hüküm süren kurallara odaklandım. Bana nasıl yardımcı olacaklarını görmek üzere, Doğa’nın sırlarını bulup ortaya çıkarmak istiyorum. Büyücü gibi görünmek istemiyorum ve beni böyle gören insanları da küçümsüyorum.

——————-

İnsanların neden hala “Pook” hakkında kişi olarak konuştukları anlayamıyorum. Sanki kim “Pook”un en iyi psikoanalizini yapacak diye bir yarışma var. Ben bu yarışmaya davetli değilim ve ne zaman benim ne olduğumu anlatsam, insanlar bana inanmıyorlar (!).

Yazılarımla size nasıl düşündüğümü tam olarak anlatıyorum. Ama bu yeterli değil. Pook ya şudur ya da bu.

Bu başlığı düşünün. Burada yazıyorum zira Pook’un kim olduğu hakkında konuşup duruyorlar ve Pook’un psikoanalizini yapıyorlar, vs. Bu beni çok kızdırıyor zira ben Pook’un kim olduğunu biliyorum ve bunu gerçekten bilen tek kişi benim. Ve hızlı baştan çıkarıcılar[4] peşimi bırakmıyorlar. “’Erkek Ol’ demek yetmez, bize pratik tavsiyeler lazım!” Bütün bunlar olurken, genel olarak dünyevi ile ilgili olan “Piçin Sırrı” yazısı hala bilgisayarımdaydı. Sonunda bunlarla uğraşmaktan yoruldum ve yazıyı yayınladım.

Ve herkes çenesini kapadı. Neden? Zira kendilerini anlamak yerine, “Pook’u anlamaya” çalışıyorlardı. “Pook şöyledir … Pook böyledir ….” Pook, Pooktur. Bundan daha fazlasını söylemeye ne gerek var?

PowerEgo’nun yeni yaptığı şeyi örnek vereyim. Pook’u işkolik (ah o terim) olmakla suçladı ve benim herkesin işkolik olmasını talep ettiğimi iddia etti. Sırf konuşmaya devam etsin diye onunla konuşmaya devam ettim zira “Gençlik Pınarı” yazısının bilgisayarımda durmakta olduğunu biliyordum. Onunla uğraşmaktan yorulduğumda, “Gençlik Pınar” yazısını yayınladım ve iş bitti.

Başka bir forumda geçen şu alıntıya bakın :

Pook’un şimdiki açmazının temelinde kadınları, onları yanında bulundurmaya değmeyecek kadar aşağı yaratıklar olarak görmeye gidecek kadar insandan saymaması var. Bunun SoSuave forumunda kimseyi rahatsız etmemesi şaşırtıcı değil zira “oyuncu” olmaya giden tüm yöntemlerin temelinde bu var. Bu tutumun “maskülenite” olduğunu düşünen herkesin eline birer sözlük alması lazım. Bir kadının zeki olması onu otomatik olarak maskülen yapmaz. Bu ikisi birbirinden tamamen farklı şeyler. Aynı şekilde cahillik ve ruh hastalığı seviyesinde aptallık maskülen falan değildir. Pook sözde entellektüel bir mastürbasyon yolunu seçtiği ve sürekli fikir çaldığı klasiklere ve Doğa’ya sırtını döndü.

Bu insanlar, Pook’u entellektüel olmakla suçluyorlar! (Bu arada klasiklerden nasıl çalabilirsin ki! Hiçbirinin telif hakkı yok. Ben zaten daha klasikler ve onların cinsellik hakkında sunduğu bilgilere değinmeye başlamadım!)

Ve bazı insanlar da entellektüelleri tokatladığım için bugünlerde bana kızgınlar!

Hangisi beyler? Entellektüel miyim, değil miyim?

Tahayyül edebileceğiniz gibi, bu Moliere’in kaleminden çıkabilecek değerde bir komedi.

Son zamanlara birileri çıkıp “Pook kadın düşmanı! Kadınlardan nefret ediyor!” demeye başladı.

Oysa içinde gencin “şeytan kadınlar! Şeytan kadınlar!” diye bağırdığı ve kadınları kötü insanlar olarak resmettiği ve benim de gence yanılıyor olduğunu ve kadınların sandığının tam tersi olduğunu anlattığım yazılarım var.

Pook’un psikoanalizini yapmaya yönelik tüm bu çabalar nafile. Pook hakkında endişelenmeyi bırakın ve kendiniz hakkında endişelenmeye bakın. Eğer Pook’un dedikleri hoşunuza gitmiyorsa, onu dinlemeyin.

“Pook kocaman bir egoist!” Oysa gelişimin sadece alçak gönüllülük ile geldiğini söyleyen yazılarım var. Zira bir insan herşeyi biliyor ise, yeni hiçbir şey yazmayacaktır.

Gökkubbenin altında aklınıza gilebilecek her şey ile yaftalandım ve suçlandım. Komik olan şu ki kendim hakkında doğruları söylediğim, “Feminizm Yargılanıyor” yazısı gibi yazılarda bile yalan söylemekle suçlandım! Hayır, ben ne olduğumu söylüyorsam oyum.

Dipnotlar :

[1] Don Juan Bible (Don Juan İncili), SoSuave forumundan rafine edilmiş ve baştan çıkarma (seduction) ile ilgili temel bilgiler içeren derleme. https://www.sosuave.com/bible/bible.htm

[2] Türkçe adıyla “Yaşamın Renkleri”, 1998 ABD yapımı komedi-drama-fantezi filmi.

[3] Yunan Mitolojisindeki yarı insan – yarı at yaratık

[4] Speed Seduction. Ross Jeffries (asıl adı Paul Ross) tarafından geliştirilen PUA tekniği / programı.

Pook Erkek’in Acı Çeken Çaylağa Tavsiyesi

https://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18291

Anti-Dump’ın[1] çok hoşuma giden bir metaforu var :

“Bir kuş kadar özgür olmalısınız, oradan oraya kanat çırpıp, şakıyan ve hayatın tadını çıkaran bir kuş. Kadınlar bu kuş ile sikişmek ve onu kafese koymak isterler (kafes = bağlılık / ilişki).

Kuşun kendisi kafesin içine uçmak istediğinde, bu kuşun bir problem olduğunu düşünmez misiniz? Sonuçta kim, kafesin içinde olmak İSTEYEN bir kuşu ister ki? Hayır, kadınlar ÖZGÜR, VAHŞİ ve GÜZEL kuşları isterler. Kadınlar İYİ BİR AV isterler. İyi av, kafesin içine uçmaya can atmaz. Kafesin içine uçmak isteyen kuşlar, yaralı ve muhtaç kuşlardır.

Kadınlar anlaşılmaz değillerdir, olay bizim ne yapmamız GEREKTİĞİ yerine ne yapmak İSTEDİĞİMİZE odaklanmamız ve duygularımızın gözlerimizi perdelemesidir. Kadınların ayaklarını yıkamak ve onların heykellerini dikmek istiyoruz. Ama yapmamız gereken kadınlardan saygı beklemek ve onları sadece iyi davrandıklarında ödüllendirmektir. Gerçek tutku sadece erkek istediği zaman, aniden kadını bırakmaya hazır olduğunda oluşur. Sonuçta eğer siz daha birinci kahve buluşmasında “seni seviyorum” derseniz, tutku buhar olur uçar. Çünkü bunu söyleyerek bir yere gitmeyeceğinizi gösterirsiniz.

Çiçekler ve hediyeler ÖDÜL olarak kullanılmalıdır, kadının sevgisini SATIN ALMAK için değil.

Eğer bir kadın sizi umursamaz ise, siz de ona umursamazlık ile meydan okuyun.

Bir kadın size saygısızlık ederse, onu ona olan zamanınızı ve yakınlığınızı geri çekerek cezalandırın.

Bir kadın size sizin istediğiniz şekilde saygı ve ilgi gösteriyorsa, onu ödüllendirin.

Bana göre sahip olabileceğiniz kadar kadını size getirecek ve ilişkilerinizi parlak ve ateşli tutacak olan düşünce yapısı şudur: arzu duymayın.

Tabii ki, tamamen arzusuz olmak imkânsız. Bir erkekle muhabbet açıp konuşabiliyorsunuz değil mi? Aynısını kadınlarla da yapabilmeniz lazım. Sizi bundan alıkoyan iki şey var : (1) kadınları anlamamak ve (2) arzunuzun sizi tedirgin ve gergin yapmasıdır.

Bu sitedeki ve mesaj forumundaki [2] tüm mükemmel makaleler sayesinde 1 numaralı problemi kolayca aşabilirsiniz. 2 numaralı problemi aşmak ise biraz daha zor. Bazıları bu konuda doğal yetenektir (Peak[3]). Diğerleri ise, arzunun tüm kusurları gözardı etmelerine ve mantıksız davranmalarına neden olduğunu anlayana kadar ard arda yanarlar, yere çakılırlar, reddedilirler ve korkunç ilişkiler yaşarlar (Anti-Dump).

Aslında kendinizle övünmelisiniz zira ÇOĞU erkek romantizm konusunda USTA olduğunu düşünür (herkes, her şey hakkında haklı olduğunu düşünür). Buraya gelerek, DON JUAN[4] olma yoluna girdiniz bile. Yakında, kadınlar sizin varlığınızda tutku ile titreyecekler. Kendinizi eğitmek konusunda ciddi iseniz, bu site sizin hayatınızı değiştirecek.

Benim hayatımı değiştirdi.

Dipnot :

[1] SoSuave forumundaki PUA muhabbetinden kırmızı hapa evrilecek olan öğretinin çıkmasında Pook kadar etkili bir başka yazar.

[2] SoSuave.net

[3] SoSuave forumundaki meşhur yazarlardan biri.

[4] SoSuave forumunda, kadınları etkileme ve elde etme konusunda uzman olma mertebesi.

Onbeş Ders

https://www.sosuave.net/forum/threads/fifteen-lessons.59150/

Genç adam oturup hayatının bir sonraki safhası hakkında düşündü. “Artık bir kız arkadaş edinmenin zamanı geldi” dedi. Hayatının bu yeni yönü hem heyecan verici hem de korkutucu idi. “Ama başarı birçok yenilgi olmadan gelmeyecek” diye düşündü. “Keşke önümdeki acı verici denemelerden kaçınmanın bir yolu olsa idi”.

Ve birden, mucizevi bir şekilde Pook belirdi!

Genç adam, Pook’un önünde birden belirdiği herkes gibi, şaşkınlıktan dilini yutmuştu. Ama karşısındaki, konuşkan Pook idi. “Sana yol göstereceğim” dedi. Sürekli kalp kırıklıkları, yalnızlık ve hiçbir şey kontrolünde değilmiş hissine gerek yok. Beni takip et. Ben sana öğrenilmesi gereken birçok dersi öğreteceğim”.

Genç adam “ama Pook” diye haykırdı. “Kendimi başlangıçtaki hataların içine bıraksam daha iyi olmaz mı? Hata yapa yapa ilerlemek başarıya giden en iyi yol değil mi?”

“Hayır. Dersini alman için kalbinin kırılmasına gerek yok. Başarılı evlilikler, başarısız evlilik deneyiminin ardından mı geliyor? Tabii ki hayır. Ön …”

“Öngörü nazikçe öğretir; hata ise vahşice”

Bunun üzerine, genç adam sordu : “Peki, ilk ders nedir?”

Pook, “beni takip et ve gör” diye cevap verdi.

Genç adam Pook’u yakınlardaki bir üniversitenin kampüsüne kadar takip etti. “Dikkatle izle. İlk ders geliyor.”

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

Buluşmaya arkadaş gibi gelirim diyen kız

Özgür’ün şu saha raporu standart bir shit teste dikkat çekiyor :

Ben: ee mark zuckerbergi daha fazla zengin etmek yerine bir kafeye geçip milli ekonomiye can getirsek ya
Kiz: Olabilir 🙂
B:Tamam yarın aksam 17:00, xxx’de bir seyler icer ordan sahile ineriz.
K: Tamam olabilir Özgür. Ama arkadașça bir buluşmadan daha çok mutlu olurum.

Burda bazı acemi arkadașlar hemen “Friendzone mu girecez lan. Delikanli adamim ulan ben!!!” gibi bi kafa yapisiyla kizi direkt nextleyebilir, daha kötüsü ultimatom verebilir. Bunu yapmayin. Arkadaș kartı her zaman friendzone yediginizi garantilemez. Bazen (burda oldugu gibi) bariz bir shit testtir. Eğlenin
B: Hayir hayır arkadașça olmaz.
K: anlamadim. Neden olmasın?
B:Peki o zaman plani degistirmem gerekiyor. Yarin 5 gibi cikariz. Emreyle İboyu da cagiririz sahilde 101 atariz. Biralari ben getiririm okey gittigimiz yerde var. Sanada tuzlu fistik getirmek kaliyor. Yarim kilo kadar getir ibo ayısı yiyor zaten hepsini.

Evet bu bir shit test. Birçok genç bu lafı duyduğunda mavi hap algoritması devreye girer ve kızı rahatlatmak, korkutmamak adına teste arkadaşı oynayan tavşancığa dönüşerek karşılık verir ve shit testi geçemez. Fakat kırmızı hap okumuş ama sindirememiş birçok genç de bu testten “aman beni uydu erkek yapacak”, “aman beni friendzone’a atacak” paranoyası ile geçemez. Olmayan alfalıklarına zarar gelecek korkusu ile abazan ama gururlu bir hareketle kızı hemen NEXTlerler.

Yapmayın.

Kız sizin niyetinizi biliyor. Her kız bilir zaten de burada kız bunu dolaylı olarak dile getiriyor. Ve yine de buluşmaya geliyor. Oysa sizinle birlikte olma ihtimalini değerlendirmeyen hatun o buluşmaya gelmez zaten. Shit test yazısından hatırlarsanız, kız sizinle ilgilenmiyorsa shit test atıp size eziyet etmez zaten.

Burada onayla abart işe yarar. Özgür’ün yaptığını yapmaya bile gerek yok. “Ooo arkadaş ne demek, sırlarımızı paylaştığımız en yakın arkadaş olacağız” gibi dalga geçebilirsiniz.

Bu shit testin birkaç versiyonu var. Örneğin Tinder‘da hatunlar sıklıkla “burada ne arıyorsun” diye sorarlar. Bu durumda da verilecek yanlış cevap “seviyeli bir ilişki arıyorum” gibi bir şey söylemektir. Tamam belki arıyorsun ve tikiş tokuş mekanında belki bulursun da sonuçta tikiş tokuş mekanındasın! “Tabii ki kanka / BFF – Best Friend Forever arıyorum” gibi bir şey deyip dalga geçmek daha mantıklıdır.
Aklıma gelen bir diğer versiyonu da en az 10 kere buluşmadan yatmayız versiyonu. Şu saha raporunda bir örneği vardı :
Restoranda öpmedi ama sonra gidip bir barda iki şişe daha şarap açılmaya başladı (adam başı 1.5 şişe şarap içtik). Önce yanağa öpücüğü aldım ve sonra “en az 10 kere buluşmadan yatağa girmeyeceğiz” uyarısı ile dudağa. Gece saat 12 civarı ise sarhoş kafayla evine yanlız gitme bahanesi ile onu taksiye koyup evine götürdüm. Evde bana ayılma kahvesi yapmaya hazırlanırken arkasından kavrayıp kendime çevirerek kucakladım ve hatunu koltuğa attım.
Tek parça elbisesinin altında tanga giydiğini farkedince sevişme ihtimali yüksek psikolojisi ile benimle buluşmaya geldiğini anladım. Fakat tam o tangayı çıkaracak iken Son Dakika Direnci geldi. İki ileri bir geri rahatlatmaya çalışıyorum bir yandan da sızmasa bari diye düşünüyorum zira bıraksan duvarlara tırmanacağım. Fakat hatun yaklaşık yarım saat süren tüm ileri ataklarımı sinirlenmeden ve şakacı bir şekilde püskürttü ve o kilodu bana çıkarttırmadı. “6 kere buluşacaktık önce” (ben şaka yollu onu yarıya indiririm diye pazarlık ederken 6’ya anlaşmıştık(!)) diyor başka birşey demiyordu.
Saha raporunda örnek bir son dakika direnci var ama sonuca bakarsanız o gece seks idi. Burada oyuna devam ederseniz çoğunlukla o gece ya da ikincisinde yatarsınız. Dikkat edin, hatun açık açık seninle yatmayı düşünüyorum diyor : (15 kere buluştuktan sonra) seninle yatmayı düşünüyorum.

Tinder Rehberi

Saha Raporu – AVM’de hayat oyunu

Ne zamandır sahalardan uzağım. Henüz döneceğim de yok. Bu nedenle de saha raporu yazmıyorum. Aslında eskilerden elimde bir düzineden fazla materyal var ama itiraf edeyim ayda bir iki pratik de yapmıyor değilim. Hani böyle balığı tutup denize atmak gibi 😊 Bugün yazacağım saha raporu ise geçen hafta gerçekleşti ve gündüz oyununa göre daha pasif ve daha az sık olsa da oldukça etkili olan hayat oyununa bir örnek. Bu nedenle yazayım dedim.

Hayat oyunu temelde karşına çıkan fırsatları değerlendirmek üzerine kurulu. Burada kendini doğru zamanda doğru ortama yerleştirerek fırsat sayısını arttırmak mümkün olsa da gündüz oyunundan en büyük farkı tamamen kendiliğindenmiş gibi görünmesi. Mesela Starbucks kuyruğunda yanına düştüğün kızla havadan sudan konuşma başlatmak gibi. Daha çekingen arkadaşlara tavsiye ederim ama bu tür fırsatlar kişinin karşısına ayda bir çıkar.

Neyse, mekan İstanbul’da bir alışveriş merkezinin yemek katı. Bir iş için oradaydım ve toplantı sonrası öğle yemek yiyordum. Öğlen molası olduğundan oturacak yer yok. Uzun bir sıra şeklinde olan masadayım ve benim iki yanımda birer kişilik boş yer vardı. Tek boş yerler bunlar değiller.

Kafamı kaldırdım ve karşımdaki kasadan 30 – 32 yaşlarında, oldukça güzel bir kadın ile göz göze geldim. Belli ki oturacak yer bakıyordu. Bu göz göze gelme ile benim suratımda belli belirsiz bir gülümseme belirdi. Genelde hoşuma giden bir kadın gördüğümde aklımdan “yerim lan ben seni, bu ne güzellik” gibi bir şey geçer. Bu sefer de hatuna bakarken “gel sen gel Mahmut Abinin yanına gel” diye aklımdan geçerken suratıma bir belli belirsiz bir gülümseme geliyor tabii.

İlk göz temasında hatun gözünü kaçırmadan ben gözümü kaçırmam. Size de kaçırmamanızı tavsiye ederim. Hatun zaten gözlerini kaçıracak ve gözlerini kaçırış şeklinden az çok ilgi var mı yok mu anlarsınız. Ayrıca uzun süreli göz teması maskülen bir hareket. Göz temasında gözlerinizi kaçırmamanızın bir yararı daha var: kadının cesaretini kırmamak. Mavi hap kafası pek idrak edemez ama kadınlar genelde utangaçtırlar ve reddedilmekten de çok korkarlar. Böyle bir göz teması eğer kadın ilgili ise daha fazla göz temasına girmesini ve hatta şimdi anlatacağım şekilde daha bariz yürüme davetiyesi atmasını tetikleyebilir.

Devam edeyim. Kadın ile 2 – 3 saniye göz temasımız oldu ve hatun gözünü kaçırdı. Benim için yürüme davetiyesi anlamına gelecek bir şekilde aşağı doğru ama yemeği bırakıp yürüyeceğim yok.

Neyse hatun önümde durup bir süre etraftaki 6 – 8 yere baktı. Benim arkama doğru yürüdü ve görüş alanımdan çıktı. Ben sürekli bakmadım, ilk göz temasında ilgimi gösterecek kadar bakmıştım.  Zaten 2 – 3 saniye sonra “burası boş mu” diye solumdan eğildi. Ben de “tabii, buyurun” dedim ve yarışma başladı.

Kızın yanıma oturması yürüme davetiyesi ama genellikle böyle bir durumda erkek konuşma başlatmazsa kadın 20 dakika otursa bile tek kelime etmeyebilir. Kadınlar hem yürümeyi bilmezler, hem yürünmeyi beklerler hem de bu gibi durumlarda çok utangaç olabiliyorlar. Çoğu kadın için yanında senin muhabbet açabileceğin şekilde durması yürümek demektir. O noktadan sonra “ben yapmam gereken her şeyi yaptım” deyip senin harekete geçmeni beklerler. Bunun istisnaları da var tabii ama siz bu aşamada yürüyün, kadından beklemeyin.

Yürüme Davetiyesi yazısından hatırlayalım :

Yürüme davetiyesi (YD), kadınların oyunudur. Kadınlar, istisnalar kaideyi bozmaz, bir erkeği beğendiklerinde, ölüp bitseler bile, o erkeğe yürümezler. Bunun yerine erkeğin yakınında kendilerini konumlarlar ve erkeğe kaçamak bakışlar atarak erkeğin açılışı yapmasını beklerler. Buna, biz avlanan erkekler, yürüme davetiyesi deriz ve kadınlara yürüyen erkekler için en bariz yürüme nedenidir.

Neyse ki bu bariz yürüme davetiyesi ve dibimde olması ile benim konuya girmem zor olmadı. Bariz yürüme davetiyesi zira ben bariz kestikten sonra tam yanıma oturmasının tesadüf olma ihtimali az. Etrafta en az 6 – 7 tane tek kişilik boş yer var.

Yürüme Davetiyesi yazısından tekrar hatırlatalım :

2 – Kendini Yerleştirme : En bariz YD. Kızın sizin yanınızda bir yere gelmesi ve kendisini sizin yakınızında konumlaması. Radarınız açıksa (neden kapalı olsun ki?) kızın A noktasından yakınınızdaki B noktasına gelişini farkedersiniz. Kız burada size bakış atmayabilir ya da sizin hemen dibinizde olmayabilir. Hatta çoğunlukla olmayacaktır.

Ben : “O köfteyi nereden aldın?” (Halbuki karşımdan aldığını gördüm ve gördüğümü biliyor. Konuşma bahanesi işte.)

Kız : “Şuradan karşıdan. Burada çok güzel yapıyorlar bunu. Kullandıkları et de çok güzel.” diye oldukça güler yüzlü cevap verdi. Soğuk olmaması ve fazladan bilgi vermesini İlgi Göstergesi (Indicator of Interest – IOI) olarak yazdım.

İlgi göstergesi ile yürüme davetiyesi farklı şeyler. Biri yürümeden önce gelir, diğeri yürüme esnasında. Mesela YD alırsın ama yürüdün mü sıfır ilgi göstergesi alabilirsin.

B : “Bu civarda mı çalışıyorsun?”

K: “Evet. Sen?”

B : “Hayır iş için geldim.”

K : “Nerede çalışıyorsun?”

Burada kızın hemen soru – cevap paslaşmaya (senin sorularına cevap vermek ile kalmayıp soru ile devam etmesi) başlamasını 2. İlgi göstergesi olarak yazdım.

Bundan sonra muhabbet 10 – 15 dakika devam etti. İşin aslı öylesine bir konuşma gibi devam etti ve ben eğlenen ustalığa bile geçmedim. Shit test falan da gelmedi zira henüz görünür bir yürüme yoktu. Yani bariz yürüyorum ama güya yürüme de değil. Ben bu tür hayat oyunlarında “kendiliğinden oldu” havasını korumak için çok hızlı gitmiyorum ama siz böyle yapmak zorunda değilsiniz.

Yemeğim bitip kalkacağım. Ne yazık ki bir yere gitmem gerekiyor ve ilerletmeye de niyetim yok. Yoksa yemek bitince çay içmeye davet ederdim. Bu tanışmayı ilerletmeyeceğim için tel de almayabilirim. Uzun süredir bu tür pratiklerde tel almıyorum. Alsam sonra aramayacağım için kız üzülecek. Orada almasam almadığım için de üzülecek belki ama daha az üzülecek. Neyse bu sefer tel isteyeyim bakalım nasıl olacak dedim. Neyse ki tel isteme bahanem kendiliğinden geldi.

B : Benim kalkmam lazım. Bir daha buraya gelirsem şu köfteyi deneyeceğim.

K : Ya, keşke alsaydın bir tanesini tadımlık.

B : Hahaha, keşke verseydin bir tanesini tadımlık.

K : 😊 Ya aslında şu karşıdaki caddede çok meşhur X köftecisi var. Bence onu dene.

B : Seninle konuşmak güzeldi. Bak ne diyeceğim? Bir daha buraya geldiğimde orada köfte yiyelim. Muhabbet ederiz.

K : …. Bir duraklama … şey … tabii yiyelim.

B : Whatsappın var mı?

K : Var.

Teli aldım ve yola koyuldum. Telefonu whatsapp diye sordum. Aynı şey ama sanki kızlar whatsapp diye sorunca daha kolay veriyorlar.

Şimdi olayın içinde tesadüf faktörü var ama benim bilinçli davranışlarım olmasa o kızın benim yanıma oturma şansı çok düşüktü:

  • – Radarlarım böyle bir göz göze için açık.
  • – Hoşuma giden bir kızın kıçına bakacağıma – ki bu hatunun kıçı çok güzeldi- gözlerine bakarım ve kız gözünü kaçırana kadar da kaçırmam.
  • – Aklımdan geçenlerin (bilinçli öyle kelimeler söylemiyorum, yerim ben seni kendiliğinden kafamda canlanıyor) bakışlarıma pozitif cinsel gerilim olarak yansıdığını düşünüyorum.
  • Kız kafasını hafif eğerek gözlerini kaçırınca karşılıklı bir beğenme ihtimali daha yüksek.
  • Kız yanıma oturdu. Oturmayabilirdi. Yürüme davetiyesi yazısında yazdığım gibi kadınlar kendilerini erkeğin yakınına konumlandırarak da yürüme davetiyesi atarlar. Burada yanıma oturması bariz YD. Eğer ayakta olan ben olsam ve o oturuyor olsa, bu bakışmadan sonra ben gider yanına otururdum ama o durumda bu kadar güçlü YD olmazdı.
  • Hayat oyunu ile benim karşıma ayda ya da iki ayda bir fırsat çıkıyor. Ama kendimi bilinçli olarak fırsat ortamına soksam ayda 2 – 3 kere çıkacağına eminim.

Site yorumlarında bazı erkeklere kızların kendiliğinden geldiğini yazan elemanlar var. Bu o kadar da kendiliğinden olmayabilir. Ya da daha doğrusu siz bakış, genel duruş, ruh hali gibi faktörlerle ne fırsat yaratıp ne de fırsat değerlendirebilirken bu adamlar göz teması, pozitif ruh hali, genel hijyen – bakım – tip, yd değerlendirme kabiliyeti ile fırsat yaratıp değerlendiriyor olabilirler.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Saha raporu – Daygame,Fuckclose -Biletci Kız

Öğlen saat 2 gibi derse yetişmeye çalışırken, hoş 1,60 boylarında sarışın önümü keserek bilet satmaya çalıştı.Ben acelem olduğunu, dönüşte alacağımı söyleyerek geçiştirdim ve yoluma devam ettim.Tabi dönüşte de bilet almaya niyetim yoktu asıl ilgilendiğim kızın kendisiydi.Dersten çıkıp eve dönerken yolda kızı göremediğim için eve gittim.Gereksiz Detayları geçiyorum.

akşam oyunu öğretmeye çalıştığım arkadaşımı yanıma aldım 1 2 set açıp bişeyler anlatmayı hedefliyordum.Tesadüfen,Yürürken aynı kızın sokakta birilerine bilet satmaya çalıştığını fark ettim.Yanından geçerken kolay gelsin diyerek beni tekrar fark etmesini sağladım ve yoluma devam ettim. 15 dakika sonra tekrar kızın olduğu yerden geçerken yanına giderek açılışımı yaptım.
BEN :B
KIZ: K

B:Sen bu işi beceremiyorsun (suratımda piç bir gülümseme )
K:Anlamadım…? (gülümsüyor yanında ki arkadaşına bakıyor şaşırmış bir tavırla)
B:Ya böyle bilet mi satılır, kimse seni dinlemiyor bile.Durduruşun yanlış, konuşman yanlış, bu iş böyle olmaz ..
K:Çok iddaalısın falan, nerden çıktın sen gibi şeyler söyledi tam hatırlayamıyorum.(dik duruşum,ses tonum, rahat haraketlerimden etkilendiği belli oluyordu.)
B:Ne bileti bunlar ?
K:Tiyatro.Engelli arkadaşların hazırladığı bir oyun size de vereyim birer bilet diyor(wingim yanımda bu arada)
B:Ben tiyatro sevmem.Bir iki bilet ver de sana nasıl satılır göstereyim.madem engelli arkadaşlara destek oluyorsunuz benim de katkım olsun, sen de bu işin nasıl yapıldığını görmüş olursun(tabi bunu eğlenceli bir dille söyledim)
K:tamam göster izliyorum (gülerek)
5 dakika civarında bana verdiği 3 biletin 2 tanesini yoldan geçen 2li kız grubuna sattım.(Belki tesadüf o an denk geldi) Tabi biletleri satarken bi yandan da o kızlarla açılış yapar gibi konuşuyorum, kızın birinin kolunda dövmeleri var ona dokunuyorum,güzelmiş, nerde yaptırdın, ben de yaptırcam falan diyerek laflıyorum kızlarla.(Bir yandan biletçi kızın MERİÇ arkadaşı dik dik bana bakıyor)Biletleri sattığım kızlar gittikten sonra

B:Parayı ve elimde kalan son bileti,biletçi kıza vererek.Al bunlar senin dedim
K:Ohaaa nasıl yaptın,harikasın o kız seni yiyecek gibi bakıyordu diyor.Teşekkür ediyor falan(DHV nin *mınakoydum burada tabi eheh )
B:Artık ne yapman gerektiğini öğrendiğine göre bizim işimiz var gitmemiz lazım diyorum.
K:Yarın işin yoksa bana yardım eder misin.Lütfeeeen diyor küçük bir kız çocuğu gibi
B:Engelli arkadaşlara destek olmak için yaparım.Müsait olursam görüşürüz diyerek telefonumu uzatıyorum ve numarasını yazıyor.Sarılıp ayrılıyorum.

yaklaşık 2 saat sonra Ben Epavarman diye bir mesaj atıyorum.Tamam kaydettim diye cevap yazıyor.(mesajlaşma sadece bu kadar)

Bir sonra ki gün ne zaman geleceksin diye bir mesaj atmış. ben de akşam görüşürüz ben seni ararım diyerek sonlandırıyorum mesajlaşmayı.Bir kafe de buluşuyoruz biraz birbirimizi tanıyoruz. sevgilisi falan varmış, boş muhabbetler falan, buraları geçiyorum yoksa çok uzayacak.Neyse kafeden kalkıp bilet satmaya başlıyoruz.Tabi o gün satılan biletlerin çoğunu ben satıyorum. sevgilisi olduğuna aldanmadan kıza takılıyorum, hafiften flörtöz davranıyorum, hem bilet satıyoruz hem eğleniyoruz.
Saat 10 11 gibi sevgilisi almaya geldi kızı arabasıyla, birlikte eğlenmeye gideceklermiş, beni de davet ettiler,konser varmış kız çok ısrar etti bira ısmarlıyım sana, bana o kadar yardım ettin falan deyince ben de kabul ettim(Satılan biletlerden pay alıyormuş kaltak,Ben engellilere destek oluyoruz zannediyordum).Arabayla ilerlerken,kızın evine geldik.Kız üstünü değiştirmeye gitti.Biz de çocukla arabada bekleyip sohbet ediyorduk, kız üstünü değiştirmeye gidince,bana millete güvenmediğinden, kızın sokakta bilet satmasını istemediğinden falan bahsediyor,erkekler sarkıntılık ediyormuş,fasofiso… zırvalıyor yani,Ama kız bunu dinlemiyormuş tabi satmaya devam ediyormuş (sözünü dinletemeyen,Gereksiz kıskançlıklara kapılan meriç). Ama bana nedense kanı çok ısınmış falan.Tabi ben de merak etme sevgilin bana emanet diye teselli ediyorum Meriçimizi (tabi kız bu çocuğa beni yıllardır tanıdığını, çok yakın arkadaş olduğumuz yalanını söylemiş.Kızımız da sevgilisi gelmeden önce, yeni tanıştığımızı söyleme diyerek beni uyarmıştı).Neyse konser,içki falan takıldık o gece öyle bitti.Ben de sevgilisi olduğu için kızın üstüne düşmedim, normal arkadaş(friendzone gibi değil) olduk, arkadaşça eğlenceli bir şekilde birbirimize komik capsler atıp,taşşak muhabbeti yaparak arada sırada konuşuyorduk.2 hafta civarı zaman geçtikten sonra.Bi ara eski arkadaşının erasmustan döndüğünü söyledi ve çocuğun öğrenci evine beni davet etti. gel içelim Serhat çok kafa çocuktur, eğleniriz falan diyerek. ben de ara ara fuckbuddy takıldığım kızla plan yapmıştım.Fuckbuddy mi de yanıma alıp Serhatın evine gittik bir yandan içiyoruz, bir yandan sohbet falan.(Serhatta harbiden kafa çocukmuş yani öyle meriç falan değil)serhatın erasmus anılarını dinliyoruz, bir yandan bize Polonya dan getirdiği içkilerinden ikram ediyor. Tabi benim fuckbuddy alkole pek alışık değil. kafayı bulunca uydularından birini bizim yanımıza çağırdı.Ben çok sinirlendim tabi, siktir git nereye gidiyosan, alsın seni gidin diyerek postaladım bunu, zaten kafası da çok güzel hiç uğraşasım yoktu.benim için de çok iyi oldu bu :D.

benim fuckbuddy gidince, arkasından saydırıyor tabi biletçi kızımız.Shit test yağmuruna tutuyor beni adeta.Sen bununla mı birliktesin.erkek değil misiniz.size delik olsa yeter,bu kız çok kalitesiz falan filan diyip duruyor.(benim fuckbuddy de güzel ama öyle çirkin falan da değil yani, tamamen kıskançlıktan kudurmuş gece boyu hiç saklayamamıştı zaten belli ediyordu.)Bütün bunların üstüne, benim fuckbuddy başka erkekle gidince de bak seni nasıl ekti.diyerek dalga da geçmeye başladı.Benim hiç umrumda değil tabi o saydırıyor ben serhata polonyalı kızların nasıl olduklarını soruyorum.o anlatıyor falan 😀

Ben eve geçeyim artık diyerek, ben de kalktım (biraz daha bira içmek istiyordu canım).Marketten bir bira aldım eve gittim yavaş yavaş içiyordum yarım saat sonra biletçi kızımızdan mesaj geldi.
K: Eve gidince haber ver demiştim neden vermedin(saat gecenin 4ü)
B:Sen uyumadın mı?
K:uyuyamadım,bu koltuk hiç rahat değil(serhatın evinde ki koltuktan bahsediyor).Serhat yatağını vermemiş buna gitmiş uyumuş.(adamım serhat başka bir meriç olsa yatağını verir nevresimini değiştirir üstüne de oda parfümü sıkardı eheheh)
B:Marketten 2 bira al gel :).Bizim evin altında ki market 24 saat açık.
K:olabilir ev çok uzaksa gece korkarım almaya gel beni
B:Yakın yakın, bişey olmaz ben sana pencereden el sallarım 😀
adresi tarif ettim bir yandan telefondan konuşuyoruz, yürürken korkmasın diye.eve geldikten sonra biraz sohbet ettik,baş başa kalınca sevgilisinden ayrıldığını anlattı bana (ben tamamen arkadaşça davranıyorum)biram bitince ben uyuyacağım artık diyerek odama gittim ve yatağın üstüne oturuyorum.Kızda hemen arkamdan odama gelerek eğilip dudağıma yapıştı(böyle bir şeyi hiç beklememiyordum).Napıyosun sen biz arkadaşız diye ittim bunu.(Kızın yüz ifadesini görmeniz lazımdı.Hayatında ilki yaşadı belki de ehehehe )Sonradan ben öptüm tabi bunu daha fazla detaya gerek yok siz gerisini tahmin edebiliyorsunuzdur zaten NOFAPta ki arkadaşlardan küfür yemeyelim 🙂

Bu kız aslında bizim birlikte olduğumuz geceden sonra ayrılmış sevgilisinden(daldeğiştirme olarak algıladım),o gece bana ayrıldık demişti,sonradan itiraf etti yalan söylemiş(sonradan bana ayrılmadık ama aramız kötüydü, görüşmüyoduk….vs bahaneleri hiç bitmez tabi,kaşar gibi hissetmemek için,yermiyim ben bunları). 2 hafta sevgili takıldıktan sonra ben yaz tatili için memleketime gideceğim, beni beklemene gerek yok diyerek ayrıldım bundan, istediği kişiyle takılabileceğini söyledim.Tabi hala beni bekliyor telefondan nude falan atıyor orası ayrı bir konu(belki başkasıyla yatıyor da olabilir güvenmiyorum hiç, zaten umrumda da değil).

Ve bu kızın bana biz arkadaş gibi takılırken sürekli söylediği bir şey (shit test) vardı. Ben kısa erkeklerle asla birlikte olmam diyordu.Burada oyunun, Tipten ve Paradan daha önemli olduğunu belirtmek istiyorum!!!Bu Kızın benim için terk ettiği erkek arkadaşının arabası var benim yok.Çocuk Besyo okuduğundan Manken gibi fiziği var, kaslı ve boyu 185in üstünde maddi durumu da benden iyi olduğunu varsayıyorum.Benim ise normal bir vücudum,ailemin gönderdiği öğrenci gelirim ve 172 boyum var.Umarım anlatabilmişimdir.

EPAVARMAN

Yorumlar üzerine edit:Ben bu raporu hatırlayıp yazabilmek için 2 saat uğraştım.İçerisinde ders çıkarılacak şeyler barındırdığı için.Tipim yok param yok arabam yok diye bahaneler uyduranlara ders olsun motive olsunlar diye,valla insanı bazen çileden çıkartıyorsunuz.
Biri bu kadar plan yaparak düşürdüğün kızı adam doğal haliyle yatağa atmış demiş.Ne planı güzel kardeşim bu olay spontane gerçekleşen bir olay.Rapor çocuğun sevgilisini elinden çalmaya çalıştığım bir senaryo değil amk.spontan gelişen olaylar silsilesi…Sen zira oyunu plan yapıp kız düşürmek olarak anladıysan siteyi en baştan okuyup iyice anlayana kadar tekrar et.
Orda defalarca belirttim sevgilisi olduğu için kızla arkadaş olduk diye.
kızı yatağa atmaya çaıştığım bir plan yok,defalarca belirttim arkadaşım olarak görüyordum diye.Bak bunlar rapor da yazıyor.Ya götünle okuyorsun ya da provakasyon yapıyorsun.Ayrıldık dediği için devam ettik haberim mi var amk. kız yalan söylemiş
Biri de parazit demiş lan götünüzle okumayın..
Burada ahlak dersi vereceğinize örnek çıkartın birlikte olduğunuz kadınları iyi gözlemleyin..Maskulen davranın ki kız sizi aldatmayı aklından geçirmesin..Bu karakterde ki insanlar illa ki ilişki içerisinde kendilerini ele veren davnışlar sergiler bu insanlara yol vermeyi bilin diye paylaşıyoruz..

Saha Raporu – Putin’e Selam Olsun…


Merhaba Mahmut Abi ve Değerli Blog sakinleri, Ben Mr. Deer. Önceki yazılarımdan beni fazlası ile tanıyorsunuz. Bu aralar İstanbul’ da bir düzen kurmaya çalışıyorum ve ilk yazımda da bahsettiğim gibi eğitim (danışmanlık ve grup dersleri) konusuna ağırlık vermeye başladım. Bir süredir YouTube kanalımda sesli saha raporları ve podcastler de yayınlıyorum. Bu yazının konusu yakın zamanda twitter hesabımdan atmış olduğum ‘’ Putin’e selam olsun. Bu ara halkı ile yakın temastayım ‘’ başlıklı resimli Tweet  ile alakalı. Resim Marmaris’ te çalıştığım otelin bana tahsis etmiş olduğu evde bir Rus hatunla birlikte takılmamın sonrasında çekildi. Olayın garip tarafı ne hatun İngilizceyi doru düzgün biliyor, ne ben 2-3 kelimeden fazla Rusça biliyorum. Ee diyeceksin nasıl konuştun da ayarttın hatunu işte tuhaf olanda o, pek konuşmadık.

 

‘’Kadının kocası genelde bir tür yedektir. Hiçbir zaman doğru erkek değildir.”

~ Sigmund Freud ~

 

Saha Raporu; Putin’e Selam Olsun

Uzatmadan olaya gireyim artık. Daha animasyonda 5. Günüm (hem otelde, hem meslekte) çoktan full charge pratiğim sayesinde neredeyse tüm FMB çalışanları ile samimiyet kurmuştum. Öğlen yemeğinde bir garson arkadaşım bana gelip misafir bir hatunun küpelerimi beğendiğini falan söyledi. Hatun buna mı söylemiş bu mu duymuş neymiş neyse çok umursamadım. Dedim akşam yemeğinde göster ayarı vereyim eheheheheh. Akşam yemeğini misafir (para veren adam müşteridir aq) ile birlikte yememiz gerekiyor. Akşam restorana gittiğimde sordum gösterdi. Masa da yaşlı bir teyze ve küçük bir çocukta vardı. Yemeğimi aldım masalarına gelip ‘’Can I sit’’ dedim.  Hatun önce bir iki saniye buga girdi beni karşısında görünce ‘’yes yes’’ dedi ama nasıl bir istekli söylüyor o an fark ettim kadın benden hoşlanmış. Masadakilere kendimi tanıttım ve tanıştım. Hatuna nereli olduğunu ne iş yaptığını falan sordum. Daha bir iki kelime konuştum hemen instagram hesabımı istedi. Konuşurken Hatun beni anlamakta zorlanıyordu dedim ‘’do you have translate application’’. Google çeviriyi açtı ne iş yaptığını anlattı ben nereli olduğumdan ve burada yeni olduğumdan falan bahsettim. 10-15 dakikalık kısa bir sıradan misafirlerle ettiğim sohbet geçti aramızda sonra ben hızlıca yemeğimi bitirip kalktım. Sahnede dans ederken falan sürekli gözü üstümdeydi gece boyunca, arada kısa bakışlar atıyordum sahneden hatuna. Akşam saat 11′ de mesai bitti otelden çıkarken hatuna mesaj attım;

D: Ben

H: Hedef

D: Otelden ayrılmam gerekiyor saatim doldu.

H: Üzgünüm, ben seni görmek istiyorum.

D: Gece için bir planın var mı.

H: Hayır.

D: Sahile gel.

H: Tamam.

Ve hatun geldi. Dedim merkezdeki sahile gidelim. Olur dedi. Tuttum elinden atladık dolmuşa ücreti ödemek istedi karışmadım. Yolda resim falan çekmek istedi. Sokuldu kolumun altından sarıldı falan. Yolda dedim sahil yerine bana geçelim mi önce bir 10-15 saniye düşündü sonra tamam dedi. Eve geçerken biraları da o aldı. Eve geçtik önden ben girdim hatuna kapıda durmasını söyledim beraber kaldığım iki arkadaşımı balkonda buldum ve hatun geldi odaya gelmeyin dedim sonra hatunu içeri aldım. Eve girerken tedirgindi odaya soktum rahat hissetmediğini ve sahile gitmemizi istedi. Sakin olmasını söyledim ve biraları açıp sohbet ederken ufak ufak öpmelerle başlayıp devamında muhteşem bir ön sevişme yaşadık. Elimi donuna attığımda hiçbir engel ile karşı karşıya kalmadım garip gelmişti SDD den eser yoktu. Seks sırasında neredeyse ikimizde bir birimizin dediği kelimeleri anlamıyorduk ama sağlam bir uyum yakaladık. Arada sadece ‘’change position’’ diyordum ayağa kalkıyordu kukla gibi isteğim şekle giriyordu. Saat gece iki gibi yatakta uzanırken bana iyi bir anne olduğu için artık gitmesi gerektiğini ve kendisini taksiye bırakma mı istedi. O an akşam yemeğinde masadaki veledin hatunun çocuğu olduğunu anladım.

 

Hatunu taksiye bıraktım ve şoföre de nerede indireceğini söyleyip eve döndüm. Ev arkadaşlarım döndüğümde beni bu kadar az sürede otelden hatun çıkardığımla alakalı tebrik ettiler. Nereden bilsinler benim Mr.Deer olduğumu, zaten hem evde hem işte etliye sütlüye karışmıyorum sessiz takılıyordum. Sabah hatun gece ile alakalı teşekkür ve günaydın mesajı atmış hiç umursamadım. Otelde hiç yanaşmadım adeta iki yabancı gibiydik. Sadece arada bakış atıyordum.  Öğlen mesajlaştık kendisinden giderken bana herhangi bir hatıra eşya bırakmasını söyledim. Hatunun son günüydü gece uçağı vardı dönüyordu. İş çıkışı yine aldım eve geçerken yine dolmuş ücretlerini ve biraları kendisi ödedi. Dolmuşta bana seni seviyorum, ilk görüşte aşık oldum, Rostov ’a  gel bende kal falan diyor ben sadece gülüyorum kafamı çevirip dışarıyı izliyorum. Bizim otelden bir garson instagram dan buna yazmış onu söyledi yine aynı tepkiyi verdim. Bizim animasyon şefi ekipten bir kızı benim hatuna yollayıp instagramını istemiş, erkek arkadaşım var demiş (benden bahsediyor) sadece güldüm. Belli etmesem bile o an içimde garip bir sinir duygusu hissettim iki nedenden dolayı. Birincisi Şefin mesai saatleri içinde ekip den birini böyle bir şey için yollamış olması, ikincisi çok daha garipti hatuna karşı cinsel çekim dışında herhangi bir şey hissetmeme rağmen o an bir kıskançlık ve koruma iç güdüsü hissettim. Bu düşünceler birkaç dakika sonra dolmuştan indiğimde tamamen aklımdan gitmişlerdi zaten hayat normale dönmüştü. İnstagram dan yazan garson umurumda olmayıp da neden şef söz konusu olunca bu garip duyguların açığa çıktığı konusunu biraz düşününce fark ettim. Birincisi şef benden daha fazla yetkiye sahip ve benden fazla yabancı dil bilgisi var orada ‘’alfa özelliklere’’ sahip lider o. İkincisi garsona kıyasla ben daha eğlenceli ve daha göz önünde bir mesleğe sahiptim. Hatuna hiçbir şey hissetmiyor bile olsam ister istemez evrimsel psikolojik, genlerimde ki kodlar fuckboddy hatunumu birkaç dakikalığına da olsa koruma iç güdümü harekete geçirmişti. Hatun gecenin sonunda boynundaki taşlı kolyeyi çıkardı bileklik gibi taktı bileğime.

Sanırım bir ‘’Alfa siker Beta öder’’  durumu söz konusuydu. Bu hatunun o kadar seçeneği varken bana ilgi duymasının nedeni görülen üzere sözlü oyunumdan dolayı değildi. Birçok insanın görmezden geldiği benim ‘’Sessiz Oyun’’ olarak nitelendirdiğim konu.

Peki Sessiz Oyun ne; senin dışarıya verdiğin sessiz mesajlar çerçeve, beden dili, kılık kıyafet, aksesuarlar, vücut ölçülerin, yüksek enerji ve güler yüz vs yani senin fiziksel yanın.

 

‘’Konuşursam beni sadece İngilizce bilenler anlayacak ama sessiz bir filmi herkes anlayabilir ve dünya Amerika’dan ibaret değil.’’

~ Charlie Chaplin ~

 

Bozuk beden diline örnek olarak kambur yürümek, adım atarken ayaklarının karşıyı göstermemesi, dik duruş sağlamaya çalışırken horoz gibi yürümek (belin içe doğru kıvrılması), topluluk içerisinde otururken veya ayaktayken ellerini oraya buraya koymaya çalışmak, masaya eğilerek oturmak, konuşurken sesli konuşmaktan çekinip hem sessiz konuşup hem karşıdaki insanın dibine girmek ya da ayakta konuşurken ilgi almaya çabalarcasına direk karşı karşıya durmaya çalışmak vb. Ben özellikle beden dilinde kendime fazlasıyla güvenirim üzerinde çok çalışmamın sonuçlarını iyi aldım, ister karşımda milyonluk şirket sahibi misafirler ister otelin sahibi ister animasyon ekibimizin bağlı olduğu şirketin sahibi otursun yine de arkama yaslanıp onun beni rahat duyabileceği şiddette bazen de biraz daha yüksek sesli konuşurum. Bu yüksek ses konusu bazen karşımdaki insanalar için sorun yaratabiliyor açıkçası ayak üstü yolda durdurduğum hatunlar ile konuşurken birkaç kere biraz sessiz olur musun tanıştığımızı insanların duymasını istemiyorum diyorlar ya da mekânda otururken de etraftakilerin ne konuştuğumuzu duymalarından çekiniyor yanımdakiler. Bu tutumumun düşüncesizlik olduğunu düşünenler olabilir belki ama hem insanların o anda podcastimde bahsettiğim gibi kendi işleri ile uğraştığının farkındayım ve ağzımdan çıkan her kelimenin sorumluluğunu ne olursa alabilmemi sağlayan ‘’Duygusal Güç’’ mekanizmam beni rahatlatıyor. Eskiden sesimin çok çıkıyor olmasından dolayı birisi uyarınca utanırdım ama artık eğer karşımadaki bir kadınsa daha çok yaklaş o zaman sessiz olmam için derim ve göz kırparım ya da erkekse ne var aq kimin umurundayız şu an rahat ol derim. Ben masada arkama yaslanıyorum konuştuğum kişi eğer kucağımda değilse beni nasıl anlasın işte o masaya eğilme iç güdüsü bu yüzden beliriyor. Eskiden insanlarla iletişimim zayıftı özellikle benden yaşça büyük insanlar ile konuşurken gerilirdim. Sonra iletişim konusunda nerede yanlış olduğumu düşünürken konuşurken gözlerimi kaçırdığım için sohbetten zevk almadığımı, insanları dinlemediğimi, hızlıca kendi fikirlerimi söylemeye çalıştığımı ve bildim bir konu anlatılırken hemen atlayıp bende bunu biliyorum deyip karşımdakini dinlemeyi bıraktığımı fark ettim. Özellikle bu sonuncu bir bozuk değer ve çok fazla insan buna sahip, bu alışkanlığı değiştirmeye çalışırken benden yaşça fazlası ile küçük insanlardan tutun da okuma yazması olmayan insanların bile çok iyi bildiğimi sandığım konularda bana farklı işe yarar bakış açıları katabileceklerini fark ettim. Özellikle kadınlar ile başarılı olmak için susabilmenin ne kadar etkili bir faktör olduğunu öğrenmek beni şaşırtmıştı.

Kılık kıyafet konusunda da illede tavus kuşu giyinin demiyorum ama kendi zevkinizi yansıtan şeyleri giyin özellikle gençler için söylüyorum. Önemli olan giydiğin şeyleri kendin isteyerek giymek, içine sinmese sırf ciddi gözükeceğim diye babasının damatlığını giyen ne 18 likler gördüm elde tespih falan. İçine sinmeyen, üzerine tam oturmayan bir şeyler giydiğin zaman sürekli kafanda insanların senin kıyafetlerin hakkında ne düşündüğünü düşünüp durursun, birisi şakadan da olsa kıyafetlerine bir şey dese hemen kafana takılır günün mahvolur. Bununla bağlantılı olarak sosyal ortamlarda rahat hissetmezsin sürekli duruşunu kontrol edersin sanki İngiliz kraliçesi var karşında artık şu insanları fazla umursamayı bırakın. Kendi işinize bakın emin olun o sizin kıyafetlerinizle alay edenlerin hepsi kendilerini rahat hissetmek için sizinle uğraşıyorlar. Kendinize gülün evet yanlış duymadınız kendinize gülün hatta hatunlardan reddettiğinde kahkaha atın kendinize. Günde 5 dakika ayırıp dik duruş egzersizleri yapmazsan o bel ağrıların geçmeyecek ilerde daha büyük sıkıntıların olacak başlarda belki garip gelecek ama emin ol bedeninin içerisinde daha rahat hissedeceksin, daha rahat gülümseyeceksin. Bu söylediklerim çok zor şeyler değil ama ertelemeye çok meraklıyız oturup sorunlarımızdan şikayet etmeye bayılıyoruz ama iş sorumluluk almaya gelince öylece erteliyoruz.

 

“Hatuna kraliçeymiş gibi davranırsan sana saray soytarısıymışsın gibi davranır. Hatuna cariyeymiş gibi davranırsan sana kralmışsın gibi davranır.”

~ Eski bir PUA atasözü ~

 

Gelelim aksesuar konusuna kadınlarla oyunda ille de şart diyemem ama dikkat çekmek iyidir bu da o kıyafetlerin önce içine sinsin sözümle bağlantılı çünkü günümüzde ki, insanların birçoğu başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğünü o kadar çok kafasına takmış durumdaki aksesuar takmaktan korkuyorlar kendilerine yakışmayacağını, abartı olacağını veya erkeklerde özellikle kadınsı damgası yemekten korkuyor. Ben çoğu zaman annemin bilekliklerini takarım ve onların bende nasıl durduğuna dair kadınlardan bilgi alarak set açarım çoğu zaman kadınların bu bilekliklerin başka erkeklerde feminen görünebilir ama sende maskülen durmuş dediğine şahit oldum çünkü giydiğim her kıyafeti, taktığım her aksesuarı kendim için takıyorum ve mantalitemde ne giyersem giyeyim ne takarsam takayım bana yakışır düşüncesi kemikleşmiş durumda (bunun diğer bir adı Duygusal Güç). Ne giydiğim önemli değil bazen saçlarım dağınıkken veya üzerimde alakasız şeyler bile varken set açtım sonuçlar şaşırtıcıydı. Örneğin iki buçuk sene önce falan göğsümün sağ alt tarafındaki dövmemi ilk yaptırdığımda hava çok sıcak, hava alsın ve krem sürmesi kolay olması için tişörtümün yan tarafına bir karışlık bir delik açmıştım ve o gün ünide arkadaşlarımın fakültesinde ki konferansa katılmıştım. Fakültede terasta çüklü bir arkadaşım ile sigara içerken yanımızda bunun yanaştığı ama friendzone düşürüldüğü Hb 6 lık bir hatun vardı. Kız moda takıntılı bir hatundu benim ceket altından tişörtü fark etti markasını falan sordu bende hatırlamadığımı bir arkadaşımın hediye ettiğini falan söylemiştim, kendim kestim diyemedim ama etraftaki insanlar çok beğenmişti bende ceketi çıkarmıştım bir anda ortamda gözde olmuştum ve tahmin edileceği üzere kızlada 2 gün sonra arabada işi hallettim. Bu olay mantalitemin tohumlarını atmıştı. Tabi o zamanlar yeni yeni mevzulara giriyordum hayatımda Redpill de yoktu. Vücut ölçüleri ayrıntısı giymiş olduğun kıyafetleri üzerinde düzgünce taşıyabiliyor olman için gerekli yoksa bir deri kemik veya şişman isen kıyafetler üzerinde garip durabilir. Yanı sıra kası olmasa bile en azında fit olmak dışarıya sağlıklı gen mesajını veriyor. Bu bahsettiğim mesajlar bilinçsizce açığa çıkar ve bilinçsizce anlaşılır. Teorik olarak bu anlattığım şeyleri birçok kişi bilmesine rağmen pratiğe dökemiyorlar çünkü ya sabırlı değiller ya da kafalarını meşgul eden şeyler yüzünden özellikle dik durmayı unutuyorlar. Kafan doluyken beden dilini kontrol etmek zordur iyi bilirim. Benim bunarı sürekli hale getirmiş olma sebebim sabırla sürekli sürekli kendimi kontrol ederek düzeltmiş olmam. Birçok insan sabır konusunda eleniyor benim omuzlarımı dik tutma alışkanlığını edinmem 6 ayımı, beden dilimi oturtmam yaklaşık 2 yılımı aldı. Bu süreler insandan insana değişir.

‘’Nasıl yaşamam gerektiğini anlamaya başladığımda, Nasıl ölmekte olduğumu gördüm.’’

~ Leonardo Da Vinci ~

 

 

Rus Hatuna geri dönersek sürekli mesajlaşıyoruz hala seni seviyorum, gel benimle yaşa tek yaşamaktan sıkıldım, seni özledim falan diyor ama hiç umurumda değil, bundan bir sene önce olsa çoktan hayallere kapılırdım. Aklımda kış tatili var o ayrı. Burada çerçeve devreye giriyor kendi hayatımdaki hedefleri ve işleri erteleyip öylece hatuna gidemem. Şunun farkındayım hatun 30 yaşında ve hiç uğraşmadan sürekli cinsel arzularını bastıracak dinamik bir genç erkeği elinin altında tutmak istiyor. Bana Rusya da ‘’girl is girl’’ diye bir sözden bahsetmişti yani kadın kadındır, hepsi aynıdır gibi bir şey. Daha önce o taş gibi Rus kadınlarının boş egolu olmadıklarını duymuştum.  Belli ki Rusya da genç ve dinamik erkek bulamamış beni transfer etmeye çalışıyor. Kendisini ve çocuğunu koruyacak bir erkek istemesi içgüdüsel bir şey zaten. İlk görüşte aşk diyor yer miyim la ben senin bu kafesleme çabalarını şunu bir kez daha tecrübe ettim ne Türk’ ü, ne İngiliz’ i, ne Rus’ u hepsi teoride aynı. Sevişmenin ardından gerçekten bana karşı daha samimi duygular besliyor olabilir yalnız bu sürekli mesaj ve resim atacağım anlamına gelmiyor. Bu meşguliyet durumu sadece kadınlara karşı değil hayatımda ki çüklü çüksüz tüm insanlar için gerekli sürekli kendimi daha fazla daha fazla gelişmek için zorluyorum ve bu yüzden somut bir meşgul olma durumu söz konusu ve bazen ailem bile mesaj attığı zaman hemen cevap veremiyorum. Benimde zamanında yaptığım en büyük hatalardan birisi sürekli kafamda teoride mükemmellik derecisinde fikirler ve planlar üretmem ama pratiğe dönüştürmememdi veya bir şeyleri göstermelik yapmamdı. Farkında mısınız birçok şeyi resmen yapmak için yapıyoruz.

 

Son bir buçuk senedir kendimi duygusal olarak zayıf ve yorulmuş hissettiğim zamanlarda rahatlamak için günlük tutar gibi telefonumun ses kaydını açar koltukta yuvarlanarak kendi kendime konuşurdum kafamdaki tüm her şeyi ortaya döker kendimle yüzleşirdim. Çünkü bir çoğumuz şu hatayı zamanında ya yaptık ya da yapıyoruz sürekli kendimizi anlatacak birilerini arıyoruz, arkadaşlarımızı psikolog gibi görüyoruz ve enerji vampirliği yapıyoruz. Bunun sonucunda hem insanların gözünde duygusal olarak zayıf ağlak biri oluyoruz ve hem de zayıf yönlerimizi ortaya döktüğümüz için her türlü psikolojik saldırıya ve şantaja açık oluyoruz, bu şartlar altında sosyal saygı yok olup gidiyor.  O ses kayıtlarına baktığım zaman aslında temel sorunum ya bir şeyleri sırf yapmak için yapıyormuşum veya kafamdaki planları işleme koymak yerine sürekli daha da çok geliştirmeye çalışıyormuşum ‘’mükemmellik’’ algısı. Sırf yapıyormuş gibi yapmanın kötü olan tarafı; aslında evet eylem yerine getiriliyor yani kazanç var ama başka taraftan ya kayıp veriyorsun ya boşa eylemi gerçekleştiriyorsun. Örneğin akıntıya karşı kürek çekmek deyimini ele alalım, akıntıya karşı kürek çekersin ama maksimum kazanç yerinde sayarsın geriye gitmezsin yanı sıra enerji kaybı verirsin.

Mesela çok sık gördüğüm hatalardan biri adam spor yapıyor ama şekeri, abur cuburu, alkolü, sigarayı ve benzeri zararlı maddeleri bırakmıyor. Çerçeveye sahip çık diyoruz haklısın diyor hatun mesaj attım mı anında dibinde bitiyor. Ödül sensin diyoruz tamam diyor anladım diyor, hatunun teki ile resim çekiniyor ama hatun suratını kapatmış bunu sosyal medya da paylaşıyor neden çünkü kafasında hala çüksüz biri ile resim çekilmenin ödül olduğunu düşünüyor ama itiraf etmiyor bahane uyduruyor, ben onu kardeşim gibi görüyorum diyor. Eskilerin bir lafı vardır ‘’kardeş ayağı göt ayağı’’ diye hepimiz iyi biliyoruz kardeşim dediğiniz kızlar dönüp dudağınıza yapışsa sen ne yapıyorsun değil, nasıl yapıyorsun diyeceğinizi.

 

‘’Hiçbir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez.’’

~ Sigmund Freud ~

 

Yazılarımda birçok kez beni bu işlere sokan akıl hocam Chianski den ve sözlerinden bahsetmiştim bu; kızlarla arkadaş olma konusunda da bana şunları söylemişti. Erkek ile kadın yakın arkadaş olamaz çünkü bir süre sonra aradan cinsiyetler kalkar ve özellikle kadın erkeğe bacım gözüyle bakar, erkekse eğilse kalksa da bir frikik verse diye bakar. Kadın ile erkek arasında yakın arkadaşlık değil yalnızca cinsel çekilim olur. Ya sevişirsin ya sevişmezsin. Birçok kez açtığım dolaylı setlerde hatunlar ‘’kanka’’ dedikleri erkekleri aslında bacıları gibi gördüklerini söylemişlerdi. Şahsen bir kadın beni kadın gibi görsün istemem ve çoğu kez kızların kanka ayağına erkekleri sadece kullandığını ve ücretsiz ilgi bankası gözü ile baktığına şahit oldum. Örnek olarak daha önce paylaştığım ‘’Hatalarla geliş ve geliştir’’ adlı yazıda Eskişehir’ deki yaşamış olduğum ibretlik olayları örnek verebilirim orada da bu tarz bir kızdan bahsetmiştim. Şuna da değinmeliyim çevrende hiç kız olmamalı demiyorum illaki iş arkadaşın, sınıf arkadaşın, sosyal ortamındaki arkadaşların kız olabilir ama onlar erkek olduğunu bilmeli. Benimde çevremde ara ara konuştuğum sohbet ettiğim kızlar var ama hepsi erkek olduğumun farkında illa sikecen diye bir şey yok ama bir erkekle nasıl konuşuyorsam onlarla da aynı konuşuyorum, arsız-komik şakalar yapıyor cinsel içerikli şakalaşmalar yapıyorum ve emin olun sinirlenmek görüşmeyi kesmek yerine daha fazla benimle vakit geçirmeye çalışıyorlar yani üzgünüm bir çoğunuzun yaptığını; kızlara sözde centilmen davranışlar sergileme, boş iltifat etme gibi şeyler yapmıyorum. Birçok erkeğin centilmen ve kibar görünerek aslında ‘’meriç’’ (gizli amcı) olduğunu kadınlar bile fark ediyor artık. Her dalda oku diyoruz sadece daygame ile alakalı kitapları ve makaleleri okuyor. Soruyorum teorin ne durumda adam diyor çok okudum, diyorum ne okudun bana daygame ile alakalı siteleri gösteriyor. Her şeyi kadınlar için yapar olduğunuzu kabullenmiyorsunuz sonra olmuyor yapamıyorum diye mesaj atıyorsunuz bunalıma giriyorsunuz, oyuna-redpille-bizlere düşman oluyorsunuz. Sorun ne ailen de, ne bizde, ne arkadaşlarında, ne de başka birilerinde sorun sende ilerlemek istiyorsan önce kendi önünden çekil. Bu ara çok moda oldu karı kız konusunda başarısız olan bize sallıyor, saha tecrübesi olmayan adam bize laf sallıyor, adam beni tanımıyor mesaj atıyor mesajın girişinde hocam diyor sonunda bana ayar vermeye kalkıyor tepki verince beni eleştiri çekemez biri olmakla suçluyor sığır.

 

‘’Hiç kimse başarı merdivenini elleri cebinde tırmanmamıştır.’’

~ Konfüçyüs ~

 

Bir konu hakkında düşünmekle ne kadar vakit harcanırsa o kadar yetersiz/başarısız olunur. Kafanı ne kadar hatunlarla yorarsan o kadar çok başarısız olursun, sürekli saha raporu okuyarak, videolar izleyerek daygame öğrenilmez gelişilmez, götünü kaldırıp sokağa çıkmalısın. Ne kadar çok diyet ve spor programları araştırılırsa ya o kadar fazla ertelenir ya da o kadar fazla gelişime engel konulur. Engel konulmaktan kastım spor yaparken sürekli spor programı değiştirmekten bahsediyorum ondan bundan duyma işlerle sürekli daha fazla verimi almaya çalışarak sürekli yeni rutinler denemek boşa kasları yormaya sebebiyet verir. Sürekli diyet değişimi kas kaybından tutunda birçok rahatsızlığa sebebiyet verebilir. Kısaca sabit rutinler sıkıcıdır ama sabit ve disiplinli olunmadan sadece başarı ertelenir ve boşa enerji/zaman kaybı yaşanır. Son zamanlarda çok kullandığım bir cümle ‘’istiyorsan yapabilirsin ama önce iste’’. Sanırım yine yazı biraz uzun oldu umarım okurken sıkılmamışınızdır, umuyorum bu yazılar birilerine bir şey katıyorduk bir başka yazıda görüşmek üzere ‘’KENDİNİZE İYİ DAVRANIN DOSTLARIM’’. Bu yazı burada biter.

THE END

Saha Raporu – 4 yıl aradan sonra gündüz oyunu

Mayıs ayıydı sanırım veya nisan sonları, dgo_cr7 ve ben kadıköy starbucks civarlarında charlie chaplin cosplayli dayının yakınlarında -takılanlar bilir- gözlerimize komutları verip aratmalara başladık. yukarıya doğru çıkarken bir 6.5/10 gördük. 3 sn kuralını efsane bir biçimde yok ederken ‘sen mi gidiyorsun ben mi amk?’ tartışmaları yaşarken -göt korkumuzdan gidemiyoruz bu arada :D- ben kayışı kopardım ve yaklaşık 4 sene sonra ilk setime dalış yaptım. 4 sene aradan sonra ancak bu şekilde başlanabilirdi bence. yanına doğru yanaştım, hafifçe omzuna dokundum ve kafenin önünde kıvırcık saçlı eski voleybolcu ve karateci kızımızı durdurdum.

B: baksana, selam, seni şurdan geçerken gördüm de çok güzel bi’ enerjin vardı, yanına gelip selam vermek istedim.

O: ay teşekkür ederim ama benim mi enerjim güzel? çok çöküğüm şu an ama

B: enerjin güzel dedim moralin iyi veya kötü demedim ki

O: evet teşekkür ederim

B: **** ben, tanıştırayım kendimi

O: ben de ****

B: nerden geliyosun böyle ***?

O: dövme yaptırdım da orada geliyorum.

Valla yalan değil hocam ben de dövme üçüncü dövmemi yaptıracağım. 2 aydır falan arıorum ne yapsam diye. O yüzden dövme muhabbeti mükemmel oldu. 5-6 dk konuştuk dövme hakkında, enerjisinin aslında düşük olduğu ve önüne bakarak yürümeleri hakkında vs vs. tam hatırlamıyorum.

Daha sonra ben arkadaşımın yanına gitmeye niyetlendim çünkü beni bekliyordu. Ama kız bana baya into oldu sanırım, kendi açık verdi bana.

B: tamam o zaman *****, zamanın yok sanırım -kuracağım cümleyi sikeyim- ben de arkadaşımın yanı-

O: Yoo var aslında ben de kahve içmeye gidiyordum tam.

4 sene aradan sonra önümegelen set = insta date. böyle şans kimde var? 😀

B: ha tamam o zaman bi’ kahve ısmarla bana hadi.

Boğanın yukarısında tatlı kahveciye gidiyoruz, Ben erkek oğlu erkek sütlü filtre kahvemi içiyorum, kendisi latte içiyor. Konuşuyoruz, gülüyor baya, ben de eğleniyorum her şey çok güzel. Daha sonra numarasını alıp metrobüse salıyorum kendisini. ben de dgo_cr7 yanına gidiyorum. Pazartesi akşamı oluyor, ben kızımıza mesaj atıyorum whatsapptan. ‘eli kırık kız?’ eli kırıkmış voleyboldan dolayı, 5-6 sene önce kırmış ve kalmış öyle. Ben de çok dalgasını geçtim bu ve karatenin. en çok konuştuğum konuyla ilgili de mesaj attım. ‘aa cesur çocuk, evet benim?’ dedi. Tak diye aradım hemen. ‘ya ben senin dün aramanı bekliyodum, neden aramadın?’ dedi. biraz konuştuk, Kız bana çok ilgili. 1-2 dk geçti işim var şimdi ayağına kapattım. 1 saat sonra bu bana kendi mesaj attı napıypsun, nasılsın vs. konuştuk biraz. Öbür gün beni aradı ofisteyken, konuştuk.

Ben yazmıyorum veya aramıyorum beyler. Her şeyi kendi yapıyor. Sonra bana fotoğraflarını attı, ayaklarındaki dövmelerini. Tekrar aradı. Her şey mükemmel. Daha sonra date ayarlamak istedim uzatmadan. bu hafta. çarşamba günü 1 mayıstı sanırım, yanlışım varsa düzeltin. biz o gün tekrar *** ve iki arkadaş ile kanyon, özdilek takıldık. akşamında bununls beşiktaş’ta bir barda buluştuk. daha geldiğinde sarıldı ve öpüştük, her şey normal. Ama bir ibnelik, bir huzursuzluk seziyorum. gelir gelmez patlattı;

O: böyleyken böyle böyleyken böyle -önemli nokta- işte arkadaşlarımla da oraya gidicem burdan sonra

??? yani baya takılmaya gelmiş. benimle buluşmaya geliyor ama benden sonrası için de plan yapmış. herhangi bir şey bekleme davası diye düşündüm ama çok umursamamaya çalıştım. ama beni biraz düşürdü bu durum. daha sonra 1-1.5 saat içtik ve konuştuk baya. daha sonra kalktık hesapları ödedik. yakın olmadığını hissetim tüm gece, o bana into olan kız hiçbir şekilde yok gibiydi. kino vs hiçbir şey de denemedim, üstelemedim bile. en son bana sarıldı ve öptü. görüşürüz diyip ayrıldık. daha sonra sessizlik. mesaj atmadı veya başka bir şry yapmadı. ben de nextledim. anlamadığım şey neden böyle olduğu açıkçası. arkadaşlarına anlattı da onay mı aradı, onayı mı bulamadı? pişman mı oldu? daha sonrasında eski sevgilisiyle barışmış sanırım, instasından gördüm. çok uzun bir süre değildi. belki kafası karışıktı, belki ben düzgün ynamadım. ama 4 sene sonra böyle bir setle karşılaşmak… day game inancı 0 olan beni 100e çıkardı. hala bir takım approach anxiety durumum olsa da zamanla üstesinden gelebileceğime eminin. o yüzden deneyin beyler, bırakın kız sizi reddetsin. kendi kafanızda kendinizi reddetmeyin. şans verin kendinize.

Konuk Yazar : madly

Insel zihin yapısı

Biri redpill=bluepill rumuzu ile şunu yazmış :

Bu çocuğu https://i.hizliresim.com/00kB3Z.jpg sahaya çıkartıp cidden kadın tavlıycağına inandırıyosunuz ya işte birsürü girişimden sonra o çocuk çok büyük bir depresifliğe girecek. Sizin yaptığınız bu çocuğa mavi hap vermektir.

Asıl acı gerçekleri kabul etmeyen sizsiniz.

Şimdi kırmızı hapı oyuna indirgeme basitliğini es geçelim. Oyun paradan önemlidir gibi bir şey yazsak altına çöpten atık toplayan çocuğun fotosunu koyup “nasıl para lazım değil lan” diye itiraz edenler gibi atlamasını da es geçelim (biri buraya gelip “bu yazdıklarını Irak’ta kampta yaşayan çocuk nasıl yapsın, sen boş umut satıyorsun” gibi bir laf etmişti). Zira verdiği örnek ilginç. Kimi örnek verdiğini biliyor mu acaba?

Fotoğraftaki adam St.BlackOps2cel yani İnsellerin En Üst mertebe azizi 😀 Bu fotoyu koymuş bize siz mavi hapsınız diyor 😀

Bu adam insel azizidir, buna kız bulduranı Allah çarpar.

İnsel nedir biliyorsunuz. Burada birkaç yazıda değindik. Bunlar kötü genetik ile sonsuza kadar sekssizliğe mahkum olduklarını düşünen, involuntary celibate elemanlar (zoraki seks yapamayan). Bunlardan biri olan Elliot Roger’ın ruh halini detaylı analiz etmiştik.

Bu çocuğu sahaya çıkartıp cidden kadın tavlıycağına inandırıyosunuz ya işte bir sürü girişimden sonra o çocuk çok büyük bir depresifliğe girecek.

Bu çocuk dediği incel forumlarının en meşhur, insellere göre kızların en korkunç kabuslarındaki öcülerden daha tiksindirici bulacağı adam. Bildiğim kadarıyla Bosnalı bir gamer ve inseller tarafından meşhur edilse de kendisinin insellerle alakası yok. Bu fotoyu avatar yapmış ve olaylar gelişmiş.

Şimdi bu çocuk bu şekilde pat diye sahaya sürülmez. Bu saçla, ölü balık gibi bir surat, gülümseme yok, gym görmemiş, black ops t-shirt sahaya çıksın kızlar bunu döver tabii. Bunu o t-shirtle dövüp giyimine el atmak lazım. Saçları halletmemiz, 6 – 7 ay gyme sokmamız lazım. Gülmesi de lazım. Önden çok işi var ama Allahtan ölümüne obez değil. O tarafın işi daha zor.

Bana inanmayın, oğlumuzun daha iyi saç ve gülüş ile haline bakın (adamın Facebook’undan):

Hala gym şart, full sakal daha iyi gider yani bir 3 – 6 ay ön çalışma lazım ama bunu çevirebilirsin. Bir Amerikan futbol takımı kaptanı tipinde piliç mıknatısı olmaz belki ama şu halinden çok daha fazlası olur.

Ne dersiniz arkadaşlar, kendine el atsa düzelir değil mi?

Bu arada reklam yapayım. Ey ahali. Bu elimde görmüş olduğunuz hap, yukarıdaki gibi bir elemanı şuna çeviriyor. Yanında da bir adet kalem, bir adet çakmak ve bir kutu prezervatif veriyorum. Hepisi sadece 5,000 Lira! Mahmut pazarlama. Bu fırsat kaçmaz.

Bitmedi. 5,000 TL daha verene kırmızı fitil veriyoruz. Şuna döndürüyoruz 😀

Saha Raporu – Oyuna giriş

Çevirmen Hoca, Koz ve beni hiç sallamayan ama arada yorum yazan Mahmut Abimize selamlar olsun.

12 Haziranda yukarıya çıldırıyorum, yardım edin şeklinde bir mesaj bırakmıştım ve sağ olun yardımcı oldunuz gerçekten.

BEN BUGÜN İLK DEFA DAYGAME YAPARAK (ya da yapmaya çalışarak) 2 TANE HATUNA YÜRÜDÜM. HEM DE 3 DK İÇİNDE.

Şöyle ki; Çevirmen Hocam ve Koz bromuzun bana yazdığı cevaplardan sonra ben bi gaza geldim. O ilk yorumlardan 2 gün sonra dışarı çıktım ve bugün yürüycem dedim.

Gittim sokakta yürüyebilme ihtimalimin ve korkumun daha az olabieceği “SİKTİR LAN PİS SAPIK” denme ihtimalimin az olduğu bir semte. Arabayı çektim sağa. İndim güzelce de giyindim. Az ileride oturmuş elimde telefon geleni geçeni kesiyorum. Kızlar geçiyor ben korkumdan yanaşamıyorum. Derken bir tanesi geçerken bana baktı önüne döndü. Dedim YD mi acaba? Yürü ulan dedim… hooop ayaklarım hemen geri döndüüü..

Reddedilme korkusu-MAVİ HAP

Derken yine kızla geçmeye devam. Ben bakıyorum hangisi daha az korkutucu diye( gözlerim de bozuk 2 numara uzağı göremiyorum ama gözlüğü çıkarmışım janti görünücem diye)

Sonra bir kız daha geçti esmer güzeli. Benim kalbim küt küt atıyor göğsümden fırlayacak. Takıldım peşine…derken bir araç yanaşıp kornaya bastı.. babası sandım.. ama herif ona çalmamış ve benim zaten zar zor bulabildiğim cesaret sıfıra indi.. öyle 1 saat takıldım eve döndüm.

Reddedilme Korkusu-Mavi Hap

Derken bugün. Masturbasyon yapmayalı 1 hafta olmuş. Testosteron 7. Günün zirvesinde. Ağırlıkta kaldırmışım 1 gün öncesinden şiş şiş geziyorum (ya da bana öyle geliyor)

Dedim ki hazır boşum saat 8 de boks var şuan 5 arabayı az ileri götürüp caddeye park edeyim kızlara yürüyecem bugün.

Aynen dediğim gibi saat 7 ye kadar ben bi o tarafa bi bu tarafa yürüyorum, kızlar geçiyor, ben bakıyorum. Yine tam takılıyorum peşlerine gidicem konuşucam, ya telefona bakıyolar, ya kulaklık var, ya karşıya geçiyolar ya da yanlarından yürüyen adamları onlarla sanıyorum olmasa bile konuşsam ve beni terslese sapık dese ne bok yicem diye kafada kurdukça kuruyorum ama hepsi BOŞ BAHANE!! Aslında olan;

Reddedilme korkusu-Mavi Hap

Derken baktım saat 7 olmicak böyle, boks falan da 8 de binip gideyim en iyisi eve. Bindim gidiyorum tam sonra dedim ki “bugün antremanı kaçırıcam belki ama o zaman birşeye deysin, kızlara yürümüş olayım ki kaçırdığım antreama deysin, yoksa eve gidip mal mal 31 çekmek için deymez, Beta olma, sen Beta mısın?! Salak mısın?! Dön geri! Bunların hepsi MATRİX, o seni eve geri yolluyor. Hiç bir zaman kızlarla aran iyi olmicak, sen yapamicaksın sanırım bas eve git..”

Laan dedim eve arabayı sağa çektim,”yürüyecem ulan bugün beeeen!!!” dedim. Sonra 45dk boyunca yine aynı tarane yukarı aşağı yukarı aşağı derken. ”Hadi eve git Daves..”

Ben karşıdan karşıya geçtim arabanın yanına tam arabaya yöneldim ki, sol taraftan deri etekli, dolgun bacaklı bir HB 7-7.5..

Sonra kafamda aynen şunlar çaktı;
“Mahmut abi?! MATRİX! BETA MISIN SEN AMK?! Mahmut abi?! ÇEVİRMEN HOCA?! KOZ! MATRİX ŞUAN KADIN SİLUETİNDE DAVEEEEEESS!!”

Yallah dedim bir yardırdım hatuna, sağından yanaştım kaldı aramızda 1m benim zaten tuvaletim var 2 saattir tutuyorum orada bıraktım bırakacam derken benim elim havaya kalktı bir anda dedim napıyorum ulaan beeen!! Ve ZIBAAAM!!

REDDEDİLME KORKUNLA YÜZLEŞ-KIRMIZI HAP..

Merhaba dedim, kulaklık vardı çıkardı kaşlarını çatarak “ne oluyor yahu?” bakışı ile bana baktı. Gözlerimin bozuk olduğunu söylemiştim. O 19-20 yaşında sandığım HB7 meğersem 30lu yaşlarda çıktı.

Merhaba, az önce şurada dururken (elimle arkayı gösteriyorum-London Daygame) sizi(neden seni demedim bilmiyorum heralde büyük olduğunu görünce) farkettim ve çok hoş görünüyordunuz geliş merhaba demek istedim.

Duruşum, yüzümün şekli, falan tırt..ama ses tonum kalın ve tok bi ses konusunda iyiydim.

Hatunda” ayy sağ olun iyi akşamlar” dedi ve gitti.

Bende kusura bakmayın dedim. Gittim.

Benim ağzım götümde mutluluktan uzaya çıkıp yörüngeye oturucam. Bir insan reddedildi diye mutlu olur mu ya? Bir kızla konuşmuşum ve reddetmiş, ana avrat sövmeyip sapık demedi diye ben baya gaza geldim. Arabaya bindim çalıştırdım tam gidicem, sağdan başka bir HB 6-6,5.
Dedim ulan yürü ve yapıştıııır…
Yine kızın sağından omzuna dokunarak merhaba dedim. Bu sefer “napıyorum lan ben falan olmadı”
Kız korktu irkildi, kulaklık vardı.

D:Daves ,H:Hedef

D: merhaba korktuttum sanırım özür dilerim.
H:.. ay uyy falan filan
D:az önce şurada duruken(elimle gösteriyorum) seni fark ettim çok hoş görünüyorsun ve gelip merhaba demek istedim.
H:merhaba.. :))) (kız şoke olur, deli gibi garip bir gülümseme)
D: böyle birşey başına gelmedi heralde
H: hayır ilk kez oluyor. (Yere bakar, büyük gülümseme devam eder U şeklinde deniliyor buna heralde)
D: hmm.. nereye gidiyosun? (Evet ne diyeceğimi şaşırdım bir an)
H: eve gidiyorum..
D: anladım..peki o zaman sadece çok hoş göründüğünü söylemek istemiştim. İyi akşamlar 🙂
H: iyi akşamlar der U şekilde gülümseme ile ve gider

REDDEDİLME KORKUSU YENİLDİ-KIRMIZI HAPA GİRİŞ

Hepinize selam olsun..

Konuk Yazar : Daves