Jordan Peterson – Engeller, Negatif Duygular ve Duygusal Denge

Kişilik ve Dönüşümleri kitabının Piaget ve Adım Adım Jung bölümünden.

Daha önceki mitolojik ve şamanik geçiş ritüelleri dersinde, insan evriminin keskin düşüş ve çıkışlarla bezeli, yukarı doğru bir çizgide olduğundan bahsetmiştik. Hayat yolunda ilerlerken başımıza ciddi bir engel çıkar. Bu engel ya bizi davranışsal olarak engelleyerek şu anki davranış planlarımızla hedefimize ulaşmamızı engeller ya da bundan daha karmaşıktır ve zaman içinde kendi davranışlarımızı entegre etmek için kullandığımız tüm yapıyı
sarsar.

Aradaki fark şöyledir. Partnerinizle dışarı çıktınız diyelim ve partneriniz oldukça gergin davranıyor. Yani diyelim ki şaka yapıyorsunuz veya gülümsüyorsunuz ama partneriniz buz gibi davranıyor ya da sinirli bir şekilde karşılık veriyor. Bu durumda siz de kendinizi buna göre ayarlarsınız. İşler bir miktar bozulur ve tüm gece mahvoldu diyeceğiniz bir hale gelir. Ama bu olduğunda tüm ilişki bitti demezsiniz. Gerçi bunlar sık oluyorsa o noktaya da gelebilirsiniz.

Bu durumda ona “tüm gece mahvoldu” diyebilirsiniz ve bu muhtemelen bir miktar aşırı reaksiyon göstermek anlamına gelir. Klinik psikolog olarak izlenimim, eğer insanlar katlanması zor bir şekilde davranıyorlarsa, siz bunu gözlemlerken üç kere bu şekilde davranmasına izin verin. Üçüncü kez aynı şekilde davrandığında “bak böyle davranıyorsun” deyin. Bunu söylediğinizde size “hayır öyle davranmıyorum” diyecektir. Siz de “Hayır böyle davranıyorsun. Bak şurada ve şurada böyle davrandın” dersiniz.
Bu durumda temelde kaybetmiş olur ve siz de direkt kazanan olursunuz. Ama sadece bir kerelik bir şeyse, dert etmemeniz daha iyi. Bir kere olduysa, bunun tek bir kez ve spesifik bir problem olmadığına dair elinizde bir delil yok. Ama üç kere olduysa artık elinizde güçlü bir delil var. Bu şekilde aşırı tepkisel olmak ile dik durmak arasındaki dengeyi tutturursunuz. Her şeye tepki gösteren biri de olmak istemezsiniz, itilip kakılabilen biri de. Yani fazla toleranslı olma ile tepkisel olup gereksiz kavgalar etme arasındaki denge için üç kere kuralı iyi işler.

Neyse, partnerinizle dışardasınız ve partneriniz oldukça sinir bozucu davranıyor ve siz bu davranışını değiştiremiyorsunuz. Şakalar yapmak yerine belki de telefonunuza bakıp onu kendi halinde sakinleşmeye bırakmak daha mantıklı. Bu şekilde onunla etkileşimde kullandığınız çerçeveyi fazlaca sarsmazsınız. Sonuçta akşam az çok planlandığı gibi
gidiyor ve hala size rehberlik eden algısal yapıları ve beklentileri kullanabiliyorsunuz.

Biraz ayar gerektiriyor belki ama bu ayar yüksek çözünürlükte ve çok küçük. Bu sizi biraz rahatsız edecek ve “ne oluyor?” diye düşüneceksiniz. Belki “bende bir sorun mu var?” diye düşüneceksiniz. Sıkılgan, içine kapanık insanlar genellikle böyle düşünürler. Ya da belki onda bir sorun olduğunu düşüneceksiniz. Ama ne olursa olsun bu olay o kadar da ciddi değil.

Bir de şu senaryoyu düşünün. Partnerinizle dışarıdasınız ve biri restorana giriyor ve sizin masaya gelip partnerinize “merhaba, kız arkadaşın / erkek arkadaşın olduğunu bilmiyordum. Geçen hafta buluştuğumuzda bana bundan bahsetmemiştin.” diyor. Şimdi bu tamamen farklı bir senaryo. Evet hepiniz bu senaryoyu duyunca güldünüz zira bunun gerçekten tamamen farklı bir senaryo olduğunu biliyorsunuz. Peki ikinci senaryo neden
birinci senaryodan daha sarsıcı? Eğer dünya ile ilgili varsayımlarınız bir anlamda bir hiyerarşi içinde düzenlenmişlerse, yaptığınız küçük küçük şeyler bu hiyerarşinin en altında mikro – detaylardır. Hiyerarşide soyutlaya soyutlaya en tepeye çıktığınızda, “ben sadakat temelli bir ilişki içindeyim” gibi bir varsayım vardır. Şimdi sadakat temelli bir ilişki içinde olmak ile mikro – detaylar arasında başka hiyerarşi seviyeleri vardır. Sarsıntı hiyerarşide ne kadar yukarı olursa, siz o kadar sinirlenip streslenirsiniz. Sinir bozucu partner pek dert olmayabilir ama sizi aldatan bir partner hiyerarşinin tepesinde bir sarsıntıdır. Bu seviyede sarsıntı sizi geçmişinizi ve geleceğinizi hatta belki de gerçekte kim olduğunuzu ve karşınızdakinin kim olduğunu sorgulamaya iter.

Bu gerçek bir felaket değil mi? Her şeyi darmadağın eden bir felaket. İşte bu daha önce konuştuğumuz yeraltı dünyasına yapılan yolculuktur. Piaget’in de buna benzer bir fikri vardı zira Piaget’in gelişim aşamaları teorisi de bu şekilde iniş ve çıkışlarla işaretlenmiş bir teoriydi.

Çocuklar kendilerini motor sistemlerden yukarı doğru inşa ederlerken, kendilerine ait ve faydalı bu küçük alt öğeleri canlandırıyorlar. Ama zaman zaman inşa ettikleri bu araçlar, alt kişilikler, arzuladıkları sonuçları yerine getiremiyorlar. Örneğin 3 yaşındaki bir çocuk kreşe gider ama arkadaş edinmekte zorlanır. Bu çocuk eve geldiğinde ağlar, öfkelenir ve sarsılmış bir şekilde “kimse benimle oynamak istemiyor” der. Biliyorsunuz çocuk bu
durumda gerçekten ağlar. Çocuk sanki yetkin olduğu bir sahadan yetkin olmadığı bir sahaya ışınlanmış gibidir. Duygular, özellikle de negatif duygular, sizin içinde yetkin olduğunuz bir sahadan yetkin olmadığınız bir sahaya geçtiğinize işaret ederler. Eğer ağlıyorsanız bu genelde endişe veya acı sinyalidir. Bazen öfke de insanı ağlatır ama ağlamak genellikle endişe ve acı sinyaller. Bu, bildiğiniz şeylerin artık arzu ettiğiniz sonuçları üretmeye yetmediği bir durumun içine düştüğünüz anlamına gelir. Böylece ağlarsınız ve yardım alırsınız. İnsanlar gelip sorunun ne olduğunu sorarlar ve size destek olurlar. Belki sizi teselli ederler, belki de sizin ne yapmanız gerektiği konusunda size tavsiye verirler.

Ya da siz eğer zeki bir ebeveynseniz, çocuğunuzla siz oynarsınız ve onun diğer insanlarla sosyal etkileşim yeteneklerini geliştirmesini sağlarsınız. Ya da onu diğer çocuklarla daha fazla oyun oynayabileceği yerlere götürürsünüz, onu gözlemlersiniz, onun bu küçük alt kişiliklerini geliştirmesine yardımcı olursunuz ve ona daha fazla bilgi vererek daha
sofistike biri olmasını sağlarsınız.

Bu Aşama Teorisinin Piagetçi fikirlerinin bir kombinasyonudur. Düşüşlerce çentik atılmış yukarı doğru ilerlemedir. Bu bir önceki yapının dünyaya artık iyi adapte olmamasından kaynaklanan kafa karışıklığı ve sonrasında gelen asimilasyon ve uyumdur. Piaget asimilasyon ile uyumu birbirinin zıddı şeyler olarak düşünürdü ama bunlar tam olarak zıt değiller ve bu anlaşılması zor bir şey. Ama Piaget’e göre asimilasyon demek, insanın şu
anki yapısının içine bilgi çekmesi ve içine bilgi çekilen yapının çok fazla değişmemesi demekti. Uyum ise insanın çok büyük hacimde bilgi çekmesi ki bu genellikle negatif bilgidir ve sonrasında bu bilgiyi anlamakta kullandığınız yapıda büyük sarsıntı yaratarak o yapıyı yeniden inşa etmek demekti.

Piaget bunları asimilasyon ve uyum olarak düşünüyor ama bunları asimilasyon mikro davranış seviyesinde olacak şekilde bir süreklilik halinde düşünmek daha kolaydır. Mesela çatal tutmaya çalışırsınız ama elleriniz uyuşmuştur. Çatalı birkaç kere kavramaya çalışırsınız ama başaramazsınız. Sonra tutuşunuzu değiştirirsiniz ve çatalı tutarsınız. Yani çok az biraz sinir bozucu bir şey. Alt tarafı çatala bakıp tutuş açınızı değiştireceksiniz ve bu sebeple dünya tepenize yıkılmayacak. Ama çorbanızdan fare ölüsü çıkarsa bu çok daha sinir bozucu bir şey ve bu yine hiyerarşik bir problem. Yani en alt seviyede, motor hareket yapılarına yakın seviyede, asimilasyon kolaydır: Yapmanız gereken tek şey benim harita olarak düşünmeyi sevdiğim şeyler üzerinde, harita ya da kişilik, ufak değişiklikler yapmaktır. Biliyorum kişilik ve harita birbirlerinden uzak şeyler gibi görünüyorlar ama aslında birbirlerine çok benziyorlar. Bu, ufak ayarlamaların mı yoksa
tüm yapıyı çöpe atmanın mı gerektiğine bağlıdır. Yani problem bijon somununu sıkılaştırarak mı yoksa yeni bir araba alarak mı çözülüyor gibi. Sizin seviyelerinizi zorluk seviyeleri olarak düşünebilirsiniz.

Bunu düşünmenin bir başka yolu da var. Bunu bilmeniz gerekiyor zira bir şey yanlış gittiğinde ne kadar stresli olacağınıza nasıl karar verdiğinizi anlamanız gerekiyor. Bu çok zor bir soru. Bir sabah yüzünüzde bir sivilceyle uyandığınızda ne kadar endişelenmeniz gerekli? Bunu bilmiyoruz. Belki hiçbir şeydir, belki de 6 ay sonra kanserden öleceksiniz. Bunu bilmiyorsunuz. Bir şeyler ters giderse insanların ne kadar strese kapılacaklarını nasıl ayarladıkları öyle bariz değil. Zira kötü giden şeyin ne kadar kötü gittiği o kadar belli değil. Diyelim ki yemeğe çıktınız ve partneriniz size kötü davranıyor. Bu 2 hafta içinde ayrılacaksınız anlamına mı geliyor? Aslına bakarsanız belki de bu anlama geliyor. O zaman neden dünyanın sonu geldi diye kafayı sıyırmıyorsunuz? Biliyorsunuz bazı kişiler
gerçekten de böyle davranabiliyorlar. Bu kişiler negatif duygu seviyeleri yüksek yani duygusal dengesizlik özellikleri yüksek insanlar. Bu insanlar en ufak bir anormallik, belirsizlik, tehlike, devamsızlık veya beklenmedik bir durum karşısında felakete uğrayacaklarmış gibi davranırlarken duygusal olarak dengeli bir insana “ben ayrılmak istiyorum” denildiğinde bu kişi biraz üzgün görünür ve belki bu bile onu çok rahatsız etmez.

Yani bu en alttaki mikro davranışlardan aşama aşama soyutlamalara giden motor hareket hiyerarşisini düşürseniz, bir şeyler ters gittiğinde ne kadar kaygı duyacağınızı nasıl hesapladığınızı anlayabilirsiniz. Sorunun küçük olduğunu varsayıp alt seviyede kontrol edersiniz. Eğer o seviyede çözülmüyorsa bir seviye yukarıya çıkarsınız. Arabanız bozulduğunda hemen yeni bir araba almazsınız. İlk önce mesela akü mü bitti diye bakarsınız. Zira bu yol, size en az sorun çıkaracak yoldur. Ve aynı zamanda bu zihin temizliği açıdından iyi bir şemadır.

Bu Occam’ın Usturası (Occam’s Razor) prensibine benzer. Occam’ın Usturasını biliyorsunuz değil mi? Bunu bilmeniz lazım. Occam’ın Usturası, Ortaçağ düşünürü Occam tarafından ortaya atılmış bir prensip. Occam “açıklayıcı prensiplerinizi gereğinden fazla çoğaltmayın” der. Bu ne demek? Eğer bir şeyin neden kötü gittiğine dair 6 tane açıklamanız varsa, bunları basitten karmaşığa doğru sıralayın ve en basit açıklamayı alın.
Eğer bu açıklama yetersiz ise bir sonraki en basit açıklamayı alın ve açıklama yeterli olana kadar böyle devam edin. Occam’ın Usturası, bilimde sıklıkla kullanılan bir kılavuz prensiptir. Eğer basit bir açıklamanız varsa, bunu bir sürü karmaşık varsayım ile daha da zor hale getirmeyin. Bu aslında daha derinde yatan bir gerçeğin de altını çiziyor olabilir: herhangi bir varlık kümesinin herhangi bir konfigürasyonda olma ihtimali düşüktür ama en az ihtimalli ve en karmaşık konfigürasyonda olma ihtimali çok düşüktür.

Her neyse, umarım anlaşılır olmuştur. Bütün bu fikirleri birbirine karıştırabilirsiniz. Kişilik hiyerarşinin en altında davranışlar var; en üstte ise soyutlamalar, mesela “iyi bir insan ol” gibi ahlaki soyutlamalar var. Başınıza beklenmedik bir şey geldiğinde, ne kadar kaygı ve acı duyacağınız, hasara uğruyor görünen seviyenin hiyerarşideki yüksekliği ile doğru
orantılıdır. Bu seviyeyi sizin bir şekilde tahmin etmeniz gerekecek ve bu tahmin de kısmen sizin mizacınıza bağlı. Eğer Duygusal dengesizliği yüksek biriyseniz, bir felakete uğradığınızı tahmin edeceksiniz ama eğer duygusal dengesizliği düşük biriyseniz, bunun sorun olmadığını düşüneceksiniz. Bu tahmin kısmen de sizin kendi yetkinliğinizi nasıl algıladığınıza bağlı. Duygusal dengesizliği yüksek biri olsanız bile geçmişte küçükten büyüğe problemlerle karşılaşmış ve bunları çözüp bir şeyler öğrenmiş biriyseniz, muhtemelen “evet bu bir problem ama ben problem çözebilen bir insanım o nedenle bu problem sorun değil” diyeceksiniz ki bu kendiniz hakkında düşünmenin iyi bir şeklidir. Bu, “herhangi bir problem yok” demekten daha iyidir. Böyle düşünürseniz zaten size bol şans. “Ben bir problemi, eğer probleme konsantre olursam başarılı bir şekilde çözen bir insanım” demek çok daha kullanışlıdır.

Sinir sisteminizin ne kadar endişe ve acı duyması gerektiğine karar vermesinin bir başka yolu da başka insanların size nasıl davrandığına bakmaktır. Eğer diğer insanlar size yetkin biriymişsiniz gibi davranıyorlarsa, sinir sisteminiz daha az duygusal dengesiz olacaktır. Daha fazla serotonin üreteceksiniz ve hata belirtilerine daha az global tepkiler
vereceksiniz.

Eski Sevgili ile Arkadaş Kalmak

Ayrılık sonrası eski sevgiliniz size arkadaş kalalım diyorsa bunu sıklıkla sadece kibarlık olsun diye söylüyor. Aslında sizinle arkadaş olmak gibi bir niyeti olduğundan değil. Ayrılık kararının sizin için ne kadar zor olduğunu bildiğinden ve sizi tamamen ortada bırakıp gitmek istemediğinden arkadaş kalalım diyor. Sizin altınızdaki halıyı tamamen çekip sizin yere kapaklanmanızı istemediğinden arkadaş kalalım diyor.

Buna rağmen eski sevgiliniz size arkadaş kalalım dediğinde, muhtemelen samimi olarak sizinle arkadaş kalmak istediğini düşünüyor. Genellikle sizin karnınıza inen ayrılık acısını hafifletmek için arkadaşlık teklif ediyor. Aslında sizinle romantik olmayan bir arkadaşlık ilişkisi yürütmeye, sizinle ara sıra kahve içip tavla atmaya niyeti yok. Dediğim gibi arkadaşlık teklifini yaparken öyle istediğini sanıyor ama arkadaşlık gibi bir niyeti yok. Bir süre sonra zaten sizinle arkadaş kalmak da istemeyecek.

Bazı terk edenler gerçekten arkadaş kalmayı deneyebilirler. Ama bu durumda da arkadaşlık işi uzun sürmez ve iyi sonuçlanmaz.

Yine bazı ama azımsanamayacak sayıda terk eden, bu özellikle terk eden kadınsa daha sık görülür, eski sevgilisinin bıraktığı boşlukla başbaşa kalmak istemediklerinden arkadaşlık teklif edebiliyorlar. Bu kişiler genelde “arkadaş kalalım, seni kaybetmek istemiyorum” gibi bir şey söylerler. Bu aslında “arkadaş kalalım, seni unutana kadar seni kaybetmek istemiyorum” anlamına gelir. Eğer arkadaş kalırsanız, siz ne kadar yakınında olursanız sizi unutmayacak sansanız da, onun sizi hızlıca unutmasına yardımcı olursunuz. Ve maalesef o, sizin onu unutmanıza yardım etmez.

Eski sevgiliniz size arkadaş kalmayı teklif ederse, bu teklifi geri çevirin. ASLA kabul etmeyin. Geri çevirdikten sonra da İletişimi Kes Kuralı uygulamaya başlayın, eski sevgilinizin yörüngesinde kalmayın.

Eski sevgilinizin arkadaşlık teklifini neden reddetmeniz gereklidir? Bu sizin istediğiniz şeyden çok daha ucuz bir teklif olduğu için. Siz bundan daha değerlisiniz ve daha fazlasını istiyorsunuz.

Bir eviniz var ve bunu satmak istiyorsunuz diyelim. Bu ev, 500,000 TL değerinde olsun. Biri size gelip ev için 100,000 TL teklif etse, bunu kabul eder misiniz?

HAYIR.

Bu ev senin teklifinin 5 katı eder dersiniz ve teklifi reddedersiniz. Romantik bir ilişki içinde olduğunuz kişinin ayrıldıktan sonra arkadaş kalmayı teklif etmesi de benzer bir şey. Siz kendiniz için 500,000 TL istiyorsunuz ama o size 100,000 TL öneriyor.

Peki eski sevgilinizin arkadaşlık teklifini nasıl reddedeceksiniz? Kibarca şuna benzer diyerek:

“Ben seninle arkadaş kalmak değil, ilişkiye devam etmek istiyorum. Arkadaş kalmak benim için mümkün değil maalesef. Eğer fikrin değişir de arkadaşlıktan daha fazlasını istersen beni ara.”

Bunu sakin ve kibar bir dille yapın. Sinirlenmeyin ya da sesinizi yükseltmeyin. Bu çok önemli.

Ve bunu dedikten sonra İletişimi Kes Sürecine girin.

Eğer ayrılık sürecinde fazlaca duygusal, sinirli veya yıkık davranırsanız, eğer yalvarırsanız, eski sevgiliniz ilerde sizinle tekrar denemeyi düşünürse, bu davranışlarınızı hatırlayacak. “Eğer yeniden beraber olursak ve yine yürümezse yine o davranışlara maruz kalacağım” diye düşünecek ve belki de sizinle tekrar birlikte olmak fikrinden vazgeçecek. Eski sevgilinizin ilerde bu şekilde düşünmesine neden olmayın.

Aslına bakarsanız ayrılığı öyle karşılamalısınız ki, eski sevgiliniz geriye dönüp baktığında “hımm, çok kolay oldu” demeli.

“Seviyorum” bahanesini öne sürmeyin. Birini seviyorsanız, onu gerektiğinde serbest bırakabilmelisiniz. Eğer size nezaketen teklif edilmiş arkadaşlık teklifini kabul eder ve eski sevgilinizin çevresinde olmaya devam ederseniz, onu serbest bırakmamış oluyorsunuz. Eski sevgiliniz size arkadaş kalalım teklifini samimi olarak söylemiş olsa bile, bu “arkadaşlık” kısa zamanda oldukça absürt bir hal alacaktır.

Son olarak da eski sevgilinizle arkadaş kalmak sizin için oldukça yıpratıcı ve zor olacak. Eğer sizden gerçekten ayrılmak istiyorlarsa ve ilerde başka biriyle beraber olursa bu gözünüzün önünde olacak. Ayrıca siz çevresinde arkadaş kaldığınız sürece sizin onunla yeniden beraber olmak istediğinizi düşünecek ve bu sizi oldukça zayıf bir insan olarak gösterecek. Ve eğer onun çevresinde arkadaş olarak kalırsanız, kendi hayatınıza ve kendinizi geliştirmeye, başka birini bulup yolunuza devam etmeye enerjiniz kalmayacak.

Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? İletişimi Kes Kuralı kitabından alıntıdır.

Anti Dump’ın Makinesi – Son Bölüm: Pook’un Son Sözü

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Onuncu Bölüm: Buluşma Sonrası

Bu son Anti-Dump yazısını da tuttum çünkü test edip bazı gözlemler yapmak istedim.

Makine’nin en zor kısmı sizinle cinsel manada bir şeyler yaşamak isteyen birçok kadını kaybedeceksiniz. Fakat işin olayı zaten bu kadınların sizi tek isteme sebebinin bu olması. Bir (kadın) arkadaşımın dediği gibi, “Eğer bir kız ilk buluşmada öpüşme olmadı diye ikinci buluşmayı reddediyorsa, buluşulmaya değer biri değildir.” Makine şehveti değil, sevgiyi beslemeye tasarlanmış.

Dikkat ettiyseniz, Anti-Dump seks yapmayı filtreleme işleminde çok ileriye ötelemiş. Kendi tecrübelerime göre bunun mantıklı bir gerekçesi var. Makinenin temel amacı sizi siz olduğunuz için seven birini bulmak. Seks ile ilgili temel sorun ise, kadınların kafasını karıştırması, seks sonrası ortada bir “bağ” yokken bile olduğunu düşünmesi. Erotizmin üzerine yoğunlaşarak bir kadınla ilişki başlatmanız gayet kolay, ama o zaman sizi gerçekten sevip sevmediğini nerden bileceksiniz?

Makine genç kızlarda çok da iyi çalışmıyor, özellikle 23 ve aşağısında. Bunun da sebebi size olan ilgisinin tamamen erotik bir temele sahip olması ve sizi diğer kız arkadaşlarına gösterip övünülecek bir nesneye çevirme merakları (“Bizim kızlarla kesinlikle tanışman lazım!”)

Anti-Dump’a katılmayabileceğim bir konu, ilk buluşma için akşam yemeğini tavsiye etmemesi. Anti Dump’ın dediğine göre: “Akşam yemeğine davet etmeyin. Hem sıkıcı, hem de kendiniz hakkında fazla şey anlatıp bütün gizemi öldürürsünüz.”. Bu dediği doğru, fakat Pook ile akşam yemeğine çıkmak kız için ilginç bir deneyim, çünkü bütün konuşma onun üzerinden dönüyor. Bana bir şey sorarsa, konuyu tekrar ona bağlıyorum. Böylelikle onun ilgi alanlarını, hayata bakış açısını, kısacası bilmem gereken her şeyi öğrenebiliyorum. Anti-Dump bu dediğime: “Hal ve hareketlerinden hoşnut değilsem niye hayatı hakkındaki her şeyi öğreneyim ki?” diye cevap verirdi herhalde. Ama çoğu kadın olayları akışına bırakır, hayatının nereye gittiği hakkında pek düşünmez. Üstelik Sosuave’nin anasayfasına bir bakarsanız, kadınların ideal ilk buluşma şeklinin, akşam yemeğinde bir adama kendisini anlattığı bir buluşma olduğunu göreceksiniz.

Makine’nin bana kalırsa başarılı olunması için uygulanması gereken iki işlemi var. İlki basit: Kadınları bir elekten geçir, sana ilgisi olanları bul.  “Onun” sevdiği biri olmaya çalışmak yerine kendi sevdiklerini sevecek bir kız bul. Bu konudan zaten daha önce de defalarca bahsedildi.

İkinci ve daha fazla önem arz eden konu ise; Makine’nin sapla samanı ayırmaya yaradığı, kaliteli kızları karşınıza çıkardığı gerçeği. Fakat, kaliteli kızları elde etmek için, makinenin işleyeceği malzeme de yeterli olmalı. Doğru kişiyi bulana kadar çok kurbağa öpeceksiniz yani. Kaç tane? Çok fazla. Araba almaya karar verdiğinizde, gidip ilk bulduğunuzu alıyor musunuz? Hayır, olabildiğince çok piyasa incelemesi yapıyorsunuz. Aynı şekilde, eş veya kız arkadaş bakarken niye tembellik yapıp ilk karşınıza çıkanı kabul edesiniz ki?

100:10:3:1 kabaca güzel bir oran. 100 yaklaşıp konuşma başlattığınız kız sayısı. Hepsi bekar (en azından bildiğiniz kadarıyla) olmalı, fiziksel manada çekici bulmalısınız. Evet, 100 tanesine yaklaşacaksınız. Ufak bir sohbet olabilir veya numarasını aldığınız kızlar da olabilir. Unutmayın, Makine yüksek sayılarda daha iyi çalışır. 10 ise sizinle buluşacak kız sayısı. 3, sizi “satın alacak” kız sayısı. 1 ise sizin karar verdiğiniz kız olacak. (Kast edileni anlamaya çalışın. ÇOK SAYIDA kıza yaklaşacaksınız. Bazı kişiler iki veya üçü bile fazla görüyor, o yüzden rakam verme ihtiyacı hissettim.)

Burada anlamanız gereken şey kız bulmanın bir üründe karar kılmaya benzemesi. Anti-Dump: “İlişki HAZIR alınır, YARATILMAZ.” demişti hatırlayın. Bu dediğim bir sürü erkeğin “aşk” kavramını da darmaduman edecektir fakat unutmayın, kadınlar da böyle düşünüyor. Her zaman erkekler arasında kıyas yapıp, bir tanesinde karar kılıyorlar. Siz niye aynısını yapmayasınız ki?

Kurbağanın teki ile evlenmek istemezsiniz, o yüzden rüyalarınızdaki kızı bulmak için biri dönüşene kadar bir sürü kurbağa öpeceksiniz. Merak etmeyin, bulduğunuz kız rüyalarınızdaki kız olacak çünkü size göre biri olacak. İhtimalleri, eğer aradığınız özelliklerden kesin bir şekilde bilirseniz lehinize arttırmanız mümkün. Belli bir dinin mensubu olmasını isteyip, ona göre av sahanızı belirlemek gibi örneğin.

Sürekli karşılaştığım bir eğilim de birçok insanın aynı sınıftan veya işyerinden biriyle bir ilişkiye başlaması, bu çok üzücü bir şey. İki taraf da kendi iç dünyalarına ve isteklerine göre biri bulmak yerine yakın çevreden olmasına öncelik vermiş çünkü. Genelde Kadınlar bu davranışa eğilimli oluyor, erkekler de buna uyuyor.

Artık kendi dünyanın kontrolündesin, bundan sonrası kızda. Eğer seni krallar gibi ağırlamazsa, ona prenses muamelesi yapmayın. Kızlar hep ilerdeki kocalarının nasıl biri olacağını, kimle evleneceğini düşünür. Dışarısı, senin gelip onu kurtarmanı bekleyen hanımlarla dolu.

Git onları kurtar Don Juan.

– BİTTİ –

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Onuncu Bölüm: Buluşma Sonrası

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Dokuzuncu Bölüm: Her zaman hazırlıklı ol

İlk Buluşmadan Sonrası

Peki Anti-Dump, Makine’nin ilk buluşma sonrası işleme şekli nasıl?

Alıntı:


Merhaba Pook,

İlk buluşma sonrası yapılması gerekenleri sormuştun.

Sadece ilk buluşma değil, ilk 2 aydaki bütün buluşmaları aynı şekilde bitirmen gerekiyor.

Bir sonraki buluşmanın bahsini açmayacaksın. Telefonla haber edeceksin. Tıpkı numarasını ilk aldığın zamanki gibi, buluşmadan hiç bahsetmeyeceksin.

Bir sonraki buluşmanın konusunu açmamanın sebebi buna İHTİYAÇ DUYMAMANIZ. Ona Muhtaç değilsin. Kadınlar sekse ihtiyaç duymadan yaşayan erkeklerden gerçekten hoşlanır. Böyle bir erkek gerçek hayatta yoktur fakat kadınların gözünde vardır.

Deli gibi ihtiyaç duyabilirsin, fakat yine de bir sonraki buluşmayı ayarlamadan yanından ayrılırsan ETKİLEYİCİ biri olduğunu düşünecektir.

 “Beraber paten kaymak gerçekten eğlenceliydi. Sonra tekrar görüşürüz.” Gibi bir şey diyebilirsin.

Asla “Seni ararım.” deme, aramama ihtimalini her zaman düşünmeliler. Tahmin edilebilir erkekler oyundan düşer. Aramama ihtimalinden endişe duymazlarsa pek ilgi uyandırmazsın, Bu asla değişmez.

Bir sonraki buluşma için aramadan önce her zaman 2-3 gün bekle. Asla ertesi güne arama, kendini kontrol edemeyen erkek hareketidir. Erkek adam dediğinin işi gücü vardır, meşguldür, böyle saçma sapan “aşk oyunlarına” ayıracak zamanı yoktur. Şahsen ben romantizmi ÇOK SEVERİM, fakat kadının basıp gitmeyeceğine emin olana kadar o yönümü saklarım. 

Sadece sana ilgisi olan kadınlar romantik yönünü görsün. Ne zaman mı? 2 ay sonra, çoğu ilişki 8 haftayı göremez zaten.

2 ay geçtikten sonra hala seninleyse kuralları biraz esnetebilirsin, onu arayacağını söyleyebilirsin mesela.

1 ay geçtikten sonra bir kızla haftada birden fazla kez buluşabilirsin fakat sana ilgisinin olduğundan, buluşma tekliflerini sadece seni kullanmak için kabul etmediğinden emin ol.

İlk 3 hafta boyunca kızla sadece haftada bir kez görüşmeye çalış.

Peki, kız seni 3. haftada arayıp buluşmak istediğini söylerse? Bu iyi bir şey, senden uzak kalamadığını gösterir, seni istediğini belli eder.

Sadece ilk 1 ay boyunca fazla müsait olmayın yeterli.

Bunların hepsi ilgi seviyesini ölçmeye yönelik.

Kast etmek istediğimi anladın mı Pook? Bu işi yürütmesi gereken kişi sen değilsin, Buluşmalara EVET diyerek süreci devam ettirecek kişi O.

Bütün çabayı KIZ gösterecek.

İşler şimdi tersine döndü,  Bir şeyler yapması gereken kişi KADIN tarafı, yoksa ortada bir ilişki olmaz. Kendi hayatını artık kendin kontrol ediyorsun, kadınların insafına kalmış değilsin.

Çoğu kadın bu sınavdan kalacak. Asla unutma Pook, bu sınavdan kalanlar seni hak etmediği için kaldı.

Kalbini ancak böyle korursun.


[Pook’un Notu: Hayır, yukarıdaki yazıya kendi ismimi ben eklemedim, Anti-Dump benim soruma cevap veriyordu.]

İyi de Anti-Dump, ya kız çıkıp o malum cümleyi söylerse?

“SENİ SEVİYORUM!”

Alıntı:


 “Öyle mi?” diye cevap verip onu öperdim.

Eğer bana hislerimi sorarsa, “Benimle birlikte devam et, anlarsın.” cevabını verirdim. Muhtemelen onu delirtir ama MERAKTAN da öldürürdü.

Asla 2 ayı doldurmadığınız bir kadına hissettiklerinizden bahsetmeyin, o kendi hislerinden bahsetmiş olsa bile.

Çoğu yeni ilişki 8 haftaya varmadan biter. 2 ay sonra yanınızda olacak mı ilk önce onu görmeniz lazım.

Unutmayın, belki de 8 haftayı doldurmadan ondan hoşlanmayıp siz de bitirebilirsiniz. Kıza “Seni seviyorum.” cümlesini kurup, sonra da hoşunuza gitmeyen bir yönünü keşfettiğinizde bırakıp gitmek de doğru değil.

Acele etmeyin, emin olun.


İlk İki Aydan Sonra

İlk birkaç ay kız sizin buluşma fikirlerinize uyum sağlamalı. Ondan sonra Anti-Dump’ın Makinesine göre işler biraz değişiyor. Beni şaşırtan şeylerden biri mesela:

Alıntı:


Bir sonraki buluşmada ONUN ne yapmak istediğini sorun.

Artık sana uyum sağlayıp sağlamayacağını öğrenme aşamasını çoktan geçtiniz.

O sınavdan başarıyla geçti, UYUMLU biri olduğunu öğrendiniz, artık ortak kararlar verebilirsiniz. Merak etmeyin, değişmeyecektir.

Ayda bir kez yapmak istediği bir şey olup olmadığını sorun.

Bir tüyo vereyim: Yapmak istediği şey ne olursa olsun, ne kadar nefret ederseniz edin cevabınız EVET olsun.

Eğer seçici olursanız size fikir sunmayacaktır. Buna içerlenecek ve içinde tutacaktır, iyi bir şey değil. Kadınlar erkekler gibi değildir, eğer teklifi yaptıysanız sonucuna katlanacaksınız. Ama merak etmeyin, bu çok hoşuna gidecektir! Kendinizi hoşlanmaya zorlayın ve gülümseyin. İlişki dediğiniz şey böyledir, sadece tek taraflı olmaz.

İlk ay katı olmanız lazım, doğru kızı bulmak istiyorsunuz. 2 ay geçtikten sonra kuralları biraz daha esnetebilirsiniz.


Asla “Biz Neyiz?” Sorusunu Sormayın

Niye böyle bir şey yapasınız ki? Sizi kazanmaya çalışan taraf KARŞISI değil mi?

Alıntı:


Bir kadınla “sevgili” olmak, iki tarafın da başka biriyle buluşmaması, görüşmemesi anlamına gelir. Başkalarıyla buluşma ayarlamanın sonuna gelinmiştir.

Bir kadından asla “sevgili olmayı” talep etmeyin. “Biz neyiz?” sorusunu KARŞI TARAF sormalı. Bu konuyu İLK o açmalı.

Neden mi? Eğer bir kadın bu soruyu henüz size sormadıysa başkalarıyla görüşme ihtimali her zaman vardır. Sizden henüz EMİN DEĞİLDİR. İlgisi yüksek kadınlar sizin başkalarıyla görüşmenizi istemez.

Kadınların “Biz neyiz?” sorusunu sorması evlilik teklifine benzer. Gerçek bir ilişki ve samimiyetin temellerini atar.

Kalıcı bir şey istediğini gösterir. Beyler, En NİHAİ ilgi testi budur. Size bir ilişki “teklif” eder.

Eğer bu soruyu ilk siz sorarsanız, size karşı olan gerçek ilgi seviyesini asla bilemezsiniz. Neden bu konuyu kendisi açmadı? Nasıl oluyor da başkalarıyla görüşmeniz ihtimalinden rahatsız olmuyorlar? Neden açık kapı bırakıyor, yoksa başka biriyle de mi paslaşıyor?

Bunlar hep sormanız gereken sorular.


Fakat Anti-Dump, ya erkek bu soruyu çoktan sorduysa?

Alıntı:


Cevabı: “Ben de kendime aynı soruyordum.” şeklinde mi oldu, yoksa: “İyi ki bu konuyu açtın.” şeklinde mi?

Eskiden hep bunun konusunu ben açardım. Bir kere kızın birisi “Ben de bunun cevabını merak ediyorum.” demişti.

OMZUNDAN AĞIR BİR YÜK KALKMIŞ gibi miydi? Patlamaya hazır bir bombayı imha etmişin gibi mi davrandı?

Bir kadın bir erkeği “az biraz” sevip de kabul edebilir. İlişkiler sözler üzerine değil, davranışlar üzerine inşa edilir.

Bu soruyu ONUN SORMASI GEREKİYOR kardeşim. Ancak o zaman emin olabilirsin. Bir dahaki sefere iyi şanslar, bunu aklının bir köşesinde tut mutlaka.


DON JUAN YEMİNİ

Anti-Dump’ın seks veya rastgele bir hatun bulmaya DEĞİL, ilgi seviyesi yüksek bir hatun bulmaya odaklandığını fark ettiniz mi?

Alıntı:


Don Juan Yemini


Beyler, hep birlikte tekrarlıyoruz:

Pook elini kaldırır.

Alıntı:


Bir Don Juan olarak artık bir kızı üzerinden 4 gün geçmeden aramayacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim.

Kızdan numarasını her zaman muhakkak isteyeceğimi, numara almadan sohbeti bitirmeyeceğimi diğer Don Juan kardeşlerime temin ederim.

İlgili şahsa karşı her zaman sadık olacağıma, ilgisinden emin olacağıma, buluşma davetime kesin bir evet cevabı alacağıma, kızdan gelen başka bir cevabı kabullenmeyeceğime ve eski sevgiliye ne kadar yalvarırsa yalvarsın asla dönmeyeceğime, inandığım bütün değerler üzerine yemin ederim.

Friendzone’a düşmem halinde, telefonda fazla konuştuğum ve buluşmaya davet etmeden önce 7 ay beklediğim için, bütün sorumluluğun kendimde olduğumu peşinen kabul ederim.

Gizem kanununda belirtildiği üzere; ilk iki ay boyunca iç dünyamı asla karşı tarafa belli etmeyeceğime, kendim hakkında sadece ufak tefek bilgiler vereceğime yemin ederim.

Bir Don Juan olarak, kötü giden bir ilişkiye devam etmeyeceğim. Başıma iş çıkartan kadınlarla buluşmayacağım.

Ben bir Don Juan’ım. Bu yüzden de berhudarım, berhudar kalacağım.


Beyler, bu yeminle birlikte Anti-Dump’ın Makinesi bitmiştir. Unutmayın: buradaki çoğu yazı liseli veya üniversiteli gençlerin kaleminden çıkmayken, Anti-Dump boşanmayla biten bir evlilikten çıkmadır.

Anti-Dump’ın Makinesi sizi sekse ulaştırmaz, eşi dostu kıskandırmak için yanınızda dolaştıracak hatun bulmak için işe yaramaz. Bu forumlarda YILLARDIR bulunuyorum ve Anti-Dump’ın Makinesi karşılaştığım, sizi gerçek sevgiye ulaştıracak TEK yöntem.

Fakat asla unutmayın, Anti-Dump’ın Makinesi SAPLA SAMANI AYIRMA işlemidir. Makineye ne kadar fazla malzeme verirseniz, hâsılatınız o kadar fazla olur. NE KADAR FAZLA KADINA YAKLAŞIP BULUŞMA AYARLARSANIZ, O KADAR FAZLA ADAY BULURSUNUZ.

Kadınlardan kendinizi esirgemeyin, Don Juan’ı onlara bahşedin. Eğer kendisinden başka bir kadını denemediğinizi öğrenirse sinirleneceklerdir. Özel hissetmek isterler, başkaları arasından kendilerinin seçilmesini isterler. Kısacası, “Nasıl bir hatun bulurum?” veya “Bu hatunu nasıl tavlarım?” diye düşünmek yerine “Bir dünya hatun arasından birini seçmek için hayatımda eksik olan neyi tamamlamalıyım?” düşünmelisiniz. Bir sürü adayla görüşmeden size kız arkadaş yasak. Birkaç tane adayı deneyip elemedikten sonra ne tarz bir kız arkadaş istediğinizi nereden bileceksiniz ki?

Anti-Dump’ın Makinesi kesinlikle çalışıyor. Şimdi dışarı çıkın ve HATUNLARA HÜKMEDİN!

Sonraki Bölüm: Pook’un Son Sözü

Çeviren: Seljuk

Erkekler İçin Tinder Rehberi

Erkekler İçin Tinder Rehberi(PDF / EPUB – 117 Sayfa)

Tinder neden çalışmıyor? Tinder’da neden beni kimse beğenmiyor? Neden hiç eşleşme alamıyorum?

3 yıllık erkekadam.org serüveninde sıklıkla tavsiye verdiğim konulardan biri de tanışma siteleri ve bu alanda en popüler uygulama olan Tinder. Çoğu erkek, Tinder’ın Türkiye’de çalışmadığından şikayet ediyor ama bu başka birçok erkeğin Tinder’da oldukça iyi performans gösterdikleri gerçeğini değiştirmiyor. Peki eşleşme alabilen bu erkeklerin sırrı ne?

  • Tip mi?
  • Para mı?
  • Statü mü?
  • İyi bir mesaj oyunu mu?
  • Tinder Gold üyesi olmaları mı?

Bunların her biri size Tinder’da avantaj sağlayacaktır. Ama Tinder’da başarı için hiçbirinde en tepede olmanıza gerek yok. Danışmanlığını yaptığım birçok erkeğin Tinder profiline baktıktan sonra erkek profillerini incelemeye başladım. Ve şunun açık bir gerçek olduğunu gördüm: Erkeklerin 90%ının Tinder profili ve mesaj oyunu tek kelime ile berbat. Fotoğraftan yazılı biyografiye, açılış mesajından mesajlaşmanın devam ettirilmesine (bu kısmı Erkek Adam sitesinde gözden geçirdiğim yüzlerce Tinder yazışmasından biliyorum) her şey dökülüyor.

Tinder’dan bir kızla buluşmak zor ve neden zor olduğunu kitabın ilk bölümde ele aldım. Ama bu erkek profillerini ve mesajlaşmalarını gördükten sonra, işin pozitif bir yanı olduğunu fark ettim: Biraz çaba ile Tinder erkek profillerinin 97%inin önüne geçebilirsiniz. Evet Yüzde 3 kuralı burada da geçerli.

Bu kitapta, tepe yüzde 3’e girmenizin yollarını anlatacağım.

Bu kitapta, sitedeki Tinder yazılarından ve Tinder ile ilgili yorumlardan çok daha fazlasını bulacaksınız. Özellikle profil fotoğraflarınızın, biyografinizin ve açılış mesajlarınızın nasıl olması gerektiği gibi konulardaki materyal ve örnekler hem çok ayrıntılı hem de yeni.

Bu rehberin amacı, sizin Tinder’a para ödemeden diğer erkeklerin önüne geçmenizi sağlamak. Kadın – erkek ilişkilerinde her alanda olduğu gibi bu da hazırlık ve teknik gerektiriyor. Ama doğru hazırlık ve tekniğin meyveleri de çok güzel olabilir. Erkek Adam’ın Tinder Rehberi, Tinder’da başarının en önemli faktörleri olan profil fotoğraflarınızdan, eşleşme stratejisine; mesajlaşmadan (15 adet açılış örneği ile) buluşmaya tüm süreci kapsıyor.

(Kitabın İçindekiler kısmı aşağıda).

İnternette bu konuyla ilgili birçok kaynak var. Ama çoğu duyarlı ve iyi çocuk perspektifinden ve tamamen faydasız hatta zararlı. Bu bilgileri de tarayıp sizin için süzgeçten geçirdim ve bu kitaba aldım. Kitapta kendi karşılaştığım profil fotoğraflarını kullanıp insanları rencide etmek yerine yabancı kaynaklardan örnek fotoğraflar kullandım. Kitapta bol bol örnek profil fotoğrafı ve fotoğraflarınızı nasıl daha iyi yapabileceğiniz konusunda bilgiler var.

Umuyorum ki bu teknikleri uygulamaya ve ön yatırım yapmaya zaman ve emek harcayarak Tinder’da öne çıkabilirsiniz. Aslına bakarsanız bu teknikler sadece Tinder için değil diğer online ortamlar (özellikle İnstagram) için de kullanılabilir. Zira sadece fotoğraf ve biyografiye değil, Instagram’a, mesaj başlatmaya, mesaj oyununa ve ilk buluşmaya da geniş yer ayırdık.

Mahmut Abi

Erkek Adam’ın Tinder Rehberi kitabını edinmek için tıklayınız. (PDF/EPUB)

Türkiye dışından Tinder Rehberi kitabını edinmek için tıklayınız. (EPUB)

İçindekiler:

Giriş
Tinder Neden Zor?
Tinder Profil Fotoğrafları
Birinci Fotoğraf – Profil Fotoğrafı
İkinci Fotoğraf – Grup Fotoğrafı
Üçüncü Fotoğraf – Tam Boy
Fotoğraflardan Yansıyan Siz : Genetik + Prezentasyon
Selfie kullanmalı mı?
Tinder Fotoğraf Hataları
Kaliteli Fotoğraf Çekmek
Tinder Biyografisi
İyi  Tinder Biyografisinini 4 Bileşeni
Kadınları Öneleyen Biyografi
Kadınlara İlk Mesajı Attıran Biyografile
Tinder İçin Instagram
Tinder Eşleşme Stratejisi
Elo Skoru
Sağa-Sola Kaydırma Stratejisi
Mesaj Stratejisi
Süperlike kullanmalı mı?
Boost kullanmalı mı?
Tinder Gold almalı mısınız?
Eşleşme Sonrası
Açılış Mesajı
İyi Tinder Açılış Mesajının 4 Altın Kuralı
Tinder Açılış ve İlk Mesajlaşma Örnekleri
Olduğundan Farklı Görünen Eşleşmeler
Telefon Numarası nasıl/ne zaman alınır?
Buluşma nasıl/ne zaman teklif edilir?
Mesajlaşmayı sürdürmek
Mesaj Oyunu
Erkek Adamın Espri Anlayışı
Kesilen Mesajlaşmayı Yeniden Başlatmak
Buluşma
Buluşma Teklifinin Reddedilmesi
Giyim Temizlik
Buluşma Yeri ve Zamanı
Buluşma Sırasında
Kadınla Konuşmak
Sözel Olmayan İletişim: Göz teması + Fizyoloji + Dokunma
Fitness/Shit Test
Başbaşa Kalmak

Anahtar kelimeler: tinder gold nedir, tanışma sitesi, tanışma siteleri, en iyi tanışma siteleri, arkadaşlık siteleri, arkadaşlık sitesi

Anti Dump’ın Makinesi – Dokuzuncu Bölüm: Her zaman hazırlıklı ol

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Sekizinci Bölüm: Kadınlara Yürümek

Bu yolun başında Siliğin ÖNDE GİDENİYDİM. Daha içe dönük ve düşünmeye odaklı biri olduğum için sosyallik isteyen şeyler için ekstra efor sarf etmem gerekmişti. Fakat şu bir gerçek, başarılı olmak istiyorsanız MUTLAKA bir planınız olmalı.

Önünüze çıkan fırsatları hiçbir zaman kaçırmayın. Yapacak eğlenceli bir şeyleriniz hep olsun (ki kızla tanıştıktan sonra ne yapmanız gerektiğini düşünmek zorunda KALMAYIN).

HER ZAMAN yanınızda telefon numaralarını not etmek için kağıt ve kalem olsun (veya telefona kaydedin). Böylelikle buluşma AYARLAMAYA DEĞİL, Numara ALMAYA odaklanırsınız.

Peki ya kadın sizin “fazla hazırlıklı olduğunuzu düşünürse” mi diyorsunuz? “Fazla hazırlıklı olmak” diye bir kavram kadınların lügatinde yoktur, böyle bir durum her zaman sizin hanenize ARTI PUAN olarak yazılır. Bu konuyu Anti-Dump şöyle açıklamış:

Alıntı:


Hazırlıklı görünmek İSTEMENİZ GEREKEN BİR ŞEY. Hal ve hareketlerinizle “kızlardan numara isteyen bir adam” olduğunuzu gösterirsiniz.

Kadınlar erkeklerden farklıdır, bizim düşündüğümüz gibi düşünmezler [Pook’un Notu: Son yüzyılın en az dikkat edilen gerçeği]. Kadınlar sadece başka kadınların da istediği erkekleri isterler. Talep edilen bir erkek isterler, başka kadınları kıskanmak değildir bu.

Bu konuda başarılı olduğunuzu varsayacaktır. Eğer öyle olmasaydınız bu kadar hazırlıklı olmazdınız. Erkeklerin işlev odaklı, hiçbir şeyi boşuna yapmayan canlılar olduğunu bilirler.

Başka kadınlarla da görüştüğünüzü bilen bir kadının sizi oyalama htimali daha düşüktür. Eğer sizden hoşlandıysa, sizi kaybettirecek hareketleri yapmaktan ÇEKİNİRLER. Size çok fazla “O gün işim var.” derlerse başka birini arayacağınızı bilirler.

Sadece iki tip kadın numara aldığınızda kâğıt kalem çıkarmanızı sevmez:

  1. Yüksek seviyede özgüven eksikliği çeken, derin duygusal problemleri olanlar. Başkalarıyla rekabete girme ihtimalinin düşüncesine bile katlanamazlar.
  2. Kontrol manyakları, manipüle etmeyi sevenler. Bu tarz kadınlar çok bencildir, HERŞEY onun istediği gibi olsun isterler. İnatçılardır, fedakârlık nedir bilmezler.

Normal bir kadın içinse bu durum sadece şaşırtıcıdır. Çoğu erkek böyle konularda hazırlıklı OLMADIĞI için şaşırırlar, başka hangi konularda ( 🙂 ) iyi olduğunuzu merak ederler.


İyi de Sayın Anti-Dump! Bir kadından numara istemek aşırıya kaçmak olmuyor mu, bütün gücü kadına vermek anlamına GELMİYOR MU? Numara istediğiniz an ARTIK kontrol onda değil mi?

Alıntı:


İyi çocuklar işte böyle böyle ilişkideki kendi %50’lik payını kaptırıyor.

KONTROL hala Erkekte, numara talep eden taraf erkek. Eğer sormazsa hiçbir şey yaşanmaz, kontrolü de buradan geliyor. Yazıp yazmayacağı bilinmeden beklenen, karşı tarafı bekleten taraf da erkek.

Sonra birden arayıp “Hadi bu akşam yemeğe çıkalım.” diyen taraf da ERKEK. Fikir tamamen onun. Harekete geçen taraf kimse, kontrol ondadır.

Eğer ortada bir ilgi emaresi yoksa bırakıp giden taraf da erkek.

Çoğu erkek ilişkilerde yeterince atılgan olmaz çünkü hatalı bir şekilde, seçim yapan tarafın kadınlar olduğunu düşünür.


Olay sadece numara istemek değil, olay aksiyon almak.

ŞUNDAN ASLA ŞÜPHE ETMEYİN: HAREKETE GEÇEN TARAF OLDUĞUNUZ SÜRECE KONTROL SİZDEDİR.

 “Peki ya?..” Soruları

Peki ya sizi SEVDİĞİ her halinden belli olan fakat buluşulamayan bir kız varsa? O zaman ne yapılmalı?

Alıntı:


%10 ihtimalle “buluşulamayan” bir kadına denk gelirsiniz.

O kadar da sık karşılaşılan bir durum değil, fakat bu tarz kadınlara dikkat etmelisiniz.

Bu tarz kadınlar size karşı her türlü ilgiyi gösterir. Ararlar, sürekli kino yaparlar, sizi gördüklerinde mutlu olurlar vs.

İçinizdeki bir his onun sadece arkadaş olmadığını, kesinlikle friendzone’da olmadığınızı söyler. Sizi çok beğendiğini, ilgi seviyesinin çok yüksek olduğunu hissedersiniz ve bundan EMİNSİNİZDİR.

Fakat garip bir şekilde sizinle buluşmamak için sürekli GEÇERLİ bir mazereti vardır. Gerçek, GEÇERLİ bir gerekçeyi kastediyorum.

Kızı veya ailesi ile gerçekten meşguldür. Tatil için Florida’ya gitmiştir. Nöbet saatleri çok ters gelen bir doktor da olabilir. Ya da sosyal aktivite düşkünüdür, programı çok yoğundur.

Ya da son derece utangaç biridir. Sizi kendisine fazla görüyordur, fakat yine de arada sırada karşınıza çıkıp size sıcak bir selam veriyordur.

Fakat dediğim gibi, buluşma ayarlayamıyorsunuzdur. Ya da buluşma tarihleriniz çok düzensiz ve rastgeledir.

Başka bir örnek daha: Cumartesi akşamı onun spor zamanıdır, sizin ise dışarıya çıkmak için favori vaktinizdir, bu yüzden sizden başka bir gün ister. Unutmayın, kız sizden çok hoşlanıyor ve 10/10’luk, ama siz de başka bir gün buluşmak istemiyorsunuz. Cumartesi akşamı çoğu insan için “varsayılan” buluşma akşamıdır, sizin bir yanlışınız yok.

Bu tarz kadınlar, size karşı ilgisi yüksek olsa da “BULUŞULAMAZLARDIR”

Bunlara yol vermek çok zordur fakat yine de yapmanız gerekir. Biz erkekler hiç kendi istediklerimizi yapamadık, böyle ilgisi yüksek birini görünce de yol vermek zor oluyor.

Ama size AYAK UYDURMALARI ŞART. O yüzden yol vermelisiniz: “Ablacığım bekleme yapma, devam et!”

Eğer mutlu olmak istiyorsanız erkenden işin peşini bırakmalısınız, ERKENDEN.

Eğer çılgın buluşma günleri ve saatlerini seviyorsanız ne ala, fakat üstte anlattığım tarzdaki kadınları hayatınızdan çıkarmaktan çekinmeyin.

Burada yaptığınız şey bencillik DEĞİL. Bu sizin hayatınız, bildiğiniz ve istediğiniz gibi yaşamak da hakkınız. Doğrusuyla yanlışıyla, SİZİN hayatınız SİZİN istediğiniz gibi OLMALI. Çünkü başka türlü mutlu olamazsınız.


İyi de Anti-Dump, üstadım: peki ya kızın İLGİSİ VARSA, bütün ilgi emarelerini gösteriyorsa fakat çok utangaç biri olduğu için buluşmaktan çekiniyorsa?

Alıntı:


Evet anladım, hep yaşanan bir şey. Son derece utangaç bir kız sizden hoşlanıyor, fakat sizinle buluşmaya çekiniyor. D@ZE’in yazılarının hepsini okuyun.

Ya da konuşurken ne dediğini bilmiyor. Aslında sizin anladığınız şeyi kast etmiyor veya kullandığı kelimeleri siz yanlış anlıyorsunuz.

Böyle bir durumda cevap basit: SİZİ KAYBEDER.

Benim yaklaşımım kadınların ÇOĞUNLUĞUNUN davranışları üzerine tasarlandı. Çoğu kadın kelimelerini düzgün seçer, çoğu kadın çok utangaç değildir, ortalamadır.

Devlar’ın dediği gibi, söz konusu kadınlarsa her zaman farklı bir istisna vardır, FAKAT siz herkese karşı aynı davranacaksınız.

Bu yöntem sayesinde kalp kıranları, delileri ve sizi kullanıp atacakları hayatınızdan uzak tutacaksınız!

Gayet iyi değil mi?

Elbette bazen yanlış hüküm vereceksiniz. Fakat işin sonunda DAHA AZ ACI çekip, daha kârlı çıkacaksınız!

Şunu kabullenin. Kadınlar gerçekten çok seçici, artık seçici olma sırası BİZDE.

Sizce de çok eğlenceli değil mi?


Kesinlikle öyle!

Peki ya kadın da kendine göre bir strateji uyguluyorsa? Ya da bir yerlerde okuduğuna göre falan davranıp, ilgisi olduğu halde ilgisiz taklidi yapıyorsa?

Alıntı:


Eğer bir kadın Ellen Fein’in “Kurallar” kitabındaki yöntemleri uyguluyorsa, elde edilmesi zor kızı oynuyorsa, ya da daha önceden planlanmış herhangi bir stratejiyi uyguluyorsa sizi KAYBEDER.

Cevabı basit. Bir stratejinin işe yaraması için, taraflardan birinin stratejisiz olması şarttır.

Bu cümleyi kafanıza kazıyın.

 “Strateji yapan tarafın” kazanması için diğer tarafın savunmasız olması şarttır.

Bu cümleyi de kafanıza kazıyın.

Efendi çocuk bir kadını defalarca arar çünkü “Kurallara göre” bir kadın asla bir erkeğin cevapsız çağrısına dönmez.

Başka bir tabirle, bir erkek bir kadına buluşma için “yalvarmalıdır”. Hayır, erkek adam yalvarmaz.

Benim yöntemi kullanan birinin yalvarması teknik olarak mümkün değil, çünkü sadece iki kere arama sınırı var. Yani savunmasız değilsiniz.

Eğer hem kadın, hem erkek strateji yapıyorsa satrançtaki gibi çıkmaza girersiniz, oyun pata kalır.

İki taraf da MAĞLUP olur.

Bunun çözümü basit: Strateji yapmayan hatunlarla buluşun. Bunun bir güzelliği de şu: Kadınlar strateji kurmayı pek sevmezler. YÜKSEK DÜZEYDE İLGİ uyandıran bir adamla tanışır tanışmaz kuralları ilk onlar çiğner zaten!

Bu yöntemi istisnasız uygulamanız biraz da bu sebepten dolayı gerekli. -Ufak da olsa- İlk tavizi veren her zaman kadındır.


İyi de Makinen aşırıya kaçmıyor mu? Senin Makinen karşısındaki kadının her yaptığının sonucu öngörebilen, sana her an yan çizebilecek biriymiş gibi davranıyor. Peki ya böyle bir durum yoksa?

Alıntı:


Yine de kalbinizi korumuş olursunuz!

Bana kalırsa, ki bu benim ŞAHSİ fikrim, birisi hakkında yanlış bir karara varmak defalarca, tekrar tekrar canınızın yanmasından iyidir.

Hâkimlerin bile masum insanlara müebbet verdiği oluyor, maalesef bu bir gerçek.

Aşkta biraz “sert” olacaksınız, Yumuşak olmak işe yaramıyor.

Bak Krakhed, bu dediklerimi uygulamak zorunda değilsin. Sadece kadınlar yüzünden hayatın ÇEKİLMEZ hale gelince sırtını yaslayabileceğin bir duvar olsun, o bile yeterli.

Sizden tek istediğim bu. Bunu Karate gibi düşünün, artık savunmasız değilsiniz işte.


Sonraki Bölüm: Buluşmalardan Sonra

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Sekizinci Bölüm: Kadınlara Yürümek

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Yedinci Bölüm: Gizemli Olun

Kadınlara Yürümek

Bu kişiden kişiye değişen bir şey. Anti-Dump kendi yönteminden bahsetmiş:

Alıntı:


Ben hep “istenmeden verilen tavsiye” yöntemini kullanıyorum. Hiç sormadığınız bir konuda size tavsiye verildiği oldu mu? Çok sinir bozucuydu değil mi? Fakat kadınlar üzerinde işe yarıyor. Verdiğiniz “tavsiye” pozitif olmalı, kadının tercihini onaylamalı.

Mesela mağazanın birinde ceket baktığını farz edelim. Ben olsam yaklaşıp “bak bu kışın seni baya sıcak tutar.” derdim. Dönüp bana bir karşılık verdikten sonra da adını sorardım.

Dikkat edin, “Bu üstünde çok iyi durur.” gibi bir tavsiye vermiyorsunuz. Kızı pohpohlamıyorsunuz. Verdiğiniz tavsiye tamamen İŞLEV ODAKLI. Ayakkabı cilası tavsiye eder gibi.

Bir saat önce bir mağaza otoparkında yanından geçtiğim kadının biri alışveriş arabasındaki malzemeleri bagaja yüklüyordu. Arabanın ALT KISMINDAKİ sebze meyveye uzandığı sırada az kalsın: “İyi bak alttakileri unutmadın. Hiç alta koyduklarını unuttuğun oldu mu? Gerçekten çok sinir bozucu bir durum değil mi? Adın neydi bu arada?” diyordum.

Kadının gerçekten İŞİNE YARAYACAK pozitif bir tavsiye verin. Verdiğiniz tavsiye GERÇEK ve SAMİMİ olmalı: “Kırmızı otobüsleri dene bence, Londra’ya yarım saat önce giriyor.” gibi.

 “Adın neydi?”

 “Pardon, arka lastik çok inik duruyor bence en kısa sürede şişirmen lazım. Bu arada adın neydi?”

Adını sormanız sizin “Romantik modda” olduğunuz mesajını karşı tarafa verecekir.

Niyetinizi bilmesi gerekir. Niyetinizi bilirse ona göre ya sizinle konuşacak ya da (düşük ilgi göstererek) “reddedecektir”.

Bu yöntemi kullanabileceğiniz en iyi yerler etkinlikler, konserler vb. çok büyük kalabalıkların olduğu yerler. Size verdiğim örneklerin sokaktan olmasının sebebi gerektiğinde her türlü ortamda kullanılabileceğini göstermek için.

Size verdiğim örnekler kullanılması EN ZOR yerlerden.

Ondan sonra da NUMARASINI isteyin. Numara istemeden önce konuşacağınız şeyler tamamen kendi İCADINIZ olmalı. Bu konuda size bir tavsiye veremem, tamamen kişiliğinize ve karakterinize uygun olmalı.

İlk buluşmanız eğlence veya eylem üzerine olmalı. “Hadi komedi filmine-stand up şovuna gidelim.” gibi, pek aksiyon içermiyor fakat EĞLENCELİ. Bütün amacınız “derin konulara girmemek” olacak.

Yazın yüzmek iyi bir teklif. Bende mesela ufak bir sandal var: “Cumartesi denize açılalım diyorum, saat 4’de alıyorum seni?”

Siz: “Pazar günü bi tekne kiralayıp denize açılalım. Saat 1’de yanındayım (Arabanızın olmadığı senaryo).”

Saçma sapan fikirleriniz ile canının sıkılmasını istemiyor (Neyden bahsettiğimi anladınız). Hele bir size âşık olsun, ondan SONRA fikirlerinizle onun canını sıkabilirsiniz. Olgular hakkında sohbet edin. “Şu köpeğe baksana, kocamanmış.” veya “Ufak kardeşime sözüm var, hadi balon almaya gidelim.” Fakat anlattıklarınız tamamen GERÇEK OLMALI. Asla yalan söylemeyin.

Ondan sonraki üç buluşma bowling, mini golf, yapay duvar tırmanışı(Fikrin sahibi: Obidexx), eskrim(Fikrin sahibi: Cecil) vb. şeyler olmalı. Buluşma sonrası onu evine bırakın, usulüne göre yapın ve ona hala ilginiz olduğunu belli edecek şekilde davranın.

İlk buluşmada öpüşme yok. Öpüşmeyi sadece sizinle kötü vakit geçirdiğini düşündüyseniz yapacaksınız. Bunu bir test yöntemi olarak görün, bazı zamanlar kötü vakit geçirmiş gibi durur, ama aslında EĞLENMİŞTİR.

Bu sebepten dolayı, kendini geri mi çekecek veya yanağını mı uzatacak, anlamak için öpmeye çalışın. Eğer zaten iyi vakit geçirdiyse hiç öpmeyin, bir dahaki sefere öpmenizi bekleyecektir.

Ya da, ikinci buluşma için o çabalasın! Ne ikinci, ne de birinci buluşma teklifini yüz yüze yapın. Telefon üzerinden olsun. “Bir ara buluşalım. Yemeğe çıkarayım mı seni?”

ASLA BUNU YAPMAYIN. Numarasını alın, ondan sonra onu ARADIĞINIZDA buluşma teklifini yapın.

Seks konusunda ise: Becerebildiğim kadar öteliyorum. Ne kadar ileri bir vakitte olursa o kadar iyi. İlk hamleyi yaptığımda onların da deli gibi istiyor olmalarını istiyorum ki işe de yarıyor: “Kadının biri beni kendi yatak odasına kadar itekleyip yatağa atmıştı, beklemekten bıkmıştı! Başka bir tanesi “E daha bekleyecek miyiz?!” diye hırlamak ile söylenmek arası bir tepki vermişti.

Karşı taraf da bunu İSTEYİNCE daha güzel oluyor. Bunun için biraz işaretlere dikkat edeceksiniz, ben bir ay boyunca “fiziksel teması” yüksek tutuyorum. Hazır olduklarında size belli edeceklerdir.

Benle birlikte olacak bütün kadınlardan AIDS tahlil sonucu talep ediyorum. İstisnasız hepsinden.

Gördüğünüz üzere burada hiçbir yerde cinsel tacize dair bir şey yok. Verdiğim tavsiyelerin hiçbirinde kadın, yapmak istemediği bir şeyi yapmaya zorlanmıyor. Telefonunu vermezse çekip gidiyorum, siz de böyle yapın.


Anti-Dump’ın Makinesinin özü budur. Anti-Dump’ın öpücüğü ve seksi ötelemesi de baya ilgimi çekti, bu durum KESİNLİKLE karşı tarafı delirtir.

Alıntı:


İlk 3 ay çiçek, kartpostal, hediye falan yok.

Geçirdiğiniz eğlenceli vakitler bunların yerini fazlasıyla tutacaktır. “İyi çocuk” düzeni artık bitmiştir, Size “seni seviyorum” dedikten SONRA, alacaksanız ona çiçek alabilirsiniz. Fakat onu da çok abartmayın.


Dee-Zy’nin ilk buluşma hakkında soruları olmuş. Anti-Dump’ın yanıtı:

Alıntı:


Para harcamayacağın şeylere yönel sen de.

Kanada’da yaşıyorum demişsin. “Wanda, hadi Cuma günü buz patenine gidelim. Saat akşam 7’de oradayım.” Eminim oralarda girişi bedava, bedava olmasa da 2$ tutan buz pateni pistleri vardır. He şu an Yaz mevsimindeydik, doğru…

O zaman yüzme? Ya da Voleybol? “Hadi voleybola inelim akşam. Akşam şu saatte yanına geliyorum…”

Tamam, belki de bunlar o kadar da ilgi çeken aktiviteler değil, Ama en baştan seni biraz yaşlı biri olduğum konusunda (Yaşlandık be!) uyardım zaten. İlgi çekici bir şeyler uydur. Etrafınızda konseri bedava rapçi konseri de mi yok hiç? “BEDAVA Eminem konseri varmış Toronto’da. Akşam gidiyoruz, Babam arabayla bırakacak.”

 “Hadi bi buluşup kahve içelim.” Diye buluşursan o gevşek ağzın yüzünden kızı kaçırırsın.

Sen: “Eminem iyi ya, tarzı da güzel hem.”

Kız: “Nası ya, öyle bir şerefsizin nesini seviyorsun? Sevdiğin tarz bu mu yani? Pislik herif, ben gidiyorum ne halin varsa gör!”


İyi de kadınlar yaratıcı erkekleri sevmiyor muydu? Kadınların istediği şeyleri yapmamız gerekmez mi?

Alıntı:


Ne zaman kazara da olsa “kadınlar yaratıcı erkekleri sever.” veya  “KADINLAR …….. ERKEKLERİ SEVER” tarzı bir cümle kurduğunu fark edersen kendinize bir tokat at.

Mevzuyu tersinden anlamışsın. Kıza en baştan “Kayak yapmayı severim, peki sen?” “Bowling oynamayı severim, peki sen?” şeklinde yaklaşman lazım.

Kıza ONUN istediği şeyi bahşetmeyeceksin. KENDİ YAPMAK İSTEDİĞİN ŞEYLERİ DE SEVEN BİR KIZ BULACAKSIN. O seni kabul ettikten sonra gidip neylerden hoşlandığını sorabilirsin.

Bir kadın ile nişanlı değilsen ASLA ona yemek yapma! Parmağında yüzük olacak! Kıza yemek pişirdikten 1 hafta sonra başka bir erkekle kol kola gördüğünü düşün.

Beyninin yaratıcı kısmını, sevdiğin şeyleri kıza da nasıl sevdirebileceğini bulmaya çalıştır.

Aksi takdirde o ilişki kimsesizler mezarlığına doğru tapa gaz gidiyordur.

Moralini fazla bozmadığımı umuyorum. Ben de aynı hataları yapıp duruyordum, o yüzden sana bir tüyo vereyim:

 “Kadınlar bu denilenleri umursamaz. Bir erkekte aradıkları yegane özellik gecenin köründe karanlık bir yolda arabaları bozulunca ona güvenebilmeleridir veya başına bir felaket geldiğinde onu DİNLEMESİDİR (KONUŞMAYACAK). Girişken bir adam, kaya kadar da sert. Gerektiğinde YANINDA OLACAK bir erkek.

Bunun üzerinde biraz düşün.


Şimdi direkt Vassago’dan bir alıntı yapacağım. Anti-Dump ile alakalı bir yerde kendisinden alıntı yapmama çok sinirlenecek ama olsun:

Alıntı:


Kişisel fikrim, oyunu bilen ve uygulayan bir adamın uzun süreli bir ilişki bulma ihtimali çok daha yüksek. Sonuçta daha fazla kadınla görüşüyor yani daha fazla seçeneği var, oyunu biliyor yani istediğini elde etmede daha başarılı, ama en önemlisi bolluk psikolojisine sahip. Çok fazla kadınla takıldığım dönemlerde uzun süreli ilişki potansiyelim çok fazlaydı, fakat hayatımı bir düzene oturtup uzun süreli bir ilişki aramaya başladığımda işler zorlaşmaya başladı. Takıldığım hatunların hepsiyle, aklımdan geçen son şeyin sevgililik olduğu zamanlar tanışmıştım. Kadınlar muhtaçlığın kokusunu hemen alıyor ve bence en güçlü etken de bu. Tabi işin bilinçaltı yönleri de var, vahşi beygiri evcilleştirme fantezisi, tehlikeli adama karşı duyulan ilkel çekicilik vb. şeyler çekicilikte hep artı puan. Fakat şu da var, eğer çizgiyi aşar da erkek orospusuna dönerseniz geçmişiniz peşinizi bırakmayacaktır.

En yüksek kalite hatunları kapan adamların, aslında hiçbir kategoriye uymayan adamlar olduğunu fark ettim. Sürekli tek bir hatun ile görüşen, en sonunda gerçekten uyumlu olabildiği bir hatun bulana kadar birkaç ayda bir kız değiştiren tipler bunlar. Kadınlara her zaman iyi davranıyorlar, fakat en iyisinden başkasına da razı olmuyorlar.

Oyunu gerçekten çözmüş erkekler aslında bunlar. Onlarla konuşarak bunu anlayamazsınız, fakat kadınlarların onun hakkında konuşurken görürseniz anlarsınız çünkü hepsi bir sonraki kişi olmak için can atıyorlardır.


Bu tespit Anti-Dump’ın Makinesiyle direkt örtüşüyor. İlk olarak ne istediğinizi çözüp, KIZIN KARŞISINA MUHTAÇ BİRİ OLARAK ÇIKMAMANIZ GEREKİYOR.

Hayatının tamamını seks aramaya adamış bir erkek acınası bir pozisyondadır. Fakat görüştüğü hatunlar arasından istediğini seçen ERKEK doğru yoldadır. Bunun sağlam bir “oyuncu” olmak anlamına geldiğini pek düşünmüyorum ama öyleyse, sağlam bir oyuncu olduğumdan eminim.

Kendinizi geliştirmek her şeyi kolaylaştırır fakat YİNE DE dışarı çıkıp, SOSYALLEŞİP, hatunlarla tanışmanız lazım. Seninle tanışmak isteyeceklerdir, ONLARA bir şans ver.

Baştan çıkarma sanatıyla alakalı yazılar sizi DIŞARI ÇIKMAYA (Kızlar orada çünkü) itme ve eski sosyal bariyerlerinizi yıkma konusunda çok işe yarar fakat *son derece* az bilgi veriyorlar. Kesinlikle ciddiye alınmamalı, hele hayat felsefesi olarak hiç düşünülmemeli.

PUA olmanın iyi yönü çok sayıda hatunla tanışmaktır, Vassago’nun değindiği nokta da bu. Fakat bu aynı zamanda Anti-Dump’ın Makinesinin ana öğelerindendir. Muhtemelen bir PUA kadar, hatta belki de daha fazla kız görecek ve eleyeceksiniz. Aranızdaki fark ise PUA kızı yatağa atmaya çalışırken Makine sizin dünyanıza uygun bir kız bulmaya çalışıyordur.

Bu da çok büyük bir fark.

Sonraki Bölüm: Her zaman hazırlıklı olun

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Yedinci Bölüm: Gizemli olun.

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Altıncı Bölüm: Hayatınızı Değiştirecek Üç Sözcük

Şuna bir bakın:

Alıntı:


Kendinizden olabildiğince az bahsedeceksiniz. Bunu da çok genel ve MUĞLÂK cevaplar vererek yapacaksınız. Cevabınızı verdikten hemen sonra da konuyu ona çevireceksiniz.

Kız: İlk buluşmalarda gergin oluyor musun?

Siz: Nadiren, sen?

Kız: Nereden mezunsun?

Siz: Okuması zor bir yerden. Peki sen? Üniversite mezunu musun?

Sadece şahsınızla alakalı konularda böyle cevaplar vereceksiniz. Fakat sohbeti ilerletmeniz de lazım, bunun için de istediğiniz kadar konuşabilirsiniz. İsterseniz sabaha kadar konuşun, sadece bahsettiğiniz şey kendiniz olmasın.

Kırmızı bültenle aranıyormuşsunuz gibi davranın, eğer kendiniz hakkında çok fazla şey anlatırsanız kızı kaçırırsınız.

Sizi ne kadar AZ bilirlerse, o kadar ÇOK tanımak isterler. – Terminator911

İşin püf noktası öznel meseleler üzerinde değil, nesnel şeyler hakkında konuşmak.

Müzik konuşun, yemek konuşun, yeter ki kendiniz hakkında konuşmayın.


Genel hatlarla cevap vermek burada çok büyük önem arz ediyor. Karşınızdaki kadın sizi zaten tavrınız, ses tonunuz, kıyafetiniz vb. özellikleriniz üzerinden analiz ediyor. Sizi, karşınızdaki kadına istediği BÜTÜN DETAYLARI VERMEYE zorlayan bir kanun mu var sanki?

Alıntı:


Kendi hakkınızda verdiğiniz bütün cevaplar genel hatlarıyla olsun.

Kız: Hayatında yaşadığın en ilginç deneyim ne olmuştu?

Siz: Afrika’yı gezmiştim, baya güzeldi. Sen?

Kız: Nasıldı peki Afrika gezin?

Siz: Bir gece az kalsın aslanlara yem oluyordum…

Sadece gerçekten yaşadığınız anılarınızı anlatın. Dikkat edin, buradaki örnek cevaplarımın hepsi yaşanmış şeyler veya somut nesneler hakkında, hiçbiri fikirlerim veya hissettiklerim hakkında değil. Aksi takdirde başınız belaya girer.

Becerebiliyorsanız, karşınızdaki kadının hisleriniz ve düşünceleriniz hakkında pek fazla şey bilmemesini sağlayın. Böylece size karşı olan merakını arttırabilirsiniz.

Eğer size neler yaptığınızı sorarsa hep genel cevaplar verin. “Bilgisayarlar ile ilgileniyorum. Peki sen? Sen neler yapıyorsun?

Kız: Houston’da nerede oturuyorsun?

Siz: Aşağı taraflarında.


İyi de, Anti-Dump işin başında bir aktivite yapılan buluşmaları tavsiye etmiyor muydu?

Alıntı:


Sohbetin SİZİN hakkınızda olması gizemi öldürür demiştim. Fakat çok fazla sohbet etmek AŞIRI kişisel bilgi vermenize yol açar zaten, bu yüzden aktivite içeren buluşmaları tavsiye ediyorum. Bu tarz buluşmalar düşük çenenizin emniyet kilididir.

Hakkınızdaki her şeyi öğrendikten sonra sizden soğuyacaktır. Kendinizi ona her buluşmada yavaş yavaş, olabildiğince uzun sürede, hatta mümkünse yıllarca devam edecek bir şüreçte açmalısınız.


Bazı arkadaşlar üstte bahsedilen şeylerden hoşlanmayacaktır. Fakat işin özü ilk buluşmada TALK SHOW’DA DEĞİLSİNİZ. Ona bütün hayatınızı anlatmayacaksınız. Bırakın kendi çabalarıyla öğrensin (ki BÖYLELİKLE gerçekten size karşı merak duygusu besleyecektir.)

Anti-Dump hep BAŞKA ŞEYLER hakkında konuşmanız gerektiğini tekrar tekrar vurgulamış:

Alıntı:


Yukarıda bahsettiğim gibi, buluşma sırasında yaptıklarınız veya gördükleriniz hakkında konuşun. Mesela: “Şu karşıdan geçen elemanın boyuna bak, hırsız merdiveni gibi. Kaçtır sence boyu, 2.10m var mıdır?”


Çoğu insan çabucak ciddiye bağlar. Rahat ve eğlenceli olun.

Alıntı:


İlk başlarda kişisel mevzulara hiç girmemeniz lazım. Buluşmaları iptal ediyor mu ona dikkat etmeniz gerek. Onunlayken bir şeyler ters gidiyormuş gibi hissediyor musunuz? İnsanlar istediklerini yapmayınca çirkinleşiyor mu? Huysuzluk yapıyor mu?

İlk birkaç buluşmada YÜZEYSEL olmanızı tavsiye ederim. Belki de garsona karşı tavırlarını beğenmeyeceksiniz kim bilir?  Konuşma tarzını bile sevmiyorsanız neden hayattaki pişmanlıklarını dinleyesiniz ki?

Bir keresinde çok güzel ve yaşıtım bir hatun ile buluşmuştum. Konuşmasında bir “gariplik” vardı, oysaki tanıştığımız gece kulübünde pek fark etmemiştim.

Onun hakkında bildikleriniz, SİZİN hakkınızda bildiklerinden FAZLAYSA gizemli bir hava oluşturursunuz.

Kadınlar hakkınızdaki her şeyi bilmek istediğini söyler. Fakat çok erken öğrenirlerse de çekip giderler.

Onları aşka sürükleyen meraklarıdır. Hiç sonu gelmeyen öğlen kuşağı dizileri gibi olun, dizinin finalde nasıl bittiğini ASLA bilemesinler!


Flört Etme ve İlgiyi Yaratma

İnternet aleminde, bazı erkekler ERKEK TİPİ FLÖRT savunucusudur. Fakat buna flört etmek demezler, “ilgi uyandırma” derler. Hatta bu yöntemlerle kızları KONTROL ALTINA ALDIKLARINI bile düşünürler.

Kızlar da tam olarak FLÖRT ETTİKLERİNE inanmaz. Sadece “ilgi uyandırdıklarını” düşünürler, hatta büyük bir kısmı karşısındaki erkeği KONTROL ETTİĞİNİ bile düşünür. Madem kızların bu konuda yanlış düşündüklerini biliyoruz, o zaman neden erkeklerin “ilgi yaratma” çabasının hatalı bir yöntem olduğunu söylemek bu kadar tepki topluyor? Çünkü bunu dile getirmek KONTROLDE oldukları algısını yıkıyor. Baştan çıkarma eyleminde, fiziksel dildo olmak için önce kızın duygusal dildosu olmak gerekir. Çünkü en nihayetinde size karşı gerçekten ilgi duymuyor. Bu anlattığım Ross Jefferies’in yöntemidir.

Anti-Dump’ın “flört” ve “ilgi yaratma” konusunda dediklerine bir bakın:

Alıntı:


Flört etmek ilgi çekme amaçlı kullanılan bir kadın icadıdır. Toplum kuralları kadınların erkekleri buluşmaya davet etmesine pek hoş gözle bakmaz, bu sebepten dolayı kadınlar flört ederek size karşı olan ROMANTİK ilgisini dolambaçlı yoldan belli eder.

Erkeğin ise flört etmesine gerek yoktur. Romantik manada ilgisini “söylemeden gösterme” gibi bir ihtiyacı yoktur. Bunun sebebi de davet etme işini ZATEN ONUN yapmasıdır. Erkeklerin bu konuda kafası çok karışık, flört etmek kadınlar içindir.

İlginizi kadına “belli etme” yönteminiz telefon numarasını istemektir. Erkeğin “flörtü” diyebileceğimiz şey budur.


Anti-Dump kino’ya inanmayanlardandı. En iyiler listesinde kino ile ilgili benim yazdığım bir yazı var. Artık ilk buluşmada ASLA kino yapmıyorum.

Kino İyi Çocuk için BİÇİLMİŞ KAFTANDIR, çünkü onun cinselliğini ortaya çıkartır. Geçmişteki değil, ŞİMDİKİ Pook için hiç de iyi değil çünkü şimdiki Pook’un cinsellik yönü kadınlar tarafından zaten fark ediliyor. Şimdi kino yaparsam kıza aşırı ilgi göstermiş oluyorum (Kızlar bunu neredeyse çaresizlik olarak yorumluyor, “Bu kadar çekici bir adam ama benle temas kurma ihtiyacı hissediyor, bunu çoktan kafeslemişim bile” şeklinde düşünebiliyorlar).

Alıntı:


Kızdan numarasını istediğinizde onunla ilgilendiğinizi otomatikman bilecektir.

Eğer sormazsanız, friendzone’a düşme tehlikesindesiniz. Çünkü onunla numarasını isteyerek “flört” etmemişsinizdir.

Onu bir yere davet etmediniz, gerçek hislerinizi bilmesine fırsat vermediniz bile.

İşte bu sebepten dolayı kısa, neşe dolu ve flört kokmayan güzel bir sohbetin hemen ardından kızdan numarasını isteyin.

Aynı şey buluşmalar için de geçerli. Buluşma ayarlamak için yaptığınız her arama onunla hala ilgilendiğinizin “işaretidir”. Yoksa niye buluşmaya çağırasınız ki?

Sadece direkt olarak söylemiyorsunuz.

Genelde her buluşmanın sonunda gözlerinin içine bakarak “Bugün çok iyi vakit geçirdim.” mahiyetinde bir şey söylüyorum. Kendisi de onu kastettiğimi anlıyor haliyle. Ondan hoşlandığınızı biraz dolaylı yöntemlerle gösterin, bazen tutkuyla sarılmak veya öpmek gibi. Asla ilk iki ay ne hissettiğinizi KELİMELERLE ANLATMAYIN. Üçüncü ayı bekleyin, öylesi çok daha iyi.

ASLA ilgiyi yoktan var etmeye çalışmayacaksın, büyük hata yaparsın. EN BAŞTAN SİZE KARŞI İLGİ SEVİYESİ YÜKSEK OLMALI.

Onu etkilemeye çabalamayın, sizden zaten etkilenmiştir, yoksa niye buluşmayı kabul etsin ki? Gününe farklılık katmak için değildir umarım.

İlgiyi yoktan var etmeye çabalamayacaksınız. İlgi zaten olacak, eğer yoksa kızı bırakıp tekrar en baştan başlayın.

Bir erkek flört ederse işler aleyhine işlemeye başlar. Karşıya aşırı düzeyde ilgi “işareti” yollamış olur.


Okullarda ve işyerlerinde flört eden ÇOK FAZLA erkek vardır. NEDEN? Çünkü risk teşkil etmez, asla reddedilmiş olmazlar ve HER KADIN kendisiyle flört eden bir erkek olmasını çok sever, ilgi görür.

Bir kız ilgimi çektiyse onu BULUŞMAYA DAVET EDİYORUM. Bu hareketin onda uyandırdığı hisleri flört ederek asla uyandıramazsınız (Eğer bir kadınla yeteri kadar uzun süre flört ederseniz, onu bir yerlere davet edeceğinizi düşünür. Eğer davet etmezseniz DİKKATLİ OLUN, sizi aşağılık biri olarak görecektir.)

Çoğunuz boş yere daha işi zora sokuyor. Destanlardan fırlamış bir “alfa erkek” olmanıza gerek yok, “satranç” gibi akıl oyunlarına da ihtiyacınız yok. Bütün Toplumun size hayran olmasına hiç gerek yok. Tek yapmanız gereken kızı buluşmaya davet etmek. Bu basit gerçek ile yüzleşmek yerine oturup “alfa erkek” manifestoları karalıyoruz, kadınlar ve toplum hakkında tezler öne sürüyoruz.

Mücadeleniz SEN VS Kadın ekseninde değil. SEN VS DÜNYA şeklinde de değil. Her zaman SEN VS SEN şeklinde. Hayallerinizi gerçekleştirmeniz önündeki tek engel yine sizsiniz.

Dünyayı düzeltmeye ilk kendinizden başlayın.

Sonraki Bölüm: Kadınlara Yürümek

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Altıncı Bölüm: Hayatınızı Değiştirecek Üç Sözcük

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Beşinci Bölüm: Kadınlar ve Bilgi

Konuş Anti-Dump!

Alıntı:


KUSURSUZ DON JUAN

Kızın numarasını tanıştıktan bir ay sonra değil, TANIŞTIĞI GÜN ister.

EV NUMARASINI ister, alamazsa da kızın peşinden koşturmaz.

Aramadan önce en az 4 gün bekler, beklemesi şarttır.

Asla bir sonraki buluşmayı yüz yüzeyken belirlemez, her zaman önce telefon açar. Kız onu beklemeli, onu merak etmelidir.

İlk 3 hafta kızla SADECE haftada bir kez görüşür. Başka kadınlarla buluşacağı günleri doldurmamalıdır. Başka kadınlarla meşgul olmasa bile meşgulmüş gibi davranmalıdır. Kız daha fazla görüşmek istiyorsa meşgul olduğunu belirtmelidir.

İlk 2 ay asla çiçek, kartpostal veya hediye almaz. Doğum günü tek istisnadır.

Kadınlarla telefonda asla bir saatin üzerinde konuşmaz, ASLA. Görüşmesi en fazla 20 dakikadır. Buluşmalar dışında kızla e-mail, mesaj vs. gibi yöntemler ile görüşmekten sakınır. Bir sonraki buluşmayı ayarlamak için telefonla arar.

İlk 3 ay kendisi hakkında HİÇBİR ŞEY anlatmaz. Anlatılacak şeyleri kız sormalıdır. Sorulduğunda da olabildiğince az, küçük bir kısmını anlatır.

 “Seni seviyorum” cümlesini ilk karşı tarafın kurmasını bekler, böylelikle gerçekliğinden emin olur.

İlk 2 aydan önce asla “seni seviyorum” demez. Asla.

İlk 6 ay geçmeden ASLA evlilik teklif etmez. Bir sene beklemeyi tercih eder, bütün ufak kusurlar öğrenilmelidir.

Asla bir kadınla aynı evde yaşamaz, özgür birisidir. EN İYİSİYLE tanıştığı zaman onla evlenecektir.

Sadece kadının romantik yönüne ODAKLANIR. Uzun sohbetlerin AŞK ile değil, arkadaşlık ile sonuçlandığını bilir. Gizemli bir yönünün olmasının kızda hayranlık, MERAK ve ARZU uyandırdığını bilir.

En önemlisi, gerçek bir Don Juan ilişkinin 50-50 olduğundan emin olur. İlişkinin YARISINDA, kız onun yapmak istediklerini YAPACAKTIR. Bunun çetelesini tutmaz, göz kararıyla anlayabilir.


Adam kendi başarılarıyla gayet de gurur duyuyor:

Alıntı:


Fakat BÖBÜRLENEMEZSİNİZ de. Dert etmeyin, kadınlar bunu çok sever!

Kız: Araban neydi?

Siz: Yabancı bir marka

Kız: Markası?

Siz: Çift kapılı bir model.

Kız: Markanın adı ne adı?!

Sen: İyi tamam, amma da çok soru soruyorsun. Markası Porsche.

Kız: (Etkilenir)


İlgisiz kadınları başka nasıl eleyecekti zaten?

Alıntı:


Bir kıza numaramı VERİR VERMEZ, ANINDA onun bana karşı ilgisi olup olmadığını anlıyorum. Siz kıza KENDİ numaranızı verdiğinizde günlerce, haftalarca ilgisi olup olmadığını anlamaya uğraşırsınız. Hangi akla hizmet oturup onun telefon etmesini bekleyesiniz ki? Ben en başından istediğimi öğrenebiliyorum.

Ben hiç numaramı vermedim. Fakat yaptığım araştırma şunu gösteriyor: Kadınların ÇOK ufak bir kısmı bu yöntemde sizi dönüş yapıyor.

Size karşı ilgisi olup olmadığını ANINDA öğrenmek varken, niye bekleyesiniz ki?

———————————

Eğer bir kıza KENDİ numaranızı verirseniz onun cevabını beklersiniz. Arayıp aramamasının umurunuzda olmadığını söylerseniz sadece kendinizi kandırırsınız, saçmalamayın. Zaten bu çok PASİF bir yaklaşım, kadınlar kendilerine DİREKT yaklaşılmasını ister. Bir erkek özgüven sahibi birisi olsa bile, kızdan telefonunu istemeyince PASİF ve çekingen biri olarak görülür. Çok az erkek “numaran nedir?” sorusunu direkt, çekinmeden sorabilir. Bu da hoşlarına gider, çekicilik katar. “Beni ara tatlım” çekici bir yöntem değildir, kadına kendini güzel hissettirmez.

Dizgal, eğer 7 gün boyunca aranmazsa adamı UNUTACAĞINI söyledi. ÇOĞU kadın ev numarasını sadece GERÇEKTEN ilgi duyduğu birine verir. Sizi hatırlayacaklardır, o yüzden hatırlamadım lafına inanmayın. Lakin, BAZI kadınlar (Dizgal belki de bunlardan biri) BİRÇOK kişiye numarasını verip sonra da verdiği adamların isimlerini unutuyor. Yapacağınız şey basit:

Anti-Dump: Dizgal merhaba, ben Anti-Dump.

Dizgal: Anti-Dump? Çıkaramadım?

Anti-Dump: Pardon, YANLIŞ numara çevirmişim (kapatır).

Eğer “unutursa” telefonu kapatın geçin.

Bu yöntemler KULLANILIP ATILMANIZI engeller. Sadece size ilgisi GERÇEKTEN olan kadınlar sizle buluşmak ister. “Unutursa” yine kendinizi şanslı sayın, YETERSİZ ilgi alametidir. Bunu ERKENDEN tespit etmek, ilişkinin ileriki dönemlerinde aldatılmaktan katbekat daha iyidir.

Bu yazılanları uygularsanız, Tomazu’nun dediği gibi BAZI iyi fırsatları illa ki kaçıracaksınız, fakat neredeyse asla canınız yanmayacak.


Peki, kız size BAŞKA bir numara verirse?

Alıntı:


Peki BAŞKA numara ne anlama gelir? İlgi seviyesinin düşük olduğu anlamına mı geliyor? Hayır!

Bir kadınla konuşmanız 30 dakikayı geçiyorsa asla numarasını istemeyin, konuşma ne kadar kısa sürerse o kadar iyi. BAŞKA numara verilen kişiler gereğinden fazla süre kızın etrafında bulunup rahatsızlık verenler. Numarasını istemeniz için sizi tanımasına gerek yok.

Sizi tanıyıp bir yargıya varacağı yer buluşma günü. Ayaküstü ufak bir konuşma yapıp ondan sonra sorun, ardından en kısa sürede yanından AYRILIN. Unutmayın gizemli birisiniz, çenesi düşük kafa şişiren biri değil.


Peki, Anti Dump’ın Makinesini kimlere uygulayacağız? KUSURSUZ bir kız bulduğumuzda Makineyi yok mu sayacağız?

Alıntı:


ASLA TAVİZ VERME

İster 18 olsun ister 80, ister Miss Amerika kazananı olsun ister dünyada tek.

Bütün kadınlarda AYNI buluşma yöntemleri ve taktiklerini uygulayacaksınız.

Dağcılık da yapsa, tekerlekli sandalye de kullansa fark etmez. Brezilyalı da olsa, Kanadalı da olsa aynı şeyler geçerli.

Kim olursa olsun, aramadan önce BEŞ gün bekleyin; Hediye almayın, çok kişisel konularınızı kendinize saklayın.

Bir öyle bir böyle davranmanın âlemi yok. Birine karşı farklı, diğerine karşı bambaşka biri olmayın.

Orduda bütün acemi erler birbirlerinden farklı insanlardır. Fakat eğitimde vakti bütün erlerden BÜTÜN engelleri geçmeleri istenir, adamına göre parkur değişmez. Ya geçecekler, ya da gidecekler.

Aynı prosedürü defalarca, tekrar tekrar BÜTÜN kadınlar üzerinde uygulayacaksın.

Bu prosedür sayesinde İLGİSİ YÜKSEK bir kadın bulmayı neredeyse garantileyeceksin çünkü “sevgi üretim makinesi” sahibiymişsin gibi bir etkisi olacak, düğmeye bastığın anda sana sevgi besleyen bir kız hemen karşında… Tabi işlem bundan daha karmaşık fakat denileni kavrayabilmişsindir.

“Seçilmiş kişi” olmaya ilk adımını attın bile.


Fakat çoğu insan yapması gereken kısma değil, başka şeylere takılıp kalıyor.

Alıntı:


“3 Küçük Kelime”

Uçuk açılış cümlelerini,
Etkileyici yaklaşım yöntemlerini,
Olağanüstü özgüven ihtiyacını,
Marka kıyafetleri,
Kafası karışık bakışları,
2 saatlik konuşmaları,

UNUT GİTSİN.

Tek soracağın şey “Telefon numaran neydi?”

————————————
Pahalı parfümleri ,
Verilen tavsiyeleri ,
Ross Jeffries’i ,
Neg atmayı,
Jöle sürüp sürmemeyi,
Hızlı arabaları,

UNUT GİTSİN.

Tek soracağın şey “Telefon numaran neydi?”

————————————
Anti-Dump’ı,
Pook’u,
Alpha Males’i,
Sosuave’yi,
İlişki kitaplarını
“Kaderi”

UNUT GİTSİN.

Tek soracağın şey “Telefon numaran neydi?”

Mutluluk sizi bekliyor ama önce o 3 sözcüğü söylemelisiniz… İlk kendinizi tanıtın, sonra ayaküstü bir sohbet edin, ondan sonra da…
“Telefon Numaran neydi?” diyin ve evinize gidin. GÖREV TAMAMLANMIŞTIR.


Biz kadın değiliz. Narin bir çiçek gibi davranmak değil, ÇEKİM oluşturmak üzerine yoğunlaşmalıyız.

Soytarılık yapıp kendinizi rezil etmeniz ŞART DEĞİL.

Alıntı:


Bir kadınla olan birlikteliğiniz 5 seneyi geçtikten sonra ona istediğinizi anlatabilirsiniz. “Silahlı soygundan dolayı 5-10 yıl içeride yattım”

Kız:  Babanın hastalığı sonucu evi az kalsın kaybedeceğiniz için miydi?

Siz: Evet, önce gerçek beni tanımanı istedim. Üzgünüm ama seni kaybetmek istememiştim, senin sayende tekrar yoldan çıkmadım.

Kız: Seni seviyorum.

SON


Haha! Kızın en sonunda soyguncu kocasına “seni seviyorum” demesinin bir sebebi de “Senin sayende tekrar yoldan çıkmadım” cümlesi. Kıza karşı onun Feminen yönünü övmüş.

Alıntı:


Başka bir yöntem de onunla NEREDEYSE HER ZAMAN yüz yüze konuşmak. Telefon görüşmelerinizi bir saatin altında tutun, nadiren telefonla görüşün.

Sizi sürekli bedenen görmesi gerekir, yoksa “yanında yokmuşsunuz” gibi bir psikolojiye girer. Telefonu, mailleri, mesajları kısarsanız sizi daha fazla ARZULAR. İlgi seviyesi yükselir, zaten yüksekse de inmez. Nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı merak eder.

Yine başka bir yöntem de ilk 2 ay hiç çiçek, kartpostal veya hediye almamak. Fakat aynı zamanda öpüp koklayarak da ona sevginizi göstermeniz lazım.

Bu sizi merak uyandırıcı bir hale sokar. Çoğu erkek hediye veya çiçek alır, siz ise onu seviyorsunuz ama çoğu erkeğin aksine herhangi bir şey almıyorsunuz. Bu durum kafasını kurcalayacaktır. Para dökerek sevgisini satın almaya çalışmadığınız için sevginizin gerçek olduğunu düşünecektir.

Fakat ana unsur, kendin hakkında bir şeyler anlatmamak. Kişisel bir soru sorarsa hiç detaya inmeyin, tek kelimelik cevaplar verin. Bu sadece ŞAHSINIZLA ALAKALI olan sorular için. Her zaman da böyle konuşmayın.

Kız: Ee neler yapmayı seversin?

Siz: Hoşuma giden birkaç şey var tabi.

Kız: Dar giyinen kızlar hakkında ne düşünüyorsun?

Siz: Bazen bakıyorum, bazen de dikkatimi çekmiyor.

Sonra da ona soru sorun, odak noktası üstünüzde olmasın.

Kişisel görüşlerinizi ona çok da hızlı belli etmeyin, ilk 2 ay eğlenmenize bakın. 8 hafta boyunca hala yanınızda İSE, işte o zaman biraz kendinizden bahsetmeye başlayabilirsiniz.

Bütün olay, sizinle fikirlerinizden bağımsız olarak birlikte olması gerektiği. İlk iki ay düşüncelerinizi değil, tarzınızı sevmeli. İLK BAŞTA tarzınızı sevmeden düşünceleriniz onu alakadar etmemeli.


Hep merak etmiştim, “İYİ YÖNLERİMDEN bahsetmem gerekmez mi?”

Ama Anti-Dump kesinlikle haklı. Bu SAPLA SAMANI AYIRMA MAKİNESİ. Açık arttırmadaymış gibi düşünün:

“Hanımlar! Pook’un karısı kontenjanında bir kişilik boş yer var!”

Şimdi gidip de bu kontenjana herhangi bir hatunu koyamam. Hatun doğru kişi olmalı, POOK’A GÖRE biri olmalı.

Yani anlayacağınız, hayatıma devam etmeli ve bir kız dikkatimi çekerse filtreleme operasyonuna başlamalıyım. Kız benim ne istediğim biliyor, her zaman anlarlar zaten. İlgisi olanlar da numarasını verecek ve buluşmaya da gelecek.

Buluşmada da Pook’u anlatmaya gerek yok, karşı tarafın hoşuna gidecek olsa bile. Neden mi? Çünkü talep edilen ürün zaten kendim, mülakatta olan kişi O. E tabi bunu sohbet havasında yürütmeniz lazım.

Ama size kadınlar hakkında bir tüyo vereyim mi?

Gizemi severler.

Gizem çözmeyi de çok severler.

Kabuğunuzu yavaş yavaş soyup, içinizdeki cevheri bulmayı ÇOK SEVERLER. Evet, “iyi yönlerinizi” ona anlatarak puan toplayıp, ilgisini biraz arttırabilirsiniz.

Fakat…

Eğer iyi yönlerinizi KENDİ ÇABALARIYLA bulursa topladığınız puanlar trilyonları aşacaktır.

“Pook! Şu dediğini biraz açar mısın?”

Muhteşem erkekleri “bulmak” kadınların hoşuna gider. İşlenmemiş cevherleri severler. O cevheri işleyip hazineye ulaşmayı isterler. Bunun oluşturduğu duygu seli sonucu genelde SİZE ÂŞIK OLURLAR. Bir de bunu parlak bir elmas bulmak ile karşılaştırın. Elmas parlaktır, değerlidir, çok para eder tamam ama ortada bir gizem, bir “keşif” yoktur. Bu elmasa benzettiğimiz erkek, kadının dişilik vazifesini mahveder. Dolayısıyla…

SIKICI BİR ERKEK OLUR.

İşte bu yüzden çok iyiyseniz ve bundan eminseniz, bırakın kadın bunu kendisi fark etsin. KESİNLİKLE fark edeceklerdir.

Çok çekici bir erkeği düşünün. Bu adam yürüdüğü kızlara “Merhaba, bak ne kadar çekici bir adamım!” diye mi yaklaşır? Tabi ki de hayır, kadınlar böyle erkeklerden NEFRET EDERLER.

Kadınların gözü bizden keskindir, iyi yönleriniz çok iyi görürler, bunları burunlarına sokmanıza gerek yoktur.

Sonraki Bölüm: Gizemli Olun.

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Beşinci Bölüm: Kadınlar ve Bilgi

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Dördüncü Bölüm: Aksiyona Öncelik Verin

İyi Çocukların Ego Sorunu

Bu kadar şeyi nereden öğrendin Anti-Dump?

Alıntı:


İletişim ve aksiyon stratejisi kendi üretimim. Fakat esin kaynağım John Gray’in Erkekler Mars’tan, kadınlar Venüs’ten kitabı.

Bu kitap ilişkiler hakkında yazılmış en iyi eser. Okumadan evlenmeyin.

FAKAT! Sevgililik aşamasında çok tehlikeli bir kitap. SAKIN AMA SAKIN bu aşamada kullanmayın.

Neden mi? Çünkü uygularsanız manipüle edilecek ve kullanılacaksınız.

John Gray’in bu kitabı sadece size karşı İLGİSİ YÜKSEK bir kadın ile evliyseniz işinize yarar, yazarın eşi Bonnie gibi mesela.

Sizi çok da sevmeyen bir kadın ile evlendiğinizi düşünün, Hep rastlanan bir durum. Bu ilişkide bir şeylerden feragat eden TEK TARAF siz olacaksınız. Sizinle neden sevişmediği konusunda sürekli mazeretler uyduracak olursa kitabın kurallarına göre bunu KABUL ETMEK(!) zorundasınız, onun hislerini ÇİĞNEYİP GEÇEMEZSİNİZ.

Evinizde bir hırsızı ağırlayıp, hırsız evi soymaya başlayınca polisi arayamamak gibi bir şey bu.

Bir kadının olumsuz duygu ve düşüncelerini YALNIZCA sizi gerçekten seviyorsa kabul edebilirsiniz.

Bu kitabı ilk aşamada uygularsanız maymuna dönersiniz. Size karşı ettiği hakaretlere karşı bile “anlayışlı” davranmanız gerekir.

Sen kafası çalışan birisin BigBadJon, dediklerimi anlayacağından eminim.

Kitap, yüksek ilgi seviyesinin zaten olduğunu VARSAYIYOR. Fakat yazar bu varsayımını kitapta hiçbir yerde belirtmemiş. Çok tehlikeli bir durum.

Diğer yorumlarına gelirsek:

Dediğin gibi, kadınların ilgi gösterdiğine dışarıya yansıttığı bazı hareketler EVET VAR. Bazı TLC dizilerinde birkaçını GÖRDÜM, çok da hoşuma gitti. Mesela bir tanesinde bazı kadınların ilk tanıştıkları adamların ayakkabılarına nasıl baktığından bahsediyordu. Kadınların bir kısmının ayakkabılarınıza bakıp, değerlendirme kıstası olarak kabul ettiğinden şüphem yok. Hatta şunu diyeyim, o bölümü izledikten sonra dışarıya çıkarken hep en yeni ayakkabılarımı giymeye dikkat ediyorum!

Yani bu “işaretleri” inkâr etmiyorum.

Don Juan olmaktan çıkarabileceğiniz en büyük ders şu olacak: Kadınları “anlamaktan” vazgeçip, size UYGUN olmayanları ayıklayıp olanları seçmelisiniz.

Mars/Venüs kitabı size bir kadının eğer ilgisi yeterince yüksekse ANLAMAYA ÇALIŞANIN GEREKSİZ OLDUĞUNU açıklamıyor. Böyle bir durumda zaten her şeyi kendiliğinden doğru yapacaktır.


Ardından Peak’den ilginç bir yorum:

Alıntı:


Çok doğru diyorsun AD. Fakat bence erkekler de iletişim becerilerini güçlendirmeli! Evet beyler, yazılı ve sözlü anlatım becerilerinizi geliştirin. Okulunuzda makale/essay yazılarınızda başarılı olmak anlamına da geliyor bu.

Bu çok etkili bir beceri, çünkü onların güçlü olduğu bir alanda onlardan daha iyi olduğunuz anlaşıldığı an gerçekten saygı uyandırırsınız. Onlardan daha iyi olduğunuzu anladıkları an size teslim olurlar. İlk başlarda sizi bir test ederler, ondan sonra sizi sadece ARZULARLAR. Neden mi? Çünkü zayıf ve savunmasız hissedecekler, fakat siz yanındayken tam tersine kollanmış hissedecekler.


Başka bir başlıkta Anti Dump diyor ki:

Alıntı:


Yaptığı TEK hata kızın numarasını almak.

Beyler, size defalarca anlatmaya çalıştım, buluşma veya ilişki teklifini İLK YAPAN kadınsa, bu teklifinde o kadar da ciddi değildir. Kadınların sizi buluşmaya davet etmesi için milyonlarca sebep olabilir.

Bu sebeplerin çok azında duygusal bir sebep vardır. Bu arkadaş kendisini suçlamış, yazık etmiş. KIZIN İLGİ SEVİYESİ EN BAŞTAN YETERSİZMİŞ ZATEN. Numarasını “kolay yoldan” almış olmasından işkillenip, kızı pek ciddiye almaması gerekirdi.

EGONUZA hakim olmanız lazım. Kızın size numarasını vermesi için muhteşem, kusursuz olmanız gerektiğinizi düşünüyorsunuz. Bu kadınları pek de tanımadığınızı kanıtlıyor. İlk hamleyi yapmaktan, ERKEK KUSURSUZ BİRİ OLUNCA (çoğu) KADIN ÇEKİNİR.

Duygularını COŞTURMAYAN erkeklere karşı ilk hamleyi yaparlar. Eper bir kadın sizin kendisi için fazla iyi olduğunu düşünürse, size buluşma davetinde BULUNMAZ.


Şunu da eklemek istiyorum: Bir kadının sizinle sevişmesi, hatta EVLENMESİ bile tek başına sizi sevdiği anlamına gelmez.

Bütün gerçeklik, ahmaklık yaptığınızı gösterdiği halde neden hala İyi Çocuk olarak kaldınız? Egonuz yüzünden. Aynı hataları yapmaya neden devam ediyorsunuz? Egonuz yüzünden.
Alçakgönüllü bir erkeğe, hiçbir kadın etki edemez.

Çünkü Kadınlar bizi kandırmaz. Kadınlar, erkeklerin kendini kandırmasına yardım eder.

Kadınlar ve Bilgi

Niye hakkınızdaki bilgileri “teslim etmek” gibi bir ihtiyaç duyuyorsunuz? Bu tarz adamlar kızla ilk buluşmalarında, kendini pazarlıyormuş gibi konuşmaya başlıyorlar. Anlayamadıkları şey ise, zaten kendileri hakkındaki gerekli bilgileri SÜREKLİ OLARAK yürüyüşleri, konuşmaları, giyinişleri ve davranışları ile çevrelerine aktarıyorlar. Kadınlar BUNLARI fark ederler. Kadınlar bunları fark etmeyi İSTERLER, bir erkek ile buluştuklarında da bunu yaparlar. Kelimelerle kendinizi pazarlamaya gerek yok, davranışlarınızı analiz etmeye o çoktan başlamıştır zaten.

Alıntı:


Bir kadına SADECE anlatmak istediklerini anlat.  Evlenecekseniz bile, geçmişiniz hakkında EN ASGARİ düzeyde bilgisi olsun.

Şahsi düşüncem,  kız arkadaşınızla tanışmadan ÖNCEKİ hayatınızın onu alakadar etmediği yönünde.

Bir önceki ilişkinizin neden yürümediğini sorarsa, BİLMEDİĞİNİZİ söyleyin. Kadınlar, erkeklerin ilişkilerin dinamiği hakkında pek bir şey bilmediğini düşünür,  o yüzden bu cevabı vermek bir problem teşkil etmeyecektir.

Kaç tane kız arkadaşınız oldu diye sorarsa, SAYMADIM HİÇ diye cevap verin.

İşin püf noktası ERKEK gibi cevap vermek, inek gibi değil. Keskin zekâya sahip biri olduğunuzu henüz bilmiyor, SALAĞA YATIP öyle cevap verin. Dert etmeyin, inanacaktır.

Kız: Niye boşandın peki?

Anti-Dump: Bilmem, öyle oluverdi.

Kız: Yani sonuçta illa bir sebebi vardır.

AD: Tiffany ben psikolog değilim, bilmiyorum.

Detay vermemek bu işin en önemli noktası.

Kadınlar, erkekleri  “düşünür” olarak görmezler.

O yüzden muğlâk cevaplarınız kabul edilir. Eğer aradığı şey bir Üniversite Prof.’u, ya da bir Einstein ise kendisine ivedilikle yol verin!

Bir ilişkide DNA üzerine konuşmayı hanginiz ister?

Olması gereken şey basit, muğlâk cevaplar. İyi çocuklar ise (Benim eski halim gibi) “itiraf etmesi” gerektiği şeyler olduğunu düşünür.

BİR KADINA ASLA ESKİ SEVGİLİLERİNİZ HAKKINDA OLUMSUZ BİR ŞEY ANLATMAYIN.

Kız: Kadınların seni rahatsız eden davranışları neler?

AD:  Buluşmayı iptal etmeleri.

Kız: Yok ciddi soruyorum, gerçekten rahatsızlık duyduğun bir huyu yok mu?

AD: (Kıza sarılıp öpüp) Çok fazla soru sormaları (Gülümseyerek).

Bana neden boşandığımı sorduklarında genelde: “Çok genç ve budala biriydim o zamanlar” diye cevap veriyordum.

Sonra da konuyu değiştiriyordum.

Bu az bilgi verme işi bir sanattır, pratik yaparak oturtursunuz. Fakat KESİNLİKLE, SAKIN yalan söylemeyin.

Tabi unutmadan: Hatırlamıyorum cevabını da kullanıyorum.

Çoğu kullanıcı bu yazdıklarımı beğenmeyecek.

Sakın unutmayın gizlemek, yalan söylemek değildir. Gerçek her zaman ortadadır, Eski evliliğiniz hakkındaki gerçekleri illa da öğrenmek istiyorsa arayıp eski karınıza sorabilir.


Başka neden kolayca bilgi VERİLMEMELİDİR?

Alıntı:


Hakikat şu ki, kadınlar ilk ay hakkınızda elde ettikleri bilgilerden acımasız hükümler çıkarırlar ve asla “objektif” olamazlar.

Dediğiniz her şeyi yanlış yorumlayacak, , anlattığınız kişisel şeylerden kötü sonuçlara varacaktır.

Mesela gidin bir kızla ilk buluşmanızda Şeytan Kilisesi hakkında bir kitabı aradığınızı, bunun tek sebebinin de merak olduğunu söyleyin. Asla tek sebebinizin sadece merak olduğunu düşünmeyecektir.

Bundan sonra kendisine söylediğiniz her şeyi zihninde EĞİP BÜKÜLECEKTİR. Bir kadınla ne kadar uzun süre geçirdiyseniz, bilgi vermek o kadar kabul edilebilirdir.

Tabi bu demek değil ki karşısında put gibi oturacaksınız.
Konuşacaksınız ama ONUN hakkında.

İlk birkaç buluşmada çok da kişisel konulara girmemekte fayda var, önce vaktinde gelip gelmediğine bakın. Buluşmaya hevesli gelip gelmediğine bakın. EN ÖNCE buluşma planlarınızı sevip sevmediğine bakın.

Belki başka bir adamdan daha çok hoşlanır, o zaman salın gitsin. Çenesini sıkı tutuyor, sizinle birlikte devam ediyorsa yarışmanın kazananı belli olmuştur.

Bilgi, en başta, kadınları İTER. Çekim sağlayan şeyler yüzme, bowling vs. gibi aktivitelerin olduğu hareket içeren buluşmalardır.


Sonraki Bölüm: Hayatınızı Değiştirecek Üç Kelime (Çok yakında yayınlanacak)

Çeviren: Seljuk