Saha Raporu – Kütüphanede açılış

Az sonra okuyacağınız saha raporu, koronavirüsün Türkiye’de peydah olmasından hemen önce yaşandı. Şubat 2020 sonları olması lazım. Mart ayından sonra yaşanacakları tahmin edebilseydik, peygamberliğimizi ilan ederdik. Vaziyetten pek haberimiz yok. Neşeliyiz, coşkuluyuz ama biraz da telaşlıyız. Spor Bilimleri öğrencisi olduğumdan anatomi gibi ezber gerektiren dersler alıyorduk ve kafamız da başka yerlerde olduğundan zorlanıyorduk. Vaktimizin çoğunu kütüphanelerde geçirmeye başladık; haliyle açılış maçılış peşinde değildik. Aklı fikri Bitcoin, sanal para gibi şeylerde olan bir arkadaşımız vardı, PUA işleriyle en çok o ilgilenirdi. Diğer arkadaşın da başka sıkıntıları vardı. Kısacası saha raporumun yan karakterleri, karı kız işleriyle uğraşacak durumda değildi. Her neyse, fazla uzatmadan raha raporuna geçelim.

Öğle yemeği için kampüse gittik, karnımızı bir güzel doyurduk. Kütüphaneye gidelim de ders çalışalım, yoksa anatomi belamızı okuyacak havasındaydık. Yanımızdaki kızlar kütüphaneye gitmek istemeyince üç erkek kalakaldık. Neyse dedik, gece akarız alemlere şimdi işimize bakalım. Kütüphanenin alt katında grup çalışmaları için bir araya gelebildiğiniz bir yer vardır. Orada biraz gürültü patırtı olur. Biz de oturduk, Kalf kaslarının Latince isimlerini falan çalışıyoruz. Ortam sıcak, yok Soleus yok bilmem maximus yok şunun lif tipi derken beynimiz muşmulaya döndü. Ara verdik. Tam o esnada arkamdaki masada bir hareketlilik oldu. Şöyle göz ucuyla döndüm baktım esmer bir hatun masaya katılmış. Önce pek dikkatimi çekmedi, arkamda kalıyor çünkü.

Önümdeki arkadaş kızı süzdü etti, vücudunu beğendi. “Kalçaları küçük ama böylesine daha iyi çakılır” minvalinde bir şey söyledi. Yetiştiği ve girdiği ortamlardan gelen bir rahatlığı vardı.

Diğer arkadaşla “az sessiz ol, kız duyacak” dedik. Sonra döndüm tekrar baktım, şöyle bir kızın vücudunu avcı gözüyle süzdüm. Döndüm arkadaşa “Hacım, bunun her yeri küçük” dedim. “Üflesen kırılacak, şu kollara bak.”

Gerçekten de ufacık tefecik bir şey. Bizim diğer Bitcoinci arkadaş, “El falına bakma bahanesiyle bir yanaşayım kızlara, siz de arkamdan gelirsiniz.” dedi. Biz boşver moşver derken arkadaşı ikna ettik, vazgeçti. Kısmet banaymış tabii, haberim yok. Kızı mızı boşver, kalf kasına dön birader derken kız sandalyeme çarptı, ofladı pufladı. O an dedim tamam, bu iş bende. Benim çantada çikolata vardı, dedim kız pası verdi çikolata ile golü atarım. Çıkardım çantadan çikolatayı, döndüm arkamı uzattım kıza.

“Al abi bi snicker ye” dedim hafif gülümseyerek. Herkes güldü tabii, ortam bi ısındı. Kız “yok diyetteyim ben, tatlı, şeker yemiyorum” minvalinde bir söyledi. Aha dedim, ben Spor Bilimleri öğrencisiyim. Beslenme dedim mi bana soracaksın. Bizim Bitcoinci arkadaş da biliyor işleri tabii, rekabet istiyor.

“Sen biraz fazla kalmışsın diyette.” deyiverdi. Çalı çırpıdan farkın kalmamış, ne olacak bu halin?” Bir anda kızların odağını kendisine kaydırdı. Bir şeyler söylemem gerekiyordu, aklıma geleni pat diye söyleyiverdim.

“Kızın doktoru benim birader, hastayla doktor arasına girme.”

Aslında Bitcoinci eleman orada bir şeyler diyebilirdi ama hafif güldü, mevzuyu çaktı. Kısacası kızı bana bıraktı. Kız tüm vücudunu bana döndürmüştü artık. Suratında aptal bir gülümseme vardı, bunu pasif ilgi işareti olarak attım cebe. “Allah allah, bak sen.” dedi. “Sanki tıp okuyorsun ha!” dedi, orada bana bir shit test atmış oldu.

Tabii arkadaşları da durmadı. Onlardan da bir ton laf geldi. Ben de şöyle bir gevşedim. Vücudumun yarısı kıza dönük, yarısı bizim masaya. Ama kafam olduğu gibi kızın suratına bakıyor. Göz kontağı kuruyorum ama en fazla 3 saniye. 2 saniye başkasıyla göz kontağı kuruyorum, sonra 3 saniye yine kızla. O hafif, alaylı gülümsememi ve gözlerimdeki kısık bakışı koruyorum. Hatta bazen dudaklarımı vesaire yalıyorum. Kızın shit testine verdiğim cevap “O zaman hastan olayım, tedavi et beni.” oldu. Orada açılış ve tanışma kısmını koparmış oldum bence; orada kızla iletişimin kapısı açıldı. Adın ne, memnun oldum, hangi bölüm, hangi hoca vesaire klişe soru cevaplarla tanıştık. Masaları birleştirdik, ben doğal olarak kızın yanına oturmaya yeltendim ama başka bir arkadaşı hemen kapıverdi orayı. Kız evi naz evi meselesi anlayacağınız. Sana kızı kolay vermeyiz diyorlar akıllarınca. Ama kızın ilgisini çekmeyi başarmışım ki kız pasif ilgi işaretleriyle gel beni tavla diyor. Bakışları bende, elleri hiç durmuyor. Ya saçlarında, ya elindeki bileklikte, vücudu hafif bana dönük. Bir ara dudaklarını yaladı. Dedim normaldir yalar, olabilir. Hemen sazan gibi atlama. Ancak vücut dili her şeyi anlatıyor. Hem göz kontağı kuruyor hem de dudaklarını yalıyor. Bilinçsizce yapılan bir flört hareketidir bu.

Masada muhabbeti artırdık ama kıza tam ilgi gösteremiyorum. Rahatlık, vücut dili, muhabbet vesaire tamam ama zamanlama ve bağ kurma konusunda sıkıntı var; kızın yanındaki cadaloz taş koyuyor. Bitcoinci arkadaşı yendik, kızın arkadaşına yeniliyoz. Oğlum malafatı masaya vurman şart dedim kendime. Kütüphanenin çıkışında langırt masası vardır. Millet kahve sigara içer, langırt oynar. Döndüm kıza, “Gel seninle langırt oynayalım.” dedim. Yanındaki arkadaşı “Biz bostan korkuluğu muyuz burada?” deyiverdi.” Şöyle bir benim arkadaşlara bakış attım. Biraz yardımcı olun, wingman falan olun; bu kız kıskançlık krizine girdi yol vermiyor bana. Ama yok, onlar diğer kızlarla bilmem nerenin kahvesi şöyle böyle muhabbeti yapıyor. O an aklıma bir cümle geldi, dedim söyle gitsin. “Langırt oynayabilmek için ehliyetin olması lazım. Var mı senin langırt ehliyetin.”

Kızların “sen ne diyon oğlum” bakışı vardır, bilirsiniz. O bakışla “Langırt ehliyeti ne lan, kıçından uydurma. Hadi diyelim ki öyle bir şey var, arkadaşım X’in (esmer hatun) ehliyeti var mı?”  Haydi, oğlum dedim kendime, bitir şu işi. “Ben langırt federasyonu başkanının çaycısıyım. Ben ehliyetini verdim ona, sen karışma.” O zaman benim esmer hatun da bir shit test atıverdi. Gülerek, “Önce doktorum dedin olmadı, sonra hasta oldun şimdi de çaycı oldun; az kolpacı değilsin sen de hee” dedi. “Ben de her türlü meslek var, sen langırt oynamaya gel anlatırım.” diye yanıt verdim. Benim esmer hatun bayağı güldü buna, pasif ilgi işaretlerinden aktif ilgi işaretlerine geçti. Benim tarafıma geçmeler, bana espriler yapmalar, şakalarıma gülmeler. Biz masada bir süre daha sohbete devam ettik. Ben bazı şakalar, komik sözler söyledim. En sonunda kızla masadan kalktık, langırt oynamaya gittik. Kız tam beceremiyor, ben de yardım bahanesiyle vücuduna dokunuyorum. Orada kino dediğimiz şeyi bolca yaptım. Ama belli belirsiz. Sonradan diğerleri de katıldı, malum iki kişi langırt oynanmaz. Ben kızı yanıma aldım, o kaleci oldu. Öyle oynadık. Dedim oğlum Alduin, açılış ve bağ kurma tamam. Bokunu çıkartma kapanışı yap. Kızın numarasını almaya kararlıyım. “Doktorun olarak söylüyorum,” dedim “durumun kritik. Seni bir ara tedavi etmem lazım numaranı verirsen bir randevu ayarlarım.” Kız bana şimdi hatırlayamadığım hafif argo bir ifadeyle shit test attı. “O zaman hastan olarak söylüyorum, durumum kritik. Beni bir ara tedavi etmen lazım, numaranı verirsen randevu alayım.” dedim.

Olay benim için orada kapandı zaten. Şakalaştık, gülüştük, kız telefon numarasını verdi. Numarayı alır almaz döndüm bizimkilere, dedim hayde gidiyoz ben işimi hallettim. “Akşam kulüp toplantısı olacak, biz kaçıyoruz.” dedik, çıktık okuldan. Tabii kızın numarasını alırken dikkat edersiniz biraz üsteliyorum. Yani ısrar ediyorum. Burada şu önemli; kızın zaten telefon numarasını verme niyeti vardı, bunu bildiğimden üzerine gittim. Eğer niyeti olmasaydı ve tabii ben kızla önce bağ kurmamış olsaydım o ısrar bildiğiniz muhtaçlık göstergesi olurdu. Burada kız flört oyununu oynamak istiyor, numarayı vermek için son kez direncinin kırılmasını istiyor.

Peki, Alduin, sonra ne oldu derseniz. Kızla onlarca kez buluştuk, hem ortak arkadaş ortamında hem de baş başa bir şeyler yedik içtik. Flört ediyorduk aslında ama işi cinselliğe getirmedik. Nedeni korona söylentisinin iyice yayıldığı zamanlara denk gelmesi. Yok devlet hastanesinde korona virüslü varmış, sağlık bakanlığı söylemiyormuş muhabbetleri dönüyor. Okullar da kapanacak gibi. Kız öyle hemen yatağa atılacak ya da tek gecelik olacak biri değildi. Flört ederken kızı tanımaya çalıştım, gözlemledim. Uzun sureli ilişki için bir potansiyeli vardı ama kızlara pek güven olmaz, biliyorsunuz. Bir-iki buluşmadan sonra anladım ki kızın cinsellik yaşamak için partnerine güvenmesi gerekiyor. Zaten ben de kızdan hoşlanmıştım, tam benlikti. Şu flört aşamasını sevgililik aşamasına getirelim, sonra hayır ola dedik. Dedik ama önce korona, sonra YÖK vurdu. Okullar kapandı, ben de kızla kurduğum bağı kaybettim. Bakalım, ne olacak.

Konuk Yazar: Alduin

Yeşim

Şimdi yayında olmayan erkekadam.com sitesinde Boşanan Adam‘ın güzel bir yazısını daha buraya ve 2021’e ışınlayalım.

Mutfakta tek başınaydım, Yeşim de içerde televizyon seyrediyordu. Bezelyeleri tencereye döktüm, üzerine kavrulmuş kıymayı ve salçayı koydum. Tamam! Yeşim’in en sevdiği yemek hazırdı. Artık biraz da kendi yiyeceğime bakabilirdim. Fırına süreceğim ekmeklerin üzerine bol miktarda kaşar, sucuk ve pastırma koyarak harika bir şeyler oluşturuyordum… Ya da en azından bana öyle geliyordu.

Her boşanan erkek bir anda bütün dünyanın kapılarının başka kadınların bacaklarının arasından açılıvereceği inancına kapılır. Uf Anam! Uf!.. Ne biçim çapkınlıklar yapılacak, ne biçim maceralar yaşanacaktır… Kişiye göre değişmekle birlikte, boşanmış adamın hayatı evliykenkinden hep daha hareketli ve çok daha sürprizlerle dolu geçer… Tabii sürprizin her zaman iyi bir anlama gelmediğini öğrenmesi de fazla zaman almaz.

O anda kızımın yemeği pişerken hayal ettiğim Boşanan Adamlık’tan oldukca uzakta, ama istediğim “babalığa” yakın sayılacak bir yerlerdeydim. Açıkcası halimden fazla şikayetçi değildim.

Boşanan Adam’lar içlerindeki başka kadınları tanıma dürtüleriyle babalık iç güdüleri arasında sıkışıp kalırlar. Hatta çocukların accayip üzüleceğine inandıkları için yaşamlarını katolik papazlar kadar “masum” geçirdikleri hissine vermeye gayret edenler bile çıkar… “Bak Yeşim, bu Leyla. Benim sevgilim.”

Gözlerini meraktan iri iri açmış beş yaşındaki küçük kız karşısındaki kadına ilgiyle bakıyordu.

“Şey… Merhaba Yeşim… Nasılsın?”

Genç kadın kendine dikkatle bakan bu küçük rakibi karşısında ne yapacağını biraz şaşırmış, biraz tedirgin. Ortadaki baba ya da sevgili (kimin açısından baktığınıza göre tanım değişiyor (haliyle)) ise haftalarca kafasında evirip çevirip iyice hazırlandığı bir sahneyle karşılaştığı için duruma hakim hissini sonuna kadar vermeye kararlı. Onun bu kararlı halinden güç bulan ve her an küçük bir canavara dönüşecek kız çocuğu ise huzur bulup rahatlamış…

Yeşim her zamanki gibi yemeğini masada almak yerine TV’nin karşısında, bir sehpanın üzerinde yiyiyordu. Ben de salonun öbür ucunda kendi ekmek üzeri kaşar eritmemi keyifle kemiriyordum. Rahmetli babam bu sahneyi görse herhalde bana sıkısından bir fırça kayardı. Akşam yemeği tüm ailenin bir arada olmasını gerektiren törensel nitelikte bir ritüeldi onun anlayışına göre. Yani, işin aslına bakılırsa ben de kızımla aynı masaya keyifle oturup bir şeyler paylaşarak yemek yemeyi isterdim. Ama tek başına yaşayan bir baba olarak, kendi babamın bana verdiği her şeyi kızıma aktarma azminden çok önceleri kurtulmuştum. Kalan boşluğu da babamın bana hiç bir zaman veremedikleriyle doldurmaya karar vermiştim. Bunlar ne miydi? Özür dilerim onları söyleyemem. Hepsi aile sırrı.

Hareketlerini dikkatle incelediğim kızımın, sorunlu, klasik bir boşanmış aile çocuğuna benzer bir hali olduğunu da sanmıyordum. Keyifle bezzelyeleri kemiriyor, ipnotize olmuş gibi ekrandaki iğrenç çizgi filmi izliyordu. Eğer bir eleştiri yapılacaksa söylenebilecek tek kusur, normal bir çocuğa göre biraz şımarık olduğuydu. Ama zamane çocukları için normalin ne olduğu konusunda da zaten tereddüdlerim vardı. Acaba 18. Barbi bebek için yerde tepinmek şımarıklık mıydı? Yoksa normal bir davranış mıydı? Ya da 10 Kasım töreni için öğretmen “çiçek getirin” deyince, “İlla da orkide götüreceğim” diye tutturmak aşırı mıydı? İşte bunları bilemediğim için kızımın da ne kadar şımarmış olduğunu kestiremiyordum. Ama en azından yaşantısından mutlu olduğuna emindim.

Çocuklar ilginç yaratıklardır. Eğer siz onlara dünyadaki tüm kurbağaların kırmızı olduğunu normal bir ifadeyle anlatırsanız ve sokakta gördüğü kurbağalar gerçekten de kırmızı renkliyseler. Bu durumu olabilecek en doğal olaymış gibi kabul ediverirler. Bu yüzden olan durumları çocuğa nasıl anlattığınız ve sonra sizin nasıl davrandığınız çok önemlidir. Çocuklar sizin öğütlerinize kulaklarını kapamak konusunda akıl almaz bir başarı gösterirken, davranışlarınız ve kendi aranızdaki konuşmalarınızla yaydığınız değer yargılarını sünger gibi kaparlar.

Yeşim herhalde dört yaşındaydı. Oturduğumuz apartmanın asansörüne girerken kapıcının kapısı açıldı ve iki metre ötede kapıcının karısı ve kucağında bir yaşına yeni girmiş çocuğu gözüktü. Modernlik ve demokratlık abidesi bir baba olarak kızıma dönüp “Bak ne güzel bir kardeş” dedim. Hay demez olaydım. O da bana dönüp sıkkın bir ifadeyle “Ama baba, o bir kapıcı çocuğu” deyiverdi. Hayatımda çok utandığım bir kaç an olmuştu ama bunun kadar şiddetlisi hiç hatırlamıyorum. Bu olayın üzerine günlerce düşündüm. Bu çocuğa nasıl bir halt ederek bu yargıyı vermiştik? Kesinlikle “Kızım sen orta üst sınıf aileye mensup bir çocuksun. Sınıfının değerlerini bil ve aşağı tabakadan insanlarla teşhi-ki mesai etme” türünden bir şeyler söylememiştik. Sonra bir gün kendimi suç üstü yakalıyıverdim. Yeşim evdeki en saçma sapan ve en eski elbiselerini giymişti ben de ona “Ulan, kapıcı çocuğuna dönmüşsün” diye bağırıyordum.

Bu olayı hiç unutmadım ve Boşanan Adam’ın gönül maceralarına girerken kızına yaşadıklarını nasıl anlatması gerektiği konusunda ciddi fikirler edindim.

“Baba, sen artık annemi sevmiyor musun?”

“Seviyorum kızım.”

“Ama Leyla’da var.”

“Var kızım. Leyla benim sevgilim, annen de çok iyi bir dostum. Ayrıca Leyla çok iyi bir insan. Seni de çok seviyor.”

Çocukların boşanma sırasında yaşadıkları en büyük zarar hayatta en çok sevdikleri ve en çok güvendikleri iki kişiyi yani anne ve babayı birbirlerine kötülük ederken görmelerinden kaynaklanır. Eğer çocuğa yeterince sevgi ve güvenlik duygusu verebilirseniz, sonra da yediğiniz haltarı (kendi haklarınızın da olduğuna inanarak) ona karşı savunabilirseniz, hemen hemen hiç zarar görmeden işi atlatır. Bir de aklımın ermediği ama psikologların üzerinde durduğu bir nokta daha var. Çocuk boşanmadan kendini sorumlu tutarmış ve ağır bir suçluluk hissi duyarmış. Psikologların öğütlerine uyarak ilk zamanlar olur olmaz yerde “Biz ayrıldık ama kızım senin hiç bir suçun yok” ya da “…ama ikimiz de seni çok seviyoruz.” Türünden, bana gülünç gelen ama nedense Yeşim’i rahatlattığını fark ettiğim cümleler sarf ediyordum.

Çocuklar ayrıca çok vahşidirler. Yeşim ne annesinden ne de benden hiç bir kötü mesaj almıyordu ama hehalde akraba-ı taalukat arasındakilerden, onun yanında Vah-Vah! Etme sersemliğinde bulunanlar çıkmıştı, ya da seyrettiği filmlerden etkilenmişti. Bir gün yanıma geldi ve Zeynep Değirmencioğlu’nun Ayşecik filmlerindeki sesiyle.

“Baba, keşke annemle hiç ayrılmasaydınız.” Demek gafletinde bulundu.

“Yemezler anam!” Diyerek nazikce söze girdim. “Senin ihtiyacın olan her şeyi sana sağlıyoruz. Sevgiyse, sevgi, ilgiyse ilgi. Yediğin önünde, yemediğin ardında. Daha fazlasını bizden istemeye hakkın yok. Annenle ben böyle bir karar verdiysek bunu kabul etmek zorundasın” diye de devam ettim. Altı yaşında bir çocuğun bu dediklerimi kelimesi kelimesine anlaması pek olası değilse de altında yatan temel mantığı tamamen kaptığını ve bu konularda fazla patavatsızlık etmemesi gerektiğini fark ettiğine eminim.

Hoş bir yaz günü, arabamıza kurulmuş, Arkada Yeşim, yanımda sevgilim bir haftalık tatile giderken teypte çalan Operdaki Hayalet’in sözlerini kızıma tercüme ediyorduk. Kasetin en acıklı ve ağdalı parçalarından biri geldi. Operanın derinliklerinde yaşayan hayalet aşkını kalbine gömüp sevdiği kızı bağışlayacak ve gönderecektir. Ve feci şekilde zırlamaktadır.

“Baba, adam neden ağlıyor?”

“Yavrucuğum, sevgilisi kaçtı da o yüzden.”

“Kendine başka bir sevgili bulsun baba!”

11.11.1999

Saha Raporu – Rus kızı ile öpüşme kapanışı

Merhaba abi öncelikle yaptığın işler için teşekkürler bir kaç yıl önce böyle bir olayı başkası anlatsa inanmazdım ama artık başıma geliyor.

İkimizde 20 yaşındayız. Kız zaten rus, Türkiye ortalamasının çok üzerinde HB 8-8.5 Tinder da super like atmamdan bir-iki gün sonra eşleştik. İlk mesajı o attı ve merhaba yazdı. Peşine bir kaç dakika sonra çok yakışıklısın yazmış. Nasıl gidiyo falan derken 5-6 mesajda buluşmayı ayarladım. Türkiye numarası olmadığı için sonraki konuşmalar İnstagramda geçiyor. İnstagram dan kahvecinin konumunu ve saati gönderdim.

K:Buluşunca ne yapıcaz ?
B:kahveleri aldıktan sonra helikopter turu yaparız
K:ciddimisin
B:evet hatta uslu bir kız(good girl) olursan şirinleri bile görebilirsin.

Ertesi gün, kız “1 saat erken buluşalım mı, kaldığım yere erkenden dönmem gerek” dedi. Bakarız diye cevapladım. Buluşmaya bir kaç saat kala “saat 3te orada olurum” yazdım.(Kızın sorduğu gibi daha erken yani). Buluştuk tanışma, bağ kurma faslı vs. kızın yarım yamalak ingilizcesiyle birer kahve içip kaynattık. Ben bu sırada arkama yaslanıp göz teması kurmaya odaklandım. Bu sırada konuşurken ilk 15-30 dakikada falan ben kızın ne iş yaptığını anladım. Daha önce pavyona da striptiz kulübüne de gittim. Kızın bu sektörde olduğunu söylediği şeylerden anladım, zaten barizdi. Bütün süreç boyunca bunu bilmeme rağmen kıza hiç konuyu sormadım ya da
bildiğimi belli etmedim.

Kahvem bittikten sonra canım sıkıldı yakında bir park var hava almaya oraya gidelim dedim. Parkta hep elim kızın belindeydi, burada öpmeyi planlıyordum ama olmadı. Üşüdüğünü söyledi, içkili bir mekana gittik. Arabayla giderken aynada makyajını tazeledi, “benim için yeterince güzelsin daha makyaj yapmana gerek yok” dedim. Soğuktan bozuldu
falan dedi galiba, bende güldüm.

Önce karşılıklı oturduk, 5 dakika sonra video gösterme bahanesiyle yanıma oturttum. Daha önceden ilk Tinder buluşması olduğunu heyecanlı olduğunu söylemişti, yanımda otururken bilekliğiyle oynuyordu. Elini alıp niye oynayıp durduğunu sordum utandığını söyledi, utanmana gerek yok tarzı bir şey söyledim.

Bu bahaneyle elini tuttuktan sonra genelde benim elimi iki eliyle birden tuttu oturduğumuz süre boyunca. Ne içersin dediğimde seninle olduktan
sonra fark etmez, Türkiye de ilk defa bu kadar iyi zaman geçiriyorum tarzı iltifatlar etti.

Mekanda yan yana otururken bana bakıp bakıp sırıtmaya başladı bir şey konuşmasak bile, bende aşık gibi sırıtmaya başladığını görünce öptüm. Ağzını iyi kullanıyorsun, kokunu beğendim diye iltifat etti. (Parfüm falan değil doğal kokudan bahsediyordu) Saat 7de mekanlar kapandığı için çıktık arabanın arka koltuğunda yiyiştik. Sonra gitmesi gerektiği için
kaldığı yere bıraktım. Ne yazık ki kendi evim yok olsaydı oraya davet ederdim.

Mahmut’un yorumu: Maalesef yiyişince kız tahrik oluyor ama sonra bir yere götürüp birlikte olamadığın için kızla yatamamış oluyorsun ve bu da senin eksi hanene yazılıyor. Normalde de sorun ama normalde bunun işi bitirme şansı daha az. Ama HB 8 üstü Rus kız ve Tinder’da. Kızın bu bahsettiğin günden sonraki günler içinde en az iki erkekle buluşması ve bu adamların senin lojistik nedeniyle yapamadığın kapamayı yapması çok büyük ihtimal. Ondan sonra da kız birden buluşmalara gelmemeye başlar.

Çapkınlığın başarıya ulaşmasının yüzde 60 – 70’i lojistiktir. Gençsen ve yerin yoksa yeri olan bir arkadaşından anahtarını alacaksın, kız eve gelirse adama mesaj göndereceksin ve adam evden 2 – 3 saat çıkıp dolaşacak. Sonra geldi mi ev arkadaşım de kim bilecek?

Burada çoğunuzun yaptığı bir hata da yiyişmeye fazla kapılıp absürt abazanlıklar yapmanız. On dakika sonra içinde olmayacağınız kızın memelerine veya vajinasına ellerinizle abanmayın (sikeceğiniz kızın da vajinasını ellemenize gerek yok, sikerek tahrik edebilirsiniz merak etmeyin), silah arkadaşınızı pantolon üstünden bacak düdüklemeye çalışan fino gibi sürtüp durmayın. Kadını öpmek, belinden kalçalarından tutmak, vs. tahrik eder zaten.

Arabada vedalaşırken oyalandı “bir daha görüşecek miyiz” dedi, “daha sonra mesaj atarım” dedim. Çok sarhoşum falan deyince -“Do you NEED me to come with you?” dedim tabii böyle kızların kaldığı mekana bu şekilde
gitmek kötü bir fikir ama o an mantıklı geldi 😀 Kız “Do you MEET me?” diyorum sandı 😀 (biliyorum bir anlamı yok ama onun İngilizcesi
kötüydü zaten)

“Evet buluşalım” falan dedi, arabadan inip kaldığı yere gitmek istemedi pek.

2 Gün sonra nasılsın diye mesaj attım.

Mahmut’un yorumu: 2 gün çok değil ama Tinder gibi ortamda ve günümüz iletişim çağında 24 saat yeter.

K: O gün çok içtiğim için bana hiç yazmıycaksın sandım.
B: Bu sefer beraber içeriz. Günü ve saati yazdım.

Kabul edilebilir bir bahane sunup ertesi gün buluşalım dedi.

B: Ertesi gün erken saatlerde müsaitim 12 de buluşalım.
K: Saat 1de buluşalım uykuya ihtiyacım var.
B: 1 uyar.
K: niye bu kadar erken?
B: akşam işim var.
K: yarın olmaz mı?
B: hayır üzgünüm.

İkinci buluşmaya bir gün kala iptal etti. “Çarşamba boşmusun” dedim. “umarım perşembe” diye cevap verdi. “Perşembe 2de görüşürüz” dedim.

Perşembe gece 3te mesaj atmış yorgunum uyumam lazım gelemem diye 😀 Öğlene doğru ok diye cevapladım.

Bu konuşmadan 3 gün sonra nasıl gidiyo diye mesaj attım.

Mahmut’un yorumu: Can alıcı hatan bu. Kız seni iki kere ekmiş (reddetme). Üstelik dikkat et ikisinden de alternatif gün belirtmiyor. 2 kere reddedilince ne yapıyoruz. NEXT. Sen ne yaptın? Peşine düştün. Next eyleyip nadasa bıraksan sonradan gelme ihtimali 30% ise sen bu hareketinle 10% yaptın.

Bunu yapmayın. Kızı şimdilik başkası kapmış olsa bile o başkası 90% mavi haplı. 3 – 4 haftaya kalmaz kızı kaçırtacak. Eğer nextlesen bu kız o zaman sana gelirdi. Kızla zaten işinden dolayı çok ciddi takılamazdın. Geldi mi güzel bir tabak olurdu sana. Ama nextlemediğin için bunun olma ihtimali az.

Fazlaca kızla buluşursanız siz de bazen kızla iyi gitse de kızı sonra ekiyorsunuz. Zamanında Tinder’dan 25 yaşında çok güzel bir kadınla çok iyi bir akşam geçirmiştim ama ilk gece hemen eve gitmesi gerektiğini söylediğinden bize gidemedik. Sonra aradığımda buluşmaya istekliydi ve ertesi güne sözleştik. Fakat ben kızla ilk buluşmadan sonra başka bir kızla buluştum ve onunla şahane geçti ve sonrasında bir hafta tavşanlar gibi olduğundan ilk kızı ektim.  İlk kız aslında gayet iyiydi ve niyetim de vardı. Mahmut bunu yapıyorsa, HB 8 kızı misli yapabiliyordur.

K: Artık bilmiyorum, sıcak hava istiyorum veya kendi şehrime dönmek istiyorum.
B: ben seni ısıtırım.

Bu mesajı beğendi ve cevap olarak kalp attı (bu noktada kızın nice girl olduğunu düşünmedim değil)
B: Montumu vererek yani?
B: Sen ne sanmıştın yaramaz kız:)

Mahmut’un yorumu: Son iki mesaj çok yapılan bir hata. Cüretkar bir mesajdan sonra onu fazla ileri gittim diye geri almak. Ya da başka bir versiyonu cüretkar bir espri yapıp sonra ardından gülücük, dil göndermek (o mesajla yazsan sorun olmayabilir ama ardından göndermek zayıf bir hareket). Burada senin amacın bu olmasa bile böyle görünmüştür.

Görüldü attı.

Ertesi gün aklıma gelince seninle takılmak eğlenceliydi tekrar yapmak istersen haber ver demeyi düşünüyorum.

Mahmut’un yorumu: Yani tam peşine düşüp bir daha kızı görmemeyi garantilemek istiyorsun. Olabilir. Çoğu erkek bunu yapıyor zaten 🙂

İlk buluşmadan sonra kızı düşünmedim değil (bence bu oneitis değil, kıskançlık vs. hissetmedim) aklıma gelince refleks topuyla boks yaptım kitap okudum kendi işime baktım kafamı dağıtmak için. İlk andan itibaren kendime kurtarıcı moduna girmememi söyledim ve girmedim. Bu kadar ilgili bir kızla neden ikinci buluşmayı ayarlayamadım bilmiyorum, casual dating ayarında takılmak isterdim, o kadar iltifat hoşuma gitmedi değil.

Mahmut’un yorumu:

Bu süreçte ben hiç iltifat etmedim. Belki Ukrayna-Rusya sınırında ki gerginliktendir. Belki aramızda başka bir şey olmaması benim için iyi olmuştur, kızın güzelliğinden etkilenmedim ama kendimi kaptıracak gibiydim sanki.

Mahmut’un yorumu: Stiprizci kıza kendini kaptıracaksan zaten evet olmaması iyi olmuş. Hep derim. Birçok erkeğin beta davranışları aslında onları koruyor. Bir kafese kapatıp aç bırakarak koruyor ama pavyon çalışanı kıza kendini kaptıracağına kafeste aç kal daha iyi.

Saha raporu MIAVICE nickli okurdan. Kendisi daha önce kütüphane diye bir saha raporu daha göndermişti.

Tembelliğe kapılan ya da düzeni bozulan arkadaşlara tavsiyeler

Mahmut Abi selamlar. Dex kullanıcı adı ile yazıyorum.

Pandemi süresinde ve ondan sonraki süreçte bazı arkadaşların yorumlarını gördüm ve düzenlerden koptuklarını ve tembelliğe sürüklendiklerini okudum. Sadece pandemi de değil aslında kız arkadaşlarıyla ayrılanların da hayatları ve düzenleri bozulabiliyor bir süre buna kafayı taktıkları için.

Kendimden böyle süreçlerden geçmiş ve bunu geliştirdiğim yöntemlerle atlatmış biri olarak bir yazı yazmak istedim arkadaşların faydalanması açısından. Eğer sen de uygun görürsen ve paylaşabilirsen sitede çok mutlu olurdum.

Hepimiz pandemi sürecinden geçiyoruz ve bu süreç çoğumuzu tembelliğe sürüklemiş olabilir. Düzeni bozulanlar olmuştur mutlaka. Ayrıca kız arkadaşımızla ettiğimiz bir kavga ya da bir ayrılık da tüm dikkatimizi dağıtıp bizi yapmamız gerekenlerden alıkoyabiliyor. Bunların hepsini ben de tecrübe edindim ve üstesinden gelmiştim.

İnsanlar kötü bir şey yaşadıktan sonra özellikle bu olay beynini kurcalıyor ve yapması gerekenlerden onu alıkoyuyorsa bu kişi küçük adımlarla başlamalı. Birden büyük adımlar atmaya kalkmak erken yorulmaya ve bıkmaya sebep olup, süreci devamlı kılmayacaktır.

Bu yüzden ilk olarak üstünde durmam gereken konu ve bence en önem teşkil eden tabii ki SABAH RUTİNİ! Sabah rutininizi düzene oturtabilirseniz güne daha efektif bir başlangıç yapıyorsunuz ve günün devamı da o şekilde gidiyor. Eğer güne, elinizde telefonla başlayıp yatakta malak gibi yatıp whatsapp ve instagram gibi mecralarda takılırsanız (benim de yaptığım hatalardı) günün devamında o şekilde bir tembellik sizi takip ediyor.

Sabah rutini aslında fazla efor gerektirmeyen çok sade gözüken bir dizi aktivite gibi düşünebiliriz. Örneğin; güne yatağınızı toplayarak başlamak, iki bardak suyunuzu içmeyi ihmal etmemek, stretching(esneme) egzersizleri gibi aktiviteler. Ben ayrıca aç karnına “vacuum” adı verdiğimiz karın hareketini de yapardım. (Merak edenler araştırıp yapabilirler.) Bunları yapmadan önce söylemem gereken en kilit nokta, ASLA uyandıktan sonra telefonunuza bakmayın! Kendinizi uyandıktan sonra sosyal medya gibi mecralardan soyutlayın. Emin olun bir iki saat telefonunuza bakmazsanız hiçbir şey kaybetmezsiniz. Kalkın, yukarıda saydığım sade aktiviteleri yapın, kahvenizi koyun ve öğrenci arkadaşlar özellikle direk dersinizin başına oturun. Çünkü sabah kalktıktan sonra içeceğiniz bir fincan kahve ile kafeinin de etkisi ile odaklanmanız maksimuma çıkıyor.

Bu tarz bir rutinle kendimi hem kafama takılan dertlerden soyutluyorum hem de ders çalısmak için en yaratıcı en odaklı zamanımı en verimli şekilde kullanmıs oluyorum. Tekrar söylüyorum, eğer telefona düşecek olursanız gelen sosyal medya bildirimlerinden ya da mesajlarınızdan tüm odağınızı kaybedip günün en verimli saatlerini çöpe atmış oluyorsunuz. En başta saydığım küçük aktiviteler size basit gelse de sizi disipline etme açısından çok faydalı olacaktır emin olun. Bunları tamamlamanız gereken küçük görevler gibi düşünün. Bunları tamamladıktan sonra kendinize koyduğunuz gün içinde daha büyük hedeflere ve çalışmalara yönelebilirsiniz. Ama küçük hedefleri bile başaracak disipline sahip değilseniz daha büyük hedefler için gerekeni yapamazsınız. Küçük bir olayda hemen dağılır ve ordan oraya savrulursunuz. Sabah yapacağınız küçük adımlar ve hedefler gün içinde sizi daha büyükleri için motive edecektir.

Spor ve ağırlık kaldırma konusuna her zaman meditasyon gibi bakmışımdır. Ne zaman kafamda tilkiler dolaşsa, kız arkadaşımla kavga etsem, ayrılık yaşasam ya da başka bir sıkıntıdan dolayı tembelliğe düşsem evde yatarak kendimi daha iyi hissetmedim hiçbir zaman. Spora gidip, kulağıma kulaklığı takıp o ağır kiloları elime almak beni tamamen dış dünyadan soyutluyor. Sizin de ihtiyacınız olan şey bu aslında. Vücudunuz ya da testosteronunuz için değil o an sadece kendinizi soyutlamak ve meditasyon yapmak için kendinizi ağırlıklara atın. Emin olun çok daha iyi hissedeceksiniz ve bu tarz tembelliklerden ve sıkıntılardan kurtulmanın en güzel yolunun ağırlık kaldırmak olduğunu düşünüyorum. İddia ediyorum ki birkaç antrenmana hiçbir şeyiniz kalmayacak ve düzeninizi oturtmuş olacaksınız. Kilit nokta, en başlarda zorlamada olsa kötü bir antrenman dahi geçirseniz kendinizi o salona atın. Gördüğünüz gibi olay tamamen kıçınızı kaldırıp uygulamaya bakıyor aynı yapana kadar yapıyormuş gibi yapacaksınız ve otomatik bir hale gelecek bir iki antrenmana.

Son olarak söylemek istediğim şey, hepimiz kötü zamanlar yaşayıp kafamızı bir sürü gereksiz dert ve sıkıntıyla doldurabiliyoruz. Tembellik yapmak ve yan gelip yatmak bunun çözümü asla değil. Aksine sizi “overthinking” e sürükleyecek ve daha değişik sıkıntılara ve kafanızda daha kötü senaryolar yazmanıza sebep olacak. Bu sitede daha öncede söylendi. Arkadaşlar motivasyonla ancak günü kurtarırsınız. Yaşadığınız kötü tecrübeler, sıkıntılar ya da boktan kız meseleleri bile sizin kendinizi motive etme yetinizi öldürür. Her zaman motive olacak güce sahip olamazsınız. Öte yandan disipline sahip olursanız, en başlarda küçük adımlarla başlayıp bu disiplini daha yüksek seviyelere taşırsanız ne olumsuz olaylar sizin düzeninizi yıkabilir ne de tembelliğe sürüklenirsiniz.

Dex

Anti Dump’ın Makinesi – Dokuzuncu Bölüm: Her zaman hazırlıklı ol

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Sekizinci Bölüm: Kadınlara Yürümek

Bu yolun başında Siliğin ÖNDE GİDENİYDİM. Daha içe dönük ve düşünmeye odaklı biri olduğum için sosyallik isteyen şeyler için ekstra efor sarf etmem gerekmişti. Fakat şu bir gerçek, başarılı olmak istiyorsanız MUTLAKA bir planınız olmalı.

Önünüze çıkan fırsatları hiçbir zaman kaçırmayın. Yapacak eğlenceli bir şeyleriniz hep olsun (ki kızla tanıştıktan sonra ne yapmanız gerektiğini düşünmek zorunda KALMAYIN).

HER ZAMAN yanınızda telefon numaralarını not etmek için kağıt ve kalem olsun (veya telefona kaydedin). Böylelikle buluşma AYARLAMAYA DEĞİL, Numara ALMAYA odaklanırsınız.

Peki ya kadın sizin “fazla hazırlıklı olduğunuzu düşünürse” mi diyorsunuz? “Fazla hazırlıklı olmak” diye bir kavram kadınların lügatinde yoktur, böyle bir durum her zaman sizin hanenize ARTI PUAN olarak yazılır. Bu konuyu Anti-Dump şöyle açıklamış:

Alıntı:


Hazırlıklı görünmek İSTEMENİZ GEREKEN BİR ŞEY. Hal ve hareketlerinizle “kızlardan numara isteyen bir adam” olduğunuzu gösterirsiniz.

Kadınlar erkeklerden farklıdır, bizim düşündüğümüz gibi düşünmezler [Pook’un Notu: Son yüzyılın en az dikkat edilen gerçeği]. Kadınlar sadece başka kadınların da istediği erkekleri isterler. Talep edilen bir erkek isterler, başka kadınları kıskanmak değildir bu.

Bu konuda başarılı olduğunuzu varsayacaktır. Eğer öyle olmasaydınız bu kadar hazırlıklı olmazdınız. Erkeklerin işlev odaklı, hiçbir şeyi boşuna yapmayan canlılar olduğunu bilirler.

Başka kadınlarla da görüştüğünüzü bilen bir kadının sizi oyalama htimali daha düşüktür. Eğer sizden hoşlandıysa, sizi kaybettirecek hareketleri yapmaktan ÇEKİNİRLER. Size çok fazla “O gün işim var.” derlerse başka birini arayacağınızı bilirler.

Sadece iki tip kadın numara aldığınızda kâğıt kalem çıkarmanızı sevmez:

  1. Yüksek seviyede özgüven eksikliği çeken, derin duygusal problemleri olanlar. Başkalarıyla rekabete girme ihtimalinin düşüncesine bile katlanamazlar.
  2. Kontrol manyakları, manipüle etmeyi sevenler. Bu tarz kadınlar çok bencildir, HERŞEY onun istediği gibi olsun isterler. İnatçılardır, fedakârlık nedir bilmezler.

Normal bir kadın içinse bu durum sadece şaşırtıcıdır. Çoğu erkek böyle konularda hazırlıklı OLMADIĞI için şaşırırlar, başka hangi konularda ( 🙂 ) iyi olduğunuzu merak ederler.


İyi de Sayın Anti-Dump! Bir kadından numara istemek aşırıya kaçmak olmuyor mu, bütün gücü kadına vermek anlamına GELMİYOR MU? Numara istediğiniz an ARTIK kontrol onda değil mi?

Alıntı:


İyi çocuklar işte böyle böyle ilişkideki kendi %50’lik payını kaptırıyor.

KONTROL hala Erkekte, numara talep eden taraf erkek. Eğer sormazsa hiçbir şey yaşanmaz, kontrolü de buradan geliyor. Yazıp yazmayacağı bilinmeden beklenen, karşı tarafı bekleten taraf da erkek.

Sonra birden arayıp “Hadi bu akşam yemeğe çıkalım.” diyen taraf da ERKEK. Fikir tamamen onun. Harekete geçen taraf kimse, kontrol ondadır.

Eğer ortada bir ilgi emaresi yoksa bırakıp giden taraf da erkek.

Çoğu erkek ilişkilerde yeterince atılgan olmaz çünkü hatalı bir şekilde, seçim yapan tarafın kadınlar olduğunu düşünür.


Olay sadece numara istemek değil, olay aksiyon almak.

ŞUNDAN ASLA ŞÜPHE ETMEYİN: HAREKETE GEÇEN TARAF OLDUĞUNUZ SÜRECE KONTROL SİZDEDİR.

 “Peki ya?..” Soruları

Peki ya sizi SEVDİĞİ her halinden belli olan fakat buluşulamayan bir kız varsa? O zaman ne yapılmalı?

Alıntı:


%10 ihtimalle “buluşulamayan” bir kadına denk gelirsiniz.

O kadar da sık karşılaşılan bir durum değil, fakat bu tarz kadınlara dikkat etmelisiniz.

Bu tarz kadınlar size karşı her türlü ilgiyi gösterir. Ararlar, sürekli kino yaparlar, sizi gördüklerinde mutlu olurlar vs.

İçinizdeki bir his onun sadece arkadaş olmadığını, kesinlikle friendzone’da olmadığınızı söyler. Sizi çok beğendiğini, ilgi seviyesinin çok yüksek olduğunu hissedersiniz ve bundan EMİNSİNİZDİR.

Fakat garip bir şekilde sizinle buluşmamak için sürekli GEÇERLİ bir mazereti vardır. Gerçek, GEÇERLİ bir gerekçeyi kastediyorum.

Kızı veya ailesi ile gerçekten meşguldür. Tatil için Florida’ya gitmiştir. Nöbet saatleri çok ters gelen bir doktor da olabilir. Ya da sosyal aktivite düşkünüdür, programı çok yoğundur.

Ya da son derece utangaç biridir. Sizi kendisine fazla görüyordur, fakat yine de arada sırada karşınıza çıkıp size sıcak bir selam veriyordur.

Fakat dediğim gibi, buluşma ayarlayamıyorsunuzdur. Ya da buluşma tarihleriniz çok düzensiz ve rastgeledir.

Başka bir örnek daha: Cumartesi akşamı onun spor zamanıdır, sizin ise dışarıya çıkmak için favori vaktinizdir, bu yüzden sizden başka bir gün ister. Unutmayın, kız sizden çok hoşlanıyor ve 10/10’luk, ama siz de başka bir gün buluşmak istemiyorsunuz. Cumartesi akşamı çoğu insan için “varsayılan” buluşma akşamıdır, sizin bir yanlışınız yok.

Bu tarz kadınlar, size karşı ilgisi yüksek olsa da “BULUŞULAMAZLARDIR”

Bunlara yol vermek çok zordur fakat yine de yapmanız gerekir. Biz erkekler hiç kendi istediklerimizi yapamadık, böyle ilgisi yüksek birini görünce de yol vermek zor oluyor.

Ama size AYAK UYDURMALARI ŞART. O yüzden yol vermelisiniz: “Ablacığım bekleme yapma, devam et!”

Eğer mutlu olmak istiyorsanız erkenden işin peşini bırakmalısınız, ERKENDEN.

Eğer çılgın buluşma günleri ve saatlerini seviyorsanız ne ala, fakat üstte anlattığım tarzdaki kadınları hayatınızdan çıkarmaktan çekinmeyin.

Burada yaptığınız şey bencillik DEĞİL. Bu sizin hayatınız, bildiğiniz ve istediğiniz gibi yaşamak da hakkınız. Doğrusuyla yanlışıyla, SİZİN hayatınız SİZİN istediğiniz gibi OLMALI. Çünkü başka türlü mutlu olamazsınız.


İyi de Anti-Dump, üstadım: peki ya kızın İLGİSİ VARSA, bütün ilgi emarelerini gösteriyorsa fakat çok utangaç biri olduğu için buluşmaktan çekiniyorsa?

Alıntı:


Evet anladım, hep yaşanan bir şey. Son derece utangaç bir kız sizden hoşlanıyor, fakat sizinle buluşmaya çekiniyor. D@ZE’in yazılarının hepsini okuyun.

Ya da konuşurken ne dediğini bilmiyor. Aslında sizin anladığınız şeyi kast etmiyor veya kullandığı kelimeleri siz yanlış anlıyorsunuz.

Böyle bir durumda cevap basit: SİZİ KAYBEDER.

Benim yaklaşımım kadınların ÇOĞUNLUĞUNUN davranışları üzerine tasarlandı. Çoğu kadın kelimelerini düzgün seçer, çoğu kadın çok utangaç değildir, ortalamadır.

Devlar’ın dediği gibi, söz konusu kadınlarsa her zaman farklı bir istisna vardır, FAKAT siz herkese karşı aynı davranacaksınız.

Bu yöntem sayesinde kalp kıranları, delileri ve sizi kullanıp atacakları hayatınızdan uzak tutacaksınız!

Gayet iyi değil mi?

Elbette bazen yanlış hüküm vereceksiniz. Fakat işin sonunda DAHA AZ ACI çekip, daha kârlı çıkacaksınız!

Şunu kabullenin. Kadınlar gerçekten çok seçici, artık seçici olma sırası BİZDE.

Sizce de çok eğlenceli değil mi?


Kesinlikle öyle!

Peki ya kadın da kendine göre bir strateji uyguluyorsa? Ya da bir yerlerde okuduğuna göre falan davranıp, ilgisi olduğu halde ilgisiz taklidi yapıyorsa?

Alıntı:


Eğer bir kadın Ellen Fein’in “Kurallar” kitabındaki yöntemleri uyguluyorsa, elde edilmesi zor kızı oynuyorsa, ya da daha önceden planlanmış herhangi bir stratejiyi uyguluyorsa sizi KAYBEDER.

Cevabı basit. Bir stratejinin işe yaraması için, taraflardan birinin stratejisiz olması şarttır.

Bu cümleyi kafanıza kazıyın.

 “Strateji yapan tarafın” kazanması için diğer tarafın savunmasız olması şarttır.

Bu cümleyi de kafanıza kazıyın.

Efendi çocuk bir kadını defalarca arar çünkü “Kurallara göre” bir kadın asla bir erkeğin cevapsız çağrısına dönmez.

Başka bir tabirle, bir erkek bir kadına buluşma için “yalvarmalıdır”. Hayır, erkek adam yalvarmaz.

Benim yöntemi kullanan birinin yalvarması teknik olarak mümkün değil, çünkü sadece iki kere arama sınırı var. Yani savunmasız değilsiniz.

Eğer hem kadın, hem erkek strateji yapıyorsa satrançtaki gibi çıkmaza girersiniz, oyun pata kalır.

İki taraf da MAĞLUP olur.

Bunun çözümü basit: Strateji yapmayan hatunlarla buluşun. Bunun bir güzelliği de şu: Kadınlar strateji kurmayı pek sevmezler. YÜKSEK DÜZEYDE İLGİ uyandıran bir adamla tanışır tanışmaz kuralları ilk onlar çiğner zaten!

Bu yöntemi istisnasız uygulamanız biraz da bu sebepten dolayı gerekli. -Ufak da olsa- İlk tavizi veren her zaman kadındır.


İyi de Makinen aşırıya kaçmıyor mu? Senin Makinen karşısındaki kadının her yaptığının sonucu öngörebilen, sana her an yan çizebilecek biriymiş gibi davranıyor. Peki ya böyle bir durum yoksa?

Alıntı:


Yine de kalbinizi korumuş olursunuz!

Bana kalırsa, ki bu benim ŞAHSİ fikrim, birisi hakkında yanlış bir karara varmak defalarca, tekrar tekrar canınızın yanmasından iyidir.

Hâkimlerin bile masum insanlara müebbet verdiği oluyor, maalesef bu bir gerçek.

Aşkta biraz “sert” olacaksınız, Yumuşak olmak işe yaramıyor.

Bak Krakhed, bu dediklerimi uygulamak zorunda değilsin. Sadece kadınlar yüzünden hayatın ÇEKİLMEZ hale gelince sırtını yaslayabileceğin bir duvar olsun, o bile yeterli.

Sizden tek istediğim bu. Bunu Karate gibi düşünün, artık savunmasız değilsiniz işte.


Sonraki Bölüm: Buluşmalardan Sonra

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Sekizinci Bölüm: Kadınlara Yürümek

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Yedinci Bölüm: Gizemli Olun

Kadınlara Yürümek

Bu kişiden kişiye değişen bir şey. Anti-Dump kendi yönteminden bahsetmiş:

Alıntı:


Ben hep “istenmeden verilen tavsiye” yöntemini kullanıyorum. Hiç sormadığınız bir konuda size tavsiye verildiği oldu mu? Çok sinir bozucuydu değil mi? Fakat kadınlar üzerinde işe yarıyor. Verdiğiniz “tavsiye” pozitif olmalı, kadının tercihini onaylamalı.

Mesela mağazanın birinde ceket baktığını farz edelim. Ben olsam yaklaşıp “bak bu kışın seni baya sıcak tutar.” derdim. Dönüp bana bir karşılık verdikten sonra da adını sorardım.

Dikkat edin, “Bu üstünde çok iyi durur.” gibi bir tavsiye vermiyorsunuz. Kızı pohpohlamıyorsunuz. Verdiğiniz tavsiye tamamen İŞLEV ODAKLI. Ayakkabı cilası tavsiye eder gibi.

Bir saat önce bir mağaza otoparkında yanından geçtiğim kadının biri alışveriş arabasındaki malzemeleri bagaja yüklüyordu. Arabanın ALT KISMINDAKİ sebze meyveye uzandığı sırada az kalsın: “İyi bak alttakileri unutmadın. Hiç alta koyduklarını unuttuğun oldu mu? Gerçekten çok sinir bozucu bir durum değil mi? Adın neydi bu arada?” diyordum.

Kadının gerçekten İŞİNE YARAYACAK pozitif bir tavsiye verin. Verdiğiniz tavsiye GERÇEK ve SAMİMİ olmalı: “Kırmızı otobüsleri dene bence, Londra’ya yarım saat önce giriyor.” gibi.

 “Adın neydi?”

 “Pardon, arka lastik çok inik duruyor bence en kısa sürede şişirmen lazım. Bu arada adın neydi?”

Adını sormanız sizin “Romantik modda” olduğunuz mesajını karşı tarafa verecekir.

Niyetinizi bilmesi gerekir. Niyetinizi bilirse ona göre ya sizinle konuşacak ya da (düşük ilgi göstererek) “reddedecektir”.

Bu yöntemi kullanabileceğiniz en iyi yerler etkinlikler, konserler vb. çok büyük kalabalıkların olduğu yerler. Size verdiğim örneklerin sokaktan olmasının sebebi gerektiğinde her türlü ortamda kullanılabileceğini göstermek için.

Size verdiğim örnekler kullanılması EN ZOR yerlerden.

Ondan sonra da NUMARASINI isteyin. Numara istemeden önce konuşacağınız şeyler tamamen kendi İCADINIZ olmalı. Bu konuda size bir tavsiye veremem, tamamen kişiliğinize ve karakterinize uygun olmalı.

İlk buluşmanız eğlence veya eylem üzerine olmalı. “Hadi komedi filmine-stand up şovuna gidelim.” gibi, pek aksiyon içermiyor fakat EĞLENCELİ. Bütün amacınız “derin konulara girmemek” olacak.

Yazın yüzmek iyi bir teklif. Bende mesela ufak bir sandal var: “Cumartesi denize açılalım diyorum, saat 4’de alıyorum seni?”

Siz: “Pazar günü bi tekne kiralayıp denize açılalım. Saat 1’de yanındayım (Arabanızın olmadığı senaryo).”

Saçma sapan fikirleriniz ile canının sıkılmasını istemiyor (Neyden bahsettiğimi anladınız). Hele bir size âşık olsun, ondan SONRA fikirlerinizle onun canını sıkabilirsiniz. Olgular hakkında sohbet edin. “Şu köpeğe baksana, kocamanmış.” veya “Ufak kardeşime sözüm var, hadi balon almaya gidelim.” Fakat anlattıklarınız tamamen GERÇEK OLMALI. Asla yalan söylemeyin.

Ondan sonraki üç buluşma bowling, mini golf, yapay duvar tırmanışı(Fikrin sahibi: Obidexx), eskrim(Fikrin sahibi: Cecil) vb. şeyler olmalı. Buluşma sonrası onu evine bırakın, usulüne göre yapın ve ona hala ilginiz olduğunu belli edecek şekilde davranın.

İlk buluşmada öpüşme yok. Öpüşmeyi sadece sizinle kötü vakit geçirdiğini düşündüyseniz yapacaksınız. Bunu bir test yöntemi olarak görün, bazı zamanlar kötü vakit geçirmiş gibi durur, ama aslında EĞLENMİŞTİR.

Bu sebepten dolayı, kendini geri mi çekecek veya yanağını mı uzatacak, anlamak için öpmeye çalışın. Eğer zaten iyi vakit geçirdiyse hiç öpmeyin, bir dahaki sefere öpmenizi bekleyecektir.

Ya da, ikinci buluşma için o çabalasın! Ne ikinci, ne de birinci buluşma teklifini yüz yüze yapın. Telefon üzerinden olsun. “Bir ara buluşalım. Yemeğe çıkarayım mı seni?”

ASLA BUNU YAPMAYIN. Numarasını alın, ondan sonra onu ARADIĞINIZDA buluşma teklifini yapın.

Seks konusunda ise: Becerebildiğim kadar öteliyorum. Ne kadar ileri bir vakitte olursa o kadar iyi. İlk hamleyi yaptığımda onların da deli gibi istiyor olmalarını istiyorum ki işe de yarıyor: “Kadının biri beni kendi yatak odasına kadar itekleyip yatağa atmıştı, beklemekten bıkmıştı! Başka bir tanesi “E daha bekleyecek miyiz?!” diye hırlamak ile söylenmek arası bir tepki vermişti.

Karşı taraf da bunu İSTEYİNCE daha güzel oluyor. Bunun için biraz işaretlere dikkat edeceksiniz, ben bir ay boyunca “fiziksel teması” yüksek tutuyorum. Hazır olduklarında size belli edeceklerdir.

Benle birlikte olacak bütün kadınlardan AIDS tahlil sonucu talep ediyorum. İstisnasız hepsinden.

Gördüğünüz üzere burada hiçbir yerde cinsel tacize dair bir şey yok. Verdiğim tavsiyelerin hiçbirinde kadın, yapmak istemediği bir şeyi yapmaya zorlanmıyor. Telefonunu vermezse çekip gidiyorum, siz de böyle yapın.


Anti-Dump’ın Makinesinin özü budur. Anti-Dump’ın öpücüğü ve seksi ötelemesi de baya ilgimi çekti, bu durum KESİNLİKLE karşı tarafı delirtir.

Alıntı:


İlk 3 ay çiçek, kartpostal, hediye falan yok.

Geçirdiğiniz eğlenceli vakitler bunların yerini fazlasıyla tutacaktır. “İyi çocuk” düzeni artık bitmiştir, Size “seni seviyorum” dedikten SONRA, alacaksanız ona çiçek alabilirsiniz. Fakat onu da çok abartmayın.


Dee-Zy’nin ilk buluşma hakkında soruları olmuş. Anti-Dump’ın yanıtı:

Alıntı:


Para harcamayacağın şeylere yönel sen de.

Kanada’da yaşıyorum demişsin. “Wanda, hadi Cuma günü buz patenine gidelim. Saat akşam 7’de oradayım.” Eminim oralarda girişi bedava, bedava olmasa da 2$ tutan buz pateni pistleri vardır. He şu an Yaz mevsimindeydik, doğru…

O zaman yüzme? Ya da Voleybol? “Hadi voleybola inelim akşam. Akşam şu saatte yanına geliyorum…”

Tamam, belki de bunlar o kadar da ilgi çeken aktiviteler değil, Ama en baştan seni biraz yaşlı biri olduğum konusunda (Yaşlandık be!) uyardım zaten. İlgi çekici bir şeyler uydur. Etrafınızda konseri bedava rapçi konseri de mi yok hiç? “BEDAVA Eminem konseri varmış Toronto’da. Akşam gidiyoruz, Babam arabayla bırakacak.”

 “Hadi bi buluşup kahve içelim.” Diye buluşursan o gevşek ağzın yüzünden kızı kaçırırsın.

Sen: “Eminem iyi ya, tarzı da güzel hem.”

Kız: “Nası ya, öyle bir şerefsizin nesini seviyorsun? Sevdiğin tarz bu mu yani? Pislik herif, ben gidiyorum ne halin varsa gör!”


İyi de kadınlar yaratıcı erkekleri sevmiyor muydu? Kadınların istediği şeyleri yapmamız gerekmez mi?

Alıntı:


Ne zaman kazara da olsa “kadınlar yaratıcı erkekleri sever.” veya  “KADINLAR …….. ERKEKLERİ SEVER” tarzı bir cümle kurduğunu fark edersen kendinize bir tokat at.

Mevzuyu tersinden anlamışsın. Kıza en baştan “Kayak yapmayı severim, peki sen?” “Bowling oynamayı severim, peki sen?” şeklinde yaklaşman lazım.

Kıza ONUN istediği şeyi bahşetmeyeceksin. KENDİ YAPMAK İSTEDİĞİN ŞEYLERİ DE SEVEN BİR KIZ BULACAKSIN. O seni kabul ettikten sonra gidip neylerden hoşlandığını sorabilirsin.

Bir kadın ile nişanlı değilsen ASLA ona yemek yapma! Parmağında yüzük olacak! Kıza yemek pişirdikten 1 hafta sonra başka bir erkekle kol kola gördüğünü düşün.

Beyninin yaratıcı kısmını, sevdiğin şeyleri kıza da nasıl sevdirebileceğini bulmaya çalıştır.

Aksi takdirde o ilişki kimsesizler mezarlığına doğru tapa gaz gidiyordur.

Moralini fazla bozmadığımı umuyorum. Ben de aynı hataları yapıp duruyordum, o yüzden sana bir tüyo vereyim:

 “Kadınlar bu denilenleri umursamaz. Bir erkekte aradıkları yegane özellik gecenin köründe karanlık bir yolda arabaları bozulunca ona güvenebilmeleridir veya başına bir felaket geldiğinde onu DİNLEMESİDİR (KONUŞMAYACAK). Girişken bir adam, kaya kadar da sert. Gerektiğinde YANINDA OLACAK bir erkek.

Bunun üzerinde biraz düşün.


Şimdi direkt Vassago’dan bir alıntı yapacağım. Anti-Dump ile alakalı bir yerde kendisinden alıntı yapmama çok sinirlenecek ama olsun:

Alıntı:


Kişisel fikrim, oyunu bilen ve uygulayan bir adamın uzun süreli bir ilişki bulma ihtimali çok daha yüksek. Sonuçta daha fazla kadınla görüşüyor yani daha fazla seçeneği var, oyunu biliyor yani istediğini elde etmede daha başarılı, ama en önemlisi bolluk psikolojisine sahip. Çok fazla kadınla takıldığım dönemlerde uzun süreli ilişki potansiyelim çok fazlaydı, fakat hayatımı bir düzene oturtup uzun süreli bir ilişki aramaya başladığımda işler zorlaşmaya başladı. Takıldığım hatunların hepsiyle, aklımdan geçen son şeyin sevgililik olduğu zamanlar tanışmıştım. Kadınlar muhtaçlığın kokusunu hemen alıyor ve bence en güçlü etken de bu. Tabi işin bilinçaltı yönleri de var, vahşi beygiri evcilleştirme fantezisi, tehlikeli adama karşı duyulan ilkel çekicilik vb. şeyler çekicilikte hep artı puan. Fakat şu da var, eğer çizgiyi aşar da erkek orospusuna dönerseniz geçmişiniz peşinizi bırakmayacaktır.

En yüksek kalite hatunları kapan adamların, aslında hiçbir kategoriye uymayan adamlar olduğunu fark ettim. Sürekli tek bir hatun ile görüşen, en sonunda gerçekten uyumlu olabildiği bir hatun bulana kadar birkaç ayda bir kız değiştiren tipler bunlar. Kadınlara her zaman iyi davranıyorlar, fakat en iyisinden başkasına da razı olmuyorlar.

Oyunu gerçekten çözmüş erkekler aslında bunlar. Onlarla konuşarak bunu anlayamazsınız, fakat kadınlarların onun hakkında konuşurken görürseniz anlarsınız çünkü hepsi bir sonraki kişi olmak için can atıyorlardır.


Bu tespit Anti-Dump’ın Makinesiyle direkt örtüşüyor. İlk olarak ne istediğinizi çözüp, KIZIN KARŞISINA MUHTAÇ BİRİ OLARAK ÇIKMAMANIZ GEREKİYOR.

Hayatının tamamını seks aramaya adamış bir erkek acınası bir pozisyondadır. Fakat görüştüğü hatunlar arasından istediğini seçen ERKEK doğru yoldadır. Bunun sağlam bir “oyuncu” olmak anlamına geldiğini pek düşünmüyorum ama öyleyse, sağlam bir oyuncu olduğumdan eminim.

Kendinizi geliştirmek her şeyi kolaylaştırır fakat YİNE DE dışarı çıkıp, SOSYALLEŞİP, hatunlarla tanışmanız lazım. Seninle tanışmak isteyeceklerdir, ONLARA bir şans ver.

Baştan çıkarma sanatıyla alakalı yazılar sizi DIŞARI ÇIKMAYA (Kızlar orada çünkü) itme ve eski sosyal bariyerlerinizi yıkma konusunda çok işe yarar fakat *son derece* az bilgi veriyorlar. Kesinlikle ciddiye alınmamalı, hele hayat felsefesi olarak hiç düşünülmemeli.

PUA olmanın iyi yönü çok sayıda hatunla tanışmaktır, Vassago’nun değindiği nokta da bu. Fakat bu aynı zamanda Anti-Dump’ın Makinesinin ana öğelerindendir. Muhtemelen bir PUA kadar, hatta belki de daha fazla kız görecek ve eleyeceksiniz. Aranızdaki fark ise PUA kızı yatağa atmaya çalışırken Makine sizin dünyanıza uygun bir kız bulmaya çalışıyordur.

Bu da çok büyük bir fark.

Sonraki Bölüm: Her zaman hazırlıklı olun

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Yedinci Bölüm: Gizemli olun.

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Altıncı Bölüm: Hayatınızı Değiştirecek Üç Sözcük

Şuna bir bakın:

Alıntı:


Kendinizden olabildiğince az bahsedeceksiniz. Bunu da çok genel ve MUĞLÂK cevaplar vererek yapacaksınız. Cevabınızı verdikten hemen sonra da konuyu ona çevireceksiniz.

Kız: İlk buluşmalarda gergin oluyor musun?

Siz: Nadiren, sen?

Kız: Nereden mezunsun?

Siz: Okuması zor bir yerden. Peki sen? Üniversite mezunu musun?

Sadece şahsınızla alakalı konularda böyle cevaplar vereceksiniz. Fakat sohbeti ilerletmeniz de lazım, bunun için de istediğiniz kadar konuşabilirsiniz. İsterseniz sabaha kadar konuşun, sadece bahsettiğiniz şey kendiniz olmasın.

Kırmızı bültenle aranıyormuşsunuz gibi davranın, eğer kendiniz hakkında çok fazla şey anlatırsanız kızı kaçırırsınız.

Sizi ne kadar AZ bilirlerse, o kadar ÇOK tanımak isterler. – Terminator911

İşin püf noktası öznel meseleler üzerinde değil, nesnel şeyler hakkında konuşmak.

Müzik konuşun, yemek konuşun, yeter ki kendiniz hakkında konuşmayın.


Genel hatlarla cevap vermek burada çok büyük önem arz ediyor. Karşınızdaki kadın sizi zaten tavrınız, ses tonunuz, kıyafetiniz vb. özellikleriniz üzerinden analiz ediyor. Sizi, karşınızdaki kadına istediği BÜTÜN DETAYLARI VERMEYE zorlayan bir kanun mu var sanki?

Alıntı:


Kendi hakkınızda verdiğiniz bütün cevaplar genel hatlarıyla olsun.

Kız: Hayatında yaşadığın en ilginç deneyim ne olmuştu?

Siz: Afrika’yı gezmiştim, baya güzeldi. Sen?

Kız: Nasıldı peki Afrika gezin?

Siz: Bir gece az kalsın aslanlara yem oluyordum…

Sadece gerçekten yaşadığınız anılarınızı anlatın. Dikkat edin, buradaki örnek cevaplarımın hepsi yaşanmış şeyler veya somut nesneler hakkında, hiçbiri fikirlerim veya hissettiklerim hakkında değil. Aksi takdirde başınız belaya girer.

Becerebiliyorsanız, karşınızdaki kadının hisleriniz ve düşünceleriniz hakkında pek fazla şey bilmemesini sağlayın. Böylece size karşı olan merakını arttırabilirsiniz.

Eğer size neler yaptığınızı sorarsa hep genel cevaplar verin. “Bilgisayarlar ile ilgileniyorum. Peki sen? Sen neler yapıyorsun?

Kız: Houston’da nerede oturuyorsun?

Siz: Aşağı taraflarında.


İyi de, Anti-Dump işin başında bir aktivite yapılan buluşmaları tavsiye etmiyor muydu?

Alıntı:


Sohbetin SİZİN hakkınızda olması gizemi öldürür demiştim. Fakat çok fazla sohbet etmek AŞIRI kişisel bilgi vermenize yol açar zaten, bu yüzden aktivite içeren buluşmaları tavsiye ediyorum. Bu tarz buluşmalar düşük çenenizin emniyet kilididir.

Hakkınızdaki her şeyi öğrendikten sonra sizden soğuyacaktır. Kendinizi ona her buluşmada yavaş yavaş, olabildiğince uzun sürede, hatta mümkünse yıllarca devam edecek bir şüreçte açmalısınız.


Bazı arkadaşlar üstte bahsedilen şeylerden hoşlanmayacaktır. Fakat işin özü ilk buluşmada TALK SHOW’DA DEĞİLSİNİZ. Ona bütün hayatınızı anlatmayacaksınız. Bırakın kendi çabalarıyla öğrensin (ki BÖYLELİKLE gerçekten size karşı merak duygusu besleyecektir.)

Anti-Dump hep BAŞKA ŞEYLER hakkında konuşmanız gerektiğini tekrar tekrar vurgulamış:

Alıntı:


Yukarıda bahsettiğim gibi, buluşma sırasında yaptıklarınız veya gördükleriniz hakkında konuşun. Mesela: “Şu karşıdan geçen elemanın boyuna bak, hırsız merdiveni gibi. Kaçtır sence boyu, 2.10m var mıdır?”


Çoğu insan çabucak ciddiye bağlar. Rahat ve eğlenceli olun.

Alıntı:


İlk başlarda kişisel mevzulara hiç girmemeniz lazım. Buluşmaları iptal ediyor mu ona dikkat etmeniz gerek. Onunlayken bir şeyler ters gidiyormuş gibi hissediyor musunuz? İnsanlar istediklerini yapmayınca çirkinleşiyor mu? Huysuzluk yapıyor mu?

İlk birkaç buluşmada YÜZEYSEL olmanızı tavsiye ederim. Belki de garsona karşı tavırlarını beğenmeyeceksiniz kim bilir?  Konuşma tarzını bile sevmiyorsanız neden hayattaki pişmanlıklarını dinleyesiniz ki?

Bir keresinde çok güzel ve yaşıtım bir hatun ile buluşmuştum. Konuşmasında bir “gariplik” vardı, oysaki tanıştığımız gece kulübünde pek fark etmemiştim.

Onun hakkında bildikleriniz, SİZİN hakkınızda bildiklerinden FAZLAYSA gizemli bir hava oluşturursunuz.

Kadınlar hakkınızdaki her şeyi bilmek istediğini söyler. Fakat çok erken öğrenirlerse de çekip giderler.

Onları aşka sürükleyen meraklarıdır. Hiç sonu gelmeyen öğlen kuşağı dizileri gibi olun, dizinin finalde nasıl bittiğini ASLA bilemesinler!


Flört Etme ve İlgiyi Yaratma

İnternet aleminde, bazı erkekler ERKEK TİPİ FLÖRT savunucusudur. Fakat buna flört etmek demezler, “ilgi uyandırma” derler. Hatta bu yöntemlerle kızları KONTROL ALTINA ALDIKLARINI bile düşünürler.

Kızlar da tam olarak FLÖRT ETTİKLERİNE inanmaz. Sadece “ilgi uyandırdıklarını” düşünürler, hatta büyük bir kısmı karşısındaki erkeği KONTROL ETTİĞİNİ bile düşünür. Madem kızların bu konuda yanlış düşündüklerini biliyoruz, o zaman neden erkeklerin “ilgi yaratma” çabasının hatalı bir yöntem olduğunu söylemek bu kadar tepki topluyor? Çünkü bunu dile getirmek KONTROLDE oldukları algısını yıkıyor. Baştan çıkarma eyleminde, fiziksel dildo olmak için önce kızın duygusal dildosu olmak gerekir. Çünkü en nihayetinde size karşı gerçekten ilgi duymuyor. Bu anlattığım Ross Jefferies’in yöntemidir.

Anti-Dump’ın “flört” ve “ilgi yaratma” konusunda dediklerine bir bakın:

Alıntı:


Flört etmek ilgi çekme amaçlı kullanılan bir kadın icadıdır. Toplum kuralları kadınların erkekleri buluşmaya davet etmesine pek hoş gözle bakmaz, bu sebepten dolayı kadınlar flört ederek size karşı olan ROMANTİK ilgisini dolambaçlı yoldan belli eder.

Erkeğin ise flört etmesine gerek yoktur. Romantik manada ilgisini “söylemeden gösterme” gibi bir ihtiyacı yoktur. Bunun sebebi de davet etme işini ZATEN ONUN yapmasıdır. Erkeklerin bu konuda kafası çok karışık, flört etmek kadınlar içindir.

İlginizi kadına “belli etme” yönteminiz telefon numarasını istemektir. Erkeğin “flörtü” diyebileceğimiz şey budur.


Anti-Dump kino’ya inanmayanlardandı. En iyiler listesinde kino ile ilgili benim yazdığım bir yazı var. Artık ilk buluşmada ASLA kino yapmıyorum.

Kino İyi Çocuk için BİÇİLMİŞ KAFTANDIR, çünkü onun cinselliğini ortaya çıkartır. Geçmişteki değil, ŞİMDİKİ Pook için hiç de iyi değil çünkü şimdiki Pook’un cinsellik yönü kadınlar tarafından zaten fark ediliyor. Şimdi kino yaparsam kıza aşırı ilgi göstermiş oluyorum (Kızlar bunu neredeyse çaresizlik olarak yorumluyor, “Bu kadar çekici bir adam ama benle temas kurma ihtiyacı hissediyor, bunu çoktan kafeslemişim bile” şeklinde düşünebiliyorlar).

Alıntı:


Kızdan numarasını istediğinizde onunla ilgilendiğinizi otomatikman bilecektir.

Eğer sormazsanız, friendzone’a düşme tehlikesindesiniz. Çünkü onunla numarasını isteyerek “flört” etmemişsinizdir.

Onu bir yere davet etmediniz, gerçek hislerinizi bilmesine fırsat vermediniz bile.

İşte bu sebepten dolayı kısa, neşe dolu ve flört kokmayan güzel bir sohbetin hemen ardından kızdan numarasını isteyin.

Aynı şey buluşmalar için de geçerli. Buluşma ayarlamak için yaptığınız her arama onunla hala ilgilendiğinizin “işaretidir”. Yoksa niye buluşmaya çağırasınız ki?

Sadece direkt olarak söylemiyorsunuz.

Genelde her buluşmanın sonunda gözlerinin içine bakarak “Bugün çok iyi vakit geçirdim.” mahiyetinde bir şey söylüyorum. Kendisi de onu kastettiğimi anlıyor haliyle. Ondan hoşlandığınızı biraz dolaylı yöntemlerle gösterin, bazen tutkuyla sarılmak veya öpmek gibi. Asla ilk iki ay ne hissettiğinizi KELİMELERLE ANLATMAYIN. Üçüncü ayı bekleyin, öylesi çok daha iyi.

ASLA ilgiyi yoktan var etmeye çalışmayacaksın, büyük hata yaparsın. EN BAŞTAN SİZE KARŞI İLGİ SEVİYESİ YÜKSEK OLMALI.

Onu etkilemeye çabalamayın, sizden zaten etkilenmiştir, yoksa niye buluşmayı kabul etsin ki? Gününe farklılık katmak için değildir umarım.

İlgiyi yoktan var etmeye çabalamayacaksınız. İlgi zaten olacak, eğer yoksa kızı bırakıp tekrar en baştan başlayın.

Bir erkek flört ederse işler aleyhine işlemeye başlar. Karşıya aşırı düzeyde ilgi “işareti” yollamış olur.


Okullarda ve işyerlerinde flört eden ÇOK FAZLA erkek vardır. NEDEN? Çünkü risk teşkil etmez, asla reddedilmiş olmazlar ve HER KADIN kendisiyle flört eden bir erkek olmasını çok sever, ilgi görür.

Bir kız ilgimi çektiyse onu BULUŞMAYA DAVET EDİYORUM. Bu hareketin onda uyandırdığı hisleri flört ederek asla uyandıramazsınız (Eğer bir kadınla yeteri kadar uzun süre flört ederseniz, onu bir yerlere davet edeceğinizi düşünür. Eğer davet etmezseniz DİKKATLİ OLUN, sizi aşağılık biri olarak görecektir.)

Çoğunuz boş yere daha işi zora sokuyor. Destanlardan fırlamış bir “alfa erkek” olmanıza gerek yok, “satranç” gibi akıl oyunlarına da ihtiyacınız yok. Bütün Toplumun size hayran olmasına hiç gerek yok. Tek yapmanız gereken kızı buluşmaya davet etmek. Bu basit gerçek ile yüzleşmek yerine oturup “alfa erkek” manifestoları karalıyoruz, kadınlar ve toplum hakkında tezler öne sürüyoruz.

Mücadeleniz SEN VS Kadın ekseninde değil. SEN VS DÜNYA şeklinde de değil. Her zaman SEN VS SEN şeklinde. Hayallerinizi gerçekleştirmeniz önündeki tek engel yine sizsiniz.

Dünyayı düzeltmeye ilk kendinizden başlayın.

Sonraki Bölüm: Kadınlara Yürümek

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Altıncı Bölüm: Hayatınızı Değiştirecek Üç Sözcük

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Beşinci Bölüm: Kadınlar ve Bilgi

Konuş Anti-Dump!

Alıntı:


KUSURSUZ DON JUAN

Kızın numarasını tanıştıktan bir ay sonra değil, TANIŞTIĞI GÜN ister.

EV NUMARASINI ister, alamazsa da kızın peşinden koşturmaz.

Aramadan önce en az 4 gün bekler, beklemesi şarttır.

Asla bir sonraki buluşmayı yüz yüzeyken belirlemez, her zaman önce telefon açar. Kız onu beklemeli, onu merak etmelidir.

İlk 3 hafta kızla SADECE haftada bir kez görüşür. Başka kadınlarla buluşacağı günleri doldurmamalıdır. Başka kadınlarla meşgul olmasa bile meşgulmüş gibi davranmalıdır. Kız daha fazla görüşmek istiyorsa meşgul olduğunu belirtmelidir.

İlk 2 ay asla çiçek, kartpostal veya hediye almaz. Doğum günü tek istisnadır.

Kadınlarla telefonda asla bir saatin üzerinde konuşmaz, ASLA. Görüşmesi en fazla 20 dakikadır. Buluşmalar dışında kızla e-mail, mesaj vs. gibi yöntemler ile görüşmekten sakınır. Bir sonraki buluşmayı ayarlamak için telefonla arar.

İlk 3 ay kendisi hakkında HİÇBİR ŞEY anlatmaz. Anlatılacak şeyleri kız sormalıdır. Sorulduğunda da olabildiğince az, küçük bir kısmını anlatır.

 “Seni seviyorum” cümlesini ilk karşı tarafın kurmasını bekler, böylelikle gerçekliğinden emin olur.

İlk 2 aydan önce asla “seni seviyorum” demez. Asla.

İlk 6 ay geçmeden ASLA evlilik teklif etmez. Bir sene beklemeyi tercih eder, bütün ufak kusurlar öğrenilmelidir.

Asla bir kadınla aynı evde yaşamaz, özgür birisidir. EN İYİSİYLE tanıştığı zaman onla evlenecektir.

Sadece kadının romantik yönüne ODAKLANIR. Uzun sohbetlerin AŞK ile değil, arkadaşlık ile sonuçlandığını bilir. Gizemli bir yönünün olmasının kızda hayranlık, MERAK ve ARZU uyandırdığını bilir.

En önemlisi, gerçek bir Don Juan ilişkinin 50-50 olduğundan emin olur. İlişkinin YARISINDA, kız onun yapmak istediklerini YAPACAKTIR. Bunun çetelesini tutmaz, göz kararıyla anlayabilir.


Adam kendi başarılarıyla gayet de gurur duyuyor:

Alıntı:


Fakat BÖBÜRLENEMEZSİNİZ de. Dert etmeyin, kadınlar bunu çok sever!

Kız: Araban neydi?

Siz: Yabancı bir marka

Kız: Markası?

Siz: Çift kapılı bir model.

Kız: Markanın adı ne adı?!

Sen: İyi tamam, amma da çok soru soruyorsun. Markası Porsche.

Kız: (Etkilenir)


İlgisiz kadınları başka nasıl eleyecekti zaten?

Alıntı:


Bir kıza numaramı VERİR VERMEZ, ANINDA onun bana karşı ilgisi olup olmadığını anlıyorum. Siz kıza KENDİ numaranızı verdiğinizde günlerce, haftalarca ilgisi olup olmadığını anlamaya uğraşırsınız. Hangi akla hizmet oturup onun telefon etmesini bekleyesiniz ki? Ben en başından istediğimi öğrenebiliyorum.

Ben hiç numaramı vermedim. Fakat yaptığım araştırma şunu gösteriyor: Kadınların ÇOK ufak bir kısmı bu yöntemde sizi dönüş yapıyor.

Size karşı ilgisi olup olmadığını ANINDA öğrenmek varken, niye bekleyesiniz ki?

———————————

Eğer bir kıza KENDİ numaranızı verirseniz onun cevabını beklersiniz. Arayıp aramamasının umurunuzda olmadığını söylerseniz sadece kendinizi kandırırsınız, saçmalamayın. Zaten bu çok PASİF bir yaklaşım, kadınlar kendilerine DİREKT yaklaşılmasını ister. Bir erkek özgüven sahibi birisi olsa bile, kızdan telefonunu istemeyince PASİF ve çekingen biri olarak görülür. Çok az erkek “numaran nedir?” sorusunu direkt, çekinmeden sorabilir. Bu da hoşlarına gider, çekicilik katar. “Beni ara tatlım” çekici bir yöntem değildir, kadına kendini güzel hissettirmez.

Dizgal, eğer 7 gün boyunca aranmazsa adamı UNUTACAĞINI söyledi. ÇOĞU kadın ev numarasını sadece GERÇEKTEN ilgi duyduğu birine verir. Sizi hatırlayacaklardır, o yüzden hatırlamadım lafına inanmayın. Lakin, BAZI kadınlar (Dizgal belki de bunlardan biri) BİRÇOK kişiye numarasını verip sonra da verdiği adamların isimlerini unutuyor. Yapacağınız şey basit:

Anti-Dump: Dizgal merhaba, ben Anti-Dump.

Dizgal: Anti-Dump? Çıkaramadım?

Anti-Dump: Pardon, YANLIŞ numara çevirmişim (kapatır).

Eğer “unutursa” telefonu kapatın geçin.

Bu yöntemler KULLANILIP ATILMANIZI engeller. Sadece size ilgisi GERÇEKTEN olan kadınlar sizle buluşmak ister. “Unutursa” yine kendinizi şanslı sayın, YETERSİZ ilgi alametidir. Bunu ERKENDEN tespit etmek, ilişkinin ileriki dönemlerinde aldatılmaktan katbekat daha iyidir.

Bu yazılanları uygularsanız, Tomazu’nun dediği gibi BAZI iyi fırsatları illa ki kaçıracaksınız, fakat neredeyse asla canınız yanmayacak.


Peki, kız size BAŞKA bir numara verirse?

Alıntı:


Peki BAŞKA numara ne anlama gelir? İlgi seviyesinin düşük olduğu anlamına mı geliyor? Hayır!

Bir kadınla konuşmanız 30 dakikayı geçiyorsa asla numarasını istemeyin, konuşma ne kadar kısa sürerse o kadar iyi. BAŞKA numara verilen kişiler gereğinden fazla süre kızın etrafında bulunup rahatsızlık verenler. Numarasını istemeniz için sizi tanımasına gerek yok.

Sizi tanıyıp bir yargıya varacağı yer buluşma günü. Ayaküstü ufak bir konuşma yapıp ondan sonra sorun, ardından en kısa sürede yanından AYRILIN. Unutmayın gizemli birisiniz, çenesi düşük kafa şişiren biri değil.


Peki, Anti Dump’ın Makinesini kimlere uygulayacağız? KUSURSUZ bir kız bulduğumuzda Makineyi yok mu sayacağız?

Alıntı:


ASLA TAVİZ VERME

İster 18 olsun ister 80, ister Miss Amerika kazananı olsun ister dünyada tek.

Bütün kadınlarda AYNI buluşma yöntemleri ve taktiklerini uygulayacaksınız.

Dağcılık da yapsa, tekerlekli sandalye de kullansa fark etmez. Brezilyalı da olsa, Kanadalı da olsa aynı şeyler geçerli.

Kim olursa olsun, aramadan önce BEŞ gün bekleyin; Hediye almayın, çok kişisel konularınızı kendinize saklayın.

Bir öyle bir böyle davranmanın âlemi yok. Birine karşı farklı, diğerine karşı bambaşka biri olmayın.

Orduda bütün acemi erler birbirlerinden farklı insanlardır. Fakat eğitimde vakti bütün erlerden BÜTÜN engelleri geçmeleri istenir, adamına göre parkur değişmez. Ya geçecekler, ya da gidecekler.

Aynı prosedürü defalarca, tekrar tekrar BÜTÜN kadınlar üzerinde uygulayacaksın.

Bu prosedür sayesinde İLGİSİ YÜKSEK bir kadın bulmayı neredeyse garantileyeceksin çünkü “sevgi üretim makinesi” sahibiymişsin gibi bir etkisi olacak, düğmeye bastığın anda sana sevgi besleyen bir kız hemen karşında… Tabi işlem bundan daha karmaşık fakat denileni kavrayabilmişsindir.

“Seçilmiş kişi” olmaya ilk adımını attın bile.


Fakat çoğu insan yapması gereken kısma değil, başka şeylere takılıp kalıyor.

Alıntı:


“3 Küçük Kelime”

Uçuk açılış cümlelerini,
Etkileyici yaklaşım yöntemlerini,
Olağanüstü özgüven ihtiyacını,
Marka kıyafetleri,
Kafası karışık bakışları,
2 saatlik konuşmaları,

UNUT GİTSİN.

Tek soracağın şey “Telefon numaran neydi?”

————————————
Pahalı parfümleri ,
Verilen tavsiyeleri ,
Ross Jeffries’i ,
Neg atmayı,
Jöle sürüp sürmemeyi,
Hızlı arabaları,

UNUT GİTSİN.

Tek soracağın şey “Telefon numaran neydi?”

————————————
Anti-Dump’ı,
Pook’u,
Alpha Males’i,
Sosuave’yi,
İlişki kitaplarını
“Kaderi”

UNUT GİTSİN.

Tek soracağın şey “Telefon numaran neydi?”

Mutluluk sizi bekliyor ama önce o 3 sözcüğü söylemelisiniz… İlk kendinizi tanıtın, sonra ayaküstü bir sohbet edin, ondan sonra da…
“Telefon Numaran neydi?” diyin ve evinize gidin. GÖREV TAMAMLANMIŞTIR.


Biz kadın değiliz. Narin bir çiçek gibi davranmak değil, ÇEKİM oluşturmak üzerine yoğunlaşmalıyız.

Soytarılık yapıp kendinizi rezil etmeniz ŞART DEĞİL.

Alıntı:


Bir kadınla olan birlikteliğiniz 5 seneyi geçtikten sonra ona istediğinizi anlatabilirsiniz. “Silahlı soygundan dolayı 5-10 yıl içeride yattım”

Kız:  Babanın hastalığı sonucu evi az kalsın kaybedeceğiniz için miydi?

Siz: Evet, önce gerçek beni tanımanı istedim. Üzgünüm ama seni kaybetmek istememiştim, senin sayende tekrar yoldan çıkmadım.

Kız: Seni seviyorum.

SON


Haha! Kızın en sonunda soyguncu kocasına “seni seviyorum” demesinin bir sebebi de “Senin sayende tekrar yoldan çıkmadım” cümlesi. Kıza karşı onun Feminen yönünü övmüş.

Alıntı:


Başka bir yöntem de onunla NEREDEYSE HER ZAMAN yüz yüze konuşmak. Telefon görüşmelerinizi bir saatin altında tutun, nadiren telefonla görüşün.

Sizi sürekli bedenen görmesi gerekir, yoksa “yanında yokmuşsunuz” gibi bir psikolojiye girer. Telefonu, mailleri, mesajları kısarsanız sizi daha fazla ARZULAR. İlgi seviyesi yükselir, zaten yüksekse de inmez. Nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı merak eder.

Yine başka bir yöntem de ilk 2 ay hiç çiçek, kartpostal veya hediye almamak. Fakat aynı zamanda öpüp koklayarak da ona sevginizi göstermeniz lazım.

Bu sizi merak uyandırıcı bir hale sokar. Çoğu erkek hediye veya çiçek alır, siz ise onu seviyorsunuz ama çoğu erkeğin aksine herhangi bir şey almıyorsunuz. Bu durum kafasını kurcalayacaktır. Para dökerek sevgisini satın almaya çalışmadığınız için sevginizin gerçek olduğunu düşünecektir.

Fakat ana unsur, kendin hakkında bir şeyler anlatmamak. Kişisel bir soru sorarsa hiç detaya inmeyin, tek kelimelik cevaplar verin. Bu sadece ŞAHSINIZLA ALAKALI olan sorular için. Her zaman da böyle konuşmayın.

Kız: Ee neler yapmayı seversin?

Siz: Hoşuma giden birkaç şey var tabi.

Kız: Dar giyinen kızlar hakkında ne düşünüyorsun?

Siz: Bazen bakıyorum, bazen de dikkatimi çekmiyor.

Sonra da ona soru sorun, odak noktası üstünüzde olmasın.

Kişisel görüşlerinizi ona çok da hızlı belli etmeyin, ilk 2 ay eğlenmenize bakın. 8 hafta boyunca hala yanınızda İSE, işte o zaman biraz kendinizden bahsetmeye başlayabilirsiniz.

Bütün olay, sizinle fikirlerinizden bağımsız olarak birlikte olması gerektiği. İlk iki ay düşüncelerinizi değil, tarzınızı sevmeli. İLK BAŞTA tarzınızı sevmeden düşünceleriniz onu alakadar etmemeli.


Hep merak etmiştim, “İYİ YÖNLERİMDEN bahsetmem gerekmez mi?”

Ama Anti-Dump kesinlikle haklı. Bu SAPLA SAMANI AYIRMA MAKİNESİ. Açık arttırmadaymış gibi düşünün:

“Hanımlar! Pook’un karısı kontenjanında bir kişilik boş yer var!”

Şimdi gidip de bu kontenjana herhangi bir hatunu koyamam. Hatun doğru kişi olmalı, POOK’A GÖRE biri olmalı.

Yani anlayacağınız, hayatıma devam etmeli ve bir kız dikkatimi çekerse filtreleme operasyonuna başlamalıyım. Kız benim ne istediğim biliyor, her zaman anlarlar zaten. İlgisi olanlar da numarasını verecek ve buluşmaya da gelecek.

Buluşmada da Pook’u anlatmaya gerek yok, karşı tarafın hoşuna gidecek olsa bile. Neden mi? Çünkü talep edilen ürün zaten kendim, mülakatta olan kişi O. E tabi bunu sohbet havasında yürütmeniz lazım.

Ama size kadınlar hakkında bir tüyo vereyim mi?

Gizemi severler.

Gizem çözmeyi de çok severler.

Kabuğunuzu yavaş yavaş soyup, içinizdeki cevheri bulmayı ÇOK SEVERLER. Evet, “iyi yönlerinizi” ona anlatarak puan toplayıp, ilgisini biraz arttırabilirsiniz.

Fakat…

Eğer iyi yönlerinizi KENDİ ÇABALARIYLA bulursa topladığınız puanlar trilyonları aşacaktır.

“Pook! Şu dediğini biraz açar mısın?”

Muhteşem erkekleri “bulmak” kadınların hoşuna gider. İşlenmemiş cevherleri severler. O cevheri işleyip hazineye ulaşmayı isterler. Bunun oluşturduğu duygu seli sonucu genelde SİZE ÂŞIK OLURLAR. Bir de bunu parlak bir elmas bulmak ile karşılaştırın. Elmas parlaktır, değerlidir, çok para eder tamam ama ortada bir gizem, bir “keşif” yoktur. Bu elmasa benzettiğimiz erkek, kadının dişilik vazifesini mahveder. Dolayısıyla…

SIKICI BİR ERKEK OLUR.

İşte bu yüzden çok iyiyseniz ve bundan eminseniz, bırakın kadın bunu kendisi fark etsin. KESİNLİKLE fark edeceklerdir.

Çok çekici bir erkeği düşünün. Bu adam yürüdüğü kızlara “Merhaba, bak ne kadar çekici bir adamım!” diye mi yaklaşır? Tabi ki de hayır, kadınlar böyle erkeklerden NEFRET EDERLER.

Kadınların gözü bizden keskindir, iyi yönleriniz çok iyi görürler, bunları burunlarına sokmanıza gerek yoktur.

Sonraki Bölüm: Gizemli Olun.

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Beşinci Bölüm: Kadınlar ve Bilgi

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Dördüncü Bölüm: Aksiyona Öncelik Verin

İyi Çocukların Ego Sorunu

Bu kadar şeyi nereden öğrendin Anti-Dump?

Alıntı:


İletişim ve aksiyon stratejisi kendi üretimim. Fakat esin kaynağım John Gray’in Erkekler Mars’tan, kadınlar Venüs’ten kitabı.

Bu kitap ilişkiler hakkında yazılmış en iyi eser. Okumadan evlenmeyin.

FAKAT! Sevgililik aşamasında çok tehlikeli bir kitap. SAKIN AMA SAKIN bu aşamada kullanmayın.

Neden mi? Çünkü uygularsanız manipüle edilecek ve kullanılacaksınız.

John Gray’in bu kitabı sadece size karşı İLGİSİ YÜKSEK bir kadın ile evliyseniz işinize yarar, yazarın eşi Bonnie gibi mesela.

Sizi çok da sevmeyen bir kadın ile evlendiğinizi düşünün, Hep rastlanan bir durum. Bu ilişkide bir şeylerden feragat eden TEK TARAF siz olacaksınız. Sizinle neden sevişmediği konusunda sürekli mazeretler uyduracak olursa kitabın kurallarına göre bunu KABUL ETMEK(!) zorundasınız, onun hislerini ÇİĞNEYİP GEÇEMEZSİNİZ.

Evinizde bir hırsızı ağırlayıp, hırsız evi soymaya başlayınca polisi arayamamak gibi bir şey bu.

Bir kadının olumsuz duygu ve düşüncelerini YALNIZCA sizi gerçekten seviyorsa kabul edebilirsiniz.

Bu kitabı ilk aşamada uygularsanız maymuna dönersiniz. Size karşı ettiği hakaretlere karşı bile “anlayışlı” davranmanız gerekir.

Sen kafası çalışan birisin BigBadJon, dediklerimi anlayacağından eminim.

Kitap, yüksek ilgi seviyesinin zaten olduğunu VARSAYIYOR. Fakat yazar bu varsayımını kitapta hiçbir yerde belirtmemiş. Çok tehlikeli bir durum.

Diğer yorumlarına gelirsek:

Dediğin gibi, kadınların ilgi gösterdiğine dışarıya yansıttığı bazı hareketler EVET VAR. Bazı TLC dizilerinde birkaçını GÖRDÜM, çok da hoşuma gitti. Mesela bir tanesinde bazı kadınların ilk tanıştıkları adamların ayakkabılarına nasıl baktığından bahsediyordu. Kadınların bir kısmının ayakkabılarınıza bakıp, değerlendirme kıstası olarak kabul ettiğinden şüphem yok. Hatta şunu diyeyim, o bölümü izledikten sonra dışarıya çıkarken hep en yeni ayakkabılarımı giymeye dikkat ediyorum!

Yani bu “işaretleri” inkâr etmiyorum.

Don Juan olmaktan çıkarabileceğiniz en büyük ders şu olacak: Kadınları “anlamaktan” vazgeçip, size UYGUN olmayanları ayıklayıp olanları seçmelisiniz.

Mars/Venüs kitabı size bir kadının eğer ilgisi yeterince yüksekse ANLAMAYA ÇALIŞANIN GEREKSİZ OLDUĞUNU açıklamıyor. Böyle bir durumda zaten her şeyi kendiliğinden doğru yapacaktır.


Ardından Peak’den ilginç bir yorum:

Alıntı:


Çok doğru diyorsun AD. Fakat bence erkekler de iletişim becerilerini güçlendirmeli! Evet beyler, yazılı ve sözlü anlatım becerilerinizi geliştirin. Okulunuzda makale/essay yazılarınızda başarılı olmak anlamına da geliyor bu.

Bu çok etkili bir beceri, çünkü onların güçlü olduğu bir alanda onlardan daha iyi olduğunuz anlaşıldığı an gerçekten saygı uyandırırsınız. Onlardan daha iyi olduğunuzu anladıkları an size teslim olurlar. İlk başlarda sizi bir test ederler, ondan sonra sizi sadece ARZULARLAR. Neden mi? Çünkü zayıf ve savunmasız hissedecekler, fakat siz yanındayken tam tersine kollanmış hissedecekler.


Başka bir başlıkta Anti Dump diyor ki:

Alıntı:


Yaptığı TEK hata kızın numarasını almak.

Beyler, size defalarca anlatmaya çalıştım, buluşma veya ilişki teklifini İLK YAPAN kadınsa, bu teklifinde o kadar da ciddi değildir. Kadınların sizi buluşmaya davet etmesi için milyonlarca sebep olabilir.

Bu sebeplerin çok azında duygusal bir sebep vardır. Bu arkadaş kendisini suçlamış, yazık etmiş. KIZIN İLGİ SEVİYESİ EN BAŞTAN YETERSİZMİŞ ZATEN. Numarasını “kolay yoldan” almış olmasından işkillenip, kızı pek ciddiye almaması gerekirdi.

EGONUZA hakim olmanız lazım. Kızın size numarasını vermesi için muhteşem, kusursuz olmanız gerektiğinizi düşünüyorsunuz. Bu kadınları pek de tanımadığınızı kanıtlıyor. İlk hamleyi yapmaktan, ERKEK KUSURSUZ BİRİ OLUNCA (çoğu) KADIN ÇEKİNİR.

Duygularını COŞTURMAYAN erkeklere karşı ilk hamleyi yaparlar. Eper bir kadın sizin kendisi için fazla iyi olduğunu düşünürse, size buluşma davetinde BULUNMAZ.


Şunu da eklemek istiyorum: Bir kadının sizinle sevişmesi, hatta EVLENMESİ bile tek başına sizi sevdiği anlamına gelmez.

Bütün gerçeklik, ahmaklık yaptığınızı gösterdiği halde neden hala İyi Çocuk olarak kaldınız? Egonuz yüzünden. Aynı hataları yapmaya neden devam ediyorsunuz? Egonuz yüzünden.
Alçakgönüllü bir erkeğe, hiçbir kadın etki edemez.

Çünkü Kadınlar bizi kandırmaz. Kadınlar, erkeklerin kendini kandırmasına yardım eder.

Kadınlar ve Bilgi

Niye hakkınızdaki bilgileri “teslim etmek” gibi bir ihtiyaç duyuyorsunuz? Bu tarz adamlar kızla ilk buluşmalarında, kendini pazarlıyormuş gibi konuşmaya başlıyorlar. Anlayamadıkları şey ise, zaten kendileri hakkındaki gerekli bilgileri SÜREKLİ OLARAK yürüyüşleri, konuşmaları, giyinişleri ve davranışları ile çevrelerine aktarıyorlar. Kadınlar BUNLARI fark ederler. Kadınlar bunları fark etmeyi İSTERLER, bir erkek ile buluştuklarında da bunu yaparlar. Kelimelerle kendinizi pazarlamaya gerek yok, davranışlarınızı analiz etmeye o çoktan başlamıştır zaten.

Alıntı:


Bir kadına SADECE anlatmak istediklerini anlat.  Evlenecekseniz bile, geçmişiniz hakkında EN ASGARİ düzeyde bilgisi olsun.

Şahsi düşüncem,  kız arkadaşınızla tanışmadan ÖNCEKİ hayatınızın onu alakadar etmediği yönünde.

Bir önceki ilişkinizin neden yürümediğini sorarsa, BİLMEDİĞİNİZİ söyleyin. Kadınlar, erkeklerin ilişkilerin dinamiği hakkında pek bir şey bilmediğini düşünür,  o yüzden bu cevabı vermek bir problem teşkil etmeyecektir.

Kaç tane kız arkadaşınız oldu diye sorarsa, SAYMADIM HİÇ diye cevap verin.

İşin püf noktası ERKEK gibi cevap vermek, inek gibi değil. Keskin zekâya sahip biri olduğunuzu henüz bilmiyor, SALAĞA YATIP öyle cevap verin. Dert etmeyin, inanacaktır.

Kız: Niye boşandın peki?

Anti-Dump: Bilmem, öyle oluverdi.

Kız: Yani sonuçta illa bir sebebi vardır.

AD: Tiffany ben psikolog değilim, bilmiyorum.

Detay vermemek bu işin en önemli noktası.

Kadınlar, erkekleri  “düşünür” olarak görmezler.

O yüzden muğlâk cevaplarınız kabul edilir. Eğer aradığı şey bir Üniversite Prof.’u, ya da bir Einstein ise kendisine ivedilikle yol verin!

Bir ilişkide DNA üzerine konuşmayı hanginiz ister?

Olması gereken şey basit, muğlâk cevaplar. İyi çocuklar ise (Benim eski halim gibi) “itiraf etmesi” gerektiği şeyler olduğunu düşünür.

BİR KADINA ASLA ESKİ SEVGİLİLERİNİZ HAKKINDA OLUMSUZ BİR ŞEY ANLATMAYIN.

Kız: Kadınların seni rahatsız eden davranışları neler?

AD:  Buluşmayı iptal etmeleri.

Kız: Yok ciddi soruyorum, gerçekten rahatsızlık duyduğun bir huyu yok mu?

AD: (Kıza sarılıp öpüp) Çok fazla soru sormaları (Gülümseyerek).

Bana neden boşandığımı sorduklarında genelde: “Çok genç ve budala biriydim o zamanlar” diye cevap veriyordum.

Sonra da konuyu değiştiriyordum.

Bu az bilgi verme işi bir sanattır, pratik yaparak oturtursunuz. Fakat KESİNLİKLE, SAKIN yalan söylemeyin.

Tabi unutmadan: Hatırlamıyorum cevabını da kullanıyorum.

Çoğu kullanıcı bu yazdıklarımı beğenmeyecek.

Sakın unutmayın gizlemek, yalan söylemek değildir. Gerçek her zaman ortadadır, Eski evliliğiniz hakkındaki gerçekleri illa da öğrenmek istiyorsa arayıp eski karınıza sorabilir.


Başka neden kolayca bilgi VERİLMEMELİDİR?

Alıntı:


Hakikat şu ki, kadınlar ilk ay hakkınızda elde ettikleri bilgilerden acımasız hükümler çıkarırlar ve asla “objektif” olamazlar.

Dediğiniz her şeyi yanlış yorumlayacak, , anlattığınız kişisel şeylerden kötü sonuçlara varacaktır.

Mesela gidin bir kızla ilk buluşmanızda Şeytan Kilisesi hakkında bir kitabı aradığınızı, bunun tek sebebinin de merak olduğunu söyleyin. Asla tek sebebinizin sadece merak olduğunu düşünmeyecektir.

Bundan sonra kendisine söylediğiniz her şeyi zihninde EĞİP BÜKÜLECEKTİR. Bir kadınla ne kadar uzun süre geçirdiyseniz, bilgi vermek o kadar kabul edilebilirdir.

Tabi bu demek değil ki karşısında put gibi oturacaksınız.
Konuşacaksınız ama ONUN hakkında.

İlk birkaç buluşmada çok da kişisel konulara girmemekte fayda var, önce vaktinde gelip gelmediğine bakın. Buluşmaya hevesli gelip gelmediğine bakın. EN ÖNCE buluşma planlarınızı sevip sevmediğine bakın.

Belki başka bir adamdan daha çok hoşlanır, o zaman salın gitsin. Çenesini sıkı tutuyor, sizinle birlikte devam ediyorsa yarışmanın kazananı belli olmuştur.

Bilgi, en başta, kadınları İTER. Çekim sağlayan şeyler yüzme, bowling vs. gibi aktivitelerin olduğu hareket içeren buluşmalardır.


Sonraki Bölüm: Hayatınızı Değiştirecek Üç Kelime (Çok yakında yayınlanacak)

Çeviren: Seljuk

Anti Dump’ın Makinesi – Dördüncü Bölüm: Aksiyona Öncelik Verin

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Üçüncü Bölüm: İlişki Hazır Alınır, Yaratılmaz.

Alıntı:


Dört günlük arama SINIRIN olacak.

Arayacağın günler Pazartesi, Salı veya Çarşamba olacak. ASLA Perşembe-Pazar arası arama. Hafta sonuna plan yapmış olabilir; seyahat, şehir dışından ziyarete gelen hala vs.

Gayet basit. Eğer numarasını aranabilecek günlerden birinde aldıysan BİR SONRAKİ hafta arayacaksın. Perşembe-Cumartesi arası aldıysan yine BİR SONRAKİ hafta arayacaksın. Pazar günü aldıysan Çarşamba ara. Çarşamba sadece üç gün ediyor ama zaten o gün numara alma ihtimalin de çok yüksek değil. Bunu denklem çözer gibi değil, sanat icra eder gibi uygula.

Arayacağın günleri önceden belirlemek iyidir çünkü size YAVAŞLAMAYI öğretir. Buluşmaya ne kadar yavaş ve temkinli yaklaşırsanız işler kolaylaşır, tuzağa düşme ihtimaliniz AZALIR. Unutmayın, cahil cesareti aptalların erdemidir.

Kız sizden gerçekten hoşlandıysa bekler, geç aradınız diye sinirlenirse bu iyiye işaret. Kimin kaşar olup olmadığını anlamış olursunuz.

Telefon görüşmesini kısa tutma konusunda şunu da belirteyim: Aramanızın amacı BULUŞMA AYARLAMAK, SOHBET ETMEK DEĞİL. “Benim Anjo, Joe’nun mekânında tanışmıştık. Cumartesi akşamı yemeğe çıkarayım seni. Saat 8’de alıyorum seni, evin neredeydi?” gibi kısa ve öz olsun.

Nereden alacağınızı öğrendikten sonra da “Tamamdır. Cumartesi görüşürüz, iyi geceler.” diyin ve GÖRÜŞMEYİ BİTİRİN.

Bu yaptığınız KABALIK DEĞİL. Kıza buluşma tarihi vermişsiniz, sizden gün alabildiği için ŞANSLI olan kişi o. Neden mi? Çünkü diğer iki kızı değil de onu seçtiniz!


Adamın biri, Anti-Dump’a eski sevgilisiyle internet üzerinden konuştuğunu söyleyip, “Kavgalı ayrılmadık, belki tekrar bir ilişki deneyebiliriz.” deyince Anti-Dump’ın cevabı:

Alıntı:


 “Benden ayrıldı” diyen sensin. TERK EDİLMİŞSİN.

Ne yaparsan yap, “Ezik” etiketini çoktan yemişsin.

Şu dünyada onun bu düşüncesini değiştirecek tek bir şey yok.

Sana henüz bir etiket VURMAMIŞ, YENİ bir kız lazım. Ölmek var dönmek yok Don Juan! Sana taze kan lazım. Bir sonraki kız senin HAYRANIN olacak.


Fakat adam: “Ama Anti-Dump! Kız arada görüşelim, kopmayalım birbirimizden diyor.”  Diye cevap verince Anti-Dump esip gürlüyor:

Alıntı:


“Kız arada görüşelim” dedi diyorsun.

Yazışarak konuşma adı üzerinde, sadece KONUŞMA. Bir ilişki değil. Seninle sadece KONUŞMAK istiyor. İstediği zaman telefonu eline alıp seni arayabilir ama aramayacak. Neden mi? Çünkü ihtiyacı olan bütün ilgiyi ona veriyorsun zaten, seni neden arasın ki? Her gün senden alacağını alıyor zaten, İSTEDİĞİNİ ELDE EDİYOR ZATEN. Seni terk etmesi de ONUN isteğiyle olmuştu. Sana arada görüşelim diye de SÖYLÜYOR (emir veriyor).

(Hatalı bir şekilde)İstediği her şeyi yapacağını düşünüyor. Seni asla aramayacağını sen de göreceksin, çünkü etiketi çoktan vurdu ve ona göre hareket ediyor. O etikete göre de istediği her şeyi yapan birisin.

Bir ilişki 50-50 olmalıdır. Fakat birçok kadın bu eşitliği istediği her şeyi yapabilme şeklinde yorumluyor. YANLIŞ!

Eğer hatalıysam kanıtla. Kızı ara, bir yerlere davet et. Sana garanti ediyorum ki normalin İKİ KATI BENMERKEZCİ bir tavra bürünecek. Neden mi? Çünkü kuzu kuzu istediğini yapıyorsun, Don Juan’lık yapacağın vaktin büyük bir kısmını ona ayırıyorsun. Kendisiyle sadece arkadaş olmak istiyorsan sorun yok, ama bir gecede uyumlu biri olmasını bekleme. Asla öyle bir şey olmayacak.

Seninle ilgilenmiyor, ilgileniyor olsaydı telefonun susmazdı. Senin kendini yenilemiş halini görüyor, onla konuşuyor, ama telefonun hala çalıyor mu ki?

Değiştiğinin farkında değil, bunu sen de anlatamazsın. Öğrendiğin yeni şeyleri de ona gösteremezsin, bunun için artık çok geç.

Seni hep eski halinle bilecek, hatırlayacak.


Adamdan gelen “E peki bir insan hiç mi eski sevgilisiyle tekrar birlikte olamaz?” sorusuna:

Alıntı:


Galiba bu sorunun cevabını zor yoldan öğreneceksin. Seni yemliyor. Tek taraflı, bütün gücün ONDA olduğu TEK TARAFLI BİR İLİŞKİYE SENİ ÇEKMEK İÇİN bekliyor. Etiket demiştim ya, İşte o ezik etiketini üstüne çoktan vurdu. Ona geri döndüğünde seni eskisinden daha acı bir şekilde TERK EDECEK.

Neden seni “BAŞ BAŞA film izlemeye” çağırmadı? Sana yapılan teklif “sinemaya gidiyorum sen de gelsene?” şeklindeydi (Yedek kontejyan). Aynı şekilde, neden seni “BERABER alışveriş yapmaya” çağırmadı?  Çünkü arkadaşlarının hiçbiri o gün onla beraber alışverişe gitmeyecekti (Tekrar yedek kontejyan)

Seni daha önce terk etmiş birinin ilk tercihi OLAMAZSIN kardeşim. Tek yapacağı boynuna tasmayı geçirmek olur. 

Tasmanın kalınlığı.


Krynnster ekliyor,

Alıntı:


İlk duyunca inanması zor olsa da tecrübelerime göre bu kesinlikle gerçek. Eskiler eskide kalıyor, onlara dönerseniz (Ya da size dönmelerine izin verirseniz) bir süreliğine işler iyi gidebilir ve eğlenebilirsiniz fakat uzun sürmez. Eski sevgililerle çok iyi arkadaş (Fuckbuddy değil) olmanın baya kolay olduğunu fark ettim, fakat başarılı bir ilişki yürütmek neredeyse imkânsız. Neden mi? Çünkü daha önce zaten denediniz ve yürümedi. Tekrar denerseniz tekrar yürümeyecek çünkü ikiniz de sonuçta pek değişmediniz ve yanlış giden her şey yanlış gitmeye devam edecek. Yapabileceğiniz en iyi şey yaşananlardan bir ders çıkarmak, onun da bir ders çıkarmasını ümit edip hayatınıza devam etmek.

Bu arada bir şey daha var. Bundan sonra başına ne geleceği pek umurunuzda değilse, kendisi ile pek görüşmeyin, aksi takdirde kontrolünüzü kaybedecek, umursamaya başlayacak ve incineceksiniz.


Poet, Don Juan yöntemini detaylandıran uzun bir yazı atıp en sonunda da “bunu daha kısa bir şekilde özetleyecek var mı?” diye sorunca Anti-Dump’ın cevabı:


Tabi, ben yapabilirim.

Bir kadınla konuşurken sadece “NUMARA ALMAYA” odaklanın.

Buluşmaya çağırırken de sadece “EVET CEVABINA” odaklanın.

Tek ihtiyacın bu iki kelime, Numara ve evet. Senin gibi zeki biri için fazla basit olmuş olabilir gerçi bu kadar kısa bir özet!

He bir de lütfen kontrolü kaybedip küfretmeyin. O konuda ciddi değildim, şakaydı sadece.

Kelimelere takılmayın, harekete geçin.


Poet, ilk olarak ilgi seviyesine dair bir işaret görmesi gerektiğini söyleyince Anti-Dump’ın verdiği cevaba bir bakın:

Alıntı:


İlgiye dair bir işaret aramanın vakit kaybı olduğunu sana zaten kaç kere söyledim daha önce.

Kadınlar gerçek hislerini GİZLER. %100 emin olana kadar herkesten saklar. Güvenmeleri de bir ilişkide aylarca süren bir süreç sonucu gerçekleşir. Bu gerçeğe rağmen kadınların ilişki öncesi gerçek hislerini göstermelerini mi istiyorsun? Çok beklersin.

Çirkin olanlar çaresiz oldukları için bunu yapabilir. 9/10, 10/10’luk olanlar genelde böyle bir şey YAPMAZ.

Yeni buluşma aşamasında bir kadının kafasının içine giremezsiniz. Orası KİLİTLİ BİR KASADIR. Onları zayıf noktasından vurmanız lazım, o zayıf noktada da HAREKETE GEÇMEKTİR.

Erkekler eylemler âleminde hüküm sürer. Kadınlar da İLETİŞİMİN efendisidir, fakat harekete geçme yönleri zayıftır.

İşin püf noktası onlardan bir şey YAPMALARINI istemektir, zayıf noktaları burasıdır. Kadınlar bir şeyler yapmak yerine bir şeyler üzerinde konuşmayı, tartışmayı tercih eder uzmanlık noktaları budur. UZMANI OLMADIĞIN ALANDA KAZANMA ŞANSIN YOKTUR.

Senin uzmanlığın ise HAREKETE GEÇMEKTE. Buluşmaya çağırmak en garanti sınama yöntemidir, eğer size ilgisi varsa, zayıf olduğu “deplasmana” sizinle birlikte çıkar. EYLEMLER âleminde sizin rehberliğinizde hareket eder.

Size karşı ilgisi orta karar veya düşük seviyede olanlar ise bu konuda TEREDDÜTE DÜŞER, üstünde uzun süre düşünür.

“İşaretler” de bir iletişim türüdür ve bu kadınların üstün olduğu bir alandır.

Buluşmaya çağırmak en nihayetinde “Hadi bir şeyler YAPALIM.” teklifidir. Kendi yönettiği iletişim âleminden sizin için çıkıp çıkmadığını görmüş olursunuz.

9/10 ve 10/10’luk kızların bunu yapacağını düşünüyorsun ama büyük bir kısmı yapmaz, bu GERİYE ALINABİLİR bir işlem değildir. Çirkin kızlar böyle yaptığı için, güzel olanlar YAPMAZ.

Güzel olanlar gerçek hislerini GİZLER.

EĞER GERÇEKTEN İSTEDİĞİNİZ BİRİYSE, Neredeyse hiç ilgi emaresi göremediklerinizi de bir yerlere davet etmekten çekinmeyin!

Risk almak bu işin doğasında var, risk yoksa kazanç yok.


Sonraki Bölüm: Kadınlar ve Enformasyon (Çok yakında yayınlanacak)

Çeviren: Seljuk