Jordan Peterson : Yeni neslin hiç sahip olmadığı baba figürü

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson ilk olarak Kasım 2016’da görece önemsiz görünen bir yasa tasarısına muhalefeti ile gündeme geldi. Kendilerini herhangi bir cinsiyete ait görmeyen transeksüellerin, karşılarındaki kişiden kendilerine cinsiyet nötr zamirlerle hitap etmelerini talep etmelerini sağlayan ve karşılarındaki kişi bunu reddederse yasal yaptırımlar öngören bu yasaya muhalefeti ile  Social Justice Warrior‘ler (SJW) tarafından transfobik ve gerikafalı ilan edilse de, kafası biraz çalışan büyük bir kitleye asıl derdinin ifade özgürlüğü olduğunu anlatmayı başardı. Daha da önemlisi 1 yıldan kısa bir sürede internette yüzbinlerce takipçisi olan önemli bir figür haline geldi.

Peterson’un takipçilerinin 90%si erkek. Peterson popülaritesini, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri bir mesajı olmasına bağlıyor. Zira Peterson’u asıl meşhur eden Bill C-16 olsa da, internette en çok paylaşılan videoları genelde daha önceki yıllarda kayda aldığı ders kayıtlarından. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması.

Peterson insanlara geçmişleri ile hesaplaşmaları, hayatlarının akışını ellerine almaları, bir sorumluluk almaları ve geleceklerini planlamalarını öğütlüyor. Bunlar kaba hatları ile hiç duyulmamış şeyler değil ama Peterson bu mesajları hem çok iyi detaylandırıyor, hem de mitolojik ve dini hikayelerle aralarındaki ilişkiyi çok iyi kuruyor. Tam bir Carl Jung takipçisi olan Peterson, insanların tam bir birey olmalarının kendi karanlık tarafları ile de temasa geçmeleri ile (Jung’un shadow kavramı) mümkün olabileceğini de anlatıyor.

Aşağıda, Jordan Peterson’un temel mesajını kısaca özetlediği bir video var.

 

Peterson’ın mesajını kabaca özetlersek :

“Hayat ızdırap dolu. Bu bir gerçek. Peki bu gerçek tartışmasız iken yapılabilecek en doğru şey nedir? Hayat ne yaparsak yapalım, ızdırap dolu deyip koyvermek mi? Hayır zira bu yöntemin tek sağlayacağı, eninde sonunda hayatı gereğinden çok daha fazla ızdırap ile doldurmak. Yapılması gereken doğru şey, hayatı gereksiz tüm ızdıraplardan mümkün olduğunca arındırmak. Bunun için ise sorumluluk almak, hayatı sürekli sizi yutmaya çalışan kaosa kaptırmamak için bilinçli bir çaba göstermek.

Bir planınız yoksa bile en iyi başlangıç, önce yanlıştan uzaklaşmak. Tamamen sizin kendi tasfirinizle yanlıştan. Doğru ve iyi olanı tasfir etmek zor olsa da hemen herkes yanlış olanı tasfir edebilir. Bunun için sizin kendi düşüncelerinizle ;

  • yanlış / kötü olduğunu bildiğiniz halde yaptığınız şeyleri teker teker bırakın (sigara, porno, alkol, yan gelip yatmak, fazla internet, vs.)
  • doğru / iyi olduğunu bildiğiniz halde yapmadığınız şeyleri yapmaya başlayın (spor yapmak, daha düzenli çalışmak, odanızı toplamak, vs.)

Bunları yaparken de kendinize, her istediğinizi yaptırabileceğiniz bir köle gibi davranmaya çalışmayın. Ters tepecektir. Kendinizle pazarlık yaparak ilerleyin. Örneğin, yarın 3 saat ders çalışacağım ve sonra kendimi tembellikle ödüllendireceğim gibi. En küçük ve kolay şeylerden başlayıp, zamanla daha zor şeyleri yapmaya başlayın(ve yapmayı bırakın).

Kendi geçmişinizle hesaplaşın, geleceğinizi hedefleyin. Bunun için düşünmeniz gerek ama insanlar sadece konuşarak ve yazarak düşünebilirler (Peterson’a göre konuşmadan ve yazmadan yaptığınız ve sizin düşünce sandığınız şeyler başkalarının sözlerinin papağan gibi tekrarlanmasından başka birşey değil). Bu nedenle, geçmişinizi yazarak önemli ve sizi rahatsız eden deneyimler ile hesaplaşın. Geleceğinizi yazarak da (a) hem bir hedef koyun (b) hem de hayatı kendi akışına bırakırsanız olabilecek en kötü geleceği betimleyerek kaçmanız gereken “cehennem”i tarif edin (psikolojik olarak hedefe koşmanın en iyi yolu hem sizi o hedefe çeken bir ödül hem de kaçacağınız bir ceza tasfir etmek).

Sorumluluk alın. Bu bir iş ve bir aile olabilir ama bir erkek hem iş hem de aile sorumluluğu almalı. Sorumluluk almak hem hayata anlam katacak, hem de kaçınılmaz olan ızdırabtan sizi koruyacaktır.

Jordan Peterson’un Türkçe alt yazılı diğer videolarını Erkek Adam Youtube kanalında bulabilirsiniz.

Jordan Peterson ile ilgili bir başka kaynak da Jordan Peterson – Kişilik ve Dönüşümleri Ders Notları kitabı.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Senden hoşlanıyorum ama ilişkiye hazır değilim

Bugün Ekşi Sözlükte gördüm bu başlığı. Şöyle demiş yazar :

“Beğendiğim kız bana bunu dedi … bu kızları anlayamadım ki beğeniyorum seviyorum onlar beni beğenmiyor ben sevmiyorum onlar seviyor. :(“

Burada kızımızın genç arkadaşımızın hayal kırıklığından, oğlumuzla ilişki yerine fuckbuddy takılalım demediğini, klasik olarak arkadaşımızı hem ilişkiden hem de seksten alıkoyduğunu varsayıyoruz. Aklımıza Tomossi’nin 3. Demirden Kanunu geldi :

“Seninle seks yapmayı erteleyen, ya da seninle seks yapmayı ertelediğini ima eden kadınla seks yapmak HİÇBİR ZAMAN beklemeye değmez ( bir fahişeyle yatmak daha iyi bir alternatiftir).”

Bir kadın seni seks için bekletiyorsa, sen o kadının ilk önceliği değilsindir. Seks, kadın – erkek arasında birden alevlenen kimyasal bir reaksiyondur, pazarlıkla alınan ve verilen birşey değildir. Önce seks, sonra ilişki olmalıdır. Bunun tersi olmaz. Seninle seks yapmak isteyen bir kadın, bir yolunu bulup seninle seks yapar. Ülkenin bir ucundan bir ucuna uçması, tel örgülerin altından sürünmesi, senin odana tırmanması gerekse bile gelir ve seninle seks yapar, karın geldiğinde dolapta sessizce uygun bir anda sıvışmayı bekler. Sana biraz zamana ihtiyacı olduğunu, ancak biraz ısındıktan sonra seninle seks yapabileceğini söyleyen kız, doğru zaman, doğru mekan ve doğru alfayla karşılaştığında, o alfaya daha tanıştığı saatte verir.

Kızımızın bu lafı söylemesinin birçok sebebi olabilir. Ama temel sebep, oğlumuzdan yeteri kadar hoşlanmaması ya da oğlumuzdan daha iyisini, kısa sürede bulabileceğini düşünerek oğlumuzu kenarda bekletmek istemesidir. Hipergami sağolsun. Bu durumda bu daha iyisi halihazırda kızımızın radarında olabilir ama bu daha iyi erkek kızımıza henüz yüzvermiyor olabilir. Kadınlar, tabak çevirme uzmanıdır, bu klasik kadın tabak çevirmesi durumudur.

Burada olan olay basitçe  şudur : “arkadaş kalalım”. Şimdi kimse kimseyle çıkmak zorunda değil ve bir kadın illa hoşlanıyor diye biriyle olmak zorunda da değil. Fakat bir erkekten gerçekten hoşlanan kadın, böyle birşey söylemez.

Sonuçta bu cümlede kafa karıştıracak birşey yok. Bunu bir Ekşi yazarı tam olarak doğru belirtmiş:

tr: senden hoşlanmıyorum, ilişkiye hazırım ama başkasıyla.

Kadınlar erkekler gibi direk, kelime anlamlarını ima ederek iletişim kurmazlar. Genelde ne demek istedikleri söylediklerinden değil, nasıl ve ne zaman söylediklerinden çıkarılabilir.

Kadınlarda rekabet stresi (erkeği başka bir kadına kaptırma korkusu) çok güçlüdür ve Ekşi’de bir yazar bu konuyu şöyle yakalamış :

meriçlerin sıklıkla duyduğu laf. evet gençler kız sizi gerçekten sevseydi zaten başkasına kaptırmaktan korkardı. yalancı şeytanı siktir edip sıradakine geçin.

Evet, aklın yolu bir. Bu lafı duyan arkadaşımıza bizim de tavsiyemiz, bu kızımızı hemen radardan çıkarması ve başka maçlara odaklanması. Arkadaşımız henüz tabak çevirmiyorsa, ki bu müzmin beta serzenişini tabak çeviren biri yazmaz, tabak çevirmeye başlaması gereklidir. Zaten arkadaşın tabak çevirmediği ya da başka kızlara yürümediği her hücresinden kızımıza bağırıyor olmalı ki kızımızda rekabet stresinin zerresi yok.

 

Bahaneler

Reddedilmek, pişman olmaktan daha iyidir.

Kadınlarla başarılı olmanın en önemli ve zor ayağı, reddedilme korkusunu yenmek. Bu o kadar güçlü bir korku ki, erkeklerin önemli bir kısmı, reddedilmelerine neden olacak şekilde kadınlarla etkileşime girmek yerine, bu tür etkileşimlerden kendilerini azat edecek “bahane”ler geliştiriyorlar. Bu bahaneler, reddedilme senaryolarını azaltsa da, bu erkekleri reddedilmeyecekleri etkileşimleri de engellediğinden, birçok erkeği yanlız bırakıyor. Bahane geliştirmek sadece erkeklere mahsus değil tabii – kadınlar da reddedilmeye karşı bir sürü bahane kullanıyor. Fakat kadın – erkek ilişkilerinde, ilk adımı atması beklenen / gereken erkek olduğu için, bahaneler, erkeklere çok daha büyük zarar veriyor.

Ortalama bir müzmin betanın abazan olmasının en önemli nedeni, adı Ryan, soyadı Gosling değilse, yürüdüğü kızların çoğundan hayır cevabı alacağıdır. Kızlarla başarılı adamlar için de durumun bu olduğunu, bu adamların en önemli artılarından birinin yeterince sayıda kıza yürümeleri olduğunu bilmez. Ortalama meriç, birçok kadına paralel yazacağına, bir kadına aylarca yazar. Bütün bu saçmalığın temel nedeni ise, ortalama meriçin reddedilme korkusunun esiri olmasıdır.

Erkeklerin, reddedilme korkusu nedeniyle geliştirdikleri en genel bahaneler aşağıdalar. Bunları neden yaptığınızın farkına varıp, kabuğunuzdan çıkarsanız, reddedilme korkusu ile yüzleşirseniz, kadınlarla başarılı olma yolunda 80% yol almış olursunuz.

Uzak Mesafe İlişkisi (UMİ) – “Cinsellik ihtiyaçlarını hibernate ederek karşı tarafın varlığıyla avunma durumu” diye çok güzel açıklanan UMİ, erkeğin yeniden flört arenasına dönüp kendini reddedilmeye maruz bırakması yerine kendini avuttuğu sıkla kullanılan bir bahanedir.

Arkadaşı Oynamak – “Arkadaş” kalalım, kadınların çok kullandığı ve direk reddetmekten daha insaflı sandığı bir reddetme biçimi. İşin kötüsü, ilişkiler konusunda tecrübesiz bir erkek, için için bunun reddedilme olduğunu bilse de, yine arenaya çıkıp reddedilme korkusunu yenerek ilişki aramak yerine, bu arkadaş kalma oyununa dahil olur genelde. Bu bahaneyi ise kafasında “eğer çevresinde kalırsam, arkadaşı oynarsam, bir gün benim erkek arkadaş olarak değerimi anlar ve bana varır” diye meşrulaştırır. Oysa büyük düşünür Jordan B. Peterson’ın dediği gibi arkadaş kalalım demek, “her ne kadar senin ‘kaybeden’ genlerini gelecek nesle aktarmak iyi bir fikir olmasa da, sen iyi bir insansın o nedenle kal kenarda” demektir.

Mesajlaşma, Facebook vs. – Uzun uzun telefon konuşmasını da aslında bu kategoriye koymak lazım. Günümüz müzmin betası, mesajlaşma bahanesiyle hem yataya geçmeye çalıştığı hatunla sürekli bağlantıda olur (ki bu kendi başına bir hata) hem de onunla yüzyüze gelerek ya da fiziksel temasa geçerek alabileceği “hayır”dan kaçınır. “Hayır” cevabını okumak surata “hayır” tokatı yemekten daha kolaydır. Teknolojiden kaçış yok. Tabii ki mesajlaşmak bir iletişim yöntemi. Ama mesajlaşmak iletişimin asıl kısmı ise, reddedilme tamponudur.

Porno– Cinsel tatmini gerçek fiziksel temasta aramak, gidip dışarda reddedilmeyi göze almak demek. Cinsel tatmini porno ile sağlamak daha kolay ama belgelenmiş bir yararı olmadığı gibi, aşırıya kaçıldığında (ki günümüzde ortalama müzmin betanın ortalama porno izleme oranı aşırı ötesi) zararları (ereksiyon problemi, sosyal izolasyon, gerçek ilişki kuramama, vs.) belgeli bir olay.

Özel bir kadın– Bir kadını, özel sanmak ve ona takılıp kalmak da aslında, reddedilme korkusuna karşı geliştirilen bahanedir. Bu konuya En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak yazımızda değindik.

Tecrübe acımasız bir öğretmendir ama en iyi öğretmendir. Bir erkeğin bir kadından red cevabı alması, kadın bunu ne kadar medeni yaparsa yapsın zor hazmedilir birşeydir. Bir de Türkiye’de kadınların bu konuda burnunu havaya kaldıran önemli miktarda abazan olduğundan, Türk Kadını bu reddedişi genelde acımasızca yapar. Fakat gerçek bir erkek, reddedilmenin kadın – erkek ilişkilerinin önemli bir parçası olduğunu kabul etmek zorundadır. Bir kadın ile bir erkek arasında cinsel ilişki olup olmayacağına, kadın karar verir. Bu biyolojik bir gerçektir. Erkeğin biyolojik olarak yapması gereken, kendi kriterlerine uyan kadınların, kendisine işaret gönderenlerine yürümesidir.

Bu arada, reddedilmeyi kabul etmek demek, reddeden hatuna yapışıp, hayırdan anlamayan bir mala dönüşmek demek değildir. Bir erkek, bir kadına kendisini kabul etme şansını bir kere vermeli, hayırı alır almaz o kadını (kendi radara bir daha girmek istediği durumlar hariç) radardan çıkarmalıdır.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Erkek Egemenlik Hiyerarşisi

İnsanlar evrimi genellikle tamamen “doğal seçilim” mekanizması ile düşünse de, türlerin evriminde “cinsel seçilim” de büyük bir öneme sahiptir. Eşeysel seçilim özellikle dişileri acımasız bir şekilde seçici olan insan türünde çok önemli bir yer tutar. Bunun en önemli kanıtı, son zamanlarda oldukça gelişen DNA araştırmaları sayesinde ortaya çıkan şu gerçek : bugüne kadar yaşamış homo sapiens (modern insan) erkeklerinin sadece yüzde 40%ı çocuk yapabilmiş iken bu sayı dişilerde 80% oranında. Bunun anlamı : her iki erkekten biri ortalama olarak 2 çocuk yapmış iken diğer erkek neslini devam ettirememiş. Eğer erkeksen, 2 çocuğun var (farklı kadınlardan olabilir) ya da hiç çocuğun yok.

Burada çalışan önemli mekanizma, kadınların, çocuk yapacakları seçmesi. İnsan türünün en yakın kuzeni olan şempanze (yaklaşık 6 milyon yıl önce ortak atadan ayrıldığımız) dişileri, insan dişilerinin aksine, önüne gelenle çiftleşirler. Tabii ki alfa erkeğin, beta ve omegaları döverek uzaklaştırması sonucu bu çiftleşme genelde alfa şempanzelerle olsa da, burada şempanze dişisinin herhangi bir seçim yapması durumu yoktur.

Peki kadınlar, beraber çocuk yapacakları erkeği nasıl seçerler? Erkek egemenlik hiyerarşisine bakarak. Burası, erkeklerin birbirleri ile rekabet halinde oldukları arenadır. Erkek egemenlik hiyerarşisi arenasında erkekler, bariz dişiler için birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışmazlar. İş, para, statü, egemenlik gibi konularda birbirlerine üstünlük yarışındadırlar.

Olaya Yüzeysel bakarsanız, erkeklerin burada “güç” için birbirleriyle rekabet ettiğini söyleyebilirsiniz. Aslında erkekler bu arenada nüfus ve liderlik için rekabet ederler. Genellikle hiyerarşinin tepesindeki erkekler, diğerleri ile rekabet ederek ve diğerleri tarafından seçilerek oraya çıkarlar. Tamam, bu rekabette zorbalar ve vahşiler olsa da genelde, bu hiyerarşide tepeye doğru çıkartan şey güçten ziyade “topluma katılan değer”dir. Bu şekilde daha fazla değer katan erkekler hiyerarşide yukarı çıkarken, kadınlar bu tepeye çıkan erkekleri eş olarak seçerler.

Şempanzelerden ayrıldığımız 6 milyon yıl boyunca bu hiyerarşinin devam ettiğini düşünün. Bu süre boyunca, erkek egemenlik hiyerarşisinin üstündeki erkekler gelecek nesillere genlerini aktarırken, altındaki erkeklerin genleri gelecek nesillere aktarılmaz. Kısacası, erkek egemenlik hiyerarşisi, kadınlar tarafından harekete geçirilen bir eşeysel seçilim mekanizmasıdır (yani, feministlerin erkek egemen dediği sistemi hayatta tutan şey, kadınların doğasıdır – hadi feministler, bunu da açıklayın).

Erkek Egemenlik Hiyerarşisi
Egemenlik Hiyerarşisi

Bu milyonlarca yıllık süreçte, erkekler sadece erkek egemenlik hiyerarşisine adapte olmakla kalmayıp, bu hiyerarşide yukarı çıkacak dürtülere sahip olmada da önemli miktarda evrim geçirmiştir.

Egemenlik hiyerarşisi sadece primatlarda olan bir durum değil. Hemen hemen tüm sosyal canlılarda mevcut. Bu tür hiyerarşiler, hayvanlar aleminde kısıtlı kaynaklar için bireylerin sürekli birbirleri ile didişerek sürünün varlığını tehlikeye atması yerine, kaynakların hangi sırada paylaşılacağını belirleyerek sürünün istikrarlı olmasını sağlar. Örneğin kurt sürüsü, eşit paylaşılma şansı az olan av için birbirine gireceğine, hiyerarşi sayesinde avı alfa, beta ve omega sırası ile paylaşır.

Ama bu hiyerarşinin en temel dayanağı kaynak paylaşımı değildir. Egemenlik hiyerarşisini sürdüren en önemli mekanizma, dominant bireylerin, daha alttaki bireylerin çiftleşmelerini bastırmalarıdır.

Kıssadan Hisse

Kadınlarla başarılı olmak isteyen bir erkek, erkek egemenlik hiyerarşisindeki yerini yukarıya çekmelidir. Her ne kadar bir erkeğin kendine bakması, temiz ve medeni olması, karşı cinsle ilişkisinde önemli olsa da, erkeğin kadınlarla başarısını belirleyen temel şey, egemenlik hiyerarşisindeki yeridir. Bu nedenle bir erkeğin cinsel pazar değerine en çok etki eden şey, onun statüsüdür.

Bunun anlamı; erkeğin her zaman daha iyi eğitim almayı, kendini sürekli geliştirmeyi, işinde ve eğitiminde hırslı olmayı, çevresinde karar verici ve uygulayıcı olmaya gayret göstermeyi; kız tavlama sanatı öğrenmeye göre daha öncelikli tutmasıdır.

 

Kadınları anlamak : Briffault Kanunu

Bu yazımızda, kadınlar yaptıkları bazı şeyleri neden yaparlar, ya da onlar için yaptığımız bunca şeyden sonra nasıl böyle şeyler yaparlar sorusuna cevap vereceğiz. Kadın davranışının en temel kurallarını konuşacağız. Başlığı kadınları anlamak olarak attık ama aslında kadın davranışını anlamak desek daha doğru.

Kadınlar anlaşılmaz yaratıklardır gibi, kadınların eline anlamsız bir gizem silahı vermeye yönelik saçmalıkları bir kenara bırakalım. Olayı, Robert Briffault adlı romancı bir tarihi şahsiyet, bir matematik kanunu isabeti ile özetlemiş.

Briffault Kanunu :

Bir kadın ile bir erkek arasında birliktelik olup olmayacağına kadın karar verir. Kadın eğer erkek ile birliktelikten bir fayda çıkaramaz ise, o birliktelik gerçekleşmez.

Bu yukarıdaki önermeden iki doğal sonuç çıkaracağım :

1 – Erkek tarafından geçmişte sağlanan fayda, birlikteliğin devam etmesi ya da gelecekte bir birliktelik olması anlamına gelmez (Sonuç 1)

  • Erkeğin gelecekte bir birliktelik için bugün sağladığı fayda, fayda sağlanır sağlanmaz etkinliğini yitirir

2- Gelecekte sağlanması vaadedilen bir faydanın bugün devam eden ya da gelecekte olabilecek birliktelik üzerine etkisi sınırlıdır. Bu etki, fayda ne kadar gelecekte ise o kadar azdır ve kadının bu erkeğe olan güvenine bağlıdır (Sonuç 2)

Hangi kültürel geçmişe sahip olursa olsunlar, bütün kadınlar erkekleri ile sadece onlardan çıkardıkları bir fayda olduğu sürece beraber olurlar. Bu kadın hipergamisinin daha açık bir ifadesidir. Eğer bir kadın sizinle birlikte ise, bu birliktelikten ya şu an bir yarar sağlıyordur, ya da gelecekte yarar sağlayacağına inanmıştır.

Peki bunu bilmek ne demek? Eğer bir kadınla birlikte olacaksanız, ona ne yarar sağladığınızın da farkında olun. Ve bu yararı sağlamayı bıraktığınız anda (isteyerek, ihmalden ya da mecburen), o ilişkinin biteceğini kabul edin. Örneğin, siz cebinizdeki parayı son kuruşuna kadar hanım kızımıza mı harcadınız? Eğer hanım kızımıza daha verecek paranız yoksa, terk edildiğinizde şaşırmayın (Erkek tarafından geçmişte sağlanan fayda, birlikteliğin devam etmesi ya da gelecekte bir birliktelik olması anlamına gelmez).

Erkeklerin sıklıkla yaptığı hatalardan biri, geçmişte kadına sağladıkları faydanın, bugün ve gelecekte ilişkiyi devam ettirecek olduğunu sanmalarıdır. Sadakat, onur, şükran ve görev biz erkeklerin kadınlarda da olduğunu varsaydığımız kavramlar fakat bunlara sahip kadın sayısı son derece azdır. Bu kavramlar erkeklere toplum ve özellikle de kadınlar tarafından aşılanırken, kadınlara başka kavramlar aşılanır. Kadınlar için aslolan kendileri ve biyolojik çocukları için iyi olandır … Nokta! O nedenle hayatınızdaki kadından siz düşünce size destek olmasını beklemeyin. Kadınların en derinden gelen dürtüleri, düşen erkeği terk etmektir. Sizin neyiniz varsa, bu aynı zamanda onun da malıdır ama bir kadının sahip oldukları önce kendine, sonra çocuklarına, sonra ana-babasına, kardeşlerine ve en sonunda da akrabalarına aittir. Bu biyolojik birşey, doğanın kanunu : doğasına göre davranan bir kadına öfkelenmek ve “orospu” yaftası yapıştırmak yerine, bunun doğa kanunu olduğunu idrak edin ve yolunuza devam edin.

Erkekler kadınları severler ama kadınlar, erkeklerin aşk dediği şeye sahip olacak kapasiteye sahip değillerdir. Erkek kadına aşık olur, kadınlar ise erkekten sağlayacağı faydaya (yani biraderler, kadınlar aşık olmazlar). Erkekler kadınları, ülkeleri, silah arkadaşları ve aileleri için ölmeye hazır iken kaç kadın bu tür fedakarlıklara aşinadır? Erkekler genelde ailelerini, kadınları hayatlarını cehenneme çevirse de büyük bir görev aşkı ile desteklemeye devam ederler. Kadınlar ise eğer fırsat bulurlarsa, ilk çıkıştan kaçarlar genelde.

Kadınlar için yaptığınız her şey, zaten yapmanız gereken ve lafı edilmeyecek birşeydir. Tüm faturalarını ödedikleri, içinde oturacak güvenli bir ev sağladıkları karılarından “benim için ne yaptın ki?” lafını duyan o kadar çok erkek var ki (Erkek tarafından geçmişte sağlanan fayda, birlikteliğin devam etmesi ya da gelecekte bir birliktelik olması anlamına gelmez). Bu konuda kadınlar o kadar kördür ki, bu tür faydaların ellerinden alınabileceğinin farkına, erkek çekip gidene kadar varmazlar.

Kocama artık bana yetmediğini nasıl söyleyebilirim

Bugün Ekşi Sözlükte biri quara.com’da çıkan “How do I tell my husband that he is no longer good enough for me?” sorusunu kocama artık bana yetmediğini nasıl söyleyebilirim başlığına taşımış. Soruyu soran kadın, spor yapıp daha iyi bir bedene sahip olup terfi aldıktan sonra, kocasından daha iyi görünen, daha iyi arabalara binen, onunkinden daha büyük evlere sahip olan erkeklerden ilgi görmeye başlayınca sormuş bu soruyu.

Kadının bu sorusu haklı olarak hipergami‘ye örnek gösterilmiş ama haksız olarak çokça yerilmiş ve kadına bir sürü klasik orospu yaftası yakıştırılmış.

Sonuçta bir kadının kocasının cinsel pazar değeri kendi CPDsinin altına düşünce ya da kadın öyle olduğunu düşündüğünde, onu boynuzlaması, terk etmesi ya da ona hayatı zehir etmesi hiç görülmemiş ya da çok şaşırılacak bir durum değil. Fakat burada benim aklıma takılan soru kadının kendi cinsel pazar değeri konusunda ne kadar gerçekçi olduğu.

Şimdi bir kere, kariyer basamağı tırmanınca, erkeklerin ilgisinin artacağını sanmak klasik feminist palavrasıdır. Erkekler, kadınların kariyerine çok az değer verirler:

Kadınlarda CPD ise sadece kadının fiziksel güzelliği, fiziksel olarak formda oluşu ve yaşı tarafından belirlenir. Yani erkeklerin cinsel arzusu kadının eğitimi, kariyeri, kişiliği ve geliri gibi değerlerden çok az etkilenir. Her ne kadar feminizm tarafından beyni yıkanmış beta aksini iddia etse de, evrimce şekilenen, DNA bazlı temel içgüdülerin geçerli olduğu cinsel dünyada durum bundan ibarettir. (cinsel pazar değeri)

Burada çok muhtemelen kadına olan ilgide artış sadece fiziksel formundaki artıştan kaynaklanıyor.

İkincisi, bu tamamen spekülatif ama, modern ve kariyer sahibi kadınların evlilik yaş ortalamasına göre, bu soruyu soran kadının yaşı muhtemelen 30a yakın ya da üstünde. Yine maalesef feminist palavraları yüzünden artık modern kadının, kadın cinsel pazar değeri ile ilgili yanılgı, burada devrede olabilir.

Aşağıdaki grafik, feminizme göre cinsel pazar değeri. Bu grafiğin, doğal ve gerçekçi hali için cinsel pazar değeri yazımıza bakabilirsiniz.

Feminizme göre kadın cinsel pazar değeri. Evet, ne kadar saçma gelse de 20 yaşında bir kadın ile 45 yaşında bir kadının aynı değerde olacağını sanacak kadar kör bir propoganda var burada.

Yani burada soruyu soran kadın, aslında hızla duvara toslamak üzere inişte iken, feminist, girl power zırvaları ile bunun farkında olmayabilir. Bu durumda, kocasını bu arttığını düşündüğü ilgi sebebi ile terk ederse, kendisini de bir ihtimal mutsuz edebilir. Bir ihtimal diyoruz, zira bunun kocası muhtemelen su katılmamış bir beta ve bu kadın eğer kendi arttığını düşündüğü CPDsi ile maceraya atılıp, havasını alsa bile, eğer kendisine dönerse bu kadını kabul edebilir.

 

Jordan Peterson – Kadınlar ne ister

Aşağıdaki videoda Psikoloji Profesörü Dr. Jordan B. Peterson zararsız (efendi) erkek ile tehlikeli (piç) ama medeni erkek arasındaki farkı, kadınların hangisini daha çekici bulduğunu anlatıyor.

Profesör konuşmanın başında modern toplumlarda erkeklerle ilgili en zararlı beklentiye dikkat çekiyor : modern erkekten en çok beklenen meziyetin “zararsızlık” olması. Bu absürb zira profesörün apaçık belirttiği gibi “kadınlar efendi, temiz kalpli ve “zararsız” erkeklerden tiksinir”.

Profesör Peterson kadınlar ne ister sorusuna şöyle cevap veriyor : “kadınlar, vahşi, tehlikeli ama adam edilmiş /medeni erkekleri arzularlar ve bu erkeği kendilerinin evcilleştirdikleri fantazisini kururlar.” Bu klişe, profesöre göre “Güzel ve Çirkin” hikayesinde hayat bulmuş bir klişe.

Profesör Peterson buna kanıt olarak Google mühendisleri tarafından kaleme alınan “A Billion Wicked Thoughts” kitabından bir örnek veriyor. Google mühendisleri kadınların pronografi aramalarını araştırmışlar. Erkeklerin pornografide neyden uyarıldıkları az çok belli, görsel şeyler. İki çember, bir üçgen şekli bile erkeği uyarabiliyor neredeyse Kadınlar ise görselden çok, sözel uyaranlarla tahrik oluyorlar (oyunun önemi).

Google mühendisleri sonuçta kadınların genel pornografi fantazisinin “bir kadın tarafından adam edilen ve ilişkiye ikna edilen vahşi, başkalarının arzu ve isteklerini önemsemeyen ama başkalarının arzuladığı (statü sahibi) erkek” olduğunu buluyorlar. Kadınların en arzulanan erkekler için aradıkları en büyük 5 kategoris ise şunlar :

1 – Vampir

2 – Kurtadam

3 – Milyarder

4 – Cerrah

5 – Korsan

Jordan Peterson’un Türkçe alt yazılı diğer videolarını Erkek Adam Youtube kanalında bulabilirsiniz.

Jordan Peterson Türkçe Kitap

Hipergami nedir?

Kadınların cinsel stratejisini en iyi açıklayan kavram olan hipergami, aynı zamanda kadınlarla başarılı olmak isteyen bir erkeğin öğrenmesi gereken en önemli mekanizmalardan biri. Fakat nedir bu sıkça kullanılan kelimenin anlamı? Bugün bu yazıda, hipergami nedir sorusunu yanıtlayacağız.

Hipergami kelimesi klasik ve dar anlamıyla sosyolojide kendinden daha üst sınıfta veya seviyede biri ile evlenmek anlamında kullanılıyor. Evrensel olarak heteroseksüel birlikteliklerde kadınların kendi sosyo-ekonomik seviyelerinden ve kendi kendilerine biçtikleri cinsel pazar değerinden yukarda ya da en azından eşit erkeklerle birlikte olmayı seçmeleri demek hipergami. Fakat, konsept bu dar çerçeveden daha geniş bir seksüel strateji aslında. Evlilik sadece bunun bir yansıması.

Hipergami, durağan birşey değil. Örneğin ilişkinin başında kadın erkeğe eşit ya da daha yukarda bir değer biçerek birlikteliğe başladı ise de, eğer erkeğin hipergami değeri kadının altına düşerse (örneğin işini kaybederek), kadının erkekle ilişki isteği aynı hızda düşüşe geçer.

Yukarıdaki paragraftan hipergami‘nin şu pratik tanımına çıkalım :

“Hipergami, insan dişisinin şu an beraber olduğu erkeği, daha yüksek statülü bir erkekle birlikte olma (yani daha iyi genetik materyale sahip olan çocuk yapma) imkanı ortaya çıktığında, şu anki erkeği ile arasındaki ilişkiye yaptığı yatırım ne olursa olsun onu  daha yüksek statülü erkek için bırakmasına (geçici de olsa) iten güçlü bilinç altı dürtüsüdür.”

Hipergami kavramını bir erkeğin bilmesi çok önemlidir. Zira bu kavrama göre bir erkek, kendi ilişki materyali olabilecek kadın havuzunu yüksek tutmak istiyorsa, statü olarak yukarı çıkması gerektiğinin farkına varmalıdır. Ve burayı korumasının önemini. Bu kavramı bilmenin bir diğer önemi de erkeğin elindeki hatunu elde tutması ile ilgili. Hipergami nedeniyle bir erkek, kadınının ilgisini ayakta tutmak için statü olarak yukarda kalmalı, eğer statüsünü sarsan bir durum varsa da bunu kadınıyla paylaşmamalı. Evet, bir erkek derdini, zayıflıklarını, korkularını, vs … kadını ile paylaşmamalı. Bilinç üstünde kadınlar her ne kadar modaya uyup “duygularını gösterebilen” erkek istediklerini söyleseler de, böyle erkekleri hayatlarından hızla atma eğilimindedirler.

Hipergami, sadece kadınların değil, erkeklerin psikolojisini de etkiler. Bu mekanizma, erkek ve kadının psikolojisine milyonlarca yıllık evrim ile işlenmiş güçlü bir mekanizmadır ve hatta çok büyük ihtimalle, şempanzelerden bu kadar farklılaşmamızın itici motorudur. Zira şempanze dişilerinin aksine, insan dişileri kiminle çiftleşeceğini seçer ve bu konuda da fevkalade acımasızdır (şempanzelerde alfanın daha çok çocuk yapmasının tek mekanizması, betaları dövüp kovalamasıdır). İnsan erkekleri de bu mekanizmanın öbür ucunda, daha fazla dişiyi etkileyebilmek için sürekli statü arttırma gayretindedir. Bu gayret, homo sapiensi diğerlerinden ayıran en önemli itkilerden biridir. Bu gayret ile erkek egemenlik hiyerarşileri ortaya çıkar.

Burada statü sadece para değil, bir erkeğin bölgesindeki diğer erkekler arasındaki dominant statüsü ile de alakalıdır. Bu prikolojik üstünlük aslında paradan da önemlidir ve aslında tipsiz ve meteliksiz erkeklerin, güzel kadınları çekebilmesindeki temel nedendir. Bu nedenle erkek işinde veya sosyal statüsünde ne kadar sarsılırsa sarsılsın, eğer bu sorunlarını kendine saklar ve kadınına yansıtmazsa, kadını ile ilişkisi de büyük ihtimalle hemen sarsılmayacaktır.

Hipergamiyi en kestirme olarak “Alfa Siker, Beta Öder” diye açıklayabiliriz. Burada belirtilmek istenen, kadınların dual bir cinsel stratejisi olduğu ve partnerlerinde hem genetik olarak güç, hem de kendilerine ve çocuklarına bakabilecek miktarda kaynak aradıklarını belirtir. Peki neden alfa siker, beta öder? Zira genetik ve finansal güç çoğunlukla tek kişide bulunmaz. Bu nedenle kadınlar genetik güç göstermeyen bir beta ile evlense bile, cinsel arzusu alfaya yönelik olacaktır ve zavallı betamız, betalığında aşmış bir mertebeye ulaşırsa, boynuzu yiyecektir.

Eğer toplumsal tek-eşli aile yapısı olmasa, kadınların temel dürtüsü, erkeklerin sadece 20%sini oluşturan tepe zümresine yönelmektir. Alfa Siker, Beta Öder yazımızda bu konuya değindik.

Ayrıca bakınız Hipergami üzerine birkaç not.

Tomassi’nin Demirden Kanunları

Tomassi’nin 1 Numaralı Demirden Kanunu

Çerçeve” her şeydir. Her an, bilinç altında kimin çerçevesi içinde olduğunun farkında ol. Çerçeveyi hep kontrol et ama kontrolün sende olduğunu asla farkettirme.

Çerçeve, bir kişinin “gerçekliği”dir : bir kişinin duruşu, hayata bakışı, idealleri, inançları, değerleri ve beklentileri gibi öğelerin toplamıdır. Bir kişinin kendi çerçevesini kontrol etmesi demek, başkalarının çerçevelerinin kontrolü altına girmemesi demektir. Kendi çerçeveni, başkaları için eğip, bükmemektir.

Kadın – erkek ilişkilerinde kural şudur : ilişki içinde iken ya kendi çerçevendesindir ya da kadının çerçevesindesindir. Birçok modern evlilikte veya uzun süreli ilişkide erkek maalesef kadının çerçevesine çekilmiş vaziyettedir. En basit aktivitelere katılmak için karıcıklarından izin almaları gereken köcişler, kadının çerçevesine hapsolmuş erkeklerdir.

Kadının erkeği kendi çerçevesine çekme dürtüsü, istekten ziyade bir testtir. Erkeğin bu çerçeveye girmesi ise kadını mutlu değil, mutsuz eder. Kadının çerçevesine giren bir erkek, aldatılma tehlikesi ile karşı karşıya kalır zira, kadın kendi çerçevesini (karısı için bile) bozmayacak bir erkek arar ve eğer bu erkek kocası değil ise, bu erkeği başka erkeklerde arar.

Herhangi bir uzun süreli ve tek eşli ilişkiye girmeden önce, erkek kendi çerçevesini beraber olmanın ön şartı olarak koymalıdır. Her ne kadar çerçeve ara ara erkekten, kadına geçecek olsa da, ilişkinin genel teması erkek tarafından kurulup, şekle sokulmalıdır. En entellektüel kadınlar bile, “doğru adam”ın çerçevesine girmeyi arzularlar. Buna karşı yüzeyde ciddi şekilde karşı koysalar da, onları da mutlu edecek tek ilişki şekli budur.

İlişkiyi, bir kadının yönetmesine ve domine etmesine asla izin vermeyin. Eğer bir kadın sizin çerçevenize girmiyorsa, o kadınla uzun süreli ilişkiden veba gibi kaçın. Eğer eskiden beta iken uyanmaya başladıysanız, kadınınızı kendi çerçevenize çekin. Çekemiyorsanız, terkedin.

Tomassi’nin 2 Numaralı Demirden Kanunu
HİÇBİR ZAMAN, ama hiçbir zaman, şimdiki sevgiline / karına, doğru ya da yanlış kaç kadınla yattığını söyleme ya da cinsel tecrübelerinin ayrıntılarını anlatma.

En büyük beta moronu hatalarından birine geldik. Bu “geçmiş tecrübeler” sorusuna direk cevap vermek (gerçek ya da yalan), bu soruyu soran özgüveni az kadında büyük duygu patlamaları yaratmak demektir. Bu soruda topu her zaman taca atın :

Kadın : Benden önce ne kadar kadınla beraber oldun?
Erkek : Sen benim ilkimsin.
Kadın : Yaaa, soruma doğru-dürüst cevap ver! Benden önce ne kadar kadınla beraber oldun?
Erkek : Bu gece, senle buluşmadan önce mi?
Kadın : Hadiii, benden önce ne kadar kadınla beraber oldun, söylesene?
Erkek : Hımm, 50’den sonra saymayı bıraktım ….

Tomassi’nin 3 Numaralı Demirden Kanunu

Seninle seks yapmayı erteleyen, ya da seninle seks yapmayı ertelediğini ima eden kadınla seks yapmak HİÇBİR ZAMAN beklemeye değmez ( bir fahişeyle yatmak daha iyi bir alternatiftir).

Bir kadın seni seks için bekletiyorsa, sen o kadının ilk önceliği değilsindir. Seks, kadın – erkek arasında birden alevlenen kimyasal bir reaksiyondur, pazarlıkla alınan ve verilen birşey değildir. Önce seks, sonra ilişki olmalıdır. Bunun tersi olmaz. Seninle seks yapmak isteyen bir kadın, bir yolunu bulup seninle seks yapar. Ülkenin bir ucundan bir ucuna uçması, tel örgülerin altından sürünmesi, senin odana tırmanması gerekse bile gelir ve seninle seks yapar, karın geldiğinde dolapta sessizce uygun bir anda sıvışmayı bekler. Sana biraz zamana ihtiyacı olduğunu, ancak biraz ısındıktan sonra seninle seks yapabileceğini söyleyen kız, doğru zaman, doğru mekan ve doğru alfayla karşılaştığında, o alfaya daha tanıştığı saatte verir.

Tomassi’nin 4 Numaralı Demirden Kanunu

Evli olmadığın ya da 6 ay içinde evlenmeyi planlamadığın bir kadınla ASLA aynı evde yaşama.

Şimdi bu beraber yaşama karşı olmamız ahlaki değil, pragmatik bir durum. Beraber yaşamak demek, sizi erkek yapan özgürlüğünüzü kaybetmeniz demek. Tabak çevirememeniz demek. Yani opsiyonsuz kalmanız ve kadının avucunun içinde olmanız demek. Kadının düşgücünü ve seks performansını ateşleyen bilinmezlik, rekabet stresi, gizem gibi unsurları pencereden dışarı atmanız demek (evet bu hata genelde daha az seks olarak geri dönecektir). Evlilikde tamam da, evlenmeden neden bu duruma düşesiniz.

Tabak çeviremeyeceğinizi söylemiş miydik?

Tomassi’nin 5 Numaralı Demirden Kanunu
Doğum kontrolünü ASLA bir kadının eline bırakma.

Kadınların kullanabileceği 41 çeşit doğum kontrol yöntemi varken erkeklerin kullanabileceği sadece 2 yöntem var : vazektomi (sperm yollarının “kesilerek” ve hatta “alınarak” geri dönüşümsüz olarak kısırlaştırılması yöntemi) ve prezervatif – sizin kadının tercihine karşı elinizdeki tek silah, pratik olarak prezervatif.

Bir kadının bir erkeği hayat boyu kendine bağlaması ile aranızdaki tek engel ince latex zar. Her zaman korunun. Karısı ve kız arkadaşı doğum kontrol hapı kullandığı için korunmasız rahat rahat seks yapan ve sonra da bir şekilde hap çalışmadığı için çift çubuğu eline alan o kadar çok erkek var ki! (Tyler’ın notu : benim şahsen 2 kere doğum kontrol hapı çalışmadığı (!) için uzatmalı kız arkadaşından 3 çocuğu olan tanıdığım bile var! ). Burada çalışmayan tek şey doğum kontrolünü partnerlerinin insiyatifine bırakan bu arkadaşların kafası.

Kazara hamilelik, kadınların – özellikle uzun süreli ilişki içinde bulunan kadınların – “şu işin adını koymak” için kullandıkları önemli bir yöntem. Özellikle de erkeğin pek de evlenmeye niyeti olmadan takıldığı kadınlar için. Bunlardan bazılarına biz “profesyonel anne” diyoruz. Profesyonel anneler, kendi geleceğini garantiye almak için hamile kalan ve erkeğe çocuğuna bakarken kendisine de baktıran kadınlar.

Siz siz olun, “ay ben öyle zevk alamıyorum çıkar şu meredi” diyen hatuna aldırmayın, şapkayı takın. İçeri değil, şapkaya boşalın ve şapkayı çöpe değil, tuvalete atın. Üstüne de sifonu çekin. (Tyler’ın notu : Tyler bu öğüdü ilk verdiğinde kendisine paranoyak muamelesi çeken daha genç bir arkadaş, daha sonra kız arkadaşını kürtaja ikna etmek için bir ton dil dökmüştü).

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ama yine de söyleyeceğim : kazara hamilelik çok nadir bir olay. Özellikle bu hamilelik doğum kontrol hapı kullanan bir kadının başına geliyorsa. Çocuk yapmayı hedefleyerek çocuk yapan her erkeğin bileceği gibi hamilelik öyle kolay birşey değil.

Tomassi’nin 6 Numaralı Demirden Kanunu

Erkekler, aşkın aşk olarak yeterli olduğuna inanır. Kadınlar ise aşk konusunda fırsatçıdır.

Bunu şöyle de söyleyebiliriz : Erkekler bir kadına aşık olurlar, kadınlar ise bir erkeğe değil, ondan sağlayabilecekleri faydaya aşık olurlar.

Hatta bunu şöyle daha iyi söyleyebiliriz : Bir kadının bir erkeği, bir erkeğin bir kadın tarafından sevilmek istediği şekilde sevebilecek kabiliyeti yoktur. Sadece kadınlarımız değil, kız kardeşlerimiz, annelerimiz ve kızarkadaşlarımız da bu tür bir aşk kavramına sahip değildir.

“Erkekler realist gibi davranan romantiklerdir, kadınlar ise romantik gibi davranan realistler”
Maalesef, durum bu. Bunu ne kadar erken kabul ederseniz, sizin için o kadar hayırlı.

Tomassi’nin 7 Numaralı Demirden Kanunu
Yeni bir ilişki kurmak için zaman harcamak, eski ve bitmiş bir ilişkiyi yeniden canlandırmak için çaba harcamaktan her zaman çok daha iyidir. Çöp, çöp kutusuna atıldıktan sonra ASLA çöp kutusunu karıştırıp onu ordan çıkarmaya uğraşma. Üstün başın kirlenecek, insanlar bunu yaptığını görecek ve sen ne kadar “buna değer” desen de, buna zerre kadar değmeyecek.

Tomassi’nin 8 Numaralı Demirden Kanunu

Bir kadının seninle niye yatmayacağını anlamasını HER ZAMAN kadına bırak, asla bunu onun için yapma.

Feminen zorunluluğu toplumun zorunluluğu olarak varetmenin ana mekanizmalarından biri de kadını cinsel seçilimin baş aktörü olarak tutmaktır. Kadının temel cinsel stratejisi, kendi genetik materyalinin bulabildiği en optimum erkeği bulmaktır.

Tomassi’nin 9 Numaralı Demirden Kanunu

Kendini ASLA küçültme, bir kadına güçsüz, kırılgan olduğunu ima edecek bir söz söyleme. Bu kendi tetiklediğin bir felaket ve tam anlamıyla senin onun için ödül olma mantığının karşıtı. Bir kez kendini aşağıya doğru ittiğinde bunun geri dönüşü yok.

Bu konuyu açalım. Burda anlatmaya çalıştığımız kadının acıma duygusuna oynamak. Büyük hata. Çekiciliği acıma duygusundan daha hızlı öldüren çok az şey vardır.

Şöyle bir örnek verelim. Oğlumuz (maalesef) bu mesajı yürüdüğü kıza yazmış :

Konu : Denyoluk ettim, bağışla.

Aslında bu gece seni arayıp konuşmayı planlıyordum ama yeni evime daha bugün taşındım ve zamanın nasıl geçtiğini farketmemişim. Şimdi gece yarısı ve neyse senle en son konuştuğumuzda tam bir enayilik ettim. Bana söylediklerini düşündüm ve evet son zamanlarda biraz bayık olduğumu kabul ediyorum. İlk birkaç buluşmamızı düşündüm de, ne kadar sıkıcı olduğumu farkettim. Olduğumdan daha olgun görünerek seni çok fazla etkilemeye çalıştım (yanlış kelime seçimi, işin aslı ne yaptığımı bilmiyordum) ve kendim gibi davranmadım. Bu konuda içimi dökmem gerektiğini düşündüm ki yeniden eğlenmeye başlayabileyim. Son haftalardaki uyuşukluğumun sebebi de bu.

Umarım tekrar çıkmaya başlarız zira seninle çok iyi vakit geçirdim. Ama söz veriyorum, bir dahaki sefere içip, eğleneceğiz ve ben sıkıcı olmayacağım. Söz veriyorum bir daha öyle yumuşak mesajlar atmayacağım. Biri bana böyle mesajlar attığında nasıl iğrendiğimi biliyorum, kim bilir ne kadar kafasız olduğumu düşündün.

Bu mesajı kızımızla olayı sadece 3 buluşmada sıçan oğlumuzdan. Bu mesaj biraz abartı olsa da, bir kadınla sıçtığını anlayan ve son çare olarak kadının “biliyorum, seni anlıyorum” duygularına oynamaya çalışan (yani sıvayan) erkeğe iyi bir örnek. Kızımızın “her insan hata yapar” demesini ve ona bir şans daha vermesini uman bir erkek.

Ortamda maalesef bu şekilde dürüst olmanın ve zayıflıklarını, kırılganlıklarını açıkça ve dürüstçe göstermenin bir ilişkiyi güçlendirecek birşey olduğunu söyleyen azımsanamayacak kadar “beta oyunu” propogandası var. Bu oyunu oynamaya çalışan sokaktaki betanın kafasında senaryo şu : “Bak, ben seni üzebilecek piç erkeklerden değilim, duyarlı bir erkeğim, lütfen sev beni.”

Bu konudaki podcastımız.

Feromonal Beta ya da Mastürbasyonun Zararları

1998 yapımı Ah Mary Vah Mary (There’s Something About Mary) filmini izlediyseniz, artık klasikleşmiş olan “saç jölesi” sahnesini hatırlarsınız. Esas oğlan Ted, esas kız Mary ile buluşacaktır ama çok heyecanlıdır. Ted’in arkadaşı Dom, Ted’e şöyle tavsiye eder :

Dom : “Önemli bir randevudan önce tavuğu boğuyorsun değil mi? Lütfen bana önemli bir randevudan önce çavuşu tokatladığını söyle … (Ted anlamayınca), Aman Tanrım, bana bir kızla buluşmadan otuzbir çekmediğini söyleme! Sen deli misin? Dolu bir silahla buluşmaya gidersen tabii ki aşırı heyecanlanırsın. Ah benim arkadaşım, otur, otur şöyle … Bir kızla seks yaptıktan sonra, yatakta yatarken, hiç heyecan kalıyor mu? Kalmıyor, neden?”

Ted : “Çünkü yorulmuş oluyorum …”

Dom : “Yanlış! Bebek yapma olayı beyninden çıkıp gittiği için. Bak o düşünceler ordayken kafanı sikecek. Bir erkeğin hayatındaki en samimi anlar, yükünü boşalttıktan sonraki dakikalardır. Çünkü yükünü boşalttıktan sonra artık kafan seks yapmakta olmuyor … Bir kız gibi düşünmeye başlıyorsun ve kızlar bunu çok severler”

Filmi görmemiş olsanız bile, burada Dom’un bahsettiği beta oyununu görebiliyorsunuz değil mi? Dom maalesef feci şekilde yanılıyor. Kadınlar, kendileri gibi düşünen efemineleri değil, dolu silahları severler.

“Oyunu” cinsellikten arındırmak, beta erkeklerin yaptığı en temel hatalardan biri. Bir erkeğin cinsel isteğinin onun cinsel birleşme şansını azaltacağı varsayımı, maalesef oldukça yaygın bir saçmalık. Fakat bu saçmalık, beta erkekler tarafından çokça satın alınıyor. Sonra da bu erkekler, “arkadaş kalalım” çıkmaz sokağına vardıklarında, nerde hata yaptıklarını merak edip duruyorlar 🙂

Dr. Martie Hasselton tarafından yapılan bir dizi endorfin (mutluluk hormonu) ve hormon profili temalı deneyler, bu yukardaki hurafeyi çöpe atacak nitelikte. Dr. Hasselton, sağlıklı ve yetişkin bireylerin kanındaki endorfin ve diğer hormon oranlarını, flörtün değişik aşamalarında (flört, seks öncesi, seks sonrası, vs.) ölçüyor.

Erkeklerin potansiyel seks partnerlerini değerlendirirken, hormonların beyinlerinde oynadığı oyunlar oldukça çapıcı. Sağlıklı testosteron (erkeklik hormonu) seviyesi, erkeğin kadını resmen seks objesi olarak görmesine neden oluyor ve erkek beyninde düşünsel problem çözme merkezlerini simule ediyor! Testosteron, orgazm sonrası salgılanan oksitosin adlı bir hormon tarafından bastırılıyor. Testosteron cinsel güdü ve ısrarcılık / saldırganlık ile ilgili iken, oksitosin hormonu terbiye, güven ve rahatlık getiren br kimyasal. Oksitosin’in seks ve doğum sonrası kadında erkeğe nazaran duygusal bağlanma konusunda daha önemli rol oynayan bir hormon. Erkeklerde oksitosin daha çok seks sonrası testosteron ve dopamin seviyelerini düşürme işi gören bir hormon.

Seks sonrası vücut, seks öncesi ve sırasında doruğa çıkan endofrin ve dopamin hormonlarını dengelemek için kana yüklü miktarda oksitosin salıyor. Bu hormon erkeği hem cinsel olarak sakinleştiriyor hem de erkekte rahatlama ve güven hissi yaratıyor. Seksten sonra bir süre pestil gibi yatmanızın sebebi bu hormon. Evrimsel olarak da oksitosin hormonu, erkeğin hala kalkık olan penisini, yeni içeri boşalttığı spermlerle beraber dışarı çekmek yerine içerde kalmaya iterek, hamilelik şansını arttırıyor. Hormon ek olarak da, erkek ile dişi arasında bağ kurmak gibi de bir işleve sahip.

Yüksek testosteron seviyesi, erkeğin çekiciliğini arttırdığına dair birçok çalışma var. Örneğin, Abertay Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, düşük stres ve yüksek testosteron, erkeği kadınlar gözünde daha çekici kılıyor. Kadınlar erkeğin testosteron seviyelerini sadece bu hormonların dış görünüşe etkisi ile değil (örneğin testosteron seviyesinin getirdiği erkeksi hatlar, kaslı vücut ve derin – kalın ses) feromonlar sayesinde algılayabiliyorlar.

Feromon, aynı türün üyeleri arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal maddelere verilen bir isim ve Eski Yunanca “hormon taşıyan” anlamına geliyor. İnsan feromonları daha çok cinsel davranışları kontrol ediyorlar ve herhangi bir kokuya sahip olmamalarına rağmen burnun içinde bulunan ve “vomeronazal organ” olarak bilinen bir reseptör sayesinde algılanabiliyorlar. Feromonların, iki insanın “kimyasal” uyumununda nasıl önemli olduğunu Terli T-Shirt Deneyi yazımızda görebilirsiniz.

Biyo-mekanik pespektiften baktığınızda, düzenli masturbasyon yapan bir erkek, pratik olarak çevresine “ben bir feromonal beta erkeğim” mesajı yayar. Ve kadınlar bu feromon yayınını yakalayıp, kaydedecek bilinç altı mekanizmalarına sahiptir, hiç kuşkunuz olmasın. Daha yüksek testosteron seviyesine sahip olan ve bu seviyeyi koruyan erkekler, “çekicilik”lerini sadece davranışsal olarak değil, “koku” olarak da kadının bilinç altına işleyecektir.

Eğer testosteron seviyeniz kronik olarak düşük ise ve/veya sürekli oksitosinin rahatlatıcı etkisine maruz kalıyorsanız (sürekli mastürbasyon yapıyorsanız), kendinizi cinsel olarak oldukça avantajsız bir konuma koyuyorsunuz. Evrimsel açıdan bakarsanız, tarih öncesi avcı-toplayıcı toplumlardaki beta erkekler (genetik ve karakter olarak altta olan erkekler), seks yapmak için alfa erkekler kadar kadın bulamayacaklarından muhtemelen çok fazla mastürbasyon yapıyorlardı. Bu durumda, kadınların mastürbasyon sebebiyle salınan hormonları algılayarak bu beta erkeklerden uzak durmayı (elektrik alamamayı) sağlayan mekanizmalar geliştirmiş olmaları çok şaşırtıcı değil.

Kısacası mastürbasyonun en önemli zararı, erkeği hormonal olarak “ben betayım” diye fişlemesi. Ne kadar düzenli ve çok sayıda mastürbasyon yapıyorsanız, o kadar “daha az çekici” olursunuz ve gerçek cinsel deneyime ulaşmanız da o kadar zorlaşır.

Freud’un dediği gibi “her enerji cinsel” ise ve cinsel enerjiyi testosteron sayesinde erkekler çok daha yoğun üretiyorlarsa, erkeklerin bu enerjiyi kadınlara yöneltmedikleri zaman imparatorluklar kurmaya, yollar yapmaya, kurdukları gibi yıkmaya da yönlendirmeleri şaşırtıcı değil. Mastürbasyon bu enerjiyi bastıran birşey.

Ve Ted’in arkadaşı Dom’a inanıp da buluşmadan önce mastürbasyon yaparsanız, kendi bindiğiniz dalı kesersiniz 🙂 Kadınlar, cinsel isteklerini geri plana atarak daha duyarlı ve güvenli (korkak) oyun oynayan erkekleri genelde itici bulur. Bir kadının bir erkekle yatması için kendini rahat hissetmesi gerektiği miti ile kendi cinsel isteklerini geri plana atan bir beta, “önce arkadaş olalım” adlı, hemen her zaman kaybetmeye mahkum bir strateji izler. Fakat rahatlık ve güven, orgazm sonrası duygular, öncesi değil. Stres, uyarılma ve cinsel ihtiyaç ise orgazm öncesi.

Ayrıca bakınız : Pornoyu Bırakmanın Çok Kolay Yolu

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.